Tüketim Kültüründe Yeni Bir Akım: âEndüstrileÅen ... - UÄur Batı
Tüketim Kültüründe Yeni Bir Akım: âEndüstrileÅen ... - UÄur Batı
Tüketim Kültüründe Yeni Bir Akım: âEndüstrileÅen ... - UÄur Batı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Tüketim Kültüründe <strong>Yeni</strong> <strong>Bir</strong> Akım: “Endüstrileşen Nostalji ve <br />
Pastiş Kültürü <br />
Yrd.Doç.Dr. Uğur Batı, Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi, <br />
Reklamcılık Tasarımı ve İletişimi Bölümü, RYD Üyesi <br />
“<strong>Bir</strong>kaç sene önce Porsche, sanki yeni bir şarabın eski şişeye <br />
boşaltıldığında tadının nasıl daha güzel olacağını göstermek ister gibi, <br />
temel şöhret sebebi, James Dean’in ölümüne yol açan kazada kullandığı <br />
otomobil olan 50’lerin Speedster modelini tekrar piyasaya sürdü. Buradaki <br />
çarpıcılık, geçmişin ‘en son moda’ olarak sunulması değil, günümüz <br />
kuşağından Speedster’ın meraklılarının para vererek alacakları şeyin <br />
otantikliği, ölümcül bir kaza tarafından kanıtlanmış bir araba olmasıydı.” <br />
“Fransız entelektüel Gilbert Adair’den postmodernizmin kültürel <br />
utançsızlığı için...” (Adair, 1993: 31). <br />
Tüketim bugün nesnelerin bolluk prensibiyle birlikte gündelik hayatın pek çok <br />
alanına yayılmış durumda ve özellikle reklamlarda, kitle iletişim araçlarında sunum <br />
biçimide sürekli olarak gösteriye içkin bir hal almış durumdadır. Baudrillard da bu konuda, <br />
bugün nesneler çağının yaşandığını, geçmiş uygarlıkların tümünde dayanıklı nesneler, <br />
araçlar veya binalar kuşaklarca insandan daha uzun yaşamışken, bugün onların doğmasını, <br />
gelişmesini ve ölmesini izleyen bizleriz derken, bugün onların kısa ömürlü gösteriye içkin <br />
niteliklerinden bahsediyor (2004: 26). Metaların bolluğunda, tüketimin yalnızca ihtiyaçlara <br />
veya malların işlevlerine bağlı olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu postmodern <br />
tüketimin anahtar niteliklerinden biridir; postmodernizmde tüketim malları semboller <br />
olarak satılır, kendi gerçekliklerini oluştururlar. Bu konuda Baudrillard’ın ortaya attığı <br />
‘üst-‐gerçek’ durumu önem kazanmaktadır. Baudrillard’a göre, göstergeler/semboller, <br />
kendisinin ‘üstgerçek’ olarak tanımladığı şeye, yani tüketicilerin gereksinimleri ile hiç ilgisi <br />
bulunmayan bir göstergeler/semboller alanına dönüşmüştür. Bu özellikler, tüketimin <br />
postmodern olma durumuna işaret etmesi açısından önemlidir. Bu anlamda her türlü nesne <br />
gibi olaylar, olgular, hatta geçmişin kendisi bile birer tüketim nesnesi olarak <br />
kullanılabilmektedir.
