You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Kültür ve Sanat<br />
Editörü:<br />
Semiha<br />
KORKMAZ<br />
16<br />
‘Muhteflem Yüzy›l’a Cannes’de büyük ilgi...<br />
CANNES (AA) Bafllad›¤›ndan bu yana,<br />
Türkiye'de büyük yank› uyand›ran ''Muhteflem<br />
Yüzy›l'' dizisi, dünyaya aç›lmak için Fransa'n›n<br />
Cannes kentinde devam eden ''MIP TV'' fuar›nda<br />
yabanc› televizyon yöneticilerinin be¤enisine<br />
sunuldu. Bu amaçla dizinin pazarlama flirketi<br />
Global Agency, baflrol oyuncular› Halit Ergenç<br />
ve Meryem Uzerli baflta olmak üzere, tüm ekibin<br />
de kat›ld›¤› ''Muhteflem Yüzy›l (Magnificent<br />
Century)'' dünya lansman› için parti düzenlendi.<br />
Cannes'›n önemli otellerinden Grand Hotel'in<br />
bahçesinde, özel olarak kurulan çad›rda organize<br />
edilen partiye, Sony Pictures, Warner Bros,<br />
Fox Tv, NBC gibi dünyaca ünlü firmalar›n temsilcilerinin<br />
de aralar›nda bulundu¤u, 500'ün üzerinde<br />
davetli kat›ld›. Gecenin ilerleyen saatlerinde,<br />
partinin yap›ld›¤› alana gelen dizinin baflrol<br />
oyuncular› Halit Ergenç ve Meryem Uzerli,<br />
davetliler taraf›ndan alk›fllarla karfl›land›. Davetliler,<br />
Ergenç ve Uzerli ile birlikte hat›ra fo-<br />
to¤raf› çektirdi. Set d›fl›nda ilk kez birlikte<br />
AA'ya konuflan baflrol oyuncular› Halit Ergenç<br />
ve Meryem Uzerli, dizinin gördü¤ü ilgiden<br />
memnuniyetlerini dile getirdi. Muhteflem Yüzy›l'›n,<br />
kendisi için di¤er dizilere göre ayr› bir<br />
öneme sahip oldu¤unu vurgulayan Halit Ergenç,<br />
flunlar› söyledi ''Çekimler oldukça zor, fakat zor<br />
oldu¤u kadar da zevkli. Çünkü tarihi bir diziyi<br />
canland›rmak, günümüz dizisi yapmaktan daha<br />
zevkli özelliklere sahip.”<br />
Karakoyunlu, romanlar›n›<br />
ilk olarak efline okutuyor<br />
Politikac›-yazar Y›lmaz Karakoyunlu, geçmiflte Türk edebiyat›n›n en seçkin isimlerinin politikada<br />
yer ald›¤›n› belirterek, ''Politika her koflulda çekicidir. Kap›lmayan› pek azd›r'' dedi.<br />
ANKARA (A.A) ‹lk roman› ''Salk›m Han›m›n<br />
Taneleri'' ile ''Yunus Nadi Roman Ödülü''nü,<br />
''Güz Sanc›s› roman›'' ve ''Zirveden Sonra''<br />
oyunu ile Türk Yazarlar Birli¤inin birincilik<br />
ödülünü alan politikac›-yazar Y›lmaz Karakoyunlu,<br />
AA muhabirinin sorular›n› yan›tlad›.<br />
Karakoyunlu, her roman›n kendi co¤rafyas›n›,<br />
tarihini, kahramanlar›n› ve lisan›n› beraberinde<br />
getirdi¤ini belirterek, bu ögelerin aralar›ndaki<br />
iliflkilerin niteli¤inin bu çerçevede anlam kazand›¤›n›<br />
söyledi. Karakoyunlu, ''Duygular›, düflünceleri,<br />
