Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
7<br />
MAYIS 2011<br />
K<strong>SMMM</strong>O<br />
ERCİYES<br />
Sayı: 7 | Mayıs 2011<br />
KAYSERİ SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI 3 AYLIK YAYIN ORGANI<br />
• 1 Mart Muhasebe Günü Kutlandı<br />
• <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanlığı ve<br />
SGK İl Müdürlüğü ile 6111 Sayılı<br />
“Bazı Alacakların Yeniden<br />
Yapılandırılması Hakkında Kanun”<br />
Konulu Seminerler Yapıldı<br />
www.ksmmmo.org
K<strong>SMMM</strong>O ERCİYES<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Dergisi<br />
<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong><br />
Adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni<br />
Suat Özsoy<br />
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />
Baki Gümüşoluk<br />
Koordinatör<br />
Mustafa Kükürtçüoğlu<br />
Editör<br />
Songül Aksoy<br />
ERCİYES<br />
K<strong>SMMM</strong>O<br />
Sayı: 7 | Mayıs 2011 KAYSERİ SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI 3 AYLIK YAYIN ORGANI<br />
• 1 Mart Muhasebe Günü Kutlandı<br />
• <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanlığı ve<br />
SGK İl Müdürlüğü ile 6111 Sayılı<br />
“Bazı Alacakların Yeniden<br />
Yapılandırılması Hakkında Kanun”<br />
Konulu Seminerler Yapıldı<br />
www.ksmmmo.org<br />
Yayın Kurulu<br />
Mustafa Nami Has<br />
Demet Kalkmaz<br />
Mehmet Oğuzkaya<br />
Şirvan Azgıt<br />
Ömer Faruk Yeltekin<br />
Serkan Önder Dinç<br />
Mehmet Erciyes<br />
Ahmet Soypaçacı<br />
Mesut Erhan Cihan<br />
İletişim<br />
İstasyon Mah. Ziya Sok. No:13 Kocasinan/KAYSERİ<br />
Tel: 0352 337 07 27 (pbx)<br />
Faks: 0352 337 07 70<br />
e-posta: info@ksmmmo.org<br />
web: www.ksmmmo.org<br />
Tasarım - Baskı<br />
7<br />
MAYIS 2011<br />
içindekiler<br />
Başkan’dan 4<br />
II. Türkiye Sektörel Muhasebe Uygulamaları<br />
Sempozyumu Yapıldı 6<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy’dan Maliye<br />
Bakanı Mehmet Şimşek’e Teşekkür Ziyareti 13<br />
1 Mart Muhasebe Günü Kutlandı 14<br />
<strong>Kayseri</strong> Valisi Mevlüt Bilici’nin Odamızı Ziyareti 14<br />
‘’ 6111 Sayılı Kanun’’ Semineri 15<br />
“Yeniden Yapılandırma Kanunu” Semineri 16<br />
22. Vergi Haftası Kutlandı 17<br />
Halı Saha Futbol Turnuvası Düzenlendi 18<br />
Yardımcı Eğitmenler Sertifikalarını Aldılar 19<br />
Yardımcı Eleman Eğitimi 19<br />
<strong>Kayseri</strong> Çocuk Esirgeme Kurumu Ziyareti 20<br />
Dünya Kadınlar Günü’nü Kutladık 22<br />
Sağlık Durağı Kozaklı… 24<br />
3. Haksız Rekabet Ve Etik Kongreleri Yapıldı 25<br />
Haberler 26<br />
Ziyaretler 31<br />
Aramıza Yeni Katılanlar 36<br />
Ruhsat Töreni 40<br />
Prof. Dr. Şaban Uzay ile Söyleşi 41<br />
MAKALELER<br />
Ömer Faruk Yeltekin 45<br />
Demet Kalkmaz 51<br />
Serkan Önder Dinç 53<br />
Mustafa Nami Has 60<br />
Özelgeler- Yargı Kararları 60<br />
Aramızdan Ayrılanlar 66<br />
0352 321 24 11<br />
www.mgrup.com<br />
Dergide yayımlanan yazılar kaynak gösterilerek kullanılabilir.<br />
İmzalı yazılardaki görüşler yazarlarına aittir.<br />
Basım Tarihi: Mayıs 2011
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
BAŞKAN’DAN<br />
<strong>SMMM</strong>. Suat ÖZSOY<br />
iyi bir muhasebe yapısının ve muhasebecisinin olduğunu<br />
görmekteyiz. Bu nedenle muhasebe mesleği ve muhasebecilerle<br />
ilgili sorunların tartışılması, çözüm önerilerinin<br />
üretilmesi ekonomik hayata da katkı sağlayacak<br />
olmasından dolayı büyük önem arz etmektedir.<br />
Sempozyumumuza 30 ayrı odadan, 30 ayrı şehirden oda<br />
başkanları, akademisyen, kurum ve şirket sahibi temsilcileri,<br />
meslek mensupları olmak üzere toplam 400 kişi<br />
iştirak etmiştir. Sempozyumumuzun hem geçtiğimiz yıl<br />
hem de bu yıl Türkiye çapında ilgi görmesi ve yoğun katılımlar<br />
bizleri ziyadesiyle mutlu etmiştir.<br />
Çok Değerli Meslektaşlarım,<br />
<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> olarak<br />
geçtiğimiz yıl Türkiye’de ve <strong>Kayseri</strong> de bir ilk olarak<br />
başlattığımız Türkiye Sektörel Muhasebe Uygulamaları<br />
Sempozyumu’nun ikincisini bu yıl “Mobilya İmalatı Sektöründe<br />
Muhasebe/Finans, Vergi, Denetim ve Hukuk”<br />
ana temasıyla büyük katılımlarla gerçekleştirmiş bulunmaktayız.<br />
Her yıl bir sektörü ele alacağımız Türkiye<br />
Sektörel Muhasebe Uygulamaları Sempozyumu’nun bu<br />
yılki konusunu “Mobilya İmalatı Sektörü” oluşturmuştur.<br />
Önümüzdeki yıllarda da farklı bir sektörü ele alarak devam<br />
ettireceğimiz Sempozyumumuzu geçtiğimiz yıla<br />
göre bu yıl biraz daha geliştirmiş bulunmaktayız. Ele aldığımız<br />
mobilya imalatı sektörünü muhasebe, vergi ve<br />
denetim yönleriyle incelemeye ilaveten bu yıl, finans ve<br />
hukuk yönleriyle de incelemeyi amaçladık.<br />
Değerli Meslektaşlarım,<br />
Günümüz işletme koşullarında sektöre özgü koşullar<br />
ve düzenlemeler muhasebe uygulamalarını da yakından<br />
etkilemektedir. Sempozyumumuzun amacı, meslek<br />
mensuplarını yakından ilgilendiren belirli bir sektörü, bu<br />
yıl için ise mobilya sektörünü, muhasebe/finans, vergi,<br />
denetim ve hukuki yönleriyle incelemek, bu konularda<br />
karşılaşılan sorunları ortaya koymak ve çözüm önerileri<br />
geliştirmek olarak şekillenmiştir.<br />
Bilindiği üzere ekonomik yaşam içerisinde yoğun katkı<br />
sağlayan en önemli meslek gruplarından birisiyiz. Tarihe<br />
baktığımızda da her başarılı devletin ve işletmenin çok<br />
Mobilya imalatı sektörünün muhasebe/finans, vergi, denetim<br />
ve hukuki yönlerinin, konunun uzmanı bürokratlar,<br />
akademisyenler ve uygulamacılar tarafından tartışıldığı<br />
bu Sempozyumda iki gün boyunca 21 konuşmacı<br />
toplam 5 ayrı oturumda bildirilerini sunmuşlardır. Ayrıca<br />
Maliye Bakanımız Sayın Mehmet ŞİMŞEK’in de Sempozyumumuzun<br />
kapanış konuşmasını yapmak üzere Sempozyumumuza<br />
teşrifleri bizleri onurlandırmıştır. Sempozyum<br />
esnasında sunulan tebliğler ve tartışmalarda<br />
ortaya konan görüşler Odamız sitesinde yer almış olup<br />
ayrıca daha sonra derlenerek ilgilenenlere yararlı olacak<br />
bir bilgi kaynağı oluşturacaktır.<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> olarak gerçekleştirdiğimiz bu<br />
Sempozyumun siz değerli meslek mensuplarına, akademisyenlere,<br />
sektör çalışanlarına, bu konuda faaliyet<br />
gösteren firmalara ve ülkemize büyük katkı sağladığını<br />
düşünmekteyiz.<br />
<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> tarafından<br />
meslek birliğimiz TÜRMOB’un da katkıları ile 3-6<br />
Mart 2011’de düzenlenen II. Türkiye Sektörel Muhasebe<br />
Uygulamaları Sempozyumu’na katılımları ve desteklerinden<br />
dolayı,<br />
T.C. Maliye Bakanı Sayın Mehmet ŞİMŞEK’e,<br />
<strong>Kayseri</strong> Valisi Sayın Mevlüt BİLİCİ’ye<br />
Devlet Eski Bakanı ve TÜRMOB Eski Genel Başkanı Sayın<br />
Dr. Masum TÜRKER’e,<br />
<strong>Kayseri</strong> Milletvekili Sayın Sadık YAKUT’a,<br />
<strong>Kayseri</strong> Milletvekili Sayın Mustafa ELİTAŞ’a,<br />
• 4 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
<strong>Kayseri</strong> Milletvekili Sayın Yaşar KARAYEL’e,<br />
<strong>Kayseri</strong> Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın<br />
Av. Mehmet ÖZHASEKİ’ye,<br />
Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Sayın<br />
Adnan ERTÜRK’e,<br />
Gelir İdaresi KDV Şube Müdürü Sayın<br />
Abdullah KÜTÜKÇÜ’ye,<br />
TÜRMOB Genel Başkanı Sayın Nail SANLI’ya,<br />
İller Bankası Genel Müdürü Sayın Hidayet ATASOY’a,<br />
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Rektörü Sayın<br />
Prof. Dr. Kerim GÜNEY’e,<br />
E.Ü. İ.İ.B.F. Dekanı Sayın Prof. Dr. Ekrem ERDEM’e,<br />
E.Ü. Hukuk Fakültesi Dekanı Sayın<br />
Prof. Dr. İsmail KAYAR’a,<br />
E.Ü. Sosyal Bilimler MYO Müdürü Sayın<br />
Prof. Dr. Ali KAYA’ya,<br />
Vali Yardımcısı Sayın Davut HANER’e,<br />
İl Genel Meclis Başkanı Sayın Sadettin AYDIN’a,<br />
Melikgazi Belediye Başkanı Sayın<br />
Dr. Memduh BÜYÜKKILIÇ’a,<br />
Kocasinan Belediye Başkanı Sayın Bekir YILDIZ’a,<br />
<strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Sayın Niyazi ÖZKÖK’e,<br />
Malatya Vergi Dairesi Başkanı Sayın Ersin ÖZKAN’a,<br />
Kahramanmaraş Vergi Dairesi Başkanı Sayın<br />
Bülent KOÇAK’a,<br />
<strong>Kayseri</strong> Ticaret <strong>Odası</strong> Başkanı Sayın Hasan Ali KİLCİ’ye,<br />
<strong>Kayseri</strong> Sanayi <strong>Odası</strong> Başkanı Sayın Mustafa BOYDAK’a,<br />
<strong>Kayseri</strong> Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Sayın<br />
Mustafa ALAN’a,<br />
<strong>Kayseri</strong> Mobilyacılar <strong>Odası</strong> Başkanı Sayın<br />
Mehmet Ali ÇEVRİM’e,<br />
<strong>Kayseri</strong> Organize Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın<br />
Ahmet HASYÜNCÜ’ye,<br />
SGK İl Müdürü Sayın Mehmet KIR’a,<br />
Sanayi Ticaret İl Müdürü Sayın Kamil AKÇADIRCI’ya,<br />
İŞKUR İl Müdürü Sayın Rıfat ÇETİNKAYA’ya,<br />
İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Erdoğan AYATA’ya,<br />
Çok Değerli TÜRMOB Yöneticilerine,<br />
Çok Değerli Öğretim Üyelerine,<br />
Sempozyumumuza 30 ayrı ilden katılan Çok Değerli<br />
<strong>SMMM</strong> Oda Başkanlarına,<br />
Çok Değerli Sektör Temsilcilerine,<br />
Çok Değerli Bilim Kurulu Üyelerine,<br />
Oturumlarımızı yönetmiş olan çok değerli Oda Başkanlarına<br />
ve Öğretim Üyelerine,<br />
Sempozyumun bilimsel yönünün oluşmasında katkıda<br />
bulunan ve büyük bir özveri ile <strong>Kayseri</strong>’ye gelip hazırladıkları<br />
bildirilerini sunmuş olan değerli bildiri sahibi öğretim<br />
üyelerine ve sektör temsilcilerine,<br />
Sürekli eğitimin muhasebe mesleğinin ayrılmaz bir parçası<br />
olduğu bilincine sahip bütün katılımcılara,<br />
İstikbal Mobilya’ya,<br />
Kilim Mobilya’ya,<br />
Ladin Mobilya’ya,<br />
Sempozyumun organizasyonunda yardımlarını esirgemeyen<br />
Medya Maus Organizasyona,<br />
Çok değerli Basın Mensuplarına teşekkürü bir borç biliyorum.<br />
Ayrıca Sempozyum programının oluşmasında bilimsel<br />
anlamda katkı sağlayan Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. Öğretim<br />
Üyesi Sayın Prof. Dr. Şaban Uzay’a,<br />
Düzenleme kurulunda ve Sempozyumun idari kısmında<br />
görev üstelenen yönetim kurulu, disiplin kurulu, denetim<br />
kurulu üyelerimize ve meslektaşlarımıza, ayrıca Odamız<br />
personeline teşekkürlerimi sunuyorum.<br />
Suat ÖZSOY<br />
Başkan<br />
• 5 •
II. TÜRKİYE SEKTÖREL MUHASEBE UYGULAMALARI<br />
SEMPOZYUMU YAPILDI<br />
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
Mobilya İmalatı Sektörü Muhasebe / Finans, Vergi,<br />
Denetim ve Hukuk Yönleriyle Tartışıldı<br />
<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong><br />
ile TÜRMOB işbirliğinde düzenlenen II. Türkiye Sektörel<br />
Muhasebe Uygulamaları Sempozyumu “Mobilya<br />
İmalatı Sektöründe Muhasebe/Finans, Vergi, Denetim<br />
ve Hukuk” ana temasıyla 3-6 Mart 2011 tarihlerinde<br />
<strong>Kayseri</strong> Hilton Otel’de yoğun katılımla gerçekleştirildi.<br />
• 6 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
Konusunda uzman isimlerin konuşmacı olarak katıldığı<br />
Sempozyumda Mobilya İmalatı Sektörü ve sektörün sorunları,<br />
sektöre özgü koşullar ve düzenlemeler Muhasebe/Finans,<br />
Vergi, Denetim ve Hukuk yönleriyle masaya<br />
yatırıldı. Mobilya imalatı sektörünün muhasebe/finans,<br />
vergi, denetim ve hukuki yönlerinin, konunun uzmanı<br />
bürokratlar, akademisyenler ve uygulamacılar tarafından<br />
tartışıldığı Sempozyumda iki gün boyunca 21 konuşmacı<br />
toplam 5 ayrı oturumda bildirilerini sundular.<br />
Sempozyuma 30 ayrı Odadan, 30 ayrı şehirden Oda başkanları,<br />
akademisyenler, kurum ve şirket temsilcileri,<br />
meslek mensupları olmak üzere toplam 400 kişi iştirak<br />
etti.<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’nın düzenlemiş olduğu Sempozyuma<br />
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Devlet Eski Bakanı ve<br />
TÜRMOB Eski Genel Başkanı Dr. Masum Türker, TÜRMOB<br />
Genel Başkanı Nail Sanlı, TÜRMOB Genel Başkan Yardımcısı<br />
Ülkü Sönmez ve TÜRMOB Yöneticileri, <strong>Kayseri</strong> Valisi<br />
Mevlüt Bilici, <strong>Kayseri</strong> Milletvekilleri Sadık Yakut, Mustafa<br />
Elitaş, Yaşar Karayel, Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı<br />
Adnan Ertürk, Gelir İdaresi KDV Şube Müdürü Abdullah<br />
Kütükçü, <strong>Kayseri</strong> Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet<br />
Özhaseki, İller Bankası Genel Müdürü Hidayet Atasoy,<br />
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerim<br />
Güney, Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. Dekanı Prof. Dr. Ekrem<br />
Erdem, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.<br />
Dr. İsmail Kayar, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler MYO<br />
Müdürü Prof. Dr. Ali Kaya, Vali Yardımcısı Davut Haner, İl<br />
Genel Meclis Başkanı Sadettin Aydın, Melikgazi Belediye<br />
Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kocasinan Belediye<br />
Başkanı Bekir Yıldız, <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Niyazi<br />
Özkök, Malatya Vergi Dairesi Başkanı Ersin Özkan, Kahramanmaraş<br />
Vergi Dairesi Başkanı Bülent Koçak, <strong>Kayseri</strong><br />
Ticaret <strong>Odası</strong> Başkanı Hasan Ali Kilci, <strong>Kayseri</strong> Sanayi <strong>Odası</strong><br />
Başkanı Mustafa Boydak, <strong>Kayseri</strong> Esnaf ve Sanatkârlar<br />
Odaları Birliği Başkanı Mustafa Alan, <strong>Kayseri</strong> Mobilyacılar<br />
<strong>Odası</strong> Başkanı Mehmet Ali Çevrim, <strong>Kayseri</strong> Organize<br />
Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hasyüncü, SGK<br />
İl Müdürü Mehmet Kır, Sanayi Ticaret İl Müdürü Kamil<br />
Akçadırcı, İŞKUR İl Müdürü Rıfat Çetinkaya, İl Milli Eğitim<br />
Müdürü Erdoğan Ayata, Türkiye genelinden öğretim<br />
üyeleri ve öğretim elemanları, 30 ayrı ilden <strong>SMMM</strong> ve<br />
YMM Oda Başkanları ile temsilcileri, Türkiye genelinden<br />
kurum ve şirket temsilcileri, sektör temsilcileri, meslek<br />
mensupları ile davetliler katıldı.<br />
Sempozyumun açılış konuşmasını<br />
yapan <strong>Kayseri</strong><br />
<strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı<br />
Suat Özsoy, Oda olarak<br />
geçtiğimiz yıl Türkiye’de<br />
ve <strong>Kayseri</strong>’de bir ilk olarak<br />
başlattıkları Türkiye Sektörel<br />
Muhasebe Uygulamaları<br />
Sempozyumu’nun<br />
ikincisini bu yıl “Mobilya<br />
İmalatı Sektöründe Muhasebe/Finans, Vergi, Denetim<br />
ve Hukuk” ana temasıyla büyük katılımlarla ve Maliye<br />
Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in de teşrifleriyle de gerçekleştirmiş<br />
olmanın kendilerini onurlandırdığını söyledi.<br />
Sempozyumun önümüzdeki yıllarda da farklı bir<br />
sektör ele alınarak devam ettirileceğini belirten Özsoy,<br />
“Tarihe baktığımızda da her başarılı devletin ve işletmenin<br />
çok iyi bir muhasebe yapısının ve muhasebecisinin<br />
olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle muhasebe mesleği<br />
ve muhasebecilerle ilgili sorunların tartışılması, çözüm<br />
önerilerinin üretilmesi ekonomik hayata da katkı sağlayacak<br />
olmasından dolayı büyük önem arz etmektedir.<br />
Bu nedenle bu Sempozyumun siz değerli meslek<br />
mensuplarına, akademisyenlere, sektör çalışanlarına, bu<br />
konuda faaliyet gösteren firmalara ve ülkemize büyük<br />
katkı sağladığını düşünmekteyiz. Sempozyumumuza ve<br />
<strong>Kayseri</strong>mize hoş geldiniz” diye konuştu.<br />
• 7 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
TÜRMOB Genel Başkan<br />
Yardımcısı Ülkü Sönmez:<br />
“Mesleki Başarılarımıza<br />
Rağmen, İş Yükümüz<br />
Her Geçen Gün Arttığı<br />
İçin Buruk Mutluluk Yaşıyoruz”<br />
Türkiye Serbest Muhasebeci<br />
Mali Müşavirler ve<br />
Yeminli Mali Müşavirler<br />
Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkan Yardımcısı Ülkü<br />
Sönmez, Sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada<br />
muhasebecilik uygulamalarının gelişimi hakkında bilgi<br />
verdi ve mesleki başarılarına rağmen, iş yükleri her geçen<br />
gün arttığı için buruk bir mutluluk yaşadıklarını söyledi.<br />
Mezopotamya ve eski Mısır dönemine kadar uzanan<br />
muhasebecilik uygulamalarının dünyada hızlı bir gelişim<br />
gösterirken Türkiye’de bu konuda geç kalındığını ifade<br />
eden Sönmez, muhasebecilik mesleğinin ancak 1989<br />
yılında yasal statüye kavuştuğunu söyledi.<br />
Kısa sürede mesleki gelişim açısından çok önemli mesafeler<br />
kaydedildiğini belirten Sönmez, şunları söyledi:<br />
“Sektörümüz 83 bin 500 üyesi ve 13 bin stajyeriyle<br />
birlikte giderek büyüyen ve eğitime çok önem veren<br />
örgütlenmesiyle kısa sürede çok büyük gelişmeler gösterdi.<br />
Ancak, mesleki başarılarımıza rağmen, iş yükümüz<br />
her geçen gün arttığı için buruk bir mutluluk yaşıyoruz.<br />
Acımasız haksız rekabet ortamında mücadele ediyoruz.<br />
Ancak, bunların karşılığında 2 yıldır yaptığımız hizmet<br />
karşılığında aldığımız bedel ile ilgili ücret tarifesi bile yayınlanmadı.<br />
Sorunların çözümü için sonuna kadar uzlaşıdan<br />
yanayız. Her türlü yapısal değişiklikte bizlerin de<br />
görüşlerinin alınmasını istiyoruz.”<br />
Sempozyumun protokol<br />
konuşmalarını yapan;<br />
<strong>Kayseri</strong> Valisi Mevlüt<br />
Bilici, II. Türkiye Sektörel<br />
Muhasebe Uygulamaları<br />
Sempozyumunun<br />
<strong>Kayseri</strong>’de düzenlenmesinden<br />
duyduğu memnuniyeti<br />
dile getirerek, bu<br />
tür sempozyumların hem<br />
mesleki bilgilerin yenilenmesini sağladığını, hem de sosyaliteyi<br />
artırdığını belirtti.<br />
Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Mehmet Özhaseki<br />
, değişen ekonomik<br />
koşulların ince hesaplar<br />
gerektirdiğini belirterek,<br />
bu değişime ayak uydurulmasını<br />
istedi. Belediyelerin<br />
de mali yapısının güçlendirilmesi<br />
ve gelir gider<br />
dengesinin korunmasının<br />
büyük önem taşıdığını anlatan Özhaseki, şöyle konuştu:<br />
“Artık, sadece ülkeler değil şehirler yarışıyor. Bu yarışta<br />
geriye düşmemek lazım. Şehrimizi geleceğe taşımak için<br />
çalışıyoruz. Bunun için, mali yapımızı güçlendirmemiz<br />
gerekiyor. Sadece devletten gelecek parayı beklemiyor,<br />
finans kaynakları oluşturup ciddi yatırımlar yapıyoruz.<br />
Mali sistemimizi de bizden isteyen herkese anlatıyoruz.<br />
Buna rağmen, çoğu belediye bizden iş makinesi veya<br />
kamyon istiyor. Mali disiplini tüm belediyelerin sağlaması<br />
lazım.”<br />
<strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi<br />
Başkanı Niyazi Özkök,<br />
<strong>Kayseri</strong>’nin lokomotif sektörlerinden<br />
olan mobilya<br />
sektörünün bu Sempozyumun<br />
konusu olmasının<br />
<strong>Kayseri</strong>’de vergi ödeyenlerin<br />
büyük bir kesimini<br />
mobilya sektörünün oluşturuyor<br />
olmasından dolayı<br />
büyük önem arz ettiğini söyledi. <strong>Kayseri</strong>’deki vergi<br />
gelirlerinin daha iyi olmasının sektörle bağlantılı olduğunu<br />
belirten Özkök, 2009 – 2010 yılı vergi tahakkuku<br />
ve tahsilâtı sonuçlarına göre tahakkukun % 24 oranında,<br />
tahsilâtın ise % 22 oranında arttığını, bu artışta, bu sektörde<br />
çalışan bütün meslek mensuplarının çalışmalarının<br />
son derece önemli olduğunu ifade etti.<br />
<strong>Kayseri</strong> Sanayi <strong>Odası</strong><br />
Başkanı Mustafa Boydak,<br />
muhasebe ve finans<br />
uygulamalarına dikkati<br />
çekerek, şirketlerin genellikle<br />
üretim veya diğer<br />
konulardan değil nakit<br />
akışını iyi yönetememek<br />
ve kayıtların sağlıklı olmamasından<br />
zor duruma<br />
düştüklerini bildirdi.<br />
Bu nedenle muhasebe ve finans uygulamalarının büyük<br />
önem taşıdığını vurgulayan Boydak, sektör temsilcileri<br />
• 8 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
nin maddi imkânlarının iyileştirilmesi çağrısında bulundu.<br />
Muhasebeci ve mali müşavirlere hak ettikleri paraların<br />
verilmesi gerektiğini, kendi şirketlerinde de bu konuya<br />
hassasiyet gösterdiğini açıklayan Başkan Boydak, bunun<br />
yanı sıra muhasebeci ve mali müşavirlerinde yanında çalışan<br />
elemanlara maddi açıdan biraz daha fazla katkıda<br />
bulunmalarını istedi.<br />
<strong>Kayseri</strong> Ticaret <strong>Odası</strong><br />
Başkanı Hasan Ali Kilci,<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’nı bu<br />
yıl ikincisini düzenledikleri<br />
nitelikli Sempozyumdan<br />
dolayı kutladı ve Sempozyuma<br />
katılan panelistlere<br />
teşekkür etti. <strong>Kayseri</strong><br />
<strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’nın bu Sempozyumu<br />
her yıl çok daha<br />
iyi noktalara götüreceğinden emin olduğunu belirten<br />
Kilci, bütün bu eğitimlerin sadece meslek mensupları<br />
için değil, iş âlemi için de çok anlamlı olduğunu söyledi.<br />
<strong>Kayseri</strong> Esnaf Sanatkarlar<br />
Odaları Birliği Başkanı<br />
Mustafa Alan, Mobilyacılar<br />
<strong>Odası</strong>’nın Esnaf ve<br />
Sanatkârlar Odaları Birliği<br />
olarak kendilerine bağlı<br />
olduğunu, hem üretenler<br />
hem satanlar olarak<br />
da <strong>Kayseri</strong>’de 1500’e yakın<br />
küçük mobilyacıları olduğunu<br />
söyledi. Muhasebeciler ve mali müşavirlerin ise<br />
bu sektörün işini yapan, defterini tutan değerli meslek<br />
mensupları olduğuna dikkati çeken Alan, mobilya sektörünün<br />
çok kıymetli bir sektör olduğunu, bunun bir muhasebesinin,<br />
vergisinin, satışının olacağını ve bununla ilgili<br />
konuların bu tür platformlarda tartışılıp kendilerinin<br />
de yararlanma fırsatları olduğu için <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong><br />
Başkanı Suat Özsoy’ u kutladığını ifade etti.<br />
tanıdıklarını belirten Akdemir, genel anlamda bu kanunların<br />
sektörle ilgili bağlantılarının kurulduğunu, irdelendiğini<br />
belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:<br />
1. Oturumda; söz alan sektör temsilcilerimiz <strong>Kayseri</strong><br />
ilinin ekonomideki önemini, mobilya sektörünün <strong>Kayseri</strong>’deki<br />
ve Türkiye’deki durumunu, mobilya sektörünün<br />
sorunlarını, problemlerini, mobilya sektöründeki kayıt<br />
dışı istihdam ve diğer sorunları dile getirdiler.<br />
2. Oturumda; söz alan konuşmacılar sektörü vergisel<br />
ve sosyal güvenlik açısından devlet gözüyle, uygulamacı<br />
gözüyle, akademisyen gözüyle değerlendirdiler ve özellikle<br />
torba yasanın uygulamalarını anlatmaya çalıştılar.<br />
3. Oturumda; ise konuşmacılar Türk Ticaret Kanunu, finansal<br />
yönetim ve uluslararası muhasebe standartlarını<br />
yine özellikle yeni Türk Ticaret Kanununu göz önüne alarak<br />
değerlendirdiler.<br />
4. Oturumda; ise yeni Türk Ticaret Kanunundan yola<br />
çıkılarak hukuki sorunlar, tasdik işlemlerindeki sorumluluklar,<br />
sorunlar, iç kontrol ve iç denetim birlikte irdelendi.<br />
5. Oturum-Panel bölümünde söz alan değerli akademisyenler<br />
ve uygulamacılar ise 4. Oturumun değerlendirmesini<br />
yaparak yine özellikle Torba yasanın, Türk<br />
Ticaret Kanunu’nun altını çizerek değerli bilgilerini paylaştılar.<br />
Oturumlardan sonra<br />
TÜRMOB Genel Sekreteri<br />
Yücel Akdemir Sempozyumu<br />
değerlendirdi:<br />
Her ne kadar Sempozyumun<br />
konu başlığı Mobilya<br />
İmalatı Sektöründe Muhasebe/<br />
Finans, Vergi, Denetim<br />
ve Hukuk ise de gündem<br />
gereği, özellikle yeni<br />
Türk Ticaret Kanunu, Torba Yasa’yı biraz daha yakından<br />
• 9 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
Konuşmasında bu sempozyumu diğer sempozyumlardan<br />
ayıran en temel özelliğin etkinliklerde her zaman<br />
eksikliği hissedilen, iş dünyası ile bir araya gelememe<br />
sorununu ortadan kaldırması olduğuna değinen Akdemir,<br />
konuları itibariyle gelecekle ilgili bir konunun da bugün<br />
burada altının çizildiğini söyledi. “ Torba Kanun, Türk<br />
Ticaret Kanunu, yeni uygulamalar meslek ve meslektaş<br />
açısından nasıl fırsata çevrilebilir, meslektaşlara nasıl katkı<br />
sunulur, mesleğin sorunları nasıl çözülür, işte buradan<br />
çıkarken bugün itibariyle bir konuda karar vermemiz gerekecek.<br />
Bu sempozyumun verdiği mesaj, bu zorlu süreçten<br />
3 ana kalemde çıkacağımızı gösteriyor; Birincisi<br />
eğitim, İkincisi, önümüzdeki günlerde önümüze gelecek<br />
kurumsallaşma süreci ki, kurumsallaşmadan tek başımıza<br />
bu sorunları çözemeyiz, üçüncüsü ise aramızdaki<br />
haksız rekabeti çözme zorunluluğudur” diye konuştu.<br />
1.<br />
Oturum<br />
2.<br />
Oturum<br />
3.<br />
Oturum<br />
4.<br />
Oturum<br />
5.<br />
Oturum<br />
• 10 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK, <strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong><br />
tarafından düzenlenen II. Türkiye Sektörel Muhasebe Uygulamaları Sempozyumu’nun<br />
kapanış konuşmasını yapmak üzere Sempozyuma iştirak etti.<br />
Sanlı; “Bizim, Maliye Bakanlığı’nın desteğine,<br />
Maliye Bakanlığı’nın da bizim meslek camiasına<br />
ihtiyacı var. Birlikte, omuz omuza çalışarak tüm<br />
sorunların üstesinden gelebiliriz ve bu ülkeye<br />
daha iyi hizmet edebiliriz”.<br />
Bakan Şimşek’ten önce<br />
söz alan TÜRMOB Genel<br />
Başkanı Nail Sanlı, Sayın<br />
Bakan’ın Sempozyumu<br />
onurlandırmasından duyduğu<br />
memnuniyeti dile<br />
getirerek sözlerine başladı.<br />
TÜRMOB ve Odaların<br />
planlı bir şekilde öteden<br />
beri eğitime verdiği öneme<br />
değinen Sanlı, Türk Ticaret Kanunu’nun uygulamaya<br />
girmesiyle birlikte de hem ticari alanda hem muhasebe<br />
denetim alanında olumlu gelişmeler yaşayacaklarını<br />
umut ettiklerini söyledi. Türkiye genelinde 85 bin üyesi<br />
olan, çalışanları ve stajyerleri ile büyük ve güçlü bir camia<br />
olarak devletin tüm kurumlarının işleyişine yardımcı<br />
olduklarını, kayıt dışı vergi ve istihdamın önlenmesine,<br />
ülke kalkınmasına katkı, düzenli bir muhasebe ve denetim<br />
sisteminin oluşması adına yüklenilen tüm işlevlerin<br />
yanında sorumluluklarının de sürekli çoğaldığı ve doğal<br />
olarak iş yükünün her geçen gün arttığını belirtti. “Bizim,<br />
Maliye Bakanlığı’nın desteğine, Maliye Bakanlığı’nın da<br />
bizim meslek camiasına ihtiyacı var. Birlikte, omuz omuza<br />
çalışarak tüm sorunların üstesinden gelebiliriz ve bu<br />
ülkeye daha iyi hizmet edebiliriz” diye konuşan Sanlı,<br />
siyasetin, taleplerine daha duyarlı bir yaklaşım göstermesini<br />
beklediklerini ifade etti. Sanlı “BA-BS formlarının<br />
düzeltilmesinde haksız ceza uygulanmaktadır. Dünyanın<br />
hiçbir yerinde, verilen bilginin düzeltilmesi için bir<br />
ceza uygulamasına rastlanmamaktadır. Özel usulsüzlük<br />
cezasından vazgeçilmeli, 2011 Mart ayından itibaren<br />
uygulanacak olan kesin mizan bildiriminin süresi içerisinde<br />
verilmemesi halinde özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır.<br />
Yıllardır, yıllık beyanname ile ilgili de istenen<br />
bilgi ve belgeler, vergi dairesine zaten verilmektedir.<br />
Kesin mizan bildirim formları, bildirim olarak 2010-2011<br />
yılı için uygulanmamalıdır. TÜRMOB ile birlikte hazırlanacak,<br />
basitleştirilmiş bir formatta, yıllık beyanname eki<br />
olarak alınmasını talep ediyor ve öneriyoruz. Ayrıca özel<br />
usulsüzlük cezası uygulanmamasını da talep ediyoruz.<br />
Adeta, muhasebe büroları, vergi dairelerinin tahakkuk<br />
servisi şekline dönmüştür. Şimdi, yeni bir yükümlülük<br />
getirilmektedir. Mükellef, beyannameye yazması gereken<br />
her türlü bilgiyi, meslek mensubuna tam ve doğru<br />
olarak sunmakla yükümlüdür. Meslek mensubu, kendisine<br />
iletilmeyen, eksik iletilen veya yanlış iletilen her türlü<br />
bilginin beyannameye yansımasından dolayı sorumlu<br />
tutulamaz. Müşterilerle yapılan sözleşmelerin 15 Mart’a<br />
kadar bildirilmemesi halinde özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır.<br />
Ayrıca meslek mensuplarımızın kullanmış<br />
oldukları şifrelerinin iptal yoluna bile gidilebilecektir.<br />
Elektronik sözleşme ve bilgilerin gönderilme işlemi öncelikle<br />
ertelenmelidir. Bu uygulamanın 2012 yılı<br />
• 11 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
uygulaması olarak başlatılması uygun olacaktır. Ve özel<br />
usulsüzlük cezası uygulanmamalıdır. 15 Mayıs’ta meslek<br />
mensupları, beyannamesini gönderdiği müşterilerin listesini<br />
vergi dairesine göndermektedir. Bu anlamda, ilgili<br />
bildirimin kaldırılarak, elektronik sözleşmeleriyle istenen<br />
bildirimlerin 15 Mayıs’a kadar uzatılması yerinde olacaktır.<br />
Tebliğ, meslek mensubunun kastı yoksa cezalardan<br />
vergi mükellefi sorumlu olmalıdır şeklinde, mutlaka düzeltilmelidir.<br />
Sayın Bakanım, meslektaşlarımızın aldıkları<br />
ücretleri belirleyen asgari ücret tarifesinin, Odaların,<br />
TÜRMOB un teklifi ile Maliye Bakanlığı’na ileterek her yıl<br />
resmi gazetede ilan edilmesi gerekmektedir. Ancak 2010<br />
ve 2011 yılı asgari ücret tarifesi, Bakanlık tarafından belirlenmemiştir.<br />
Oysa avukatlık ücretleri, doktor ücretleri,<br />
süresinde ilan edilmektedir. Özellikle 2011 yılı tarifesinin<br />
açıklanması için zaman kaybedilmemelidir. Şayet Maliye<br />
Bakanlığı bu tarifeyi yayınlamak istemiyorsa, bu görevi<br />
TÜRMOB a devredebilir” diye konuştu. Sanlı, Sayın Maliye<br />
Bakanı’nın mesleki sorunlara duyarlılık göstererek,<br />
