12.07.2015 Views

Almanya'da yaşayanlar soruna nasıl bakıyor - ATGB

Almanya'da yaşayanlar soruna nasıl bakıyor - ATGB

Almanya'da yaşayanlar soruna nasıl bakıyor - ATGB

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

9 Şubat 2009<strong>Almanya'da</strong> yaşayanlar <strong>soruna</strong> nasıl bakıyorBUGÜNKÜ yazımı Almanya üzerine gelişmelere ayırdım: Almanya üzerineyazdıklarımı değerlendiren, düşüncelerini yansıtan okurlarımın e-posta ilegönderdikleri yorumlardan bir seçme yaptım. TRT'de yayınlanmaya başlayan600 Yıllık Bir Gizemin Öyküsü <strong>Almanya'da</strong> Türk İzleri'ni seyrettim. YunusEmre Kültür Merkezi'nin en yakın zamanda açılacağı bilgisini sizlereileteceğim.* * *600 Yıllık Bir Gizemin Öyküsü <strong>Almanya'da</strong> Türk İzleri, Türklerin Almanya'ya işçi göçündenönce de gittiklerini, savaşlarda esir düşenlerin orada çalıştıklarını ya da vaftiz edilip din değiştirerekçalıştıklarını anlatıyor, bu dizinin tamamını gördükten sonra, üzerinde tekrar durup yazacağım.Şimdiki bölümden edindiğim kanaat, işbirliğinin ve Almanya-Türkiye ilişkisinin geçirdiği aşamalarıyansıtarak, bugüne bakışa tarihi bir perspektif kazandırmak.<strong>Almanya'da</strong> Türk İzleri'ni seyredin, onu istediğiniz gibi yorumlayabilir, karşı düşünceler ilerisürebilirsiniz, hatta tespitleri kabul etmeyebilirsiniz. Ama gene de size bir değerlendirme malzemesisunuyor.* * *YUNUS Emre Vakfı Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Fuat Bilkan bana gönderdiği açıklamada hemYunus Emre Kültür Enstitüleri hakkında bilgi veriyor hem de Yunus Emre Türk KültürMerkezleri'nin yakın zamanda açılacağını müjdeliyor:"Yunus Emre Vakfı, 18 Mayıs 2007 tarihinde 5653 numaralı kanunla kurulmuştur. 2008 yılındateşkilat şeması oluşturulan ve iç mevzuatları tamamlanan vakfın genel müdürlüğüne, TOBBEkonomi ve Teknoloji Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Fuat Bilkanatanmıştır.Vakfın görevleri, Türkiye'yi, kültürel mirasını, Türk dilini, kültürünü ve sanatını tanıtmak,Türkiye'nin diğer ülkeler ile dostluğunu geliştirmek, kültürel alışverişini artırmak, bununla ilgiliyurtiçi ve yurtdışındaki bilgi ve belgeleri dünyanın istifadesine sunmak, Türk dili, kültürü ve sanatıalanlarında eğitim almak isteyenlere yurtdışında hizmet vermek, Türkiye'de Yunus Emre AraştırmaEnstitüsü ve yurtdışında Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri açmak olarak belirlenmiştir.Vakıf yönetimi, Dışişleri, Milli Eğitim ve Kültür ve Turizm Bakanlıkları ile TİKA'nın yurtdışındakikültür merkezlerini devralmak için çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çerçevede ilk olarak<strong>Almanya'da</strong> Berlin, Köln, Hanofer ve Stutgart'taki merkezlerin devri gündeme gelmiştir. Binkitaptan oluşan 'Türk Eserleri Kitaplığı'nın da kurulacağı Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri, ilgiliülkelerde faaliyet gösteren Türk derneklerinin kültür ve sanat etkinlikleri ile STK'ların bu yöndekiçalışmalarına da proje destekleri verebilecek ve iki ülke arasındaki kültürel ilişkilerin gelişmesinekatkıda bulunacaktır.Prof. Dr. Ali Fuat Bilkan, Yunus Emre Vakfı Genel Müdürü."


* * *E-POSTALARDA dikkatimi çeken, <strong>Almanya'da</strong> yaşayan birçok okurumun, uyum konusundaTürklere eleştirel yaklaşımları. Bazı e-postaları yerim oranında yansıtıyorum.Vedat Ali Aydın'ın görüşü: "Frankfurt Kitap Fuarı'nın olumlu etkileri olmak bir tarafa, etkileriolumsuz olmuştur. Fuarın Türkiye'ye ayrılan bölümüne kaç Alman gelmiştir? Türkler, Türk standınıziyaret ettiler, zaten Almanların bu standa ilgisi yoktu.Celádet Moralıgil'in görüşü: "Türk cemaatinin ve Ankara destekli kuruluş olan DITIB'in devcamiler için ne kadar para harcadığını ve -Köln Ehrenfeld için planlananda olduğu gibi- harcamayahazır olduğunu biliyor musunuz?.."Bu konudaki çalışmalarıyla tanınan Mesut Ilgım'ın verdiği bilgilere dikkati çekiyorum: "Ta 1916'daher iki ülkede 'Türk-Alman Dostluk Yurdu' adlı bir proje yarışması yapılmış. Her iki ülkede,mütekabil ülkenin kültür sorunlarının tartışılacağı, kültür miraslarının değerlendirilip arşivleneceğiiki merkez tasarımı planlanmıştı.Özgür Karatekin'in olaya bakışı şöyle: Birçok Alman, Türklerin Alman kültürüne asimileolmaktansa neden kendi kültürlerine bağlı kalmakta ısrar ettiğini anlamakta çok zorlanıyor.Mehmet Yenal'ın tespiti: "Türklerin Alman toplumuna uyum sağlamadıkları ve sağlamakistemedikleri ortada."Fuat Conkman, olaya kültürel açıdan bakıyor: "Orhan Pamuk Nobel kazandığının akabinde tüm obüyük kitapçılarda, alışveriş mağazalarının kitap reyonlarında kocaman kocaman stantlar, vitrinler,Pamuk'un kitapları ile dolmuştu. Benim tedavim ile uğraşan iki Alman doktordan da hemenPamuk'un kitaplarını okumaya başladıklarını dinledim. Hele bana 'Orhan Pamuk ile aynı ülkedenolmanızla ne kadar övünseniz azdır' diye iltifatta bulunmaları da çok sevindirici idi."İhsan Barın içinse önemli olan: "Ülkenin bu enstitülerde Türkiye'nin taşra milliyetçiliğini aşabilen,uluslararası düzeyde gerçek bir kültür hizmetini sağlayıp sağlayamayacağı."İlker İnam'ın tespiti: Türkiye'de araştırma görevlisi olarak çalışıyorum, 6 aydır görevli olarak<strong>Almanya'da</strong> bulunuyorum. Bazı çevreleri kızdıracak ama Orhan Pamuk'u okumayan Alman yok."* * *SANIRIM bu tartışma hepimizin zihninde hep yankılanacak.(dhizlan@hurriyet.com.tr )

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!