08.06.2013 Views

toz üretim teknikleri ders notları yrd. doç. dr. atilla evcin - Kimmuh.com

toz üretim teknikleri ders notları yrd. doç. dr. atilla evcin - Kimmuh.com

toz üretim teknikleri ders notları yrd. doç. dr. atilla evcin - Kimmuh.com

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

TOZ ÜRET RETİM M<br />

TEKNİKLER<br />

TEKN KLERİ<br />

DERS NOTLARI<br />

YRD. DOÇ. DO . DR. ATİLLA AT LLA EVCİN EVC<br />

Tozun Karakteristik Özellikleri zellikleri<br />

Bir <strong>toz</strong>, ince katı taneciklerin bir araya gelmesiyle<br />

oluşur. Tozlar genelde yüzeyde var olan birçok<br />

kafes hatalarından ileri gelen yüksek yüzey<br />

enerjisi ve birim ağırlık başına düşen çok yüksek<br />

yüzey alanına sahiptir (spesifik yüzey alanı).<br />

Bu karakteristikleri katı yüzeyinin, kimyasal<br />

reaktifliğini artırmaya katkıda bulunur. İnce<br />

taneciklerin yüzey aktivite bilgisi, katının katalitik<br />

hareketi ve adsorpsiyon çalışmalarında çok<br />

faydalıdır.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

1


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Bunlar<br />

• Tane boyutu<br />

• Yüzey enerjisi<br />

• Yüzey yapısı (yüzey aktivitesi, kafes hataları)<br />

• Yüzey özellikleri (adsorpsiyon, ıslatma, yüzey<br />

geliştirme, katalitik etki, mekanokimya)<br />

Tane Boyutu<br />

Tane boyutu, <strong>toz</strong>un en önemli karakteristik<br />

özelliğidir. Maddelerin tane boyut aralığı Şekil 6<br />

‘da verilmiştir.<br />

Şekil 6. Maddelerin boyutları<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

2


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

• Üretimin başlangıç noktası seramik <strong>toz</strong>larının elde<br />

edildiği hammaddelerdir. Bileşim ve tane boyutu,<br />

şekli ve sertliği sonuç ürününün özelliklerini<br />

etkilediği gibi,<strong>üretim</strong> esnasında hammaddenin<br />

davranışını da etkilemektedir.<br />

• Toz karakteristikleri, üreticinin <strong>üretim</strong> metoduna<br />

göre geniş bir alanda değişim göstermektedir.<br />

• Öncelikle yapılacak olan, sistematik bir<br />

hammadde karakterizasyonu, sonuçları tatmin<br />

edici olması halinde, yığın formülasyonunun<br />

karıştırma, öğütme ve kalsinasyon işlemleri daha<br />

sağlıklı olur.<br />

• Hammaddelerin <strong>toz</strong> veya aglomera karakteristikleri<br />

çok önemli rol oynar. Eğer taneler çok geniş ise<br />

veya taneler yoğun aglomera oluşturuyorsa,<br />

homojen bir karışım oluşması zordur.<br />

• Eğer taneler çok sert ise, karıştırma prosesinde<br />

veya öğütmede kirlenme yaşanır.<br />

• Tane boyutu düştükçe yüzey alanı artacağından<br />

dolayı, ısıl işlemlerde düşük tane boyut dağılımı bir<br />

avantaj sağlar.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

3


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Tane boyut birimleri ve dönüşümü<br />

d<br />

Silika nanoküpler Y(Eu)OHCO 3 küresel tanecikler<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

4


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Yüzey zey Enerjisi<br />

Density : 2.630 g/cm 3<br />

Spesific S.A. : 1.019 m 2 /g<br />

D(v,0.1) = 0.78 µm<br />

D(v,0.5) = 6.86 µm<br />

D(v,0.9) = 19.28 µm<br />

Bir taneciğin yüzeyi, katının sürekli yapısının<br />

kesildiği yerdir. Katı yüzeyinin yapısı, iç yapıdan<br />

tamamen farklıdır.<br />

Bozulan kristal yapı ve kırılan bağlardan dolayı,<br />

oluşan aşırı enerji daima yüzeyde vardır. Bu<br />

yüzey enerjisidir ki, yüzey gerilimine eşittir.<br />

Yüzey alanının azalmasıyla daima değerini<br />

düşürmeye çalışır. S A ↓ γ ↓<br />

Kovalent bağlı metal veya kristal olması<br />

durumunda, yüzey enerjisinin büyüklüğü kabaca<br />

bağların sayısı ve enerjisinden hesaplanabilir.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

