01.06.2013 Views

Tevatür bitiyor - Belde Gazetesi

Tevatür bitiyor - Belde Gazetesi

Tevatür bitiyor - Belde Gazetesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kültür ve Sanat<br />

Editörü:<br />

Semiha<br />

KORKMAZ<br />

16<br />

‘Muhteflem Yüzy›l’a Cannes’de büyük ilgi...<br />

CANNES (AA) Bafllad›¤›ndan bu yana,<br />

Türkiye'de büyük yank› uyand›ran ''Muhteflem<br />

Yüzy›l'' dizisi, dünyaya aç›lmak için Fransa'n›n<br />

Cannes kentinde devam eden ''MIP TV'' fuar›nda<br />

yabanc› televizyon yöneticilerinin be¤enisine<br />

sunuldu. Bu amaçla dizinin pazarlama flirketi<br />

Global Agency, baflrol oyuncular› Halit Ergenç<br />

ve Meryem Uzerli baflta olmak üzere, tüm ekibin<br />

de kat›ld›¤› ''Muhteflem Yüzy›l (Magnificent<br />

Century)'' dünya lansman› için parti düzenlendi.<br />

Cannes'›n önemli otellerinden Grand Hotel'in<br />

bahçesinde, özel olarak kurulan çad›rda organize<br />

edilen partiye, Sony Pictures, Warner Bros,<br />

Fox Tv, NBC gibi dünyaca ünlü firmalar›n temsilcilerinin<br />

de aralar›nda bulundu¤u, 500'ün üzerinde<br />

davetli kat›ld›. Gecenin ilerleyen saatlerinde,<br />

partinin yap›ld›¤› alana gelen dizinin baflrol<br />

oyuncular› Halit Ergenç ve Meryem Uzerli,<br />

davetliler taraf›ndan alk›fllarla karfl›land›. Davetliler,<br />

Ergenç ve Uzerli ile birlikte hat›ra fo-<br />

to¤raf› çektirdi. Set d›fl›nda ilk kez birlikte<br />

AA'ya konuflan baflrol oyuncular› Halit Ergenç<br />

ve Meryem Uzerli, dizinin gördü¤ü ilgiden<br />

memnuniyetlerini dile getirdi. Muhteflem Yüzy›l'›n,<br />

kendisi için di¤er dizilere göre ayr› bir<br />

öneme sahip oldu¤unu vurgulayan Halit Ergenç,<br />

flunlar› söyledi ''Çekimler oldukça zor, fakat zor<br />

oldu¤u kadar da zevkli. Çünkü tarihi bir diziyi<br />

canland›rmak, günümüz dizisi yapmaktan daha<br />

zevkli özelliklere sahip.”<br />

Karakoyunlu, romanlar›n›<br />

ilk olarak efline okutuyor<br />

Politikac›-yazar Y›lmaz Karakoyunlu, geçmiflte Türk edebiyat›n›n en seçkin isimlerinin politikada<br />

yer ald›¤›n› belirterek, ''Politika her koflulda çekicidir. Kap›lmayan› pek azd›r'' dedi.<br />

