20.06.2013 Views

ĠYĠ TATĠLLER!

ĠYĠ TATĠLLER!

ĠYĠ TATĠLLER!

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

DAĞLI ĠLKÖĞRETĠM OKULU<br />

Web sitesi: dagli.meb.k12.tr<br />

e-posta: 671525@meb.k12.tr<br />

Sayı : 23<br />

HAZİRAN 2011<br />

Ġmtiyaz Sahibi: Veysel ERSEN Yayın Yönetmeni: Gülseren BAġ Kültür Edebiyat Kulübü yayınıdır.<br />

2010-2011 Eğitim öğretim yılını her zaman<br />

ki gibi yoğun bir çalışma temposuyla sağlık,mutluluk<br />

ve heyecanla bitirmiş bulunmaktayız.<br />

Yoğun geçen sürenin sonunda başta öğrencilerimiz<br />

olmak üzere, öğretmenlerimiz ve velilerimiz hak<br />

ettikleri tatilde dinlenecek, mezun olan öğrencilerimiz<br />

bir üst eğitim– öğretim için enerji depolayacaklardır.<br />

Sevgili öğrenciler; bilgiye ulaşmanın çok kolay<br />

olduğu günümüzde bilgiyi depolama yerine,<br />

bilgiyi kullanma, hayata uyarlama, daha da önemlisi<br />

bilgiyi üretme önem arz etmektedir. Bilgiyi üretebilmek<br />

için araştıran,sorgulayan, çok okuyan bireyler<br />

olmalısınız. Bu tatilde okuyarak dinleneceğinizi<br />

ümit ederek size iyi tatiller diliyorum.<br />

Değerli öğretmenler, uzun bir süredir<br />

yürütmekte olduğunuz yoğun ve başarılı çalışmalarınızdan<br />

dolayı hepinize teşekkür ederim.<br />

Sayın veliler bu karneler sadece öğrencilerin<br />

değil aynı zamanda sizindir. Çünkü her başarılı<br />

öğrencinin yanında iyi bir öğretmenin yanı sıra,<br />

ilgili ve alakalı anne– babalar bulunmaktadır. Çocuklarınızı<br />

sadece okula göndermek ve veli toplantılarına<br />

katılmakla görevinizi yapmış sayılmazsınız;<br />

bunun ötesinde onlarla daha fazla ilgilenmeli, sorunları<br />

olduğunda paylaşmalı, birlikte zaman geçirmeli,<br />

birlikte kitap okumalı onları anlamaya çalışmalıyız.<br />

Başarısız olduğu derslerle ilgili onları yargılamadan,<br />

başarısızlık nedenlerini araştırmalısınız.<br />

Sorunları çözmek ve başarılı olmak için sevgi, şefkat<br />

ve ilgi ile, onlarla birlikte kararlar almalıyız.<br />

Okulumuzun başarısının artması için sizin desteğinize<br />

ihtiyacımız var. Bu güne kadar sağladığınız destek<br />

için teşekkür ederim.<br />

Okul gecesi etkinlikleri Sayfa: 2’de<br />

Piramitlerin gizemi Sayfa 3‟te.<br />

Kur’an-ı Kerim öğrenmenin ve okumanın faydaları<br />

sayfa: 4’te.<br />

Sayfa 6’da örnek öğrencilerimiz.<br />

BİN AYNALI TAPINAK<br />

“ Bin Aynalı Tapınak” adlı görkemli bir tapınak<br />

vardı. Günlerden bir gün, bir köpek dağa tırmandı,<br />

tapınağın merdivenlerinden çıkarak “Bin Aynalı Tapınak”<br />

a girdi. Tapınağın bin aynalı salonuna geçtiğinde,<br />

bin tane köpek gördü. Korkarak tüylerini kabarttı; kuyruğunu<br />

bacaklarının arasına sıkıştırdı; korkutucu hırıltılar<br />

çıkararak dişlerini gösterdi. Bin köpek de tüylerini<br />

diktiler; kuyruklarını bacaklarının arasına alıp korkunç<br />

sesler çıkartıp dişlerini gösterdiler. Köpek paniğe kapılarak<br />

tapınaktan kaçtı. İşte o andan itibaren bütün<br />

dünyanın tehlikeli, korkunç köpeklerle dolu olduğuna<br />

inandı.<br />

Bir süre sonra bir başka köpek gelip dağa tırmandı.<br />

O da tapınağın merdivenlerinden çıkıp “Bin<br />

Aynalı Tapınak” a girdi. Tapınağın bin aynalı salonuna<br />

geldiğinde, bin tane köpekle karşılaştı ve çok sevindi.<br />

Kuyruğunu salladı; neşeyle oradan oraya zıpladı ve<br />

köpekleri oynamaya çağırdı. Bu köpek tapınaktan çıktığında<br />

dünyanın dost ve sevecen köpeklerle dolu olduğuna<br />

inanıyordu.<br />

Eğer problemlerden kaçmaz ve onları bir şans<br />

olarak görürseniz, onları çözmememiz için hiçbir sebep<br />

kalmaz. Gülseren BAġ<br />

Türkçe Öğretmeni<br />

<strong>ĠYĠ</strong> <strong>TATĠLLER</strong>!<br />

