akp_nin-gercek-yuzu

AKP’NİN 

GERÇEK YÜZÜ 

İhsan ÖZKES

AKP’NİN GERÇEK YÜZÜ 

AKP’NİN 

GERÇEK YÜZÜ 

1


2


İhsan ÖZKES, 1957 yılında Çorum Tarhan Kozlusu köyünde 

doğdu. 1976’da Ankara İmam Hatip Lisesi’nden mezun 

oldu. Bir müddet Çorum Alaca ilçe merkezinde imam-hatip 

olarak görev yaptı. İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü (Gece 

Bölümü) Tefsir Hadis Bölümü’nden 1981’de birincilikle mezun 

oldu. Yükseköğrenimi esnasında Beyoğlu’nda Kuran 

Kursu öğreticiliği yaptı. 1981’de Sinop Gerze müftüsü olarak 

atandı. Balıkesir’de asteğmen öğrenci olarak, Elazığ’da ise 

asteğmen olarak vatani görevini yaptı. Yozgat-Sorgun Müftüsü 

olarak birkaç yıl (1983-1985) hizmet verdi. İlmi araştırmalar 

yapmak üzere Mısır ile Türkiye’nin kültür mübadelesi 

çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nca devlet memuru 

olarak iki yıl süreyle (1985-1987) Mısır’a gönderildi. 1987’de 

Bolu-Akçakoca müftüsü oldu. Marmara Üniversitesi İlahiyat 

Fakültesi’nde Hadis Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisans yaptı. 

3


Bu arada Diyanet İşleri Başkanlığı Haseki Eğitim Merkezi 

İhtisas Kursu’na katıldı. İstanbul Merkez Vaizliği yaparken 

1992’de Üsküdar müftüsü olarak atandı. 11.01.1999 tarihinde 

DSP Üsküdar Belediye Başkan Adaylığı için görevinden 

ayrıldı. 14.06.1999’da Şile müftüsü olarak tekrar göreve döndü. 

11.10.1999’da Beyoğlu müftülüğüne naklen tayin edildi. 

08.08.2002’de CHP İstanbul Milletvekili Aday Adaylığı için 

görevinden ayrıldı. 09.12.2002’de Adana Yüreğir müftülüğüne 

atandı. 2003 yılında emekli oldu. CHP PM Üyesi ve İstanbul 

Milletvekilidir. Evli ve beş çocukludur. 

Yayınlanmış Eserleri: 

1. Riyazu’s-Salihin Tercümesi ve Şerhi (genellikle cami 

imamlarının yararlandığı, dini eserler arasında meşhur 

bir hadis kitabının Türkçe tercümesi ve açıklamasıdır. 6 

cilt olarak 1990 yılında basılmıştır.) 

2. Peygamberimiz Döneminde Kadınlar 

3. Oruç, Mübarek Geceler ve Bayramlar 

4. İnanç Sömürüsü İslam’a ve Uygarlığa Büyük Engeldir 

5. Siyasallaştırılan Din Dinleştirilen Siyaset 

6. Daraltılan Din Tartılan İman 

7. Atatürk CHP ve Din 

8. Emevi Siyaseti-Dinin Saltanata Dönüşmesi 

4


ÖNSÖZ 

Yüce dinimiz İslam, 1400 yılı aşkın süredir vardır ve kıyamete 

kadar da var olacaktır. Bu itibarla hiçbir kimse İslamiyet’i Allah’la 

Kandıran Partilerden öğrenmemiştir. Kainat kadar geniş 

olan İslam’ı bir partinin içine hapsetmeye kalkışmak, kimsenin 

haddi değildir. 

İslam gelmeden önce, Mekke’nin işlerinin yürütüldüğü “Darunnedve” 

denilen idare binasında Mekke’nin simgesi olan 

bir bayrak vardı. O bayrak, savaşlarda, düğün, şenlik ve benzeri 

etkinliklerde Mekkeliler adına çıkartılırdı. İslam gelince bu 

bayrağı yine çıkarmak istediler. Bunun üzerine Peygamberimiz 

“İslam, bu bayraktan daha geniştir” dedi. 

İslam’ın kaynağı, Kur’an ve sahih sünnettir. Yüce İslam dininin 

Türkiye’deki herhangi bir parti ile eşleştirilmesi veya bir 

partiye indirgenmesi; başta Allah’a karşı bir saygısızlıktır. 

Ahrette hiçbir kimseye partisine göre cennette rezervasyon 

yapılamayacağı gibi, cehenneme bileti de kesilemez. Din istismarcıları 

artık dini daraltmaktan ve imanı tartmaktan vazgeçmelidir. 

İslam dini, evrenseldir, bir partinin flaması altına girecek küçüklükte 

asla olamaz. İslam, partiler üstüdür, sınırlar ötesidir 

ve tüm insanlığa gelmiştir. İlahi olan yüce dinimiz, siyasi olan 

partilerle asla örtüşemez. 

5


Siyasetin din eksenli yürütülmesinin ne dine, ne de dindara 

bir faydası olamaz, aksine din ve dindarlık ciddi zararlar görür. 

Sadece, din üzerinden siyaset yapanların elebaşları dünyalık 

elde eder. Yani halka din iman, kendilerine han hamam 

olur. Karun gibi zenginleşirler, halk ise yoksullaşır. 

Siyasete soyunup güreşenler, pehlivana yaraşır yiğitlikle güreşmelidir. 

Örneğin: İki kişi güreşiyor. Biri hilekarlık yapıyor, 

önceden bilinçli olarak cebine koyduğu Kur’an’ı çıkarıyor ve 

rakibine “Sen beni yenemezsin. Çünkü üzerimde Kur’an 

var. Eğer ben yenilirsem Kur’an da benimle yere düşer” 

diyor. Rakibi “Kur’an’a saygınız varsa Kur’an’ı bırak da 

öyle güreşelim” diyor. Fakat namert güreşçi Kur’an’la güreşmekte 

ısrar ediyor ve hakça bir güreş de olamıyor. Çoğunluğu 

Müslüman olan ülkemizde, basit bir anlatımla, seçimlerde yaşanan 

görüntüler hep böyle olmuştur. Din üzerinden yaratılan 

gerginlikle yürütülen bu siyaset, ülkemize ve insanımıza huzur 

ve mutluluk getirmemiştir. 

Partiler birbirleriyle din istismarlarıyla değil, halkın sorunlarını 

gidermek için yarışmalıdır. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar 

devri kapanmalıdır. Herkesin huzur ve güven içinde çalışacağı 

bir iş, helal bir aş, mutlu bir eş ve sıcak bir yuva edinmesi, 

insanca yaşaması en doğal hakkıdır. 

Ocak – 2014 

İhsan ÖZKES 

6


7


Bunları Yapan AKP’liler Kimseye Din-İman Dersi 

Vermeye Kalkışmasınlar 

1. Başbakan’a dokunmayı ibadet sayan, 

2. Başbakan’a Yüce Allah’ın sıfatlarını veren, 

3. ‘AKP Amerika’nın mandasıdır’ dedikten sonra 

AKP’ye geçen, 

4. “Tayyip Erdoğan Allah’ın tüm vasıflarını üzerinde 

toplamış bir liderdir” diyen, 

5. Başbakanın fotoğrafının önünde namaz kılan, 

6. “Tayyib’i üzmek, Allah’ı üzmektir” diyen, 

7. Kula kulluk eden, 

8. Başbakan için şükür namazı isteyen, 

9. Van’da depremlerin Başbakan’a teşekkür edilmediği 

için sürdüğünü söyleyen, 

10. Başbakan’a canını kurban eden, 

11. Başbakan’ı adeta 2. Peygamber gibi gören, 

12. Başbakan’ın emrini Sünnet sayan, 

13. Başbakan için İstanbul, Siirt ve Rize’yi mübarek şehir 

ilan eden, 

14. Başbakan’a “Allah’ın Müjdesi” diyen, 

15. Başbakan’ın su içtiği bardağı kutsayan, 

8


16. Başbakan’ı “Hz. Musa”ya, Abdullah Gül’ü de “Hz. 

Harun”a benzeten, 

17. “ AKP’ye üye olmak Erdoğan’a nikahla bağlanmaktır” 

diye konuşan, 

18. Başbakan için “O sabır örneği Hz. Eyüp gibi maşallah” 

diyen, 

19. Kevser Suresini kendi siyasetine göre yorumlayan, 

20. Parti logosu ile Peygamberimize “nüfus cüzdanı” 

çıkaran, 

21. “Son Osmanlı Padişahı 1. Recep Tayyip Erdoğan” yazılı 

pankart açan, 

22. Kur’an’a fotoğraf koyarak propaganda yapan, 

23. AB istedi diye hutbelerden ayeti kaldıran, 

24. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitabındaki Kelimeyi 

Tevhid’den Hz. Peygamberi çıkartan, Fatiha’nın ve 

Amenerresulünün sonuna sansür koyan, Hazreti Muhammed’in 

resmini- minyatürünü çizdiren, 

25. Hz. Muhammed’in minyatürünü çizen kitaplara sponsor 

olan, 

26. Meclisi olağanüstü toplayarak zinayı suç olmaktan 

çıkartan, 

27. Domuzculuğu ve domuz eti üretimini artıran, 

28. Bir il müftüsüne “Yap diyorsam yapacaksın… Yoksa 

gelip seni o müftülüğün penceresinden atarım!” diyen, 

Bir ilçe müftüsüne “Bütün Beşiri’yi senin başına 

musallat ettiririm… s.. olup çeker gidersin” diyen, 

9


29. Yolsuzluğu cami restorasyonlarına bulaştıran, 

30. Vergi borcuna karşılık, camileri devreden, alış – veriş 

merkezi için camii yıkan, 500 yıllık camiyi arazisiyle 

satılığa çıkaran, kentsel dönüşüm için onlarca cami 

yıkan, cami bombalayan Tarık Haşimi’yi krallar gibi 

ağırlayan, 

31. Diyanet’in “hurafe” diyerek dine aykırı bulduğu kitaplar 

için, “İnönü din kitabını yasakladı!” diyen, 

32. “Kentsel dönüşüme karşı çıkmak en büyük günahtır” 

diye “yeni günahlar” icat eden, 

33. Referandum için Ramazan’da umreyi yasaklayan, 

İftar sofralarını “evet” sloganlarıyla donatan, Kâbe’de 

“evet” pankartı açan, 

34. 453 yıllık “Süleymaniye” camisini, “Recebiye” camisi 

gibi bir bayram sabahı açan, 

35. VİP Salonlu Camii ihdas eden, 

36. Faizcilikte zirveye çıkan, 

37. Şans oyunlarını ve kumarı artıran, 

38. “Van’da artık 30 sene deprem olmaz, burası en sağlam 

yer, evlerinize dönün” diyerek, 40 kişinin ölümüne 

sebep olan, 

39. Halka, takla atlattıran, 

40. Kendileri Hac ibadeti için Kâbe’de iken TBMM’de yapılan 

oylamada oy pusulaları kullanılan, 

41. “Bir Allah kuruşum yok” ve “Bir Allah kuruşu yok” 

diyen, 

10


42. Peygamberimiz “öfkelenme” buyururken “Öfkeli 

konuşmak bir sanattır” diyen, dindarlığından çok kindarlığı 

öne çıkan, 

43. Siyasi mücadelelerini Sevgili Peygamberimizin “Kutlu 

Doğumu”na benzeten, 

44. Müslümanlardan Filistin için toplanan yardım paralarını 

göndermeyip faize yatıran, 

45. “One minute” diye şov yaptığı Şimon Peres’i davet 

edip TBMM’de konuşturan ve ayakta alkışlayan, mayınlı 

araziyi 44 yıllığına İsrail’e vermek isteyen, “Yahudi 

Üstün Cesaret Ödülü” alan, 

46. Ülkesinde, karikatürle Hazreti Muhammed’e hakaret 

edenleri destekleyen Danimarka Başbakanı Rasmussen’in 

NATO Genel Sekreteri olması için kabul oyu 

veren, 

47. Irak’ta Müslümanların camilerini yıkan, canına kıyan, 

kanını akıtan, kadınlarının ırzına geçen Amerikan askerlerinin 

sağ salim ülkelerine dönmesi için dua eden, 

48. Büyük Ortadoğu Projesinin Eş Başkanı olan, 

49. İsrail’in düşmanı olduğu Kaddafi’yi bertaraf etmek için 

400 milyon dolar veren, 

50. İsrail’i korumak için İran’dan gelecek füzeleri vuracak 

füze kalkanı kurduran, 

51. Afganistan’da yakılan Kur’an-ı Kerimlere sessiz kalan, 

11


52. İncirlikte camiye saldıranlara, Kur’an-ı yırtanlara tepki 

vermeyen, 

53. “Camide içki içildi” diye iftira eden. 

54. Camide tenis oynatan, 

55. Nüfus cüzdanlarındaki din hanesinden “İslam”ı kaldıran, 

56. “Bu mücadeleyi iktidara getirme noktasında gerekiyorsa 

ne yaparım dedim. Papaz elbisesi dahi giyerim. 

Bu var mı usulün içinde Var tabii ki” diyen 

kim 

12


Bunları Yapan AKP’liler 

Kimseye Din–İman Dersi 

Vermeye Kalkışmasınlar 

13


AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin 

14


BAŞBAKAN’A DOKUNMAK İBADETTİR 

AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, seçim bölgesi İnegöl 

İlçesi’nde partililere çalışmalarından ve kendisini Ankara’da 

ziyaret etmelerinden dolayı teşekkür yemeği verdi. 

Yemekte konuşan Şahin, “Teşkilattaki arkadaşlarım sayın 

Başbakanımıza yakinen sorular sordular, elini sıktılar. Sayın 

Başbakanımıza dokunmak bile inanın bence ibadettir. 

Ben bunu söylüyorum. Çünkü varlığı ile bile bizlere enerji veriyor. 

Çalışma tempomuz ne kadar yoğun olursa olsun artması 

için enerji veriyor” dedi.(*) 

-------------------------------------------------------------------------------- 

İslam’da ibadeti belirleyen yüce Allah ve sevgili Peygamberimiz 

Hz. Muhammed’dir, diğer bir deyişle Kur’an ve sünnettir. 

Başbakan’a dokunmanın ibadet olduğunu iddia etmek 

İslam ile bağdaşmaz. Bu sözler alenen şirk kokmaktadır ve 

İslam’ın tevhid inancına saldırıdır. Çünkü İslam şirki yıkmış ve 

tevhid inancını getirmiştir. 

(*) KAYNAK: Posta Gazetesi / 20 Temmuz 2011 

http://www.posta.com.tr/siyaset/HaberDetay/-Basbakana-dokunmak-ibadettir-.htmArticleID=80856 

15


SÜLEYMAN SOYLU: “TAYYİP ERDOĞAN, TÜRKİYE’NİN 

İLELEBED, EZELİ VE EBEDİ BAŞKANIDIR ” 

AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Malatya’da 

partisinin İl Danışma Kurulu Toplantısı’nda, “Tayyip Erdoğan, 

Türkiye’nin ilelebed, ezeli ve ebedi başkanıdır” dedi. 

(*) 

-------------------------------------------------------------------------------- 

İlelebed: sonsuza dek, Ezeli: evveli, başlangıcı olmayan, 

Ebedi: sonu olmayan anlamına gelmektedir. Sonsuza dek 

olmak, evveli olmamak, sonu olmamak sadece Yüce Allah’a 

ait sıfatlardır. Allah’a ait bu sıfatları Allah’ın yarattığı fani kullar 

için kullananlar, alenen şirke girmiş olurlar. 

KAYNAK (*): http://www.tv5haber.com/9160_Soylu-dan-Basbakan-a-Bir-Zamanlar-Salvolar--VIDEO-.html 

http://webtv.hurriyet.com.tr/2/44904/0/1/suleyman-soylu-erdogan-ebedi-baskandir.aspx 

16


SÜLEYMAN SOYLU DEMOKRAT PARTİ GENEL BAŞKANI 

İKEN AKP İÇİN NELER DEMİŞTİ 

-------------------------------------------------------------------------------- 

Tarih: 10 Aralık 2008 Yer: İzmir 

“AKP Hükümeti, yanlış ekonomi politikası sonucu bayramları 

da millete zehir etti. İnsanlarımız gülmeyi unuttu. Beceriksizlik 

ve yetersizlikle, Türkiye’yi krizle karşı karşıya bıraktılar. 

