Kefken kampımız rekora koşuyor... - Beyoğlu Belediyesi
Kefken kampımız rekora koşuyor... - Beyoğlu Belediyesi
Kefken kampımız rekora koşuyor... - Beyoğlu Belediyesi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
SAYI: 7 TEMMUZ 2012<br />
BEYOĞLU BELEDİYESİ’NİN AYLIK ÜCRETSİZ YAYINIDIR<br />
Okmeydanı, Tarlabaşı,<br />
Sütlüce, Hacıahmet,<br />
Dolapdere, Kasımpaşa ve<br />
Şişhane dönüşerek değişiyor,<br />
daha da güzelleşiyor. 5<br />
“Bilge kentin yeni sesi”<br />
www.beyoglu.bel.tr<br />
Kızılay'da toplu<br />
sünnet coşkusu<br />
<strong>Kefken</strong> <strong>kampımız</strong><br />
<strong>rekora</strong> <strong>koşuyor</strong>...<br />
<strong>Kefken</strong> Çevre Yaz Kampı'nda şu ana<br />
kadar 134 bin kişi ağırlandı. Kampın bu<br />
yıl eğitim alanlarla birlikte 150 bin<br />
rakamını aşması bekleniyor.<br />
11<br />
444 0 160<br />
Dev projeler tamamlandığında ğında <strong>Beyoğlu</strong> <strong>Beyoğlu</strong>'nda nda çok büyük bir ekonomik değer ortaya çıkacak<br />
"Sizin için değer"<br />
İstanbul'un İ b l' gözbebeği ö b b ği<br />
<strong>Beyoğlu</strong>'nda, Başkan<br />
Demircan'ın tarihi dokuya<br />
uygun dönüşüm projeleri<br />
kentin değerine değer katıyor.<br />
4<br />
Fotoğraf: Uygar Taylan<br />
Gençlerimiz Berlin'de 4<br />
2<br />
15<br />
TURGUT YILMAZ
2 GÜNCEL<br />
Benim Şehrim<br />
Ahmet Misbah Demircan<br />
<strong>Beyoğlu</strong> Belediye Başkanı<br />
Nineme selam, projelere devam...<br />
Geçtiğimiz günlerde fazlaca gelişmemiş bir mahallemizde dolaşıp vatandaşlarımızın<br />
dertlerini dinlerken bir ninem elimden tutup gözlerimin<br />
içine bakarak "oğlum bizim evleri ne zaman yenileyeceksin?" diye<br />
adeta hesap sordu. Çünkü, <strong>Beyoğlu</strong>’ndaki yenilenmeyi, değişimi o da fark<br />
etmiş ve kendi evinin, kendi mahallesinin de bu güzelliklerden nasipdar olmasını,<br />
değer kazanmasını istemişti.<br />
Tıpkı bu ninem gibi, <strong>Beyoğlu</strong>lu vatandaşlarımızın çoğu bu hayati konularda<br />
bize güvenerek gerekli desteği veriyor. Kentsel Dönüşüm Projelerini<br />
başlattığımız Tarlabaşı, Hacıahmet bölgelerimizdeki somut gelişmeler bu<br />
desteği daha da arttırıyor. Birçok bölgeden “yenilenme” talepleri geliyor.<br />
Nasıl gelmesin ki; uzun zamandır kaderine terk edilerek çöküntü alanı<br />
haline gelen bazı bölgelerimizde binalar kendiliğinden yıkılmaya başladı.<br />
Son olarak Tarlabaşı Şehit Muhtar Mahallesi Fındık Sokak üzerindeki iki<br />
katlı bir bina yıkıldı. Çok şükür, mahalle sakinlerimizden kimsenin burnu<br />
dahi kanamadı. Ama oralarda yaşayan insanlarımız, sokaklardan tesadüfen<br />
geçenler ve oynayan çocuklar her zaman bu kadar şanslı olmayabilirler.<br />
Bu bölgemizde son yıllarda onlarca bina daha çöktü. İşte bu yüzden; yıkılması<br />
gereken binaların yıkıldığı, korunması gereken tarihi yapıların ise<br />
özenle korunduğu Tarlabaşı’nda binası, dairesi veya dükkanı olan birçok<br />
hemşehrim dönüşümü istiyor, projemize destek veriyor.<br />
Projelerimiz; Okmeydanı, Tarlabaşı, Sütlüce Örnektepe, Hacıahmet, Dolapdere,<br />
Kasımpaşa, Şişhane ve Karaköy olmak üzere toplam 8 bölgede birden<br />
sürüyor, <strong>Beyoğlu</strong> hızla, olması gerektiği şekilde ve tarihi dokusu korunarak<br />
dönüşüyor. İnşallah, bu çalışmalarımızı yüz akıyla tamamladığımızda<br />
45 mahalleden oluşan <strong>Beyoğlu</strong>’nun yarısını yenilemiş olacak ve geleceğe<br />
daha güvenle bakacağız.<br />
Çünkü biz, <strong>Beyoğlu</strong>’nun her semtine ayrı bir misyon biçiyor ve stratejik<br />
düşünerek buraları dönüştürüyoruz. Bu projeler tamamlandığında ortaya<br />
çok büyük bir ekonomik değer çıkacak, <strong>Beyoğlu</strong>’nun değerine değer katılacak.<br />
Yaşam kalitesi daha da artacak, hemşehrilerimin ekonomik durumlarına<br />
katkı sağlanacak. İstanbul’un gözbebeği <strong>Beyoğlu</strong> dönüşerek değişecek,<br />
değişerek daha da gelişecek, daha da güzelleşecek.<br />
Ramazan tebriği<br />
Tüm <strong>Beyoğlu</strong> halkına projelerimize verdikleri desteklerden dolayı teşekkürlerimi<br />
sunuyor, bu vesileyle mübarek Ramazan aylarını tebrik ediyor, Rabbimizin<br />
sağlık ve huzur içinde daha nice Ramazanlara ve Bayramlara kavuşturmasını<br />
diliyorum.<br />
Bu yıl Ramazan etkinliklerimizi Tepebaşı'ndan Haliç'e, Hasköy Sahilimize<br />
taşıdık. Her gece saat 21:45'de geleneksel seyirlik oyunlarımızdan Orta<br />
Oyunu ile başlayacak olan zengin programımız tanınmış sanatçı ve gruplarımızın<br />
konserleriyle geç vakitlere kadar sürecek. Hepinize hayırlı Ramazanlar...<br />
■<br />
TEMMUZ 2012<br />
Kızılay'da toplu<br />
sünnet coşkusu<br />
19. Geleneksel Toplu Sünnet Şöleni gerçekleştirildi. Kasımpaşa<br />
s Kızılay Meydanı’nda coşkulu bir kalabalıkla düzenlenen<br />
z şölende toplam 500 çocuk sünnet ettirildi.<br />
<strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong>’nin her<br />
yıl düzenlediği toplu sünnet<br />
şöleni bu yıl da oldukça<br />
renkli ve coşkulu geçti.<br />
İhtiyaç sahibi ailelerin çocuklarının<br />
ücretsiz sünnet ettirildiği<br />
şölen, Kasımpaşa Kızılay<br />
Meydanı’nda yapıldı. Bu yıl<br />
19’ncusu gerçekleşen şölende<br />
yaşları 3 ila 14 arasında değişen<br />
toplam 500 çocuk sünnet<br />
oldu. <strong>Beyoğlu</strong> Belediye Başkanı<br />
Ahmet Misbah Demircan’ın<br />
ev sahipliğinde gerçekleşen şölene<br />
aileler ve Kasımpaşalılar<br />
yoğun ilgi gösterdi.<br />
Çocuklar gönüllerince eğlendi<br />
Sünnet şöleninin heyecanı ve<br />
hazırlıkları haftalar öncesinden<br />
başladı. <strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong><br />
Sosyal İşler Müdürlüğü, Dolapdere,<br />
Yenişehir ve Fetihtepe<br />
Semt Konakları’na başvuran<br />
aileler, sünnet olacak çocuklarının<br />
kayıtlarını 22 Haziran<br />
2012 tarihine kadar tamamladı.<br />
Kayıtları alınan çocukların<br />
sünnet giysileri (pantolon,<br />
gömlek, ayakkabı, pelerin,<br />
maşallah, papyon, asa, çorap,<br />
şapka ve özel sünnet külotu)<br />
<strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong> tarafından<br />
kendilerine hediye edil-<br />
di. Çocuklar için her şeyin düşünüldüğü<br />
şölende, sünnet kıyafetlerini<br />
giyen çocuklar meydanda<br />
renkli görüntüler oluşturdu.<br />
Kendileri için hazırlanan<br />
sürpriz programda doyasıya<br />
eğlenen çocuklar, jonglör<br />
gösterisiyle heyecanlı dakikalar<br />
yaşadı. Renkli kıyafetleriyle<br />
cıvıl cıvıl bir görüntü sunan<br />
palyaçolarla dans eden çocuklar,<br />
kovboy kılığındaki sunucuyla<br />
da kıyasıya yarıştı. Tüm<br />
bu program, Kasımpaşa Kızılay<br />
Meydanı’na kurulan ekrandan<br />
meydana yansıtıldı.<br />
Başkan Demircan yalnız<br />
bırakmadı<br />
Sünnet çocuklarının heyecanına<br />
ve eğlencesine ortak olan<br />
<strong>Beyoğlu</strong> Belediye Başkanı Ahmet<br />
Misbah Demircan, çocuklarla<br />
tek tek ilgilendi, onlarla<br />
fotoğraf çektirdi. Sünnet şöleninin<br />
artık <strong>Beyoğlu</strong>’nun bir geleneği<br />
olduğunu belirten Demircan,<br />
“19. Geleneksel Toplu<br />
Sünnet Şölenimizde 500 çocuğumuz<br />
erkekliğe adım atacak.<br />
Onlar için önemli olan bu günde<br />
doyasıya eğlensinler istedik.<br />
Eminim ki bu eğlenceyi hiç<br />
unutmayacaklar. <strong>Beyoğlu</strong>’nda<br />
yaşayan herkes gibi çocuklarımız<br />
da bizim için özeldir, değerlidir.<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’nda yaptığımız<br />
her iki işten biri çocuklarımız<br />
içindir. Öyle olmaya da devam<br />
edecek. Onlara daha güzel<br />
bir <strong>Beyoğlu</strong> bırakmak için çalışıyoruz”<br />
dedi. ■<br />
Başkan Demircan sünnet şöleninde
SAYI: 7 GÜNCEL 3<br />
"Bütün Renkler <strong>Beyoğlu</strong>’nda"<br />
kampanyasına yoğun ilgi<br />
Güzel <strong>Beyoğlu</strong> Projesi ile<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’nda 5 binden<br />
fazla tarihi yapının boyanması,<br />
bakım ve onarımlarının<br />
yapılmasını sağlayan <strong>Beyoğlu</strong><br />
<strong>Belediyesi</strong>, projenin devamı<br />
olan “Bu Bahar Bütün<br />
Renkler <strong>Beyoğlu</strong>’nda, Boyamak<br />
Sizden İskele Harcı Bizden”<br />
kampanyasını üç ay önce<br />
başlatmıştı.<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’ndaki tüm binaların<br />
boya, bakım ve onarımının<br />
yapıldığı kampanyada bu süre<br />
içinde 250 bina yeni görünümüne<br />
kavuştu. <strong>Beyoğlu</strong>’nun<br />
güzelliğine güzellik, değerine<br />
değer katacak kampanyaya<br />
halkın katılımını artırmak<br />
ve haneleri bilgilendirmek için<br />
devam eden ziyaret çalışmaları<br />
tüm hızıyla devam ediyor.<br />
<strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong> Etüt<br />
ve Proje Müdürlüğü’ne bağlı<br />
ekipler hergün mahalle mahalle,<br />
sokak sokak dolaşıyor,<br />
dış cephe boyası eskimiş ve<br />
yıpranmış binaların kapılarını<br />
çalıyor. Kampanya kapsamında<br />
bugüne kadar 80 sokakta,<br />
2 bin bina sahibi ve esnafl a görüşüldü,<br />
10 bin kampanya gazetesi<br />
dağıtıldı.<br />
Kampanyada her türlü<br />
kolaylık var<br />
Konut ve işyerlerini kapsayan<br />
boya kampanyasında sakinlerle<br />
konuşan ekipler, kampanya<br />
hakkında bilgiler veriyor ve<br />
kampanyanın tüm ayrıntılarını<br />
anlatan bir broşür dağıtıyor.<br />
Verilen bilgiler arasında;<br />
<strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong>’nin Nisan 2012’de başlattığı “Bu Bahar Bütün Renkler<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’nda, Boyamak Sizden İskele Harcı Bizden” kampanyasının bilgilendirme<br />
çalışmaları dahilinde 2 bin bina sahibi ve esnafla görüşüldü.<br />
<strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong>’nin www.<br />
beyoglu.bel.tr internet adresinden<br />
veya 444 0 160 no’lu<br />
telefonundan (dahili 118) bilgi<br />
alınabileceği, bizzat başvuru<br />
yapmak isteyenlerin Tepebaşı’ndaki<br />
<strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong><br />
Etüt ve Proje Müdürlüğü’ne<br />
gelmeleri gerektiği yer alıyor.<br />
Vatandaşların yoğun ilgi<br />
gösterdiği ve duyarlılıkla katkı<br />
sağladığı, binaları güzelleştiren<br />
kampanya, <strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong><br />
Etüt ve Proje Müdürlüğü<br />
Kentsel Tasarım Atölyesi<br />
tarafından yürütülüyor ve ilçedeki<br />
tüm binaların boyanması<br />
için her türlü kolaylık sağlanıyor.<br />
Binasını boyatmak isteyen<br />
vatandaşlar, yapılan görüşmelerde,<br />
boya fi rmaları ile<br />
imzalanan protokol neticesinde,<br />
en kaliteli boyaları en makul<br />
ücretlerle temin edecek-<br />
leri, kendilerinden iskele harcı<br />
alınmayacağı ve her binanın<br />
hasarı yerinde tespit edilerek<br />
kendilerine yardımcı olunacağı<br />
bilgilerini memnuniyetle<br />
karşılıyor. İstiklal Caddesi<br />
ve caddeye çıkan ara sokaklar<br />
ile Cihangir’de başlayan; Firuzağa,<br />
Galata bölgesi, Galipdede<br />
ve Yüksek Kaldırım caddelerinde<br />
devam eden kampanya,<br />
Kasım ayına kadar tüm ilçede<br />
devam edecek.<br />
Başkan Demircan’dan ilçe<br />
halkına teşekkür<br />
<strong>Beyoğlu</strong> Belediye Başkanı Ahmet<br />
Misbah Demircan, ilçe<br />
halkının boya kampanyasını<br />
ilgiyle karşıladığını belirterek,<br />
“<strong>Beyoğlu</strong>’nun tarihi dokusunu<br />
korumak amacıyla başlattığımız<br />
seferberliğimiz devam<br />
ediyor. Projenin yeni etabında<br />
da binalarımızın bakım<br />
ve onarımında vatandaşımızın<br />
yanındayız. Önceki uygulamalarda<br />
olduğu gibi yine iskele<br />
harcı almıyoruz. Ayrıca 4<br />
büyük boya fi rması ile anlaşarak<br />
vatandaşların en makul fi -<br />
yatla boya almalarını sağlıyoruz.<br />
Çalışmalarımızı vatandaşlarımızın<br />
katkısı ve rızasıyla<br />
gerçekleştiriyoruz. Gelecek<br />
nesiller için tarihi dokusu korunmuş<br />
bir <strong>Beyoğlu</strong>’nu miras<br />
bırakmak istiyoruz. Daha güzel<br />
bir <strong>Beyoğlu</strong>’na verdiği destekten<br />
dolayı vatandaşlarımıza<br />
teşekkür ediyorum” dedi. ■<br />
<strong>Beyoğlu</strong> Nostaljisi<br />
Sennur Sezer<br />
Kasımpaşa kahveleri<br />
Edmondo De Amicis İstanbul’da herkesin her gün fincanlarca kahve içtiğini,<br />
çünkü “en fakir Müslümanın en tatlı tesellisi” olan kahvenin akla<br />
gelen her yerde içilebileceğini yazar. Sonra da Kasımpaşa’daki bir<br />
kahveyi tanımlar: “Bulunduğumuz kahve, duvarları adam boyunda tahtayla<br />
kaplanmış, çepeçevre alçacık peykesi olan bembeyaz bir odaydı. Bir köşede<br />
ocak vardı, koca burunlu bir Türk ocağın üstünde küçük bakır cezveler içinde<br />
yaptığı kahveyi minnacık fincanlara, şekeri de kendisi koyarak, azar azar<br />
boşaltıyordu, zira İstanbul’un her tarafında, kahve çok şekerli olarak hazır<br />
bulundurulur ve bir bardak suyla getirilir. Türkler fincanı ağızlarına götürmeden<br />
evvel suyu içerler.”<br />
Bu kahvehanenin sahibi aynı zamanda berberdir. Berberler o dönemde<br />
dişçilik ve cerrahlık da yaparlar: “Duvarlardan birine küçük bir ayna asılmıştı,<br />
aynanın yanında ustura dolu raf gibi bir şey vardı (…) Karşı duvara<br />
başka bir raf asılmıştı, bunun da içinde yılan gibi kıvrılıp bükülmüş uzun<br />
hortumlu billur nargilelerle kiraz ağacından yapılmış toprak lüleli çubuklar<br />
vardı. Nargile içerek hayale dalmış beş Türk peykenin üstüne oturmuştu;<br />
sırtını duvara dayamış, ağzında çubuk olan diğer üçü aralıksız alçak hasır<br />
sandalyelere yan yana çömelmiş kapının önüne yerleşmişlerdi; kahveci<br />
çırağı bir aynanın önünde, deve kılından yapılmış harmaniye giymiş iri bir<br />
dervişin kafasını traş ediyordu.” (age.S.71)<br />
.................<br />
1911 yılında Anadolu’da Tanin yazarı Ahmet Şerif, Kasımpaşa’nın bir bölümünü<br />
dolaşıp izlenimlerini yazar. İskeleden çıkışta Bahriye Nezareti’nin<br />
düzenli görünüşünün yanında iskele ve çevresinin düzensizliğinin göze batışını<br />
anlatır. Yazının devamında kahvelerden birinde rastladığı bir falcı yer<br />
alır: “Yukarı doğru giden yolu takip ederek yürüdüm, sol tarafımda kahvehaneler<br />
vardı. Bunların birinin önünde, alçak bir iskemleye bir kadının oturduğu<br />
ve etrafında birkaç kişinin bulunduğu görülüyordu. Bir İslam kadınının<br />
kahvehane önünde oturması ihmal edilemeyecek bir manzara olduğundan,<br />
yanlarına doğru sokuldum, anladım ki bu Kasımpaşa’nın meşhur falcı<br />
ve muhabbiresi (rüya yorumcusu) Topal Havva Hanım’dır. Şimdi yanındaki<br />
erkeğe, hafif (sesle) bir şeyler anlatıyor, belki, bakıverdiği falının ne dediğini<br />
söylüyordu. Bu Havva Hanım Kasımpaşa’da meşhur bir simaymış, türlü<br />
türlü şekillerde fala bakar, rüya tabir eder, gaibten (bilinmezden) haber verir,<br />
kaybolmuş bir şeyin yerini söyler, perilerle görüşür, özetle her şeyi bilir<br />
bir nadire-i devran (dünyaya ender gelen) imiş; her gün kadın erkek birçok<br />
iş sahipleri, Havva Hanım’a başvurur, ihtiyaçlarının sebeplerini ve sonuçlarını<br />
anlar, rüyalarını tabir ettirir, dertlerinin devasını alır, sonra da az çok bu<br />
muhterem kadının hakçağızını vererek çoğunlukla, memnun geri dönerlermiş.”<br />
(Ahmet Şerif, Anadolu’da Tanin, 1 Cilt, Hazırlayan Mehmet Çetin Börekçi,<br />
Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1999) ■<br />
KASIMPAŞA, SENNUR SEZER, HEYAMOLA YAYINLARI, 2009
4 GÜNCEL<br />
TEMMUZ 2012<br />
<strong>Beyoğlu</strong>lu Gençler İdA ile<br />
Berlin’de<br />
<strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong>, Dortmund<br />
<strong>Belediyesi</strong>, Dortmund’un<br />
önemli sivil<br />
toplum kuruluşu ISB, Hollanda<br />
ve Heerlen Arcus Lisesi işbirliğiyle<br />
3 yıldır devam eden<br />
proje kapsamında gençler, 15-<br />
22 Haziran 2012 tarihleri arasında<br />
Berlin yakınlarındaki<br />
Te gel Gölü kıyısında bulunan<br />
kampta bir araya geldiler.<br />
Türk, Alman ve Hollandalı<br />
gençler, bir hafta boyunca ortak<br />
eğitim programlarına katıldılar,<br />
uzman eğitmenler eşli-<br />
ğinde atölye çalışmaları yaptılar.<br />
Proje kapsamında fotoğraf,<br />
tiyatro ve gastronomi konularında<br />
atölye çalışması da yapan<br />
gençler hafta sonunda bir sunum<br />
gerçekleştirdiler. Proje<br />
yalnızca atölye çalışmalarıyla<br />
sınırlı değildi. Almanya ve Berlin’in<br />
tarihi yerlerine düzenlenen<br />
gezilerle, Alman tarihine<br />
keyifl i bir yolculuk yapıldı. Gezi<br />
kapsamında Berlin Duvarı,<br />
Brandenburger Kapısı, Reichstag<br />
Checkpoint Charlie Holocaust<br />
Anıtı ziyaret edilerek,<br />
geçmişin izleri yerinde görüldü.<br />
Üç farklı kültürden gelen<br />
gençler, kurdukları yakın dostluk<br />
ve birlikte gerçekleştirdikleri<br />
atölye programlarıyla tüm<br />
eğitmenlerini etkilediler.<br />
Proje kapsamında, Alman<br />
ve Hollandalı gençlerin 27<br />
Ağus tos 2012 tarihinde İstanbul’a<br />
gelmesi planlanıyor. Bir<br />
ay boyunca <strong>Kefken</strong> Kampı’nda<br />
misafi r edilecek gençler, <strong>Beyoğlu</strong><br />
Beledi yesi’nin gençlik<br />
projelerine katılacak ve çeşitli<br />
alanlarda eğitim alacaklar. ■<br />
En eğlenceli geri dönüşüm<br />
<strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong>’nin “Doğaya Destek Sizden,<br />
Havuz Biletiniz Bizden” çevre projesi kapsamında<br />
açtığı Aqua Park Mobil Eğlence Havuzu, ilçedeki<br />
çocukların eğlencesi olmaya devam ediyor.<br />
Sıcakların giderek arttığı<br />
bugünlerde ilçedeki çocukların<br />
hem serinlediği hem<br />
de eğlendiği Aqua Park Mobil<br />
Eğlence Havuzu, Haliç’in<br />
hemen kıyısında... “Doğaya<br />
Destek Sizden, Havuz Biletiniz<br />
Bizden” çevre projesi kapsamında<br />
açılan iki havuz, kış<br />
aylarında Mobil Buz Pisti’nin<br />
kurulduğu <strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong><br />
Yelken Kulübü’nün yanındaki<br />
alanda yer alıyor. Eğlence<br />
havuzuna girebilmek için<br />
ise herhangi bir ücret öde-<br />
meye gerek yok. Kağıt, plastik,<br />
pil ve cam gibi dönüşümlü<br />
bir atık getiren her çocuk,<br />
bu havuzda suyun ve eğlencenin<br />
keyfi ni çıkarıyor. Çocuklar,<br />
getirdikleri geri dönüşümlü<br />
atıkları havuz etrafına<br />
yerleştirilen geri dönüşüm<br />
konteyneri ve kutularına atıyor,<br />
görevlilerden havuza girmek<br />
için biletini alıyor, kendini<br />
eğlence havuzlarındaki<br />
serin suya bırakıyor. Çocuklar,<br />
18 ve 12 metre çapındaki<br />
mobil eğlence havuzlarında,<br />
yüzen oyuncaklar,<br />
korsan gemileri,<br />
su canavarları ve<br />
su kaydırakları ile<br />
suyun en eğlenceli haliyle ta<br />
nışıyor.<br />
Bu havuzlardan, 7-14 yaş<br />
arası çocuklar, haftanın 7 günü<br />
12.00–19.00 saatleri arasında<br />
uzman eğitimcilerin<br />
gözetiminde ÜCRETSİZ yararlanıyor.<br />
Çocukların gözdesi<br />
olan mobil eğlence havuzları,<br />
21 Temmuz 2012 tarihine<br />
kadar açık kalacak. ■<br />
<strong>Beyoğlu</strong>lu gençler, bir AB Projesi<br />
olan IdA (Değişim Yolu ile Entegrasyon)<br />
kapsamında Almanya’nın başkenti<br />
Berlin’e giderek Alman ve Hollandalı<br />
yaşıtlarıyla bir araya geldiler<br />
ve eğitim aldılar.
