12.07.2015 Views

FAVORIES TEMMUZ 2014

FAVORIES TEMMUZ 2014

FAVORIES TEMMUZ 2014

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

2temmuz <strong>2014</strong>


SöyleşiPanaroma50İZZETGÜNAYBir İstanbulBeyefendisi22Sanat Tarihi Mutfak Kültürü TarihDeniz, kum ve güneşüçlüsünün en keyifli adresi;IBIZA62Bambaşka bir lezzetTÜRKSANATMÜZİĞİ72Geçmişten günümüzeKIZKULESİ30Mutfak KültürüŞANLIURFAtemmuz <strong>2014</strong>5


magazin |Açılış Lana Del Rey’denkapanış Tarkan’danMegastar Tarkan ile Lana Del Rey aynı sahnede. Türkiye’nin dünyacaünlü sanatçısı olan Tarkan, Monako’da gerçekleştirilecek ‘Monte CarloSummer Festival’inde kapanışı yapacak. Tüm dünyada ilgi ile karşılanan bufestivalde, açılışı ise ünlü şarkıcı Lana Del Rey yapacak.22 Ağustos’ta Monte Carlo Yıldızlar Salonu’nda Monte Carlo SBM’nin 40yıldır düzenlediği festivalde sahne alacak.Festival, Monte Carlo SBM tarafından düzenleniyor ve her yıl dünyaca ünlüyıldızları ağırlıyor. Bugüne kadar Elton John, Rihanna, Kylie Minogue, JulioIglesias, Celine Dion, Scorpions, Santana ve Kevin Costner gibi yıldızlarınsahne aldığı Monte Carlo Yıldızlar Salonu’nda bu yıl gerçekleşecek herkonserde, 850 kişilik çok özel bir davetli grubu ağırlanacak. Tarkanfestivalde sahneye çıkan ilk Türk olacak.6temmuz <strong>2014</strong>Nuri Bilge Ceylan’a!Yönetmen Nuri Bilge Ceylan ‘Kış Uykusu’ filmiyle Cannes Film Festivali’nde AltınPalmiye ödülünü kazandı. Ceylan, ödülünü bir yılda ölen gençlere ve Soma’dakimadencilere adadı. 67. Cannes Film Festivali’nde büyük ödül Altın Palmiye, NuriBilge Ceylan’ın ‘Kış Uykusu’ filminin oldu. Ceylan, ödülüün UmaThurman veQuentin Tarantino’nun elinden aldı. Törende en iyi yönetmen ödülü‘Foxcatcher’ filmiyle Bennett Miller’a giderken, en iyi kadın oyuncuödülünü ‘Maps to the Stars’daki performansıyla Julianne Moore;en iyi erkek oyuncu ödülünü ise Mr. Turner filmiyle TimothySpall, kazandı. Ödül için sahneye çıkan Nuri Bilge Ceylan,konuşmasında “Ödülümü Türkiye’de son yılda hayatını kaybedengençlere ve Soma’da hayatını madencilere adıyorum” dedi.Yönetmen Nuri Bilge Ceylan, ‘Kış Uykusu’ filmiyle, altıncıkez Cannes Film Festivali’ne katıldı. Ceylan’ın Cannes FilmFestivali tecrübesi, 1995 yılında başlamıştı. Ceylan’ın ilk kısafilmi Koza, 1995 yılında Cannes’da gösterildikten sonra, çektiğiuzun metrajlı ‘Uzak’ filmiyle 2003’te ‘Büyük Jüri Ödülü’’nükazandı. 2006’da ‘İklimler’ isimli filmiyle festivalde yer alanCeylan bu kez ‘FIPRESCI’ ödülüne layık görüldü, 2008 yılındaise ‘Üç Maymun’ ile en iyi yönetmen seçildi. YönetmenCeylan, 2009 yılında festival jürisinde yer alan Ceylan,2011’de ise ‘’Bir Zamanlar Anadolu’’da filmiyle ikinci kez‘Büyük Jüri Ödülü’ne değer bulundu.Erdoğan’dan tebrik telefonu Başbakanlık kaynaklarındanedinilen bilgiye göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,Köln’den İstanbul’a dönüşünün ardından yönetmen Ceylan iletelefonda görüştü. Erdoğan’ın, Ceylan’ı Cannes’da kazandığıödülden ve Türk sinemasına sağladığı önemli katkılardan dolayıkutladığı öğrenildi. Başbakan Erdoğan’ın bugüne kadar birçok ulusalve uluslararası ödül alan Ceylan’ı, “Altın Palmiye” ödülü sayesinde“aziz milletimize yeni bir gurur yaşatmasından dolayı tebrik ederek,başarılarının devamını dilediği” de ifade edildi.