ANKARA (A.A) ‹lk roman› ''Salk›m Han›m›n<br />

Taneleri'' ile ''Yunus Nadi Roman Ödülü''nü,<br />

''Güz Sanc›s› roman›'' ve ''Zirveden Sonra''<br />

oyunu ile Türk Yazarlar Birli¤inin birincilik<br />

ödülünü alan politikac›-yazar Y›lmaz Karakoyunlu,<br />

AA muhabirinin sorular›n› yan›tlad›.<br />

Karakoyunlu, her roman›n kendi co¤rafyas›n›,<br />

tarihini, kahramanlar›n› ve lisan›n› beraberinde<br />

getirdi¤ini belirterek, bu ögelerin aralar›ndaki<br />

iliflkilerin niteli¤inin bu çerçevede anlam kazand›¤›n›<br />

söyledi. Karakoyunlu, ''Duygular›, düflünceleri,<br />

tav›rlar›, gereklerine uygun olarak kulland›klar›<br />

lisan, bu do¤rultularda kiflilik kazan›rlar.<br />

Bu bir anlam kazanma sürecidir. Öykünün kuruluflu,<br />

ak›fl› ve sonuçland›r›l›fl› sürecin parçalar›d›rlar.<br />

Ve edebiyat›n esteti¤i ile süreci tamamlarlar''<br />

diye konufltu.<br />

Roman›n kahramanlar›n›n yaz›m sürecinde<br />

kendilerini en mükemmel tan›mlayacak ölçüleri<br />

beraberinde getirdi¤ini ifade eden Karakoyunlu,<br />

''Ben sadece kullanacaklar› tav›rlar›, davran›fllar›,<br />

duygu ve düflünce iliflkilerini en iyi yans›tacak<br />

sözcükleri seçerim. Diyalog de¤erlerinin gerçekçi<br />

ve içten olmalar›na özen gösteririm. Akl›ma<br />

ilk gelen kelimeleri kullanmam. En uygun oldu-<br />

¤una inand›klar›m› özenle seçerim. Bazen en uygun<br />

kelime için bir süre bekledi¤im olur. Kelime seçiminde<br />

yo¤un bir hassasiyetim vard›r'' fleklinde konufltu.<br />

Yaz›m sürecinde mutlaka notlar ald›¤›na iflaret eden Y›lmaz<br />

Karakoyunlu, ''Bazen bafll› bafl›na bir bölüm de¤erlerini<br />

not ald›¤›m olur. Dönünce onlar› hemen bilgisayara geçerim.<br />

Bu bir ilham de¤erlemesidir. Kayna¤›nda yakalad›¤›n›z› eserinizde<br />

de¤erlendirme f›rsat›n› bulursunuz. Bu tür f›rsatlar asl›nda<br />

birer talih kap›s›d›rlar'' dedi.<br />

Bir yazar olarak yaln›zl›k duygusunu olumlu ya da olumsuz<br />

yanlar›yla de¤erlendiren baflar›l› yazar, yazarken sessizli-<br />

¤in ve yaln›zl›¤›n çok önemli oldu¤unu deneyimleriyle bildi-<br />

¤ine ve bu koflullar› arad›¤›na, özellikle de geceleri yazd›¤›na<br />

de¤inerek, ''Sessizlik tan›m›m içinde müzik istisnad›r. Yazarken<br />

yaln›zl›¤›m›n içinde refakatini kabul etti¤im, hatta davet<br />

etti¤im tek istisnai durumdur'' de¤erlendirmesini yapt›.<br />

Eserlerinde yaflad›¤› dönemin romanlar›nda iflittikleri,<br />

gördükleri, okuduklar›n›n kulland›¤› kaynaklar aras›nda en<br />

güvendikleri oldu¤unu belirten ödüllü yazar, baz› romanlar›nda<br />

aile fertlerini de roman kahramanlar›n›n karakter tariflerine<br />

yerlefltirdi¤ini, baz› romanlar›nda da annesi, babas› ve eflinin<br />

karakter hakimiyetlerinin yeri ve tesirinin öneminin büyük<br />

oldu¤unu aktard›.<br />

‹lk roman› olan ve kendisine ''1989 Yunus Nadi Roman<br />

