28.06.2013 Views

Medical Tribune Dergisi Geriatri Özel Sayısı' nda Akademik Geriatri ...

Medical Tribune Dergisi Geriatri Özel Sayısı' nda Akademik Geriatri ...

Medical Tribune Dergisi Geriatri Özel Sayısı' nda Akademik Geriatri ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SAYI 6 <strong>Geriatri</strong> no ads:ok 8/12/10 10:56 AM Page 1<br />

<strong>Medical</strong><strong>Tribune</strong>·Yıl4·Sayı6·18Haziran2010<br />

<strong>Geriatri</strong> <strong>Özel</strong><br />

<strong>Akademik</strong> <strong>Geriatri</strong> 2010 Kongresi’nde yaşlılık<br />

hastalıkları tüm yönleriyle ele alındı<br />

<strong>Akademik</strong> <strong>Geriatri</strong> Derneği, 26-30 Mayıs 2010 tarihlerinde gerçekleştirilen yaşlılık ve yaşlılık hastalıklarının<br />

konuşulduğu “<strong>Akademik</strong> <strong>Geriatri</strong> 2010 Kongresi”ne ev sahipliği yaptı.<br />

Prof. Dr. Servet Arıoğul<br />

KIBRIS - <strong>Akademik</strong> <strong>Geriatri</strong><br />

Derneği Başkanı Prof. Dr.<br />

Servet Arıoğul, dernek hakkı<strong>nda</strong>şubilgileriverdi:“<strong>Akademik</strong><br />

<strong>Geriatri</strong> Derneği 2005 yılı<strong>nda</strong><br />

Alzihemer Hastalığı<br />

ANKARA - Demans ya da<br />

yaygın ve yanlış kullanımı ile<br />

bunamatanısıdüşünüldüğünde,<br />

başta alzheimer hastalığının<br />

akla gelmesi gerektiğini, ancak<br />

bu tanının depresyon, vasküler<br />

demanslar,frontallobdemansları<strong>nda</strong>nvenadirgörülendiğerdemanstürleriileayrımınınyapılmasının<br />

önemini ifade eden<br />

Doç.Dr.MustafaCankurtaran,<br />

“65 yaş ve üzeri kişilerde demans<br />

görülme sıklığı %5-10,<br />

80yaşveüzerindedemanssıklığıise%50’dir.BunedenleTürkiye’dedetahmini500bindemans<br />

hastası olduğu düşünülmektedir.”dedi.Doç.Dr.Cankurtaran<br />

sözlerini şöyle<br />

sürdürdü :“Hastalığınözellikle<br />

başlangıcı<strong>nda</strong> hasta hastalığını<br />

tanımaz. Yakınları<strong>nda</strong>n mutlaka<br />

bilgi almak gerekir. Kognisyon,<br />

davranış, kişilik tarzı ve<br />

günlük yaşam aktivitelerinde<br />

bağımsız bir gözlemcinin desteklediği<br />

persistan ve ilerleyici<br />

yıkım önemlidir. Hastaya demanstanısıkoymadanöncereversible<br />

kognitif bozukluk sebepleriekarteedilmelidir.Tanıdahikayeenönemlikaynaktır.<br />

Hastanın kendisinden ve hasta<br />

ile ilgili bir ya da birkaç yakını<strong>nda</strong>nöyküalınmalıdır.Genel<br />

medikal hikaye, nonkognitif ve<br />

davranışsal hikaye, psikiyatrik<br />

hikaye,toksikilaçvenutrisyon<br />

öyküsü, aile hikayesi mutlaka<br />

alınmalıdır. Objektif fizik ve<br />

nöropsikiatrik muayene yapıl-<br />

Ankara’dakurulmuşveotarihten<br />

itibaren faaliyetlerine<br />

başlamıştır. Prof. Dr. Ender<br />

Terzioğlu başkanlığı<strong>nda</strong><br />

derneğinAntalyaŞubesideaktif<br />

olarak çalışmalarına devam etmektedir.Derneğinçatısıaltı<strong>nda</strong><br />

