16.11.2012 Views

röportaj - AE ARMA-ELEKTROPANÇ ELECTRICAL MECHANICAL ...

röportaj - AE ARMA-ELEKTROPANÇ ELECTRICAL MECHANICAL ...

röportaj - AE ARMA-ELEKTROPANÇ ELECTRICAL MECHANICAL ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Değerli dostlarımız,<br />

Bir önceki yazımın satır aralarında birçok<br />

Avrupa şirketinin Türkiye’de ortaklıklar<br />

aradığından bahsetmiştim. Aslında bu<br />

bahsin ardında –resmileşmesine ramak<br />

kalmış- <strong>AE</strong>-Imtech ortaklığının ipucu<br />

vardı. Yönetim Kurulumuz, şirketimizin<br />

%80 hissesini Hollanda merkezli, dev<br />

bir Teknik Servis Sağlayıcı olan Imtech<br />

firmasına satışı için ön imzayı attı. Böylelikle<br />

her fırsatta dile getirdiğimiz global<br />

bir şirket olma hedefimizde son adıma<br />

gelmiş olduk. Imtech firması ise, hedefi<br />

olan Rusya ve Ortadoğu’ya girme fırsatını<br />

<strong>AE</strong> vasıtasıyla yakalamış olacak. Elektromekanik<br />

sektöründe büyük bir heyecana<br />

sebep olan bu ortaklığın, <strong>AE</strong> ve Imtech<br />

ailelerine hayırlı olmasını diliyoruz.<br />

Zamanın ne kadar hızlı geçtiğini, yazılarımda<br />

konusunu ettiğim projelere başlama<br />

ve bitirme haberlerinin çokluğu ile<br />

bir kez daha idrak ediyorum. Geçtiğimiz<br />

üç ay içerisinde üç projemizi; Rixos The<br />

Palm Dubai, Radisson Blu - İstanbul Asia<br />

ve Acıbadem Akasya Projelerini tamamladık.<br />

Aynı süre içerisinde de Pulkova St.<br />

Petersburg Havalimanı ve Bakü SOCAR<br />

Yönetim Binası ihalelerini kazanarak işe<br />

başladık. Yani her yönüyle bereketli bir<br />

üç ay geçirdik.<br />

B<strong>AE</strong>’deki iki işimiz; Bab Al Qasr Otel ve<br />

Rezidans Binası ile Rixos The Palm Dubai<br />

(eski adıyla Al Fattan Otel) “Middle East<br />

Electrical Rewards” organizasyonu tarafından<br />

2011’in En Büyük 5 Elektrik Projesi<br />

kategorisinde ödüle layık görüldü.<br />

Öte yandan Abu Dhabi Havalimanı Midfield<br />

Terminal Binası Projesi’nin Teknik<br />

Müteahhitlik işi ihalesi için dünyanın<br />

önde gelen inşaat şirketleri ile güç birliği<br />

yaparak devler liginde olduğumuzu bir<br />

kez daha ilan ettik.<br />

> editörden<br />

TÜİK verilerine göre Türkiye’nin Şubat<br />

ayı dış ticaret açığı 5,9 milyar dolar ile<br />

geçen yılın aynı ayına göre 1,5 milyar<br />

dolar geriledi. Gene TÜİK verilerine<br />

göre, ülkemizin yılın ilk iki ayında enerji<br />

ithalatına akıttığı dövizin %72’sini enerji<br />

ithalatı oluşturdu. Hukuk Müşavirimiz<br />

Sn. Avukat İlker ULAŞ da yazısında, aynı<br />

konuyla bağlantılı olarak, yeni yasalaşan<br />

Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ni<br />

ele alıyor ve hükümetin alternatif<br />

enerji kaynakları yanı sıra HES ve nükleer<br />

santral ihaleleri peşinde koşarken,<br />

enerji tasarrufunun da bu maliyetleri<br />

azaltmadaki katkısını anlayarak çıkarttığı,<br />

yönetmeliğin detaylarını işliyor.<br />

Teknoloji köşemizdeki konuk yazarımız<br />

Chloride Masterguard Satış Müdürü Sn.<br />

Serkan Turgut da aynı konuyu ele alarak<br />

“Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü”<br />

konulu yazısı ile dünyadaki fosil<br />

yakıtların azalmasıyla ters orantılı olarak<br />

her geçen gün önemi artan enerji tasarrufunun<br />

önemi ve çözüm önerileri üzerinde<br />

duruyor.<br />

Bu sayımızdaki röportaj konuğumuz<br />

YTÜ Makine Fakültesi emekli öğretim<br />

üyesi, değerli hocamız Sn. Prof. Nurullah<br />

GÜLTEKİN. Seyyahname köşemizde<br />

ise Satın Alma Bölümü çalışanımız, aynı<br />

zamanda YTÜ Elektrik Mühendisliği bölümü<br />

öğrencisi, genç bir mühendis adayı<br />

Serkan ÇAKIR’ın dil öğrenmek için yaptığı<br />

Amerika gezisini zevkle ve özenerek<br />

okuyabilirsiniz.<br />

Sağlıcakla kalın…<br />

Necmi YILDIZ<br />

Satın Alma Müdürü<br />

Elektrik Mühendisi<br />

1<br />

Ocak - fiubat - Mart


<strong>AE</strong> <strong>ARMA</strong>-ELEKTROPANÇ<br />

www.arma-elektropanc.com.tr<br />

Kapak Fotoğrafı: Mitişi Krasniy Kit<br />

Alışveriş Merkezi<br />

Dergi Adı: <strong>AE</strong> Magazin<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç A.Ş. adına<br />

Demir Özkaya<br />

Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni ve<br />

Yazı İşleri Müdürü<br />

Necmi Yıldız<br />

Yayın Kurulu<br />

Demir Özkaya, Turgay Ertan, Necmi Yıldız,<br />

Hakkı Önem, İlker Ulaş,<br />

Serdar Yüksel, Burcu Kızılhan<br />

Yönetim Yeri<br />

Fulya Mah. Vefa Deresi Sok. No.11 34394<br />

Şişli / İSTANBUL<br />

T: +90 212 275 54 84 (pbx) • F: +90 212 274 06 41<br />

ae@arma-elektropanc.com.tr<br />

Rusya Federasyonu Temsilcisi<br />

Suat Önder Yıldız<br />

T: +7 495 775 01 49<br />

info@arma-elektropanc.ru<br />

Birleşik Arap Emirlikleri Temsilcisi<br />

Yavuz Güvener<br />

T: +971 2 628 22 40<br />

info@arma-elektropanc.ae<br />

Görsel Yönetmen<br />

Sezen Erkorol<br />

Basım<br />

İkon Yay. ve Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.<br />

Çoban Çeşme Cad. No:12/11<br />

Kağıthane / İSTANBUL<br />

T: 0212 294 23 31 • F: 0212 294 46 32<br />

Yayın Türü<br />

Yerel süreli yayın. Üç ayda bir yayınlanır.<br />

Basım Tarihi<br />

Nisan 2012<br />

14<br />

Proje /Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />

Veysel Bilgin<br />

22<br />

Röportaj / Prof. Nurullah Gültekin<br />

Hakkı Önem


içindekiler<br />

30<br />

Teknoloji / Enerji Tasarrufu İçin Optimum<br />

UPS Çözümü - Serkan Turgut<br />

34<br />

Hukuk Penceresi / Binalarda Enerji<br />

Performansı - İlker Ulaş<br />

1 Başlarken / Editör<br />

Necmi Yıldız<br />

4 Yönetim Kurulun’dan Mesaj<br />

6 İmtech’ten Mesaj<br />

10 Kısa Kısa<br />

14 Proje / Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />

Veysel Bilgin<br />

20 Global Bakış / Yeni Elektronik İcatlar<br />

Turgay Ertan<br />

22 Röportaj / Prof. Nurullah Gültekin<br />

Hakkı Önem<br />

Seyyahname / Amerika Birleşik Devletleri<br />

Serkan Çakır<br />

Edebi Köşe / Boris Pasternak<br />

Hakkı Önem<br />

38<br />

42<br />

30 Teknoloji / Enerji Tasarrufu İçin<br />

Optimum UPS Çözümü<br />

Serkan Turgut<br />

34 Hukuk Penceresi / Binalarda Enerji Performansı<br />

Yönetmeliği - İlker Ulaş<br />

38 Seyyahname / Amerika Birleşik Devletleri<br />

Serkan Çakır<br />

42 Edebi Köşe / Boris Pasternak<br />

Hakkı Önem<br />

46 Basında Biz<br />

48 <strong>AE</strong> Ailesi’nden


Ocak - fiubat - Mart<br />

4<br />

> Yönetim Kurulu’ndan Mesaj<br />

<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç’ın değerli iş ortakları,<br />

Hollanda merkezli halka açık teknik servis sağlayıcı Imtech ile, yüzde 80 hissemizi devir etmek üzere ortaklığa<br />

ilk adımları atmış bulunuyoruz. Ancak, firmamızın gerek yönetim anlayışı gerekse yönetim kadrosunda<br />

hiçbir değişiklik söz konusu değildir. Imtech firması 5,1 milyar Euro cirosu ve 28.600 çalışanı ile dünya<br />

çapında elektrik, elektronik, mekanik ve bilgi-iletişim teknolojileri alanlarında çözümler sunan bir firmadır.<br />

Bu ortaklığın amacı, sayın müşterilerimize çağdaş teknik çözümleri, gerek mevcut projelerinizde gerekse<br />

de yeni alacağınız işlerde sunarak, teknik skalamızı geliştirmek ve sizlere de yoğun rekabet ortamında fark<br />

yaratma imkânı sağlamaktır. Imtech’in güçlü finansal yapısı ve enerji teknolojileri; enerjinin verimli kullanılması,<br />

atık su arıtma ve değerlendirme, data merkezleri, tıp teknolojisi, endüstriyel çözümler ve endüstriyel<br />

otomasyondaki güçlü bilgi birikimi ile, gerek Türkiye’de gerekse de şirketimizin faaliyet gösterdiği; Rusya<br />

Federasyonu, Türki Cumhuriyetleri, Orta Doğu Ülkeleri pazarlarında ve diğer yeni gelişen pazarlarda, son<br />

teknolojik çözümleri sunar hale gelmemizin ve sizlerin de yeni açılımlarınızın bir güvencesi olacaktır.<br />

<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç’ın bugünkü mevcut ortakları görevlerinin aynen başında olup, her zaman siz değerli<br />

müşterilerimizin yanında ve eskisinden daha güçlü partnerlik anlayışı içinde, Sizlerle birlikte çalışmaya devam<br />

edeceklerdir.<br />

En derin saygılarımızla,<br />

Kemal Kızılhan Medih Ertan Hasan İnce Demir Özkaya Asım Coşkun


<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç ve Imtech arasındaki ortaklık sözleşmesinin imza töreni<<br />