ödülü birincili¤i''ni kazand›ran ''Salk›m Han›m›n Taneleri''nden<br />

bu yana, daha sonra Do¤an Kitap ad›n› alan Simavi<br />

Yay›nlar›yla çal›flt›¤›n›n alt›n› çizen Karakoyunlu, ''Üç Aliler<br />

Divan›'', ''Güz Sanc›s›'', ''Çiçekli Mumlar Soka¤›'', ''Yorgun<br />

May›s K›sraklar›'', ''Ezan Vakti Bethoveen'', ''Mevsimler Eskidi<br />

Biraz'' adl› eserlerinin yay›nlanma aflamas›nda da flimdiye<br />

kadar hiç sorun yaflamad›¤›n› vurgulad›.<br />

Karakoyunlu, kitaplar›n› ilk olarak efli Altan Han›ma<br />

okuttu¤unu ve böylelikle hem yüksek bir edebi zevk müdaha-<br />

lesi ald›¤›n› hem de bütün yaz›m hatalar›n›n en do¤ru kurallar<br />

çerçevesinde düzeltildi¤ini kaydetti.<br />

Yeni bir yarat›m sürecine bafllaman›n 'ac›kt›¤›nda sofraya<br />

oturmak' gibi bir dürtü oldu¤unu ifade eden Karakoyunlu,<br />

flimdiye kadar hiç yazd›klar›n› çöpe atmad›¤›n› söyledi.<br />

Yazd›¤› roman› 3-4 ay bekletip okudu¤unu ve bu anlamda<br />

kendi roman›n›n ilk okuyucusu oldu¤una iflaret eden yazar<br />

Karakoyunlu, okuyucu olarak ufak tefek düzeltmeler de yapt›¤›n›<br />

dile getirdi.<br />

Yazmaya 1951 y›l›nda fliirle bafllad›¤›n› anlatan ''O Hayal<br />

Aynas›ndan'' ve ''Rubailer'' adl› fliir kitaplar› da bulunan Karakoyunlu,<br />

flöyle devam etti:<br />

''Edebiyat ile ilgilenmeye fliirle bafllad›m. Yaklafl›k 60 y›l<br />

önce edebiyat ö¤retmenimiz bizi fliire aruzla bafllatt›. fiiir olarak<br />

iki bafll›k beni etkiledi. Birincisi ''Rubai'' di¤eri ise ''Murabba''<br />

oldu. O dönemde rubailer yaz›yordum. Hala da yaz›yorum.<br />

Edebiyat elefltirmenleri beni, en iyi rubai yazarlar›<br />

aras›nda de¤erlendirdiler. Murabbalar›ma gelince, bunlar da<br />

neo-klasik bestecilerimiz taraf›ndan güfte olarak kullan›ld›.<br />

San›r›m 40'›n üzerinde de¤erli ve ünlü bestecimiz çok sevilen<br />

flark›lar› için bu murabbalar› güfte olarak seçtiler.<br />

Roman yazmaya ise 1986 y›l›nda bafllad›m. ‹yi ki bafllam›fl›m.<br />

Yazar olmak istedi¤imden çok emindim. Bu konuda<br />

beni edebiyat ö¤retmenim zorlad›. Bat› kökenli roman okumalar›mdan<br />

çok zevk al›r, bilgiler ve tecrübeler edinirdim.<br />

G›ptalar›m böyle bafllad›. Yerli edebiyatta erken dönem cumhuriyet<br />

romanc›lar›m›zdan çok etkilenmifltim. Demokrasiye<br />

geçifl döneminden sonraki yazarlar› çok de¤erli bulmufltum.''<br />

Roman yazarken sosyal problemlerden de bahsetmeyi<br />

dert edinerek bir fley yazmad›¤›n› söyleyen Karakoyunlu,<br />

''Ama seçti¤im konu içeri¤inde bu meselelere yer vermek ya<br />

da temas etmek gerekiyorsa konuyu yans›z olarak yans›tan<br />

bir de¤erlendirmem olur. Sosyal problemlere yer<br />

vermemizin zemininde yazd›¤›m›z dönemin sosyal<br />

ve siyasal içerikleri önemle de¤erlendirilir.<br />

Bu arada bu bafll›klar›n detay isteyen yönlerinde<br />

söyledi¤iniz türdeki problemlere elbette yer verilir.<br />

