07.05.2014 Views

7.Sayı - Kayseri SMMM Odası

7.Sayı - Kayseri SMMM Odası

7.Sayı - Kayseri SMMM Odası

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

7<br />

MAYIS 2011<br />

K<strong>SMMM</strong>O<br />

ERCİYES<br />

Sayı: 7 | Mayıs 2011<br />

KAYSERİ SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI 3 AYLIK YAYIN ORGANI<br />

• 1 Mart Muhasebe Günü Kutlandı<br />

• <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanlığı ve<br />

SGK İl Müdürlüğü ile 6111 Sayılı<br />

“Bazı Alacakların Yeniden<br />

Yapılandırılması Hakkında Kanun”<br />

Konulu Seminerler Yapıldı<br />

www.ksmmmo.org


K<strong>SMMM</strong>O ERCİYES<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Dergisi<br />

<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong><br />

Adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni<br />

Suat Özsoy<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />

Baki Gümüşoluk<br />

Koordinatör<br />

Mustafa Kükürtçüoğlu<br />

Editör<br />

Songül Aksoy<br />

ERCİYES<br />

K<strong>SMMM</strong>O<br />

Sayı: 7 | Mayıs 2011 KAYSERİ SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI 3 AYLIK YAYIN ORGANI<br />

• 1 Mart Muhasebe Günü Kutlandı<br />

• <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanlığı ve<br />

SGK İl Müdürlüğü ile 6111 Sayılı<br />

“Bazı Alacakların Yeniden<br />

Yapılandırılması Hakkında Kanun”<br />

Konulu Seminerler Yapıldı<br />

www.ksmmmo.org<br />

Yayın Kurulu<br />

Mustafa Nami Has<br />

Demet Kalkmaz<br />

Mehmet Oğuzkaya<br />

Şirvan Azgıt<br />

Ömer Faruk Yeltekin<br />

Serkan Önder Dinç<br />

Mehmet Erciyes<br />

Ahmet Soypaçacı<br />

Mesut Erhan Cihan<br />

İletişim<br />

İstasyon Mah. Ziya Sok. No:13 Kocasinan/KAYSERİ<br />

Tel: 0352 337 07 27 (pbx)<br />

Faks: 0352 337 07 70<br />

e-posta: info@ksmmmo.org<br />

web: www.ksmmmo.org<br />

Tasarım - Baskı<br />

7<br />

MAYIS 2011<br />

içindekiler<br />

Başkan’dan 4<br />

II. Türkiye Sektörel Muhasebe Uygulamaları<br />

Sempozyumu Yapıldı 6<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy’dan Maliye<br />

Bakanı Mehmet Şimşek’e Teşekkür Ziyareti 13<br />

1 Mart Muhasebe Günü Kutlandı 14<br />

<strong>Kayseri</strong> Valisi Mevlüt Bilici’nin Odamızı Ziyareti 14<br />

‘’ 6111 Sayılı Kanun’’ Semineri 15<br />

“Yeniden Yapılandırma Kanunu” Semineri 16<br />

22. Vergi Haftası Kutlandı 17<br />

Halı Saha Futbol Turnuvası Düzenlendi 18<br />

Yardımcı Eğitmenler Sertifikalarını Aldılar 19<br />

Yardımcı Eleman Eğitimi 19<br />

<strong>Kayseri</strong> Çocuk Esirgeme Kurumu Ziyareti 20<br />

Dünya Kadınlar Günü’nü Kutladık 22<br />

Sağlık Durağı Kozaklı… 24<br />

3. Haksız Rekabet Ve Etik Kongreleri Yapıldı 25<br />

Haberler 26<br />

Ziyaretler 31<br />

Aramıza Yeni Katılanlar 36<br />

Ruhsat Töreni 40<br />

Prof. Dr. Şaban Uzay ile Söyleşi 41<br />

MAKALELER<br />

Ömer Faruk Yeltekin 45<br />

Demet Kalkmaz 51<br />

Serkan Önder Dinç 53<br />

Mustafa Nami Has 60<br />

Özelgeler- Yargı Kararları 60<br />

Aramızdan Ayrılanlar 66<br />

0352 321 24 11<br />

www.mgrup.com<br />

Dergide yayımlanan yazılar kaynak gösterilerek kullanılabilir.<br />

İmzalı yazılardaki görüşler yazarlarına aittir.<br />

Basım Tarihi: Mayıs 2011


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

BAŞKAN’DAN<br />

<strong>SMMM</strong>. Suat ÖZSOY<br />

iyi bir muhasebe yapısının ve muhasebecisinin olduğunu<br />

görmekteyiz. Bu nedenle muhasebe mesleği ve muhasebecilerle<br />

ilgili sorunların tartışılması, çözüm önerilerinin<br />

üretilmesi ekonomik hayata da katkı sağlayacak<br />

olmasından dolayı büyük önem arz etmektedir.<br />

Sempozyumumuza 30 ayrı odadan, 30 ayrı şehirden oda<br />

başkanları, akademisyen, kurum ve şirket sahibi temsilcileri,<br />

meslek mensupları olmak üzere toplam 400 kişi<br />

iştirak etmiştir. Sempozyumumuzun hem geçtiğimiz yıl<br />

hem de bu yıl Türkiye çapında ilgi görmesi ve yoğun katılımlar<br />

bizleri ziyadesiyle mutlu etmiştir.<br />

Çok Değerli Meslektaşlarım,<br />

<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> olarak<br />

geçtiğimiz yıl Türkiye’de ve <strong>Kayseri</strong> de bir ilk olarak<br />

başlattığımız Türkiye Sektörel Muhasebe Uygulamaları<br />

Sempozyumu’nun ikincisini bu yıl “Mobilya İmalatı Sektöründe<br />

Muhasebe/Finans, Vergi, Denetim ve Hukuk”<br />

ana temasıyla büyük katılımlarla gerçekleştirmiş bulunmaktayız.<br />

Her yıl bir sektörü ele alacağımız Türkiye<br />

Sektörel Muhasebe Uygulamaları Sempozyumu’nun bu<br />

yılki konusunu “Mobilya İmalatı Sektörü” oluşturmuştur.<br />

Önümüzdeki yıllarda da farklı bir sektörü ele alarak devam<br />

ettireceğimiz Sempozyumumuzu geçtiğimiz yıla<br />

göre bu yıl biraz daha geliştirmiş bulunmaktayız. Ele aldığımız<br />

mobilya imalatı sektörünü muhasebe, vergi ve<br />

denetim yönleriyle incelemeye ilaveten bu yıl, finans ve<br />

hukuk yönleriyle de incelemeyi amaçladık.<br />

Değerli Meslektaşlarım,<br />

Günümüz işletme koşullarında sektöre özgü koşullar<br />

ve düzenlemeler muhasebe uygulamalarını da yakından<br />

etkilemektedir. Sempozyumumuzun amacı, meslek<br />

mensuplarını yakından ilgilendiren belirli bir sektörü, bu<br />

yıl için ise mobilya sektörünü, muhasebe/finans, vergi,<br />

denetim ve hukuki yönleriyle incelemek, bu konularda<br />

karşılaşılan sorunları ortaya koymak ve çözüm önerileri<br />

geliştirmek olarak şekillenmiştir.<br />

Bilindiği üzere ekonomik yaşam içerisinde yoğun katkı<br />

sağlayan en önemli meslek gruplarından birisiyiz. Tarihe<br />

baktığımızda da her başarılı devletin ve işletmenin çok<br />

Mobilya imalatı sektörünün muhasebe/finans, vergi, denetim<br />

ve hukuki yönlerinin, konunun uzmanı bürokratlar,<br />

akademisyenler ve uygulamacılar tarafından tartışıldığı<br />

bu Sempozyumda iki gün boyunca 21 konuşmacı<br />

toplam 5 ayrı oturumda bildirilerini sunmuşlardır. Ayrıca<br />

Maliye Bakanımız Sayın Mehmet ŞİMŞEK’in de Sempozyumumuzun<br />

kapanış konuşmasını yapmak üzere Sempozyumumuza<br />

teşrifleri bizleri onurlandırmıştır. Sempozyum<br />

esnasında sunulan tebliğler ve tartışmalarda<br />

ortaya konan görüşler Odamız sitesinde yer almış olup<br />

ayrıca daha sonra derlenerek ilgilenenlere yararlı olacak<br />

bir bilgi kaynağı oluşturacaktır.<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> olarak gerçekleştirdiğimiz bu<br />

Sempozyumun siz değerli meslek mensuplarına, akademisyenlere,<br />

sektör çalışanlarına, bu konuda faaliyet<br />

gösteren firmalara ve ülkemize büyük katkı sağladığını<br />

düşünmekteyiz.<br />

<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> tarafından<br />

meslek birliğimiz TÜRMOB’un da katkıları ile 3-6<br />

Mart 2011’de düzenlenen II. Türkiye Sektörel Muhasebe<br />

Uygulamaları Sempozyumu’na katılımları ve desteklerinden<br />

dolayı,<br />

T.C. Maliye Bakanı Sayın Mehmet ŞİMŞEK’e,<br />

<strong>Kayseri</strong> Valisi Sayın Mevlüt BİLİCİ’ye<br />

Devlet Eski Bakanı ve TÜRMOB Eski Genel Başkanı Sayın<br />

Dr. Masum TÜRKER’e,<br />

<strong>Kayseri</strong> Milletvekili Sayın Sadık YAKUT’a,<br />

<strong>Kayseri</strong> Milletvekili Sayın Mustafa ELİTAŞ’a,<br />

• 4 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

<strong>Kayseri</strong> Milletvekili Sayın Yaşar KARAYEL’e,<br />

<strong>Kayseri</strong> Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın<br />

Av. Mehmet ÖZHASEKİ’ye,<br />

Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Sayın<br />

Adnan ERTÜRK’e,<br />

Gelir İdaresi KDV Şube Müdürü Sayın<br />

Abdullah KÜTÜKÇÜ’ye,<br />

TÜRMOB Genel Başkanı Sayın Nail SANLI’ya,<br />

İller Bankası Genel Müdürü Sayın Hidayet ATASOY’a,<br />

Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Rektörü Sayın<br />

Prof. Dr. Kerim GÜNEY’e,<br />

E.Ü. İ.İ.B.F. Dekanı Sayın Prof. Dr. Ekrem ERDEM’e,<br />

E.Ü. Hukuk Fakültesi Dekanı Sayın<br />

Prof. Dr. İsmail KAYAR’a,<br />

E.Ü. Sosyal Bilimler MYO Müdürü Sayın<br />

Prof. Dr. Ali KAYA’ya,<br />

Vali Yardımcısı Sayın Davut HANER’e,<br />

İl Genel Meclis Başkanı Sayın Sadettin AYDIN’a,<br />

Melikgazi Belediye Başkanı Sayın<br />

Dr. Memduh BÜYÜKKILIÇ’a,<br />

Kocasinan Belediye Başkanı Sayın Bekir YILDIZ’a,<br />

<strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Sayın Niyazi ÖZKÖK’e,<br />

Malatya Vergi Dairesi Başkanı Sayın Ersin ÖZKAN’a,<br />

Kahramanmaraş Vergi Dairesi Başkanı Sayın<br />

Bülent KOÇAK’a,<br />

<strong>Kayseri</strong> Ticaret <strong>Odası</strong> Başkanı Sayın Hasan Ali KİLCİ’ye,<br />

<strong>Kayseri</strong> Sanayi <strong>Odası</strong> Başkanı Sayın Mustafa BOYDAK’a,<br />

<strong>Kayseri</strong> Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Sayın<br />

Mustafa ALAN’a,<br />

<strong>Kayseri</strong> Mobilyacılar <strong>Odası</strong> Başkanı Sayın<br />

Mehmet Ali ÇEVRİM’e,<br />

<strong>Kayseri</strong> Organize Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın<br />

Ahmet HASYÜNCÜ’ye,<br />

SGK İl Müdürü Sayın Mehmet KIR’a,<br />

Sanayi Ticaret İl Müdürü Sayın Kamil AKÇADIRCI’ya,<br />

İŞKUR İl Müdürü Sayın Rıfat ÇETİNKAYA’ya,<br />

İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Erdoğan AYATA’ya,<br />

Çok Değerli TÜRMOB Yöneticilerine,<br />

Çok Değerli Öğretim Üyelerine,<br />

Sempozyumumuza 30 ayrı ilden katılan Çok Değerli<br />

<strong>SMMM</strong> Oda Başkanlarına,<br />

Çok Değerli Sektör Temsilcilerine,<br />

Çok Değerli Bilim Kurulu Üyelerine,<br />

Oturumlarımızı yönetmiş olan çok değerli Oda Başkanlarına<br />

ve Öğretim Üyelerine,<br />

Sempozyumun bilimsel yönünün oluşmasında katkıda<br />

bulunan ve büyük bir özveri ile <strong>Kayseri</strong>’ye gelip hazırladıkları<br />

bildirilerini sunmuş olan değerli bildiri sahibi öğretim<br />

üyelerine ve sektör temsilcilerine,<br />

Sürekli eğitimin muhasebe mesleğinin ayrılmaz bir parçası<br />

olduğu bilincine sahip bütün katılımcılara,<br />

İstikbal Mobilya’ya,<br />

Kilim Mobilya’ya,<br />

Ladin Mobilya’ya,<br />

Sempozyumun organizasyonunda yardımlarını esirgemeyen<br />

Medya Maus Organizasyona,<br />

Çok değerli Basın Mensuplarına teşekkürü bir borç biliyorum.<br />

Ayrıca Sempozyum programının oluşmasında bilimsel<br />

anlamda katkı sağlayan Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. Öğretim<br />

Üyesi Sayın Prof. Dr. Şaban Uzay’a,<br />

Düzenleme kurulunda ve Sempozyumun idari kısmında<br />

görev üstelenen yönetim kurulu, disiplin kurulu, denetim<br />

kurulu üyelerimize ve meslektaşlarımıza, ayrıca Odamız<br />

personeline teşekkürlerimi sunuyorum.<br />

Suat ÖZSOY<br />

Başkan<br />

• 5 •


II. TÜRKİYE SEKTÖREL MUHASEBE UYGULAMALARI<br />

SEMPOZYUMU YAPILDI<br />

SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

Mobilya İmalatı Sektörü Muhasebe / Finans, Vergi,<br />

Denetim ve Hukuk Yönleriyle Tartışıldı<br />

<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong><br />

ile TÜRMOB işbirliğinde düzenlenen II. Türkiye Sektörel<br />

Muhasebe Uygulamaları Sempozyumu “Mobilya<br />

İmalatı Sektöründe Muhasebe/Finans, Vergi, Denetim<br />

ve Hukuk” ana temasıyla 3-6 Mart 2011 tarihlerinde<br />

<strong>Kayseri</strong> Hilton Otel’de yoğun katılımla gerçekleştirildi.<br />

• 6 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

Konusunda uzman isimlerin konuşmacı olarak katıldığı<br />

Sempozyumda Mobilya İmalatı Sektörü ve sektörün sorunları,<br />

sektöre özgü koşullar ve düzenlemeler Muhasebe/Finans,<br />

Vergi, Denetim ve Hukuk yönleriyle masaya<br />

yatırıldı. Mobilya imalatı sektörünün muhasebe/finans,<br />

vergi, denetim ve hukuki yönlerinin, konunun uzmanı<br />

bürokratlar, akademisyenler ve uygulamacılar tarafından<br />

tartışıldığı Sempozyumda iki gün boyunca 21 konuşmacı<br />

toplam 5 ayrı oturumda bildirilerini sundular.<br />

Sempozyuma 30 ayrı Odadan, 30 ayrı şehirden Oda başkanları,<br />

akademisyenler, kurum ve şirket temsilcileri,<br />

meslek mensupları olmak üzere toplam 400 kişi iştirak<br />

etti.<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’nın düzenlemiş olduğu Sempozyuma<br />

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Devlet Eski Bakanı ve<br />

TÜRMOB Eski Genel Başkanı Dr. Masum Türker, TÜRMOB<br />

Genel Başkanı Nail Sanlı, TÜRMOB Genel Başkan Yardımcısı<br />

Ülkü Sönmez ve TÜRMOB Yöneticileri, <strong>Kayseri</strong> Valisi<br />

Mevlüt Bilici, <strong>Kayseri</strong> Milletvekilleri Sadık Yakut, Mustafa<br />

Elitaş, Yaşar Karayel, Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı<br />

Adnan Ertürk, Gelir İdaresi KDV Şube Müdürü Abdullah<br />

Kütükçü, <strong>Kayseri</strong> Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet<br />

Özhaseki, İller Bankası Genel Müdürü Hidayet Atasoy,<br />

Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerim<br />

Güney, Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. Dekanı Prof. Dr. Ekrem<br />

Erdem, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.<br />

Dr. İsmail Kayar, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler MYO<br />

Müdürü Prof. Dr. Ali Kaya, Vali Yardımcısı Davut Haner, İl<br />

Genel Meclis Başkanı Sadettin Aydın, Melikgazi Belediye<br />

Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kocasinan Belediye<br />

Başkanı Bekir Yıldız, <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Niyazi<br />

Özkök, Malatya Vergi Dairesi Başkanı Ersin Özkan, Kahramanmaraş<br />

Vergi Dairesi Başkanı Bülent Koçak, <strong>Kayseri</strong><br />

Ticaret <strong>Odası</strong> Başkanı Hasan Ali Kilci, <strong>Kayseri</strong> Sanayi <strong>Odası</strong><br />

Başkanı Mustafa Boydak, <strong>Kayseri</strong> Esnaf ve Sanatkârlar<br />

Odaları Birliği Başkanı Mustafa Alan, <strong>Kayseri</strong> Mobilyacılar<br />

<strong>Odası</strong> Başkanı Mehmet Ali Çevrim, <strong>Kayseri</strong> Organize<br />

Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hasyüncü, SGK<br />

İl Müdürü Mehmet Kır, Sanayi Ticaret İl Müdürü Kamil<br />

Akçadırcı, İŞKUR İl Müdürü Rıfat Çetinkaya, İl Milli Eğitim<br />

Müdürü Erdoğan Ayata, Türkiye genelinden öğretim<br />

üyeleri ve öğretim elemanları, 30 ayrı ilden <strong>SMMM</strong> ve<br />

YMM Oda Başkanları ile temsilcileri, Türkiye genelinden<br />

kurum ve şirket temsilcileri, sektör temsilcileri, meslek<br />

mensupları ile davetliler katıldı.<br />

Sempozyumun açılış konuşmasını<br />

yapan <strong>Kayseri</strong><br />

<strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı<br />

Suat Özsoy, Oda olarak<br />

geçtiğimiz yıl Türkiye’de<br />

ve <strong>Kayseri</strong>’de bir ilk olarak<br />

başlattıkları Türkiye Sektörel<br />

Muhasebe Uygulamaları<br />

Sempozyumu’nun<br />

ikincisini bu yıl “Mobilya<br />

İmalatı Sektöründe Muhasebe/Finans, Vergi, Denetim<br />

ve Hukuk” ana temasıyla büyük katılımlarla ve Maliye<br />

Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in de teşrifleriyle de gerçekleştirmiş<br />

olmanın kendilerini onurlandırdığını söyledi.<br />

Sempozyumun önümüzdeki yıllarda da farklı bir<br />

sektör ele alınarak devam ettirileceğini belirten Özsoy,<br />

“Tarihe baktığımızda da her başarılı devletin ve işletmenin<br />

çok iyi bir muhasebe yapısının ve muhasebecisinin<br />

olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle muhasebe mesleği<br />

ve muhasebecilerle ilgili sorunların tartışılması, çözüm<br />

önerilerinin üretilmesi ekonomik hayata da katkı sağlayacak<br />

olmasından dolayı büyük önem arz etmektedir.<br />

Bu nedenle bu Sempozyumun siz değerli meslek<br />

mensuplarına, akademisyenlere, sektör çalışanlarına, bu<br />

konuda faaliyet gösteren firmalara ve ülkemize büyük<br />

katkı sağladığını düşünmekteyiz. Sempozyumumuza ve<br />

<strong>Kayseri</strong>mize hoş geldiniz” diye konuştu.<br />

• 7 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

TÜRMOB Genel Başkan<br />

Yardımcısı Ülkü Sönmez:<br />

“Mesleki Başarılarımıza<br />

Rağmen, İş Yükümüz<br />

Her Geçen Gün Arttığı<br />

İçin Buruk Mutluluk Yaşıyoruz”<br />

Türkiye Serbest Muhasebeci<br />

Mali Müşavirler ve<br />

Yeminli Mali Müşavirler<br />

Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkan Yardımcısı Ülkü<br />

Sönmez, Sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada<br />

muhasebecilik uygulamalarının gelişimi hakkında bilgi<br />

verdi ve mesleki başarılarına rağmen, iş yükleri her geçen<br />

gün arttığı için buruk bir mutluluk yaşadıklarını söyledi.<br />

Mezopotamya ve eski Mısır dönemine kadar uzanan<br />

muhasebecilik uygulamalarının dünyada hızlı bir gelişim<br />

gösterirken Türkiye’de bu konuda geç kalındığını ifade<br />

eden Sönmez, muhasebecilik mesleğinin ancak 1989<br />

yılında yasal statüye kavuştuğunu söyledi.<br />

Kısa sürede mesleki gelişim açısından çok önemli mesafeler<br />

kaydedildiğini belirten Sönmez, şunları söyledi:<br />

“Sektörümüz 83 bin 500 üyesi ve 13 bin stajyeriyle<br />

birlikte giderek büyüyen ve eğitime çok önem veren<br />

örgütlenmesiyle kısa sürede çok büyük gelişmeler gösterdi.<br />

Ancak, mesleki başarılarımıza rağmen, iş yükümüz<br />

her geçen gün arttığı için buruk bir mutluluk yaşıyoruz.<br />

Acımasız haksız rekabet ortamında mücadele ediyoruz.<br />

Ancak, bunların karşılığında 2 yıldır yaptığımız hizmet<br />

karşılığında aldığımız bedel ile ilgili ücret tarifesi bile yayınlanmadı.<br />

Sorunların çözümü için sonuna kadar uzlaşıdan<br />

yanayız. Her türlü yapısal değişiklikte bizlerin de<br />

görüşlerinin alınmasını istiyoruz.”<br />

Sempozyumun protokol<br />

konuşmalarını yapan;<br />

<strong>Kayseri</strong> Valisi Mevlüt<br />

Bilici, II. Türkiye Sektörel<br />

Muhasebe Uygulamaları<br />

Sempozyumunun<br />

<strong>Kayseri</strong>’de düzenlenmesinden<br />

duyduğu memnuniyeti<br />

dile getirerek, bu<br />

tür sempozyumların hem<br />

mesleki bilgilerin yenilenmesini sağladığını, hem de sosyaliteyi<br />

artırdığını belirtti.<br />

Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Mehmet Özhaseki<br />

, değişen ekonomik<br />

koşulların ince hesaplar<br />

gerektirdiğini belirterek,<br />

bu değişime ayak uydurulmasını<br />

istedi. Belediyelerin<br />

de mali yapısının güçlendirilmesi<br />

ve gelir gider<br />

dengesinin korunmasının<br />

büyük önem taşıdığını anlatan Özhaseki, şöyle konuştu:<br />

“Artık, sadece ülkeler değil şehirler yarışıyor. Bu yarışta<br />

geriye düşmemek lazım. Şehrimizi geleceğe taşımak için<br />

çalışıyoruz. Bunun için, mali yapımızı güçlendirmemiz<br />

gerekiyor. Sadece devletten gelecek parayı beklemiyor,<br />

finans kaynakları oluşturup ciddi yatırımlar yapıyoruz.<br />

Mali sistemimizi de bizden isteyen herkese anlatıyoruz.<br />

Buna rağmen, çoğu belediye bizden iş makinesi veya<br />

kamyon istiyor. Mali disiplini tüm belediyelerin sağlaması<br />

lazım.”<br />

<strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi<br />

Başkanı Niyazi Özkök,<br />

<strong>Kayseri</strong>’nin lokomotif sektörlerinden<br />

olan mobilya<br />

sektörünün bu Sempozyumun<br />

konusu olmasının<br />

<strong>Kayseri</strong>’de vergi ödeyenlerin<br />

büyük bir kesimini<br />

mobilya sektörünün oluşturuyor<br />

olmasından dolayı<br />

büyük önem arz ettiğini söyledi. <strong>Kayseri</strong>’deki vergi<br />

gelirlerinin daha iyi olmasının sektörle bağlantılı olduğunu<br />

belirten Özkök, 2009 – 2010 yılı vergi tahakkuku<br />

ve tahsilâtı sonuçlarına göre tahakkukun % 24 oranında,<br />

tahsilâtın ise % 22 oranında arttığını, bu artışta, bu sektörde<br />

çalışan bütün meslek mensuplarının çalışmalarının<br />

son derece önemli olduğunu ifade etti.<br />

<strong>Kayseri</strong> Sanayi <strong>Odası</strong><br />

Başkanı Mustafa Boydak,<br />

muhasebe ve finans<br />

uygulamalarına dikkati<br />

çekerek, şirketlerin genellikle<br />

üretim veya diğer<br />

konulardan değil nakit<br />

akışını iyi yönetememek<br />

ve kayıtların sağlıklı olmamasından<br />

zor duruma<br />

düştüklerini bildirdi.<br />

Bu nedenle muhasebe ve finans uygulamalarının büyük<br />

önem taşıdığını vurgulayan Boydak, sektör temsilcileri<br />

• 8 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

nin maddi imkânlarının iyileştirilmesi çağrısında bulundu.<br />

Muhasebeci ve mali müşavirlere hak ettikleri paraların<br />

verilmesi gerektiğini, kendi şirketlerinde de bu konuya<br />

hassasiyet gösterdiğini açıklayan Başkan Boydak, bunun<br />

yanı sıra muhasebeci ve mali müşavirlerinde yanında çalışan<br />

elemanlara maddi açıdan biraz daha fazla katkıda<br />

bulunmalarını istedi.<br />

<strong>Kayseri</strong> Ticaret <strong>Odası</strong><br />

Başkanı Hasan Ali Kilci,<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’nı bu<br />

yıl ikincisini düzenledikleri<br />

nitelikli Sempozyumdan<br />

dolayı kutladı ve Sempozyuma<br />

katılan panelistlere<br />

teşekkür etti. <strong>Kayseri</strong><br />

<strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’nın bu Sempozyumu<br />

her yıl çok daha<br />

iyi noktalara götüreceğinden emin olduğunu belirten<br />

Kilci, bütün bu eğitimlerin sadece meslek mensupları<br />

için değil, iş âlemi için de çok anlamlı olduğunu söyledi.<br />

<strong>Kayseri</strong> Esnaf Sanatkarlar<br />

Odaları Birliği Başkanı<br />

Mustafa Alan, Mobilyacılar<br />

<strong>Odası</strong>’nın Esnaf ve<br />

Sanatkârlar Odaları Birliği<br />

olarak kendilerine bağlı<br />

olduğunu, hem üretenler<br />

hem satanlar olarak<br />

da <strong>Kayseri</strong>’de 1500’e yakın<br />

küçük mobilyacıları olduğunu<br />

söyledi. Muhasebeciler ve mali müşavirlerin ise<br />

bu sektörün işini yapan, defterini tutan değerli meslek<br />

mensupları olduğuna dikkati çeken Alan, mobilya sektörünün<br />

çok kıymetli bir sektör olduğunu, bunun bir muhasebesinin,<br />

vergisinin, satışının olacağını ve bununla ilgili<br />

konuların bu tür platformlarda tartışılıp kendilerinin<br />

de yararlanma fırsatları olduğu için <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong><br />

Başkanı Suat Özsoy’ u kutladığını ifade etti.<br />

tanıdıklarını belirten Akdemir, genel anlamda bu kanunların<br />

sektörle ilgili bağlantılarının kurulduğunu, irdelendiğini<br />

belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:<br />

1. Oturumda; söz alan sektör temsilcilerimiz <strong>Kayseri</strong><br />

ilinin ekonomideki önemini, mobilya sektörünün <strong>Kayseri</strong>’deki<br />

ve Türkiye’deki durumunu, mobilya sektörünün<br />

sorunlarını, problemlerini, mobilya sektöründeki kayıt<br />

dışı istihdam ve diğer sorunları dile getirdiler.<br />

2. Oturumda; söz alan konuşmacılar sektörü vergisel<br />

ve sosyal güvenlik açısından devlet gözüyle, uygulamacı<br />

gözüyle, akademisyen gözüyle değerlendirdiler ve özellikle<br />

torba yasanın uygulamalarını anlatmaya çalıştılar.<br />

3. Oturumda; ise konuşmacılar Türk Ticaret Kanunu, finansal<br />

yönetim ve uluslararası muhasebe standartlarını<br />

yine özellikle yeni Türk Ticaret Kanununu göz önüne alarak<br />

değerlendirdiler.<br />

4. Oturumda; ise yeni Türk Ticaret Kanunundan yola<br />

çıkılarak hukuki sorunlar, tasdik işlemlerindeki sorumluluklar,<br />

sorunlar, iç kontrol ve iç denetim birlikte irdelendi.<br />

5. Oturum-Panel bölümünde söz alan değerli akademisyenler<br />

ve uygulamacılar ise 4. Oturumun değerlendirmesini<br />

yaparak yine özellikle Torba yasanın, Türk<br />

Ticaret Kanunu’nun altını çizerek değerli bilgilerini paylaştılar.<br />

Oturumlardan sonra<br />

TÜRMOB Genel Sekreteri<br />

Yücel Akdemir Sempozyumu<br />

değerlendirdi:<br />

Her ne kadar Sempozyumun<br />

konu başlığı Mobilya<br />

İmalatı Sektöründe Muhasebe/<br />

Finans, Vergi, Denetim<br />

ve Hukuk ise de gündem<br />

gereği, özellikle yeni<br />

Türk Ticaret Kanunu, Torba Yasa’yı biraz daha yakından<br />

• 9 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

Konuşmasında bu sempozyumu diğer sempozyumlardan<br />

ayıran en temel özelliğin etkinliklerde her zaman<br />

eksikliği hissedilen, iş dünyası ile bir araya gelememe<br />

sorununu ortadan kaldırması olduğuna değinen Akdemir,<br />

konuları itibariyle gelecekle ilgili bir konunun da bugün<br />

burada altının çizildiğini söyledi. “ Torba Kanun, Türk<br />

Ticaret Kanunu, yeni uygulamalar meslek ve meslektaş<br />

açısından nasıl fırsata çevrilebilir, meslektaşlara nasıl katkı<br />

sunulur, mesleğin sorunları nasıl çözülür, işte buradan<br />

çıkarken bugün itibariyle bir konuda karar vermemiz gerekecek.<br />

Bu sempozyumun verdiği mesaj, bu zorlu süreçten<br />

3 ana kalemde çıkacağımızı gösteriyor; Birincisi<br />

eğitim, İkincisi, önümüzdeki günlerde önümüze gelecek<br />

kurumsallaşma süreci ki, kurumsallaşmadan tek başımıza<br />

bu sorunları çözemeyiz, üçüncüsü ise aramızdaki<br />

haksız rekabeti çözme zorunluluğudur” diye konuştu.<br />

1.<br />

Oturum<br />

2.<br />

Oturum<br />

3.<br />

Oturum<br />

4.<br />

Oturum<br />

5.<br />

Oturum<br />

• 10 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK, <strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong><br />

tarafından düzenlenen II. Türkiye Sektörel Muhasebe Uygulamaları Sempozyumu’nun<br />

kapanış konuşmasını yapmak üzere Sempozyuma iştirak etti.<br />

Sanlı; “Bizim, Maliye Bakanlığı’nın desteğine,<br />

Maliye Bakanlığı’nın da bizim meslek camiasına<br />

ihtiyacı var. Birlikte, omuz omuza çalışarak tüm<br />

sorunların üstesinden gelebiliriz ve bu ülkeye<br />

daha iyi hizmet edebiliriz”.<br />

Bakan Şimşek’ten önce<br />

söz alan TÜRMOB Genel<br />

Başkanı Nail Sanlı, Sayın<br />

Bakan’ın Sempozyumu<br />

onurlandırmasından duyduğu<br />

memnuniyeti dile<br />

getirerek sözlerine başladı.<br />

TÜRMOB ve Odaların<br />

planlı bir şekilde öteden<br />

beri eğitime verdiği öneme<br />

değinen Sanlı, Türk Ticaret Kanunu’nun uygulamaya<br />

girmesiyle birlikte de hem ticari alanda hem muhasebe<br />

denetim alanında olumlu gelişmeler yaşayacaklarını<br />

umut ettiklerini söyledi. Türkiye genelinde 85 bin üyesi<br />

olan, çalışanları ve stajyerleri ile büyük ve güçlü bir camia<br />

olarak devletin tüm kurumlarının işleyişine yardımcı<br />

olduklarını, kayıt dışı vergi ve istihdamın önlenmesine,<br />

ülke kalkınmasına katkı, düzenli bir muhasebe ve denetim<br />

sisteminin oluşması adına yüklenilen tüm işlevlerin<br />

yanında sorumluluklarının de sürekli çoğaldığı ve doğal<br />

olarak iş yükünün her geçen gün arttığını belirtti. “Bizim,<br />

Maliye Bakanlığı’nın desteğine, Maliye Bakanlığı’nın da<br />

bizim meslek camiasına ihtiyacı var. Birlikte, omuz omuza<br />

çalışarak tüm sorunların üstesinden gelebiliriz ve bu<br />

ülkeye daha iyi hizmet edebiliriz” diye konuşan Sanlı,<br />

siyasetin, taleplerine daha duyarlı bir yaklaşım göstermesini<br />

beklediklerini ifade etti. Sanlı “BA-BS formlarının<br />

düzeltilmesinde haksız ceza uygulanmaktadır. Dünyanın<br />

hiçbir yerinde, verilen bilginin düzeltilmesi için bir<br />

ceza uygulamasına rastlanmamaktadır. Özel usulsüzlük<br />

cezasından vazgeçilmeli, 2011 Mart ayından itibaren<br />

uygulanacak olan kesin mizan bildiriminin süresi içerisinde<br />

verilmemesi halinde özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır.<br />

