erkek osteoporozu - Hacettepe Ãniversitesi Tıp Fakültesi
erkek osteoporozu - Hacettepe Ãniversitesi Tıp Fakültesi
erkek osteoporozu - Hacettepe Ãniversitesi Tıp Fakültesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
DERLEME <strong>Hacettepe</strong> T›p Dergisi 2005; 36:175-183<br />
Erkek <strong>osteoporozu</strong><br />
Ali Erkan Duman 1 , Gülay Sain Güven 2 , Alper Gürlek 3<br />
1 Araştırma Görevlisi, <strong>Hacettepe</strong><br />
Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />
İç Hastalıkları Anabilim Dalı,<br />
Ankara<br />
2 Uzman Dr., <strong>Hacettepe</strong><br />
Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />
İç Hastalıkları Anabilim Dalı,<br />
Genel Dahiliye Ünitesi, Ankara<br />
3 Prof. Dr., <strong>Hacettepe</strong><br />
Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />
İç Hastalıkları Anabilim Dalı,<br />
Endokrinoloji Ünitesi, Ankara<br />
Osteoporoz, 1993 yılındaki, konsensus konferansında, “frajilitede ve kırık riskinde<br />
artma ile sonuçlanan düşük kemik yoğunluğu ve kemik dokunun mikromimarisinin<br />
bozulması ile karakterize bir sistemik iskelet hastalığı” olarak tanımlanmıştır<br />
[1]. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH),<br />
2000 yılında bu tanımlamayı “kişide artmış kırık riskine eğilim yaratan kemik kuvvetindeki<br />
azalma ile karakterize metabolik kemik bozukluğu” şeklinde modifiye etmiştir.<br />
Kemik kuvveti, iki ana özelliğin (kemik yoğunluğu ve kemik kalitesi) bütünlüğünü<br />
yansıtır [2]. Kemik kalitesinin kliniğe tek uygulanabilir indeksi, hastanın<br />
tıbbi öyküsünde frajilite kırıklarının olmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) frajilite<br />
kırıklarını normal kemikte kırık oluşturmaya yetmeyecek bir hasar sonucu<br />
oluşan kırıklar olarak tanımlamıştır [3]. Klinik olarak frajilite kırığı, minimal bir<br />
travma sonucu (örneğin; ayaktayken yere düşmek gibi) oluşan kırıklardır.<br />
Tıp dünyasının birçok hastalıkta olduğu gibi, osteoporoza da cinsiyet yönelimli<br />
yaklaşmış olması ve kadınların daha çok osteoporoz riski altında olmaları nedeniyle,<br />
osteoporoz sanki sadece kadınların hastalığıymış gibi görülmüş ve <strong>erkek</strong> <strong>osteoporozu</strong><br />
hakkındaki bilgiler sınırlı olarak kalmıştır. Halbuki osteoporoz, <strong>erkek</strong>leri<br />
kadınlar kadar etkilemese de, <strong>erkek</strong>lerde de önemli bir problemdir ve <strong>erkek</strong>ler de<br />
yaşlanmayla birlikte ciddi miktarda kemik kaybına uğrar [4,5]. Yaşlı <strong>erkek</strong>lerin yaşa<br />
özgü kalça kırığı insidansları ve vertebral kırık prevalansları kadınlardakinin en<br />
az yarısı kadardır [6]. Ülkemizdeki rakamlar net olarak bilinmemekle birlikte<br />
ABD’de 2001 yılında osteoporoz için yaklaşık 17 milyar dolar harcama yapıldığı,<br />
bunun da 3-4 milyar dolarının <strong>erkek</strong> <strong>osteoporozu</strong> için harcandığı tahmin edilmektedir<br />
[7,8].<br />
Osteoporozun <strong>erkek</strong>lerde de önemli bir problem olduğunun anlaşılması sonucu<br />
bu alandaki çalışmalar ve bilgiler de giderek artmaktadır. Bu nedenle biz de bu<br />
yazımızda <strong>erkek</strong> <strong>osteoporozu</strong>nu gözden geçirmeyi uygun bulduk.<br />
EP‹DEM‹YOLOJ‹<br />
Ülkemizdeki <strong>erkek</strong> <strong>osteoporozu</strong> hakkında elimizde yeterli veri yoktur. 2002 yılı<br />
verilerine göre, ABD’de 2 milyon <strong>erkek</strong>te osteoporoz mevcuttur ve ilaveten 12<br />
milyon <strong>erkek</strong>te de düşük kemik kitlesi bulunmaktadır [9]. Buna karşın 4-6 milyon<br />
Amerikalı kadında osteoporoz, 13-17 milyon Amerikalı kadında da düşük kemik<br />
kitlesi mevcuttur.<br />
Erkekler için hayat boyu osteoporotik kırık riski %13’tür ve tüm kalça kırıklarının<br />
1/3’ü osteoporotik kırıktır [10,11].<br />
Yukarıdaki verilerin de işaret ettiği gibi osteoporoz <strong>erkek</strong>lerde kadınlara oranla<br />
daha az görülür, bu farkın nedenleri çok çeşitli olabilir. En önemli neden menopozdur.<br />
Erkeklerin beklenen yaşam süreleri daha kısa olduğu için, <strong>erkek</strong>lerin oste-<br />
Cilt 36 • Say› 3 • 2005<br />
175
Duman, Sain Güven ve Gürlek<br />
oporoz komplikasyonları ile karşılaşacak yeterli sürelerinin<br />
olmadığı yönünde bir tespit yapılmaktadır. Erkeklerde<br />
kadınlara göre daha az osteoporoz görülmesine<br />
karşın osteoporozla ilişkili istenmeyen sonuçlar daha<br />
çok görülmektedir ve bununla ilişkili mortalite oranları<br />
da kadınlara göre daha yüksek olmaktadır [8,12-16].<br />
Osteoporozun <strong>erkek</strong>lerde ileri yaşta görülmesi bu sonuçların<br />
önemli bir nedeni gibi görülmektedir [17].<br />
Erkeklerle kadınlar arasında iskelet boyutu ve toplam<br />
kemik mineral içeriği açısından önemli farklar vardır.<br />
Doruk kemik kitlesine ulaşılan yaşlarda volümetrik<br />
yoğunluklar arasında (g/cm 3 ) belirgin bir fark olmamasına<br />
rağmen alansal yoğunluk ölçüldüğünde <strong>erkek</strong>ler<br />
kadınlara oranla yaklaşık %8-10 civarında daha fazla<br />
doruk kemik kitlesi kazanır [18]. Bu fark <strong>erkek</strong>lere mekanik<br />
bir avantaj sağlar. Ek olarak, <strong>erkek</strong>lerde yaşlanma<br />
ile birlikte, tübüler ve aksiyel kemiklerin boyutlarında<br />
artma olur çünkü <strong>erkek</strong> iskeletindeki periosteal kemik<br />
yapımı kadınlardakine göre daha fazladır. Bu da <strong>erkek</strong><br />
iskeleti için bir avantaj sağlar. Ancak bu koruyucu mekanizma,<br />
kemik periosteal bölgelerinin daha az aktif olduğu<br />
kalça bölgesinde çok fayda sağlayamaz. Yaşa bağlı kemik<br />
kaybı her iki cinste de görülmesine rağmen menopozda<br />
kadınlarda ortaya çıkan östrojen yetersizliği kemik<br />
kaybının daha fazla olmasına neden olur. Bunun<br />
aksine <strong>erkek</strong>lerde testesteron düzeyleri nispeten sabit<br />
kalır. Kadınlar menopozdan sonraki 10 yılda hızlandırılmış,<br />
geçici bir kemik kaybı evresine girer ve bu süngerimsi<br />
kemik kayıplarının (vertebra ve distal ön koldaki)<br />
%20-30’undan, kortikal kemik kayıplarının da (proksimal<br />
femur ve orta ön koldaki) %5-10’undan sorumludur<br />
[4]. Bu kemik kaybı evresi, tip 1 osteoporoz sendromuna<br />
yol açar ki; bu da menopozdan sonraki 15-20<br />
yıl boyunca sürer ve akut vertebral kompresyon kırıkları<br />
ve distal önkol (Colles’) kırıkları ile karakterizedir<br />
[19]. Daha sonra kemik kaybının bu hızlı safhası yavaşlar<br />
ve altta yatan sürekli olarak devam eden yavaş kemik<br />
kaybı evresinin geç safhası ile birleşir. Bu modelin<br />
tersine, <strong>erkek</strong>lerde menopozdakine benzer bir dönem<br />
yoktur ve bundan dolayı da hızlı kemik kaybı evresi görülmez,<br />
