You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>İkbal</strong>’in armağandr.<br />
<br />
Çetin Pancar: İstanbul’da<br />
Uçurtma<br />
“Gelecek dönemde<br />
Ramazan...<br />
Rüzgâra meydan<br />
de çalşma<br />
Dört bir yannda<br />
okuyan uçurtma,<br />
stratejimiz yüzde 90<br />
düzenlenen<br />
her yaştan<br />
yurtdş, yüzde 10 iç<br />
etkinliklerle kentte<br />
meraklsnn elinde<br />
pazar şeklinde<br />
Ramazan ay<br />
özgürleşen bir<br />
olacak.”<br />
dopdolu geçer.<br />
oyuncak…
TEMMUZ-EYLÜL 2011 SAYI 3 İçin<br />
6<br />
10<br />
26<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
<strong>İkbal</strong> Grubu A.Ş. adına Sedat Patlar<br />
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Abdullah Nurata<br />
Yayın Direktörü Ülkü Karaosmanoğlu<br />
Editör Başak Serdar<br />
Sanat Yönetmeni Serpil Atmış<br />
Fotoğraflar İf Atölye<br />
Redaksiyon Ayşegül Kıratlı<br />
Katkıda Bulunanlar Rıfat Kurt, Sibel Özen<br />
Yapımcı<br />
Kesişim Yayıncılık ve Tasarım Hizmetleri A.Ş.<br />
Kasap Sok. Hilmi Hak Han No: 22 Kat: 6 34394<br />
Esentepe/İstanbul<br />
Tel: (0212) 337 51 99 Faks: (0212) 288 62 36<br />
www.kesisim.com.tr<br />
Renk Ayrımı-Baskı<br />
Elma Bilgisayar ve Basım - Sefaköy<br />
Tel: (0212) 697 30 30<br />
Yayın Türü Yerel, süreli<br />
de ki ler<br />
36<br />
16<br />
44<br />
4 BAŞLARKEN<br />
6 RÖPORTAJ Çetin Pancar<br />
10 GEZGİN İstanbul<br />
16 ÜRETİM <strong>İkbal</strong> Şekerleme Fabrika<br />
20 AKLINIZDA BULUNSUN<br />
22 GÜZELLEME Mimar Sinan<br />
26 İÇİMİZDEN BİRİ Ayhan Aktan<br />
28 SAĞLIKLI HAYAT Yaz meyveleri<br />
30 KISA KISA <strong>İkbal</strong> Bayi Toplantısı<br />
34 TARİHTE BU ÇEYREK<br />
36 BÜYÜTEÇ Uçurtma<br />
38 LOKANTA <strong>İkbal</strong> Maltepe Carrefour<br />
40 OLMAYA DEVLET CİHANDA<br />
42 İLETİŞİM DÜNYASINDAN Abdullah Nurata<br />
44 HOŞ VAKİT Balkonlar<br />
48 KÜLTÜR AJANDASI<br />
50 KARİKATÜR<br />
İKBAL KEYFİ 3
BASLARKEN<br />
4 İKBAL KEYFİ<br />
Değerli <strong>İkbal</strong> Keyfi okuyucular,<br />
Sizi bilmem ama ben “Nerede o eski…” diye başlayan cümleleri<br />
en fazla kurduğum aylardayım. Artık dünya o kadar hızlı değişiyor<br />
ki, biz de erkenden başladık eskiyi özlemeye. Hatta neredeyse<br />
çocuklarımız eski günlerden söz eder olacak. Eski günleri özlemeden<br />
edemiyor insan, büyük aile sofralarını, nesillerin birarada<br />
yaşadığı büyük evleri, uzun sohbetleri özlüyoruz. Şartlar bizleri uzaklaştırıyor<br />
tabi… Ailelerimiz giderek küçülüyor, sohbetlerimiz kısalıyor, sonunda bir<br />
SMS’e sığıyor, hatta gençler onu da uzun uzun yazmaya üşeniyor ‘nbr?’ yazıp<br />
derdini anlatıyor.<br />
<strong>İkbal</strong> Keyfi’nde bu konuları derinlemesine sorgulama niyetinde değilim ama<br />
bir gözlemimi paylaşmak istiyorum sizinle. Milli ve dini bayramlarımız bu<br />
uzaklaşma ve kendine kalma halindeki bizleri biraraya getiren çok değerli<br />
zamanlar. Bu nedenle onlara sıkı sıkıya sarılmalıyız. Bu yıl çok özel bir<br />
durumla karşı karşıyayız. Zafer Bayramı ve Ramazan Bayramı’nı birarada<br />
kutluyoruz. İki coşkuyu birarada yaşamak her zaman nasip olmuyor; bu yüzden<br />
bu özel yılın kutlamalarının da yeri ayrı olacak.<br />
Bu toprakların değerlerine bağlılık, <strong>İkbal</strong>’in değerlerinin başında geldi her<br />
zaman. Büyük dedemin Afyon’da açtığı ilk restoranın üzerinden geçen 89<br />
yılın ardından söyleyebilirim ki <strong>İkbal</strong> bugün, aynı lezzetleri restoranlarında<br />
barındırarak geleneksel damak lezzetine olan bağlılığını göstermekte...<br />
Elbette modern teknolojiden, bilim ve sağlık alanındaki gelişmelerden faydalanıyoruz.<br />
Bu bilgiyi lezzetimizi daha uzağa taşımak ve daha çok insana ulaştırmak<br />
için kullanıyoruz. <strong>İkbal</strong> restoranları her geçen gün, ilk günün lezzetiyle<br />
tüm Türkiye’ye yayılmaya devam ediyor. Diğer taraftan, <strong>İkbal</strong>’in geleneksel<br />
sofra lezzetleri ‘sucuk’ ve ‘pastırma’ iftar sofralarına konuk olurken,<br />
Bayram’da ise <strong>İkbal</strong>’in geleneksel tatlı lezzeti ‘lokum’ evlerimizde olacak. Ne<br />
mutlu bize ki, <strong>İkbal</strong>’in lezzet keyfi bu aralar pek sık yaşanıyor.<br />
Dilerim ki önümüzdeki tüm bayramları sevdiklerinizle birlikte huzur ve mutluluk<br />
içinde yaşarsınız. Küçüğüyle büyüğüyle biraraya geldiğiniz o güzel bayram<br />
sofralarına <strong>İkbal</strong> ile bir lezzet de biz katabiliyorsak ne mutlu bizlere...<br />
Hepinizin hem Zafer Bayramı hem de Ramazan Bayramı’nı kutlarım.<br />
Salim Pancar<br />
<strong>İkbal</strong> Grubu Yönetim Kurulu Başkanı
RÖPORTAJ<br />
Çetin Pancar<br />
6 İKBAL KEYFİ<br />
<strong>İkbal</strong> Şekerleme<br />
Yönetim Kurulu<br />
Başkan<br />
Çetin Pancar:<br />
“Türkiye’nin en<br />
modern lokum<br />
üretim fabrikasn<br />
açyoruz”<br />
AİLENİN<br />
DÖRDÜNCÜ KUŞAK<br />
ÜYELERİNDEN<br />
İKBAL ŞEKERLEME<br />
YÖNETİM KURULU<br />
BAŞKANI ÇETİN<br />
PANCAR, DİNAMİK<br />
VE YENİLİKÇİ BAKIŞ<br />
AÇISINA SAHİP BİR<br />
YÖNETİCİ…<br />
1986 Afyonkarahisar doğumlu<br />
Çetin Pancar, ilk ve ortaöğrenimini<br />
İzmir’de tamamladı. Amerika’da<br />
Berkeley College’da pazarlama<br />
üzerine lisans eğitimi gören<br />
Pancar, askerlik görevini<br />
tamamlamasının ardından <strong>İkbal</strong><br />
Şekerleme Yönetim Kurulu<br />
Başkanı olarak göreve başladı.
<strong>İkbal</strong>’de kuşaklar arası bir eğitim söz konusu…Babadan<br />
oğula geçen bu sistemde mutfak eğitimine<br />
özellikle önem veriliyor. Bu sistemi sizden dinleyebilir<br />
miyiz?<br />
Babamın dedesi, aynı zamanda <strong>İkbal</strong>’in kurucusu<br />
olan Salim Dede’den beri süregelen bir eğitim sistemimiz<br />
var. Bu eğitimi Çetin Dedem de gördü, babam da,<br />
ben ve kardeşim Yakup Pancar da… Ortaokuldayken<br />
her yaz Afyon Merkez’deki Tarihi <strong>İkbal</strong> Lokantası’na<br />
gider dedemin yanında çalışırdık. İşin mutfağını bilmek,<br />
işin mutfağından geliyor olmak markayı ileriye<br />
taşımamızı sağlayan bir unsur.<br />
Dedeniz Çetin Pancar, <strong>İkbal</strong> için çok önemli bir isim…<br />
Ondan öğrendiğiniz ve iş hayatına yansıttığınız ilkeler<br />
neler?<br />
Dedem her zaman bize çalışkan ve dürüst olmamızı<br />
öğütler. Bugün dahi işinin başındadır. Sabah çok erken<br />
işe gider ve her şeyle bizzat ilgilenir. Biz de onu örnek<br />
alıp, söylediklerini hayatımızda uygulamaya çalışıyoruz.<br />
<strong>İkbal</strong>’in sadık bir müşteri profili var. Bu profil her geçen<br />
gün gelişimini sürdürüyor. Müşterilerin markaya<br />
olan bağlılığını nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
<strong>İkbal</strong> olarak ana işimiz restorancılık… Lokanta kültüründen<br />
yükselen bir markayız. Bu iş alanı tüketiciyle<br />
birebir buluştuğumuz, onlarla birebir temasta olduğumuz<br />
bir alan. Afyon’daki, dedemin lokantası olsun<br />
ya da <strong>İkbal</strong> Dinlenme Tesisleri olsun, ikisi de hem kavşak<br />
noktasında olduğu için hem de geleneksel lezzeti<br />
yaşattığı için senelerdir müdavimleri tarafından el<br />
üstünde tutuluyor. Bunun yanı sıra Türkiye’de sucukta<br />
da bir numarayız. Ayakta tuttuğumuz damak tadı,<br />
müşterilerin bağlılığında önemli rol oynuyor.<br />
Önceden dışarıya yaptırılan şekerleme üretimini<br />
kendi bünyenize çektiniz. Bunda hangi faktörler rol<br />
oynadı? Şekerleme sektörüne giriş yapılmasındaki<br />
neden neydi?<br />
80’li yılların sonlarına doğru dinlenme tesisimizin açıldığı<br />
dönemde Afyon’un ünlü lezzeti lokum üretimine<br />
girildi. İşin başında, Afyon’da bir firmaya lokum yaptırıyorduk.<br />
Biz onlara bir reçete sunuyorduk, üretim o<br />
yönde ilerliyordu. Başlarda istediğimiz tadı alıyorduk,<br />
ancak sonrasında malzeme kalitesinde sorun yaşamaya<br />
başladık. Ardından babam Salim Pancar üretimi<br />
kendi bünyemize çekmeye karar verdi. İlk başta şekerleme<br />
üretimi dinlenme tesislerinin içinde yapılıyordu.<br />
Gelen yoğun talepten dolayı üretim 90’ların başında<br />
organize sanayi bölgesindeki fabrikaya çekildi.<br />
Birinci snf malzeme,<br />
müşteri memnuniyetini<br />
getiriyor<br />
“<strong>İkbal</strong> Şekerleme’nin geleneksel bir üretimi var. Daha çok doğal ürünler<br />
kullanıyoruz. Üretimde yüzde 100 şeker kullanarak lezzeti garantiliyoruz.<br />
Günümüzde pek çok firma lokum üretiminde glikoz kullanıyor. Siz bunu zaten<br />
lokumu tadarken fark ediyorsunuz. Lokumlarda kullandığımız antepfıstığı,<br />
fındık gibi kuruyemişler ile çikolata da hep birinci sınıf malzemelerden seçiliyor.<br />
Üretimde gösterdiğimiz bu hassasiyetse müşteri kanadında olumlu dönüşler<br />
almamızı sağlıyor. Bu da bizi diğer markalardan bir adım öne taşıyor.”<br />
İKBAL KEYFİ 7
“GELECEK DÖNEMDE DE ÇALIŞMA STRATEJİMİZ YÜZDE 90<br />
YURTDIŞI, YÜZDE 10 İÇ PAZAR ŞEKLİNDE OLACAK.”<br />
8 İKBAL KEYFİ<br />
Ürün bazında bir değerlendirme yapmak<br />
gerekirse… Üretimi yapılan kaç çeşit<br />
ürün var?<br />
<strong>İkbal</strong> markalı olarak 100’den fazla ürünün<br />
üretimini yapıyoruz. Güllü, portakallı,<br />
limonlu ve tropikal dediğimiz karışık<br />
lokum ilk etapta sayabileceklerim<br />
arasında… Bunların yanı sıra genellikle<br />
Afyon Bölgesi’nde satılan, içinde kaymak<br />
ve çikolata olan ‘sultan’ dediğimiz<br />
sarma lokumlar var. Çifte kavrulmuş ve<br />
‘paşa’ isimli lokumlar da çok tercih edilenler<br />
arasında…<br />
<strong>İkbal</strong> Gıda yeni bir fabrikaya geçmeyi hedefliyor.<br />
Bu sayede <strong>İkbal</strong> Şekerleme’de<br />
de bir büyüme olacak mı?<br />
Bu anlamda <strong>İkbal</strong> Şekerleme’nin, Gıda’yı<br />
geçtiğini söyleyebilirim. Çünkü biz yeni<br />
fabrikanın inşaatına başladık. Yine organize<br />
sanayi bölgesinde olacağız ancak<br />
konum olarak şu anki fabrikadan farklı<br />
bir bölgede yer alacak. Şu anda kullandığımız<br />
fabrika aylık 60 ton kapasiteli ve<br />
tam kapasite üretim yapan bir fabrika…<br />
İnşaatına başladığımız yeni fabrikamız<br />
ise aylık 300 ton kapasiteli… Yapı bakımından<br />
5 bin 800 metrekare kapalı alana<br />
sahip ve toplam 15 bin metrekare alan<br />
üzerine kuruluyor. Türkiye’nin en modern<br />
lokum üretim fabrikasını yapıyoruz.<br />
2012 Nisan ayında fabrikayı tamamlamış<br />
olacağız.<br />
Şekerleme grubunun sektördeki pazar<br />
payından söz edebilir misiniz?<br />
<strong>İkbal</strong> Şekerleme olarak özellikle yurtdışı<br />
satışlarında çok iyi olduğumuzu<br />
söyleyebilirim. İç pazarda da satışlarımız<br />
iyi gidiyor. Afyon’daki <strong>İkbal</strong> Dinlenme<br />
Tesisleri’nde ürün satışımız oldukça<br />
yoğun… Onun dışında iç pazarda Kipa<br />
Market’ler ve franchise noktalarımızda<br />
da satış yapıyoruz. Yurtdışı pazarı ola-
Bugün itibarıyla <strong>İkbal</strong> Şekerleme Grubu’nda 100’den fazla ürünün satışı yapılıyor. Güllü, portakallı, limonlu, tropikal çeşitlerinin yanı sıra içinde kaymak ve<br />
çikolata olan ‘sultan’ ile çifte kavrulmuş ve ‘paşa’ isilmi lokum çeşitleri tüketicilerin tercihlerinde öne çıkan lezzetler arasında...<br />
rak başta İngiltere ağırlıklı çalışıyoruz.<br />
Türkiye’deki Duty Free işletmesi olan<br />
