18.09.2013 Views

YOKSULLUKTAN VARSILLIĞA -İSVEÇ- - Abana Gazetesi

YOKSULLUKTAN VARSILLIĞA -İSVEÇ- - Abana Gazetesi

YOKSULLUKTAN VARSILLIĞA -İSVEÇ- - Abana Gazetesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

HAYATI TAHSİN YILMAZ<br />

<strong>YOKSULLUKTAN</strong><br />

<strong>VARSILLIĞA</strong><br />

-<strong>İSVEÇ</strong>-


-IC İ NDEK -ILER<br />

BOLLUK ÜLKESI 7<br />

(Emekliler, Ölenin Yak ınları , Hastalar, Uzun Hasta ve Sa-<br />

katlar, İş Kazalar ı , Çocuklu Aileler, Ö ğrenciler)<br />

YOKSULLUK ÇAĞLARI<br />

27<br />

(Açl ık, Dayan ıkl ı Ekmek, A ğaç Kabuklar ından Ekmek,<br />

Gözyaşı ve Kan Lapas ı, Böyle Ya şad ık, Yoksulların Isveç'i,<br />

Amerika'ya Göç, Ba şbakan Carlsson, S ın ır Ayr ım ı )<br />

<strong>YOKSULLUKTAN</strong> <strong>VARSILLIĞA</strong> 43<br />

(Demir, Orman ürünleri, Yabanc ı Etkisi, Yeni Bulu şlar,<br />

Sosyal Demokratlar Geliyor, Partiler, Sendikalar, Vergi<br />

Ülkesi, Hoşgörü, Kad ınlar ın Toplumdaki Yeri, I şçi Arkadaşlar<br />

ım, Bir I şyeri Düzeni, Makineler)<br />

PATATES 77<br />

(Jonas Alströmer, Patatese Direni ş , Direni ş K ırıl ıyor,<br />

Üçüncü Dünya Ülkeleri, Ekmek Yerine Patates, Şekerli<br />

Ekmek, Sandviç, Kahve ve Süt, Ürün Bollu ğu, Toprak<br />

İşleyenin, Günümüzde, Et Taba ğında Reçel, Tar ım ın Geçmi<br />

şi, Toprak Reformu, Kooperatifler, Tüketici Kooperatifleri,<br />

Pazarlama)<br />

EĞLENCE, DINLENCE...<br />

112<br />

(Havalar, Yazl ıklar ve Geziler, Av Hayvanlar ı ve Trafik,<br />

Kış , Ulusal Gün, Norveç Güldürüleri, So ğukkanl ıl ık Örnekleri,<br />

Içki ve Uyu şturucu, Kendi Eliyle Yaşam ına Son<br />

Verenler, Dövme - Gözda ğı Verme, H ırs ızl ık, Aile ve Konut,<br />

Din Ba ğları)<br />

EĞİT İM, ARA ŞTIRMA VE ÖRGÜTLER 149<br />

(Yaş l ılar ın E ğitimi, Kitaplar - Kitapl ıklar, Gazeteler, Ara ş -<br />

t ırma, Güney Kutbunda Üs, Örgütler, Spor)<br />

DEM İRBA Ş Ş ARL 171<br />

(Vikingler, S ınıflar, Kalmar Birli ği, Gustav Vasa, Kar ışıkl<br />

ıklar, Kuzey Avrupa'n ın Güçlü Ülkesi, Soyluların Etkisi,<br />

Demirba ş Şart, Türkiye Y ılları, Kral Ülkesine Dönüyor,<br />

Türkçe Sözcükler, Özgürlük Ça ğı , Partiler Do ğuyor, Isveç'in<br />

Son Savaş lar ı , Yeni S ın ıflar)<br />

ULUSLARARASI ILI Ş KILER 205<br />

(Kuzey Konseyi, EFTA ve Ortak Pazar, Bar ış Gücü, Güçsüz<br />

Ülkelere Yard ım, Isveç'e Göç, Laponlar, ısveç Yurttaş<br />

l ığı)


BOLLUK ÜLKESI<br />

On be ş y ı ld ır Isveç'te oturan birini tan ı r ım. Toplam<br />

ancak iki y ıl çal ışan bu arkada ş "gül gibi" geçiniyor. Arada<br />

bir "i ş pazar ı okulu"naM gidiyor. o ğrenilebilecek i ş dal ı<br />

çok. Birini bitirip iitekine ba şlama olana ğı da var. Evlendi:<br />

şimdi iki çocuklar ı var. E şi de çal ış m ı yor. Bu arkada şı n evine<br />

giren para, ola ğan bir i ş çinin kazanc ından çok. i şçiye göre<br />

k i ıııi ayr ıcal ıklan da var: Di ş lerini paras ız yapt ırabiliyor, gözlü<br />

ğü ıı ü edinebiliyor. Noel/lel:de "yak ınlar ına arma ğan<br />

verebilme" ödencesi al ıyor.<br />

Ülkenin İ sveççe ad ı<br />

lJl kde oturanlar ı n Say ı s ı<br />

Ülkenin alan ı (kilometrekare)<br />

Toprak alan ı<br />

Orman alan ı<br />

Tar ı m alan ı<br />

Goller/akarsular<br />

İ SVEÇ<br />

411„3 bin km'kare<br />

234,9 bin k ın'kare<br />

44,5 bin km'kare<br />

38,4 bin km'kare<br />

To91,3<br />

`?/052,5<br />

%9,9<br />

%8,5<br />

SVER İ GE<br />

8,4 milyon<br />

449,7 bin<br />

K ı y ı utunlu ğ u 15 bin km<br />

Suyolu uzunlu ğ u 60 bin km<br />

En yüksek da ğ (Kebnekaise) 2.117 nı<br />

En uzun akarsu (Klarlven—Göte l‘r) 720 km<br />

En büyük göl ( \ ıı nern) 5.585 km'karc<br />

En büyük. ada (Gotland) 3.000 km'kare<br />

Bir süre önce bu arkada ş az bir para yitirmi ş ti. Durumu<br />

"sosyal büro"ya bildirince, kendi3ine yitirdi ği para kar şı l ı -<br />

ğı "yiyecek satmalma kuponu" verildi.<br />

rş fıazar ı okulu (Arbetsmarknadsutbildning-eenter = ANIU-eenter), i ş<br />

bulmakta güçlük çeken i şsizlere (okudukla ı sürece) çal ışıyorlann ış gibi<br />

para


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 8<br />

1987'de bir sorunu ç ıkt ı arkada şın: Bitirdi ği son i ş<br />

pazar ı okulu, "i ş bulabilmesine yard ım ı dokunur" gerekçesiyle,<br />

(okulunun giderlerini de kar şdayarak) kendisine sürücülük<br />

belgesi sa ğlam ış t ı. Bu sürücülük belgesi arkada şı dürttü.<br />

Bir araba sat ın almak istedi. Yeterli paras ı vard ı araba için.<br />

Ama sosyal büro, "senin gelirin araba edinmeye yetmez" diyordu.<br />

Bunun üzerine arkada ş, "gerçekten" i ş arama pe şine<br />

dü şünce; benim çal ış tığım ka ğıt fabrikas ı kendisine i ş verdi.<br />

İ SVLÇ' İ N EKONOM İ S İ<br />

İ sveç bir ekonomik çeli şkidir: Geli ş mi ş ülkeler içinde en .<br />

ı nmas ı ; en e ş it<br />

büyük kamu kesimi; en yüksek vergisi; en verimli kalk<br />

ücret siyasas ı ve güçlü i ş çi sendikalan (oradad ır). Günümüzün geçerli<br />

kurallar ı na göre, da ğı n ık bir endüstri a ğı ve esnekli ğini yitirmi ş bir i ş<br />

pazar ı ile, ekonomik bir karga şa içinde bulunmas ı gerekirdi. Oysa İ sveç<br />

bugün, büyük ve güçlü birçok kurulu şuyla, Avrupa'da i ş sizli ğin en az<br />

oldu ğu ülkelerden biridir.<br />

(The Eeono ınist ( İ ngiltere), 7 Mart 1987)<br />

Dönerliydi (vardiya) ald ığı iş : Sekizer saatten üç gün<br />

ö ğleden önce; üç gün ö ğleden sonra ve üç gün de gece çal ış acak;<br />

alt ı gün izinli olacakt ı . Vardiya pazardan ba ş l ıyordu ama,<br />

işe yeni girdi ğinden, pazartesi ba şlayacak t ı . Ben, pazar ın yüzde<br />

yüz .çok paral ı oldu ğunu ans ıtarak, pazardan ba şlayabilmesi<br />

için ba şvuruda bulunmas ın ı önerdim. Ald ığım yan ı t şu oldu:<br />

YA Ş AM DÜZEY İ YÜKSELD İ<br />

İ sveç halk ı n ın ya şam düzeyi, son on y ı lda yeni bir s ı çrama<br />

göstererek, s ı n ı flararas ı ndaki ayr ı l ı k azald ı .<br />

1975'te konutlar ı n %5'inde telefon yoktu. Bugün bu oran<br />

% -rdir. Konutlar ın %82'Sinde bula şı k makinesi; °/010 . 1. ı nda çama şı r<br />

makinesi yoktu. Bugün bu oranlar %62 ve %2'dir. (O zaman) konutlar<br />

ı n °/013'ti modern - değildi (bugün °A). Villalarda oturanlar ı n oran ı , on<br />

y ı l öncekinden °/08 çoktur.<br />

0,8111~%<br />

(Gi ı tuborgs Posten, '20 May ıs 1987)<br />

"- Hiç de ğ i şmez! i şe ay ın ortas ında ba şlayaca ğı mda<br />

ıı , sosyal bürodan ald ığım çoklukta kazanamayaca ğı m. Ve<br />

de üzerini sosyal büro tamamlayacak!"


BOLLUK ÜLKESI 9<br />

Çahşmayan, iki çocuklu bir kan-kocan ın eline, bir işçinin<br />

kazanc ından çok para geçiyor. Çocuk say ısı alt ı-yediyi<br />

bulunca, durum daha da çali şmayandan yana: Ele geçen para,<br />

ikisi de çalışan kan-kocanınkinden çok. Alt ı-yedi çocuklu kan-kocadan<br />

biri çal ışacak olsa, ellerine geçecek para, a şağı yukarı<br />

hiç de ğişmeyecek.<br />

K İ M İ ÜLKELERIN<br />

K İ M İ KONULARDA KARSILASTIRILMASI<br />

(1986 Verileri)<br />

ORTALAMA YA Ş AM HER 1.000 KI Ş IYE DO Ş EN<br />

Erkek Kad ın Tv Telefon MotorluTaşıt<br />

ISVEÇ 74,0 80,0 390 890 405<br />

Danimarka 71,6 77,5 386 749 346<br />

Norveç 72,9 79,7 330 622 424<br />

ABD 71,0 78,3 798 760 702<br />

B Almanya 7G,8 77,4 373 599 450<br />

Japonya 74,5 80,1 261 535 381<br />

Avustralya 72,5 79,0 446 536 545<br />

Fransa 70,4 78,3 329 600 438<br />

İ ngiltere 64,0 74,0 333 524 355<br />

İ sviçre 72,7 79,6 349 810 436<br />

Hollanda 72,9 79,5 320 590 365<br />

İ talya 70,6 77,1 253 426 425<br />

(Kaynak: Statistisk a'rsbok, Stokholm 1989)<br />

Isveç'te yard ıma gerek duyan (geçinemeyen) ki şi, belediyelerdeki<br />

sosyal büroya ba şvurarak, geçinıi için gerekli paray<br />

ı sağlayabilir. "Sosyal Yard ım" ya da "Sosyal Destek" olarak<br />

çevirebilece ğimiz bir bro şürde (Socialbidrag), yard ımın<br />

kapsamı belirtiliyor: Her tür yiyecek. Temizlik ve ki şisel bakım.<br />

Her tür giysi (spor ve dinlenme giysileri de). Günlük gazete.<br />

Elektrik, telefon ve tv giderleri. Evin dö şenmesi. Doktor, di şçi<br />

ve ilaç giderleri. Belediye içinde geçerli yolculuk bileti.<br />

Her belediye (Isveç'te "köy" birimi yok), yukardaki<br />

gereksinimleri kar şılayabilecek çoklukta bir de ğer belirler.<br />

Bu para (de ğer), her ba şvuran ki şiye verilir. Konut yard ımı .


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --ISVEÇ— 10<br />

(oturduğu konuta göre) ayr ıca verilir. Verilen yard ımlar karşılıks<br />

ızd ır (sonradan geriye ödenmez). Ki şinin, çocuk parası d ı-<br />

şında bir geliri varsa, bu gelir(ler) verilecek paradan dü şülür.<br />

Verilen yard ımın yetmediği öne sürülerek, daha ço ğunun<br />

istenebilece ği, Sosyal Yardım broşürünün sonuna eldenm<br />

iş tir.<br />

BATI AVRUPA'DA İŞ S İ ZL İ K %11,<br />

ISVEÇ'TE İŞ S İ ZL İ K. %2<br />

Bat ı Avrupa ülkelerinin ço ğ unda sağc ı hükümetler var. Onlar<br />

ı n i şsizli ğe bak ış aç ısı bizimkinden (çok) ba şkad ı r.<br />

Onlar i şsizli ği, fiyat yükselmelerini dizginlemede bir yöntem<br />

olarak kullan ı rlar. I ş az olunca, i şverenler i ş çileri dü şük parayla<br />

çal ış maya zorlar. Ve fiyatlar dü şer.<br />

Bir sosyal demokrat hükümet, kesinlikle böyle siyasa uygulamaz.<br />

Bizim için i ş , ekonomik siyasan ı n en önemli amac ı d ır. Bu bak<br />

ımdan, fiyatlar ı a ş ağı çekmek için i şsizli ği art ı rma yoluna gitmeyiz.<br />

(...) Ama biz, d ış dünyam ıza da ba ğı ml ıy ız. Orada i şsizlik<br />

çok, paran ı n değer yitirmesi az. E ğer biz (de) fiyatlar ı a şa ğı çekemezsek,<br />

d ışar ıdan ald ıklar ım ı z İ sveç'tekilerden ucuz olur. içerde ve d ışarda<br />

yar ışmam ız zor olur. İ sveç kurulu ş lar ı kapanma durumunda kal ı r.<br />

Ve halk i şsiz kal ır. Onun için, fiyatlar ın da a ş a ğı çekilmesi önemlidir<br />

(...).<br />

Isveç ekonomi siyasas ı, d ış dünyada büyük ilgi uyand ı rd ı .<br />

Biz, hem fiyat art ış lar ı n ı, hem de i şsizli ği azaltarak, kimsenin beklemedi<br />

ği (biçimde) bollu ğu çoğaltt ı k.<br />

Dünyay ı şaşı rtmay ı sürdürmemize izin verin. İ nsanc ı l ekonomi<br />

siyasas ı n ı n yaln ızca olanakl ı değil; kazançl ı da oldu ğunu göstermemize<br />

izin verin. SOSYAL DEMOKRAT PARTI<br />

(Haziran 1987'de gazetelerdeki duvun ıcianl<br />

. 1987'de bir kad ın, kızının geceleri yata ğım ıslattı-<br />

ğın ı söyleyerek, kunıtmah bir çama şır makinesi ister. Sosyal<br />

büronun yan ıtı, "sen makineyi seç, biz paras ını ödeyelim"<br />

olur. Kad ın gider, pazarlanan en iyi makineyi seçer.<br />

Sosyal büronun bir çama şır makinesi için 15 bin kron(*)<br />

ödemesi, bir tv program ına konu olur.<br />

Param ız ın sık s ık de ğer yitirmesi nedeniyle, Isveç kronunun TL olarak<br />

karşıl ığını veremiyoruz. Okurlar ım ız, Isveç kronunu TL'na çevirmek isterlerse,<br />

şimdilerde ülkemizde çok iyi bilinen Bat ı Alman mark ın ın (DM)<br />

arac ılığına baş vurabilirler. Isveç para birimi "kron"; kronun yüzde biri<br />

"öre"dir.<br />

100 DM = 342 Kron<br />

100 Kron = 29 DM


BOLLUK ÜLKES İ 11<br />

Yine 1987'de Uddevalla'da, villas ının taksitlerini<br />

ödemede zorluk çeken biri, sosyal büroya ba şvurur. Konu,<br />

"sosyal işler kurulu"na götürülür. K ıiruldan olumlu karar<br />

ç ıkar ve villas ı olan kişiye her üç ayda bir 20 bin kron (olağan<br />

bir çalışan ın net kazanc ım denk) ve de kar şılıks ız olarak<br />

öde ıuneye ba şlanır.<br />

ÖZGÜRLÜ Ğ ÜNÜ GER İ ALDI<br />

Daha 1981'de Peter, arad ığı n ı bulmu ştu: Malmö'deki "özürlüler fuar ı "nda,<br />

Kanada yap ı m ı , engebeli yerlerde de sürülebilen bir araba gördü.<br />

Peter, hemen orada, bu araban ın kendisine, olmayan ayaklar ı n ı verebilece<br />

ğ ini anlad ı . Ve sava şı m ba ş lad ı .<br />

Ba şlang ı çta, sosyal kurumlar ve hastane, özürlüler sporu gibi u ğ ra şı lar<br />

öneriyorlard ı .<br />

... Dört y ı ll ı k u ğra şı sonucu, Peter arabas ı na kavu ştu. Hem karada, hem<br />

de suda sürüleb ı len arac ı yla istedi ği yere gidebilecekti. T ı rt ı l ayaklarla<br />

(tekerlek) kar ve buz üzerinde (de) yürüyeb ı lirdi.<br />

Daha deneme sürü şünde Peter, yiten özgürlü ğünün büyük bir bölümünü<br />

kazand ığı n ı gördü.<br />

Ama bürokrasiyi unutmu ştu: A ğı z birli ği etmi şlercesine, "il" ve "Do ğa<br />

Güzelliklerini Koruma" ilgililer', bu ülkede, (hem karada, hem de suda<br />

sürülebileninden de olsa) araba üzerinden av yap ı lamayaca ğı n ı söylüyorlard<br />

ı ...<br />

Bu (da) yengiyle sonuçland ı . İ l yönetimi, Peter'in tam özürlülü ğünün<br />

ayr ı m ı na varamad ı klar ı n ı öne sürerek özür diledi.<br />

... Bu Kanada ta şıt ı n ı n İ sveç'e getirilmesi 100 bin kronu buldu.<br />

(GT: 31 Ekim 1988)<br />

Sosyal yard ım üzerine bilgiler içefen bir duyuruda<br />

şöyle deniliyor: "Sosyal büro çal ışanları, senin kişisel durumun<br />

üzerine kimseye bilgi veremezler. Senin için belgelere neler<br />

yaz ıldığını görmeye her zaman yetkin vard ır."<br />

SOSYAL GÖREV YASASINDAN<br />

Gereksinimi ba ş ka yolla kar şı lanamayan ki şinin, geçim ve<br />

öteki ya şam biçimleri için "sosyal i şler kurulu"ndan yard ım alma<br />

hakk ı vard ır...<br />

Ki şi, bu yard ımla, akla uygun bir ya şam düzeyi güvencesine<br />

kavu şacakt ı r. Yard ım, ki ş inin bir ba şı na ayakta durabilmesi için, kaynaklar<br />

ı n ı n güçlenmesini sa ğ layacakt ı r.<br />

(Socialtjnstlagen)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 12<br />

1985'te bir başma yaşayanlann %62'si (bir ba şına<br />

ve çocuklulann %18'i); kar ı-koca yaşayanların %6's ı (kan-koca<br />

ve çocuklulann %18'i); çocuklu ailelerin %32'si sosyal<br />

yard ım ald ı .<br />

Sosyal büro, yaln ızca gereksinimi olanlara para veren<br />

bir kurulu ş değildir. Para dışında da gereksinimi olanlara yönelik,<br />

otuzdan çok dalda görev yapar. Bunlar ın en önemlileri<br />

arasında aşırı alkol alanlara yönelik bak ımevi; dövülen ya da<br />

korkutulan kad ınlar için sığınma evi; anas ı (ve babas ı) hasta<br />

ya da başka bir sorunu olan çocuklar için çocuk evi ve evsiz<br />

kalanlarm konaklayabilecekleri "sosyal otel" (ya da konutlar)<br />

sayılabilir. Bu say ılanlar, kişilerin s ıkışık durumlanndaki " şok"u<br />

atlatabilmeleri için dü şünülmü ştür. Ayrıca sosyal büronun kapalı<br />

olduğu zamanlarda da hizmet veren (24 saat aç ık) bir<br />

"nöbetçi büro" bulunur.<br />

SOSYAL YARDIM ALAN<br />

İ LK İ SVEÇ KED İ S İ<br />

Malmö'de, ya şı bilinmeyen kedi Nisse, İ sveç'in (kimbilir<br />

dünyan ın da) sosyal yard ım alan ilk kedisidir. Geçenlerde Ann Kristin,<br />

bankaya giderek, (kedisinin baytarl ık gideri olan) 1.411 kronu<br />

çekti ve Nisse'nin bak ım giderlerini ödedi.<br />

Olay, iki y ıl önce, Nisse'nin (çok) hastalanmas ıyla baş lad ı .<br />

Ama Kristin, zavall ı Nisse'yi Malmö'deki hayvan hastanesine b ırakmaya<br />

k ıyamad ı ...<br />

Nisse bir süre ölüm-kal ım sava şım ı verdi. Ama baytarlar ın<br />

dört günlük yo ğun bak ı mlar ı sonunda taburcu edildi.<br />

Bak ım gideri 1.411 krondu. Ann Kristin i şsiz oldu ğundan,<br />

parasal durumu iyi de ğildi. Bu yüzden , Sosyal Bürodan yard ım istedi.<br />

Yan ıt olumsuzdu. Ann Kristin, bir üst kurulu şa ( İ l Yönetim<br />

Yarg ı l ığı) ba şvurdu. Yan ıt yine olumsuzdu. S ı ra Say ıştay'a gelince, ka-<br />

rar olumlu ç ıkt ı . En yüksek yarg ı organ ı Dan ıştay da Say ıştay' ın kara-<br />

r ı n ı onaylay ınca, Nisse, İ sveç'in sosyal yard ım alan ilk kedisi oldu.<br />

(1-lkıt i veckan, 18 Hazaan 1987)<br />

1932'de Sosyal Demokratlar ın işbaşına gelmesiyle<br />

"herkese i ş ", "sosyal güvence", "e şitlik" ... savsözleriyle "bolluk<br />

ülkesi" kurulmaya ba şlandı. 1940'larda Isveç, "örnek<br />

ülke"ydi. 1950 ve 1960'larda tüm dünyan ın ilgisini çekti.


BOLLUK ÜLKESI 13<br />

1970 başlarında kişi ba şına dü şen ulusal gelirde ve i şçi ücretleri<br />

çokluğunda Avrupa'da birinciydi.<br />

Iskandinavya ülkeleri aras ında kalk ınma Danimarka<br />

dan başlar. 1920'lerde Danimarka "örnek ülke"ydi. En sbn<br />

kalkınan Iskandinavya ülkesi Finlandiya'd ır. Ama nedense<br />

Türkiye'de Finlandiya örnek ülke olarak işlenmi ştir (*).<br />

Beyaz Rus yazan Grigoriy Petrov'un 1925'te Bulgaristan'da yay ımlanan<br />

"Beyaz Zambaklar Memleketinde-Finlandiya" adl ı yap ıtı, 1928'de<br />

Türkiye'de de yay ımlandı (A Haydar Taner çevirisi). Yap ıtta, "Finlandiya<br />

gibi küçük ve geri kalm ış bir ülkenin, nas ıl Avrupa'n ın bir bay ınd ır yeri"<br />

durumuna getirildi ği anlatılmaktad ır.<br />

Hilmi Kitabevince yay ımlanan yap ıt büyük ilgi görür. Devletçe sat ınal ı-<br />

n ıp Harp Okulu ve ö ğretmen okullar ın ı bitirenlere arma ğan edilir. " İlkö<br />

ğretim Dergisi" için 25 bin basıl ır. 1964'e dek tam on bir kez bas ıl ır.<br />

Yap ıt, 1968'de, yine Bulgarcadan, M Türker Acaro ğlu'nun "tam olarak"<br />

çevirisi ve "Ak Zambaklar Ülkesinde-Finlandiya" ad ıyla yay ımlanarak<br />

"ayd ınlara armağan" edilir (Tekin Yay ınevi-İstanbul).<br />

Ben bu yap ıtı 1950'den önceki ö ğrencilik yillanmda "co şkuyla"; Isveç'e<br />

geldi ğim y ıllarda da (1970'ten önce) "ku şkuyla" okudum. İskandinavya<br />

ülkeleri üzerine bilgilerime ko şut olarak, kuşkular ım da art ıyordu.<br />

Türk okuruna neden Isveç (ya da Danimarka) de ğil de Finlandiya örnek<br />

gösterilmi şti? Ekonomik aç ıdan Finlandiya, Iskandinavya ülkeleri<br />

arasında hiç bir zaman sonunculuktan kurtulamam ıştı. Yap ıtta siyasal<br />

bağımsızl ık savaşım ı da verilmiyor. Yap ıt ın yay ımland ığı yıl (1925) Finlandiya,<br />

(1917'den beri) ba ğıms ız bir ülkedir. Bu durumun, yap ıt ın iki<br />

yerinde belirtilmesine kar şın, bağımsızl ık savaşım ı üzerine tek sözcü ğe<br />

bile rastlanam ıyor. Terşine, yap ıt boyunca Finlandiya'y ı Rus yönetimi<br />

altında görüyoruz. isvek yönetimindeki (1808 öncesi) devlet görevlileri<br />

yerilerek, Rus yönetimi övülür.<br />

t .<br />

Snellman başta olmak üzere, ünleri ülke s ınırlarını aşan kişiler olarak goşterilen<br />

Tatile' Kral ı Yarvinen, Ayakkab ı Kral ı Okunen, Yumurta Kral ı Tomas<br />

Gulbe ve Papaz Luka Makdonald' ın adlarını alt alta yaz ıp, çal ış tığım<br />

fabrikadaki Finli arkada şlanma (sonra da yaklaşabildi ğim her Finliye)<br />

göstererek, bu adlardan ne anlam ç ıkard ıkların ı sordum. Başvındu ğum<br />

elli kadar Finliden hiçbiri, bir bak ış ta bu adlardan bir anlam ç ıkaramad ı .<br />

Anlam ç ıkaramayan kişilerin içinde Finlandiya'da on be ş yıl ö ğrenim<br />

gömriiş olanlar da vard ı. Ünlü kişiler üzerine ipuçlar ı verince, üç-dördü<br />

"Snellman" ad ın ı an ımsayabildi. Kahraman ım ız Snellman' ın doğum yeri<br />

(Kuopio) belirtilmemiş olsayd ı, bu kişilerin an ımsad ığı , Finlandiya tarihinin<br />

ünlü Johan Vilhelm Snellman' ım (do ğumu Stokholm, 1806), yap<br />

ıtta anlatılan Snellman sanacakt ım.<br />

"Ak Zambaklar Ülkesinde-Finlandiya" yap ıt ın ın Fince bask ısın ı (Valkoliljojen<br />

maa-Suorni, 1978) Finlandiya'dan getirttim. Yap ıt Türkçeden (Türkçe<br />

bask ıdan elli y ıl sonra) çevrilmi ş ti ve öteki Bat ı dillerinde çevirisi yoktu.<br />

Acaroğlu'nun önsözü yerine konan Rae Murhu'nun önsözü, yap ıt üzerine<br />

düşündüklerimi (yap ıtın düş ürünü oldu ğunu) do ğruluyordu (HTY).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —iSVEÇ- 14<br />

SMALAND'TA I Ş GÜCÜ AÇI Ğ I VAR<br />

Bat ı Smüland'taki Gislaved ve çevresinde en az 700 i şgücü aç ığı var.<br />

Yap ımlar h ızlanarak sürüyor. Kurulu şlar milyonlar yat ı r ıyor.<br />

Bu, küçük kurulu şlar ın mekkesi, i şçi bulabilmek için tüm ülkede özendirici<br />

önerilerde bulunuyor.<br />

(Göteborgs Posten, 18 Şubat 1988)<br />

1973'te başlayan akaryakıt bunalımı Isveç'i de büyük<br />

ölçüde etkiledi. Buna, 1976-82 aras ında sağcı partilerin iş başında<br />

bulunması; teknolojinin, işgücü ucuz Güneydo ğu Asya<br />

ülkelerine s ıçraması gibi nedenleri de eklemek gerekir. Özellikle<br />

1980'le 1983 aras ında ekonomik büyüme durdu. 1981 ve 1982'<br />

de kronun değeri toplam %26 dü şürüldü. Çalışanların gerçek<br />

gelirleri geriledi. Elli y ıl önceki bunalımlı yıllar (1930'lar) gen<br />

gelmiş gibiydi. Kentlerde bitpazarlan kuruluyordu. Parlamentoda<br />

bile, az gelirlilerin durumlar ının ele alındığı "yeni<br />

yoksulluk" tartışmaları yapıldı. Başbakan Palme, "gerçekler<br />

bizim en ac ımasız düşmanutuzdır" diyordu.<br />

Bu Yaz I şçiye Gereksinim Çok:<br />

DINLENCE ÇIZELGENI DE Ğ I Ş TIR<br />

6.500 KRON AL<br />

... öneri, Vürmland Il Genel Kurulundan (meclis) "yaz paketi" olarak<br />

geliyor.<br />

"Biz bu yaz ı bunal ıms ız atlatamay ız. Bu nedenle kendi çal ışanlar ım ıza<br />

bir dizi öneride bulunuyoruz" diyor il Genel Kurulu Sözcüsü.<br />

Bundan en kirli ç ıkacaklar. dinlencelerini temmuz ve a ğustos d ışına<br />

kayd ıranlar olacakt ır. Dinlencelerini bu süre d ışına bir hafta kayd ıranlar<br />

1.000; iki hafta kayd ıranlar 3.000; üç hafta kayd ıranlar 4.500... kron<br />

alacaklar. Tüm dinlencelerini temmuz-a ğustos d ışında kullanacaklara<br />

da 6.500 kron (dinlence paras ına ek olarak) ödenecek.<br />

Yar ım süre çal ışanlar, temmuz ve a ğustosta tam olarak çal ışırlarsa,<br />

ücretlerine ek olarak ayda 2.500 kron alacaklar.<br />

(Göteborgs Posten, 13 Ş ubat 1987)<br />

Bunal ım çabucak ve ba şar ıyla atlat ıld ı. 1983'te büyüme<br />

başlad ı . Kar şı seçeneklerden de yararlan ılarak, akaryak ıt tüketi-


BOLLUK ÜLKESI 15<br />

DI Ş ARDAN I Ş ÇI ALMAMIZ GEREK<br />

Tüm Isveç'i ad ım ad ım dola şıp i ş çi arayan Smâlandl ı i ş letme<br />

sahipleri, üretimin aksamamas ı için yabanc ı ülkelerden i şçi al ı nmas<br />

ı gerekti ğini söylüyor(Iar). Ş u anda Gislaved, Anderstorp, 1/rnamo<br />

ve Gnosjö'de 1.200 aç ık i ş var. Ancak, bir tek i şsiz yok...<br />

(Aylık Türkçe "Enformasyon" gazetesi, Aral ık 1987)<br />

mi on y ılda (1979-88) üçte bir oran ında azalt ıld ı(*). 1989-90<br />

y ıl ı ulusal devlet bütçesi (1962'den beri ilk kez) "art ık" olarak<br />

bağland ı. I şsizlik %1,l'e dü ştü (bugün Isveç, kad ınlar ı da say ınca.<br />

çalışan oran ının en yüksek oldu ğu Bat ı ülkesidir. Kad ınlann<br />

c%80'den ço ğu, evi d ışında bir i şte çal ışır). 1989'a yeni vergi<br />

refor ınlar ıyla girildi. Birçok uzman 1990'11 y ıllarda,1960 1 11 y ıllar<br />

gibi. Isveç ekonomisinin yeni bir alt ın devri ya şayaca ğı görüşiindeler.<br />

SK XRABORG'TA UYGUN İ SLER VAR<br />

Işini ve konutunu nerede istersen (orada) seçebilirsin. Iki ki şiyseniz ,<br />

, ikinize de iş ve konut seçmede yard ımc ı oluruz.<br />

Skaraborg'ta yerler (Göteborg'a göre) biribirine daha yak ın; hava daha<br />

temiz; hastal ık oran ı daha düşük; ortalama ömür daha uzun; serbest<br />

zaman daha çok; serbest zaman etkinlikleri sonsuzdur. Bunlara ko şut<br />

olarak, ekinset etkinlikler de çok yönlüdür...<br />

Taşınmaya değmez mi?<br />

(14 Ekim 1988 tarihli Göteborgs. Posten'deki dnyurudan)<br />

Isveçli olman ın ve Isveç'te bulun ınan ın verdiği kimi ola-<br />

naklara bak ın:<br />

B İ R AYDA 47 BIN KRON KAZANDI<br />

Mora Hastanesinde çal ışan bir hastabak ıc ı, Temmuz ay ında 47 bin kron<br />

kazandı. Bunun 35 bin kronu, çok çal ışma ödencesiydi.<br />

Işgücü gereksinimini (dinlence aylar ında) karşılayabilmek için, il yönetimi<br />

(sendikayla) ayrıcalıkl ı bir anlaşma yapmışt ı...<br />

Rekoru, Mora Hastanesinde çal ışan bir erkek hastabak ıc ı kırd ı : O, Haziranda<br />

33.396 kron; Temmuzda 46.936 kron ve A ğustosta da 27.535<br />

kron kazandı.<br />

(Aftonbladet, 3 Kas ım 1988)<br />

*) 1979'da akaryak ıta, toplam d ışal ım ın %33'ü (otuz üç) ayr ıl ıyordu. 1988'<br />

de bu oran %3'e (üç) düştü. Bu, 2. Dünya Savaşından sonra akaryak ıta ayr ı -<br />

lan en düşük payd ır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A —ISVEÇ— 16<br />

EMEKLILER<br />

65 yaşm ı dolduran herkes "halk emeklili ği" aylığı<br />

alır. Halk emekliliği, her y ıl belirlenen bir "temel de ğer" (*)<br />

üzerinden ödenir. Ki şi çal ışmamışsa, bu gelir geçimine yetmez.<br />

Kişi en az üç y ıl çalişmışsa, çalış tığı süre ve kazanc ı oran ında<br />

"genel ek emekliliği" (ATP) de al ır. Tam ATP emekliliği için<br />

otuz y ıl çalışılması gerekiyor. ATP emeklilik paras ı, en iyi on<br />

be ş y ıllık kazanç ortalamas ının %60' ıdır (**).<br />

Kad ınlar, evi d ışında tam gün çal ışmaya özellikle 1960'<br />

larda ba şlad ı. Bu nedenle tam ATP emeklilerinin %95'i erkektir<br />

(1988).<br />

Emekli isterse kendi evinde; emeklilere özel bir konutta;<br />

ya da ya şlılar yurdunda kalabilir. Emeklilere özel konutta<br />

ve ya şlılar yurdunda herkese özel oda ayr ılmış tır, bakımlan<br />

gözetim alt ındadır.<br />

*) Emeklilik paraların ın saptanmas ında "temel de ğer" (basbelop) yöntemi<br />

uygulan ır. Temel de ğer, istatistik Merkez Bürosunun (Statistiska centralbyran)<br />

verilerine göre, her y ıl ın aral ık ay ında, bir sonraki y ıl boyunca<br />

geçerli olmak üzere belirlenir (para de ğerinin ola ğandan çok dü şmesi<br />

durumunda, y ıl içinde de temel de ğer belirlenmesine gidilebilir). Temel<br />

değer, bir konutun kiras ın ı zor karşilar. ATP (almünna tillügspensionen)<br />

d ışında tüm emeklilik hesaplar ı bu temel de ğer üzerinden yap ıl ır. Bir başına<br />

yaşayan emekli, temel de ğerin %96's ın ı; kar ı-koca yaşayanlar (toplam)<br />

%157'sini al ır.<br />

**) ATP emeklili ği olmayan ya da yetersiz olan ki şilere "ek emeklilik<br />

yard ım ı " verilir. En çok yard ım (hiç ATP'si olmayan ki şiye), temel de-<br />

ğerin %48'idir. Bir de emeklinin gelirine ve oturdu ğu konuta bak ılarak<br />

"kira yard ım ı" yap ıl ır. Kişi, toplu konutta otun ıyorsa, kiradan ba şka,<br />

merdiven temizli ği; merkez anten; kar küriimesi; (varsa) araba park yeri<br />

ya da garaj paras ı vb giderlerin de hesaplanmas ı zorunludur. Kişi kendi<br />

evinde oturuyorsa, borçlar ın faizi; ıs ıtma düzeni; sigorta; temizlik; onarım<br />

vb giderler de hesaplan ır.<br />

Emekliler az vergi öder. örne ğin ek gelirleri, emeklilikten (temel de ğer)<br />

ald ığı paray ı geçmeyen ki şiler hiç vergi ödemezler.<br />

Eşlerden erkek emekli olmu ş ; kad ın da 60' ın ı doldurınu ş ve emeklili ğini<br />

istememişse (beş y ıl beraber oturmu ş olmaları ya da ortak çocuklar ı bulunması<br />

koşuluyla) "kar ı eki" yard ım ı yap ıl ır. Bu ek, erke ğin gelirine göre,<br />

temel de ğerden de çok olabilir.<br />

65 yaşın ı dolduran emeklinin, evde 16 yaşından küçük çocu ğu varsa,<br />

(çocuk paras ından ayr ı olarak) "çocuk eki" al ır. ATP çoğald ıkça bu ek<br />

düşer. Çocu ğun hem anas ı, hem de babas ı emekliyse, ekin kime verileceği<br />

aralannda belirlenir. Yoksa, bölü ştiiiiilür.<br />

Emeklilik paras ı ayl ık olarak ödenir. Emekli' ölünce, bir sonraki ayl ığı<br />

da (yak ınlarına) ödenir ki, ölüsii ortada kalmaz!


BOLLUK ÜLKES İ 17<br />

Kendi evinde oturanlardan, isteyenler (durumlar ına<br />

göre) her gün ya da haftan ın belirli günlerinde evi temizlemeye;<br />

yemek pi şirmeye; alışveri ş yapmaya yard ımc ı (hizmetçi) isteyebilirler.<br />

Gündüzleri bir araya gelip arkada şlık edebilecekleri,<br />

yemek yiyebilecekleri bir bulu şma yeri sa ğlama. tüm belediyelerin<br />

görevleri aras ındadır. Sa ğlık hizmetleri için de bu bulu ş -<br />

ma yerinden yararlan ılır.<br />

SAYILARLA EMEKL İ LER<br />

(1988)<br />

Toplam Sar.' şluaz 1, , / e ı rs'i<br />

Ya ş l ı l ı k Emeklileri 1.531.916 18,2<br />

Hastal ık Emeklileri (Erken Emekli) 346.931 4,1<br />

Toplam Emekliler 1.878.847 22,4<br />

(Kaynak: Expressen, 3 Mart 1989)<br />

Ya şhlık ya da hastal ık nedeniyle davran ışları a ğır<br />

olanlar, yolculuklara için otobüs; tramvay ve tren yerine taksi<br />

ya da durumlar ına uygun özel araçlardan yararlan ır ve yaln ızca<br />

otobüs; tramvay ya da tren bileti paras ı öderler.<br />

ONUN PARAYA GEREKS İ N İ M İ YOK<br />

Ann Marie Camrner, 1982'de geçirdi ği a ğı r trafik kazas ı sonucu,<br />

Nacka Hastanesinin "uzun bak ım" bölümünde yatmaktad ı r.<br />

Ann Marie ba şı n ı oynatabilir; bakar ama etki-tepki gösteremez. Bilincini<br />

kaybetmi ş tir.<br />

Ann Marie'nin kocas ı, kazadan sonra, özel sigortal ı olduklar ı<br />

"Skandia"ya ba şvurarak 220 bin kron ödence ister. Bir y ıl kadar sonra<br />

sigorta yaln ızca 5 bin kron ve bir mektup yollar:<br />

"- Ann Marie Cammer gibi a ğı r yaral ı bir ki ş i, herhangi bir<br />

ki ş iye bir kuru ş (öre) bile ödeme gereksinimi duyamaz..."<br />

Sigorta, Ann Marie'nin paraya gereksinimi olmayaca ğı gerekçesiyle<br />

ödence vermek istemez. Bu uygulaman ı n doğru oldu ğunu<br />

öne sürer. Ama ailenin savunman ına göre, paran ı n nas ıl kullan ı laca ğı n ı<br />

belirlemek sigortan ı n görevi de ğildir.<br />

Kazadan üç y ıl sonra (dün), sigorta tutumunu de ğ i ştirerek,<br />

duru şmaya ç ıkma yerine, istenen ödencenin tümüne yak ı n ı n ı (190 bin<br />

kron)<br />

(26 Ekim 1985 tarihli Expressen'den özetlendi)<br />

F 2


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 18<br />

65 yaşından önce (en genç 60) ya da sonra da emekli<br />

olunabilir. Erken emeklilikte her ay için %0,5 indirim; geç<br />

emeklilikte %0,6 ek uygulan ır. Örneğin kişi 63 ya şında emekliliğini<br />

isterse, (65 yaşına göre) %12 daha az; 67 ya şında emekli<br />

olursa %14,4 daha çok para al ır.<br />

ÇOCUKLU AILELELERE UCUZ EV KREDISI<br />

Kiral ık ev kuyru ğu uzun. Ama en az iki çocu ğu bulunan aileler,<br />

kuyrukta bekleyeceklerine, kendilerine bir ev sat ı nalabilecekler.<br />

... Konut yard ım ı alan, az gelirli tüm iki çocuklu ailelerin<br />

(ev sat ınalabilmeleri için) dü şük faizle para alma haklar ı var...<br />

iki çocuklu bir aile, 600 bin kronluk bir ev almak isterse,<br />

devletten %5,9 faizle 570 bin kron alabilir. Bunun y ı ll ık faiz tutar ı 33<br />

bin krondur ve de vergi indirimine girer (ki 17 bin krona dü şer)... Ya<br />

da ayda 1.400 kron olur. Buna y ılda 500 de (ayda 42 kron kadar) anapara<br />

ödemesi eklenir.<br />

(Göteborgs Posten, 22 A ğustos 1987)<br />

ÖLENIN YAKINLARI<br />

Kocasının ölümüyle dul kalan kadının, evde 16 ya şından<br />

küçük çocu ğu varsa, çocuk 16 yaşını doldurana dek, halk<br />

emekliliğinden tam para (dulluk emekl ıiliği) alır. Koca çalışmışsa<br />

ATP'den de (%35-40) emeklilik al ır. Kadının yaşı ve gelirine<br />

bakılmaz (kadın ölürse, kocaya ayhk ba ğlanmaz).<br />

Kocasının ölümünde, kad ın 36 yaşını doldurmuşsa<br />

(36 yaşında başlayıp her yıl 1/15 artarak 50 ya şında tam) halk<br />

emeklisi olur. Koca çah şnuşsa ATP'den de (%35-40) emeklilik<br />

alır (16 ya şından küçük çocuk emekhli ği alan kadın da, çocuk<br />

16 yaşını doldurunca, bu emekhlikten yararlamr).<br />

KENDI ÇOCU Ğ UNA BAKIM I ş i VERILDI<br />

Küçük Johan, dünyaya üç ay erken geldi. 31 cm boyunda ve<br />

677 gram ağı rl ığındayd ı .<br />

(...) Üç ayl ık özel bak ım sonunda, Sundsvall'daki evine götürülerek,<br />

bak ım ı orada sürdürülmeye ba şland ı...<br />

Ve Sundsvall Hastanesinden günün en sevindirici haberi duyuldu:<br />

it Genel Kurulu, Britt Inger'e (ana), "erken do ğaniara bak ım"<br />

bölümünde, yar ım i ş olarak "kendi çocu ğunun bak ım ı " i şini verdi.<br />

(Expressen, 28 Mayu 1987)


BOLLUK ÜLKESI 19<br />

Dul kadın, gelir durumuna göre "kira yard ım ı"ndan<br />

da yararlamr. Bu emeklilik için ko şul, evliliğin en az beş y ıl<br />

sürmüş olması ya da ortak çocukları bulunmasıdır. Yasal evli<br />

olmayan kadınlar, daha önce evlenip bo şanmışlarsa ya da ortak<br />

çocukları varsa bu emeklilikten (ATP d ışında) yararla ıurlar.<br />

Ana ve babası ölen 18 yaşından küçük çocuklara (18<br />

yaşına dek) "öksüzlük emeklili ği" verilir. Bu emeklilikte, ana<br />

ve babadan birini yitirenlere, temel de ğerin %26'sı; ikisini de<br />

yitirenlere %52'si ödenir. edenin ATP'si varsa, ATP emeklili ği<br />

de alır (ölen babaysa ve de ana da babadan ATP ahyorsa, çocuk<br />

ATP'nin %15'ini al ır. Ana ATP alm ıyorsa, bu oran %40't ır).<br />

HASTALAR<br />

Isveç'te herkes, doktora gitmeksizin "hastay ım" diyerek,<br />

bir hafta dinlenme olana ğı saklar. Kendi işinde çalışanlar<br />

da bu olanaktan yararlamrlar. Doktor raporu olmaks ızın yapılan<br />

bu hastalıklarda yalnızca çalışma günleri için ve de kazanc ın<br />

%90'ı oranında hastalık parası alınır. Bir haftadan uzun hastalıklar<br />

için doktor raporu gereklidir. Doktor raporuyla yap ılan<br />

hastalıklarda çalışılmayan günler için de ödeme yapıldığından,<br />

kazancın %100'ünü geçer, Hiç çah şmayanlar da hastal ık parası<br />

alır.<br />

HER 5 ÇALI Ş ANDAN 11 HASTA<br />

Kramfors'taki Nordin'de 275 ki şi çal ışıyor. Bu (say ı ), i ş letme gereksiniminin<br />

çok üzerinde. Ama her gün, (yakla şık) 55 ki şi hastal ığa ç ı kar.<br />

Eğer her çal ışan i şe gelecek olsa, hepsine birden verilebilecek i ş bulu<br />

namaz!<br />

(Dagens Industri, 24 Ocak 1989)<br />

Doktora (hastaneye ya da hastalık kasasıyla anlaşmak<br />

özel doktora) ödenen para, yakla şık bir saatlik (brüt) kazanç<br />

karşıhğıdır (*). En çok o kadar da ilaç paras ı verilir. Y ılda toplam<br />

on beş kez doktor ve ilaç paras ı veren kişi, yılın kalan bölümünde<br />

para ödemez.<br />

*) Kimi yerlerin y ıllar sonra da güncelli ğini koruyabilmesi için,gerçek sa-<br />

y ılar yerine "bir saatlik kazanç"; "bir ayl ık ev kiras ı" gibi yuvarlak de-<br />

ğerlerle göstermeyi ye ğledik. Doktor ya da ilaç için ödenen bir saatlik<br />

kazanç, s ıradan bir i şçinin bir saatlik "brüt" (dönerli çal ışan ın "net") kazanc<br />

ıd ır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ—<br />

Kad ınlar, koruyucu vb konularda ilgili kurulu şların<br />

parasız yol göstericili ğinden yararlarur. Yaz ılacak reçete için<br />

de para ödenmez. Reçete ile eczaneden al ınacak üç ay yeterli<br />

koruyucu için yaln ızca ola ğan ilaç paras ı (bir saatlik kazanç<br />

karşılığı) verilir. Kimi koruyucular paras ızdır.<br />

"TOPLUMUN SAKAT ÇOCUKLARA<br />

YÖNELIK YARDIMLARI"<br />

ADLI ELK İ TABINDAN<br />

- Kira yard ı m ından ba şka, sakat çocu ğuna uygun bir konut<br />

seçebilirsin! Ya da konutuna, sakat çocu ğunun gereksinimlerini kar şı -<br />

layabilecek denli onar ım yard ım ı alabilirsin. Sosyal büroya ba şvur!<br />

- Bak ımevi ya da hastanede kalmayan sakat çocu ğuna özel<br />

bak ım gerekiyorsa, sosyal büroya ba şvur! Haftada birkaç kez, ya da<br />

gereksinim duyulunca, eve bak ıc ı gelecektir.<br />

- Az geli şmi ş ve sakat çocuklar ın özel e ğitim ve araç-gereçlere<br />

gereksinimleri vard ır. Sosyal büroya ba şvurarak, çocu ğunun, gereksinimlerine<br />

göre e ğitilmesini; (paras ız) araç-gereç edinmesini sa ğla!<br />

Çocu ğunun sakatl ığı, olağan araçlarla yolculuk etmesini<br />

engelliyorsa, sosyal büroya ba şvurarak, taksi ya da özel donan ı ml ı<br />

araçlarla yolculuk etmesini sa ğla!<br />

(Statens handikaprâd Allrnânna Barnhuset)<br />

Hastanede yatan ki şi, her gün için (yemekler de içinde)<br />

"bir saatlik kazanç kar şılığı" para öder (alaca ğı hastalık<br />

ödencesinden kesilir). Hiç geliri olmayanlar da bir saatlik kazancın<br />

az üzerinde hastal ık ödencesi ald ıldarından, hastal ıklarında<br />

parasal kay ıplar olmaz.<br />

GELIRI İŞ SÖZLE Ş MESININ<br />

ALTINA DÜ Ş TÜ Ğ ÜNDEN<br />

SOSYAL YARDIM ALDI<br />

21 ya şındaki Vaberg'li bir kad ın, yaşam düzeyini koruyabilmek<br />

için sosyal yard ım istedi.<br />

(...) Geliri, sözle şmenin alt ındayd ı ve kad ı n sendikal ı değildi.<br />

Sosyal Büroya ba şvuru dilekçesinde, "sendikaya üye olma<br />

yüreklili ğini gösteremiyorum. Beni i şten atabilirler" diyordu.<br />

(...) Ve 21 ya şındaki (ki şi), gelirinin gereğinden (sözle şme-<br />

den) dü şük olmas ı nedeniyle yard ım almaya başlad ı .<br />

(GT, 15 Mayıs 1987)<br />

20


BOLLUK ÜLKES İ 21<br />

(In- & Utrikes, 1988, Sayi 1)<br />

Hastane uzaksa, yolculu ğun belirli uzakl ıktan ço ğunu<br />

hastalık kasas ı öder. Özel arabayla gidiliyorsa, km ba şına öder.<br />

Gidilecek yer 350 km'den uzaksa, uçakla da yolculuk edilebilir.<br />

İ SVEÇL İ NEDEN<br />

DAHA AZ PARA B İ R İ KT İ R İ R?<br />

Japonlar gelirlerinin yakla şı k be şte birini biriktiriyor. Bat ı Almanyal ı<br />

sekizde birini biriktiriyor. Ama Isveçli hemen hemen hiç biriktirmiyor.<br />

... Japon ekonomisinde büyüme h ızl ı oldu. Tüketim, h ı zl ı büyümeye<br />

yeti şemedi. Japonya'da borç para bulmak da zor. Ki ş i, ya ş l ı l ık için;<br />

hastal ı k ya da i şsizlik için para biriktirir. 1<br />

UZUN HASTA VE SAKAT LAR<br />

Uzun süre hasta olanlar ya da çal ışamayacak denli sakatlar<br />

"erken emeklilik" ya da "sakatl ık" ödencesi alırlar ( 4).<br />

Hasta olanlardan, (doktor raporuna göre) iyile şenler, emekliliklerini<br />

yitirirler. 60 ya şını dolduran i şsizler "erken emeklilik"ten;<br />

çalışanlar da "yarım emeklilik"ten yararlanabilirler.<br />

İŞ KAZALARINDA<br />

YILLIK ÖLÜM SAYISI<br />

1970 272<br />

1975 190<br />

1980 126<br />

1985 92<br />

1987 98<br />

(Kaynak: Arbetarskyd, Say ı 7/1988)-<br />

İŞ KAZALARI<br />

Işyerinde ya da i şe gidip gelirken kaza geçirenler,<br />

"iş kazas ı" sigortasından yararlan ırlar. Kaza geçirenlerin i ş<br />

*) Sakatl ık ödencesi, do ğumdan 16 yaşın dolmas ına dek sakat ın ailesine;<br />

16 yaşından sonra kendisine ödenir. Ödence, sakatl ığın durumuna göre<br />

"tam" ya da "yar ım"d ır. Tam ödence, tam halk emeklili ği (temel de ğerin<br />

%96's ı) ve "ek emeklilik"tir. Yar ım ödence de yar ıs ı. Kimi durumlarda (sakat<br />

ın çok giysi eskitmesi, özel yiyecekler gereksinimi vb) ödencenin bir<br />

bölümünden (%17; %34; %50 ya da %65) vergi al ınmaz (ya da ucuzlat<br />

ılm ış olarak sat ınal ınır). Ayrı yaşayan ana-baba, çocu ğun bak ım ın ı ortaklaşa<br />

üstleniyorlarsa, yard ım bölüş türülür.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 22<br />

kay ıplara üç aydan k ısa sürerse, ola ğan hastalık parası alırlar.<br />

Çalışılan yerin neden oldu ğu kimi hastal ıklar (bel a ğrısı, tek<br />

yanlı çalışma sonucu bedenin bir yan ımn düzensizli ği, gürültülü<br />

yerde çalışma sonucu i şitme bozuklu ğu, çalışma koşullarının<br />

neden oldu ğu kanser vb) da iş kazası kapsamına girer.<br />

iş kazalarının neden olduğu sakatl ık ve hastalıkların<br />

bakma paras ızdır. işgücünü çok kaybedenlere "tam"; az kay-<br />

İ SVEÇ'TE İ LK İ ZLENIMLER<br />

(1987'de Isveç'e gelen Hüseyin Özkan' ın,Türkiye'deki arkada şı<br />

Yaşar Karakaya'ya, geli şinden birkaç ay sonra yazd ığı mektuptan):<br />

...i ş Bulma Kurumu çok iyi çal ışıyor. Ben okuldan sonra bir<br />

i şte çal ış mak istiyordum. Sonra İş Bulma Kurumuna gittim. Orada durumumu<br />

incelediler ve bana bilgisayarda bir sürü i ş gösterdiler. Ama dil<br />

sorunum oldu ğundan, her i şe girebilme olanağım yoktu. Sonunda<br />

Mölndal Hastanesinin mutfa ğında i şbaşı yapt ı m. I şe girmeden önce sürdürdü<br />

ğüm dil okulu , bana saatte 13 kron veriyordu. I şe girince bu para,<br />

i şten kazand ığım çoklu ğa ç ıkar ı ld ı . Çal ışan yabanc ılar ın sürdürdükleri<br />

dil okulunda, i şten kazand ıklar ına e şit para alma haklar ı varm ış ...<br />

Buran ın trafik düzeni de çok iyi. Yediden yetmi şe herkes kurallara<br />

uyuyor. Bir bak ıma uyma zorunlulu ğu da var. Cezalar çok a ğır:<br />

Yanl ış yere park yapana 250 kron ceza kesiliyor. Belirlenen h ızdan 30<br />

km/saat çok sürenin sürücülük belgesi geçersiz say ı l ıyor.<br />

İ kincil yollardaki trafik lambalar ı otomatik olarak aç ı l ıyor:<br />

İ kincil yoldan araba gelmedikçe,anayol trafi ği sürekli olarak aç ık duruyor<br />

(lambalar ye ş il yan ıyor). lkincil yoldan anayola bir araba girecek<br />

olursa, yol otomatik olarak aç ı l ıyor (yolun alt ına yerle ştirilmi ş görün<br />

meyen ayg ıt, üzerinden geçen arabadan etkilenerek ye şil lambay ı ya<br />

k ıyor). Anayolda araba yoksa, ye şil lamba, araban ın durmas ına gerek<br />

kalmayacak çabuklukta yan ıyor. Araba varsa, biraz bekleme oluyor.<br />

Böyle otomatik trafik kav şaklar ında yayalar da, direklerdeki dü ğmelere<br />

basarak, ye ş il lamban ın yanmas ın ı sağl ıyor...<br />

Sat ınald ığın bir şey eve gelince bozuk ç ıkarsa, ya da istedi ğin<br />

gibi değilse onu değ i ştirebiliyorsun. Bu konudaki bir an ım ı anlatay ım.<br />

Geldi ğimin ilk haftas ı nda bir çift futbel ayakkab ıs ı alm ışt ı m. Yakla<br />

şık on kez bu ayakkab ılarla oyuna ç ıkt ım. Ve bir gür bu ayakkab ı lar ı<br />

y ıkad ı m. Sonra ayakkab ılar kurumadan ( ıslak olarak) giyip oyuna ç ı -<br />

k ınca bir tanesi içinden y ırt ıld ı iyice üzüldüm.Sat ın alal ı bir ay ı geçmiş -<br />

ti. Üstelik ödenti belgesini de yitirmi ştim. Ama yine de şans ım' denemek<br />

istedim ve ayakkab ı lar ı sat ı n ald ığım mağazaya gittim Sat ıc ı ayakkab<br />

ı lar ı inceledi ve "yap ı m yanl ışı ndan olmal ı ' diyerek, bana yenilerini<br />

verdi. Bu olay ı n beni ne denli sevindirdi ğ ini anlatamam..


BOLLUK ÜLKESI 23<br />

bedenlere "yarını" hastalık (sakatlık) ödenCesi verilir. Ki şi,<br />

hastalığına neden olan işi sürdürmek istemezse, "i ş pazarı okulu"na<br />

giderek, başka bir "iş " öğrenebilir. Bu okulda okudu ğu<br />

sürece hastalık ödencesi alır. Aldığı ödence, kazadan önceki<br />

gelirini karşılamazsa, "yaşam paras ı" (livrönta) da alır. iş kazalarında<br />

Ölenlerin yak ınlarına da yaşam parası verilir.<br />

DE Ğ ER İ N Ş U<br />

29 Aral ık 1986 tarihli GT, "De ğerin Ş u" ba ş l ığı alt ında, i ş<br />

kazalar ındaki organ yitirmelerinde, 28 ya şında bir ki şinin alacağı en<br />

az paray ı (Isveç kronu olarak) şöyle s ı ral ıyor:<br />

Ayak başparmağı 23.220<br />

Bir kula ğın sağı rl ığı 58.460<br />

Tam sağırl ık 273.410<br />

Sol bald ır (kaval) kemikleri 85.100<br />

Sağ uyluk 142.120<br />

Bir göz körlü ğü 147.075<br />

Tam körlük 342.380<br />

Sol el 160.548<br />

Sağ el 196.840<br />

Sol kol kemikleri 174.990<br />

Sağ kol kemikleri 218.690<br />

Ç'ÖCUKLU AILELER<br />

Doğum yapan her kadın, çahşıyorsa iş güvencesiyle<br />

(ve 270 günü tam hastal ık parası ödencesiyle) 360 gün izinli<br />

M O N A,<br />

KENDI ÇOCUKLARINA<br />

BAKIM YARDIMI ALIYOR<br />

Alt ı çocuk anas ı Mona Lindskog'a (33), belediyece, kendi<br />

çocuklar ına bakma i şi verildi.<br />

(...) Mona ve e şi, iki y ıl önce Stokholm'den Virrniand'ıaki<br />

Fryks.isen'e ta şınm ışlard ı. Çocuklar 16, 15, 12, 3, 2 ve 1 yaşindalar.<br />

Mona, Sunne ve Karlstad'ta i ş arad ı. Ama, i şe gidip gelmesi<br />

de içinde, çocuklar ın on bir saat bak ıc ıda kalmas ı gerekiyordu.<br />

Mona, (oturdu ğu) Kil'deki Sosyal i ş ler Kuruluna ba şvurdu ve (kendi<br />

çocuklar ına bakmas ı karşı l ığı) ayda 4 bin kron yard ım karar ı ç ıkt ı .<br />

(Aftonbladet, 14 Temmuz 1987)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 24<br />

(*). Çocuk 16 (ö ğrenimlerini sürdürenler 18) ya şım dolduruncaya<br />

dek çocuk paras ı.<br />

ÇOCUK ÖLUMLER1<br />

(Canl ı Doğan Her 1.000 Çocuktan, 5 Yaşından Önce Ölenler. 1985)<br />

ABD 12<br />

B Almanya 11<br />

İngiltere 11<br />

Fransa 10<br />

Japonya 8<br />

IsvEç 7<br />

(Kaynak: The Econo ıniat, Ingiltere, 17 Aral ık 1988)<br />

Türkiye 97<br />

*) 360 günü ana ve baba aralarında bölüş ebilirler. Paylar ına düşen sürede<br />

ikisi birden de izinli olabilir. Ana, do ğumdan aşağı yukarı 60 gün önce<br />

işinden aynlabilir. Bu 360 günlük izin, (i şverenle anlaşılarak) yarım ya da<br />

dörtte birlik sürelerle (gün, hafta, ay) kullan ılabilir. örne ğin günlük ve<br />

dörtte birlik kullarulacaksa, 8 saatlik işgününün 6 saati çal ışıl ır; 2 saatin<br />

parası hastal ık kasasından al ın ır. 360 gün, çocuk dört ya şını doldurmadan<br />

kullan ıl ır. 360 günün 270 gününde tam hastal ık parası al ın ır. Kalan 90<br />

günde, gün başına bir saatlik net kazanc ın biraz üzerinde ödeme yap ıl ır.<br />

Ana-baba adayları, doğumla ilgili olarak "ana-babal ık kursu"na katdabilider.<br />

Kurs süresi boyunca ödence al ınır.<br />

Doğumda baba, ana hastanedengelince (anadan ayr ı olarak ve de 360<br />

günlük sürenin d ışında> ro gün (doğum ameliyatla olursa, 10 günden<br />

ayrı olarak anamn hastal ık raporu süresince) evde kalarak "babal ık ödencesi"<br />

al ır.<br />

Çocuk sekiz yaşın ı doldurana dek ana ya da baba, çal ışma süresinin dört-<br />

te birinde ödencesiz olarak evde kalabilir. Bu süre toptan da kullan ılabilir.<br />

Baba, çocu ğun dört yaşından on iki yaşın bitimine dek, y ılda iki gün evde<br />

kalarak ' babal ık ödencesi" alır.<br />

Çocu ğu hasta olan ana (ya da baba), izinli de ğilse, kendisi hastaym ış<br />

gibi evde kalarak "hastal ık ödencesi" al ır. Bir haftay ı geçmeyen hastal ıklarda<br />

doktor raporu aranmaz.<br />

Çocu ğun b ırak ıld ığı çocuk yuvas ı, oyun okulu, bak ımevi vb yerlerde<br />

çocu ğunu görmeye giden ana ya da babaya (i şyerine bir hafta önceden<br />

bildirilmesi ko şuluyla) izin ve ödence verilir.<br />

"Edinme" çocu ğa bakan, türlü nedenlerle bir çocu ğa bakma durumunda<br />

olan, ya da çocu ğun öz anas ı ya da babas ıyla oturan (yasal e ş olmayan)<br />

kişiler de ana-babal ık haklarından tümüyle yararlan ırlar.


BOLLUK ÜLKESI 25<br />

HASTALAR<br />

SA Ğ LAMLARDAN DAHA ÇOK PARA ALIYOR<br />

Trollbttan'daki Saab-Scama i ş letmesindeki ola ğan dönerli çal ışanlar,<br />

hastaland ıklar ında, çal ışt ıklar ı zamankinden daha çok para al ıyorlar.<br />

Yeni hastal ık anla şmas ı uyar ınca, dönerli çal ışan kişi hasta olunca, olağan<br />

kazanc ı n ın %105'Zini al ıyor.<br />

...Ikili (sabah-ak şam) çal ışanlardan, ak şamlar ı çal ışanlar bir haftada<br />

2.590 kron (brüt) al ıyorlar. Ama hastiil ıklar ındaki haftal ıklan 2.720<br />

krondur. Karoser yap ım ında dönerli çal ışanlar haftada 3.489 kron kazaimdat..<br />

Bu ki şilerin hastal ıklar ındaki kazançlar ı 3.571 krona ç ıkar.<br />

(Dagen?: Industri, 29 Eylül 1988)<br />

Ö Ğ RENCILER<br />

Dokuz y ıll ık temel okuldaki (ilkokul) ö ğrenim gereçleri<br />

(kitap, defter, kalem, silgi vb); di ş bak ım ı (*) da içinde,<br />

sağl ık giderleri; ö ğle yemekleri; okula gidip gelmek için araç<br />

(ya da yol bileti) devletçe kar şılan ır.<br />

DEVLETIN Ö Ğ RENIM YARDIMI<br />

(1989-90 Bütçe Y ı l ı , Milyar Kron)<br />

Öğrencilere Ö ğrenim Yardimi 2,030<br />

Yeti ş kinlere Ö ğrenim Yard ı m ı 1,245<br />

Öğrenim Araç-gerederi 2,107<br />

Toplam 5,382<br />

(Kaynak: Regeringens budgetförslag, 1989)<br />

Temel okuldan sonra ö ğrenimlerini sürdürenlere kar şıl<br />

ıks ız yard ım ve ayr ıca kredi verilir. Öyle ki, bir yüksek okul<br />

öğrencisi, ald ığı yard ım ve krediyle bir ba şına oturup geçimini<br />

sağlayabilir. Yard ımlar, ö ğrencinin ya şı ve eğitim gördü ğü<br />

dala göre de ğişir. Yard ım ve kredi verilirken ailesinin (ana-baba)<br />

gelirine bak ılmaz, öğrencinin i ınzas ından ba şka bir güvence de<br />

*) 20 ya şından sonra di ş bak ım ı (ve yap ım ı) için belirli bir para ödenir.<br />

Ödenen para, yakla şık bir ayl ık i şçi net gelirinin %40' ına dek, giderlerin<br />

%60'1, bu s ın ır ın üzerindeki giderlerin %25'idir. Üzerini hastal ık kasas ı<br />

öder. I ş kazalar ının ya da i ş e gidip gelmenin neden oldu ğu diş yap ım giderlerinin<br />

tümünü hastal ık kasas ı öder. Askerlik görevi yapanlar da di ş bak ım<br />

ı ve yap ım ı için para ödemezler.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 26<br />

ENERJI KAYNAKLARI<br />

(1988'de, Yüzde Olarak)<br />

Akaryak ıt ve Do ğalgaz 46,5<br />

Su ve 'Atom 31,5<br />

Ülke içi Yak ıt ı 14,5<br />

Kömür 7,5<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Statens enerjiverk, Stokholm 1988)<br />

aranmaz. Al ınan kredi, ilke olarak para kazamlmaya ba şlanı-<br />

lan üçüncü y ılla ellinci ya ş arasında bölü ştürülerek geri ödenir.<br />

Gelir, olağanm altına drI şerse, ödeme dardur ıllur. Erken emekli-<br />

° lik ve ölümlerde ödeme yap ılmaz.<br />

ENERII TÜKETIMI<br />

(1988'de , Yüzde Olarak)<br />

Konutler 42,5<br />

Endüstri 36,7<br />

Ülke içi Ta şımac ılığı 20,8<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Statens enerjiverk, Stokholm, 1988)


YOKSULLUK ÇAĞ LARI<br />

1200'lü y ılların sonlarına do ğru, Isveç'te derebeylik<br />

(feodalite) düzene sokularak merkez krallığı oluştu. H ıristiyanlık<br />

yerleşti. Soylular egemenli ği doğdu. Bu üç kuvvet (kral,<br />

kilise ve soylu) halk üzerinde etkili bir bask ı kurdu.<br />

Yoksul Isveç'in ordu besleyecek gücü yoktu. 1280'de<br />

soylulara vergi ba ğışıklığı getirilerek asker besleme görevi verildi(*).<br />

1302'de de kilisenin topraklar ından vergi almmamaya<br />

başlandı. Böylece tüm vergi yükü köylülerin omuzlar ına y ıkıldı .<br />

Soylunun ve kilisenin toprakla= i şleyen köylüler, hem soyluya<br />

(ya da kiliseye) hem de krala (devlet) vergi veriyorlard ı. Köylülerin<br />

vergi gücü k ısıtlı oldu ğundan ve de devletin sürekli olarak<br />

paraya gereksinimi bulundu ğundan, devlet topraklar ı ve de top-<br />

') örne ğ in 1350'lerdeki Magnus Eriksson yasas ı uyarınca, 25 ine ği bulunan<br />

kiş i, vergi yerine, sava ş sırasında krala verilmek üzere donan ıml ı bir<br />

savaş at ı ve bir savaşç ı besleyecekti.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --iSVEÇ—<br />

lanacak vergiler durmadan soylularm tekeline geçiyordu. Tarih<br />

(Demirba ş Şafi) bölümünde görülece ği gibi, 1300'lü y ıllarda<br />

tek bir soylu (Bo Jonsson Grip), ülke topraklar ının üçte ikisinden<br />

çoğunun vergisini topluyordu.<br />

TUZ DI Ş SATIMI<br />

(Toplam D ışal ı m içindeki Yüzdesi)<br />

1559 24,7<br />

1590 24,3<br />

1613 13,3<br />

1637 9,5<br />

1685 11,0<br />

1800 9,0<br />

1928 0,2<br />

(Kaynak: E Heckscher, Sveriges ekonomiska historia)<br />

Kilise, krahn ve soylunun yan ındayd ı. Ko şulland ınlan<br />

yoksul halk, bir kötülükten (örne ğin hastalıktan) kurtulabilmek<br />

için kiliseye toprak (ya da mal) ba ğışlamak zorundayd ı<br />

(*). 1527 reformundan önce ülke topraklar ının be şte biri kilisenin<br />

eline geçmi ş ti.<br />

Yoksulluğun ne denli "diz boyu" oldu ğunu anlatabilmek<br />

için, sanırım "tuz" çarp ıcı bir örnek olacak: Isveç'in<br />

1500'lü y ıllardaki tüm dışahmının %24-31'i tuz ahm ına gidiyordu<br />

(bu oran, 1600'lü y ılların sonlarında %10'un alt ına düşebildi).<br />

Bir sava ş olasılığı kar şısında en önemli sorun, tuz kaynaklarının<br />

korunabilmesiydi. D ışardan tuz alabilmek için de<br />

tereya ğı ve tahıl da satma zorunlulu ğu vardı. 12601arda tereyağı<br />

dışsatımı demir ve bakırdan çoktu. 1643'te, ba şbakan durunundaki<br />

Axel Oxenstierna şöyle diyordu:<br />

"- Ülkenin vars ıllığı en çok hızla ölçülür. Bu ülkede<br />

tuz, gere ği duyulan en önemli şeydir. Savaşta Danimarka bizi<br />

en çok bununla (tuzsuz b ırakmak) zorlar. E ğer ülkemizin tuzu<br />

olsaydı, karşı yandan büyük bir sataşma olmadıkça, onlarla<br />

(Danimarka) kolay kolay sava ş başlatmazd ık."(**).<br />

*) Güney Avrupa'dan yay ılan veba salgını 1348-51 y ıllarında Isveç halk ı -<br />

nın üçte birini (yoksullarm tümünü) k ırd ı. Kral Magnus Eriksson (1319-65)<br />

bile, vebadan kurtulmak isteyenlerin kiliseye varl ık bağislarnalantu sal ık<br />

veriyordu.<br />

**) P Gunnar Andersson, Mest om mat, Stokholm, 1980, sayfa 236.<br />

28


YOKSULLUK ÇAĞ LARI 29<br />

AÇLIK<br />

Isveçli önce arpa ekme ğini tattı. Daha sonra çavdar<br />

ve yulafı ö ğrendi. Bu ğdayın yetişebilmesi için sert (a ğır) toprak<br />

gerekliydi. Ortaça ğda(*) yaln ızca yukar ı sınıflann tüketebildiği<br />

buğday, 1800'lerde düzlüklerde yetiş tirilmeye başlandı .<br />

S ıradan halk, bu ğday unundan pastay ı bile düğün; dinsel tören;<br />

ölüm töreni ve büyük bayramlarda tadabilirdi. Bu ğday ekmeği,<br />

Isveç halknun günlük sofrasma yüzy ılınuzın başlarında girebildi.<br />

Kuzey halk ı uzun sürelerle k ıtlık yılları yaşadı. Tar ım,<br />

hava ko şullarının elvermesine ba ğlıydı. Uzun kuraklık ya da yağış<br />

tanmı olumsuz yönde etkiliyor; k ışın da uzun sürmesi<br />

halkı açlıktan lonyordu. Sava şların da ard ı arkası kesilmediğinden,<br />

dayan ıklı besinlere çok gereksinim duyuluyordu. Yulaf,<br />

at yemi olarak da tüketilirdi.<br />

DI Ş SATIM<br />

(1769-71'de, Yüzde Olarak)<br />

Demir-çelik 66,8<br />

Orman Ürünleri, Katran, Zift 10,9<br />

Bal ık 9,1<br />

Bakır, Pirinç 8,7<br />

Ötekiler 4,5<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak:. Historisk statistik för Sverige, Stokholm, 1972)<br />

Baş besin, bugün bile yedikleri lapa'yd ı (gröt). Lapa,<br />

arpa; yulaf ve çavdardan (k ıthk y ıllarında ağaç kabuğu da karıştırılarak)<br />

yap ılırdı(**). Özellikle Kuzey Iskandinavya'da kurtulmu<br />

ş göl balığı ekmek yerine yenirdi (16. yy'da bal ık tüke-<br />

49 Avrupa'da Ortaça ğ, genellikle Bat ı Roma Imparatorlu ğunun yıkılmasıyla<br />

(476) Amerika'n ın bulunuşu (1492) aras ını kapsar (Türkiye'de<br />

476-1453). Isveç'te ise, Vikinglerin sonu (1060) ile Yasa döneminin ba ş -<br />

laması (1520) arasındaki zamand ır.<br />

**) Britt Sandquist-Bolin'in "Bonnier'in Yemek Kitab ı" (Bonniers kokbok,<br />

Stokholm, 1982) adl ı yap ıtından, 4-5 kiş ilik yulaf lapası :<br />

4 dl su, 4 dl yulaf tanesi ve yar ımla bir çay kaşığı arası tuz karış tırıl ıp,<br />

(tencereyle) oca ğa konur. Bir yandan (arada) kar ıştırılarak kaynatd ır<br />

(pişirilir). Ateş ten indirilerek 3.5 dakika kapal ı olarak dirdendirilir. Tastara<br />

konulmadan önce kar ıştınl ır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --ISVEÇ— 30<br />

timi, bugünkünün birkaç kat ıydı). Şalgam da ekmek yerine<br />

yenirdi. Tuz kıt oldu ğundan, balık gibi et de kurutularak ya<br />

da iste (odun-yaprak duman ı) pişirildikten sonra saklan ırd ı .<br />

Süt ürünleri öteden beri bilinirdi. Tereya ğı taze yenmez; tuzlanıp<br />

saklan ırdı. Yabanmersini (keçiyemi şi) C vitamini gereksinimini<br />

karşılardı. Vergiler para olarak de ğil, tahıl; içki; tereya ğı ;<br />

et; balık; deri; demir ya da canl ı hayvanla ödenirdi.<br />

DI Ş ALIM<br />

(1769-71'de, Yüzde Olarak)<br />

Tahıl 32,3<br />

Öteki Yiyecekler, içecek, Tütün vb 31,7<br />

işlenmemiş Gereçler 23,1<br />

Ötekiler 12,9<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Historisk statistik för Sverige, Stokholm, 1972)<br />

DAYANIKLI EKMEK<br />

Çok dayan ıklı ekmekler yap ılırdı. Ortaça ğda el değirmeninin<br />

bulunmasıyla, bir kezde çok tah ıl öğütebilme olana ğı<br />

doğdu. Kuzey ve Bat ı Isveç'te ka ğıt gibi ince, tepsi büyüklüğünde,<br />

ortas ı delil, pişirilirken kuruyan ekmekler yap ıhrdı.<br />

Bir kezde yap ılan ekmek, en az alt ı ay yeterdi. Bu çoklukta ekmek,<br />

Iki üç haftada yap ılabilirdi. Yaz ın iş çok olduğundan,<br />

ekmek jüzün ve bahar ın yapılırd ı. Ekmekler, "ekmek odas ı"nda,<br />

çocuklar ın uzanamayaca ğı yükseklikte s ırıklara dizilirdi.<br />

Ekmek odas ı (ya da kulübesi) yeterli büyüklükte olanlar, bir<br />

kezde yıllarca yiyebilecekleri çoklukta ekmek yapabilirlerdi(*).<br />

Un, genellikle arpaydı. Arpaya yulaf, çavdar ve bezelye kar ıştırıhrdı<br />

.<br />

A Ğ AÇ KABUKLARINDAN EKMEK<br />

Kıthk y ıllarında ormana gidilir, ekmeklik a ğaç kabuğu<br />

devşirilirdi. Yoksul halk, ormana gitmek için k ıtlık yıllaruu<br />

bekleyemezdi. Kimi kez ağaç kabuklar ı da yetmez, halk açl ık-<br />

" Olaus Magnus (1490-1557), Kuzey Halk ı Üzerine Tarih (Historia om<br />

nordiska folken) adl ı yap ıt ında, yirmi y ıl dayanan ekmeklerden söz eder ve<br />

bunların reçetelerini verir.


