08.10.2016 Views

’ETKİN PİŞMANLIK’

FILE_952c99-7a9f4a-cf3222-32755b-a78243-104058

FILE_952c99-7a9f4a-cf3222-32755b-a78243-104058

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

48 EKİM 2016 CUMARTESİ Kültür-Medeniyet haber@yenibirlikgazetesi.com<br />

ONLARCA MEDENIYETIN BIRAKTIĞI MIRAS:<br />

PALU<br />

Antik çağlardan günümüze<br />

kadar uzanan tarih birikimiyle<br />

her adımınızda sizi zaman<br />

yolculuğuna çıkaran Palu,<br />

ilçeyi ziyaret edenlere<br />

onlarca medeniyetin<br />

izlerini görebilme<br />

imkanı sağlıyor.<br />

Urartu medeniyetinden kalma kaya tünelleri,<br />

su sarnıçları, kaya mezarları, kaya<br />

merdivenleri, tapınakları ve Urartu Kralı<br />

Menua tarafından dikilen 3 bin yıllık kitabenin<br />

yanı sıra Palu, Kültür ve Tabiat Varlıkları Listesi’nde<br />

çok sayıda tarihi esere sahip çok eski bir<br />

yerleşim yeri. İpek Yolu güzergahında bulunan<br />

Elazığ’ın ilçesi Palu, tarihte çok önemli bir ticaret<br />

merkeziydi. Palu, Artuklu dönemindeyken<br />

başkent olma özelliği taşıyordu.<br />

ONLARCA MEDENIYET GÖRDÜ<br />

Palu, Elazığ’ın birçok medeniyetin izini taşıyan her<br />

an bir kalıntıyla karşılaşabileceğiniz deniz seviyesinden<br />

844 metre yükseklikteki ilçesidir. Bölge,<br />

M.Ö 5000 yıllarına ait kalıntılara sahip olup,<br />

eski çağlarda Urartular, Sümerler, Hurriler, Hititler,<br />

Asurlular, Persler, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar,<br />

Emeviler, Abbasiler dönemlerine tanıklık<br />

etmiştir. Türk akınlarının başlamasıyla önce bölgeye<br />

Çubukoğulları, Artukoğulları Beyliği ve<br />

Anadolu Selçukluları hakim olmuş, daha sonra<br />

İlhanlılar, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular<br />

hükmetmiştir. Çaldıran Zaferi’nin ardından<br />

Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılıp,<br />

Cemşid Bey’e emanet edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu<br />