üye olan <strong>Geriatri</strong><br />

hemşirelerinin, fizyoterapistlerin,<br />

beslenme uzmanları ve<br />

sosyalhizmetuzmanlarınınyer<br />

aldığı interdisipliner geriatri<br />

ekibi oluşturulmuştur.<br />

Türkiye’de ilk defa geriatri<br />

malıdır.Çokyönlügeriatrikdeğerlendirmetümbunlarıkapsamaktadır.Demanstanısı<strong>nda</strong>laboratuar<br />

testleri genelde diğer<br />

hastalıklarıdışlamayavetedavi<br />

edilebilir demans nedenlerini<br />

ortayaçıkarmayayöneliktir.Vitamin<br />

B12, folik asit, homosistein<br />

düzeyleri, tiroid fonksiyon<br />

testleri,tamkansayımı,karaciğerveböbrekfonksişyontestleri,kanşekeri,elektrolitler,risk<br />

altı<strong>nda</strong>ki hastalarda HIV serolojisi<br />

bakılmalıdır. Demans tanısı<strong>nda</strong><br />

görüntüleme yöntemlerinediğertanılarıekarteetmek<br />

amaçlı sıklıkla başvurulmaktadır.<br />

Nöropsikolojik testler,<br />

başta minimental test olmak<br />

üzeredemanstanısı<strong>nda</strong>herhekimin<br />

uygulayabileceği testlerdir.”<br />

Alzheimer ve depresyon birlikteliği<br />

açısı<strong>nda</strong>n hasta mutlaka değerlendirilmeli<br />

Alzheimer hastalığı<strong>nda</strong> verilen<br />

kolinesteraz inhibitörlerin<br />

vememantininmortaliteyietkilemediğini<br />

ancak hastanın<br />

yaşam kalitesinde iyileşme, bakımevine<br />

yerleştirmede gecikme,<br />

davranış semptomları<strong>nda</strong><br />

azalma ve hastalık evresinde<br />

stabilizasyon ve kötüye gidişte<br />

yavaşlama sağlandığının gözlendiğinibelirtenDoç.Dr.Cankurtaran,<br />

“hastanın kognitif<br />

kapasitesinde bir değişiklik olmamasıyadaazalmaolmasıtedavi<br />

başarısızlığı anlamına gel-<br />

alanı<strong>nda</strong>kapsamlıolarakhazırlanan“<strong>Geriatri</strong>veGerontoloji”<br />

kitabı 2006 yılı<strong>nda</strong> dernek<br />

başkanıeditörlüğündeyayınlanmıştır.Ayrıcaderneğinçıkardığı<br />

“<strong>Akademik</strong> <strong>Geriatri</strong> <strong>Dergisi</strong>”<br />