Unifree’ye, Harem’s Delight adı altında<br />
üretim yapıyoruz. Havaalanlarında<br />
satış yaptığımız için de buradan tüm<br />
dünyaya ulaşıyoruz, diyebiliriz. Ramazan<br />
Bayramı’ndan sonra Unifree’lerle<br />
bir etkinlik yapacağız. Afyon’dan gelen<br />
lokum ustamız, standında lokumları<br />
keserek ziyaretçilere ikram edecek.<br />
<strong>İkbal</strong> ismiyle yurtdışında nerelere satış<br />
yapıyorsunuz?<br />
İngiltere’de şu an satış yaptığımız yer-<br />
ler var. Bunun dışında Polonya’da da <strong>İkbal</strong> Şekerleme ürünlerinin satışı yapılıyor.<br />
Şu anki fabrika tam kapasite çalışmasına rağmen gelen talepleri karşılamakta<br />
zorlanıyor. Pazardan yoğun ilgi var. Dolayısıyla yeni fabrikanın açılmasıyla birlikte<br />
önümüzdeki yıl Nisan ayı itibarıyla hem yurtiçi hem de yurtdışı satışlarımız<br />
daha da artacak.<br />
Şekerleme grubunun yeni projelerinden ve büyüme hedeflerinden bahseder<br />
misiniz?<br />
<strong>İkbal</strong> lokumları aslında Afyon’da 20 yıldır üretimi ve satışı devam eden bir üründü.<br />
Biz dördüncü kuşak olarak masa başına oturduğumuzda farkı pazarlar arayışına<br />
girdik. Kardeşimle birlikte seyahatlerimiz sırasında ürünlerin yurtdışında çok<br />
ilgi gördüğünü gördük. Özellikle Amerika ve İngiltere’de… Gelecek dönemde de<br />
çalışma stratejimiz yüzde 90 yurtdışı, yüzde 10 iç pazar şeklinde olacak. Çünkü lokumun<br />
yurtdışı pazarındaki değeri, yurtiçine göre bir hayli fazla… <br />
İKBAL KEYFİ 9
GEZGİN<br />
İstanbul<br />
İstanbul’da<br />
bir başka güzel<br />
10 İKBAL KEYFİ
KENTİN DÖRT BİR YANINDA DÜZENLENEN ETKİNLİKLERLE<br />
RAMAZAN AYI DOPDOLU GEÇER ŞEHR-İ İSTANBUL’DA…<br />
İKBAL KEYFİ 11
Günün sıkıntıları bir kenara bırakılır<br />
ve tüm aile aynı masa<br />
etrafında toplanır. Zeytin,<br />
peynir, pastırma, bal-kaymak<br />
ve sofranın baş konuğu hurma… İftariyelikler<br />
de masadaki yerini almıştır.<br />
Bardaklara su doldurulur. Son bir<br />
kez ısıtılan çorbanın altı kapatılır ve<br />
kâselere servis edilir. Fırından alınan<br />
sıcacık pidenin kokusu tüm odayı sarar.<br />
Ezan sesiyle birlikte önce su içilir,<br />
ardından da bir hurmayla açılır oruç…<br />
Yemeğin ardından ise bol sütlü, üzeri<br />
narla süslü güllaç ikram edilir. Ve<br />
ardından köpüklü bir Türk kahvesi ve<br />
sohbet eşliğinde devam edilir akşama…<br />
Huzur ve bereket ayı olarak nitelendirilen<br />
Ramazan ayında birlik duygusu<br />
ve yardımlaşma da ön plandadır. Her<br />
şehrin yaşattığı duygular farklıdır elbet<br />
ama söz konusu Ramazan ayı olunca,<br />
İstanbul bir başka güzeldir. Camilerin<br />
mahyaları Boğaz’ın özgür sularına<br />
göz kırparak, ışıl ışıl aydınlatır kentin<br />
iki yakasını…<br />
Davulcu mânileri yankılanır şehrin ara<br />
sokaklarında. Geceler uzar. İftar vaktinden<br />
sahura dek uyanık kalıp sohbet<br />
etmek adettendir. Hatta Ramazan ayı<br />
yaz mevsimine denk geliyorsa bu sohbet<br />
kapı önlerine taşınır. Demli bir çay<br />
eşliğinde komşularla birlikte karşılanır<br />
sahur vakti... Bölge sakinlerine Ramazan<br />
ayına yakışır türden etkinlikler<br />
sunmak için belediyeler<br />
de adeta bir yarışa<br />
girer. Hâl böyleyken<br />
kentte Ramazan diğer<br />
ayları kıskandıran<br />
bir keyifte geçer.<br />
Biz de sizler<br />
için İstanbul’da<br />
Ramazan ayında<br />
öne çıkan yerleri<br />
mercek altına<br />
aldık.<br />
12 İKBAL KEYFİ<br />
Sultanahmet Camii ve çevresi<br />
1609-1616 yılları arasında Sultan I. Ahmet tarafından Mimar Sedefkâr Mehmet<br />
Ağa’ya yaptırılan Sultanahmet Camii, İstanbul’un en büyüleyici yapılarından<br />
biri… Mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezenen, kalem işleriyle süslü<br />
cami yabancılar tarafından ‘Blue Mosque’ adıyla anılır. Medreseleri, arastası, hamamı,<br />
dükkânları, türbe, çeşme ve imarethanenin de içinde olduğu külliyesi düşünüldüğünde,<br />
İstanbul’un en büyük yapıları arasında gösterilir. 20 bini aşkın İznik<br />
çinisiyle çevrelenen cami, Türkiye’deki altı minareli camilerin ilkidir. Sultanahmet<br />
Camii’nin çevresi de Ramazan ayı boyunca renkli etkinliklere sahne olur.<br />
Artık geleneksel hale gelen Ramazan etkinlikleri, bir şölen havasında geçer. Unutulmaya<br />
yüz tutmuş sokak lezzetleri ve zanaatların yer aldığı standların yanı sıra<br />
konser dinletileri de sahura kadar ziyaretçilerine eşlik eder.
Feshane<br />
Ramazan etkinliklerinin en önemli<br />
mekânlarından biri olan Feshane, dört<br />
farklı sahnesinde 200’e yakın gösteri,<br />
yarışma ve konserlerle misafirlerini<br />
ağırlıyor. Bu yıl İBB Kent Orkestrası<br />
Mehteran Takımı’nın açılış konseriyle<br />
başlayan etkinlikler, tasavvuf müziği<br />
dinletileri ve sema gösterilerinin yanı<br />
sıra; Karagöz-Hacivat, Keloğlan, İbiş,<br />
jonglör, akrobasi gösterileri ve çeşitli<br />
yarışmalarla yediden yetmişe bir yelpazede<br />
renkli anlara sahne oluyor.<br />
Eski Feshane Caddesi Defterdar<br />
Durağı, Eyüp<br />
Kızkulesi<br />
Efsanelere konu olan Kızkulesi, İstanbul Boğazı’nın Marmara Denizi’ne yakın<br />
kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde konumlanıyor.<br />
Üsküdar’ın sembolü olan kule, semtte Bizans’tan kalma tek eser... İstanbul’u 360<br />
derece seyretmek için en iyi noktada yer alan Kızkulesi’ni her gün 09.00-00.30<br />
saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Dilerseniz İstanbul’un ihtişamını karşınıza<br />
alıp, iftar yemeğinizi de Kızkulesi’nde yiyebilirsiniz.<br />
Salacak Mevkii, Üsküdar (0216) 342 47 47<br />
İKBAL KEYFİ 13
Beyazıt<br />
Her yıl Ramazan ayı boyunca kitapseverlerle<br />
buluşan ‘Türkiye Kitap ve Kültür<br />
Fuarı’ bu yıl 30’uncu kez Beyazıt<br />
Meydanı’ndaydı. Edebiyat, tarih, kültür,<br />
medeniyet ve din alanında pek<br />
çok kitabın yer aldığı fuarda kitapseverler,<br />
yeni yayınları geniş bir yelpazede<br />
gözlemleme fırsatı yakaladı. Beyazıt<br />
Sahnesi’nde ise Türk tasavvuf<br />
müziğinden seçme eserler, geleneksel<br />
sahne gösterileri, çocuk eğlenceleri ve<br />
Türk sanat müziği dinletileri bu yıl da<br />
İstanbullular’ı yalnız bırakmadı.<br />
14 İKBAL KEYFİ<br />
Topkapı Sarayı<br />
Sarayburnu’nda konumlanan Topkapı Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu’nun yüzlerce<br />
yıllık tarihine tanıklık eden bir mücevher adeta… Fatih Sultan Mehmet tarafından<br />
1478’de yaptırılan saray, saray eşrafının başka saraylara taşınmasıyla<br />
boşaltılmış olsa dahi, Ramazan ayında padişah ve ailesi tarafından ziyaret edilen<br />
Mukaddes Emanetler Dairesi’ne ayrı bir önem verilirmiş o dönem; tıpkı bugün<br />
de olduğu gibi… Her yıl Ramazan ayında kapılarını misafirlerine açan Mukaddes<br />
Emanetler Dairesi, sarayın en ilgi gören bölümleri arasında… Topkapı Sarayı bu<br />
yıl ayrıca ‘Ramazan’da Caz’ isimli bir programla caz ustalarını aynı çatı altında<br />
buluşturdu. Dünyaca ünlü müslüman caz sanatçıları Ahmad Jamal, Anouar Brahem,<br />
Abdullah Ibrahim ve Dhafer Youssef ile ülkemizin sevilen cazcılarından İlhan<br />
Erşahin ve Aydın Esen’in konserleriyle bu yıl ilki gerçekleştirilen etkinlik, saray<br />
avlusunun büyülü atmosferinde dinleyenlere keyifli dakikalar yaşattı.
Üsküdar<br />
İnsanların akın ettiği Üsküdar Meydanı’nın gün boyu yaşadığı karmaşayı, Boğaz’ın<br />
incisi vapurlar örter. Şehir hatları vapurları ve martı seslerinin yankılandığı meydanda<br />
hareket hiç eksik olmaz. III. Ahmet Çeşmesi, Üsküdar İskele Çeşmesi, Selimiye<br />
Camii, Mihrimah Sultan Külliyesi ve Camii ile Ayazma Camii semtin öne<br />
çıkan tarihi yapıları arasında… Dokuz ayrı noktada hizmet veren belediye iftar<br />
çadırlarının biri de iskelenin yanındaki dubada konumlanıyor. Denize nazır iftar<br />
keyfi sunan bu sofra aynı zamanda bir Üsküdar klasiği sayılıyor. <br />
Serinleten<br />
bir klasik:<br />
Şerbet<br />
Bugünkü içeceklerin keşfinden çok<br />
önce, ferahlatıcı etkisiyle özellikle<br />
sıcak doğu medeniyetlerinde<br />
tercih edilen şerbet, bol çeşitli bir<br />
içecek… Osmanlı İmparatorluğu<br />
döneminde Batı’ya da uzanan<br />
bu serin içecek, doğum sonrası<br />
ritüellerinin de bir parçası sayılır.<br />
Çeşitli malzemelerden yapılan<br />
şerbetler altın ya da gümüş<br />
kaplara konularak, ziyarete<br />
gelenlere cariyeler tarafından<br />
ikram edilir. Bugün dahi yeni<br />
doğum yapanlara ‘loğusa şerbeti’<br />
içmeleri önerilirken, kutlamak için<br />
gelenlere de bu tatlı şerbetten<br />
ikram edilir. Geçmişte panayır<br />
yerlerinin vazgeçilmezi sayılan<br />
ibrikli seyyar şerbetçiler ise<br />
bugün Ramazan ayında festival<br />
alanlarında karşımıza çıkıyor.<br />
Tahta bir çubuğun etrafına sarılan rengârenk<br />
macun şekeri, içeriğindeki meyve özleriyle özellikle<br />
çocukların favorisi...<br />
Şakirin Camii<br />
İstanbul’un en modern ibadethanesi olan Şakirin<br />
Camii, Üsküdar’da, Karacaahmet Mezarlığı’nın<br />
girişinde yer alıyor. Türk-İslam sanatının en güzel<br />
motiflerinin modern bir anlayışla yorumlandığı<br />
caminin mimarı, Hüsrev Tayla… İç dekorasyon ve<br />
tasarımı Zeynep Fadıllıoğlu tarafından düzenlenen,<br />
10 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu cami,<br />
500 kişi kapasiteli. Yapımı yaklaşık dört yıl süren<br />
Şakirin Camii’nin ince detayları oldukça dikkat<br />
çekici…<br />
İKBAL KEYFİ 15
ÜRETİM<br />
Şekerleme Fabrikası<br />
ÖNÜMÜZDEKİ YIL<br />
NİSAN AYINDA<br />
YENİ FABRİKAYA<br />
GEÇECEK<br />
OLAN İKBAL<br />
ŞEKERLEME’NİN<br />
BUGÜN İTİBARIYLA<br />
YILLIK ÜRETİM<br />
HACMİ, 500 TONUN<br />
ÜZERİNDE...<br />
“Hedefimiz,<br />
<strong>İkbal</strong> Şekerleme İşletme<br />
Müdürü Mustafa Soytürk<br />
16 İKBAL KEYFİ<br />
<strong>İkbal</strong> Şekerleme Yönetim Kurulu Üyesi Baki Şensoy:<br />
günlük 10 ton<br />
paketli lokum üretebilen<br />
bir fabrikay hayata geçirebilmek…”<br />
<strong>İkbal</strong> Şekerleme Yönetim Kurulu Üyesi Baki Şensoy ve <strong>İkbal</strong> Şekerleme İşletme<br />
Müdürü Mustafa Soytürk ile fabrika yapısından sektörün durumuna ve önümüzdeki<br />
dönem hedeflerine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik.<br />
Şekerleme fabrikasını yapı ve kapasite olarak değerlendirebilir misiniz?<br />
Fabrikamız 5 bin metrekarelik açık ve 2 bin metrekarelik kapalı alan üzerine<br />
kurulu… Şu anda günde iki ton lokum paketleme kapasitesine sahibiz. Yıllık<br />
toplam üretimimiz ise 500 tonun üzerinde. Fabrikamızda toplam 80 kişi çalışıyor.<br />
Ülkemiz lokum sektöründe dünyaya ‘Turkish delight’ olarak adını duyurmuş<br />
olsa bile makine ve ekipman olarak otomasyon sistemlerini geliştirememiştir.<br />
Buna rağmen fabrikamızda ileri teknoloji makinelere sahibiz. İşgücünü<br />
azaltmak ve üretimimizi hızlandırmak adına otomasyon sistemlerinde Ar-Ge<br />
çalışmalarımız devam ediyor. Üretimimizde makine yöntemleri kullanmakla<br />
beraber geçmişi yaşatmak adına geleneksel bir ürün olan lokumun doğal yöntemlerinden<br />
vazgeçmiyoruz. Bununla beraber personelimizin üstün deneyimleriyle<br />
geleneksel damak tadının korunması ve günümüze uyarlanması için<br />
teknolojinin sunduğu imkânlardan faydalanmaya devam ediyoruz.
