10.12.2016 Views

Yeni Microsoft Publisher Belgesi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

TÜRKÇÜ EGEMEN CEPHE<br />

TÜM HAKLARI TÜRKÇÜ EGEMEN CEPHE YE AĠTTĠR<br />

2016<br />

SAYI:1<br />

13 ARALIK 1975 DE VEFAT EDEN GÖKBĠLGE ATSIZ<br />

ANISINA 13 ARALIK GÜNÜ YAYINLANACAKTIR.<br />

1


ĠÇĠNDEKĠLER<br />

1-)ULU TÜRKÇÜ:ATSIZ<br />

2-)KUTLU ÜLKÜ:TURAN<br />

3-) 4 TÜRK GELENEĞĠ<br />

4-)TÜRKÇÜ EGEMEN CEPHE<br />

5-) ÖZBEKĠSTAN I GEZĠYORUZ<br />

6-) ġĠĠRLERĠMĠZ<br />

2


ANDIMIZ<br />

Türküm, doğruyum, çalışkanım,<br />

İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,<br />

yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.<br />

Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.<br />

Ey Büyük Atatürk!<br />

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime<br />

ant içerim.<br />

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.<br />

Ne mutlu Türküm diyene!<br />

REŞİT GALİP<br />

3


ULU TÜRKÇÜ:ATSIZ<br />

-HÜSEYĠN NĠHAL ATSIZ-<br />

(12 Ocak 1905– 11 Aralık 1975)<br />

Ulu Türkçümüz Atsız, 12 Ocak<br />

1905'te Ġstanbul da doğdu.<br />

Ġlköğrenimini Kadıköy’deki çeĢitli<br />

okullarda, orta öğrenimini Kadıköy<br />

ve Ġstanbul Sultanilerinde (Ġstanbul<br />

Lisesi) yaptı. Buradan mezun olunca<br />

Askerî Tıbbiye ’ye yazıldı.<br />

Atsız, yükseköğrenim çağına gelip<br />

Askerî Tıbbiye 'ye kaydolduğu<br />

çağlarda Türkçülük fikrinin etkisi al<br />

tına girmeye baĢladı. Ziya Gökalp'in<br />

cenazesinin yapıldığı günün gecesi<br />

Türkçülük<br />

fikrine karĢı öğrencilerle kavga ettiği ve daha sonrasında ise<br />

aralarında bir takım problemler geçen<br />

Arap asıllı Bağdatlı Mesut Süreyya Efendi adlı<br />

bir mülazım (teğmen) 'a selam vermediği gerekçesi ile 4<br />

Mart 1925 tarihinde 3. sınıf talebesiyken Askeri Tıbbiye<br />

'den çıkarıldı.<br />

Bu olaydan sonra üç ay kadar KabataĢ Erkek Lisesi'nde yardımcı<br />

öğretmenlik yapan Atsız, daha sonraları Deniz Yolları'nın<br />

Mahmut ġevket PaĢa adlı vapurunda kâtip muavini<br />

olarak çalıĢmıĢ ve bu vapurla Ġstanbul-Mersin arasında birkaç<br />

sefer yapmıĢtır.<br />

4


ATSIZ ÜNĠVERSĠTEDE<br />

1926 yılında Ġstanbul Edebiyat Fakültesi'nin "Edebiyat Bölümü<br />

"ne ve Ġstanbul Dârülfünûnu 'nun yatılı kısmı<br />

olan Yüksek Muallim Mektebi'ne kaydolan Atsız, bir hafta<br />

sonra askere çağrılmıĢ, Atsız askerliğini 9 ay olarak 28<br />

Ekim 1926-28 Temmuz 1927 tarihleri arasında Ġstanbul'da<br />

TaĢkıĢla'da 5. piyade alayında er olarak yapmıĢtır.<br />