çözümü yönünde bir adım atmasını beklediklerini, buna<br />
inandıklarını ifade ederek teşekkürlerini sundu.<br />
Maliye Bakanı<br />
Mehmet Şimşek<br />
Sempoyumun Kapanış<br />
Konuşmasını<br />
Yaptı<br />
Bakan Şimşek: “Vergi<br />
Yükü Yüksek Algısı Yanlıştır”<br />
Maliye Bakanı Mehmet<br />
Şimşek Sempozyumun kapanışında<br />
yaptığı konuşmada,<br />
vergi oranlarının<br />
yüksek olması nedeniyle<br />
kayıt dışının arttığının iddia<br />
edildiğini, vergi oranlarının birkaç kalem haricinde<br />
yüksek olmadığını belirtti. Türkiye’nin taşıma suyla değinmen<br />
döndüremeyeceğini, dolaylı vergi konusunda<br />
yüksek diye şehir efsanesi çıkarıldığını belirtti. Bakan<br />
Şimşek, “Türkiye’de dolaylı vergiden yüksek diye yakınılmasının<br />
altında dolaysız verginin yeterince toplanamaması<br />
yatıyor” diye konuştu. Kurumlar Vergisi oranının<br />
%33’ten %22’ye düştüğünü, yeni yatırımlar için kurumlar<br />
vergisi oranının maksimum %10 olduğunu hatırlatan<br />
Şimşek, gelir vergisi oranlarının da düşürüldüğünü, Türkiye’deki<br />
vergi oranlarının Avrupa ülkelerine göre düşük<br />
olduğunu kaydetti. Vergi oranlarını artırmadan vergi<br />
gelirlerini artırmak için gereken her şeyi yapacaklarını<br />
belirten Şimşek, şunları söyledi:<br />
“Avrupa’da KDV oranı en düşük olan ülkelerden biriyiz.<br />
ÖTV sadece birkaç üründe yüksek. Akaryakıtta vergi<br />
yükü biraz fazla. Ama o da düşüyor. Akaryakıt hammaddesini<br />
ithal ediyoruz. 15-20 dolar olan petrol 115 dolara<br />
çıktı. İletişim alanında da vergiler bir miktar yüksek.<br />
İmkânımız olursa orada da bir düzenleme yapmamız lazım.<br />
Bu birkaç kalem dışında vergi oranları yüksek değil.<br />
Kayıt dışılık vergi oranlarının yüksek olmasından kaynaklanmıyor.<br />
Türkiye’de bütün vergi, prim, harç belediyeler<br />
dahil olmak üzere toplanan her şeyin milli gelire oranı<br />
%24’dür. Avrupa’nın en az on puan altında. Dolayısıyla<br />
vergi yükü yüksek algısı yanlıştır”. Kayıt dışılıkla ilgili eylem<br />
planını yenileyeceklerini, veri tabanını uyumlu hale<br />
getireceklerini anlatan Bakan Şimşek, her türlü verginin<br />
bir şekilde kendilerine geleceğini ve bu vergiler üzerinden<br />
dolaylı denetim yapacaklarını belirtti.<br />
Kayıt dışı ekonominin vergi boyutunun yanı sıra, haksız<br />
rekabet ve adaletsizliğe de neden olduğunu dile getiren<br />
Şimşek, “Yeni ortaya koyacağımız plan ile çok çarpıcı, kayıt<br />
dışılıkla mücadele elimizi güçlendirecek düzenlemeler<br />
olacak” dedi.<br />
“Ekonomide İşler Tıkırında”<br />
Türkiye ekonomisinin temelleri sağlam olduğu için ve<br />
doğru ekonomi politikaları uygulandığı için krizden fazla<br />
tahribat yaşamadan çıktığını ifade eden Bakan Şimşek,<br />
“Türkiye’de istikrar var, enflasyon kalıcı şekilde tek<br />
haneye düşmüştür. Hedefimiz, orta ve uzun vadede düşük<br />
tek hanede tutmaktır.<br />
Türkiye kriz sonrası dönemi, %8 büyüme ile kapattı. Bu<br />
yıl yine %4 civarında mütevazı ve temkinli bir büyüme<br />
tahminimiz var. Önemli olan sürdürülebilir büyümedir”<br />
diye konuştu.<br />
“Vergiden taviz yok, denetimde yeni bir dönem<br />
başlayacak”<br />
Faizlerin ve enflasyonun da düşmeye devam edeceğini,<br />
mali disiplinden taviz vermeyeceklerini ve seçim<br />
ekonomisi uygulamayacaklarını bildiren Şimşek, bütçe<br />
açığının da giderek kapatılacağını söyledi. Kamu alacaklarının<br />
yeniden yapılandırılması konusundaki yasal düzenleme<br />
hakkında da bilgi veren Şimşek, uygulamanın<br />
çiftçilere sağlanan bazı kolaylıklar haricinde af niteliği<br />
taşımadığına dikkati çekti.<br />
Mükelleflerle beyaz sayfa açmak istediklerini, vergi konusundaki<br />
denetim mekanizmasının daha etkin<br />
hale getirileceğini ifade eden Şimşek, “Amacımız hakikaten<br />
iş ve aş üreten mükellefimizi idareye karşı<br />
güçlendirmektir. Vergileri düşürdük, mükellef haklarını<br />
koruyan düzenlemeler yaptık. Bundan sonra denetimde<br />
de yeni bir dönem başlayacak” diye konuştu.<br />
Bakan Şimşek’e Sempozyumda yaptığı konuşma ve günün<br />
anısına <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy tarafından<br />
plaket takdim edildi.<br />
• 12 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e ve TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı’ya sempozyumun anısına <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong><br />
Başkanı Suat Özsoy tarafından plaket takdim edildi.<br />
KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI BAŞKANI SUAT ÖZSOY’DAN MALİYE BAKANI<br />
MEHMET ŞİMŞEK’E TEŞEKKÜR ZİYARETİ<br />
<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler<br />
<strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy, TÜRMOB 60. Başkanlar Kurulu<br />
Toplantısı münasebetiyle gittiği Ankara’da, <strong>Kayseri</strong><br />
<strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> ile TÜRMOB işbirliğinde 3-6 Mart 2011 tarihlerinde<br />
<strong>Kayseri</strong>’de gerçekleştirilen “II. Türkiye Sektörel<br />
Muhasebe Uygulamaları Sempozyumu’’na teşriflerinden<br />
dolayı Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK’e bir teşekkür<br />
ziyaretinde bulundu.<br />
Ziyarette Bakan Şimşek’e <strong>Kayseri</strong> ye gelerek<br />
Sempozyuma katılımlarından ve desteklerinden dolayı<br />
teşekkürlerini ileten Suat Özsoy’a Bakan Şimşek de<br />
<strong>Kayseri</strong>’de olmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile<br />
getirdi. Şimşek, Özsoy’a sıcak ve samimi ev sahipliğinden<br />
dolayı teşekkür ederek, önümüzdeki günlerde fırsat<br />
bulunca yeniden <strong>Kayseri</strong>’ye gelmek istediğini belirtti.<br />
Öte yandan <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy<br />
teşekkür ziyaretleri kapsamında Bakan Şimşek’ten sonra<br />
Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Adnan Ertürk’e, Gelir<br />
İdaresi KDV Şube Müdürü Abdullah Kütükçü’ye ve İller<br />
Bankası Genel Müdürü Hidayet Atasoy’a da ziyarette<br />
bulunarak kendilerine Odalarına gösterdikleri ilgi ve alakadan<br />
memnuniyetlerini dile getirdi ve bundan sonraki<br />
programlarda tekrar bir araya gelmekten mutluluk duyacaklarını<br />
belirtti.<br />
• 13 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
1 MART MUHASEBE GÜNÜ KUTLANDI<br />
<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> Başkanı<br />
Suat Özsoy, Oda Yönetim Kurulu, diğer Oda kurulları,<br />
çalışma komisyonları ve üyelerden oluşan kalabalık<br />
bir heyetle 1 Mart Muhasebe Günü münasebetiyle Atatürk<br />
Anıtı’na çelenk sundu.<br />
<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler <strong>Odası</strong><br />
Başkanı Suat Özsoy, Atatürk Anıtına çelenk sunduktan<br />
sonra 1 Mart Muhasebe Günü’nün anlam ve önemiyle<br />
ilgili yaptığı konuşmasında mevcut meslek grupları<br />
içerisinde en önemli hizmeti veren mesleklerden biri<br />
olduklarını, ülke gelirlerinin belirlenmesinden ve mali<br />
işlerin denetlenmesinden sorumlu olduklarını, tarihe<br />
bakıldığında da her başarılı devlet ve işletmenin çok iyi<br />
bir muhasebe yapısının ve muhasebecisinin olduğunun<br />
görüldüğünü belirtti.<br />
Özsoy “<strong>Kayseri</strong>miz tarihteki ve günümüzdeki konumu ile<br />
hem önemli bir ticaret merkezi hem de vizyon bir şehir<br />
olmuştur. Bizler de bu şehrin mali müşavirleri, muhasebecileri<br />
ve danışmanları olarak çok önemli görevler<br />
üstleniyoruz. Vergi yasaları çıkar ama uygulama alanı<br />
bulamadığı zaman hiçbir anlam ifade etmez. Cumhurbaşkanımız<br />
tarafından onaylanıp yürürlüğe giren, gündemde<br />
Torba Yasa olarak bilinen 6111 Sayılı Yeniden<br />
Yapılandırma Kanununun ve yine 2012 yılı Temmuz<br />
ayından itibaren yürürlüğe girecek olan yeni Türk Ticaret<br />
Kanunu ‘nun uygulanmasına en büyük katkıyı da meslektaşlarımız<br />
koyacaktır” diye konuştu.<br />
Ülke genelinde 85 bin üyesi 250 bin çalışanı bulunan<br />
muhasebe meslek camiasının çok büyük sorunları bulunduğunu<br />
belirten Özsoy, Borsa Kanunu ve Ticaret<br />
Kanunu gibi bazı çalışmaları olumlu bulduklarını ifade<br />
eden Özsoy, “Maliye Bakanlığı’nın daha ilgili ve çözüm<br />
odaklı yaklaşımı meslekteki sorunların çözümünü sağlayacaktır.<br />
1 Mart Muhasebe Günü mesleğimizin sorunlarını<br />
gündeme getirmek, bu sorunlara dikkati çekmek<br />
için önemli bir gündür” diye konuştu.<br />
<strong>Kayseri</strong> Valisi Mevlüt Bilici’nin 1 Mart Muhasebe Günü Münasebetiyle<br />
Odamızı Ziyareti<br />
Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> Başkanı<br />
Suat Özsoy ve beraberindeki heyet 1 Mart Muhasebe<br />
Günü nedeniyle Atatürk Anıtına çelenk sunma töreni,<br />
saygı duruşu ve İstiklal Marşının ardından <strong>Kayseri</strong> Valisi<br />
Mevlüt Bilici’yi makamında ziyaret etti.<br />
Ziyarette konuşan Vali Mevlüt Bilici, ülkemizde mevcut<br />
meslek gruplarından biri olan Serbest Muhasebeci<br />
ve Mali Müşavirlerin önemine değinerek, tüm Serbest<br />
Muhasebeci ve Mali Müşavirlerin 1 Mart Muhasebe<br />
Günü’nü kutladı.<br />
Oda Başkanı Suat Özsoy da hafta boyunca yapacakları<br />
etkinlikler hakkında Vali Mevlüt Bilici’ye bilgiler sundu.<br />
Aynı günün akşamında Vali Mevlüt Bilici ile <strong>Kayseri</strong> İl Emniyet<br />
Müdürü Cuma Ali Aydın, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri<br />
Mustafa Atsız ve Boydak Holding Yönetim Kurulu<br />
Üyesi ve Odamız Üyesi Nazif Türkoğlu 1 Mart Muhasebe<br />
Günü münasebetiyle <strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali<br />
Müşavirler <strong>Odası</strong>’na bir nezaket ziyaretinde bulunarak<br />
Oda Yönetimi ile birlikte yemek yediler.<br />
• 14 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI’NDAN ‘’BAZI ALACAKLARIN YENİDEN<br />
YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN 6111 SAYILI KANUN’’ SEMİNERİ<br />
<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> ile<br />
<strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanlığı işbirliğinde, ‘’Bazı Alacakların<br />
Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6111 Sayılı<br />
Kanunun Uygulanması ‘’ hakkındaki seminer 400 kadar<br />
serbest muhasebeci mali müşavirin yoğun katılımıyla 16<br />
Mart 2011 tarihinde Kadir Has Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.<br />
Seminerde konuşan <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat<br />
Özsoy, 3-6 Mart 2011 tarihlerinde <strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci<br />
Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> olarak bu yıl ikincisini<br />
“Mobilya İmalatı Sektöründe Muhasebe/Finans, Vergi,<br />
Denetim ve Hukuk” ana temasıyla büyük katılımlarla<br />
gerçekleştirdikleri II. Sektörel Muhasebe Uygulamaları<br />
Sempozyumu’na 30 ayrı odadan, 30 ayrı şehirden oda<br />
başkanları, akademisyen, kurum ve şirket sahibi temsilcileri,<br />
meslek mensupları olmak üzere toplam 400<br />
kişinin, TÜRMOB yöneticilerinin iştirak ettiğini, Maliye<br />
Bakanı Sayın Mehmet ŞİMŞEK’in de kapanış konuşmasını<br />
yapmak üzere Sempozyuma teşriflerinin kendilerini<br />
ziyadesiyle onurlandırdığını belirtti. Amaçlarının eğitimli,<br />
sosyal, iletişimi güçlü, hukuk bilinci gelişmiş, saygın,<br />
vizyon sahibi bir meslek mensubu profiline ulaşmak olduğunu<br />
ifade eden Özsoy, Sempozyuma katılan ve destek<br />
olan herkese teşekkürlerini sundu ve ‘’ İnanıyorum ki<br />
bir dahaki sefere Sempıozyumuza Sayın Cumhurbaşkanımız<br />
Abdullah Gül’de teşrif edeceklerdir’’ diye konuştu.<br />
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kapsamlı ‘’vergi affı’’ sayılabilecek<br />
9 bölüm ve 234 maddeden oluşan yeniden<br />
yapılandırma yasasının en önemli uygulayıcılarından<br />
biri de mali müşavirler olacağı için bu seminerin büyük<br />
önem arz ettiğini belirten Özsoy, <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi<br />
Başkanlığı ile de uyum içerisinde çalıştıklarını ve sorunların<br />
iletilip çözümü aşamasında desteklerinden dolayı<br />
<strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Niyazi Özkök’e teşekkürlerini<br />
sundu.<br />
Bu yasayla birlikte gecikme zamlarının ve faizlerin silineceğini<br />
ve TEFE,ÜFE’yle yeniden hesaplanarak ikişer aylık<br />
dönemler halinde 18 taksite kadar bölme imkanını sağlayacağını<br />
söyleyen Özsoy, 120 TL’nin altındaki ‘’sigara<br />
• 15 •<br />
içme’’ cezası hariç cezaların tebliğ edilsin edilmesin kaldırılacağı<br />
nı, 30.04.2011’e kadar son bağlı bulunulan Vergi<br />
dairelerine geç kalınmadan yazılı müracaat yapılması<br />
gerektiğini sözlerine ekledi. Özellikle meslek mensupları<br />
açısından 5 yıllık inceleme kapsamında matrah artırımından<br />
yararlanılması gerektiği konusunda da meslek<br />
mensuplarına çağrıda bulundu.<br />
Özkök: ‘’Bu Yasa Gözünüzü Korkutmasın’’<br />
Seminerde konuşan <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Niyazi<br />
Özkök ise, “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına<br />
İlişkin 6111 Sayılı Kanunun Uygulanması’’ hakkında<br />
bilgiler vererek, muhasebeci ve mali müşavirleri de çok<br />
yakından ilgilendiren bu konunun enine boyuna tartışılarak<br />
iletilen sorularla nihai çözüme ulaştırılacağını<br />
belirtti. Bu yasanın meslek mensuplarının kendilerini<br />
ilgilendiren kısımlarıyla ilgili gözlerini korkutmamasını<br />
söyleyen Özkök, kanunun genel felsefesinden ve kendilerinin<br />
yaklaşımından bahsetti. <strong>Kayseri</strong> Vergi dairesi<br />
Başkanı Niyazi Özkök, Serbest muhasebeci mali müşavirlere<br />
de onların benimsemesi ve uygulaması gereken<br />
bazı yaklaşımları aktararak, mükelleflerle Maliye arasında<br />
köprü olarak bu konuda büyük görevin meslek mensuplarına<br />
düştüğüne dikkati çekti.<br />
Seminerde Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdürü Kazım<br />
Karaca ile Vergi Denetmenleri Büro Başkanı Cengiz Sazak<br />
kanunla ilgili meslek mensuplarını bilgilendi. Ayrıca<br />
<strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Niyazi Özkök ile Vergi Dairesi<br />
Başkanlığı Grup Müdürü İmdat Uyar’da meslek mensuplarının<br />
kanuna ilişkin sorularını yanıtladı.
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI VE SGK’DAN “6111 SAYILI YENİDEN<br />
YAPILANDIRMA KANUNU” SEMİNERİ<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>, üyelerini kamuoyunda ‘Torba Yasa’<br />
olarak bilinen, ‘6111 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına<br />
İlişkin Kanun Ve SGK Uygulamaları” ile<br />
ilgili olarak bilgilendirdi.<br />
<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> ile<br />
<strong>Kayseri</strong> SGK İl Müdürlüğü işbirliğinde, ‘’Bazı Alacakların<br />
Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6111 Sayılı Kanun ve<br />
SGK Uygulamaları‘’ hakkındaki seminer 13 Nisan 2011<br />
tarihinde Kadir Has Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.<br />
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kapsamlı mali yapılandırması<br />
sayılabilecek yeniden yapılandırma yasasının<br />
en önemli uygulayıcılarından biri de mali müşavirler<br />
olacağı için bu seminerin büyük önem arz ettiğini belirten<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy, Sosyal<br />
Güvenlik Kurumu ile de uyum içerisinde çalıştıklarını ve<br />
sorunların iletilip çözümü aşamasında desteklerinden<br />
ve çalışmalarından dolayı SGK İl Müdürü Mehmet Kır’a<br />
teşekkürlerini sundu.<br />
Seminere konuşmacı olarak SGK <strong>Kayseri</strong> İl Müdürü Mehmet<br />
Kır ile Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan konuşmacı<br />
olarak katılarak meslek mensuplarını ilgilendiren SGK<br />
prim borcu yapılandırmaları ve yasada getirilen yenilikler<br />
gibi konularda bilgiler verirken meslektaşlarımızın<br />
uygulamalara ilişkin yönelttikleri soruları cevaplandırdılar.<br />
SGK İl Müdürü Kır, konuşmasında, kamuoyunda ‘Torba<br />
Yasa’ olarak bilinen, ‘6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden<br />
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık<br />
Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde<br />
Kararnamelerde Değişiklik Öngören Kanun”<br />
ile SGK’nın birikmiş alacaklarına ödeme kolaylığı getirildiğini<br />
kaydetti. <strong>Kayseri</strong>’de bulunan Sosyal Güvenlik<br />
Merkezleri’ne yeniden yapılandırma başvurularının<br />
alınmaya başlandığını ve başvuruda bulunan borçlulara<br />
ödeme planlarının verildiğini bildirdi.<br />
Programın sonunda konuşmacılara katılımlarından dolayı<br />
ve günün anısına <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> adına plaket<br />
sunuldu.<br />
• 16 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
22. VERGİ HAFTASI KUTLANDI<br />
<strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanlığı’nca bu yıl 21-27<br />
Şubat 2011 tarihleri arasında kutlanmakta olan ‘’ 22. Vergi<br />
Haftası’’ etkinlikleri kapsamında 21 Mart 2011 tarihinde<br />
Vergi Dairesi Başkanı Niyazi Özkök ve birim yöneticileri,<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy ve Ankara<br />
YMM <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi İmdat Şimşek Atatürk<br />
Anıtına çelenk koydular. Sonrasında <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi<br />
Başkanı Niyazi Özkök ve birim amirleri heyet halinde<br />
Vergi Haftası münasebetiyle <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’na bir<br />
ziyarette bulundu.<br />
Ziyaret esnasında konuşan <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi<br />
Başkanı Niyazi Özkök ‘’ Vergi Haftası hepimizin haftası,<br />
Vergi ise hepimizin işidir. Bu konuda da ortak çalışmalar<br />
yapmaktayız ve olumlu sonuçlar olmaktadır. Bir noktada<br />
bunun mükellef tarafını arada siz muhasebeciler ve<br />
mali müşavirler temsil ediyorsunuz. Bu yeni Torba Yasa<br />
Ziyarette konuşan <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat<br />
Özsoy ise, Vergi Dairesi Başkanlığı ile çok uyumlu çalıştıklarını<br />
ve dayanışma içerisinde bulunduklarını belirterek,<br />
Oda olarak her zaman her konuda yardıma hazır olduklarını<br />
ve üzerlerine düşen görevleri layıkıyla yapacaklarını<br />
dile getirdi. Özsoy, <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı ve<br />
beraberindeki birim amirlerinin vergi haftasını kutlayarak<br />
ziyaretlerinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.<br />
SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER<br />
İLKÖĞRETİM OKULLARINDA “VERGİNİN ÖNEMİ”Nİ<br />
ANLATTILAR<br />
Kamuoyunda vergi bilincini oluşturmak, vergiyi toplumun<br />
tüm kesimlerine benimsetmek amacıyla gelir<br />
İdaresi Başkanlığı’nca geleneksel olarak kutlanan Vergi<br />
Haftası’nın yirmi birincisi 21-27 Şubat 2011 tarihleri arasında<br />
kutlandı.<br />
Hafta etkinlikleri ve <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi tarafından<br />
belirlenen program kapsamında İl Milli Eğitim<br />
Müdürlüğü’nce belirlenen İlk ve Orta Öğretim Kurumlarında,<br />
öğrenciler için düzenlenen ‘Vergi Nedir? Verginin<br />
Önemi’’ konulu konferans programına konu ile bilgi vermek<br />
için <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> üyesi meslek mensupları<br />
konuşmacı olarak katıldı.<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> üyesi 22 meslek mensubu Vergi<br />
Haftası etkinlikleri kapsamında 21-27 Şubat 2011 tarihleri<br />
arasında İlköğretim okullarına giderek öğrencilere<br />
vergi kavramını ve verginin önemini anlattı.<br />
kapsamında da siz muhasebecilere ve mali müşavirlere<br />
önemli görev düşmektedir. Bu yasayı anlatmak için birlikte<br />
çeşitli toplantılar yapacağız ve en uygun şekilde el<br />
birliğiyle bu yasayı mükelleflerimize anlatacağız. Vergi<br />
Haftası da buna vesile olacak. Biz işin devlet kanadı ve<br />
yaptırımlı olan tarafı olduğumuz için mükelleflere bunu<br />
en doğru aktaracak olan sizlersiniz ve sizlere büyük<br />
görevler düşmektedir” dedi. Ayrıca verginin tabana yayılması<br />
ve mükellef sayısının artması için eğitimin öneminin<br />
altını çizen Özkök, vergi haftası etkinlikleri kapsamında<br />
belirlenen İlk ve Orta Öğretim Kurumlarında,<br />
öğrenciler için düzenlenen ‘Vergi Nedir? Verginin Önemi’’<br />
konulu konferans programına da konu ile bilgi vermek<br />
için <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’nın Oda üyesi 22 meslek<br />
mensubunu görevlendirerek konuya katkı sağladıkları<br />
için de teşekkürlerini sundu.<br />
• 17 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
22. VERGİ HAFTASI MÜNASEBETİ İLE HALI SAHA<br />
FUTBOL TURNUVASI DÜZENLENDİ<br />
KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI ŞAMPİYON<br />
23 Şubat 2011 tarihinde de <strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy,<br />
Başkan Yardımcısı ve Sayman Mustafa Kükürtçüoğlu, Oda Sekreteri Baki Gümüşoluk, Yönetim Kurulu Üyeleri Harun<br />
Bayırdar ve Recep Uçan ile birlikte, <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Niyazi Özkök’e makamında iade-i ziyarette bulundular.<br />
Ayrıca Vergi Haftası etkinlikleri çerçevesinde, <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanlığı‘nca düzenlenen Halı Saha Futbol<br />
Turnuvası‘na <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> da bir takımla iştirak etti. 26 Şubat 2011‘de, Köy Hizmetleri Halı Sahası’nda<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> ve Vergi Denetmenleri Büro başkanlığı arasında yapılan final maçı sonrasında yapılan ödül<br />
töreniyle <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> birincilik, Vergi Denetmenleri Büro Başkanlığı ikincilik ödüllerini aldılar.<br />
• 18 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
EĞİTİCİLERİN EĞİTİMİ PROGRAMINI BAŞARI İLE TAMAMLAYAN MESLEK<br />
MENSUBU YARDIMCI EĞİTMENLER SERTİFİKALARINI ALDILAR<br />
Eğitim veren meslek mensupları yetiştirmek ve<br />
TESMER <strong>Kayseri</strong> şubesi bünyesinde eğitici kadrosu oluşturmak<br />
amacı ile Eğiticilerin Eğitimi projesini hayata geçirmiş<br />
bulunan Temel Eğitim ve Staj Merkezi (TESMER)<br />
<strong>Kayseri</strong> Şubesi’nin projelerinden birisi olan “Eğiticilerin<br />
Eğitimi Programı”na katılarak başarılı olan 21 meslek<br />
mensubuna katılım sertifikaları törenle takdim edildi.<br />
Toplam 40 kadar meslek mensubunun iştirak<br />
ettiği ve 19 Temmuz 2010 tarihinde Odamız Hizmet<br />
Binası’nda başlayan eğitim programına 10 Ağustos 2010<br />
tarihine kadar devam eden ve toplam 60 saatlik eğitim<br />
sürecinin ardından bir değerlendirmeye tabi tutulan katılımcılar<br />
değerlendirmeyi geçtikten sonra sertifika ve<br />
yardımcı eğitmen unvanını almaya hak kazandılar.<br />
KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI’NDAN YARDIMCI ELEMAN EĞİTİMİ<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> tarafından muhasebe bürolarında<br />
ve işyerlerinde çalışan yardımcı elemanlara yönelik<br />
9 Mart 2011’de Odamız hizmet binasında, bir tam<br />
gün süren “Temel Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Eğitim<br />
Programı” düzenlendi.<br />
Alper Söğüt, Derya Çopuro, Erol Zeyneloğlu,<br />
Fatih Tanrıöver, Hasan Balcı, Hayriye Güven, Mustafa<br />
Tutgun, Osman Seyfi, Vedat Alkan ve Yusuf Hakan<br />
Özdemir’in eğitici olarak katıldığı yardımcı elemanlara<br />
yönelik kurs programında iki farklı katılımcı gruba Finansal<br />
Muhasebe, Tek Düzen Hesap Planı Uygulamaları,<br />
Vergi Hukuku, Vergi Usul Kanunu, Katma Değer Vergisi<br />
Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu,<br />
Mükellef Ödevleri, Vergi Cezaları ve Uzlaşma, Değerleme<br />
ve Amortisman ile ilgili konular hakkında bilgi verilerek<br />
günlük iş hayatında kullanılan mesleki bilgilerin daha da<br />
iyi anlaşılması sağlandı. Eğiticiler daha sonra katılımcıların<br />
mesleki konulardaki sorularını cevaplandırdılar.<br />
• 19 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
BİR GÜLÜŞ DÜNYAYA DEĞER!<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Kadın Çalışma Komisyonu bu defa<br />
<strong>Kayseri</strong> Çocuk Esirgeme Kurumu ziyareti için kolları sıvadı!<br />
Bu organizasyon diğerlerine nazaran biraz daha farklıydı… Çünkü bu defa geleceğimizin mimarlarını,<br />
çocuklarımızı ziyaret ettik.<br />
Bir çocuğun en iyi bakılıp korunacağı yer kuşkusuz sağlıklı bir aile ortamıdır. Ancak her çocuk öz aile ortamında<br />
büyüme şansına sahip değildir. Aileleri tarafından terk edilerek hayatın dikenli yollarıyla daha erken yaşlarda tanışan<br />
çocuklarımızın kimsesizliğe uzanan yollarının kapılarını 19 Aralık 2010 Pazar günü bu sefer biz araladık…<br />
• 20 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
Heyecanımız büyüktü… Her şeyin en iyisi olsun,<br />
en fazlası olsun çabası vardı içimizde! Açtığımız yardım<br />
kampanyasında beklediğimizin çok üstünde bağış toplanmıştı…<br />
Her kadın gibi bizler de alışveriş yapmaya<br />
bayılırdık ancak, ilk defa alışveriş daha zevkli gelmişti!<br />
Her şey özenle seçildi… Beşiklerin cinsiyeti oyuncakların<br />
yaşı, pijama takımlarının renkleri, desenleri, çizgileri<br />
vardı. Hepimiz özenle hazırlandık ve geleceğimizin doktorlarını,<br />
öğretmenlerini, belki de meslektaşlarımızı ziyaret<br />
etmeye düştük yola. Onların üzerine doğan güneş<br />
bugün biz olalım istedik.<br />
Küçücük bedenlerinde sakladıkları kocaman yüreklerini<br />
açarak karşıladılar bizleri. Onlarda bizim kadar<br />
heyecanlıydı! Kısa zamanda kaynaştık… Yüzlerindeki<br />
o yabancı bakışlar yerini hemen gülümsemeye bıraktı.<br />
Bizlerse çoktan cıvıl cıvıl çocuk seslerinin arasında kaybolmuştuk.<br />
Hep beraber güldük, hep beraber yedik, hep beraber<br />
OYNADIK!<br />
Güzel, dolu dolu geçen bir günün mutluluğu huzuru<br />
vardı yüreğimizde. Biliyorduk, hepimiz hiç bu kadar<br />
duygulu ve mutlu kapatmamıştık gözlerimizi geceye…<br />
Dileriz onlar da mutluluğa, umuda kapatmışlardır gözlerini,<br />
yalnız olmadıklarını hissetmişlerdir… Ve bir nebze<br />
de olsa gecelerini süsleyen ay dedeleri o gece bizler olabilmişizdir…<br />
Onlar hepimizin evlatları… Belki bir anne bir baba, bir<br />
aile olamıyoruz bugün için onlara ama bir soluk, bir kıvılcım,<br />
mutlu bir an, bir umut olabiliriz onlar için geleceğe<br />
dair. Bu organizasyonda tüm yüreğini, zamanını, emeğini<br />
ortaya koyan <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Kadın Çalışma<br />
Komisyonu üyelerine, duyarlı meslektaşlarımıza, dostlarımıza,<br />
bize en büyük desteği sağlayan Oda Başkanımız<br />
Suat Özsoy ve değerli yönetim kurulu üyelerine teşekkürlerimizi<br />
sunuyoruz.<br />
<strong>SMMM</strong>. Hayriye Güven<br />
K<strong>SMMM</strong>O Kadın Çalışma Komisyonu Sekreteri<br />
• 21 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
DÜNYA KADINLAR GÜNÜ’NÜ KUTLADIK<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Kadın Çalışma Komisyonu<br />
öncülüğünde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde elli kadar<br />
kadın meslek mensubunun katılımıyla düzenlenen<br />
kutlama programıyla Dünya Kadınlar Günü’nü kutladık.<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> hizmet binasında gerçekleştirilen<br />
kutlama programında Oda Başkanı Suat Özsoy kadın<br />
meslek mensuplarına Dünya Kadınlar Günü anısına birer<br />
karanfil hediye etti.<br />
Programda konuşan Oda Başkanı Suat Özsoy,<br />
‘’<strong>Kayseri</strong> Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> olarak, kadın hakları<br />
konusunda son derece duyarlıyız. Bu nedenle Odamız<br />
tarihinde bir ilke imza atarak bayan meslektaşlarımızın<br />
kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri için Kadın Çalışma<br />
Komisyonu’nu kurduk. Bayan Meslektaşlarımızı mutlaka<br />
ve mutlaka Oda Yönetiminde de görmek için her<br />
zaman gereken desteği vereceğiz. Ülkemizde her geçen<br />
gün her platformda kadın unsuru ve etkisi artmaktadır.<br />
Bizler de sivil toplum kuruluşları olarak buna destek vermeliyiz.<br />
Kadınlar toplumun en önemli birimi olan hem<br />
ailenin temel direğidir, hem de bütün toplumu dünyaya<br />
getiren, yetiştiren en önemli değerlerdir. Bu kapsamda<br />
Dünya Kadınlar Günü gibi günlerin kutlanması ve böyle<br />
günlerde kadınlarımızın, kadın meslek mensuplarımızın<br />
sorunlarının gündeme getirilmesi, taleplerinin dinlenmesi<br />
son derece önem arz etmektedir. Hepinizin Dünya<br />
Kadınlar Günü’nü kutluyorum” dedi.<br />
• 22 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
KADIN GÖZÜYLE KADIN OLMAK<br />
Kadın gözüyle kadın olmak; emek ister, sevgi ister ama<br />
en çok fedakârlık ister.<br />
Eğer kadınsanız koca bir yüreği barındırmalısınız içinizde,<br />
sevgi tohumlarını filizlendirmelisiniz evinizde ve sabrı,<br />
çalışkanlığı, üretmeyi bilmelisiniz işinizde.<br />
Kadın olmak zordur, çünkü kadının rolleri vardır; birbirine<br />
karıştırmaması gereken, her şeyden önce; çocuklarının<br />
annesidir kadın, hatta tüm çocukların annesidir.<br />
İçinde kocaman bir yürek taşıyan ve bu yüreğe sevgiyi,<br />
fedakârlığı, sabrı yükleyen, almadan verebilendir<br />
kadın,sonra ev hanımıdır kadın bitmek bilmeyen üretkenliği,<br />
çalışkanlığı, disipliniyle…<br />
Bir de üstüne çalışan kadınsanız eğer; o zaman verimliliği,<br />
zamanı iyi kullanmayı, azmi, pratik olmayı, yani anlayacağınız<br />
her parmakta on marifeti barındırmayı gerektirir<br />
kadınlık.<br />