bununla birlikte <strong>erkek</strong>lerde yavaş ve sürekli bir<br />
kemik kaybı süreci vardır. Yaşam boyu, bu yavaş evre<br />
kortikal kemik kayıplarının yaklaşık %20-30’undan sorumludur<br />
ve her iki cinste tip 2 osteoporoz sendromuna<br />
neden olur [4]. Bu sendromla ilişkili majör kırıklar<br />
proksimal femurdaki ve vertebra kenarlarındaki kırıklardır.<br />
Süngerimsi ve kortikal kemiklerin değişik bölgelerinde<br />
de bu sendromla ilişkili kırıklar görülebilir.<br />
Erkeklerde kırıklar kadınlara nazaran daha az görülür.<br />
Erkeklerdeki kemik kırılganlığının daha az olmasına<br />
neden olan faktörleri şu şekilde özetlenebilir [20]:<br />
176<br />
1. Daha yüksek bir doruk kemik kitle ve boyutu,<br />
2. Daha yüksek doruk kemik kitlesi nedeniyle daha<br />
düşük oranda kemik kaybı,<br />
3. Kadınlarda görülen trabeküler tabakanın perforasyonu<br />
ve konnektivite kaybının aksine azalmış kemik<br />
yapımı sonucu trabeküler kemik kaybının incelme ile<br />
olması,<br />
4. Daha az endokortikal rezorbsiyon ve daha fazla<br />
periosteal kemik oluşumu sonucu kortikal incelmenin<br />
kemiklerde daha az olması,<br />
5. Erkeklerdeki intrakortikal porozitenin kadınlara<br />
göre daha az olması.<br />
ETYOLOJ‹ ve SINIFLANDIRMA<br />
Erkeklerde osteoporoz primer ve sekonder olarak sınıflandırılabilir.<br />
Primer osteoporoz yaşla ilişkili ya da<br />
idiyopatik olabilir. Yaşa bağlı osteoporoz 70 yaş üstü <strong>erkek</strong>lerde<br />
görülme eğilimindedir. Kalsiyum absorbsiyonunda<br />
ve vitamin D aktivasyonunda azalma, osteoblastların<br />
fonksiyonlarında ve yaşam sürelerinde azalma<br />
ve seks hormonlarının konsantrasyonlarında azalma<br />
sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir [21-25].<br />
Erkekte idiyopatik osteoporoz varlığından bahsedebilmek<br />
için hepatik, adrenal ve gonadal fonksiyonların,<br />
serum kalsiyum, fosfor, 25-hidroksivitamin D, 1-25 hidroksivitamin<br />
D, PTH düzeylerinin normal olması gerekir.<br />
İdiyopatik osteoporozda idrarda günlük kalsiyum<br />
atılımı normaldir. İdrarda ve serumda kemik dönüşüm<br />
belirteçleri normal sınırlardadır. Bilezikian ve arkadaşlarının<br />
bildirdiğine göre idiyopatik <strong>osteoporozu</strong> olan <strong>erkek</strong>lerde<br />
T skoru genellikle -3.0’ün altındadır [17].<br />
İdiyopatik osteoporozda etyolojik faktörler hakkında<br />
spekülasyonlar vardır fakat bu faktörler arasında<br />
özellikle “insulin like growth factor (IGF)-1” ön plana<br />
çıkmıştır. Birkaç çalışmada IGF-1 değerlerinde belirgin<br />
düşüklük gösterilmiş ve bu düşüklükler vertebra ve önkoldaki<br />
azalmış kemik dansitesi ile korele bulunmuştur<br />
[26-28]. Yaşla birlikte doğal olarak IGF-1 düzeyleri düşer<br />
fakat bu düşüş, idiyopatik <strong>osteoporozu</strong> olan <strong>erkek</strong>lerde<br />
beklenenden daha fazladır. Büyüme hormonu (GH) eksikliği<br />
bu düşüşü açıklar gibi görünmemektedir, çünkü<br />
bu <strong>erkek</strong>ler GH stimülasyon testlerine normal yanıt verebilir<br />
[29]. Bununla birlikte yine de GH dinamiğinde,<br />
sirkadyen ritm ya da pulsatilite açısından kolay fark<br />
edilmeyecek bozukluklar olabilir [17]. IGF-1 düzeyindeki<br />
azalmalar, transkripsiyon başlangıç bölgesinden 1 kb<br />
yukarıdaki değişken sitozin-arabinozid tekrarlarından<br />
oluşan IGF-1 geninin polimorfik bölgesinin özel bir allelik<br />
(no: 192) konfigürasyonu ile ilişkili gibi görünmektedir.<br />
İdiyopatik <strong>osteoporozu</strong> olanlardaki homozigozite<br />
frekansı %64’tür ve bu frekans kontrol popülasyonlarındakinin<br />
iki katıdır [30]. Bu allel için gen fre-<br />
H ACETTEPE T IP D ERG‹S‹
Erkek <strong>osteoporozu</strong><br />
kansı %90’dan fazla bulunmuştur. 192/192 genotipi<br />
olanlarda IGF-1 düzeyleri başka genotipe sahip olanlardan<br />
anlamlı olarak daha düşüktür. Bu konuda devam<br />
eden çalışmaların söz konusu allel ile ilgili daha fazla<br />
bilgi sağlayacağı düşünülmektedir.<br />
Erkeklerde idiyopatik osteoporoz kendini kırıklar ya<br />
da sırt ağrısı ile gösterir [26,27,31-33]. Bu prezentasyon,<br />
<strong>osteoporozu</strong> olan tipik postmenopozal kadınlardakinden<br />
farklıdır, çünkü postmenopozal osteoporoz tanısı<br />
semptom olmamasına rağmen giderek artan oranda yapılan<br />
kemik dansite ölçümü ile konulmaktadır. Erkeklerde,<br />
iyi tanımlanmış risk faktörleri varlığında bile kemik<br />
dansite ölçümü çok sık yapılmamaktadır [17].<br />
Eğer <strong>osteoporozu</strong> açıklayacak altta yatan bir durum<br />
söz konusu ise bu durumda sekonder osteoporoz tanısı<br />
konulabilir. Sekonder osteoporoz nedenlerini şu şekilde<br />
sıralayabiliriz [11]:<br />
1. Hipogonadizm,<br />
2. Glukokortikoid fazlalığı,<br />
3. Alkolizm,<br />
4. Gastrointestinal hastalıklar,<br />
5. Hiperkalsiüri,<br />
6. Sigara kullanımı,<br />
7. Antikonvülzan kullanımı,<br />
8. İmmobilizasyon,<br />
9. Osteogenezis imperfekta,<br />
10. Homosistinüri,<br />
11. Sistemik mastositozis,<br />
12. Neoplastik hastalıklar,<br />
13. Romatoid artrit,<br />
14. Tirotoksikoz.<br />
PATOF‹ZYOLOJ‹<br />
Kadınlarda östrojenin kemik metabolizmasını düzenlemedeki<br />
rolü iyi bilinmekle birlikte, <strong>erkek</strong>lerde östrojen<br />
ve testesteronun kemik döngüsüne rölatif katkıları<br />
tam bilinmemektedir. Erkeklerdeki dominant seks<br />
steroidi testesteron olduğundan doğal olarak kadınlarda<br />
kemik metabolizmasında östrojenin oynadığı majör<br />
rolün <strong>erkek</strong>lerde testesteron tarafından oynandığı düşünülebilir.<br />
Ancak gerçekte durum tam da böyle değildir.<br />
İki nadir doğal deneysel gözlem <strong>erkek</strong> <strong>osteoporozu</strong>nda<br />
östrojenin oynadığı rol hakkında ilginç bilgiler<br />
edindirmiştir. Bunlardan biri Smith ve arkadaşlarının<br />
bildirdiği östrojen reseptör-α (ER-α) geninde homozigot<br />
mutasyonlar taşıyan (östrojene yanıtsız) osteoporotik<br />
bir <strong>erkek</strong>tir [34]. Bu <strong>erkek</strong>te testesteron ve östrojen<br />
seviyeleri normal olmakla birlikte östron ve östradiol<br />
seviyeleri normalin iki-üç katı kadar yüksek bulunmuştur.<br />
Bir diğeri ise Morishima ve Karani tarafından ayrı<br />
ayrı tanımlanmış aromataz geninde mutasyonu olan<br />
(östrojen sentezleyemeyen), osteopenisi olan epifizleri<br />
kapanmamış ve kemik dönüşüm belirteçleri yüksek<br />
olan iki erkeğin tanımlandığı vakalardır [35,36]. Bu <strong>erkek</strong>lerde<br />
ise üç majör androjen androstenedion, testesteron<br />
ve dihidrotestesteron seviyeleri yüksek olmakla<br />
birlikte östron ve östradiol düzeyleri ölçülememiştir.<br />
Aromataz geninde mutasyon olan vakalarda östrojen<br />
