28.11.2018 Views

Evlilik Üzerine Bazi Tavsiyeler

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Evlilik</strong><br />

<strong>Üzerine</strong><br />

Bazı<br />

<strong>Tavsiyeler</strong>


HANIMLAR<br />

IÇIN<br />

1-Bunları yazıp yazmama konusunda çok düşündüm, herkes kendi<br />

hikayesini yaşıyor, herkes kendi çektiklerini biliyor, herkesin acısı<br />

kendine derin, ama hiss-i kable’l-vuku diyelim, bugün yazmak<br />

istedim, anlayışla okumanızı ümit ederim. Zamane kızlarına bir<br />

kaç öğüt:<br />

2-Kurulan bir yuva sevgi ve aşk ile ayakta durur gibi görünse de,<br />

hakikatte saygıdır onu ayakta tutan.Eskiler aşkı da sevgiyi de çok<br />

bilmezdi, ama saygı ve sabırları kurulan yuvaların bekâsını netice<br />

vermiştir.<br />

3-Evdeki konumunuzu İslami kıstaslara göre belirleyin ve bunun<br />

dışına çıkmamaya çalışın.<br />

4-Yani evin reisi erkektir, siz ise evin cazibe merkezisiniz.Siz<br />

olmadığınızda(madden, manen ve ruhen) güneşin etrafındaki<br />

gezegenlerin savrulup gittiği gibi her şeyin ve herkesin savrulup<br />

gideceğini unutmayın.<br />

5-Liderlik konumuna oturmaya çalışmayın, fıtrat kanunlarına<br />

aykırı hareket etmiş olursunuz. Rahmetli anneannem, daha ben<br />

bir çocukken; “ Kızım, efendilerinize sert konuşmayın, kavgaya<br />

alışmayın, gerisi felaketle gelir.” derdi.<br />

6-Unutmayın erkekler sertlikle yola gelmez, hele Türk erkeği hiç<br />

gelmez. Size doğru gelen şeyleri, yumuşak bir üslup ve huy ile<br />

onun alışkanlığı haline getirmeye çalışın.


7-Her zaman temiz, bakımlı ve nazik olun. Düzen, nizam, temizlik,<br />

letâfet,.....biliyorsunuz bu fiiller Allah’ın yüce isimlerinin tecellileri,<br />