SAYI: 7 GÜNCEL 5<br />
Tarihi dokuya uygun<br />
dönüşüm projeleriyle kentin<br />
değerine değer katılıyor<br />
"<strong>Beyoğlu</strong> için değer…"<br />
Okmeydanı, Tarlabaşı, Sütlüce Örnektepe, Hacıahmet,<br />
Dolapdere, Kasımpaşa, Şişhane ve Karaköy projeleriyle<br />
İstanbul’un gözbebeği <strong>Beyoğlu</strong> dönüşerek değişiyor.<br />
Deprem bölgesi olmasına<br />
rağmen çarpık yapılaşmayla<br />
eleştirilen Türkiye<br />
yeni kentsel dönüşüm projeleriyle<br />
baştan aşağı yenileniyor.<br />
Bu konuda İstanbul başı çekerken,<br />
<strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong> de ardı<br />
ardına gerçekleştirilmeye başlanan<br />
projeleriyle İstanbul’da<br />
öne çıkıyor.<br />
<strong>Beyoğlu</strong> Belediye Başkanı<br />
Ahmet Misbah Demircan,<br />
kentsel dönüşümde artık geri<br />
dönülemez bir yola girildiğine<br />
dikkat çekerek, "sadece görüntü<br />
kirliliği ya da deprem<br />
riski değil ulaşımdan altyapıya<br />
kadar günlük hayatı da etkileyen<br />
birçok olumsuz faktörü<br />
beraberinde getiren düzensiz<br />
yapılaşma İstanbullunun<br />
dayanamayacağı noktalara gelince<br />
kentsel dönüşüm de kaçınılmaz<br />
oldu. Bu konuda büyük<br />
bir halk desteği var. Çünkü va-<br />
tandaşın beklentileri de artık<br />
değişti. Bir zamanlar belediyelerden<br />
sadece çöpleri toplaması<br />
bekleniyordu; şimdi eğitim,<br />
spor, kültür-sanat, sağlık gibi<br />
alanlarda da beklentiler gelişti.<br />
Vatandaş artık yaşadığı mahallenin<br />
gelişmesini ve ortak yaşam<br />
alanı olmasını istiyor. Biz<br />
de bu sürecin yansıması olarak<br />
yeni projeler geliştirdik. Hükümetle,<br />
Büyükşehir Belediyemizle,<br />
ilgili kamu kuruluşlarıyla<br />
ve sivil toplum kuruluşlarıyla<br />
işbirliği içinde koordineli çalışınca<br />
ortaya böyle güzellikler<br />
çıkmaya başladı" diyor.<br />
Dönüşümü boş alanlarda<br />
yeni binalar yapmak olarak<br />
görmediklerini söyleyen Demircan,<br />
yaşam kalitesini iyileştirmeyi<br />
amaçladıklarını kaydediyor<br />
ve ekliyor; “<strong>Beyoğlu</strong>’nun<br />
her semtine ayrı bir misyon biçiyor<br />
ve stratejik düşünerek<br />
buraları dönüştürüyoruz. Bu<br />
projeler tamamlandığında ortaya<br />
çok büyük bir ekonomik<br />
değer çıkacak, <strong>Beyoğlu</strong>’nun<br />
değerine değer katılacak. Zaten<br />
güzel <strong>Beyoğlu</strong>muz her şeye<br />
değer…”<br />
Tarlabaşılı projenin arkasında<br />
En büyük projesi olan ve hazırlığı<br />
7 yıl süren Tarlabaşı’nın<br />
ardından diğer semtlerden de<br />
kentsel dönüşüm çalışması isteklerinin<br />
geldiğini aktaran<br />
Demircan sözlerini şöyle sürdürüyor;<br />
“Çöküntü alanı haline gelen<br />
ve evleri kendiliğinden yıkılmaya<br />
başlayan Tarlabaşı<br />
halkı dönüşümü istiyor. İnşaat<br />
başlamış durumda; yıkılması<br />
gereken binalar yıkılıyor, korunması<br />
gereken tarihi yapılar<br />
ise özenle korunuyor. Sakinlerinin<br />
çoğunluğu projenin ar-<br />
kasında… Hatta benim yolumu<br />
çevirip 'Oğlum bizim evleri<br />
ne zaman yenileyeceksin' diye<br />
soran nineler var. Çalışmalarımız<br />
birçok bölgede sürüyor,<br />
<strong>Beyoğlu</strong> hızla olması gerektiği<br />
şekilde ve tarihi dokusu korunarak<br />
dönüşüyor.”<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’nun yarısı<br />
Okmeydanı, Tarlabaşı, Sütlüce<br />
Örnektepe, Hacıahmet, Dolapdere,<br />
Kasımpaşa, Şişhane<br />
ve Karaköy projeleriyle çok büyük<br />
bir bölgenin dönüştürül-<br />
düğünü sözlerine ekleyen Başkan<br />
Demircan, “Bu projeler tamamlandığında<br />
toplam 45 mahallesi<br />
olan <strong>Beyoğlu</strong>'nun yarısı<br />
yenilenmiş olacak. Bu hayati<br />
konularda bize güvenerek<br />
gerekli desteği veren <strong>Beyoğlu</strong><br />
halkına ve hizmetlerimizin<br />
kalitesini daha da yükseltmek<br />
için canla başla çalışan ekip arkadaşlarıma<br />
teşekkür ediyorum.<br />
İnşallah bize güvenenleri<br />
mahçup etmeyecek ve bu dev<br />
projeleri yüzümüzün akıyla tamamlayacağız”<br />
diyor. ■
6 MAHALLE<br />
TEMMUZ 2012<br />
Kasımpaşa'da Akdeniz esintileri<br />
Yahya Kahya<br />
Kasımpaşa’nın köklü mahallerinden biri olan Yahya<br />
Kahya’da Akdeniz esintileri hakim... Zira nüfusun büyük<br />
çoğunluğunu Antalya Aksekili vatandaşlar oluşturuyor.<br />
MUSTAFA AKIŞ<br />
İstiklal Caddesi’nden ilginç<br />
ve kafi yeli ismiyle dikkatleri<br />
çeken Yahya Kahya<br />
Mahallesi’ne doğru Tepebaşı<br />
Caddesi’nden (eski adıyla<br />
İyisu Yokuşu) ağır ağır iniyorum.Flash<br />
TV ve Kasımpaşa<br />
Stadı'nı sağıma alarak yaptığım<br />
bu yürüyüşte rahmetli<br />
Cem Karaca’nın “Kahya Yahya”<br />
isimli şarkısını mırıldanıyorum.<br />
Zaten bu mahallenin<br />
adıyla Karaca’nın bu şarkısı<br />
çokça karıştırılıyor. Ancak<br />
“Kahya Yahya” tamirci çırağı<br />
gibi imkansız aşk yaşayan bir<br />
nüfuslarının ise 5 bin 500 olduğunu<br />
belirten muhtar Ömer<br />
Avcu illere göre dağılımda Antalya<br />
Aksekililerin yüzde 60<br />
nüfusla başı çektiklerini, kendisinin<br />
de Aksekili olduğunu<br />
daha sonra sırasıyla Kastamonu,<br />
Kayseri, Rize ve Giresunluların<br />
geldiğini söylüyor.<br />
Yahya Kahya Camii, Hacı<br />
Ferhat Camii, kilise, çeşmeler<br />
gibi birçok tarihi eseri bünyesinde<br />
barındıran mahallenin<br />
sınırları içinde Kasımpaşa Stadı<br />
(Spor Kompleksi), Ahmet<br />
Emin Yalman İ.Ö.O. ve <strong>Beyoğlu</strong><br />
<strong>Belediyesi</strong> Ana Okulu da bulunuyor.<br />
Çöp hizmeti çok başarılı<br />
Mahallesine gelen hizmetler<br />
için (Keramet sokağının kaldırımlarına<br />
kilit taşı döşendi, yolu<br />
asfaltlandı. Işık Çıkmazı, Sipahi<br />
Fırın Sokağı ve Mevlevihane sokak<br />
kilit taşı ile kaplandı. 2011<br />
yılında Aşıklar Meydanı sokağın<br />
tretuarları süpürge beton, andezit<br />
bordür ve oluk taşı ile ye-<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’nun en genç<br />
ve en yeni muhtarı<br />
1979 İstanbul doğumlu. Aslında<br />
doğma-büyüme Yahya<br />
Kahyalı demek daha doğru.<br />
Çiçeği burnunda muhtar<br />
Ömer Avcu, rahmetle andığı<br />
eski muhtar Talat Kara’nın<br />
vefatı üzerine yapılan üç<br />
adaylı seçimde ipi göğüsleyerek<br />
3 Haziran 2012 itibarıyla<br />
doğup büyüdüğü mahalleye<br />
muhtar seçildi. İlk<br />
Aşıklar Meydanı Sokak<br />
otopark kahyasıyken, mahalleye<br />
adı verilen “Yahya Kahya”<br />
ise Milli Mücadele döneminde<br />
aktif rol oynayan Trabzonlu<br />
bir şahsiyet. Karadenizli birisinin<br />
adı verilen mahallede ise<br />
Akdenizliler çoğunlukta.<br />
Yokuşun bittiği yerde sağa<br />
eski Gençlik Merkezimize doğru<br />
döndüğümde muhtarımızı<br />
bürosunun dışında iki mahalleliyle<br />
sohbet ederken buluyorum.<br />
Tanışıp “hayırlı olsun” dileklerimi<br />
ilettikten sonra odasına<br />
geçiyor, sohbetimize başlıyoruz;<br />
Seçmen sayılarının 3 bin,<br />
defa bu görevi yapan Avcu,<br />
“<strong>Beyoğlu</strong>’nun en genç ve en<br />
yeni muhtarı” unvanını da ele<br />
geçirdi. Aslen Antalya Aksekili<br />
olan Avcu, 2000 yılından<br />
beri mahallesinde berberlik<br />
yapıyor. 22 yıldır bu mesleği<br />
sürdüren yeni muhtar, evli ve<br />
bir çocuk babası. Yahya Kahya<br />
muhtarı; Akseki Salihler Köyü<br />
Derneği Yönetim Kurulu<br />
Üyeliği ile mezun olduğu Ahmet<br />
Emin Yalman İ.Ö.O’nda<br />
Okul Aile Birliği yönetiminde<br />
görev yapıyor.<br />
Muhtarlık adresi:<br />
Sipahi Fırın Sk. No:2<br />
(<strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong> eski<br />
Gençlik Merkezi yanı)<br />
Tel: 0 212 253 30 07<br />
Cep: 0 532 672 08 15<br />
nilendi.) <strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong>ne<br />
teşekkür eden muhtar, özellikle<br />
çöplerin her gün düzenli olarak<br />
toplanmasından duyduğu<br />
memnuniyeti dile getiriyor.<br />
Bir sıkıntı olduğunda acil<br />
olarak aradıkları amirlerin de<br />
hemen geldiklerini ve sıkıntıyı<br />
giderdiklerini, kısacası şikayetlerinin<br />
çoğunda geri dönüş<br />
olduğunu vurguluyor.<br />
Talepler<br />
Muhtar kendisinin ve mahallelinin<br />
bazı sıkıntı ve taleplerini<br />
de şöyle dile getiriyor;<br />
• Tehlike saçan elektrik hatları<br />
artık yer altına alınmalı. Zira<br />
çocukların topları tellere değdiğinde<br />
ateş çıkartıyor. Yangın<br />
ve ölüm tehlikesini gidermek<br />
ve görüntü kirliliğini önlemek<br />
için havai hatlar acilen yeraltına<br />
alınmalı.<br />
• Orta Mektep Sokak’ın kaldırım<br />
ve asfaltının yapılmasını<br />
bekliyoruz.<br />
Muhtar Ömer Avcu, mahallenin<br />
güvenliği açısından<br />
sokaklara kamera sistemi kurmak<br />
istediğini belirterek, bu<br />
konuda Başkan Demircan’dan<br />
destek bekliyor.<br />
Ayrıca Işık Sokak’taki Hacı<br />
Ferhat Camii'nin çok uzun süredir<br />
restore edildiğini hatırlatarak<br />
“artık bir an önce açılmasını<br />
ve buradan ezan sesi duyulmasını<br />
istiyoruz” diyor.<br />
Mahallede bulunan üç türbenin,<br />
Bostan Sokak’taki eski<br />
Kasımpaşa Karakolu’nun ve<br />
daha birçok binanın bakımsızlıktan<br />
çökmek üzere olduğunu<br />
hatırlatıp ilgi beklediklerini<br />
söylüyor.<br />
Yönetici olduğu Akseki Salihler<br />
Köyü Derneği için bir lokal<br />
satın aldıklarını ancak tadilat<br />
ve tefrişatını yapamadıklarını<br />
belirten Yahya Kahya Mahallesi<br />
muhtarı Ömer Avcu, “Derneğimizin<br />
imkanları tıkandı.<br />
Bu aşamada <strong>Beyoğlu</strong> Belediye<br />
Başkanımız Ahmet Misbah<br />
Demircan’ın desteğine ihtiyacımız<br />
var. Sorunumuzu çözeceğine<br />
inanıyoruz” diyor. ■<br />
Yahya Kahya Mahallesi<br />
Muhtarı Ömer Avcu
SAYI: 7 MAHALLE 7<br />
KULLANIM KLAVUZU-LEGEND
8 SÖYLEŞİ<br />
DİLEK ŞENOL CAN<br />
Sinema eğitimi veren tüm<br />
okullarda kaynak kitap<br />
kabul edilen kara kaplı<br />
“Türk Sinema Tarihi” ile başladı<br />
tanışıklığım Giovanni Scognamillo<br />
ile… Anlatımındaki<br />
akıcılık ve sunduğu değerli bilgilerden<br />
dolayı başucu kitabımdı<br />
diyebilirim. Bu kadar<br />
güzel Türkçe ile yazılmış olan<br />
bir kitabın yazarının yabancı<br />
olması tuhaf gelmişti önceleri…<br />
Ancak hemen ardından<br />
öğrenecektim ki Scognamillo,<br />
kitaplarını Türkçe olarak ya-<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’nun ilk<br />
ve son şövalyesi<br />
Giovanni<br />
Scognamillo<br />
zan tek son kuşak Le vanten’di…<br />
Levanten ne demek derseniz,<br />
bunu Scognamillo’nun<br />
cümleleriyle açıklamak en iyisi:<br />
“Levanten, ‘doğulu olan’ demek.<br />
Kökeni batıda olup, doğu<br />
ya da yakın doğuda bulunan<br />
yani… En az 3 kuşaktan<br />
beri o ülkede yaşıyor olması<br />
gerekir gerçek bir Levanten’in.<br />
Türkiye’deki Levantenlerin<br />
ço ğu İtalyan, Fransız ve<br />
Malta’dan. İstanbul’da ve özellikle<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’nda ağırlığı olan<br />
Levantenler ortadan kalkıyor.<br />
Daha doğrusu yeni kuşaklar<br />
yurt dışını tercih ettikleri için<br />
artık sadece son kuşak kalıyor.<br />
Sanırım o yüzden değerli olduk.<br />
Öyle ki; Levantenler’i<br />
araştırmak akademik bir moda<br />
haline geldi, kaynaklar taranıyor<br />
ama pek bir bilgi bulunamıyor.<br />
Çünkü geç kalındı,<br />
careta carettalar daha şanslı<br />
belki…”<br />
“<strong>Beyoğlu</strong>’ndan hiç<br />
ayrılmadım”<br />
Tarih 25 Nisan 1929… İstanbul<br />
doğumlu Yunan vatandaşı<br />
Elisabetta Filipucci (aslen İtalyan)<br />
ve İstanbul doğumlu bir<br />
İtalyan olan Leone Scog na millo’nun<br />
tek çocuğu olarak dünyaya<br />
gözlerini açar, Giovanni<br />
Scog namillo… Küçük Scog namil<br />
lo’nun <strong>Beyoğlu</strong>’nda başla-<br />
TEMMUZ 2012<br />
Sinema tarihçisi, araştırmacı,<br />
yazar, eleştirmen, çevirmen,<br />
eğitmen ve vampir uzmanı gibi<br />
birden çok sıfatın hakkını vererek,<br />
83 yıllık bir ömre dünyaları<br />
sığdıran son<br />
kuşak Levanten<br />
ile <strong>Beyoğlu</strong>’na,<br />
sinemaya ve ya-<br />
şama dair…<br />
Hayatımın tamamı Beyoğ lu’n da<br />
geçti ve yıllar yılı bu sokakları bir<br />
aşağı bir yukarı katettim. Bıkmadan,<br />
usanmadan, sıkılmadan ve<br />
her defasında keşfedilmemiş, fark<br />
edilmemiş bir şeyler bularak…<br />
yan yaşam macerası yine <strong>Beyoğlu</strong>’nda<br />
devam edecek, ünlü<br />
yazar kalemiyle <strong>Beyoğlu</strong>’nda<br />
devleşecektir. Ödüllerle dolu<br />
yaşamında, İtalyan hükümeti
SAYI: 7<br />
de kendisine ‘şövalye’ unvanı<br />
ve recektir.<br />
“İlkokula başlayıncaya kadarki<br />
zamanımı Asmalı mescit’te,<br />
sonraki yirmi üç yılı Kallavi<br />
Sokağı’nda, otuz altı yılı<br />
Postacılar Sokağı’nda geçirdim.<br />
Son olarak da <strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong>’ne<br />
ait lojmanın bulunduğu<br />
Gümüşsuyu Bol Ahenk Sokak’ı<br />
mesken tuttum. Bütün öğrenimimi<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’ndaki İtalyan<br />
okullarında yaptım, Giuseppe<br />
Garibaldi İlkokulu’nda ve İtalyan<br />
ortaokulu ile lisesinde. Yani<br />
Tomtom sokağındaki, İtalyan<br />
Baş kon solosluğu’nun bitişiğindeki<br />
I.M.I.’de, bizim deyimimizle<br />
İtalyan Makarna İmalat<br />
ha ne si’nde. Kısacası bunca<br />
yıllık hayatım boyunca <strong>Beyoğlu</strong>’ndan<br />
hiç ayrılmadım.” diye<br />
özetleyiveriyor koskoca yaşamını,<br />
şu anda 83 yaşında olan<br />
