Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
BİZDEN HABERLER<br />
7 • ŞUBAT 2014 / 2 Haber<br />
hücreden yayılan antijen yakalandığında elektriksel ya da<br />
optik bir sinyal üretilir. En çok biyouyumluluğu nedeniyle<br />
Au nanoparçacıkları kullanılmaktadır. Bu proje ile cam<br />
yüzeylere depolayarak homojen film haline getirdiğimiz<br />
Au ve Ag nanoparçacıkları üzerinde CA 125 antikorantijen<br />
konjugasyonunu gerçekleştirmeyi, bu sayede SPR<br />
bandını yüksek dalga boylarına kaydırmayı ve böylece<br />
nanogramlar seviyesindeki CA 125 antijeninin sebep<br />
olacağı renk değişimini göz ile fark edilebilir hale getirmeyi<br />
hedefliyoruz. Bunun anlamı günün birinde kanser teşhis<br />
ve takibinin tıpkı gebelik testi kitlerinde olduğu gibi<br />
yapılabilmesidir. Ön çalışmalarımızda<br />
olumlu sonuçlar elde ettiğimiz<br />
projemizi Mayıs 2015 tarihinde<br />
tamamlamayı hedefliyoruz.<br />
Au ve Ag nanoparçacıklarını ayrıca<br />
fotokatalizörlerin etkinliğini artırmak<br />
için kullanmaktayız. Peki nedir<br />
bu fotokatalizörler? Bilinen iyi bir<br />
fotokatalizör titanya (TiO2)dır.<br />
Titanya bant aralık enerjisine eşit<br />
enerjili ışığa maruz kalırsa üzerinde<br />
yük ayrışımı meydana gelir. Ayrışan<br />
bu yükler titanya üzerine yapışan<br />
organik kirlilikleri parçalayarak karbon<br />
dioksit ve suya dönüştürür. Böylece<br />
kirlilikleri uçar gider… Reklamlarda<br />
gördüğümüz kendi kendini temizleyen<br />
nano boyalar, halılar bu özelliğin bir<br />
uygulamasıdır. Işık alan yüzeylerinde<br />
titanya içeren malzemeler kendi<br />
kendini temizleyebilir. Ancak bu<br />
özellik biraz sınırlıdır; çünkü UV<br />
ışık altında gerçekleşmektedir ve<br />
gün ışığının sadece % 5’i UV ışıktır.<br />
Eğer titanyanın bant aralık enerjisi<br />
gün ışığına tekabül ederse bu özellikten daha verimli<br />
bir şekilde yararlanabiliriz. Araştırmalarımızda titanyayı<br />
gün ışığında daha aktif hale getirmeye çalışıyoruz.<br />
Çalışmalarımızda, titanya nanoparçacıklarını belli<br />
oranlarda Ag nanoparçacıkları ile biraraya getirdiğimizde,<br />
titanyanın bant aralık enerjisinin yaklaşık 100 nm görünür<br />
bölgeye kaydırabildiğimizi gösterdik. Böylece bu işlevi<br />
daha verimli hale getirmiş olduk ve bu çalışmamız<br />
uluslararası dergi makalesi olarak kabul gördü. Konu<br />
üzerine çalışmalarımız devam etmektedir.<br />
Malum; havacılık ve uzay temalı bir üniversiteyiz ve<br />
hepimiz havacılık ve uzay sevgisiyle, ilgisiyle doluyuz.<br />
Biraz da nanoteknolojinin bu alan üzerine etkilerinden<br />
bahsedelim. Her alanda olduğu gibi bu alanda da<br />
nanoteknolojinin etkileri artmaktadır. Bu teknoloji<br />
havacılık ve uzay endüstrisine fonksiyonel malzemeler<br />
sunmaktadır. Havacılık endüstrisinin en önemli malzemesi<br />
metallerin, nanopartikül formları mukavemet, çekme<br />
direnci ve korozyon dirençleri çok iyi olduğundan uçak<br />
gövde yapımında kullanılmaktadır. Nanofiberler, karbon<br />
nanotüpler, grafenler yine gövde yapımında kullanılan<br />
polimerler için dolgu malzemesi olarak kullanılmaktadır.<br />
Nanokompozitler ise mükemmel mukavemet/ağırlık<br />
oranlarıyla titreşime karşı güçlü dirençleri sayesinde<br />
uçak endüstrisinin ideal malzemelerindendir. Yine bor<br />
oksit, silikon ve kobalt fosfor nanokristalleri üstün<br />
korozyon dirençleri sebebiyle kaplama<br />
teknolojisinin vazgeçilmezi olmuştur.<br />
Uzay alanındaki çalışmalara da güncel<br />
bir örnek verelim: yakın zamana kadar<br />
hayali gibi görülen fakat şu an NASA’nın<br />
gündeminde olan ilginç bir araştırma:<br />
Uzay Asansörü…. Bir ucu yeryüzünde,<br />
diğer ucu dünyanın jeosantrik<br />
(geosynchronous) noktasından ileride<br />
olacak, 100.000 km uzunluğunda bir<br />
kablo ve ek sistemleriyle oluşturulması<br />
düşünülen taşıyıcı bir sistem, Uzay<br />
Asansörü. Ve yine karbon nanotüpler<br />
başrolde... Böyle bir sistemin yapımı,<br />
sonsuz uzunlukta bir kablonun yapımı<br />
imkansız olduğundan bir hayaldi.<br />
Gelecekte karbon nanotüplerle imal<br />
edilebilecek bu asansör ile uzay<br />
araştırmaları çok daha kolay, daha az<br />
maliyetle yapılabilecektir.<br />
Ülkemizde de bu konuda önemli<br />
gelişmeler olmaktadır. Örneğin yakın bir<br />
tarihte ASELSAN işbirliği ile hazırlanan<br />
bir ulusal projede uzay ortamına çok<br />
dayanıklı bir malzeme geliştirildi. Uzay<br />
ortamında malzemeler, özellikle elektronik devreler aşırı<br />
radyasyon sebebiyle çok çabuk bozulmaktadır. Onları<br />
korumak için kullanılan kalın alüminyum tabakalar uydu<br />
maliyetlerini çok artırmaktadır. Bu malzeme kaplamalarıyla<br />
daha hafif uydular, çok daha az maliyetle üretilebilecektir.<br />
Bu teknolojinin ilk defa ülkemiz tarafından kullanılacak<br />
olması oldukça gurur verici bir gelişmedir. Umuyorum ki;<br />
ülkemiz adına böyle güzel örneklerin sayısı artar ve biz<br />
de günün birinde kendi teknolojisini üreten ve pazarlayan<br />
ülkeler safında yerimizi alırız. Şimdilik çalışmalar olumlu<br />
ve gelecek vadetmektedir. Gerek bilimsel yayınlarımızla<br />
gerekse ulusal projelerimiz ve yerli yapım ürünlerimizle ne<br />
mutlu ki artık “Biz de varız” diyebiliyoruz. Bu konuda Siz<br />
gençlerimize büyük görevler düşmektedir. Devralacağınız<br />
bayrağı en iyi şekilde taşıyacağınıza inanıyor, başarılar<br />
diliyorum...