Her şey kadınla başlar; eğer kadın, sevgi dolu bir ortamda<br />
yetişmişse, anlaşılmış, saygı duyulmuş ve söyleyecek<br />
sözü varsa hem kendine hem de çevresine işte o zaman;<br />
sevgiyle yoğrulmuş mutlu çocuklar yetiştirir kadın.İşinde<br />
başarılı, güçlü erkeklerin arkasındadır kadın. Seven ,<br />
sevilen kadın, sevgi dolu, barış dolu, huzur dolu, inanç<br />
dolu, bir toplumun da temelidir.<br />
Kadın gözüyle kadın olmak zordur aslında; bir çok şeyi<br />
aynı anda düşünüp, yapabilmek, hayatı planlayıp, organize<br />
etmek, o naif yürekte kocaman bir yükü taşımak ..<br />
Kadın olmak cesaret ister hele bir de çalışan kadınsanız<br />
ve de Anadolu da yaşıyorsanız daha fazla çabalamalısınız,<br />
kendinizi yaptığınız işte kanıtlamak için daha fazla<br />
çalışmalısınız .<br />
Kadın olmak zordur iş hayatında, kimi zaman pes etmeden<br />
maruz kalır zorluklara ama asla çekip gitmez kadın<br />
mücadele eder hayatın her alanında…<br />
Kadın olmak zordur kadın gözüyle, bir eliniz ev işinde<br />
, bir eliniz aş ta, aklınız çocukların veli toplantısında,<br />
gözünüz mevzuat kitaplarında, gönlünüz sevgi yoğurmakta<br />
yani kadın olmak için gücünüzü sevgiden almalı,<br />
kocaman bir yüreği minicik camdan bir kalbe sığdırmalı,<br />
İpek eldivende gizli bir yumruk gibi hassas ama bir o kadar<br />
da güçlü olmalıdır kadın.<br />
Kadın olmak zordur kadın gözüyle, her şey yolunda gitmese<br />
bile, en zorlandığınız anlarda, yüzünüzde kocaman<br />
bir gülümsemeyle, her şeyi derleyip, toparlamayı,<br />
yaraları sarıp, sarmalamayı, aileyi koruyup kollamayı gerektirir<br />
kadınlık.<br />
Kadın kocaman bir dünyadır aslında, içinde nezaketi, zerafeti,<br />
cesareti taşıyan. Yaşama azmiyle etrafına mutluluk<br />
saçan, hadi derleyin gülleri, çiçekleri verin demetleri yüreği<br />
sevgi dolu kadınlara…<br />
Kadının rengi yoktur derler<br />
Bence kadının rengi mordur<br />
Mor ise cesareti temsil eder<br />
Ama içinde esareti de barındırır.<br />
Kadınlar var ülkemde ezilen, horlanan<br />
Şiddetin her türlüsüne maruz kalan<br />
Ve töre cinayetlerine kurban giden<br />
Kadının rengi yoktur derler<br />
Bence kadının rengi kahverengidir<br />
Ağaç dalları gibi boynu büküktür kadının<br />
Hassastır kadın, kırılgandır ama aynı zamanda güçlüdür kadın<br />
Vefakârdır kadın hasta çocuğuna, eşine kol kanat geren<br />
Cefakârdır kadın her türlü zorluğa, yokluğa direnen<br />
Fedakârdır kadın kimi zaman nasırlı elleriyle tarlada<br />
Kimi zaman asık suratlarla iş hayatında<br />
Çalışkandır kadın kimi zaman bitmek bilmeyen ev işleri arasında<br />
Kadının rengi yoktur derler<br />
Bence kadının rengi aldır<br />
Sevmeyi bilen, mahçup mahçup gülebilen<br />
Tüm zorluklara rağmen hayata direnen<br />
Kadının rengi yoktur derler<br />
Bence kadının rengi yeşildir<br />
Evde huzuru temsil eder kadın<br />
Sakinliği, dinginliği içinde barındırır kadın<br />
Kadının rengi yoktur derler<br />
Bence kadının rengi pembedir<br />
Biraz çocuksu, bon bon şekeri tadında<br />
Gülmeyi, sevmeyi, neşe katmayı bilir kadın yaşama<br />
Kadının rengi yoktur derler<br />
Bence kadının rengi sarıdır<br />
Samimidir kadın, sımsıcaktır gülüşü<br />
Dokununca yüreğine solar kadın<br />
Yapraklarını döker kadın ilgisizlikte<br />
Kadının rengi yoktur derler<br />
Bence kadının rengi de , adı da , dili de vardır.<br />
Kadının rengi doğadır, adı zerafet, dili ise sevgidir.<br />
Kadın sarıdır kimi zaman , kimi zaman yeşil ve kahve tonları…<br />
Kadın tüm renkleri barındırır içinde.<br />
Kadının yüreği kocamandır çünkü annedir kadın<br />
Eştir, arkadaştır, sırdaştır, yoldaştır kadın<br />
Hepsinden önemlisi eşit haklara sahip vatandaştır kadın<br />
Toplumun temeli, evin çiçeği, ailenin geleceğidir kadın…<br />
<strong>SMMM</strong> Aişe Ertekin Kutlay<br />
K<strong>SMMM</strong>O Kadın Çalışma Komisyonu Başkanı<br />
<strong>SMMM</strong>. Aişe Ertekin Kutlay<br />
K<strong>SMMM</strong>O Kadın Çalışma Komisyonu Başkanı<br />
• 23 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
SAĞLIK DURAĞI KOZAKLI…<br />
Anadolu’nun merkezinde yüzyıllardan beri şifa dağıtan Kozaklı’da<br />
bir araya geldik…<br />
<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler<br />
<strong>Odası</strong>’nın kültürel ve sosyal etkinlikleri kapsamında üyelerimiz<br />
arasındaki sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı<br />
geliştirmek amacı ile 07 Ocak – 09 Ocak 2011 tarihleri<br />
arasında Kozaklı Diva İbis Termal Otel’de düzenlenen<br />
kaplıca gezisi programında üyelerimizle bir araya geldik.<br />
Birçok üyenin yanı sıra <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Yönetim<br />
Kurulu’nun da aileleriyle katıldığı, bir anlamda sağlık için<br />
de bir kaçamak olan Kozaklı kaplıca gezisi programı oldukça<br />
neşeli ve renkli geçti.<br />
Gezi ile ilgili bir değerlendirmede bulunan Oda<br />
Başkanı Suat Özsoy, bu tür gezilerin üyeler arasındaki<br />
dayanışmayı tesis ettiğini ve yaşanan yoğun iş temposunda<br />
amaçlarının üyelerine biraz olsun nefes aldırmak,<br />
eğlenceli vakit geçirtmek ve aileleri, çocukları ile bir araya<br />
getirmek olduğunu vurguladı.<br />
• 24 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
3. HAKSIZ REKABET VE ETİK KONGRELERİ YAPILDI<br />
TÜRMOB’un düzenlediği, ‘Üçüncü Türkiye Haksız Rekabet ve Etik Kongresi” Hatay’ın merkez ilçesi<br />
Antakya’da yapıldı. Türkiye’nin 81 ilinden ve Hatay’dan bin civarında meslek mensubunun katılım<br />
gösterdiği kongre iki gün sürdü.<br />
Hatay Vali Yardımcılarından Kadim Doğan’ın da vali adına<br />
katılım gösterdiği kongrede, açılış konuşmasını ev sahibi<br />
sıfatıyla Hatay <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı ve aynı zamanda,<br />
Türkiye Haksız Rekabetle Mücadele Kurulu (TÜRHAK)<br />
Yönetim Kurulu üyelerinden Abdullah Korkmaz yaptı.<br />
TÜRHAK Başkanı Yahya Arıkan’ın konuşmasının ardından<br />
TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı bir konuşma yaptı.<br />
TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı,Haksız rekabeti sınıflara<br />
ayırarak”Ülkemizde haksız rekabet birkaç şekilde<br />
yapılıyor. Karşı meslek grubundan olanlar, karşı meslek<br />
grubundan olmayanlar, reklam, yasal düzenlemeler,<br />
ruhsat kullandırtma, ekonomik kriz ve ücret tarifelerinde<br />
yaşanıyor. Bunlarla ilgili çeşitli çalışmalar yapıldı ve<br />
yapılmaya devam ediliyor. Haksız rekabet ile ilgili meslektaşlarımızı<br />
sürekli uyarıyoruz. Örneğin yönetim kurulumuzun<br />
ilgili birimleri sadece geride bıraktığımız 2010<br />
yılında 400’e yakın meslek mensubu hakkında haksız rekabete<br />
yol açtığı gerekçesiyle yaptırım alma kararı aldı”<br />
dedi.<br />
2013 yılını meslek mensupları için milat tarih olarak algıladıklarını<br />
dile getiren TÜRHAK Yönetim Kurulu Başkanı<br />
aynı zamanda İstanbul <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Yahya Arıkan<br />
ise “Tüm kongrelerimizde bu çalışmayı yapıyoruz.<br />
2013 yılı bizim açımızdan milat olacaktır. Bugüne kadar<br />
vergi için muhasebe yaptık. Ancak bugünden sonra artık<br />
bilgi için muhasebe yapacağız. Bunda kararlıyız” şeklinde<br />
konuştu.<br />
Kongreye Odamız adına <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Yönetimi<br />
ile Haksız Rekabet ve Etik Kurulu üyeleri iştirak etti.<br />
• 25 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
AKADEMİSYEN ODALAR İŞ BAŞINDA<br />
KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI AKADEMİSYEN ODALAR PLATFORMU<br />
SEKRETERYASI OLDU<br />
<strong>Kayseri</strong>’ deki Akademisyen Odaların başkanları belirli<br />
periyotlarda bir araya gelerek, meslek disiplinleri içerisindeki<br />
konularla ilgili ve bölgesel değerlendirmeler<br />
yapıp, fikir alış verişinde bulunarak birlik beraberlik içerisinde<br />
üyelerinin ve şehrin faydasına olacak çalışmalar<br />
yürütmektedirler. Böylece sorunlara da birlikte çözüm<br />
önerileri sunmaktadırlar.<br />
<strong>Kayseri</strong> Barosu Başkanı Murat Şirvanlı, <strong>Kayseri</strong><br />
<strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy, Makina Mühendisleri<br />
<strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> Şube Başkanı Ali Alkan, <strong>Kayseri</strong> Eczacılar<br />
<strong>Odası</strong> Başkanı Ahmet Özçavuşoğlu, Ankara YMM <strong>Odası</strong><br />
<strong>Kayseri</strong> İl Temsilcilisi İmdat Şimşek, <strong>Kayseri</strong> Bölgesi Veteriner<br />
Hekimler <strong>Odası</strong> Başkanı Akif Başol, Kimya Mühendisleri<br />
<strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi Hüseyin Kaya, Jeoloji<br />
Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi Adnan Evsen,<br />
Jeofizik Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi Fuat<br />
Erdem, Ziraat Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> Şube Başkanı<br />
Fahrettin Açıkgöz, Gıda Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong><br />
Şube Başkanı Ergül Türkaslan, Harita ve Kadastro Mühendisleri<br />
<strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi Mustafa Yıldız, Peyzaj<br />
Mimarları <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi Başak Güleser,<br />
Elektrik Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi Kuddusi<br />
Aksoy, İnşaat Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi İsmail<br />
Eser’in iştirak ettiği Akademisyen Odalar Platformu<br />
kapsamında yapılan toplantılar her ay bir Odanın ev sahipliğinde<br />
gerçekleşmektedir. 16 Aralık 2010 tarihinde<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> ev sahipliğinde gerçekleştirilen ilk<br />
toplantıda toplantılarla ilgili gündeme alınacak konular,<br />
toplantı periyotları, platformun sekretaryasının 1 yıl için<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> olması konuları görüşüldü.<br />
Akademisyen Odalar Toplantısının ikincisi 26<br />
Ocak 2011 tarihinde Makina Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong><br />
Şubesinin, üçüncüsü 9 Mart 2011’de <strong>Kayseri</strong> Eczacı <strong>Odası</strong>nın,<br />
dördüncüsü ise 13 Nisan 2011 tarihinde TMMOB<br />
Jeoloji Mühendisleri <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilciliği ev sahipliğinde<br />
gerçekleştirilmiştir. Toplantılarda yapılan<br />
değerlendirmeler neticesinde gündem maddeleri içerisinde<br />
ön plana çıkanlar basına ortak basın açıklaması<br />
olarak verilmektedir.<br />
• 26 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
İÇ ANADOLU ODALARI PLATFORMU KAYSERİ’DE TOPLANDI<br />
İç Anadolu Odaları Platformu 3 Mart 2011 tarihinde<br />
<strong>Kayseri</strong> Hilton Otel’de Toplandı<br />
Siyasi düşüncelerden arınmış ve objektif olarak mesleki<br />
sorunların yanında bölgesel ve ülkenin ekonomik, sosyal,<br />
kültürel sorunlarının tesbiti ve sorunların çözümü<br />
konusunda çalışmalar yapmak, yapmış olduğu çalışmaları<br />
başta TÜRMOB olmak üzere diğer <strong>SMMM</strong>, YMM<br />
Odaları ve kamuoyu ile paylaşmak, hayata geçirilmesinde<br />
etkin rol üstlenmek ve takipçisi olmak,Ülkemizin<br />
ve Bölgemizin ekonomik sosyal gelişimine yönelik proje<br />
ve çalışmalara katkı sağlamak amacıyla <strong>Kayseri</strong>, Konya,<br />
Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Sivas, Yozgat, Karaman, Aksaray,<br />
Kırıkkale, Çankırı Odaları olmak üzere 11 İç Anadolu<br />
<strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> bir araya gelerek İç Anadolu Odaları Platformunu<br />
oluşturmuşlardır.<br />
Anadolu Odaları Platformu, mesleki sorunların<br />
tesbiti ve çözümü konusunda başta ilgili mevzuatlar olmak<br />
üzere ekonomik Sosyal kültürel ve eğitim çalışmaları<br />
ve araştırmaları yapmak, bu konuda raporlar hazırlamak<br />
ve hazırlatmak, panel, sempozyum ve konferanslar<br />
düzenlemek, bölgemizi ilgilendiren konularda TÜRMOB<br />
bünyesinde yapılacak çalışma ve etkinliklerde yer almak,<br />
siyasi konu içermeyen konularda diğer meslek kuruluşları<br />
ve sivil toplum örgütleri ile birlikte çalışmalar<br />
yapmak gibi faaliyetlerde bulunma kararı almıştır.<br />
TEOS OTOMASYON SİSTEMİ EĞİTİMİ ODAMIZDA YAPILDI<br />
Geçmişten bugüne Bilişim Teknolojileri alanında<br />
hızlı gelişmeler yaşanmış ve bu teknolojilerin kurumlar<br />
tarafından kullanılması neredeyse zorunlu bir hal almıştır.<br />
Kurumlara sağladığı faydalar sebebiyle, çeşitli alanlarda<br />
faaliyetlerini yürütmekte olan birçok kurum bilişim<br />
teknolojilerinden yararlanmaktadır. Bu kapsamda TES-<br />
MER tarafından başlatılan ve yürütülmekte olan Otomasyon<br />
Sistemi Projesi, TESMER’in kendi içinde yürüttüğü<br />
işlemlerin takip edilebilmesi ve <strong>SMMM</strong> Odalarının<br />
mesleki işlemleri yürütebilmesi bakımından bu sisteme<br />
entegre olmaları önem arz etmektedir. Bu kapsamda<br />
TESMER tarafından <strong>SMMM</strong> Odalarına ve personeline<br />
Sistemle ilgili tanıtım ve eğitim toplantıları gerçekleştirilmektedir.<br />
TEOS Eğitimleri 3. Grup <strong>Kayseri</strong> Toplantısı,<br />
TEOS Otomasyon Sistemi Eğitimi 18 Nisan 2011 tarihinde<br />
Odamızda Nevşehir, Aksaray, Niğde ve Yozgat <strong>Odası</strong><br />
personelinin katılımıyla da gerçekleştirilmiştir. TESMER<br />
personelinin de katıldığı eğitim programında YD Yazılım<br />
eğitmen personeli Harun AKSAYA, <strong>SMMM</strong> Odaları personeline<br />
TESMER Otomasyon Sisteminde işlemlerin nasıl<br />
gerçekleştirildiği ilgili bir sunum yaparak, sistemdeki<br />
kullanım kolaylığı hakkındaki detaylar konusunda katılımcıları<br />
ayrıntılı olarak bilgilendirdive onların sorularını<br />
yanıtladı.<br />
• 27 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER<br />
MESLEĞİN VE MESLEK MENSUPLARININ SORUNLARINI TARTIŞTI<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’nın düzenlemiş olduğu,<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Yönetimi ve Üyeleri arasında mesleki<br />
sorunların tartışıldığı, karşılıklı fikir alışverişlerinin<br />
yapıldığı İstişare toplantısı 27.11.2010 tarihinde Kadir<br />
Has Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. İki yüz kadar<br />
meslek mensubunun iştirak ettiği toplantıda Oda üyeleriyle<br />
mesleğin ve meslek mensuplarının sorunlarıyla<br />
ilgili karşılıklı görüş alışverişi yapılırken üyelere de Oda<br />
çalışmalarıyla ilgili bilgi verildi.<br />
Toplantıda <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Yönetim Kurulu,<br />
Disiplin Kurulu ile Haksız Rekabet ve Etik Kurulu<br />
meslek mensuplarına mesleğin ve meslek mensuplarının<br />
en önemli sorunları ile ilgili bilgi verirken üyelerin<br />
şikâyetlerini de dinleyerek çözüm önerileri konusunda<br />
açıklamalarda bulundular.<br />
Oda Başkanı Suat Özsoy toplantıda yaptığı konuşmada,<br />
meslek mensupları olarak birbirlerinden farkları<br />
olmadığını ve yönetim kurulu olarak karar verme yetkileri<br />
olmasına rağmen meslektaşlarının fikirlerini alarak<br />
karar vermenin önemli olduğunu ifade etti. Meslek<br />
mensupları olarak kendilerine yakışanın öncelikle mesleki<br />
ve etik sorunları çözerek TÜRMOB’a katkı koymak<br />
olduğunun altını çizen Özsoy, sorunların çözümünün de<br />
mesleğin gelişiminin de birlikte hareket edilerek olacağına<br />
inandıklarını söyledi. Geçtiğimiz günlerde TÜRMOB<br />
heyetiyle birlikte Malezya’daki 18. Dünya Muhasebe<br />
Kongresi’ne katıldıklarını ve <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’nı en<br />
iyi şekilde temsil ettiklerini de bildiren Özsoy, meslek<br />
mensuplarının yabancı dil eğitimlerinin geliştirilmesinin<br />
de sağlanarak bu tür uluslararası platformlarda daha sık<br />
yer alınması gerektiğinin de altını çizdi.<br />
Toplantıda <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat<br />
Özsoy, Başkan Yardımcısı Mustafa Kükürtçüoğlu, Oda<br />
Sekreteri Baki Gümüşoluk ile Yönetim Kurulu üyeleri Recep<br />
Uçan ile Harun Bayırdar, Oda Disiplin Kurulu Başkanı<br />
Anfer Yılmaz ve Haksız Rekabet Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk<br />
haksız rekabet, tahsilât sorunu, asgari ücret, defter<br />
tasdiki, mükelleflerle sözleşme yapılması, emanet para,<br />
bağımlı çalışanlar, müşteri listesi, mesleki şikâyetler,<br />
defter değişimi ve disiplin cezaları gibi meslek ve meslek<br />
mensupları için sıkıntı yaratan konularda bilgi verdi.<br />
Meslek mensuplarının şikâyetlerini ve sıkıntılarını dinleyen<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> yönetimi meslek mensupları<br />
ile çözüm önerileri konusunda fikir alışverişinde bulundu.<br />
Toplantıda ayrıca meslektaşların muzdarip olduğu<br />
özellikle haksız rekabet gibi sorunlar için mesleki etik<br />
kurallara uyulduğu sürece bir problem çıkmayacağı ve<br />
meslek mensuplarının öncelikle kendi kurallarına kendilerinin<br />
uyması gerektiği vurgusu yapıldı. 2011 yılında ise<br />
mesleki sorunlarla ilgili Odanın riayet edilmeyen kurallar<br />
açısından yeni yaptırımlar getiren prensipleri uygulamaya<br />
koyacağı da bildirildi.<br />
• 28 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI DANIŞMA MECLİSİ İLK TOPLANTISINI YAPTI<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> tarihinde ilk kez oluşturulan<br />
Danışma Meclisi, ilk toplantısını 25 Aralık 2010<br />
tarihinde Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda gerçekleştirdi.<br />
Toplantıya <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Yönetimi ile<br />
Danışma Meclisi üyesi yetmiş meslek mensubu katıldı.<br />
Toplantıda <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Danışma Meclisi Çalışma<br />
Usul ve Esasları hakkındaki taslak yönetmelik okundu<br />
ve oy birliğiyle kabul edildi. Toplantı periyodunun da belirlendiği<br />
ilk toplantıda ayrıca Oda Yönetim Kurulu’nun<br />
danışma Meclisine getireceği her türlü konuda görüşmek,<br />
ilçe temsilcilerinin sorunlarını görüşmek, Yardımcı<br />
kurullar ve komisyonların ilgili dönemlere ait çalışmalarını<br />
görüşmek, kamu kurum ve kuruluşları ile olan sorunları<br />
görüşmek, Oda tahmini gelir tablosunu görüşmek<br />
ve onaylandıktan sonra Genel kurul’a sunmak, Temsilcilik<br />
bütçeleri dahil olmak üzere diğer gider bütçelerini<br />
görüşmek ve onaylandıktan sonra Genel Kurul’a sunmak<br />
gibi faaliyetler Danışma Meclisinin kuruluş amacı, görevleri<br />
ve çalışma kapsamı olarak belirlendi.<br />
Danışma Meclisi üyesi yetmiş meslek mensubunun<br />
da birbiriyle tanıştığı ve fikir alışverişinde bulunduğu<br />
toplantı, Oda Meclisi olarak yapılacak olan etkinlikler<br />
için de mesleki anlamda kaynaşma ve dayanışmanın temellerinin<br />
atıldığı bir ortamda geçti.<br />
KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI’NDAN<br />
DÖNEM SONU İŞLEMLERİ HAKKINDA SEMİNER<br />
11 Ocak 2011, Salı günü saat 14.00’de Kadir Has<br />
Kongre Merkezi’nde <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> tarafından<br />
Gelirler Eski Başkontrolörü ve Ankara Defterdarı Eski Yardımcısı<br />
YMM. A. Murat Yıldız’ın konuşmacı olarak katıldığı<br />
‘’ Dönem Sonu İşlemleri’’ konulu seminer düzenlendi.<br />
Seminere <strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler<br />
<strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy, Yönetim Kurulu Üyeleri ve<br />
çok sayıda Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler dinleyici<br />
olarak katıldı.<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy seminerde<br />
yaptığı açılış konuşmasında <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong><br />
için eğitimin çok önemli olduğuna değinerek her geçen<br />
gün sayıları gittikçe artan meslek mensuplarının eğitimi<br />
için çalıştıklarını ifade etti. Yaptıkları eğitim programlarına<br />
meslek mensubu katılımının dikkat çekici ölçüde arttığını<br />
belirten Özsoy, bu durumun da meslek mensuplarının<br />
gelişimi açısından sevindirici bir durum olduğuna<br />
dikkat çekti. Geçtiğimiz yıl, Ocak ayında düzenlenen<br />
Sektörel Muhasebe Uygulamaları Sempozyumu^’nun<br />
bu yıl Mart ayında geçen yıldan farklı olarak Mobilya<br />
İmalatı Sektöründe Muhasebe/Finans, Vergi, Denetim<br />
ve Hukuk temasıyla gerçekleştirileceğine de değinen<br />
Özsoy, Sempozyuma konuşmacı olarak da Sektörden<br />
ve konuyla ilgili akademisyenlerden önemli isimlerin<br />
katılacağını belirterek, bu Sempozyumun hem şehrin,<br />
• 29 •<br />
hem Odanın hem de mali müşavirlik mesleğinin temsili<br />
açısından büyük önem arz ettiğini ve gereken desteğin<br />
verilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.<br />
Seminerde, Gelirler Eski Başkontrolörü ve Ankara<br />
Defterdarı Eski Yardımcısı YMM. A. Murat Yıldız ‘’Dönem<br />
Sonu İşlemlerinin Vergilendirme Boyutu’’ konulu bir<br />
sunum yaptı ve katılımcılara ayrıntılı bilgiler verdi. Yeni<br />
6111 Sayılı Yeniden Yapılandırma Kanunu ve kapsamından<br />
da bahseden Yıldız, Yasa’nın Şubat ayı içerisinde yürürlüğe<br />
girmesini beklediklerini ifade ederek katılımcıların<br />
konuyla ilgili sorularını cevaplandırdı.
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
18. DÜNYA MUHASEBE KONGRESİ MALEZYA’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ<br />
18. Dünya Muhasebe Kongresi, Uluslararası Muhasebeciler<br />
Federasyonu`nun (IFAC) ana organizasyonu<br />
ile 8-11 Kasım 2010 tarihleri arasında Malezya’nın başkenti<br />
Kuala Lumpur’da gerçekleştirildi.<br />
‘’Muhasebe Olimpiyatları’’ adı ile de anılan ve 17.<br />
si İstanbul’da gerçekleştirilen bu büyük organizasyon<br />
dört yılda bir dünyanın başka bir ülkesinde yapılmakta<br />
ve dünya muhasebecilerini de ağırlamaktadır. TÜRMOB<br />
Yönetimi ve Türkiye genelindeki Oda başkanlarından<br />
oluşan bir heyet de TÜRMOB öncülünde yapılan organizasyonla,<br />
8-11 Kasım 2010 tarihleri arasında yapılan<br />
18. Dünya Muhasebe Kongresi’nde Türkiye’yi temsil etti.<br />
Kongreye katılan TÜRMOB heyetinde <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong><br />
<strong>Odası</strong>’nı ise Oda Başkanı Suat ÖZSOY temsil etti.<br />
Uluslararası alanda muhasebenin masaya<br />
yatırıldığı, ilkinin 1904 yılında Amerika’da ve 17.sinin<br />
İstanbul’da gerçekleştirildiği Dünya Muhasebe<br />
Kongresi’ne, yüzlerce ülkeden binlerce meslek mensubu,<br />
akademisyen ve iş dünyasından temsilcilerin katıldığı<br />
öğrenildi.<br />
HİZMET ANISI YEMEĞİ VE PLAKET TÖRENİ<br />
Odamıza 20 yıl kadar hizmet etmiş olan Oda İdare<br />
Müdürü Bekir Çağlıkeçecigil’in emekli olmaları ve 4 yıl<br />
Odamıza hizmet etmiş olan Üyelik- Stajyer İşleri Sorumlusu<br />
Halil Sürel’in serbest işle iştigal etmek üzere işten<br />
ayrılmaları vesilesiyle bir veda yemeği düzenlendi. Oda<br />
Başkanı Suat Özsoy’un ve Yönetim Kurulu üyelerinin<br />
eşleriyle birlikte katıldığı yemekte, halen Odamız üyesi<br />
olan SM. Bekir Çağlıkeçecigil ile Halil Sürel’e Odamıza<br />
vermiş oldukları hizmetlerden dolayı teşekkür plaketi<br />
takdim edildi. <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> olarak Sayın Bekir<br />
Çağlıkeçecigil ile Halil Sürel’e bundan sonraki hayatlarında<br />
esenlikler dileriz.<br />
• 30 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI’NDAN<br />
SEMPOZYUMA HAZIRLIK GÖRÜŞMELERİ VE DAVET ZİYARETLERİ…<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Yönetim Kurulu 3-6 Mart<br />
2011 tarihlerinde gerçekleştirilen II. Sektörel Muhasebe<br />
Uygulamaları Sempozyumu öncesi Sempozyum tanıtımı<br />
ve davet münasebetiyle <strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci<br />
Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy ile yönetim<br />
kurulu üyeleri bazı ziyaretlerde bulundu.<br />
Bu kapsamda <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat<br />
Özsoy ve yönetim Kurulu üyeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar<br />
Bakanı Taner Yıldız’ı, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i,<br />
<strong>Kayseri</strong> Valisi Mevlüt Bilici’yi, <strong>Kayseri</strong> Milletvekillerini,<br />
Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Kilci’yi, Gelir İdaresi Başkan<br />
Yardımcısı Adnan Ertürk’ü, TÜRMOB Başkanı Nail<br />
Sanlı’yı ve TÜRMOB Yöneticilerini, <strong>Kayseri</strong> Büyükşehir<br />
Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’yi, Melikgazi Belediye<br />
Başkanı Memduh Büyükkılıç’ı, Kocasinan Belediye<br />
Başkanı Bekir Yıldız’ı, <strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Niyazi<br />
Özkök’ü, SGK İl Müdürü Mehmet Kır’ı, Sanayi Ticaret İl<br />
Müdürü Kamil Akçadırcı’yı, Sanayi <strong>Odası</strong> Başkanı Mustafa<br />
Boydak’ı, Ticaret <strong>Odası</strong> Başkanı Hasan Ali Kilci’yi, Esnaf<br />
ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Mustafa Alan’ı,<br />
Mobilyacılar ve Döşemeciler <strong>Odası</strong> Başkanı Mehmet Ali<br />
Çevrim’i, Ankara YMM <strong>Odası</strong> <strong>Kayseri</strong> İl Temsilcisi İmdat<br />
Şimşek’i, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya’yı,<br />
Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nazif Türkoğlu’nu<br />
ve Merkez Çelik A.Ş. Genel Müdürü Namık Kemal Uyar’ı,<br />
Kilim Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yayla’yı,<br />
Ladin Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Böyük’ü ziyaret<br />
ederek Sempozyum çalışmaları hakkında bilgilendirmede<br />
bulundular ve kendilerini Sempozyuma davet<br />
ettiler.<br />
• 31 •
KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI YÖNETİM KURULU’NDAN<br />
MELİKGAZİ BELEDİYE BAŞKANI MEMDUH BÜYÜKKILIÇ’A ZİYARET<br />
<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler<br />
<strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy, Başkan Yardımcısı Mustafa<br />
Kükürtçüoğlu ile Yönetim Kurulu Üyesi Harun Bayırdar,<br />
Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç‘ı makamında<br />
ziyaret ederek Oda çalışmaları hakkında bilgi verdiler<br />
ve 3-6 Mart 2011 tarihinde düzenlenen II. Sektörel<br />
Muhasebe Uygulamaları Sempozyumuna davet ettiler.<br />
Ziyarette Oda Başkanı Suat Özsoy, Oda olarak üyelere<br />
dönük hizmet içi eğitim ile sık sık yeni çıkan, değişen<br />
yasa ve yönetmelikler ile ilgili olarak üyeleri bilgilendirici<br />
ve eğitici çalışmalar yerine getirdiklerini ifade etti.<br />
Özsoy, 2010 yılında ilki gerçekleştirilen Sempozyumun<br />
İnşaat Sektörünü incelediğini, bu yıl ise Mobilya İmalatı<br />
Sektörünün ele alındığını belirterek Odanın meslek<br />
mensuplarına yönelik gerek eğitsel, gerekse sosyal faaliyetlerinin<br />
hız kesmeden devam edeceğini söyledi ve<br />
Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç’ı Sempozyuma<br />
davet etti.<br />
Büyükkılıç: “İnsan Unsuru Çok Önemli”<br />
Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç<br />
AK PARTİ MELİKGAZİ İLÇE BAŞKANLIĞI’NDAN ZİYARET<br />
Ak Parti Melikgazi İlçe Başkanı Timur Barlas ve İlçe<br />
yönetim kurulu üyeleri Odamızı ziyaret etti.<br />
Ak Parti Melikgazi İlçe Başkanı ve aynı zamanda Odamız<br />
üyesi Timur BARLAS ve İlçe Yönetim Kurulu üyeleri Oda<br />
Başkanı Suat Özsoy ile Yönetim Kurulu üyelerine bir nezaket<br />
ziyaretinde bulundu.<br />
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
ise, Belediye olarak 1990 yılından itibaren başlatılan bilgisayarlı<br />
muhasebe destek çalışmalarının sonucunda şu<br />
anda belediyenin e-devlet sistemine dönüştüğünü söyledi.<br />
Mali hizmetlerin son yıllarda bilgisayar ile çok önem<br />
arz ettiğini ancak çok detaylı, değişken ve gün geçtikçe<br />
branşlaşan bir yapıda bilgisayar yanında insan unsurun<br />
da çok önemli olduğunu belirten Başkan Memduh Büyükkılıç,<br />
sonuçta bireye dayanan çalışmalarda bireylerin<br />
sürekli bilgilendirilmesi, eğitilmesi ve gelişmelerden haberdar<br />
edilmesi gerektiğini, bu açıdan Oda yönetimine<br />
büyük görevler düştüğünü kaydetti.<br />
KAYSERİ MASTERLER FUTBOL DERNEĞİ’NDEN<br />
KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI BAŞKANI SUAT ÖZSOY’A ZİYARET<br />
<strong>Kayseri</strong> Masterler (eski Futbolcular) Derneği Yöneticileri,<br />
Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> Başkanı<br />
Suat Özsoy’u Ziyaret Etti<br />
<strong>Kayseri</strong> Masterlar ( Eski Futbolcular) Dernek Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Ahmet Yıldız Başkanlığındaki ve<br />
İshak Kattaş, Mehmet Öztaş, Muhammed Tambay, Mikail<br />
Karabulut, Osman Us’tan oluşan heyet <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong><br />
<strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy’a bir nezaket ziyaretinde bulundu.<br />
Sıcak bir ortamda geçen ziyarette, <strong>Kayseri</strong> Masterlar<br />
Derneği Başkanı Ahmet Yıldız, <strong>Kayseri</strong> Masterlarının<br />
yapmış oldukları faaliyetler ile ilgili bilgi verdi.<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy’da, eski bir futbolcu<br />
olarak <strong>Kayseri</strong> Masterlar Derneği’nin ziyaretlerinden<br />
duyduğu memnuniyeti dile getirerek, hem bir sivil<br />
toplum kuruluşu olarak hem de eski bir futbolcu olarak<br />
• 32 •<br />
<strong>Kayseri</strong> Masterlarına her konuda destek vereceklerini<br />
belirtti. Böyle bir oluşumun olmasından da ayrıca memnun<br />
olduğunu ve kendisinin de üye olmak istediğini belirten<br />
Özsoy, Dernek Yönetimine nazik ziyaretlerinden<br />
dolayı teşekkür ederek, çalışmalarında başarılar diledi.