5<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

6<br />

> İmtech’ten Mesaj Message from Imtech <<br />

Güçlü Ana Firma, Kendi Büyüme Gücüne<br />

Tam İnanç: IMTECH<br />

1993 yılında ‘doğuşu’ ile başlayan 28.600 çalışanıyla<br />

Imtech’in tarihi, yenilikçi kapasite, profesyonel çalışma ve<br />

azimli müşterilerin başarılı karışımından oluşan bir başarı<br />

hikayesidir. Teknolojiyle büyülenen insanların hikayesidir.<br />

Bu insanlar teknolojinin; çalışma yöntemlerini geliştirebileceğine,<br />

hayatı daha yaşanabilir hale getireceğine<br />

ve dünyayı daha iyi bir yer haline getireceğine gerçekten<br />

inanan insanlardır. Kendi vizyonuna, misyonuna ve becerilerine<br />

inanan ve bunları diğer insanlarla paylaşabilen ve<br />

paylaşmaya istekli insanlardır. Imtech’in hikayesi büyüme<br />

ve kendi gücüne inanma hikayesi olduğu kadar kendi teknolojisinin<br />

de başarı hikayesidir.<br />

Başlangıç Noktası<br />

Imtech’in nasıl başladığını açıklamak için 1854 yılına geri<br />

dönmemiz gerekir. 19. Yüzyılın ikinci yarısında dünya<br />

birçok teknolojik icatla çalkalanıyordu: elektrik, motor<br />

yakıtı, telefon, merkezi ısıtma. Bu dönemde Imtech’in<br />

ataları ve ana şirketleri doğdu. İleri görüşlü girişimciler<br />

büyük değişimlerin yakın olduğunu hissettiler ve bu onları<br />

teknik hizmetlerde uzman ve yenilikçi işyerleri kurmaya<br />

teşvik etti. Bu tüm Avrupa’da yaşandı. Örneğin<br />

Hollanda’da kurucu atamız Jan Jacob van Rietschoten<br />

1860 yılında daha sonra başarılı bir şekilde büyüyecek<br />

olan Van Rietschoten & Houwens adında yenilikçi, teknik<br />

bir firma kurdu. 1808 yılından önce kurulan başka bir<br />

Hollanda firması olan Van Buuren de bu dönemde büyümeye<br />

başladı. Almanya’da ROM - Rudolf Otto Meyer -<br />

ve Rheinelektra Technik 1858 ve 1874 yıllarında kuruldu,<br />

Kraliyet Donanması’nın iki yeni uçak gemisinin güvertesinde teknoloji<br />

çözümleri / Technology solutions on board of two new aircraft carriers<br />

of the Royal Navy<br />

Imtech: strong mother, faith in its own<br />

growth strength!<br />

The story of Imtech (28.600 employees) from its ‘birth’<br />

in 1993 is the story of a successful mix of innovative<br />

capacity, driven professionals and ambitious clients. It is<br />

the story of people who are fascinated by technology. Of<br />

people who firmly believe that technology can improve<br />

working procedures, make life more pleasant and make<br />

the world a better place. People who believe in their own<br />

vision, mission and drive, and who are eager and able to<br />

share these with other people. The story of Imtech is the<br />

story of the success of technology itself as well as the story<br />

of growth and having faith in your own strengths.<br />

Genesis<br />

To explain how Imtech was started, we need to go back<br />

to 1854. In the second half of the 19 th century, the world<br />

was turned upside down as the result of a large number<br />

of technological inventions: electricity, the fuel engine,<br />

the telephone, central heating. It was during this period<br />

that the parent companies and predecessors of Imtech<br />

were born. Visionary entrepreneurs sensed that great<br />

changes were at hand and this prompted them to establish<br />

innovative businesses that specialise in technical services.<br />

This happened all over Europe. In the Netherlands, for<br />

example, Jan Jacob van Rietschoten, our founding father,<br />

launched an innovative technical enterprise in 1860, an<br />

enterprise that would later grow into the successful Van<br />

Rietschoten & Houwens. Another Dutch company, Van<br />

Buuren, established as early as 1808, started flourishing<br />

at this time. In Germany, ROM - Rudolf Otto Meyer - and<br />

Rheinelektra Technik were established in 1858 and 1874<br />

respectively, and in the US, Westinghouse was founded in<br />

1886. All of these were initiatives that would develop into<br />

highly regarded companies. The other part of this book<br />

provides a summary of the history of these, our oldest, as<br />

well as other predecessors of Imtech.<br />

The I and M of Imtech<br />

Two reputable Rotterdam-based trading and shipping<br />

companies, Internatio (1863) and Müller (1878), also<br />

played a pivotal role in the establishment of Imtech. These<br />

two enterprises had been operating independently for<br />

some time, but decided to merge in 1970. Around 1990,<br />

Internatio-Müller (IM) consisted of a conglomerate of<br />

businesses, of which some 35 specialised in technology.<br />

All of them were mono-disciplinary specialised in<br />

electrical or mechanical solutions.<br />

Imtech = E + ICT + M<br />

In 1995, René van der Bruggen - the current CEO of<br />

Imtech N.V. - laid down the multidisciplinary vision in<br />

a strategic blueprint. The blueprint from 1995, Imtech’s<br />

birth certificate as it were, describes the cooperation<br />

between businesses in the field of electrical engineering,<br />

information and communication technology as well as<br />

06-09 İmtech mesaj.indd 6 4/20/12 5:08 PM


İmtech’ten Mesaj Message from Imtech <<br />

Westinghouse Birleşik Devletler’de 1886 yılında kuruldu.<br />

Tüm bunlar birçok şirketi geliştirecek girişimlerdi. Bu makalenin<br />

sonraki bölümleri Imtech’in diğer ve en eski atalarının<br />

olduğu kadar tarihinin de bir özetini içermektedir.<br />

Imtech’in I ve M harfleri<br />

İki saygın Rotterdam ticaret ve sevkiyat şirketi olan Internatio<br />

(1863) ve Müller (1878) de Imtech’in kuruluşunda<br />

önemli bir rol oynamıştır. Bu iki şirket bir süre bağımsız<br />

olarak çalıştılar ancak 1970’te birleşmeye karar verdiler.<br />

1990 yılı civarında Internatio-Müller (IM) teknolojide uzman<br />

35 adet şirketten oluşmaktaydı. Bu firmaların tamamı<br />

yalnızca ya elektrik ya da mekanik çözümlerde uzmandı.<br />

Imtech = E + ICT + M<br />

1995’te René van der Bruggen - Imtech N.V.’nin şu andaki<br />

CEO’su – stratejik planda multi disipliner görüşü ortaya<br />

atmıştır. Imtech’in doğum belgesi gibi olan bu plan<br />

1995’ten beri Imtech = E + ICT + M formülü ile ifade<br />

edilen makine mühendisliği ve elektrik mühendisliği, bilgi<br />

ve iletişim teknolojileri alanları arasındaki işbirliğini açıklamaktadır.<br />

Belge tüm teknik servis paketlerini yerine getirmek<br />

için azmi düzenler ve Avrupa pazarında büyümesi<br />

için ilk umutları tanımlar.<br />

İlk Yıllar<br />

Imtech’in ilk yıllarında (1995 ve hemen sonrası) E ve M<br />

şirketleri birlikte çalışmaya başladı ve bu da yavaş ama<br />

emin bir birleşme sürecine önayak oldu. Ayrıca bu dönem<br />

şirketlerin yeni teknoloji aktiviteleriyle karşılaşmalarının<br />

ilk patlak verdiği dönemdir. Önceleri bunlar ‘Telematikler’<br />

ve Teknik Otomasyon olarak bilinmekteydi<br />

ancak daha sonra isim Bilgi ve İletişim Teknolojisi (ICT)<br />

olarak değiştirildi. Imtech ICT’nin potansiyelini erken fark<br />

etmiştir. Birçok yenilikçi ICT oyuncusu edinerek, Imtech<br />

‘modern’ ICT’ye ilk adımını atmıştır. Düzinelerce başarılı<br />

edinim Imtech’e eşsiz bir portfolyo sağlayarak yıllarca<br />

sürdü: Avrupa’daki hiçbir şirket Imtech’in o zamandan<br />

beri sağladığı ölçekte elektrik mühendisliği, ICT ve makine<br />

mühendisliği kombinasyonunu sunamıyordu. Ayrıca<br />

Imtech coğrafik anlamda da hızla büyüdü.1997’de ROM<br />

(Rudolf Otto Meyer) şirketinin alımı – şu anda Imtech Deutschland<br />

(Almanya) – Imtech’in Almanya’da da teknik<br />

servis piyasasının en büyük oyuncularından biri olduğu<br />

anlamına gelmektedir.<br />

Imtech bir marka haline geldi<br />

1998’de mono-disipliner şirketlerin birleşerek multi-disipliner<br />

organizasyonlara dönüşmesi şekil almaya başlamıştır.<br />

Imtech güçlü bir marka haline gelmiştir. Ancak<br />

bir sonraki dönüm noktası Internatio-Müller tarafından<br />

teknik olmayan ana aktivitelerin kaldırılması ve teknoloji<br />

üzerine odaklanılması kararıdır. 2001 yılında eşsiz bir fenomen<br />

ortaya çıktı, bir iştiraki esas ana şirketi devraldı:<br />

Internatio-Müller, Imtech adı altında faaliyetlerine devam<br />

etti ve Amsterdam’da Euronext borsasına kote yeni ve<br />

azimli bir şirket ortaya çıktı.<br />

Londra’daki Deutsche Bank merkezinin yeşilinin yeniden canlandırılması<br />

/ Green revitalisation of the Deutsche bank headquarters in London<br />

mechanical engineering, expressed in the formula: Imtech<br />

= E + ICT + M. The document sets out the ambition to<br />

fulfil the entire package of services and describes the first<br />

prospects for growth on the European market.<br />

The early years<br />

In the early years of Imtech (post-1995), E and M<br />

businesses started working together and this set the ball<br />

rolling for the slow but sure process of integration. It was<br />

also the period when the concern experienced the first<br />

boom in its new technology activities. Initially, these<br />

were known as ‘Telematics’ and Technical Automation,<br />

but the name was later changed to Information and<br />

Communication Technology (ICT). Imtech recognised<br />

the potential of ICT early on. With the acquisition of<br />

several innovative ICT players, Imtech took its first step<br />

towards ‘modern’ ICT. Dozens of successful acquisitions<br />

followed in the subsequent years, giving Imtech a close<br />

to unique portfolio: No other enterprise in Europe was<br />

able to offer the combination of electrical engineering,<br />

ICT and mechanical engineering at the scale on which<br />

Imtech has been able to provide since then. Imtech also<br />

grew rapidly in geographical terms. Important was but the<br />

acquisition of ROM (Rudolf Otto Meyer) in 1997 – now<br />

Imtech Deutschland (Germany) - meant that Imtech in<br />

Germany also became one of the largest players on the<br />

technical services market.<br />

Imtech becomes a brand<br />

From 1998, the pooling of mono-disciplinary companies<br />

into a multidisciplinary organisation started to take shape.<br />

Imtech had become a strong brand. Yet another milestone<br />

was the decision by the Internatio-Müller conglomerate<br />

to hive off any non-technical core activities and focus<br />

exclusively on technology, Imtech’s core business. A<br />

unique phenomenon occurred in 2001: a subsidiary<br />

essentially took over its parent company. Internatio-Müller<br />

continued under the name Imtech, a new and ambitious<br />

06-09 İmtech mesaj.indd 7 4/20/12 5:08 PM<br />

7<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

8<br />

> İmtech’ten Mesaj Message from Imtech <<br />

Madrid’teki Kristal Kule (Crystal Tower) için bakım<br />

Maintenance in the Crystal Tower in Madrid<br />

Girişimcilik<br />

Imtech’te girişimcilik, her biri son derecede başarılı birer<br />

girişimci olan kurucuları zamanında olduğu gibi, son<br />

derece değerlidir. Sonuçta Imtech, her yönetim pozisyonunda<br />

safkan girişimcilerin bulunduğu merkezi yapıda<br />

olmayan bir organizasyondur. Girişimcilik ve teknoloji<br />

Imtech’in başarısı için vazgeçilmez unsurlardır.<br />

Her Imtech organizasyonu (ülke, bölüm, iş birimi, ya<br />

da departman)kendi pazarına yakındır, kendi pazarında<br />

eşsiz bilgilere sahiptir ve fırsatları sezip hemen harekete<br />

geçer. Yeni gelişmeleri ayrıntılı şekilde değerlendirilir.<br />

Avrupa’nın trafiği tehlikeli bir şekilde durma noktasına<br />

mı geldi? Imtech trafik akış yönetimi için trafik kontrol<br />

merkezleri kurar. Internet kullanımı büyük oranda veri<br />

depolama talebini mi artırıyor? Yenilikçi data merkezleri<br />

kurarız. Hatta UMTS (Evrensel Mobil Telekomünikasyon<br />

Sistemleri) yeniliklerini takiben tüm ağların sunumuna<br />

bile dikkat gösteririz. Ve enerji tasarrufu ve enerji yönetimi<br />

için yeni konseptler geliştiririz. Çevreci enerji talebi mi<br />

artıyor? Imtech hemen harekete geçer öyle ki Imtech’in<br />

cirosunun dörtte biri enerji & çevre pazarından elde ettiği<br />

işlerden gelir. Dahası, denizcilik teknolojisi alanında, gemiler<br />

için otomasyon platformunda ve güverte dizel sevk<br />

gücünde Imtech son teknolojik gelişmeleri uygulamaya<br />

koyan yenilikçi bir liderdir. Imtech yeni teknolojik geliş-<br />

BMW için rüzgar tünelleri / Wind tunnels for BMW<br />

stock-listed company with a quotation on the Euronext<br />

stock exchange in Amsterdam.<br />

Entrepreneurship<br />

Entrepreneurship is highly rated within Imtech, as<br />

was the case for the innovative ‘founders’ of Imtech,<br />

each of whom was a successful entrepreneur. After<br />

all, Imtech is a decentralised organisation with a fullblooded<br />

entrepreneur in each management position.<br />

Entrepreneurship and technology make up the ingredients<br />

for Imtech’s success. Each Imtech organisation (be it<br />

country, division, business unit or department) is close<br />

to the market, has unique knowledge of their own<br />

market and is able to ‘smell’ opportunities and take<br />

immediate action. New developments are seized with<br />

both hands. Is Europe’s traffic in jeopardy of grinding to<br />

a halt? Imtech builds the traffic control centres for traffic<br />

flow management. Is the internet hype increasing the<br />

demand for large-scale data storage? We build innovative<br />

data centres. We even take care of the roll-out of entire<br />

networks following the breakthrough of UMTS. And we<br />

develop new concepts for energy savings and energy<br />

management. Is the demand for sustainable energy<br />

increasing? Imtech takes prompt action and nowadays a<br />

quarter of its revenue comes from the market for energy<br />

& environment. There’s more: in the field of maritime<br />

technology, Imtech is an innovation leader in platform<br />

automation and onboard diesel propulsion for ships.<br />

Imtech has proven itself capable of introducing appealing<br />

new concepts again and again. We translate concept<br />

innovation into process and product innovation and<br />

are able to successfully develop these further into new<br />

services.<br />

Geographic Growth<br />

Imtech took over a large number of companies over the<br />

years. The past two decades have proven that Imtech is<br />

on the right track. The CAGR (Compound Annual Growth<br />

Rate or the average annual growth over a unit of time) in<br />

the period from Imtech’s establishment in 1993 to 2011<br />

is 13% for revenue and 21% for results (EBITA). With<br />

such healthy percentages, Imtech rates among the fastest<br />

growing technical businesses in Europe and is considered<br />

the sector’s number one benchmark by many financial<br />

analysts. Imtech is growing rapidly in and outside Europe<br />

and is building a strong reputation. No, revenue is 5.1<br />

billion euro and there are 28.600 employees. We have<br />

shown progress on all strategic fronts in recent years and<br />

this has subsequently enabled us to take important steps<br />

towards our objective for 2015: Imtech wants to become<br />

the best service provider, in and outside Europe and<br />

on the international maritime market. We want to rank<br />

among the top 3 of every country in which we are active<br />

and in every market that we consider relevant. Our aim<br />

for the year 2015 is to achieve revenues of 8 billion euro<br />

while maintaining the objective for an operational EBITA<br />

margin between of 6% and 7%.<br />

06-09 İmtech mesaj.indd 8 4/20/12 5:08 PM


İmtech’ten Mesaj Message from Imtech <<br />

meleri uygulamaya sokma kapasitesini her yeni projesinde<br />

tekrar tekrar kanıtlamıştır. Teknolojik yenilikleri sürece<br />

ve gelişmiş ürün haline dönüştürür ve bunları başarılı bir<br />

şekilde teknik müşteri çözümleri haline getirerek müşterilerine<br />

sunar.<br />

Coğrafik Büyüme<br />

Imtech yıllar boyunca birçok şirketi devralmıştır. Geçen<br />

yirmi yıl Imtech doğru rotada olduğunu kanıtlamıştır.<br />

Imtech’in CAGR (Yıllık Bileşik Büyüme Oranı ya da bir<br />

birim süresindeki yıllık ortalama büyüme) oranı 1993’teki<br />

kuruluşundan itibaren 2011’e kadar gelir açısından %13<br />

ve sonuçlar (EBITA) için de %21’dir. Böyle sağlıklı oranlarla<br />

Imtech, Avrupa’da en hızlı büyüyen teknik işletmelerden<br />

biridir ve birçok finansal analiste göre sektörünün bir<br />

numarası olarak düşünülmektedir. Imtech Avrupa içinde<br />

ve dışında hızla büyümekte ve saygınlığını artırmaktadır.<br />

Evet, gelir 5.1 milyar Avro ve 28.600 çalışan mevcuttur.<br />

Son yıllarda tüm stratejik cephelerde ilerleme gösterdik<br />

ve bu da sonuç olarak bizim 2015 için amacımız ulaşma<br />

yolunda önemli adımlar atmamızı sağlıyor: Imtech Avrupa<br />

içinde, dışında en iyi teknik servis sağlayıcı ve uluslararası<br />

deniz piyasasında en iyi hizmet sağlayıcı olmak<br />

istiyor. Aktif olduğumuz her ülkede ve pazarda en iyi ilk<br />

üç arasında yer almak istiyoruz. 2015 yılı için amacımız<br />

%6 ve %7 arasındaki operasyonel EBITA hedefimizi sağlayarak<br />

gelirimizi 8 milyar Avroya çıkarmaktır.<br />

Imtech’e Hoşgeldiniz!<br />

Yukarıdakiler Imtech’in kısa bir hikâyesidir. Bu, bir grup<br />

vizyon sahibi, motive olmuş, yenilikçi teknolojilerin entegrasyonunda<br />

birlikte çalışan becerikli insanların hikayesidir.<br />

Bu, ekonomik gelişim ve toplumun ilerleme<br />

noktasında aktif olan insanların hikâyesidir. Imtech konseptleri<br />

ve hizmetleri ölçülebilir artı değerler sağlamaktadır.<br />

Imtech, işi geliştirecek yeni imkânlar açacak tam teknik<br />

çözümler sunmaktadır. Ayrıca Imtech, çevreci enerji,<br />

emisyon azaltma, çevre, su, bakım, trafik ve güvenlik gibi<br />

sosyal konularda da yoğun bir şekilde çalışmakta topluma<br />

olan sorumluluğunu yerine getirmeye azami çaba<br />

göstermektedir. – Teknoloji toplumu geliştirir!. Tüm bunları<br />

birkaç cümle ile özetleriz: Teknoloji bizim, Sonuçlar<br />

sizin, Imtech: Paylaşılan Başarı! Bu yüzden yeni iş ortağımız<br />

<strong>AE</strong> Arma-Elektropanç’ı sıcak bir şekilde karşılıyoruz.<br />

Yüksek teknolojiye sahip trafik merkezleri / High-tech traffic centres<br />

Yeşil Veri Merkezleri / Green Data Centres<br />

Welcome to Imtech<br />

This, in a nutshell, is the story of Imtech. It is the story of<br />

a group of motivated people with vision; go-getters who<br />

work together as one on the integration of innovative<br />

technologies. People who are active at the crossroads<br />

of economy and society. Imtech’s concepts and services<br />

provide quantifiable added value. Imtech offers total<br />

technical solutions that improve business. But Imtech<br />

also works intensively on solutions for social issues, such<br />

as energy, sustainable energy, emission reduction, the<br />

environment, water, care, traffic and safety – Technology<br />

that improves society!. We summarise all of this in a<br />

catchy payoff: Technology is ours, Results are yours,<br />

Imtech: Shared Success! Therefore a warm welcome to<br />

our new colleagues <strong>AE</strong> Arma-Elektropanç!<br />

Londra, Parlamento Binası’nda teknolojik bakım hizmetleri<br />

Technological maintenance services in the Houses of parliement in<br />

London<br />

Not: Resimler Imtech’in referanslarından seçilmiştir.<br />

Note: Pictures has been selected from Imtech references.<br />

06-09 İmtech mesaj.indd 9 4/20/12 5:08 PM<br />

9<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

10<br />

> kısa kısa<br />

Pulkova St. Petersburg Havaalanı işine başladık.<br />

Otel, AVM, Rezidans vb. projelere imza atan <strong>AE</strong> Arma-Elektropanç, toplamda 208.000 m� kapalı alana sahip<br />

olan, Pulkova St.Petersburg Havaalanı’nın elektrik ve elektronik işlerini üstlendi.<br />

SOCAR projesi alındı.<br />

“Azerbaycan Devlet<br />

Petrol Şirketi SOCAR’ın<br />

Bakü’deki Yeni Yönetim<br />

Binası’nın tüm<br />

elektrik ve elektronik<br />

sistemleri işini üstlendik.<br />

2 bodrum, 38 normal<br />

kat ve kule kısmı<br />

ile 200 mt yüksekliğe<br />

erişecek bina, toplam<br />

100 bin m� kapalı alana<br />

sahip olacak.”


Ak-Asya Acıbadem Konutları teslim edildi.<br />

Benzersiz alışveriş<br />

merkezi ve sosyal<br />

tesisleri içeren, 99.500<br />

m� kapalı alana<br />

sahip, 430 daireden<br />

oluşan, Ak-Asya<br />

Acıbadem Konutları’nın<br />

kapsamımızda bulunan<br />

13’er katlı B1 ve B2<br />

blokları ile 19 katlı B3<br />

bloğu ve 44 katlı B3-C<br />

Kule’de yaptığımız<br />

elektrik ve elektronik<br />

montaj işlerini<br />

tamamlayarak işverene<br />

zamanında teslim ettik.<br />

Radisson Blu Hotel<br />

İstanbul Asia teslim edildi.<br />

İstanbul Asya yakasının en prestijli otellerinden biri olmaya<br />

aday Radisson Blu Hotel - İstanbul Asia, 195 odası, mükemmel<br />

donanımlı 13 farklı toplantı salonu ve balo salonları ile<br />

müflterilerine kapılarını açtı.<br />

kısa kısa <<br />

11<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

12<br />

> kısa kısa<br />

Rixos The Palm Dubai açıldı!<br />

Rixos Hotels zincirinin Birleşik Arap<br />

Emirlikleri’ndeki ilk halkası Dubai’de<br />

açıldı.<br />

dünyanın 8. harikası olarak anılan<br />

ünlü Palmiye Adası’nın en prestijli<br />

bölgesinde kapılarını aralayan Rixos<br />

The Palm Dubai, Rixos Hotels<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Fettah<br />

Tamince’nin ev sahipliğinde çok<br />

sayıda işadamının ve bakanların<br />

katıldığı açılış töreniyle hizmete<br />

girdi…<br />

Türk misafirperverliğini B<strong>AE</strong>’ye<br />

taşıyacak olan Rixos The Palm Dubai;<br />

233 oda ve 28 rezidanstan oluşuyor.<br />

Otel, çağdaş ve lüks mimariyle<br />

yapılan geleneksel Türk dokunuşlarla<br />

dikkat çekiyor.<br />

51.000 m� kapalı alana sahip<br />

Hotel’in, elektrik, elektronik ve<br />

mekanik sistemlerinin yapımını (MEP-<br />

Mechanical, Electrical Plumbing) çok<br />

kısa sürede tamamladık.<br />

B<strong>AE</strong>’deki Projelerimize Büyük Ödül!<br />

Soldan sağa Elektrik Koordinatör Anu Alexander, BAQ Proje Müdürü Nidal Salam, B<strong>AE</strong> Ülke<br />

Müdürü Yavuz Güvener, Mekanik Koordinatör Mokhles Islam ve İş Geliştirme Müdürü Burak<br />

Kızılhan<br />

8 Subat 2012 tarihinde, Dubai’de<br />

yapılan ‘Middle East Electrical<br />

Rewards’ organizasyonun’da,<br />

B<strong>AE</strong>’de üstlenmiş olduğumuz<br />

‘Rixos The Palm Dubai’ ve ‘Bab Al<br />

Qasr’ projelerimiz büyük bir ödüle<br />

layık görüldü. 2011’in En Büyük<br />

5 Elektrik Projesi’nden biri olarak<br />

secilen hotel projelerimiz, hepimizi<br />

bir kere daha gururlandırdı.


MEP Turkey 2012’ye sponsor olduk...<br />

8. RLC Günleri...<br />

kısa kısa <<br />

21-22 Şubat tarihlerinde<br />

İstanbul Maslak Sheraton<br />

Otel’de düzenlenen<br />

mekanik, elektrik ve sıhhi<br />

tesisat - MEP (Mechanical,<br />

Electrical Plumbing) konulu<br />

konferansa sponsor olduk.<br />

CEO’muz Sn. Murat<br />

KARAKARTAL, “Dikey<br />

Şehir” adlı sunumunda,<br />

yüksek katlı binaların<br />

ihtiyaçlarını ve çözüm<br />

önerilerini ele aldı.<br />

Sektörün dünü, bugünü ve yarını için, Sektör için daha kaliteli ve bilinçli bireylerin yetişmesine katkıda bulunmak<br />

amacıyla ve <strong>AE</strong> <strong>ARMA</strong>-ELEKTROPANÇ’ın ALTIN SPONSOR olarak destek verdiği, Arçelik, Schneider Electric,<br />

E<strong>AE</strong>, ABB, Phoenix Contact, Viko, Keban Mühendislik, Borusan Makina ve Güç Sistemleri, Alstom, Obo Bettermann,<br />

Mercedes-Benz, Honda, 2M Kablo, İstanbul Ulaşım gibi sektördeki önemli firmaların da katılımıyla bu yıl<br />

Sekizincisi gerçekleşen RLC Günleri, 27-28-29 Şubat tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik – Elektronik<br />

Fakültesi Konferans Salonu’ nda gerçekleşti. Etkinlikte; Zayıf Akım Sistemleri Koordinatörümüz Sn. Mustafa Kemal<br />

Muci, “Akıllı Bina Uygulamaları” konulu sunumuyla, günümüzde yüksek katlı binalarda uygulanan elektrik, elektronik<br />

ve mekanik mühendislik hizmetlerinin birbirleriyle entegrasyonu üzerine bir konuşma yaptı.<br />