Ben de öyle yap›yorum zaten'' ifadelerini kulland›.<br />

Okudu¤unda zevk alaca¤› ya da etkilenece¤i<br />

bir roman nas›l olursa o flekilde yazmay› tercih etti¤ini<br />

dile getiren yazar, ''Yine de yazar yaz›m sürecinde<br />

ne okuyucuyu ne de kendini düflünür. Yazar<br />

sadece roman› düflünerek yazar. Okuyucu<br />

arad›¤›n› bulmuflsa maksat gerçekleflmifl demektir.<br />

Bu da yazara mutluluk verir'' de¤erlendirmesini<br />

yapt›.<br />

''Hat›rla Sevgili'', ''Elveda Rumeli'', ''Karay›lan''<br />

dizilerinde senaryo dan›flmanl›¤› yapan ve<br />

çok ilgi çeken film senaryolar› yazan Y›lmaz Karakoyunlu,<br />

flunlar› anlatt›:<br />

''Bence en iyi roman›m Üç Aliler Divan›'d›r.<br />

Atatürk'e yap›lan suikast ve sonras›ndaki siyasi<br />

çekiflmeleri anlatt›m. Atatürk'ün ittihatç›larla hesaplaflmas›n›<br />

iflledim. Ama okuyucular›m son<br />

yazd›¤›m roman› çok be¤endiklerini söylüyorlar.<br />

fieyh Bedrettin'in mücadelesini yans›tan ''Serçe<br />

Kuflun Sonbahar›'' isimli roman›m çok ilgi gördü.<br />

Çok da elefltiri ald›. Ama elefltirinin yazara yard›mc› oldu¤unu<br />

düflünüyorum. Verilen ödül de yaratt›¤›n›n takdir edilmesinin<br />

hat›rlat›lmas›d›r. Bir cesaretlendiricilik tesiri yarat›r.<br />

Önemli olan› da budur.''<br />

''Her roman özgündür'' fleklinde konuflan Karakoyunlu,<br />

zaman zaman romanlar›nda hayat hikayesinden yans›yan bölümler<br />

de yazd›¤›n› anlatt›.<br />

Yeni projelerinden de bahseden Karakoyunlu, ''Üzerinde<br />

çal›flt›¤›m bir roman var, önümüzdeki aylarda sonuçlanacak.<br />

Ayr›ca tarihimizin büyük aflklar›n› ifllemeyi amaçlayan bir<br />

proje çerçevesinde Vam›k ile Azra'n›n hikâyesini tasarl›yorum''<br />

dedi.<br />

Romanlar›n› yazarken yo¤un masa ›fl›¤›n› tercih etti¤ini<br />

ve bilgisayar kulland›¤›n› belirten ödüllü yazar, yazman›n<br />

kendisi için giderek zor oldu¤unu, bu kapsamda da ilk cümlenin<br />

içinden geldi¤i gibi yaz›ld›¤›n› söyledi.<br />

Bazen karakterlerin yazar› roman içinde esir ald›¤›n› ve<br />

yazar›n o yöne do¤ru dönmek zorunda kald›¤›n› dile getiren<br />

Karakoyunlu, ''Bu bir karakteri kay›rmak de¤il, kiflili¤inin etkin<br />

ölçeklerini öne ç›karmakt›r. Örne¤in, ''Yorgun May›s K›sraklar›''<br />

roman›mda ''Çineli Müyesser'' böyle öne ç›kt› ve roman›n<br />

en sevilen kahraman› oldu. Romanda Müyesser'i yazarken<br />

annemle ilgili teflhislerim, gördüklerim, yaflad›klar›m,<br />

kendisini aflt›. Farkl› bir kahraman etkinli¤i kazand›. Zaman<br />

zaman kitaba döner ve Çineli Müyesser'i okurum'' ifadelerini<br />

kulland›.<br />

Ecevit hükümetinde devlet bakanl›¤› ve hükümet sözcüsü<br />

görevlerini de yürüten Y›lmaz Karakoyunlu, politikac› kimli-<br />

¤ine at›fta bulunarak, ''Kimlikler farkl›d›r. Geçmiflimize bak›n.<br />

Türk edebiyat›n›n en seçkin isimleri politikada yer alm›fllard›r.<br />

