SPORUN “DENGE”Sİ - Kitap-Atelyesi
SPORUN “DENGE”Sİ - Kitap-Atelyesi
SPORUN “DENGE”Sİ - Kitap-Atelyesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>SPORUN</strong><br />
<strong>“DENGE”Sİ</strong><br />
Ersin Afacan<br />
Zihinsel Performans Antrenörü<br />
YAYINLARI
<strong>Kitap</strong> <strong>Atelyesi</strong> Yayınları: 206<br />
Deneme Dizisi: 13<br />
Ersin Afacan<br />
Sporun “Denge”si<br />
© Ersin Afacan -(<strong>Kitap</strong> <strong>Atelyesi</strong>)<br />
www.mentaldestek.azbuz.com<br />
www.mentaldestektenis.azbuz.com<br />
Birinci Baskı Şubat 2011 (<strong>Kitap</strong> <strong>Atelyesi</strong>)<br />
Kapak ve Sayfa Tasarımı: <strong>Kitap</strong> <strong>Atelyesi</strong><br />
<strong>Kitap</strong> <strong>Atelyesi</strong> Yayınları bir Düş <strong>Atelyesi</strong> kuruluşudur.<br />
5. Sokak 32/3, 06500 Bahçelievler-Ankara<br />
Tel :(312)215 70 37<br />
Faks: (312) 223 60 64<br />
e-posta: bilgi@kitapatelyesi.com<br />
www.kitapatelyesi.com
<strong>SPORUN</strong><br />
<strong>“DENGE”Sİ</strong><br />
Ersin Afacan<br />
Zihinsel Performans Antrenörü
MİLLİ BASKETBOLCU<br />
HAKAN KÖSEOĞLU’NUN DOSTLUĞUNA<br />
İTHAF EDİLMİŞTİR
İÇİNDEKİLER<br />
TAKDİM ...................................................................... 11<br />
HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATAN FUTBOL ...... 13<br />
MAZERETLERİN ARKASINA SIĞINMAYALIM 18<br />
YABANCI SINIRLAMASI HAKKINDA ................ 21<br />
PROFESYONELLERİN FUTBOLDAKİ<br />
YERİ vE ÖNEMİ ........................................................ 24<br />
THE GREEN PARK HOTEL-BOSTANCI .............. 27<br />
GÜNAH KEÇİLERİMİZ HAKEMLER ................... 30<br />
P. NOUMA vE v. MANİSASPOR’UN<br />
YABANCILARI .......................................................... 33<br />
İKİNCİ DEvREYİ BEKLERKEN .............................. 35<br />
EGE Tv BASKINI vE v.MANİSASPOR<br />
TARAFTARLARI ....................................................... 38<br />
İDEAL TRANSFER POLİTİKASI ............................ 41<br />
FUTBOL vARKEN vOLEYBOL .............................. 44<br />
FUTBOL vARKEN TENİS ........................................ 47<br />
EN BÜYÜK SORUN: GELİŞEMEMEK ................... 49<br />
FUTBOLCU İTİRAFLARI ......................................... 52<br />
BÜYÜK FUTBOLCULAR MI ? ............................... 55<br />
KORKUNUN ÇOCUKLARI ..................................... 58<br />
FİZİKİ HAZIRLIK YETMEZ, MENTAL
HAZIRLIK DA LAZIM ............................................. 61<br />
YILMAZ vURAL’A ALALIM BİR FALAKA ........ 64<br />
MAÇTA STRES NASIL KONTROL ALTINA<br />
ALINIR?....................................................................... 67<br />
vESTEL MANİSASPOR’A NE OLUYOR? ............. 69<br />
vESTEL MANİSASPOR’A NE OLUYOR?-2 ......... 73<br />
BİLİM ŞANSI ORTADAN KALDIRACAK MI?-1 76<br />
BİLİM ŞANSI ORTADAN KALDIRACAK MI?-2 79<br />
BAHAR YORGUNLUĞU vE SPOR........................ 82<br />
ÖLÜSÜ YETMEDİ ..................................................... 85<br />
ANTRENÖRLERE NELER OLUYOR BÖYLE!... ... 88<br />