hakemli dergi olarak yılda 4<br />

sayı yayın hayatını sürdürmektedir.”<br />

Bu yıl 782 katılımcı ile,<br />

Hacettepe,Cerrahpaşa,Ankara,<br />

Ege, Istanbul, Gazi, Akdeniz,<br />

Gaziantep tıp fakültelerinin iç<br />

hastalıkları anabilim dalı ve<br />

mez. Bu sebeple ilaçlar düzenli<br />

olarak devam edilmelidir. İleri<br />

evredemanstatedaviye,günlük<br />

yaşama ve fonksiyona etkileri<br />

vehastayakınınakatkılarısebebi<br />

ile devam edilmelidir. Alzheimervedepresyonbirlikteliği<br />

açısı<strong>nda</strong>n hasta mutlaka değerlendirilmelidir.<br />

Hastanın ilaç<br />

uyumu mutlaka yakını ya da<br />

bakıcısıilebirliktetakipedilmelidir.İlaçlarıntolerabilitelerive<br />

pozolojilerimümkünolduğunca<br />

kolaylaştırılmalıdır. Hastanın<br />

ilaçları maliyeti, tedavinin sürekliliğive1-2haftadabirkutu<br />

kullanma gerekliliği sebebiyle<br />

mutlakailaçraporuylaverilmelidir.Hastanınprimeryakınları<br />

geriatribilimdallarıalanı<strong>nda</strong>en<br />

geniş kapsamlı kongre<br />

olduğunubelirtenProf.Arıoğul,<br />

“kongreye yalnız geriatristler<br />

değil, aile hekimleri, pratisyen<br />

hekimler, hemşire ve sosyal<br />

hizmetuzmanlarıdailgigösterdi”<br />

diye konuştu. Prof. Dr.<br />

Arıoğul;kongreninayrıcaAvrupa<br />

<strong>Geriatri</strong> Derneği (EUGMS)<br />

tarafı<strong>nda</strong>n da desteklendiğini<br />

sözlerine ekleyerek: “ 2010<br />

Kongresine EUGMS Derneği’ndenkonuşmacılar,dernek<br />

Türkiye’de demans hastası sayısı oldukça fazla<br />

H.Ü. Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı <strong>Geriatri</strong> Ünitesi’nden Doç. Dr. Mustafa Cankurtaran, Alzheimerin; demans öğrenme,<br />

bellek, oryantasyon, dil fonksiyonları ve kişilik gibi mental fonksiyonların bozulması ile karakterize, sosyal ve iş hayatını<br />

etkileyen, santral sinir sisteminin progresif nörodejeneratif bir hastalık olduğunu ve tüm demans vakalarının %50-80’ini oluşturduğunu<br />

söyledi.<br />

na profilaksi tedavisi verilmemektedir.Hastalıktanısı<strong>nda</strong>birinci<br />

basamak hekimlerin, aile<br />

hekimivedahiliyehekimlerinin<br />

rolüönemlidir.Erkenşüpheve<br />

Doç. Dr. Cankurtaran yaşlı<br />

depresyonuyla ilgili olarak<br />

şunları söyledi: “<strong>Geriatri</strong>k<br />

depresyonher5-7yaşlınınbirinde<br />

depresif belirtiler ve 10<br />

yaşlının birinde depresyon<br />

vardır.Sosyoekonomikkayıplar,<br />

fiziksel kayıplar, komorbid<br />

kronik hastalıklar sebebi<br />

iledepresyoniçinriskleryaşlıdayoğundur.Fizikselveruhsal<br />

değerlendirme, geriatrik<br />

muayene, geriatrik depresyon<br />

ölçeği yaşlı depresyonu tanısı<strong>nda</strong><br />

yardımcıdır. Ağrı<br />

önemli ve sık bir depresyon<br />

belirtisi olabilir. Somatik yakınmalarda<br />

depresyon ve somatizasyon<br />

ayrımı iyi yapılmalıdır.<br />

Anksiyete hem depresyona<br />

eşlik ederek hem de<br />

tekbaşınayaşlıdasıkgörülür.<br />

Antidepresanlar yaşlı depresyonu,<br />

anksiyetesi tedavisinde<br />

etkilidir. Trisiklik antidepresanlaryaşlıdayanetkilersebebiilekullanılmamalı,baştasitalopram,<br />

essitalapram, sertralin<br />

olmak üzere SSRI’ler ve<br />

seçilmiş hastalarda venlafaksingibiSNRIlarkullanılabilir.Sedasyonveiştahartıcıetkileri<br />

