03.04.2013 Views

e-bulten_aralik-mart-2013

e-bulten_aralik-mart-2013

e-bulten_aralik-mart-2013

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mülkiyelilerden... mülkiyelilerden.... mülkiyelilerden... mülkiyelilerden..<br />

ZEUS ALTARINA YOLCULUK<br />

Yetkinliğin ve deliliğin sınırlarında dolaşan filozof<br />

Friedrich Nietzche, daha 20 yaşlarında yazdığı ve<br />

kendi düşünce serüveninin kilit taşlarının ipuçlarını<br />

verdiği “Yunanlıların Trajik Çağında Felsefe” adlı yarım<br />

kaldığı söylenen kitabında Tragedya’nın doğuşunu,<br />

birbirini tamamlayan Apollon ve Dionysos karşıtlığı<br />

ile açıklar. Aklı temsil eden Apollon’a karşı duygu ve<br />

taşkınlığın sembolü Dionysos’un oluşturduğu sentezle<br />

Antik dönem insanı sanatı yücelterek kendine bakmak<br />

istemiş, kendi ayna görüntülerini, yarattığı Olimpos ve<br />

tanrılarına yüklemiştir. Onun sözleriyle, Yunan kültürü<br />

her türlü kültürün örneğidir, modern insan bu kültürün<br />

asil ve vakarlı sadeliğini anlamak, ona hayran olmak yetisini yitirdiğinden artık kültürlü değildir.<br />

Otomobille yolculuk başlı başına bir eylem, Körfez kıyılarında Altar’a doğru giderken bir yandan insanı<br />

gerçek hayattan koparıp alan olağanüstü bir aygıtın ve onun fiziki ortamının verdiği sanal güç hissi<br />

ile baş etmeye çalışıyor, diğer yandan sağda solda, akıp duran, iç içe geçmiş, berbat bir bina ve beton<br />

curcunasına takılmamaya çalışıyorum. Heyecanlanmak, sevimsiz ve tatsız hayatımızdan kaçıp sayısı<br />

çok ta olmayan keyifli liman mitolojinin bereketli sularına girmek bir adım ötede sanki. Yol ayırımı uzun<br />

sürmüyor, ana yolun üzerinde Zeus Altarı tabelası ile on beş yirmi dakika sürecek, biteviye dönen ve<br />

sürekli yükselen bir yolda buluyoruz kendimizi. Arabanın gidebildiği yerden sonra, yirmi dakika kadar,<br />

sessiz sakin, yaşlı çam ağaçları arasında yürüyerek Altar’a ulaşacağız.<br />

Buranın neden önemli olduğunu biliyoruz. İlyada hikayesinin ve Troya Savaşı’nın önemli uğrak<br />

yerlerinden biri, Troya kenti buralara göz mesafesinin bir hayli dışında, uzak. Peki kim nasıl bu ilişkiyi<br />

kurmuş? Hikayesi kadar kahramanı da ilginç. Azra Erhat İlyada çevirisinin girişinde değinirken, Atlas<br />

Dergisi’nin 1999 yılı Eylül sayısında Troya ile ilgili son kazılardaki bulguları da anlatan keyifli ve değerli<br />

bir yazı var. Troya var mıydı? Varsa neredeydi ve bir savaş olmuş muydu? Homeros yaşamış mıydı?<br />

İnsanoğlunun asırlardır merak ettiği bu soruların peşinden koşanlardan biri de Schiemann adında amatör<br />

bir arkeoloji aşığı. Ciddi ilk arkeoloji kazılarını yapan, bir kaç hazine bulup ülkesine kaçırma becerisini<br />

de gösteren Schiemann, yolunun düştüğü buralarda, onlarca örneği bulunan benzerlerinden biri<br />

olan bu sunağın bulunduğu yerin, İlyada’da adı geçen Gargaros Tepesi olduğu kanaatine varmış. Onu<br />

62

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!