11.07.2015 Views

Kalkınma Dergisi 59. Sayı - Türkiye Kalkınma Bankası

Kalkınma Dergisi 59. Sayı - Türkiye Kalkınma Bankası

Kalkınma Dergisi 59. Sayı - Türkiye Kalkınma Bankası

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

BASINDA <strong>Kalkınma</strong>DÜNYA—23 ŞUBAT 20112


BASINDA <strong>Kalkınma</strong>SABAH 23 ŞUBAT 20113


BASINDA <strong>Kalkınma</strong>ZAMAN 23 ŞUBAT 2011HABER TÜRK 23 ŞUBAT 20114


BASINDA <strong>Kalkınma</strong>TAKVİM 23 ŞUBAT 20116


BASINDA <strong>Kalkınma</strong>- "Fiyat istikrarının sağlanması ve finansal istikrarın garanti altına alınması, ekonomideki Kalıcıİstikrarı da Beraberinde getirir.”-ORAN Genel Sekreteri Dr. Mustafa Palancıoğlu'nunyönettiği panelde, Merkez <strong>Bankası</strong> Başkan Yardımcısıİbrahim Turhan yaptığı sunumda, makroekonomikistikrar için 4 temel şartın bulunduğunu, bunlarınfiyat istikrarı, finansal istikrar, kamu kesimindekiistikrar ve siyasal istikrar olarak sıralanabileceğini kaydetti.Turhan, <strong>Türkiye</strong>'de 1980'li yıllarda halkı bunaltanenflasyonun, 1990'lı yıllarda daha da arttığını ifadeederek, şunları söyledi:"1999'da Türk sanayicisinin, girişimcisinin, çiftçisininürettiği her 100 liranın 20 lirasını, borçların faizi olaraköder hale geldik. Yani milli gelirin yüzde 20'si faizlere gitti. 2002 sonrasında ise ekonomideyapısal değişiklikler gerçekleşti ve fiyat istikrarı sağlandı. Merkez <strong>Bankası</strong>'nın bağımsızhale gelmesi ve Merkez <strong>Bankası</strong>'nın fiyat istikrarını sağlaması sayesinde, enflasyon düştü vebüyüme trendi sağlandı. Fiyat istikrarı sağlanmadan kalkınma olmaz. Fiyatta istikrarsızlık,karanlık sularda yol bulmaya çalışmaya benzer. Fiyat istikrarının olduğu yerlerde diğer konulardada istikrar sağlanır. Fiyat istikrarının sağlanması ve finansal istikrarın garanti altınaalınması, mali politikalardaki yani ekonomideki kalıcı istikrarı da beraberinde getirir."-"YAŞLI NÜFUS, BÜYÜK SORUN OLACAK"-<strong>Türkiye</strong> <strong>Kalkınma</strong> <strong>Bankası</strong> Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Abdullah Çelikde panelde yaptığı sunumda, Amerikan yönetimininülkedeki yaklaşık 3 milyon evsizi evsahibi yapma girişimi sonucu patlak veren2008 küresel ekonomik krizden <strong>Türkiye</strong>'ninIMF ile anlaşma yapmadan çıktığını kaydetti.Çelik, küresel ekonomik kriz sonrası dünyayıbekleyen tehlikeler ya da sıkıntıları da dilegetirdiği sunumunda, "Dünyada yaşlı nüfus,bütün ülkeleri şimdiden zorluyor. Küresel krizsonrasında daha çok zorlamaya başladı veileride görülüyor ki daha da çok zorlayacak"dedi. Yeni doğan ve genç nüfusu az, yaşlı nüfusuçok olan ülkelerin sıkıntı içinde olduğunu vurgulayan Çelik, "Ekonomi iyi giderken, paravarken bazı konularda anlaşmak daha kolayken, kötüye gittiğinde sürtüşmeler, anlaşmazlıklar,çatışmalar görülebilir. Ayrıca, işsizlik de bütün dünyada önemli bir sorun olarak ortadaduruyor. Yaşlı nüfus ve işsizliğe bağlı olarak ileride sosyal sıkıntılar yaşanabilir" diye konuştu.Panelin ikinci kısmında ise katılımcılardan gelen sorular cevaplandırıldı. Bu bölümde üzerindedurulan temel konular ise <strong>Türkiye</strong>’de ve Dünya’da İşsizlik Oranları, İşsizlik OranlarınınHesaplanma Yöntemleri, Sosyal Devlet Uygulamaları, Küresel Krize Rağmen Artan Tüketimoldu.Panel karşılıklı teşekkür konuşmaları ile günün anısına <strong>Türkiye</strong> <strong>Kalkınma</strong> <strong>Bankası</strong> YönetimKurulu Başkanı Abdullah Çelik’e ve T.C. Merkez <strong>Bankası</strong> Başkan Yardımcısı İbrahimTurhan’a plaket ve çiçek takdim edilmesi ile tamamlandı.8


BASINDA <strong>Kalkınma</strong>KALKINMA DİYARBAKIR’DA DÜZENLENENBİLGİLENDİRME TOPLANTISINA KATILDI.GAP İdaresi Başkanlığında 28-29 Ocak 2011tarihleri arasında Diyarbakır Dicle Üniversitesi KongreMerkezi’nde düzenlenen ve Devlet Bakanı Sn. CevdetYILMAZ, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sn. Mehdi EKER ileüst düzey yetkililerinin katıldığı “Özel Sektörün FinansmanKaynaklarına Erişimi Toplantısı”na Bankamızıtemsilen konuşmacı olarak Genel Müdür YardımcısıSn. Metin PEHLİVAN katıldı.Genel Müdür Yardımcımız Sn. Metin PEHLİVAN’ın Bankamız kredileri ve şartlarıile ilgili bilgi verdiği ve katılımcıların sorularını cevapladığı toplantıda; Diyarbakır Ticaretve Sanayi Odası Başkanı, GAP İdaresi Başkanı, Diyarbakır Valisi, KOSGEB Başkanı, HazineMüsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Daire Başkanı; Kamu Bankalarından Ziraat <strong>Bankası</strong>,Halk <strong>Bankası</strong>, Vakıflar <strong>Bankası</strong> ile Özel Bankalardan <strong>Türkiye</strong>Katılım Bankaları Birliği, İş <strong>Bankası</strong> ve DenizbankGenel Müdür Yardımcıları yer aldı.Toplantıya katılan Bakanlar ve üst düzey yetkililer bankamızstandını ziyaret ettiler. Bankamız standında KrediPazarlama Müdürlüğü Amiri Nurcan TUNCA tarafındankatılımcı firmalar bilgilendirildi .9


MAKALEKAMU ÖZEL İŞBİRLİKLERİ (PUBLIC PRIVATE PARTNERSHIPS-PPP)MODELLER, RİSKLER VE FİNANSMANAyşegül ÇERÇİ-Kd. UzmanİŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞII. GirişKamu-Özel Sektör İşbirlikleri (Public Private Partnerships-PPP-3Ps) genel olarak kamu hizmetlerininsunumuna özel sektörün çeşitli şekillerde katılımını ifade etmektedir. Kısaca KÖSİ (Kamu ÖzelSektör İşbirlikleri) ya da KÖİ (Kamu Özel İşbirlikleri) olarak adlandırılan yöntem özellikle altyapı,enerji, ulaştırma ve sağlık gibi büyük yatırım projelerinin gerçekleştirilmesinde tüm dünyada yaygınolarak kullanılmaktadır.KÖİ başlangıçta kısmen kamu kesimindeki finansman açıklarını azaltma ve fon kaynaklarını çeşitlendirmeihtiyacına bağlı olarak geliştirilmiş, zaman içinde özel sektörün işletme/operasyon verimliliklerive finansal kaynaklarından yararlanılabileceğini göstermiştir. Başlangıçta KÖİ su vekarayolu (ücretli yollar) sektörlerinde görülürken son yıllarda özellikle çevre ve ulaşım alanındabir artış göze çarpmaktadır.Genel olarak bu alanlarla sınırlı olmamakla birlikte üç sektörde yoğunlaştığı görülmektedir.Ulaşım altyapısı; karayolları, otoyollar, havaalanları, demiryolları, köprüler ve tüneller.Belediye ve çevre altyapı yatırımları; su ve atık su tesisleriKamu hizmet tesisleri; okul binaları, cezaevleri, öğrenci yurtları ve eğlence tesisleri ve sportesisleriKÖİ modellerinin geniş bir sektör yelpazesinde, altyapı ve hizmet ihtiyaçlarının karşılanmasındakullanılabileceği giderek daha fazla kabul görmekte, ulusal ve uluslararası kalkınma bankalarınınbu alana ilgi ve faaliyetlerinde artış gözlenmektedir.10


