13.01.2013 Views

b61bf8008310d602f822be5f3913ee53

b61bf8008310d602f822be5f3913ee53

b61bf8008310d602f822be5f3913ee53

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İfade özgürlüğünün aslında yansıması olan toplantı ve gösteri özgürlüğü de 2011 yılında Türkiye’de<br />

kullanılamayan özgürlüklerden olmuştur. İşçi eylemlerine, öğrenci protestolarına, bölgedeki gösterilere<br />

kolluk kuvvetlerinin biber gazı, basınçlı suyla sıklıkla müdahale ettiğini tespit edebildik. Bu müdahaleler<br />

nedeniyle yüzlerce insan gözaltına alınıp tutuklandı; onlarca insan yaralandı ve ölümler meydana geldi.<br />

Örgütlenme özgürlüğü ise 2011 yılının öne çıkan hak ihlali kategorisini oluşturdu. KCK Soruşturması<br />

adı altında pek çok alandan binlerce insanın tutuklanmasına neden olan operasyonlar süreci 2011 yılında<br />

da devam etti. Bu dönemde üniversite öğrencilerinin tutukluluğu da çok tartışıldı. Elbette bu durum<br />

önemli bir sorun olmakla birlikte tartışmayı bu yönde ilerletmenin belirli meslek gruplarının tutuklu<br />

olmasını meşrulaştırıyormuş gibi bir izlenim verebileceği yanı sıra tutuklamanın bir cezalandırma sistemi<br />

olarak kendinden hukuk sistemimize yerleşebileceği riskinin bulunduğu kanaatindeyiz.<br />

Yılın üzüntü veren gelişmelerinden biri de Van’da meydana gelen deprem oldu. 23 Ekim 2011<br />

günü merkez üssü Van’ın Erciş İlçesi olan 7,3 büyüklüğündeki son 12 yılın en büyük depreminde 604<br />

kişi yaşamını yitirdi. Bölgeye yeterli sayıda çadır gönderilmemesinden ötürü ve ilgili bakanlıklar ile Van<br />

Valiliği depremzedelere evlerine dönebileceklerine yönelik çağrılar yaptılar.<br />

Çağrıların ardından 9 Kasım 2011’de ise Van’da 5,6 büyüklüğünde yeni bir deprem meydana geldi ve<br />

bir önceki depremde hasar gören pek çok bina ve otel yıkıldı. Enkazın altında onlarca insan kalırken Afet<br />

ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yaptığı açıklamada 40 kişinin yaşamını yitirdiğini; 30 kişinin<br />

de yaralı halde enkazdan çıkarıldığını duyurdu.<br />

* Kamuoyunda “ombudsmanlık” olarak bilinen “Kamu Denetçiliği Kurumu” kanun tasarısı, Meclis<br />

Anayasa Komisyonu’nda 27 Ocak 2011’de kabul edildi. Komisyonda, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin<br />

(TSK) sırf askeri nitelikteki faaliyetleri” kurumun görev alanı dışına çıkarılması önerisi kabul edildi.<br />

* Diyarbakır Cezaevi’nde 12 Eylül Askeri Darbesi döneminde yaşananların savcılık tarafından<br />

soruşturulduğu sırada 78’liler Birliği o dönem görevli 22 kişiyi belirlediklerini 22 Nisan 2011’de<br />

açıkladı.<br />

* Emniyet Genel Müdürlüğü’nün hemen her olayda biber gazı kullanması 2011 yılında da tartışıldı. 15<br />

Mayıs 2011’de biber gazı stokunun bittiği ve Başbakanlık’ın örtülü ödeneğinden aktarılan 2.3 milyon<br />

lira ile alınan 170 bin gaz bombasının Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 81 ildeki Çevik Kuvvet<br />

Şube Müdürlüğü birimlerine dağıtıldığı öğrenildi.<br />

Son olarak ifade etmek gerekirse;<br />

“Gerek dünya ölçeğinde, gerekse Türkiye’de insan hakları alanında yaşanan olumsuzlukların 2011<br />

yılında daha da belirginleşmesi ile genel seçim sürecindeki gerilimli atmosfer, seçim sonrası daha da<br />

yoğunlaşan siyasi operasyonlar ve silahlı çatışma ortamı başvuru sayımızın da öngörülenden %60 daha<br />

fazla gerçekleşmesine neden oldu. Bu rakamları Vakıf olarak ölüm orucu deneyimi dışında, ancak 1990’lı<br />

yıllarda görmüştük.<br />

Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın yalnız bu topraklarda değil, bütün dünyada insan hakları ihlallerinin<br />

görünür kılınmasında verdiği mücadeleyle daha fazla bilinir olmasının, gezici ekiplerle temsilciliklerimize<br />

ulaşamayanlara ulaşma çabalarının da kuşkusuz bu sayıların artmasında payı var. Devletlerin “sözde”<br />

güvenlik algısındaki saldırganlığın ve onlarca yılın kazanımı insancıl hukuk belgelerini yok sayan<br />

tutumlarının da payını unutmadan.<br />

Yaşam hakkı ihlallerinden, işkence yasağının ihlal edilmesinden, ifade özgürlüğünün<br />

engellenmesinden, örgütlenmenin ve gösteri yapmanın yasak olduğundan bahsetmediğimiz raporları<br />

çıkarmak umuduyla.”<br />

-VI-<br />

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı<br />

Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!