lyasova tekliflere aç›k TADF, NBA y›ld›z› Mehmet ... - Belde Gazetesi
lyasova tekliflere aç›k TADF, NBA y›ld›z› Mehmet ... - Belde Gazetesi
lyasova tekliflere aç›k TADF, NBA y›ld›z› Mehmet ... - Belde Gazetesi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
6<br />
Yi¤it Y‹⁄‹T<br />
Kültür savafllar›<br />
Gülay GÖKTÜRK<br />
fiehir Tiyatrolar›'nda ortaya ç›kan krizde hakl› olan taraf<br />
besbelli.<br />
Elbette bir tiyatroda repertuar seçimi ya da oyuncu seçimi<br />
belediyecilerin de¤il, tiyatrocular›n iflidir.<br />
Ama mesele bunu söylemekle bitmiyor. Bu krizin bugün<br />
ç›kmad›¤›n›, Cumhuriyet tarihi boyunca yaflanan kronik bir<br />
kriz oldu¤unu da görmek gerekiyor.<br />
Kültür alan›nda ortaya ç›kan bu müdahaleci tavra bak›p,<br />
AK Parti'nin art›k kültürel hegemonyas›n› kurma aflamas›na<br />
geldi¤ini söyleyenler, gerçekte kültür hayat›m›z›n hep devletin<br />
hegemonyas› alt›nda oldu¤unu; Türkiye'de devletin<br />
kültüre bu tür müdahalelerinin ar›zi de¤il, esas oldu¤unu<br />
görmezden geliyorlar.<br />
Cumhuriyet ideolojisi, kültürü milleti millet yapan en<br />
önemli araçlardan biri olarak gördü ve devlete kültürü belirleme<br />
rolü biçti. Daha sonraki hiçbir parti de devletin bu<br />
misyonunu sorgulamad›. Sadece, bu misyonu kendi ideolojisine,<br />
siyasi çizgisine ve tandans›na göre yorumlad›.<br />
Kültür politikas› kimi iktidarlar zaman›nda milliyetçili¤e<br />
kayd›, kimi zaman Türk-‹slam sentezine; kimi zaman da<br />
seçkinci-Bat›c› bir çizgiye... Kimi gelenekçili¤i, kimi yenilikçili¤i<br />
savundu... Devlet iktidar›n› kullananlar, kendi meflreplerine<br />
göre halk› kültürel anlamda biçimlendirdiler ve istisnas›z<br />
bir biçimde hepsi de bu yapt›klar›n› "hak" gördüler.<br />
Bugün AK Parti de ayn› fleyi yap›yor. Devletin baflka birçok<br />
alan›nda paradigmal de¤ifliklikleri savunan bu partinin<br />
de devletin kültür ve sanat›n patronu olmas› konusunda di-<br />
¤erlerinden bir fark› yok.<br />
Sanatç›lar›n maafll› memur olmas›n›; kültür ve sanat›n<br />
atanm›fl müdürler ve memurlarla<br />
yönetilmesini;<br />
hangi filmin desteklenece¤ine,<br />
hangi özel tiyatronun<br />
ne kadar ödenek<br />
alaca¤›na, kütüphanelere hangi kitab›n sat›n al›nmas› gerekti¤ine<br />
devletin karar vermesini yad›rgam›yor. fiimdiye kadar<br />
baflkalar›n›n karar verdi¤ini, flimdi karar verme s›ras›n›n<br />
kendisine geldi¤ini düflünüyor ve bu "hakk›n›" kullan›yor.<br />
Peki bu durum, AK Parti'yi akl›yor mu?<br />
Elbette aklam›yor ama sanki böyle bir müdahale ilk defa<br />
bafllar›na gelmifl gibi feveran edenlerin samimiyetsizli¤ini<br />