Paçalarından yolsuzluk akıyor. Türkiye’de ihale ve yandaş 

belediyeciliği yapılmaktadır.” 

-------------------------------------------------------------------------------- 

Tarih: 25 Şubat 2009 Yer: Kocaeli 

“Her üç gençten birisi işsizlik girdabı içinde. Son 5 ayda 650 

bin insanımız işsiz kaldı. Fabrikalar kapanmış, vergisini, 

elektrik, doğalgazını ödeyemeyen esnaf kepenk kapatıyor. 

Bu hükümet 6.5 yılda 220 milyar dolar borçtan 507 milyar 

dolar borca çıkarttı.” 

-------------------------------------------------------------------------------- 

Tarih: 25 Şubat 2009 Yer: Derince 

“Bu ülkeyi rant ülkesi yapmayacağım dedi sayın Başbakan, 

rantın babasını getirdi. Bunlar yarım doktor, yarım hoca.” 

-------------------------------------------------------------------------------- 

Tarih: 28 Eylül 2008 Yer: Aydın 

“Bunların boğazlarında üç tane çıngırak var. Birincisi Şaban 

Dişli. İkincisi ise Deniz Feneri. Üçüncüsü de 8 inci sınıf 

kitaplarında 1960 yılı darbesinin, Adnan Menderes’in kötü yönetiminin 

anlatılması oldu. Bunu da biz ortaya çıkarttık. Yuh 

olsun sana Başbakan yuh.” 

-------------------------------------------------------------------------------- 

17


-------------------------------------------------------------------------------- 

Tarih: 31 Aralık 2008 

“Bölgedeki Müslüman ülkelerin kalbini almakla görevlendirildin. 

Ey Recep Tayyip Erdoğan, boyun eğdin, emir eri oldun, 

milletin ümitlerini boşa çıkardın. Boyan döküldü Tayyip 

Erdoğan!” 

-------------------------------------------------------------------------------- 

Tarih: 16 Nisan 2008 

“Biz yüzde 47 oy aldık diyerek kimseye zulmedemezsiniz, 

kimse size zulüm yapma yetkisi vermiyor.” 

-------------------------------------------------------------------------------- 

KAYNAK(*):http://www.odatv.com/n.phpn=dun-dundur-bugun-de-bugun-0402131200 

18


NUMAN KURTULMUŞ 

HAS PARTİ GENEL BAŞKANI İKEN AKP İÇİN NELER 

SÖYLEMİŞTİ 

-------------------------------------------------------------------------------- 

“AKP, Amerika’nın mandasıdır. Firavun ve Karun olmayacağız. 

Kamu kaynaklarını bizimkilere aktarmayacağız. Şefliğe, 

lider ve adamlarına karşıyız. Amerika hiçbir zaman biz 

Müslümanları düşünmez, hep kötülüğümüzü ister. NATO sırtımızdaki 

gavur leşidir.” 

KAYNAK(*):http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.phphaber=25677 

-------------------------------------------------------------------------------- 

“Kusura bakmayın ben siyaseti dolambaçlı bilen birisi değilim. 

Düz, ne biliyorsam söylerim. Bizim en büyük sıkıntımız 

aramızdaki gizli ve sinsi AKP’lilerdir.” 

KAYNAK(*):http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.phphaber=25677 

19


ALENEN ŞİRK ! 

AKP Düzce Milletvekili Fevai Arslan, Başbakan Erdoğan 

için “Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider 

var. İşte bunun önünü kesmek istediler” dedi. 

KAYNAK: http://sozcu.com.tr/2014/gunun-icinden/erdoganda-allahin-vasiflari-varmis-442353/ 

20


Allah’ın vasıfları ile bir şahsın vasıfları bir ve aynı asla olamaz. 

1400 yıllık İslam geleneğinde böyle bir saçmalık ne 

duyulmuştur ne de görülmüştür. Sevgili Peygamberimiz bile 

hem Allah’ın kulu hem de elçisidir. Fani olan bir kulun baki 

olan Allah’a benzetilmesi büyük bir hezeyandır. Kimi AKP’liler 

tarafından zaman zaman Tayyip Erdoğan’a kutsallık verme 

saçmalıkları görülmektedir ki, bu sapkın yaklaşımlar yüce dinimizle 

taban tabana zıttır. Açık seçik şirk olan bu yakıştırmayı 

şiddetle ne nefretle kınıyorum. * 

* İhsan Özkes’in 16 Ocak 2014 Tarihli Basın Açıklaması 

21


TAYYİP’E YÖNELEREK NAMAZ ! 

AKP Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkan Adayı’nın 

seçim bürosu önünde çekilen bu fotoğraf, ortalığı karıştırdı. 

AKP Kahramanmaraş İl Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, 30 

Mart seçimleri için AKP’den Büyükşehir Belediye Başkan 

Adayı olarak gösterildi. Erkoç, adaylık sürecinde Trabzon 

Caddesi üzerine bir seçim bürosu açtı. Erkoç’un seçim bürosunun 

önünde çekilmiş bir kare ise, sosyal medyayı adeta 

salladı. Büyük tepkilere yol açan karede, Bahçelievler Camii 

yanındaki Başbakan Erdoğan’ın fotoğrafının önünde vatandaşlar 

secde ediyordu. 

KAYNAK: http://sozcu.com.tr/2014/gunun-icinden/akp-secde-445967/ 

22


AKP tabiri caizse dini konuları istismarda zıvanadan çıktı. 

Pervasız bir şekilde dini değerlerimizi kendi emelleri amaçları 

için kullanıyorlar. Bu görüntü hoş bir görüntü değil. 

Camiye sığmayan insanların, Erdoğan fotoğrafının önünde 

adeta secde ediyormuş gibi bir görüntü oluşturması doğru değil. 

Zaten bizim dinimize göre fotoğrafa karşı, hangi fotoğraf 

hangi resim olursa olsun, secde etmek mekruhtur. 

Seçim sürecine girildi, bu seçim sürecinde AKP her zaman 

yaptığı gibi; din, iman, cami, Kuran, Allah, peygamber söylemine 

iyice sarılacak, burada en önemli şey dinin zarar görmesidir. 

Aslında camiden uzak bir yere fotoğrafı koymuş olsalardı, 

cami cemaatinin secde edeceği bir yerde bunu koymuş olmasalardı 

bu konular olmayacaktı. Ama AKP hep bu hassas 

konularla siyaset üretme amacında olunca elbette bunların 

yanlışlığını ortaya koymak da gerekiyor. Cenabı Allah Cumhuriyeti 

bunların şerrinden korusun.* 

* İhsan Özkes’in 23 Ocak 2014 Tarihli Basın Açıklaması 

23


24


“ TAYYİP’İ ÜZMEK ALLAH’I ÜZMEKTİR !” 

Denizli’de eşi emekli imam olan ev kadını Fatma Durmuş’un 

yazdığı bir ilahi kitabı. Kitabın adı ilk bakışta masum, “İlahilerle 

Hakka Çağrı”. Genel bir başlık. Ancak, sayfalar açıldıkça, 

genel başlık özel ayrıntılara iniyor. 

Kitabın bir bölümünde; “Tayyibi üzmek Allah’ı üzmektir. 

Sevenlerini üzmek de aynıdır.” şeklinde ifadeler bulunuyor. 

(182-183) 

Kitap hakkında, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın peygamber 

gibi gösterilip, ona karşı gelmenin Allah’a karşı 

gelmeyle eş olduğu” iddiası, CHP İl Başkanı Ali Kavak ve 

CHP Merkez İlçe Başkanı Osman Bartal tarafından Denizli 

Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu.(*) 

(*)KAYNAK: Vatan Gazetesi / 27 Mart 2008 

25


26


AKP’nin Kazlıçeşme mitinginde Türk Bayrağı’na basarak namaz 

kılanlar olduğu gibi AKP bayrağına ve Ampul’e bakarak 

rüku ve secde edenler de vardı. 

KAYNAK: ODATV.COM / 18 Haziran 2013 

http://www.odatv.com/n.phpn=turkiye-bu-goruntuyu-tartisiyor-1806131200 

-------------------------------------------------------------------------------- 

KULA KULLUK ŞİRKTİR 

Allah’tan çok Tayyip’ten bekleyen, Allah’tan çok Tayyip’i zikreden 

kimseler şirk içindedirler. Yüce Allah şirki asla affetmez. 

İslam kula kulluğu yıktı. Şirki en büyük günah saydı. Tevhid 

esasını getirdi. Din – iman, cami - Kur’an istismarcıları ise 

kula kulluğu sevdirdi. Bunun bir örneği AKP’nin 16 Haziran 

2013 Kazlıçeşme Mitinginde, Beyaz TV’de canlı yayında, başörtülü 

yaşlı bir kadın, “Erdoğan’ın g…nün kılıyım” dedi. (*) 

27


FARZ-I AYN 

AKP Gençlik Teşkilatı’ndan bir arkadaşımız şöyle yazmış: 

“Kazlıçeşme Meydanı’na gitmek farz-ı ayndır” 

İslam’a göre iki tür farz var: 

FARZ-I AYN: Her Müslüman’ın kendisinin yapması gereken, 

bir başkasının yapmasıyla ödenmeyen farzlardır… 

Namaz, zekat, oruç gibi… 

FARZ-I KİFAYE: Müslümanların bir kısmı tarafından yapılınca, 

diğerlerinin sorumlu olmadığı farzlardır. Cenaze namazı 

kılmak, selama cevap vermek, Kur’an’ı ezberlemek 

gibi… (**) 

AKP mitingine gitmeyi farz-ı ayn olarak inanmak şirktir. 

(*) KAYNAK: Beyaz TV / 16 Haziran 2013 AKP Mitingi Canlı Yayını 

(**)KAYNAK: Ahmet Hakan / Hürriyet Gazetesi / 17 Haziran 2013 

28


“Kim gücü, ilmi, ırkı ve servetiyle büyüklenir, başkalarından 

üstün olduğunu ileri sürer, insanlara kendi iradesini 

dayatır ve keyfine göre yönetirse ilahlık iddiasında bulunmuş, 

kim de bunu kabul ederse şirke düşmüş olur.” 

Ali Şeriati 

29


AKP İstanbul Milletvekili Oktay SARAL 

30


ERDOĞAN İÇİN İKİ REKAT ŞÜKÜR NAMAZI 

Trabzon’un Of ilçesinin AKP’li Belediye Başkanı Oktay Saral, 

Erdoğan için her gün 2 rekat şükür namazı kılınması çağrısında 

bulundu. Saral, “Amerika’dan bile korkmayan, kimseyi takmayan 

İsrail, ilk defa Türkiye’den özür diledi. Allah, Başbakanımızı 

bizim başımıza nasip ettiği için her gün iki rekât 

şükür namazı kılmamız gerekir. Türkiye, İslam dünyasının 

lideri konumunda. Türkiye kabuğunu kırdı, artık dünyaya yön 

veren bir ülke konumuna geldi” diye konuştu. 

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, konuyla ilgili yorum 

yapmazken Diyanet yetkilileri ve müftüler dinde böyle bir şeyin 

yerinin olmadığını vurguladı. 

Trabzon Müftü Yardımcısı Zeki Aksoy ise kişiler için şükür 

namazı kılınamayacağını, şükür namazının kurban kesildikten 

sonra ya da bir işi olan insanın şükretmek için 

kılabileceğini ve sadece Allah rızası için yerine getirilebileceğini 

söyledi.(*) 

---------------------------------------------- 

Oktay Saral, 12 Haziran 2011 seçimlerinde AKP İstanbul 1. 

Bölge milletvekili oldu. 

KAYNAK (*) Milliyet Gazetesi / 6 Şubat 2010 

http://siyaset.milliyet.com.tr/erdogan-icin-2-rekat-sukur-namazi/siyaset/siyasetdetay/06.02.2010/1195563/default.htm 

31


VAN’DA DEPREMLER BAŞBAKAN’A TEŞEKKÜR 

EDİLMEDİĞİ İÇİN SÜRÜYORMUŞ! 

MEDİĞİ İÇİN SÜRÜYORMUŞ! 

AKP Erciş belediye başkan aday adayı İlyas Haliloğlu, Facebook’ta 

Van’daki depremlerin devam etmesinin nedeninin 

“Başbakan’a teşekkür edilmemesi” olduğunu yazdı. 

Kaynak: Sözcü Gazetesi / 22 Kasım 2013 

32


AKP MİLLETVEKİLİ: “ FATMA CANINI BAŞBAKAN’A 

KURBAN EDER ” 

AKP Ağrı Milletvekili Fatma Salman, Ağrı’daki Danışma Meclisi 

toplantısında yaptığı konuşmada: “2004’ten beri Ak Parti’den 

ayrılmamı isteyen bir çok insanla ciddi mücadelede bulundum. 

Ama şunu hissettim ki evet Fatma’yı birileri öldürse 

bile Fatma Ak Parti’den ayrılamıyor. Fatma birçok şeyden 

ayrılabilir ama Ak Parti’den, Başbakanından ayrılamıyor. 

Çünkü Başbakan Fatma’yı getirdi, iki dönem milletvekili 

yaptı. Fatma canını Başbakan ve AK Partiye kurban eder. 

Siyasi anlamda bütün mutlulukları yaşadım ama Ak Parti 

üzerinden bana farklı sıkıntılar yaşatmaya çalıştılar. Ama ben 

partimi ve Başbakanımı seviyorum.” (*) 

---------------------------------------------- 

1. İnsanın bir başka insana veya siyasi bir partiye kurban 

olması İslam’da var mıdır 

2. İnsanın kurban olması İslam’da var mıdır 

3. Bu sözler alenen şirk değil midir 

4. Şirk, İslam’da Allah’ın affetmeyeceği en büyük günah 

değil midir 

KAYNAK: Vatan Gazetesi / 12 Ocak 2013 

http://haber.gazetevatan.com/akpli-vekilden-ilginc-aciklamalar/505831/1/ 

Haber 

33


Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas 

34


TAYYİP ERDOĞAN PEYGAMBER Mİ 

Daha önce ihale edilen yatırımların yıllarca tamamlanamadığını, 

AKP hükümeti döneminde temel atılırken müteahhitle 

hangi tarihte tamamlanacağının pazarlığının yapıldığını anlatan 

Kafkas, “Bu, Tayyip Erdoğan sünnetidir” diye konuştu..(*) 

-------------------------------------------------------------------------------- 

Her Müslüman “sünnet” deyiminden Sevgili Peygamberimizin 

sünnetini anlar. İslam tarihi boyunca “sünnet” Hz. Muhammed’in 

yaptığı şeyler için kullanılmıştır. Farz, vacip, sünnet 

gibi dini hükümlerle ibadetler sınıflandırılır. 

Hz. Muhammed’e ait olan dini bir tabirin Başbakan için 

de kullanılması kabul edilemez. 

(*) KAYNAK: Timetürk.com / 18 Mayıs 2013 

http://www.turktime.com/haber/Tayyip-Erdogan-Peygamber-mi/223852 

35


AKP Aydın eski İl Başkanı İsmail Eser 

36


ERDOĞAN PEYGAMBERE BENZETİLDİ 

AKP’liler daha önce ‘Davos Fatihi’, ‘Sultan’, ‘Son Osmanlı Padişahı’ 

ve ‘İkinci Atatürk’ gibi sıfatlar yakıştırdıkları Başbakan 

Tayyip Erdoğan’ı sonunda ‘peygamber’e de benzetti. MHP 

Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın gazetecilere dinlettiği ses 

kaydına göre AKP Aydın İl Başkanı İsmail Hakkı Eser, bir toplantıda 

“Başbakanımız bizim için adeta ikinci peygamber 

gibidir” demiş. Vural, “İl başkanı bu konuşmasından sonra 

taltif edilip birinci sıradan il genel meclisi üyesi yapıldı” dedi. 

