Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Tuğrul Akşar: Ben başka bir konuya tekrar<br />
parmak basmak istiyorum. Türkiye’de kulüplerde<br />
sportif performansla mali performans arasında<br />
da bir ilişki yok. 2010 yılında yaptığım bir çalışmada<br />
şunu gördüm. 2000’de Türkiye’nin toplam<br />
yaratmış olduğu futbol pastası 150 milyon<br />
Euro. Aynı yıl UEFA’da sıralamada Galatasaray’ın<br />
kazandığı kupa ile 7’ye kadar çıkmışız. FIFA’da<br />
ise 23’üncülüğe kadar çıkmışız. Yani 2000 yılında<br />
150 milyon Euro gelirimiz var. UEFA’da 7’nci,<br />
FIFA’da ise 23’üncüyüz.<br />
Bugüne gelelim. 600-700 milyon Euro’luk<br />
bir futbol pastası, toplam gelirimiz var. 2000 yılından<br />
beri yüzde 367’lik gelir artışı var. Ama<br />
FIFA’da 56’ncı, UEFA’da ise 12’nci sıradayız. Hatta<br />
13’e düşmek üzereyiz.<br />
Burada şunu söylemek istiyorum. Son 15 yılda<br />
parasal gelir geometrik olarak 150 milyon<br />
Euro’dan 600-700 milyon Euro’ya gelirken, sportif<br />
performansa bakıldığında mali anlamda refaha<br />
ulaşamamışız. Normalinde bu kadar parasal<br />
artışının olduğu bir ligde, sportif performansın<br />
da artması gerekir.<br />
Murat Kural: Diğer ülkelerde nasıl?<br />
Tuğrul Akşar: Avrupa kulüplerinde, İngiliz<br />
kulüplerinde şöyle bir şey var. Önce sportif performansınızı<br />
ortaya koyuyorsunuz. Sportif performans<br />
bir parasal gelir yaratıyor. Parasal geliri<br />
tekrar altyapıya, hocaya, teknik adama ve futbolcuya<br />
yatırıyorsunuz. Buradan kaliteyi yükseltiyor<br />
ve tekrar sportif performans elde ediyorsunuz.<br />
Böylece gelirlerinizi daha da maksimize<br />
ediyorsunuz, parasal performans artıyor ve<br />
bu döngünün ortasında da kulüp var. Bu döngü<br />
büyüdükçe kulübün marka değeri artıyor.<br />
Bunu iyi döndüren kulüpler, merkez lig kulüpleri.<br />
Mesela artık merkez lig kulüpleri sportif performans<br />
olmasa bile Avrupa’nın en yüksek gelirini<br />
elde ediyorlar.<br />
Örneğin Real Madrid 10 yıldır Para Lig’in değişmez<br />
lideri. 549,5 milyon Euro yıllık geliri var.<br />
Oysa bu takım 2000 yılından 2014 yılına kadar<br />
sadece Avrupa’da bir kez kupa kazandı. Ama<br />
10 yıldır en yüksek gelir elde eden kulüp. Bunların<br />
bir özelliği var. Finansal futbolun getirdiği<br />
mali üstünlüğü kullanarak sportif performans<br />
olmasa bile parasal gelirlerini maksimize edebiliyorlar.<br />
Kendilerine rekabet üstünlüğü sağlıyorlar.<br />
Çünkü artık marka olmuşlar ve bu markayı<br />
dünyanın her yerine pazarlıyorlar. Peter Kenyon,<br />
Manchester United’dan Chelsea’nin başına<br />
geldiği zaman verdiği ilk demeç şuydu: “Ben<br />
Chelsea’yi pazarlamaya geldim.” Bugün takımın<br />
geldiği noktayı görüyoruz.<br />
Yurtdışında doğru model ise Alman futbol<br />
yapılanmasıdır. 2000 yılında Almanya’nın futbol<br />
maçlarının naklen yayınlayan yayıncı kuruluş<br />
iflas etmişti. Kulüplerin parasını ödeyemedi<br />
ve paraları federasyon ödedi. 2000’den <strong>2015</strong>’e<br />
kadar geçen sürede Almanlar altyapıya 1 milyar<br />
Euro’ya yakın para harcadılar. En son 2014’te<br />
dünya şampiyonu oldular. Bayern Münih olmak<br />
üzere futbolda ciddi anlamda çıkış elde ettiler.<br />
Bu hem sabır hem doğru strateji gerektiriyor.<br />
Bahsettiğim bu yabancı kulüplerin en büyük<br />
avantajı, artık sportif performans olmasa bile parasal<br />
performans elde edebilecek noktaya gelmiş<br />
olmalarıdır. Ama bunu da sabır ve uzun vadeli<br />
stratejilerle yaptılar. Biz ise şu anda sürekli pedala<br />
basmak zorundayız. Sürekli sportif performans<br />
ortaya koymamız lazım ki parasal performansımız<br />
olsun.<br />
Sedef Hacısalihoğlu: Tuğrul Bey’e aynen<br />
katılıyorum. Türkiye’deki kulüpler her sene<br />
Şampiyonlar Ligi’ne gidemiyor maalesef. Mutlaka<br />
arada kesintiler oluyor. İşte sportif performansın<br />
parasal etkisine bakarken şunu görmek<br />
lazım. Bana göre en az 3 yıl üst üste UEFA Şampiyonlar<br />
Ligi’ne veya Avrupa Ligi’ne katılıp belli<br />
bir noktaya gelmeyen kulübün parasal anlamda<br />
çok da ciddi şeyler elde etmesi pek mümkün<br />
değil.<br />
Şöyle düşünelim: Galatasaray’ın çeyrek finale<br />
çıktığı yıl aldığı para 25 milyon Euro. Aslında<br />
bakarsanız hiç azımsanacak bir tutar değil.<br />
GS büyüklüğünde bir şirketin naklen yayın geliri<br />
70-75 milyon TL civarında. Yani neredeyse 34<br />
haftada naklen yayından elde ettiğimiz perfor-<br />
LEVENT BIÇAKCI<br />
<strong>2015</strong> / 21