Altın Çağ - Sufi-Zentrum Berlin

Sufi-Zentrum Rabbaniyya
Eusubillahi-mineş-şeytanirrajim
Bismillahirr-rahmanirrahim
Altın Çağ
Şeyh Esref Efendi | Berlin 2011
Euzubillahimineșșeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim
La havle vela kuvvete illa billahil aliyyül aziym
Destur ya Seyyidi ya Mevlana ya Ricalallah!
Ey insanoğlundan katılanlar, doğudan batıya, kuzeyden güneye katılanlarımız,Allahın davetine hoş
geldiniz. Bizim bu toplantımız şüphesiz İlahi bir meclistir ve bu meclise sadece Allah tarafından
davet edilmiş kimseler gelir.
İnsanların Allah için bir araya gelmesi elbette onlara şeref verir. Ve Allah insanı severek yaratmış
ve takdir ederek bütün sair mahlukat içersinde onu en şerefli kılarak yaratmıştır ve sırf Kendisi için
yaratmıştır. Onun için insanların Allah için olması toplanması insanlara şeref ve can kazandırır.
Şüphesiz ilk toplantımız, bizim hepimizin ruhlarımızın ilk toplantısı en yüce Huzur olan İlahi
Huzurda Allahın Huzuru Şerifinde olmuştur. Ve orada biz insanoğluna akla gelmez hayale sığmaz
şerefler giydirilmiştir ki, bu törenler meleklerin şehadetinde olmuştur..
Onun için bu dünyada Allah için olan her toplantı o İlahi Huzurdaki ilk toplantının bir tekrarıdır
1

Sufi-Zentrum Rabbaniyya
ve bu tür toplantılarda hazır olan insanlara Gökyüzünden melekler Allahın emriyle görünmez
şeref libasları giydirirler melekler onlara dua eder.
Ey insanlar, işitin ve dinleyin ve bu sözleri insanoğlu hakkında bu sözleri ciddiye alın ve üzerinde
düşününüz. Allahın insanlara verdiği şerefler üzerine insanların düşünmesi de onlara bir şeref
verir. Allah şerefinizi arttırsın hem dünyada hem ahirette.
Bizim bu toplantımız, küçük ve mütevazi bir toplantıdır buradaki. BM toplantılarına Nato
toplantılarına UN toplantılarına Parlamento toplantılarına nisbetlen şüphesiz çok basit ve çok
mütevazi bir toplantı bu.
Evet resmi toplantılara nazaran çok mütevazi bir toplantıdır buradaki, lakin burada İlahi Rahmet
var, öteki toplantılarda rahmet varmı sanmıyorum çünkü o toplantılara Allahı sokmaz onlar nasıl
rahmet olsun?
“Buraya Allah giremez“ derler o toplantılarda ve kibirlerinden her meselelerini kendileri çözmek
isterler..bizim bu yeryüzündeki meselelerimize sıkıntılarımıza acaba gökyüzü ne tavsiye ediyor,
nasıl bir çözüm getiriyor demezler.
Halbuki Allah bütün alemi ve insanları severek yarattı ve Elçileri vasıtasıyla onların her türlü
başlarına gelebilecek meselerini çözecek çözümler de yolladı. Allah sevmese ve yarattıkları için
zorluk istesede onları yaratmazdı.
Nitekim Gökyüzü olmasa yeryüzüne rahmet inmez, bir ot bitmez. Lakin içinde yasadığımız
zaman manevi değerlerin ve inancın yitirildiği zamandır onun için dünyayı idare edenlerin resmi
toplantılarda hiç bir zaman maneviyat konuşulmaz.
Gökyüzüne bağlantı kurulmaz.
Halbuki yeryüzü her meselesinde gökyüzüne bağlanmaya mecburdur gökyüzü olmasa bu dünyada
hiç bir işler yürümez. Onun için Şimdi tek ayak üzerinde yürümek isteyen bir insanlık var.