Afyon Organize Sanayi Bölgesi’ndeki <strong>İkbal</strong> Şekerleme Fabrikası, 80 kişilik personeliyle gün bazında iki tonluk üretim kapasitesine sahip...<br />
Kaç çeşit ürün satışa çıkarılıyor? Ürün çeşitliliğinden bahsedebilir<br />
misiniz?<br />
Fabrikamızda 100’ün üzerinde ürün üretimi yapıyoruz. Başta<br />
antepfıstıklı olmak üzere fındıklı, cevizli, bademli, çikolatalı,<br />
kaymaklı, damla sakızlı, portakal kabuklu ve Türk kahveli<br />
gibi lokumlarımız müşterilerimiz tarafından çok tercih<br />
edilen ürünler arasında… Lokumun yanında kaymak şekeri,<br />
pişmaniye ve saray helvası gibi ürünlerin üretimini de<br />
yapıyoruz.<br />
Satış aşamasında en çok tercih edilen ürün hangileri?<br />
Yurtiçine baktığımızda Türk damak tadına uygun olarak,<br />
daha çok çerezli ve kaymaklı lokumlar öne çıkıyor. Ortadoğu<br />
pazarı başta antepfıstığı olmak üzere çerezli lokumları<br />
tercih ediyor. Avrupa ve Amerika’nın damak tadı bizimkinden<br />
çok farklı… Onlar daha çok güllü, limonlu ve portakallı<br />
lokum tercih ediyorlar.<br />
İKBAL KEYFİ 17
Fabrikada üretim ISO 9001:2008 kalite<br />
yönetim sistemi ve ISO 22000:2005 gıda<br />
güvenliği yönetim sistemi çerçevesinde<br />
gerçekleştiriliyor.<br />
<strong>İkbal</strong> Şekerleme Yönetim Kurulu Üyesi Baki Şensoy:<br />
18 İKBAL KEYFİ<br />
Sektördeki rakipler düşünüldüğünde, <strong>İkbal</strong> Şekerleme’nin öne çıkan özellikleri<br />
neler?<br />
Kuşkusuz ki kalitesiyle beraber güvenirliliği… Üretim yapan şirketlerin temel ilkesi<br />
bilhassa gıda sektöründe, hammaddeden başlayıp ürün müşteriye ulaşıncaya<br />
kadar kullanılan malzemelerin birinci sınıf kalitede olmasını sağlamak ve insan<br />
sağlığına en küçük etki yapacak maddeleri kullanmamak olmalıdır. Tedarikçilerimizi<br />
özenle seçip sıkı bir denetime tabi tutuyoruz. Kalite standartlarını çok<br />
önemsiyoruz ve tedarikçilerimizi de bu doğrultuda seçip, bu standartlara sahip olmayan<br />
şirketlerle çalışmıyoruz. <br />
“Günlük 10 ton paketli lokum üretebilen<br />
bir fabrikaya geçmeyi hedefliyoruz.”<br />
Çalışmalarına bir yıl önce başladığımız ve 2012’nin ilk çeyreğinde tamamlanması hedeflenen yeni fabrikamızdan bahsetmek<br />
isterim. 15 bin metrekare açık, 6 bin metrekare kapalı alan üzerine konumlanacak. Günlük 10 ton paketli lokum<br />
üretebilen bir fabrikaya geçmeyi hedefliyoruz. Lokumla beraber saray helvası ve pişmaniye üretimini de artırıp, şu anda<br />
ürün çeşitlerimiz arasında yer almayan çikolata kaplı lokumların’da üretimine başlayacağız. Orta vadede başta İstanbul<br />
ve çevresi olmak üzere iki yeni perakende satış mağazası açmayı planlıyoruz. İhracat satışını güçlendirip <strong>İkbal</strong> markası<br />
adı altında ‘Turkish Delight’ ismini ne kadar çok duyurursak, ülkemize o kadar çok faydamız olacaktır.
Üretim Müdürü Murat İntepe:<br />
“Kalite sistemlerine uygunluk,<br />
tüketiciye sunduğumuz<br />
sağlkl ürünlerin<br />
tescili anlamna geliyor”<br />
<strong>İkbal</strong> markasının üretimde gösterdiği titiz<br />
yaklaşım müşteri tarafında da tercih sebebi…<br />
Üretimdeki özenden ve kalite standartlarından<br />
söz edebilir misiniz?<br />
Lokum, geleneksel gıdalar içerisinde yer alan<br />
bir ürünümüz... Geleneksel standartlara<br />
bağlı kalarak sağlıklı ve kaliteli üretim yapmanın<br />
bilinciyle inandığımız işi yapıyoruz.<br />
Üretimin tüm aşamalarında insan sağlığı ve<br />
gıda güvenliği konularında yüksek sorumluluk<br />
anlayışını asla gözardı etmeden çalışıyoruz.<br />
<strong>İkbal</strong> Şekerleme olarak Türk Gıda Kodeksi<br />
Lokum Tebliği’ne göre üretim yapıyoruz.<br />
Ayrıca sahip olduğumuz ISO 9001:2008<br />
Kalite Yönetim Sistemi ve ISO 22000:2005<br />
Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi belgelerinin<br />
gerektirdiği yüksek kalite yönetimi çerçevesinde<br />
üretimimizi gerçekleştiriyoruz. Bunun<br />
yanında İngiliz Perakendecilik Konsorsiyumu<br />
Standardı’na (British Retail Consortium Standard-BRS) göre üretim yapıyoruz.<br />
Kalite sistemlerine uygunluk, bizim için tüketiciye sunduğumuz<br />
sağlıklı ürünlerin tescili anlamına geliyor.<br />
Üretim aşamalarına da değinmek gerekirse… Lokum, paketleme aşamasına<br />
gelene kadar nasıl bir yol izliyor?<br />
Lokum üretiminde öncelikle şeker, buhar ceketli kazanlarda nişasta ve<br />
suyla belli oranda karıştırılarak kaynamaya bırakılır. Kaynamaya başladığı<br />
andan itibaren sitrik asit ilave edilir. Sitrik asidin ilave edilmesinin sebebi<br />
sakarozdan invert şeker oluşturarak şekerin kristalleşmesini engellemektir.<br />
110-115 derece arasında 2-2.5 saat pişirilen lokumlarımıza, elde edilmek<br />
istenen lokum çeşidine uygun çeşni ve aroma maddeleri ilave edilerek,<br />
kazandan alınan yoğun karışım kalıplara dökülür. Kalıplara yerleştirilen<br />
ürün en az 16 saat oda koşullarında soğutularak dinlendirilir. Ardından<br />
belirli boyutlarda kesilerek paketlenir ve tüketime sunulur.<br />
İKBAL KEYFİ 19
AK LI NIZDA BULUNSUN<br />
Kapı gıcırtısına<br />
zeytinyağı<br />
Scak yaz aylarnda, açlan kap pencere says artar. Ama tam<br />
koltuğa uzanmş öğlen vakti şekerlemesine hazrlanrken esen<br />
rüzgârn gcrdattğ kap herkesin sinirini bozar. Çözümü çok<br />
kolay! Kulak temizleme çubuğuna damlattğnz zeytinyağn<br />
menteşelere iyice sürün. Böylece ne kap gcrts kalacak ne de<br />
şekerlemenizi bölecek bir ses…<br />
Ramazan ayı, tasarruf ayı<br />
Bayatlayan ekmeklerinizi ya da iftardan arta kalan pideleri atmayn. Küçük<br />
küçük doğrayn, sonra da frnda bir güzel kzartn. Naylon poşet içinde<br />
buzdolabnda saklayabileceğiniz ktr ekmeklerle iftar sofralarnn vazgeçilmez<br />
lezzeti çorbalarnza ayr bir renk katn.<br />
20 İKBAL KEYFİ<br />
Aşırı sıcaklarda<br />
rutubete son<br />
Yaz aylarnda<br />
artan scaklar<br />
olduğundan fazla<br />
hissetmemize neden<br />
olan rutubet, deniz<br />
tatili yapamayanlarn<br />
en büyük derdi…<br />
Rutubet sizi etkilediği<br />
kadar buzdolabnz<br />
ve gdalarnz<br />
da kötü etkiliyor.<br />
Buzdolabndaki nemi<br />
azaltmak ve dolapta<br />
duran ekmeklerin<br />
küflenmesini önlemek<br />
için ufak bir kaba biraz<br />
tuz koyun.<br />
Sinir bozucu etiketler<br />
Yeni bir tabak, bardak ya da cam<br />
sürahi aldnz. Eve geldiğinizde<br />
hemen paketinden çkarp<br />
kullanmak istersiniz elbet. Fakat<br />
altna yapştrlan o etiket ne<br />
kadar uğraşsanz da bir türlü<br />
iz brakmadan çkmaz. Bu<br />
etiketlerden kurtulmann yolu<br />
sandğnz kadar zor değil. Kalan<br />
izlerin üzerine mobilya cilas<br />
dökün ve yumuşak bir bezle silin.<br />
Bardağnz prl prl olacak.
Sıcak hava<br />
arabalara da<br />
zararlı<br />
SİZİN DE BAŞINIZA<br />
GELMİŞTİR; BÜTÜN<br />
GÜN SICAK ALTINDA<br />
BIRAKTIĞINIZ<br />
ARABAYA<br />
BİNDİĞİNİZDE<br />
ÇALIŞMAMAK İÇİN<br />
ADETA DİRENIR.<br />
SICAK HAVALAR<br />
ARABALARIN<br />
İÇİNİ HAMAMA<br />
DÖNÜŞTÜRDÜĞÜ<br />
GİBİ AYNI ZAMANDA<br />
AKÜ BAŞLARINDA<br />
OKSİTLENMEYE DE<br />
NEDEN OLUR. BUNU<br />
ENGELLEMEK İÇİN<br />
AKÜ BAŞLARINA KOLA<br />
SÜRMENIZ YETERLİ...<br />
Yazın güneşe çıkarken gözlere dikkat!<br />
Doktorlarn her yaz uyardğ, artan ultraviyole şnlardan sadece cildimiz değil<br />
gözlerimiz de etkileniyor. Bu yüzden evden dşar çkarken şapka ve gözlük<br />
kullanmak şart. Gözlüğünüzü seçerken mutlaka UV filtreli ve polarize caml<br />
olmasna dikkat edin.<br />
Salata<br />
yıkamanın<br />
püf noktaları<br />
Pazardan<br />
aldğnz ya da<br />
bahçenizden<br />
topladğnz<br />
yeşillikleri<br />
ykarken, suya<br />
biraz sirke, biraz<br />
da tuz koyarsanz<br />
işinizin<br />
kolaylaştğn<br />
göreceksiniz.<br />
Sudaki sirke<br />
yapraklara<br />
yapşan<br />
böceklerin<br />
ölmesini, tuz ise<br />
topraklarn dibe<br />
çökmesini sağlar.<br />
Çaydanlıklarda<br />
kirece son!<br />
Çaydanlkta kaynattğmz<br />
sularn kireçli olmasndan<br />
dolay oluşan sar tabakay<br />
çözmek için pratik bir yol var.<br />
Biraz sirke, deterjan ve suyu<br />
kaynatp, çaydanlğ bir süre<br />
öylece brakn. Çaydanlğnz yeni<br />
alnmş gibi prl prl olacak.<br />
İKBAL KEYFİ 21
GÜZELLEME<br />
Mimar Sinan<br />
İSTANBUL’UN<br />
MUHTEŞEM<br />
SÜLEYMANİYE’SİNDEN<br />
EDİRNE’NİN GÖRKEMLİ<br />
SELİMİYE’SİNE<br />
OSMANLI TARİHİNİN<br />
EN GÖRKEMLİ<br />
YAPITLARINA CAN<br />
VEREN BİR USTA,<br />
MİMAR SİNAN…<br />
Bu cihandan bir<br />
Mimar Sinan geçti<br />
22 İKBAL KEYFİ
“B<br />
u değersiz kul, Sultan<br />
Selim Han’ın saltanat<br />
bahçesinin devşirmesi<br />
olup, Kayseri sancağından<br />
oğlan devşirilmesine<br />
ilk defa o zaman başlanmıştı.<br />
Acemi oğlanlar arasından sağlam karakterlilere<br />
uygulanan kurallara bağlı<br />
olarak kendi isteğimle dülgerliğe seçildim.<br />
Ustamın eli altında, tıpkı bir pergel<br />
gibi ayağım sabit olarak merkez ve<br />
çevreyi gözledim. Sonunda yine tıpkı<br />
bir pergel gibi yay çizerek, görgü-<br />
<br />
mü artırmak için diyarlar gezmeye istek<br />
duydum. Bir zaman padişah hizmetinde<br />
Arap ve Acem ülkelerinde gezip<br />
tozdum.<br />
Her saray kubbesinin tepesinden ve<br />
her harabe köşesinden bir şeyler kaparak<br />
bilgi, görgümü artırdım. İstanbul’a<br />
dönerek zamanın ileri gelenlerinin<br />
hizmetinde çalıştım ve yeniçeri olarak<br />
kapıya çıktım.” İşte bu mütevazı<br />
sözlerle anlatır macerasını Osmanlı<br />
İmparatorluğu’nun baş mimarı Mimar<br />
Sinan…<br />
Ölümsüz eserleri<br />
17 yaşında katıldığı yeniçeri ocağında başladığı meslek<br />
hayatında yaklaşık 360 eser yaratan Mimar Sinan’ın<br />
eserleri arasında 84 cami, 51 mescit, 57 medrese, yedi<br />
darülkurra, 22 türbe, 17 imaret, üç darüşşifa, yedi<br />
su kemeri, 48 kervansaray, 35 saray ve 46 hamam<br />
bulunuyor. En önemli eserlerinden Şehzade Camii<br />
ve Kanuni Sultan Süleyman’a adadığı Süleymaniye<br />
Camii İstanbul’da, ustalık eserim dediği ve 80 yaşında<br />
tamamladığı Selimiye Camii ise Edirne’de bulunuyor.<br />
Mimar Sinan’ın İstanbul’daki önemli eserlerinden<br />
biri de Alibeyköy Deresi üzerinde bulunan 257 metre<br />
uzunluğunda ve 35 metre yüksekliğindeki su kemeri…<br />
<br />
İKBAL KEYFİ 23
Süleymaniye Camii, klasik Osmanlı mimarisinin muhteşem detaylarını barındıran nadide bir yapı...<br />
Caminin dört minaresi Kanuni Sultan Süleyman’ın İstanbul’un fethinden sonraki dördüncü padişah<br />
oluşunu, dört minaredeki 10 şerefe ise Osmanlı’nın onuncu padişahı oluşunu simgeler.<br />
24 İKBAL KEYFİ<br />
1489 yılında Kayseri’nin Ağırnas köyünde<br />
dünyaya gelen Sinan, 1511’de<br />
Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme<br />
olarak İstanbul’a gelerek, yeniçeri<br />
ocağına katılır. 17 yıllık yeniçeri<br />
hayatında Yavuz Sultan Selim ve Kanuni<br />
Sultan Süleyman ile birçok sefere<br />
katılan Sinan, 1538 yılında Karaboğan<br />
Seferi’nde ordunun karşı kıyıya geçebilmesi<br />
için Prut Nehri üzerine 10 günde<br />
köprü kurunca, padişahın emriyle<br />
‘Osmanlı baş mimarlığı’ görevine getirilir.<br />
50 yıllık meslek hayatında üç padişaha<br />
hizmet veren Sinan, başladığı<br />
her yapıda kendini daha da geliştirir,<br />
bir önceki eserinde daha ileri gitmeyi<br />
amaçlar. Ustalık eserim dediği ve<br />
Edirne’de bulunan Selimiye Camii’ni<br />
86 yaşında yapan Sinan 1588 yılında<br />
İstanbul’da hayata gözlerini yumduğunda,<br />
kendisine ‘Koca’ unvanını kazandıran<br />
eseri görkemli Süleymaniye<br />
Camii’nin yanıbaşındaki sade türbesine<br />
gömülür.<br />
Mihrimah Sultan<br />
Mimar Sinan’ın, Kanuni Sultan Süleyman’ın Hürrem<br />
Sultan’dan olan kızı Mihrimah Sultan’a adadığı iki<br />
eseri vardır: Biri Üsküdar’da bulunan Mihrimah Sultan<br />
Camii, diğeri Edirnekapı’da bulunan Mihr-i Mah<br />
Sultan Külliyesi. Her yılın nisan ve mayıs aylarında<br />
Beyazıt yangın kulesinden Üsküdar’a bakıldığında iki<br />
minarenin arasından güneşin doğuşu, hicri takvime<br />
göre de her ayın 14‘ünde ayın doğuşu görülür. Aynı<br />
kuleden Edirnekapı’ya bakılınca ise her akşam güneşin<br />
batışı ve her sabah ayın doğuşu görülür. Mimar Sinan,<br />
adını güneş ve ay anlamına gelen ‘Mir-i Mah’tan<br />
alan Mihrimah Sultan’a olan aşkını bu iki eseriyle<br />
ölümsüzleştirmiştir.