ve hâlâ kitap yazmaya devam<br />
eden Scog namillo… Sinema<br />
anılarını yazıyor şu anda, bir<br />
sonraki hedefi ise <strong>Beyoğlu</strong>’nun<br />
tarihini yazmak…<br />
“Sinema bir mikroptur,<br />
bulaşır”<br />
Giovanni’nin sinemayla olan<br />
serüvenini ise kendinden dinleyelim<br />
istiyorum: “Çocukluğumdan<br />
beri kitap kurduydum. İlk<br />
işim de kitapçılık oldu zaten.<br />
(<strong>Beyoğlu</strong> Löbon Pasajı-İtalyan<br />
Kitabevi) Ancak hedefi mde yazarlık<br />
ya da sinema vardı. Tabii<br />
para da kazanmak zorundaydım.<br />
Bunun için muhasebe yardımcılığı,<br />
dekoratör yardımcılığı<br />
gibi işler yaptım. 23 yaşında<br />
dış basında yazılarım çıkmaya<br />
başlamıştı ancak karnımı doyurmuyordu.<br />
Daha sonra bir<br />
İtalyan Bankası’na memur olarak<br />
girdim. İlerleyen dönemlerde<br />
Akşam Ga ze tesi’nde yazmaya<br />
başlamıştım. Ayrıca Tokyo’da<br />
İngilizce olarak yayınlanan bir<br />
sinema-tv dergisinin muhabirliğini<br />
yapıyordum. Sinema çev-<br />
Sinema ile geçinen bir ailede<br />
büyüyüp de bu mikrobu<br />
kapmamak olanaksızdır.<br />
Anılarım film kareleriyle dolu.<br />
resine de iyice girmiştim. Senaryolar<br />
yazıp, çevirmenlik yapıyordum.<br />
Banka işleri yoğun<br />
olmadığından bunları aynı anda<br />
yürütebiliyordum. Ancak<br />
bankacılık serüvenim sadece 13<br />
yıl sürdü, sinemaya geçtim. İstifa<br />
etmeme babam çok üzülmüştü<br />
ancak ben artık özgür olmak<br />
istiyordum.<br />
Sinema ile geçinen bir ailede<br />
büyüyüp de bu mikrobu<br />
kapmamak olanaksızdır. Anılarımda<br />
sinemaya dair o kadar<br />
çok şey var ki… Babam yabancı<br />
fi lmler ithal eden Star<br />
Film’de çalışıyordu. Eniştem<br />
Fox Türkiye Şubesi’nin satış<br />
müdürlüğündeydi. Eniştemin<br />
verdiği ziyafetlerde o yılların<br />
sinemacılığını temsil edenleri<br />
toplu halde görmek mümkündü.<br />
Bu tür bir çevrenin içinde<br />
sinema benim için olağan bir<br />
uğraşıydı. İlk izlediğim fi lmleri<br />
sorarsanız, Emek Sineması’nda<br />
izlediğim King Kong, Elhamra<br />
Sineması’nda izlediğim Th e Island<br />
of Lost Souls (Kayıp Ruhlar<br />
Adası) diyebilirim. Sinema<br />
salonunda yaşadığım ilk ve<br />
son korku ise bu söylediğim<br />
fi lmdir. Kayıp Ruhlar Adası,<br />
beni bir korku sineması ve<br />
edebiyatı tutkunu haline getirmiştir.<br />
Özetlemek gerekirse;<br />
sinema o yıllardan bu yana benim<br />
adeta yaşam biçimim.”<br />
“İçimde hırs uyandıran<br />
tek şey yazarlık”<br />
60’lı yılların ikinci yarısından<br />
itibaren Türkiye’de çekilen<br />
İtal yan, Fransız, İspanyol<br />
fi lmlerinde yapım görevlisi ve<br />
yönetmen yardımcısı olarak<br />
çalıştı Scognamillo… Senaryolar<br />
yazdı. Bir yandan sinema<br />
eleştirmenliği yapıyordu.<br />
Oyuncu olarak kamera önüne<br />
de geçti pek çok defa.<br />
Yeşilçam’ı hep sevdi… Reklamcılık<br />
yaptı bir dönem. Ancak<br />
bu sürecin sonun ulaştığı<br />
noktayı şöyle ifade ediyor Giovanni:<br />
“Sinema tutkum olduğu<br />
için sinemada çalıştım.<br />
Ama aradığımı bulamadım.<br />
Reklamcılık parantez oldu. Yazarlık<br />
ise gerçekten bağlandığım,<br />
neredeyse içimde bir hırs<br />
uyandıran tek şey….”<br />
Çocukluğundan beri hep<br />
bir şeyler yazdığını hatırlıyor<br />
Giovanni. İlk yazıları yurt dışında<br />
bazı dergilerde yayınlanıyor,<br />
sinema ile ilgili tabii ki.<br />
Öykücülük geliyor ardından.<br />
Fantastik ögeleri seviyor. Ve bu<br />
durum onu bilim-kurgu, korku<br />
edebiyatı ve okültizm üzerine<br />
yazılar yazmaya itiyor. Vampirlere<br />
ilgisi yoğun, öyle ki röportajımız<br />
esnasında evi çepeçevre<br />
saran vampir resimleri dikkatimizi<br />
çekiyor. Çoğu Gio vanni’nin<br />
çizimleri. Öğreniyoruz<br />
ki yazar, Türkiye’nin ilk vampir<br />
kütüphanesinin de sahibi…<br />
Scognamillo, yazılarıyla ilk<br />
olarak yurt dışında tanınıyor,<br />
Türk basınında yer alması ise<br />
ancak 1961 yılını buluyor. Akşam<br />
gazetesi, Yön dergisi ve diğerleri…<br />
Yıl 1973, ilk yayınlanan<br />
kitabı ‘Dünyamızın Gizli<br />
Sahipleri’. Ardından aynı yıl<br />
‘Türk Sinemasında Altı Yönetmen’…<br />
1977’de ‘benim kitabım’<br />
diyebileceğim ‘Türk Sine-<br />
ma Tarihi’ni hazırlamaya başlıyor,<br />
ancak ne yazık ki 10 yıl<br />
sonra yayınlanabiliyor. Çok severek<br />
okuduğum ‘Bir Le vanten’in<br />
<strong>Beyoğlu</strong> Anıları’ndan<br />
başka ‘Batı’nın İnanç Temelleri’,<br />
‘Cadde-i Kebir’de Sinema’,<br />
‘İstanbul Gizemleri’, ‘Dehşetin<br />
Kapıları’, ‘Amerikan Sineması’,<br />
‘Batı Sinemasında Türkiye ve<br />
Türkler’, ‘Korkunun Sanatları’,<br />
‘Yeşilçam’dan Önce, Ye şilçam’dan<br />
Sonra’, ‘Dünya Sinema<br />
Sanayi’, ‘Dracula Sonsuz<br />
Mitos’, ‘Fantastik Türk Sine-<br />
SÖYLEŞİ 9<br />
Ellinin üzerinde<br />
kitap yazan,<br />
yurt içinde ve<br />
dışında sayısız<br />
yayına imza<br />
atan Giovanni<br />
Scognamillo,<br />
Türkiye’nin ilk<br />
vampir<br />
kütüphanesinin<br />
de sahibi.<br />
Ayrıca<br />
vampirlerle<br />
ilgili çok sayıda<br />
çizimi var.<br />
ması’, ‘<strong>Beyoğlu</strong> Kabusları ve<br />
Diğer Öyküler’, ‘Erotik Türk<br />
Sineması’, ‘Ziyaretçiler’, ‘Bay<br />
Sinema Türker İnanoğlu’,<br />
‘Türk Sinemasında Şener Şen’,<br />
‘Canavarlar / Yaratıklar / Manyaklar’<br />
ve ‘Dehşet Öyküleri’ gibi<br />
çok sayıda kitabın yazarı Giovanni…<br />
2006 yılında<br />
"<strong>Beyoğlu</strong>'nda Bir Levanten: Giovanni<br />
Scognamillo" adında<br />
belgeseli de çekilen yazarın yeni<br />
kitabını merakla bekliyor,<br />
büyük ustaya en içten saygılarımızı<br />
sunuyoruz. ■
10 YAŞAM<br />
Yaşayan tarih<br />
Kelebek<br />
korse<br />
mağazası<br />
Büyükbabadan babaya, babadan oğula intikal eden canlı bir tarih<br />
örneğidir Kelebek Korse Mağazası… Özel kesim modelleriyle, 75 yıldan<br />
bu yana incelmek isteyen bayanların hizmetinde olan mağaza,<br />
son temsilci İlya Avramoğlu’nun çabalarıyla ayakta duruyor.<br />
RUKAL KAYRA<br />
İstiklal Caddesi’nin müdavimlerindenseniz,<br />
biraz da<br />
tarihe merakınız varsa bu<br />
dükkanı farketmemiş olmanıza<br />
imkan yok. Galatasaray’dan<br />
Tünel’e doğru giderken sol kolda<br />
kalan Santa Maria Ki li sesi’nin<br />
yanı başında, vitrini ile<br />
sizi çok eski zamanlara götüren<br />
bir mağaza durur: Kelebek<br />
Korse Mağazası. İçeri adım attığınız<br />
anda tam da hayal ettiğiniz<br />
bir dekorun içinde buluverirsiniz<br />
kendinizi, ciğerlerinize<br />
adeta tarih dolar ve bir<br />
anda 50-100 sene birden<br />
atar… Kimbilir hangi güzel bayanlar,<br />
hangi balolarda giymek<br />
için satın aldı bu korselerden?<br />
O dönemlerdeki yaşam biçimleri<br />
ve onun ışığında şekillenen<br />
moda anlayışı nasıldı? Hayalimde;<br />
ipekli dantelli elbiselerinin<br />
içinde bir Roma büstü<br />
kadar kusursuz duran, incecik<br />
belli, lüleli saçlarını kapatan<br />
havai şapkalı, küçücük eldivenli<br />
zarif bayanlar geçidi…<br />
Ben de bu korselerden giysem<br />
onlar kadar şık ve güzel olabilir<br />
miyim diye düşünebilir,<br />
kendi kendinize gülümseyebilirsiniz…<br />
O günlerden bugünlere…<br />
Yıl 1920… Yer <strong>Beyoğlu</strong>… Terkos<br />
Pasajı’nın bulunduğu sokaktaki<br />
bir hanın girişinde Josef<br />
ve İlya Avramoğlu kardeşler<br />
“Yıldırım” isimli korse mal-<br />
zemeleri satan bir dükkan<br />
açar. O dönemde semtte yirmiye<br />
yakın korseci bulunmaktadır.<br />
Osmanbey’de de ona keza…<br />
Ayrıca Tarlabaşı’nda korse<br />
üreten onlarca atölye…<br />
Hepsine malzeme lazım. Avramoğlu<br />
Kardeşler yurtdışından<br />
malzeme ithal ederek, 1936’ya<br />
kadar buradaki korsecilere<br />
hizmet verir. Derken İstiklal<br />
Caddesi’nde bir dükkan boşalır.<br />
Bu dükkan, büyükbabası ile<br />
aynı adı taşıyan İlya Avra moğlu’nun<br />
şu anda zor şartlarda da<br />
olsa işletmekte olduğu “Kelebek<br />
Korse Mağazası”dır.<br />
Peki “Kelebek” ismi nereden<br />
gelir? Büyükbaba İlya Avramoğlu<br />
dükkanın da isim babası.<br />
Hanımlar korse giydiklerinde<br />
ken dilerini bir kelebek<br />
kader hafi f hissettiklerinden<br />
bu ismi koymayı uygun görmüş.<br />
Kelebek Korse, 1936 yılından<br />
itibaren eğitimli Rum, Ermeni<br />
ve Türk işçilerle imalata<br />
başlar. 4-5 makine ve kendi<br />
modelleri ile <strong>Beyoğlu</strong>’nun aranan<br />
markalarından biri olur.<br />
Estetik amaçlı korselerin yanı<br />
sıra ortopedik amaçlı üretimler<br />
de yaparlar. Sırt ve bel ağrılarına<br />
karşı tedavi edici korseleri<br />
çok tutulur. Üretimin yanı sıra<br />
tadilat işlerinde de ustadırlar.<br />
1960’lardan itibaren büyük<br />
babanın ölmesiyle Avramo<br />
ğulları’nda sıra Saint Benoit<br />
mezunu baba Borya Avramoğlu’nundur.<br />
(Halen 90 ya-<br />
şında) 1980’lere kadar atölyenin<br />
başında olan baba, fabrikasyonun<br />
ortaya çıkışı ve yükselişi<br />
ile daha fazla dayanamaz<br />
ve üretimi bırakır. Bu dönem<br />
Ten, Kom, Ayyıldız’ın büyüme<br />
sürecini kapsar. Üretim, anlaşmalı<br />
bir fabrika ile hiçbir yerde<br />
bulunmayan özel modellerle<br />
sürer.<br />
O yıllardan bu yıllara, 2007<br />
yılından bu yana da tek başına,<br />
“Hayatım boyunca başka hiçbir<br />
iş yapmadım” diyen İlya Avramoğlu<br />
ile Kelebek korse yaşamaya<br />
devam eder. Avramoğlu<br />
zaman içindeki değişimi ve yansımalarını<br />
şöyle özetliyor: “Bu<br />
dükkan kurulduğu zamanlarda<br />
İstanbul’un alışveriş merkezi<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’ydu. Yılbaşında, bayramlarda<br />
aylar öncesinden siparişler<br />
alır, yetiştirmeye çalışırdık.<br />
Ancak zamanla açılan yeni<br />
alışveriş merkezleri ve yapılan<br />
seri üretimlerle işlerimiz azaldı.<br />
Caddenin trafi ğe kapanması<br />
da bizi olumsuz etkiledi.<br />
Aşırı kilolu ve ortopedik<br />
problemleri olan müşterilerimize<br />
ulaşım zorluğu<br />
oluştu.”<br />
“Korsede ihtiyaç bitmez”<br />
şeklinde konuşan<br />
Avramoğlu, “Her hanım<br />
hayatının bir döneminde<br />
mutlaka bir kez de olsa<br />
korse takmıştır” diyor. Ve<br />
ekliyor: “Korse şekilleri<br />
modayla doğru orantılı<br />
olarak değişir. Kadınların<br />
güzelleşme ve zayıf görün-<br />
mesi tutkusu<br />
ile sağlık ihtiyaçları<br />
var olduğu<br />
sürece<br />
korse de var<br />
olacaktır”<br />
Korsenin<br />
yanı sıra sutyen,<br />
erkek bayan<br />
iç çamaşırı,<br />
varis çorabı,<br />
boyunluk, ortopedik<br />
yastık,<br />
ha kiki yün iç<br />
çamaşırı satılan<br />
dükkan Be yoğ lu’n da zor<br />
şartlarda yaşamaya çalışıyor.<br />
Dükkanda özel üretim korse fi -<br />
yatları 35-100 tl, sutyen fi yatları<br />
20-50 tl arasında değişiyor.<br />
Kelebek ürünleri o kadar sağlam<br />
ki, “20 yıl oldu hala eskitemedim”<br />
diye şikayete gelenler<br />
var. Ziyaretçiler arasında tarihi<br />
solumak isteyenler ilgi çekici…<br />
Avramoğlu, “babaannem hep<br />
TEMMUZ 2012<br />
İlya Avramoğlu<br />
buradan alışveriş yaparmış” diye<br />
gelenler, hatta dükkana adım<br />
atar atmaz o yıllara duydukları<br />
özlemle ağlayan müşteriler dahi<br />
olduğunu ifade ediyor.<br />
Çocukluğu’ndan beri yaşadığı<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’na aşık olan, insanlarla<br />
iletişim kurmayı çok<br />
seven ve yaptığı işi vazgeçilmez<br />
olarak tanımlayan İlya Avramoğlu,<br />
belki de bu tarihin son<br />
temsilcisi… ■
<strong>Kefken</strong> Çevre ve Yaz Kampımızda şu ana kadar 134 bin kişi ağırlandı. Kampın bu yıl eğitim<br />
alan öğrenciler ve gelecek misafirlerle 150 bin rakamını aşması bekleniyor.<br />
Belediye Başkanı olduktan<br />
sonra İzmit’in Kandıra ilçesine<br />
bağlı bir belde olan<br />
<strong>Kefken</strong>’de ilk projelerinden biri<br />
olan yaz kampını gerçekleştiren<br />
<strong>Beyoğlu</strong> Belediye Başkanı<br />
Ahmet Misbah Demircan, 9.<br />
yılda gelinen noktanın gurur<br />
verici olduğunu söyledi.<br />
Gazete <strong>Beyoğlu</strong> için <strong>Kefken</strong>’i<br />
değerlendiren Demircan<br />
şu bilgileri verdi;<br />
“Kampımızın işletmesini<br />
Des tek Hizmetler Müdürlüğümüz<br />
yürütüyor. Çevre ve Orman<br />
Bakanlığı’ndan kiralanan,<br />
denizin ve ormanın birleştiği,<br />
mavi ve yeşilin bütün tonlarını<br />
gördüğümüz doğa harikası<br />
<strong>kampımız</strong>, 46 dönüm üzerine<br />
kurulu. 22 adet iki katlı ve 23<br />
adet müstakil olmak üzere toplam<br />
45 adet evden oluşuyor.<br />
Bu evlerin en büyük özelliği<br />
ise ilçemizdeki 45 mahallemizin<br />
adlarını taşımaları. Kamp<br />
içinde, yönetim odası, yemekhane,<br />
kafeterya, bilgisayar ve<br />
toplantı salonu, psikolojik danışman<br />
odası, lobi ve revirden<br />
oluşan üç katlı sosyal tesisimiz<br />
bulunuyor. Öğrenci ve misafi rlerimize<br />
daha iyi hizmet vermek<br />
ve ihtiyaçlarını karşılamak<br />
için, idari amir, büro çalışanları,<br />
öğretmenler, psikolojik<br />
danışman, doktor, hemşire,<br />
yemekhane personeli, güvenlik<br />
personeli, teknik eleman olmak<br />
üzere 55 personel görev<br />
yapıyor.”<br />
Demircan; kampın kuruluş<br />
9 yılda 150 bin<br />
konuk...<br />
Kampımız <strong>rekora</strong> <strong>koşuyor</strong><br />
amacını ve hedef kitlesini de<br />
şöyle anlattı;<br />
“Kuruluş amacımız öğrencilerimize<br />
hizmet etmek ve vizyon<br />
kazandırmaktır. Ancak <strong>Beyoğlu</strong>’ndaki<br />