13<br />

Ocak - fiubat - Mart


proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />

Veysel B‹LG‹N<br />

Makine Mühendisi<br />

Proje Müdürü<br />

Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi


12.336 m² İnşaat Alanı üzerine Kurulu<br />

Mytishchi Shopping Mall Projesi<br />

“ECOBAZAAR” Bodrum, +1, +2 ve<br />

+3 katlarından oluşmakta olup toplamda<br />

4 kattır.<br />

Bodrum kat alanında soğuk hava depoları,<br />

et ve balık mezbahaları, pano<br />

odaları, mekanik odalar, staff ofis,<br />

giyinme odaları, WC ve duş mahalleri,<br />

+1 kat alanında et ve balık satış<br />

reyonları, süt ve sütlü ürünler mamülleri,<br />

kuru gıda ve içecek satış reyonları,<br />

manav tezgahları, fırın, unlu<br />

mamuller, eczane, telekomunikasyon<br />

ürünleri satış dükkanları, evcil hayvan<br />

gıda satış noktaları, +2 kat alanında<br />

giyim butik reyonları, banka ,restau-<br />

proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<<br />

rant, çocuk oyun odası, ayakkabı ve<br />

hediyelik eşya satış mağazaları gibi ticari<br />

dükkanlar ile elektrik ana pano,<br />

server ve ofis odaları mevcuttur. +3.<br />

kat tamamen mekanik katlar olup çatı<br />

kat alanlarında HVAC egzost fanlarımevcut.<br />

Binanın Toplam ısıl yükü (Isı Santral<br />

Odası kapasitesi) 1.6 GKcal, Soğutma<br />

kapasitesi 850 kW’tır.<br />

Mekanik sistemler kapsamında Soğutma<br />

sisteminde 2 adet Remote<br />

Condenser chiller, 2 adet Condenser,<br />

Havalandırma sistemlerinde 12 adet<br />

Klima Santrali (9 Klima santrali ısıtma<br />

+ soğutma, 3 adet Klima santrali sa-<br />

dece ısıtma özelliklidir) , 17 adet egzost<br />

fanı, 6 adet duman egzost fanı, 4<br />

adet basınçlandırma fanı mevcuttur.<br />

Isıtma sisteminde statik ısıtma panel<br />

radyatörler ve hava apareyleri ile yapılmakta<br />

olup ayrıca bina ana giriş<br />

mahallerinde yerden ısıtma mevcuttur.<br />

Bina giriş kapılarında statik ısıtmadan<br />

bağımsız hava perdeleri bulunmaktadır.<br />

Binanın günlük soğuk+domestik sıcak<br />

su tüketimi 98.58 m³ ‘tür.<br />

15<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

16<br />

> proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />

Kuvvetli Akım Sistemleri:<br />

ECOBAZAAR alışveriş merkezinde<br />

elektrik ihtiyacını karşılamak üzere<br />

toplam 2488 kW kurulu güce sahip<br />

6 adet ana dağıtım panosu kullanılmıştır.<br />

Güç dağıtımında kullanılan<br />

halogen free kablolar kablo tavaları<br />

aracılığıyla taşınmaktadır.<br />

Binanın iç aydınlatması için yapılan<br />

lüks hesaplarına ve mekânların<br />

işlevine göre 25 farklı tipte armatür<br />

kullanılmıştır. Ayrıca bütün teknik<br />

alanlarda acil durum aydınlatması<br />

bulunmaktadır. Bina genel aydınlatmasının<br />

dışında binada bulunan 128<br />

dükkânın da dekoratif aydınlatması<br />

yapılmıştır.<br />

Zayıf Akım Sistemleri:<br />

Yangın algılama ve alarm sistemi için<br />

bir adet Yangın Alarm Paneli’nin kurulumu<br />

yapılmıştır. Yangın Alarm Pa-<br />

neli, 11 adet loop vasıtasıyla sistem<br />

dâhilindeki 1072 eleman ile gerçek<br />

zamanlı iletişim kurmaktadır. Bunların<br />

içerisinde duman dedektörleri, ısı<br />

dedektörleri, yangın alarm butonları,<br />

I/O elemanları bulunmaktadır. Yaklaşık<br />

15m yüksekliğe sahip atrium<br />

alanı ise yine sistem tarafından lineer<br />

dedektörler aracılığıyla izlenmektedir.<br />

Yangın durumunda devreye giren<br />

yangın otomasyonu; belirlenen<br />

6 farklı yangın zonunda bulunan


duman atış ve basınçlandırma fanları,<br />

anons sistemi, asansörler, yürüyen<br />

merdivenleri kontrol etmekte ve binaya<br />

temiz hava girişini kesmektedir.<br />

Yangın senaryosu tamamen yerel yönetmelik<br />

ve standartlara uygun olarak<br />

tasarlanmıştır.<br />

Seslendirme ve Acil Durum Anons<br />

sistemi için ise her biri 200W çıkış<br />

gücüne sahip 10 adet amplifikatör<br />

bulunan bir adet seslendirme paneli<br />

bulunmaktadır.<br />

proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<<br />

Otomasyon Sistemi<br />

EcoBazaar-Mytischi projesi bina otomasyon<br />

sisteminin gerçekleştirilmesi<br />

sırasında kullanılan ürünlerin tamamı<br />

sektörün önde gelen markalarından<br />

Amerikan menşeli Johnson Controls<br />

firmasına aittir.<br />

Sistem dizaynı sırasında öncelikli<br />

hedef olarak enerji tasarrufu, işletme<br />

kolaylığı, süreklilik ve sürdürülebilirlik<br />

ilkeleri göz önünde bulundurulmuştur.<br />

Bu bağlamda kullanım<br />

sırasında maksimum enerji tasarrufu<br />

yapabilecek, minimum iş gücü ile<br />

kolaylıkla işletilebilecek, coğrafyanın<br />

getirdiği iklimsel zorluklara rağmen<br />

güvenli bir şekilde çalışabilecek ve<br />

uzun vadede isletme maliyetlerini minimuma<br />

çekebilecek bir sistem oluşturulmuştur.<br />

17<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

18<br />

> proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<br />

Projenin kullanılan nokta kapasitesi<br />

yaklaşık 1000 olup, haberleşme<br />

için N2 ve Modbus protokolleri<br />

kullanılmıştır. BMS kapsamında havalandırma,<br />

hava perdeleri, hava apareyleri,<br />

ısıtma, soğutma, aydınlatma,<br />

temiz su, atık su, enerji izleme sistemleri<br />

kontrolu yapılmaktadır.<br />

Merkezi bilgisayardaki kullanıcı ara<br />

yüzü tamamen Rusça olup, ekran<br />

resimleri mümkün olduğunca sahadaki<br />

dizayna uygun olacak şekilde<br />

hazırlanmıştır. Resimler sıklıkla animasyonlarla<br />

desteklenerek kullanıcı<br />

tarafından algılanması daha kolay<br />

hale getirilmiştir.<br />

Sistemlerde oluşan arızalar anında<br />

bilgisayar ekranında görsel ve yazılı<br />

olarak izlenmekte ve sesli ikaz verilmektedir.<br />

Böylece arızalı ekipmanın<br />

çalışmamasından kaynaklanabilecek<br />

verimsizlik, arızanın büyümesi, arızanın<br />

diğer ekipmanları etkilemesi<br />

gibi durumlar ortadan kaldırılmakta<br />

ve cihazların ömrü uzatılmaktadır.<br />

Ayrıca kademeli ve yedekli çalışan<br />

ekipmanların çalışma sıraları belirli<br />

sürelerde değiştirilerek, ekipmanların


ir dönem sonunda eşit sürelerde yaşlanması<br />

sağlanmaktadır.<br />

Oluşabilecek alarm durumlarının ve<br />

kritik noktalardaki değişikliklerin kayıt<br />

altına alınması sayesinde sistem ve<br />

kullanıcı performansı gözlenebilmektedir.<br />

Örneğin bir alarm durumunda;<br />

alarmın oluşması, kullanıcı tarafından<br />

bu durumun fark edilmesi ve alarm<br />

proje: Mitişi Krasniy Kit Alışveriş Merkezi<<br />

durumunun ortadan kaldırılması zamanları<br />

kayıt altına alınarak işletmeci<br />

performansı, benzer şekilde bir nokta<br />

için atanan set değeri ve o noktadan<br />

elde edilen değişken verinin gösterildiği<br />

grafik kayıtların karşılaştırılması<br />

sonucunda ise sistem performansı değerlendirmesi<br />

yapılabilmektedir.<br />

Tüm sistemler için ayrı ayrı çalışma<br />

zamanları kolaylıkla kullanıcı tarafından<br />

girilebilmektedir.<br />

Keyifli alışverişler!<br />

19<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

20<br />

> global bak›fl: Yeni Elektronik İcatlar<br />

Turgay ERTAN<br />

İş Geliştirme Koordinatörü<br />

Yeni Elektronik İcatlar


Kıymetli Okurlarım,<br />

Bugün yine mesleki faaliyet sahamızla<br />

çok yakın alakalı bir<br />

konuya girmek istiyorum. Konu başlığımız,<br />

“Yeni Elektronik İcatlar” olacaktır.<br />

Hepimizin bildiği gibi, elektronik<br />

çok geniş ve çeşitlilik içeren bir<br />

saha olduğundan insanlığın geleceği<br />

de uzay araştırmaları ve henüz gerçekleşmemiş<br />

icatların keşfi ile direkt<br />

alakalı bulunduğundan (Nano ve Quantum<br />

teknoloji araştırmaları ve CERN<br />

deneyleri gibi) gelecekte insanlık için<br />

en önemli çalışma alanı olacaktır. İlk<br />

olarak, “Şeffaf Elektronik Aygıtlar”<br />

dan başlamak istiyorum. Güney Kore<br />

İleri Teknolojiler Araştırma Enstitüsünde<br />

yapılan çalışmalarda, teknik adı<br />

TRRAM olarak anılacak transparant<br />

bilgisayar chip’leri üretilmeye başlanmıştır.<br />

Koreliler, bu tip chip’leri<br />

üst üste veya birlikte kullandığımızda<br />

birçok sistemi şeffaf olarak bir arada<br />

kullanabileceğimizi söylemektedirler.<br />

Bu teknoloji ile evlerdeki pencere ve<br />

aynalar bilgisayar ekranı veya TV göstericisi<br />

olarak kullanılabilecektir. Teknolojinin<br />

önümüzdeki 3–4 yıl içinde<br />

pazara dâhil olacağı tahmin edilmektedir.<br />

“Akıllı Kutu Teknolojisi”<br />

Otomobillere monte edilecek olan bu<br />

aygıt, aynen uçaklarda halen kullanılmakta<br />

olan kara kutulara benzemektedir.<br />

Kaza detaylarının tespitinde ve<br />

sigorta şirketlerinin prim uygulamalarında<br />

her iki taraf için faydalı olabilecek<br />

detaylara sahip olacaktır. Aygıt<br />

aracın elektronik sistemine bağlanacaktır.<br />

Aracın hızını, frenleme anını,<br />

dönüş şartlarını, hızlanmayı ve yol<br />

şartlarını kayıt edebilecektir. Aygıt bütün<br />

bu bilgileri sigorta şirketinin merkezine<br />

elektronik olarak anında gönderecektir.<br />

Araç kullananlar da böyle<br />

bir aygıtın mevcudiyetini bildiklerinden<br />

daha dikkatli kullanacaklar ve dolayısı<br />

ile daha az hata ve kaza yaparak<br />

daha az prim ödeyeceklerdir.<br />

“Elektronik Hap’lar”<br />

Yıllar süren araştırmalardan sonra<br />

normal bir kapsül büyüklüğündeki<br />

elektronik haplar sağlığımızla alakalı<br />

cihazların bulunduğu pazarlara ulaşmak<br />

üzeredir. Bu ufak haplar vitamin<br />

tabletleri büyüklüğünde olup, sensör-<br />

ler ve fotografik özelliklere sahiptir.<br />

Vücutta hareket ettiği bölgelerden<br />

geçerken, öncelikle sindirim sistemindeki<br />

rahatsızlıkları kati olarak tespit<br />

edebilmekte, bir-iki gün içerisinde de<br />

vücuttan atılabilmektedir. Bu işlem sırasında<br />

aygıt, vücuttaki asit miktarlarını,<br />

basınçları, ısı değişikleri bilgilerini<br />

ve çekilen filmleri doktorun bilgisayarına<br />

analiz için gönderebilmektedir.<br />

Bu haplar, evvelce tespiti çok zor olan<br />

kas hareketlerini ve yürüme zorluklarının<br />

sebeplerini kati olarak teşhis<br />

edebilecektir.<br />

“Digital Kalemler”<br />

Dijital kalemlerle bilgi kaydedebilmek<br />

bizlere çok yardımcı olacaktır.<br />

Dijital çağda yaşamamıza rağmen<br />

hala bilgi kayıtları için kalem kâğıt<br />

kullanmaktayız. Bundan böyle kullanacağımız<br />

yeni tip kalemler ile yazdıklarımızı<br />

otomatik olarak kalemimizin<br />

bilgisayarına kayıt edebileceğiz ve<br />

anında da ana bilgisayara göndermiş<br />

olabileceğiz. Kalem bizim yazı karakterlerimizi<br />

bilecek, yazıların sınıflandırılmasını<br />

yapabilecek, sözlük<br />

global bak›fl: Yeni Elektronik İcatlar <<br />

kullanıp düzeltmeler yapabilecek ve<br />

on beş değişik lisanda da aynı yazıyı<br />

yazabilecektir.<br />

“Anında Baskı İşlemleri”<br />

Bu yeni baskı aygıtları, dijital kameralarda<br />

çektiğimiz resimleri anında tab<br />

edebileceklerdir. Mürekkep kullanmadan<br />

resimleri renkli olarak, özel fotoğraf<br />

kâğıdındaki ısı ile harekete geçen<br />

kristalleri kullanarak resimleri ortaya<br />

çıkarmaktadır. Fotoğraflar, suya dayanıklı,<br />

yırtılmaz ve silinmez özelliklere<br />

sahiptir.<br />

Bu yeni icatlara ilave olarak, neodymium<br />

mıknatıslar, petrol yiyen bakteriler,<br />

havasız lastikler, kir tutmayan<br />

kumaşlar, güneş ısısı ile şarj olan oto<br />

aküleri gibi bir sürü icat da yakında<br />

pazarlara ulaşmak üzeredir.<br />

Saygılarımla,<br />

Turgay Ertan<br />

Kaynaklar: Kaist Edu., Exigeninsurance,<br />

Smartpill corp. Zink com<br />

21<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

22<br />

> röportaj: Prof. Nurullah Gültekin<br />

Hakkı ÖNEM<br />

Yurtdışı Projeler Koordinatörü<br />

Elektrik Mühendisi<br />

Hocam, aslında adınızı eğitim camiasında<br />

bilmeyen yoktur ama biraz bize<br />

kendinizden bahsedip okuyucularımızın<br />

sizi daha yakından tanımalarına<br />

yardımcı olur musunuz?<br />

1943’de Kadıköy’de doğdum. İlk ve<br />

orta öğrenimimi Üsküdar’da tamamladım.<br />

Askerlik görevimi yüksek öğre-<br />

Prof. Nurullah Gültekin<br />

nimden önce 1962-64 yıllarında, 19<br />

yaşında ve hazırlıksız bir durumda Yd.<br />

Sb. Öğretmen olarak yapmak durumunda<br />

kaldım. Lisans ve yüksek lisans<br />

öğrenimlerimi İstanbul Teknik (Yıldız)<br />

okulu Makine Bölümünde tamamladım.<br />

Ara sürelerde iki yıl endüstride<br />

çalıştım. 1970’de İDMMA’da asistan<br />

olarak göreve başladım. 1975- 76 yıllarında<br />

SLV-Mannheim (Almanya)’da<br />

Doçentlik çalışmamın deneysel kısmını<br />

tamamlayarak, 1989’da Doçent,<br />

1998’de Profesör oldum. YTÜ’ de öğretim<br />

üyeliğini sürdürmemin yanında,<br />

Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcılığı,<br />

Fen Bilimleri Enstitüsü Müdür-


lüğü, Makine Fakültesi Dekanlığı,<br />

Rektör Yardımcılığı ve Üniversitelerarası<br />

Kurul Üyeliği görevlerinde bulundum.<br />

Değişik zaman aralıklarında<br />

kürsü ve Anabilim Dalı Başkanlıkları<br />

da yaptım. Yönetim kurulları ve senato<br />

üyeliklerinde de bulundum.<br />

Görev tarihlerindeki yasalara göre,<br />

bu görevlerin bir kısmına atanarak<br />

bir kısmına ise seçim yolu ile getirildim.<br />

Seçim yolu ile göreve gelmelerin<br />

daha yararlı olduğu düşüncem<br />

hiç değişmedi. Katılımcılığın bu yolla<br />

sağlanabileceğine, ortak aklın ancak<br />

bu yolla egemen kılınabileceğine dair<br />

inancımı koruyorum. Hatta bu inancım<br />

doğrultusunda, üniversitelerde ilk<br />

uygulamaya konulan Rektörlük seçimine<br />

de katıldım. Üniversite içinde<br />

yapılan hem özel hem de resmi seçimde<br />

en çok oyu almama rağmen,<br />

YÖK tarafından liste dışı tutularak ilk<br />

veto edilen rektör adayı oldum.<br />

Özetlediğim gibi, üniversitede geçirdiğim<br />

son 30 yıl içinde, hep yönetici<br />

kadroların içindeydim. Bu çalışma<br />

ortamlarında yaşadıklarımdan ve<br />

gördüklerimden şu sonucu çıkardım.<br />

Genelde yasa, yönetmelik ya da kararlardan<br />

hep şikayet edilir. Bence<br />

bu yazılı kurallardan ziyade işi zorlaştıran<br />

uygulayıcıların kendi niyet<br />

ve yorumlarıdır. Ben buna “zaafl arın<br />

mazeret olarak gösterilmesi” diyorum.<br />

2008’de emekli oldum. Halen YTÜ’<br />

de ve GEV (Gedik Eğitim Vakfı )-Kaynak<br />

Mühendisliği Programında ders<br />

vermeye devam ediyorum, ayrıca birçok<br />

bilimsel ve sosyal amaçlı vakıf ve<br />

kuruluşlarda da çalışmalarımı sürdürüyorum.<br />

Eğitim hayatınız süresince hem<br />

Türkiye’de hem de Almanya’da yaşama<br />

imkânı buldunuz. Bize biraz<br />

o yıllardan, üniversite günlerinizden<br />

bahseder misiniz?<br />

YTÜ geçtiğimiz sene 100 yılını geride<br />

bıraktı ve çok güzel etkinliklerle<br />

de kendi tarihinin kayıtlarına geçirdi.<br />

Bu kadar yılı, dünyadaki seçkin üniversiteler<br />

bağlamında, Yıldız’ı genç<br />

üniversiteler arasında sayılabiliriz<br />

ama ülkemiz için eskiler gurubundadır.<br />

Bu gelişim sürecinin, öğrenciliğimizi<br />

de içine katarsak, yaklaşık 50<br />

2008’de emekli oldum. Halen YTÜ’<br />

de ve GEV (Gedik Eğitim Vakfı)-<br />

Kaynak Mühendisliği Programında<br />

ders vermeye devam ediyorum, ayrıca<br />

birçok bilimsel ve sosyal amaçlı vakıf<br />

ve kuruluşlarda da çalışmalarımı<br />

sürdürüyorum.<br />

yılına tanıklık ettik. Ben öğrenciliğe<br />

başladığım yıllarda, ülkemizde mühendislik-mimarlık<br />

alanlarında öğretim<br />

yapan 3 yüksek öğretim kurum<br />

vardı. Bu gün 10 fakülte, 43 bölüm,<br />

2 enstitü, 2 meslek yüksek okulu, 1<br />

yüksek okul, 20.000’e yakın öğrencisi<br />

olan Yıldız’da, o tarihlerde 5 bölüm<br />

ve gündüz-akşam kısımlarında toplam<br />

3.000 öğrenci bulunuyordu. Bugün<br />

ülke çapında mühendislik-mimarlık<br />

alanlardaki program sayıları yüzlerle<br />

ifade ediliyor. Yıldızdaki gelişim süreci<br />

içinde, lisans öğrenciliğim Teknik<br />

Okulda, yüksek lisans ve asistanlığım<br />

Akademide, doçentliğim Üniversitede,<br />

Profesörlüğüm de Teknik Üni-<br />

versite’ de geçti. Dolayısıyla hem<br />

geçiş zorluklarını hem de gelişim<br />

mutluluklarını yaşadık. Asistanlığa<br />

EKİ (Ereğli Kömür İşletmeleri)’de bir<br />

yıl çalıştıktan sonra başladım. O tarihlerde<br />

kürsü, bir kürsü yöneticisi profesör,<br />

bir kıdemli asistan, birde ben, bir<br />

oda ve iki masadan ibaretti. Bu gün<br />

bu birim, 4 temel laboratuarı, yirmiye<br />

yakın öğretim üyesi ve yardımcısı ile<br />

emsalleri ile yarışır bir konumda. Bu<br />

gün ülkemizde mevcut olan bilim insanı<br />

birikimi, mali kaynak ve örneklerden<br />

yararlanma gibi, gerekli alt yapıların<br />

var olması, çok kısa zamanda<br />

üniversiteler kurulmasını sağlayabiliyor.<br />

Bunları zaman sürecini dikkate<br />

23<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

24<br />

almadan kıyaslamanın fazla anlamlı<br />

olamayacağını belirtmek için söylüyorum.<br />

O tarihlerde doçent olmak için gerekli<br />

prosedür farklıydı. Ben de doçentlik<br />

çalışmasının deneysel kısmını tamamlamak<br />