Ahmet Naci adlı arkadaĢı ile birlikte<br />

hazırladığı 'Anadolu'da Türklere<br />

Ait Yer Ġsimleri' adlı makalenin<br />

Türkiyat Mecmuası 'nın ikinci<br />

cildinde yayınlanması ile hocası<br />

Mehmet Fuat Köprülü'nün dikkatini<br />

çeken Atsız, 1930 yılında<br />

Edirneli Nazmi nin divanı üzerinde<br />

mezuniyet çalıĢması yapmıĢtır<br />

('Divân-ı Türkî-i Basit, Gramer ve Lügati', 1930, 111 s.<br />

Türkiyat Enstitüsü Mezuniyet Tezi, no: 82). Aynı yıl Edebiyat<br />

Fakültesi'nden mezun olmuĢtur.<br />

EVLĠLĠK<br />

Atsız, yine 1931 yılında Dârülfünûnun felsefe bölümünden<br />

mezun olan ilk eĢi Mehpare Hanım ile evlenmiĢ, ancak<br />

1935 yılında ayrılmıĢtır<br />

1936 tarihinde ikinci eĢi olan Bedriye Hanım ile evlenen<br />

Atsız'ın bu evlilikten 4 Kasım 1939 tarihinde Yağmur Atsız<br />

ve 14 Temmuz 1946 tarihinde de Buğra Atsız adlı iki<br />

oğlu olmuĢtur. Atsız, ikinci eĢi Bedriye Atsız'dan da Mart<br />

1975 tarihinde ayrılmıĢtır.<br />

5


MEMUR ATSIZ<br />

Üniversite asistanlığından çıkarılan<br />

Atsız,<br />

Malatya Ortaokulu'na<br />

Türkçe öğretmeni olarak tayin<br />

edilmiĢtir.<br />

Malatya'da kısa bir müddet (8<br />

Nisan 1933-31 Temmuz 1933)<br />

Türkçe öğretmenliği yapan Atsız,<br />

Edirne Lisesi edebiyat öğretmenliğine<br />

tayin edilmiĢtir. Atsız'ın Edirne'deki edebiyat<br />

öğretmenliği de 3-4 ay kadar kısa bir müddet<br />

devam etmiĢtir.<br />

Atsız, Edirne'de iken Atsız Mecmua'nın devamı<br />

mahiyetindeki aylık Türkçü dergi Orhun'u (5 Kasım<br />

1933-16 Temmuz 1934, sayı 1-9) yayımlamıĢtır.<br />

Dokuz ay bakanlık emrinde kalan Atsız, 9 Eylül<br />

1934 tarihinde KasımpaĢa'daki Deniz Gedikli Hazırlama<br />

Okulu'na Türkçe öğretmeni olarak tayin olunmuĢtur.Atsız,<br />

KasımpaĢa'daki Deniz Gedikli Hazırlama Okulu'nda Türkçe<br />

öğretmeni olarak 4 yıl kadar çalıĢmıĢ ve 1 Temmuz 1938 tarihinde<br />

bu görevinden ihraç edilmiĢtir.<br />

Atsız, 19 Mayıs 1939 ile 7 Nisan 1944 tarihleri arasında yine<br />

özel bir lise olan Boğaziçi Lisesi'nde edebiyat öğretmenliğinde<br />

bulunmuĢtur.<br />

6


1944 Irkçılık-Turancılık Davası<br />

II. Dünya SavaĢı sürerken Türkiye'de komünist faaliyetlerin<br />

arttığını düĢünen Atsız, Orhun'un Mart 1944'te yayınlanan<br />

15. sayısında, daha önce 5 Ağustos 1942 tarihli meclis konuĢmasında<br />

"Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu<br />

kadar ve lâakal o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir." diyen<br />