de ortaya koymak gerekiyor.<br />
Kültür, çat›flma zemini olmak zorunda m›?<br />
Esas›nda AK Parti'nin uzunca bir süredir, kültür sanat politikas›<br />
konusunda kendi elitlerinden gelen bir bask›y› hissetti¤ini<br />
de görüyorduk. "Hükümet olsun, belediyeler olsun,<br />
sanatsal etkinliklerde kendi kimliklerini temsil konumundan<br />
uzak de¤iller mi? Buna ra¤men o çevrelere yaranabildiler<br />
mi? Hükümetin kültür sanat vizyonunu sol gelenekten<br />
bir bakana teslim etmesi ne kadar do¤rudur" türü sitemleri<br />
okuyor, duyuyorduk.<br />
Bu bak›fl aç›s› flimdiye kadarki bütün iktidarlara hakim oldu¤u<br />
için Türkiye'de kültürel alan bir çat›flma zemini olmaktan<br />
asla ç›kmad›. fiimdi baz›lar› as›l çat›flman›n yeni<br />
bafllayaca¤›n›; AK Parti'yle en çetin hesaplaflman›n yaflam<br />
kültürünü de kapsayan genifl bir kültürel alanda gerçekleflece¤ini<br />
söylüyorlar.<br />
Hakl› da olabilirler... Belki kültür bir kez daha -ve belki<br />
de eskisinden daha fliddetli bir biçimde- k›ran k›rana bir savafl<br />
alan›na dönebilir.<br />
Oysa kültür, bir çat›flma zemini de¤il; buluflma ve birlikte<br />
zenginleflme zemini de olabilirdi.<br />
Ama bunun için devletin aradan çekilmesi, resmi kültür<br />
politikalar›n›n ortadan kalkmas›, kültür ve sanat›n sivil toplumun<br />
ifli oldu¤unun kabul edilmesi ve çeflitlili¤e ortam yarat›lmas›<br />
gerekiyordu.<br />
"S›ras› gelenin", "Ben hakk›m› kullanm›yorum; kültür ve<br />
sanata patronluk etmeyi reddediyorum" diyerek hepimize<br />
bir sürpriz yapmas› ne hofl olurdu!<br />
Görünen o ki AK Parti'nin böyle radikal bir yenilikçili¤e<br />
hiç niyeti yok. Bugün, 23 Nisan 2012<br />
Tarhan ERDEM<br />
Darbe davalar› üzerine notlar<br />
Dört-befl y›ld›r toplum, ola¤an d›fl›<br />
yarg›lamalarla bo¤ufluyor. Davalar eski<br />
ayr›l›klar› birlefltirdi; yeni farkl›l›klar<br />
yaratt›; siyasal hayat›n uza¤›nda kalanlar›<br />
içine ald›.<br />
Mafla oldu¤u belli olanlar›n davas›yla,<br />
san›klar› aras›nda generallerin de<br />
bulundu¤u dava birleflti. ‹ki yüzden<br />
fazla san›kl› davada kimlik tespiti haftalar<br />
ald›! Emekli ve muvazzaf orgeneraller,<br />
yüzbafl› ve astsubaylar sivillerle<br />
birlikte ‘Ergenekon’ davas›nda yarg›lan›rken<br />
yeni davalar geldi: 12 Eylül<br />
davas› bafllad›, 28 fiubat’›nki soruflturma<br />
aflamas›ndayken emekli orgeneralle<br />
yüzbafl›ya kadar inen emekli ve muvazzaf<br />
askerler tutukland›.<br />
‹flin asl› ‘memleket’<br />
Ola¤an d›fl› olaylar, do¤al olarak ola-<br />
¤an d›fl› davalar yaratm›flt›. Dava konular›,<br />
üç befl kiflinin, bir iki aileye karfl›<br />
