12.07.2015 Views

işte türk eğitim-sen farkı

işte türk eğitim-sen farkı

işte türk eğitim-sen farkı

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası Genel Merkezi Aylık Yayın OrganıMART 2007ÜRETİME YÖNELİK EĞİTİM SİSTEMİSistem diye bir başlık açtım, bu başlık sizlerikorkutmasın. Biliyorum son yıllarda sistemlerideğiştire değiştire Eğitimi ne hale getirdikhepinizin malumudur. Yeni sistemle Ev ödevineperformans, yıllık ödeve proje, deneylereetkinlik, sözlü notuna ders içi performans,… vb. gibi değişikliklerle yeni isimlerverdik. Bu sistemle kağıt masrafını beş katdaha arttırdık, her öğrenciye değişik formlar,değişik testler uyguladık, bu form ve testlerikimse fark etmesin diye dosya içine gizledik.Araştırmak için Öğrencileri internet sitelerineyönelttik, ailenin masrafı binken birde internetmasrafı ekledik. Okullardaki teknolojisınıflarına sağlam kapılar takıp (hırsızlardankorumak için), teknoloji sınıflarını teknolojimüzeleri haline dönüştürdük. Öğrencileribir saatlik bilgisayar dersiyle avuttuk. Bu çalışmalarsonucunda Anadolu Liselerine dörtişlemi bilmeyen öğrencileri yerleştirdik. OKSve ÖSS’de sıfır puan alan öğrencilerin başarısızlıklarınıizledik. Üzüldük , ne diyelim vatansağ olsun!Yeni gelen sistem diğerini pek aratmıyor değilmi? Çünkü, bizler diğer sistemde her öğrenciyezorla Matematik, Fen ve Sosyal Bilgiler vediğer dersleri öğretmeye çalışıyorduk, yenisitemde de değişen bir şey yok yine aynısınıyapıyoruz. Biz öğrencilerin hepsini ya doktorya mühendis yada akademik eğitim içinÖSS sınavı kapısında bekçiliğe hazırlıyoruz.Anlamadığım şu, ne değişti? Sadece kavramlar,değişen başka bir şey yok. Oyun aynı,oyuncular aynı, sahne aynı sadece ve sadeceisimler değişti.Değerli eğitim çalışanları hangi sistemi getirirsekgetirelim, hep eski sistemi aratacaktır.Memleketimizi ‘Muasır Medeniyetler Seviyesine’çıkartacak olan tek sistem üretimeyönelik sistem olmalıdır. Bu sistemde amaç;Her ferdin alacağı eğitim sonunda, üretimekatkıda bulunacak bir mesleğinin olmasıdır,temennimiz. Bir çok dünya ülkesinde üretimeyönelik eğitim yapılmakta orta öğretimibitiren gençler ülke ekonomisine katkıda bulunmaktadır.Türkiye de ise üretime yönelik eğitim değil,tüketime yönelik bir eğitim sistemi ön görülmekteve uygulanmaktadır. Bu sistemdeyetişen gençler mezuniyetleri sonunda aylakaylak gezen boş insanlar kitlesini oluşturmaktadır.Bir Meslek sahibi olmayan bu insanlartüketimi artırmakta ve ülke ekonomisine oldukçazara vermektedirler.Ekonominin ayakta durmasını sağlayan enönemli unsur üretimin tüketimi karşılamasıdır.Eğer Üretilen ürünler Tüketilen ürünlerikarşılamazsa Enflasyon oranı yukarı yönlütetiklenecektir. Yeterince üretilmeyen ürünlerinyerine, ülkemize İthal ürünün girmesinesebep olacak ve ihracat ile ithalat arasındakifark artarak ülke ekonomisinde fay hatlarıoluşturulacaktır. Ayrıca toplum olarak ithalmallara merakımız yüzünden ithal mal ihtiyacıartacak. Bu durumla karşılaşan ekonomiise krizlerle yüz yüze gelecektir. Bu hal ülkemizinşu anki durumunu özetlemektedir.