Kanuni Sultan Süleyman adına 1551-1558 yılları arasında inşa ettirilen Süleymaniye Camii, Mimar Sinan’ın kalfalık dönemi eserlerinden biri...<br />
İki taşın arasındaki cam şişe<br />
Mimar Sinan’ın ‘başmimar’ görevine getirildikten sonra<br />
yaptığı ilk eserlerden biri olan Şehzadebaşı Camii’nin<br />
1990’lı yıllardaki restorasyonu sırasında yaşanan bir olay,<br />
Sinan’ın ileri görüşlü mimarlık anlayışına tanıklık eder.<br />
Cami bahçesini çevreleyen havale duvarında bulunan kapıların<br />
çürümeye başlayan taş kemerlerini restore etmek<br />
için sökmeye başlayan ustalar, iki taşın arasına yerleştirilmiş<br />
cam bir şişe bulur. Şişenin içinden üzerinde Osmanlıca<br />
yazılar olan bir kâğıt çıkar. Uzmanlar daha sonra bu<br />
kâğıt parçasının Mimar Sinan tarafından yazılmış olan bir<br />
mektup olduğunu açıklar. Mektup şunları söylemektedir:<br />
“Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir.<br />
Bu müddet zarfında bu taşlar çürümüş olacağından siz bu<br />
kemeri yenilemek isteyeceksiniz. Büyük bir ihtimalle yapı<br />
teknikleri de değişeceğinden bu kemeri nasıl yeniden inşa<br />
edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İşte bu mektubu ben size, bu<br />
kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum.”<br />
Mimar Sinan’ın eserlerinin kalıcı olması için gösterdiği çabayı<br />
ortaya koyan bu mektup aynı zamanda bu büyük ustanın<br />
çağını aşan ileri görüşlülüğünü ve bilgeliğini de temsil<br />
eden en iyi örnektir. <br />
İKBAL KEYFİ 25
İCİMİZDEN BİRİ<br />
Ayhan Aktan<br />
DÖRT YILDIR<br />
İKBAL GIDA’DA<br />
GÖREV YAPAN<br />
GENEL MÜDÜR<br />
YARDIMCISI<br />
AYHAN AKTAN,<br />
GEZGİN RUHLU<br />
BİR TESPİH<br />
KOLEKSİYONERİ…<br />
<strong>İkbal</strong> Gda Genel Müdür Yardmcs Ayhan Aktan:<br />
“Tespihe değer katan ustasnn işçiliğidir”<br />
“Acemilik evresini<br />
geçirdikten sonra daha<br />
dikkatli, daha seçici<br />
oluyorsunuz. Malzeme,<br />
usta ve işçiliğinin önemi<br />
daha da artıyor. Eskisi gibi<br />
her tespihi almıyorum.<br />
Her ustanın kendini belli<br />
eden özellikleri var. İmza<br />
gibi... Hatta bazı tespihlere<br />
ustalar kendi imzalarını<br />
da atar.”<br />
26 İKBAL KEYFİ<br />
İ<br />
kbal markasının bir parçası olmayı nasıl tanımlarsınız?<br />
Gerek marka bilinirliliği gerekse yapısı bakımından <strong>İkbal</strong> çok güzel bir aile…<br />
Böyle bir ailenin parçası olmak ise gurur verici. Büyük bir markanın çatısı altında<br />
olduğunuzda piyasadaki statünüz daha farklı bir noktada oluyor, daha farklı<br />
bir bakış açısı oluşturuyorsunuz.<br />
Çalışma prensiplerinizden söz etmek gerekirse…<br />
Burada öncelikle çalışma arkadaşlarımızın kararlarına çok değer veriyoruz. Bu bir<br />
ekip işi... Çalıştığınız kişilere ne kadar karar verme yetkisi sağlarsanız o kadar başarılı<br />
oluyorsunuz. Onlara yetki vermeniz aidiyet duygusunu da geliştiriyor. Motivasyon<br />
sağlandığı sürece onlar da işi sahipleniyor. Çalışma arkadaşlarıma her zaman<br />
“Yaptığınız iş sizindir, kazandırdığınız para patronundur” derim. Kimse sizin<br />
başarısızlığınızı patrona yüklemez. Sonuçta başarılı ya da başarısız olan sizsinizdir.<br />
Piyasadaki değerinizi de bu belirler. Burada bir aile ortamı sağlamaya çalışıyoruz.<br />
Daha huzurlu ve mutlu bir çalışma atmosferi oluşturmaya çabalıyoruz. Çünkü<br />
huzurlu ve mutlu bir ortamda çalışan insanlar başarılı oluyor.
Tespih koleksiyonu yaptığınızı biliyoruz.<br />
Bu merak nasıl başladı?<br />
Tespih dışında erkeklerin aksesuar<br />
olarak kullanacağı pek fazla bir şey<br />
yoktur. Çocukluktan beri tespihe merakım<br />
vardı. Ancak daha sonra bu merak<br />
gelişti ve hobiye, araştırmaya dönüştü.<br />
Malzemeleri, ustaları, menşeini<br />
araştırmak, gittiğim yerlerden tespih<br />
almak derken, 500’e yakın tespihin olduğu<br />
bir koleksiyon oluşturdum.<br />
Tespihi değerli kılan nedir? Siz tespih<br />
seçerken nelere önem verirsiniz?<br />
Tespihe değer katan, ustasının işçiliğidir.<br />
Boncukları, imamesi tek tek elde<br />
işlenir. Fabrika tespihlerinde bu özelliği<br />
bulamazsınız. Bir şeye emek harcamazsanız,<br />
değeri o oranda azalır. Tarih<br />
boyunca dünyada İstanbul’daki tespih<br />
ustaları bir numara olmuştur. Bütün<br />
dinlerde tespihi bulabilirsiniz. Ancak<br />
Müslümanlık’ta tespihin önemi daha<br />
başkadır. Biri ustanın elinden çıkmış<br />
diğeri de fabrika işi olan iki tespih düşünün.<br />
Malzemesi aynı olsa dahi ustanın<br />
emeği onu öne çıkarır, değerli kılar.<br />
Tespih ustası Hüseyin Çelik’in çalışmalarını<br />
çok beğeniyorum. Malzeme<br />
zaten kendinden değerlidir. İşçilik,<br />
fiyatı ikiye katlar ve zaman geçtikçe<br />
daha da değerlenir.<br />
Koleksiyondaki parçalardan bahsedebilir<br />
misiniz?<br />
Kehribar, fildişi, yılan ağacı, zebra ağacı<br />
ve kuka gibi çeşitli ağaçlar, kaplumbağa<br />
kabuğu, mors dişi, kemiklerden<br />
yapılan tespihler, gergedan boynuzu,<br />
fosilli tespihler ve oltu taşı ilk etapta<br />
aklıma gelenler… Oltu taşı malzeme<br />
olarak çok yumuşak, hassas bir yapıya<br />
sahip olduğu için ondan imame yapmak<br />
ustalık ister. Necef ve şahmaksut<br />
tespihlerim de var. Bunların özelliği,<br />
yazın serin tutmalarıdır. Koleksiyondaki<br />
en nadide parça ise kehribar. 30<br />
milyon yıllık fosil olan kehribar, çam<br />
sakızının reçinesidir. Şu anda damla<br />
kehribar Baltık Denizi’nin kenarındaki<br />
ocaklardan çıkarılıyor. Hem fark-<br />
Kehribardan ‘katalin’e…<br />
“Katalin diye bir malzeme var. 1940’ta Hitler ‘Asker üniformalarının düğmeleri sarı olsun ama<br />
metal olmasın’ diyor. Bir firma da kehribar tozu ve çeşitli malzemeleri karıştırıp sarı renkte<br />
bir düğme üretiyor. Hitler çok beğeniyor ve tüm üniformalar bu düğmelerle yapılıyor. Fakat<br />
gün geçtikçe kehribarın özelliğinden dolayı düğmeler kızarıyor, renk değiştiriyor. Hitler bunun<br />
üzerine tüm üniformaları toplatıp fabrikayı da kapatıyor. Bugün ‘sıkma kehribar’ dediğimiz bu<br />
malzeme çok değerli hale geldi. Hatta kehribardan daha değerli olduğunu söyleyebiliriz. İçinde<br />
kehribar tozu var ama çok daha pahalıdır.”<br />
lı renkleri vardır hem de kullandıkça renk değiştirir. Koleksiyonda<br />
aynı zamanda dedemin bir tespihi de var. Malzemesi plastik, ancak<br />
benim için manevi değeri çok... Bir de çakma tespihler var. Bunların<br />
yapımı bir ustanın 10-15 gününü alır. Burada her tanenin üzerine<br />
tek tek elle delikler açılır ve ardından bu delikler gümüş ya da<br />
başka taşlarla doldurulur.<br />
Uzmanlar, tespih çekmenin stresten kurtulmak adına önemli bir<br />
araç olduğundan bahsediyor. Siz bunu nasıl değerlendirirsiniz?<br />
Tespih bir el alışkanlığı… Taşların enerjilerinden dolayı da öneriliyor.<br />
Sinir sistemine, hatta sindirim sistemine etkisi olan taşlar var.<br />
Firuze, yakut, akik gibi… Genelde taş tespihler ağır olduğu için tercih<br />
edilmiyor. Cepte taşıması kolay olan kehribar, fil dişi, ağaç gibi<br />
daha hafif tespihler tercih ediliyor. Tespih çekmek önemli değil aslında.<br />
Cebinizde taşımak, yanınızda olduğunu bilmeniz yeterli…<br />
Lise yıllarından beri kehribar tespih taşırım. Ama genelde cebimden<br />
çıkarmam.<br />
Tespih dışında başka bir merakınız ya da hobiniz var mı?<br />
Seyahat etmeyi çok seviyorum. Gittiğim yerlerin tarihini keşfetmek,<br />
yöresel lezzetleri tatmak benim için çok önemli… Aslında bizim<br />
işimizin gereği de bu. Bir mal satacaksanız o bölgedeki insan<br />
nasıl yaşar onu bilmeniz gerekiyor. Daha iyi ürün, hizmet sunabilmeniz<br />
için bu çok önemli. Yurt dışına da gittim ama burası kadar<br />
tarihi ve doğal zenginliği olan bir başka yer yok. Gezilip görülmesi<br />
gereken o kadar çok yer var ki… Bu açıdan çok şaşırtıcı bir ülkede<br />
yaşıyoruz. Fotoğraftan değil de oraya gidip birebir görmek insanı<br />
çok etkiliyor. <br />
İKBAL KEYFİ 27
SAĞLIKLI HAYAT<br />
Yaz meyveleri<br />
YAZ SOFRALARI<br />
meyvelerle renkleniyor<br />
MEVSİM<br />
İTİBARIYLA<br />
PAZARLAR<br />
RENGÂRENK<br />
MEYVELERLE<br />
DOLUP<br />
TAŞIYOR.<br />
PEKİ HANGİ<br />
MEYVEYİ<br />
NE KADAR<br />
TÜKETMELİYİZ?<br />
28 İKBAL KEYFİ<br />
Soğuk geçen kış günlerinde vitamin depolamak için yediğimiz portakal,<br />
greyfurt ve mandalinaların yerini şimdi rengârenk vitamin depoları alıyor.<br />
Birçoğu yüksek antioksidan özelliğe sahip kırmızı meyvelerin dışında,<br />
sindirim ve boşaltım sistemine faydalı, kalp ve damar hastalıklarını<br />
önleyen birçok meyve, yaz aylarında sofralarımızı süslüyor.<br />
C vitamini yazın da başrolde<br />
Pek çok kırmızı meyvede olduğu gibi C vitamini açısından oldukça zengin olan kiraz;<br />
B1, B2, B5 vitaminlerinin yanı sıra magnezyum ve kalsiyum da içeriyor. Kolesterolü<br />
ve kan şekerini düşüren kiraz, yine birçok kırmızı meyve gibi, içerdiği<br />
flavanoidlerle vücudu temizleyerek antioksidan etkisi yaratıyor. Sigara içenlere<br />
vücuttaki nikotini atmak için önerilen kiraz, aynı zamanda oldukça güçlü bir<br />
ağrı kesici… Antioksidan etkisi olan diğer kırmızı meyvelerin arasında yaz aylarının<br />
ekşi lezzeti erik de bulunuyor. Hem vitamin hem de mineraller açısından oldukça<br />
zengin olan erik; A, B, C ve E vitaminlerinin yanı sıra bir başka yaz meyvesi<br />
şeftali gibi; kalsiyum, sodyum, magnezyum, potasyum ve demir mineralleri içeriyor.<br />
Sindirim sistemine yardımcı olan erik ve şeftali aynı zamanda sinirleri yatıştırma<br />
özelliğine de sahip.