için Almanya’ya gönderildim.<br />

Çalıştığım Enstitü rahmetli hocam<br />

Prof.Dr. Muzaffer Sagışman’ın birkaç<br />

yıl danışman olarak çalışmış olduğu<br />

ve çok iyi ilişkiler içinde bulunduğu,<br />

üniversite uzantısı bir araştırma kurumu<br />

idi. Bu iki sene içinde bir yandan<br />

deneysel çalışmayı sürdürürken,<br />

diğer yönden de çalıştığım bilim alanında,<br />

üniversitede ders verilme tek-<br />

Yurtdışı üniversitelerle<br />

üniversitelerimiz sürekli işbirliği<br />

protokolleri imzalar ancak işbirliğine<br />

işlerlik kazandıracak konuya inanmış<br />

ve çaba gösterecek bireylerdir.<br />

nikleri ve araçlardan yararlanılma şekillerini<br />

gözleme imkanı buldum. Yurt<br />

dışı deneyimin kişiye çok şey kazandırdığı<br />

bir gerçek. Burada bir hususa<br />

da değinmekte yarar var. Yurtdışı üniversitelerle<br />

üniversitelerimiz sürekli<br />

işbirliği protokolleri imzalar ancak işbirliğine<br />

işlerlik kazandıracak konuya<br />

inanmış ve çaba gösterecek bireylerdir.<br />

Genelde bu konunun istenen seviyede<br />

olmadığını söyleyebilirim.<br />

Akademisyenliğiniz süresince YTÜ’<br />

nün haricinde Devlet Mühendislik-<br />

Mimarlık Akademilerinde ve bir süre<br />

de Okan Üniversitesi’nde dersler<br />

verdiniz. Eğitim dilinin Türkçe mi,<br />

yabancı dilde mi yapılması konusundaki<br />

görüşünüz nedir acaba?<br />

Öğretim üyesi olarak çalıştığım bilim<br />

alanına giren dersleri birçok yüksek<br />

öğretim kurumunda verme şansına<br />

sahip oldum. Bunun, mensubu olduğum<br />

okulun ülkemizde yüksek öğretimde<br />

okullaşmada almış olduğu rol<br />

ve sorumluluktan kaynaklandığını<br />

söyleyebilirim. Bilindiği gibi 70’li<br />

yılların başında Anayasa Mahkemesi<br />

Özel Yüksek Okullarla ilgili yasayı<br />

iptal etti. İstanbul’daki mühendislikmimarlık<br />

okullarının mühendislik<br />

bölümleri yüksek okul olarak Yıldız’a<br />

bağlandı. Bizler bu okullara da derse<br />

gider olduk. Diğer yönden yasa ile<br />

ülke çapında 10 yeni Mühendislik -<br />

Mimarlık Akademisinin kurulması da<br />

bu zaman aralığına rastlamış oldu.<br />

Bu Akademilerin kuruluş ve gelişmelerinde,<br />

o günlerdeki koşullar gereği<br />

Yıldız’dan katkılar beklendi. Akademiler<br />

arası Kurul Başkanlığını uzun<br />

yıllar Yıldız’ın Akademi Başkanı yürüttü.<br />

Bu okullara kurucu yöneticiler<br />

Yıldız’dan görevlendirildi. Birçok<br />

öğretim elemanı da bazen gönüllü<br />

bazen de görevlendirilerek bu kurumlarda<br />

dersler yürüttüler. 1978 -82 yılları<br />

arasında ben de Elazığ, Ankara ve<br />

Isparta Devlet Mühendislik-Mimarlık<br />

Akademilerine derslere gittim. Ders<br />

programları 15 günlük yapılıyordu,<br />

cumartesi-pazarlara rastlatarak, gençliğin<br />

verdiği heyecanla, esas görevlerimizi<br />

de aksatmamaya çalışarak bu<br />

dersleri yürüttük. O yıllarda mezun<br />

ettiğimiz öğrencileri, bugün aynı unvanlı<br />

meslektaşlarımız olduklarını<br />

gördükçe ayrı bir mutluluk duyuyoruz.<br />

Bu kurumlar 1982 sonrası o şehirlerde<br />

kurulan üniversitelerin hazır<br />

mühendislik-mimarlık fakültelerini<br />

oluşturdu ve ülkemiz yüksek öğretim<br />

kurumları arasında seçkin yerleri var.<br />

Okan Üniversitesine derse gitmem,<br />

kadrolu eleman bulunana kadar üç<br />

yıl içinde sadece üç yarıyıldır.<br />

Üniversitelerde eğitimin Türkçe mi,<br />

yabancı dilde mi olması sorusuna gelince.<br />

Bu soruya önce bir dil bilimcisinin<br />

görüşü ile yaklaşmak istiyorum.<br />

Bu bilim adamı diyor ki “hiçbir dil<br />

dizgesi doğasından bilim dili değildir.<br />

Bir dilin bilim dalı olmasının ön<br />

koşulu o dilin konuşulduğu toplumda


ilim üretiminin var olmasıdır”. Bu<br />

görüşe aynen katılıyorum ve bu<br />

alanda da zayıf tarafımızın mazeret<br />

olarak gösterildiği kanımı tekrarlıyorum.<br />

Dil ile düşünce arasında doğrudan<br />

ilişki olduğu dil bilimcilerin<br />

ortak görüşüdür. Bu, şu sonucu ortaya<br />

çıkarmaktadır. Yabancı bir dille<br />

düşünmeye çalışmak, doğrudan doğruya,<br />

o dil mensuplarının düşünce alt<br />

yapısını benimsemek anlamına gelir.<br />

Bağımsız düşünce ise, bireyin kendi<br />

aklıyla doğruyu aramasıdır. Ancak,<br />

belirtilen bu hususlar, bilgiye ulaşma<br />

ve ulaştırma, her alanda ilişki kurma,<br />

kendini ifade etme gereksinimler bağlamlarında,<br />

en az bir popüler yabancı<br />

dile hakim olma gerekliliğini ortadan<br />

kaldırmamaktadır.<br />

Bu durumda yabancı dilde eğitim yerine,<br />

yabancı dil öğretiminin neden<br />

istenen seviyede olamadığı sorununa<br />

yoğunlaşmanın daha gerçekçi ve yararlı<br />

olacağı düşüncesindeyim.<br />

Bu konuyu bir de ülkemizdeki yabancı<br />

dilde öğretim yapan eğitim - öğ-<br />

retim kurumları yönünden değerlendirirsek,<br />

seviye yönünden önde giden<br />

sınırlı sayıda bir öğrenci gurubuna<br />

sunulduğu gerçeğini ihmal etsek bile,<br />

dersleri izleyen öğrencilerin aynı ya<br />

da birbirlerine yakın seviyede algılayabildiklerini<br />

söyleyebilecek miyiz?<br />

Türkçe anlatımlarda bile, zaman<br />

zaman konulara bağlı algılama sorunları<br />

yaşadığımızı yok mu kabul edeceğiz?<br />

Yabancı dilde ders vermede “Bu<br />

konuyu bir de Türkçe ele alalım” gerçeğini<br />

görmemezlikten mi geleceğiz?<br />

Sizin öğrencilik yıllarınızdaki okul,<br />

laboratuar ve eğitim imkânları ile<br />

günümüzü karşılaştırdığınızda sizce<br />

hangi nesil daha şanslı?<br />

Doğal olarak bugünkü nesil daha<br />

şanslı diyebilirim. Daha iyi donanım<br />

ve alt yapıya sahip okullarda okuyorlar.<br />

Aradan geçmiş yaklaşık elli<br />

yıl, böyle de olması gerekir. Bizim<br />

bir sürgülü hesap cetvelimiz vardı,<br />

o’nu bile temin etmek, e-tabanlısını<br />

bulmak, sınav heyecanı ile doğru hesaplar<br />

yapmak bayağı zorlardı. Bugün<br />

öğrencideki bir diz üstü bilgisayar<br />

röportaj: Prof. Nurullah Gültekin <<br />

Genelde mühendislikte, özellikle<br />

tasarım ve imalatta çalışacak<br />

makine mühendislerinde, hangi dili<br />

konuşurlarsa konuşsunlar, birbirleri<br />

ile ya da alt kademeleri ile anlaşma<br />

dilleri, standartlara uygun çizim<br />

olacaktır.<br />

dünyayı avucunun içine almasına yetiyor.<br />

Kitap, ders notu gibi sıkıntıları<br />

yok. Sabahlara kadar proje de yapmıyorlar.<br />

Bilgiye ulaşmaları daha da<br />

kolay. Ancak olanaklar onları da biraz<br />

kolaycılığa itti. Bul-çek-yapıştırla işlerini<br />

yürütüyorlar. Yazmayı sevmiyorlar,<br />

çizmeyi de sevmiyorlar. Halbuki<br />

ben öğrencilerle şu inancımı hep<br />

paylaşırım. Kişi için en güzel olan, o<br />

konu ile ilgili ders kitabı, derste tutulan<br />

notların, daha sonra tekrar okuma<br />

aşamasında zenginleştirilmesi ile elde<br />

edilendir. Bu yol izlendiğinde, öğrenciye<br />

başka kazanımlar da sağlayacağı<br />

ayrı bir gerçek.<br />

Çizim konusuna bir kez daha değinmek<br />

istiyorum. Genelde mühendislikte,<br />

özellikle tasarım ve imalatta<br />

çalışacak makine mühendislerinde,<br />

hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar,<br />

birbirleri ile ya da alt kademeleri ile<br />

anlaşma dilleri, standartlara uygun<br />

çizim olacaktır. Öğrenme ve öğretmede<br />

ya da başkaları ile iletişim kurmada<br />

beş duyuyu kullanma büyük<br />

avantajdır. Üst seviyede çizimlerin<br />

25<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

26<br />

> röportaj: Prof. Nurullah Gültekin<br />

yeteneğe bağlı olduğunu kabul ediyorum<br />

ancak “hocam benim resmim<br />

iyi değildir” denilerek anlaşılmaz bir<br />

şeyler çizilmesini de kabul edemiyorum.<br />

Kabul edemememin sebebi de<br />

bugünkü öğrencilerin, bizim neslimizden<br />

daha donanımlı olduklarına,<br />

çok daha iyisini yapabileceklerine<br />

inandığımdan kaynaklanıyor.<br />

Siz akademisyenliğinizin yanı sıra<br />

sektörle de hep içi içe oldunuz. Piyasa<br />

gerçeklerini birebir yaşayan bir<br />

akademisyen olarak sektörel ihtiyaç-<br />

ları daha yakından görerek problemlere<br />

ve ihtiyaçlara çözüm üretiyor,<br />

üniversite-sanayi işbirliğine köprü<br />

oluyorsunuz. Bu konudaki görüşlerinizi<br />

okuyucularımızla paylaşır mısınız?<br />

Mühendislik Bilimleri esasta, temel


ilimlerin uygulamalara dönük alanlarını<br />

içermektedir. Teknoloji dediğimiz<br />

kavramı en kısa ifade ile tanımlayalım<br />

dersek, düşünülen bir şeyi<br />

somuttan soyuta ulaştırma aşamalarıdır.<br />

Bu aşamalarda, alt yapı imkanları,<br />

eğitim, tasarım, AR-GE, prototip ve<br />

gerçek imalat hepsi bulunmaktadır.<br />

Bu nedenle de çalıştığım alanda yalnız<br />

teorik çalışmalar içinde kalınması,<br />

ya da laboratuar sınırlarının dışına<br />

çıkılmaması, amaçlananların sağlanamaması<br />

anlamına gelmektedir. Bu<br />

bakış açısı ile öğretim üyeliğimin son<br />

röportaj: Prof. Nurullah Gültekin <<br />

15- 20 yılında, yasal mevzuat çerçevesinde,<br />

sanayide eğitim ve seminerler<br />

vermek, yurt dışı akredite kuruluşlara<br />

danışmanlık yaparak çalışan ve<br />

iş yeri sertifikalamalarında yardımcı<br />

olmak, yerli firmaların yurt içi ve yurt<br />

dışı yapımını üstlendikleri, bu arada<br />

belirtmeliyim -yaptıkları işlerden<br />

ne kadar öğünseler yeridir- büyük<br />

çelik konstrüksiyonların imalatında<br />

danışmanlık yapmak gibi alanlarda<br />

sektörle ilişkilerimiz sürdü. Bu faaliyetlerde<br />

başkalarına faydamız oldu.<br />

O alanlarda biz de çok şey öğrendik,<br />

bunları eğitim-öğretime taşıdık, öğrencilerimizle<br />

de paylaştık. Ancak bu<br />

kadarını yetersiz buluyorum. Sanayi<br />

çok sınırlı isteklerle üniversiteye geliyor,<br />

öğretim elemanları da birikimlerini<br />

sanayiye sunamıyor. 3- 4 yıl<br />

İstanbul Sanayi Odası-Üniversiteler<br />

işbirliği komitesinde de ve bir o kadar<br />

da KOSGEB proje değerlendirme kurulunda<br />

üniversitemizi temsilen çalıştım,<br />

geriye baktığımda anlatacak<br />

bir şey de bulamıyorum. Nedenleri<br />

hususunda epey bir birikimim var,<br />

ancak buradaki sınırımızı biraz aşar.<br />

Üniversite-Sanayi işbirliği konusunda<br />

şu anda ümit beslediğim çalışma<br />

alanları Teknoparklar. Buralardaki<br />

işbirliği alanları AR-GE ve yazılım ile<br />

sınırlanmış durumda. Yazılım konusunda<br />

çok önde gidiliyor, temennim<br />

diğer alanların da aynı hızı kazanması<br />

yönünde.<br />

Yetiştirmiş olduğunuz mühendisler,<br />

artık yurtdışında çalışarak ülkemizi<br />

temsil etmekte ve orada mesleki faaliyetlerini<br />

sürdürmekteler. Sizce Türk<br />

mühendisler artık dünya ile entegre<br />

olmuş, bilimin gerektirdiği araştırma<br />

ve çalışmaları takip edecek formasyon<br />

alabiliyorlar mı?<br />

Bu soruya tek kelime ile dün olduğu<br />

gibi bu gün de evet demek mümkün.<br />

Ölçülebilir bir durum olmadığı için<br />

bu subjektiv bir cevap olur. Geçmişte<br />

mühendis istihdam eden kuruluşların<br />

ağırlığını devlet kuruluşları teşkil<br />

ederdi. O kurumlar da yeni mezunların<br />

bir eksiklikleri varsa bu eksikliklerin<br />

tamamlanması ve geliştirilmesi<br />

için kendilerine bir nevi misyon yüklenmişlerdi.<br />

O tarihler için mezunlardaki<br />

mesleki formasyonun, yurt<br />

dışı mezunlardan geri kalan bir yönü<br />

27<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

28<br />

> röportaj: Prof. Nurullah Gültekin<br />

olduğunu düşünmüyorum.<br />

Zira sanayinin beklediği<br />

özellikler bu kadar geniş<br />

kapsamlı değildi.<br />

Bugün küreselleşmenin ortaya<br />

çıkardığı rekabet ortamında,<br />

temel mühendislik<br />

formasyonundan ödün<br />

verilmeyerek, mesleklerin<br />

yapısı değişmiştir. Yeni uzmanlık<br />

alanlarına her gün<br />

bir yenisi katılmakta ve iş<br />

gücünde aranan nitelikler<br />

de farklılıklar göstermektedir.<br />

Bu duruma göre,<br />

sorumluluk alma, yaratıcı<br />

düşünme, değişime uyum<br />

sağlama, problem çözme,<br />

kolay iletişim kurma, gurup<br />

çalışmalarına ve işbirliğine<br />

yatkınlık, karmaşık teknolojik<br />

sistemleri anlama gibi<br />

özellikler ayrımsız olarak<br />

bütün mesleklerin ortak ta-<br />

banı durumuna gelmiştir.<br />

Bütün bu beklentilerin sağlanması<br />

bağlamında dünyadaki<br />

seçkin üniversiteler<br />

ne yapıyorlarsa ülkemiz<br />

üniversiteleri de aynı şeyleri<br />

yapma çabasına girmişlerdir.<br />

Bu çabalardan üç<br />

tanesinin özetini vermenin<br />

yararlı olacağını düşünüyorum.<br />

İlk olarak, Amerika’da mühendislik<br />

öğretimi yapan<br />

birçok üniversitenin bölümlerinin<br />

kendilerini değerlendirme<br />

şekli olan,<br />

ABET kriterlerine göre<br />

ölçüm yolu seçilmiştir.<br />

Amerika’daki üniversitelerin<br />

mühendislik bölümlerinin<br />

uyması gereken esaslar,<br />

saptanmış kurallara göre,<br />

uzmanlarca değerlendiren<br />

ve derecelendiren, koşulları<br />

sağlayanları akredite<br />

eden kuruluş ABET (Accreditation<br />

Board for Engineering<br />

and Technology)<br />

dir. Amerika dışından da<br />

başvurular olabildiğinden,<br />

ülkemizden de birkaç üniversitenin<br />

mühendislik bölümleri<br />

koşulları sağlayarak<br />

bu kuruluşa başvurmuş ve<br />

bölümler bazında akredite<br />

olabilmişlerdir.<br />

Aynı amaç için benzer<br />

bir yapılanma ülkemizde<br />

de oluşturulmuştur. Farklı<br />

mühendislik programları<br />

için akreditasyon bilgilendirme<br />

çalışmaları yapılarak<br />

Türkiye’de mühendislik<br />

eğitim-öğretiminin kalitesinin<br />

yükseltilmesini amaçlayan,<br />

Mühendislik Fakülteleri<br />

Dekanları’nca sivil<br />

bir girişimle “Mühendislik<br />

Değerlendirme Kurulu”<br />

adlı bir oluşum gerçekleştirilmiştir.<br />

Bağımsız bir<br />

platform olan bu girişim,<br />

daha sonraları YÖK tarafından<br />

da benimsenmiştir.<br />

MÜDEK adıyla işlevini sürdüren<br />

oluşum, Avrupa Mühendislik<br />

Eğitimi Akreditasyon<br />

ağının yetkilendirilmiş<br />

üyesidir ve ayrıca 2011’<br />

de IEA’ ya tam üye olarak<br />

kabul edilmiş olup, üniversitelerimiz<br />

mühendislik bölümleri<br />

nezdinde etkinliğini<br />

sürdürmektedir.<br />

Mademki bu soru ile Türk<br />

Mühendislerinin dünya<br />

ile entegrasyonunun durumunu<br />

sorguluyoruz kısaca<br />

Bologna sürecinden de<br />

biraz bahsetmemiz gerekiyor.<br />

Avrupa Birliği çerçevesinde,<br />

Bologna Sürecinde<br />

hedef, yüksek öğretim sistemlerinin<br />

kendilerine özgü<br />

farklılıkları korunarak, birbirleri<br />

ile karşılaştırılabilir<br />

olması ve uyumlu hale ge-<br />

tirilebilmesidir. Öğretimde<br />

aşamalar, ön lisans, lisans,<br />

yüksek lisans ve doktora<br />

kademeleri olarak kabul<br />

edilmiştir. Bu şekilde öğrenci<br />

ve öğretim elemanları<br />

için geçişler ve istihdam<br />

imkanları yaratılmış olacaktır.<br />

Yanılmıyorsam 47<br />

Avrupa ülkesi durumlarını<br />

bu esaslara göre sorgulamaktadır.<br />

Türkiye’de buna<br />

dahildir.<br />

Bilindiği gibi ABET ve<br />

MÜDEK sadece mühendislik<br />

bölümleri için, iç<br />

denetim ve akreditasyon<br />

sistemleri iken, bu proje<br />

bütün bilim alanlarındaki<br />

işleyişteki eşgüdüm ile mezunlarını<br />

kapsamaktadır.<br />

Başlangıçtaki sorunuza dönecek<br />

olursak, bu sorunun<br />

sadece Türk Mühendislerine<br />

özgün olmadığı, çalışmalardan<br />

da anlaşılacağı<br />

gibi, evrensel bir boyutu da<br />

bulunduğu görülmektedir.<br />

Bu alanda geri kalmamak<br />

için bundan sonrada bu çalışmaları<br />

daha da yoğunlaştırarak<br />

sürdürmek gerektiği<br />

kanısındayım.<br />

Emekli olmak çalışma<br />

temponuzu değiştirdi mi?<br />

Emeklilik için özel planlarınız<br />

var mıydı yoksa eskisi<br />

gibi yoğun tempoda mı çalışıyorsunuz?<br />

Emekli oluşumdan bu yana<br />

üç yılı aştı. Kapsamlı bir<br />

emeklilik planım yoktu, sadece<br />

geniş zaman isteyen<br />

birkaç şey yapmayı düşünüyordum.<br />

Kısmetse gene<br />

de olabilir. Bir hususu da<br />

itiraf edebilirim. Eski günler<br />

ile kıyaslarsam daha<br />

çok zaman darlığı çekiyorum.<br />

Çevremden de bol bol<br />

sitem yiyorum. Eski günlerde<br />

serbest gezilere daha<br />

fazla zaman ayırdığımı<br />

zannediyorum, şimdi ise<br />

etrafıma baktığımda daha


Sevilerek yapılan bir iş ile başarı<br />

arasında doğrudan bir ilişki olduğu<br />

herkesçe kabul ediliyor.<br />

çok şey görüyorum, böylece denge<br />

sağlanıyor. Emeklilik ile yaşlılığı ayırmak<br />

gerekiyor. Emeklilik, kurallar gereği<br />

uyulması gerekli olan bir statü.<br />

Yaşlılık ise, bir düşünürün tanımladığı<br />

gibi, insanın artık yapacağı bir şeyinin<br />

olmadığını algıladığı kendine ait<br />

zaman dilimidir. Galiba daha yapacak<br />

bir şeylerimiz var.<br />

Haftada bir gün YTÜ’ de ve ortalama<br />

olarak bir gün de IIW/EWF’nin<br />

Türkiye’de yetkili üyesi olan Gedik<br />

Eğitim Vakfı’nın uluslararası Kaynak<br />

Mühendisliği Programında dersler<br />

yürütüyorum. Her iki öğrenci grubunun<br />

da lisans mezunu mühendisler<br />

olması, yapılan işin yorucu yönünü<br />

hissettirmiyor.<br />

Makine Mühendisliği her zaman en<br />