fiilleri de¤il! Devletin, halk›n ve ülkenin<br />
iflleri düflünülerek, bireylere karfl›<br />
suçlar da ifllenmiflti ama iflin asl›nda<br />
‘memleket’ vard›. San›klar aras›nda<br />
flüphesiz kiflisel ç›kar sa¤lamak isteyenler<br />
vard›r ama san›klar ‘endifle’yle<br />
‘memleketin halini’ düflünmüfller, do¤-<br />
Tarihî faktör<br />
ru yöndekiler gibi yanl›fl karar verenler<br />
de olmufltur!<br />
Bu davalar›n, özelliklerine uygun<br />
özel yarg›lama usulleri konulup uygulanamaz;<br />
o takdirde ‘do¤al yarg›’ ilkesi,<br />
bugünkünden daha vahim surette ihlal<br />
edilmifl olur.<br />
Bu durumun sak›ncas›z düzeltilmesi<br />
olas› de¤ildir. Gerçekleflse de gerçekleflmeyip<br />
düflünce<br />
halinde kalsa da<br />
darbe, büyük yaralar<br />
açar; bizde<br />
de açm›flt›r. Zaman<br />
içinde azalt›labilir ancak zarars›z<br />
darbe giriflimi ve düflüncesi olmaz.<br />
Bugünkü gibi, davalar›n ve san›klar›n<br />
say›s›n› ço¤altmak, dava süresini uzatmak<br />
zarar› da ço¤alt›r. Birço¤unuzun<br />
karfl› ç›kaca¤›n› bile bile yazaca¤›m:<br />
Toplum zarar›n› azaltan yollardan biri;<br />
yasan›n belirtilecek maddelerinde yaz›l›<br />
fiillerin, befl alt› veya daha eski y›llardaki<br />
faillerini affetmektir.<br />
Zarar›n artt›r›lmas›n›n örne¤i ise<br />
Meclis’in evvelki hafta ald›¤› karard›r.<br />
Darbelerin, ‘tüm boyutlar› ile araflt›r›larak<br />
al›nmas› gereken önlemlerin belirlenmesi<br />
amac›yla’ Meclis araflt›rma-<br />
<strong>Mehmet</strong> OCAKTAN<br />
‹nternetin yayg›nlaflmas›yla birlikte<br />
medya ve gazetecilik büyük bir<br />
de¤iflim içerisine girdi. Eskiden gazeteci<br />
olanlar ve gazeteci olmayanlar<br />
aras›ndaki fark oldukça keskindi.<br />
Oysa bugün sosyal medya araçlar› ve<br />
bloglar ile birlikte gazetecilik kavram›n›n<br />
s›n›rlar› da hayli geniflledi.<br />
Arap Bahar›’n› ateflleyen en önemli<br />
unsurlardan birisinin sosyal medya<br />
oldu¤unu unutmayal›m.<br />
Rekabetin seviyesi artt›. Sosyal<br />
medya araçlar› ve mobil teknolojilerle<br />
birlikte, geleneksel gazetecilik anlay›fllar›<br />
art›k çok gerilerde kald›.<br />
Gazetecilerin rakibi sadece di¤er gazetelerde<br />
çal›flan gazeteciler de¤il,<br />
ayn› zamanda kendi okurlar›d›r.<br />
Yeni teknolojilerin gazetecili¤i<br />
de¤ifltirdi¤i bir gerçek, ama bu gazetecili¤in<br />
öldü¤ü anlam›na gelmiyor<br />
elbette. Gazetecilik mesle¤i, dünyan›n<br />
neresinde olursa olsun, geçerlili-<br />
¤i olan en sayg›n ve bilinir mesleklerden<br />
birisi olmaya devam edecek-<br />
Ali BULAÇ<br />
Mezhep çat›flmalar›nda rol<br />
oynayan faktörlerden biri "aktüel<br />
