mülkiyet hakkı ve kamulaştırma - Yargıtay
mülkiyet hakkı ve kamulaştırma - Yargıtay
mülkiyet hakkı ve kamulaştırma - Yargıtay
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Anayasa mahkemesi kararında da belirtilen doğrultuda mevcut boşluğun yargı<br />
kararlarıyla doldurulması da mümkün olabilir. Ama daha kesin bir yöntem ise<br />
meselenin yasal bir düzenleme ile çözülmesidir.<br />
3- Yasal düzenlemeler<br />
Yargı kararlarıyla, sadece uyuşmazlık çıkan konularda karar alınıyor olması,<br />
aynı zamanda yukarıda da değinildiği üzere genel itibariyle idareleri işlem yapmaya<br />
zorlayacak tarzda kararlarla çözüm bulunmaya çalışılması karşısında, bu konuda<br />
bütün şahıslara eşit uygulama yapma imkânını sağlayacak <strong>ve</strong> temel hakları ihlal<br />
etmeyi önleyecek en etkin yolun yasal düzenlemeler vasıtasıyla idareleri harekete<br />
geçirmek olduğu anlaşılmaktadır.<br />
Bu sonuca varmak için başta yürürlükteki yasal hükümlerin yetersiz olduğunu<br />
belirtmek gerekir. Bu cümleden hareketle;<br />
mümkündür;<br />
Yeni yasal düzenlemenin gerekliliğini ortaya koyan sebepleri şöyle özetlemek<br />
Öncelikle şunu belirtmekte yarar var; hukuk devletinin temel ilkelerinden biri<br />
“belirlilik”tir. Belirlilik ilkesi, hukuksal gü<strong>ve</strong>nlikle bağlantılı olup birey, yasadan, belirli<br />
bir kesinlik içinde, hangi somut eylem <strong>ve</strong> olguya hangi hukuksal sonucun<br />
bağlandığını bilmelidir. Hukuk gü<strong>ve</strong>nliği, normların öngörülebilir olmasını, ilgili kişilerin<br />
mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir<br />
düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmiş olmasını gerektirir.<br />
“Öngörülebilirlik şartı” olarak da nitelendirilen bu ilkeye göre yasanın uygulanmasında<br />
takdirin kapsamı <strong>ve</strong> uygulama yönteminin bilinebilir olmasını ifade eder. Belirlilik,<br />
kişilerin hukuk gü<strong>ve</strong>nliğini korumakla birlikte idarede de istikrarı sağlayacağı gibi aynı<br />
durumda olanlara eşit uygulamayı beraberinde getireceğinden keyfiliği de<br />
önleyecektir.<br />
Yukarıda değindiğimiz dava örneklerinden de anlaşılacağı üzere bu konuda<br />
yasal bir belirsizliğin olduğu açıktır. Şöyle ki;<br />
a) İmar planları 25–30 belki daha fazla yıllık perspektiflerle hazırlandığından,<br />
her tür <strong>ve</strong> ölçekteki planın tümünün aynı zamanda uygulanmasına ihtiyaç olmadığı<br />
gibi özellikle yerleşme alanlarından uzaklaştıkça uygulanma ihtiyacının azaldığını<br />
22