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
ZİYARETLER<br />
<strong>Kayseri</strong> Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürü Haki Aksoy İle Toplum Destekli<br />
Polislik Şube Müdürü Arif Yıldızın Odamızı Ziyareti<br />
Talas Kaymakamı Salih Bıçak’ın Ankara’ya tayininin çıkmasından dolayı Odamıza gerçekleştirdiği<br />
Veda Ziyareti<br />
Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği’nin Düzenlemiş Olduğu<br />
Türkiye II. Muhasebe Uzmanlığı Kongresi Yapıldı.<br />
Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği’nin Düzenlemiş Olduğu; Türkiye II. Muhasebe Uzmanlığı Kongresi<br />
28 Mart 2011 tarihinde Marmara Üniversitesi Rektörlük Binası’nda “Türkiye’ de KOBİ’ lerin Halka Açılımı ve<br />
Muhasebe Denetimi” ana temasıyla 4 Oturum Halinde Gerçekleştirildi.<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong>O Başkanı Suat Özsoy Oturum Başkanı Aydın<br />
Üniversitesi Ögretim Görevlisi Sayın Cengiz Kastan’a<br />
plaketini verirken<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong>O Başkanı Suat Özsoy Dünya Gazetesi Yazarı<br />
Rüştü Bozkurt’a plaketini verirken<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong>O Başkanı Suat Özsoy, Oturum Başkanı<br />
Prof. Dr. Metin Sağmanlı’ya plaketini verirken<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong>O Başkanı Suat Özsoy PWC Sorumlu<br />
Ortak Gökhan Yüksel’e plaketini verirken<br />
• 33 •<br />
Açılış konuşmalarını TÜR-<br />
MOB Genel Başkanı Nail<br />
Sanlı ve TMUD Başkanı<br />
Prof. Dr. Cemal İbiş’in yaptığı<br />
Kongrenin protokol<br />
konuşmalarını Devlet Eski<br />
Bakanı ve TÜRMOB Eski<br />
Genel Başkanı Dr.Masum<br />
Türker, Marmara Üniversitesi<br />
Rektörü Prof. Dr. M.<br />
Zafer GÜL, MMMB Derneği<br />
Genel Başkanı Süleyman<br />
Bilge, Türk Girişim ve<br />
İş Dünyası Konfederasyonu<br />
Başkanı, Celal Beysel’in<br />
yaptığı Kongreye Odamız<br />
adına Başkan Suat Özsoy<br />
iştirak etti.<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı<br />
Suat Özsoy Kongrede<br />
bir konuşma yaparak, Oturum<br />
Başkanlarına plaketlerini<br />
takdim etti.
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI TÜRK HALK MÜZİĞİ KOROSU<br />
İLK KONSERİNİ VERDİ<br />
15 Mayıs 2011 Pazar günü <strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci<br />
Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> Türk Halk Müziği Korosu Büyükşehir<br />
Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda ilk konserini verdi.<br />
Konsere <strong>Kayseri</strong> Valisi Mevlüt Bilici, <strong>Kayseri</strong> İl Emniyet<br />
Müdürü Cuma Ali Aydın, <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Yönetimi<br />
ve çok sayıda serbest muhasebeci mali müşavir aileleriyle<br />
birlikte iştirak etti. 18 serbest muhasebeci mali müşavir<br />
meslek mensubu koristten oluşan <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong><br />
<strong>Odası</strong> Türk Halk Müziği Korosu, üç aylık bir çalışmadan<br />
sonra, yine mali müşavir olan koro şefi Namık Kemal Bilgin<br />
yönetiminde toplam iki bölümden ve çeşitli yörelere<br />
ait 22 türküden oluşan bir repertuarla dinleyicilerle buluştu.<br />
Konser bitiminde bir konuşma yapan <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong><br />
<strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy, Oda ve Yönetim olarak ilklere<br />
imza atmayı ilke edindiklerini ve amaçlarının eğitimli,<br />
hukuk bilinci gelişmiş, saygın, vizyon sahibi bir meslek<br />
mensubu profiline ulaşmak olduğu kadar aynı zamanda<br />
bu tür aktivitelerle sosyal, iletişimi güçlü bir meslek<br />
mensubu profiline ulaşmak olduğunu ifade etti. Özsoy<br />
<strong>Kayseri</strong> Valisi Mevlüt Bilici ve İl Emniyet Müdürü Cuma<br />
Ali Aydın başta olmak üzere konsere katılan ve destek<br />
olan herkese teşekkürlerini sundu.<br />
• 34 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
SGK GENEL BAŞKAN YARDIMCISI İLYAS ÇELİKOĞLU İLE SGK İL<br />
MÜDÜRÜ MEHMET KIR’DAN KAYSERİ <strong>SMMM</strong> ODASI’NA ZİYARET<br />
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Genel Başkan<br />
Yardımcısı İlyas Çelikoğlu, SGK Genel Müdürlük Daire<br />
Başkanları ve SGK <strong>Kayseri</strong> İl Müdürü Mehmet Kır <strong>Kayseri</strong><br />
<strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>’na bir ziyarette bulundu.<br />
Ziyarette konuşan SGK Genel Başkan Yardımcısı<br />
İlyas Çelikoğlu, SGK’nın kayıtsız istihdamla mücadele<br />
için yürüttüğü, Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve<br />
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın program otoritesi<br />
olduğu ‘’Kayıtlı İstihdam Teşviki Projesi’’ kapsamında<br />
43 ilde eğitim programlar düzenleyeceğini, kayıtsız<br />
istidamla mücadeledeki gücünü, farkındalığı artmış<br />
toplumdan ve işbirliği içerisinde hizmet veren kurumlardan<br />
almayı hedeflediğini bu kapsamda <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong><br />
<strong>Odası</strong>’ndan da işbirliği beklediklerini belirtti. Eğitimlerin<br />
, deneyimli yabancı ve yerli eğitmenler tarafından kayıtlı<br />
istihdamın teşvikinde kilit rol oynayan konularda merkezi<br />
ve yerel düzeyde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,<br />
SGK, İŞKUR ve ilgili bakanlıkların çalışanlarına ve sosyal<br />
tarafların ilgili temsilcilerine verileceğini açıklayan<br />
Çelikoğlu, ayrıca bu kapsamda kayıtlı istihdamın teşviki<br />
ve kayıt dışı istihdam ile mücadele çalışmalarına destek<br />
vermek ve kurumsal kapasitenin gelişimine katkı sağlamak<br />
amacını taşıyan çok sayıda etkinliğin önümüzdeki<br />
15 aylık süre içerisinde gerçekleştirileceğini söyledi.<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy ise,<br />
hem ‘’Kayıtlı İstihdam Teşviki Projesi’’ gibi projelerde hem<br />
de şu an gündemde olan Türkiye Cumhuriyeti tarihinin<br />
en kapsamlı mali yapılandırması sayılabilecek yeniden<br />
yapılandırma yasasının uygulanmasında <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong><br />
<strong>Odası</strong> olarak ve meslek mensupları olarak üstlerine düşen<br />
görevi yerine getireceklerini, Sosyal Güvenlik Kurumu<br />
ile de her zaman uyum içerisinde çalıştıklarını belirterek<br />
SGK Genel Müdür Yardımcısı İlyas Çelikoğlu’na,<br />
Genel müdürlük Daire Başkanları’na ve SGK İl Müdürü<br />
Mehmet Kır’a ziyaretlerinden duyduğu memnuniyeti<br />
dile getirerek teşekkürlerini sundu.<br />
6. MUHASEBE FORUMU GAZİANTEP’DE YAPILDI<br />
TÜRMOB tarafından bu yıl 6.’sı düzenlenen “Türkiye<br />
Muhasebe Forumu”, Gaziantep Serbest Muhasebeci<br />
ve Mali Müşavirler <strong>Odası</strong>’nın ev sahipliğinde yapıldı.<br />
Anatolian Otel’de gerçekleşen Foruma, Gaziantep Valisi<br />
Süleyman Kamçı, Başsavcı Esat Semerci, Gaziantep Büyükşehir<br />
Belediye Başkanı Asım Güzelbey, AK Parti Genel<br />
Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, TÜRMOB Genel Başkanı<br />
Nail Sanlı, AK Parti İl Başkanı Ahmet Uzer, CHP İl Başkanı<br />
Ali Peri ile 60 ilin <strong>SMMM</strong> ve YMM oda başkanları, yöneticileri,<br />
meslek mensupları, öğretim görevlileri, akademisyenler<br />
ve siyasi partilerin temsilcileri katıldı.<br />
Yapılan konuşmalardan sonra, Prof. Dr. Ünal Tekinalp<br />
katılımcılara Yeni Türk Ticaret Kanunu ve Muhasebe<br />
Mesleğinden Beklentiler konusunda sunum yaptı.<br />
6. Muhasebe Forumu’na Odamız adına Oda Başkanı Suat<br />
Özsoy, Başkan Yardımcısı Mustafa Kükürtçüoğlu, Oda<br />
Sekreteri Baki Gümüşoluk, Disiplin Kurulu, Denetim Kurulu<br />
ve TESMER <strong>Kayseri</strong> Şubesi Yönetimi iştirak etti.<br />
• 35 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
ARAMIZA YENİ KATILANLAR<br />
1106-<strong>SMMM</strong>. YUNUS EMRE MARAŞLI:<br />
1980 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Aralık 2010’da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1107-<strong>SMMM</strong>. AHMET BABAYİĞİT:<br />
1982 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Aralık 2010’da odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1108-<strong>SMMM</strong>. ADİL ÖZHAN:<br />
1977 Düzencik doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu. Aralık 2010’da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1109-<strong>SMMM</strong>. ÜNAL ÖZCAN:<br />
1971 Elbistan doğumlu. İnönü Üniversitesi İİBF’ den mezun oldu. Aralık 2010 ‘da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1110-<strong>SMMM</strong>. HALİT YILDIRIM:<br />
1983 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İİBF ‘den mezun oldu. Aralık 2010’da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1111-<strong>SMMM</strong>. SEDAT KIZILYEL:<br />
1980 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Karadeniz Teknik Üniversitesi İİBF’ den mezun oldu. Aralık 2010‘ da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1112-<strong>SMMM</strong>. HALİL YILDIZ:<br />
1979 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Erciyes Üniversitesi İİBF’ den mezun oldu. Aralık 2010 ’ da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1113- <strong>SMMM</strong>. ERCAN YILDIRIM:<br />
1983 Tomarza doğumlu. Anadolu üniversitesi’nden mezun oldu. Aralık 2010 ’ da odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1114-<strong>SMMM</strong>. İSMAİL BULUT:<br />
1973 Ereğli doğumlu. Erciyes Üniversitesi İİBF’ den mezun oldu. Aralık 2010’ da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
• 36 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
1115-<strong>SMMM</strong>. OSMAN ARSLAN:<br />
1978 Felahiye doğumlu. Erciyes Üniversitesi İİBF’ den mezun oldu. Aralık 2010 ‘ da Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1116-<strong>SMMM</strong>. DİLEK KARAGÖZ:<br />
1978 Salzgitter doğumlu. Erciyes Üniversitesi İİBF ‘ den mezun oldu. Aralık 2010 ‘ da Odamıza kaydını yatırdı.<br />
1117-<strong>SMMM</strong>. MURAT PEKER:<br />
1977 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Afyon Kocatepe Üniversitesi ‘ nden mezun oldu. Ocak 2011’de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1118-<strong>SMMM</strong>. İKBAL ÖZBAYBURTLU:<br />
1983 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü ile Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme A.B.D. tezsiz yükseklisans<br />
programından mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1119-<strong>SMMM</strong>. ERSEL YILDIRIM:<br />
1978 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi ‘ nden mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1120-SM. TEFİK KARAYER:<br />
1972 Bünyan doğumlu. Bünyan Ticaret Lisesi’nden mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1121 <strong>SMMM</strong>. BEHÇET MUSTAFA ERKULU:<br />
1969 İncesu doğumlu. Anadolu Üniversitesi İİBF ‘ den mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1122-<strong>SMMM</strong>. FEYZULLAH DOĞAN:<br />
1981 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Erciyes Üniversitesi İİBF’ den mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1123-<strong>SMMM</strong>. ŞABAN ASLANKAYA:<br />
1973 Karabük doğumlu. Selçuk Üniversitesi İİBF ‘ den mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1124-<strong>SMMM</strong>. UĞUR MENEFŞE:<br />
1975 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi ‘ nden mezun oldu. Ocak 2011 ‘ Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
• 37 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
1125-<strong>SMMM</strong>. ŞEMSİ GÜMÜŞ:<br />
1975 Sarız doğumlu. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi ‘ nden mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1126-SM. MEHMET PAYLAN:<br />
1974 <strong>Kayseri</strong> doğumlu.Eciyes Üniversitesi MYO ‘ dan mezun oldu. Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1127-<strong>SMMM</strong>.MELTEM AKCAN:<br />
1983 Kozaklı Doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi ‘ nden mezun oldu.Ocak 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1128-SM. ALİ KOÇYİĞİT:<br />
1972 <strong>Kayseri</strong> doğumlu.Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.Ocak 2011 ’ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1129-SM. KADİR EROL HASİLİK:<br />
1974 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Ticaret Lisesi’ nden mezun oldu. Şubat 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1130-<strong>SMMM</strong>. HASAN GÜMÜŞ:<br />
1980 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.Ocak 2011 ’ de odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1131-<strong>SMMM</strong>. BİLGEHAN KILIÇ:<br />
1982 Mucur doğumlu. Erciyes Üniversitesi İİBF ‘ den mezun oldu. Ocak 2011 ’ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1132-<strong>SMMM</strong>. ALİ KAYAPINAR:<br />
1984 Bünyan doğumlu. . Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.Ocak 2011 ’ de odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1133-<strong>SMMM</strong>. İSMAİL AYDOĞAN:<br />
1983 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.Ocak 2011 ’ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1134-<strong>SMMM</strong>. SERAP POLAT:<br />
1974 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.Ocak 2011 ’ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
• 38 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
1135-<strong>SMMM</strong>. MEHMET KILIÇ:<br />
1977 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Niğde Üniversitesi İİBF ‘den mezun oldu. Şubat 2011 ‘ de odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1136-<strong>SMMM</strong>. YUSUF KARSLIOĞLU:<br />
1981 Develi doğumlu. Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. İktisat Bölümü’nden mezun oldu. Şubat 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1137-<strong>SMMM</strong>. HÜSEYİN ŞAHBAZ:<br />
1975 Adana doğumlu. Çukurova Üniversitesi İİBF ‘ den mezun oldu. Şubat 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1138-<strong>SMMM</strong>. FATİH POSTALLI:<br />
1980 Yahyalı doğumlu. Anadolu Üniversitesi ‘ nden mezun oldu. Şubat 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1139-<strong>SMMM</strong>. MUSTAFA BİLAL KUTSAL:<br />
1980 Ankara doğumlu. Erciyes Üniversitesi Elektrik Mühendisliği’nden mezun oldu. Erciyes Üni. Sos. Bil. E.’de İşletme A.B.D.’da yüksek lisans yaptı.<br />
Şubat 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1140-<strong>SMMM</strong>.HÜSEYİN KOCA:<br />
1981 Develi doğumlu. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi ‘ nden mezun oldu. Şubat 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1141-<strong>SMMM</strong>. MURAT İNCE:<br />
1983 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. .Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F.‘ den mezun oldu. Mart 2011 ‘ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1142-<strong>SMMM</strong>. FATİH ERDİL:<br />
1981 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.Mart 2011 ’ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1143-<strong>SMMM</strong>. MUSTAFA MURT:<br />
1973 <strong>Kayseri</strong> doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.Mart 2011 ’ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
1144-<strong>SMMM</strong>. SERKAN BOZDEMİR:<br />
1980 Dallıkavak doğumlu. Niğde Üniversitesi İ.İ.B.F. ‘den mezun oldu. Mart 2011 ’ de Odamıza kaydını yaptırdı.<br />
• 39 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
RUHSAT TÖRENİ<br />
<strong>Kayseri</strong> Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler <strong>Odası</strong> tarafından düzenlenen ruhsat töreniyle yorucu bir eğitim<br />
süreci ve zorlu bir sınavın ardından 2011 yılında ruhsat almaya hak kazanan meslektaşlarımıza ruhsatları verildi.<br />
Ruhsat alan meslektaşlarımıza K<strong>SMMM</strong>O Yönetimi de bundan sonraki meslek hayatlarında başarılarının<br />
devamını diledi.<br />
• 40 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
“<strong>Kayseri</strong>’de Muhasebenin Dünü ve Bu Günü”<br />
Başlıklı Kitap Çalışması ve<br />
“II. Türkiye Sektörel Muhasebe Uygulamaları Sempozyumu”<br />
ile İlgili Olarak Prof. Dr. Şaban Uzay ile Söyleşi<br />
S. Aksoy: Sayın Hocam, Sempozyumun değerlendirmesine<br />
başlamadan önce Şubat ayında Odamız tarafından<br />
yayınlanan “<strong>Kayseri</strong>’de Muhasebenin Dünü ve Bu<br />
Günü“ başlıklı çalışma hakkında bilgi verir misiniz?<br />
Ş. Uzay: Öncelikle sizin aracılığınızla, muhasebe meslek<br />
mensuplarına, meslektaşlarıma saygı ve selamlarımı<br />
gönderiyorum. Bildiğiniz gibi, “<strong>Kayseri</strong>’de Muhasebenin<br />
Dünü ve Bu Günü” başlıklı çalışma, 2010 yılında bir proje<br />
olarak düşünülmüş ve Oda Başkanımız Sayın Suat Özsoy<br />
ve yönetim kurulu üyelerinin onayı ve oda çalışanlarının<br />
desteği ile gerçekleştirilmiş bir ekip çalışmasıdır. Oda’nın<br />
yaklaşık 20 yıllık arşiv bilgileri gözden geçirilmiştir. Bana<br />
bu çalışmada değerli arkadaşlarım Araştırma Görevlisi<br />
Selma Erdoğan ile doktora programı öğrencimiz Sengül<br />
Durna Kezik yardımcı olmuştur. Bir kurum tarihi yazma<br />
fikrinden hareketle başlayan çalışmamızı, mart ayı başında<br />
gerçekleştirdiğimiz sempozyuma yetiştirmeyi planladık.<br />
Amacımız sempozyum çantasına kitabı koyabilmekti.<br />
Türkiye’nin dört bir yanından ilimize gelen meslek<br />
mensupları ve akademisyenlerden, kitapta söyleşide<br />
bulunduğumuz geçmiş oda yöneticilerinden çok olumlu<br />
geri bildirimler aldık.<br />
S. Aksoy: Kitabı hazırlamaktaki amacınız neydi ve bu<br />
amaca ulaşıldı mı?<br />
Ş. Uzay: Kitabı hazırlamadaki amacımız; kitabın<br />
önsözünde de belirttiğimiz gibi muhasebe mesleğinin<br />
yasal gelişmesini tamamladığı ülkemizde, önemli bir<br />
ticaret ve sanayi şehri olan <strong>Kayseri</strong>’de muhasebenin<br />
geçmişi ile bir meslek örgütü olarak odanın geçmişinin<br />
araştırılmasıdır. Mesleğin ilimizde örgütlenmesine katkıda<br />
bulunan, benzetmek gerekirse “taş üstüne taş koyan”<br />
kişileri tanıtmak, hayatta olanlarla yapılan söyleşilerle<br />
en azından 20 yıllık yakın tarihimizde muhasebe ile<br />
doğrudan veya dolaylı ilişkili ekonomik ve mali konuları<br />
okuyucuya sunabilmekti. Elbette bilimsel çalışmalarda<br />
“en iyi”, “iyinin” düşmanıdır. Örneğin, gönlümden geçen<br />
kitabın sonuna tarihi gelişime de ışık tutacak 25 – 30 sayfa<br />
fotoğraf eklemekti. Örneğin, ilk genel kurul fotoğrafı,<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> Oda binasının açılış resimleri gibi.<br />
Ancak maalesef bir çok kurum gibi odamız bünyesinde de<br />
böyle bir fotoğraf arşivinin bu güne kadar oluşturulmamış<br />
olması, bu isteğimizi yerine getirmemize engel oldu.<br />
S. Aksoy: Hocam kısaca kitabın içeriğinden bahseder<br />
misiniz?<br />
Ş. Uzay: Kitap başlıca üç bölümden oluşmaktadır.<br />
Birinci bölümde; Türkiye’de muhasebe mesleğinin<br />
gelişimi hakkında bilgi verilmiştir. Bu bölümde ünlü<br />
muhasebe tarihçimiz İsmail Otar ile yapılmış olan uzun<br />
bir söyleşiye ve değerli hocam Prof. Dr. Mustafa Aysan<br />
ile benim yaptığım görüşmeye yer verilmiştir. Böylece<br />
okuyucunun, canlı şahitlerin dilinden Cumhuriyet<br />
döneminde muhasebede yaşanan gelişmeleri öğrenmeleri<br />
amaçlanmıştır. Her iki söyleşiyi de ben muhasebe ve<br />
denetim derslerinde öğrencilerimle de paylaşmaktayım.<br />
Muhasebenin en azından yakın geçmişini bilmeden,<br />
bu günlere nasıl geldiğini bilmeden geleceğini<br />
• 41 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
öngöremezsiniz. Bu bakımdan geçmişte olduğu gibi<br />
günümüzde de muhasebe tarihçilerine ihtiyacımız var.<br />
Kitabın ikinci bölümünde ise <strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>nın<br />
kuruluşundan bu güne kadar yönetimde görev alanlar,<br />
yapılan işler anlatılmış, hayatta olan başkanlarla ve<br />
muhasebe mesleğinin duayenleriyle yapılan söyleşilere<br />
yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ise anket çalışması<br />
sonucu ilimizde muhasebe meslek mensuplarının bağımlı<br />
ve bağımsız (serbest) profili çıkartılmaya çalışılmıştır.<br />
Söz konusu çalışmanın oda yönetimleri için de önemli<br />
olduğunu düşünüyorum. Hizmet verdiğiniz camiayı<br />
yakından tanımak açısından. Bu bölümde ayrıca<br />
mesleğin geleceğini oluşturan genç meslek mensuplarıyla<br />
gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantısının bant çözümü<br />
de verilmiştir. Böylece gençlerin bu meslekten beklentileri,<br />
karşılaştıkları sorunlar, getirdikleri çözüm önerileri ilk<br />
ağızdan okuyucuya aktarılmıştır.<br />
S. Aksoy: Kitabın konusu ile ilgili olarak ileride yapmayı<br />
planladığınız çalışmalar var mı?<br />
Ş. Uzay: Bir kurumun, organizasyonunu geçmişine ilişkin<br />
çalışmalar belirli aralıklarla (10 – 20 yıl gibi) yapılmalı.<br />
Ancak benim gönlümden geçen inşallah yakın zamanda<br />
odanın fiziki imkanlarının da elvermesiyle birlikte ilimizde<br />
“muhasebe müzesi” oluşturmak, hatta bunu şimdiden<br />
“sanal müze” olarak da yapmaya başlayabiliriz. Çünkü,<br />
çevremizde muhasebeci olsun iş adamı olsun, arşivlerinde<br />
1950- 60’lı yıllara ait muhasebe defterleri, belgeler,<br />
kullanılabilir durumda daktilo, hesap makinesi gibi müzede<br />
sergilenebilecek eserleri olan çok sayıda arkadaşımız<br />
var. Bunlardan toplanacak eserler, yine bağışlayanın adı<br />
açıklanmak suretiyle oluşturulacak müzede sergilenebilir.<br />
Yeni oda binasının yapımında bahsettiğim müzeye ilişkin<br />
girişte bir bölüm de oluşturulabilir.<br />
S. Aksoy: Hocam 2.sini gerçekleştirdiğimiz<br />
Sempozyumumuz hakkında değerlendirmeleriniz<br />
nelerdir?<br />
Ş. Uzay: Sempozyumun bilimsel programıyla da<br />
yakından ilgili biri olarak, II. Türkiye Sektörel Muhasebe<br />
Uygulamaları Sempozyumunun ikincisini gerçekleştirmek<br />
önemliydi. Sempozyumun ülkemizde bu alanda önemli<br />
bir boşluğu doldurduğuna inanıyorum. Sempozyuma<br />
gerek ilimizden gerekse Türkiye genelinden 400 meslek<br />
mensubunun ve akademisyenin ilgisi, TÜRMOB<br />
yönetiminin büyük çoğunlukla katılımı, Sempozyum<br />
konusunda emin adımlarla ilerlediğimizin göstergeleridir.<br />
S. Aksoy: Sizce 2. Sempozyum amacına ulaştı mı?<br />
Ş. Uzay: Sektörel Muhasebe Uygulamaları<br />
Sempozyumunu başlatırken amacımız her yıl veya belirli<br />
aralıklarla önemli bir sektörü muhasebe, vergi ve denetim<br />
yönleriyle incelemekti. Bu yıl söz konusu konulara hukuk<br />
ve finans başlıklarını da ekledik. Önümüzdeki dönemde<br />
de inşallah aynı formatta sürdürmeyi planlıyoruz.<br />
Sempozyumumuzda toplam 5 oturumda toplam 21 çok<br />
değerli bilim adamı, YMM ve üst düzey bürokrat tebliğ<br />
vermiştir. Dinleyiciler özellikle sosyal güvenlik hukuku,<br />
vergi barışı, Yeni Türk Ticaret Kanunu konularında<br />
sorularına anında hem de yetkili kişilerden cevap almıştır.<br />
Meslek mensupları arasında tanışma, kaynaşma ortamı<br />
olmuştur. Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in<br />
Sempozyuma teşrifi ve kapanış konuşmasını yapması<br />
bu Sempozyumun önemini daha da artırmıştır. Başta<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong> Başkanı Suat Özsoy olmak üzere<br />
Oda yönetim kurulu, komite üyelerinin ve çalışanlarının<br />
fedakârca gayretleriyle hatıralarda güzel izler bırakan<br />
bir Sempozyum gerçekleşmiştir. Sempozyumun bilimsel<br />
programının oluşumunda Galatasaray Üniversitesi öğretim<br />
üyelerinden Prof. Dr. Rüstem Hacırüstemoğlu hocamızın<br />
önemli desteği olmuştur. Sempozyumun ilimizin ve<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> <strong>Odası</strong>nın ülke geneline tanıtımına da<br />
ciddi katkılar sağladığı inancındayım. Bence Sempozyum<br />
amacına layıkıyla ulaşmıştır. Emeği geçen herkese teşekkür<br />
ediyorum. Meslektaşlarımızın 2 gün süren Sempozyumla<br />
bütün sorularına çözüm bulmayı beklememeleri lazım. Bu<br />
tür bilimsel çalışmalar katılanların vizyonunu genişletir,<br />
mesleğine olan saygısını artırır, onu motive eder. Özellikle<br />
katılımcıların desteği bizim için çok önemlidir. Meslek<br />
mensupları ilgi göstermeli ki devamı gelsin.<br />
S. Aksoy: Sempozyumda gerçekleştirilen sunumlar<br />
açısından dikkat çeken hususlar nelerdir?<br />
Ş. Uzay: Sempozyum kitabını Araştırma Görevlisi<br />
arkadaşım Selma Erdoğan’la birlikte Nisan ayı sonuna<br />
tamamlamayı planlıyoruz. Tahminim Mayıs ayında da<br />
baskıya verilir ve okuyucuya sunulur. Şimdiye kadar<br />
yaptığımız bant çözümlerinden protokol konuşmaları dâhil<br />
benim dikkatimi çeken bazı tespit ve değerlendirmeleri<br />
sizlere aktarmak isterim. Bunlar:<br />
<strong>Kayseri</strong> <strong>SMMM</strong> Oda Başkanı Suat Özsoy; “…<br />
Muhasebeciler ekonomik yaşam içersinde yoğun katkı<br />
sağlayan en önemli meslek guruplarından biridir, bu<br />
nedenle muhasebe mesleği ve muhasebecilerle ilgili<br />
sorunların tartışılması, çözüm önerilerinin üretilmesi,<br />
ekonomik hayata da katkı sağlayacaktır”.<br />
• 42 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
TÜRMOB Başkan Yardımcısı Ülkü Sönmez; “…<br />
Çoğalan iş yükünü omuzlarımızda her gün biraz daha<br />
artan baskısıyla işimizi yapmaya çalışıyoruz. Evimizi,<br />
eşimizi, çocuğumuzu, sosyal yaşantımızı özler<br />
olduk. … Tüm bunların karşılığı alacağımız ücretin<br />
belirlendiği bir ücret tarifemizin yayınlanması bile 2<br />
yıldır bize çok görülüyor…”.<br />
KESOB Başkanı Mustafa Alan; “…Taşkıranın hıh<br />
diyeni olur. Bir görev yapacak ama bir de hıh diyen<br />
de (sponsor) olacak, onlara da teşekkür ediyorum…”.<br />
KSO Başkanı Mustafa Boydak; “…Baktığımız zaman<br />
genel anlamda şirketlerin zor duruma düşmesi<br />
genellikle üretimden olmaz veya başka şeylerden<br />
olmaz. Daha çok nakit akımını iyi idare edemeyen<br />
şirketler, kayıtlarını iyi tutamayan şirketler genellikle<br />
zor duruma düşerler. ….Aile şirketlerinde finansman<br />
işleri daha çok aile bireyleri tarafından takip edilir<br />
ve çok büyük hatalar yapılır. Hani ben şunu söylemek<br />
istemiyorum; aile bireyleri, ortaklar bu işi yapamaz<br />
demek istemiyorum. Elbette uzmanlık alanı yapılabilir<br />
ancak konunun uzmanları ile çalışmanın önemli<br />
olduğunu bilenlerdenim. …Hem iş yapıyoruz, hem kar<br />
ediyoruz, hem de vergimizi veriyoruz. Bir eksiğimiz<br />
kaldı. Bu, muhasebe, mali müşavir, yeminli mali<br />
müşavir arkadaşlarımıza daha fazla para vermemiz<br />
lazım…”<br />
<strong>Kayseri</strong> Vergi Dairesi Başkanı Niyazi Özkök; “…<br />
İlimizin lokomotif sektörlerinden olan mobilya<br />
sektörünün Sempozyumun konusu olması da bizim<br />
için önemli. Zira ilimizdeki vergi ödeyenlerin büyük<br />
bir kesimini mobilyacılar sektörü oluşturuyor.<br />
İlimizdeki vergi gelirlerinin daha iyi olması sektörle<br />
bağlantılı…”.<br />
<strong>Kayseri</strong> Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet<br />