izin verin en kemal haliyle sizde de neşv-ü nemâ bulsun.<br />

8-Eşiniz dışarıdan eve yorgun döndüğünde güler yüzle kapıda<br />

karşılayın, her dışarı çıktığında dua ve tebessümle uğurlayın.<br />

9-Eve geldiğinde, yemeğini yiyip, dinlenmeden problemlerinizi<br />

sayıp dökerek bunaltmayın, en sonuç alamayacağınız nokta<br />

burasıdır, yorgun ve aç bir insana hiç bir şey anlatamazsınız,<br />

kabul ettiremezsiniz.<br />

10-Eşinizin ailesine her zaman sahip çıkın, anne babası ve<br />

kardeşleri her sıkıntılarında önce sizin geniş sinenize sığınsın.<br />

Onlara karşı, saygı ve sevgide kusur etmeyin, bunu vazife olarak<br />

değil içtenlikle yapın.<br />

11-Erkek cesaretin, kadın şefkatin kahramınıdır, izdivacınız bu iki<br />

parçayı bir arada tutmak ve kemale erdirmek için var.<br />

12-Türk erkeği duygularını kolay açamaz, bu konuda onu<br />

zorlamayın.Sevgisini romantik sözlerde değil, bakışlarında ve<br />

sadakatinde arayın.<br />

13-Fakat, hayatınıza renk katacak ve ihtiyacınız olan, çiçek, küçük<br />

hediyeler, özel günler,...vd. konularda eksikliği olabilir, bu konuda<br />

sevginizle eğitin, es geçmesine izin vermeyin.<br />

14-Geçinmek için yuva kurun, hele de evladınız varsa boşanmayı<br />

unutun. Yuvayı ayakta tutan kadındır, fedakârlık ve sabır hep ona<br />

düşer unutmayın.<br />

15-”Sabırla koruk helva olur.” Yuvanızın huzuru için sabredin,<br />

yavaş yavaş törpülendiğini, arzu ettiğiniz çizgiye az çok geldiğini<br />

göreceksiniz, sabredin, vazgeçmeyin.<br />

16-İyi günde sevip, zor günde terketmek ihanetlerin en aşağılıdır,<br />

bunu kendinize de ona da yapmayın.<br />

***


BEYLER<br />

IÇIN<br />

1-Başlıyoruz...<br />

2-Hanımlar için olan flood’da evin reisi erkektir demiştik ya; bu<br />

bir taltiften ziyade, bir sorumluluklar yumağı sunuyor size ve<br />

bu sorumlulukların altından kalkabildiğiniz ölçüde yeriniz ve<br />

konumunuz sağlamlaşır.<br />

3-Evlendiğiniz andan itibaren evinizdeki herkesin hem dünya<br />

hem de ahiret mutluluğundan siz sorumlusunuz,yani hak varsa<br />

sorumluluk da vardır..<br />

4-Aldığınız kararları muhakkak istişare ile alın, önce eşinizin,<br />

sonra evlatlarınızın fikrini sorun.Açacağınız tefekkürî tartışmalar<br />

ile çocuklarınızın zihin gelişimini sağlamlaştırmış olursunuz.<br />

5-Fikrini ifade etmeleri noktasında da özgüvenleri gelişir,<br />

dinlemeyi ve paylaşmayı öğrenirler.<br />

6-İstişâre konusunda da en hayranlık duyulacak kişi gene<br />

Efendimiz(sav)’dir. <strong>Üzerine</strong> sağanak sağanak vahyin inmesine<br />

rağmen, eşlerinin fikrine her zaman önem vermiş, ortak aldıkları<br />

kararları uygulamaktan imtina etmemiştir.<br />

7-Bazı ailelerde erkekler anneleriyle eşlerinin hücumu/tazyiki<br />

altında sıkışıp kalmışlardır (Allah yardımcıları olsun), bu noktada<br />

muhakkak adaletli davranın, birisi anneniz; geçmişinizi borçlu<br />

olduğunuz kadın, diğeri eşiniz; geleceğinizi emanet ettiğiniz<br />

kadın..


