17.03.2018 Views

Cevab Veremedi - Diyaul Kulub - Harputlu Ishak Efendi

(Cevâb Veremedi) kitâbı Harputlu İshâk Efendinin (Diyâ-ül kulûb) kitâbının tercemesidir. Îsâ aleyhisselâma gönderilen ve hak kitâb olan İncîl kitâbının tahrîf edilmesi ile ortaya çıkan dört kitâb [Matta İncîli, Markos İncîli, Luka İncîli, Yuhannâ İncîli] hakkında bilgi vermekde, bunlar arasındaki ihtilâfları açıklamakdadır. Kur’ân-ı kerîm ile İncîl karşılaştırılmakda, İncîlin tahrîf edildiği, hükümlerinin yürürlükden kalkdığı, Kur’ân-ı kerîmin bütün semâvî kitâbların hükümlerini yürürlükden kaldırdığı îzâh edilmekdedir. Îsevîlikdeki teslîs (üç tanrı) inancının yanlış olduğu, Allahü teâlânın bir olduğu, ilim ve kudret sıfâtları ilmî olarak açıklanmakdadır. Îsâ aleyhisselâmın insan olduğu, Peygamber olduğu, ona tapılmıyacağı îzâh edilmekdedir. Yehûdîlik, Tevrât ve Talmud hakkında da bilgi verilmekdedir.

(Cevâb Veremedi) kitâbı Harputlu İshâk Efendinin (Diyâ-ül kulûb) kitâbının tercemesidir. Îsâ aleyhisselâma gönderilen ve hak kitâb olan İncîl kitâbının tahrîf edilmesi ile ortaya çıkan dört kitâb [Matta İncîli, Markos İncîli, Luka İncîli, Yuhannâ İncîli] hakkında bilgi vermekde, bunlar arasındaki ihtilâfları açıklamakdadır. Kur’ân-ı kerîm ile İncîl karşılaştırılmakda, İncîlin tahrîf edildiği, hükümlerinin yürürlükden kalkdığı, Kur’ân-ı kerîmin bütün semâvî kitâbların hükümlerini yürürlükden kaldırdığı îzâh edilmekdedir. Îsevîlikdeki teslîs (üç tanrı) inancının yanlış olduğu, Allahü teâlânın bir olduğu, ilim ve kudret sıfâtları ilmî olarak açıklanmakdadır. Îsâ aleyhisselâmın insan olduğu, Peygamber olduğu, ona tapılmıyacağı îzâh edilmekdedir. Yehûdîlik, Tevrât ve Talmud hakkında da bilgi verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

herhangi birinde böyle bir teşvîk, böyle bir kolaylık var mıdır?<br />

Bugünkü mekteb ve medreselerin niçin eski parlaklığı ve intizâmı<br />

kalmamışdır denilirse, bunun sebebleri içerisinde dinle ilgili birşey<br />

bulunamaz. İyilik ve hayr için kurulan vakfların, ehl olmıyan<br />

din câhili, münâfık mason kimselerin emrlerine geçdiğinden beri,<br />

güzel bir idâreye mazhar olamadıklarını üzülerek görüyoruz. Bununla<br />

berâber, medreselerde yetişen talebeler, Avrupalı talebeler<br />

gibi, yalnız fen ve matematik dersleri görmeyip, ayrıca ilm-i kelâm,<br />

ilm-i fıkh, ilm-i tefsîr gibi din ilmlerini de tahsîl ederler. Bunun<br />

için, bu talebeler arasında, Avrupada olduğu gibi, din düşmanı<br />

kimseler bulunmaz. Çünki, fen ilmlerinin ilerlemesi, islâm dîninin<br />

emrlerinin doğruluğunu anlamağa, dahâ açık bir şeklde hizmet<br />

eder. Ya’nî bir kimse, fen bilgilerini ne kadar çok tahsîl ederse,<br />

îmânı o kadar çok kuvvetli bir müslimân olur. Fekat hıristiyanlıkda<br />

hâl bunun tam aksinedir. Bir kimse, hıristiyan akîdesinin temeli<br />

olan (teslîs), ya’nî (üç birdir, bir üçdür), sözünü, hiç incelemeden<br />

kabûl edecek kadar ahmak ve câhil olmadıkca, tam bir hıristiyan<br />

olamaz.<br />

Protestan papazın (Hıristiyanlar her yere hıristiyanlığı yaymak<br />

için, misyonerler ve çeşidli kitâblar gönderdikleri hâlde ve<br />

islâmiyyeti yok etmek için, ingilterede (Müstemlekeler nezâreti)<br />

kurulduğu hâlde, müslimânlar, putperestleri ve hıristiyanları islâmiyyete<br />

da’vet için, niçin gayret göstermiyorlar. Kur’ân-ı kerîm<br />

tercemeleri dağıtmıyorlar ve islâma da’vet için çeşidli yerlere<br />

âlimler göndermiyorlar) süâline gelince, yukarıda zikr etdiğimiz<br />

gibi, bu mühim dînî hizmetin yerine getirilmesi, müslimânların<br />

vazîfesidir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” zemânında,<br />

bu vazîfeye çok ehemmiyyet verilmiş, bu hâle, asrlar boyunca devâm<br />

edilmişdir. İslâmiyyetin çok kısa bir zemânda yeryüzünün<br />

hemen hemen yarısına yayılması, adâlete, güzel ahlâka ve ilme,<br />

fenne verdiği ehemmiyyet sebebi ile olmuşdur. Dahâ sonra,<br />

bid’at ehli, sapık kimseler [ve masonlar ve ingiliz câsûsları] devlet<br />

işlerinde söz sâhibi olunca, islâmiyyetin en mühim emri olan<br />

emr-i ma’rûf, ya’nî iyiliği emr etmek vazîfesi gevşedi. İslâmiyyeti<br />

dünyâya yaymak gayreti kalmadı. İslâmiyyetin bu gizli düşmanları,<br />

(Bunca zemân içerisinde islâmiyyet pek çok memlekete yayılmışdır.<br />

Bundan sonra, aklı olan, gözü gören, se’âdet, kurtuluş isteyen,<br />

kendi arasın bulsun. İslâmiyyet güneş gibi meydândadır)<br />

diyerek, sonraları, insanları islâma da’vet işine ehemmiyyet verilmedi.<br />

(Bir tüccarın hâlis bir pırlantası olsa, onu dükkân dükkân<br />

gezdirip, müşteri aramasına lüzûm yokdur. Fekat mal çürük<br />

olur ise, onu elden çıkarmak için, kapı kapı dolaşdırıp “bu çok gü-<br />

– 38 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!