26.11.2014 Views

Sayı 25: 24 – 30 Haziran 2013 - Zaman Bulgaristan

Sayı 25: 24 – 30 Haziran 2013 - Zaman Bulgaristan

Sayı 25: 24 – 30 Haziran 2013 - Zaman Bulgaristan

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Çocuklar için sofranızdan<br />

yoğurdu eksik etmeyin!<br />

BESLENME 12<br />

‘Oreşarski ‘ paketinde,<br />

emeklilik yaşı artırılmıyor<br />

EKONOMİ 05<br />

<strong>24</strong> – <strong>30</strong> HAZİRAN <strong>2013</strong> WWW.ZAMAN.BG YIL: XXI SAYI: <strong>25</strong> (1061) 0.70 LV<br />

uzlaşma<br />

Türkiye ile<br />

<strong>Bulgaristan</strong>’ın<br />

tarım bakanları<br />

Roma’da görüştü<br />

Birleşmiş Milletlet Teşkilatı bün-<br />

yer alan Gıda ve Tarım<br />

1yesinde<br />

Örgütü’nün (FAO) Roma’da gerçekleştirilen<br />

38. toplantısına katılan Tarım<br />

ve Gıda Bakanı Prof. Dr. Dimitır Grekov,<br />

FAO’nun ormanlar ve balıkçılıkla<br />

ilgili arazilerin yönetilmesi konusunda<br />

<strong>Bulgaristan</strong>’ın, <strong>2013</strong>’ün güz aylarında<br />

düzenlenecek olan bölgesel bir seminere<br />

ev sahipliği yapabileceğini söyledi.<br />

Konferansta, dünyadan 50 ülkenin<br />

bakanları ve FAO üyesi olan bütün devletlerin<br />

temsilcileri yer aldı. Konferanstaki<br />

konuşmasında dünyada gıda temininin<br />

garanti altına alınması konusunda<br />

somut adımlar atmak için <strong>Bulgaristan</strong><br />

hükümetinin hazır olduğunu kesin<br />

bir dil ile ifade eden Bakan Grekov, bu<br />

konuda dünyadaki hükümetlerin, Uluslar<br />

arası kuruluşların, sivil kuruluşların,<br />

finans kurumlarının ve ilim camiasının<br />

ortak ve somut adımlar atmalarının<br />

gerektiğini vurguladı. 1HABERLER 03<br />

Временна комисия ще<br />

изработи нов Изборен<br />

кодекс НОВИНИ 02<br />

Ердоган аплодира<br />

българче на крака<br />

ФОТОРЕПОРТАЖ 04<br />

AVRUPA KOMİSYONU’NDAN<br />

UZLAŞMA ÇAĞRISI<br />

İşbirliği ve denetim kapsamında Avrupa Komisyonu’nun bazı alanlarda meydana gelen gelişmeleri takip etmekle yükümlü<br />

olduğunu öne süren Jose Manuel Barroso, bu mekanizmanın nihai ve kalıcı sonuçlar elde edilene kadar çalıştırılacağını<br />

söyledi. Barroso, <strong>Bulgaristan</strong>’da son zamanlarda meydana gelen olayları kaygı ile izlediklerini ifade etti.<br />

Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso, Oreşarski ile yaptığı görüşmeyi dürüst ve açık bir görüşme olarak nitelendirdi.<br />

<strong>Bulgaristan</strong>’da bütün demokratik<br />

1siyasal güçlerin ve toplumun ideolojik<br />

ve siyasal farklılıklardan uzak durmaları<br />

gerektiğini söyleyen Avrupa Komisyonu<br />

Başkanı Jose Manuel Barroso,<br />

hem istikrar ve ilerleme adına hem de<br />

<strong>Bulgaristan</strong>’ın ve Avrupa Birliği’nin iyiliği<br />

adına önemli mevzularda uzlaşmaya<br />

varılması tavsiyesinde bulundu. Avrupa<br />

Komisyonu’nun merkezinde Başbakan<br />

Plamen Oreşarski ile yaptığı görüşmenin<br />

ardından açıklamada bulunan<br />

Barroso, bu çağrısının <strong>Bulgaristan</strong>’ın geleceğini<br />

düşünen bütün partilere yönelik<br />

olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu<br />

Başkanı Barroso, Oreşarski ile yaptığı<br />

görüşmeyi dürüst ve açık bir görüşme<br />

olarak nitelendirdi. <strong>Bulgaristan</strong>’ın halihazırdaki<br />

siyasal durumunu ayrıntılarıyla<br />

ele aldıklarını belirten Barroso, durumun<br />

gergin olduğunun farkında olduğunu,<br />

zira <strong>Bulgaristan</strong> toplumunun kalıcı<br />

değişiklikler istediğini ve siyasal düzende<br />

dürüstlük kurallarına en üst seviyede<br />

riayet edilmesini arzuladığını aktardı.<br />

Hukukun üstünlüğüne tam manasıyla<br />

riayet edileceği konusunda Başbakan<br />

Plamen Oreşarski’den kesin bir<br />

teminat aldığını dile getiren AK başkanı,<br />

kendilerinin hangi konularda endişe<br />

duyduklarını Oreşarski ile paylaştığını,<br />

<strong>Bulgaristan</strong>’daki siyasal ortamın son derece<br />

kutuplaştığını kaydetti. 1HABERLER 04<br />

<strong>24</strong> – <strong>30</strong> ЮНИ <strong>2013</strong> ГОДИНА: XXI БРОЙ: <strong>25</strong> (1061) WWW.ZAMAN.BG ЦЕНА: 0,70 ЛВ.<br />

Какво е общото между<br />

Бразилия и Турция<br />

10<br />

Бразилия и Турция привличат<br />

вниманието на<br />

света с протестите,<br />

които се провеждат в<br />

в те страни. Това са<br />

стра-<br />

България влезе в политическа<br />

нестабилност миналата година,<br />

предстоят още поне 4-5 години<br />

политическа нестабилност, през<br />

които обществото ще опитва<br />

да се отърси от олигархията,<br />

прогнозира Евгений Дайнов.<br />

Политологът Антоний Гълъбов<br />

отбеляза, че за разлика<br />

от протестите пре зимата,<br />

сега става въпрос за протест<br />

срещу политика, а не срещу<br />

цени на ток и монополно положение<br />

на пазара.<br />

Политологът Румяна Коларова<br />

вижда прилика между сегашните<br />

протести и тези през 1991 г.<br />

и ги определя като “протести на<br />

ценности”. Сегашните защитават<br />

достойнството на българския<br />

преход.<br />

ДО КАКВО ЩЕ ДОВЕДАТ ПРОТЕСТИТЕ?<br />

02<br />

07 08<br />

До какво ще доведат<br />

протестите? стр. 1-3<br />

Какво е общото между Бразилия и<br />

Турция стр. 1-10<br />

Ардино очаква над 500 гости на<br />

четвъртата земляческа среща<br />

стр. 1-11<br />

YAĞMURLAR MANTAR TİCARETİNİ CANLANDIR-<br />

DI. Ahmed Ahmedov, içerdiği protein sayesinde<br />

mantarın etin yerine geçecek kadar<br />

güçlü bir besin maddesi olduğunu<br />

söylüyor. Sindirimi de oldukça kolaydır.<br />

GÖZ TEMBELLİĞİNİ EGZERSİZLE ÖNLEYİN! Bilgisayar<br />

ve televizyon karşısında uzun süre kalmak,<br />

göz kuruluğu ve göz tembelliğine sebep<br />

oluyor. Uzmanlar, doğru beslenme, bitkisel<br />

çözümler ve göz egzersizi öneriyor.<br />

EDEB ANLAYIŞIMIZ Biz nasıl bir edebin çocuklarıysak,<br />

nasıl bir edep ortamında ve nasıl<br />

bir edep kültürüyle neş’et etmişsek onu<br />

canlandırmalı ve ona göre yaşamalıyız. Bizim<br />

kendimize ait kültür kaynaklarımız vardır.<br />

Gazetenizle ilgili dağıtım ve diğer problemler için bizi arayınız! (02) 832 31 11, okurhatti@zaman.bg


02 HABERLER <strong>24</strong><br />

– <strong>30</strong> HAZİRAN <strong>2013</strong> ZAMAN<br />

BNB yabancı döviz<br />

basacak<br />

1<br />

<strong>Bulgaristan</strong> Halk Bankası (BNB) yabancı<br />

döviz basma hakkına sahip<br />

olacak. Bu, düyanın en büyük banknot<br />

üreticilerden biri olan Fransız François-<br />

Charles Oberthür ile yapılan anlaşma sonrası<br />

mümkün olacak. Fransız kurumu ile<br />

ortak şirket kuracak olan BNB, sermayenin<br />

yüzde <strong>30</strong>’una sahip bulunacak. François-Charles<br />

Oberthür, 22 milyon Euro ile<br />

sermayenin yüzde 70’ini elinde bulunduracak.<br />

1841 yılında kurulan finans kurumu,<br />

ilk kez Fransa dışında banknot üretimi<br />

gerçekleştirecek.Yıl sonuna kadar ortak<br />

şirketin faaliyete geçmesi ve ilk paraların<br />

basılması bekleniyor. BNB, 2016 yılına<br />

kadar söz konusu mali işlem kurumundaki<br />

istihdamın 3 kat artarak 190 kişiye ulaşacağını<br />

aktardı.<br />

Köylerin yalnız % 3’ünde<br />

kanalizasyon var<br />

1<br />

Bölgesel Kalkınma Bakanlığı, kanalizasyon<br />

ve su altyapısı ile ilgili çarpıcı<br />

bir rapor açıkladı. Rapora göre, ülkedeki<br />

köylerin sadece yüzde 3’ünde kanalizasyon<br />

bulunduğu, şehirlerin üçte birinde<br />

ise halen lağım kuyularının kullanıldığı<br />

açıklandı. Buna göre, 2014-2020 dönemi<br />

için su ve kanalizasyon sektörü için öngörülen<br />

11,5 milyar levalık yatırımların yüzde<br />

63’ünün kanalizasyon altyapısı için kullanılacağı<br />

belirtildi. Kaynakların geri kalan<br />

yüzde 37’lik kısmı ise su ulaşımı için kullanılacak.<br />

Su sektöründeki reformlarla ilgili<br />

bir seminere katılan Bölgesel Kalkınma<br />

Bakanı Desislava Terzieva, ülkedeki<br />

vatandaşların yüzde 98’inin içme suyuna<br />

erişimleri bulunduğunu açıkladı. Fakat ülkede<br />

su arıtmanın halen sorunlu bir konu<br />

olduğu ve yaklaşık 2 milyon kişinin bu hizmetten<br />

istifade edemediği bildirildi.<br />

Dragomir Stoynev: Yasa<br />

değişiklikleri elektrik<br />

ihracatının önünü açacak<br />

Yeni değişikliklerden sonra milletvekillerine baskının artacağı uyarısında<br />

bulunan Bakan Stoynev, bundan sonra çok büyük menfaatlerin çakışacağını,<br />

yalnız 2-3 milyon değil, yüzlerce milyon leva söz konusu olduğunu<br />

söyledi ve milletvekillerine halkı düşünmeleri çağrısında bulundu.<br />

Ekonomi, Enerji ve Turizm<br />

1Bakanı Dragomir Stoynev,<br />

elektrik fiyatlarının belirlenmesinde<br />

daha adil ve daha şeffaf bir modelin<br />

getirildiğini söyledi. Bir yandan<br />

Maritsa İztok-2 Isı Elektrik<br />

Santrali ile Kozloduy Atom Elektrik<br />

Santralinin düşük kapasite ile<br />

çalışmalarının, diğer yandan ise<br />

başka elektrik üreticilerinden daha<br />

pahalı fiyata elektrik satın almamızın<br />

normal bir durum olmadığını<br />

vurgulayan Bakan Stoynev,<br />

bunun önceki hükümetlerin uzun<br />

vadeli elektrik satın alma anlaşmalarından<br />

kaynaklandığını ifade etti.<br />

Elektrik fiyatının düşürülmesi<br />

ve sistemin dengelenmesi amacıyla<br />

yapılan yeni yasa değişikliklerinin,<br />

kamu elektrik taşıyıcısına Maritsa<br />

İztok-2 Isı Elektrik Santrali ile<br />

Kozloduy Atom Elektrik Santralinden<br />

elde edilen elektriği de enerji<br />

miksine dahil edebileceğini belirten<br />

enerji bakanı, her iki santralin<br />

de tam kapasiteyle çalışabilmeleri<br />

için elektrik ihraç etmemiz gerektiğinin<br />

altını çizdi. Elektrik ihracatını<br />

teşvik etmenin yanında, yeni yasa<br />

değişikliğine göre Devlet Enerji<br />

ve Su Düzenleme Ajansı (DKEVR)<br />

ev ihtiyaçları için tüketilen elektrik<br />

fiyatının aynı kalmasını hatta düşürülmesini<br />

bile sağlayabilecek, zira<br />

Ulusal Elektrik Şirketi’nin bütün<br />

üreticilerden elektrik satın alma zorunluluğu<br />

kaldırılıyor. Dolayısıyla,<br />

Maritsa İztok-2 Isı Elektrik Santrali<br />

ile Kozloduy Atom Elektrik Santralinden<br />

elektrik almak daha ucuza<br />

çıkacak. Diğer üreticilerden elektrik<br />

yalnız ihtiyaç halinde satın alınacak.<br />

Yeni yasa değişikliklerine göre,<br />

DKEVR tüketicilerin çıkarlarını<br />

korumakla ve iç piyasada elektrik<br />

üretimi ile tüketim arasındaki dengeyi<br />

sağlamakla yükümlü kılınıyor.<br />

Parlamentoda yaptığı konuşmasında<br />

Bakan Stoynev, bu yasa değişiklikleriyle<br />

alınan önlemlerin krizi<br />

önlemek amacıyla yapıldığını, aynı<br />

zamanda sistemin kurtarılması için<br />

çalışıldığını söyledi. Uzun vadeli bir<br />

paketin daha sonra hazırlanacağını<br />

açıklayan Dragomir Stoynev, yeni<br />

yasa değişiklikleri sayesinde elektrik<br />

ihracatının önünün açılacağını,<br />

ülkeye taze para gireceğini söyledi.<br />

Bu değişikliklerden sonra milletvekillerine<br />

baskının artacağı uyarısında<br />

bulunan Bakan Stoynev, bundan<br />

sonra çok büyük menfaatlerin<br />

çakışacağını, yalnız 2-3 milyon değil,<br />

yüzlerce milyon leva söz konusu<br />

olduğunu söyledi ve milletvekillerine<br />

halkı düşünmeleri çağrısında<br />

bulundu.<br />

Yağmurlar mantar ticaretini canlandırdı<br />

İLHAN ŞENOL<br />

Ülkenin birçok kasaba ve köyündeki<br />

1ormanlık alanlarda ve dağların eteklerinde<br />

yetişen manatarka, bulka gıba, mleçnitsi<br />

ve paçi krak cinsi mantarlar, meraklıları<br />

tarafından toplandı. Kimileri mantarları<br />

toplayıp uygun fiyattan sattı, kimileri<br />

ise protein, vitamin ve mineral deposu<br />

olan bu bitkiyi sadece yiyecekleri kadar topladı.<br />

Sliven’in Tvırditsa Belediyesi’ne bağlı<br />

Byala Palanka ve Jılt Bryag köylerinde de<br />

insanlar köylerine yakın mekanlarda yetişen<br />

mantarları topladılar. Mantarlar her yıl<br />

farklı farklı yerlerde bitiyorlar ve çok mantar<br />

bulmak tam bir şans meselesi. Jılt Bryag<br />

köyünde <strong>25</strong>-<strong>30</strong> kilogram kurutulmuş manatarka<br />

