17.11.2016 Views

FİTNEYE KARŞI GÜVEN TOPLUMU

aylik_kasim_2016

aylik_kasim_2016

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

GÜNDEM<br />

ya da örgütte yer alan bireylerin<br />

birbirlerine olan güvenleri üzerinde<br />

şekillenmektedir.<br />

Sosyal sermaye kavramı “insanların<br />

ortak amaçları için gruplar<br />

ya da organizasyonlar hâlinde bir<br />

arada çalışabilme yeteneği”ni gösterir.<br />

(Fukuyama, Francis, Güven, Sosyal Erdemler<br />

ve Refah, Türkiye İş Bankası Yay, İst.<br />

1999.) Kavram, “bireylerarasındaki<br />

ilişki ağı, kural ve güvene bağlı<br />

olarak ortak hedeflere yönelebilme”<br />

olarak da tanımlanabilir.<br />

İktisadi açıdan sosyal sermaye<br />

“etkin ekonomik performans,<br />

toplum sağlığı ve mutluluğu, suçun<br />

azaltılması, eğitim ve etkin<br />

bir devlet mekanizması oluşturulması<br />

bakımından son derece<br />

önemlidir.” (Demir, Ömer, Din Ekonomisi,<br />

Sentez Yay, Bursa 2013.)<br />

Beşerî sermaye kavramıyla da,<br />

insanın üretime katkı sağlayan<br />

eğitim, beceri, tecrübe ve düzenli<br />

çalışabilme gücü, daha doğrusu<br />

bilgi ve beceriye ilaveten insanların<br />

birlikler oluşturma yetenekleri<br />

kastediliyor. Belli amaçlar<br />

etrafında bir araya gelebilme yeteneği,<br />

toplulukların ne ölçüde,<br />

normları ve değerleri paylaşabildiğine<br />

ve şahsi çıkarları daha<br />

büyük ölçekteki gruplara tabi<br />

kılabildiğine dayanıyor. Bu anlamda<br />

beşeri sermaye, sosyal sermayenin<br />

temelini oluşturur. Zira<br />

bireylerin birlikte çalıştıkları insanlarla<br />

uyum içerinde çalışabilmeleri<br />

için yaptıkları işe yönelik<br />

orada bulunan herkesin yeterli<br />

bilgi ve beceriyle donanımlı olduğuna<br />

güvenmeleri gerekir. Beşerî<br />

sermayesi yüksek ancak sosyal<br />

sermayesi düşük bireyleri nitelemek<br />

için kültürümüzde “okumuş<br />

ama adam olmamış” denir. Üstelik<br />

“adam olmamış okumuşların,<br />

okumamış adam olmamışlara”<br />

göre işlem maliyetleri daha yüksektir.<br />

(Demir, age.)<br />

Dinin, beşerî sermaye ve sosyal<br />

sermaye kavramlarıyla çok yakından<br />

ilgisinin olduğu aşikârdır.<br />

Zira din, birden çok anlamda, güven<br />

düzenleyici bir araçtır. Dinî<br />

inançlar, gelişen olaylara karşı<br />

sosyal bir sermaye olarak bireylere<br />

güvenilirlik enjekte ederler.<br />

Her ne kadar doğrudan görünür<br />

olmasa da güvenilir ortamların<br />

sağlanmasında din görevlilerinin<br />

rolü çok önemlidir. Din görevlileri<br />

hizmetlerini içtenlikle ve<br />

kurumsal amaçlara uygun bir<br />

şekilde yürüttüklerinde, uçurumun<br />

kenarındaki bireyler için<br />

birer kurtuluş simidi olabilirler.<br />

Din görevlilerinin, psikolojik<br />

sorun yaşayan ya da dinî olarak<br />

çıkmazda görünen insanların<br />

sorunlarının çözümünde pek<br />

görünmeyen ama ciddi etkileri<br />

olacak derecede katkı sağladığı<br />

açıktır. Örnek vermek gerekirse,<br />

sosyolog E. Durkheim’in intihar<br />

olgusuna dair araştırması, intihar<br />

olgusunun engellenmesinde<br />

din görevlilerinin belirgin rolüne<br />

işaret ediyor. Durkheim’e göre<br />

dinin insanı kuşatıcı ve psikolojik<br />

yapısını dağılmaktan önleyici<br />

özelliğine ilaveten din görevlilerinin<br />

aşamalı (hiyerarşik) yapılanması<br />

ve nüfus başına düşen din<br />

görevlisi sayısının artması, bireylerin<br />

intihar eğilimlerini azaltacak<br />

tarzda toplumsal güvenlik havzaları<br />

oluşturmaktadır.<br />

Güven ihlali ve din<br />

Psikolojik bir yetiyi belirten “güven”<br />

duygusu aslında çift yönlü<br />

bir anlama sahiptir: güvenilir<br />

olmak ve birlikte yaşadığı grup<br />

üyelerine güvenmek. Güvenilir<br />

olmak kadar, başkalarına güvenmek,<br />

güven telkin edecek ya da<br />

güveni ortadan kaldıracak davranışlar<br />

doğrudan dinî kodlarla<br />

bağlantılı olabilir.<br />

İslâm’ın geniş kitlelerce benimsenmesinde<br />

güvenilirliğinin<br />

önemli payı olan Hz. Peygamber,<br />

iman ile güvenilir kimse olmak<br />

arasında sıkı bir bağ kurmuş;<br />

emanete hıyanetin münafıklık<br />

işareti (Riyazü’s-Salihin, II/693.) olduğunu<br />

bildirmiştir. Emanete hıyanet<br />

etmemek, güvenilir olmak mü-<br />

22<br />

DİYANET AYLIK DERGİ KASIM 2016

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!