03.04.2013 Views

e-bulten_aralik-mart-2013

e-bulten_aralik-mart-2013

e-bulten_aralik-mart-2013

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mülkiyelilerden... mülkiyelilerden.... mülkiyelilerden... mülkiyelilerden..<br />

Sami Oğuz<br />

İnek ve Atın Peşinde Kaybolan Umut<br />

İran ve Türkiye’de 60’ların sonu 70’lerin başında<br />

birer yıl arayla çekilen iki film, iki ülke sinemasında<br />

büyük bir dönüşümün başlangıcı oldu. Bu yıl<br />

Antalya Film Festivali’nde Narenci Puş (Turuncu<br />

Giyenler) filmi gösterilen İranlı yönetmen Daryuş<br />

Mehrcuyi’nin 1969’da çektiği Gav (İnek) filmi ve<br />

Yılmaz Güney’in hemen bir yıl sonra 1970’de<br />

çektiği Umut, ülkelerinin sinemalarında yepyeni<br />

bir dönemi başlattılar: yeni dalga ya da gerçekçi<br />

sinema. Bu gerçekçiliğe eklenecek değişik sıfatların<br />

pek bir önemi yok; bu iki filmden sonra, ne İran<br />

ne de Türk sineması artık aynı sinema oldu, her<br />

59<br />

iki sinema da bambaşka bir yöne evrildi. O tarihte<br />

33 yaşında genç bir oyuncu olan alaylı yönetmen<br />

Yılmaz Güney’in çektiği Umut, ondan sonra<br />

da bir süre devam etse bile, Türk sinemasında<br />

salon filmlerine son verirken, 1969’da, ABD’de<br />

sinema alanında yarım bırakıp felsefe alanında<br />

tamamladığı eğitiminden döneli 5 yıl olan 30<br />

yaşındaki mektepli yönetmen Mehrcuyi’nin<br />

çektiği Gav, İran sinemasında anlatılan Birbir Gece<br />

Masalları’na son verdi.<br />

İran Yeni Dalga sinemasının kurucusu olarak da<br />

kabul edilen Mehrcuyi’nin Gav’ı, Umut’un aksine<br />

bir edebiyat uyarlaması. Ünlü bir solcu yazar olan

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!