cinsi mantar bulanlar bile var. Manatarka<br />

cinsinin taze kilosu birinci kalite ise<br />

6-7 levadan, ikinci kalite ise 4 levadan, 3.<br />

kalitesi 1 levadan satın alındı. Kurutulmuş<br />

olarak satılınca <strong>30</strong>-35 levaya alıcı buldu. Paçi<br />

krak cinsi mantar ise 15-20 levadan alıcı<br />

buldu. Bu cins mantarları yıllardır toplayan<br />

Ahmed Ahmedov Keçeciev mantarlar<br />

hakkında şunları söylüyor: “Bize yakın dört<br />

köyün civarında, bu yıl ilkbaharda mantar<br />

Ahmed Ahmedov,<br />

içerdiği<br />

protein sayesinde<br />

mantarın<br />

etin yerine<br />

geçecek kadar<br />

güçlü bir besin<br />

maddesi olduğunu<br />

söylüyor.<br />

çoktu. Ben de her sene bizim köyün 4-5 kilometre<br />

civarında dolaşırım, mantar toplarım.<br />

Bu cins mantarlar kara ağaç ve kayın<br />

diye adlandırdığımız ağaçların civarlarında<br />

bitiyorlar. Ben sadece ailem için topluyorum<br />

ve topladığım mantarların birazından<br />

da konserve yapıyorum. Kurtlu olan mantarları<br />

bir gece tuzlu suda bekletiyorum ve<br />

kurtlar içinden kendiliğinden çıkıyorlar. Bazıları<br />

haziranda her gün mantar toplamaya<br />

gidiyor ve ciddi paralar kazanıyor. Bana göre<br />

topladığım mantar cinsleri içinde en lezzetlisi<br />

bulka gıbadır. Ondan sonra manatarkanın<br />

lezzeti vazgeçilmezdir. Aynı zamanda<br />

içerdiği protein sayesinde etin yerine geçecek<br />

besleyicilikte bir besindir mantar. Sindirimi<br />

de oldukça kolaydır. Ayrıca buna rağmen<br />

düşük enerji miktarına sahiptir. İçerisinde<br />

A, B, D, K vitaminleri ve bakır, fosfor,<br />

kalsiyum ve potasyum mineralleri bulunur.<br />

Yorgunluğu giderir. Öğrenmeyi artırır<br />

ve zihinsel gelişimi destekler. Bol miktarda<br />

demir içerdiğinden kansızlık için faydalıdır.<br />

Ayrıca kandaki kolesterolü düşürerek,<br />

kalp krizi riskini azaltır. Bize bu kadar<br />

faydalı bir gıdayı herkesin bol bol tüketmesi<br />

gerekiyor.”<br />

Bu cins mantarlardan önce nisan ayının<br />

15 ve 20’si arasında kayın mantarı bitiyor.<br />

Bu mantar da oldukça lezzetli. Toplayıcısı<br />

çok ama diğer mantarlardan daha<br />

zahmetli toplanıyor. Kimi zaman kayın<br />

ağaçlarının üstünde bitiyor ve onu koparmak<br />

için ağaca tırmanarak veya uzun sırıkların<br />

uçlarına keskin aletler takarak kayın<br />

mantarlarını kolayca toplayabilirsiniz.<br />

Ahmed amcanın anlattığı şu yaşanmış olay<br />

da, o yörede mantarın ne kadar kıymetli<br />

olduğunun göstergesidir. Olay şöyledir:<br />

Bir ormancı, kayın mantarı toplamış. Ormancı<br />

yolda yürürken, yol kenarında yolu<br />

tamir eden işçilerden biri mantarları görmüş.<br />

Ormancıya hemen teklifini yapıvermiş.<br />

“Bende bir oğlak budu var. Ona karşılık<br />

sen de bana 2-3 kilogram mantar ver,<br />

ödeşmiş oluruz.’ demiş.


03HABERLER<br />

<strong>24</strong> – <strong>30</strong> HAZİRAN <strong>2013</strong> ZAMAN<br />

Türkiye ile <strong>Bulgaristan</strong>’ın tarım<br />

bakanları Roma’da görüştü<br />

Mehdi Eker, biz aynı kültürü paylaşıyoruz ve komşularımız bizim için çok<br />

önemlidir, zira sorunlarımız da aynıdır ve bunların üstesinden gelebilmemiz<br />

için el birliği ile çalışmamız lazım, dedi.<br />

BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM<br />

FAO Genel Müdürü Dr. Jo-<br />

Graziano da Silva ile gö-<br />

1se<br />

rüşen Bakan Grekov, kendisini<br />

bu göreve seçildiği için tebrik etti.<br />

Grekov: “<strong>Bulgaristan</strong> bir tarım<br />

ülkesidir ve halkın yaklaşık yüzde<br />

20’si tarımcılıkla uğraşıyor. Bizim<br />

bu sahada iyi bir potansiyelimiz<br />

var ve dünya çapında açlıkla mücadele<br />

etmesi konusunda FAO’ya<br />

yardımcı olabiliriz.” <strong>Bulgaristan</strong>’ın<br />

güzel tabiatını bizzat görmesi için<br />

Jose Graziano da Silva’yı ülkeye<br />

davet eden Bakan Grekov, ne yazık<br />

ki <strong>Bulgaristan</strong>’ın hala ekonomik<br />

krizden çıkamadığını, fakat<br />

tarım sektörünün ülkenin bu krizden<br />

çıkmasına yardımcı olacağına<br />

inandığını ileri sürdü. Graziano<br />

da Silva: “Davetiniz için çok teşekkür<br />

ederim. Muhakkak en uygun<br />

bir zamanda <strong>Bulgaristan</strong>’ı ziyaret<br />

edeceğim. <strong>Bulgaristan</strong>’ın,<br />

2010 ve 2011 için FAO’ya ödenmeyen<br />

yıllık ücretini ödediğiniz<br />

için de ayrıca teşekkür ediyorum.”<br />

FAO toplantısında, Bakan Grekov<br />

Türkiyeli meslektaşı Mehdi<br />

Eker ile görüştü. Bu görüşmede,<br />

<strong>Bulgaristan</strong> ile Türkiye’nin tarım<br />

sektörünü ilgilendiren konular ele<br />

alındı. En yakın akrabaların komşular<br />

olduğunu, birer tarım ülkesi<br />

olan <strong>Bulgaristan</strong> ile Türkiye’nin<br />

kaliteli tarım ürünleri ürettiklerini,<br />

ne var ki zamanında çözülmesi gereken<br />

bazı sorunların da olduğunu<br />

ifade eden Bakan Grekov, temel<br />

sorunların canlı hayvan ihracatında,<br />

et ihracatında ve sınırlardaki<br />

karantina bölgelerinin kontrol<br />

edilmesinde yaşandığını öne sürdü.<br />

Bakan Grekov’un bu sözlerine<br />

katıldığını belirten Türkiye’nin<br />

İ L A N<br />

T.C. ÇORLU AİLE MAHKEMESİNDEN<br />

ESAS NO : 2011/86 Esas<br />

DAVALI : ALÝ REMZÝ AYHAN Kabahöyük Köyü Hayrabolu Tekirdað<br />

Davacý NEFÝZE AYHAN tarafýndan aleyhinize açýlan Boþanma davasýnýn yapýlan yargýlamasýnda;<br />

Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruþma gününü bildirir davetiye çýkarýlmýþ olup,<br />

adresinizden ayrýldýðýnýz gerekçesiyle tebligat yapýlamamýþtýr. Adres araþtýrmasýndan da bir netice alýnamadýðýndan<br />

dava dilekçesi ve duruþma gününün ilanen tebliðine karar verilmiþtir.<br />

Duruþma Günü:16.07.<strong>2013</strong> günü saat: 09:05da duruþmada bizzat hazýr bulunmanýz,veya kendinizi bir vekille<br />

temsil ettirmeniz, Aksi taktirde yargýlamaya yokluðunuzda devam olunacaðý hususu, Dava Dilekçesi ve duruþma<br />

günü yerine geçerli olmak üzere ilanen teblið olunur<br />

B: 75108<br />

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı<br />

Mehdi Eker, bütün sorunları<br />

zamanında çözüme kavuşturacak<br />

olan uzmanlardan oluşan bir komisyonun<br />

oluşturulması teklifinde<br />

bulundu. Mehdi Eker: “Sizinle bu<br />

ilk görüşmemden gayet memnunum.<br />

Biz aynı kültürü paylaşıyoruz<br />

ve komşularımız bizim için çok<br />

önemlidir, zira sorunlarımız da aynıdır<br />

ve bunların üstesinden gelebilmemiz<br />

için el birliği ile çalışmamız<br />

lazım. Mikroplar ve virüsler sınırlarımıza<br />

riayet etmiyor.”<br />

İki devletin sorunlarını ayrıntılı<br />

bir biçimde görüşmek için Bakan<br />

Grekov Türkiyeli meslektaşını<br />

<strong>Bulgaristan</strong>’a davet etti. Bakan<br />

Grekov: “Bir sonraki görüşmemiz<br />

sınırda olsun, çünkü sorunların çoğu<br />

orada meydana geliyor. İşte bu<br />

sebepten dolayı, sınırlar ötesi işbirliğimizi<br />

artıracağız.”<br />

REKLAM VE<br />

İLANLARINIZ İÇİN<br />

(02) 832 31 11<br />

FAO toplantısında,<br />

Bakan<br />

Grekov Türkiyeli<br />

meslektaşı<br />

Mehdi Eker<br />

ile görüştü.<br />

Türkiye’nin Turgutlu Belediyesi’nden<br />

bir grup iş adamı, Kaolinovo (Bohçalar)<br />

Belediyesi’nin Todor İkonomovo<br />

(Mahmuzlu) köyünü ziyaret etti.<br />

Türkiyeli iş adamlarını Kaolinovo<br />

Belediye Başkanı Nida Ahmedov, HÖH<br />

Şumen milletvekili Hamit Hamit,<br />

Kaolinovo HÖH Başkanı Ziya Nasıf<br />

ve Todor İkonomovo muhtarı Şinasi<br />

İsmail bizzat ağırladı ve bölgede iş<br />

yapma imkanları konusunda geniş<br />

bilgiler verdi. Genellikle tarımcılık ve<br />

hayvancılıkla geçimini sağlayan halk,<br />

yeni iş yerlerinin açılmasından umutlu.<br />

FOTOĞRAF: EŞREF HALİL<br />

Osmaniye İl Eğitim<br />

Müdürlüğü’nden<br />

bir heyet Sofya’daki<br />

okulları ziyaret etti<br />

MEHMED ÖMER<br />

1<br />

Türkiye’nin Osmaniye Belediyesi’nin<br />

İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden bir<br />

heyet, geçen hafta Sofya Bölge Eğitim Müfettişliğini<br />

ziyaret etti. Heyetin başında,<br />

Osmaniye İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde<br />

Başkan Yardımcısı olan sayın Osman Şahin<br />

vardı. Türkiyeli konukları, Sofya Bölge<br />

Eğitim Müdürlüğü’nün Müdürü sayın<br />

Vanya Kastreva ağırladı. <strong>Bulgaristan</strong>’ı ilk<br />

kez ziyarette bulunan Osmaniyeli eğitimciler,<br />

<strong>Bulgaristan</strong>lı öğrencilerin bilgilerine,<br />

yeteneklerine ve öğretmenlerin çalışma<br />

sistemlerine hayran kaldı. <strong>Bulgaristan</strong>’ın<br />

tabiatını ve başkent Sofya’yı çok beğendiklerini<br />

ifade eden Osmaniyeli misafirler,<br />

en fazla Vitoşa Dağı’na ve temiz havasına<br />

hayran kaldıklarını söyledi. Osmaniye’de,<br />

Türkiye’nin fıstık hasılatının yüzde 90’ı<br />

elde ediliyor. Osmaniyeli eğitim heyeti,<br />

Sofya Bölge Eğitim Müfettişliği’ndeki<br />

meslektaşlarıyla birlikte, öğrencilerin sağlıklı<br />

beslenmesine yönelik bir Avrupa projesinde<br />

yer alıyor.<br />

Asırlık Nuri amca<br />

ilaç yüzü görmedi<br />

HÜSEYİN YUSUF KIRCALİ<br />

1<br />

Çernooçene Belediyesi’ne bağlı Gabrovo<br />

köyünde oturan ve ömrü bir asrı<br />

aşkın olan Nuri Ali, bu yıl ilk kez doktror<br />

yüzü gördü. Yakınlarının anlattıklarına göre<br />

103 yaşında olan, fakat nüfus kayıtlarında<br />

100 yaşında gözüken Nuri amca, hayatında<br />

hiç ilaç kullanmadı. Bu yıl geçirdiği<br />

beyin damarları sorunu nedeniyle ilk kez<br />

doktora giden ihtiyar, kendini gayet sağlıklı<br />

hissettiğini söylüyor. 5 çocuk 12 torun<br />

sahibi olan asırlık çınar, hiçbir rahatsızlıktan<br />

şikayetçi değil. İlaçlardan uzak durmayı<br />

tercih eden Nuri amca, kendi köyünde<br />

çocukları ve torunlarıyla birlikte sağlıklı bir<br />

şekilde yaşamını sürdürüyor. Oğlu Hüseyin,<br />

babası hakkında şunları söyledi: “Sigara<br />

ve alkol ağzına bile koymuyor, hayvansal<br />

gıdalarla besleniyor. Çok geziyor ve yemeklerini<br />

düzenli olarak vaktinde yiyor. En<br />

sevdiği gıda ise elmadır”.<br />

Asırlık ömrüne rağmen ev işlerinde yardımcı<br />

olan Nuri Ali, hayvansever biri olarak<br />

biliniyor. Ev hayvanlarını doyurmadan<br />

kendi karnını doyurmayan Nuri amca, hala<br />

kendi öz dişlerini kullanıyor. Gözleri oldukça<br />

iyi gören Nuri Ali, bugün bile gözlük<br />

kullanmadan Kur’an-ı Kerim okuyor.<br />

FOTOĞRAF: VASYA ARSENOVA


04HABERLER<br />

<strong>24</strong> – <strong>30</strong> HAZİRAN <strong>2013</strong> ZAMAN<br />

