18.01.2013 Views

Büyülü Gerçekçilik: Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm ve Angela ...

Büyülü Gerçekçilik: Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm ve Angela ...

Büyülü Gerçekçilik: Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm ve Angela ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Büyülü</strong> <strong>Gerçekçilik</strong>: <strong>Latife</strong> Tekin’in <strong>Sevgili</strong> <strong>Arsız</strong> <strong>Ölüm</strong> <strong>ve</strong> <strong>Angela</strong> Carter’ın Derya Emir<br />

<strong>Büyülü</strong> Oyuncakçı Dükkânı İsimli Eserlerinin Karşılaştırması Hatice Elif Diler<br />

Çağdaş İngiliz Edebiyatının önemli yazarlarından <strong>Angela</strong> Carter, 1941 yılında, İngiltere’nin Eastbourne şehrinde<br />

doğmuştur. Küçük yaşlarda anoreksi hastalığı ile mücadele eden yazar, gazetecilik hayatına Londra’da haftalık çıkan<br />

Croydon Ad<strong>ve</strong>rtiser adlı gazetede yazılar yazarak başlamıştır. Bristol üni<strong>ve</strong>rsitesinde İngiliz Edebiyatı okuyan Carter,<br />

1966 yılında ilk romanı Shadow Dance’ı yayımlamıştır. The Magic Toyshop (<strong>Büyülü</strong> Oyuncakçı Dükkânı) isimli eseri,<br />

1967 yılında yayımlanmış <strong>ve</strong> yazara Llewellyn Rhys Ödülü'nü kazandırmıştır. Son romanı Wise Children'la büyük<br />

beğeni toplayan yazar, Şubat 1992'de hayata gözlerini kapatmıştır. Carter, feminizm, büyülü gerçekçilik, fantastik <strong>ve</strong><br />

bilim kurgu gibi pek çok türde eserler <strong>ve</strong>rmiştir. Başarılı bir makale yazarı olan <strong>Angela</strong> Carter’ın, toplam 9 adet<br />

romanı <strong>ve</strong> dört bölümden oluşmuş bir hikâye derlemesi bulunmaktadır.<br />

BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİK<br />

<strong>Büyülü</strong> gerçekçilik terimi, ilk olarak Alman sanat eleştirmeni <strong>ve</strong> tarihçisi Franz Roh tarafından, 1925 yılında<br />

yayımlanmış olan Nach-expressionismus, magischer Realismus: Probleme der neuesten europaischer Malerei<br />

(Dışavurumculuk Sonrası, <strong>Büyülü</strong> <strong>Gerçekçilik</strong>: Yeni Avrupa Resim Sanatındaki Sorunlar) isimli eserinde, dönemin<br />

Alman ressamlarının, konuları <strong>ve</strong> temaları hayal ürünü, fantastik <strong>ve</strong> rüyamsı niteliğe sahip çalışmalarını anlatmak<br />

amacıyla kullanılmıştır. Terim, edebiyatta ilk olarak, İtalyan yazar <strong>ve</strong> eleştirmen Massimo Bontempelli (1878–1960)<br />

tarafından kullanılmıştır (Turgut, 2003: 14). <strong>Büyülü</strong> gerçekçilik, en çok Latin Amerikalı yazarların eserlerinin<br />

sınıflandırıldığı bir akım olarak kendini göstermiştir. Arjantinli yazar Jorge Luis Borges’in (1899–1988) 1935 yılında<br />

yayımlanan Historia uni<strong>ve</strong>rsal de la infamia (Alçaklığın Evrensel Tarihi) isimli eseri, ilk büyülü gerçekçilik çalışması<br />

olarak kabul edilmektedir (Cuddon, 1999: 488). <strong>Büyülü</strong> gerçekçilik akımının en tanınmış yazarı, 1967 yılında<br />

yayımlanmış olan Cien años de soledad (Yüzyıllık Yalnızlık) isimli yapıtı ile Kolombiyalı yazar Gabriel García<br />

Márquez’dir. Italo Calvino, John Fowles, Günter Grass, Janet Frame <strong>ve</strong> Salman Rushdie, büyülü gerçekçi bakış<br />

açısıyla eserler <strong>ve</strong>rmiş olan diğer önemli edebiyatçılardır (Cuddon, 1999: 488).<br />