MAKALEKÖİ modelleri, Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada, Güney Kore ve diğer pek çok gelişmişülkede öncelikle ulaşım sektöründe, özellikle otoyol yapımlarında başvurulanbir yöntem iken bugün çok geniş bir sektör yelpazesinde hayata geçirilmektedir.OECD tarafından yapılan bir çalışmaya göre 21 ülkedeki KÖİ altyapı yatırımlarınınkamu yatırımları içindeki payları aşağıda verilmiştir.11


MAKALEIIDünyada Kamu Özel Sektör İşbirlikleriKamu Kesimi Altyapı Hizmetlerinde KÖİ Payı (2010)% Aralığı Ülke <strong>Sayı</strong>sıÜlke%0 - %5 10 Avusturya,Almanya,Kanada,Danimarka, Fransa,Litvanya,Hollanda,Macaristan,Norveç,İspanya>%5- %10 7 İngiltere,Çek Cum., Slovak Cum., Yunanistan,İtalya,Güney Africa, İrlanda>%10- %15 2 Güney Kore,Yeni Güney Galler>%15- %20 0>%20 2 Meksika, ŞiliToplam 21Kaynak: Hawkesworth,I.,OECD,2009KÖİ Faaliyetlerine Göre İlk 10 Sıradaki Gelişmekte Olan Ülkeler (2001‒08)12


MAKALEGelişmekte Olan Ülkelerde Özel Sektör Katılımı olan Altyapı YatırımlarınınSektörel Dağılımı 2001–2008Toplam: 843.3 Milyar USD (2008$)Kaynak: World Bank and PPIAF, PPI Project Database.III.KÖİ ModelleriKÖİ(PPP), kamu hizmetlerinin devletçe klasik tedarik yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilmesiile tüm hizmet temininin özel sektör aracılığıyla yapılması arasındaki yelpazede yeralan, devlet ve özel sektörün birlikte katılımını içeren tüm mal ve hizmet tedariki modelleriniiçeren bir üst kavramdır.Geniş anlamda KÖİ kavramı ülkemizde de uygulanmakta olan;Yap-İşlet-Devret (YİD),Yap-İşlet (Yİ),Yap-Kirala-Devret( YKD),İşletme Hakkı Devri (İHD)gibi modelleri içine almakla birlikte,13


MAKALETasarla-Yap-İşlet,Yap-Sahiplen-İşlet,İlave Yatırım Yap-İşlet-Devret,Özel Sektörle Şirket Kurmagibi henüz uygulanmayan farklı işbirliği modellerini de kapsamaktadır. Çoğunlukla sağlık,ulaşım, altyapı, enerji, savunma, turizm, eğitim, adalet sektörlerinde üretilen çok çeşitli kamusalmal ve hizmet KÖİ modeliyle gerçekleştirilebilmektedir.KÖİ’nin nihai amacı kamu yararı sağlamaktır. Bu modelde kamu, özel sektör ve finans kesimibirlikte bir kamu hizmetinin gerçekleştirirken kamu adına maksimum kamu yararı veözel sektör için makul bir kar beklentisinin birlikte karşılanması hedeflenmektedir.Tek bir model KÖİ sözleşmesi/uygulaması yoktur. KÖİ projeleri çok çeşitli modellerde yapılandırılabilmektedir.Modellerin esas tanımlayıcı özelliği ise özel sektörün proje üzerindekikontrol derecesi ve finansman payıdır. Aşağıdaki şekilde kamu ve özel sektörün proje tedariksürecindeki sorumluluklarına göre değişen fonksiyonları gösterilmektedir. Esasen özelsektörün yatırımın finansmanına katılımı dolayısıyla üstlendiği riskler belirleyici olmaktadır.Özel sektörün finansmanı katıldığı ve riski paylaştığı her model KÖİ olarak kabul edilmektedir.KÖİ Yönteminin Karakteristik ÖzellikleriKÖİ geleneksel olarak kamunun sağladığı bir mal ya da hizmetin sunumuna özel sektör katılımınıdüzenleyen bir sözleşmedir. Özel sektör ile kamu (yerel ve merkezi kamu yönetimleri)arasındaki bu ticari sözleşmelerde özel sektör bir altyapı yatırımı ya da hizmetin tasarımı, yapımı,finansman sağlanması ve işletilmesini üstlenmektedir.14


MAKALEKÖİ literatüründe kesin bir tanım olmamakla birlikte bir KÖİ düzenlemesinin karakteristiközellikleri şunlardır (IMF Working Paper, s.4,2009);Bir ya da birkaç özel sektör kuruluşu ile devlet arasında yapılan ve özel sektörün belirlibir kalite ve miktarda hizmetin teslimini üstlendiği sözleşmelerdir. Sözleşme süresi göreceliolarak uzun vadelidir, 25-30 yıl veya daha uzun vadeli sözleşmeler sözkonusudur.Özel sektör ortağına (ortaklarına), üzerinde anlaşmaya varılan miktarda hizmet tesliminekarşılık devletçe bir hizmet ücreti ya da son kullanıcılar tarafından yine özel sektörortağın belirleyeceği hizmet ücretleri ödenir. Finansman kısmen özel sektör ortağındansağlanır ancak bunun karşılığında kamudan ya da nihai kullanıcılardan projenin ömrüboyunca bir ödeme talep edilir. Örneğin bir hastane yatırımında özel sektöre kamu otoritesitarafından bütçe gelirlerin den bir ödeme yapılırken bir otoyol yatırımında otoyolkullanıcıları tarafından özel sektör ortağına ödeme yapılmaktadır. Otoyol örneğinde olduğugibi özel sektör ortağına tanınan imtiyazlar doğrudan kullanıcılardan ödeme yapmahakkını da kapsayabilmektedir.Projenin ekonomik ömrü süresince ortaklık vurgusu yapılmaktadır. Özel sektör ortağıgenellikle inşaat ve operasyon/işletme aşamalarının ikisinden de sorumludur. Özel sektörortağı projenin tasarımına, tamamlanmasına, uygulanmasına ve fonlamasına katılırbuna karşın kamu ortağı daha çok projenin amaçlarının tanımlanmasına ve proje gerçekleşmelerininbu amaçlara uygunluğunun izlenmesine odaklanır.Kamu ve özel sektör ortağı arasında belirli oranda risk paylaşımı esastır. Teorik olarakher bir riskin, söz konusu riski yönetme kapasitesi en yüksek olan tarafça yüklenilmesive yönetilmesi, böylece KÖİ uygulamasına yatırılan parasal tutarın karşılığında optimaldeğerin (Value for Money) elde edilmesi amaçlanır.15


