03.10.2012 Views

SDE AGUSTOS DERGISON

SDE AGUSTOS DERGISON

SDE AGUSTOS DERGISON

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dır kapalıdır. Dış politikasında<br />

genelde bağımsız dış politika<br />

izlemeye çalışmakta ve Filistin<br />

davasına hak ve yönetim olarak<br />

sahip çıkmaktadır.<br />

Cezayir’in Fransa ile ilişkileri<br />

sevgi ve nefret arasında gidip<br />

gelmektedir. Bir yandan<br />

Fransa’nın Cezayir soykırımını<br />

itiraf etmesi ve özür dilemesi<br />

istendiği gibi yönetimde bağımsızlık<br />

taraftarları yanında<br />

belli ölçüde etkinliğini sürdüren<br />

Fransız yanlısı (Frankofil<br />

diye bilinir) bir elit grup<br />

bulunmaktadır. Fransa’da<br />

yaşayan 2 milyon Cezayirliye<br />

karşı izlenen ırkçı politikalar<br />

iki ülke arasında sorunlara yol<br />

açmaktadır. Özellikle Sarkozy<br />

döneminde bu çok daha net<br />

açığa çıkmıştır. Cezayir yönetimi<br />

Sarkozy’nin Akdeniz<br />

Birliği projesine üye olmasına<br />

rağmen destek vermemiştir.<br />

Seçildikten sonra Hollande<br />

çok önemsediği Cezayir ile<br />

ilişkileri düzeltmek için sıcak<br />

mesajlar göndermektedir.<br />

Petrolü olmasına rağmen asker<br />

ağırlıklı siyasi kadrolar<br />

Cezayir’de başarılı bir yönetim<br />

kurmakta zorlanmaktadır. İstikrarsızlık<br />

yüzünden yatırımların<br />

azlığı özellikle ciddi işsizlik<br />

ve yoksulluğa yol açmaktadır.<br />

1990’larda başlayan terör<br />

problemi azalsa de bitirilememiştir.<br />

Özellikle geniş çöl bölgelerinde<br />

El-Kaide faaliyetleri<br />

sürmektedir. Tunus, Libya ve<br />

Mısır’la benzer sorunlar yaşamasına<br />

rağmen Arap Baharı<br />

ülkede etkili olmamıştır. Çünkü<br />

petrol ve doğal gaz gelirleri<br />

64 STRATEJİK DÜŞÜNCE AĞUSTOS 2012<br />

sayesinde devlet temel tüketim<br />

maddelerini sübvanse ederek<br />

rahatsızlığı hafifletmektedir.<br />

Diğer yandan yönetim<br />

ilk protesto dalgalarında belli<br />

dozda protestolara izin vererek<br />

tepkilerin şiddetini azaltmış ve<br />

bir yandan da gösterilerin fazla<br />

büyümesini önleyecek polisiye<br />

önlemler almıştır. Ayrıca, halk<br />

uzun süren çatışmalardan yıldığı<br />

için Libya veya Suriye<br />

benzeri bir durumdan korktuğu<br />

için de protestolar sınırlı<br />

kalmıştır.<br />

Mayıs 2012 parlamento seçimlerinde<br />

değişim sürecinin<br />

açılması ve demokratikleşme<br />

bekleniyordu. Ancak İslamcılar<br />

hem parçalandıkları hem<br />

de politika geliştiremedikleri<br />

için seçimlerde ciddi varlık<br />

gösterememişlerdir. Koalisyon<br />

hükümetinde var olan partiler<br />

ağırlıklarını sürdürmüşlerdir.<br />

Uluslararası gözlemciler seçimlerde<br />

ciddi hile olmadığını<br />

belirtmişlerdir. Ancak seçimlerden<br />

sonra oluşan parlamentoda<br />

yeni bir hükümet beklentisi<br />

olsa da Başkan Buteflika<br />

tekrar başbakan atayarak yeni<br />

bir hükümetin kurulmasına<br />

henüz yanaşmamıştır. Dolayısıyla,<br />

bir buçuk yıl önce başlayan<br />

Arap Baharı’nın rüzgarı<br />

Cezayir’de ufak esintiyle geçmiş<br />

ciddi bir değişikliğe yol<br />

açmamıştır.<br />

1962 yılında Cezayir’de bağımsızlık<br />

için düzenlenen referandumda<br />

büyük oranda evet<br />

oyu çıktı. Bugünlerde Cezayir<br />

bağımsızlığının ellinci yılını<br />

kutlamaktadır. Büyük bas-<br />

kı ve sömürüden kurtulmak<br />

için çok yüksek maliyetli bir<br />

bağımsızlık mücadelesini kazanması<br />

halk arasında büyük<br />

bir iz bırakmıştır. Bağımsızlık<br />

kutlamaların başında Başkan<br />

Bouteflika, Fransa’nın yaptığı<br />

kültürel ve etnik soykırımı<br />

hatırlatmıştır. Kutlamalar ve<br />

sömürü döneminde yapılanları<br />

anma programları ülke çapında<br />

sürmektedir. Bu özellikle<br />

Fransa’nın yaptığı mezalim<br />

ve soykırımı tanıması ve özür<br />

dilemesi istekleri önplana çıkmaktadır.<br />

Cezayir-Türkiye İlişkileri<br />

1950’li yıllarda Birleşmiş<br />

Milletler’de yapılan oylamalarda<br />

Türkiye’nin Fransız işgali<br />

lehine oy vermesi Cezayirlileri<br />

büyük üzüntü ve hayal kırıklığına<br />

uğratmıştı. Bu kararın<br />

Türkiye’ye stratejik bir faydası<br />

olmadığı gibi Osmanlı’dan<br />

koparılan Arap topraklarının<br />

kendi geleceklerini belirlemesi<br />

gerektiğini söyleyen Misak-ı<br />

Milli’ye de aykırıydı. Bu hatadan<br />

1980’lerde Turgut Özal’ın<br />

özür dilemesiyle dönülmüş ve<br />

Cezayir halkının gönlü alınmıştır.<br />

Bugün Osmanlı ve Türk imajının<br />

en olumlu ülkelerden<br />

birisi Cezayir’dir. Tarihsel<br />

açıdan Mübarek Mısır’ının<br />

ve birçok Arap ülkesinin aksine<br />

hem yönetim hem de<br />

halk olarak Osmanlıyı işgalci<br />

ve sömürgeci olarak görmezler.<br />

Çoğu insan Türk kökenli<br />

olduğunu söylediği gibi Küçükali<br />

gibi Türkçe soyadı taşıyan<br />

aileler bulunmaktadır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!