Mevsiminde almaya özen gösterin<br />
Gelişen tarım teknolojileri ve laboratuvar deneyleri sayesinde artık her mevsim her sebze ve meyveyi bulmak mümkün. Fakat sağlık açısından, bir meyveyi mevsimi dışında<br />
tüketmek zararlı… Mevsimi dışında üretilen meyveler, olgunlaşmadıkları için vitaminlerden ve diğer yararlı minerallerden yoksun kalıyor. Bununla birlikte çeşitli ilaç ve<br />
hormonlarla doğal sürecin dışında olgunlaştırılan meyvelerin vücudumuza yararından çok zararı dokunuyor.<br />
Yazın serinleten ikilisi:<br />
Karpuz ve kavun<br />
Yazın en sevilen, en serinletici meyvelerinden<br />
olan karpuz ve kavunun<br />
faydaları saymakla bitmez. Sıcak yaz<br />
günlerinde bol sulu buz gibi bir dilim<br />
karpuz, susuzluğunuzu giderirken<br />
içerdiği likopen, vitamin ve minerallerle<br />
güçlü bir antioksidan etkisi yaratıyor;<br />
aynı zamanda kalbi ve böbrekleri<br />
de koruyor. Vücutta biriken üre ve<br />
ürat tuzlarını temizleyen karpuzun,<br />
çekirdekleriyle birlikte yenmesi tavsiye<br />
ediliyor.<br />
Bol miktarda B vitamini, brom ve iyot<br />
içeren kavun ise damar tıkanıklığı,<br />
kansızlık ve idrar yolu hastalıklarına<br />
iyi geldiği gibi sinir yatıştırıcı etkisiyle<br />
aşırı sıcaklarda uykusuzluk çekenlerin<br />
derdine birebir… Karpuz gibi, oldukça<br />
sulu bir meyve olan kavunun<br />
meyve olarak tüketilmesi kadar, ezilip<br />
sütle karıştırılmasıyla elde edilen karışımı<br />
ise cildi nemlendirerek, pürüzsüz<br />
bir görünüme kavuşmasını sağlıyor.<br />
Kavunun yanı sıra şeftali maskesi<br />
de kuru ciltler için önerilen bir başka<br />
doğal takviye…<br />
Yaz biterken…<br />
Yazın sonuna doğru olgunlaşan meyveler arasında<br />
yine yüksek değerde antioksidan özelliği olan üzüm<br />
ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiren incir yer alıyor.<br />
İçinde magnezyum, kükürt ve fosfor gibi minerallerin<br />
yanı sıra A, B1, B2 ve C vitaminlerini de barındıran<br />
incir, özellikle bağırsak iltihaplarına iyi geliyor.<br />
Kanı temizleyen meyvelerden biri olan incir, aynı zamanda<br />
kolesterolü düşürme özelliğine de sahip… Antioksidan özelliğinin<br />
yanı sıra birçok vitami ve mineral içeren üzüm, kabuklu ve çekirdekli yenildiğinde<br />
sindirime yardımcı olup, bağırsak, karaciğer ve böbreklerin çalışmasını düzenliyor.<br />
Kanı temizleme özelliğiyle kalp ve damar sisteminin de düzenli çalışmasına<br />
yardımcı olan üzüm, bunların yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendirerek, vücudu<br />
virüslere karşı dirençli kılıyor. <br />
Pepino kavunu<br />
Güney Amerika ülkelerinden Peru’dan geldiği bilinen pepino,<br />
kavun aromalı sulu ve ince kabuklu, çekirdeksiz bir meyve.<br />
Yapılan araştırmalara göre bu egzotik meyve, içerdiği yüksek<br />
potasyum değeriyle kan şekerini düşürüyor; A, B ve C<br />
vitaminleriyle vücut direncini artırıyor, kansere ve kalp krizine<br />
karşı koruyor. Türkiye’de son bir yıldır üretimi olan pepino’yu<br />
uzmanlar yazın tüketmenin doğru olduğunu belirtiyorlar.<br />
İKBAL KEYFİ 29
KISA KISA<br />
<strong>İkbal</strong> Bayi Toplantısı<br />
<strong>İkbal</strong> Gda’nn<br />
‘2011 Bayi Toplants’<br />
gerçekleştirildi<br />
<strong>İkbal</strong> Thermal Hotel’de düzenlenen <strong>İkbal</strong> Gda A.Ş.’nin ‘2011 Bayi<br />
Toplants’na Türkiye genelinde faaliyet gösteren 51 bayi katld<br />
30 İKBAL KEYFİ<br />
<strong>İkbal</strong> Gıda A.Ş.’nin ‘2011 Bayi Toplantısı’<br />
Türkiye genelinde faaliyet<br />
gösteren 51 bayisinin katılımıyla<br />
<strong>İkbal</strong> Thermal Otel’de gerçekleştirildi.<br />
2 Haziran’da düzenlenen organizasyonun<br />
ilk konuşmasını, <strong>İkbal</strong><br />
Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Salim Pancar yaptı. <strong>İkbal</strong> Gıda’nın<br />
sucuk, et ve şarküteri ürünlerinin üretimine<br />
1922 yılında başladığını dile getiren<br />
Pancar, “1922 yılında başlayan,<br />
<strong>İkbal</strong>’in özü olan, kendi bildiği ve yaptığı<br />
iş lokantacılıktır. Biz lokantacılıkta<br />
üçüncü nesli temsil ediyoruz. İnşallah<br />
bizden sonraki evlatlarımız, sizlerle<br />
beraber dördüncü, beşinci nesiller<br />
olarak <strong>İkbal</strong>’i daha ileriye taşıyacak”<br />
dedi. Dünyada gelişmiş ülkelerde kurumsal<br />
firmaların bu şekilde büyüdüğünü<br />
söyleyen Başkan Salim Pancar,
Acarlar Ticaret<br />
Bense Gda<br />
E-Gda<br />
Elsad Gda<br />
Körfez Gda<br />
Mespa Gda<br />
Paşaoğlu Gda<br />
Sevilen Gda<br />
Ali Çetin Gda<br />
Çakr Gda<br />
Ekip Gda<br />
Genç Atlm Gda<br />
Manyas Gda<br />
Müminler Gda<br />
Perpa Gda<br />
Sümer Gda<br />
Alpaz Pazarlama<br />
Cel-Ka Gda<br />
Ekol Gda<br />
Gülal Gda<br />
Mera Toptan Gda<br />
Muş Ylmazlar Gda<br />
Senpa Gda<br />
Yedi Eylül Gda<br />
Atlganlar Gda<br />
Dilpa Gda<br />
Elif Gda<br />
Gür-Ber Gda<br />
Mercan Gda<br />
Ömür Gda<br />
Sayc Ticaret<br />
YMF Gda<br />
Aydoğmuş Gda<br />
Dinçer Tarm<br />
Elit Gda<br />
Kaya Ticaret<br />
Mert Gda<br />
Özgemlik Gda<br />
Serafresh Gda<br />
Yörem Gda<br />
İKBAL KEYFİ 31
Bayi toplantısının ardından katılımcılar organize sanayi bölgesindeki tesisleri gezdi.<br />
32 İKBAL KEYFİ<br />
“Biz de bir geçiş dönemindeyiz. Bundan<br />
sonra firmanın ismi, kendisi kalıcı;<br />
bizler gibi yöneticileri, hissedarları<br />
ve sahipleri geçicidir. Önemli olan<br />
bunu kurumsal anlamda ülkemize hediye<br />
etmiş olmamız... Ara verdiğimiz<br />
dönemlerde de <strong>İkbal</strong> Gıda’nın bu kesiminde<br />
ortak olduğumuz çok değerli<br />
insanlar vardır. Bu ortaklığımız döneminde<br />
beraber yaşadığımız, beraber iş<br />
ortaklığı yaptığımız ve <strong>İkbal</strong> ailesi olarak<br />
çalıştığımız kardeşlerimiz de var”<br />
şeklinde konuştu.<br />
O dönemlerde konulan hedeflerin karşısında,<br />
yöneticilerin yaptığı stratejik<br />
hatalarla ülkenin içinde bulunduğu<br />
olumsuz ekonomik durumun olduğunu<br />
ve dönemi atlatmak için bayilerle<br />
yeterince biraraya gelemediklerini<br />
ifade eden Salim Pancar, sözlerine<br />
şöyle devam etti: “Geçen sene <strong>İkbal</strong>’in<br />
gıda şirketindeki ortaklık yapısı tamamen<br />
değişti. Ortaklarımızla olan iş anlaşmamızı<br />
karşılıklı görüşerek sonlandırdık.<br />
Bu süreç içerisinde Türkiye piyasasında<br />
asıl çalışmamız gereken sizlerle,<br />
ekonomide zor olan pazar şartlarında<br />
mücadele etmemiz gereken<br />
bir dönemde biz bu sorunlarla uğraşırken,<br />
dünyada ekonomik kriz başladı.<br />
Bizim yönetim olarak zorlandığımız
dönemleri, sizlerin üstün çaba ve gayretleri, çalışmalarıyla çok iyi bir şekilde atlattık.<br />
Bundan dolayı hepinize teşekkür ediyorum.”<br />
“Sucukta hedeflenen noktadayız”<br />
<strong>İkbal</strong> Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Salim Pancar’ın ardından söz alan<br />
<strong>İkbal</strong> Gıda A.Ş. Genel Müdürü Sedat Patlar ise konuşmasında, Türkiye’deki pazarla<br />
ilgili değerlendirmelere, yeni dönemde yapılacak çalışmalara ve hedeflere yer<br />
verdi. <strong>İkbal</strong> markasının pazarda gelmiş olduğu noktadan da bahseden Sedat Patlar,<br />
“Sucuk pazarının market kanalında pazar lideri bir marka haline geldik. Dolayısıyla<br />
bu markanın temsilcilerini de Afyon’a davet ettik. 2015 hedefimiz, halkın<br />
malı olan bir marka olarak şeffaflaşmak… Hedeflerimiz arasında, 200 bin metrekare<br />
üzerine kurulu ve 2 bin ton işlenmiş et kapasiteli bir fabrika yapmak yer alıyor.<br />
Sucukta bugün hedeflenen noktadayız. Amacımız, daha fazla <strong>İkbal</strong> Gıda ürününü<br />
müşteriyle buluşturmak” dedi. <strong>İkbal</strong> Gıda A.Ş.’nin ‘2011 Bayi Toplantısı’, <strong>İkbal</strong><br />
fabrikaları ile Afium Outlet ve Eğlence Merkezi gezileriyle sona erdi. <br />
Fabrika gezisinin ardından akşam yemeği<br />
için tekrar <strong>İkbal</strong> Thermal Hotel’de bir<br />
araya gelen bayiler, müzik işliğinde keyifli<br />
bir gece geçirdi.<br />
İKBAL KEYFİ 33
TA RİH TE BU ÇEYREK<br />
19 Temmuz<br />
1954<br />
Rock’n Roll<br />
müziğinin<br />
efsanevi kral<br />
Elvis Presley, ilk<br />
albümü ‘That’s<br />
All Right’ Sun<br />
Records’dan<br />
çkard.<br />
Albümde yer<br />
alan şarklarn<br />
çoğunu, çok<br />
sevdiği annesine<br />
doğum günü<br />
hediyesi olarak<br />
yazan Elvis’in<br />
‘I Forgot to<br />
Remember<br />
to Forget’<br />
isimli parças,<br />
Amerika’da<br />
country müzik<br />
listelerine bir<br />
numaradan<br />
girmişti.<br />
29 Temmuz 1981<br />
İngiltere Galler Prensi Charles, Diana Spencer ile şimdiye kadar yaplan<br />
en görkemli törenle evlendi. Tören, yaklaşk 3 bin 500 konuğun kraliyet<br />
törenlerinin değişmez mekân Westminster Abbey’e sğmamas üzerine<br />
Londra’nn görkemli katedrali St. Paul’s Katedrali’nde gerçekleşti. Lady<br />
Diana’nn gelinliği ve yaklaşk yedi metre uzunluğundaki duvağ yllarca<br />
dillerden düşmedi.<br />
34 İKBAL KEYFİ<br />
1 Temmuz 1997<br />
Kowloon Yarmadas, Hong Kong<br />
Adas ve 235 küçük adacktan<br />
oluşan Hong Kong, 1842’de Çin<br />
ve İngiltere arasnda imzalanan<br />
Nanking Antlaşmas ile İngiliz<br />
himayesine geçmişti. İkinci<br />
Dünya Savaş’nda Japonlar’n<br />
eline geçen Hong Kong, 1945’te<br />
savaşn sona ermesiyle yeniden<br />
İngiliz himayesine geçti. Hong<br />
Kong, antlaşma şartlarna uygun<br />
olarak, 1 Temmuz 1997 ylnda<br />
Çin Halk Cumhuriyeti’ne geri<br />
verildi.