Medyada sürekli olarak tekrarlanan iletiler, geçmişi fetişleştiriyor. Gazete sayfaları, <br />
dergi sayfaları, TV ekranları bir gün Zeki Müren’i ondördüncü ölüm yılında anıyorlar. <br />
Yurttaş Kane filminin çekildiği tarihten itibaren geçen elli yıl için filmin özel gösterimleri <br />
yapılıyor. Harley-‐Davidson gönüllüleri, markanın kuruluşunun yüzüncü yılını kutluyor, <br />
Nazım Hikmet’in doğum yıldönümünde adına törenler düzenleniyor. İstanbul’un fethinin <br />
beşyüzüncü kutlamalarından sonra, aynı şehrin kurtuluşunun sekseninci yılı kutlanıyor. <br />
Gündelik yaşamın metalaşmış ilişkilerinin etkisiyle, kendine ve yaşam alanlarına <br />
yabancılaşan metropol insanı, yılın belli gülerinde kendini geçmişin olaylarını, objelerini <br />
veya insanlarını hatırlamaya adıyor. Her şeyin sıradanlaştığı, bürokrasi, hegemonya, <br />
realitenin anlaşılmasının ve algılanması zorluğunun arttığı bir dönemde, geçmişte <br />
yaşadığımız hayatın güzelliğine dair bir özlem, açık bir vurgu var. Bu söylenilenler <br />
paralelinde, Davis (1979) de, nostalji olgusunun büyük değişiklikler ve kopukluklarla <br />
kendine ve yaşam alanına yabancılaşan bireyin ihtiyacı olan süreklilik duygusunu <br />
sağladığını ifade ediyor. Bu bağlamda nostalji, hayatımızın güzel anlarıyla bugün arasında <br />
bir köprü işlevi görüyor. Tannock da, bireyi kaygı, izolasyon ve hayal kırıklığı duygularından <br />
uzaklaştıracağını söyler nostaljinin (1995: 453-‐64). Nostaljik ethos 1 lar özellikle toplumun <br />
kriz dönemlerinde etkilidirler. Özellikle çeşitli çalkantı, türbülans ve değişim durumlarında <br />
yoğunluğu artar. <br />
Oskay da nostaljinin başka bir tarafına işaret ediyor. Oskay, ‘bugünü yargılamak için <br />
yola çıkan bir nostaljinin’, ‘geçmişi’, rastgele bir biçimde korumak istemeyeceğini; geçmişi, <br />
onun yaşanan bugünkü hayattan farklı olan yanlarını ortaya koyarak korumak isteyeceğini <br />
söylüyor (1999: 149). Bu bağlamda nostalji, ciddi bir mistifikasyon sürecini içerir. <br />
Benjamin’in nostaljiden kaynaklanan bir tutku olarak değerlendirdiği koleksiyonculuk da, <br />
insanın yabancılaşma öncesindeki ‘masum halini’ arayışıyla ilgili olarak değerlendirir <br />
(Oskay, 1999: 149). Özellikle, pazara yönelik olmayan koleksiyonların toplanması, <br />
metalaşmanın tersine çevrilmesidir. Koleksiyoncu, yabancılaşmadan sıyrılmak istemeyen <br />
insana rehber olurken, tüketim sistemi onu da kendi çıkarları için korumaktan geri kalmaz. <br />
1 (sosyol.) bir kavmin özellikleri; toplumsal bir kurumun özelliği.,toplum düzen.