1


HER VEDA YENĠ BĠR BAġLANGIÇTIR ASLINDA.<br />

2


Keohs piramidi, her biri yaklaşık 2 ile 10 ton<br />

arasında değişen yaklaşık 3 milyon adet taş bloktan<br />

yapılmıştır. Önce bir kent yapılmış taş bloklar<br />

taşınmış ve yığılmıştır. Yüzeyin düzleştirilmesi için<br />

uzun zaman çalışıldığı sanılıyor.<br />

Mikerinos piramidindeki taşların tamamının yaklaşık<br />

4,880,000 ton olduğu sanılıyor.<br />

Taş blokların nasıl yerleştirildiği henüz anlaşılmış<br />

değil. Çeşitli kuramlar üretilmektedir. Bir kurama<br />

göre yapılan spiral bir rampadan çıkarılan taş bloklar<br />

üst üste konuyordu.Rampa çamur kaplanıyor<br />

sulanıyor ve taş bloklar itilerek kaydırılabiliyordu.<br />

Diğer bir kurama göre taş bloklar dev manivelalarla<br />

kaldırılıyordu.Tarihçi Herodot'a göre, ağır granit<br />

blokları, piramidin üst bölümlerine çıkarmak için<br />

925 metre boyunda, 19 metre genişlikte bir rampa<br />

yapılmıştır. Sadece bu rampanın yapılması bile 10<br />

yıl sürmüştür.<br />

Piramit kimin adına yapıldıysa,onun bulunduğu<br />

odaya, yılda iki defa güneş girmektedir.(doğduğu<br />

ve tahta çıktığı günler.)<br />

Piramitlerin içi yazın soğuk, kışın sıcak olur.<br />

Mumyalarda radyoaktif madde bulunduğundan;<br />

mumyaları ilk bulan 12 bilim adamı kanserden<br />

ölmüştür.<br />

Piramitlerin içerisinde ultra sound,radar,sonar<br />

gibi cihazlar çalışmamaktadır.<br />

Kirletilmiş suyu, birkaç gün „‟piramit‟‟in içine<br />

bırakırsanız ,suyu arıtılmış olarak bulursunuz.<br />

Piramitlerin içinde süt birkaç gün süreyle<br />

taze kalır ve daha sonra hiç bozulmadan<br />

yoğurt haline gelir.<br />

Bitkiler piramitin içinde daha çabuk büyür.<br />

Piramit‟in içine bırakılmış su, beş hafta süreyle<br />

bekletildikten sonra yüz losyonu olarak<br />

kullanılır.<br />

Çöp bidonu içindeki yemek artıkları hiç koku<br />

yaymadan piramitler içinde mumyalaşır.<br />

Kesik,yanık,sıyrık gibi yaralar, bir piramidin<br />

içinde daha çabuk iyileşme eğilimi gösterir.<br />

Piramitlerin bazı odalarının içinde ne olduğuna<br />

hakkında bir bilgi yoktur.Araştırmacıların<br />

çoğu ya içinde kayboldu ya da aynı yerde birkaç<br />

tur attılar; fakat içlerini göremediler.<br />

Muhittin AYDIN<br />

Matematik Öğretmeni<br />

3


*―Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Kur‟an‟ı okuyup ona sahip çıkan kimseye<br />

(ahirette): “Oku ve (cennetin derecelerine) yüksel, dünyada iken nasıl ağır ağır okuyor idiysen öyle<br />

oku! Zira senin makamın, okuduğun en son âyetin seviyesindedir.” denir.” (Ebu Davut, Tirmizi,<br />

İbnu Mace)<br />

*―Sizin en hayırlınız Kur‟an-ı Kerim‟i öğrenen ve öğretendir.” (Buhari, Tirmizi, Ebu Davut, İbnu Mace)<br />

*“Ümmetimin en faziletli ibadeti Kur‟an-ı Kerim okumaktır.” (Ebu Nuaym)<br />

*―Kur‟an okuyunuz; çünkü O, kıyamet günü, okuyanlarına şefaatçi olacaktır.” (Müslim)<br />

*―Bir grup,Allah(cc)‟ın kitabını okuyup ondan ders almak üzere Allah(cc) ‟ın evlerinden birinde biraraya<br />

gelecek olsalar, mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah(cc)‟ın rahmeti bürür. Melekler<br />

de kanatlarıyla sararlar. Allah(cc), onları, yanında bulunan yüce cemaatte anar.” (Ebu Davut,<br />

Müslim, Tirmizi, İbnu Mace)<br />

*“Kur‟an-ı Kerim‟den tek harf okuyana bile bir sevap vardır. Her hasene on misliyle (kayda geçer.)<br />

Elif-Lam-Mim bir harftir demiyorum. Aksine elif bir harf, lam bir harf, mim de bir harftir diyorum.”<br />

(Tirmizi)<br />

*“Kur‟an okuyan ve maharet sahibi kimse muhterem ve itaatkar olan gezici meleklerle beraberdir.<br />

Kur‟an okuyan, kıraatinde zorlanarak kekeleyen kimseye iki mükafat vardır.” (Buhari, Müslim)<br />