popüler mesleklerden olmuştur. Üniversiteye<br />

gireceklere ve yeni mezunlara<br />

ne gibi tavsiyelerde bulunmak<br />

istersiniz?<br />

Makine mühendisliği her devirde<br />

popülerliğini korumuş bir meslek ve<br />

bilim alanı. Öğrencilerle ilk dersler-<br />

deki sohbetlerimde, Makine Mühendisliğinin<br />

yetişkinler için hayat bilgisi<br />

olduğunu söylerim. Çünkü yaşamın<br />

her noktasında var, ayrıca tabiatla da<br />

iç içe. Aynı zamanda temel bilimlerin<br />

günlük hayata yansıtılmasında en<br />

etkin mühendislik alanlarından birisi.<br />

Bu meslek için çocukluğumda hayal<br />

kurdum, elde edince de büyük mutluluk<br />

duydum. Akademik kariyere<br />

geçmem ise biraz tesadüfi dir. Bilimsel<br />

yönden ise, makine mühendisliğinin<br />

en eski mühendislik dallarından birisi<br />

olması dışında, bir de doğurgan bir<br />

bilim alanı olması özelliği var. Birçok<br />

üniversitede, Endüstri Mühendisliği,<br />

Gemi İnşa-Makine Mühendisliği, Malzeme<br />

Mühendisliği, Tekstil Mühendisliği,<br />

Mekatronik Mühendisliği gibi<br />

bölümler bu bilim alanından çıkmıştır,<br />

daha çıkacaklar da vardır.<br />

Enerji dönüşümleri, hareketli sistemler,<br />

tasarımdan malzeme seçimine,<br />

imalattan son kullanmaya, yaşam<br />

konforunu arttırmaya dönük her türlü<br />

çalışmaların içinde bu alanın elemanları<br />

vardır. Bazen yaratıcı, bazen araş-<br />

röportaj: Prof. Nurullah Gültekin <<br />

tırıcı, bazen yönetici, bazen üretici<br />

bazen de işletmeci olarak.<br />

Üniversiteye girişlerde meslek seçimi<br />

eskiden daha kolay ya da objektif<br />

değerlendirmelerle oluyordu gibi<br />

bir düşünceye sahibim. En azından,<br />

büyük emek ve endişelerle sınavlara<br />

giren gençlerin, aman puanım zayi<br />

olmasın diye bir endişeleri yoktu. Ailelerin<br />

hedef aldığı mesleklere dönük<br />

baskıları da bunun cabası. Yıllarca<br />

sıralamalarda çok sayıda gence fahri<br />

danışmanlık yaptım. Bu değerlendirmelerim,<br />

birebirlik bu gözlemlerimin<br />

sonucu. Sevilerek yapılan bir iş ile<br />

başarı arasında doğrudan bir ilişki olduğu<br />

herkesçe kabul ediliyor. Meslek<br />

seçiminde de mezun olduktan sonrada<br />

temel kriterin bu olması gerektiğine<br />

inanıyorum. Değişmeyen gerçek<br />

şu, seçilen meslekle çalışılırken<br />

yaşam da devam ediyor.<br />

29<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

30<br />

> teknoloji: Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü<br />

Serkan TURGUT<br />

Sektör Satış Müdürü<br />

Chloride Masterguard<br />

Enerji Tasarrufu İçin<br />

Optimum UPS Çözümü<br />

Günümüzde en yaygın şekilde tartışılan konulardan biri de hızla artan enerji maliyeti ve artan<br />

enerji talebidir. Bununla birlikte fosil yakıtların çevre üzerindeki etkileri ve bu yakıtların<br />

azalmakta olması, doğal olarak enerji tasarrufunu gerekli kılmış, yenilenebilir enerji ve enerji<br />

tasarrufunun en iyi uygulamalarının yanı sıra enerji verimliliği standartları, prosesleri ve teknolojilerinin<br />

geliştirilmesini ve iyileştirilmesini geniş ölçüde teşvik etmiştir.<br />

Artan bir ivmeyle kötüleşen çevre koşullarının<br />

sonucu olarak enerji arzının<br />

geleceğine dair güçlü bir belirsizlik,<br />

global enerji tasarrufu arayışını gündeme<br />

getirmiştir.<br />

Bu arayışın ön planında, sabit ancak<br />

önemli seviyedeki enerji gereksinimlerinin<br />

sonucu olarak operasyonları<br />

toplam enerji tüketiminin önemli bir<br />

kısmını oluşturan sektörler bulunmaktadır.<br />

Günümüzde işle ilgili faaliyetlerin<br />

güvenilir güç tedarikine olan<br />

bağımlılığı kuruluşları, kritik yüklerinin<br />

iş sürekliliğini tehdit eden gerçek<br />

tehlikelerden her ne pahasına olursa<br />

olsun sakınırken, enerji tüketimlerini<br />

azaltmanın yollarını aramaya zorlamaktadır.<br />

Dünyanın önde gelen bu kuruluşların<br />

büyük bir kısmı için maksimum çalışılabilir<br />

sürenin önemli olduğu bu durumda<br />

UPS’in bulunması, maksimum<br />

yük koruma ve tasarruf elde edilebilmesi<br />

için öncelikli bir gereksinimdir.<br />

UPS sistemleri; bilgisayar ağları ve<br />

sunucular, bina yönetimi ve güvenlik<br />

sistemleri gibi elektronik altyapılar<br />

için kesintisiz güç sağlarken aynı<br />

zamanda operasyonların durmasına,<br />

bilgi, verimlilik ve gelir kaybına yol<br />

açabilecek güç kesintilerine karşı da<br />

korur. UPS sistemleri ayrıca yük için<br />

temiz bir güç kaynağı temin ederek<br />

genel elektrik şebekesinin düşük kalitesini<br />

minimum seviyeye indirir veya<br />

tamamen ortadan kaldırır; böylece<br />

şebeke tarafındaki kesintiler ortadan<br />

kalkar.<br />

Sonuç olarak güç kalitesinde artış<br />

ve maksimum enerji verimliliği arayışı,<br />

yeni nesil UPS’ler için geleceğin<br />

temel performans ölçütleri olacaktır.<br />

%100 çalışılabilirlik sağlayan yüksek<br />

güvenilirlik ve maksimum enerji verimliliği.<br />

Bir UPS’in enerji verimliliği, UPS’e<br />

giren güç ile yük için enerji sağlamak<br />

amacıyla UPS’den çıkan güç arasındaki<br />

oran olarak değerlendirilir. Akım<br />

UPS’in dahili bileşenlerinden her<br />

geçtiğinde belirli bir miktar enerji ısı<br />

olarak kaybedilir. Bu da enerji kayıplarına<br />

yol açar. Tesisatın ideal ortam<br />

sıcaklığını korumak amacıyla klima<br />

çalıştırıldığında da ek enerji tüketimi<br />

söz konusu.<br />

Belirli bir miktar enerji kaybı kaçınılmazdır;<br />

ancak UPS güç tüketiminin<br />

azaltılmasının ve verimliliğinin artırılmasının,<br />

artık enerjinin azaltılmasına<br />

ve dolayısıyla enerji faturalarında<br />

genel maliyet tasarrufunun maksimum<br />

seviyeye çıkarılmasına katkıda<br />

bulunacağı açıktır. 365 gün 24 saat temelinde<br />

beş yılda sağlanacak tasarruf,<br />

bir UPS’in satın alma maliyetini karşılamakla<br />

kalmayacak aynı zamanda<br />

CO2 ve küresel ısınmaya neden olan<br />

diğer emisyonların azaltılmasına katkıda<br />

bulunacak, seçilen güç koruma<br />

çözümünün çevre üzerindeki etkisini<br />

en düşük seviyeye çekecektir.<br />

Enerji tasarrufu için optimum UPS<br />

çözümü<br />

Enerji tasarrufuna olan eşi görülmemiş<br />

talep ve mevcut UPS teknolojisi<br />

değerlendirildiğinde, enerji verimliliği<br />

anlamında, ideal bir UPS'in şebekedeki<br />

kesinti ve hata olaylarını öngörebileceğini<br />

ve gerçek zamanlı olarak<br />

en uygun çözümü, yük için en yüksek<br />

kalitede güç sağlamak için gereken<br />

minimum enerjiyi kullanarak uygulayabileceğini<br />

düşünebiliriz.<br />

Chloride, ilk kapsamlı enerji verimliliği<br />

UPS'ini üreterek bu ideali gerçek<br />

ve somut bir çözüme dönüştürmüştür.<br />

Trinergy, Chloride tarafından geliştirilen,<br />

elektrik ortamını sürekli analiz<br />

eden, giriş koşullarını ve yükün<br />

özelliklerini değerlendirdikten sonra<br />

1 Termodinamik ikinci yasasında belirtildiği gibi enerjinin bir türden diğerine her dönüştürüldüğünde, belirli bir miktar enerji ısı olarak kaybedilecektir. Daha<br />

basit bir ifadeyle: bu nedenle araba motorları çalışırken sıcaktır, cep telefonları şarj edildiğinde ısınır ve nükleer reaktörlerde sürekli soğutma yapılmalıdır.


güç sürekliliğini, iyileştirme ve enerji<br />

tasarrufu anlamında mükemmel çözümü<br />

sezgisel olarak seçen devrim<br />

niteliğinde bir UPS sistemidir.<br />

UPS uzmanları ve Uluslararası Elektroteknik<br />

Topluluğu (IEC) tarafından<br />

geniş ölçüde kabul görmüş üç mevcut<br />

UPS konfigürasyonunun tüm tesisatlarla<br />

uyumlu tek bir ünite içinde<br />

ilk kez bir arada bulunduğu dikkate<br />

alındığında bunun mümkün olduğu<br />

anlaşılacaktır.<br />

Maksimum Güç Kontrolü<br />

(VFI)<br />

Sistem, elektrik ortamının iyileştirilmesi<br />

gerektiğini belirlediğinde yük<br />

için optimum gücün sağlanmasını<br />

mümkün kılar.<br />

Şebeke koşullarında bir kötüleşme<br />

söz konusu olduğunda ve izlenen parametreler<br />

tolerans dışına çıktığında<br />

Maksimum Güç Kontrolü modu, %95<br />

verimlilikle çift dönüştürme modu<br />

kullanılarak tam iyileştirme ve yük<br />

için enerji tedariki sağlar<br />

Maksimum Enerji Tasarrufu<br />

(VFD)<br />

Ünite için ana şebeke tarafından sağlanan<br />

enerjinin ideal kalitede olduğunu<br />

ve iyileştirme gereksiniminin<br />

bulunmadığını belirler.<br />

Şebeke koşulları istikrarlı halde iken,<br />

enerjinin bypass hattından geçmesini<br />

mümkün kılan ve %99 verimlilik<br />

teknoloji: Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü <<br />

sağlayan maksimum enerji tasarrufu<br />

modu seçilir.<br />

Yüksek Verimlilik ve Güç iyileştirme<br />

(VI)<br />

Maksimum Güç Kontrolü konfigürasyonuna<br />

geçmeden sistemin sağlanan<br />

enerjiyi yeterli seviyede iyileştirmesini<br />

mümkün kılar.<br />

UPS'e doğrusal olmayan bir yük bağlandığında<br />

ve harmonikler söz konusu<br />

olduğunda Trinergy, yalnızca<br />

hat kesintilerini kompanse etmek için<br />

gerekli enerjiyi tüketen ve kesinti kalitesine<br />

göre mümkün olan en yüksek<br />

verimliliği sağlayan, böylece %96<br />

- %98 arasında verimliliği mümkün<br />

kılan bir aktif filtre olarak işlev görebilir.<br />

Trinergy, bu üç çalışma moduyla birlikte,<br />

aynı zamanda yüksek kaliteli bir<br />

UPS için temel nitelik olan standart<br />

özelliklere de sahiptir.<br />

Trinergy cihazını diğer UPS'lerden<br />

ayıran özellik, tek bir üründe ilk kez<br />

bir araya gelen enerji verimliliği parametreleri,<br />

güç sürekliliği ve mükemmel<br />

performanstır:<br />

• Maksimum yük kullanılabilirliği<br />

• Optimum çalışma verimliliği<br />

• Yükte optimum güç kalitesi<br />

• Her türlü şebeke tarafı kaynakla tam<br />

uyumluluk<br />

- Düşük giriş toplam harmonik bozulması<br />

- Yüksek giriş güç faktörü<br />

• Her türlü yük için sağlanan enerjide<br />

maksimum uyumluluk<br />

• Tesisat ve ekipman standartlarıyla<br />

kanıtlanmış uyumluluk<br />

Örnek Veri Merkezi Çalışması<br />

Veri merkezlerinde, şebekenin sürekliliğinin<br />

ve güvenliğinin sağlanması<br />

amacıyla gücün iyileştirilmesi, anlık<br />

kesintiler, düşmeler, yükselmeler ve<br />

temiz, eş fazlı güçten diğer her türlü<br />

sapmanın engellenmesi için UPS kullanılır.<br />

Peki bu enerji nereye gider? IT ekipmanlarına<br />

ulaşmadan önce elektrik,<br />

dahili bileşenlerden geçerek veri<br />

merkezi için güç sağlamak amacıyla<br />

temizlendiği UPS'e gider.<br />

Bu güç dağıtımı zincirinde tüketilen<br />

elektrik, bir veri merkezi için gereken<br />

gücün önemli bir kısmını oluşturur.<br />

Tipik bir veri merkezi tesisatında<br />

şebeke koşulları ve yükün elektriksel<br />

özellikleri, temel olarak trafik<br />

miktarına göre değişir; bu da güçte<br />

dalgalanmalara ve UPS tarafından<br />

korunacak farklı elektrik yükü koşullarına<br />

yol açar.<br />

Verilen elektrik ortamında UPS, Giriş<br />

Güç Faktörü (PF) ve Giriş THDi (Toplam<br />

Harmonik Akım Bozulması) üzerinden<br />

şebeke tarafı dağıtımı etkiler.<br />

Bu elektriksel özellikler yükteki<br />

dalgalanmalara göre sırasıyla<br />

PF ve THDi için 0,8 ile 0,9 ve<br />

%6 ile %20 arasında değişir;<br />

yani harmonik problemleri söz<br />

konusu olur ve buna bağlı olarak<br />

farklı seviyelerde iyileştirme<br />

gereklidir.<br />

UPS yük tarafından çekilen akımın<br />

iyileştirilmesinde temel bir<br />

rol oynar; reaktif akımın<br />

ve güç kaynaklarına ulaşan<br />

harmoniklerin engellenmesine<br />

yardımcı olur; böylece transformatörün<br />

aşırı ısınması, bileşenlerin hızla<br />

31<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

32<br />

> teknoloji: Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü<br />

eskimesi, kabloların büyük kesitte<br />

kullanılması gereksinimi, daha yüksek<br />

kurulum ve işletme maliyetleri<br />

gibi şebeke tarafı ekipman ve elektrik<br />

şebekesindeki olası sorunları engeller.<br />

Günümüzde veri merkezlerinden<br />

yaygın olarak kullanılan standart bir<br />

UPS, çift çevrim modunda çalışarak<br />

yüksek güç kalitesini ve iyileştirmeyi<br />

garanti eder. Çift çevrim modu AC<br />

(giriş gücü) gücünü DC'ye ve DC<br />

gücünü AC'ye (çıkış gücü) dönüştürerek,<br />

giriş kalitesinden bağımsız olarak<br />

mükemmel bir çıkış dalga biçimi<br />

sağlar. Kesintilerin çok küçük olduğu<br />

durumlarda dahi sürekli olarak çift<br />

çevrim modunda çalışmanın dezavantajı,<br />

büyük miktarda gereksiz artık<br />

enerjinin kaybedilmesidir.<br />

Bu nedenle veri merkezi tesisatları<br />

için ideal güç iyileştirme çözümü,<br />

akım ve harmonikleri sezgisel olarak<br />

mümkün olan en az miktarda enerjiyi<br />

kullanarak iyileştiren çözüm olacaktır.<br />

Trinergy esasen, invertörün paralel<br />

aktif filtre olarak çalıştığı ve bu nedenle<br />

THDi ve PF ile yükü kompanse<br />

ettiği bir paralel aktif filtre olarak işlev<br />

görebilir. Trinergy aynı zamanda,<br />

düşmelerin ve yüksek gerilimlerin söz<br />

konusu olması halinde, %98'e kadar<br />

genel verimlilikle giriş penceresi gerilim<br />

toleranslarını iyileştirmeye yönelik<br />

bir seri aktif filtre olarak işlev<br />

görebilir.<br />

Yüksek seviyede güç iyileştirme gereksiniminin<br />

veya özel bir şebeke koşulunun<br />

söz konusu olması halinde<br />

Mevcut standart teknoloji<br />

(Çift çevrim)<br />

Mevcut teknolojide<br />

eco-modda sınıfının en iyisi<br />

(eco modlu çift çevrim)<br />

Görünür<br />

güç<br />

kVA<br />

Trinergy, derhal tepki vererek ve çift<br />

çevrimde çalışarak mümkün olan en<br />

iyi güç çıkışı kalitesini koruyabilir.<br />

Sonuç olarak, şebeke koşulları ne<br />

olursa olsun çift çevrim modunda çalışan<br />

standart UPS'in aksine Trinergy,<br />

kesintilerin kompanse edilmesi için<br />

gereken en etkin yöntemi sezgisel olarak<br />

seçmeden önce şebekenin çevresel<br />

çalışma koşullarını izler; böylece<br />

yalnızca gereken enerjiyi kullanarak<br />

standart UPS'e göre %4 - %7 daha<br />

fazla verimlilik sağlar. Sonuç olarak<br />

daha yüksek bir verimlilik seviyesi<br />

elde edilirken çift çevrimli UPS tarafından<br />

sağlanan ile aynı seviyede güç<br />

iyileştirme sağlanır.<br />

Gerçek bir tesisat<br />

Trinergy cihazının avantajları, cihazın<br />

farklı şebeke giriş koşullarını ayırabilmesini<br />

ve en iyi çalışma modunu<br />

seçebilmesini, böylece yalnızca en iyi<br />

çıkış güç kalitesini sağlamak ve yükü<br />

iyileştirmek için gereken miktarda<br />

enerji kullanmasını mümkün kılar.<br />

Bu devrim niteliğindeki mimariden<br />

kaynaklanan avantajları daha iyi<br />

anlamak ve Trinergy ile elde edilebilecek<br />

enerji tasarrufunu rakama<br />

dökmek amacıyla pazarda bulunan<br />

çeşitli UPS teknolojileri ile ilgili bir<br />

simülasyon yapılmıştır.<br />

Simülasyonların güvenilirliği gerçek<br />

şebeke koşullarının dikkate alınmış<br />

olup olmamasına bağlıdır; bu nedenle<br />

Chloride, tüm dünyada kendisine ait<br />

UPS ve güç dağıtımı sistemlerinde<br />

uzaktan arıza tespiti, izleme ve çalışma<br />

durumu yönetimi için tasar-<br />

Aktif<br />

güç<br />

kW<br />

Ortalama<br />

çalışma<br />

verimliliği<br />

%<br />

Giriş<br />

gücü<br />

kW<br />

Soğutma<br />

Katsayısı<br />

lanmış çift yönlü, tüm yıl 24 saat<br />

boyunca kullanılan iletişim sistemi<br />

olan LIFE.net uygulaması aracılığıyla<br />

ölçülen şebeke verilerinin analizini<br />

gerçekleştirmiştir.<br />

UPS'in gerçek şebeke koşullarındaki<br />

işlevselliği ile ilgili veriler İngiltere'de<br />

yılın 365 günü, günün 24 saati 2374<br />

UPS cihazı izlenmektedir.2008 yılında<br />

gerçekleştirilen 12 aylık bir<br />

LIFE.net analizi ile Chloride UPS'nin<br />

kurulduğu yerde ortalama olarak aşağıdakilere<br />

karşı koruduğunu göstermiştir:<br />

• 2709 tolerans dışı durum / UPS<br />

• Tolerans dışı durum ortalama süresi<br />

8 sn<br />

• 11 ana şebeke arızası / UPS<br />

• Ana şebeke arızası ortalama süresi<br />

120 sn<br />

Bunların tamamı yük için potansiyel<br />

olarak zararlıdır.<br />

Yukarıdaki sonuçların; şebeke koşulları,<br />

UPS mimarisi, verimlilik ve UPS<br />

algoritması gibi bir dizi parametre ile<br />

özel olarak geliştirilmiş bir simülatör<br />

kullanılarak mevcut UPS teknolojileri<br />

ile karşılaştırmalı olarak analiz edildiklerinde,<br />

son derece önemli oldukları<br />

kanıtlanmıştır.<br />

Gerçek şebeke verilerinin ve mimari<br />

göstergelerinin kullanılabilirliği dikkate<br />

alınarak simülasyon gerçekleştirilmiş<br />

ve her bir çalışma modu için<br />

UPS çalışma verimliliği hesaplanmıştır.<br />

Aynı zamanda giriş gücü dikkate<br />

alınmış ve bir yıllık bir dönem içinde<br />

toplam enerji kaybı elde edilmiştir.<br />

Kaybedilen<br />

Enerji<br />

kWh<br />

Enerji<br />

Maliyeti<br />

£/KWh<br />

600 540 92,5 584 1,7 8693708 0,09<br />

Enerji<br />

Tasarrufu<br />

kWh<br />

Mali<br />

Tasarruf<br />

/ Yıl<br />

£<br />

600 540 94,9 569 1,7 8473846 0,09 219862 19788<br />

Trinergy 600 540 97,9 552 1,7 8214178 0,09 479530 43158<br />

*Hesaplama Modeli ve Hesaplama Aracı, Ekte derinlemesine incelenmiştir.


