09.02.2017 Views

YeniBeykoz 2017 Şubat

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

www.yenibeykoz.com 5<br />

Osmanlı Haftasında Aşureler Yarıştı<br />

21-27 Ocak Osmanlı Haftası münasebetiyle AK Parti Beykoz Kadın Kolları’nın<br />

düzenlediği Aşure Yarışması Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’nde<br />

yapıldı.<br />

AK Parti Beykoz İlçe Kadın Kolları,<br />

‘Osmanlı Haftası’na özel ödüllü aşure<br />

yarışması düzenledi. Birbirinden lezzetli<br />

ve özel sunumla yapılan 9 aşure<br />

yarışmada dereceye girebilmek için<br />

jürinin huzuruna çıkartıldı.<br />

İlçe Kadın Kolları Başkan Gaye Zayıf’ın<br />

öncülüğünde düzenlenen programa<br />

Beykoz Belediye Başkanı Yücel<br />

Çelikbilek’in eşi Ayşe Çelikbilek, AK<br />

Parti Beykoz İlçe Başkanı Mustafa<br />

Gürkan, Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı<br />

Muharrem Kaşıtoğlu, Belediye<br />

Meclis Üyeleri, İlçe Kadın Kolları<br />

Yürütme ve Yönetim Kurulu Üyeleri<br />

ile Mahalle Kadın Teşkilatları katıldı.<br />

Jüri üyeliğini Ayşe Çelikbilek, Emine<br />

Beder, Nilgün Tatlı ve Muharrem<br />

Kaşıtoğlu’nun yaptığı aşure yarışmasında<br />

1. Emine Şinel, 2. Fatma Duran,<br />

3. Eda Kandemir Aksoy oldu.<br />

AK Parti Beykoz İlçe Kadın Kolları<br />

Başkanı Gaye Zayıf konuşmalarına<br />

şiir ile başladı:<br />

Nizameddin ALKAN<br />

En Çok Okunan, En Az Anlaşılan Kitap<br />

Kur’an-ı Kerim<br />

Osmanlıdır soyumuz bizim..<br />

Yaradan nasip etmiştir bize Selçukludan<br />

Oğuz boyuna..<br />

Kayı boyundan Tuna’ya..<br />

Osmanlıdır soyumuz bizim..<br />

Serhat şehri Amasya’dan, Merzifon’dan,<br />

Manisa’dan..<br />

Vardır bizim kadımızda saadet kurtların<br />

otağında yemin etmiş.<br />

Osmanlıdır soyumuz bizim..<br />

Osman Beyden Osmanlıya,<br />

Şanı büyük bir hükümdarlığa,<br />

Efendimizin övdüğü aziz bir nesil<br />

evladı resul çocukları..<br />

Osmanlıdır soyumuz bizim..<br />

İlk defa yaptığımız Osmanlı haftasının<br />

çok önemli olduğunun bilincindeyiz.<br />

Bu programı yapmadan önce bir<br />

çok fikir ortaya atıldı. Bizde Beykozlu<br />

hanımların iştirak edebileceği ve<br />

bilinen Osmanlı mutfağından gelen<br />

aşure yarışmasında karar kıldık.<br />

Yarışmaya katılanlara teşekkür ediyor,<br />

dereceye giren hanımlarımızı da<br />

tebrik ediyorum” dedi.<br />

Belediye Başkan Yardımcısı Muharrem<br />

Kaşıtoğlu aşure üzerinden birlik<br />

ve beraberlik vurgusu yaptı. Kaşıtoğlu;<br />

“Aşure birlik ve beraberlik demek.<br />

Farklı renklerin, farklı lezzetlerin<br />

buluşması demek. Farklı düşüncelerin<br />

bir araya geldiğinde çok güzel bir<br />

şey ortaya çıkardıklarını göstermek<br />

açısından manevi kıymeti var.” dedi.<br />

AK Parti Beykoz İlçe Başkanı<br />

Başkan Çelikbilek’ten Reina’ya Ziyaret<br />

Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, AK Parti İl Başkanlığı’nın<br />

öncülüğünde ilçe belediye başkanlarıyla birlikte, 39 kişinin hayatını kaybettiği<br />