Avrupa Komisyonu’ndan<br />

uzlaşma çağrısı<br />

İşbirliği ve denetim kapsamında Av-<br />

Komisyonu’nun bazı alanlarda<br />

1rupa<br />

meydana gelen gelişmeleri takip etmekle<br />

yükümlü olduğunu öne süren Barroso,<br />

bu mekanizmanın nihai ve kalıcı sonuçlar<br />

elde edilene kadar çalıştırılacağını söyledi.<br />

Başbakan Oreşarski ile görüşmesinde,<br />

kendisine bazı kilit noktalarda, özellikle<br />

de rüşvetçilik ve suç örgütleriyle mücadele<br />

eden birimlerde yapılan atamaları enine<br />

boyuna incelemeleri gerektiği tavsiyesinde<br />

bulunduğunu aktaran AK başkanı, bu<br />

birimlere atanacak olan adayların vasıflı<br />

olmaları ve en üst düzey dürüstlük standartlarına<br />

uymaları gerektiğinin altını çizdi.<br />

<strong>Bulgaristan</strong>’da, son zamanlarda meydana<br />

gelen bazı olayların iyi olmadığını ve<br />

yalnız <strong>Bulgaristan</strong> toplumunda değil, bütün<br />

Avrupalı partnerler arasında endişeye<br />

sebebiyet verdiğini söyleyen Barroso, bu<br />

durumun özellikle istihbaratta (DANS)<br />

yapılan atama için geçerli olduğunu belirtti.<br />

Bu olayın <strong>Bulgaristan</strong>’da değişikliklere<br />

gidilmesinin gerektiğine dair bir gösterge<br />

olduğunu dile getiren AK başkanı,<br />

<strong>Bulgaristan</strong>’daki protestoların <strong>Bulgaristan</strong><br />

toplumunun hukukun üstünlüğü konusunda<br />

son derece duyarlı olduğunun bir<br />

Geçen hafta bütün ülkeyi kapsayan ve<br />

1kesintisiz devam eden protestoları değerlendiren<br />

Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev,<br />

<strong>Bulgaristan</strong>’ın bu demokratik protestolarla<br />

Başbakan Oreşarski, <strong>Bulgaristan</strong>’da siyasal ve toplumsal durumun normalleşmesi için çaba göstereceğine dair AK Başkanı<br />

Barroso’ya teminat verdiğini söyledi. FOTOĞRAF: BAŞBAKANLIK<br />

işareti olduğunu ifade etti. Bu yüzden işbirliği<br />

ve denetim mekanizmasının çalışmaya<br />

devam edeceğini, bu yöntemle<br />

Avrupa Komisyonu’nun <strong>Bulgaristan</strong>’da<br />

gurur duyabileceğini söyledi. Cumhurbaşkanına<br />

göre, protestolar demokratik ve sempatik<br />

bir biçimde yapılıyor, siyasetçiler için birçok<br />

mesaj taşıyor, bir vizyon taşıdığını bütün<br />

adalet sistemindeki reformları ve suç örgütleriyle<br />

mücadeleyi takip etmeye devam<br />

edeceğini vurgulayan Barroso,<br />

<strong>Bulgaristan</strong>’da son zamanlarda meydana<br />

gelen olayları kaygı ile izlediklerini ifade<br />

etti. Jose Manuel Barroso: “Tanımı itibariyle<br />

demokrasinin bir yarış olduğunu biliyoruz,<br />

partiler iktidara gelme mücadelesi<br />

veriyor. İktidara gelme mücadelesi verirken,<br />

partiler bilmelidir ki, en azından<br />

devleti ve devletin önemli makamlarını<br />

ilgilendiren konularda toplumun rızasını<br />

almaları gerekir. En önemli sayılan<br />

prensiplere şüpheyle yaklaşılmamalıdır.”<br />

Başbakan Plamen Oreşarski, Avrupa<br />

Komisyonu başkanına <strong>Bulgaristan</strong>’daki siyasal<br />

ve sosyo-ekonomik durum hakkında<br />

ayrıntılı bilgi verdiğini söyledi. Oreşarski:<br />

“<strong>Bulgaristan</strong>’daki siyasal ve toplumsal durumun<br />

normalleşmesi için çaba göstereceğime<br />

dair sayın Barroso’ya teminat verdim,<br />

zira hükümetimizin sosyo-ekonomik<br />

alandaki hedeflerine ulaşabilmesi bunun<br />

yapılmasına bağlıdır.”<br />

Rosen Plevneliev: <strong>Bulgaristan</strong> bu demokratik protestolarla gurur duyabilir<br />

<strong>Bulgaristan</strong>’da, Delyan<br />

Peevski’nin DANS başkanı<br />

seçilmesinin ardından<br />

14 <strong>Haziran</strong>’da başlayan<br />

protestolar, hafta boyu<br />

kesintisiz devam etti.<br />

FOTOĞRAF: T. HÜSEYİN<br />

Avrupa’ya gösteriyor. Bu protestolardan bir insan olarak<br />

son derece duygulandığını dile getiren Plevneliev,<br />

insanların demokratik bir biçimde gösteri yapmalarından,<br />

bütün siyasetçilere gönderdikleri mesajlardan<br />

gurur duyduğunu ifade etti. Siyasi liderlerin, insanların<br />

siyasetçilere ne gibi mesajlar gönderdiklerine kulak<br />

vermeleri gerektiğini vurgulayan cumhurbaşkanı,<br />

halkın sesine kulak verileceğini ve siyasetçilerin açık ve<br />

cesurca kararlar alacaklarını ümit ettiğini söyledi. Plevneliev,<br />

bütün siyasi liderlere seslenerek, onların devlete<br />

karşı tutumlarında örnek davranış sergilemeleri gerektiğini<br />

belirtti. Rosen Plevneliev: “En demokratik bir<br />

biçimde protesto gösterisinde bulunan insanları birer<br />

avare olarak nitelendiremeyiz, küçük çocuklarıyla, ev<br />

köpekleriyle protestoya gelen on binlerce <strong>Bulgaristan</strong><br />

vatandaşına suçlu gözüyle bakamayız.” Milli Güvenlik<br />

Danışma Konsey’inde yer alan bütün temsilcilerin<br />

ortak görüşünü tekrar öne süren cumhurbaşkanı, protestoların<br />

barış ve demokrasi havası içinde geçmeleri<br />

gerektiğini, aşırıya kaçılmaması gerektiğini, gurur kaynağımız<br />

sayılan hoşgörü modelinin ve etnik-dini modelin<br />

artık ne kadar gevrek bir hale geldiğini söyledi.<br />

“Oreşarski” hükümetine karşı düzenlenen protestolar,<br />

özellikle başkent Sofya’da hafta boyu tüm hızıyla<br />

devam etti. Binlerce vatandaş, Bağımsızlık Meydanında<br />

toplanarak, hükümetin istifasını ve seçim yasasında<br />

değişikliğe gidilmesini istiyor. “İstifa”; “Zafer<br />

gününe kadar her gün böyle olacak” gibi pankartlar<br />

açan protestocular, Avrupa Birliği’nin bayrağını da<br />

dalgalandırdı.<br />

Peevski DANS başkanlığından azledildi<br />

Delyan Peevski’nin DANS başkanı seçilmesinin ardından<br />

14 <strong>Haziran</strong>’da başlayan protestolar, hafta boyu kesintisiz<br />

devam etti. Geçtiğimiz cuma, Resmi Gazete (Dırjaven<br />

vestnik) Delyan Peevski’nin hem DANS başkanı<br />

olarak atanması kararını hem de bu görevden azledilmesi<br />

kararını aynı sayıda (21 <strong>Haziran</strong>) yayınladı. Bu durum<br />

ilginç bir soruyu da beraberinde getirdi, yani acaba<br />

Peevski hala DANS başkanı mı ve bu ne zamana kadar<br />

böyle sürecek. Ne var ki, yayınlanan ikinci karar, bu<br />

soruyu feshetmiş oluyor. Delyan Peevski’nin milletvekili<br />

olarak görevine devam edip etmeyeceği konusunda<br />

Anayasa Mahkemesi henüz bir karar almadı. Böyle<br />

bir kararın en erken güz aylarında çıkması beklenirken,<br />

Peevski’nin parlamentodan maaş almayacağı ve 42.<br />

meclisin oturumlarına katılmayacağı anlaşıldı.


05EKONOMİ<br />

<strong>24</strong> – <strong>30</strong> HAZİRAN <strong>2013</strong> ZAMAN<br />