TBMM’de dün basın toplantısı yapan Vural, Eser’e ait olduğu 

belirtilen konuşmayı, cep telefonu aracılığıyla gazetecilere 

dinletti. Kayıtta Eser olduğu belirtilen şahıs “Biz Başbakanımızın 

aşığıyız, Başbakanımız bizim için adeta ikinci peygamber 

gibidir” diyor. (*) 

Bu sözlere tepki gösteren Vural, “Bu konuşmayı yapan il 

başkanı daha sonra taltif edilmiş ve birinci sıradan il genel 

meclisi adayı yapılmıştır” dedi. 

(*)KAYNAK: Radikal Gazetesi / 14 Şubat 2009 

37


“BAĞIŞ, ÖVGÜDE SINIR TANIMADI” 

AB Bakanı Egemen Bağış, Ümraniye’de düzenlenen “1. 

Hamsi ve Horon Festivali”nde yaptığı konuşmada; Rize, İstanbul 

ve Siirt’i “mübarek” diye nitelendirerek, “Çünkü bu 

üç şehir, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük liderinin 

doğmasına neden olmuştur” dedi. (*) 

-------------------------------------------------------------------------------- 

AB Bakanı Egemen Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 

doğduğu İstanbul, ailesinin doğum yeri olana Rize ve 

milletvekili seçildiği Siirt’i, bereketli, uğurlu ve hayırlı görülen 

anlamındaki “mübarek” şehir olarak ilan ediyordu. Dinimize 

göre bir yerin mübarekliği ancak Allah ve Hz. Muhammed tarafından 

belirlenir. Nitekim Yüce Allah Kabe’yi Muazzama için 

“mübarek” (Bkz. Ali İmran Suresi, Ayet 96) buyurmaktadır. 

AB Bakanı Bağış, 26.12.2013’te görevini Mevlüt Çavuşoğlu’na 

devretti. Törende bir fıkra anlattı. CHP Trabzon Milletvekili 

Volkan Canalioğlu “Bu anlamsız fıkraya şöyle cevap 

vermek istiyorum; Temel’in de bulunduğu bir ortamda vatandaşın 

biri gaz kaçırır. Gazı kaçıran vatandaş ayağı ile yerde 

gıcırtılı ses çıkartıp gazın sesini örtmeye çalışırken Temel 

‘Hemşerim tamam, gazın sesini örtmeye çalışıyorsun da, kokusunu 

ne yapacaksın’ diye sorar.” 

KAYNAK : Cumhuriyet Gazetesi / 11 Şubat 2013 (*) 

38


BAĞIŞ, ERDOĞAN’I YERE GÖĞE SIĞDIRAMADI 

Başbakan’ı yere göğe sığdıramayan Bağış, “Erdoğan’ın 

daha fazla güçlendiğini gördükçe kuduruyorlar” dedi. 

“Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lideri bize bahşettiği için 

Rabbimize hamdolsun. Tayyip Erdoğan, Rabbimizin bu 

millete, bu ülkeye, insanlığa gönderdiği bir müjdedir ve 

bu müjdeyi de bu millet baş tacı etmeye devam edecektir” 

(*) 

Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Gezi Parkı eylemleriyle 

ilgili yaptığı yazılı açıklamada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı 

“Allah’ın bir müjdesi” olarak tanımlıyordu. 

Hz. İsa kendisinden önce gelen Tevrat’ı tasdik edici, kendisinden 

sonra gelecek Ahmed’i (Hz. Muhammed’i) müjdeleyici 

olarak gönderilmiştir. (Bkz. 61/ Saf Suresi, ayet 6) Hz. 

Muhammed müjdedir, müjdelenendir. Hz. İsa ise Hz. Muhammed’i 

müjdeleyendir. 

Allah’ın Tayyip Erdoğan’ı “ülkeye ve insanlığa gönderdiği 

bir müjde” olarak gösterilmesi, yüce dinimizle bağdaşmaz. 

Bu, alenen şirktir. 

KAYNAK: Habertürk Gazetesi/11 Haziran 2013 

http://haber.gazetevatan.com/erdogan-rabbimizin-mujdesidir/545035/1/arama 

(*) 

39


BARDAK-I ŞERİF 

TBMM’deki Parti Grup Toplantısında Kırıkkale heyeti Erdoğan’ın 

su içtiği bardağı alıp götürdü. Heyet: “Başbakandan bir 

anı edinmek için bardağı aldığını” ifade etti. 

KAYNAK(*): www. ilgazetesi.com.tr, 15 Şubat 2012 

40


ERDOĞAN MUSA’YA, 

GÜL HARUN’A BENZİYOR 

Akif Beki. Eski Başbakanlık Sözcüsü! 

Aynı zamanda Erdoğan’ın sağ kolu. 

Aynı apartmanda oturduğu komşusu. 

2003’te yayımladığı “Erdoğan’ın 

Harfleri” kitabında Musa Peygamber 

ile Başbakan Tayyip Erdoğan arasındaki 

paralellikleri anlatıyor. Muhyiddin 

İbn Arabi’nin harfler çizelgesine göre 

Erdoğan’ın hayatıyla ilgili tahlillerde 

bulunuyor. (*) 

Akif Beki 

Eski Başbakanlık Sözcüsü 

Erdoğan ile Gül’ün arkadaşlıklarını 

Musa Peygamber ile 

kardeşi Harun’un ilişkisine 

benzetiyor. Yine kitabın bir bölümünde 

“Deccal ve Mehdi” örneklerini vererek 

kurtarıcı inanışını anlatan Beki, 

Erdoğan’ın siyasi öyküsünü bu inanışın 

sembolleri üzerinden şöyle özetliyor: 

“Göklerden beklenen kurtarıcı 

insanların arasından zuhur etti. 

Göksel değil dünyevi bir kurtarıcı” 

Kitap yayımlandığında Kanal 7’de 

gazetecilik yapmakta olan Beki, AKP 

iktidarı tarafından ödüllendirilerek 

Başbakanlık sözcülüğüne getiriliyor. 

KAYNAK (*) Milliyet Gazetesi / 18 Mart 2007 

http://www.milliyet.com.tr/inanilmaz-paralellik/siyaset/haberdetayarsiv/18.03.2007/192491/default.htm 

41


HAZRETİ EYÜP GİBİ BAŞBAKAN 

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa 

Girişimci İşadamları Derneği İnegöl Şubesi tarafından Hera 

Yaşam Merkezi’nde düzenlenen yemekli toplantıda konuştu. 

“Ben daha sabırsızım ama Allah Tayyip Bey’den razı olsun. O 

sabır örneği bir insan, Hazreti Eyüp gibi maşallah. Nelere 

sabrediyor bir bilseniz” (*) 

Başbakan, 2. Peygamber ve Hz. Musa benzetmelerinin 

ardından şimdi de Hz. Eyüp’e benzetildi. 

“Benim saçlarımı beyazlatan, belimi büken ne biliyor musunuz 

Başbakanı 24 saat takip ederim ben. Onun da böyle bir 

görevi olmalı. Hükümet sözcüsünü açmaza düşürmemektir. 

Buradaki konuşmasıyla bizi eleştirenlerin odağı olduk. Ben 

itibarımın, kişiliğimin yıpratılmasını istemem. Birilerinin kum 

torbası haline getirilmek istemem.” Bülent Arınç - 08.11.2013 

KAYNAK : NTVMSNBC / 13 Mayıs 2011 

http://www.ntvmsnbc.com/id/25212682 (*) 

42


“AKP’YE ÜYE OLMAK ERDOĞAN’A NİKAHLA 

BAĞLANMAKTIR ” 

“AKP Gölcük İlçe Düzağaç Mahallesi haftalık olağan toplantısında 

skandal sözler sarf edildi. Mahalle Kadın Kolu Başkanı 

Nuran Yıldız, ‘Ak Parti’ye üye olmak Başbakan Recep Tayip 

Erdoğan’a nikahla bağlanmaktır’ dedi.” (*) 

Şu sözü hangi insan, hangi Müslüman kabul eder Siyaset 

uğruna neler söylenir oldu 

KAYNAK: Sol Gazetesi /26 Mayıs 2013 

http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/kafasi-kiyak-olmayanlar-akpye-uye-olmak-erdogana-nikahla-baglanmaktir-haberi-73643 

(*) 

43


Yalçın Bayer 

15 Aralık 2013 - Hürriyet 

44


KEVSER SURESİNİ KENDİNE GÖRE YORUMLADI 

“Önemli olan boy değil, önemli olan soy, soy” (*) diye konuşan 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2013 yılı Kutlu Doğum 

Haftası’nın Ankara Arena Stadı’ndaki açılışında Kevser 

Suresini kendine göre yorumlayıp; “Kevser Suresi, ırkçılığın 

kesin reddidir. Kevser Suresi asabiyetin reddidir. …. Kevser 

Suresi soy üstünlüğü iddia edenlere, asalet taslayanlara, 

kendisini diğerinden üstün görenlere Rabbimizin 

verdiği kesin ihtardır. Oğullarıyla övünenler, soylarıyla 

böbürlenenler, mezarlardaki ölülerini dahi sayacak kadar 

kafataslarını ölçecek kadar aklını ve izanını kaybedenler 

aynı şekilde Kevser’i de kaybetmişlerdir. Soy üstünlüğünü, 

asabiyeti kesinlikle reddeden bu sure bizim birbirimize 

nasıl bakmamız gerektiğini gösteren ölçüdür. Kendisini 

diğerinden üstün gören, kendi ırkını, kendi soyunu, 

kendi kavmini ve kabilesini diğerinden üstün gören veya 

üstte gören Kevser’i kaybetmiş, Hazreti Peygambere takdir 

edersiniz ki yüz çevirmiştir” şeklinde konuştu. 

45


Sayın Başbakan, bilmiyorsanız ulemaya danışınız; Kevser 

suresinde sizin anlattıklarınız yok. - Allah’tan korkunuz. 

Allah’ın ayetlerini kendi keyfinize göre tefsir etmeyiniz - 

sokaktaki insanlar bile Kevser suresinin sizin anlattıklarınızla 

ilgisi olmadığını biliyor. Kevser suresinde Mekkeli müşrikler 

ayıplanmıştır. Mekkeli müşrikler belli bir kavim ve millet değildi, 

Mekkeli müşriklerin içinde Hazreti Muhammed’in akrabaları 

da vardı. Kavmiyetçilik ve asabiyetin anlatıldığı ayetler 

ayrıdır. Nitekim Hucurat suresinin 13’üncü ayeti bu kavmiyetçilikle 

ilgilidir; “Ey insanlar, doğrusu biz sizi bir erkekle bir 

kadından yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere 

ve kabilelere ayırdık” denilmektedir. Mezardaki ölüleri sayma 

konusu ise Tekasür suresinde geçmektedir; “Çokluk kuruntusu 

sizi o derecede oyaladı ki nihayet ziyaret ettiniz” denilmektedir. 

(*) 

(*) İhsan Özkes’in 17 Nisan 2013 tarihli TBMM konuşması 

KAYNAK : Posta Gazetesi / 16 Ağustos 2010 

http://www.posta.com.tr/siyaset/HaberDetay/Soy-sop-kavgasi.htmArticleI- 

D=40057&PageIndex=2 

46


İŞTE AKP’NİN DİN SİYASETİNDE GELDİĞİ NOKTA 

AKP Kırklareli İl Başkanı Hüsmen Aga Terkin Hz. Muhammed’in 

nüfus cüzdanını parti logosuyla bastırdı. Hz. 

Muhammed’in Tayyip adında oğlu olmamasına rağmen 

çocukları bölümüne “Tayyip” yazdırdı. 

47


KAYNAK: SÖZCÜ Gazetesi / 9 Ekim 2012 

KAYNAK: SÖZCÜ Gazetesi / 9 Ekim 2012 

48


11 Ekim 2012 

49


SON OSMANLI PADİŞAHI 1. RECEP TAYYİP ERDOĞAN 

50


İstanbul’un iki yakasını birleştirecek Zincirlikuyu-Söğütlüçeşme 

Metrobüs Hattı’nın açılışına katılan Başbakan Recep 

Tayyip Erdoğan “Padişah” gibi karşılandı! 

Bazı kesimler tarafından ‘Yeni Osmanlı’nın temsilcisi olarak 

gösterilen Erdoğan için hazırlanan afişte ise şunlar yazıyor: 

“Son Osmanlı Padişahı 1. Recep Tayyip Erdoğan!” (*) 

Ekim 2012 Pazar İstanbul Boğazı’ndan Haliç’e deniz suyu 

Aktarma Projesi Töreninde, “Fatih gibi hırslı, Kanuni gibi 

adil, Abdülhamit kadar cefakâr. Biliyoruz ki sen de onlardansın” 

pankartı da asıldı. 

KAYNAK (*) Haber Türk / 04.03.2009 

KAYNAK(*): Habertürk Gazetesi 

http://www.haberturk.com/gundem/haber/132107-son-osmanli-padisahi-1-recep-tayyip-erdogan- 

51


PADİŞAH MISIN NAMAZIMA NASIL KARIŞIYORSUN 

Cuma namazı kılmak ve eski Milletvekili Mustafa Baş’ın annesinin 

cenaze namazına katılmak üzere Eyüp Sultan Camii’ne 

gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, içeri alınmayan 70 

yaşlarında bir erkek tarafından protesto edildi. Camiye alınmayan 

bu kişi, “Sen benim namazıma nasıl karışıyorsun 

Padişah mısın” diye bağırdı. Başbakan ise, yürümeye devam 

etti. Polisler tarafından ağzı kapatılarak susturulan yaşlı, 

Başbakan Erdoğan içeri girdikten sonra camiye alındı. Saat 

12.25’te okunması gereken ezan, Başbakan’ın camiye girmesinden 

sonra saat 12.40’da ancak okunabildi. 

KAYNAK(*): Vatan Gazetesi / 12.02.2010 

http://fotogaleri.gazetevatan.com/70lik-dededen-erdogana-tepki/13187/7/Haber 

52


KUR’AN’A FOTOĞRAFINI KOYARAK 

PROPAGANDA YAPAN 

Kutlu Doğum Haftası nedeniyle Kocaeli Başiskele İlçesi Müftülüğü 

tarafından dağıtılan Kur’an-ı Kerim’in içinden, Belediye 

Başkanı Hüseyin Ayaz’ın fotoğrafı ve tebrik mesajının 

bulunması şaşkınlık yarattı. 

KAYNAK: Habertürk / 24 Nisan 2012 

53


AB İSTEDİ, HUTBEDEN AYET KALDIRILDI 

54


CUMA HUTBESİ AB’YE UYDURULDU 

Avrupa Birliği, hutbelerde okunan Ali İmran suresinin (İnne’d-dîne 

indallahi’l-İslam / Allah katında geçerli din ancak 

İslam’dır) ayetinden rahatsız oluyor. Öncelikle AB Türkiye 

Delegasyonu Başkanı Kreichmer bizzat iktidara bu ayetten 

rahatsızlığını iletiyor. 

2005 yılında ABD eski büyükelçisi Eric Edelman da bu konuyu 

bir mektupla kaleme alıyor ve zamanın Diyanetten Sorumlu 

Devlet Bakanı Sayın Mehmet Aydın’a, iletiyor. 

Eski Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Bayraktar, 

2007 yılında görevdeyken “İslam Araştırmaları” dergisinde 

yayınlanan “Dinler arası diyalog ve başkalaştırılan İslam” 

adlı makalesinde konuyla ilgili şu ilginç bilgiye yer veriyor: “O 

günden bu güne gerek yurt içindeki gerekse yurt dışındaki 

DİTİB’e* bağlı yurt dışı camilerde hutbelerde bu ayetin okunmasında 

kayda değer bir azalma olduğu gözlenmektedir.” ** 

*DİTİB: Diyanet İşleri Türk İslam Birliği 

**Bkz. Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Üyesi Prof. Dr. Mehmet 

Bayrakdar, Dinlerarası Diyalog ve Başkalaştırılan İslâm, İstanbul, 

2011 

55


AÇIKLAMALARIMIZLA, AYET HUTBELERDE 

YENİDEN OKUNMAYA BAŞLADI 

Zamanın Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu imzasıyla 

müftülüklere bir genelge gönderiliyor. ( 17 Şubat 2006 ve sayı 

230) 

Genelgede 1999’daki yazıya atfedilerek: “Sayılı yazımızla 

uygulamaya konulan standart hutbe duaları yerine ilişikte 

gönderilen yeni hutbe duaları uygulamaya konulacaktır” deniliyor 

ve hutbelerde okunan “İnne’d-dîne indallahi’l-İslam” 

(Allah katındaki din İslam’dır) ayetinden bahsetmezken 

yerine Peygamberimizin “Ettâibu mine’z-zenbi kemen la 

zenbe leh” (Günahlarından tövbe eden, hiç günah işlememiş 

gibidir) hadisi öneriliyor. 

CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in açıklamaları 

üzerine “Allah katında yegane din İslam’dır” ayeti hutbelerde 

tekrar okunmaya başladı. 

KAYNAK(*): Yeniçağ Gazetesi / 19 Aralık 2011 

56


KAYNAK: Yeniçağ Gazetesi / 19 Aralık 2011 

57


KELİME-İ TEVHİD’DEN HZ. MUHAMMED ÇIKARTILDI 

58


On binlerce çocuğumuza Kelime-i Tevhid eksik öğretilmiştir. 

Hz. Muhammed’e sansür uygulanmıştır. 

Talim Terbiye Kurulu’nun 10.12.2009 tarihli kararıyla 2010- 

2011 öğretim yılından başlanarak beş yıl süreyle ders kitabı 

olarak kabul edilen 4. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabının, 

20. Sayfasında, Kelime-i Tevhid’in anlamında “Muhammed 

Allah’ın elçisidir” bölümü verilmemiştir. 

Bu uygulamalar; iktidarın AB’ye girme sevdasında olduğu 

geçmişteki süreçte, dini esasların da AB’ye uyumuna teşebbüs 

edildiğinin belgesidir. 

KAYNAK: İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı 4 İlke Basım Yayım 

Dağıtım / Ayhan Baştürk – Murat Özdemir 

*MEB Talim ve Terbiye Kurulu’nun 10 Aralık 2009 tarih ve 225 sayılı karırı 

2010 – 2011 öğretim yılından başlayarak 5 (beş) yıl süreyle ders kitabı olarak 

kabul edilmiştir. 

59


KELİME-İ TEVHİD’E SANSÜR 

AKP döneminde Dinlerarası Diyalog çerçevesinde İlköğretim 

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Kitaplarında Kelime-i Tevhid ile 

bazı ayetlere sansür uygulanmıştır. Şöyle ki: 

2002-2003 Eğitim Öğretim Yılından itibaren 5 yıl süreyle okutulmasına 

karar verilen 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 

Kitabında Kelime-i Tevhid’in “La ilahe illallah” (Allah’tan 

başka ilah yoktur) bölümü vardır, “Muhammedün Resulullah” 

(Muhammed, Allah’ın elçisidir) bölümü ise yoktur. 

(Bkz. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 5. Sınıf Ders Kitabı, Bilim 

ve Kültür Yayınları, 2002, sayfa 20.) 

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Üyesi 

Prof. Dr. Mehmet Bayrakdar’ın bildirdiğine göre komisyona 

bazı ayetlerin “Dinlerarası Diyalog” projesine aykırı olduğuna 

dair teklif verilmiş ve kabul edilmiştir. (Bkz, “Dinlerarası 

Diyalog ve Başkalaştırılan İslam”, İslam Araştırmaları, c, 

20, say. 3, Ankara 2007.) 

Aynı kitapta (33. Sayfa) Bakara Suresinin, 286. Ayetinde “Ya 

Rabbi… sen bizim Mevlamızsın kâfirlere karşı bize yardım 

et” kısmındaki “kafirlere karşı” bölümü çıkartılmıştır. 

İlköğretim 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi 2006 yılı, 

5. Baskısı, 29. Sayfada “Kur’an’dan ve Peygamberimizden 

dua örnekleri” bölümünde Fatiha Suresinin son ayetindeki 

“Gazaba uğrayanlarınkine ve dalalette olanlarınkine değil” 

bölümünün özellikle eksik yazıldığı görülmektedir ki Hz. 

Muhammed onları, Yahudiler ve Hristiyanlar olarak açıklamıştır. 

KAYNAK: Milli Gazete / 4 Ocak 2011 

60


61


HZ. MUHAMMED’SİZ İSLAM, İSLAM OLAMAZ 

2007’de zamanın Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik, 

Eğitim Bir-Sen’in 15. Kuruluş Yıldönümüne katılıyor. Burada 

kendisine “Allah’ın ayetlerine sansür” sorulunca, “ayakta sorulan 

sorulara cevap vermiyorum” şeklinde yanıt veriyor. 

24 Şubat 2007 akşamı bir televizyonun Ana Haber Bülteninde, 

Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı İrfan Erdoğan’dan 

skandalla ilgili inanılamayacak bir savunma geliyor. Erdoğan 

sansür edilen ayetlerle ilgili olarak “insanlar arasında düşmanlığı 

körükleyecek kavramlar içerdiği için kitaptan çıkartılmıştır” 

diyor.(*) 

(*) KAYNAK: www.meltemhaber.com /27 Aralık 2011 

http://www.meltemhaber.com/artikel.phpartikel_id=815 

62


DİN KÜLTÜRÜ KİTAPLARINA HZ. MUHAMMED RESMİ 

KONULDU! 

MEB, İlköğretim 4. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders 

Kitabı’nda Peygamber Efendimizin resmini bastırarak 2004 

yılının başında okullara dağıttı. Dönemin AKP’li Milli Eğitim 

Bakanı Hüseyin Çelik, 04 Ekim 2004’te yaptığı açıklamada: 

“Hiçbir kitapta Peygamberin resminin bulunmadığını, Hz Muhammed’e 

ait siluetlerin konulduğunu ve yüzünün ışık halesi 

ile kapatıldığını” söyledi. İlahiyatçılar ise Türk İslam kültüründe, 

peygamberleri resmetmenin haram olduğunu belirtmektedirler. 


63


2004 yılında okullara dağıtılan, 4. Sınıf Din Kültürü ve Ahlâk 

Bilgisi Ders Kitabının 27. ve 106. sayfalarında, Hz. Muhammed’in 

minyatür resimlerine yer verildi. Bu kitap MEB tarafından, 

5 yıl süreyle okullarda okutuldu. 

KAYNAK: İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı 4. Sınıf/ İlke Yayıncılık 

/ Ahmet Ülkü Özden – Ömer Yılmaz 2004 

64


KAYNAK: İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı 4. Sınıf/ İlke Yayıncılık 

/ Ahmet Ülkü Özden – Ömer Yılmaz 2004 

65


Beş yıl süreyle ders kitabı olarak kabul edilen bu kitapta da, 

Peygamberimizin resimlerine yer verildi. Danimarka’da Hz. 

Muhammed’in terörist gibi gösterildiği karikatüre tepkiler artarak 

sürerken, ülkemizdeki ilköğretim okullarında ders kitabı 

olarak okutulan kitaplarda, gelişigüzel bir tavırla çizilmiş 

resimlerinin yayınlanması dikkatleri çekiyor. Bu kitapların 

on binlerce çocuğun zihninde yanlış din algısı oluşturacağı 

yönünde MEB’e ağır eleştiriler yöneltildi. BBC, bu konuyu 

zamanın Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’na soru olarak 

yöneltmişti. Başkan Bardakoğlu’nun, “minyatür de olsa 

Peygamberlerin resmedilmesinin doğru olmadığı” yönündeki 

açıklamaları BBC’de yayınlanmıştı. 

KAYNAK: Tüketiciler Birliği 

http://www.tuketiciler.org/pages/news.print.aspID=1140 

*İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 5 / Gizem Yayıncılık / Ahmet Tekin – 

Cihat Türkeli – Dr. İbrahim Maraş / 23 Mayıs 2003, 107 sayılı Talim ve Terbiye 

Kurulu Başkanlığı kararı. 

66


2003-2004 Öğretim Yılı, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Kitabı’nın 

102. ve 108. sayfalarında Peygamberimizin resimlerine 

yer verildi. Tüketiciler Birliği, 2004’te kitapların toplatılması 

için suç duyurusunda bulunmuştu. 

KAYNAK: İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 5 / Gizem Yayıncılık / Ahmet 

Tekin – Cihat Türkeli – Dr. İbrahim Maraş / 23 Mayıs 2003, 107 sayılı Talim ve 

Terbiye Kurulu Başkanlığı kararı. 

67


Tüketiciler Bir. Gen. Bşk. Kemal Özer: “Ülkemizde okutulan 

Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi kitaplarında Peygamberimizin 

resminin yer alması çok uygunsuz bir şey” dedi. 

KAYNAK: Tüketiciler Birliği / http://www.tuketiciler.org/pages/news.print. 

aspID=1140 

* İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 5 / Gizem Yayıncılık / Ahmet Tekin – 

Cihat Türkeli – Dr. İbrahim Maraş / 23 Mayıs 2003, 107 sayılı Talim ve Terbiye 

Kurulu Başkanlığı kararı. 

68


Peygamberimiz Hz. Muhammed deve sırtında, eşek üstündeki 

Hz. İsa ile seyahat ederken çizilmiş minyatürü (*) 

AKP’Lİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, 

PEYGAMBERİMİZİN RESİMLERİNİ KULLANAN KİTABA 

SPONSOR OLDU 

AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Hz. Muhammed’in minyatürlerinin 

yer aldığı Alman Markus Hattstein ve Peter Delius 

‘un yazdığı “İslam Sanatı ve Mimarisi” adlı kitaba sponsor 

oldu. İlk kez 2005 yılında Almanya’da basılan kitap İstanbul 

Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile 2007 yılında Türkçe’ye 

çevrildi. Kitapta, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in deveye 

binmiş ve yüzü açık şekilde çizilmiş bir minyatürüne de yer 

verildi. Aynı minyatürde, Peygamberimizin yanında eşeğe 

binmiş şekilde Hz. İsa var. 

(*) KAYNAK: İslam Sanatı ve Mimarisi / İstanbul Büyükşehir Belediyesi /Markus 

Hattstein, Peter Delius / Sayfa 28 

69


Peygamberimiz Hz. Muhammed’in, sütannesi Halime tarafından 

emzirildiğini gösteren minyatür. (*) 



70


Peygamberimiz Hz. Muhammed ile Hz. Ebubekir’i mağarada 

resmeden minyatür. (*) 



71


Hz. Muhammed ile Hz. Ali’nin Kabe’yi temizlemesini konu 

alan minyatür. (*) 



72


ZİNA SUÇ OLMAKTAN ÇIKARTILDI 

TÜRK CEZA KANUNU Kanun No: 5237 Kabul Tarihi: 26.9.2004 

MADDE 116. - (2) Evlilik birliğinde aile bireylerinden veya 

konutun birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması 

durumunda bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki 

fıkra hükmü uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının 

meşru bir amaca yönelik olması gerekir. 

AKP önce zinayı suç olmaktan çıkardı, şimdi metres hayatı 

yaşayanlara miras bölüşümü getirdi. Bu uygulamalar aile düzenini 

sarsıyor. 

Yeni Borçlar Kanunu, “aile” terimi yerine “yakınları” ifadesini 

kullanarak bu kapsamı genişletti. Böylece ölenin ya da zarar 

görenin nişanlısı, sevgilisi ve metresi de tazminat talep etme 

hakkına sahip olabilecek (m.56, m.420/3). 

TÜRK BORÇLAR KANUNU Kanun No: 6098 Kabul Tarihi: 11 

Ocak 2011 

MADDE 56- Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün 

zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde 

tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi 

tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel 

zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin 

yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar 

paranın ödenmesine karar verilebilir. 

MADDE 420- ….. 

İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar 

ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri dâhil, 

hizmet sözleşmesinden doğan bütün tazminat alacaklarına 

da uygulanır. 

KAYNAK: mevzuat.gov.tr 

73


AKP dışında bir başka partinin iktidarı döneminde zina 

suç olmaktan çıkarılsaydı, zinayı meşrulaştıran parti için 

neler söylenmezdi 

Cuma günleri cami çıkışlarında yapılacak protestolarda 

Kur’an-ı Kerim’i zincirle bağlayıp ‘Kur’an ahkamı hapsedildi’ 

derlerdi. Bir başka parti tarafından zina suç olmaktan 

çıkartılsaydı o partilileri adeta sokağa çıkartmazlardı. 

‘ Sizi gidi zi…..’ demezler miydi 

74


MÜSLÜMAN HALKA DOMUZ ETİ 

Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı 7 Temmuz 2006’da 

Resmi Gazete’de yayınladığı bir tebliğ ile domuz etini Türk 

Gıda Kodeksine dahil etti. Böylece domuz da kasaplık hayvan 

statüsüne dahil oldu. AKP hükümetinin AB ülkelerinden 

tercüme yoluyla aldığı yasalar, toplumun temel hassasiyetlerini 

gözetmemektedir. 

75


Cumhuriyetin ilk dönemini tercüme yasalar yapmakla eleştirenler, 

iktidara gelince eleştirdikleri usulleri kendileri bizzat 

uygulamaktadırlar. AKP döneminde domuz eti üretiminin 3 

milyon tona ulaştığı ve sığır eti üretiminin neredeyse yarısı 

kadar olduğu, yine domuzun bazı ürünlerin üretilmesinde 

kullanıldığı ve yandaşların, domuzda büyük rant sağladıkları 

hususu vatandaşlarca aydınlatılması beklenilen konulardır. 


76


CHP İstanbul Milletvekili İhsan 

Özkes’in domuz eti tüketimine 

yönelik Başbakan R. 

Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması 

istemiyle TBMM’ye verdiği 

önergeye soruları aydınlatan 

cevaplar verilmemiştir. 

Özkes’in, Sağlık Bakanı Recep 

Akdağ’a verdiği soru 

önergesinin cevabı ise 9 yılda 

366 kişinin domuz etinden 

zehirlendiğini ortaya çıkardı 

ve olay basında yer buldu. 

77


DİN ADAMLARI BASKI ALTINDA 

23. Dönem AKP Şanlıurfa Milletvekili Ramazan Başak 

Şanlıurfa İl Müftülüğü’nde hizmetli kadrosunda çalışan yakınının 

memurluğa terfi ettirilmesi için İl Müftüsü Ramazan 

Tahiroğlu’nu arayan milletvekili Ramazan Başak, beklediği 

yanıtı alamayınca çılgına döndü... 

Müftü Tahiroğlu’nun, “Sayın vekililim burası müftlülük ben 

burada adam kayıramam... Bahsettiğiniz personelimiz herkes 

gibi terfi sınavına girer ve kazanırsa memur olur... Ben 

hak yiyemem” deyince, Milletvekili Başak “Ben sana yap diyorum... 

Beni oraya getirme, gelirsem senin için hoş şeyler 

olmaz” diye sinirlendi... Müftü Ramazan Tahiroğlu, Milletvekili 

Ramazan Başak’ın tehditlerine aldırmayıp geri adım atmayınca, 

daha da sinirlenen Başak, “Bak beni sinirlendirme. 

Yap diyorsam yapacaksın... Yoksa gelip seni o müftülüğün 

penceresinden aşağı atarım” diye tehdit etti... Daha 

önce de Emniyet Müdürlüğünü basarak bir yakının el konulan 

silahı için kavga çıkaran Başak, bir süre sonra da Kamulaştırma 

ve Toplulaştırma Daire Başkanlığını basıp Başkan Gürsel 

Küsek’i darp etmişti... 

KAYNAK: www.rehagazetesi.com / 27 Eylül 2010 

http://www.rehagazetesi.com/haberdetay.aspID=754 

78


23. Dönem Batman Milletvekili Ahmet İnal 

AKP Batman eski milletvekili Ahmet İnal, milletvekilliği sırasında, 

imam olan eniştesinin görev yerini değiştirmek isteyen 

dönemin Beşiri İlçe Müftüsü Hasan Aksoy’u tehdit edip azarlıyor. 

İşte internete de düşen, o konuşma: 

Ahmet İnal (A.İ): Alo 

Beşiri Müftü sü Hasan Aksoy (H.A.): Alo buyrun 

A.İ: Müftü efendi. Orada benim bir eniştem var, Recep Yeşil, 

siz onun yerini değiştirmek falan mı istiyorsunuz 

H.A: Evet. 