*―Bir kimseye Kur‟an-ı Kerim okumak nimetini verirler de, başka bir kimseye kendisine verilenden<br />

daha büyük bir nimet verildiğini sanırsa, Allah(cc) Teâlâ‟nın büyük dediği şeyi küçültmüş<br />

olur.” (Taberani)<br />

*―Şarkı söyleyen cariyesini dinleyen kimsenin dinleyişinden daha fazla, Allah(cc) Kuran okuyanı<br />

dinler.” (İbni Mace)<br />

*Ebu Hureyre (RadıyAllahü anh): “Hangi evde Kur‟an-ı Kerim okunursa orada bolluk ve bereket<br />

çoğalır, şeytanlar uzaklaşır ve melekler oraya hücum eder. Hangi evde Kur‟an okunmazsa, o evde<br />

darlık, sıkıntı, huzursuzluk baş gösterir. Rahmet melekleri oradan uzaklaşır ve şeytanlar orayı istilâ<br />

eder.” (İhyâu‟ Ulûmi‟d-Din)<br />

*Amr b. As (r.a.): “Kur‟an‟ı okuyan nübüvveti koltuklamış sayılır. Ancak kendisine vahyedilmiyor.”<br />

(İhyâu‟ Ulûmi‟d-Din)<br />

*Süfyan-ı Sevri (r.a.): “Kişi (Allah(cc) rızası için) Kur‟an-ı Kerim‟i okuduğu zaman, melek onun alnından<br />

