bildiri özet kitabı - Ulusal Travma ve Acil Cerrahi DerneÄi
bildiri özet kitabı - Ulusal Travma ve Acil Cerrahi DerneÄi
bildiri özet kitabı - Ulusal Travma ve Acil Cerrahi DerneÄi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
8. ULUSAL TRAVMA VE CERRAHİ KONGRESİ 14-18 EYLÜL 2011, ANTALYA, TÜRKİYE<br />
[S-010]<br />
Bezoarlara bağlı intestinal obstrüksiyon<br />
olgularında cerrahi tedavi seçenekleri <strong>ve</strong> sonuçları<br />
Fatih Altıntoprak 1 , Enis Dikicier 2 , Güner Çakmak 2 , Ömer Yalkın 2 ,<br />
Gökhan Akbulut 1 , Osman Nuri Dilek 1<br />
1<br />
Sakarya Üni<strong>ve</strong>rsitesi Tıp Fakültesi, Genel <strong>Cerrahi</strong> Anabilim Dalı<br />
2<br />
Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi, Genel <strong>Cerrahi</strong> Kliniği<br />
AMAÇ: Bezoar nedeniyle ameliyat edilmiş olan olguların demografik<br />
özelliklerini sunmak <strong>ve</strong> enterotomi yapılmış <strong>ve</strong> yapılmamış olan olgulardaki<br />
cerrahi sonuçlarını karşılaştırmak. MATERYAL-METOD: 2004-<br />
2011 yılları arasında gastrointestinal sistemin çeşitli seviyelerinde bezoara<br />
bağlı obstrüksiyon sebebiyle ameliyat edilmiş olan 54 olgunun<br />
kayıtları retrospektif olarak değerlendirildi. Midede <strong>ve</strong> kolonda izole<br />
olarak bezoar saptanan olgular değerlendirme dışı bırakıldıktan sonra<br />
enterotomi yapılan <strong>ve</strong> yapılmayan olguların tedavi sonuçları istatistiksel<br />
olarak karşılaştırıldı. SONUÇLAR: Olguların 35’i kadın (%64.8),<br />
19’u erkek (%34.2), yaş ortalaması 57.7 (26-84) <strong>ve</strong> 1’i hariç tüm olgularda<br />
bezoar türü fitobezoardı. Olgunun 26’sında (%48,1) geçirilmiş<br />
abdominal girişim hikayesi mevcuttu <strong>ve</strong> bu girişimlerin 17’si (%65,3)<br />
peptik ülser nedenliydi. Ellidört olguda toplam 69 adet bezoar saptandı.<br />
En sık bezoar lokalizasyonu jejenumdu (24 olgu, %44.4). Nadir<br />
görülen bezoar lokalizasyonları ise duodenum (1 olgu, %1.8) <strong>ve</strong> kolondu<br />
(1 olgu, %1.8). 14 olguda (%25.9) gastrointeatinal sistemin değişik<br />
lokalizasyonlarında 1’den fazla sayıda bezoar olduğu saptandı.<br />
İki olguda (%3.7) ileumda, 1 olguda (%1.8) ise kolonda bezoar basısına<br />
bağlı nekroz <strong>ve</strong> perforasyon mevcuttu. Ondört olguda (%25.9) bezoar<br />
mekanik olarak parçalanarak çekuma ilerletilirken, kalan olgularda<br />
gastrotomi, enterotomi <strong>ve</strong>ya intestinal rezeksiyon işlemlerinden<br />
en az biri uygulandı. Beş olguda (%9.2) yara yeri enfeksiyonu, 5 olguda<br />
(%9.2) pulmoner komplikasyonlar, 3 olguda ise (%5.5) postoperatif<br />
erken dönemde yapışıklıklara bağlı ileus gelişti. İki olgu (%3.7) postoperatif<br />
erken dönemde yoğun bakım takipleri sırasında kaybedildi.<br />
Enterotomi yapılan olgularda komplikasyonlar daha fazla görülmekle<br />
birlikte fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0.7). TARTIŞMA:<br />
Bezoarlar intestinal obstrüksiyonların nadir nedenleri arasında olsa<br />
da özellikle geçirilmiş peptik ülser anamnezi olan olgularda etyoloji<br />
araştırılırken akılda bulundurulması gereken bir faktördür. Uygulanabilecek<br />