5


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Tablo 2 Farklı Farkl kimyasal bağlı ba kristallerin kohezif enerjisi (kJ ( kJ/mol mol)<br />

Kristallerin Sınıflandırılması<br />

Moleküler kristaller<br />

İyonik kristaller<br />

Metaller<br />

Kovalent kristaller<br />

Şekil 7 Basit kübik yapı<br />

Örnek<br />

Polietilen<br />

PVC<br />

Polistiren<br />

NaCI<br />

MgO<br />

CaO<br />

BaO<br />

Na<br />

Cu<br />

Zn<br />

Ag<br />

C (elmas)<br />

SiC<br />

Si<br />

SiO 2<br />

Kohezif enerjisi<br />

4200<br />

10900<br />

16700<br />

640<br />

3935<br />

3525<br />

3127<br />

109<br />

339<br />

113<br />

285<br />

712<br />

1185<br />

356<br />

1670<br />

Şekil 7’den basit kübik<br />

kafesin yüzey enerjisi<br />

anlaşılabilir. Şekilden<br />

içteki atomların sağ, sol,<br />

alt, üst,aşağı ve<br />

yukarısındaki 6 komşu<br />

atom tarafından<br />

çevrelendiğini görüyoruz.<br />

Buna rağmen yüzeydeki, kenardaki ve köşelerdeki<br />

atomlar, sırasıyla 5, 4 ve 3 komşu atom<br />

tarafından çevrelenmiştir. Bunun sonucu olarak,<br />

yüzey, kenar ve köşedeki atomlar içteki<br />

atomlardan daha büyük enerjiye sahiptirler.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

6


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Yeteri kadar büyük bir kristal için, toplam<br />

bağlanma enerjisi H ;<br />

E.<br />

k.<br />

N<br />

H =<br />

2<br />

Toplam bağlanma enerjisi H, tüm kristaldeki<br />

atom sayısı (N), koordinasyon sayısı (k) ve<br />

atomlar arası bağlanma kuvveti (E) çarpımının<br />

yarısından elde edilebilir.<br />

Buradaki ½ faktörü, bir bağ için iki atom<br />

gerektiğindendir. Eğer bu bağ kırılırsa, yüzey<br />

enerjisi, atomlar arası bağ kırılmasıyla her iki<br />

tane, yeni yüzey oluşturacağı için artmak<br />

zorundadır.<br />

Atomlararası mesafe a ile gösterildiğinde, birim<br />

yüzey alanı başına yüzey enerjisi γ,<br />

γ =<br />

E =<br />

H<br />

2<br />

2<br />

2. a k.<br />

N.<br />

a<br />

Katının yüzey enerjisi, γ, özellikle o maddenin<br />

toplanma (agregasyon) enerjisi H ‘la uyuşur ve<br />

büyük oranda kimyasal bağın cinsinden etkilenir.<br />

Tablo 2’de farklı kimyasal bağlı kristallerin<br />

toplanma enerjileri gösterilmektedir.<br />

Eğer kristaldeki atom yada moleküller arasındaki<br />

bağlar, süblimasyon, çözünme veya direkt kırılma<br />

yoluyla kırıldığında, kristaleden ısı yayılacak yada<br />

absorbe edecektir.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

7


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Örneğin, Cu (bakır) ‘ın süblimasyonu için gereken<br />