devrin BaĢbakanı ġükrü Saracoğlu'na hitaben bir açık<br />

mektup yayımladı.<br />

ġükrü Saracoğlu'na hitaben ikinci açık mektubunu yayımlayarak<br />

Ahmed Cevat Emre, Pertev Nâilî Boratav, Sabahattin<br />

Ali ve Sadrettin Celâl Antel'in Marksist faaliyetlerde bulunduklarını<br />

ve Milli Eğitim Bakanı'nın "komünistleri kolladığını"<br />

ileri sürerek devrin Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel'i<br />

istifaya çağırdı Bu ikinci açık mektup, Türkçü çevreler<br />

içinde büyük bir galeyana sebep olarak baĢta Ġstanbul ve Ankara<br />

olmak üzere birçok Ģehirde, antikomünist gösterilere<br />

yol açtı. Bunun üzerine Hasan Âli Yücel, 7 Nisan 1944'te<br />

Atsız'ın Boğaziçi Lisesi'ndeki edebiyat öğretmenliğine son<br />

verdi.<br />

Orhun dergisi de Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden kapatıldı.<br />

Sabahattin Ali'nin arkadaĢı ve Atsız'ın da yakın arkadaĢı<br />

olan Ankara Musiki Muallim Mektebi Müdürü Orhan ġaik<br />

Gökyay'ın arabuluculuğuna rağmen dava açmak zorunda<br />

kaldı. Aleyhine dava açılan Atsız, trenle Ankara'ya gitmiĢ ve<br />

Türkçü gençler tarafından istasyonda karĢılanarak bir otelde<br />

misafir edildi.<br />

7


Davanın 9 Mayıs 1944 günü<br />

yapılan karar oturumunda,<br />

Sabahattin Ali'ye "vatan<br />

haini" dediği için 6 aya<br />

mahkûm edilen Atsız'ın cezası<br />

hâkim tarafından "milli<br />

tahrik" gerekçesi ile 4 aya<br />

indirilmiĢ ve 4 aylık bu ceza<br />

da ertelenmiĢtir. Atsız,<br />

cezasının ertelenmesine<br />

rağmen 9 Mayıs 1944 tarihinde<br />

mahkemenin kapısından<br />

çıkarken tevkif edilmiĢtir.<br />

19 Mayıs 1944 törenlerinde<br />

Ġsmet Ġnönü, Atsız ve arkadaĢlarını ağır Ģekilde eleĢtirmiĢ<br />

ve bu nutuk üzerine de Atsız ve 34 arkadaĢı Ġstanbul<br />

1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yargılanmaya<br />

baĢlanmıĢlardır. Aralarında Alparslan TürkeĢ gibi<br />

subay, üniversite profesörü, öğretmen, doktor ve üniversite<br />

öğrencilerinin de bulunduğu sanıklar, sorguya çekilmiĢler;<br />

Atsız dahil sanıklar, daha sonra tabutluk diye adlandırılan<br />

hücrelerde iĢkence gördüklerini belirtmiĢlerdir.<br />

7 Eylül 1944 günü yargılama baĢlamıĢ, 'Irkçılık-<br />

Turancılık davası' adı verilen ve haftada 3 gün olmak<br />

üzere 65 oturum devam eden mahkeme, 29 Mart 1945<br />

tarihinde sonuçlanmıĢ ve Atsız 6 yıl 5 ay hapse mahkûm<br />

olmuĢtur.<br />

23 Ekim 1945 tarihinde tahliye edilmiĢtir.<br />

8


Nisan 1947'den Temmuz 1949'a kadar kendisine iĢ verilmeyen<br />

Atsız, Ekim 1945-Temmuz 1949 tarihleri arasında geçinmek<br />

için kitaplarından bazılarını satmak zorunda kalmıĢtır.<br />

Bir müddet Türkiye Yayınevi'nde çalıĢan Atsız, Türk<br />

-Rus savaşlarının özeti olan "Türkiye Asla Boyun Eğmeyecektir"<br />

adlı kitabını da Sururi Ermete adlı Ģahsın adı ile yayınlamak<br />

zorunda kalmıĢtır.<br />

Atsız'ın sınıf arkadaĢlarından Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu<br />