‘Oreşarski ‘ önlem paketinde, emeklilik<br />

yaşının artırılması iptal ediliyor<br />

Başbakan Plamen Oreşarski, ülkenin is-<br />

için planlanan önlem paketine des-<br />

1tikrarı<br />

tek istedi. Milletvekillerinden ve halktan anlayış<br />

beklediğini aktaran Oreşarski, “İstifa çağrılarını<br />

duyuyorum, fakat ülkeyi kaosa sürükleyecek<br />

ve yeni bir seçime gitmeye neden olacak bir istifa<br />

şahsım adına sorumlu bir anlayış olamaz. Bu<br />

yüzden size yıl sonuna kadar ülkenin iyileşmesi<br />

için bir önlem paketi sunuyorum.” dedi. Avrupa<br />

Birliği’nden önümüzdeki 7 yıl içinde 15 milyar<br />

Euro’nun gelmesini tehlikeye atma lüksü olmadığını<br />

da savunan Oreşarski, ilk olarak enerji<br />

sektörüne el atacaklarını haber verdi.<br />

En yoksul insanların sosyal ve refah seviyesini<br />

yükseltmeyi amaçlayan paket, elektrik fiyatının<br />

belirli düzenlemelerden sonra ucuzlamasını<br />

da kapsıyor.<br />

Şu ana kadar yılın ortasından itibaren yüzde<br />

40’a varan yeni bir elektrik zammı tehlikesi olduğunu<br />

belirten Oreşarski, elektrik fiyatını sadece<br />

dondurmakla kalmayıp düşürülmeye bile<br />

gidilebileceğini iddia etti.<br />

1-2 yaş arasındaki çocuklar için annelik ücretinin<br />

310 levaya yükseltilmesi ve birinci sınıfa<br />

giden çocuklara verilen para yardımının artırılması<br />

da planlanıyor. 150 levadan <strong>25</strong>0 levaya<br />

yükseltilecek olan öğrenci yardımı devlet ve belediye<br />

okullarında birinci sınıfa başlayacak olan<br />

ve sosyal yardım alma kriterlerine uyan kişilere<br />

verilecek. <strong>2013</strong>/2014 eğitim yılında 45 bin ek<br />

öğrencinin, öngörülen yardımlardan istifade etmesi<br />

bekleniyor.<br />

Yıl sonuna kadar uygulamaya girecek olan önlem paketi, halkın<br />

en muhtaç kesiminin refah seviyesini yükseltmeyi amaçlıyor.<br />

Oreşarski hükümetinin stratejisinde,<br />

emeklilik yaşının her yıl 4 ay artırılması iptal<br />

ediliyor. 2012’de kabul edilen değişiklikte,<br />

Ulusal Sigorta Fonu’ndaki açıktan dolayı<br />

emeklilik yaşı artırılmıştı. Bunun yerine yeni<br />

kabine, İsviçre Kuralı’nı iade ederek belirli<br />

dönemde, enflasyon ve gelirlerin artmasıyla<br />

emekli maaşlarına da zam getirmeyi düşünüyor.<br />

Bu kural 2010’da bütçedeki yetersizlikten<br />

dolayı dondurulmuştu.<br />

Oreşarski hükümetinin<br />

stratejisinde, emeklilik<br />

yaşının her yıl 4 ay artırılması<br />

iptal ediliyor.<br />

Dünya’da elmas rezervleri tükeniyor<br />

Tüm dünyada lüksün sembolle-<br />

biri olan elmas kaynakla-<br />

1rinden<br />

rı tükenme sinyali veriyor. Mücevhere<br />

olan ilginin tüm dünyada hızla artığını,<br />

buna karşın rezervlerin ciddi oranda<br />

azaldığını belirten Dünya Elmas Borsası<br />

Federasyonu (WFDB) Başkanı Ernest<br />

Blom, “Pırlantada, arzın talepleri karşılayamadığı<br />

için önümüzdeki yıllarda,<br />

fiyatlar katlanarak artacak.” dedi.<br />

Blom, mevcut madenlerin miadının<br />

dolduğunu, üretim kapasitesinin<br />

yüzde <strong>30</strong> düştüğünü kaydetti. Yeni<br />

maden arayışlarının da devam ettiğini<br />

dile getiren Blom, “Önümüzdeki 5<br />

yılda yeni madenlerin açılmasını beklemiyoruz.”<br />

şeklinde konuştu. Dünya<br />

Elmas Borsaları Federasyonu Başkanlar<br />

Toplantısı’nın sonuç bildirgesi<br />

için açıklama yapan Blom, dünya elmas<br />

üretiminin yüzde 65’ini karşılayan<br />

Afrika’daki ülkelerin yeni maden<br />

arayışında olduğunu ifade etti. Dünya<br />

pırlanta pazarıyla ilgili konuların<br />

tartışıldığı toplantıya sektörün yüzde<br />

90’ını temsil eden 26 ülkeden 29<br />

Dünya Elmas Borsaları<br />

Federasyonu Başkanlar<br />

Toplantısı’nın sonuç bildirgesi<br />

için açıklama yapan<br />

Blom, dünya elmas üretiminin<br />

yüzde 65’ini karşılayan<br />

Afrika’daki ülkelerin<br />

yeni maden arayışında olduğunu<br />

ifade etti.<br />

<strong>Bulgaristan</strong>’daki en büyük sa-<br />

bölgesinin ilk kazması vu-<br />

1nayi<br />

ruldu. Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev<br />

tarafından yapılan ilk kazı, 2<br />

bin 550 dekar arazi üzerine inşa edilecek.<br />

Sofya-Bojurişte arasında yer<br />

alacak olan bölgede ilk yatırımı Alman<br />

Ber-Hella Termokontrol şirketi<br />

yapacak. Yatırımın 42,5 milyon leva<br />

değerinde olup, fabrikada otomobil<br />

ve kamyonlar için klima sistemleri<br />

üretilecek. 2014 yılında tamamlanması<br />

beklenen fabrikada, 350 kişinin<br />

istihdam edilmesi bekleniyor. Şu<br />

başkan katıldı. Dünya Elmas Borsası<br />

Federasyonu Başkanı Blom, beklenen<br />

fiyat artışıyla ilgili, “Kaynaklardaki<br />

azalmanın dışında işleme maliyeti<br />

de artıyor. Çin ve Hindistan’da<br />

her yıl <strong>25</strong> milyon kişi evleniyor. Ve<br />

pırlantaya talep çok büyük.” ifadelerini<br />

kullandı. Bugün dünyada 16 milyar<br />

dolarlık pırlanta üretimi var. On<br />

yıl sonra ise talebin 23 milyar dolara<br />

çıkması bekleniyor. Pırlanta ve altından<br />

farklı bir emtia olarak platin fiyatlarında<br />

da artış olabileceğini belirten<br />

Ernest Blom, otomotiv endüstrisinde<br />

kullanılan platinin fiyatlarının<br />

bu sektörün geleceğine bağlı olarak<br />

artacağını kaydetti.<br />

WFDB Başkanı Blom, pırlanta ve<br />

mücevherde büyüyen tüketici pazarlarının<br />

Çin ve Hindistan olduğunu,<br />

Türkiye’nin de sektör açısından gelecek<br />

vaat eden pazarlar arasında olduğunu<br />

söyledi. Bu konumuyla Türkiye bölgesel<br />

bir üs olabilir. Blom, ayrıca sektörün<br />

vergi düzenlemesine ihtiyaç duyduğunu<br />

ifade etti.<br />

Ülkedeki en büyük sanayi parkının ilk kazması vuruldu<br />

ana kadar Alman yöneticinin Japonya,<br />

Hindistan, Çin gibi ülkelerde yatırımları<br />

bulunuyor. Cumhurbaşkanı<br />

Plevneliev, fabrikada sadece Audi ve<br />

Mercedes için değil, Lamborgini; Bugatti<br />

ve Porcshe için de klima sistemleri<br />

yapılacağını kaydetti.<br />

IMF, Rusya’nın<br />

ekonomik büyüme<br />

rakamını yüzde<br />

2,5’e çekti<br />

FARUK AKKAN<br />

1<br />

Yatırımların zayıflaması ve küresel piyasalarda<br />

taleplerin gerilemesi nedeni ile Uluslararası<br />

Para Fonu (IMF), Rusya’nın <strong>2013</strong> için büyüme<br />

rakamını yüzde 3,4’den yüzde 2,5’e çekti.<br />

Rusya ekonomisinde reform çağrısı yapan<br />

IMF, orta vade ekonomi politikaların realize<br />

edilmesi, petrol fiyatlarının düşmesine bağlı<br />

olarak sermaye çıkışında hızlanma yaşanabileceği<br />

uyarısı yaptı.<br />

IMF’ye göre, kriz öncesi kurulan petrol fiyatlarının<br />

yükselmesine bağlı büyüme modeli uzun<br />

vadeli olmayabilir.<br />

Üretim endeksli yatırım ve verimliliğin önümüzdeki<br />

on yılda öne çekilmesini talep eden<br />

IMF, istikrarlı makroekonomik dengelerin kurulması,<br />

kurumların güçlendirilmesi ve yapısal<br />

reformlar konusunda tavsiyede bulundu.<br />

IMF, Rusya’nın yakın dönem hükümet planı ve<br />

hükümet teşvikleri konusunda uyardı. Raporda,<br />

“Mali teşvikler verimsiz ve enflasyon rakamları<br />

üzerinde baskı oluşturuyor. Bu durumda uzun vadeli<br />

emeklilik rakamlarının düzenlenmesi ve sağlık<br />

maliyetlerinin azaltılması konularında yapısal<br />

mali reformlar gerekiyor.” önerisi yapıldı.<br />

IMF Nisan ayında da <strong>2013</strong> için yüzde 3,7 olarak<br />

öngördüğü <strong>2013</strong> büyüme rakamını yüzde 3,4<br />

olarak revize etmişti.<br />

IMF, Rusya’nın 2014 büyüme rakamlarını da<br />

yüzde 3,8’den yüzde 3,<strong>25</strong>’e indirdi.<br />

Rusya Ekonomi Bakanlığı <strong>2013</strong> için yüzde 2,4,<br />

2014 için de yüzde 3,7 büyüme öngörüyor.


06PORTRE<br />

<strong>24</strong> – <strong>30</strong> HAZİRAN <strong>2013</strong> ZAMAN<br />

Nazım’ın “sağ”dan görünüşü<br />

SEVDE TUBA OKÇU<br />

Ölümünün üzerinden 50 yıl geç-<br />

rağmen Nazım Hikmet,<br />

1mesine<br />

hâlâ Türkiye’deki komünizm düşüncesinin<br />

sembol ismi. Edebî şahsiyeti ve politik<br />

duruşu; onu, çoklarının kahramanı kıldı.<br />

Peki her fırsatta Necip Fazıl’ın karşısına<br />

temsilen konan şair, sağ cenahta nasıl<br />

yorumlanıyor?<br />

Ölümünün 50. yılı olan Nazım Hikmet<br />

sadece sol düşünce için değil, Türkiye şiiri<br />

için de önemli bir isimdi. Yıldızlaşmasının<br />

tek sebebi Türkçeye ve diğer dünya dillerine<br />

kazandırılmış olan lirik ve içten dizeleri<br />

değildi sadece. Sosyalizm akdi ve kendisini<br />

davasına adanmışlığıyla sol kökenli<br />

grupların idolü haline geldi. Döneminde<br />

ve vefatı sonrasında edebiyatını ideolojisine<br />

kurban ettiğine dair çok fazla tenkit<br />

de aldı. Hatta gereğinden fazla tabulaştırıldığına<br />

dair de. Hal böyleyken Türk sağına<br />

göre Nazım nerede duruyor demeden<br />

olmazdı. Onun poetikası ve politikası<br />

hakkındaki mülahazalarını sağ görüşlü<br />

mütefekkirlere sorduk…<br />

Hiçbir sanatçı fikirleri nedeniyle yasaklı<br />

olmamalı<br />

Prof. Dr. Alaattin Karaca: “Nazım’ın egemen<br />

dil biçimi ve sesi değiştirdiğine kuşku<br />

yoktur. Egemen poetik arkın dışında yeni<br />

bir şiir getirmiştir. Bu şiir sosyalist ideolojiden<br />

beslenir ancak döneminin iktidarının<br />

uygarlık anlayışı ve felsefesi göz önüne<br />

alındığında Nazım’ın egemen iktidarının<br />

felsefesine aykırı, muhalif bir politika<br />

izlediğini düşünmüyorum. Onun şiiri Ece<br />

Ayhan’ın deyişiyle Kemalistler arasındaki<br />

bir iktidar kavgasından başka bir şey değildir.<br />

Temelde Nazım da Batıcı, seküler,<br />

pozitivist poetika ve politikanın izindedir.<br />

Ancak Nazım’ın politik ve poetik tercihler<br />

doğrultusunda uzun süre Türk akademilerinin<br />

uzağında tutulduğu da bir gerçektir.<br />

Gerek yüceltme, gerekse yasaklama<br />

nedeniyle Nazım’ın eserlerinin ıskalandığını<br />

eser yerine efsanevi bir hayat hikâyesinin<br />

dillerde dolaştığını belirtmek isterim.<br />

Sonuçta sanatçıların politik ve poetik tercihleri<br />

nedeniyle yasaklanmasını da doğru<br />

bulmuyorum.”<br />

Bugün de edebiyat ideolojik dengeye<br />

dayanır<br />

Ali Ünal: “Türkiye’de sol, sağın değerlerini<br />

kabul etmemiştir. Ne Yahya Kemal, ne Sezai<br />

Karakoç ne de Necip Fazıl sol cenah tarafından<br />

kabul edilmemiştir. Ahmet Hamdi<br />

Tanpınar dahi kabul görmemiştir. Mümin<br />

olan aydınların hiçbiri dikkate alınmamıştır.<br />

Bugünse Nazım Hikmet’e karşı<br />

Müslümanlar itibar ederler. Sol cenah İsmet<br />

Özel’i göklere çıkarırken, inancı değiştiğinde<br />

silmişlerdir. Necip Fazıl bohem<br />

bir hayat sürerken solcular onu anarlardı.<br />

Cahit Zarifoğlu sol cenahta anılmaz, Yahya<br />

Kemal yahut Peyami Safa’nın da adına<br />

rastlamadım. Nazım’ın şiiri çok kuvvetli<br />

değildi fakat solun tesirinde yazdığı için<br />

kabul görmüştür. Bugün de hâlâ edebiyat<br />

ideolojik dengeye dayanır.”<br />

Nazım son yüzyılın en önemli Türk<br />

şairlerindendir<br />

Cahit Koytak: “Nazım Hikmet Türk şiirinin<br />

son yüzyıldaki en büyük şairlerinden<br />

biridir. İnsanlar bunun kıymetini bilsin<br />

bilmesin hissedilir bir tesiri var. Elbette<br />

başka büyük şairler de var, Nazım da<br />

bunlardan biri. Tabii belli bir kesimde tapılma<br />

düzeyinde yüceltilmekte ve tapılan<br />

her şey anlaşılmadan tapılır hale geliyor.<br />

Bazı kesimlerde ise Nazım’dan etkilenildiği<br />

ve sevildiği halde görüşler iki kampa<br />

ayrıldığı için bu sevgi ifşa edilmiyor. Fakat<br />

bu durum sağdaki şairler açısından daha<br />

farklı. Onlardan yararlanıldığı halde kıymetleri<br />

bilinmezlikten gelinebiliyor, yok<br />

sayılabiliyorlar. Ben Nazım Hikmet’i seviyor<br />

ve değer veriyorum. Kanatlı Tabut şiirin<br />

kendisinin nasıl algılanması gerektiğini,<br />

neleri hak ettiğini ifade ediyor.”<br />

İdeoloji şiirin lirik muhtevasına zarar<br />

verebilir<br />

Mehmed Niyazi: “Nazım o dönemde<br />

Türkiye’yi tehdit eden bir ideolojinin emrindeydi.<br />

Nazım binlerce şiir yazmıştır. Tiyatroları<br />

vardır. Fakat şiiri ve tiyatrosu ideolojik<br />

bir havaya bürünene kadar çok daha<br />

kuvvetliydi. Karıma Mektup, Bugün Pazar,<br />

Salkım Söğüt gibi şiirleri çok daha lirik bir<br />

havada yazılmış olan güzel eserlerindendir.<br />

Kendisi bizim cenahtan Necip Fazıl’la<br />

kıyaslanır. Fakat fersah fersah farklıdırlar.<br />

İki şairi de farklı ele almak gerekir. Nazım<br />

şiirini ideolojisinin propagandası yapmıştır.<br />

Poetikasını komünizm propagandası<br />

yapmak üzere belirlemiştir. Bu durum da<br />

şiirini etkilemiştir. Nazım, ‘Das Kapital’in<br />

hafızı olmak istiyorum’ diyen bir şairdi.<br />

Necip Fazıl da ideolojik şiirler yazmadan<br />

evvel daha kuvvetli şiirler yazmıştır. İdeoloji<br />

şiirine karıştığında eski şiir havasından<br />

ayrılmıştır.”<br />

Nazım Türkiye’de komünist, Azerbaycan’da<br />

Türkçüydü<br />

Beşir Ayvazoğlu: “Nazım Hikmet, hiç şüphesiz<br />

büyük bir şair ve cesur bir aydındır;<br />

ne itibarının iade edilmesine, ne de naaşının<br />

Türkiye’ye getirilmesine karşıyım. Ancak<br />

onun benimsediği ideolojiye her zaman<br />

muhalif olduğumu ifade etmek isterim.<br />

Samimi inanmışlığının Sovyetler<br />

Birliği’nde sonuna kadar istismar edildiği<br />

kanaatindeyim.<br />

Rusya’ya ayak basar basmaz peşine takılan<br />

eski bir parti arkadaşının kendisini<br />

izlemekle görevli olduğunu, diğer Türk<br />

arkadaşlarının ya öldürüldüğünü yahut<br />

Sibirya’ya sürüldüğünü öğrendikten sonra<br />

neler hissettiğini şiirlerinde ne yazık ki<br />

anlat(a)mayan Nazım, herkesin birbirini<br />

denetlediği, hatta çocukların babalarını,<br />

babaların çocuklarını ihbar ettikleri devâsâ<br />

bir mahpese düşmüştü. Her şeye rağmen<br />

iyi niyetini kaybetmedi. Esasen yapabileceği<br />

bir şey yoktu; ‘ideal’ ülke olarak görüp<br />

yıllarca türküsünü söylediği, uğrunda<br />

hapislerde çürüdüğü Sovyetler Birliği<br />

batağından artık çıkması mümkün değildi.<br />

Stalin devrinde Türk cumhuriyetlerinde<br />

Türk kelimesini kullanmak, Türkiye’yle<br />

herhangi bir şekilde ilişki kurmak, Türk<br />

dilinin ve tarihinin ortak kaynaklarını<br />

araştırmak kesinlikle yasaktı. Fakat Nazım<br />

Hikmet doğrusu cesurdu; Bakü’de<br />

en yüksek kürsülerden ‘Ben Türküm, siz<br />

de Türksünüz! Dilimiz bir, geleneklerimiz<br />

bir, milletimiz kardeştir!’ demekten<br />

çekinmiyordu. Anar, Nazım’ın bu cesur<br />

çıkışlarından söz ederken, ‘O yıllarda Nazım<br />

Türkiye için nasıl komünizmin sembolüyse,<br />

Azerbaycan için de Türkiye’nin,<br />

Türklüğün, Türk kardeşliğinin ve dil birliğimizin<br />

sembolüydü.’ diyordu. Azerbaycan<br />

halkı ve Azeri aydınları onu sırf bu anlamda<br />

kavrıyor, karşılıyor ve bağrına basıyordu.<br />

Açıkçası, Türkiye’de komünistlik<br />

eden Nazım, Azerbaycan’da Türkçüydü.<br />

Bakü’ye ilk defa 1957 yılında Fuzuli<br />

için yapılan büyük toplantıya katılmak<br />

üzere gitmiş ve istasyonda büyük bir kalabalık<br />

tarafından coşkun bir sevgiyle karşılanmıştı.”


