20140610182601_kuresellesme-surecinde-turkiye-cin-ekonomik-iliskileri-pdf
20140610182601_kuresellesme-surecinde-turkiye-cin-ekonomik-iliskileri-pdf
20140610182601_kuresellesme-surecinde-turkiye-cin-ekonomik-iliskileri-pdf
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ANALİZ<br />
GİRİŞ<br />
Tarihsel olarak Çin, 1950’li yıllardan bu yana<br />
uluslararası sistemin önemli bir aktörü olagelmiş;<br />
ancak bu kritik önem, uzun süre küresel<br />
kamuoyunun dikkatlerinden uzak biçimlerde<br />
ifade edilmiştir. 1960’lardan itibaren nükleer<br />
bir güç olarak ortaya çıkan Çin, 1971’de BM<br />
Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi konumuna<br />
yükselmiş ve Soğuk Savaş dengeleri içerisinde<br />
daima önemli bir rol oynamıştır. Ancak Çin’in<br />
1990’lardan sonra küresel <strong>ekonomik</strong> sistemle<br />
yeniden temasa geçmesi ve <strong>ekonomik</strong> bir “güç<br />
merkezi” olarak ortaya çıkması, uluslararası toplumu<br />
sarsarak Çin’in kritik önemini kabul etmeye<br />
zorlayan başlıca neden olmuştur. “Çin’de<br />
üretilmiştir” damgasını taşımayan herhangi bir<br />
oyuncak, tekstil ürünü veya elektronik cihaz<br />
bulmanın neredeyse imkânsız hale geldiği günümüzde,<br />
Çin gibi devasa siyasi ve demografik<br />
güce sahip bir ülkenin küresel ekonomiye ne<br />
kadar geç bir dönemde ve ne kadar inanılmaz<br />
bir hızla entegre olduğunu hatırlamak mevcut<br />
durumun şaşırtıcılığını arttırmaktadır.<br />
Ekonomik dinamikler açısından Çin’i, küresel<br />
ekonomideki büyüme ivmesinin amiral gemisi<br />
ya da yeni bir “<strong>ekonomik</strong> süper güç” olarak nitelendiren<br />
düşünce ekolü oldukça güçlenmiştir.<br />
Satın alma gücü paritesine dayalı hesaplamalara<br />
göre Çin ekonomisi, halihazırda dünyanın ikinci<br />
büyük ekonomisidir ve önümüzdeki on yıllarda<br />
ABD ekonomisini geçeceği tahmin edilmektedir.<br />
Çin, doğrudan yabancı yatırımları çekme, döviz<br />
rezervlerini genişletme ve Batılı (özellikle Amerikan)<br />
hazine tahvillerine sahip olma bakımından<br />
ciddi bir yapısal <strong>ekonomik</strong> güç temerküzü oluşturmuştur.<br />
Kendi içindeki sosyo<strong>ekonomik</strong> dönüşümünü<br />
de kentleşme ve koordineli sanayileşme<br />
politikalarıyla gittikçe hızlandıran bu <strong>ekonomik</strong><br />
süper gücün küresel ekonomi politik sistemin<br />
mevcut yapısı ve dominant aktörlerinin dikkatlerini<br />
çekmesi olağandır.<br />
Çin’in gelişmekte olan ekonomiler içinde<br />
benzersiz bir yere sahip olmasının dört ana nedeninden<br />
söz edilebilir: (a) Ekonomide ihracat<br />
payının yüksek olması, ticaret fazlasının GS-<br />
YH’nin yaklaşık yüzde 10’una ulaşması ve 2.5<br />
trilyon doları bulan döviz rezervlerinin bulunması<br />
(devlet tahvilleri, büyük oranda Amerikan<br />
Hazine bonolarına yatırılmış durumdadır); (b)<br />
hızla gelişen ticaret ve yatırım akışlarının Asya<br />
pazarları ile sıkı bağlantılar kurulmasını sağlaması;<br />
(c) Asya’daki komşuları arasında ara ürün<br />
ithalatında ilk sırada yer alarak bölgesel ekonominin<br />
çekim merkezi olması; (d) 1979 reformları<br />
sonrasında küresel <strong>ekonomik</strong> kriz dönemlerini<br />
nispeten hasarsız atlatmasını sağlayan finansal<br />
istikrarı yakalamış olması.<br />
Çin Komünist Partisi’nin 2013 yılı Kasım<br />
ayında gerçekleştirdiği 18. Ulusal Kongresi’nde<br />
Çin ekonomisinin geleceği açısından tarihi bir<br />
dönüm noktası olarak nitelendirilebilecek kararlar<br />
alınmıştır. Kongrede Çin’in halen uygulamakta<br />
olduğu tek çocuk politikasının gevşetilmesi<br />
ve kamu iktisadi teşekküllerinin vergilendirilmesinde<br />
yeni bir yapılanmaya gidilmesi<br />
gibi ekonomi üzerinde olumlu etkiler yaratacak<br />
bir takım önlemlerin alınmasının yanı sıra, esas<br />
olarak <strong>ekonomik</strong> kalkınmanın Çin için öncelikli<br />
hedef olmaya devam ettiğinin altı çizilmiştir.<br />
8<br />
setav.org