siyasî rekabet ve mücadeleler"<br />
ise, di¤eri yine temelinde<br />
siyaset ve iktidar mücadeleleri<br />
olan "tarihî faktör"dür.<br />
Garip gelse de, iki mezhep<br />
müntesibi aras›nda var olan<br />
rekabet ve mücadelenin gerisinde<br />
ne Arap ve Farslar›n,<br />
ne do¤rudan tarihî mezheplerin<br />
ortaya ç›k›fl›nda rol oynayan<br />
klasik dönem siyaset ve bu siyaseti<br />
meflrulaflt›rma çerçeveleri<br />
olarak teflekkül etmifl bulunan<br />
kelamî, f›khî ve usulî ihtilaflar›n<br />
rolü söz konusudur.<br />
As›l ihtilaf do¤rudan iki Türk<br />
hanedan› aras›nda hiç bitmeyen<br />
siyasî mücadeleler, taht ve iktidar<br />
kavgalar›d›r.<br />
Tabii ki ilk dönemlerinden<br />
beri Harici, fiii, Mürcie, Mu'tezile<br />
ve Abbasilerin orta zamanlar›nda<br />
çat› rolü oynayan Ehl-i<br />
Sünnet f›rka ve mezhepleri olmufltur;<br />
ama söz konusu f›rka<br />
ve mezhepler aras›ndaki ihtilaf<br />
uzun yüzy›llar a¤›rl›kl› olarak<br />
Araplar aras›nda sürmüfltür. fiiili¤in<br />
tarihî merkezi Irak'ta bile,<br />
fiia'ya mensup insanlar göçebe<br />
kabileler fleklinde uzun süre yaflad›ktan<br />
sonra ancak 20. yüzy›l<br />
bafllar›ndan itibaren yerleflik flehir<br />
hayat›na geçmifllerdir. ‹ran<br />
ise 16. yüzy›l›n bafllar›na kadar<br />
Sünni'dir. Fetihten sonra ‹ran'a<br />
hâkim olan Emeviler, Abbasiler,<br />
Gazneliler ve Büyük Selçuklular<br />
Sünni idi. Osmanl›<br />
Sultan› Yavuz'la savafla tutuflan<br />
fiah ‹smail bir Türkmen'dir,<br />
Sünni ve Hanefi'dir, üstelik bir<br />
tarikat›n fleyhidir; Hataî mahlas›yla<br />
Türkçe fliirler yazm›flt›r.<br />
Safevilerin fiiileflmesi siyasî<br />
mücadeleye paralel sürmüfltür.<br />
‹ki Türk hükümdar›n›n hedefi<br />
cihan hâkimiyetidir, birbirlerine<br />
ilettikleri mesaj fludur: Bu<br />
dünya iki hükümdara az gelir.<br />
Yani biri di¤erini sahneden silecektir.<br />
Birinin Sünni di¤erinin<br />
fiii olmas›, t›pk› geçmiflte oldu-<br />
¤u gibi meflruiyet zemini bulma<br />
çabas›ndan ibarettir. Rahmetli<br />
Ali fieriati'nin dedi¤i gibi "Safevi<br />
fiias›" ile "Ali'nin fiias›"<br />
birbirinden farkl›d›r.<br />
fiiili¤e ve bundan daha öte<br />
Gulat f›rkalar›na karfl› Sünni<br />
akide oluflturup ‹slam âleminin<br />
liderli¤ini ele geçirme fikri Selçuklularda<br />
bafllar. Bu Nizamiye<br />
Medresesi'nin kurulufl amaçlar›ndan<br />
biridir. Fatimilerin kurdu¤u<br />
(972) Ezher'e muadil, Nizamiye<br />
hem fiia'ya ve Gulat f›rkalar›na,<br />
hem Yunan felsefesine<br />
karfl› Sünni akideyi ö¤retecek<br />
ve yayg›nlaflt›racakt›r.<br />
Safevi Türk hanedan›n yine<br />
Türk hanedan› olan Osmanl›'ya<br />