ısı yaklaşık olarak 290 kJ/mol ‘dür. Ki bu metalik<br />

bağların kırılmasıyla Cu kristalinden Cu<br />

atomlarının ayrılması için gereken enerjidir.<br />

γ =<br />

E =<br />

2<br />

2<br />

2. a k.<br />

N.<br />

a<br />

Bu değer yukarıdaki eşitlikte yerine konduğunda,<br />

koordinasyon sayısı 6, atomlar arası mesafe<br />

a=0,36 nm olduğunda Cu kristalinin yüzey<br />

enerjisi γ, yaklaşık 1 J/m 2 olduğu hesaplanacaktır.<br />

Deneysel değeri ise 1,4 J/m 2 ‘dir.<br />

Yukarıda anlatıldığı gibi, yüzey enerjisi, birçok<br />

atomun düzenli birleşmesiyle bir kristali<br />

oluşturmak için gereken agregasyon enerjisidir.<br />

Bu nedenle sertlik ve katının yüzey enerjisi<br />

arasında bir ilişki kurulabilir. Bu Şekil 8 ‘de<br />

gösterilmiştir.<br />

Şekil 8 Birkaç mineralin<br />

sertlik ve yüzey enerjisi<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

H<br />

8


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Kimyasal bağın cinsine göre farklı maddelerin<br />

yüzey enerjilerinin kaba bir sınıflandırması şöyle<br />

yapılabilir ;<br />

SiC ve Si 3 N 4 gibi yüksek sertliğe sahip üç boyutlu<br />

kovalent bağlı maddeler için ; 2-2,5 J/m 2<br />

Metal atomlarının sıkışık paketlenmesini içeren<br />

metal kristalleri için ; 12 J/m 2<br />

İyonik kristaller için ; 0,25-1,5 J/m 2<br />

Polimer gibi moleküler kristaller için 0,1 J/m 2 ‘dir.<br />

Bir katının öğütülmesiyle <strong>toz</strong> üretildiği zaman,<br />

öğütülmüş maddenin yüzey enerjisi, taneciğin<br />

yüzeyinde düzensizliğin artması, yüzey alanının<br />

azalması ile artar.<br />

Kaba bir hesaplamayla, 1 µm ‘dan daha küçük<br />

ultra ince taneciklerin termodinamik değerleri,<br />

büyük kristalinkinden hatırı sayılır derecede<br />

farklıdır. Çünkü yüzey enerjisinin etkisi, içteki<br />

bağlanma enerjisiyle kıyaslandığında önemsiz<br />

değildir.<br />

Bir örnek olarak ; CaCO 3 kristalinin boyutunun<br />

azalmasıyla yüzey enerjisinin arttığı Tablo 3 ’ten<br />

görülmektedir.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

9


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Kalsit (CaCO 3 ), 1:1 oranında Ca 2+ ve CO 3 2iyonlarının<br />

sıkışık paketlendiği iyonik bir<br />

rombohe<strong>dr</strong>al kafese sahiptir.<br />

Tablo 3. CaCO 3 ‘ın yüzey zey enerjisi, tane boyutu ve yüzey y zey alanı alan<br />

Yarıçap (nm)<br />

1<br />

2<br />

5<br />

10<br />

20<br />

100<br />

1000 (1 µm)<br />

Yüzey alanı (m 2 /mol)<br />

1,1.10 9<br />

5,07.10 8<br />

2,21.10 8<br />

1,11.10 8<br />

5,07.10 7<br />

1,11.10 7<br />

1,11.10 6<br />

Yüzey enerjisi (J/mol)<br />

2,55.10 4<br />

1,17.10 4<br />

5,09.10 3<br />

2,55.10 3<br />

1,17.10 3<br />

2,55.10 2<br />

2,55.10<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

10


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Tanecik boyutu 1 µm ’dan 0,001 µm ‘a indirildiği<br />