tedavisi kemik kitlesinde artmaya yol açmıştır [36-38].<br />
Fakat Smith ve arkadaşlarının tanımladığı vakada östrojen<br />
tedavisi östrojene hedef organ direnci nedeniyle işe<br />
yaramamıştır. Tüm bu vakalar, <strong>erkek</strong>lerde doruk kemik<br />
kitlesine ulaşmada östrojenin rolünü ortaya koymaktadır.<br />
Fakat yaşlanan <strong>erkek</strong>lerde östrojenin kemik döngüsü<br />
düzenlemede (dolayısıyla kemik kaybını önlemede)<br />
rolü olduğu konusunda bir fikir vermemektedir.<br />
Son zamanlarda <strong>erkek</strong>lerde yapılan kesitsel gözlemsel<br />
çalışmalarda östradiolün özellikle de “sex hormone<br />
binding globulin (SHBG)”e bağlı olmayan serbest östradiolün<br />
total ya da serbest testesterona göre kemik mineral<br />
dansitesi (KMD) ölçümleri ile daha iyi korelasyon<br />
gösterdiği bulunmuştur [21,39-45]. Amin ve arkadaşları,<br />
testesteron eksikliği olan [testesteron seviyeleri 10.4<br />
mmol/L (300 ng/dL)’nin altında] <strong>erkek</strong>lerin seçildiği bir<br />
çalışmada, serum östradiol düzeylerinin serum testesteron<br />
düzeylerine göre KMD’yi belirlemede daha güçlü bir<br />
belirleyici olduğunu ortaya koymuştur [45]. Başka bir<br />
çalışmada, ortalama yaşları 68 olan 59 <strong>erkek</strong>te endojen<br />
testesteron ve östrojen yapımları elimine edilmiş, önce<br />
fizyolojik testesteron ve östrojen replasmanı altında kemik<br />
döngüsü üzerine olan etkiler değerlendirilmiş, daha<br />
sonra testesteron ve östrojenin her ikisinin birden kesilmesinin,<br />
sadece östrojen kesilmesinin, sadece testesteron<br />
kesilmesinin ya da her ikisine birden devam etmenin<br />
kemik döngüsü üzerindeki etkisi incelenmiş ve sonuçta<br />
östrojen ve testesteronun her ikisinin de kemik<br />
oluşumunu devam ettirmede önemli olmasına rağmen<br />
östrojenin kemik rezorpsiyonunu düzenleyen majör<br />
seks steroidi olduğu gerçeği ortaya konulmuştur [46].<br />
Ancak bu veriler <strong>erkek</strong>lerde androjenlerin kemik<br />
metabolizmasında rolü olmadığı yönünde yanlış bir<br />
düşünceye kapılmamıza da neden olmamalıdır. Erkeklerin<br />
kemikleri daha büyüktür, çap olarak daha geniş olmaları<br />
nedeniyle biyomekanik olarak daha güçlüdür ve<br />
yüke daha dayanıklıdır. Erkeklerdeki bu farkı yaratanın<br />
testesteron olduğu aşikardır. Her ne kadar yaşla birlikte<br />
total serum testesteron ve östrojen seviyeleri rölatif olarak<br />
sabit kalırsa da, bu hormonların serbest fraksiyonları,<br />
80 yaşından sonra genç bir erişkin <strong>erkek</strong>teki değerlere<br />
göre %3-50 arasında bir oranda azalır [47]. Endokrin<br />
bozukluklar ya da pitüiter gonadal aksın farmakolojik<br />
Cilt 36 • Say› 3 • 2005<br />
177
Duman, Sain Güven ve Gürlek<br />
süpresyonu sonucu (örneğin; LHRH’nin prostat kanserinde<br />
kullanılması) oluşan testesteron eksikliği artmış<br />
kemik kaybına yol açar [48,49]. Testesteron tedavisi alan<br />
hipogonadal <strong>erkek</strong>lerde gözlenen KMD’de artış androjenlerin<br />
ya artmış kemik oluşumu ya da azalmış kemik<br />
rezorbsiyonu sonucu osteotrofik etki gösterdiklerini kanıtlamaktadır<br />
[50]. Androjen insensitivitesi sendromları<br />
olan hastalarda yapılan çalışmaların sonuçları da androjenlerin<br />
<strong>erkek</strong> iskelet fenotipi gelişimi, özellikle de boyutu<br />
üzerinde de direkt bir rolleri olduğu gerçeğini ortaya<br />
koymaktadır [51]. Ayrıca, androjenlerin östrojene aromatizasyonu<br />
sonucu indirekt olarak da kemik metabolizması<br />
üzerinde etkilerinin olduğu söylenebilir.<br />
TANI<br />
Günümüzde osteoporoz tanısı, dual-enerji X-ray absorbsiyometri<br />
(DEXA) yöntemi ile KMD ölçümüne dayanmaktadır.<br />
Osteoporoz tanısı için standart referans<br />
proksimal femurdan DEXA ölçümüdür, fakat diğer bölgelerdeki<br />
osteoporoz olasılığı da yakın klinik değerlendirmeyi<br />
gerektirmektedir [52]. Kırık riski değerlendirmesi<br />
total kalça, femur boynu ve lomber vertebradaki<br />
en düşük KMD ölçümlerine dayanarak yapılmalıdır.<br />
DEXA, güvenilirliği, geçerliliği, hızı, kullanım kolaylığı<br />
ve rölatif olarak daha düşük iyonize radyasyon düzeyleri<br />
nedeniyle KMD tanısı için en yaygın kullanılan tekniktir<br />
[53]. DSÖ tarafından KMD T skorunun < -2.5 olması<br />
ile yapılan osteoporoz tanımı, beyaz postmenopozal<br />
kadınlar içindir [1]. T skoru, verilen bir KMD ölçümünün<br />
normal gençlerdeki (genellikle ortalama 30 yaşındaki<br />
sağlıklı bir birey) ortalama KMD’den standart<br />
sapması olarak tanımlanmaktadır. Fakat bu standart geçerliliği<br />
ve uygunluğu araştırılmaksızın değişik ırklar<br />
için ve de <strong>erkek</strong>ler için kullanılmıştır. Yine de, frajilite<br />
kırığı öyküsü olması haricinde, KMD <strong>erkek</strong>lerdeki kırık<br />
riskinin en kuvvetli belirleyicisidir [54-59].<br />
Erkek <strong>osteoporozu</strong>nda kesin olmayan konulardan biri<br />
de, osteoporoz tanısında <strong>erkek</strong> eşik değerlerinin mi yoksa<br />
kadın eşik değerlerinin mi kullanılacağıdır. “National<br />
Health and Nutrition Examination Survey (NHANES)”<br />
çalışmasında, kadınlarda kullanılan eşik değerler kullanıldığında<br />
beyaz, hispanik ve siyah <strong>erkek</strong>lerde osteoporoz<br />
oranları sırasıyla %4, %2 ve %3 olarak bulunmuştur<br />
[60]. Ama <strong>erkek</strong>lere özgü KMD eşik değeri oluşturulduğunda<br />
bu oranlar sırasıyla %7, %3 ve %5 olarak değişmiştir.<br />
Başka bir çalışmada 50 yaş üstündeki beyaz <strong>erkek</strong>ler<br />
için kadın eşik değerleri kullanıldığında kalça,<br />
vertebra ve distal ön kolda %3 oranında osteoporoz<br />
oranı tespit edilmişken, <strong>erkek</strong>lere özel eşik değerlerinin<br />
kullanılmasıyla bu oran %19’a çıkmıştır ve bu da %13<br />
olan yaşam boyu kırık riski ile uyumludur [58]. Yine de<br />
Selby ve arkadaşlarının yaptığı araştırmada hem <strong>erkek</strong>lerde<br />
hem de kadınlarda aynı mutlak KMD değerlerinde<br />
kırık geliştiği gösterildiğinden, <strong>erkek</strong> <strong>osteoporozu</strong><br />
için en uygun KMD eşik değeri olarak neyin seçileceği<br />
konusunda bir görüş birliği yoktur [61]. Bu noktada <strong>erkek</strong>lerde<br />
osteoporoz tanısı için en uygun olanı <strong>erkek</strong>lere<br />
özel eşik değerler ile birlikte diğer klinik risk faktörlerinin<br />
kullanılması olacaktır.<br />
Üzerinde durulması gereken diğer bir konu da kimlere<br />
KMD taraması yapılacağıdır. Elli yaşın üstünde, ailesinde<br />
osteoporoz öyküsü, boy kısalması, frajilite kırığı<br />
ve kemik kaybına predispozisyon yaratan hastalığı<br />
olan ya da ilaç kullanan <strong>erkek</strong>lere KMD ölçümü yapmak<br />
