100714_Sayi34

SİNEMA
‘GECE PLANI’, BİR ANLAMDA, KENDİ İÇİNE
PATLAYAN BİR FİLM. ORTA-BATI EYALETLERİNDEKİ
HAYATIN SIKICILIĞINI GÖRÜP HALİNE ŞÜKRETMEK
İSTEYENLERE TAVSİYE EDİLEBİLİR. BİR DE
TABİİ, DAKOTA FANNİNG’İN GELİŞİMİNİ MERAK
EDENLERE.
kim, bu işler kim!” dedirtmekse,
Eisenberg’in donuk oyunculuğu
çok da yanlış bir seçim sayılmaz
aslında. Zaten işler sarpa sarınca
bir devrimciye asla yakışmayacak
tutum ve davranışlar sergilemeye
başlayacağı, daha en başından belli.
“Tiyatronun bir parçasıyız”
Nuri Bilge Ceylan filmlerini
aratmayacak sakinlikte ilerliyor
‘Gece Planı’. Daha ritmik
bir anlatımla 15 dakikada
toparlanabilecek bir öyküyü tam
112 dakikaya yayıyor. Cannes’da
ödül alan filmlerin yaptığı gibi,
psikolojik çözümlemeler yapmayı
amaçlıyor belli ki. Ama psikolojisini
en çok merak ettiğimiz Dena’yı o
kadar az görüyor, yaşadığı vicdan
azabına o kadar seyrek tanık
oluyoruz ki...
Keşke yüz ifadesi asla değişmeyen
Josh’in çiftliğinden tüyüp Dena’nın
çalıştığı kaplıcaya gitseydik.
Böyle bir strateji, hayatımıza 14
yaşında ‘Dünyalar Savaşı’yla giren
Dakota Fanning’in performansıyla
filmi kim bilir nerelere sıçratırdı.
Üçlünün arasında yer yer hissedilen
cinsel gerilim daha detaylı anlatılsa,
ilginç bir yapımla karşı karşıya
kalabilirdik.
Bağımsız Amerikan Sineması
filmlerine hepimizin saygısı,
sevgisi sonsuz tabii ki. Ama ‘Gece
Planı’nın, anlattığı karakterlerin
davası karşısındaki kayıtsızlığı da
olayı iyice soğuk hale getiriyor. Ne
yani, bu insanlar aptalca bir amacın
mı peşindeydiler Hidroelektrik
santrallerini havaya uçurmak
gerçekten kötü bir fikir mi Yoksa
Josh’un çalıştığı çiftliğin sahibinin
deyimiyle, “Tiyatronun bir parçası”
mı olmuş oluyorsunuz
Özetle, neyi niye yaptığına pek
karar verememiş bir film izlenimi
doğurdu ‘Gece Planı’. Bir anlamda,
kendi içine patlayan bir film.
Orta-batı eyaletlerindeki hayatın
sıkıcılığını görüp haline şükretmek
isteyenlere tavsiye edilebilir. Bir de
tabii, Dakota Fanning’in gelişimini
merak edenlere. ❏
32 www.mybilet.com