döneminde Palu, Hükümet Sancağı<br />

statüsüne erişmiş, babadan oğula Cemşid Bey<br />

ailesi tarafından yönetilmiştir. Cemşid Bey ailesinin yeni<br />

kuşaklarından hala Palu’da yaşamlarını sürdüren akrabaları<br />

yer alıyor. Aileden birisi vefat ettiği zaman Cemşid<br />

Bey Külliyesi’ne defnediliyor. Cemşid Bey Külliyesi, 16.<br />

yüzyılda yapılmış, camii, türbe, medrese ve hazire olarak<br />

dört bölümden oluşuyor. Külliye, yerli mimarinin en güzel<br />

örneklerinden biridir. Mezar taşındaki çift servi, geometrik<br />

desenler ve geçmeler, bölgede bulunan klasik anlayışla işlenen<br />

motiflerin tek örneğidir.<br />

ELAZIĞ Valiliği himayesinde<br />

Palu Kaymakamlığınca<br />

yürütülen, T.C.<br />

Başbakanlık Tanıtma<br />

Fonu tarafından finanse<br />

edilen ve Elazığ Belediyesi,<br />

Palu Belediyesi, İl Kültür<br />

Turizm Müdürlüğünce<br />

de desteklenen “Palu Kale<br />

Yolu Tarihi ve Turistik Alan<br />

Düzenlenmesi” projesi<br />

1<br />

Sema SEZEN<br />

ARTI<br />

+SANAT<br />

sezensema@hotmail.com<br />

başlatıldı. Palu Belediye<br />

Başkanı Mehmet Sait Dağoğlu<br />

ve Palu Kaymakamı<br />

Mehmet Öztürk, tüm çalışmaları<br />

adım adım takip<br />

ediyor. Belediye Başkanı<br />

Dağoğlu, avuç avuç Palu<br />

toprağını daha da güzelleştirmek<br />

için çam ağaçları<br />

dikim çalışmaları da<br />

yapıyor.<br />

ÜÇ BIN YILLIK KANDIL IZI<br />

Palu Kalesi’nin altında yer alan<br />

Urartu kaya mezarlarının bulunduğu<br />

odalarda, sadece Urartu<br />

değil, diğer medeniyetlerin izlerine<br />

rastlamak da mümkün. Urartular döneminden<br />

sonra bu kaya mezarlarının<br />

kilise olarak kullanıldığına dair ibareler<br />

bulunuyor. Sol taraftaki kaya mezarı<br />

odasında girildiğinde duvarda oyma<br />

haç işaretini görmeniz mümkün. Beni<br />

en çok etkileyen görüntülerden biri,<br />

Urartu kralı Menua’nın kitabesinin yanından<br />

kaya mezarlarına inildiğinde<br />

ilk kaya mezarı odalarından soldaki<br />

küçük olanında kandil konulan boşlukta<br />

rastladığım is izi oldu. Çocuk<br />

mezarı olduğu tahmin edilen odada<br />

(büyük ihtimalle kralın soyundan),<br />

sunağın yanındaki boşlukta yanan<br />

kandil, belki de çocuğun annesi tarafından<br />

sık sık ziyarete geldiği zaman<br />

yakılmıştı. İlk aklıma gelen, “bu is izi<br />

üç bin yıllık olabilir mi?” sorusu olmuştu.<br />

Olabilir, ancak Urartulardan sonra<br />

kullanan diğer medeniyetlerden kalma<br />

izler de olabilir. Bu kaya mezarları<br />

ev gibi yapılmış. Öte yandan kalenin<br />

altında temizleme çalışmaları devam<br />

eden kaya tünelinin sonunda ne çıkacağı<br />

konusu da en çok merak ettiklerim<br />

arasında yer alıyor. Tünelde çalışan<br />

işçileri azimli çalışmalarından dolayı<br />

tebrik ediyorum. Yönü aşağı doğru<br />

eğilen ve kaya merdivenleri bulunan<br />

kaya<br />

tüneline<br />

tutunarak<br />

inmek bile inanılmaz<br />

meşakatliyken, işçiler<br />

o tüneli canla başla balçıktan<br />

temizlemeye devam ediyor. Tünelden<br />

20 metre aşağıya inildiğinde zifiri<br />

karanlık ve küçük bir oda görülüyor.<br />

Kaya tünelinin temizlenme çalışması<br />

sonunda ne çıkacağı konusunda yeraltı<br />

şehri, mezar odası veya Palu merkeze<br />

doğru uzanan bir geçit olduğu<br />

varsayımlarında bulunuluyor. Erzak<br />

odası olma ihtimalin de olduğu söyleniyor.<br />

Kalenin aşağısına inerken<br />

karşınıza Urartu Kralı Menua<br />

tarafından yaptırılan<br />

kitabe çıkıyor. Binlerce yıl boyunca<br />

esen sert rüzgara karşın<br />

yazıt, eski görkemini korumaya<br />