Elde edilen ortalama verimlilik değerleri<br />

aşağıdaki tabloda verilmiş ve<br />

üç farklı teknolojinin sağladığı enerji<br />

tasarrufunun hesaplanması ve karşılaştırılmasında<br />

kullanılmıştır.<br />

Aşağıdaki tabloda, her bir teknoloji<br />

ile UPS işlevselliği karşılaştırma sonuçlarının<br />

özeti verilmiştir.<br />

Mevcut standart teknoloji<br />

Invertör trafosu teknolojisine sahip<br />

bu UPS topojojisi, tam yükte yaklaşık<br />

%92,5 verimlilik sağlar. Kontrollü ortamdaki<br />

klimalı bir tesisatta tam yükte<br />

bir yıllık enerji kaybı 8694 MWh seviyesindedir.<br />

Mevcut teknolojide ECO mod ile sınıfının<br />

en iyisi<br />

Eco-mod ve akıllı çift çevrime sahip<br />

bu UPS topolojisi sistemin çalışma<br />

verimliliğini önemli ölçüde artırır<br />

ve %97'ye yükselebilmesini sağlar.<br />

Akıllı çift çevrimde çalışan bir UPS'in<br />

ortalama çalışma verimliliği %95'tir;<br />

bu da mevcut standart teknolojiyle<br />

karşılaştırıldığında 220 MWh enerji<br />

tasarrufu ve maliyette önemli bir<br />

düşüş sağlar.<br />

Trinergy teknolojisi<br />

Chloride’ınyeni ve devrim niteliğindeki<br />

teknoloji mimarisi üstün avantajlar<br />

sunar.<br />

Yükü etkileyen farklı koşullar dikkate<br />

alındığında Trinergy, en düşük<br />

miktarda enerji kullanırken mükemmel<br />

güç kalitesini garanti edecek ve<br />

teknoloji: Enerji Tasarrufu İçin Optimum UPS Çözümü <<br />

%98'e kadar ortalama çalışma verimliliği,<br />

yani enerji tasarrufu, maliyet tasarrufu<br />

ve çevresel etkilerde azalma<br />

sağlayacak şekilde en uygun çalışma<br />

modunu sezgisel olarak seçebilir.<br />

Sonuç<br />

Kritik öneme sahip her türlü ekipman<br />

ve prosesin güvenceye alınma çabaları<br />

kapsamında şu sonuca varabiliriz<br />

ki bugüne kadar iki temel teknoloji<br />

arasında seçim yapmak mümkün olmuştur;<br />

mevcut standart teknoloji ve<br />

eco mod ile sınıfının en iyi mevcut<br />

teknolojisi. Bu kabul görmüş teknolojilerin<br />

her birinin enerji verimliliği<br />

ile ilgili avantajları ve dezavantajları<br />

vardır.<br />

Standart UPS çift çevrim modunda<br />

çalıştığında, küçük gerilim farklılıklarından<br />

büyük güç arızalarına kadar<br />

her durumda optimum yük koruması<br />

sağlar. Her iki durumda UPS tarafından<br />

kaybedilen enerji eşittir. Bu durumda<br />

soru, birbirine zıt iki şebeke<br />

koşuluna uyum sağlayabilecek ancak<br />

daha az enerji kullanan, yani küçük<br />

gerilim farklılıklarında enerji kaybını<br />

minimum seviyeye indiren bir UPS'in<br />

mümkün olup<br />

olmadığıdır.<br />

Sınıfının en iyi teknolojisine sahip ve<br />

eco modlu UPS'in temel eksikliği, eco<br />

modda çalışırken küçük kesintiler için<br />

dahi herhangi bir iyileştirme gerçekleştirememesidir.<br />

Ayrıca invertör harmonikleri<br />

iyileştiremez veya gerilim<br />

farklılıklarını kompanse edemez; bu<br />

da yükün iyileştirilmesi için çift çevrim<br />

moduna geçilmesini (akıllı çift<br />

çevrim) gerekli kılar, böylece büyük<br />

miktarda enerji kaybedilir.<br />

Bu durum LIFE.net ile izleme ve arıza<br />

tespit esnasında sistemden çekilen<br />

verilerde daha net bir şekilde görüle-<br />

bilir; bu veriler şebekedeki en yaygın<br />

kesintilerin genel ana şebeke kesintileri<br />

değil küçük tolerans dışına çıkışlar<br />

veya şebekedeki farklılıklar olduğunu<br />

net bir şekilde göstermektedir; bu<br />

nedenle sınıfının en iyi teknolojisine<br />

sahip ve eco modlu bir UPS için maksimum<br />

güç kontrolü amacıyla çift dönüşüm<br />

moduna geçme gereksinimi<br />

çok sık söz konusu olacaktır.<br />

Trinergy cihazında bulunan ve önceki<br />

sayfalarda anlatılmış olan geleceğin<br />

devrim niteliğindeki teknolojisi çok<br />

büyük avantajlara sahiptir.<br />

Mevcut her bir işlevsellik modunun<br />

verimliliği maksimum seviyeye taşınmakla<br />

kalmamış, UPS'in çalıştığı ortamı<br />

izleyebilmesi ve maksimum yük<br />

koruması ve maksimum enerji tasarrufu<br />

sağlarken optimum UPS çalışma<br />

performansını mümkün kılabilmesi<br />

için yeni bir algoritma oluşturulmuştur.<br />

Trinergy’nin üstün özelliği sadece<br />

eşsiz ve kanıtlanmış verimliliği değildir.<br />

Trinergy sahip olduğu teknolojiler<br />

sayesinde aynı zamanda işletme maliyetlerinin<br />

minimum seviyeye indirilmesi<br />

için de en iyi çözümdür.<br />

Esasen, yaptığımız analizde sunulduğu<br />

gibi, standart modda çalışan bir<br />

UPS sürekli çift çevrim modunda çalıştığından<br />

enerji veya maliyet tasarrufu<br />

için herhangi bir marj sağlamaz.<br />

Standart teknoloji ile sınıfının en iyi<br />

eco modlu UPS'in teknolojisi karşılaştırıldığında,<br />

enerji ve maliyet tasarruflarının<br />

her ikisinin de önemli olduğu<br />

görülmüştür. Son olarak, mevcut tüm<br />

teknolojileri bir araya getiren Trinergy<br />

teknolojisine sahip UPS'in, sınıfının<br />

en iyi teknolojisine sahip bir UPS'in<br />

iki katı tasarruf sağladığı kanıtlanmıştır.<br />

Trinergy, UPS Sektöründeki devrim!<br />

33<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

34<br />

> hukuk penceresinden: Binalarda Enerji Performansı<br />

İlker ULAŞ<br />

Müşavir Avukat<br />

Binalarda Enerji Performansı<br />

Değerli okurlar, yeniden merhaba derken, öncelikle <strong>AE</strong>-<strong>ARMA</strong> ELEKTROPANÇ AİLESİNİ, yapmış<br />

olduğu şirket evliliği nedeniyle kutluyorum. Hollanda menşeli, halka açık, ULUSLARARASI<br />

Teknik Servis Sağlayıcı, yeni partneri ve ortağı IMTECH N.V.‘nin 27.400 çalışanı, 5,1 Milyar<br />

Euro cirosu ile <strong>AE</strong>-<strong>ARMA</strong> ELEKTROPANÇ’ı iş başında kalan mevcut yetenekli yönetim kadrosu ve<br />

çalışanlarının da çabaları ile tüm coğrafyalarda iddialı projelere imza atacak global şirket düzeyine<br />

taşıyacağına yüksek inancımı belirtirim. Şirket ortakları, çalışanları ve ülkemiz mühendisliği için hayırlı<br />