8-İkisi arasında asla seçim yapmayın, bir birleri aleyhinde<br />

konuşmalarına izin vermeyin, sadece hakkaniyetle olayı anlama<br />

adına dinleyin, birinin anlattığını zinhar diğerine yetiştirmeyin,<br />

bu felâketiniz olur.<br />

9-Herkesin yerini bilmesi lazım, bunu hatırlatın, ne anneniz<br />

yuvanıza fazla müdahale etsin, ne de eşiniz varlık sebebinize<br />

karşı saygısızlık etsin, denge ...<br />

10-Her zaman olmasa da, dışarıdayken de onu düşündüğünüzü<br />

ifade edecek bir çiçek, onun ilgi alanına giren küçük hediyeler<br />

alarak onu mutlu edin. Özel günleri atlamayın.<br />

11-Bir de bu tür incelikleri içinizden geldiği için yapın, eşinizi<br />

hatırlatmak zorunda bırakmayın, çünkü o noktadan sonra,<br />

en değerli hediyeyi de alsanız, kadın için artık o hükmünü<br />

yitirmiştir, bir jest olmaktan çıkıp bir fiil olmuştur, anlamı<br />

kalmamıştır.<br />

12-Bir hatıram aklıma geldi yazayım da siz de gülün; bir akşam<br />

arkadaşım geldi, nasıl saydırıyor eşine..<br />

13-Olay şu; bu arkadaşım bankacı, o gün de doğum<br />

günü,şimdilerde eşlerinin işyerine çiçek göndermek modası varya<br />

(lütfen yapmayın, sevginizi evinizde yaşayın, delikanlı adama hiç<br />

yakışmıyor bu tür davranışlar, gene de siz bilirsiniz),<br />

14-Kızcağız da sabah işe giderken,eşinin doğum günü olduğunu<br />

unutmadığını düşünerek; “Bana çiçek gönderirsin bugün” demiş.<br />

15-“Tam işin en yoğun olduğu zaman, eşimin elemanı geldi;<br />

“Yenge bunu abi gönderdi.” dedi, bir paket uzatıp gitti. Açtım bir<br />

baktım içinde yarım kilo ıhlamur.Eşimi aradım hemen bu ne<br />

dedim, “Ee sabah çiçek istedin ya ” dedi bana yaaaaaa..” böyle<br />

işte....<br />

16-Eşinizin ailesine değer verin, unutmayın eşiniz onların<br />

prensesiydi ve onu kıyıp size verdiler, bu minnetle yaşayın.<br />

17-Sıla-i rahim konusunda dini ölçüyü biliyorsunuz, bu konuda<br />

gereksiz kıskançlıklara girip önerilen çizgiyi zorlamayın, eşinizin<br />

yüreğindeki aile hasreti size kin ve intikam olarak döner, bu<br />

konuda kendi iyiliğiniz için mümkün olduğunca( suiistimaller<br />

hariç), müsamahalı olun.