Yıllardır, yıllık beyanname ile ilgili de istenen<br />

bilgi ve belgeler, vergi dairesine zaten verilmektedir.<br />

Kesin mizan bildirim formları, bildirim olarak 2010-2011<br />

yılı için uygulanmamalıdır. TÜRMOB ile birlikte hazırlanacak,<br />

basitleştirilmiş bir formatta, yıllık beyanname eki<br />

olarak alınmasını talep ediyor ve öneriyoruz. Ayrıca özel<br />

usulsüzlük cezası uygulanmamasını da talep ediyoruz.<br />

Adeta, muhasebe büroları, vergi dairelerinin tahakkuk<br />

servisi şekline dönmüştür. Şimdi, yeni bir yükümlülük<br />

getirilmektedir. Mükellef, beyannameye yazması gereken<br />

her türlü bilgiyi, meslek mensubuna tam ve doğru<br />

olarak sunmakla yükümlüdür. Meslek mensubu, kendisine<br />

iletilmeyen, eksik iletilen veya yanlış iletilen her türlü<br />

bilginin beyannameye yansımasından dolayı sorumlu<br />

tutulamaz. Müşterilerle yapılan sözleşmelerin 15 Mart’a<br />

kadar bildirilmemesi halinde özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır.<br />

Ayrıca meslek mensuplarımızın kullanmış<br />

oldukları şifrelerinin iptal yoluna bile gidilebilecektir.<br />

Elektronik sözleşme ve bilgilerin gönderilme işlemi öncelikle<br />

ertelenmelidir. Bu uygulamanın 2012 yılı<br />

• 11 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

uygulaması olarak başlatılması uygun olacaktır. Ve özel<br />

usulsüzlük cezası uygulanmamalıdır. 15 Mayıs’ta meslek<br />

mensupları, beyannamesini gönderdiği müşterilerin listesini<br />

vergi dairesine göndermektedir. Bu anlamda, ilgili<br />

bildirimin kaldırılarak, elektronik sözleşmeleriyle istenen<br />

bildirimlerin 15 Mayıs’a kadar uzatılması yerinde olacaktır.<br />

Tebliğ, meslek mensubunun kastı yoksa cezalardan<br />

vergi mükellefi sorumlu olmalıdır şeklinde, mutlaka düzeltilmelidir.<br />

Sayın Bakanım, meslektaşlarımızın aldıkları<br />

ücretleri belirleyen asgari ücret tarifesinin, Odaların,<br />

TÜRMOB un teklifi ile Maliye Bakanlığı’na ileterek her yıl<br />

resmi gazetede ilan edilmesi gerekmektedir. Ancak 2010<br />

ve 2011 yılı asgari ücret tarifesi, Bakanlık tarafından belirlenmemiştir.<br />

Oysa avukatlık ücretleri, doktor ücretleri,<br />

süresinde ilan edilmektedir. Özellikle 2011 yılı tarifesinin<br />

açıklanması için zaman kaybedilmemelidir. Şayet Maliye<br />

Bakanlığı bu tarifeyi yayınlamak istemiyorsa, bu görevi<br />

TÜRMOB a devredebilir” diye konuştu. Sanlı, Sayın Maliye<br />

Bakanı’nın mesleki sorunlara duyarlılık göstererek,<br />

çözümü yönünde bir adım atmasını beklediklerini, buna<br />

inandıklarını ifade ederek teşekkürlerini sundu.<br />

Maliye Bakanı<br />

Mehmet Şimşek<br />

Sempoyumun Kapanış<br />

Konuşmasını<br />

Yaptı<br />

Bakan Şimşek: “Vergi<br />

Yükü Yüksek Algısı Yanlıştır”<br />

Maliye Bakanı Mehmet<br />

Şimşek Sempozyumun kapanışında<br />

yaptığı konuşmada,<br />

vergi oranlarının<br />

yüksek olması nedeniyle<br />

kayıt dışının arttığının iddia<br />

edildiğini, vergi oranlarının birkaç kalem haricinde<br />

yüksek olmadığını belirtti. Türkiye’nin taşıma suyla değinmen<br />

döndüremeyeceğini, dolaylı vergi konusunda<br />

yüksek diye şehir efsanesi çıkarıldığını belirtti. Bakan<br />

Şimşek, “Türkiye’de dolaylı vergiden yüksek diye yakınılmasının<br />

altında dolaysız verginin yeterince toplanamaması<br />

yatıyor” diye konuştu. Kurumlar Vergisi oranının<br />

%33’ten %22’ye düştüğünü, yeni yatırımlar için kurumlar<br />

vergisi oranının maksimum %10 olduğunu hatırlatan<br />

Şimşek, gelir vergisi oranlarının da düşürüldüğünü, Türkiye’deki<br />

vergi oranlarının Avrupa ülkelerine göre düşük<br />

olduğunu kaydetti. Vergi oranlarını artırmadan vergi<br />

gelirlerini artırmak için gereken her şeyi yapacaklarını<br />

belirten Şimşek, şunları söyledi:<br />

“Avrupa’da KDV oranı en düşük olan ülkelerden biriyiz.<br />

ÖTV sadece birkaç üründe yüksek. Akaryakıtta vergi<br />

yükü biraz fazla. Ama o da düşüyor. Akaryakıt hammaddesini<br />

ithal ediyoruz. 15-20 dolar olan petrol 115 dolara<br />

çıktı. İletişim alanında da vergiler bir miktar yüksek.<br />

İmkânımız olursa orada da bir düzenleme yapmamız lazım.<br />

Bu birkaç kalem dışında vergi oranları yüksek değil.<br />

Kayıt dışılık vergi oranlarının yüksek olmasından kaynaklanmıyor.<br />

Türkiye’de bütün vergi, prim, harç belediyeler<br />

dahil olmak üzere toplanan her şeyin milli gelire oranı<br />

%24’dür. Avrupa’nın en az on puan altında. Dolayısıyla<br />

vergi yükü yüksek algısı yanlıştır”. Kayıt dışılıkla ilgili eylem<br />

planını yenileyeceklerini, veri tabanını uyumlu hale<br />

getireceklerini anlatan Bakan Şimşek, her türlü verginin<br />

bir şekilde kendilerine geleceğini ve bu vergiler üzerinden<br />

dolaylı denetim yapacaklarını belirtti.<br />

Kayıt dışı ekonominin vergi boyutunun yanı sıra, haksız<br />

rekabet ve adaletsizliğe de neden olduğunu dile getiren<br />

Şimşek, “Yeni ortaya koyacağımız plan ile çok çarpıcı, kayıt<br />

dışılıkla mücadele elimizi güçlendirecek düzenlemeler<br />

olacak” dedi.<br />

“Ekonomide İşler Tıkırında”<br />

Türkiye ekonomisinin temelleri sağlam olduğu için ve<br />

doğru ekonomi politikaları uygulandığı için krizden fazla<br />

tahribat yaşamadan çıktığını ifade eden Bakan Şimşek,<br />

“Türkiye’de istikrar var, enflasyon kalıcı şekilde tek<br />

haneye düşmüştür. Hedefimiz, orta ve uzun vadede düşük<br />

tek hanede tutmaktır.<br />

Türkiye kriz sonrası dönemi, %8 büyüme ile kapattı. Bu<br />

yıl yine %4 civarında mütevazı ve temkinli bir büyüme<br />

tahminimiz var. Önemli olan sürdürülebilir büyümedir”<br />

diye konuştu.<br />

“Vergiden taviz yok, denetimde yeni bir dönem<br />

başlayacak”<br />

Faizlerin ve enflasyonun da düşmeye devam edeceğini,<br />

mali disiplinden taviz vermeyeceklerini ve seçim<br />

ekonomisi uygulamayacaklarını bildiren Şimşek, bütçe<br />

açığının da giderek kapatılacağını söyledi. Kamu alacaklarının<br />

yeniden yapılandırılması konusundaki yasal düzenleme<br />

hakkında da bilgi veren Şimşek, uygulamanın<br />

çiftçilere sağlanan bazı kolaylıklar haricinde af niteliği<br />

taşımadığına dikkati çekti.<br />

Mükelleflerle beyaz sayfa açmak istediklerini, vergi konusundaki<br />

denetim mekanizmasının daha etkin<br />

hale getirileceğini ifade eden Şimşek, “Amacımız hakikaten<br />

iş ve aş üreten mükellefimizi idareye karşı<br />

güçlendirmektir. Vergileri düşürdük, mükellef haklarını<br />

koruyan düzenlemeler yaptık. Bundan sonra denetimde<br />

de yeni bir dönem başlayacak” diye konuştu.<br />

Bakan Şimşek’e Sempozyumda yaptığı konuşma ve günün<br />

anısına <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy tarafından<br />

plaket takdim edildi.<br />

• 12 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e ve TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı’ya sempozyumun anısına <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong><br />

Başkanı Suat Özsoy tarafından plaket takdim edildi.<br />

KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI BAŞKANI SUAT ÖZSOY’DAN MALİYE BAKANI<br />

MEHMET ŞİMŞEK’E TEŞEKKÜR ZİYARETİ<br />

<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler<br />

<strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy, TÜRMOB 60. Başkanlar Kurulu<br />

Toplantısı münasebetiyle gittiği Ankara’da, <strong>Kayseri</strong><br />

<strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> ile TÜRMOB işbirliğinde 3-6 Mart 2011 tarihlerinde<br />

<strong>Kayseri</strong>’de gerçekleştirilen “II. Türkiye Sektörel<br />

Muhasebe Uygulamaları Sempozyumu’’na teşriflerinden<br />

dolayı Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK’e bir teşekkür<br />

ziyaretinde bulundu.<br />

Ziyarette Bakan Şimşek’e <strong>Kayseri</strong> ye gelerek<br />

Sempozyuma katılımlarından ve desteklerinden dolayı<br />

teşekkürlerini ileten Suat Özsoy’a Bakan Şimşek de<br />

<strong>Kayseri</strong>’de olmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile<br />

getirdi. Şimşek, Özsoy’a sıcak ve samimi ev sahipliğinden<br />

dolayı teşekkür ederek, önümüzdeki günlerde fırsat<br />

bulunca yeniden <strong>Kayseri</strong>’ye gelmek istediğini belirtti.<br />

Öte yandan <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy<br />

teşekkür ziyaretleri kapsamında Bakan Şimşek’ten sonra<br />

Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Adnan Ertürk’e, Gelir<br />

İdaresi KDV Şube Müdürü Abdullah Kütükçü’ye ve İller<br />

Bankası Genel Müdürü Hidayet Atasoy’a da ziyarette<br />

bulunarak kendilerine Odalarına gösterdikleri ilgi ve alakadan<br />

memnuniyetlerini dile getirdi ve bundan sonraki<br />

programlarda tekrar bir araya gelmekten mutluluk duyacaklarını<br />

belirtti.<br />

• 13 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

1 MART MUHASEBE GÜNÜ KUTLANDI<br />

<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> Başkanı<br />

Suat Özsoy, Oda Yönetim Kurulu, diğer Oda kurulları,<br />

çalışma komisyonları ve üyelerden oluşan kalabalık<br />

bir heyetle 1 Mart Muhasebe Günü münasebetiyle Atatürk<br />

Anıtı’na çelenk sundu.<br />

<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler <strong>Odası</strong><br />

Başkanı Suat Özsoy, Atatürk Anıtına çelenk sunduktan<br />

sonra 1 Mart Muhasebe Günü’nün anlam ve önemiyle<br />

ilgili yaptığı konuşmasında mevcut meslek grupları<br />

içerisinde en önemli hizmeti veren mesleklerden biri<br />

olduklarını, ülke gelirlerinin belirlenmesinden ve mali<br />

işlerin denetlenmesinden sorumlu olduklarını, tarihe<br />

bakıldığında da her başarılı devlet ve işletmenin çok iyi<br />

bir muhasebe yapısının ve muhasebecisinin olduğunun<br />

görüldüğünü belirtti.<br />

Özsoy “<strong>Kayseri</strong>miz tarihteki ve günümüzdeki konumu ile<br />

hem önemli bir ticaret merkezi hem de vizyon bir şehir<br />

olmuştur. Bizler de bu şehrin mali müşavirleri, muhasebecileri<br />

ve danışmanları olarak çok önemli görevler<br />

üstleniyoruz. Vergi yasaları çıkar ama uygulama alanı<br />

bulamadığı zaman hiçbir anlam ifade etmez. Cumhurbaşkanımız<br />

tarafından onaylanıp yürürlüğe giren, gündemde<br />

Torba Yasa olarak bilinen 6111 Sayılı Yeniden<br />

Yapılandırma Kanununun ve yine 2012 yılı Temmuz<br />

ayından itibaren yürürlüğe girecek olan yeni Türk Ticaret<br />

Kanunu ‘nun uygulanmasına en büyük katkıyı da meslektaşlarımız<br />

koyacaktır” diye konuştu.<br />

Ülke genelinde 85 bin üyesi 250 bin çalışanı bulunan<br />

muhasebe meslek camiasının çok büyük sorunları bulunduğunu<br />

belirten Özsoy, Borsa Kanunu ve Ticaret<br />

Kanunu gibi bazı çalışmaları olumlu bulduklarını ifade<br />

eden Özsoy, “Maliye Bakanlığı’nın daha ilgili ve çözüm<br />

odaklı yaklaşımı meslekteki sorunların çözümünü sağlayacaktır.<br />

1 Mart Muhasebe Günü mesleğimizin sorunlarını<br />

gündeme getirmek, bu sorunlara dikkati çekmek<br />

için önemli bir gündür” diye konuştu.<br />

<strong>Kayseri</strong> Valisi Mevlüt Bilici’nin 1 Mart Muhasebe Günü Münasebetiyle<br />

Odamızı Ziyareti<br />

Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> Başkanı<br />

Suat Özsoy ve beraberindeki heyet 1 Mart Muhasebe<br />

Günü nedeniyle Atatürk Anıtına çelenk sunma töreni,<br />

saygı duruşu ve İstiklal Marşının ardından <strong>Kayseri</strong> Valisi<br />

Mevlüt Bilici’yi makamında ziyaret etti.<br />

Ziyarette konuşan Vali Mevlüt Bilici, ülkemizde mevcut<br />

meslek gruplarından biri olan Serbest Muhasebeci<br />

ve Mali Müşavirlerin önemine değinerek, tüm Serbest<br />

Muhasebeci ve Mali Müşavirlerin 1 Mart Muhasebe<br />

Günü’nü kutladı.<br />

Oda Başkanı Suat Özsoy da hafta boyunca yapacakları<br />

etkinlikler hakkında Vali Mevlüt Bilici’ye bilgiler sundu.<br />

Aynı günün akşamında Vali Mevlüt Bilici ile <strong>Kayseri</strong> İl Emniyet<br />

Müdürü Cuma Ali Aydın, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri<br />

Mustafa Atsız ve Boydak Holding Yönetim Kurulu<br />

Üyesi ve Odamız Üyesi Nazif Türkoğlu 1 Mart Muhasebe<br />

Günü münasebetiyle <strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali<br />

Müşavirler <strong>Odası</strong>’na bir nezaket ziyaretinde bulunarak<br />

Oda Yönetimi ile birlikte yemek yediler.<br />

• 14 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI’NDAN ‘’BAZI ALACAKLARIN YENİDEN<br />

YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN 6111 SAYILI KANUN’’ SEMİNERİ<br />

<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> ile<br />

<strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanlığı işbirliğinde, ‘’Bazı Alacakların<br />

Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6111 Sayılı<br />

Kanunun Uygulanması ‘’ hakkındaki seminer 400 kadar<br />

serbest muhasebeci mali müşavirin yoğun katılımıyla 16<br />

Mart 2011 tarihinde Kadir Has Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.<br />

Seminerde konuşan <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat<br />

Özsoy, 3-6 Mart 2011 tarihlerinde <strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci<br />

Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> olarak bu yıl ikincisini<br />

“Mobilya İmalatı Sektöründe Muhasebe/Finans, Vergi,<br />

Denetim ve Hukuk” ana temasıyla büyük katılımlarla<br />

gerçekleştirdikleri II. Sektörel Muhasebe Uygulamaları<br />

Sempozyumu’na 30 ayrı odadan, 30 ayrı şehirden oda<br />

başkanları, akademisyen, kurum ve şirket sahibi temsilcileri,<br />

meslek mensupları olmak üzere toplam 400<br />

kişinin, TÜRMOB yöneticilerinin iştirak ettiğini, Maliye<br />

Bakanı Sayın Mehmet ŞİMŞEK’in de kapanış konuşmasını<br />

yapmak üzere Sempozyuma teşriflerinin kendilerini<br />

ziyadesiyle onurlandırdığını belirtti. Amaçlarının eğitimli,<br />

sosyal, iletişimi güçlü, hukuk bilinci gelişmiş, saygın,<br />

vizyon sahibi bir meslek mensubu profiline ulaşmak olduğunu<br />

ifade eden Özsoy, Sempozyuma katılan ve destek<br />

olan herkese teşekkürlerini sundu ve ‘’ İnanıyorum ki<br />

bir dahaki sefere Sempıozyumuza Sayın Cumhurbaşkanımız<br />

Abdullah Gül’de teşrif edeceklerdir’’ diye konuştu.<br />

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kapsamlı ‘’vergi affı’’ sayılabilecek<br />

9 bölüm ve 234 maddeden oluşan yeniden<br />

yapılandırma yasasının en önemli uygulayıcılarından<br />

biri de mali müşavirler olacağı için bu seminerin büyük<br />

önem arz ettiğini belirten Özsoy, <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi<br />

Başkanlığı ile de uyum içerisinde çalıştıklarını ve sorunların<br />

iletilip çözümü aşamasında desteklerinden dolayı<br />

<strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Niyazi Özkök’e teşekkürlerini<br />

sundu.<br />

Bu yasayla birlikte gecikme zamlarının ve faizlerin silineceğini<br />

ve TEFE,ÜFE’yle yeniden hesaplanarak ikişer aylık<br />

dönemler halinde 18 taksite kadar bölme imkanını sağlayacağını<br />

söyleyen Özsoy, 120 TL’nin altındaki ‘’sigara<br />

• 15 •<br />

içme’’ cezası hariç cezaların tebliğ edilsin edilmesin kaldırılacağı<br />

nı, 30.04.2011’e kadar son bağlı bulunulan Vergi<br />

dairelerine geç kalınmadan yazılı müracaat yapılması<br />

gerektiğini sözlerine ekledi. Özellikle meslek mensupları<br />

açısından 5 yıllık inceleme kapsamında matrah artırımından<br />

yararlanılması gerektiği konusunda da meslek<br />

mensuplarına çağrıda bulundu.<br />

Özkök: ‘’Bu Yasa Gözünüzü Korkutmasın’’<br />

Seminerde konuşan <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Niyazi<br />

Özkök ise, “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına<br />

İlişkin 6111 Sayılı Kanunun Uygulanması’’ hakkında<br />

bilgiler vererek, muhasebeci ve mali müşavirleri de çok<br />

yakından ilgilendiren bu konunun enine boyuna tartışılarak<br />

iletilen sorularla nihai çözüme ulaştırılacağını<br />

belirtti. Bu yasanın meslek mensuplarının kendilerini<br />

ilgilendiren kısımlarıyla ilgili gözlerini korkutmamasını<br />

söyleyen Özkök, kanunun genel felsefesinden ve kendilerinin<br />

yaklaşımından bahsetti. <strong>Kayseri</strong> Vergi dairesi<br />

Başkanı Niyazi Özkök, Serbest muhasebeci mali müşavirlere<br />

de onların benimsemesi ve uygulaması gereken<br />

bazı yaklaşımları aktararak, mükelleflerle Maliye arasında<br />

köprü olarak bu konuda büyük görevin meslek mensuplarına<br />

düştüğüne dikkati çekti.<br />

Seminerde Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdürü Kazım<br />

Karaca ile Vergi Denetmenleri Büro Başkanı Cengiz Sazak<br />

kanunla ilgili meslek mensuplarını bilgilendi. Ayrıca<br />

<strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Niyazi Özkök ile Vergi Dairesi<br />

Başkanlığı Grup Müdürü İmdat Uyar’da meslek mensuplarının<br />

kanuna ilişkin sorularını yanıtladı.


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI VE SGK’DAN “6111 SAYILI YENİDEN<br />

YAPILANDIRMA KANUNU” SEMİNERİ<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>, üyelerini kamuoyunda ‘Torba Yasa’<br />

olarak bilinen, ‘6111 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına<br />

İlişkin Kanun Ve SGK Uygulamaları” ile<br />

ilgili olarak bilgilendirdi.<br />

<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> ile<br />

<strong>Kayseri</strong> SGK İl Müdürlüğü işbirliğinde, ‘’Bazı Alacakların<br />

Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6111 Sayılı Kanun ve<br />

SGK Uygulamaları‘’ hakkındaki seminer 13 Nisan 2011<br />

tarihinde Kadir Has Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.<br />

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kapsamlı mali yapılandırması<br />

sayılabilecek yeniden yapılandırma yasasının<br />

en önemli uygulayıcılarından biri de mali müşavirler<br />

olacağı için bu seminerin büyük önem arz ettiğini belirten<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy, Sosyal<br />

Güvenlik Kurumu ile de uyum içerisinde çalıştıklarını ve<br />

sorunların iletilip çözümü aşamasında desteklerinden<br />

ve çalışmalarından dolayı SGK İl Müdürü Mehmet Kır’a<br />

teşekkürlerini sundu.<br />

Seminere konuşmacı olarak SGK <strong>Kayseri</strong> İl Müdürü Mehmet<br />

Kır ile Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan konuşmacı<br />

olarak katılarak meslek mensuplarını ilgilendiren SGK<br />

prim borcu yapılandırmaları ve yasada getirilen yenilikler<br />

gibi konularda bilgiler verirken meslektaşlarımızın<br />

uygulamalara ilişkin yönelttikleri soruları cevaplandırdılar.<br />

SGK İl Müdürü Kır, konuşmasında, kamuoyunda ‘Torba<br />

Yasa’ olarak bilinen, ‘6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden<br />

Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık<br />

Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde<br />

Kararnamelerde Değişiklik Öngören Kanun”<br />

ile SGK’nın birikmiş alacaklarına ödeme kolaylığı getirildiğini<br />

kaydetti. <strong>Kayseri</strong>’de bulunan Sosyal Güvenlik<br />

Merkezleri’ne yeniden yapılandırma başvurularının<br />

alınmaya başlandığını ve başvuruda bulunan borçlulara<br />

ödeme planlarının verildiğini bildirdi.<br />

Programın sonunda konuşmacılara katılımlarından dolayı<br />

ve günün anısına <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> adına plaket<br />

sunuldu.<br />

• 16 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

22. VERGİ HAFTASI KUTLANDI<br />

<strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanlığı’nca bu yıl 21-27<br />

Şubat 2011 tarihleri arasında kutlanmakta olan ‘’ 22. Vergi<br />

Haftası’’ etkinlikleri kapsamında 21 Mart 2011 tarihinde<br />

Vergi Dairesi Başkanı Niyazi Özkök ve birim yöneticileri,<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy ve Ankara<br />

YMM <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi İmdat Şimşek Atatürk<br />

Anıtına çelenk koydular. Sonrasında <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi<br />

Başkanı Niyazi Özkök ve birim amirleri heyet halinde<br />

Vergi Haftası münasebetiyle <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’na bir<br />

ziyarette bulundu.<br />

Ziyaret esnasında konuşan <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi<br />

Başkanı Niyazi Özkök ‘’ Vergi Haftası hepimizin haftası,<br />

Vergi ise hepimizin işidir. Bu konuda da ortak çalışmalar<br />

yapmaktayız ve olumlu sonuçlar olmaktadır. Bir noktada<br />

bunun mükellef tarafını arada siz muhasebeciler ve<br />

mali müşavirler temsil ediyorsunuz. Bu yeni Torba Yasa<br />

Ziyarette konuşan <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat<br />

Özsoy ise, Vergi Dairesi Başkanlığı ile çok uyumlu çalıştıklarını<br />

ve dayanışma içerisinde bulunduklarını belirterek,<br />

Oda olarak her zaman her konuda yardıma hazır olduklarını<br />

ve üzerlerine düşen görevleri layıkıyla yapacaklarını<br />

dile getirdi. Özsoy, <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı ve<br />

beraberindeki birim amirlerinin vergi haftasını kutlayarak<br />

ziyaretlerinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.<br />

SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER<br />

İLKÖĞRETİM OKULLARINDA “VERGİNİN ÖNEMİ”Nİ<br />

ANLATTILAR<br />

Kamuoyunda vergi bilincini oluşturmak, vergiyi toplumun<br />

tüm kesimlerine benimsetmek amacıyla gelir<br />

İdaresi Başkanlığı’nca geleneksel olarak kutlanan Vergi<br />

Haftası’nın yirmi birincisi 21-27 Şubat 2011 tarihleri arasında<br />

kutlandı.<br />

Hafta etkinlikleri ve <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi tarafından<br />

belirlenen program kapsamında İl Milli Eğitim<br />

Müdürlüğü’nce belirlenen İlk ve Orta Öğretim Kurumlarında,<br />

öğrenciler için düzenlenen ‘Vergi Nedir? Verginin<br />

Önemi’’ konulu konferans programına konu ile bilgi vermek<br />

için <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> üyesi meslek mensupları<br />

konuşmacı olarak katıldı.<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> üyesi 22 meslek mensubu Vergi<br />

Haftası etkinlikleri kapsamında 21-27 Şubat 2011 tarihleri<br />

arasında İlköğretim okullarına giderek öğrencilere<br />

vergi kavramını ve verginin önemini anlattı.<br />

kapsamında da siz muhasebecilere ve mali müşavirlere<br />

önemli görev düşmektedir. Bu yasayı anlatmak için birlikte<br />

çeşitli toplantılar yapacağız ve en uygun şekilde el<br />

birliğiyle bu yasayı mükelleflerimize anlatacağız. Vergi<br />

Haftası da buna vesile olacak. Biz işin devlet kanadı ve<br />

yaptırımlı olan tarafı olduğumuz için mükelleflere bunu<br />

en doğru aktaracak olan sizlersiniz ve sizlere büyük<br />

görevler düşmektedir” dedi. Ayrıca verginin tabana yayılması<br />

ve mükellef sayısının artması için eğitimin öneminin<br />

altını çizen Özkök, vergi haftası etkinlikleri kapsamında<br />

belirlenen İlk ve Orta Öğretim Kurumlarında,<br />

öğrenciler için düzenlenen ‘Vergi Nedir? Verginin Önemi’’<br />

konulu konferans programına da konu ile bilgi vermek<br />

için <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’nın Oda üyesi 22 meslek<br />

mensubunu görevlendirerek konuya katkı sağladıkları<br />

için de teşekkürlerini sundu.<br />

• 17 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

22. VERGİ HAFTASI MÜNASEBETİ İLE HALI SAHA<br />

FUTBOL TURNUVASI DÜZENLENDİ<br />

KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI ŞAMPİYON<br />

23 Şubat 2011 tarihinde de <strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy,<br />

Başkan Yardımcısı ve Sayman Mustafa Kükürtçüoğlu, Oda Sekreteri Baki Gümüşoluk, Yönetim Kurulu Üyeleri Harun<br />

Bayırdar ve Recep Uçan ile birlikte, <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Niyazi Özkök’e makamında iade-i ziyarette bulundular.<br />

Ayrıca Vergi Haftası etkinlikleri çerçevesinde, <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanlığı‘nca düzenlenen Halı Saha Futbol<br />

Turnuvası‘na <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> da bir takımla iştirak etti. 26 Şubat 2011‘de, Köy Hizmetleri Halı Sahası’nda<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> ve Vergi Denetmenleri Büro başkanlığı arasında yapılan final maçı sonrasında yapılan ödül<br />

töreniyle <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> birincilik, Vergi Denetmenleri Büro Başkanlığı ikincilik ödüllerini aldılar.<br />

• 18 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

EĞİTİCİLERİN EĞİTİMİ PROGRAMINI BAŞARI İLE TAMAMLAYAN MESLEK<br />

MENSUBU YARDIMCI EĞİTMENLER SERTİFİKALARINI ALDILAR<br />

Eğitim veren meslek mensupları yetiştirmek ve<br />

TESMER <strong>Kayseri</strong> şubesi bünyesinde eğitici kadrosu oluşturmak<br />

amacı ile Eğiticilerin Eğitimi projesini hayata geçirmiş<br />

bulunan Temel Eğitim ve Staj Merkezi (TESMER)<br />

<strong>Kayseri</strong> Şubesi’nin projelerinden birisi olan “Eğiticilerin<br />

Eğitimi Programı”na katılarak başarılı olan 21 meslek<br />

mensubuna katılım sertifikaları törenle takdim edildi.<br />

Toplam 40 kadar meslek mensubunun iştirak<br />

ettiği ve 19 Temmuz 2010 tarihinde Odamız Hizmet<br />

Binası’nda başlayan eğitim programına 10 Ağustos 2010<br />

tarihine kadar devam eden ve toplam 60 saatlik eğitim<br />

sürecinin ardından bir değerlendirmeye tabi tutulan katılımcılar<br />

değerlendirmeyi geçtikten sonra sertifika ve<br />

yardımcı eğitmen unvanını almaya hak kazandılar.<br />

KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI’NDAN YARDIMCI ELEMAN EĞİTİMİ<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> tarafından muhasebe bürolarında<br />

ve işyerlerinde çalışan yardımcı elemanlara yönelik<br />

9 Mart 2011’de Odamız hizmet binasında, bir tam<br />

gün süren “Temel Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Eğitim<br />

Programı” düzenlendi.<br />

Alper Söğüt, Derya Çopuro, Erol Zeyneloğlu,<br />

Fatih Tanrıöver, Hasan Balcı, Hayriye Güven, Mustafa<br />

Tutgun, Osman Seyfi, Vedat Alkan ve Yusuf Hakan<br />

Özdemir’in eğitici olarak katıldığı yardımcı elemanlara<br />

yönelik kurs programında iki farklı katılımcı gruba Finansal<br />

Muhasebe, Tek Düzen Hesap Planı Uygulamaları,<br />

Vergi Hukuku, Vergi Usul Kanunu, Katma Değer Vergisi<br />

Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu,<br />

Mükellef Ödevleri, Vergi Cezaları ve Uzlaşma, Değerleme<br />

ve Amortisman ile ilgili konular hakkında bilgi verilerek<br />

günlük iş hayatında kullanılan mesleki bilgilerin daha da<br />

iyi anlaşılması sağlandı. Eğiticiler daha sonra katılımcıların<br />

mesleki konulardaki sorularını cevaplandırdılar.<br />

• 19 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

BİR GÜLÜŞ DÜNYAYA DEĞER!<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Kadın Çalışma Komisyonu bu defa<br />

<strong>Kayseri</strong> Çocuk Esirgeme Kurumu ziyareti için kolları sıvadı!<br />

Bu organizasyon diğerlerine nazaran biraz daha farklıydı… Çünkü bu defa geleceğimizin mimarlarını,<br />

çocuklarımızı ziyaret ettik.<br />

Bir çocuğun en iyi bakılıp korunacağı yer kuşkusuz sağlıklı bir aile ortamıdır. Ancak her çocuk öz aile ortamında<br />

büyüme şansına sahip değildir. Aileleri tarafından terk edilerek hayatın dikenli yollarıyla daha erken yaşlarda tanışan<br />

çocuklarımızın kimsesizliğe uzanan yollarının kapılarını 19 Aralık 2010 Pazar günü bu sefer biz araladık…<br />

• 20 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

Heyecanımız büyüktü… Her şeyin en iyisi olsun,<br />

en fazlası olsun çabası vardı içimizde! Açtığımız yardım<br />

kampanyasında beklediğimizin çok üstünde bağış toplanmıştı…<br />

Her kadın gibi bizler de alışveriş yapmaya<br />

bayılırdık ancak, ilk defa alışveriş daha zevkli gelmişti!<br />

Her şey özenle seçildi… Beşiklerin cinsiyeti oyuncakların<br />

yaşı, pijama takımlarının renkleri, desenleri, çizgileri<br />

vardı. Hepimiz özenle hazırlandık ve geleceğimizin doktorlarını,<br />

öğretmenlerini, belki de meslektaşlarımızı ziyaret<br />

etmeye düştük yola. Onların üzerine doğan güneş<br />

bugün biz olalım istedik.<br />

Küçücük bedenlerinde sakladıkları kocaman yüreklerini<br />

açarak karşıladılar bizleri. Onlarda bizim kadar<br />

heyecanlıydı! Kısa zamanda kaynaştık… Yüzlerindeki<br />

o yabancı bakışlar yerini hemen gülümsemeye bıraktı.<br />

Bizlerse çoktan cıvıl cıvıl çocuk seslerinin arasında kaybolmuştuk.<br />

Hep beraber güldük, hep beraber yedik, hep beraber<br />

OYNADIK!<br />

Güzel, dolu dolu geçen bir günün mutluluğu huzuru<br />

vardı yüreğimizde. Biliyorduk, hepimiz hiç bu kadar<br />

duygulu ve mutlu kapatmamıştık gözlerimizi geceye…<br />

Dileriz onlar da mutluluğa, umuda kapatmışlardır gözlerini,<br />

yalnız olmadıklarını hissetmişlerdir… Ve bir nebze<br />

de olsa gecelerini süsleyen ay dedeleri o gece bizler olabilmişizdir…<br />

Onlar hepimizin evlatları… Belki bir anne bir baba, bir<br />

aile olamıyoruz bugün için onlara ama bir soluk, bir kıvılcım,<br />

mutlu bir an, bir umut olabiliriz onlar için geleceğe<br />

dair. Bu organizasyonda tüm yüreğini, zamanını, emeğini<br />

ortaya koyan <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Kadın Çalışma<br />