olmasını diliyorum...<br />

Bu sayımızda, Ülkemiz için yeni<br />

yerleşmeye başlayan ve yasal alt yapısı<br />

nihayet -eksik de olsa- hazırlanmış<br />

olan bir konudan: BİNALARDA<br />

ENERJİ PERFORMANSI kavramından<br />

bahsetmek istiyorum. Bilindiği üzere,<br />

ülkemiz için enerji üretimine yarayacak<br />

sınırlı doğal kaynakların hayata<br />

geçirilmesi; ülke ekonomisi için hayati<br />

önem arzettiği gibi, yüksek maliyetleri<br />

nedeniyle finans kaynaklarına<br />

gereksinimi yüzünden devletin temel<br />

sorunlarından en hayati olanıdır. Gelecek<br />

savaşlar, muhtemelen enerji<br />

kaynakları ve su yüzünden çıkacaktır.<br />

Alternatif enerji ve yenilenebilir enerji<br />

kavramları artık sık duymaya başladığımız<br />

kavramlardır. Devlet enerji üretimi<br />

için yasal alt yapı kurmakta ve<br />

özel sektöre geniş teşvikler ve lisans<br />

hakları devretmektedir. Ancak doğal<br />

dengenin bozulması ve çevre faktör-<br />

leri nedeniyle özellikle HES projeleri<br />

için bölge halklarının protestoları ve<br />

açılan iptal davaları basında sıklıkla<br />

yer almaktadır. Enerji üretiminin,<br />

ülkelerin refahı ve özgürlüğü için<br />

önemi, artık tartışmasız kabul görmekte<br />

olup, enerji üretiminin %70 ‘ini<br />

dış kaynaklardan döviz ile sağlamak<br />

zorunda kalan ülkemiz, enerji israfında<br />

ise Avrupa ortalamalarının çok<br />

yukarılarında yer almaktadır. Avrupa


ortalaması 50-70 kilowatt saat (kWh)<br />

iken bizde; Antalya ve İzmir’de 150<br />

kWh, İstanbul‘da 550 kWh değerler<br />

ölçümlenmektedir. İşte enerji israfının<br />

önlenmesi suretiyle doğal kaynakların<br />

çabuk tüketilmemesi yanı sıra<br />

döviz kaybının da önlenmiş olacağı<br />

gerçeği nihayet devleti bu konuda<br />

tedbirler almaya zorlamıştır. Zira ülkemizde<br />

enerji tüketiminin %30-40’ı<br />

binalarda tüketilmektedir. Tüketilen<br />

enerjide ithalat girdisi yüzde 75 oranındadır.<br />

İthalata ödenen para 40-50<br />

milyar dolar aralığında olup, örneğin<br />

2008 yılında ödenen 45 milyar dolar<br />

enerji faturasının 12 milyar doları<br />

konutlara gitmiştir. Günlük doğalgaz<br />

tüketimi 130-150 milyon m³ aralığındadır.<br />

Ülkemizde yapılan mevcut<br />

her kategoriden toplam 17 milyon<br />

adet binanın %70’i yalıtımsızdır. Bu<br />

binaların yalıtılması halinde enerji<br />

faturasının 7,5 milyar dolar azalacağı<br />

öngörülmektedir. Yaklaşık %92’ si<br />

enerji verimliliği mevzuatı kapsamı<br />

dışında kalan 8,5 milyon adet mertebesinde<br />

büyük bir yapı stoğu ile ülkemiz<br />

önemli oranda enerji tasarruf<br />

potansiyeline sahip iken uzun yıllar<br />

boşa harcanmıştır. (Kaynak: www.yalitim.net/?pid=20948)<br />

Ancak nihayet<br />

18.04.2007 tarih ve 5627 sayılı Enerji<br />

Verimliliği Kanunu ile ciddi adım atılmış<br />

ve son olarak da anılan kanunun<br />

7. ve 3194 sayılı İmar Kanununun 44.<br />

maddesi dayanak yapılarak hazırlanan<br />

BİNALARDA ENERJİ PERFOR-<br />

MANSI YÖNETMELİĞİ 05.12.2008<br />

tarih ve 27075 sayılı Resmi Gazete’de<br />

yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.<br />

Anılan Yönetmelik 29. Maddesi hükmüne<br />

göre yayımından bir yıl sonra<br />

yani 05.12.2009’ da yürürlüğe girmiştir.<br />

Artık iki yıllık bir uygulamayı<br />

geride bırakmıştır. Şimdi aşağıda,<br />

ülkemiz için hayati önemi haiz olan<br />

bu yönetmeliğin önemli hükümlerine<br />

bakalım:<br />

Amaç<br />

Madde 1 – (1) Bu Yönetmeliğin<br />

amacı dış iklim şartlarını, iç mekân<br />

gereksinimlerini, mahalli şartları ve<br />

maliyet etkinliğini de dikkate alarak,<br />

bir binanın bütün enerji kullanımlarının<br />

değerlendirilmesini sağlayacak<br />

hesaplama kurallarının belirlenme-<br />

hukuk penceresinden: Binalarda Enerji Performansı <<br />

sini, birincil enerji ve karbondioksit<br />

(CO2) emisyonu açısından sınıflandırılmasını,<br />

yeni ve önemli oranda<br />

tadilat yapılacak mevcut binalar için<br />

minimum enerji performans gereklerinin<br />

belirlenmesini, yenilenebilir<br />

enerji kaynaklarının uygulanabilirliliğinin<br />

değerlendirilmesini, ısıtma ve<br />

soğutma sistemlerinin kontrolünü,<br />

sera gazı emisyonlarının sınırlandırılmasını,<br />

binalarda performans kriterlerinin<br />

ve uygulama esaslarının<br />

belirlenmesini ve çevrenin korunmasını<br />

düzenlemektir.<br />

Kapsam<br />

Madde 2 – (1) Bu Yönetmelik;<br />

a) Mevcut ve yeni yapılacak konut,<br />

ticari ve hizmet amaçlı kullanılan<br />

binalarda uygulanmak üzere; mimari<br />

tasarım, mekanik tesisat, aydınlatma,<br />

elektrik tesisatı ve elektrik<br />

tüketen binaların sabit ekipmanları<br />

konularındaki asgari performans<br />

kriterlerine, enerji performans hesaplama<br />

usûllerine, enerji kimlik<br />

belgesinin hazırlanmasına, binaların<br />

kontrolleri ve enerji kimlik belgesini<br />

hazırlayacak ve denetleyecek onaylanmış<br />

bağımsız yetkili kuruluşların<br />

yetkilendirilmesine ve yetkilerinin<br />

düzenlenmesine, ülke enerji politikasının<br />

oluşturulmasına yönelik gerekli<br />

araştırmalar, incelemeler yapılmasına<br />

ve bunun sonucunda elde edilen deneyimler<br />

ile ilgili bilgilerin toplanmasına,<br />

b) 1000 m�’nin üzerinde kullanım<br />

alanına sahip binalarda; elektrik, ısı<br />

ve sıhhi sıcak su ihtiyacının kojenerasyon<br />

sistemi ve yenilenebilir enerji<br />

kaynaklarından üretim imkânlarının<br />

araştırılarak, ekonomik yapılabilirliği<br />

olan uygulamalara,<br />

c) Bina sahipleri ve son kullanıcıların<br />

bilinçlendirilmesi, sektörde faaliyette<br />

bulunan kurum ve kuruluşların çalışanlarının<br />

eğitimleri ve eğitimlerin<br />

güncelleştirilmesi vasıtasıyla enerjinin<br />

daha verimli kullanımına,<br />

ç) Korunması gerekli kültür varlığı<br />

olarak tescil edilen binalarda, enerji<br />

verimliliğinin arttırılmasına yönelik<br />

önlemler ve uygulamalar ile ilgili,<br />

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma<br />

Kurulunun görüşünün alınarak bu<br />

görüş doğrultusunda yapının özelliğini<br />

ve dış görüntüsünü etkileme-<br />

yecek biçimde enerji verimliliğini<br />

arttırıcı uygulamaların yapılmasına,<br />

ilişkin usul ve esasları kapsar.<br />

(2) Sanayi alanlarında işletme ve<br />

üretim faaliyetleri yürütülen binalar,<br />

planlanan kullanım süresi iki yıldan<br />

az olan binalar, toplam kullanım<br />

alanı 50 m²’nin altında olan binalar,<br />

seralar, atölyeler ve münferit olarak<br />

inşa edilen ve ısıtılmasına ve soğutulmasına<br />

gerek duyulmayan depo,<br />

cephanelik, ardiye, ahır, ağıl ve benzeri<br />

binalar bu yönetmeliğin kapsamı<br />

dışındadır.<br />

İlkeler<br />

Madde 5 – (1) Yeni bina tasarımında,<br />

mevcut binaların proje değişikliği gerektiren<br />

esaslı onarım ve tadilat projelerinde,<br />

mekanik ve elektrik tesisat<br />

değişikliklerinde binanın özelliklerine<br />

göre bu Yönetmelikte öngörülen esaslar<br />

göz önüne alınır.<br />

(2) Binanın mimari, mekanik ve<br />

elektrik projeleri, diğer yasal düzenlemeler<br />

yanında, enerji ekonomisi<br />

bakımından bu Yönetmelikte öngörülen<br />

şartlara uygun değil ise, ilgili idare<br />

tarafından yapı ruhsatı verilmez.<br />

(3) Bu Yönetmelik esaslarına uygun<br />

projesine göre uygulama yapılmadığının<br />

tespiti halinde, tesbit edilen eksiklikler<br />

giderilinceye kadar binaya,<br />

ilgili idare tarafından yapı kullanım<br />

izin belgesi verilmez.<br />

(4) Bu Yönetmelikte tanımlanmamış<br />

olan ve açıklık gereken hususlar hakkında,<br />

Ek-7a’da verilen Türk Standartlarının<br />

güncel halleri, bu standartların<br />

olmaması halinde ise, Ek-7b’de verilen<br />

Avrupa Standartlarının güncel<br />

halleri esas alınır.<br />

(5) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında<br />

proje, yapım, denetim ve diğer konularda<br />

tereddüte düşülen hususlar hakkında<br />

Bakanlığın uygulamaya esas<br />

olacak yazılı görüşü alınarak işlem<br />

yapılır.<br />

Görev, yetki ve sorumluluk<br />

Madde 6 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerinin<br />

uygulanmasından;<br />

a) İdili idareler,<br />

b) Enerji kimlik belgesi düzenlemeye<br />

yetkili kuruluşlar,<br />

c) Yatırımcı kuruluşlar,<br />

ç) Bina sahipleri, bina yöneticileri<br />

veya enerji yöneticileri,<br />

35<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

36<br />

> hukuk penceresinden: Binalarda Enerji Performansı<br />

d) İşletmeci kuruluşlar,<br />

e) İşveren veya temsilcileri,<br />

f) Tasarım ve uygulamada görevli<br />

mimar ve mühendisler,<br />

g) Uygulayıcı yükleniciler ve üreticiler,<br />

g) Binanın yapılmasında, kullanımında<br />

ve enerji kimlik belgesi düzenlenmesinde<br />

görev alan müşavir,<br />

danışman, proje kontrolü yapan gerçek<br />

veya tüzel kişiler, enerji kimlik<br />

belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar,<br />

onaylanmış denetleme kuruluşları ve<br />

işletme yetkilileri, görevli, yetkili ve<br />

sorumludur.<br />

(2) Yönetmelik hükümlerine göre inşa<br />

edilmemiş binalardan;<br />

a) Projenin eksik veya hatalı olması<br />

veya standartlara uygun olmaması<br />

halinde, proje müellifleri; yapımın<br />

eksik veya hatalı olması veyahut standartlara<br />

uygun olmaması halinde ise,<br />

varsa yapı denetim kuruluşu ve yüklenici<br />

veya yapımcı firma, yetkileri<br />

oranında sorumludur.<br />

b) Sistemin uygun çalışmaması işletmeden<br />

kaynaklanıyor ise, bina sahibi,<br />

yöneticisi veya varsa enerji yöneticisi<br />

veya isletmeci kuruluş doğrudan sorumlu<br />

olur.<br />

c) İdili idareler, sorumluluğun takip,<br />

tespit ve gereğinin yerine getirilmesi<br />

hususunda görevli ve yetkilidir.<br />

(3) İlgili idareler ve enerji kimlik belgesi<br />

düzenlemeye yetkili kuruluşlar,<br />

projelerin ve uygulamaların bu yönetmelik<br />

hükümlerine uygun olup olmadıgını<br />

denetler.<br />

(4) Bu yönetmeliğe uygun tasarım<br />

ve uygulaması yapılmayan binalara<br />

yapı ruhsatı veya yapı kullanım izin<br />

belgesi verilmesi durumunda, ilgili<br />

idareler, enerji kimlik belgesi düzenlemeye<br />

yetkili kuruluşlar ve varsa<br />

yapı denetim kuruluşları sorumlu<br />

olur.<br />

Görüleceği gibi Enerji Performansı<br />

Yönetmeliği hükümlerine uyulmaması<br />

ve Bina Enerji Kimlik Kartı alınmaması<br />

hallerinde kimlerin sorumlu<br />

olacağı yönetmelikte düzenlenmiş olmasına<br />

karşın sorumlulara verilecek<br />

ceza ve yaptırımların neler olduğu<br />

ortada yoktur. Ceza kuralları zaten<br />

yönetmelik ile getirilemez yasa ile<br />

konur. Şimdilik yeni yapılan binalara<br />

iskan (Yapı Kullanma İzni) verilmeyeceği<br />

etkin yaptırım olarak görülmektedir.<br />

Mevcut yapılar için ne olacaktır?<br />

Yönetmeliğin GEÇİCİ 3. Maddesi:<br />

Mevcut binalar ve inşaatı devam<br />

eden henüz yapı kullanma izni almamış<br />

binalar için Enerji Verimliliği<br />

Kanununun yayımı tarihinden itibaren<br />

10 yıl içinde Enerji Kimlik Belgesi<br />

düzenleneceği kuralını koymaktadır.<br />

Kanun 14.04.2007 de yayımlandığına<br />

göre 2017 yılının 4. ayına kadar<br />

yani kalan 5 yıl içinde tüm binaların<br />

(konut, işyeri, fabrika ) Bina Enerji<br />

Kimlik Kartı almaları zorunludur.<br />

Yani beş yıl süreleri kalmıştır. Esaslı<br />

tamir ve tadilat gören binalar için ise<br />

tadilat projesi tasdiki aşamasında bu<br />

belge alımı hemen zorunludur.<br />

O halde ister bina sahibi ister apartmanda<br />

kat maliki ve /veya yönetici<br />

olun, beş yıl içinde artık binalarınızı<br />

ENERJİ PERFORMANSI YÖNETME-<br />

LİĞİ hükümlerine göre ısı ve enerji<br />

kayıplarını önlemek için mantolamak,<br />

su ısıtma dahil, güneş enerjisinden<br />

azami yararlanabilir hale<br />

getirmek, sarfiyatı düşük (akkor flamanlı<br />

olmayan lambaları kaldırarak)<br />

lambalar kullanmak, tüm mekanik ve<br />

elektrik tesisatını otomatik devre kesiciler<br />

ve sensörlerle donatmak yani<br />

bina otomasyonuna yatırım yapmak<br />

zorundasınız. Yeni kat mülkiyeti yasası<br />

bu işler için artık kat malikleri<br />

kurulunda %51 oy çokluğunu yeterli<br />

saymaktadır. Bu da yöneticilerin işini<br />

kolaylaştıracaktır.<br />

Belediyeler ise bu konuda görevli olduklarından<br />

enerji tasarrufu amaçlı<br />

tadilat projelerinizi onaylamak zorundadırlar.<br />

Belki SİT sahaları ve eski<br />

eser olarak tescilli yapılar ile Boğaziçi<br />

ön görünüm ve sahil bölgesinde yer<br />

alan konutlar için sıkıntılar yaşanabilecektir.<br />

Bu arada belirtmeliyim ki en<br />

önemli tadilat işiniz depreme hazırlık<br />

için YAPI GÜÇLENDİRME PROJESİ<br />

hazırlatarak belediyeye tasdik için<br />

sunmanızdır. Ancak unutmayınız<br />

bunun için özellikle apartmanlarda<br />

karar almanın ön şartı DEPREM İÇİN<br />

GÜÇLENDİRME gerektiğinin tespiti<br />

için mahkemeden karar almanız ge-<br />

rektiğidir. Yani apatmanınızın bulunduğu<br />

bölgedeki nöbetçi Sulh Hukuk<br />

Mahkemesine başvururarak Delil<br />

Tespiti Yöntemi ile binanızın taşıyıcı<br />

sisteminin depreme mukavim olup,<br />

olmadığını tespit ettirmeli ve bu tespit<br />

kararı ile kat malikleri kurulundan<br />

% 51 çoğunlukla KARAR almanız halinde<br />

tüm kat malikleri bu masrafa katılmak<br />

zorunda kalacaktır. Mahkeme<br />

kararı olmadan diğer kat maliklerini<br />

zorlayamazsınız . Katılmayanın dairesini<br />

kat mülkiyeti yasasına göre sattırarak<br />

bedeli tahsil etme imkanınız<br />

var!.. Belediyeler de Mahkeme tespit<br />

karşısında kıvırmayarak yapı tadil<br />

izni düzenlemek zorunda kalacaklardır.<br />

İşte bu işle , binanızı ısı yalıtımı<br />

ve Enerji Verimliliği Yönetmeliğe<br />

uydurma ve Enerji Kimlik Kartı alma<br />

şansınız da doğmuş olacaktır. Yani<br />

birlikte yapmak daha akılcı ve doğru<br />

karar olacaktır.<br />

Müstakil iş yeri veya konut binası<br />

maliki iseniz 5 yıl içinde pamuk eller<br />

cebe demek zorundasınız. Sanırım bu<br />

yolla sağlanacak enerji tasarrufu ülkemizin<br />

şimdiki toplam enerji tüketimin<br />

%50‘ sini ortadan kaldıracak boyutlardadır.<br />

Yani biz Türkler umursamadan<br />

yıllarca gökyüzünü ısıttık !.. artık<br />

evlerimizi ısıtacağız.<br />

Bu yönetmelik yeni yapılmakta olan<br />

yapılar için yürürlükte ise de asıl furya<br />

2016 – 2017 yıllarında başlayacak<br />

demektir. Böylece bina otomasyonu<br />

işi ile uğraşanlar ile akkor flaman<br />

içermeyen aydınlatıcı ve ısıtıcı yatırımı<br />

ve imali yapanlar için altın yıllar<br />

yakın demektir. Bu firmalardan biri<br />

olan <strong>AE</strong>-<strong>ARMA</strong> ELEKTROPANÇ dâhil<br />

tesisat elektrikçileri için yönetmelik<br />

ne diyor? bakacak olursak:<br />

Elektrik tesisatı ve aydınlatma sistemleri<br />

Madde 21 – (1) Binanın toplam enerji<br />

tüketimi içerisindeki aydınlatma<br />

enerjisi payının hesaplanmasında EN<br />

15193 standardında verilen hesap<br />

yöntemi kullanılır.<br />

(2) Binalarda gün ışığından azami<br />

derecede faydalanmak ve gereksiz<br />

yapay aydınlatmadan kaçınmak için;<br />

a) Mahalli erişimi kolay el ile kontrol<br />

edilen anahtarlardan,


) Gün ışığından faydalanma imkânı<br />

olan yerlerde, gün ışığı ile bağlantılı<br />

foto elektrikli anahtarlar ile telefon,<br />

kızıl ötesi, sonik ve ultrasonik kontrollü<br />

uzaktan kumandalı anahtarlardan,<br />

c) Mahalde kimse olmadığında<br />

mekânın boş olduğunu algılayabilen<br />

ve yapay aydınlatmayı kapatan otomatik<br />

anahtar ve sistemlerden,<br />

ç) Zaman ayarlı anahtarlardan biri<br />

veya bir kaçı kullanılır.<br />

(3) Çalışma ofisleri ve depolama binaları<br />

için mahalli erişimi kolay, el<br />

ile veya kumanda ile kontrol edilen<br />

anahtar tiplerinin kullanılması tercih<br />

edilir. Ayrıca, diğer bina kullanımları<br />

için (örneğin çalışma saatleri boyunca<br />

devamlı aydınlatma gerektiren diğer<br />

tip binalardaki kullanım için), zaman<br />

ayarlı veya gün ışığı ile bağlantılı foto<br />

elektrikli anahtarlarının kullanılması<br />

gerekir.<br />

(4) Binalarda kullanılan lambaların<br />

özellikleri EK-2’de verilen tabloya<br />

göre olur.<br />

(5) Yapılabilirliği uygun olan<br />

mekânlarda, içerisinde insan bulunduğu<br />

zaman bile; idari personelin<br />

yetkisinde olan her türlü mahalin,<br />

aydınlatmanın açılmasına ve kapatılmasına<br />

imkan veren bir cihaza sahip<br />

olması gerekir. Bu cihaz, söz konusu<br />

mekân içerisinde yer almıyor ise,<br />

mekândaki aydınlatma durumunun<br />

bir noktadan görülmesine imkân vermesi<br />

gerekir. Sportif amaçlı ve çok<br />

amaçlı salonlar gibi farklı aydınlatma<br />

seviyelerinin söz konusu olduğu, en<br />

az iki ve daha çok farklı kullanım mahallerinin<br />

bulunduğu binalarda, temel<br />

aydınlatma seviyesini yalnızca yetkili<br />

personelin artırmasına imkân verecek<br />

biçimde tedbirler alınır.<br />

(6) Aynı mekân içerisinde, bir pencere<br />

boşluğuna 5 metreden daha yakın<br />

olan yapay aydınlatmalı noktalarının<br />

her birindeki kurulu güç 200 W’ı aştığında,<br />

bu noktalar diğer aydınlatma<br />

noktalarından bağımsız olarak kumanda<br />

edilir.<br />

(7) Doğal aydınlatma yeterli olduğunda,<br />

zaman ayarlı veya insan mevcudiyetini<br />

algılayan cihaz ile yapay<br />

aydınlatmanın otomatik olarak devreye<br />

girmesi zorunludur.<br />

(8) Binalarda elektrik enerjisinin verimli<br />

kullanılması amacıyla;<br />

hukuk penceresinden: Binalarda Enerji Performansı <<br />

a)Zorunluluk olmadıkça akkor flamanlı<br />

lambaların kullanılmaması,<br />

renk sıcaklığının önemli olmadığı durumlarda<br />

A ve B sınıfı elektronik balastlı<br />

tüp biçimli fluoresan, kompakt<br />

tip fluoresan veya sodyum buharlı<br />

lambaların tercih edilmesi,<br />

b) Enerji tüketimi yüksek olan dekoratif<br />

aydınlatma gereçlerinin kullanılmaması,<br />

c) Çalışma alanlarında yeterli aydınlık<br />

seviyesini sağlayacak armatür seçiminin<br />

ve dağılımının yapılması,<br />

ç) Yapılabilirliği uygun olan<br />

mekânlarda, hareket, ısı veya ışık duyarlı<br />

ekipmanların kullanılması gerekir.<br />

Özellikle merdiven boşluklarında ve<br />

çalışma ortamlarında bulunan tuvaletlerde<br />

sensörlü lambaların kullanılması<br />

ve gereksiz kullanımların önüne<br />

geçilmesi,<br />

d) Daha az sayıda armatür ve dolayısıyla<br />

daha az elektrik tüketimiyle istenen<br />

aydınlık seviyelerine ulaşmayı<br />

sağlayacağı için, açık renk mobilya ve<br />

duvar renkleri tercih edilmesi,<br />

e) Armatürlerin verimlerini ve odalardaki<br />

aydınlık seviyesini artırmak için<br />

aydınlatma gereçlerinin periyodik<br />

olarak temizlenmesi hususlarına dikkat<br />

edilir.<br />

(9) Konut harici binaların aydınlatma<br />

enerjisi ihtiyacı belirlenirken binanın<br />

iç aydınlatma yüküne ilaveten, güvenlik<br />

aydınlatması hariç, binanın dış<br />

dekoratif aydınlatma yükü de dikkate<br />

alınır.<br />

Haydi tesisat eletrikçileri köşeyi döndünüz!..<br />

Otomasyoncular, Mekanikçiler<br />

vd.leri için de yönetmelik önemli<br />

düzenlemeler getirmektedir. Ancak<br />

bu sayfa yeterli olmadığından sevgili<br />

okurlarımızın yönetmeliğin tümünü<br />

internetten indirerek incelemelerini<br />

salık veririm.<br />

Efendim!, Bu yönetmelik ülkemizin<br />

kuzey sahilinde yer almakta olan ve<br />

bu yüzden de rutubetten en çok etkilenen<br />

Karadeniz illerimiz ile Karadeniz<br />

kökenli bina sahiplerimiz için de<br />

geçerlidir. Karadeniz ilimiz Rize’de<br />

ramazan ayında iftar vaktini bildirmek<br />

için bir tepeden top atışı yapılmaktaymış.<br />

Topu ateşlemekle görevli<br />

belediye işçisi, her nasılsa saati şaşırmış<br />

ve minare ışığını görmeden topu<br />

4-5 dakika önce ateşlemiş. Böylece<br />

tüm Rize orucunu beş dakika erken<br />

açmış. Ertesi gün müftü fetva vermiş:<br />

“Sevgili Rizeliler, orucunuz sakatlandı.<br />

Bu gün için ayrıca kaza orucu<br />

tutacaksınız.“ Almanya’da yaşayan<br />

Rizeli vatandaş, telefonla katıldığı<br />

TV programında soruyor. “ Sn.Muftü<br />

Efendi, Biz de, Rizeliyiz biz de kaza<br />

orucu tutacakmuyuk?..”<br />

Ayrıca, bu enerji performans yönetmeliği<br />

gereği hedeflenen ısı tasarrufu,<br />

yeni evlenen <strong>AE</strong>-<strong>ARMA</strong> ELEKTRO-<br />

PANÇ ailesi için de bol kazanç sağlayacak<br />

ve iyi gelecektir sanırım.<br />

Fakirlikten -değil ısı yalıtımı- yakacak<br />

odunu bile olmayan Temel, aşkı Fadime<br />

ile sonunda evlenmiş, gerdek<br />

gecesi oda soğuk, birlikte yatağa<br />

girmişler. Fadime “ Temel, çok uşudüm.<br />

En çok ayaklarum uşudi . Bağa<br />

saril da, ayaklarin ile ayaklarimi sar<br />

ısinayum” demiş. Temel ayaklarını<br />

Fadimenin ayaklarına sarar sarmaz.<br />

Fadime uy!.. “ Hiç bu kadar soğuk<br />

ayaklı adam ile yatmamuştum. Ula<br />

Temel ne kadar soğuk ayaklarin var“<br />

demiş. Bakalım yeni evlilerden kim<br />

kimi ısıtacak!.. Ya nasip!...<br />

Kalın sağlıcakla,<br />

37<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

38<br />

> seyyahname: Amerika Birleşik Devletleri<br />

Serkan Çakır<br />

Satın Alma Departmanı<br />

YTÜ Elektrik Müh. Böl. Öğrencisi<br />

Özgürlükler Ülkesi<br />

Amerika<br />

Milenium Park - Chicago<br />

NBA, Hollywood, donat, fast-food, Özgürlük Heykeli...<br />

Amerika deyince ilk akla gelenlerdir bunlar.<br />

Biz de iki arkadaş, bu aklımıza gelenlerle başlamıştık<br />

üç aylık tatilimize. “Work and travel” yurt dışı eğitim<br />

programıyla daha önce fi lmlerde gördüğümüz<br />

ülkede onlarla çalışarak onlar gibi yaşama fırsatı<br />

bulduk. Tabi her şey düşündüğümüz gibi tozpembe<br />

olmadı. Öncelikle “work” kısmındaki arkadaşlıklarımızdan<br />

daha sonra da “travel” kısmında gezdiğimiz<br />

önemli yerlerden bahsetmek istiyorum sizlere.