tav›rlar›, gereklerine uygun olarak kulland›klar›<br />
lisan, bu do¤rultularda kiflilik kazan›rlar.<br />
Bu bir anlam kazanma sürecidir. Öykünün kuruluflu,<br />
ak›fl› ve sonuçland›r›l›fl› sürecin parçalar›d›rlar.<br />
Ve edebiyat›n esteti¤i ile süreci tamamlarlar''<br />
diye konufltu.<br />
Roman›n kahramanlar›n›n yaz›m sürecinde<br />
kendilerini en mükemmel tan›mlayacak ölçüleri<br />
beraberinde getirdi¤ini ifade eden Karakoyunlu,<br />
''Ben sadece kullanacaklar› tav›rlar›, davran›fllar›,<br />
duygu ve düflünce iliflkilerini en iyi yans›tacak<br />
sözcükleri seçerim. Diyalog de¤erlerinin gerçekçi<br />
ve içten olmalar›na özen gösteririm. Akl›ma<br />
ilk gelen kelimeleri kullanmam. En uygun oldu-<br />
¤una inand›klar›m› özenle seçerim. Bazen en uygun<br />
kelime için bir süre bekledi¤im olur. Kelime seçiminde<br />
yo¤un bir hassasiyetim vard›r'' fleklinde konufltu.<br />
Yaz›m sürecinde mutlaka notlar ald›¤›na iflaret eden Y›lmaz<br />
Karakoyunlu, ''Bazen bafll› bafl›na bir bölüm de¤erlerini<br />
not ald›¤›m olur. Dönünce onlar› hemen bilgisayara geçerim.<br />
Bu bir ilham de¤erlemesidir. Kayna¤›nda yakalad›¤›n›z› eserinizde<br />
de¤erlendirme f›rsat›n› bulursunuz. Bu tür f›rsatlar asl›nda<br />
birer talih kap›s›d›rlar'' dedi.<br />
Bir yazar olarak yaln›zl›k duygusunu olumlu ya da olumsuz<br />
yanlar›yla de¤erlendiren baflar›l› yazar, yazarken sessizli-<br />
¤in ve yaln›zl›¤›n çok önemli oldu¤unu deneyimleriyle bildi-<br />
¤ine ve bu koflullar› arad›¤›na, özellikle de geceleri yazd›¤›na<br />
de¤inerek, ''Sessizlik tan›m›m içinde müzik istisnad›r. Yazarken<br />
yaln›zl›¤›m›n içinde refakatini kabul etti¤im, hatta davet<br />
etti¤im tek istisnai durumdur'' de¤erlendirmesini yapt›.<br />
Eserlerinde yaflad›¤› dönemin romanlar›nda iflittikleri,<br />
gördükleri, okuduklar›n›n kulland›¤› kaynaklar aras›nda en<br />
güvendikleri oldu¤unu belirten ödüllü yazar, baz› romanlar›nda<br />
aile fertlerini de roman kahramanlar›n›n karakter tariflerine<br />
yerlefltirdi¤ini, baz› romanlar›nda da annesi, babas› ve eflinin<br />
karakter hakimiyetlerinin yeri ve tesirinin öneminin büyük<br />
oldu¤unu aktard›.<br />
‹lk roman› olan ve kendisine ''1989 Yunus Nadi Roman<br />
ödülü birincili¤i''ni kazand›ran ''Salk›m Han›m›n Taneleri''nden<br />
bu yana, daha sonra Do¤an Kitap ad›n› alan Simavi<br />
Yay›nlar›yla çal›flt›¤›n›n alt›n› çizen Karakoyunlu, ''Üç Aliler<br />
Divan›'', ''Güz Sanc›s›'', ''Çiçekli Mumlar Soka¤›'', ''Yorgun<br />
May›s K›sraklar›'', ''Ezan Vakti Bethoveen'', ''Mevsimler Eskidi<br />
Biraz'' adl› eserlerinin yay›nlanma aflamas›nda da flimdiye<br />