uygun olacaktır. Yetmiş yaş üstündeki <strong>erkek</strong>lerde<br />
risk faktörlerine bakılmaksızın kemik yoğunluk ölçümü<br />
yapılmalıdır, çünkü bu yaş grubunda kalça kırığı insidansı<br />
artmaktadır [57,62].<br />
OSTEOPOROZUN ÖNLENMES‹<br />
1. Kalsiyum ve vitamin D<br />
Birçok çalışmada kalsiyum ve D vitamini desteği<br />
alan hastalarda kemik kaybının yavaşladığı gösterilmiştir.<br />
Diyetle günlük olarak alınması gereken kalsiyum ve<br />
vitamin D, 19-50 yaşları arasında <strong>erkek</strong>ler için, sırasıyla<br />
1000 mg ve 400 IU’dir; 50 yaşından sonra ise almaları<br />
gereken kalsiyum miktarı 1500 mg/güne, vitamin D ise<br />
800 IU/güne çıkmaktadır [63]. Kalsiyum ve vitamin<br />
D’nin osteoporoz tedavisinde gerekli yardımcı ögeler<br />
olduğunu ama tek başlarına yeterli olmadıklarını unutmamak<br />
gerekir.<br />
2. Egzersiz<br />
Büyüme sırasında ağırlıkla yapılan egzersizler kemik<br />
kitlesini arttırır. Düzenli fiziksel aktivitenin aktivite<br />
yapmamaya göre kalça kırığı riskini azalttığı gösterilmiştir<br />
[64]. Ancak bu yararlı etki egzersiz bırakıldığında<br />
ortadan kalkmaktadır. Egzersizin kemik kırığını azaltmadaki<br />
en önemli etkisi kas gücünü arttırarak kas koordinasyonunu<br />
arttırması ve böylece düşme riskini azaltmasındandır<br />
[65].<br />
3. Diğer yaşam tarzı değişiklikleri<br />
Osteoporozun önlenmesi için sigaranın bırakılması,<br />
fazla alkol alımından kaçınılması, diyetle alınan kalsiyumun<br />
ve D vitamininin arttırılması ve yeterli güneş<br />
ışığına maruz kalınması önemlidir.<br />
TEDAV‹<br />
Kadınlarla kıyaslandığında <strong>erkek</strong>lerde, osteoporoz<br />
alanında yapılmış çalışmaların azlığı nedeniyle, <strong>erkek</strong>ler<br />
için kabul edilmiş tedavi seçenekleri daha azdır. “Food<br />
and Drug Administration (FDA)” tarafından kadınlarda<br />
osteoporoz tedavisi için onaylanmış beş ajan<br />
178<br />
H ACETTEPE T IP D ERG‹S‹
Erkek <strong>osteoporozu</strong><br />
mevcut iken, <strong>erkek</strong>lerde sadece oral alendronat sodyum<br />
ve teriparatid enjeksiyonu onay almıştır. Risedronatın<br />
da yakın gelecekte onay alması beklenmektedir.<br />
Tedaviler antiresorbtif ve anabolik tedaviler olarak<br />
ikiye ayrılabilir.<br />
1. Antiresorbtif tedavi<br />
a. Bisfosfonatlar: Bisfosfonatlar, özellikle de ikinci<br />
kuşak amino-bisfosfonatlar (alendronat ve risedronat)<br />
<strong>erkek</strong>lerdeki osteoporoz tedavisi için ilk seçenek ilaçlardır.<br />
Bisfosfonatlar, osteoklastik kemik rezorbsiyonunu<br />
inhibe ederek ve osteoklastik apopitozisi arttırarak işlev<br />
görür. Bisfosfonatların <strong>erkek</strong> <strong>osteoporozu</strong>nda kullanımına<br />
dair sadece birkaç çalışma vardır. Bunlar içinde en<br />
geniş kapsamlı olanı Orwoll ve arkadaşları tarafından<br />
yapılan randomize kontrollü bir çalışmadır [66]. Bu çalışmada,<br />
üçte birinde serum testesteron düzeyleri düşük<br />
ve yaş ortalaması 63 olan 241 <strong>erkek</strong>te 10 mg/gün alendronatın<br />
etkisi iki yıllık bir süreçte plasebo ile karşılaştırılmış<br />
ve alendronatın tüm ölçüm bölgelerinde bazal<br />
değerlere göre KMD’yi arttırdığı ve plasebo ile karşılaştırıldığında<br />
vertebral kırık insidansını anlamlı olarak<br />
azalttığı (%0.8’e karşı %7.1, p= 0.02) gösterilmiştir. Ancak<br />
bu ilaçların kırıkları önlemedeki etkinliğine yönelik<br />
kanıtlar kadınlardaki kadar güçlü değildir ve primer<br />
sonlanım noktası olarak kalça ve vertebral kırıklardaki<br />
azalmayı hedef seçen daha uzun süreli çalışmalara ihtiyaç<br />
vardır.<br />
Günümüzde <strong>erkek</strong> <strong>osteoporozu</strong> tedavisinde FDA tarafından<br />
onaylanmış tek bisfosfonat alendronattır. Bu<br />
ilaç için tavsiye edilen tedavi dozu günde bir kez 10 mg<br />
veya haftada tek doz 70 mg’dır.<br />
Üç aydan daha uzun süre 7.5 mg/gün prednizolona<br />
eşdeğer dozda kullanılan glukokortikoidler yüksek<br />
oranda kemik kaybı ve kırık riskine yol açmaktadır. Erkeklerde<br />
steroide bağlı <strong>osteoporozu</strong>n önlenmesi ve tedavisinde<br />
etkinliği gösterilmiş tedavi seçenekleri alendronat<br />
10 mg/gün veya 70 mg/hafta, siklik etidronat<br />
(Kanada’da kullanılmaktadır), risedronat 5 mg/gün ve<br />
oral bisfosfonatları tolere edemeyenler (Kanada’da kullanılmaktadır)<br />
için intravenöz pamidronattır [67-71].<br />
Bisfosfonatların kullanımına bağlı en sık yan etkiler<br />
kadın ve <strong>erkek</strong>lerde benzerdir ve üst gastrointestinal sistem<br />
yan etkilerini (dispepsi ve karın ağrısı gibi) içerir.<br />
Ciddi böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi < 30 mL/dakika<br />
altında), strüktür ve akalazya gibi özefagusun boşalmasını<br />
geciktiren anomalilerin varlığında alendronat<br />
kullanımı kontrendikedir.<br />
Cilt 36 • Say› 3 • 2005<br />
b. Kalsitonin: Kalsitonin, osteoklastların sayı ve aktivitesini<br />
azaltmak suretiyle kemik rezorbsiyonunu inhibe<br />
eden bir polipeptid hormondur. Kalsitoninin <strong>erkek</strong>lerde<br />
kullanımına ilişkin bilgiler son derece sınırlıdır ve<br />
bu konudaki çalışmalar yok denecek kadar azdır. Trovas<br />
ve arkadaşlarının yaptığı 12 aylık prospektif kontrollü<br />
bir çalışmada lomber vertebra ya da femur boynu T skoru<br />
-2.5’in altında olan 28 <strong>erkek</strong> (yaş ortalaması 52) iki<br />
gruba ayrılmış, bir gruba plasebo bir gruba da günlük<br />
200 IU intranazal kalsitonin verilmiştir [72]. Bütün <strong>erkek</strong>lere<br />
günlük 500 mg kalsiyum desteği verilmiştir.<br />
Kalsitonin alan grupta lomber vertebra KMD’sinde<br />
%7.1 ± %1.7’lik artma olmuş, bu oran plasebo grubunda<br />
%2.5 ± %1.5 olarak bulunmuştur. Femur boynu<br />
KMD’sinde anlamlı değişiklikler kaydedilmemiştir. Kalsitonin<br />
grubunda bir, plasebo grubunda ise iki kırık görülmüştür.<br />
Ancak bu çalışma bu konuda kesin kanıya varmak<br />
için yeterli değildir ve sonuçları doğrulamak için daha<br />
ileri çalışmalara ihtiyaç duyulduğu açıktır.<br />
c. Androjen tedavisi: Androjenler osteoblastları stimüle<br />
edip, osteoklastları inhibe ederek kemik homeostazında<br />
önemli bir role sahip gibi görünmektedir [25].<br />
Daha önce de değinildiği üzere androjenlerin etkilerini<br />
direkt olarak mı yoksa östradiole dönüşüm yoluyla mı<br />
gösterdikleri konusu netlik kazanmamıştır. Hipogonadizmin<br />
<strong>erkek</strong>lerdeki en sık sekonder osteoporoz nedeni<br />
olduğu ve kırık riskini arttırdığı bilinmektedir. Gösterilmiş<br />
hipogonadizmi olan, özellikle de epifizleri açık <strong>erkek</strong>lerde<br />
testesteron tedavisinin KMD’yi anlamlı olarak<br />
arttırdığı gösterilmiştir [11,73,74]. Bu popülasyonda<br />