Millî Eğitim Bakanı olunca, Atsız'ı 25 Temmuz<br />

1949'da Süleymaniye Kütüphânesi' ne "uzman" olarak tayin<br />

etmiĢtir.<br />

Atsız, 1950-1952 yıllarında yayımlanan haftalık Orkun<br />

dergisinin baĢyazarlığını yaptı. 1962'de kurulan Türkçüler<br />

Derneği’ nin genel baĢkanlığını üstlendi. 1964'ten vefatına<br />

kadar Ötüken dergisini yayımladı.<br />

ATSIZ SONSUZLUĞA GĠDĠYOR 13 ARALIK 1975<br />

Atsız, 1975 yılının kasım ayının ortalarında hasta olduğundan<br />

ĢüphelenmiĢ, ancak yapılan muayene ve testler sonucunda<br />

bir hastalık bulunamamıĢtır. 10 Aralık 1975 ÇarĢamba<br />

gününün akĢamı kalp krizi geçirmiĢ, gelen doktor enfarktüs<br />

olduğunu anlayamamıĢtır. Ertesi akĢam Atsız yeni<br />

bir kriz geçirmiĢ, 11 Aralık 1975 PerĢembe günü vefat etmiĢtir.<br />

13 Aralık 1975 tarihinde Kurban Bayramı'nın ilk günü<br />

Kadıköy Osmanağa Câmii'nde Kılınan ikindi namazını<br />

müteakip Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiĢtir.<br />

TĠNĠN ġAD DURAĞIN UÇMAĞ OLSUN ATSIZ BEĞ..<br />

SENĠ UNUTURSAK GÖK GĠRSĠN! KIZIL ÇIKSIN!<br />

9


KUTLU ÜLKÜ:TURAN<br />

Türk Birliği (Turan), BaĢta Mustafa Kemal Atatürk Enver<br />

PaĢa gibi Ģahsiyetlerin de baĢlıca çalıĢmalarda bulunduğu,<br />

Türkçe konuĢan toplulukların bir arada olmasını, ortak hareket<br />

etmesini, ortak siyasî ve ekonomik kararlar almasını tanımlayan<br />

düĢünsel ve siyasî bir kavramdır.<br />

Ancak. Rus iĢgalinde kalmıĢ Türk ülkelerinde Rusya Çarlığı<br />

ve Sovyetler Birliği propagandası ile Türkiye'nin güdümüne,<br />

iĢgaline girmiĢ bir ülkeler birliği olarak tanıtılmıĢtır. Sibirya<br />

ve Orta Asya Türkleri gerçek bir Türk Birliği düĢüncesini<br />

genel olarak henüz anlayamamıĢlardır.<br />

10


Türk toplulukları arasında "birlikte hareket etme fikri",<br />

Fransız Ġhtilali (1789)’yle birlikte Avrupa’da ivme kazanan<br />

milliyetçilik fikirleri ile ortaya çıkmıĢtır.[kaynak<br />

belirtilmeli] Türk topluluklarının Rus, Çin, Ġngiliz ve Fars<br />

egemenliği altına girmeleri Türklük Ģuurunu ve birlikte<br />

hareket etme isteğini ortaya çıkarmıĢtır. Türklerin yöneten<br />

değil, yönetilen millet olma vasfına geçmesi ile,<br />

"problemlerden kurtulma ve eski günlere dönme, eskiden<br />

ders çıkarma fikri", Türk toplulukları arasında "birlikte<br />

hareket ve mücadele etme, beraber olma fikrine" zemin<br />

hazırlamıĢtır.<br />

11


Osmanlı’da dıĢ Türkler'e yönelik ilgi 1890'larda baĢladı.<br />

Fransız tarihçi Léon Cahun'ün Asya Tarihine GiriĢ: Türkler<br />

ve Moğollar adlı eserinin Necip Asım tarafından yapılan<br />