MAKALE(EU PPP Guidelines,s.18, 2003)IV.KÖİ Finansman ModeliKÖİ modeliyle bir kamu hizmeti sağlanması süreci geleneksel tedarik yöntemine göre dahakarmaşık, daha uzun vadeli ve çok taraflıdır. Bu nedenledir ki modellerin tasarımı ve uygulanmasındatarafların getiri beklentilerinin yansıra risklerin nasıl paylaşılacağı da önem kazanmaktadır.Başka bir ifadeyle KÖİ, kamu ile özel sektör arasında yapılan, ticari finansalanaliz ile toplumsal fayda-maliyet analizi arasındaki farkın kamu sektörü tarafından kapatıldığıbir iş ortaklığı sözleşmesidir.Modelin tarafları açısından bakıldığında; Kamu : Kamunun kendisinin tek başına, klasik tedarik yöntemiyle gerçekleştirmesine göre KÖİ ile daha fazla katma değer yaratılmalı, daha uygun maliyetle vedaha iyi hizmet kalitesi sunulabilmelidir. Özel sektör : Projeler yapılabilir olmalı ve üstlenilen risk karşılığında makul bir getirisağlanabilmelidir. Finansörler : Yatırım/proje yapılabilir ve finanse edilebilir olmalıdır.16


MAKALE(Downs, K.,2009)KÖİ finansmanı genellikle proje finansmanı modeliyle finanse edilmektedir. Kısaca ProjeFinansmanı; borç verenlerin, proje için verilen kredilerin geri ödenmesinde esas olarak sözkonusu projenin yaratacağı nakit akımlarını dikkate alması ve proje sahibi şirketin değil projeninvarlıklarının kredilerin teminatını oluşturduğu finansman modelidir.Finansörlerin KÖİ projesine yaklaşımları KÖİ proje türüne, sektöre ve yatırım aşamasına bağlıolarak farklılık göstermektedir.Proje türüSektörYatırım Aşaması; kamu ve özel sektör arasındaki gelir ve risk dağılımı koşulları; sektörün kendine özgü nakit akımları/riskleri; Komple yeni yatırım, yenileme, modernizasyon aşamaları birbirinden farklı nakit akımları ve risklerFinansörler, bir KÖİ projesinin yarattığı nakit akımları kendileri dahil bütün tarafların getirisinikarşılamasını beklemektedir. Ayrıca proje yatırım aşamasındaki olası maliyet artışları vegecikmeleri karşılayabilecek yeterli kaynağa sahip olmalıdır.Kredi kuruluşları açısından proje finansmanı yapılabilmesi için;Proje karlılığı yeterli, proje teknik ve finansal açıdan yapılabilir olmalıdır.Teminatlar/garantiler bankacılık kurallarına uygun ve yeterli alınabilmelidir.17


MAKALEAşağıda tipik bir KÖİ projesinin finansman kaynaklarını gösteren proje bilançosu verilmektedir.Şekilde de görülebileceği üzere ticari bankalar, uluslararası finansal kuruluşları(UFK), çeşitli kurumsal yatırımcılar, fonlar ve stratejik yatırımcılar oldukça uzun vadeliolan bu yatırımlara risk ve vade tercihlerine göre finansman sağlayabilmektedir.Proje Finansmanı BilançosuKaynak: Down,K.,2009V. Neden KÖİ ?KÖİ modelini klasik tedarik yöntemi yerine tercih etmenin temel gerekçesi aynı tutardakikaynak/para için daha büyük tutarda değer (Value for Money) elde edilmesidir.Projeden beklenen parasal değerin maksimize edilmesi projenin ekonomik ömrü boyuncaelde edeceği sosyal faydalardan sosyal maliyetlerin çıkarılmasıyla elde edileceksosyal net bugünkü değerin maksimizasyonu ile mümkün olacaktır. Parasal değerinmaksimizasyonu maliyetlerin bugünkü değerini minimize ederek de sağlanabilir ancakistenen kalite koşulları ve risklere göre düzeltildiğinde parasal değerin maksimize edildiğiseçenek her zaman optimum seçenek olmayabilir. Yatırılan paranın karşılığının/değerin hesaplanması ve klasik tedarik yöntemine göre maliyetlerin karşılaştırmasındariske göre düzeltilmiş çeşitli araçlar kullanılabilir.Aslında kamunun klasik hizmet alım( tedarik) yönteminde başlangıçta yapacağı yatırımharcamaları için gereken borçlanma tutarı, KÖİ’de genellikle KÖİ borçlanmasının geriödemelerini de içeren gelecekteki hizmet gelirlerinin bugünkü değeri ile yer değiştirmektedir.Dolayısıyla başlangıçta kamu için borçlanma gereği azalmakta ve bu ihtiyaç18


MAKALEİlave gelir yaratılması; KÖİ’deki özel sektör ortağı proje kapsamında üçüncü taraflardanilave gelir elde edebilir ve bu kamunun maliyetini düşürebilir. İlavegelir atıl kapasitelerin kullanılmasıyla ya da fazla varlıkların elde çıkarılmasıylasağlanabilir.Kamu yönetiminin iyileştirilmesi; KÖİ ile kamu hizmeti sunumunun özel sektörünsorumluluğuna bırakılmasıyla, kamu görevlileri günlük kamu hizmet sunumuylailgilenmek yerine hizmet planlaması ve performansın izlenmesine odaklanabilecektir.Ayrıca KÖİ uygulamasıyla kamu hizmetlerinde rekabetçi bir yaklaşımbenimsenerek kamu hizmet maliyetlerinin piyasa standartlarıyla karşılaştırılmasınımümkün kılar.KÖİ uygulamalarına uluslararası /yabancı sermayenin ilgisinin arkasındaki nedenlergenel olarak üç grupta toplanabilir.1. Altyapı yatırımlarının büyüklüğü; ekonomik ve sosyal kalkınma büyük oranda,özellikle enerji, su telekomünikasyon, ve ulaşım sistemleri altyapısının oluşturulmasıve geliştirilmesine bağlıdır. Ayrıca, pek çok ülkede hastane, sağlık tesisleri,cezaevleri ve konut gibi alanlarda acil yatırım ihtiyacı bulunmaktadır. Hükümetleraçısından bu sektörler özel sektör katılımına en fazla ihtiyaç hissedilen sektörlerdir.Ayrıca günümüzde “yeşil ekonomiye” geçiş için gereken yatırım ihtiyacıda önemli bir tutara ulaşmaktadır.2. Kaynakların kullanımında daha yüksek verimlilik; özelleştirme deneyimi özelsektörde, hatta geleneksel olarak kamu tarafından yerine getirilen sektörlerdebile, özel sektör yönetim becerileri ve disiplininin kullanılmasıyla maliyet avantajısağlanmaktadır.3. Kamu varlıklarından ticari değer yaratılması; kamu sektörü tarafından çokönemli miktarda kaynak savunma teknolojileri, bilgi sitemleri gibi alanlara yatırılmaktaancak çok küçük bir kesim tarafından kullanılabilmektedir. Bu kaynaklarıözel sektör kullanımına açarak çok geniş bir yelpazede kamu yararı yaratılabilmektedir.Ancak unutulmamalıdır ki KÖİ proje finansmanı ve gerçekleştirilmesinde başvurulabilecektek yöntem, kamu kesimi finansman ihtiyacını ortadan kaldıran “mucize” çözümdeğildir. Bu nedenle KÖİ uygun koşullar olduğunda, açık ve kesin yararları ortaya konabildiğindetercih edilmeli, klasik tedarik yöntemi ve özelleştirme gibi seçeneklerinyanında bir alternatif olarak değerlendirilmelidir.Tek bir KÖİ modeli mevcut değildir, her KÖİ uygulaması projenin türüne, ihtiyaçlarınave sektörüne göre yapılandırılmalı, modellerin zayıflıkları ve kuvvetli yönleri proje tasarımındadikkate alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki KÖİ yöntemi “kötü” bir projeyi “iyi”bir projeye dönüştüremez.20