testesteron tedavisinin kırık riski üzerine etkisi prospektif<br />
olarak değerlendirilmemiştir. Snyder ve arkadaşlarının<br />
hipogonadal <strong>erkek</strong>lerde yaptığı bir çalışmada iki<br />
yıllık transdermal testesteron tedavisi sonrası lomber<br />
vertebra KMD’si %7.7 (p< 0.001), femur trokanter<br />
KMD’si %4.0 (p= 0.02) artmıştır [75]. Her ne kadar testesteron<br />
tedavisi hipogonadal <strong>erkek</strong>lerde lomber vertebra<br />
ve femur trokanterik bölgede KMD’yi artırmışsa<br />
da kalça ve radius gibi kortikal bölgelerde yararlı etkisi<br />
gösterilememiştir.<br />
Gonadal fonksiyonları normal olan osteoporotik <strong>erkek</strong>lerde<br />
(osteoporotik <strong>erkek</strong>lerin önemli bir kısmını<br />
teşkil etmektedirler) androjenin etkisi pek belirgin değildir.<br />
Yine Snyder ve grubunun yayınladığı randomize<br />
kontrollü bir çalışmada 65 yaş üstü 108 erkeğe 36 ay<br />
boyunca transdermal olarak verilen testesteronun, bazal<br />
testesteron seviyesi düşük olan <strong>erkek</strong>lerde etkili olduğu,<br />
fakat normal testesteron düzeyleri olan <strong>erkek</strong>lerde<br />
anlamlı bir etkisinin olmadığı gösterilmiştir [76].<br />
Testesteron tedavisi için değişik seçenekler mevcuttur.<br />
İntramusküler testesteron enjeksiyonları hasta için<br />
en ucuz yol olsa da, bu yol ideal değildir. Çünkü hormon<br />
düzeylerinde ciddi dalgalanmalara neden olabilir,<br />
179
Duman, Sain Güven ve Gürlek<br />
ağrılıdır ve uygulama için sık olarak hekime başvuruyu<br />
gerektirir [77]. Tipik doz rejimi iki haftada bir intramusküler<br />
olarak uygulanan 100-150 mg’dır [78]. Cilde yapıştırılan<br />
ilaç emdirilmiş yama (transdermal patch) ya<br />
da topikal şeklinde uygulanım daha pahalıdır ancak fizyolojik<br />
diürnal testesteron düzeyleri elde edilebilmektedir.<br />
Günlük olarak bir ya da iki yama (günlük 5 mg testesterona<br />
eşdeğerdir) akşam vakitlerinde ya da %1 testesteron<br />
jelinin 50 mg dozu gündüz saatlerinde vücudun<br />
değişik bölgelerine (üst kol, sırt, kalça, karın, uyluk)<br />
uygulanabilir. Lokal cilt reaksiyonları sorun olabilir,<br />
bu etki jel formunda daha az sıklıkta görülmektedir.<br />
Trans-skrotal yama diğer bir seçenektir ve transdermal<br />
yol gibi daha uygun testesteron düzeyleri sağlanabilir.<br />
Günlük olarak 4 mg’lık ya da 6 mg’lık patch, kuru, traş<br />
edilmiş skrotal deriye uygulanır ve 22-24 saat boyunca<br />
bırakılır.<br />
Testesterona bağlı yan etkiler akne, ödem, uyku apnesi,<br />
dislipidemi, polisitemi, azospermi, jinekomasti ve<br />
prostat bozukluklarıdır. Prostat kanseri öyküsü olanlarda<br />
testesteron kontrendikedir. Testesteron tedavisi sırasında<br />
bazal hematokrit, lipid paneli, prostat-spesifik antijen<br />
bakılmalı ve altı ayda bir bu değerler kontrol edilmelidir.<br />
Güncel kanıtlar ışığında, testesteron tedavisi, hipogonadizmi<br />
olan <strong>erkek</strong>ler için, kar zarardan fazla ise, <strong>osteoporozu</strong>n<br />
önlenmesinde bir seçenektir. Yine de<br />
alendronat ve teriparitidin hipogonadizmi olan <strong>erkek</strong>lerde<br />
etkili olduğu gösterilmiş olduğundan dolayı bu<br />
grupta seçilecek ilaç bu iki ilaçtan biri olmalıdır [37].<br />
2. Anabolik tedaviler<br />
a. İnsan paratiroid hormonu: Rekombinant DNA teknolojisiyle<br />
üretilmiş olan insan paratiroid hormonu, teriparatid,<br />
osteoporoz tedavisinde FDA tarafından onaylanmış<br />
olan ilk anabolik ajandır. Etkisini osteoblast<br />
farklılaşmasını, fonksiyonunu ve yaşam süresini arttırarak<br />
gösterir [77].<br />
Bu konuda yapılmış çok fazla çalışma yoktur. Yine<br />
de ilk bilgiler KMD ve kırık riski üzerine PTH’nin pozitif<br />
etkiler gösterdiği yönündedir. İlk çalışma Kurland ve<br />
arkadaşları tarafından yaş ortalaması 50 olan idiyopatik<br />
osteoporozlu 23 <strong>erkek</strong>te yapılmıştır [79]. Bu hastaların<br />
%78’inin erişkin yaşlarda kırık öyküsü mevcuttur. Hastaların<br />
hepsi günlük 1500 mg kalsiyum ve 400 IU vitamin<br />
D almakta iken iki gruba randomize edilmiş, bir<br />
gruba plasebo diğer gruba da 400 IU (yaklaşık 20 µg’a<br />
eşdeğer) PTH verilmiştir. Onsekiz aylık tedavi sonrası<br />
plasebo ile karşılaştırıldığında tedavi alan grupta lomber<br />
vertebra ve femur boynu KMD’lerinde anlamlı bir<br />
artış sağlandığı tespit edilmiştir (lomber vertebra:<br />
%13.5 tedavi grubu, plasebo grubunda değişiklik yok;<br />
femur boynu: %2.9 ± %1.5 tedavi grubu, plasebo grubunda<br />
değişiklik yok). Çalışma süresince karşılaştırma<br />
yapmaya olanak tanıyacak kadar kırık görülmemiştir.<br />
İkinci çalışma ise Orwoll ve arkadaşları tarafından,<br />
yaş ortalaması 59 olan osteoporotik 437 <strong>erkek</strong>te yapılmıştır<br />
[80]. Hipogonadizmi olanlar dışında sekonder <strong>osteoporozu</strong><br />
olan <strong>erkek</strong>ler çalışmaya alınmamıştır. Bütün<br />
hastalar günlük olarak 1000 mg kalsiyum ve 400-1200<br />
IU vitamin D almışlardır. Hastalar üç gruba randomize<br />
edilmiş, bir gruba plasebo, bir gruba günlük 20 µg teriparatid,<br />
diğer gruba ise 40 µg teriparatid verilmiştir. Çalışma<br />
24 ay olarak planlanmış, ancak paralel olarak yapılan<br />
rat çalışmalarında osteosarkom riskinde artış gözlemlendiğinden<br />
11. ayda çalışma durdurulmuştur. Plasebo<br />
ile karşılaştırıldığında 20 µg teriparatid alan grupta<br />
hem lomber vertebrada hem de femur boynu<br />
KMD’sinde anlamlı bir artış gözlenmiştir. Tedaviye olan<br />
cevap yaş, vücut kitle indeksi, bazal testesteron düzeyleri<br />
ve alkol-sigara kullanımından bağımsız olarak ortaya<br />
çıkmıştır. Bu çalışmada da kırık sayısı sağlıklı bir karşılaştırma<br />
yapmak için yetersiz kalmıştır.<br />
Parathormon ile ilgili en can sıkıcı taraf, ratlarda görülen<br />
artmış osteosarkom riskidir ve bu nedenle osteosarkom<br />
gelişme riski artmış olanlara (Paget hastalığı<br />
olanlar, açıklanamamış alkalen fosfataz yüksekliği olanlar,<br />
pediatrik hastalar, epifizleri açık olan gençler ve iskelete<br />
radyoterapi almış olan hastalar) PTH uygulanmamalıdır.<br />
Öyküsünde hiperkalsemi ya da hiperparatiroidi<br />
olanlara da PTH tavsiye edilmemektedir. Aynı zamanda<br />
iki yıldan uzun süreli kullanımın güvenliği ve etkinliği<br />
hakkında da yeterli veri olmadığından, iki yıldan uzun<br />
süreli kullanım önerilmemektedir.<br />
En sık yan etkiler hiperkalsemi, sersemlik ve bacak<br />
kramplarıdır.<br />
Teriparatid pahalıdır, ayrıca depolanması ve uygun<br />
kullanımı için özel hasta eğitimi gerekmektedir.<br />
Gerek çalışmaların yetersiz olması, ilacın pahalı olması,<br />
osteosarkom riski, kontrendikasyonları, uygulama<br />