18-Gelelim tarih boyunca erkeklerin başını ağrıtan ve en şikâyetçi<br />

oldukları konuya; çok konuşmak.<br />

19-<br />

20-Gördüğünüz gibi grupta sadece dört bayan var, dördünü de<br />

tanıyorum, emin olun ciddi meşguliyetleri olan bayanlar, buna<br />

rağmen iki haftada sadece grup içinde 38.791 mesaj.... yani<br />

siz karşınızdaki potansiyeli anlamaya çalışın, fakat çözmeye<br />

çalışmayın, başaramazsınız.<br />

21-Ve tamam bazen katlanılmaz olabiliyor, ama kadın konuşuyorsa<br />

korkmayın, susuyorsa korkun. Kadın konuşuyorsa; size değer<br />

veriyordur, fikrinizi önemsiyordur, o anki ruh haline göre sizi<br />

seviyordur, ya da nefret ediyordur, ama illaki sizinle ilgili bir<br />

duygu taşıyordur içinde.<br />

22-Eşiniz susuyorsa; ilişkinizi kafasında bitirmiş demektir,<br />

yuvanın hatırına sabrediyordur, ya da uzatmaları oynuyordur.<br />

23-O yüzden eşiniz sizinle konuşuyorsa; sevinin, gözlerinin<br />

içine bakarak dinleyin ve lütfen bayanların konuşma/çok<br />

konuşma mevzusunu şikayet olarak ele almayın, fıtrat böyle,<br />

değiştiremezsiniz..<br />

24- Şunu da ekleyeyim; kadın ya mutluysa konuşur, ya öfkeliyse...<br />

susuyorsa çok kırgındır..<br />

25-Siz, bizim çok konuşmamızdan rahatsızsınız ya, emin olun<br />

biz de sizin, o az kelime kullanarak yaptığınız yorumlardaki<br />

boşlukların içini kafamızda doldurmaya çalışmaktan yorulduk.<br />

26-İlişkilerde en büyük sorun; kadının çok konuşması, erkeğin de<br />

eve geldiğinde dinlenmek istemesi, belki yalnız kalmak istemesi,<br />

günün keşmekeşinin ardından kendine kurtarılmış zamanlar<br />

oluşturmaya çalışması....<br />

27-Ama inanın bütün problemler birbirimizi dinlememekten,<br />

anlamamaktan kaynaklanıyor..Bu konuda da ölçü, gene hayatıyla


hayatımıza en güzel örnek olan Efendimiz(sav)’den.<br />

28-Hz.Ali (ra) şöyle demiştir; “ Resulullah(sav) evine gittiğinde<br />

zamanını üçe ayırırdı.Üçte birini Allah’a, üçte birini ailesine, üçte<br />

birini de kendi nefsine ayırırdı.”<br />

29-Ailenize ayırdığınız zaman diliminde, telefonunuzu elinizden<br />

bırakın, çayınızı için, dertlerinizi paylaşın..konuşun yani...<br />

30-Son bir konu, vefâlı olun.Bir büyüğümden dinlemiştim; “Bir gün<br />

bir koltukta kahvemi içtiysem, diğer gün diğer koltukta içiyorsam<br />

eğer, acaba o dünkü koltuğa vefâsızlık etmiş mi oldum diye<br />

düşünürüm.” demişti..<br />

31-Bitti. Hakkınızı helal edin.<br />

***


YIKILAN YUVALAR,<br />

BOSANMALAR ÜZERINE<br />

1-Yıkılan yuvalar/boşanmalar üzerine...<br />

2-Bu konuyu yazmak hiç kafamda yoktu, fakat erkek ve kadının<br />

ailedeki konumları üzerine yazdıklarımdan sonra, dm. den benim<br />

yüreğimi çok derinden yaralayan yaşanmışlıklar dinledim.<br />

O nedenle bu konuda da haddimi aşarak bir şeyler yazmak<br />

istiyorum:<br />

3-Bir beden için hücre ne ise, toplum için de yuva odur. Hücredeki<br />

deformasyonlar nasıl ki bedeni ölüme kadar sürükleyebilecek<br />

amansız hastalıklara, bedenin kendi öz varlığıyla mücadelesine<br />

dönüşüyor, yuvadaki deformasyonun sonucu da topluma aynı<br />

şekilde yansıyor.<br />

4-Allah katında onaylanmış kutsal bir birliktelik olan yuvanın<br />

yıkılmasına, hele de evlat varsa, kesinlikle/hep karşı oldum(bazı<br />

istisnalar hâriç).<br />

5-Burada yazacaklarımın çoğu hemcinslerime yönelik olacak.<br />

Lütfen nefislerinizi aradan çıkararak ruh ve kalp seviyesinde<br />

anlamaya çalışın beni.<br />

6-Bir insan/bir kadın neden boşanır?<br />

7-Mesleğimden (hem sağlık, hem ayak altında bir işletme<br />

olduğundan) dolayı, çok yaşanmış hikayeler dinledim. Şiddet,<br />

cinsel saldırı, taciz, tecavüz, alkol,....her şeyi yaşayan kadınlar<br />

gördüm.<br />

8-Gecenin bir yarısı elindeki bavulu bile gasb edilip, eşyalarını bir<br />

çöp poşetine koyup, yüksek eğitimli !! kocası tarafından sokağa<br />

atılan (varlıklı) bir kadın tanıdım..<br />

9-(Buradan edebimi zorlayarak yazıyorum) Kocası tarafından,<br />

kıyafetleri zorla çıkarttırılıp, gecenin dördünde, sokağa atılan bir<br />

kadın tanıdım... Buna benzer onlarca hikâye...