YOKSULLUK ÇAĞ LARI 31<br />

tan kınhrdı. 1750'den önce kilise kay ıtları tutulmadığından, lurılmalar<br />

üzerine eldeki veriler çok k ısıth.<br />

Eldeki en eski kaynaklardan biri, 1232'de Piskopos<br />

Uffe'nin Lund'tan Papa'ya yazd ığı mektuptur. Piskopos Uffe<br />

mektubunda, bir önceki y ıl hayvanların da açlıktan kırıldığını ;<br />

içinde bulundukları yıl durumlarının daha kötü olduğunu;<br />

halkın büyük bir bölümünü açh ğın götürdüğünü yaz ıyordu. O<br />

dönem üzerine elde yeterli veri bulunmad ığından, "halk ın büyük<br />

bir bölümü"nün say ısal çokluğu bilinmiyor.<br />

1296 ve 1306 y ıllarında Isveç "zor" birer y ıl yaşadı.<br />

1331 yılı "zor" 've "sert"ti. Kar kal ınlığı "beş alnar"dı (297<br />

cm). 1750'den önce açhk y ılları olarak belgelere geçebilen y ıllar<br />

da şöyle: 1336, 1404, 1408, 1437-38, 1440, 1442-43,<br />

1596-98 (*L<br />

Kıthk yıllarında ağaç kabukları, atalarının çok uzun<br />

ve acı deneyimleriyle, Isveç halk ının günlük ekmeğini oluşturuyordu.<br />

Bu deneyimlerde hayvanlar ın yol göstericili ğinden de<br />

yararlan ıldı.<br />

Ağaç kabuklarından baharcıa ve temmuz sonuna dek<br />

yararlanılabilir. Ağustos "kül" ay ıdır. Zamanı geçirilirse hem<br />

*) V Moberg, "Isveç Tarihim" adl ı yap ıtında 1596.98 açl ık y ıllarını ayrıntd<br />

ı olarak anlatır. Açl ıktan tüm Isveç ve kom şuları etkilenmiştir. Orta<br />

Isveç say ılan yerlerdeki (Vistergodand, Vürmland, Dalarna ve Hillsing-<br />

land) 1596-97 yılları durumu üzerine şunları yazar:<br />

"... Çalışanların üzerlerindeki giysiler ( ıslakl ıktan) çürüdü. Kald ınlabilecek<br />

bir kum ot yoktu (...). Bozulan yeniler hayvanlar ın hastalanmas ına neden<br />

oldu. Yığmla öldüler. ölen hayvanların eti, ne kedi ne de köpe ğe verilebiliyordu.<br />

Kilerlerde ve yemliklerde tükenen (bir önceki y ıldan kalma) ürünlerin yerine<br />

koyabilecek hiçbir yiyecek yoktu. Kişiler, her düşünülebilecek yiyecekleri<br />

sağlayabilmek için aray ış içine düştüler. A ğaç kabukları, fınd ık<br />

çaldann ın yaprak ve tomurcuklan, türlü otlar, ısırgan, türlü ağaç köleleri<br />

yediler. Buldukları tüm kemikleri öfflitüp un yaparak de ğerlendirdiler. Besin<br />

azlığından, kişiler güçten dü şerek gevşer, ağır iş yapamazlard ı. Un yap-<br />

mak için kullandıkları el de ğirmenlerini çevir en düşüp ölenler oluyordu.<br />

Kıştan bahara dek açl ıktan ölenler say ılamayacak çokluktayd ı. Gömülmemiş<br />

ölüler her yerde gürülebilirdi: Içerde ve d ışarda. Ah ırlarda, barakalarda,<br />

ambarlarda, yendilderde, yollarda vefieçitlerde. öyle ölülere rastla-<br />

mrd ı ki , ağızlannda ot kıpaçlan bulunurdu.<br />

(Vilhelm Moberg, Min svenska HIstoria, Stokholm, 1977, Sayfa 303-304)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --- İ SVEÇ— 32<br />

ekmek iyi olmaz, hem de kabu ğu soyulan ağaçlar kuruyabilir.<br />

Ekmeklik için en yaygın ağaç, her ormanda bulunabilen çamd.<br />

Çanun da iyisi sançamd ır. Köknann ekmeği iyi olmaz. En<br />

aranılan ekmeklik ağaç, karaağaçtır. Karaağaç hem daha besleyicidir,<br />

hem de kabu ğu kolay soyulur. Asya ve Kuzey Amerika'da<br />

yüz otuz türü bulunan karaa ğacın, Isveç'te üç türüne<br />

rastlanır. Ekmeklik için en iyisi "da ğ karaağacı"dır (Ulmus<br />

glabra). Orta ve Güney Isveç'te çok bulunur. Kavak ve hu ş ağac ı<br />

da ekmeklik verir.<br />

Ekmeklik, yalnızca dış kabuğun alt ındaki zardan al ınır.<br />

Bu zar, ağac ın son "ya ş halkası "nı olu şturacakt ır. "Kesme<br />

bıçağı" ile sert olan dış kabuk atılarak, bu ince katman (zar)<br />

alınır. Ların inceliği nedeniyle çok ağaç gider. Çok zaman alır.<br />

Tüm aile bireylerinin bu i ş te çalışması zorunludur.<br />

Ekmeklik zar, uzun bir haz ırlamştan geçer: Ufalanabilir<br />

duruma gelene dek kurutulur. Kar ışan dış kabuklar ayıklamr.<br />

Sonra dövülerek (ya da ö ğütülerek) un yap ılır. üçte bir<br />

oranında tahıl unu ile kan ştınlarak ekmek yap ılır. Tahıl unu<br />

bulamayanlar ot ya da ba şka bitki artıkları kanştınr. Hiçbir<br />

şey karıştırmadan da ağaç kabuklarından ekmek yap ılabilir.<br />

Kuzey Iskandinavya'da kimi y ıllar tarladaki ürün devşirilmeden<br />

dondu ğundan (*), oralardaki halk ın olağan günlük<br />

ekmeğini ağaç kabukları oluştururdu. Tahıl, satınalabilecek<br />

güç yoktu. Ağaç kabuklar ı dev şirilmeden uzun yıllar yaşanamazdı.<br />

Finlandiya'da, yüzy ıhnuzın başlarındaki savaş zamanlarında<br />

ekmeğe ağaç kabukları kanştınlnu ştır. Bugün bile, ya şlı<br />

Isveçliler arasında, çoculduklarında ağaç kabuklarından ekmek<br />

yiyenlere rastlanabiliyor.<br />

GÖZYA Ş I VE KAN LAPASI<br />

Lisa Johansson (doğ 1894), Orta-Kuzey Isveç'teki<br />

Vilhehnina kentinde geçen çocukluk y ıllarını ve yakınlarından<br />

dinlediklerini anlatan "Gözya şı ve Kan Lapas ı(**) adlı ya-<br />

*) So ğuk havalarda iiriin donmas ına karşı, tarlaların çevresinde geceler<br />

boyu ateş yakanlara da rastlan ırd ı.<br />

**) Lisa Johansson, Saltlake och blodv511ing, Stokholm, 1968.<br />

(Al ınt ılar: Sayfa 35,47-48,88-89)


YOKSULLUK ÇAĞ LAR! 33<br />

p ıtındaki "Açlık Resimleri"ne şöyle ba şlar: "Çocuklu ğum çok<br />

yoksulluk ve yiyecek k ıtlığıyla geçti. Evde her gün ekmek bulabilme<br />

savaşımı verilirdi." 1890'h y ıllar için şunları yazar:<br />

"Hiç buğday çöre ği görmemiş ya da ak örtülü yemek<br />

masasına oturmamış okul ça ğında çocuklar vard ı. Yenıck,<br />

tencereden, küçük a ğaç tabaldam ho şakshrdt. ijer ye'wn<br />

ekmek, patates, bahk, et gibi kuru yiyeceklerse, çocuklar çt,<br />

ğu kez yere yanyana oturup giysilerini düzlerler; dizlerinin üzerine<br />

atılan yiyecekleri elleriyle yerlerdi.<br />

Nisan ve mayıs yılın en zor aylarıy& Patates tükenir,<br />

inekler süt vermezdi.<br />

Derken, deniz ku şları gelirdi. Önceden göl ve dere kıydarındaki<br />

ağaçlara tahta yuvalar konurdu. 'Ördek kapam' denilen<br />

bu yuvalara yumurtlayan ku şların yumurtaları toplanırdı.<br />

Yumurta, açlıkla geçen bir kıştan sonra kavu şulan çok önemli,<br />

değişik bir yiyecekti. Evde deniz ku şları yumurtasmdan başka<br />

yiyecek bulunmadığından (yumurtaya kat ık edecek yiyecek<br />

olmadığından) ormandan, aç ık alandan, ördek kapanlarmdan<br />

(yumurta) toplama işi sürerken, bir yandan da hemen orada<br />

kaynatılarak yenirdi. Önceden, ormanda yumurtan ın nasıl<br />

pişirilece ği bilinirdi: Hu ş ağacından dörtkö şe bir çanak yap ılırdı.<br />

Bu çanak, yumurtalar (sert) pi şene dek (ate şe) dayanırdı."<br />

iki kızkarde şin bir sıçanı nasıl bir zorlukla yakaladıklarını;<br />

ilciye bölüp, derisini yüzerek k ızartıp yediklerini de<br />

anlatır Lisa Johansson. Ölü hayvanlar da yenir. 1866-67 k ıthk<br />

y ıllarındaki "ağaç kabuklarından ekmek" üzerine de şunları<br />

der:<br />

"... Hu ş ağacının sürgün kabukları alınır. iç kabuk (zar)<br />

un yapılırken, dış kabuk da evlerin üzerine örtü (kiremit) olarak<br />

değerlendirilir. Bu ağacın kabuklarından yal da kaynatılır. Çokları<br />

ilgi çekecek denli, hiç arpa ve yulaf unu kar ış tırmadan saf<br />

ağaç kabuğu unu kullan ırdı. Saf ağaç kabuğu ununa yosun karış<br />

tırılarak yap ılan ekme ğin daha yenebilir oldu ğu da öğrenilmişti.<br />

Hu ş ağacı yosununun yenebilir en iyi yosun oldu ğu biliniyor.<br />

Sarıçam yosunu da yenebilir ama ac ıdır. Köknar yosunu<br />

hiç yenmez. F 3


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 34<br />

Yosun, (teknedeki) küllü suda biraz durdurulur. Sonra<br />

teknenin tapas ı aç ılarak küllü su bo şalt ıhr. Su ile durulanarak<br />

külden annd ırıldıktan sonra kullan ıma hazır olur. Oklava ile<br />

bir cm kahnlığında aç ılarak tepsiyle fırında da pişirilebilir. Biraz<br />

sütle yoğrularak, tavada gözlemesi de yap ılabilir. Ayr ıca,<br />

bugün sebzelerden nasıl yararlanıyorsak (yeme ği, çorbas ı),<br />

o zaman da yosundan öyle yararlan ılırd ı..."<br />

YOKSULLARIN ISVEÇ'I<br />

Julius Ejdestam, "Yoksullann Isveç'i" adl ı yapıtmda,<br />

soylularuı 1900 dolaylanndaki durumu üzerine, o günleri ya şayan<br />

bir işçi çocuğundan (1952'de) şunları da aktan:<br />

"Biz açlık sınırında ya şarken, soylu ailelerinin nas ıl<br />

yiyecek ve içki bollu ğu içinde yüzdüklerini hizmetçilerden duyarken,<br />

içim içime sığmadığıru şimdi bile arumsanm. i şçilerin<br />

ahnteriyle kazan ılan paralarla şatolarda parlak partiler ve balolar<br />

verilirdi. Her zaman yiyece ği verilen, soylunun binek at ının<br />

durumu (bile) bizden daha iyiydi. Bir at sayr ılanırsa veteriner<br />

çağrıhrdı. Ama bir işçi saynlanırsa, kendi bilece ği işti (doktor<br />

getirilmezdi). Bir binek at ı ölürse, soylu için bir yitikti. Bir i şçi<br />

ölürse, hiçbir şeyi yitmezdi. Yerine yeni bir i şçi alınırdı.<br />

Çiftlikte en ac ı, en iç aç ıcı olmayan yine de başka<br />

şeydi: işçi ve yanc ılarm bir kızları gelişmeye görsün, soylu<br />

hemen ona göz koyardı. Çiftlikte aşağı yukarı her iki k ızdan<br />

birinin bir ya da iki 'piç'i bulunurdu. Kimileri son anda (çocuk<br />

doğmadan) bir u şakla (soyludan biraz kaymak olarak ve de babalık<br />

karşılığı) evlendirilirdi. Denfiebilirdi ki, soylunun yapt ığı<br />

tek iş , çiftliğindeki kızlara sataşmaktı. Soylunun gözünde kızlar,<br />

aşağı yukarı çiftlikteki öteki nesneler gibiydi.<br />

Durum çok yüz kızartıcı olmasa, papazlann her zaman<br />

(ve bu konuda da) soylularm yan ında olması gülünç gelebilirdi.<br />

Papazlar, gçnç k ızların davranışlarını (piç doğurma) Tanrı yolundan<br />

sap6a olarak görür ve onlara dinsel ö ğütler verirdi. Çocuğun<br />

kimden olduğunu aç ıklama yilrekliliğini gösterenlere de,<br />

(babanın soylu oldu ğunu bile bile) 'soyluya kara çalma'dan kamu<br />

davası açabileceklerini söyleyerek gözda ğı verirlerdi.<br />

Soylunun ilgi duyduğu yaln ızca genç kızlar değildi.


YOKSULLUK ÇAĞ LARI 35<br />

O, erkeklerin i ş te oldu ğu, günün ortas ında, i ş çilerin ve yar ıc ılar<br />

ın kulübelerini dola şır; çok ya şlı olmayan (genç) kad ınlarla<br />

yatard ı. Kad ınlar, onun iste ğini geriye çeviremezdi. Yoksa (ailece)<br />

çiftlikten at ılırlard ı. Ve de i ş ten atılan kiş inin ba şka yerde<br />

iş bulması kolay de ğildi. Soylular (bu durumlar için) aralar ında<br />

anlaşmışlardı. Koyulan iş çiler kara listeye al ınırd ı .<br />

(...) İkinci kızkarde şim 16 yaşındayd ı. Soylu ona otlukta<br />

sata şmış (...). Her nas ılsa kız kendini kurtarmay ı ba şarm<br />

ış. Ko şarak eve ula şıp, korkulu ve kendinden geçmi ş olarak<br />

olanları anlattı. Babam ın yüzünün nas ıl gerginle şip donukla ştığını<br />

gördüm. Ama hiçbir şey söylemedi. Bir süre sonra d ışarı<br />

ç ıktı. Sonradan ö ğrendim ki, soyluyu bulup, a şağıdan alarak<br />

k ız ı özgür bırakmas ı için yalvarmış ■ ...).<br />

Iki gün sonra, öteki yanc ılardan birkaç ı gelerek kulübedeki<br />

tüm gereçlerimizi dışarı attılar. D ışarı atılmamıza kar şı<br />

ç ıkamad ık. Bir yanc ının soylusuna kar şı konu şabilme yetkisi<br />

yoktu. Şanshymışız ki, çiftlikte I.o da) yanc ı olan halam ız ın<br />

yan ına sığındık. Babam hemen ba şka çiftliklerde i ş aramaya<br />

koyuldu ama kimse onu çalış tırmak istemiyordu. Sonunda kente<br />

ta şmdık da, orada i ş bulabildi. Yoksullu ğumuz sürüyordu<br />

ama tutsak de ğildik. Yaşam, hepimiz için ne güzeldi. Özgürlüğümüzün<br />

bilincindeydik (*)."<br />

BÖYLE YA Ş ADIK<br />

Jane Fredlund'un "Böyle Ya şad ık" adlı yapı tından da<br />

temizlik üzerine yazd ıklarını aktarahm:<br />

"Y ılda iki kez, büyük avlulara büyük çama şır kurulurdu:<br />

25 Marttaki Meryem Ana Yortusundan önce ve aral ık<br />

başlarında Noel'i kar şılama mumlan yak ılmaya ba şlanmadan.<br />

S ık çama şır de ğiştirilmemesine kar şın, yarım yılda oldukça çok<br />

iç çama şırı ve gömlek toplanır& Çar şaf genellikle yar ım yılda<br />

bir de ğiştirilirdi. Y ıkanan çama şırlar çok kirliydi. Erkeklerin,<br />

günün ağır işlerinden sonra, hiç temizlenmeden ve de ço ğu kez<br />

iş giysileriyle yata ğa girmeleri de eklenince, (çama şırlardaki)<br />

kirin çoklu ğu daha iyi anla şılır (...).<br />

Sonunda s ıra kiş isel temizli ğe gelirdi. Ki şiler çok s ık<br />

*) Julius Ejdestam, De fattigas Sverige, Stokholm, 1969 (sayfa 21-24).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A -- İ SVEÇ— 36<br />

y ıkanmazdı. Tüm gövde yaln ızca Yaz Ortas ında (bayram) ve<br />

Noel'de temizlenirdi. Bir Güneybat ı Isveç çiftlik k ızı, 1860'<br />

lardaki çocuklu ğunun Noel y ıkanmalar ını şöyle anlat ır: 'Anam,<br />

ocağın karşıs ına büyük tir le ğen koyard ı. Biz (küçükler) s ıra ile<br />

(le ğene) oturur, y ıkan ırd ık. Bu (y ıkanma) her y ıl, anam ya şadığı<br />

ve küçük oldu ğumuz sürece yap ıld ı. Sözde Noel'e temiz girilmesi<br />

gerekirdi (...).'.<br />

"Karl XII Üzerine Görgü Tan ı klar ı " adl ı yap ı tta, Karl XII'nin<br />

(Demirba ş Ş arl) 1716'da Norveç'te Papaz Sören Hagerup'un bölgesinde<br />

bir süre konaklad ığı belirtilir. Papaz Sören Hagerup, bir Danimarka<br />

gazetesinde Demirba ş Ş arl üzerine ş unlar ı da yazar:<br />

"Giysilerine bakarak, onu yal ı n atl ı lar ı ndan (süvari) ay ı rma<br />

olana ğı yoktu. Pantolon, pardesü ve paltosunun bir tak ı m ı deriden;<br />

bir tak ım ı da ola ğan mavi kuma ş tand ı . Delik doluydu. Delikli (y ı rt ı k)<br />

bir pardesüsü vard ı ki, onu, ünlü Danimarka binba şı s ı Kuruse'den (arma<br />

ğan) ald ığı n ı söylerdi.<br />

(...) Bir uylu ğu (bacak) çok sakatt ı . Paltosunu da ç ı karmad<br />

ığı ndan, kanat ç ı rpar gibi yürüdü ğü kolay anla şı l ı rd ı . Burnundan hep<br />

sümük akard ı . Ve yemek yerkenki görünümü (hiç) iyi de ğildi. Kraldan<br />

çok bir kaç ı k (deli) gibi kendini yeme ğe verirdi.<br />

Tam saat 01'de mahmuzlu çizmesi, paltosu ve k ı l ı c ıyla, küçük<br />

ot yata ğı na yatard ı ..."<br />

(Hans Villius, ogonvittnen Karl X11, Stokholm 1960, Sayfa 182)<br />

Sa ğlık aç ısından oakıhnca, eski dönemleri 'pislilik dönemi'<br />

olarak niteleriz. İğrençlik ve kirlili ğin yürürlükte oldu ğu,<br />

önümüzden iki yüzy ıl öncesini düşünürsek, evet. Ama (daha geriye)<br />

16. ve 17. yy'lara gidersek, günümüzle kar şılaştırılamamakla<br />

beraber, kişisel temizli ğin şaşılacak denli yüksek oldu ğunu<br />

göriMiz (...).<br />

Kentlerde 1200'ler ve sonras ı, kamusal hamamlarda<br />

yıkan ıhrdı (...).<br />

1684'te. Stokholm Norrströmedeki Drottninggatan<br />

güzel bir hamama kavu ştu. Orada, kimi hastal ıklara iyi geldiği<br />

san ılan zambak ve gül banyosu da sunulurdu. Tüm kurulu şa<br />

'Rosenbad' (gül banyosu) denildi. 1723'te (hamam) y ıkıldı<br />

ama bugün bile (Rosenbad) ad ı durur (...).<br />

1725'te hamamlar kapat ıldı. Ortalığı kasıp kavuran


YOKSULLUK ÇAĞ LARI 37<br />

frenginin ana kayna ğı olarak hamarnlardan ku şkulan ılmış tı .<br />

Içki içiliyor, daha çok ikili küvetler kullan ılarak ve de genelevlerle<br />

ili şkili olarak da çalıştır ılıyordu. Yak ıt ve su lutlığı da<br />

birer kapatma nedeniydi. A şağı yukarı o zamanlar kentlerde<br />

saunaya (fin hamam ı ) da ilgi azald ı. 18001ii y ıllar ın başlarında<br />

Fin köyleri d ışında saunalar tümüyle unutularak, buralardan<br />

domuz eti (isteyerek) kurutma yeri olarak yararlan ıldı. Temizlik<br />

aç ıs ından karanl ık devir başladı.<br />

Ilıca, özellikle vars ıllar için gidilecek yerlerden oldu.<br />

Yukarı sın ıf kadınları, y ılda bir kez Baden-Baden (B Almanya)<br />

ya da ba şka bir ılıcaya gitmelerini gerekli say ıyorlardı. Ama genelde<br />

pislilik ça ğına girildi.<br />

18. ve 19. yy'larda halk ın hızlı çoğalmas ı ve ba şlayan<br />

endüstrile şme ile kentlere y ığıhnması pislilik dönemine rastlar.<br />

1800'lerdeki tüberküloz (verem) salg ınının nedenlerini,<br />

kötü sağlık bakımı ve dar konutlarda oturmaya ba ğlamak gerekir.<br />

Gerekirse (yaln ızca) yüz ve eller y ıkamrd ı. Belki bunlar da<br />

yıkanmazdı. 1700'lerden kalma, sa ğlık üzerine bir Frans ız yapıt<br />

ında, yüze su vurulan ba şın, kışın soğuğa; yaz ın da sıca ğa<br />

duyarlı olaca ğı uyarısı yap ılır. Yazara göre, her sabah kuru bir<br />

bezle ovalanmak, temizlik için yeterlidir. Giysilerin kaplad ığı<br />

yerlere bir su damlas ı (bile) çok seyrek de ğerdi. Giysileri ç ıkarıp<br />

tüm gövdeyi (ç ıplak) y ıkamak, görgüsüzlük belirtisi say ıhrd<br />

ı. Yaln ızca 'y ıkanma' sözcü ğü bile, iyi yetişmi ş bir kadının<br />

yüzünü kızart ırdı (*).'<br />

*) Bugün bile hiç y ıkanmayan Isveçlilere rastlan ır. Kâ ğıt fabrikas ının,<br />

çal ış tığım bölümündeki 12 İşçiden 3'ünün (ikisi Isveçli; biri Finli)<br />

y ıkandıkların ı hiç görmedim. Gören de yok!<br />

Du ş yapanlar havluyla; ellerini ayaklar ını y ıkayanlar kâ ğıtla kurulan ır.<br />

Duştan sonra (havlu yerine) kâ ğıtla kurulananlar da var. Bunlar, 30 cm<br />

enindeki kâ ğıt bobinden 15.20 m kâ ğıt harcarlar. Ayaklar ına takunya<br />

vb geçiren hiç yok. Ço ğu, 10.15 m'ye varan soyunma dolaplar ına yal ı -<br />

nayak gider (bir-ikisi ayaklar ına kâ ğıt dolar).<br />

Hiç y ıkanmayanlardan 25 yaşlarındaki Sven, aptalcad ır. Ama sürücülük<br />

belgesi var (i şe arabas ıyla gelir-gider). Sven'e arkada şları (arkas ından)<br />

"köylü" (bonden) derler. Bu Sven, i şe ilk başlad ığında, ellerini kâ ğıt yeri-<br />

ne yüz havlusuna silerdi. İki y ıl kadar sonra, havlusunu yan ında taşımama-<br />

ya başlad ı. Kâ ğıt da kullanm ıyordu. Kendisini izledim, dolab ındaki hav-<br />

luyla kuruluyordu ellerini. Bir gün, Sven ellerini y ıkarken, dolab ındaki hav-<br />

lusunu görme olana ğı n ı buldum. Ak havlu,kirden kapkara kesilmi ş ti!Sven,<br />

işe baş lad ığının alt ınc ı y ı l ında ellerini kâ ğıtla kurulamaya başlayabildi.<br />

(HTY)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A — İ SVEÇ— 38<br />

Köylerin, kentlerden biraz daha temiz oldu ğu san ılı -<br />

yor. Arstalı bir kad ın, giinlü ğünde. 1803'te bir kez y ıkandığıru<br />

yazar. Sonra birkaç y ıl tüm gövdesini hiç y ıkamamış t ır. Daha<br />

sonra sa ğlığa yararlı oldu ğunu anlamış olmalı ki, bir küvet sat<br />

ın alarak y ılda 2-3 kez y ıkan ır.<br />

İlk ve önemli olan su k ıtlığlydı. Su damlalar ını I bile)<br />

biriktirme zorunlulu ğu, temizli ği geriye itiyordu. 1850 dolay<br />

ında bir çiftlikteki çocuklu ğunu anlatan bir kad ın. 'hiçbir<br />

yerde bir y ıkanma dolab ı ya da içi su dolu bir küvet bulundu ğunu<br />

bilmiyorum. El (y ıkama) çana ğı ve testiler o denli küçüktü<br />

ki, şimdi o denli az su koyulanlarm ın eskisini bile bulabilme olana<br />

ğı yoktur' der.<br />

Genelde yazlar ı y ıkan ıhr. Kışınki temizlik, haftada bir<br />

kez ayak banyosu ile s ınırlıd ır. Ayaklar ı y ıkaman ın yolu da 'hizmetçi<br />

ve ye şil sabun'dan geçer. Ş u uyar ıy ı duyunca, ayak y ıkaman<br />

ın da tümüyle güvenilir olmad ığı görülür:<br />

SU<br />

1987'de Isveç'te ki şi başına günde 333 litre su tüketiliyordu (1945'te<br />

150; 1970'te 207 litreydi).<br />

Suyun %53'ü konutlarda; %12'si endüstride; %ll'i okul, hastane gibi<br />

kamusal kurulu şlarda ve %l'i de ba şka amaçlarla kullan ılır. Su kaça ğı<br />

%23'tür. Endüstrinin su gereksinimi her y ıl %4-6 artar.<br />

Bir yunak teknesi (küvet) banyosu için 200; be ş dakikal ık du ş ta 60 litre<br />

su harcan ır. Günde ortalama y ıkanmaya 70; tuvalete 40: çama şıra 30:<br />

yeme ğe 10 litre su gider.<br />

Ülkede 61.610 km (kişi başına 7,33 m) su borusu dö şelidir (su boruların<br />

ın %67'si döküm demir; %24'ü plastik; %3'ü çelik; %6's ı da öteki<br />

gereçlerden yap ı l ıd ır). 1.342.000 su saati i şler. Bu yolla 7.080.600 ki ş iye<br />

su ula şır. 400.000 özel kuyu (bir o çoklukta da yazl ık evlerde) bulunur.<br />

Göteborg ve çevresinin suyu sa ğlanan Göte Akarsuyu, 1880'den beri<br />

(sağl ık aç ısından) ölçülür. 1970'e dek ölçümler s ıkla ştır ıldı . Bu tarihten<br />

sonra (endüstri ve belediyelerin, pis sular ı temizlemeden sal ıvermemeleri<br />

sonucu) ölçümler 1920 düzeyine dü şürüldü.<br />

Isveç'te la ğım çukuru açmak yasakt ır. Pislikarkı (kanalizasyon) bulunmayan<br />

yerlerdeki la ğım birikimleri bidonlarda saklanarak ar ıtma yerlerine<br />

bo şalt ıl ır.<br />

Cecilia, Cecilia, sen bugün d ışar ı ç ıkamazs ın! Çünkü<br />

dün ak şam ayaklar ın ı y ıkadın!'


YOKSULLUK ÇAĞ LARI 39<br />

EN ÇOK SU VASTERAS'TA<br />

İsveç'te en çok suyu (günde 501 litreyle)sterU,belediyesinde otu-<br />

ranlar harcar. Vsters'ta su, savurganl ık yapacak denli ucuzdur da...<br />

Ülkenin en kurak (!) yeri Halmstad't ır. Orada oturanlar günde 265 lit-<br />

re su ile yetinirler.<br />

(Sverige i siffor, Stokholm, 1985, Sayfa 220)<br />

Kadınlar saçlarını seyrek y ıkardı. Ama daha çok, evde<br />

-haz ırlanan, güzel kokularla kaynat ılmış öküz iliğinden pomat<br />

sürerlerdi. Ba şkaca, ince di şli tarakla taranarak ba ş bitleri ay ıklanmaya<br />

çalışılırdı. Bitler iyice (ba şa) sararsa, saçlar, kaynat ılmış<br />

bitotu ile y ıkanırdı.<br />

Bitler, kirli, seyrek y ıkanan tüm giysileri de severdi.<br />

Smalandh bir uşak şöyle ba ğırmış : 'Allah kahretsin! Bu gömleği<br />

de bit sarmış, giyen daha on bir ay bile olmad ı !'<br />

Stokholm, yüz y ıl tümüyle hamams ız kaldı. 1820'de<br />

Norrbro'da aç ılan tek hamam, tüm Stokholm halkı içindi.<br />

Stokholmlulann temizliği konusunda gerçek u ğraş veren Carl<br />

Curman'dı. Bugün de çalışan, 1869'da Söder'de Stura badhuset'i<br />

(hamam) ve 1885'te Sturebadet'i açt ı. Orada küvet banyosu,<br />

doktor olarak Carl Cunnan' ın sıcak propoganda yaptığı ilaçh<br />

çamur ve deniz yosunu banyolan yap ılırdı. Türk hamam ı ve sauna<br />

da vardı. Önce keselenilerek temizlenilen; saunaya girilen;<br />

sonra da hamamırl restoramnda ö ğle yemeği yenen olağan bir<br />

cumartesi eğlence' yeriydi. Evlere y ıkanma yerleri (banyo) girene<br />

dek, hamam kentlilerin ya şamında büyük rol oynad ı. 1880'<br />

lerde Prens Gustav V (bugünkü Kraldan önceki, 1973'te ölen<br />

Kral) için saraya bir banyo yaptırildlysa da, banyolann büyük<br />

konutlara girebilmesi 1910 11ara; küçük konutlara girebilmesi<br />

de 1930 öncesine rastlar." ("<br />

AMERIKA'YA GÖÇ<br />

1800'le 1850 arasında Isveç'te oturanlar ın sayısı 2,5<br />

milyondan 3,5 milyona (elli y ılda %52); 1865'te 4 milyona ç ıktı.<br />

Bu dönemde doğumlar artmamakla beraber, ölümler azald ı .<br />

Bunun başlıca nedeni, uzun barış dönemine ko şut olarak, ki şilerin<br />

sa ğlık ve besin bakan ına daha iyi özen gösterilmesiydi.<br />

Jane Fredlund, SA levde vi, VAsterAs, 1971 (sayfa 16, 44-49).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 40<br />

Patatesin yaygınlaşıp ekme ğin yerini almas ıyla besin sorunu bir<br />

ölçüde çözümlenmiş oluyordu. En az ından açlıktan ölümler<br />

azaldı.<br />

YA Ş ORTALAMASI<br />

Erkek Kadın<br />

1751-1790 33,7 36,6<br />

1891-1900 50,9 53,6<br />

1921-1930 61,1 63,1<br />

1951-1960 70,1 74,1<br />

1971-1980 72,3 78,1<br />

1986 74,0 80,0<br />

1987 74,2 80,2<br />

(Kaynak: Valfards Bulleti ııe, Sayi 4, 19881<br />

Çoğalma daha çok köylerde ve ülkenin kuzeyinde ve<br />

de yoksul kesimde oluyordu. 1850'de halk ın %40'nun topra ğı<br />

yoktu. Işsizler ordusu büyük sosyal sorunlar yarat ıyordu.<br />

Bu sorunlara çözüm yollarından biri de göçtü. 1840'<br />

ta dışarıya göç serbest b ırakılmış ; 1850'ye dek Kuzey Amerika'ya<br />

15 bin kişi gitmiş ti. Gazeteler, bro şürler bu yeni ülkeye<br />

gidenlerin özgür ve eşit olduklarını yazıyordu. Orada toprak<br />

bok.d. Toprak ağası, kilise baskısı yoktu. Amerika'dan gelen<br />

mektuplar elden ele dola şıyordu (*).<br />

Özellikle Alman ve İngiliz. kuruluşları Atlantik'in öteki<br />

yakasına sürekli seferler düzenliyordu. Yaln ızca Liverpool'daki<br />

bir gemi ortaklığının, Isveç'in yüzden çok kentinde bürosu vardı .<br />

Amerika'dan yaz ılan mektuplara bir örnek ("Karl" imzas ıyla "Sevgili<br />

K ızkardeşlerim" diye başlayan mektup, New York'tan 23 Kas ım 1879 da<br />

postalanm ış):<br />

"... Bu (hizmetçi) k ızlarla sosyete bayanlar ı aras ında çok az ayr ım var. Ya<br />

da hiç yok. Çünkü, onlar ın da şık giysileri var. Burada her kad ın şapka giyiyor.<br />

Bir (hizmetçi) k ız, aşa ğı yukarı haftada iki dolar kazan ır. Kimi kez<br />

çok da olur. Ya da az da. Ama bir buçuk dolardan az olmaz. Iyi para!<br />

iki dolar, Isveç paras ıyla yedi buçuk kron eder. Bu, (Isveç'te) iyi bir y ıll<br />

ık kazançt ır (...). Bir bayan Ingilizce bilirse, ayda yirmi dolar kazanabilir."<br />

(Sven Sjöberg, Utvandringen till Amerika, Stokholm 1968 ('sayfa 44).


YOKSULLUK ÇAĞ LARI — İ SVEÇ— 41<br />

Göç, 1930'lara dek sürdü. Ço ğunluğu ABD'ne olmak<br />

üzere Yeni Dünya'ya 1,4 milyon Isveçli (ülkede oturanlar ın 1/5'<br />

inden çoğu) göç etti. Daha çok Wisconsin, Minnesota, Kansas<br />

ve Nebraska'ya yerle ştiler. 1900'de yaln ızca Şikago'da 49 bin<br />

Isveçli yaşıyordu. Oturduklar ı yerlerde kendi okullar ı, kiliseleri,<br />

gazeteleri... de oluyordu. İş ya şam ına girenlerden adlar ı Ingilizceye<br />

uyanlar, gerekli uyarlamalar ı yap ıyor, Nilson'lar Nelson;<br />

Tomas'lar Thomas; Henrik'ler Henry; Anna'lar Ann oluyordu(*).<br />

BA Ş BAKAN CARLSSON<br />

1987'de, tv'de Ba şbakan Ingvar Carlsson'la yap ılan<br />

bir söyle şi yay ımlandı. Ben, bu söyle şiden esinlenerek Ba şbakandan,<br />

çocuklu ğunun yoksulluğunu bana da anlatmas ım Istedim.<br />

Ingvar Carlsson, Boras'ta, iki odal ı bir tahta evde, depo<br />

işçisi baba ve temizlikçi ananm üçüncü çocu ğu olarak doğar<br />

(1934). On iki yaşındayken babasını yitirir. O zamanlar "dulluk<br />

emeklili ği" yoktur. Ailenin geçimi bozulur ama evlerinde kalmayı<br />

başarırlar.<br />

Bir temizlikçi kad ının, çocuğunu yüksek okullarda<br />

okutabilmesi o zamanlar çok zordur. Çocuklar hem çah şıp<br />

hem okuyarak öğrenimlerini sürdürürler. Ingvar Carlsson üniversiteyi<br />

de bitirir.<br />

SINIF AYRIMI<br />

Ingvar Carlsson'un, 1940'lar Isveç'inin s ınıf ayrımı gözlemleri<br />

ilginçtir:<br />

Boras'ta dokumac ılık geli şir. Ba şka iş dalı olmadığından,<br />

işçi ücretleri dü şüktür. Bu nedenle kadınların da çalışması<br />

zorunlu gibidir. Karı-koca çalışanlar oldukça iyi konutlarda oturabilirler.<br />

Ö ğretmenlerle öteki devlet görevlileri bahçeli evlerde<br />

otururlar. I şçilerin oturdukları konutlar dokuma fabrikalar ıınırıdır.<br />

Ama fabrikatörler halktan ayr ı yerlerde oturur.<br />

"- Kentin bölümleri aras ında çok keskin sınır çizgileri<br />

vardı. Ama biz çocuklar bu s ın ırı tarumazdık. Işçi çocuklar ının,<br />

*) Türkiye'den Isveç'e gelen Leylaelar ın Layla' Hakan'lar ın Hakan; Yunus-<br />

lar ın Jonas; Selimeln<br />

en Selma ya dörui ştürüldüğünü de ans ıtal ım.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 42<br />

orta s ınıfın bahçeli evleri bölgesine girmemesine ili şkin uyarıları<br />

duymazdan gelirdik."<br />

Yukarı s ınıflara (o zaman) dü şmanlık beslemediğini<br />

söyleyen Ingvar Carlsson, sözlerini şöyle tamamladı :<br />

"- Gerçekten, evlerdeki ya şam düzeyi çelişkiliydi.<br />

Ama ben bu çeli şkiyi (sınıf ayr ımı) çok belirgin olarak okulda<br />

farkettim. Her şeye karşın (kendileri istemeden, ana-babalar ın<br />

ın baskılarıyla) ö ğrenimlerini tamamlayabilen o çocuklar ın<br />

kimilerine ac ırdım. Kişinin gelece ğinin (yetene ğine göre değil<br />

de) sosyal durumuna göre belirlenmesinin istenmesini anlayamıyordum.!"


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A<br />

19. yy' ın ortalar ında Bat ı Avrupa ülkeleri endüstrile şme<br />

dönemine girdiklerinde, halk ının %90' ı köylerde ya şayan; topraks<br />

ız köylüleri ve kalabal ık çiftçi aileleriyle Isveç, Avrupa'n ın<br />

en yoksul ülkelerinden biriydi. Ne bir kar ış sömürgesi; ne bir<br />

avuç kömürü ve ne de bir damla petrolü vard ı .<br />

Isveç endüstrisi, 19. yy' ın ortalar ında, geli şmi ş ülkelere<br />

"hammadde patlamas ı"yla geli şmeye ba şlad ı .<br />

18. yy' ın sonlar ında İngiltere'de, demirin i şlenmesinde<br />

ağaç kömürü yerine maden kömürü kullanma yöntemi bulununca,<br />

Isveç demir-çeli ğinin niteli ği yüksek düzeye ç ıkt ı(*). K ıta<br />

Avrupas ının endüstrile şmesine ko şut olarak, köylerden kentlere<br />

ak ın ba şlamışt ı. Ço ğalan i şçi sın ıfına konut yap ım ı için kereste<br />

*) 1700 ba şlar ında, günümüz modem i şletmelerinin çekirde ğini olu şturan<br />

"bruk"lar kurutmaya ba şlanm ış t ı. Demirin işlenmesinde a ğaç kömürü kullan<br />

ıld ığından, "bruklar orman içlerinde kuruluyordu. A ğaç kömürü yerine<br />

maden kömürü gündeme gelince, bruklardan ço ğu kapanarak, ayakta kalanlar<br />

geni şledi. Yem "fabrikalar orman içi yerine, kentlerin çevresinde<br />

kurutmaya ba şland ı .<br />

43


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 44<br />

gerekliydi. Kerestenin d ış pazarlarda al ıc ı bulmas ıyla da, yüzy ıllard<br />

ır halk masal ve öykülerine konu olmaktan ba şka pek i şe<br />

yaramayan ormanlar birdenbire de ğer kazand ı. Bir üçüncü kaynak<br />

da bulunmu ş tu: Akarsular. Kereste ve demir, h ızla endüstrile<br />

şen Avrupa'da kolayca al ıc ı buluyor; akarsular, kerestelerin<br />

limanlara ucuza inmesini sa ğlıyordu. Norrland (Kuzey Isveç)<br />

kısa sürede i şçi cenneti oluvermi şti.<br />

ISVEÇ'IN İ LK DI Ş SATIMCISI<br />

Bu y ı l, 700. y ı l ı m ızı kutluyoruz. İş ya şam ında bir rekor. Stora, dünyan ı n<br />

en eski ortakl ığıd ır. 1288'den çok önce kurulmu ş tur. Falun bak ı r ı ,<br />

Viking pazarlar ında k ı l ıç ve süs yap ı m ı için aran ır ve pazarlama İ sveç<br />

s ı n ı rlar ı n ın çok ötelerine dek uzan ı rd ı ...<br />

Stora bugün, geni ş kapsaml ı ara şt ı rma ve geli ştirmeleriyle, yüksek yap<br />

ı m yöntemleri uygulayan, Avrupa'n ın önde gelen orman endüstrisi<br />

kurulu şlar ı ndand ır.<br />

STORA<br />

(1988'de, gazetelerdeki duyurusundan)<br />

DEMIR<br />

Demir, Bergslagen (Orta Isveç) bölgesinde 13. yy'dan<br />

beri ç ıkarılıyordu (demirin varlığı IÖ 500 y ıllarında bilinir).<br />

1720'ye dek, ç ıkar ılan demirin %80'inden ço ğu Ingiltere'ye sat<br />

ılırd ı(*). İngiltere ilk endüstrile şen ülkeydi. Ilk makinelerin büyük<br />

bölümü demirden de ğil, ağaçtan yap ılırd ı . Konut yap ım ında<br />

demir kullan ılmazd ı. Bu yüzden, demirin tüm dünyada de ğer kazanabilmesi<br />

için, demiryolu yap ımının gündeme gelmesine dek<br />

(18. yy) beklendi. 1902'de, kuzeyin buz tutmayan liman ı Narvik'in(**),<br />

dünya maden ocaklar ın ın en büyüğü olan Kiruna'ya<br />

demiryoluyla ba ğlanmas ıyla, dış ülkelere demir sat ışı kolayla ş t ı<br />

(yine demiryoluyla Lulea üzerinden yap ılan ta şıma, Balt ık Denizinin<br />

k ışın buz tutmas ı yüzünden düzenli olmuyordu). Ülke demirinin<br />

%90c ı, Kiruna ve yak ınlarındaki Malmberget bölgesinden<br />

ç ıkar ılır.<br />

*) 1700 .1ü y ılların ilk yarısında d ışsat ım ın %75'ini demir olu şturuyordu.<br />

1700'lü y ıllardan önce bak ır, demirden öndeydi (d ışsat ımda bak ır ve demiri<br />

katran izlerdi). Avrupa'da birçok kilise ve kamusal yap ın ın çat ıs ı Falun<br />

(Isveç) bak ınyla kapl ıd ır.<br />

**)Narvik, 1905'te Norveç'e ba ğıms ızl ık verilene dek İsveç'indi.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 45<br />

ORMAN ÜRÜNLERI<br />

Su gücüyle çalışan ilk ağaç kesme h ızar ı 1730'larda çalışmaya<br />

ba şlad ı (Hollanda'da 1500'lerin sonlar ında yel gücünden<br />

yararlan ıhyordu).<br />

Orman ürünleri 1800'lerde Kuzey Isveç'in ekonomik ve<br />

sosyal gücünü geli ştirdi. En parlak devir 1850 dolaylar ıd ır.<br />

YILLIK ORMAN KES İ M İ<br />

(Net Milyon Metreküp Olarak. 1985-86)<br />

Kereste 22,4<br />

Ka ğıt ve ka ğıt hamuru 25,3<br />

Yak ı m (odun) 3,1<br />

Öteki amaçlar 0,9<br />

TOPLAM 51,7<br />

(Kaynak: Statistisk ârsboi, 1988)<br />

Maçlar ın tür azl ığı (köknar %46, sar ıçam %37), uzun<br />

sürede büyümesi (uzun lifli olu şu), kesim ve ta şıma kolaylıklar ı<br />

bak ım ından ekonomik de ğeri büyüktür. Son y ıllarda, daha ekonomik<br />

oldu ğundan, d ışardan da kereste al ınmaktad ır. Y ıll ık kesim<br />

1973'te 83 milyon metreküpken, 1980'de 63 milyon metreküpe<br />

düştü. 1950'den 1970'e dek kesimin ço ğalmas ını , Isveç'in<br />

(o zaman) çok büyümesine ko şut olarak, ormana çok say ıda yeni<br />

makine girmesine ba ğlayabiliriz. 1973 akaryak ıt bunal ımı, kesi-<br />

A Ğ AÇLARIN YILLIK BÜYÜMES İ<br />

(1985'teki Çokluk ve yüzde)<br />

Milyon<br />

metreküp Yüzde<br />

Köknar 41,48 48,5<br />

Sar ı çam 27,35 32,0<br />

Hu ş ağac ı 11,61 13,5<br />

Ötekiler 4,99 6,0<br />

TOPLAM 85,33 100,0<br />

(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1988)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A — İ SVEÇ— 46<br />

mini hı z ını da kesti. 1960'larda endüstriye i şçi gereksinimi artt ı kça,<br />

kimi ekili alanlarla otlaklar da ormana dönü ş türüldü. Orman<br />

art ığı h ızla ço ğal ıyor. 1987'de 64 milyon metreküp kesime karşı<br />

l ık. 92 milyon metreküp büyüme oldu.<br />

Ormanlar ın %25'i kamu kesiminindir. 11 kurulu ş , özel<br />

ormanlann %90' ını elinde tutar.<br />

YILDA 90 MILYON F İ DAN<br />

Kesilen her a ğaç yerine be ş (tane) yenisi dikilir. Ülkemizde, en çok<br />

orman ı olan Domânverket, y ılda yakla şık 90 milyon fıdan diker...<br />

Dikim, çok büyük bir i ştir. E ğer, birer metre aral ıkla düz bir çizgiye<br />

dikilecek olsa, dünyay ı üç kezden çok dolanmak gerekir.<br />

...Fidan ın iyi geliştiği yaz aylar ında, dikimde istekle çal ışan az bulunur.<br />

Bu aylar, çoklar ın ın dinlence aylar ıdır. Dahas ı , Kuzey İsveç'te yaln ızca<br />

iki-üç ay dikim yap ılabilir. Güneyde bu süre dört-be ş ayd ır.<br />

(Natur Fritid, Say ı 1, 1988)<br />

Dünya kereste üretiminin %3'ünü (d ış pazarlar ın %10'u);<br />

kağıt üretiminin %6's ın ı (d ış pazarlar ın %13'ü) İsveç kar şılar. Kimi<br />

işletmeler, kullan ılmış ka ğıt da i şler(`)<br />

YABANCI ETKISI<br />

Endüstri alan ındaki ilk giri şimcilerin yabanc ılar (göçmen)<br />

olduğu kuşkusuzdur.<br />

1250'de Kuzey Alman Kentlerine gümrüksüz al ışveri ş kolaylığı<br />

(kapitülasyon) sağlanmas ından sonra, Almanlar İsveç<br />

İ Y İ KA Ğ IT TOPLANIYOR<br />

—AMA ENDÜSTR İ İ STEM İ YOR-<br />

Geçen y ı l, ortalama her İ sveçli 1,3 a ğaç kurtard ı . Daha da çok ka ğıt toplanabilir.<br />

Ama ka ğı t endüstrisi, önümüzdeki y ıllar için, daha çok kullan<br />

ı lm ış ka ğıt istemiyor. Gerekçe olarak da., Avrupal ı al ı c ı lar ın taze lifli<br />

ka ğı t istemeleri gösteriliyor.<br />

(Ny teknik, Say ı 3, 1987)<br />

*) Göteborg'a (Mölndal) yerle ş ti ğimizin birinci y ı l ı, Belediyenin ayl ık "kağıt<br />

toplama günü"nü bilmedi ğimizden, evde oldukça çok gazete ka ğıd ı<br />

birikmişti. Yeterli yerimiz de bulundu ğundan, sorun yaratm ıyordu. Sonra<br />

bu ka ğıtlar ı satmay ı düşündük. Ve de t ıka basa doldurdu ğumuz iki özel arabay<br />

ı, kullan ılm ış ka ğıt sat ın alan, kentin öte yakas ındaki yere götürdük.<br />

Ama kapal ıyd ı. Geç kalm ış t ık. Ertesi günü yeniden gitmek zorunda kald ık.<br />

Aldığımız para, neredeyse yak ıt giderimizi bile kar şılamayacakt ı ! (HTY)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 47<br />

A Ğ AÇLARIN YILLIK BÜYÜMESI<br />

(1981-85 Ortalamas ı )<br />

Milyon<br />

Metreküp<br />

Yüzde<br />

Köknar 43,46 47,7<br />

Sar ı çam 29,38 32,2<br />

Hu ş Ağac ı 12,69 13,9<br />

Ötekiler 5,65 6,2<br />

TOPLAM 91,18 100,0<br />

(Kaynak: Statistisk ksbok, 1989)<br />

kentlerine yerle ştiler. 14. yy'da, kentlerdeki yöneticilerin yar ısı<br />

Alman'dı .<br />

17. yy'da Isveç'in en vars ıl ki şisi, Liege (bugünkü Belçika'da)<br />

do ğumlu bir Valon olan; Amsterdam'da da oturan Louis<br />

de Geer'di(*). Geliri, günümüz Isveç vars ıllarından daha çok olan<br />

Geer'in yapmad ığı i ş yoktu.<br />

Isveç bak ırınm en büyük dışsatımcısıydı. En büyük silah<br />

yap ımcısıydı. Isveç demir endüstrisinin geli şmesinde öncüydü.<br />

Her tür mal üretirdi: Pirinç (maden), çelik, teneke, tel, U ğıt,<br />

kumaş... Gemi yapın‘ kurulu şları ve deniz filosu vard ı .<br />

Geer, Hollanda'dan Valonlar getirterek, özellikle demir<br />

madenlerinin i şletilmesinde çalıştırdı .<br />

Almanlardan ve Valonlardan ba şka Avusturya ve Fransa'<br />

dan da Isveç'e göçenler oldu. Göçmenler kendi dillerini konuşurdu.<br />

Ama ikinci ku şak, dilde ve davram şta Isveçliydi.<br />

1620'lerde kurulan Göteborg, bir Hollanda kolonisi olarak<br />

düşünülmüştü. Kentin ilk yönetiminde (belediye üyelikleri)<br />

10 Hollandal ı, 7 Isveçli ve 1 Iskoçyah vard ı. Ikinci yönetim daha<br />

da yabancı ağırhkhyd ı : 5 Hollandalı, 3 Isveçli, 2 Alman ve 1<br />

Iskoçyah.<br />

*) 1985'te bir yabanc ı (M ısırl ı Refaat El-Sayed) Isveç'te "y ıl ın işadam ı"<br />

seçildi. 1966'da Isveç'e gelen EI-Sayed, k ısa sürede işçilikten i şverenliğe<br />

yükseldi. 1970 ile 1980 aras ında, kimi buluşlann yaşama geçmesi amac ıyla<br />

devletten milyonlarca kronluk destek sa ğlad ı. 1981'de ilaç kurulu şu "Fermenta"y<br />

ı kurarak büyük üne kavu ş tu ve bu kurulu şu halka açt ı. Isveç'in<br />

varsıllanndan olmuştu.<br />

Kötü giyinen, biraz komünist olan, futbol oynayan, yüksek ayl ık almayan<br />

El-Sayed, basında da "sevilen ki şi" olmu ştu.<br />

1986'da "doktor" olmad ığı ortaya ç ık ınca, işleri bozulmaya ba şladı. 1987'<br />

de tüm (yasal) varl ığını yitiren.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 48<br />

YENI BULU Ş LAR<br />

Demir ve kereste d ışsat ımın ın hızlanmas ı , İsveç endüstrisini<br />

de hızland ırd ı. Demiryolu yap ımına önem verildi. Demirin<br />

işlenmesi ve ka ğıt yap ımında önemli ilerlemeler oldu. Yeni bulu<br />

şlarda say ısız örnekler verildi: Su alt ında kablo dö şeme, bilya<br />

yataklan (SKF), deniz pervaneli, asetilen gaz donan ımlı deniz<br />

feneri (AGA), tek parçal ı buzdolab ı (Elektrolux), kutu kibrit,<br />

santigrat ısıölçer, dinamit hamuru, otomatik telefon (Ericsson),<br />

üç giri şli elektrik motoru (ASEA), ya ğ ve kaymak ay ır ıc ılar ı (Alfa-Laval)...<br />

birer Isveç bulu şu olarak ortaya ç ıkıyordu.<br />

ÇOKULUSLU İ LK BÜYÜK KURULU Ş LAR<br />

ATLAS COPCO. 1873'te demiryollar ı na vagon yap ı m ına ba ş lad ı 1900'<br />

lerde bas ınçl ı hava veren makinelerin yap ım ına ba ş lad ı . Fabrikalar ı n ı n<br />

dünyaya yay ı l ışı Ikinci Dünya Sava şı ndan sonrad ır.<br />

L M ERIKSSON. 1876'da telgraf gereçlerinin onar ı m ıyla i ş e baş lad ı<br />

1980'lerde telefon yap ı m ına da geçti 1887'de Petersburg'ta (Leningrad),<br />

1904'te de New Yorkta fabrika kurdu.<br />

ASEA. 1882'de elektrik lambas ıyla pazara girdi. Tüm İ sveşi ışıkland<br />

ırma dü şüncesinden yola ç ık ılm ışt ı . Elektrik dinamosunu buldu.<br />

1914'te alt ı ülkede kurulu şu vard ı . 1987'de İsviçre kurulu şu Brown<br />

Boveri (BB) ile birle şti.<br />

ALFA LAVAL. 1883'te süt sa ğ ma makinelerini pazara sürdü. 1900'den<br />

önce Rusya ve Almanya'da fabrikalar ı vard ı .<br />

SAAB SCANIA. 1891'de vagon yap ı m ına ba şlad ı . 1897'de İ lk Isveç<br />

arabas ı n ı pazara sürdü'<br />

AGA. Demiryollar ı na ışı kland ırma da gerekliydi 1904'te bu amaçla<br />

kuruldu. Birinci Dürya Sava şı ndan önce birkaç Güney Amerika ülkesinde<br />

asetilen fabrikas ı kurmu ştu<br />

ESAB. 1904'te elektrik kayna ğı yöntemini geli ştirdi Birinci Dünya<br />

Savaşından önce Ingiltere ve Rusya'da fabrikalar ı vard ı<br />

SKF. 1907'de bilya yapmaya ba şlad ı 1911'de, d ış ülkelerdeki ilk fabrikas<br />

ı n ı İ ngiltere'de kurdu.<br />

VOLVO. 1926'da kuruldu.<br />

Eklenmelidir ki, ço ğu parasal güç ve teknik bilgiyle<br />

Amerika'dan dönen 300 bine yak ın İsveçlinin katk ıs ı da büyüktü.<br />

1870'le 1913 aras ındaki endüstriyel büyümede yaln ızca Japonya<br />

Isveç'i geçebilmi şti.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> NARSILLI ĞA 49<br />

SOSYAL DEMOKRATLAR<br />

GELIYOR<br />

Isveç 'teki "emekçi" s ın ıfın ın gelişimi İngiltere, Almanya,<br />

Fransa gibi ülkelerdekine.benzemiyordu. Ülkeye endüstri geç girmi<br />

şti. İkincisi, endüstrile şme ormandan ba şladığından (ilk endüstri<br />

odak noktalar ı olan "bruk"lar orman içlerinde kurulduğundan),<br />

orman ya da tar ım ağalar ının toprakları içinde olu şuyordu.<br />

"Bolluk ülkesi"nin be şiği olan bu "bruk"lar, ço ğu kez<br />

çok güçlü olan tek ki şilerindi. 19. yy' ın sonlarına dek, patronun<br />

izni olmadan i şyeri de ği ştirilemezdi.<br />

Marksistlerle öteden beri ili şkisi bulunan -August Palm,<br />

1881'de Danimarka'dan Malmö'ye (Isveç) geçerek, i şçi sendikaları<br />

içinde toplumcu dü şünceleri yaymaya ba şladı. Palm; ba şlangıçta<br />

çok az ba şarı sağlayabildi. Alman Sosyal Demokrat Partisinin<br />

tüzüğü ve öteki yay ınlar Isveççeye kötü çevrilmi şti. Dağımk<br />

durumda olan sendikalar, sosyalist eğilimli görünmek istemiyorlardı<br />

.<br />

Palm, siyasal karargâhm ı Stokholm'a ta şıyarak, "Social<br />

Demokraten" adl ı gazetesini ç ıkarmaya ba şlad ı (1885). Iki y ılda<br />

çevresinde 26 seçkin ki şi olu şturdu. Bu 26 ki şi, Isveç sosyal demokrasisinin<br />

ilk büyük ki şileri oldular. Riksdag'a (parlamento)<br />

ilk Sosyal Demokrat parlamenter (1896), hükümete ilk Sosyal<br />

Demokrat bakan (1917) ve ilk Sosyal Demokrat ba şbakan (1920)<br />

bu 26 ki şi aras ından ç ıkt ı .<br />

1889'da kimi sendika temsilcileri Stokholm'da toplanarak,<br />

Isveç'in ilk modern partisi olarak Sosyal Demokrat Partiyi<br />

(*) kurdular. Ama, 250 kadar sendikadan yaln ızca 50 kadar ı<br />

partiyi destekledi. 1898'de I şçi Sendikaları Konfederasyonu<br />

,a1<br />

.. Ş una ku şku yok ki Isveç, birinci ku şak göçmenlerin yapt ığı türden<br />

i ş lerin yava şça ortadan kalkt ığı bir teknolojik de ğ i ş me sürecine girmi<br />

ş bulunuyor. Ekonomik bunal ımdan ç ık ışın i şaretleriyle birlikte<br />

sanayide bilgisayarlar, robotlar, di ğer elektronik ayg ıtlar h ızla yay ı l<br />

makta. Isveç, süratle en büyük sermayenin bilgi oldu ğu, bilginin 'altyap<br />

ı ', üretimin 'üstyap ı' haline geldi ğ i bilgi toplumu olma yolunda."<br />

( Şahin Alpay, Cumhuriyet, 5 Aral ık 1984)<br />

*) Sosyal Demokrat Parti (SDP), Sveriges Socialdemokratiska Arbetareparti<br />

(Isveç Sosyal Demokrat I ş çi Partisi), SAP, S.<br />

f 4


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ- 50<br />

"... Bu parti ideoloji bak ı m ından Marksist Leninist de ğ ildir. Klasik tan<br />

ımlamaya göre, sosyalist de say ılmaz. Bu bak ımdan, İ sveç sosyalizminden<br />

söz etmek yanl ış olabilir. Çünkü, her şeyden önce, Isveç rejiminde,<br />

üretim araçlar ı özel mülkiyet konusu olmaktad ır. Ve İ sveç'te,<br />

ana çizgileriyle kapitalist bir ekonomi vard ır. Ama Sosyal t)er ı okrat<br />

iktidar, kapitalizmin içini oyarak insanlararas ı ;s ı n ıflararas: dengeyi<br />

yaratma çabas ına yar ı m yüzy ı l harcam ışt ır...''<br />

(Tank Zafer Tunaya, Cumhuriyet, 20 Ş ubat 1978)<br />

(LO) kurulunca, tüm sendikalar ın üç y ıl içinde SDP'yi desteklemesi<br />

kararı alind ı(*).<br />

Sosyal Demokratlar, emekçi s ın ıfı dışındaki halk ın da<br />

ekonomik, toplumsal ve ekinsel mutlulu ğunu düşünmek; "halkın<br />

partisi" olmak zorundayd ılar. Endüstrile ş me h ızl ı oluyor ve<br />

üç ku şağa şöyle yans ıyordu: Büyükbaba çiftçiyken, baba mavi<br />

yakah i şçi (fabrika i şçisi); o ğul da beyaz yakah işçi (memur)<br />

oluyordu.<br />

I Ş GÜCÜ GEL İŞİ M İ NE DEVLET YATIRIM1<br />

( İşsiz Ba şı na Yat ır ılan 1.000 Kron)<br />

Yardı m<br />

Etkin<br />

önlemler<br />

Toplam<br />

İsveç 95 218 313<br />

Finlandiya 65 30 95<br />

B Almanya 45 30 75<br />

Fransa 51 20 71<br />

İ ngiltere 24 10 34<br />

ABD 23 8 31<br />

Avustralya 22 6 28<br />

(Kaynak: Veckans affarer, 8 Aral ık 1988)<br />

Sosyal reformlar dizisi, yüzy ıhmız ın ba şında başlar. Norveç<br />

sorunu (1905'te 1sveç'ten ayr ıldı ) ardarda başanl ı hükümetleri<br />

i şbaşına getirdi. 1906'da Norrland'ta, köylülerin ekonomik<br />

olmayan küçük çiftliklerinin, büyük kereste kurulu şlar ınca (ucuza)<br />

kapat ılmas ı önlendi. 1907'de, Laponya'daki (ülkenin en kuzeyi)<br />

GMngesberg demir ocaklann ın yarısı kamula ş t ırıld ı. Bir<br />

*)LO üyeleri, SDP'nin de do ğal (zorunlu) üyesidir. Bu zorunluluk (toplu<br />

kat ıl ım) 1990'da kalk ıyor.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 51<br />

kurul oluşturularak İngiltere, Danimarka ve Almanya'daki emeklilik<br />

konular ı derinlemesine incelendi. Göçlerin nedenleri ara ş -<br />

t ır ıld ı .<br />

1913'te 67 ya şını bitiren herkese emeklilik (dünyada ilk)<br />

tan ındı. oğretmea*rin ayl ıklar ı yükseltildi. Kad ınlar ın geceleri<br />

çali şt ır ılmas ı yasakland ı . İşyerlrinin aç ılış ve kapan ış saatleri<br />

sınırland ırıld ı . 1916'da haftal ık çal ışma (çiftçiler d ışında 48 saate<br />

indirildi( * ).<br />

1920'de SDP, Halk Partisinin ( Folkpartiet) deste ğiyle<br />

hükümet kurdu. Seçim nedeniyle çok k ısa süreli olan bu hükümetin<br />

ba şbakan ı Hjalmar Branting'di.<br />

FABRIKA I Ş ÇILERI<br />

YILDA KAÇ SAAT ÇALI Ş IR<br />

(Zorunlu Saatler D ışı Çal ışmayla Tatil. Hastal ık vb Nedenlerle<br />

Çal ışılmayan Saatler de Içinde. 1987)<br />

İngiltere 1.839<br />

İspanya 1.820<br />

Isviçre 1.800<br />

Danimarka 1.692<br />

İtalya 1.686<br />

Finlandiya 1.654<br />

Norveç 1.628<br />

Belçika 1.600<br />

B Almanya 1.597<br />

Hollanda 1.591<br />

İsveç 1.492<br />

(Kaynak: Sunt Förnuft, 6/19881%<br />

*) Ilk "Çal ışma Süresi Yasas ı" 1919'da ç ıkt ı. Buna göre çal ışma, 8 saatlik<br />

işgünü; 48 saatlik hafta ile s ınırland ı. Bu yasa, devlet hizmetlilerini; büro<br />

hizmetlilerin' ve dörtten çok i şçi çal ış t ıran i şletmeleri kaps ıyordu.<br />

1960'ta haftal ık çal ışma 45 saate; 1969'da 42,5 saate; 1971'de de 40 saate<br />

indi. 1990'lar ın gündeminde 6 saatlik i şgünüyle en az 6 haftal ık y ıll ık dinlence<br />

var. 6 saatlik i şgünü uygulamas ı 1988'de Falun'daki bir hastanede<br />

denenmi şti. Kuzeydeki Kiruna Belediyesi, 1989'a, kendi konutlar ında otu-<br />

ran yaş l ı ve hastalara bakan görevlilere 6 saatlik i şgünü ile girdi. Kuzey<br />

Balt ılCtaki Luleâ kentinde, on bir i şçi çal ış t ıran bir berber i şvereni de (S<br />

saatlik ödeme yaparak) 6 saatlik i şgünü uygulamas ına geçti. Ama öncelik.<br />

6 saatlik i şgünunden çok, 6 haftal ık dinlencede. 6 haftal ık dinlence, 1990'<br />

lar ın ilk yar ısında gerçekleşece ğe benzer (çal ışanlar ın y ıll ık dinlence süreleri<br />

için 114.sayfaya bak ınız).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A — İ SVEÇ— 52<br />

Bolluk ülkesinin kuruldu ğu 1932-46 y ıllann ın ba şbakan ı<br />

Per Albin Hansson, Malmö'lü bir duvar örücüsünün o ğluydu ve<br />

yaln ızca dört y ıll ık ilkokulu bitirebilmi şti. Önce SDP saflannda<br />

"haberci" olarak çal ışmaya ba şlad ı. SDP Gençlik Örgütünün<br />

kurulu şunda eme ği geçti. Daha sonra at ılgan ve taktikçi bir<br />

parlamenter oldu. 1923'ten ölümüne dek partisinin ba şkan ıyd ı .<br />

1946'da, İskandinav Ülkeleri ba şbakanları oturumundan sonra,<br />

tramvaydan inip, yaya olarak evine dönerken (kalp yetmezli-<br />

ğinden ) öldü.<br />

YILDA KAÇ GÜN I Ş E G İ TNIEZLER<br />

(Fabrika iş çisi, 1987)<br />

Hastal ık<br />

Nedeniyle<br />

Öteki<br />

Nedenlerle<br />

TOPLAM<br />

İ spanya 4,0 5,5 9,5<br />

İ ngiltere 11,0 2,4 13,4<br />

Danimarka 11,6 3,5 15,1<br />

İtalya 10,8 11,4 22,2<br />

Finlandiya 18,6 8,8 27,4<br />

Norveç 21,0 7,0 28,0<br />

B Almanya 18,0 2,6 20,6<br />

Hollanda 22,0 2,0 24,0<br />

İ SVEÇ 27,0 17,3 44,3<br />

(Kaynak: Sunt Förnuft, 6/1988)<br />

Per Albin ve arkada şlar ı, toplumun tüm üyelerinin hiçbir<br />

sınıf ve toplulu ğa ba ş eğmeden ya şayabilecekleri bir Isveç dü şlüyorlard<br />

ı. J M Keynes'in kimi ekonomi politik kuramlar ından-<br />

(*) da etkilendiler. İşsizliğin önüne geçmek için yap ılar; yollar<br />

yap ımına giri şilecek; kaynak ödünç, vergi ve kredilerden sa ğlanacakt<br />

ı. 1932 seçim kampanyas ında bunlar ı dile getirdiler. 1933'<br />

te uygulama ba şlad ı. Krediler silah gibi kullan ılıyor; i şsizliğin<br />

^ok olduğu yerlerde yap ım (yol, yap ı) ba şl ıyordu.<br />

*) "Keynes önemle belirtmi ş tir ki, (...) yat ır ım ya da tüketim ço ğals ın (...),<br />

milli gelir ve istihdam düzeyi yükselsin. Aksi halde, çok önemli bir i şsizlik<br />

sonsuz(a dek) sürüp gidecektir. $u halde hükümet tam istihdam istiyorsa,<br />

işadamları n ı yat ırım yapmaya te şvik etmeli, (...) geni ş ölçüde bayınd ırl ık<br />

i şlerine giri ş melidir (...). Böyle bir politika ile bütçede aç ık meydana gelme-<br />

sinin hiç önemi yoktur."<br />

(Michael Steivart, Keynes Devrimi (Çev A Baltac ığil), Istanbul, 1970, sayfa 105)<br />


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 53<br />

Isveç, Ikinci Dünya Sava şın ı, Birinci Dünya Sava şına<br />

oranla daha az s ıkınt ılı geçirdi. Sava şın ba şından bitimine dek<br />

(1939-45), Komünist Partisi d ışındaki dört parti ortakl ığınca yönetildi.<br />

1942'de kira denetimi ba şlad ı . 1944'te herkese i şsizlik;<br />

hastal ık ve çocuk paras ı (1937'de ko şullu olarak ba şlam ışt ı) uygulamas<br />

ına geçildi. Eşit e ğitim olana ğı, daha kısa çalış ma haftas ı<br />

ve gerçek gelirin yükselmesi gündeme geldi. "Ulusalla şt ırma" ve<br />

"yararl ıIa şt ırma" kurullar ı kuruldu. Bir i şi özel kesim daha iyi<br />

yapıyorsa, serbest b ırak ılacakt ı. Devlet, "parasal" de ğil. "toplumsal"<br />

nedenlerle endüstriye giriyordu. Sosyalist olmayan partiler,<br />

ulusalla şt ırma uygulamasın ın barış devresinde de yayg ınla<br />

şma olasılığından korkmakla beraber, SDP'yi geni ş çapta desteklediler.<br />

1932'de %31; 1940'ta %9 olan i şsizlik, 1950'de c 702'<br />

ye düştü (1988'de %1.1).<br />

Burjuva partilerinin(*) 1976'dan 1982'ye dek hükümet<br />

"... 20. yy' ı n ba şından itibaren Isveç kapitalizmi yeni bir döneme girdi.<br />

Büyük sanayi sermayesiyle banka sermayesini kayna ş mas ı yla finans kapital<br />

do ğdu. Finans kapitalin hakim oldu ğu banka ve ş irketler, küçük<br />

bankalar ı ve ş irketleri y ı:tarak gittikçe büyüdüler ve güçlendiler. Serbest<br />

rekabet şartlar ı ortadan kalkt ı ve tekelci kapitalizm dönemine geçildi.<br />

Ekonominin çe şitli dallar ında birkaç büyük şirket üretimin büyük bölümünü<br />

denetler hale geldi. Isveç ekonomisine ve siyasetine o tarihten<br />

itibaren büyük etkileri olacak Sanayiciler Birli ğ i (Industriförbundet)<br />

1910 y ı l ında kuruldu. 1911'den itibaren Isveç, sermaye ihraç etmeye<br />

baş lad ı . Birinci Dünya Sava şı n ın sonundan ba ş layarak Isveç ş irketleri<br />

(Affa-Laval AGA, LM Eriksson, SKF, daha sonralari Atlas Copco, Elektrolux<br />

vb) uluslararas ı karteller kurmaya ba ş lad ı lar.<br />

20. yy' ın ba şından itibaren, Isveç ekonomisinde tekelle ş me sürekli<br />

olmu şsa da, belliba ş l ı üç önemli birikim dönemi gözlemlenmektedir:<br />

İ lk dönem 1910'lar, ikinci dönem büyük buhran ı izleyen 1930'lar ve<br />

üçüncü dönem de 1960 y ıllar ıd ır 1930 buhran ı küçük ş irketleri iflasa<br />

sürükledi. Sanayide h ı zl ı bir birikim oldu. 1960`larda ise büyük bankalar<br />

ve ş irketler aras ı nda birle şmeler büyük bir art ış kaydetti Örne ğ in bütün<br />

1950'lerde 635 birle ş me kaydedilmi şken, 1960'larda 2.543 birle ş -<br />

me oldu."<br />

(Mehmet Ça ğ, Cumhuriyet, 5 Ekim 1976)<br />

*) Isveç'te "sa ğ kanat" partilerine "burju va partileri" (borgerliga partierna)<br />

denir. Sosyal Demokrat Partinin ba şa geçmesinden 44 y ıl sonra (1976'da)<br />

ilk kez, sosyalist olmayan partilerden (üç parti) olu şan bir hükümet kuruldu.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 54<br />

oldu ğu alt ı y ıl boyunca, düzende hiçbir de ğ i şikliğe gidilmedi.<br />

Sosyal Demokratlarda da "dogmatik sosyalizm" e ğilimi yok.<br />

1984'te İşçi Yat ır ım Fonu(*) kuruldu. Kayna ğını i şverenlerden<br />

al ınan "ücret kesintisi" ve "gelir vergisi"nin olu şturdu<br />

ğu fon, "iyi devrelerde birikim, kötü devrelerde harcama"ya<br />

yöneliktir.<br />

"... K ırk y ı l ı a ş k ın süredir, parlamentoda ço ğ unluklar ı varken bile, Isveç<br />

Sosyal Demokratlar ı o ço ğunlu ğa dayanarak yasa ç &artmaya kalk<br />

ış mam ış lard ı r. Bir yasa tasla ğı n ı daha tasar ı ya dönü ştüriip parlamentoya<br />

sunmadan önce, en az on y ıl on be ş y ıl bazen yirmi y ıl, toplumun<br />

her kesiminde tart ışı la tart ışı la olu şturmu şlard ır. Onun için Isveç'te<br />

yasalar çok geç ç ıkar; k ısa sürede yasa ç ıkarmakla ö ğünülmez ve bu çok<br />

yad ırgan ır. Ama bir yasa bir kez ç ı kt ı m ı o art ı k bütün toplumun mal ı<br />

d ır ve bir daha kolay kolay de ğ i ş mez. O nedenledir ki Sosyal Demokratlar<br />

ın iktidardan ayr ı ld ığı döremlerde bile, Isveç'in sosyal demokrat<br />

düzeni nden geriye do ğru ad ı m lar at ı lamamaktad ır<br />

Böylece, Isveç Sosyal Demokratlar ı görünürde kaplumba ğa h ız ı ile giderek,<br />

ereklerine h ızl ı ko şan nice tav şandan daha çabuk ve daha etkin<br />

bir biçimde eri şebilmi şlerdir. "<br />

(Bülent Ecevit, Milliyet, 3 Ekim 1984)<br />

Isveç endüstrisinin %85'i özel kesim; %8'i devlet kesimi;<br />

%2'si kooperatiflerindir. Devlet, demiryolu; ileti şim (PTT) ve<br />

enerji üretimini elinde tutar. 1950'den sonra bunal ıma giren kimi<br />

kurulu şlar kamula ştırıld ı (**).<br />

*) i şverenlerin ho şnutsuzlu ğu nedeniyle tart ışmas ının sürdürüldüğü fon,<br />

beş bölgede kuruldu. Fonlar ın, dokuzar ki şiden olu şan yönetim kurulu<br />

üyeliklerinden be şini İşçi Sendikalar ı Konfederasyonu belirler. Fonlann<br />

ba şl ıca amaçlar ı şöyle özetlenmi ş tir: 1- Toplumda parasal birikimin sa ğ -<br />

lanmas ı, 2- Genel Ek Emeklili ğine katk ı, 3- Çal ışanlara birikim, 4- Çal ışanlara<br />

söz ve 5- Daha e şit varl ık da ğı l ımı .<br />

**)Devlet, 1950'lerde geni ş bir alana yay ılmış bulunan ve gün geçtikçe<br />

kaybeden Uddevalla tersanelerini; 1957'de, ülkenin en büyük demir ocaklann<br />

ı elinde tutan LKAB' ın %95'ini; 1969'da bir ilaç yap ım kurulu şunun<br />

(AB Kabin) %65'ini sat ınald ı . 1970'te devlet holdingi (Procordia AB) ku<br />

rularak, kurulu ş lardan kimilerinin tek elden yönetimi sa ğland ı. 1970'lerin<br />

ikinci yar ıs ında (akaryak ıt bunal ım ı döneminde) kimi tersane, çelik ve<br />

tekstil kurulu ş lar ı da devletle ştirildi.<br />

Procordia AB'den ayr ı olan ba şl ıca devlet kurulu şları şunlard ır: LKAB (madencilik),<br />

Svenska Varv (tersane), Pripps (bira) ve PK Banken (banka).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 55<br />

SOSYAL DEMOKRAT PART İ 100 YA Ş 1NDA<br />

... Eski işletme patronlar ının (bruk ağalan) egemenlikleri k ırıld ı. Ama<br />

o eski baylar, yeni yöntemlerle geldiler: Bir seçkinler toplulu ğu politikayı,<br />

devleti, belediyeleri ve illeri yönetiyor. Bir ba şka seçkinler topluluğu<br />

ekonomik yaşamı yönlendiriyor. Bir üçüncü seçkinler toplulu ğu da<br />

basın yay ın ve iletişim endüsrisinin ba şındal..<br />

Rolf Alsing<br />

(Aftonbladet, 2 Ocak 1989)<br />

1989'da Sosyal Demokratlar, partilerinin kurulu şunun<br />

100. y ılını kutluyor. "Sosyal Demokratlar Ne Istiyor? " adl ı bir<br />

tv programında(*), Ihmhlar Partisi Eski Ba şkan ı Ulf Adelsohn,<br />

SDP'yi şu sözleriyle övdü :<br />

"- SDP, gücünü vars ıl bir sosyalist gelene ğe dayand ıran bir<br />

parti. Uluslararas ı alandaki sayg ınlığını yads ımak olanaks ız. SCP,<br />

Isveç'i tar ım toplumundan endüstri toplumuna dönüştürdü. Programındaki<br />

sosyalist nitelikteki amaçlar ı bir bir gerçekle ştirdi.<br />

Sa ğdan da sürekli olarak ders al ıyor... "<br />

EN BÜYÜK 1D İŞ VER EN<br />

(1987'de Isveç İçinde Çal ışt ırdığı i şçi Sayısıyla . 1.000 Olarak)<br />

1-Konsumentkoop (Tüketici Kooperatifi) 63,0<br />

2- Volvo 55,2<br />

3- Postverket (Posta Kurulu şu) 50,0<br />

4- Lantbrukskoop (Tar ım Kooperatifi) 50,0<br />

5- Televerket (Telefon Kurulu şu) 48,0<br />

6- ICA Mağaza Zinciri 40,0<br />

7- Saab-Scania 39,6<br />

8- Ericsson 37,0<br />

9- Asea 36,1<br />

10- SJ (Demiryo(ları) 35,5<br />

(Kaynak: Affarsvarlden, 27 Nfflan 1988)<br />

PARTILER<br />

Sosyal Demokrat Parti (SDP), 1918'den beri en büyük<br />

partidir. 1924'te %40 s ınırın ı a ştı. Yaln ızca 1940 ve 1968'de<br />

oylar ın yandan ço ğunu alabildi (%53,8 ve %50,1).<br />

*) Hvad huilja socialdemokraterna, 11 Ocak 1989


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 56<br />

SDP, 1933-36 y ıllarında Merkez Partisinin (eski ad ı Köylü<br />

Birli ği) deste ğiyle; 1936-39 ve 1951-57'de Merkez Partisiyle<br />

ortak (koalisyon) hükümet kurdu (1936'da 100 gün hükümetten<br />

çekildi). 1945-51; 1957-76 ve 82 sonras ında ço ğu kez Komünist<br />

Partinin deste ğiyle hükümeti olu şturdu.<br />

PARLAMENTODAK İ<br />

S İ YASAL PART İ LER<br />

SOSYAL İST BLOK:<br />

Sosyal Demokrat Parti (SDP)<br />

Oy<br />

Oran ı<br />

eve<br />

say ı sı<br />

(Sveriges Socialdemokratiska Arbetareparti, SAP, S) 43,7 156<br />

Komünist Parti<br />

(Wnsterpartiet Kommunisterne, VPK) 5,9 21<br />

SAG BLOK (Burjuva Partileri):<br />

Il ımblar Partisi ( Moderata Samlingspartiet, M) 18,3 66<br />

Halk Partisi (Folkpartiet, FP) 12,2 44<br />

Merkez Partisi (Centerpartiet, M) 11,4 42<br />

BLOKSUZ:<br />

Çevre Partisi, Ye şiller (Miljöpartiet De Gröna, MP) 5,5 20-<br />

Toplam 97.0 349<br />

(Kaynak: Göteborgs Posten, 20 Eylül 1988)<br />

Parlamentodaki Sosyal Demokrat Parti ile Komünist Parti<br />

"sol blok"u; Ilimlilar Partisi, Merkez Partisi ve Halk Partisi de<br />

"sa ğ blok."u (burjuva partileri) olu şturur. 18 Eylül 1988 seçimlerine<br />

dek, bloklar a şa ğı yukar ı e şit güçteydi. Seçimlerden önceki<br />

kamuoyu yoklamalar ında "Çevre Partisi, Ye şiller"in c7c10 dolay<br />

ında oy alarak, parlamentoda "kilit parti" olaca ğına kesin<br />

gözle bak ılıyordu. Bu parti adaylar ından ikisinin son birkaç y ıld<br />

ır vergi bildiriminde bulunmamış olmas ı , birinin de vergisi verilmemiş<br />

araba kulland ığın ın ortaya ç ıkmas ı oy oran ın ı etkiledi.<br />

Ye şiller, yetmi ş y ılda parlamentoya girebilen ilk parti(*) oldu<br />

ama (kimi belediye ve iller d ışında) "kilit parti" olamad ı . Sol<br />

blok, üyeliklerin yar ıdan ço ğunu kazanmay ı ba şard ı .<br />

*) Komünist Partisi (VPK) 1917'de parlamentoya girdi. 0 y ıl, ikinci Parlamentodaki<br />

(1967'y-e dek ıkillydi) kimi Sosyal Demokrat parlamenterlerin<br />

de kat ıl ım ıyla kurulan parti, do ğrudan parlamentoya da girmi ş oluyordu.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 57<br />

SEND İ KA CYEL İ KLER İ<br />

(Çal ışanlar ı n Yüzde Kaç ı Sendika Üyesi)<br />

İ sveç 86 İ talya 37<br />

Danimarka 84 İ sviçre 35<br />

Finlandiya 81 B Almanya 34<br />

Belçika 76 Hollanda 33<br />

Norveç 62 Japonya 29<br />

Avusturya 60 ABD 23<br />

İ ngiltere 45 Fransa 21<br />

(Kaynak: Türkçe "Sendikal Haberler, SSC" Dergisi, Say ı 7, 1988)<br />

Avrupa'da ye şiller, İsveç'ten ba şka Belçika, B Almanya,<br />

Avusturya, İsviçre, Lüksemburg, İtalya, Portekiz, İslanda ve Finlandiya'da<br />

da parlamentodad ır.<br />

SEND İ KA G İ DERLER İ<br />

(Metal- İş Sendikas ı Üyelerinden, Gelirlerinin %1.9'u Ödenti<br />

Olarak Kesilir. Sendikan ın Giderleri, Yüzde Olarak, 1987)<br />

Öğrenim ve Bilgilendirme 33<br />

Görü şmeler, Kurullar, Yönetim 32<br />

Anlaş mazl ık ( İşb ırak ım ı) Fonu 11<br />

İşsizlik Kasas ı 7,5<br />

Vergi 7,5<br />

Öteki Giderler 9<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Medlem i Metal, Jönköping, 1987)<br />

SENDIKALAR<br />

Isveç i şçileri, 19. yy' ın ortalar ında örgütlenmeye ba şladı<br />

(*). Gerçek anlam ıyla örgütlenme, 1870'lerin endüstri devrimiyle<br />

ba şlar. Sendika üyesi olanlara iyi gözle bak ılmad ığından. ba ş -<br />

*) İ lk i ş çi birli ği (sendika), 1846'da Stokholm'da kurulan "Bas ı mc ı lar Birli<br />

ğ i"dir.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 58<br />

langıçta örgütlenme kolay olmad ı .<br />

1879'da Sundsvall'da 5.000 i şçi i şb ırakım ına (grev) gitti.<br />

I şbırakımcılann üzerine askerler ve ba şka yerden getirilen "i şb ırakım<br />

kırıc ılar ı" ac ımas ızca sürüldü. Sonuç olarak birçok i şçi<br />

işinden ve konutundan oldu.<br />

İŞ Ç İ SEND İ KALARI<br />

(1987 deki Üye Say ılar ı yla)<br />

i ş çi Sendikalar ı Konfederasyonu .. . 2.277.062<br />

(Landsorganisationen =LO)<br />

MI.mur Sendikalar ı Birli ği . 1.233.234<br />

(Tjkıster~ens centralorganisationen =TCO)<br />

Yüksek Oğrenimliler/Yüksek Memurlar Birli ğ i 292.118<br />

(Sveriges aked em ikers centralorganisation =SACO/S R)<br />

1880'lerde sendikalar iyice yayg ınla şt ı . 1898'de I şçi Sendikalar<br />

ı Konfederasyonu (LO) olu ştu. I şverenler de 1902'de<br />

konfederasyonlar ını (SAF) kurdular.<br />

LO ile SAF aras ındaki ili şkiler, 1909 genel i şbırak ımıyla<br />

bozuldu. 1920'lerde i şb ırak ımı ve i şkapat ımı (lokavt) yayg ınlaşt<br />

ı . Ilişkiler üzerine yasal düzenlemeler getirildi. "Pazarl ık Anlaşmas<br />

ı " yap ıld ı. "Çalışma Yargılığı " (mahkeme) kuruldu.<br />

1931'de Adalen'de i şb ırak ımc ıların üzerine askerlerin sürülerek<br />

be ş kişinin öldürülmesi unutulamaz.<br />

1930'larda, LO içindeki beyaz yakah i şçiler (memur),<br />

mavi yakah fabrika i şçilerinden ayr ılarak özerk sendikalann ı<br />

kurmaya ba şlad ılar. Memur Sendikalan Birli ği (TCO) 1944'te;<br />

İŞ VEREN SEND İ KALARI<br />

İ sveç i şverenler Federasyonu<br />

(Svenska arbetsgivareföreningen =SAF)<br />

Devletin İşveren Örgütü<br />

(Statens A.rbetsgivarverk =SAV)<br />

Belediyenin i şveren Örgütü<br />

(Svenska K omunförbundet)<br />

Kooperatiflerin i şveren Örgütü<br />

(K ooperatiorens Förhandling organisation =K FO)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 59<br />

Yüksek Ö ğrenimliler-Yüksek Memurlar Birli ği(SACO-SR) 1947'<br />

de (SR 1975'te) kuruldu. Isveç'te baca temizleyicilerinin bile<br />

sendikalar ı bulunur. i şçilerin %86's ı sendika üyesidir.<br />

LO ile SAF aras ındaki Saltsjöbaden Anla şmas ıyla (1938)<br />

uzun bir bar ış dönemine girildi. 1945 y ılı ve 1970'lerin akaryakıt<br />

bunal ımı y ılları dışında önemli bir sorun ç ıkmad ı . Isveç endüstrisi<br />

1950 ve 1960'larda iyice büyüyünce, d ış ülkelerde bir<br />

"Isveç modeli" imgesi olu ş tu.<br />

DEVLET KES İ M İ NDE ÇALI Ş ANLAR<br />

(1986'da Tüm Çal ışanlardan Devlet Kesimindekilerin Yüzdesi)<br />

İ SVEÇ 33,0<br />

Danimarka 29,5<br />

Norveç 24,0<br />

İ ngiltere 22,5<br />

Finlandiya 21,5<br />

Fransa 18,0<br />

B Almanya 16,0<br />

ABD 16,0<br />

İ sviçre 10,5<br />

Japonya 6,5<br />

(Kaynak: Veckans affarer, 9 Şubat 1989)<br />

Saltsjöbaden Anla şmas ına göre, görüşmeler dorukta oluyor.<br />

ilk görü şmeler ba şar ısızlıkla sonuçlan ırsa, taraflar bir haftahk<br />

süre içinde i şbırakımı ve i şkapatımına gidemiyorlar. Bir haftalık<br />

düşünme süresi içinde (gerekti ğinde hükümetçe atanan arabulucular<br />

da devreye girerek) i ş olgunla şıyor. Bir hafta sonunda<br />

da anla şmaya var ılamazsa, yedi üyeli "I ş Yargılığı "na gidiliyor.<br />

I ş Yargılığının iki üyesi LO; iki üyesi SAF ternsilcisinden olu şuyor.<br />

Anla şmalar iki üç y ıl süreli oluyor.<br />

YENI B İ R ANLA Ş MA BELIRTISI<br />

Saltsjöbaden'deki Grand Hotel, Isveç modelinin simgesidir.<br />

Dün (20 Aral ık 1988), LO ile SAF aras ındaki anlaş man ın 50. y ıl ında,<br />

işçi ve i şveren temsilcileri, Grand liotel'de bir kez daha biraraya gelerek<br />

yeni anla şma koşullarını tart ışt ılar...<br />

(GP, 21 Aral ık 1988)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A —ISVEÇ—<br />

Saltsjöbaden Anla şmas ı , Isveç i ş ya şamına büyük i şlerlik<br />

getirdi. Ba şlangıçta, taraflar ın uzla şmaz gibi görünen bildirileriyle<br />

ba şlayan tart ışmalar, ço ğu kez anla şmayla sonuçlan ıyor.<br />

Doruktaki anla şma uyar ınca, ücret art ışlar ın ın türlü i şkollar ına<br />

nas ıl bölüştürülece ği, ilgili sendikalarca karara ba ğlan ıyor.<br />

Bir i şyerinde çal ışan tüm i şçiler (i şi ne olursa olsun), tek<br />

sendikaya ba ğlıdır. Örne ğin bir dülger, bir makine üretim yerinde<br />

çalışıyorsa, Maden İş Sendikas ı üyesidir.<br />

1977'de, en az 25 i şçinin çal ış t ığı i şletmelerin karar organlar<br />

ında, sendika temsilcilerinin de görev almas ı yasala ş t ı .<br />

3 O 0.0 O O KRONUN<br />

Sosyal<br />

Gelir Kesinti<br />

Vergisi ve Vergiler<br />

VERG İ LEND İ R İ LMES İ<br />

Vergi ve<br />

Net Ele<br />

Ya şam Gideri<br />

Kesintilerin<br />

Geçen Yüzdesi (Fiyat Göstergesi)<br />

ABD<br />

B Almanya<br />

İ ngiltere<br />

59.000 79.000<br />

57.000 95.000<br />

85.000 114.0e0<br />

219.000<br />

207.000<br />

186.000<br />

27<br />

31<br />

38<br />

95<br />

95<br />

70<br />

Fransa 28.000<br />

Japonya 33.000<br />

Avusturya 117.000<br />

S Arabistan Yok<br />

İ SVEÇ 168<br />

69.00C<br />

61.000<br />

121.000<br />

%5<br />

İ sveren<br />

öder<br />

231.000 23 94<br />

240.000 20 163<br />

186.000 38 66<br />

285.000 5 74<br />

132.000 56 100<br />

(Kaynak: Dina pengar, 7 Ekim 1987)<br />

VERGI ÜLKESI<br />

Çalışanlar ın gelirleri aras ındaki ayr ım çok az. E şit i şte<br />

çalışanlara e şit para ödenir. Yeni i şe ba şlayanla eski i şçi e şit<br />

para al ır. Yüksek gelirlere yüksek vergi uygulan ır. KDV %23,46'<br />

d ır.<br />

Çal ıştığım kağıt fabrikas ının i şçi say ısı 825'tir. Bu fabrikan<br />

ın personel şefinin e şi, bizim bölümde i şçi olarak çalışır.<br />

Bir k ızı da yine bizim bölümde temizlik yapar (oturma -yemek<br />

yeme, soyunma-y ıkanma yerlerini ve tuvaletlerimizi te ınizler).<br />

Personel şefi, ek i ş olarak, y ıl sonlar ında (iki saatlik net kazan-<br />

60


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 61<br />

cnniz kar şıl ığı) vergi bildirimleri de doldurur. Personel şefinin<br />

olağan geliri benimkinden %19 çoktur. Vergiler dü şüldükten<br />

sonra bu oran %5,3'e dü şer.<br />

I 5 O .0 O O KRONUN<br />

Sosyal<br />

Gelir Kesinti<br />

Vergisi ve Vergiler<br />

VERG İ LEND İ R İ LMES İ<br />

Vergi ve Ya şam Gideri<br />

Net Ele Kesintilerin<br />

Geçen Yüzdesi (Fiyat Göstergesi)<br />

ABD 21.000 32.000 120.000 20 95<br />

B Almanya 16.000 44.000 108.000 28 95<br />

İ ngiltere 26.000 38.000 108.000 28 70<br />

Fransa 5.400 28.000 121.000 19 94<br />

Japonya 2.600 17.000 132.000 12 163<br />

Avusturya 33.000 35.000 112.000 25 66<br />

S Arabistan Yok %5 142.000 5 74<br />

iSVEÇ 60.000 i şveren 90.000 40 100<br />

öder<br />

(Kaynak: Dina pengar, 7 Ekim 1987)<br />

İsveç'te "köy" birimi yoktur. Ülke 284 belediyeye bölünmüştür.<br />

Belediyeler birçok alanda özerktir. Ver gilerini kendileri<br />

belirlerler. Kazan ılan her 100 kronun yakla şık 30 kronu belediye<br />

vergisi olarak kesilir.<br />

BELEDIYE GELIRLERI<br />

(Göteborg,Relediyesi, 1989 Bütçesi, Yüzde Olarak)<br />

Vergiler 49<br />

Ödenti Gelirleri 24<br />

Devlet Yard ım ı 18<br />

Öteki Gelirler 9<br />

TOPLAM 100<br />

(Kaynak: GT, 15 Aral ık 1988)<br />

Yüksek gelirlere yüksek vergiler uygulanmas ına kar şın,<br />

vars ıllar h ızla çoğalmaktad ır. Haftal ık Affiirs vWden (i ş dünyas ı )<br />

dergisinin ara ş t ırmasına göre(*), Sosyal Demokrat Partinin yeniden<br />

hükümet olmas ını (1982) izleyen son alt ı y ılda, milyonerlerin<br />

(100 milyondan çok varl ığı olanların) say ısı 26'dan 163'e<br />

*) Affürs vürlden, 4 May ıs 1988


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 62<br />

(milyarderler 4'ten 23'e) ula şt ı. Milyarderlerin yar ıs ı ta şınmaz<br />

mal al ım-sat ımc ıs ıd ır. Bu vars ılların yakla şık %15'ini olu şturan<br />

20'si, (vergi a ğırlığını öne sürerek) Isveç d ışında oturuyor!<br />

BELED İ YE G İ DERLER İ<br />

(Göteborg Belediyesi, Yüzde Olarak, 1989 Bütçesi)<br />

Sa ğ l ık, Hastal ık ve Sosyal Giderler 51<br />

Enerji, Çöp, Su ve Lâ ğım 14<br />

Eğitim 11<br />

İletişim 9<br />

Serbest Zaman ve Ekin (Kültür) 5<br />

Öteki Giderler 10<br />

TOPLAM 100<br />

(Kaynak: GT, 15 Aralık 1988)<br />

Isveç'te, hükümette olmayan partilerin bile vergi ya da<br />

art ır ım (zam) önermeleri ola ğand ır. Örne ğin, emekli gelirlerinin<br />

art ır ılmas ını isteyen bir parti, olu şacak ek giderin kayna ğını da<br />

göstermesi (sütün litresine 25 kuru ş art ırım gibi) gerekmektedir.<br />

HALK PART İ S İ N İ N ZAM PAKET İ<br />

Sigaraya yüksek vergi, konut deste ğ inin k ı s ı lmas ı ve i şsizlik sigortas ı<br />

kesintilerinin yükseltilmesi. (...) Bunlar, bütçeye 3 milyar kron ek birikim<br />

Sağ lar.<br />

Halk Partisi (Folkpartiet) ayr ıca, hükümetin kalorifer yak ıtın ın metreküpüne<br />

75 kron zam önerisini de az buluyor. Bu zam 200 krona ç ıkar<br />

ı lmal ıd ır. (14 Mayıs 1988 tarihli gazetelerden)<br />

HO Ş GÖRÜ<br />

5 Haziran 1986'da, Adalen'den getirilen bir kamyon<br />

radyasyonlu ot, bakanhklar kap ıs ı girişine bo şalt ıhr. Bu, atom<br />

enerjisine kar şı bir gösteridir de.<br />

Gösteriyi düzenleyen kuzeyli üreticiler(*), Çevre ve Enerji<br />

Bakanl ığının üst düzeyde yetkilileriyle görü ştürülmek üzere<br />

(*) 1986'da Çernobil'deki atom santral ı kazasından Kuzey İsveç'in bir<br />

bölümü çok etkilendi. Radyasyon oran ın ın çoklu ğu nedeniyle etleri yenemeyen<br />

rengeyikleri bir süre için ba şka bölgelere taşınd ı. Ureticiler, zararların<br />

ın tümüyle karşılanması için gösteriler yapt ı .