07SAĞLIK<br />

<strong>24</strong> – <strong>30</strong> HAZİRAN <strong>2013</strong> ZAMAN<br />

Göz tembelliğini<br />

egzersizle önleyin!<br />

Bilgisayar ve televizyon karşısında uzun süre kalmak, göz kuruluğu ve göz tembelliğine sebep oluyor.<br />

Uzmanlar, doğru beslenme, bitkisel çözümler ve göz egzersizleriyle bunun önüne geçileceğini belirtiyor.<br />

ZEYNEP HAŞLAK<br />

Bilgisayar veya televizyon karşısında<br />

1uzun süre kalmak, bir noktaya odaklanarak<br />

uzun süre bakmak, yanlış ve yetersiz<br />

aydınlatma gibi sebepler, göz kaslarının<br />

tembelleşmesine neden olabiliyor.<br />

Avrupagöz Grup Küçükçekmece Göz<br />

Merkezi Başhekimi Opr. Dr. Hasan Oğuzhan,<br />

göz sağlığı için göz egzersizine vakit<br />

ayırmayı tavsiye ediyor. Göz tembelliğinin<br />

göz tansiyonu (glokom) ve göz kuruluğu<br />

gibi hastalıklara neden olduğunu<br />

söyleyen Oğuzhan, “Göz egzersizleri yorgun<br />

kasları sakinleştirir ve suyun dolaşımını<br />

artırır. Bol su tüketimi, gözlerinizi daha<br />

sağlıklı ve canlı kılarken düzenli uyku<br />

da sağlıklı gözler için önemli. Tüm bunlarla<br />

birlikte göz ve göz çevreniz, göz egzersizlerinin<br />

düzenli uygulanmasıyla daha<br />

sağlıklı ve güçlü bir hale gelecektir.” diyor.<br />

Bilgisayar veya televizyon karşısında uzun süre kalmak, bir noktaya odaklanarak uzun süre bakmak,<br />

yanlış ve yetersiz aydınlatma gibi sebepler, göz kaslarının tembelleşmesine neden olabiliyor.<br />

GÖZ ALTI MORLUKLARINA<br />

PATATES İYİ GELİYOR<br />

Patates içeriğinde bulunan C ve B vitaminleri,<br />

kalsiyum ve potasyumun göz altı<br />

morluklarına iyi geldiğini söyleyen Oğuzhan,<br />

“Salatalık içeriğinde bulunan A, C,<br />

B1 ve B2 vitaminleri de göz şişliklerini gideriyor.<br />

Çay ise içeriğinde bulunan tanen<br />

maddesiyle kan damarlarını daraltarak<br />

göz altında oluşan morluklara ve gözde<br />

oluşan yorgunluğa iyi gelir.” tavsiyesinde<br />

bulunuyor. Göz kuruluğuna iyi gelen<br />

besinlerin başında lahana, karnabaharın<br />

geldiğini aktaran Hasan Oğuzhan, kahve<br />

içeriğindeki kafeinin de göz kuruluğuna<br />

iyi geldiğini kaydediyor. Başhekim Oğuzhan,<br />

şu tavsiyelerde bulunuyor: “Göz<br />

çevresinde oluşan morluklar ve şişlikler<br />

için ödem atıcı özelliği bulunan maydanoz<br />

ve kiraz sapının iyi geldiği bilinmektedir.<br />

Rezenede bulunan B ve C vitaminleri,<br />

potasyum, kalsiyum ve magnezyum<br />

da göz kuruluğuna iyi geliyor. Tüm bunların<br />

dışında herkes tarafından bilinen ve<br />

sıkça kullanılan papatyanın ise sakinleştirici<br />

özelliği ve içeriğinde bulunan antioksidan<br />

maddelerle yorgun gözleri dinlendirebilirsiniz.<br />

Gözlerimizi, makyaj artıklarından<br />

ve dış etkenlerden temizlemek<br />

için bebek şampuanının haftada 1-2 defa<br />

kulak temizleme çubuğuyla kirpik diplerine<br />

uygulanması ve daha sonra bol su ile<br />

yıkanması çapaklanmanın önüne geçer.<br />

Buna rağmen geçmeyen batma şikâyetleri<br />

varsa gözyaşı destek tedavisi yapılmalıdır.<br />

Yazın güneş gözlüğü de gözleri koruyarak<br />

çapaklanmayı önleyecektir. Ancak bu<br />

bitkisel çözümlerin doktor önerileri ışığında<br />

uygulanması hepsinden önemli.”<br />

GÖZ KASLARI İÇİN EGZERSİZLER<br />

Oturarak, ayakta veya yatarak da uygulanabilecek<br />

bu hareketleri başlangıçta 5<br />

kez, daha sonra 10 kez uygulayın. Başınız<br />

dik, karşıya bakın ve başınızı hiç kıpırdamadan<br />

gözlerinizi aşağıdaki sıra ile hareket<br />

ettirin:<br />

• Tavana bakın–yere bakın,<br />

• Sola bakın–sağa bakın,<br />

• Sol üst köşeye bakın–sağ alt köşeye bakın,<br />

• Sağ üst köşeye bakın–sol alt köşeye bakın,<br />

• Yukarı-sola-aşağı-sağa-yukarı bakarak<br />

çember çizin,<br />

• Şimdi de aynı çemberi ters yönde çizin:<br />

Yukarı-sağa-aşağı-sola-yukarı bakın.<br />

Aşırı sıcaklarda<br />

günde 12 bardak<br />

su içmek şart<br />

1<br />

Aydın Halk Sağlığı Müdürlüğü<br />

Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar<br />

Şube Müdürü Uzman Dr. Şeniz<br />

Karademir, yazın hava sıcaklığındaki<br />

artışın, nemdeki artışla birlikte<br />

daha fazla etkili olacağını belirterek,<br />

vücut ısısını dengede tutma<br />

adına her gün 12 ile 14 bardak su<br />

içilmesini tavsiye etti. Şeniz, “Normalde<br />

vücut terleme ile vücut ısısını<br />

dengede tutmaya çalışılır. Ancak<br />

aşırı sıcaklarda sadece terleyerek<br />

vücut ısısı dengede tutulamaz.<br />

Yine ortamdaki nem oranı yüksekse<br />

terleme suretiyle vücut ısısı düşmeyebilir,<br />

yükselen vücut ısısı beyin<br />

ve diğer hayati organlarda hasara<br />

yol açabilir.” uyarısında bulundu.<br />

Su, ağız kokusunu<br />

önlüyor<br />

1<br />

Diş Hekimi ve Protez Uzmanı<br />

Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, suyun<br />

ağız kokusunu önlediğini söylüyor.<br />

Suyun diş sağlığını da koruduğunu<br />

belirten Kışlaoğlu, şu tavsiyelerde<br />

bulunuyor: “Çay, kahve,<br />

alkol ve şekerli gıdalar ağızdaki<br />

bakterileri artırır ve ağız kokusu<br />

oluşur. Bu yiyecek ve içecekleri az<br />

tüketmek ve sigaradan uzak durmak<br />

gerekir. Özellikle de yaz aylarında<br />

2 litre su içmek, diş sağlığını<br />

korumaya ve tükürük kaynaklı<br />

ağız kokusunu engellemeye yardımcı<br />

olur. Dişlerle birlikte dili fırçalamak,<br />

diş ipi kullanmak ve nane<br />

aromalı gargara da ağız kokusunu<br />

engelliyor. Ayrıca nane ve maydanoz<br />

tüketmek, elma yemek, şekersiz<br />

sakız çiğnemek de ağız kokusunu<br />

engellemeye yardımcı oluyor.”<br />

Pide<br />

NOT: Değerli okurlarımız, sizin de beğendiğiniz<br />

ve gazetede yayınlanmasını<br />

istediğiniz yemek tariflerini e-mail veya<br />

posta adresimize gönderebilirsiniz.<br />

MALZEMELER<br />

1 paket (42 gr) yaş maya<br />

veya 2,5 tatlı kaşığı toz maya<br />

1 tatlı kaşığı bal<br />

1 su bardağı ılık su<br />

3 su bardağı un<br />

1/2 su bardağı zeytinyağı<br />

1 tatlı kaşığı tuz<br />

tepsi için mısır unu<br />

HAZIRLANMASI<br />

1. Mayayı ballı ılık suda eritin.<br />

2. Unu ve tuzu geniş bir kapta karıştırın. Ortasını<br />

havuz gibi açıp mayalı suyu dökün.<br />

Bir yandan zeytinyağını ekleyip yoğurun.<br />

Hamur elinize yapışıyorsa azar azar un ekleyin.<br />

3. Hamuru iyice yoğurunca üzerini nemli bir<br />

bezle örtüp oda sıcaklığında 1 saat bekletin.<br />

4. Bir saat sonra hamuru 8 parçaya bölün. Her<br />

birini unlu bir zeminde yuvarlayarak merdane<br />

ile açın.<br />

5. Açtığınız hamurları mısır unu serpilmiş iki<br />

tepsiye alın. Üzerlerine tekrar bez örtüp yarım<br />

saat bekletin. (Ne kadar çok bekletirseniz<br />

o kadar güzel kabarıyor.)<br />

6. Fırını <strong>25</strong>0 C’ye getirin. Fırın telini alttan<br />

üçüncü kata yerleştirin. 4 pideyi tek tek<br />

fırın telinin üzerine koyun. Kabarıp altın<br />

sarısı olunca pideleri ters çevirin. Birkaç<br />

dakika daha pişirip fırından çıkartın. Kalan<br />

pideleri de aynı şekilde pişirin. Fırından<br />

çıkarttığınız pideleri sıcak kalmaları<br />

için bir beze sarıp muhafaza edin. (Pideyi<br />

pişirmek çok doğru bir karar çünkü<br />

pide tüm yemeğe ayrı bir lezzet katıyor.)


<strong>24</strong> – <strong>30</strong> HAZİRAN <strong>2013</strong> ZAMAN<br />

EDEB ANLAYIŞIMIZ<br />

Biz nasıl bir edebin çocuklarıysak, nasıl bir edep ortamında ve nasıl bir<br />

edep kültürüyle neş’et etmişsek onu canlandırmalı ve ona göre yaşamalıyız.<br />

NAMAZ VAKİTLERİ<br />

Günler İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı<br />

<strong>24</strong> Pazartesi 3.28 5.44 13.36 17.38 21.15 23.17<br />

<strong>25</strong> Salı 3.28 5.45 13.36 17.38 21.16 23.17<br />

26 Çarşamba 3.29 5.45 13.37 17.38 21.16 23.17<br />

27 Perşembe 3.29 5.46 13.37 17.38 21.16 23.16<br />

28 Cuma 3.<strong>30</strong> 5.46 13.37 17.38 21.16 23.16<br />

29 Cumartesi 3.31 5.46 13.37 17.39 21.16 23.16<br />

<strong>30</strong> Pazar 3.31 5.47 13.37 17.39 21.16 23.16<br />

SOFYA’DAN ÖNCE: Peştera, Velingrad 4 dk Pleven, Smolyan 5 dk. Karlovo,<br />

Plovdiv, Pazarcik 6 dk. Kırcali, Kazanlık, Momçilgrad, Sviştov 7 dk. Haskovo,<br />