Tek ayak dediğimiz vakitda sırf matreyalist zihniyetle dünya aklıyla çalışan ve yaşayan insanları
söyleyoruz.
Sırf maddeyle iş göreceğini zanneden tek ayak üzerinde yürüyen yahut hoplayan zıplayan adama
benzer, ne kadar yol gidecek? Hayır, bu dünya hayatı iki ayaktan oluşur: biri maddi aleme yönelik
digeri mannevi aleme yönelik sağlam denge ancak böyle kurulur.
Bakınız icinde yaşadığınız dünyaya. Dengeli yürüyen bir is bir kadın bir erkek bir çocuk görüyormusunuz?
Hangi işimiz dengeli şimdi?
Onun için bana çok kimse geliyor ve istikamet soruyor: “Hangi istikamet Şeyh” diyor. “Yolumu istikametimi
şaşırdım. Altı yönde bana yabancı. Dünya niye böyle oldu” diyorlar.
Mühim sual bu! Niye böyle oldu insanlar?
Aşk ve muhabbet türküleri söyleyerek sadece İlahi Aşktan söyleyerek bu sualin cevabını veremeyiz.
Dünya niye zulümle ve haksızlıkla, krizlerle doldu ve bunun neticesinde insanlar arasından
kardeşlik ve güzellik nasıl kayboldu bu sualleri sormalı ve cevabını verebilmeliyiz.
Evet, Dünyada ve insanlararasında İşler, ilişkiler güzel yürümüyor çünkü adil idareci adil bir dü-
2

Sufi-Zentrum Rabbaniyya
zen yok. Çünkü bu dünyayı kendileri yaratmayan insanlar, bu dünyayı yaratanın İlahi beyanlarına,
tavsiyelere göre değil, kendi akıllarına göre idare etmek istiyorlar lakin beceremiyorlar.
Çünkü kendi menfaatlerine göre idare ediyorlar ve adil değiller. Adil olmayan ve menfaata bağlı her
düzen çökmeye mahkumdur.
Hikaye:
Dünyaya ve içindeki cümle mahlukata hükmeden Süleyman as bir gün merak etmiş Cenabı hakka
sormuş: “YaRabbi! Sen kulların arasında görünmez adaletinle nasıl hükmediyorsun bilmek isterdim”
demiş.
Cenabı Hak: “Öyleyse ya Süleyman önüne bak ne görüyorsun?” demiş.
Süleyman as`ın o anda gözlerinden perde kalkar ve köylünün birinin sırtında çuval buğday
değirmene doğru geldiğini ve çuvalı kapıda bırakıp iceri girdiğini görür.
Sonra hemen arkasından kağnı arabasiylan bir başka köylünün buğday çuvallarıyla değirmenin
önünde durduğunu gördü.
Sonra baktı o sonradan gelen köylü kapıdaki çuvala eğildi sağina soluna baktı ve içinden üc beş avuç
buğday kapıp kendi çuvalının icine kattığını gördü.
Bu hadise karşısında Cenabı Hak Süleymana sordu: “ya Süleyman şimdi sana göre sen nasıl bir adalet
uygulardın?” dedi.
Süleyman as gördüğü ahlaksızlık karşısında öfkeliydi. Hemen: “YaRabbi” dedi. “ben hemen gökyüzünden
bir ateş yağdırir bu hain ve tamahkar adamın bütün buğdaylarinı yakardim” dedi.
” Yook Süleyman. Öyle değil” buyurdu Cenabı Hak ona. “O adamın on çuvalındaki bereketi alacaksın
diğer mazlum olan adamın o bir çuvalçığının içine katacaksın.
O bir çuvaldaki bereketi de alıp o on çuvalın içine koyacaksın anladınmı” dedi.
“Görünmez adalet işte böyle uygulanır. En iyisi Ya Süleyman sen bu işleri yine bana bırak kendi işine bak.”
Ey insanlar! Bilin ki, Bu alem tek cihetli değildir, bu dünya tek cihetli değildir. Varlıkta hiç bir şey
hiç bir hadise tek cihetli değildir.