ve depolanma şartlarının kompleks olması nedeniyle<br />
teriparatid, bisfosfonatı tolere edemeyecek hastalar<br />
için ikinci sıra tedavi seçeneği olarak değerlendirilmektedir.<br />
Teriparatidin rolünün açıklığa kavuşturulması için<br />
randomize kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır.<br />
3. Kombinasyon tedavisi<br />
Yakın zamanda yapılmış bir kombinasyon tedavisi<br />
çalışmasında ilginç sonuçlar ortaya konmuştur. Finkelstein<br />
ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada tek başına<br />
alendronat, tek başına PTH ve her ikisi birlikte kullanıl-<br />
180<br />
H ACETTEPE T IP D ERG‹S‹
Erkek <strong>osteoporozu</strong><br />
mış ve çalışmanın sonunda PTH’nin tek başına verilmesinin<br />
diğer gruplara göre vertebra ve femur boynu<br />
KMD’lerinde anlamlı olarak daha fazla artış sağladığı<br />
gösterilmiştir [81]. Bu sonuç tam olarak açıklanamamakla<br />
birlikte yazarlar, alendronatın PTH bağımlı kemik<br />
oluşumunu azaltmak suretiyle, PTH’nin etkisini<br />
azalttığını düşündüklerini belirtmişlerdir.<br />
4. Diğer tedaviler<br />
a. Tiyazid diüretikler: Hiperkalsiüri düşük KMD ile<br />
birliktedir ve <strong>erkek</strong>lerde kadınlara oranla iki kat daha<br />
fazla hiperkalsiüri görülür [11]. Osteoporozu olan <strong>erkek</strong>lerin<br />
%10’unda hiperkalsiüri gözlenir [82]. Tiyazid<br />
diüretikler idrarda kalsiyum atılımını azaltarak kalsiyum<br />
dengesini olumlu yönde etkiler. Diüretiklerle yapılmış<br />
çalışmalarda birtakım yararlı etkiler gösterilmiş<br />
olmakla birlikte bu konuda birtakım çelişkiler mevcuttur<br />
ve <strong>erkek</strong>lerde osteoporoz tedavisinde tavsiye edilmeden<br />
önce daha fazla veriye ihtiyaç vardır. Yine de hiperkalsiürisi<br />
olan <strong>erkek</strong>lerde hidroklorotiyazidin kullanımı<br />
faydalı olabilir.<br />
b. Florid: Floridin de osteoporoz tedavisinde kullanımı<br />
önerilmiştir ancak bu konuda çok az kanıt vardır.<br />
Ringe ve arkadaşlarının yaptığı üç yıllık randomize<br />
kontrollü bir çalışmada yararlı etkiler gösterilmiştir, ancak<br />
bu konuda daha ileri çalışmalar yapılmasına ihtiyaç<br />
vardır [83].<br />
SONUÇ<br />
Her ne kadar <strong>erkek</strong>lerde osteoporoz daha az görünürse<br />
de sonuçlar daha yıkıcı olmaktadır. Erkek <strong>osteoporozu</strong><br />
konusunda çalışmalar artan oranlarda yapılmasına<br />
rağmen bu alan nispeten yeni bir alandır ve daha<br />
fazla veriye ihtiyaç vardır.<br />
Erkeklerde sekonder nedenlerin özellikle de hipogonadizmin<br />
osteoporoz gelişiminde önemli rolleri olması<br />
nedeniyle bu sekonder nedenler araştırılmalıdır. Osteoporozda<br />
modifiye edilebilecek olan sigara, alkol kullanımı,<br />
fiziksel aktivite, vitamin D ve kalsiyum kullanımı,<br />
kemik rezorbsiyonu yapan ilaçlardan kaçınılması<br />
gibi konular üzerinde dikkatle durulmalı ve gereken düzenlemeler<br />
yapılmalıdır.<br />
Osteoporoz açısından yüksek riskli olan <strong>erkek</strong>lerde<br />
DEXA kullanarak KMD ölçümü yapılmalı ve düşük<br />
travma sonucu bile kemik kırığı olan ve ciddi kemik<br />
kaybı olanlara tedavi verilmelidir. Bisfosfonatlar günümüzde<br />
en etkili tedavi seçeneği olarak görülmektedir.<br />
Parathormon gelecek vadeden bir seçenek gibi görünmektedir,<br />
ancak devam eden insan çalışmalarında beklenmedik<br />
yan etkilerin çıkmaması gerekmektedir.<br />
Kaynaklar<br />
1. Consensus development conference: diagnosis, prophylaxis,<br />
and treatment of osteoporosis. Am J Med 1993; 94:646-50.<br />
2. Osteoporosis prevention, diagnosis and therapy. NIH Consensus<br />
Statements 2000; 17:1-45.<br />
3. Guidelines for preclinical evaluation and clinical trials in<br />
osteoporosis. Geneva: WHO, 1998; 59.<br />
4. Riggs BL, Melton LJ III. Involutional osteoporosis. N Engl J<br />
Med 1986; 314:1676-86.<br />
5. Orwoll ES. Osteoporosis in men. Endocrine Reviews 1995;<br />
16:87-116.<br />
6. Melton LJ III. Epidemiology of fractures. In: Riggs BL, Melton<br />
LJ III (eds). Osteoporosis, etiology, diagnosis, and management.<br />
2 nd ed. Philadelphia: Lippincott-Raven, 1995;<br />
225-47.<br />
7. Ray NF, Chan JK, Thamer M, et al. Medical expenditures for<br />
the treatment of osteoporotic fractures in the United States<br />
in 1995: report from the National Osteoporosis Foundation.<br />
J Bone Miner Res 1997; 12:24-35.<br />
8. Cummings SR, Melton LJ. Epidemiology and outcomes of<br />
osteoporotic fractures. Lancet 2002; 359:1761-7.<br />
9. National Osteoporosis Foundation. America’s bone health: the<br />
state of osteoporosis and low bone mass. www.nof.org/advocacy/prevalence/index.htm<br />
(acceessed 2003 Jul 21).<br />
10. Riggs BL, Melton LJ III. The worldwide problem of osteoporosis:<br />
insights afforded by epidemiology. Bone 1995; 17(5<br />
Suppl):505-11.<br />
11. Orwoll ES, Klein R. Osteoporosis in men. Epidemiology,<br />
pathophysiology, and clinical characterization. In: Marcus<br />
R, Feldman D, Kelsey J (eds). Osteoporosis. 2 nd ed. San Diego:<br />
Academic Press, 2001; 103-49.<br />
12. Center JR, Nguyen TV, Schneider D, et al. Mortality after all<br />
major types of osteoporotic fracture in men and women:<br />
an observational study. Lancet 1999; 353:878-82.<br />
13. Trombetti A, Herrmann F, Hoffmeyer P, et al. Survival and<br />
potential years of life lost after hip fracture in men and agematched<br />
women. Osteoporos Int 2002; 13:731-7.<br />
14. O’Neill TW, Cooper C, Finn JD, et al. Incidence of distal forearm<br />
fracture in British men and women. Osteoporos Int<br />
2001; 12:555-8.<br />
15. Jacobsen SJ, Goldberg J, Miles TP, et al. Hip fracture incidence<br />
among the old and very old: a population-based<br />
study of 745,435 cases. Am J Public Health 1990; 80:871-3.<br />
16. Cooper C, Atkinson EJ, O’Fallon WM, et al. Incidence of<br />
clinically diagnosed vertebral fractures: a population-based<br />
study in Rochester, Minnesota, 1985-1989. J Bone Miner<br />
Res 1992; 7:221-7.<br />
17. Bilezikian JP. Osteoporosis in men. J Clin Endocrinol Metab<br />
1999; 84:3431-4.<br />
18. Seeman E. Editorial: growth in bone mass and size-are racial<br />
and gender differences in bone mineral density more apparent<br />
than real? J Clin Endocrinol Metab 1998; 241:84-6.<br />
19. Riggs BL, Khosla S, Melton LJ III. A unitary model for involutional<br />
osteoporosis: estrogen deficiency causes both type<br />
I and type II osteoporosis in postmenopausal women and<br />
contributes to bone loss in aging men. J Bone Miner Res<br />
1998; 13:763-33.<br />
20. Seeman E. Advances in the study of osteoporosis in men.<br />
In: Meunier PJ (ed). Osteoporosis: diagnosis and management.<br />