RENKTAŞ TAKIMLAR vE AZİZ YILDIRIM ........ 91<br />
ANTİPATİK FENERBAHÇE-HALKIN TAKIMI<br />
SEMPATİK FENERBAHÇE’YE NE OLDU? .......... 94<br />
vOLEYBOL vE FUTBOL ŞAMPİYONLARI ......... 97<br />
GEÇİŞ DÖNEMİ vE PROFESYONELLİK ............ 100<br />
ELEŞTİRİYE KABUL ANCAK KİŞİLERİ<br />
KARALAMAYA HAYIR! ....................................... 103<br />
ERSUN YANAL GİTMELİ Mİ?-1 .......................... 107<br />
ERSUN YANAL GİTMELİ Mİ?-2 .......................... 110<br />
TAKIM RUHU, GS vE İNGİLTERE ...................... 112<br />
YAZ KURSLARI vE TENİS .................................... 115<br />
MANİSA vOLEYBOLU vE SÜLEYMAN HOCA 118<br />
ERSUN YANAL, HAKAN ŞÜKÜR’ÜN YARDIMCI<br />
ANTRENÖRÜ OLUR MU? .................................... 121
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
TAKIM ÇALIŞMASI İTALYA’YA NASIL<br />
YARDIMCI OLDU? ................................................. 124<br />
BÜYÜK TAKIMLAR TÜRK HOCA İLE<br />
YÖNETİLEMEZ ....................................................... 127<br />
TAKIMLARIMIZ LİGE HAZIR MI? ..................... 130<br />
GÜNÜ KURTARAN GALİBİYET ......................... 133<br />
MENAJERLİK vE CENGİZ İBRET ....................... 136<br />
PSİKOLOG DEĞİL MENTOR ................................ 140<br />
MARCO MEHMET’E HAYIR ................................ 143<br />
HAKEMLERİMİZ, LİDERLİK vE MUSTAFA<br />
ÇULCU ...................................................................... 147<br />
ALİ TANDOĞAN vE YENİ SALİHLİSPOR ...... 151<br />
TUHAF AMA GERÇEK-1 ....................................... 154<br />
TUHAF AMA GERÇEK-2 ....................................... 157<br />
vOLEYBOLCU NERİMAN, BAKLAvA vE<br />
MANGAL .................................................................. 160<br />
KALECİ MURAT vE FUTBOLDA YALNIZLIK . 164<br />
ARDA’NIN REKLAM FİLMİ ................................. 167<br />
9
10<br />
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
TAKDİM<br />
Gazete yazıları güncelliğini çabuk kaybediyor.<br />
Çünkü bu yazılar, günlük konulara ayrılmıştır. Dergi<br />
yazıları ise gazete yazılarına göre daha bir ağırbaşlılık<br />
taşıyor. Ancak dergiler de bir süre sonra kütüphanelerdeki<br />
yerini alıyor ve ne yazık ki gazete yazıları<br />
gibi unutuluyor. Fakat kitaplar, kalıcı eser oldukları<br />
için unutulmuyor. Nitekim kitap haline gelmemiş<br />
nice dergi ve gazete yazısına, özellikle sosyal bilimlerle<br />
uğraşanlar, ulaşmakta zorluk çekiyor.<br />
Bazı yazarların ve bilim adamlarının çeşitli dergilerdeki<br />
yayımlanmış makaleleri sonradan kitap haline<br />
getirilmiştir. Ben, bunun gerekli ve isabetli bir<br />
iş hatta hizmet olduğunu düşünüyorum. Çünkü kitaplara<br />
ulaşmak, eski dergi ve gazetelere ulaşmaktan<br />
daha kolaydır. Dolayısıyla bu faydalı faaliyetin artarak<br />
çoğalmasını temenni ediyorum.<br />
Elinizdeki bu kitap, 25-Ekim-2005 ile 18–Ekim-<br />
2006 tarihleri arasında Manisa’da, ülkemizde ve dünyada<br />
çeşitli spor konuları ile ilgili olarak, Manisa’nın<br />
yerel gazetelerinden biri olan Denge Gazetesi’nde<br />