Özhaseki:”…Zaten hesap işlerini, para işlerini<br />
idare etmeyen insandan belediye başkanı olması da<br />
mümkün değil. Ve burada gelir gider dengesini iyi<br />
kurmak zorundayım. Çok şükür senelerdir bu konuda<br />
iyi adımlar atarak şehrimizi ileriye doğru taşıyoruz…<br />
Ama belli prensiplere uymak lazım:1-Kaçak<br />
vermeyeceksin. Yani damlamayacak torbadan, hiçbir<br />
şey kaçmayacak, 2- Tasarrufa riayet edeceksiniz, 3-<br />
Modern işletmecilik mantığını kullanacaksınız…”<br />
<strong>Kayseri</strong> Valisi Mevlüt Bilici; “… Bu tür<br />
organizasyonların sadece İstanbul, Ankara, İzmir<br />
veya Antalya’da olmadığını bu toplantılarla<br />
görebiliyoruz. Artık Anadolu’da, Orta Anadolu’da,<br />
Doğu’da, Karadeniz’de de bu tür toplantıların,<br />
organizasyonların ve büyük turnuvaların olabileceğini<br />
<strong>Kayseri</strong>’de gösterdi…”.<br />
Merkez Çelik A.Ş. Genel Müdürü Namık Kemal<br />
Ulusoy;”…Ülkemizde mobilya sektöründe endüstriyel<br />
üretim 1970’li yıllarda başlamıştır. Türkiye’nin dünya<br />
mobilya üretiminden aldığı pay yaklaşık olarak<br />
%1 civarındadır. İstihdam verileri incelendiğinde<br />
Türkiye’de faaliyet gösteren mobilya işletmeleri<br />
genelde KOBİ’lerden oluşmaktadır. Sektörde<br />
yaşanan sıkıntılar tipik KOBİ sıkıntıları olup, global<br />
pazarlara açılmak için küçük firmaların profesyonel<br />
yapılanması önem taşımaktadır. Türkiye’de üretim<br />
yanında pazarlama ve satış kanallarındaki istihdamı<br />
da eklediğimizde 61 bin firmada yaklaşık 260 bin kişi<br />
mobilya sektöründe istihdam edilmektedir. Mobilya<br />
sektörünün Türkiye’de İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa<br />
ve <strong>Kayseri</strong> gibi illerde konuşlandığı görülmektedir…”.<br />
Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER)<br />
Başkanı Ramazan Davulcuoğlu; “…Ülkemizde<br />
kalifiye, genç eleman sıkıntısı özellikle emek yoğun<br />
mobilya sektörünün bir numaralı sorunudur.<br />
..MOSDER olarak mobilya sektöründe kapsamlı<br />
tüketici araştırması yapıyoruz…KDV bizim<br />
sektörümüzün en önemli problemidir. %8’le alıp,<br />
%18’le satmak canımızı çok yakıyor. Hatta KDV’nin<br />
bu oranlarda olması kayıt dışılığı destekleyen<br />
unsurlardan biri.<br />
<strong>Kayseri</strong> Kocasinan Belediye Başkanı Bekir Yıldız;<br />
“<strong>Kayseri</strong>’de vilayetimiz, Kocasinan Belediyesi ve<br />
Mobilyacılar Odamız ortaklığı ile mobilya kent<br />
projesini gerçekleştiriyoruz. Projenin genel maliyeti<br />
200 milyon dolar civarında olup, 1 milyon metrekare<br />
arazi üzerine kurulacak, bu projenin 8,6 milyon Euro<br />
Avrupa Birliğinden hibe kredi şeklinde olacaktır…”.<br />
<strong>Kayseri</strong> Mobilyacılar <strong>Odası</strong> Genel Sekreteri Ercan<br />
Sarıkaya; “…Mobilya kent projesi ile mobilya<br />
sektörüne dönük bir alış veriş merkezi gibi merkez inşa<br />
ederek bu tehdidi fırsata çevirmek istiyoruz. Burada<br />
biz %100 bitmiş bir ürün üretmeyeceğiz kesinlikle.<br />
Yani hiçbir KOBİ’mize küçük veya büyük firmamıza<br />
rakip olmayacağız…”.<br />
YMM Murat Yıldız; “…Türkiye’de toplam üretim<br />
sektörü içerisinde mobilya sektörünün ağırlığı<br />
%2,2’ler seviyesinde. Ama vergiye döndüğümüzde<br />
vergisel ağırlığın binde 6’lar seviyesine düştüğünü<br />
görüyoruz. Bunu nedenlerinin birisi, bu sektörde<br />
• 43 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
yoğun bir şekilde görülen kayıt dışı işlemler. Yine<br />
kurumlar vergisi mükellefi sayısının, gelir vergisi<br />
mükellefi sayısına kıyasla ¼ oranında olduğunu<br />
görüyoruz. Yine gelir vergisi mükelleflerinin 4 kat fazla<br />
olduğunu görüyoruz. Bu da sektördeki kurumsallaşma<br />
ihtiyacının yine bir göstergesi olarak karşımıza<br />
çıkıyor…”.<br />
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı<br />
Adnan Ertürk; “…Türkiye genelinde mobilya<br />
imalatı sektöründe faaliyet gösteren mükellef sayısı,<br />
gelir vergisi mükellefleri açısından 80.838 olup,<br />
kurumlar vergisi mükellefi sayısı da 12.402. Bu<br />
rakamlara <strong>Kayseri</strong>’de GV mükellefi olarak 2.964,<br />
KV mükellefi olarak ta 596 olarak gerçekleşmiş.<br />
Dolayısıyla bu ilimiz için bu sektörün neden önemli<br />
olduğunu rakamlarda böylece teyit ediyor. …Sektörün<br />
durumuna bakınca özellikle Ar-Ge indirimlerinin<br />
önemli bir teşvik unsuru olduğunu görüyoruz. …”.<br />
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuran<br />
Cömert; “…Yeni TTK ile işletme hesabı defterinin<br />
kaldırıldığını görüyoruz. Açılışta ve kapanışta<br />
tasdik yerini koruyor. Ancak değişiklik şu; kapanış<br />
tasdikinde süre 6 ay olarak öngörülmüş. …Zamanında<br />
kayıttan söz ediliyor ancak süre konmamış. Belgeler<br />
elektronik ortamda saklanabiliyor. Tasarıda 5 yıl olan<br />
saklama süresi Kanunda 10 yıl olarak tekrar eskiye<br />
dönülmüş… Kanun tek kişilik şirket kurmaya müsaade<br />
ediyor. Tek kişilik yönetim kurulu olabiliyor. Ancak<br />
ortak akıl tek kişi ile olmuyor. Ve şirketleri yönetmek<br />
için ortak akıl gerekiyor. Ortak aklın, ortak organı da<br />
yönetim kuruludur”.<br />
Gazi Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr.<br />
Remzi Örten; “…Türkiye Muhasebe Standartları<br />
Kurulu’nun bir an önce uluslararası finansal<br />
raporlama standartlarına kendi isimlerini Türkiye<br />
Muhasebe Standartlarına uygun bir hesap planını<br />
bir an önce hazırlamaları lazım. Çünkü kayıtlamaları<br />
neye göre yapmak zorundayız…”.<br />
TÜRMOB Eski Başkanı Dr. Masum Türker; “…<br />
Maliyet yönetimini bir işletmede gerçekleştirebilmek<br />
için klasik anlamda öncelikle küresel işletme çevresini<br />
ele almamız gerekiyor. Mobilyada bu gün küresel<br />
işletme çevresi çok büyük önem kazanıyor. Son<br />
zamanlarda meydana gelen gelişmelerle İtalya ile<br />
rekabet edebilir hale gelmişiz…”.<br />
gerçek ve tüzel kişilerin veya bunların teşebbüs<br />
ve işletmelerinin YMM’lerce denetleme ilke ve<br />
standartlarına göre uygunluk yönünden incelenmesi,<br />
bu inceleme sonuçlarına dayanılarak tasdik<br />
kapsamına giren konuların ve belgelerin gerçeği<br />
yansıtıp, yansıtmadığının imza ve mühür kullanılarak<br />
tespiti ve rapora bağlanmasıdır. Tasdik denetiminde<br />
karşılaşılan genel sorunların başında ‘maliyet<br />
belgelerinin’ doğruluğu çok önemli oluyor. Kıymeti<br />
düşen emtialar için işletmeler takdir komisyonuna<br />
başvurmadan, kendilerinin bir karşılık ayırarak<br />
gider yazmaları dikkatimizden kaçmamalı. Randıman<br />
hesabı yapılırken uygulanan firelerin geçerli fire<br />
oranına uygun olup olmadığı araştırılmalı. Ortaklar<br />
cari hesabı ve kasa hesabındaki fiktif paralar sorunu<br />
var. Ekim 2010 tarihinde Maliye Bakanlığı 87 nolu<br />
gider vergileri kanunu genel tebliği yayınladı. Buna<br />
göre esas konusu borç para verme olan işletmelerin<br />
banka ve sigorta muamele vergisi mükellefi olduğu,<br />
onunu dışındaki işletmelerin ise, esas faaliyet konusu<br />
ortaklarına borç para verme değilse, KDV’nin söz<br />
konusu olduğu açıkça tebliğde ilan edildi…”.<br />
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. A. Bumin<br />
Doğrusöz; “… Yeni TTK hazırlanırken bence<br />
ticaret hukuku ve ceza hukuku boyutu çok fazla<br />
düşünülmemiş…”.<br />
TÜRMOB Genel Sekreteri <strong>SMMM</strong> Yücel Akdemir;<br />
“ …Önce kendi sorunlarımıza sahip çıkacağız daha<br />
sonra iş dünyasına yardımcı olacağız. Bu zorlu<br />
süreçten 3 ana kalemde çıkacağız. Birincisi eğitimden<br />
geçiyor, ikincisi önümüzdeki günlerde önümüze<br />
gelecek kurumsallaşma, üçüncüsü ise haksız rekabet.<br />
Haksız rekabeti çözmek zorundayız…”.<br />
TÜRMOB Başkanı YMM Nail Sanlı; “…Biz karşılıklı<br />
diyalogla, anlayışla, iş birliğiyle sorunlarımızın<br />
çözümleneceğine inanıyoruz. Sayın Bakanım, bizim,<br />
Maliye Bakanlığının desteğine ihtiyacımız var. Maliye<br />
Bakanlığının da bizim meslek camiasına ihtiyacı var.<br />
Biz, birlikte, omuz omuza çalışarak tüm sorunların<br />
üstesinden gelebiliriz ve bu ülkeye daha iyi hizmet<br />
edebiliriz. İlişkilerimizi geliştirmekten, birlikte<br />
hareket etmekten, hep birlikte fayda sağlayacağımıza<br />
inanıyoruz…”.<br />
S. Aksoy: Sayın Hocam söyleşi için çok teşekkür<br />
ediyoruz<br />
YMM Mehmet Altındağ; “…Tasdik daha çok<br />
uygunluk, yerindelik denetimini içermektedir. Tasdik,<br />
• 44 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
YATIRIM FONLARI<br />
GİRİŞ<br />
Günümüz dünyasında ülkelerin en büyük mücadelesi<br />
hâkim ekonomik güç olabilmek üzerinedir. Finansal sistemde<br />
yaşanan hızlı teknolojik gelişim ve değişim, her<br />
geçen gün ülkelerin birbirine daha çok bağımlı olduğu<br />
bir ekonomik düzen yaratmakta ve bu ekonomik düzene<br />
bağlı olarak günümüz dünyasında finansal piyasalar<br />
yatırımcılara çok çeşitli yatırım seçenekleri sunmaktadır.<br />
Burada önem kazanan nokta, çok sayıdaki seçenekler<br />
arasında kişinin ihtiyaçlarına cevap verecek en uygun<br />
yatırım türünün saptanmasıdır. Finansal yatırımlar ekonomik<br />
gelişmelerin günü gününe izlenerek oluşabilecek<br />
riskler karşısında gerektiğinde farklı enstrümanlara geçilmesini,<br />
portföydeki kıymet vadelerinin, hisse senetlerinde<br />
sermaye artırımı ve kar payı ödeme sürelerinin<br />
takibini ve bunların takibi de her şeyden önce geniş zaman<br />
ve bilgi gerektirir. Profesyonel yöneticilerin yönetimindeki<br />
yatırım fonları; yatırımcıları tüm bu külfetlerden<br />
kurtaran en uygun yatırım araçlarıdır. Temel tanımıyla<br />
Yatırım Fonu; çeşitli para ve sermaye piyasası araçlarının<br />
ortak bir portföyde, riskin dağıtılması ilkesi ile işletilmesi<br />
esasına dayanarak yönetilen yatırım aracıdır.<br />
Bu çalışmada genel hatları ile yatırım fonlarını tanıtılmış<br />
ayrıcı yatırım fonu çeşitleri ile Türkiye’de vergisel yükümlülükleri<br />
ortaya konulmaya çalışılmıştır.<br />
A) YATIRIM FONU VE YATIRIM FONUNA<br />
İLİŞKİN GENEL BİLGİLER<br />
1) YATIRIM FONU NEDİR?<br />
Halktan katılma belgeleri karşılığında toplanan paralarla,<br />
belge sahipleri hesabına, riskin dağıtılması ilkesi<br />
ve inançlı mülkiyet esaslarına göre sermaye piyasası<br />
araçları ile ulusal piyasalarda ve uluslararası borsalarda<br />
işlem gören altın ve diğer kıymetli madenlerden oluşan<br />
portföyü işletmek amacıyla kurulan mal varlığıdır. Hisse<br />
senedi, hazine bonosu, devlet tahvili, repo ve diğer sermaye<br />
piyasası araçlarından oluşan fon portföyleri, onun<br />
içtüzüğüne uygun bir şekilde profesyonel fon yöneticileri<br />
tarafından yönetilir. Yatırımcıların yatırım fonuna kaç<br />
pay ile ortak olduğunu gösteren belgelere katılma belgesi<br />
denir. Katılma belgeleri, yatırımcı adına saklanır. (1)<br />
ÖMER FARUK YELTEKİN *<br />
(1) Hazine Yatırım Fonu Broşür, TC Ziraat Bankası Yayınları<br />
Yatırımcıların küçük ya da büyük her türlü birikiminin,<br />
profesyonel yöneticiler tarafından çeşitli sermaye piyasası<br />
araçlarına dağıtılarak yönetildiği mal varlığıdır. Hazine<br />
bonosu, devlet tahvili, repo, hisse senedi ve diğer sermaye<br />
piyasası araçlarından oluşturulan fon portföyleri,<br />
fon iç tüzüklerine uygun olarak profesyonel fon yöneticileri<br />
tarafından yönetilir. Yatırımcılar yatırım fonlarına, katılma<br />
belgesi alarak iştirak eder ve birikimlerini pek çok<br />
farklı seçenek ile değerlendirme imkanına sahip olurlar.<br />
2) YATIRIM FONLARININ KANUNİ DAYANAĞI<br />
Fonlar, Sermaye Piyasası Kanunu ve bu kanuna dayanılarak<br />
Sermaye Piyasası Kurulu tarafından çıkartılan tebliğ<br />
esaslarına göre kurulur. Fonların kuruluş ve işleyişine<br />
ilişkin tüm hususlar Fon İçtüzüğü’nde ayrıntılı şekilde yer<br />
alır.<br />
3) YATIRIM FONLARININ ANA ÖZELLİKLERİ<br />
• Kurucusunu, yöneticisini, sermayesini, hangi yatırım<br />
araçları ile değerlendirileceğini ve özelliklerini anlatan<br />
bir içtüzüğü vardır.<br />
• Sermaye Piyasası Kurulu tarafından denetlenir.<br />
• Katılma belgeleri yatırımcı adına Takas bank’ta<br />
saklanır.<br />
• Yatırımcıların beklentilerine göre, birikimlerini<br />
değişik alanlarda ve piyasalarda en verimli şekilde<br />
değerlendirmelerini sağlar.<br />
4) YATIRIM FONLARI NE ŞEKİLDE<br />
DENETLENİR<br />
• 45 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
Yatırım fonunun kurucusu, her fon için belirli nitelikleri<br />
taşıyan en az bir denetçi atamak zorundadır. Yatırım fonları<br />
ayrıca, yapılacak bir sözleşme kapsamında 6 aylık ve<br />
yıllık olarak Bağımsız Dış Denetim şirketleri tarafından<br />
denetlenir. Yıllık denetim raporunun Sermaye Piyasası<br />
Kuruluna gönderilir. Kurul, yatırım fonlarını dilediği zaman<br />
denetleme yetkisine sahiptir.<br />
5)KİMLER YATIRIM FONU KURABİLİR?<br />
SPK tarafından belirlenmiş esaslara uyan bankalar, aracı<br />
kurumlar, sigorta şirketleri ve kanunlarında engel bulunmayan<br />
emekli ve yardım sandıkları Kurul’dan izin almak<br />
şartıyla fon kurup yönetebilirler.<br />
6)YATIRIM FONU NASIL GELİR GETİRİR?<br />
Yatırım fonu portföyünde yer alan menkul kıymetlerden<br />
elde edilen kar payı, faiz geliri, sermaye kazancı, günlük<br />
olarak fonu elinde bulunduran yatırımcılara payları oranında<br />
yansıtılmaktadır.<br />
Sermaye, birikim sahipleri, katılım belgeleri yoluyla fonlara<br />
ortak olmaktadırlar. Katılım belgeleri de bir nev’i<br />
hisse senedine benzerlik göstermekte olup, fona ortak<br />
olunan payı göstermektedir. Ancak bu katlım belgeleri<br />
fiziksel olarak elden ele dolaşmayıp, müşterilerin hesaplarında<br />
kayıtlı olurlar.<br />
Yatırım fonu yatırım sahipleri üç türde kazançlar sağlayabilmektedir.<br />
Yatırım Fonları, sahip olduğu menkul kıymetlerden kar<br />
payı, faiz olarak gelir elde ederler ve elde edilen bu gelirler,<br />
fon portföy değerine yansırlar.<br />
Fonun sahip olduğu menkul kıymetlerin fiyatlarında artışlar<br />
olabilir. Bu artışların olduğu dönem itibariyle eğer<br />
yatırım fonu fiyatı yükselen menkul kıymetleri elden çıkarabilirse<br />
sermaye kazancı elde eder. Elde edilen bu sermaye<br />
kazancı fon portföy değerine yansır.<br />
Eğer yatırım fonu, fiyatı yükselen menkul kıymeti satış<br />
meyli yerine elde tutma meyli gösteriyor ise katılma<br />
belgelerinin fiyatları artış gösterebilir. Yüksek fon toplam<br />
değeri yatırımın yüksek değerli olduğunu gösterir.<br />
Eğer bu durumda katılma belgeleri satılır ise karlı satış<br />
gerçekleştirilmiş olur. Aksi durumun varlığı fon değerinin<br />
kaybına ve dolayısıyla zararlı satışın gerçekleştirilmiş<br />
olmasına sebebiyet verir.<br />
7) YATIRIM FONLARINA HÂKİM OLAN TEMEL İL-<br />
KELER NELERDİR?<br />
Yatırım fonlarına hâkim olan temel ilkeler şunlardır:<br />
Riskin Dağıtılması İlkesi: Bu ilke sayesinde yatırım fonlarının,<br />
bireylerin kendi imkânları ile sağlayamayacakları<br />
ölçüde riski dağıtmaları mümkündür.<br />
Örneğin düşük bir birikim sahibi yatırımcı, bu para ile<br />
(Borsaya hisse senetlerinin belirli miktarların -lot- altında<br />
işlem görememesi nedeniyle) ancak bir kaç hisse senedine<br />
yatırım yapabilir ve bu durum yatırımcının riskini<br />
artırır. Böyle bir yatırımcının hisse senedini satın aldığı 2<br />
şirketin mali durumunun bozulması ve hisse senetlerinin<br />
fiyatlarının düşmesi ihtimali 15 ayrı şirkete ait hisse senedinin<br />
fiyatlarının birden düşmesi ihtimalinden çok daha<br />
yüksektir.<br />
İşte bu noktada Yatırım fonları, binlerce kişiden para toplayarak,<br />
trilyonlarca TL’lik portföyler oluşturabilir, bu sayede<br />
çok daha fazla sayıda hisse senedine ve bu arada<br />
daha başka yatırım araçlarına örneğin tahvil ve bonolara<br />
yatırım yaparak, hisse senedi fiyatlarındaki herhangi bir<br />
düşüş anında bundan en az derecede etkilenme şansına<br />
sahip olurlar.<br />
Profesyonel Yönetim: Menkul kıymet piyasaları nitelikleri<br />
itibariyle belirli bir bilgi birikimini gerektiren teknik piyasalar<br />
olup, bu piyasada oluşan gelişmelerin yakından<br />
takip edilmesi gerekir. Doğal olarak bireylerin böylesi bir<br />
takibi düzenli olarak yapmaları ve bu piyasalarda oluşan<br />
gelişmelerin menkul kıymet fiyatlarına etkilerini tahmin<br />
edip ona göre zamanında tavır alabilmeleri zordur. Yatırım<br />
fonları ise çok fazla sayıda kişiden para toplamak<br />
suretiyle yüksek miktarlarda portföyler oluşturduklarından,<br />
gerekli donanıma ve menkul kıymet piyasalarıyla<br />
ilgili yetişmiş elemanlara sahip olabilirler. Bu sayede piyasalarda<br />
gözlemlenen hareketlerin ne anlama geldiğini<br />
sürekli bir şekilde takip ederek gerekli işlemleri (alım/<br />
satım gibi) gerçekleştirirler.<br />
Menkul Kıymet Portföyü İşletmek: Yatırım fonları, bazı<br />
kısıtlamalar içerisinde nakit ve kıymetli madenlere de yatırım<br />
yapabilmekle beraber, temel amaçları menkul kıymet<br />
alıp satmak ve alım satımlar arasında oluşan olumlu<br />
fark ile bu menkul kıymetlerin kar payları ve faizlerinden<br />
gelir sağlamak olan kuruluşlardır.<br />
İnançlı Mülkiyet: Yatırım fonları inançlı mülkiyet esasına<br />
dayanır. İnançlı mülkiyet esasında fona inançlı olarak fon<br />
kurucusu sahiptir. Tasarruf sahipleri ise fonla ilgili muameleleri<br />
yapma yetkisini kurucuya verirler. Bu yetki devri<br />
• 46 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
fon içtüzüğü ile olur. Kurucu, fonu bu sözleşme (içtüzük)<br />
çerçevesinde ve tasarruf sahiplerinin haklarını koruyarak<br />
yönetmek/yönettirmek zorundadır.<br />
Mal Varlığının Korunması: Fon tüzel kişilik sahibi olmamakla<br />
beraber fonun mal varlığı kurucudan ayrıdır.<br />
Ayrıca Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca, fon malvarlığı<br />
rehnedilemez, teminat gösterilemez ve üçüncü kişiler<br />
tarafından haczedilemez. Yani fon malvarlığının korunması<br />
kanun ile güvence altına alınmıştır.<br />
8) YATIRIM FONUNA KATILMA BELGESİNİN<br />
(FON PAYININ) FİYATI NASIL BELİRLENİR?<br />
Fona iştiraki sağlayan katılma belgesinin fiyatı fon hizmet<br />
birimi tarafından her işgünü itibariyle hesaplanmakta<br />
ve izleyen gün yapılan katılma belgesi alış satışlarında<br />
bu fiyat uygulanmaktadır. Hesaplamalarda aşağıdaki<br />
prosedür takip edilmektedir:<br />
1. Değerleme gününde portföyde bulunan varlıkların işlem<br />
gördükleri, alınıp satıldıkları borsalarda oluşan fiyatları<br />
dikkate alınarak fon portföy değeri hesaplanmakta,<br />
2. Fon portföy değerine fonun alacakları eklenmek ve<br />
borçları düşülmek suretiyle fonun toplam değeri belirlenmekte,<br />
3. Fon toplam değeri, değerleme gününde tedavülde<br />
olan pay sayısına bölünmek suretiyle birim katılma belgesi<br />
fiyatına ulaşılmaktadır.<br />
Yukarıda belirtilen işlemlerin yapılması esnasında fonun<br />
portföyünde bulunan varlıklardan elde edilen faiz, temettü,<br />
alım satım kazancı ve günlük değer artışları aynı<br />
gün fona gelir olarak kaydedilmekte dolayısıyla katılma<br />
belgelerinin her gün için hesaplanan pay fiyatına yansıtılmaktadır.<br />
Bu surette belirli bir tarihte fondan ayrılan<br />
yatırımcı o güne kadar fonun kazancından (zararından)<br />
kendi payına düşen miktarı almış olmaktadır (2)<br />
(2) Yatırım Fonları, Sermaye Piyasası Kurumu, Ankara,2007<br />
9) YATIRIM FONLARININ AVANTAJLARI<br />
NELERDİR ?<br />
Yatırım fonlarının avantajları kısa notlar halinde<br />
aşağıdaki gibi sayılabilir.<br />
Küçük tasarruf sahiplerine, büyük yatırımcıların sahip<br />
olduğu fiyat avantajı ile yatırım yapma olanağı sağlarlar.<br />
a) Tasarrufçunun ortaya koyduğu sermayesi yani<br />
birikimleri (tasarrufu), konusunda profesyonel<br />
ve güvenilir uzman fon yöneticileri tarafından<br />
yönetilmektedir.<br />
b) Birikim sahipleri, kendi risk ve vade profillerine<br />
uygun, farklı kompozisyonlardan oluşturulmuş<br />
yatırım fonlarından tercih edebilir.<br />
c) Yatırım fonları, Sermaye Piyasası Kurulu<br />
ve Bağımsız dış denetim firmalarınca<br />
denetlenmektedir.<br />
d) Yatırım fonu portföyüne alınabilecek menkul<br />
kıymetlerin sabit getirili, dövize endeksli<br />
ve hisse senedi gibi araçlarla çeşitlenmesi<br />
nedeniyle riskin en aza indirilmesi mümkün<br />
olabilecektir.<br />
e) Menkul kıymetlerin değerlemesi ve kontrolü ile<br />
kupon, faiz ve temettü tahsili fon yönetimince<br />
yapılacağından yatırımcı vade takibi, tahsil<br />
etme gibi zaman ve kaynak kullanımını<br />
gerektiren işlemlerden korunabilecektir.<br />
f) Fon portföyündeki değer artışlarının portföy<br />
değerine günlük olarak yansıtılması nedeniyle,<br />
tasarruf sahibi, işlemiş gelir ile birlikte gerek<br />
ihtiyacı kadar gerekse tamamını (fon türüne<br />
göre) istendiği anda ya da 3 gün içerisinde<br />
paraya çevirebilecektir.<br />
g) Bireysel ve kurumsal yatırımcılar için çeşitli vergi<br />
avantajları vardır.<br />
h) Her yatırımcı, Yatırım Fonu katılma belgelerini<br />
arzu ettiği sürece elde tutup, istediği anda<br />
satabilir. Dolayısıyla, fonlar yatırımcıya vade<br />
esnekliği ve likidite sağlar.<br />
i) Yatırım Fonu’na en küçükten en büyüğe<br />
her türlü tutar yatırılabilir. Küçük meblağlar<br />
da diğerleriyle birleşerek tek bir portföy<br />
oluşturduğu için, yatırım fonlarının<br />
avantajlarından küçük yatırımcılar da büyük<br />
yatırımcılarla aynı şartlarda yararlanabilir.<br />
j) Yatırımcıların beklentilerine göre, birikimlerini<br />
değişik alanlarda ve piyasalarda en verimli<br />
şekilde değerlendirmelerini sağlar.<br />
2- YATIRIM FONLARI TİP VE ÇEŞİTLERİ<br />
A) YATIRIM FONU TİPLERİ VE TÜRLERİ<br />
a) YATIRIM FONU TİPLERİ<br />
Fon türlerin bakımından 12 adet fon türü bulunmakta<br />
olup, bu fon türleri vadelerine ve risk derecelerine göre 2<br />
ayrı grup altında kullanılır.<br />
A Tipi Fonlar<br />
• 47 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
B Tipi Fonlar<br />
A Tipi yatırım fonlarının portföylerinin en az aylık ortalama<br />
bazda, % 25’i Türk şirketlerinin hisse senetlerinden<br />
oluşur. B Tiplerinin portföylerinde böyle bir sınırlama<br />
yoktur.<br />
A Tipi yatırım fonu<br />
Hisse senedi ağırlıklı yatırım fonlarıdır. Dolayısıyla risk<br />
oranı yüksektir. Orta ve uzun vadede B tipi fonlara oranla<br />
daha yüksek getiri içerir. Uzun vadeli yatırım aracıdırlar.<br />
Bu fonun portföy değerinin en az yüzde 25’i devamlı olarak<br />
Türk şirketlerinin hisse senedinden oluşmalıdır. En<br />
çok kullanılan A Tipi Yatırım Fonları aşağıdaki gibidir.<br />
1. Hisse Fon<br />
Fonun en az % 51’i hisse senetlerinden oluşur. Getiri potansiyeli<br />
yüksektir. Ancak hisse senedi ağırlıklı olduğu<br />
için risk oranı da yüksektir.<br />
2. Karma Fon<br />
Karma fon ister A ister B olsun çeşitli sermaye piyasası<br />
araçlarından en az ikisini, her biri en az % 20 oranında<br />
olmak üzere içermek zorundadır.<br />
3. Değişken Fon<br />
Portföyünün içeriği itibariyle hiçbir sınırlamaya bağlı olmaksızın<br />
kurulup yönetilir. Hisse senedi ve hazine bonosu<br />
en sık kullanılan yatırım araçlarıdır.<br />
4. Sektör Fonu<br />
En az % 51’i, devamlı olarak belirli bir sektöre ait şirketlerin<br />
hisse senetlerinden oluşur. Fonun adı da ilgili sektörün<br />
adını alır. Örneğin; A Tipi **** Sektör Fonu.<br />
B Tipi yatırım fonu<br />
Ağırlıklı olarak sabit getirili yatırım araçları kullanılır (hazine<br />
bonosu, repo gibi) Dolayısıyla A Tipi Fonlara göre<br />
daha az risk içerir. Doğal olarak getiri beklentisi de A Tipi<br />
Fona göre daha düşüktür.<br />
A Tipi Fona göre daha kısa vadeli yatırım aracıdır. En çok<br />
kullanılan B Tipi Fonlar aşağıdaki gibidir.<br />
1. Değişken Fon<br />
Tıpkı A Tipi fonda olduğu gibi portföyünün içeriği hiçbir<br />
sınırlamaya bağlı değildir. Genelde %25 oranında hisse<br />
senedi %20 oranında hazine bonosu gibi oranlar kullanılır.<br />
2. Likit Fon<br />
Portföyünün tamamı vadesine 90 günden az kalmış sermaye<br />
piyasası araçlarından (repodan) oluşur.<br />
3. Tahvil-Bono Fon<br />
Portföyünün en az % 51’i, kamu ve/veya özel sektör borçlanma<br />
araçlarından (hazine bonosu vs) oluşur.<br />
b) YATIRIM FONU TÜRLERİ<br />
A ve B tipi olarak vergisel anlamda yapılan tip sınıflamasına<br />
ilave olarak bir de tür kavramı geliştirilmiştir. Bu uygulamanın<br />
amacı ise farklı portföy yapılarına sahip fonlar<br />
oluşturulmak yolu ile farklı yatırımcı tercihlerine hitap<br />
edebilmektir. Bu çerçevede fonun tipi vergileme açısından<br />
yatırımcıya bilgi verirken, türü portföyün ağırlıklı<br />
olarak hangi varlıklardan oluştuğunu göstermektedir.<br />
Portföye alınacak menkul kıymetler göz önünde bulundurularak,<br />
14 ayrı yatırım fonu türü tanımlanmıştır.<br />
Fon türlerini,<br />
1) Hisse senedi fonu<br />
2) Tahvil ve bono fonu<br />
3) Sektör fonu<br />
4) İştirak fonu<br />
5) Grup fonu<br />
6) Yabancı menkul kıymetler fonu<br />
7) Altın Fonu<br />
8) Diğer kıymetli madenler fonu<br />
9) Likit fon<br />
10) Karma fon<br />
11) Değişken fon<br />
12) Endeks fon<br />
13) Özel fon<br />
14) Serbest Yatırım Fonu<br />
oluşturmaktadır. İlgili yatırım fonlarının içeriği ise aşağıdaki<br />
bilgiler doğrultusunda net olarak anlaşılabilecektir.<br />
1) Hisse Senedi Fonu: En az % 51’i, devamlı olarak<br />
hisse senetlerinden oluşur.<br />
2) Tahvil ve Bono Fonu: Portföyünün en az %<br />
51’ini, devamlı olarak kamu ve/veya özel sektör<br />
borçlanma araçlarına yatırır.<br />
3) Sektör Fonu: En az % 51’i, devamlı olarak belirli<br />
bir sektöre ait şirketlerin hisse senetlerinden<br />
oluşur.<br />
4) İştirak Fonu: En az % 51 oranında, devamlı<br />
• 48 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
olarak bir kuruluşun iştiraki olan şirketlerin hisse<br />
senetlerini içerir.<br />
5) Grup Fonu: Portföyünün en az % 51’i ile devamlı<br />
olarak belirli bir topluluğun menkul değerlerine<br />
yatırım yapar.<br />
6) Yabancı Menkul Kıymetler Fonu: Portföyünün<br />
en az % 51’ini, devamlı olarak yabancı sermaye<br />
piyasası araçlarına yatırır.<br />
7) Altın Fonu: Fon portföyünün en az % 51’i<br />
oranında devamlı olarak uluslar arası borsalarda<br />
işlem gören altın ve altına dayalı sermaye<br />
piyasası araçlarını içeren fonlardır.<br />
8) Diğer Kıymetli Madenler Fonu: En az % 51’i<br />
oranında devamlı olarak borsalarda işlem gören<br />
altın ve diğer kıymetli madenler ile bu madenlere<br />
dayalı sermaye piyasası araçlarını içerir.<br />
9) Likit Fon: Portföyünün tamamı vadesine 90<br />
günden az kalmış sermaye piyasası araçlarından<br />
(repodan) oluşur. Vadesine en fazla 180 gün<br />
kalmış, likiditesi yüksek sermaye piyasası<br />
araçlarından oluşan ve portföyünün ağırlıklı<br />
ortalama vadesi en fazla 45 gün olan fonlar ‘’Likit<br />
Fon’’ denilmektedir.<br />
10) Karma Fon: Hisse senetleri, borçlanma senetleri,<br />
altın ve diğer kıymet madenler ile bunlara dayalı<br />