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 63<br />

içeri alm ırlar. Bu arada radyasyonlu otlar, bir yere gömülmek<br />

üzere görevlilerce kald ırılır. Yetkililer, kimi sorunlar ın çözümü<br />

için üreticilere söz verir, göstericiler da ğthrlar.<br />

HANEDAN LAR<br />

"... Isveç'in Ewingieri, Wallenberg ailesi. Geçen yüzy ı l ın sonlar ından<br />

beri ekonomide kendinden söz ettiren bu hanedan, ad ın ı s ık s ı k duyduğumuz<br />

büyük şirketlerin çoğunu kontrol ediyor. Dizel motorlar ıyla<br />

bilinen Atlas Copco, bilyal ı rulmanlar ıyla tan ınan SKF, Eriksson ve<br />

Elektrolux, Saab Scania kamyonlar ı, Hasselblad foto ğraf endüstrisi<br />

ka ğıt ve kibrit fabrikalar ı . Iskandinav Havayollar ındaki %43 Isveç<br />

hissesinin %50'si de ayn ı ailenin elinde. Bütün imparatorluk SEB gibi<br />

kocaman bir banka, Investo, Brovidentia gibi yat ı r ı m ş irketleri, Asea<br />

gibi holdingler yoluyla yönetiliyor. 2 milyar dolarl ı k sermaye, 30<br />

milyar dolarl ık sat ış , 450 bin i ş çi ve memur...<br />

Iki y ıl öncesine gelinceye kadar hanedan ın başı 83 ya şı ndaki Marcus<br />

Wallenberg'di. İ htiyar ı n ölümünden beri dizginler ikinci o ğlu Peter'in<br />

elinde. Büyük o ğ lan, babas ı n ı n sağ l ığında intihar etmi ş .<br />

Kar şıs ında yine ayn ı derecede y ırt ı c ı , k ı zg ın, insafs ı z, h ırsl ı i şadamlar ı .<br />

Bofors gibi silah fabrikalar ı , Kema-Nobel gibi kimya endüstrileri, Volvo<br />

gibi otomobil ve kamyon şirketleri çe şitli sermaye oyunlar ıyla ve hisse<br />

pazarl ı klar ı yla k ıran k ırana bir yar ış içinde. Bu arada çatlay ıp ölen ya-<br />

r ış atlar ı da var. Daha henüz 36 ya şı ndayken Wallenberg ş irketlerinin<br />

genel yönetmenli ğine getirilen Sunblad' ın intihar ın ı kimse unutam ıyor."<br />

(Mümtaz Soysal, Milliyet, 18 Eylül 1984)<br />

Karlstad' ın pn km yakınlarında, içinde zehirli endüstri<br />

art ıkları bulunan bidonlar 17 y ıldır durur. 1978'de, s ıvı olan artıklar<br />

hortumla bo şaltılmaya çah şılmışsa da, her bidonda 5-6<br />

kg art ık kalmıştır. Bidonlar küflenerek delinmi ş; toprağa, havaya,<br />

Viinner Gölüne art ıklar kanşrrıaya başlamışt ır.<br />

1938'den beri "daha temiz bir Nrner Gölü" için savaşım<br />

veren 71 ya şındaki Hugo Hassel, çözümü, bidonlardan birkaç<br />

ın ı il yönetmeli ğinin (vilayet) giri ş kap ısın ın sahanh ğında<br />

sergilemekte bulur. 25 May ıs 1987 Pazartesi günü (i şgünü) çevrecilerin<br />

yardımıyIa dört zehirli fıç ı, "Il Yönetmeliği" yaz ısı bulunan<br />

sahanh ğın üzerine ç ıkarılır. F ıç ılardan üçü piramit düzeninde<br />

dizilir, binne şu bildiri (pano) as ılır: "Umursamazhklar ını<br />

uzun süre sürdürenleyel "


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 64<br />

1987'de, Savunma Bakan ı Roine Carlsson, "denizalt ı<br />

av ı "(*) konusunda, donanmay ı suçlayan bir konu şma yapar. Bu<br />

konu şmaya, Donanma Komutan ın ın tepkisi de, bir gün sonra<br />

tv'de sergilenir.<br />

Ertesi günü, tv haberleri, Savunma Bakan ının Donanma<br />

Komutan ına "özür"ü ile ba şlar. Roine Carlsson, "ben yanl ışlığı -<br />

mi onayl ıyorum, yine yanlış yaparsam, yine özür dileyece ğim"i<br />

de ekler "özür"üne.<br />

Krallığın ülkeye büyük bir yük oldu ğu ve 1Crahn savurganlığı<br />

üzerine ki şisel bir bildiri, i şyerinde bir yere as ılabilir ve<br />

uzun süre kald ırılmaz (**).<br />

*) 1981'de, bir Sovyet denizalt ısı Karlskrona'da (Isveç) karaya oturunca,<br />

Isveç karasulannda denizalt ı av ı yo ğunlaş t ı. Görgü tan ıklar ınca, zaman<br />

zaman ülkenin tüm k ıyı sularında denizalt ı periskopu görüldü ğü söyleniyordu.<br />

Sovyet denizalt ılar ın ın, üçüncü Dünya Savaşı olas ıl ığına karşı, saklanacak<br />

yer arad ıklann ı öne sürenler oluyordu. Tüm aramalara kar şın,<br />

hiçbir yabanc ı denizalt ı yakalanamad ı.<br />

**)12 Ocak 1985 tarihli GT (gazete), Isveç Kral Ailesinin parasal durumunu<br />

Avrupa'n ın öteki krall ıklanyla karşılaşt ırarak, Kral ı "az gelirli" olarak tan ı -<br />

t ır. Krall ığın her İsveçliye y ıll ık yükü 1 kron 35 öredir (kuru ş). GT'nin<br />

araş t ırmasına göre, Avrupa kral ailelerinin y ıll ık gelirleri (milyon kron<br />

olarak) şöyledir:<br />

/SVEÇ. Y ıll ık ve ödenekler: 12,9. öteki gelirler (sekiz saray ve içindeki<br />

de ğerlerin bak ımı için): 18,0. Ayncal ıklar: Yolculuklar paras ız, gelirler<br />

vergilendirilmez.<br />

NORVEÇ. Y ıll ık ve r ödenekler: 12,9. öteki gelirler (üç saray ın bak ımı<br />

için): 16,3. Ayncal ıklar: Iç yolculuklarla devleti temsil eden d ış yolculuklar<br />

paras ız.<br />

DANİMARKA. Y ıll ık ve ödenekler (üç saray ın günlük bak ım ı içinde): 24,1.<br />

öteki gelirler: Üç saray ın d ış bak ım ı, 18 ton ringa bal ığı. Ayrıcal ıklar:<br />

Yolculuklar paras ız, gelirler vergilendirilmez.<br />

ISPANYA. Y ıll ık ve ödenekler (saray ın tüm bak ımı içinde): 18,9. Ayr ıcal<br />

ıklar: Yolculuklar paras ız.<br />

BELÇ İKA. Yıll ık ve ödenekler: 17,2. öteki gelirler: İki sarayın bak ım ı<br />

için 5,2; saray ki şilerinin a ğırlığınca patates. Ayrıcal ıklar: Yolculuklar<br />

paras ız, gelirler vergilendirilmez.<br />

HOLLANDA. Y ıll ık ve ödenekler (saray ın iç bak ım ı içinde): 24,1. öteki<br />

gelirler: Saray ın dış bak ım ı devletçe karşılan ır. Ayncal ıklar: Yolculuklann<br />

bir bölümü paras ız; gelirin bir bölümü (ödenekler) vergisiz.<br />

İNG İ LTERE. Y ıll ık ve ödenekler: 31,0. öteki gelirler: Yedi saray ın bak ım ı<br />

için 52,2; be ş uça ğın bak ımı için 103; krall ık treni ve yat ın ın bak ım ı<br />

paras ız; bir ton süt ve bir ton lapa(!). Ayncal ıklar: Posta giderleri paras ız.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 65<br />

DEVLET GEL İ RLER İ<br />

(1989-90 Bütçe Y ı l ı , Yüzde Olarak)<br />

KDV (Katma De ğer Vergisi) 23,8<br />

Gelir Vergisi 18,9<br />

Sosyal Ödenti ler 13,9<br />

Motorlu Ta şıtlar Vergileri (Yak ıt İ çinde) 13,4<br />

Devlet Etkinlikleri Gelirleri 8,8<br />

Ortakl ık (Kurum) Vergisi 6,8<br />

içki, Sigara ve Oyun Vergisi 4,9<br />

Pay, Konut ve Varl ı k Vergisi 4,8<br />

Enerji ve Is ı Yak ıtı Vergisi 4,7<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Gazeteler)<br />

Söz ve yaz ı (basın) özgürlüğüne ek olarak, yukarda üç örneğini<br />

s ıraladığımız kimi eylemler de ho şgörüyle kar şılan ır. Kuvvet<br />

komutan ının, dü şündüğünü söyleyebilmesi için ille de "darbe"<br />

yapmas ı gerekmez! Subaylar ın da (polislerin de) sendikas ı<br />

bulunur : isteklerini aç ıktan savunabilirler.<br />

DEVLET G İ DERLER İ<br />

(1989-90 Bütçe Y ı l ı , Yüzde Olarak)<br />

Emekliler 17,0<br />

Faizler 15,5<br />

Ulusal Savunma 8,0<br />

Okullar 7,5<br />

İş (i ş çi) E ğitimi 6,9<br />

Çocuklar (Yuva vb) 6,9<br />

Konutlar 5,6<br />

Üniversiteler 4,5<br />

İ leti şim 4,4<br />

Türe (Yarg ı ) 3,1<br />

Geri Kalm ış Ülkelere Yard ı m 3,0<br />

Ötekiler 17,6<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Gazeteler)<br />

Ho şgörü konusunda Finlandiya ve Norveç'ten de örnekörnekler<br />

verece ğim:<br />

F 5


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —iSVEÇ— 66<br />

Norveççe ile Isveççe (Danlmarkaca da) biribirine çok yak<br />

ınd ır. İsveç'teki yabanc ılar ın %36's ı Finlidir. Isveç tv'lerinin<br />

yabanc ılara yönelik yay ınlar ı da, doğal olarak en çok Fincedir.<br />

Örne ğin İsveç'le Finlandiya aras ında atletizm yar ışmalar ı yap ılırken,<br />

görüntüler tv'nin iki kanal ından birden verilir, birinde anlat<br />

ı Fincedir.<br />

BAKANLARIN AYLIKLARI ARTIYOR<br />

... Ba şbakan Ingvar Carlsson'unkinde bu y ıl, ötekilerden biraz az (oranda)<br />

art ış olacak. Onun ayl ığı , 39.500'den 43 bine ç ık ıyor. Öteki bakanlar,<br />

e şit olarak 40'ar bin kron alacaklar.<br />

Bakanlar, ne kadar ayl ık alacaklar ına kendileri karar veremiyorlar. Bu i şi,<br />

onlar ın işverenleri durumunda olan ve birkaç y ıl önce bir çözüm olarak<br />

getirilen Devlet Dan ışmanlar ı Kurulu yap ıyor.<br />

Ayl ıklar, ba şbakan ınki, Adalet Dan ışmanlar ının %135'i; öteki bakanların<br />

da %125'i olarak belirleniyor.<br />

(Smâlandsposten, 4 Ocak 19891<br />

Finlandiya be ş yüz y ıl İsveç ege ınenliğinde kald ı. Bugün<br />

Finlandiya'da 300 bin Isveççe konu şan yurtta ş var (ülkede otu-<br />

ranların %6,2'si). Isveççe de konu şulan yerlerdeki yer adlar ı (sokak<br />

adlar ı da) hem Fince, hem de Isveççe olarak gösterilir. Bu<br />

adlar ın anlamlar ı da ba şkad ır. Finlandiya parlamentosunda üyeleri<br />

bulunan siyasal partilerden birinin ad ı "Isveç Halk Partisidir<br />

(Svenska folkpartiet).<br />

GEL İ RLERDEK İ KES İ NT İ LER<br />

NERLERE G İ D İ YOR<br />

(1988'de Yüzde Olarak)<br />

ATP (genel ek emeklilik) 10,2<br />

Halk emeklili ğ i 9,45<br />

Hastal ı k sigortas ı 9,3<br />

Yar ım emeklilik 0,5<br />

İş kazalar ı sigortas ı 0,6<br />

Kazalara kar şı korunma 0,35<br />

İş pazar ı ödentisi 2,006<br />

Ya ş l ı lar e ğitimi 0,27<br />

Ücret güvencesi 0,2<br />

Çocuk bak ım ı ve gözetimi 2,2<br />

Genel ücret ödentisi 2,0<br />

TOPLAM 37,076<br />

(Kaynak: GT, 3 Aral ık 1986)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 67<br />

Oslo'nun (Norveç) en ünlü eaddesinin ad ı Karl Johan<br />

Caddesi& (Karl Johans Gata). Karl Johan, Norveç'i Danimarka'<br />

n ın elinden alan (1814) Isveç kral ın ın ad ıdır. Oslo'daki Kral Saray<br />

ın ın bahçesinde Karl Johan' ın görkemli bir dikıti de bulunur.<br />

Isveç'in yar ım yüzy ılda verdi ği örnekte, i şlerin iyi örgütlenmesi<br />

yan ında, Isveçlinin ho şgörülü olu şunun büyük pay ı<br />

vard ır. I şçilerle i şverenler aras ındaki anla şmazl ıklar pazarl ıkla<br />

giderilmi ş ; önemli i şb ırakımı ve i şkapat ımı olmamış tır. Sosyal<br />

Demokrat Partinin kimi kez bir ba şına hükümet olmas ına kar şın,<br />

endüstrinin özel kesimde kalmas ı ; k ırall ık kurulu ş unun tehlikeye<br />

düşmemesi(*), bu "uzla şma ülkesi" ki şilerinin, ba şkalar ının<br />

haklar ına da sayg ılı oldu ğunu ortaya koyar.<br />

ÇALI Ş MA ÇA Ğ INDAK İ LER İ N DURUMU<br />

(16-64 Ya şındakiler, 1986'da Yüzde Olarak)<br />

Tam Gün Çal ışanlar 63<br />

Yar ım Çal ışanlar 24<br />

Öğrenim Görenler 13<br />

Erken Emekliler 6<br />

işsizler 2<br />

TOPLAM 100<br />

(Valfards Bulletinen, Say ı 2, 1988)<br />

KADINLARIN<br />

TOPLUMDAKI YERI<br />

Kadınlar, işçi gereksiniminin yo ğunla şt ığı 1960'h y ıllarda<br />

tüm i şkollannda çalışmaya ba şlad ılar. 1986'da, Isveçli kadınların<br />

%82'si (dünyada en çok), evi d ışında bir i şte çalışıyordu.<br />

*) Prof Sten Carlsson, Modern Isveç Tarihi adl ı yap ıt ında, "Isveç bugün,<br />

uygulamada olmasa bile, ilkelerde cumhuriyettir" der.<br />

Per Albim Hansson'dan sonraki Ba şbakan (1946-69) Tage Erlander, "ben<br />

kuşkusuz cumhuriyetçiyim. Ama hay ır, cumhuriyet istedi ğimi söyleyemem"<br />

der.<br />

Tage Erlander'den sonraki Ba şbakan (1969.76 ve 1982-86) Olof Palme'ye<br />

1975'te ben (HTY), Tage Erlander'in yukardaki sözlerini ans ıtarak, "krall<br />

ığın gelece ği ve kral ın durumu" üzerine ne düşündüğünü sordum. Palme'nin<br />

yan ıt ı şu oldu: "Bir de ği ş iklik düşünülmüyor. Şimdiki düzenimizin i şleyi ş i<br />

çok iyi (ingen föründring ür aktuelt, det löper vüldigt bra som vi har det nu )."


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 68<br />

"Kad ın" Konusundaki Geli ş meler:<br />

TAR İ HÇE<br />

1846- Dul, bo şanm ış ya da evlenmemi ş kad ınlara beden i ş çili ği ve kimi<br />

tecimsel i ş lerde çal ış ma serbestli ğ i.<br />

1858- 25 ya şı n ı doldurmu ş evlenmemi ş kad ınlar ı n yasal erginlikleri<br />

çre şit) yarg ı karar ına bağ land ı . Evlilik yoluyla edinilen kal ıtta, (yasal<br />

erginlik için) yarg ı karar ı ortadan kald ı r ı ld ı .<br />

1859- Kad ı nlar ın, kimi e ğitim kurumlar ında (ö ğretmen olarak) görev-<br />

; r ıdirilmesi uygun bulundu.<br />

I b7.3- Kad ı nlara "ilâhiyet" ve "yüksek hukuk" d ışı nda üniversiteye girme<br />

serbestli ği verildi.<br />

1874- Evlenmemi ş kad ınlar 21 ya şı nda ergin say ı ld ı .<br />

1919- Kad ı nlara seçme ve seçilme yetkisi verildi.<br />

1921- Evli kad ınlar 21 ya şı nda ergin say ı ld ı. Yeni yurtta ş l ı k yasas ıyla<br />

kar ı ve koca e şit duruma getirildi.<br />

1923- Kad ı nlar ın kamu görevlerine atanmas ı uygun görüldü.<br />

1927- Devlet liselerine k ızlar da al ı nmaya ba ş land ı .<br />

1937- Anal ı k paras ı uygulamas ı ba ş lad ı .<br />

1938- Do ğum kontrolü yasalla ştı .<br />

1939- Gebelik, do ğ um ve evlilik gibi nedenlerle kad ı nlar ın i şten ç ı kar<br />

ı lmalar ı yasakland ı .<br />

1947- Kamu görevleri i ş lerinde ücret e şitli ği getirildi.<br />

1951- Dullar, kendi çocuklar ı n ı n ana-babas ı (veli) say ı ld ı .<br />

1958- Kad ı nlar ı n papaz olmalar ı na engel kald ırı ld ı .<br />

1971- Kar ı ve kocan ı n gelirleri, ayr ı ayr ı vergilendirilmeye ba ş land ı .<br />

1974- Ana ve baban ııı, do ğum sonras ı izinini payla ş ma olana ğı getirildi.<br />

Ana-babal ı k sigortasr gündeme geldi.<br />

1975- 18. hafta dolana dek, çocuk ald ırma güvencesi getirildi.<br />

1976- Devlet görevlilerine olanak e şitli ği güvencesi sa ğ land ı .<br />

1977- İşverenle i şçiler aras ı nda (sendika düzeyinde) f ırsat e şitli ğ i anla ş -<br />

mas ı yap ı ld ı .<br />

1979- 8 ya şından küçük çocu ğu olan ana ya da babaya 6 saatlik i şgünü<br />

güvencesi getirildi.<br />

1980- i şyerlerinde kad ın-erkek ayr ı m ı yasakland ı .<br />

1981- "Kar ı "n ın dövülmesi, kamu yasaklar ı kapsam ı na al ı nd ı .<br />

1982- Evde çocuk bak ı m ı, ek emeklilik (ATP) kapsam ı na al ınd ı . Halka<br />

aç ık yerlerde cinsel ili ş ki gösterisi yasakland ı .<br />

1983- Savunma kurulu şlar ı da içinde, tüm i şler kad ı nlara aç ı ld ı .<br />

1984- Kamu kesiminde "f ırsat e şitli ği" anla şmas ı yap ı ld ı .<br />

(Kaynak: Side by Side, Stokholm 1985, Sayfa 7-8)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 69<br />

Kad ınların i ş yaşam ına girmesine ko şut olarak, kad ın-erkek<br />

e şitliği de gündeme geldi. Çe şitli düzeylerde e şitlik kurullar ı<br />

kuruldu. Öyle ki, çoklar ı bugün Isveç'te (özellikle aile içinde)<br />

kad ınların sözünün daha geçerli oldu ğunu söyler. Kad ının çal ışıp,<br />

kocan ın çocuk bakmas ı yad ırganmaz.<br />

1988'de yürürlüğe giren bir yasayla, yasal evli olmayan<br />

e şler de (ki, beraber ya şayan çiftlerin %20'si bu konumdad ır)*<br />

ayrılma durumunda ortak varl ıktan: ölüm durumunda kal ıttan<br />

(yasal evlilere e şit) pay al ıyorlar. Ta şınmaz ın kimin üzerine olmas<br />

ı önem ta şım ıyor. Örnejin, evlenmeden beraber oturan erkek,<br />

oturduklar ı konutu beraberlikten önce sat ın almış olsa bile,<br />

ayrılmaya karar verildi ğinde ortak çocuklar ı varsa, konutu kad ına<br />

b ırakmak zorunda kal ıyor (kad ın, pay ına düşeni ödüyor).<br />

PARLAMENTODAK İ KADINLAR<br />

Y ıl<br />

1929<br />

Toplam<br />

Parlamenter<br />

380<br />

Kad ın<br />

Parlamenter<br />

4<br />

Kad ınlar ı n<br />

Yüzdesi<br />

1,0<br />

1937 380 10 2,6<br />

1953 380 34 8,9<br />

1961 383 43 11,2<br />

1970 384 51 13,3<br />

1976 350 75 21,4<br />

1981 349 92 26,4<br />

1985 349 97 27,8<br />

1989 349 132 37,8<br />

(Kaynak: Statistiska ârsbo k, 1989)<br />

1988 seçimleriyle olu şan parlamento üyeliklerinin %38'i<br />

kad ınd ır. 1970'te kad ınlar ın %5'inin özel arabas ı vard ı (erkeklerin<br />

%50). Bugün (1989). kad ınlar ın %30'un ım özel arabas ı var<br />

(erkeklerin 9c70).<br />

I Ş ÇI ARKADA Ş LAR İ M<br />

Yurt d ışında (hele de Isveç'te) çal ışmaya ba şlay ınca,<br />

işçi arkada şlar ım üzerine ilk izlenimlerim olumsuzdu. Nas ıl oluyor<br />

da, bu denli düzeysiz ki şilerin olu şturdu ğu toplum bolluk<br />

içinde ya şıyordu?<br />

Yirmi be ş y ıld ır İsveç'teyim. Bu sürenin alt ı y ıl ı d ışında<br />

hep beden i şçisi olarak çal ışt ım (ve de çal ış maktay ım). İşçilik


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 70<br />

ya şam ını boyunca, Isveçli i ş çi arkada şlar ımdan çok az şey öğrenebildim.<br />

Arkada şlar ımın tümü de (yapt ıkları i ş dışında) yeteneksiz,<br />

bilgisiz ve beğenisiz ki şilerdi. Bu durumun nedenlerini<br />

sonra sonra anlayabildim. Olanaklar ın e şit olduğu bir toplumda<br />

ya şıyordum. Herkes, yetene ğine uygun bir i şe yerle şmi şti. Kala<br />

kala "en alttakiler" kalm ış t ı, a ğır beden i şçiliklerinde çalışan.<br />

Yabanc ı i şçileri, tatillerinde çal ışan ö ğrencileri ve tam gün çal ı -<br />

şamayan küçük çocuk analar ını (a ğır i şlerde çal ışsalar da) bu<br />

suçlama d ışında b ırak ıyorum.<br />

Çoklar ı gibi ben de birkaç y ılda geri dönebilece ğimi sandığımdan,<br />

iyi ö ğrenemedim İsveççeyi. S ın ıf de ği ştirmek (!)<br />

amac ıyla yapt ı m giri şimlerde. de ba şarı kazanamay ınca, a ğir<br />

işlerde çal ış maktan kurtulamad ım.<br />

K İŞİ BA Ş INA ELEKTR İ K ÜRET İ M İ<br />

(En Çok Üreten Ülkeler. 1985'te "Kwh" Olarak)<br />

Norveç 24.853<br />

Kanada 18.141<br />

Izlanda 16.780<br />

İ SVEÇ 16.352<br />

ABD 10.553<br />

Finlandiya 9.596<br />

Sovyetler B 8.452<br />

Yeni Zelanda 8.224<br />

Türkiye 676<br />

(Kaynak: Statistiska ârsbo k, 1989)<br />

On bir y ıl, kuzeyde say ılabilen bir kentte (Gvle) oturduktan<br />

sonra, güneyde say ılan, ikinci büyük kent Göteborg'a<br />

ta şındık. Çok de ği şik geldi bana Göteborg. Toplum s ınıflara<br />

ayrılmış . Örneğin ilk çal ışt ığım restoranda a şçılar, garsonlar ve<br />

bula şıkç ılar aras ında belirgin ayr ılıklar vard ı. Aşç ılar, bir arada<br />

çalışmalarına kar şın, bula şıkç ılar ı ça ğırmazlard ı kahve içmelere.<br />

Patron tak ımına hiç. yana şılmazd ı. Kuzey Isveç'te yoktu<br />

böyle ayr ıl ıklar. Emekçi olarak çalışmad ığım alt ı y ıl boyunca<br />

özel i şim gere ği y ılda yüz bin km kadar araba sürerek tüm Isveç'i<br />

dola ş mış ; Kuzeyle Güney aras ında bu denli ayr ıl ık görmemi ş -<br />

tim. Neredeyse Bat ı Almanya'ya benziyor Güney Isveç.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> :VARSILLI Ğ A 71<br />

Iki nedene bağlıyorum bu durumu:<br />

Ilki olanak e şitliği. Olanak e şitli ği sıralamas ında san ırım<br />

Isveç, dünyada birinci s ıray ı al ır. Isveç'in yoksulluktan vars ıllığa<br />

geçi ş döneminde yeti şen ya şl ılar d ışında herkes, yetene ğine<br />

uygun bir i ş edinmi ştir. Bula şıkç ılık, silicilik vb i şlerde çalışanlar<br />

toplumun en yeteneksiz, en a şa ğı bilgi düzeyindeki ki şilerdir.<br />

Ben, bula şıkç ılık, silicilik vb beden gücü isteyen on be ş kadar<br />

i şyerinde çalış t ım. I şçi arkada şlarımla Isveç ve dünya sorunlar ını<br />

tart ışabildiğirni söyleyemem. Bu yeteneksiz, bilgisiz ki şilere Isveç<br />

toplumunda söz verilmiyor. Çok güçlü örgütler, bu ki şilerin<br />

kolayca güdülebilme olanaklar ını sağlıyor(*).<br />

İŞ ZAMANI NASIL KULLANILIYOR<br />

(i şverenler Sendikas ı SAF' ı n Verileri. 1987'de Yuzde Olarak)<br />

İş (Çal ış arak) 75,3<br />

Dinlence 9,1<br />

Hastal ı k 8,7<br />

Kahve/Yemek aral ığı 3,6<br />

Yasal i şe Gelmeme 3,2<br />

TOPLAM 99,9<br />

(Kaynak: Svenska Dagbladet, 14 Şubat 1989)<br />

Güneydeki kat ı sınıf ayr ımının ikinci nedeni, ki şilerin<br />

kendilerini yenileyememesi olgusudur. Isveç'in yoksulluk y ıllarında<br />

da burjuva s ın ıfı , daha vars ıl olan Güneyde yo ğunla şıyordu.<br />

Endüstri giri şimleriyle kentlere (ve de Güneye) ak ın oluyor; sonradan<br />

gelenler ço ğunlukla emekçi s ınıfın ı olu şturuyordu. Böylece,<br />

eskilerin efendilikleri daha da peki şiyordu. Isveç vars ılla şt ıkça,<br />

Güneydeki de ği şiklik pek göze çarpmazken, Kuzey Isveç'te<br />

birçok alanda köklü de ği şiklikler olmu ş ; bu değişikliklere ko şut<br />

olarak halk kendini yenileyebilmi şti.<br />

*) Isveç'te genel müdürlük, bakanl ık, başbakanl ık gibi koltuklara "tepeden<br />

inme" atama yap ılmaz. Ki şi, ilgili örgütlerde iyice pi şmeden böyle koltuklara<br />

oturamaz. Böyle olunca da, hep "bilenler" ve belirli bir düzey tutturanlar<br />

yönetir toplumu. Bir genel müdürün, bakandan çok sayg ıl ı oldu ğu<br />

söylenir. Ne ki, örne ğin Sosyal Demokrat Partinin alt katmanlannda, az da<br />

olsa, sosyal demokrat davran ışl ı olmayan ki ş ilerin de görev ald ığı bir gerçek!


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 72<br />

B İ R I Ş YERI DÜZENI<br />

Küçük i şyerleri d ışında, isgörenin (i şçi) durumu, neredeyse<br />

i şverenden daha iyi. Çal ışmakta olduğum işyeri ııi anlatay<br />

ım bir iki:<br />

YEMEKLER İ N İ NERELERDE Y İ YORLAR<br />

(1988'de, Evi D ışı nda Yemek Yiyen, Günde 4 Milyon Ki ş i/Ö ğ ünün<br />

Yüzde Olarak Da ğı l ı m ı )<br />

Okul 27,0<br />

İş yerinin A şevi 19,4<br />

Restoran, Feribot, Uçak 18,0<br />

Ayaküstü Büfeleri (Gatukök) 11,2<br />

Hastane ve Bak ı mevi 8,5<br />

Okul Öncesi Yuvas ı 7,5<br />

Ya ş l ı lar Evi 4,5<br />

Ötekiler 3,9<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: (Kaynak: Teknik & Standart, Say ı 3, 1989)<br />

Bir ka ğıt fabrikas ında karton sarma (ambalaj) i şinde çah<br />

şıyorum. Bölümde 13 ki şiyiz. İş dönerli ama gecesiz. Dört gün<br />

öğleden sonra, dört gün de sabahlar ı çalış t ıktan sonra dört gün<br />

izinli oluyoruz. Ka ğıt/karton yap ım makinelerinde çalışanlar,<br />

dokuz gün çal ışıp (geceleri de), alt ı gün izinli oluyorlar. Sabahlar ı<br />

06'da ba şhyoruz. Dinlenme zamanlar ımız şöyle: 7.30'da on be ş<br />

dakika; 9.00'da yar ım saat; 11.00'da on be ş dakika ve 12.30'da<br />

on be ş dakika. Bu dinlenme zamanlar ın ın ba şına ve sonuna, en<br />

ÇALI Ş ANLAR<br />

YEMEKLERINI NERELERDE Y İ YORLAR<br />

(1987'de Yüzde Olarak)<br />

Yeme ğini Yan ı nda Götürenler 30<br />

İş yerinin A şevinde Yiyenler 27<br />

Evine Gidip Yiyenler 20<br />

Restoran vb Yerlerde Yiyenler 13<br />

Öteberi İ le Geçi ş tirenler 3<br />

Hiç Yemeyenler 6<br />

Bilinmeyenler 1<br />

TOPLAM 100


<strong>YOKSULLUKTAN</strong>_VARSILLI ĞA 73<br />

az ından be şer dakika eklenecek. Asl ında (sendikayla i şyerinin<br />

anla şmas ı uyar ınca) bu denli uzun dinlenr ıeler yok. Ama al ışılmış<br />

bir kez, b ırak ılmıyor. İşin bitimine bir saat kala, bizim bölümde<br />

işler durur. İş saatinin bitimine yar ım saat kala du şlar<br />

alınmış , birer iki şer ç ıkılmaya ba şlannu ştır. İş kartlar ının basılması<br />

için tek ki şinin beklemesi yeterlidir. Arada yaz ılı ve sözlü<br />

uyar ılar yap ılır ama kimse ald ırmaz(*). İş saati içindeki bu dinlenmelerde<br />

ka ğıt da oynan ır; gazete-dergi de okunur.<br />

ELEKTRIK EDERLER!<br />

(1988'de Kilovat edeni, Isveç Kronu olarak)<br />

Danimarka 0,26<br />

ISVEÇ 0,27<br />

Finlandiya 0,32<br />

Norveç 0,39<br />

Fransa 0,40<br />

Ingiltere 0,45<br />

Italya 0,49<br />

ABD 0,54<br />

B Almanya 0,67<br />

Japonya 0,77<br />

(Kaynak: Veckans afffirer, 12 Ocak 19$91<br />

Bu uyanlardan birini bize duyurmaya gelmi şti işçiba şımız<br />

(foreman/Meister) bir gün. IC ğıt oynuyorduk. i şçiba şı ,<br />

içinde "kağıt oynamak" da bulunan yasaklar ı duyururken,<br />

oyunculardan biri, öteki masadaki kül tablas ını göstererek:<br />

Şu sigara tablas ını versene!" dedi i şçiba şımıza.<br />

Bu aslında "çok 'd ırdır' etme, dinlemeyiz!:' demekti. Uzatt ı tablay<br />

ı i şçiba şı .<br />

*) Bu yaz ıl ı uyardardan birinde (1988 ba şı) şöyle deniliyor: "... Yemek<br />

aral ığı, sabahları çal ışanlar ın 9.00.9.15; ö ğleden sonra çal ışanlar ın 17.00-<br />

17.15'tir. Bunun d ışında tuvalete gitme vb nedenlerle i ş b ırak ılabilir.<br />

Eğer kural d ışı iş b ırakmalar olursa, b ırak ılan süreler ücretlerden kesile<br />

cektir. Do ğald ır ki, iş saatlerinde kâ ğıt oyunu ve gazete okunmas ı sözkonusu<br />

olamaz."


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 74<br />

1986'da ba şım ıza bir i şçiba şı gerekti. Kimse i şçiba şı<br />

olmak istemiyordu. i şi bilen, arada i şçiba şılık yapan bir arkada<br />

şım ız, en güç i ş olan b ıçakta çal ışmay ı ye ğledi de, i şçiba şı<br />

olmad ı . Sonunda, benim yard ımcım durumunda olan beceriksizlerden<br />

biri geçti ba şımıza!<br />

TELEFON KONU Ş MASININ EDERI<br />

(Kent içi Bir Konu şma, 1988'de Isveç Kronu Olarak)<br />

ISVEç 0,23<br />

Danimarka 0,28<br />

Finlandiya 0,44<br />

Ingiltere 0,44<br />

Japonya 0,49<br />

Italya 0,60<br />

ABD 0,62<br />

Fransa 0,63<br />

B Almanya 0,80<br />

Norveç 0,92<br />

(Kaynak: Veckans affarer, 12 Ocak 1989)<br />

Yeni i şçiba şım ız beceriksiz ama çal ışkand ı. Çalışkan<br />

olmayamn, işçiba şılığın ı yürütebilmesi çok güçtü. I şçilerden<br />

önce gelinip ta şıma araçlar ı ba ğlanndan çözülecek, i şbölümü<br />

yap ılacak, i ş bitince, ta şıma araçlar ı (öteki bölümlerdekilerin alamamalan<br />

için) kilitlenecek, ola ğan dışı tek ki şilik bir iş ç ıkarsa,<br />

kimseye buyruk verilmeden o i ş yapılacak. i şçilerle iyi geçinilecek.<br />

Yoksa, "hastay ım" deyip i şi bırakabilir i şçi, günün kalan<br />

bölümünün paras ın ı da i şveren öder. Ya da ertesi günü "hastay<br />

ım" diyerek i şe gelmez. Bir haftal ık hastalıklar için doktor raporu<br />

gerekmez. i şyerine ve hastal ık kasasına hasta olundu ğunu<br />

duyurmak yeter!<br />

Bir gün tam dinlenme öncesinde, yükleyiciyi (forklift)<br />

süren arkada ş, yolun ortas ına karton istifini devirir ve öylece<br />

b ırak ır. Ama onanc ılann yola gereksinimi vard ır. Ve de, yola<br />

yay ılan kartonlar ı kald ırmak i şçiba şının görevidir!<br />

i şçiba şı olan arkada şın yerine, yan ıma verilen yeni i şçi,<br />

üşengecin biri. Ö ğleden sonralar ı, ak şam gazetesini okumadan<br />

(ben 15-20 dakika ba şlama haz ırlığı yapana dek) i şba şı yapmaz.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 75<br />

İşi hep a ğırdan al ır. Sabahç ıysak, kimi kez bizden bir saat sonra<br />

işe ba şlayacak olan gündüzcüler, biz daha i şe ba şlamadan gelmeye<br />

ba şlarlar. İş için gerekli olmas ı nedeniyle, kendisine de verilen<br />

b ıçak, metre vb gereçleri bir haftadan çok saklayamaz ü şengeç<br />

arkada şım. Ya yitirir ya da bozar I* I.<br />

Elbette İsveç'teki her i şyeri böyle düzensiz de ğil. Yine<br />

de i şler yürüyor bizim bölümde. Makinelerden ç ıkan kartonlar ı<br />

sektirmeden sarabiliyoruz!<br />

MAK İ NELER<br />

Ama kimi makineler, beden i şçili ği gerektirmeyecek denli<br />

geli ştirilmi ş. 1960'larda çalış t ığım kağıt fabrikas ında bile,<br />

ağaçlar ın kabu ğunu soyma i şi, görüntülü kumanda odas ından<br />

yönetiliyordu: Soyulmak üzere bantlardan gelen tomruklar,<br />

dönen dev silindirlerin bir a ğz ından girip, öteki a ğz ından (soyulmu<br />

ş olarak) ç ık ıyor; b ıçaklardan (de ğirmen) geçtikten sonra,<br />

yonga olarak (hava bas ınçh borularla) ka ğıt yapımı için gerekli<br />

yerlere (ya da harmana) yollamyordu. Üçer m boyundaki tomruklar,<br />

vagon ve kamyonlarla getirilirdi. Yükleyicilere öyle kollar<br />

takılmıştı ki, kamyondan (vagondan ya da yerdeki y ığından)<br />

15 metreküp tomru:gu (kamyonun, tomruklar ı tutan demirleri<br />

ç ıkarılmadan) kucaklad ığı gibi, kaldır ıp, yürüyen banta sahveri-<br />

İŞ VEREN İ N ()DEDI Ğ I SAAT ÜCRETI<br />

İşçiye ödenen ücret 58,05<br />

Ek emeklilik (ATP), hastal ı k sigortas ı vb 25,27<br />

izin paras ı 10,74<br />

Emeklilik eki (ITP) 4,22<br />

i şgücü vergisi 0,23<br />

TOPLAM 98,51<br />

(Kaynak: Veckans Afffirer, 17 Nisan 1988)<br />

*) B ıçak, metre vb gereçler, i ş kay ıb ı yan ında çok para tutmaz. Bir bi-<br />

çak ya da metre, on4lakikal ık i ş gücü karşıl ığı sat ın alınabilir. Kimi restoranlarda<br />

tabak, bardak, b ıçak, ka şıklar (...), ka ğıt ve plastikten yap ı l ıd ır.<br />

Kullan ımdan sonra çöpe at ıl ır. Büfede ya da restoranda sat ılan bir ş iş e<br />

(ya da teneke kutu) yemi ş suyunun ederini kar şılayabilmek için, 12-24<br />

bo ş ş işe (ya da kutu) biriktirmek gerekir (Isveç'te, yemi ş suyu için abim<br />

ınyumdan yap ılan kutular, çevreyi kirletmemesi amac ıyla, bir boş ş iş e<br />

de ğerinde para eder).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 76<br />

yordu. Bu a ğaç kabu ğu soyma ve tomruklar ı yongaya çevirme<br />

işinde çalışanların say ıs ı (araç sürücüsüyle beraber) üç ki şiydi<br />

ve sekiz saatte 2.250 metreküp tomruk i şlenebiliyordu!<br />

i şçi ÜCRETLER İ NDEK İ ARTI Ş<br />

(Bir Önceli Y ı la Göre De ğ i şim Yüzdesi. Özel Kesim)<br />

ISVEÇ 7,4 6,6<br />

Avustralya 7,9 6,3<br />

İ ngiltere 5,9 6,0<br />

İ spanya 5,0 5,0<br />

ABD 4,8 4,8<br />

İtalya 4,0 4,7<br />

Kanada 4,0 4,7<br />

Danimarka 4,0 4,0<br />

İ sviçre 2,7 3,4<br />

Belçika 0,8 2,1<br />

Norveç 4,8 1,1<br />

B Almanya 0,2 1,1<br />

Fransa 1,2 1,0<br />

Japonya - 0,5 0,5<br />

Hollanda - 0,2 - 1,7<br />

(Cumhuriyet, 6 Mart 1989)<br />

Patron çal ışır, e şi çal ışır, çocuklar ı çal ışır. Hem de zaman<br />

ında işe gelip giderler. Makineler çok geli ştirilmi ş. işler yukar<br />

ıdan çok iyi örgütleniyor (i şçiba şıların,mühenclislerin... i şleri<br />

kolay de ğil). Bir de, önceki ku şaklar ın çok çal ış m ış olmaları var.<br />

Günümüz İsveç i şçisinin iyi ko şullarda çalışabilmesinin ba ş l ıca<br />

nedenleriçlir bunlar.


KOOPERATIF VE PAZARLAMA:<br />

PATATES<br />

Patates Güney Amerika bitkisidir. K ızılderililerin ba ş<br />

besini olan bu bitki ıı i ıı varlığın ı , Ispanyol öncüleri 1537'de ülkelerine<br />

duyurdular. Uzun deniz yolculuklar ında, C vitamini yok-<br />

I ıı i;undar ı, patalçse direnen gemieilerin di ş leri dokülürdii. Kral<br />

II'nin de ilgisiyle. Peru'da ıı getirtilerek Ispanya'da üretilmeye<br />

ba şland ı (.1560). Oradan da Orta ve Güney Avrupa'ya yay<br />

ıld ı . Ingiltere ve Irlandalya 1580'de Ş ili'den getirildi. Daha çok<br />

sava şlarla yay ıld ı . Patatesin Avrupa'da yaygmla şma y ıllar ı , 1750<br />

dolaylarkhr<br />

Isveç'te ilk patates 1658'de Uppsala Bitkibilim Bahçesinde<br />

(Botoniska Triigard) süs bitkisi olarak yeti ş tirilmeye ba ş -<br />

land ı . Daha sonra kimi soylularm bahçelerinde görüldü. Çiçekteri<br />

iyi bir görünüm veriyordu.<br />

''') Türkiye dt! patates, 18. vv'm ikinci yar ı s ında, Avrupa'dan getirtilerek<br />

yet i ş tirilmeye ba şland ı. 1987'deki üretim .1,2 milyon tondu.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 78<br />

JONAS ALSTRÖMER<br />

Patatesin toprakalt ı bölümündeki yumrularma ilgi Jonas<br />

Alström(er)'le (1685-1761) ba şlar. Göteborg, Lilla Toget'<br />

teki dikitinin çevresine her y ıl patates ekilen Alström'ün, 1724'<br />

te patates yeti ş tirmeye başlamadan önceki çah şmalaruu da anmam<br />

ız gerekiyor:<br />

Yoksul bir ailenin çocuğu olan Alström, 1707'de kızkardeşi<br />

ve bir arkada şıyla Ingiltere'ye giderek Londra'ya yerleşir.<br />

Londra'nm görkeminden şaşkma döner (*). Ingiliz yurtta şı<br />

olur. Arkadaşıyla iş kurar. Bir yandan para kazan ırken, bir yandan<br />

da olanak bulduğu her konuda incelemeler yapar. Ülkesinden<br />

gelen işlenmemi ş malların, işlenmiş olarak geri gitmesini<br />

bir türlü sindiremez. Gün gelecek, biraz olsun ülkesini bu ba ğını -<br />

hhktan kurtaracaktır. ilgi alar= dokuma üzerine yo ğunlaştırır.<br />

1715'te otuz koyunla Isveç'e ç ıkar. Amacı, ülkesindeki<br />

yün niteli ğini iyile ştirmektir. Isveç'te bir y ıl kahr. incelemeler<br />

yapar. Kuraca ğı iş için ortam haz ır de ğildir. Karl X11 (Demirbaş<br />

Şarl) Türkiye'den yeni dönmü ştür. Barış yılları= gelmesini<br />

bekleyecektir.<br />

Geri dönerken bindiği gemi be ş kez yoldan döner. Danimarka<br />

savaş gemileri geçit vermez. İki tayfah; pusulasız bir<br />

balıkç ı teknesiyle Balt ık' ı geçebilir. Ç ıktığı yerin Danimarka<br />

toprakları olduğunu anlayamaz. Ingiliz yurttaşı olduğundan.<br />

*) 1976'da ( ısve9 'ten) ilk gidi şimde ingiltere'yi hiç be ğenmemiş ; "Londra<br />

Bir Mahmutpaşa başl ıkl ı bir yaz ı yazm ışt ım:<br />

"... Büyük mağaza (supermarket) yok Londra'da. Biribirinin benzeri ufak<br />

tefek iş ve sat ış yerleriyle donat ılm ış sokaklar. Vitrinler karmakar ışık ve<br />

çoğu kez kald ırımlara taşm ış sergiler. Bankalar bile eski ve küçük yap ılarda.<br />

Eczaneler, bakkal dükkân ı gibi. Kimi bakkallar 'postane' görevi de üstlenmiş<br />

. Cumartesi tüm gün aç ık sat ış yerleri. Kimileri pazarlar ı da aç ık.<br />

Londra'n ın ortasında da pazar günleri bile kurulan aç ık hava pazarlar ı ,<br />

her şeyiyle Mahmutpaş a y ı aratm ıyor.<br />

Bir küçük lokantada, alt ında Frans ızcası da yaz ılı şu uyarı yaz ısı çarpt ı<br />

gözüme: 'Burada, d ışardan getirilen yiyeceklerin yenilmesi yasakt ır!'<br />

Telefonla ça ğırd ığım ız taksinin 'taksi' oldu ğunu belirleyen hiçbir belirtisi<br />

yoktu. Arkadaşıma 'kaçak m ı çal ışıyor?' diye sordu ğumda 'hay ır' yan ıt ın ı<br />

ald ım. 'Kaçak çal ışanlar da var ama, bu araban ın taksi olarak çal ışma izini<br />

var. (...)<br />

Londra bir Mahmutpaşa!" (Hayati Tahsin YILMAZ, Varl ık Dergisi, Ağustos 1976)


PATATES 79<br />

yedi haftalık tutuklulukla kurtulur.<br />

Amsterdam'a yerle şir. Isveç'te kuraca ğı fabrika üzerine<br />

Hollanda'da incelemeler yapar. Yap ım yöntemlerini inceler. Makine<br />

ve araç-gereçleri tan ır. Iki y ıl sonra Ingiltere'ye döner.<br />

Yokluğunda işleri karde şi yönetmiştir. Dört y ıl sonra Paris'e<br />

geçerek orada da incelemeler yapar. Götürece ği makine ve<br />

adamlar için, Isveç Parlamentosundan izin ve parasal destek<br />

ister.<br />

Fransa'dan sat ın aldığı çorap örme makinelerinin ülke<br />

dışına ç ıkarılması yasakt ır. Bunlar ı parçalayarak Hollanda'ya geçirir.<br />

Amsterdam, Harlem ve Leiden'de yün; pamuk ve ipek i şleme<br />

yöntemlerini inceler. Makineler sat ın alır. Isveç 'e götürece ği<br />

usta ve işçilerle ba ğlantılar kurar. Makinelerin ülke d ışına ç ıkarılması<br />

Hollanda'da da yasakt ır. Harlem'de "ekmek h ırsızı" diye<br />

taşa tutulur. S ığınmak istediği evin tüm camlar ı taşlanarak k ırılır.<br />

Makineler sökülerek, Amsterdam Liman ındaki bir Isveç<br />

gemisine parça parça sokularak, yükler aras ına saklamr.<br />

Gümrük görevlilerinin durumu anlamas ı üzerine, gemi bir gece<br />

izinsiz olarak limandan ayr ılmak zorunda kal ır.<br />

1 Kasım 1723'te tüm makineler; araç-gereçleriyle usta<br />

ve işçiler, Alström'ün do ğum yeri olan Alinsâs'a ula şırlar. Istenilen<br />

para yard ım ı için Parlamentodan yan ıt yoktur.. Dahası ,<br />

yabanc ı işçilerin, dinsel yapt ırımları özgürce yerine getirebilmeleri<br />

izini tart ışma aşamasındadır (Haziran 1724'te onaylanacaktır).<br />

Yeni makine ve işçilerle gelen Alström'ü yeni güçlükler<br />

bekler: Alinsâs Belediye Ba şkanı, kentin büyümesinin istenmediği<br />

gerekçesiyle, fabrika yap ım ında güçlükler ç ıkarır. Yabancı<br />

işçiler neredeyse kaçacaklardm Makine ve adamlann Isveç'e getirilebilmesi<br />

için "üç küp altın" (1946 değeriyle yarım milyon<br />

kron) harcanm ış ; görünürde çok iş yap ılamam ış tır. Parlamentodan<br />

yard ım yerine "ö ğüt" gelir.<br />

Alström, elli km yak ınındaki Götöborg'un Ticaret Odasına<br />

başvurur. Ald ığı yan ıt olumsuzdur. üyelerden ço ğunun<br />

Ingiltere'yle tecimsel ili şkileri vard ır ve bu tecimsel ürünlerin<br />

Isveç'te üretilmesi yararlar ına aykırıdır.<br />

Kaynak için ülkeyi dola şmaya başlar. Vârmland bruk


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 80<br />

ağalanndan (*) ilgi götür. Kristinehamn'da toplan ıp "100 gümüş<br />

daler"den 270 pay ç ıkarırlar. Bu, çok parad ır ama yetmez.<br />

Ne ki, işçiler daha bir güvenle çal ışmaya koyulurlar. Kral Fredrik'e<br />

40 pay satılması başarılınca, kurulu şa ilgi artar. Yünlüler,<br />

pamuldular, ketenliler, ipekliler üretilir. Çorap yap ılır.<br />

Alström Italya'dan, ispanya'dan, Hollanda'dan dam ızhk<br />

hayvanlar getirtir. Türkiye'ye adamlar ını yollar. Ankarakeçisinin<br />

bakım ını öğrenip Isveç'e getirirler(**). Ingiltere'den<br />

deri işleme ustaları getirdik. Alström, hayvanlar üzerine kitaplar<br />

yazar. Okul açar. Tütün yeti ş tirir. Ülkenin ikinci şeker fabrikasım<br />

kurar. Isveç'te bulunmayan bitki ve ot tohumlar ı getirterek<br />

üretir, ba şarılı olanların yaygınlaşmasım sağlar (***).<br />

1740'ta Küçük Alinsâs'ta 28 türde fabrika-yap ımevi<br />

vardı ve bu işletmelerde 875 ki şi çalışıyordu. 1750'de çahşanlann<br />

sayısı 1.500'e ulaş tı. Alström'ün kurdu ğu ortaklıklar 1847'<br />

ye dek ya şayabildi.<br />

HAYVAN SAYISI<br />

(1.000 Olarak)<br />

1805 1900 1950 1975 1985<br />

At 397 533 440 52 57<br />

inek 822 1.765 1.654 740 600<br />

Tüm s ığırlar (inekde içinde) 1.468 2.583 2.648 1.879 1.837<br />

Koyun 1.214 1.261 279 368 426<br />

Keçi 140 80 34 6<br />

Domuz 400 806 1.263 2.446 2.589<br />

Isveç'te patates ekimi ve tüketiminin yayg ınlaşması<br />

için de en çok Jonas Alström u ğraş verdi. Isveç dışında toplam<br />

on yedi y ıl yaşayan; her gördüğü yeniliği Isveç'e ula ş tırmaya ça-<br />

*) "Bruk", eski Isveççede "fabrika", "i şletme" anlam ına geliyor. "Bruk<br />

ağalar ı" deyimini "fabrika patronlar ı " karşıl ığı olarak kulland ık (HTY).<br />

**) 14-15 ankarakeçisinden üreyen keçi say ısı 1765'te 700 dolay ındayd ı .<br />

(Tar ım ın Tarihi -Lantbrukets historia-, Stokholm 1925, sayfa 417)<br />

***) 100 kronluk kâ ğıt parada resmi bulunan, ünlü bitkibilimci (doktor,<br />

do ğabilimci), Alströmer'in ça ğdaşı Carl von Linne (1707-78) de isveçlidir.


PATATES 81<br />

lışan Alström'ün, patatesi d ışarda değil Isveç'te, hem de Alinsâs'<br />

ta tan ıması ilginçtir(*}.<br />

Alström'ün, ekimlik yumrularm nereden sağlanabileceğini<br />

öğrenip getirtmesi uzun sürrnez. 1724'te ilk ürün ahn ır.Patates,<br />

önce ilk üretildi ği yerin adıyla (nolhaga) ânildı (bugün de<br />

Alinsâs dolay ında "nol"un ç okulu olan "nolor" adıyla da anılır).<br />

Sonra da "yer armudu" Crordpâron) ad ıyla tüm ülkeye yay ılmaya<br />

başladı.<br />

PATATESE DIRENI Ş<br />

Alström'ün ve üst düzeyde yöneticilerin u ğraşları, patatesin<br />

nasıl yeti ştirileceğini gösteren el kitaplar ı ve ekimlik<br />

yumrulann paras ız dağıtılmasına karşın, yay ılma çok yavaş ol-<br />

*) Ulf Tengbom, Jonas Alströmer'in yaşam ın ı anlatan "I şçinin Soylusu"<br />

adl ı yap ıt ında bu durumu da anlat ır:<br />

"Alström üh, Fransa'dan gelen bir işçisinin, bahçesindeki bir şeye do ğru<br />

eğilmesini şaşk ınl ıkla izlemesi, yad ırganacak durum değildi. Adam, bitkiyi<br />

tutup topraktan ç ıkararak köklerini yere vurdu, (dü şen) birkaç gri-kara<br />

şeyi yan ındaki sepete koydu.<br />

Alström, adama yaklaştı. Ama adam bir şey söylemedi. İşi ile u ğraşıyordu.<br />

Alström o denli özenle izledi ki, bir süre bir şey sormad ı. Sonra:<br />

Bunları ne yapacaks ın?' dedi.<br />

Işçi, karşısında patronunun oldu ğunu ancak anlam ışt ı. Başın ı kald ırıp sırıttı.<br />

Bir tutam bitkiyi göstererek:<br />

ö ğle için yem eklik al ıyorum!'<br />

Alström ş aşk ınl ıkla ve de inanmayarak:<br />

Bunları yemeği mi düşünüyorsun?'<br />

Elbette! Inan ın, yemeği iyi olur. Hiç denedin(iz) mi patron?'<br />

Hay ır, Alström hiç denememi şti. Fransız hem şaşırd ı, hem de sevindi. So-<br />

nunda Alström 'e, bu ' şey'i tatm ay ı isteyip istemedi ğini sorma yüreklili ğ ini<br />

gösterdi. Böylece, kar ısının yemek yapmakta oldu ğu Frans ız ın evine gittiler.<br />

Alström, artan şaşk ınl ığıyla kad ının yaptıklanna bakıyordu. Kad ın, yuvarlak-koca<br />

şeyleri kaynayan suya koydu. Bir süre sonra suyu bo şaltıp bu değişik<br />

şeyleri (tencereden) ç ıkard ı. B ıçakla dış kabuğunu ald ı. Içi alt ın<br />

gibi parlak ve çekiciydi. Kadın, tahta tabağa biraz et yemeği doldurdu, yanına<br />

da bu sar ı şeyden koyup, tatmas ı için Alström'e sundu.<br />

Alström, ağzına ilk kez bir parça patates koyarken,gok de ğişik duygular<br />

içindeydi. Ama ard ından, yüzünde gülücükler belirdi. Istekle bir parça daha<br />

ald ı. Evet; gerçekten iyiydi.<br />

Biraz havadan-sudan konu şulduktan sonra Alström, bitkinin nas ıl ekildiğini;<br />

bak ım ın ın nasil yap ıld ığın ı ; büyüme süresini; ne zaman toplanaca ğın ı<br />

ve öteki sorunlar ı üzerine sorular sordu. Birkaç saat sonra oradan ayr ılırken<br />

bile şaşkınl ıktan akl ı karmakanşıkt ı."<br />

(Ulf Tengbom, En arbetets adeisman, Stokholm, 1946, sayfa 127.129)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 82<br />

du. Alström ve kendinden sonra bu yolda çah şan Iki oğlunun<br />

(Johan ve Patrik) ya şamlan, yemeklik patatesin yaygınlaşmasına<br />

yetmedi. Bu yeni bitkiden ku şkulanan halk, yemek kültürünü<br />

değiştirmek istemiyordu. Danimarka'da, din de ğiş tirmenin, yemek<br />

kültürünü değiştirmekten daha kolay olaca ğı söylenirdi.<br />

Yeni aç ılan tarım alanlarına patates değil, yulaf ekiliyordu. Isveç'te<br />

yulaf, arpa ve çavdardan sonra, iklim ko şullarının düzelmesiyle<br />

yetiştirilmeye başland ı. Önceleri yaln ızca ülkenin Güney<br />

Norveç'e bakan yörelerinde (Vrmland) yeti şirken, 17. yy'<br />

da ülkenin her yerinde; her tür toprakta yeti ştirilebiliyordu(*).<br />

Hayvan yemi olarak da tiiketihneye ba şlanm ış tı.<br />

Patates Tüketicisine O ğütler:<br />

KORUNMASI<br />

Topraktan ç ı kar ı l ırken paketlerken ta şırken sars ı p zedeleme!<br />

Zedelenen yerler d ışından görünmez ama içinde kara gri ya da ka<br />

ranl ı k-mavi lekeler olu şur.<br />

Karanl ı k yerde sakla! Elektrik ışığı da gün ışığı gibi zararl ı -<br />

chr. I şı kta ye şillenir. Ye şillenen yerler zehirlidir. Taze patates , ışığa da<br />

ha Cluy arl ı olur. Yaln ızca ye şillenen yerlerini kesip atmak yetmez.<br />

S ıcak yerde tutma! En iyi ı s ı , buzdolab ı s ıcakl ığıd ır. S ıcakta<br />

çabuk yumu şar, fı lizlenir ve çürür.<br />

Tazeyken daha çok tüket! Eskidikçe, içindeki D vitam ini değeri<br />

de azal ır.<br />

Halk açtı; Ürün yetmezliği nedeniyle 1718'de evlerde<br />

(arpadan) içki yap ım ı yasaklandı. 1720'de, ekmeğe karış tırmak<br />

için devlet ormanlannan halkın ağaç kabu ğu soymasına<br />

izin verildi. Bu ko şullarda bile patates ilgi görmüyor; daha çok<br />

"domuz yemi" olarak yayg ınla şıyordu. 1749'da, patatesten çok<br />

sert bir içkinin yap ımına başlanınca, ilgi birdenbire arttı. "Işte<br />

patates böyle tad ıhr!" deniliyordu. Öyle ki, o yıllarda Incil'<br />

den sonra en çok okunan kitaplar, patatesten içkinin nas ıl yapıldığını<br />

anlatan el kitaplanydı .<br />

*) "Tar ım ın Tarihi" adl ı yap ıtta, "HuslAin jurnalen"den al ınd ığı bildirilen<br />

şu nota rastlad ık:<br />

"Broocman' ın verdiği bilgiye göre, 1736'da Livonya'da (o zaman Isveç'in<br />

olan Balt ık ülkesi) Türk yulaf ı yetiştirilirdi. Isveç'te (o zaman) yeti ştirilmedi.<br />

Ama 1789'da (Türk yulaf ının) ülkede (Isveç) yeti ştirildi ği söylenir.<br />

(Landbrukets historia, Stokholm, 1925, sayfa 406)


PATATES 83<br />

Patatese ku şkunun bir nedeni de, Avrupa ve Amerika'<br />

da sık sık patates hastabklan göffilmesiydi( 4). Din adamlan,<br />

içki yap ım ıyla patates hastal ıkları aras ında ilişki kuruyor; Tanrı'n<br />

ın, kullann ı açlıktan kurtarmak için patatesi yaratt ığını; içki<br />

yaptıkları için de patates hastaliklanvla kullar ını cezaland ırdığını<br />

yaymaktan geri durmuyorlard ı(**).<br />

Patates Tüketicisine O ğütler:<br />

HA Ş LANMASI<br />

E şit zamanda (15-20 dakika) pi ştnesi için e şit tür ve boyda<br />

patatesleri seç!<br />

Tuz istersen, her litre suya iki çay ka şığı koy! Suyun içine<br />

bir tutam dereotu da atabilirsin.<br />

Önce suyu kaynat, sonra patatesleri koy! Su kaynat ı lmadan<br />

konulursa, vitamin kayb ı ço ğal ır.<br />

Soymadan kaynat! Vitaminin ço ğu kabuğun alt ı ndad ır.<br />

Haş lanmadan soyulursa kay ıp çoğal ır.<br />

Su kaynay ınca ı s ıy ı düşür! Kaynama derecesi yükseldikçe,<br />

vitamin kayb ı artar.<br />

Ha şlan ınca hemen suyunu bo şalt! Sonra yine tencereyle<br />

ama kapaks ız olarak az ate şte b ırak, buhar ı gitsin.<br />

Tencerenin (yada servis kab ın ın) alt ına bez (ya da ka ğıt) koy,<br />

patatesleri doldur, kapa ğı kapat!<br />

öğütlendiği gibi ha ş lan ır ve de s ıcağıyla yenirse, vitamin<br />

kayb ı yaln ızca %10 olur. Kabu ğu soyulup da başlan ırsa kay ıp %30.35'e<br />

ç ıkar.<br />

*) Patates hastal ıkları yüzünden en büyük k ınm Irlanda'da oldu. 1500'lü<br />

y ılların sonlarına do ğru patates Ingiltere ve Irlanda'da yeti ştirilmeye baş -<br />

lanm ışt ı. Yoksul Irlanda da patates çabucak yayg ınlaşt ı ve halk h ızla çoğalmaya<br />

başlad ı. 1800'le 1844 aras ında Irlanda halk ı 5 milyondan 8 milyona<br />

ç ıkt ı. 1845'te patateslere hastal ık geldi. önce yapraklar küflendi<br />

(phytophtora infenstans). Mantara dönü şen bu küfler köklere ve yumruların<br />

ş işliklerine sard ı ve hiç ürün al ınamad ı. Daha kötüsü, hastal ık evdeki<br />

patateslere de sard ı. 1846'da da ürün al ınamad ı. Tüm umutlar ın ı patatese<br />

bağlayan köylüler y ığınla öldüler. Kolera gibi kimi salg ın hastal ıklar ın da<br />

yay ılmas ıyla bir milyon dolay ında Irlandal ı öldü. Kalanlar göçe başlad ı .<br />

1845 ile 1910 aras ında 5 milyon Irlandal ı Amerika'ya güçtü.<br />

**) Papazlar, büyük k ıtl ık y ıllarında, Tanr ı'ya yakarmak amac ıyla kiliselerde<br />

toplanan halka da, k ıtl ığın, kullar ın kötülüklerine kar şıl ık olarak<br />

Tanrı'n ın bir yapt ırım, oldu ğunu söyterlerdi.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 84<br />

DiRENI Ş KIRILIYOR<br />

Olumlu geli şmeler de oluyordu. Madenlerde çal ışan<br />

yabanc ı i ş çiler, yemeklik patates ekiminde öncülük ediyordu.<br />

"Patates Sava şlar ı " ad ıyla da an ılan "Yedi Y ıl Sava şlar ı "ndan(*)<br />

dönen isveçlilerden, Almanya'da gördükleri patatesi yeti ş tirenler<br />

ç ı k ıyordu.<br />

Patatesin yaygmla şarak ekme ğin yerini almaya ba şlamas<br />

ı yüz y ılda (1820'lerde) gerçekle ş ti. 1800'le 1820 aras ında<br />

üretim be ş kat artt ı . 1800'lii y ıllar ı n ortalar ı na dek rasgele yeti<br />

ş tiriliyordu. 1945-46'da hastal ıklara dayan ıkl ı türler seçilmeye<br />

ba ş land ı . 1977'de Isveç'te 36 türe rastlan ın ış t ı(**).<br />

Dünyada patates bu ğdaydan çok üretilir. Yt ımrusu 20<br />

kg gelen türleri bulunur. Patatesin 5.90'1 Avrupa ülkeleriyle Sovyetler<br />

Birli ğinde üretilir ve tüketilir.<br />

ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKELERI<br />

Patatese direni şin k ırılmas ıyla açl ıktan ölümler büyük<br />

ölçüde azalm ış oldu. Bugün açl ık çeken üçüncü dünya ülkelerin-<br />

,<br />

*) Sözü edilen Yedi Y ıl Savaş lar ı (1756.63), İ ngiltere ile Fransa aras ı nda<br />

Kuzey Amerika ile Hindistan ın payla şılnı as ına ko şut olarak yap ıld ı . İ ngiltere'nin<br />

üstünlü ğüyle sonuçlanan sava ş larda, İngiltere'nin yan ında Hannover<br />

ve Prusya vard ı. Avusturya, Rusya, Ispanya ve kimi Alman devlet-<br />

leri de Fransa n ın yan ında yer ald ılar. 1757'de Prusya'ya kar şı sava ş an Isveç,<br />

1762'de toprak yitirmeden çekildi. Isveç bu sava şa, Stralsund ( şimdi<br />

Do ğu Almanya'da) garnizonundan ba şka 20 bin ki şiyle kat ıld ı .<br />

Bu sava şlara "Patates Sava şlar ı " da denilmesinin öyktistine gelince: Prusya<br />

kral ı Büyük Frederik, bu yararl ı bitkiyi yayg ınla ş t ırmak için büyük sava şın ı<br />

verdi. 1744'te, çiftçilere paras ız yumrular da ğıtarak, topraklar ın en az<br />

1/15'ine ekilmesi zorunlulu ğunu getirdi. Çiftçiler, tad ı ve kokusu olmayan;<br />

köpeklerin bile yemedi ğ i bu domuz, yiyece ğinin, topraklar ında bu denli<br />

çok yer kaplamas ı n ı istemediler. An ı a, ba ş lar ına asker dikilerek yumrular<br />

ektirildi. Durum, Prusva'n ı n ko ın şular ınea alay konusu yap ıld ı. ftalyanlar<br />

Al ın at -dara uzun süre 'patates yiyicisi" (pataticci) dediler. Avusturya kraliçesi<br />

Maria Theresia, Büyük Frederik'i "Patates Kral ı (der Kartoffel-König)<br />

san ı yla aş a ğılad ı .<br />

Zor kullan ılarak ektirilen patates, Yedi Y ıl Sava şlar ı boyunca Prusya'y ı<br />

açl ıktan kurtard ı (...). Bu nedenle, bu sava şlara "Patates Sava şlar ı " da denir.<br />

4"1') Patates türlerinin uluslararas ı ortak ad ı (Latince) olmad ığından, Isveç'<br />

te çok yeti ş tirilen patates türlerinin Türkiye'de de yeti ştirilip yeti ş tirilmedi<br />

ğ ini ara ş t ı ran ı ad ık. Isveç'te en çok yeti ş tirilen üç tür patates (Isveççe<br />

adlar ıyla ve yüzde olarak) ş unlard ır (1986): Bintje %50; king edvard %30<br />

ve in agnu,, ı bonums %5.


PATATES 85<br />

de de yeti ştirilebilmesi için çalışmalar yap ılmaktad ır(*). Isveç<br />

Tarım Üniversitesinin (Lantbruksuniversittetes) Svalöv'deki bölümünde<br />

tohumdan patates yeti ştirme çah şmaları yap ıl ıyor.<br />

Ultuna'da da tohumdan patates yeti ştiriliyor. Ultuna'da uzmanlar,<br />

so ğuk iklimlerde patates yeti ş tirme çalışmaların ı başarıya<br />

ulaştırmak üzereler. Birkaç y ıl sonra, sıfırın alt ında 10 derecede<br />

yemyeşil patates tarlalan olu şturulmas ı olanağı doğabilecek.<br />

EKMEK YERINE PATATES<br />

Evinizde patatesiniz varsa e ğer, hiç olmazsa f ır ıncm ızda<br />

ekmek; çuvahn ızda un kalmad ığı zamanlarda paniğe kap ılmay<br />

ın! Patates ha şlaym ve yiyin ekmek yerine. 1912'de, Danimarkalı<br />

Fredrik Madsen, bir y ıla yak ın yaln ızca patates yiyerek<br />

ya şad ı(**).<br />

Ünlü Isveç Ozan ı Esaias Tegner (1782-1846), yoksulluk<br />

y ılları da say ılan ya şadığı dönemi şu üç sözcükle tan ımlar:<br />

*) Peru'nun ba şkenti Lim a'da bulunan Uluslararas ı Patates Merkezi (CIP),<br />

Isveç'in de deste ğiyle 1972'den beri çal ışmalar ın ı sürdürmektedir (Isveç bu<br />

kurulu şa 1986'da 6,5 milyon kron verdi).<br />

Bilindiği gibi patates, daha çok yumrular ı ekilerek yeti ş tirilmekte; bu<br />

yumrular s ıcak ülkelerde, bir sonraki ekime dayanmamaktad ır.<br />

CIP, patates ekimi için, çürümeden y ıllarca dayanabilen, yöresel iklimlere<br />

uyumlu tohumlar üretmektedir. Çin, Siri Lanka (Seylan), Vietnam gibi gelişmekte<br />

olan 35 ülkede bu yöntemle ba şar ıl ı sonuçlar al ınm ış t ır. Bir avuç<br />

tohumdan on ton patates üretilebilmektedir. Ekim yap ılacak yerin durumuna<br />

göre tohum çimlendirilerek ya da do ğrudan bu ğday gibi saç ılarak<br />

ekilmekte ya da fidelikte yumru yeti ştirilmektedir.<br />

Isveç'te bu yöntemin uygulanabilmesi için (yaz ın k ısal ığı nedeniyle), to-<br />

humdan yumru yeti ştirilmesinin kapal ı yerde (sera) yap ılmas ı gerekiyor.<br />

**) Danimarkal ı Fredrik Madsen, 1912 y ıl ın ın 309 gününde yaln ızca pata<br />

tes yiyerek "dünyan ın en çok patates yiyen adam ı " san ını kazand ı. Madsen,<br />

doktor gözetimi alt ındaki denemesine 8 Ocakta ba şlad ı. 4 Temmuzla 8<br />

Ağustos aras ında (-34 gün) denemeye ara vererek izinini kulland ı. 17 Ara<br />

hkta denemeyi b ırakt ığında, sa ğ l ığını hiç yitirmedi ği görüldü.<br />

Deneme boyunca Madsen, günde 4 kg dolay ında patates yiyordu. Sabahlar<br />

ı haşlanm ış patatesi bitkisel ya ğda k ızartarak; ak şamlar ı da haşlanm ış<br />

patatesin ezmesine bitkisel ya ğ karış t ırarak yiyordu. 2,5 kg kadar patates<br />

tüketti ği ak şam yemeklerini bir buçuk saatte yiyebiliyordu.<br />

(P Gunnar Andersson'un "Mest om mat" adl ı yap ıtı ndan özetlendi.<br />

Stokholm, 1980, sayfa 79-82)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 86<br />

Barış , üreme ve patates. Bugün "bolluk ülkesi" olan Isveç'te<br />

patatesten ekme ğe dönü ş yap ılmam ıştır.<br />

1976'da fırınc ı-pastac ılarla de ğirmencilerin, Ekmek<br />

Enstitüsü arac ılığı ve Sosyal Yönetimin (Socialstyrelsen) desteğiyle<br />

sürdürdükleri "daha çok ekmek" kampanyas ı, (patatesçilerin<br />

kar şı kampanyas ı nedeniyle olacak) ekmek tüketimini<br />

art ıramad ı.<br />

EKMEK<br />

Her yemekte ekmek yiyorsan okkal ıca demir; B vitamini ve<br />

lif al ıyorsundur. Ekmekte çok de ğerli, kal ı n lifler bulunur. En çok da<br />

iri çekilmi ş (kara) undan yap ı lan ekmekte. Besin uzmanlar ı , sofrada her<br />

zaman ekmek bulundurulmas ı gereklili ğ inde birle ş irler.<br />

Her yemekte ekmek yersen, ya ğ l ı ve şekerli besinleri de azaltm<br />

ış olursun. Hem yemek paran ı , hem de kilonu dü şürürsün Onun için,<br />

ekmeğ i hiç unutma. Bu çok önemlidir.<br />

- Her yemekte ekmek!<br />

- Günde en az 6-8 dilim!<br />

Ekmek Enstitüsü<br />

(Brödinstitutet)<br />

Kasas ına günde 15 bin kron giren bir restoranda, 3-4<br />

kg'dan çok ekmek tüketilmez. Bizim anlad ığım ız anlamda ekmek<br />

yiyen; restoranda olsun, evde olsun ekme ği yemeğe kat ık<br />

eden tek İsveçliye rastlanamaz(*). Restoranlarda tüketilen patatesi<br />

ekmeğe oranlarsak, her kilo ekme ğe kar şılık 25 kg'l ık bir<br />

çuval patates koyaca ğız.<br />

Patatesin ha şlama yap ılacaklar ı soyulup ilaçlanm ış ;<br />

yağda k ızart ılacaklar ı dilimlenerek yar ı k ızart ılm ış olarak getirilir<br />

restorana. Kara çuvallar ından ç ıkar ılnıayan soyulmu ş ha şlamalıklar<br />

bir haftaya dek (çuvaldan ç ıkar ılıp suya konulursa bir<br />

gün) dayanabilir. K ızartmal ıklar, karton kutularda buzlu olarak<br />

*) Isveç'te ekmek, üzerine ya ğ sürülerek yenir. İsveçli, köpe ğine bile ekmeği,<br />

üzerine ya ğ sürerek verir. Bu kural ın doğrulu ğunu denemek istedim<br />

bir gün: Restoranda yemek al ırken, iki dilim de ekmek koydum tepsime.<br />

Kasadaki k ız, ka ğıt peçeteyi de kald ırıp alt ına bakt ıktan sonra iki küçük<br />

tereya ğı paketi getirip koydu tepsime.<br />

Bu denemeyi on kez kadar sürdürdüm, hepsinde de "unutmu ş " olaca ğım<br />

düşünülerek tereya ğı kondu tepsime (HTY).


