Vincere
Vincere
Vincere
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Biyografi k Filmler<br />
Yönetmen: Marco Bellocchio<br />
Senaryo: Marco Bellocchio<br />
Oyuncular: Giovanna Mezzogiorno (Ida Dalser), Filippo Timi (Benito Mussolini)<br />
2009 / İtalya, Fransa / İtalyanca, Almanca / 128’<br />
<strong>Vincere</strong><br />
“Kadın için annelik neyse, erkek için de savaş odur! Felse ve doktrinsel açıdan sürekli barışa<br />
inanmıyorum.”<br />
Uzun yıllar konuşulmamış bir olay 2005’te İtalyan gazeteci Marco Zeni tara ndan televizyon belgeseli<br />
ve iki kitap (1) yayınlanarak tekrar araş rılıyor: Benito Mussolini (1883-1945)’nin hala gerçekliği<br />
kanıtlanamamış sevgilisi ve “gayrimeşru” oğlu… İda Dalser (1880-1937)’in; yaşarken haya nı<br />
karartan bu iddiası, böylece yeniden üre m çarklarına giriyor ve Marco Bellocchio da <strong>Vincere</strong> (Win!,<br />
2009) adlı biyografi k/kurmaca fi lmle bu sisli olayı anla yor.<br />
Benito Amilcare Andrea Mussolini; 1922-1945 arası İtalya’nın Duce’si (2) , faşizmin kurucusu,<br />
Hitler’in ilham kaynağı… Önceleri Sosyalist Par ’de ve onun yayın organında yükseldi. Toprak<br />
kazanma düşüncelerini yaymaya başladı; bu faaliyetlerinden dolayı par den çıkarıldı. Ardından, I.<br />
Dünya Savaşı sonrası çökmüş ekonomi ve siyasi kaos içindeki İtalya’da farklı sağ/milliyetçi grupları<br />
Nasyonal Faşist Par ça sı al nda, Roma İmparatorluğu’nun ih şamlı zamanlarına tekrar ulaşmak<br />
ha a onu aşmak gibi popülist söylemlerle mobilize etmeyi başardı. Kral III. Vi orio Emanuele’i<br />
yöne mi faşistlere devretmesi için tehdit e ; aksi halde, par zanlarıyla -Kara Gömlekliler (3 )-<br />
Roma’ya büyük bir yürüyüş düzenleyecek . “Komünizm tehlikesi”yle de karşı karşıya olan kral<br />
teklifi kabul e . Böylece Mussolini faşizmin kurucusu sayıldı ve 23 yıl süren İtalyan Faşizmi başlamış<br />
oldu. Bu süreçle aynı zamanda Alman faşizminin de yol haritası çiziliyordu. Mussolini, ik dar ve<br />
güç dağılımıyla ilgili, Nietzsche ve Vilfredo Pareto (4) ’ya dayanarak “büyük adamın otoriter rejimi”ni<br />
meşrulaş racak tezler ileri sürmeyi (5) , Hitler’le yakın dostluk kurmayı da ihmal etmedi.<br />
Film boyunca ö eli, kararlı ve siyasî hırslarıyla yanıp tutuşan bir adamın gölgesinde, gitgide<br />
daha uzağında, yi p giden iki haya izliyoruz: zamanında Mussolini gazete çıkarabilsin diye tüm<br />
malvarlığını satan bir kadın, İda Dalser; varlığını sürdürme mücadelesi veren ve ismi bile yasaklanan<br />
bir çocuk, Benito. Açılış sahnesinden i baren idealleri için dövüşen, dayak yemeyi, tutuklanmayı göze<br />
alan, ateşli, genç bir devrimci olarak yaşıyor Mussolini. Kendi basit yöntemiyle “tarının olmadığını”<br />
kanıtlıyor, karanlık ve rutubetli sokaklarda eylemler yapıyor, küçük odalarda hararetli tar şmalarda<br />
yumruk yumruğa kavga ediyor, geleceğe dair hayaller görüyor, fütürist sergilerde savaşın/makinanın<br />
gücünü anla yor, “Napoleon’dan büyük” olmak istediğini söylüyor. En büyük ideali ve inancı savaş;<br />
çünkü “Savaş toplumun temizlenmesi için yegâne yoldur.” ona göre. Bu kıyasıya keskinleşmiş ve<br />
belirlenmiş yolu yürürken, üstelik evli ve çocuğu varken, karşısına çıkan İda’yla ilişkisi izleyicide<br />
tuhaf düşünceler uyandırıyor. Poli k hırslar üzerine kurulu tek kişilik bu dünyaya aşk girebiliyor mu?<br />
Mussolini’nin İda’ya yaklaşımı, faşist anlayışın kadına biç ği rolü de mi anla yor? Faşizmde kadın,<br />
maddeten, ideallere hizmet e ği ölçüde mi vardır? Bu sorgulamaların son noktasında; ataerkillik ile<br />
faşizmin, özel haya n hiç de poli kmiş gibi durmayan alanlarındaki gizli yakınlığından bahsedilebilir<br />
mi? Tüm bunların arasında aşk -eğer varsa- hiçbir zaman meşrulaşmıyor hikayede; kadında zamanla<br />
takın haline gelen o duygu, erkekte hiç görülmüyor. Yaşanan ilişki, kadının tuhaf ruh hali somutluyor;<br />