kadar hiç sorun yaflamad›¤›n› vurgulad›.<br />
Karakoyunlu, kitaplar›n› ilk olarak efli Altan Han›ma<br />
okuttu¤unu ve böylelikle hem yüksek bir edebi zevk müdaha-<br />
lesi ald›¤›n› hem de bütün yaz›m hatalar›n›n en do¤ru kurallar<br />
çerçevesinde düzeltildi¤ini kaydetti.<br />
Yeni bir yarat›m sürecine bafllaman›n 'ac›kt›¤›nda sofraya<br />
oturmak' gibi bir dürtü oldu¤unu ifade eden Karakoyunlu,<br />
flimdiye kadar hiç yazd›klar›n› çöpe atmad›¤›n› söyledi.<br />
Yazd›¤› roman› 3-4 ay bekletip okudu¤unu ve bu anlamda<br />
kendi roman›n›n ilk okuyucusu oldu¤una iflaret eden yazar<br />
Karakoyunlu, okuyucu olarak ufak tefek düzeltmeler de yapt›¤›n›<br />
dile getirdi.<br />
Yazmaya 1951 y›l›nda fliirle bafllad›¤›n› anlatan ''O Hayal<br />
Aynas›ndan'' ve ''Rubailer'' adl› fliir kitaplar› da bulunan Karakoyunlu,<br />
flöyle devam etti:<br />
''Edebiyat ile ilgilenmeye fliirle bafllad›m. Yaklafl›k 60 y›l<br />
önce edebiyat ö¤retmenimiz bizi fliire aruzla bafllatt›. fiiir olarak<br />
iki bafll›k beni etkiledi. Birincisi ''Rubai'' di¤eri ise ''Murabba''<br />
oldu. O dönemde rubailer yaz›yordum. Hala da yaz›yorum.<br />
Edebiyat elefltirmenleri beni, en iyi rubai yazarlar›<br />
aras›nda de¤erlendirdiler. Murabbalar›ma gelince, bunlar da<br />
neo-klasik bestecilerimiz taraf›ndan güfte olarak kullan›ld›.<br />
San›r›m 40'›n üzerinde de¤erli ve ünlü bestecimiz çok sevilen<br />
flark›lar› için bu murabbalar› güfte olarak seçtiler.<br />
Roman yazmaya ise 1986 y›l›nda bafllad›m. ‹yi ki bafllam›fl›m.<br />
Yazar olmak istedi¤imden çok emindim. Bu konuda<br />
beni edebiyat ö¤retmenim zorlad›. Bat› kökenli roman okumalar›mdan<br />
çok zevk al›r, bilgiler ve tecrübeler edinirdim.<br />
G›ptalar›m böyle bafllad›. Yerli edebiyatta erken dönem cumhuriyet<br />
romanc›lar›m›zdan çok etkilenmifltim. Demokrasiye<br />
geçifl döneminden sonraki yazarlar› çok de¤erli bulmufltum.''<br />
Roman yazarken sosyal problemlerden de bahsetmeyi<br />
dert edinerek bir fley yazmad›¤›n› söyleyen Karakoyunlu,<br />
''Ama seçti¤im konu içeri¤inde bu meselelere yer vermek ya<br />
da temas etmek gerekiyorsa konuyu yans›z olarak yans›tan<br />
bir de¤erlendirmem olur. Sosyal problemlere yer<br />
vermemizin zemininde yazd›¤›m›z dönemin sosyal<br />
ve siyasal içerikleri önemle de¤erlendirilir.<br />
Bu arada bu bafll›klar›n detay isteyen yönlerinde<br />
söyledi¤iniz türdeki problemlere elbette yer verilir.<br />
Ben de öyle yap›yorum zaten'' ifadelerini kulland›.<br />
Okudu¤unda zevk alaca¤› ya da etkilenece¤i<br />