PATATES 87<br />

getirilir. Buzlu olarak ikinci (tamamlay ıcı ) k ızartma yap ılabildiğinden,<br />

y ıllarca dayanabilir. Yayg ın olarak bir de ezmesi (püre)<br />

yap ılır patatesin. Isveç'te sulu yeme ği bilinmez. Evlerde haşlaması<br />

soyulmadan yap ılır. Haşlanm ış patatesi soyman ın da yolu<br />

yordam ı var: Çatal ve b ıçakla. Çatah bat ırıp hiç yere koymadan<br />

ve de soyulan yerlerine hiç el de ğdirmeden!<br />

Biri Avusturya'da, öteki Hollanda'da çal ışan iki arkadaşımın<br />

ekmek yedikleri (pansiyoner olarak oturduklar ı evin<br />

çoculdarm ın ekmeğe ahşma olas ılığı ) nedeniyle evden ç ıkarıldıklar<br />

ım da şuracığa ekleyeyim. Bu ülkelerdeki bollu ğu görünce,<br />

bu tür davran ışların nedenini anlamak güç oluyor.<br />

PATATES<br />

... öteki kaynaklar kurusa da patates on kat daha (çok) da<br />

yanarak verimini sürdürür.<br />

Ba şka hiçbir ürün, patatesin verdi ğine eri şemez. Akla gelen<br />

her türlü besin. En yoksulu bile daha da yoksulla ştırmadan (herkesin kesesine<br />

uygun) tür vars ı ll ığı ...<br />

Güncel düzenler ve kara çalmalarla onu unutmaya ve kötülemeye<br />

çal ışmak utan ılacak durumdur. Örne ğin gerçek tam tersiyken<br />

"bizi ş i şmanlat ır" demek.<br />

Patatesin ya ğ l ı l ı k oran ı yaln ızca %0 5- tir.<br />

Bize yarayacak çok şey verir. örneğin lif. Patateste sak ın ı la<br />

cak hiçbir şey yoktur.<br />

Patates ülkesi, gelece ğin ülkesi!<br />

İ sveç Patates İ lgilenenleri<br />

(Sveriges patatisintressenter)<br />

Ş EKERLI EKMEK<br />

Isveç'te ekmeğin şekersizi "Alman ekme ği, Frans ız<br />

ekmeği..." ad ıyla pazarlan ır. Biz Türkler ve kimi öteki yabanc ılar<br />

patatese ah şamadığım ızdan ve de şekerlisini yiyemedi ğimizden,<br />

kendimiz yapar ız ekmeğimizi. Bir başına yaşayan<br />

kimi Türk erkekleri bile hamur yo ğurup ekmek pişirmesini<br />

bilirler. Ama gelgelelim, un yaln ızca iki kg'hk paketlerde pazarlanır.<br />

Mağazadan on paket birden kald ırmca, tüm gözler üzerimizdedir.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 88<br />

Bir gün restoranda çah şırken, 25 kg'hk un çuval ımn<br />

varlığını farkedince, patrona ba şvurmakta gecikmedim. Toptancılar<br />

fırın, pastane vb yerler için pazarl ıyormuş bu çuvallar ı.<br />

Patronun arac ılığıyla bir çuval un edinerek, bir süre için ma ğaya<br />

taşınmaktan kurtulduk. Bir ay kadar sonra unun tlikendi ğini;<br />

bu kez iki çuval almak istediğimi söyledim patrona. Adam şaka<br />

sandı önce. üsteleyince de bön bön bakt ı yüzüme ve:<br />

"- Biz dört ki şi, bir çuval unu üç y ılda bile tüketemeyiz!"<br />

dedi.<br />

KURUTULMU Ş EKMEK<br />

İ sveççesi "knöckebröd" olan kurutulmu ş ekmek (peksimet),<br />

Isveç'te bugün de yayg ınd ır. 1848'de Stokholm'de ilk peksimet fabrikas<br />

ı kuruldu. Kuzey Isveç'te f ı r ı nlarda pi ş irilerek pazarlan ı yordu.<br />

Sekiz saatlik i şgünü gündeme gelince, küçük i ş letmeler (f ırın), yerlerini<br />

fabrikalara b ı rakt ı . 1940'larda bu fabrikalar tek elde topland ı . Bugün<br />

Wasa (Wasabröd = Wasa ekme ği) ad ıyla pazarlanan peksimet, yaln ızca<br />

Filipstad fabrikalar ı nda üretiliyor. Wasa'n ın B Almanya'da da (Celle'de)<br />

bir fabrikas ı var.<br />

Wasa yetkililerinden ald ığım ız bilgiye göre (1988), Wasa, dünyan<br />

ın en çok çavdar sat ınalan kurulu şudur. Y ılda 80 milyon kg çavdar;<br />

15 milyon kg bu ğday sat ın al ır. Günde 250 ton ekmek üretir. Filipstad'daki<br />

(Isveç) fabrikalarda 1.100 (B Almanya'da 500) ki şi çal ı -<br />

şır. Yirmi tür peksimet üretilir.<br />

1975'te yap ılan bir ara şt ırmaya göre, her Isveçli günde<br />

200 gram undan yap ılmış yiyecek (pasta, peksimet, ekmek...)<br />

tüketiyordu. Bunun 49 gram ı undu (67 gram ekmek). O y ıl<br />

patates tüketimi, ki şi başına 173 gramd ı .<br />

SANDVIÇ<br />

Isveçli, patatesten ba şka, üzerine yağ silrülü kurutulmuş<br />

ekmek (peksimet) de çok yer. Ve Isveç deyince akla gelen<br />

üç sözcükten ikisi "seks"(*) ve "sosyalizm"se, üçüncüsü "smörgâs"<br />

dedikleri bir tür sandviçtir. Smörgâs'un, bizim de al ış tığım<br />

ız en yahn ı, yağ sü ıviü ekmek dilimi üzerine bir tür ka şar peyniri<br />

dö şenmişidir. Daha da üzerine domates, h ıyar ve biber di-<br />

*) Seks konusuna bu çal ışmam ızda yer vermiyoruz. Konuyu ayrı bir kitapta<br />

ele alabileceğiz (HTY).


PATATES 89<br />

limleri konabilir. Smörgâs'un türü çoktur. Ya ğ sürülü ekmek dilimi<br />

üzerine (peynir d ışında) ciğer ezmesi, balık, jambon, yumurta,<br />

mayonez, marmelat, tur şu vb'nden konur.<br />

EN ÇOK PEKS İ MET TÜKETEN ÜLKELER<br />

(1987'de Ki ş i Başına Y ı l/kg olarak)<br />

ISVEÇ 5,7<br />

Finlandiya 2,2<br />

Norveç 1,0<br />

Danimarka 0,6<br />

B Almanya 0,5<br />

Hollanda 0,4<br />

Ingiltere 0,3<br />

(Kaynak: Vasa, 1988)<br />

Isveçli şekerlemeyi de çok yer. Ki şi ba şına tüketilen şekerleme<br />

(bebeler de içinde) 10 kg' ı geçer (1988'de 10 kg 238 g).<br />

F İ LE NASIL DOLUYOR<br />

(Birer kilo tereya ğı , süt, peynir, yumurta, piliç, domuz pirzolas ı ,<br />

s ığır eti, kemi ği ve derisi al ı nm ış morina bal ığı , ekmek, bu ğday<br />

unu, patates, havuç, elme, kahve ve şeker kaça ve bir endüstri<br />

i şçisinin ne kadar i şgücü kar şı l ığı edinilebilir)<br />

Isveç Kronu iqgücii Süresi<br />

Hollanda 333,10 3 Saat 29 Dakika<br />

B Almanya 451,51 3 Saat 52 Dakika<br />

Fransa 356,77 4 Saat 24 Dakika.<br />

İ ngiltere 323,60 4 Saat 46 Dakika<br />

İ sveç 533,48 5 Saat 05 Dakika<br />

Danimarka 509,32 5 Saat 12 Dakika<br />

Norveç 634,72 5 Saat 28 Dakika<br />

Finlandiya 574,76 6 Saat 11 Dakika<br />

(Kaynak: Götebor ıts Posten, 15 Kas ım 1988)<br />

Beraber ana-babas ını görmeye gitti ğimiz bir Isveçli<br />

arkadaş , "nasıl olsa orada yiyeceğiz" gerekçesiyle, yolda yemek<br />

yememizi istememi ş ti. Gelece ğimizi telefonla duyurmu ştu da.<br />

Ama önümüze konan yaln ızca kahve, ekmek, tereya ğı, peynir...<br />

idi. Bu arkadaşı Türkiye'de iki aydan çok bir süre konuk ettim.<br />

Aradan on iki y ıl geçince (1988), arkada şın Norveç'teki evine


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 90<br />

konuk oldum. Akşamdı. Gelece ğimi telefonla duyurmu ştum.<br />

Ama önüme konan yaln ızca çay, ekmek yağ ve peynir... idi.<br />

Yemeklikleri uzun süre saklama yöntemleri çok geli ştirilmi<br />

ştir. Konutlarda buzdolab ından ayr ı olarak buzluk da<br />

bulunur. Isveç yemekleri, Kıta Avrupas ı ülkelerininkine benzemez.<br />

Isveçli, mutfa ğa çok zaman ay ıramaz. Ço ğu durumda<br />

kahve ve sandviç yeterlidir. Ba ş yemek sosistir. Yemekl ığe<br />

en büyük paray ı ay ırmalar ına kar şın, Avrupa ülkeleri aras ında<br />

yemek niteli ği en düşük ülkelerden biridir.<br />

YIYECEK GIDERLERI<br />

10 YILDA %1 4 O ARTTI<br />

Yiyecek giderleri, öteki giderlerden daha çok art ıyor. Özellikle haz ır<br />

yiyecelderdeki art ış daha çok oluyor. Çok ya ğl ı yiyecek istenmemesi<br />

de giderleri art ırıyor.<br />

1978'de, iki çocuklu bir ailenin 1.515 krona dolan ayl ık yiyecek filesi,<br />

bugün 3.475 krona doluyor (1.820 krona dolan haz ır yiyecek a ğırlıkl ı<br />

bir file de 4.375 krona doluyor).<br />

Dört ki şilik bir aile, ekme ğini kendi yaparsa, ayda 265 kron daha az<br />

gideri oluyor.<br />

Üç çocuklu bir az gelirli aile, net gelirinin %37'sini (bir ba şına oturan<br />

iki çocuklu bir kad ın %31'ini) yiyece ğe veriyor.<br />

Ortalama Isveçli, gelirinin %17'sini yiyeceğe veriyor. Bu oran 1950'lerde<br />

%28'di.<br />

Al ışveriş haftada bire indirilirse, zamandan kazan ıldığı gibi, ayda 200 ile<br />

400 kron aras ında daha az gider oluyor. Bugün, halk ın %12'si yiyeceklerini<br />

haftal ık olarak sat ınal ıyor.<br />

Haz ır yiyeceklere a ğırl ık veren aileler, mutfa ğa haftada 30 saatlerini<br />

ay ırırken, daha çok ucuz yiyecekleri ye ğleyen aileler haftada 43 saatlerini<br />

ay ırmak zorunda kal ıyorlar. Yiyecek sat ınalma da içinde; mutfağa<br />

haftada (1950 lerdeki gibi) ortalama 15 saat ayr ılıyor.<br />

Kad ınlar ın mutfakta daha çok kalmaları sürüyor: Haftada 11 saat (erkek-<br />

ler 4 saat). Çocuklar ın mutfa ğa yardımı da haftada 15 dakika ile s ınırl ı .<br />

(18 Ocak 1989 tarihli Götebors Posten <strong>Gazetesi</strong>nden özetlendi)<br />

KAHVE VE SÜT<br />

Ülke so ğuktur. Toprakalt ı bitkilerinden patatesten<br />

başka şeker pancar ı, havuç ve bir tür şalgam (Isveç şalgam ı)


PATATES<br />

bol bol üretilip tüketiliyor. Almanlar ın bira içmesi denli, Isveçli<br />

kahve ve süt içiyor. Ki şi ba şına y ılda 12 kg kahve ve 147 kg süt<br />

(1987). Yoğurt tüketimi 14 kg. Ma ğazalarda 1 ve 2 (restoranlarda<br />

0,3) litrelik karton kutularda pazarlanan sütün %80'inin su olduğunu<br />

ve içinde yaln ızca %3-4 oran ında saf süt bulundu ğunu<br />

çoğu bilmez. Saf sütten daha yararl ı olduğu söylenen bu kar ışım<br />

maya da tutar. Tek tür ve adla pazarlanan tereya ğın ın (smör) du<br />

rumu da sütten ayr ı olmasa gerek.<br />

HEKTAR BA Ş INA VER İ M<br />

(Kg Olarak)<br />

1860<br />

Kış<br />

Buğday ı<br />

1.300<br />

Çavdar Arpa<br />

1.200<br />

Yulaf<br />

1.200<br />

Yemekk li<br />

Patates<br />

7.400<br />

1920 2.140 1.610 1.480 1.440 11.310<br />

1951-60 2.960 2.370 2.400 2.030 19.200<br />

1961-70 3.780 2.650 2.830 _ 2.780 25.800<br />

1971-80 4.570 3.480 3.340 3.200 24.200<br />

1981-85 5.330 3.730 3.660 3.730 26.830<br />

(Kaynak: Facts about Swedish Agriculture, Stokholm 1987)<br />

ÜRÜN BOLLUGU<br />

Yüzy ılım ızın başında tah ıl, gereksinimi kar şılam ıyordu.<br />

Hayvansal yiyecekler yetersiz; sürülebilen topraklar verimsizdi.<br />

Yiyecek ve endüstriyel hammaddenin ço ğu dışardan sağlanıyordu<br />

ki, buna akaryak ıt ve kömür de eklenince, orman ürünleri,<br />

demir-çelik ve makineden sa ğlanan geliri götürüyordu.<br />

1930'lann tar ım siyasası iki temel amaca dayan ıyordu:<br />

1- Olası savaş zamanlar ı kuşat ılması da düşünülerek,<br />

tarım ürünlerinin %80'ini ülke içinden kar şılamak.<br />

2- Tarım kesiminde çal ışanların gelirlerini, öteki kesimlerde<br />

çalışanlarınki düzeyine ç ıkarmak.<br />

Bu amaçlar çoktan gerçekle ştirilmiştir. Topraklarının<br />

%10'undan az ı sürülebilen; sürülen topraklar ın da dörtte üçüne<br />

hayvan yemi ekilen Isveç'te, yiyece ğin %80'inden ço ğu ülke<br />

içinden karşılanmaktad ır. Bu sonuç, tar ım ürünlerinin dünya<br />

ortalamas ından çok daha pahal ıya elde edilmesiyle gerçekle ştirilmektedir.<br />

Bugün Isveç, d ışarıya her y ıl yüz binlerce ton ta-<br />

91


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 92<br />

hıl satmaktad ır. 1985'te d ışardan 28 bin ton pirinç; 11 bin ton<br />

m ısır almasına karşın, 30 bin ton çavdar; 430 bin ton arpa ve<br />

680 bin ton bu ğday satm ıştır(*).<br />

Güney ve Orta Isveç tar ıma oldukça elveri şlidir. Çiftçilere<br />

türlü yard ımlar ve kredi güvencesi sa ğlanmaktad ır. Yard<br />

ımlardan en çok, ülkenin so ğuk olan kuzeyindeki çiftçiler<br />

yararlan ır. TOPRAK I Ş LEYENIN<br />

Genelde toprak işleyenindir. Gençlerin, tar ım ı bırakıp<br />

kente göçmeleri nedeniyle küçük çiftliklerin ço ğu, işleyenin<br />

ölümünden sonra kiraya verilmektedir. Çiftçilerin ya ş ortalaması<br />

5 l'dir. Bu nedenle, ekili alanlar ın %40' ından çoğu işleyenin<br />

değildir.<br />

GÜNÜMÜZDE<br />

Tarım gelirlerinin %80'i hayvanc ıhktan karşılanır.<br />

600 bin inekten her biri y ılda 6.835 kg süt verir (1988). Zaman<br />

zaman ülke içinde tüketilemeyecek çoklukta "et da ğları" olu şmaktadır.<br />

Kimi siit ineklerinin gereksinimden çok olması nedeniyle<br />

kesime gittiğine sık sık rastlanır.<br />

Kuzeydeki<br />

NORRBOTTEN İ L İ NDEK İ<br />

SÜT INEKLERI<br />

(1988 Verileri)<br />

* 13.000 Süt İ ne ğ i.<br />

* inek Ba şı na Y ı lda 7.106 kg Süt.<br />

* Süt i ş leyen 700 Kurulu ş .<br />

* ineklerin Kesim Ya şı Ortalamas ı : 5<br />

Not: So ğuk nedeniyle indiler, y ılın (ortalama) 10 ay 25 günü içerde beslenir.<br />

(Kaynak: NSD, 27 Şubat, 1989)<br />

Y ılda 225 bin ton bal ık avlan ır (kişi ba şma 28 kg).<br />

6.000 kişi balıkç ılıkla geçinir. Bunlarm %15'i göllerde avlan ır.<br />

Golfstrim sıcak su ak ıntısm ın etkisiyle ülkenin iklimi,<br />

benzer enlemdeki ülkelerden daha yumu şaktır. Kar, (toprakları-<br />

*) Tah ıl att ığı, son y ıllarda "milyon ton" s ın ırın ı aşt ı. D ışarıya sat ılan<br />

tah ıl zararın ın %60' ın ı çiftçiler; %40' ın ı devlet karşılar. Çiftçilerin birli ğ i<br />

olan LRF zarar ı (tah ıl att ığını) azaltabilmek için, 1988 de her çiftçinin<br />

tah ıl ekim alan ını %15 azaltmas ını istedi.


PATATES 93<br />

nın %15'i Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan) ülkenin kuzeyinde<br />

7-8 ay; Orta Isveç say ılan Stokholm dolay ında 2-3 ay ve<br />

güneyde birkaç hafta kalır. Baltık'm kuzeyi (Botnia Körfezi)<br />

ve göllerin tümü kışın donar. Halk ın %85'i ülkenin yar ısından<br />

güneyde yaşar.<br />

TARIMDA I Ş GÜCÜ<br />

(Ortak Pazar Ülkeleri ve Isveç'te, Tar ı mda Çal ışanlar ın Yüzdesi. 1986)<br />

İ ngiltere 2,6<br />

Belçika 2,9<br />

Lüksemburg 4,0<br />

ISVEÇ 4,2<br />

Hollanda 4,8<br />

B Almanya 5,3<br />

Danimarka 6,8<br />

Fransa 7,3<br />

İ talya 10,9<br />

İ rlanda 15,8<br />

İ spanya 16,1<br />

Portekiz 21,9<br />

Yunanistan 28,5<br />

Not: Ormanda çalışanlar, bal ıkç ıl ık ve aral ıkla geçinenler de "tanm" ın içinde.<br />

(Kaynak: Göteborgs Posten, 4 Mart 1989) .4<br />

1973'te 250 bin olan traktör say ısı , 1988'de 230 bine<br />

ulaştı. Traktörlerin ço ğu orman için de kullan ıldığından, dört<br />

çeki şlilerin oran ı çoktur (1988'de sat ılanlann %89'u).<br />

TARIMDAK İ TRAKTÖRLER<br />

(1988'de Sat ı lanlar ı n Yüzdesi)<br />

Valmet (Volvo) 26,2<br />

John Deere 14,3<br />

Massey Ferguson 12,6<br />

Case IH 11,7<br />

Ford 11,3<br />

Fiat<br />

8,4<br />

Zetor 4,1<br />

Deutz-Fahr 4,0<br />

Ötekiler 7,4<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Land Lantbruk, 10 Şubat 1989)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ<br />

ET TABA Ğ INDA REÇEL<br />

Isveçli tur şuyu şekerli; domatesi, h ıyan tuzsuz yer; sütü<br />

soğuk içer. Kan ım ızca, örneğin domatesin tuzsuz yenilmesinin<br />

nedeni, Isveçlinin ya şam ına birdenbire girmesindendir. Isveç<br />

yoksul bir ülkeyken, birdenbire bolluk ülkesi oluverince, her şey<br />

gibi bol bol pazarlanan domatesle kar şılaşan Isveçli, üzerine tuz<br />

ekileceğini öğrenemeden yemeğe alışm ış olabilir! Hiç ah şamayanlar<br />

da var: Restoranlarda çoklar ı, tabaklarındaki bir yaprak<br />

marulu; bir dilim h ıyar ve bir-parça domatesi (ki, yemek ve sayılan<br />

bu türler bir tabaktad ır) yemeden b ırakır. San ılır ki, süs<br />

olarak konulmuştur bu yeşillikler taba ğa. Özellikle ayaküstü<br />

servisi verilen büfelerde ızgara, sosis... yiyecek Isveçliye, bu yeşilliklerden<br />

hangilerinin taba ğına konulmasm ın istendiği sorulur.<br />

Kimi kez al ınan yanıt şöyledir:<br />

"- Ben tav şan değilim!"<br />

ilginç anılarım var bu konuda:<br />

Bir ev (kö şk) satmahnca, bahçesinde soğan, marul, kara<br />

pancar, havuç vb ye şillikler yetiştirmeye de ba şlam ıştık. Bir<br />

gün Isveçli kom şumuza iki kök marul vermek istedik. Adam maruhları<br />

eline al ıp baktı baktı ve:<br />

"- Bunlan nasıl pişireceğiz?" diye sordu.<br />

Bir izin dönüşünde, ildşer kg'lık birer karpuz armağan<br />

etmiştik Isveçli iki kom şumuza. Ek iş olarak çalıştığım ız restoranın<br />

patronuna da iyisinden Iki kavun. Karpuz ve kavun (ki-<br />

mi kez dilim dilim de olsa) bol bol pazarland ığından, herkesin<br />

yediğini sanıyorduk. Kom şulardan biri, karpuzu nasıl yiyeceklerini<br />

(kabuklu-kabuksuz); öteki de tüm karpuzun bir kezde yenilip<br />

yenilemeyeceğini (mideye zarar ı yönünden) sordu. Kavunlara<br />

gelince: Önce birjki gün süründü restoranda. "Kimbilir,anlatamam<br />

ışımdır" diyerek, kavunlan kendisi için b ıraktığım ı ; eve götürüp<br />

yiyebileceklerini yeniden söyledim patrona. Kavunlara<br />

ters ters bakmasından, almak istemediği; beni de k ıramadığı anlaşıhyordu.<br />

Birkaç gün daha geçince, kar ımın üstelemesiyle birini<br />

kesivermişler işçilere. Kanm utanc ından ancak iki dilim yiyebilmiş<br />

. Ötekiler tad ına bakıp bak ıp atm ışlar çöpe! ikinci kavunu<br />

dilimleyip satm ış patron. 45 kron tutmu ş !<br />

94


PATATES<br />

95<br />

Bir Finlandiya yolculu ğumda da geçti bir kavun olay ı :<br />

Çalış tığım kağıt fabrikas ı, "bilgi ve görgümüzü art ırma gezisi"ne<br />

götürmü ş -11i bizi. Kimi kağıt fabrikaların gezmiştik. Gidiş ve dönüş<br />

için bindiğimiz arabandaki (feribot) yemeklerde "ne yersen<br />

serbest"ti(*). Yeme ğin ard ından kavun da alm ıştım ben. Hemen<br />

herkes ikinci, üçüncü kez yemek; dondurma ya da yemi ş alıyordu.<br />

Ben ikinci kez de kavun al ınca, masamdaki İsveçliler, tabağım<br />

ı biribirlerine göstererek gülü şmü şlerdi. A çgözlülü ğüm yerine,<br />

"kavun" denilen "z ıkkım" ı nasıl yiyebilece ğimle ilgilenmiş olabilecekleri<br />

çok sonra akl ıma geldi.<br />

TARIMIN GEÇMI Ş I<br />

Isveç'te toprak, iklim ko şulları gereği Mezopotamya'<br />

dan 4.000 (Kuzey Iskandinavya'da da Güneyden 2.000) y ıl<br />

sonra işlenmeye başlar. Iö 1000 y ıllarında düz (1700'lerde de<br />

döner ve demir burunlu) karasaban kullan ılmaya başlamr. Hayvanlardan<br />

sığır, domuz, davar ve at beslenirdi.<br />

Ortaçağda evler köyün ortas ındaydı. Herkesin, köyün<br />

çevresine yay ıh, eşit verimli ve a şağı yukarı eşit büyüklükte<br />

toprağı vardı. Odun ve kereste için orman; hayvanlar için otlak<br />

bulunurdu. Ekim yöntemleri bölgeden bölgeye de ğişirdi. Çoğunlukla<br />

tek tür tahıl yetiştirildiğinden verim azalır; ekim alanları<br />

birkaç y ıl dinlendirilmeye b ırak ılırdı. Hayvan gübresi kullanılırdı.<br />

Tarla açmak amac ıyla kesilen ormanlıklar baharda yakı-<br />

1555 VE 1805'TE ÜRÜN DENGESI<br />

(Yüzde Olarak, Dev ş irilen Ürün)<br />

Buğday 0,6 2,6<br />

Çavdar 35,0 28,8<br />

Arpa 63,1 24,8<br />

Yulaf 1,3 27,4<br />

Kar ışık tohum — — 13,2<br />

Bezelye — — 3,2<br />

TOPLAM 100,0 100,0<br />

(Kaynak: Lantbrukets historia, Stokholm 1925)<br />

*) Bu tür servis, Kuzey Ülkelerinde yayg ınd ır. Eline taba ğını alan ki şi,<br />

ortadaki yemeklerden diledi ğince koyar. Doymazsa yine alabilir. Ederi de,<br />

iki kap yemekten daha azd ır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ -\ — İ SVEC— 96<br />

lir ve sürülürdü. Küller ilk iki (en çok üç) y ıl iyi ürün al ınmasına<br />

neden olurdu. Aç ılan alanda kökleme yap ılmazsa, buralardan,<br />

ormana dönü şene dek otlak olarak yararlan ılırd ı .<br />

Tah ıldan ba şka şalgam, lahana ve bezelye yeti ş tirilirdi.<br />

Ama özel durumlar d ışında taze olarak hiç yen ınezdi. Tereya ğı<br />

da taze olarak yenmez, tuzlan ıp saklan ırd ı. Bunun ba şl ıca nedeni,<br />

uzun kışın (ve de olas ı kıtlığın) dü şünülmesiydi. Tereya ğı<br />

dışsatım' da yap ılırd ı. Olağan yiyecekler. kurutulmu ş ekmek;<br />

lapa; tuzlu tereya ğı ve tuzlu et-bal ıkt ı. Et ve bal ık iste kurutularak<br />

da saklan ırd ı. Yiyeceklerin çok tuzlu olmas ına ko şut olarak,<br />

bira tüketimi de çoktu.<br />

Ortaça ğda her aile. her gereksinimini (yiyecek, giysi,<br />

araç-gereç) kendi kar şılard ı. Kimi ova köyleriyle orman köyleri<br />

ve k ıy ı köyleriyle içenleri aras ında mal de ğişimi yap ılırd ı.<br />

Ortaça ğda halk yaln ızca köylülerden olu şmuyordu.<br />

Bu çağ soylular ın, krahn (devlet) ve kilisenin çok parlak'devridir.<br />

Ülke topraklar ının büyük bölümü bunlar ınd ır. "Bunların"<br />

olan topraklar (kilisenin, 1527'de devlete geçen tüm topraklar ı<br />

dışında) durmadan artacakt ır. Soylular ın ellerindeki topraklar,<br />

1600'lü y ılların ortalar ında, ülke topraklar ının c7c65'ine ula şacaktır.<br />

K İ L İ SEN İ N EL İ NDEN TOPRAKLARIN AL INI 51<br />

ÖNCESI VE SONRASI<br />

TOPRAK DENGESI<br />

(Yüzde Olarak)<br />

1521<br />

1560<br />

Devlet<br />

5,5 28,5<br />

Soylu lar (1527)<br />

21,8<br />

22,4<br />

Kilise<br />

21,0<br />

Köylüler 51,7 49,4<br />

TOPLAM<br />

100,0<br />

100,0<br />

(Kaynak: Alf Gunnmo, Aga för att Bruka, Stokholm 1985)<br />

1680 refonnuyla köylülere, devletin ve soylulann topraklar<br />

ından sat ınalma kolaylığı getirildi. Yeni toprak edinen s ın<br />

ıflar ortaya ç ıktı : Vars ıl kentliler ve ortakl ıklar.


PATATES 97<br />

1600'den Demirbaş Şarl' ın ölümüne dek (1718), sürekli<br />

sava şlar nedeniyle, köylülerden çok vergi al ınıyordu. Bu<br />

yüzden köylülerin gücü, yeni yeti ştirme yöntemlerine yönetmeye<br />

yetiniyordu. 1718'den sonraki bar ış döneminde vergiler azalt<br />

ılınca, biraz birikim olu şmaya ba şlad ı .<br />

Geleneksel köyde herkesin topra ğı vard ı ve bu topraklar<br />

ortaklaşa işlenirdi (herkes biribirine yard ım ederdi). 1718'<br />

den sonra toprak dengesi iyice bozuldu. Az toprakhlann çocukları,<br />

çok toprakhlara hizmetçilik-u şakhk yapmaya ba şlıyor, ya<br />

da aylak geziyorlard ı. Patatesin yayg ınlaşmasın ın de etkisiyle<br />

halk çabuk ürüyor; topraklar küçüle küçüle bölünemez duruma<br />

düşüyordu.<br />

TARIMDA ÇALI Ş ANLAR<br />

(1987'de, Alan/Yüzde)<br />

Tam çal ışanlar (y ılda 1600 saatten çok) 63<br />

Yar ı m çal ışanlar (y ı lda 400-1600 saat) 28<br />

Bo ş zamanlar ı nda çal ışanlar (y ı lda en çok 400 saat) 27<br />

(Kaynak: Land, 6 May ıs 1988)<br />

1757tde yeni yeti ştirme yöntemlerinin uygulanmas ı<br />

serbest b ırakıldı. İngiltere ve Hollanda kaynakh kimi yeni yöntemler<br />

uygulanmaya ba şland ıysa da, halk ın çoğunluğu 1500 ki<br />

y ıllardaki gibi tarım yapıyordu. Yeni yöntemlerden dış dünya<br />

ile ilişkisi olanlar (soylularla vars ıllar) yararlanabiliyordu. Küçük<br />

toprağı olanlar, isteseler de geleneksel yap ıyı bozam ıyorlardı.<br />

Topraklar da ğınık (parça parça) ve iç içe oldu ğundan, kom şular<br />

ne ekerse (ve de ya şlılar neye karar verirse) o ekiliyordu. Bu<br />

kararlar da ço ğu kez tutucu do ğrultuda oluyordu.<br />

TOPRAK REFORMU<br />

1827 Toprak Reformuyla küçük ve da ğınık topraklar<br />

birleştirildi. Herkesin be ş on parça yerine bir (büyük toprakhlann<br />

iki, üç) parça "büyük" topra ğı oldu. Bu reforma her kesimden<br />

(daha çok az toprakl ılardan) tepki geldi. Kimse toprağından<br />

ayrılmak istemiyordu. Bu reformla köyler da ğılarak eski<br />

FZ


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 98<br />

özelliklerini yitirdi. Herkes evini kendi toprağına taşıdı. Istediğini<br />

ekip biçti(*).<br />

1800'den 1900'e dek ormanlar yak ılarak, tar ım alanlar ı<br />

0,8 milyon hektardan 3,5 milyon hektara ç ıkar ıldı. Yeni yöntemler<br />

uygulanmaya ba şland ı. Örneğin tarlalar arada bir y ıl dinlendiriliyor;<br />

su birikimini önleyici kanallar aç ıhyordu( .**).<br />

TARIMDA I Ş GÜCÜ<br />

(Yüzde Olarak)<br />

1850 69<br />

1900 48<br />

1950 20<br />

1985 4<br />

(Kaynak: Facts about Swedish Agriculture, Stokholm 1987)<br />

Ekim alanlann ın çoğalmas ı, tarlalar ın dinlendirilmesi<br />

ve su bask ınlar ından kurtar ılması sonucu, 1850'lerde d ışar ıya<br />

yulaf satışı ba şlad ı. Yulaf d ışsat ım' 1875-80 döneminde y ılda<br />

240 bin tona ulaştı. D ışsat ım 1890'da (Kuzey Amerika'dan dünya<br />

pazarlar ına ucuz tah ıl ulaşması nedeniyle) durdu. Demiryollann<br />

ın dö şenmesi ve buharl ı gemilerin ula şıma girmesiyle ta şıma<br />

iş i kolayla şm ışt ı. Isveç'te üretim art ığı, hayvan yemi olarak<br />

değerlendirilmeye ba şland ı.<br />

1901-10 aras ında dışardan y ılda 360 bin ton tah ıl (tümüne<br />

yak ın ı buğday) sat ın alınd ı . 1. Dünya Sava şında (1917)<br />

ekmek karneye ba ğlandı. 1920'lerde d ışalım 150-300 bin tondu.<br />

1950'lerde d ışalimla d ışsat ım e şitlendi. 1960'larda d ışsat ım<br />

başlad ı. 1970'lerde d ışsat ım, üretimin %20'sine ula ştı .<br />

*) 1945, 1928 ve 1955'te, topra ğı ve orman ı koruyan; topra ğın, isteyenin<br />

elinde kalmas ın ı amaçlayan düzenlemeler yap ıld ı.<br />

**) Kanal aç ılmas ı çok eskilere dayan ır. 1734'te getirilen bir yasayla, pis<br />

sular ın ak ıt ılmas ı için bir "aln" (0,6 m) derinli ğinde ark aç ılması yeterliydi.<br />

1858'de derinlik iki kat ına ç ıkar ıld ı. 1879'da da su basan tarlalar ı<br />

kurtarmak için 1,2 m derinli ğinde kanal kazma yöntemi uygulanmaya ba ş -<br />

land ı. Kanallara pi şmiş toprak boru (künk) dö şenmesine ba şlama tarihi de<br />

1850'dir. 198-20 aras ında kanal kaz ılan 993 bin hektar tarlan ın %56's ına<br />

toprak boru dö şendi.


PATATES 99<br />

KOOPERAT İ F LER<br />

19. yy'da köylerde, eskisine benzemeyen yeni bir yardımlaşma<br />

türü doğdu. Kom şuların yard ımlaşması yerine, "birlik"<br />

kurarak yard ımlaşma gündeme geldi.<br />

Tanmdan endüstriye geçi ş evriminde kooperatiflerin<br />

önemi büyük olmu ştur. Kooperatifleri, "arac ıy ı ortadan kald ırarak,<br />

kendi yararlar ı doğrultusunda çal ışan kişilerin olu ş turdu ğu<br />

bir tür dayan ışma kurulu şu" olarak tan ımlayabiliriz. Kooperatifler,<br />

az gelirlileri özel kesimin fiyat patlamalar ına kar şı korur.<br />

18. yy' ın sonlannda İngiltere'de doğan kooperatifler,<br />

Isveç'te 1850'de kurulmaya ba şlandı(*). 1867'de kurulan "Trolhanan<br />

i şçi Birliği (tüketici kooperatifi) bugün de ya şam ın ı sürdürüyor.<br />

1870'lerde kurulan tüketici kooperatifleri, "üyeler"<br />

yerine "işçi s ın ıfı"na yard ım amacına yöneliyordu.<br />

Üretici kooperatiflerinden sütçü birlikleri, ya ğı sütten<br />

ay ırma makinelerinin bulundu ğu1870'lerde kurulmaya ba şland<br />

ı. Oreticiler bu makinelerden ortakla şa sat ın alarak,siltün işlenmesi<br />

ve pazarlanmasını kendileri yapmaya ba şladılar.<br />

SÜT PARASININ BÖLÜ Ş ÜMÜ<br />

(Litrede 153 kuru ş olan devlet deste ğiyle 485 kuru şa sat ı lan<br />

bir litre süt ederinin bölü şümü:)<br />

Devlet deste ğ i 1,53<br />

Üretici 2,14<br />

Süthane 0,66<br />

Paketleme 0,57<br />

Sat ış kar ı 0,56<br />

KDV 0,92<br />

TOPLAM 4,85<br />

(Kaynak: Göteborgs Posten, 1 Şubat 1988)<br />

*) Gerçek anlam ıyla ilk tüketici kooperatifi Enköping yak ınlar ındaki<br />

örsundbro'da kuruldu (1850). Daha öncesinden, kooperatife geçi şi haz<br />

ırlayan kurulu şlar ın varl ığından söz edilebilir. Örnek olarak birkaç ın ı<br />

sayal ım: 1801'de Kroneberg ilinde (ilin kimi yerlerini kapsayan) yang ın<br />

sigorta ortakl ığı kuruldu. Yang ın sigortas ında kooperatif yöntemleri<br />

uygulan ırd ı. Birinin evi yanarsa, zarar üyelere bölü ştürülerek kar şılan ırd ı .<br />

At ı yanan ın at ı ortaklaşa al ınırd ı.1820'de halk ın da ortak oldu ğu Sparbank<br />

(tutum bankas ı) kuruldu. 1846'da, ortaça ğda kurulan meslek ve e ğitim<br />

örgütü tekeli "skdn" kald ır ıld ı. Bu örgütün, üyelerine yönelik türlü yard ım<br />

kurumlar ı (e ğitim, hastal ık ve ölüm yard ım ı vb) bağımsız birimler olarak<br />

kald ılar.


YOKSULLUKIAN VARSILLI ĞA -ISVEÇ 100<br />

Çiftçiler birle şerek ortak makineler edinmeye. gübre<br />

ve tohumluk sat ı n almaya. ürettikleri tah ıl: patates ve ya ğl ı bitkileri<br />

kendileri pazarlamaya ba şlad ılar. Daha önce bu i şler. tecim<br />

le u ğ ra şan ki şilerin tekelindeydi.<br />

Kooperatiflerin h ızl ı t ırman ışı 1890'lardad ır. Endüstri<br />

devrimiyle beraber kentlerde i şçi s ın ıfı ço ğald ıkça.. toplumsal<br />

yap ı da çat ı rdamaya ba şlar. Sevilen örgütler ülke düzeyine yay ı -<br />

hr. Ba ğıms ız kilise isteyenlerin seslerini duyt ı rmas ı , içki yasa ğı<br />

isteyen örgütlerin ço ğalmas ı , işçi sendikalar ı n ın etkinlik kazanmas<br />

ı, Sosyal Demokrat Partinin kurulmas ı bu zamana rastlar.<br />

1800'lerin sonuna dek 430 sütçü birli ği; 400 çiftçi birliğ i kuruldu.<br />

Kurulan bu birliklerden kimilerinin yeterli anamah bulunmad<br />

ığından, ya şamlar ı k ısa sürdü. Yaln ızca 1896 ile 1899<br />

aras ı nda 200 tüketici kooperatifi kuruldt ıt*I.<br />

1899, Isveç kooperatifçili ğinin dönüm noktas ı d ır.<br />

Bu tarihte, tüketici kooperatifleri birle şerek Koopeatifier Biliğini<br />

t Kooperativa förbundet = KI) kurdular. Kooperatifier.<br />

"devlet kesimi" ve "özel kesim"den sonra üçüncü kesim durumuna<br />

geldi) **).<br />

(:.K İ L İ . 1- 01>I


PATATES 101<br />

1920'lerin endüstri bunal ım ı Isveç'e de yans ıdı. Fiyatlar<br />

düştü. Birçok köylü, topra ğın ı satma durumuna dü ştü. Bu<br />

bunalım, köylüleri 1929'da "Ulusal Köylü Birli ği"ni (Riksförbundet<br />

I3ndsbygden folk RLF) kurmaya zorladı .<br />

YIYECEK FIYATLAR! ARTIYOR<br />

Yiyecek fiyatlar ı , bu y ı l ı n yar ı s ından ba ş layarak bir aileye<br />

ortalama ayda 80 kron ek yük getiriyor. Ba şka bir deyimle tüketiciler,<br />

temel yiyecekler için %4 daha çok para ödeyecekler.<br />

Çiftçilerle tüketici temsilcilerinin (ve de ilgili kurulu ş lar ı n)<br />

dün vard ı klar ı anla şmaya göre, temel yiyeceklerin (süt kaymak yemek<br />

lik ya ğ , et, yumurta, un vb) fiyatlar ı 1 Ternmuzdarv ba ş layarak art ı r ı -<br />

l ıyor. En çok art ış , litrede 60 kuru ş (öre) ile sütte oluyor. Sütteki bu<br />

büyük art ışa, devletin süte verdi ğ i 250 milyon kronluk hazine deste ğ ini<br />

azaltmas ı neden oluyor.<br />

Fiyat art ış lar ıyla beraber, köylülerin (çiftçi) eline y ı lda 700<br />

milyon kron daha çok para geçecek. Bu 700 milyon artan makine; hayvan<br />

yemi; yapay gübre vb giderleri kar şı layacak çiftçilerle toplumun<br />

öteki kesimleri aras ı ndaki gelir dengesi sa ğ lanacak<br />

Hükümet yetkililerinin sav ına göre, bu art ış larla bu y ı lki para<br />

değer kayb ı (enflasyon), i şçilerle i şverenlerin ücret anla ş malar ı ndaki<br />

tavan olan %3,2'yi geçmeyecek.<br />

(8 Nisan 1987 tarihli gazetelerden)<br />

1913'te kurulan Köylü Birli ği Partisi (Bondeförbundet),<br />

1933'te Sosyal Demokrat hükümete kat ıhnca, "bolluk ülkesi"<br />

kurutmaya başlandı. Köylü Birliği, yirmi y ıl kadar Sosyal Demokrat<br />

Partiyi destekledi(*).<br />

Kooperatifçili ğin sonraki y ıllarında, tür say ısı çoğalarak<br />

birimler azald ı. Örneğin 1930'larda ülkede 1.600 siithane<br />

varken, (süt çoklu ğu değişmemekle beraber) bu say ı bugün 100<br />

dolayına indi. 1931'de 2.100 olan kesimevi say ısı bugün 50 dolaymdad<br />

ır.<br />

19301ardan beri tar ım kooperatifleri ülke tar ım ını yönlendirmede<br />

etkili oldu. 1947'de tar ım kurulu şlarının da katk ısıyla<br />

ulusal tarım siyasası yeniden belirlendi.<br />

*) Köylü Birli ği Partisi (Bondeförbundet) 1957'de Merkez Partisi (Centerpartiet)<br />

ad ın ı alacak ve daha sonra da 'b ıırjuva partileri" saflar ına ka<br />

t ılacakt ır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A<br />

Tarım kooperatiflerinden çiftçilerin kooperatifleri,<br />

ülke tarım ürünlerinin %75'ini i şler. Kooperatif üyeleri genellikle<br />

orta boy çiftçilerdir. Orta boy çiftçilerin i şlediği ortalama toprak<br />

alan ı 27 hektard ır. Çiftçilerin on alt ı ayrı dalda kooperatifi<br />

vard ır.<br />

Isveç'te yaşayan 8,4 milyon ki şiden 4 milyona yak ını<br />

kooperatiflere üyedir. Yap ım kooperatiflerinin bir milyona yak<br />

ın üyesi bulunur.<br />

TÜKETICI KOOPERATIFLERI<br />

Bugün, Isveç tüketici kooperatifleri alt ı dalda çah ş -<br />

ma yapar. Bunlardan biri (Reso), Kooperatifler Birli ğine ba ğh<br />

olarak çalışır; ötekiler ba ğımsızd ır(*).<br />

*) ALTI TÜKETICI KOOPERATIFI:<br />

1- Kooperatifler Birli ğ i (KF). 1,9 milyon üyesiyle, en büyük tüketici<br />

kooperatifidir. KF'nin Kons ıı m, OBS, Servus, Domus, Coop, K Marknad<br />

Interior adlar ında 1.900 sat ış yeri vard ır. ülkedeki al ışveri şin %20'si bu<br />

kooperatif arac ıl ığıyla yap ıl ır.<br />

2- HSB-Riksbyggen. Konut yap ım ı dal ındaki iki büyük kooperatiften<br />

HSB (Hyresgasternas Sparkassa och bygnadsförening) 1923'te kuruldu.<br />

1924'te de bu kooperatifin "ulusal federasyonu olu ştu. 460 bin üyeden<br />

290 bini konut edindi. Kooperatif üyeleri, yap ım giderlerinin %5'ini kar şı -<br />

lar (%95'i kredidir).<br />

İkinci büyük yapı kooperatifi 1940'ta kurulan Riksbyggen'dir. Kooperatif-<br />

ler Birli ği, Yap ı I şçileri Birli ği ve çevresel yap ı kooperatiflerince kuruldu.<br />

Yap ı kooperatifleri, konut yap ım ın ın %30'unu kar şılar (HSB'nin pay ı<br />

%50; Riksbyggen'in %30'dur).<br />

3- Folksam. İlk sigorta kooperatifi 1908'de KF'nin çat ıs ı alt ında çal ış -<br />

maya başlad ı. "Samarbete" (birlik) ad ındaki bu kooperatif, yang ın konusunu<br />

kaps ıyordu. 1914'te İş çi Sendikalar ı Birli ği, "Folket" (halk) ad ındaki<br />

sigorta kooperatifini kurdu.<br />

1925'te bu iki kooperatifin birle şmesinden "Folksam" do ğdu.. Folksam' ın<br />

karar organ ı 108 delegeden olu şuyor (KF 36; LO ( İşçi Sendikalar ı) 36;<br />

beyaz yakal ı (memur) i ş çi sendikalar ı 18 ve konut yap ım ıyla akaryak ı t<br />

tüketici kooperatifleri 18 delegeyle temsil ediliyor.<br />

4- OK (Oljekonsumenternas förbund = Akaryak ıt Tüketicileri Birli ği).<br />

1945'te kuruldu. Akaryak ı t al ışveri şinin %15'ini kar şılar.<br />

5- Fonus. ölüm işleri için kurulan Fonus, IsN7eç'in en genç kooperatifidir.<br />

1945'te kuruldu ve 1970'te federasyonu olu ştu. Kooperatif, gömüt<br />

hizmetlerinin %32'sini kar şılar.<br />

6- Reso. Tatil turlar ı da düzenleyen yolculuk kurulu şu. Reso 1930'larda<br />

i şçilerin y ıll ık izinlerinin uzamas ına ko şut olarak kuruldu<br />

102


PATATES 103<br />

Reso dışındaki be ş tüketici kooperatifi, ortakla şa bir<br />

"Kooperatif Enstitüsü" kurdu. Enstitü, e ğitim; kamuoyu olu şturulması<br />

; kooperatifleraras ı eşgüdüm; ara ş tırma ve geliş tirme<br />

konularında çalışır.<br />

Çok üyeli kooperatifler d ışında, türlü konulardaki küçük<br />

kooperatiflerden de söz edilmesi gerekir. Bunlar ın kimileri<br />

kooperatif s ın ırını zorlar. Büyüklük sırasına göre, bu kooperatiflerden<br />

başhcalarm ın konuları :<br />

- Elektrik gereçleri.<br />

- Kuruluşlara alim sat ım görevleri.<br />

- Karayolu ta şımac ılığı .<br />

- Tecimsel balıkç ıhk.<br />

- Bahç ıvanlık görevleri.<br />

- El işçiliği.<br />

- Okul kooperatifleri.<br />

HER 1.0 O O KI Ş IYE DÜ Ş EN<br />

1571<br />

HAYVAN<br />

1805<br />

SAYISI<br />

1986<br />

inek 467 330 71<br />

Öteki s ığırlar '420 267 132<br />

Koyun 622 500 48<br />

Keçi 172 58<br />

Domuz 300 165 290<br />

(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1988)<br />

PAZARLAMA<br />

Ahşverişin %95'ten ço ğu "self servis"tir (ki şi alaca ğını<br />

kendi seçip, paras ını kasaya öder). İlk self servis 1947'de aç ıldı .<br />

Yemiş ve öteki ye şillikleri de alıcı kendisi seçtiği gibi, çoğu satış<br />

yerinde tart ıy ı da kendisi yapar (plastik torbaya doldurdu ğu<br />

yemiş ya da yeşilliği tartıya koyar, türünün dü ğmesine basar,<br />

gelen etiketi torbaya yap ış tı ).<br />

Kentlerin çevresinde ve d ışında, büyük park kolayl ıkları<br />

bulunan ve en az 2.500 metrekarelik sat ış alan ı olan 50 ma-


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 104<br />

gaza vard ır (en az 800 metrekare sat ış alan ı olan mağaza say ıs ı<br />

500'dür). Kooperatiflere kar şı ayakta duramayan kimi küçük<br />

sat ış yerleri ya kapan ınakta, ya da bir örgütün zincirine eklenmektedir.<br />

Restoranlar, kafeteryaya dönü şmüştür. Her alandaki<br />

küçük ve yarars ız kurulu şlar ın kapanmas ına kar şın, çok özel konularda<br />

çal ışan "butikler ço ğalmaktad ır. 1972'den beri her sat<br />

ış yeri, aç ıl ış ve kapan ış saatlerini kendi belirler.<br />

Dayan ıkl ı mallar ın _satışı kredilidir. Araba sat ışlar ın ı n<br />

%40 11 pe şindir. Buzdolab ı tv gibi gereçlerde ilke olarak (.420 peşindir<br />

(pe şinsiz sat ış yapanlar da bulunur).<br />

TÜKET İ C İ LER İ N TOPLAM BORCU<br />

(Milyar Kron)<br />

1978 217<br />

1979 249<br />

1980 281<br />

1981 311<br />

1982 351<br />

1983 387<br />

1984 428<br />

1985 464<br />

1986 554<br />

1987 628<br />

1988 725<br />

(Kaynak: Exp ı essen, I Mart 1989)<br />

Kredili sat ışta, al ıc ıdan ki ııı lik istenir. Al ı c ı n ın ki ş isel<br />

say ı s ı (*) telefonla kredi merkezine verilerek bir tak ınt ı bul ıi-<br />

PARA G İ RD İ LER İ N İ N (SATI Ş )<br />

TOKET İ C İ KURULU Ş LARA DA Ğ ILIMI<br />

(1986'da Yüzde Olarak)<br />

ICA (özel mağ azalar zinciri) 32 6<br />

KF (Kooperatifler 20,7<br />

D Toplulu ğ u (1.100 özel kurulu ş ) 12,0<br />

Ahlens, B8W ve Hemköp (üç özel kurulu ş) 6,1<br />

Ötekiler 28 6<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Dagens Indust ıl, 13 May ı s 1987)<br />

' 1') Ki ş isel say ı için 161. sayfadaki dipnota bak ı n.


PATATES 105<br />

nup bulunmadığı araş tınhr. Alıcı aday ınm tak ıntısı yoksa, kredilendirme<br />

işlemlerine (sözle şme yaz ım ı ) geçilir. Alıc ı sözle şmeyi<br />

imzalar ve arabas ın ı ( tv'sini...) al ıp gider. Kefil istenmez.<br />

Sat ıc ı, bağlı bulundu ğu kredi kurumundan paras ın ı peşin olarak<br />

alır ve alıc ı= paray ı ödememesi durumunda bile takıntısı kalmaz.<br />

Kredi ile al ınan malın üzerine faiz de biner. Bu faiz,<br />

bankaların olağan faizinin iki kat ını da geçebilir. Bir de "kredi<br />

kartı " uygulaması var. Kredi kartı ile alman mal, banka faizinden<br />

çok; karts ız ahş tan azd ır. Kart ın sat ınalma gücü elveri şliyse,<br />

peşin para ödemek de gerekmez. Kredi kart ınm türleri vard ır:<br />

Türlü kurulu şlarda geçerli kart; belirli kurulu şta geçerli kart; belirli<br />

mağaza zincirlerinin belirli bölgelerinde geçerli kart vb.<br />

Akaryak ıt istasyonlanndan da kredi kart ıyla yak ıt alınır. Bu istasyonlardan<br />

gereç, yiyecek vb satmayan; araba bak ım ı görevi<br />

de üstlenmeyenlerde sat ıc ının beklemesi gerekmiyor. Akaryak ıt,<br />

otamatlardan ya kredi kart ıyla ya da ka ğıt parayla alm ıyor.<br />

Kimi kredi kartlanyla yap ılan ahşlarda, borç<br />

altm ış gün içinde ödenirse faiz al ınm ıyor.<br />

Posta (ile) ödemeli sat ışlar da büyük ilgi görüyor.<br />

Isveç'te faizler vergilendirilmiyor. Örne ğin ayda 10<br />

bin kron kazanan biri, bunun 2 bin kronunu faize veriyorsa,<br />

(bu 2 bin kron dü şüldükten sonra) 8 bin kron üzerinden vergi<br />

öder.<br />

B &W Paralar ı Geri Verecek:<br />

ÇOCUK PANTALONLARI<br />

YIKANMAYA DAYANMIYOR<br />

B & W mağazalar ı , kar ile y ıkanan bir parti çocuk pantalonunu<br />

sat ıştan kald ırd ı ...<br />

Bu kötü pantalonlardan sat ınalanlar pantalonlar ı geri getirirlerse,<br />

paralar ı n ı geri alabilecekler..<br />

(Göteborgs Posten, 24 Mart 1988)<br />

Eve ya da i şyerine gelen (gezginci) sat ıcıdan özel gereksinimler<br />

için sat ınalman araç-gereçler, (özel anla şma gerekmeksizin)<br />

bir hafta içinde geri yenilebilir. Ta şınmaz mal, yiyecek


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 106<br />

ve 200 kronun alt ındaki araç gereçler geri verilmez. Ma ğazalardan<br />

sat ın alınan araç-gereçler için "aç ık sat ın alma" yöntemi uygulanabilir.<br />

Aç ık sat ın almada, anlaşmada gösterilen süre<br />

içinde mal geri verilebilir. Birçok ma ğaza da "de ğ iş tirme güvencesi"<br />

verir. Güvence süresi dolmadan mal geri verilip, yerine<br />

başka al ınır (ya da ödence belgesi saklanarak. mal sonra al ın ır ► .<br />

Ilanlar, özel ilan yerlerine as ılır, bas ında yay ınlan ır<br />

ya da konutlara özel da ğıtıc ıyla (ya da postayla) yollan ır. Posta<br />

yönetimi, ilan ve reklam istemeyen ki şilerin isteklerine uyar<br />

(adreslerine ilan-reklam b ırakmaz).<br />

ÖZEL GEREKS İ N İ MLER<br />

İ Ç İ N<br />

E Ş YA VE H İ ZMET<br />

F İ YAT GÖSTERGESI<br />

(1987'de İ sveç'te 100'ken)<br />

Norveç 113 Lüksemburg . .. .75<br />

Danimarka 110 İ talya 74<br />

Finlandiya 110 ABD 71<br />

ISVEÇ 100 Yeni Zelanda . . .70<br />

Japonya 97 Ingiltere 69<br />

Avusturya 94 Avustralya 69<br />

B Almanya 93 Kanada 68<br />

Fransa 87 İ spanya 57<br />

Belçika 84 Yunanistan 55<br />

Hollanda 81 Portekiz 44<br />

İ rlanda 79 Türkiye 27<br />

(Kaynak: Valfrds Bullet ı nen, Sayi 4, 1987)<br />

Her ilde günlük gazeteler ç ıkar. Herkes, ilinde (ülke düzeyinde<br />

değil) ç ıkan gazetelerden birini izler. Özel da ğıtıcılar<br />

sabah ın 05-07'sinde gazeteleri konutlara ula ştır ır. Gazeteler<br />

(ve de posta gereçleriyle ilan-reklamlar), birle şik konutlarda,<br />

kap ılardaki posta deliğinden bırak ılır. Ayrı konutlarda, soka ğa<br />

bakan bir yere konan özel posta kutusuna at ılır (kimi konutların<br />

posta kutular ı yanyana dizilidir).<br />

Kooperatifler olsun, özel kurulu şlar olsun o denli tekelle<br />

şmişlerdir ki, bas ında ve 'genel yerlerde kimi koca ilanlar ı<br />

kimlerin verdiğine şaşılır. Bu ilanlardan kimi örnekleri a ş ağıya<br />

alıyoruz:


PATATES<br />

KEMIKLER İ N<br />

KALS İ YUMA GEREKSINIMI VAR<br />

Her gün dükkâna dek bir yürüyü ş yaparak süt sat ınal!<br />

Yürüyüş yapman ve bacaklar ın ın gereksinimi olan kalsiyumu<br />

sağlam an bundan (süt sat ınalmak) zor de ğildir.<br />

Sorun, çoklarm ın, kemilclerin sa ğlamlaşmasm ı sağlayan<br />

süt içmeyi b ırakmasmdad ır. Genç kad ınlar şişmanlayacağın<br />

ı san ıyor. Birçok ya ş lı . damar sertli ğinden korkuyor.<br />

Gerçek şudur: Damar sertli ğinin nedeni kalsiyum<br />

değildir. Çok yağlı yemektir. E ğer yağı azaltmak istersen,<br />

"hafif süt" ya da "orta süt" iç!<br />

sağlar!<br />

caktır.<br />

Günde üç bardak (süt), kalsiyum gereksiniminizi<br />

***<br />

Süthaneler (Mejerierna)<br />

BENI SATIN AL<br />

Satacak bir şeyiniz varsa, söyleyecekleriniz de ola-<br />

On beş yaşın üzerindeki İsveçlilerin %91'i günlük<br />

gazetesini okur (Orvesto, 1979). Herkes gazetesine ortalama<br />

yarım saatini verir.<br />

Bu duyuru, 130 Isveç günlük gazetesi e şgüdüm organ ı<br />

olan "Günlük Gazeteler Pazar Dan ışmanlığı" kurulu şunca<br />

yay ımlanmaktad ır. Günlük gazeteler üzerine bilgi istersen, bu<br />

gazetenin ilan bölümüne (ya da do ğrudan bize: Günlük Gazeteler,<br />

PK 45136, 104 30 Stokholm) ba şvurabilirsin.<br />

Günlük Gazeteler (Dagspressen)<br />

***<br />

KÂGIT TORBA—PLAST İ K TORBA<br />

Koyduklann ız ın taze kalmasın ı elbette istersiniz.<br />

Ekmek gibi, yemiş gibi duyarl ı yiyeceklerin de.<br />

Plastik torba gerilir ve içine konulanlar ı sıkar. He-<br />

le de çok al ışverişlerde ve de torba dolu olunca.<br />

Güvenceli, sa ğlam kâğıt torba ile (plastik torbay ı )<br />

kar şılaş tır(al ım):<br />

107


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA -ISVEÇ-<br />

İstifi kolay. Taşıması kolay. Arabaya oturtması kolay.<br />

Kağıt torbadaki öte beri eve sa ğlam varır. S ıkışmadan,<br />

ezilmeden.<br />

Taze öte beriyi istiflemek ho ş değil mi? Sat ın ald ığın<br />

ız nitelik ve tazelikte.<br />

Gelecek kez ka ğıt torba alt ınız)!<br />

Doğay ı kirletmeyen Isveç kağıdı !<br />

Assi, Billerud, Backhammars. Holmen, Korsnas<br />

(Kağıt fabrikalar ı )<br />

***<br />

Taze M ısır<br />

KOPARMA KURALLAR'<br />

Kopanlacak olgunlu ğa gelen mıs ır. gövdede genellikle<br />

eğri durur. Püskülleri kararm ış ; sertle şip yuvarlakla şm<br />

ıştır.<br />

- D ışından anla, açma!<br />

Aç ılm ış koçandaki m ısır, gövdeden kopar ılmazsa<br />

bozulur. Taze m ısır aç ık sand ır. Kaynatınca (doğal) sanya<br />

dönüşür.<br />

M ısır koparmak eğlencelidir. Tüm aile ve dostlar ınızla<br />

m ısır tarlasına gidin! M ısır, yaln ızca yenmesinin iyi olmasıyla<br />

kalmaz, yararl ıd ır da.<br />

BUZLUKTA SAKLAMA VE BESIN DEGER İ<br />

Üç ay içinde yenecekse, oldu ğu gibi buzlu ğa konur.<br />

Buzlukta üç aydan çok kalacaksa, tuzsuz kaynar suda be ş<br />

dakika kaynatıld ıktan sonra, ılıtılarak konulması sahk verilir.<br />

Taze m ısır, buzdolab ı içindeki kapaklı buzluk bölümünde<br />

de (-6 derecede) bir haftaya dek saklanabilir.<br />

Taze mısırın 100 grammda 20 gr karbonhidrat;<br />

3 gr protein; 1 gr yağ bulunur. 107 kalori verir.<br />

durun!<br />

- Kış gereksiniminiz için buzluklann ızı mısırla dol-<br />

(M ıs ır tarlalarında da ğı t ılan el duyurusunclan)<br />

108


PATATES<br />

DAHA. ÇOK MAKARNA<br />

Makarnan ın tad ına doyum olmaz.<br />

Makarna pi şinnek kolayd ır.<br />

Makarna ucuzdur da.<br />

Ne şans! Makarna çabueak haz ırlanabilen besi-<br />

h int itdir.<br />

- Daha çok makarna!<br />

- En az haftada bir kez!<br />

***<br />

YAFA<br />

Tatl ı, kolay soyulur portakal.<br />

Ş imdi satic ı larc ı .<br />

YAFA<br />

Ku ııgsörnen (bir kurulu ş )<br />

***<br />

- Karm ıza en son ne zaman lale sundunuz?<br />

Sar ı lale, k ırm ı z ı lale, pembe lale...<br />

Yüzlerce lale türü bulunur.<br />

Ve lale ucuzdur da.<br />

( İmza yok)<br />

Bir kucak (dolusu) sat ı nalm!<br />

Hollanda Çiçek Dikicileri<br />

(N ı-Alan& blomsterlöksodlare)<br />

OKULA GÖTÜRÜN<br />

Isveç elmas'.<br />

Şimdi en iyi. Şimdi daha çok.<br />

Bugün sat ı nal!<br />

Isveç elmas ı , elma tad ındad ır.<br />

Isveç Yemi ş Destekleyicileri<br />

(Svenska fruktfrümjandet<br />

I 09


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A İ SVEÇ: 1 lo<br />

TU Ğ LA PASLANMAZ<br />

Tu ğla yanmaz.<br />

Tu ğla çürümez.<br />

-Tu ğla sa ğlam parad ır!<br />

***<br />

Etin kilosu 30. 50 ya da- 70 kron mu?<br />

Ve de bu ederler (besin ► değerini kar şılar m ı?<br />

P İ L İ Ç DÜNYA ET İ D İ R<br />

(imza yok)<br />

Kilosu 12-15 kron.<br />

Ku ş Eti Üreticileri Birli ğ i<br />

(Füreningen Fagelkiitproducenterna ►<br />

DÜNYA ET İ P İ L İ Ç<br />

Kimbilir, bunu bilmiyordunuz:<br />

Piliç, dünyan ın en iyi etlerindendir.<br />

Kalorisi ve ya ğı en az olanlardan.<br />

Ama size gerekli proteinler piliç te çok var.<br />

Ve piliç çok t ıcuzdur.<br />

Sosisten ucuzdur.<br />

S ığı r etinden çok uc ıızdur.<br />

P İ L İÇ DÜNYA ET1D İ R<br />

Amerikal ı lar, bizden be ş kez çok piliç yer.<br />

Frans ızlar ve İngilizler bizim yediimizin iki kat ından<br />

çok (piliç) yer.,<br />

Dünyan ın birçok mutfa ğında piliç, temel ettir.<br />

Bu bak ımdan. dünyadaki ülkelerden çok, piliç reçesi<br />

bulunur. Bu ilginç reçetelerden birkaç ı piliç sat ılan yer-<br />

bulunur. Onlar ı paras ı z edinebilirsiniz.<br />

1)ii ıv.a eli piliç!<br />

Ku ş Eti Üreticileri Birli ğ i


PATATES<br />

***<br />

YEMI Ş , YARARLI Ş EKERLEMED İ R<br />

Portakal, mandalina, geyfurt ve öteki turunçgiller size,<br />

karanl ık k ış aylar ında gereksinim duydu ğunuz C vitamini verir.<br />

Yemi ş ayr ıca okulda, i şte. spor çal ışmalar ında gücü art ıran ek<br />

kaynakt ır. Yemi ş , doğal şekerlemedir.<br />

Yemi ş Danış manl ığı (Fruktradet )<br />

***<br />

Çocuklara, sevdikleri patatesi verin!<br />

Felix (bir kurulu ş )<br />

***<br />

Ş imdi turfanda, sulu ve taze Isveç h ıyan var. Ondan,<br />

örneğin şöyle yararlan( ın):<br />

Dilinmiş hıyan, do ğranm ış mantar ve ince kıy ılm ış<br />

dereotu ya da maydanozla kan ş hr. Üzerine sirkeli salata<br />

sosu, su ve biraz da salata ya ğı dök. Isteğe göre de tuz ve<br />

biber (koy).<br />

***<br />

Isveç Sebze Destekleyicileri<br />

(Svehska gönsaksf~jandet)<br />

ET YE SA Ğ LIKLI OL<br />

Köfteyi kendiniz yap ıyorsan ız, bir (büyük) kişilik<br />

yemek 6 krona gelir. K ıymay ı ucuzluktan ald ıysan ız, daha da<br />

aşağı. Gerçekten sevilen yiyecek ve de ucuza. Ve, k ıymadan<br />

sonsuz değişiklikte yararlanma olana ğı var.<br />

Kıymadan bir yiyecek yap ki, renksiz günün ortasında<br />

parlak bir şölen olsun. Kasapta (k ıyma üzerine) reçeteler<br />

var.<br />

Et ye, sağlıkh ol!<br />

Et Dan ışmanlığı<br />

(Köttinformation)<br />

111


E Ğ LENCE, DINLENCE...<br />

112<br />

Kış, bahar ve yaz. Bu üç sezon bir ay içinde ya şanabiliyor<br />

Isveç'te. Do ğadaki bir günlük de ğişim, beyazın ye şile dönüşü,<br />

ye şilin daha ye şil olu şu gözle kolayca ay ırdedilebiliyor.<br />

Ay ırdedilemeyen durum, gündüzle geceyi ay ıran çizgidir. Güneşin<br />

dulunup karanlığın çökmesi saatlerce sürer.<br />

Yedi haftadan çok bir süre güne şin batmadığı Kuzey Isveç'te(*),<br />

y ılda 217 gün ısı s ıfırın alt ındad ır (güneyde 56 gün).<br />

Y ıllık ısı ortalamas ı kuzeyde -3; güneyde÷7 derecedir.<br />

30 Nisan "ak şamı belirli yerlerde ate ş yakılarak eğlenilir.<br />

Ülkenin üçte ikisine yak ın bölümünün karla kaplı olmasma karşın,<br />

bu, yaz ı karşılama şenliğidir. Noel (25 Aralık) için kesilen<br />

çamların ocak sonlanna do ğru evlerden kald ırılmasıyla, ate ş yakım<br />

yerlerine y ığınak ba şlar. Halk, evinde kullanamayaca ğı ne<br />

*) Kuzey Kutup Dairesini bir kez geçtim. Haziran sonlar ıydı. Saat tam 24'<br />

te Kuzey Kutup Dairesinde olacak denli arabam ı sürdüm. Güneyde, saat<br />

23.30 dolay ında güneş batmış tı. Saat tam 24.00'da Kuzey Kutup Dairesine<br />

girdi ğimde, (21 Haziran bir hafta geride kald ığından) güne şi göremedim.<br />

Arabam ı daha h ızl ı sürerek, 15 dakika sonra (20.25 km kuzeyde) güne şe<br />

ulaştım. 20.25 km daha sürünce, cad ırımı kurup yatt ım. Kalktığunda,<br />

karşılaşt ığım bir köylüyle "gece yar ısı güneşi" üzerine söyleşmek istedim.<br />

Ama konu, köylüye hiç ilginç gelmiyordu. Bir süre önce bir bölük Alman<br />

gezgincinin geldi ğini; çevrenin ormanla kapl ı olması nedeniyle, güne şi daha<br />

iyi görebilmeleri için kule vb yer arad ıklann ı alayl ı olarak anlattı (HTY).


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 113<br />

varsa atar bu y ığınaklara. Y ılın en çok içkisi de bu 30 Nisan ı 1<br />

May ısa ba ğlayan gece içilir. 1 May ısta araçlara taze yaprakl ı bir<br />

dal ya da yapay "1 may ıs çiçe ği"(*) tak ılır.<br />

Sokakta güne şi yakalayan Isveçli, boynunu güne şe doğru<br />

uzat ır. Soyunup özgürce evinin balkonuna ya da bahçesine uzanabilir.<br />

Stokholm dolay ındaki 24 bin adan ın kimilerinde kad ınlar<br />

"üstsüz" ve "alts ız" güne ş banyosu yaparlar.<br />

Yaz ın en önemli günleri, güne şin kuzeye en çok yaklaştığı<br />

"Yaz Ortas ı "dır. Dinlence günü (bayram) olan Yaz Ortas ı<br />

(Midsommar), 21 Hazirana en yak ın cumartesi günü kutlarur.<br />

Bir gün öncesiyle bir gün sonras ı da dinlencedir. Norveç, Finlandiya<br />

ve Danimarka'da da kutlan ır. Yaz Ortasında tüm yerle şme<br />

yerlerinde "may ıs direği" dikilir. Çiçekler ve dallarla süslü olan<br />

bu dire ğin çevresinde o gün dansedilir.<br />

Yaz Ortasında Kuzey Isveç'te güne ş, günün 24 saatinde<br />

de görülebilir; saat 24'te, Isveç'in üçte ikisinin en karanl ık yerinde<br />

ve bulutlu bir gökyüzü alt ında, en küçük gazete yaz ıları<br />

kolayca okunabilir.<br />

Yaz ın tv'lerin yay ı n süreleri k ısa; programlar önemsizdir.<br />

Küçük kentlerdeki sinemalar tümüyle kapal ı ; parklar, kır<br />

kahveleri c ıvıl cıvıldır. Kış boyunca evlerin pencerelerini süsleyen<br />

KONAKLAMA KURULU Ş L.ARINDA<br />

YATAK SAYISI<br />

(1986)<br />

Otel-motel 148.473<br />

Tatil köyü 40.545<br />

Gençlik oteli (hostel) 14.651<br />

TOPLAM 203.679<br />

(Kaynak:Statistisk ksbok, 1988)<br />

*) ilk "1 may ıs çiçe ği", 1907'de ç ıkarıldı. O y ıl 14 bin kron toplanarak,<br />

veremli çocuklara yard ım yap ıld ı. O zamandan beri, her y ıl ın 1 May ıs ında<br />

sat ılan, her y ıl de ğişik renklerdeki bu çiçeklerin say ısı yarım milyar bulur.<br />

Çiçekler, 1 May ıs Çiçekleri Ulusal Federasyonunun, 1.100 çevresel örgütünce<br />

sat ıl ır. 1987'de, 190 milyon kron topland ı. 1988'de 1 may ış çiçe ği<br />

3 kron; ç ıkartma ve araba çiçekleri 7 kron ve çelenkler de 15 kron olarak<br />

belirlendi. Toplanan paralarla hasta ve sakat çocuklara yararl ı çal ışmalar<br />

yap ıl ıyor.<br />

F 8


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 114<br />

saks ılar bahçelere, caddelere inmi ştir. Yazhk evleri bulunanlar<br />

ta şınmışt ır. Kışlan, özel burgularla kahn buzlar ı delinerek bal ık<br />

tutulan; üzerinde araba ko şturulan onbinlerce göl dinlenme,<br />

yüzme yerlerine dönü şmü ştür.<br />

Isveç'te herkes, isterse özel ki şilerin elinde olsun ormanda,<br />

kırda, deniz ve göl k ıy ıs ında (konutlar ın görme alan ı dışında)<br />

D İ NLENCE<br />

Çal ışanlar, y ılda en az be ş hafta (25 i şgünü) dinlence yapar. Dinlence<br />

y ı l ı , 1 Nisanla, ertesi y ı l ın 31 Mart ı aras ıd ır. Bir önceki y ı l ın 1 Eylü-<br />

lünden önce i şe ba şlayanlar, o y ı l tam (en az be ş hafta) dinlence yapabi-<br />

lirler. Be şinci hafta, be ş y ıl süreyle biriktirilebilir. Dinlence paras ı<br />

içinde bulunulandan bir y ıl önceki tatil y ı l ı " kazanc ı n ın %12'sidir.<br />

K İ MLER NE I


EĞLENCE, D İ NLENCE... 115<br />

özgürce dola şabilir. Ekili ve dikili alanlar d ışında (isterse çitle<br />

çevrili olsun) hiç kimseden izin almaks ız ın çilek, bö ğürtlen,<br />

kuşburnu, mantar... toplayabilir. Herkes diledi ği yerde 24 saat<br />

süreyle çad ır kurabilir (özel ki şilerin yerlerinde daha uzun kahnmak<br />

isteniyorsa, izin al ınması gereklidir). Tüm sularda yüzülebilir,<br />

sandalla gezilebilir, (avlanma izini varsa) bal ık avlanabilir<br />

(bir milyon ki şi bo ş zamanlar ında balık aylar). Kural, do ğaya ve<br />

canl ılara zarar vermemektir. Köpekler, yaban ıl hayvanlan ürkütmemelidir.<br />

Ço ğu kuş ve memeli hayvanlar ın dokunulmazlığı<br />

vard ır. Yavru ve yumurtalara da dokunulmaz.<br />

HAYVANLARA GENEL AF<br />

İ sveç hükümeti et süt ve yumurta veren hayvanlar için genel af ilan ediyor.<br />

Önümüzdeki günlerde Ba şbakan İ ngvar Carlsson ile bakanlar ı taraf<br />

ından imzalanarak yasala ş mas ı beklenen tasar ı , isveç'i "ya şamlar ın ı<br />

ortaya koyarak" besleme özverisi gösteren bütün hayvanlar ın "hareket<br />

özgürlü ğü"ne sahip olmas ı n ı öngörüyor. Bugüne kadar parmakl ı k, tel<br />

örgü ve çitlerin arkas ında a ğıl ve kümeslerde çileke ş bir ya şam sürdürmüş<br />

olan inekler, danalar, domuzlar ve tavuklar, bundan 1:1yle diledikleri<br />

gibi gezip tozma, diledikleri yerde e şinme ve yumurtlama duygusunun<br />

tad ına bakacaklar.. .<br />

Yeni yasaya göre, hayvan sahipleri büyükba ş hayvanlar ın ı özellikle yaz<br />

günlerinde a ğı llarda kapal ı tutamayacaklar. Tutarlarsa, haklar ında kovu<br />

şturma aç ılacak. Yani 'odama ve gevi ş getirme özgürlü ğü" güvence<br />

altı nda.<br />

Yeni yasa, en çok, ülkede ya şayan sekiz milyon tavu ğ u rahatlatacak.<br />

Bugüne kadar darac ık kümeslerde yaln ızca gagalar ın ı oynatacak kadar<br />

hareket özgürlüğüne sahip olan tavuklar, bundan böyle sal ına sal ına gezinebilecek<br />

ve canlar ı n ın çekti ğ i yere yumurtlayabilecekler...<br />

Yavuz Baydar (Cumhuriyet, 6 Aral ık 1987)<br />

Kentlerin kıyısındaki kimi göller yaban ördekleriyle doludur.<br />

Kimi memeli hayvanlann bile, yollar ını şa şır ıp kentlere<br />

düştüğü olur. Kışın hayvanlar ın beslenebilmeleri (ve de ormanlara<br />

daha az zararl ı olmaları) için uçaklarla yem at ılır. Yalnızca<br />

ku şlara verilen et, y ılda 100 ton dolay ındadır. Ço ğu Isveçli,<br />

tahtadan yuvalar sat ın alarak evinin önündeki a ğaçlara koyar; d ışansını<br />

kar kaplay ınca, evinin önüne bir s ır ık dikip, doru ğuna<br />

bir bağ yulaf bağlayarak ku şlara şölen verir. Ku şlar için de yiyecek<br />

satan bir hayvan yemi sat ıcısı, bir gazetedeki iki ku ş resimli<br />

duyurusunda şunlar ı demi ş :


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLIGA —ISVEÇ—<br />

"- Kışın bizi dü şünün ki, yaz ın sizin için ötelim!"<br />

Göllerdeki adalara yolcu/araba ta şıyan arabal ılar (feribot)<br />

paras ızd ır. Akarsulardan, k ıy ıdan k ıy ıya arabahyla geçi ş de<br />

(köprü yerine) paras ızd ır. Denizlerdeki kimi adalara da paras ı z<br />

araba ve yolcu ta şı n ır.<br />

İ SVEÇ TEM İ ZLENECEK<br />

15 Nisanda İ sveç'te bahar temizli ği ba ş l ıyor. 47 spor derne ğ inin üyeleri<br />

yol k ı y ı lar ı ndaki çöpleri toplayacaklar. Devlet Karayollar ı da, trafik yelek<br />

leriyle çöp torbalar ı n ı sa ğ layacak.<br />

Yol k ı y ı lar ı n ı n temizli ği bir ay sürecek.<br />

(Vi Bilagare, 15 Mart 1989)<br />

Avrupa'da ilk ulusal park Isveç'te kuruldu (1910). Ulusal<br />

parklar, ço ğunluğu ülkenin kuzeyindeki da ğlık bölgelerde<br />

olmak üzere, her yerde kuruldu. Bu yolla. Avrupa'n ın y ıkıma<br />

uğramayan son do ğa parçalar ı da korunmu ş oluyordu.<br />

Orta Avrupa ve İngiltere'den zaman zaman gelen kirli<br />

hava, Isveç'in do ğas ına da zarar veriyor. Öteki endüstri ülkelerinden<br />

dinlemeye gelenlerin bir amac ı da, temiz do ğayla ba şba şa<br />

kalmakt ır. Öteki ülkelerin tersine, Isveç'te mazot, (havay ı haha<br />

çok kirletiyor gerekçesiyle) benzinden pahal ıd ır.<br />

200 görevli, incelemek amac ıyla ku şlar ın ayaklarına halka<br />

takar. 1988'de 153.583 ku ş , aya ğına halka (kod) tak ılarak<br />

sal ıverilmi ştir.<br />

ABD'NE G İ DEN İ SVEÇLI SAYISI<br />

(Bin Olarak)<br />

1986 70<br />

1987 105<br />

(Kaynak: Dagens Nyheter, 1 Haziran 1988)<br />

HAVALAR<br />

İlkin havalardan söz edilir Isveççede. Sonra dinlenceden.<br />

Siyasa konu şulmaz pek. Isveç'in, may ıs ve haziran ın kimi günle-<br />

rinde Avrupa'n ın en s ıcak ülkesi olmas ı , İsveçliyi çok mutlu eder.<br />

1973'te, bu mutlu günlerden biri Yaz Ortas ına rastladı .<br />

O gün bulutsuz, masmavi bir gökyüzüyle p ırıl p ırıl güne şi yaka-<br />

116


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 117<br />

tayan Isveçli su k ıyılarına, aç ık hava havuzlar ına ve yemye şil<br />

çimenlere ko ştu. O sabah, 07'de yap ılan ölçümlere göre, hava<br />

sıcaklıkları Isveç'in Norköping ve Stokholm kentlerinde 23 ve<br />

22; Karadeniz k ıy ılar ında 20; Venedik'te 18; Kanarya Adalarında<br />

17 ve Majorka'da (Balear) 13 dereceydi.<br />

Radyolar Yaz Ortas ı şenliklerini yansıt ırken s ık sık yay<br />

ımların ı kesiyor ve s ıcaklığın zararlar ı üzerine bilgiler veriyordu.<br />

Akşam gazetesi Expressen, ö ğleye do ğru ç ıkan o günkü say ısında,<br />

s ıcakl ık üzerine şu bilgi ve ö ğütleri s ıralıyordu:<br />

K İ M İ ÜLKELER İ N TUR İ ZM GEL İ RLER İ<br />

(1987'de Yabanc ı Turistlerden Sağ lanan Gelir. Milyar Dolar)<br />

Milyar Dolar Ulusal Gelirdeki Yüzdesi<br />

İ spanya 14,8 5,1<br />

İ talya 12,2 1,6<br />

Fransa 11,3 1,3<br />

İ ngiltere 10,2 1,5<br />

Avusturya 8,7 7,4<br />

B Almanya 7,6 0,7<br />

İ sviçre 5,4 3,2<br />

Belçika/Lüksemburg 3,0 2,1<br />

Hollanda 2,7 1,3<br />

Danimarka 2,2 2,2<br />

Yunanistan 2,2 4,7<br />

Portekiz 2,1 6,0<br />

İ sveç 2,0 1,3<br />

Türkiye 1,2 2,7<br />

(Kaynak: Göteborgs Posten, 20 Kasim 1988)<br />

- Tuzlu yiyecekler yiyin!<br />

- S ık sık du ş al ın!<br />

- Ağaçl ıklı yerlere girin!<br />

- Bira ve şarap da içinde, içki içmeyin!<br />

Yine bu gazetenin yazd ığına göre, dünyada en yüksek ıs ı ,<br />

1922'de Trablus (Lübnan) yak ınlar ındaki Aziziye'de saptanm ış :<br />

58 derecefsveç'teyse,1933 1te Uppsala yak ınlanndaki Ultuna'da<br />

38 dereceyi bulmu ş .