yayımlanmış olan deneme türündeki yazılarımdan<br />
oluşmaktadır. Dolayısıyla bu kitap, daha önce yayımladığım<br />
ve yine köşe yazılarımdan oluşan aynı<br />
içerikteki kitaplarımın devamı niteliğini taşımaktadır.<br />
Bu kitabımdaki yazılarımda da güncel sportif<br />
11
12<br />
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
konuların yanında sporda psiko-sosyal alanları ilgilendiren<br />
birçok konuya temas ettim.<br />
İleride, diğer gazete yazılarımı ve geçmişte yapmış<br />
olduğum çeşitli bilimsel araştırmalarımı da kitap<br />
halinde yayımlatmak niyetindeyim. Çünkü ülkemizde<br />
sporda psiko-sosyal alanlarda basılı eser sayısı<br />
yeterli değil. Hatalarımın mazur görüleceği ümidiyle<br />
bütün okuyucularımı saygıyla selamlarım.<br />
Ersin AFACAN<br />
Şubat 2011 Bornova<br />
Zihinsel Performans Antrenörü
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
25-EKİM-2005 SALI YIL:4 SAYI:1587 SAYFA:15<br />
HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATAN FUTBOL<br />
Merhaba sevgili Denge Gazetesi okuyucuları.<br />
Bundan böyle zaman zaman vestel Manisaspor’un<br />
maçlarını ve 1.Lig’i uzmanlık alanım olan Mentorluk<br />
(Psiko-Sosyal Sporcu Danışmanlığı ve Rehberliği)<br />
açısından ele alıp acizane yorumlarımı sizlere sunacağım…<br />
vestel Manisaspor, Manisa’daki ilk maçında beni<br />
hayal kırıklığına uğratan bir futbol sergiledi. Bence<br />
bunun kabahatlisi, teknik-taktik ve kondisyon antrenmanlarına<br />
verdikleri önemi, mental antrenmana<br />
vermeyen ve işin garibi bu konu için yapılan teklifi<br />
adeta dalga geçer gibi geri çeviren yöneticiler ve<br />
teknik direktörlerdir. Senelerdir takım egzersizi ve<br />
mental antrenmanlar yapılmadı. Yapılanlar ise dededen<br />
kalma ve babadan görme yöntemlerdi yani<br />
futbolculara baklava yedirmek, sırtlarını okşayıp<br />
“hadi aslanım, hadi koçum” demek ve para vermek.<br />
Yani dışsal motivasyon. İşte içsel motivasyonu ihmal<br />
ederseniz bu hale gelirsiniz…<br />
Seyircilerimizin rakip takımın ısınmasını daha<br />
çok seyretmesi ilginçti. Acaba Bülent Korkmaz’ın mı<br />
varlığı etkili oldu ? Bir de maç öncesi takım kaptanın<br />
değişmesinin de sebebi nedir acaba diye düşündüm?<br />
13
14<br />
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
Cevabı Bülent’in kendisinin istemesiymiş. 3 sezondur<br />
kaptanlığı yapan Bülent’ten Mehmet’e geçen<br />
pazu bandının bir mesajı mutlaka vardır …<br />
vestel Manisaspor’un bu sezon flaş transferi Ersun<br />
Yanal oldu. Avrupa’da bir kulüp kombine biletleri<br />
satarken o sezon yaptıkları flaş transferin yani<br />
yıldız oyuncunun posterini standlara asarak insanları<br />
teşvik ederler. Bizim kulüpte böyle bir oyuncu<br />
var mı sizce ?<br />
G.Birliği 4-2-3-1 ile vestel 4-1-3-2 ile sahaya yayılırken<br />
Ersun hoca hücuma çıktığımızda 2-5-3 şeklinde<br />
yayılmayı düşünüyordu gibi geldi bana ki aynı<br />
anlayışı eski takımlarında da yapıyordu…<br />
10. dakikadan itibaren futbolcularımız hakeme<br />
itiraza başladı ve bu da maç konsantrasyonlarının<br />