MAKALEVI.KÖİ Projelerinde Risklerin Tanımlanması ve YönetimiKÖİ projeleri uzun vadeli, çok taraflı ve karmaşık yapılandırılmış projelerdir. Bu nedenleKÖİ projelerinin öngörüldüğü şekilde, planlanan zaman ve maliyet sınırları içindegerçekleştirilmesini etkileyebilecek çok farklı boyut ve nitelikteki riskler mevcuttur.Riski etkin ve dengeli dağıtabilmek için iki soruya cevap verilmelidir. Birincisi; hangitaraf riskin gerçekleşmesine neden olabilecek olayları önleyebilir ve böylece gerçekleşençıktıların beklenen çıktılara olabildiğince yaklaşmasını sağlayabilir? İkinci soru; hiçbirtarafın riskin gerçekleşmesine neden olan olayları önleyemediği durumlarda hangitaraf ortaya çıkan olumsuz sonuçları yönetebilir? Buna göre risk dağılımı yapılmalı, herbir taraf üstleneceği riskleri daha iyi yönetmek için teşvik edilmeli ve böylece KÖİ projesininverimliliği korunmalıdır.Bir KÖİ projesinde risklerin kamu ve özel sektör tarafından paylaşılması beklenmektedir.Ancak KÖİ projelerinde tek bir standart tanım olmadığı için her projenin içerdiğiriskler de birbirinden farklı olabilecektir. Önemli olan risklerin doğru tanımlanması, değerlendirilmesi,fiyatlanması ve söz konusu riski en iyi yönetebilecek tarafın üstlenmesinisağlamaktır. Örneğin politik riskler kamu tarafından üstlenilirken ticari riskler özelsektör ortağının sorumluluğuna bırakılabilir. Riski üstlenen tarafın söz konusu risklerintanımlanması, ölçülmesi, kontrolü ve ortadan kaldırılabilmesi için, örneğin sigorta satınalınması gibi önlemleri alması beklenmektedir.21


MAKALEKÖİ- Altyapı projelerine ilişkin olarak en önemli riskleri üç grupta toplanabilir. (CEEBankwatch Network,s.9; 2008)Yapım (İnşaat) riskiÖzellikle karayolu, demiryolu gibi fiziksel altyapı yatırımlarında inşaat riski, yatırımınzamanında tamamlanamaması, ilave maliyet oluşması, teknik problemlerin ortaya çıkmasıgibi riskler inşaat riskini oluşturur.Hizmet teslim riskiHizmetin tesliminin yapılamaması riski hastane, okul, cezaevi gibi hizmet sunumununözel sektör tarafından yapılması gereken ancak yapılamayan KÖİ sözleşmeleri kapsamındaortaya çıkmaktadır. Eğer özel sektör tarafı istenen kalite ve miktarda hizmetisağlayamazsa kamu ödemeleri durdurabilir ve özel sektör bu riski üstlenmek zorundakalır.Talep riskiTalep riski, bir kamu hizmetinin fiili kullanıcı sayısının beklenen kullanıcı sayısının altındakalması, köprü ya da tünel kullanımında yeterli trafiğin yaratılamaması, dolayısıylayeterli gelir elde edilememesidir. Eğer kamu bu gibi durumlarda talepten bağımsız olarakminimum bir hizmet bedeli ödemeyi taahhüt etmişse talep riskini üstlenmiş olacaktır.IMF tarafından hazırlanan ”Finansal Krizin Kamu Özel İşbirlikleri üzerindeki Etkileri”başlıklı çalışmada KÖİ projelerinin başarısını etkileyebilecek riskler genel olarak aşağıdakişekilde gruplandırılmıştır (IMF, Working Paper, WP/09/144; s. 12; 2009)22


MAKALERisk, projenin öngörülen zaman, maliyet ve kalitede gerçekleşmesini tehdit edebilecek faktör,etki ya da olaylardır. Risklerin taraflar arasında nasıl dağıtıldığı ve nasıl yönetildiği projeüzerinde doğrudan finansal sonuçlar doğurmakta, risklerin fiyatlamasına bağlı olarakprojenin toplam maliyetini etkilemektedir. Etkin bir risk yönetimiyle projenin toplam maliyetidüşürülürken yatırım için daha yüksek bir değer elde edilmesini de sağlanmış olur. Bunedenle kamu açısından bakıldığında yalnızca risk paylaşımı değil etkin bir risk transferiamaçlanmalıdır.Kreditörler açısından ise KÖİ projesindeki risk dağılımı ve projenin finansal performansı birliktekredilendirme kararını etkileyecektir. Kreditörler genellikle projenin en büyük finansörüolduklarından risk paylaşımında da söz sahibi olmak isteyecektir. Borç verenler gerektiğindesözleşmelerde değişiklikler, sigorta vb. talep edebilirler. Ayrıca, kreditörler KÖİ şirketindenişletme ve finansal performans anlamında bazı taleplerde de bulunabilir, bazı hedefleriyakalamasını isteyebilirler. Eğer bu taahhütler KÖİ şirketi tarafından karşılanmazsaödemelerin durdurulması, kredinin geri çağırılması, projenin durdurulması gibi çeşitli yaptırımlardabulunabilirler. (Down, K; 2009)23


MAKALEVII.<strong>Türkiye</strong>’de Kamu-Özel Sektör İşbirlikleri<strong>Türkiye</strong>’de 1910 tarihli kamu hizmeti imtiyaz yönteminin yasal çerçevesini oluşturan yasahalen yürürlüktedir ve KÖİ yönteminin yasal çerçevesini oluşturmaktadır. Bununla birlikte1984 yılında çıkarılan 3096 sayılı “<strong>Türkiye</strong> Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektriküretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmeleri Hakkında Kanun” ile başlayansüreç halen devam etmektedir. Bu tarihten itibaren enerji ve otoyol yapımı gibi alanlardaYap-İşlet-Devret modeli ve benzeri modellerin uygulanmasına ilişkin çeşitli kanunlar çıkarılmışve düzenlemeler yapılmıştır.<strong>Türkiye</strong> şimdiye kadar gerçekleştirdiği uygulamalarla adı KÖİ olarak konulmasa da önemlibir deneyim kazanmıştır. Bu deneyim <strong>Türkiye</strong> için bir avantaj olarak kabul edilmektedir. Bütünbu uygulamalarda Türk bankaları da finansman ayağında yer alarak deneyim kazanmışlardır.Ülkemizde uygulanan çeşitli Kamu Özel İşbirliği yöntemleri ve bunlara ilişkin geçerli yasalmevzuat kısaca aşağıdaki gibi sıralanabilir. (Uzunkaya ,M; 2008) Yap-İşlet-Devret ( Kanun No: 3996, 3465, 3096) Yap-İşlet ( Kanun No: 4283) Yap-Kiraya Ver – Devret (Kanun No: 5396) İşletme hakkı Devri ( Kanun No: 4046, 5335, 3465, 3096) Uzun Dönemli Kiralama (Kanun No: 5335, 4046)Ülkemizdeki mevcut KÖİ mevzuatının kapsamadığı bazı yöntemler ise;Tasarla-Yap-Finanse Et-İşletYap-Sahiplen-İşlet-DevretRehabilite Et-İşlet-DevretYap-Sahiplen-İşletYap-Devret-İşletİlave yatırım Yap-İşletÖzel Sektörle Şirket KurmaGölge Ücret24