okullarda okuyan<br />
öğrencilerimiz ve öğretmenlerinin<br />
haricinde yurtdışından<br />
ve ülkemizin değişik bölgelerinden<br />
gelen gençler de <strong>kampımız</strong>ın<br />
imkanlarından yararlanmaktadır.<br />
<strong>Beyoğlu</strong> ilçesinde<br />
ikamet eden vatandaşlarımız<br />
ile belediye personelimiz ve aileleri<br />
de <strong>kampımız</strong>ı günübirlik<br />
ziyaret etmektedirler. Bir günlüğüne<br />
de olsa temiz hava ve<br />
denizden faydalanan misafi rlerimiz,<br />
kampı tanıma ve dinlenme<br />
fırsatı bulmaktadırlar.” ■<br />
Aileler haftasonları çocuklarını izlemeye gidiyor<br />
Gençler kamp yolunda<br />
Badminton eğitimi alan kız öğrenciler
<strong>Kefken</strong> gençlere vi<br />
Video-Art dersinden bir kare<br />
<strong>Kefken</strong> Çevre Yaz Kampı’nda<br />
gençlerin bir günü<br />
nasıl başlar dersiniz? Her<br />
sabah 08:00’da nöbetçi gözetmen<br />
eşliğinde sabah sporu için<br />
Taksim Meydanı’nda toplanılır.<br />
Evet, yanlış okumadınız.<br />
Kampta tüm evler isimlerini<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’nun mahallelerinden;<br />
meydanlar ve yollar da<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’nun en bilinen caddelerinden<br />
alıyor. Açık havada<br />
yapılan sporun ardından denizi<br />
tepeden gören restoranımızda<br />
kahvaltı başlar. Ardından<br />
“branş saati başlamıştır” anonsu<br />
ile gençlerimizin seçtikleri<br />
alanlarda eğitimleri start alır.<br />
Katılımcı öğrenciler branş seçiminde<br />
özgürler… Bu konuya<br />
detaylı olarak değineceğiz. Ve<br />
öğle yemeği vakti… Ardından<br />
dinlenme ve 15:30’da deniz zamanı…<br />
Eğitmenlerin gözetiminde<br />
güvenli bir şeridin içerisinde<br />
yapılan deniz keyfi sonrasında<br />
biraz dinlenme molası<br />
ve provalara devam… Akşam<br />
yemeğinden sonra amfi de düzenlenen<br />
eğlenceler, gösteri-<br />
Kamp Amiri Kemal Kaya:<br />
“26 yıllık belediyeciyim.<br />
Ku ruluş aşamasından beri<br />
yani tam dokuz yıldır <strong>Kefken</strong><br />
Çevre Yaz Kampı’nın<br />
amirliğini yapıyorum. Yılın<br />
tamamını burada geçiriyorum.<br />
Burada olmaktan,<br />
gençlere ve diğer misafi rlere<br />
hizmet etmekten çok<br />
mutluyum. Kışın kampın<br />
bakım, onarım ve temizliğiyle<br />
meşgul oluyor, <strong>kampımız</strong>ı<br />
yeni sezona hazırlıyoruz.<br />
Burada çok güzel,<br />
kalıcı dostluklar kuruluyor.<br />
Bir haftanın sonunda gençler<br />
birbirine sarılarak, ağlaşarak<br />
ayrılıyorlar. Biz de<br />
evladımızı gurbete yollamış<br />
gibi üzülüyoruz. Nitekim<br />
bana da ağırladığımız<br />
"<strong>Kefken</strong>'e gelen<br />
herkes mutlu<br />
ama buruk<br />
ayrılıyor"<br />
gençlerden özellikle yabancılardan<br />
mesajlar geliyor. 5<br />
yıl önce kampa gelen Brezilyalı<br />
öğrenciler hala<br />
e-mail atıyorlar. Kısacası<br />
<strong>Kefken</strong>’den herkes mutlu<br />
ama buruk ayrılıyor. Bir gelen,<br />
buradaki dostlukları ve<br />
güzellikleri yaşayan tekrar<br />
tekrar gelmek istiyor. Biliyorsunuz<br />
bu kamp Başkanımızın<br />
vizyonuyla kuruldu.<br />
Kendisi çocukları ve<br />
gençleri çok seviyor. <strong>Kefken</strong>’e<br />
çok büyük önem veriyor.<br />
İlk yıldan beri burada<br />
olduğum için katedilen mesafeyi<br />
biliyorum. Gerçekten<br />
Başkanımız çıtayı çok<br />
yükseltti. Emeği geçenlere<br />
çok teşekkür ediyorum.” ■<br />
<strong>Beyoğlu</strong>lu gençler bir hafta boyunca<br />
<strong>Kefken</strong> Çevre Yaz Kampı’nda çeşitli<br />
branşlarda eğitim alarak tatil yapma<br />
imkanı yakalıyor. Ayrıca yurt içi ve yurt<br />
dışından gelen konuk öğrencilerle bir<br />
kültürel paylaşım gerçekleşiyor.<br />
ler, danslar… Ve yorgun düşen<br />
gençler için uyku zamanı…<br />
Gelelim gençlerimizin<br />
branş seçimine… Kampta 1<br />
hafta boyunca tek branşta eğitim<br />
almak isteyenlerin seçebilecekleri<br />
müzik, resim, tiyatro,<br />
satranç ve dans dersleri bulunuyor.<br />
Ancak bu branşlar da<br />
kendi içerisinde de haftalara<br />
göre farklılık gösterebiliyor.<br />
Öyle ki dans bir hafta salsa<br />
iken diğer hafta Hint olabiliyor.<br />
Spor branşını seçen öğrenciler<br />
ise badminton, yüzme,<br />
voleybol, basketbol branşlarını<br />
hafta boyunca birer gün<br />
dönüşümlü olarak alıyor.<br />
<strong>Kefken</strong>’de kimi öğrenciler<br />
ana binadaki dersliklerde müzik<br />
dersleri kapsamında ses<br />
eğitimi alıp, resim branşı kapsamında<br />
video art çalışmaları<br />
yaparken, oldukça geniş olan<br />
ormanlık alanda kimi öğrenciler<br />
badminton oynuyor, basketbol<br />
ve voleybol turnuvaları<br />
düzenliyorlar. Eğitmenler gözetiminde<br />
yapılan bu aktivitelerde<br />
bazı öğrenciler amfi de<br />
dans çalışıyor, kimi öğrenciler<br />
tiyatro provası yapıyor, havuzda<br />
da yüzme derslerine katılıyorlar.<br />
Kamp, öğrencilerin yeteneklerini<br />
keşfetmesi, spor<br />
yapması ve sosyalleşmesi için<br />
adeta bir üs şeklinde konumlanmış.<br />
Gençler, şehir dışı ve yurt<br />
dışından gelen misafi r öğrencilerle<br />
de kaynaşarak gösteriler<br />
ortaya koyuyor, bir kültür<br />
mozaiği oluşturuyorlar. Kampa<br />
bu yıl Şanlıurfa, Diyarbakır,<br />
Ağrı, Kütahya, Rize, Rize Sütlüce<br />
ve Rize Güneysu’dan konuklar<br />
gelmiş. Yurt dışından<br />
ise 12 kişilik Ukrayna grubu<br />
kampta misafi r ediliyor. Sonraki<br />
haftalarda Fas, Bulgaris-<br />
tan, Avusturya gibi ülkelerden<br />
gelen öğrenci grupları ağırlanacak.<br />
Çeşitli okullardan, şehirlerden<br />
ve ülkelerden gelen öğrenciler<br />
1 haftalık kapsamlı bir<br />
eğitim programının ardından<br />
hafta sonu performanslarını<br />
Başkanlarıyla paylaşma fırsatı<br />
yakalıyorlar. O gece onları izlemeye<br />
gelenler arasında aileleri<br />
de oluyor. Çünkü kapanış programının<br />
olduğu gece aileler<br />
özel otobüslerle <strong>Kefken</strong>’e getiriliyor,<br />
akşam yemeği ve çay ikramının<br />
ardından çocuklarının<br />
heyecanlarını paylaşıyorlar.<br />
Öğrenciler burada aldıkları<br />
Gençler çeşitli oyunlarla<br />
ön eğitimin ardından daha<br />
sonraki yaşamlarında bunu<br />
devam ettirebiliyorlar. Mesela<br />
ilk burada program sunmaya<br />
başlamış, şu<br />
anda sunuculuk<br />
yapan bir<br />
öğrencinin yanı<br />
sıra buradaki<br />
müzik eğitiminden<br />
sonra<br />
konservatuara,<br />
spor eğitimindensonraakademiye<br />
giden öğrencilerbulunuyor.<br />
■<br />
Kampta 24 saat güvenlik var. Revirde uz<br />
man doktor ve hemşireler acil müdahalele<br />
ve sağlık kontrolü için görev yapıyor. Ayrıca<br />
denizde güvenliği sağlamak amacıyla can<br />
kurtaran bulunuyor. Kampta acil hasta nak<br />
li için tam donanımlı ambulans bekletiliyor.
zyon kazandırıyor<br />
a keyifli vakitler geçiriyor<br />
-<br />
r<br />
a<br />
-<br />
-<br />
.<br />
“<strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong>’nin başarıyla<br />
uyguladığı <strong>Kefken</strong><br />
Kampı, tüm belediyeler<br />
için örnek alınması gereken<br />
bir model. Özellikle<br />
ulusal medyada geniş yer<br />
ayrılarak Türkiye çapında<br />
hatta dünya çapında tanıtılması<br />
gerekiyor. Zira sınırları<br />
aşmış bir proje. Hoş,<br />
benzerleri de başladı. Buradan<br />
bir kilometre ileride<br />
bir başka belediyemiz de<br />
kamp açtı ama çok yetersiz.<br />
Burası çok farklı. Adeta Tatil<br />
Köyü havasında… Benim<br />
buraya üçüncü gelişim.<br />
Her defasında daha gelişmiş,<br />
çıtayı daha yükseltmiş<br />
halde buluyor ve mutlu<br />
oluyorum. Şimdiye kadar<br />
hiçbir olumsuzluk yaşamadım.<br />
Mesela, Karadeniz çok<br />
tehlikeli bir bölge. Fakat<br />
denize girişler programlı,<br />
kontrol de iyi olunca bir sıkıntı<br />
olmuyor. Görevliler<br />
ve öğretmenler gençlerin<br />
güvenliği ve sağlıkları için<br />
24 saat işbaşındalar. Bu<br />
yüzden velilerimiz rahat olsunlar.<br />
Gözlemlediğim diğer<br />
bir konu da gençlerin<br />
memnuniyetlerinin artması,<br />
mutluluklarının yüzlerinden<br />
okunması…<br />
<strong>Kefken</strong>’in en başarılı<br />
yönü gençlere çok kısa sürede<br />
çok şey verilebilmesi.<br />
Eğitimci olduğum için çok<br />
iyi biliyorum; bizim okullarda<br />
bir yılda zor gerçek-<br />
“Benim kampta 9. yılım. İlk<br />
zamanlarından itibaren buradaydım.<br />
Başkanımızın özel<br />
ilgisiyle büyük bir gelişim yaşadık.<br />
4 öğretmen 200 öğrenciden,<br />
21 öğretmen 5000<br />
37 yıllık bir<br />
eğitim denetmeni:<br />
leştirdiğimiz tiyatro, halk<br />
oyunları gibi etkinlikler burada<br />
gençlere üç-üç buçuk günde<br />
öğretilebiliyor. Şahit olduğum<br />
için biliyorum; Ukraynalı gençlere<br />
bile bu sürede Kafkas<br />
oyunları öğrettiler. Şimdi çok<br />
güzel oynuyorlar. Bu başarılı<br />
sonuç da gençlere özgüven kazandırıyor.<br />
Burada kabiliyetlerini<br />
keşfediyor, değerli olduklarını<br />
hissediyorlar.” ■<br />
İsmail Onay<br />
• <strong>Beyoğlu</strong> Anad.<br />
Lisesi Müdürü<br />
“Bu benim kampa 6. gelişim.<br />
Çocuklarımız için çok faydalı<br />
olduğunu düşünüyorum. Hem<br />
tatil, hem eğitim hepsi bir arada.<br />
Bizler çocuklarımızın başında<br />
buraya geliyoruz ancak<br />
üzerlerinde herhangi bir baskımız<br />
yok. Onlar burada özgüven<br />
kazanıyor, yeteneklerini<br />
keşfediyor, bizler de bu başarıya<br />
tanıklık ediyor ve gurur duyuyoruz.<br />
Başkanımıza sunduğu<br />
bu imkandan dolayı teşekkür<br />
ederiz.” ■<br />
Haldun<br />
Özkısırlar<br />
• Spor Eğitmeni<br />
(sorumlusu)<br />
öğrenciye ulaştık. Branş sayımız,<br />
öğrenci sayımız ve orantılı<br />
olarak da başarımız arttı.<br />
<strong>Kefken</strong> Çevre Yaz Kampı'nda<br />
olmaktan gerçekten çok<br />
memnunum.” ■<br />
“Benim kampta ilk yılım. Şu<br />
ana kadar hiçbir sorunla<br />
karşılaşmadım. Burada öğrencilere<br />
muhteşem imkanlar<br />
sunuluyor. Bir yandan<br />
stres atarlarken, diğer yan-<br />
“Bizler okul müdürleri olarak<br />
çocuklarımızın başında buraya<br />
geliyoruz. Ve ailelere güvence<br />
veriyoruz. Çocuklarınız burada<br />
başıboş değil. Aksine güvenli<br />
bir ortamda eğitim alıyor ve tatil<br />
yapma fırsatı yakalıyorlar.”<br />
Şemsettin Karagöz<br />
• Namık Kemal<br />
İ.Ö.O. Müdürü<br />
“Ben İzmitliyim. Burası bir<br />
dönem Orman Bakanlığı’nın<br />
Dinlenme Tesisleri idi. Daha<br />
sonra <strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong> tarafından<br />
işletilmeye başlandı.<br />
Daha doğrusu başkanımız<br />
burayı keşfetti ve Türkiye’de<br />
alanında birinci sıraya yükseltti.<br />
Büyükşehir belediyelerinin<br />
bile yapamadığının bir<br />
ilçe belediye tarafından büyük<br />
bir başarı ile gerçekleştiriliyor<br />
olması gerçekten takdire<br />
şayan.” ■<br />
Yener Şarkoğlu<br />
• Cezayirli G.H.<br />
İ.Ö.O. Müdürü<br />
“Bu benim kampa ikinci gelişim.<br />
Açıkçası önceleri 'belediyenin<br />
kampı' diyerek sıcak bakmamıştım<br />
ancak arkadaşlarımın<br />
kamp hakkındaki güzel düşüncelerinden<br />
sonra gelmeye karar<br />
verdim. Gördüğüm manzara eşsizdi.<br />
Burası bir kamp değil adeta<br />
tatil köyü… Öğretmenlerimiz<br />
de çalışanlar da çok güler yüzlü<br />
ve işlerini şevkle yapıyorlar. Bu<br />
öğrencilerimiz için büyük fırsat,<br />
burada geleceklerine yatırım yapıyorlar.”<br />
■<br />
Eğitmenlerin<br />
gözüyle <strong>Kefken</strong><br />
Güneş Çetintürk<br />
• Resim Eğitmeni<br />
dan yaratıcı fi kirlerini ortaya<br />
koyma şansı yakalıyorlar.<br />
Resim atölyesinde şu anda<br />
video art çalışmaları yapıyoruz.<br />
Bu öğrenciler için büyük<br />
bir açılım…” ■<br />
Ömer Köse<br />
• Tiyatro<br />
Eğitmeni<br />
“<strong>Beyoğlu</strong>’nda yaşıyorum.<br />
Bu hizmetten haberdardım<br />
ancak inanın bu kadar kapsamlı<br />
olduğunu bilmiyordum.<br />
İlk bu yıl geldim ve<br />
beklentilerimin çok üzerinde<br />
olduğunu gördüm. Öğrenciler<br />
buraya mutlu gelip<br />
mutlu ayrılıyorlar.” ■<br />
Latife Kozan<br />
• Dans<br />
Eğitmeni<br />
“Kampta ikinci yılım. Aslen<br />
Denizliliyim. Şehrimde<br />
gençler için böyle bir imkan<br />
yok. Türkiye çapında yaygınlaşması<br />
gereken bir organizasyon<br />
olduğunu düşünüyorum.<br />
Ve çok başarılı<br />
buluyorum.” ■
<strong>Beyoğlu</strong> halkı<br />
Başkan’a<br />
müteşekkir<br />
Yaz döneminde haftanın 3-4 günü özel otobüslerle kampa gelen <strong>Beyoğlu</strong> halkı bu hizmetten<br />
çok memnun. Kampı görenler, Başkan Demircan'a teşekkür ediyorlar. Günübirlik<br />
gezilere katılmak için vatandaşların 444 0 160 numaralı telefonu aramaları yeterli…<br />
Arife Hasoğlu, Hülya Doruk ve misafirleri<br />
Mürvet Girgin ve<br />
çocukları<br />
Gülser Erkekoğlu, Nuran Meral ve çocukları<br />
Mürvet Girgin:<br />
“İlk defa geçen yıl geldim.<br />
Çok beğendim. O nedenle bu<br />
yıl da geldim çocuklarımla.<br />
Baksanıza ne kadar mutlular.<br />
Keşke konaklama imkanımız<br />
da olsa. Başkanımıza ne kadar<br />
teşekkür etsek azdır.”<br />
Cavide Tombul:<br />
“Ben birkaç yıldır kanser tedavisi<br />
görüyorum. Allah kimselere<br />
göstermesin; kanser<br />
tedavisi çok zorlu bir süreç.<br />
Doktorlarımız da hava değişikliği<br />
öneriyorlar. Bu yüzden<br />
Başkanımızdan kanser tedavisi<br />
gören hastalar ve yakınları<br />
için de buraya birkaç gün-<br />
Ebru Tavlar:<br />