öper.” (İhyâ)<br />

Rabia AVTEPE—Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni<br />

4


ATATÜRK AMERİKA’DA BİR<br />

ÜNİVERSİTEDEKİ DERS OLDU<br />

26/05/2011 Teksas`ta bir üniversite, ders kitaplarında<br />

Atatürk`ü okutuyor. Kitapta George Washington`a<br />

benzetilen Atatürk ile ilgili olarak çok zeki bir<br />

asker ve liderdi gibi ifadelere de yer veriliyor. Teksas`ın<br />

güneyinde yer alan University of Texas Pan<br />

American üniversitesinde okutulan bir dil kitabında<br />

George Washington`a benzetilen Atatürk için, çok zeki<br />

bir asker ve liderdi. Modern Türkiye`nin babasıydı gibi<br />

ifadeleri yer verilmekte. Üniversitenin İngilizce Enstitüsü`nde<br />

(English Language Institute) okutulduğu bildirilen<br />

kitapta Atatürk George Washington`a benzetiliyor.<br />

`Focus on Grammar` isimli İngilizce dilbilgisi kitabında<br />

Atatürk`ün çok zeki bir asker ve lider olduğu ve<br />

`modern Türkiye`in babası` olduğu ifade ediliyor. İki<br />

kişinin karşılıklı konuşmasının aktarıldığı kitapta ayrıca<br />

Atatürk için `O gerçekten Türkler`in hayatını değiştirdi`<br />

ifadeleri yer alıyor.<br />

İŞTE O KONUŞMA<br />

Amerikan Üniversitesi‟nde Atatürk`ten bahsedilen<br />

konuşma şöyle:<br />

-George Washington bizim ülkemiz için çok şey yaptı.<br />

Savaştan sonra da Amerika`nın ilk başkanı oldu. Ülkemizin<br />

babası olarak da anılır.<br />

-Aynen Atatürk gibi. Atatürk de büyük bir asker ve<br />

liderdi. O modern Türkiye`nin babası. -Türkiye`yi Ne<br />

zaman yönetmişti?<br />

-1923`ten 1938`e kadar. O Türkler`in hayatını gerçekten<br />

değiştirdi.<br />

ATATÜRK İNKILAPLARI<br />

Atatürk inkılapları ile çağdaş bir devlet niteliğine<br />

kavuştuk. Dünyada saygınlığımız arttı. Yabancı<br />

uyruklulara tanınan kapitülasyon ayrıcalıkları kaldırıldı.Tarımın<br />

modernleşmesinde devlet öncü oldu.<br />

Bankalar, fabrikalar kuruldu.Sonunda ülkemiz bayındır<br />

oldu.Ulusumuz zenginleşti.Böylece, Türk<br />

milleti için, güzel ve aydınlık günlere doğru yeni bir<br />

adım atılmış oldu.Bu yüzden Büyük Lider Mustafa<br />

Kemal ATATÜRK'ün fikirlerine ve de onun gerçekleştirdiği<br />

inkılaplara sahip çıkmak hepimizin görevi<br />

olmalıdır.<br />

Atatürk İnkılapları (Devrimleri) Kronolojisi<br />

• 1 Kasım 1922 Saltanatın kaldırılması<br />

• 29 Ekim 1923 Cumhuriyet'in İlanı<br />

• 1923 İzmir İktisat Kongresi<br />

• 3 Mart 1924 Halifeliğin Kaldırılması<br />

• 20 Nisan 1924 1924 Anayasasının Kabul Edilmesi<br />

• 1924 - 1937 Mecellenin Kaldırılması<br />

• 1924 Teşkilatı Esasiye Kanunu<br />

• 1924 Şeriyye Mahkemelerinin Kapatılması<br />

• 3 Mart 1924 Öğretimin Birleştirilmesi<br />

• 9 Ağustos 1924 Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri<br />

(Cumhuriyet Halk Fırkasının Kurulması)<br />

• 1925 Çiftçinin Özendirilmesi<br />

• 1925 Örnek Çiftliklerin Kurulması<br />

• 1925 Tarım Kredi Kooperatifleri'nin Kurulması<br />

• 17 Şubat 1925 Aşar (Öşür) Vergisinin Kaldırılması<br />

• 25 Kasım 1925 Şapka kanunu<br />

• 30 Kasım 1925 Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması<br />

• 1925 – 1935 Takvim, Saat ve Ölçülerde Yapılan<br />

Değişiklikler<br />

• 1926 – 1934 Türk Kadınının Medeni ve Siyasi<br />

Haklarına kavuşması<br />

• 17 Şubat 1926 Medeni Kanunun Kabulü<br />

• 1926 Türk Ceza Kanunu<br />

• 1926 Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun<br />

• 1926 Medreselerin Kapatılması<br />

• 1 Temmuz 1926 Kabotaj Kanunu<br />

• 28 Mayıs 1927 Sanayi Teşvik Kanunu<br />

• 1 Kasım 1928 Harf Devrimi<br />

• 24 Kasım 1928 Millet Mekteplerinin Açılması<br />

• 1928 Güzel Sanatlarda Yapılan Yenilikler<br />

• 1931 Türk Dil ve Tarih Kurumlarının Kurulması<br />

• 1933 – 1937 I. ve II. Kalkınma Planları<br />

• 1933 Üniversite Reformu<br />

• 21 Haziran 1934 Soyadı Kanunu<br />

• 26 Kasım 1934 Lâkap ve unvanların kaldırılması<br />

• 3 Aralık 1934 Kılık ve Kıyafette Değişiklik<br />

• 1935 Ticaret ve Sanayi Odalarının Kurulması<br />

• 1935 Yüksek Ziraat Enstitüsü'nün Kurulması<br />

“BaĢarı, tüm ulusun azim ve inancıyla<br />

çabasını birleĢtirmesi sonucu kazanılabilir.”<br />

5


2010-2011 EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILINDA TAKDĠR VE<br />

ÜSTÜN BAġARI BELGESĠ ALAN ÖĞRENCĠLERĠMĠZ<br />

ġule GÖRGEN 4-A TAKDĠR BELGESĠ<br />

Merve Sultan BĠLGEN 5-A TAKDĠR BELGESĠ<br />

Zerrin GÖÇÜK 5-A TAKDĠR BELGESĠ<br />

Hasan GÖRGEN 6-A TAKDĠR BELGESĠ– ÜSTÜN BAġARI BELGESĠ<br />

Emine GÖRGEN 6-A TAKDĠR BELGESĠ<br />

Mustafa Enes KIRTIġ 7-A TAKDĠR BEGESĠ<br />

Mihriban KAVZAK 7-A TAKDĠR BELGESĠ– ÜSTÜN BAġARI BELGESĠ<br />

Fatma Bahar YILDIRIM 8-A TAKDĠR BELGESĠ<br />

Hatice YILDIRIM 8-A TAKDĠR BELGESĠ<br />

Hatice TABAK 8-A TAKDĠR BELGESĠ<br />

Hayriye Nur AYAġ 8-A TAKDĠR BELGESĠ- ÜSTÜN BAġARI BELGESĠ<br />

Sultan KALE 8-A TAKDĠR BELGESĠ<br />

Ayın Öğrencileri Kitap Kurtları<br />

S. No Adı- Soyadı Sınıf Sınıf Adı- Soyadı<br />

1 Selin AKSUN 1-A 1-A Furkan GÖÇÜK<br />

2 Nisa Fatma KAVZAK 2-A 2-A Raziye KAR<br />

3 Süleyman GÖERGEN 3-A 3-A Esra BAHÇE11<br />

4 Hatice Kübra SUSAM 4-A 4-A Havva BÖLÜKKAYA<br />

5 Mehmet Özer KALE 5-A 5-A Zerrin GÖÇÜK<br />

6 Zehra Fatma KAVZAK 6-A 6-A Hasan GÖRGEN<br />

7 Cansel CERAN 7-A 7-A A. Fatma GÖRGEN<br />

8 Adem GÖRGEN 8-A 8-A Hayriye Nur AYAŞ<br />

Not: Gelecek ders yılında kitap kurtları okudukları sayfa sayısına göre değerlendirileceklerdir.<br />

Ayın Öğretmeni<br />

Okulumuz ikinci kademe öğrencileri arasında Haziran ayında yapılan oylamada ayın öğretmeni olarak 17 (on yedi<br />

) oy ile Din Kültürü ve A. B. Öğretmeni Rabia AVTEPE seçilmiştir.Tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.<br />