2 Ağustos 1865<br />
Asl ad Charles Lutwidge<br />
Dodgson olan matematik<br />
dâhisi ve şair Lewis Carroll’un<br />
‘Alice Harikalar Diyarnda’ adl<br />
roman, ilk kez 2 Ağustos 1865<br />
ylnda İngiltere’de basld. Bir<br />
tavşan deliğinden içeri düşerek<br />
bambaşka bir dünyaya adm<br />
atan küçük Alice’in maceralarn<br />
anlatan kitap, çocuklarn ve<br />
hayalgücü geniş yetişkinlerin<br />
favorisi haline geldi.<br />
18 Eylül 1851<br />
New York Times yayn hayatna<br />
başlad. Amerika’nn New York<br />
Eyaleti’nde, ‘Basma Uygun Her<br />
Haber’ (All the News That’s<br />
Fit to Print) mottosuyla yayn<br />
hayatna başlayan New York<br />
Times, kurulduğu günden bu<br />
yana Amerika’nn ve dünyann<br />
önde gelen haber kaynaklarndan<br />
biri olmaya devam ediyor.<br />
Kazanlan 106 Pulitzer Ödülü ile<br />
en fazla ödüllü gazete çalşanna<br />
sahip olan New York Times, ayn<br />
zamanda ayda 30 milyondan<br />
fazla okuyucuya ulaşan ve<br />
Amerika’nn dijital ortamda en<br />
çok okunan gazetesi…<br />
13 Ağustos 1961<br />
İkinci Dünya Savaş sonrasnda Amerika, İngiltere,<br />
Fransa ve Sovyetler Birliği arasnda paylaşlan<br />
Berlin’de Sovyet Bölgesi’nden Bat’ya kaçşlarn<br />
engellenmesi için çizilen snr, 13 Ağustos gecesi inşasna<br />
başlanan duvarla kesinleşti. Berlin’in Sovyet işgal bölgesi olan<br />
doğusu, Soğuk Savaş’n simgesi olan duvarla Amerikan işgal<br />
bölgesi Bat Berlin’den fiziksel olarak da ayrld. Bat’da ‘Utanç<br />
Duvar’ olarak anlan Berlin Duvar, 9 Kasm 1989’da ykld.<br />
20 Eylül 1988<br />
Tüm zamanlarn en iyi<br />
haltercilerinden biri saylan,<br />
‘Cep herkülü’ lakapl Naim<br />
Süleymanoğlu, Seul Olimpiyat<br />
Oyunlar’nda halter dalnda alt<br />
dünya rekoru krd. 1988 Seul<br />
Olimpiyat Oyunlar’nda alt<br />
dünya, dokuz olimpiyat rekoru<br />
krarak muhteşem bir zafer elde<br />
etti.<br />
30 Eylül 1955<br />
‘Hzl yaşa, genç<br />
öl’ felsefesinin<br />
efsane ismi,<br />
1931 doğumlu<br />
Amerikal aktör<br />
James Dean,<br />
geçirdiği trafik<br />
kazasnda 24<br />
yaşnda hayatn<br />
kaybetti. Ksa<br />
hayatnda sadece<br />
üç filmde rol<br />
almasna<br />
rağmen ‘Asi<br />
Gençlik’,<br />
‘Cennetin<br />
Doğusu’ ve ‘Dev’<br />
filmlerindeki<br />
performanslaryla<br />
Oscar’a aday<br />
gösterilen ilk<br />
oyuncu oldu.<br />
İKBAL KEYFİ 35
BÜYÜTEC<br />
Uçurtma<br />
RÜZGÂRA<br />
MEYDAN OKUYAN<br />
UÇURTMA,<br />
HER YAŞTAN<br />
MERAKLISININ<br />
ELİNDE<br />
ÖZGÜRLEŞEN BİR<br />
OYUNCAK…<br />
Nasıl uçurulur?<br />
Aslında uçurtmanın<br />
gövdesini tutan kişi onu<br />
bıraktığında, ipi tutan<br />
diğer kişinin koşmasına<br />
gerek yoktur. Uçurtmayı<br />
yönlendiren kişi hızını,<br />
yüksekliğini ve hatta<br />
havada çizeceği şekilleri<br />
ayarlayarak uçurtmanın<br />
sorunsuz uçuşunu<br />
gerçekleştirebilir.<br />
36 İKBAL KEYFİ<br />
Kuşlar kadar özgür<br />
Uçurtma<br />
Havaların ısınmasıyla birlikte doğa, renk skalasını kıskandıran tonlara<br />
bürünür. Göç eden kuşlar, yeşiller arasından göz kırpan çiçekler ve mis<br />
gibi bahar havası, içimizdeki kasvetin dağılmasını, açıkhava aktivitelerine<br />
daha çok vakit ayırmamızı sağlar. Gökkuşağının tüm renklerine hakim<br />
uçurtmalar da işte bu zamanlarda ortaya çıkar. Yeryüzünün şenliksi<br />
havasıyla kaynaşan bu oyuncaklar, gökyüzünü süslemeye başlar. Onlar aynı<br />
zamanda peşi sıra düzenlenen şenlik ve festivallerin de başrol oyuncusu sayılır.<br />
Yapımında kullanılan hafif malzemeler sayesinde rüzgâra karşı direnç göstererek<br />
havada asılı kalabilen uçurtma, yediden yetmişe her yaştan insan için eğlence<br />
anlamına gelen inatçı bir oyuncaktır. Tahta iskeletinin üzeri kâğıt, naylon<br />
ya da ipekle kaplanarak, dengesini koruması amacıyla kâğıttan bir kuyruk eklenir<br />
uçurtmaya… Onun gökyüzündeki oyuncu süzülüşü ise insanların yüzünde tebessüme<br />
dönüşür.
Her dilde karşılık bulan uçurtma, (yaygın olarak) İngilizce’de zarif bir yırtıcı kuş,<br />
‘çaylak’ anlamına gelen ‘kite’ kelimesiyle ifade edilir. Geometrik şekillerde, hayvan<br />
figürleri ve yöresel desenlerde yapılan uçurtmanın tarihi MÖ 300’lü yıllara dek<br />
uzanır. Çin’de ilk kez savunma amaçlı yapılan uçurtma, haberleşmede de önemli<br />
rol oynar. Değişik renkteki uçurtmaların farklı mesajlar içerdiği o dönemde uçurtmalar,<br />
diğer büyük keşiflere de ilham kaynağı olur. Benjamin Franklin’in uçurtma<br />
deneyi sayesinde şimşeğin elektriksel gücünü keşfetmesi bunun en bilinen örneği…<br />
Uzakdoğu tarihinde çok önemli bir yere sahip olan bu haylaz oyuncak, insanlar<br />
tarafından Tanrı’ya yakarış aracı olma görevini de üstlenir. Gök Tanrısı’na<br />
saygılarını göstermek amacıyla Hindistan’daki uçurtmaların desenli taraflarının<br />
gökyüzüne dönük yapılmasının sebebi de budur. Uçurtmanın Çin’den Avrupa’ya<br />
götürülmesi ise ünlü kâşif Marco Polo tarafından gerçekleşir.<br />
Uçurtma tutkunlarının buluşma yeri<br />
Çocukluk anılarımızda yer eden bu asi oyuncağın her dem sevgiyle hatırlanması<br />
amacıyla kurulan Üsküdar Belediyesi Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi’nde,<br />
Türkiye ve dünyadan yüzlerce ilginç uçurtma örneğini sergileniyor. 1980 yılından<br />
bugüne kadar uçurtmayla ilgili pek çok başarılı çalışmaya imza atan, deyim yerindeyse<br />
uçurtmaya gönül veren Aköz, aynı zamanda Uçurtmacılar Derneği’nin<br />
de başkanı... Uçurtmanın tanıtımına ve yaygınlaşmasına önem veren Aköz, müzeyi<br />
ziyaret edenlere bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle uçurtma yapımını<br />
öğretiyor. Müze ziyaretinizde hem uçurtmanın tarihini öğrenip hem de çeşit çe-<br />
şit uçurtmalar arasında kendi uçurtmanızı<br />
yapıp, eve dönerken bu renkli<br />
anıyı da yanınızda götürüyorsunuz.<br />
Uçurtma Müzesi festivaller ve özel<br />
şirket organizasyonlarında da teknik<br />
ekipman ve tanıtım materyalleri<br />
de dâhil birçok konuda destek sağlıyor.<br />
Rüzgârın uçurtmaları oyuna çağırdığı<br />
ve gökyüzünde renkli dansçıların<br />
süzülmeye başladığı sıcak günlerde<br />
Uçurtma Müzesi’ni ziyaret ederek<br />
bu keyifli deneyime siz de ortak olabilirsiniz.<br />
<br />
Ziyaret günleri<br />
Üsküdar Belediyesi Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi<br />
pazar hariç her gün saat 09.00-17.00 arası ücretsiz<br />
ziyaret edilebilir.<br />
Adres: Rumi Mehmet Paşa Mahallesi, Uncular Caddesi,<br />
No:36/2 Üsküdar-İstanbul (0216) 553 23 37<br />
www.ucurtmadunyasi.com<br />
İKBAL KEYFİ 37
LOKANTA<br />
Maltepe Carrefour<br />
Maltepe Carrefour İşletmecisi Serdar Kokucu:<br />
“<strong>İkbal</strong> olarak lezzet konusunda<br />
hiçbir endişemiz yok!”<br />
EMEKLİ BANKACI<br />
SERDAR KOKUCU,<br />
2002 YILINDAN<br />
BU YANA İKBAL<br />
FRANCHISE’LARINDA<br />
RESTORAN<br />
İŞLETMECİLİĞİ<br />
YAPIYOR<br />
38 İKBAL KEYFİ<br />
<strong>İkbal</strong> ailesine ne zaman dâhil oldunuz?<br />
Banka müdürlüğünden emekli olduktan sonra 2002 yılında <strong>İkbal</strong> ailesine katıldım.<br />
Aslına bakarsanız bu aileye dâhil olmam bir tesadüf sonucu gerçekleşti.<br />
Şaşkınbakkal’a yakın oturuyordum. Bağdat Caddesi’nde gezerken sık sık Şaşkınbakkal<br />
<strong>İkbal</strong>’e uğrar, yemek yerdim. <strong>İkbal</strong>’in mutfağı çok hoşuma giderdi.<br />
Bir gün <strong>İkbal</strong>’in sahibi Salim Bey ile tanışma fırsatı yakaladık. Konuşmamız sırasında<br />
bir franchise restoran açma fikri ortaya çıktı. <strong>İkbal</strong>’in ürünlerini de çok yakından<br />
tanıdığım için başarılı bir çalışma olacağına inandık ve bu şekilde başladım.<br />
O dönem henüz franchising konusunda bu kadar kapsamlı çalışmalar yürütülmüyordu.<br />
İşletmesini yürüttüğüm Ümraniye Carrefour <strong>İkbal</strong>, ilk açılan restoranlardan<br />
biri oldu. 2005 yılında da Maltepe Carrefour’daki <strong>İkbal</strong> şubesini hayata<br />
geçirdik. Burası açıldıktan sonra iki işletmeyi aynı anda takip edebilmek zorlaştığı<br />
için Ümraniye şubesini devrettim.<br />
Toplam kaç personel görev yapıyor? Şubenin çalışma yapısından bahsedebilir<br />
misiniz?<br />
Burada toplam sekiz personel çalışıyor. Çalışma saatleri sabah 10.00 akşam
22.00, yani alışveriş merkezinin açılışkapanış<br />
saatlerine uygun şekilde çalışıyoruz.<br />
Sadece bayramların ilk günü<br />
14.00’da açıyoruz. Bayram arifesi ya<br />
da yılbaşı öncesi gibi yoğunluk olan<br />
günlerde de 23.00’a kadar açık oluyoruz.<br />
Lezzete gelince… En çok tercih edilen<br />
yemek hangisi? Ramazan’da özel bir<br />
menü uygulamanız oldu mu?<br />
Mutfağımızdan yaklaşık 12 çeşit yemek<br />
çıkıyor. Bunun dışında iki çeşit<br />
pilav, et döner, sucuk döner, yoğurtlu<br />
dönerimiz var. En çok tercih edilenlerin<br />
döner ve yoğurtlu döner olduğunu<br />
söyleyebilirim. Tatlı olarak da<br />
Türkiye’nin bir numaralı ekmek kadayıfını<br />
tek çeşit olarak sunuyoruz. Sulu<br />
yemeklerde çok iddialıyız. Bunun yanı<br />
sıra tandırımız ve çoban kavurmamız<br />
da müşterilerimiz tarafından çok tercih<br />
edilir. <strong>İkbal</strong> olarak lezzet konusunda<br />
hiçbir endişemiz yok! Ramazan süresince<br />
içinde çorbanın da olduğu özel<br />
menüler hazırladık. Çorba, ana yemek<br />
veya dönerin yanında içecek ve çay ikramı<br />
olan, oldukça doyurucu menüleri<br />
indirimli olarak müşterilerimize<br />
sunduk.<br />
Böyle bir alışveriş merkezinin çatısı<br />
altında bulunmanın avantajlarından<br />
söz edebilir misiniz?<br />
Alışveriş merkezleri, aynı zamanda<br />
çekim merkezleridir. İnsanları buraya<br />
çeken bir atmosferleri vardır. Dolayısıyla<br />
cadde üzerinde olmanın aksine<br />
burada rahatsız edici bir etken olmuyor.<br />
Alışveriş merkezinin kemikleşmiş<br />
kitlesi var; gün geçtikçe de artıyor bu<br />
sayı… Hafta sonları ise sinemanın da<br />
etkisiyle çoğu zaman masalarda yer<br />
bulmanız zor olur. Dolayısıyla burada<br />
olmak bizim için bir avantaj.<br />
YENİ<br />
KONSEPTLE HEM<br />
RESTORANIMIZIN<br />
DAMAK TADI<br />
ZENGİNLEŞTİ<br />
HEM DE MODERN<br />
BİR YÜZE<br />
KAVUŞTUK.<br />
BU DURUM<br />
CİROMUZU DA<br />
POZİTİF ETKİLEDİ<br />
Müşteri portföyünüzü nasıl değerlendirirsiniz?<br />
Öğlen servislerinde, yani saat 12.00-13.00 arası, çevre işyerlerinde çalışanlar daha<br />
çok geliyor. Öğleden sonra daha çok hanımlar çocuklarıyla geliyor. Akşamüzerinden<br />
sonra ve hafta sonları ise daha çok aileler geliyor.<br />
Konsept olarak da öne çıkan bir çizgiye sahip…<br />
Geçen sene, yeni konsepte göre biz de dekorasyonumuzu yeniledik. Bu yeni konseptle<br />