YOKSULLUKRAN VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 118<br />

YAZLIKLAR VE GEZILER<br />

Her Isveçlinin gönlünde a şıboyal ı (al) bir yazl ık ev yatar.<br />

Orta Isveç'te (özellikle Dalarna yöresinde) tüm köy evleri a şıboyandır.<br />

Aşıboyası, yüzy ıllardır gelenekselle şmi ştir.<br />

Ülkede 625.409 yazl ık ev bulunur (1986). Bu evlerin yarısında<br />

elektrik düzeni vard ır. Yazl ık evlerde k ışın, ortalama 10<br />

gün kal ın ır ve ço ğunda telefonla ısıtac ı açma düzeni bulunur(*).<br />

1987'de, halk ın %47'si dinlencesinin bir bölümünü yazl ık evlerde<br />

(ya da yazl ık konutlarda) geçirdi (i şçilerin %40' ı ; az gelirli<br />

görevlilerin %52'si ve çok gelirli görevlilerin %63'ü).<br />

200'ü kışın da aç ık olan 780 kamp yeri bulunur (1988).<br />

200 bin karavan (yürüyen ev) vard ır. Kamp yapan y ılda bir milyona<br />

yak ın kişiden, 650 binden ço ğu bu karavanlarda barım.<br />

Yüzlerce çad ır bir arada görülebilir. Kamp yerlerinin 200'ü sakat-<br />

D İ NLENCELER İ N İ EN ÇOK<br />

HANG İ ÜLKELERDE GEÇ İ R İ YORLAR<br />

(1981 ve 1987'de Ki şi Olarak)<br />

İ spanya 320.887 553.012<br />

Yunanistan 211.308 220.516<br />

K ı br ı s 66.988 91.042<br />

İ ngiltere 63.263 70.394<br />

İ talya 55.115 53.341<br />

Portekiz 45.705 33.866<br />

Yugoslavya 14.122 25.857<br />

Tunus 17.689 24.895<br />

Fransa 37.600 22.014<br />

Bulgaristan 15.955 21.359<br />

Avusturya 27.824 20.767<br />

İ sviçre 31.086 19.351<br />

Türkiye 12.693<br />

(Kaynak: Statistisk ksbok, 1989)<br />

'!) Hesapl ı olmalar ın ın da etkisiyle, elektrik enerjisi ve telefon çok kullan ıl ır.<br />

Dönerli çal ışan, olağan bir fabrika i şçisi olarak, benim bir saatlik (net) kazanc<br />

ımla kent içi 240 telefon konu şması yap ılabiliyor. Bir saatlik kazanc ım<br />

karşıl ığı 60 W'luk lambay ı 2.750 saat yakabilirim ya da bir renkli tv'yi<br />

1.100 saat seyredebilirim. Bir buzdolab ın ın 190 gün çal ışmas ı ya da bir<br />

çamaşır makinesinin 68 kezçama şır y ıkamas ı sonucu kulland ıg ı ceryan ı<br />

da bir saatlik kazanc ım karşıl ığı ödeyebiliyorum.


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 119<br />

lar ın bannmalanna uygundur. Ayr ıca 150'sinde de sakatlar ın<br />

kullanabileceği tuvalet bulunur.<br />

Her biri 10 ile 25 metrekare aras ı (bir ailelik) 5.500 kirahk<br />

yazlık kulübe vard ır.<br />

KARAYOLU A Ğ IR TA Ş IMA ARAÇLAR!<br />

(1988'de Sat ı lan 16 Tondan Yukar ı Kamyonlar ı n Yüzdesi)<br />

Volvo 50,7<br />

Scania 42,6<br />

Mercedes 3,7<br />

DAF 2,3<br />

Iveco 0,7<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Expressen, 5 Şubat 1989)<br />

Yollarda arabalar ardarda s ıralanm ış olarak gider. Farlarm<br />

(lâmba) gündüz de yak ılmas ı zorunludur. Yasal h ız ın 30 km/saat<br />

üzerine ç ıkan sürücülerin, sürücüük belgeleri geçersiz say ılır. içkili<br />

araba kullanmaktan, y ılda 4 bine yak ın ki şi tutuklarevine girer.<br />

Yanlış yere araba b ırakman ın (ya da ödenmi ş park süresini geçirmenin<br />

eden (ceza), en az park ederinin 500 kat ına dek ula şır. Kamusal<br />

yolculuk araçlar ına ço ğu kez bilet denetimsiz girilir. Biletsiz<br />

yakalanman ın ederi, en dü şük bilet ederinin 200 kat ıdır (öğrenci<br />

biletlerinin 400).<br />

İ SVEÇ'LE KOM Ş ULAR! ARASINDA<br />

ARABALI (FER İ BOT TRAF İĞİ<br />

(1987'de Ta şı nan Yolc ılSay ı s ı )<br />

Danimarka 26.008.300<br />

Finlandiya 8.000.000<br />

Almanya 1.797.300<br />

İ ngiltere 322.700<br />

Polonya 155.400<br />

TOPLAM 36.283.700<br />

(Kaynak: Expressen, 2 May ıs 1987)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA -- İ SVEÇ— 120<br />

Demiryolu ve, havayolu trafiği gözönüne al ındığında,<br />

kentler aras ında karayoluyla (otobüs) yolcu ta şımacılığı hemen<br />

hemen hiç yoktur. 1987'de, en büyük iki kent olan Stokholm'<br />

la Göteborg arasında trenle 645 bin ki şinin yolculuk etmesine<br />

karşıl ık, uçakla yolculuk edenlerin say ıs ı bir milyonu geçmi ştir<br />

(1.012.556).<br />

YOLCULUK ARAÇLARI<br />

(1986'da Yolcu/Km Yüzdesi)<br />

özel araba 75<br />

Otobüs, tramvay 9<br />

Tren 7<br />

Uçak 3<br />

Bilinmiyor 6<br />

TOPLAM 100<br />

Yazın iyi havalarda kimi küçük satış yerlerinin kap ısında<br />

şöyle bir duyuruya rastlanabilir:<br />

- Havalann güzelli ğine dayanamayarak kapatt ık!<br />

YÜK TA Ş IMACILI Ğ I<br />

(1986'da Ton/Km Yüzdesi)<br />

Karayolu 47<br />

Demiryolu 35<br />

Suyolu 18<br />

TOPLAM 100<br />

Güzün, kimi ağaçlann yaprakların ın k ızıla dönü şmesi,<br />

isveçliyi duyguland ırır. Komşudan yana geçen dal ın yemi şini<br />

de kom şu devşirir.<br />

Stokholm-Göteborg aras ındaki Göta Kanal ı, 32 y ıllık<br />

çalışmadan sonra 1832'de aç ıldı. Bu suyolunun toplam uzunluğu<br />

387 km'dir. Kanal ın Göteborg-Vffin ıern Gölü bölümünde<br />

(Trolhhtte Kanal ı ) bugün de oldukça büyük gemiler i şler (bu<br />

bölüm 1800'de trafi ğe aç ıld ı). Kimi yerleri dar olan N% -ınern-<br />

Stokholm aras ı (182 km) ekonomik de ğerini yitirmi ş tir. Uç


Avrupa ve Kuzey Amerika'n ı n Ba ş l ıca Ülkelerinde<br />

OKULLARIN YAZ D İ NLENCES İ<br />

ABD<br />

Avusturya<br />

B Almanya<br />

Belçika<br />

Bulgaristan<br />

Çekoslovakya<br />

D Almanya<br />

Danimarka<br />

Finlandiya<br />

Fransa<br />

Hollanda<br />

İ ngiltere<br />

İ rlanda<br />

İ spanya<br />

İ SVEÇ<br />

İ sviçre<br />

Italya<br />

Kanada<br />

Lüksemburg<br />

Macaristan<br />

Norveç,<br />

Polony'a<br />

Portekiz<br />

Romanya<br />

Sovyetler B<br />

TÜRKIYE<br />

Yoguslavya<br />

Yunanistan<br />

EĞ LENCE, D İ NLENCE... 121<br />

tembel günü gözden ç ıkarabilenler için iyi bir gezinti yeridir.<br />

Kanal ın en yüksek yeri, denizden 91,5 m yukardad ır.<br />

1 Temmuz - 4 Eylül<br />

1 Temmuz - 10 Eylül<br />

22 Haziran - 11 Eylül<br />

11 Temmuz - 31 A ğustos<br />

15 Haziran - 15 Eylül<br />

1 Temmuz - 3 Eylül<br />

1 Temmuz - 31 A ğ ustos<br />

24 Haziran - 13 A ğustos<br />

1 Haziran - 17 A ğ ustos<br />

30 Haziran - 4 Eylül<br />

1 Temmuz - 3 Eylül<br />

26 Temmuz - 1 Eylül<br />

30 Haziran - 31 A ğustos<br />

23 Haziran - 18 Eylül<br />

9 Haziran - 21 A ğ ustos<br />

18 Haziran - 10 Eylül<br />

12 Haziran - 17 Eylül<br />

22 May ıs - 4 Eylül<br />

16 Temmuz - 14 Eylül<br />

10 Haziran - 1 Eylül<br />

22 Haziran - 18 A ğustos<br />

23 Haziran - 31 A ğustos<br />

25 Haziran - 29 Eylül<br />

15 Haziran - 15 Eylül<br />

1 Temmuz - 30 Eylül<br />

1 Temmuz - 15 Eylül<br />

10 Haziran - 10 Eylül<br />

15 Haziran - 15 Eylül<br />

(Kaynak: GP, 26 Şubat 1989)<br />

‘111~1~1■<br />

Isveçli çok gezer. S ıradan bir çal ışan ın bir haftal ık kazanc<br />

ı, (ölçüyü elden b ırakmazsa) gidi ş-geli ş uçak bileti içinde,<br />

Avrupa'n ın herhangi bir yerinde bir hafta ya şamas ına yeter. Isveç'le<br />

kom şu ülkeler aras ında işleyen arabal ılar ın (feribot) bir<br />

y ılda ta şıdığı yolcu say ısı 36 milyonu geçer (1987).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ- 122<br />

KONAKLAMA KURULU Ş LARINDA<br />

YATAK SAYISI<br />

(1987)<br />

Otel-motel 151.492<br />

Tatil Köyü 45.338<br />

Gençlik Oteli (Hostel) 15.401<br />

TOPLAM 212.231<br />

(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1989)<br />

Yurtd ışına uçakla gidip gelen yolc ılssay ısı (tek yön) iki<br />

milyondan _çoktur (ülke içi uçak yolcusu say ısı 19 milyon).<br />

AV HAYVANLARI VE TRAFIK<br />

Kimi hayvanlar, kimi zamanlarda avlanabilir. Kuzeyde biraz<br />

ay ı(*) vard ır. Kurt tükenmi ştir. Yaban tav şan ı, tilki, yaban tavu ğu<br />

vb hayvanlar ın yan ı sıra, (s ığır büyüklüğünde, erkekleri boynuzlu)<br />

100 bin geyik (ülg) avlan ır.<br />

57 AYI VURULACAK<br />

Ülkede 57 ay ı vurulacak Av, üç ilde yap ı lacak. Norrbotten'de 19 . Vüsterbotten'de<br />

12 ve ümland'ta 26 (ay ı). Dalarna'da da valilikçe ay ı<br />

vurma planlanm ışt ı ama, Do ğay ı Koruma Dairesi kar şı ç ıkt ı .<br />

Ay ı bolluğu olan J ümtland' ı n Hürjedalen bölgesinde bile (rastlanan)<br />

her ay ı vurulamayacak. Ara şt ı rmac ı Anders Bjürvall'a göre bu y ıl 40<br />

ay ı vurulacak:<br />

"- Ay ı lar ı m ı z, (bu) avla tükenmez. Yine de ava ba ş lamadan önce tam say<br />

ıy ı saptamaya çal ışacağız. Bugünkü bilgimize göre, ay ı say ıs ı 450-600'<br />

dür. Bu say ı ço ğalabilir."<br />

Kahverengi İ sveç ay ı lar ı , yaban ıl (olarak) ya şar ve güneyde Vürrnland'a<br />

dek inerler. Gezgindirler. 1975 Haziran ı nda Bengfors ta görülen bir ay ı<br />

o y ı l ı n ekiminde Güney Vürmland a inmi ş daha sonra da Vüstman<br />

land' ın Hallstahammar ında görülmü ştü.<br />

Ay ı , a şa ğı yukar ı üç y ılda olgunlu ğa eri şir. Yavrular ı n ı ocak ay ında ve<br />

inde doğurur. Yavrular, iki y ı l aralar ı n ı izler. Çiftle ş me ay ı hazirand ır.<br />

(Gteborgs Pesten 20 Eylül 1987)<br />

*) "Ay ı" (björn) sözcü ğü bir yergi ûlarak kullandmaz Isveç'te. Tersine,<br />

soylulu ğu, güçlülüğü içerir. Ki şiler "ay ı" sözcü ğünü hem-ad, hem de soyad<br />

olarak kullan ırlar. Stokholm içi 1987 telefon katolo ğunda, sözcü ğün önekleri<br />

d ışında 533 "ay ı"l ı soyad ı alan ki şi saptad ık. Bunlardan 109'u yal ın<br />

(björn); 57'si "aylo ğlu" (björnsson); 47'si "ay ıda ğı" (björnberg) öteki-<br />

ler de türlüdür.


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 123<br />

TRAF İ K KAZALARINDA<br />

ÖLEN KARACA VE GEY İ K SAYISI<br />

Karaca Geyik(Mg)' Toplam<br />

1980 5.900 5.200 11.100<br />

1981 5.700 5.900 11.600<br />

1982 5.200 5.650 10.850<br />

1983 6.600 4.900 11.500<br />

1984 8.000 4.600 12.600<br />

1985 8.900 5.050 13.950<br />

1986 9.900 4.800 14.700<br />

1987 11.350 5.800 17.150<br />

(Kaynak: Dagens Nyheter, 21 Kas ım, 1988)<br />

1988 say ılar ına göre, polise yans ıyan trafik kazalar ın ın<br />

%44'ilnü, arabalar ın geyik ve karacalara çarpmas ı olu ş turuyor.<br />

O y ıl 13.200'ü karaca ve ren geyi ği; 5.355'i iri geyik (Mg) olmak<br />

üzere 18.555 hayvan ya şam ın ı yitirdi. Arabalar ın bu hayvanlara<br />

çarpmas ı sonucu 20 ki şi öldü, 800 kişi de yaraland ı . Trafikte yaşamın<br />

ı yitiren ku şlar ın say ısı milyonu a şar. En çok yiten ku ş serçedir.<br />

Serçeyi ispinoz, mart ı ve tarlaku şu izler.<br />

VURULAN GEY İ K (ALG) SAYISI<br />

1939 8.916<br />

1949 15.435<br />

1959 32.559<br />

1969 33.757<br />

1979 116.482<br />

1982 174.741<br />

1983 168.371<br />

1984 143.775<br />

1985 128.014<br />

1986 122.240<br />

(Kaynak: Dagen ,. Nyheter, 18 Kas ım 1988)<br />

K I Ş<br />

Isveç'te yaz gibi k ış da özlenir. Göllerin buz tutmas ı<br />

özlemle beklenir(*). Kuzey Isveç'te, buzlu yollarda tutunmak;<br />

*) ülkenin en s ıcak yerlerinden olan, güneybat ıdaki Kuzey Denizi k ıy ıları<br />

bile kimi y ıllar- donar. Göteborg yak ınlar ındaki adalara, denizyolu yerine<br />

karayoluyla (buz üzerinden arabayla) ula şıldığı olur.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ 124<br />

çocuk ve öteberi ta şımak için özel k ızak kullan ılır. Ayaklar ı<br />

demirden ve iki m kadar olan bu k ızaklarda bir oturak ve iki tutacak<br />

(sap) bulunur. Sürücünün elleri tutacaklarda; bir aya ğı ,<br />

kıza ğın bir aya ğındad ır. Öteki aya ğıyla kızağa hız verir. Bu<br />

kızaklar, yollar ın kayganlığı nedeniyle hızh sürülemeyen bisikletlerle<br />

yan şabilirler.<br />

BAHAR GEL İ YOR<br />

Baharda kediler huysuzla şır ve ev d ışını yeğlerler. Bu durum, çok evli<br />

yerlerde sorun yarat ır. Kediler, geceleri miyavlayarak çevreyi tedirgin<br />

eder; kum sand ıklarına ve çiçeklere pislerler. Sa ğl ık yönetmeli ğinin 57.<br />

maddesi uyar ınca, ev hayvanlann ın kimseyi tedirgin etmemesi gerekiyor.<br />

Biliyorsunuz ki, kedinizin konutunun (ve bahçeniz) d ışında bulunmas ı ,<br />

yasal yönden sak ıncalıd ır.<br />

Kedisi olanlar!<br />

- Kedinizi gözetiniz!<br />

- Geceleri kedinizi evde bulundurunuz!<br />

- Eğer cins kedi değilse, gebelik haplar ı veriniz!<br />

Sorun büyürse, belediyemizin kedinizi vurarak öldürme yetkisi vard ır.<br />

Ama, bunu yapmak istemiyoruz.<br />

- Öyleyse, kedinizi gözetiniz!<br />

(Kugsbacka Belediyesinin 5 Mart 1981 tarihli Göteborgs Posten'deki duyurusu)<br />

Ço ğu kurulu ş , Noel ve y ılba şı dinlenceleri aras ında da<br />

dinlenceye girer. Noel öncesi evler, kurulu şlar ve kimi caddeler<br />

süslenir. Noel için kesilen çamlar ın dalları ışıkland ınlır. Evlerde,<br />

eğlence yerlerinde... mumlar yanar. Çocuklar arma ğanların ı Noel<br />

sabahı çamlann dallar ında bulur. Arma ğanlarm, yast ıklann alt ı -<br />

na konuldu ğu; Noel Baba giysili ki şilerin da ğıtt ığı da olur.<br />

MÜZIK DINLEME<br />

(Günde Kaç Dakika ve Nereden Dinliyorlar. 1987)<br />

9-14<br />

Ya ş<br />

15-24<br />

Ya ş<br />

9-79<br />

Ya ş<br />

Radyodan 66 182 168<br />

Kasetten (bant) 51 86 69<br />

Plaktan 64 91 74<br />

(Kaynak: Aftonbladet, 3 Mart 1989)


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 125<br />

Her yerle şme yerinde bir "Lucia K ızı" (ya da güzeli)<br />

seçilir. Bu k ızlar aras ından da ülkenin Lucia K ızı seçilir. Lucia<br />

Kızı, 13 Arahkta, çevresinde mumlar yanan ba şındaki taçla (ve<br />

de dereceye giren öteki k ızlarla) okulları, hastaneleri... dola şır.<br />

Lucia Şarkısı söylenir(*).<br />

Paskalya'da yumurta yenir. Hava fi şekleri patlat ıhr. Kimi<br />

küçük (2-10 ya ş ), eski giysili, yüzleri boyah k ızlar evlerden armağan<br />

toplarlar(*). Bir a ğaçtan kopar ılan küçük bir dalın, içinde<br />

su olan bir şi şeye oturtularak, evde yaprak açmas ın ın gözlenmesi<br />

bu günlere rastlar.<br />

ULUSAL GÜN<br />

Isveç'te bir "ulusal gün" yoktur. Dinlencesi olmayan bir<br />

"bayrak günü" kutlan ır. Uluslararası etkinlikler d ışında ulusal<br />

mar ş çahnmaz. Son y ıllarda Isveçli sporcular ın uluslararas ı karşılaşmalarda<br />

çok birincilik kazanmalan, ulusal mar şm ezgisini<br />

belleyenlerin ço ğalmasın ı sağlad ı .<br />

*) Söylenceye göre, Sicilyal ı güzel gözlü Lucia'ya H ıristiyan olmayan bir<br />

genç tutulur. Lucia gence gözlerini (bir tabak içinde) yollar. Genç, H ıristiyan<br />

olur. Tanrı Lucia'ya daha güzel gözler verir (gözlerinin güzelli ği nedeniyle,<br />

göz doktorlann ın koruyucu meleği olur). Lucia 304'te yak ılarak<br />

öldürülecekti. Ama ateş onu etkilemedi. K ıl ıçla öldürüldü.<br />

Lucia Günü, eskiden 21 Aral ıkta kutlan ırd ı. Sonra 13 Aral ıkta (Küçük<br />

Noel olarak) kutlanmaya başland ı.<br />

Ak gelinlik giyen Lucia K ız ı, başında, mumlar yanan tactyla (çelenk) ve<br />

arkas ında öteki Lucia k ızlarıyla Lucia Gününü kutlar. 1600'den sonra,<br />

Lucia K ız ı ve kervandaki öteki k ızlar kilise, hastane, okul ve otelleri dolaşmaya<br />

başlad ı. 1927'de Stockholms Dagblad gazetesinin öncülü ğüyle<br />

Lucia K ız ı seçilmeye başland ı. Lucia Ş ark ıs ı (Sankta Lucia), Teodora<br />

Cottrau'nun besteledi ği sevilen bir Italyan ezgisidir.<br />

*) K ıta Avrupasında, "cad ı" olduklar ı gerekçesiyle yüzlerce y ıl, on binlerce<br />

kad ın yakıld ı. Ortaçağ boyunca ve 1500'lü y ıllarda bu olgu Isveç'te de yaşand<br />

ı. 1670'lerde' "cad ı avı" yaygınlaşt ı. Isveç halk ın ı cadılardan (ve de<br />

büyüden) kurtarmak gerekçesiyle sekiz y ılda 300 dolay ında kadın yak ıldı.<br />

Büyü salgın ı 1668'de Dalarna'daki 541jedalen'de ba şlad ı ve kuzeye do ğru<br />

(tüm Norrland'a) yay ıldı. Hükümet, "büyü kurullar ı" kurarak, çocukların<br />

tan ıklığına bile başvurdu. Çocukların, (çoğu kez düşlerinde görüp) "cad ı "<br />

olarak gösterdikleri kad ınlar, önce asıl ıyor, sonra da yak ıl ıyordu. Analar<br />

ını cad ı olarak gösteren çocuklara rastlan ıyordu. On be ş kad ının birden<br />

yak ıldığı oldu.<br />

1669'da:lıükümet, kullan ın cadılardan kurtarmak için, her kilisede Tanr ı'ya<br />

yakarılmasını istedi.<br />

Paskalya'da, eskili püskülü k ızların ev ev dolaşıp öte beri toplamalan, bu<br />

cad ıl ı devirleri simgeler.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 126<br />

1986'da, Komünist Partisi parlamenteri Alexander Chirisopoulos,<br />

şu gerekçeyle "eski imparatorluk devirlerinden kalma"<br />

ulusal mar şın deği ştirilmesini istedi:<br />

"Bugün, ll. Gustav Adolfun, X. Şarl' ın ve X11. Şarl' ın<br />

fetihleri nedeniyle gö ğsü kabaran bir tek Isveçli oldu ğunu sanmıyorum.<br />

Ulusal mar ş, eski dönemlerdeki imparatorluk dü şleri<br />

yerine, bar ış ve dayanışma gibi konulan içermelidir."<br />

NORVEÇ GULDÜRÜLER İ<br />

Güldürüler, daha çok Norveçli üzerine düzenlenir. Norveçlinin<br />

bir ilginç davran ışı , güldürüye dönü ştürülür.<br />

Örneğin, 1981'de Norveç Ulusal Futbol Tak ım ı , İngiltere'<br />

yi 2-1 yenince, oyunun Norveçli anlat ıc ısı Björge Lillelien'in<br />

bitiri ş sözleri, Isveç'te haftalarca güldürü konusu oldu. Tv ve<br />

radyoların spor programlar ı (kimi kez haberler de) Lillelien'in<br />

gösterisiyle(!) ba şlad ı. 2-1'lik oyunun bitimini, sözcük sözcük<br />

şöyle bağlamışt ı Björge Lillelien:<br />

"— Biz, dünyada birinciyiz!<br />

--Biz, dünyada birinciyiz!<br />

— Biz, İngiltere'yi Dünya Kupas ından eledik!<br />

—Inan ılmaz olay! Biz, İngiltere'yi eledik! İngiltere, savaşımc<br />

ı karde ş ülke. Lord Nelson,. Sir Winston Churchill, Sir<br />

Anthony Eden, Clement Attlee, Henry Cooper, Lady Diana.<br />

Bunlann tümünü birden yendik!<br />

"- Margret Thatcher, beni duyuyor musun? Sana bir haberim<br />

var: Sava şı biz kazand ık! Biz, İngiltere'yi Dünya Kupasından<br />

eledik!"<br />

BIR NORVEÇ GÜLDÜRÜSÜ<br />

Bir Norveçliyle bir Isveçli, uzay üzerine söyle şiyorlarm ış . Norveçli<br />

övünmüş :<br />

"- Biz Güneş 'e adam yollayaca ğız!"<br />

"- Ama yanar!" demiş Isveçli.<br />

Norveçli düşünmüş ve şu karşıl ığı vermiş :<br />

"- Elbette ki, gece yollayaca ğız!"<br />

(Norgehistorier, Bölüm 2, 1985, Sayfas ız)


E Ğ LENCE, D İ NLENCE... 127<br />

1976'daki K ış Olimpiyatlar ında bir Norveçli sporcu "alt<br />

ın"a yakla şırken, durumu anlatan Lillelien, co şkudan kendini,<br />

anlat ıcı yerinden (izleyicilerin üzerine) atm ışt ı .<br />

Norveç Ulusal Futbol Tak ım ı. B Almanya'y ı yenip, Moskova<br />

Olimpiyatlar ına kat ılmay ı güvenceye al ınca da co şmu ştu<br />

Lillelien:<br />

"- Yolda ş Brejnev! Yolda ş Brejnev, biz de geliyoruz!"<br />

SOĞUKKANLILIK ÖRNEKLERI<br />

Isveçli so ğukkanlıd ır. Kimse kimsenin i şine kar ışmak iste<br />

ınez. 1977'den beri kendi konutumuzda oturuyoruz, yaln ızca<br />

bir kom şumuzla, birer kez evlerimize konuk olduk (o kom şumuz<br />

da ta şınd ı ). Tek bir kom şumuzla olağan selamla şıyoruz.<br />

1960'larda çal ıştığım kağıt i şletmesinde, tomruklar ın denizden<br />

(havuz) banda sal ıverilme i şinde de çal ışıyordum. Kabuğu<br />

soyulmu ş olan üçer metrelik tomruklar, banttan b ıçaklara<br />

.(değirmen) giriyor; orada yongaya çevrildikten sonra. hava bas<br />

ınçl ı borularla ka ğıt yap ım yerlerine ya da y ığınlara yollan ı -<br />

yordu.<br />

Bir k ış günü çal ışırken, aya ğı mın kaytnas ı sonucu denize<br />

düştüm. Is ı , sıfırın alt ında 16 dereceydi. Dü ştüğüm yerle soyunma<br />

yap ısı aras ın ı ko şar ad ım yürürken, aradaki yap ı i şinde çal ışan<br />

7-8 i şçiden 3'ü gördü durumumu. S ınls ıkla ınlıı m ı gören o<br />

3 işçi, göstermedi arkada şlarına beni.<br />

Soyunma yerine geldi ğimde, giysilerimin kimi yerleri donarak<br />

kaskat ı olmu ştu. Ama neden göstermemi şti beni arkada ş -<br />

lar ına o 3 işçi? O so ğukta ilginç de ğil miydi durumum?<br />

Be ş dakika daha so ğu ğa dayanmay ı göze alarak d ışar ı ç ı -<br />

k ıp, denize dü ştüğüm yere dek ko şup geldim. Bir bölümü daha<br />

gördü durumumu. Ama co şku yoktu hiç birinde! Hiç biri, arkada<br />

şını dürtüp göstermedi beni.<br />

Kendimi du şun alt ına att ım ama, donakald ım Isveçlinin<br />

soğukkanl ıl ığına!<br />

Sekiz ki şiydik, 1960'larda çal ış t ığım kağıt i şletmesindeki<br />

bölümde. Finlileri saymazsak, bir ben yabanc ıyd ım. Yemek


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 128<br />

ve kahve aral ıklarında hep birlikte otururduk. Biriyle birlikte<br />

çalışırd ık. S ık olmasa da, gevezelik etti ğimiz de olurdu. Bu i şçilerden<br />

biri (birlikte çal ış t ığım ız de ğil ► , i şe ba şlad ığı= yedinci<br />

ay ında ad ımı sormay ı düşündü. On be şinci ayda, ad ımı öğrenebilenlerin<br />

say ıs ı üçtü. Haftada iki üç kez ek i ş olarak çal ış tığım<br />

restoranda on iki kadar i şçi vard ı . İki y ıl sonunda, bunlardan<br />

yaln ızca üçü belleyebilmi şti ad ım ı .<br />

ISVEÇLILER<br />

Isveçliler, asl ında çok duygulu ve duyarl ı insanlar. Ancak, bunu göstermeye<br />

al ışmam ışlar. Isveç kültürü, insanlar ın sevinç ya da öflcelerini<br />

göstermelerine izin vermiyor!<br />

Jean Philips-Martinsson<br />

(Türkçe "Enformasyon" gazetesi, Şubat 1982)<br />

Şimdi çal ıştığım küğıt işletmesinde, i şe ba şladığımın<br />

alt ınc ı ay ında, "Mustafa"n ın Türk mü oldu ğunu sordu i şçi arkada<br />

şlar ımdan biri. Çal ış tığı yeri gösterdiler, an ımsayamad ım<br />

Mustafa ad ında birini. Oysa toplam on iki ki şiydik bölümde ve<br />

de biribirimizi tan ıyorduk. Çal ışma kartlann ı inceledim, vard ı<br />

bir Mustafa. Soyad ı da Mustafa'yd ı bu Mustafa'n ın. Bulgaristan'<br />

dan gelme olabileceğini dü şündüm. Görü şmememizin nedenini<br />

de, Mustafa'n ın hastal ıkta olabilece ğine ba ğlamak istedim. Ama<br />

kart ı basıl ıydı (işe gelmi şti). Sonra anla şıldı ki, çok yak ınımda<br />

çalışan, iyi anla ştığımız Yugoslav yurtta şın ın adıymış Mustafa!<br />

Makedonya'dan gelmi ş. Anası Türk'müş . Çok az Türkçe sözcük<br />

biliyor Mustafa.<br />

Yaşl ı bir Isveçliyle çal ışıyordum. Sık s ık hastalığa ç ıkar,<br />

çok içerdi. I şten ç ıkarken kart ın ı basmayı hiç beklemezdi. Sonradan<br />

"erken emekli" oldu. Birlikteli ğimizin iki y ıh geçtiği bir<br />

pazar günü, yaln ızca ikimiz kalm ıştık. Önemli bir i şim vard ı ki,<br />

erken ç ıkmahyd ım. Kartları onun basmas ın ı isteyince şöyle dedi:<br />

"-Ben senin ad ın ı bilmiyorum. Kart ın ı göster de basay ım!<br />

"Sen" (du) sözcüğü çok içtenlikle kullan ıl ır İsveççede.<br />

"Siz" kullan ımdan kalkmış t ır. Özellikle bu yüzden, ki şinin ad ın ı<br />

belle ınek pek gerekmiyor. Adlar ın ba şına eklenen "say ın" türünden<br />

sözcükler de kullan ıl ın ıyor. Ki şinin yeri neresi olursa olsun,<br />

ad ıyla (soyad ıyla de ğil) ça ğırıl ır. Anasın ı ya da babas ın ı da<br />

ad ıyla ça ğıranlar çoktur.


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 129<br />

Kişiler, öteki ki şilerin i şlerine pek kar ışınaz. Kar ı ve ko<br />

ca, ço ğu kez ayr ı ayrı i şlerde çal ışırlar.<br />

Isveç'e geli şimizin ilk y ı l ıyd ı. Her gün i şe arabas ıyla gelen<br />

bir işçi, bir gün motosikletle gelince, kimin oldu ğunu sormu<br />

ştuk motosikletin. Kar ıs ının olduğunu söylemesi çok şa şırtm<br />

ıştı bizi. "Bizim" demeliydi!<br />

Bir ara yaz ı-hesap makineleri al ışveri şi de yapt ım. Isveç<br />

düzeyinde, yerel gazetelere duyuru vererek topluyordum makineleri.<br />

Kimi sat ıc ının, benim geçece ğim zamanlarda evde bulunmayaca<br />

ğı nedeniyle çok makine kaç ırd ım. Ço ğu kez kar ı , kocasın<br />

ın makinesinin sat ışına yaln ızca "falan saatte evde olur" diyerek<br />

yard ımc ı olabiliyordu. Makinenin bir kom şuya b ırak ılmas ın ı<br />

önerdiğimde, tan ıd ık bir komşular ı bulunmad ığın ı söylüyorlard ı .<br />

'üç kez şöyle çözümlendi sorun: Onlar makineyi kap ı önüne (ya<br />

da bahçede bir yere) b ırakt ılar, ben makineyi al ıp, ederini posta<br />

deliğinden eve (ya da kutuya) b ırakt ım.<br />

Isveçli yaln ızca yurtd ışına ç ıkınca s ıcakkanl ı olur!<br />

İ STED İĞİ N İ ZDEN ÇOK. MU İ Ç İ YORSUNUZ?<br />

Götürebilece ğinizden çok içmeye ba ş lad ın ızsa ve b konuda sorununuz<br />

varsa, dan ışma büromuza baş vurunuz.<br />

Sizinle (ve de kocan ız/kar ı n ızla) beraber bir ç ık ış yolu aramaya haz ı r ız.<br />

Durumunuzu iyiye do ğru etkileyebilmek için yard ımc ı oluruz.<br />

İ sterseniz, bu ili şkilerimiz gizli kal ır.<br />

Alkol Sorunlar ı Dan ışma Bürosu<br />

(Udgivningsbyrk ı i alkoholffigan)<br />

IÇKI VE UYU Ş TURUCU<br />

Denilebilir ki Isveçli, tek bir iste ğini diledi ğince gerçekle<br />

ştiremez: Içki içmek. Isveç'te içki, örne ğin Almanya, Hollanda<br />

ya da Fransa'dakinin dört kat ı pahalıdır.<br />

Önümde, 21 Haziran 1971 tarihli bir gazete kesiti var.<br />

Kesitte, bo ş bira şi şelerinin ortas ında, "ellerindeki son bira şi şe<br />

leriyle iki Isveçli" foto ğrafı var. Yer, Kopenhag'ta bir futbol alan<br />

ı (Danimarka-Isveç futbol kar şıla şmas ı sonu). Foto ğrafın tamamlay<br />

ıc ı yaz ısı şu:<br />

"- 35 bin seyirci ve 200 binden çok şişe!"<br />

F 9


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA --ISVEÇ— 130<br />

Şöyle dedi bir Isveçli arkada ş :<br />

"- E ğer içkili bir toplant ıya gideceksen, önce evde bir iyi<br />

içeceksin!"<br />

Ve ekledi:<br />

"- Ama onun da riski var: içkili olan ki şiyi içkievine almıyorlar!"<br />

Bu da gelmi ş arkada şın ba şına.<br />

San ırım İsveçlinin yurt d ışı dinlencelerine çok ç ıkmas ı,<br />

n ın ba ş nedeni, "doyas ıya içki içebilmesi"dir. 18 Ş ubat 1987<br />

tarihli GT, Isveçli gençlerin Avusturya'daki davran ış lar ı üzerine<br />

(Avusturya gazetelerinin yazd ıklar ından parçalar da vererek)<br />

şunlar ı yaz ıyor:<br />

Ö Ğ RENCININ S İ GARA İ ÇMES İ<br />

SINIF SORUNUDUR<br />

Konusunda Isveç'in en büyük ara şt ı rmas ı yap ı ld ı .<br />

Temel c kulun (ilkokul) yedinci s ı n ıf ından (13. ya ş), uygulamal ı ve kuramsal<br />

liseleri ikinci s ı n ıf ına dek, 7.000 ö ğrenciye, yan ıtlar ı sakl ı<br />

tutulmak güvencesiyle içki, sigara ve uyu şturucu al ış kanl ı klar ı soruldu.<br />

(...) Uygulamal ı liselerde k ızlar ın %39'u sigara içiyor. Bu oran temel<br />

okulun 8. s ın ıfı nda %21 ve kuramsal liselerde yaln ızca %19'dur.<br />

Erkekler kesiminde sigara içenlerin oran ı (k ızlara göre) en az ından yar<br />

ıya dü şüyor. K ı zlarla erkekler aras ı nda böyle büyük ayr ı l ı k var.<br />

Böyle olmakla beraber, erkeklerin tütün tüketimi (k ızlar ınkinden) az<br />

de ğil. Erkekler, onun (sigara içmek) yerine enfiye (çürütülmü ş tütün)<br />

çi ğniyorlar.<br />

Toplam ö ğrencilerin %8'i enfiye çi ğniyor. Bu oran ın içinde (çok az<br />

olarak) k ı zlar da var.<br />

Uygulamal ı liselerde ö ğrencilerin %36's ı enfiye çi ğniyor. Bu cran, kuramsal<br />

liselerin yakla şık iki kat ı .<br />

(Ara şt ı rmay ı yapan) Lars Wernstedt, tütün tüketiminin s ı n ıf sorunuyla<br />

ilgisinin aç ık oldu ğunu (da) seylemek istiyor. Dü şük öğrenimli ailelerden<br />

gelen gençlerin sigara içmeleri de, enfiye çi ğnemeleri de çok<br />

oluyor.<br />

(GT <strong>Gazetesi</strong> 5 Kas ı m 1987)<br />

"Son y ıllarda Isveçli gençler, Avusturya'daki spor dinlencelerinde<br />

yaban ıl oluyorlar. Kendilerinden geçerek içiyorlar.<br />

Nedeni anla şılamayan kavgatar ç ıkar ıyor; vurup 'ar ıyorlar.


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 131<br />

Uzun süredir kimi oteller Isveçli almak istemiyor. Avusturya<br />

yetkilileri, sorunun çözümü için Isveç'ten yard ım istiyor<br />

(...). Coca colaya rom kar ışt ınp, şerbet içme h ız ıyla içiyorlar.<br />

Her hafta, içkiden zehirlenen Isveçliler bak ım için hastanelere<br />

kald ırıl ıyor (...). Birçok yer, sarho ş gençlere içki vermek istemiyor.<br />

Ama gençler içeriye (gizli) içki sokuyorlar. Eski Isveç halk<br />

parklar ında olduğu gibi, tuvaletlerde içiyorlar..."<br />

20 yaşı n ı doldurmayanlar ın içki sat ı nalmalar ı yasakt ır.<br />

Gençlere içki vermek de yasakt ır.<br />

Yasaya kar şı ç ıkanlar para ve kötüsünde tutuklarevine at ı lma ile ceza<br />

land ır ı l ı rlar.<br />

Ana-babalar, yasa sizi de kapsam ına al ır!<br />

Tekel<br />

(Systembolagat)<br />

Ben yine de içkinin, Isveçlinin midesinde " şişede durluğu<br />

gibi" durdu ğunu savunmak isterim. Yirmi be ş y ıld ır Isveç teyim,<br />

iki Isveçlinin, biribiriyle dövü ş ya da kıyasıya kavga ettiğine<br />

hiç tan ık olmadım. Içkili yerlerde de çah ştım. On bir y ılım da,<br />

"Isveç'in Şikagosu" olarak da bilinen Gkvle'de geçti.<br />

Içki, yaln ızca tekel ma ğazalarında (Sys: mbolagat), yirmi<br />

ya şından büyüklere sat ıhr. Iki kezden çok yakalan ıp, geceyi polis<br />

karakolunda geçiren a şırı sarho şların adlar ı, kara listelere<br />

geçer. Bu ki şiler içki sat ın alamazlarsa da, ba şkalarına aldırma<br />

yolunu bulurlar.<br />

Kad ınlar çok içince, sokakta dola şmay ı pek sevmiyor. 1984'te yaln<br />

ızca 6.985 kad ın, çok içkili olmalar ı nedeniyle geceyi polis karakolunda<br />

geçirdi. Erkeklerin say ıs ı ise 103.300'dü.<br />

15 ya ş ve alt ındaki gençlerde durum o denli farkl ı değil: 1984'te<br />

160 erkek ve 78 k ız, içince dengelerini kaybettiklerinden, geceyi polis<br />

karakolunda geçirdiler.<br />

(Sverige i siffor, Stokholm 1985, Sayfa 72)<br />

Gürültü yapan sarho şlar, halka aç ık yerlerde bannamazlar.<br />

Restoranda, en çelimsiz görevli (restoran çah şan ı) k ız bile,<br />

en azd ı sarho şu, kolundan tuttu ğu gibi kap ı dışarı eder! Tekme<br />

de yiyebilir direnenler.<br />

4


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 132<br />

Isveç'te alkollü içki yap ım ı 1400'lü y ıllar ın sonlarında<br />

ba şlad ı. 1700'lerde içki tüketimi yaygmla şt ı . İlk içki denetimi<br />

1718'de ba şlad ı. Tahıl k ıtlığı nedeniyle özel ki şilerin içki yapmas<br />

ı (1731'e dek) yasakland ı. Yasaklamalar türlü aral ıklarla sürdü.<br />

Yasak zamanlar ında sakl ı yerlerde (özellikle ormanda) yap ım<br />

sürdürülirdü.<br />

1756 yasa ğında, özel ki şilerin ellerinde bulunan 169.132<br />

içki ar ıtma düzeni toplat ıld ı. 1829'da özel ki şilerin ellerindeki<br />

ar ıtma düzeni say ıs ı 173 bin olarak saptanm ışt ı .<br />

SIGARA IÇENLERIN ORANI<br />

(Yüzde Olarak)<br />

Y ıl Erkek Kad ın Toplam<br />

1946 9 50 59<br />

1963 23 49 72<br />

1976 30 35 65<br />

1985 29 25 54<br />

(Kaynak: Vi i Söder, 30 Eylül 1988)<br />

1700'lü y ıllarda kad ınlar ve çocuklar da günde birkaç<br />

kez "brvin"(*) içerdi. Isveç'teki Frans ız temsilcisi, tarihçi-yazar<br />

Olov von Dalins (1708-63), şöyle der: "Isveç'e içkinin açt ığı<br />

yara, sava ş ve vebadan daha derindir." 1820'de ki şi ba şına y ıllık<br />

içki tiiketimi 46 litreydi (bugün 5-6 litre).<br />

OKULDA SERT BIRA<br />

Filipstad'taki Bergs okulunun müdürü ö ğ rencilerinin sert bira içmeleri<br />

ne izin veriyor. Müdür, haftada iki gün, ö ğrencilerin okul kantininden<br />

sert bira sat ın alabilmelerini istiyor.<br />

Ş imdi o oturmu ş, il yetkililerine ba şvuruyu nas ı l yapaca ğın ı tasarl ı yor.<br />

"-... Biray ı d ışardan (gizlice) getireceklerine, bir yöntem bulunup<br />

ak şamlar ı okul kantininde sat ı labilmesinin daha iyi olaca ğın ı san ıyorum.<br />

Ö ğrencilerim çocuk de ğildir. En gençleri 21 ya şı ndad ır."<br />

(Göteborgs Posten, 8 Ş ubat 1985)<br />

19. yy'da içkiye kar şı örgütler kuruldu. 1828'le 1850<br />

aras ında kurulan örgüt say ısı 400'den çoktur. 1917'de içki karneye<br />

ba ğlandı . 1922'de, içkinin tümden yasaklanmas ı konusunda<br />

halkoylamas ı yap ıld ı. 1955'te karne uygulamas ı kald ırıld ı .<br />

*) Branvın, Isveç'in ulusal içkisidir.


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 133<br />

21 yaşın ı ( şimdi 20) dolduran herkes, (tekelden) diledi ği çoklukta<br />

sat ın alabiliyor.<br />

1955'le 1976 aras ında içki tüketimi ço ğaldı. O tarihten<br />

sonra tüketim dü şmeye ba şlad ı .<br />

Isveç'in içki d ışsat ımı , d ışalmundan çoktur! Ulusal içki<br />

"brnvin"dir ama, d ışar ıya (40'tan çok ülkeye) daha çok votka<br />

(Absolut Vodka) satar (ABD'nin votka d ışal ımmın %60' ını Absolut<br />

Vodka olu şturur). 1987'de yaln ızca ABD'ne 13,1 milyon<br />

(on üç milyon yüz bin) litre votka satt ı ). ABD'nde Absolut Vodka,<br />

Volvo'dan çok tan ın ır. 1988'de de ğer olarak, Isveç'in d ışar ı -<br />

ya satt ığı votka, d ışardan ald ığı toplam alkollü içkilerin (viski,<br />

rom, cin vb) iki kat ıyd ı .<br />

HER ALTI ASKERDEN B İ R İ<br />

UYU Ş TURUCU ALIYOR<br />

Her alt ı askerden biri şöyle, ya da böyle uyu şturucu kullan ıyor. Geçen<br />

hafta (Malmö'de) bir askeri alaydaki polis bask ı n ından sonra bu gerçek<br />

ortaya ç ıkt ı. Uzun süredir askerlerin uyu şturucu al ış kanl ı klar ından<br />

ku şkulan ı llyordu. Ama böyle büyük oran beklenmiyordu.<br />

Arama, k ışla bahçesinde, askerler dizilerek yap ıld ı . (Özel yeti ştirilmi<br />

ş ) köpekler, uyu şturucu alan askerleri (birer birer) belirledi. Hintkeneviri<br />

(cannabis) dü şkünlerini de, eroin kullananlar ı da.<br />

Bask ın sonucunda üç ki şi suçlu bulundu. Bunlardan ikisi tutuklanacak.<br />

Üçüncü ki şi, Lund'taki ak ı l hastanesinin uyu şturucu bölümüne yat ı -<br />

r ı ld ı .<br />

Lund'taki bask ın ın sonucu şunu gösteriyor.<br />

- En az yüz asker her gün aç ık olarak hintkeneviri kullan ıyor.<br />

- Bunlar ın yar ı s ı , askere gelmeden önce hiç hintkeneviri kullanmam ış .<br />

(Aftonbladet, 8 Mart 1981)<br />

Içkiye oranla uyu şturucu sorunu çok geç ba şlad ı. 1960'<br />

larda uyu şturucu al ışkanlığın ın yaygınla şmaya ba şlamasıyla sava<br />

şım da ba şlat ıldı. Bugün, bu al ışkanlıklar ını her gün sürdürenlerin<br />

say ıs ı (1.500-2.000'i kad ın olmak üzere) 10-15 bin aras ındad<br />

ır. 7.500-10.000 ki şi de damardan uyu şturucu al ır.<br />

1982'de, 16 ya şındaki öğrencilerin %2,5'inin uyu şturucu<br />

kulland ığı saptand ı. Tutuklarevindekilerin dörtte biri uyu şturucu<br />

kullan ır. 1985'te hastanelerde, uyu şturucular için 800 (alkolistler<br />

için 4.000) yatak bulunuyordu.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ- 134<br />

UYU Ş TURUCU YAYGINLA Ş IYOR<br />

Polisin, geçen y ı lki' -250 bask ı n ı nda eroin yakaland ı . Bu say ı 1987'<br />

de 185 ve 1986'da 135'ti. Bu. y ıll ık art ışın %35 dolay ında olduğunu<br />

gösteriyor.<br />

Yakalanan eroin çokluğu da art ıyor: 1986'da 2 kilo: 1987'de 3 kilo<br />

ve 1988'de ( şimdiye dek yakalananlar ın en çoğu olarak) 6 kilo.<br />

Geçen y ıl yakalanan kokain çoklu ğu da. bir önceki y ıl ın iki kat ına ç ıkarak<br />

en yüksek düzeye ula ştı : 1987'de 29: 1988'de 60 kilo.<br />

Yakalanan emfetamin (amphetamine) ve hintkeneviri (cannabis) çokluğunda<br />

da art ış var...1987'de 1.900 baskmda 90 kilo emfetamin yakalandı.<br />

Bu say ılar hintkenevirinde 2.900 ve 100'dür.<br />

Geçen y ıl yakalanan uyu şturucunun toplam de ğeri, 250 milyon kron<br />

dolay ındad ır.<br />

(Gteborgs Posten; 4 Ocak 1989)<br />

Halka aç ık kapal ı yerlerde (salon) sigara içilmez. Kamusal<br />

olsun ya da olmas ın, bürolarda sigara içilmesi, kimi yerlerde<br />

çal ışanlar ın iste ğine ba ğ l ıd ır, kimi yerlerde de yasaklannu şt ır.<br />

Otobüslerde sigara içilmez. Tren ve uçaklarda, içenler için ayr ı<br />

yerler ayr ılm ış t ır.<br />

S İ GARAYA KAR Ş I ÖNLEMLER<br />

1963 - Sosyal İşler Genel Müdürlü ğü, sigaran ın zararları üzerine bilgi toplamaya<br />

başlad ı .<br />

1965 - Sigara reklamlarma gönüllü s ınırlama önerildi.<br />

1979 - Sigara reklamlar ı yasakland ı .<br />

1977 - Sigara paketlerine, içinde bulunan sa ğlığa zararl ılar için uyar ı yaz<br />

ıs ı yaz ılması zorunluluğu getirildi.<br />

1981 - Kamusal yerlerde sigara içilmemesi için yasa önerisi yap ıldı.<br />

1983 - Kamusal yerlerde sigara içilmesine sinirlilik getirildi.<br />

1985 - Yan ında sigara içilen ki şinin, sigara içmi ş gibi (sigaradan) etkilenece<br />

ği karar ına varıld ı .<br />

1988- Sigara reklamlar ı yasa ğı ve halka aç ık kapal ı yerlerde sigara içme<br />

yasağı getirildi.<br />

(Svenska Dagbladet, 12 Ocak 1989)


E Ğ LENCE, D İ NLENCE... 135<br />

K E N I) İ E - L İ YLE<br />

YA Ş AMINA SON VERENLER<br />

İ tiVeçli. kendi eliyle ya şam ına son vermekle de ünlüdür. Kentli<br />

eliyle ya ş am ı n:1 son verenlerin say ıs ı , bir ba şkas ı nca<br />

üç katichr.<br />

KENDI 'ELIYLE<br />

YA Ş AMLAR İ NA SON VERENLER<br />

(Seçilmi ş 40.Ülke İ çinde, On S ıralardaki 9 Ülke.<br />

1978-82 Y ı llar ı nda, Her 100 Bin Ki ş ide)<br />

Macaristan 43,2<br />

Danimarka 29,0<br />

Avusturya 25,1<br />

İ sviçre 24,9<br />

Finlandiya 24,1<br />

B Almanya 22,2<br />

Çekoslavakya 21,4<br />

Belçika 20,5<br />

İ SVEÇ 19,4<br />

(Kaynak: Statistiska arsbok,. 1988)<br />

1~111111~1~11~1:<br />

I ler y ı l 2 bine isvekIi.. kendi eliyle ya şamam' son verir.<br />

20 I ı in ki ş i. - ya şa mini] son verme giri şiminde bulutuir. 2 00 bin<br />

ki ş i de bu eyleme girmeyi diisünü. Yine de Isveç, kendi eliyle<br />

yas:olun:1 son verme s ı ralamas ı nda en on s ı ralarda de ı:;ildi.<br />

.YIEDA KAÇ K İŞİ<br />

KENDI ELIYLE<br />

ASAM1NA SON VER İ YOR<br />

Yll_ Kad ı n Erkek Toplam<br />

1791-1800 IS 42 57<br />

182130 34 130 164<br />

1851-60 50 182 232<br />

1881-90 9.3 390 483<br />

1911-20 172 663 835<br />

191.1-50 245 757, 1.002<br />

1972 -157 1.189 1.646<br />

1985 487 1.029 1.516<br />

111111~8~111~01111111111111111111~~


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 136<br />

İşsizlik, konutsuzluk, ayr ılma (bo şanma), bir ba şınal ık<br />

ya şama son verme giri şimlerinin başlıca nedenleridir. Son zamanlarda<br />

bu eylem gençler aras ında yayg ınla şıyor.<br />

ÖGRENC İ LER<br />

HER GÜN Ö Ğ RETMEN DÖVÜYOR<br />

Inga-Britt Eriksson'un koltu ğunun alt ında, okullardaki dövme olaylar ı -<br />

na ili ş kin kal ın bir dosya var.<br />

"- Bahar döneminde 57 olay (dövme) saptand ı. Güz döneminde bugüne<br />

dek 20 ba şvuru var" diyor Inga-Britt. Ama o, bu verilerin gerçe ği yans ıtt<br />

ığı kan ı s ı nda değil:<br />

"- Kimi okul yöneticileri, okullar ı n ı kötü göstermemek için olaylar ı sakl ı -<br />

yorlar..."<br />

(GT, 27 Kas ım 1986)<br />

DÖVME—GÖZDA Ğİ VERME<br />

Kişi zenci ya da Çingene olmas ı nedeniyle suçlanam ıyor.<br />

Evde, çocuklar ı değil dövmek, korkutmak bile suç. Örne ğin<br />

kişi kendi çocuğuna "eğer böyle yaramazl ık yaparsan,seni Türkiye'de<br />

b ırak ırım!" diyemez. Derse suç i şlemiş olur. Bu gibi .<br />

durumlarda sosyal kurulu şlar çocuğu ailenin elinden alabilir(*).<br />

Bakım giderlerini de aile öder.<br />

1988'de ç ıkan bir yasa, zor kullananlara parasal yapt ırım<br />

da getiriyor. Yasa uyar ınca, örne ğin dövülen kad ı nlar ortala-<br />

1 7 YA Ş INDAK İ<br />

HER BE Ş GENÇTEN B İ R İ<br />

ANA BABASINI DOVOYOR<br />

Aile içinde zor kullan ı m ı , eskiye göre çok ola ğan. Her y ıl 60 bin çocuk<br />

ana-babas ına "kötü" dayak at ıyor. Ama ana-babalar da çocuklar ı n ı<br />

dövüyor.<br />

17 ya şındaki her be ş gençten biri, bir kez de olsa, ana ya da babas ı n ı<br />

dövmü ş. Bunlardan üçü "dövme"yi b ırakm ış .<br />

Ana-babalar aras ında da zor kullan ım ı olağan. Her y ı l 300 bin kad ı n<br />

ve 200 bin erkek e ş lerince dövülüyor.<br />

(Göteborgs Posten, 12 Mart 1985)<br />

*) 1988'de bir Türk, elinden al ınan edinme çocu ğunu sosyal kurulu şlardan<br />

geri alamay ınca, bir görevliyi öldürdü, ikisini de yaralad ı .


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 137<br />

"KARAKAFA" DED İ , OYUNDAN ATILDI<br />

Medelpad'ta IV. kümede oynayan Ljustorp tak ı m ından bir oyuncu, kar şı<br />

tak ımdan bir oyuncuya "karakafa" dedi ği için oyundan at ı ld ı . (...) Hakem<br />

bu sözü duyar duymaz, k ırm ı z ı kart ın ı ç ı kard ı ve oyuncuya saha<br />

d ışı n ı gösterdi.<br />

(Aylık, Türkçe "Enformasyon" gazetesi, Ekim 1983)<br />

ma 1989 ederleriyle 25 bin kron (sekse zorlanan kad ın en çok<br />

60 bin kron) ödence al ıyor. Yasalara göre Isveçli, köpe ğini bile<br />

döye miyor!<br />

KÖPEK ED İ NMES İ YASAKLANDI<br />

- Polisler, Dövülen İ ki Köpe ğe De El Koydu -<br />

... Valilik dün ö ğ leden sonra, 65 ya şı ndaki Huskvarnal ı n ı n kurt köpeklerine<br />

el konulmas ı karar ı na vard ı . Valilik ayr ı ca, 65 ya şı ndakinin ya şam ı boyunca<br />

köpek edinemeyece ğini de bildirdi.<br />

Birkaç saat sonra polisler, 65 ya şı ndakinin köpeklerini almak için evine<br />

gittiler. Huskvarna'daki, adam ı n konutu d ışı ndaki yolda toplanan 30


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ- 138<br />

1600 ARABA ÇALDI<br />

İ sveç'in en büyük araba h ı rs ız', h ı z ı n ı art ı r ıyor! Geçen y ı l ı n Kas ı m ı nda<br />

GT, tutuklarevinde konu ştu ğu Janne'nin (24) 1600 araba çald ığı n ı<br />

aç ı klam ışt ı . Ş imdi say ılar daha da yükseliyor.<br />

"- İ lk tutuklarevine girdi ğim 1983'ten beri, d ışarda en çok iki ay kald<br />

ım:' diyor Janne.<br />

Her zaman oldu ğu gibi, böyle durumlarda geçmi ş iyi olmuyor: Küçük<br />

ya şlarda okuldan kaçmalar, dört y ı l anaokulu, küçük h ı rs ızl ı klar, alt ı y ı l<br />

özel bak ı m okulu.<br />

"- Araba çalmay ı orada ö ğrendim. İ lk yakaland ığı mda 14 ya şı ndayd ı m.<br />

O zamanlar daha çok araba çal ı yordum. Yak ıt tükenince yeniden (ba ş -<br />

ka bir) araba çal ı yerduk. Bugünse yak ıt da koyabiliyoruz!"<br />

... Bugün 25 ya şı n ı dolduran Janne'nin, araba çalabilmek için çok saniyeye<br />

gereksinimi yok.<br />

"- En çok bir dakika! Çal ı nmas ı en kolavi Volvo. Sonra Opel, Golf ve<br />

Audi geliyor" diyor, bu i ş in gerçekten uzman ı Janne. (GT. 27 Ekim 1988)<br />

Isveç'te yap ı yap ım (ya da onar ım) yerlerinde bekçi bulunmaz.<br />

"Girilmesi yasak ve tehlikelidir!" uyar ısı yeterli görülür.<br />

Araba garaj ım ızı hiç kilitlemeyiz. Wisikletlerimiz de evin<br />

önünde kilitsiz olarak durur. Isveç'te herkes, çalmaya gerek<br />

duy ınadan ya şayabilir.<br />

Izine giderken. Almanya'da bir tan ıdığa konuk olunca,<br />

arabam ız ın bagaj ındakileri indirmek isteriz. Ve de "buras ı Almanya,<br />

burada bir şey çal ınmaz!" uyar ısını yapan arkada şım ı-<br />

POL İ SE YANSIYAN<br />

YILLIK<br />

OLAYLAR<br />

(1987)<br />

Olay<br />

Say ıs ı<br />

Suçlusu<br />

Yakalananların<br />

yüzdesi<br />

Bisiklet çalma 91.856 2<br />

Tavan aras ı ve bodruma girme 27.625 6<br />

Konuta girme 23.260 11<br />

Araba çal ı nmas ı 39.543 16<br />

Ufak tefek şeyler çalma 348.027 21<br />

Zorla cinsel ili ş ki 1.046 42<br />

Erkek (adam) dövülmesi 19.650 48<br />

Kad ı n dövülmesi 11.862 57<br />

Çocuk dövülmesi 1.075 59<br />

Öldürme 536 61<br />

Kaynak: S'■.enska Dagbladet, 18 Nisan 1988)


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 139<br />

TUTUKLAREV İ NDEN KAÇANLAR<br />

(Y ılda, Ki şi Olarak)<br />

1984 580<br />

1987 846 (Kaynak: Svenska Dagbladet, 1 Haziran 1988)<br />

za, daha güvenli bir ülkeden geldi ğimizi ans ıtmak amac ıyla,<br />

alayl ı gözlerle bakar ız.<br />

İlk geldiğimiz y ıllarda, arada çal ışt ığımız restorandan y ılda<br />

bir iki kez içki çal ın ırd ı. Ama patronu hiç etkilemezdi bu<br />

çalm ınalar. Zarar ın sigortaca kar şıland ığın ı söylerdi.<br />

Yıllar geçtikçe h ırs ızlık olayları art ıyor. Son y ıllarda banka<br />

soygunlar ına da rastlanmaya ba şland ı. Tutukevleri dolu. Kimse<br />

b ır odada iki ki şi kalmak istemedi ğınden, tutuklarevine g ırmek<br />

için de kuyrukta bekleniyor.<br />

ISVEÇ CEZA POL İ T İ KASI<br />

Sonuncusu 1910y ılında olmak üzere, 1864 ceza ya.sas ın ın yürürlükte<br />

kaldığı süre içinde 15 ki şi idama mahkum oldu. Idam cezas ı , sava ş<br />

durumu d ışında, 1921 y ıl ında yürürlükten kald ırıld ı .<br />

1945 tarihli yasayla, hücre sistemi büsbütün yürürlükten kald ır ıld ı .<br />

5uvars ız, tel örgüsüz aç ık hava cezaevlerinde infaz, normal bir infaz<br />

biçimi olarak benimsendi...<br />

Hapis cezas ı on y ıldan fazla olamaz. Ancak, san ık birden fazla suctan<br />

yarg ılan ıyorsa, hapis cezas ın ın yukar ı s ın ırı on iki y ıl ya da ya şam boyu<br />

olabilir-.<br />

(Strahl, Ivaz. Isveç Ceza Poin<br />

Çeviren Durusoy Yazan, İstanbul, 1975. Sayfa 20, b<br />

Mağazalarda h ırs ızlığa kar şı kimi önlemler al ın ıyor. Giysiler<br />

mandallan ıp kodlan ıyor. Mandallanan giysi, mağazadan çahnsa<br />

bile (alarm da verdiğinden, magazan ın aç ık olduğu zamanlar<br />

çalınmas ı zor), kod çözülmeden mandal aç ılmad ığından<br />

giysi kullan ılam ıyor. Giysi d ışındaki ufak tefek gereçler de kodlan<br />

ıyor. Kodlanm ış bir gereci ki şi cebine ya da çantas ına koymaya<br />

kalkarsa, ç ıkışta (karadan geçerken) alarm (13Ip bip) çahyor.<br />

Göteborg polisinin cumartesi-pazar raporu: Yakla şı k 900 ba şvuru. Bunlar<br />

aras ında 48 yaralama, 63 araba çal ı nmas ı , 200 araba soygunu ve 4 silâhl ı<br />

soygun var... (Göteborgs Posten, 5 Nisan 1988)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ 140<br />

Gençlerden ço ğunun paras ı , ayl ık gününe ula şmaz. Yemek<br />

kuponu ay ırabilirlerse kendilerini mutlu sayarlar. Biribirlerinden<br />

cep harçl ığı , sigara... alabilirler (ya ş l ın ın, tek sigaraya gereksinimi<br />

bulunsa, paras ını da uzat ır).<br />

HIRSIZLIK<br />

Eski Isveç yasalar ı , hırs ızl ığı en kötü suç sayar ve ölümle cezalanp ırırdı .<br />

Vasa devrinde bile, Kıral Kristofer'in 1442 yasas ı geçerliydi. Bu yasa<br />

uyar ınca erkek h ırsızlar as ıl ır; kad ınlar canl ı gömülürdü.<br />

... Köylerde tarladan ba şak, ambardan geyik eti, otluktan saman vb<br />

(çal ınırdı). Ineklerden süt sa ğma hırsızlığı sık s ık yarg ı konusu olurdu.<br />

(lir svenska historien 2, Stokholm 1962, Sayfa 176-177)<br />

Çoğu genç olan i şçi arkada şlarımdan yarıya yak ın ı , elden<br />

ald ıklar ı ya da kumarda borçland ıklan bir saatlik kazançlar ı<br />

bile olmayan paray ı vermeyip (ya da vermeyip) unutturmaya<br />

çal ışırlar.<br />

1989'da.Kimi Park Yerlerine Yanyana As ı l ı İ ki Duyuru:<br />

H ı rs ı z, araban ızdakileri on dakikada bo şaltabilir.<br />

İ yisi mi, araban ı z ı kendiniz bo şaJt ı n ız!<br />

Sigorta Kurulu ş lar ı (Förskr ı nqsbolagen)<br />

Bu hafta 4.500 araba soyuluyor.<br />

Ne zaman sa ğ lam kilidiniz olacak?<br />

Sigorta Kurulu şları (Forsakr ı ngsboiaaen),<br />

AILE VE KONUT<br />

Isveç'te oturanlar ın say ıs ı 1750'de 3,5 milyonken,1850'<br />

de 7 milyona ç ıkt ı. Ondan sonraki yüz y ılda (1950'ye dek) art ış<br />

olmad ı . Bugün Isveç'te 8,4 milyon ki şi ya şıyor.<br />

1865'le 1930 aras ında 1,4 milyon ki şi Amerika'ya göçtü.<br />

Bunlar ın yakla şık dörtte biri geri döndü. 1930'lardan sonra d ışardan<br />

gelenlerin say ıs ı , gidenleri geçer.<br />

1.000 erke ğe 1.025 kad ın (do ğan her 1.000 erkek çocuğa<br />

952 k ız) dü şer. Kad ınlar daha çok ya şadığından, denge sağlan<br />

ır I Kad ınlar 80,2; erkekler 74,2 y ıl yaşar (dünyada en çok).<br />

Yüzy ıll ın ız ın ba şında bu say ılar 53,6 ve 50,9'du.


E Ğ LENCE, D İ NLENCE... 141<br />

YASAL. EVL İ OLMAYAN<br />

B İ RL İ KTEL İ KLER YAYGINILASIYOR<br />

İ sveç'te her be ş çiftten biri yasal evli de ğ il.<br />

Yasal evli olmayan çiftler J ümtland, Göteborg ve Norrbottens illerin<br />

de yayg ın. J önköping ve Halland illerinde en az.<br />

1975'te her 9 çiftten biri yasal evli de ğ ildi 1980'de bu oran "7 çift-<br />

ter biri"ydi. Ve 1985 te 5 çiftten biri.<br />

(Götebcrgs Posten, 25 Temmuz 1986)<br />

Bo şanmalar. 1960'a göre iki katma ç ıkt ı. 1988'de 44 bin<br />

evlilik olmu ş ; 17 bin çift bo şamn ış t ır. Bo şanmay ı iki yan da<br />

isterse, ba şka neden aranmaz. Istek tek yanl ı olursa, istekli, boşanmak<br />

için ba şvurduğu tarihten bir y ıl sonra bo şanmış say ılır.<br />

20-24 ya şlar ındaki çiftlerin %80'i yasal evli de ğildir. 20-24 ya ş -<br />

lar ındaki tüm kad ınlar ın %18'inin çocu ğu bulunur. 18 ya şın<br />

alt ındaki tüm çocuklar ın %72'sinin ana-babalar ı (yasal evli olmasalar<br />

da) birlikteliklerini sürdürürler.<br />

Isveç'te aile, dede ile torunun bir arada oturdu ğu yuva<br />

olmaktan ç ıkmışt ır. Emekliler emekli evlerinde, çal ışanlar i şyer-<br />

BÜYÜKLER İ N B İ Z İ<br />

ANLAMALARINA OLANAK YOK<br />

"Yetişkin ve gençlerin ayr ı dilleri mi var? Evet, gerçekten hangi<br />

ku şaktansak, o kuşa ğın dilini kullan ıyoruz. Sözcüklere bile, her<br />

ya ş grubunca ayr ı anlamlar yükleniyor." Göteborg, Klareberg<br />

Okulundan 13 ya şındaki Kalle Frandesjö şöyle diyor:<br />

- Şimdi zaman de ğişti. Onlar, daha iyi bir dünyada ya şad ılar. Örne ğin,<br />

onlar gençken akaryak ıt bunal ım ı yoktu!<br />

- Onlar daha dingin bir ya şam ya şad ılar. O bak ımdan, daha uyumluydular.<br />

Yapacak çok etkinlikleri yoktu. Tv yoktu.<br />

- Anam, 17'sinden önce d ışar ı, dansa gitmediğini söyler!<br />

- San ır ım onlar, haftada 75 kuru şla yetinebilirlerdi. Ak şamlar ı saat 19'<br />

dan önce evlerindeydiler. Bunlar bize göre de ğil!<br />

- Şimdi zaman de ğişti!<br />

- Her zaman yeni giysiler sat ın almak gerekiyor. Plak ve bant sat ın al ınacak!<br />

Ta şın ı l ır ses alma ayg ıt ı olmayan ın de ğeri yok!<br />

, ,oteborgs Posten, 24 Şubat 1980)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ- 142<br />

YAPILAN KONUT SAYISI<br />

1980 14.390<br />

1981 18.379<br />

1982 21.093<br />

1983 23.079<br />

1984 23.505<br />

1985 21.242<br />

1986 20.142<br />

1987 17.815<br />

1988 16.554<br />

(K.lynak: Dagens Nyheter, 10 Ocak 1987)<br />

lerinde, ev kad ınlar ı evlerinde, gençler gençlik kulüplerinde ve<br />

çocuklar çocuk yuvalar ındadır. Gençler de, ya şlılar da bir ba şlarına<br />

oturmak isterler. Konutlar ın üçte ikisinden ço ğunda bir ya<br />

da iki ki şi oturur (toplam konut ba şına 2,2 ki şi; ki şi ba şına 1,8<br />

oda ya da ki şi ba şına 35 metrekare). Yine de konut sorunu çözülemez.<br />

Bir konuta yerle şebilmek için, birkaç y ıl önceden s ıraya<br />

girilmesi gerekir. Yar ım milyon İsveçli konut kuyru ğundadır(*).<br />

1989'da, yaln ızca Stokholm'da 1.000'i kad ın olmak üze-<br />

KENT İ Ç İ<br />

UCUZ, İ K İ ODAL I BIR KONUT İ ÇIN<br />

150 YIL KUYRUK<br />

Bugün Stokholm merkezinde iki odal ı eski ve ucuz bir konut için<br />

bekleme süresi 150 y ı ld ır!<br />

"Kent merkezinde olsun da nas ı l olursa olsun" diyenlerin bekleme sü-<br />

resi (y ı l olarak): 1 oda ve yemek pi şirme yeri 26<br />

1 oda ve mutfak 31<br />

2 oda ve mutfak 56<br />

3 oda ve mutfak .... . .. .12<br />

4 oda ve mutfak 6<br />

(Kaynak: Dagens Nyheter, 1 Kasim 1984)<br />

*) Kirac ı olarak bir ;konuta girilebilmesi için ola ğan bekleme süresi 13-25<br />

ayd ır. Kentlerdeki kimi belirli yerler için s ıraya girenlerin bekleme süresi<br />

çok uzar. Bugün,_yanm -milyon Isveçli konut kuyru ğundad ır. Bir kooperatife<br />

üye olup konut sat ınalmak isteyenler de kuyrukta bekler. Süre uzun<br />

oldu ğundan, çocuklar bile bu kooperatiflere üye yap ıl ır. HSB kooperatifinin<br />

Göteborg'taki 40 bin üyesinden 600'ünü on yaşın ı doldurmam ış çocuklar<br />

olu şturur. Kooperatife y ılda 6001tron veren bu çocuklar, 15-20 ya şlar ı -<br />

na gelince konutlar ına kavuşabilecekler.


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 143<br />

ADA'NIN KONU Ş MA ARKADA Ş ! VAR<br />

Gra'berget'te oturan Ada Teyzenin (102) "konu şma arkada şı " var. "Bo ş<br />

zamanlarda Göteborg" derne ğinin ba ş latt ığı "haftada birkaç kez, hastanelerdeki<br />

ya ş l ı larla konu ş ma (mutlu beraberlik)" giri şimi çok iyi oldu.<br />

... Beraberlik, haftada iki kez gerçekle şiyor ve kahve şöleni vb etkinliklerle<br />

sürüyor. Yeni arkada ş la bir yürüyü ş yap ı l ıyor, (parasal durum, beden<br />

gücü ve hava elveri ş li olursa) ta şıtla bir gezi de düzenleniyor...<br />

Ada, çocuklar gibi mutlu olarak, Haga'daki asfalt bahçede anlat ı yor,<br />

oynuyor...<br />

(Göteborgs Posten, 20 Eylül 1987)<br />

re 6.000 "evsiz" bulunuyordu(*).<br />

Birçok ülkede lüks say ılan kimi araç ve gereçler, Isveç<br />

konutlar ında standartt ır. Yeni yap ılan konutlar ın pencerelerine<br />

aralar ı havah üç cam konulmas ı zorunludur. Gömme giysilikler,<br />

AILELERDE ÇOCUK SAYISI<br />

(1985)<br />

Çocuksuz aile 2.724.031<br />

1 Çocuklu aile 1.150.959<br />

2 Çocuklu aile. 378.176<br />

3 ve daha çok çocuklu aile 122.283<br />

(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1988)<br />

*) Biz, "örnek ülke", "bolluk ülkesi", "uzla şma ülkesi", "en çok", en birinci"<br />

"en büyük" gibi kavramlar ı da ye ğleyerek, Isveç'in daha çok "iyi"<br />

yanlar ın ı sergilemeye çal ışıyoruz. Biri ç ıkar, "en sonuncu", "en küçük",<br />

en düşük"... oldu ğu say ılarla da süsleyerek kötü olarak sergileyebilir. Devletten<br />

de yard ım sa ğlanarak, Isveç'i kötüleyen kitaplar da yay ımlan ıyor.<br />

Bir Isveç ekOnomi profesörü (Gunnar Adler-Karlsson), şöyle diyebiliyor:<br />

"Isveç, Bat ı Avrupa'da e şitsizliklerin en çok oldu ğu ülkedir!" (Aftonbladet,<br />

2 Mart 1989). Ele ştirilecek konular da var elbette. örne ğin "kuyruk"<br />

sorunu. Berbere de gidilecek olsa, önceden "gün" al ınacak! Hastanelerdeki<br />

kuyruklar çok uzun. üç y ıl kadar önce bir arkada şın acele Türkiye'ye gitmesi<br />

gerekiyordu. Ama pasaportunun geçerlilik süresi dolmak üzereydi. Elçilik<br />

yetkilileri, pasaportun gününü uzatabilmeleri için iki hekimden belge<br />

(askerlik yoklamas ı için rapor) edinmesini istemi şlerdi. Araya tan ıd ıklar ı da<br />

koyarak, on be ş günde, özel hekimler de içinde hiçbir hekimden gün alamayan<br />

arkada ş , patates bask ıs ından "yalanc ı belge" düzenlemek zorunda kald ı .<br />

Stokholm'deki "evsiz"ler üzerine sosyal kurulu şlar ın "400" say ıs ını vermelerine<br />

karşın, bas ında bunlar ın say ısı 1.00'i kad ın olmak üzere 6.000 olarak<br />

gösteriliyor. Yeralt ı istasyonlar ında, tünellerde, terkedilmi ş arabalarda...<br />

geceleyen bu ki şilerin ço ğunlu ğunu, ola ğan yaşam ı olmayan içki ve uyu ş -<br />

turucu tutkunlar ı oluşturuyor.. 'Evsiz"lik yaln ızca Stokholm'e özgü de değil.<br />

Dünyan ın belli baş l ı kentlerinde var. Kuzey Ülkeleri ba şkentlarinden<br />

Oslo'da .5.000; Helsinki'de 7.000 evsiz var. Kopenhag'taki evsizlerin say ıs ı<br />

20.000'i geçer (HTY),


01:1.11.11.TAN VAF:811..LkiA 144<br />

gon ı me kap-kayak dolaplar,. paslanmaz çelikten lavabo, buzdolab<br />

ı . rml ı elektrik oca ğı her evde demirba ş t ır. Konut kiralan,<br />

' 20-25'i t utarmdad ı r.<br />

konutlar ı n dörtte üçü 1940'lan sonra yap ı lm ış t ı r. Y ı ll ı k<br />

yap ı m luz ı . her bin ki şiye 12-1 3 konuttur. Konutlam,yaln ı zea<br />

2'sinde ka1oriler düzeni bulunmaz. Konnt edineeeklere devlet<br />

e bankalar, konut dei-!,erinin


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 145<br />

KONUTLAR NASIL ISINIYOR<br />

(Toplu Konutlar D ışı ndaki 1,155 Milyon Konutun -Villa-<br />

Da ğı l ı m ı . 1988'de Yüzde Olarak)<br />

Seçenekli S ı cak Su Dola şı m ı yla<br />

(Elektrik. Ya ğ Yak ı t ya da Odunla) 30,7<br />

S ıcak Suyu Elektrikle Is ı nanlar 17,3<br />

Doğ rudan (Susuz) Elektrikle Ismanlar 43,4<br />

TOPLAM 100,0<br />

(Kaynak: Dagens Nyheter, 28 Şubat 1989)<br />

Yeni kurulan yerle ş me yerlerinin adlar ı , genellikle benzer<br />

türden seçilir. Örne ğin Pazartesi Soka ğı , Sal ı Soka ğı ... Ocak Caddesi,<br />

Ş ubat Caddesi... Yaz Alan ı . Ya da Merkür Soka ğı , Teleskop<br />

Caddesi, Uzay Alan ı vb<br />

KONUTLARDA KAÇ K İŞİ OTURUYOR<br />

(Çocuklar da İ çinde, 1985)<br />

Konutta Oturan<br />

Ki ş i Say ı s ı Toplam Konut Yüzdesi<br />

1 1.324.768 36<br />

2 1.150.959 31<br />

3 498.201 14<br />

4 493.407 13,5<br />

5 160.908 4<br />

6 ve Yukar ı 42.092 1,5<br />

TOPLAM 3.670.335 100.0<br />

(Kaynak: Statistisk ırsbok, 1988)<br />

DIN BACLARI<br />

Halkın %95'i Protestan Devlet Kilisesi üyesidir. Ana ve<br />

babas ı bu kiliseye ba ğlı olan çocuklar, bu kilisenin do ğal üyesidir.<br />

Devletle kiliseyi bi ıibirinden ay ırma çabalar ı başar ılı olamad<br />

ı. 1965'te, "kilise devletten koparsa, ili şkilerinizi sürdürür<br />

müsünüz? " sorusunu "evet"leyenlerin oran ı %60 olmuştu.<br />

1969'da büyüklerin %73'ü, çocuklar ına Hıristiyanl ık öğretisi verilmesini<br />

istedi. Çocuklar ının bu ö ğretiye inand ır ılmasını isteyenlerin<br />

oran ı %13'tü.<br />

F 10


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ- 146<br />

PRENSES VICTORIA'NIN YAKARI Ş I<br />

Sevgili Tanr ım!<br />

Kap ın ın kapatilmas ının unutulmas ına bile çok k ızmamas ı için babama<br />

yard ım et!"<br />

Bu, Kraliçe Silvia'n ın Almanca olarak yay ına haz ırladığı "Victoria'n ın<br />

Yakan Kitab ı"ndaki içten yakar ışlardan biridir.<br />

Yay ınc ı, Kral ve Kraliçenin her gün, çocuklar ıyla beraber (Tanr ı 'ya)<br />

yakar ıda bulundu ğunu belirtiyor...<br />

(Expressen, 8 Ekim 1988)<br />

Not: Prenses Victoria(11), babas ı Karl XVI Gustaf'tan sonra Isveç krall ık koltu ğuna<br />

oturacakt ır.<br />

Çocuklar ın %75'i vaftiz(*) edilir. 14 ya şındakilerin %70'<br />

i Hıristiyanl ıklann ı onaylama törenlerine (confirmation) kat ılır.<br />

Evlenmelerin %60' ında dinsel tören de yap ılır. Dinsel törenle<br />

gömülme oran ı da %94'tür.<br />

1988'de, Dagens Nyheter <strong>Gazetesi</strong>nin "Noel dinlencesinde<br />

kiliseye gidecek misiniz? " sorusu şöyle yan ıtland ı :<br />

Evet 32<br />

Hay ır 51<br />

Bilmiyorum 17<br />

TOPLAM 100<br />

DAHA ÇOK KADINLAR PAPAZ OLUYOR<br />

Çar şamba günü, Lund Piskoposluk bölgesinin Ba şkilisesince yap ılan s ı -<br />

navlarda kazanan 9 papaz ın 8'i kad ı nd ı .<br />

- Hiçbir zaman kad ı nlar, bu ço ğunlukta kazanamam ış t ı ...<br />

Şimdi öğrenim gören 100 kadar ö ğrencinin 65'i kad ı n. Lund Piskoposlu<br />

ğunun gelecekteki durumu böyle. Gerçekten, de ğ i şiklikten söz edilebilir.<br />

Geçmi şte erkeklere özel olan bu i ş , kad ı nlar için de ola ğan olmaya<br />

ba ş lad ı .<br />

... Son geli ş meler şöyle: 1976'da tüm ülkede 84 erkek ve 20 kad ı n göreve<br />

ba şlad ı (yeni papaz oldu). Sonraki y ı lki say ı lar 125 erkek ve 25 kad<br />

ı nd ı . 1978'deki durum, 140 erkek ve 44 kad ın. 1985'e atlay ı nca, ara<br />

epeyce kapan ıyor: 82'ye 51. Sonraki y ıl 77'ye 48 ve 1987'de, 57 yeni<br />

erkek papaza kar şı l ı k, 42 kad ın papaz.<br />

(Svenska Dagbladet, 4 Ocak 1989)<br />

*) Vaftiz, ilk günah ı silmek ve H ıristiyanlaşt ırmak amac ıyla yap ılan kutsal<br />

işlem.