taktirde, yüzey enerjisi belirgin bir şekilde artar.<br />

Bundan dolayı 0,02 µm ‘dan küçük yarıçaplı<br />

tanecikler için kalsit, CaCO 3 ‘ın kararlı yapısı olan<br />

aragonit haline kolaylıkla dönüşebilir.<br />

Kalsit kristalinin 0,01 µm tane boyutundan küçük<br />

bir boyuta azaltılması, kafes gerginliklerinin<br />

oluşması ve kimyasal bağların kırılmasından<br />

ortaya çıkan yüzey enerjisini kullanmasıyla kalsitaragonit<br />

dönüşümü gerçekleşir.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

11


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Yüzey zey Yapısı Yap<br />

Bir katının yüzey yapısı, onun iç yapısından bir<br />

hayli farklıdır.<br />

Örneğin iyonik bir kristalin yüzeyindeki hem<br />

katyon ve hem de anyonlar, yüzeydeki tüm<br />

bağlar kırıldığı zaman aşırı bir elektrik yüküne<br />

sahip olur.<br />

Bu nedenle yüzeye yakın katyonlar ve anyonlar,<br />

onların polarizasyonuyla bu aşırı yükü nötralize<br />

etmek için yeniden düzenlenirler.<br />

Genelde kafes bozukluğunun oluşumu ve<br />

kimyasal bağların kopmasıyla kafes bölgesinde<br />

meydana gelen elektron noksanlığı veya fazlalığı<br />

nedeniyle elektriksel yükün ortaya çıkması, bir<br />

katının yüzeyinde sık sık görülür.<br />

Bunun sonucu olarak, yüzey H 2 O veya OH radikali<br />

gibi polar molekülleri adsorplayarak yüzey<br />

enerjisini azaltma eğilimi gösterir.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

12


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Örnek olarak TiO 2 titanyum dioksitin yüzeyi<br />

üzerinde suyun davranışı Şekil 9 ’da<br />

görülmektedir. Yüzeye yakın su molekülleri,<br />

yüzeydeki katyonlarla etkileşime girerek<br />

kimyasalsorpsiyona uğrar ve yüzeydeki<br />

katyonların elektriksel yükü yoluyla<br />

nörtalizasyonla kararlı OH grupları haline<br />

dönüşür.<br />

Şekil 9. TiO 2 yüzeyi üzerinde su moleküllerinin<br />

düzenlenmesi<br />

Bir kristale kuvvet uygulandığı zaman, kristal<br />

düzlem kayması nedeniyle atomik düzenlenmede<br />

bazı karışıklıklar meydana gelir.<br />

Kristal kafesteki bu karışıklık dislokasyon olarak<br />

adlandırılır ve Şekil 10 ’da görüldüğü gibi<br />

gerçekleşir.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

13


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Mükemmel kafes<br />

Safsızlık<br />

Şekil 10. Kafes hataları<br />

Bir katyonla yerdeğiştirme<br />

Katyon boşluğu<br />

Anyon boşluğu<br />

B A antisite hatası<br />

Bir anyonla yerdeğiştirme A B antisite hatası<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

14


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

• Adsorpsiyon<br />

•Islatma<br />

•Yüzey geliştirme<br />

• Katalitik etki<br />

• Mekanokimya<br />

Adsorpsiyon<br />

Yüzey zey Özellikleri zellikleri<br />

Adsorpsiyon, tamamen karışmayan iki sıvı,<br />

sıvı-buhar, katı-sıvı ve katı-buhar arasındaki<br />

ara yüzeyde meydana gelen bir olaydır.<br />

Adsorpsiyon, bir maddenin diğer bir madde<br />

yüzeyinde veya iki faz arasındaki ara yüzeyde<br />

konsantrasyonunun artması<br />

yada bir başka ifadeyle moleküllerin, temas<br />

ettikleri yüzeydeki çekme kuvvetlerine bağlı<br />

olarak o yüzeyle birleşmesi olarak tanımlanır.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

15


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

• 1. Fizisorpsiyon : Moleküller van der waals ve<br />

elektrostatik kuvvetlerle çekilerek katının<br />

yüzeyinde tutulurlar. Moleküller bozulmadan<br />

kalırlar ve kolaylıkla serbest kalabilirler.<br />

• 2. Kemisorpsiyon : Moleküller katı molekülleriyle<br />

bir kimyasal bağlanmaya maruz kalırlar ve bu<br />

çekim katıyı bir arada tutan kuvvetlerden daha<br />

kuvvetli olabilir.<br />

Proses, fazlardan birindeki bir maddenin<br />

(çözeltideki molekül) diğer fazdaki maddenin<br />

(katı faz) yüzeyinde birikerek ayrılması<br />

şeklindedir. Bu şekliyle absorpsiyondan ayrılır.<br />

Absorpsiyonda ise, madde bir fazdan diğerine<br />

dağılarak transfer olmasıdır.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