Okuma ihtiyacı barut gibidir, bir kere tutuşunca artık sönmez.<br />

Victor Hugo<br />

6


ZAMANI İYİ KULLANMA<br />

Öğretmen, bir gün öğrenci-<br />

lerine: "Hadi, küçük bir<br />

sınav yapalım" demiş.<br />

Masanın üzerine kocaman<br />

bir kavanoz koymuş. Sonra<br />

bir torbadan irice kaya par-<br />

çaları çıkarmış, dikkatle üst<br />

üste koyarak kavanozun<br />

içine yerleştirmiş. Kavanozda taş parçaları için yer kalmayınca sor-<br />

muş: "Kavanoz doldu mu?" Sınıftaki herkes, "Evet, doldu" yanıtını<br />

vermiş.<br />

"Demek doldu ha" demiş hoca. Hemen eğilip bir kova küçük çakıl<br />

taşı çıkartmış, kavanozun tepesine dökmüş, kavanozu eline alıp<br />

sallamış, küçük parçalar büyük taşların sağına soluna yerleşmişler.<br />

Yeniden sormuş öğrencilerine: "Kavanoz doldu mu?" İşin sanıldığı<br />

kadar basit olmadığını sezmiş olan öğrenciler, "hayır, tam da dolmuş<br />

sayılmaz", demişler. "Aferin" demiş zaman kullanım hocası. Masanın<br />

altından bu kez de bir kova dolusu kum çıkartmış. Kumu kaya par-<br />

çaları ve küçük taşların arasındaki bölgeler tümüyle doluncaya kadar<br />

dökmüş. Ve sormuş yeniden: "Kavanoz doldu mu?" "Hayır, dolmadı",<br />

diye bağırmış öğrenciler. Yine "Aferin" demiş hoca. Bir sürahi su<br />

çıkarıp kavanozun içine dökmeye başlamış. Sormuş: "Bu gördükler-<br />

inizden nasıl bir ders çıkarttınız?" Atılgan bir öğrenci hemen fırlamış:<br />

"Şu dersi çıkarttık. Günlük iş programınız ne kadar dolu olursa olsun,<br />

her zaman yeni işler için zaman bulabilirsiniz." "Hayır" demiş öğret-<br />

men. "Çıkartılması gereken asıl ders şu: Eğer, büyük taş parçalarını<br />

baştan kavanoza koymazsanız, daha sonra asla koyamazsınız." Ve<br />

tabii, herkesin kendi kendisine sorması gereken soruyu sormuş:<br />

"Hayatınızdaki büyük taş parçaları hangileri? Onları ilk iş olarak ka-<br />

vanoza koyuyor musunuz? Yoksa kavanozu kumlarla ve suyla dol-<br />

durup büyük parçaları dışarıda mı bırakıyorsunuz?<br />

Birçok kimsenin şikâyet ettiği gibi, zaman "çok hızlı"<br />

değil, sabit bir hızla geçer. Başarılı ve başarısız insanlara<br />

eşit ve demokratik olarak verilmiş tek şey zamandır. Her-<br />

kesin günü 24 saat, haftası 7, ayı 30 gündür.<br />

Bu yüzden zamanı etkin bir şekilde kullanmak ge-<br />

rekir başarılı olmak çok ders çalışmaktan değil et-<br />

kin bir şekilde ders çalışmaktan geçer bunun için<br />

öncelikli olarak hayattaki amaçlarımızı ve hedefle-<br />

rimizi belirlememiz gerekir. Sadece ders çalışarak<br />

değil arkadaşlarımızla da zaman geçirerek tv de izle-<br />

mek istediğimiz programları da izleyerek başarılı olabi-<br />

liriz. Önemli olan ders çalışmamız gereken zamanda<br />

ders çalışmak eğleneceğimiz zamanda eğlenmektir.<br />

Bunları birbirine karıştırmaz ve yaptığımız işlerden<br />

zevk alırsak hayat daha kolay olacaktır.<br />

SBS’DE DERSLERİN KATSAYILARI<br />

Türkçe test ağırlık katsayısı 4,<br />

Matematik test ağırlık katsayısı 4,<br />

Fen Bilgisi test ağırlık katsayısı 3,<br />

Sosyal Bilgiler test ağırlık katsayısı 3,<br />

Yabancı Dil test ağırlık katsayısı 1 olacaktır.<br />

Buradaki katsayılar demek, her ders için çıkaracağınız netlerinizin<br />

çarpılacağı sayılardır.<br />

Yukarıda da görüldüğü gibi SBS‟de en çok puanı bize matematik<br />

ve Türkçe dersi getirecektir.Bu nedenle SBS‟de matematiğin<br />

önemi çok fazladır.<br />

Örneğin; günlük 150 dakika ders çalışmaya vakit ayırdığınızı<br />

düşünelim. Bunu katsayılar toplamına yani 15'e bölelim. Çıkan<br />

10'u katsayılarla çarpalım. Buradan matematiğe 40 dakika<br />

düştü. Gördüğünüz gibi 150 dakika içinde 40 dakika çoktur. Bu<br />

zamanı ayırırsanız siz kazanırsınız. Bence televizyonlara zaman<br />

ayırıyorsak, SBS‟ye de bu zamanı ayırmalıyız.Televizyon izlerken<br />

siz kazanmıyorsunuz dizi oyuncuları kazanıyor ama,<br />

SBS‟ye çalışırsanız sonunda siz kazanacaksınız. Ağlamak istemiyorsanız<br />

lütfen bu diziyi mutlu sonla bitirin.<br />

8


Bir mecliste konuşulurken<br />

Amerikalı : "Biz Mars`a gideceğiz " demiş.<br />

Alman :" Biz yakıtsız giden otomobil üreteceğiz" demiş.<br />

Fransız : "Atom bombasını etkisiz hale getirecek projelerimiz var"<br />

demiş.<br />

Bizim Temel de onlardan geri kalmamak için : "Biz de güneşe gideceğiz”<br />

demiş.<br />

Almanla Fransız hemen lafa atlamış "Güneşe gidemezsiniz, Güneş<br />

yakar." demişler.<br />

Temel gülümsemiş : "O kadar da enayi değiliz tabi. Akşam serinliğinde<br />

gideceğiz."demiş .<br />

∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞<br />

Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girer. Bu sırada bir<br />

başka yolcu da hana girer ve ikisi de aynı anda hancıdan yiyecek bir<br />

şey isterler. Fakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu söyler<br />