Sadık Albayrak metalaşan sanat ve sinema üzerine eleştirilerini topladığı ‘Kopuş <br />
Sahneleri’ adlı kitabında, yıldönümü fetişizmi diye adlandırdığı bir olguya işaret eder: <br />
“ Tarihsel ve toplumsal anlamı olan bir kişi, bir olay medyanın kalıplaştırıcı işleyişi içinde asimile <br />
edilir, yutulur, ruhsuz, o ölçüde etkisiz bir duruma indirgenir. Medya, insanın aklıyla, duygularıyla, <br />
bireysel ve benzersiz bir tutumla yaşayacağı bir ilişkiyi önleyen bir duvar olur sanki. Her şey üç beş <br />
kalıplaşmış yargının içine hapsedilmelidir. Marilyn bir ‘efsane’dir, Kenneddy’lerle ilişkisi ısıtılıp <br />
tekrarlanmalıdır, ölümünün arkasındaki ‘esrar’dan söz edilmelidir, ‘sarışınlığı’ üzerine magazin <br />
yapılmalıdır. Marilyn, yaşarken de, gerçekliğine alabildiğine yabancılaştırılmış kalıpların dışında <br />
algılanmalıdır. Yıldönümleri, ölenleri, yaşayan, kalıcı yanlarıyla yeniden öldürmek için yeni bir fırsat <br />
olur böylece.” <br />
Yıldönümleriyle, geçmişin avuntularıyla ilerleyen gündelik yaşam, bu durumda <br />
kapısını bir kaçış avuntusu olarak değerlendirebileceğimiz nostaljiye açar. Burada <br />
belirtmesi gereken nokta, nostaljinin tüketici sistemin önemli bir kalıbı olduğudur. Nostalji <br />
olgusu ve tüketici davranışı ilişkisine baktığımızda, ilk olarak geçmişe özlem duyan bireyin <br />
psikolojik karakterini ifade eder (Davis, 1979:41). Aynı zamanda bireyin kolektif hafızasıyla <br />
ilgilidir. Goldman ve Papson’a göre, nostaljiyi barındıran kolektif hafıza, artık sadece tarih <br />
ya da sosyal içerikte gizlenmiyor, ayrıca soyutlama ve yer değiştirme –anlamı-‐ sürecinde <br />
de devam ediyor (Goldman ve Papson, 1994: 40). Tüketici davranışı penceresinde, nostalji <br />
bir zamanlar insanların -‐mesela gençlerin veya bir yakınlarının gençliklerinde-‐ nesnelere -‐<br />
insanları mekanlar ya da şeyler-‐, ortak olan -‐popüler, moda, yaygın dolaşımda olan-‐ karşı <br />
duydukları sempati, pozitif yaklaşımları ifade eder (Holbrook, 1993: 104). <br />
Akademik dünyaya baktığımızda, pek çok alanda nostalji olgusunun tartışıldığını <br />
görüyoruz. Reklamcılık ve tüketici davranışı konusunda (Howell, 1991; Fowler, 1992; <br />
Holbrook ve Schindler, 1994; Holbrook, 1993; Unger, McConocha ve Faier, 1991; Power ve <br />
Stern 1998), müzik alanında (Holbrook ve Schindler, 1991); iletişim alanında (Holbrook, <br />
1998), moda konusunda (Crane, 2003), sinemada, (Fowler, 1992), bu alanlarda önde gelen <br />
isimlerdendir. Bu alanlar arasındaki nostalji unsurunun en yaygın olarak görüldüğü tür <br />
sinema olmaktadır. Fransızların retro 2 akım diye nitelendirdikleri nostaljik film kategorisi, <br />
en geniş biçimiyle geçmişe dair ve geçmişin özgül dönemsel anlarına yönelik filmleri <br />
kapsarken, Fredric Jameson bu filmlerin birer pastiş olma özelliği gösterdiğini söyler <br />
(2000: 19). <br />
2 Türkçe’ye bir şekilde ‘geçmişe yönelik tasarlama’ şeklinde çevirebiliriz. Nostalji olgusuna içkin bir durumu<br />
ifade eder.