16


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Tablo 4 Adsorpsiyon özellikleriyle metallerin<br />

sınıflandırılması<br />

Adsorpsiyon genellikle ekzotermik bir<br />

reaksiyon olarak bilindiği için, gaz yada<br />

buharların adsorbe olan hacimleri sıcaklık<br />

arttıkça genellikle düşer.<br />

Çok yüksek yüzey alanlı ve yüzey enerjisi gibi<br />

aşırı enerjiye sahip <strong>toz</strong>lar, genellikle adsorban<br />

olarak kullanılır. Endüstriyel kullanım için tipik<br />

adsorbanların karakteristikleri aşağıda verilmiştir.<br />

Aktif Karbon ; Yapısı grafite benzer, fakat amorf<br />

karbondan oluşur. Spesifik yüzey alanı<br />

mükemmel derecede geniştir. Oksit gibi polar<br />

adsorbanlardan farklı olarak polar olmayan<br />

moleküller için kuvvetli adsorbandır.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

17


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

• Mineral yağlar<br />

• Poli aromatik hi<strong>dr</strong>okarbonlar<br />

• Fenol<br />

• Halojenli maddeler<br />

• Renk, koku, tat<br />

• Polar olmayan maddeler<br />

• Yer altı sularının saflaştırılması<br />

• Proses suyunun klorsuzlaştırılması<br />

• Yüzme havuzu sularının saflaştırılması<br />

• Fabrika atıksularının saflaştırılması<br />

Silikajel ; Amorf SiO 2 nH 2 O ‘nun ultra ince<br />

taneciklerinden oluşur. Bu taneciklerin yüzeyi<br />

SiOH ile kaplıdır.<br />

Yüksek kapasiteli sentetik absorbanlardandır.<br />

Kuru ortam istenilen her noktada kullanılan<br />

rutubeti yüksek verimlilikle bünyesinde tutan<br />

malzemelerdir.<br />

Mikroskobik olarak incelendiğinde , mikro<br />

düzeyde gözeneklerden (porlar) ve kılcal bir ağ<br />

sisteminden oluşmaktadır. Bu özelliğine bağlı<br />

olarak yüksek yüzey alanına sahip granül<br />

formundaki inert malzemelerdir.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

18


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Fiziksel absorbsiyon yöntemi ile rutubeti ve por<br />

yapısından girebilecek molekül çapına sahip gaz<br />

moleküllerini kendine çeker ve mikro<br />

gözeneklerde yoğunlaştırarak tutar. Silikajel polar<br />

molekülleri adsorplamak için kuvvetli ilgi gösterir.<br />

• Endüstriyel hava kurutma<br />

sistemleri<br />

• İstenmeyen gazların<br />

uzaklaştırılmasında<br />

• Rutubet istenmeyen her<br />

tür ortamda<br />

• İlaçlarda<br />

• Gıda ürünlerinin<br />

korunmasında<br />

• Elektronik Malzemelerin<br />

korunmasında<br />

• Hassas birçok<br />

malzemenin kuru ve<br />

güvenli saklanmasında<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

19


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Alümina jel ; Bu Al(OH) 3 <strong>toz</strong>larının 500-700 ºC’de<br />

ısıl işlemiyle elde edilen γ-Al 2 O 3 <strong>toz</strong>larıdır. Silkajel<br />

gibi alümina jelin de tüm yüzeyi OH gruplarıyla<br />

çevrilidir.<br />

Aktif alümina (Al 2 O 3 ), yarı kristal yapıda,granüler,<br />

yüksek poroziteli, ticari olarak da kurutucu olarak<br />

kullanılan inorganik bir adsorbandır.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

20


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Sentetik Zeolit ; Bu Na m (AlO 2 ) m (SiO 2 ) n xH 2 O<br />

(m>n) genel formülüyle gösterilen<br />

hi<strong>dr</strong>oalüminasilikattır. (Şekil 11)<br />

Yapıdaki Na + ve H 2 O, sırasıyla diğer metal iyonlar<br />

ve polar moleküllerle kristal kafes bozulmaksızın<br />

yer değiştirebilir.<br />

Dehi<strong>dr</strong>asyonla zeolitten su moleküllerinin<br />

uzaklaştırılması sonucu, angström seviyesinde<br />

boyuta sahip birçok ince gözenek yapıdan<br />

uzaklaşır ve dehi<strong>dr</strong>ate zeolit bu gözeneklerden<br />

daha küçük molekülleri seçici olarak adsorbe eder<br />

ZSM-5 tipi zeolit A tipi zeolit<br />

Şekil 11. Sentetik zeolitler<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