A.İ: Niye 

H.A: Burada artık dayanılmaz, çekilmez bir sorun haline 

geldi efendim. 

A.İ: Ne olmuş 

H.A: Hem görevini yapmıyor, hem... 

A.İ: Ne yapıyormuş beyefendi Adam 24 saat cemaatin 

içerisinde ders veriyor. Ne yapmış Cemaate ne yapmış 

Şikayet mi gelmiş sana 

H.A: Evet şikayet gelmiş. Bana hakaret... 

A.İ: Ne gelmiş şikayet sana 

H.A: Bana hakaret ediyor efendim... 

A.İ: Sana nasıl hakaret ediyor Ne yapmış sana müftü efendi. 

Kendi halinde adam. Medresesiyle meşgul, cemaatiyle 

meşgul. Beşiri ‘den ayırdığı bir insan değildir. Kendi kendine 

kıskanıyorsun sen onu. 

H.A: Vallahi öyle değil. 

79


A.İ: Vallahi de öyledir müftü efendi. Haddini bil. 

H.A: Ya rica ederim ben şimdi. 

A.İ: Bir saat seni orada ... bıraktırmam ha. Bir saniye 

bıraktırmam. Bütün Beşiri ‘yi senin başına musallat 

ettiririm, seni kepaze ettiririm ha. Bırakınız atmayı. Bunu 

yapamazsın söyleyeyim. Haddin değil bunu yapmak. Kendi 

halinde istiyorsun oradan çek git. Tayinini çıkartırım gidersin 

oradan. Karıştırmaya hakkın yok orayı. 

H.A: Ya karıştırmıyorum... 

A.İ: Müderris bir adamı herkes tutuyor diye tutuyorsun. Devlet 

neyle uğraşıyor sen neyle uğraşıyorsun. 

H.A: Benimle alakası yok yani. 

A.İ: Senin de alakan vardır. 

H.A: Yoktur. 

A.İ: Vardır. Bak orada onun bir kılını kıpırdatırsan seni orada 

perişan ederim. Haddini bil orada. Bak ilk defa konuşuyorum. 

Böyle ağır bir şekilde konuşuyorum. Zaten yabancısın 

çeker gidersin oradan tayinini istersin. Oradan istiyorsan 

ben şimdi senin tayinini alırım oradan. Otur oturduğun yerde 

gününü say git oradan. Yapamazsın bunu. Bak bunu söylüyorum. 

Böyle ağır konuşuyorum. Otur oturduğun yerde. Gününü 

say git oradan. Bölgeyi sana diyorum karıştırma. 

H.A: Ben karıştırmıyorum görevimi yapıyorum. 

A.İ: Sen karıştırıyorsun. 

H.A: Ben karıştırmıyorum. 

A.İ: Otur oturduğun yerde. Otur oturduğun yerde süren bittiğinde 

s... olup çeker gidersin. 

H.A: Ya müsade edin bir de ben söyleyeyim. 

A.İ: Hayır müsade etmiyorum sana. 

H.A: Ee tamam siz bilirsiniz o zaman. 

Bu konuşmadan sonra müftü başka bir yere tayin edildi. 

80


CAMİLİ MARKETLER, ÇOĞUNLUKLA AKP’LİLERİNDİR 

Cami altlarında ve bitişiğindeki işyerleri, marketler, dükkânlar 

AKP’li milletvekilleri, belediye başkanları ve teşkilat mensuplarınca 

rayiç bedelinden çok düşük ücretlerle kiralandığına 

dair duyumlar artmaktadır. 

Altı ticarethane üstü camiler, diğer deyişle “camili iş yerleri” 

çığ gibi çoğalmaktadır. Bedensel engelliler, yaşlılar, hastalar 

ve çocuklar bu camilere gitmekte güçlük çekmektedir. 

“AKP’li kaç milletvekili ve belediye başkanının camili işyerleri 

var” soru önergemize henüz cevap verilmedi. Kur’anı 

Kerim “Mescitler Allah’ındır” (72/Cin Suresi ayet, 18) 

buyururken, zamanımızdaki “camili marketler” çoğunlukla 

AKP’lilerindir. 

81


CAMİ RESTORASYONLARINDA BİLE 

YOLSUZLUK YAPILDI 

82


YOLSUZLUKLAR, CAMİ RESTORASYONLARINA DA 

BULAŞTIRILDI ! 

Diyarbakır’da, aralarında Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nde görevli 

personelin de yer aldığı vurgun çetesi ortaya çıkarıldı. 

Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden vakıf eserlerinin yenilenmesi 

ihalesini alan iki firmanın organize ettiği suç örgütünün, kamu 

görevlilerinin yardımıyla yaklaşık 4.5 milyon liralık yolsuzluk 

yaptığı iddia edildi. Savcılık 13 kamu görevlisi hakkında adli 

soruşturma başlattı. 

Soruşturma çerçevesinde, Sur ilçesindeki Camii Kebir Vakfı’na 

ait Ulu Camii Yapı Topluluğu ile Mesudiye Medresesi’nin 

2010, 2011 ve 2012 yıllarındaki, Sur ilçesi İskenderpaşa Konağı’nın 

2009 ve 2010 yılı restorasyon ihaleleri, Sur ilçesi Hz. 

Süleyman Camii ve müştemilatının 2010 ve 2011 yıllarındaki 

restorasyon ihalelerinde yolsuzluk yapıldığı iddia edildi. 

Bilirkişilerin hazırladığı raporda, ihale yolsuzluğu sonucunda 

Vakıflar’ın yaklaşık 4.5 milyon lira zarara sokulduğu açıklandı. 

Savcılık, rapor üzerine operasyon için polise talimat verdi. 

Talimatla birlikte Ankara ve Diyarbakır’da başlatılan çalışmalarda 

Vakıflar’da görevli 7 kamu görevlisi gözaltına alındı. 

Savcılığın, Vakıflar’da görevli 6 kamu görevlisinin ifadesini 

alacağı belirtildi. 

KAYNAK: www.milliyet.com.tr 2 Nisan 2012 

http://gundem.milliyet.com.tr/diyarbakir-da-cami-onariminda-vurgun/gundem/ 

gundemdetay/02.04.2012/1522792/default.htm 

83


EĞER BUNU CHP YAPSAYDI, YER GÖK İNLEMİŞTİ 

“Bunların bir özelliği var; kendi çıkarları için, bulundukları 

koltuklar için yapmayacakları, istismar etmeyecekleri hiçbir 

şey yoktur. Örnek vereyim: Bu AKP hükümeti, Vakıflar Genel 

Müdürlüğüne ait eski cami ve türbeleri onarma kararı aldı. 

Bu çok güzel bir karar. Ama bunlar, o tarihi mekânlarda bile 

yolsuzluk yapmaktan kendilerini alamadılar. İzmir Merkez 

Kemeraltı Cami onarımı için yapılan ihaleye yandaş bir firma 

girdi. Hiçbir iş yapılmadığı halde, 71 bin 227 lira onarım 

tam yapılmış gibi o firmaya ödenmiş. Manisa ve İzmir’de de 

benzerleri var. İzmir ve Manisa çevresinde 22 camide yapılan 

onarımın toplam bedeli 6 milyon 874 bin 71 lira. 

Yapılmayan işler için ise 3 milyon 873 bin 446 lira ödenmiş. 

Yapılmayan iş yüzde 56 oranındayken, ödenen, para yüzde 

100. Bunlara güvenmeyin, inanmayın, bunları iyi tanıyın. Elinizi 

vicdanınıza koyun. Bir caminin onarımında yolsuzluk yapılır 

mı yapılmaz mı 

Bir örnek daha verelim; İstanbul Fatih’teki Kaptan-ı Derya Halilpaşa 

Camii’nin yeniden yapılması gerekiyor. İmar planlarında 

yeri ayrılmış. Ancak bu alan dini yer alanından çıkarılarak, 

düğün salonu ve muhallebici yapıldı. Eğer bunu CHP yapsaydı, 

yer gök inlemişti. ’Bunlar dinsizdir, şöyledir böyledir’ 

diye her şey söylenirdi. Şimdi biz bunlara ne diyeceğiz 

84


Biz insanımıza, insanımızın inançlarına ve değerlerine saygılıyız. 

Bunlar; para, koltuk için her şeyi satmaya hazırlar. 

Bunların yaptığı bu. 10’a yakın cami, ibadet yerinin imar planlarında 

değişiklik yapılıyor, rant alanına dönüştürülüyor, lüks 

rezidanslar, iş merkezleri yapılıyor. Bunların maskesini indireceğim. 

Bunlar Ahmet Arif’in dediği gibi aşımıza, ekmeğimize 

göz koyanlardır. 10’a yakın dosya elimizde. Cami yerlerinin 

imarı değiştirilip lüks rezidans alanına dönüştürülüyor. 

Bunların yüzündeki maskeyi düşüreceğim. Bunlar aşımıza 

ekmeğimize göz koyanlardır. Biz bütün güzel değerleri savunuyoruz.” 

Kemal KILIÇDAROĞLU 

CHP Grup Toplantısı 

23 Kasım 2010 

85


MANİSA’DA TARİHİ CAMİ RESTORASYONLARINDA 

YAPILAN YOLSUZLUKLAR 

CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Manisa’da tarihi camilerin 

restorasyonlarında 1.619.681,95 TL’lik işin hiç yapılmadığı 

halde yapılmış gibi gösterilerek müteahhitlere 2.821.068,96 

TL ödendiği iddialarını, verdiği önergeyle meclis gündemine 

taşıdı. 

Bkz: http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-0928s.pdf 

86


Milletvekili Özgür Özel’in soru önergesine, Başbakan Yardımcısı 

Bülent Arınç tarafından verilen cevapta cami restorasyonlarındaki 

yolsuzluk davalarının devam ettiği belirtilmektedir. 

Bkz: http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-0928c.pdf 

87


KUL HAKKI 

Abdullatif Şener AKP’nin kurucularından ve eski bakanlarındandır. 

Yeni Harman Dergisi’ne yaptığı söyleşide; “AKP’nin 

günahlarına ortak olduğum için sürekli tövbe istiğfar getiriyorum” 

diyor. 

Yüce Allah: “Aldatanlar, sizi Allah ile aldatmasınlar” buyurmuştur. 

(31/Lokman, 33; 35/Fatır,5) 

Allah kendi haklarını affedebilir. Ancak kul hakkına karışmaz. 

Hz. Muhammed devlet malından çalan Eşca kabilesinden birinin 

cenaze namazını kılmamıştır. (Bkz. İbni Hemmam, Musannef. 

V , 244) 

“Kim devlet malına hıyanet ederse, kıyamet günü hainlik 

ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir.” ( 3/Ali 

İmran 161) 

88


BORCA KARŞILIK CAMİ 

89


CAMİ, OKUL DİYE BAKMADAN DEVRETTİLER 

Güngören Belediyesi’nin, vergi borçlarına karşılık, üzerine 6 

cami bulunan 6 arsayı hazineye devretmesi’ tartışma yarattı. 

Para yerine Cami verdiler 

Belediye Başkanı Şakir Yücel Karaman, kararı savundu. Karaman 

şunları söyledi: Sadece camilerin değil, okul ve sağlık 

tesislerinin olduğu arazileri de devrettik. Bunların daha önce 

üzerlerine yapı yapılmadan devrolması gerekiyormuş ancak 

yapılmamış. 

4’te 1 Fiyata Verdik 

Belediyenin haklarını korumak zorundayız. Hazine’ye dörtte 

bir fiyatına verdik. İmara açsak 20-30 kat değer kazanırdı. 

Cami satan bir belediye değiliz. Kanunları uyguladık. Kanun 

gereği devretmemiz gereken arazileri üzerinde ne olduğuna 

bakmadan devrettik. 

KAYNAK: Akşam, 28 Haziran 2011http://www.aksam.com.tr/para-yerine-6-cami-verdiler--50523h.html 

90


KAYNAK: Sözcü Gazetesi, 14 Ocak 2013 

91


Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi, 16 Ocak 2013 

92


Milat Gazetesi 

93


Milat Gazetesi 

94


CAMİ BOMBALATAN HAŞİMİYİ KRALLAR GİBİ 

AĞIRLIYORLAR 

Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi 

Irak’ın “terörist” olarak aradığı, Erdoğan’ın tam destek verdiği 

Haşimi’nin koruması itiraf etti: “O emretti ben de Burasa 

Camii’ni bombaladım.” Halen Türkiye’de firarda olan 

ve İnterpol’ün kırmızı bültenle aradığı Irak Cumhurbaşkanı 

Yardımcısı Tarık Haşimi’nin koruması, ifadesinde “Eylem 

talimatlarını ya bizzat kendisi veya damadı Ahmed Kahtani 

veriyordu” dedi. 

95


MALATYA’DA RANT İÇİN CAMİ YIKTILAR! 

96


KAMUOYUNDAN GELEN TEPKİLER ÜZERİNE 

DAHA BÜYÜĞÜNÜ YAPACAĞIZ DEDİLER! 

İşte AKP döneminde rant için yıkılan bir cami. Malatya Belediyesi 

hal arazisini 52 trilyona Hollandalı şirkete sattı, Hollandalı 

şirket o camiyi böyle yıktı. O arazinin satışına imza atan 

Belediye Başkanı Hüseyin Cemal Akın daha sonra AKP’den 

milletvekili oldu. 

KAYNAK Milliyet / 25 Kasım 2011 

http://siyaset.milliyet.com.tr/chp-li-ince-nin-gosterdigi-yikilan-cami-resimleri-meclisi-gerdi/siyaset/siyasetdetay/25.11.2011/1467455/default.htm 

97


TARİHİ KOZBEYLİ CAMİSİ SATIŞA ÇIKARILDI 

98


TBMM’de gece yarısı operasyonuyla 2-B yasasını çıkaran 

AKP iktidarı, şimdi Kozbeyli Köyü’nü, içindeki tarihi camiyle 

birlikte, “Orman vasfını yitirdi” diyerek satışa çıkardı. Satışın 

freni yok… Şimdi de tarihi camiyi satışa çıkardılar! 

İzmir’in Foça İlçesi Kozbeyli Köyü’ndeki 500 yıllık cami, 152 

parça tarla ve taşınmazla birlikte satışa çıkarıldı! 1638 yılında 

köyün kurucusu, Kuzu Bey tarafından yaptırılan camiyi 

AKP satışa çıkardı. Metrekaresine 4 bin lira rayiç bedeli biçilmiştir. 

Eğer bir yabancı tarafından alınırsa kilise haline mi 

çevrilecek Döneminde 37 bin kilise ve kilise ev açan AKP 

Hükûmeti, 500 yıllık Kozbeyli Camii’ni kime hizmet etmek için 

satışa çıkarmıştır 

23. Dönem, MHP İzmir Milletvekili Kamil Erdal SİPAHİ 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ 

23. Dönem 81. Cilt 15. Birleşim - Sayfa 201 

TBMM B: 15 4 . 11 . 2010 O: 2 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ 

23. Dönem 81. Cilt 15. Birleşim - Sayfa 216 

TBMM B: 15 4 . 11 . 2010 O: 2 

99


PURSAKLAR’DA YIKILAN CAMİLER 

Ankara Pursaklar’da camisiz minareler 

100


Ankara’da Esenboğa Havalimanı yolunda yıkılmış gecekondu 

kalıntıları arasında yalnız kalan cami minareleri, yoldan 

geçenlerce şaşkınlıkla izleniyor. Kuzey Ankara Girişi Kentsel 

Dönüşüm Projesi kapsamında Pursaklar’da yolun iki yanındaki 

gecekondularla birlikte buradaki camiler de yıkıldı. Birçok 

minare, camisi olmadan ayakta duruyor. 

Konuyla ilgili CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in soru 

önergesine verilen cevapta, yıkılan camilerin isim ve sayıları 

belirtilmemiştir. 