dağılmaya başladığı an’dı. Takımın en iyisi Caner<br />
bile kendisine faul yapılıp hakem avantaja bıraktığı<br />
pozisyonda yerden kalkıp oyuna devam edeceğine<br />
hakeme el kol hareketi yaptı. 26. dakikada Özgür kırmızı<br />
kart gördü. 5 futbolcumuzun eli belinde. Maç<br />
kaygıları daha da artmaya başladı. Bülent kalesini<br />
terk edip orta sahaya kadar geldi ve hakeme itiraz<br />
etti. Demek ki hala bilinçaltında kaptanın kendisi olduğunu<br />
zannediyor. Halbuki hakeme kızmak, bağırmak,<br />
onun üzerinde baskı kurmaya çalışmak futbolcuları<br />
sevimsiz gösterip hatalarına mazeret aramalarına<br />
sebep oluyor…<br />
Ersun hoca maç başlarken yedek kulübesinin dış
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
kenarına dayanıyordu. Fakat maç başlayıp sahada<br />
istediklerini göremeyince iç kenarına dayanmaya<br />
başladı. Beden dili ile memnuniyetsizliğini ifade<br />
ediyordu. 2.devre başlarken ise Ersun hoca bu sefer<br />
kulübenin tam içinde ayaktaydı. Kötü durumu<br />
o da kabullenmiş gibi görünüyordu. İdealist hocamızın<br />
gerçekten işi zor. Çünkü futbolcuların geneli<br />
hocanın değiştiğinin farkında değil. Ama bir takımda<br />
kültür değişmesi ya kendiliğinden veya mecburi<br />
olur. Futbolcular, umarım mecburiyete zemin hazırlamazlar…<br />
Yeni Kaptan Mehmet maça heyecanlı ve arzulu<br />
başladı. Zaten maç öncesi soyunma odasına giderken<br />
açık tribün taç çizgisinden kapalı tribün taç<br />
çizgisine kadar depar attı. Belki kaptanlık heyecanı<br />
belki de kendini hocaya ispat etme kaygısından. Aslında<br />
bu iyi bir durumdur. Ama maçta mükemmel<br />
oynamaya ve sonuca odaklanmaya başladığı için<br />
verimsiz kaldı. Halbuki o ve diğer futbolcular, başkalarının<br />
performansları hakkında ne düşündüğüne<br />
dair endişelenmeyi bırakmaları gerekiyordu. Ayrıca<br />
yeteneklerine güvenmeleri ve her şeyin daha iyi<br />
olacağına inanmaları şarttı. Bir de “maç içinde stres<br />
nasıl kontrol altına alınır?” bu konuda eğitilmeleri<br />
gerekiyor. Belki de bu sebeplerden dolayı bizim futbolcuların<br />
iç sahada özsaygı ve özgüvenleri düşük…<br />
Futbolcular zorluklarla başa çıkabilme ve stres<br />
yönetimi konusunda çok zayıflar. Kaygı ve endişe<br />
halindeki sporcunun yapmaması gereken davranış-<br />
15
16<br />
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
ları yaptılar. Buna boğulmak ve yetersiz kalmak yani<br />
aciziyet duygusu denir. Mesela ; 20. dakika yediğimiz<br />
ilk golden sonra Johana ve D’Haene dışındaki<br />
futbolcularımızın hepsinin başı öndeydi. Yediğimiz<br />
ikinci golden sonra takım ruhsal açıdan perişan bir<br />
görüntü içerisindeydi. Formasını şortundan çıkarıp<br />
isyan edenler hatta yere doğru eğilenler vardı. 35.<br />
dakikada Gürol oyundan alındı ve başı önde kulübeye<br />
girdi. Bu, hatanın altında ezilmektir. Devre arası<br />
soyunma odasına giderken başlar önde, omuzlar<br />
çökmüş, şaşkınlık ve endişe vardı. İkinci yarı için<br />
sahaya çıkarlarken hala başları önde ve bazılarının<br />