ve paylaşmalarını önerir. Bunun üzerine Hoca:<br />

-Ben balığın sadece başını yiyeceğim, der. Hancı bunun nedenini sorar.<br />

Hoca da:<br />

-Balık başı zekayı arttırır, balık başı yiyen insan akıllı olur, der. Bunun<br />

üzerine diğer yolcu hemen atılır ve Hoca‟ya:<br />

-Balık başını niye sen yiyeceksin ? Ben yemek istiyorum, der.<br />

Hoca itiraz etmez ve balığın koca gövdesini yer, karnını bir güzel doyurur.<br />

Diğer yolcu ise balığın sadece başını yer, sonra Hoca'ya seslenir:<br />

-Sen koca gövdeyi yedin karnını doyurdun, ben sadece kafayı yedim<br />

aç kaldım. Hoca da bunun üzerine:<br />

-Bak nasıl da hemen akıllandın.<br />

∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞<br />

Bir gün Nasreddin Hoca ve arkadaşları iddiaya tutuşmuşlar.<br />

Eğer Hoca karanlık ve soğuk bir gecede, sabaha kadar köy meydanında<br />

bekleyebilirse arkadaşları ona güzel bir ziyafet çekecekmiş.<br />

Şayet bunu beceremezse o, arkadaşlarına ziyafet çekecek. Kararlaştırılan<br />

gün Hoca meydanın ortasında, sabaha kadar tir tir titreyerek<br />

beklemiş Sonra yanına gelenlere :<br />

- Tamam, demiş. İddiayı kazandım.<br />

- Ne oldu ne yaptın,demişler.<br />

- Bekledim sabaha kadar, demiş.<br />

- Hayır, demişler. Sen uzaktaki bir mum ışığı ile ısındın. İddiayı<br />

kaybettin! Ziyafetimizi hazırla. Hoca çaresiz kabul etmiş. Ziyafet<br />

vakti kocaman bir kazanın altına minicik bir mum koymuş. Güya<br />

yemek pişirecek.<br />

- Ne yapıyorsun, demişler. Kıs kıs gülerek cevap vermiş :<br />

- Bu mum sıcağıyla size yemek pişireceğim arkadaşlar! Uzaktaki<br />

bir mum ışığıyla ben nasıl ısındıysam, bu kazandaki yemek de öyle<br />

pişecek! Hasan GÖRGEN/ 6-A<br />

Mani Söyleyen Misafir<br />

Nasrettin Hoca, Akşehir‟de otururken,<br />

evine misafir gelmiş. Hoca misafire çeşitli<br />

yemekler hazırlatarak ikramda bulunmuş.<br />

Tam yatacakları sırada obur misafir ,<br />

bir mani söylemeye başlamış:<br />

―Bizim iller, bizim iller<br />

Yatarken üzüm yerler.‖<br />

Hoca, bu geç saatte üzüm bulamayacağını<br />

bildiği için, misafirine karşılık olarak<br />

şu maniyi söylemiş:<br />

―Biz de böyle adet yoktur,<br />

Saklarlar da güzün yerler.‖<br />

BİLMECELER<br />

Kapıyı açar, kapamadan kaçar.<br />

(rüz...)<br />

Yarım ektim, bütün aldım.<br />

(pata...)<br />

Yer altında şeker kız. (şeker p..)<br />

İçi bitli, dışı kilitli. (in…...)<br />

Gözü var, başı yok. (iğ..)<br />

Eli yok, ayağı çok. (kırk….)<br />

Başı tarak, kuyruğu orak.(ho…)<br />

Ben beslerim, o süslenir.(çi….)<br />

Hatice GÖÇÜK/ 6-A<br />

9


DOĞRULUK<br />

Kur’an’da “sıdk” ve “hakk” olarak geçen doğruluk;<br />

Mevlana’nın ifadesiyle insanın ya olduğu gibi görünmesi<br />

ya da göründüğü gibi olması halidir. Alimler doğruluğu<br />

şahsiyetin meyvesi, asaletin esası, makbul bir huy ve hayırlı<br />

bir süs olarak tasvir ederler.<br />

-İslam ahlakının özü olan doğruluk; insanın içi ve dışının,<br />

özü ile sözünün bir olması,<br />

-İnsanın söyledikleri ile yaptıkları arasındaki uyum,<br />

-Güzel ahlak sahibi insanın ayırt edici vasfıdır.<br />

Hikaye<br />

Gencin birisi Kabe’de hep, “Ey Allah’ım ey haramdan<br />

sakınanların yardımcısı olan Allah’ım, sana hamd-ü<br />

sena ederim” diye dua ederdi. Bu durum herkesin dikkatini<br />

çekti. Birisi: “Neden hep aynı duayı yapıyorsun, başka<br />

bir şey bilmiyor musun?” dedi. O da anlattı:<br />

- 7-8 sene önce yine Kabe’de iken içi altın dolu bir torba<br />

buldum. Tam 1000 altın vardı. İçimden bir ses (bu altınlarla<br />

şunları şunları yaparsın) diyordu. Hayır dedim kendi<br />