London: Dunitz, 1998; 211-32.<br />
Cilt 36 • Say› 3 • 2005<br />
181
Duman, Sain Güven ve Gürlek<br />
21. Szulc P, Munoz F, Claustrat B, Garnero P, Marchand F. Bioavailable<br />
estardiol may be an important determinant of osteoporosis<br />
in men: the MINOS study. J Clin Endocrinol Metab<br />
2001; 86:192-9.<br />
22. Lips P. Vitamin D deficiency and secondary hyperparathyroidism<br />
in the elderly: consequences for bone loss and fractures<br />
and therapeutic implications. Endocr Rev 2001; 22:<br />
477-501.<br />
23. Harris SS, Soteraides E, Coolidge JA, et al. Vitamin D insufficiency<br />
and hyperparathyroidism in a low income, multiracial,<br />
elderly population. J Clin Endocrinol Metab 2000;<br />
85:4125-30.<br />
24. Boonen S, Vanderschueren D, Cheng XG, et al. Age-related<br />
(type II) femoral neck osteoporosis in men: biochemical<br />
evidence for both hypovitaminosis D-and androgen deficiency-induced<br />
bone resorption. J Bone Miner Res 1997; 12:<br />
2119-26.<br />
25. Basaria S, Dobs AS. Hypogonadism and androgen replacement<br />
therapy in the elderly men. Am J Med 2001; 110:563-72.<br />
26. Reed BY, Zerwekh JE, Sakhaee K, Breslau NA, Gottschalk F,<br />
Pak CYC. Serum IGF 1 is low and correlated with osteoblastic<br />
surface in idiopathic osteoporosis. J Bone Min Res 1995;<br />
10:1218-24.<br />
27. Kurland ES, Rosen CJ, Cosman F, et al. Insulin-like growth<br />
factor-1 in men with idiopathic osteoporosis. J Clin Endocrinol<br />
Metab 1997; 82: 2799-805.<br />
28. Ljunghall S, Johansson AG, Burman P, Kampe O, Lindh E,<br />
Karlsson FA. Low plasma levels of insulin-like growth factor-1(IGF-1)<br />
in male patients with idiopathic osteoporosis.<br />
J Intern Med 1992; 232:59-64.<br />
29. Kurland ES, Chan FKW, Rosen CJ, Bilezikian JP. Normal<br />
growth hormone secretory reserve in men with idiopathic<br />
osteoporosis and reduced circulating levels of insulin-like<br />
growth factor-1. J Clin Endocrinol Metab 1998; 83:1-4.<br />
30. Rosen CJ, Kurland ES, Vereault D, et al. An association between<br />
serum IGF-1 and a simple sequence repeat in the IGF-1 gene:<br />
implications for genetic studies of bone mineral density.<br />
J Clin Endocrinol Metab 1998; 83:2286-90.<br />
31. Jackson JA, Kleerekoper M, Parfitt AM, Rao DS, Villaneuva<br />
AR, Frame B. Bone histomorphometry in hypogonadal and<br />
eugonadal men with spinal osteoporosis. J Clin Endocrinol<br />
Metab 1987; 65:53-8.<br />
32. Khosla S, Lufkin EG, Hodgson SF, Fitzpatrick LA, Melton III<br />
LJ. Epidemiology and clinical features of osteoporosis in<br />
young individuals. Bone 1994; 15:551-5.<br />
33. Kelepouris N, Harper KD, Gannon F, Kaplan FS, Haddad JG.<br />
Severe osteoporosis in men. Ann Intern Med 1995; 123:<br />
452-60.<br />
34. Smith EP, Boyd J, Frank GR, et al. Estrogen resistance caused<br />
by a mutation in the estrogen-receptor gene in man.<br />
N Engl J Med 1994; 331:1056-61.<br />
35. Morishima A, Grumbach MM, Simpson ER, Fisher C, Qin<br />
K. Aromatase deficiency in male and female siblings caused<br />
by a novel mutation and the physiological role of estrogens.<br />
J Clin Endocrinol Metab 1995; 80:3689-98.<br />
36. Carani C, Qin K, Simoni M, et al. Effect of testosterone and<br />
estradiol in a man with aromatase deficiency. N Engl J Med<br />
1997; 337:91-5.<br />
37. Bilezikian JP, Morishima A, Bell J, Grumbach MM. Increased<br />
bone mass as a result of estrogen therapy in a man with aromatase<br />
deficiency. N Engl J Med 1998; 339:599-603.<br />
38. Rochira V, Faustini-Fustini M, Balestrieri A, Carani C. Estrogen<br />
replacement therapy in a man with congenital aromatase<br />
deficiency: effects of different doses of transdermal estardiol<br />
on bone mineral density and hormonal parameters.<br />
J Clin Endocrinol Metab 2000; 85:1841-5.<br />
39. Khosla S, Melton LJ III, Atkinson EJ, O’Fallon WM. Relationship<br />
of serum sex steroid levels to longitudinal changes<br />
in bone density in young versus elderly men. J Clin Endocrinol<br />
Metab 2001; 86:3555-61.<br />
40. Slemenda CW, Longcope C, Zhou L, et al. Sex steroids and<br />
bone mass in older men: positive associations with serum<br />
estrogens and negative associations with androgens. J Clin<br />
Invest 1997; 100:1755-9.<br />
41. Greendale GA, Edelstein S, Barrett-Connor E. Endogenous<br />
sex steroids and bone mineral density in older women and<br />
men: the Rancho Bernardo study. J Bone Miner Res 1997;<br />
12:1833-43.<br />
42. Center JR, Nguyen TV, Sambrook PN, Eisman JA. Hormonal<br />
and biochemical parameters in the determination of osteoporosis<br />
in elderly men. J Clin Endocrinol Metab 1999; 84:<br />
3626-35.<br />
43. Ongphiphadhanakul B, Rajatanavin R, Chanprasertyothin<br />
S, Piaseu N, Chailurkit L. Serum estradiol and estrogen-receptor<br />
gene polymorphism are associated with bone mineral<br />
density independently of serum testosterone in normal<br />
males. Clin Endocrinol (Oxf) 1998; 49:803-9.<br />
44. Van den Beld AW, de Jong FH, Grobbee DE, Pols HAP, Lamberst<br />
SWJ. Measures of bioavailable serum testosterone and<br />
estradiol and their relationships with muscle strength, bone<br />
density, and body composition in elderly men. J Clin<br />
Endocrinol Metab 2000; 85:3276-82.<br />
45. Amin S, Zhang Y, Sawin CT, et al. Association of hypogonadism<br />
and estradiol levels with bone mineral density in elderly<br />
men from Framingham study. Ann Intern Med 2000;<br />
133:951-63.<br />
46. Falahati-Nini A, Riggs BL, Atkinson EJ, et al. Relative contributions<br />
of testosterone and estrogen in regulating bone<br />
resorption and formation in normal elderly men. J Clin Invest<br />
2000; 133:951-63.<br />
47. Khosla S, Melton LJ III, Atkinson EJ, et al. Relationship of<br />
sex steroid levels and bone turnover markers with bone mineral<br />
density in men and women: a key role for bioavailable<br />
estrogen. J Clin Endocrinol Metab 1998; 83:2266-74.<br />
48. Stepan JJ, Lachman M, Zverina J, et al. Castrated men exhibit<br />
bone loss: effect of calcitonin treatment on biochemical<br />
indices of bone remodelling. J Clin Endocrinol Metab 1989;<br />
69:523-7.<br />
49. Smith MR, McGovern FJ, Zietman AL, et al. Pamidronate to<br />
prevent bone loss during androgen-deprivation therapy for<br />
prostate cancer. N Engl J Med 2001; 345:948-55.<br />
50. Katznelson L, Finkelstein JS, Schoenfeld DA, et al. Increase<br />
in bone density and lean body mass during testosterone administration<br />
in men with acquired hypogonadism. J Clin<br />
Endocrinol Metab 1996; 81:4358-65.<br />
51. Marcus R, Leary D, Schneider DL, et al. The contribution of<br />