çok göz alıcı ve dikkat çekici bir şekle kavuşmuş olduk. Hem görselliğin hem<br />
de sulu yemeklerin ön plana çıkmasıyla müşteri sayımız da arttı. Eskiden sulu yemek<br />
çeşitleri bu kadar ön planda değildi. Yeni konseptle hem restoranımızın damak<br />
tadı zenginleşti hem de modern bir yüze kavuştuk. Bu durum ciromuzu dapozitif<br />
etkiledi.<br />
Lezzet konusunda <strong>İkbal</strong> markasının yıllara yayılan bir tecrübesi, müşterilerini<br />
önemseyen geleneksel bir damak tadı var. Bu damak tadının öne çıkan özellikleri<br />
neler?<br />
<strong>İkbal</strong>’in geleneksel mutfağında özellikle kullandığı et ve yağın kalitesi yemeklerinin<br />
lezzetinde önemli bir rol oynuyor. Yemeklerde tamamen yağsız et kullanıyoruz.<br />
Etin kalitesi zaten tartışılmaz… Afyon’dan gelen etler Türkiye’nin en iyisi!<br />
Herkese hitap eden bir mutfağa sahibiz. Dolayısıyla bu etlerin kullanıldığı yemekler<br />
de şüphesiz çok lezzetli oluyor. Biz aynı zamanda geleneksel mutfağı koruyarak<br />
sulu yemek kültürünü de yaşatıyoruz. <br />
İKBAL KEYFİ 39
OL MA YA DEV LET CiHAN DA<br />
Aşr scaklarn getirdiği uykusuzluk<br />
Özellikle yaz aylarnda aşr scaklarn neden olduğu uykusuzluk, ertesi günü<br />
uykulu halde geçirmemize sebep olmann yan sra baş ağrs, yorgunluk, asabiyet,<br />
konsantrasyon bozukluğu ve performans düşüklüğüne de sebep olur.<br />
Bunu engellemek ve kaliteli bir uyku için dikkat etmemiz gerekenler şöyle:<br />
Öğleden sonra güneş almayan ve iyi havalandrlan bir odada uyuyun.<br />
Klima kullanm sadece havay soğutmak için değil, optimize etmek için tavsiye<br />
ediliyor. Uyku yerine, tutulmalara ve hastalklara neden olabilir.<br />
Yatak odalarnda bulunan televizyon, uykuya dalmay zorlaştrr.<br />
Yatmadan önce alacağnz lk bir duş, vücut snz düşüreceğinden daha rahat<br />
bir uyku çekmenize yardmc olur.<br />
Uyku kalitesini düşüren etkenlerden biri de tok karnla yatmaktr. Bunu<br />
önlemek için yatmadan en az üç saat önce yemek yemeyi bitirin.<br />
Son olarak, yatağa başnz koyduğunuzda uyumak dşnda başka hiçbir şey<br />
düşünmeyin. Gelecek planlarnz uyandğnz zamana brakn.<br />
40 İKBAL KEYFİ<br />
Sağlıklı suyun yeni adı ‘maden suyu’<br />
Scak yaz günlerinde serinlemek için ilk yaptğmz şeydir bir bardak su<br />
içmek… Vücudumuzun yüzde 70’ini oluşturan su, aşr scaklarda en<br />
çok ihtiyaç duyduğumuz sv. Doktorlarn günde en az iki litre içilmesini<br />
önerdiği suyun yannda tüketilmesi gereken başka bir sv da maden<br />
suyu. Ancak içinde çeşitli mineraller barndran bu doğal maden suyunu,<br />
karbonat katlarak gazlandrlmş sodayla karştrmamak gerek.<br />
Özellikle terlemelerin arttğ bu scak günlerde günlük tüketilen suyun<br />
yannda, vücudun kaybettiği mineralleri yerine koyabilecek maden<br />
suyunun mutlaka tüketilmesi gerekiyor.<br />
Yaz gecelerinin kabusu sivrisinekler<br />
Scak yaz geceleri geç vakitlere kadar dşarda oturup evin boğucu<br />
scaklğndan kaçtğmz zamanlardr. Ancak mevsimin kabusu<br />
sivrisinekler özellikle gece peşimizi brakmaz. Sivrisinekleri<br />
kendinden uzak tutmann yolu ten kokunuzu saklamaktan<br />
geçer. Dşar çkarken ayak bileklerinize, kollarnza ve ensenize<br />
skacağnz tatl olmayan bir koku sivrisinekleri sizden<br />
uzak tutar. Kokuyla kandramadğnzsivrisineklerin<br />
srklar içinse<br />
maydanoz yapraklarn<br />
ezip çkan suyu srlan<br />
yere sürün, kaşnt<br />
hemen geçecektir.
Kansere tatl<br />
koruma: İncir<br />
Yazn sonuna doğru iyice<br />
olgunlaşp, ballanp,<br />
tatlannca yenir incir büyük<br />
bir zevkle… İçinde A, B<br />
ve C vitaminlerinin yan<br />
sra sodyum, potasyum,<br />
magnezyum, demir ve<br />
fosfor bulunduran incirin<br />
hem tazesi hem de kurusu<br />
sağlğa yaraldr. Virüslerin<br />
çoğalmasn önleyerek<br />
vücudun direncini artran<br />
incir, kolesterol orann<br />
düşürerek kalp ve damar<br />
hastalklarna karş bizi korur.<br />
Diyabette ‘altın çilek’e dikkat<br />
Altn çilek, posa içeriği ve lif bakmndan dünyann en zengin meyvesi olmasyla<br />
birlikte, formülündeki ‘banana leaf’ sayesinde hem meyve olarak emilimi yavaşlatyor<br />
hem de vücuttaki kan şekerinin dengeli dağlmn sağlyor. A, C ve E vitaminleri<br />
açsndan da oldukça zengin bir meyve olan altn çilek, ayrca fosfor ve<br />
demir de içeriyor. Ancak emiliminin daha yavaş olmas ve kalori içeriğinin diğer<br />
meyvelere oranla düşük olmas nedeniyle, diyabetliler bu meyveyi tüketirken<br />
dikkatli olmal… Bunun yan sra bu meyvenin şeker düşürücü etkisi henüz bilimsel<br />
olarak kantlanmadğ için altn çilek bir zayflama ya da diyabet ilac olarak<br />
alglanmamaldr.<br />
Ramazanda sağlıklı olmak için…<br />
Uzun süren yaz aylarnda iftar vaktinin gelmesini beklemek zor olsa da, bütün gün<br />
boş duran mideyi bir anda doldurmak sağlk açsndan tehdit oluşturuyor. Orucunuzu<br />
iki-üç adet hurma, bir bardak su gibi mideyi doldurmayacak şeylerle açn ve dinlenin.<br />
Ramazan’da mutlaka sahura kalkn, sağlkl bir kahvalt yapn. Oruç tuttuğunuz süre<br />
boyunca yavaşlayacak metabolizmanz daha<br />
da yavaşlatmamak için, sahuru bir bardak<br />
suyla geçiştirmeyin. Yazn iftar sonrasnda<br />
şerbetli tatllar yerine sütlü ya da meyveli<br />
tatllar yiyin. Son olarak unutmayn<br />
ki, Ramazan aynda<br />
vücudumuzun enerji ihtiyac<br />
değişmiyor.<br />
İKBAL KEYFİ 41
İLETİSİM DÜNYASINDAN<br />
Abdullah Nurata<br />
Gerek bireysel<br />
yaşantmzda gerekse<br />
iş yaşammzda<br />
herkesin eşit derece<br />
sahip olduğu bir<br />
kaynak vardr ki, o<br />
da ‘zaman’... Eğer<br />
zamannz doğru<br />
yönetemezseniz,<br />
kendi kendinizi motive<br />
de edemezsiniz<br />
ve ortalama bir<br />
insan, ortalama bir<br />
çalşan olmay da<br />
kabullenmişinizdir<br />
demektir.<br />
Abdullah Nurata<br />
<strong>İkbal</strong> Gda Pazarlama ve<br />
Kurumsal İletişim Müdürü<br />
abdullahnurata@ikbal.com<br />
42 İKBAL KEYFİ<br />
Sizin zamannz<br />
kaç para<br />
Zaman herkes için sabittir. Herkesin bir günde 24 saati vardır ve bütünü<br />
parçalara bölmek kişinin kendi elindedir. Zaman, yenilenemez ve depolanamaz.<br />
Zaman maliyetlidir ve pahalıdır. Çünkü ne iş yapıyor olursanız<br />
olun, her iş için gerekli olan ilk şey kısa ya da uzun bir ‘zaman’ dilimidir.<br />
Özellikle iş hayatında bir yönetici için en değerli kıymet onun zamanıdır.<br />
Eğer bir yönetici plansızsa, önceliklerini sıralamamışsa, işleri erteliyorsa, gerekli<br />
işe gerekli zamanı ayırmıyorsa, kırtasiyeciliği bolsa, gündemsiz ve verimsiz toplantılar<br />
organize ediyorsa, kararsızsa ve yetki vermek konusunda çekinceliyse, yönetilen<br />
kurumun bu anlamda geneline yansır ve motivasyonu düşük bir ekip, ruhu<br />
kaybolmaya yüz tutan bir aidiyet ve sonun başlangıcı olarak da nitelenebilecek bir<br />
sürecin içine girilmiştir demektir.<br />
Bireysel zaman yönetiminin yanında bir de kurumsal zaman yönetimi vardır ki bu<br />
da bir kurum için önceden planlanması ve vakti geldiğinde uygulamaya geçilmesi<br />
gereken bir durumdur. Örneğin satış ekibiyle düzenli olarak biraraya gelmek doğru<br />
bir şeydir ancak bu bir araya gelişler yukarıda belirttiğimiz gibi gündemsiz ve verimsiz<br />
toplantılara dönüşüyorsa, bu zamanın maliyeti satış anlamında size kazandırmasını<br />
beklediğimizden çok daha fazlasını kaybettirir. Ya da bir kurumun önceden<br />
belirlenen bir iletişim stratejisi yoksa, ki çoğu kurumda bu stratejiler belirlenir<br />
ve uygulanmaz; pazarlama anlamında verimsiz bir zaman yönetimi yapılmış olur.<br />
Aynı süreç insan kaynakları için de geçerlidir. Bir personel, becerileri doğrultusunda<br />
çalıştığı kurumda kendine bir kariyer planı çizebiliyorsa, bu kurum için bir artıdır,<br />
ancak bu personel ortalama bir personel ise kurumun personel sirkülasyonuna<br />
katkı sağlamaktan başka bir faydası olmaz! Çünkü zannımca, her personel çalıştığı<br />
kuruma bir ‘şey’ katmakla yükümlü hissederse kendini, o kurum gelişir. Zamanını<br />
doğru yöneten bir personel de çalıştığı kuruma değer katar.<br />
Yönetimsel açıdan bir fizik kuralı<br />
Yanda basit bir grafikle özetlediğimiz kuram, bir fizik kuralıdır. Birinci şekil bize<br />
‘yoldan kazanç güçten kayıp’, ikinci şekil ise ‘yoldan kayıp güçten kazanç’ kuralını<br />
hatırlatır. Birinci şekilde dik bir yamacı çıkmak için kısa bir yolu tercih eder-
sek gücümüzden feragat etmek zorunda<br />
kalırız. İkinci şekilde de daha az güç<br />
harcayarak ama mesafeyi uzatarak hedefimize<br />
ulaşırız. Şimdi bu kuramı ‘zaman’<br />
üzerine yönetimsel açıdan şu şekilde<br />
okuyalım:<br />
Şekil1: Yoldan (yani zamandan) kazanç,<br />
güçten (yani paradan) kayıp.<br />
Şekil2: Yoldan (yani zamandan) kayıp,<br />
güçten (yani paradan) kazanç.<br />
Yani kısaca, iki şehir arasındaki seyahati<br />
uçakla mı, araçla mı yapma seçimine<br />
verdiğiniz cevap. Zamanınız yoksa uçak<br />
(gerekirse borca girerek), zamanınız bolsa<br />
ve sıkılmazsanız otobüs. Rekabetçi<br />
ekonominin hüküm sürdüğü bir ortamda,<br />
özellikle 1990’lardan günümüze kadarki<br />
süreçte, markalar için de ‘zaman’<br />
çok önemli bir değer haline gelmiştir.<br />
Örneğin; yeni bir ürün çıkarmak için<br />
organize olan bir ekip en mükemmelini<br />
ortaya çıkarmak için süre harcar, ya<br />
da herhangi bir ürünü için çok güzel bir<br />
reklam kampanyası planlar. Lakin rakip<br />
bir firma benzer özellikli bir ürünü<br />
sizden daha önce çıkarır ya da planlanan<br />
kampanyadaki mesajı kendi diliyle<br />
sizden önce yayına sürerse siz istediğiniz<br />
kadar “Bu benim fikrimdi, bu ürünü<br />
ben onlardan daha önce düşünmüştüm”<br />
deyin, atı alan Üsküdar’ı geçmiştir.<br />
Bundan sonra söylenecek hiçbir söz<br />
tüketici nezdinde fayda etmez. (Örnek<br />
isteyen yakın tarihte telekomünikasyon<br />
sektöründe yaşanan ‘tüketici hakları’<br />
konusunu araştırabilir.) Siz istediğiniz<br />
kadar para harcayıp yatırım ya da kampanyalar<br />
yapın, tüketici gözünde ‘taklitçi’<br />
olarak yer edersiniz. Bu nedenle geri<br />
gelmeyecek olan zamanınızı iyi yönetin.<br />
Bu örnek sadece ürün ve üretimle ilgili<br />
değildir. Kişisel kalitenizi ortaya koymak<br />
için de bir fırsattır. Gerek bireysel<br />
gerekse kurumsal zaman yönetimi için<br />
şu küçük tavsiyelere kulak verin:<br />
İşlerinize bir bitirme tarihi belirleyin.<br />
İşlerinizi sıraya koyun ve ilk önce en<br />
çok sıkılacağınızı düşündüğünüz işi<br />
yapın.<br />
Geciktirmeyin ve hatta şimdi yapın.<br />
Gerek kendinize gerek çalışanlarınıza<br />
küçük ödüllendirmeler sunun.<br />
İşleri de kendi içlerinde bölümlere ayırın.<br />