nedeni ile mirtazapinde se-<br />

1<br />

başkanı Prof. Jean Pierre Michel,EAMA(TheEuropeanAcademy<br />

for Medicine of Ageing)<br />

Başkanı Prof. Cornel Sieber,<br />

IAGG (International Association<br />

of <strong>Geriatri</strong>cs Gerontology)<br />

AvrupaBaşkanıProf.JeanPierre<br />

Bayerns ve IAGG Avrupa<br />

Klinik Direktörü Prof. Eva Topinkova<br />

konuşmacı olarak katılmıştır.”dedi.<br />

Doç. Dr. Mustafa Cankurtaran<br />

teşhisle geriatri-nöroloji-geriatrikpsikiaytri<br />

konsultasyonları<br />

ile alzheimer hastalığı<strong>nda</strong> daha<br />

yüz güldürücü sonuçlar alınabilmektedir.”diyekonuştu.<br />

Her on yaşlıdan birinde depresyon tanısı var<br />

çilmişhastagrupları<strong>nda</strong>etkilidir.<br />

Antidepresanlarda etki<br />

yaşlıhastada2-4-6haftayıbulabilir,<br />

yaşlıda tüm ilaçlarda<br />

olduğu gibi düşük doz başlanıp<br />

doz artırılmalıdır. Hastalara<br />

beklenti, yararlar ve<br />

erkendonemdeortayaçıkabilecek<br />

yan etkiler konusu<strong>nda</strong><br />

bilgiverilmelidir.Tedavisüresi<br />

en az 6 ay, çoğu zaman 1<br />

yıldır.”<br />

Uykusuzluğun da yaşlılarda<br />

önemli sağlık sorunlarınının<br />

başı<strong>nda</strong>geldiğinianlatanDoç.<br />

Dr. Cankurtaran, bunun bir<br />

çokfizikselnedeniolabileceği<br />

gibi, ilaçlara ve diğer sağlık<br />

sorunlarınabağlıuykuprobleminindesıklıklagörüldüğünü<br />

belirtti. “Uykuya dalamama<br />

veya uykuyu sürdürememe<br />

ayırtedilmelidir.Yaşlıdabeklenenuykusüresi6saatcivarı<strong>nda</strong>dır.<br />

Bu sebeple özellikle<br />

gündüzveyaaksam5-10dakikalıkuyuklamalardankaçınılmalı,<br />

uykuya daha geç saate<br />

gidilmeli,uykuhijyenineuyulmalı,hastanınilaçlarınınsaatleriyenidendüzenlenmelidir.”<br />

dedi.


SAYI 6 <strong>Geriatri</strong> no ads:ok 8/12/10 10:56 AM Page 2


SAYI 6 <strong>Geriatri</strong> no ads:ok 8/12/10 10:56 AM Page 3<br />

<strong>Medical</strong><strong>Tribune</strong>·Yıl4·Sayı6·18Haziran2010 <strong>Geriatri</strong><strong>Özel</strong> 3<br />

Üriner inkontinans sıklığı<br />

yaşla beraber artabiliyor<br />

Uzm. Dr. Burcu Balam Yavuz, üriner inkontinans’ın, sosyal, hijyenik ve sağlık problemi oluşturacak ciddiyette istemsiz olarak idrar<br />

kaçırılması olarak tanımını yaparak, bu durumun yaşa bağlı gelişen fizyolojik değişikliklerin predispozisyon yaratması nedeniyle<br />

sıklığının yaşla beraber arttığını, ancak yaşlanmanın getirdiği fizyolojik değişimlerin bir parçası olmadığını anlattı.<br />

ANKARA- Yaşlaberabersık<br />

görülmesi, ciddi morbiditeye<br />

sebep olması ve sorulmadıkça<br />

hastalar tarafı<strong>nda</strong>n bildirilmemesi<br />

nedeniyle yaşlı hastanın<br />

değerlendirilmesinde rutin olarak<br />

sorgulanması gerektiğini<br />

söyleyen Uzm. Dr. Yavuz, üriner<br />

inkontinans hakkı<strong>nda</strong> şunları<br />

anlattı: “Kontinans, efektif<br />

altürinersistemfonksiyonunu,<br />

yeterlimobilite,kognitifdurum<br />

ve motivasyonu ile çevresel ve<br />

iyatrojenik engellerin yokluğunu<br />

gerektirir. Üriner inkontinanstespitedildiğindeönceliklegeridöndürülebilirsebeplertespit<br />

edilmelidir. En sık görülen<br />

geçiciürinerinkontinansnedenleri<br />

DİAPPERS baş harfleri ile<br />

akılda tutulabilir. Bunlar deliryum,<br />

infeksiyonlar (özellikle<br />

üriner sistem), atrofik vajinitüretrit,psikojenik,ilaçlar,idrar<br />

miktarı<strong>nda</strong>artış,mobilite kısıtlılığı<br />

ve fekal impakttır. Kalıcı<br />

ürinerinkontinansvarsaaltürinersistemgözdengeçirilmelidir.Herikicinsiyettedeensıkürinerinkontinansnedenidetrusor<br />