Şüphesiz bu varlığın bir görünen bir görünmeyen bir işitilen bir işitilmeyen yönü vardır. Hiç bir şey
varlıkta onun için tek ayak üzerinde durmaz.
Alem - Adem , Adem - Alem demiş Evliyalar. Ve insan kainatı sembolize eder benliğinde
barındırır. Ve insan iki ayaklıdır. Demek ki, bütün varlık iki ayak üzerinde durur.ki denge sağlam
olsun.
Ey insanlar, dünyamızda gelişen hadiselere sadece yeryüzü cihetinden bakarsan aldanırsın yanlış
yanlış görür yanlış bilirsin. Her şeyin maddi bir de manevi ciheti vardır. Ruh beden buna en iyi
misaldir.
Bu sebebten Bilimadamları ve siyasetçiler gibi hadiseleri tek cepheden yani sadece tabiat kanunları
3

Sufi-Zentrum Rabbaniyya
üzerinden seyredenler eksik söylerler ve bu eksik söylemenin neticesi eksik ve yanlış anlamaya vesile
olur.
Onun için dinle ey insan! Biraz da gökyüzünden dinle ve anlamaya çalış. Hikmetiylen meseleleri
anlamaya çalış. Çünkü evliyalar ve gökyüzünden izin sahibi kimseler hadiseleri hem maddi hem
manevi cihetten bakarlar ve tam olarak analiz ederler hastalığı.
Yazıktır ki, 21 asırda insanları mabedlerden soguttular uzaklaştırdilar ve hepsini sokağa döktüler.
Eskiden insanlar evden mabede mabedden evine gider huzurlu bir hayat sürerdi. Lakin
kötü zihniyetli insanlar insanlara İlahi Beyanatları korkutucu gösterdiler ve onlari mabedlerden
uzaklaştirdılar.
Mabedden uzaklaşan insanlar evinden mabede giderken evinden sokağa sokaktan evine girmeye
başladı. Sokaktan evlerine sadece uyumak için girer oldular. Allahı unuttular .Maneviyattan
uzaklaşan insan eksik insandır çünkü insan hem ruhani hem fizik varlıktan zahir olur. Biri eksildimi
ortaya ZOMBI-İNSAN modeli çıkar.
İnsanların bütün işleri şimdi kördüğüm. Neye ellerini atsalar- sanki Gordion düğümü. Gordion
düğümü nedir bilirmisiniz?
Bir memlekette Kral Gordion diye bir Krla varmış. Ölmeden önce kral olduğu gün bindiği
arabasını çözülemez bir düğümle bağlar ve der ki: “bu düğümü çözen tüm dünyayı fethedecektir.”
Gordion ölür peşi sıra pek çok Kral gelir geçer ama düğümü kimse çözemez, meşhur ‘Gordion
düğümüdür’ artık karşımızdaki.
Gel zaman git zaman büyük İskender bu çözülemeyen düğümden işitir ve o memlekete gelir. Der
ki: “Benim adım İskender, gösterin bana şu meşhur düğümü, bir de ben deneyeyim çözmeyi”
Götürürler olay mahalline, bakar bakar, “Bu mudur meşhur çözülemez düğüm ki çözen dünyanın hakimi
olacakmış” “Evet” deyince çevredekilerin şaşkın bakışları arasında, çeker kılıcını indirir düğümün
üstüne, bir anda ne düğüm kalır ortada ne mesele.
Şimdi 21 asır insanlarının işleri kördüğümdür ve kendi kendilerine bu düğümü çözmekten acizdirler.
Ve Allah demedikçe bu düğümü asla ve asla çözemezler, çözemiyorlar, çözemiyecekler. Şifre
Allahtır!
Allah de bütün düğümler bir anda çözülsün ey insan! “Şüphesiz Allah insana zulm etmez belki insan
kendisi kendisine zulmeder” buyuruyor Allah CC. Bu duruma insanlar kendileri getirdiler kendilerini
Allah değil. Ve şimdi Allah ndemeden de çıkamayacaklardır işin içinden.