eli belindeydi. Maç bitti başlar yine önde ve futbolcular<br />
yorgun ve bitkindi. Bunlar da endişenin fiziki<br />
etkileri. Bir nevi antrenmandaki güveni maça yansıtamamak…..<br />
2. devre İnanç ve Zafer sağ kanatta rakip ve hakemle<br />
de oynamaya başladılar. Adeta 3 işi aynı anda<br />
yapmaya çalışıyorlardı. Futbol, rakiple didişme ve<br />
hakeme itiraz. Sonuç ?....<br />
Takımda saha içi kolektif uyum yok denilecek<br />
kadar az. Futbolcular birbirlerini bırakın konuşarak<br />
jestler veya mimiklerle bile desteklemiyor. Maçta<br />
dakikalar geçtikçe momentum rakipten yanaydı. Bu<br />
durumda ne yapabilirdik ? İlk olarak futbolcular,<br />
zorluklara karşı meydan okuyup başa çıkmak için<br />
gayret etmeliydiler. Yani maç içindeki olaylar değil<br />
onlara getirilen yorumlar futbolcuyu strese sokar.<br />
Fakat bunu yapacakları mental güçleri yok ve bu ko-
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
nuda eğitimsizler….<br />
Maçla ilgili aslında daha yazacağım çok şey var<br />
ama geri kalanları diğer maçlara bırakayım. Çünkü<br />
kısa sürede temel alışkanlıklardan ve eğitimsizlikten<br />
takım arınamaz. Netice itibariyle kalitesi düşük ve<br />
seyir zevki son derece az bir maç seyrettik. Ama lise<br />
mezunu alaylıların devri bitti üniversite mezunu bilimsel<br />
futbol adamları iş başında. Onlara güvenelim<br />
ve inanalım. Hoşçakalın…<br />
17
18<br />
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
02-KASIM-2005 ÇARŞAMBA SAYFA:15<br />
MAZERETLERİN ARKASINA SIĞINMAYALIM<br />
Sakatlarımız ve eksiklerimiz çoktu<br />
• Gerek teknik direktör ve antrenör gerekse de<br />
yönetici olarak ülke futbolunu yönetenler herhangi<br />
bir yenilgi neticesinde ki özellikle bu beklenilmeyen<br />
bir yenilgiyse maç sonrası çeşitli mazeretlerin arkasına<br />
sığınıyorlar. Bunlardan biri de sakat ve eksik futbolcuların<br />
varlığı. Bu tür demeçlerin pek çok sakıncası<br />
vardır. Öncelikle sahada yer almış futbolculara,<br />
onlara güvenilmediği ve değer verilmediği mesajı<br />
çıkar. Yani sakat veya cezalı arkadaşların olmasa sen<br />
oynamayacaktın. Ne kadar çalışırsan çalış veya ideal<br />
performans sergile, senin varlığın bizim için pek<br />
anlam ifade etmiyor. Senin yerin saha değil, kulübe<br />
veya tribün. Bu tür ifadelerin diğer bir zararı da seyirci<br />
ve taraftar açısından. Maça gelen insanlar sahada<br />
kaliteli futbol ve galibiyet göremeyince bunun<br />
sebebi olarak sakatları ve cezalıları mı kabul etsin ?<br />
O zaman bir takımın sakatları ve cezalı oyuncuları<br />
varsa insanlar maça gitmesin. Çünkü sahada iyi futbol<br />
ve bunun getireceği galibiyeti göremeyecekler.<br />
Ayrıca bu konu ile ilgili olarak şunu da belirtmekte<br />
fayda var. Sporda başarılı olmak istiyorsanız kaybetmeye<br />
bahane bulmayacaksınız. Çünkü bahaneler, ta-
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
kım oyuncuları arasında, kazanmaya hazır olma ve<br />
yetenekleri hakkında şüphe duymamak konusunda<br />
endişelere sevk eder.<br />
Dolayısıyla gerek antrenörler gerekse de yöneticiler,<br />