hiperaktivitesidir. Detrusor hiperaktivitesi,<br />

urge inkontinans<br />

yani etiyoloji ve mesane kontraktilitesinden<br />

bağımsız olarak<br />

sıkveaciliyethissiileişemeve<br />

bolus tarzda idrar kaçırma<br />

semptomu ile karakterizedir.<br />

Nokturi ve gece inkontinansı<br />

sıktır.Dahanadirbirsebepolan<br />

detrusor hipoaktivitesi mesane<br />

innervasyon hasarı, diyabetik<br />

otonom nöropati, vitamin B12<br />

eksikliği ve Parkinson hastalığı<br />

gibi nedenlerle oluşabilir. Kadınlarda<br />

genellikle idiyopatiktir.<br />

Taşma (overflow) tipi inkontinansgörülür.Gecevegündüzsıksıkazmiktarlardaidrar<br />

kaçırmaolur.Kesikkesikidrar<br />

yapma,tamboşalmamahissive<br />

ıkınarakidraryapmaihtiyacıtipiktir.<br />

Yaşlı kadı<strong>nda</strong> ikinci en<br />

sıkinkontinansnedenistresinkontinanstır.<br />

Pelvik kaslarda<br />

gevşemeveyasfinkterhasarı sonucuoluşur.Abdominalbasınç<br />

arttığı<strong>nda</strong> inkontinansa neden<br />

olur. Nokturnal inkontinans<br />

nadirdir. Çıkış yolu<strong>nda</strong> obstrüksiyon<br />

erkekte ikinci en sık<br />

inkontinans nedenidir. Nedeni<br />

prostat hipertrofisi, prostat<br />

kanseriveüretraldarlıktır.Kadınlarda<br />

nadirdir, işeme bittikten<br />

sonra damla damla idrar<br />

gelmesigözlenir.”<br />

Tanı ve tedavi yöntemleri<br />

Tanıda ayrıntılı laboratuar<br />

tetkikleriningenelliklegerekmediğinibelirtenDr.Yavuz,Metabolikdurumuntespiti,idrartetkikivekültürüönerilir.Seçilmiş<br />

hastalarürolojik,jinekolojikve<br />

ürodinamik değerlendirmelerden<br />

fayda görebilir. Bazı durumlardarenalUSG,idrarsitolojisi,uroflowmetrevesistoskopigibiileritetkiklergerekebilir.<br />

Kadınlarda detrusor hiperaktivitesi<br />

düşünülüyorsa geçici inkontinans<br />

nedenleri dışlandıktan<br />

sonra ilaç tedavisi başlanabilir.<br />

Erkekte ilaç tedavisi başlanmadan<br />

önce PVR bakılması<br />

gereklidir.” diyekonuştu.<br />

Uzm. Dr. Yavuz, tedavinin<br />

planlanması<strong>nda</strong> öncelikle geri<br />

döndürülebilirfaktörlerintedavi<br />

edilmesi gerektiğini vurgula-<br />

60-74 yaş grubu<strong>nda</strong> %25 diyabet saptandı<br />

İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı <strong>Geriatri</strong> Bilim Dalı’<strong>nda</strong>n Doç. Dr. Aslı<br />

Çurgunlu, Diabetes mellitus’un, dünyada ve ülkemizde geriatrik popülasyonun önemli sağlık<br />

sorunları<strong>nda</strong>n biri olduğunu ve yaşla beraber diyabet insidansı ve prevalansının arttığını söyleyerek<br />

kardiyovasküler sağlık çalışması’<strong>nda</strong> 60-74 yaş grubu<strong>nda</strong> %25 civarı<strong>nda</strong> diyabet saptandığını<br />

