12.12.2017 Views

Lev Nikolayevic Tolstoy - Insan Ne Ile Yasar

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Pahom hemen ayağa kalktı ve en güzel kadın elbisesiyle iki kilo çayı getirip Reis'e sundu. Reis hediyeleri<br />

kabul edip kendisini başköşeye oturttu. Başkırlar hemen ona birşey anlatmaya başladılar. Reis bir süre<br />

dinledi, sonra başıyla susmalarını işaret etti ve Pahom'a Rusça seslendi:<br />

"Pekâlâ, öyle olsun. <strong>Ne</strong>reyi istersen orası senin olsun; bizde nasıl olsa çok toprak var."<br />

"Đstediğim kadar çok nasıl alabilirim?" diye düşündü Pahom. "Đşi sağlama bağlamak için tapusunu<br />

çıkartmalıyım, yoksa 'Burası senin' deyip, sonra da elimden alabilirler."<br />

"Nazik sözleriniz için teşekkür ederim" diye konuştu Pahom. "Sizin çok toprağınız var, benim istediğimse<br />

azıcık bir şey. Ama yine de o küçücük parçanın bana ait öldüğünden emin olmalıyım. Ölçülüp sonra tapusu<br />

verilemez mi? Hayat da ölüm de Allah'ın elinde. Siz iyi insanlar onu bana verirsiniz, ama belki çocuklarınız<br />

geri almak ister."<br />

"Tamamen haklısın," dedi Reis. "Toprağı tapusuyla vereceğiz sana."<br />

"Duydum ki, buraya bir tüccar gelmiş," diye devam etti Pahom, "ve siz de ona biraz toprak vermiş, tapu<br />

senedi düzenlemişsiniz. Bana da aynı şeyin yapılmasını isterdim."<br />

60<br />

<strong>Tolstoy</strong><br />

Şef anlamıştı.<br />

"Tamam," dedi, "o iş kolay. Bir kâtibimiz var, seninle birlikte şehre gidip mühürlü, tasdikli bir tapu alırız."<br />

"Peki fiyat ne olacak?" diye sordu Pahom.<br />

"Fiyatımız hep aynıdır; günü bin ruble."<br />

Pahom anlamadı.<br />

"Günü mü? Nasıl ölçüymüş o? Kaç dönüm yapar?"<br />

"Biz öyle hesap bilmeyiz," dedi Reis, "Biz toprağı günle satarız. Bir günde yürüyerek etrafını çevirebildiğin<br />

kadarı senindir ve bir günü bin rubledir."<br />

Pahom şaşırmıştı.<br />

"Ama insan bir günde büyük bir arazinin etrafını çevirebilir," dedi.<br />

Reis kahkahalarla güldü.<br />

"O zaman hepsi senin olur!" dedi. "Ama bir şartla; başladığın noktaya aynı gün dönmezsen paranı<br />

kaybedersin."<br />

"Peki geçtiğim yerleri nasıl işaretleyeceğim?"<br />

"Nasıl mı? Đstediğin bir noktaya gider orada dururuz. Sen de o noktadan başlayıp, yanındaki belle daireni<br />

çizersin. Gerekli gördüğün yerlere işaret koyarsın. Her dönüşte, bir çukur kazıp otları üstüste yığarsın; sonra<br />

biz de çukurların arasını sabanla işaretleriz. <strong>Ne</strong> kadar istersen o kadar büyük bir daire yap, ama güneş<br />

batmadan başladığın noktaya dönmen gerekiyor. Çevirdiğin bütün arazi senin olacak."<br />

Pahom bu işi çok sevmişti. Ertesi sabah erkenden başlamaya karar verdiler. Biraz daha konuştular, kımız içip<br />

yemek yediler. Artık gece olmuştu. Başkırlar, Pahom'a kuştüyü bir yatak verdikten sonra, ertesi gün şafak<br />

sökerken toplanıp, kararlaştırılan noktaya gitmek için sözleşerek yanından ayrıldılar.<br />

61<br />

k >*t<br />

VII<br />

Pahom kuştüyü yatağa uzandı, ama uyuyamadı. Aklında hep toprak vardı.<br />

"Amma büyük bir araziyi işaretlerim!" diye düşünüyordu. "Bir günde rahatlıkla otuzbeş mil gidebilirim. Günler<br />

şimdi uzun, otuzbeş millik bir dairenin içinde ne de geniş toprak vardır! Đşe yaramaz kısımlarını satar veya<br />

köylülere bırakırım; en iyi kısmını kendime ayırıp işlerim. Đki öküz alır ve iki işçi daha tutarım. Yüzelli<br />

dönümlük toprağı sabanla sürer, geriye kalanı otlak yaparım."<br />

Pahom bütün gece gözünü kırpmadı. Yalnız, şafak sökmeden biraz önce uykuya daldı. Gözlerini kapar<br />

kapamaz bir rüya gördü. Rüyasında aynı çadırda uzanmış yatıyordu, derken dışar-da birisinin kahkahalarla<br />

güldüğünü duydu. Kim olabilir diye merak edip kalktı ve dışarı çıktı. Başkır Reisi'nin, çadırın önünde oturmuş<br />

böğrünü tuta tuta güldüğünü gördü. Reis'in yanına giden Pahom; "Niye gülüyorsun?" diye sordu.<br />

Karşısındaki artık Reis değil, daha önce evine uğrayan ve buradaki toprakları anlatan tüccar olmuştu. Pahom<br />

tam ona; "<strong>Ne</strong> zamandır buradasın?" diye soracakken, adam tüccar olmaktan çıkıp, uzun zaman önce<br />

Pahom'un eski evine gelen Volgalı adama dönüştü. Sonra gördü ki, o, köylü de değil, tırnaklarıyla boynuzları<br />

olan şeytandı ve orada durmuş gülüyordu. Şeytanın ayaklarının ucunda ise birisi yalınayak, üstünde sadece<br />

bir pantolon ve gömlek, uzanmış yatı-<br />

62<br />

<strong>Tolstoy</strong><br />

yordu. Ölmüş halde yatan o adam ise Pahom'un ta kendisiydi. Dehşetle uyandı.<br />

"Bir rüyadan ne çıkar?" diye geçirdi içinden.<br />

Çadırın açık kapısından baktı; şafak söküyordu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!