magazin |Justin Timberlake İstanbul’u salladıDünyaca ünlü şarkıcı ve oyuncu JustinTimberlake ‘Dünya Turnesi’ Kapsamında,İstanbul konseri için Türkiye’ye geldi.İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) konserveren Justin Timberlake için hayranlarımetrelerce uzunlukta kuyruk oluşturdu.Yerli ve yabancı binlerce Timberlake hayranısaatler öncesinden konser alanın doldurdu.Ünlü sanatçı, saat 21.00’da başlayankonserinde Türkiye’deki ilk solo performansınıgerçekleştirdi. Timberlake, konserindeSoma’daki maden faciasında hayatınıkaybeden 301 madenciyi unutmadı. Dünyacaünlü şarkıcı ve oyuncu Justin Timberlake,Soma’da hayatını kaybeden madencileriçin şarkı söyledi. Hayatını kaybeden 301madenci için bir şarkı söyleyen Timberlake,“Herkes onlar için bir ışık yaksın” dedi.Konseri izlemeye gelen ve daha önce JustinTimberlake’in canlı performansını izlemediğinisöyleyen ünlü oyuncu Özge Borak’ta Justin’iseverek dinlediğini ve muhteşem sahneşovlarının olduğunu kaydetti. Magazindenspora birçok camiadan ünlü isim de Justin’idinlemek için konser alanına geldi. Ayrıcakonser için çok sayıda yabancı turistin degeldiği görüldü. Türkiye’de ilk kez solokonser veren Timberlake, sevilen şarkılarınıseslendirerek hayranlarına unutulmaz birgece yaşattı.8temmuz <strong>2014</strong>


magazin |Fotoğraflar: Nasuh BektaşYıldırım Mayruk ‘2023’e Hikâyeler’ileGöz Kamaştırdı!...Yıldırım Mayruk, meslek hayatının50’nci yılı kutlamaları kapsamında‘2023’e Hikâyeler’ serisinin 23’üncüdefilesini seçkin davetlilerin katıldığıdefileyle Swissotel The Bosphorus BaloSalonu’nda, moda severlere tanıttı. Defiledemankenler, giydikleri tül ve transparanelbiselerle nefesleri kesti. Sanat hayatının64’üncü koleksiyonunu dün görücüyeçıkaran Mayruk’un defilesinde podyumdünyasının eski ve yeni modelleri birarayageldi. 70 parçadan oluşan ve 150 kişiliküretim ve sunum ekibiyle, üç ay gibibir sürede tamamlanan koleksiyonda,üç boyutlu dokular, ipekliler, danteller,tüller, tüyler, saç ve kelebekler ön planaçıkartıldı. Tamamı el işçiliğiyle hazırlanankoleksiyonu, Özge Ulusoy, Deniz Pulaş,Ebru Ürün, Sema Şimşek, Ebru Öztürk,Günay Museyeva, Merve Büyüksaraç’layabancı modeller, Genet, Sacha, Olga,Amanda, Selena tanıttı. Projesi BarbarosŞansal tarafından hazırlanan defilenintüm müzikleri Fazıl Say’ın albümlerindenoluşurken, koreografisini ise Öner Övezgerçekleştirdi. Defilenin sonunda Mayruk’lasahneye çıkıp seyircileri selamlayanBarbaros Şansal, boynuna taktığı urganla1972 yılında idam edilen Deniz Gezmiş,Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamedilişini protesto etti. Seyircilerden büyükalkış alan Şansal, şunları söyledi: “1923’tebaşlayan hikâye değil 100 yıl, binlerceyıl sürecek çünkü Atatürk’e yükselenmerdivenlerde Türk kadını bugün değil,asırlar boyu tarihte olduğu gibi dünyayıaydınlatmaya devam edecek. BugünDenizler’in günü. Denizler gibi çoğalıyoruz,Denizler gibi dalgalanıyoruz.”10temmuz <strong>2014</strong>