MAKALEMevcut Yasal Altyapının Kapsadığı SektörlerENERJİElektrik üretim, iletim, dağıtım ve ticaretiULAŞTIRMAOtoyol, köprü, tünel, otopark,otoyolişletme tesisleriDemiryoluSivil kullanıma yönelik deniz ve havalimanlarıTARIMSulamaİÇME SUYU ve KANALİZASYONİçme ve kullanma suyuArıtma tesisiKanalizasyonSAĞLIKHastanelerTURİZMYat LimanlarıGENEL İDAREGümrük KapılarıMADENCİLİKMaden ve Maden İşletmeleriÇEVREÇevre kirliliğini önleyici yatırımlarİMALATFabrika ve benzeri tesislerHABERLEŞMEMevcut Yasal Altyapının Kapsamadığı SektörlerAdalet HizmetleriEğitim HizmetleriKültür HizmetleriDünyadaki örneklere bakıldığında her ülkenin kendi ihtiyaçları ve idari yapısına uygun olarakfarklı idari yapılanmaların olduğu, bazı ülkelerde merkezi bir PPP birimi etkin çalışabilirkenbazı ülkelerde, farklı sektörler ve bakanlıklar arasında koordinasyon görevini yerinegetiren modüler bir yapılanmanın daha etkin olduğu gözlenmektedir. Ancak özellikle yatırımcılar(yerli/yabancı) açısından hak ve yükümlülüklerin açıkça tanımlandığı yasal bir çerçeveninve sorumluluk alanları iyi belirlenmiş idari yapılanmanın bu alanda daha etkinolabilmek için gerekli olduğu genel kabul görmektedir.Kasım 2007 tarihinde DPT koordinasyonunda hazırlanan “Bazı Yatırım ve Hizmetlerin KamuKesimi ile Özel Sektör İşbirliği Modelleri Çerçevesinde Gerçekleştirilmesine İlişkin KanunTasarısı Taslağı” nda merkezi yönetim, mahalli idareler ve diğer kamu kuruluşları tarafındanyürütülen tarım, sulama, madencilik, imalat, enerji, ulaştırma, haberleşme, bilgiteknolojileri, turizm, konut, kültür, kentsel ve kırsal altyapı, belediye hizmetleri, kentseldönüşüm, çevre, araştırma-geliştirme hizmetleri ile eğitim, sağlık, adalet, güvenlik ve genelidare altyapısı yatırım ve hizmetlerinin Kamu-Özel İşbirliği modelleri çerçevesinde gerçekleştirilmesineilişkin usul ve esaslar tanımlanmıştır.25


MAKALEBu taslağa göre;Kamu-Özel Sektör İşbirliği (KÖSİ) : Yukarıda belirtilen yatırım ve hizmetlerin maliyet, riskve getirilerinin, idareler ve özel sektör arasında öngörülen modeller çerçevesinde paylaşılmasıyoluyla gerçekleştirilmesini,Kamu-Özel Sektör İşbirliği Modeli : KÖSİ’yi gerçekleştirmek üzere, bir projenin tasarımı,finansmanı, yapımı ve işletilmesi ile mevcut bir yatırımın yenilenmesi, kiralanması, geliştirilmesi,bakım-onarımının yapılması ve işletilmesinde özel sektör katılımının sağlandığı yöntemleriifade etmektedir.Ancak ülkemizde KÖSİ modeline ilişkin tek bir yasa ve idari sorumluluk merkezi bulunmamakta,projeler ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından yürütülmektedir. Yukarıda kısaca bahsedilenyasa tasarısı ile KÖİ mevzuatının ve örgütlenmenin tek çatı altında toplanmasıamaçlanmaktadır. Bugün <strong>Türkiye</strong> nüfusunun yaklaşık %65’i kentlerde yaşamakta ve kentleşmehızlanarak devam etmektedir. Buna bağlı olarak özelikle yerel yönetimlerin kentsel altyapıihtiyacı da giderek artmaktadır. <strong>Türkiye</strong>’deki KÖİ potansiyelinin KÖİ yasa tasarısınınkabul edilmesiyle büyük bir ivme kazanması beklenmektedir.VIII.<strong>Kalkınma</strong>/Yatırım Bankaları ve Kamu Özel Sektör İşbirlikleriDünya nüfusunun artması, kentleşmenin hızlanarak devam etmesi, çevre duyarlılığının artmasıve yükselen yaşam kalitesi nedeniyle artan kamu kesimi yatırım ihtiyaçlarının gerçekleştirilmesive finansmanında, özellikle 1990’lardan sonra Kamu Özel Sektör İşbirliklerininönemi ve payı giderek artmaktadır. Dünyada PPP pazarı hızla büyümekte, rekabet artmaktadır.Bugün gelinen noktada çeşitli ölçeklerdeki KÖİ uygulamalarının yasal çerçevesi, tasarımı,finansman modelleri ve bir bütün olarak uygulamaların düzenlenmesi gelişmiş ve gelişmekteolan çok sayıda ülkenin gündemindedir.İngiltere öncülüğünde yaygınlaşan PPP modeli başta AB ülkeleri olmak üzere, gelişmiş bütünülkelerde ve giderek artan düzeyde de gelişmekte olan ülkelerde en önemli proje finansmanyöntemi olarak ortaya çıkmaktadır. KÖİ pazarında 108 ülkenin faaliyet gösterdiğibelirtilmektedir. Buna bağlı olarak da KÖİ uygulamalarının finansmanında ulusal ve uluslararasıkalkınma ve yatırım bankalarının katkısı öne çıkmaktadır. Dünya <strong>Bankası</strong>, IFC, AvrupaYatırım <strong>Bankası</strong>, Asya <strong>Kalkınma</strong> <strong>Bankası</strong>, EBRD gibi uluslararası kalkınma bankalarının yanısıra ulusal ve yerel kalkınma bankaları da KÖİ uygulamalarına teknik yardım desteği, sermayeve kredi şeklinde finansman sağlamaktadır. Avrupa Yatırım <strong>Bankası</strong>, Avrupa Birliği üye veaday ülkeleri ile Avrupa Birliği Komisyonu'nun işbirliği ile kurulan EPEC, Avrupa KÖİ UzmanlıkMerkezi kamu sektörünün kurumsal kapasitesini güçlendirecek çalışmalar yapmaktadır.(EPEC;2009)26


MAKALEIX.Sonuç ve Geleceğe İlişkin BeklentilerEkonomik ve sosyal kalkınmanın ayrılmaz unsuru olan altyapı yatırımlarının ve ötekikamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde KÖİ (PPP) uygulamalarının önemi ve payıgiderek artmaktadır. Bugün KÖİ modelini uygulayan 100’den fazla gelişmiş ve gelişmekteolan ülke KÖİ yatırımlarına yerli ve yabancı yatırımcıları ve finansman kuruluşlarınıçekebilmek için rekabet etmektedir. Bununla birlikte 2008 yılı sonlarından itibarenyaşanan küresel finansal kriz KÖİ yatırımlarını da etkilemiş, bazı yatırımların maliyetlerininartmasına, ertelenmesine, durmasına ya da tamamen iptal edilmesine nedenolmuştur. Dünya <strong>Bankası</strong> verilerine göre 2010 yılının ilk yarısında gelişmekteolan ülkelerdeki KÖİ yatırım taahhütlerinde 2008 yılının aynı dönemine göre %25oranında bir yavaşlama gözlenmektedir. Bu düşüşün en önemli nedenlerinden biriyeni büyük projelerin olmamasıdır. Ayrıca, kriz sonrasında altyapı alanındaki yeni KÖİyatırımlarının daha seçici olduğu gözlenmektedir. Örneğin, 2009 yılı itibariyle telekom,karayolları ve su arıtma tesisleri yatırımlarında yavaşlama görülürken enerjisektörü rekor seviyeye ulaşmıştır. Önümüzdeki dönemde küresel krizin etkilerininhafiflemesiyle birlikte KÖİ faaliyetlerinde de bir artış beklenmektedir.Dünyada artan nüfus, kentleşme ve yeşil ekonomiye geçiş için gereken yatırım ihtiyaçlarıve ekonomik ve sosyal kalkınma çabalarına bağlı olarak kamu özel işbirlikleriulusal ve uluslararası kalkınma bankalarının da ana faaliyet alanlarından birini oluşturmuştur.Özellikle Avrupa Birliği üye ve aday ülkelerde kamu hizmet temini amacıylaKÖİ modelinin kullanımını teşvik etmekte, çeşitli finansman ve kapasite geliştirmedestekleri sağlamaktadır.KÖİ (PPP) uygulamalarında <strong>Türkiye</strong>’nin konumu ise şöyle değerlendirilebilir;KÖİ uygulamalarına ilişkin yasal çerçevenin mevcut parçalı yapı yerine, yerli veyabancı yatırımcılar ve ilgili kamu otoriteleri için kolay anlaşılabilir ve uygulanabilirnetlikte düzenleme ihtiyacı bulunmaktadır.KÖİ uygulamalarının hangi idari yapılanma içinde devam edeceğine karar verilmelidir.Mevcut durumda ilgili bakanlıklar, Özelleştirme İdaresi, Hazine Müsteşarlığıve mahalli idareler sürecin belli aşamalarında yer almakta, ancak sürecinbaşından sonuna kadar tarafların muhatap olacağı bir birim bulunmamaktadır.Tek bir birimin sorumlu olmasının özellikle yabancı yatırımcılar açısından avantajlarıbulunmaktadır.27