En önemli pastiş örneklerinden biri daha önceki yıllarda çekilmiş olan bir filmin <br />
daha sonraki yıllarda yeniden çevrilmesidir. Yaygın olarak da daha önceki kurguların <br />
aşırılarak tekrardan sunumudur. Bu tür filmlerde, farklı zamanlardan, farklı mekânlardan <br />
bahsediliyor olsak bile, gerek olay örgüsünün, gerekse karakterlerin eskiyle karışarak bir <br />
pastiş oluşturduğu söylenebilir. Tam bu noktada, Coen kardeşlerin neo-‐noir filmi A Man <br />
Who Wasn’t There (Orada olmayan Adam, 2001), mekânsal özellikleri itibariyle <br />
Hitchcock’un 1943 tarihli Shadow of a Doubt’ını çağrıştırırken, berber Ed Crane (Billy Bob <br />
Thornton), kendini hayatın akışına bırakmış, öldürücü sakinliği ve sigaraya olan ölümcül <br />
bağımlılığıyla bir Humprey Bogard pastişidir. <br />
Akira Kurosawa’nın pek çoklarınca Japon sinemasının en başarılı yapımı olarak <br />
kabul edilen “Yedi Samuray” filmi ve bu filmdeki bir takım temalar, Spagetthi <br />
westernlerinin ünlü yönetmeni Segio Leone tarafından sıklıkla kullanılmıştır. Leone’nin de <br />
bir Kurosawa hayranı olduğu, onun Yojimbo’dan çok etkilendiği ve Clint Eastwood <br />
karakterini oluştururken Kurosawa’nın “Mifune tiplemesi”ni örnek aldığı bilinir (Aytaman, <br />
2002:87). Sinemada yaygın olarak görülen bir başka nostalji unsuru, TV dizilerinden <br />
beyazperdeye uyarlanan filmler ya da sinema filmiyken TV dizisi olarak çekilen yapımlardır. <br />
Aykırı yönetmen David Lynch’in anlaşılmaz ve derin kabuslarla süslediği bir toplumsal <br />
eleştiri filmi olan Twin Peaks: Fire Walk with Me (İkiz Tepeler: Ateş Benimle Yürür, 1992), TV <br />
dünyasının önemli klasiği Twin Peaks (İkiz Tepeler) filminin sinemaya uyarlanmış biçimidir. <br />
Star Wars (Yıldız Savaşları) serisi, retro film akımı konusunda çok önemli bir <br />
örnektir. Filmin son episodları eski bölümün anıları üzerine oturtulmuş durumdadırlar. Bu <br />
kendiliğinden bir pastiş durumuyken, filmlerin –episodların-‐ başı -‐giriş fragmanı-‐ hiç <br />
değişmemiş durumdadır. Filmin sonraki bölümlerinde, teknoloji ne kadar ilerlemiş olursa <br />
olsun, bazı fragmanlar otantik birer unsur olarak korunmuştur. Fredric Jameson da, Yıldız <br />
Savaşları filminin tema ve unsurlar olarak daha önceki yıllarda Amerikan TV’’lerinde <br />
gösterilen diziler ve TV şovlarından örnekler taşıdığını söyler. Tüketici davranışı uzmanı <br />
Solomon da doğrudan nostaljik film kategorisiyle ilgili olmasa da fikirlerin zincir hale gelip <br />
etkili olduğunu örneklerken Yıldız Savaşları filmini örnekler. Ona göre, Yıldız Savaşları <br />
filmi, Kral Arthur Hikâyeleri, din, kahraman gençlik ve 1930’ların macera dizileriyle ilgili
fikirleri, insanların zihninde yeniden canlandırmıştır. Soloman ayrıca, senarist ve yönetmen <br />
George Lucas’ın Yıldız Savaşları serisinin ilk senaryosu olan ‘Mace Windu’nun Hikâyesi’ni <br />
hazırlarken karşılaştırmalı dinler ve mitoloji üzerine araştırmalarda bulunduğunu söyler <br />
(2004: 73). Bu nedenle Jameson, filmin, geçmişin resmini canlı tümlüğü içinde yeniden <br />
canlandırdığı için, eski bir dönemin karakteristik sanat nesnelerinin duygu ve biçimini <br />
yeniden icat ederek, bu nesnelerle ilişkili bir geçmiş duygusunu yeniden uyandırmaya <br />
çalıştığı için bir pastiş biçimi olduğunu söyler (Jameson, 2000: 19). <br />
Starwars, Evita, Titanic bir yana, çok gerilere gitmeye gerek yok. Çok yakın geçmiş <br />