Misal: Kasalar vardır yahut kapılar şifresiz açilmaz onlar. O şifreyi bilmeyen asla o kasayı acamaz
yahut o kapıdan içeri giremez. Şimdi insanlar Allah demiyorlar. Halbuki bu dünyayi yaratan
Allahtır kendileri yaratmadi.
Yaratan Allahsa mülk de Onundur söz de Onundur bu dünya üzerinde. Allah de! işler düzelsin
demezsen sen bilirsin. Bilin ki, bu dünyayı kim yarattıysa hangi hikmet ve vazifeleylen yarattıysa
bu dünyanın problemlerini de yine O çözer.
4

Sufi-Zentrum Rabbaniyya
Şimdi Dünya kilitlenmiştir bu kilidi elinde anahtar olan çözer, bitti! Dünya Allah demediği için
kilitlenmiştir. Ne zaman açılır bu kilid? Ne zaman Allah demeyi akıllarına getirirlerse o zaman.
Onun için bizim bu toplantımız çok mühimdir. Çünkü bu Allah için olan bir toplantıdır ve Allah
için olan her şey iyidir ve iyi netice verir. Kim hangi niyetle geldiyse ona göre alır ve gider.
İyi niyetlen ve fayda görmek için gelen hoş gelir hoş gider. Onların üzerinde İlahi Garanti olur ve
onları Allah gözetir hem burda hem ahirette. Onun için niyetin Allah için olsun korkma, sana ne
burada ne burdan sonra korku yok. Bütün dünya tsunami olsa sana zarar yok. İlahi Sigorta var o
seni korur.
Lakin insanlar emnü emanı da selameti de Allahtan değil kuldan istiyorlar, bir sürü sigortalar
yaptırıyorlar. Hayat sigortası kaza sigortası bacak sigortası göğüs sigortası...
Evet.. insanoğlu şaşırdı o kadar çok sigorta var ki, her tarafını sigorta yaptırıyor yine de şikayeti
bitmiyor. Soruyorum “Yahu senin sigortan yokmu?”
“Var Şeyh efendi”.
“ Ee madem bak sigortalısın niye şikayet edersin o zaman?”
Hayır! İnsanlar emnü emanı kendilerini yaratandan istemiyorlar “ her türlü beladan Sana sığınırız
yaRabbi” demiyorlar ve şikayetleri bitmiyor isterse bütün hücrelerini sigorta yaptırsınlar.
İsterlerse bütün hücrelerini insanlar sigorta yaptırsın, faydası yok çünkü hastalanmaya yaşlanmaya
ve ölüme karşı sigorta yok. Çünkü bu dünyada kalıcı bir şey yok.
Ey insanlar! Bilin ki sizi hiç yoktan bir Yaratan
var ve O bütün insanoğlunu varlıklarının arasında
en şerefli kimseler olarak yarattı. İşitin ve bu sözler
üzerine düşünün. Siz basit bir hücreden olmadınız
sizi bir yaratan var.
Sizi Yaratana Onu görmeseniz de eserlerine bakıp
Ona inanmaya çalışın. Sizi kim yarattı? Ruhlarınızı
kim yarattı? Bedenlerinizi kim yarattı bunu
düşünün ve Yaratanımız olan Rabbimize şükredin.
Allah olmasa varlıkta yok. Bilin ki, Hiç bir şeyin
varlığı Kendinden değildir hayır her şey varolmak
için bir diğerine muhtaçtır. Madem öyledir o ilk
atomun ilk hücrenin de varlığı yine kendinden
değildir onu var eden varlığa sokan bir Kudret
İradesi vardır. Bu iradenin sahibi kimdir? Allahtır.
Ey insanlar senin benim hepimizin varlığı bu dünyada var ilen yok arasında gidip gelir. Bu dünyaya
gelen herkes bu dünyayı yine terkedecektir. Çünkü kaderi böyle yazılmıştır.