Türkçe çevirisi (1896), Türkçü hareketin dönüm noktalarından<br />

biri idi. Daha önce Türkçede özel bir anlam taĢımayan<br />

Turan kavramı Cahun'ün eseri sayesinde yaygınlık kazandı.<br />

1904'te Yusuf Akçura'nın, Osmanlıcılık ve Ġslamcılık akımlarına<br />

karĢı Türkçülüğü savunan Üç Tarz-ı Siyaset adlı etkili<br />

kitapçığı yayımlandı. 1908'de "Türk diye anılan bütün kavimlerin<br />

geçmiĢteki ve günümüzdeki durum, etkinlik ve<br />

eserlerini öğrenmek ve öğretmek" amacıyla Ġstanbul'da Türk<br />

Derneği kuruldu. Derneğin kurucuları Yusuf Akçura, Necip<br />

Asım (Yazıksız), Velet Çelebi (Ġzbudak), Rıza Tevfik<br />

(BölükbaĢı) ve Ġstanbul Üniversitesi profesörlerinden<br />

Agop Boyacıyan idi.<br />

12


BĠR GÜN TÜM TÜRK DEVLETLERĠ ĠLE ÇĠN<br />

SEDDĠNDE BULUġACAĞIZ<br />

M.KEMAL ATATÜRK<br />

13


4 TÜRK GELENEĞĠ<br />

1-MEZAR TAġI BALBA<br />

Mezar TaĢları ve Balballar ( TaĢ Ata )<br />

Arap dünyasında mezar taĢı yoktur. Ölünün toprakla<br />

bütünleĢmesi ve zaman içinde kaybolması istenir.<br />

Kutsanması günahtır.<br />

Mezarlara taĢ dikilmesi ve bu taĢın sanat eseri haline<br />

getirilecek kadar süslenmesi Ġslam coğrafyasında<br />

sadece Türk ülkelerinde görülmektedir.<br />

Türk eri öldüğünde ne kadar düĢman öldürdüyse,<br />

mezarına o kadar balbal dikilirdi. Bu ölen kiĢisinin<br />

ne kadar büyük bir savaĢçı olduğunu gösterirdi.<br />

Orta Asya'da mezar taĢlarımızı balballar belli ederdi,<br />

günümüzde ise mermer taĢlar belli etmekte.<br />

14


2-Kötü Ruhların Tedavi<br />

si ( Depresyon )<br />

MALZEMELER :<br />

Söğüt ağacı kabukları.<br />

1-2 tutam kekik.<br />

Su<br />

YAPILIġI :<br />

5 litrelik suya söğüt kabuklarını dökün. KarıĢtırın, sonra kabukları sudan<br />

çıkarın elinizde ovuĢturun tekrar suya atın.<br />

Burada söğüt kabuklarının özünün suya geçmesi önemlidir.<br />

Kekikleri küçük bir cezvede suda kaynatın, sonra soğuması için üzerini<br />

kapatın.<br />

Hastamız yakın bir zamanda büyük bir hastalık,Ģok yaĢamıĢ olabilir.<br />

ġaman ( kam ), hastanın baĢını iki eliyle kavrar, yaĢadığı olayı anlatmaya<br />

çalıĢır. ( Burada sizin yapabileceğiniz bir Ģey yok. ġamanlar burada<br />

kendi bildiği duaları okur.)<br />

Bu iĢlemlerden sonra sudaki söğüt kabuğunu çiğneyip tükürmesi için<br />

hastaya verin.<br />

Sonra söğüt kabuklu su ile hastanın baĢıda dahil olmak üzere her tarafını<br />

ıslatın. (Hastanın bu iĢlemde neredeyse çıplak olması gerekiyor. Denize<br />

girer gibi.)<br />

Son olarak kekiği hastaya bir yudum içirin.<br />

ĠĢlemler bittikten sonra ; artık hastaya iyileĢtiğini ve biraz uyuması gerektiğini<br />