lük moral gezileri düzenlemesini<br />
istiyoruz. <strong>Kefken</strong>’e<br />
daha önce de gelmiştim. Çok<br />
güzel bir hizmet.”<br />
Nilgün Hasçelik ve<br />
Zeynep Kocaman:<br />
“Biz Piyalepaşa Mahal le si’nden<br />
geliyoruz. Denize girdik,<br />
şimdi yemeğimizi yiyoruz.<br />
Buraya 2. gelişimiz. Gayet<br />
memnunuz. Her şey dört<br />
dörtlük. Belediyemiz çok güzel<br />
çalışıyor.”<br />
Nezaket Bayar:<br />
“6 yıl aradan sonra tekrar geliyorum.<br />
Burayı daha gelişmiş,<br />
daha güzelleşmiş buldum.<br />
İmkan olsa da tekrar<br />
“Ben 13 yaşındayım. <strong>Kefken</strong><br />
Kam pı'na gelene kadar böyle<br />
bir neşeyi, sevinci yaşamamıştım.<br />
Bu benim altıncı günüm<br />
ve yarın olmasını hiç istemiyorum.<br />
Çünkü bu kampı<br />
çok beğendim ve buradan<br />
ayrılmak istemiyorum. İçimi<br />
huzurla dolduran denizi,<br />
afi yetle yediğim yemekleri,<br />
ağaçların gölgesinde dinlenerek<br />
zaman geçirmeyi çok sevdim.<br />
Orman içinde herkes aynı<br />
anda farklı branşlarda çalı-<br />
tekrar gelebilsem…”<br />
Gülfişne Umut:<br />
“Keçecipiri Mahallesi’nden<br />
geliyorum. 1,5 ay önce gelmiştim.<br />
Ancak o zaman yağmur<br />
vardı. Denize girememiştik.<br />
Bugün ikinci kez geliyorum.<br />
Her şey çok iyi gidiyor.<br />
Başkanımız Ahmet Misbah<br />
Demircan başta olmak<br />
üzere emeği geçenlere teşekkürler…”<br />
Zeynep Hasoğlu:<br />
“Annem ve komşularımızla<br />
birlikte geldik. İkinci gelişim<br />
bu. Diğer belediyelerin yapamadığını<br />
<strong>Beyoğlu</strong> yapıyor.<br />
Herşeyden çok memnunuz.”<br />
şırken ortaya çıkan görüntüyü<br />
çok sevdim. Yarın gideceğim<br />
ama hayatımın sonuna<br />
kadar burada öğrendiklerimi<br />
unutmayacağım.<br />
Gelmeyenlerin kolay kolay<br />
hayal edemeyeceği, gelenlerin<br />
ise şaşkınlıklarını gizleyemedikleri,<br />
eğitimin, tatilin<br />
ve dostluğun iç içe geçtiği harika<br />
bir kamp burası.<br />
Kampta resim branşına<br />
katıldım. İyi resim yapabildiğimi<br />
önceden de biliyordum<br />
Arife Hasoğlu:<br />
“Bu hizmet biz ev hanımları<br />
için çok güzel. Neredeyse evimizden<br />
alınıyoruz, buraya gelip,<br />
denize girip, yemeğimizi<br />
yiyoruz, sonra tekrar güvenli<br />
bir şekilde evimize geri dönüyoruz.<br />
Teşekkürler”<br />
Hülya Doruk:<br />
“İstanbul’da birinci belediye<br />
<strong>Beyoğlu</strong> belediyesidir. Hizmetlerinden<br />
çok memnunuz.<br />
Kampa misafi r getirme hakkı<br />
bile sunuyorlar. Teşekkür<br />
ederiz.”<br />
Nuran Meral:<br />
“Piyalepaşa’dan geliyorum.<br />
ama ilk kez burada çizdiğim<br />
resim ile yüzlerce kişinin<br />
önüne çıkarak “bunu ben<br />
yaptım” diyebildim. Evde de<br />
düzenimi az çok kendim sağlıyordum<br />
ama burada annemin<br />
desteğini görmeden her<br />
işimi tek başıma yaptım.<br />
Şimdi kendimi daha iyi tanıyorum,<br />
gerektiğinde kendi<br />
kendime yetebileceğimi biliyorum.<br />
Geldiğim ilk akşam<br />
ses yarışması için sahneye çıkan<br />
arkadaşlarıma şaşırır-<br />
Kızım okulla birlikte kampa<br />
gelmişti geçen yıl. O dönem<br />
çalıştığım için gelememiştim.<br />
444 0 160’ı aradık, hemen dönüş<br />
yaptılar sağolsunlar. Her<br />
yönüyle çok beğeniyoruz. Öncelikle<br />
çok temiz bir yer. Gençler<br />
için güzel etkinlikler var.<br />
Yeteneklerini burada keşfediyorlar.<br />
Bu imkanlar diğer belediyelerde<br />
yok.”<br />
Gülser Erkekoğlu:<br />
“Ben bir arkadaşımın misafi ri<br />
olarak Kartal’dan geliyorum,<br />
çok beğendim ve özendim. Bizim<br />
belediyemizin böyle bir<br />
hizmeti var mı bilmiyorum.<br />
Çevremden hiç duymadım.<br />
Herşey çok mükemmel…” ■<br />
ken, ben bu akşam 2. kez sahnedeyim.<br />
Burada kazandığım<br />
güvenle belki defalarca başka<br />
sahnelere çıkacağım.<br />
Bana, bugüne kadar gördüğümden,<br />
bildiğimden<br />
bambaşka bir dünya açan bu<br />
kampta emeği geçenlere sonsuz<br />
teşekkür ederim. Bu güzel<br />
günleri, tarifsiz duyguları<br />
yaşatan ve çocuklara, gençlere<br />
sevgisini gösteren Başkanımıza<br />
da sevgi ve saygılarımı<br />
sunarım. ■
16 YORUM<br />
serbestvezin<br />
Adnan Genç<br />
adnanfehmi@gmail.com<br />
İKSV, Büyükşehir, Paris <strong>Belediyesi</strong><br />
ortak çalışması olarak yapılabilecek<br />
olan faaliyetler konulu<br />
yazının değerlendirilmesi.<br />
17. Kioskların yapılması.<br />
18. Bannerların standart hale<br />
getirilmesi…<br />
19. <strong>Beyoğlu</strong> Festivali.<br />
20. Taksim - Maksem çeşmenin<br />
durumu.<br />
21. Fransız Sokağı’nın güvenlik<br />
durumu.<br />
22. Sanat galerisindeki etkinliklerin<br />
düzenlenmesi.<br />
23. Markaların <strong>Beyoğlu</strong>’na taşınması.<br />
24. Yer altı çöp sisteminin oluşturulması.<br />
25. İstiklal caddesinde araç<br />
kontrolü ve ışıklandırma çalışmaları.<br />
26. Caddedeki doğalgaz panolarının<br />
görüntü kirliliğine yol<br />
açtığı.<br />
27. Çöplerin toplanması. Özellikle<br />
Galatasaray’da çöp noktası<br />
oluşumunun rahatsızlığı ve<br />
çözüm yolları tartışıldı.<br />
28. Etkinliklerin tüm kitlelere<br />
ulaştırılması.<br />
29. Yurt dışında tanıtımın yapılması.<br />
30. İller Bankası’ndan ilçelere<br />
dağıtılan payların gündüz tarifesine<br />
göre düzenlenmesi ve<br />
turizm bölgelerinde<br />
ruhsat alımının kolaylaştırılması.<br />
31. Talimhane’de yapılacak<br />
olan (pilot<br />
proje) taksi durakları<br />
hakkında bilgi.<br />
32. Pera Festivali.<br />
33. Kahvelerde düzenlenmesi<br />
düşünülen etkinlikler.<br />
34. Bomba mağdurlarına moral<br />
amaçlı Talimhane'de etkinlik<br />
düzenlenmesi.<br />
35. <strong>Beyoğlu</strong> Emniyet Amirliği<br />
Binasının mimari tasarıma ihtiyaç<br />
duyulduğu.<br />
36. Tüyap meydanının (Tepebaşı’ndaki<br />
kat otoparkının)<br />
düzenlenmesi.<br />
37. Hırsızlık olaylarına karşı<br />
sıkı önlem alınması.<br />
38. Moskova’dan gelecek misafi<br />
rlerin ağırlanması.<br />
39. Kültür ve tabiat varlıklarını<br />
koruma kurulu yasasında<br />
yapılan değişikler ve tarihi dokunun<br />
korunması.<br />
40. dDf’in tasarım fuarı projesi.<br />
41. Rotterdam <strong>Belediyesi</strong> ile<br />
yapılabilecek çalışmalar.<br />
42. Uluslararası <strong>Beyoğlu</strong> Konferansı.<br />
43. Galata’daki sorunlar.<br />
44. Galata Port Projesi.<br />
TEMMUZ 2012<br />
Yerel yönetimler ve STK'ların birlikteliği,<br />
temel işbirliği ve başarı koşuludur<br />
Yerel yönetimlerin çalışmasında<br />
STK’lar, uzman<br />
kişi ve kuruluşlar ile proje<br />
bazındaki partnerlerle sürekli<br />
işbirliği gereklidir. Bunu<br />
yıllarca uygulamaya çalışmış<br />
bir deneyimden bazı maddelere<br />
aşağıda yer veriyoruz…<br />
11-05-2004/14-09-2004<br />
tarihleri arasında toplantı<br />
gündem maddeleri<br />
1. Talimhane: Ciddi bir kazanım<br />
sağladığımız bir bölge<br />
ama sorunların kimileri sürüyor…<br />
Bölgeye kartlı giriş ve<br />
parklanma sorunları ile minibüs<br />
duraklarının yeri meselesi<br />
hâlâ gündemimizde… (NOT:<br />
Talimhane yayalaştırıldı, yerel<br />
işletmeciler bir dernek kurdular<br />
ve sorunları bu bağlamla,<br />
ilgili makamlar nezdinde sürdürüyorlar)<br />
2. Rent A Car fi rmalarının durumu:<br />
Gene Talimhane bölgemizdeki<br />
kimi otomobil kiralayan<br />
fi rmaların araçlarını bölgeye<br />
getirmeleri ile ilgili sorunlar<br />
vardı; bir kısmının taşınması<br />
nedeniyle sorun göreceli<br />
olarak azaldı.<br />
3. Yürüyüş haritası: Bu da önceki<br />
dönemden kalan bir işimiz…<br />
TÜRSAB’ın sponsorluğu<br />
geçenlerde Başaran (Ulusoy)<br />
Bey'e yeniden hatırlatıldı. Son<br />
bilgiler Özcan (Biçer) Bey tarafından<br />
girilince baskıya hazır<br />
olmuş olacak. İşin sponsorluk<br />
bölümü hariç yüzde 99’u bitmiş<br />
durumda.<br />
4. Rotary Çocuk Evi'nin durumu:<br />
Aktarılan kimi sorunları<br />
giderebilmek için Rotary Kulüp<br />
yöneticilerinin de katılımıyla<br />
oluşturulan bir heyetle<br />
birkaç kez gidildi. Valilik makamının<br />
inisiyatifi nin dikkate<br />
alınması değerlendirildi.<br />
5. Festivaller: En önemli konularımızdan<br />
biri… Etkinliklerin<br />
belirli bir vizyonla yapılması.<br />
Eşgüdümün sağlanması. Kaliteli<br />
olması vb. gibi. Konuştuğumuz<br />
ve konuşmayı sürdüreceğimiz<br />
bir konu. Herhangi bir<br />
sorun yok ama zamana ihtiyaç<br />
var. Operasyonel işleri ise sı-<br />
kıntısız halledebiliyoruz.<br />
6. Bülten: Sponsor çalışmalarımız<br />
sürüyor. 2 bin dolar gibi<br />
bir miktara bülten işini yapabileceğiz.<br />
Ama olamadı. Çalışmalarımız<br />
Bey-Der’in sorumlu<br />
dernek olarak başvurmasıyla<br />
yeni bir boyuta geçecek. (NOT:<br />
Dergi 0. sayı olarak yapıldı)<br />
7. Kurumsal kimlik çalışması:<br />
Bu alandaki çalışma üç yönlü<br />
olarak sürüyor. Korhan Bey'in<br />
bilgisi dahilinde kimi örnekler<br />
hazırlatıldı. (NOT: Şu an kullanılan<br />
logo, bu bağlamda hazırlatılmıştır…<br />
Logo ve diğer ilgili<br />
işlerin tamamı…)<br />
8. Ceneviz sergisi: Başarılı bir<br />
etkinlik olarak gerçekleştirdik.<br />
Devamı için girişimlerimiz sürüyor.<br />
9. Yurt dışından gelecek olan<br />
basın mensuplarının ağırlanması:<br />
Geçen dönemin en<br />
önem li projelerinden biri olan<br />
bu konu da gündemimizde…<br />
Gui de yazar ve editörlerinin<br />
daveti ile ilgili proje daha sonra<br />
İl Turizm Müdürlüğü tarafından<br />
geniş bir biçimde yürütülmüştür…<br />
10. <strong>Beyoğlu</strong>’nda ulaşımın sağlanması:<br />
Sorunlar ve çözüm<br />
önerileri. Kimi sokakların trafi<br />
ğe kapatılması meselesi başta<br />
UKAME olmak üzere ilgili<br />
birim ve sokak temsilcileriyle<br />
toplantılar yapılarak görüşülmüştür…<br />
11. Bomba mağdurlarına yardımların<br />
neticelenmesi: Bilindiği<br />
üzere Neve Şalom Sinagogu<br />
ve İngiliz Konsolosluğu’na<br />
yapılan insanlık dışı saldırı<br />
sonrası kurulan yardım komitelerimizin<br />
eşgüdümü ve çalışmanın<br />
sonuçlandırılması görüşülüyor…<br />
12. Talimhane’nin yapısı: Bölgedeki<br />
yönetimsel yapılaşma;<br />
sorunları ve çözümleri bir süre<br />
temel meselelerimizden biri<br />
olmuştur…<br />
13. <strong>Beyoğlu</strong> kredi kartı projesi.<br />
14. Panolama sisteminin kurulması.<br />
15. Otelciler ile emniyet arasında<br />
yaşanan sorunlar.<br />
16. Dışişleri Bakanlığı'ndan<br />
Zaman zaman <strong>Beyoğlu</strong> Platformu’nun eski tarihli iş, ilişki<br />
ve kimi komisyonlarının çalışmalarına ilişkin notlarımızı<br />
ilginize sunacağız. Örneğin bu sayıda yaz aylarına gelmesine<br />
karşın beş ayda yapılan ve sürdürülen çalışmaların<br />
bazılarından konu başlıklarına yer veriyoruz…<br />
Londra City Üniversitesi'nden<br />
akademisyenlerle atölye çalışması<br />
45. İstanbul.com’un çalışmaları.<br />
46. <strong>Beyoğlu</strong> bölgesindeki işsiz<br />
gençlere otellerde görev alabilmeleri<br />
üzerine eğitim verilmesi.<br />
47. <strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong> ile Dünya<br />
Bankası arasında iletişimin<br />
sağlanması.<br />
48. Kent bazlı küçük işletmelerin<br />
markalaştırılması.<br />
49. Motorların tekrardan tasarlanması.<br />
50. Cenova-Galata arasında iletişimin<br />
sağlanması.<br />
51. Pera’nın tekrardan tasarlanması<br />
ve Nişantaşı’ndaki<br />
galerilerin Talimhane’ye taşınması.<br />
52. STK’ların bir araya getirilmesi.<br />
53. Dost Sofrası Uluslararası<br />
Yeme-İçme Festivali’nin düzenlenmesi.<br />
54. AB fonlarından yararlanma.<br />
55. Demokratik İlkeler Der neği’nden<br />
gelen öneriler. ■
SAYI: 7 ARAŞTIRMA 17<br />
6. Daire-i Belediye Olaylar ve Hizmetler Kronolojisi 3<br />
1871 Galata Kulesi yakınlarındaki Belediye<br />
Hastanesi’nin duvarı boyunca<br />
yıkım ve yol genişletme çalışmaları<br />
yapıldı. (N. Akın, S. 118)<br />
1871 Galata köprüsü yenilendi. (G.<br />
Scognamillo)<br />
1871 Banque Austro-Ottomane (Avusturya-Osmanlı<br />
Bankası) kuruldu. (G.<br />
Scognamillo)<br />
15 Nisan 1871 Hacopulos Pasajı açıldı.<br />
(G. Scognamillo)<br />
1871 Elhamra Tiyatrosu açıldı. (G.<br />
Scognamillo)<br />
1871 1870’te yanan İngiliz Elçiliği yeniden<br />
inşa edildi. (G. Scognamillo)<br />
1871 Galata’da Ayios Pandeleimon<br />
Rum Kilisesi inşa edildi. (G. Scognamillo)<br />
1871 Saint Benoit Okulu onarıldı. (G.<br />
Scognamillo)<br />
1871 Yazıcı Sokağı’ndaki Prusya Krallığı<br />
temsilciliği Alman İmparatorluğu<br />
Büyük Elçili'ğine dönüştürüldü. (G.<br />
Scognamillo)<br />
Muhtar Bey (7 Aralık 1871 -<br />
Temmuz 1873)<br />
1871 Rus Elçiliği, Pera Caddesi’nin genişletilmesine<br />
katkı olarak, yolun karşı<br />
tarafındaki evlerin sahiplerine tazminat<br />
ödemeyi kabul etti. (N. Akın, S.<br />
137)<br />
1872 Jöntürkler tarafından her yıl<br />
bayram eğlenceleri düzenlen ve bakımsızlığı<br />
şikayet konusu olan Büyük<br />
Hendek Sokak’taki yollar onarıldı ve<br />
sokak bakımlı hale getirildi. (N. Akın,<br />
S. 141, Dipnot: 485)<br />
1872 İngiliz Elçiliği 1870’de yanan binasının<br />
önünden geçen yolun genişletilmesi<br />
için gerekli alanı bedelsiz olarak<br />
belediyeye terk etti. (N. Akın, S.<br />
137)<br />
1872 Banque de Constantinople (İstanbul<br />
Bankası) kuruldu. (G. Scognamillo)<br />
1872 Galip Dede Caddesi (Yüksekkaldırım)<br />
genişletildi. (G. Scognamillo)<br />
1872 Concordia tiyatro olarak açıldı.<br />
(G. Scognamillo)<br />
1872 Kumbaracı Yokuşu’nda Sainte<br />