sermaye piyasası araçlarından en az ikisinden<br />
oluşan ve her birinin değeri fon portföy değerinin<br />
%20’sinden az olmayan fonlar “Karma Fon’dur.<br />
11) Değişken Fon: Portföyünün içeriği itibariyle<br />
hiçbir sınırlamaya bağlı olmaksızın kurulup<br />
yönetilir.<br />
12) Endeks Fon: Borsa endeksindeki oranlara göre,<br />
endeks kapsamındaki hisse senetlerinden<br />
oluşur. Portföyünün en az %80’i devamlı olarak;<br />
Baz alınan ve Kurul tarafından uygun görülen<br />
bir endeksin değeri ile fonun birim pay değeri<br />
arasındaki korelasyon katsayısı (ilişki/paralellik)<br />
en az %90 olacak şekilde, endeks kapsamındaki<br />
menkul kıymetlerin tümünden ya da örnekleme<br />
yoluyla seçilen bir kısmından oluşan fonlar<br />
Endeks Fon olarak adlandırılır.<br />
13) Özel Fon: Katılma belgeleri, önceden belirlenmiş<br />
kişi ya da kuruluşa tahsis edilmiştir.<br />
14) Serbest Yatırım Fonu: Katılma payları sadece<br />
nitelikli yatırımcılara satılmak üzere kurulmuş<br />
olan fonlardır.<br />
C- YATIRIM FONLARI VE VERGİSEL BOYUTU<br />
07.07.2006 Tarih ve 26221 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan<br />
Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına<br />
ilişkin 5527 Sayılı Kanunun ile 01.10.2006 tarihinden<br />
itibaren geçerli olmak üzere yatırım fonu vergilendirme<br />
yapısında değişikliğe gidilerek, fon katılma belgelerinden<br />
elde edilen kazançlar stopaja tabi hale getirilmiştir.<br />
5527 Sayılı kanun ile 01.10.2006 tarihinden geçerli olarak,<br />
tam mükellef gerçek ve tüzel kişiler için alım satım<br />
kazançları üzerinden % 10 oranında stopaj uygulanmak<br />
suretiyle vergileme rejimine tabi tutulmuştur.<br />
5527 Sayılı Kanuna göre, Portföylerinde daha önceden<br />
yatırım fonu bulunan yatırımcılar için, 1 Ekim 2006 tarihli<br />
fiyat vergilemeye esas maliyet olarak kabul edilmektedir.<br />
Gelir Vergisi Kanunu Geçici 67’nci maddesinde ilgili hüküm<br />
aşağıdaki gibidir.<br />
Geçici Madde 0067: (31.12.2004 tarih ve 25687 (3)<br />
mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5281 sayılı<br />
Kanunun 30 uncu maddesiyle eklenen ve 01.01.2006<br />
tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak<br />
üzere 01.01.2006 tarihinde yürürlüğe giren şekli.)<br />
1. Bankalar ve aracı kurumlar takvim yılının üçer<br />
aylık dönemleri itibarıyla;<br />
a. Alım satımına aracılık ettikleri menkul<br />
kıymetler ile diğer sermaye piyasası<br />
araçlarının alış ve satış bedelleri<br />
arasındaki fark,<br />
b. Alımına aracılık ettikleri menkul kıymet<br />
veya diğer sermaye piyasası araçlarının<br />
itfası halinde alış bedeli ile itfa bedeli<br />
arasındaki fark,<br />
c. Menkul kıymetlerin veya diğer sermaye<br />
piyasası araçlarının tahsiline aracılık<br />
ettikleri dönemsel getirileri (herhangi<br />
bir menkul kıymet veya diğer sermaye<br />
piyasası aracına bağlı olmayan),<br />
• 49 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
d. (24.12.2005 tarih ve 26033 sayılı Resmi<br />
Gazete’de yayımlanan 5436 sayılı<br />
Kanunun 14/d-2 maddesiyle eklenmiştir.<br />
Yürürlük: 01.01.2006) Aracılık ettikleri<br />
menkul kıymet veya diğer sermaye<br />
piyasası araçlarının ödünç işlemlerinden<br />
sağlanan gelirler,<br />
Üzerinden % 15 (22.07.2006 tarih ve 2006/10731 BKK. ile<br />
“Dar mükellef gerçek kişi ve kurumlar tarafından elde edilenler<br />
hariç olmak üzere” % 10 - Yürürlük: 23.07.2006) (1)<br />
oranında vergi tevkifatı yaparlar. 5520 sayılı Kurumlar<br />
Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki<br />
mükellefler ile münhasıran menkul kıymet ve<br />
diğer sermaye piyasası aracı getirileri ile değer artışı kazançları<br />
elde etmek ve bunlara bağlı hakları kullanmak<br />
amacıyla faaliyette bulunan mükelleflerden 2499 sayılı<br />
Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları<br />
ve yatırım ortaklıklarıyla benzer nitelikte olduğu Maliye<br />
Bakanlığınca belirlenenler için bu oran % 0 olarak uygulanır<br />
denilmektedir.<br />
Bu hükmün 22.07.2006 tarih ve 2006/10731 BKK ile “Dar<br />
Mükellef gerçek kişi ve kurumlar tarafından elde edilenler<br />
hariç olmak üzere %10 gelir stopajı ile vergilendirmeye<br />
tabi tutulacağı belirtilmiştir.<br />
01.10.2006 tarihinden itibaren Sermaye Piyasası<br />
Kanunu’na göre kurulan menkul kıymetler yatırım fonlarının<br />
katılma belgelerinin ilgili olduğu fona iadesinde “İlk<br />
Giren İlk Çıkar(FIFO)” yöntemine göre yatırımcının elde<br />
ettiği gelir üzerinden %10 stopaja tabi tutulmuştur.<br />
Portföyünde en az %51 oranında hisse senedi taşıyan yatırım<br />
fonu katılma belgelerinin alım satımından doğacak<br />
kazançlar, 1 yıldan daha fazla elde tutulması durumunda<br />
stopaja tabi olmayacaktır. Tam mükellef gerçek kişiler<br />
için; A ve B tipi yatırım fonları kazançları stopaja tabi<br />
değildir. (%15 oranında stopaj yatırım fonu bünyesinde<br />
yapılmaktadır.) Yıllık beyanname ile beyan edilmez.<br />
kıymetlerin alım satımı, itfası sırasında elde edilen getirileri<br />
ile bunların dönemsel getirilerinin tahsilinde, tam<br />
mükellef kurumlara ait olup, İstanbul Menkul Kıymetler<br />
Borsasında işlem gören ve bir yıldan fazla süreyle elde<br />
tutulan hisse senetleri ile sürekli olarak portföyünün en<br />
az % 51’i İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören<br />
hisse senetlerinden oluşan yatırım fonlarının bir yıldan<br />
fazla süreyle elde tutulan katılma belgelerinin elden<br />
çıkarılmasında ve hisse senetleri kar paylarının hisse sahipleri<br />
adına tahsilinde bu fıkra hükümleri uygulanmaz.<br />
Tam mükellef kurumlara ait olup, İstanbul Menkul Kıymetler<br />
Borsasında işlem gören ve bir yıldan fazla süreyle<br />
elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından<br />
elde edilen gelirler için, Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer<br />
80 inci madde hükümleri uygulanmaz.<br />
Bu fıkra kapsamında yapılan Tevkifat tutarları, verilecek<br />
muhtasar beyannameye dahil edilmez. Banka ve aracı<br />
kurumlar, tevkif ettikleri vergileri şekli ve muhteviyatı<br />
Maliye Bakanlığınca belirlenecek bir beyanname ile Tevkifat<br />
dönemini izleyen ayın yirmi üçüncü günü akşamına<br />
kadar bağlı oldukları vergi dairesine beyan eder ve yirmi<br />
altıncı günü akşamına kadar öderler. “<br />
Tam mükellef kurumlar için; A ve B tipi yatırım fonları kazançları<br />
stopaja tabi değildir. (%15 oranında stopaj yatırım<br />
fonu bünyesinde yapılmaktadır.) Ancak söz konusu<br />
kazançlar Tam mükellef kurumlar tarafından beyan edilecek<br />
Kurumlar vergisine tabidir.<br />
KAYNAKÇA<br />
(1) Hazine Yatırım Fonu Broşür, TC Ziraat Bankası<br />
Yayınları<br />
(2) Yatırım Fonları, Sermaye Piyasası Kurumu,<br />
Ankara,2007<br />
*<strong>SMMM</strong>.<br />
Sürekli olarak portföyünün en az % 51’i İstanbul Menkul<br />
Kıymetler Borsasında işlem gören hisse senetlerinden<br />
oluşan yatırım fonlarının bir yıldan fazla süreyle elde tutulan<br />
katılma belgelerinin elden çıkarılmasından elde<br />
edilen gelirler stopaja tabi olmayacaktır. Bu istisna Gelir<br />
Vergisi Kanunu geçici 67’nci maddenin 6. fıkrasında stopaj<br />
fıkrasının uygulanmayacağı ifade edilmek suretiyle<br />
hükme bağlanmıştır. İlgili fıkra aşağıda belirtilmektedir.<br />
“ (07.07.2006 tarih ve 26221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan<br />
5527 sayılı Kanunun 1/b maddesiyle değişen<br />
ve 01.10.2006 tarihinden geçerli olarak yürürlüğe giren<br />
şekli.) Hazine tarafından yurt dışında ihraç edilen menkul<br />
• 50 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
MUTABAKAT SANATI<br />
“Hayat bir mutabakat sanatıdır; iki ucu çekilerek<br />
değil adım adım yaklaşarak ortak sonuca varılır”<br />
Bir zamanlar izlediğim bir filmden aklımda kalan bu<br />
cümle vergi dünyasında nasıl yaşanıyor dersiniz?<br />
Vergi mükellefleri ile vergi idareleri bu dünyanın temel<br />
aktörleridir. Vergi çatısı altında birleşen bu aktörlerin de<br />
zaman zaman birbirinden farklı düşünmeleri ve davranmaları<br />
olağandır. Bu noktada idari yargı mercileri devreye<br />
girmekte, anlaşmazlık konusu durum önce Vergi Mahkemelerine,<br />
sonra İdare Mahkemelerine daha sonrada Bölge<br />
İdare ve Danıştay’a kadar uzayan yargı zincirine tabi<br />
olmaktadır. Bu davalar aylar, belki de yıllar boyu uzayıp<br />
gitmektedir. Taraflar için uzun, cefalı, maddi ve manevi<br />
yıpratıcı sürecin kısa yolu yok mudur?<br />
Bu noktada devreye idari çözüm yolları girmektedir. Vergi<br />
hukukumuzda dağınık halde olan idari çözüm yollarını<br />
7 başlık altında toplamaya çalıştık;<br />
1. Bilgi Edinme Hakkı : (4982 Sayılı Kanun) Mükelleflerin<br />
kendilerine ilişkin vergisel işlemlerin dayanaklarını<br />
öğrenebilmesini sağlayan bir haktır.Vergi Dairelerindeki<br />
mükellef bilgi büroları ile VİMER (Vergi İletişim<br />
Merkezi) 444 01 89 çağrı merkezi ile hizmet vermektedir.<br />
2. Özelge Talebi : (VUK md.413 ve VUK 395 nolu<br />
tebliğ) Vergi uygulamaları konusunda çelişkiye düşen<br />
mükellefler idareden izahat talebinde bulunurlar, alınan<br />
cevap doğrultusunda işlem yapan mükellef bu durumun<br />
cezayı istilzam etmesi durumunda dahi cezalı işlemle<br />
karşı karşıya kalmamaktadırlar. Özelge talepleri yazılı<br />
şekilde www.gib.gov.tr/dilekçeler/ozelge_talep_formu.<br />
html ‘den ulaşılabilen “özelge talep formu” ile yapılır.<br />
3. Uzlaşma : (VUK’na 205 Sayılı Kanun ile eklenen<br />
Ek md.1 – md.6) Beyana dayanan tarhiyatlar dışında<br />
ikmalen, re’sen veya idarece salınan vergi ve cezaların,<br />
tarhiyattan önce veya tarhiyattan sonra uzlaşma komisyonlarında<br />
vergi ve cezaların indirim yoluyla vergi uyuşmazlığına<br />
intikal ettirilmesini önlemek amacını taşıyan<br />
geniş kapsamlı bir müessesedir.(1)<br />
Uzlaşma talebi vergi ihbarnamesinin tebliğ tarihinden<br />
itibaren otuz gün içinde yapılır, uzlaşma vaki olduktan<br />
sonra mükellef dava açma hakkını kaybeder.<br />
DEMET KALKMAZ *<br />
4. Cezalarda indirim : (VUK md.376) Vergi uyuşmazlığına<br />
intikal ettirilmesi önlemek amacıyla, mükellef<br />
adına kesilen bazı vergi cezalarına (vergi ziyaı, usulsüzlük,<br />
özel usulsüzlük cezaları…) ödenmesi şartıyla belli<br />
oranlarda indirim sağlayan bir müessesedir.(1)<br />
5. Düzeltme : (VUK md.116, md.117, md.118,<br />
md.122, md.124) Vergilendirme hizmetlerinde yapılan<br />
hataların ortadan kaldırılmasına yönelik idari bir işlemdir.<br />
6. Pişmanlık ve Islah : (VUK md.371) Mükellefler<br />
beyana dayalı vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren<br />
fiilleri işleyenlerin kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi<br />
veya elektronik ortamda VUK Md.371 hakkını kullanmak<br />
istemeleri halinde haklarında vergi ziyaı cezası<br />
kesilmemesi ilkesine dayanır.<br />
7. Tecil ve taksitlendirme : (A.A.T.U.H.K. md.48)<br />
Amme borcunu vadesinde ödenmesi ve haczin tatbiki<br />
veyahut haciz olmuş malların paraya çevrilmesi amme<br />
borçlusunun zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından<br />
yazı ile istenmesi ve teminat göstermek şartıyla ilgili makamlar<br />
36 ayı geçmemek ve tecil faizi hesaplamak suretiyle<br />
erteleyebilir veya taksitlendirebilir.<br />
Sonuç :<br />
İdarenin mükellefi bilgilendirme hakkı uygulaması son<br />
derece çağdaş ve hızlı bir hizmettir. VİMER (Vergi İletişim<br />
Merkezi); kamunun ilk profesyonel çağrı merkezi olma<br />
özeliğinin yanında uzmanların çözüm odaklı ve yazılı<br />
kaynaklara dayanan bilgi akışı ile önemli bir misyon üstlenmektedirler.<br />
Özelge uygulamasında Maliye Teşkilatı bir adım daha<br />
atarak özelgeleri bir merkezde toplayıp, ortak talepleri<br />
sirküler yayınlayarak karşılamayı planlamaktadır. Bu uy-<br />
• 51 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
gulama aynı konuda farklı uygulama yapılmasının önüne<br />
geçecek adil vergileme yapılmasını sağlayacaktır.<br />
Bugüne kadar bazı değişikliklerle gelen uzlaşma<br />
müessesinin mükelleflere daha detaylı anlatılması kanaatindeyim.<br />
Tecil ve taksitlendirme hakkı iyi niyetli mükellefler<br />
için imkan tanırken, kamu idaresinin de alacağını teminat<br />
altına alan bir sistem olması açısından önemlidir.<br />
Cezalarda indirim, düzeltme, pişmanlık ve ıslah<br />
yıllardan beri uygulanan işlemlerdir.<br />
Vergi uyuşmazlıklarımızı yargı mercilerine başvurmadan<br />
idari çözüm yollarını kullanarak çözmek kısa<br />
ve kesin bir yoldur.<br />
Kaynakça :<br />
Özkan AYKIR, Kemal ÇAĞLAR, Özkan ERTEKİN, Vergisel<br />
İşlemlerde Dava Rehberi,2010<br />
Vergi Usul Kanunu, 213 Sayılı Kanun, 04.01.1961, Resmi<br />
Gazete 10703 10.01.1961<br />
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun 6183 -<br />
21/7/1953 Resmi Gazete Sayısı<br />
Tarihi :8469 - 28/7/1953<br />
Vergi Usul Kanunu’nun 395 sayılı Tebliği, Resmi Gazete<br />
27464 16.01.2010<br />
Bilgi Edinme Kanunu 4982 Sayılı Kanun, 09.10.2003, Resmi<br />
Gazete 25269 09.10.2003<br />
(1) Vergisel İşlemlerde Dava Rehberi; Aykır Özkan,Çağlar Kemal,Ertekin Özkan;<br />
2010<br />
_________________________<br />
*<strong>SMMM</strong>.<br />
• 52 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
GÜNÜMÜZDE VE GELECEKTE DENETİMİN VİZYONU<br />
SERKAN ÖNDER DİNÇ *<br />
3568 sayılı meslek yasamızın gerekçesinde bu kanun ile<br />
ülkemiz ekonomik hayatının meslek mensuplarından<br />
beklentileri yer almaktadır. Diğer bir ifade ise muhasebe<br />
ve denetim mesleğinin vizyonu gösterilmiştir.<br />
Meslek mensuplarının devlet ile mükellef arasında vergi<br />
ilişkilerinde denge unsuru olmasının yanı sıra eğitim<br />
ve tecrübeleri ile işletmelere ekonomik yön vermede<br />
etkin olabileceklerine çeşitli akademisyen hocalarımız<br />
tarafından işaret edilmiştir. “Bir yandan vergi ilişkileri,<br />
diğer yandan ticaret ve endüstride meydana gelen gelişmelerin<br />
yarattığı mali ve ekonomik sorunlar, öyle büyük<br />
ve karmaşık bir hale gelmiştir ki, değil sade bir vatandaş,<br />
mali ekonomik konularda yüksek öğrenim görmüş<br />
kimseler bile, bu işlerin rahatlıkla üstesinden gelmek<br />
durumunda değillerdir. İşte bu gelişmeler, modern vergi<br />
sistemlerinin yanısıra muhasebe, işletmecilik ve vergi<br />
konularında yüksek bilgi ve ihtisas sahibi olacak yeni bir<br />
mesleğin doğmasına neden olmuştur. Diğer taraftan<br />
ekonomik hayatta, özellikle endüstri, ulaştırma, inşaat,<br />
banka ve sigortacılık gibi iş kollarında sermaye şirketleri<br />
önemli rol oynar duruma gelmiştir. Sermaye şirketleri<br />
ekonomik yapı içlerinde güçlerini hisse senedi ve tahvil<br />
yoluyla ve diğer mali araç ve ilişkilerle sağladıkları kaynaklardan<br />
bulmaktadırlar. Bunları yapabilmeleri ise bilanço<br />
hesaplarının denetimden geçirilmesine ve bunun<br />
herkes tarafından bilinmesine, diğer bir deyişle, sermaye<br />
temini alanında ve genel olarak mali ilişkilerde emniyet,<br />
güven ve devamlılığın varlığına bağlıdır.” Şeklindeki<br />
tanımlanan bu genel vizyonun anlatımından hareketle<br />
meslek mensuplarını; işletmelerin ekonomik, mali ve hukuki<br />
durumları ile vergiye ilişkin işlemlerini her şeyden<br />
önce muhasebe kurallarının ve yasaların doğru uygulanıp<br />
uygulanmadığı açısından inceleyerek, gerektiğinde<br />
bu konulardaki dünyada meydan gelen değişiklikleri de<br />
zamanın da izleyebilmektir.<br />
Özellikle ABD’deki Enron, İtalya ve İngiltere’deki firma<br />
bilançolarındaki hilelere göz yuman meslek mensuplarının<br />
denetimlerinin ayrıca yapılması, onların meslekteki,<br />
sorumluluklarının yeniden gözden geçirilmesine gerek<br />
duyulmuştur.<br />
Denetimin genel olarak manası bir kişi, kurum, kuruluş,<br />
sistem, işlem, proje ya da ürünün değerlendirilmesidir.<br />
Denetim, bir bilginin geçerliliğinden ve güvenilirliğinden<br />
emin olmak ve aynı zamanda da bir sistemin iç<br />
kontrolü için bir değerlendirme sağlamak amacıyla yapılır.<br />
Denetimin amacı, söz konusu kişi, kurum, sistem vs<br />
ile ilgili, test sonucu değerlendirmelere dayanan bir fikir<br />
belirtmektir. Pratik kısıtlamalardan dolayı, denetimde sadece<br />
ifadelerin somut hatalar içermediğine dair mantıklı<br />
deliller sağlanır. Bu yüzden, denetimde sıkça istatistiksel<br />
örneklere yer verilir. Finansal denetimde, bir takım sayısal<br />
ifadeler nicel ya da nitel hatalar içermediğinde doğru<br />
olarak değerlendirilir.<br />
Denetim, muhasebeciliğin vazgeçilmez bir parçasıdır.<br />
Genel olarak, denetim denince akla bir şirket ya da firmanın<br />
mali sistemleri ya da kayıtları hakkında bilgi edinimi<br />
gelir. Fakat son zamanlarda denetim, güvence riskleri<br />
bilgisi, bilgi sistemleri ve çevre gibi diğer sistem bilgilerini<br />
de içerir..<br />
Muhasebe denetimi, muhasebe kayıtlarının vergi ve diğer<br />
mevzuata uygunluğun yanısıra, yönetim tarafından<br />
sunulan finansal ifadelerin doğruluğunun bağımsız bir<br />
değerlendirmesidir. Denetim, denetimci ya da muhasebeci<br />
denilen yetkili, bağımsız ve tarafsız kişi ya da kişilerce<br />
yapılır ve bu kişiler denetim sonucuna göre bir denetim<br />
raporu çıkarırlar.<br />
Bu tip sistemler, ticareti düzenleyen yönetim birimlerince<br />
belirlenmiş standartlara uygun olmalıdır. Bu standartlar,<br />
üçüncü taraflar ya da harici kullanıcılar için şirketin<br />
mali durumunu ‹doğru bir şekilde› beyan edildiğine dair<br />
güvence sağlar.<br />
Hindistan Yeminli Mali Müşavirler Kurumunun Denetim<br />
ve Güvence Standardı tanımı: «Denetim bir kuruluş hakkındaki<br />
mali bilginin çıkar amaçlı olsun ya da olmasın,<br />
boyutuna ya da yasal hükmüne bakılmaksızın üzerinde<br />
bir fikir belirtilmek amacıyla bağımsız bir şekilde değerlendirilmesidir.<br />
3568 sayılı yasanın gerekçesine bakacak<br />
olursak;<br />
“Türkiye’deki muhasebe tatbikatı yeknesaklıktan mahrumdur<br />
ve isabetli karar alabilmeleri için gerekli bilgileri yöneticiye<br />
sağlamaktan uzaktır. Muhasebe uygulamalarından çıkan bilanço<br />
• 53 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
ve kar-zarar cetvelleri ekonomik amaçların gerçekleşmesinde<br />
kullanılacak bilgileri vermediği gibi, işletme düzeyinde işletme<br />
ilgilileri için yapılacak incelemelerde de, güvenilir ve anlaşılır<br />
bilgi sağlayamamaktadır. Bu amaçların gerçekleşmesi için,<br />
bağımsız mali müşavirlerin eğitilmesini ve onlara uzmanlık<br />
ruhsatlarının verilmesini sağlayan bir sistemin kurulmasına<br />
ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacın sebebi sadece muhasebeye güven<br />
sağlamak değil, aynı zamanda işletmelerin yöneticilerine<br />
muhasebeden çıkacak temel bilgilerin güvenilir olmasının<br />
sağlanmasıdır.” Şeklinde ifade edilmiştir.<br />
İşletmeler, finansal tablolarının mali analizlerinin<br />
yapılmasına ihtiyaç duymaktadırlar. Meslek mensupları,<br />
denetim ile beraber mali analiz yorumlarını yapabilecek<br />
uzman kişilerdir. Mali analizle saptanan işletme<br />
faaliyetlerinin verimini ve karlılığını artırıcı önlemler,<br />
mali kontrolle sağlanır. Kontrolün yapılması ve düzeltici<br />
önlemlerin alınması bakımından mali planlama ön koşuldur.<br />
Mali Plandaki hedeflerle fiili uygulamaların mukayesesi<br />
sonucu işletme faaliyetlerinin durumu hakkında<br />
bilgi edinilir ve bu bilgiler alınacak önlemlere esas olur.<br />
İngiltere ve İtalya’da bir diğer benzeri uluslararası<br />
büyük denetim şirketlerinin birkaçının faaliyetlerine<br />
son verilmesinden sonra Sarbanes- Oxley kanunu ile<br />
sorumlu denetçiliğe dönüş başladı.<br />
A- Denetim - Değerlendirme<br />
Genel bir kural olarak, denetim daima nitel ve nicel analiz<br />
içeren bağımsız bir ölçümken, değerlendirme daha az<br />
bağımsız ve istişari bir yaklaşımı ifade eder.<br />
A:1 İki Farklı Denetim Şekli Vardır<br />
A:1-1 Substantif Test: Substantif testte, denetimci belirleyeceği<br />
bir rakamı kriter alarak örnek işlemler seçer.<br />
Örneğin, muhasebe denetimi ile ilgili olarak, gider<br />
rakamları inceleniyorsa kritere uygun gider işlemleri seçilip<br />
bunlar için muhasebe çalışanlarından kanıt istenir.<br />
Bu kanıtlar, yapılan giderin şirket faaliyet konusuyla ilgili<br />
olup olmadığına yöneliktir ve denetimciler, ikna olana<br />
kadar, istedikleri sayıda muhasebe kaydı denetleyebilir.<br />
Substantif test denetimci için dikkat isteyen, zahmetli ve<br />
zaman alan bir iştir. Şirket muhasebesi çalışanlarında da<br />
strese neden olabilir.<br />
A:1-2 Kontrol Testi: Kontrol, hata ve sahtekarlık riskini<br />
azaltmayı amaçlayan şirketlerde uygulanan bir prosedürdür.<br />
Buna bir örnek verecek olursak; her ödeme<br />
onayında iki kişi bulunması zorunludur. Kişilerden biri<br />
çeki doldurur ve diğeri de imzalar. Kontrol prosedürü<br />
bulunan şirketlerde, denetimciler hesap işlemleri yerine<br />
bu prosedürü denetlerler. Eğer kontrol işleminin<br />
verimli bir şekilde çalıştığı gözlemlenmişse, hesaplardaki<br />
son rakamın doğruluğu konusunda da ikna olunur.<br />
Örneğin, müşteriler bir internet sitesi üzerinden alışveriş<br />
yapıyorsa, bir bilgisayar tarafından yönetilen satış<br />
rakamları denetimcileri bu konuda ikna edebilir.<br />
B- Denetimci Kimdir?<br />
En sade şekliyle denetimciler, muhasebat günlerinde, bir<br />
şirkete ait muhasebe kayıtlarının doğruluğunu ve şirketin<br />
varoluş amacıyla tutarlı olup olmadığını belirlemek<br />
için denetleyen kişilerdir.<br />
Vergisel problemler yaşamak istemeyen, güncel mali<br />
durumun tespitinde ve gelecekle ilgili tahminlerinde<br />
yanılmak istemeyen şirketler, muhasebe denetimlerini<br />
dışarıdan bir kişiye kontrol yaptırarak kendisine rahatlık<br />
(güvence) sağlar.<br />
Denetimciler muhasebede hesaplarındaki her kayıtla<br />
ilgilenmez; şirketin içyapısı ve faaliyet alanına göre, deneyimlerinden<br />
faydalanarak belirledikleri kayıtları denetlerler.<br />
B:1 Denetimci Çeşitleri<br />
Finansal denetimciler iki kategoriye ayrılır:<br />
B:1-1 Dış Denetimci: Dış denetimciler, denetim<br />
yaptırması gereken bir müşteri şirketin kendi<br />
bilançolarında yanlışlık ya da hile şeklinde somut<br />
hatalar olup olmadığı hakkında fikir belirtmeleri için<br />
tutulan bağımsız denetim firmalarıdır. Açık ticaret<br />
yapan şirketlerde, dış denetimcilerin finansal raporların<br />
iç kontrolü hakkında da fikir beyan etme hakları vardır.<br />
Dış denetimciler, şirketler tarafından belirlenen ve mali<br />
kayıtlarla ilgisi olsun olmasın diğer işlemleri denetlemek<br />
için de çalıştırılabilirler. En önemlisi, ücretleri denetim<br />
yapılan şirketlerce verilse de bağımsız olarak kabul<br />
edilirler.<br />
B:1-2 İç Denetimci: İç denetimciler denetledikleri şirket<br />
tarafından işe alınıp, şirketim mali raporlar üzerindeki iç<br />
kontrolünün etkinliği başta olmak üzere çeşitli işlemleri<br />
denetlerler. İç denetimciler, çalıştıkları şirketten bağımsız<br />
kabul edilmemelerine rağmen, denetim raporlarını<br />
yönetime değil, yönetim kuruluna ya da onun alt<br />
kuruluna sunmak zorundadırlar. Böylelikle yönetim<br />
baskısıyla denetimde hatalara göz yummaları önlenmiş<br />
olur.<br />
B:2 Denetçilerle İlgili Yaygın Yanlış Bilgiler<br />
•Kayıtlarda bir art niyet, sahtekârlık ararlar<br />
•Her işlemi kontrol ederler<br />
B:3 Denetçilerle İlgili Olması Gerekenler<br />
•Kayıtlarda yanlışlık var mı diye dikkat ederler fakat<br />
• 54 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
bir sahtekârlık aramazlar.<br />
•Her işlemi değil, sadece zaruri gördüklerini kontrol<br />
ederler.<br />
B:4 Bir Denetçi İlk döneminde Ne Yapar?<br />
Denetimci olarak başlangıç yılınız, muhtemelen<br />
‘doğrulama’ ve eğitimle geçer. Örneğin, elinizde bir<br />
takım fatura listeleri ya da tablolar olur ve sizden dosya<br />
odasında bu faturaları bulup listeyle ya da tabloyla<br />
karşılaştırmanız ve hatalı ya da eksik faturaları tespit<br />
etmeniz istenir. Bu işe ‘doğrulama’ denir ve oldukça sıkıcı<br />
bir iştir.<br />
Çalışma saatlerinizin neredeyse tümü müşteri şirketlerin<br />
ofislerinde geçer. Çok gezersiniz, yol masraflarınız<br />
şirketler tarafından karşılanır. (karşılanırsa) Finansal hizmetler<br />
denetiminde (firma, banka denetimi vs.) çalışıyorsanız,<br />
İş seyahatlerinde sık sık otellerde kalmanız söz<br />
konusu olabilir.<br />
C- DENETİM STANDARTLARI<br />
Denetim, bir doğruluk, uygunluk ve akılcılık sorgulaması<br />
olduğundan, denetim faaliyetinin bizzat kendisinin<br />
de kalite ve güvenirlik sorgulamasının yapılması bir zorunluluktur.<br />
Denetimde kalite ve güvenirliğin güvencesi<br />
ise, denetim faaliyetinin önceden belirlenmiş ölçütlere<br />
uygunluğuna bağlıdır. Bu belirleme bizi denetçinin niteliklerine<br />
ve denetim sürecinin geneline yönelik denetim<br />
standartlarına ulaştırır. Denetim standartları bir yerde<br />
yapılan işin kalitesine ilişkin ölçütler bütünü olup, hem<br />
kişisel özellikleri itibariyle denetçiyi, hem de başından<br />
sonuna kadar tüm denetim sürecini kapsar.<br />
Denetim standartları, denetçiye mesleki sorumluluğunu<br />
yerine getirmesinde yardımcı olan, ona denetim faaliyetinde<br />
ışık tutan genel ilkelerdir. Yapılan denetimin<br />
uygun ve geçerli kabul edilebilmesi için denetçinin bu<br />
ilkelerden hiçbir şekilde ayrılmaması gerekir. Meslek<br />
örgütlerince kabul edilmiş ve denetim kuruluşları ile<br />
denetçilerin uymak zorunda oldukları standartlara “Genel<br />
Kabul Görmüş Denetim Standartları” denilmektedir.<br />
Bu standartlar ilk defa 1947 yılında Amerikan Yeminli<br />
Serbest Muhasebeciler Enstitüsü (American Institute of<br />
Certified Public Accountants- AICPA) tarafından kabul<br />
edilmiştir. AICPA tarafından yayınlanan bu standartlar,<br />
birçok ülkede benimsenmiş ve günümüze çok az değişikliğe<br />
uğrayarak gelmiştir. Birçok ülkenin kamu denetim<br />
organları ve muhasebe kuruluşları denetim standartları<br />
yayımlamışlardır. Yine Uluslararası Yüksek Denetleme<br />
Kurumları Birliği (International Organization of Supreme<br />
Audit Institutions- INTOSAI) tarafından da en son 1995<br />
yılında denetim standartları yayınlanmış bulunmaktadır.<br />
Ancak denetim organları ve muhasebe kuruluşları tarafından<br />
yayınlanan denetim standartları büyük oranda<br />
benzerlikler göstermektedir. Bu nedenle bu çalışmada<br />
daha çok AICPA tarafından yayınlanan “Genel Kabul Görmüş<br />
Denetim Standartları” dikkate alınmış ve muhasebe<br />
denetimine ilişkin olan standartlar genel standartlara<br />
dönüştürülmüştür.<br />
Genel Kabul Görmüş Denetim Standartları denetçilere<br />
ayrıntılı olarak yol gösteren ve onlara denetim sırasında<br />
neler yapmaları gerektiği, hangi denetim yöntemlerine<br />
başvurmaları konularında ayrıntılı bilgiler veren denetim<br />
kılavuzu niteliğinde standartlar değildir. Genel Kabul<br />