Komisyonu üyelerine, duyarlı meslektaşlarımıza, dostlarımıza,<br />

bize en büyük desteği sağlayan Oda Başkanımız<br />

Suat Özsoy ve değerli yönetim kurulu üyelerine teşekkürlerimizi<br />

sunuyoruz.<br />

<strong>SMMM</strong>. Hayriye Güven<br />

K<strong>SMMM</strong>O Kadın Çalışma Komisyonu Sekreteri<br />

• 21 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ’NÜ KUTLADIK<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Kadın Çalışma Komisyonu<br />

öncülüğünde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde elli kadar<br />

kadın meslek mensubunun katılımıyla düzenlenen<br />

kutlama programıyla Dünya Kadınlar Günü’nü kutladık.<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> hizmet binasında gerçekleştirilen<br />

kutlama programında Oda Başkanı Suat Özsoy kadın<br />

meslek mensuplarına Dünya Kadınlar Günü anısına birer<br />

karanfil hediye etti.<br />

Programda konuşan Oda Başkanı Suat Özsoy,<br />

‘’<strong>Kayseri</strong> Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> olarak, kadın hakları<br />

konusunda son derece duyarlıyız. Bu nedenle Odamız<br />

tarihinde bir ilke imza atarak bayan meslektaşlarımızın<br />

kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri için Kadın Çalışma<br />

Komisyonu’nu kurduk. Bayan Meslektaşlarımızı mutlaka<br />

ve mutlaka Oda Yönetiminde de görmek için her<br />

zaman gereken desteği vereceğiz. Ülkemizde her geçen<br />

gün her platformda kadın unsuru ve etkisi artmaktadır.<br />

Bizler de sivil toplum kuruluşları olarak buna destek vermeliyiz.<br />

Kadınlar toplumun en önemli birimi olan hem<br />

ailenin temel direğidir, hem de bütün toplumu dünyaya<br />

getiren, yetiştiren en önemli değerlerdir. Bu kapsamda<br />

Dünya Kadınlar Günü gibi günlerin kutlanması ve böyle<br />

günlerde kadınlarımızın, kadın meslek mensuplarımızın<br />

sorunlarının gündeme getirilmesi, taleplerinin dinlenmesi<br />

son derece önem arz etmektedir. Hepinizin Dünya<br />

Kadınlar Günü’nü kutluyorum” dedi.<br />

• 22 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

KADIN GÖZÜYLE KADIN OLMAK<br />

Kadın gözüyle kadın olmak; emek ister, sevgi ister ama<br />

en çok fedakârlık ister.<br />

Eğer kadınsanız koca bir yüreği barındırmalısınız içinizde,<br />

sevgi tohumlarını filizlendirmelisiniz evinizde ve sabrı,<br />

çalışkanlığı, üretmeyi bilmelisiniz işinizde.<br />

Kadın olmak zordur, çünkü kadının rolleri vardır; birbirine<br />

karıştırmaması gereken, her şeyden önce; çocuklarının<br />

annesidir kadın, hatta tüm çocukların annesidir.<br />

İçinde kocaman bir yürek taşıyan ve bu yüreğe sevgiyi,<br />

fedakârlığı, sabrı yükleyen, almadan verebilendir<br />

kadın,sonra ev hanımıdır kadın bitmek bilmeyen üretkenliği,<br />

çalışkanlığı, disipliniyle…<br />

Bir de üstüne çalışan kadınsanız eğer; o zaman verimliliği,<br />

zamanı iyi kullanmayı, azmi, pratik olmayı, yani anlayacağınız<br />

her parmakta on marifeti barındırmayı gerektirir<br />

kadınlık.<br />

Her şey kadınla başlar; eğer kadın, sevgi dolu bir ortamda<br />

yetişmişse, anlaşılmış, saygı duyulmuş ve söyleyecek<br />

sözü varsa hem kendine hem de çevresine işte o zaman;<br />

sevgiyle yoğrulmuş mutlu çocuklar yetiştirir kadın.İşinde<br />

başarılı, güçlü erkeklerin arkasındadır kadın. Seven ,<br />

sevilen kadın, sevgi dolu, barış dolu, huzur dolu, inanç<br />

dolu, bir toplumun da temelidir.<br />

Kadın gözüyle kadın olmak zordur aslında; bir çok şeyi<br />

aynı anda düşünüp, yapabilmek, hayatı planlayıp, organize<br />

etmek, o naif yürekte kocaman bir yükü taşımak ..<br />

Kadın olmak cesaret ister hele bir de çalışan kadınsanız<br />

ve de Anadolu da yaşıyorsanız daha fazla çabalamalısınız,<br />

kendinizi yaptığınız işte kanıtlamak için daha fazla<br />

çalışmalısınız .<br />

Kadın olmak zordur iş hayatında, kimi zaman pes etmeden<br />

maruz kalır zorluklara ama asla çekip gitmez kadın<br />

mücadele eder hayatın her alanında…<br />

Kadın olmak zordur kadın gözüyle, bir eliniz ev işinde<br />

, bir eliniz aş ta, aklınız çocukların veli toplantısında,<br />

gözünüz mevzuat kitaplarında, gönlünüz sevgi yoğurmakta<br />

yani kadın olmak için gücünüzü sevgiden almalı,<br />

kocaman bir yüreği minicik camdan bir kalbe sığdırmalı,<br />

İpek eldivende gizli bir yumruk gibi hassas ama bir o kadar<br />

da güçlü olmalıdır kadın.<br />

Kadın olmak zordur kadın gözüyle, her şey yolunda gitmese<br />

bile, en zorlandığınız anlarda, yüzünüzde kocaman<br />

bir gülümsemeyle, her şeyi derleyip, toparlamayı,<br />

yaraları sarıp, sarmalamayı, aileyi koruyup kollamayı gerektirir<br />

kadınlık.<br />

Kadın kocaman bir dünyadır aslında, içinde nezaketi, zerafeti,<br />

cesareti taşıyan. Yaşama azmiyle etrafına mutluluk<br />

saçan, hadi derleyin gülleri, çiçekleri verin demetleri yüreği<br />

sevgi dolu kadınlara…<br />

Kadının rengi yoktur derler<br />

Bence kadının rengi mordur<br />

Mor ise cesareti temsil eder<br />

Ama içinde esareti de barındırır.<br />

Kadınlar var ülkemde ezilen, horlanan<br />

Şiddetin her türlüsüne maruz kalan<br />

Ve töre cinayetlerine kurban giden<br />

Kadının rengi yoktur derler<br />

Bence kadının rengi kahverengidir<br />

Ağaç dalları gibi boynu büküktür kadının<br />

Hassastır kadın, kırılgandır ama aynı zamanda güçlüdür kadın<br />

Vefakârdır kadın hasta çocuğuna, eşine kol kanat geren<br />

Cefakârdır kadın her türlü zorluğa, yokluğa direnen<br />

Fedakârdır kadın kimi zaman nasırlı elleriyle tarlada<br />

Kimi zaman asık suratlarla iş hayatında<br />

Çalışkandır kadın kimi zaman bitmek bilmeyen ev işleri arasında<br />

Kadının rengi yoktur derler<br />

Bence kadının rengi aldır<br />

Sevmeyi bilen, mahçup mahçup gülebilen<br />

Tüm zorluklara rağmen hayata direnen<br />

Kadının rengi yoktur derler<br />

Bence kadının rengi yeşildir<br />

Evde huzuru temsil eder kadın<br />

Sakinliği, dinginliği içinde barındırır kadın<br />

Kadının rengi yoktur derler<br />

Bence kadının rengi pembedir<br />

Biraz çocuksu, bon bon şekeri tadında<br />

Gülmeyi, sevmeyi, neşe katmayı bilir kadın yaşama<br />

Kadının rengi yoktur derler<br />

Bence kadının rengi sarıdır<br />

Samimidir kadın, sımsıcaktır gülüşü<br />

Dokununca yüreğine solar kadın<br />

Yapraklarını döker kadın ilgisizlikte<br />

Kadının rengi yoktur derler<br />

Bence kadının rengi de , adı da , dili de vardır.<br />

Kadının rengi doğadır, adı zerafet, dili ise sevgidir.<br />

Kadın sarıdır kimi zaman , kimi zaman yeşil ve kahve tonları…<br />

Kadın tüm renkleri barındırır içinde.<br />

Kadının yüreği kocamandır çünkü annedir kadın<br />

Eştir, arkadaştır, sırdaştır, yoldaştır kadın<br />

Hepsinden önemlisi eşit haklara sahip vatandaştır kadın<br />

Toplumun temeli, evin çiçeği, ailenin geleceğidir kadın…<br />

<strong>SMMM</strong> Aişe Ertekin Kutlay<br />

K<strong>SMMM</strong>O Kadın Çalışma Komisyonu Başkanı<br />

<strong>SMMM</strong>. Aişe Ertekin Kutlay<br />

K<strong>SMMM</strong>O Kadın Çalışma Komisyonu Başkanı<br />

• 23 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

SAĞLIK DURAĞI KOZAKLI…<br />

Anadolu’nun merkezinde yüzyıllardan beri şifa dağıtan Kozaklı’da<br />

bir araya geldik…<br />

<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler<br />

<strong>Odası</strong>’nın kültürel ve sosyal etkinlikleri kapsamında üyelerimiz<br />

arasındaki sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı<br />

geliştirmek amacı ile 07 Ocak – 09 Ocak 2011 tarihleri<br />

arasında Kozaklı Diva İbis Termal Otel’de düzenlenen<br />

kaplıca gezisi programında üyelerimizle bir araya geldik.<br />

Birçok üyenin yanı sıra <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Yönetim<br />

Kurulu’nun da aileleriyle katıldığı, bir anlamda sağlık için<br />

de bir kaçamak olan Kozaklı kaplıca gezisi programı oldukça<br />

neşeli ve renkli geçti.<br />

Gezi ile ilgili bir değerlendirmede bulunan Oda<br />

Başkanı Suat Özsoy, bu tür gezilerin üyeler arasındaki<br />

dayanışmayı tesis ettiğini ve yaşanan yoğun iş temposunda<br />

amaçlarının üyelerine biraz olsun nefes aldırmak,<br />

eğlenceli vakit geçirtmek ve aileleri, çocukları ile bir araya<br />

getirmek olduğunu vurguladı.<br />

• 24 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

3. HAKSIZ REKABET VE ETİK KONGRELERİ YAPILDI<br />

TÜRMOB’un düzenlediği, ‘Üçüncü Türkiye Haksız Rekabet ve Etik Kongresi” Hatay’ın merkez ilçesi<br />

Antakya’da yapıldı. Türkiye’nin 81 ilinden ve Hatay’dan bin civarında meslek mensubunun katılım<br />

gösterdiği kongre iki gün sürdü.<br />

Hatay Vali Yardımcılarından Kadim Doğan’ın da vali adına<br />

katılım gösterdiği kongrede, açılış konuşmasını ev sahibi<br />

sıfatıyla Hatay <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı ve aynı zamanda,<br />

Türkiye Haksız Rekabetle Mücadele Kurulu (TÜRHAK)<br />

Yönetim Kurulu üyelerinden Abdullah Korkmaz yaptı.<br />

TÜRHAK Başkanı Yahya Arıkan’ın konuşmasının ardından<br />

TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı bir konuşma yaptı.<br />

TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı,Haksız rekabeti sınıflara<br />

ayırarak”Ülkemizde haksız rekabet birkaç şekilde<br />

yapılıyor. Karşı meslek grubundan olanlar, karşı meslek<br />

grubundan olmayanlar, reklam, yasal düzenlemeler,<br />

ruhsat kullandırtma, ekonomik kriz ve ücret tarifelerinde<br />

yaşanıyor. Bunlarla ilgili çeşitli çalışmalar yapıldı ve<br />

yapılmaya devam ediliyor. Haksız rekabet ile ilgili meslektaşlarımızı<br />

sürekli uyarıyoruz. Örneğin yönetim kurulumuzun<br />

ilgili birimleri sadece geride bıraktığımız 2010<br />

yılında 400’e yakın meslek mensubu hakkında haksız rekabete<br />

yol açtığı gerekçesiyle yaptırım alma kararı aldı”<br />

dedi.<br />

2013 yılını meslek mensupları için milat tarih olarak algıladıklarını<br />

dile getiren TÜRHAK Yönetim Kurulu Başkanı<br />

aynı zamanda İstanbul <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Yahya Arıkan<br />

ise “Tüm kongrelerimizde bu çalışmayı yapıyoruz.<br />

2013 yılı bizim açımızdan milat olacaktır. Bugüne kadar<br />

vergi için muhasebe yaptık. Ancak bugünden sonra artık<br />

bilgi için muhasebe yapacağız. Bunda kararlıyız” şeklinde<br />

konuştu.<br />

Kongreye Odamız adına <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Yönetimi<br />

ile Haksız Rekabet ve Etik Kurulu üyeleri iştirak etti.<br />

• 25 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

AKADEMİSYEN ODALAR İŞ BAŞINDA<br />

KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI AKADEMİSYEN ODALAR PLATFORMU<br />

SEKRETERYASI OLDU<br />

<strong>Kayseri</strong>’ deki Akademisyen Odaların başkanları belirli<br />

periyotlarda bir araya gelerek, meslek disiplinleri içerisindeki<br />

konularla ilgili ve bölgesel değerlendirmeler<br />

yapıp, fikir alış verişinde bulunarak birlik beraberlik içerisinde<br />

üyelerinin ve şehrin faydasına olacak çalışmalar<br />

yürütmektedirler. Böylece sorunlara da birlikte çözüm<br />

önerileri sunmaktadırlar.<br />

<strong>Kayseri</strong> Barosu Başkanı Murat Şirvanlı, <strong>Kayseri</strong><br />

<strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy, Makina Mühendisleri<br />

<strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> Şube Başkanı Ali Alkan, <strong>Kayseri</strong> Eczacılar<br />

<strong>Odası</strong> Başkanı Ahmet Özçavuşoğlu, Ankara YMM <strong>Odası</strong><br />

<strong>Kayseri</strong> İl Temsilcilisi İmdat Şimşek, <strong>Kayseri</strong> Bölgesi Veteriner<br />

Hekimler <strong>Odası</strong> Başkanı Akif Başol, Kimya Mühendisleri<br />

<strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi Hüseyin Kaya, Jeoloji<br />

Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi Adnan Evsen,<br />

Jeofizik Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi Fuat<br />

Erdem, Ziraat Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> Şube Başkanı<br />

Fahrettin Açıkgöz, Gıda Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong><br />

Şube Başkanı Ergül Türkaslan, Harita ve Kadastro Mühendisleri<br />

<strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi Mustafa Yıldız, Peyzaj<br />

Mimarları <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi Başak Güleser,<br />

Elektrik Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi Kuddusi<br />

Aksoy, İnşaat Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi İsmail<br />

Eser’in iştirak ettiği Akademisyen Odalar Platformu<br />

kapsamında yapılan toplantılar her ay bir Odanın ev sahipliğinde<br />

gerçekleşmektedir. 16 Aralık 2010 tarihinde<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> ev sahipliğinde gerçekleştirilen ilk<br />

toplantıda toplantılarla ilgili gündeme alınacak konular,<br />

toplantı periyotları, platformun sekretaryasının 1 yıl için<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> olması konuları görüşüldü.<br />

Akademisyen Odalar Toplantısının ikincisi 26<br />

Ocak 2011 tarihinde Makina Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong><br />

Şubesinin, üçüncüsü 9 Mart 2011’de <strong>Kayseri</strong> Eczacı <strong>Odası</strong>nın,<br />

dördüncüsü ise 13 Nisan 2011 tarihinde TMMOB<br />

Jeoloji Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilciliği ev sahipliğinde<br />

gerçekleştirilmiştir. Toplantılarda yapılan<br />

değerlendirmeler neticesinde gündem maddeleri içerisinde<br />

ön plana çıkanlar basına ortak basın açıklaması<br />

olarak verilmektedir.<br />

• 26 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

İÇ ANADOLU ODALARI PLATFORMU KAYSERİ’DE TOPLANDI<br />

İç Anadolu Odaları Platformu 3 Mart 2011 tarihinde<br />

<strong>Kayseri</strong> Hilton Otel’de Toplandı<br />

Siyasi düşüncelerden arınmış ve objektif olarak mesleki<br />

sorunların yanında bölgesel ve ülkenin ekonomik, sosyal,<br />

kültürel sorunlarının tesbiti ve sorunların çözümü<br />

konusunda çalışmalar yapmak, yapmış olduğu çalışmaları<br />

başta TÜRMOB olmak üzere diğer <strong>SMMM</strong>, YMM<br />

Odaları ve kamuoyu ile paylaşmak, hayata geçirilmesinde<br />

etkin rol üstlenmek ve takipçisi olmak,Ülkemizin<br />

ve Bölgemizin ekonomik sosyal gelişimine yönelik proje<br />

ve çalışmalara katkı sağlamak amacıyla <strong>Kayseri</strong>, Konya,<br />

Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Sivas, Yozgat, Karaman, Aksaray,<br />

Kırıkkale, Çankırı Odaları olmak üzere 11 İç Anadolu<br />

<strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> bir araya gelerek İç Anadolu Odaları Platformunu<br />

oluşturmuşlardır.<br />

Anadolu Odaları Platformu, mesleki sorunların<br />

tesbiti ve çözümü konusunda başta ilgili mevzuatlar olmak<br />

üzere ekonomik Sosyal kültürel ve eğitim çalışmaları<br />

ve araştırmaları yapmak, bu konuda raporlar hazırlamak<br />

ve hazırlatmak, panel, sempozyum ve konferanslar<br />

düzenlemek, bölgemizi ilgilendiren konularda TÜRMOB<br />

bünyesinde yapılacak çalışma ve etkinliklerde yer almak,<br />

siyasi konu içermeyen konularda diğer meslek kuruluşları<br />

ve sivil toplum örgütleri ile birlikte çalışmalar<br />

yapmak gibi faaliyetlerde bulunma kararı almıştır.<br />

TEOS OTOMASYON SİSTEMİ EĞİTİMİ ODAMIZDA YAPILDI<br />

Geçmişten bugüne Bilişim Teknolojileri alanında<br />

hızlı gelişmeler yaşanmış ve bu teknolojilerin kurumlar<br />

tarafından kullanılması neredeyse zorunlu bir hal almıştır.<br />

Kurumlara sağladığı faydalar sebebiyle, çeşitli alanlarda<br />

faaliyetlerini yürütmekte olan birçok kurum bilişim<br />

teknolojilerinden yararlanmaktadır. Bu kapsamda TES-<br />

MER tarafından başlatılan ve yürütülmekte olan Otomasyon<br />

Sistemi Projesi, TESMER’in kendi içinde yürüttüğü<br />

işlemlerin takip edilebilmesi ve <strong>SMMM</strong> Odalarının<br />

mesleki işlemleri yürütebilmesi bakımından bu sisteme<br />

entegre olmaları önem arz etmektedir. Bu kapsamda<br />

TESMER tarafından <strong>SMMM</strong> Odalarına ve personeline<br />

Sistemle ilgili tanıtım ve eğitim toplantıları gerçekleştirilmektedir.<br />

TEOS Eğitimleri 3. Grup <strong>Kayseri</strong> Toplantısı,<br />

TEOS Otomasyon Sistemi Eğitimi 18 Nisan 2011 tarihinde<br />

Odamızda Nevşehir, Aksaray, Niğde ve Yozgat <strong>Odası</strong><br />

personelinin katılımıyla da gerçekleştirilmiştir. TESMER<br />

personelinin de katıldığı eğitim programında YD Yazılım<br />

eğitmen personeli Harun AKSAYA, <strong>SMMM</strong> Odaları personeline<br />

TESMER Otomasyon Sisteminde işlemlerin nasıl<br />

gerçekleştirildiği ilgili bir sunum yaparak, sistemdeki<br />

kullanım kolaylığı hakkındaki detaylar konusunda katılımcıları<br />

ayrıntılı olarak bilgilendirdive onların sorularını<br />

yanıtladı.<br />

• 27 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER<br />

MESLEĞİN VE MESLEK MENSUPLARININ SORUNLARINI TARTIŞTI<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’nın düzenlemiş olduğu,<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Yönetimi ve Üyeleri arasında mesleki<br />

sorunların tartışıldığı, karşılıklı fikir alışverişlerinin<br />

yapıldığı İstişare toplantısı 27.11.2010 tarihinde Kadir<br />

Has Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. İki yüz kadar<br />

meslek mensubunun iştirak ettiği toplantıda Oda üyeleriyle<br />

mesleğin ve meslek mensuplarının sorunlarıyla<br />

ilgili karşılıklı görüş alışverişi yapılırken üyelere de Oda<br />

çalışmalarıyla ilgili bilgi verildi.<br />

Toplantıda <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Yönetim Kurulu,<br />

Disiplin Kurulu ile Haksız Rekabet ve Etik Kurulu<br />

meslek mensuplarına mesleğin ve meslek mensuplarının<br />

en önemli sorunları ile ilgili bilgi verirken üyelerin<br />

şikâyetlerini de dinleyerek çözüm önerileri konusunda<br />

açıklamalarda bulundular.<br />

Oda Başkanı Suat Özsoy toplantıda yaptığı konuşmada,<br />

meslek mensupları olarak birbirlerinden farkları<br />

olmadığını ve yönetim kurulu olarak karar verme yetkileri<br />

olmasına rağmen meslektaşlarının fikirlerini alarak<br />

karar vermenin önemli olduğunu ifade etti. Meslek<br />

mensupları olarak kendilerine yakışanın öncelikle mesleki<br />

ve etik sorunları çözerek TÜRMOB’a katkı koymak<br />

olduğunun altını çizen Özsoy, sorunların çözümünün de<br />

mesleğin gelişiminin de birlikte hareket edilerek olacağına<br />

inandıklarını söyledi. Geçtiğimiz günlerde TÜRMOB<br />

heyetiyle birlikte Malezya’daki 18. Dünya Muhasebe<br />

Kongresi’ne katıldıklarını ve <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’nı en<br />

iyi şekilde temsil ettiklerini de bildiren Özsoy, meslek<br />

mensuplarının yabancı dil eğitimlerinin geliştirilmesinin<br />

de sağlanarak bu tür uluslararası platformlarda daha sık<br />

yer alınması gerektiğinin de altını çizdi.<br />

Toplantıda <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat<br />

Özsoy, Başkan Yardımcısı Mustafa Kükürtçüoğlu, Oda<br />

Sekreteri Baki Gümüşoluk ile Yönetim Kurulu üyeleri Recep<br />

Uçan ile Harun Bayırdar, Oda Disiplin Kurulu Başkanı<br />

Anfer Yılmaz ve Haksız Rekabet Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk<br />

haksız rekabet, tahsilât sorunu, asgari ücret, defter<br />

tasdiki, mükelleflerle sözleşme yapılması, emanet para,<br />

bağımlı çalışanlar, müşteri listesi, mesleki şikâyetler,<br />

defter değişimi ve disiplin cezaları gibi meslek ve meslek<br />

mensupları için sıkıntı yaratan konularda bilgi verdi.<br />

Meslek mensuplarının şikâyetlerini ve sıkıntılarını dinleyen<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> yönetimi meslek mensupları<br />

ile çözüm önerileri konusunda fikir alışverişinde bulundu.<br />

Toplantıda ayrıca meslektaşların muzdarip olduğu<br />

özellikle haksız rekabet gibi sorunlar için mesleki etik<br />

kurallara uyulduğu sürece bir problem çıkmayacağı ve<br />

meslek mensuplarının öncelikle kendi kurallarına kendilerinin<br />

uyması gerektiği vurgusu yapıldı. 2011 yılında ise<br />

mesleki sorunlarla ilgili Odanın riayet edilmeyen kurallar<br />

açısından yeni yaptırımlar getiren prensipleri uygulamaya<br />

koyacağı da bildirildi.<br />

• 28 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI DANIŞMA MECLİSİ İLK TOPLANTISINI YAPTI<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> tarihinde ilk kez oluşturulan<br />

Danışma Meclisi, ilk toplantısını 25 Aralık 2010<br />

tarihinde Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda gerçekleştirdi.<br />

Toplantıya <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Yönetimi ile<br />

Danışma Meclisi üyesi yetmiş meslek mensubu katıldı.<br />

Toplantıda <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Danışma Meclisi Çalışma<br />

Usul ve Esasları hakkındaki taslak yönetmelik okundu<br />

ve oy birliğiyle kabul edildi. Toplantı periyodunun da belirlendiği<br />

ilk toplantıda ayrıca Oda Yönetim Kurulu’nun<br />

danışma Meclisine getireceği her türlü konuda görüşmek,<br />

ilçe temsilcilerinin sorunlarını görüşmek, Yardımcı<br />

kurullar ve komisyonların ilgili dönemlere ait çalışmalarını<br />

görüşmek, kamu kurum ve kuruluşları ile olan sorunları<br />

görüşmek, Oda tahmini gelir tablosunu görüşmek<br />

ve onaylandıktan sonra Genel kurul’a sunmak, Temsilcilik<br />

bütçeleri dahil olmak üzere diğer gider bütçelerini<br />

görüşmek ve onaylandıktan sonra Genel Kurul’a sunmak<br />

gibi faaliyetler Danışma Meclisinin kuruluş amacı, görevleri<br />

ve çalışma kapsamı olarak belirlendi.<br />

Danışma Meclisi üyesi yetmiş meslek mensubunun<br />

da birbiriyle tanıştığı ve fikir alışverişinde bulunduğu<br />

toplantı, Oda Meclisi olarak yapılacak olan etkinlikler<br />

için de mesleki anlamda kaynaşma ve dayanışmanın temellerinin<br />

atıldığı bir ortamda geçti.<br />

KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI’NDAN<br />

DÖNEM SONU İŞLEMLERİ HAKKINDA SEMİNER<br />

11 Ocak 2011, Salı günü saat 14.00’de Kadir Has<br />

Kongre Merkezi’nde <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> tarafından<br />

Gelirler Eski Başkontrolörü ve Ankara Defterdarı Eski Yardımcısı<br />

YMM. A. Murat Yıldız’ın konuşmacı olarak katıldığı<br />

‘’ Dönem Sonu İşlemleri’’ konulu seminer düzenlendi.<br />

Seminere <strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler<br />

<strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy, Yönetim Kurulu Üyeleri ve<br />

çok sayıda Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler dinleyici<br />

olarak katıldı.<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy seminerde<br />

yaptığı açılış konuşmasında <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong><br />

için eğitimin çok önemli olduğuna değinerek her geçen<br />

gün sayıları gittikçe artan meslek mensuplarının eğitimi<br />

için çalıştıklarını ifade etti. Yaptıkları eğitim programlarına<br />

meslek mensubu katılımının dikkat çekici ölçüde arttığını<br />

belirten Özsoy, bu durumun da meslek mensuplarının<br />

gelişimi açısından sevindirici bir durum olduğuna<br />

dikkat çekti. Geçtiğimiz yıl, Ocak ayında düzenlenen<br />

Sektörel Muhasebe Uygulamaları Sempozyumu^’nun<br />

bu yıl Mart ayında geçen yıldan farklı olarak Mobilya<br />

İmalatı Sektöründe Muhasebe/Finans, Vergi, Denetim<br />

ve Hukuk temasıyla gerçekleştirileceğine de değinen<br />

Özsoy, Sempozyuma konuşmacı olarak da Sektörden<br />

ve konuyla ilgili akademisyenlerden önemli isimlerin<br />

katılacağını belirterek, bu Sempozyumun hem şehrin,<br />

• 29 •<br />

hem Odanın hem de mali müşavirlik mesleğinin temsili<br />

açısından büyük önem arz ettiğini ve gereken desteğin<br />

verilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.<br />

Seminerde, Gelirler Eski Başkontrolörü ve Ankara<br />

Defterdarı Eski Yardımcısı YMM. A. Murat Yıldız ‘’Dönem<br />

Sonu İşlemlerinin Vergilendirme Boyutu’’ konulu bir<br />

sunum yaptı ve katılımcılara ayrıntılı bilgiler verdi. Yeni<br />

6111 Sayılı Yeniden Yapılandırma Kanunu ve kapsamından<br />

da bahseden Yıldız, Yasa’nın Şubat ayı içerisinde yürürlüğe<br />

girmesini beklediklerini ifade ederek katılımcıların<br />

konuyla ilgili sorularını cevaplandırdı.


