Attention! Your ePaper is waiting for publication!
By publishing your document, the content will be optimally indexed by Google via AI and sorted into the right category for over 500 million ePaper readers on YUMPU.
This will ensure high visibility and many readers!
B ir ülkede Abdullah adında yoksul terzi ve ailesi yaşardı. Bu adamın, Alaaddin adında bir oğlu vardı.Bu ele avuca sığmaz yaramaz. Babasının dediklerine pek kulak asmaz, dediklerini dinlemezdi. Yoksul terzi aniden rahatsızlandı, birkaç gün sonrada vefat etti. Yoksul terzinin yakın akrabaları ve akrabaları uzakta yaşadığından ,Eşi ve oğlu Alaaddin’ e bakacak kimseleri yoktu. Terzinin bıraktığı birkaç kuruş kısa zamanda harcanıp tükenince beş parasız kalan kadın para eden eşyaları satmaya başladı ama onlarda bitince çaresiz karın tokluğuna başkalarına hizmet etmeye başladı. Hizmetçilik ve çamaşır yıkayarak eve sadece ekmek alabilen kadın zor günler yaşıyor olmasına rağmen, bu durum alaaddin’in pek umurunda değildi. Arkadaşları ile koşturuyor oynuyor annesi söylemesine rağmen ona yardımcı olmuyor. Zavallı kadın onun için çabalamasına rağmen onun umarsız tavırlarına içten içe üzülüyordu. Bir sabah Alaaddin sokağa çıkıp arkadaşlarıyla oyun oynar iken o sabaha kadar o şehirde tanınmayan gizemli bir büyücü gelerek, Etraftan sorup soruşturup alaaddin’ i buldu ve yakın zamanda babasının vefat ettiğini başka akrabalarının olmadığını da öğrenince , hemen oyun oynayan çocuğun yanına gelerek “Alaaddin! Sevgili yeğenim, ben senin amcanım, Sevgili ağabeyimi ve sizi ziyarete gelmiştim ki onun vefatını öğrendim. Sen şu parayı al yarın akşam size yemeğe geldiğimde her şeyi anlatacağım” dedi ve oradan uzaklaştı. Alaaddin içerisinde beş altın bulunan kese’ yi koşarak annesine verdi. Annesi “Aman Allah’ım bu gerçek mi? Rüya olmalı Hep dua ediyordum Allah dualarımı kabul etti.” dedi ve alaaddin’e dönerek “Babanın akrabaları uzakta yaşadığından tanımıyorum bir yanlışlık yoktur umarım”. 4