bir roman nas›l olursa o flekilde yazmay› tercih etti¤ini<br />
dile getiren yazar, ''Yine de yazar yaz›m sürecinde<br />
ne okuyucuyu ne de kendini düflünür. Yazar<br />
sadece roman› düflünerek yazar. Okuyucu<br />
arad›¤›n› bulmuflsa maksat gerçekleflmifl demektir.<br />
Bu da yazara mutluluk verir'' de¤erlendirmesini<br />
yapt›.<br />
''Hat›rla Sevgili'', ''Elveda Rumeli'', ''Karay›lan''<br />
dizilerinde senaryo dan›flmanl›¤› yapan ve<br />
çok ilgi çeken film senaryolar› yazan Y›lmaz Karakoyunlu,<br />
flunlar› anlatt›:<br />
''Bence en iyi roman›m Üç Aliler Divan›'d›r.<br />
Atatürk'e yap›lan suikast ve sonras›ndaki siyasi<br />
çekiflmeleri anlatt›m. Atatürk'ün ittihatç›larla hesaplaflmas›n›<br />
iflledim. Ama okuyucular›m son<br />
yazd›¤›m roman› çok be¤endiklerini söylüyorlar.<br />
fieyh Bedrettin'in mücadelesini yans›tan ''Serçe<br />
Kuflun Sonbahar›'' isimli roman›m çok ilgi gördü.<br />
Çok da elefltiri ald›. Ama elefltirinin yazara yard›mc› oldu¤unu<br />
düflünüyorum. Verilen ödül de yaratt›¤›n›n takdir edilmesinin<br />
hat›rlat›lmas›d›r. Bir cesaretlendiricilik tesiri yarat›r.<br />
Önemli olan› da budur.''<br />
''Her roman özgündür'' fleklinde konuflan Karakoyunlu,<br />
zaman zaman romanlar›nda hayat hikayesinden yans›yan bölümler<br />
de yazd›¤›n› anlatt›.<br />
Yeni projelerinden de bahseden Karakoyunlu, ''Üzerinde<br />
çal›flt›¤›m bir roman var, önümüzdeki aylarda sonuçlanacak.<br />
Ayr›ca tarihimizin büyük aflklar›n› ifllemeyi amaçlayan bir<br />
proje çerçevesinde Vam›k ile Azra'n›n hikâyesini tasarl›yorum''<br />
dedi.<br />
Romanlar›n› yazarken yo¤un masa ›fl›¤›n› tercih etti¤ini<br />
ve bilgisayar kulland›¤›n› belirten ödüllü yazar, yazman›n<br />
kendisi için giderek zor oldu¤unu, bu kapsamda da ilk cümlenin<br />
içinden geldi¤i gibi yaz›ld›¤›n› söyledi.<br />
Bazen karakterlerin yazar› roman içinde esir ald›¤›n› ve<br />
yazar›n o yöne do¤ru dönmek zorunda kald›¤›n› dile getiren<br />
Karakoyunlu, ''Bu bir karakteri kay›rmak de¤il, kiflili¤inin etkin<br />
ölçeklerini öne ç›karmakt›r. Örne¤in, ''Yorgun May›s K›sraklar›''<br />
roman›mda ''Çineli Müyesser'' böyle öne ç›kt› ve roman›n<br />
en sevilen kahraman› oldu. Romanda Müyesser'i yazarken<br />
annemle ilgili teflhislerim, gördüklerim, yaflad›klar›m,<br />
kendisini aflt›. Farkl› bir kahraman etkinli¤i kazand›. Zaman<br />
zaman kitaba döner ve Çineli Müyesser'i okurum'' ifadelerini<br />
kulland›.<br />
Ecevit hükümetinde devlet bakanl›¤› ve hükümet sözcüsü<br />
görevlerini de yürüten Y›lmaz Karakoyunlu, politikac› kimli-<br />
¤ine at›fta bulunarak, ''Kimlikler farkl›d›r. Geçmiflimize bak›n.<br />