de, Boogie Nights gibi filmler söz konusudur. Dizi filmler de bir başka nostalji unsurudur. <br />
Türk televizyonlarında bu son yayın döneminde çeşitli kanallarda yayınlanan Yeşilçam <br />
melodram geleneğini canlandıran “Ihlamurlar Altında”, “Yaprak Dökümü”, “Aşk-‐ı <br />
Memnu”, “Fatmagül’ün Suçu Ne” adlı diziler var. <br />
Nostaljinin ya da geçmişin bir pazarlama unsuru olarak kullanılması, pazarlama <br />
yazınına da retro pazarlama tabiriyle dâhil olmuştur. Postmodern pazarlama konusunda <br />
yazdığı eserlerle tanınan Stephen Brown, ‘Retro Pazarlama’ adlı kitabında, retro tarzı, <br />
postmodern dönemin önemli bir unsuru olarak nitelendirip, onu, tarzın birleşimi, karışımı <br />
ve karşılaştırılması, geçmişin parçalarının bir araya getirilmesi veya geçmişten unsurların <br />
bugün kullanılması olarak tanımlar (Brown, 2001). Geçmişe özlem duymak sonuçta bir <br />
insan için güçlü bir dürtü olarak nitelendirilebilir. Retro pazarlama da bu dürtünün <br />
gücünden faydalanır. Buradaki etki, ilgili nostaljik unsurun gücüyle belirlenir. Nostalji <br />
zaman içinde kendini tekrarlayarak her seferinde tekrar güçlenme şansı bulur. Hem o <br />
dönemi yaşayan insanlar hem de o döneme şahit olmayan ama o dönemi dinleyerek ya da <br />
daha sonradan izleyerek büyüyen insanlar için güçlü bir motivasyon haline gelir. “Sürekli <br />
yeni olmak” aslında günümüz markaları için asli değer gibi görünmesine rağmen, “her <br />
zaman alıştığınız” lezzet, kalite gibi mesajlar da markaların istikrarı açısından önemli <br />
mesajlar durumunda. Retro pazarlama dâhilindeki bu mesajlar da tüketicilerin geçmişe <br />
duydukları özleme vurgu yaparak, istikrarı sağlamaya yönelirler. Bu anlamda nostaljik <br />
referanslar, yeniliklerin tükenmesinden ziyade, yeni pazarlama iletişimi anlayışının <br />
dinamizmi nedeniyledir. Pazarlama bir anlamda retro kavramı sayesinde yenilikçiliğine <br />
yeniden vurgu yapma fırsatı bulmaktadır. Hem de eskiyi kullanarak!
Her şeyin birbirine girmiş durumda olduğunu iddia etmesi, postmodern kültürel <br />
kuramın önemli bir vurgusudur. Bu bağlamda, tüketim ideolojisi hiçbir şeyin modasının <br />
geçmediği tezine dayanıyor. Bu durum da, nostaljinin endüstrileşmesi durumunu getiriyor. <br />
Tüketici davranışları alanında özellikle reklamlardaki nostalji unsurlarının yoğunluk <br />
kazanmasıyla tartışılmaya başlanmıştır. Nostaljinin endüstrileşmesi söz konusu olduğunda, <br />
bugün retro stilin etkilemediği bir alan bulmak mümkün görünmemektedir. Örneğin, tam <br />
bir ‘kitsch’ olan banyolara bakıldığında, bir yandan uzay çağı tarzı, diğer taraftan otantik <br />
birçok unsuru yan yana görüyoruz. Beyaz eşya üreticileri, bankalar, finans kuruluşları, <br />
otomobil üreticileri... tekstil firmaları, gururla şanlı geçmişlerini, geleneklerini reklam <br />
unsuru olarak kullanıyorlar. Harley-‐Davidson yüzüncü yılını kutluyor; Jeep Wrangler elli <br />
yıllık geleneğini gururla kutluyor. <br />
Retro ürünlere bugün pek çok sektörde rastlanılabiliyor. Bu ürünler, “Repro”, <br />
“Repro Nova” ve “Repro de Luxe” gibi kategorilere ayrılabiliyor. Geçenlerde Lee Jeans, <br />
Marlyn Monroe’nun giydiği efsane 101 J ceketini ve ünlü 101Zs kotunu tekrar dolaşıma <br />
soktu. Jaguar S-‐Type, ölümsüz Mark II’ye benziyor. Ford Mustang bir diğer örnektir. <br />