Elisabeth Fransız yatılı kız okulu açıldı.<br />
(G. Scognamillo)<br />
1872 Casa d’Italia (İtalyan Evi) İtalyan<br />
Elçiliği olarak kullanılmaya başlandı.<br />
(G. Scognamillo)<br />
Ağustos 1872 6. Daire’de kamulaştırma<br />
ile ilgili bir komisyon kuruldu. (N.<br />
Akın, S. 146)<br />
Eylül 1872 Trafik tıkanmalarına önlem<br />
olarak 4 maddelik bir duyuru yayınlandı.<br />
Ekim 1872 Kasımpaşa Bedreddin Ma-<br />
hallesinde iskan edilen <strong>Beyoğlu</strong> yangınzedesi<br />
bazı ailelerin başka bir mahalleye<br />
nakli. (BOA, 04/Ş /1289, Dos:<br />
5, Gömlek: 41)<br />
Ekim-Kasım 1872 Azapkapı ve<br />
Tophane’de bölgeyi beslemek için su<br />
depoları yapıldı. (N. Akın, S. 341, Dipnot:<br />
527)<br />
1872 İlk sigorta şirketleri kuruldu.<br />
Nisan 1873 Susuzluğa çözüm çalışmaları<br />
devam ediyor. Kağıthane’den<br />
pompalarla Pera’daki depoya su getirildi<br />
ve buradan mahallelere dağıldı.<br />
(N. Akın, S. 149)<br />
1873 Emlak vergisini sisteme oturtmak<br />
için mal sahiplerine 5 yılda bir<br />
emlaklarının değerlerini belediyeye<br />
bildirme yükümlülüğü getirildi. (N.<br />
Akın, S. 119)<br />
1873 Atla çekilen tramvay seferlerine<br />
Galatasaray-Tünel hattı eklendi. (G.<br />
Scognamillo)<br />
Kadri Bey (Paşa) [2. Kez<br />
12 Temmuz 1873 - 13 Ağustos<br />
1873]<br />
1873 Tünel Metrosu kuruldu ve test<br />
seferlerine hayvan taşınarak başladı.<br />
1873 Corpi malikhanesinin (bugün<br />
Amerikan konsolosluğu) inşaatı başladı.<br />
(G. Scognamillo)<br />
Artin Dadyan Paşa (14<br />
Ağustos 1873 – 1877)<br />
Aralık 1873 Bölge ikiye ayrılarak kadastro<br />
çalışmalarına başlandı. (N.<br />
Akın, S. 120)<br />
1874 6. Daire-i Belediye Hastanesi,<br />
Tophane’deki Defterdar Yokuşu’nda<br />
kiralanan büyük konağa taşındı. (Nuran<br />
Yıldırım, İst. Ans., C.1, S..224)<br />
1874 İ. Camondo ve ortakları bir tuğla<br />
fabrikasını kurdu. (G. Scognamillo)<br />
1874 Çırağan Sarayı'nın inşaatı tamamlandı.<br />
(G. Scognamillo)<br />
1874 Avrupa Pasajı inşa edildi. (G.<br />
Scognamillo)<br />
1874 Tophane’de yangın, 120 bina<br />
yandı. (G. Scognamillo)<br />
1874 Hasköy’de Alliance Israelite (İsrail<br />
Birliği) okulu açıldı. (G. Scognamillo)<br />
1874 Ağa Camii’deki Elhamra Tiyatrosu<br />
yandı. (G. Scognamillo)<br />
1874 Hasköy’de Alliance Israelite Universelle<br />
(Evrensel Musevi Birliği) bir<br />
yaşlılar yurdu açtı. (G. Scognamillo)<br />
1874 Hasköy Musevi Kız Okulu açıldı.<br />
(G. Scognamillo)<br />
1874 Macar Zichni ilk askeri itfaye örgütünü<br />
kurdu. (G. Scognamillo)<br />
31 Temmuz 1874 1870’teki Pera yangınından<br />
sonra kurulan barakalar için<br />
yıkım kararı alındı.<br />
Ocak 1874 Galata Şehsuvar Mahallesi<br />
kadastro çalışmaları başladı. (N.<br />
Akın, S. 121)<br />
Ekim 1874 Pera ve Kasımpaşa kadastro<br />
çalışmaları tamamlandı. (N.<br />
Akın, S. 121)<br />
1875 Galata Kulesi yakın çevresinin<br />
imarı tamamlandı. Özellikle Büyük<br />
Hendek Sokak, modern binalarıyla<br />
örnek sokak haline geldi. (N. Akın,<br />
S. 121)<br />
1875 Su dağıtım şebekesi onarımı tamamlandı.<br />
(N. Akın, S. 121)<br />
1875 Tünel Metrosu normal seferlerine<br />
başladı.<br />
1875 Galata kulesinin külahı bir fırtınada<br />
devrildi. (G. Scognamillo)<br />
1875 Mimari Jean Barborini olan,<br />
sonradan Verdi Tiyatrosu (1879), Odeon<br />
Tiyatrosu (1896), Eclair Sineması<br />
(1909), Şark Sineması (1933) ve Lüks<br />
Sineması (1951) olacak olan, Varyete<br />
Tiyatrosu inşa edildi. (G. Scognamillo)<br />
1875 Gümüşsuyu’ndaki Alman Elçiliğinin<br />
inşaatı başladı. (G. Scognamillo)<br />
1875 Yüksekkaldırım’da Alman Teutonia<br />
kulübü açıldı. (G. Scognamillo)<br />
1875 Eski Karaköy-Eminönü köprüsünün<br />
yerine yeni bir köprü yerleştirildi.<br />
1875 Galata rıhtımı genişletildi. (G.<br />
Scognamillo)<br />
1875 Galata’da Credit Lyonnais S.A.<br />
(Lyon Kredisi A.Ş.) Bankası'nın merkez<br />
şubesi açıldı. (G. Scognamillo)<br />
1875 Tepebaşı’nda ilk Rum Zapyon Lisesi<br />
açıldı. (G. Scognamillo)<br />
1875 Cafe Français açıldı. (G. Scognamillo)<br />
1875 Cihangir’de yangın oldu. (G.<br />
Scognamillo)<br />
1875 Sonradan <strong>Beyoğlu</strong> Postanesi<br />
olarak kullanılacak olan Theodor<br />
Sıvacıyan’ın konutu inşa edilmeye<br />
başlandı. (G. Scognamillo)<br />
1875 Vikont Alfred de Caston tarafından,<br />
“Revue de Constantinople” (İstanbul<br />
Dergisi) yayınlamaya başladı.<br />
(G. Scognamillo)<br />
1875 Müslüman kadınlarının Pera<br />
caddelerinde arabalı veya arabasız<br />
dolaşmaları yasaklandı. (G. Scognamillo)<br />
1875 Mimar Barborini Luxembourg<br />
Apartmanı’nı inşa etmeye başladı. (G.<br />
Scognamillo)<br />
1875 Galata’da Alliance Israelite (İsrail<br />
Birliği) okulu açıldı. (G. Scognamillo)<br />
1875 Rum Galata Eğitim Derneği kuruldu.<br />
(G. Scognamillo)<br />
1875 Galata’da Şekerpare çeşmesi inşa<br />
edildi. (G. Scognamillo)<br />
1876 Sultan Abdülaziz’i tahtından indirmek<br />
üzere Dolmabahçe Sarayı karadan<br />
ve denizden kuşatıldı. (G. Scognamillo)<br />
1876 Eski Naum Tiyatrosu’nun bulunduğu<br />
yerde Çiçek Pasajı inşa edilmeye<br />
başlandı. (G. Scognamillo)<br />
1876 Hotel Royal açıldı. (G. Scognamillo)<br />
1876 İtalyan Pietro Salomone bir süt<br />
ve süt ürünleri fabrikasını kurdu. (G.<br />
Scognamillo)<br />
1876 Hristaki Pasajı’nın (bugün Çiçek<br />
Pazarı) inşaatı bitti. (G. Scognamillo)<br />
1876 Theatre des Varietes’de (Varyete<br />
Tiyatrosu) Offenbach’ın “Büyük<br />
Düşes” opereti ilk kez sahnelendi. (G.<br />
Scognamillo)<br />
1876 Theatre des Varietes’de (Varyete<br />
Tiyatrosu) Gounod’nun “Romen ve<br />
Jülyet” operası ilk kez sahnelendi. (G.<br />
Scognamillo)<br />
1876 Mimar Giorgio Domenico ve Ercole<br />
Stampa İtalyan Hastanesi’ni inşa<br />
etti. (G. Scognamillo)<br />
1876 Tepebaşı Sokağı parke taşıyla<br />
kaplandı. (N. Akın, S. 137)<br />
23 aralık 1876 119 maddeden oluşan<br />
Kanuni Esasi’nin ilanı (I. Meşrutiyet)<br />
Osman Hamdi Bey (1877 -<br />
Temmuz 1878)<br />
1877 Osmanlı Parlamentosu Dolmabahçe<br />
Sarayı’nın Muayede Salonu’nda<br />
çalışmalarına başladı. (G. Scognamillo)<br />
5 Ekim 1877 Dersaadet Belediye<br />
Kanunu ile 6. Daire-i Belediye,<br />
Şehremaneti’ne bağlı bir şube konumuna<br />
getirilerek diğer belediye dairelerinin<br />
seviyesine indi, mali ve idari<br />
ayrıcalıklarını yitirdi. (N. Akın, S.123)<br />
1877 Gümüşsuyu’ndaki Alman elçiliğinin<br />
inşaatı tamamlandı. (G. Scognamillo)<br />
1877 Varyete tiyatrosu Eldorado adını<br />
aldı. (G. Scognamillo)<br />
1878 2. Abdülhamit’i tahtan indirmek<br />
için Ali Suavi’nın başını çektiği birkaç<br />
yüz kişi Çırağan Sarayı’nı bastı. (G.<br />
Scognamillo)<br />
1878 Galata, Zürefa Sokağı’nda ilk<br />
Kadın Hastalıkları Hastanesi açıldı.<br />
(G. Scognamillo)<br />
1878 Alman Hastanesine yeni bölümler<br />
eklendi. (G. Scognamillo)<br />
1878 Galata’da Bulgar Katolik Kilisesi<br />
açıldı. (G. Scognamillo)<br />
Edouard Blacque Bey (1. Kez<br />
03 Şubat 1879 - 9 Mayıs 1890)<br />
1879 6. Daire binasının inşaatı başladı.<br />
(G. Scognamillo)<br />
1879 6. Dairede bir Fuhuşla Mücadele<br />
Komisyonu kuruldu. (G. Scognamillo)<br />
1879 Hükümet, bütçesi çok kısıtlı<br />
olan 6. Daire’ye yardım amacıyla Petit<br />
Champs’ı (Tepebaşı) devretti. (N.<br />
Akın, S.152)<br />
5 Kasım 1879 <strong>Beyoğlu</strong>’nda ikamet<br />
edenlere her gün binaların önünü yıkama<br />
ve süpürme zorunluluğu getirildi.<br />
Ayrıca yolların sandık, koli gibi eşyalarla<br />
kapatılması da cezaya tabi oldu.<br />
(N. Akın, S.124)<br />
> Devamı Gelecek Sayıda
18 LEZZET<br />
Karadeniz’in<br />
<strong>Beyoğlu</strong> şubesi<br />
YUSUF ILGIN<br />
Bu sayımızda Karadeniz<br />
mut fağından lezzetler<br />
sunan <strong>Beyoğlu</strong>’nun gözbebeği<br />
Hayvore’yi tanıtacağız.<br />
Şam tatlısı ile kadayıf arası<br />
bir tat Giresun ezmesi… Adını<br />
daha önce duydunuz mu? Ya<br />
da tadını biliyor musunuz?<br />
Soh betimiz, Hızır Bey’in bu<br />
nefi s tatlıyı ikram edip, “tatlı<br />
yiyip tatlı konuşalım” demesiyle<br />
başlıyor. Tatlının tadı damağımızda<br />
olmasından mıdır<br />
nedir, şeker gibi bir sohbete<br />
yelken açıyoruz. Tabii ki<br />
“tatlı”nın kıyılarında gezinerek...<br />
Karadenizlilerin meşhur<br />
laz böreğini, tuzlu sananlar<br />
çoktur. Bendeniz de bir zamanlar<br />
öyleydim. Halbuki laz<br />
böreği, şerbetli leziz bir tatlıdır<br />
ki, gördük Hayvore’de alası<br />
yapılır. Ev baklavası, sütlaç, kışın<br />
kabak tatlısı, Ra ma zan’da<br />
güllaç, ayrıca mısır unundan<br />
türlü tatlılar bulunur...<br />
Babası Rize Çayeli, annesi<br />
Artvin Borçkalı olan Hızır Keskin,<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’na ilk olarak 1993<br />
yılında gelmiş. Asmalımescit’te<br />
gene Karadeniz mutfağından<br />
lezzetler sunan bir yerde işletmecilik<br />
yapmış ancak 2 yıl önce<br />
ortaklıktan ayrılarak, Galatasaray<br />
Hamamı yakınında<br />
Tur nacıbaşı Sokağı’nın girişindeki<br />
“Hayvore”yi açmış. Kardeşi<br />
ve amcaoğluyla birlikte işletiyorlar<br />
bu güzel mekanı.<br />
Hayvore’nin Lazca’da anlamı<br />
“buradayım”. Hikayesi de<br />
ilginç. Hızır Bey’in daha önce<br />
işlettiği yerin adı olan Sisore,<br />
“neredesin” demek, o da espri<br />
olsun diye Hayvore koymuş lokantasının<br />
adını…<br />
Hamsi pilavından<br />
muhlama’ya uzanan yol…<br />
Tamamen Karadeniz mutfağından<br />
lezzetler sunan Hay vore’de<br />
patlıcan musakka, karnıyarık<br />
gibi ev yemekleri de bulunuyor.<br />
Ancak zengin menüsünde<br />
ilk göze çarpanlar kuru<br />
fasulye (ispir), hamsi pilavı,<br />
hamsi buğulama, hamsi kuşu,<br />
kara lahana sarması, kara lahana<br />
çorbası/sarması, turşu<br />
kavurması, pazı diblesi, muhlama…<br />
Ayrıca kavurmalı, karışık,<br />
kıymalı, kuşbaşılı, kaşarlı,<br />
Trabzon peynirli, sucuklu, pastımalı,<br />
mantar-kaşarlı Karadeniz<br />
pide çeşitleri… Daha önceden<br />
defalarca tatmış bulunduğum<br />
için pide çeşitlerine ayrım<br />
yapmadan tek kelimeyle harika<br />
diyebilirim. Bir usta sadece<br />
pidelerle ilgileniyor. Lokantada<br />
çalışan herkes Karadenizli<br />
ancak bir Bolulu usta da var<br />
pek tabii ki içlerinde… Balıklardan<br />
sorumlu olan usta, bizzat<br />
Karadenizli bir balıkçı,<br />
kim seyi işine karıştırmıyor,<br />
alışverişini dahi kendisi yapıyor.<br />
Hayvore’nin etleri de özel.<br />
Kasaptan işlenmemiş et alıp,<br />
kendi usulleri ile işliyorlar.<br />
Belki de bundan dolayıdır ki,<br />
pidelerin yanı sıra Akçaabat<br />
usulü ev köfteleri de ilgi gören<br />
lezzetleri arasında… Ayrıca<br />
mis gibi kokan Karadeniz tereyağının<br />
kokusu hala burnumda,<br />
mısır ekmeğinin tadı da<br />
damağımda…<br />
Hayvore’ye saf Karadeniz<br />
mutfağının tadı için geldiyseniz<br />
hamsi buğulamadan başlayabilir,<br />
kara lahana sarması gibi<br />
lezzetlerin peşinden turşu<br />
kavurması ile Nirvana’ya ulaşabilirsiniz.<br />
Kahvaltı için geldiyseniz<br />
de muhlama, kuymak,<br />
köy peynirli omlet ve diğer<br />
lezzetlerden oluşan menüleri<br />
oldukça iddialı…<br />
Ünlüler Hayvore’yi seçiyor<br />
Tarihi Galatasaray Hamamı’nın<br />
yan sokağındaki mekanında<br />
sabah 8’den gece 12’ye<br />
kadar hizmet sunan Hay vore’de,<br />
sanat ve sinema dünyasının<br />
ünlüleri ile karşılaşma<br />
ihtimaliniz çok yüksek. Hızır<br />
Bey’den öğrendiğimiz kadarıyla<br />
Reis Çelik, Zeki Demirkubuz,<br />
Nuri Bilge Ceylan, Leman<br />
Sam ve kızı Şevval Sam, lokantanın<br />
müdavimleri arasında…<br />
Yurtdışı basında kendine<br />
fazlaca yer bulan Hay vore’ye<br />
bu sebepledir ki turistler yoğun<br />
ilgi gösteriyor. Karadeniz’e<br />
gitmeye gerek kalmadan<br />
İstanbul’dan bu eşsiz lezzetlere<br />
ulaşabilmek bir ayrıca-<br />
TEMMUZ 2012<br />
Mis gibi b tereyağlı ğl Karadeniz d pide- d<br />
si, hamsi pilavı, kara lahana sarması, yanında tazecik mısır<br />
ekmeği, arkasından Giresun ezmesi ve niceleri… Bu<br />
lezzetler için kilometrelerce yol kat etmenize artık gerek<br />
yok. Hayvore’nin enfes lezzetleri tam damağınıza göre…<br />
lık pek tabii ki…<br />
Hızır Bey, birkaç personel<br />
yetiştirdikten sonra bu lezzetleri<br />
İstanbul çapında yaymayı<br />
hayal ediyor. Kendisine bu lezzet<br />
yolculuğunda başarılar diliyor,<br />
zengin bir kültürü yansıtan<br />
tatların hiç bozulmadan<br />
kalmasını diliyoruz. ■<br />
Adres: İstiklal Caddesi<br />
Turnacıbaşı Sokak No:4<br />
Tel: 0212 245 75 01<br />
Giresun<br />
ezmesi<br />
Malzemeler: 1 çay bardağı sıvı yağ, 150 gr. kadayıf, 100 gr.<br />
tereyağı, 1 çorba kaşığı şeker, 300 gr. kıyılmış fındık, ½ paket<br />
süt, 1 çay kaşığı vanilya, 2 yumurta, 1 paket kabartma tozu.<br />
Yapılışı: Tencereye 1 çay bardağı sıvı yağ konur, kızdıktan<br />
sonra 150 gr. kadayıf eklenerek pembeleşinceye kadar kavrulur.<br />
Üzerine 100 gr. tereyağı ile 1 çorba kaşığı şeker eklenir.<br />
Kıyılmış fındık da ilave edilip 1-2 dk. karıştırdıktan sonra<br />
tezgahın üzerine alınır. ½ paket süt, 2 yumurta, 1 çay kaşığı<br />
vanilya, 1 paket kabartma tozu dökülerek kek hamuru gibi<br />
çırpılır. Ardından tepsiye dökülerek, 180 derece fırında 40 dk<br />
pişirilir. Şerbeti soğuk olarak dökülür. Kibrit kutusu şeklinde<br />
kesilerek servis yapılır.