yılbaşı gecesinde yere i len Mussolini büstü, akabinde ye mhanenin birinde yatağın al na saklanan<br />
küçük çocuk ve tam o sırada akıl hastanesinde kar yağarken duvarlara rmanıp dışarı mektup atan<br />
bir kadının üçlü görüntüleri ustaca birleş riliyor. “Sıradan” bir kadının, İda Dalser’in ulu “Duce”ye<br />
yazdığı mektuplar, gelmeyen cevaplar, karşısında kimse olmayan birinin kendi umutlu hikayelerine<br />
inanır olması, akıl hastanesinin kötü koşulları ve koridorlarında koşuşan çıplak kadınlar, ekranda<br />
piyanonun eşlik e ği hüzünlü bir Chaplin fi lmi, akıl hastanesinde berbat bir yüzle yapılan “Duce”<br />
13 Temmuz Çarşamba 19:00<br />
19
20<br />
Biyografi k Filmler<br />
taklidi… Film genel i barıyla, duygusal olarak izleyici için sert ilerlerken; sonlarındaki sahnelerle<br />
birlikte karakterlerin psikolojik irdelemesi iyice derine iniyor ve oyuncuları konuşturmadan, yani<br />
kolaya kaçmadan, izleyenin duygularına rahatsız edici ölçülerde saldırıyor yönetmen.<br />
<strong>Vincere</strong>, arşiv görüntülerinden de çokça yararlanmış, 1900’lerin başlarındaki sinema salonları<br />
ve o dönem izlenen fi lmler, Rusya’da devrim olduğu haberi geldikten sonra bir mi ng alanında<br />
coşkuyla halka seslenen Lenin’in görüntüleri ve tabiî ki Benito Mussolini’nin alanlarda uzun ve<br />
etkileyici konuşmaları… Benito Mussolini’nin gençliğini/yükseldiği yılları oynayan Filippo Timi’nin<br />
oyunculuğuyla karizma k lider ve onun etkileyici ses tonu/mimiklerle konuşması izleyiciye baştan<br />
beri geçiyor; ancak sonlara doğru tercih edilen arşiv görüntüleriyle “Duce”nin kitlelere hitap etme<br />
gücünün daha da farkına varılabiliyor…<br />
Sinemanın yeni/alterna f tarih yazıcılığı misyonuna da göz kırpan <strong>Vincere</strong>; büyük adamın<br />
sevgilisini anlatmak için yola çıkıp, popülist/ carî kaygılarla büyük adamı merkeze alma hatasını<br />
yapmıyor; tam aksine özgün bir bakışla, hikaye akarken “büyük adam”ın biyografi sini, o kadının<br />
haya ndan çık ğı anda, bir kenara bırakıp gölgede bırakılanın hikayesine odaklanıyor. Bunu,<br />
böylesine bir fi lm için cesur bir hareket olarak değerlendirmek mümkün. Hikayenin diğer başarısı da,<br />
bir bireyin biyografi si üzerinden, dönemin İtalya’sına ve faşist rejimlerin ru nlerine de göndermeler<br />
yapması. Sinema ekranında “Duce”yi görünce hep birden saygıyla ayağa kalkan, sağ ellerini<br />
kaldırarak faşist selamı veren onlarca genç adam; devle n yasadışı adamlarınca kaçırılan çocuklar;<br />
işkence yapılan kadınlar; sona doğru hapsedilmiş İda’nın önünden geç ği bir duvardaki, her şeyi<br />
özetleyen o kısa yazı: “Duce her zaman haklıdır!” Bu bakışla <strong>Vincere</strong> için sadece “biyografi fi lmi” ya<br />
da “Mussolini’nin gizli sevgilisini anlatan fi lm” demek eksik olur; zira dünyada hala hakim olan faşist<br />
anlayışları, baskıcı rejimleri ve fi llerin tepiş ği bir coğrafyada varoluş mücadelesi veren çimenleri<br />
düşünmek adına da izlenmesi gereken bir fi lm.<br />
Can Sever<br />
(1) L’ul mo fi lò ve La moglie di Mussolini<br />
(2) Lider<br />
(3) Yarı askeri faşist örgüt. 1919 - 1923 arasında Squadre D’azione (Eylem Mangaları), 1923 -<br />
1943 arasında Milizia Volontaria Fascista Per La Sicurezza Nazionale (Ulusal Güvenlik İçin Gönüllü<br />
Faşist Milisi) olarak adlandırılan, Mussolini yöne minde silahlı birliklerdir.<br />
(4) (1848-1923) İtalyan ekonomist ve sosyolog<br />
(5) 1932’de Giovanni Gen lle (1875-1944 İtalyan felsefeci, kendini “Faşizm fi lozofu” olarak<br />
tanımlar, makalenin büyük kısmını onun yazdığı sanılmaktadır.) ile yazdığı Faşizm Doktrini<br />
makalesiyle ilkelerini yazdı. Makalenin tam metnine h p://www.worldfuturefund.org/wff master/<br />
Reading/Germany/mussolini.htm adresinden ulaşılabilir.<br />
Dipnot: Alessandra Mussolini (1962-) Mussoloini’nin torunudur ve neo-faşist olarak nitelenir.<br />
Avrupa Parlamentosu’nun milletvekillerinden biridir.