ameliyat teknikleri arasında komplikasyonlar açısından istatistiksel<br />
olarak fark olmadığını belirledik. Fakat yine de ameliyat tekniği<br />
konusunda hastanın yaşı, geçirilmiş abdominal girişimler <strong>ve</strong> mevcut<br />
sistemik hastalıklarının göz önünde bulundurulması gerektiğini<br />
düşünüyoruz. Anahtar Kelimeler: Bezoar, intestinal obstrüksiyon.<br />
[S-011]<br />
Tıkayıcı kolon tümörlerinde seçilmiş olgularda<br />
konservatif yaklaşım pasajın kısmen açılması ile<br />
elektif ameliyata olanak <strong>ve</strong>rebilir<br />
Osman Zekai Öner, Ümit Koç, Mani Habibi, Rojbin Karakoyun,<br />
Umut Rıza Gündüz, Barış Karakaş, Nuray Ayper Öngen,<br />
Gü<strong>ve</strong>nç Cantilav, Şükrü Özdemir, Nurullah Bülbüller<br />
Antalya Eğitim <strong>ve</strong> Araştırma Hastanesi, 2. Genel <strong>Cerrahi</strong> Kliniği<br />
GİRİŞ-AMAÇ: Malign kolon tıkanmasındaki güncel yaklaşım özellikle<br />
kolonun sol yarısı için endoskopik stent yerleştirilerek tıkanıklığın<br />
giderilmesi, böylelikle tek aşamalı elektif ameliyatın mümkün hale<br />
getirilmesidir. Stentleme olanağının bulunmadığı hallerde belli kriterlere<br />
göre seçilmiş olgularda kısa süreli konservatif tedavi uygulamasının<br />
da kolon pasajının kısmen açılmasını sağlayarak elektif ameliyatı<br />
olası kılabileceğini düşündük. METOD: Temmuz 2010, Temmuz<br />
2011 tarihleri arasında tıkayıcı kolon tümörü ön tanısı ile servise yatırılan<br />
olgulardan genel durumu bozuk olmayan, distansiyon, metalik<br />
barsak sesi haricinde fizik muayene bulgusu <strong>ve</strong>rmeyen <strong>ve</strong> ADBG’de<br />
çekumun trans<strong>ve</strong>rs çapında aşırı genişleme bulunmayan 7’si Erkek<br />
12 olgu İV hidrasyon <strong>ve</strong> nazogastrik dekompresyon eşliğinde konservatif<br />
izleme alındı. Olguların tümüne yatıştan sonraki 24- 48 saat<br />
SÖZEL BİLDİRİLER<br />
içinde değişken zamanlarda ancak oral ürografin <strong>ve</strong>rilmesinden en<br />
az 6 saat sonra BT <strong>ve</strong> kolonoskopi yapıldı. Kolonoskopide saptanan<br />
tümörün proksimalinden gayta gelmesi halinde konservatif takibe<br />
devam edildi. SONUÇ: Kolonoskopide sırası ile iki çekum, bir hepatik<br />
fleksura, bir trans<strong>ve</strong>rs, iki splenik fleksura, iki inen kolon, iki sigmoid<br />
<strong>ve</strong> iki rektosigmoid kolon tümörü saptandı. Olgulardan 8’inde kolon<br />
rezeksiyonu elektif olarak tek aşamada gerçekleştirilebildi (%75).<br />
Hepatik <strong>ve</strong> splenik fleksura tümörlü iki <strong>ve</strong> sigmoid kolon tümörlü<br />
bir olgu acil ameliyata alındı. Kalan rektosigmoid tümörlü bir olguda<br />
ameliyat kararı alınmışken imkan doğması üzerine dış merkezde<br />
stent takıldı ancak bu olguda stentin rektum orta kesime kadar migre<br />
olması nedeni ile elektif rezeksiyona ek olarak koruyucu ileostomi<br />
açıldı. TARTIŞMA: Malign kolon tıkanmasının sıvı replasmanı <strong>ve</strong><br />
dekompresyon eşliğindeki konservatif tedavi ile %75 olguda elektif<br />
ameliyata imkan tanıyacak düzeyde açılmış olması, tıkanmanın bir<br />
başına acil cerrahi endikasyonu oluşturmayabileceği kadar böyle olgularda<br />