Ey insanlar! Allah bu toplantımızı hayırlara vesile kılsın. Biz şüphesiz burada bir konferans vermek
için bulunmuyoruz. Yok. Bu bir konferans değildir. Çünkü benim Profesor yahut Doktor gibi
5

Sufi-Zentrum Rabbaniyya
herhangi bir resmi sıfatım yok.
Nein! Ich bin ein einfacher Derwish. Ein Niemand! Ich bin jedoch im Namen eines Jemand hier
und stehe nun vor ihnen um euch etwas von himmlischen Weisheiten die mich über meinem
Großsheikh erreichen weiterzugeben. Möge dieses treffen Segen bringen. Und mehr Verständnis.
Verständnis über die Dinge um uns herum. Das ist wichtig.
Bu mühimdir çünkü dünyada doğudan batiya
kuzeyden güneye acaip hadiseler birbirini
kovalamaktadır. Devasal ve dehşetli bir olayla her
şey değişti. Bu yeni oldu.
Evet, işitiniz İşitin ve üzerindedüşünün şüphesiz her
zuhuratta düşünmemiz için bir sebeb
var. Bu zamanda dünyada çok acaip dehşetengiz
şeyler olmakta. Bu hadiseler için hangi akıl sahibi,
bunlar hepsi de sebebsiz tesadüfler diyebilir?
Dünya ve insanlık iyiye doğru gitmiyorsa bunların
bir sebebi olmalı.
Bütün tabii felaketlerinde dünya krizlerininde asıl
sebebi tektir: dünya iyi kimseler tarafından adil ve
insan sevgisiyle kalpleri dolu kimseler tarafından
idare edilmediğinde o dünyayı hem yer sallar hem
gök sallar. Bu her zamnda böyle olmuştur tarih
buna şahiddir. Bitti!
Şüphesiz şimdi Yeryüzünde havaların bulutlu
Olduğu bir zamanda bulunmaktayız. Dünyanın
güllük gülistanlık olduğunu kim söyleyebilir?
Hayır! Yeryüzünün şu anda hemen bütün bölgeleri
kara bulutlarla kuşatılmış vaziyette nerede ne
zaman gök gürler şimsek çakar Allah bilir lakin
hava bulutluysa gerisi de yakındır.
Elinde şığınacak bir şemsiye olmayan insan elbette
Gelen yağmurdan selden etkilenecektir.
Altına sığınacak bir barınağı limanı olmayan gemi
batacaktır. İnsanlar için zor bir dönemdir içinde
bulunduğumuz dönem. Lakin inanıyorsanız size bir
korku yoktur.
Ey insanlar korkmayınız. Belki yerden gökten
gelecek bir sürü acaip hadiselere sahid olacaksınız
lakin İnanıyorsanız korkmayınız. Çünkü inancınız
size bir şemsiyedir. Gökyüzüne ve gökyüzünün
şefkat kucağına sığınınız. Ellerinizi cebinizden
çıkarıp gökyüzüne açın ve:„YA Allah!“ deyin.
6

Sufi-Zentrum Rabbaniyya
„İçimizdeki ahmaklardan yüzünden bizi de
helak etme. Akılsızların akilsız idarecilerin
serrinden Sen bizleri koru mauhafaza et. Bizim
Senden başka sığınacağımız bir başka
barınagimiz limanımız Tanrımız yok“ de
korkma. Akılsız idarecilerin şerrinden Allaha kaç!
Allaha sığının ve korkmayın. Allaha sığınanlara ne
bu dünyada ne ahirette korku yok. Bu Allahın ve
Onun aziz Elçilerinin, Peygamberlerinin ve
evliyalarının insanlara bir vaadidir. Buna
Peygamberler ve evliyalar kefildir. Bitti!
Allah ile arası iyi olana zor yoktur. Zor Allahı
unutupta umudunu demir tenekeye yani teknolojiye
bağlayanlar için var simdi.