kendime, bu benim değil başkasının malı kullanmam<br />

haram olur, dedim.<br />

Bu sırada birisi, “Şöyle bir torba bulan var mı?” biye<br />

bağırıyordu. Çağırdım onu; “ Nasıl bir torbaydı, içinde ne<br />

vardı?” diye sordum. Torbayı tarif etti ve “İçinde 1000<br />

altın vardı.” dedi. “Al öyleyse torbanı.” diyerek verdim.<br />

Adam torbayı açıp içinden bana otuz altın verdi. Pazara<br />

gittim, temiz yüzlü genç bir esiri överek satıyorlardı. Gencin<br />

temizliği dikkatimi çekti. Yanlarına gittim, bu köle<br />

için ne istiyorsunuz diye sordum. “Otuz altın” dediler.<br />

Adamdan aldığım otuz altını verip genci satın aldım. Bir<br />

iki yıl geçti. Genç çok çalışkan, çok edepli idi. Onu aldığıma<br />

çok memnun olmuştum. Bir gün onunla giderken karşıdan<br />

iki üç kişi geliyordu. Genç bana dedi ki; “Efendim,<br />

ben Fas Emiri’nin oğluyum; bu gelenler babamın adamlarıdır.<br />

Beni buldular, senden beni satın almak isterler. Sen<br />

iyi bir insansın, beni onlara otuz bin altından aşağıya satma.”<br />

dedi. O kişiler yanıma geldi; “ Bu esiri bize satar<br />

mısın?” dediler. “ Satarım.” dedim. “Altmış altın verelim.”<br />

dediler. “Olmaz.” dedim. “İyi ama sen bunu otuz altına<br />

aldın biz sana iki katını veriyoruz.” dediler. “O zaman<br />

pazardan alın.” dedim. Artıra artıra yirmi bin yaptılar.<br />

“Otuz binden aşağı olmaz.” dedim. Çaresiz kabul ettiler<br />

altınları verip genci alıp gittiler. Ben o altınlarla işyerleri<br />

açtım ticaret yaptım, daha çok zengin oldum.<br />

Bir gün bana arkadaşlar; “Çok zengin bir ailenin iyi bir<br />

kızı var, babası yeni vefat etti. Onunla seni evlendirelim.”<br />

dediler. “Olur.” dedim. Nikah kıyıldı. Deve yükleri çeyizini<br />

getirdiler. Çeyiz arasında bir torba dikkatimi çekti. Kıza,<br />

“Bu nedir?” dedim. “İçinde 970 altın var, babam Kabe’de<br />

bunu kaybetmiş, bulan gence otuzunu vermiş. Kalanını<br />

da bana hediye etti, çeyizine koyarsın dedi.”<br />

Demek ki bulduğum altınlar benim rızkım imiş, vermese<br />

idim haram yoldan gelecekti, şimdi helal yoldan yine<br />

bana geldi. Bana yardım edip haramlardan koruyan, nice<br />

nimetler veren ihsan eden Yüce Rabbime hamd ederim.<br />

Doğruluğa sarılın çünkü doğruluk<br />

iyiliğe, iyilik de cennete götürür.<br />

YALAN SÖYLEMEK<br />

Genel anlamıyla yalancılık; doğruluğun aksine<br />

söz söylemek, olmuş bir olayı olmamış, olmamış<br />

bir olayı da olmuş gibi göstermektir. Yalan en çirkin<br />

kötülüklerden biridir. Yalan söylemek, insanın şeref<br />

ve haysiyetini zedeleyen ve onu küçük düşüren davranıştır.<br />

Bunun böyle olduğunu, esasen yalancının kendisi de<br />

bilir. Çünkü yalan konuşan insan, kendisine yalancı<br />

denilmesini istemez.<br />

Yalan, insanı çevresinde güvenilmeyen, itibar<br />

edilmeyen biri konumuna düşürür. Çünkü yalan söyleyenlerin<br />

çoğu hasetçi ve cimri insanlardır. Bu tür<br />

insanlara da hiç kimse haklı olarak güvenmez. Doğru<br />

sözlü olmak ne kadar insani ve ahlaki bir özellik ise;<br />

yalancılık da o kadar gayri insani ve ahlakdışı bir<br />

durumdur. Zira yalan söylemenin zararı, sadece insanlar<br />

arasındaki ilişkileri sarsması değil; aynı zamanda<br />

bir kısım insanların haklarının yok olmasına,<br />

haksız olan insanların da hak sahibi olmasına sebep<br />

olmasıdır.<br />

İnsanların sağlıklı ve samimi ilişkiler kurma<br />

imkanını ortadan kaldıran yalancılık, İslam ahlakında<br />

kesin bir dil ile yasaklanmıştır.<br />

- “…Yalan sözden kaçının “ (Hacc , 22/30).<br />

- “ Yalanı, ancak Allah’ın ayetlerine inanmayanlar<br />