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

18. DÜNYA MUHASEBE KONGRESİ MALEZYA’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ<br />

18. Dünya Muhasebe Kongresi, Uluslararası Muhasebeciler<br />

Federasyonu`nun (IFAC) ana organizasyonu<br />

ile 8-11 Kasım 2010 tarihleri arasında Malezya’nın başkenti<br />

Kuala Lumpur’da gerçekleştirildi.<br />

‘’Muhasebe Olimpiyatları’’ adı ile de anılan ve 17.<br />

si İstanbul’da gerçekleştirilen bu büyük organizasyon<br />

dört yılda bir dünyanın başka bir ülkesinde yapılmakta<br />

ve dünya muhasebecilerini de ağırlamaktadır. TÜRMOB<br />

Yönetimi ve Türkiye genelindeki Oda başkanlarından<br />

oluşan bir heyet de TÜRMOB öncülünde yapılan organizasyonla,<br />

8-11 Kasım 2010 tarihleri arasında yapılan<br />

18. Dünya Muhasebe Kongresi’nde Türkiye’yi temsil etti.<br />

Kongreye katılan TÜRMOB heyetinde <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong><br />

<strong>Odası</strong>’nı ise Oda Başkanı Suat ÖZSOY temsil etti.<br />

Uluslararası alanda muhasebenin masaya<br />

yatırıldığı, ilkinin 1904 yılında Amerika’da ve 17.sinin<br />

İstanbul’da gerçekleştirildiği Dünya Muhasebe<br />

Kongresi’ne, yüzlerce ülkeden binlerce meslek mensubu,<br />

akademisyen ve iş dünyasından temsilcilerin katıldığı<br />

öğrenildi.<br />

HİZMET ANISI YEMEĞİ VE PLAKET TÖRENİ<br />

Odamıza 20 yıl kadar hizmet etmiş olan Oda İdare<br />

Müdürü Bekir Çağlıkeçecigil’in emekli olmaları ve 4 yıl<br />

Odamıza hizmet etmiş olan Üyelik- Stajyer İşleri Sorumlusu<br />

Halil Sürel’in serbest işle iştigal etmek üzere işten<br />

ayrılmaları vesilesiyle bir veda yemeği düzenlendi. Oda<br />

Başkanı Suat Özsoy’un ve Yönetim Kurulu üyelerinin<br />

eşleriyle birlikte katıldığı yemekte, halen Odamız üyesi<br />

olan SM. Bekir Çağlıkeçecigil ile Halil Sürel’e Odamıza<br />

vermiş oldukları hizmetlerden dolayı teşekkür plaketi<br />

takdim edildi. <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> olarak Sayın Bekir<br />

Çağlıkeçecigil ile Halil Sürel’e bundan sonraki hayatlarında<br />

esenlikler dileriz.<br />

• 30 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI’NDAN<br />

SEMPOZYUMA HAZIRLIK GÖRÜŞMELERİ VE DAVET ZİYARETLERİ…<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Yönetim Kurulu 3-6 Mart<br />

2011 tarihlerinde gerçekleştirilen II. Sektörel Muhasebe<br />

Uygulamaları Sempozyumu öncesi Sempozyum tanıtımı<br />

ve davet münasebetiyle <strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci<br />

Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy ile yönetim<br />

kurulu üyeleri bazı ziyaretlerde bulundu.<br />

Bu kapsamda <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat<br />

Özsoy ve yönetim Kurulu üyeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar<br />

Bakanı Taner Yıldız’ı, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i,<br />

<strong>Kayseri</strong> Valisi Mevlüt Bilici’yi, <strong>Kayseri</strong> Milletvekillerini,<br />

Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Kilci’yi, Gelir İdaresi Başkan<br />

Yardımcısı Adnan Ertürk’ü, TÜRMOB Başkanı Nail<br />

Sanlı’yı ve TÜRMOB Yöneticilerini, <strong>Kayseri</strong> Büyükşehir<br />

Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’yi, Melikgazi Belediye<br />

Başkanı Memduh Büyükkılıç’ı, Kocasinan Belediye<br />

Başkanı Bekir Yıldız’ı, <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Niyazi<br />

Özkök’ü, SGK İl Müdürü Mehmet Kır’ı, Sanayi Ticaret İl<br />

Müdürü Kamil Akçadırcı’yı, Sanayi <strong>Odası</strong> Başkanı Mustafa<br />

Boydak’ı, Ticaret <strong>Odası</strong> Başkanı Hasan Ali Kilci’yi, Esnaf<br />

ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Mustafa Alan’ı,<br />

Mobilyacılar ve Döşemeciler <strong>Odası</strong> Başkanı Mehmet Ali<br />

Çevrim’i, Ankara YMM <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi İmdat<br />

Şimşek’i, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya’yı,<br />

Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nazif Türkoğlu’nu<br />

ve Merkez Çelik A.Ş. Genel Müdürü Namık Kemal Uyar’ı,<br />

Kilim Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yayla’yı,<br />

Ladin Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Böyük’ü ziyaret<br />

ederek Sempozyum çalışmaları hakkında bilgilendirmede<br />

bulundular ve kendilerini Sempozyuma davet<br />

ettiler.<br />

• 31 •


KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI YÖNETİM KURULU’NDAN<br />

MELİKGAZİ BELEDİYE BAŞKANI MEMDUH BÜYÜKKILIÇ’A ZİYARET<br />

<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler<br />

<strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy, Başkan Yardımcısı Mustafa<br />

Kükürtçüoğlu ile Yönetim Kurulu Üyesi Harun Bayırdar,<br />

Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç‘ı makamında<br />

ziyaret ederek Oda çalışmaları hakkında bilgi verdiler<br />

ve 3-6 Mart 2011 tarihinde düzenlenen II. Sektörel<br />

Muhasebe Uygulamaları Sempozyumuna davet ettiler.<br />

Ziyarette Oda Başkanı Suat Özsoy, Oda olarak üyelere<br />

dönük hizmet içi eğitim ile sık sık yeni çıkan, değişen<br />

yasa ve yönetmelikler ile ilgili olarak üyeleri bilgilendirici<br />

ve eğitici çalışmalar yerine getirdiklerini ifade etti.<br />

Özsoy, 2010 yılında ilki gerçekleştirilen Sempozyumun<br />

İnşaat Sektörünü incelediğini, bu yıl ise Mobilya İmalatı<br />

Sektörünün ele alındığını belirterek Odanın meslek<br />

mensuplarına yönelik gerek eğitsel, gerekse sosyal faaliyetlerinin<br />

hız kesmeden devam edeceğini söyledi ve<br />

Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç’ı Sempozyuma<br />

davet etti.<br />

Büyükkılıç: “İnsan Unsuru Çok Önemli”<br />

Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç<br />

AK PARTİ MELİKGAZİ İLÇE BAŞKANLIĞI’NDAN ZİYARET<br />

Ak Parti Melikgazi İlçe Başkanı Timur Barlas ve İlçe<br />

yönetim kurulu üyeleri Odamızı ziyaret etti.<br />

Ak Parti Melikgazi İlçe Başkanı ve aynı zamanda Odamız<br />

üyesi Timur BARLAS ve İlçe Yönetim Kurulu üyeleri Oda<br />

Başkanı Suat Özsoy ile Yönetim Kurulu üyelerine bir nezaket<br />

ziyaretinde bulundu.<br />

SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

ise, Belediye olarak 1990 yılından itibaren başlatılan bilgisayarlı<br />

muhasebe destek çalışmalarının sonucunda şu<br />

anda belediyenin e-devlet sistemine dönüştüğünü söyledi.<br />

Mali hizmetlerin son yıllarda bilgisayar ile çok önem<br />

arz ettiğini ancak çok detaylı, değişken ve gün geçtikçe<br />

branşlaşan bir yapıda bilgisayar yanında insan unsurun<br />

da çok önemli olduğunu belirten Başkan Memduh Büyükkılıç,<br />

sonuçta bireye dayanan çalışmalarda bireylerin<br />

sürekli bilgilendirilmesi, eğitilmesi ve gelişmelerden haberdar<br />

edilmesi gerektiğini, bu açıdan Oda yönetimine<br />

büyük görevler düştüğünü kaydetti.<br />

KAYSERİ MASTERLER FUTBOL DERNEĞİ’NDEN<br />

KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI BAŞKANI SUAT ÖZSOY’A ZİYARET<br />

<strong>Kayseri</strong> Masterler (eski Futbolcular) Derneği Yöneticileri,<br />

Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> Başkanı<br />

Suat Özsoy’u Ziyaret Etti<br />

<strong>Kayseri</strong> Masterlar ( Eski Futbolcular) Dernek Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Ahmet Yıldız Başkanlığındaki ve<br />

İshak Kattaş, Mehmet Öztaş, Muhammed Tambay, Mikail<br />

Karabulut, Osman Us’tan oluşan heyet <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong><br />

<strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy’a bir nezaket ziyaretinde bulundu.<br />

Sıcak bir ortamda geçen ziyarette, <strong>Kayseri</strong> Masterlar<br />

Derneği Başkanı Ahmet Yıldız, <strong>Kayseri</strong> Masterlarının<br />

yapmış oldukları faaliyetler ile ilgili bilgi verdi.<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy’da, eski bir futbolcu<br />

olarak <strong>Kayseri</strong> Masterlar Derneği’nin ziyaretlerinden<br />

duyduğu memnuniyeti dile getirerek, hem bir sivil<br />

toplum kuruluşu olarak hem de eski bir futbolcu olarak<br />

• 32 •<br />

<strong>Kayseri</strong> Masterlarına her konuda destek vereceklerini<br />

belirtti. Böyle bir oluşumun olmasından da ayrıca memnun<br />

olduğunu ve kendisinin de üye olmak istediğini belirten<br />

Özsoy, Dernek Yönetimine nazik ziyaretlerinden<br />

dolayı teşekkür ederek, çalışmalarında başarılar diledi.


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

ZİYARETLER<br />

<strong>Kayseri</strong> Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürü Haki Aksoy İle Toplum Destekli<br />

Polislik Şube Müdürü Arif Yıldızın Odamızı Ziyareti<br />

Talas Kaymakamı Salih Bıçak’ın Ankara’ya tayininin çıkmasından dolayı Odamıza gerçekleştirdiği<br />

Veda Ziyareti<br />

Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği’nin Düzenlemiş Olduğu<br />

Türkiye II. Muhasebe Uzmanlığı Kongresi Yapıldı.<br />

Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği’nin Düzenlemiş Olduğu; Türkiye II. Muhasebe Uzmanlığı Kongresi<br />

28 Mart 2011 tarihinde Marmara Üniversitesi Rektörlük Binası’nda “Türkiye’ de KOBİ’ lerin Halka Açılımı ve<br />

Muhasebe Denetimi” ana temasıyla 4 Oturum Halinde Gerçekleştirildi.<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong>O Başkanı Suat Özsoy Oturum Başkanı Aydın<br />

Üniversitesi Ögretim Görevlisi Sayın Cengiz Kastan’a<br />

plaketini verirken<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong>O Başkanı Suat Özsoy Dünya Gazetesi Yazarı<br />

Rüştü Bozkurt’a plaketini verirken<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong>O Başkanı Suat Özsoy, Oturum Başkanı<br />

Prof. Dr. Metin Sağmanlı’ya plaketini verirken<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong>O Başkanı Suat Özsoy PWC Sorumlu<br />

Ortak Gökhan Yüksel’e plaketini verirken<br />

• 33 •<br />

Açılış konuşmalarını TÜR-<br />

MOB Genel Başkanı Nail<br />

Sanlı ve TMUD Başkanı<br />

Prof. Dr. Cemal İbiş’in yaptığı<br />

Kongrenin protokol<br />

konuşmalarını Devlet Eski<br />

Bakanı ve TÜRMOB Eski<br />

Genel Başkanı Dr.Masum<br />

Türker, Marmara Üniversitesi<br />

Rektörü Prof. Dr. M.<br />

Zafer GÜL, MMMB Derneği<br />

Genel Başkanı Süleyman<br />

Bilge, Türk Girişim ve<br />

İş Dünyası Konfederasyonu<br />

Başkanı, Celal Beysel’in<br />

yaptığı Kongreye Odamız<br />

adına Başkan Suat Özsoy<br />

iştirak etti.<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı<br />

Suat Özsoy Kongrede<br />

bir konuşma yaparak, Oturum<br />

Başkanlarına plaketlerini<br />

takdim etti.


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI TÜRK HALK MÜZİĞİ KOROSU<br />

İLK KONSERİNİ VERDİ<br />

15 Mayıs 2011 Pazar günü <strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci<br />

Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> Türk Halk Müziği Korosu Büyükşehir<br />

Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda ilk konserini verdi.<br />

Konsere <strong>Kayseri</strong> Valisi Mevlüt Bilici, <strong>Kayseri</strong> İl Emniyet<br />

Müdürü Cuma Ali Aydın, <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Yönetimi<br />

ve çok sayıda serbest muhasebeci mali müşavir aileleriyle<br />

birlikte iştirak etti. 18 serbest muhasebeci mali müşavir<br />

meslek mensubu koristten oluşan <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong><br />

<strong>Odası</strong> Türk Halk Müziği Korosu, üç aylık bir çalışmadan<br />

sonra, yine mali müşavir olan koro şefi Namık Kemal Bilgin<br />

yönetiminde toplam iki bölümden ve çeşitli yörelere<br />

ait 22 türküden oluşan bir repertuarla dinleyicilerle buluştu.<br />

Konser bitiminde bir konuşma yapan <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong><br />

<strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy, Oda ve Yönetim olarak ilklere<br />

imza atmayı ilke edindiklerini ve amaçlarının eğitimli,<br />

hukuk bilinci gelişmiş, saygın, vizyon sahibi bir meslek<br />

mensubu profiline ulaşmak olduğu kadar aynı zamanda<br />

bu tür aktivitelerle sosyal, iletişimi güçlü bir meslek<br />

mensubu profiline ulaşmak olduğunu ifade etti. Özsoy<br />

<strong>Kayseri</strong> Valisi Mevlüt Bilici ve İl Emniyet Müdürü Cuma<br />

Ali Aydın başta olmak üzere konsere katılan ve destek<br />

olan herkese teşekkürlerini sundu.<br />

• 34 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

SGK GENEL BAŞKAN YARDIMCISI İLYAS ÇELİKOĞLU İLE SGK İL<br />

MÜDÜRÜ MEHMET KIR’DAN KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI’NA ZİYARET<br />

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Genel Başkan<br />

Yardımcısı İlyas Çelikoğlu, SGK Genel Müdürlük Daire<br />

Başkanları ve SGK <strong>Kayseri</strong> İl Müdürü Mehmet Kır <strong>Kayseri</strong><br />

<strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’na bir ziyarette bulundu.<br />

Ziyarette konuşan SGK Genel Başkan Yardımcısı<br />

İlyas Çelikoğlu, SGK’nın kayıtsız istihdamla mücadele<br />

için yürüttüğü, Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve<br />

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın program otoritesi<br />

olduğu ‘’Kayıtlı İstihdam Teşviki Projesi’’ kapsamında<br />

43 ilde eğitim programlar düzenleyeceğini, kayıtsız<br />

istidamla mücadeledeki gücünü, farkındalığı artmış<br />

toplumdan ve işbirliği içerisinde hizmet veren kurumlardan<br />

almayı hedeflediğini bu kapsamda <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong><br />

<strong>Odası</strong>’ndan da işbirliği beklediklerini belirtti. Eğitimlerin<br />

, deneyimli yabancı ve yerli eğitmenler tarafından kayıtlı<br />

istihdamın teşvikinde kilit rol oynayan konularda merkezi<br />

ve yerel düzeyde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,<br />

SGK, İŞKUR ve ilgili bakanlıkların çalışanlarına ve sosyal<br />

tarafların ilgili temsilcilerine verileceğini açıklayan<br />

Çelikoğlu, ayrıca bu kapsamda kayıtlı istihdamın teşviki<br />

ve kayıt dışı istihdam ile mücadele çalışmalarına destek<br />

vermek ve kurumsal kapasitenin gelişimine katkı sağlamak<br />

amacını taşıyan çok sayıda etkinliğin önümüzdeki<br />

15 aylık süre içerisinde gerçekleştirileceğini söyledi.<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy ise,<br />

hem ‘’Kayıtlı İstihdam Teşviki Projesi’’ gibi projelerde hem<br />

de şu an gündemde olan Türkiye Cumhuriyeti tarihinin<br />

en kapsamlı mali yapılandırması sayılabilecek yeniden<br />

yapılandırma yasasının uygulanmasında <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong><br />

<strong>Odası</strong> olarak ve meslek mensupları olarak üstlerine düşen<br />

görevi yerine getireceklerini, Sosyal Güvenlik Kurumu<br />

ile de her zaman uyum içerisinde çalıştıklarını belirterek<br />

SGK Genel Müdür Yardımcısı İlyas Çelikoğlu’na,<br />

Genel müdürlük Daire Başkanları’na ve SGK İl Müdürü<br />

Mehmet Kır’a ziyaretlerinden duyduğu memnuniyeti<br />

dile getirerek teşekkürlerini sundu.<br />

6. MUHASEBE FORUMU GAZİANTEP’DE YAPILDI<br />

TÜRMOB tarafından bu yıl 6.’sı düzenlenen “Türkiye<br />

Muhasebe Forumu”, Gaziantep Serbest Muhasebeci<br />

ve Mali Müşavirler <strong>Odası</strong>’nın ev sahipliğinde yapıldı.<br />

Anatolian Otel’de gerçekleşen Foruma, Gaziantep Valisi<br />

Süleyman Kamçı, Başsavcı Esat Semerci, Gaziantep Büyükşehir<br />

Belediye Başkanı Asım Güzelbey, AK Parti Genel<br />

Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, TÜRMOB Genel Başkanı<br />

Nail Sanlı, AK Parti İl Başkanı Ahmet Uzer, CHP İl Başkanı<br />

Ali Peri ile 60 ilin <strong>SMMM</strong> ve YMM oda başkanları, yöneticileri,<br />

meslek mensupları, öğretim görevlileri, akademisyenler<br />

ve siyasi partilerin temsilcileri katıldı.<br />

Yapılan konuşmalardan sonra, Prof. Dr. Ünal Tekinalp<br />

katılımcılara Yeni Türk Ticaret Kanunu ve Muhasebe<br />

Mesleğinden Beklentiler konusunda sunum yaptı.<br />

6. Muhasebe Forumu’na Odamız adına Oda Başkanı Suat<br />

Özsoy, Başkan Yardımcısı Mustafa Kükürtçüoğlu, Oda<br />

Sekreteri Baki Gümüşoluk, Disiplin Kurulu, Denetim Kurulu<br />

ve TESMER <strong>Kayseri</strong> Şubesi Yönetimi iştirak etti.<br />

• 35 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

ARAMIZA YENİ KATILANLAR<br />

1106-<strong>SMMM</strong>. YUNUS EMRE MARAŞLI:<br />

1980 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Aralık 2010’da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1107-<strong>SMMM</strong>. AHMET BABAYİĞİT:<br />

1982 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Aralık 2010’da odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1108-<strong>SMMM</strong>. ADİL ÖZHAN:<br />

1977 Düzencik doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu. Aralık 2010’da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1109-<strong>SMMM</strong>. ÜNAL ÖZCAN:<br />

1971 Elbistan doğumlu. İnönü Üniversitesi İİBF’ den mezun oldu. Aralık 2010 ‘da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1110-<strong>SMMM</strong>. HALİT YILDIRIM:<br />

1983 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İİBF ‘den mezun oldu. Aralık 2010’da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1111-<strong>SMMM</strong>. SEDAT KIZILYEL:<br />

1980 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Karadeniz Teknik Üniversitesi İİBF’ den mezun oldu. Aralık 2010‘ da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1112-<strong>SMMM</strong>. HALİL YILDIZ:<br />

1979 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Erciyes Üniversitesi İİBF’ den mezun oldu. Aralık 2010 ’ da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1113- <strong>SMMM</strong>. ERCAN YILDIRIM:<br />

1983 Tomarza doğumlu. Anadolu üniversitesi’nden mezun oldu. Aralık 2010 ’ da odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1114-<strong>SMMM</strong>. İSMAİL BULUT:<br />

1973 Ereğli doğumlu. Erciyes Üniversitesi İİBF’ den mezun oldu. Aralık 2010’ da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

• 36 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

1115-<strong>SMMM</strong>. OSMAN ARSLAN:<br />

1978 Felahiye doğumlu. Erciyes Üniversitesi İİBF’ den mezun oldu. Aralık 2010 ‘ da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1116-<strong>SMMM</strong>. DİLEK KARAGÖZ:<br />

1978 Salzgitter doğumlu. Erciyes Üniversitesi İİBF ‘ den mezun oldu. Aralık 2010 ‘ da Odamıza kaydını yatırdı.<br />

1117-<strong>SMMM</strong>. MURAT PEKER:<br />

1977 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Afyon Kocatepe Üniversitesi ‘ nden mezun oldu. Ocak 2011’de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1118-<strong>SMMM</strong>. İKBAL ÖZBAYBURTLU:<br />

1983 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü ile Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme A.B.D. tezsiz yükseklisans<br />

programından mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1119-<strong>SMMM</strong>. ERSEL YILDIRIM:<br />

1978 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi ‘ nden mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1120-SM. TEFİK KARAYER:<br />

1972 Bünyan doğumlu. Bünyan Ticaret Lisesi’nden mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1121 <strong>SMMM</strong>. BEHÇET MUSTAFA ERKULU:<br />

1969 İncesu doğumlu. Anadolu Üniversitesi İİBF ‘ den mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1122-<strong>SMMM</strong>. FEYZULLAH DOĞAN:<br />

1981 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Erciyes Üniversitesi İİBF’ den mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1123-<strong>SMMM</strong>. ŞABAN ASLANKAYA:<br />

1973 Karabük doğumlu. Selçuk Üniversitesi İİBF ‘ den mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1124-<strong>SMMM</strong>. UĞUR MENEFŞE:<br />

1975 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi ‘ nden mezun oldu. Ocak 2011 ‘ Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

• 37 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

1125-<strong>SMMM</strong>. ŞEMSİ GÜMÜŞ:<br />

1975 Sarız doğumlu. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi ‘ nden mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1126-SM. MEHMET PAYLAN:<br />

1974 <strong>Kayseri</strong> doğumlu.Eciyes Üniversitesi MYO ‘ dan mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1127-<strong>SMMM</strong>.MELTEM AKCAN:<br />

1983 Kozaklı Doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi ‘ nden mezun oldu.Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1128-SM. ALİ KOÇYİĞİT:<br />

1972 <strong>Kayseri</strong> doğumlu.Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.Ocak 2011 ’ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1129-SM. KADİR EROL HASİLİK:<br />

1974 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Ticaret Lisesi’ nden mezun oldu. Şubat 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1130-<strong>SMMM</strong>. HASAN GÜMÜŞ:<br />

1980 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.Ocak 2011 ’ de odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1131-<strong>SMMM</strong>. BİLGEHAN KILIÇ:<br />

1982 Mucur doğumlu. Erciyes Üniversitesi İİBF ‘ den mezun oldu. Ocak 2011 ’ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1132-<strong>SMMM</strong>. ALİ KAYAPINAR:<br />

1984 Bünyan doğumlu. . Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.Ocak 2011 ’ de odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1133-<strong>SMMM</strong>. İSMAİL AYDOĞAN:<br />

1983 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.Ocak 2011 ’ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1134-<strong>SMMM</strong>. SERAP POLAT:<br />

1974 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.Ocak 2011 ’ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

• 38 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

1135-<strong>SMMM</strong>. MEHMET KILIÇ:<br />

1977 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Niğde Üniversitesi İİBF ‘den mezun oldu. Şubat 2011 ‘ de odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1136-<strong>SMMM</strong>. YUSUF KARSLIOĞLU:<br />

1981 Develi doğumlu. Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. İktisat Bölümü’nden mezun oldu. Şubat 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1137-<strong>SMMM</strong>. HÜSEYİN ŞAHBAZ:<br />

1975 Adana doğumlu. Çukurova Üniversitesi İİBF ‘ den mezun oldu. Şubat 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1138-<strong>SMMM</strong>. FATİH POSTALLI:<br />

1980 Yahyalı doğumlu. Anadolu Üniversitesi ‘ nden mezun oldu. Şubat 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1139-<strong>SMMM</strong>. MUSTAFA BİLAL KUTSAL:<br />

1980 Ankara doğumlu. Erciyes Üniversitesi Elektrik Mühendisliği’nden mezun oldu. Erciyes Üni. Sos. Bil. E.’de İşletme A.B.D.’da yüksek lisans yaptı.<br />

Şubat 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1140-<strong>SMMM</strong>.HÜSEYİN KOCA:<br />

1981 Develi doğumlu. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi ‘ nden mezun oldu. Şubat 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1141-<strong>SMMM</strong>. MURAT İNCE:<br />

1983 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. .Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F.‘ den mezun oldu. Mart 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1142-<strong>SMMM</strong>. FATİH ERDİL:<br />

1981 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.Mart 2011 ’ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1143-<strong>SMMM</strong>. MUSTAFA MURT:<br />

1973 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.Mart 2011 ’ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

1144-<strong>SMMM</strong>. SERKAN BOZDEMİR:<br />

1980 Dallıkavak doğumlu. Niğde Üniversitesi İ.İ.B.F. ‘den mezun oldu. Mart 2011 ’ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />

• 39 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

RUHSAT TÖRENİ<br />

<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> tarafından düzenlenen ruhsat töreniyle yorucu bir eğitim<br />

süreci ve zorlu bir sınavın ardından 2011 yılında ruhsat almaya hak kazanan meslektaşlarımıza ruhsatları verildi.<br />

Ruhsat alan meslektaşlarımıza K<strong>SMMM</strong>O Yönetimi de bundan sonraki meslek hayatlarında başarılarının<br />

devamını diledi.<br />

• 40 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

“<strong>Kayseri</strong>’de Muhasebenin Dünü ve Bu Günü”<br />

Başlıklı Kitap Çalışması ve<br />

“II. Türkiye Sektörel Muhasebe Uygulamaları Sempozyumu”<br />

ile İlgili Olarak Prof. Dr. Şaban Uzay ile Söyleşi<br />

S. Aksoy: Sayın Hocam, Sempozyumun değerlendirmesine<br />

başlamadan önce Şubat ayında Odamız tarafından<br />

yayınlanan “<strong>Kayseri</strong>’de Muhasebenin Dünü ve Bu<br />

Günü“ başlıklı çalışma hakkında bilgi verir misiniz?<br />

Ş. Uzay: Öncelikle sizin aracılığınızla, muhasebe meslek<br />

mensuplarına, meslektaşlarıma saygı ve selamlarımı<br />

gönderiyorum. Bildiğiniz gibi, “<strong>Kayseri</strong>’de Muhasebenin<br />

Dünü ve Bu Günü” başlıklı çalışma, 2010 yılında bir proje<br />

olarak düşünülmüş ve Oda Başkanımız Sayın Suat Özsoy<br />

ve yönetim kurulu üyelerinin onayı ve oda çalışanlarının<br />

desteği ile gerçekleştirilmiş bir ekip çalışmasıdır. Oda’nın<br />

yaklaşık 20 yıllık arşiv bilgileri gözden geçirilmiştir. Bana<br />

bu çalışmada değerli arkadaşlarım Araştırma Görevlisi<br />

Selma Erdoğan ile doktora programı öğrencimiz Sengül<br />

Durna Kezik yardımcı olmuştur. Bir kurum tarihi yazma<br />

fikrinden hareketle başlayan çalışmamızı, mart ayı başında<br />

gerçekleştirdiğimiz sempozyuma yetiştirmeyi planladık.<br />

Amacımız sempozyum çantasına kitabı koyabilmekti.<br />

Türkiye’nin dört bir yanından ilimize gelen meslek<br />

mensupları ve akademisyenlerden, kitapta söyleşide<br />

bulunduğumuz geçmiş oda yöneticilerinden çok olumlu<br />

geri bildirimler aldık.<br />

S. Aksoy: Kitabı hazırlamaktaki amacınız neydi ve bu<br />

amaca ulaşıldı mı?<br />

Ş. Uzay: Kitabı hazırlamadaki amacımız; kitabın<br />

önsözünde de belirttiğimiz gibi muhasebe mesleğinin<br />

yasal gelişmesini tamamladığı ülkemizde, önemli bir<br />

ticaret ve sanayi şehri olan <strong>Kayseri</strong>’de muhasebenin<br />

geçmişi ile bir meslek örgütü olarak odanın geçmişinin<br />

araştırılmasıdır. Mesleğin ilimizde örgütlenmesine katkıda<br />

bulunan, benzetmek gerekirse “taş üstüne taş koyan”<br />

kişileri tanıtmak, hayatta olanlarla yapılan söyleşilerle<br />

en azından 20 yıllık yakın tarihimizde muhasebe ile<br />

doğrudan veya dolaylı ilişkili ekonomik ve mali konuları<br />

okuyucuya sunabilmekti. Elbette bilimsel çalışmalarda<br />

“en iyi”, “iyinin” düşmanıdır. Örneğin, gönlümden geçen<br />

kitabın sonuna tarihi gelişime de ışık tutacak 25 – 30 sayfa<br />

fotoğraf eklemekti. Örneğin, ilk genel kurul fotoğrafı,<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> Oda binasının açılış resimleri gibi.<br />

Ancak maalesef bir çok kurum gibi odamız bünyesinde de<br />

böyle bir fotoğraf arşivinin bu güne kadar oluşturulmamış<br />

olması, bu isteğimizi yerine getirmemize engel oldu.<br />

S. Aksoy: Hocam kısaca kitabın içeriğinden bahseder<br />

misiniz?<br />

Ş. Uzay: Kitap başlıca üç bölümden oluşmaktadır.<br />

Birinci bölümde; Türkiye’de muhasebe mesleğinin<br />

gelişimi hakkında bilgi verilmiştir. Bu bölümde ünlü<br />

muhasebe tarihçimiz İsmail Otar ile yapılmış olan uzun<br />

bir söyleşiye ve değerli hocam Prof. Dr. Mustafa Aysan<br />

ile benim yaptığım görüşmeye yer verilmiştir. Böylece<br />

okuyucunun, canlı şahitlerin dilinden Cumhuriyet<br />

döneminde muhasebede yaşanan gelişmeleri öğrenmeleri<br />

amaçlanmıştır. Her iki söyleşiyi de ben muhasebe ve<br />

denetim derslerinde öğrencilerimle de paylaşmaktayım.<br />

Muhasebenin en azından yakın geçmişini bilmeden,<br />

bu günlere nasıl geldiğini bilmeden geleceğini<br />

• 41 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

öngöremezsiniz. Bu bakımdan geçmişte olduğu gibi<br />

günümüzde de muhasebe tarihçilerine ihtiyacımız var.<br />

Kitabın ikinci bölümünde ise <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>nın<br />

kuruluşundan bu güne kadar yönetimde görev alanlar,<br />

yapılan işler anlatılmış, hayatta olan başkanlarla ve<br />

muhasebe mesleğinin duayenleriyle yapılan söyleşilere<br />

yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ise anket çalışması<br />

sonucu ilimizde muhasebe meslek mensuplarının bağımlı<br />

ve bağımsız (serbest) profili çıkartılmaya çalışılmıştır.<br />

Söz konusu çalışmanın oda yönetimleri için de önemli<br />

olduğunu düşünüyorum. Hizmet verdiğiniz camiayı<br />

yakından tanımak açısından. Bu bölümde ayrıca<br />

mesleğin geleceğini oluşturan genç meslek mensuplarıyla<br />

gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantısının bant çözümü<br />

de verilmiştir. Böylece gençlerin bu meslekten beklentileri,<br />

karşılaştıkları sorunlar, getirdikleri çözüm önerileri ilk<br />

ağızdan okuyucuya aktarılmıştır.<br />

S. Aksoy: Kitabın konusu ile ilgili olarak ileride yapmayı<br />

planladığınız çalışmalar var mı?<br />

Ş. Uzay: Bir kurumun, organizasyonunu geçmişine ilişkin<br />

çalışmalar belirli aralıklarla (10 – 20 yıl gibi) yapılmalı.<br />

Ancak benim gönlümden geçen inşallah yakın zamanda<br />

odanın fiziki imkanlarının da elvermesiyle birlikte ilimizde<br />

“muhasebe müzesi” oluşturmak, hatta bunu şimdiden<br />

“sanal müze” olarak da yapmaya başlayabiliriz. Çünkü,<br />

çevremizde muhasebeci olsun iş adamı olsun, arşivlerinde<br />

1950- 60’lı yıllara ait muhasebe defterleri, belgeler,<br />

kullanılabilir durumda daktilo, hesap makinesi gibi müzede<br />

sergilenebilecek eserleri olan çok sayıda arkadaşımız<br />

var. Bunlardan toplanacak eserler, yine bağışlayanın adı<br />

açıklanmak suretiyle oluşturulacak müzede sergilenebilir.<br />

Yeni oda binasının yapımında bahsettiğim müzeye ilişkin<br />

girişte bir bölüm de oluşturulabilir.<br />

S. Aksoy: Hocam 2.sini gerçekleştirdiğimiz<br />

Sempozyumumuz hakkında değerlendirmeleriniz<br />

nelerdir?<br />

Ş. Uzay: Sempozyumun bilimsel programıyla da<br />

yakından ilgili biri olarak, II. Türkiye Sektörel Muhasebe<br />

Uygulamaları Sempozyumunun ikincisini gerçekleştirmek<br />

önemliydi. Sempozyumun ülkemizde bu alanda önemli<br />

bir boşluğu doldurduğuna inanıyorum. Sempozyuma<br />

gerek ilimizden gerekse Türkiye genelinden 400 meslek<br />

mensubunun ve akademisyenin ilgisi, TÜRMOB<br />

yönetiminin büyük çoğunlukla katılımı, Sempozyum<br />

konusunda emin adımlarla ilerlediğimizin göstergeleridir.<br />

S. Aksoy: Sizce 2. Sempozyum amacına ulaştı mı?<br />

Ş. Uzay: Sektörel Muhasebe Uygulamaları<br />

Sempozyumunu başlatırken amacımız her yıl veya belirli<br />

aralıklarla önemli bir sektörü muhasebe, vergi ve denetim<br />

yönleriyle incelemekti. Bu yıl söz konusu konulara hukuk<br />

ve finans başlıklarını da ekledik. Önümüzdeki dönemde<br />

de inşallah aynı formatta sürdürmeyi planlıyoruz.<br />

Sempozyumumuzda toplam 5 oturumda toplam 21 çok<br />

değerli bilim adamı, YMM ve üst düzey bürokrat tebliğ<br />

vermiştir. Dinleyiciler özellikle sosyal güvenlik hukuku,<br />

vergi barışı, Yeni Türk Ticaret Kanunu konularında<br />

sorularına anında hem de yetkili kişilerden cevap almıştır.<br />

Meslek mensupları arasında tanışma, kaynaşma ortamı<br />

olmuştur. Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in<br />

Sempozyuma teşrifi ve kapanış konuşmasını yapması<br />

bu Sempozyumun önemini daha da artırmıştır. Başta<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy olmak üzere<br />

Oda yönetim kurulu, komite üyelerinin ve çalışanlarının<br />

fedakârca gayretleriyle hatıralarda güzel izler bırakan<br />

bir Sempozyum gerçekleşmiştir. Sempozyumun bilimsel<br />

programının oluşumunda Galatasaray Üniversitesi öğretim<br />

üyelerinden Prof. Dr. Rüstem Hacırüstemoğlu hocamızın<br />

önemli desteği olmuştur. Sempozyumun ilimizin ve<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>nın ülke geneline tanıtımına da<br />

ciddi katkılar sağladığı inancındayım. Bence Sempozyum<br />

amacına layıkıyla ulaşmıştır. Emeği geçen herkese teşekkür<br />

ediyorum. Meslektaşlarımızın 2 gün süren Sempozyumla<br />

bütün sorularına çözüm bulmayı beklememeleri lazım. Bu<br />

tür bilimsel çalışmalar katılanların vizyonunu genişletir,<br />

mesleğine olan saygısını artırır, onu motive eder. Özellikle<br />

katılımcıların desteği bizim için çok önemlidir. Meslek<br />

mensupları ilgi göstermeli ki devamı gelsin.<br />

S. Aksoy: Sempozyumda gerçekleştirilen sunumlar<br />

açısından dikkat çeken hususlar nelerdir?<br />

Ş. Uzay: Sempozyum kitabını Araştırma Görevlisi<br />

arkadaşım Selma Erdoğan’la birlikte Nisan ayı sonuna<br />

tamamlamayı planlıyoruz. Tahminim Mayıs ayında da<br />

baskıya verilir ve okuyucuya sunulur. Şimdiye kadar<br />

yaptığımız bant çözümlerinden protokol konuşmaları dâhil<br />

benim dikkatimi çeken bazı tespit ve değerlendirmeleri<br />

sizlere aktarmak isterim. Bunlar:<br />

<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> Oda Başkanı Suat Özsoy; “…<br />