Çalıştığımız yer Wisconsin eyaletinin<br />

kuzeyinde Oakfield adında küçük bir<br />

kasabaydı. Çalıştığımız süre boyunca<br />

başta Amerikalılar ve Meksikalılar<br />

olmak üzere; Polonya, Romanya ve<br />

hatta Nijerya’dan birçok insanla tanıştık.<br />

Tabi ilk kez yurt dışına çıkınca<br />

herkesi kendimiz gibi sandık. Ama<br />

öyle değil; olumlu-olumsuz birçok<br />

farklı noktamız varmış.<br />

Öncelikle Amerikalılar kendi içlerinde<br />

çok çeşitli insanlar. Müslümanız<br />

deyince ‘Müslümanlar çok iyidir,<br />

kötüsü varsa sadece yüzde biridir’ diyeni<br />

de var, biraz sarhoş olunca ‘Beni<br />

öldürecek misiniz?’ deyip ağlamaya<br />

başlayanı da var. Bir tarafta bayramımızı<br />

kutlayan hatta yemek hazırlayıp<br />

iftara davet edenler var diğer taraftan<br />

herkese 11 Eylül’den bahsedip bizi<br />

suçlayanlar. Hatta bir akşam ‘Siz<br />

Türksünüz ama burası Amerika’ deyip<br />

bilardo sopalarıyla bize saldıran Amerikalıları<br />

mekânlarından kovup bizi<br />

kollayan yine Amerikalı dostlarımız<br />

olmuştu. Yaşadığımız yer ufak ve<br />

sakin bir yerdi. Hiç zenci olmamasının<br />

sebebi ırkçı bir yer olmasından<br />

Miller Park Brewers Stadyumu - Milwaukee<br />

seyyahname: Amerika Birleşik Devletleri <<br />

kaynaklanıyormuş. Meşhur Harlem<br />

kasabası gibi zencilerin yaşadığı ve<br />

beyazların dışlandığı, bizim yaşadığımız<br />

yer gibi zencilere çok saygı gösterilmeyen<br />

yerler de halen mevcut.<br />

Diğer taraftan Meksikalılar kişilik<br />

olarak bize daha yakınlardı. Yiyeceklerini<br />

paylaşmak isteyenler, bize İspanyolca<br />

öğretmeye çalışanlar, kendi<br />

aramızdaki konuşmalarımıza dikkat<br />

edip Türkçe öğrenmeye çalışanlar<br />

bile vardı. Kanka’ ya İspanyolca bir<br />

hava katıp ‘La Kankas’ diyorlardı<br />

Türkler için. Amerikalılar beysbol gibi<br />

bize sıkıcı gelen oyunlarla ilgilenirken<br />

Meksikalı ve Rumenlerle genellikle<br />

futboldan konuşuyorduk. Hatta Real<br />

Madrid Galatasaray’ı yenince dillerinden<br />

düşmedik Meksikalıların.<br />

Yemeklerine gelince, Türk yemeklerini<br />

fazlasıyla özlettiler bize. Damak<br />

tadımıza uygun sadece fast-food’ları<br />

var o da ziyadesiyle sağlıksız. Genel<br />

olarak geleneksel bir mutfaklarının<br />

olmamasından olsa gerek yemekleri<br />

lezzet ve sağlık bakımından çok kötü.<br />

Bu nedenle büyük çoğunluğu fazla<br />

kiloluydu.<br />

Çalışmaya başladıktan bir ay sonra<br />

hem işyerinin hem de kasabanın<br />

kurdu olmuştuk adeta. Herkesi tanıyorduk.<br />

O kadar alışmıştık ki karşımızdaki<br />

İngilizce konuşmasına<br />

rağmen Türkiye’deki gibi kafa sallayarak<br />

onaylıyorduk. Konakladığımız<br />

barakalarda geceleyin horlayan<br />

Meksikalı amcalara ve uyurgezer<br />

Polonyalı öğrencilere artık fazlasıyla<br />

alışmıştık.<br />

Üç aylık çalışmanın ardından sıra travel<br />

kısmına gelmişti. Dört arkadaş iki<br />

haftalığına kiraladığımız araçla yola<br />

çıktık. Yolculuk da cahilliklerimizin<br />

göstergesi oldu. Yanlışlıkla özel bir<br />

havalimanına girmek, trafik ışıkları<br />

kavşağın diğer tarafında olduğundan<br />

ışıklarda bekleyelim derken kavşağın<br />

ortasında beklemek, ücretli park için<br />

kaldırımdaki makineleri yolculuğun<br />

son günü fark etmek gibi çok sayıda<br />

enteresan olayla tamamladık travel<br />

kısmını.<br />

39<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

40<br />

> seyyahname: Amerika Birleşik Devletleri<br />

Willis Tower - Chicago<br />

Abraham Lincoln Heykeli<br />

Lincoln Memorial - Washington DC Meclis Binası - Washington DC<br />

Gezdiğimiz şehirler<br />

Milwaukee bulunduğumuz eyaletin<br />

en büyük şehri. Beysbol sezonunun<br />

bu seneki şampiyonu Brewers takımı<br />

ve birasıyla ünlü şehir. Bütün eyaletlerin<br />

bir veya birkaç şehri ön plana<br />

çıkarak vatandaşlarının sosyal ve kültürel<br />

ihtiyaçlarına yanıt vermektedir.<br />

Chicago gezdiğimiz yerler arasında<br />

en etkileyici şehirdi. Amerika’nın en<br />

yüksek binası Willis Tower seyir katındaki<br />

cam balkonlarıyla zirveye ayrı<br />

bir hava katmış. Millenium Park adına<br />

yakışır bir şekilde şehrin milenyum<br />

şehri olduğunu gösteren bir başka<br />

sembolü.<br />

Niagara şelaleleri gezdiğimiz turistlik<br />

yerler arasında tek doğa harikası. Nehirde<br />

yaptığımız tekne turunda hem<br />

şelaleleri hem de Japon turistlerin he-<br />

yecanla fotoğraf çektirmelerini büyük<br />

bir keyifle seyrettik.<br />

Ardından başkent Washington DC’<br />

ye ulaştık. Meşhur dikili taşı, meclis<br />

binası, Lincoln Anıtı ve meydanın<br />

etrafındaki müzelerle tarihi bir şehir<br />

gezdiğinizin farkına varıyorsunuz.<br />

Müzeler ücretsiz ve hepsinde ülkenin<br />

farklı özellikleri sergilenmiş. Amerikan<br />

tarihi, Kızılderililer, sanat eser-


leri, uzay ve havacılık... Hepsinin bir<br />

arada olması yaya olarak bütün bu<br />

yerlerin gezilebilmesini sağlamış.<br />

Atlantic City, doğu yakasının kumarhaneleri<br />

ile ünlü şehri. Sahil şeridinde<br />

mükemmel plajları, rengârenk ve lüks<br />

kumarhaneleri ilk göze çarpanları.<br />

Faytonlar yerine insanların çektiği<br />

padycapler turistlere hizmet veriyor.<br />

Sadece doğu bloğunu gezebildiğimiz-<br />

seyyahname: Amerika Birleşik Devletleri <<br />

New York<br />

den Las Vegas yerine Atlantic City’yi<br />

gezdik. Tabi kumarda kaybedecek<br />

kadar zengin olmayınca fazla da bir<br />

eğlencesi olmadı.<br />

Gezimizin son durağı ve en bilindik<br />

olanı New York şehri oldu. Birbirine<br />

paralel numaralandırılmış caddeleri<br />

sayesinde aradığımız her şeyi elimizle<br />

koymuş gibi kolayca bulduk. Şehrin<br />

her yanını örümcek ağı gibi sarmış<br />

Niegara Şelalesi<br />

Taj Mahal Casino - Atlantic City<br />

olan metrosu sayesinde özel araca<br />

ihtiyaç duyulmuyor. Times Meydanı,<br />

Empire States binası, Özgürlük Heykeli<br />

gibi bilindik yerlerini gezebildik.<br />

New York’da öğrendiğimiz ilginç bir<br />

bilgi de Özgürlük Heykeli’nin New<br />

Jersey kara sularında bulunduğu oldu.<br />

Örneğin New Jersey eyaletinin açtığı<br />

bir dava sonucu New York taksilerinin<br />

plakalarından Özgürlük Heykeli<br />

sembolü kaldırılmış.<br />

41<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

42<br />

> edebi köşe: Boris Pasternak<br />

Hakkı ÖNEM<br />

Yurtdışı Projeler Koordinatörü<br />

Elektrik Mühendisi<br />

Moskova’lı sanatçı bir aileden<br />

geliyordu. Ünlü bir<br />

ressamın oğludur. Bir süre<br />

müzik eğitimi gördü. 1909’da müzik<br />

eğitimini yarım bırakarak Moskova<br />

Üniversitesi’nde felsefe okumaya<br />

başladı. 1912’de Almanya’ya giderek<br />

Marburg Üniversitesi’nde bir süre felsefe<br />

derslerini izledi. İtalya üzerinden<br />

Moskova’ya döndü ve Moskova Üniversitesi’ndeki<br />

öğrenimini tamamladı.<br />

Yapıtlarında doğa tutkusunu doğaya<br />

ilişkin imgelerle dile getirmiş, insan<br />

Boris Leonidoviç Pasternak<br />

(1890-1960)<br />

ve toplum sorunlarını kaynaşmış bir<br />

bütünlük içinde yansıtmıştır. İlk şiirlerinde<br />

sembolizm ve fütürizm akımının<br />

etkileri görülmüştür. Pasternak bireysel<br />

yaratıcılığın toplumsal eyleme boyun<br />

eğmek zorunda kaldığı bir dönemde<br />

yetişmiş, şiirinde bireysel ve toplumsal<br />

yaşantıları organik bir bütünlüğe kavuşturmuş,<br />

toplumsal sarsıntıları kendi<br />

benliğinde derinliğine yaşayarak çağının<br />

trajik gerçekliğini dile getirmiştir.<br />

Şiire yeni söyleyiş özellikleri kazandırmış.<br />

Özellikle aşk ve tabiat temaları<br />

üzerinde durmuştur.<br />

İmge ve sözdizimi açısından Rus şiirine<br />

getirdiği yeniliklerle geleneksel<br />

Rus şiirinin yalın biçimlerini uzlaştırmıştır.<br />

Çağımızın en büyük şairlerinden<br />

biri sayılmaktadır.<br />

1958 yılında Nobel Edebiyat<br />

Ödülü’nü kazanmasına rağmen ödülü<br />

Stokholm’da kabul ederse SSCB vatandaşlığından<br />

atılacağı korkusuyla ödülü<br />

geri çevirdi. Peredelkino’da öldü.


Kış Şiiri<br />

Kapı açıldı, buharla doldu mutfak,<br />

Soğuk, yuvarlana yuvarlana daldı içeri.<br />

Her şey eskisi gibi oluverdi bir anda<br />

Çocuk yıllarındaki o akşamlar gibi<br />

Hava kupkuru ve tertemiz<br />

Ve dışarda, beş adım ötede<br />

Süklüm püklüm duruyor kış<br />

Yüzü tutmuyor içeri girmeye<br />

Kış. Ve işte her şey ilk kez başlıyor sanki.<br />

Ağarmış uzaklıklarına doğru kasımın<br />

Uzaklaşıyor aksöğütler<br />

Değneksiz ve rehbersiz körler gibi....<br />

Nehir buz tutmuş, donmuş sepetçi söğütü.<br />

Ve konsol üstünde bir ayna gibi<br />

Bir buz tabakasına, enlemesine<br />

Yerleşmiş kara gök kubbesi.<br />

Ve karşısında onun, yol kavşağında,<br />

-yarı yarıya kara gömülmüş kavşakta-<br />

Seyrediyor bu aynada kendini<br />

Kayın ağacı, saçında bir yıldızla.<br />

Ve gizlice sezmektedir ki o<br />

Kış, harikalarla doldurmuştur her yeri;<br />

Kır evini, uzakta görülen,<br />

Ve kendi tepelerini...<br />

Çeviri: Ataol Behramoğlu<br />

edebi köşe: Boris Pasternak <<br />

Korkulu Şiir<br />

Her şey değişecek her şey<br />

Asıl olana doğru, büyük olana,<br />

çocukların uykusunu bölenler<br />

Bağışlanmayacak asla.<br />

Unutulmayacak, unutulur mu hiç<br />

Şu minik yüzlere işlemiş gam, tasa,<br />

Düşman saldığı bu dehşeti<br />

Ödeyecek bir gün mutlaka.<br />

Gün gelecek yolu onun da<br />

Tüyler ürpertici bir öyküden geçecek,<br />

Alınacak yüzlerce yüzlerce defa<br />

Yetimin, sakatın, dulun öcü.<br />

Aklına getir bir o bombaları<br />

O astığı astık dönem<br />

O cinayetler, o yıkıntılar,<br />

Herode’un Bethleem’de yaptığı gibi.<br />

Eli kulağında daha iyi bir çağın,<br />

Değişecek her şey , besbelli,<br />

Ama şu sakatlanmış küçükleri<br />

Unutabilir mi insan unutabilir mi?<br />

Çeviri: Cemal Süreya<br />

43<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

44<br />

> edebi köşe: Boris Pasternak<br />

Öyledir Öyle Başlar<br />

İnsan iki yaşında da öyle başlar işte<br />

Ezgilerin karanlığına sıyrılır kucaklardan,<br />

Cıvıl cıvıl cıvıldar, mırıldar bir süre,<br />

Derken, üçüne doğru, sözler dökülür<br />

ağzından.<br />

Öyledir işte, yavaşça başlarsın anlamaya,<br />

Kapılıp bir türbinin büyük gürültüsüne,<br />

Sen misin bu, bir başkası mı yoksa,<br />

Yabancılaşmıştır evin, bir gölgedir annen de<br />

Bu zalim leylâk parıltısının nedir derdi?<br />

bu dökülen, bu inen bir park kanepesine,<br />

Nedir ? çocukları kaçırmak gibi bir şey mi?<br />

Öyledir işte, kuşlar öyle doluşur içine<br />

Arttıkça artan kıvamını bulan acılardan :<br />

Yüreğinde ulaşılmayanın özlemi, uzak<br />

yıldızlar,<br />

Faust gibi olduğun, kafan bulandığı zaman<br />

Öyledir, öyle başlar çingene çalgıcılar.<br />

Uçaraktan yüce yüce gök katlarından<br />

Çevrili alanlar görürsün, evsiz topraklar,<br />

ve denizler bir iç çekiş kadar ansızın,<br />

İşte tıpkı öyle doğar heceler ve uyaklar.<br />

Yulafların üstünde, sırtüstü, yaz geceleri,<br />

yakarır durur : her şey yerini alsın diye,<br />

Sakınarak gözünden şafağı ve evreni<br />

Öyle olacaktır, öyledir dalaşımız güneşle.<br />

Öyledir, öyle başlar yaşamak, dizelerle.<br />

Çeviri: Cemal Süreya<br />

Şairin Ölümü<br />

(Mayakovski’nin ölümü için)<br />

Başka türlüsüne kim inanır, saçmaladığınız söyleniyordu<br />

Ama iki başka adam daha, aynı işi tekrarlayan<br />

Ve bir üçüncüsü, dünyayı peşinde koşturan<br />

Yan yanaydınız, hepinizi sarıp sarmalayan<br />

Hiç kıpırtısız bir zaman.<br />

Memur evleri ve tüccarlarınki vardı<br />

Ağaçlar, avlular vardı yaşayan<br />

Ve iki karga, güneşin sarhoş ettiği<br />

Dişileriyle hırlaşan iki karga<br />

Bundan böyle<br />

Budala karılar burunlarını her şeye sokmasınlar diye<br />

Şimdi felâket yağıyor üstünüze !<br />

Çizgiler vardı yüzünüzde, yırtık ağlar gibi kırış kırış<br />

ve ıslaktı yüzleriniz<br />

Gönlünce yaşadığın, düzinelerle yaşadığın<br />

Günlerden biriydi o gün<br />

Evinin kapısında bir kalabalık<br />

Tek bir tabanca sesi hizaya getirmiş hepsini<br />

Suların havaya tükürdüğü balık<br />

Şenlik fişeği sanarak nasıl koşuyorsa<br />

Saz diplerindeki ölümüne<br />

Tetikteki kurşunun içini çekmesi gibi, tıpkı öyle.<br />

Uyuyordun, dedikodulu ve kıskanç bir döşek<br />

sermişlerdi uykuna<br />

Uyuyordun, artık susturulmuş, ama hâlâ korkulu<br />

ürpertilerle komşu<br />

Ve yakışıklıydın, yirmi iki yaşın avuçlarındaydı bunlar<br />

Dört bölümlü şiirinde yazılıydı.<br />

Uyuyordun, başın yastığındaydı<br />

Boylu boyunca yaylanarak<br />

En genç efsaneydin başımızda<br />

Tetiğini çektiğin kurşun Etna yanardağına<br />

benziyordu<br />

Gittikçe büyüyordun, ama birdenbire eğilip<br />

Korkak ve değersizlerin ayağına yüz sürüyordun.<br />

Çeviri: Erdoğan Tokatlı


Ağustos<br />

Tam söz verdiği üzre<br />

İlk sabah güneşi perdeler arasından içeri girdi<br />

Ve safran renginde, meyilli bir çizgi<br />

Sedire ulaşıverdi.<br />

Güneşin sıcak cilası<br />

Kapladı yakın ormanı, köy evlerini<br />

Yatağımı, ıslak yastığımı<br />

Ve kitaplarımın arkasındaki duvarı.<br />

Yastığımın niçin ıslak olduğunu hatırlarım<br />

Geleceğinizi görmüştüm düşümde<br />

Birbiri ardısıra, ormanın içinden<br />

Beni uğurlamaya.<br />

Dağınık bir kalabalığın içinden yürüyordunuz<br />

Sonra biriniz hatırlamıştı<br />

Eski takvime göre<br />

Bugün Ağustos’un altısı, Tecelli Yortusu’ydu.<br />

Her zaman böyle bir gün Tabor dağından<br />

Alevsiz bir ışık gelir<br />

Ve sonbahar, bir levha gibi temiz<br />

Tüm bakışlar ona yönelir.<br />

Yürümüştünüz, küçük, dilenci çıplaklığında<br />

Titreyen kızılağaç korusu içinden<br />

Mezarlığın zencefil kızılı çalılığına<br />

Ballı bir petek gibi parlayıp birden.<br />

Gökyüzü ulu komşusuydu<br />

Susmuş ağaç doruklarının<br />

Ve uzaklık çağırıyordu uzaklıkları<br />

Çoktan uyuklamış ötüşlerinde horozların.<br />

Ağaçların arasında, kilise avlusunda<br />

Mezbaha memuru gibi durmuştu ölüm<br />

Ve bakmıştı solgun donuk yüzüme<br />

Ölçmek için mezarım, büyüklüğüm.<br />

Hepiniz işitebiliyordunuz net<br />

Yakınınızdaki bitkin sesi<br />

Benim yiten sesimdi o, peygamberane<br />

Yok olmanın henüz el değmediği.<br />

“Elveda gök mavisi ve altını<br />

Tecelli Yortusu’nun<br />

Bir kadının son okşayışlarıyla yumuşak<br />

Ölüm saatimin acılığı.<br />

edebi köşe: Boris Pasternak <<br />

Elveda süresiz yıllar<br />

Ve alçalış uçurumlarına<br />

Meydan okuyan kadın<br />

Ben alanıydım savaşınızın.<br />

Elveda gerilmiş kanatların köprüsü<br />

Özgür inatçılığı uçuşun<br />

Şekli dilde açıklanan dünya<br />

Yaratıcılık, mucizelerin çalışma gücü.”<br />

Nobel Ödülü<br />

Bitkinim, izlenen bir hayvan gibi<br />

Gürültü, şamata ardım sıra.<br />

Bir yerlerde insanlar, özgürlük, aydınlık<br />

Bir çıkış yolum yok dışarıya.<br />

Kara bir orman ve göl kıyısı<br />

Devrik bir köknar kütüğü karşımda<br />

Yolum kesilmiş dört bir yandan<br />

Olsun artık ne olacaksa.<br />

Ne yaptım, işlediğim suç ne,<br />

Katil miyim, mücrim miyim ben?<br />

Ülkemin güzelliği üstüne şiirlerimle<br />

Ben değil miyim dünyaya gözyaşı döktüren.<br />

Yine de, çok az kala ölümüme<br />

Gelecek bir zamana inanıyorum.<br />

Alçaklığı ve kötülüğü<br />

Aşacağına iyilik ruhunun.<br />

45<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

46<br />

> bas›nda biz


as›nda biz <<br />

47<br />

Ocak - fiubat - Mart


Ocak - fiubat - Mart<br />

48<br />

> <strong>AE</strong> ailesinden<br />

Rize’nin 94. Kurtuluş Yıl Dönümü Gecesi’ne<br />

sponsor olduk.<br />

Rize Vakfı’nın Rize’nin Düşman İşgalinden Kurtuluşunun 94. Yıldönümünde, Maslak Tim Show Center’da düzenlediği<br />

muhteşem organizasyon yoğun katılımla gerçekleşti. Volkan Konak’ın sahne aldığı programa İnşaat,<br />

Gıda, Denizcilik, Eğitim sektörünün önde gelen iş adamları ile Rize Vakfı üyelerinden yaklaşık 3000 kişilik<br />

katılım oldu.<br />

B<strong>AE</strong>’de doğum günleri...<br />

Mokhles ISLAM<br />

Mekanik Koordinator<br />

Ersen YÜCEL<br />

Maliyet Kontrol ve Planlama Müdürü<br />

Abu Dhabi ofisimizde çalışan<br />

Mekanik Koordinator Mokhles<br />

ISLAM ve Maliyet Kontrol<br />

ve Planlama Müdürü Ersen<br />

YÜCEL’in doğum günleri kutlandı.<br />

Arkadaşlarımıza nice seneler<br />

diliyoruz.


Ana yüklenici: IC İÇTAŞ- ASTALDİ İNŞ. A.Ş.<br />

<strong>AE</strong> <strong>ARMA</strong>-ELEKTROPANÇ<br />

ST.PETERSBURG’A UÇTU!<br />

Otel, AVM, Rezidans vb. projelere imza atan <strong>AE</strong> Arma-Elektropanç,<br />

Toplamda 208.000 m² kapalı alana sahip olan, Pulkova St.Petersburg Havaalanı’nın<br />

elektrik ve elektronik işlerini üstlendi.<br />

<strong>AE</strong> <strong>ARMA</strong>-ELEKTROPANÇ<br />

www.arma-elektropanc.com.tr<br />

Pulkova St. Petersburg Havaalanı<br />

www.facebook.com/armaelektropanc • www.twitter.com/armaelektropanc • www.linkedin.com/company/ae-arma-elektropanc<br />

TÜRKİYE • KKTC • RUSYA FEDERASYONU • AZERBAYCAN • BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ • KATAR • LÜBNAN • CEZAYİR

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!