uydururlar. İşte onlar, yalancıların ta kendileridir.”<br />

(Nahl, 16/105).<br />

Yalanı en büyük günahlardan biri olarak kabul<br />

eden peygamberimiz, yalan söylemenin münafıklık<br />

alameti olduğunu haber verir.<br />

Yalan, insanın kurabileceği her türlü insani<br />

ilişkiyi olumsuz yönde etkiler. İnsanın özenle kurduğu<br />

çevresine zarar verir; güvenilen, fikirlerine itibar<br />

edilen insan olma özelliğini kaybeder. Bu sebepten<br />

şaka olsun diye bile yalan söylemek, iyi karşılanmaz.<br />

Yalan söylemek, çoğu zaman adaletin tesisine de<br />

engel olur. Bu sebepten yalancı şahitlik gibi yalan<br />

yere yemin etmek de kesin olarak yasaktır.<br />

10


▬ İnsan vücudunun yaklaşık %70‟i<br />

▬ Beynimizin %80‟i<br />

▬ Akciğerlerimizin %79‟u<br />

▬ Kanımızın %83‟ü sudur.<br />

▬ Salatalığın %96‟sı<br />

▬ Domatesin %95‟i<br />

▬ Sütün %87‟si<br />

▬ Patatesin %90‟ı<br />

▬ Ağacın %75‟i sudur.<br />

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?<br />

▬ Dünya yüzeyinin %80‟ı sudur.<br />

▬ Dünyadaki tüm suların %97‟si deniz ve<br />

okyanuslardan oluşur.<br />

▬ Dünyadaki donmuş haldeki su oranı %2‟dir.<br />

▬ Dünyadaki tüm suların sadece %1‟i içilebilir.<br />

▬ Bir hamburgerin üretimi için 4 litre,<br />

▬ 4 adet otomobil lastiği üretimi için 7500 ton,<br />

▬ 1 otomobil üretmek için 150 ton,<br />

▬ 1 ton çelik üretmek için 240 ton,<br />

▬ Bir varil ham petrolü rafine etmek için 7 ton su<br />

kullanılmaktadır.<br />

Ayşe Fatma GÖRGEN 7/A<br />

27 Mayıs 2011 tarihinde okulumuzda<br />

yapılan bilgi yarışması büyük bir heyecana<br />

sahne oldu. Yedek sorular yarışmanın birincisini<br />

belirledi. D Grubu (Hatice YILDIRIM,<br />

Fatma Bahar YILDIRIM, Mustafa Enes KIR-<br />

TIŞ, Ahmet Afet GÖÇÜK) öğrencileri 65 puanla<br />

yarışmayı tamamladı. Uzatmalarda A<br />

grubu ile çekişerek Fen bilgisi sorusu sonucunda<br />

birinciliği elde ettiler. Bilgi yarışmasına<br />

katılan tüm öğrencilerimize candan teşekkür<br />

eder, başarılarının devamını dileriz. Daha<br />

fazla fotoğraf web sitemizde…<br />

(http://dagli.erdemlimem.com/)<br />

BĠLGĠ DAMLACIKLARI<br />

Ağaçkakan ağaçları oyarken, gagasının hızı saatte<br />

1300 km‟dir.<br />

Açık bir gecede iki bin tane farklı yıldızı görebiliriz.<br />

Balıklar gözleri açık uyurlar.<br />

Saniyenin yüzde biri kadar bir süre içinde 100 km hıza<br />

ulaşan pire, bir mermiden daha hızlıdır.<br />

Vücudumuzdaki karbonları kullanılabilir hale getirebilirsek,<br />

9000 adet kalem yaparız.<br />

Vücudumuzda 2200 kibrit yapabilecek kadar fosfor, 5<br />

cm boyunda bir çivi yapabilecek kadar da demir vardır.<br />

İnsan vücudunda dünyanın etrafını dolaşacak uzunlukta<br />

damar vardır. Yani, tam 42 bin km damar vardır.<br />

1 kg limonda, 1kg çilekten daha fazla şeker vardır.<br />

Bir karınca su altında 14 gün yaşayabilir.<br />

Güneş‟in çapı Dünya‟mızdan 100 kat, büyüklüğü ise<br />

330.000 kat daha fazladır.<br />

Ayılar kış uykusunda ağırlıklarının %25‟ini kaybeder.<br />

Işık bir saniye içinde Dünya‟mızın etrafını 7,5 defa<br />

dolaşabilecek kadar hızlı hareket eder.<br />

Hasan GÖRGEN– 6/A<br />

11


28 Mayıs 2011 Cumartesi günü Öğretmen, öğrenci ve<br />

velilerin katılımıyla Kız kalesi– Silifke gezisi düzenlenmiĢtir.<br />

Gezi ile ilgili ayrıntılar okulumuz web sitesindedir.<br />

(http://dagli.erdemlimem.com/)<br />

KANLI DİVANE<br />

CENNET- CEHENNEM<br />

ŞEHİTLİK<br />

ġEHĠTLĠK-PĠKNĠK ALANI<br />

SĠLĠFKE KALESĠ<br />

TAġUCU LĠMANI<br />

12

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!