Krumovgrad, St. Zagora, V. Tırnovo 9 dk. Ruse, Harmanli, N. Zagora<br />

10 dk. Popovo 11 dk. Omurtag 12 dk. Kubrat, Razgrad, Tırgovişte, Yanbol<br />

13 dk. İsperih, Tutrakan, Şumen, Preslav 14 dk. Karnobat 15 dk. Aytos,<br />

Novi Pazar, Silistra 16 dk. Burgas, Provadiya 17 dk. Varna, Dobriç 18 dk.<br />

Bugün çok yaygın olan bazı tavır ve ha-<br />

vardır ki, dinde bunlar mezmum<br />

1reketler<br />

sayılmış, sevimli bulunmamış ve yerilmiştir.<br />

Hatta Peygamber Efendimiz (aleyhi ekmelü’t-tehâyâ)<br />

bunlardan bazılarını zikrederek,<br />

ellerini kalçaya koyma ve kolları arkaya atıp<br />

elleri sırtta birleştirme gibi hareketleri kibir alameti<br />

saymıştır. Bir bacağı diğeri üzerine atmak,<br />

bir ayağı öbürünün üstüne koymak da bir kibir<br />

işareti olarak kabul edilmiştir. Ayak ayak üstüne<br />

atarak oturmak, bizim geleneğimizde ve terbiye<br />

sistemimizde hiç yoktur. Başkalarının yanında<br />

yatmak, uzun oturmak, ayaklarını uzatmak,<br />

bacak bacak üstüne atmak bizim kültürümüze<br />

uygun olmadığı gibi birine karşı yüzdeki<br />

ekşime, bakıştaki sertlik, lüzumsuz el kol<br />

hareketleri yapmak ve dudak bükmek de bizim<br />

edep anlayışımıza çok terstir. Bir mü’min bu tür<br />

davranışlarla asla başkalarını hafife almamalı ve<br />

o manaya gelebilecek her hareketten sakınmalıdır.<br />

Bazıları, biraz dinlenmek için ayak ayak<br />

üstüne atıyor olabilirler ama Hak dostları gece<br />

yatarken bile öyle yapmamaya çalışırlar. Bazen<br />

unutarak bir ayaklarını diğeri üzerine azıcık<br />

koyacak olsalar, hemen toparlanır, “Estağfirullah<br />

Ya Rabbi, Sen görüyorken benim böyle<br />

yapmam ayıptır.” der ve kendilerine çekidüzen<br />

verirler. Fakat o tür hareketler, bazı insanlarda<br />

tabiat haline gelmişse, onlar da bir büyük<br />

tarafından ikaz edilmeli; doğrudan söylemek<br />

onları rencide edecekse, umumun içinde<br />

ve umuma hitap edilerek dolaylı yoldan onların<br />

da nasiplenmesi sağlanmalı.<br />

Hâsılı, biz nasıl bir edebin çocuklarıysak, nasıl<br />

bir edep ortamında ve nasıl bir edep kültürüyle<br />

neş’et etmişsek onu canlandırmalı ve<br />

ona göre yaşamalıyız. Bizim kendimize ait kültür<br />

kaynaklarımız vardır. O kaynaklara bağlı<br />

olarak gelişip olgunlaşmış olan edep anlayışımız<br />

da Allah’ı hoşnut edecek, Peygamberimiz’i<br />

sevindirecek ve insanlar arasında da rahatsızlığa<br />

sebebiyet vermeyecek şekilde düz çizgili<br />

bir kültürdür ve saf bir edep telakkisidir. Biz,<br />

bir edep toplumunun ve sağlam bir kültürün<br />

çocuklarıyız. Öyleyse, tavır ve davranışlarımız<br />

bu özümüzü yansıtacak keyfiyette olmalıdır.<br />

sözün özü<br />

Çekilen sıkıntılar ve başa gelen musibetler, varılmak<br />

istenen hedefe bakıldığında çok küçük kalır.<br />

Said Nursi’nin ifadeleriyle, bin sene mesûdâne dünya<br />

hayatı onun bir saatine mukabil gelmeyen bir<br />

cennete talibiz. Onun da ötesinde Cenâbı Hakk’ın<br />

Cemâl’ini müşahede arzusundayız. İşte bu hedefe<br />

ulaşmak adına her şeye tahammül etmek, her sıkıntıya<br />

göğüs germek, her musibete katlanmak gerekir.<br />

Ahmed Şahin<br />

Aklınıza gelen vesvese mi,<br />

ilham mı inceliyor musunuz?<br />

Konuyu şöyle de sorabiliriz: “Aklınıza gelen düşünce İslami<br />

bir hayat yaşama isteğinizi azaltıyor mu, yoksa artırıyor<br />

mu?” Önce bunu tespite ihtiyaç vardır. Çünkü düşüncenizi<br />

buna göre yorumlayacaksınız. Diyelim ki, hayat yolculuğuna<br />

çıkan insanın yolda bazen ayağının sürçüp düşmesi kaçınılmazdır.<br />

Her türlü günahların teşvik gördüğü bir vasatta insanın<br />

kendini tümüyle koruması kolay değildir. Sokakta lağım<br />

patlamışsa siz de hedefinize doğru bu sokakta yürüyecekseniz<br />

mutlaka kirli suların sıçramasına maruz kalacaksınız. Burada<br />

mühim olan, şeytanın tuzağa düşmemektir!..<br />

- Tuzağa nasıl mı düşülür? Arz edeyim...<br />

- Şeytan hassas insana işte böyle manevi kirlenme devresinde<br />

yaklaşır, doğru düşünce telkin ediyormuş gibi vesvese<br />

vermeye başlayarak der ki:<br />

- Görüyorsun ya, İslami hayat yaşayıp hizmetlerde bulunmak<br />

bu zamanda, bu yaşta, hele senin gibilerine kolay<br />

değildir. O, seçkin kimselerin işidir. Sen kim İslami hayat<br />

ve hizmet kim? Bekle, yaşın başın biraz daha ilerleyip olgunlaşasın.<br />

Senin gibileri tutunamaz bu hayatta. Zaten zemin<br />

ve zaman da müsait değildir. Çivisi çıkmış dünyayı<br />

sen mi düzelteceksin? Şimdilik hayatını yaşa. Hem böyle<br />

günahlara maruz kalacaksın, sürçüp düşeceksin hem de<br />

dini hayatta ısrar edecek, hizmet etme arzusunda olacaksın.<br />

Olmaz böyle samimiyetsizlik... İşte şeytanın tuzağına<br />

düşmek üzere olduğun anlardır bu duygu ve düşüncelerin<br />

hücumuna maruz kaldığın anlar!..<br />

- Nereden mi belli bu düşüncelerin Rahmani ilham değil<br />

de şeytani telkin ve vesvese olduğu?<br />

Çünkü bir fikir ve düşünce seni İslami hayattan uzaklaşmaya<br />

teşvik ediyorsa şeytani telkindir. Asla Rahmani ilham<br />

değildir! Bunda tereddüdünüz olmasın. Eğer gelen düşünce<br />

şeytani vesvese değil de Rahmani ilham olsaydı seni İslami<br />

hayattan soğutmayacak, daha da ileriye gitmeni, daha çok<br />

ibadet edip hizmette bulunmanı telkin ederek diyecektin ki:<br />

- Evet, bazen ayağım sürçüyor, düşüyorum, manen kirlendiğim<br />

anlar, devreler oluyor, böylece sırtıma günah kamburları<br />

yüklenmiş oluyorum. Ama bunun çaresi, İslami hayat<br />

ve hizmetten büsbütün uzaklaşarak kambur üstüne<br />

kambur yüklenmek değildir. Aksine dini hayatta daha da<br />

derinleşmeli, daha çok sevap kazanmalı, daha çok hizmet<br />

etmeliyim ki, maruz kaldığım günahların vebalini azaltayım,<br />

bir günaha birçok sevapla karşı koyarak affımı sağlamaya<br />

çalışayım.<br />

Akla gelebilir ki, böyle bir çaba ile af sağlamak mümkün<br />

mü? Maruz kalınan bunca günahlardan kurtulmak kabil<br />

mi?<br />

- Hiç şüpheniz olmasın. Bakın Hud Sûresi’nin 114. ayetinin<br />

uyarılarına. Rabb’imiz nasıl buyuruyor görün:<br />

- Namazlarınızı kılınız, sevaplarınızı da çoğaltınız. Çünkü<br />

çoğalan sevaplar azınlıkta kalan günahları silip yok eder!..<br />

Evet, çoğalan sevaplar azınlıkta kalan günahları silip yok<br />

eder. Nitekim bu ayeti tefsir eden hadiste Efendimiz (sas)<br />

Hazretleri ne buyuruyor bir de ona bakın: “Nerede olursan<br />

ol, ne durumda olursan ol, Allah’tan korkmaya devam<br />

et, asla ümit kesme! Her günahın arkasından onu silip yok<br />

edecek birçok sevaplar kazan ki, çoğalan sevapların azınlıkta<br />

kalan günahları silip yok etsin!..”<br />

- Öyle ise hayat yolculuğumuz boyunca maruz kaldığımız<br />

ayak sürçmeleri, manevi kirlenmeler bize ümitsizlik<br />

vermemeli, istikametli yolculuğumuzdan alıkoymamalıdır.<br />

Tam aksine “Çoğalan sevaplar günahları giderir, bir<br />

günahı birçok sevapla silip yok etmeliyim!” diyerek daha<br />

çok sevap kazanmaya yönelmeli, İslami hayatta daha da<br />

derinleşme gayretine girmeli ki, ayetin hadisin kurtarıcı ilhamına<br />

kulak vermiş, şeytanın ümitsizlik telkin eden vesvese<br />

tuzağına düşmemiş olalım.


09KÜLTÜR<br />

<strong>24</strong> – <strong>30</strong> HAZİRAN <strong>2013</strong> ZAMAN<br />