çalışıyor. Yazıt deşifre edildiğinde,<br />

“Tanrı Haldi silahlarıyla<br />

sefere çıktı. O, Sebeteria kentinin<br />

ülkesinin zapt etti. O, Huzana<br />

kentinin ülkesini zapt etti. Supa<br />

“BU YAZIYI TAHRİP<br />

EDEN YOK EDİLECEK”<br />

kentini zapt etti. Tanrı, Haldi büyüktür.<br />

Tanrı Haldi’ni silahları<br />

güçlüdür. Tanrı Haldi’nin kudretiyle,<br />

İspuni oğlu Menua sefere<br />

çıktı. O, Sebeteria kentinin ülkesini<br />

zapt etti. Hati ülkesine değin<br />

gitti. Tanrı Haldi için bu yazıtı dikti.<br />

Sebeteria kentinde Haldi Tapınağı’nı<br />

inşa etti. Sebeteria kenti...<br />

O, Meliteia kenti kralı, Suliehauali’nin<br />

hayatını, düzenli vergi<br />

ödemek koşuluyla bağışladı. Haldi’nin<br />

büyüklüğü sayesinde İspuini<br />

oğlu Menua, kudretli kral,<br />

Pianili ülkesi kralı, Tuşpa kentinin<br />

egemeni Menua söyler: Bu yazıtı<br />

tahrip eden, onu silen, bir başkasını<br />

bunu yaparken gören, Haldi,<br />

Teiseba, Sivini ve tanrılarca yok<br />

edilecektir. O, güneş ışığından<br />

yoksun edilecektir” gibi ifadeler<br />

ortaya çıkıyor.<br />

Evliya Çelebi: Göğe baş uzatmış bir kale<br />

Palu Kalesi’nin, coğrafi olarak stratejik<br />

öneme sahip olan konumu,<br />

medeniyetlerin saldırıları güvenli<br />

bir şekilde atlatmasına neden olmuştur.<br />

Urartular büyük ihtimalle bu<br />

kaleyi Asurlular’dan korunma amaçlı<br />

yaptı. Öte yandan Urartuların yapıları<br />

incelendiğinde yüksek yerleri tercih<br />

etmelerinin bir diğer nedeni de Güneş<br />

tanrısı Şivini’ye daha yakın olacaklarını<br />

düşündüklerinden olabilir. Ancak Palu<br />

kalesinde Selçuklu ve sonraki dönemlere<br />

ait olan sur duvarlarının bazı kalıntıları<br />

günümüze kadar gelebilmiştir.<br />

Urartulardan ve Bizans Dönemi sonrasında<br />

Çubukoğulları ve devamında<br />

Artuklular Dönemi’nde yoğun olarak<br />

kullanılmış.<br />

‘TİMUR BİLE SALDIRMADI’<br />

Evliya Çelebi, Elazığ’ın bu tarihi ilçesinde<br />

yer alan kale için Seyahatname’sinde<br />

“Göğe baş uzatmış bir kale”<br />

diye söz eder.<br />

Timur’un bu kaleyi gördüğünü ve<br />

el koymayı bile düşünmeden geçip<br />

gittiğini yazan Evliya Çelebi, Palu’dan,<br />

“Palu’nun batısında Ergani ile Eğil birer<br />

konaklıktır. Kuzeyinde Harput bir menzildir.<br />

Kıblesinde Diyarbakır iki menzildir.<br />

Kalenin sırtında Bağin denilen<br />

bağlık ve irem gibi bir köy vardır. Gezinti<br />

yeri olan bir ormanlıktır. Palu beylerinin<br />

hassıdır. Orada kayalar arasında<br />

bir nehir akar. Sanki ab-u hayat (hayat<br />

suyu) gibidir. Hicri 921 tarihinde<br />

Selim Han’ın veziri Bıyıklı Mehmet Paşa’ya<br />

itaat edip yine mülkü kendisine<br />

ihsan olunmuştur. Hala Diyarbekir Eyaleti’nde<br />

hükümettir. Babadan oğula<br />

geçerek idare olunur. Emirlerde bunlara<br />

“Cem Cenab” diye lakap yazılır. Savaş<br />

halinde hakimi iki bin askerle sefere çıkarlar.<br />

Kalesi, Murad Nehri kıyısında<br />

Kahkaha kalesi gibi göğe uzanmış bir<br />

kaledir. Hiçbir taraftan bağlantısı olmadığından<br />

fethi mümkün değildir.<br />

Kayalar arasından Murad Nehri’ne<br />

inen bir su yolu vardır. Şattülarap’ın üç<br />

kolundan birisinin kaynağı buradadır.<br />

İskender’in burada oturacak bir yeri<br />

vardır. Bir kolu da Ergani’de Taht-ı Meşan<br />

denilen yerden çıkar, turnagözü<br />

gibi berrak, cana can katan bir sudur”<br />

diye söz eder.<br />

PALU’NUN İKİNCİ BÖLÜMÜNÜ 15 EKİM CUMARTESİ GAZETEMİZDE OKUYABİLİRSİNİZ.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!