SAYI: 7 MİZAH 19<br />
Ayın en iştah açıcı haberi!<br />
Ciğerciye en<br />
çarpıcı isim<br />
yarışması<br />
Kasımpaşa Kızılay Mey danı’nda<br />
yeni açılacak ciğer<br />
salonunun sahibi Kazım<br />
Dalaksız tarafından başlatılan<br />
“en çarpıcı ciğerci ismi ve sloganı”<br />
yarışmasının sonuçları<br />
dün törenle açıklandı. Yarışmayı<br />
Dolapdere’den “Ciğerimin<br />
Köşesi” kazandı. Kazanan<br />
yarışmacı, ailesi veya dostlarıyla<br />
birlikte bir akşam yemeği<br />
kazanacak. Ve bu akşam yemeğinde<br />
“Kadife’den Kesesi” şarkısı<br />
eşliğinde sınırsız sayıda şiş<br />
ve porsiyonla ciğer yeme imkanına<br />
kavuşacak. Ayrıca Ciğerciler<br />
Odası da kendisine bir takım<br />
kuzu ciğeri hediye edecek.<br />
Ciğerciler Odası Başkanı<br />
Sökmen Ciğersöken’le birlikte<br />
oda merkezinde düzenlenen<br />
basın toplantısıyla sonuçları<br />
açıklanan yarışmaya yüzlerce<br />
isim ve slogan katıldı. Kendisinin<br />
“katılımcı sakatatçılık” fi krine<br />
katıldığını ve bu yüzden<br />
halkı da işin içine kattığını belirten<br />
fi rma sahibi Dalaksız,<br />
“Akıl akıldan, ciğer ciğerden<br />
üstündür demişler. İyi de etmişler.<br />
Nitekim o kadar çarpıcı<br />
fi kirler ortaya çıktı ki, adeta<br />
içinden çıkamadık. Sonuçta<br />
çok zorlanarak Dolapdere’den<br />
Can Ciğerim beyefendinin yolladığı<br />
‘Ciğerimin Köşesi’ ismiyle,<br />
‘Adam ol, ciğerimi ye’<br />
sloganını birinci seçtik” dedi.<br />
Dalaksız, gelen isim ve sloganlardan<br />
en çarpıcı olanlarını<br />
da şöyle açıkladı;<br />
İsimler: Ciğerbayram, Ciğeristan,<br />
Ciğerimin içi, Bak ciğer,<br />
Ciğergah, Canciğer, Ciğerparem,<br />
Cartlak<br />
Sloganlar: “Adam ol, ciğerimi<br />
ye”, “ekmeksiz kal, ciğersiz kalma”,<br />
“ciğerleriniz bayram etsin”,<br />
“bu mekanın ciğeri beş<br />
para eder”, “çekmeden cartlağı,<br />
yemelisin cartlağı”, “canım<br />
ciğerim, kız seni yerim”<br />
Ciğer şarkıları albümü<br />
Toplantıdan sonra basın mensuplarına<br />
içinde ciğer geçen<br />
şarkı ve türkülerden oluşan<br />
“Ciğerimin köşesi” isimli müzik<br />
albümü hediye edildi. Albümde<br />
yer alan şarkılardan<br />
bazılarının “Ciğerimin köşesi”,<br />
“Ciğer yanmayınca”, “Vuruldu<br />
ciğerparem”, “Canciğer”, “Ciğerim<br />
yanıyor yar yar yaram<br />
pek derin, bana nazlı yardan<br />
aman bir haber verin” ve “Kadifeden<br />
kesesi, kahveden gelir<br />
sesi, oturmuş kumar oynar, ah<br />
ciğerimin vah ciğerimin köşesi”<br />
olduğu öğrenildi.<br />
NOT: İştah açıcı bu haberimizden<br />
dolayı canınız çektiyse aff ola…<br />
Zaten bu hayali asparagas<br />
haberin hiçbir fi rma veya şahısla<br />
alakası yoktur. İsim isme, cisim<br />
cisme benzer. ■<br />
Meşhur<br />
Dingo'nun<br />
izini sürdük<br />
Burası Dingo’nun ahırı<br />
mı kardeşim? lafını<br />
sıkça duymuşsunuzdur. İşte<br />
gazetemizin Araştırma-<br />
Karıştırma Servisi’nin acar<br />
muhabiri Vurdum Duymaz,<br />
sizler için gecesini gündüzüne<br />
pardon internetini<br />
Google’una katarak şu müthiş<br />
bilgileri toparladı;<br />
“Atlı Tramvaylar zamanında<br />
tramvaylar normalde<br />
iki atla çekilirken dik<br />
Şişhane yokuşunu çıkabilmek<br />
için Azapkapı’dan<br />
takviye at alarak yokuşu<br />
çıkabilirlermiş. Tramvay<br />
bu haliyle <strong>Beyoğlu</strong> Belediye<br />
binasının önünden geçerek<br />
Taksim’e kadar gelir,<br />
<strong>Beyoğlu</strong> turları<br />
<strong>Beyoğlu</strong> tarihi boyunca<br />
diziler ve sinema fi lmleri<br />
için bir üs oldu. Pek<br />
çok ünlü yönetmenle her<br />
an karşılaşmak mümkün.<br />
Bir girişimci bunu fırsat<br />
bilerek, “Meşhur <strong>Beyoğlu</strong><br />
Turları” düzenlemeye başladı.<br />
Örneğin Arka Sokaklar,<br />
Yalan Dünya gibi dizi<br />
fi lmlerin setleri olduğu<br />
gün, meşhur olmak isteyen<br />
vatandaşları<br />
otobüslerle alana<br />
getiriyor. Yönetmeni<br />
yakın markaja<br />
alan girişimci<br />
Şahin Açıkgöz,<br />
es kaza bir oyuncu<br />
hasta olur, ge-<br />
burada çıkartılan takviye<br />
atlar, bu gün Taksim alanının<br />
batı kısmındaki sular<br />
idaresi maksemi (Sanat<br />
Galerisi) ile Fransız<br />
Kültür Merkezi arasında<br />
bir ahırda bir süre dinlendirildikten<br />
sonra tramvaya<br />
bağlanmadan boş olarak<br />
Azapkapı’ya götürülürlermiş.<br />
İşte Taksim’deki bu ahırı<br />
Dingo adlı bir Rum vatandaş<br />
işletirmiş. Gün boyu<br />
bir sürü atın ve kişinin<br />
girip çıkmasından dolayı<br />
dilimizdeki "Burası Dingo'nun<br />
ahırı mı? Giren çıkan<br />
belli değil" sözünün<br />
buradan geldiği söylenir. ■<br />
cikir ya da gelmezse hemen<br />
birkaç oyuncu adayıyla<br />
sahneye atlıyor. "Bu<br />
atraksiyonum sonrasında<br />
‘Hah işte aradığım<br />
yüz burada’ nidalarıyla<br />
bir sonuç alabilirsek hem<br />
vatandaş, hem yönetmen<br />
hem de oyuncu adayı<br />
memnun oluyor. Amacım<br />
topluma hizmet" şeklinde<br />
konuşuyor. ■
20 SANAT<br />
Red Kit’in İstanbul macerası<br />
devam ediyor<br />
Çizgi roman araştırmacısı Didier<br />
Pasomonik’in küratörlüğünde<br />
hazırlanan “Red Kit<br />
İstanbul’da” sergisi, 12 Ağustos<br />
tarihine kadar Vahşi Batı’nın<br />
en yalnız kovboyunu İstiklal<br />
Caddesi’nde ağırlıyor. Aynı zamanda<br />
İstanbul Uluslararası<br />
Çizgi Roman Festivali İstanbulles*<br />
kapsamında gerçekleştirilen<br />
“Red Kit İstanbul’da” sergisi,<br />
Türkiye’de bir çizgi roman kahramanı<br />
üstüne yapılan ender<br />
sergilerden biri olma özelliğini<br />
taşıyor. Serginin yapıldığı Yapı<br />
Kredi Kültür Merkezi’nin Galatasaray’daki<br />
binasında bulunan<br />
sergi salonu küçük bir Red Kit<br />
kasabasına dönüştürüldü. Vahşi<br />
Batı stili bir bar kapısından<br />
girilen sergi salonunda evler,<br />
posta arabaları ve ünlü çizgi roman<br />
karakterleri Red Kit, Düldül,<br />
Daltonlar, Rintintin, Billy<br />
the Kid ve diğerleri bulunuyor.<br />
Ayrıca orijinal çizimler, karakterlerin<br />
oluşum süreçleri, çizgi<br />
roman endüstrisinin gelişimi,<br />
Red Kit evreninin perde arkası,<br />
Red Kit’e özgü dünya görüşü<br />
ve korsan çizimli albüm kapaklarından<br />
İzzet Günay-Sadri<br />
Alışık’lı sinema afi şlerine dek<br />
Red Kit’in Türkiye macerası bu<br />
sergide. Serginin afi ş ve panosunda<br />
kullanılan İstanbul silüetli<br />
Red Kit çizimi de, Morris’in<br />
izinde Red Kit’in maceralarının<br />
devam ettiren Achdé’tarafından<br />
özel olarak çizildi. ■<br />
fotoğraf sergisi<br />
Sahnede nefes alır, sahnede<br />
vücut bulur pek çokları...<br />
Sahnede gölge olur, cümle<br />
cümle ruha bürünür ve yaşamaya<br />
başlar. Sahnede yaşayana<br />
ölüm yoktur. Seyircinin<br />
soluk alışverişiyle çoğalır,<br />
çığlığında söze gelir, kahkahasında<br />
fi lizlenir, alkışıyla<br />
ebediyete doğru yolculuğa çıkar.<br />
Artık geri dönülmesi zor<br />
bir yerdedir. Hafızalara kazınacak<br />
yalnızca birkaç saatlik<br />
kanlı canlı performansın ye-<br />
ridir sahne. Görsel ve iş itsel<br />
bir ş ölene dönüş türülen, zamanın<br />
anlamını yitirdiği doyumsuz<br />
anlardan biri…<br />
Iş ıklar, kostümler, renkler,<br />
gölgeler, enstrümanlar sanki<br />
salt bu an için bir araya<br />
gelmiş cesine poz verirler.<br />
Sahnede yaşananlara / yaşayanlara<br />
tanıklık etmeye çabalamak<br />
için illa ki bir makineye<br />
/ kayıt cihazına ihtiyaç<br />
yoktur. Ama bir de varsa o zaman<br />
artık gerçek kargaşa<br />
Yapı Kredi Kültür Merkezi’nin<br />
çizgi roman severlerin ve<br />
çocukların beğenisine<br />
sunduğu yılın en eğlenceli<br />
sergisi 'Red Kit İstanbul'da<br />
yoğun ilgi sebebiyle uzatıldı.<br />
* İlki 2010 yılında yapılan İstanbul<br />
Uluslararası Çizgiroman<br />
Festivali İstanbulles, 21 – 27<br />
Mayıs tarihleri arasında Red Kit<br />
Sergisi’nin küratörlüğünü de yapan<br />
Didier Pasamonik’in organizasyonuyla<br />
gerçekleştiriliyor.<br />
başlamıştır. Anın zapt edilmeye<br />
karşı tepkisiyle, makinenin<br />
zapt etme iştahı karşı<br />
karşıya gelecek, uzlaşması<br />
zor dakikalara yol açacaktır.<br />
Belki de çok uzun süreler<br />
inatlaşacaklar, tüm ümitleri<br />
boşa çıkaracaklardır. Bir şans<br />
orta yolu bulurlar da uzlaşırlarsa<br />
işte orda durup biraz<br />
Sergi, 20. yüzyılın ilk<br />
ya rısında Meksika’da<br />
verimli bir kariyer geliştiren<br />
İtalyan sanatçı Tina<br />
Modotti’nin (1896-1942)<br />
en tanınmış 26 fotoğrafını<br />
içeriyor.<br />
2011 Istanbul Bienali’nde<br />
iki eserinin sergilenmesinden<br />
sonra Türki<br />
ye’de ilk kez Mo dotti’nin<br />
sanatsal üretimininden<br />
çok sayıda örnek<br />
içeren bu denli kapsamlı<br />
bir sergi düzenleniyor.<br />
“Modotti’nin sanatı ve yaşantısı<br />
birbirinden ayrıla-<br />
TEMMUZ 2012<br />
"Tina Modotti:<br />
Yeni Bir Bakış"<br />
Fotoğraf sergisinin açılışı 19 Temmuz<br />
2012 saat 19.00'da <strong>Beyoğlu</strong> Bele<br />
di yesi Cihangir Sanat Ga le ri si’n de<br />
gerçekleşecek. Sergi, 15 Ağustos tarihine<br />
kadar açık kalacak.<br />
daha kalın. Pişman olmayacaksınız.<br />
Canon Galeri’de Temmuz<br />
ayı boyunca Seda Açıkoğlu’nun<br />
“Sahnede” isimli<br />
çalışmasını izleyebilirsiniz.<br />
Açıkoğlu'nun Jolly Joker İstanbul<br />
ağırlıklı olmak üzere<br />
yaptığı konser çekimlerinden<br />
bir seçki olan sergide<br />
maz bir bütün. Küba Komünist<br />
Par tisi’nin kurucusu<br />
Julio Antonio Mella’nın<br />
çarpıcı port resi (sergide yer<br />
almak tadır) bunun en güzel<br />
örneği.”<br />
Jens Hoff man Modotti<br />
“Modotti kuşkusuz güç lü<br />
bir kadın ve 20. yüzyılın en<br />
önemli fotoğraf sanatçılarından<br />
biri. Henüz 27 yaşındayken,<br />
eğitim aldığı bir<br />
diğer efsanevi fotoğraf sanatçısı<br />
Edward Weston ile<br />
birlikte Meksika’ya yerleşti.<br />
Meksika’da kendisine ün<br />
getiren fotoğrafl arını yarattı<br />
ve Meksika Dev rimi’n<br />
de aktif rol aldı. Siyasi<br />
şahsiyetlerin, dostlarının<br />
ve işçilerin portreleri tarihi<br />
ve kişisel anları ölümsüzleştirirken,<br />
narin natürmortları<br />
güzellik ve içtenlik<br />
duygularını yansıtıyor. Bu<br />
kombinasyon ise çarpıcı bir<br />
eserler bütününe olanak<br />
sağlıyor.”<br />
Adriano Pedrosa<br />
birçok ünlü sanatçının sahne<br />
performansları yer alıyor. 05<br />
Temmuz 2012 Perşembe günü,<br />
saat 19.00 da “360 İstanbul”<br />
sponsorluğundaki bir<br />
kokteylle açılacak olan sergi,<br />
01 Ağustos 2012 tarihine<br />
kadar, Pazar hariç her gün<br />
10.00-20.00 saatleri arasında<br />
gezilebilecek. ■
SAYI: 7<br />
Festival içinde festival<br />
19. İstanbul Caz Festivali, yaklaşık 50 konser, 300’ü aşkın<br />
yerli ve yabancı sanatçıyla yine cazın yıldız haritasını İstanbul’a<br />
taşıyacak. Beyoğ lu’nda “festival içinde festival” coşkusu yaşanacak.<br />
İstanbul Kültür Sanat Vakfı<br />
(İKSV) tarafından 19 yıldır<br />
düzenlenen İstanbul Caz<br />
Festivali, 15 yıldan bu yana<br />
aralıksız destek veren Garanti<br />
Bankası’nın sponsorluğunda,<br />
bu yıl 3-19 Temmuz tarihleri<br />
arasında gerçekleştirilecek.<br />
İstanbul Caz Festivali konserlerine<br />
bu yıl ev sahipliği yapacak<br />
20 mekan arasında, Cemil<br />
Topuzlu Açık Hava Sahnesi,<br />
İstanbul Arkeoloji Müzesi,<br />
İstanbul Modern, Salon ve Th e<br />
Marmara Esma Sultan’ın yanı<br />
sıra geçen yıl ilk kez bir konser<br />
mekanı olarak kullanılarak<br />
büyük ilgi gören Bilgi Üniversitesi<br />
santralistanbul Kıyı<br />
Amfi ’nin yanı sıra bu yıl festival<br />
kapsamında ilk kez kullanılacak<br />
Haliç Kongre Merkezi ve<br />
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı<br />
Müzesi yer alıyor.<br />
19. İstanbul Caz Festivali,<br />
3 Temmuz Salı akşamı Th e<br />
Marmara Esma Sultan’da gerçekleştirilecek<br />
açılış töreniyle<br />
başlayacak. İstanbul Caz<br />
Festivali’nin bu yılki Yaşam<br />
Boyu Başarı Ödülü gitar tekniği<br />
ve ustalığıyla Türkiye’nin<br />
en saygın müzisyenlerinden,<br />
Türkiye’de cazın gelişimine<br />
en çok emek harcamış isimlerden<br />
Neşet Ruacan’a takdim<br />
edilecek.<br />
Müziğin Coşkusu Tünel’de<br />
Festivalin cazı sokağın ruhuyla<br />
buluşturan sokak konserleri<br />
serisi New Orleans’tan Young<br />
Fellaz Brass Band ile 6<br />
Temmuz Cuma, 18:00, Tünel<br />
Meydanı’nda…<br />
Festival kapsamında bu yıl<br />
üçüncü kez gerçekleştirilecek<br />
Tünel Şenliği ise müzikseverlere<br />
“festival içinde festival”<br />
sunmaya devam edecek. Farklı<br />
mekânlarda ve açık hava sahnelerinde<br />
düzenlenecek birçok<br />
konser, etkinlik ve atölye çalışmasıyla<br />
müziğin coşkusunu<br />
kentin kültür-sanat yaşamının<br />
nabzının attığı Tünel-Galata-<br />
Şişhane hattına yayan Tünel<br />
Şenliği, bu yıl da festivalin ilk<br />
hafta sonunda önde gelen sanatçı<br />
ve topluluklara ev sahipliği<br />
yapacak.<br />
Coca Cola ve Vodafone Freezone<br />
eş sponsorluğu, <strong>Beyoğlu</strong><br />
<strong>Belediyesi</strong> işbirliğiyle 7<br />
Temmuz Cumartesi günü saat<br />
18.00’de başlayacak şenlik,<br />
<strong>Beyoğlu</strong> ve Galata bölgesinde<br />
sokaklarda ve değişik mekanlarda<br />
konserler, atölye çalışmaları,<br />
özel sergiler ve ikramlarla<br />
gecenin ilerleyen saatlerine<br />
kadar devam edecek. Tünel<br />
Şenliği’nin ayrıntılı programı,<br />
etkinlik haritası üzerinden takip<br />
edilebilecek.<br />
Galata ve Tünel’de kurulacak<br />
iki ana sahnedeki ücretsiz<br />
konserlerle bütün bölgede bir<br />
festival atmosferi yaşanırken<br />
gece boyunca seyirciler değişik<br />
mekanlar ve sahneler arasında<br />
mekik dokuyarak, birbirinden<br />
farklı etkinliklere katılacaklar.<br />
Salon, Nardis, SALT<br />
<strong>Beyoğlu</strong>, Alt, Pera Palace Oteli<br />
Balo Salonu, <strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong><br />
Gençlik Merkezi gibi <strong>Beyoğlu</strong><br />
bölgesinin renkli mekanlarında<br />
gece boyunca sahne alacak<br />
sanatçılar arasında Phronesis,<br />
Jo Stance, Jülide Özçelik,<br />
Gevende, Daniel Zamir ile<br />
Hollanda ve Türkiye diplomatik<br />
ilişkilerinin 400. yılı kutlamaları<br />
kapsamında festivale<br />
konuk olacak Eric Vloeimans,<br />
New Cool Collective, Lefties<br />
Soul Connection, Jungle By<br />
Night ve Ntjam Rosie de bulunuyor.<br />
Şenliğin en özel mekanlarından,<br />
sınırsız biletle girilebilecek<br />
Hollanda Konsolosluğu<br />
