28.07.2013 Views

taşı taş gibi, ahşabı ahşap gibi göstermek - Journal of the Faculty of ...

taşı taş gibi, ahşabı ahşap gibi göstermek - Journal of the Faculty of ...

taşı taş gibi, ahşabı ahşap gibi göstermek - Journal of the Faculty of ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

326 METU JFA 2012/1<br />

ESRA ŞAHİN BURAT<br />

örtüşmese de, ilk olarak Lodoli’nin ortaya koyduğu anlaşılmaktadır<br />

(Rykwert, 1976, 21, 25). Soru-cevap yöntemiyle ders anlatmasından<br />

dolayı “Mimarlığın Sokratı” olarak ün yapan ve konuşmaları geniş<br />

kitleler tarafından takip edilen Lodoli’nin malzeme üzerine öğretileri,<br />

öğrencileri Franceso Algarotti ve Andrea Memmo’nun eserleri sayesinde<br />

günümüze ulaşmıştır. Bunlara göre Lodoli her yeni malzemenin yeni bir<br />

form gerektirdiğini ve görünümün, doğasına uygun olarak kullanılan<br />

malzemenin bir sonucu olduğunu savunmuştur. Bu konuda Vitruvius’u,<br />

antik mimarlığı ve de çağdaşı olan modern yapıları (örneğin Palladio’nun<br />

eserlerini), yapıların biçim ve orantılarının insan bedeni, ağaç <strong>gibi</strong><br />

nesnelerden veya eski <strong>ahşap</strong> mimarisinden alınmış olması sebebiyle<br />

sertçe eleştirmiştir. Oysa Lodoli’ye göre biçim, inşaat ve süs sadece<br />

malzemenin kendi içsel doğasından (indole della materia) gelen özelliklerle<br />

belirlenmelidir (Algarotti, 1764-65, 66). Lodoli bunu doğruluk (dürüstlük)<br />

kavramıyla ifade etmiş, bir malzemenin “kendisini” temsil etmek yerine<br />

başka bir malzemeyi taklit etmesini ise “maske takmak, hatta bir yalanın<br />

parçası olmak” olarak tanımlamıştır (Algarotti, 1764-65, 66). Vitruvius’un<br />

antik tapınaklarla ilgili bu konuda ilettiklerini eleştirirken sormuştur:<br />

“Neden <strong>taş</strong> <strong><strong>taş</strong>ı</strong>, <strong>ahşap</strong> <strong>ahşabı</strong> ve her malzeme sadece kendini temsil<br />

etmez ki?” (Algarotti, 1764-65, 66). Lodoli’ye göre mimari doğruluğun<br />

ihlali cezasız kalmayacak, yapıdaki çatlaklar, kırıklar ve bozulma<br />

kaçınılmaz bir sonuç olacaktır. Wright’in sözlerini öngören bir şekilde,<br />

malzemenin doğasına (natura della materia) bağlı kalmayan bir mimarlık<br />

olamayacağını söylemiş, bu yaklaşımıyla tüm antik ve modern mimarlığı<br />

“tek vuruşla alt üst etmiştir” (Algarotti, 1764-65-6). Öğrencisi Memmo,<br />

Vitruvius’un aktardığı biçim transferi hikâyesini eleştirirken hayıflanmıştır:<br />

“Zavallı <strong>taş</strong>, rikotta peyniri muamelesi görmüş, kendine has bir duruşu<br />

olmadan!” (Memmo, 1833-34, c.2, 123). Taşın doğasının antik Yunan’da<br />

hiç anlaşılmamış olduğundan ve doğasına aykırı kalıplara sokulmasından<br />

yakınan Wright’in eleştirisine paralel bir şekilde, <strong><strong>taş</strong>ı</strong>n antik dönemdeki<br />

durumu içine konduğu kabın şeklini alan bir peynir olan rikottaya<br />

benzetilmiştir.<br />

Yine Wright’in malzemelerin doğasını belirlemek üzere yeni bir “malzeme<br />

bilimi” ortaya koymasını öngörürcesine Lodoli, <strong>taş</strong> ve <strong>ahşabı</strong>n en uygun<br />

kullanımlarını belirlemek üzere iki yeni bilim dalı geliştirmeyi önermiştir:<br />

<strong>ahşabı</strong>n mukavemetini inceleyen “xylology” (<strong>ahşap</strong> bilimi) ve farklı<br />

<strong>taş</strong>ları inceleyen “lithology” (<strong>taş</strong> bilimi) (Memmo, 1833-34, c.2, 163). Hatta<br />

malzemelerin farklı kuvvetlere karşı dirençlerini deneylerle ölçmek üzere<br />

bir makine kullanmış ve test sonuçlarını tablolara aktarmıştır. Lodoli<br />

günümüze ulaşmayan bu tablolarda direnç testlerinin sonuçlarına göre<br />

<strong>taş</strong> ve <strong>ahşap</strong> için uygulanması gereken orantıları belirlemiştir. Ayrıca belli<br />

ağırlık ve orantıya sahip çeşitli mermer ve tuğla türleri için de dayanım<br />

tabloları hazırlamıştır. Önemli bir nokta, Lodoli’nin bu tabloları Venedikli<br />

marangoz, <strong>taş</strong> ustası ve mimarlar tarafından pratikte kullanılmak üzere<br />

hazırlamış olmasıdır. On yedinci yüzyılda malzeme mukavemetleri Galileo<br />

ve Hooke <strong>gibi</strong> bilim adamları tarafından büyük ölçüde matematiksel<br />

olarak çalışılmışken, on sekizinci yüzyılda bu teoriler pratik uygulamalarla<br />

test edilmeye ve mühendislik dallarının bilgi alanlarına dahil edilmeye<br />

başlanmıştır (Timoshenko, 1983, 41-2). Literatürde bu konuda Fransa’da<br />

yapılan çalışmalar öncü olarak kabul edilmişse de, öğrencisi Memmo’ya<br />

göre Lodoli mukavemet ölçümleri yapmak ve bunların sonuçlarını<br />

tablolar halinde yapı ustalarının kullanımına sunmak konusunda bir ilkti<br />

(Lea<strong>the</strong>rbarrow, 1993, 188-90).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!