10-Muhâtabınız buysa boşanmayı (belki) düşünün...<br />

Ki yukarıda hikayesini yazdığım iki kadın da boşanmayı tercih<br />

etmedi ve hayat onlara inanılmaz mutluluklarla geri döndü..<br />

11-Şimdiki kızların hikayelerini dinliyorum.. aşk eksik..işinden<br />

oldu.. annesini çok seviyor.. vs. vs....(aslında problem bile<br />

sayılamayacak) hep nefis odaklı problemler..<br />

12-Yüce Yaratıcı, Ankebut Sûresi 64. âyette; bu dünya hayatının<br />

gelip geçici bir oyundan ibâret olduğunu, asıl yaşamın ise âhiret<br />

yurdunda olduğunu söylüyor bizlere.<br />

13-Rabbimin uyardığı gibi; hayat sadece bu dünya hayatından<br />

ibâret değil ki.. Nefsimizi ilahlaştırıp, onun arzularının peşinden<br />

gitmek..bu uğurda tertemiz yuvaları yıkmak..evlatlarının huzur<br />

hakkını, mutlu yuva hakkını ellerinden almak..değer mi Allah<br />

aşkına.. ???<br />

14-Aşk eksildiğinde bir yuvayı yıkmak ne büyük bir cinâyet..Ömrü<br />

boyunca aşkın ‘a’ sına sahip olmadan yuvalarına sadâkatle bağlı<br />

yaşamış örnekler var, bunları az sonra paylaşacağım sizlerle,<br />

ama ondan önce aşkının peşinde savrulup giden bir iki hayattan<br />

bahsetmek istiyorum..<br />

15-Mecâzî aşk.. gelip geçici, nefsânî bir duygu..kimsede ebedî<br />

değil..ve bir gün,aşk arayışıyla terkettiğiniz yuvanızdaki<br />

muhabbete, şefkate, sadakate muhtaç bırakır Rabbim..<br />

16-Bir arkadaşım vardı..eşinin işleri bozuldu, başka sıkıntılar,.. vs.<br />

derken bu, adamı da, evlatlarını da terketti. Aşık oldu birine...Bir<br />

kaç ay mutluluk....sonrası hüsran...<br />

17-Şimdi nerede biliyor musunuz? (özür dileyerek yazıyorum)<br />

Uygunsuz mekanlarda, sarhoş masalarına meze olarak yaşamını<br />

sürdürmeye çalışıyor...<br />

18-Gene bir ablam vardı, işyerimden tanıdığım, çok sevdiğim (hâlâ<br />

seviyorum), o da bir adama aşık oldu, hayatını yıktı gitti peşinden..<br />

19-Gittiği yerlerde neler yaşadıysa..bir kaç yıl sonra geri döndü..<br />

ilaç almaya geldi benden, çok üzgündü, HIV virüsü kapmış.. Şimdi<br />

o hastalıkla mücadele ederek yaşamaya çalışıyor..tek başına...


20-Siz evinizin, yuvanızın sıcaklığını terkedip gittiğinizde, hayat<br />

tüm mutluluklarıyla kollarını açmış sizi bekliyor olmayacak..<br />

Nefislerinizi ilahlaştırıp, günlük arzularınızın peşine düşerek bir<br />

hata yaparsanız, bedeli çok ağır olacak buna inanın..<br />

21-Bu iki örneği çok dikkat çekici diye yazdım.. buna benzer<br />

onlarca hayal kırıklığı hikayesine şahid oldum, uzatmamak için<br />

yazmıyorum..<br />

22-Ve o terkedilmiş adamlar..Mevlana’nın dediği gibi; ”Aşkı aşk<br />

söndürür.” diyerek yuvalarını kurup iffetli, huzurlu hayatlarına<br />

devam ettiler..<br />

23-Sonra hayat sadece nefsî arzulardan ibaret değil ki...muhafaza<br />

etmek zorunda olduğumuz değerlerimiz var bizim.. evlat gibi..<br />

yuva gibi.. sadakat gibi.. iffet gibi.. Bu değerlere sahip çıkmış, iki<br />

sabır kahramanı kadının hikayesini paylaşayım sizlerle..<br />

24-Bunları ondan izin alma imkânım olmadığı için, samimiyetine<br />

ve kırılmayacağına inanarak, izinsiz yazıyorum... İki evlat sahibi,<br />

genç, güzel, hayat dolu bir arkadaşım var; “muhabbet yolunun<br />

sâdıklarından”... İnandıklarına adanmış olarak yaşayan bir sabır<br />

kahramanı..<br />

25-Derdini kimseyle paylaşmaz..ben mesleğimden dolayı şâhidim<br />

yaşadıklarına..Eşi hem alkol bağımlısı, hem ilaç bağımlısı..<br />

beraberinde türlü psikolojik rahatsızlıklar..<br />

26-Hiç şikâyetçi olmadı, bir gün o güzel yüzünü asık görmedim,<br />

bir gün isyanına şahid olmadım, hâlâ adamın nikâhı altında,<br />

kendini yuvasına, evlatlarına, inandığı yolun değerlerine adamış,<br />

gülümseyerek yaşamaya devam ediyor..<br />

27-Kayınpederi geldi işyerime bir gün, asker emeklisi olduğu için<br />

normalde çok sert mizaçlı, ciddi duruşlu bir beydi, beni yalnız<br />

görünce, ağlamaya başladı;<br />

28-“Kızım, benim gelinim öyle mübarek, öyle büyük bir insan ki...<br />

Allah ondan ebeden râzı olsun.. Rabbim, o mâsumu cennetiyle<br />

şereflendirsin... Bir birinizi çok sevdiğinizi bildiğim için, benim<br />

duygularıma şahid olun diye anlatıyorum bunları .” dedi.<br />

Değmez mi....???