kullandıkları ifadelere çok dikkat etmelidir.<br />
Altyapı’da neler oluyor?<br />
Altyapı veya Beşiktaşlılar’ın ifadesiyle özkaynak;<br />
belli yaşlardaki sporcuların, futbol üzerine tekniktaktik-kondisyon<br />
eğitiminin yanında mental ve sosyal<br />
görgü eğitimi aldıkları yerdir. Altyapıdaki temel<br />
gaye; sporcuyu, üst tarafa profesyonel yaklaşımı en<br />
iyi şekilde benimsemiş olarak göndermektir. Yani<br />
altyapı bir okuldur. Burada antrenörler ve masörlerin<br />
yanında mentor ve danışmanın da bulunması<br />
gerekir.<br />
Bütün bunları neden yazdım ? Çünkü vestel<br />
Manisaspor’un altyapısında işler yolunda değil. Geçen<br />
sezon altyapıda mentor olarak çalıştım ve yöneticimiz,<br />
antrenörlerimiz ile ciddi işlere imza attık.<br />
Fakat imkansızlıklar ve ilgisizlik had safhadaydı. Bu<br />
sezon ise bu sorunlar artarak büyümüş. Sporcuların<br />
antrenman sahası, malzemeleri, barınma, beslenme<br />
ve harçlık konuları onların ruh sağlıklarını etkileyecek<br />
boyuta varmış. Bir vestel Manisasporlu olarak<br />
kulübün imajını da düşünerek bunları ayrıntılı yazamıyorum.<br />
Üst tarafta, profesyonel imza atmış futbolcusu-<br />
19
20<br />
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
na yüz milyarlar harcanırken altyapıdaki sporculara<br />
üvey evlat muamelesi yapmak ne kadar modern<br />
bir kulüp yaklaşımıdır? Manisalıların vestel<br />
Manisaspor’a sahip çıkmadığı yönetimce sitem konusu<br />
edilirken altyapı oyuncusunun, bu kulübün<br />
formasını giymekten gurur duyup duymadığını merak<br />
ediyorum.<br />
İlgisizlik ve sevgisizlikle altyapıdan başka Caner,<br />
Akif, Egemen ve Serkanların yetişmesini beklemek<br />
çok haksızlık değil mi ? İmkanlar olmasına rağmen,<br />
sporcuları ve antrenörleri zor şartlarda çalıştırmak<br />
zorunda bırakmak ile vestel Manisaspor kulübü modernleşir<br />
mi? Bence hayır. Sadece A Takım bir yerlere<br />
gelir. Çünkü orada ilgiye ve sevgiye son derece<br />
geniş yer veriliyor……
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
09-KASIM-2005 ÇARŞAMBA SAYFA:15<br />
YABANCI SINIRLAMASI HAKKINDA<br />
Aziz Yıldırım’ın ortaya attığı ve Cemal Aydın’ın<br />
da desteklediği 1.ligde yabancı futbolcu sınırlandırılmasının<br />
kaldırılması fikrine şahsen karşı çıkıyorum.<br />
Bana göre bu fikir, Avrupa’da bir türlü başarılı<br />
olamayan Fenerbahçe başkanının şahsi hırsından ve<br />
mazeret aramasından kaynaklanan bir düşünce…..<br />
Öncelikle; Avrupa’da böyle bir uygulama yok<br />
deniliyor. Evet, doğru ama orada Avrupa Birliği dışından<br />
oyunculara 3 sınırlaması var. İtalya, İngiltere,<br />
Almanya ve İspanya Avrupa içinden sınırsız oyuncu<br />
alırken aynı şekilde sınırsız ihraç ediyorlar yani bir<br />
denge var. Biz de ise Avrupa’da oynayan oyuncumuz<br />
yani ihraç listemiz 3 – 4 oyuncuyu geçmiyor.<br />
Sınırlandırma kalkarsa Türk futbolcusu aleyhine bir<br />
dengesizlik olacak. Bir de A.B.’ye girince zaten sınırlandırma<br />
kalkacak deniliyor. Biz bir girelim de…..<br />
İkincisi; Avrupa’da başarılı olmak yani derece yapıp<br />