Türk edebiyat›n›n en seçkin isimleri politikada yer alm›fllard›r.<br />
Politika her koflulda çekicidir. Kap›lmayan› pek azd›r''<br />
diye konufltu.<br />
Edirne Müdafii fiükrü Pafla belgesel oldu<br />
ERZURUM (A.A) Atatürk Üniversitesi (A.Ü) ‹letiflim Fakültesi'nde<br />
görevli okutman Murat Bulut taraf›ndan Edirne'nin savunmas›nda<br />
büyük baflar› gösteren Erzurumlu Mehmed fiükrü<br />
Pafla'n›n belgeseli haz›rland›.<br />
Murat Bulut, AA muhabirine yapt›¤› aç›klamada, 1.5 y›ll›k<br />
çal›flmalar›n›n ürünü olan 65 dakikal›k ''Erzurum'un Paflas› Edirne'nin<br />
Müdafii: Mehmed fiükrü Pafla'' isimli belgeselde, Edirne'nin<br />
savunmas›nda gösterdi¤i askeri baflar›lar› yan› s›ra hayat<br />
hikayesinden kesitlerin yer ald›¤›n› söyledi.<br />
Balkan Savafllar›'ndan sonra ''Edirne Müdafii'' ad›yla an›lan<br />
Mehmed fiükrü Pafla'n›n, 1857 y›l›nda Erzurum'da dünyaya geldi¤ini<br />
ifade eden Bulut, flunlar› kaydetti:<br />
''Babas›n› çok küçük yaflta kaybeden Mehmet fiükrü annesin<br />
tekrar evlenmesi üzerine ailesinden kopar ve Erzincan Askeri ‹dadisi'ne<br />
kaydolur. Askeri e¤itimine ‹stanbul'daki Sütlüce Topçu<br />
Okulu'na girerek devam eden Mehmet fiükrü, 1879 y›l›nda harbiyeden<br />
topçu te¤meni olarak mezun olur. Harbiye'deki tahsili s›ras›nda<br />
zekas› ve riyaziyeye olan istidad› ile hocalar›n›n dikkatini<br />
çeker. Ordudaki ilk görevi mühendishanedeki topçuluk ve Frans›zca<br />
ö¤retmenli¤i olur. Darüflflafaka mektebinde de fahri olarak<br />
matematik ve beden terbiyesi dersleri verir. Gelece¤in büyük ma-<br />
tematikçisi Salih Zeki de, Darüflflafaka'da onun ikliminde yetiflir.<br />
Mehmed fiükrü, 1880 y›l›nda üste¤men, 1882 y›l›nda yüzbafl› ve<br />
iki ay sonra da k›demli yüzbafl›, 1888 senesinde yarbayl›¤a,<br />
1889'da albayl›¤a, 1893 y›l›nda ise henüz 36 yafl›nda tu¤generalli¤e<br />
terfi ederek pafla olur.'' Mehmed fiükrü Pafla'n›n ‹stanbul d›fl›ndaki<br />
ilk görev yerinin Edirne oldu¤una dikkat çeken Bulut, ilk<br />
2 y›l›nda Topçu Komutan› olarak yapt›¤› hizmetlerle orgeneralli-<br />
¤e kadar yükseldi¤ini belirterek, flöyle devam etti:<br />
''Bu dönemde Balkanlar kaynamaktad›r. Eflk›yal›k olaylar›<br />
artm›fl, çeteler sivil halk›n hayat›n› tehdit eder hale gelmifltir.<br />
K›rklareli-T›rnova hatt›nda türeyen eflk›yan›n takibiyle görevlendirilen<br />
pafla, zor flartlara ra¤men görevini baflar›yla yerine getirir.<br />
Bu görevi s›ras›nda gençlere yönelik ilgi, hizmet ve himmeti genç<br />
kurmay subaylar›n yo¤un ilgisine mazhar olur ve saraya jurnal<br />