Politika her koflulda çekicidir. Kap›lmayan› pek azd›r''<br />

diye konufltu.<br />

Edirne Müdafii fiükrü Pafla belgesel oldu<br />

ERZURUM (A.A) Atatürk Üniversitesi (A.Ü) ‹letiflim Fakültesi'nde<br />

görevli okutman Murat Bulut taraf›ndan Edirne'nin savunmas›nda<br />

büyük baflar› gösteren Erzurumlu Mehmed fiükrü<br />

Pafla'n›n belgeseli haz›rland›.<br />

Murat Bulut, AA muhabirine yapt›¤› aç›klamada, 1.5 y›ll›k<br />

çal›flmalar›n›n ürünü olan 65 dakikal›k ''Erzurum'un Paflas› Edirne'nin<br />

Müdafii: Mehmed fiükrü Pafla'' isimli belgeselde, Edirne'nin<br />

savunmas›nda gösterdi¤i askeri baflar›lar› yan› s›ra hayat<br />

hikayesinden kesitlerin yer ald›¤›n› söyledi.<br />

Balkan Savafllar›'ndan sonra ''Edirne Müdafii'' ad›yla an›lan<br />

Mehmed fiükrü Pafla'n›n, 1857 y›l›nda Erzurum'da dünyaya geldi¤ini<br />

ifade eden Bulut, flunlar› kaydetti:<br />

''Babas›n› çok küçük yaflta kaybeden Mehmet fiükrü annesin<br />

tekrar evlenmesi üzerine ailesinden kopar ve Erzincan Askeri ‹dadisi'ne<br />

kaydolur. Askeri e¤itimine ‹stanbul'daki Sütlüce Topçu<br />

Okulu'na girerek devam eden Mehmet fiükrü, 1879 y›l›nda harbiyeden<br />

topçu te¤meni olarak mezun olur. Harbiye'deki tahsili s›ras›nda<br />

zekas› ve riyaziyeye olan istidad› ile hocalar›n›n dikkatini<br />

çeker. Ordudaki ilk görevi mühendishanedeki topçuluk ve Frans›zca<br />

ö¤retmenli¤i olur. Darüflflafaka mektebinde de fahri olarak<br />

matematik ve beden terbiyesi dersleri verir. Gelece¤in büyük ma-<br />

tematikçisi Salih Zeki de, Darüflflafaka'da onun ikliminde yetiflir.<br />

Mehmed fiükrü, 1880 y›l›nda üste¤men, 1882 y›l›nda yüzbafl› ve<br />

iki ay sonra da k›demli yüzbafl›, 1888 senesinde yarbayl›¤a,<br />

1889'da albayl›¤a, 1893 y›l›nda ise henüz 36 yafl›nda tu¤generalli¤e<br />

terfi ederek pafla olur.'' Mehmed fiükrü Pafla'n›n ‹stanbul d›fl›ndaki<br />

ilk görev yerinin Edirne oldu¤una dikkat çeken Bulut, ilk<br />

2 y›l›nda Topçu Komutan› olarak yapt›¤› hizmetlerle orgeneralli-<br />

¤e kadar yükseldi¤ini belirterek, flöyle devam etti:<br />

''Bu dönemde Balkanlar kaynamaktad›r. Eflk›yal›k olaylar›<br />

artm›fl, çeteler sivil halk›n hayat›n› tehdit eder hale gelmifltir.<br />

K›rklareli-T›rnova hatt›nda türeyen eflk›yan›n takibiyle görevlendirilen<br />

pafla, zor flartlara ra¤men görevini baflar›yla yerine getirir.<br />

Bu görevi s›ras›nda gençlere yönelik ilgi, hizmet ve himmeti genç<br />

kurmay subaylar›n yo¤un ilgisine mazhar olur ve saraya jurnal<br />

edilir. Jurnalcilerin etkisinden kurtulamayan II. Abdülhamid,<br />

Mehmed fiükrü Pafla'y› Selanik'e sürgüne gönderir. 1905 y›l›na<br />

kadar devam eden bu sürgün hayat›nda fiükrü Pafla, Alman ordusunda<br />

gördü¤ü disiplini Edirne'den sonra Selanik'deki 3. Ordu'da<br />

da uygular. Afl›r› disiplini, cesareti, gözüpekli¤i ve titizli¤i dolay›s›yla,<br />