Niketown ve 193o’lu yıllarda ABD hava kuvvetleri için tasarlanan ve üretilen Dockers K–1 <br />
hakiler şimdilerde Batı Avrupa’da üniversitelerde, plajlarda, barlarda, kulüplerde gençlerin <br />
üzerlerinde görülebiliyor. <strong>Yeni</strong> makyajıyla piyasaya çıkan Volkswagen Beetle, Stephen <br />
Brown’un tabiriyle “Repro Nova” bir üründür (Brown, 2001). Repro Nova, tam olarak <br />
repro değildir. Farklı olarak eski ile yeniyi birleştirir. Yani eski imge ile yeninin birleştirildiği <br />
bir ürün türü bu. 1988 yılında ünlü tasarımcı J. May tarafından tasarlanıyor, son model <br />
teknolojiyle üretiliyor. Repro de Luxe ise nostaljik unsurlardan hareketle özel olarak <br />
geliştirilmiş ürünleri ifade ediyor. <br />
Bu gözlemlerimizle alakalı, özellikle son yıllardaki pazarlama, reklam, boş zaman ve <br />
eğlence endüstrisine batığımızda geçerliliğini koruduğu kesindir. Bugün retro-‐reklamları
da, pazarlamada nostalji unsurun kullanımına örnek olarak gösterebiliriz. Güncel durumda <br />
Türk televizyonlarında dönen reklamlar arasında pek çoğu retro olma özelliği gösterir. Eti <br />
markası Wanted 70’li ve 80’li yılların ünlü TV dizisi San Fransisco sokaklarını andıran <br />
dekoruyla, oyunculuklarıyla retro bir reklam tarzını ifade eder. Bunun bir başka örneğine <br />
geçtiğimiz yıllarda Schubuo reklamıyla şahit olduk. Burger King Sultan Menüsü, bir yandan <br />
Osmanlı damak tadından unsurlarını içeren yapısıyla, ürün özelliği olarak retro yapıdayken, <br />
diğer taraftan kullandıkları figür ve reklam tonu retrodur. Bunun yanında, reklamın <br />
senaryosu Kemal Sunal ve Şener Şen’in unutulmaz filmi Davaro’dan bir repliğe dayanan Eti <br />
Çikolata’yı ve yine Şener Şen ve İlyas Salman’ın hala hafızalarda olan filmi Çiçek Abbas’tan <br />
replikleri içeren Ford Transit reklamları ve tüm modellerini imaj reklamında arz-‐ı endam <br />
eden Fiat reklamları eklenebilir. <br />
Bugün birçok marka, nostaljik olayları, odluları ve nesneleri, dünyanın dört bir <br />
yanındaki insanların kullanımına (teşhirine) sokmaktadır. Üstelik söz konusu bu ihracat, <br />
sadece ürün ve hizmet tüketimiyle değil, bunları destekleyen çok daha geniş bir <br />
promosyon ağıyla desteklenmektedir. Özellikle küresel markalar, kendi popüler <br />
ikonalarının temsil ettikleri nostaljik değerleri -‐Beatles, Marilyn Monroe, Elvis Presley-‐ ürün <br />
ve hizmetleri anlamlandırmada kullanarak, küresel pazarlarda iş yaparken hiç de zorluk <br />
çekmezler. Bahsi geçen nostaljik simgelerin her biri kendi anlamlılığıyla -‐yenilikçilik, asilik, <br />
yaşamın tarzı, özgürlük vb-‐ markaların anlamlandırılmasına yardımcı olurlar. <br />
Nostaljinin tüketimde kullanımı, arzunun dışa vurumu ve ayırt edici göstergeler <br />
üzerinden kültürel değerler bütünün üretilmesi ile ilişkilendirilebilir. Böylece söz konusu <br />
olan arzu nesnelerin gösterge değeriyle, toplumsal değerler üretilmiş ya da yeniden <br />
dolaşıma sokulmuş olur. Böylece haz sürekli olarak yenilenmiş olur. Endüstrileşen <br />
nostaljide tüketici-‐insan sürekli olarak yenilenmiş olmaktadır. Bu tür kullanımlarla, <br />
postmodern dönem tüketim insanı, herhangi bir hazzı atlamama korkusuyla ‘her şeyi <br />
deneyin, sakın kaçırmayın’ mantığıyla yönlendirilir. <br />
KAYNAKÇA <br />
Adair, Gilbert (1993). Postmodernci Kapıyı İki kere Çalar. Çev., Nazım Dikbaş, İstanbul: <br />
İletişim Yayınları.