EĞ LENCE, D İ NLENCE... 147<br />

1966-67'de yap ılan kamuoyu yoklamas ına göre, 16-25<br />

ya ş lar ındaki gençlerin yaln ızca %14'ü, İsa'n ın göğe ç ık ıp sonsuz<br />

ya şama ba şlad ığma inan ı r.<br />

NOEL'E İ L İŞ K İ N SORU Ş TURMA<br />

(1988'de Yüzde Olarak)<br />

- Evinizde Noel Çam' var m ı ?<br />

Evet 74<br />

Hay ır<br />

-> ")<br />

Bilmiyorum 4<br />

TOPLAM 100<br />

- Bu Y ıl Kaç Kişiye Noel Armağan ı Veriyorsun?<br />

Hiç 3<br />

1 3<br />

5<br />

3-5 28<br />

6-8 25<br />

9 ve Daha Çok 36<br />

TOPLAM 100<br />

- Kaç Ki şiye Noel Kart ı Yollad ın?<br />

Hiç 9<br />

1-5 7<br />

5-10 15<br />

11-25 44<br />

26-50 23<br />

51 ve Daha Çok<br />

TOPLAM 100<br />

(Kaynak: D: ıgens Nyl ıeter, 21 Aral ı k ı 'U«)<br />

Ifflpgilp~now.<br />

1942'de Gallt ı p Enstitüsüniin yapt ığı kamuoyu ı , oklamasmdan<br />

(yüzde olarak) şu sonuçlar al ı nd ı :<br />

Kiliseye gidi ş s ıklf ı n ız?<br />

En az ından ayda bir 20<br />

Ara s ıra - 50<br />

Yaln ız Noel sabahlar ı 10<br />

Hiç -<br />

TOPLAM 100


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ- 148<br />

K İ L İ SE DEVLETTEN AYRILSIN MI?<br />

(SIFO'nun 113 Papaz ve 200 Kilise Yöneticisine Sorusu, 1987)<br />

Kilise Devletten Ayr ıls ın<br />

Papaztar<br />

64<br />

Kilise<br />

yöneticileri<br />

249<br />

Ayrılmas ın 30 63<br />

Bilmiyorum 6 7<br />

TOPLAM 100 99<br />

(Kaynak: Dagens Nyheter, 30 Aral ık 1987)<br />

Tanr ıya inan ır mıs ın ız?<br />

Evet 69<br />

Hay ır 11<br />

Bilmiyorum 5<br />

Yan ıtlayamam 15<br />

TOPLAM 100<br />

Kendinizi dindar buluyor musunuz?<br />

Evet 28<br />

Hay ır 62<br />

Bilmiyorum 10<br />

TOPLAM 100<br />

EN ÇOK SEVDIKLERI D İ NLENCE<br />

(1988'de Yüzde Olarak)<br />

Noel 49<br />

Yaz Ortas ı 38<br />

Paskalya (Psk) 6<br />

Yeni Y ıl (Y ılba şı ) 5<br />

Hamsin Yortusu (Pingst) 2<br />

(Kaynak: Dagens Nvheter, 24 Aral ık 1988


ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER<br />

Uppsala Üniversitesi 1477'de: Lund Üniversitesi 1668'<br />

de kuruldu. Ilkokul(*) 1842'den beri zorunludur. Dokuz y ı ll ı k<br />

ilkokulu (temel okul) bitirenlerin ("c90'dan ço ğu. (27 dalda) lise<br />

öğrenimine ba şlar. Her ya ş grubunun f-c36's ı da üniversite ve<br />

yüksek okullara (s ınavs ız olarak, lise bitirme notlarlyla) girer.<br />

*) 1936 da 7 y ıl olan temel okul (ilkokul), 1962 de 9 y ıla ç ıkar ıld ı. Temel<br />

okuldan önce, en az bir y ıll ık "okul öncesi e ğitimi" verilir. Her biri üçer<br />

y ıll ıktan üç bölüm olan temel okulda s ın ıfta kalma yoktur. 7. s ın ıfa dek<br />

öğrencilere not verilmez.<br />

Ö ğrenim süresi 40 haftad ır. "Güz" ve "bahar" olmak üzere iki döneme<br />

ayrıl ır. Bahar döneminde iki büyük dinlence (spor dinlencesi ve paskalya)<br />

vard ır.<br />

Temel okulun son a şamas ında (7, 8 ve 9. s ın ıflar) çal ışma ya şam ı uygulamas<br />

ı başlar. Ö ğrenciler 6 ile 10 hafta aras ında i şyerlerinde çal ışırlar.<br />

İngilizce, temel okulun 3. (kimi durumlarda 4.) s ınıf ında başlar. 7. s ı n ı fta<br />

Almanca ve Frans ızca dillerinden biri seçilir (göçmen ö ğrenciler. ikinc ı dil<br />

olarak anadillerini seçebilirler).<br />

Temel okuldan sonraki lise ö ğrenimi 2, 3 ve 4'er v ı ll ıkt ır (teknik bölüm 4:<br />

ekonomi; do ğabilim, toplumbilim, dil-yaz ın-tarih 3'er; ötekiler 2' şer y ı ll ı k -<br />

t ır). İki y ıll ık liseleri bitirenler, üniversiteye (do ğrudan) giremezler. 2 y ıll ık<br />

i ş okullar ının son sın ıflar ı nda derslerin bir bölümübir i şyerinde (çal ışılarak)<br />

sürdürülür.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA<br />

150<br />

Temel okulu bitirip de, bir üst okula giremeyenlerden<br />

işsiz kalanlara (16-17 ya ş ) türlü kurslar düzenlenir. Belediyelerin,<br />

18 ve 19 ya şlarındaki tüm gençlere (geçici de olsa) i ş bulmas ı<br />

zorunludur.<br />

DEVLETIN E Ğ ITIM GIDERLERI<br />

(1984-85)<br />

Ulusal<br />

Gelirdeki<br />

Ki şi Ba şına<br />

İsveç Kronu<br />

Yüzdesi<br />

ISVEÇ 7,5 7.800<br />

İsviçre 4,9 7.700<br />

Norveç 6,7 7.100<br />

Danimarka 6,6 6.500<br />

Kanada 7,2 6.000<br />

ABD 6,8 5.900<br />

Japonya 5,6 5.800<br />

Hollanda 6,9 5.800<br />

Avusturya 5,8 5.200<br />

Belçika 6,1 4.900<br />

Finlandiya 5,5 4.800<br />

B Almanya 4,6 4.600<br />

İngiltere 5,2 3.100<br />

Italya 5,7 2.600<br />

(Kaynak: Svenska Dagbladet, 11 Ocak 1989)<br />

Okullarda geçerli kurallar müdür, ö ğretmen ve ö ğrenci<br />

üçlüsünün kararlar ı ile al ınır. Temel okulda bile, ö ğrencilerin sigara<br />

içebilmeleri için özel yerler (rökruta) ayr ılmışt ır(*). Uzun<br />

saç askerlikte de serbesttir. Bo ş zamanlar ı de ğerlendirmek amacıyla<br />

(ders saatleri d ışında da) tiyatro, müzik, masa tenisi, dans<br />

*) Helsingborg'taki Frederiksdal Temel okulu son bölüm (7, 8 ve 9. s ın ı f)<br />

öğrencileri, okullar ında öpüşme ve kucakla şma yasağı bulundu ğunu öne<br />

sürerek, kendilerine "öpü şme yeri" sa ğlanmas ını istediler. Haberi veren 8<br />

Nisan 1981 tarihli GT, bu konuda ö ğrencilerin görü şlerini şöyle özetliyor:<br />

"- Okul yönetimi, okulda biraz a şırı duygusal (romantik) oldu ğumuzu düşünüyor.<br />

(...) Biri, birini kucaklasa, hep böyle yorumlan ıyor."<br />

Okul Müdürünün görüşü de şu:<br />

" Daha çok, ö ğrenciler yasaktan söz ediyorlar. Biz, kucakla ş man ın yasak<br />

oldu ğunu söylemedik..."<br />

Okulda "sigara içme yeri" var. Şimdi "öpüş me yeri" isteniyor.


EĞİ T İ M, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 151<br />

vb gereksinimlerin kar şılanması için gençlik evleri (ungdoin-<br />

gârd) bulunur. Kimi okullar ın içinde de yüzme havuzu vard ır.<br />

Temel okulda da i ş atölyeleri bulunur (3-6 ya ş çocukların<br />

ın "oyun" okullarında bile i ş eğitimi uygulan ır. K ız öğrenciler<br />

de, erkek arkada şları gibi çekiç, testere, rende vb araçlar ı<br />

kullan ır. Marangoz masas ı, küçüklerin boylar ına göredir). Temel<br />

okulun tekstil, a ğaç ve metal i şlerinde de k ız-erkek ayr ımı yoktur.<br />

Dilenen bölümler seçilir. K ızlann a ğaçtan masa yapmas ı ;<br />

erkeklerin de kendilerine giysi dikmesi ola ğand ır.<br />

DI Ş ARDAK İ Ö Ğ RENC İ SAYI S I<br />

(1986-87 Ders Y ı l ı nda K ıtalara Da ğı l ım)<br />

Avrupa 495<br />

Asya 168<br />

Afrika 335<br />

Amerika 84<br />

TOPLAM 1.082<br />

Ev ödevi çok verilmez. Ö ğrenci, kimbilir hiç kullanamayaca<br />

ğı bilgilerle yüklenmez (*). Örne ğin konuk olarak bir okulun<br />

8. s ınıfına girsem, ö ğrencilerin Türkiye üzerine bilgileri olmadığın<br />

ı anlar ım. Konuk Türk olunca, Türkiye üzerine d(inü şür ders.<br />

Kimi kez bir Türkiye haritas ı çizmem; üzerinde kenyimin yerini<br />

göstermem gerekir. Türkiye ile Isveç aras ındaki benierlikler-karşıtl<br />

ıklar tart ışılır; Türkiye'ye nas ıl gidilece ği ara ştırıl ır.<br />

Bir sın ıf olu şturabilecek denli (25 ki şi kadar) göçmen<br />

gruplar ına, temel okulun 1-6. s ın ıflar ında dersler anadillerinde<br />

*)1980'de yap ılan bir ara şt ırmaya göre, temel okulun 6. s ınıf ö ğrencilerinin<br />

beşte biri 3891a, 127'yi toplayam ıyor. Her iki öğrenciden biri, 366'dan<br />

177'yi ç ıkaram ıyor; 47 ile 46'y ı çarpam ıyor. 1987'de, 219 7. s ın ıf öğrencisini<br />

kapsayambir ara.ş t ıtmada, ö ğrencilerin yaln ızca %15'inin akrep-yelkoyanl<br />

ı duvar saatini okuyabildikleri saptand ı. Bu yeteneksizliklerin, çok<br />

yayg ın olarak kullan ılan hesap makinesi ve dijital (say ıl ı) saatlerden kaynakland<br />

ığını ileri sürenler var.<br />

1989'da yap ılan bir ara şt ırmaya göre de, temel okullar ın son s ın ı flar ındaki<br />

öğrencilerin %8-9'unun okuma-yazmay ı iyi bilmedikleri saptanm ış t ır. Arbetet<br />

<strong>Gazetesi</strong>nin yapt ığı bu ara ştırmaya dayanarak, yar ım milyon Isveçlinin<br />

iyi okuyup yazamad ığı san ılmaktad ır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 152<br />

verilir(*). S ınıf olu şturamayanlara anadili dersi haftada 2-3 saattir.<br />

Stokholm'daki bir temel okulda, 55 dilde anadili ö ğretimi<br />

yapılıyor (1988). Anadilini iyi bilen ki şinin, İsveççeyi daha kolay<br />

öğrenebilece ği düşünülmektedir.<br />

Isveç'e ö ğrenim amac ıyla gelecek yabanc ılar için özel<br />

ko şullar geçerlidir. Bunlar ın, Isveç'e gelmeden önce oturma izini<br />

almalar ı gerekir. Dersler İsveççedir. Kimi üniversitelerde göçmenlere<br />

Isveççe ön kurslar düzenlenir. Ingilizce bilinmesi de istenir.<br />

Konuk ö ğrenci, ö ğrenim süresince kendini geçindirebilmeli;<br />

ö ğrenim sonunda yurduna dönmelidir.<br />

Üniversitelerde ö ğretim görevlileri hükümetçe atamr(**).<br />

YA Ş LILARIN E Ğ ITIMI<br />

İlki 1893'te aç ılan; 1920 ve 1930'larda ülke düzeyine<br />

yay ılan (bugün de i şlevini sürdüren), zaman ının görkemli yap ıları<br />

olan halkevlerinin (folkets hus), i şçi örgütlerinin özellikle ekinsel<br />

yap ısının olu ş masında büyük katk ısı olmu ştur.<br />

*) Isveç'te uygulanan anadili e ğitiminde ö ğretmen sorunu tart ışılagelmi ş tir.<br />

ö ğretmen kökenli kisiler dururken. kimbilir, ilkokul ö'ğ reniminden bile<br />

geçmemiş kişilerin ö ğretmen olarak atand ıklar ı çok görülmüştür. Bu konuda,<br />

1974'ten olacak, ilginç bir örnek var: Isveç'te on be ş y ıl oturan öğretmen<br />

kökenli (Türkiye'de on iki y ıl öğretmenlik yapan) bir arkadaş , Göteborg<br />

Ili E ğitim Müdürlü ğüne başvurarak ö ğretmenlik ister. Ald ığı olumsuz<br />

yan ıtın gerekçesi şudur: Isveççe bilmemek ve ö ğretmen aç ığı bulunmamak.<br />

Aradan bir hafta geçmeden, arkada şın temel okuldaki çocu ğuna Türkçe<br />

dersi için .atanan yeni öğretmen, aileyle de tan ış mak ister. Anla şıl ır ki, yeni<br />

atanan ö ğretmen, ö ğretmen kökenli de ğildir, Türkiye'den geleli alt ı ay bile<br />

olmamış t ır ve de Isveççe bilmez!<br />

**) Roland Hundford, Isveç'i tümüyle olumsuz yönde ele ştiren "Yeni Bask ı -<br />

c ılar" adli yap ıt ında üniversite e ğitimine de de ğinir:<br />

.. Üniversiteler de reformistlerce merkezi otoriteye ba ğlanm ış t ır. Okullar<br />

gibi, üniversiteler de kilisenin egemenli ği alt ındayd ı. Bilim özgürlü ğü kavram<br />

ı bilinmiyordu. Üniversitelerin özerkli ği istenmiyordu. Çünkü özerklik, düşüncenin<br />

denetlenmesine engel olacakt ı. Başından beri, ö ğretim görevlileri<br />

doğrudan hükümetçe atanmakta, ö ğretim izlencesi, dahas ı her derste ele al ınacak<br />

konular en ince ayr ınt ılarına dek kilise görevlileri ve hükümet yetkililerince<br />

kararlaş t ır ılmaktayd ı. Bu düzenleme hiçbir zaman bozulmad ı. Ancak,<br />

sonraki dönemlerde kilisenin i ş levi tümüyle ortadan kald ırılarak, devletin denetimi<br />

egemen k ıl ınd ı. Buyurgan yönetimlerin d ışında, dünyada birkaç; Bat ı<br />

Avrupa'daysa, Fransa da içinde olmak üzere, hiçbir ülkede e ğitim düzeni bu<br />

ölçüde bir örnek, hükümet denetimi alt ında de ğildir."<br />

(Roland Hundford, The New Totalitarians, Londra 1975, Sayfa 206)


EĞ ITIM, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER<br />

Isveç'te ö ğrenimin ya şı yoktur. Ö ğrencilerin ya ş ortalamas<br />

ı yüksektir. 20-65 ya şındakilerin yar ıdan ço ğu, yar ısın ı kad<br />

ınlar ın olu ş turdu ğu (1986-87'de 309 bin yerde 2.610.000 ki şi )<br />

öğrenim etkinliklerine kat ı l ır. Belediyelerin, sendikalar ın, kiliselerin<br />

ve kimi öteki kurulu şlar ın halk okullar ı vard ır. Eğitim etkinliklerine<br />

kat ılanlar, ço ğu durumda ödence de al ırlar.<br />

YÜKSEK Ö Ğ RET İ MDE<br />

Ö Ğ RENIM YA Şİ<br />

(1981 -82 Öğretim Y ıl ında Ya şları 25 ve Daha Yukar ı<br />

Olanlar ın Yüzdesi)<br />

İngiltere<br />

Fransa<br />

B Almanya<br />

Isveç<br />

Tüm<br />

Öğrenciler<br />

ogrenime<br />

Yeni<br />

Baslayanlar<br />

19,6 16,7<br />

32,5 9, 1<br />

40,2 8,7<br />

61,8 54,6<br />

(Kaynak, The Economist, Ingiltere, 13 Ekim 1988)<br />

Göçmen i şçiler 700 saat Isveççe dersi alabilirler. Ders<br />

saatleriyle i ş saatleri çak ışıyorsa, i şten izinlidirler ve para kayb ı -<br />

na uğramazlar. Emekli göçmenler de, Isveççe kurslar ına katılınca<br />

para al ırlar.<br />

HALK YÜKSEK OKULLAR İ<br />

ÜZERINE B İ LG İ LER<br />

- Halk yüksek okullar ı, genel bilgiler edinilen, ülkenin en eski e ğ itim<br />

kurumlar ıd ır.<br />

- Halk yüksek okullar ı , öğrenim izlencelerini kendileri haz ırlarlar.<br />

- Halk yüksek okullar ı n ı il genel kurullar ı ya da çe ş itli kurulu şlar (halk<br />

örgütleri, yard ı m dernekleri vb) d üzenler.<br />

- Ülkede 127 halk yüksek okulu b ulunur.<br />

- Her y ıl 18 binden çok ki şi halk okullar ı nda uzun öğ renim görür.<br />

- Her y ı l 230 bin ki ş inin kat ı ld ığı 12 bin k ısa süreli Kurs düzenlenir.<br />

- Halk yükseksokullar ı n ı n uzun süreli ö ğrenimipden geçenler, temel<br />

okulu bitirme ya da üniversite ve yüksek okullara Tiri ş yeterlili ği belgesi<br />

al ı r.<br />

(Kaynak: Göteborgs Posten, 16 Mart 1988)<br />

153


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 154<br />

Ya şlılar eğitiminin bu denli yayg ın olması, ba şl ıca şu<br />

gerekçelere ba ğlan ır:<br />

"Bugün, gerek çok iyi ö ğrenim görmü ş gençlerle, (ö ğrenime<br />

olanak bulamam ış) ya şl ılar aras ında; gerekse pek küçük<br />

az ınlığın ın ilkokul sonras ı öğrenimi görebilmi ş yaş lı ku şak için-<br />

OKUYUP YAZMASI YOKTU<br />

Tümüyle masal ımsı olan bu öyküye yetkililer inanmad ı . Ama ku şkusuz<br />

do ğruydu. Elli ya şında bir Kuzeyli, hiç okuyup yazmas ı olmadan, ya şamı<br />

süresince seçkin i şlerde çal ışt ı. Askerli ğini yapt ı , aile kurdu. Yaşam ı<br />

boyunca hiçbir okula gitmeyen bu karacahil, toplumun içinde ola ğan<br />

bir ya şam yaşad ı .<br />

Yaln ızca saati bilen ve say ılar ı okuyabilen Kuzeylimiz, yüzde yüze yak ın<br />

olarak bu sakatl ığını saldayabildi. Ama durumlar ı düzeltebilmek için,<br />

kendini çok zorlad ığı oluyordu. Şimdi durumu bilen ilgililer, onu gözünden<br />

kaç ırm ış bulunan öteki ilgililerin yapt ığı bu eğitim yanlışını<br />

düzeltebilmek için bir yol bulam ıyorlar. Isveç'te böyle birinin bulunabileceğine<br />

inanmak bile çok güç...<br />

I şte onun yaşam öyküsü:<br />

Ailenin en yaş l ı çocuğu olarak, Kuzeyde bir iç köyde do ğdu. Yedi yaşına<br />

geldiğinde, ilgililer onu okul için aramaymca, evde kal ıp çal ışmay ı<br />

sürdürdü. Babas ı okumaya karşı ilgisizdi. On ya şına gelince bir çiftlikte<br />

iş tuttu. I şini iyi yap ıyor, okula gitmemekle yanl ış yolda olduğunu da<br />

dü şünüyordu. Ama on ya şındaki çocuk bu konuyu kiminle tart ışacakt ı?<br />

En iyisi, okuma yaznia bilmediğini saklamak için elinden geleni yapmakt<br />

ı . Say ıları istemi dışında belledi. Imzas ın ı da öğrendi. Bu, ya şamının ilk<br />

okuluydu.<br />

Askerliği istediğinden de iyi geçti. Ilk üç ayda hiç pürüz ç ıkmadı. Sonra<br />

dersler ve yazd ılar ba şlay ınca iş değişti. Ilk yaz ılıda, önüne beyaz ka ğıt<br />

konulunca bir kolay ın ı bulup subaya f ısıldad ı :<br />

"-Okuyup yazmam yok benim!"<br />

Subay ak ıll ı adamd ı. Durumu bir büyü ğüne aktard ı. Kuzeyliyi, subayların<br />

yemek yedi ği bölüme verdiler. Askerli ğinin sonuna dek orada kalarak,<br />

subaylara yemek servisi yapt ı .<br />

Sonra madende, ormanda, kamu kesiminde çal ışt ı . Kazanc ı iyiydi. Evlendi,<br />

çocuklar ı oldu. Sakatl ığın ı karıs ı biliyor: ka ğıtlar ı doldurma ve i ş<br />

düzeninde yard ımc ı oluyordu. Çocuklar durumu bilmiyordu. Kuzeylimiz<br />

şöyle aç ıklad ı bunun nedenini:<br />

"-Çocuklar yeterince büyüyünce, onlara gerçek durumu söylüyorum. Küçükken<br />

söylersem, babalar ın ın okuma yazma bilmedi ğini arkada şlar ına<br />

anlatabilirler..."<br />

(Expressen, 20 Kasun 19701


EĞİ T İ M, ARA Ş T İ RMA VE ÖRGÜTLER 155<br />

de büyük öğrenim e şitsizlikleri bulunuyor. Son zamanlarda ya şlı<br />

kuşa ğın eğitimi için çok yat ır ım yap ılarak, bu ku şak, kendi<br />

yararlanmaks ınn eğitim için vergi ödeme zorunlulu ğunda b ırakılmam<br />

ış oluyor."<br />

DEVLETIN EK İ N DESTE Ğ I<br />

Radyo-tv Çal ış malar ı İçin Al ınan Tv Ödenti Girdileri<br />

D ışında, 1988-89 Bütçe Y ıl ı, Yüzde Olarak)<br />

Tiyatro, Dans ve Müzik 37<br />

Günlük Gazete ve Dergiler 23<br />

Belgelik (Arşiv), Müze ve Sergiler 22<br />

Yaz ın ve Kitapl ıklar 6<br />

Film, Ses Alma vb 3<br />

Resim, Yontu vb 2<br />

Öteki Ekinsel Çal ışmalar 7<br />

TOPLAM 100<br />

(Kaynak: Regeringens budgetforslag, 1988)<br />

KITAPLAR / K İ TAPLIKLAR<br />

Oturma odas ın ı fincanlarla de ğil, kitaplarla süsler Isveçli.<br />

Bir ara ştırmaya göre, süreli yay ınlar d ışında, halk ın %65'inin iki:<br />

%28'inin be ş metre boyunda (rafa dizilen kitaplar ın s ırt uzunluğu)<br />

kitab ı vardır. %25'i çeviri olmak üzere, y ılda 10 bin dolay ında<br />

kitap yay ınların-. 1983'te, Isveç'te bas ılan ilk kitab ın 500. y ılı<br />

kutland ı .<br />

Okullar için yazdanlar da içinde, y ılda 78 milyon -dolay<br />

ında kitap sat ıl ır. 1940'larda kurulan kitap kulüpleri, bir ara<br />

(1970 11i y ıllann sonlarına do ğru) ülke düzeyindeki sat ışların yarı -<br />

s ından ço ğunu gerçekle ştirdi.<br />

Halk (belediye) kitapl ıklar ından, evde okunmak üzere<br />

kitap alabilmek için, üzerinde kimlik ve kod yaz ılı kart gereklidir.<br />

Yaln ızca belediye s ın ırlar ı içindeki kitapl ıklarda geçerli olan bu<br />

kart, herhangi bir kitapl ıktan (paras ız olarak) edinilebilir. Oturulan<br />

yerin d ışındaki kitapl ıklardan da kart edinilebilir.<br />

Ki şi, alaca ğı kitab ı raflardan kendi seçer. Katolodardan.<br />

mikrofilmlerden yararlanma olana ğı var. Gerekti ğinde görevli-


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA - İ SVEÇ- 156<br />

den yard ım da istenebilir. O kitapl ıkta bulunmayan kitaplar,<br />

ba şka kitapl ıklardan getirtebilir(*). Ki şi, ta şıyabileceği çoklukta<br />

kitap alabilir. Paras ızd ır. Ansiklopedi, sözlük vb yap ıtlar evlere<br />

verilmez. istenilen sayfalann t ıpk ıçekimi (kimi kitapl ıklarda parasız<br />

olarak ya da çok az bir parayla) edinilebilir. Elinde kart<br />

ı olan ki şinin bir kitap olma i şlemi birkaç saniye sürer. Kitab ı<br />

evde tutma süresi üç haftad ır (üniversite kitapl ıklar ında bir ay).<br />

Süre geçirilirse ödence verilir.<br />

BASIN-YAYINA AYIRDIKLARI ZAMAN<br />

(9-79 Ya şındakiler, Günde Yakla şık 6 Saat)<br />

1979<br />

Dakika<br />

1987<br />

Dakika<br />

1987<br />

Yüzdesi<br />

Radyo 121 129 34<br />

Tv 109 120 32<br />

Kaset (bant) 21 27 7<br />

Sabah <strong>Gazetesi</strong> 24 24 7<br />

Kitap 18 23 6<br />

Plak 16 16 4<br />

Akşam <strong>Gazetesi</strong> 12 10 3<br />

Dergi ? 8 2<br />

Haftal ık Yay ın ? 8 2<br />

Video 0 9 2<br />

Çizgili-Resimli Yay ın ? ? 1<br />

(Kaynak: Valfards Bulleta ıen, Sayi 2, 1988)<br />

200 bine yak ın kitab ı ses bantlar ından izleme olas ı .<br />

Tüm büyük kitaplıklarda kitaplar, çal ınmaya kar şı kod<br />

lanmışt ır. Ki şi, bilgisayarlı işlemden geçmeyen bir kitab ı cebine<br />

(çantas ına) koymaya kalkarsa, ç ıkış kap ısında alarm (bip bip)<br />

çalar.<br />

Kitapl ıklardan, y ılda 80 milyona yak ın. kitap al ın ır. Bu<br />

yolla kitab ı alınan yazara (al ındığı çoklu ğa e şit), Isveç Yazarlar<br />

Fonundan para ödenir (1988'de al ım ba şına 48 öre/kuru ş ).<br />

*) Göteborg Ana Kitapl ığında çal ış an Dan ışman-Uzman Heli Hasara, "Ak<br />

Zambaklar Ülkesinde-Finlandiya" yap ıt ın ın (13. sayfadaki dipnot) 1978'de<br />

Finceye de çevrildi ğini söylemi şti. Ama bu yap ıt, Isveç kitapl ıklar ında<br />

yoktu. Mölndal Ana Kitapl ığından yard ım istedim. Kitapl ık, an ılan Fince<br />

bask ıy ı, (benim için) Finlandiya'dan (üç haftada) getirtti (HTY).


EĞİ T İ M, ARA ŞTIRMA VE ÖRGÜTLER 157<br />

Kitap yazanlara, bast ırabilmeleri için parasal yard ım da yap ıhr(*).<br />

2.200 halk k ıtapl ığı ; 125 kitaplık otobüsü bulunur.<br />

Büyük kitapl ıklarda dünyan ın belliba şlı süreli yay ınlar ı<br />

sergilenir. Stokholm Ana Kitapl ığında, 30'u Latin abecesi d ışında<br />

basılı, 80 dilde kitaptan ba şka, yabanc ı 370 süreli yay ın sergilenir.<br />

Benden ba şka Türk okuru bulunmayan Mölndal Ana Kitaplığına<br />

(salt benim için) günlük bir Türk gazetesi getirtilir. Bir<br />

dizi de Türkçe kitap bulunur. Kitaplar aras ında iki. de Isveççe<br />

-Türkçe sözlük var. Yaln ızca Stokholm ili kitapl ıklanndalci Türkçe<br />

kitaplar ın say ısı 17 binden çoktur.<br />

Bo ş Zaman Etkinlikleri Üzerine<br />

K İ M İ VER İ LERDEKI<br />

GEL İŞİ M<br />

1950<br />

Konut<br />

Ki şi Ba şına<br />

GBaazşıentae<br />

nut Halk (Belediye)<br />

şuotaxiıklar ından<br />

unç Kitap<br />

? 2,5<br />

Ki şi<br />

Başına<br />

Sinemaya<br />

Gidi ş<br />

?<br />

1.000<br />

Ki şiye<br />

Tv<br />

?<br />

1 .000 Ki şide<br />

tezi Amaçl ı<br />

(Chanel.)<br />

Y urtdışı Ç ıkışı<br />

0,6<br />

1.000<br />

Ki şiye<br />

Binek<br />

Arabasi<br />

36<br />

1955 ? 3,5 10,6 ? 1,4 87<br />

1960<br />

1965<br />

1970<br />

1975<br />

1980<br />

1,5<br />

1,56<br />

1,65<br />

1,58<br />

1,46<br />

4,3<br />

4,5<br />

6,5<br />

8,9<br />

9,3<br />

7,4<br />

4,9<br />

3,5<br />

3,1<br />

2,9<br />

138<br />

268<br />

310<br />

354<br />

380<br />

8,8<br />

40,9<br />

65,5<br />

104,2<br />

110,0<br />

159<br />

231<br />

283<br />

336<br />

347<br />

1985<br />

1986<br />

1987<br />

1,38<br />

1,39<br />

1,33<br />

8,9 1<br />

8,6<br />

8,5<br />

2,2<br />

2,0<br />

2,1<br />

390<br />

391<br />

391<br />

106,1<br />

124,5<br />

148,9<br />

377<br />

388<br />

400<br />

(Kaynak: VWf ğrds Bulletine, Say ı 4, 1988)<br />

Demirbaş Şarl' ın (Karl X11) uzun y ıllar hiç y ıkanmamış<br />

olduğunu söylemi şti' biri. Ama bu bilginin kayna ğın ı ansıyamıyordu.<br />

Şarl üzerine okuduğum yap ıtlarda ben de rastlayamam ıştım.<br />

bu bilgiye. Yeni yap ıtlar kan ştırdım, yine yoktu. Kitaphk<br />

görevlisi birinden yard ım istedim. Bir süre sonra görevliden şu<br />

yaz ılı yan ıt geldi:<br />

"... Karl Xllenin sudan korkması nedeniyle hiç y ıkanmadığı<br />

üzerine. Ben, üstünkörü olarak, Fryxell'in, Karl XII üzerine<br />

*) Bu kitab ım ız için (Bolluk Ülkesi Isveç kitab ım ız için de) hiçbir yerden<br />

yard ım almadık (HTY).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 158<br />

tarihsel anlat ılar ına göz gezdirdim, ama hiç ipucu bulamad ım.<br />

Kitapl ıktaki. arkada şlarla bir araya geldi ğimizde, konuyu onlara<br />

da açt ım. Ama sana, Karl X11 üzerine kitaplar sun ınaktan öte<br />

yararl ı olamayaca ğım. İş saatleri içinde oturup da, bu kitaplar ı<br />

okuyarak bilgi kovalama olana ğmuz yok."<br />

EN BÜYÜK BE Ş GAZETE<br />

(1988) Pazar Bask ı<br />

Siyasal Tutumu Say ısı<br />

Pazar Dışı<br />

Baskı Say ı s ı<br />

Expressen Halk Partisi 695.401 577.713<br />

Dagens Nyheter Ba ğı ms ı z 502.385 404.334<br />

Aftonbladet Sosyal Demokrat 482.954 400.783<br />

Göteborgs Posten Halk Partisi 314.295 280.781<br />

Svenska Dagbladet Il ı ml ı lar Partisi 236.045 223.309<br />

Not: Expressen ve Aftonbladet, ö ğleden sonralar ı ve yar ım boy (tabloid) olarak ç ıkar.<br />

(Kaynak: Svenska Dagbladet, 1 Mart 1989).<br />

GAZETELER<br />

Isveç, bas ına özgürlük tan ıyan ilk ülkedir (1766). Her<br />

yurtta ş , çok özel durumlar d ışında, belediye ya da devlet belgelerini<br />

görebilir. Polis telsizi dinlenebilir. Isveç Bas ın Konseyi<br />

1916'da (dünyada, ilk) kuruldu. Bugün, her bin İsveçliye 525<br />

günlük gazete (ve 322 haftal ık dergi) dü şer.<br />

Sabah gazeteleri, daha çok abone olunarak izlenir. Her<br />

aile, bölgesindeki gazetelerden birini izler. Da ğıt ıcılar, sabahın<br />

05-06's ında gazeteleri, konutlar ın posta kutular ına (birle şik konutlarda<br />

oturanlar ın kapılar ındaki posta deliklerinden) b ırakırlar.<br />

1984'ten beri, Stokholm'da ç ıkan iki gazete (Dagens<br />

Nyheter ve Svenska Dagbladet) ülke düzeyinde da ğıt ıhr. Bu iki<br />

gazete, öteki yerel gazetelerle beraber (sabah ın 05-06's ında) Isveç<br />

düzeyinde tüm abonelerine ula şır(*).<br />

*) Dagens Nyheter gazetesinden Kjell Hansson'dan ald ığım ız bilgiye göre,<br />

bu gazete ülkenin üç yerinde (Stokholm, Ume5 ve Jönköping) bas ılarak,<br />

tüm öteki yerel gazetelerin da ğıt ım h ız ıyla konutlara ulaşır. Ancak, yerle ş -<br />

me birimlerinden ayr ı bulunan çok az say ıdaki konuta da ğıtıc ı yollanamaz.<br />

Bu durumda olanlar ın gazeteleri (tüm öteki yerel gazeteler gibi) postayla<br />

yollan ır ve o (gazetenin ç ıktığı) gün ellerine geçer.<br />

Kimi gazeteler, görmezler için ses band ı yay ımlar. Gazete dizilirken (dizgi<br />

makinesinin tu şlarına basarken) seslendirilen bant, ço ğaltılarak, görmez okurlara,<br />

gazete da ğıtım h ız ıyla (sabah ın 05-06's ında) ulaşır.


EĞITIM, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 159<br />

Kentlerde tek gazeteye do ğru gidilmesi, gazetelerin büyük<br />

holdingler elinde toplanmas ı sonucunu do ğuruyor. Bu da<br />

düşünce özgürlü ğünü k ısıtl ıyor. Bu durumu önlemek amac ıyla<br />

devlet, durumu iyi olmayan (özellikle kentlerdeki ikincil) gazetelere<br />

yard ım yap ıyor. Tüm gazetelere, reklam d ışında kulland ıkları<br />

kağıt oran ında yard ım da yap ılıyor. Gazeteleri korumak<br />

amac ıyla radyo ve tv'de reklam yay ımlanmaz(*). Yararli kurulu<br />

şlar ın organlan ve ekinsel dergiler de devlet yard ımı al ır.<br />

I)9 büyük kentin (Stokholm, Göteborg, Malmö) gazeteleri<br />

her gün; ötekiler pazar d ışında her gün yay ımlanır.<br />

HAFTALIK DERGILER<br />

(1988'deki Bask ı Say ı lar ıyla)<br />

Aret Runt 345.293<br />

Hemmets Veckotidning 303.573<br />

Al lers 292.965<br />

AllassVeckotidning 223.280<br />

ffint i Veckan 187.695<br />

Svensk Damtidning 177.501<br />

Vecko-Revyn 115.864<br />

Damernas Vkld 111.687<br />

(Kaynak: Svenska Dagbiadet, 1 Mart 1989)<br />

Stokholm'de 1645'te yay ımlanmaya başlayan dünyan ın en<br />

eski gazetesi "Post-oeh Inrikes Tidningar", 345 y ıld ır (1989)<br />

yay ınını sürdürüyor.<br />

ARA Ş TIRMA<br />

Kraliyet Bilimler Akademisi (KVA) 1739'da kuruldu.<br />

Bugün Isveç'te ara ştırma ve geli ştirme kurulu şlar ı o denli çoktur<br />

ki, bunların adlar ını bile sıralamak uzun yer tutar. Isveç bilim<br />

adamları, özellikle 1870'lerden sonra bulduklar ı ya da geli ştirdikleri<br />

yöntemlerle ülkelerini üstün duruma getirdiler. Isveç yapımlann<br />

ın baş alıcıları gelişmiş endüstri ülkeleridir.<br />

.*) Reklamlara da yer verilen yabanc ı uydu yay ınlarının Isveç'te de izlenmesi<br />

sonucu, son zamanlarda Isveç tv'lerinde de reklama yer verilme<br />

tart ışmalar ın ı gündeme getirdi (1988 sonunda her alt ı konuttan biri, kimi<br />

14 kanala varan uydu yay ınlarını izleyebiliyordu. Uydu yay ınlar ına<br />

ba ğlanma h ız ı, ayda 30 bin konuttur).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A —ISVEÇ— 160<br />

Özellikle 1970'lerin akaryak ıt bunall ınlyla beraber, endüstride<br />

ara şt ırma ve geli ştirmelere büyük paylar ayr ılmaya ba ş -<br />

land ı. Yüksek okullarla ara ş t ırma-geli ş tirme kurumlar ı ve endüstri<br />

aras ında s ık ı bir ba ğ bulunur. Üniversite ve yüksek okullardaki<br />

ö ğrencilerin 20'si, teknik ve do ğa bilimleri dallar ında ii0::renim<br />

görür.<br />

1981'de %2,3 olan, ulusal gelirin ara ş t ırma ve geli ş tirmelere<br />

ayr ılan pay ı, 1987'de 30 milyar kronla c'c3'e ula şt ı (dünyada<br />

en çok). Bu kesimde, 22 bini ara ş t ırı cı olmak üzere 52 bin ki ş i<br />

çalışıyor.<br />

ARA Ş TIRMA VE GEL İŞ T İ RMELERE<br />

G İ DERLERDEN AYRILAN PAY<br />

(1985'te Yüzde Olarak)<br />

ISVEÇ 3,03<br />

B Almanya 2,42<br />

ABD 2,32<br />

Japonya 2,11<br />

(Kaynak: Ny teknik, 21 Nisan 1988)<br />

Devlet dairelerinde i şini görmeye gelenlere çay-kahve sunulmaz.<br />

"Odac ı " olarak adland ırılan görevli bulunmaz. Bakanl ıklar<br />

ın kimi (genel) müdürlükleri ba şkent Stokholm d ışındad ır(*).<br />

B İ R İ NC İ LER YARI Ş IYOR<br />

... "Y ıl ın Bulucusu" aç ıklan ırken, yeni bulu şlar, yeni yap ımlar ve teknik<br />

aktar ımlar da sergilenecek...<br />

Her y ıl ın oca ğında, ülkenin her yerinde birinciler seçilir. Belediye düzeyindeki<br />

yar ışmalardan, il düzeyindeki yar ışmalara geçilir. İI birincilerini<br />

Geliştirme Fonu seçer.<br />

... Ekonominin seçkin temsilcilerinden olu şan Ulusal Seçici Kurul (da)<br />

y ı l ın bulucusunu seçer. Bu, kim olur, 17 Kas ımda, saat 12`cleki aç ıl ışta<br />

göreceğiz. Sergi (fuar) 20 Kas ıma dek sürecek.<br />

(Mekanik information, Say ı 6, 1988)<br />

*) Stokholm İli d ışında bulunan kimi kurulu şlara örnekler: Trafik Genel<br />

Müdürlü ğü. (TSV), Borl&ıge'de; Devlet Göçmen Dairesi (SIV), Norrköping'<br />

te; Askerlik Personel Dairesi (VPV), Karlstad'ta; Trafik Güvenli ği Dairesi<br />

(TSV),--örebro'da; Merkez ö ğrenim Kredi Kurulu (CSN) , Sundsvall'da;<br />

Yarg ısal Yard ım Denetim Dairesi (DV), Jönköping'te.


ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 161<br />

TÜM DÜNYA BIZDEN Ö Ğ REN İ YOR<br />

Do ğaya uyumlu ka ğıt hamuru ve ka ğıt endüstrisi konusundaki ara şt ı rma<br />

ve geli ştirmelerde Isveç çok önde gidiyor. Tüm dünyadan, görmek ve<br />

öğrenmek için bize geliyorlar.<br />

Geli ş me h ı z ı, ölçüm yöntemlerinde de belirgindir. Bir göle dökülen bir<br />

kadeh alkolü, ölçüm araçlar ı belirleyebiliyor...<br />

(Isveç Selüloz ve Kü ğıt Fabrikalar ı Birli ğinin -SCPF- 1988'deki bir duyurusundan)<br />

16. yy'da Kral Gustav Vasa, ülke topraklar ının say ımının<br />

(kadastro) yap ılmas ın ı ister. Bu, topraklar üzerinde ya şayan kişilerin<br />

de say ımı anlam ına gelir.<br />

17. yy'da piskoposlar, rahiplerden, bölgelerinde sürekli<br />

istatistik tutmalar ını isterler. Vaftiz, evlenme, ölüm istatistikleri<br />

tutulacakt ır. 1749'da devlet, kilisenin tuttu ğu bu bilgileri de ğerlendirmeye<br />

ba şlar (dünyada ilk devlet istatisti ği). Geleneğin<br />

uzant ıs ı olarak, 1970'e dek bu bilgileri kilise tutard ı (1970'te<br />

bilgisayara devredildi). Bugün kilise bir tür "muhtarl ık" görevi<br />

de yapar (örne ğin oturma belgelerini kilise onaylar).<br />

Isveç yurtta şı, dünyada en çok kütü ğe geçen (fi şlenen)<br />

yurtta ş tır. Her yurtta ş 50-300 konuda bilgisayara geçer. Herkesin<br />

bir ki şisel say ısı bulunur. Ad önemli de ğildir. Ki şi, adını be ş<br />

dakikada de ğiştirebilir. Ama ki şisel say ı değişmez. Tüm işlemler<br />

bu say ıya(*) göre yap ılır.<br />

Yaln ızca ki şiler de ğildir bilgisayara geçen. 5-6 y ıl oluyor,<br />

arabam ı onarım için b ırakacakt ım. Görevli, araban ın plakasm ı<br />

sordu. Verdim.<br />

"- Kay ı tlarda böyle bir araba yok!" dedi.<br />

Say ılar ı de ği ştirip söyledim, yine yoktu. Gidip, araban ın<br />

plakasındakileri yaz ıp getirdim, "tamam"d ı. Benim ad ımla bera-<br />

Çevre temizli ği söz konusu olunca, biz, dünyan ın öteki yerlerinden 20<br />

y ıl ilerdeyiz! Bizim için en önemli sorun, (bu konudaki) uluslararas ı<br />

ortak çal ış malar ı n geli ştirilmesidir. Valfrid PAULSON<br />

INy teknik, 28 Nisan 1988)<br />

*) On say ıdan olu şan kişisel say ı, dört öbekten olu şuyor. örne ğin benim<br />

ki şisel say ım 330620-9630'dur. Iki şer iki şer ilk üç öbek do ğum y ıl ı, ay ı ve<br />

gününü gösterir (1933, Haziran, 20). Son say ılar (9630) da bir günde doğanlar<br />

ay ırır.<br />

F 11


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> <strong>VARSILLIĞA</strong> —ISVEÇ— 162<br />

ber araban ın kütüğü görüntüye yans ıd ı. Bundan önceki onar ımlarda<br />

neler yap ılmış, ortadayd ı .<br />

GEL İ RLERDEN<br />

ARA Ş TIRMALARA AYRILAN PAY<br />

(1986'da Yüzde Olarak)<br />

Astra 18<br />

Philips Norden 17<br />

Pharmacia 15<br />

Kabi Vitrum 15<br />

Siemens-Elema 11<br />

Ericsson 10<br />

Saab Scania 7<br />

(Kaynak: Affarsvarlden, 1988, Sayi 1)<br />

Her bankan ın dışında, kartla para çekilen otomat da bulunur.<br />

Göteborg'ta tek, bir banka yap ıs ında, ikisi içerde olmak<br />

üzere tam yedi otomat bulunuyor. Verilen kart ı alan otomat,<br />

kaç. (yüzlük) kron istendi ğini soruyor. istenilen çoklukta say ıya<br />

bas ınca, kod say ısı istiyor. Gizli olan bu kodu da do ğru yaz ınca,<br />

önce kart, sonra para, sonra da alind ı belgesi geliyor. Belgedeki<br />

bilgiler aras ında y ıl, ay, gün, saat, dakika, son yat ırılan paralar<br />

JAPONYA-ISVEÇ İŞ BIRLI Ğ I<br />

TEKNIK GEL İŞ T İ RME<br />

. YONETMENL İĞİ (STU)<br />

ETKINLIKLERI DESTEKLER<br />

- Y ılda 3-4 Isveçli araş tırıc ı, uzun burslu olarak (1-2 y ıl) Japonya'ya<br />

yollan ır.<br />

- 10-15 Isveçli araşt ınc ın ın burslu ya da başka yolla k ısa süreli olarak<br />

(1.3 ay) Japonya'ya gitme olana ğı var.<br />

- Her y ıl Japonya'ya 3.5 delege gezisi gerçekle şir.<br />

- 40-80 Isveçli araşt ırıc ı her y ıl (delege, konferans, ö ğrenim vb geziler<br />

için) Japonya'ya gider.<br />

- Her y ıl 40'tan çok ortak tasar ı gündeme gelir.<br />

- STU, yaln ızca öğrenim gezisi, delegeler ve ortak tasar ılar için 1,5 milyon<br />

kron ay ırır.<br />

- STU, İsveç ve Japonya aras ındaki tüm ilişkiler ve ortak çal ışmalar<br />

işin y ılda 6-10 milyon kron ay ırır.<br />

Teknik i Tiden, 1987, Say ı 4)


E Ğİ T İ M, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 163<br />

NOBEL<br />

1833'te Stokholm'de do ğan kimyager, mühendis ve i şadam ı Alfred Nobel,<br />

1842'de ailesiyle beraber Rusya'ya yerle şti. Bir bilgin olan babas ı ,<br />

Petersburg'ta (Leningrad) patlay ı c ı silahlar fabrikas ı açm ıştı .<br />

Genç Nobel 16 ya şı ndayken İ ngilizce, Frans ızca, Almanca, Rusça ve<br />

İ sveççeyi iyi biliyordu. Bir y ıl Fransa'da; dört y ıl da ABD'nde çal ış -<br />

t ıktan sonra, Leningrad'a dönerek babas ı n ın fabrikas ında çal ışmaya<br />

ba şlad ı .<br />

1859'da İ sveç'e gelince, patlay ıc ılar üzerine ilk denemelerine ba ş lad ı .<br />

1864'te fabrikas ı ndaki patlamada, içinde karde şinin de bulundu ğu be ş<br />

ki şi ölünce, patlay ı c ı larla uğra ş mas ı yasakland ı .<br />

Almanya'ya geçerek, fabrikas ın ı 1865'te Krümmere kurdu. Ünlü bulu<br />

şunu (dinamit) orada gerçekle ştirdi.<br />

Alfred Nobel, 1893'te Bofors GullsOng Ate ş li Silahlar Fabrikas ı n ı ( İ sveç)<br />

sat ı nald ı. Büyük paralar kazand ı . Hamburg'ta, Paris'te, San Remo'<br />

da labaratuvarlar açt ı . Bulu şlar yapt ı . Bakü (Rusya) Petrol Ortakl ığına<br />

büyük parayla kat ı ld ı .<br />

Dünyaya bar ış getirece ğini sand ığı bulu ş unun ters etki yapt ığı n ı gö-<br />

rünce çok üzüldü. Anamal ı n ı n büyük bir bölümünü bir fonda toplayarak,<br />

y ı ll ık gelirinin, dünyan ın mutlulu ğu için çal ışanlara da ğıtı lmas ı için<br />

ba ğış lad ı. 1896'da San Remo'da (Italya) öldü.<br />

Nobel ödülleri 1901'de da ğıt ı lmaya ba şland ı . Be ş dalda verilen ödüllerden<br />

fizik, kimya, t ıp ve yaz ın Stokholm'da; bar ış Oslo'da (o zaman İ sveç<br />

kentiydi), her y ı l Nobel'in ölüm günü olan 10 Aral ıkta da ğıtı l ı r.<br />

(eskiden kalan, ayl ık vb), şimdi çekilen ve kullan ıma haz ır (kalan)<br />

para yaz ılıd ır. Ki şi, ülkenin neresine giderse gitsin (çal ışma<br />

saatleri d ışında da), kart ıyla para çekebiliyor. Kod say ıs ı iki kez<br />

yanlış verilirse, bilgisayar kart ı da, paray ı da vermiyor.<br />

B İ R BULU Ş UNUZ MU VAR?<br />

Gerçekle şece ğini umdu ğunuz bir bulu ş varsa, bize ba şvurabilirsiniz.<br />

Tasar ın ız uygunsa, beraberce geli ştirebiliriz. Parasal destek, planlama,<br />

pazarlama. d ışsat ım vh konularda vard ım edebiliriz.<br />

B İ R BULU Ş A GEREKS İ N İ M İ N İ Z M İ VAR?<br />

Kimbilir, işinizi venileştirmek; ilerletmek istiyorsunuzdur. İşinizi genişletmek<br />

istiyorsunuzdur. Size yard ım sunacak kaynaklar ım ız var.<br />

(Geli ştirme Fonu - Utvecklingsfonden)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> V ARSILLI ĞA --ISVEÇ— 164<br />

13 .1ü "spor toto" da oynan ır Isveç'te. K ışın, ülkenin soğuk<br />

olmas ı nedeniyle düzenli futbol oynanmad ığından, İngiliz<br />

tak ı mlar ın ın oyunlar ı verilir I yaz ın kar ışıkt ır). K ışın tv'de cumartesileri,<br />

bu kar şıla ş malarda ıı biri de canl ı olarak gösterilir. Canl ı<br />

gösteri sürerken, spor totonun öteki kar şıla şmalannda de ği şiklikler<br />

oldukça, spor totodaki s ıra say ıs ıyla ( ve de yaz ı l ı olarak)<br />

görüntüye girer (7 Aston Villa-Norwich 0-1 vb).<br />

Ikinci yar ıda, de ği şikliklerin görüntüye yans ımas ı sürerken,<br />

arada (yine_ yaz ı l ı olarak) "kar şıla ş malar ın bu sonuçlarla<br />

bitmesi durumunda" (13'e; 12'ye; Il 'e ve 10'a) da ğı t ılacak paran<br />

ı n çoklu ğu da belirtilir.<br />

AMERIKA'DA ÖDÜL ALDI<br />

Isveçli İ klimbilimci Bert Bolin, ABD'nde on be ş y ı ld ır verilen T' er<br />

Ödülünü (150 bin dolar) kazand ı .<br />

Stokholm Üniversitesinde iklimbilimci olan Bolin'in, 1950'li y ı llarda<br />

ba ş latt ığı bilgisayarla hava raporu haz ırlama yöntemi, bugün tüm dünyada<br />

kullan ı l ı yor.<br />

Bert Bolin, son 30 y ı ld ır, endüstri ve konutlardan atmosfere kar ışan<br />

karbondioksitin etkilerini incelemektedir.<br />

"- Atmosfere karbondioksit sal ıverme h ız ı n ı azaltmal ı y ız" diyor Bolin...<br />

Önlem al ı nmazsa, dünyan ın ortalama ı s ıs ın ın 2050'den önce 3 derece<br />

artaca ğı n ı hesapl ıyor.<br />

"- Buna ba ğ l ı olarak, denizler bir metre yükselecek ve milyonlarca ki ş inin<br />

bar ı nd ığı konutlar su alt ında kalacakt ır.<br />

(Dagens Nyheter, 13 May ıs 1988)<br />

_Isveç, yeni bir telefon a ğı ile donan ıyor. "AXE" denilen<br />

bu yöntemin kablolar ı "boru-tel"dir (k ılcal boru). Y ılda 350 bin<br />

telefona ba ğlanan (benim de yararland ığını ) bu yöntemin getirdi<br />

ği kimi kolayl ıklar;<br />

- Çalar saat gibi kullan ılıyor (telefonun say ı tu şlanna bas<br />

ılarak, çal ınas ı istenilen saat-dakika belle ğe veriliyor).<br />

- Telefonunuz, örne ğin konuk olarak gidece ğiniz eve bağlan<br />

ıyor (arand ığı n ızda, ba ğlandığınız evin telefonu çal ıyor).<br />

- Telefonda konu şurken, bir ba şkas ı sizi ararsa, konu şma<br />

aras ına "bip bip" si ııyali karışıyor. Bir yerden telefon geldi ğini


ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 165<br />

anl ıyorsunuz. Konu ş may ı durdurup, yeni gelen telefona yan ı t<br />

verebiliyorsunuz. Onu da durdurup, tincekiyle konu ş may ı sürdürebiliyor;<br />

ya da ikisiyle de (üçlü) konu şabiliyorsunuz.<br />

- Arad ığı n ız telefonu konu şur bulursan ız, bir (özel) tu şa<br />

basarak telefonunuzu kapat ıyorstmuz. Kar şı yan (aranan ki şi)<br />

konu ş mas ı n ı tamamlay ı p telefonu kapat ır kapatmaz size ba ğlan<br />

ıyor (telefonlar kar şı l ıkl ı olarak çal ıyor). Bu sonuncusu, iki yan<br />

ı n da AXE olmas ı ko şuluyla gerçekle şiyor.<br />

Tüm bunlar yal ın ve tek bir telefonla (hat) oluyor. Ve de<br />

örne ğin, telefonunuzu bir ba şka telefona ba ğlama i şlemi tamamlan<br />

ınca, kula ğı n ıza (telefonu kapatmaya zaman kalmadan) "telefonunuz<br />

istedi ğiniz yere ba ğland ı " bilgisi geliyor.<br />

Saat 17'de postaya verilen mektup. ertesi günü. İsveç'in<br />

öteki ucundaki Ac ısı n ı bulur. Örne ğin. oturdugum yerden 500<br />

km uzaktaki Stokhol ııı 'e telefon edip bir belge istesem. bu belge<br />

(saat 17'den önce bir posta kutusuna ı t ılabilirse), ertesi sabah<br />

elime geçer. İsveç'te ço ğu kurulu ş mektuplann ı posta ile de ğil,<br />

telefonla (fax, faximile) yolluyor.<br />

1904'te kurulan Uppsala Gözlemevi. depremlerin ve<br />

atom denemelerinin yerini ve gücünü de belirler(*).<br />

1966'da Kiruna'da kurulan uzay ara ş t ırma istasyonu<br />

ESRANGE, uzay ara şt ırmaları yapar, yer foto ğraflar ı çeker.<br />

1986'daki Çernobil atom santral ı kazas ın ın bas ında ç ıkan ilk foto<br />

ğraflar ın ı bu istasyon yay ı mlad ı .<br />

GÜNEY KUTBUNDA ÜS<br />

Antarktika'daki Dronning Maud Land'ta, inceleme ve<br />

ara ş t ırmalar için bir Isveç üssü kuruldu.<br />

1988'de ba şlayan yap ım, 1989 ba şında tamamlanarak.<br />

uydu arac ı l ığıyla d ışar ı ile ba ğlant ıs ı da kuruldu. Wasa ad ı verilen<br />

üs, kara ucuna (deniz) 170 km uzakta.<br />

*) Tarihini tam ans ıyam ıyorum (1950'lerde olacak), İstanbul gazetelerinden<br />

birinde ç ıkan bir yaz ıda, Türkiye'deki ileti şimin çok yava ş i ş lemesine<br />

örnek olarak, Do ğu Anadulu'daki oldukça güçlü bir depremin, Türk kaynaklar<br />

ından önce, Amerika'n ın Sesi Radyosunun Uppsala kaynakl ı bir haberinden<br />

ö ğrenilebildi ği belirtilmi ş ve bundan yak ınılm ış tı (HTY).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 166<br />

İ SVEÇL İ ARA Ş TIRMACILAR KUTUPLARDA<br />

17001ü y ı llarda, birçok Isveçli, d ış ara ştırma gezilerine ç ı kt ı . 1731'de<br />

kurulan Do ğu Hint Ortakl ığı n ın (Östindiska kampaniet) gemileri, Afrikay<br />

ı dola şarak Çin'e giderdi (öteki ülkelerin gemilerinden ve korsanlardan<br />

korunabilmesi amac ıyla bu gemilerde 20 top ve 150 gemici bulunurdu.<br />

Ortakl ığı n sonu olan 1813'e dek, 31 gemiyle 132 sefer düzenlendi).<br />

O zamanlar vars ı l olan Doğudan ipekli, porselen, çay vb getirilirdi. Isveç'<br />

in Çin'e benzemesini isteyenler çoktu. Ara şt ırma gezilerine ç ı kanlar, daha<br />

çok bu gemilerden yararlan ıyorlard ı . Carl von Linne de bu gemilerden<br />

çok yararland ı . Adamlar ı n ı yollayarak, Afrika ve Asya'daki bitkilerin<br />

incelenmesini sa ğ lad ı .<br />

Anton Rolandson Martin, Kuzey Denizindeki Spetsbergen'e dek giderek,<br />

hayvanlar ve bitkiler üzerine incelemeler yapt ı (1758).<br />

Sonraki ku şaklar, daha da uçlara giderek, haritalarda "ak" olarak gösterilen,<br />

ki ş i aya ğı basmam ış yerleri ö ğrenmeye ba ş lad ı lar.<br />

1837'de Sven Ludvig Loven, buzlara dayan ı kl ı bir gemiyle, kuzeydeki<br />

omurgas ı z hayvanlar ı inceleme gezisine ç ı kt ı . Tömsö ( şimdi Norveç'in),<br />

bir süre ara şt ı rma üssü olarak kullan ı ld ı .<br />

Adolf Erik Nordenskiöld, 1868'de, Kuzey Kutbuna yar ış amac ı yla yola<br />

ç ı kt ı . Ama k ı zaklar ı çeken geyikler, Stepsbergen'den çok yukar ı lara ç ı -<br />

kam ı yordu. 1878'de, buharl ı bir gemiyle Yenisey akarsuyunun ( ş imdi<br />

Sovyetler Birli ğinde) denize döküldü ğü yerden kuzeye yöneldi. Gemi 10<br />

ay buzlar aras ı nda kilitli kald ı . 1883'te, kars ız ada Grönland'a yolculuk<br />

yapt ı .<br />

Gemiler hep Göteborg'tan yola ç ı k ıyordu. August Andree, Nordenskiöld'ün<br />

yapamad ığı n ı balonla yapmay ı dü şündü. 11 Haziran 1897'de "örnen"<br />

{kartal) adl ı balonuyla Stepsbergen'den havaland ı . Yan ında üç<br />

yard ı mc ı s ı vard ı. Yolculuklar ı n ı n üçüncü günü balon bir da ğa çarparak<br />

parçaland ı . Yolcular, yaya olarak geri dönmeyi denediler ama, Vitön'<br />

den beriye gelemediler. Ölüleri 1930'da bulundu.<br />

Adolf Erik Nordenskiöld'iin ye ğeni Otto Nordenskjöld, Güney Kutbuna<br />

giden ilk Isveçli ara şt ı rmac ı d ır. 1901'de Göteborg'tan.yola ç ı kt ı . 1903'<br />

te Antarktika'ya vard ı . Gemileri Antarktic, buzda s ı k ış ma sonucu bat ı nca,<br />

5 arkada şıyla 20 ay ı bir kulübede geçirdi (bu kulübe bugün de durur).<br />

Dönü şte Nordenskjöld'e profesörlük san ı verildi. Daha sonra Grönland<br />

(1909); Peru ve Şili (1920); Panama ve Kolombiya'ya (1926) ara ştırma<br />

gezileri yapt ı .<br />

Bundan sonraki ara şt ı rmalar ı n anlat ı lmas ı çok uzar.


E Ğİ TĞM, ARA ŞTIRMA VE ÖRGÜTLER 167<br />

Güney Kutbunda, yine inceleme ve ara şt ırma amac ıyla,<br />

Stena Arctika adl ı bir Isveç gemisi de bulunuyor.<br />

Isveçli kimi ara şt ırmac ılar, birer y ıll ık devrelerle, inceleme<br />

ve ara şt ırmalar ın ı Güney Kutbunda sürdürüyorlar.<br />

Avustralya'n ın iki büyüklü ğünde olan ve k ışları ısın ın<br />

-70-80 dereceye dü ştüğü Antarktika, bar ışç ıl amaçlarla inceleme<br />

ve ara şt ırma yapan tüm ülkelere aç ıkt ır. Isveç'in de içinde bulundu<br />

ğu 21 ülke, Antarktika'daki çal ış ma ilkelerini belirliyor.<br />

ÖRGÜTLER<br />

Bir konuyu incelemek için, parlamentonun yetkili bir<br />

temsilci (ombudsman) görevlendirmesi 1809'dan beri sürdürülmektedir.<br />

Önemli bir konuda karar vermeden önce, konuya ili ş -<br />

kin bir kurul kurularak, uzunca bir süre (iki y ıl kadar) inceleme<br />

yap ılır. Ço ğu kez konu, parlamento d ışındaki baskı gruplannca<br />

oluşturulmu ştur.<br />

Denilebilir ki, Isveç'te ki şiler de ğil, örgütler dü şünür,<br />

konu şur, karar verir. Her Isveçli en az üç örgütün üyesidir. Her<br />

ilgi grubunun bir örgütü bulunur. Örgütlerin ço ğu devletin yansımasıdır<br />

ve Isveç'te plan ın çok dü şman ı yoktur.<br />

19. yy'da kurulan örgütler üç bölükte toplanabilir:<br />

1-Serbest kilise yanl ılan.<br />

2- I ş çi örgütleri.<br />

3- Içkinin yasaklanmas ın ı isteyen örgütler.<br />

Ba şbakan Olof Palme, bir konu şmas ında "bizim demokrasimiz,<br />

sevilen örgütlerin demokrasisidir" der. Bir okulda yapt ığı<br />

konu şmada da "okula, ki şisel yetenekler kazanmaya de ğil,<br />

bir örgütün üyesi olarak nas ıl etkin olabilece ğinizi ö ğrenmeye<br />

gidiyorsunuz" der.<br />

Palme'nin E ğitim Bakan ı (sonraki ba şbakan) Ingvar Carlsson'un<br />

okul öncesi e ğitimi üzerine sözleri de Palme'ninkine benzer:<br />

"Çocuklar, erken ya şta toplumcu yap ılmal ıdır. Okul öncesi<br />

oyunlar ı, geleceğin örg,ütlenmesine dönük olmal ıd ır. Çocuklar<br />

evleri d ışına ç ıkar ılmalı ve toplumsal yap ın ın nasıl i şlediğini<br />

öğrenmelidir. İnsanc ıl sosyal yap ılar ı geli şecek ve beraber olma-


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 168<br />

y ı öğreneceklerdir. Biribirleriyle yar ışmay ı değil; nas ıl dayan ışabileceklerini,<br />

nas ıl i şbirli ği yapabileceklerini ö ğrenmelidirler.<br />

Isveç'te örgütler, iyi yeti ş tirilmi ş bir ordunun generalleri<br />

gibidir.<br />

1984'te yap ılan bir ara ş t ırmaya göre, 7 ile 25 ya şlar ı<br />

aras ındaki gençlerin %60'tan ço ğu gençlik örgütleri üyesidir.<br />

15-18 ya şındakiler, haftada alt ışar saatlerini kulüplerine verirler.<br />

ISVEÇ RADYOLARINDA<br />

TtYRKÇE YAYINLAR<br />

MERHABA (P 2, FM 96 m)<br />

Pazartesi, 15.00-15.30. Cumartesi Program ın ın (Maga-<br />

zin) Yeniden Yay ım ı .<br />

Pazartesi, 11.00-11.15. Türk Müzi ğ i ( İstekler).<br />

Pazartesi-Cuma, 17.45-18.00. Haberler.<br />

Sal ı-Cuma, 11.00-11.15. Bas ın özetleri, Dünkü Haberler-<br />

den Seçmeler.<br />

Per ş embe, 16.30-16.45. Türk Müzi ğ i, Çocuk Program ı .<br />

Cumartesi, 17.00-17.30. Magazin.<br />

STOKHOLM LOKAL RADYOSU (FM 94 m)<br />

Pazar, 17.00-18.00. Haberler, İ stekler...<br />

RADYO VARBYGARD (FM 104,2 m)<br />

Cumartesi, 14.00-14.30. Haberler, İ stekler.<br />

RADYO VATANBOTKYRKA (FM 91,6 m)<br />

Pazar, 11.00-11.30. Haberler, İstekler.<br />

GURBETÇIN İN SESI RADYOSUALBY (FM 91,6 m)<br />

Pazar, 19.30-20.00. Haberler, İstekler...<br />

YURDUN SES İ-NACKA. (FM 100,1 m)<br />

Cumartesi, 17.30-18.00. Haberler, İstekler.<br />

ANADOLUNUN SES İ -TENSTA (FM 91,1 m)<br />

Cuma, 17.00-18.00. Haberler, İstekler.<br />

Cumartesi, 9.00-10.00. Haberler, İstekler.<br />

TÜRKÇE TV YAYINLARI<br />

Cumartesi, TV 1, 13.30-13.40. Haberler ve Söyle ş iler.<br />

Cumartesi, TV 1, 14.00-15.30. Mozaik. (Türkçeye De Yer<br />

Verilen Göçmen Program ı )<br />

Sal ı , TV 1, 16.35-16.50. Çocuk Program ı .<br />

(Kaynak: Yeni Birlik Dergisi, 1988/3)


E Ğİ T İ M, ARA Ş TIRMA VE ÖRGÜTLER 169<br />

16-25 ya şlar ındaki kad ınlar, politik çalış malarda erkeklerden<br />

daha çok, sorumluluk al ırlar.<br />

Isveç'te 260 ba ğıms ız profesyonel müzik toplulu ğu: 250<br />

bin amatör şark ıc ı bulunur.<br />

Bugün Isveç'te 30 göçmen kurulu şunun 175 bin toplam<br />

üyeli 1.200 çevresel örgütü bulunur. Türk i şçi derneklerinin federasyonu<br />

olu şmuş tur (Türkiye d ışında tek). Göçmenler için<br />

46 dilde 350'den çok gazete ve dergi ç ıkar. Radyo ve tv'de göçmen<br />

dillerinde yay ı nlar yap ı l ır.<br />

1 988<br />

KI Ş OL İ MP İ YATLARINDAK İ SIRALAMA<br />

( İ lk Be ş S ı ra)<br />

Sovyetler Birli ğ i . .10 . . . .9 . . 7<br />

Do ğu Almanya . . . 9 ....8 5<br />

Finlandiya 4 0 2<br />

İ SVEÇ 4 .0 .1<br />

İ sviçre 3 .5 .5<br />

SPOR<br />

Örgütlenmeye spordan örnek vermek daha çarp ıc ı olacak:<br />

Ülkede 1.800 okul spor kulübü ve bunlar ın 700 bin üyesi bulu- -<br />

nur. Okullar ın şubat dinlencesinin ad ı "spor dinlencesi"dir<br />

(sportlov).<br />

Ülkedeki toplam - spor kulübü say ı s ı 39 bindir. 1986'da 1.7<br />

milyon Isveçli (16-74 ya şındakilerin evi d ışındaki spor<br />

etkinliklerine kat ı ld ı. Birçok spor dal ında, ço ğu gönüllü (paras<br />

ız) çal ışan binlerce çal ış t ı r ı c ı bulunur. 30 bin özürlü, on be ş<br />

dalda spor yapar (1988 Seul Özürlüler Olimpiyat Oyunlar ında,<br />

Isveçli sporcular 43 alt ın madalya kazand ı lar I.<br />

Her y ı l 2.500 sporcu, uluslararas ı kar şıla şmalarda Isveç'i<br />

temsil eder. 1987'de Isveçli sporcular ülkelerine 90'dan çok dünya.<br />

birincili ği kazand ırd ılar. Olimpiyat oyunları toplam madalya<br />

s ıralamas ında Isveç, (ABD, Sovyetler Birli ği ve İ ngiltereden sonra)<br />

I912'de (Stokholm ) 24: 1920'de I Anvers) 17:<br />

1948'de 1 Londra ► 16: 1952'de ( Helsinki ► 12 alt ın kazand ı .


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 170<br />

Teniste Björn Borg; kayakta Ingemar Stenmark y ıllarca<br />

Isveç'i ba şar ıyla temsil ettiler. Son y ıllarda kimi uluslararas ı tenis<br />

birinciliklerinin son (final) oyununun iki Isveçli aras ında oynanmas<br />

ına s ık s ık rastlan ıyor.<br />

İ SVEÇ' İ N 1987'DE KAZANDI Ğ I<br />

ULUSLARARASI B İ R İ NC İ L İ KLERDEN K İ M İ LER İ<br />

TAK İ M OYUNLAR İ<br />

FUTBOL:<br />

IFK Göteborg<br />

BUZ HOKEY İ :<br />

Ulusal Tak ı m<br />

BANDY:<br />

Ulusal Tak ı m (Erkekler)<br />

BOWLING:<br />

Ulusal Tak ı m (Erkekler)<br />

HALAT ÇEKME:<br />

Ulusal Tak ı m (Bayanlar)<br />

TEN İ S:<br />

Ulusal Tak ı m (Erkekler)<br />

Çift (Erkekler)<br />

Çift (Bayanlar)<br />

B İ REYSEL B İ R İNC İ L İKLER<br />

Yüksek Atlama (Patrik Sjöberg)<br />

Bilardo (Torbjörn Blomdahl)<br />

Bowling (Annette Hagre)<br />

Boks (Anders Eklund)<br />

Motokros (Jürgen Nilsson)<br />

Sür'at Motoru (Mats Kimby )<br />

Yelkenli (Thomas J ohansson)<br />

Sakatlar Sporu (Magdalena Tjernberg)<br />

Kayak (Thomas Wasberg)<br />

UEFA Kupas ı<br />

Dünya Birincisi<br />

Dünya Birincisi<br />

Dünya Birincisi<br />

Dünya Birincisi<br />

Davis Kupas ı<br />

Avustralya Aç ı k Tenis T<br />

ABD Aç ı k Tenis T<br />

Dünya Rekoru (2,42 m)<br />

Dünya Birincisi (3 Top)<br />

Dünya Birincisi<br />

Avrupa Birincisi (A ğı r s)<br />

Dünya Birincisi (250 cc)<br />

Dünya Birincisi (Formel 4)<br />

Dünya Birincisi (E Jolle)<br />

Dünya Birincisi (9 Dalda)<br />

Dünya Birincisi (30 km)


TAR İ H:<br />

DEMIRBA Ş Ş ARL<br />

Rus çarı 1. Petro'yu ("Deli" ya da "büyük" Petrol ko<br />

valarken, Paltova'da yenilerek Türkiye'ye s ığınan Isveç kral ı Xll.<br />

Karl (Charles Xll), Türkiye'de be ş y ıldan çok kalarak, Osmanl ı<br />

Devletinin bir "demirba ş " ı (Demirbaş Ş arl) durumuna gelmi ş ti.<br />

Demirba ş Şarl' ın yaşam ını özetlerken, Isveç tarihine de k ısaca<br />

göz ataca ğız.<br />

MÖ 3000 y ıllarında, avc ıl ık ve balıkç ılıkla geçinen göçmenler,<br />

buzullar ın erimesiyle ya şanıhr duruma gelen Iskandinavya<br />

Yar ırnadasına yerle şmeye ba şladılar. İlk gelenlerin do ğu<br />

kökenli olduklar ı san ılıyor. R engeyiklerinin eti yeniyor; derisi<br />

giyiliyor (çadır yap ılıyor) ve boynuzlar ı silah olarak kullan ılıyordu.<br />

VIKINGLER<br />

Denizciliği ve sava şmay ı çok iyi bilenler, bugünkü<br />

Stokholm yak ınlar ında(*) toplanarak kimi kez yüzlerce gemiyle<br />

ç ıktıkları yolculuklarda, üç yüz y ıla yak ın (800-10601 Avrupa'<br />

nın tüm denizlerinde korku salm ışlard ı. "Vikingler" ad ını alan<br />

bu gemiciler kimilerine göre korsan kimilerine göre tecimen, kimilerine<br />

göre de serüvensever ki şilerdi. H ızh giden alt ı düz gemileriyle<br />

her yere yana şabilir; rüzgâra kar şı yelken açabilirlerdi.<br />

Ingiltere, Fransa, Hollanda, Grönland ve Kuzey Amerika<br />

da içinde olmak üzere Akdeniz ve Atlas Okyanusunda:<br />

Baltık Denizinde; akarsulardan inerek Hazar Denizi ve Karadeniz'de<br />

kol gezen, kürk; silah ve tutsak al ışveri şi de yapan bu<br />

*) Isveç'in ilk kenti Birka, denize aç ık Mlaren Gölündeki Björkö adas ında<br />

Vikingler devrinde (1830'da) kuruldu. 1000 y ılına do ğru kent y ık ıld ı .