bahçesi de etkinliğe renk<br />
katacak.<br />
<strong>Beyoğlu</strong> Caz’a Doyacak<br />
Hollanda’nın en başarılı şarkıcılarından<br />
Caro Emerald samba,<br />
caz, bossa nova ve mambo<br />
türlerini birleştiren, sıcak<br />
ve hayat dolu şarkılarıyla<br />
10 Temmuz Salı, 21:00’da<br />
santralistanbul Kıyı<br />
Amfi ’de.<br />
Kanadalı indie<br />
rock grubu Th e Dears,<br />
“Yeni Ozanlar”<br />
serisinin konuğu olarak<br />
ilk kez İstanbul’a<br />
geliyor. Th e Dears’in<br />
muazzam sahne şovuyla<br />
bu konser, 12<br />
Temmuz Perşembe,<br />
21:00’da İstanbul<br />
Modern’de kaçırılmaması<br />
gereken bir<br />
gece vaat ediyor.<br />
Soul ve funk’ın<br />
efsanevi ismi ve James<br />
Brown’ın en<br />
önemli mirasçısı Sharon<br />
Jones, birlikte<br />
muhteşem sahne performanslarınıgerçekleştirdiği<br />
grubu Th e Dap-Kings<br />
ile bu sefer de 17 Temmuz Salı,<br />
21:00’da santralistanbul Kıyı<br />
Amfi ’de İstanbul’u hareketlendirmeye<br />
hazırlanıyor.<br />
Klasik müzik eserlerine getirdiği<br />
benzersiz yorumuyla<br />
tanınan Amerikalı besteci<br />
ve müzisyen Keith Jarrett,<br />
1996’daki İstanbul Caz Festivali<br />
konserinden sonra ilk kez<br />
yine festival için İstanbul’a<br />
geliyor! Üstelik yine ‘96’daki<br />
efsane kadroyla… 18 Temmuz<br />
Çarşamba, 20:00’da Haliç<br />
The Dap - Kings<br />
SANAT 21<br />
Lefties Soul Connection<br />
The Dears<br />
Eric Vloeimans<br />
Kongre Merkezi, Sütlüce’de.<br />
1983 yılından bu yana birlikte<br />
hem caz standartlarını yorumlayan<br />
hem de özgün bestelerini<br />
icra eden bu üçlüde Keith<br />
Jarrett ile birlikte, caz dünyasının<br />
büyük isimlerinden<br />
akustik basta Gary Peacock ve<br />
davulda Jack DeJohnette yer<br />
alıyor. Beş kez Grammy adayı<br />
olan üçlü, aralarında Downbeat<br />
ve Jazz Times dergilerinin<br />
“En İyi Akustik Caz Grubu”<br />
ödülü de bulunmak üzere<br />
dünyanın dört bir yanında birçok<br />
ödül kazandı. ■
22 SANAT<br />
SİHİRBAZ<br />
12 Temmuz 2012 Saat: 14.00 / 14 Temmuz 2012 Saat: 17.30<br />
Gerçek, kurmaca, hayal ve yanılsamanın ustaca harmanlandığı<br />
bu film, başrol oyuncusu Freek de Jonge’nin üstün oyunculuğuyla<br />
birlikte sıra dışı dilini kuruyor. Tamamı diyologsuz çekilen<br />
film, biri tutkularının peşinden giderken, diğeri ailesi tarafından<br />
akıl hastanesine gönderilen iki kardeşin hikâyesini<br />
anlatıyor.<br />
TEMMUZ 2012<br />
Akbank Sanat’ta bu ay<br />
Akbank Sanat, Türkiye-Hollanda<br />
diplomatik ilişkilerinin 400. Yılı<br />
etkinlikleri kapsamında Eye Film<br />
Institute işbirliği ile Temmuz ayı<br />
boyunca Akbank Sanat Sinema<br />
Kuşağı’nda Hollanda sinemasından<br />
örnekleri ücretsiz olarak izleyici ile<br />
buluşturmaya devam ediyor.<br />
Etkinliğin ikinci haftasında;<br />
12 Temmuz Perşembe<br />
ve 14 Temmuz Cumartesi<br />
günleri gerçek, kurmaca, hayal<br />
ve yanılsamanın ustaca harmanlandığı<br />
1984 yapımı Sihirbaz<br />
(Th e Illusionist) ve bir baba<br />
ile oğulun acımasız ve karmaşık<br />
ilişkisini konu edinen<br />
1998 En İyi Yabancı Film ödüllü<br />
Karakter, 13 Temmuz Cuma<br />
günü ise Naziler tarafından işgal<br />
edilmiş Hollanda’da ‘çocuk’<br />
cesaretiyle direnen Michiel’in<br />
öyküsünü anlatan Martin Koolhoven<br />
imzalı 2008 yapımı<br />
Oorglogswinter (Winter<br />
in Wartime) sinemaseverlerin<br />
beğenisine sunulacak. Ücretsiz<br />
olan etkinlikte, fi lmler, ori-<br />
jinal dillerinde (Flamanca) ve<br />
Türkçe altyazılı gösterilecek.<br />
Sekiz yıldır kısa fi lm severler<br />
için üretimin, bilginin paylaşıldığı<br />
platform olma amacıyla<br />
düzenlenen ve bu yıl 19-<br />
29 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen<br />
Akbank 8. Kısa<br />
Film Festivali fi lmleri de kaçıranlar<br />
için Temmuz ayında yeniden<br />
gösteriliyor.<br />
“Festival Kısaları” adı ile 04<br />
Temmuz, 11 Temmuz ve 18<br />
Temmuz tarihlerinde Akbank<br />
Sanat’ta ücretsiz olarak gerçekleştirilecek<br />
etkinlikte, aralarında<br />
Altın Palmiye ödüllü<br />
Rezan Yeşilbaş’ın “Sessiz” fi lminin<br />
de yer aldığı 30 kısa fi lm<br />
izleyici ile buluşacak. ■<br />
KARAKTER<br />
12 Temmuz 2012 Saat: 17.30 / 14 Temmuz 2012 Saat: 14.00<br />
Karakter, genç avukat adayı olan Jacob Katadreuffe’in yargıç babasıyla<br />
mücadelesini konu ediniyor. Joba ve Dreverhaven gayrimeşru<br />
çocuğu olan Jacop Dreverhaven’in ölü bulunması sonucunda<br />
şüpheli olarak tutuklanır. Jacop çocukluğuna doğru yaptığı<br />
bir yolculuk ve iç hesaplaşmanın sonucunda babasıyla olan<br />
karmaşık ilişkisinde zorlukla da olsa bir çıkış yolu bulur.<br />
SAVAŞ ZAMANINDA KIŞ<br />
13 Temmuz 2012 Saat: 17.30<br />
Oscar adayı olan bu film İkinci Dünya Savaşı sırasında, 1945 yılında<br />
Nazilerce işgal edilmiş karlarla kaplı bir Hollanda’da ülkesini<br />
nazizmden kurtarmak için direnişe geçmiş 13 yaşındaki<br />
Michiel’in hikayesini anlatıyor. Savaşın maceracı doğasının bu<br />
küçük çocukta yarattığı cesaret kısa sürede onu tehlikeye götürecek<br />
ve umutsuzluğa sürükleyecektir.<br />
filme doyacaksınız<br />
4 Temmuz 2012<br />
Çarşamba<br />
Saat: 15:00<br />
Tolerans – 17’<br />
Musa – 20’<br />
Jerry – 15’<br />
Dinozor – 15’<br />
Ben Geldim Gidiyorum – 15’<br />
Saat: 18:00<br />
Dua – 14’<br />
Kahverengi ve Siyah – 19’<br />
Sessiz – 14’<br />
Cneydo – 16’<br />
Dışardakiler – 24’<br />
Tolerans Susmaz Sokak Başlangıç<br />
11 Temmuz 2012<br />
Çarşamba<br />
Saat: 15:00<br />
Gerayîş – 16’<br />
Korkuluk – 10’<br />
Gerçek Bir Hikayeden – 19’<br />
Susmaz Sokak – 24’<br />
Ekmeğin Hakkı – 10’<br />
Sessiz Asker Alala<br />
Saat: 18:00<br />
Asker – 13’<br />
Saman Makinesı – 10’<br />
Tam Ekran – 11’<br />
Yalnızlığın İki Yüzü – 24’<br />
Kadîm – 30’<br />
18 Temmuz 2012<br />
Çarşamba<br />
Saat: 15:00<br />
Mi Hatice – 19’<br />
Başlangıç– 15’<br />
La Quatorziéme – 11’<br />
Bağ – 12’<br />
Pantolon Balığı – 28’<br />
Saat: 18:00<br />
Onaksibir – 20’<br />
Baydara – 14’<br />
Ali Ata Bak – 12’<br />
Alala – 10’<br />
Sahnenin Haykırışı – 30’
SAYI: 7<br />
128 128<br />
Yaşında! Yaşında!<br />
RIFAT YÖRÜK<br />
Bu köklü spor kulübümüzü<br />
yakından tanımak ve<br />
sizlere tanıtmak üzere İstiklal<br />
Caddesi Tel Sokak’tayım.<br />
İçinde spor salonu bile olan,<br />
fotoğrafl ar, kupalarla dolu, tarih<br />
kokan devasa kulüp binasına<br />
giriyorum. Kulüp çalışanı<br />
Dimitri beyin yardımıyla<br />
Başkan Apostol Harizanos’la<br />
randevuluyuz. 17:30 itibarıyla<br />
içeri girdiğimde başkanın<br />
beş-altı kişiyle birlikte beni<br />
beklediğini görüyorum. Daha<br />
sonra kalabalık giderek artıyor.<br />
Başkan her Salı bu saatte<br />
yönetim kurulu toplantısı<br />
olduğunu, tüm üyelerle tanışmam<br />
için randevuyu bu saate<br />
verdiğini söylüyor. Ancak çoğu<br />
Büyükada’da oturduğu için<br />
yazları adada toplandıklarını<br />
belirtiyor. Hepsi de doğma-büyüme<br />
İstanbullu olan üyelerle<br />
tanışmadan ve hemen kaynaşmadan<br />
sonra kulübün zengin<br />
tarihi üzerine renkli söyleşimize<br />
başlıyoruz;<br />
Yılların yorduğu <strong>Beyoğlu</strong>spor,<br />
1884 yılında Ermis adıyla<br />
kuruluyor. Tam 128 yaşındaki<br />
kulüp böylece ülkemizde ilk<br />
kurulan spor kulübü unvanını<br />
kazanıyor. <strong>Beyoğlu</strong>spor, ilk gece<br />
maçını oynayan kulüp olarak<br />
da spor tarihimize geçiyor.<br />
9 Eylül 1933 tarihinde Taksim<br />
Stadı’nda saat 21:00’de Fenerbahçe<br />
ile oynayan <strong>Beyoğlu</strong>spor<br />
bu maçı 4-2 kaybediyor. Geçmişi<br />
başarılarla dolu olan köklü<br />
kulübümüz aynı zamanda<br />
ilk kurulan azınlık (Rum) takımımız.<br />
Daha sonra Pera Club olarak<br />
bulunduğu semtin adını<br />
alan kulüp, 1923 yılında <strong>Beyoğlu</strong>spor<br />
adı altında federe lige<br />
katılıyor. Uzun yıllar futbolun<br />
haricinde atletizm, masa<br />
tenisi, halter, basketbol ve voleybol<br />
branşlarında da başarılı<br />
faaliyetler yürüten <strong>Beyoğlu</strong>spor<br />
halen futbol, basketbol ve<br />
voleybol dallarında çalışmalarını<br />
sürdürüyor.<br />
Göçlerin zayıflattığı takım<br />
Mübadele döneminde birçok<br />
sporcusu Yunanistan’a gidince<br />
kulüp giderek zayıfl ıyor ancak<br />
Selanik’e gidenlerin kur-<br />
duğu PAOK ve Atina’ya yerleşenlerin<br />
kurduğu AEK’nin halen<br />
devam eden ulusal/uluslararası<br />
başarıları ile teselli<br />
buluyorlar. Yunanistan Süper<br />
Lig’de her yıl başa güreşen<br />
bu kulüpler mübadelenin üzerinden<br />
neredeyse asır geçmesine<br />
rağmen hala diğer takım<br />
taraftarlarınca “Türk” tezahüratlarına<br />
muhatap oluyorlar.<br />
Bazı maçlarda Türk bayrağı<br />
açan bu iki takımın taraftarları<br />
da Türklüğü kabullenerek<br />
onlara içinde “Türk” geçen sloganlarla<br />
cevap veriyorlar. Kulüp<br />
yöneticileri bu konuda çok<br />
olgunlar. Mübadele ve 6-7 Eylül<br />
hadisesinde büyük sıkıntılar<br />
yaşamalarına, çok sevdikleri<br />
İstanbul’dan ve Anadolu’dan<br />
koparılmalarına, kulüplerinin<br />
büyük kan kaybına uğramasına<br />
rağmen bu konuyu unuttuklarını<br />
ve günümüzde artık<br />
böyle sıkıntılar yaşanmadığını<br />
belirtiyorlar.<br />
1959 yılında başlayan Türkiye<br />
1. Futbol Ligi'nde yıllarca<br />
mücadele eden, voleybolda üst<br />
üste 5 yıl şampiyon olan, Milli<br />
takıma sayısız sporcular veren<br />
ülkemize lk i çeşitli i li branş- b<br />
larda Türkiye, Balkan,<br />
Avrupa, Olimpiyat ve<br />
Dünya Şampiyonlukları<br />
kazandıran kulübün<br />
futbol takımı geçmiş şyıl-yıllarda<br />
milli takımımızın da ilk<br />
hazırlık maçı yaptığı ekip. Bunu<br />
gururla anlatan yöneticiler<br />
sebebini “temiz futbol oynayarak<br />
sakatlığa yol açmamaları<br />
ve kolektif futbol oynamaları”<br />
olarak izah ediyorlar.<br />
Asırlık sarı-siyah çınar bugün<br />
yorgun ama umutlu ve vakur<br />
biçimde sadece üç branşta<br />
hayatta kalma mücadelesi veriyor.<br />
Halen İstanbul 1. Amatör<br />
Lig’de yer alan <strong>Beyoğlu</strong>spor,<br />
bu yıl A takımla değil sadece<br />
U-14, U-17 ve U-18 kategorilerinde<br />
mücadele etmeyi<br />
düşünüyor.<br />
Başkan Demircan’a teşekkür<br />
Kulüp Başkanı Apostol Harizanos<br />
ve yöneticiler <strong>Beyoğlu</strong><br />
<strong>Belediyesi</strong>'yle çok iyi ilişkiler<br />
içinde olduklarını belirterek<br />
“Bir sıkıntımız, bir ihtiyacımız<br />
olduğunda zaten ilk gideceğimiz<br />
yer Be yoğ lu <strong>Belediyesi</strong>.<br />
SPOR 23<br />
İlklerin takımı <strong>Beyoğlu</strong>spor<br />
1884 yılında kurularak Türkiye’nin<br />
ilk futbol takımı unvanını kazanan<br />
<strong>Beyoğlu</strong>spor, ilk gece maçını oynayan<br />
kulüp olarak da spor tarihimize<br />
geçti. Geçmişi başarılarla dolu olan<br />
köklü kulübümüz aynı zamanda ilk<br />
kurulan azınlık takımımız.<br />
Sağolsun, başkanımız da son<br />
ziyaretinde bizi dinleyerek ihtiyaçlarımıza<br />
çok olumlu yaklaştı.<br />
Futbol antrenman sahası,<br />
futbolcu servis aracı ve forma<br />
taleplerimiz var. Bu konuda<br />
bize destek olacağına inanıyoruz.”<br />
diyorlar.<br />
Yönetim Kurulu: Apostol Harizanos,<br />
Evangelos Stoiçefi dis,<br />
Taki Tasilaridis, Yorgo Güloğlu,<br />
Yorgi Lukidis, Sava Kotam,<br />
Filip Serço, Laki Kifi dis, Lambo<br />
Yordanidis, Yani Koçier.<br />
Yetiştirdiği ünlü sporcular<br />
Futbol: Lefter Küçükandonyadis,<br />
Sabri Dino, Kadri Aytaç,<br />
Mustafa Kızıl, Buduri, Koçi,<br />
Kasapoğlu<br />
Halter: Hristo Yakovu (Olimpiyat<br />
Şampiyonu)<br />
Masa Tenisi: Vasil Aleksandridis<br />
(Türkiye ve Avrupa Şampiyonu)<br />
■
www.beyoglu.bel.tr<br />
Aya Triada Kilisesi - Hürriyet Akın<br />
Galata - İhsan İlze<br />
444 0 160<br />
Tarihi boyunca bir kültür<br />
mozayiği sunan Be yoğlu’nun<br />
yapıları da bu gelişimin<br />
ışığında çeşitlilik göstermektedir.<br />
Dini yapılar, tarihi binalar,<br />
çeşitli kültür-sanat mekanları,<br />
<strong>Beyoğlu</strong>’nun özümsediğimiz<br />
renkleridir. Geçen sayımızda<br />
konumuzu bu eksende<br />
<strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong> Adına Sahibi<br />
Ahmet Misbah Demircan<br />
<strong>Beyoğlu</strong> Belediye Başkanı<br />
Yayıncı<br />
<strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong> Kültür Eğitim<br />
ve Sosyal İşler Müdürlüğü<br />
Yayın Direktörü<br />
Özcan Tokel (Başkan Yardımcısı)<br />
ş y y<br />
BEYOĞLU'NDAKİ<br />
TARiHi<br />
YAPILAR<br />
be lirlemiştik. <strong>Beyoğlu</strong>’nun pasajlarından<br />
hanlarına, kiliselerinden<br />
apartmanlarına bir seçki<br />
sunarken, bir sonraki sayımız<br />
için belirlediğimiz konuyu<br />
da açıklıyoruz: “<strong>Beyoğlu</strong>’nda<br />
So kak Etkinlikleri” Fotoğrafl arınız<br />
için e-mail adresimiz:<br />
gazetebeyoglu@gmail.com<br />
Cité de Pera - Dilek Taşkın<br />
Yayın Koordinatörü<br />
Rıfat Yörük<br />
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />
Deniz Özlem Doğan<br />
Yayın Danışmanı: Adnan Genç<br />
Yönetim Yeri: <strong>Beyoğlu</strong> <strong>Belediyesi</strong> Kültür ve<br />
Sosyal İşler Müdürlüğü Tel: 0212 444 0 160<br />
Yayın Türü: Yerel, Aylık, Süreli<br />
Baskıya Hazırlık:<br />
Ajans <strong>Beyoğlu</strong><br />
Tel: 0212 249 81 07 - 0212 243 37 25<br />
E-mail: gazetebeyoglu@gmail.com<br />
Editörler: Dilek Şenol Can, Huri Yazıcı<br />
Grafik ve Tasarım: Harun Yücel<br />
Fotoğraf: Timur Tahmaz, Arif Yaman<br />
Basım Yeri: Ada Ofset, Temmuz 2012<br />
BİR ŞİİRDİR B EYOĞLU<br />
İstanbul<br />
saatçi saatini boynuna astı. tik – tak<br />
bir tramvay neşesiyle İstanbul’un resmine bak<br />
kar da yağıyordur belki Boğaz’ın dalgın sularına<br />
Kandilli, kandilsiz gezerken takılmış<br />
Yahya’nın rüzgarına<br />
eski şiirler alıp satan bir borsa simsarı hevesiyle<br />
düştü kuru şiirin, doların ve altının yükselmesiyle<br />
levanten bir kayıkçı edasıyla yazılmakta şimdi şiir<br />
İstanbul belki de o eski İstanbul değildir<br />
birileri diyor ki, İstanbul: Galata ya da Pera<br />
özlüyor, ah nerede kafe şantan, nerede opera<br />
İstanbul, evet, biraz Galata Kulesi<br />
ama biraz da, hiç unutmadan,<br />
Ayasofya’nın minaresi<br />
saatçi saatini boynuna astı. tik – tak<br />
şiir: biraz da aynanın tarihine bakmak<br />
Tuğrul Tanyol<br />
Narmanlı Han içi - Fatma Uğurlu Saint Maria Draperis Kilisesi<br />
Gürhan Taşkın