belirtti.<br />

Doç. Dr. Aslı Çurgunlu<br />

İSTANBUL - Yaşlı diyabetiklerin<br />

yaklaşık %90’ının tip<br />

diabetes mellitus olduğunu ve<br />

yaşlanmayla birlikte insülin direncinde<br />

artış, obezite, yağ dokusunun<br />

artması, fiziksel aktivitede<br />

azalma, kronik hastalıklar<br />

ve diyabetojenik ilaçların<br />

kullanımı, glukoz toleransı<strong>nda</strong><br />

progresif azalma görüldüğünü<br />

belirten Doç. Dr. Aslı Çurgunlu,“Yaşlı<br />

diyabetiklerde kardiyovasküler<br />

ve serebrovasküler<br />

hastalıklar, periferik damar<br />

hastalıkları, retinopati, nefropati,<br />

nöropati gibi komplikasyonlar<br />

ve bunlara bağlı morbidite<br />

ve mortalite de artmıştır.<br />

Hiperglisemik hiperozmolar<br />

nonketotik koma ve hipoglisemi<br />

gibi acil tedavi gerektiren<br />

akut metabolik komplikasyonların<br />

gelişimine yaşlı bireyler<br />

daha duyarlıdır. Ayrıca yaşlı diyabetiklerin<br />

hastaneye yatış<br />

oranı diyabetik olmayan yaşlılara<br />

göre 5 kat fazladır.” diye<br />

konuştu.Yaşlıda diyabetin senelerce<br />

tanı almadan gidebileceğini<br />

anlatan Doç. Dr. Çurgunlu,<br />

“Yaşlılarda diyabetin<br />

klasik semptomları bulunmayabilir.<br />

Hiperglisemiyi düşündüren<br />

semptomlar olmadığı<br />

zaman bile her yaşlı diyabet<br />

açısı<strong>nda</strong>n değerlendirilmelidir.<br />

İdrar inkontinansı, düşme, konfüzyon<br />

nedeniyle başvurularda<br />

diyabet altta yatan neden olabilir.<br />

Yaşlı diyabetik hastalarda<br />

ayrıntılı bir muayene ve kognitif<br />

fonksiyonlarla günlük<br />

yaşam aktivitelerinin sorgulanmasını<br />

da içeren kapsamlı geriatrik<br />

değerlendirme yapılmalıdır.”dedi.<br />

Yaşlı diyabetik hastalarda diyabet<br />

tanısı kesinleştirildikten<br />

sonra tedavi planı yapılmalı<br />

Doç. Dr. Çurgunlu, tedavi<br />

planı<strong>nda</strong> izlenecek yol hakkı<strong>nda</strong><br />

şunları söyledi: “ Hastanın<br />

izlenmesinde hekim, diyabet<br />

eğitim hemşiresi, diyetisyen<br />

gibi diyabet konusu<strong>nda</strong> uzman<br />

sağlık ekibi hasta ve hastaya<br />

bakım veren kişi arası<strong>nda</strong> sıkı<br />

iletişim olmalıdır. Hastalara<br />

öncelikle diyet ve yaşam biçimi<br />

değişiklikleri önerilir. Hastanın<br />

kilosuna, yaşam tarzına,<br />

beslenme şekline uygun diyet<br />

önerileri hazırlanır. İlaç tedavisi<br />

oral antidiyabetikler (sülfonilüreler,<br />

biguanid grubu, alfaglukozidaz<br />

inhibitörleri, nonsülfonilüre<br />

sekretogoglar, tiyazolidinediyonlar),<br />

uzun etkili<br />

GLP-1 analogları, amilin analogları<br />

ve insülin tedavisi şeklindedir.<br />

Monoterapi veya<br />

kombine tedavinin, insülin tedavisinin<br />

gerekliliğine karar<br />

verilmelidir.<br />

yarak,“Hastanıneğitimi,tuvalet günlüğü ile monitörizasyon,<br />

sıvıalımınındüzenlenmesi,mesaneeğitimiteknikleri(zamanlı<br />

işemevesıkışmailebaşaçıkma<br />

stratejilerigibi)vepelvikkasegzersizlerini<br />

(Kegel egzersizleri)<br />

içeren davranışsal tedavi yöntemleriuygulanmalıdır.”dedi.<br />

Tedavide ajanların kullanımı<br />

Urge inkontinans tedavisinde<br />

antimuskarinik ajanların<br />

efektif olduğunu, ancak antikolinerjik<br />

yan etkilerin (özellikleağızkuruluğu)kullanımlarını<br />

kısıtlayabildiğini belirten<br />

Dr. Yavuz, “Bu amaçla<br />

kullanılan ajanlar diklomin,<br />

oksibütin, tolteridon, trospiyum,<br />

darifenasin ve solifenasindir.Ancakdiklominveoksibütinantikolinerjikyanetkilerinin<br />