21


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Islatma<br />

Katı ve sıvı yüzey arasındaki etkileşimim derecesi<br />

olarak ifade edilebilen, bir katının bir sıvı<br />

yardımıyla ıslatılmasıdır.<br />

İki faz arasındaki etkileşim, bir adsorpsiyon gibi<br />

düşünülebileceği için, ıslatma katı yüzey üzerine<br />

sıvının adsorpsiyonunu kapsayan bir olay olarak<br />

düşünülebilir.(Şekil 12)<br />

Şekil 12. Katıya sıvını temas açısı ve ıslatma<br />

Mükemmel<br />

ıslatma<br />

Mükemmel<br />

ıslatmama<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

22


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Bir örnek olarak, bir su damlası temiz bir cam<br />

yüzey üzerine konarsa, damla (a) daki gibi geniş<br />

bir alan üzerine yayılır, θ küçüktür. (0-10˚)<br />

Eğer su damlası, parafin wax kaplı bir cam<br />

üzerine bırakılırsa, damla (c) deki gibi yarı<br />

küresel şekle dönüşür. Bu durumda θ, 105-110˚<br />

aralığında büyüktür.<br />

Bu farklı davranışın açıklaması; a’daki temiz cam<br />

levha üzerindeki su moleküllerinin kendi<br />

arasındaki (kohezyon) kuvvetlerden daha kuvvetli<br />

cam ve su arasındaki (adhezyon) etkileşiminin<br />

olmasıdır.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

23


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Su molekülleri arasındaki kohezyon kuvveti,<br />

parafinle kaplı cam yüzey üzerinde, parafin ve su<br />

arasındaki adhezyon kuvvetlerinden daha<br />

kuvvetlidir. Böylece θ, ıslatmanın derecesini<br />

göstermek için kriter olarak kullanılabilir.<br />

θ=0 olan hal, mükemmel bir ıslatma halidir.<br />

Temas açısı θ, bir katı yüzeyle sıvı moleküllerinin<br />

ilgisini göstermekte kullanılır.<br />

θ=180 olan hal ise, mükemmel ıslatmama halidir.<br />

• Tablo 5. Farklı maddelerin temas açıları<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

24


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Tozların ıslanması üzerine veriler, ıslanma<br />

ısısından elde edilir. Bir katı, bir sıvıyla ıslatıldığı<br />

zaman, sistem kimyasal reaksiyon meydana<br />

gelmiyorsa genellikle ekzotermiktir. Bu ısı, ıslatan<br />

sıvı ve katı yüzey arasındaki etkileşim<br />

nedeniyledir.<br />

Suya karşı SiO 2 , CaF 2 ve TiO 2 ’nin temas açıları<br />

hemen hemen sıfır olmasına rağmen bu<br />

bileşiklerin ıslatma ısıları sırasıyla 0,165 , 0,463<br />

ve 0,55 J.m -2 ‘dir.<br />

Polar olmayan grafit, suyla hiç ıslanmaz ve<br />

ıslatma ısısı sadece 0,03 J.m -2 ‘dir.<br />

TiO 2 ve Al 2 O 3 gibi metal oksitlerin yüzeyi<br />

üzerinde atmosferden adsorbe ettiği su<br />

moleküllerinden dolayı bir çok OH grubu vardır.<br />

Eğer bu oksitler ısıtılırsa, OH grupları ısıl işlemden<br />

sonra yüzeyin ıslanabilirliğinde gözle görülebilir<br />

bir değişmeye yol açarak, suyun kaybolmasıyla<br />

dehi<strong>dr</strong>ate olabilir.<br />

Isıl işlemle OH gruplarının dehi<strong>dr</strong>asyonundan<br />

sonra M-O-M bağları yüzey üzerine çıktığı için,<br />

yüzey suyla ıslanarak kolaylıkla yeniden hi<strong>dr</strong>ate<br />

olur.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

25


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Yüzey zey Geliştirme<br />

Geli tirme<br />

Yüzey üzerine bir adsorbe tabakası elde etmek<br />

için onun ıslatma özelliklerini kullanarak yüzey<br />

özelliklerinin geliştirme çalışmaları endüstride<br />

uygulanmaktadır.<br />

Örneğin TiO 2 ve SiO 2 gibi inorganik dolguları,<br />

organik çözücüler içinde çözmek ve onunla<br />

ıslatmak zordur. Bu yüzden liyofilik gruplara<br />

sahip bir organik bileşikler, yüksek ıslanabilirlik<br />

vermek için dolgunun yüzeyi üzerine adsorbe<br />

olur.<br />

Daha önce de anlatıldığı gibi, iyonik karaktere<br />

sahip ince oksit tanecikler, yüzeylerinin üzerine<br />

su moleküllerini kuvvetlice çekerler.<br />

Bir oksit <strong>toz</strong>unun yüzeyi daima hi<strong>dr</strong>ofiliktir ancak<br />