MAKALE<strong>Türkiye</strong>’de nüfus yapısı, hızlı kentleşme ve ekonomik büyümeye bağlı olaraközellikle yerel yönetimlerin yüksek bir KÖİ potansiyeli mevcuttur. Yapılacak yasaldüzenlemeler ve yatırım ortamının iyileştirilmesi bu alanda uzun vadeli fonkaynaklarına erişimi kolaylaştırabilecektir.Bununla birlikte, özellikle altyapı ihtiyacının karşılanmasında etkin olarak kullanılabilenKÖİ modeli uzun vadeli, karmaşık ve çok taraflı yapısı nedeniyle her yatırıma uygunbir iş ortaklığı modeli değildir. Öteki kamu hizmet temini yöntemlerine göre dahaetkin ve maliyet avantajı sağlandığı durumlarda tercih edilmelidir. Dünyada ve <strong>Türkiye</strong>’degerçekleştirilen pek çok yatırım, model doğru olarak kullanıldığında çok olumlusonuçlar alındığını göstermektedir.KAYNAKÇA1. Guidelines for Successful Public –Private Partnerships; European Commission Directorate-GeneralRegional Policy; March 20032. Downs, Katherine; Financing Public Private Partnerships; World Bank Institute; December20093. Burger, P.; Tyson, J.; Karpowicz, I.;Coelho, M.D; “The Effects of the Financial Crisison Public-Private Partnerships” IMF Working Paper WP/09/144; July 20094. Hawkesworth, I.;”Public Private Partnerships for School Infrastructure Development.Solution or problem?”;OECD; September 20095. Bacheva-Mc-Grath, F.; “Never Mind the Balance Sheet, The Dangers Posed by PublicPrivate Partnerships in Central and Eastern Europe”; CEE Bankwatch Network; November20086. “Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Kamu Kesimi ile özel Sektör İşbirliği Modelleri ÇerçevesindeGerçekleştirilmesine İlişkin Kanun Tasarısı Taslağı”; DPT, Kasım 20077. “Kamu-Özel İşbirliği <strong>Türkiye</strong> Tecrübesi”; Uzunkaya, M.; DPT; Mart 20088. Presentation Notes on “PPP in the Post Credit Crunch Era”; by International PPPPlatform Turkey; KAV; ITO; UKTI-UK Trade&Investment; Fatih University; Istanbul,September 20109. World Bank Public Private Infrastructure Advisory Facility - World Bank Private Participationin Infastructure (PPI) Database http://ppi.worldbank.org/ ; Erişim tarihi:04-02-201110.EPEC, European PPP Expertise Center :”European PPP Report 2009”28


MAKALEÜLKEMİZDE ATIK YÖNETİMİ VE İLGİLİ MEVZUATK. Kurtar ERBAŞDestek Hizmetleri ve Satınalma Müdürlüğü / Kd. Amir<strong>Kalkınma</strong> Çevre Yönetim Komitesi Üyesi"Bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınmaİlkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamak amacıyla evsel atıkların, tehlikeli atıkların veözel atıkların çevreyle uyumlu bir şekilde yönetimini sağlayan programların hayata geçirilmesiesastır."Teknolojik gelişmeler ve sanayileşme ile paralel olarak yaşanan hızlı kentleşme ve nüfusartışı, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de insan faaliyetlerinin çevre üzerindeki baskısınıhızla artırmaktadır. Doğal kaynakların kullanımının ve buna bağlı olarak atıkların artması,çevre sağlığını tehdit eder hale gelmiş ve sonuçta atıkların çevre ve insan sağlığı için birtehdit olmaktan çıkarılarak ekonomi için bir girdiye dönüştürülmesini amaçlayan atık yönetimstratejileri, tüm dünyada giderek öncelikli bir politika hedefi olarak benimsenen“sürdürülebilir kalkınma” yaklaşımının temelini oluşturmuştur.Atık yönetim sistemleri ulusal çevre politikaları ve sürdürülebilir kalkınma stratejileri arasındaağırlıklı bir yer tutmaktadır.Avrupa Birliğine uyum açısından AB Müktesebatının en kapsamlı alanlarından birisi olarakçevre, çevre konularının başında da atık yönetimi gelmektedir. AB Müktesebatı ile uyumsağlanması amacıyla AB’nin mali ve teknik desteği ile bu alanda çeşitli projeler yürütülmüş,bu projeler çerçevesinde hem mevzuatın uluslararası standartlar ve AB Müktesebatıile uyumlu hale getirilmesi, hem de AB uyum sürecinde yapılması gerekenlerin tespiti veplanlanması açısından önemli mesafeler kaydedilmiştir.Atık yönetiminin güçlendirilmesi, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve çevre veinsan sağlığının korunması için yaşamsal önemde olup, mevcut ve gelecek kuşaklara dahakaliteli ve sürdürülebilir bir yaşam ortamı sağlanmasında temel bir faktördür.Başta Anayasamız olmak üzere, birçok yasada çevrenin korunması ve geliştirilmesine yönelikdüzenlemeler yer almakta ve bu düzenlemelerin sayısı, çevrenin artan önemine paralelolarak gün geçtikçe artmaktadır. Çevre mevzuatımızın en kapsamlı alanlarından birisinide atık yönetimine ilişkin düzenlemeler oluşturmaktadır.29


MAKALEAtıkların kaynağında ayrıştırılması ve geri kazanılabilecek olanlarının ekonomiye kazandırılması,atık yönetimi politikalarının temelini oluşturduğu halde, ülkemizde kaynağındaayrıştırma ve geri kazanım faaliyetleri çok düşük düzeydedir. Esasen yürürlükteki mevzuatımız,haneler dahil olmak üzere tüm üretim, dağıtım ve satış üniteleri ile nihai tüketicilereayrıştırma sorumluluğu yüklemiş ve aykırı davranışlara cezai müeyyide öngörmüştür.Ülkemizde de çevre bilincinin gelişmesine paralel olarak, çevrenin korunması ve sürdürülebilirbir atık yönetiminin geliştirilmesi yönünde güçlü bir duyarlılık oluşmuştur.Bu çerçevede atık yönetimi, evsel, tıbbi ve tehlikeli ve tehlikesiz atıkların minimizasyonu,kaynağında ayrı toplanması, ara depolanması, gerekli olduğu durumda atıklar için aktarmamerkezleri oluşturulması, atıkların taşınması, geri kazanılması, bertarafı, geri kazanımve bertaraf tesislerinin işletilmesi ile kapatma, kapatma sonrası bakım, izleme-kontrolsüreçlerini içeren bir yönetim biçimi olarak tanımlanmış, ilgili mevzuat belirlenmiş vegünlük koşullara göre devamlı olarak güncellenmektedir.ATIK YÖNETİMİNE İLİŞKİN MEVZUATT.C. ANAYASASIMadde 56 - Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin vevatandaşların ödevidir.ATIK YÖNETİMİNE İLİŞKİN KANUNLAR2872 sayılı Çevre Kanunu8. Madde - “Her türlü atık ve artığı doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamakve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır.”5491 sayılı Çevre Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun11. Maddede Değişiklik - “Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler evsel katı atık bertaraftesislerini kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmekle yükümlüdürler. Bu hizmettenyararlanan ve/veya yararlanacaklar, sorumlu yönetimlerin yapacağı yatırım, işletme, bakım,onarım ve ıslah harcamalarına katılmakla yükümlüdür. Bu hizmetten yararlananlardan,belediye meclisince belirlenecek tarifeye göre katı atık toplama, taşıma ve bertarafücreti alınır. Bu fıkra uyarınca tahsil edilen ücretler, katı atıkla ilgili hizmetler dışında kullanılamaz”30