daha çok olması sebebiyle<br />

yaşlı hastalar için çok<br />

uygundeğildir.Detrusorhipoaktivitesine<br />

bağlı üriner inkontinansta<br />

tedavinin amacı<br />

Uzm. Dr. Burcu Balam Yavuz<br />

rezidüel volümü azaltmak,<br />

hidronefrozu ve rekürren ürinersisteminfeksiyonunuönlemektir.<br />

Yardımlı işeme teknikleri,gerekirsealfaagonistler,<br />

şiddetli durumlarda kateterizasyonuygulanır.Stresinkontinanstedavisindekonservatif<br />

yaklaşım, kilo verilmesi,<br />

davranışsal tedavi, fiziksel<br />

manevralar,egzersizlervecerrahi<br />

uygulanır. Üretral obstrüksiyon<br />

tedavisinde konservatiftedaviler,alfablokajıve<br />

cerrahiyöntemleruygulanır.”<br />

diyekonuştu.<br />

Yaşlılarda ağrı tedavisinde izlenecek yolar<br />

Hacettepe Üni. Tıp Fak. İç Hastalıkları A.B.D. <strong>Geriatri</strong> Ünitesi’nden<br />

Uzm. Dr. Zekeriya Ülger, yaşlanmayla birlikte özellikle dejeneratif<br />

eklem hastalıkları olmak üzere birçok sistemik hastalığın<br />

sıklığı<strong>nda</strong> artışın beraberinde kronik ağrıyı getirdiğini belirtti.<br />

Uzm. Dr. Zekeriya Ülger<br />

ANKARA - Ağrı tedavisinin<br />

yaşlılarda diğer kronik hastalıkların<br />

tedavileri arası<strong>nda</strong> çoğunlukla<br />

göz ardı edilmekte olduğunu belirten<br />

Dr. Zekeriya Ülger, “yetersiz<br />

ağrı tedavisi yaşlıların hayat kalitesinde<br />

ve fonksiyonelliğinde<br />

önemli kısıtlamalar getirmektedir.<br />

Bu hastalarda sosyal izolasyon ve<br />

depresyon sıklıkla karşımıza çıkabilmektedir.<br />

<strong>Özel</strong>ikle demans gibi<br />

iletişim bozukluğu ve şikâyetlerini<br />

anlatamayacak derecede düşkün<br />

olan yaşlılarda ağrıyı objektif olarak<br />

değerlendirerek uygun bir tedavi<br />

stratejisi belirlemek oldukça<br />

zordur.” diye konuştu.<br />

NSAI ilaçların kullanımı<br />

Yaşlıda ağrı tedavisinde farmakolojik<br />

ve non-farmakolojik yaklaşımların<br />

birlikte kullanılması gerektiğine<br />

dikkat çeken Dr. Ülger<br />

konuşmasını şöyle sürdürdü:<br />

“Davranışsal tedavi, eğitim, osteopatik<br />

manüplatif tedavi ve egzersiz<br />

gibi uygulamalar her zaman<br />

medikal tedaviye destek olarak<br />

kullanılmalıdır. Farmakolojik yaklaşımlarda<br />

nonsteroidal antiinflamatuar<br />

ilaçlar halen en yaygın olarak<br />

kullanılan tedavilerdir. Bunları<br />

gerekirse opioid analjezikler,<br />

nöropatik ağrı ilaçları ve adjuvan<br />

ilaçlarla desteklemek gerekebilir.<br />

Polifarmasi, ilaç-ilaç etkileşimleri,<br />

yaşla birlikte ilaç metabolizması<strong>nda</strong><br />

oluşan değişiklikler göz önünde<br />

bulundurulmalıdır.”