organik bileşiklerin polar moleküllerini de<br />

çekebilir.<br />

Şekil 13. SiO 2 taneciklerinin yüzeyi üzerine PVA<br />

nın adsorpsiyonu<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

26


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Polar moleküller, pozitif ve negatif elektrik<br />

yüklerine sahiptir. Örnek olarak, üre molekülü<br />

CO(NH 2 ) 2 , kısmi olarak pozitif yüklü NH 2 grubu<br />

ile negatif yüklü keton (CO) grubuna sahiptir.<br />

Yukarıdaki molekülde görüldüğü gibi, üre su<br />

moleküllerini çekerek, su içerisinde çözünür.<br />

Katalitik Etki<br />

Yüzey üzerine adsorbe olan moleküller, buhar ve<br />

sıvınınkinden farklı olarak kimyasal değişime<br />

uğrar ve katalitik bir etki gösterir.<br />

O 2 moleküler halde H 2 ile direkt reaksiyona<br />

girmesi zordur. Fakat Pt veya Cu yüzeyi üzerine<br />

adsorbe olan O 2 ve H 2 kolaylıkla reaksiyona girer.<br />

Örneğin O 2 gazı, 100 ˚C’den daha yüksekte<br />

tutulur ve cam bir tüp içine konan Cu <strong>toz</strong>larıyla<br />

temas ettiğinde bakırın yüzeyi üzerine<br />

kemisorplanır.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

27


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Cu + O 2 → Cu x O<br />

Cu x O oksidi, Cu yüzeyi üzerinde oluşur. Daha<br />

sonra H 2 ortama girdiğinde Cu x O, metalik bakıra<br />

indirgenir.<br />

Cu x O + H 2 → H 2 O + Cu<br />

Bu reaksiyon bakırsız gerçekleşmez. Bu<br />

sonuçlardan, katalitik etki, kimyasal olarak<br />

adsorbe olan atom ve moleküller arasındaki<br />

reaksiyon olarak tanımlanabilir.<br />

Metal oksitlerin yüzeylerinde OH radikalleri<br />

bulunduğu zaman asidik veya bazik gibi hareket<br />

ederler.<br />

M-OH ↔ M-O - + H +<br />

M-OH ↔ M + + OH -<br />

Burada M metal iyonudur. M ’nin elektronegatifliği<br />

yüksek olduğunda metal hi<strong>dr</strong>oksitin ayrılması 1.<br />

reaksiyon gereğince kolaylıkla meydana gelir ve<br />

proton serbest kalır. M ‘nin elektronegatifliği<br />

büyük değilse, 2. reaksiyonda görüldüğü gibi OH<br />

radikali bazik alan gibi hareket eder.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