karfl› ‹ran'› fiiilefltirmesi 16.<br />
yüzy›l boyunca sürer, Safeviler<br />
Arap yar›madas›, Irak ve Bilad›<br />
fiam bölgelerinden en seçme<br />
fiii ulemay› çok cazip flartlarda<br />
‹ran'a celbeder, yüz sene içinde<br />
‹ran'› fiiilefltirmeyi baflar›rlar.<br />
s› aç›lmas›n›n, yarar getirmeyece¤inin<br />
anlafl›lamam›fl olmas›na flafl›yorum!<br />
Mutlak itaat ve inkâr<br />
Yarg›lamalarda karfl›lafl›lan iki olay<br />
bana ters geliyor: Biri hâkimlerin ve<br />
savc›lar›n, askerlikte ast›n üstün emirlerine<br />
mutlak itaat zorunlulu¤unu göz<br />
önüne almamalar› ve di¤eri de generallerin<br />
iktidar› devirme<br />
isteklerini inkâr<br />
etmeleridir.<br />
‹lk konu, askerlikte<br />
emirlere mutlak<br />
itaattir. fiu ibareler, Türk Silahl› Kuvvetleri<br />
‹ç Hizmet Yönetmeli¤i’nin<br />
‘Esaslar’ bölümünün maddelerinden<br />
al›nt›lard›r:<br />
“Mesle¤in istedi¤i mutlak itaati her<br />
‘ast’›n gönül iste¤i ile yapmas› flartt›r”,<br />
“Ast; amirin her emrini bütün tahammül<br />
kuvvetini sarf ederek istekle ve<br />
tam zaman›nda yapmaya mecburdur”,<br />
“Ast›n, ald›¤› bir emirden dolay› amirine<br />
mütalaada bulunmas› katiyen yasakt›r”,<br />
“Al›nan emir hiçbir kay›t ve<br />
flarta ba¤lanmaks›z›n ve hiçbir düflünceye<br />
kap›lmaks›z›n yap›lacakt›r”. 24<br />
kez de¤iflti¤i halde, de¤iflmemifl bu hü-<br />
24 Nisan 2012 Sal›<br />
Manflet siparifli verecek baflka paflalar›n›z olmayacak<br />
tir.<br />
Yeni döneme Türk bas›n› aç›s›ndan<br />
bakt›¤›m›zda, yeni teknolojiler,<br />
araçsal anlamda bir de¤iflimle birlikte,<br />
zihniyet anlam›nda da köklü bir<br />
de¤iflimi zorunlu k›lmaktad›r.<br />
‹letiflim teknolojilerinin s›n›rs›z<br />
imkanlar sundu¤u “yeni Türkiye”de,<br />
hala “vesayet” zihniyetine<br />
ayarl› bir gazetecilik<br />
anlay›fl›nda ›srar etmenin<br />
ne tür bir “gericilik”<br />
oldu¤unu, baz› kalemlerin<br />
hala anlayamamas› do¤rusu<br />
trajik bir durum.<br />
28 fiubat yarg›lama süreci gösterdi<br />
ki, geçmiflte adlar›n› darbelerin,<br />
postmodern darbelerin günah defterlerine<br />
yazd›ran baz› gazeteciler, önlerinde<br />
geçmiflleriyle yüzleflip yeni<br />
bir sayfa açma imkan› varken, hala<br />
eski sab›ka kay›tlar›n›n etraf›nda dolanmalar›<br />
do¤rusu büyük bir talihsizlik.<br />
Oysa demokrasi d›fl›nda gidebile-<br />
Böylelikle "Sünni Osmanl›"ya<br />
karfl› "fiii Safevi" bloku oluflur;<br />
her iki mezhep ‹slam içi oldu-<br />
¤undan biri di¤erine sen "‹slam'›n<br />
d›fl›ndas›n" diyemeyecektir.<br />
1514 Çald›ran'dan<br />
sonra savafllar sürse de,<br />
1639'da Kasr-› fiirin<br />
Antlaflmas›'yla istikrarl›<br />