Muhasebeciler ekonomik yaşam içersinde yoğun katkı<br />

sağlayan en önemli meslek guruplarından biridir, bu<br />

nedenle muhasebe mesleği ve muhasebecilerle ilgili<br />

sorunların tartışılması, çözüm önerilerinin üretilmesi,<br />

ekonomik hayata da katkı sağlayacaktır”.<br />

• 42 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

TÜRMOB Başkan Yardımcısı Ülkü Sönmez; “…<br />

Çoğalan iş yükünü omuzlarımızda her gün biraz daha<br />

artan baskısıyla işimizi yapmaya çalışıyoruz. Evimizi,<br />

eşimizi, çocuğumuzu, sosyal yaşantımızı özler<br />

olduk. … Tüm bunların karşılığı alacağımız ücretin<br />

belirlendiği bir ücret tarifemizin yayınlanması bile 2<br />

yıldır bize çok görülüyor…”.<br />

KESOB Başkanı Mustafa Alan; “…Taşkıranın hıh<br />

diyeni olur. Bir görev yapacak ama bir de hıh diyen<br />

de (sponsor) olacak, onlara da teşekkür ediyorum…”.<br />

KSO Başkanı Mustafa Boydak; “…Baktığımız zaman<br />

genel anlamda şirketlerin zor duruma düşmesi<br />

genellikle üretimden olmaz veya başka şeylerden<br />

olmaz. Daha çok nakit akımını iyi idare edemeyen<br />

şirketler, kayıtlarını iyi tutamayan şirketler genellikle<br />

zor duruma düşerler. ….Aile şirketlerinde finansman<br />

işleri daha çok aile bireyleri tarafından takip edilir<br />

ve çok büyük hatalar yapılır. Hani ben şunu söylemek<br />

istemiyorum; aile bireyleri, ortaklar bu işi yapamaz<br />

demek istemiyorum. Elbette uzmanlık alanı yapılabilir<br />

ancak konunun uzmanları ile çalışmanın önemli<br />

olduğunu bilenlerdenim. …Hem iş yapıyoruz, hem kar<br />

ediyoruz, hem de vergimizi veriyoruz. Bir eksiğimiz<br />

kaldı. Bu, muhasebe, mali müşavir, yeminli mali<br />

müşavir arkadaşlarımıza daha fazla para vermemiz<br />

lazım…”<br />

<strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Niyazi Özkök; “…<br />

İlimizin lokomotif sektörlerinden olan mobilya<br />

sektörünün Sempozyumun konusu olması da bizim<br />

için önemli. Zira ilimizdeki vergi ödeyenlerin büyük<br />

bir kesimini mobilyacılar sektörü oluşturuyor.<br />

İlimizdeki vergi gelirlerinin daha iyi olması sektörle<br />

bağlantılı…”.<br />

<strong>Kayseri</strong> Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet<br />

Özhaseki:”…Zaten hesap işlerini, para işlerini<br />

idare etmeyen insandan belediye başkanı olması da<br />

mümkün değil. Ve burada gelir gider dengesini iyi<br />

kurmak zorundayım. Çok şükür senelerdir bu konuda<br />

iyi adımlar atarak şehrimizi ileriye doğru taşıyoruz…<br />

Ama belli prensiplere uymak lazım:1-Kaçak<br />

vermeyeceksin. Yani damlamayacak torbadan, hiçbir<br />

şey kaçmayacak, 2- Tasarrufa riayet edeceksiniz, 3-<br />

Modern işletmecilik mantığını kullanacaksınız…”<br />

<strong>Kayseri</strong> Valisi Mevlüt Bilici; “… Bu tür<br />

organizasyonların sadece İstanbul, Ankara, İzmir<br />

veya Antalya’da olmadığını bu toplantılarla<br />

görebiliyoruz. Artık Anadolu’da, Orta Anadolu’da,<br />

Doğu’da, Karadeniz’de de bu tür toplantıların,<br />

organizasyonların ve büyük turnuvaların olabileceğini<br />

<strong>Kayseri</strong>’de gösterdi…”.<br />

Merkez Çelik A.Ş. Genel Müdürü Namık Kemal<br />

Ulusoy;”…Ülkemizde mobilya sektöründe endüstriyel<br />

üretim 1970’li yıllarda başlamıştır. Türkiye’nin dünya<br />

mobilya üretiminden aldığı pay yaklaşık olarak<br />

%1 civarındadır. İstihdam verileri incelendiğinde<br />

Türkiye’de faaliyet gösteren mobilya işletmeleri<br />

genelde KOBİ’lerden oluşmaktadır. Sektörde<br />

yaşanan sıkıntılar tipik KOBİ sıkıntıları olup, global<br />

pazarlara açılmak için küçük firmaların profesyonel<br />

yapılanması önem taşımaktadır. Türkiye’de üretim<br />

yanında pazarlama ve satış kanallarındaki istihdamı<br />

da eklediğimizde 61 bin firmada yaklaşık 260 bin kişi<br />

mobilya sektöründe istihdam edilmektedir. Mobilya<br />

sektörünün Türkiye’de İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa<br />

ve <strong>Kayseri</strong> gibi illerde konuşlandığı görülmektedir…”.<br />

Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER)<br />

Başkanı Ramazan Davulcuoğlu; “…Ülkemizde<br />

kalifiye, genç eleman sıkıntısı özellikle emek yoğun<br />

mobilya sektörünün bir numaralı sorunudur.<br />

..MOSDER olarak mobilya sektöründe kapsamlı<br />

tüketici araştırması yapıyoruz…KDV bizim<br />

sektörümüzün en önemli problemidir. %8’le alıp,<br />

%18’le satmak canımızı çok yakıyor. Hatta KDV’nin<br />

bu oranlarda olması kayıt dışılığı destekleyen<br />

unsurlardan biri.<br />

<strong>Kayseri</strong> Kocasinan Belediye Başkanı Bekir Yıldız;<br />

“<strong>Kayseri</strong>’de vilayetimiz, Kocasinan Belediyesi ve<br />

Mobilyacılar Odamız ortaklığı ile mobilya kent<br />

projesini gerçekleştiriyoruz. Projenin genel maliyeti<br />

200 milyon dolar civarında olup, 1 milyon metrekare<br />

arazi üzerine kurulacak, bu projenin 8,6 milyon Euro<br />

Avrupa Birliğinden hibe kredi şeklinde olacaktır…”.<br />

<strong>Kayseri</strong> Mobilyacılar <strong>Odası</strong> Genel Sekreteri Ercan<br />

Sarıkaya; “…Mobilya kent projesi ile mobilya<br />

sektörüne dönük bir alış veriş merkezi gibi merkez inşa<br />

ederek bu tehdidi fırsata çevirmek istiyoruz. Burada<br />

biz %100 bitmiş bir ürün üretmeyeceğiz kesinlikle.<br />

Yani hiçbir KOBİ’mize küçük veya büyük firmamıza<br />

rakip olmayacağız…”.<br />

YMM Murat Yıldız; “…Türkiye’de toplam üretim<br />

sektörü içerisinde mobilya sektörünün ağırlığı<br />

%2,2’ler seviyesinde. Ama vergiye döndüğümüzde<br />

vergisel ağırlığın binde 6’lar seviyesine düştüğünü<br />

görüyoruz. Bunu nedenlerinin birisi, bu sektörde<br />

• 43 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

yoğun bir şekilde görülen kayıt dışı işlemler. Yine<br />

kurumlar vergisi mükellefi sayısının, gelir vergisi<br />

mükellefi sayısına kıyasla ¼ oranında olduğunu<br />

görüyoruz. Yine gelir vergisi mükelleflerinin 4 kat fazla<br />

olduğunu görüyoruz. Bu da sektördeki kurumsallaşma<br />

ihtiyacının yine bir göstergesi olarak karşımıza<br />

çıkıyor…”.<br />

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı<br />

Adnan Ertürk; “…Türkiye genelinde mobilya<br />

imalatı sektöründe faaliyet gösteren mükellef sayısı,<br />

gelir vergisi mükellefleri açısından 80.838 olup,<br />

kurumlar vergisi mükellefi sayısı da 12.402. Bu<br />

rakamlara <strong>Kayseri</strong>’de GV mükellefi olarak 2.964,<br />

KV mükellefi olarak ta 596 olarak gerçekleşmiş.<br />

Dolayısıyla bu ilimiz için bu sektörün neden önemli<br />

olduğunu rakamlarda böylece teyit ediyor. …Sektörün<br />

durumuna bakınca özellikle Ar-Ge indirimlerinin<br />

önemli bir teşvik unsuru olduğunu görüyoruz. …”.<br />

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuran<br />

Cömert; “…Yeni TTK ile işletme hesabı defterinin<br />

kaldırıldığını görüyoruz. Açılışta ve kapanışta<br />

tasdik yerini koruyor. Ancak değişiklik şu; kapanış<br />

tasdikinde süre 6 ay olarak öngörülmüş. …Zamanında<br />

kayıttan söz ediliyor ancak süre konmamış. Belgeler<br />

elektronik ortamda saklanabiliyor. Tasarıda 5 yıl olan<br />

saklama süresi Kanunda 10 yıl olarak tekrar eskiye<br />

dönülmüş… Kanun tek kişilik şirket kurmaya müsaade<br />

ediyor. Tek kişilik yönetim kurulu olabiliyor. Ancak<br />

ortak akıl tek kişi ile olmuyor. Ve şirketleri yönetmek<br />

için ortak akıl gerekiyor. Ortak aklın, ortak organı da<br />

yönetim kuruludur”.<br />

Gazi Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr.<br />

Remzi Örten; “…Türkiye Muhasebe Standartları<br />

Kurulu’nun bir an önce uluslararası finansal<br />

raporlama standartlarına kendi isimlerini Türkiye<br />

Muhasebe Standartlarına uygun bir hesap planını<br />

bir an önce hazırlamaları lazım. Çünkü kayıtlamaları<br />

neye göre yapmak zorundayız…”.<br />

TÜRMOB Eski Başkanı Dr. Masum Türker; “…<br />

Maliyet yönetimini bir işletmede gerçekleştirebilmek<br />

için klasik anlamda öncelikle küresel işletme çevresini<br />

ele almamız gerekiyor. Mobilyada bu gün küresel<br />

işletme çevresi çok büyük önem kazanıyor. Son<br />

zamanlarda meydana gelen gelişmelerle İtalya ile<br />

rekabet edebilir hale gelmişiz…”.<br />

gerçek ve tüzel kişilerin veya bunların teşebbüs<br />

ve işletmelerinin YMM’lerce denetleme ilke ve<br />

standartlarına göre uygunluk yönünden incelenmesi,<br />

bu inceleme sonuçlarına dayanılarak tasdik<br />

kapsamına giren konuların ve belgelerin gerçeği<br />

yansıtıp, yansıtmadığının imza ve mühür kullanılarak<br />

tespiti ve rapora bağlanmasıdır. Tasdik denetiminde<br />

karşılaşılan genel sorunların başında ‘maliyet<br />

belgelerinin’ doğruluğu çok önemli oluyor. Kıymeti<br />

düşen emtialar için işletmeler takdir komisyonuna<br />

başvurmadan, kendilerinin bir karşılık ayırarak<br />

gider yazmaları dikkatimizden kaçmamalı. Randıman<br />

hesabı yapılırken uygulanan firelerin geçerli fire<br />

oranına uygun olup olmadığı araştırılmalı. Ortaklar<br />

cari hesabı ve kasa hesabındaki fiktif paralar sorunu<br />

var. Ekim 2010 tarihinde Maliye Bakanlığı 87 nolu<br />

gider vergileri kanunu genel tebliği yayınladı. Buna<br />

göre esas konusu borç para verme olan işletmelerin<br />

banka ve sigorta muamele vergisi mükellefi olduğu,<br />

onunu dışındaki işletmelerin ise, esas faaliyet konusu<br />

ortaklarına borç para verme değilse, KDV’nin söz<br />

konusu olduğu açıkça tebliğde ilan edildi…”.<br />

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. A. Bumin<br />

Doğrusöz; “… Yeni TTK hazırlanırken bence<br />

ticaret hukuku ve ceza hukuku boyutu çok fazla<br />

düşünülmemiş…”.<br />

TÜRMOB Genel Sekreteri <strong>SMMM</strong> Yücel Akdemir;<br />

“ …Önce kendi sorunlarımıza sahip çıkacağız daha<br />

sonra iş dünyasına yardımcı olacağız. Bu zorlu<br />

süreçten 3 ana kalemde çıkacağız. Birincisi eğitimden<br />

geçiyor, ikincisi önümüzdeki günlerde önümüze<br />

gelecek kurumsallaşma, üçüncüsü ise haksız rekabet.<br />

Haksız rekabeti çözmek zorundayız…”.<br />

TÜRMOB Başkanı YMM Nail Sanlı; “…Biz karşılıklı<br />

diyalogla, anlayışla, iş birliğiyle sorunlarımızın<br />

çözümleneceğine inanıyoruz. Sayın Bakanım, bizim,<br />

Maliye Bakanlığının desteğine ihtiyacımız var. Maliye<br />

Bakanlığının da bizim meslek camiasına ihtiyacı var.<br />

Biz, birlikte, omuz omuza çalışarak tüm sorunların<br />

üstesinden gelebiliriz ve bu ülkeye daha iyi hizmet<br />

edebiliriz. İlişkilerimizi geliştirmekten, birlikte<br />

hareket etmekten, hep birlikte fayda sağlayacağımıza<br />

inanıyoruz…”.<br />

S. Aksoy: Sayın Hocam söyleşi için çok teşekkür<br />

ediyoruz<br />

YMM Mehmet Altındağ; “…Tasdik daha çok<br />

uygunluk, yerindelik denetimini içermektedir. Tasdik,<br />

• 44 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

YATIRIM FONLARI<br />

GİRİŞ<br />

Günümüz dünyasında ülkelerin en büyük mücadelesi<br />

hâkim ekonomik güç olabilmek üzerinedir. Finansal sistemde<br />

yaşanan hızlı teknolojik gelişim ve değişim, her<br />

geçen gün ülkelerin birbirine daha çok bağımlı olduğu<br />

bir ekonomik düzen yaratmakta ve bu ekonomik düzene<br />

bağlı olarak günümüz dünyasında finansal piyasalar<br />

yatırımcılara çok çeşitli yatırım seçenekleri sunmaktadır.<br />

Burada önem kazanan nokta, çok sayıdaki seçenekler<br />

arasında kişinin ihtiyaçlarına cevap verecek en uygun<br />

yatırım türünün saptanmasıdır. Finansal yatırımlar ekonomik<br />

gelişmelerin günü gününe izlenerek oluşabilecek<br />

riskler karşısında gerektiğinde farklı enstrümanlara geçilmesini,<br />

portföydeki kıymet vadelerinin, hisse senetlerinde<br />

sermaye artırımı ve kar payı ödeme sürelerinin<br />

takibini ve bunların takibi de her şeyden önce geniş zaman<br />

ve bilgi gerektirir. Profesyonel yöneticilerin yönetimindeki<br />

yatırım fonları; yatırımcıları tüm bu külfetlerden<br />

kurtaran en uygun yatırım araçlarıdır. Temel tanımıyla<br />

Yatırım Fonu; çeşitli para ve sermaye piyasası araçlarının<br />

ortak bir portföyde, riskin dağıtılması ilkesi ile işletilmesi<br />

esasına dayanarak yönetilen yatırım aracıdır.<br />

Bu çalışmada genel hatları ile yatırım fonlarını tanıtılmış<br />

ayrıcı yatırım fonu çeşitleri ile Türkiye’de vergisel yükümlülükleri<br />

ortaya konulmaya çalışılmıştır.<br />

A) YATIRIM FONU VE YATIRIM FONUNA<br />

İLİŞKİN GENEL BİLGİLER<br />

1) YATIRIM FONU NEDİR?<br />

Halktan katılma belgeleri karşılığında toplanan paralarla,<br />

belge sahipleri hesabına, riskin dağıtılması ilkesi<br />

ve inançlı mülkiyet esaslarına göre sermaye piyasası<br />

araçları ile ulusal piyasalarda ve uluslararası borsalarda<br />

işlem gören altın ve diğer kıymetli madenlerden oluşan<br />

portföyü işletmek amacıyla kurulan mal varlığıdır. Hisse<br />

senedi, hazine bonosu, devlet tahvili, repo ve diğer sermaye<br />

piyasası araçlarından oluşan fon portföyleri, onun<br />

içtüzüğüne uygun bir şekilde profesyonel fon yöneticileri<br />

tarafından yönetilir. Yatırımcıların yatırım fonuna kaç<br />

pay ile ortak olduğunu gösteren belgelere katılma belgesi<br />

denir. Katılma belgeleri, yatırımcı adına saklanır. (1)<br />

ÖMER FARUK YELTEKİN *<br />

(1) Hazine Yatırım Fonu Broşür, TC Ziraat Bankası Yayınları<br />

Yatırımcıların küçük ya da büyük her türlü birikiminin,<br />

profesyonel yöneticiler tarafından çeşitli sermaye piyasası<br />

araçlarına dağıtılarak yönetildiği mal varlığıdır. Hazine<br />

bonosu, devlet tahvili, repo, hisse senedi ve diğer sermaye<br />

piyasası araçlarından oluşturulan fon portföyleri,<br />

fon iç tüzüklerine uygun olarak profesyonel fon yöneticileri<br />

tarafından yönetilir. Yatırımcılar yatırım fonlarına, katılma<br />

belgesi alarak iştirak eder ve birikimlerini pek çok<br />

farklı seçenek ile değerlendirme imkanına sahip olurlar.<br />

2) YATIRIM FONLARININ KANUNİ DAYANAĞI<br />

Fonlar, Sermaye Piyasası Kanunu ve bu kanuna dayanılarak<br />

Sermaye Piyasası Kurulu tarafından çıkartılan tebliğ<br />

esaslarına göre kurulur. Fonların kuruluş ve işleyişine<br />

ilişkin tüm hususlar Fon İçtüzüğü’nde ayrıntılı şekilde yer<br />

alır.<br />

3) YATIRIM FONLARININ ANA ÖZELLİKLERİ<br />

• Kurucusunu, yöneticisini, sermayesini, hangi yatırım<br />

araçları ile değerlendirileceğini ve özelliklerini anlatan<br />

bir içtüzüğü vardır.<br />

• Sermaye Piyasası Kurulu tarafından denetlenir.<br />

• Katılma belgeleri yatırımcı adına Takas bank’ta<br />

saklanır.<br />

• Yatırımcıların beklentilerine göre, birikimlerini<br />

değişik alanlarda ve piyasalarda en verimli şekilde<br />

değerlendirmelerini sağlar.<br />

4) YATIRIM FONLARI NE ŞEKİLDE<br />

DENETLENİR<br />

• 45 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

Yatırım fonunun kurucusu, her fon için belirli nitelikleri<br />

taşıyan en az bir denetçi atamak zorundadır. Yatırım fonları<br />

ayrıca, yapılacak bir sözleşme kapsamında 6 aylık ve<br />

yıllık olarak Bağımsız Dış Denetim şirketleri tarafından<br />

denetlenir. Yıllık denetim raporunun Sermaye Piyasası<br />

Kuruluna gönderilir. Kurul, yatırım fonlarını dilediği zaman<br />

denetleme yetkisine sahiptir.<br />

5)KİMLER YATIRIM FONU KURABİLİR?<br />

SPK tarafından belirlenmiş esaslara uyan bankalar, aracı<br />

kurumlar, sigorta şirketleri ve kanunlarında engel bulunmayan<br />

emekli ve yardım sandıkları Kurul’dan izin almak<br />

şartıyla fon kurup yönetebilirler.<br />

6)YATIRIM FONU NASIL GELİR GETİRİR?<br />

Yatırım fonu portföyünde yer alan menkul kıymetlerden<br />

elde edilen kar payı, faiz geliri, sermaye kazancı, günlük<br />

olarak fonu elinde bulunduran yatırımcılara payları oranında<br />

yansıtılmaktadır.<br />

Sermaye, birikim sahipleri, katılım belgeleri yoluyla fonlara<br />

ortak olmaktadırlar. Katılım belgeleri de bir nev’i<br />

hisse senedine benzerlik göstermekte olup, fona ortak<br />

olunan payı göstermektedir. Ancak bu katlım belgeleri<br />

fiziksel olarak elden ele dolaşmayıp, müşterilerin hesaplarında<br />

kayıtlı olurlar.<br />

Yatırım fonu yatırım sahipleri üç türde kazançlar sağlayabilmektedir.<br />

Yatırım Fonları, sahip olduğu menkul kıymetlerden kar<br />

payı, faiz olarak gelir elde ederler ve elde edilen bu gelirler,<br />

fon portföy değerine yansırlar.<br />

Fonun sahip olduğu menkul kıymetlerin fiyatlarında artışlar<br />

olabilir. Bu artışların olduğu dönem itibariyle eğer<br />

yatırım fonu fiyatı yükselen menkul kıymetleri elden çıkarabilirse<br />

sermaye kazancı elde eder. Elde edilen bu sermaye<br />

kazancı fon portföy değerine yansır.<br />

Eğer yatırım fonu, fiyatı yükselen menkul kıymeti satış<br />

meyli yerine elde tutma meyli gösteriyor ise katılma<br />

belgelerinin fiyatları artış gösterebilir. Yüksek fon toplam<br />

değeri yatırımın yüksek değerli olduğunu gösterir.<br />

Eğer bu durumda katılma belgeleri satılır ise karlı satış<br />

gerçekleştirilmiş olur. Aksi durumun varlığı fon değerinin<br />

kaybına ve dolayısıyla zararlı satışın gerçekleştirilmiş<br />

olmasına sebebiyet verir.<br />

7) YATIRIM FONLARINA HÂKİM OLAN TEMEL İL-<br />

KELER NELERDİR?<br />

Yatırım fonlarına hâkim olan temel ilkeler şunlardır:<br />

Riskin Dağıtılması İlkesi: Bu ilke sayesinde yatırım fonlarının,<br />

bireylerin kendi imkânları ile sağlayamayacakları<br />

ölçüde riski dağıtmaları mümkündür.<br />

Örneğin düşük bir birikim sahibi yatırımcı, bu para ile<br />

(Borsaya hisse senetlerinin belirli miktarların -lot- altında<br />

işlem görememesi nedeniyle) ancak bir kaç hisse senedine<br />

yatırım yapabilir ve bu durum yatırımcının riskini<br />

artırır. Böyle bir yatırımcının hisse senedini satın aldığı 2<br />

şirketin mali durumunun bozulması ve hisse senetlerinin<br />

fiyatlarının düşmesi ihtimali 15 ayrı şirkete ait hisse senedinin<br />

fiyatlarının birden düşmesi ihtimalinden çok daha<br />

yüksektir.<br />

İşte bu noktada Yatırım fonları, binlerce kişiden para toplayarak,<br />

trilyonlarca TL’lik portföyler oluşturabilir, bu sayede<br />

çok daha fazla sayıda hisse senedine ve bu arada<br />

daha başka yatırım araçlarına örneğin tahvil ve bonolara<br />

yatırım yaparak, hisse senedi fiyatlarındaki herhangi bir<br />

düşüş anında bundan en az derecede etkilenme şansına<br />

sahip olurlar.<br />

Profesyonel Yönetim: Menkul kıymet piyasaları nitelikleri<br />

itibariyle belirli bir bilgi birikimini gerektiren teknik piyasalar<br />

olup, bu piyasada oluşan gelişmelerin yakından<br />

takip edilmesi gerekir. Doğal olarak bireylerin böylesi bir<br />

takibi düzenli olarak yapmaları ve bu piyasalarda oluşan<br />

gelişmelerin menkul kıymet fiyatlarına etkilerini tahmin<br />

edip ona göre zamanında tavır alabilmeleri zordur. Yatırım<br />

fonları ise çok fazla sayıda kişiden para toplamak<br />

suretiyle yüksek miktarlarda portföyler oluşturduklarından,<br />

gerekli donanıma ve menkul kıymet piyasalarıyla<br />

ilgili yetişmiş elemanlara sahip olabilirler. Bu sayede piyasalarda<br />

gözlemlenen hareketlerin ne anlama geldiğini<br />

sürekli bir şekilde takip ederek gerekli işlemleri (alım/<br />

satım gibi) gerçekleştirirler.<br />

Menkul Kıymet Portföyü İşletmek: Yatırım fonları, bazı<br />

kısıtlamalar içerisinde nakit ve kıymetli madenlere de yatırım<br />

yapabilmekle beraber, temel amaçları menkul kıymet<br />

alıp satmak ve alım satımlar arasında oluşan olumlu<br />

fark ile bu menkul kıymetlerin kar payları ve faizlerinden<br />

gelir sağlamak olan kuruluşlardır.<br />

İnançlı Mülkiyet: Yatırım fonları inançlı mülkiyet esasına<br />

dayanır. İnançlı mülkiyet esasında fona inançlı olarak fon<br />

kurucusu sahiptir. Tasarruf sahipleri ise fonla ilgili muameleleri<br />

yapma yetkisini kurucuya verirler. Bu yetki devri<br />

• 46 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

fon içtüzüğü ile olur. Kurucu, fonu bu sözleşme (içtüzük)<br />

çerçevesinde ve tasarruf sahiplerinin haklarını koruyarak<br />

yönetmek/yönettirmek zorundadır.<br />

Mal Varlığının Korunması: Fon tüzel kişilik sahibi olmamakla<br />

beraber fonun mal varlığı kurucudan ayrıdır.<br />

Ayrıca Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca, fon malvarlığı<br />