edilir. Jurnalcilerin etkisinden kurtulamayan II. Abdülhamid,<br />
Mehmed fiükrü Pafla'y› Selanik'e sürgüne gönderir. 1905 y›l›na<br />
kadar devam eden bu sürgün hayat›nda fiükrü Pafla, Alman ordusunda<br />
gördü¤ü disiplini Edirne'den sonra Selanik'deki 3. Ordu'da<br />
da uygular. Afl›r› disiplini, cesareti, gözüpekli¤i ve titizli¤i dolay›s›yla,<br />
onun art›k yeni lakab› 'Deli fiükrü Pafla'd›r.''<br />
Mehmed fiükrü Pafla'n›n Mustafa Kemal'in Rumeli'ye geçi-<br />
flinde kendisine yard›mc› olanlar aras›nda yer ald›¤›n› belirten Bulut,<br />
ayr›ca K›l›ç Ali'nin aktard›¤›na göre, fiam'da görev yapan<br />
Mustafa Kemal'in, arkadafllar›yla ordu içinde oluflturduklar› Vatan<br />
ve Hürriyet Cemiyeti'nin, Makedonya teflkilat›n›n kurulmas›<br />
sürecinde kendisinden destek istedi¤ini vurgular.<br />
Bulut, ''Mustafa Kemal bu hadiseyi anlat›rken, Selanik'te sürgünde<br />
bulunan fiükrü Pafla'n›n çok vatanperver bir insan oldu¤unu,<br />
ona güvendi¤ini ve bir mektup yazarak amac›n› anlatt›¤›n›<br />
söyler. fiükrü Pafla'n›n da, Selanik'e gitmesi durumunda, her türlü<br />
yard›m› yapaca¤›n› bildirdi¤ini ifade eder'' diye konufltu.<br />
Bulut, fiükrü Pafla'n›n, 10 Ekim 1912 tarihinde Edirne Müstahkem<br />
Mevkii Komutanl›¤›na atand›¤›n› bildirerek, sözlerini<br />
flöyle sürdürdü: ''fiükrü Pafla'dan askerlik hayat›n›n son ve en flerefli<br />
vazifesine tayin edilirken verilen yaz›l› emirde, muhtemel bir<br />
muhasara halinde, Edirne'yi 40 gün müdafaa etmesi istenir. Pafla,<br />
kendisine tevdi edilen zor, hatta imkans›z bir görevi yerine getirmek<br />
için Edirne'ye vard›¤›nda karfl›laflt›¤› manzara vahimdir. Emrindeki<br />
kuvvetler cephane bak›m›ndan iyi durumda olmas›na ra¤men<br />
say› ve iafle bak›m›ndan Bulgar kuvvetlerinden oldukça geridir.<br />
Ancak fiükrü Pafla, kendisinden istenen 40 günlük müdafaay›<br />
tam 155 gün sürdürme baflar›s›n› göstermifltir.”<br />
11 Nisan 2011 Pazartesi BELDE<br />
SIRASI<br />
GELD‹KÇE<br />
Prof. Dr. ‹SA KAYACAN<br />
Gsm: (0532-454 67 19)<br />
email-dr.isakayacan@mynet.com<br />
http://isakayacan.blogspot.com<br />
Bat› Akdeniz Bölgesi Yörükleri<br />
Y›llarca, Kültür Bakanl›¤›n›n il<br />
müdürlüklerinde, “Kültür Müdürü”<br />
olarak görev yapt›¤›n› bildi¤imiz, folklor<br />
a¤›rl›kl›, mahalli –yöresel araflt›rma<br />
ve yay›nlar›yla takdir edilen bir isim ve<br />
imza: Musa Seyirci.<br />
Musa Seyirci hocan›n ‹stanbul<br />
“Der Yay›nlar›”n›n 262 ncisi olarak 204<br />
sayfayla yay›nlanm›fl “Bat› Akdeniz<br />
Bölgesi Yörükleri” adl› kitab›, de¤erli<br />
hemflehrim Uzman Veteriner Hekim,<br />