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A —iSVEÇ 172<br />

acımasız denizciler, gittikleri yerlerde sömürgeler de kurmu şlardı.<br />

DUBLIN'IN KURULU Ş U<br />

Irlanda'nms ba şkenti Dublin, bu y ıl bininci (kurulu ş) y ıl ın ı kutluyor.<br />

Ama gerçekte, kentin kurulu şu daha eskilere dayan ıyor. Kent 841'de<br />

kuruldu. Bu demektir ki, Kuzey Vikinglerince 1.147 y ıl önce kuruldu.<br />

Atalar ım ız Vikingler, Liffy ve Poddle akarsular ın ın birleş tiğ i yerde (Dublin)<br />

bir üs ve al ışveri ş merkezi kurdular.<br />

Bin y ıl önce Irlanda Kral ı, Vikingleri (ülkeden) ç ıkarmay ı ba şard ı . Bu<br />

y ıl kutlanan odur.<br />

...Vikingler, Do ğuya (da) çok yelken açarlar; örne ğ in Türkiye'den baharat<br />

getirirlerdi. Viking kenti Dublin canl ı , etkin ve ola ğan bir yerle şme<br />

yeri olarak kuruldu.<br />

Norveç, Danimarka ve Güney Isveç Vikingleri, Irlanda 'ya çok daha önceleri<br />

gittiler. Irlanda k ıy ılar ın ı yağmalad ılar. Kuzey Vikingleri korkutucu,<br />

güçlü ve sertti. Dövü şmeyi iyi bilen gerçek sava şçılard ı. Çok korku salarlard<br />

ı .<br />

(Tore 1.jungberg, Göteborgs Posten, 9 Ekim 19881<br />

Batıya gidenler genellikle Danimarka ve Norveç Vikingleri;<br />

Balt ık'tan Hazar denizi ve Karadeniz'e inenler de Isveç<br />

Vikingleri olarak bilinir. Hazar Denizine Volga'dan; Karadeniz'e,<br />

Kiev'i ana durak yaparak Dinyeper'den (ve de Volga-Don'dan)<br />

inerlerdi. Al ışveri ş için gittikleri İstanbul'a "Miklagard" derlerdi.<br />

Ba ğdat'la, Çin ve Hindistan'la tecimsel ili şki kurarlard ı .<br />

1983'te, Balt ık'taki 'Gotland Adas ından, 800'1ü y ıllardan kalma bir Viking<br />

gemisinin kopyas ı "Krampmacken"le yola ç ıkan on Isveçli, Polonya'<br />

n ın Gdansk Liman ından Vista Akarsuyuna girdi. Krampmacken, Var şova<br />

yak ınlar ında, bu akarsuvun kolu olan Bug'a sapt ı. Oradan Dinyeper'e geçilerek,<br />

Kiel yoluyla Karadeniz'e inilecek, yolculuk Miklagârd'ta ( İstanbul)<br />

son bulacakt ı. Bu, Vikingler'in en yayg ın yoluydu.<br />

Sovyet s ınırına yaklaşıldığında, vize başvunısuna olumsuz yan ıt verildi ği<br />

öğrenildi. Oraya dek 45 günde var ılm ışt ı. K ış da bast ırmak üzere oldu ğundan,<br />

geri dönüldü.<br />

Ertesi yaz (1984) ekip yine (kald ığı yerden biraz geri dönüp, Var şova üzerinden)<br />

yola ç ıkarak Karmpmacken'i 250 km kadar karadan yürütüp (Çekoslavakya<br />

üzerinden) Karpat Da ğlar ını aşırarak Macaristan'da Tuna'ya<br />

ulaş t ırd ılar. Oradan da Karadeniz'e. Krampmacken Türk sular ına girince,<br />

bir Türk devriye gemisinin topuyla neredeyse batacakt ı ! Ekibin yolculu ğu<br />

Ayasofya'da bitti. Orada bir ta ş ta ş ü tümce yaz ıl ıyd ı : "Başkan buradayd ı."<br />

"Başkan" (halvdan), "Vikinglerin ba şı " anlam ına geliyordu.<br />

(8 May ıs 1987 tarihli 1-and dergisinden özeticndi)


DEM İ RBA Ş Ş ARL 173<br />

Vikingler devrinde çoktanr ıya tap ılırd ı (bugünkü Isveççedeki<br />

gün adlar ının ço ğu bu Tanrı adlarmdan gelir). Avrupa<br />

ülkelerinin karada ve denizde savunmalar ın ı güçlendirmeleri ve<br />

H ıristiyanl ığın Iskandinavya'da yay ılmas ıyla(*) Vikingler ak ınların<br />

ı durdurdular.<br />

SINIFLAR<br />

O zamanlar, ayr ı ayrı yasaları olan küçük krralhklarla<br />

yönetiliyordu Isveç. Krallan soylular seçerdi. Topraks ız köylüler<br />

soylularm ve kilisenin topra ğın ı işlerdi.Kölelen**)d ışındaki<br />

yaşhlar,"ting"(***) denilen yerlerde y ılda bir kez toplan ır, yasa<br />

yaparlard ı. Yasalar yaz ılı olmad ığından "ting"lerde yüksek sesle<br />

halka okunurdu. Bu toplanma yerleri giderek kentlere dönü şecekti.<br />

H ıristiyanh ğın yay ılmasıyla halk "ting"ler yerine kiliselerde<br />

toplanmaya ba şlad ı. Bundan böyle yasa yapma yerine<br />

yap ılan yasalar; verilen kararlar dinleniyordu Soylular yönetimi<br />

olu şmuş, halk üzerinde bask ı kurulmu ştu. Gerçek krallıklar<br />

doğuyordu(****).<br />

*) Isveç'e ilk Hıristiyan misyoneri Vikingler devrinde geldi (829). Birka'ya<br />

gelerek kilise de kuran bu misyoner (Piskopos Ansgar), ancak birkaç ki şiyi<br />

Hıristiyan yapabildi. Eski Tanr ılar etkiliydi! 1008'de bir kral (Olof Skötkonug)<br />

Hıristiyan oldu. 11001i1 y ıllarda Skara, Linköping, Eskilstuna, Strügnüs,<br />

Vhsterits ve Sigtuna'da (1130'larda Gamla Uppsala, sonra Uppsala)<br />

piskoposluklar kuruldu. 1150 y ıllarında Isveç bir H ıristiyan ülkesiydi.<br />

Kiliseler önceleri keresteden, daha çok ayalet (devlet) ba şkanları ve soylularca<br />

yapt ır ıl ırdı. X111. yy' ın sonunda Finlandiya da H ıristiyanl ığa (ve 500<br />

yıl sürecek Isveç egemenli ğine) geçti.<br />

**) Kölelik 1335'te yasakland ı .<br />

***) 'Ting' sözcü ğü bugün de kullan ılıyor. "Tingsrütt", yarg ılık, mahkeme;<br />

"landsting", il genel kurulu (meclis) vb. Isveç parlamentosunun ad ın ın<br />

"ting"siz olmas ına karşın (Riksdag), Norveç, Danimarka ve İzlanda'n ın<br />

parlamentolar ı "ting"lidir: Stortinget, Folketinget ve Alltinget.<br />

****)Isveç'te derebeyli ğin (feodalite), Avrupa'n ın öteki yerlerinden daha<br />

önce ortadan kald ırılmas ını, ulaşım ın daha düzenli olmas ına bağlayanlar<br />

var. K ışın uzun sürmesi nedeniyle yollar buz tuttu ğundan, daha yürünebilir<br />

durumda oluyordu. Akarsular dondu ğundan, köprüye gereksinim olmuyordu.<br />

1987-88 k ışı Ilik geçince, asfalt olmayan orman içi yollar ın ın donmamas ı<br />

yüzünden, kereste ta şıması yeterince yap ılamam ış ve orman endüstrisi bunal<br />

ım ın eşiğine gelmiş ti.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 174<br />

X111. yy başlarında ilk yazılı yasa yap ılır: Vastgöta<br />

Yasas ı (Vastgötalagen). Bu yasa, Isveççede ilk yaz ılı kitapt ır da<br />

Tüm Isveç'i kapsayan ilk yaz ılı yasaları da, ülkenin ilk (genel)<br />

kralı sayılan Folkunga soyundan Birger Jarl yapt ı (1250).<br />

Vikinglerden sonra Kuzey Alman Kentleri, Balt ık'ta<br />

alışverişi tekellerine ald ılar. Lübeck ön s ıradaydı. Birger Jarl,<br />

bu Alman kentlerine gümrüksüz al ışveriş kolaylığı (kapitülasyon)<br />

tan ıdı. Almanlar çabucak Isveç'e yerle şerek tecimsel ve ekinsel<br />

yaşamda etkili olmaya başlad ılar. Stokholm bu a şamada kuruldu<br />

(1252). 1350'de kentlerdeki yöneticilerin yar ısı Alman'd ı<br />

(bugünkü 'Isveççe sözcüklerin üçte biri Almancadan gelir).<br />

Soylular ve papazlar (kilise) vergi vermezlerdi. Soylular,<br />

vergi yerine, kral için donan ımlı asker ve at beslerdi. Köylüler, el<br />

işçileri ve tecimle u ğra şanlar kral (devlet) ve kilise için vergilendirilirdi.<br />

Vergiler yetmeyince, devlet topraklar ının asker ve at<br />

besleme kar şılığı elden ç ıkarılması sürdürülürdü.<br />

Ortaçağda halk soylular, papazlar, kentliler ve köylüler<br />

olmak üzere dört s ın ıft ı. Yalnızca soylulann yönetimde yetkileri<br />

vard ı. Soylular, bölgelerinde ço ğu kez hem yarg ıç, hem de vergi<br />

toplay ıcısıyd ı. Kralla anla şmaya göre, vergi gelirlerinin bir bölümü<br />

(ya da tümü) soylunundu. XIV. yy' ın en güçlü soylusu Bo<br />

Jansson Grip'in (1330 11ar-1386), kinıilerinde saraylar da bulunan<br />

binden çok çiftli ği vard ı. Bo Jansson Grip, tüm Finlandiya'dan<br />

başka, Isveç'in üçte ikisinin de vergisini toplard ı(*).<br />

*) Bo Jansson Grip'ten 300 y ıl sonra, devrin en güçlü soylusu Per Brahe'<br />

ydi (1602-80). Finlandiya genel valili ği de yapan (1637.40 ve 1654) Per<br />

Abrahamsson Brahe üzerine, temel okulun 4. s ın ıflarında okutulmu ş bir<br />

tarih kitab ı şunları yazar:<br />

"17. yy' ın ortalar ı (1640-60) Isveç yüksek soylulann ın en parlak devriydi.<br />

Kontlar ve baronlar vars ıll ıklar edinmi şler; Otuz Yıl Savaş ları boyunca büyük<br />

topraklarla ödüllendirilmi şler; görkemli şatolar kurmu şlar ve çok gösteri<br />

şli yaşamış lard ır.<br />

Bunlar ın en vars ıl ı Per Brahe idi. Yaln ızca Visingborg Kontu olarak, 12,5<br />

kilometrekare topra ğa egemendi. Emir kullar ın ın kendisine "Yöneten Kont'<br />

demelerini isterdi. Granna'dan ş atosuna, flamalarla süslü kay ıklarından biriyle<br />

giderdi. Visingsti'de (ada) karaya ç ıkarken top at ışları ve bando ile<br />

karşılan ırd ı. Kontlu ğun yüzlerce güçlü koruyucusu, geçit töreni için şatoya<br />

dek yollara dizilirdi. Görkemli, iyi donan ıml ı şatoyu 2.000 yemi ş a ğac<br />

ı çevrelerdi. öteki kont ve baronlar gibi Per Brahe'nin de, egemenli ğ indeki<br />

topraklarda ya şayan halk üzerinde yarg ı gücü vard ı . Onların yaşamların ı<br />

(ölüm-kal ımlar ını da) yönlendirirdi."<br />

(Historia för enhetçskolan I, Mellanstadiet, Stokholm, 1959, sayfa 210-11)


DEMI RBA Ş Ş ARL 175<br />

Devlet gelirleri yetiniyordu ve de hiç yetmeyecekti. Folkunga<br />

soyunun son kral ı Magnus Eriksson, soylulann da, kilisenin<br />

de vergilendirilmesini istemek zorunda kald ı. Bunun üzerine<br />

soylular, Kral ı devirerek, yerine bir Alman prensi olan Albrekt<br />

av Maklenburg'u getirdiler.<br />

KALMAR B İ RL İĞİ<br />

Yetkisi kıs ıtl ı olan yeni Kral, güçlü olabilmek için Almanya'dan<br />

yeni soylular ve sava şç ılar getirtmeye ba şlad ı. Durumlarının<br />

kötüye gitti ğini sezen kimi soylular, köylülerin de deste ğiyle<br />

ayakland ılar. Kral Albrekt, Alman getirtmeyi durdurma sözü<br />

verdiyse.de sözünde durmad ı . Soylular ve köylüler yeniden ayakland<br />

ılar ve Danimarka Kraliçesi Margareta'dan yard ım istediler.<br />

Margareta'n ın ordusu 1389'da Albrekt av Maclenburg'u (Falköping'te)<br />

yendi. Margareta, Stokholm'ü de ele geçirerek tüm kuzeyin<br />

kraliçesi oldu (Norveç Danimarka'n ın; Finlandiya Isveç'<br />

indi). Bu birle şmeye "Kalmar Birli ği" denir. İskandinav tarihindeki<br />

bu tek birlik, yüz y ıl kadar ya şayabildi.<br />

Halk Almanlardan. b ıkmışt ı. Margareta döneminde Almanların.<br />

etkisi azalt ıld ı. Margareta'dan sonra ülke yine kar ışıkhklar<br />

içine girdi. Şimdi halk Danimarkahlan da ülkeden atma<br />

sava şım" veriyordu. 1436'da soylular, papazlar, kentliler ve köylülerden<br />

olu şan Arboga Riksdag' ı .(parlamento), Stokholm üzerine<br />

yürüme karar ı ald ı. Daha önce Dalarna köylüleri bir ordu<br />

oluşturmu ştu. Stokholm'ü ele geçirdiler. Danimarka Kral ı Kristian<br />

11 yeniden Stokholm'ü al ınca, bir yarg ı kurulu olu şturarak,<br />

ülkenin 82 ileri gelenini öldürttü (1520)<br />

GUSTAV VASA<br />

Soylulardan Gustav Eriksson Vasa, Dalarna'da ayaklanarak(*)<br />

köylüleri silahland ırdı. Almanya'dan (Lübeck) kiralad ığı<br />

askerlerin de yard ım ıyla, Danimarkahlan ülkeden ç ıkard ı (1521)<br />

ve kral seçildi (1523).<br />

Paraya gereksinim vard ı. Kilisenin paras ı ve topra ğı çoktu.<br />

Ülke topraklar ının beşte biri kilisenindi. 1527'de toplanan<br />

Vüsteras Riksdagel, Katolik olan kiliseyi Protestanh ğa dönüştürerek,<br />

kilisenin tüm varl ığına el koydu. Kral da kilisenin ba şı ol-<br />

*) Vasa'n ın 1521'de Süllen'den Mora'ya gelmesinin an ıs ına 1922'den beri<br />

her y ıl, bu iki kent aras ı kayak yarışı (Vasaloppen) düzenlenir. 85,55 km'lik<br />

bu yarışa 10 binden çok yan şç ı kat ıl ır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A — İ SVEÇ— 176<br />

du. Papazlar, Papa yerine krala ba ğland ı. Lüter (Protestan) öt-;-<br />

retisinde, kilise varl ığın ın halkın olduğu biliniyordu. Topraklar ın<br />

ço ğu halka da ğıt ıldı .<br />

Donanma kurularak, Lübeck'in Balt ık'taki egemenli ğine<br />

(Danimarka'n ın da katkısıyla) son verildi (1534). Devlet, asker<br />

beslemeye ba şlad ı .<br />

1400 11erin sonlar ında Incil Isveççeye çevrilerek (parça<br />

parça on be ş y ılda bas ıld ı(*). Kitap bas ım ın ın yay ılmas ıyla kilisenin<br />

ve devletin bask ıs ı artt ı .<br />

Birçok soylu, Kral ın yetkilerinin k ır ılmas ını istiyordu.<br />

Yeni kiliseyi istemeyenler de çoktu. 1530'larda %200-500 art ırılan<br />

vergiler köylüleri eziyordu. Yer yer ayaklanmalar oldu.<br />

Bunların en ünlüsü Dacke ayaklanmalar ıd ır. Dacke'nin bölgesi<br />

Güney Isveç'te (uç bölgede) oldu ğundan, halk oldukça özgürdü(**).<br />

İlk kez vergilendirilmek istenenler vard ı. Uzun gerilla sava<br />

şlar ı sonunda Nils Dacke ve tüm soyu öldürüldü (1543).<br />

SKANE, STOKHOLM'DE ELÇ İ LIK AÇIYOR<br />

Kırm ız ı-sar ı Skâne (Güney Isveç) bayra ğı , şimdi Stokholm'de dalgalan ıyor.<br />

Bir Skâne elçisi ve sekiz konsolos, kentin önemli yerlerinde görev<br />

yapacak.<br />

Ama başkente yap ılan bu sald ır ının arkas ındaki Skâne Partisi ve bu partinin<br />

ba şkan ı Caıl P Herslow değil.<br />

"-Biz, Stokholmlulara yard ım elimizi uzat ıyoruz. Onların sorunlar ını biz<br />

Skâne'de çözümleyece ğiz" diyor, Malmö Il Genel Kurulunun Planlama<br />

Ba şkan ı Ulf Aberg.<br />

"-Stokholm'da olmayan çok şey Skâne'de var. Büro ve endüstri için kiralar<br />

elveri şli. Yap ı yapmak ve oturmak daha ucuz...<br />

"-Skâne'de yakla şık bir milyon kişi ya şıyor. Işgücü k ıtlığı yok. Eğer sorun<br />

ç ıkarsa, Danimarka'dan i şgücü getirtilebilir...<br />

Tasar ıya kat ılan yedi belediye şunlardır: Malmö, Helsingborg, Lund,<br />

Landskrona, Trelleborg, Eslöv ve Ystad.<br />

(Hans-Inge Olsson, Dagens Industri, 27 Eylül 1988)<br />

bas ım ı bitirilen Incil, bir çal ışanın üç ayl ık kazanc ı karşıl ığı ediniıebiliyordu.<br />

Ilk elde köylerin ancak kiliselerine girebildi.<br />

**)Bugün de Güney Isveç'te (Skâne) oturanlar, kö şklerinin (villa) gönderlerine<br />

k ırm ız ı üzerine sar ı haçl ı olan kendi bayraklann ı çekerler (Isveç'in ulusal<br />

bayra ğı, mavi üzerine san haçl ıd ır).<br />

Güney Isveç kenti Trelleborg ile Bat ı Almanya kenti Trevemünde aras ındaki<br />

arabal ı (feribot) yolu kurulu şu "TT Line" 1989 Oca ğında çal ışmaya baş -<br />

layan dünyanın en büyük arabal ısına "Nils Dadce" ad ın ı ver.


DEM İ RBA Ş Ş ARI.. 177<br />

KARI Ş IKLIKLA.R<br />

Vasa, 1560'ta ölünce (1544 yasas ı uyar ınca) krall ı k, büyük<br />

o ğ lu Erik XIV'e geçti. Ama o ğullarmdan öteki ikisi de krall<br />

ığa soyundular. Ülkede kar ışıkl ıklar ba şlad ı . Ayr ıca Kralla soytutar:<br />

Katoliklerle Protestanlar aras ı nda sürtü ş n ıeler oluyordu.<br />

Erik XIV. karde şi »han lll'e yenilerek krall ı ktan dü ş tü (1568).<br />

Johan Ill'iin o ğlu Sigusmund da Polonya'ya (babas ı ölünce Isveç'<br />

e de) kral oldu.<br />

Halk kar ışı kl ıklardan b ı km ış t ı . D ışardan bir kral gelirimek<br />

isteyenler vard ı . Vasa'n ı n üçüncü o ğ lu Karl IX, Sigusmund'u<br />

devirerek krall ığı ele geçirdi (1599). Ötekiler gibi o da büyük<br />

temizlik yapt ı .<br />

KUZEY AVR.UPA'NIN<br />

GÜÇLÜ ÜLKESI<br />

Kral Erik XIV devrinde Rusya ile sava ş ba şlam ış t ı . Krallar<br />

ı Sigusmund'un öldürülmesiyle, Polonya da Isveç'e sava ş açt ı .<br />

Ruslarla sava ş çok ba şar ı l ı gidiyordu. Isveç-Fin ordular ı<br />

1610'da Moskova'ya girdi. Moskova bir süre Isveç yönetiminde<br />

kald ı .<br />

Karl IX öldü ğünde (1611), Gustav Il Adolf 17 ya şındayd<br />

ı . Genç Kral, gelmi ş geçmi ş en iyi devlet adam ı say ı lan (ba ş bakan<br />

ve d ış i ş leri bakan ı durumundaki) Axel Oxentierne gibi soyl<br />

ırlar ı n da yard ı m ıyla büyük yenilikler yapt ı . Oxentierne, k ırk<br />

y ı la yak ın (sonraki krallar zaman ında da) ülkede etkili bir ki şi<br />

oldu. Onun devrinde Modern Isveç'in temelleri at ı ld ı :<br />

- Üniversite ve yarg ı organlar ı yeniden düzenlendi.<br />

- Bürokrasi do ğdu. Devlet görevlisi, yarg ıç, diplomat gibi<br />

yeni u ğ ra ş dallar ı belirdi.<br />

- Ülke illere bölündü.<br />

- Köylerde okullar aç ılmaya ba şland ı (bunlar daha çok<br />

Latince ö ğrenimli dil okullanyd ı ). 1620'de liseler aç ılmaya ba ş -<br />

land ı .<br />

- Nüfus kütü ğü tutuldu. Her köy papaz ı , köyündeki ki şilerden<br />

sorumlu tutuldu. Böylece asker say ıs ı belirlendi, kaçakç ı -<br />

l ı k zorla ş t ı .<br />

- Bugünkü Belçika'dan Valonlar getirtilerek madenlerin<br />

işlerımeSi ve silah yap ı m ı geli ştirildi.<br />

F 1.2


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 178<br />

- Işe yaramayan ormanlar yak ılarak ekim alan ı durumuna<br />

getirilmeye ba şland ı. Böyle aç ılan alanlardan alt ı yıl vergi<br />

alınm ıyordu.<br />

Reformlar, ülke ve sava ş lar için gerekliydi. Sava şç ılar ı ve donan ı mlar ı n ı<br />

sa ğlayabilmek için iyi örgütlenmeye gereksinim vard ı. Daha önceleri,<br />

sava ş ç ı lar ın çoğu paral ı yd ı . Hangi ülke daha çok para verirse, o ülke için<br />

sava şırlard ı . $imdi Isveç'in kendi sava şç ılar ı vard ı . Her yerin papaz ı ,<br />

sava ş zamanlar ı nda ülke için sava şmalar ı için erkeklerin kütü ğünü tutard ı<br />

(bu, ilk kez olarak, İ sveç'teki halk ın gerçek say ı s ı n ı n da bilinmesiydi).<br />

Kütü ğe yaz ı lmamak, ölümü de göze almak demekti. Birçok köylü genci<br />

ve tutmalar (u şak) ormanlarda saklan ıyordu.<br />

(Svensk historia, pe Iett svenska, Sayfa 11, Stökholm 1986)<br />

Balt ık' ın kar şı yakasındaki sava şlarda toprak kazanma<br />

başarısı sürüyordu. Estonya'dan sonra Livonya da Isveç'in eline<br />

geçmişti. Balt ık'ın güneyinde de (Polonya yönetimindeki Prusya'da)<br />

Isveç ordular ı ilerliyordu.<br />

Isveç, 1630'da Otuz Y ıl Savaşlanna(*) kat ıldı. Almanlar,<br />

Gustav 11 Adolf u "Kuzeyin Aslam" olarak yard ıma ça ğırmışlardı.<br />

Isveç-Fin birlikleri, yeni sava ş yöntemleriyle ba şarılar kazandı.<br />

Ama Kral Gustav ll Adolf, 1632'de Lützen'de (Leipzig yak ınları)<br />

savaşırken öldü. Otuz Y ıl Sava şları sonunda Isveç, yeni topraklar<br />

kazand ı. Kuzey Avrupa'n ın en güçlü ülkesiydi.<br />

Gustav Il Adolf'tan sonra gelen Kraliçe Kristina döneminde<br />

(1632-54), sömürge ya ğmas ından da yararlanılması düşünüldü.<br />

1638'de bir Isveç sava ş gemisi, Daleware Suyuna (bugünkü<br />

Washingtowile Philedelphia aras ı) demir att ı. 1643'te bir gemi<br />

daha yolland ı. "Yenilsveç" (Nya Sverige) ad ı verilen sömürgedeki<br />

Isveçli say ıs ı 200'ü buluyordu. Yerle şme yerlerine de<br />

Nya Göteborg, Nya Vasa, Nya Korsholm, Kristina vb adlar yerli-<br />

*) Otuz Y ıl Savaşları (1618-48), Katoliklerle Protestanlarm sava şlandır.<br />

Avusturya Imparatoru Ferdinand, koyu bir Katolikti. Bohemya ve Macaristan<br />

kral ı da seçilmişti. Küçük Alman kentlerindeki din kar ışıkl ıklarından<br />

yararlanarak, onları da kendisine bağlamak düşüncesiyle savaşı başlattı. Ilk<br />

çarp ışmay ı Bohemyahlarla yapt ı. Danimarka ve Fransa Almanlar ın; Ispanya<br />

da Avusturya'n ın yan ında yer ald ılar. Savaşlar otuz y ıl sürdü ve Avusturya'n<br />

ın barış isteğiyle sonuçland ı (1648). Vestefalya Anlaşmasıyla Avusturya,<br />

Almanya'daki Protestan prenslerin dinsel ve siyasal ba ğıms ızl ıkların ı<br />

tanıd ı .


DEMIRBA Ş Ş ARL 179<br />

di. Sömürge toprak1an 1655'te Hollandahlann, sonra da Ingilizlerin<br />

(1664) eline geçti(*).<br />

350. YIL KUTLAMALARI<br />

"1638'de İ sveç'ten yola ç ıkan atalar ı m ı z ın, Atlantik'in bu yakas ı nda,<br />

toprak kazanmak için nas ıl zorlu bir yolculuk yapt ı klar ı n ı dü şündüm"<br />

dedi Kral ve ekledi: Onlar ı n an ı lar ı bugün beni onurland ırd ı .<br />

İ sveç Kral ve Kraliçesi, eski belediyede bir sergiyi açarken, Wilmington'Iular<br />

ın s ıcak ilgisiyle kar şı lan ı yordu. D ışardaki caddede, ellerinde<br />

Isveç bayraklar ı n ı sallayan kalabal ı klar vard ı .<br />

Kral dün de, Kraliçe ile gitti ği Philedelphia'da bir sergiyi açm ışt ı . Bu<br />

nedenle ö ğle yeme ği yenmi ş , Ann-Margret, İ sveç'i onurland ıran on<br />

dakikal ık bir kutlama gösterisinde bulunmu ştu. Ayr ıca, 350 y ı l önce<br />

ilk gelen İ sveçlilerin kar şı la şt ı klar ı gerçek K ız ılderililer Lenni Lenape'<br />

lerin torunlar ıyla tan ışı ld ı ...<br />

(Göteborgs Posten, 14 Nisan 1988)<br />

SOYLULARIN ETKISI<br />

Ülke topraklar kazan ıyordu ama, ülke topraklann ın %72'<br />

si (kiliseden alman topraklar katlanarak) soylular ın eline geçmi ş -<br />

ti. Vergi_ ödeyemez duruma dü şen köylüler yer yer ayaklan ıyordu.<br />

Soylular bolluk içinde ya şarken, köylüler açl ıktan ölüyordu.<br />

Riksdag'ta kentlilerle papazlar da köylülerden yana görünüyordu<br />

ama, soylulara güç yetn ıiyordu. Kraliçe Kristina, Avrupa'n ın ünlü<br />

bilginlerini toplay ıp soruna çözüm arad ı. Çözüm bulamay ınca<br />

da, taht ı b ırakıp (1654) yurt d ışına (Roma) gitti ve orada öldü.<br />

Sava şların ard ı bir türlü kesilmiyordu. 1k;79'da Danimarka'n<br />

ın elinden bugünkü Güney Isveç'i (Skâne) alan Karl Xl, soylular<br />

ın elinden de 1611'den sonra edindikleri topraklar ı (1680'<br />

de) geri aldn**).Her bölge (ya da il) donan ımlı 1.200 yaya asker<br />

besleyecekti. Bu askerlere toprak ve konut verildi. Bar ış devrele-<br />

*) 1784'te de bir sömürge edinme giri şimi oldu. Kral Gustav lll, Fransa'ya<br />

gidince, Antiller'deki (Bat ı Hint Adaları) St Barthelemy adas ın ı Fransa'dan<br />

(sat ın) ald ı. 21 bin kilometrekare olan adada, 400'ü köle olmak üzere 950<br />

kisi yaşıyordu. Amaç, bu aday ı tecimsel durak olarak kullanmakt ı. Yeni<br />

Dünya ile ilişkiler geli şiyordu. Ilk kez 1800'de adan ın gelirleri, giderlerini<br />

geçti. Isveç bu sömürgeyi 1878'e dek elinde tutabildi.<br />

**)1680 reformundan sonra toprak dengesi: Devlet %35,5; soylular %33 ve<br />

köylüler %31,5.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 180<br />

rinde topraklar ı n ı i ş leyecekler; sava ş durumunda orduya kat ı lacaklard<br />

ı . Her subaya, içinde ya şayabilece ği birer çiftlik güvencesi<br />

verildi. Ülke düzeyinde 3.000 subay çiftli ği belirlendi(*).<br />

DEM İ RBA Ş Ş ARL<br />

XII. Karl (Demirba ş Şarl), babas ının ölümü üzerine 15 yaşında<br />

kral oldu (1697). Çok iyi yeti ştirilmi şti. Latince ve Almanca<br />

biliyordu. Kral olunca Frans ızca (Türkiyeedeyken biraz<br />

Türkçe) ö ğrendi. Çok tarih okurdu. Büyük Iskender'in 32 yaşı<br />

nda dünyay ı titretti ğini dilinden dü şürmiiyordu. Sert ya şam ı<br />

seven, e ğlence ve kad ınlara kar şı ilgisiz, saraydan çok ordu içinde<br />

ya şayan, avc ı l ığı seven ve çok iyi k ı l ıç kullanan bir gençti.<br />

Isveç ordusu, XVI. yy'daki Türk ordusu gibi çok disiplinliydi.<br />

Üste kar şı gelmenin cezas ı ölümdü. Ölümle sonuçlanaca ğı<br />

bilinse bile, verilen buyruklar yerine getirilirdi.<br />

Protestan Isveç, Katolik Polonya ve Ortadoks Rusya'y ı<br />

öteden beri korkutuyordu. Rusya'n ın gücü Polonya'n ınkine yakla<br />

şm ış t ı . Balt ık Denizinde yaln ızca Isveç'in donanmas ı vard ı .<br />

Karr ı n Rusya'ya kar şı tutumu dü şmanca de ğildi. Rusya'dan<br />

hiçbir ku şkusu yoktu. Rusya'ya teknik personel ve 600 top bile<br />

yollann ş t ı .<br />

Ancak Çar Petro'nun Polonya ile anla şı p, Türkiye'yle<br />

bar ış yapmas ı (1700) Karl ı ku şkuland ırd ı . Danimarka da Rusva-Polonya<br />

anlasmas ına kat ı l ınca, Isveç'in sald ı r ıs ı na u ğrad ı .<br />

Danimarka'n ı n bar ış iste ğine uyan Karl, 40 bin ki şilik bir orduyla<br />

Balt ık' ı n kar şı yakas ına geçti (1700). Çar Petro, Isveç ordusunu<br />

kar şılamaya ç ıkt ıysa da, kaçt ı . Karl, büyük kuvvetlerini geride<br />

b ırakarak, 8.430 ki şiyle Novgorod yak ınlar ında Rus ordusuna<br />

sald ı rd ı . Alman generallerinin kumandasmdaki 40 bin ki ş ilik<br />

Rus ordusu, az bir kar şı koymadan sonra Moskova'ya do ğru<br />

kaçmaya ba şlad ı . Isveçlilerin 2 bin ölüsüne kar şı l ık, Ruslar 18<br />

bin ki şi yitirmi şti.<br />

Bu sava ştan sonra Karl' ııı değil Moskova'da, Sibirya'da<br />

bile durdurulamayacai,b görü şü yayg ınlık kazand ı. Ama Çar,<br />

bozgunu öğrenince umudunu yitirmedi ve şu ünlü sözü söyledi:<br />

"Daha uzun bir süre isveçlilere yenilece ğimizi biliyorum. Ama<br />

Subaylara toprak verilmesi 1901 y ı l ına dek sürdü. Bugün bile, özel ki şilerin<br />

elinde (subaylardan kal ıt olarak) bu topraklardan bulunur.


DEMIRBA Ş Ş ARL 1B1<br />

onlara yenile yenile, yenmeyi de ö ğreneceğimizi biliyorum."<br />

Çar, isveçlilerin Moskova'ya girememeleri için haz ırlıklar<br />

yapt ı . Moskova çevresindeki tüm kaleler iyice onar ıld ı. Bu i şte,<br />

kırbaç alt ında kad ınlar da çal ışt ırıldı. Top dökülebilmesi için kilise<br />

çanlar ı bile dökümhanelere yolland ı. 250 Rus çocu ğu sava ş<br />

yöntemlerini ö ğrenmek üzere Avrupa sava ş okullanna yolland ı .<br />

Karl, önce Çar Petro'yu ortadan kald ırmak istiyordu.<br />

Ama generallerinden kimileri Karl' ın bu düşüncesini de ği ştirterek,<br />

önce, daha güçlü durumda olan Polonya'ya sald ırılmas ım<br />

sa ğlad ılar. Çar Petro, eline geçen bu alt ın y ılları değerlendirirken,<br />

Karl Polonya batakl ıklar ında ilerliyordu.<br />

Polonya (Leh) kral ı bulunan Saksonya Elektörü 11. August<br />

(Nalk ıran), Çam yollad ığı 13 bin Rus ve 10 bin Saksonuyla,<br />

Letonya'da bulunan Karl' ın üzerine yürüdü (1701). Ancak,<br />

Çar gibi August de ordusunun ba şında bulunmadı . 2 bin ölü veren<br />

Saksonlar sava şı yitirdi. Ruslar, daha sava şın ba şında kaç-<br />

1Tll şlard ı .<br />

11. August'ün Polonya'daki durumu iyi de ğildi. Seçimle<br />

gelen Polonya krallar ı, "soylular kurulu"nun karar ı olmaks ız ın<br />

Polonya ordusunu kullanamazlard ı . Kral, 15 bin Sakson'a kar şı -<br />

hk 6 bin Polonyalı gönüllü toplayabilmi şti. Barış istedi. Karl,<br />

kad ın elçiyle görü şmedi bile. Var şova'ya giren Karl, Kilissov Alan<br />

Sava şında 10 bin ki şilik ordusuyla, August'ün 21 bin ki şilik<br />

ordusunu da ğıtt ı (1702). Karl, tüm a ğırl ıklann ı yitiren August'ü<br />

Polonya'n ın eski ba şkenti Karakovi'ye dek izledi. Otuz Y ıl Sava<br />

şlarından (1618-48) sonra isveçliler, Orta Avrupa'da yeniden<br />

at oynat ıyordu. Karl' ın attan dü şerek baca ğın ın k ınlmas ı , August'ü<br />

tutsak olmaktan kurtard ı .<br />

İsveçlten 12 bin ki şi getirttikten sonra Narew akarsuyunu<br />

geçen Karl, 6 bin Sakson ve 6 bin Litvan'dan olu şan bir orduyu<br />

kar şısında buldu. Yap ılan sava şı, bin tutsak ve 600 ölü<br />

verdirerek yine Karl kazand ı (1703).<br />

Bu s ırada Çar, Neva kentini alarak Balt ık'ta bir pencere<br />

açt ı. Kentin ad ını da Piterbuch (Petersburg = Petronun Kenti.<br />

1914'te Petrograd, 1924`te Leningrad) olarak de ği ştirdi. Nedense<br />

Karl, Ruslar ın Balt ık'a aç ılmas ın ı önemsemedi.<br />

Her şeyini yitirmi ş olan Polonya'da Karl' ın kral olmas ı


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA - İ SVE(:- 182<br />

bekleniyordu. Ama Karl, "krallarma sayg ı l ı olmay ı bilmeyen bu<br />

cumhuriyet"te kral olmak isthinedi., Polonya Eski İstanbul Büyükelçisinin<br />

o ğlu Leszcznsky'yi kral yapt ı. Polonya Kardinal'i<br />

(l') bu ki şinin çok genç oldu ğunu ileri sürdüyse de, "benim ya şımdad<br />

ı r!" diyerek tersledi. Gerçekten o zaman, her iki genç de 22<br />

ya şı ndayd ı (I705).<br />

1708'e dek Karl Polonya'da dola şarak sava şlar kazand ı .<br />

Polonya ve Litvanva Ruslardan temizlendi. Bu arada Ruslar da<br />

Balt ık'a iyice yerle ş tiler.<br />

Karl, Çam kar şı son darbeyi indirmeye haz ırlan ırken,<br />

Rus tehlikesinden etkilenen ülkelerin temsilcileri (Estonya, Livonya<br />

ve Volonyahlar) de beraberindeydi. Ukrayna Hetmam Mezappa<br />

da Karl'a kat ı ld ı . Moskova'ya Ukrayna üzerinden yilrünecekti.<br />

1708-09 k ışı. çok sert geçmi ş ; so ğuktan ölenlerin çokluğu,<br />

bir iki alan sava şı ndaki yitiklere e şit olmu ş tu. Ruslar. çekildikleri<br />

yerlerde ne varsa yak ıp y ıkiyor; yiyecek b ıraknuyorlard ı .<br />

Bu ("ununda, isveç'ten yola ç ıkan Levenhaupt yönetimindeki<br />

kuvvetler gelmeden Moskova'ya yilriinemezdi. Karl, Ukrayna'ya<br />

gelmekte dünyan ı n d ışı na ç ıkm ış gibiydi. Buyruklan gerekli yerlere<br />

zaman ı nda yaram ıyor; Levenhaupt yava ş hareket ediyor,<br />

bir türlü orduya yeti şen ıiyordu.<br />

Karl, bir bak ıma kom şu oldu ğu Osmanl ı Devletini kazanmay<br />

ı dü şündü. Özellikle K ı r ı m Ham Devlet Gerav Hank' kolayca<br />

anla şabilece ğini umuyordu. K ı r ı m Hanl ığıyla ili ş kiler oldukça<br />

eskiydi. 1630'da K ı r ı m Ilan ı n ı n yollad ığı elçiler, Finlan-<br />

-diya üzerinden Isveç'e gelmi şlerdi. IV. Mehmet devrinde Isveç<br />

Kral ı X. Karl Gustav, Osmanhlarla bir anla şma yapmak istemi şti. .<br />

Istanbul'a ilk Isveç elçisi 1.656'da gelmi ş ; 1657'de K ır ım'a<br />

adamlar yollannu ş t ı . Karl, 1705'te Polonya'da Lambergli ald ığı<br />

zaman, tutuklarevine at ı lmış elli . kadar Türk - tutsa ğı bulmu ş .;<br />

bunlar ı giyindirerek Türkiye'ye yollanu ş t ı . 1707 y ı l ında da Bender<br />

. Koruyucusu ve Özü Valisi Çerkez Yusuf Pa şa, Ruslardan<br />

gelecek tehlikeleri çok iyi sezdi ğinden, Mehmet A ğa ad ı ndaki<br />

elçiyi Karl'la gdrü şmek üzere Polonya'ya yollam ıştı . Mehmet<br />

Ağa, Karl'a yard ımdan söz etmi ş , ama Karl, o s ıralarda Isveç.<br />

kuvvetleriyle Çar ı yeneceğine güvendi ğinden olacak, Osmanl ı -<br />

*) Kardinal, Papa'y ı seçen, dan ışmanl ığı n ı yapan yetmi ş kadar ba şpapazdan<br />

her biri.


DIM İ RBA Ş Ş ARL IS3<br />

Tarla ili şkiyi sürdürmeye pek önem vermemi ş ti.<br />

Karl'in Ukrayna'da bulunmas ı , Osmanl ı Devleti için de<br />

büyük f ırsatt ı . Ama devletin ba şında bulunanlar durumdan yararlanmasm<br />

ı bilemediler. Ruslar, 1700 bar ışma ayk ı r ı olarak<br />

Osmanl ı s ı n ır ına kaleler yapt ı r ırken, Padi şah III. Ahmet, tahttan<br />

indirilme korkusu içinde s ı n ır çat ış malarmdan çekiniyordu.<br />

Sadrazam Çorlulu Ali Pa şa, d ış siyasa konular ında çok beceriksizdi.<br />

K ır ı m Ha ıııııa Istanbul'dan giden buyruklarda, Ruslar' incitecek<br />

hiçbir giri şimde bulunmamas ı isteniyordu. 111. Ahmet'in<br />

tahta ç ıkışından beri ülkenin ileri gelen ki şileri, kar şı görü şlü ya<br />

da ku şkulu görülerek ortadan kald ı r ılmış t ı . I ş ba şmdakilerin<br />

u şakhk ve dalkavuklukla yükselmi ş , yeteneksiz ki şilerdi. Istanbul'daki<br />

RuS Elçisi ıı i ıı da ğı tt ığı para ve kürklerin de Osmanl ı -<br />

Rus ili ş kilerinde büyük etkisi oluyordu.<br />

Karl' ı n i şleri ilk kez ters gitmeye ba ş lad ı . Ulahlarm<br />

Levenhaupt'm yak ın bir yere dek geldi ğini bildiren yalan<br />

bilgileri iyi ara ş t ı rmadan sald ır ıya geçti. Levenhaupt ise çok yava<br />

ş hareket etmi ş , yeti şen Ruslar kar şıs ında 7 bin ölü vermi ş ve<br />

sava ş gereçlerinin hemen tümünü yitirdikten sonra orduya kat ı -<br />

labilmi şti. Yusuf Pa şa ve Mezappa arac ı l ığıyla Isveç-Osmanl ı<br />

dostlu ğu için yap ılan giri şimler de sonuç vermemi ş ti.<br />

Bu ko şullar alt ında Paltova Kalesi ku şat ıld ı . Çar, kaleyi<br />

savunmaya kararl ıyd ı . Sava şın k ı zış t ığı s ırada Karl, bir Rus kurşunuyla<br />

aya ğı ndan yaraland ı . Siperleri ancak sedye üzerinde denetleyebiliyordu.<br />

Rus ordusu 45 bin; Isveç ordusu 21 bin ki ş iydi.<br />

Rus ordusunda birçok yabanc ı general vard ı . Yaral ı Kralm,<br />

kumanday ı Mara şal Rehnschiold'a vermesiyle Isveç ordusunda<br />

ikilik ba ş lam ış ; Levenhaupt, "böyle bir kumanda alt ı nda bulunmaktansa,<br />

olmenin daha iyi olaca ğı "n ı söylemi ş ti. Isveç ordusu<br />

s ı k ışıyordu. Kral, kur ş un ya ğmuru alt ında siperleri dola şı rken,<br />

Ba şkumandan Rehnschiold'un bir kar şı ç ık ış s ı ras ı nda 4 bin kişiyle<br />

tutsak dü ş tü ğünü ö ğrendi. Ku şatmay ı sürdürmenin olanaks<br />

ı z oldu ğ unu gören Karl, geri çekilmekten ba şka ç ı kar yol göremedi.<br />

Kral. Bender üzerinden Polonya'ya; Levenhaupt da K ı r ı m'<br />

a çekilecek; yeni kuvvetler ve sava ş gereçleri gelene dek -beklenecek<br />

t i.<br />

13a şar ı sarho ş lu ğu içinde bulunan Ruslar ı n akl ı na, kaçan<br />

is ■ eçlileri kovalamak bile gelmedi. Çar hemen bir şölen kurdur-


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 184<br />

du. Tutsak Isveç subaylar ı da şölendeydi. Bir ara Çar, kadehini<br />

"öğretmenlerin onuruna" kald ırd ı. Tutsak ba şkumandan, ö ğretmenlerin<br />

kim oldu ğunu sorunca da, "Sizler, Bay Isveçliler!"<br />

Kır ım'a doğru çekilen Levenhaupt' ın da 16.947 ki şiyle tutsak<br />

edildi ğini öğrenen Çar tümden şaşırmışh(*).<br />

TÜRKIYE YILLARI<br />

Karl, yarah durumda Osmanh topraklar ına girmi şti. Yanındakilerin<br />

tümü atl ıydı. Tüm gün çöle benzer, uzun otlu, ıssız<br />

bozk ırlarda yol aldılar. Ama gerçek s ınır sayılan Aksu'yu (Dinyester)<br />

geçebilmek için hem kay ıklar, hem de Özü Pa şasırun izini<br />

gerekliydi. Özü Pa şasından izin al ınmak üzere yollanan kurul,<br />

yolda, bir ta şoca ğında çalışan Tatarlara rastlad ı . Tatarlann ba şı ,<br />

hiçbir "kâfir"in kaleye girmesine izin verilmedi ğini söyleyerek,<br />

kaleye adamlar ından birini yollad ı. Özü'den bir Ağa gelerek, Paşan<br />

ın kurulu ertesi günü ça ğıraca ğım söyledi. Krala yiyecek-içecek<br />

getiren bir ba şka Ağaya 200 alt ın verildi.<br />

Ertesi günü Poniatowski ba şkanlığındaki kurulu ça ğıran<br />

Özü Kalesi Kumandan ı Abdurrahman Pa şa, Istanbul'dan izin almadan<br />

suyu geçmelerine izin veremeyece ğini söyledi. Abdurrahman<br />

Paşan ın kimbilir Isveç Krahn ın kim olduğundan ve niçin<br />

oralarda bulundu ğundan haberi yoktu. Bir "gâvur" ikinci bir<br />

"kâfir"ce tutsak edilse ya da öldürülse, bundan ne ç ıkardı .<br />

Polonya soylusu olan Krahn Elçisi Poniatowski, çoktandır<br />

siyasa ile uğra şmış , yetenekli bir ki şiydi. Orada bulunanların<br />

dışar ı ç ıkmaların ı , Paşaya söyleyecekleri bulunduğunu bildirdi.<br />

Yaln ız kal ınca da, "eğer Kral ve askerlerinin geçmesine izin verir<br />

ve yard ımda bulunursa, bu iyili ğini Kral ın ödülsüz bırakmayacağrı<br />

"n ı söylemesi üzerine Pa şan ın tutumu değişti. Elçi haz ırlıklı<br />

gelmi şti. Hemen Pa şaya bin (kimi kaynaklarda 2 bin) alt ın verdi.<br />

O gün "Sultaniye" adli kay ıklar, yiyecek dolu olarak<br />

kar şıya geçirilerek, Isveçliler ta şınmaya başlandı . 18 ve 19 Temmuzda<br />

(1709) kay ıklar durmadan çalışt ı . Ak şam üzeri, Rus kuvvetlerinin<br />

yakla şmakta oldu ğu haberi geldi. Ruslar, Osmanl ı top-<br />

*) Sibirya boık ırlar ına ve Urallar' ın arkalarına sürülen Isveç tutsaklar ı, çok<br />

elveri şsiz koşullarda yaşadılar. Demirbaş Ş arl' ın ölümünden üç y ıl sonra<br />

(1721) yap ılan Nystad (Finlandiya) anla şmasıyla, tutsaklar ın yaşayabilen<br />

14 bini (yarıs ından az) ülkelerine dönebildi.


DEM İ RBA Ş Ş ARL 185<br />

raklar ına yüz km kadar girmi şlerdi. Kayıkç ılar, kıy ıya yana şmaktan<br />

korktular. Kral, gece karanh ğından yararlanmay ı önerdiyse<br />

de dinletemedi.<br />

Ertesi günü sabah olunca, suyun öteki yakas ında kalan<br />

250-400 Isveçliyle Ukraynal ı ve Zaporoglu Kazaklar, Kral ın gözü<br />

önünde tutsak edildiler. Kazaklar ın tümü k ıhçtan geçirildi.<br />

Isveçliler önce Özü Kalesiyak ınlannda kurulan çad ırlarda<br />

konaklat ıld ı, sonra Bender'de haz ırlanan özel yere yerle ştirildiler.<br />

Kral Bender'e gelirken, Çerkez Yusuf Pa şa top at ışlarıyla<br />

ve törenle kar şıladı. Kral, 16 bin ki şilik ordu ile Levenhaupt' ın<br />

yakında gelece ğini ve bir iki hafta içinde Polonya'ya geçebileceğini<br />

umuyordu. Ac ı haberi 14 A ğustosta ö ğrenecekti.<br />

Abdurrahman Pa şan ın Isveçlileri parayla geçirmesi ve<br />

kimi Isveçlileri ahkoymas ı, Özü Valisi ve Bender Kumandan ı<br />

Çerkez Yusuf Pa şamn çok can ını s ıkmış , durumu Istanbul'a<br />

bildirmi şti. Gelen buyrukta, Abdurrahman Pa şa ve yardımc ısının<br />

(kethüda) Bender'de kalebent(*) olarak tutulmas ı; bin alt ın ve<br />

kaç ki şiyse Isveçli gençlerin Krala tam olarak verilmesi istenmi ştir.<br />

lll. Ahmet ayr ıca Krala donat ılmış bir atla hançer vb armağanlar<br />

yollamıştır.<br />

Kralın Türkiye'de bulunmas ı nedeniyle yo ğun bir diplomasi<br />

trafiği başladı. Ruslar, Kral ve Ukrayna Hetman ı Mezappa'<br />

nın geri verilmesini istediler. Isveçlilerden, tutsak olan kimi Livonyahlann<br />

u şak , olarak Rusya'n ın Istanbul Elçili ğine yollan&<br />

ğını duyan Isveçliler, bu u şaklarla ili şki kurmaya ba şlad ılar. Rus<br />

Elçiliği durumu ö ğrenince, u şaklar Isveç Elçiliğine sığındı. Duruma<br />

el koyarak yirmi yeniçeriyle Isveç Elçili ğini sardır ıp, uşakları<br />

sorguya çektiren Sadrazam, Müslümanh ğa dönenleri sahverip,<br />

ötekileri Rus Elçili ğine geri verdirdi.<br />

Bender'deki Isveç Kamp ına birkaç baraka yap ılarak, Kral<br />

ve çevresi yerle ştirildi. Buramn ad ı da "Karlopolis" (Karl' ın Kenti)<br />

oldu. Kral, "saray" ına geçerken, bir de dinsel tören yap ıldı .<br />

Bu "Kral Saray ı", yalnız Isveçlilerin de ğil, Moskova'ya kar şı savaşan,<br />

Rus tehlikesinden etkilenen tüm uluslar ın da simgesiydi.<br />

O 'una dek önemsiz bir s ınır kalesi olan Bender, Osmanl ı Devleti<br />

içinde de önemli bir yer oluvermi şti. Genç Kral ın dürüstlüğü,<br />

*) Kalebent, kale d ışına ç ıkması yasakl ı kişi.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A - 186<br />

yal ı nl ığı ve elinin aç ıklığı büyük ilgi topluyor; şarap iç ıneyi ş i<br />

İslam dünyas ını etkiliyordu. "Yüzy ılın iskenderi"ni görmek için<br />

Istanbul ve öteki yerlerden kalk ıp Bender'e gidenlerin say ıs ı az<br />

değildi.<br />

Osmanl ı Devletinin, Isveçlilerin giderleri için her gün<br />

tidedi ği "az ık parası "ndan (414,5 kuru ş) ba şka, birçok kez toplu<br />

para yard ı m ı yapılmasına karşın, Kral bir türlü parasal s ık ınt ıdan<br />

kurtulannyordu. Kampta 1.300 Isveçli, 6 bin kazak ve 4 bin<br />

Polonyal ı vard ı . Ayr ıca Rus bask ısından kaçarak kampa kat ı lanlar<br />

ı n say ıs ı gün geçtikçe art ıyordu.<br />

Kral,Sadrazinn Çorlulu Ali Pa şan ın yollad ığı arma ğanlar<br />

ı , "dii şınan" ından armağan alamayaca ğı gerekçesiyle geri çevirdi((`<br />

). Sadrazam, Karl' ı Rus kuvvetleri koruyuculu ğunda ülkesine<br />

yollamak gibi düşünceler ileri sürmü ştü. Paray ı çok seven Ali Paşa,<br />

büyük bir varlık edilmi ş ; çekemeyenleri ço ğalm ış t ı . 15 Haziran<br />

1710'da gözden dü şüp görevden al ınarak, Tunca valili ğ i ııe<br />

atan ınas ı en çok Karl' ı sevindir ıni şti (Çorl ıdu - Ali Pa şa. daha sonra<br />

Midillitye sürülecek; tüm varl ığına el konacak ve 27 Aral ı k<br />

1710'da ba şı kesilerek öldürülecektir).<br />

Sadrazamlığa getirilen Numan Pa şa, o dönemde -say ı lar ı<br />

çok az olan "do ğru" adamlardan biriydi. Sadrazam ın deği ş ti ğ ini<br />

öğrenen birçok ki şi, haklar ı n ı aramak üzere Istanbul'un yolunu<br />

tutuyordu. Çorlulu döneminde kesinlikle Rusya ile bir sürtü ş me<br />

istemeyen Bab ı t'Ili (hükümet), şimdi gerek ülke ç ı karlar ı ve °nuru<br />

ve gerekse XII. Karl için sava şı da göze alabilirdi. Numan Pa şa b ı l<br />

konuda, Çorlulu gibi Kral ı aldatma dü şüncesinde olmad ığım da<br />

özellikle belirtiyordu. Ülkesine dönebilmesi için de Krala istediğine<br />

yak ı n kuvvet (30-40 bin ki şi) verebilecekti.<br />

Padi şah III. Ahmet, Numan Pa şan ın etkisinin artmas ı ve<br />

Rusya'ya kar şı sava ş olas ı l ığı kar şıs ında ku şkuya dü ş tü. Askere<br />

ayl ı k vb giderler için ."iç hazine"den para istenince, Sadrazam ı<br />

ça ğı r ı p, önceki sadraza anlam ı iç hazineye dokunmadan para bul-<br />

*) Isveç müzelerinde Demirba ş Ş arl' ın Türkiye'de bulundu ğu y ıllara ili ş kin<br />

hiçbir Türk yap ı t ı bulamad ık. "Ordu Müzesi"nde (Kungl. armemuseum)<br />

Demirba ş Şarl için ayr ılan kocaman salonda bile, Ş arl' ın gitti ği yerleri<br />

gösteren haritadan ba şka, Türkiye'yi ans ıtacak tek şey yok! Müzelente,<br />

1687'de Viyana'da edinildi ği yz ıl ı çok büyük bir çad ır d ışında, Türk yap ı t ı<br />

olarak gösterilen kimi tüfek, k ıl ıç, eyer tak ım ı vb etiketlerinde belirli bir<br />

tarih yok.


DEM İ RBA Ş. Ş ARL 187<br />

duklarm ı söyleyerek ı»ül ıürü istedi. N ıı man Pa şa mühürü verirken<br />

"önceki sadrazamlar Padi şah ı ho şnut etmek için halk ı haks ız<br />

yollarla ezmi şlerdir" demek yiireklili ğini gösterdi. Dostlar ın ı n<br />

çoklu ğundan çekinen Padi şah, Numan Pa şan ı n ya şam ına ve varl<br />

ığına dokunmad ı. Kendisine E ğriboz Sanca ğı verilen Pa şan ı n<br />

sadrazaml ığı 63 gün sürdü.<br />

Sarayda yükselebilmek için, do ğruluk yerine kurnazl ık,<br />

u şakl ık ve hile gerekliydi. Kendisinde bu yeteneklerit!) öteden<br />

beri bulunduran ve o s ıralarda Halep Beylerbeyi olan Baltac ı<br />

Mehmet Pa şa sadrazaml ığa getirildi. Baltac ı 'mn ilk i şi, çoklarm ı n<br />

yapt ığı gibi, kendi adamlar ı n ı önemli yerlere getirmek oldu. Bu<br />

arada, aralar ı aç ık bulunan Özü Valisi ve. Bender Kumandan ı<br />

Çerkez Yusuf Pa şay ı tutukiatarak K ılburnu' ıla kalebent yapt ı .<br />

Devlete hizmet yolunda saçlar ı n ı a ğartm ış ; birçok sava ş larda<br />

bulunarak yararl ıklar göstermi ş olan bu ya ş l ı Pa şan ın tüm varl<br />

ığı na da el konuldu.<br />

Osmanl ı Devleti, Isveçlilere az ık paras ı vermeyi<br />

yordu. Ama Istanbul'da politik giri şimlerde bulunmak; Bender'<br />

le Istanbul ve Stokholm_ aras ı ndaki ba ğlant ı y ı sa ğlamak için büyük<br />

paralar gerekliydi: O dönemde en hakl ı savlar ııı bile arma ğan<br />

ve parayla desteklenmesi ola ğaııd ı . Ukrayna Hetmam Mezappa<br />

olmeden Krala 160 bin alt ı n borç vermi şti. Öldükten sonra kalan<br />

- 80 bin alt ı n ı da Kral borç olarakald ı . Bender birçok tecimenin,<br />

özellikle Yahudilerin ilgisini çekiyordu. Kral ı') yüksek faizle<br />

para ald ığı n ı duyan Yahudiler Bender'in yolum ı tutuyordu. Pafar<br />

yerini and ı ran kamp ın çevresini Türk evleri sarm ış t ı . Kralm<br />

sivil giysili askerleri el sanatlar ıyla u ğra şıyor: ö ğretmenlik, yap ı -<br />

yorlard ı .<br />

Kralm bir an önce. ülkesine dönmesi için türlü bask ılar<br />

deneniyordu. Frans ız Elçisi, deniz yoluyla gitmesi say ım ortaya<br />

att ı . Kimi kez Sadrazamm kötü davran ışı n ı Padi şah «ar ıyor;<br />

Kral ı kendi konu ğu say ıyor; istedi ğince Osmanl ı Devletinde kalabilece<br />

ği ve diledi ği yolla gidebilece ği bildiriliyordu.<br />

Rusya'ya kar şı yumu şama beklenirken, sava şa karar verilmi<br />

şti. Bu kararda K ı r ım Ham Devlet Geray ve Isveç Kral ı Karl'<br />

ın etkisi büyüktür. Kralm, ülkesine gidebilmek içi ıı çok say ıda<br />

koruyucu ve borçlar ı n ı odeyebilmek için para ko ş ulu ileri sürmesinin<br />

bir nedeni de, Türkiye'de kal ış süresini uzatarak, Osmanl ı


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 188<br />

Devletini Rusya'ya kar şı sava şa sokmak istemesivdi.<br />

Padi şah, 16 .Mart I 7 I I 'de, ordunun.Ba şkumandam olarak<br />

Baltac ı 'ya sanca ğı verirken, Tatar Han ın (Devlet Geray Han)<br />

sözünden ç ıkmamas ı n ı Isveç Elçisi Poniatowski, Kral<br />

ın temsilcisi olarak Sadrazam ı izleyecekti. Istanbul'da bulunan<br />

Devlet Geray, ordudan önce ç ıkm ış , Kır ım'a giderken Bender'e<br />

u ğrayarak . Kralla sava ş tasar ıları haz ırlam ışt ı . Eflak ve Bo ğdan<br />

Beylerine Tuna üzerine köprüler kurmalar ı ve yiyecek haz ırlarımlar<br />

ı yolunda buyrukla yollanm ışt ı . Önce Bender'e u ğranacak,<br />

sava ş yöntemleri saptanacakt ı .<br />

Ordu a ğır yürüyor, dinlenmek üzere yürüyü şe ara vetildiğinde,<br />

ortal ık panay ır yerine döniiyordu.<br />

Rus ordusunun Eflakia girdi ği, Bo ğdan Voyvodas ı n ı n<br />

Ruslara s ığınd ığı haberinin gelmesi üzerine, Çar ın Bender'e satd<br />

ı rmayaca ğı anla şılmış ; Baltac ı da Bender'e u ğramadan İsakç ı '<br />

ya geçerek, Kral ı yan ına ça ğırm ış t ı . Kral bu ça ğr ıya uymad ı .<br />

Baltac ı , bu "kurumla kâfir"irı gelmemesini yads ıyordu. Bir kez<br />

kendisi Padi şah ad ına sava şa gidiyordu. Dahas ı , Kral bir göçmendi<br />

ve Padi şahm koruyuculu ğuna s ığnmu ş t ı. Osmanl ı Devleti yönetiminde<br />

bu gibi ki şisel ili şkilerin etkisi büyük oldu ğundan.<br />

özellikle Karl'm dayan ılmaz bir istekle bekledi ği Osmanl ı-Rus<br />

sava şı iyi bir ba şlang ı ç getirmiyordu.<br />

Baltac ı asker de ğildi. Hiçbir sava ş ta bul ımmann ş t ı . Karl'<br />

ın sava ş tasar ı lar ı da uygulan ınayacakt ı . Çar ordusunun Purut<br />

boyunca Tuna k ı y ılar ı na inmekte oldu ğu iyice biliniyordu.<br />

Ordu a ğır a ğır kuzeye do ğru ilerlerken, birdenbire Rus<br />

ordusunu kar şıs ında buldu. Ruslar, beklemedikleri ve da ğnuk<br />

olduklar ı bir s ırada Osmanl ı ordusunu görünce şaş k ına dönerek<br />

Purut'un kar şı yakas ı nda çekilmeye ba şlad ılar. Köprüler kurulurken<br />

Türk, Tatar ve Kazak att ı lar' suyu geçip, Ruslar, kovalamaya<br />

ba ş lad ı lar. Ruslar kaçarken, içi yiyecek vb dolu 600 dolay<br />

ı nda arabay ı da b ırak ın ıştard ı .'Sadrazam ileri gitmekten korkuyor,<br />

gelen "kelle ler için ödüller veriyordu. İ lk kelleye 500 kuru<br />

ş verilmi şken, ö ğleye do ğru kelle ba şı 20-30 kuru şa dek dü ş tü.<br />

Yeniçerilerden birinin, kellenin daha çok para etti ğini ö ğrenince,<br />

tutsa ğım k ı y ıya çekip, k ı l ıcıyla kafas ın ı uçurdu ğu ve kellenin<br />

paras ı n ı ald ığı söylenir.


DEM İ RBA Ş Ş ARL 189<br />

Çok ()ilkin durumda bulunan Rus ordusu Purt ı t StlytilltIll<br />

- 1


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 190<br />

ma 150 bin; Yard ımcısına 60 bin; Çavu şbaşıya 10 bin ve Yeniçeri<br />

Ağas ına 10 bin ruble, yaz ıcılara, çevirmenlere ve yararlar ı<br />

dokunacak öteki ki şilere belirli paralar da ğıtılacakt ı .<br />

Safırov'un ola ğanüstü bir ba şar ı sağladığı , barış görü şmelerine<br />

ba şlamadan önce, Rus mare şali Şeratetev'in sözlerinden<br />

daha iyi anla şılmaktad ır. Safirov'un anla şma tasla ğın ı gören Şeratetev<br />

şunları söylemiştir: "Bu ko şullarla Türklerin bar ış yapacaklarını<br />

sanan ve Çara bu dü şünceyi veren, dünyan ın en aptal<br />

ki şisidir. Sadrazam bu tasla ğı uygun bularak bar ışı ba şlat ırsa, aptallıkta<br />

birincili ği Ona (Sadrazam) vermek gerekir!" Baltac ı'mn<br />

Katarina ile bulu ştuğu savına kaynaklarda rastlanm ıyor. Bu sayı ,<br />

Onu çekemeyenlerin ve sonradan romanc ıların ortaya att ığı görüşü<br />

yaygınd ır.<br />

Poniatowski ve Devlet Geray Han, bar ış görü şmelerinin<br />

başladığını Karl'a (90-100 km'lik yol) ula ştırdılar. 22 Temmuz<br />

gecesi saat 22'de, yan ına birkaç subay da alarak yola ç ıkan Karl,<br />

ertesi sabah orduya ula şt ı . Karl' ın gelmekte oldu ğunu duyan<br />

Baltacı, bir paşay ı kar şılamaya yollad ı. Paşa, Sadrazam ın işinin<br />

çokluğu nedeniyle kendisini görevlendirdi ğini, Sadrazamla görü<br />

şmek isterse ba şçadıra (otağ) buyurmas ını Krala söyledi. Karl,<br />

atını yüzdürerek Purut'u geçti ğinde, Rus ördusu tüm a ğırlığıyla<br />

yola ç ıkmıştı. Yalnızca artç ılar görünüyordu.<br />

Sadrazam ın da içinde bulundu ğu, kendisini kar şılamaya<br />

duranlarla ilgilenmeyerek at ından inen Karl, do ğruca ba şçad ıra<br />

giderek koltuğumsu bir yere oturdu. Üstü ba şı toz ve çamur<br />

içindeydi. Baltac ı ve Devlet Geray, çad ıra girerek selam verdiler.<br />

Çok sinirli olan Karl, girenleri, elini usulca şapkas ın ın kıyıs ına<br />

dokundurarak selamlad ı ve içerde bulunanlar ın dışarı ç ıkarılmasını,<br />

Baltacı 'yla yaln ız görü şmek istediğini bildirdi. Baltacı, içerdekilerin<br />

kalmas ının sakıncah olmayaca ğın ı söylediyse de dinletemedi.<br />

Çad ırda Kral, Sadrazam, Devlet Geray Han, Poniatowski<br />

ve Krahn çevirmeni kaldılar.<br />

Kral, böyle bir olana ğın bir daha kolay kolay ele geçmeyeceğini.belirterek,<br />

sava şın sürdürülmesini istedi. Baltac ı kar şıhk<br />

olarak, Türk yasalar ına ( şeriat) göre, "aman" diyene k ılıç kalkmayaca<br />

ğını, tüm isteklerinin kar şıland ığını ve Isveç için Ruslarla<br />

sava şa girmek zorunda olmad ıkların ı söyledi. Karl' ın, kendisine


DEMIRBAŞ ŞARL 191<br />

birkaç bin yeniçeri ve biraz top verilirse, birkaç saatte Ruslar ı<br />

tutsak yapabilece ği yolundaki isteğini de, "İslam askerlerine bir<br />

Hıristiyan' ın kumanda edemeyeceği" gerekçesiyle tersledi. Bar ış<br />

yapılm ışt ı, dönülemezdi. Bu barışla, Krahn ülkesine dönebilmesi<br />

için de Ruslardan güvence al ınmıştı. Osmanlı Devleti ilk kez Karlofça<br />

anla şmasıyla toprak yitirmi şti ve bu barışla, Ruslara b ıraktığı<br />

Azak Kalesini geri al ıyordu.<br />

Baltac ı'yla iyice arası aç ılan Karl, Bender'e döndü. Sadrazam<br />

ın gizli düşüncelerini sezmi şti. Istanbul'a mektuplar yolladı.<br />

Baltac ı da, Çorlulu'nun düşürülmesinde büyük pay ı olduğunu<br />

dü şünerek Istanbul'a, Krahn davran ışlarını kmayan mektuplar<br />

yollad ı, yalanlar yazd ı .<br />

Purut Anla şmasında belirtilen ko şulların yerine getirilmesine<br />

dek, Türkiye'de "rehin" olarak kalan iki Rus (Safirov ve<br />

Şeremetov), bir hafta içinde Osmanl ılarla içli d ışh olmuşlardı .<br />

Bol para da ğıtan bu ki şiler, Krahn Rusya yoluyla yollanmasm ı<br />

istiyorlard ı. Baltacı'nın Safirov'a "Krah öyle adamlarla yollayaca<br />

ğım ki, Kral u ğruna kimseyle çarp ışmayacaklard ır!" dediği<br />

söyleniyordu. Kralın ülkesine yollanmas ı için Baltacı kesin buyruk<br />

vermi şti. Krahn geçece ği Polonya'ya (Lehistan) mektup yazılmış;<br />

koruyuculu ğunu yapacak 3 bin ki şi Bender'e gelmi şti.<br />

Kral, 40 bin ki şi olmadan adımını atmayacağuu kesin olarak<br />

bildirdi.<br />

Bu arada' Baltac ı 'n ın oyunlar ı Istanbul'da duyulmaya<br />

ba şland ı. Padi şah fil. Ahmet, Baltacı'ya yolladığı mektuplarda,<br />

Krala kar şı tutumunu kıyasıya ele ştiriyor, birinde "aman dilesen<br />

bile seni öldürürüm!" diyordu. Baltac ı yine de Krahn bir an önce<br />

gitmesini sağlamak amac ıyla türlü baskılar deniyordu. Kral ın çevirmeni<br />

tutuklanarak Özü Kalesine kapat ıldı. Orduda ve donanmada<br />

bulunan Isveç subaylar ının Bender'e yollanmas ına ili şkin<br />

buyruklar ç ıkard ı. Bender'e mektup getiren "kurye"ler, Sadrazanun<br />

buyru ğuyla durdurulmakta, mektuplar aç ılmakta, dahası,<br />

bu mektuplar ın çevirisinin Safirov'a yapt ırıldığı bile söylenmekteydi.<br />

Istanbul'daki Isveç Elçili ği, sürekli olarak Sadrazam yanl ıların<br />

ın gözetimi alt ındayd ı .<br />

Baltac ı , Kralın gitmesi için buyruk üzerine buyruk ç ıkarır.<br />

Iyilikle Bitmezse zorla kaldırılaca ğın ın bildirilmesi üzerine,<br />

Kral da zorbal ığa zorbalıkla kar şı koymaya karar vermi ş ; Isveç


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA 192<br />

askerlerini silahland ırarak, saray çevresinde tetikte beklemelerini<br />

istemi ş tir.<br />

Tedirginli ğini bir türlü yenemeyen Baltac ı , Safirov ve Şeremetov'un<br />

da kat ıld ı klar ı bir "divan" toplayarak, soruna çözüm<br />

arad ı . Divanda bulunan Yeniçeri A ğas ı Yusuf Pa şa- bir ara, "bir<br />

de şeriata soral ıııı , bakal ı m Tanr ı ne buyurmu,ş tur? " diyerek.<br />

Ordu Kad ısm ın dü şüncelerini sorar. Kad ı 'mn yan ı t ı ştiyledir:<br />

"Bir köfir gelip konuk olursa, bir y ıl boyunca yedirilip içirilir.<br />

Bir y ı l ı n sonunda ülkesine gitmeyip, İslam topra ğında kalmak<br />

isterse, kendisine İslaml ık sunulur. İslanı lığa geçmezse haraç istenir."<br />

Bu yan ı t üzerine Yusuf Pa şa Sadrazama dönerek, "kralh,<br />

ğı elinden ç ıkan bu kâfir, bir düzenle Polonya'ya kral olmak ister.<br />

Buyru ğa uyup giderse, ne iyi. Gitmezse, ellerine ip; bo ğaz ı -<br />

aa zincir takarak İsakç ı Manast ırma at ıverin, dursun!" der. Bender<br />

Kumandanma bir buyruk yaz ılarak, İsveçlilere verilen günlük<br />

az ık paras ı n ın 414,5 kuru ştan, 50 kuru şa indirilmesini ister.<br />

Isveç Elçilik yaz ım ı , 25 Eylül günü (1711), Padi şah cuma<br />

namazma giderken, kendisine bir mektup ula ştırmay ı ba şard<br />

ı(*). Kiiııi isveçliler, dolambaçl ı yollardan Istanbul'a giderek.<br />

saraydaki Isveç dostlar ı ve Frans ız Elçili ği arac ı l ığıyla dertlerini<br />

duyurabiliyorlard ı . Bir kez de Padi şah giysi değ i ştirerek, Kralm<br />

temsilcisiyle bulu ştu. Purut Bar ış m ı n gerçek durumunu ö ğrenen<br />

Padi şah 111. Ahmet çok şaşı rm ış ve Baltac ı 'ya şunlar ı yazm ış t ı r:<br />

"Ne olursa olsun, isveçlilerin hemen gitmesini istersin. Amac ın,<br />

isveçlileri Nalk ıran'a August) ya da Çara tutsak etmek midir?<br />

"<br />

Padi şalun çok sert ç ık ışlar ındansonra Baltac ı tutumunu<br />

deği ş tirMi ş ; Krala bir mektup yollayarak, az ık parasın ın kesilmesinden<br />

bilgisi olmad ığı n ı ortaya atm ış ve konuğu say ılmasm ı<br />

istemi ş tir.<br />

111. Ahmet önceleri, Baltac ı 'n ın ordunun ba şında bulun<br />

Mas ından çekinmi şse de, 20 Kas ım 1711'de Yeniçeri A ğas ı Yusuf<br />

Pa şaya tutuklatarak Bostanc ı ba şı (Edirne) tutuklarevine<br />

kapatt ı rd ı . Purut Barışında suçlu görülen Yard ımcıs ı ve Mektup-.<br />

çusu as ı ld ı lar.<br />

*) O devirde padişaha haber ula şt ırman ın bir yolu da, padi şah cuma flamazina<br />

giderken, "cuma alay ı "n ın önüne atlamakt ı . Araban ın önüne atlayan<br />

ki ş i yak Rlanarpl< gözalt ına al ın ır, gerçek anla şıl ınca sal ıverilirdi.


DEM İ RBA Ş ŞARL 193<br />

Yeniçeri Ağas ı Yusuf Pa şa, sadrazamlığa getirili şinin ertesi<br />

günü Isveç Elçisini ça ğırarak, geçmi şteki olaylar üzerine Padişaha<br />

yaz ılı ya da sözlü bilgi verilmemesini istedi. Yeni Sadrazam<br />

da Isveç yanl ısı değildi.<br />

Devlet Geray Han ın Istanbul'a gelip olaylar ı anlatmas ı<br />

üzerine, sarayda Rus dü şmanlığı artt ı. Divan toplanarak sava şa<br />

karar verildi. Ama Safırov, 21 Nisan 1712'de Osmanl ı-Rus uzlaş -<br />

masın ı sağladı. Uzla şma için Safirov, 84.900 Venedik alt ın ı<br />

(Sadrazama 30 bin, Müftüye 10 bin...) ve 22 bin ruble da ğıtt ı .<br />

Kralın gönderilme i şi, gündemde yine birinci s ırayı almışt<br />

ı. Poniatowski, "ki şisel mutluluklar için ülke onuruna ve genel<br />

ç ıkarlara ayk ırı davranan kişilerin i şba şında olduğu bir ülkeden<br />

hiçbir şey beklenemez" diyordu.<br />

Rusların barış ko şullarına uymad ıklan, Polonya'ya yollanan<br />

Elçinin dönü şünde anla şıldı. Polonya bo şalt ılmamıştı. Divan<br />

toplandı. Padişah, gerçekleri gizledi ği gerekçesiyle, Yusuf<br />

Paşaya ç ıkışarak mühürü elinden ald ı. Rusya'ya savaş aç ılmas ına<br />

karar verildi. Rus Elçisi, elçilikte çal ışan öteki kişilerle (Safirov<br />

ve Şeremetov da içinde) Yedikule'de gözalt ına ahndı(*). Bu kez<br />

ordunun ba şında Padi şah da bulunacakt ı .<br />

Sadrazamhğa Abaza Süleymen Pa şa getirildi. Kral Bender'e<br />

geleli dört sadrazam de ği şmişti.<br />

M. Ahmet ordunun ba şında Edirne'ye gitti. Isveçliler<br />

durumun kendilehnden yana dönü ş tüğünü san ıyorlardı. Padişahın<br />

Edirne'ye gitmekteki gerçek amac ı, başkentin havas ından<br />

kaçarak, özgür kararlar verebilmekti. Şimdi o da, Osmanlı Devletinin<br />

bir "demirba ş " ı durumuna gelen Karl' ı ülkesine yollamaya<br />

kesinlikle kararl ıydı .<br />

Kralın öteden beri istedi ği 1.200 kese alt ın verilmiş ve<br />

bir an önce gitmesi istenmi ştir. Ruslara savaş aç ıldığı bir sırada<br />

durumdan yararlanabileceğini uman Karl, bin kese altın daha<br />

gerekli oldu ğunu bildirdi. 1 Şubat 1713'te divan toplanarak,<br />

Krahn hemen gitmesi ya da Edirne'ye gelmesi için Bender Kumandan<br />

ı Ismail Paşa ve Kırım Hani Devlet Geray Hana birer<br />

buyruk yaz ıld ı. Bu iki seçenekten biri seçilmezse, tüm Isveçlile-<br />

*) O devirde, savaş aç ılan ülkenin temsilcileri (elçilik ve çevresi) tutuklanarak,<br />

savaş bitene dek Yedikule'de gözalt ında tutulurdu.<br />

F 13


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA ISVEÇ- I 9-I<br />

rin k ılıçtan geçirilmesi de istendi (bu buyruktan Padi şahm bilgisi<br />

olmad ığı san ılıyor).<br />

Isveç Kamp ı n ı n çevresi saularak, d ışar ıyla ba ğlant ıs ı kesildi.<br />

Kampta saray ki şileri d ışında 1.365 Isveçli, 4 bin Polonyal ı<br />

ve 4 bin Kazak bulunuyordu. Tüm yollar ı n tutulmu ş olmas ı na<br />

kar şın, çevre' köylerden yiyecek sa ğ lanabiliyordu. Bir ara yiyecek<br />

getirmekte olan iki araban ın, Tatarlar ı n sald ır ıs ına u ğrad ığun<br />

gören Karl, yan ına asker alarak arabalar ı kurtarm ış t ı r.<br />

Tatarlar ııı ku şatmas ı 2 bin yeniçeriyle desteklenmi ş .<br />

Kral saray ı n ın arkas ına 12 top yerle ştirilmi ş ti. İsmail Pa şan ı n<br />

buyru ğuyla saray üzerine 12 top birden ate şlendi. At ış tan sonra<br />

Krala, karar ı n ı n değ i şip değiş medi ği soruldu. Kralm istedi ği üç<br />

günlük süreyi de tan ımayan kumandan, toplara yeniden "ate ş !"<br />

buyru ğu verdi. Isveçlder, So ğuktan donan su fiç ılarm ı siper olarak<br />

kullan ıyorlar& Birkaç top at ılm ış t ı ki, ba şından beri i ş i<br />

oyun &man yeniçeriler, böyle "sava ş oyunlar ı "ndan ho şnut olmad<br />

ıklar ı n ı bildirdiler. Birkaç y ı ldan beri birarada bulunduklar ı<br />

Krala ate ş açmak ve k ı l ıç çekmek istemiyorlard ı. Dahas ı , kimilerinin<br />

isveçlilerde alaca ğı da vard ı . Ate ş eden birliklere kar şı<br />

koyarak, ate şi kesmezlerse kendilerini ve kumandanlarm ı parça<br />

parça edeceklerini söylediler. Bunun üzerine, buyru ğa uymazlarsa<br />

ha şkald ırm ış say ı lacaklan yeniçerilere bildirildi. Yeniçeriler<br />

de buyru ğun gösterilmesini istediler. Kaleye giderek Kad ı-y ı ıla<br />

yan ı na ak ı n İ smail Pa şa buyru ğ u okuttnu ş , durumdan ho ş nut<br />

olmayan yeniçeriler toplar ı da alarak kaleye dönnni şlerdir.<br />

İsmail Pa şa, ba şka bir yeniçeri birli ği ve toplar getirterek,<br />

Kral Sarayma yeniden ate ş açt ırd ı . D ışardaki İsveçliler kar şı<br />

koymay ı b ırakt ı lar. Kazaklar ve Polonyahlar olaylara kar ışmanu<br />

şlard ı . Durumu kavrayan Kral, yan ı ndaki 25:30 ki şiyle k ı l ım ı<br />

çekerek - savunmaya geçti. Saraya kapanarak kap ılar ı kilitledi.<br />

Tu ğla duvarlarda]] kur şun geçmiyordu.<br />

Tatarlar, saray ın saz olan da ııııııı yanan oklarla ate şe verince,<br />

Karl tavan aras ına f ıriayarak, orada konulan kimi arma ğan<br />

ve belgeleri kurtarmaya çal ışt ı . Ama pek az ı k ıırtar ılabildi.<br />

Karl, Stokholmiden ayr ı l ışııı da ıı beri ilk kez bir ş i şe şarap<br />

içti. Bir elinde k ı l ıç, bir elinde tabancayla yang ı ndan d ışar ı<br />

kaçmak isterken dü şerek sa ğ baca ğından yaraland ığı s ırada<br />

tutsak edildi. Ismail Pa şa, Kral ı tutsak eden yeniçeriye, adad ığı


DEM İ RBA Ş Ş ARL 195<br />

bin kuru şu verdi. Kral kona ğa götürülerek konuk; İsveçliler tutsak;<br />

kamp ya ğma edildi (13 Ş ubat 1713). Ertesi günü İsveçliler<br />

salıverildi. Isveç tarihine "kalabaliken" (kalabal ık) olarak geçen<br />

bu olayda en az 15 kişi öldü. Kalabal ık olay ı s ıras ında Isveç<br />

Elçisi Edirne'de gözalt ındayd ı .<br />

Karl, kalede dört gün konuk edildikten sonra, yüz ki şilik<br />

çevresiyle Edirne'ye do ğru yola ç ıkar ıld ı . Bu durumda İsveçliler<br />

Bender'de 3 y ıl, 6 ay, 2 gün (1709-13) kalm ış oluyorlard ı. Bender'den<br />

yola ç ılu şlann ın 40. günü, oturmalar ına ayrılan Dimetoka'ya<br />

(Edirne yak ınlar ı ) vard ılar. Kral, dört at ın çekti ği arabada,<br />

ötekiler at üzerinde yolculuk etti.<br />

Edirne'deki sarayda Kral yanhlar ı etkinlik göstermeye<br />

ba şladılar. Kaptanpaşa Kel Ibrahim Hoca, "kalabal ık" olay ı<br />

nedeniyle Frans ız Elçisine şunlar ı söyler: "Bu ülkeyi yönetenler<br />

ya çok saf, ya da parayla kand ırılmış kişilerdir. Tümü de Padişahı<br />

aldat ıyorlar." Kalabal ık olay ından bir ay geçmeden, bu<br />

olayda etkinlikleri görülen Bender Kumandan ı Ismail Pa şa ve<br />

Kırım Han ı Devlet Geray Han da içinde olmak üzere birçok<br />

önemli kişi tutukland ı . Kırım Han ın ın bu olaya "Ruslar ı tedirgin<br />

ediyor" düşüncesiyle kar ıştırıldıgı san ıl ıyor. Ismail Pa şanın üzerindeki<br />

giysilere varana (flek tüm varlığına el konulmu ş ; "bir<br />

kuru başı ve gözlerinden akan kanl ı yaşı "yla bir gemiye bindirilerek<br />

Sinop Kalesine (tutukiarevi) yollanm ıştır.<br />

Kralı ülkesine ancak Kel Ibrahim Hocan ın yollayabileceğini<br />

düşünen Padişah, mühürii Abaza Süleyman Pa şadan alarak<br />

kendisine verdi. Abaza Süleyman da Kaptanpa şalığa getirildi.<br />

Karl, 20 Nisanda, Dimitoka'dan, Edirne'ye birkaç km<br />

olan Timurta ş (Demirtaş) Pa şa Saray ına getirildi. Hastalığını<br />

öne sürerek kimseyle görüşmek istemiyordu. Krahn hastal ığını<br />

"siyasal" olarak dü şünenler çoktu. Batakl ık bir yer olan Demirta<br />

ş'ta sıtmaya yakalandığı da söyleniyordu. Birçok İsveçlinin<br />

sıtmadan öldü ğü de bir gerçekti. Bu s ırada 111. Ahmet'in giysi<br />

değiştirerek üç kez Kralla bulu ştuğu biliniyor.<br />

24 Nisanda (1714) Demirta ş yakınlarında toplanarak,<br />

Sadrazam ın tüm isteklerine uyan Osmanl ı büyükleri, Rusya'yla<br />

savaşa karar verdiler. Sava şa Sadrazam da kat ılacakt ı. Bu, Purut<br />

Barışından beri Rusya'ya aç ılan üçüncü sava ştı .


YOKSULLUKT AN VARSILLI ĞA -ISVEÇ— 196<br />

Bu karar, Padi şah ı ve kimi saray çevresini tedirgin etti.<br />

İ brahim Hocan ın yeniçerileri kazanmasmdan korkuluyordu.<br />

Sadrazam 25 Nisanda saraya (Edirne) ça ğr ılarak, Padi şahla bulu<br />

ş turuln ıadan bo ğduruldu. Ibrahim Hocan ı n sadrazaml ığı 22<br />

gün sürdü.<br />

Ibrahim Hocan ın ortadan -kald ırı lmas ında büyük katk ısı<br />

bulunan Silahtar Damal Ali Pa şa sadrazaml ığa getirildi. Ali Pa şa,<br />

Karl gönderilmesiyle u ğra şacak yedinci sadrazamd ı . Purut Ba-<br />

!i şimi göre Ruslar, Karl' ı n ülkesine yollanmas ı koş uluyla Azak' ı<br />

b ı rakacaklard ı .<br />

III. Ahmet ve Yeni Sadrazam Ruslarla iyi geçinerek, Karlotka<br />

Anla ş mas ıyla Venediklilerte b ırak ılan Mora'y ı kurtarmak<br />

istiyorlard ı . Ali Pa şa, sadrazaml ığa geli şinin ikinci ay ında Rusya;<br />

sonra da Polonya ile birer anla şma yapt ı. Bu anla şmalar ın<br />

yap ı ld ığı n ı ö ğrenen Karl, ilk kez olarak umudunu yitirerek, gerçe<br />

ği .oldu ğu gibi görmeye ba ş lad ı . Saray ı çok S ık ı gözetim alt ındayd<br />

ı . Edirne'cle, oturan Isveç Elçisi, Demirta ş 'ta oturmaya<br />

zorlamyor: d ışardan kimsenin İsveçlilerle ili şki kurmas ına izin<br />

veriliniyordu.<br />

Sadrazamm buyru ğ uyla Isveçfiler, Demirta ş 'tan Dimetoka'ya<br />

ta şınd ılar. A ğır hasta ola ıı Isveç Elçisi Demirta ş ita<br />

b ı rak ı lm ış , ertesi günü ölmü ştü. Yerine elçi atanmasma izin verilmedi.<br />

KRAL ÜLKESINE 1)ÖNÜYOlt<br />

Karl, 1714 May ısında Türkiye'den ayr ılma haz ırl ıklar ına<br />

ba şlad ı . Istanbul'a yollanan Ola ğanüstü Elçi ıı i ıı Sadrazamdan<br />

1.200 kese borç para iste ğine "Osmanl ı Devletinin bir H ıristiyan<br />

prenSe borç para veremeyece ği" kar şı l ığı verildi. Yol gideri olarak.400<br />

kese alt ın armağan edilecekti.<br />

Dimetoka ve Bender'de bulunan Isveçliler Eflak'taki<br />

Targovi şti'de bulu ştular. Be ş kola ayr ıld ılar. Her biri ayr ı yoldan<br />

gidecek; Stralsund'ta (o zaman Isveç'in olan şimdiki Do ğu<br />

Alman kenti) bulu ş ulacakt ı . Giysi düzenini deği ştiren ve ba şına<br />

tak ımı saç (peruk) takan Karl, Yüzba şı Peter Frisk ad ıyla yolculuk<br />

yapacak°.<br />

Bo ∎ lece. Türkiye'de 5 y ıl, -3 ay, 9 gün kald ıktan sonra<br />

- 2" Ekim 1 - 14'te Erdel s ı n ır ı n ı geçti. Viyana, Nürnberg ve Han-


DEM İ RBA Ş Ş ARL 197<br />

nover üzerinden ve büyük bölümü at üzerinde giderek 14 günde<br />

Stralsund'a vard ı(*)..<br />

Karl, her yan ı dü şmanlarla sar ı l ı , ülke d ışındaki toprak<br />

larmdan ço ğunu yitirmi ş bir imparatorlu ğu diriltme çabalar ı<br />

içindeydi. Rusya, Polonya, Danimarka ve Saksonya'clan ba şka<br />

iki yeni dü ş man daha belirmi ş ti: Prusya ve Hannover. 13u son iki<br />

ülke, Danimarka'yla anla şarak, Isveç'in Almanya'daki topraklar<br />

ı n ı payla ş mak üzere silaha sardm ış lard ı .<br />

Karl, Stralsund'ta bir y ı ldan çok kald ı . Çember (tan ıkl ı kça<br />

darahyordu. Kent dü ştüm, dü şecekti. Yak ı nlar ı na dü şen<br />

bir bombay ı . (herkes şaşı r ı p kaçarken) Karl, patlamadan alarak<br />

bir çukura ;itinay ı ba şard ı . Balt ık'ta Danimarka sava ş gemileri<br />

dola şıyordu. Isveç donanmas ı Rügen yak ınlar ındaki sava ş ta<br />

ba şar ı kazanamani ış ; onar ım için Karlskronalya<br />

K ış bast ı r ıyordu. Hiçbir yerden yard ım umudu yoktu. Karl,<br />

Türkiye'dekinden çok daha umutsuz haftalar geçirdi.<br />

1715'in 1 Aral ığın& (Stralsund'un dü şmesinden bir gün<br />

önce) geceyar ıs ı, küçük bir kürekli gemiyle, 12 s ııatlik korkulu<br />

bir yolculuktan sonra Isveç k ıy ı lar ına (ayr ı l ışından on be ş y ı l<br />

sonra) varabildi. Arkadaki iki gemide persönel ve alacak!! Türkler(**)<br />

vard ı .<br />

Karl, Ba şkent Stokholm yerine, ülkenin güneyindeki<br />

Lund'a yerle ş ti. Para yoktu. Kaynaklar tükenmi şti. Yoksul halk<br />

sava şlardan b ı knu ş t ı . Ama Karr ı n sözlü ğiine "bar ış " sözcü ğ ü<br />

girmemi ş ti. 1716-18 y ı llar ı nda üstüste üç y ı l k ı tl ı k olmu ş ; köylülerin<br />

vergi gücü kalmam ış t ı . Yer yer ayaklanmalar oluyordu.<br />

Bak ır para bas ılarak bir ölçüde kaynak sa ğland ı . Bak ı r<br />

paralar "gümü ş para" de ğerindeydi ve durum düzelince gümü ş -<br />

lerle de ği ştirilecekti. Halk, "kalp para"y ı kullanmak istemiyordu.<br />

Sonunda gümü ş paralar geçerlikten kald ır ıld ı .<br />

1718'e dek 40 bin ki şilik bir ordu haz ırland ı . Önce Danimarka-Norveç<br />

Krall ığma sald ırdacakt ı . Danimarka, Kral Türkiyeedeyken<br />

Isveç'e sald ırm ış ; Rusya'yliı bir anla ş ma yapm ış t ı .<br />

*) Avusturya kaynaklar ına göre, 28'i Yahudi olmak üzere, ülkeden 1.168<br />

ki şi (1.625 at ve 127 araba) geçti.<br />

**) Alacakl ı dunonda olan Türklerden kimileri de Ş arrla beraber (ya da<br />

ard ından) Isveç'in yolunu tuttular. Bunlardan bir bölümü geri dönemedi.