saldırının gerçekleştiği Reina’yı ziyaret etti.<br />

Birliktelik mesajının verildiği<br />

ziyarete, AK Parti İl Başkanı Selim<br />

Temurci,<br />

Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek<br />

ve ilçe belediye başkanları<br />

katıldı.<br />

Saldırının gerçekleştiği mekânın<br />

girişine çiçek bırakan ziyaretçiler<br />

burada hayatını kaybedenler için<br />

dua ettiler ve terörü kınayan açıklamalarda<br />

bulundular.<br />

Terörün ve destekçilerinin hiç bir<br />

zaman amacına ulaşamayacağını<br />

belirten Başkan Yücel Çelikbilek:<br />

“Son zamanda yapılan terör olayında,<br />

toplumda fitne oluşturarak<br />

yaşam biçimlerine göre toplumu<br />

bölmek ve karşı karşıya getirmek<br />

istediler. Milletçe terörün her çeşidine<br />

karşı kenetlenmemiz gerekir.<br />

Hiçbir Müslüman ve hiçbir kimsenin<br />

vicdanın asla kabul etmeyeceği<br />

bu katliamı yapanları şiddetle<br />

kınıyoruz. Saldırıda hayatını kaybeden<br />

tüm vatandaşlarımıza Allah’tan<br />

rahmet, yaralılara acil şifalar ve<br />

yakınlarına baş sağlığı diliyorum.<br />

Ülkemizin başı sağ olsun.”dedi.<br />

İstanbul’un Eğlence Merkezi Reina’da<br />

uzun namlulu silahlarla gerçekleştirilen<br />

terör saldırısında çoğu<br />

yabancı uyruklu 39 kişi hayatını<br />

kaybetti.<br />

Saldırıda yaralanarak tedavi altına<br />

alınan 69 kişiden 5’i Türkiye Cumhuriyeti<br />

vatandaşı.<br />

Mustafa Gürkan Osmanlı imparatorluğunun<br />

tarihteki yerine vurgu<br />

yaparak sadece kılıçla bir yerden bir<br />

yere giden bir devlet olmadığını aksine<br />

hayatın her noktasında mükemmelliyetçi<br />

bir yaşam tarzı benimsediğini<br />

ancak son dört yüz yıl boyunca<br />

bilerek veya bilmeyerek bu yaşam<br />

tarzından kopartıldığını ifade etti.<br />

Hiç şüphe yok ki işte bu Kur’an, en<br />

doğru yola yöneltmekte, erdemli<br />

ve güzel davranış sergileyenleri,<br />

kesinlikle muhteşem bir karşılığın<br />

beklediğini müjdelemektedir; (17-<br />

İSRÂ Suresi 9.Ayet)<br />

Kuran’ı okumaktan amaç<br />

eğer onu anlamak, yaşamak,<br />

pratiğe dökmek, emirlerini yerine<br />

getirmek, haramlardan sakınmak<br />

ise bu, insana insan olma<br />

duygusunu yaşatır. Alemi İslam’ın<br />

yeniden özüne dönebilmesi,<br />

geleceğe umutla bakabilmesi,<br />

gelecek nesillere güzel bir miras<br />

bırakabilmesi ve de toplum hayatının<br />

yeniden inşası için hayat<br />

kitabı Kuran’ı yeniden hayatımıza<br />

taşıyarak, Allah’ın ipine sımsıkı<br />

sarılmak gerekmektedir. Başta<br />

Kavmiyyetçiliği mezhepçiliği,<br />

tarikatçılığı ve taraf tutmayı<br />

İslamî skalamızdan çıkarmalıyız,<br />

çünkü bu gibi görüşlerin temelinde<br />

KURAN’SIZ bir hayat anlayışı<br />

yatmaktadır. “Yeter ki Kur’an susmasın”<br />

söylemini düstur edinmeli<br />

ve Kuran’ın hayatın yalnız<br />

ibadet değil, muamelat kısmına<br />

da müdahil olduğunu insanların<br />

zihnine nakşetmeliyiz ki Resul’ün<br />

siteminin muhatabı biz olmayalım.<br />

Ve (o gün) Rasul diyecek ki: “Ya<br />

Rabbi! Benim Kavmim bu Kur’an’a<br />

devri geçmiş, işlevi kalmamış bir<br />

kitap muamelesi yaptı!”(FURKÂN<br />

Suresi 30.Ayet) Ayet’i kerimede<br />

geçen “Kuranı mehcur” tabiri terk<br />

edilmiş, uzaklaşılmış anlamında<br />

kullanılmaktadır.<br />

“KURAN’ı terk eden<br />

kimlerdir?” sorusunu kendimize<br />

soralım öncelikle. Soru 1- Kerim<br />

kitabımız Kuran’ı en son ne<br />

zaman okuduk ve mesajından hayatımıza<br />

neyi aktarabildik? Soru<br />

2- Kuranı bizler ne zamandan beri<br />

MEHCUR terk edilmiş bıraktık?<br />

Soru 3- Bütün ümitlerimizi bulduğumuz<br />

KURAN’dan ne kadar ümit<br />

var olabildik? Soru 4-Kuran bizim<br />

için Hayat kitabı mı, ölülere okunan<br />

Memat kitabı mı, yoksa sevap<br />

makinesi mı? Soru 5- Okuduğumuz<br />

anladığımız konuştuğumuz<br />

saygı duyduğumuz halde ne kadar<br />