araflt›rmac›, Bursa’da yaflayan Osman<br />
Köseo¤lu hemflehrim taraf›ndan,<br />
“Vatan›na, milletine var gücü ile<br />
hizmetler sunan, düflün ve eylem insan›,<br />
de¤erli hemflehrim Prof. Dr. ‹sa<br />
Kayacan’a sevgi ve sayg›lar›mla, Mart<br />
2011” fleklindeki ithaf›yla bana gönderdi¤i<br />
kitab›n sayfalar›nda gezmek istiyorum<br />
öncelikle:<br />
Musa Seyirci hocan›n bir önsözü<br />
var ilk sayfalardan birinde. Buran›n bir<br />
yerinde; “Alaca¤›n içinden gelen ve<br />
Yörük kökenli bir ayd›n olarak, 1978’li<br />
y›llarda belirtilen kültürü araflt›rmak<br />
için, Yörük köylerine gitti¤imde,<br />
onlar›n hangi Yörük afliretinden geldiklerini<br />
sordu¤umda, -biz Yörük de¤ilizderlerdi<br />
bana. Onlara, ben Yörü¤üm<br />
deyince gerçek mi söylüyorsun diyerek<br />
rahatlarlar, giderek sohbet koyulafl›r<br />
onlar›n Yörükçülük günleri ak›llar›na<br />
gelir, gözleri bu¤ulan›rd›” deniyor, ifade<br />
ediliyor efendim. Kitab›n içindekiler<br />
sayfas›ndan baz› sat›rlar aktarmak istiyorum:<br />
-Bat› Akdeniz’de Yörükleri,<br />
Elmal› yöresindeki Yörükler ve<br />
Tahtac›lar, Manavgat Yörüklerinin göç<br />
yollar› ve afliretleri, Bahflifl Yörükleri ve<br />
dokumalar›, Afyonkarahisar Yörükleri,<br />
Bir Yörük anas›yla söylefli, Yörüklerin<br />
ç›kt›¤› yaylalar, Yörüklerde bo¤az<br />
havalar›, Antalya Yörüklerinin kulland›¤›<br />
çalg›lar vd.<br />
Sayfa 137’deki “Yörükler’de<br />
bo¤az havalar›” ana bafll›¤› alt›ndakilerden<br />
birkaç cümle: “Antalya Yöresinde<br />
y›llarca yaflayan bir Karakoyunlu Obas›,<br />
y›llar sonra Mersin’e Adana’ya göçtü¤ü<br />
gibi, Mersin’de, Adana’da yaflayan bir<br />
Sar›keçili Obas› da Burdur’a,<br />
Antalya’ya , Afyonkarahisar’a<br />
göçmüfltür. Belirtilen göçler, Yörük<br />
Afliretleri aras›nda kültür al›flveriflini<br />
hep canl› tutmufltur”.<br />
Sayfa 143. Bafll›k: Yörüklerde<br />
Alaç›k konusuna de¤inen araflt›rmac›lardan<br />
Ali R›za Yalman, Yörüklerde<br />
Karaçad›r, adl› araflt›rmas›nda, gerçekten<br />
Antalya, Burdur’un Bucak, Tefenni,<br />
Gölhisar ilçelerinde, Denizli’nin<br />
Fethiye’ye s›n›r köylerinde ve Fethiye<br />
Yöresinde alaça¤›, geçimini büyük<br />
ölçüde hayvanc›l›kla sa¤layan, geçmiflte<br />
konar-göçer olan bugün ise topra¤a<br />
yerleflmesine karfl›n, yaz›n yaylaya<br />
ç›kan yar› köylüler kullan›rlar. Ancak<br />
Naci Eren’in belirtti¤i Tahtac›lar›n kulland›¤›<br />
meskenlere alaç›k, demek pek<br />
mümkün de¤ildir”. Alaç›k, Yörüklerin<br />
yayg›n olarak kulland›¤› konaklanan<br />
alanda süratle kurulan, ayr›nt›s› fazla<br />
olmayan mesken tipidir.