Görmüş Denetim Standartları genel nitelikli standartlar<br />
olup, sadece ilk on standarttır. Zaman zaman bunlarla<br />
ilgili yorumlar ve açıklayıcı alt ilkeler yayınlanmakta, yorumlayıcı<br />
ve açıklayıcı nitelikteki ilkelere sadece denetim<br />
standartları denilmektedir. Denetim ile ilgili bir sorun<br />
ortaya çıktığında bu sorunu çözümlemek amacıyla resmi<br />
olarak yayınlanan yorumlayıcı ve açıklayıcı alt ilkeler<br />
denetim standartlarını oluşturmaktadır. Her denetçi on<br />
adet Genel Kabul Görmüş Denetim Standartlarına aykırı<br />
olmayan bu denetim standartlarına da uymak zorundadır.<br />
Yine Genel Kabul Görmüş Denetim Standartları denetim<br />
faaliyetleri açısından uyulması gereken asgari standartlardır.<br />
Bunları denetim kurallarının bütünü olarak değerlendirmemek<br />
gerekir. Karşılaşılan bir durumu dikkate<br />
almadan sadece standartlara dayanarak denetimin kapsamını<br />
daraltmaya çalışan bir denetim anlayışı, denetim<br />
standartlarının özüne aykırılık oluşturur. Genel Kabul<br />
Görmüş Denetim Standartları; Genel Standartlar, Çalışma<br />
Alanı Standartları ve Raporlama Standartları<br />
olmak üzere üç ana gruba ayrılır ve genel olarak on alt<br />
başlıkta toplanabilir. .<br />
C:1 Genel Standartlar<br />
Genel Kabul Görmüş Denetim Standartlarının birinci bölümü<br />
genel standartlara ayrılmıştır. Bu standartlar denetçilerin<br />
karakterleri, davranışları ve mesleki eğitimleri ile<br />
ilgili esasları içerir. Bu açıdan bu standartlara kişisel standartlar<br />
adı da verilir.<br />
C:1-a Mesleki Yeterlilik<br />
Denetim bir uzman olarak gerekli teknik eğitim<br />
ve yeteneğe sahip kişi veya kişilerce yapılmalıdır.<br />
Denetçiler tarafından düzenlenen denetim raporlarının<br />
kullanıcıları, denetim görüşünü bildiren denetçiyi veya<br />
denetçileri tanımaz. Kullanıcılar için önemli olan güvenilir<br />
nitelikte bir denetim görüşünün bildirilmiş olmasıdır.<br />
Güvenilir ve kaliteli bir denetim görüşüne ulaşmak için<br />
bu işlevi yürüten denetçinin belirli bir mesleki eğitime,<br />
deneyime ve yeteneğe sahip olması ve denetim faaliyetini<br />
tam bir bağımsızlık ile yürütmesi zorunludur.<br />
Mesleki yeterlilik denetçiler için birinci genel standart tarafından<br />
zorunlu bir koşul olarak aranmaktadır. Bu stan-<br />
• 55 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
darda göre, denetim faaliyeti ancak gerekli teknik eğitim<br />
ve yeteneğe sahip uzman kişilerce yürütülmelidir. Genel<br />
olarak denetçilik yeterliliğini almış kişilerin gerekli teknik<br />
bilgi ve yeterliliğe sahip olduğu varsayılır. Ancak denetçilik<br />
belgesini almak için kişinin sınava tabi tutulması gerekir.<br />
Bu sınavda denetçinin teorik bilgi düzeyi ölçülür ve<br />
denetçi yardımcısı olarak mesleğe başlarlar. Diğer bir çok<br />
meslekte olduğu gibi denetim mesleğinde de iş başında<br />
eğitim çok önemlidir. Bu eğitim genel olarak deneyimli<br />
uzman bir denetçinin yanında yardımcı denetçilik yapılarak<br />
sürdürülür. Uzman denetçiler kendi mesleki bilgi<br />
ve deneyimlerini yanlarında çalışan genç yardımcı denetçilere<br />
aktararak onların mesleki açıdan üstün nitelikli<br />
uzman denetçiler olarak yetişmelerine çaba harcar. Bu,<br />
denetçilik mesleğinin öngördüğü yüce bir davranıştır.<br />
Denetçi yardımcılığı süresi sonunda yeterlilik sınavına<br />
tabi tutulan denetçi yardımcıları bu sınavı da başarmaları<br />
halinde denetçi yeterlilik belgesini kazanarak denetçi<br />
olurlar.<br />
Başarılı bir denetçi yakın geçmişte kazandığı mesleki eğitimin,<br />
yakın gelecek için yeterli olmadığını düşünen bir<br />
kişidir. Bu açıdan başarılı denetçinin kendisini durmadan<br />
yenilemesi gerekir. İyi bir denetçi çeşitli eğitim programlarına<br />
devam ederek, mesleki yayınları izleyerek kendini<br />
yeniler, etkinlik ve verimliliklerini artırarak birinci genel<br />
standardın öngördüğü düzeyde bir denetçi olarak kalmaya<br />
çaba gösterir.<br />
C:1-b Bağımsızlık ve Tarafsızlık<br />
Denetim görevi ile ilgili tüm konularda denetçi<br />
veya denetçiler bağımsız düşünme mantığı içinde olmalıdır.<br />
Bağımsızlık, denetim çalışmalarının dürüst ve tarafsız<br />
olarak yürütülmesini sağlayacak anlayış ve davranışlar<br />
bütünü olarak algılanmalıdır. İkinci genel standart<br />
denetçilerin bağımsız düşünme mantığı içinde olmalarını<br />
öngörmektedir. Bağımsızlık denetim mesleğinin temelini<br />
oluşturur. Tarafsız ve dürüst davranma olarak tanımlanan<br />
bağımsızlık denetçilerin vazgeçemeyecekleri<br />
bir niteliktir.<br />
Denetim raporlarını kullananlar denetçilerin bağımsız<br />
olduğuna inanırlar. Böyle bir inanç denetçilik mesleğinin<br />
varlığı için en önemli güvencedir. Kullanıcılar denetçinin<br />
bağımsızlığını kuşku ile karşıladıkları durumlarda, denetçinin<br />
bildirmiş olduğu denetim görüşü onlar için bir<br />
anlam taşımayacaktır. Böyle bir durumda da bir denetim<br />
işlevinden söz edilemez. Bu bakımdan denetim görevi<br />
yapanlar adalet dağıtımı ile yükümlü yargıç kadar tarafsız<br />
ve bağımsız, ön yargılardan ırak bir tutum içinde olmalı<br />
ve denetim sonunda kanaatlerini belirtirken sadece<br />
kendi iradelerine bağlı kalmalıdırlar.<br />
C:1-c Mesleki Özen<br />
Bu standarda göre mesleki yeterliliği sahip ve<br />
bağımsız davranan her denetçi görevini sürdürürken ve<br />
raporunu düzenlerken mesleki özen ve titizliği göstermelidir.<br />
Bu bakımdan denetim görevlilerinin denetim çalışmalarında,<br />
denetim ilke ve kurallarına eksiksiz uymaları,<br />
yeterli miktarda ve ihtiyaca cevap verecek nitelikte ve<br />
güvenirlikte kanıt toplamaları ve bunlara göre değerlendirme<br />
yapmaları vazgeçilmez bir zorunluluk olarak kabul<br />
edilmelidir.<br />
Bu standart kaliteli bir denetim yapılması açısından genel<br />
bir açıklamayı getirmektedir. Denetçiden beklenen,<br />
onun uzmanlığını özen ve titizlilikle ortaya koymasıdır.<br />
Gereken titizlik ve çabayı göstermeyen bir denetçi meslek<br />
ahlakına aykırı davranmış olur. Mesleki özen ve titizliğin<br />
gösterilmesi bir yerde denetçinin tüm denetim standartlarına<br />
eksiksiz bir biçimde uyması ile sağlanır.<br />
C:2 Çalışma Alanı Standartları<br />
Çalışma alanı standartları genel standartlara oranla daha<br />
özeldir.<br />
Çalışma alanı standartları denetçiye güvenilir bir denetim<br />
görüşüne ulaşmak için kanıt toplamada ve kanıtları<br />
değerlemede kılavuz olur.<br />
C:2-a Planlama ve Gözetim<br />
Çalışma alanı standartlarından birincisi denetim<br />
çalışmasının iyi bir şekilde planlanmasını ve varsa<br />
denetçi yardımcılarına iyi bir şekilde nezaret edilmesini<br />
öngörmektedir. Denetimde planlama çalışmaları<br />
hazırlanırken işgücü planlaması, zaman planlaması ve<br />
kaynakların verimli kullanımının planlaması yapılmalıdır.<br />
Denetim görevlileri, denetlenecek kuruluşun kendisi ve<br />
faaliyet gösterdiği alan hakkında bilgi sahibi olmalıdır.<br />
Uygun bir denetim planlaması yapabilmek için kuruluşun<br />
organizasyon yapısı, kuruluş yeri, ürettiği mal veya<br />
hizmetlerin niteliği, yatırımları, alımları, pazarlama faaliyetleri,<br />
finansal yapısı, iş ilişkisinde olduğu üçüncü kişiler<br />
gibi birçok konuda bilgi toplanmalıdır. Denetçi bu<br />
konularda bilgi sahibi olduktan sonra Genel Kabul Görmüş<br />
Denetim Standartlarının öngördüğü kalitede bir denetimin<br />
gerçekleştirilmesi için uygun bir denetim planı<br />
hazırlar.<br />
Planlama ile ilgili çalışmalar ayrı ayrı belgelenerek bir denetim<br />
programı hazırlanır. Planlamada eğer dahil olunan<br />
denetim kuruluşunun bir denetim kılavuzu varsa bu kılavuz<br />
denetimin planlanmasında yol gösterici olacaktır.<br />
Denetim programında izlenecek yol ve denetim işlemleri<br />
ayrıntılı biçimde gösterilir. Denetim görevinin yürütülmesi<br />
sırasında denetçi yardımcılarından yararlanılır.<br />
Denetçi yardımcılarının faaliyeti, denetimin yürütülmesinden<br />
sorumlu olan uzman denetçi tarafından sıkı bir<br />
şekilde kontrol edilir. Bu kontrol hem uygun ve kaliteli bir<br />
denetimin gerçekleştirilmesi ve hem de denetçi yardımcılarının<br />
iyi bir biçimde eğitilip yetiştirilmeleri açısından<br />
• 56 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
gereklidir.<br />
Denetçi yardımcıları, sorumlu denetçinin verdiği direktifler<br />
dahilinde, denetim programlarına uygun olarak<br />
görevlerini yerine getirmeye çalışırlar. Denetim programlarında<br />
veya varsa denetim kılavuzlarında, gerekli<br />
denetim kanıtlarının toplanması için nasıl bir yol izleneceği<br />
ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Denetçi yardımcıları, çalışmaları<br />
sırasında sık sık sorumlu denetçiye başvurarak<br />
takıldıkları konularda yardım isterler ve konuların kendi<br />
açılarından aydınlanması için sorumlu denetçi ile mesleki<br />
tartışmalarda bulunurlar. Sorumlu uzman denetçilerin<br />
denetçi yardımcıları üzerindeki gözetimlerinin sınırının<br />
ne olması gerektiği konusunda kesin kurallar bulunmamaktadır.<br />
Ancak bu gözetimin kapsamı;<br />
-Denetçi yardımcısının genel ve mesleki bilgi düzeyine,<br />
-Denetçi yardımcısının konusundaki deneyimine,<br />
-Denetim konusunun zorluk ve karmaşıklık derecesine<br />
bağlıdır.<br />
C:2-b İç Kontrol Sistemi:<br />
Denetim yöntemlerinin bağlı olduğu testlerden alınacak<br />
sonuçların saptanması amacıyla ve güvenilir bir temel<br />
olarak mevcut iç yönetim ve iç kontrolün gereği gibi incelenmesi<br />
ve değerlendirmesi yapılmalıdır.<br />
Bu standart denetimin kapsamı ve sınırlarının, denetlenen<br />
kuruluşun iç kontrol sisteminin değerlendirilmesinden<br />
sonra kararlaştırılmasıdır. Bir kuruluşun etkin bir iç<br />
kontrol sisteminin bulunması, yayınlanan raporların ve<br />
bilgilerin doğruluk ve güvenirlik derecesini artırır. Etkin<br />
bir iç kontrol sisteminin bulunması raporların ve bilgilerin<br />
hatalı olma riskini azaltır. Hata riskinin az olması<br />
ise denetim görüşüne ulaşmada gerekli olacak denetim<br />
işlemlerinin sayı ve kapsamının daralmasına neden<br />
olur. Çalışma alanı standartlarından ikincisi denetçinin<br />
iç kontrol sistemini gözden geçirip, bir değerleme<br />
yapmasını öngörmektedir. Bu standarda göre iç kontrol<br />
sisteminin gözden geçirilip değerlemesinin yapılmasında<br />
iki amaç bulunmaktadır. Birincisi, sistemin kendisine<br />
olan güveninin araştırılarak sistemin etkinliğinin<br />
saptanmasıdır. Kuruluşun sahip olduğu iç kontrol sistemi<br />
ne kadar etkin ise, denetçinin güveni o kadar fazla olacak<br />
ve buna bağlı olarak da denetim riski azalacaktır. İkincisi<br />
ise, uygun bir denetim görüşüne ulaşmada uygulanacak<br />
denetim işlemlerinin kapsamını ve ayrıntı derecesini<br />
belirlemektir. Bu ise denetçinin hazırlayacağı denetim<br />
programı büyük ölçüde kuruluştaki iç kontrol sisteminin<br />
etkinliğine veya zayıflığına bağlıdır.<br />
C:2-c Kanıt Toplama:<br />
Denetim konusu olan olaylar ve konular hakkında bir görüşe<br />
varmak için makul bir temel sağlayacak kanıtlar, soruşturmalar,<br />
gözlemler, araştırmalar yoluyla yeter ölçüde<br />
yararlı bilgiler elde edilmelidir. Çalışma alanı standartlarından<br />
üçüncüsü, bir denetim görüşüne ulaşmadan önce<br />
yeterli miktarda uygun kanıt toplanmasını öngörmektedir.<br />
Ne kadarlık bir miktarın yeterli olacağı denetçinin<br />
yargısına kalmıştır. Denetçi toplayacağı denetim kanıtlarının<br />
miktarını kuruluşun iç kontrol sisteminin etkinliğine,<br />
denetlenen olayın niteliklerine ve de genel olarak<br />
denetlenen kuruluşun durumuna göre belirleyecektir.<br />
Denetim konusuyla ilgili olarak yeterli sayıda kanıt toplanmasının<br />
yanı sıra bu kanıtların uygun kanıtlar olması<br />
da gerekmektedir. Buradaki uygunluk aynı zamanda kalite<br />
anlamındadır. Buna göre denetçi yeterli sayıda kaliteli<br />
kanıt toplamakla yükümlüdür. Miktarda olduğu gibi,<br />
kanıtın uygunluğunun belirlenmesi de denetçinin yargısına<br />
kalmaktadır. Genel olarak bir denetim kanıtının kalitesine<br />
etki yapan etmenler; kanıtın geçerliliği, nesnelliği,<br />
zamanlılığı ve sürekliliğidir.<br />
Denetim kanıtları, denetlenen kuruluş tarafından hazırlanarak<br />
denetçiye verilebileceği gibi, denetçi tarafından<br />
çeşitli denetim yöntem ve işlemleri uygulanarak kuruluş<br />
içinden veya kuruluş dışından toplanabilir. Denetim kanıtları<br />
elde edildikleri kaynaklar açısından;<br />
-Fiziksel olarak var olanın saptanması amacıyla denetçinin<br />
fiziki incelemeleri sonucu elde edilen direkt kanıtlar<br />
(stokların ve kasanın sayımı, yerlerinde görülerek varlıkların<br />
saptanması vb.),<br />
-İç ve dış mevzuata uygun olarak davranılıp davranılmadığını<br />
saptamak amacıyla denetçinin araştırmaları<br />
ve gözlemleri sonucu toplanan uygunlukla ilgili kanıtlar<br />
(yasalar, yönetmelikler, tebliğler ve üst yönetim kararları<br />
gibi),<br />
-Denetlenen kuruluş dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan<br />
alınan bilgiler,<br />
-Kuruluştan veya kuruluşla iş yapanlardan alınan bilgiler,<br />
-Kuruluş içinde hazırlanan belgesel kanıtlar,<br />
-Kuruluş dışından hazırlanarak kuruluşa gönderilen ve<br />
kuruluşta saklanan belgesel kanıtlar (banka hesap özetleri,<br />
satıcı faturaları vb)<br />
-Kuruluş dışı kaynaklarca hazırlanarak doğrudan doğruya<br />
denetçiye gönderilen dış belgesel kanıtlar,<br />
-Denetçi tarafından düzenlenen analitik kanıtlar (ekonomiklik,<br />
kârlılık ve verimlilik analizleri gibi) şeklinde<br />
sınıflamaya tabi tutulur.<br />
C:3 Raporlama Standartları<br />
Kullanıcılar açısından mesleki bir incelemenin yapılmış<br />
olduğu konusundaki tek kanıt denetim raporudur. Bu<br />
açıdan denetim raporunun mesleki bir görüşle hazırlanması<br />
ve kullanıcılara sunulması gereklidir. Raporlama<br />
standartları denetim raporunun yapısı ve hazırlanması<br />
ile ilgili ilkeleri içerir. Toplum içi haberleşmenin ve bu<br />
konuda ortak bir kullanma zorluğu, raporlama standartlarının<br />
genel standartlara ve çalışma alanı standartlarına<br />
oranla çok daha kesin ve özel olmaları gerekir.<br />
• 57 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
Ağırlıklı olarak dış denetime ve amacı itibariyle de özellikle<br />
finansal denetime yönelik olan AICPA tarafından yayınlanmış<br />
olan Genel Kabul Görmüş Denetim Standartlarının<br />
her türlü denetim faaliyetleri için değişmeden<br />
geçerli olması söz konusu değildir. Doğal olarak da yapılan<br />
denetimin özelliğine göre farklı standartlarda saptanabilir.<br />
Özellikle AICPA tarafından yayınlanan raporlama<br />
standartları tamamen finansal denetime yöneliktir. Uygunluk<br />
denetimi ve performans denetiminde veya diğer<br />
farklı denetim konularında farklı standartlar, özellikle raporlama<br />
standartlarının olabileceği doğaldır. Raporlama<br />
standartları, denetim sonucunun yazıyla bildirilmesine<br />
ilişkin standartlardır. AICPA tarafından yayınlanan Genel<br />
Kabul Görmüş Denetim Standartlarından genel standartları<br />
ile çalışma alanı standartları tüm denetim mesleği<br />
için geçerli olsa da, özellikle raporlama standartları<br />
sadece finansal tablo denetimi (muhasebe denetimi–auditing)<br />
geçerlidir. Ancak tüm denetim mesleklerinde, denetim<br />
sonucunda denetim görüşü bildirme yükümlülüğünün<br />
getirdiği, raporlama standardı zorunluluğu AICPA<br />
tarafından yayınlanan raporlama standartlarına çok da<br />
aykırılık oluşturmamaktadır.<br />
C:3-a Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerine Uygunluk:<br />
Denetim raporu, finansal tabloların genel kabul görmüş<br />
muhasebe ilkelerine uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğini<br />
belirtmelidir. Uzman denetçi; finansal tabloların<br />
genel kabul görmüş kuruluşun finansal durumunu,<br />
finansal durumundaki değişiklikleri ve faaliyetlerle ilgili<br />
sonuçları doğru ve dürüst bir biçimde sunduğu konusunda<br />
bir yargı bildirmektedir. Denetçinin böyle bir yargıya<br />
ulaşması için dürüstlükle ilgili belirli ölçütlerden<br />
yararlanması gerekir. Bu ölçüt ise genel kabul görmüş<br />
muhasebe ilkeleridir. Bu standart, denetçinin raporunda<br />
genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uyulması gerektiğini<br />
açıkça öngörmektedir. Bu ilkelere açıkça uyulmamış<br />
olunduğu durumlarda denetçi bunun sonuçlarını<br />
da açıklamakla yükümlüdür.<br />
C:3-b Süreklilik<br />
Denetim raporu, muhasebe ilkelerinin geçmiş dönemle<br />
bağlantılı olarak cari dönemde de değişmeden uygulanmış<br />
olup olmadığını açıkça belirlemelidir. Süreklilik ilkesi<br />
dönemlere ait finansal tabloların karşılaştırılabilmesine<br />
olanak sağlar. Finansal tabloların karşılaştırılabilmesi için<br />
bunların dayanağı olan ilkelerin yıldan yıla değişmemiş<br />
olmaları zorunludur. Ancak geçerli nedenlerin bulunduğu<br />
durumlarda kuruluşlar uyguladıkları ilke ve yöntemlerde<br />
değişiklik yapabilirler. Ancak bu değişiklikler ve<br />
bunların parasal etkileri finansal tabloların dipnotlarında<br />
açıklanır. Denetçi, bir önceki döneme göre değişiklik<br />
yoksa bunu raporunda belirtmez, fakat değişiklikler varsa<br />
bu değişiklikleri raporunda belirtmelidir.<br />
C:3-c Açıklayıcı bilgiler:<br />
Finansal tablolardaki bilgi verici açıklamalar, raporda aksi<br />
belirtilmedikçe makul ölçüde yeterli sayılmalıdır. Finansal<br />
tablolar çeşitli gruplara alacakları ekonomik kararlar<br />
için gerekli olan geçerli bilgiler sunarlar. Karar alıcılar<br />
için bu bilgiler zamanında, eksiksiz, geçerli ve tarafsız<br />
olmalıdır. Bu bilgilerin kimler tarafından kullanılacağı ve<br />
hangi tür ekonomik kararlara dayanak olacakları denetçi<br />
tarafından bilinemez. Finansal tablolar mümkün olduğu<br />
kadar fazla kullanıcıya hitap edebilmek için geniş amaçlı<br />
olarak düzenlenir. Denetçi finansal tablolarda yer alması<br />
gereken açıklayıcı notları da inceleyerek, bu tabloların<br />
kendilerinden beklenen amacı yerine getirip getirmediklerini<br />
araştırır. Yeterli derecede açıklamanın olmaması<br />
durumunda denetçi raporunda bunu belirtir.<br />
C:3-d Görüş Bildirme:<br />
Yürütülen denetimin sonucu denetim raporunda açıklanır.<br />
Denetim raporu, ya bir bütün olarak finansal tablolarla<br />
ilgili bir görüşün bildirilmesini kapsamalı ya da bir<br />
görüş bildiremiyorsa bu durumu nedenleriyle birlikte<br />
açıklamalıdır. Finansal tablolarla birlikte denetçinin adının<br />
geçtiği bütün durumlarda, denetim çalışmasının niteliği<br />
ve varsa denetçinin üstlendiği sorumluluk derecesi<br />
denetim raporunda yer almalıdır. Bu standart denetçinin<br />
finansal tablolarla olan ilişkisinin ve aldığı sorumluluğun<br />
derecesinin belirtilmesini de zorunlu kılmaktadır. Denetim<br />
raporuyla finansal tabloların kullanıcıları, denetçinin<br />
görüşüne güvenerek, finansal tablolardaki bilgileri doğru<br />
ve güvenilir kabul ederler ve alacakları kararlarda kullanırlar.<br />
D- Sonuç<br />
Sonuç olarak, günümüzde güvenlik denetimi, bilgi sistemleri<br />
denetimi ve çevre denetimi yapılan uzmanlık<br />
alanları mevcuttur. Ülkemizde; tek düzen muhasebe<br />
sistemi ve muhasebe standartlarına göre düzenlenen<br />
finansal tablolar, finansal analiz yapılabilecek düzeye<br />
ulaşma çalışmaları değişken bir hızda yürütülmektedir.<br />
Finansal tabloların mali analizi yeni bir ekonomik penceredir.<br />
Bu pencereden bakarsak, 21.yüzyıl bilgi çağı olarak<br />
kabul edildiğine göre bu çağda tüm verilerin doğru ve<br />
gerçek olarak elde edilmesi kolaylaşmıştır. Başka tanımla<br />
artık istenilen veriler kolayca elde edilecek diyebiliriz.<br />
Ekonomik dünyamıza dönersek; 21.yüzyılda globalleşme<br />
veya diğer tanımla küreselleşme ekonomisi sonucu<br />
makro açıdan devler arasında kaynakların kullanımı ayrışık<br />
kademeler meydana getirmektedir. Bu kademeler<br />
içinde küçükten büyüğe yükselen devletlerin ekonomik<br />
büyüklükleri işletmelere yansımaktadır. Küreselleşme<br />
• 58 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
sonucu işletmelerin yapısal büyüklüğünün denetiminde<br />
günümüz denetim standartlarının yetersizliği Enron<br />
ve diğer batılı ülkelerle, ülkemizdeki ulusal medya tabiri<br />
ile hortumlamanın engellenemediği ve denetlenemediği<br />
görüldü. O halde uluslararası genel kabul görmüş<br />
denetim standartlarının, denetçilerin mesleki tecrübesi<br />
ve sorumluluğunun gözden geçirilmesi veya meslek<br />
mensuplarına verilen 3568 sayılı yasa ile verilen denetçi<br />
unvanının hangi safhada olduğunun iyi etüt edilmesi<br />
gerekir.<br />
Günün Sözü «İlerlediğiniz yolda hiç bir zorlukla<br />
karşılaşmıyorsanız bilin ki o yol asla sizi doğruya ulaştırmaz!»<br />
ANONİM<br />
Yararlanılan Kaynaklar<br />
1- SPK, Kurumsal Yönetim İlkeleri. Ankara. 2005<br />
2- OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri Üzerine Açıklayıcı Notlar<br />
3- Uzun, Ali Kamil. Kurumsal Yönetim ve İtibar Sigortası: ”Denetim Komitesi”<br />
4- İstanbul YMM <strong>Odası</strong> Rapor 15 Kasım 2006 ve (http://www.tkyd.org/tr/)<br />
________________________<br />
*<strong>SMMM</strong><br />
• 59 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
BİLGİSAYARLAŞIYOR MUYUZ?<br />
Kimse yukarıdaki başlığa bakarak evrenin sırlarını açıklayacağım<br />
diye bir beklenti içerisinde olmasın. İzleyen satırlarda<br />
sadece kendimle ilgili tespitlerimi bulacaksınız.<br />
Aslında belki de gelecekle ilgili ipuçları da…<br />
Günlük yaşantımızda bilgisayarlar o kadar çok yer bulacak<br />
ki, belki bir gün ayakkabılarımızı bağlayan makineler<br />
bile icat edilecek. Bilgisayarlarla yapılamayacak hiçbir<br />
şey yok. Masa telefonumda bile küçük bir bilgisayar var.<br />
Çok aradığım telefon numaralarını (kapasitesi 20)<br />
aklında tutuyor. Bazen, bunları hafızasında tutmasını istediğim<br />
bir eleman çalıştırsam ne olurdu diye düşünüyorum.<br />
Sorduğum numaralar, acaba yanlış mı diye tereddüt<br />
ederdim. Farkına varmadan sorarken sesim yüksek<br />
çıksa, belki kalbini kırardım. Her gün karnını doyururdum.<br />
Bazen gönlünü almak için evine bırakırdım. Onun<br />
finansman problemleri, benim de zihnimi meşgul ederdi.<br />
Üstelik bu sadece, çalışma mantığı bilgisayarınkiyle<br />
aynı olan küçücük ve çok ucuz bir makine. Arabanızdaki,<br />
navigasyon cihazlarından veya yol bilgisayarlarından hiç<br />
bahsetmiyorum. Bu satırları yazarken dahi imla hataları<br />
yaptığımda, uyarıyor beni. Kaza yaptığım için, servise bıraktığım<br />
aracımı, geri teslim etmeden önce, kontrol için,<br />
bilgisayara bağlayıp, falanca parçasının da değiştirilmesi<br />
gerektiğini bile yine bilgisayar söyledi. O programı yazan<br />
insanın, hata yapmış olabileceği hiç aklıma gelmiyor ve<br />
ben şaşırtıcı bir şekilde kendimi güvende hissediyorum.<br />
Yağmurda yolda kalan aracımın distributör kapağındaki<br />
suyu temizleyerek, yoluma tekrar devam edebilen zavallı<br />
bir kuşağın mensubuydum. Bu bağımlılık, korkutucu<br />
değil mi? Alışacağız. Bilim adamları, molekülün transferini,<br />
gerçekleştirebilsinler, nerede olduğunuzun da hiçbir<br />
önemi kalmayacak.<br />
Yolda, sahipsiz bir bilgisayar bulsam ne yapardım? Benim<br />
için anlamsız bir kütle, muhtemelen dönüp bakmazdım<br />
bile. Ama kendi bilgisayarım kaybolsa, düşünmek bile<br />
tüylerimi diken diken ediyor.<br />
İnsan, bilgisayarlara bu kadar bağımlı olmakla, kendinden<br />
mi kaçıyor acaba? Bu kadar konforu hak edecek ne<br />
yaptık ki? Birileri dâhiyane elektronik bilgileri ile ihtiyaçlarımızı<br />
gideren makineler yaptılar. Biz de bedelini ödedik<br />
ve ödemekteyiz. Belki bir süre sonra, sadece bir kütle<br />
olarak gördüğümüz bilgisayarlar yerine insanları bir<br />
kütle olarak görmeye başlayacağız. Birçok kültür, hatta<br />
birçok dil eriyip gidecek, önümüzdeki yüz yıl. Yeni doğan<br />
çocuklara isim bulmak yerine, numaralar verilecek belki<br />
de. Çocuklarım kendi çocuklarına, kendilerine idol seçtiği<br />
birinin adını koyamayacak. Bilgisayar ‘bu numara daha<br />
önce kullanılmıştı’ uyarısı verecek.<br />
Çok sevdiğim bu kütle, artık beni korkutuyor. Galiba artık<br />
doydum.<br />
__________________<br />
*<strong>SMMM</strong>.<br />
MUSTAFA NAMİ HAS *<br />
Kırklı yaşlarımda, kendi çapımda, ihtiyaçlarımı giderebilecek<br />
programlar yazabilir durumdaydım. Bilgisayarlarla<br />
o kadar iç içe oldum ki, artık kendimi de bir bilgisayar<br />
gibi hissetmeye başladığımı fark ettim. Benden hizmet<br />
alanlar için hiçbir sorun olmamalıydım, onların zihinlerini,<br />
benim finansman problemlerim, asla meşgul etmemeliydi<br />
vs… Sonuç: Bir bilgisayar kadar yalnızım. Elbette<br />
eskiden de insanlar yalnızdı, ama ben aynı zamanda anlaşılamıyorum<br />
da. Zalimce… Bazen de beni en çok kıran,<br />
hizmet verdiğim insanlara, sorun çıkarmadıkça, isteklerinin<br />
arkasının gelmemesi oldu. ‘Çamaşırlarımızı da yıkar<br />
mısın’ isteklerine kendimi hazırlıyorum.<br />
• 60 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
YARGI KARARLARINDA<br />
İYUK<br />
1. Danıştay 4. Dairesi’nin E.2006/2098, K.2007/238<br />
sayı ve 07.02.2007 tarihli kararı<br />
“İYUK’nun ‘ilk inceleme üzerine verilecek karar’ başlıklı<br />
15. maddesinde, dilekçenin reddedilmesi üzerine, yeniden<br />
verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde<br />
davanın reddedileceği kuralına yer verilmiştir.<br />
Mahkemece 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin 1/d<br />
bendi uyarınca dilekçenin reddedilmesi ve 5.12.2005<br />
tarihli yenileme dilekçesinde de aynı yanlışlıkların yapılması<br />
üzerine 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin 5<br />
numaralı fıkrası uyarınca dava reddedilmiş ise de dava<br />
açma hakkının kullanılmasına engel olabilecek böyle bir<br />
durum hakkında davacının bilgilendirilmesi gerekirken<br />
Mahkemece verilen ilk dilekçe ret kararında, aynı yanlışlıkların<br />
tekrarı halinde davanın reddedileceği belirtilmediğinden<br />
usulüne uygun olmayan ilk dilekçe ret kararı<br />
üzerine aynı yanlışlıkların yapıldığından söz edilerek davanın<br />
reddedilmesinde yasaya uyarlık görülmemiştir.”<br />
2. Danıştay 3. Dairesi’nin E.2005/304, K.2005/2379<br />
sayı ve 10.11.2005 tarihli kararı<br />
“VUK’nun 120. maddesinde, vergiye ilişkin hesaplarda<br />
veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız<br />
veya fazla veya eksik vergi alınması olan vergi hatalarını<br />
düzeltme yetkisinin vergi dairesi müdürüne ait olduğu<br />
kurala bağlanmıştır.<br />
(...) davacının aylıklarından vergi kesmek ve ilgili vergi<br />
dairesine yatırmaktan sorumlu olan Rektörlüğün fazladan<br />
kesildiği ileri sürülen vergilerin düzeltilerek iade<br />
edilmesi konusunda işlem kurmaya yetkili olmadığı<br />
açıktır.<br />