MAKALE5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu7. Madde - “...katı atık yönetim planını yapmak, yaptırmak; katı atıkların kaynakta toplanmasıve aktarma istasyonuna kadar taşınması hariç katı atıkların ve hafriyatın yenidendeğerlendirilmesi, depolanması ve bertaraf edilmesine ilişkin hizmetleri yerine getirmekbu amaçla tesisler kurmak kurdurmak...”5393 sayılı Belediye Kanunu14.ve 15 Maddeleri - “...katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı,ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak, yaptırmak...”2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu (ÇTV)97. Madde - “Kirleten öder prensibiyle atık üreticilerinin atık yönetimi hizmetlerine katılımısağlanmaktadır.”5237 sayılı Türk Ceza Kanunu181. ve 182. maddelerle, çevrenin kasten ve taksirle kirlenmesine ilişkin cezalar düzenlenmişolup, sorumlulara hapis cezasına varacak şekilde cezai yaptırım öngörülmüştür.ATIK YÖNETİMİNE İLİŞKİN YÖNETMELİKLERAtık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmelik (05.07.2008-26927)Bu yönetmelikle atıkların oluşumundan bertaraflarına kadar çevre ve insan sağlığınazarar vermeden yönetimlerinin sağlanmasına yönelik genel esasların belirlenmesiamaçlanmıştır. Bu kapsamda kirletme ve ithalat yasağı, atık yönetim planların oluşturulması,lisans alma yükümlülüğü, mali sorumluluk sigortası yaptırılması, bertaraf maliyetlerininkarşılanması maddeleri yönetmeliğin belli başlı hükümlerini oluşturmaktaolup, yönetmelik ekinde tehlikeli ve tehlikesiz atıkları belirleyen ve Avrupa Birliği ileuyumlu atık listesi yer almaktadır.Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği (14.3.1991-20814)Meskun bölgelerde evlerden atılan evsel katı atıkların, park, bahçe ve yeşil alanlardanatılan bitki atıklarının, iri katı atıkların, zararlı atık olmamakla birlikte evsel katı atıközelliklerine sahip sanayi ve ticarethane atıklarının, evsel atık su arıtma tesislerindenelde edilen (atılan) arıtma çamurlarının ve zararlı atık sınıfına girmeyen sanayi arıtmatesisi çamurlarının, toplanması, taşınması, geri kazanılması, değerlendirilmesi, bertarafedilmesi ve zararsız hale getirilmesine ilişkin esasları kapsamaktadır.Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği (14.03.2005-25755)Tehlikeli atıkların üretiminden nihai bertarafına kadar çevreyle uyumlu yönetiminin sağlanmasıamaçlanmaktadır. Tehlikeli atıkların toplanması, tesis içinde geçici depolanması,ara depolanması, taşınması, geri kazanılması, nihai bertarafı ile ithalat ve ihracatınailişkin yasak sınırlama ve yükümlülükleri, alınacak önlemleri yapılacak denetimleri, tabiolunacak hukuki teknik sorumlulukları kapsamaktadır.Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği (22.07.2005-25883)31


MAKALESağlık kuruluşlarının faaliyetleri sonucu oluşan tıbbi atıklar ile bu atıkların üretildikleri yerlerdeayrı toplanması, geçici depolanması, taşınması ve bertaraf edilmesine ilişkin esaslarıkapsamaktadır.Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği (24.06.2007-26562)Evsel, endüstriyel, ticari ve işyeri olmasına bakılmaksızın yurt içinde piyasaya sürülen plastik,metal, cam, kağıt-karton, kompozit ve benzeri malzemelerden yapılmış bütün ambalajlarıve bu ambalajların atıklarını kapsamaktadır. Bu Yönetmelikte yapılacak revizyonlarlailgili çalışmalar son aşamaya gelmiş bulunmaktadır.Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği (30.07.2008-26952)Atık yağların üretiminden nihai bertarafına kadar çevreyle uyumlu yönetiminin sağlanmasınıamaçlayan bu Yönetmelik, atık yağların üretimi, geçici depolanması, toplanması, taşınması,işlenmesi, bertarafı, ithalat ve ihracatı ile transit geçişine ilişkin yasak, sınırlamave yükümlülükleri, alınacak önlemleri, yapılacak denetimleri kapsamaktadır.Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği (31.08.2004-25569)Bu Yönetmelik Pil ve akümülatör ürünlerinin etiketlenmesi ve işaretlenmesi, üretilmesindezararlı madde miktarının azaltılması, kullanıldıktan sonra atıklarının evsel ve diğer atıklardanayrı olarak toplanması, taşınması, bertarafı ile ithalat, transit geçiş ve ihracatına ilişkinyasak, sınırlama ve yükümlülükleri, alınacak önlemleri, yapılacak denetimleri, tabi olunacaksorumlulukları düzenlemektedir.Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği (19.04.2005-25791)Bitkisel atık yağların toplanması, geçici depolanması, taşınması, geri kazanılması, bertarafı,ticareti, ithalat ve ihracatı ile transit geçişine ilişkin yasak, sınırlama ve yükümlülükleri,alınacak önlemleri, yapılacak denetimleri, tabi olunacak hukuki ve cezai sorumlulukları buYönetmelik ile düzenlenmektedir.Diğer YönetmeliklerHafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü YönetmeliğiÖmrünü Tamamlamış Lastiklerin Kontrolü YönetmeliğiPoliklorlu Bifenil ve Poliklorlu Terfenillerin Kontrolü Hakkında YönetmelikElektrikli ve Elektronik Eşyalarda Bazı Zararlı Maddelerin Kullanımının SınırlandırılmasınaDair Yönetmelik32


MAKALEATIK YÖNETİMİNE İLİŞKİN DİĞER MEVZUATUluslararası AnlaşmalarBasel SözleşmesiAvrupa Birliği Atık Mevzuatı ve Uyum SüreciAvrupa Birliğinin atık mevzuatının temelini Atık Direktifi (2006/12/EC) ve Tehlikeli AtıkDirektifi (91/689/EC) oluşturmaktadır. Ayrıca, Bertaraf yöntemlerine ilişkin direktifler (99/31 Düzenli Depolama Direktifi ve2000/76 Yakma Direktifi), Özel atıkların yönetimine ilişkin direktifler (Atık Yağların Bertarafına İlişkin Direktif(75/439/EC), PCB/PCT’lerin bertarafına İlişkin Direktif (96/59/EC),Kullanılmış Pil ve Akümülatörlere İlişkin Direktif (91/157/EEC and 98/101/EC),Hurda Araçlara İlişkin Direktif (2000/53/EC),Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyalara ilişkin Direktif (2002/96/EC),Ambalaj ve Ambalaj Atığı Direktifi (94/62/EC)) ve Atıkların Taşımına İlişkin Tüzük(1013/2006/EC)Atık Yönetimine ilişkin diğer mevzuat olarak belirlenmiştir.Kaynakça:Çevre ve Orman Bakanlığı33