bir s›n›r çizilir. Bundan sonra<br />
fiiilik ‹ran'da pekiflmekte, Osmanl›<br />
da tarihî Türk hanedan›<br />
rakibi Safevilere karfl› selefileri<br />
Selçuklular gibi Sünnili¤e vurgu<br />
yapmaktad›r. Bu "so¤uk<br />
mezhep savafl›" 18. yüzy›la kadar<br />
sürer. ‹ran Afganistan'la savaflta<br />
iken Osmanl›lar ‹ran'a savafl<br />
açar, Kirmanflah, Hoy ve<br />
Kafkasya'y› topraklar›na kadar.<br />
Safevilerin yerini alan yeni<br />
Türk hanedan› olan Kaçarlar<br />
yönetimindeki ‹ran karfl› sald›r›ya<br />
geçer, bir ara ordular› Erzurum<br />
ve Diyarbak›r'a kadar<br />
gelir, sonunda 1746'da ‹kinci<br />
Kasr-› fiirin anlaflmas› imzalan›r.<br />
Bu arada Afflar Türk beyi<br />
iken, ‹ran flah› taht›na oturan<br />
basiret sahibi Nadir fiah, Osmanl›<br />
sultan›na ve ulemas›na<br />
Caferili¤i Sünnilik çat›s› alt›nda<br />
"5. mezhep" olarak kabul etmeleri<br />
karfl›l›¤›nda Osmanl› hâkimiyetine<br />
ba¤lanmay› teklif<br />
eder, Osmanl› yöneticileri tarihî<br />
büyük f›rsat› heba ederek bu<br />
teklifi reddeder.<br />
Farslar›n ‹ran'a hâkim olmas›<br />
ve fiiili¤i savunmas› 1924'ten<br />
sonra, Pehlevi hanedan›yla bafllar.<br />
Bugünse fiiilik ve Sünnilik<br />
kümler karfl›s›nda, emirleri uygulayan<br />
subaylar›n yarg›lamada ‘tan›k’ yerine<br />
‘suçlu’ sandalyesinde oturmalar› aç›klanamaz.<br />
Di¤er konu orgenerallerin uymad›¤›,<br />
Roma hukukunun kurallar›ndan biridir:<br />
“fierefli yaflamak, kimseye zarar<br />
vermemek, herkese kendisinin olan›<br />
vermek hukukun emridir”.<br />
Üst subaylar, iddianameyi dinledikten<br />
sonra, “Ben bu iddialar›n özündeki<br />
görüfle sahiptim ya da sahibim; di¤er<br />
yaz›lanlar teferruatt›r” diyerek savunmas›na<br />
bafllamas› gerekirken iktidardan<br />
rahats›zl›¤›n› ve bu rahats›zl›¤›n›n<br />
sonucu baz› tertiplerin içinde bulundu-<br />
¤unu saklam›fl olmas›n›, Roma hukuku<br />
ilkesine ters görüyorum. Hiç de¤ilse bu<br />
orgenerallerden birisi bu gerçe¤i söylemeliydi.<br />
Beklentim buydu, flerefli davran›fl,<br />
yak›flan› buydu! Bugün de ayn›n›<br />
bekliyorum, geride b›rakt›klar›na,<br />
her koflulda do¤ruyu söyleyerek örnek<br />
olmak zorundad›rlar.<br />
Yarg›lamada askerli¤in mutlak itaat<br />
ilkesinin göz önüne al›nmamas› ve orgenerallerin<br />
iktidar› de¤ifltirme isteklerini<br />
inkâr etmeleri, ola¤an d›fl› davalar›<br />
basitlefltirdi. Radikal, 23 Nisan 2012<br />
cekleri bir baflka kap› yok. Ayr›ca<br />
bundan sonra, onlara emeri-komuta<br />
zinciri içinde talimatlar ve manflet sipariflleri<br />
verecek “medya paflalar›” da<br />
olmayacak. Yol yak›nken gazetelerin<br />