kupa getirmek yabancı oyuncuyla orantılı değil.<br />
Öyle olsaydı Galatasaray Taffarel, Hagi, Popescu (<br />
bunlar 30 yaşın üzerindeydi ) ve Capone ile UEFA<br />
Kupasını alamazdı. Daha sonra Jardel takviyesi ile<br />
Süper Kupayı. Hele başlarında bir Türk teknik adam<br />
varken...<br />
21
22<br />
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
Üçüncüsü; bu tür ifadeler şu an takımda oynayan<br />
Türk oyuncuları da rencide etmektedir. Tuncay, Serkan,<br />
volkan, Önder, Ümit yabancı sınırlandırılması<br />
kaldırılsa kadroya giremeyecekler. İşte böyle demeçler<br />
verilerek futbolcuların bilinçaltına mecburiyetten<br />
kadroda oldukları mesajı veriliyor ki bu durum onların<br />
performansına uzun vadede olumsuz etki yaratabilir<br />
ve takım içi disiplinsizliklere yol açar. Çünkü bu<br />
açıklamaları yaparken dikkat edilmesi ve göz önüne<br />
alınması gereken en önemli şey bir futbol takımının<br />
iç dinamikleridir.<br />
Dördüncüsü; taraftara verilen mesaj şu: Takımınız<br />
Avrupa’da beklentilerimizi karşılayamıyor.<br />
Çünkü 6 yabancı var. Bu demek ki bizden fazla başarı<br />
beklemeyin. Hatta Milan maçında 2 yabancımız<br />
yok. Yerlerine Türk oyuncular oynayacak. O halde<br />
Milan’ı yenmemiz çok ama çok zor. Oysa bir futbol<br />
takımı, adı üzerinde “takımdır” ve takım içinde yer<br />
alan herkes, takım için ayrı ayrı önemlidir.<br />
Olayın beşinci boyutu da yabancıların kalitesi.<br />
Size soruyorum, Fenerbahçe’deki yabancıların hangisi<br />
şu an Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek veya yarı<br />
final oynayabilecek bir takımda ilk 11’de yer alır?<br />
Belki, Ömer Üründül’ün ifadesiyle şu an yarım kapasiteyle<br />
oynayan Anelka. Zaten o da sezon başı<br />
Newcastele United’e gitmek istemişti de yönetim bırakmadı.<br />
Ayrıca Fenerbahçe, o takımların ilk 11’inde<br />
oynayan oyunculardan hangisini alabilir veya hangi<br />
oyuncu Türkiye’ye gelmek ister? Mesela Figo, Kaka,
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
İnzaghi, Lincoln, Stam, Makay, Zidane, Lampard,<br />
Rio Ferdinand, Raul gelir mi? Şenez Erzik’in dediği<br />
gibi 6 yabancı demek bir takımın % 50’sinden fazlası<br />
demek ve yeterli bir sayı. Önemli olan nicelik değil<br />
niteliktir. Gücün yetiyorsa şimdi bu kalitede oyuncuları<br />
al değil mi? Ayrıca diğer Anadolu takımları sınırlandırma<br />
kalksa üst düzeyde oyuncular mı getirecek?<br />
vestel Manisasporumuz’da da 6 yabancı var ve<br />
size göre sezon bittiğinde hangi yabancı futbolcu iz<br />
bırakmış olacak? Sizleri bilmem ama ben her zaman<br />
Türk futbolcularının yanındayım…..<br />
Son olarak benim teklifim şu: Federasyon bir mecburiyet<br />
getirsin ve 1.Lig’deki kulüplerin yönetim kurulunun<br />
yarısının yabancı ve profesyonel yöneticilerden<br />
oluşturulmasını istesin. Belki de asıl o zaman<br />
Türk Futbolu istikrarı ve kalıcı başarıları yakalar. Ne<br />
dersiniz? Çünkü şu an 1. Lig, 3 İstanbul takımının<br />
mahalle kavgasını andıran didişmeleri içerisinde<br />
pek tadı tuzu olmayan bir şekilde ilerliyor. Saha içerisinde<br />