<strong>Büyülü</strong> gerçekçilik, “büyülü unsurların, resmedilen gerçeklik içinden organik olarak gelişmesini sağlayacak biçimde<br />

fantastik <strong>ve</strong> gerçekçiliği birbirine bağlayan” (Faris, 2005: 163) bir postmodern akımdır. Fantastik unsurlara<br />

postmodern eserlerde sıkça rastlandığından, büyülü gerçekçilik “postmodernizmin merkezi” (Faris, 2005: 173) olarak<br />

kabul edilebilir. <strong>Büyülü</strong> gerçekçilik, Zamora <strong>ve</strong> Faris’e göre (2005:5) ontolojik, politik, cinse ait <strong>ve</strong>ya coğrafi sınırları<br />

araştıran bir akımdır. Bu akım, diğer bir akım içinde bir arada kullanılamayacak farklı dünyaları, alanları <strong>ve</strong> sistemleri<br />

bir arada bulundurur <strong>ve</strong> bunların kaynaşmasını sağlar. Gerçekliği sorgulama hususunda gerçekçiliğin uzantısı olarak<br />

kabul edilse bile, büyülü gerçekçilik, akılcılığa <strong>ve</strong> edebi gerçekçiliğe zıt bir akımdır (Zamora <strong>ve</strong> Faris, 2005:6).<br />

<strong>Büyülü</strong> gerçekçilik akımının en önemli özellikleri, fantastik ya da tuhaf unsurlarla, gerçekçi unsurların karıştırılması<br />

ya da yan yana kullanılması, kıvrımlı hatta labirentimsi anlatım tekniklerine <strong>ve</strong> temalara, ustalıklı zaman<br />

değişimlerine, rüyalara, yerel mitlere, cinlerle, perilerle dolu masalımsı hikâyelemeye yer <strong>ve</strong>rilmesi, dışavurumcu <strong>ve</strong><br />

gerçeküstücü tanımlamaların <strong>ve</strong> esrarengiz bir bilgelikle korkunç, izah edilemez, şaşırtıcı <strong>ve</strong> hatta ani şok yaratacak<br />

unsurların kullanımıdır. (Cuddon, 1999: 488)<br />

Tüm benzerliklerine rağmen, büyülü gerçekçilik, fantastik <strong>ve</strong> gerçeküstücü akımlardan farklı bir akım olarak<br />

değerlendirilir. Franz Roh (2005: 15-33), gerçeküstücülüğün (surrealism) tamamen imkânsız durumları temsil ettiğini<br />

belirtir. Roh’a göre, büyülü gerçekçilikte günlük hayat perili, masalımsı bir şekle sokulurken, ondan yalnızca birkaç<br />

yıl önce hüküm sürmüş olan gerçeküstücülük, var olanı tamamıyla yadsıyacak şekilde ortaya çıkar. Gerçeküstücüler,<br />

eserlerinde fantastik <strong>ve</strong>ya olağanüstü unsurları kullanmışlar, ancak bunu gerçekten tamamen uzaklaşarak<br />

gerçekleştirmişlerdir (García, 2004: 34). Ancak Latin Amerika büyülü gerçekçiliğinin söylencesel köklerini etkileyen<br />

akım gerçeküstücülük olmuştur (García, 2004: 33). García, büyülü gerçekçilik <strong>ve</strong> fantastik edebiyat arasında da fark<br />

bulunduğuna dikkat çeker. Hem fantastik edebiyatta hem de büyülü gerçekçilikte doğa <strong>ve</strong> doğaüstü bir arada<br />

kullanılmaktadır. Ancak büyülü gerçekçilikte, doğal olanın yanı başında kullanılan doğaüstü unsur okuyucuyu<br />

şaşırtmaz. <strong>Büyülü</strong> gerçekçilikte kullanılan doğaüstü unsurun doğal olanla bütünleşip kaynaşması şarttır. Fantastik<br />

edebiyatta ise, doğal olana aykırı, bambaşka bir dünya yaratıldığından, doğaüstü durum insanda şaşkınlık duygusu<br />

yaratır.<br />

1949 yılında yayınlanan El reino de este mundo (Bu Dünyanın Krallığı) adlı eserin önsözünde Latin Amerikalı yazar<br />

Alejo Carpentier (1904–1980) ‘lo real maravilloso’ (olağanüstü gerçek) kavramını ilk kez kullanmıştır (Turgut, 2003:<br />

14). José Donoso Yáñez büyülü gerçekçilik <strong>ve</strong> olağanüstü gerçekçilik arasında küçük bir fark olduğunu, aslında bu<br />

52

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!