Sizleri dürtecek kişiler ya da danışmanlarla çalışın.<br />
Yönetimsel açıdan bir ekonomi kuralı<br />
Ekonomide Opportunity Cost (Alternatif Maliyet) diye bir terim vardır. Alternatif<br />
Maliyet herhangi bir malın üretimini bir birim artırmak için başka bir maldan<br />
vazgeçilmesi, feragatta bulunulması gereken mal ve/veya kazanç miktarıdır. Başka<br />
bir deyişle, bir seçim yapılırken vazgeçilmek zorunda kalınan ikinci en iyi alternatiftir.<br />
Üniversitede hocamız olan Prof. Dr. Taner Berksoy’un deyişiyle; “Sabahın<br />
dokuzunda derse gelmenin alternatif maliyeti uyumaktır.” Burada tercih yaparken<br />
bağlayıcı olan şey, sizin koyduğunuz hedeftir. Eğer üniversiteyi zamanında<br />
bitirmek istiyorsanız uyumanın maliyeti haliyle derse girmekten daha fazladır.<br />
Kurumlar için de bu kural esasen farklı değildir. Eğer sektörde öne çıkmak istiyorsanız<br />
bazı şeyleri zaman kaybetmeden yapmalısınız ki başkaları sizden önce<br />
yapmasın, yetiştirdiğiniz personeli rakipler kapmasın, arzuladığınız hedeflere de<br />
vaktinde ulaşılsın.<br />
Eğer başarıyı istiyorsanız ve bu yönetimsel süreçler değişim gerektiriyorsa da beklemeyin,<br />
değişin. Unutmayın ki; yeni bir sistem oluşturmak eskiyle yarışa girmek<br />
değil, eskiyi geçersiz kılmaktır... <br />
Şekil 1: Yoldan kazanç,<br />
güçten kayıp.<br />
Şekil 2: Yoldan kayıp,<br />
güçten kazanç.<br />
İKBAL KEYFİ 43
HOŞ VAKİT<br />
Balkonlar<br />
44 İKBAL KEYFİ Fİ<br />
YAŞAM ALANINIZI<br />
balkona taşyn<br />
SICAK HAVANIN ETKİSİ HER ALANDA<br />
KENDİNİ GÖSTERİRKEN AÇIK ALANLARDA<br />
YAŞAMA İSTEĞİ DE ARTIYOR. YAŞAM<br />
ALANLARINI YILDIZLARIN ALTINA TAŞIMAK<br />
İÇİN SİZE BAZI ÖNERİLERİMİZ VAR…
Balkonunuz büyük ya da küçük olsun, oturabilmek<br />
için mutlaka bir yer ayırın. Bu küçük bir tabure de<br />
olabilir ya da tüm ailenin oturabileceği bir bank da...<br />
Sabah kahvaltınızı içeride etseniz de, çay keyfini<br />
balkonda yapabilirsiniz. Serin yaz akşamlarında ise<br />
yemekten sonra açıkhavada oturup yıldızları seyretmek kadar<br />
keyif verici bir şey yok.<br />
Balkonunuza mobilya seçerken renklere dikkat edin. Eğer<br />
balkonunuz az sayıda mobilya alacak büyüklükteyse açık<br />
renkli mobilyaları tercih etmelisiniz.<br />
Açık renkli ahşabı yine açık renkli kumaşlarla birlikte kullandığınızda,<br />
hem balkonunuz olduğundan daha büyük görünür<br />
hem de açık renkler güneşte solmadığından, mobilyalarınızı<br />
bütün mevsim kullanabilirsiniz.<br />
İKBAL KEYFİ 45
46 İKBAL KEYFİ<br />
Mobilya alrken<br />
dikkat!<br />
Bahçenize, balkonunuza ya da terasınıza mobilya<br />
alırken dikkat etmeniz gereken bazı noktalar<br />
var. Plastik sandalyeler ve masalar daha ucuz<br />
olmalarına karşın ahşaplar kadar dayanıklı ve<br />
sağlıklı değil. Ahşap mobilyalarınızı her yaz sezonu<br />
başında cilalamayı da unutmayın. Bu şekilde<br />
mobilyalarınızın ömrünü uzatmış da olursunuz.<br />
Ferforje mobilyalar balkonda oldukça şık durur<br />
fakat çok hızlı ısınacakları için daha gölge bir yere<br />
koymanızı tavsiye ederiz.<br />
Balkonunuzu çiçeklerle renklendirin.<br />
Yaz mevsimi renkli çiçeklerin zamanı<br />
aynı zamanda… Eğer balkonunuz ya da<br />
terasınız müsaitse parmaklıklara saracağınız<br />
pembe begonviller hem görüntüsüyle<br />
hem de yukarıya doğru uzayınca<br />
yarattığı gölgesiyle balkon keyfinizi<br />
ikiye katlar.<br />
Balkonunuzda kullanacağınız saksılar<br />
da en az çiçekleriniz kadar renkli<br />
olsun. Ne kadar çok renk o kadar çok<br />
neşe… Lakin karmaşadan hoşlanmıyorsanız,<br />
biraz değişiklik yaratmak için<br />
önerimiz şu; tek renk saksılarınızı farklı<br />
boyutlarda ve şekillerde alın. Böylece<br />
balkonunuz hem düzenli görünür hem<br />
de monotonluktan uzaklaşmış olursunuz.<br />
Balkonuz aynı zamanda sebze bahçeniz<br />
olabilir. Maydanoz, fesleğen, biberiye,<br />
reyhan ve nane gibi, mutfakta<br />
kullandığımız birçok otu balkonunuzda<br />
saksılarda yetiştirebilirsiniz. Bu şekilde<br />
hem yemeklerinizde taze ve organik<br />
otları kullanabilirsiniz hem de bir<br />
saksı fesleğenle yaz gecelerinin korkulu<br />
rüyası sivrisinekleri balkon keyfinizden<br />
uzak tutabilirsiniz.<br />
Geri dönüşüme balkondan başlayın.<br />
Dibi yanmış eski tencereniz ya da artık<br />
kireci çözülmeyen çaydanlığınız, hatta<br />
eşinizin eski postalları… İçine bir avuç<br />
toprak koysanız bile ufacık bir fideye<br />
yuva olabilir eski eşyalarınız. Balkonunuzda<br />
yaratacağı eğlenceli hava ise bu<br />
dönüşümün en keyifli yanı…
Balkonunuzu süslemenin bir başka<br />
yolu da minik aksesuarlar… Küçük hayvan<br />
figürleri, rengârenk rüzgârgülleriyle<br />
balkonunuzu daha eğlenceli bir hale<br />
getirebilirsiniz. Kapı ağzına asacağınız<br />
bir rüzgâr çanının sesiyle ya da terasınızın<br />
bir köşesine kurabileceğiniz minyatür<br />
bir çeşmeyle atmosfere zen duygusu<br />
da katabilirsiniz.<br />
Balkonuz hem saksılara hem de size<br />
oturacak yer imkânı sağlamıyorsa, yer<br />
kaplamayan ama aynı zamanda estetik<br />
görünen duvar ve parmaklık saksılarını<br />
kullanabilirsiniz. Balkonunuzdan<br />
sarkan sakız sardunyaları ya da tavandan<br />
sarkan küpe çiçekleri balkonunuza<br />
ayrı bir renk getirir.<br />
Balkonunuz ya da terasınız geniş<br />
bir alana sahip ve yerleştirdiğiniz saksı<br />
saksı çiçeğe rağmen boş görünüyorsa<br />
daha büyük bitkilere yer verin. Limon,<br />
mandalina ve kumkuat ağaçları<br />
hem çok büyümez hem de balkonunuza<br />
ferah bir koku verir. Balkonunuz<br />
eğer çok güneş alıyorsa bir kısmını<br />
pergola ya da çardakla kapatabilirsiniz.<br />
Ahşap pergolalar hem güneşi tutar<br />
hem de hava akışını engellemez. Pergolanıza<br />
sardıracağınız sarmaşık gülleri<br />
ise etrafa hem mis gibi kokular yayar<br />
hem de terasınızda romantik bir atmosfer<br />
yaratır. Romantik köşenizi tamamlamak<br />
için koyacağınız bir salıncak<br />
ise sıcak yaz günlerinde buz gibi limonatanız<br />
ve kitabınızla keyif yapacağınız<br />
bir ortam yaratmanızı sağlar. <br />
Elinizi toprağa sokun<br />
Sıcak yaz günlerinde akşamüstü saatlerinde balkonunuzu bir bitki serası gibi kullanabilirsiniz. Sardunyanızın<br />
kurumuş yaprakları var mı, ya da petunyanızın toprağını değiştirmeniz gerekiyor mu, diye sık sık kontrol edin.<br />
Toprakla haşır neşir olun, bitkilerle vakit geçirin. Unutmayın; güneşin bütün gün üzerinizde biriktirdiği enerjiyi<br />
üzerinizden alır toprak ve rahatlamanıza yardımcı olur.<br />
İKBAL KEYFİ 47
KÜLTÜR AJANDASI<br />
48 İKBAL KEYFİ<br />
İNCİR REÇELİ<br />
Yönetmenliğini ve yazarlığını Aytaç Ağırlar’ın yaptığı ‘İncir<br />
Reçeli’, sıradan bir karşılaşmanın, ölümsüzleşen bir aşk<br />
hikâyesine nasıl dönüştüğünü izleyiciyle buluşturuyor.<br />
Televizyon programlarına skeç yazarak geçimini sağlayan<br />
Metin, her zaman gittiği barda bir gece Duygu ile tanışır.<br />
Bu tesadüf, Duygu’nun gizemli gelgitleriyle birleşince Metin<br />
kendini karşı koyamadığı bir aşk hikâyesinin içinde bulur. Başrollerdeki Halil<br />
Sezai Paracıkoğlu ile Melike Güner’in başarılı performanslarıyla canlanan ‘İncir<br />
Reçeli’, ayrıntılarla renklenen masalsı bir aşkı anlatıyor. Yoğun ilgi sebebiyle<br />
ikinci kez gösterime giren filmin müzikleri de en az film kadar dikkat çekici…<br />
SİYAH KUĞU<br />
2011 Altın Küre Ödülleri’nde Natalie Portman’a ‘En İyi Kadın<br />
Oyuncu’ ödülünü kazandıran ‘Siyah Kuğu’nun yönetmen<br />
koltuğunda Darren Aronofsky oturuyor. Başrollerde Natalie<br />
Portman, Winona Ryder, Mila Kunis, Vincent Cassel, Sebastian<br />
Stan, Toby Hemingway ile Janet Montgomery gibi başarılı<br />
oyuncuların yer aldığı filmde Portman, Kuğu Gölü’nün<br />
balerinlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bir yandan<br />
rekabetin eksik olmadığı sahne sanatlarını diğer yandan da<br />
oyuncuların kendileriyle yüzleşmesini konu alan ‘Siyah Kuğu’, hem senaryo hem<br />
oyunculuk hem de müzikal anlamda başyapıt olmaya aday...<br />
PURE… CUBA<br />
Yaz aylarını yaşadığımız bu güneşli günlerde Küba’ya<br />
uzanmaya ne dersiniz? Küba müziklerinin eşsiz<br />
tınıları eşliğinde keyifle dinleyeceğiniz ‘Pure… Cuba’<br />
koleksiyonu, çok özel dört CD’lik set halinde Sony Music<br />
etiketiyle arşivlerde yerini alıyor. ‘Pure...’ serisinin<br />
Küba müziğine dair her şeyi bir arada bulacağınız<br />
‘Cuba’ versiyonunda; Celia Cruz’dan Gloria Estefan’a,<br />
Lou Bega’dan Elvis Crespo’ya, Küba ve Latin müziğin en güçlü sesleri, kendi<br />
tarzındaki en iyi örnekleriyle müzikseverlerle buluşuyor.
HAİKU<br />
Dünyanın<br />
sözcüklerle<br />
görülebilmesi<br />
ve görünenin<br />
resmedilmesini<br />
simgeleyen<br />
‘Haiku Japon şiir<br />
sanatı’ etrafında<br />
dizeleştirilmiş ve<br />
çocuk kalbinin<br />
duruluğunu,<br />
saflığını,<br />
sevecenliğini yansıtan şiirlerden<br />
oluşan ‘Haiku’, Can Çocuk Çağdaş<br />
Türk Edebiyatı dizisindeki yerini<br />
aldı. Şengül Karaca’nın öğrencileri<br />
tarafından kaleme alınan kitap Sedat<br />
Girgin’in çizgileriyle renkleniyor.<br />
FENERDEN TAŞINAN<br />
IŞIK<br />
İrem Uşar, ilk<br />
çocuk kitabı olan<br />
‘Fenerden Taşınan<br />
Işık’ı gerçek bir<br />
deniz feneri üzerine<br />
kurguluyor. Kültürel<br />
mirasın en bilindik,<br />
en sempatik<br />
simgelerinden olan<br />
deniz fenerleri, teknolojik gelişmelerle<br />
yitirilen değerleri hatırlatarak,<br />
öykünün merkezine oturuyor. Yakın<br />
arkadaşları hayvanlar olan küçük<br />
bir çocuğun, evindeki fenerin ışığıyla<br />
kurduğu dostluk, masalsı bir tatta<br />
anlatılıyor. Ege kıyısında, Assos<br />
yakınlarındaki Sivrice Deniz Feneri<br />
için özel olarak projelendirilen kitap,<br />
usta sanatçı Huban Korman’ın<br />
desenleriyle canlanıyor.<br />
İSKENDER<br />
Hem kapağı hem de kurgusuyla çok<br />
konuşulan Elif Şafak’ın ‘İskender’i,<br />
Doğan Kitap etiketiyle raflardaki<br />
yerini aldı. “Aşkı aramadan evvel,<br />
düşün bir, ya benden nasıl bir âşık<br />
olur? Sen kavgacı isen, ha bire öfkeli,<br />
aşkı da bir cenk gibi yaşarsın.” diyor<br />
Şafak yeni kitabında… Fırat Nehri<br />
yakınlarındaki bir köy, İstanbul ve<br />
Londra üçgeninde geçen hikâye, uzun<br />
süre akıllarda kalacak karakterleriyle<br />
şimdiden en çok satanlar listesinde…<br />
İKBAL KEYFİ 49
Bu köşe fikir köşesi<br />
<br />
<br />
<br />
www.ikbal.com<br />
w ikbal m<br />
ADRESİNDE!
Bu köşe fikir köşesi<br />
<br />
<br />
<br />
www.ikbal.com<br />
w ikbal m<br />
ADRESİNDE!
Bu köşe fikir köşesi<br />
<br />
<br />
<br />
www.ikbal.com<br />
w ikbal m<br />
ADRESİNDE!