hayata aktarabildik ve Kuran’ın<br />

“Örnek Ümmet” emrine acaba<br />

ne kadar örneklik sergileyebildik?<br />

Soru 6- Kuran’ın emri gereği<br />

Kur’anî bir toplumun inşası için<br />

zorluklara ne ölçüde dirayet ve<br />

sebat gösterebildik? Soru 7- Kuran’ın<br />

hükümlerini hâkim kılmak<br />

için nasıl bir yöntem izledik, ve<br />

Kuran bizlere birer “kurtarıcı”<br />

vasfı yüklemiş iken kaç kişiyi<br />

kurtarabildik?<br />

Sorular, sorular ve sorular...<br />

Mahşerde muhatap olacağımız<br />

ve tek sorguya çekileceğimiz<br />

kitap “Mehcur” bırakılmış terk<br />

edilmiş kitap, dünyada en çok<br />

okunan fakat en az anlaşılan ve<br />

hayata hiç tatbik edilmeyen kitap<br />

yine “Kuran.” Ölüm, pişmanlıklar<br />

manzumesinde yanıp kavrulmak,<br />

ölüm acısı da bu pişmanlık ateşinde<br />

can vermektir. Ölüm<br />

‘neden olduğumdan daha iyi<br />

hallerle hallenmedim sorusunun<br />

acısı, ve ızdırabıdır bir yerde...<br />

Pişmanlığın ateşinde en çok<br />

yanacağımız şeylerin başında<br />

da herhalde bu şikayete maruz<br />

kalmak olacaktır. Kitab’ı Azimüşşan’ı<br />

“Mehcur” bırakmakla itham<br />

edilmek... Her okuduğumuzda bir<br />

durup, yutkunup bir daha okuyup,<br />

tefekkür ve muhasebe edilmesi<br />

gereken bir ayet-i kerime..<br />

İnsanın en büyük şerefi hiç şüphesiz<br />

vahye muhatap oluşudur.<br />

Beşerin İnsan’ı kâmil olabilmesi,<br />

yaratılanlar içinde eşrefi mahlukat<br />

olması şuurlu varlık olarak yaratılması,<br />

hülasa yaradılışın hakkını<br />

verebilmesi vahye muhatap<br />

oluşuyla orantılıdır.<br />

Hal böyleyken, İnsan ille<br />

de ‘zalim ve cehul’ vasfını öne<br />

çıkartıp Kur-an’ı “Mehcur” bırakmıştır.<br />

Kur’an’ı terk edilmiş bırakma”<br />

yürüyüşü, asırlara şamildir.<br />

Şöyle ki Nüzulünden iki asır sonra,<br />

uğradığı istasyonların bazısından<br />

uydurma rivayetler, bazısından<br />

mezhep tarikat tasavvuf<br />

adı altında Vahyin ruhuna aykırı<br />

birçok curufat yüklenerek; Hem<br />

de kendisini uyarmaya kalkışan,<br />

Kur’an’ın gerçek bağlıları nı da<br />

kolayca elimine ederek ilerlemeye<br />

devam etmiştir. Ve bu yürüyüş<br />

en iyisini Allah bilir ama kıyamete<br />

kadar da devam edecektir.<br />

Günümüzde ise Kur’an evimizin<br />

baş misafiri görünümünde, fakat<br />

aslında bir sığıntı olmaktan öte bir<br />

kıymeti yoktur. Bu terk edilmişlik<br />

sayesinde sözde dindar,” özde dini<br />

dar” bir toplum oluşmuş, Allah<br />

tabir caizse emekliye sevk edilmiş,<br />

O’nun yerine Ricalü’l-Gayb<br />

adı verilen (üçler, yediler, kırklar<br />

gibi) ilahlar topluluğu kâinatı sevk<br />

ve idare eder duruma gelmiştir.<br />

Yağmuru onlar yağdırıyor, rüzgarı<br />

onlar estiriyor insanlara ve kainata<br />

onlar hükmediyorlar. İlerleyen<br />

süreçte Kur’an, uydurulmuş<br />

günlük ezkar ve evradın basamağı;<br />

hurafelerin istinatgahı, Şaman<br />

Türklerin yuğ törenlerini andıran<br />

cenaze törenlerinin demirbaş<br />

malzemesi olmuş; Yine o dönemin<br />

şölenlerini andı ran düğün, sünnet,<br />

asker yollama, yağmur duasına<br />

çıkma, pilav günü gibi merasimlerin<br />

vazgeçilmez akse suarı seviyesine<br />

düşürülmüştür. Hayatın her<br />

alanına müdahil olması için indirilen<br />

Kuran manas tıra hapsedilen<br />

İncil, Havraya hapsedilen Tevrat<br />

gibi, Mescitlere hapsedilmiştir.<br />

Günlük ibadet aracı olmaktan<br />

ihraç edilen Kuran, Mezarlıklar da<br />

okunan dindarlık yarışında ölçü<br />

ve ölü kitabı olmuştur. Kur’an’ı<br />

mehcur bırakmanın en bariz<br />

sonucu, müslüman toplumların<br />

düşünceyi, tefekkürü, akıl etmeyi,<br />

Allah’ın kevni ayetleri üzerinde<br />

kafa yormayı tamamen terk etmiş<br />

bulunmalarıdır. Aklını kullanmayan<br />

toplumların üzerine Allah<br />

pislik yağdırır, yağdırmaktadır.<br />

Dualarımla..

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!