Kıblesi ve umudu materialist zihniyet ve teknolojik
imkanlara olana artık rahat uykuda yok rahat
ortamda yok. Zor günler var onlara. Dikkat edin.
Ey insanlar bütün bu karanlık bulutların arkası
rahmettir güneştir umudsuz olmayın ve korkmayın.
Gökyüzüne olan bağlantısı sağlam olana kötü bir
şey yok şer yok.
Eger inanıyorsanız, gelecek olan güneşli günlerin
parlak günlerin alametidir işaretidir bunların hepsi.
İnanalara müjdeler olsun inanmayanlara ne diyelim:
dediğimize zaten inanmazlar onun için sözümüz
inanalara başkasına değil.
“Peki, İnanmayanlar nereye sığınsınlar Şeyh?”
Allahtan başka onları koruyacak görünür görünmez
beladan muhafaza edecek başka bir sığınak
biliyorlarsa bana da söylesinler hep beraber oraya
sığınalım. Yok bilmiyorlarsa ben ne diyeyim?
Ben Allahtan başka bir sığınak bilmiyorum onun
için başka bir tavsiyem de yok. Bitti!
„her karanlığın arkasın mutlaka bir aydınlık
Vardır sabredersen görürsün“ buyuruyor Cenabı
Hak. Telaş ve korku etmeyin itidalinizi muhafaza
edin inananları Allah koruyacaktır.
Nuh as`ve onunla beraber olanları Allah nasıl
korudu ise seni de korur korkma. Nuh as`ın
hikayesi masal değildir. Sen masal dersen masal
7

Sufi-Zentrum Rabbaniyya
olursun. Bütün hayatın masal olur dikkat et.
Altını viranede kim bulur? O viranenin altında
altın olduğuna inanıp talip olan bulur. Bu
şimşeklerin arkası güneşlik altın bir zaman çağ bizi
bekliyor hic bir sey eskisi gibi olmayacak her
şey değisecek. İşte bu gökyüzünün inanlara olan
sağlam bir müjdesidir. İnan ve yetiş o günlere.
Çünkü o günlere ancak inananlar yetişecek.
İnanmayanlar zaten inanmadığı cihetten o günleri
göremezler. Dünyada şimdi ardı ardına gelişecek
çok hadiseler var beklenmedik umulmadık.
Çünkü yeryüzü bu zamanda Profit ve menfaati
insan ve tabiat sevgisine insana ve tabiata tercih
insanlar kimseler tarafından idare edilmektedir.
İnsanlar bu zamanda kendi eliyle ürettiği
teknolojisini yine kendi kendisine Tanrı ilan
etmiştir. Ve b u teknoloji ilen bazı insanlar
bütün bir insanlığa ve bütün bu dünyanın içinde
yaşayan hayvanata nebatata ve tabiata
zulmetmektedir ve katletmektedir.
Allah buna artık müsaade etmeyecektir ederse
insanlikta dünyada biter. İnsanlar bu teknoloji
canavarina ve demirden tenekeden makinalara dur
diyemiyorlar ve her geçen zamanda insanlar daha
fazla zarar görüyorlar ve deger kaybediyorlar.
Şimdi gökyüzünden İlahi Müdahele var. Şüphesiz
“Allahın Izni olmadan yaprak kımıldamaz“
buyuurmakta Cenabı Hak. Tabiat elbette kendi
kendine hareket etmiyor.
Allah izin verdi ve şimdi tabiat kendisini katleden
denizleri kirleten kutupları eriten atmosferi delen
toprağı zehirleyen insanlara öfke kusuyor. Intikam
alıyor. Masum insanlar hayvanlar nebat dag taş
adına intikam alıyor tabiat.
Şimdi bütün kötülüklere pisliklere zulme zalimlere
İlahi müdahele var. Tabiata emir var, tabiat
düsmanlarina karşı harekata yapmaya ve onları durdurmaya. Geri dönüşü yoktur. İnsanlığı
kurtarmak için Teknolojiyi bitirecektir Allah.