29-Anneannem...Eski takipçilerim bilirler, onunla ilgili<br />

hâtıralarımı bir floodda paylaşmıştım. Annem, babam, yazları<br />

hem yalnızlığına yoldaş olayım, hem de mensubu olduğumuz<br />

çerkes kültürünün inceliklerini öğreneyim, onun disiplininden<br />

geçeyim diye beni yanına gönderirlerdi.<br />

30-Uzun sohbetlerimiz olurdu, bir gün ona; “Dedemi çok mu<br />

sevdin de, otuz beş yaşında dört kız evladıyla dul kalmana rağmen<br />

hiç evlenmedin?” dedim.<br />

31-Uzun uzun düşündü.. ”Ben dedeni hiç sevmedim kızım. Bir<br />

genci seviyordum, o da beni çok seviyordu, kısmet değilmiş,<br />

onunla değil, dedenle evlendim. O hiç evlenmedi. Deden vefat<br />

ettikten sonra bana haber gönderdi; “İzin versin, yoluna yoldaş,<br />

evlatlarına baba olayım.” diye..<br />

32-“Neden kabul etmedin?” dedim.<br />

“Yavrum, bizim değerlerimizde, bir kadının yüzünü kocası açar,<br />

toprak örter.” dedi. Ben bu düşünce karşısında söyleyecek tek bir<br />

kelime bulamadım...<br />

33-‘Aşk ve arzular’ konusunu kapatıp, ‘iş, meslek, kazanç,...’<br />

konusuna geçmek istiyorum.. Şu anda ülkemizde ihraçlardan<br />

kaynaklı ciddi sosyolojik sarsıntılar yaşanıyor..<br />

34-Şunu hiç unutmayın, bu insanlar mesleklerini kaybetmedi,<br />

sadece işlerini kaybettiler.. gün olur, devran döner tekrar o<br />

mesleklerini icrâya devam ederler..İyi günde sevip zor günde<br />

terketmek ihânetlerin en alçağıdır demiştim üstteki floodda.<br />

35-Para dediğiniz nedir Allah aşkına? O çalışmıyor, siz çalışıyor<br />

olabilirsiniz, bunda ne size artı kazandıracak bir durum, ne de<br />

onun hanesine eksi yazılacak bir durum yok ki! Allah size böyle<br />

bir yiğide eş olma lütfunu nasip etmişse, daha ne istiyorsunuz?<br />

36-Siz de işinizden olmuş olabilirsiniz.. El ele, yürek yüreğe<br />

verin, yuvanızı ayakta tutun, sonuçta yapacağınız her fedakarlık<br />

evlatlarınız ve yuvanız için olacak, o yüzden abartmayın..<br />

37-Annemle babamın hikayesini anlatayım size:<br />

Büyükbabam çok varlıklı, sosyal ve siyasal bakımdan güçlü bir<br />

adamdı, babam onun işinde çalışıyordu, aynı evde yaşıyorlardı..<br />

Bir gün çok kötü tartışmışlar, babam annemi ve bizi yanına alarak<br />

oradan ayrılmak zorunda kalmış..