YOKSUL1.111.1AN Vi\RSILLI(;A -- İ SVLÇ- 198<br />

30 Kas ı m 1718'de. Fre.deriksten ( şimdi Norveç'te'Fredriksbald)<br />

Kalesini ku şatt ığ i s ırada, şakağmdan yedi ği ve nereden<br />

geldi ği belli olmayan bir kur şıınla bu sava şçı Kral (36 ya şında)<br />

ölünce, Avrupa'da kuvvetler dengesi birdenbire bozuldu. Isveç,<br />

kesintisiz 57 y ı l sava ş m ış t ı . Yerine geçenler, toprak yitirmeyi<br />

de göze alarak bar ışç ı siyasa uygulad ılar. 1719'da Bremen ve<br />

Verden Hannover'e; 1720'de Usedom ve Wollin Prusya'ya;<br />

1721'de Ingria, Livonya ve Estonya (1808'de Finlandiya) Rusya'ya<br />

b ırak ı ld ı .<br />

Bugün Stokholmida (Kungstriigard) Demirba ş Şarr ı n asker<br />

giysili, sa ğ elinde uzun k ı l ı c ı ve sol elini Rusya'ya do ğru uzatm<br />

ış görkemli bir dikiti bulunur.<br />

KARL XII, ÖLÜM GÜNÜNDE ANILDI<br />

(Sokak Çal ış malar ı nda 200 Gösterici Gözalt ı na Al ı nd ı )<br />

"30 Kas ı m Hareketi" gibi kurulu ş lar, dün, 270 y ı l önce ölen Karl XII<br />

için sayg ı gösterilerinde bulundular. Ç ı plak kafal ı lar ve a şır ı sagdaki<br />

kimi öteki kurulu ş lar, ı rkç ı saysözler hayk ırarak, ulusçu gösterilerde<br />

bulundular...<br />

Lund'ta 500'den çok ki ş i, ulusçulara (nasyonalist) kar şı gösteri yapt ı .<br />

Stokholm'cla da ulusçularla kar şı göstericiler aras ı nda çat ış ma ç ı kt ı .<br />

Çogu kar şı göstericilerden olmak uzere 140-180 gösterici gözalt ı na<br />

al ı nd ı ...<br />

Karl XII'nin ölüm günü Göteborg'ta, ulusçular aç ı s ı ndan çok ilgi çekici<br />

kutlanmad ı .<br />

(GT, I Aral ık 1988)<br />

TÜRKÇE SÖZCÜKLER<br />

Demirba ş Şarl Türkiye'den ayr ılmadan önce Isveç'e yollad<br />

ığı bir buyrukta, iki sava ş gemisi yap ılarak, bunlara "Y ı kt ı -<br />

rnn" ve "Yaramaz" adlar ı n ı n verilmesini ve bu adlar ı !' gemilere<br />

Türkçe olarak da (Arap abecesiyle) yaz ı lmas ı n ı ister (Arapça<br />

abeceden isveççeye, okunu ş lar ıyla "Jiklerim" ya da "Yildyrym"<br />

ve "Jarramas"). Ş arl, bu gemilerin biçimini gösteren kendi çizdi<br />

ği resimleri de ekler buyru ğuna.<br />

1716'da birinci gemi yap ılarak "Jilderim" olarak adland<br />

ı rd ı r. Şarl ölünce bar ışın gelmesi ve ödenek yetersizli ğinden 60<br />

tonluk "Jarramas", planlanan zamandan çok sonra yap ılabildi.<br />

1754 ve 1756'da yap ılan iki gemiye de Y ı ld ı r ı m ve Yaramaz<br />

adlar ı verildi. Bundan sonra. Y ı ld ı r ı m ve Yaramaz eskidikçe,<br />

yerine yenilerinin yap ı lmas ı gelenekselle ş ti.


DEMIRBA Ş Ş ARL 199<br />

Bugün Karlskrona'da kafeterya olarak kullan ılan yara.<br />

(Jarramas) adli gemi, 1900'de "gözcü gemisi" olarak yap ıldı .<br />

350 tonluktur. 1950'de emekliye ayr ı larak "askeri müze gemisi"<br />

olarak yararlandmaya ba şlanm ışt ı .<br />

Şarl'la beraber Türkiye'de bulunmu ş olan Dagström<br />

ad ındaki subay, 1740'ta "Y ı ld ır ım ve Yaramaz"m (ikisi bir arada)<br />

" şimdi geliyorum" (1111 kommer jag ps stunden) anlam ına<br />

geldi ğini aç ıklad ı . Dagström Türkiye'den ayr ılal ı 26 . y ıl olmuştu.<br />

Y ı ld ı r ım ve Yaramaz'm anlam ı 1910'a dek öyle kald ı . 1910'da<br />

Y ı ld ı r ı m ve Yaramaz' ı .da içeren tezinde (Prof) Zetterstee ıı , bu<br />

siizeiiklerin gerçek anlam ı n ı ortaya ç ı kard ı (*). Günümüzün kimi<br />

Isveç sözlüklerin& "y ıld ırun"a rastlan ır (Yilderim: Türk, blixten<br />

).<br />

Bugün İsveççede kullan ı lan en yayg ın Türkçe sözcük<br />

"kalabal ık"t ır. "Kalabaliken" olarak kullan ılan bu sözcük, 1713'<br />

te Demirba ş Ş al' ı n - Bender'de ıı zorla kald ı r ıld ığı günlerden kalm<br />

ış t ır ve "gilrültil-pat ırt ı yapan ki şiler topluluğu, kar ışı kl ık" anlam<br />

ı n ı içerir. Ikinci yayg ın sözcük "dolma"d ır. Isveç'te üZellikle<br />

lahana dolmas ı (kaldolma) çok yap ı l ır. Bu yemek Türklerden<br />

iii:ı enilmi ştir. "Kö şk" (kiosk) ve "pa şa" (pascha) sözcükleri de<br />

ya şad ığı m sürdürmektedir. Kö şk, bir tür sat ış büfesi anlam ında<br />

kullan ı lmaktad ır. Kimi Isveç sözlüklerinde Türkçe kökenli olarak<br />

çar şaf (tjarjaf), saray (sealj), divan, yeniçeri (janitschar),<br />

ııı üftü (mufti)..sultan vb sözcükler gösterilmi şse de, bu sözcükler<br />

ya şad ığı m yitirmi ş tir.<br />

Osmanhlaca, Isveçlilerin sava ş ve denizcilik üzerine ileri<br />

bilgilerinden yararlan ı ldığı san ılm ıyor. O y ıllarda Osmanl ılar<br />

kendilerini o denli yüksek görtiyorlard ı ki, bu "Wirlerden<br />

ii&enilecek bilgilere gerek y< ı ktu(!). Sergiledi ği ıni ufac ı k Inril ı<br />

*) İsveççeye yanl ış çevrilmi ş bir sözcüğe de ben rastlad ım: "Demirba ş ."<br />

Bu sözcük "demirba şl ı" (demirden ba ş) olarak çevrilmiş (.Mrnhuvudet).<br />

Okudu ğum Isveççe yap ıtlarda, Türklerin XII. Karl'a Demirba ş l ı" dedikleri<br />

belirtitiyordu. lsveççede "demirba ş la "demirbaşl ı" sözcüklerinin kökleri<br />

ayr ı oldu ğundan, bu iki sözcük aras ında bir ili şki kuram ıyordum. "Demirba<br />

ş l ı "ya, kimbilir ellinci kez, bir gazete yaz ıs ında rastlay ınca (Lars Vidding,<br />

Expressen, 16 A ğustos 1987), durumun ayr ım ına varabildim. "Demirba ş -<br />

11"y ı yap ıtlar ında da kullanan tarihsel romanlar yazar ı Lars Vidding'le Göteborg<br />

Kitap Sergisinde (fuar), konuyu görü şmek istedim. Zaman ı yoktu!<br />

K ısaca aç ıklama yapabildin ı . Verdi ği:. adrese yazd ım, yan ıt gelmedi. 1988<br />

de, tarih yazar ı Alf Aberg'e ba şvurdum. Ondan da yan ıt ç ı kmad ı . U ğraşıy ı<br />

sürdiirecegim (11'rY).


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA -- İ SVEÇ— 200<br />

kesitinde görüldü ğü gibi, o y ıllarda Osmanl ı Devletini yöneten ler<br />

aras ında, ülke ç ıkarlar ın ı ki şisel ç ıkarlardan üstün tutan ki şilerin,<br />

ülke yönetiminde görev alma olas ı lığı yoktu.<br />

ÖZGÜRLÜK ÇA. Ğ I<br />

Demirba ş Şarl evlenmedi ğinden, çocu ğu da yoktu.<br />

Riksdag (parlamento) 1719'da yeni bir anayasa yaparak, tac ı<br />

Karl' ın k ızkarde şi Eleonora'ya. (O da 1720'de kocas ı Fredrik'e)<br />

verdi. Yetkiler iyice k ıs ılin ış t ı . Ülkeyi kralla beraber 16 ki şilik<br />

konsey yönetiyordu. Gerçek güç konsey ba şkan ındayd ı . Kral,<br />

konseyin karar ını onayla ınaktan kaç ıııırsa, krall ık ka şesi (mühür)<br />

kullan ı l ırd ı. Riksdag yine dört s ınıft ı ve her s ı n ıf ayr ı ayr ı (yap ı -<br />

larda) toplan ır&<br />

Soylular büyük ailelerden gelirdi. Büyük toprak a ğ,alar ı ,<br />

yüksek devlet görevlileri, kimi kez yüksek subaylar, bruk li şlet<br />

me) patronlar ı , kont-kontes, boron-borones, dük-dü şe ş soylular<br />

s ınıfım girerlerdi. Say ılar ı 1.200'ü bulan soylular için seçim<br />

yap ılmaz&<br />

Kentliler, Isveç ve ( şimdiki) Finlandiya'n ın 101 kentin--<br />

den seçilirdi. Stokholm 10; Göteborg 3 üyeyle temsil edilirdi.<br />

Öteki kentler, büyüklüklerine göre 1-2 ya da ortakla şa tek üye<br />

yollard ı . Say ı lar ı 90' ı geç ınezdi. Üyelerin üçte ikisini belediye<br />

ba şkatılanyla dan ışmanlar ı olu ştururdu.<br />

Papazl ıı r ı n üye say ısı 50 kadard ı . Piskoposlar seçirosiz;<br />

papazlar seçimle gelirdi.<br />

Köylülerin temsilci say ısı da 150 kadard ı . Topraks ız köylüler,<br />

askerler ve kad ınlar seçime kat ılamazlard ı .<br />

Riksdag üyeleri bölgelerinde oturur, toplant ı zamanlar ı<br />

Stokhol ın'e giderlerdi. Ola ğan toplant ılara 1.200 soyludan ancak<br />

300'ii kat ı l ırd ı . Ço ğunluk yöntemi tlyg ıı lan ırd ı . Çal ışmalar daha<br />

çok kurullarla olurdu. Bu kurt ıllar ın en önemlisi savunma, maliye<br />

ve d ış siyasay ı da içine alan "gizli kurul"du. Bu kurula<br />

köylüler giremezdi.<br />

PARTILER -DO Ğ UYOR<br />

Riksdag'da 1730'larda partiler do ğdu. Bu partilerin en<br />

önem leri " Şa pk alar" ( Ha (tar ım ) ve "Kalpak lar"d ı ( M össorna ).<br />

Şapkalar Frans ız; Kalpaklar Ingiliz yanl ıs ıyd ı . Şapkalar, Rusya'


DEMiRBA Ş Ş ARL 201<br />

ya kar şı (olas ı bir sava şta) ba şarılı olabilmek için Frans ız desteği<br />

arard ı . Kalpaklar, çiftçileri ve en çok tecimsel ili şkide bulunulan<br />

Ingiltere'yi tutard ı. Partiler daha çok soylular aras ında yaynd ı .<br />

Şapkalar ın ço ğunlukta olduğu devrelerde ülke iki kez<br />

sava şa girdi. 1741-43'teki sava ş sonunda Finlandiya'n ın do ğulu<br />

Ruslara b ırak ıldı. 1757-63'te ( Yedi Y ıl Sava şlan)Prusya'ya kar şı<br />

yap ılan sava şta toprak yitmedi.<br />

1771'de, babas ın ın ölü ınüyle ba şa geçen Gustav 111, bir<br />

y ıl sonra (1772) kans ız bir "darbe"yle yeni bir anayasa yaparak,<br />

konseyin işlevine son verdi. Soylular ın egemenliği kırıldı. Riksdag'ta<br />

yabanc ılar ın etkisi azald ı. Hükümete hem şapkalardan,<br />

hem de kalpaklardan üye al ınd ı . Basın özgürlüğü k ısıtlandı. Dış<br />

siyasa, anayasa ve kilise üzerine ele ştiriler yasakland ı .<br />

Gustav 111 döneminde reformlar da yap ıld ı :<br />

- Herkesin kullanabilece ği gümüş para (*) ç ıkar ıld ı.<br />

- Devlet görevlilerine 70 ya şında emeklilik getirildi.<br />

- İçkide devlet tekeli kuruldu.<br />

- Okullar geli ştirildi.<br />

- Topraks ız köylülerin, soylulardan toprak sat ın. almas ı<br />

sağland ı .<br />

- Orta s ınıfın ekinsel çal ışmaları desteklendi. Birçok dalda<br />

sanatç ılar do ğdu(**). Tiyatroya önem verildi. Kral, kendisi de<br />

oyunlar yazd ı. Iki oyunda da ba şoyuncu olarak oynad ı .<br />

1786'da Rusya'ya aç ılan sava ş, Danimarka'n ın bat ıdan<br />

sald ırmas ıyla ba şarıs ızl ıkla sonuçland ı .<br />

Frans ız Devrimi (1789) ülkedeki özgürlük özlemlerini<br />

*) Isveç'te ilk para, Kral Olof Skötkonug devrinde (995.1022) Sigtuna'da<br />

basıld ı. Para birimi "mark", kuru şu "öre"ydi. 0 tarihlerden önce, çok az<br />

da olsa Romal ıların, Arapların ve Ingilizlerin paralar ı dolaşırd ı .<br />

1534'te "daler" de para birimi oldu. Uzun süre hem daler, hem de mark bir<br />

arada kullan ıld ı. Arada alt ın ve gümüş paralar da bas ıl ıyordu. 1608'de daler'<br />

in ad ı "riksdaler" oldu. Gümüş ve bak ırın gerçek de ğerinde para ç ıkarıld ı -<br />

ğı da oluyordu. 1644'te ç ıkarılan "10 daler"lik gümü ş paran ın a ğırl ığı<br />

19,7 kg'd ı (1 daler 1,97 kg). A ğır bak ır paralar da ç ıkarıl ıyordu. 1873'<br />

te bugünkü birime (kron-öre) geçildi.<br />

Ka ğıt parada Isveç, Avrupa'da öncüdür (1661). Avrupa'da ilk banka da Isveç'te<br />

kuruldu (1656).<br />

**) Yontucu-çizimci Johan Tobias Sergel (1740-1814) ve ozan-müzisyen<br />

Carl Michael Bellman (1740-95) bu devrin sanatç ılar ıdır.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA -ISVEÇ.— 202<br />

geli ştirdi. Öteden beri durumdan ho şnut olmayan soylular,<br />

1792'de Kral ı (bir maskeli baloda, tabancayla) öldürdüler.<br />

ISVEÇ'IN<br />

SON SAVA Ş LARI<br />

Fransa'da Napolyon Bonapart ortaya ç ıkmış ; İngiltere<br />

ve Rusya ile sava şlara ba şlam ış t ı. Yeni Isveç Kral ı Gustav IV<br />

Adolf, önce yans ız kald ı , sonra Rusya'n ın yan ında (Fransa'ya<br />

kar şı ) sava şa girdi (1805). Iki y ıl sonra Rusya, Fransa ile bar ışarak<br />

Isveç'e sald ırd ı. Isveç, Danimarka yüzünden kuzeyde yeterli<br />

kuvvet bulunduramad ığmdan, Finlandiya ve Aland' ı (ada) - Rusya'ya<br />

b ırakt ı . (1808). Bu sava şlarda Isveç, topraklar ı n ın üçte<br />

ve halk ın ın dörtte birini yitirdi. Kral ın siyasas ım be ğenmeyen<br />

yüksek subaylar, darbeyle Kral ı ülke d ışı na sürerek, yeni bir<br />

anayasa yapt ılar. Sürülen Kralm amcas ı Xlll. Karl krall ığa getirildi<br />

(1809). Kralla Riksdag yetkileri payla ş t ılar. Riksdag yine 500<br />

y ı l önceki gibi dört s ın ıftan olu şuyordu.<br />

Ya ş l ı Karl XIIPtin çocu ğu yoktu. Napolyon'un generallerinden<br />

Jean Baptiste Barnodotte (Karl XIV J ohan olarak) Prens<br />

seçildi (bugünkü Kral, bu Frans ıf ın soyundand ır).<br />

Prens Karl XIV _lohan, Rusya'dan Finlandiyaiy ı geri alma<br />

sava şı yerine, Danimarka ile sava şmaya yeğledi. Danimarka'<br />

ya güneyden (Almanya üzerinden) sald ırd ı . Yenik duruma dü şen<br />

Danimarka, Norveç'i Isveç'e b ı rakmak zorunda kald ı (1814): Bu,<br />

Isveç 'in son say:I şidir (isveç -Norveç birli ği, 1905'te bar ışç ı yollarla<br />

çözüldii)..<br />

YENI SINIFLAR<br />

1800'lii y ıllarda tar ı ma ve endüstriye yeni makineler girdi.<br />

Topraks ı z köylülerin ve i şsizlerin ço ğalmas ı , sorunlar ı da ço-<br />

- ğaltt ı . Avrupa'daki 1848 Devriminin(*) de etkisiyle, bu s ı n ı flar,<br />

*) 19. yy'da, Avrupa'da buharl ı makinenin bulunu şu ve h ızl ı sanayileşmeye<br />

ko şut olarak, ço ğunlu ğunu işçilerin olu şturdu ğu büyük kentler olu ştu.<br />

Sanayi Devrimi olarak da adland ır ılan bu olu şumla yeni bir s ınıf ortaya ç ıkt ı :<br />

Işçi s ın ıfı. Bu yeni s ın ıfın haklar ı da savunulmaya baş land ı. K Mıtrx ve F Engels<br />

gibi dü şiinürler "sosyalizm" ve "komunizm" kavramlar ına aç ıkl ık getirdiler.<br />

Fransa ba ş ta olmak üzere birçok ülkede kar ışıkl ıklar oldu. Fransa'da<br />

krall ık devrilerek cumhuriyet kuruldu (1848). İ talya ve Prusya'da anayasalar<br />

yürürlü ğe girdi. Avusturya'da toprak köleli ği son buldu. Öteki Avrupa<br />

ülkeleri yurtta şlar ı da çeşitli.iidünler ald ılar.


ı<br />

DEMI RI3A Ş Ş ARL 203<br />

Yüksek sesle Riksdag'ta temsil edilmeyi istediler. Rigsdag'ta.<br />

be şinci bir s ı n ıf olu şturulmas ı gündeme geldi. Bu öneriyi köylülerle<br />

kentliler onaylarken, soylularla papazlar kar şı ç ık ı yordu.<br />

Tart ışmal ı uzun y ıllardan sonra "S ı n ırlar kald ırdarak, biri "senato"<br />

olmak üzere çift Riksdag'a geçildi (1866). Yine 'ele yaln ızca<br />

vars ıllar ve vars ı ll ıklar ı oran ında oy verebileceklerdi. Sosyal<br />

Demokrat Partinin kuruldu ğu 1889'da 4,8 milyon yurtta ş tan<br />

yaln ızca 228 bini oy kullanabiliyordu.<br />

İ K İ L İ PARLAMENTONUN YAPISI ( 1867 ) _<br />

%-'<br />

..-<br />

Say ı s ı<br />

1. .,<br />

Parlament o "~<br />

'...<br />

-,*- Yüzdesi<br />

,..)<br />

9 .<br />

Parlamento<br />

1<br />

......<br />

<<br />

(/5<br />

Say ıs ı<br />

Yüzdesi<br />

2<br />

ş.<br />

78<br />

;?:<br />

i$'<br />

s.<br />

62,4 3,2<br />

'.<br />

:.+ ,<br />

: L<br />

6<br />

4,8<br />

:2<br />

:0<br />

:,,4<br />

,,,<br />

;.<br />

m ır<br />

.J<br />

E<br />

,.. — C<br />

-Ese<br />

C;<br />

,.1<br />

_ _<br />

- 37<br />

29,6<br />

--f.<br />

...: .<br />

125<br />

100<br />

20 8 22 75 65 190<br />

10,6 4,2 11,5 39,5' 34,2 100<br />

(Kaynak: S Carlsson, Stiindsa ınhütle och s ı gıncipersoner)"<br />

1909-11'de. vergi veren erkeklerden 24 ya şı n ı dolduran<br />

lar oy kullanmaya ba şlad ı . Senato için vars ı llar, yine vars ı ll ıklan<br />

oran ı nda (en çok 40 oy) oy veriyordu. Halk ın seçime kat ı l ı m<br />

Oran ı '; 19'a ç ı km ış t ı . 1919'da birden çok oy ve vergi verme koşulu<br />

kald ır ı ld ı.. 1921'de kad ınlar da oy vermeye ba şlad ı . Seçme<br />

ve seçilme ya şı 23 ve 27 olarak saptannu ş t ı .<br />

Bugünkü Riksdag, 1967'den beri tek (senatosuZ) ve 349<br />

iiyelidir (1976'ya dek 350 iiyeliydi). Parlamenterlerin 310'unu<br />

39'un ıı partiler seçer. Süre üç y ıl, seçmen .ya şı 18'clir.<br />

Göçmenlerin de oy kullanabildi ği belediye ve il seçimleri de<br />

Riksdag seçimleriyle bir arada yap ı l ır. Seçim gününden önce de


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A İ SVEÇ 204<br />

oy kullan ılabilir(*). Valiler hükümetçe alt ı y ı l için atan ı r.<br />

Ülke 28 seçim bölgesine ayr ılm ış t ır. Partilerin Riksdag'a<br />

üye yollayabilmeleri için genel oylar ın %4'ünü, ya da bir seçim<br />

bölgesindeki oylar ın %12'sini kazanmalar ı gerekir. Partiler, parlamenter<br />

oran ında devlet yard ım ı al ır.<br />

OYUNUN DE Ğ ER İ 1 7 5 KROM<br />

Oyunun değerinin tam tam ına kaç kron oldu ğu, oturduğun yere göre<br />

de ğ i şiyor. Belediyelerin partilere destek yard ı m ın ı istedikleri gibi belirleme<br />

yetkisi var. Örne ğ in Umeâ Belediyesi her üyelik (parlamenter) için<br />

partiye y ıll ık 20.800 kron yard ım verirken, Sorsele Belediyesi yaln ızca<br />

1.500 kron verir.<br />

...Her üyelik, partiye 239 bin kron kazand ım.<br />

(Arbetet, 13 Eylül 1988)<br />

Belediyeler, 1862'den beri kendi kendilerini yönetir.<br />

lier seçim y ı l ında "kiliSe kurullar ı " (meclis) seçimleri de<br />

ya p ı ı r (genel seçimlerden ayr ı olarak ►. Kurul üyeleri, partilerin<br />

gösterdikleri adaylar aras ı ndan, isveç kilisesi üyelerince seçilir.<br />

1 ) D ış ülkelerde (elçilikler) ve gemilerde, seçim gününden 24 gün önce oy<br />

verilmeye ba ş lan ır.<br />

Seçimlerden 24 gün önce, postAnelerde de seçim sand ıklar ı kurulur. isteyen<br />

oyunu önceden kullanabilir. Hastanelerde oy verme, seçimden bir hafta önce<br />

ba şlar. Seçim sand ığına ulaşamayacak durumda hasta, sakat ya da ya ş l ı<br />

olanlar, kapal ı oylar ı n ı eşleriyle, 18 yaşın ı doldurmu ş yak ınlar ıyla ya da<br />

posta da ğıtıc ı s ıyla yollayabilirler.<br />

Erken oy kullanan ki ş i, seçim günü de oy kullan ırsa, önceki (erken) oyu geçersiz<br />

say ı l ı r.


ULUSLARARASI İ L İ SK İ LER<br />

1814'ten beri sava şa girmeyen Isveç'in, tüm siyasal partilerce<br />

desteklenen d ış siyasas ı , "bar ış döneminde hiçbir ülkeyle<br />

askersel anla ş maya girmemek ve sava ş s ıras ında yans ız kalmak"-<br />

t ı r.<br />

Ulusal. gelirin


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> <strong>VARSILLIĞA</strong> --ISVEÇ— 206<br />

Tüm servislerdeki (kara, deniz, hava ) araçlar için yeralt ı<br />

sığınaklar ı bulunur. Örne ğin bir bask ınla tüm sava ş uçaklar ın ı<br />

yoketme olas ı lığı yoktur. Ülke ormanlarla da kapl ı oldu ğundan,<br />

sığmaklar ın korunmas ı kolayd ır. Yeralt ı sığınaklar ı= çoğu radyasyondan<br />

etkilenmez. Ayr ıca 5,5 milyon ki şinin sığınabileceği<br />

sivil sığınaklar bulunur. 1947'den beri, sava ş amac ı dışında, atom<br />

(nükleer) enerjisi çal ış maları da, yap ıl ır. Çal ışmakta olan atom<br />

enerjisi santrallar ın ın, 2010 y ı l ına dek durdurulmas ı planlanmaktad<br />

ır.<br />

A SKERSEL HARCAMALAR<br />

(1977 ve 1987'de, Durağan Para Değeriyle, Milyar Dolar)<br />

De ğişiklik<br />

1978 1988 Yüzdesi<br />

ABD 189 275 45<br />

B Almanya 21 22,5 7<br />

Ingiltere 21,4 27 26<br />

Danimarka 1.6 1,7 6<br />

Norveç 1.8 2,2 25<br />

Finlandiya 0,985 1,5 49<br />

S Birliği ? ? 20<br />

ISVEç 26,9 26,5 - 1,5<br />

(Kaynak: Dagens Nyheter, 13 Kas ım 1988)<br />

Zorunlu askerlik ya şa, erkekler için 18-47'dir (gönüllü savunma<br />

örgütleri için 16-70). Askerlik e ğitimi 7,5-15 ayd ır (bekleyenlerin<br />

say ısın ın azalmas ı da amaçlanarak, 1 990'da, kimi birimlerde<br />

deneme olarak 5 ayl ık askerlik uygulamas ına ba şlanacakt<br />

ır).Askerlikten sonra, her devresi 18-25 günlük olmak üzere,<br />

yeni sava ş yöntemleri; araç-gereç e ğitimini kapsayan be ş devre<br />

eğitime ça ğr ıl ır(*). Yar ım milyondan çok Isveçli, gönüllü savunma<br />

örgütleri üyesidir.<br />

Isveç Birinci Dünya Sava şına girmemi§ ama bu sava şta<br />

280 gemi ve 800 yurtta şını yitirmi ştir. Rusya'daki "Ekim Dev-<br />

*) Asker olanlar ın evlerinin bak ım giderleri (ev kiras ı, eş yard ım ı vb), cep<br />

harçl ıklan karşılan ır. Uzak yerlerde askerlik yapanlar, bir hafta uçakla, bir<br />

hafta yatakl ı vagonla (tren) olmak üzere (birkaç nöbet d ışında) her hafta evlerine<br />

gidebilirler. Yol giderleri devletçe kar şılan ır.


ULUSLARARASI İ LI Ş KILER 207<br />

rimi"nden (1917) sonra ba ğımsızlığı için sava şan Finlandiya'y ı ,<br />

(Rusya'ya kar şı savaşında), sava ş gereçleri ve gönüllü yollayarak<br />

destekleyebildi.<br />

1930'lann Alman ve Rus tehlikesine kar şı ırk, dil ve<br />

ekin; Isveç, Norveç ve Danimarka'y ı beraber olmaya zorluyor;<br />

siyasa ve co ğrafya ko şullar ı ters yöne itiyordu. Avrupa'da "nazizm"in<br />

etkili olduğu 12 y ıll ık dönemde "demokrasi" sözcüğü<br />

Isveç'te de korkulu anlar ya şad ı. Bir iki ad de ğiştiren "nasyonal<br />

sostyalist"ler, kimi kesimlerin deste ğini sağladılarsa da başanl<br />

ı olamadılar.<br />

Finlandiya, Danimarka ve Norveç, Isveç için "tampon"<br />

ülkelerdi. 1937'de, Danimarka. Ba şbakan ı Stavning, ülkesinin<br />

"Iskandinavya'n ın.bekçi köpeği" olamayaca ğını bir konu şmas ında<br />

öfkeli olarak dile getirdi.<br />

YABANCI YATIRIMLARIN KAYNA Ğ I<br />

(1981-86 döneminde yüzde/değer olarak )<br />

Norveç 21<br />

ABD 20<br />

Finlandiya 16<br />

Ingiltere 10<br />

Hollanda 6<br />

İsviçre 6<br />

B Almanya 5<br />

Danimarka 4<br />

Fransa 4<br />

ötekiler 8<br />

TOPLAM 100<br />

Almanların Polonya'ya sald ırısı (1939) üzerine Isveç,<br />

Norveç ve Danimarka Krallanyla Finlandiya Cumhurbaşkanı ,<br />

ülkelerinin yans ızlığını duyursularsa da, bunun bo şuna oldu ğu<br />

çabucak anla şıldı. Rusya'n ın Finlandiya'dan toprak istemesi<br />

üzerine sava ş başladı. Birinci Dünya Sava şında yapt ığından çoğunu<br />

yapamayan Isveç, Ingiltere ve Fransa'n ın yapmak istedi ği


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 208<br />

yard ımları da topraklarından geçirmeyece ğini bildirdi. Norveç'<br />

in de geçit vermemesi üzerine,lo ş süresince yi ğitçe sava şan Finliler,<br />

Isveç'in araya girmesiyle Moskova Anla şmas ını evetlemek<br />

zorunda kald ı. (1940). O y ıl Almanya da Danimarka ve Norveç'<br />

i topraklarına kattı .<br />

Isveç yeniden yans ızlığın ı duyurdu. Bu kez çevresinde,<br />

Rusya'nın gölgesinde bir Finlandiya; Almanya'n ın denetiminde<br />

Danimarka ve Norveç vard ı. 1930'larda yürürlü ğe konan tarım<br />

siyasas ı nedeniyle, Ikinci Dünya Sava şın ı daha az sık ınt ıl ı geçiriyordu.<br />

ISVEÇ KURULU Ş LARININ<br />

DI Ş ARDAKI YATIRIMLARI<br />

(1981-86 döneminde yüzde/de ğer olarak)<br />

ABD 31<br />

İ ngiltere 11<br />

Norveç 8<br />

Fransa 6<br />

B Almanya 5<br />

Danimarka 4<br />

Hollanda 4<br />

Italya 3<br />

Finlandiya 3<br />

öteki geli ş mi ş ülkeler 12<br />

Geli şen ülkeler 13<br />

TOPLAM 100<br />

Ingiltere, çok de ğerli olan Isveç'in yatakl ı bilyalanmn<br />

(rulman) Almanlar ın eline geçmesini istemiyordu. Zaman ın Ingiltere<br />

Ba şbakanı Sir Winston Churchill, 1953'te yaz ın dalında<br />

Nobel ödülünü kazan ınca yaptığı bir konu şmada, Isveç'in Ikinci<br />

Dünya Sava şındaki durumu üzerine şunları söylüyordu: "Çok<br />

tehlikeli bir durumda olman ıza karşın, sava ş dışında kalmay ı<br />

ba şard ın ız. Ama haz ırd ın ız. Davranışlann ız do ğruydu. Sizi bask ı<br />

alt ında tutmad ım. Bunu siz de istemiyordunuz. Durumunuzu<br />

anl ıyordum.<br />

"Demirperde"nin çekili şi, Isveç'in yans ızhk siyasas ın ı<br />

oldukça zorla şt ırdı. 1946'da Rusya ile bir al ışveri ş anla şmas ı


ULUSLARARASI İ L İ Ş Ki LER<br />

yap ıld ı. 1947'de sunulan "Marshal Yard ımı "n ı uzun bir duraksamadan<br />

sonra almaya ba şlad ı . 1949'da Avrupa Konseyine girdi.<br />

Danimarka ve Norveç Kuzey Atlantik Paktum (NATO) girdilerse<br />

de Isveç. güneyde Avusturya ve Yugoslavya gibi yans ız kald ı .<br />

SKF'N İ N<br />

EN ÇOK ÇALI Ş ANI OLAN<br />

ON ÜLKE<br />

(1986'daki Çal ışanlar ı )<br />

B Almanya 10.774<br />

İ talya 6.885<br />

Isveç 6.281<br />

ABD 5.411<br />

Fransa 4.445<br />

İ ngiltere 2.487<br />

Brezilya 2.271<br />

Hindistan 1.812<br />

Yugoslavya 1.645<br />

İ spanya 1.075<br />

KUZEY KONSEYI<br />

1953'te Isveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka ve Izlanda<br />

parlamenterlerinden olu şan 78 üyeli Kuzey Konseyi kuruldu.<br />

Konsey, d ış siyasa ve savunma konular ı dışında, Kuzey Ülkeleri<br />

aras ında bir tür "ortak pazar" kurulmas ını sa ğlad ı .<br />

NORVEÇ'TE<br />

WALLENBERG EN BÜYÜK<br />

-SONRA VOLVO GEL İ YOR-<br />

100 binden çok Norveçli, Norveç'teki İ sveç kurulu ş lar ı nda çal ışı yor.<br />

Norveç'teki en büyük özel kesim i şvereni İ sveçlidir -ve ad ı Peter Wallenberg'tir.<br />

.<br />

25 bin Norveçli Wallenberg'in kurulu ş lar ı nda çal ışı r.<br />

Wallenberg en büyüktür. Sonra Volvo gelir. Norveç'teki öteki büyük İ sveç<br />

kurulu ş lar ı Procordia, Esselte, Saab Scania, Mölnlycke, Vingresor ve<br />

Atlasresor'dur.<br />

Sgorta kurulu ş u Skandia, 2.500 ki ş inin çal ışt ığı Norveç'in ikinci büyük<br />

sigorta kurulu ş u Vesta'y ı sat ı n almak üzeredir...<br />

209<br />

(Aftonbladet, 6 Şubat 1989)<br />

F 14


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ-<br />

İ ÇERDE İŞ Ç İ BULAMAYAN SAAB'I<br />

YABANCI İŞ GÜCÜ KURTARIYOR<br />

SAAB' ı n d ışardan i ş gücü sa ğ lamas ı ilk de ğil. Sonuncusu, 1960'lar ın sonlar<br />

ı ndayd ı. Sorun şimdi de gündeme geldi.<br />

Geçen y ı l ı n sonlar ı nda SAAB, Trollhttan'daki i ş letmesine 129 Danimarkal<br />

ı ile 90 Norveçli sa ğ lad ı . Büyük konut bunal ı m ı nedeniyle i ş çilerin ço ğ u<br />

7 metrekarelik ta şı nabilir odalara yerle ştirildi (...). Bu odalarda ya şam, çekilebilir<br />

gibi değil! Ki şinin, ancak dönebilece ğ i büyüklükte. Oturma odas ı nda<br />

iki büyük sedir, bir masa ve bir tv var...<br />

(Göteborgs Posten. 27 Şubat 1989)<br />

Kuzey Ülkeleri yurtta şlar ı , diledikleri üye ülkeye pasaportsuz<br />

olarak girebilir; çal ışma izinine gerek duymaks ızın diledikleri<br />

siirece çalış abilirler. İsveç'teki yabanc ılar ın yarısı Kuzey<br />

Ülkeleri yurtta şlar ıdır.<br />

Kuzey'in örnek kurulu şlarından SAS (Scandinavian Airlines<br />

System) Isveç, Norveç ve Danimarka'n ın ortakl ığıyla 1950'<br />

de kuruldu.<br />

"Nordel" Isveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya'da<br />

üretilen elektri ği, sezonsal gereksinimlere göre, bu ülkeler aras ında<br />

bölüştürür.<br />

"Nordforsk", endüstriyel geli şme konusunda çalışır.<br />

1958'de kurulan "Nordvision", tv yay ınları düzenler. "Kuzey<br />

Yat ırım Bankas ı?! 1975'te kuruldu. "Kuzey Kültür Fonu", ekinsel<br />

etkinlikleri ödüllendirir.<br />

DI Ş ALIM—DI Ş SATIM<br />

(1988'de Yüzde Olarak)<br />

Dış al ı m Dışsat ım<br />

Ortak Pazar Ülkeleri 56 53<br />

EFTA Ülkeleri 16 20<br />

ABD 8 10<br />

OPEC Ülkeleri 1 2<br />

Öteki Endüstri Ülkeleri 7 3<br />

Azgeli ş miş Ülkeler 8 9<br />

Al ışverişin Devlet Eliyle Yap ıldığı Ülkeler 4 3<br />

TOPLAM 100 100<br />

(Kaynak: Kegeringens budgetforslag. 19891<br />

210


ULUSLARARASI İ LI Ş KILER 211<br />

EFTA VE ORTAK PAZAR<br />

Isveç 1960 1ta "Alt ılar" ( İngiltere, Danimarka, Norveç,<br />

Portekiz, Isviçre ve Avusturya) olarak da bilinen EFTA'ya (Avrupa<br />

Serbest Ticaret Birli ği) girdi. Danimarka ve İngiltere Ortak<br />

Pazara (AET) girince, kurulu ştan ayr ıld ılar. EFTA'ya sonradan<br />

Izlanda da girdi(*).<br />

AVRUPA'DA BEYAZ E Ş YA PAZAR'<br />

(1988'de En Çok Satan Kurulu ş lar. Yüzde Olarak)<br />

Elektrolux 27<br />

Whirlpool/Phi I ips 12<br />

Bosch-Siemens 12<br />

Mertoni 10<br />

Thomsson 8<br />

AEG 6<br />

Candy 5<br />

Miehle 5<br />

Ötekiler 15<br />

TOPLAM 100<br />

(Kaynak: Affarsyarlden, 8 Mart 1989)<br />

EFTA ile Ortak Pazar ın, ayr ıca Isveç'le Ortak Pazar ın<br />

özel anla şmalar ı vard ır. Birçok alanda gümrük duvarlar ı kald ı -<br />

nlnuşt ır. Kimileri bu duruma bakarak, Isveç'in Ortak Pazara<br />

"arka kapt"dan girdi ğini söyler. Ekonomik gerçekler Isveç'i<br />

Avrupa'y ı izlemeye zorluyor.<br />

SIFO'nun 1988'de yapt ığı bir ara ştırmaya göre, 200 ve<br />

daha çok i şçi çalışt ıran kurulu şlar ın %91'i, Isveç'in Ortak Pazara<br />

girmesini istiyor.<br />

Isveç'i dünya pazarlar ında ayakta tutan güç, endüstrideki<br />

ileri bilgi ve yüksek nitelikten gelir. D ışsat ımın yar ıs ı Ortak Pazar<br />

ülkelerine yap ılır. En büyük iki al ıc ısı B Almanya ve ABD'dir.<br />

*) Isveç ayr ıca IMF (Uluslararas ı Para Fonu), GATT (Genel Tarife ve<br />

Gümrük Anlaş ması), OECD (Ekonomik İşbirli ğis ve Geli ş me örgütü),<br />

OCSC (Avrupa. Kömür ve Çelik Birli ği), UNCTAD (Birle ş miş Milletler<br />

Ticaret ve Geli şme Konferans ►), IBRD (Uluslararas ı Kalk ınma ve Geli ş -<br />

tirme Bankas ı) gibi kurulu şların da üyesidir.


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA —ISVEÇ— 212<br />

Isveç k urulu şlanmn 124 ülkede temsilcilikleri bulunur.<br />

Bu kurulu şlarda 1988 ba şı nda 410 bin ki şi çal ışıyordu (bu say ı -<br />

n ın içinde. Brown Boveri ile birle şerek pay ı yandan aza dü şen<br />

ASEA'n ı n çal ışanlar ı yok). Isveç kurulu şları , 1988'de ülke içinde<br />

41 milyar kronluk yat ı r ım yapmalar ına kar şın, ülke d ışında<br />

43 milyar kron yat ırd ılar. SKF, çokuluslu kurulu şlar ın ba şında<br />

gelir. Bu kurulu ş , dünya bilya -gereksiniminin (/(20'sini (Avrupa'<br />

n ın (35) kar şılar. "Beyaz e şya"da Elektrolux, Avrupa'da en<br />

çok satar.<br />

EN BÜYÜK BEYAZ E Ş YA ORET İ C İ LER İ<br />

(1987'de Parça Olarak. Milyon)<br />

Whirlpool/Philips 13,0<br />

Elektrolux 12,0<br />

General Electric 6,5<br />

Bosch/Siemens 4,0'<br />

Maytag 3,5<br />

Mertoni 3,0<br />

(Kaynak: Affarsvarlden, 8 Mart 1989)<br />

BARI Ş G ÜC Ü<br />

Isveç, Birle ş mi ş Milletlerin sorumlulu ğuna inanm ış : güvenini<br />

kazanm ışt ır. 1948'den beri, Birle ş mi ş Milletler Bar ış Gücünde<br />

(1987'ye dek) toplam 53.858 ki şiyle görev alm ış t ır (1987'<br />

de 1.090 ki şi bu görevdeydi). Dag Hammarsskjöld Birle şmi ş<br />

Milletler Genel Sekreteri olmu ş : Gunnar Jarri ııg Ortado ğu sava<br />

şlar ı nda arabuluculu ğa ata ıııııış t ı .<br />

GÜÇSÜZ ÜLKELERE YARDIM<br />

Isveç her zaman, ba ğımsızlık sava şım' veren uluslar ın yan<br />

ında oldu. Ezen durumunda olan "süper güç"lere kar şı ho şnutsuzItığunu<br />

s ık sık dile getirdi. Vietnam halk ın ın bağımsızlığın ı<br />

(ABD'yle ili şkilerin bozulmas ın ı da göze alarak) destekledi. Bir<br />

Isveç Ba şbakan ı (Ingvar Carlsson ), 26 y ıl sonra (1988) Beyaz Saraya<br />

konuk olabildi.<br />

Az ınl ıktaki Güney Afrika yönetimini y ıkmak amac ıyla,<br />

bu ülkeye ekonomik ku şat ım uygulanmas ı çalışmalarında ba şı<br />

çekti. Sovyetler'in Afganistan'a girmesini k ınad ı . Şili'de, Polon-


ULUSLARARASI İ L İŞ K İ LER 213<br />

ya'da ve dünyan ın her yerindeki buyurgan yönetimlere kar şı<br />

gösteriler yap ıld ı . Bu gösteriler ytinetimce de desteklendi.<br />

OLOF PALME<br />

Dünyada ne olup bitti ğine büyük ilgi duymu ş olan Olof Palme'nin, İ sveç<br />

ölçülerine göre al ışı lmam ış, renkli bir ki ş ili ğ i vard ı .<br />

1927'de, orta s ı n ıf ın yukar ı katlat ı ndan bir ailenin çocu ğu olarak dünyaya<br />

geldi. Yoksulluk görmedi. Özel okullarda okudu. Hukuk ö ğrenimi<br />

yapt ı . ABD'nde siyasal bilim okudu.<br />

1955'te Ba şbakan Tage Erlander'in ard ı mc ı s ı : 1963'te bakan; 1969'da<br />

ba şbakan oldu (gençli ğinde ö ğrenci derne ği baskan ı yd ı ).<br />

1972'de Palme'nin ünü, "üçüncü dünya ülkelerinde iyice biliniyordu.<br />

Vietnam Sava şında ABD'ni kar şı s ı na alm ışt ı . Isveç, dünyan ın her yerindeki<br />

ulusal bağı ms ı zl ık sava şı mlar ı n ı destekliyordu. Daha 1962'de,<br />

ayakta durabilmelerine katk ı olarak, ba ğı ms ız-yoksul ülkelere yard ı m<br />

ba ş lat ı lm ışt ı .<br />

1986'da, ola ğan bir yurtta ş gibi, sinema dönü şünde (e ş iyle yaya giderken)<br />

öldürüldü: Bir taksi sürücüsü, bir yurtta şın tabancayla vuruldu ğ unu<br />

telsiziyle polise duyurmu ştu. Gelen polisler, yaral ı adam ın Isveç Ba şbakan<br />

ı olduğ unu anlad ı lar.<br />

Bir bar ış güvercini vurulmu ştu.<br />

Isveç. geri kalm ış 70'ten çok ülkeye kaynaklar ının geli ş -<br />

mesi,ekonornik ve sosyal e şitlik, demokratik geli şim, kad ın haklar<br />

ı ve çevre temizli ği amaçlar ıyla yard ı m eder.<br />

Birle şmi ş Milletlerin, "geli ş mi ş ülkelerin. ulusal gelirlerinin<br />

en az (:(0.7'sini geri kalm ış ülkelere yard ım olarak vermesi"<br />

önerisini a şabilen (Hollanda, Norveç ve Danimarka ile beraber)<br />

dört ülkeden biridir ve Isveç bu oran ı re ç ıkarm ışt ır.<br />

Yard ı mlar ın bir bölümü, yard ı m yap ılan ülkelerin bireysel<br />

örgütlerince: bir bölümü uluslararas ı yard ım orgütlerince(* ı<br />

ve bir bölümü de Isveç yard ı m örgütünce (SIDA ► kullan ı l ır.<br />

Devlet ayr ıca, geri kalm ış ülkelerle al ışveri ş yapan Isveç<br />

kuruh şlarm ın parasal alacaklarma güvence verir.<br />

*) Uluslararas ı yard ım örgütlerine 1988-89 y ıl ı yard ımlar ı (milyon kron ola-<br />

rak): Uluslararas ı Geli ştirme Fonu (IDA) 811; BM Geli ştirme Fonu<br />

(UNDF) 730 Çevresel geli ştirme organlar ı (banks vb) 361 Uluslararas ı<br />

Yiyecek Yard ım ı (WFP) 280; BM Çocuk Fonu (UNICEF) 260; BM S ığınma<br />

Komiserli ği (UNHCR) ve Uluslararas ı Aile Planlamas ı (IPPF) 2u2;<br />

öteki organlar 128; öteki yard ımlar 188 (kaynak: Regeringens budgetforslag,<br />

Stokholm 1988)


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI Ğ A 214<br />

1986'da yap ılan bir ara ş t ırmaya göre, kad ınlar ın %89'u<br />

ve erkeklerin de yard ımlar ın art ır ılmas ından yanad ır.<br />

DO Ğ RUDAN YARDIM ALAN ÜLKELER<br />

(1989-90 Bütçe Y ı l ı , Milyon Kron)<br />

Tanzanya 540<br />

Mozambik 395<br />

Vietnam 300<br />

Zambiya 240<br />

Nikara ş;l ı a 230<br />

e 180<br />

Angola 170<br />

Etiyopya 145<br />

Kenya 140<br />

Banglade ş 135<br />

Botswana 95<br />

Laos 85<br />

Gine 80<br />

Sri Lanka 70<br />

Kap Verde 65<br />

Lesotho 35<br />

(Kaynak: Riksdag & Departernent, 19 Ocak 1989)<br />

ISVEÇ'E GÖÇ<br />

Ikinci Dünya Sava şı sonunda (1945), Isveç'e s ığınmış<br />

300 bin ki şi bulunuyordu. Bunlar daha çok Finli, Norveçli ve<br />

Balt ık ülkelerindendi. Alman k ır ım ında ıı kaçan Yahudiler de Isveç'e<br />

s ığın ıyordu. Ya şam ı bir Amerikan filmine konu olan Diplomat<br />

Raol Wallenberg,Macaristandaki Yahudileri kurtarma sava<br />

şım ı verdi.<br />

1600 ve 1700'lü y ıllarda da Do ğu Avrupa'dan yoksul<br />

Yahudiler Isveç'e göç etti. 1775'te Yahudilere kendi dinlerinde<br />

tap ınma özgürlü ğü verildi. Bugün Isveç'te 14 bin Yahudi bulunuyor.<br />

1500 ve 16001erde Çingenelere (tüm dünyada) iyi gözle<br />

bak ılm ıyordu. 1637'de ç ıkar ılan bir yasayla, çingenelerin erkekleri<br />

as ı l ır; kad ınlar ı yurt d ışına sürülürdü. O y ıllarda Çingeneler<br />

Finlandiya'ya sürülürdü. Isveç, 1914'te (1954'e dek) s ı n ı rlar ın ı


ULUSLARARASI İ LI Ş KILER 215<br />

ÜLKEDEKI YABANC1LARIN SAYISI<br />

(1980 ve 1985'te 1.000 olarak)<br />

1980 1985<br />

Finlandiya 186 139<br />

Yugoslavya 40 38<br />

Norveç 26 26<br />

Danimarka 31 25<br />

TÜRKIYE 16 22<br />

Polonya 10 16<br />

B Almanya 15<br />

Şili 6 9<br />

Yunanistan 17 9<br />

İngiltere 9 9<br />

Ötekiler 68 84<br />

TOPLAM 424 389<br />

(Kaynak: Statistiska ârsbok, 1988)<br />

Çingenelere kapatt ı . Bugün Isveç'te, Finlandiya'dan gelen 1.400<br />

ve Kuzey Ülkeleri d ışından (Do ğu Almanya, Fransa, Ispanya)<br />

gelen 1.700 Çingene bulunur.<br />

1100 y ıllarında Isveç'e gelmeye ba şlayan Almanlar,<br />

1700 y ıllar ına dek toplumda a ğırl ıklannı duyurdu. O tarihten<br />

sonra (dilde ve ekinde) Frans ız etkisi de görülür(*).<br />

GENÇLIK MAR Ş I<br />

Gençlik Marşı (Da ğ Ba şın ı Duman Alm ış ), Türkçe sözlerini Ali Ulvi<br />

Elöve'nin yazd ığı bir Isveç ezgisidir. Türkiye denli yayg ı n olmamakla<br />

beraber, Isveç'te ezgiyi herkes biliyor. Mar ş olarak çal ınmıyor.<br />

Sözlerini Gustav Frodig'in yaz ıp Felix Körting'in ezgiledi ği ve ad ın ı<br />

"Üç Şakrak K ız" olarak çevirebilece ğimiz parçan ın ilk dörtlü ğü şöyle:<br />

Güne şli bir günde üç k ız<br />

Lindane Le yoluna dü ş tü.<br />

Yerleri süpürüyordu etekleri<br />

Ve üçü de şakrakt ı .<br />

*) 1. Dünya Sava şıyla Isveç, Ingiliz etkisi alan ına da girdi. 2. Dünya<br />

Sava,: ;, 1;r:, ,nkan etkisini getirdi. 1945'ten 1950'ye dek, ikinci dil<br />

oian ..1rnancan ın yerini İ ngilizce ald ı .


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLIGA 216<br />

Finliler, 1 330'lardan 1 500'lere dek bugünkü Isveç'e geldiler<br />

(Finlandiya Isveç egemenliindeydi 1. 1 500'lerde Finliler, Kuzey,<br />

Isveç'te oturanlar ın (:(5'ini olu şturuyordu. 15701erde de orman-<br />

- lar ı yak ıp, yeni tar ım alanlar ı açmak amac ı yla Do ğu Finlandiya<br />

da ıı Finliler getirildi. Bunlar ilk alt ı y ıl vergi vermezlerdi. 1600'<br />

lerde (1800'lere dek) orman yak ılmas ı yasakland ı . Demirin i ş -<br />

- lenmesinde odun ve kömür gerekliydi.<br />

İ SVEÇ'TEK İ TeRK TEMS İ LC İ L İ KLER İ<br />

TC Büyükelçili ğ i<br />

Stranclygen 84<br />

115 27 Stokholm<br />

Telefon: (08) 23 08 40<br />

TC Ba ş konsoloslu ğu<br />

Nobelgatan 19<br />

115 27 Stokholm<br />

Telefon: (08) 67 29 60<br />

TC Ticaret Ate şeli ğ i<br />

Karlav4en 56<br />

114 49 Stokholm<br />

Telefon: (08) 61 64 83<br />

TC Çal ış ma Ate şeli ğ i<br />

Kungsgatan 55<br />

111 22 Stokholm<br />

Telefon: (08) 21 09 19<br />

TC Kültür ve Tan ı tma Bürosu<br />

Kunsgatan 3<br />

111 43 Stokholm<br />

Telefon: (08) 21 86 30 - 21 86 20<br />

I Ş LEM YAPMAYAN ONURSAL KONSOLOSLUKLAR<br />

TC Ba ş konsoloslu ğ u<br />

Kyrkogatan 26<br />

411 15 Göteborg<br />

Telefon: (031) 11 88 02<br />

TC Ba ş konsoloslu ğ u<br />

Storgatan 13<br />

211 22 Malmö<br />

Telefon: (040) 11 48 11<br />

1600'lerde bugünkü Belçika'dan binlerce Valon geldi. Içlerinde<br />

vars ıllar da vard ı . Isveç'in hem paraya, hem de demiri i şlemesini<br />

bilenlere gereksinimi vard ı . Bugün Isveç'te Valon soyundan<br />

30 bin ki ş i ı,,a şar.


ULUSLARARASI İ L İŞ K İ LER 217<br />

1960'larm endüstri patlamas ıyla, ba şka ülkelerden Isveç'e<br />

i şçi ak ı ll ı ba şlad ı. En çok Yugoslavya. Yunanistan ve Türkiye'<br />

den i şçi geldi.<br />

1970'lerde göç, karekter de ği ş tirdi. Özellikle Ortadoö .u,<br />

Güneydo ğu Asya ve Güney Amerika'daki ya şam ko şullar ından<br />

kaçan on binlerce ki şi Isveç'e s ığınd ı .<br />

Bugün Isveç'te oturan 8,4 milyon ki şiden 755 bini (%91<br />

Isveç kökenli değildir. Bunlardan 169 bini Avrupa d ışından gelmi<br />

ştir. Mavi gözlü İsveçliler az ı nl ıktad ır.<br />

TÜRK İ YE'DEK İ İ SVEÇ TEMS İ LC İ L İ KLER İ<br />

İ sveç Büyükelçili ğ i (Svenska Ambassaden)<br />

Kâtipçelebi Soka ğı , 7<br />

(PK 3)<br />

Çankaya , ANKARA<br />

İ sveç Konsoloslu ğ u (Svenska Konsulatet)<br />

İ stiklal Caddesi, 497<br />

(PK 125)<br />

Beyo ğlu ISTANBUL<br />

İŞ LEM YAPMAYAN ONURSAL KONSOLOSLUKLAR<br />

İ sveç Konsoloslu ğu (Svenska Konsulatet)<br />

1379. Sokak, 57/A (Efes İş Ham)<br />

İ ZM İ R<br />

Telefon:11 56 02<br />

İ sveç Konsoloslu ğ u (Svenska Konsulatet)<br />

İ nönü Bulvar ı , Nakka ş Apt 5, D 10<br />

MERS İ N<br />

Telefon: 118 38 - 187 42<br />

LAPONLAR<br />

iskandinavya'n ın kuzeyinde (Isveç, Norveç, Finlandiya,<br />

biraz da Sovyetler Birli ği) ya şayan Laponlar ın say ıs ı 40-50 bindir.<br />

isveç'te ya şayan 15-17 bin Lapondan 2.500 kadar ı (600-700<br />

aile) rengeyi ğiyle geçinir. Laponlar ın, Ihristiyanl ıktan önce doğudan<br />

geldikleri san ı l ıyor.<br />

Devlet, Laponlar ın ekin ve dillerini güvence alt ına almışt<br />

ır. Kuzeyde ve s ınıf olU şturabildikleri yörelerdeki temel okullarda<br />

kendi dillerinde öğrenim görürler. 1942'de, Lap ya şlılar ı için<br />

de yüksek okul aç ıld ı . 1974'te, Kuzey Norveç'teki Kautokeino'<br />

da "Kuzey Lap Enstitüsü" aç ıld ı .


<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLIGA 218<br />

Isveç Radyolar', Kuzey Isveç'te Laponca yay ınlar da yapar.<br />

Laponlar ın kendi radyolar ı da vard ır.<br />

DI Ş ALIM—DI Ş SATIM<br />

11987'de Yüzde Olarak)<br />

Dış al ı m Dışsat ı m<br />

Metal 6 8<br />

Makine 12 16<br />

Kimyasal Yap ım 12 8<br />

Elektrik Gereçleri ve Bilgisayar 13 11<br />

Ta şıma Araç ve Gereçleri 11 17<br />

Öteki Donan ım Gereçleri 7<br />

Akaryak ıt 10 ---<br />

Yiyecek, İ ç ecek. Tütün 7<br />

Tekstil, Giysi. Ayakkab ı 8<br />

Tekstil. Giysi. Yiyecek. Mobilya 6<br />

Ka ğıt ve Kay ıt Hamuru 7<br />

Kereste ve Öteki Orman Ürünleri -- 10<br />

ÖTEKİ LER 14 10<br />

TOPLAM 100 100<br />

tKavnek: Dair About Sweden. Stokholm, 19881<br />

ISVEÇ YU RTTA Ş LI Ğ I<br />

Isveç'te be ş y ıl çal ışan yabanc ılar. Isveç yurtta ş l ığı na<br />

geçebiliyor. Isveç yurtta şı yia evli olanlar (kimi durumlarda evlenmeden<br />

beraber oturanlar) için bu süre üç y ıld ır.<br />

S ı Quimalar ve yurtsuzlar be ş y ıl bekler.


A<br />

Aç ık sat ın alma: 106<br />

Aç ık iş: 15<br />

Ağaç kabuklarından ekmek: 30, 32, 33<br />

Aile içinde zor kullan ım ı: 136<br />

Akaryakıt bunal ım ı: 14,45,54, 59, 141,<br />

160<br />

Akaryakıt tüketimi: 14<br />

Alacakh Türkler: 197<br />

Alkolist: 133<br />

Altın devri: 15<br />

Amerikan etkisi: 215<br />

Amerika'ya göç: 39, 140<br />

Ana-babalık kursu: 24<br />

Ana-babal ık sigortas ı: 68<br />

Anadili dersi: 152<br />

Anadili ö ğretimi: 152<br />

Analık paras ı: 68<br />

Araban ın kütü ğü: 162<br />

Araba soygunu: 139<br />

Araba üzerinde av: 11<br />

Araştırma üssü: 166<br />

Askerlik eğitimi: 206<br />

A şırı alkol: 12<br />

Atom enerjisi: 62<br />

ATP (Genel Ek Emeklili ği): 16, 18, 19,<br />

Avlanma izni: 115 66<br />

Avrupa'da ilk banka: 201<br />

Avrupa'n ın en sıcak ülkesi: 116<br />

Ayak banyosu: 38<br />

Ayaklanmalar: 176, 180, 197<br />

Az ık paras ı: 186, 187, 192<br />

B<br />

Babal ık ödencesi: 24<br />

Ba ğıms ızlık sava şım: 13, 212<br />

Bahar temizli ği: 116<br />

Banka soygunu: 139<br />

Barış dönemi: 97<br />

Barış Gücü: 212<br />

Barış güvercini: 213


Barış ç ıl amaçl ı: 167<br />

Bas ın Konseyi: 158<br />

Bas ına özgürlük (bas ın özgürlüğü): 158, 201<br />

Ba ş bitleri: 39<br />

Bayrak Günü: 125<br />

Beyaz e şya: 212<br />

Beyaz yakan i şçi: 50, 102<br />

Bilgisayar: 161, 164<br />

Bilim özgürlüğü: 152<br />

1 may ıs çiçe ği: 113<br />

Bitpazar ı: 14<br />

Bolluk Clkesi: 12, 49, 52, 86, 94, 101,143<br />

Boru-tel: 164<br />

Bunalımlı yıllar: 14<br />

Butjuva partileri: 53, 56<br />

Burjuva s ın ıfı: 71<br />

Buyurgan yönetimler: 152, 213<br />

Büyü salgın ı: 125<br />

Bruk ağalan: 55, 79, 80, 200<br />

C<br />

Cad ı avı: 125<br />

Cuma alayı: 192<br />

Ç<br />

Çal ışma Süresi Yasas ı: 51<br />

Çalışma Yarg ılığı : 58<br />

Çiftlik güvencesi: 180<br />

Çocuk ald ırma güvencesi: 68<br />

Çocuk eki: 16<br />

Çocuk emekliliği: 18<br />

Çocuk evi: 12<br />

Çocuk paras ı: 10, 24<br />

Çocuk yuvası: 24, 142<br />

Çocuklu aile: 12<br />

Çoktann: 173<br />

Çokuluslu kurulu şlar: 212<br />

D<br />

Danıştay: 12<br />

Darbe: 65, 201, 202<br />

Dayan ıklı besin: 29<br />

Deği ştirme güvencesi: 106<br />

Demirperde: 208<br />

Denizalt ı avı: 64<br />

Derebeylik: 27, 173<br />

Devlet Holdingi: 54<br />

Devlet kesimi: 100<br />

Dil okulu: 22<br />

Dinlence: 14, 46, 51, 70, 102, 113, 114,<br />

117, 118, 124,125, 130,149<br />

Dinlence ayları: 15<br />

Dinlence paras ı: 14, 114<br />

Dinlence yıl ı: 114<br />

Di ş bak ım ı 25<br />

Doğum kontrolü: 68<br />

Doktor raporu: 19, 21, 74<br />

Dulluk emekliliği: 18, 41<br />

Dünya'n ın en eski gazetesi: 159<br />

Düşünce özgürlü ğü: 159<br />

E<br />

Edinme çocuk: 24<br />

Eğitim giderleri: 150<br />

Ek emeklilik: 16, 21, 66, 68, 75<br />

Ekim Devrimi: 206<br />

Ekinsel dergiler: 159<br />

Ekmeklik ağaç: 30, 32<br />

Ekonomik bunalım: 49<br />

Ekonomik büyüme: 14<br />

El değirmen: 30<br />

Emekçi: 49, 50, 70, 71<br />

Emeklilere özel konut: 16<br />

En alttakiler: 70<br />

En güçlü soylu: 174<br />

Endüstri bunalımı: 101<br />

Endüstri devrimi: 57, 100<br />

Endüstri patlamas ı: 217<br />

Enerji üretimi: 54<br />

Enfiye: 130<br />

Erken emeklilik: 18, 21, 67, 128<br />

Erken oy: 204<br />

Eroin: 134<br />

E ş yardımı: 206<br />

E şit eğitim: 53<br />

E şitlik kurulu: 69<br />

Et dağları: 92<br />

Et tabağuıda reçel: 94<br />

F<br />

F ırsat E şitliği Anlaşmas ı: 68<br />

Fiyat göstergesi: 106<br />

Frans ız etkisi: 215<br />

G<br />

Gece yarıs ı güne şi: 112<br />

Geç emeklilik: 18<br />

Geleneksel köy: 97<br />

Geleneksel yap ı : 97<br />

Gelir Dengesi: 101<br />

Gençlik evleri: 151<br />

Gençlik Mar şı: 215<br />

Gençlik örgütleri: 168<br />

Gizli kurul: 200<br />

GolfstriM: 92<br />

Göçmen dilleri: 169<br />

Göçmen i şçiler: 153<br />

Gömülmemi ş ölüler: 31<br />

Gönüllü Savunma Örgütleri: 206<br />

Görmezler için ses band ı: 158<br />

Gül banyosu: 36<br />

Gümrük duvarı: 211<br />

Güney Kutbunda Cs: 165<br />

220


H<br />

Haftal ık çal ışma: 51<br />

Halk emeklili ği: 16, 18, 21, 66<br />

Halk yüksek okulları: 153<br />

Halkevi: 152<br />

Halk ın partisi: 50<br />

Hamam: 36, 37, 39<br />

Hammadde patlamas ı : 43<br />

Hamsin Y ortusu: 148<br />

Hastalık kasası: 21, 25, 74<br />

Hastal ık paras ı (ödence): 19, 21,23, 24<br />

Hastalık sigortas ı: 66, 75<br />

Hastanelerdeki kuyruklar: 143<br />

Hayvan hastanesi: 12<br />

Hayvanların dokunulmazlığı: 115<br />

Hazır yiyecekler: 90<br />

Hazine deste ği: 101<br />

Hıristiyan: 27, 125, 145, 146, 173, 191,<br />

196, 217<br />

Hırsızl ık pay ı: 137<br />

içki arıtma düzeni: 132<br />

İ çki denetimi: 132<br />

İçki d ışsatım ı: 133<br />

Içki tüketimi: 132<br />

İçkide devlet tekeli: 201<br />

Içkiye kar şı örgütler: 132, 167<br />

Ilaç paras ı: 19<br />

İlk devlet istatisti ği: 161<br />

İlk yaz ılı yasa: 174<br />

Incil: 82, 176<br />

Ingiliz etkisi: 215<br />

İnsancıl ekonomi: 10<br />

İnsanlararas ı e şitlik: 50<br />

İ slQandinavya'n ın bekçi köpe ği: 207<br />

İslam: 186, 191, 192<br />

İsveç kapitalizmi: 53<br />

İsveç modeli: 59<br />

Isveç rejimi: 50<br />

Isveç Yard ım örgütü (SIDA): 213<br />

İsveç yurtta ş l ığı: 218<br />

isveççeTürkçe sözlük: 157<br />

Isveç'in Şikagosu: 131<br />

i ş e ğitimi: 151<br />

l ş kazas ı: 21, 22, 23, 66<br />

İş Pazar ı Okulu: 7, 8, 23<br />

İş Yargılığı: 59<br />

İşbırak ım k ınc ılan: 58<br />

I şbırakım ı: 57, 58, 59, 67<br />

I şkapatım ı: 58, 59, 67<br />

I şçi Yat ırım Fonu: 54<br />

I şgücü aç ığı: 14<br />

l şgücü k ıtlığı: 176<br />

I şsizler ordusu: 40<br />

I şsizlik Kasas ı: 53, 57<br />

l şsizlik sigortas ı: 62<br />

Isveç kapitalizmi: 53<br />

Izin paras ı: 75<br />

K<br />

Kadastro: 1 Ş 1<br />

Kahverengi Isveç a3 ıdarı: 122<br />

Kalabalık (kalabakiken): 195, 199<br />

Kalpaklar: 200, 201<br />

Kalorifer düzeni: 114<br />

Kamp yeri: 118<br />

Kamu kesimi: 46, 68<br />

Kapitülasyon: 46, 174<br />

Kara liste: 35, 131<br />

Karacahil: 154<br />

Karakafa: 137<br />

Kan eki yard ımı: 16<br />

Katolik: 177, 178, 180<br />

KDV: 60, 65, 99<br />

Kedinizi gözetiniz: 124<br />

Kendi çocu ğunun bak ım ı: 18, 23<br />

Kendi eliyle ya şama son: 135<br />

Kilit parti: 56<br />

Kilise bask ısı: 40<br />

Kira denetimi: 53<br />

Kiralık ev kuyruğu: 18, 142<br />

Ki şisel say ı: 104, 161<br />

Kitap kulüpleri: 155<br />

Kitapl ıklar: 155, 156, 157<br />

K ıdık y ılları: 29, 30, 31, 33<br />

Kom şudan yana geçen dal: 120<br />

Konaklama kurulu şları: 122<br />

Konuk öğrenci: 152<br />

Konu şma arkada şı: 143<br />

Konut bulamayan parlamenter: 144<br />

Konut bunahm ı: 210<br />

Konut kiralan: 144<br />

Konut kuyru ğu: 142<br />

Köy birimi: 9, 61<br />

Kralm savurganl ığı: 64<br />

Kredi kart ı: 105<br />

Kredi merkezi: 104<br />

Kurutulmu ş ekmek: 88, 96<br />

Kurutulmu ş göl balığı: 29<br />

Ku şlara şölen: 115<br />

Kuvvetler dengesi: 198<br />

Kuzey Kutup Dairesi: 93, 112<br />

Kuzey'in Aslan ı: 178<br />

Küf ay ı: 31<br />

L<br />

Lâ ğım çukuru: 38<br />

Londra Bir Mahmutpa şa: 78<br />

Lucia K ız ı: 125<br />

221


M<br />

Mal deği şimi: 96<br />

Mavi gözlü isveçli: 217<br />

Mavi yakala i şçi: 50<br />

May ıs dire ği 113<br />

Merkez krall ığı: 27<br />

Meryem Ana Yortusu: 35<br />

Muhtarl ık görevi: 161<br />

Müslüman: 185<br />

Müzik toplulu ğu: 169<br />

N<br />

NATO: 209<br />

Nobel Ödülü: 163, 208<br />

Noel: 7, 35, 36, 112, 124, 146, 147, 148<br />

Noel Baba: 124<br />

Norveç güldürükri: 126<br />

Nöbetçi Büro: 12<br />

Nüfus küniğii: 177<br />

O<br />

Odac ı: 160<br />

Okul öncesi eğitimi: 149<br />

Okulların yaz dinlencesi: 121<br />

Olanak e şitliği: 70, 71<br />

Olimpiyat oyunları: 169<br />

Ombudsman: 167<br />

Orman ataları: 49<br />

Orman attığı : 46<br />

Orta s ınıf: 42, 213<br />

Ortaçağ: 29, 30, 95, 96, 99, 125, 174<br />

Ortadoks: 180<br />

Ortak Pazar (AET): 209, 210, 211<br />

Ortalama ya şam: 9, 140<br />

Otomatik trafik kay şakları: 22<br />

Oturma izini: 152<br />

Oyun Okulu: 24, 151<br />

Öğrenim yard ım ı: 25<br />

Öğrenim ya şı: 153<br />

Oksüzliik emekliliği: 19<br />

Ölüm yard ım ı: 99<br />

Opti şme yeri: 150<br />

Örnek ülke: 12, 13, 99, 143<br />

Özel araba: 69<br />

Özel eğitim: 20<br />

Özel kesim: 54, 67, 100<br />

Özel mülkiyet: 50<br />

Özel okul: 213<br />

P<br />

Paskalya: 125, 148, 149<br />

Patates Kral ı: 84<br />

Patates Sava ş ları: 85<br />

Pazarl ık Anla ş mas ı: 58<br />

Peksimet: 88, 89<br />

Pislikarkı: 38<br />

Pislilik çağı: 37<br />

Pislilik dönemi: 36, 37<br />

Polis karakolu: 131<br />

Polis telsizi: 158<br />

Protestan: 145, 176, 177, 178, 180<br />

R<br />

Radyasyon: 62, 63, 206<br />

S<br />

222<br />

Sağ blok: 56<br />

Sağ kanat partileri: 53<br />

Sagc ı hükümetler: 10<br />

Sagc ı partiler: 14<br />

Sağl ık gideri: 25<br />

Sakatlık ödencesi: 21, 23<br />

Sanayi Devrimi: 202<br />

Sanayiciler Birli ği: 53<br />

Sandviç: 88<br />

Sauna: 37<br />

Sava ş at ı : 27<br />

Sava ş oyunları: 194<br />

Savunma silahları: 205<br />

Say ıştav: 12<br />

Seks: 88<br />

Self servis: 103<br />

Sendika giderleri: 57<br />

Serbest kesim: 114<br />

Sermaye oyunlar ı: 63<br />

Sevilen örgütler: 100, 167<br />

Sigara içme yeri: 150<br />

S ığınma evi: 12<br />

S ın ıf ayrımı: 41, 42, 70, 71<br />

S ın ıflararas ı denge: 50<br />

Soğukkanhl ık: 128<br />

Sol blok: 56<br />

Sosyal Büro: 7, 8, 9, 10, 11, 12, 20<br />

Sosyal destek: 9<br />

Sosyal Görev Yasas ı: 11<br />

Sosyal güvence: 12<br />

Sosyal otel: 12<br />

Sosyal reform: 50<br />

Sosyal sorunlar: 40<br />

Sosyal yard ım: 9, 10, 11, 12, 20, 55<br />

Sosyalist blok: 56<br />

Sosyete bayanlar: 40<br />

Sömürge yağmas ı: 178<br />

Spor dinlencesi: 130, 149, 169<br />

Spor toto: 164<br />

Su k ıtl ığı: 38<br />

Subaylara toprak: 180<br />

Sürücülük belgesi: 8, 22, 37, 119<br />

Şapkalar: 200, 201<br />

Şekerli ekmek: 87


Tah ıl ar ı ığı : 92<br />

Tanr ı: 34, 83, 125, 146, 173, 192<br />

Tar ım a ğaları: 49<br />

Tar ım kesimi: 91<br />

Tarım siyasas ı: 208<br />

Tar ımda çal ışanlar: 97<br />

Tar ımda i şgücü: 93, 98<br />

Tatil köyü: 113<br />

'talil y ıl ı : 114<br />

"rekelci kapitaliz ın: 53<br />

'telefonla ıs ıtacı açma düzeni: 118<br />

Temel de ğer: 16, -19, 21<br />

Tereya ğı d ışsat ım': 28<br />

Ting: 173<br />

Toplumcu dü şünce: 49<br />

Toplumsal yap ı: 100<br />

Toprak ağası: 40<br />

Toprak dengesi: 96, 97<br />

Toprak isteyenin: 92<br />

Toprak köleli ği: 202<br />

Toprak reformu: 97<br />

Trafik düzeni: 22<br />

Trafik kazalar ı: 123<br />

Trafik lambası: 22<br />

Turizm gelirleri: 117<br />

Tuz d ışal ım': 28<br />

Tüberküloz (verem) salg ını: 37<br />

Türk hamam ı: 39<br />

Türk yulaf ı: 82<br />

U<br />

Ucuz ev kredisi: 18<br />

Ulusal ba ğı ms ızl ık: 213<br />

Ulusal bayrak: 176<br />

Ulusal gün: 125<br />

Ulusal içki: 133<br />

Ulusal marş : 125, 126<br />

Ulusal park: 116<br />

Ulusal tarım siyasası: 101<br />

Ulusalla şt ırma: 53<br />

Uluslararas ı kartel: 53<br />

Uyu şturucu: 129, 133. 134, 143<br />

Uzla şma ülkesi: 67, 143<br />

T<br />

Ü<br />

Ucrct e ş itliği: 68<br />

ücret güvencesi: 66<br />

Ücret kesintisi: 54<br />

Üçüncü kesim: 100<br />

3. dünya ülkeleri: 213<br />

Üniversite özerkli ği: 152<br />

223<br />

V<br />

Vaftiz: 146, 161<br />

Vardiya: 8<br />

Vasaloppen (Vasa Yar ışı): 175<br />

Vcba salg ı n ı: 28<br />

Vergi ba ğışıkl ık': 27<br />

Vergi reformu: 15<br />

Y<br />

Yabanc ı etkisi: 46<br />

Yabanc ı yat ırı mların kayna ğı: 207<br />

Yalanc ı belge: 143<br />

Yansızl ık siyasas ı: 208<br />

Yap ım yanl ış': 22<br />

Yararlda ş t ırma: 53<br />

Yargı organları: 177<br />

Yarım emekli: 21, 66<br />

Yasal evli: 19, 69, 141<br />

Ya şam paras ı: 23<br />

Ya ş l ı ku şağın eğitimi: 155<br />

Ya ş l ılar e ğitimi: 66, 154<br />

Ya ş l ılar yurdu: 16<br />

Yaz Ortası: 36, 113, 116, 117, 148<br />

Yaz paketi: 14<br />

Yazarlar fonu: 156<br />

Yazl ık ev: 38, 114, 118<br />

Yazlık kulübe: 119<br />

Yeni bulu şlar: 48, 160<br />

Yeni Isveç: 178<br />

Yeni yeti ştirme yöntemleri: 97<br />

Yeni yoksulluk: 14<br />

Yer fotoğraftan: 165<br />

Yeralt ı s ığınaklar ı: 206<br />

70 ya şında emeklilik: 201<br />

Y ıkanma dolab ı: 38<br />

Y ılm bulucusu: 160<br />

Y ı l ın i şadam ı : 47<br />

y ıll ı k ıs ı ortalaması: 112<br />

Y ıll ık orman kesimi: 45, 46<br />

Yiyecek k ıtlığı: 33<br />

Yolcu ta şımacıl ığı: 120<br />

Yoksullar ın Isveç'i: 34<br />

Yoksulluk y ıllar ı : 85<br />

Yukar ı s ın ıflar: 42<br />

Yük ta şımac ı l ığı: 120<br />

Yüksek vergi: 60, 61<br />

Yüzy ıl ın iskenderi: 186<br />

Zam önerisi: 62<br />

Zam paketi: 62<br />

Z


1<br />

YARARLANILAN<br />

KIMI KAYNAKLAR<br />

Dipnot ve sayfa içi notlannda gösterilen kaynaktan burada göstermiyoruz.<br />

Tükenen "Bolluk Clkesi ISVEÇ" yap ıtım ızdan (özellikle "Demirba ş Ş arl'a ş -<br />

kin) tırnak içine almadan ahntdar yapt ığım ız ı da belirtiriz (HTY).<br />

Aberg, Alf. Karolinerne och Österlandet, Stokholm,s1967<br />

Abrahamsson, Hans. Jordbrukets i Sverige, Lund, 1970<br />

Arne, T). Svenskarna och Österlandet, Stokholm, 1952<br />

Beijbom, Alf. Amerika, Amerika, Stokholm, 1977<br />

Carlsson, Sten. Bonde - prst - mbetsman, Stokholm, 1962<br />

Ekstrand, Gudrun. Tre Karlar, Stokholm, 1984<br />

Heidenstam, Verner von. Karolinerna, Stokholm, 1964<br />

Kurat, Akdes Nimet. İ sveç Kral ı XII. Karl' ın Türkiye'de Kal ışı ve<br />

Bu S ı ralarda Osmanl ı imparatorlu ğ u<br />

Larsson, Ono. Böndernas Organisationer, Stokholm, 1984<br />

Mattson, Robert. Jordbrukets utvecling i Sverige, Uppsala, 1978<br />

Radetzki, Marian. Sverige och tredje VrIden, Stokholm, 1980<br />

Scobbie, Irene. Sveden, Londra, 1972<br />

Stafsig, 'var. Kalabaliken vid Bender, Stokholm, 1960


"Isveç'te yard ıma gerek duyan (geçinemeyen)<br />

kişi, belediyelerdeki "sosyal büro "ya<br />

başvurarak, geçimi için gerekli paray ı<br />

sağlayabilir. (...) Yard ım ın kapsam ı belirtiliyor:<br />

Her tür yiyecek. Temizlik ve ki şisel bak ım. Her<br />

tür giysi (spor ve dinlenme giysileri de). Günlük<br />

gazete. Elektrik, telefon, ve tv giderleri.<br />

Belediye içinde geçerli yolculuk bileti".<br />

"K ıştan bahara dek açl ıktan ölenler<br />

say ılamayacak çokluktayd ı. Gömülmemi ş ölüler<br />

her yerde görülebilirdi: içerde ve d ışarda.<br />

Ah ırlarda, barakalarda, ambarlarda,<br />

yemliklerde, yollarda ve geçitlerde. D ışardaki<br />

ölüler, ba şıbo ş aç köpeklere yem olurdu. Öyle<br />

ölülere rastlan ırd ı ki, ağızlar ında ot topaçlar ı<br />

bulunurdu".<br />

KDV içinde 3.500 TL

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!