101


İNÖNÜ’NÜN YASAKLATTIĞI KİTAPLARDA, İSLAM’A 

AYKIRI HÜKÜMLERİN BULUNDUĞU ORTAYA ÇIKTI 

102


Başbakan Erdoğan’ın, İnönü’nün 1944 yılında Namaz Hocası 

ve Mevlid Kitabını yasaklatması ile ilgili iddiaları üzerine 

konuyu Diyanet İşleri Başkanlığı’na soran CHP İstanbul Milletvekili 

İhsan ÖZKES’e Diyanet’in verdiği cevapta “54 Farzlı 

Büyük ve Tam Namaz Hocası Türkçe Namaz Sureleri” 

isimli kitapla ilgili 1944 yılında yanlış bilgiler bulunduğuna dair 

verilmiş kararı olduğu, “Tam Mevlid-i Şerif” Kitabıyla ilgili de 

1945 tarihinde Diyanet tarafından yayımının mahzurlu olduğuna 

dair karar verildiği ortaya çıktı. 

103


104


İNÖNÜ, HURAFEYİ YASAKLADI 

Burdurlu Abidin Kara Arslan’ın yazdığı “54 Farzlı Büyük ve 

Tam Namaz Hocası Türkçe Namaz Sureleri” isimli kitapta 

“Ustadın sözünü tutmamak”, “Bir adamı tecrübe etmeden 

iyi demek”, “Erkeğin ipekli elbise giymesi ve bıyıklarını 

kesmesi”, “Elbisenin yenlerini ve eteğini uzun yapmak” 

imansız gitmenin sebepleri olarak gösterilmektedir. 

Süleyman Dede’nin yazdığı “Tam Mevlid-i Şerif Meşhur Mevludları 

ve Mevlud Hikaye ve İlahilerini Havidir” kitabında ise; 

“Ali baba bunu da beğenmedi, al götür, Karpuz dedikleri 

şey olmalı kütür kütür”, “Bu iş Mustafa’ya doğrusu oldu 

merak, acaba otuz lira neden eksik bu tabak” gibi Mevlid-i 

Şerif ile mütenasip olmayan dizeler mevcuttur. 

Yazımıza verilen cevap ile bu kitapların Diyanetin 1944 ve 

1945’te verdiği kararlarla dinen sakıncalı bulunduğu anlaşıldı. 

105


AKP’DEN REFERANDUM ÖNCESİ UMRE YASAĞI 

AKP’nin seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı 

Haluk İpek “Ramazan umresi için 80 bin kişi kayıt yaptırdı. 

Bu vatandaşların tamamına yakını 12 Eylül’de ‘evet’ oyu kullanacak 

kitleden. Ancak bayramı da Mekke’de geçirecekleri 

için 12 Eylül’de oy kullanamayacaklar” dedi. Umreye gidecekler 

arasında belediye başkanı, belediye meclis üyesi, teşkilat 

başkanı ve teşkilat yöneticisi gibi isimlerin de bulunduğuna 

dikkat çeken İpek, bu durumun referandum kampanyasını 

olumsuz etkileyeceği uyarısında bulundu. 

Bunun üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan, AKP’li teşkilatlara 

ve belediye meclis üyelerine ramazan umresi programlarına 

dahil olmamaları uyarısı yapılmasını istedi. İl teşkilatlarına 

gönderilen genelgeyle de “yurtdışına çıkışların” 12 Eylül’e 

kadar kaldırıldığı vurgulandı. 

Genelgede “Tüm büyükşehir, il, ilçe, belde belediye başkanlarımızın, 

il genel ve belediye meclis üyelerimizin 12 Eylül 2010 

tarihine kadar yurtdışı, yurtiçi tüm program ve izinleri ertelenmiştir” 

ifadelerine yer verildi. 

KAYNAK: Yeniçağ Gazetesi, Habertürk Gazetesi / 8 Ağustos 2010 

Turgut DİBEK / 7 Ağustos 2010 Soru Önergesi 

106


107


İFTAR SOFRALARINDA REFERANDUM SLOGANI 

AKP’li belediyelerce verilen iftar yemeklerine siyaset karıştırılarak, 

Ramazan sofraları fırsat bilinerek iftar öncesi, iftar 

masalarında siyaset yapılıyor. Hem de bu iftar sofralarına 

siyaset karıştıran halkın oyu ile seçilen Kâğıthane Belediye 

başkanı Fazlı Kılıç vatandaşın iftar masasında iftar saatini 

beklerken, onları aç karnına “REFERANDUMA EVET” deyiniz 

diyerek mübarek Ramazan iftarlarının bereketine kirli 

siyaset oyunları karıştırıyor. İftar öncesi Başkan Fazlı Kılıç 

Anayasa değişikliğinin önemine vurgu yaparak verilecek 

her “EVET” oyunun önemine değiniyor ve 1980 yılı, 12 Eylül’ünün 

darbecilerinden hesap sorma günü olacağını vurguluyor. 

İftar yemeğine katılan vatandaşlara EVET çağrısı 

yapıyor. 

KAYNAK : Yongazetesi.com / 19 Ağustos 2010 

108


SLOGANLARI İFTAR SOFRALARINA TAŞIDILAR 

Ankara’da Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve Melih 

Gökçek ile Başbakan Erdoğan’ın da katıldığı ‘referandum iftarı’na 

70 bin kişi katıldı. İftar yemeği sırasında Melih Gökçek 

70 bin kişiye “Evet” dedirtti. 

KAYNAK: Sol Portal / 3 Eylül 2010 

http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/70-bin-kisi-din-somurusune-evet-dedi-haberi-32947 

109


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar, bürokratlar, platform 

üyeleri için alanın ortasında büyük yuvarlak bir masa 

oluşturuldu. Alan “Evet” pankartları ile donatıldı. 

KAYNAK: Sabah Gazetesi / 3 Eylül 2010 

http://www.sabah.com.tr/Yasam/2010/09/02/iftar_rekoru_70_bin_kisiyle_kirildi 

110


AKP’liler Mübarek Ramazan ayında “Hayırlı Ramazanlar” 

demekten bile kaçındılar. Bu süreçte “Hayırlı” kelimesini dillerine 

alamadılar. 

KAYNAK: Sözcü Gazetesi / 15 Eylül 2010 

111


SÜLEYMANİYE RECEBİYE DEĞİLDİR 

Diyanet İşleri 

Başkanı 

1550-1557 yıllarında yapılan Süleymaniye Camii tadilata 

alınmış, tadilatın bitiminden sonra 16 Kasım 2010’da Kurban 

Bayramında Başbakan Erdoğan tarafından sanki yeni yapılmışçasına 

açılış yapılmıştır. Hiçbir hükümet döneminde böyle 

bir uygulama olmamıştır. Halkın vergileriyle yapılan tadilat 

Erdoğan tarafından siyasi şova çevrilmiştir. Sabah namazı 

Başbakanın geç gelmesinden dolayı geç kıldırılmış, korumalar 

namaz esnasında cemaati Başbakanın etrafından uzak 

tutmuşlardır. 

Allah’ın evleri dediğimiz camiler, AKP’nin siyasi büroları 

değildir. 

112


İSTANBUL ATAŞEHİR, 

VİP SALONLU MİMAR SİNAN CAMİSİ VE 

“RECEP TAYYİP ERDOĞAN, BAŞBAKAN” 

İMZALI KİTABESİ 

İslam tarihinde cami duvarına yazı yazanı, ad ve soyadıyla 

imzasını atanı daha önce hiç duymuş muydunuz 

113


KAYNAK: Cumhuriyet Gazetesi /20 Temmuz 2012 

http://www.cumhuriyet.com.tr/hn=353378 

114


AKP DÖNEMİNDE KUMAR VE FAİZ TAVAN YAPTI 

AKP döneminde kumar patladı 

Milli Piyango İdaresi verilerine göre Özel İşlem Vergisi, Şans 

Oyunları Vergisi ve Katma Değer Vergisi olmak üzere üç 

farklı verginin alındığı şans oyunlarından devletin 2003-2013 

yılları arasındaki net geliri 7 milyar 310 milyon TL oldu. 2003 

yılında şans oyunlarından kamuya sağlanan toplam kaynak 

580 milyon TL ile sınırlı kalırken, geçen sürede şans oyunlarının 

çeşitlenmesi ile bu rakam 2012’de 880 milyon TL kadar 

yükseldi. Kamuya doğrudan veya dolaylı olarak aktarılan kazanç 

ise yıllara göre şöyle: 2003’te 580 milyon TL, 2004’te 

615 milyon TL, 2005’te 631 milyon TL, 2006’da 656 milyon 

TL, 2007’de 687 milyon TL, 2008’de 687 milyon TL, 2009’da 

814 milyon TL, 2010’da 954 milyon TL, 2011’de 814 milyon 

TL ve 2012’de ise 872 milyon TL. 

Yılda 32,4 milyar dolar faiz ödemesi yapan AKP hükümeti 

döneminde halk bankalara borçlu hale getirildi. Halktan toplanan 

mevduatlar yine halka yüksek oranlarda faizlerle kredi 

olarak dağıtıldı. Borçlandırılan halkta, “AKP giderse kriz yaşarsınız” 

algısı oluşturuldu. 

AKP iktidarında sayıları her geçen yıl artan dolar milyarderleri 

olurken, kaybeden yine halk oldu. 

Kaynak: 

Bknz. Genç. Aylık Gençlik Dergisi/sayı 47, Ağustos 2010 

Milli Gazete/28 Mart 2011 

Yeni Mesaj Gazetesi/24 Ekim 2013 

115


Başbakan Recep Tayyip 

Erdoğan’a verdiğimiz soru 

önergesine gelen yanıt, Türkiye’de 

alkol tüketiminin her 

geçen gün arttığını ortaya 

koyuyordu. 

2003 yılında 537 milyon litre 

alkol tüketilirken, 2012 yılına 

gelindiğinde içki tüketimi rekor 

kırıyor ve 1 milyar litreyi 

aşıyordu. 

KAYNAK:http://www2.tbmm.gov.tr/ 

d24/7/7-14258c.pdf 

116


DEPREM ÖLDÜRMEZ BAKAN ÖLDÜRÜR 

Van’da 7.2’nin ardından meydana gelen 5.6’lık deprem, Vanlılara 

“Artık burası en güvenli yer. Evlerinize girin” diyen Çevre 

ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ı yalanladı. 

Bayraktar Van’da düzenlediği basın toplantısında Van ve Erciş’te 

yeni deprem beklentisi söylentilerine itibar edilmemesini 

isteyerek şöyle demişti: “Bugün itibariyle diyebilirim ki; 

deprem açısından en güvenilir Van ve Erciş’tir. Çünkü buradaki 

fay kırılmış ve enerjisini boşaltmıştır. Büyük depremin 

olduğu yerde bir daha deprem olmaz. Dünyada bunun bir örneği 

görülmemiştir. Bugün diyebilirim ki Van merkez ve Erciş 

en güvenilir bölgedir. Onun için burada özellikle ağır hasarlı 

binalara girilmesin. Yıkık binalara yaklaşılmasın. Bunun dışındaki 

binalara girilebilir.” Bayraktar’ın bu sözlerinden sonra 

vatandaşlardan bir kısmı evlerine girdi. Ancak, meydana gelen 

depremde 40 vatandaşımız hayatını kaybetti. 

KAYNAK: Radikal / 11 Kasım 2011 

117


BAKAN’DAN GÜNAH İCADI 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar 13.10.2011 

TBMM’de yaptığı konuşmada; “Kentsel dönüşümde siyaset 

yapmak günahtır. Ben eğer kendim siyaset yaparsam 

en büyük günahla karşı karşıya kalır diye kendimi kabul ediyorum” 

dedi. Bunun üzerine söz alan CHP İstanbul Milletvekili 

İhsan Özkes; “En büyük günah şirktir. Sayın bakan en 

büyük günahı belirleme yetkisine sahip değildir. En büyük 

günahı belirlemek Allah’a aittir” diyerek tepki gösterdi. 

Tekrar söz alan Bakan; “Evet, kentsel dönüşüme destek 

vermemek günahtır, vebaldir, bunu söylüyorum. Kim olursa 

olsun, müftü de bunu böyle bile, din adamı da bunu böyle 

bile, alim de böyle bile” dedi. Bu sözler dinin ne kadar siyasileştirildiğinin, 

Bakanın politikalarını meşru göstermek için dini 

kalkan olarak kullandığının ve dini hükümler türettiğinin açık 

delilidir. 

-------------------------------------------------------------------------------- 

“Rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon 

sebebiyle istifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyonu 

yayınlayınız” şeklinde tarafıma baskı yapılmasını 

kabul etmiyorum. Etmiyorum çünkü, soruşturma dosyasında 

var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir 

bölümü sayın Başbakanın talimatıyla yapıldı. Bu minval 

üzerine bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettiğimi 

açıklıyorum. Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için sayın 

Başbakanın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade 

ediyor, yüce milletime saygılar sunuyorum. Erdoğan 

Bayraktar 25.12.2013 

“Yolsuzluk olmadığını düşünecek kadar saf olmamalı ülkem.” 

Erdoğan Bayraktar 04.01.2014 

118


VATANDAŞA TAKLA ATTIRIP MUTLU OLAN BAKAN 

Erzurum’da 5 TEDAŞ işçisinin öldüğü gölette incelemelerde 

bulunduktan sonra Pasinler’e giden İçişleri Bakanı Şahin, 

kendisini gördüğü için sevindiğini belirten bir vatandaşa, “Nereden 

bileyim sevindiğini, hadi bir takla at, oyna da göreyim” 

dedi. 

KAYNAK: Ntvmsnbc / 15 Nisan 2012 

“Ne var ki son dönemde artan bir şekilde ülke ve millet varlığı 

ve çıkarlarıyla uyuşmayan, milli değer, anlayış ve duyarlılıklar 

ile örtüşmeyen, ulusal bütünlüğü güçlendirici olmayan söylem, 

politika ve uygulamalara tanık olunmaktadır…Son günlerdeki 

uygulamalar ile bağımsız yargı ve tarafsız mensupları 

hakkındaki düzenleme ve değerlendirmeler, akıl, hukuk ve 

adalet anlayışı ile izah olunamamaktadır. Tüm bu politikalar 

ve uygulamalar ne yazık ki toplumda hasmane ve ayrıştırıcı 

duyguları beslemekte, güven azalmasına neden olmakta, 

bazı gözlerde yaşa ve gönüllerde kırgınlığa dönüşmektedir. 

Partimden zor ve üzüntü veren bir kararla istifa ediyorum.” 

İdris Naim Şahin 25.12.2013 

119


AKP’LİLERİN KENDİLERİ HAC’DA, OYLARI MECLİSTE 

AK Partililer, 80’den fazla milletvekilinin hacca gitmesi nedeniyle 

içtüzüğe aykırı olarak, toplu oy kullandı. 

Genel Kurul’da bazı uluslararası sözleşmelerin uygun bulunduğuna 

dair tasarılar görüşüldü. İktidar ve muhalefetin anlaştığı 

görüşmelerde hiçbir milletvekili söz almayarak Genel 

Kurul’un çalışmasını hızlandırdı. 

Ancak Genel Kurul’da AK Partili vekillerin sayısı az olunca 

İçtüzük gereği en az 184 oyla kabul edilmesi gereken sözleşmelerin 

yasalaşması tehlikeye girdi. Bunun üzerine Ak Parti 

Grup başkanvekillerinin hemen arkasında oturan Kahramanmaraş 

Milletvekili Veysi Kaynak, zarf içinde getirilen oy pusulalarını 

desteleyerek siyah çantasının altına sakladı. 

Kaynak, her oylama sırasında kendisi parmak iziyle oy kullanırken, 

başka milletvekillerinin imzalarının bulunduğu oy 

pusulalarını kavas aracılığıyla Başkanlık Divanı’na gönderdi. 

Görüşmelerin sonlarına doğru Kaynak bu görevini ve yerini, 

Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’a bıraktı. 

KAYNAK: İnternethaber.com / 11 Kasım 2010 

120


ALLAH’IN KURUŞU MU VAR 

Wikileaks belgelerinde Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında 

İsviçre bankalarında 8 gizli hesabı olduğu şeklindeki bilgiler 

yayınlandı. Erdoğan: “Bir Allah kuruşu param yok ki ispat 

edeyim” dedi. Tayyip Erdoğan “Belediye başkanlığım döneminde 

Erdoğan’ın 1 milyon doları var diyen Ergenekon’dan 

içerde” dedi. 