EĞİTİM VE HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETLERİKALKINMA 15.EMITT 2011DOĞU AKDENİZ ULUSLARARASI SEYAHAT VE TURİZMFUARINDA..Bankamız Turizm sektöründekifaaliyetlerini dahaetkin bir şekilde sürdürebilmek,geniş yatırımcı kitleleri-Bankamız faaliyet alanlarıhakkında bilgilendirerek dahafazla yatırımcıya ulaşabilmekve sektördeki güncel gelişmeleridaha yakından takip edebilmekiçin 10 – 13 Şubat2011 tarihleri arasında İstanbul’daEkin fuarcılık tarafındandüzenlenen 15. EMITT2011 DOĞU AKDENİZ ULUSLARARASI SEYAHAT VE TURİZM Fuarı’na katıldı.niFuarın açılışı Turizm Bakanı Sn.Ertuğrul GÜNAY tarafından yapıldı. <strong>Türkiye</strong>’deki turizmin güçkaynağı toplam hacmi 100 milyar doların üzerinde seyreden pazarın fuarı olarak da tanımlananEMITT’in dünyanın en büyük 5. Turizm fuarı olması bekleniyor. EMITT Fuarını ziyareteden toplam ziyaretçi sayısı 114.100 olarak gerçekleşti.Bankamız standı gerek katılımcılar gerekse ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gördü. Dört günsüren fuar süresince standımızı yaklaşık 150 kişi ziyaret etti. Kredi Pazarlama Müdürlüğü’ndenKıdemli Uzman Aytekin ACAR,Amir Ayşegül AS ve Kredi DeğerlendirmeII Müdürlüğü’nden Kıdemli Uzman BernaŞEN tarafından standımızı ziyaret edenkatılımcılar bilgilendirildi.34


EĞİTİM VE HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETLERİBANKACILIK KANUNU SEMİNERİ23 – 24 Şubat 2011 tarihlerinde Bankamız Seminer SalonundaGazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim FakültesiTicaret Hukuku Profesörü Prof.Dr. Ahmet BATTAL’ın beyin konuşmacıolarak katıldığı BankacılıkKanunu Konulu Seminer gerçekleştirilmiştir.Seminere Bankamız Yönetici, Uzmanve Uzman Yardımcılarından oluşan 20 kişi katılmıştır.“CANCUN Sonrası Karbon Piyasaları ve Fırsatlar” SEMİNERİBankamız Yöneticileri,Uzman ve UzmanYardımcılarına yönelikolarak, 17 Mart2011 tarihinde BankamızEğitim SalonundaTeknoloji İzleme veAraştırma MüdürlüğüKıdemli Uzmanı EsinEREN tarafından 13 kişininkatılımıyla gerçekleştirilen“CANCUN SonrasıKarbon Piyasaları veFırsatlar” konulu sunumda; İklim Değişiklikleri, Sera Etkisi, İklim Değişiklikleri İle MücadeleAraçları, İklim Değişiklikleri ile Mücadele Araçları, Emisyon Sertifikası, Emisyon Ticareti,Küresel Karbon Piyasaları, Gönüllü Karbon Piyasaları, Karbon Proje Döngüsü, KarbonProjesi Yapmak, Enerji Verimliliği Finansmanı ve <strong>Kalkınma</strong> konuları ele alınmıştır.35


EĞİTİM VE HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETLERİ“<strong>Kalkınma</strong> Ajansları İhtiyaç Çalışmasına” SEMİNERİİş, Ürün ve Planlama Dairesi Başkanlığıtarafından Bankamız Eğitim Salonunda <strong>Kalkınma</strong>Ajansı uzmanlarına yönelik olarak 18 Mart2011 tarihinde gerçekleştirilen “<strong>Kalkınma</strong>Ajansları İhtiyaç Çalışmasına” 25 <strong>Kalkınma</strong>Ajansı Uzmanı katılmıştır.“Enerji Verimliliği, Son Gelişmeler ve ESCO” SEMİNERİBankamız Yöneticileri, Uzman ve Uzman Yardımcılarına yönelik olarak, 24 Mart 2011tarihinde Bankamız Eğitim Salonunda Teknoloji İzleme ve Araştırma Müdürlüğü Kıdemli UzmanıEsin EREN tarafından gerçekleştirilen “Enerji Verimliliği, Son Gelişmeler ve ESCO”konulu sunumda; Enerji Verimliliğinde Son Gelişmeler ve ESCO’lar, Neden Enerji Verimliliği,Enerji Yoğunluğu, Sektörler Bazında Enerji Verimliliği, Enerji verimliliğinde Stratejik Amaçlar,Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketleri (EVD) veya Energy Setvice Company (ESCO), enerjiVerimliliği Koordinasyon Kurulu(EVK), Enerji Verimliği Finansmanı,Enerji Verimliği Proje Döngüsü,Enerji Performans Sözleşmeleri,Enerji Finansman Türleri,Paylaşımlı Tasarruf Sözleşmesi(PTS), Garanti Tasarruf Sözleşmesi(GTS), Enerji Verimliliği DanışmanlıkŞirketleri ve Enerji KimlikBelgesi konuları 18 katılımcıyasunulmuştur.36


EĞİTİM VE HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETLERİTÜRK TİCARET KANUNU SEMİNERİ22 – 23 Mart 2011 tarihlerinde BankamızSeminer Salonunda Gazi Üniversitesi Ticaretve Turizm Eğitim Fakültesi Ticaret Hukuku‘ndanProf.Dr.Ahmet BATTAL’ın konuşmacıolarak katıldığı Türk Ticaret Kanunu BilgilendirmeSemineri gerçekleştirilmiştir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu13/01/2011 tarihinde yasalaşması ve yaklaşık1500 maddeden oluşan çok köklü değişikliklere sahip bir yasa olması sebebiyle; seminere43 personelimiz tam olarak iştirak etmiştir.MS 7 – OFİS 2010 EĞİTİMLERİBankamız bünyesinde kullanılanbütün bilgisayarların MS 7 İşletim Sisteminegeçmesi ve Ofis 2010 programlarınınkullanılmaya başlanması sebebiyle AnkaraBilkent’te bulunan İNFOPARK Firmasıile anlaşma yapılarak Bankamız Personelininbirer günlük MS 7 ve Ofis 2010 Eğitimlerialması sağlanmıştır.Her Hafta Pazartesi günleri Bilkent’te gerçekleştirilen eğitimler Kasım 2010’dabaşlamış ve Mart 2011’de sona ermiştir. Bu süre zarfında eğitimlere Bankamızdan 390personel katılmıştır.37


EĞİTİM VE HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETLERİBANKA DIŞI EĞİTİMLER- <strong>Türkiye</strong> Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB) tarafından Sermaye PiyasasıFaaliyetleri İleri Düzey Lisansının geçerliliğinin sürmesi için 26 Ocak 2011 tarihinde İstanbul’dadüzenlenen eğitim programına Kurumsal Bankacılık ve Yatırımlar Müdürlüğü Müdür YardımcısıHakan KİLDOKUM katılmıştır.- <strong>Türkiye</strong> Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB) tarafından 15 Ocak 2011 tarihindeİzmir’de düzenlenen Sermaye Piyasası Faaliyetleri Türev Araçları Lisans Yenileme konulueğitim programına Kurumsal Bankacılık ve Yatırımlar Müdürlüğü Uzman Yardımcısı Ümit DA-LOĞLU katılmıştır.- Asya Katılım <strong>Bankası</strong>’nın personeline yönelik olarak Bankamızdan talep ettiği “ Proje Değerlendirme”eğitimi 24-28 Ocak 2011 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilmiş ve konularKredi I Müdürü Satı BALCI, Müdür Yardımcısı Ahmet Mithat CESUR, Ender DİNÇER ile KıdemliUzman Hilal GÖZÜTOK tarafından katılımcılara aktarılmıştır.- İstanbul Menkul Kıymetler Borsası tarafından 07-18 Mart 2011 tarihleri arasında İstanbul’dadüzenlenen “Tahvil ve Bono Piyasası Üye Temsilcisi Eğitim Programı” na Hazine Müdürlüğü’ndenUzman Ahmet KAYA ile Uzman Yardımcısı Elif Sultan YILIK katılmıştır.38

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!