SAYI 6 <strong>Geriatri</strong> no ads:ok 8/12/10 10:56 AM Page 4<br />

4<br />

<strong>Geriatri</strong><strong>Özel</strong><br />

Yaşlılarda<br />

kronik obstrüktif akciğer<br />

hastalığı ölümcül olabilir<br />

KOAH’ın hava yolları<strong>nda</strong> obstrüksiyon ile karakterize bir hastalık olduğunu ve tam reversibilite göstermeyen<br />

hava akım kısıtlanmasıyla kendini gösterdiğini söyleyen Hacettepe Üniversitesi İç Hastalıkları<br />

Anabilim Dalı <strong>Geriatri</strong> Ünitesi’nden Uzm. Dr. Yusuf Yeşil, yaşlı populasyo<strong>nda</strong> daha sık olan KOAH’ın<br />

prevalansının erkeklerde 9.34/1000, kadınlarda 7.33/1000 olarak tahmin edildiğini belirtti.<br />

Uzm. Dr. Yusuf Yeşil<br />

ANKARA - KOAH’ın tüm<br />

dünyada; kalb hastalığı, felç ve<br />

pnömonilerdensonraHIV/AIDS<br />

ilebirlikte4.ölümnedeni olduğunu<br />

belirten Uzm. Dr. Yusuf<br />

Yeşil, “Sigara içenlerin % 10-<br />

15’inde KOAH gelişmektedir.<br />

Türkiye’de 2.5-3 milyon KO-<br />

AH’lı bulunduğu tahmin edilmektedir.<br />

Ülkemizde veriler 3<br />

milyo<strong>nda</strong>nfazlaKOAHhastası<br />

bulunduğunu düşündürmektedir.<br />

Türkiye’de KOAH gelişiminde<br />

sigara içimine ek olarak<br />

tezek kullanımı, keten-kenevir<br />

işçiliği,odunsobasıkullanımıve<br />

asbestemaruzkalmanınrolüolduğudüşünülmektevebunayönelik<br />

çalışmalar sürmektedir.”<br />

diyekonuştu.<br />

KOAHtanısı<strong>nda</strong>ilkaşamanın<br />

semptomvefizikmuayenebulgularının<br />

değerlendirilmesi olduğunubelirtenDr.YusufYeşil,enbelirginsemptomlarınöksürük,<br />

balgam çıkarma ve nefes<br />

darlığı olduğuna dikkat çekti.<br />

“Sigara içme öyküsü olan ve<br />

hava yolu obstrüksiyonu bulunan<br />

hastalarda mutlaka KO-<br />

AH’tan şüphe edilmelidir.”<br />

diyenDr.YusufYeşilşubilgileriverdi:“Kroniköksürükgenellikleilkortayaçıkansemptomdur.<br />

Genellikle renksiz ve az<br />

miktardaolanbalgamınrenginin<br />

yeşile dönmesi alevlenmeyi<br />

düşündürür. Dispne kronik,<br />

progresif ve devamlıdır. <strong>Özel</strong>likle<br />

egzersiz sırası<strong>nda</strong> ve akut<br />

atak dönemlerinde artar. Pulmoner<br />

hipertansiyon gelişimi<br />

kronik kor pulmonaleye neden<br />

olduğu<strong>nda</strong>sağkalpyetmezliğine<br />

ilişkin bulgular tabloya eklenir.<br />

KOAH tanısı; risk faktörleri,<br />

semptomatoloji ve spirometrik<br />

ölçümler birlikte değerlendirilerek<br />

konur. Solunum fonksiyon<br />

testlerienönemlitanıparametre<br />

olmasınınyanısıraayrıcahastalığınevrelendirilmesiiçindegereklidir.<br />

Zorunlu vital kapasite<br />

(FVC), 1.saniyedeki zorunlu<br />

ekspiratuar volüm (FEV 1 ),ve<br />

FEV 1 /FVC oranı spirometri ölçülebilir.<br />

KOAH’lı hastalarda<br />

havaakımıkısıtlanmasınabağlı<br />

olarak FEV 1 , FVC ve<br />

FEV 1 /FVCoranı<strong>nda</strong>düşüşolur.<br />

FEV 1 ’deki düşüş FVC’ye göre<br />

dahabelirgindir.Klinikbulguları<br />

olan ve FEV1/FVC değeri<br />

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!