Başbakan Erdoğan, Türk Telekom Arena Stadyumu’nun açılışı 

töreninde protesto edilmesine ilişkin yaptığı açıklamada 

“600 trilyonluk yatırımın karşılığı bu olmamalıydı. Çok 

açık konuşuyorum, Seyrantepe’de A’dan Z’ye yapımında 

Galatasaray Kulübü’nün bir Allah kuruşu yoktur.” dedi. 

(*). 

Yine “Belediye başkanlığım döneminde Erdoğan’ın 1 milyon 

doları var diyen Ergenekon’dan içerde” dedi. 

KAYNAK: Ntvcnbc-e /16 Ocak 2011 

http://www.ntvmsnbc.com/id/25171906/ 

121


İl Başkanları Toplantısı, 2008 

Erdoğan: “Öfkeli olduğumu söylüyorlar öfke de bir hitabet 

sanatıdır.” 

Hz. Muhammed: “Öfkelenme” 

Bir adam sevgili Peygamberimize, “Bana bir tavsiyede bulununuz” 

dedi. Peygamberimiz de, “Öfkelenme” buyurdu. 

Adam, arzusunu bir kaç kez dile getirdi. Peygamberimiz de 

her defasında “Öfkelenme” buyurdu. 

122


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 19 Şubat 2012’de Abdi 

İpekçi Spor Salonu’nda yapılan AK Parti İl Gençlik Kolları 

Kongresi’ne bağlanarak yaptığı konuşmada şunları söylüyor: 

“Altını çiziyorum, modern dindar bir gençlikten bahsediyorum. 

Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, 

kininin, kalbinin davacısı bir gençlikten bahsediyorum.” 

Yüce Allah şöyle buyurmuştur: 

“Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsizliğe sevketmesin.” 

(5/Maide Suresi, 8) 

“Giderdim gönülden kini, kin tutanın yoktur dini.” 

Yunus Emre 

“Fidan büyüt, garip doyur, çocuk besle ama kin besleme.” 

Mevlana 

“Kin hissi ancak boş ruhları doldurur.” Cenap Şehabettin 

KAYNAK: http://www.akparti.org.tr/site/haberler/bu-hafta-rutin-mesaiye-baslayacagiz/20437 

123


TAYYİP ERDOĞAN SİYASİ ÇALIŞMALARINI 

HZ. MUHAMMED’İN KUTLU DOĞUMUNA BENZETİYOR 

1. “Zor olmadan kolay olmuyor. Unutmayın, kutlu doğumlar 

zor olur. Ama kutlu olur.” 

(Erzurum mitingi, 13.08.2010) 

2. “Çileler çektik tabi ki. Unutmayın! Her kutlu doğum 

çileli olur” 

(6. İmam-Hatipliler Kurultayı, 05.12.2010) 

3. “Kutlu doğumlar 9 ay 10 gündür. Merak etmeyin çocuk 

büyüyor.” 

(İstanbul Boğazı tüp geçit temel atma töreni, 28.02.2011) 

4. “Şunu unutmayın her kutlu doğum sancılı olur. İnşallah 

bu kutlu doğum Suriye’deki kardeşlerimizin iradeleriyle 

tecelli edecektir” 

(Şanlıurfa, Akçakale Hükümet Konağı, halka hitaben yaptığı 

konuşma, 30.12.2012) http://www.akparti.org.tr/site/haberler/ 

er-veya-gec-suriyede-hak-hâkim-olacak/35777 

124


Başbakanlık Bilgi Edinme Merkezi Gazze için toplanan yardım 

paralarının akıbeti ile ilgili sorulan soruya verdiği cevapta 

63.3 milyon TL’nin Vakıfbank Finansmarket Şubesinde değerlendirildiği 

bilgisini verdi. 

KAYNAK: Milli Gazete, 4 Şubat 2011 

125


Başbakan “one minute” diye şov yaptığı Şimon Perez’i 

TBMM’de alkışladı. 

126


127


AKP, MAYINLI ARAZİLERİ 

İSRAİL’E VERMEK İÇİN KANUN HAZIRLADI 

AKP’nin Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin 44 yıllığına İsrail’e 

verilmesi ile ilgili 5903 Sayılı Kanun Teklifi 04.06.2009’da 

kanunlaştı. Ancak CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı 

iptal başvurusu sonucunda iptal edildi. 

128


CESARET ÖDÜLÜ MÜ ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ MÜ 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Amerika’nın New York 

şehrinde bulunan St. John’s Katolik Üniversitesi’nden fahri 

doktora ödülü alıyordu. 

KAYNAK: http://www.stjohns.edu/about/news/items/monthly/january04 

http://www.novinite.com/view_news.phpid=30389 

129


Erdoğan aynı gün, Yahudi kuruluşu ADL’den de (Anti Defarmation 

League) Üstün Cesaret Ödülü alıyordu. 

KAYNAK: http://www.adl.org/PresRele/ASInt_13/4730_13.htm 

130


Hz. Muhammed’e hakaret içeren karikatürleri destekleyen 

Danimarka Başbakanı Rasmussen’in NATO Genel Sekreteri 

olmasına muhafazakâr Başbakan’dan onay! 

131


ERDOĞAN’IN BİR GÜNLÜK PEYGAMBER SEVGİSİ 

ÖNCE 

Erdoğan: “Benim ülkemdeki terör örgütünün yayın organı 

Danimarka merkezli olarak yayın yapıyor. 4 yıl önce Rasmussen’den 

ricada bulundum. ‘Bunu durdurun’ dememize 

rağmen, bunu durdurmamıştır veya durduramamıştır. Hiçbir 

netice almadık. Nasıl bu barışı koruma, güvence altına almadır. 

Bir karikatür krizi yaşadık. Kendilerinden ricada bulundum. 

Ülkenizdeki İslam ülkelerinin büyükelçilerini davet edin, 

onlara durumu anlatın. ‘Durumu nasıl aşacağız’ 

Bunları konuşun dedik. Olumlu yaklaşılmadı” diyerek Rasmussen’in 

adaylığına karşı çıktı.(*) 

SONRA 

Erdoğan: “Son gelinen noktada çekincelerimizin Sayın Obama’nın 

garantörlüğünde çözüldüğüne yönelik bize bilgiler 

gelmesi üzerine sayın Cumhurbaşkanımız da kendilerine bu 

noktadaki olurumuzu verdiler.” (**) 

KAYNAKLAR: 

Millyet.cm.tr / 3 Nisan 2009(*) 

Radikal.com.tr/ 4 Nisan 2009 (**) 

132


Amerikan askerleri Irak’ta Müslümanların camilerini yakıp 

yıkmadı mı Müslümanların canlarına kıymadı mı, kanlarını 

akıtmadı mı Müslüman kadınların ırzına geçmedi mi 

KAYNAKLAR: The Wall Street Journal, 31 Mart 2003 

Kanal 7 TV Resmi internet sitesi 

http://www.haber7.com/dunya/haber/146447-abd-askerleri-namaz-kilarken-katletti 

133


Başbakan Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Esad ve eşleri 

Tayyip Erdoğan ve Eski Mısır Devlet Başkan Hüsnü Mübarek 

134


İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ve 

Başbakan Erdoğan 

Başbakan Erdoğan ve 

Libya lideri Muammer Kaddafi 

135


İsrail Eski Başbakanı Ehud Olmert ve Tayyip Erdoğan 

136


ÖNCE 

Başbakan: ‘NATO’nun Libya’da ne işi var’ 

Libya’daki olaylar karşısında müdahale ya da yaptırımların 

gündeme alınmasını Libya halkı adına, Libya’daki yabancılar 

adına kaygı verici buluyoruz. Yönetimlerin yanlışlarının faturası, 

halklara ödetilmemelidir. Libya halkının cezalandırılması 

anlamına gelecek her türlü yaptırım ve müdahale büyük ve 

kabul edilemez sıkıntılara sebep olabilir. 

Şimdi bize basın mensupları soruyor, çok enteresan! NATO 

Libya’ya müdahale etmeli midir Böyle bir saçmalık olur 

mu yahu NATO’nun ne işi var Libya’da NATO mensubu 

olan ülkelerden birine herhangi bir müdahale yapılması 

halinde böyle bir şeyi gündeme getirebilir. Bunun dışında Libya’ya 

nasıl müdahale edilebilir Bakın Türkiye olarak biz bunun 

karşısındayız, böyle bir şey konuşulamaz, böyle bir şey 

düşünülemez. 

KAYNAK: NTVMSNBC / 28 Şubat 2011 

137


19 MART 2011 

SONRA 

BOP Eş Başkanı ve Başbakan Erdoğan’ın desteğinin ardından 

40 gün süren savaşın sonunda müdahalenin asıl nedeni 

olan Libya petrollerinin kontrolü emperyalist güçlerin eline 

geçti. On binlerce sivil insan hayatını kaybetti. Libya tamamen 

yakılıp yıkıldı. 

Birçok hizmetin ücretsiz olduğu ve dünyanın dış borcu olmayan 

tek ülkesi konumundaki Libya bağımsızlığını kaybetti. 

İsrail’in düşmanı olduğu bir Müslüman ülke daha etkisizleştirildi. 

Kıbrıs Barış Harekatında uçaklarımıza yakıt sağlayan Muammer 

Kaddafi’nin ölmeden önce Erdoğan’ın ihanetine kahrolduğu 

anlaşıldı. 

138


NEREDEN 

“Suriye’yle Türkiye daha 7,5 yıl öncesine kadar birbirine husumetle 

bakıyordu, sürekli gerginlikler yaşanıyor, iki ülke zaman 

zaman savaşın eşiğine geliyordu. Biz geldik Esat kardeşimle 

oturduk. İki ülke arasındaki meseleleri konuştuk, 

istişare ettik, müzakere ettik ve Türkiye ile Suriye’yi bölgenin 

iki kardeş, iki dost ülkesi haline getirdik mi Her 

alanda iş birliğine gittik mi Ekonomide, ticarette, dış politikada, 

kültürde, sanatta, ulaştırmada, bayındırlıkta işbirliği anlaşmaları 

imzaladık mı Suriye’yle Türkiye arasındaki mayınları 

temizlemek için adımlarımızı attık mı Suriye’yle 

aramızdaki vizeleri kaldırdık mı Şimdi benim Gaziantepli 

kardeşim cebine pasaportunu koyuyor istediği gibi Halep’e gidiyor, 

Şam’a gidiyor. Halep’teki, Şam’daki, Lazkiye’deki, Humus’taki 

kardeşim cebine pasaportunu koyuyor Gaziantep’e 

geliyor. Soruyorum, kim kazandı Gaziantep kazandı değil mi 

Esnaf kardeşim kazandı değil mi Tüccar kazandı değil mi 

Sanayici kazandı değil mi Vatandaşım kazandı değil mi 

Bütün o korkuların, bütün o tehditlerin ne kadar boş olduğu 

ortaya çıktı.” 

Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN 

15 Ağustos 2010 / Gaziantep 

139


İSRAİL’İN DOST OLDUĞUNA DOST, 

DÜŞMAN OLDUĞUNA DÜŞMAN 

NEREYE 

Suriye’ye saldırı için Erdoğan batılı güçlerle işbirliğine açık 

olduğunu “Her türlü koalisyona hazırım” diyerek açıkça beyan 

etti. 

140


İSRAİL’İ İRAN’DAN ERDOĞAN KORUYOR 

141


İRAN FÜZELERİNE KARŞI, İSRAİL’İ KORUYACAK FÜZE 

KALKANI KÜRECİK’TE KURULDU 

Dünyaya karşı dik durduğunu iddia eden Başbakan Erdoğan, 

ABD ve İsrail’e boyun eğerek, NATO füze kalkanının Türkiye’de 

kurulmasına izin verdi. 

AKP füze kalkanını, “Ulusal Güvenlik Savunma Aracı” 

olarak göstermeye çalışarak halkı aldatıyor, ABD’nin emri ile 

Malatya Kürecik’e “Füze Kalkanı Radar Sistemi” kuruldu. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, D – 8 zirvesine katılmak 

üzere Pakistan’a giderken, havaalanında gazetecilere “Türkiye, 

NATO toprağıdır!” dedi.(*) 

Bu durum, olası bir savaşta ABD ve İsrail’in “güvenliği” için, 

Türkiye’yi bombaların adresi haline dönüştürüyor. 

(*) KAYNAK: Ulusal Kanal / 22 Kasım 2012 

http://www.youtube.com/watchv=hjS1svryohI 

142


AFGANİSTANDA YAKILAN KUR’AN’LARA AKP SESSİZ 

Afganistan Bagram Hava Üssü’nde, NATO Askerleri Kur’an’ı 

Kerim dahil dini içerikli kitapları yaktı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 

da desteği ile NATO Genel Sekreteri seçilen Rasmussen’in 

Müslümanların Yüce Kitabı Kuran-ı Kerim’in yakıldığı 

günlerde Türkiye’de bulunması çok manidardır. 

Bu konuda TBMM’de açıklamalarda bulunduk. AKP’den bu 

konuda hiçbir açıklama gelmedi. 

KAYNAK: ANKA / 22 Şubat 2012 

143


BU GÖRÜNTÜLERE SESSİZ KALDILAR! 

(*) 

Amerikan askerleri Afganistan’da öldürdükleri Taliban askerlerinin 

üzerlerine idrarlarını yaptılar. Bu görüntüler İslam dünyasında 

büyük tepkilere neden oldu. Amerikan askerlerinin 

sağ salim yurtlarına dönmesi için dua eden Başbakan Erdoğan 

ve AKP yandaşları bu görüntüler karşısında sessiz kaldı. 

(*) KAYNAK: Yeniçağ Gazetesi / 12 Ocak 2012 

144


İNCİRLİKTE CAMİYE SALDIRDILAR, 

KUR’AN-I YIRTTILAR 

(*) 

Türkiye’de bu olayla ilgili AKP ve çevresinden herhangi bir 

ses duyan oldu mu Acaba neden sesleri, gıkları çıkmaz 

Tıpkı Irak’ta ABD askerleri tarafından yakılan, yıkılan camilerle 

ilgili hiçbir seslerinin çıkmadığı gibi. Yine NATO askerleri 

tarafından Libya’da yakıp yıkılan camilere de sessiz kaldılar. 

(*) KAYNAK: Aydınlık Gazetesi / 10 Ocak 2013 

145


Afganistan’da yaşanan olayın bir benzeri Adana İncirlik Üssü’nde 

yaşandı. ABD’li askerler, yılbaşı gecesi üs içinde bulunan 

camiye saldırdı. Saldırı sırasında ABD’li askerler minberi 

kırdı ve Kur’an-ı Kerim’i yırttı. Ancak olay ört pas edilmeye 

çalışıldı. Ancak Genelkurmay Başkanlığı caminin kapatıldığını 

açıkladı. 

KAYNAK: Aydınlık Gazetesi / 10 Ocak 2013 

146


“ CAMİDE İÇKİ İÇİLDİ ” DİYE İFTİRA EDEN 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı eylemcilerinin 

Dolmabahçe Camii’ne ayakkabılarıyla girdiğini, içki içtiklerini, 

ahlaksızca davranışlar sergilediğini iddia etti ve “Bezm-i 

Alem Valide Sultan camisinin içine ayakkabılarla gireceksiniz, 

orada içeceksin ve bu ülkenin dini mabetlerine 

karşı bu saygısızlığı yapacaksınız, ne adına, çevre adına. 

