Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Bu durumda, genelde kullandığı tek santrfor iki<br />
rakip stoperin arasında gezinmekle yetiniyor. Bu<br />
oyunculara direkt olarak baskı yapmaktansa,<br />
aralarındaki olası bir pas bağlantısını kesmeyi<br />
tercih ediyor. Kanat oyuncuları ve merkezde kalan<br />
iki orta saha oyuncusu rakibin iki beki ve orta<br />
sahadaki iki oyuncusundan sorumlu oluyorlar.<br />
Yani burada bire birdeki üstünlük ön plana çıkmış<br />
oluyor ve rakip takım ikinci bölgede 4’lü bir set’i<br />
aşmak zorunda bırakılıyor. 4’e 4 yapılan bu markaj<br />
oyununda Bielsa’nın temel amacı kısa pasları<br />
engelleyerek rakibini teknik kapasite açısından<br />
zorlamak. Uzun toplarla çıkamayan takımlar<br />
karşısında böylece ciddi bir avantaj elde etmiş<br />
oluyor Marsilya.<br />
Rakibi uzun topla çıktığında ise, Bielsa kendi<br />
yarı alanında yer alan oyuncularına (özellikle geri<br />
4’lü ve onların önünde yer alan 6 numaraya) sert<br />
bir pres uygulattırmayı tercih ediyor. Bu görevi<br />
üstlenecek oyuncuların ikili mücadele kazanma<br />
oranları hayati önem taşıyor. Eğer direkt oyunda,<br />
yani uzun paslarla çıkan bir rakibe karşı ikili<br />
mücadelelerde ayakta kalamazsanız, sürekli<br />
top kayıpları yaparak sistemi işletemez hale<br />
geliyorsunuz.<br />
Genel olarak düşünce oldukça basit: Rakibi uzun<br />
oynamaya zorlamak ve savunmadaki oyuncuların<br />
yardımı ile tüm ikili mücadeleleri kazanıp hızlı bir<br />
şekilde yeniden hücuma çıkmak.<br />
Marcelo Bielsa yarattığı bu sistemde ileride<br />
iki hücum oyuncusu ile rakip stoperlere pres<br />
yapmayarak, kendi yarı sahasında 1 oyuncu<br />
fazla kullanma hakkına sahip oluyor ve böylece<br />
sistemindeki ikili mücadele kazanma oranını<br />
arttırma şansı doğuruyor.<br />
Yönetim mi haklı Bielsa mı<br />
Bazı teknik adamların niçin Türkiye’ye<br />
gelmemeleri gerektiği hal ve tavırlarında saklıdır.<br />
“Deli mi Dahi mi” diye kendimize sorarken Bielsa<br />
hakkında, ülkemizde referanduma gitmek zorunda<br />
kalabiliriz. Alışılmışın dışındaki demeçleriyle El<br />
Loco çalıştırdığı kulüplerin yönetimleriyle çoğu<br />
zaman ters düşmüş fakat idealist huyundan<br />
asla ödün vermemişti. Marsilya’da da bu durum<br />
değişmedi.<br />
Sezon başında başkan Vincent Labrune’ün<br />
transferler konusunda Bielsa’dan bağımsız<br />
hareket etmesi Arjantinliyi çileden çıkarmaya<br />
yetti de arttı bile. Henüz görevini yeni<br />
devralmışken Valbuena’nın Dinamo Moskova’ya<br />
satılması ve istediği oyuncuların alınmaması<br />
Bielsa’yı basın toplantısı yaparak yönetimi kurşuna<br />
dizmeye sevk etti.<br />
Olaylı geçen toplantıda El Loco, “Gönderilen<br />
oyuncular hakkında bir bilgim yoktu, açıkçası kimse<br />
bana bir şey sormadı. Transfer edilen diğer isimlere<br />
gelecek olursak, hiç biri benim yönetime sunduğum