onun art›k yeni lakab› 'Deli fiükrü Pafla'd›r.''<br />

Mehmed fiükrü Pafla'n›n Mustafa Kemal'in Rumeli'ye geçi-<br />

flinde kendisine yard›mc› olanlar aras›nda yer ald›¤›n› belirten Bulut,<br />

ayr›ca K›l›ç Ali'nin aktard›¤›na göre, fiam'da görev yapan<br />

Mustafa Kemal'in, arkadafllar›yla ordu içinde oluflturduklar› Vatan<br />

ve Hürriyet Cemiyeti'nin, Makedonya teflkilat›n›n kurulmas›<br />

sürecinde kendisinden destek istedi¤ini vurgular.<br />

Bulut, ''Mustafa Kemal bu hadiseyi anlat›rken, Selanik'te sürgünde<br />

bulunan fiükrü Pafla'n›n çok vatanperver bir insan oldu¤unu,<br />

ona güvendi¤ini ve bir mektup yazarak amac›n› anlatt›¤›n›<br />

söyler. fiükrü Pafla'n›n da, Selanik'e gitmesi durumunda, her türlü<br />

yard›m› yapaca¤›n› bildirdi¤ini ifade eder'' diye konufltu.<br />

Bulut, fiükrü Pafla'n›n, 10 Ekim 1912 tarihinde Edirne Müstahkem<br />

Mevkii Komutanl›¤›na atand›¤›n› bildirerek, sözlerini<br />

flöyle sürdürdü: ''fiükrü Pafla'dan askerlik hayat›n›n son ve en flerefli<br />

vazifesine tayin edilirken verilen yaz›l› emirde, muhtemel bir<br />

muhasara halinde, Edirne'yi 40 gün müdafaa etmesi istenir. Pafla,<br />

kendisine tevdi edilen zor, hatta imkans›z bir görevi yerine getirmek<br />

için Edirne'ye vard›¤›nda karfl›laflt›¤› manzara vahimdir. Emrindeki<br />

kuvvetler cephane bak›m›ndan iyi durumda olmas›na ra¤men<br />

say› ve iafle bak›m›ndan Bulgar kuvvetlerinden oldukça geridir.<br />

Ancak fiükrü Pafla, kendisinden istenen 40 günlük müdafaay›<br />

tam 155 gün sürdürme baflar›s›n› göstermifltir.”<br />

11 Nisan 2011 Pazartesi BELDE<br />

SIRASI<br />

GELD‹KÇE<br />

Prof. Dr. ‹SA KAYACAN<br />

Gsm: (0532-454 67 19)<br />

email-dr.isakayacan@mynet.com<br />

http://isakayacan.blogspot.com<br />

Bat› Akdeniz Bölgesi Yörükleri<br />

Y›llarca, Kültür Bakanl›¤›n›n il<br />

müdürlüklerinde, “Kültür Müdürü”<br />

olarak görev yapt›¤›n› bildi¤imiz, folklor<br />

a¤›rl›kl›, mahalli –yöresel araflt›rma<br />

ve yay›nlar›yla takdir edilen bir isim ve<br />

imza: Musa Seyirci.<br />

Musa Seyirci hocan›n ‹stanbul<br />

“Der Yay›nlar›”n›n 262 ncisi olarak 204<br />

sayfayla yay›nlanm›fl “Bat› Akdeniz<br />

Bölgesi Yörükleri” adl› kitab›, de¤erli<br />

hemflehrim Uzman Veteriner Hekim,<br />

araflt›rmac›, Bursa’da yaflayan Osman<br />

Köseo¤lu hemflehrim taraf›ndan,<br />

“Vatan›na, milletine var gücü ile<br />

hizmetler sunan, düflün ve eylem insan›,<br />

de¤erli hemflehrim Prof. Dr. ‹sa<br />