Caminin müezzinini tehdit edeceksiniz, ondan sonra 

farklı şekilde konuşturacaksınız; ‘Böyle bir şey olmadı’ 

Ne olmadı Bütün görüntüler elimizde. Cuma günü arkadaşlarımıza 

zaten bu görüntüleri vereceğiz” şeklinde 

konuştu. (**) 

Allah’ın evlerine Allah’ın kullarının sığınmasından daha doğal 

ne olabilir Camilere sığınan eylemcilerin, gözlerine sürdükleri 

sirkelerin petlerini içki diye göstermek dine, imana sığar 

mı Elbette camide içki içene ‘insan’ denilemez ancak içilmediği 

halde ‘içildi’ demek de ne Müslümanlığa ne de insanlığa 

sığar. Şayet Dolmabahçe Camisinde içki içilse idi Tayyip Erdoğan 

bu görüntüleri miting meydanlarında dev ekranlardan 

gösterirdi. Cuma gününün üzerinden bunca zaman geçti hani 

nerede görüntüler Hodri meydan! Madem görüntüler elinizde, 

neden göstermiyorsunuz 

Gezi Parkı eylemcilerinin Miraç kandilinde camilerden çıkan 

cemaate saldıracakları söylendi, yazıldı. Ancak Gezi parkında 

Miraç Kandili’nde kandil simitleri dağıtıldı. Polislere ikram 

edildi. Kuran okundu. Namaz kılındı. Dua edildi. Ezan okunurken 

herkes sustu. Topluca cuma namazı kılındı. Namaz 

kılanların huzuru için el ele tutuşup duvar örenler oldu. Başörtülü 

eylemcilerle birlikte hareket edildi. Başörtülüler saygı 

ve hürmet gördü. 

(*) KAYNAK: Taraf Gazetesi / 03 Temmuz 2013 

(**) KAYNAK: http://www.akparti.org.tr/tbmm/grupkon.asp (11 Haziran 2013) 

147


Orada Dolmabahçe Camisinden başka yer bir mekân yok 

ki sığınsınlar. Şayet caminin yerinde kilise olsaydı, kiliseye 

girerlerdi. Havra olsaydı havraya girerlerdi. Postane olsaydı 

postaneye, hastane olsaydı hastaneye girerlerdi. Orada Camiden 

başka seçenek yoktu ki camiye girmesinler. Camiye 

sığınmaktan başka çaresi olmayanlara, canlarını kurtarmak 

için camiye sığınanlara “camiye niye geldiniz” dercesine 

tavır almak için, Allah korkusu ve insan sevgisi olmaması 

gerekir. 

Mısır’daki gösteriler sırasında Mısır Vakıflar Bakanlığı, çatışma 

çıkması halinde göstericilerin sığınması için ülkedeki tüm 

camilerin 24 saat açık tutulacağını açıkladı. 

KAYNAK: İhsan ÖZKES’in TBMM Konuşması / 28.06.2013 

148


(*) 

MÜSLÜMANLIKTA CAMİDE TENİS OYNAMAK VAR MI 

Diyanet İşleri Başkanlığı’yla Spor Genel Müdürlüğü arasında 

imzalanan protokolle Muğla Milas’taki camilerde düzenlenen 

Kur’an kurslarına katılan çocuklara badminton eğitimi verilmeye 

başlandı 

“Yaz Kurslarında Spor Yapıyoruz” projesi, Ulu Cami’de Milas 

ilçe müftülüğü çalışanları ve öğrencilerin katılımıyla başladı. 

(*) 

Müslümanlıkta camide tenis oynamak var mı 

(*) KAYNAK: Milliyet Gazetesi / 03 Temmuz 2013 

149


NÜFUS HİZMETLERİ KANUNUNUN UYGULANMASINA 

İLİŞKİN YÖNETMELİK 

Bakanlar Kurulu Karar Tarihi - No : 29/09/2006 - 2006/11081 

Resmi Gazete Tarihi : 23/11/2006 

: 26355 

Resmi Gazete Sayısı 

Ekli “Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin 

Yönetmelik’in yürürlüğe konulması; İçişleri Bakanlığı’nın 

28/8/2006 tarihli ve 2227 sayılı yazısı üzerine, 4721 sayılı 

Türk Medenî Kanunu ile 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa 

göre, Bakanlar Kurulu’nca 29/9/2006 tarihinde kararlaştırılmıştır. 

DİN BİLGİSİNE İLİŞKİN TALEPLER 

Madde 82 - (1) Aile kütüklerindeki din bilgisine ilişkin talepler, 

kişinin yazılı beyanına uygun olarak tescil edilir, değiştirilir, 

boş bırakılır veya silinir. Din değişikliği veya silinmesi talepleri 

herhangi bir sayısal sınırlamaya tâbi değildir. 

(2) Bu işlemlerde, idarece kayıt düzeltme ve tamamlamaya 

ilişkin form kullanılır ve bu forma diğer kişisel durum değişiklikleri 

özel kütüğünden numara verilir. 

150


NÜFUS CÜZDANINDAN DİN HANESİ KALDIRILDI 

AKP hükümeti nüfus cüzdanlarındaki din hanesini kaldırdı. 

Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik, 

Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna 

göre; 

Aile kütüklerindeki din bilgisine ilişkin talepler, kişinin yazılı 

beyanına uygun olarak tescil edilecek, değiştirilecek, boş bırakılacak 

veya silinecek. Din değişikliği veya silinmesi talepleri 

herhangi bir sayısal sınırlamaya tabi olmayacak. 

Şayet bu değişiklik bir başka iktidar tarafından yapılmış olsa 

idi, muhafazakar geçinip çıkarları söz konusu olunca sessizliğe 

bürünenler “Din elden gidiyor” diye kıyameti kopartırlardı. 

151


R. TAYYİP ERDOĞAN: “GEREKİRSE PAPAZ ELBİSESİ 

BİLE GİYERİM” 

Başkan Recep Tayyip Erdoğan 1995’teki konuşmasında, verdikleri 

mücadelenin iktidara gelmesi uğruna papaz elbisesi 

bile giyebileceğini söylüyor. 

Star TV’de yayınlanan kasette Erdoğan, kurallarını kendi 

inancı dışındaki yapının koyduğu bir toplumda yaşadıklarını 

belirterek, “O kuralları değiştirip kendi nizamımızı getirmenin 

mücadelesini veriyoruz” diyor. Ardından Erdoğan mücadelenin 

yöntemini şöyle açıklıyor: “Biz bu toplumun içinde yeni 

bir nizamı hakim kılmanın mücadelesi içindeyiz. Neydi 

o mücadele Zamana ve zemine göre değişmeyen doğrunun 

iktidar olmasıdır. Bu mücadeleyi iktidara getirme 

noktasında gerekiyorsa ne yaparım dedim. Papaz elbisesi 

dahi giyerim. Bu var mı usulün içinde Var tabii ki.” 

KAYNAK: www.milliyet.com.tr / 30 Mayıs 2002 

152


ABDESTLİ KAPİTALİSTLER 

Eskiden “şefaat ya Rasulellah” diyorlardı. 

Şimdi “inşaat ya Rasulellah” diyorlar. 

Eskiden Allah’tan hidayet istiyorlardı. 

Şimdi Allah’tan ihale istiyorlar. 

Eskiden “iman ya Rabbi” diyorlardı. 

Şimdi “imar ya Rabbi” diyorlar. 

Eskiden “ya Rab, ya Rab” diye dua ediyorlardı. 

Şimdi “ya rant ya rant” diye dua ediyorlar. 

153


BAŞBAKANA ÇAĞRI 

Halkı yönetmekte zorlandıkça “Allah-Peygamber” diyorsun. 

Her sorunu “cami-Kur’an” ile çözmeye çalışıyorsun. 

Başörtüsü hala sürüp sürüp yediğin kaymak olmaktan kurtulamadı. 

Adalet ve eşitliği sağlayamayınca “eşitlik ancak musalla taşında 

olur” diyorsun. 

Her sıkıştığında “din-iman” demek en kolay ve en basit taktiğin 

oldu. 

Ülkeyi ne kadar zora sokarsan, o kadar “din-iman, cami-Kur’an”la 

paçayı kurtarmaya kalkıyorsun. 

Ne kadar bağırarak “din-iman” diyorsan, biliyoruz ki o kadar 

zordasın. 

İdarecilikteki zafiyetin ve eksikliğin oranında manevi değerlerimizi 

istismar ediyorsun. 

Bu milleti germe, kutuplaştırma, ayrıştırma, kin ve nefretten 

kaçın, Allah’tan kork ve tövbe et. 

Ne diyeyim Allah seni ıslah etsin. 

Allah’a Dua! 

Yüce Allah’ım! 

Tayyip Erdoğan kulunu sana havale ediyorum Ya Rabbi! 

Onun tuzağından, her türlü şerrinden sana sığınıyorum Ya 

Rabbi! 

Senin ayetlerini siyasi amaçları için kullanıyor. 

154


Senin ayetlerini kendi keyfince yorumluyor. 

Senin dinini kendi hakimiyeti için baskı aracı olarak kullanıyor. 

Senin sıfatlarını yardımcısı ona veriyor. 

Ona dokunmayı “ibadet” sayan bile var Allah’ım! 

Onun mitinglerine gitmeyi “farzı ayın” sayanlar var Allah’ım! 

Onu gönderdiğin bir “müjde” kabul edenler, haşa sümme 

haşa “ikinci peygamber” gibi görenler, onun yaptıklarına 

“sünnet”, onun doğduğu, seçildiği şehirlere “mübarek” diyenler 

var Allah’ım! 

Senden çok ondan korkan, senden çok onu seven, kendini 

onun vücudunun “kılı” bile görenler var Allah’ım! 

Oy uğruna senin ayetlerinin mitinglerde siyaset malzemesi 

yapılması, kendi saltanatları için alet edilmesi reva mıdır Allah’ım 

Yüce dinimizi Tayyip Erdoğan “din-iman, cami-Kur’an” 

diyerek iktidar olsun, halkı ayrıştırsın, ötekileştirsin, baskı 

ve sindirme aracı yapsın diye göndermedin. Tüm insanlığa 

gönderdiğin yüce dinimizi siyasetin ve ticaretin esiri olmaktan 

kurtar Allah’ım! 

Öncelikle yüce dinini sonra da biz kullarını din istismarcılarından 

koru ve kolla Allah’ım! * 

* İhsan ÖZKES’in 24 Haziran 2013 tarihli basın açıklaması 

155


“Ben bugüne kadar evladından hırsızlık öğrenen baba 

görmedim, duymadım. Hırsızlık babadan evlada geçer, 

evlattan babaya değil. Dolayısıyla yönetimlerde hırsızlık 

yukarıdaki üst yöneticilerden alttaki yöneticilere, oradan 

da halka yansır.” Recep Tayyip Erdoğan - 1994 Belediye 

Başkanlığı Kongresi 

“Yolsuzluğu yapan babam ve hatta oğlum bile olsa cezasını 

veririz. Cezayı verdikten sonra odamıza girer ağlarız.” 

Recep Tayyip Erdoğan 3 Nisan 1994. Hürriyet 

Bunları söyleyen Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 yıl sonra 

17 Aralık 2013 ve sonrasındaki rüşvet ve yolsuzluk operasyonları 

karşısında neler yaptığı malumdur. 

156


“Mal hırsının ve makam hırsının dine verdiği zararı, koyun 

sürüsüne saldıran aç kurtlar veremez.” Hz. Muhammed 

“Konuştuğunda yalan söyleyen, emanete hıyanet eden, 

iktidarda iken haram yemekten kaçınmayanların orucu 

ve namazı sizi aldatmasın.” Hz. Muhammed 

Hz. Muhammed, henüz “jet umrenin” olmadığı bir devirde, 

çeşitli zorluklarla muhtemelen hac-umre yolculuğuna 

çıkan bir kimseyi şöyle anlatır: “Uzun bir yolculuk 

yaparak, saçı başı dağılmış, toz toprak içinde kalmış ve 

elini semaya kaldırıp ‘Ey Rabbim, Ey Rabbim!’ diye dua 

ediyor ama yediği haramdır, giydiği haramdır ve haramla 

beslenmiştir. Peki böyle bir kimsenin duasını Allah nasıl 

kabul etsin” 

157


MEVLANA’DAN 

Mevlana “Makamının yüksekliği ve servetinin çokluğundan 

acizlerin başını yaralayan kimse, Hakkın da halkın da 

merhametine nail olmaz.” “Yoksulun gönlünü kebap edip 

yiyen yönetici, iyice dikkat ederse görür ki; kendi budunu 

kızartıp yemektedir” demiştir. 

Mevlana, adaletten uzak hâkime şöyle seslenir: “Senin hükmün 

adalettir, azgınlık değildir. Kendine yapılmasını istemediğin 

şeyi kardeşine nasıl hükmedersin Zalimin zulmü 

karanlık bir kuyudur. Sen ey adaleti bilinmez hâkim! 

Kurt yavrusuna süt veren keçiye benziyorsun.” 

Mevlana, kendisinden öğüt isteyen Sultan İzzettin Keykavus’a 

şöyle demiştir: “Size ne diyeyim sana ey Sultan Çoban 

ol demişler, kurt oluyorsun. Bekçilik et demişler, hırsızlığa 

kalkıyorsun. Allah seni sultan yapmış, sen tutmuş 

şeytana uyuyorsun.” 

Mevlana şöyle anlatır: “Bir padişah camiye gidiyordu. Maiyetindeki 

yaverleri ve sopalı memurları halkı dövüyorlardı. 

Sopalılar birinin başını yarıyor, öbürünün gömleğini 

yırtıyor, padişahlara yol açıyorlardı. O arada bir yoksul 

da yasakçılardan hiç suçu olmadığı halde on sopa yedi. 

Kanlar içinde kalan zavallı, padişaha yüz döndürüp dedi 

ki: Şu ettiğin apaçık zulme bak! Artık gizli olanını kim bilir 

Güya camiye gidiyorsun. Senin hayrın bu ise, şerrin 

ve kötülüğün nicedir ey azgın” 

Mevlana şöyle der: “Padişah, padişahlığına ortak olur diye 

babasını bile öldürür. Duymuşsunuzdur ya “saltanat kısırdır” 

derler. Padişahlık davasında olan, korkusundan akrabalarını 

filan hep keser. Çünkü saltanat kısırdır, onun 

oğlu yoktur. Ateş gibi kimseyle dostluğu olamaz. Kimi 

158


bulursa yakar, yırtar. Kimseyi bulamazsa kendi kendisini 

yer.” 

Mevlana ile Emir Muineddin Pervane arasında geçen şu konuşma 

manidardır: 

- Duydum ki Kur’an’ı ezberlemişsin 

- Evet. 

- İlmi kelam ve hadis çalışıyormuşsun 

- Evet. 

- Peki, Allah’ın kelamını ve Peygamberin sözlerini 

ezberleyen ama yine de halka zulmeden ve aşağılayan 

sana ben ne diyebilirim Gelebilirsen, insafa gel, bu sana 

yeter!” 

Mevlana : “Vakıf sabununu yiyen farenin gözleri kör olur.” 

“Ambarımızda hırsız fare yoksa kırk yıllık emeklerinizin 

buğdayı nerede” demiştir. 

Mevlana, insanlardan güçleri üzerinde vergi alınması haksızlığına 

“Yıkık yerden vergi alınmaz” sözünü hatırlatır. 

Mevlana şöyle der: “Fidan büyüt, garip doyur. Çocuk besle 

ama kin besleme.” “Kin, dinin de düşmanıdır. Garez, 

gönül gözüne perdedir.” “Öfkenin, kin gütmenin tezgâhı 

kesildi; bil ki kin, sapıklığın da aslıdır, kâfirliğin de.” 

159


Mevlana şöyle der: “Bencil, kendini beğenen kimse başka 

birinde bir suç gördü mü, içinde cehennemden şiddetli 

bir ateş parlar. O bu gayrete, bu benliğe din gayreti adını 

takar da kendi kâfir nefsini görmez.” 

Mevlana “kâfir kimdir” sorusuna “Mümini göster de, kâfirin 

kim olduğunu sana söyleyeyim” diye cevap vermiştir. 

Yine Mevlana “Hiç kimseye kâfir deme, hiç kimseyi inancından 

dolayı küçümseme, çünkü bir insanın son nefesini 

nasıl vereceğini bilemezsin” demiştir. 

160

Hz. Ali Mısır Valisi Malik El-Eşter’e yazdığı 

mektupta şöyle der: 

“Memleketin harabesi, halkın sefaletindendir. 

Halkı sefil eden nedenler ise yöneticilerin; 

1. Servet edinme hırslarındandır. 

2. Uzun süre iktidarda kalma arzularındandır. 

3. Geçmiş olaylardan yeteri kadar ders 

almamalarındandır.”

akp_nin-gercek-yuzu

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?