28


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

γ-Al 2 O 3 yüzeyi, OH radikalleriyle çevrelendiği<br />

zaman, ikinci tabakada bulunan tüm Al +3 iyonları<br />

aşağıda görüldüğü gibi ilk tabakada OH<br />

radikallerini tutar.<br />

Şekil 14. γ-Al 2 O 3 yüzey<br />

yapısı<br />

Eğer yan yana bulunan iki OH radikalinden<br />

aşağıdaki eşitliğe göre su uzaklaşırsa yüzeyde bir<br />

O -2 kalır.<br />

2 OH - → O -2 + H 2 O<br />

Sonra (b) deki gibi ideal dehi<strong>dr</strong>ate yüzey oluşur.<br />

Dehi<strong>dr</strong>asyondan sonra ilk tabakada bulunan O -2<br />

iyonlarının düzenlenmesi düzensiz olur.(c)<br />

Yüzeyin herhangi bir yerinde ikiden daha fazla<br />

Al +3 iyonu açığa çıktığında, bu bölgede kuvvetli<br />

asit mevkileri görünür.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

29


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Mekanokimya<br />

Enerji; ezme, öğütme, yuvarlama ve çarpma gibi<br />

mekanik işlemler yardımıyla katı bir maddeye<br />

aktarıldığı zaman katının alt bölümlerine ayrılması<br />

ve deformasyonu yüzey alanının artması<br />

nedeniyle, yüzey enerjisi kendiliğinden artar.<br />

Tane boyutu ↓ S A ↑ γ ↑<br />

Al 2 O 3 yada SiO 2 gibi basit bir oksit kristalinde,<br />

Al +3 ve Si +4 iyonları, O -2 iyonlarının üç boyutlu<br />

kafesinde düzenlenirler.<br />

Öğütme sırasında kristal tanesine aktarılan<br />

mekanik enerji, taneciğin kristal yapısı üzerinde<br />

büyük etkiye sahiptir.<br />

Örneğin ilk olarak taneciğin yüzeyinde meydana<br />

gelen kafes gerilmesi, öğütmeyle derece derece<br />

içeriye doğru ilerler ve bu kristal tanecikler kafes<br />

gerilmesinin yayılmasıyla amorf faza dönüşür.<br />

Orijinal kristal fazından yeni bir kristal faza<br />

dönüşüm, kafes gerilmesinin taneciğin her<br />

tarafına homojen olarak yayılmasından sonra<br />

meydana gelir.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

30


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Mekanik etkiden oluşan mekanik enerjiyle katı<br />

bir maddenin fizikokimyasal özelliğindeki değişim<br />

gibi bir olay, mekanokimyasal etki diye<br />

adlandırılır.<br />

Şekil 15. Gerilmeyle bir kristal kafesin bozulma<br />

mekanizması<br />

Kalsit gibi iyonik kristalleri, relatif olarak<br />

yumuşak, düşük sertliktedirler. Çünkü iyonik<br />

bağlar yönsel özellikler sahip değildir. Böylece<br />

kafes, kayma gerilmesinin neden olduğu<br />

deformasyon nedeniyle kolaylıkla biçimini<br />

değiştirir.<br />

SiO 2 ve C (elmas) gibi üç boyutlu kovalent bağlı<br />

kristal olması durumunda, kayma deformasyonu<br />

kafesin kuvvetli yönsel özelliklerinin olması<br />

nedeniyle hemen hemen hiç meydana gelmez.<br />

Fakat kristal kafes, çok katı olduğundan darbe<br />

gerilmesiyle kolayca bozulacaktır.<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

31


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Mekanik enerjiyle bir katıda meydana gelen gerilme,<br />

kabaca kayma ve çarpma gerilmesi halinde ikiye<br />

ayrılır.<br />

Mekanokimyasal etki, kayma gerilmesi vasıtasıyla<br />

hızlanır.<br />

Kenar ve vida dislokasyonlarının kafes hataları<br />

kayma gerilmesinden ileri gelir.<br />

Şekil 16. Kenar ve vida dislokasyonları<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

32


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Portland çimentosu için hammadde olan alçıtaşı<br />

ve kalsitin öğütülmesi sırasında meydana gelen<br />

mekanokimyasal olay aşağıdaki şekillerde<br />

anlatılmıştır. Bir havanda kalsitin öğütülmesi<br />

sırasındaki meydana gelen değişimi XRD<br />

paternlerinde görülmektedir.<br />

Düşük basınç tipi kalsitin (özgül ağırlık 2.72),<br />

yüksek basınç tipi aragonite (özgül ağırlık 2.95)<br />

dönüşümü prosesindeki aşamalar şekilde<br />

görülmektedir.<br />

Kalsitin aragonite dönüşümü genellikle 3,8.10 8 Pa<br />

yüksek basınç gerektirir. Ancak atmosfer<br />

basıncında da öğütmeyle bu dönüşüm<br />

gerçekleşebilir<br />

Şekil 17. Öğütmeyle Kalsitte meydana gelen XRD<br />

patern değişimi<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

33


Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

Şekil 18. Öğütmeyle Alçıtaşında meydana gelen<br />

XRD patern değişimi<br />

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007<br />

34

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!