Ülke ekonomisine katkıda bulunmak ve insanlarıngeleceğini garanti altına almak içinkısa zamanda şu çalışmalar yapılıp, mutlakauygulanmalıdır;Bölgesel kalkınma planı hazırlayıp,bölgeleri kalkındıracak meslekler,ülkenin gerçekleri göz önüne alınarak belirlenmeli,Bu meslek dalları ile ilgili MeslekOkulları açmalıyız. Birinci kademede Okul,Aile ve Öğrenci üçlüsü ile birlikte bireyselolarak Rehberlik çalışması yaparak, öğrencilerinilgi ve yeteneklerine göre mesleklerbelirleyip, İkinci kademeden yani 6. sınıftanitibaren belirlenen meslekler göz önüne alınaraköğrencilerin % 60 oranındaki kısmını,ilgi kabiliyetlerine göre Meslek okullarınayönlendirmeliyiz. Akademik eğitimi düşünenleriçin 8. sınıfta Geçiş hakkı tanımalıyız.Meslek okullarından mezun olan MeslekUstalarına devlet desteği ile iş yeri açıp, Bumeslek ustaları Mesleklerine yönelik Lisaneğitimini düşünürlerse alanlarındaki LisansProgramlarına doğrudan Geçiş hakkı vermeliyiz.Öğrencilerin % 40 oranındaki kısmını iseakademik eğitime hazırlamalıyız. AkademikÖmür KUZGUNTürk Eğitim Sen Kayseri 2 Nolu şubeDış İlişkiler ve Basın Sekreterieğitimi düşünen öğrenci gurubundan yine 8.sınıfta Meslek Okullarına geçmek isteyenleregeçiş hakkı tanımalıyız. Meslek okullarıve Akademik Eğitime Hazırlayan OkullardaGenel Kültür derslerine ağılık verilmeli, MilliBirlik ve Bütünlüğümüzü sağlamlaştıran veManevi duygularımızı güçlendiren derslerkoyup hizmet bilincini her bireyde davranışhaline getirip, her sınıfa mutlaka uygulamalıyız.Eğitim sistemini bu çerçeve içerisinde ele alarak,okulların teknik özelliklerini kısa sürededeğiştirip, Üretime Yönelik Eğitim Sistemi halinegetirmeliyiz. Diğer teknik özellikleri kurulacakkomisyonlarla belirleyip, uygulamayakoymalıyız. Bu komisyona Sanayi OdalarıTemsilcisi, Ticaret Odaları Temsilcisi, MemurSendikaları ve bütün oluşumları davet etmelive görüşlerine baş vurmalıyız.Günümüzde bir çok ürünü üretmiyor, hepdışardan alıyoruz ve dışarıya bağımlı yaşıyoruz.Örneğin 20 ülkeden buğday, yulaf, mısırvb. gibi baklagilleri ithal ediyor ve bir çokürünün tohumunu dahi yabancı ülkelerdenkarşılıyoruz. Yer altında bulunan madenlerdenhabersiz yaşıyor ve bu madenleri çıkartıpişletecek teknoloji, ekipman ve usta bulamıyoruz.Bir çok teknolojik ürünün montajınıdahi yurt dışında yaptırıyoruz.Kısacası bu atılım hamlesi ile fabrika oluşturacakfabrikaları kurup dünya ekonomisineyön vermeliyiz. Bu mücadelenin damarlarımızdakiasil kanda var olduğunu bilmeliyizve Tarih tekerrürden ibarettir sözüne kulakverip gelecek yüz yılları (Allah nasip ederse)Türk asrı yapmalıyız. Bu gerçekler gün yüzügibi ortada iken başımızı kuma sokmamalıyız,bu memleket bizim, bu memleketi neslimizegüzel bir şekilde bırakmak istiyorsak,lütfen üretelim ve Üretime Yönelik EğitimSistemine evet diyelim ve eşe dosta tavsiyeedelim.baştarafı 1’deHOCALI SOYKIRIMINI UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ!Günümüzün Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan’ındirektifleriyle Ermeni silahlı güçleri tarafından, hem deuluslararası basının gözleri önünde Hocalı’da gerçekleşen‘Azeri Soykırımı’nı unutmadık, unutturmayacağız.26 Şubat 1992 gecesi Hocalı’da olanların adı ‘soykırım’dır. Bütün dünya bunu böyle bilmelidir.TÜM ŞEHİTLERİMİZİN RUHU ŞAD OLSUN.....

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!