de, gazetecilerin de demokratik hukuk<br />
devleti kurallar›n›n geçerli oldu-<br />
¤u “yeni Türkiye”ye göre hiza almas›nda<br />
yarar var.<br />
Bu cümleler, kesinlikle<br />
insanlar› “hizaya<br />
sokmak” gibi antidemokratik<br />
bir okuma<br />
içinde de¤erlendirilmemelidir. En<br />
yal›n haliyle, gazeteciler dahil herkesin<br />
demokrasi hizas›nda durmas› için<br />
bir ça¤r›d›r o kadar.<br />
Türkiye’de gazetecilik yapan herkesin<br />
kavramas› gereken bir gerçek<br />
var ki, art›k iletiflim teknolojilerinin<br />
s›n›rs›z imkanlar sundu¤u bir dünyada<br />
okurla rekabet etmenin tek yolu,<br />
daha kaliteli bir haber ve daha fazla<br />
demokrasidir.<br />
Öncü gazete olman›n sorumlu-<br />
BASIN KRİTİK<br />
hem Araplar aras›, hem Türkler<br />
aras› (Sünni Türkiye-fiii Azerbaycan<br />
ve Irak Türkmenleri),<br />
Farslar ve Türkler, hem Farslar<br />
ve Araplar aras› siyasî çekiflme<br />
ve mücadelelerin merkezine gelip<br />
oturmufltur. Buna Sünnili¤in<br />
ve fiiili¤in d›fl›ndaki Alevili¤i de<br />
eklemek gerekir. Felaket, tarihte<br />
lu¤u<br />
Yeni Türkiye’nin öncü gazetesi<br />
olan STAR, Türkiye’nin ar›nma süreçlerinin<br />
önemli kilometre tafllar›ndan<br />
birisi olan 28 fiubat yarg›lama<br />
sürecindeki ilkeli gazetecilik ve tavizsiz<br />
de¤iflimci tavr›yla, demokrasinin<br />
hizas›nda durdu¤unu bir kere daha<br />
göstermifltir.<br />
28 fiubat soruflturmas›n›n bafllad›-<br />
¤› ilk günden itibaren STAR gazetesinin<br />
manfletleri ve yazarlar›n›n yorumlar›<br />
dikkatle incelendi¤inde, öncü<br />
gazete olman›n ne tür bir de¤er<br />
ifade etti¤i daha iyi anlafl›lacakt›r.<br />
‹flte o manfletlerden baz›lar›:<br />
813 Nisan: 28 fiubat’a balans ayar›<br />
814 Nisan: ‹rtica bürosunda 28<br />
fiubat sorgusu<br />
819 Nisan: Söz s›ras› onlarda<br />
821 Nisan: Postmodern darbe<br />
günlükleri<br />
822 Nisan: Cad› av› olmas›n ama<br />
sonuna kadar gidilsin. Star, 23 Nisan<br />
2012<br />
<strong>Mehmet</strong> BARLAS<br />
oldu¤u gibi mezhepleri çat›flma<br />
sebebi yapmakt›r.<br />
Sorumuz fludur: Bugün biz de<br />
"ak›ls›z ve muhteris atalar›m›z"<br />
gibi tarihi tekerrür mü ettirece-<br />
¤iz yoksa yeni bir birlik ruhuyla<br />
tarihin onurlu özneleri mi olaca-<br />
¤›z? Tercih bizim! Zaman, 23<br />
Nisan 2012<br />
"23 Nisan"› daha bilinçli kutlayabiliriz...<br />
Adam›n biri Nasrettin Hoca'ya "Dünyan›n merkezi neresi"<br />
diye sorunca Hoca "Efle¤imin sol arka aya¤›n›n bast›¤› nokta"<br />
diye cevap vermifl. Bu cevab› gülerek karfl›layan muhatab›na da<br />
"‹nanm›yorsan ölç" demifl ya...<br />
"Benmerkezcilik" in anlat›m›na da örnek olabilir bu f›kra.<br />