Albayrak, Sadık (2002). Kopuş Sahneleri: “Metalaşan Sanat ve Sinema Üzerine <br />
Eleştiriler.” İstanbul: Don Kişot Yayınları. <br />
Aytaman Veysel (Der), (2002). Şiddetin Mitolojisi; “Sergio Leone, Şiddetin Mitolojisi ve <br />
Sinema Masalları.” İstanbul: Don Kişot Yayınları. <br />
Baudrillard, Jean (2004). Tüketim Toplumu. Çev., Hazal Deliçaylı ve Ferda Keskin, <br />
İstanbul: Ayrıntı Yayınları. <br />
Brown, Stephen (2001). Marketing: “The Retro Revolution,” Londra: Sage Publications. <br />
Crane, Diane (2003). Moda ve Gündemleri. Çev., Özge Çelik, İstanbul: Ayrıntı Yayınları <br />
Davis, F. (1979). A Yearning for Yesterday: “A Sociology of Nostalgia”. Londra: Collyer <br />
MacMillan. <br />
Goldman, R. & Papson, S. (1994). Advertising in the Age of Hypersignification Theory, <br />
Culture and Society, 11, 23-‐53. <br />
Holbrook, M. B. (1993). Nostalgia And Consumption Preferences: Some Emerging <br />
Patterns of Consumer Tastes. Journal of Consumer Research, 20, 245–256. <br />
Holbrook, M. B., & Schindler, R. M. (1994). Age, Sex And Attitude Toward The Past as <br />
Predictors of Consumer’s Aesthetic Tastes For Cultural Products. Journal of <br />
Marketing Research, 31, 412–422. <br />
Holbrook, Morris B. (1996). Romanticism, ‘Introspection and the Roots of Experiental <br />
Consumption: Morris the Epicurean, İçinde: Russell W. Belk, v.d., (Der), <br />
“Consumption and Marketing Macro Dimension”. Cincinati: South-‐Western <br />
College Publishing. <br />
Howell, J. (1991). A Revolution In Motion: Advertising and The Politics of Nostalgia. <br />
Sociology of Sport Journal, 8, 258–271. <br />
Jameson, Fredric (2000). Kültürel Dönemeç. Çev., Kemal İnal, Ankara: Dost Yayınları. <br />
Oskay, Ünsal (1999). Yıkanmak İstemeyen Çocuklar Olalım. 2.bs., İstanbul: Yapı Kredi <br />
Yayınları. <br />
Power, Paul ve Barbara B. Stern (1998). "Advertising Illumination: Romantic Roots of <br />
Postmodern Promises," İçinde: Stephen Brown, Anne Marie. (Der), <br />
Romancing the Market. Boston: Irvin-‐McGraw-‐Hill. <br />
Solomon, M., (2004). Tüketici Krallığının Fethi “Markalar Diyarında Pazarlama <br />
Stratejileri.” Çev., Selin Çetinkaya, İstanbul: Media Cat.
Tannock, S. (1995), "Nostalgia Critique", Cultural Studies, Vol. 9 No. 3, 453-‐64. <br />
Unger, D., McConocha, M., & Faier, A. (1991). The Use of Nostalgia in Television <br />
Advertising: A Content Analysis. Journalism Quarterly, 83, 345–353.