Kayacan’a sevgi ve sayg›lar›mla, Mart<br />

2011” fleklindeki ithaf›yla bana gönderdi¤i<br />

kitab›n sayfalar›nda gezmek istiyorum<br />

öncelikle:<br />

Musa Seyirci hocan›n bir önsözü<br />

var ilk sayfalardan birinde. Buran›n bir<br />

yerinde; “Alaca¤›n içinden gelen ve<br />

Yörük kökenli bir ayd›n olarak, 1978’li<br />

y›llarda belirtilen kültürü araflt›rmak<br />

için, Yörük köylerine gitti¤imde,<br />

onlar›n hangi Yörük afliretinden geldiklerini<br />

sordu¤umda, -biz Yörük de¤ilizderlerdi<br />

bana. Onlara, ben Yörü¤üm<br />

deyince gerçek mi söylüyorsun diyerek<br />

rahatlarlar, giderek sohbet koyulafl›r<br />

onlar›n Yörükçülük günleri ak›llar›na<br />

gelir, gözleri bu¤ulan›rd›” deniyor, ifade<br />

ediliyor efendim. Kitab›n içindekiler<br />

sayfas›ndan baz› sat›rlar aktarmak istiyorum:<br />

-Bat› Akdeniz’de Yörükleri,<br />

Elmal› yöresindeki Yörükler ve<br />

Tahtac›lar, Manavgat Yörüklerinin göç<br />

yollar› ve afliretleri, Bahflifl Yörükleri ve<br />

dokumalar›, Afyonkarahisar Yörükleri,<br />

Bir Yörük anas›yla söylefli, Yörüklerin<br />

ç›kt›¤› yaylalar, Yörüklerde bo¤az<br />

havalar›, Antalya Yörüklerinin kulland›¤›<br />

çalg›lar vd.<br />

Sayfa 137’deki “Yörükler’de<br />

bo¤az havalar›” ana bafll›¤› alt›ndakilerden<br />

birkaç cümle: “Antalya Yöresinde<br />

y›llarca yaflayan bir Karakoyunlu Obas›,<br />

y›llar sonra Mersin’e Adana’ya göçtü¤ü<br />

gibi, Mersin’de, Adana’da yaflayan bir<br />

Sar›keçili Obas› da Burdur’a,<br />

Antalya’ya , Afyonkarahisar’a<br />

göçmüfltür. Belirtilen göçler, Yörük<br />

Afliretleri aras›nda kültür al›flveriflini<br />

hep canl› tutmufltur”.<br />

Sayfa 143. Bafll›k: Yörüklerde<br />

Alaç›k konusuna de¤inen araflt›rmac›lardan<br />

Ali R›za Yalman, Yörüklerde<br />

Karaçad›r, adl› araflt›rmas›nda, gerçekten<br />

Antalya, Burdur’un Bucak, Tefenni,<br />

Gölhisar ilçelerinde, Denizli’nin<br />

Fethiye’ye s›n›r köylerinde ve Fethiye<br />

Yöresinde alaça¤›, geçimini büyük<br />

ölçüde hayvanc›l›kla sa¤layan, geçmiflte<br />

konar-göçer olan bugün ise topra¤a<br />

yerleflmesine karfl›n, yaz›n yaylaya<br />

ç›kan yar› köylüler kullan›rlar. Ancak<br />

Naci Eren’in belirtti¤i Tahtac›lar›n kulland›¤›<br />

meskenlere alaç›k, demek pek<br />

mümkün de¤ildir”. Alaç›k, Yörüklerin<br />

yayg›n olarak kulland›¤› konaklanan<br />

alanda süratle kurulan, ayr›nt›s› fazla<br />

olmayan mesken tipidir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!