TAKDİRE LAYIK BİR TÜRKÇE EĞİTİMİ<br />

Şumen’nin en büyük köylerinden biri<br />

olan Venets (Köklüce) Belediyesi’ne<br />

bağlı Yasenkovo (Çukurköy) köyünün<br />

okulunda, 1.’den 8. sınıfa kadar<br />

147 öğrenci var. Onların 147’si<br />

de, yani hepsi, Türkçe derslerini hiç<br />

aksatmıyorlar. <strong>Bulgaristan</strong>’da Türkçenin<br />

okutulduğu eğitim şartlarında<br />

bu, örnek bir katılımdır.<br />

NURTEN REMZİ ŞUMEN<br />

Ders yılının sonu geldi. Öğret-<br />

ve öğrenciler, birçok yer-<br />

1menler<br />

de eksi ve artıları paylaşıyor. Bilindiği gibi,<br />

<strong>Bulgaristan</strong>’da Türkçe eğitimi konusu,<br />

son günlerde çok konuşuluyor. Seçmeli<br />

ders olarak büyük sıkıntılar yaratsa<br />

da takdire layık bir çalışmayı size tanıtmak<br />

istiyorum.<br />

Şumen’nin en büyük köylerinden biri<br />

olan Venets (Köklüce) Belediyesi’ne bağlı<br />

Yasenkovo (Çukurköy) köyünün okulunda,<br />

1.’den 8. sınıfa kadar 147 öğrenci var.<br />

Onların 147’si de, yani hepsi, Türkçe derslerini<br />

hiç aksatmıyorlar. <strong>Bulgaristan</strong>’da<br />

Türkçenin okutulduğu eğitim şartlarında<br />

bu, örnek bir katılımdır. Keşke başka köylerde<br />

ve özellikle de şehirlerde, Türk çocuklarının<br />

hepsi ana dilini öğrenebilseydi.<br />

Bu çaplı katılımın nedenleri belli, köyde<br />

sadece Türkler oturuyor ve öğrenciler,<br />

Şumen Üniversitesi’nin Türk Dili ve<br />

Edebiyatı ve Spor Akademisi bölümlerinden<br />

mezun olan Türkçe öğretmeni Nurten<br />

Kırcalı’yı çok seviyorlar. Onlar, her yıl<br />

farklı farklı başarılara imza atıyor.<br />

Geçen yıl, Koca Yusuf Yağlı Güreşleri<br />

ve Şenliklerine destek çıkan ve katılan<br />

Edirne valisi ve Türkiye Cumhuriyeti<br />

Burgas Başkonsolosu bu öğrencileri<br />

de ziyaret etti. Bu ziyaret büyük heyecan<br />

yarattı. Çocuklar sazlı, sözlü türküler<br />

söyledi, halk oyunları oynadı, köylerinde<br />

yapılan Hıdrellez bayramını canlandırdı,<br />

maniler, şiirler okundu. Vali Bey, hepsine<br />

rengarenk kitaplar hediye etti. Çocuklar,<br />

kitaplardan birçok yeni tekerleme, mani,<br />

oyun ve masal öğrendiler. Daha sonra<br />

Edirne Valisi Hasan Duruer’in desteği<br />

ile çocuklar, Edirne’de 23 Nisan Ulusal<br />

Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri<br />

kapsamında düzenlenen ve 6 ülkeden<br />

öğrencilerin katılımıyla gerçekleşen<br />

“IV. Balkan Çocuk Şenliği”ne iştirak<br />

ettiler. Öğrenci ve öğretmenler, Edirne’yi<br />

ilk kez görüp tanımaktan memnundu ve<br />

bayramda çok güzel dostluklar kurduklarından<br />

dolayı duyduğu memnuniyeti<br />

ifade ettiler.<br />

Bilindiği gibi bu köyün öğrencileri, seçmeli<br />

de olsa, Türkçe derslerine çok etkin<br />

bir biçimde katılıyor. Tabii, her yerde olduğu<br />

gibi, Türkçe ders kitaplarının eksikliği<br />

büyük sıkıntı yaratıyor, ne var ki deneme<br />

yazıları konusunda başarıyı yakalamak<br />

zor olsa da kompozisyon ve şiire karşı çocuklar<br />

son derece istekli duruyor.<br />

Ayrıca değişik derslerde başarıları az değil.<br />

6. sınıf öğrencisi Bircan Mehmet ve 3.<br />

sınıf öğrencisi Alper Berkant’ın Matematik<br />

derslerinin çok iyi olduğunu herkes görüyor.<br />

5. sınıf öğrencisi Vayde, şarkı söyleme<br />

yeteneği ile ilgi çekiyor ve Şumen’deki<br />

yarışmada üçüncü kaldı. 8. sınıfın kızları,<br />

el sanatlarında ikincilik kazandılar. Türkçe<br />

dersine katılanların en belirgin ve ilginç<br />

aktiviteleri Çevre adını taşıyan Türkçe<br />

piyes çalışmalarıydı. Bu gösterileriyle<br />

Venets (Köklüce) yarışmasında birincilik<br />

kazandılar. Seray Aydın, Münevver Nejdet<br />

ve Nayle Ahmet en iyi örnek öğrenci<br />

listesinde yer alıyor. Başarılı bir öğrenci<br />

olan 4. sınıftan Nuray Ayhan, bu ders yılında<br />

tüm derslerinden en yüksek notları<br />

aldı ve okulun birincisi seçildi. Şerefimiz,<br />

gururumuz olan böyle çocuklarımızı tebrik<br />

ediyoruz! Özellikle tüm öğretmenlerine<br />

de teşekkürlerimizi sunuyoruz. Kötü,<br />

zayıf öğrenci var denmesi yanlıştır. Derslerini<br />

sevmeyen ve okumayan öğrencilerin<br />

öğretmenleri başarısızdır, çocukların<br />

ruhunu bilmeyen, çocuk psikolojisini ve<br />

fiziki özelliklerini bilip tanımayanlardır.<br />

Dokuz yıldan beri Yasenkovo (Çukurköy)<br />

okulunda Türkçe öğretmenliği<br />

yapan Nurten Kırcalı, kendi arzusuyla<br />

Türkçe bölümünü seçmiş. Geçen sene<br />

Şumen Kültür Evi Mevlana panelinde başarıyla<br />

sunum yaptı ve oraya katılan başka<br />

azınlıkların temsilcilerine, Mevlana’nın<br />

kişiliğini ve felsefesini tanıttı. Hobi olarak<br />

kitap okumayı, özellikle roman okumayı<br />

çok sevdiğini söyledi. Bu sevgisini elinden<br />

geldiği kadar çocuklara aktarmak için<br />

büyük emek veriyor. Ders saatlerinde, öğrencilere<br />

Türkçe derslerini sevmeleri için<br />

ilginç metotlar uyguluyor, her ay sınıflarda,<br />

ödülsüz de olsa, zevkli, heyecanlı ve<br />

motive edici Türkçe yarışmaları düzenliyor,<br />

özellikle küçüklerin dersleri daha ilginç<br />

olması için onları oyun olarak düzenliyor.<br />

Böyle öğretmen sevilmez mi? Böyle<br />

öğretmenin çocukları Türkçe derslerine,<br />

seçmeli ders olarak da olsa, katılmaz<br />

mı? Böyle öğrenciler başarı göstermez mi?<br />

<strong>Bulgaristan</strong> ve özellikle Deliorman Türkleri<br />

adına, teşekküre layık ve iyi bir örnek<br />

olan Türkçe öğretmenimize, öğrencilerine<br />

ve çalıştığı ekibine başarılarının devamını<br />

diliyoruz!<br />

VARNA YÖRESİ 2. TÜRK FOLKLOR ŞÖLENİ DÜZENLENDİ<br />

STEFAN TSONEV/MECBURE EFRAİMOVA VARNA<br />

Varna şehrinde, yöreye has Türk<br />

1folklor şöleninin ikincisi düzenlendi.<br />

Varna Festival binasında gerçekleştirilen<br />

etkinlik, Sabahattin Ali ve <strong>Bulgaristan</strong><br />

Türkleri ve adım adım Türkiye projesi<br />

kapsamında hayata geçirildi.<br />

Şölen, Türkiye ile Kültürel İlişkiler<br />

“GÜNEŞ” derneğinin hazırlamış olduğu<br />

tanıtım proje gösterisiyle başladı, daha<br />

sonra da Gebze Belediyesi’ni tanıtan<br />

bir film ile devam etti.<br />

Programa katılan folklor grupları, misafirlere<br />

yöresel folklor oyunlarıyla zevkli<br />

anlar yaşattı. Sabahattin Ali, Naim Bakoğlu<br />

ve Orhan Kara’nın şiirleri okundu. Bunun<br />

yanı sıra bir yarışma da düzenlendi.<br />

Yarışmanın solo bölümünde Mustafa<br />

Ömer (Medovets) birinci, Özlem Hasan<br />

(Tsonevo), ikinci, Kezban Rasim (Belogradets)<br />

üçüncü kaldı. Koro yarışmasında<br />

Belogradets’den HEVESKARLAR grubu<br />

birinci, Tsonevo köy grubu ikinci kalırken,<br />

dans bölümünde Tsonevo köyü grubu birinci,<br />

Medovets Ali Emurullov Okuma Evi ikinci<br />

kaldı. Seyircilerin ödülünü, Varna Sabahattin<br />

Ali Okuma Evi’nden Nejdet Ahmet,<br />

Jürinin ödülünü ise İTSKO grubu kazandı.<br />

Gelen misafirler arasında T.C. Burgas<br />

Başkonsolosluğu temsilcisi Mesut Gider,<br />

Eskişehir Göçmenler derneğinden Miyase<br />

Pazı, bölgeden muhtarlar, Burgas, Dobriç,<br />

Razgrad, Ruse, Silistra, Sofya, Şumen Türk<br />

Kültür Derneklerinin Başkanları, Romanya<br />

Tatar Türkleri Birliğinden kadın kolları<br />

başkanları hazır bulundu.<br />

T. C. Burgas Başkonsolosluğu Muavin<br />

Konsolos Mesut Gider<br />

“En başta birçok derneğin burada bulunması,<br />

yani Türklerin sivil toplum ve kanaat<br />

önderlerinin bir arada bulunması çok<br />

önemli. Hepsinin beraberce hareket edebilmelerinin,<br />

ortak paydalar üzerinde hareket<br />

edebilmelerinin çok önemli olduğunu<br />

düşünüyorum. Ortak paydalar üzerinde<br />

hareket edebilecekleri çok da konu<br />

var, yani hepimiz burada aynı dili konuşuyoruz,<br />

aynı kültür kodlarından geliyoruz,<br />

aynı kültürün altyapısından, tarihinden<br />

geliyoruz, aynı tasaları paylaşıyoruz,<br />

aynı türküleri söylüyoruz, hatta<br />

Türk Milli Takımı bir başarı kazandığı<br />

zaman hepimiz seviniyoruz. Dolayısıyla<br />

bu kadar çok birliktelik taşıyan toplumun<br />

beraberce sergileyeceği, beraberce<br />

ifade edebileceği birçok ortak yanının<br />

olduğunu düşünüyorum. Bugün burada<br />

bu ifadenin gerçekleştiğini gördüm. Ben<br />

gençlere şu şekilde seslenmek istiyorum,<br />

öğrendikleri bu folklor danslarını ve Türkülerini<br />

gelecek nesillere aynen aktarsınlar.<br />

Ayrıca bu etkinlikte yer alan yaşlıların<br />

da gelecek nesillere bu kültür mirasını<br />

aktarmaları gerekiyor. Ümidim odur ki,<br />

bundan sonraki nesillerin de buradaki sivil<br />

kanaat önderleri gibi bu bilinçte yetişmeleri<br />

ve bu bayrağı, gelecek nesillere taşıyabilmeleridir.”


10SPOR<br />

<strong>24</strong> – <strong>30</strong> HAZİRAN <strong>2013</strong> ZAMAN<br />

Mini Dünya Kupası’nda<br />

heyecan başladı<br />

Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen FIFA 20 yaş altı Dünya Kupası’nda<br />

perde 21 <strong>Haziran</strong>’da açıldı.<br />

Fatih Terim, dünyanın<br />

1en iyi 20 teknik direktörü<br />

arasında gösterildi.<br />

ABD merkezli internet sitesi<br />

Bleacher Report’da, “Şu<br />

an dünya futbolunun en iyi<br />

20 teknik direktörü” başlıklı<br />

araştırmada, Galasataray<br />

Teknik Direktörü Fatih Terim,<br />

15. sırada yer aldı. Üst<br />

üste iki kez Süper Lig şampiyonluğu<br />

kazandığı belirtilen<br />

Terim’in, Galatasaray’ı<br />

Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek<br />

finale taşıdığına dikkat<br />

çekildi. Araştırmanın analiz<br />

ERSAN TEMİZEL KAYSERİ<br />

FIFA’nın, Dünya Kupası’ndan<br />

1sonraki en büyük organizasyonu<br />

U-20 (yirmi yaş altı) Futbol<br />

Şampiyonası başladı.<br />

Turnuvanın resmî açılışı dün<br />

Kayseri Kadir Has Stadyumu’nda<br />

Başbakan Tayyip Erdoğan, FI-<br />

FA Başkanı Sepp Blatter ve Futbol<br />

Federasyonu Başkanı Yıldırım<br />

Demirören’in katılımıyla gerçekleştirildi.<br />

Erdoğan ile Blatter sahaya<br />

inerek Küba ve Koreli futbolcuların<br />

ellerini sıktı. Maçı protokol tribününde<br />

izleyen Erdoğan’a bakanlar,<br />

milletvekilleri ve AK Parti Milletvekili<br />

Hakan Şükür eşlik etti.<br />

Türkiye’nin ev sahipliğini üstlendiği<br />

20 yaşaltı turnuvasında<br />

maçlar İstanbul, Bursa, Antalya,<br />

Eskişehir, Kayseri, Gaziantep, Rize<br />

ve Trabzon’da oynanacak. 6 farklı<br />

grupta yer alan <strong>24</strong> ülkenin genç<br />

takımları, en iyi olabilmek için mücadele<br />

verecek. Kupayı daha önce<br />

kazanan Portekiz, İspanya gibi ülkelerle<br />

Fransa ve Gana da şampiyonluk<br />

için Türkiye’de. Turnuvanın<br />

resmî açılış töreni ise Kayseri Kadir<br />

Has Stadyumu’nda Başbakan Recep<br />

Tayyip Erdoğan, FIFA Başkanı<br />

Sepp Blatter ve Türkiye Futbol Federasyonu<br />

(TFF) Başkanı Yıldırım<br />

Demirören’in katılımıyla gerçekleştirildi.<br />

Başbakan Erdoğan’ı, Kadir<br />

Has Stadı girişinde FIFA Başkanı<br />

Blatter ile TFF Başkanı Demirören<br />

karşıladı. Başbakan Erdoğan, Blatter,<br />

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç<br />

ile TFF Başkanı Demirören daha<br />

sonra sahaya inerek şampiyonanın<br />

açılış maçını oynayacak olan Küba<br />

ve Koreli futbolcuların tek tek ellerini<br />

sıkıp, her iki ülkenin milli marşlarını<br />

dinlediler. Başbakan Tayyip<br />

Erdoğan, milli marşların çalınmasından<br />

sonra bu kez yedek kulübelerine<br />

yönelerek, buradaki teknik<br />

adam ve yedek oyuncuların da ellerini<br />

sıktı. Erdoğan, protokol tribününde<br />

eşi Emine Erdoğan, bakanlar,<br />

milletvekilleri ve eski milli futbolcu<br />

milletvekili Hakan Şükür ile<br />

birlikte karşılaşmayı izledi.<br />

Diego Maradona, Lionel Messi,<br />

Van Basten, Roberto Carlos, Thierry<br />

Henry gibi yıldızların parladığı<br />

U-20 Dünya Kupası’nın açılış töreni<br />

Küba-Güney Kore maçı sonrası<br />

14 dakika sürdü. Anadolu’nun<br />

karakterini yansıtan kervansaray,<br />

dokuma halı ve kamp ateşi unsurlarının<br />

yer aldığı törende 600’ü aşkın<br />

performans sanatçısı ile 175 kişilik<br />

halk oyunları dans grubu yer<br />

aldı. Açılış seremonisinde, turnuvanın<br />

resmi şarkısı ‘Yıldızlar Buradan<br />

Yükseliyor’un seslendirilmesinin<br />

ardından özel bir dans grubu<br />

sahanın ortasına gelerek çeşitli<br />

figürlerin yer aldığı ‘Halı Dansı’nı<br />

gerçekleştirdi. Ardından da ‘Ateş<br />

Dansı’ performansı ile açılış töreni<br />

sona erdi. Finalist <strong>24</strong> takımın anadilinde<br />

‘Hoş geldiniz’ yazan halılar<br />

da ülke bayrakları ile birlikte<br />

gösteri boyunca sahanın kenarlarında<br />

yer aldı.<br />

Terim, En iyi 20 teknik adam arasında<br />

bölümünde, Galatasaray’ın<br />

çeyrek finallerde Real Madrid<br />

ile mücadelesine ve bu<br />

maçta Burak Yılmaz’ın “sınırsız<br />

potansiyelini sergilemesine”<br />

de değinildi.<br />

İşte dünyanın en iyi 20 teknik<br />

adamı:<br />

1. Jupp Heynckes<br />

2. Jose Mourinho<br />

3. Vicente Del Bosque<br />

4. Pep Guardiola<br />

5. Otmar Hitzfield<br />

6. Louis Van Gaal<br />

7. Marcello Lippi<br />

8. Rafa Benitez<br />

9. Carlo Ancelotti<br />

10. Arsene Wenger<br />

11. Guus Hiddink<br />

12. Luiz Felipe Scolari<br />

13. Juergen Klopp<br />

14. Manuel Pellegrini<br />

15. Fatih Terim<br />

16. Mircea Lucescu<br />

17. Antonio Conte<br />

18. Marcelo Bielsa<br />

19. Andre Villas-Boas<br />

20. Luciano Spalletti<br />

FIFA tarihinde<br />

ilk kez Akıllı<br />

Bilet devrede<br />

1<br />

Türkiye’nin ev sahipliğinde 21<br />

<strong>Haziran</strong> - 13 Temmuz tarihlerinde<br />

düzenlenen FIFA U20 Dünya<br />

Kupası’nın ulusal sponsoru olan Turkcell,<br />

FIFA tarihinde ilk kez Akıllı Bilet’i<br />

futbolseverlerle buluşturuyor.<br />

Turkcell Kurumsal İletişim Bölümü<br />

Başkanı Filiz Karagül Tüzün, Akıllı Bilet<br />

projesi ve Trabzon’da yapılacak etkinlikler<br />

hakkında bilgiler verdi. Sporu<br />

hem tüm kalpleriyle hem de teknolojik<br />

altyapılarıyla desteklediklerini anlatan<br />

Tüzün, şunları söyledi: “Turkcell olarak<br />

Türk sporunun gelişimi ve güçlenmesine<br />

katkı için çalışmalarımızı uzun<br />

zamandır sürdürüyoruz. FIFA U-20<br />

Dünya Kupası’nda, 20 yaşın altındaki<br />

genç millilerimize destek olmak da<br />

bu alandaki kararlılığımızın bir göstergesi.<br />

Trabzon, bu vesile ile FIFA tarihinde<br />

bir ilke sahne olacak. FIFA tarihinde<br />

ilk kez “Akıllı Bilet” uygulaması<br />

Turkcell’in altyapısı ve teknolojisi<br />

ile Trabzon’da gerçekleştirilecek. Bu<br />

ilke Trabzon’da imza atmaktan büyük<br />

mutluluk duyuyor, Türkiye U-20 Milli<br />

Takımı’na Turkcell ailesi olarak başarılar<br />

diliyoruz.”<br />

Turkcell Kurumsal İletişim Uzmanı<br />

Cem Yavuzer de turnuva boyunca,<br />

Türkiye’nin oynayacağı maçlarda ve final<br />

müsabakasında Akıllı Bilet uygulaması<br />

gerçekleştirileceğini belirtti. Yavuzer,<br />

Akıllı Bilet teknolojisi sayesinde<br />

taraftarların, cep telefonuna gelen<br />

SMS’i stadyumlardaki özel gişelere<br />

okutarak maçlara kolayca girebileceğini<br />

anlattı. Sistemin tüm telefonlar için<br />

uyumlu olduğunu ifade eden Yavuzer,<br />

müsabakaların bilet bedelinin dışında<br />

başka bir maliyetin de olmadığını vurguladı.<br />

Tribün ya da koltuk seçiminin<br />

de yapılabildiğini dile getiren Yavuzer,<br />

daha önce Türkiye A Milli Takımı maçlarında<br />

kullanılan teknolojinin, U-20<br />

Dünya Şampiyonası’nda ülke sınırlarını<br />

da aşacağını belirtti.(CİHAN)<br />

Konfederasyon<br />

iptal<br />

edilmeyecek<br />

1<br />

FIFA, Brezilya genelindeki<br />

gösteriler sebebiyle Konfederasyon<br />

Kupası’nın iptal edilmesinin<br />

gündemde olmadığını açıkladı.<br />

Brezilya’da1 milyondan fazla insan<br />

gösteri yapmış; polis, taşkınlığa<br />

yol açan gruplara müdahalede bulunmuştu.<br />

Rio de Janerio’da toplanan<br />

<strong>30</strong>0 bin insan, futbol şampiyonaları<br />

için milyarlarca dolar harcanmasını<br />

protesto etmişti.