38-Bir eve sığınmışlar, ama yanlarında çocuklardan başka hiç bir<br />

şeyleri yok.. eşya yok, kıyafet yok, yiyecek yok... Bazen ev sahibi<br />

yaşlı kadının verdikleriyle karınlarımızı doyurmuşlar..<br />

39-Babam çok iş aramış, büyükbabam sosyal statüsünü<br />

kullanarak, her bulduğu işten çıkarttırmış onu; “Bir gün aç kalıp<br />

geri dönecekler, ayağıma kapanacaklar.“ diyormuş.<br />

40-Babam yıllar sonra anlatmıştı bana; “Bir akşam kardeşin<br />

ekmek istedi, annen yok yavrum dedi, o zaman yok verin onu<br />

yiyeyim, deyince beynimden vurulmuşa döndüm, hepiniz<br />

uyuyunca abdest aldım, hepinizi vurup kendime de sıkacaktım..<br />

41-Allah hiç bir babayı böyle çaresiz bırakmasın..Annen farketti o<br />

vaz geçirdi ..” demişti.<br />

42-Sonra ne mi oldu? Annem hiç dikiş dikmeyi bilmezken, dikiş<br />

dikmeyi öğrendi, babam gir/ çık yaparken güzel bir iş buldu,<br />

evlerini de aldılar, evlatlarını da yetiştirdiler... hep ama hep, her an<br />

mutluluk soluduk o hanede..<br />

43-Aşk mıydı bunlara sebeb olan.. Hayır.. Buna sebeb, nefislerini,<br />

evlatlarının ikbâlinde ve yuvalarının bekâsında eritmiş<br />

olmalarıydı sadece..<br />

44-Bir de şu; annesini, ailesini çok seviyor diye gereksiz<br />

kıskançlıklarla sevgisini tüketen, yuvasını yıkmayı düşünecek<br />

kadar kıskançlığının esiri olmuş insanlara bir iki sözüm var<br />

(yuvaya aşırı müdahale eden aileler hakkındaki şikâyetleriniz<br />

mahfûz)..<br />

45-Bir adam ailesini seviyorsa/sayıyorsa korkmayın, bunun<br />

aksinden korkun..Çünkü, kendini büyüten, bu günlere getiren,<br />

canından kopup geldiği insanlara karşı vefâ göstermeyen, size hiç<br />

göstermez, en ummadığınız anda ihânet tokatını yersiniz... her<br />

türlü..<br />

46-Sabredin.. Sahip olduğunuz değerleriniz adına sabredin..<br />

Evlatlarınız için sabredin...Mutluluğun sizin ellerinizde inşâ<br />

olacağına inanarak sabredin.. Allah hayalini bile kuramayacağınız<br />

öyle güzellikler lûtfedecektir ki, bunu unutmadan sabredin.. Asla<br />

vazgeçmeyin..<br />

47-Hakkınızı helal edin.


AÇIKLAMALAR<br />

Neden özellikle kadınlar üzerinde durduğumu soran takipçilerim<br />

oldu, iki nedeni var; birincisi; bana göre yuvanın kalbi kadın, kalp<br />

bozulunca bütün ruha sirâyet eder, yani yuvayı kadın ayakta tutar.<br />

İkincisi ise; ben bayan olduğum için, daha çok bayanları<br />

dinledim, gözlemledim. Erkeklerin dünyası ve geçinme/boşanma<br />

konularındaki tercihleri hakkında çok bilgim yok, bilgim olmadığı<br />

için, fikrim de yok. Başkalarına havale ediyorum o konuyu :)<br />

Daha önceki flooddaki koltuk/kahve mevzusu biraz kapalı kalmış<br />

sanırım, açıklama isteyenler oldu, ona cevabım:<br />

O, bir beyefendinin, sadece vefâ duygusunu anlatma adına<br />

söylediği bir cümlesiydi, aslında kadın-erkek vs. bu konuyla<br />

çok ilgisi yok, bu örneği vererek dikkat çekmek istediğim<br />

nokta, cansız bir varlığa karşı bile duyulan bu duygunun(vefâ),<br />

insanlardan esirgenmemesiydi.<br />

Bir açıklama daha yapma gereği duydum:<br />

Boşanma, dinimizde yasak değil, Allah’ın, razı olmasa da, müsade<br />

ettiği bir konuya, kimsenin karşı çıkması da mümkün değil.<br />

Ben hercâi tercihler uğruna yuvaların yıkılmasına karşı olduğum<br />

için, dikkat çekici örnekler seçerek bu paylaşımı yaptım,<br />

incittiysem çok özür dilerim.<br />

Anneannem ile ilgili örnek de, dinimize münafi gibi<br />

düşünülmesin, bu onun kişisel tercihiydi. Haşa, Allah’ın izin<br />

verdiği bir konuyu, tartışmaya açacak değilim, bundan yüz bin<br />

defa imtinâ ederim. Yitirilen bazı değerleri, aklımızın bir ucuna<br />

iliştirmek için o örneği verdim.<br />

“Bir Müslümanın, yanında bulunmayan din kardeşine yapacağı<br />

dua kabul olunur. Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe,<br />

yanında bulunan görevli bir melek ona, ‘Duan kabul olsun, aynı<br />

şeyler sana da verilsin.’ diye dua eder.”<br />

Müslim, Zikir 87, 88; İbni Mâce, Menâsik 5<br />

Hani birbirimiz için, çok konuda dua ediyoruz ya, sizlerden ricâm<br />

yuvaların devamı, selâmeti ve huzuru için de ayrı ve özel bir<br />

paragraf ayırın, çok ihtiyaç var.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!