rehnedilemez, teminat gösterilemez ve üçüncü kişiler<br />

tarafından haczedilemez. Yani fon malvarlığının korunması<br />

kanun ile güvence altına alınmıştır.<br />

8) YATIRIM FONUNA KATILMA BELGESİNİN<br />

(FON PAYININ) FİYATI NASIL BELİRLENİR?<br />

Fona iştiraki sağlayan katılma belgesinin fiyatı fon hizmet<br />

birimi tarafından her işgünü itibariyle hesaplanmakta<br />

ve izleyen gün yapılan katılma belgesi alış satışlarında<br />

bu fiyat uygulanmaktadır. Hesaplamalarda aşağıdaki<br />

prosedür takip edilmektedir:<br />

1. Değerleme gününde portföyde bulunan varlıkların işlem<br />

gördükleri, alınıp satıldıkları borsalarda oluşan fiyatları<br />

dikkate alınarak fon portföy değeri hesaplanmakta,<br />

2. Fon portföy değerine fonun alacakları eklenmek ve<br />

borçları düşülmek suretiyle fonun toplam değeri belirlenmekte,<br />

3. Fon toplam değeri, değerleme gününde tedavülde<br />

olan pay sayısına bölünmek suretiyle birim katılma belgesi<br />

fiyatına ulaşılmaktadır.<br />

Yukarıda belirtilen işlemlerin yapılması esnasında fonun<br />

portföyünde bulunan varlıklardan elde edilen faiz, temettü,<br />

alım satım kazancı ve günlük değer artışları aynı<br />

gün fona gelir olarak kaydedilmekte dolayısıyla katılma<br />

belgelerinin her gün için hesaplanan pay fiyatına yansıtılmaktadır.<br />

Bu surette belirli bir tarihte fondan ayrılan<br />

yatırımcı o güne kadar fonun kazancından (zararından)<br />

kendi payına düşen miktarı almış olmaktadır (2)<br />

(2) Yatırım Fonları, Sermaye Piyasası Kurumu, Ankara,2007<br />

9) YATIRIM FONLARININ AVANTAJLARI<br />

NELERDİR ?<br />

Yatırım fonlarının avantajları kısa notlar halinde<br />

aşağıdaki gibi sayılabilir.<br />

Küçük tasarruf sahiplerine, büyük yatırımcıların sahip<br />

olduğu fiyat avantajı ile yatırım yapma olanağı sağlarlar.<br />

a) Tasarrufçunun ortaya koyduğu sermayesi yani<br />

birikimleri (tasarrufu), konusunda profesyonel<br />

ve güvenilir uzman fon yöneticileri tarafından<br />

yönetilmektedir.<br />

b) Birikim sahipleri, kendi risk ve vade profillerine<br />

uygun, farklı kompozisyonlardan oluşturulmuş<br />

yatırım fonlarından tercih edebilir.<br />

c) Yatırım fonları, Sermaye Piyasası Kurulu<br />

ve Bağımsız dış denetim firmalarınca<br />

denetlenmektedir.<br />

d) Yatırım fonu portföyüne alınabilecek menkul<br />

kıymetlerin sabit getirili, dövize endeksli<br />

ve hisse senedi gibi araçlarla çeşitlenmesi<br />

nedeniyle riskin en aza indirilmesi mümkün<br />

olabilecektir.<br />

e) Menkul kıymetlerin değerlemesi ve kontrolü ile<br />

kupon, faiz ve temettü tahsili fon yönetimince<br />

yapılacağından yatırımcı vade takibi, tahsil<br />

etme gibi zaman ve kaynak kullanımını<br />

gerektiren işlemlerden korunabilecektir.<br />

f) Fon portföyündeki değer artışlarının portföy<br />

değerine günlük olarak yansıtılması nedeniyle,<br />

tasarruf sahibi, işlemiş gelir ile birlikte gerek<br />

ihtiyacı kadar gerekse tamamını (fon türüne<br />

göre) istendiği anda ya da 3 gün içerisinde<br />

paraya çevirebilecektir.<br />

g) Bireysel ve kurumsal yatırımcılar için çeşitli vergi<br />

avantajları vardır.<br />

h) Her yatırımcı, Yatırım Fonu katılma belgelerini<br />

arzu ettiği sürece elde tutup, istediği anda<br />

satabilir. Dolayısıyla, fonlar yatırımcıya vade<br />

esnekliği ve likidite sağlar.<br />

i) Yatırım Fonu’na en küçükten en büyüğe<br />

her türlü tutar yatırılabilir. Küçük meblağlar<br />

da diğerleriyle birleşerek tek bir portföy<br />

oluşturduğu için, yatırım fonlarının<br />

avantajlarından küçük yatırımcılar da büyük<br />

yatırımcılarla aynı şartlarda yararlanabilir.<br />

j) Yatırımcıların beklentilerine göre, birikimlerini<br />

değişik alanlarda ve piyasalarda en verimli<br />

şekilde değerlendirmelerini sağlar.<br />

2- YATIRIM FONLARI TİP VE ÇEŞİTLERİ<br />

A) YATIRIM FONU TİPLERİ VE TÜRLERİ<br />

a) YATIRIM FONU TİPLERİ<br />

Fon türlerin bakımından 12 adet fon türü bulunmakta<br />

olup, bu fon türleri vadelerine ve risk derecelerine göre 2<br />

ayrı grup altında kullanılır.<br />

A Tipi Fonlar<br />

• 47 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

B Tipi Fonlar<br />

A Tipi yatırım fonlarının portföylerinin en az aylık ortalama<br />

bazda, % 25’i Türk şirketlerinin hisse senetlerinden<br />

oluşur. B Tiplerinin portföylerinde böyle bir sınırlama<br />

yoktur.<br />

A Tipi yatırım fonu<br />

Hisse senedi ağırlıklı yatırım fonlarıdır. Dolayısıyla risk<br />

oranı yüksektir. Orta ve uzun vadede B tipi fonlara oranla<br />

daha yüksek getiri içerir. Uzun vadeli yatırım aracıdırlar.<br />

Bu fonun portföy değerinin en az yüzde 25’i devamlı olarak<br />

Türk şirketlerinin hisse senedinden oluşmalıdır. En<br />

çok kullanılan A Tipi Yatırım Fonları aşağıdaki gibidir.<br />

1. Hisse Fon<br />

Fonun en az % 51’i hisse senetlerinden oluşur. Getiri potansiyeli<br />

yüksektir. Ancak hisse senedi ağırlıklı olduğu<br />

için risk oranı da yüksektir.<br />

2. Karma Fon<br />

Karma fon ister A ister B olsun çeşitli sermaye piyasası<br />

araçlarından en az ikisini, her biri en az % 20 oranında<br />

olmak üzere içermek zorundadır.<br />

3. Değişken Fon<br />

Portföyünün içeriği itibariyle hiçbir sınırlamaya bağlı olmaksızın<br />

kurulup yönetilir. Hisse senedi ve hazine bonosu<br />

en sık kullanılan yatırım araçlarıdır.<br />

4. Sektör Fonu<br />

En az % 51’i, devamlı olarak belirli bir sektöre ait şirketlerin<br />

hisse senetlerinden oluşur. Fonun adı da ilgili sektörün<br />

adını alır. Örneğin; A Tipi **** Sektör Fonu.<br />

B Tipi yatırım fonu<br />

Ağırlıklı olarak sabit getirili yatırım araçları kullanılır (hazine<br />

bonosu, repo gibi) Dolayısıyla A Tipi Fonlara göre<br />

daha az risk içerir. Doğal olarak getiri beklentisi de A Tipi<br />

Fona göre daha düşüktür.<br />

A Tipi Fona göre daha kısa vadeli yatırım aracıdır. En çok<br />

kullanılan B Tipi Fonlar aşağıdaki gibidir.<br />

1. Değişken Fon<br />

Tıpkı A Tipi fonda olduğu gibi portföyünün içeriği hiçbir<br />

sınırlamaya bağlı değildir. Genelde %25 oranında hisse<br />

senedi %20 oranında hazine bonosu gibi oranlar kullanılır.<br />

2. Likit Fon<br />

Portföyünün tamamı vadesine 90 günden az kalmış sermaye<br />

piyasası araçlarından (repodan) oluşur.<br />

3. Tahvil-Bono Fon<br />

Portföyünün en az % 51’i, kamu ve/veya özel sektör borçlanma<br />

araçlarından (hazine bonosu vs) oluşur.<br />

b) YATIRIM FONU TÜRLERİ<br />

A ve B tipi olarak vergisel anlamda yapılan tip sınıflamasına<br />

ilave olarak bir de tür kavramı geliştirilmiştir. Bu uygulamanın<br />

amacı ise farklı portföy yapılarına sahip fonlar<br />

oluşturulmak yolu ile farklı yatırımcı tercihlerine hitap<br />

edebilmektir. Bu çerçevede fonun tipi vergileme açısından<br />

yatırımcıya bilgi verirken, türü portföyün ağırlıklı<br />

olarak hangi varlıklardan oluştuğunu göstermektedir.<br />

Portföye alınacak menkul kıymetler göz önünde bulundurularak,<br />

14 ayrı yatırım fonu türü tanımlanmıştır.<br />

Fon türlerini,<br />

1) Hisse senedi fonu<br />

2) Tahvil ve bono fonu<br />

3) Sektör fonu<br />

4) İştirak fonu<br />

5) Grup fonu<br />

6) Yabancı menkul kıymetler fonu<br />

7) Altın Fonu<br />

8) Diğer kıymetli madenler fonu<br />

9) Likit fon<br />

10) Karma fon<br />

11) Değişken fon<br />

12) Endeks fon<br />

13) Özel fon<br />

14) Serbest Yatırım Fonu<br />

oluşturmaktadır. İlgili yatırım fonlarının içeriği ise aşağıdaki<br />

bilgiler doğrultusunda net olarak anlaşılabilecektir.<br />

1) Hisse Senedi Fonu: En az % 51’i, devamlı olarak<br />

hisse senetlerinden oluşur.<br />

2) Tahvil ve Bono Fonu: Portföyünün en az %<br />

51’ini, devamlı olarak kamu ve/veya özel sektör<br />

borçlanma araçlarına yatırır.<br />

3) Sektör Fonu: En az % 51’i, devamlı olarak belirli<br />

bir sektöre ait şirketlerin hisse senetlerinden<br />

oluşur.<br />

4) İştirak Fonu: En az % 51 oranında, devamlı<br />

• 48 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

olarak bir kuruluşun iştiraki olan şirketlerin hisse<br />

senetlerini içerir.<br />

5) Grup Fonu: Portföyünün en az % 51’i ile devamlı<br />

olarak belirli bir topluluğun menkul değerlerine<br />

yatırım yapar.<br />

6) Yabancı Menkul Kıymetler Fonu: Portföyünün<br />

en az % 51’ini, devamlı olarak yabancı sermaye<br />

piyasası araçlarına yatırır.<br />

7) Altın Fonu: Fon portföyünün en az % 51’i<br />

oranında devamlı olarak uluslar arası borsalarda<br />

işlem gören altın ve altına dayalı sermaye<br />

piyasası araçlarını içeren fonlardır.<br />

8) Diğer Kıymetli Madenler Fonu: En az % 51’i<br />

oranında devamlı olarak borsalarda işlem gören<br />

altın ve diğer kıymetli madenler ile bu madenlere<br />

dayalı sermaye piyasası araçlarını içerir.<br />

9) Likit Fon: Portföyünün tamamı vadesine 90<br />

günden az kalmış sermaye piyasası araçlarından<br />

(repodan) oluşur. Vadesine en fazla 180 gün<br />

kalmış, likiditesi yüksek sermaye piyasası<br />

araçlarından oluşan ve portföyünün ağırlıklı<br />

ortalama vadesi en fazla 45 gün olan fonlar ‘’Likit<br />

Fon’’ denilmektedir.<br />

10) Karma Fon: Hisse senetleri, borçlanma senetleri,<br />

altın ve diğer kıymet madenler ile bunlara dayalı<br />

sermaye piyasası araçlarından en az ikisinden<br />

oluşan ve her birinin değeri fon portföy değerinin<br />

%20’sinden az olmayan fonlar “Karma Fon’dur.<br />

11) Değişken Fon: Portföyünün içeriği itibariyle<br />

hiçbir sınırlamaya bağlı olmaksızın kurulup<br />

yönetilir.<br />

12) Endeks Fon: Borsa endeksindeki oranlara göre,<br />

endeks kapsamındaki hisse senetlerinden<br />

oluşur. Portföyünün en az %80’i devamlı olarak;<br />

Baz alınan ve Kurul tarafından uygun görülen<br />

bir endeksin değeri ile fonun birim pay değeri<br />

arasındaki korelasyon katsayısı (ilişki/paralellik)<br />

en az %90 olacak şekilde, endeks kapsamındaki<br />

menkul kıymetlerin tümünden ya da örnekleme<br />

yoluyla seçilen bir kısmından oluşan fonlar<br />

Endeks Fon olarak adlandırılır.<br />

13) Özel Fon: Katılma belgeleri, önceden belirlenmiş<br />

kişi ya da kuruluşa tahsis edilmiştir.<br />

14) Serbest Yatırım Fonu: Katılma payları sadece<br />

nitelikli yatırımcılara satılmak üzere kurulmuş<br />

olan fonlardır.<br />

C- YATIRIM FONLARI VE VERGİSEL BOYUTU<br />

07.07.2006 Tarih ve 26221 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan<br />

Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına<br />

ilişkin 5527 Sayılı Kanunun ile 01.10.2006 tarihinden<br />

itibaren geçerli olmak üzere yatırım fonu vergilendirme<br />

yapısında değişikliğe gidilerek, fon katılma belgelerinden<br />

elde edilen kazançlar stopaja tabi hale getirilmiştir.<br />

5527 Sayılı kanun ile 01.10.2006 tarihinden geçerli olarak,<br />

tam mükellef gerçek ve tüzel kişiler için alım satım<br />

kazançları üzerinden % 10 oranında stopaj uygulanmak<br />

suretiyle vergileme rejimine tabi tutulmuştur.<br />

5527 Sayılı Kanuna göre, Portföylerinde daha önceden<br />

yatırım fonu bulunan yatırımcılar için, 1 Ekim 2006 tarihli<br />

fiyat vergilemeye esas maliyet olarak kabul edilmektedir.<br />

Gelir Vergisi Kanunu Geçici 67’nci maddesinde ilgili hüküm<br />

aşağıdaki gibidir.<br />

Geçici Madde 0067: (31.12.2004 tarih ve 25687 (3)<br />

mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5281 sayılı<br />

Kanunun 30 uncu maddesiyle eklenen ve 01.01.2006<br />

tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak<br />

üzere 01.01.2006 tarihinde yürürlüğe giren şekli.)<br />

1. Bankalar ve aracı kurumlar takvim yılının üçer<br />

aylık dönemleri itibarıyla;<br />

a. Alım satımına aracılık ettikleri menkul<br />

kıymetler ile diğer sermaye piyasası<br />

araçlarının alış ve satış bedelleri<br />

arasındaki fark,<br />

b. Alımına aracılık ettikleri menkul kıymet<br />

veya diğer sermaye piyasası araçlarının<br />

itfası halinde alış bedeli ile itfa bedeli<br />

arasındaki fark,<br />

c. Menkul kıymetlerin veya diğer sermaye<br />

piyasası araçlarının tahsiline aracılık<br />

ettikleri dönemsel getirileri (herhangi<br />

bir menkul kıymet veya diğer sermaye<br />

piyasası aracına bağlı olmayan),<br />

• 49 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

d. (24.12.2005 tarih ve 26033 sayılı Resmi<br />

Gazete’de yayımlanan 5436 sayılı<br />

Kanunun 14/d-2 maddesiyle eklenmiştir.<br />

Yürürlük: 01.01.2006) Aracılık ettikleri<br />

menkul kıymet veya diğer sermaye<br />

piyasası araçlarının ödünç işlemlerinden<br />

sağlanan gelirler,<br />

Üzerinden % 15 (22.07.2006 tarih ve 2006/10731 BKK. ile<br />

“Dar mükellef gerçek kişi ve kurumlar tarafından elde edilenler<br />

hariç olmak üzere” % 10 - Yürürlük: 23.07.2006) (1)<br />

oranında vergi tevkifatı yaparlar. 5520 sayılı Kurumlar<br />

Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki<br />

mükellefler ile münhasıran menkul kıymet ve<br />

diğer sermaye piyasası aracı getirileri ile değer artışı kazançları<br />

elde etmek ve bunlara bağlı hakları kullanmak<br />

amacıyla faaliyette bulunan mükelleflerden 2499 sayılı<br />

Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları<br />

ve yatırım ortaklıklarıyla benzer nitelikte olduğu Maliye<br />

Bakanlığınca belirlenenler için bu oran % 0 olarak uygulanır<br />

denilmektedir.<br />

Bu hükmün 22.07.2006 tarih ve 2006/10731 BKK ile “Dar<br />

Mükellef gerçek kişi ve kurumlar tarafından elde edilenler<br />

hariç olmak üzere %10 gelir stopajı ile vergilendirmeye<br />

tabi tutulacağı belirtilmiştir.<br />

01.10.2006 tarihinden itibaren Sermaye Piyasası<br />

Kanunu’na göre kurulan menkul kıymetler yatırım fonlarının<br />

katılma belgelerinin ilgili olduğu fona iadesinde “İlk<br />

Giren İlk Çıkar(FIFO)” yöntemine göre yatırımcının elde<br />

ettiği gelir üzerinden %10 stopaja tabi tutulmuştur.<br />

Portföyünde en az %51 oranında hisse senedi taşıyan yatırım<br />

fonu katılma belgelerinin alım satımından doğacak<br />

kazançlar, 1 yıldan daha fazla elde tutulması durumunda<br />

stopaja tabi olmayacaktır. Tam mükellef gerçek kişiler<br />

için; A ve B tipi yatırım fonları kazançları stopaja tabi<br />

değildir. (%15 oranında stopaj yatırım fonu bünyesinde<br />

yapılmaktadır.) Yıllık beyanname ile beyan edilmez.<br />

kıymetlerin alım satımı, itfası sırasında elde edilen getirileri<br />

ile bunların dönemsel getirilerinin tahsilinde, tam<br />

mükellef kurumlara ait olup, İstanbul Menkul Kıymetler<br />

Borsasında işlem gören ve bir yıldan fazla süreyle elde<br />

tutulan hisse senetleri ile sürekli olarak portföyünün en<br />

az % 51’i İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören<br />

hisse senetlerinden oluşan yatırım fonlarının bir yıldan<br />

fazla süreyle elde tutulan katılma belgelerinin elden<br />

çıkarılmasında ve hisse senetleri kar paylarının hisse sahipleri<br />

adına tahsilinde bu fıkra hükümleri uygulanmaz.<br />

Tam mükellef kurumlara ait olup, İstanbul Menkul Kıymetler<br />

Borsasında işlem gören ve bir yıldan fazla süreyle<br />

elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından<br />

elde edilen gelirler için, Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer<br />

80 inci madde hükümleri uygulanmaz.<br />

Bu fıkra kapsamında yapılan Tevkifat tutarları, verilecek<br />

muhtasar beyannameye dahil edilmez. Banka ve aracı<br />

kurumlar, tevkif ettikleri vergileri şekli ve muhteviyatı<br />

Maliye Bakanlığınca belirlenecek bir beyanname ile Tevkifat<br />

dönemini izleyen ayın yirmi üçüncü günü akşamına<br />

kadar bağlı oldukları vergi dairesine beyan eder ve yirmi<br />

altıncı günü akşamına kadar öderler. “<br />

Tam mükellef kurumlar için; A ve B tipi yatırım fonları kazançları<br />

stopaja tabi değildir. (%15 oranında stopaj yatırım<br />

fonu bünyesinde yapılmaktadır.) Ancak söz konusu<br />

kazançlar Tam mükellef kurumlar tarafından beyan edilecek<br />

Kurumlar vergisine tabidir.<br />

KAYNAKÇA<br />

(1) Hazine Yatırım Fonu Broşür, TC Ziraat Bankası<br />

Yayınları<br />

(2) Yatırım Fonları, Sermaye Piyasası Kurumu,<br />

Ankara,2007<br />

*<strong>SMMM</strong>.<br />

Sürekli olarak portföyünün en az % 51’i İstanbul Menkul<br />

Kıymetler Borsasında işlem gören hisse senetlerinden<br />

oluşan yatırım fonlarının bir yıldan fazla süreyle elde tutulan<br />

katılma belgelerinin elden çıkarılmasından elde<br />

edilen gelirler stopaja tabi olmayacaktır. Bu istisna Gelir<br />

Vergisi Kanunu geçici 67’nci maddenin 6. fıkrasında stopaj<br />

fıkrasının uygulanmayacağı ifade edilmek suretiyle<br />

hükme bağlanmıştır. İlgili fıkra aşağıda belirtilmektedir.<br />

“ (07.07.2006 tarih ve 26221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan<br />

5527 sayılı Kanunun 1/b maddesiyle değişen<br />

ve 01.10.2006 tarihinden geçerli olarak yürürlüğe giren<br />

şekli.) Hazine tarafından yurt dışında ihraç edilen menkul<br />

• 50 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

MUTABAKAT SANATI<br />

“Hayat bir mutabakat sanatıdır; iki ucu çekilerek<br />

değil adım adım yaklaşarak ortak sonuca varılır”<br />

Bir zamanlar izlediğim bir filmden aklımda kalan bu<br />

cümle vergi dünyasında nasıl yaşanıyor dersiniz?<br />

Vergi mükellefleri ile vergi idareleri bu dünyanın temel<br />

aktörleridir. Vergi çatısı altında birleşen bu aktörlerin de<br />

zaman zaman birbirinden farklı düşünmeleri ve davranmaları<br />

olağandır. Bu noktada idari yargı mercileri devreye<br />

girmekte, anlaşmazlık konusu durum önce Vergi Mahkemelerine,<br />

sonra İdare Mahkemelerine daha sonrada Bölge<br />

İdare ve Danıştay’a kadar uzayan yargı zincirine tabi<br />

olmaktadır. Bu davalar aylar, belki de yıllar boyu uzayıp<br />

gitmektedir. Taraflar için uzun, cefalı, maddi ve manevi<br />

yıpratıcı sürecin kısa yolu yok mudur?<br />

Bu noktada devreye idari çözüm yolları girmektedir. Vergi<br />

hukukumuzda dağınık halde olan idari çözüm yollarını<br />

7 başlık altında toplamaya çalıştık;<br />

1. Bilgi Edinme Hakkı : (4982 Sayılı Kanun) Mükelleflerin<br />

kendilerine ilişkin vergisel işlemlerin dayanaklarını<br />

öğrenebilmesini sağlayan bir haktır.Vergi Dairelerindeki<br />

mükellef bilgi büroları ile VİMER (Vergi İletişim<br />

Merkezi) 444 01 89 çağrı merkezi ile hizmet vermektedir.<br />

2. Özelge Talebi : (VUK md.413 ve VUK 395 nolu<br />

tebliğ) Vergi uygulamaları konusunda çelişkiye düşen<br />

mükellefler idareden izahat talebinde bulunurlar, alınan<br />

cevap doğrultusunda işlem yapan mükellef bu durumun<br />

cezayı istilzam etmesi durumunda dahi cezalı işlemle<br />

karşı karşıya kalmamaktadırlar. Özelge talepleri yazılı<br />

şekilde www.gib.gov.tr/dilekçeler/ozelge_talep_formu.<br />

html ‘den ulaşılabilen “özelge talep formu” ile yapılır.<br />

3. Uzlaşma : (VUK’na 205 Sayılı Kanun ile eklenen<br />

Ek md.1 – md.6) Beyana dayanan tarhiyatlar dışında<br />

ikmalen, re’sen veya idarece salınan vergi ve cezaların,<br />

tarhiyattan önce veya tarhiyattan sonra uzlaşma komisyonlarında<br />

vergi ve cezaların indirim yoluyla vergi uyuşmazlığına<br />

intikal ettirilmesini önlemek amacını taşıyan<br />

geniş kapsamlı bir müessesedir.(1)<br />

Uzlaşma talebi vergi ihbarnamesinin tebliğ tarihinden<br />

itibaren otuz gün içinde yapılır, uzlaşma vaki olduktan<br />

sonra mükellef dava açma hakkını kaybeder.<br />

DEMET KALKMAZ *<br />

4. Cezalarda indirim : (VUK md.376) Vergi uyuşmazlığına<br />

intikal ettirilmesi önlemek amacıyla, mükellef<br />

adına kesilen bazı vergi cezalarına (vergi ziyaı, usulsüzlük,<br />

özel usulsüzlük cezaları…) ödenmesi şartıyla belli<br />

oranlarda indirim sağlayan bir müessesedir.(1)<br />

5. Düzeltme : (VUK md.116, md.117, md.118,<br />

md.122, md.124) Vergilendirme hizmetlerinde yapılan<br />

hataların ortadan kaldırılmasına yönelik idari bir işlemdir.<br />

6. Pişmanlık ve Islah : (VUK md.371) Mükellefler<br />

beyana dayalı vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren<br />

fiilleri işleyenlerin kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi<br />

veya elektronik ortamda VUK Md.371 hakkını kullanmak<br />

istemeleri halinde haklarında vergi ziyaı cezası<br />

kesilmemesi ilkesine dayanır.<br />

7. Tecil ve taksitlendirme : (A.A.T.U.H.K. md.48)<br />

Amme borcunu vadesinde ödenmesi ve haczin tatbiki<br />

veyahut haciz olmuş malların paraya çevrilmesi amme<br />

borçlusunun zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından<br />

yazı ile istenmesi ve teminat göstermek şartıyla ilgili makamlar<br />

36 ayı geçmemek ve tecil faizi hesaplamak suretiyle<br />

erteleyebilir veya taksitlendirebilir.<br />

Sonuç :<br />

İdarenin mükellefi bilgilendirme hakkı uygulaması son<br />

derece çağdaş ve hızlı bir hizmettir. VİMER (Vergi İletişim<br />

Merkezi); kamunun ilk profesyonel çağrı merkezi olma<br />

özeliğinin yanında uzmanların çözüm odaklı ve yazılı<br />

kaynaklara dayanan bilgi akışı ile önemli bir misyon üstlenmektedirler.<br />

Özelge uygulamasında Maliye Teşkilatı bir adım daha<br />

atarak özelgeleri bir merkezde toplayıp, ortak talepleri<br />

sirküler yayınlayarak karşılamayı planlamaktadır. Bu uy-<br />

• 51 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

gulama aynı konuda farklı uygulama yapılmasının önüne<br />

geçecek adil vergileme yapılmasını sağlayacaktır.<br />

Bugüne kadar bazı değişikliklerle gelen uzlaşma<br />

müessesinin mükelleflere daha detaylı anlatılması kanaatindeyim.<br />

Tecil ve taksitlendirme hakkı iyi niyetli mükellefler<br />

için imkan tanırken, kamu idaresinin de alacağını teminat<br />

altına alan bir sistem olması açısından önemlidir.<br />

Cezalarda indirim, düzeltme, pişmanlık ve ıslah<br />

yıllardan beri uygulanan işlemlerdir.<br />

Vergi uyuşmazlıklarımızı yargı mercilerine başvurmadan<br />

idari çözüm yollarını kullanarak çözmek kısa<br />

ve kesin bir yoldur.<br />

Kaynakça :<br />

Özkan AYKIR, Kemal ÇAĞLAR, Özkan ERTEKİN, Vergisel<br />

İşlemlerde Dava Rehberi,2010<br />

Vergi Usul Kanunu, 213 Sayılı Kanun, 04.01.1961, Resmi<br />

Gazete 10703 10.01.1961<br />

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun 6183 -<br />

21/7/1953 Resmi Gazete Sayısı<br />

Tarihi :8469 - 28/7/1953<br />

Vergi Usul Kanunu’nun 395 sayılı Tebliği, Resmi Gazete<br />

27464 16.01.2010<br />

Bilgi Edinme Kanunu 4982 Sayılı Kanun, 09.10.2003, Resmi<br />

Gazete 25269 09.10.2003<br />

(1) Vergisel İşlemlerde Dava Rehberi; Aykır Özkan,Çağlar Kemal,Ertekin Özkan;<br />

2010<br />

_________________________<br />

*<strong>SMMM</strong>.<br />

• 52 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

GÜNÜMÜZDE VE GELECEKTE DENETİMİN VİZYONU<br />

SERKAN ÖNDER DİNÇ *<br />

3568 sayılı meslek yasamızın gerekçesinde bu kanun ile<br />

ülkemiz ekonomik hayatının meslek mensuplarından<br />

beklentileri yer almaktadır. Diğer bir ifade ise muhasebe<br />

ve denetim mesleğinin vizyonu gösterilmiştir.<br />

Meslek mensuplarının devlet ile mükellef arasında vergi<br />

ilişkilerinde denge unsuru olmasının yanı sıra eğitim<br />

ve tecrübeleri ile işletmelere ekonomik yön vermede<br />

etkin olabileceklerine çeşitli akademisyen hocalarımız<br />

tarafından işaret edilmiştir. “Bir yandan vergi ilişkileri,<br />

diğer yandan ticaret ve endüstride meydana gelen gelişmelerin<br />

yarattığı mali ve ekonomik sorunlar, öyle büyük<br />

ve karmaşık bir hale gelmiştir ki, değil sade bir vatandaş,<br />

mali ekonomik konularda yüksek öğrenim görmüş<br />

kimseler bile, bu işlerin rahatlıkla üstesinden gelmek<br />

durumunda değillerdir. İşte bu gelişmeler, modern vergi<br />

sistemlerinin yanısıra muhasebe, işletmecilik ve vergi<br />

konularında yüksek bilgi ve ihtisas sahibi olacak yeni bir<br />

mesleğin doğmasına neden olmuştur. Diğer taraftan<br />

ekonomik hayatta, özellikle endüstri, ulaştırma, inşaat,<br />

banka ve sigortacılık gibi iş kollarında sermaye şirketleri<br />

önemli rol oynar duruma gelmiştir. Sermaye şirketleri<br />

ekonomik yapı içlerinde güçlerini hisse senedi ve tahvil<br />

yoluyla ve diğer mali araç ve ilişkilerle sağladıkları kaynaklardan<br />

bulmaktadırlar. Bunları yapabilmeleri ise bilanço<br />

hesaplarının denetimden geçirilmesine ve bunun<br />

herkes tarafından bilinmesine, diğer bir deyişle, sermaye<br />

temini alanında ve genel olarak mali ilişkilerde emniyet,<br />

güven ve devamlılığın varlığına bağlıdır.” Şeklindeki<br />

tanımlanan bu genel vizyonun anlatımından hareketle<br />

meslek mensuplarını; işletmelerin ekonomik, mali ve hukuki<br />

durumları ile vergiye ilişkin işlemlerini her şeyden<br />

önce muhasebe kurallarının ve yasaların doğru uygulanıp<br />

uygulanmadığı açısından inceleyerek, gerektiğinde<br />

bu konulardaki dünyada meydan gelen değişiklikleri de<br />

zamanın da izleyebilmektir.<br />

Özellikle ABD’deki Enron, İtalya ve İngiltere’deki firma<br />

bilançolarındaki hilelere göz yuman meslek mensuplarının<br />

denetimlerinin ayrıca yapılması, onların meslekteki,<br />

sorumluluklarının yeniden gözden geçirilmesine gerek<br />

duyulmuştur.<br />

Denetimin genel olarak manası bir kişi, kurum, kuruluş,<br />

sistem, işlem, proje ya da ürünün değerlendirilmesidir.<br />

Denetim, bir bilginin geçerliliğinden ve güvenilirliğinden<br />

emin olmak ve aynı zamanda da bir sistemin iç<br />

kontrolü için bir değerlendirme sağlamak amacıyla yapılır.<br />

Denetimin amacı, söz konusu kişi, kurum, sistem vs<br />

ile ilgili, test sonucu değerlendirmelere dayanan bir fikir<br />

belirtmektir. Pratik kısıtlamalardan dolayı, denetimde sadece<br />

ifadelerin somut hatalar içermediğine dair mantıklı<br />

deliller sağlanır. Bu yüzden, denetimde sıkça istatistiksel<br />

örneklere yer verilir. Finansal denetimde, bir takım sayısal<br />

ifadeler nicel ya da nitel hatalar içermediğinde doğru<br />

olarak değerlendirilir.<br />

Denetim, muhasebeciliğin vazgeçilmez bir parçasıdır.<br />

Genel olarak, denetim denince akla bir şirket ya da firmanın<br />

mali sistemleri ya da kayıtları hakkında bilgi edinimi<br />

gelir. Fakat son zamanlarda denetim, güvence riskleri<br />

bilgisi, bilgi sistemleri ve çevre gibi diğer sistem bilgilerini<br />

de içerir..<br />

Muhasebe denetimi, muhasebe kayıtlarının vergi ve diğer<br />

mevzuata uygunluğun yanısıra, yönetim tarafından<br />

sunulan finansal ifadelerin doğruluğunun bağımsız bir<br />

değerlendirmesidir. Denetim, denetimci ya da muhasebeci<br />

denilen yetkili, bağımsız ve tarafsız kişi ya da kişilerce<br />

yapılır ve bu kişiler denetim sonucuna göre bir denetim<br />

raporu çıkarırlar.<br />

Bu tip sistemler, ticareti düzenleyen yönetim birimlerince<br />

belirlenmiş standartlara uygun olmalıdır. Bu standartlar,<br />

üçüncü taraflar ya da harici kullanıcılar için şirketin<br />

mali durumunu ‹doğru bir şekilde› beyan edildiğine dair<br />

güvence sağlar.<br />

Hindistan Yeminli Mali Müşavirler Kurumunun Denetim<br />

ve Güvence Standardı tanımı: «Denetim bir kuruluş hakkındaki<br />

mali bilginin çıkar amaçlı olsun ya da olmasın,<br />

boyutuna ya da yasal hükmüne bakılmaksızın üzerinde<br />

bir fikir belirtilmek amacıyla bağımsız bir şekilde değerlendirilmesidir.<br />

3568 sayılı yasanın gerekçesine bakacak<br />

olursak;<br />

“Türkiye’deki muhasebe tatbikatı yeknesaklıktan mahrumdur<br />

ve isabetli karar alabilmeleri için gerekli bilgileri yöneticiye<br />

sağlamaktan uzaktır. Muhasebe uygulamalarından çıkan bilanço<br />

• 53 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

ve kar-zarar cetvelleri ekonomik amaçların gerçekleşmesinde<br />

kullanılacak bilgileri vermediği gibi, işletme düzeyinde işletme<br />

ilgilileri için yapılacak incelemelerde de, güvenilir ve anlaşılır<br />

bilgi sağlayamamaktadır. Bu amaçların gerçekleşmesi için,<br />

bağımsız mali müşavirlerin eğitilmesini ve onlara uzmanlık<br />

ruhsatlarının verilmesini sağlayan bir sistemin kurulmasına<br />

ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacın sebebi sadece muhasebeye güven<br />