İnsanlığı ve insani değerleri bitiren insanları
maddi manevi krizlere sokan teknolojidir ve bu
8

Sufi-Zentrum Rabbaniyya
teknolojiye tapan zihniyettir. Nitekim bir dügmeye
basiyorsun 100 adamın yapacağı işi yapıyor.
İnsanlara ne yapacak o vakit?
İşsizliğin sebebi teknolojidir. Ve ancak teknolojiye
dur denirse issizlikte ekonomik krizlerde bitecektir
değilse insanların isi biter. İlahi bir Müdahele
olmazsa, teknoloji Insanlığı bitirecektir. Bu İlahi
merhamettir, insan bunu anlamalı.
Ve şimdi yavaş yavaş bütün inananlar bir araya
gelecektir onları Allah toplayacaktir. Nasıl
toplayacaktır? Madem ki inanan bir kesim var o
inanan her kesimin kendine has bir manevi kuvveti
de olacaktır. Bu İlahi Adalettir.
Lakin bütün bu spirituel Gruplar hepsi de manevi elektriği kuvveti en kuvvetli olan dairenin içinde
yer alacaktır allah hepsini en kuvvetli olan dairenin içersinde toplayacaktır.
Bu Allaha kolaydır. İçinde hayat unsuru barındıran bütün manevi ırmaklar, nehirler, denizler hepside
ardı ardına en büyük okyanusa doğru akacak ve
ortada sadece okyanus kalacaktır. Bitti!
Kendinizi önce şimşekli sonra güneşli günlere hazırlayınız Şemsiyeniz yoksa olanı bulunuz. Dünya
hiç olmadığı kadar manevi kuvvet merkezlerine sahiplerine evliyalara muhtactır şimdi. Onları
bulunuz.
Cünkü onlar Sıddıklardır salihlerdir ve onlar Allah ilen beraberdir Allah onlar ilen. Kim evliyalara
tabi olursa Allah onlarladır ve onlara asla bir korku yoktur.
Soruyorum: Maddi bütün imkanların umudların tükendiği yerde nereye başvuracaksın hiç
düşündünmü?
Yahut teknolojik imkan ve maddi gücün sıfırlandığı noktada ne yapmalıyız diye hiç bir bilen varsa
ona bir danışayım dedinmi?
Hayır felsefenin sustuğu teknolojik ve fiziki bütün imkanlarin tükendiği ve bütün Süpergüclerin
sıfırlandığı noktada elbette başka bir güce sığinmak gerekecektir ki insanlık kurtulsun.
Bütün süpergüclerin gücünün ötesinde bir Güpc sahibine başvurmak ve imdad istemek lazımdır Bu
kudretiyle bütün varlığı perçeminden tutan ve kontrol eden Allmacht`tır. Allahtır. Allah de kurtul
ey insan!
Bunlar müjdedir ey insanlar kabul ederseniz sevinirsiniz etmezseniz siz bilirsiniz. Şimdi pek
yakında dünya sinemasına perdesine iki çeşit film yansıyacaktır: korku ya da aşk filmi.
Tercih sizin! Gökyüzünün tavsiyesi aşk filmleridir. Orada umumiyetle hep Happy End vardır.
9

Sufi-Zentrum Rabbaniyya
Allah bu alemi Ask ilen yarattı. İnsanlar
nefislerine uydular ve dünyayı bu hale getirdiler. Allah bu dünyayı bir aşk yuvası haline getirecek
buna söz Verdi. Ezelde söz verdi. Şimdi o sözü tutmanın zamanı gelmiştir ve Allahın vaadi haktır.
İlahi Saltanat ve Nur yeride göğüde
kaplayacaktır ve inanıyorsan bunu görecek ve
şahid olacaksın. Allah sizlere rahmet eylesin
beni de affeylesin .
Zikir: Hu Allah Allah Hu ...
Selamaleykum.....
10