söyleyin.<br />

Burada tedavi yöntemi olarak günümüz psikiyatrisi kullanılmıĢtır. Hastanın<br />

hem zihinsel hem de bedensel iyileĢmesi söz konusudur.<br />

15


3-DUA/ġÜKRAN<br />

Atalarımızdan günümüze gelen adetlerimizden biriside;<br />

elleri yukarı doğru açarak dua etmektir.<br />

Bilindiği gibi Tengricilik bugünkü panteizm yani<br />

evren tanrı inancı tabanlıdır. Göklerden yardım istemek,<br />

dua etmek gibi nedenlerden dolayı eller yukarıda<br />

Göklerden yardım istenir. Bu inancımız bugün<br />

Ġslam ile özdeĢleĢmiĢtir.<br />

16


4-ÇAPUT BAĞLAMA/DĠLEK TUTMA<br />

Dilek Ağaçlarına Çaput Bağlama ve Yer-Su Ruhlarından<br />

Dilekte Bulunma<br />

Ġstekte bulunan her kiĢi, dileğiyle beraber bir Kayın<br />

ağacının yanına gider ve çaputu bağlayarak dilekte<br />

bulunur. Bazen bu ağaçlar ıssız yerlerde, vadi tepelerinde<br />

bulunabilir. Yer-Su yani Ata ruhları kiĢinin<br />

bu isteğini yerine getirir. Ġstek yerine geldikten sonra<br />

çaput oradan sökülür. Bu istek kabul olduktan<br />

sonra istenirse kurban kesilebilir ya da ağaç dikilebilir.<br />

Ġstek kabul olmadıysa çaput oradan sökülür ve<br />

belirli bir süre sonra tekrar bir dilekte bulunup bağlanır.<br />

17


TÜRKÇÜ EGEMEN CEPHE<br />

Türkçü Egemen Cephe Türkçüler tarafından<br />

18 Kasım 2016 da bazı nedenlerden dolayı kurulmuĢ<br />

bir topluluktur. Yola 3 kiĢi baĢladık Ben, Çağatay ve<br />

Ahmet . KuruluĢ nedenimiz Türkçülük davasıydı<br />

lakin bir amaç belirlemeliydik .Bizde Demokrasinin<br />

olduğu bu ülkede niye Egemenlik Türk te olmasın<br />

dedik. Aslında haklıydık demokrasi tüm halkı eĢit<br />

kılıyordu bu bize göre bir Ģey değildi. Bize göre<br />

Egemenlik Yüce Türk Budununda olmalıydı.<br />

Böylece temelimizi atmıĢ olduk.Sonra ki adım ise<br />

bizim bu davaya ne gibi yararlarımız olabilir?<br />

Bizde Ġnstagram, Twitter üzerindende hizmet<br />

vermeye baĢladık, Sonra dedik ki bunlarla sınırlı<br />

kalamayız. Bir Tasarım ekibi kurduk ve tasarım<br />

yapmaya baĢladık bunlada yetinemeyiz,bu yüzden<br />

18


<strong>Yeni</strong> hizmeterde getirmeye çalıĢtık ve burdan bunun<br />

müjdesini vermek istiyorum. Yakında <strong>Yeni</strong> hizmetlerimiz;<br />

1-E-DERGĠ(YAPMIġ BULUNMAKTAYIZ)<br />

2-RADYO ( 1-2 HAFTA ĠÇĠNDE SĠZLERE SUNA-<br />

CAĞIZ)<br />

3-T.E.C ġĠĠR KULÜBÜ VE BĠR FORM SAYFASI<br />

4-T.E.C GÜNLÜK GAZETE( ÜZERĠNDE ÇALIġI-<br />

YORUZ)<br />

5-T.E.C TURAN HACK TĠM (1-2 HAFTA ĠÇĠNDE<br />

SĠZLERE SUNACAĞIZ)<br />