sağlamak değil, aynı zamanda işletmelerin yöneticilerine<br />

muhasebeden çıkacak temel bilgilerin güvenilir olmasının<br />

sağlanmasıdır.” Şeklinde ifade edilmiştir.<br />

İşletmeler, finansal tablolarının mali analizlerinin<br />

yapılmasına ihtiyaç duymaktadırlar. Meslek mensupları,<br />

denetim ile beraber mali analiz yorumlarını yapabilecek<br />

uzman kişilerdir. Mali analizle saptanan işletme<br />

faaliyetlerinin verimini ve karlılığını artırıcı önlemler,<br />

mali kontrolle sağlanır. Kontrolün yapılması ve düzeltici<br />

önlemlerin alınması bakımından mali planlama ön koşuldur.<br />

Mali Plandaki hedeflerle fiili uygulamaların mukayesesi<br />

sonucu işletme faaliyetlerinin durumu hakkında<br />

bilgi edinilir ve bu bilgiler alınacak önlemlere esas olur.<br />

İngiltere ve İtalya’da bir diğer benzeri uluslararası<br />

büyük denetim şirketlerinin birkaçının faaliyetlerine<br />

son verilmesinden sonra Sarbanes- Oxley kanunu ile<br />

sorumlu denetçiliğe dönüş başladı.<br />

A- Denetim - Değerlendirme<br />

Genel bir kural olarak, denetim daima nitel ve nicel analiz<br />

içeren bağımsız bir ölçümken, değerlendirme daha az<br />

bağımsız ve istişari bir yaklaşımı ifade eder.<br />

A:1 İki Farklı Denetim Şekli Vardır<br />

A:1-1 Substantif Test: Substantif testte, denetimci belirleyeceği<br />

bir rakamı kriter alarak örnek işlemler seçer.<br />

Örneğin, muhasebe denetimi ile ilgili olarak, gider<br />

rakamları inceleniyorsa kritere uygun gider işlemleri seçilip<br />

bunlar için muhasebe çalışanlarından kanıt istenir.<br />

Bu kanıtlar, yapılan giderin şirket faaliyet konusuyla ilgili<br />

olup olmadığına yöneliktir ve denetimciler, ikna olana<br />

kadar, istedikleri sayıda muhasebe kaydı denetleyebilir.<br />

Substantif test denetimci için dikkat isteyen, zahmetli ve<br />

zaman alan bir iştir. Şirket muhasebesi çalışanlarında da<br />

strese neden olabilir.<br />

A:1-2 Kontrol Testi: Kontrol, hata ve sahtekarlık riskini<br />

azaltmayı amaçlayan şirketlerde uygulanan bir prosedürdür.<br />

Buna bir örnek verecek olursak; her ödeme<br />

onayında iki kişi bulunması zorunludur. Kişilerden biri<br />

çeki doldurur ve diğeri de imzalar. Kontrol prosedürü<br />

bulunan şirketlerde, denetimciler hesap işlemleri yerine<br />

bu prosedürü denetlerler. Eğer kontrol işleminin<br />

verimli bir şekilde çalıştığı gözlemlenmişse, hesaplardaki<br />

son rakamın doğruluğu konusunda da ikna olunur.<br />

Örneğin, müşteriler bir internet sitesi üzerinden alışveriş<br />

yapıyorsa, bir bilgisayar tarafından yönetilen satış<br />

rakamları denetimcileri bu konuda ikna edebilir.<br />

B- Denetimci Kimdir?<br />

En sade şekliyle denetimciler, muhasebat günlerinde, bir<br />

şirkete ait muhasebe kayıtlarının doğruluğunu ve şirketin<br />

varoluş amacıyla tutarlı olup olmadığını belirlemek<br />

için denetleyen kişilerdir.<br />

Vergisel problemler yaşamak istemeyen, güncel mali<br />

durumun tespitinde ve gelecekle ilgili tahminlerinde<br />

yanılmak istemeyen şirketler, muhasebe denetimlerini<br />

dışarıdan bir kişiye kontrol yaptırarak kendisine rahatlık<br />

(güvence) sağlar.<br />

Denetimciler muhasebede hesaplarındaki her kayıtla<br />

ilgilenmez; şirketin içyapısı ve faaliyet alanına göre, deneyimlerinden<br />

faydalanarak belirledikleri kayıtları denetlerler.<br />

B:1 Denetimci Çeşitleri<br />

Finansal denetimciler iki kategoriye ayrılır:<br />

B:1-1 Dış Denetimci: Dış denetimciler, denetim<br />

yaptırması gereken bir müşteri şirketin kendi<br />

bilançolarında yanlışlık ya da hile şeklinde somut<br />

hatalar olup olmadığı hakkında fikir belirtmeleri için<br />

tutulan bağımsız denetim firmalarıdır. Açık ticaret<br />

yapan şirketlerde, dış denetimcilerin finansal raporların<br />

iç kontrolü hakkında da fikir beyan etme hakları vardır.<br />

Dış denetimciler, şirketler tarafından belirlenen ve mali<br />

kayıtlarla ilgisi olsun olmasın diğer işlemleri denetlemek<br />

için de çalıştırılabilirler. En önemlisi, ücretleri denetim<br />

yapılan şirketlerce verilse de bağımsız olarak kabul<br />

edilirler.<br />

B:1-2 İç Denetimci: İç denetimciler denetledikleri şirket<br />

tarafından işe alınıp, şirketim mali raporlar üzerindeki iç<br />

kontrolünün etkinliği başta olmak üzere çeşitli işlemleri<br />

denetlerler. İç denetimciler, çalıştıkları şirketten bağımsız<br />

kabul edilmemelerine rağmen, denetim raporlarını<br />

yönetime değil, yönetim kuruluna ya da onun alt<br />

kuruluna sunmak zorundadırlar. Böylelikle yönetim<br />

baskısıyla denetimde hatalara göz yummaları önlenmiş<br />

olur.<br />

B:2 Denetçilerle İlgili Yaygın Yanlış Bilgiler<br />

•Kayıtlarda bir art niyet, sahtekârlık ararlar<br />

•Her işlemi kontrol ederler<br />

B:3 Denetçilerle İlgili Olması Gerekenler<br />

•Kayıtlarda yanlışlık var mı diye dikkat ederler fakat<br />

• 54 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

bir sahtekârlık aramazlar.<br />

•Her işlemi değil, sadece zaruri gördüklerini kontrol<br />

ederler.<br />

B:4 Bir Denetçi İlk döneminde Ne Yapar?<br />

Denetimci olarak başlangıç yılınız, muhtemelen<br />

‘doğrulama’ ve eğitimle geçer. Örneğin, elinizde bir<br />

takım fatura listeleri ya da tablolar olur ve sizden dosya<br />

odasında bu faturaları bulup listeyle ya da tabloyla<br />

karşılaştırmanız ve hatalı ya da eksik faturaları tespit<br />

etmeniz istenir. Bu işe ‘doğrulama’ denir ve oldukça sıkıcı<br />

bir iştir.<br />

Çalışma saatlerinizin neredeyse tümü müşteri şirketlerin<br />

ofislerinde geçer. Çok gezersiniz, yol masraflarınız<br />

şirketler tarafından karşılanır. (karşılanırsa) Finansal hizmetler<br />

denetiminde (firma, banka denetimi vs.) çalışıyorsanız,<br />

İş seyahatlerinde sık sık otellerde kalmanız söz<br />

konusu olabilir.<br />

C- DENETİM STANDARTLARI<br />

Denetim, bir doğruluk, uygunluk ve akılcılık sorgulaması<br />

olduğundan, denetim faaliyetinin bizzat kendisinin<br />

de kalite ve güvenirlik sorgulamasının yapılması bir zorunluluktur.<br />

Denetimde kalite ve güvenirliğin güvencesi<br />

ise, denetim faaliyetinin önceden belirlenmiş ölçütlere<br />

uygunluğuna bağlıdır. Bu belirleme bizi denetçinin niteliklerine<br />

ve denetim sürecinin geneline yönelik denetim<br />

standartlarına ulaştırır. Denetim standartları bir yerde<br />

yapılan işin kalitesine ilişkin ölçütler bütünü olup, hem<br />

kişisel özellikleri itibariyle denetçiyi, hem de başından<br />

sonuna kadar tüm denetim sürecini kapsar.<br />

Denetim standartları, denetçiye mesleki sorumluluğunu<br />

yerine getirmesinde yardımcı olan, ona denetim faaliyetinde<br />

ışık tutan genel ilkelerdir. Yapılan denetimin<br />

uygun ve geçerli kabul edilebilmesi için denetçinin bu<br />

ilkelerden hiçbir şekilde ayrılmaması gerekir. Meslek<br />

örgütlerince kabul edilmiş ve denetim kuruluşları ile<br />

denetçilerin uymak zorunda oldukları standartlara “Genel<br />

Kabul Görmüş Denetim Standartları” denilmektedir.<br />

Bu standartlar ilk defa 1947 yılında Amerikan Yeminli<br />

Serbest Muhasebeciler Enstitüsü (American Institute of<br />

Certified Public Accountants- AICPA) tarafından kabul<br />

edilmiştir. AICPA tarafından yayınlanan bu standartlar,<br />

birçok ülkede benimsenmiş ve günümüze çok az değişikliğe<br />

uğrayarak gelmiştir. Birçok ülkenin kamu denetim<br />

organları ve muhasebe kuruluşları denetim standartları<br />

yayımlamışlardır. Yine Uluslararası Yüksek Denetleme<br />

Kurumları Birliği (International Organization of Supreme<br />

Audit Institutions- INTOSAI) tarafından da en son 1995<br />

yılında denetim standartları yayınlanmış bulunmaktadır.<br />

Ancak denetim organları ve muhasebe kuruluşları tarafından<br />

yayınlanan denetim standartları büyük oranda<br />

benzerlikler göstermektedir. Bu nedenle bu çalışmada<br />

daha çok AICPA tarafından yayınlanan “Genel Kabul Görmüş<br />

Denetim Standartları” dikkate alınmış ve muhasebe<br />

denetimine ilişkin olan standartlar genel standartlara<br />

dönüştürülmüştür.<br />

Genel Kabul Görmüş Denetim Standartları denetçilere<br />

ayrıntılı olarak yol gösteren ve onlara denetim sırasında<br />

neler yapmaları gerektiği, hangi denetim yöntemlerine<br />

başvurmaları konularında ayrıntılı bilgiler veren denetim<br />

kılavuzu niteliğinde standartlar değildir. Genel Kabul<br />

Görmüş Denetim Standartları genel nitelikli standartlar<br />

olup, sadece ilk on standarttır. Zaman zaman bunlarla<br />

ilgili yorumlar ve açıklayıcı alt ilkeler yayınlanmakta, yorumlayıcı<br />

ve açıklayıcı nitelikteki ilkelere sadece denetim<br />

standartları denilmektedir. Denetim ile ilgili bir sorun<br />

ortaya çıktığında bu sorunu çözümlemek amacıyla resmi<br />

olarak yayınlanan yorumlayıcı ve açıklayıcı alt ilkeler<br />

denetim standartlarını oluşturmaktadır. Her denetçi on<br />

adet Genel Kabul Görmüş Denetim Standartlarına aykırı<br />

olmayan bu denetim standartlarına da uymak zorundadır.<br />

Yine Genel Kabul Görmüş Denetim Standartları denetim<br />

faaliyetleri açısından uyulması gereken asgari standartlardır.<br />

Bunları denetim kurallarının bütünü olarak değerlendirmemek<br />

gerekir. Karşılaşılan bir durumu dikkate<br />

almadan sadece standartlara dayanarak denetimin kapsamını<br />

daraltmaya çalışan bir denetim anlayışı, denetim<br />

standartlarının özüne aykırılık oluşturur. Genel Kabul<br />

Görmüş Denetim Standartları; Genel Standartlar, Çalışma<br />

Alanı Standartları ve Raporlama Standartları<br />

olmak üzere üç ana gruba ayrılır ve genel olarak on alt<br />

başlıkta toplanabilir. .<br />

C:1 Genel Standartlar<br />

Genel Kabul Görmüş Denetim Standartlarının birinci bölümü<br />

genel standartlara ayrılmıştır. Bu standartlar denetçilerin<br />

karakterleri, davranışları ve mesleki eğitimleri ile<br />

ilgili esasları içerir. Bu açıdan bu standartlara kişisel standartlar<br />

adı da verilir.<br />

C:1-a Mesleki Yeterlilik<br />

Denetim bir uzman olarak gerekli teknik eğitim<br />

ve yeteneğe sahip kişi veya kişilerce yapılmalıdır.<br />

Denetçiler tarafından düzenlenen denetim raporlarının<br />

kullanıcıları, denetim görüşünü bildiren denetçiyi veya<br />

denetçileri tanımaz. Kullanıcılar için önemli olan güvenilir<br />

nitelikte bir denetim görüşünün bildirilmiş olmasıdır.<br />

Güvenilir ve kaliteli bir denetim görüşüne ulaşmak için<br />

bu işlevi yürüten denetçinin belirli bir mesleki eğitime,<br />

deneyime ve yeteneğe sahip olması ve denetim faaliyetini<br />

tam bir bağımsızlık ile yürütmesi zorunludur.<br />

Mesleki yeterlilik denetçiler için birinci genel standart tarafından<br />

zorunlu bir koşul olarak aranmaktadır. Bu stan-<br />

• 55 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

darda göre, denetim faaliyeti ancak gerekli teknik eğitim<br />

ve yeteneğe sahip uzman kişilerce yürütülmelidir. Genel<br />

olarak denetçilik yeterliliğini almış kişilerin gerekli teknik<br />

bilgi ve yeterliliğe sahip olduğu varsayılır. Ancak denetçilik<br />

belgesini almak için kişinin sınava tabi tutulması gerekir.<br />

Bu sınavda denetçinin teorik bilgi düzeyi ölçülür ve<br />

denetçi yardımcısı olarak mesleğe başlarlar. Diğer bir çok<br />

meslekte olduğu gibi denetim mesleğinde de iş başında<br />

eğitim çok önemlidir. Bu eğitim genel olarak deneyimli<br />

uzman bir denetçinin yanında yardımcı denetçilik yapılarak<br />

sürdürülür. Uzman denetçiler kendi mesleki bilgi<br />

ve deneyimlerini yanlarında çalışan genç yardımcı denetçilere<br />

aktararak onların mesleki açıdan üstün nitelikli<br />

uzman denetçiler olarak yetişmelerine çaba harcar. Bu,<br />

denetçilik mesleğinin öngördüğü yüce bir davranıştır.<br />

Denetçi yardımcılığı süresi sonunda yeterlilik sınavına<br />

tabi tutulan denetçi yardımcıları bu sınavı da başarmaları<br />

halinde denetçi yeterlilik belgesini kazanarak denetçi<br />

olurlar.<br />

Başarılı bir denetçi yakın geçmişte kazandığı mesleki eğitimin,<br />

yakın gelecek için yeterli olmadığını düşünen bir<br />

kişidir. Bu açıdan başarılı denetçinin kendisini durmadan<br />

yenilemesi gerekir. İyi bir denetçi çeşitli eğitim programlarına<br />

devam ederek, mesleki yayınları izleyerek kendini<br />

yeniler, etkinlik ve verimliliklerini artırarak birinci genel<br />

standardın öngördüğü düzeyde bir denetçi olarak kalmaya<br />

çaba gösterir.<br />

C:1-b Bağımsızlık ve Tarafsızlık<br />

Denetim görevi ile ilgili tüm konularda denetçi<br />

veya denetçiler bağımsız düşünme mantığı içinde olmalıdır.<br />

Bağımsızlık, denetim çalışmalarının dürüst ve tarafsız<br />

olarak yürütülmesini sağlayacak anlayış ve davranışlar<br />

bütünü olarak algılanmalıdır. İkinci genel standart<br />

denetçilerin bağımsız düşünme mantığı içinde olmalarını<br />

öngörmektedir. Bağımsızlık denetim mesleğinin temelini<br />

oluşturur. Tarafsız ve dürüst davranma olarak tanımlanan<br />

bağımsızlık denetçilerin vazgeçemeyecekleri<br />

bir niteliktir.<br />

Denetim raporlarını kullananlar denetçilerin bağımsız<br />

olduğuna inanırlar. Böyle bir inanç denetçilik mesleğinin<br />

varlığı için en önemli güvencedir. Kullanıcılar denetçinin<br />

bağımsızlığını kuşku ile karşıladıkları durumlarda, denetçinin<br />

bildirmiş olduğu denetim görüşü onlar için bir<br />

anlam taşımayacaktır. Böyle bir durumda da bir denetim<br />

işlevinden söz edilemez. Bu bakımdan denetim görevi<br />

yapanlar adalet dağıtımı ile yükümlü yargıç kadar tarafsız<br />

ve bağımsız, ön yargılardan ırak bir tutum içinde olmalı<br />

ve denetim sonunda kanaatlerini belirtirken sadece<br />

kendi iradelerine bağlı kalmalıdırlar.<br />

C:1-c Mesleki Özen<br />

Bu standarda göre mesleki yeterliliği sahip ve<br />

bağımsız davranan her denetçi görevini sürdürürken ve<br />

raporunu düzenlerken mesleki özen ve titizliği göstermelidir.<br />

Bu bakımdan denetim görevlilerinin denetim çalışmalarında,<br />

denetim ilke ve kurallarına eksiksiz uymaları,<br />

yeterli miktarda ve ihtiyaca cevap verecek nitelikte ve<br />

güvenirlikte kanıt toplamaları ve bunlara göre değerlendirme<br />

yapmaları vazgeçilmez bir zorunluluk olarak kabul<br />

edilmelidir.<br />

Bu standart kaliteli bir denetim yapılması açısından genel<br />

bir açıklamayı getirmektedir. Denetçiden beklenen,<br />

onun uzmanlığını özen ve titizlilikle ortaya koymasıdır.<br />

Gereken titizlik ve çabayı göstermeyen bir denetçi meslek<br />

ahlakına aykırı davranmış olur. Mesleki özen ve titizliğin<br />

gösterilmesi bir yerde denetçinin tüm denetim standartlarına<br />

eksiksiz bir biçimde uyması ile sağlanır.<br />

C:2 Çalışma Alanı Standartları<br />

Çalışma alanı standartları genel standartlara oranla daha<br />

özeldir.<br />

Çalışma alanı standartları denetçiye güvenilir bir denetim<br />

görüşüne ulaşmak için kanıt toplamada ve kanıtları<br />

değerlemede kılavuz olur.<br />

C:2-a Planlama ve Gözetim<br />

Çalışma alanı standartlarından birincisi denetim<br />

çalışmasının iyi bir şekilde planlanmasını ve varsa<br />

denetçi yardımcılarına iyi bir şekilde nezaret edilmesini<br />

öngörmektedir. Denetimde planlama çalışmaları<br />

hazırlanırken işgücü planlaması, zaman planlaması ve<br />

kaynakların verimli kullanımının planlaması yapılmalıdır.<br />

Denetim görevlileri, denetlenecek kuruluşun kendisi ve<br />

faaliyet gösterdiği alan hakkında bilgi sahibi olmalıdır.<br />

Uygun bir denetim planlaması yapabilmek için kuruluşun<br />

organizasyon yapısı, kuruluş yeri, ürettiği mal veya<br />

hizmetlerin niteliği, yatırımları, alımları, pazarlama faaliyetleri,<br />

finansal yapısı, iş ilişkisinde olduğu üçüncü kişiler<br />

gibi birçok konuda bilgi toplanmalıdır. Denetçi bu<br />

konularda bilgi sahibi olduktan sonra Genel Kabul Görmüş<br />

Denetim Standartlarının öngördüğü kalitede bir denetimin<br />

gerçekleştirilmesi için uygun bir denetim planı<br />

hazırlar.<br />

Planlama ile ilgili çalışmalar ayrı ayrı belgelenerek bir denetim<br />

programı hazırlanır. Planlamada eğer dahil olunan<br />

denetim kuruluşunun bir denetim kılavuzu varsa bu kılavuz<br />

denetimin planlanmasında yol gösterici olacaktır.<br />

Denetim programında izlenecek yol ve denetim işlemleri<br />

ayrıntılı biçimde gösterilir. Denetim görevinin yürütülmesi<br />

sırasında denetçi yardımcılarından yararlanılır.<br />

Denetçi yardımcılarının faaliyeti, denetimin yürütülmesinden<br />

sorumlu olan uzman denetçi tarafından sıkı bir<br />

şekilde kontrol edilir. Bu kontrol hem uygun ve kaliteli bir<br />

denetimin gerçekleştirilmesi ve hem de denetçi yardımcılarının<br />

iyi bir biçimde eğitilip yetiştirilmeleri açısından<br />

• 56 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

gereklidir.<br />

Denetçi yardımcıları, sorumlu denetçinin verdiği direktifler<br />

dahilinde, denetim programlarına uygun olarak<br />

görevlerini yerine getirmeye çalışırlar. Denetim programlarında<br />

veya varsa denetim kılavuzlarında, gerekli<br />

denetim kanıtlarının toplanması için nasıl bir yol izleneceği<br />

ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Denetçi yardımcıları, çalışmaları<br />

sırasında sık sık sorumlu denetçiye başvurarak<br />

takıldıkları konularda yardım isterler ve konuların kendi<br />

açılarından aydınlanması için sorumlu denetçi ile mesleki<br />

tartışmalarda bulunurlar. Sorumlu uzman denetçilerin<br />

denetçi yardımcıları üzerindeki gözetimlerinin sınırının<br />

ne olması gerektiği konusunda kesin kurallar bulunmamaktadır.<br />

Ancak bu gözetimin kapsamı;<br />

-Denetçi yardımcısının genel ve mesleki bilgi düzeyine,<br />

-Denetçi yardımcısının konusundaki deneyimine,<br />

-Denetim konusunun zorluk ve karmaşıklık derecesine<br />

bağlıdır.<br />

C:2-b İç Kontrol Sistemi:<br />

Denetim yöntemlerinin bağlı olduğu testlerden alınacak<br />

sonuçların saptanması amacıyla ve güvenilir bir temel<br />

olarak mevcut iç yönetim ve iç kontrolün gereği gibi incelenmesi<br />

ve değerlendirmesi yapılmalıdır.<br />

Bu standart denetimin kapsamı ve sınırlarının, denetlenen<br />

kuruluşun iç kontrol sisteminin değerlendirilmesinden<br />

sonra kararlaştırılmasıdır. Bir kuruluşun etkin bir iç<br />

kontrol sisteminin bulunması, yayınlanan raporların ve<br />

bilgilerin doğruluk ve güvenirlik derecesini artırır. Etkin<br />

bir iç kontrol sisteminin bulunması raporların ve bilgilerin<br />

hatalı olma riskini azaltır. Hata riskinin az olması<br />

ise denetim görüşüne ulaşmada gerekli olacak denetim<br />

işlemlerinin sayı ve kapsamının daralmasına neden<br />

olur. Çalışma alanı standartlarından ikincisi denetçinin<br />

iç kontrol sistemini gözden geçirip, bir değerleme<br />

yapmasını öngörmektedir. Bu standarda göre iç kontrol<br />

sisteminin gözden geçirilip değerlemesinin yapılmasında<br />

iki amaç bulunmaktadır. Birincisi, sistemin kendisine<br />

olan güveninin araştırılarak sistemin etkinliğinin<br />

saptanmasıdır. Kuruluşun sahip olduğu iç kontrol sistemi<br />

ne kadar etkin ise, denetçinin güveni o kadar fazla olacak<br />

ve buna bağlı olarak da denetim riski azalacaktır. İkincisi<br />

ise, uygun bir denetim görüşüne ulaşmada uygulanacak<br />

denetim işlemlerinin kapsamını ve ayrıntı derecesini<br />

belirlemektir. Bu ise denetçinin hazırlayacağı denetim<br />

programı büyük ölçüde kuruluştaki iç kontrol sisteminin<br />

etkinliğine veya zayıflığına bağlıdır.<br />

C:2-c Kanıt Toplama:<br />

Denetim konusu olan olaylar ve konular hakkında bir görüşe<br />

varmak için makul bir temel sağlayacak kanıtlar, soruşturmalar,<br />

gözlemler, araştırmalar yoluyla yeter ölçüde<br />

yararlı bilgiler elde edilmelidir. Çalışma alanı standartlarından<br />

üçüncüsü, bir denetim görüşüne ulaşmadan önce<br />

yeterli miktarda uygun kanıt toplanmasını öngörmektedir.<br />

Ne kadarlık bir miktarın yeterli olacağı denetçinin<br />

yargısına kalmıştır. Denetçi toplayacağı denetim kanıtlarının<br />

miktarını kuruluşun iç kontrol sisteminin etkinliğine,<br />

denetlenen olayın niteliklerine ve de genel olarak<br />

denetlenen kuruluşun durumuna göre belirleyecektir.<br />

Denetim konusuyla ilgili olarak yeterli sayıda kanıt toplanmasının<br />

yanı sıra bu kanıtların uygun kanıtlar olması<br />

da gerekmektedir. Buradaki uygunluk aynı zamanda kalite<br />

anlamındadır. Buna göre denetçi yeterli sayıda kaliteli<br />

kanıt toplamakla yükümlüdür. Miktarda olduğu gibi,<br />

kanıtın uygunluğunun belirlenmesi de denetçinin yargısına<br />

kalmaktadır. Genel olarak bir denetim kanıtının kalitesine<br />

etki yapan etmenler; kanıtın geçerliliği, nesnelliği,<br />

zamanlılığı ve sürekliliğidir.<br />

Denetim kanıtları, denetlenen kuruluş tarafından hazırlanarak<br />

denetçiye verilebileceği gibi, denetçi tarafından<br />

çeşitli denetim yöntem ve işlemleri uygulanarak kuruluş<br />

içinden veya kuruluş dışından toplanabilir. Denetim kanıtları<br />

elde edildikleri kaynaklar açısından;<br />

-Fiziksel olarak var olanın saptanması amacıyla denetçinin<br />

fiziki incelemeleri sonucu elde edilen direkt kanıtlar<br />

(stokların ve kasanın sayımı, yerlerinde görülerek varlıkların<br />

saptanması vb.),<br />

-İç ve dış mevzuata uygun olarak davranılıp davranılmadığını<br />

saptamak amacıyla denetçinin araştırmaları<br />

ve gözlemleri sonucu toplanan uygunlukla ilgili kanıtlar<br />

(yasalar, yönetmelikler, tebliğler ve üst yönetim kararları<br />

gibi),<br />

-Denetlenen kuruluş dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan<br />

alınan bilgiler,<br />

-Kuruluştan veya kuruluşla iş yapanlardan alınan bilgiler,<br />

-Kuruluş içinde hazırlanan belgesel kanıtlar,<br />

-Kuruluş dışından hazırlanarak kuruluşa gönderilen ve<br />

kuruluşta saklanan belgesel kanıtlar (banka hesap özetleri,<br />

satıcı faturaları vb)<br />

-Kuruluş dışı kaynaklarca hazırlanarak doğrudan doğruya<br />

denetçiye gönderilen dış belgesel kanıtlar,<br />

-Denetçi tarafından düzenlenen analitik kanıtlar (ekonomiklik,<br />

kârlılık ve verimlilik analizleri gibi) şeklinde<br />

sınıflamaya tabi tutulur.<br />

C:3 Raporlama Standartları<br />

Kullanıcılar açısından mesleki bir incelemenin yapılmış<br />

olduğu konusundaki tek kanıt denetim raporudur. Bu<br />

açıdan denetim raporunun mesleki bir görüşle hazırlanması<br />

ve kullanıcılara sunulması gereklidir. Raporlama<br />

standartları denetim raporunun yapısı ve hazırlanması<br />

ile ilgili ilkeleri içerir. Toplum içi haberleşmenin ve bu<br />

konuda ortak bir kullanma zorluğu, raporlama standartlarının<br />

genel standartlara ve çalışma alanı standartlarına<br />

oranla çok daha kesin ve özel olmaları gerekir.<br />

• 57 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

Ağırlıklı olarak dış denetime ve amacı itibariyle de özellikle<br />

finansal denetime yönelik olan AICPA tarafından yayınlanmış<br />

olan Genel Kabul Görmüş Denetim Standartlarının<br />

her türlü denetim faaliyetleri için değişmeden<br />

geçerli olması söz konusu değildir. Doğal olarak da yapılan<br />

denetimin özelliğine göre farklı standartlarda saptanabilir.<br />

Özellikle AICPA tarafından yayınlanan raporlama<br />

standartları tamamen finansal denetime yöneliktir. Uygunluk<br />

denetimi ve performans denetiminde veya diğer<br />

farklı denetim konularında farklı standartlar, özellikle raporlama<br />

standartlarının olabileceği doğaldır. Raporlama<br />

standartları, denetim sonucunun yazıyla bildirilmesine<br />

ilişkin standartlardır. AICPA tarafından yayınlanan Genel<br />

Kabul Görmüş Denetim Standartlarından genel standartları<br />

ile çalışma alanı standartları tüm denetim mesleği<br />

için geçerli olsa da, özellikle raporlama standartları<br />

sadece finansal tablo denetimi (muhasebe denetimi–auditing)<br />

geçerlidir. Ancak tüm denetim mesleklerinde, denetim<br />

sonucunda denetim görüşü bildirme yükümlülüğünün<br />

getirdiği, raporlama standardı zorunluluğu AICPA<br />

tarafından yayınlanan raporlama standartlarına çok da<br />

aykırılık oluşturmamaktadır.<br />

C:3-a Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerine Uygunluk:<br />

Denetim raporu, finansal tabloların genel kabul görmüş<br />

muhasebe ilkelerine uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğini<br />

belirtmelidir. Uzman denetçi; finansal tabloların<br />

genel kabul görmüş kuruluşun finansal durumunu,<br />

finansal durumundaki değişiklikleri ve faaliyetlerle ilgili<br />

sonuçları doğru ve dürüst bir biçimde sunduğu konusunda<br />

bir yargı bildirmektedir. Denetçinin böyle bir yargıya<br />

ulaşması için dürüstlükle ilgili belirli ölçütlerden<br />

yararlanması gerekir. Bu ölçüt ise genel kabul görmüş<br />

muhasebe ilkeleridir. Bu standart, denetçinin raporunda<br />

genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uyulması gerektiğini<br />

açıkça öngörmektedir. Bu ilkelere açıkça uyulmamış<br />

olunduğu durumlarda denetçi bunun sonuçlarını<br />

da açıklamakla yükümlüdür.<br />

C:3-b Süreklilik<br />

Denetim raporu, muhasebe ilkelerinin geçmiş dönemle<br />

bağlantılı olarak cari dönemde de değişmeden uygulanmış<br />

olup olmadığını açıkça belirlemelidir. Süreklilik ilkesi<br />

dönemlere ait finansal tabloların karşılaştırılabilmesine<br />

olanak sağlar. Finansal tabloların karşılaştırılabilmesi için<br />

bunların dayanağı olan ilkelerin yıldan yıla değişmemiş<br />

olmaları zorunludur. Ancak geçerli nedenlerin bulunduğu<br />

durumlarda kuruluşlar uyguladıkları ilke ve yöntemlerde<br />

değişiklik yapabilirler. Ancak bu değişiklikler ve<br />

bunların parasal etkileri finansal tabloların dipnotlarında<br />

açıklanır. Denetçi, bir önceki döneme göre değişiklik<br />

yoksa bunu raporunda belirtmez, fakat değişiklikler varsa<br />

bu değişiklikleri raporunda belirtmelidir.<br />

C:3-c Açıklayıcı bilgiler:<br />

Finansal tablolardaki bilgi verici açıklamalar, raporda aksi<br />

belirtilmedikçe makul ölçüde yeterli sayılmalıdır. Finansal<br />

tablolar çeşitli gruplara alacakları ekonomik kararlar<br />

için gerekli olan geçerli bilgiler sunarlar. Karar alıcılar<br />

için bu bilgiler zamanında, eksiksiz, geçerli ve tarafsız<br />

olmalıdır. Bu bilgilerin kimler tarafından kullanılacağı ve<br />

hangi tür ekonomik kararlara dayanak olacakları denetçi<br />

tarafından bilinemez. Finansal tablolar mümkün olduğu<br />

kadar fazla kullanıcıya hitap edebilmek için geniş amaçlı<br />

olarak düzenlenir. Denetçi finansal tablolarda yer alması<br />

gereken açıklayıcı notları da inceleyerek, bu tabloların<br />

kendilerinden beklenen amacı yerine getirip getirmediklerini<br />

araştırır. Yeterli derecede açıklamanın olmaması<br />

durumunda denetçi raporunda bunu belirtir.<br />

C:3-d Görüş Bildirme:<br />

Yürütülen denetimin sonucu denetim raporunda açıklanır.<br />

Denetim raporu, ya bir bütün olarak finansal tablolarla<br />

ilgili bir görüşün bildirilmesini kapsamalı ya da bir<br />

görüş bildiremiyorsa bu durumu nedenleriyle birlikte<br />

açıklamalıdır. Finansal tablolarla birlikte denetçinin adının<br />

geçtiği bütün durumlarda, denetim çalışmasının niteliği<br />

ve varsa denetçinin üstlendiği sorumluluk derecesi<br />

denetim raporunda yer almalıdır. Bu standart denetçinin<br />

finansal tablolarla olan ilişkisinin ve aldığı sorumluluğun<br />

derecesinin belirtilmesini de zorunlu kılmaktadır. Denetim<br />

raporuyla finansal tabloların kullanıcıları, denetçinin<br />

görüşüne güvenerek, finansal tablolardaki bilgileri doğru<br />

ve güvenilir kabul ederler ve alacakları kararlarda kullanırlar.<br />

D- Sonuç<br />

Sonuç olarak, günümüzde güvenlik denetimi, bilgi sistemleri<br />

denetimi ve çevre denetimi yapılan uzmanlık<br />

alanları mevcuttur. Ülkemizde; tek düzen muhasebe<br />

sistemi ve muhasebe standartlarına göre düzenlenen<br />

finansal tablolar, finansal analiz yapılabilecek düzeye<br />

ulaşma çalışmaları değişken bir hızda yürütülmektedir.<br />

Finansal tabloların mali analizi yeni bir ekonomik penceredir.<br />

Bu pencereden bakarsak, 21.yüzyıl bilgi çağı olarak<br />

kabul edildiğine göre bu çağda tüm verilerin doğru ve<br />

gerçek olarak elde edilmesi kolaylaşmıştır. Başka tanımla<br />

artık istenilen veriler kolayca elde edilecek diyebiliriz.<br />

Ekonomik dünyamıza dönersek; 21.yüzyılda globalleşme<br />

veya diğer tanımla küreselleşme ekonomisi sonucu<br />

makro açıdan devler arasında kaynakların kullanımı ayrışık<br />

kademeler meydana getirmektedir. Bu kademeler<br />

içinde küçükten büyüğe yükselen devletlerin ekonomik<br />

büyüklükleri işletmelere yansımaktadır. Küreselleşme<br />

• 58 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

sonucu işletmelerin yapısal büyüklüğünün denetiminde<br />

günümüz denetim standartlarının yetersizliği Enron<br />

ve diğer batılı ülkelerle, ülkemizdeki ulusal medya tabiri<br />

ile hortumlamanın engellenemediği ve denetlenemediği<br />

görüldü. O halde uluslararası genel kabul görmüş<br />

denetim standartlarının, denetçilerin mesleki tecrübesi<br />

ve sorumluluğunun gözden geçirilmesi veya meslek<br />

mensuplarına verilen 3568 sayılı yasa ile verilen denetçi<br />

unvanının hangi safhada olduğunun iyi etüt edilmesi<br />

gerekir.<br />

Günün Sözü «İlerlediğiniz yolda hiç bir zorlukla<br />

karşılaşmıyorsanız bilin ki o yol asla sizi doğruya ulaştırmaz!»<br />

ANONİM<br />

Yararlanılan Kaynaklar<br />

1- SPK, Kurumsal Yönetim İlkeleri. Ankara. 2005<br />

2- OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri Üzerine Açıklayıcı Notlar<br />

3- Uzun, Ali Kamil. Kurumsal Yönetim ve İtibar Sigortası: ”Denetim Komitesi”<br />

4- İstanbul YMM <strong>Odası</strong> Rapor 15 Kasım 2006 ve (http://www.tkyd.org/tr/)<br />

________________________<br />

*<strong>SMMM</strong><br />

• 59 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

BİLGİSAYARLAŞIYOR MUYUZ?<br />

Kimse yukarıdaki başlığa bakarak evrenin sırlarını açıklayacağım<br />

diye bir beklenti içerisinde olmasın. İzleyen satırlarda<br />

sadece kendimle ilgili tespitlerimi bulacaksınız.<br />

Aslında belki de gelecekle ilgili ipuçları da…<br />

Günlük yaşantımızda bilgisayarlar o kadar çok yer bulacak<br />

ki, belki bir gün ayakkabılarımızı bağlayan makineler<br />

bile icat edilecek. Bilgisayarlarla yapılamayacak hiçbir<br />

şey yok. Masa telefonumda bile küçük bir bilgisayar var.<br />

Çok aradığım telefon numaralarını (kapasitesi 20)<br />

aklında tutuyor. Bazen, bunları hafızasında tutmasını istediğim<br />

bir eleman çalıştırsam ne olurdu diye düşünüyorum.<br />

Sorduğum numaralar, acaba yanlış mı diye tereddüt<br />

ederdim. Farkına varmadan sorarken sesim yüksek<br />

çıksa, belki kalbini kırardım. Her gün karnını doyururdum.<br />

Bazen gönlünü almak için evine bırakırdım. Onun<br />

finansman problemleri, benim de zihnimi meşgul ederdi.<br />

Üstelik bu sadece, çalışma mantığı bilgisayarınkiyle<br />

aynı olan küçücük ve çok ucuz bir makine. Arabanızdaki,<br />

navigasyon cihazlarından veya yol bilgisayarlarından hiç<br />

bahsetmiyorum. Bu satırları yazarken dahi imla hataları<br />

yaptığımda, uyarıyor beni. Kaza yaptığım için, servise bıraktığım<br />

aracımı, geri teslim etmeden önce, kontrol için,<br />

bilgisayara bağlayıp, falanca parçasının da değiştirilmesi<br />

gerektiğini bile yine bilgisayar söyledi. O programı yazan<br />

insanın, hata yapmış olabileceği hiç aklıma gelmiyor ve<br />

ben şaşırtıcı bir şekilde kendimi güvende hissediyorum.<br />

Yağmurda yolda kalan aracımın distributör kapağındaki<br />

suyu temizleyerek, yoluma tekrar devam edebilen zavallı<br />

bir kuşağın mensubuydum. Bu bağımlılık, korkutucu<br />

değil mi? Alışacağız. Bilim adamları, molekülün transferini,<br />

gerçekleştirebilsinler, nerede olduğunuzun da hiçbir<br />

önemi kalmayacak.<br />

Yolda, sahipsiz bir bilgisayar bulsam ne yapardım? Benim<br />

için anlamsız bir kütle, muhtemelen dönüp bakmazdım<br />

bile. Ama kendi bilgisayarım kaybolsa, düşünmek bile<br />

tüylerimi diken diken ediyor.<br />

İnsan, bilgisayarlara bu kadar bağımlı olmakla, kendinden<br />

mi kaçıyor acaba? Bu kadar konforu hak edecek ne<br />

yaptık ki? Birileri dâhiyane elektronik bilgileri ile ihtiyaçlarımızı<br />

gideren makineler yaptılar. Biz de bedelini ödedik<br />

ve ödemekteyiz. Belki bir süre sonra, sadece bir kütle<br />

olarak gördüğümüz bilgisayarlar yerine insanları bir<br />

kütle olarak görmeye başlayacağız. Birçok kültür, hatta<br />

birçok dil eriyip gidecek, önümüzdeki yüz yıl. Yeni doğan<br />

çocuklara isim bulmak yerine, numaralar verilecek belki<br />

de. Çocuklarım kendi çocuklarına, kendilerine idol seçtiği<br />

birinin adını koyamayacak. Bilgisayar ‘bu numara daha<br />

önce kullanılmıştı’ uyarısı verecek.<br />

Çok sevdiğim bu kütle, artık beni korkutuyor. Galiba artık<br />

doydum.<br />

__________________<br />

*<strong>SMMM</strong>.<br />

MUSTAFA NAMİ HAS *<br />

Kırklı yaşlarımda, kendi çapımda, ihtiyaçlarımı giderebilecek<br />

programlar yazabilir durumdaydım. Bilgisayarlarla<br />

o kadar iç içe oldum ki, artık kendimi de bir bilgisayar<br />

gibi hissetmeye başladığımı fark ettim. Benden hizmet<br />

alanlar için hiçbir sorun olmamalıydım, onların zihinlerini,<br />

benim finansman problemlerim, asla meşgul etmemeliydi<br />

vs… Sonuç: Bir bilgisayar kadar yalnızım. Elbette<br />

eskiden de insanlar yalnızdı, ama ben aynı zamanda anlaşılamıyorum<br />

da. Zalimce… Bazen de beni en çok kıran,<br />

hizmet verdiğim insanlara, sorun çıkarmadıkça, isteklerinin<br />

arkasının gelmemesi oldu. ‘Çamaşırlarımızı da yıkar<br />

mısın’ isteklerine kendimi hazırlıyorum.<br />

• 60 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

YARGI KARARLARINDA<br />

İYUK<br />

1. Danıştay 4. Dairesi’nin E.2006/2098, K.2007/238<br />

sayı ve 07.02.2007 tarihli kararı<br />

“İYUK’nun ‘ilk inceleme üzerine verilecek karar’ başlıklı<br />

15. maddesinde, dilekçenin reddedilmesi üzerine, yeniden<br />

verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde<br />

davanın reddedileceği kuralına yer verilmiştir.<br />

Mahkemece 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin 1/d<br />

bendi uyarınca dilekçenin reddedilmesi ve 5.12.2005<br />

tarihli yenileme dilekçesinde de aynı yanlışlıkların yapılması<br />

üzerine 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin 5<br />

numaralı fıkrası uyarınca dava reddedilmiş ise de dava<br />

açma hakkının kullanılmasına engel olabilecek böyle bir<br />

durum hakkında davacının bilgilendirilmesi gerekirken<br />

Mahkemece verilen ilk dilekçe ret kararında, aynı yanlışlıkların<br />

tekrarı halinde davanın reddedileceği belirtilmediğinden<br />

usulüne uygun olmayan ilk dilekçe ret kararı<br />

üzerine aynı yanlışlıkların yapıldığından söz edilerek davanın<br />

reddedilmesinde yasaya uyarlık görülmemiştir.”<br />

2. Danıştay 3. Dairesi’nin E.2005/304, K.2005/2379<br />

sayı ve 10.11.2005 tarihli kararı<br />

“VUK’nun 120. maddesinde, vergiye ilişkin hesaplarda<br />

veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız<br />

veya fazla veya eksik vergi alınması olan vergi hatalarını<br />

düzeltme yetkisinin vergi dairesi müdürüne ait olduğu<br />

kurala bağlanmıştır.<br />

(...) davacının aylıklarından vergi kesmek ve ilgili vergi<br />

dairesine yatırmaktan sorumlu olan Rektörlüğün fazladan<br />

kesildiği ileri sürülen vergilerin düzeltilerek iade<br />

edilmesi konusunda işlem kurmaya yetkili olmadığı<br />

açıktır.<br />

Bu yoldaki istemlerin verginin yatırıldığı vergi dairesi<br />

müdürlüklerine yöneltilmesi ve istemin reddi halinde<br />

VUK’nun 116-126 maddelerine göre işlem yaratıldıktan<br />

sonra bu işlemlerin idare davaya konu yapılması olanaklıdır.<br />

Bir davanın süre aşımı nedeniyle reddedilebilmesi için<br />

İYUK’nun 14. maddesinin 3. fıkrasına bağlı (a), (b), (c) ve<br />

(d) bentlerinde yazılı durumların bulunmaması gerekir.<br />

(...) Rektörlüğünün; ödenmiş ve vergisi tevkif edilmiş<br />

aylıklara uygulanmış olan vergi oranının düzeltilmesi<br />

ve fazladan yapılmış tevkifatın davacıya ret ve iadesi<br />

konusunda işlem kurmaya yetkili olmaması nedeniyle<br />

istenen düzeltmenin Rektörlükçe yapılamayacağını duyuran<br />

yazının, vergilendirme alanında kurulmuş idari<br />

davaya konu olabilecek bir işlem olmadığı gözetilerek<br />

vergi mahkemesince; İYUK’nun 14. maddesinin ( 3/d<br />

) bendi ve 15. maddesinin ( 1/b ) bendi uyarınca karar<br />

verilmesi gerekirken davanın süre aşımı nedeniyle reddi<br />

yolunda verilen karar hukuka uygun düşmemiştir.”<br />

3. Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nun<br />

E.2007/411, K.2007/492 sayı ve 30.11.2007 tarihli<br />

kararı<br />

“İYUK’nun 5. maddesinde her idari işlem aleyhine ayrı<br />

ayrı dava açılacağı; ancak, aralarında maddi veya hukuki<br />

yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunan birden<br />

fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği<br />

öngörülmüştür.<br />

İdari işlemlere karşı ayrı ayrı dava açılması gerektiğine<br />

ilişkin asıl kurala istisna olarak getirilmiş olan bu maddeye<br />

uygun olarak birden fazla idari işleme karşı tek dilekçe<br />

ile açılan bir davada, yargı yerince, hem usul hem<br />

de esas yönünden yapılacak inceleme ile ulaşılacak sonuç,<br />

tüm işlemler açısından kabul edilirken, her bir işlem<br />

yönünden hem usul hem esas yönünden ayrı inceleme<br />

yapılmasının gerekli olduğu durumlarda, söz konusu işlemlere<br />

karşı tek dilekçe ile dava açılabileceğinin kabulüne<br />

olanak yoktur.<br />

Bir başka anlatımla, işlemlerden birinin diğerinin sonucu<br />

olmadığı veya biri hakkında verilen kararın diğer işlemi<br />

de etkilemediği durumlarda, birden çok işlemin bir dilekçe<br />

ile dava konusu yapılamayacağı açıktır.<br />

Uyuşmazlıkta, davacı şirkete tebliğ edilen kırk beş işlem<br />

tek dilekçeyle davaya konu edilmiş olup, 4458 sayılı<br />

Gümrük Kanununun ilgili hükümlerine uygun olarak düzenlenip<br />

düzenlenmediği yönünden, her birinin ayrı ayrı<br />

incelenmesi zorunluluğu bulunduğundan, İYUK’nun 5.<br />

Maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin reddi gerekirken,<br />