Bu yoldaki istemlerin verginin yatırıldığı vergi dairesi<br />
müdürlüklerine yöneltilmesi ve istemin reddi halinde<br />
VUK’nun 116-126 maddelerine göre işlem yaratıldıktan<br />
sonra bu işlemlerin idare davaya konu yapılması olanaklıdır.<br />
Bir davanın süre aşımı nedeniyle reddedilebilmesi için<br />
İYUK’nun 14. maddesinin 3. fıkrasına bağlı (a), (b), (c) ve<br />
(d) bentlerinde yazılı durumların bulunmaması gerekir.<br />
(...) Rektörlüğünün; ödenmiş ve vergisi tevkif edilmiş<br />
aylıklara uygulanmış olan vergi oranının düzeltilmesi<br />
ve fazladan yapılmış tevkifatın davacıya ret ve iadesi<br />
konusunda işlem kurmaya yetkili olmaması nedeniyle<br />
istenen düzeltmenin Rektörlükçe yapılamayacağını duyuran<br />
yazının, vergilendirme alanında kurulmuş idari<br />
davaya konu olabilecek bir işlem olmadığı gözetilerek<br />
vergi mahkemesince; İYUK’nun 14. maddesinin ( 3/d<br />
) bendi ve 15. maddesinin ( 1/b ) bendi uyarınca karar<br />
verilmesi gerekirken davanın süre aşımı nedeniyle reddi<br />
yolunda verilen karar hukuka uygun düşmemiştir.”<br />
3. Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nun<br />
E.2007/411, K.2007/492 sayı ve 30.11.2007 tarihli<br />
kararı<br />
“İYUK’nun 5. maddesinde her idari işlem aleyhine ayrı<br />
ayrı dava açılacağı; ancak, aralarında maddi veya hukuki<br />
yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunan birden<br />
fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği<br />
öngörülmüştür.<br />
İdari işlemlere karşı ayrı ayrı dava açılması gerektiğine<br />
ilişkin asıl kurala istisna olarak getirilmiş olan bu maddeye<br />
uygun olarak birden fazla idari işleme karşı tek dilekçe<br />
ile açılan bir davada, yargı yerince, hem usul hem<br />
de esas yönünden yapılacak inceleme ile ulaşılacak sonuç,<br />
tüm işlemler açısından kabul edilirken, her bir işlem<br />
yönünden hem usul hem esas yönünden ayrı inceleme<br />
yapılmasının gerekli olduğu durumlarda, söz konusu işlemlere<br />
karşı tek dilekçe ile dava açılabileceğinin kabulüne<br />
olanak yoktur.<br />
Bir başka anlatımla, işlemlerden birinin diğerinin sonucu<br />
olmadığı veya biri hakkında verilen kararın diğer işlemi<br />
de etkilemediği durumlarda, birden çok işlemin bir dilekçe<br />
ile dava konusu yapılamayacağı açıktır.<br />
Uyuşmazlıkta, davacı şirkete tebliğ edilen kırk beş işlem<br />
tek dilekçeyle davaya konu edilmiş olup, 4458 sayılı<br />
Gümrük Kanununun ilgili hükümlerine uygun olarak düzenlenip<br />
düzenlenmediği yönünden, her birinin ayrı ayrı<br />
incelenmesi zorunluluğu bulunduğundan, İYUK’nun 5.<br />
Maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin reddi gerekirken,<br />
dosyanın tekemmül ettirilerek işin esası hakkında<br />
karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.”<br />
• 61 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
YARGI KARARLARINDA<br />
GELİR VERGİSİ<br />
1. Danıştay 4. Dairesi’nin E.1992/68, K.1993/1725<br />
sayı ve 20.04.1993 tarihli kararı<br />
“Davacını 17.10.1990 gününde gayrimenkul ipoteği karşılığında<br />
1.5.1991 tarihinde ödenmek üzere verdiği borç<br />
paradan elde ettiği ve inceleme üzerine beyan ettiği<br />
menkul sermaye iradını düşük gösterdiği gerekçesiyle<br />
yapılan tarhiyat tadilen tasdik edilmiştir. Menkul sermaye<br />
iradında gelirin elde edilmesi, gelirin ekonomik yönden<br />
tasarruf edilebilmesi şartına bağlıdır.<br />
Davacının, 1990 yılında bu yıl geliri olarak beyan ettiği<br />
tutardan fazla faiz geliri elde ettiği saptanmamıştır. Menkul<br />
sermaye iradı nedeniyle bulunan bu gelirin, borcun<br />
verildiği tarihte, vade tahakkuk etmeden elde edildiğinin<br />
kabulü mümkün değildir. İhtirazi kayıtla beyanname<br />
verilmemiş olması beyan edilen verginin dava konusu<br />
edilmesini engellese de beyana dahil edilmeyen tutar<br />
hakkında dava açılmasını ve açılan davanın incelenmesini<br />
engellemez.<br />
Buna rağmen davacının 1990 takvim yılında elde ettiğini<br />
kabul ederek beyan ettiği faiz geliri üzerinden vade tarihine<br />
göre hesaplanıp istenen vergi ve cezanın tasdikinde<br />
isabet görülmemiştir.”<br />
2. Danıştay 4. Dairesi’nin E.2004/627, K.2004/2636<br />
sayı ve 29.12.2004 tarihli kararı<br />
“Davacının ortağı olduğu limitet şirketin 2000 yılı işlemlerinin<br />
incelenmesi sonucunda beyan dışı bırakıldığı tespit<br />
edilen kazanca isabet eden kârın, şirket tarafından<br />
ortaklara dağıtıldığı ve dağıtılan kâr payından davacının<br />
hissesine düşen payın da davacı yönünden elde edilmiş<br />
menkul sermaye iradı olduğu belirtilerek tarhiyat yapılmış<br />
ise de; şirket adına yapılan inceleme sonucu beyan<br />
dışı bırakıldığı saptanan kazancın ortaklara dağıtılmış olduğu<br />
yönündeki tespitin varsayımdan öte herhangi somut<br />
belgeye dayanmaması, şirket ortağı olan davacının<br />
da bu kazançtan hissesine düşen kâr payını elde ettiğine<br />
dair bir bulguya rastlanılmaması ve dolayısıyla menkul<br />
sermaye iradının hak sahibi tarafından elde edilmiş olmasından<br />
söz edilemeyecek olması sebepleriyle, yapılan<br />
tarhiyat yasal isabetten yoksundur.”<br />
3. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun<br />
E.2003/233, K.2003/414 sayı ve 14.11.2003 tarihli<br />
kararı<br />
“GVK’nın 37/2-4. maddesinde, gayrimenkullerin alım,<br />
satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden<br />
elde ettikleri kazancın ticari kazanç sayılacağı<br />
kurala bağlanmıştır.<br />
Dava konusu olayda, hırdavat ticareti işi nedeniyle<br />
gelir vergisi mükellefi olan davacının, 1999 yılında<br />
12.400.000.000 liraya aldığı yedi adet gayrimenkulü<br />
1999 yılının Temmuz, Ağustos ve Ekim aylarında üç ayrı<br />
kişiye 23.800.000.000 lira bedelle sattığı ve bu faaliyetinden<br />
elde ettiği geliri beyan dışı bıraktığı anlaşılmaktadır.<br />
Bu alım satımlar dolayısıyla elde edilen kazancın ticari<br />
kazanç olarak vergilendirilmesi, GVK’nın 37. maddesi<br />
hükmünde devamlılık unsuru taşıması koşuluna bağlanmıştır.<br />
Olayda bir yıl içinde birden çok satışın varlığı devamlılık<br />
koşulunun oluştuğunu göstermekte olup, bu işlemlerin<br />
kazanç sağlama gayesiyle yapılmadığı kanıtlanamamıştır.<br />
Bu durumda, ticari faaliyeti bulunduğu açık olan davacı<br />
adına söz konusu gayrimenkul alım satımları nedeniyle<br />
takdir olunan matrahın hukuka uygun olup olmadığı<br />
araştırılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, kazancın<br />
değer artış kazancı olduğu kabul edilmek suretiyle<br />
tarhiyatın kaldırılması yolundaki ısrar kararında hukuka<br />
uygunluk görülmemiştir.”<br />
4. Danıştay 4. Dairesi’nin E.2004/1429, K.2005/498<br />
sayı ve 29.03.2005 tarihli kararı<br />
“GVK’nın 85/1. maddesinde, mükelleflerin, 2. maddede<br />
yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri<br />
kazanç ve iratları için bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça<br />
yıllık beyanname verecekleri belirtilmiş, aynı maddenin<br />
3. fıkrasının 1 ve 2 numaralı bentlerinde; yabancı<br />
memleketlerde elde edilen kazanç ve iratların yükümlünün<br />
bunları Türkiye’de hesaplarına intikal ettirdiği yılda,<br />
Türkiye’deki hesaplara intikal ettirmemesinin iradesi dışındaki<br />
sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde,<br />
mükellefin bunları tasarruf edebildiği yılda elde edilmiş<br />
sayılacağı açıklanmıştır.<br />
Bu düzenlemeyle, kanun koyucu, kazanç ve iratların Türkiye’deki<br />
hesaplara intikal ettirilmemesinin iradesi dışındaki<br />
sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde<br />
• 62 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
mükellefin bunları tasarruf edebildiği yılda elde edilmiş<br />
sayılacağını kabul ettiğinden kazançların, elde edildiği<br />
tarihte Türkiye’ye getirilerek vergilendirileceği kuralının<br />
asıl kural olduğu, ancak mükellefin iradesi dışında gelişen<br />
istisnai durumlarda Türkiye’ye getirilemeyen gelirin<br />
tasarruf edilebildiği yılda vergilendirilmesi gerektiği<br />
açıktır.<br />
Davacının, Amerika Birleşik Devletlerinde aracı kuruluşlardan<br />
elde ettiği, ancak Türkiye’deki hesaplarına intikal<br />
ettirmediği faiz ve değer artış kazançları üzerinde hukuki<br />
ve ekonomik yönden tasarruf edebileceği konusunda<br />
bir uyuşmazlık bulunmadığından yurtdışında elde ettiği<br />
geliri kendi iradesiyle Türkiye’ye getirmemesi nedeniyle<br />
adına yapılan tahakkuk işleminde yasaya aykırılık olmadığından<br />
tahakkuk ettirilen vergi ve fon payının kaldırılması<br />
yolundaki mahkeme kararında isabet görülmemiştir.”<br />
ÖZELGELERDE<br />
KURUMLAR VERGİSİ<br />
1. Konya Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 15.09.2009<br />
tarih ve 1836 sayılı özelgesi:<br />
“KVK’nun 5/1-h maddesi ile yurtdışında yapılan inşaat,<br />
onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak<br />
Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar,<br />
herhangi bir koşula bağlanmaksızın Kurumlar<br />
Vergisi’nden istisna edilmiştir.<br />
Teknik hizmetlerden elde edilen kazançlarında istisnadan<br />
yararlanabilmesi için, bu işlerin yurtdışında bulunan<br />
işyerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla yapılması,<br />
yurtdışında ayrıca bir işyeri veya daimi temsilci olmadan<br />
yapılan teknik hizmetlerin ise hizmet ihracatı olarak nitelendirilmesi<br />
gerekir.<br />
Bu arada, kurumların yurtdışında bir inşaat ve onarım işi<br />
varsa, buna bağlı teknik hizmetler ister Türkiye’de isterse<br />
yurtdışında yapılsın, elde edilen kazançlar istisnadan<br />
yararlanabilecektir.<br />
Bu itibarla, yurtdışında faaliyet gösterecek un fabrikasının<br />
makine ve donanımlarının montajı ve bu işe bağlı<br />
olarak yapılan proje çizimi gibi teknik hizmetlerden elde<br />
edilen kazancın Kurumlar Vergisi’nden istisna edilmesi<br />
için yurtdışında bir işyeri veya daimi temsilcinin bulunması<br />
gerekmektedir.”<br />
2. Adana Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 07.08.2009<br />
tarih ve 2220 sayılı özelgesi:<br />
“KVK’nun 6. maddesi ve GVK’nın 37/1. maddesinde yer<br />
alan her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların<br />
ticari kazanç sayılacağına dair hüküm uyarınca, ihraç<br />
edilen tarım ürünleri karşılığında ödenen ihracat iadesi<br />
yardımlarının ticari ve sınai bir faaliyet kapsamında<br />
elde edilen kazanç olması sebebiyle, kurum kazancının<br />
tespitinde hasılat olarak dikkate alınması gerekir.”<br />
3. Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 22.10.2009<br />
tarih ve 3901 sayılı özelgesi:<br />
“KVK’nun 11/1-g maddesinde, sözleşmelerde cezai şart<br />
olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere, kurumun<br />
kendisinin, ortağının, yöneticisinin ve çalışanlarının suçlarından<br />
doğan maddi ve manevi tazminat giderlerinin<br />
kurum kazancının tespitinde gider olarak kabul edilemeyeceği<br />
düzenlenmiştir.<br />
Gerek KVK’nun ilgili maddesi gerekse GVK’nın 41/6. maddesinde<br />
yer alan hüküm uyarınca, tazminatların gider<br />
olarak yazılabilmesi için işle ilgili olması ve sözleşmeye,<br />
ilama ve kanun emrine bağlı bulunması ve işle ilgili olsa<br />
dahi kurumun kusurundan kaynaklanmaması gerekir.<br />
Bu açıklamalar gereğince, şirket çalışanının sevk ve idaresindeki<br />
araçla yaptığı trafik kazası nedeniyle, Asliye<br />
Hukuk Mahkemesi kararına istinaden ödenen tazminatın,<br />
kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi<br />
mümkün değildir.”<br />
4. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 03.11.2008<br />
tarih ve 23129 sayılı özelgesi:<br />
“Gerçek ve tüzelkişilerin, federasyonlara, gençlik ve spor<br />
kulüplerine veya sporculara, spor tesisleri ve faaliyetlerine<br />
ilişkin olarak Gençlik ve Spor Müdürlüğü Sponsorluk<br />
Yönetmeliği’nde belirtilen usul ve esaslarda yapacakları<br />
sponsorluk harcamalarını Kurum ve Gelir Vergisi’nden<br />
indirim konusu yapabilirler.<br />
Üniversitenin tiyatro kulübüne yapılacak sponsorluk<br />
harcamalarının söz konusu yönetmelik kapsamında<br />
sponsorluk faaliyeti ve harcaması olarak düzenlenmemiş<br />
olması sebebiyle, bu harcamaların Kurum ve Gelir<br />
Vergisi açısından indirim konusu yapılması mümkün değildir.<br />
Bununla beraber, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun<br />
• 63 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
56/b maddesinde yer alan, Kurum veya Gelir Vergisi mükelleflerinin<br />
üniversitelere ve ileri teknoloji enstitülerine<br />
makbuz karşılığı yapacakları nakdi bağışların, yıllık Kurumlar<br />
ve Gelir Vergisi beyannamelerinde gelirlerden<br />
veya kurum kazancından indirim konusu yapılacağı<br />
düzenlemesi uyarınca, mükelleflerin tiyatro kulübünün<br />
bulunduğu üniversiteye yapacağı nakdi bağışları kazanç<br />
matrahlarından indirim konusu yapmaları mümkündür.”<br />
ÖZELGELERDE<br />
BELGE DÜZENİ<br />
1. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın<br />
29.06.2009 tarih ve 22432 sayılı özelgesi<br />
“Müşterilerin banka kredi kartlarında bulunan 8.000,00<br />
TL üzeri ekstre borçlarının mağazalarında bulunan POS<br />
cihazlarını kullanmak suretiyle nakit olarak ödeme istedikleri<br />
bildirilerek, banka adına belirtilen tutar üzeri<br />
nakit ekstre ödemlerinin mağazalarında bulunan POS<br />
cihazları vasıtasıyla yapılıp yapılamayacağı yönünde görüş<br />
talep edilmiştir.<br />
320 seri no’lu VUK Genel Tebliği’nde, ‘Müşterinin banka<br />
kartı ve kredi kartı ile yapmış olduğu harcamalara ait<br />
banka ekstresinde gösterilen bedelin banka ile arasında<br />
sözleşme bulunan ve tahsilât yetkisi verilmiş üye işyeri<br />
tarafından tahsilinin nakit olarak pos cihazı ile yapılması,<br />
tahsilâtın banka kayıt sisteminden geçmesi ve müşterinin<br />
banka nezdinde bulunan hesabına aktarılması nedeniyle<br />
bu tahsilâtların hesap bildirim cetvelleri ile belgelendirileceğinden,<br />
ödemenin banka aracılığı ile yapılmış<br />
olduğu kabul edilecektir.’ düzenlemesine yer verilmiştir.<br />
Buna göre, şirketinizin bankanın üye işyeri olması, şirketinize<br />
tahsilat yetkisinin banka ile aranızda düzenlenecek<br />
sözleşme ile verilmesi, ödemenin bankanın kayıt<br />
sisteminden geçiyor olması ve ödemenin hesap bildirim<br />
cetveli ile belgelendirilebilmesi halinde, müşterilerinizin<br />
8000 TL üzeri ekstre bedelinin işyerinizde bulunan pos<br />
cihazından banka adına tahsil edilmesi mümkün bulunmaktadır.”<br />
2. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın<br />
27.01.2010 tarih ve 3089 sayılı özelgesi<br />
“Yurtdışından alınan hizmet nedeniyle yüklenilen tutarların<br />
işin mahiyetine göre gider unsuru olarak dikkate<br />
alınabilmesi için VUK’nun 229 vd. maddelerinde yer alan<br />
belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.<br />
Aksi durumda gider unsuru olarak dikkate alınabilmesi,<br />
ancak yurt dışından alınan söz konusu belgelerin hizmetin<br />
alındığı ülkede uygulanan vergi mevzuatı çerçevesinde<br />
muteber bir belge olduğunun kabulü halinde<br />
mümkün bulunmaktadır.<br />
Bu itibarla, e-ticket receipt, flight/booking/payment<br />
confirmation, flight itinerary gibi isimlerle anılan elektronik<br />
biletler ve bunlara ait kredi kartı slipleri, gerek<br />
VUK’da yer alan ispat edici vesikalar arasında yer almayıp<br />
gerekse de 334 seri no’lu VUK Genel Tebliğinde belirtilen<br />
IATA standartlarda düzenlenecek elektronik biletlere<br />
ilişkin asgari bilgileri içermese de; söz konusu belgelerin<br />
ilgili ülke mevzuatına göre muteber bir belge sayılması<br />
ve elektronik ortamda alınan bu belgelerin çıktılarının<br />
yapılan ödemeyi gösterir banka kredi kartı slip ve ekstreleri<br />
ile birlikte muhafaza ve ibrazı ile alınan hizmetin<br />
ticari işin bir gereği olarak alındığının tevsik edilmesi durumunda<br />
yapılan ödemelerin gider olarak kaydedilebileceği<br />
tabiidir.”<br />
3. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 04.05.2007<br />
tarih ve 1306 sayılı özelgesi<br />
“VUK’nun 240/A maddesinde, taşıma irsaliyesi; ücret karşılığında<br />
eşya nakleden gerçek ve tüzel kişiler naklettikleri<br />
eşya için, 209. maddede yazılı bilgilerle, sürücünün<br />
ad ve soyadı ve aracının plaka numarasını ihtiva eden<br />
ve seri ve sıra numarası dâhilinde teselsül eden irsaliye<br />
kullanmak zorundadır. Bu irsaliyelerin bir nüshası eşyayı<br />
taşıttırana, bir nüshası eşyayı taşıyan aracın sürücüsüne<br />
veya kaptanına verilir, bir nüshası da taşımayı yapan<br />
nezdinde saklanır.<br />
Buna göre, işletmenin aktifine kayıtlı tankerlerle su satışı<br />
yapması halinde sevk irsaliyesi düzenlenmesi, ancak su<br />
satışının nakliyeci firmalara ait tankerlerle gerçekleştirilmesi<br />
halinde ise bu firmalarca taşıma irsaliyesi düzenlenmesi<br />
gerekir.”<br />
4. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 17.09.2008<br />
tarih ve 9436 sayılı özelgesi<br />
“Noter satış senedi VUK’da yer alan vesikalardan biri olmayıp,<br />
gerçek usulde vergiye tabi mükelleflerin vergi<br />
mükellefi olmayan kişilerden noter satış senedi ile araç<br />
• 64 •
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
satın alması halinde gider pusulası düzenlemesi gerekir.<br />
Esnaf muaflığından yararlanmayan ve mükellefiyeti olmayan<br />
şahıstan gider pusulası düzenleyerek alınacak<br />
araç için yapılan ödemelerde gelir vergisi tevkifatı yapılmasına<br />
gerek bulunmamaktadır.”<br />
ÖZELGELERDE<br />
AMORTİSMANLAR<br />
1. Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 19.06.2007<br />
tarih ve 32313 sayılı özelgesi<br />
“İşletmede kullanılan makine, teçhizat, cihaz veya makinelerin<br />
arızalanması halinde yedek olarak kullanıma hazır<br />
bulundurmak için satın alınan iktisadi kıymetler için,<br />
VUK’nun 320. maddesi gereğince, aktifleştirildikleri yıldan<br />
başlayarak söz konusu kıymet için belirlenmiş olan<br />
faydalı ömür ve amortisman oranları dikkate alınarak<br />
amortisman ayrılması gerekmekte olup, fiilen kullanma<br />
tarihinde itibaren amortisman ayrılmaya başlanması söz<br />
konusu değildir.”<br />
2. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 08.06.2007<br />
tarih ve 4538 sayılı özelgesi<br />
“İhale sonucu bir bütün olarak satın alınan otele ait iktisadi<br />
kıymetlerin bedellerinin her bir kıymet bazında<br />
bilinememesi nedeniyle (aktife alındığı 2005 yılında)<br />
amortisman ayrılamamış, sonraki dönemlerde usulüne<br />
uygun amortisman ayırabilmek için takdir komisyonuna<br />
başvurulmuştur.<br />
Takdir komisyonu kararı sonucunda otele ait her bir iktisadi<br />
kıymetin amortismana konu bedelinin belirlenmesinden<br />
sonra amortisman ayrılacak olmakla beraber,<br />
2005 yılında ayrılamayan amortismanın sonraki dönemlerde<br />
ayrılıp ayrılamayacağı hususunda başkanlık görüşü<br />
talep edilmiştir.<br />
VUK’nun 320. maddesinde, her yılın amortismanının<br />
ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabileceği ile<br />
amortismanın herhangi bir yıl yapılmamasından veya<br />
ilk uygulanan nispetten düşük bir hadle yapılmasından<br />
dolayı amortisman süresinin uzatılamayacağı hükme<br />
bağlanmıştır.<br />
Bu itibarla, şirketin, özelleştirme sonucu satın aldığı otel<br />
binasının mütemmim cüzleri, yer üstü düzenleri ve demirbaşları<br />
ile birlikte iktisadi kıymetlerinin amortisman<br />
süresi, iktisadi kıymetlerin aktife alındığı 2005 yılında<br />
başladığından, 2005 yılında herhangi bir nedenle ayrılamayan<br />
amortismanların sonraki dönemlerde ayrılması<br />
mümkün bulunmamaktadır.”<br />
3. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 18.11.2009<br />
tarih ve 9828 sayılı özelgesi<br />
“KVK’nun 6. maddesi ve GVK’nun 40/5 ve 7. bentleri uyarınca,<br />
şirketin, satın almış olduğu binek otomobile ait<br />
giderlerini, şirket aktifine kayıtlı olması şartıyla, GVK’nın<br />
40/5. maddesine ve araca ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu<br />
hükümlerine göre ayrılan amortismanları da 40/7’nci<br />
maddesine istinaden kurum kazancının tespitinde indirim<br />
konusu yapması mümkün bulunmaktadır.”<br />
4. Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 19.06.2007<br />
tarih ve 32313 sayılı özelgesi<br />
“İşletmede kullanılan tesis, cihaz ve makinelerin arızalanması<br />
durumda yedek olarak kullanıma hazır halde<br />
bulunan iktisadi kıymetlerin, aktifleştirildikleri yıldan<br />
başlayarak iktisadi kıymet için belirlenen faydalı ömür ve<br />
amortisman oranları dikkate alınarak amortismana tabi<br />
tutulması gerekir.”<br />
5. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 02.01.2006<br />
tarih ve 22 sayılı özelgesi<br />
“Limitet şirketlerin nev’i değişimi ile anonim şirkete dönüşülmesi<br />
KVK hükümleri uyarınca devir hükmündedir.<br />
Bu hükümden hareketle, devir halinde, devrolunan limitet<br />
şirket, devir tarihinin içinde bulunduğu hesap döneminden<br />
devir tarihine kadar geçen süre için, devralan<br />
anonim şirket de devir tarihinden itibaren devir tarihinde<br />
içinde bulunduğu hesap döneminin sonuna kadar<br />
geçen süre için amortisman ayırabilir.<br />
Devir tarihinin 02.01.2006 tarihinde tescil edilmesi halinde<br />
ise kıst amortisman uygulanmaz, bu tarihin aşılması<br />
halinde istenirse kıst amortisman uygulanır.”<br />
• 65 •
YARGI KARARLARINDA<br />
TEBLİGAT<br />
SAYI 7 | MAYIS 2011<br />
1. Danıştay 4. Dairesi’nin E.2006/4303, K.2007/3365<br />
sayı ve 05.11.2007 tarihli kararı<br />
“213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 94. maddesine göre<br />
muhatabın bulunamaması halinde ‘ikametgâh adresinde<br />
bulunanlardan’ birine tebligat yapılması yeterli olup,<br />
kanunda, ikametgâh adresinde bulunanların o adreste<br />
ikamet etmeleri şartı öngörülmemiştir.<br />
Dosyanın incelenmesinden, (…) tarhiyata ait ihbarnamelerin<br />
davacının bilinen adresinde kardeşine tebliğ<br />
edildiği (…) anlaşılmaktadır.<br />
Olayda, tebliğ esnasında davacının ikametgâhında bulunan<br />
kardeşine yapılan tebligat kanuna uygundur.<br />
Dava konusu ödeme emirlerinin dayanağını teşkil eden<br />
tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin davacı ile aynı adreste<br />
ikamet etmediği anlaşılan kardeşine tebliğ edilmesinin<br />
kanuna aykırı olduğu, bu nedenle usulüne uygun olarak<br />
kesinleşmiş bir amme alacağı bulunmadığı yolundaki<br />
mahkeme kararı hukuka uygun görülmemiştir.”<br />
2. Danıştay 9. Dairesi’nin E.2005/872, K.2007/329<br />
sayı ve 13.02.2007 tarihli kararı<br />
“(…) vergi dairesi müdürlüğünün dava aşamasında vergi<br />
mahkemesine verdiği savunma dilekçesinde, davacı<br />
şirketin bilinen adreslerinde yapılan muhtelif tarihlerdeki<br />
yoklamalarda şirket ve şirketi temsile yetkili olanların<br />
bulunamadıkları ifade edilmesine karşın, yapılan<br />
yoklama sonucu düzenlenen ‘yoklama fişi’ ile ‘posta ya<br />
da memur eliyle tebligat’a ilişkin hükümlerin aynı hukuki<br />
sonuçları doğurması mümkün olmadığından, yoklama<br />
sonucu davacı şirketin adresinde bulunamadığının<br />
tespit edilmesi, posta ya da memur eliyle yapılacak bir<br />
tebligat olmaksızın tek başına, ilanen tebligat yoluna<br />
gidilmesi sonucunu yaratabilecek hukuki bir dayanak<br />
oluşturmayacaktır.<br />
Vergi ceza ihbarnamelerinin içinde bulunduğu tebliğ<br />
zarfının dosyada mevcut olmaması nedeniyle dairemizce<br />
verilen 22.5.2006 tarih ve E.2005/872 sayılı ara kararı<br />
uyarınca bu tebliğ alındısı istenilmiş olup, davalı idarece<br />
gönderilmemiştir.<br />
Bu durumda, vergi dairesi müdürlüğünün davacı şirketin<br />
bilinen adreslerinde yapmış olduğu yoklamalar dışında,<br />
posta yoluyla veya memur eliyle adrese tebligat yapmadığı<br />
sonucuna varılmış olup, cezalı tarhiyata karşı açılan<br />
davanın ıttıla tarihine göre süresinde olduğunun kabulü<br />
suretiyle işin esasının incelenmesi gerekmektedir.”<br />
3. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu E.2003/132,<br />
K.2003/388 sayı ve 17.10.2003 tarihli kararı<br />
“Davacı şirketin kuruluşuna ilişkin... tarihli Türkiye Ticaret<br />
Sicili Gazetesinde belirtilen adresinin 19.8.19994 tarihli<br />
dilekçe ile... olarak değiştirildiği, şirketin davalı idareye<br />
de bildirilen bu adreste faaliyete başladığının tutanaklarla<br />
tespit edildiği, 1994 yılı Kurumlar Vergisi beyannamesinde<br />
de bu adresin bildirildiği, dava açma tarihi<br />
olan... tarihinde dahi dava dilekçesinde bu adresin kullanıldığı,<br />
vergi dairesince ihbarnamelerin üç ayrı tarihte<br />
memur eliyle belirtilen adreste tebliğ edilmeye çalışıldığı<br />
ancak şirketin adreste bulunamaması sebebiyle tebliğ<br />
yapılamadığı, şirket temsilcisi ve ortaklarının 1994 yılı<br />
Kurumlar Vergisi beyannamesinde bildirdikleri… adresinde<br />
de tebligat yapılamadığı anlaşılmaktadır.<br />
VUK’nun 103. maddesinde, muhatabın adresi hiç bilinmezse,<br />
muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş<br />
olur ve bu yüzden gönderilen mektup geri gelirse, başkaca<br />
sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına<br />
imkân bulunmazsa, yabancı memleketlerde bulunanlara<br />
tebliğ yapılmasına imkân olmazsa ilanen tebligat yoluna<br />
gidileceği kurala bağlanmıştır.<br />
Dava konusu olayda davacı şirketin ve temsilcilerinin<br />
bilinen adreslerinde tebligat yapılamadığı açık olduğundan,<br />
ihbarnamelerin ilanen tebliğ edilmesinde ve<br />
ilan yoluyla tebliğ edilerek tahakkuk ettirilen ancak vadesinde<br />
ödenmeyen amme alacağının tahsili amacıyla<br />
ödeme emri düzenlenmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır.<br />
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile... Vergi Mahkemesinin...<br />
günlü ve... sayılı ısrar kararının bozulmasına,<br />
17.10.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.”<br />
ARAMIZDAN AYRILANLAR<br />
• Erciyes Üniversitesi eski öğretim üyelerinden,<br />
<strong>Kayseri</strong> Meslek Yüksekokulu eski Müdürü, Kırgızistan<br />
Manas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı<br />
ve Odamız üyesi Prof. Dr. Kasım KARAHAN Hakk’ın<br />
rahmetine kavuşarak aramızdan ayrılmıştır. Kendisine<br />
yüce Allah’tan rahmet ve yakınlarına da başsağlığı diliyoruz.<br />
• Üyelerimizden SM. Talip TURGUT Hakk’ın rahmetine<br />
kavuşarak aramızdan ayrılmıştır. Kendisine yüce<br />
Allah’tan rahmet ve yakınlarına da başsağlığı diliyoruz.<br />
• Odamız Üyesi <strong>SMMM</strong>. Mustafa Mehter’in abisi<br />
YMM. Hamdi Mehter Hakk’ın rahmetine kavuşarak aramızdan<br />
ayrılmıştır. Kendisine yüce Allah’tan rahmet ve<br />
yakınlarına da başsağlığı diliyoruz.<br />
• Odamız Üyesi <strong>SMMM</strong>. Mahmut Sungur’un amcası<br />
Hakk’ın rahmetine kavuşarak aramızdan ayrılmıştır.<br />
Kendisine yüce Allah’tan rahmet ve yakınlarına da başsağlığı<br />
diliyoruz.<br />
• 66 •