Bugün kurulufl y›ldönümünü kutlad›¤›m›z Türkiye Büyük<br />
Millet Meclisi, bayraml›k anlat›mlara göre dünyada efli benzeri<br />
olmayan bir ulusal serüvenin meyvesidir.<br />
Tek örnek de¤il<br />
Bu noktada dünyada tek ülke ve bir parlamento kuran tek<br />
ulus olmad›¤›m›z› bilerek TBMM'nin önemini ve de¤erini anlatmaya<br />
çal›flsak, çocuklar›m›zdaki tarih bilincinin daha berrak olmas›n›<br />
sa¤layamaz m›y›z?<br />
Mesela desek ki...<br />
1'inci Dünya Savafl›'nda yenik tarafta olan bütün imparatorluklar,<br />
Osmanl› ‹mparatorlu¤u gibi çöküp parçalanm›fllard›r ve<br />
topraklar›nda Türkiye Cumhuriyeti gibi cumhuriyetler kurulmufltur.<br />
Yenik imparatorlukbaflkentlerindekiparlamentolardan<br />
baz›lar›,<br />
t›pk› ‹stanbul'daki<br />
Meclis-i Mebusan'›n<br />
1920'de<br />
Ankara'daki<br />
TBMM'ye tafl›nd›¤› gibi, mesela Almanlar›n parlamentolar›<br />
da 1919'da Berlin'den Thüringen eyaletindeki Weimar'a tafl›nm›flt›r.<br />
Demokrasi flart<br />
Sonuçta iki imparatorluk da cumhuriyet olmufllard›r.<br />
Veya Türk tarihindeki ilk "Millet Meclisi" TBMM de¤ildir.<br />
Cumhuriyetimiz tabii ki çok de¤erlidir.<br />
Ama Cumhuriyet rejimi ve bunun yasama organ› olan<br />
TBMM, tek bafllar›na "Milli irade"nin yönetime yans›mas›na<br />
yetmez.<br />
Cumhuriyet çok partili ve ço¤ulcu demokrasi ile taçland›r›ld›¤›<br />
ölçüde halka mal olur.<br />
Bu aç›dan mesela ‹ngiltere'deki krall›k, tek partili cumhuriyetten<br />
daha anlaml›d›r.<br />
‹ngiltere'deki Lordlar Kamaras›, ‹ngiliz demokrasisinde asla<br />
bir siyaset üzerindeki "Vesayet organ›" de¤ildir.<br />
Vesayet rejimi<br />
Buna karfl› aristokrasinin olmad›¤› ve "S›n›fs›z ve kaynaflm›fl<br />
bir millet" fleklinde tan›mlanan uluslar›n ise, atanm›fl bürokratik<br />
oligarflilerin vesayeti alt›nda yaflad›klar› da kesindir.<br />
Çocuklar›m›za anlatmam›z gereken bir baflka gerçek de, tarihin<br />
devaml›l›k demek oldu¤udur.<br />
Bu topraklarda var olmufl bütün uygarl›klar›n mirasç›s›y›z.<br />
Ayasofya da, Süleymaniye de, bizim mirasç›s› oldu¤umuz<br />
kültürlerin ürünleridir.<br />
Osmanl›'da ve Cumhuriyet'te tan›k oldu¤umuz amans›z iktidar<br />
kavgalar› Bizans'ta da vard›.<br />
Yeni Ankara'y› kim kurdu?<br />
Ve Ankara yoktan var edilmemifltir...<br />
"Yeni Ankara"y› ise Osmanl›'n›n ‹stanbullular› kurmufltur.<br />
Beraberlerinde Osmanl›'n›n ideolojik ve siyasal kavgalar›n›<br />
da Ankara'ya tafl›m›fllard›r.<br />
23 Nisan'› tabii ki kutlayaca¤›z.<br />
Ama tarih bilinci daha olgun kuflaklar bu bayram› kutlad›klar›<br />
zaman, kutlama daha anlaml› olmaz m›? Sabah, 23 Nisan 2012