dosyanın tekemmül ettirilerek işin esası hakkında<br />

karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.”<br />

• 61 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

YARGI KARARLARINDA<br />

GELİR VERGİSİ<br />

1. Danıştay 4. Dairesi’nin E.1992/68, K.1993/1725<br />

sayı ve 20.04.1993 tarihli kararı<br />

“Davacını 17.10.1990 gününde gayrimenkul ipoteği karşılığında<br />

1.5.1991 tarihinde ödenmek üzere verdiği borç<br />

paradan elde ettiği ve inceleme üzerine beyan ettiği<br />

menkul sermaye iradını düşük gösterdiği gerekçesiyle<br />

yapılan tarhiyat tadilen tasdik edilmiştir. Menkul sermaye<br />

iradında gelirin elde edilmesi, gelirin ekonomik yönden<br />

tasarruf edilebilmesi şartına bağlıdır.<br />

Davacının, 1990 yılında bu yıl geliri olarak beyan ettiği<br />

tutardan fazla faiz geliri elde ettiği saptanmamıştır. Menkul<br />

sermaye iradı nedeniyle bulunan bu gelirin, borcun<br />

verildiği tarihte, vade tahakkuk etmeden elde edildiğinin<br />

kabulü mümkün değildir. İhtirazi kayıtla beyanname<br />

verilmemiş olması beyan edilen verginin dava konusu<br />

edilmesini engellese de beyana dahil edilmeyen tutar<br />

hakkında dava açılmasını ve açılan davanın incelenmesini<br />

engellemez.<br />

Buna rağmen davacının 1990 takvim yılında elde ettiğini<br />

kabul ederek beyan ettiği faiz geliri üzerinden vade tarihine<br />

göre hesaplanıp istenen vergi ve cezanın tasdikinde<br />

isabet görülmemiştir.”<br />

2. Danıştay 4. Dairesi’nin E.2004/627, K.2004/2636<br />

sayı ve 29.12.2004 tarihli kararı<br />

“Davacının ortağı olduğu limitet şirketin 2000 yılı işlemlerinin<br />

incelenmesi sonucunda beyan dışı bırakıldığı tespit<br />

edilen kazanca isabet eden kârın, şirket tarafından<br />

ortaklara dağıtıldığı ve dağıtılan kâr payından davacının<br />

hissesine düşen payın da davacı yönünden elde edilmiş<br />

menkul sermaye iradı olduğu belirtilerek tarhiyat yapılmış<br />

ise de; şirket adına yapılan inceleme sonucu beyan<br />

dışı bırakıldığı saptanan kazancın ortaklara dağıtılmış olduğu<br />

yönündeki tespitin varsayımdan öte herhangi somut<br />

belgeye dayanmaması, şirket ortağı olan davacının<br />

da bu kazançtan hissesine düşen kâr payını elde ettiğine<br />

dair bir bulguya rastlanılmaması ve dolayısıyla menkul<br />

sermaye iradının hak sahibi tarafından elde edilmiş olmasından<br />

söz edilemeyecek olması sebepleriyle, yapılan<br />

tarhiyat yasal isabetten yoksundur.”<br />

3. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun<br />

E.2003/233, K.2003/414 sayı ve 14.11.2003 tarihli<br />

kararı<br />

“GVK’nın 37/2-4. maddesinde, gayrimenkullerin alım,<br />

satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden<br />

elde ettikleri kazancın ticari kazanç sayılacağı<br />

kurala bağlanmıştır.<br />

Dava konusu olayda, hırdavat ticareti işi nedeniyle<br />

gelir vergisi mükellefi olan davacının, 1999 yılında<br />

12.400.000.000 liraya aldığı yedi adet gayrimenkulü<br />

1999 yılının Temmuz, Ağustos ve Ekim aylarında üç ayrı<br />

kişiye 23.800.000.000 lira bedelle sattığı ve bu faaliyetinden<br />

elde ettiği geliri beyan dışı bıraktığı anlaşılmaktadır.<br />

Bu alım satımlar dolayısıyla elde edilen kazancın ticari<br />

kazanç olarak vergilendirilmesi, GVK’nın 37. maddesi<br />

hükmünde devamlılık unsuru taşıması koşuluna bağlanmıştır.<br />

Olayda bir yıl içinde birden çok satışın varlığı devamlılık<br />

koşulunun oluştuğunu göstermekte olup, bu işlemlerin<br />

kazanç sağlama gayesiyle yapılmadığı kanıtlanamamıştır.<br />

Bu durumda, ticari faaliyeti bulunduğu açık olan davacı<br />

adına söz konusu gayrimenkul alım satımları nedeniyle<br />

takdir olunan matrahın hukuka uygun olup olmadığı<br />

araştırılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, kazancın<br />

değer artış kazancı olduğu kabul edilmek suretiyle<br />

tarhiyatın kaldırılması yolundaki ısrar kararında hukuka<br />

uygunluk görülmemiştir.”<br />

4. Danıştay 4. Dairesi’nin E.2004/1429, K.2005/498<br />

sayı ve 29.03.2005 tarihli kararı<br />

“GVK’nın 85/1. maddesinde, mükelleflerin, 2. maddede<br />

yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri<br />

kazanç ve iratları için bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça<br />

yıllık beyanname verecekleri belirtilmiş, aynı maddenin<br />

3. fıkrasının 1 ve 2 numaralı bentlerinde; yabancı<br />

memleketlerde elde edilen kazanç ve iratların yükümlünün<br />

bunları Türkiye’de hesaplarına intikal ettirdiği yılda,<br />

Türkiye’deki hesaplara intikal ettirmemesinin iradesi dışındaki<br />

sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde,<br />

mükellefin bunları tasarruf edebildiği yılda elde edilmiş<br />

sayılacağı açıklanmıştır.<br />

Bu düzenlemeyle, kanun koyucu, kazanç ve iratların Türkiye’deki<br />

hesaplara intikal ettirilmemesinin iradesi dışındaki<br />

sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde<br />

• 62 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

mükellefin bunları tasarruf edebildiği yılda elde edilmiş<br />

sayılacağını kabul ettiğinden kazançların, elde edildiği<br />

tarihte Türkiye’ye getirilerek vergilendirileceği kuralının<br />

asıl kural olduğu, ancak mükellefin iradesi dışında gelişen<br />

istisnai durumlarda Türkiye’ye getirilemeyen gelirin<br />

tasarruf edilebildiği yılda vergilendirilmesi gerektiği<br />

açıktır.<br />

Davacının, Amerika Birleşik Devletlerinde aracı kuruluşlardan<br />

elde ettiği, ancak Türkiye’deki hesaplarına intikal<br />

ettirmediği faiz ve değer artış kazançları üzerinde hukuki<br />

ve ekonomik yönden tasarruf edebileceği konusunda<br />

bir uyuşmazlık bulunmadığından yurtdışında elde ettiği<br />

geliri kendi iradesiyle Türkiye’ye getirmemesi nedeniyle<br />

adına yapılan tahakkuk işleminde yasaya aykırılık olmadığından<br />

tahakkuk ettirilen vergi ve fon payının kaldırılması<br />

yolundaki mahkeme kararında isabet görülmemiştir.”<br />

ÖZELGELERDE<br />

KURUMLAR VERGİSİ<br />

1. Konya Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 15.09.2009<br />

tarih ve 1836 sayılı özelgesi:<br />

“KVK’nun 5/1-h maddesi ile yurtdışında yapılan inşaat,<br />

onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak<br />

Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar,<br />

herhangi bir koşula bağlanmaksızın Kurumlar<br />

Vergisi’nden istisna edilmiştir.<br />

Teknik hizmetlerden elde edilen kazançlarında istisnadan<br />

yararlanabilmesi için, bu işlerin yurtdışında bulunan<br />

işyerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla yapılması,<br />

yurtdışında ayrıca bir işyeri veya daimi temsilci olmadan<br />

yapılan teknik hizmetlerin ise hizmet ihracatı olarak nitelendirilmesi<br />

gerekir.<br />

Bu arada, kurumların yurtdışında bir inşaat ve onarım işi<br />

varsa, buna bağlı teknik hizmetler ister Türkiye’de isterse<br />

yurtdışında yapılsın, elde edilen kazançlar istisnadan<br />

yararlanabilecektir.<br />

Bu itibarla, yurtdışında faaliyet gösterecek un fabrikasının<br />

makine ve donanımlarının montajı ve bu işe bağlı<br />

olarak yapılan proje çizimi gibi teknik hizmetlerden elde<br />

edilen kazancın Kurumlar Vergisi’nden istisna edilmesi<br />

için yurtdışında bir işyeri veya daimi temsilcinin bulunması<br />

gerekmektedir.”<br />

2. Adana Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 07.08.2009<br />

tarih ve 2220 sayılı özelgesi:<br />

“KVK’nun 6. maddesi ve GVK’nın 37/1. maddesinde yer<br />

alan her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların<br />

ticari kazanç sayılacağına dair hüküm uyarınca, ihraç<br />

edilen tarım ürünleri karşılığında ödenen ihracat iadesi<br />

yardımlarının ticari ve sınai bir faaliyet kapsamında<br />

elde edilen kazanç olması sebebiyle, kurum kazancının<br />

tespitinde hasılat olarak dikkate alınması gerekir.”<br />

3. Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 22.10.2009<br />

tarih ve 3901 sayılı özelgesi:<br />

“KVK’nun 11/1-g maddesinde, sözleşmelerde cezai şart<br />

olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere, kurumun<br />

kendisinin, ortağının, yöneticisinin ve çalışanlarının suçlarından<br />

doğan maddi ve manevi tazminat giderlerinin<br />

kurum kazancının tespitinde gider olarak kabul edilemeyeceği<br />

düzenlenmiştir.<br />

Gerek KVK’nun ilgili maddesi gerekse GVK’nın 41/6. maddesinde<br />

yer alan hüküm uyarınca, tazminatların gider<br />

olarak yazılabilmesi için işle ilgili olması ve sözleşmeye,<br />

ilama ve kanun emrine bağlı bulunması ve işle ilgili olsa<br />

dahi kurumun kusurundan kaynaklanmaması gerekir.<br />

Bu açıklamalar gereğince, şirket çalışanının sevk ve idaresindeki<br />

araçla yaptığı trafik kazası nedeniyle, Asliye<br />

Hukuk Mahkemesi kararına istinaden ödenen tazminatın,<br />

kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi<br />

mümkün değildir.”<br />

4. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 03.11.2008<br />

tarih ve 23129 sayılı özelgesi:<br />

“Gerçek ve tüzelkişilerin, federasyonlara, gençlik ve spor<br />

kulüplerine veya sporculara, spor tesisleri ve faaliyetlerine<br />

ilişkin olarak Gençlik ve Spor Müdürlüğü Sponsorluk<br />

Yönetmeliği’nde belirtilen usul ve esaslarda yapacakları<br />

sponsorluk harcamalarını Kurum ve Gelir Vergisi’nden<br />

indirim konusu yapabilirler.<br />

Üniversitenin tiyatro kulübüne yapılacak sponsorluk<br />

harcamalarının söz konusu yönetmelik kapsamında<br />

sponsorluk faaliyeti ve harcaması olarak düzenlenmemiş<br />

olması sebebiyle, bu harcamaların Kurum ve Gelir<br />

Vergisi açısından indirim konusu yapılması mümkün değildir.<br />

Bununla beraber, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun<br />

• 63 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

56/b maddesinde yer alan, Kurum veya Gelir Vergisi mükelleflerinin<br />

üniversitelere ve ileri teknoloji enstitülerine<br />

makbuz karşılığı yapacakları nakdi bağışların, yıllık Kurumlar<br />

ve Gelir Vergisi beyannamelerinde gelirlerden<br />

veya kurum kazancından indirim konusu yapılacağı<br />

düzenlemesi uyarınca, mükelleflerin tiyatro kulübünün<br />

bulunduğu üniversiteye yapacağı nakdi bağışları kazanç<br />

matrahlarından indirim konusu yapmaları mümkündür.”<br />

ÖZELGELERDE<br />

BELGE DÜZENİ<br />

1. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın<br />

29.06.2009 tarih ve 22432 sayılı özelgesi<br />

“Müşterilerin banka kredi kartlarında bulunan 8.000,00<br />

TL üzeri ekstre borçlarının mağazalarında bulunan POS<br />

cihazlarını kullanmak suretiyle nakit olarak ödeme istedikleri<br />

bildirilerek, banka adına belirtilen tutar üzeri<br />

nakit ekstre ödemlerinin mağazalarında bulunan POS<br />

cihazları vasıtasıyla yapılıp yapılamayacağı yönünde görüş<br />

talep edilmiştir.<br />

320 seri no’lu VUK Genel Tebliği’nde, ‘Müşterinin banka<br />

kartı ve kredi kartı ile yapmış olduğu harcamalara ait<br />

banka ekstresinde gösterilen bedelin banka ile arasında<br />

sözleşme bulunan ve tahsilât yetkisi verilmiş üye işyeri<br />

tarafından tahsilinin nakit olarak pos cihazı ile yapılması,<br />

tahsilâtın banka kayıt sisteminden geçmesi ve müşterinin<br />

banka nezdinde bulunan hesabına aktarılması nedeniyle<br />

bu tahsilâtların hesap bildirim cetvelleri ile belgelendirileceğinden,<br />

ödemenin banka aracılığı ile yapılmış<br />

olduğu kabul edilecektir.’ düzenlemesine yer verilmiştir.<br />

Buna göre, şirketinizin bankanın üye işyeri olması, şirketinize<br />

tahsilat yetkisinin banka ile aranızda düzenlenecek<br />

sözleşme ile verilmesi, ödemenin bankanın kayıt<br />

sisteminden geçiyor olması ve ödemenin hesap bildirim<br />

cetveli ile belgelendirilebilmesi halinde, müşterilerinizin<br />

8000 TL üzeri ekstre bedelinin işyerinizde bulunan pos<br />

cihazından banka adına tahsil edilmesi mümkün bulunmaktadır.”<br />

2. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın<br />

27.01.2010 tarih ve 3089 sayılı özelgesi<br />

“Yurtdışından alınan hizmet nedeniyle yüklenilen tutarların<br />

işin mahiyetine göre gider unsuru olarak dikkate<br />

alınabilmesi için VUK’nun 229 vd. maddelerinde yer alan<br />

belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.<br />

Aksi durumda gider unsuru olarak dikkate alınabilmesi,<br />

ancak yurt dışından alınan söz konusu belgelerin hizmetin<br />

alındığı ülkede uygulanan vergi mevzuatı çerçevesinde<br />

muteber bir belge olduğunun kabulü halinde<br />

mümkün bulunmaktadır.<br />

Bu itibarla, e-ticket receipt, flight/booking/payment<br />

confirmation, flight itinerary gibi isimlerle anılan elektronik<br />

biletler ve bunlara ait kredi kartı slipleri, gerek<br />

VUK’da yer alan ispat edici vesikalar arasında yer almayıp<br />

gerekse de 334 seri no’lu VUK Genel Tebliğinde belirtilen<br />

IATA standartlarda düzenlenecek elektronik biletlere<br />

ilişkin asgari bilgileri içermese de; söz konusu belgelerin<br />

ilgili ülke mevzuatına göre muteber bir belge sayılması<br />

ve elektronik ortamda alınan bu belgelerin çıktılarının<br />

yapılan ödemeyi gösterir banka kredi kartı slip ve ekstreleri<br />

ile birlikte muhafaza ve ibrazı ile alınan hizmetin<br />

ticari işin bir gereği olarak alındığının tevsik edilmesi durumunda<br />

yapılan ödemelerin gider olarak kaydedilebileceği<br />

tabiidir.”<br />

3. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 04.05.2007<br />

tarih ve 1306 sayılı özelgesi<br />

“VUK’nun 240/A maddesinde, taşıma irsaliyesi; ücret karşılığında<br />

eşya nakleden gerçek ve tüzel kişiler naklettikleri<br />

eşya için, 209. maddede yazılı bilgilerle, sürücünün<br />

ad ve soyadı ve aracının plaka numarasını ihtiva eden<br />

ve seri ve sıra numarası dâhilinde teselsül eden irsaliye<br />

kullanmak zorundadır. Bu irsaliyelerin bir nüshası eşyayı<br />

taşıttırana, bir nüshası eşyayı taşıyan aracın sürücüsüne<br />

veya kaptanına verilir, bir nüshası da taşımayı yapan<br />

nezdinde saklanır.<br />

Buna göre, işletmenin aktifine kayıtlı tankerlerle su satışı<br />

yapması halinde sevk irsaliyesi düzenlenmesi, ancak su<br />

satışının nakliyeci firmalara ait tankerlerle gerçekleştirilmesi<br />

halinde ise bu firmalarca taşıma irsaliyesi düzenlenmesi<br />

gerekir.”<br />

4. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 17.09.2008<br />

tarih ve 9436 sayılı özelgesi<br />

“Noter satış senedi VUK’da yer alan vesikalardan biri olmayıp,<br />

gerçek usulde vergiye tabi mükelleflerin vergi<br />

mükellefi olmayan kişilerden noter satış senedi ile araç<br />

• 64 •


SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

satın alması halinde gider pusulası düzenlemesi gerekir.<br />

Esnaf muaflığından yararlanmayan ve mükellefiyeti olmayan<br />

şahıstan gider pusulası düzenleyerek alınacak<br />

araç için yapılan ödemelerde gelir vergisi tevkifatı yapılmasına<br />

gerek bulunmamaktadır.”<br />

ÖZELGELERDE<br />

AMORTİSMANLAR<br />

1. Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 19.06.2007<br />

tarih ve 32313 sayılı özelgesi<br />

“İşletmede kullanılan makine, teçhizat, cihaz veya makinelerin<br />

arızalanması halinde yedek olarak kullanıma hazır<br />

bulundurmak için satın alınan iktisadi kıymetler için,<br />

VUK’nun 320. maddesi gereğince, aktifleştirildikleri yıldan<br />

başlayarak söz konusu kıymet için belirlenmiş olan<br />

faydalı ömür ve amortisman oranları dikkate alınarak<br />

amortisman ayrılması gerekmekte olup, fiilen kullanma<br />

tarihinde itibaren amortisman ayrılmaya başlanması söz<br />

konusu değildir.”<br />

2. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 08.06.2007<br />

tarih ve 4538 sayılı özelgesi<br />

“İhale sonucu bir bütün olarak satın alınan otele ait iktisadi<br />

kıymetlerin bedellerinin her bir kıymet bazında<br />

bilinememesi nedeniyle (aktife alındığı 2005 yılında)<br />

amortisman ayrılamamış, sonraki dönemlerde usulüne<br />

uygun amortisman ayırabilmek için takdir komisyonuna<br />

başvurulmuştur.<br />

Takdir komisyonu kararı sonucunda otele ait her bir iktisadi<br />

kıymetin amortismana konu bedelinin belirlenmesinden<br />

sonra amortisman ayrılacak olmakla beraber,<br />

2005 yılında ayrılamayan amortismanın sonraki dönemlerde<br />

ayrılıp ayrılamayacağı hususunda başkanlık görüşü<br />

talep edilmiştir.<br />

VUK’nun 320. maddesinde, her yılın amortismanının<br />

ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabileceği ile<br />

amortismanın herhangi bir yıl yapılmamasından veya<br />

ilk uygulanan nispetten düşük bir hadle yapılmasından<br />

dolayı amortisman süresinin uzatılamayacağı hükme<br />

bağlanmıştır.<br />

Bu itibarla, şirketin, özelleştirme sonucu satın aldığı otel<br />

binasının mütemmim cüzleri, yer üstü düzenleri ve demirbaşları<br />

ile birlikte iktisadi kıymetlerinin amortisman<br />

süresi, iktisadi kıymetlerin aktife alındığı 2005 yılında<br />

başladığından, 2005 yılında herhangi bir nedenle ayrılamayan<br />

amortismanların sonraki dönemlerde ayrılması<br />

mümkün bulunmamaktadır.”<br />

3. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 18.11.2009<br />

tarih ve 9828 sayılı özelgesi<br />

“KVK’nun 6. maddesi ve GVK’nun 40/5 ve 7. bentleri uyarınca,<br />

şirketin, satın almış olduğu binek otomobile ait<br />

giderlerini, şirket aktifine kayıtlı olması şartıyla, GVK’nın<br />

40/5. maddesine ve araca ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu<br />

hükümlerine göre ayrılan amortismanları da 40/7’nci<br />

maddesine istinaden kurum kazancının tespitinde indirim<br />

konusu yapması mümkün bulunmaktadır.”<br />

4. Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 19.06.2007<br />

tarih ve 32313 sayılı özelgesi<br />

“İşletmede kullanılan tesis, cihaz ve makinelerin arızalanması<br />

durumda yedek olarak kullanıma hazır halde<br />

bulunan iktisadi kıymetlerin, aktifleştirildikleri yıldan<br />

başlayarak iktisadi kıymet için belirlenen faydalı ömür ve<br />

amortisman oranları dikkate alınarak amortismana tabi<br />

tutulması gerekir.”<br />

5. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 02.01.2006<br />

tarih ve 22 sayılı özelgesi<br />

“Limitet şirketlerin nev’i değişimi ile anonim şirkete dönüşülmesi<br />

KVK hükümleri uyarınca devir hükmündedir.<br />

Bu hükümden hareketle, devir halinde, devrolunan limitet<br />

şirket, devir tarihinin içinde bulunduğu hesap döneminden<br />

devir tarihine kadar geçen süre için, devralan<br />

anonim şirket de devir tarihinden itibaren devir tarihinde<br />

içinde bulunduğu hesap döneminin sonuna kadar<br />

geçen süre için amortisman ayırabilir.<br />

Devir tarihinin 02.01.2006 tarihinde tescil edilmesi halinde<br />

ise kıst amortisman uygulanmaz, bu tarihin aşılması<br />

halinde istenirse kıst amortisman uygulanır.”<br />

• 65 •


YARGI KARARLARINDA<br />

TEBLİGAT<br />

SAYI 7 | MAYIS 2011<br />

1. Danıştay 4. Dairesi’nin E.2006/4303, K.2007/3365<br />

sayı ve 05.11.2007 tarihli kararı<br />

“213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 94. maddesine göre<br />

muhatabın bulunamaması halinde ‘ikametgâh adresinde<br />

bulunanlardan’ birine tebligat yapılması yeterli olup,<br />

kanunda, ikametgâh adresinde bulunanların o adreste<br />

ikamet etmeleri şartı öngörülmemiştir.<br />

Dosyanın incelenmesinden, (…) tarhiyata ait ihbarnamelerin<br />

davacının bilinen adresinde kardeşine tebliğ<br />

edildiği (…) anlaşılmaktadır.<br />

Olayda, tebliğ esnasında davacının ikametgâhında bulunan<br />

kardeşine yapılan tebligat kanuna uygundur.<br />

Dava konusu ödeme emirlerinin dayanağını teşkil eden<br />

tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin davacı ile aynı adreste<br />

ikamet etmediği anlaşılan kardeşine tebliğ edilmesinin<br />

kanuna aykırı olduğu, bu nedenle usulüne uygun olarak<br />

kesinleşmiş bir amme alacağı bulunmadığı yolundaki<br />

mahkeme kararı hukuka uygun görülmemiştir.”<br />

2. Danıştay 9. Dairesi’nin E.2005/872, K.2007/329<br />

sayı ve 13.02.2007 tarihli kararı<br />

“(…) vergi dairesi müdürlüğünün dava aşamasında vergi<br />

mahkemesine verdiği savunma dilekçesinde, davacı<br />

şirketin bilinen adreslerinde yapılan muhtelif tarihlerdeki<br />

yoklamalarda şirket ve şirketi temsile yetkili olanların<br />

bulunamadıkları ifade edilmesine karşın, yapılan<br />

yoklama sonucu düzenlenen ‘yoklama fişi’ ile ‘posta ya<br />

da memur eliyle tebligat’a ilişkin hükümlerin aynı hukuki<br />

sonuçları doğurması mümkün olmadığından, yoklama<br />

sonucu davacı şirketin adresinde bulunamadığının<br />

tespit edilmesi, posta ya da memur eliyle yapılacak bir<br />

tebligat olmaksızın tek başına, ilanen tebligat yoluna<br />

gidilmesi sonucunu yaratabilecek hukuki bir dayanak<br />

oluşturmayacaktır.<br />

Vergi ceza ihbarnamelerinin içinde bulunduğu tebliğ<br />

zarfının dosyada mevcut olmaması nedeniyle dairemizce<br />

verilen 22.5.2006 tarih ve E.2005/872 sayılı ara kararı<br />

uyarınca bu tebliğ alındısı istenilmiş olup, davalı idarece<br />

gönderilmemiştir.<br />

Bu durumda, vergi dairesi müdürlüğünün davacı şirketin<br />

bilinen adreslerinde yapmış olduğu yoklamalar dışında,<br />

posta yoluyla veya memur eliyle adrese tebligat yapmadığı<br />

sonucuna varılmış olup, cezalı tarhiyata karşı açılan<br />

davanın ıttıla tarihine göre süresinde olduğunun kabulü<br />

suretiyle işin esasının incelenmesi gerekmektedir.”<br />

3. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu E.2003/132,<br />

K.2003/388 sayı ve 17.10.2003 tarihli kararı<br />

“Davacı şirketin kuruluşuna ilişkin... tarihli Türkiye Ticaret<br />

Sicili Gazetesinde belirtilen adresinin 19.8.19994 tarihli<br />

dilekçe ile... olarak değiştirildiği, şirketin davalı idareye<br />

de bildirilen bu adreste faaliyete başladığının tutanaklarla<br />

tespit edildiği, 1994 yılı Kurumlar Vergisi beyannamesinde<br />

de bu adresin bildirildiği, dava açma tarihi<br />

olan... tarihinde dahi dava dilekçesinde bu adresin kullanıldığı,<br />

vergi dairesince ihbarnamelerin üç ayrı tarihte<br />

memur eliyle belirtilen adreste tebliğ edilmeye çalışıldığı<br />

ancak şirketin adreste bulunamaması sebebiyle tebliğ<br />

yapılamadığı, şirket temsilcisi ve ortaklarının 1994 yılı<br />

Kurumlar Vergisi beyannamesinde bildirdikleri… adresinde<br />

de tebligat yapılamadığı anlaşılmaktadır.<br />

VUK’nun 103. maddesinde, muhatabın adresi hiç bilinmezse,<br />

muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş<br />

olur ve bu yüzden gönderilen mektup geri gelirse, başkaca<br />

sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına<br />

imkân bulunmazsa, yabancı memleketlerde bulunanlara<br />

tebliğ yapılmasına imkân olmazsa ilanen tebligat yoluna<br />

gidileceği kurala bağlanmıştır.<br />

Dava konusu olayda davacı şirketin ve temsilcilerinin<br />

bilinen adreslerinde tebligat yapılamadığı açık olduğundan,<br />

ihbarnamelerin ilanen tebliğ edilmesinde ve<br />

ilan yoluyla tebliğ edilerek tahakkuk ettirilen ancak vadesinde<br />

ödenmeyen amme alacağının tahsili amacıyla<br />

ödeme emri düzenlenmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır.<br />

Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile... Vergi Mahkemesinin...<br />

günlü ve... sayılı ısrar kararının bozulmasına,<br />

17.10.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.”<br />

ARAMIZDAN AYRILANLAR<br />

• Erciyes Üniversitesi eski öğretim üyelerinden,<br />

<strong>Kayseri</strong> Meslek Yüksekokulu eski Müdürü, Kırgızistan<br />

Manas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı<br />

ve Odamız üyesi Prof. Dr. Kasım KARAHAN Hakk’ın<br />

rahmetine kavuşarak aramızdan ayrılmıştır. Kendisine<br />

yüce Allah’tan rahmet ve yakınlarına da başsağlığı diliyoruz.<br />

• Üyelerimizden SM. Talip TURGUT Hakk’ın rahmetine<br />

kavuşarak aramızdan ayrılmıştır. Kendisine yüce<br />

Allah’tan rahmet ve yakınlarına da başsağlığı diliyoruz.<br />

• Odamız Üyesi <strong>SMMM</strong>. Mustafa Mehter’in abisi<br />

YMM. Hamdi Mehter Hakk’ın rahmetine kavuşarak aramızdan<br />

ayrılmıştır. Kendisine yüce Allah’tan rahmet ve<br />

yakınlarına da başsağlığı diliyoruz.<br />

• Odamız Üyesi <strong>SMMM</strong>. Mahmut Sungur’un amcası<br />

Hakk’ın rahmetine kavuşarak aramızdan ayrılmıştır.<br />

Kendisine yüce Allah’tan rahmet ve yakınlarına da başsağlığı<br />

diliyoruz.<br />

• 66 •

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!