modern olmak istiyorsak saha dışarısında da<br />
modern olmamız gerekmiyor mu ?<br />
23
24<br />
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
15-KASIM-2005 SALI SAYFA:15<br />
PROFESYONELLERİN FUTBOLDAKİ YERİ vE<br />
ÖNEMİ<br />
Profesyonel sporcunun işi yani sporculuk yaşamı<br />
onun mesleğidir ve yaşamını spor faaliyetine göre<br />
düzenlemek zorundadır. Meslek olan bir uğraştan<br />
da para kazanılması söz konusudur. Normal bir insanın<br />
iş yani çalışma mesaisi ne ise profesyonel bir<br />
sporcunun da odur. Profesyonel sporcunun çalışma<br />
yerleri yani iş yerleri kulüpleridir. Yaptıkları antrenman<br />
işlerinin bir parçasıdır ve verim elde etmek<br />
içindir. Bu verim, spor sahalarındaki müsabakalarla<br />
anlam kazanır ve yine işleriyle ilgilidir. Profesyonel<br />
sporcudan beklenen sadece kendi branşında ustaca<br />
davranışlar göstermesi değil aynı zamanda yaşamının<br />
diğer boyutlarında da örnek davranışlar sergileyip<br />
sporu duyarlı, dürüst ve sorumluluk duyarak<br />
kitlelere sunabilmesidir.<br />
Profesyonel, kontrolü elinde tutan kişidir. Saha<br />
içinde ve saha dışında uygun olmayan taşkınlıkları<br />
yapmaması gerekir. Konuşmalarının sadece kendisini<br />
değil, bazen bütün camiayı, bazen de bir ülkeyi<br />
bağlayacağını bilmelidir. Profesyonel futbolcular,<br />
Türkiye’de sorumluluk taşıyan bir grup olduğu<br />
imajını vermelidir. Mentor olarak çalıştığım kulüp-
Ersin Afacan © Sporun “Denge”si<br />
lerde bu konuya özellikle önem veriyorum. Çünkü<br />
futbolcu bunu hem kendisi için, hem takımı için,<br />
hem de ülkesi için yapmalıdır.<br />
Bir profesyonel sporcunun performans düşüklüğü,<br />
güç kaybı, antrenman eksiklikleri, istikrarsız<br />
form düşüklükleri nedeniyle fiziki olarak sporu bırakma<br />
yaşının gelmediği zamanlarda bile takımdaki<br />
yerini alamayıp önce yedek beklemeye daha sonra<br />
kulüp değiştirmeye ve hatta mücadele ettiği ligin<br />
bir altındaki ligde yer alan başka bir kulübe transfer<br />
olmaya kadar gidebilen bir grafik çizerek profesyonel<br />
sporculuk yaşamının bittiği gözlenmektedir. İşte<br />
profesyonel spor, zirve yarışında en iyi başarıyı gösteren<br />
sporcuların yani profesyonel sporcuların yaptığı<br />
bir spordur. Dolayısıyla bu kategoride yer alan<br />
sporcular da profesyonel sporcudur.<br />
Bir oyuncu gol veya sayı kralı da olabilir, zaman<br />
zaman şahane maçlar da çıkarabilir ama asıl hedefi<br />
gerçek bir profesyonellik olmalıdır. Gerçek profesyonel,<br />
spordan para kazanan ve hayatını bu şekilde<br />
devam ettiren rakibine, kasti faul yapmaz, hakem ne<br />
kadar hatalı karar verirse versin oyun ve saygı kuralları<br />
dışında tepkisini dile getirmez, gazeteci sordu<br />
ve Tv muhabiri mikrofonu uzattı diye sonradan<br />
pişman olacağı, kendisine ve takımına zarar verecek<br />
cümleler kullanmaz. Maça kolye ile çıkmak gibi davranışlarla<br />
kuralları çiğnemeye çalışmaz. Kendisini<br />
zihinsel ( mental ) olarak iyi hazırlar. Arkadaşları ile<br />
yardımlaşır, çıkar oynar, takımı kazanır veya kaybe-<br />
25