6-BĠRLEġMĠġ TÜRKÇÜLER CEMĠYETĠ<br />

-En büyük projemiz, Tüm Türkçü gruplarla bir cemiyet<br />

oluĢturacağız Ģimdiden 3-4 grupla anlaĢmaya varıldı.<br />

Bunlarla yetinecek miyiz?<br />

-tabi ki hayır, bizler hep Türkçülüğe hizmet edeceğiz.<br />

Esen kalın ,bizimle kalın.<br />

ENES ÖZARSLAN<br />

19


T.E.C ġĠĠR KULÜ BÜNÜN ġĠĠRLERĠ<br />

YANDI YÜREKLER<br />

Yandı yürekler yandı sensizliğe,<br />

Bozkurtlara yas var bugün .<br />

Yandı yürek yandı sensizliğe ,<br />

Türkçülere çile var bugün .<br />

Yan yürek yan sönme ,<br />

Bu acundan bir Yol baĢçı göçer oldu .<br />

Yan yürek yan sönme ,<br />

Atsız uçmağa vardı bugün .<br />

Deliler delisi kam bilmedi böyle acı .<br />

Gök tanrım yardım et Türküne,<br />

Deliler delisi kam bilmedi böyle acı .<br />

Yar aĢkından betermiĢ .<br />

Atsız lığın acısı,<br />

Dinme yüreğim dinme .<br />

Atsız gitti acundan ,<br />

Dinme yüreğim dinme.<br />

Uçmağa vardı gök bilgem .,<br />

yan yüreğim yan .<br />

OZAN GÖKBÖRÜ<br />

TURAN GĠBĠ<br />

Ne leyla ne mecnun gibi sevdim seni .<br />

KürĢad ın Almıla ya olan aĢkı gibi sevdim .<br />

Timuçin gibi düĢmanlarımı yendim ,.<br />

Ama börte ye yenildiği gibi sana yenildim .<br />

ÜlküdaĢımsın dedim denedim ,<br />

Ama bozkır saçına yenildim .<br />

YoldaĢımdır dedim denedim ,<br />

Ama bir bakıĢına yenildim .<br />

Ne Ferhat ne mecnun ben seni ,<br />

KürĢad gibi Timuçin gibi sevdim.<br />

Gel ne olur gel artık Börte ‘m .<br />

Seni kutlu Turan gibi bekledim .<br />

Ozan GÖKBÖRÜ<br />

20


T.E.C ġĠĠR KULÜBÜNÜN ġĠĠRLERĠ<br />

AÇ GÖZÜNÜ<br />

Aç gözünü ,bir bak etrafına.<br />

Hiç mi tuhaf gelmiyor sana?<br />

GözyaĢı durmuyor, ağlıyor herkes kana kana,<br />

Uyan Türk! Vatan elden gidiyor.<br />

Bileceksin düĢmanı ,alacaksın karĢına<br />

Hesap soracaksın delicesine<br />

Böylesi yakıĢır senin Ģanına<br />

Uyan Türk! Vatan elden gidiyor.<br />

KardeĢlik masalını soktular kafana<br />

Ey Türk! Nasıl bilmezsin?<br />

O KardeĢ dediklerin Kılıç salladı,<br />

kurĢun sıktı atana<br />

Uyan Türk! Vatan elden gidiyor.<br />

ATAMAN<br />

21


TÜRKÇÜ<br />

EGEMEN<br />

CEPHE<br />

FACEBOOK<br />

SAYFA :https://www.facebook.com/turkcuegemencephe/?fref=ts<br />

GRUP: https://www.facebook.com/groups/1155986404514987/?fref=ts<br />

ĠNSTAGRAM: https://www.instagram.com/turkcuegemencephe/<br />

TWĠTTER :https://twitter.com/TECTeskilat<br />

-BĠZĠ TAKĠP EDĠN-<br />

22

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!