11EĞLENCE<br />

<strong>24</strong> – <strong>30</strong> HAZİRAN <strong>2013</strong> ZAMAN<br />

ANAGRAM BULMACA<br />

PETEK BULMACA<br />

1. Mıntıka. 2. Fiil, edim. 3. Yatmış olan. 4. Bir tür<br />

nağmesi olan parça. 10. Temel uzunluk ölçüsü. 11.<br />

U<br />

R<br />

mikroskop camı. 5. Başkaldırma. 6. Melez. 7. Derme<br />

Büyük çivi. 12. Arzu, istek. 13. Piramit. 14. Dua. 15.<br />

K<br />

1 M<br />

2 3 4<br />

5<br />

çatma çadır, göçebe çadırı. 8. Mania. 9. Kasik Türk<br />

Hamur tahtası. 16. Oyunda yenmek. 17. Kanıtlama.<br />

Y<br />

A<br />

müziğinde aşk üzerine söylenen, nakaratı ve ara<br />

18. Gamze. 19. Manisa macunu. 20. “… Bora” (aktör).<br />

6 7 8 9 10<br />

GÖBEL<br />

1<br />

YELME<br />

2<br />

KAYIT<br />

3<br />

MELAL<br />

4<br />

YASİN<br />

5<br />

11 12 13 14 15<br />

16 17 18 19 20<br />

RAKIM<br />

GEÇER<br />

GENEL<br />

KARIŞ<br />

TERME<br />

6<br />

7<br />

8<br />

9<br />

10<br />

21 22 23 <strong>24</strong> <strong>25</strong><br />

SEREN<br />

DELİK<br />

HAREM<br />

ZİYAN<br />

TENİS<br />

26 27 28 29 <strong>30</strong><br />

11<br />

12<br />

13<br />

14<br />

15<br />

MAKTU PATİS UÇKUR SERİM KEREM<br />

16<br />

17<br />

18<br />

19<br />

20<br />

Ka re ler için de ki befl harf li söz cük ler de ki harf le rin yer le ri ni de€iflti re rek, yukar›daki tan›mla ra uy gun söz cük le ri<br />

oluflturun ve çizgilere yaz›n. Buldu€unuz yeni sözcüklerin ilk harflerini s›rayla okudu€unuzda bir söz oluflacakt›r.<br />

ANAHTAR CÜMLE<br />

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20<br />

Tan›mlara uygun alt› harfli sözcükleri ayn› say›l› 1. Erkanıharp. 2. Markinin eşi. 3. Denizaltılara<br />

karşı özel olarak silahlandırılan<br />

da ire le rin çev re si ne yaz›n. Söz cük ler sa at do€rul -<br />

tusunda ve her sözcü€ün ilk harfli daireden ç›kan<br />

okun gösterdi€i kutudan bafllayarak yaz›lacakt›r. bir çeşit savaş gemisi. 4. Okçu. 5. Sıkıntı,<br />

iç sıkıntısı. 6. Bir işte yeteneği, becerisi<br />

olan. 7. Bir kimsenin haksız yere üzerine geçirdiği ve ödemekle yükümlü olduğu para. 8. Halit<br />

Refiğ’in bir filmi. 9. Soyla ilgili. 10. Haylaz. 11. İçeriden dışarıya gitmek. 12. Kuzu, koyun bağırma.<br />

13. Ezberleyerek. 14. Kavun, karpuz tarlası. 15. Kutlama. 16. Kunduz. 17. Güzel söyleme ve<br />

yazma yeteneği. 18. Kabile, boy. 19. Boksta bir yenilgi biçimi. 20. Göz kapağının kenarındaki kıllar.<br />

21. Birkaç arabalı bir katarda elektrik motoru ya da patlamalı motorla çalışan ve öbür arabaları<br />

çekmeye yarayan taşıt. 22. Evhamlı kimse. 23. Belirti. <strong>24</strong>. Dişi deve. <strong>25</strong>. Japonya’nın eski<br />

adı. 26. Dizge. 27. Yemiş, meyve. 28. Çelikten ince sac. 29. Kanı. <strong>30</strong>. Ağrı ilçesi.<br />

SÖZCÜK AVI<br />

SUDOKU<br />

Ç İ A L E L İ B A M A L Y O<br />

KOLAY<br />

A E Ş L H İ L K A T I M G İ<br />

B R J T T S İ G G A M B O T<br />

M T A U Ö I U N E Ü L S I T<br />

A L L R R D L S A K Ş I E M<br />

N İ U A G K I I K İ S N B İ<br />

T F Z Ç İ A Z K A U N T N G<br />

A Ö İ L Z R G Y A E N Ş R I<br />

R M Z G O İ A B C İ Ç A Ğ A<br />

ZOR<br />

ORTA<br />

L İ A T K R R A A Z İ T K İ<br />

D N S U E K A N Ç Ş U B A T<br />

U A M Z İ A R T I A K Ç A L<br />

K K E L K A L K A L T A N U<br />

N N Ş U M Ç A L D E R L D İ<br />

E E N İ S L İ T S E P Ö A Y<br />

B L E N E K T A R B A N A K<br />

Aşağıdaki sözcükleri bulmaca karelerinde arayın ve bulduklarınızın üzerini<br />

karalayın. Geride kalan harfler bir şarkıdan dizeleri oluşturacaktır.<br />

ÇOK ZOR<br />

‹ki sudoku bul ma cam›zda ki her sat›r, her sü tun ve 3x3’lük her ku tu ya,<br />

1’den 9’a kadar rakamlar yerlefltirilecektir. Her sat›r, her sütun ve 3x3’lük kutu<br />

bölümlerinde 1’den 9’a kadar say›lar bir kez kullan›lacakt›r.<br />

ALTILI<br />

BEŞLİK<br />

CENNET<br />

ÇATLAK<br />

DİZLİK<br />

EKSTRA<br />

FİLTRE<br />

GAMBOT<br />

HİLKAT<br />

IZGARA<br />

İKTİZA<br />

JALUZİ<br />

KASTOR<br />

LAKLAK<br />

MANTAR<br />

NEKTAR<br />

OYLAMA<br />

PESTİL<br />

REZENE<br />

SUSKAN<br />

ŞUBAT<br />

TURAÇ<br />

SÖZCÜK AVI<br />

PETEK BULMACA<br />

1. Kurmay. 2. Markiz. 3. Korvet. 4. Vakkas. 5. Kasvet. 6. Yatkın. 7.<br />

Zimmet. 8. Teyzem. 9. Soysal. 10. Tembel. 11. Çıkmak. 12. Meleme. 13.<br />

Ezbere. 14. Bostan. 15. Tebrik. 16. Kastor. 17. Selika. 18. Aşqiret. 19.<br />

Nakavt. 20. Kirpik. 21. Motris. 22. Meraki. 23. İşaret. <strong>24</strong>. Arvana. <strong>25</strong>.<br />

Nippon. 26. Sistem. 27. Semere. 28. Teneke. 29. Kanaat. <strong>30</strong>. Patnos.<br />

ÇÖZÜMLER<br />

ANAGRAM BULMACA<br />

Beylik çeşmeden su içme.<br />

SUDOKU ÇÖZÜMLER‹


<strong>24</strong> – <strong>30</strong> HAZİRAN <strong>2013</strong> ZAMAN<br />

Islak mendille neler yapılır?<br />

NEŞE KUTLUTAŞ<br />

1Aracınıza bakım yapınYeni<br />

arabanızın güzel kokusu uçtuysa<br />

ıslak mendillerden yararlanın.<br />

Aracınızdaki her bir koltuğun<br />

altına bir ıslak mendil yerleştirin. Sigara<br />

kokusu dâhil bütün kötü kokuların<br />

uçup gittiğini göreceksiniz. Mendiller<br />

kuruyunca yerine yenilerini yerleştirin.<br />

Çekmeceler güzel koksun<br />

Çekmecelerinizin içini her neyle kapladıysanız<br />

onu kaldırıp altına ıslak mendil<br />

koyuverin ya da ıslak mendili çekmecenin<br />

arka iç yüzeyine bantlayın. Mendil,<br />

çekmecenin misler gibi kokmasını sağlar.<br />

Evcil hayvanların tüylerini kolayca temizleyin<br />

Evde beslediğiniz kedi ve köpeklerin<br />

tüyleri kumaşlara, halılara ve mobilyalara<br />

yapışıp kalıverir. Ancak ıslak mendilleri<br />

bunların üzerinde gezdirerek rahatça<br />

toplayıp temizleyebilirsiniz.<br />

Krom yüzeyleri ışıldatın<br />

Krom yüzeyler, temizlendikten sonra bile<br />

çizik ve soluk renkli gözükebilir. İster<br />

ekmek kızartma makineniz, ister tekerlek<br />

jantı olsun bütün krom yüzeyleri ıslak<br />

mendille silerek kolayca parlatabilirsiniz.<br />

Elektrikli aletlerin tozlanmasının önüne geçin<br />

Televizyon ve bilgisayar ekranları statik<br />

elektrik yükü taşıdıkları için toz tanelerini<br />

çeker. Bu nedenle televizyon, bilgisayar<br />

gibi aletlerinizin tozunu bıktırıcı bir<br />

şekilde almanız gerekir. Oysa bu aletlerin<br />

tozunu ıslak mendille almak sizi uzun<br />

süre rahat ettirir. Islak mendiller, özellikle<br />

statik elektriği azaltmak için tasarlandığı<br />

için tozu yok eder ve ekranları tozlanmaktan<br />

birkaç gün boyunca korur.<br />

Duşakabin ve duş perdelerinde leke kalmasın<br />

Duşakabin ve duş perdelerindeki kurumuş<br />

sabun artıkları leke olarak rahatsız<br />

edicidir. Islak mendiller bunu halletmek<br />

için birebirdir.<br />

Çöpe değil, kirli çamaşır sepetine atın<br />

Islak mendilleri bir kere kullandıysanız<br />

hemen atmayın. Onların güzel kokmasını<br />

sağlamak için kapaklı kirli çamaşır<br />

sepetinizin ve çöp kovanızın dibine birer<br />

tane yerleştirin. Sonuçtan memnun<br />

olacaksınız.<br />

Spor ayakkabılarınız ve çantalarınız güzel koksun<br />

Spor ayakkabılarınız ve çantalarınız,<br />

kullanılma şekliyle ilgili olarak kötü<br />

kokmaya oldukça yatkındır. Bazen kuvvetli<br />

parfüm ve kokular bile onların kötü<br />

kokmasını engelleyemez. Hâlbuki ayakkabı<br />

ve çantalarınızın içine kullanmadan<br />

bir gece önce birer ıslak mendil koyarsanız<br />

bu problemi çözmüş olursunuz.<br />

Temizlik bezi<br />

Pahalı ve zehirli kimyasallarla odanızın<br />

güzel kokmasına emek harcamak yerine<br />

gardırop, çekmece, perde arkaları ve<br />

koltuk altlarına ıslak mendiller yerleştirerek<br />

daha tasarruflu ve zararsız bir şekilde<br />

evinizin güzel kokmasını sağlayabilirsiniz.<br />

Ayrıca ıslak mendiller, yine çok<br />

pahalı olan temizleme bezlerinden daha<br />

iyi temizlik yapma aracıdır. Evinizdeki<br />

kitaplık, sehpa, masa, cam kenarı<br />

gibi yerlerin tozunu alırken ıslak mendil<br />

kullanın. Hem eviniz güzel kokacak<br />

hem de daha uzun süre tozsuz kalacaktır.<br />

Tencerelerden yemek kalıntılarını çıkarın<br />

Tencere ve tavalarınızda yanık yemek kalıntıları<br />

olduysa, içini ılık suyla doldurun.<br />

İçine de üç dört tane ıslak mendil koyun. Bir<br />

gece o şekilde bekletin. Mendilleri çıkarın<br />

ve silin. Kir hemen çıkacaktır. Daha sonra<br />

tencerenizi bir güzel yıkayıp durulayın.<br />

Çocuklar için<br />

sofranızdan yoğurdu<br />

eksik etmeyin!<br />

FATİH KARAKILIÇ BURSA<br />

Okulların kapanmasıyla ilk ve orta-<br />

öğrencilerinin de beslenme<br />

1öğretim<br />

düzeni değişiyor. Tatilde çocukların doğru<br />

beslenmeyle hastalıklardan korunabileceğini<br />

belirten uzmanlar, sofradan mevsim<br />

sebzeleri ve yoğurdun eksik edilmemesini<br />

tavsiye ediyor. Okulların kapanmasıyla<br />

birlikte milyonlarca ilk ve orta dereceli<br />

okul öğrencileri de tatile giriyor. Uzmanlar,<br />

çocukların yaz aylarında beslenmesine<br />

dikkat çekiyor. Çocuk Hastalıkları<br />

Uzmanı Dr. İsmail Özcan, yiyecek ve içecek<br />

tüketiminin arttığı yaz tatillerinde, çocukların<br />

çeşitli hastalıklardan korunabilmeleri<br />

için en iyi şekilde beslenmeleri gerektiğini<br />

söylüyor. Çocukların beslenmesinde<br />

mevsimsel şartların göz önünde tutulması<br />

gerektiğini belirten Özcan, “Yaz<br />

tatilinde çocukların su tüketimine dikkat<br />

edilmeli, uzun süre susuz kalmasına izin<br />

verilmemeli. Yaz aylarında sayısı ve çeşidi<br />

artan, kavun, karpuz, kiraz, çilek, erik<br />

gibi mevsim meyvelerinin tercih edilmesi<br />

önemlidir. Günde bir defadan fazla olmamak<br />

şartıyla dondurmanın da yararlı olduğunu<br />

da unutmamak gerekir. Salata ve<br />

sebze gibi hafif yaz mönüleri tercih edilmeli,<br />

yoğurt, cacık veya ayran ise sofrada<br />

mutlaka bulunmalı.” şeklinde konuşuyor.<br />

Uzun yola çıkacak çocukların yolculuk<br />

öncesi ve sırasında bilmediği yiyecekleri<br />

tüketmesine izin verilmemesi gerektiğini<br />

kaydeden uzman şunları söylüyor: “Yolculukta<br />

dört-beş saat arayla mola vererek<br />

çocuğunuzun yiyecek ve su ihtiyacını karşılayın.<br />

Uzun yolculuklarda araçta mutlaka<br />

su bulundurulmalı. Çocukların susuzluğa<br />

yol açacak aşırı tuzlu besinleri tüketmelerini<br />

engelleyin. Tatil için gidilen tatil<br />

köyü veya otel gibi yerlerde bulunan hazır<br />

yemekleri tüketirken de dikkat edilmeli.<br />

Tadı, görünüşü veya kokusu değişik gelen<br />

yiyecekleri tüketmeyin. Su ihtiyacınızı<br />

kapalı ambalajlı sularla giderin. Musluk<br />

veya çeşme sularını içmeyin. Yurtdışı seyahatlerinde,<br />

besinlerin içeriğini mutlaka<br />

öğrenin. Çocuğunuzun bildiğiniz bir besine<br />

alerjisi varsa dikkat edin. Aşırı çikolata<br />

ve aşırı baharat tüketiminden kaçının.”

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!