testosterone to skeletal development and maintenance: lessons<br />
from androjen insensitivity syndrome. J Clin Endocrinol<br />
Metab 2000; 85:1032-7.<br />
52. Kanis JA, Gl er CC, for the Committee of Scientific Advisors,<br />
International Osteoporosis Foundation. An update on<br />
the diagnosis and assessment of osteoporosis with densitometry.<br />
Osteoporos Int 2000; 11:707-30.<br />
182<br />
H ACETTEPE T IP D ERG‹S‹
Erkek <strong>osteoporozu</strong><br />
53. Genant HK, Engelke K, Fuerst T, et al. Noninvasive assessment<br />
of bone mineral and structure: state of the art. J Bone<br />
Miner Res 1996; 11:707-30.<br />
54. Lunt M, Felsenberg D, Reeve J, et al. Bone density variation<br />
and its effects on risk of vertebral deformity in men and<br />
women studied in thirteen European centers: the EVOS<br />
Study. J Bone Miner Res 1997; 12:1883-94.<br />
55. Mussolino ME, Looker AC, Madans JH, et al. Risk factors for<br />
hip fracture in white men: the NHANES I epidemiologic<br />
follow-up study. J Bone Miner Res 1998; 13:918-24.<br />
56. Cheng S, Suominen H, Sakari-Rantala R, et al. Calcaneal bone<br />
mineral density predicts fracture occurrence: a five-year<br />
follow-up study in the elderly people. J Bone Miner Res<br />
1997; 12:1075-82.<br />
57. De Laet CE, Van Hout BA, Burger H, et al. Hip fracture prediction<br />
in elderly men and women: validation in the Rotterdam<br />
Study. J Bone Miner Res 1998; 13:1587-93.<br />
58. Melton LJ III, Atkinson EJ, O’Connor MK, et al. Bone density<br />
and fracture risk in men. J Bone Miner Res 1998; 13:1915-23.<br />
59. Melton LJ III, Khosla S, Achenbach SJ, et al. Effects of body size<br />
and skeletal site on the estimated prevalance of osteoporosis<br />
in women and men. Osteoporos Int 2000; 11:977-83.<br />
60. Looker AC, Orwoll ES, Johnston CC Jr, et al. Prevalance of<br />
low femoral bone density in older US adults from NHANES<br />
III. J Bone Miner Res 1997; 12:1761-8.<br />
61. Selby PL, Davies M, Adams JE. Do men and women fracture<br />
bones at similar bone densities? Osteoporosis Int 2000;<br />
11:153-7.<br />
62. Jones G, Nguyen T, Sambrook P, et al. Progressive loss of bone<br />
in the femoral neck in the elderly people: longitudinal<br />
findings from the Dubbo osteoporosis epidemiology study.<br />
BMJ 1994; 9:541-8.<br />
63. Brown JP, Josse RG, for the Scientific Advisory Council, Osteoporosis<br />
Society of Canada. 2002 clinical practice guidelines<br />
for the diagnosis and management of osteoporosis in<br />
Canada (published in CMAJ. 2003; 168:400). CMAJ 2002;<br />
167(Suppl 10):1-34.<br />
64. Kujala UM, Kaprio J, Kanus P, et al. Physical activity and osteoporotic<br />
hip fracture risk in men. Arch Intern Med 2000;<br />
160:705-8.<br />
65. Nelson ME, Fiatarone MA, Morganti CM, et al. Effects of<br />
high-intensity strength training on multiple risk factors for<br />
osteoporotic fractures. A randomized controlled trial. JAMA<br />
1994; 272:1909-14.<br />
66. Orwoll E, Ettinger M, Weiss S, et al. Alendronate for the treatment<br />
of osteoporosis in men. N Engl J Med 2000;<br />
343:604-10.<br />
67. Adachi JD, Saag KG, Delmas PD, et al. Two-year effects of<br />
alendronate on mineral density and vertebral fracture in<br />
patients receiving glucocorticoids: a randomized, doubleblind,<br />
placebo-controlled extension trial. Arthritis Rheum<br />
2001; 44:202-11.<br />
68. Adachi JD, Bensen WG, Brown J, et al. Intermittant etidronate<br />
therapy to prevent corticosteroid-induced osteoporosis.<br />
N Engl J Med 1997; 337:382-7.<br />
69. Wallach S, Cohen S, Reid DM, et al. Effects of risedronate<br />
treatment on bone density and vertebral fracture in patients<br />
on corticosteroid therapy. Calcif Tissue Int 2000; 67:<br />
277-85.<br />
70. Reid DM, Adami S, Devogelaer JP, Chines AA. Risedronate<br />
increases bone density and reduces vertebral fracture risk<br />
within one year in men on corticosteroid therapy. Calcif<br />
Tissue Int 2001; 69:242-7.<br />
71. Boutsen Y, Jamart J, Esselinckx W, et al. Primary prevention<br />
of glucocorticoid-induced osteoporosis with intermittent<br />
intravenous pamidronate: a randomized trial. Calcif Tissue<br />
Int 1997; 61:266-71.<br />
72. Trovas GP, Lyritis GP, Galanos A, et al. A randomized trial<br />
of nasal spray salmon calcitonin in men with idiopathic osteoporosis:<br />
effects on bone mineral density and bone markers.<br />
J Bone Miner Res 2002; 17:521-7.<br />
73. Behre HM, Kliesch S, Leifke E, et al. Long-term effect of testosterone<br />
therapy on bone mineral density in hypogonadal<br />
men. J Clin Endocrinol Metab 1997; 82:2386-90.<br />
74. Wang C, Cunningham G, Dobs A, et al. Long-term testosterone<br />
gel (Andro Gel) treatment maintains beneficial effects<br />
on sexual function and mood, lean and fat mass, and bone<br />
mineral density. J Clin Endocrinol Metab 2004; 89:2085-98.<br />
75. Snyder PJ, Peachey H, Berlin JA, et al. Effects of testosterone<br />
replacement in hypogonadal men. J Clin Endocrinol<br />
Metab 2000; 85:2670-7.<br />
76. Snyder PJ, Peachey H, Hannoush P, et al. Effect of testosterone<br />
treatment on bone mineral density in men over 65 years<br />
of age. J Clin Endocrinol Metab 1999; 84:1966-72.<br />
77. Howell S, Shalet S. Testosterone deficiency and replacement.<br />
Horm Res 2001; 56(Supp 1):86-92.<br />
78. American association of clinical endocrinologists hypogonadism<br />
task force. American association of clinical endocrinologists<br />
medical guidelines for clinical practice for the<br />
evaluation and treatment of hypogonadism in adult male<br />
patients-2002 update. Endocr Pract 2002; 8:439-56.<br />
79. Kurland ES, Cosman F, McMahon DJ, et al. Parathyroid<br />
hormone as a therapy for idiopathic osteoporosisin men:<br />
effects of bone mineral density and bone markers. J Clin<br />
Endocrinol Metab 2000; 85:3069-76.<br />
80. Orwoll ES, Scheele WH, Paul S, et al. The effect of teriparatide<br />
therapy on bone density in men with osteoporosis. J<br />
Bone Miner Res 2003; 18:9-17.<br />
81. Finkelstein JS, Hayes A, Hunzelman JL, et al. The effects of<br />
parathyroid hormone, alendronate, or both in men with<br />
osteoporosis. N Engl J Med 2003; 349:1216-26.<br />
82. Burgess E, Nanes MS. Osteoporosis in men: pathophysiology,<br />
evaluation, and therapy. Curr Opin Rheumatol<br />
2002; 14:421-8.<br />
83. Ringe JD, Dorst A, Kipshoven C, et al. Avoidance of vertebral<br />
fractures in men with idiopathic osteoporosis by a three<br />
year therapy with calcium and low-dose intermittent monofluorophosphate.<br />
Osteoporos Int 1998; 8:47-52.<br />
Cilt 36 • Say› 3 • 2005<br />
183