stentleme için de acele edilmeyebileceğini düşündürmektedir.<br />
Serideki iki olguda biyopsi tekrarı amacıyla yapılan ikinci kolonoskopide<br />
cihazla tümörün geçilebilmiş olması da bu düşünceyi<br />
destekler özelliktedir. Anahtar Kelimeler: Malign kolon tıkayıcı.<br />
[S-012]<br />
Video-laparoskop kullanarak intraoperatif<br />
kolonoskopi uygulaması: ısı <strong>ve</strong> çap<br />
değişkenlerinin kalın bağırsak dokusu üzerindeki<br />
etkilerinin araştırıldığı deneysel çalışma<br />
Oğuzhan Büyükgebiz 1 , Turgay Şimşek 1 , Abdullah Güneş 1 ,<br />
Deniz Şahin 2 , Burcu Erbay 1 , İkbal Ovalı 1 , Yeşim Gürbüz 3<br />
Kocaeli Üni<strong>ve</strong>rsitesi Tıp Fakültesi, 1 Genel <strong>Cerrahi</strong> Anabilim Dalı,<br />
2<br />
Fizyoloji Anabilim Dalı, 3 Patoloji Anabilim Dalı, Kocaeli<br />
GİRİŞ: Sol kolon obstruksiyonlarının acil cerrahisinde intraoperatif<br />
kolonoskopi imkânı sınırlıdır. Çoğu ameliyathanede fleksibl kolonoskopi<br />
bulunmazken video-laparoskopi sistemleri yaygın olarak kullanılmaktadır.<br />
Ancak bu sistemlerin ışık kaynakları soğuk olarak bilinmesine<br />
karşın yüksek ısı yaymaktadır. Çalışmamızda intraoperatif<br />
kolonoskopide 5 <strong>ve</strong> 10 mm’lik laparoskopları farklı düzeyde ışık<br />
kaynakları ile kullanarak intraluminal ısı değişimlerini <strong>ve</strong> doku hasarlanmasını<br />
araştırdık. GEREÇ-YÖNTEM: Ağırlığı 3200-3800 g arasında<br />
değişen 49 adet Avustralya-Yeni Zelanda Tavşanı 7 gruba ayrılmıştır.<br />
175 <strong>ve</strong> 300 Watt’lık Xenon (Karl-Storz, Alm.) ışık kaynakları<br />
ile 5 <strong>ve</strong> 10 mm’lik laparoskoplar kullanarak intraoperatif kolonoskopi<br />
uygulanmıştır. Grup 1 <strong>ve</strong> Grup 4, 5-10 mm’lik skopla ışık kaynaksız<br />
kontrol grupları, Grup 2: 175Watt 5 mm’lik, Grup 3:300 Watt 5 mm’lik,<br />
Grup 5: 175 Watt 10 mm’lik, Grup 6: 300 Watt orta-üst ısıda 10 mm’lik,<br />
Grup 7: 300 Watt 10 mm’lik skop kullanılarak kolonoskopi yapılan deney<br />
grupları olarak belirlenmiştir. Tam monitörizasyon (femoral arter<br />
kateterizasyonu-Biopac sistemi, kulak nabız oksimetrisi) altında<br />
ketamin anestezisiyle laparoskopla kalınbağırsak segmentinde 20<br />
dakikalık video-kolonoskopi yapılmıştır. Her beş dakikada fizyolojik<br />
parametreler (OAKB, nabız, SatO2) ile “thermocouple” nodülü <strong>ve</strong><br />
termal kamera kullanılarak intraluminal, ortam <strong>ve</strong> vücut ısıları ölçülmüştür.<br />
Kalın bağırsak segmentinde histopatolojik hasar skorlaması<br />
yapılmıştır. BULGULAR: Tüm gruplar arasında bazal dönem <strong>ve</strong> intraoperatif<br />
kolonoskopi süresince fizyolojik parametrelerde istatistiksel<br />
anlamlı fark bulunmamıştır (p>0.05). Grup 2 <strong>ve</strong> Grup 5’te çap artışının<br />
doku hasarını etkilemediği <strong>ve</strong> kontrol gruplarıyla karşılaştırıldıklarında<br />
intralumuninal ısı değerlerinde anlamlı farklılık bulunmadığı<br />
saptanmıştır. Grup 6’da 300 Watt’ın orta-üst seviyede (175W düzeyi)<br />
10mm’lik skopla kullanımında hasarlanma artmış, anlamlı bulunmamıştır.<br />
Grup 7’de ise Grup 2-4-5’e göre (p