Dünya Medeniyetleriİstanbul’da Buluştu…Muammer Ketenci Dünya Medeniyetler Defilesi’ni görücüye çıkardı…Tarihi Legacy Ottoman Otel’in evsahipliğinde gerçekleşen MuammerKetenci Dünya Medeniyetler Defilesi,dünya tarihinde iz bırakmış ve her birinintarihte önemli yerleri olan 10 dünyamedeniyetini podyumda buluşturdu.Koleksiyon; dünya tarihinde belli zamanaralığında var olmuş veya geçmiştengünümüze kadar gelmiş olan, Frigyalılar,Lidyalılar, Hititler, Osmanlılar, Mısırlılar,Bizanslılar, Romalılar, Çinliler, Hintliler veYunanlılar olmak üzere toplam 10 dünyamedeniyetini içeriyor.Medeniyetlerin tarihi dokusunun ve görseltarzlarının büyük bir ihtişamla yansıtıldığıdefilede, tarihi çizgiler ile tasarlanmıştoplam 30 kostüm sergilendi.Medeniyetlerin ModasıÜnlü modacı Muammer Ketenci, defiledemedeniyetlerin tarihteki modasınıpodyuma yansıtmak için yoğun ve detaylıbir çalışma ile yaklaşık 20 kişilik bir ekipleçalıştıklarını dile getirdi. Medeniyetlerintarihi tarzını yansıtmak için özel kumaşlar,birbirinden farklı aksesuarlar ve ilgiçekici en ince detaylara kadar düşünüp,çalışmalarını tarihten esinlenerekyaptıklarını belirtti. Muammer Ketenciayrıca defilenin gerçekleşmesinde kikatkılarından dolayı; Legacy Ottoman Otel,Cem Ajans, Aydın Taner Kuaför, SerhatSerkan Güzelsoy Photograpy, Tuzla BlushBistro, Hikmet Steak House, Yılmaz &Partners Hukuk Bürosu, Avantgardeast vethe Critic’e teşekkür etti.Ünlü isimler podyumdaydıSanat camiası, siyaset dünyası,akademisyenler ve özel protokolün katılımıile gerçekleşen gecenin sunumunu ünlüsunucu ve oyuncu Çiğdem Tunç üstlendi.Ece Gürsel, Tuğba Özay, Simge Tertemiz,Hatice, Aslı Kökçe, Özlem Savaş, PelinSuade gibi Türkiye’nin en iyi modelleri vesanatçıları medeniyetlerin yansıtılmasıiçin podyuma çıktı. Muammer Ketencifinalde selamlamaya madenci bareti ileçıkarak Soma’da yaşanan üzücü olaydansonra kaybettiğimiz maden işçilerimizinailelerine acılarını paylaştıklarının mesajınıverdi.temmuz <strong>2014</strong>11


kapak konusu |berraklığında bir sesKirstalSEVGİ KESKİNTürkiye’nin sayılı mezzosoprano’larından olanopera sanatçısı Sevgi Keskinin’’ Dokunuş ‘’albümü müzik dünyasına bomba gibi düştü.12temmuz <strong>2014</strong>


Aşk, aslında insanın kendi içinde varettiği bir gerçek. Biz ona öyle anlamlaryükleriz ki, kendi hayatımızın filminiizlerken ancak yönetmen koltuğundayaratıcı olabiliriz. Aşk imkânsızlık, acıdeğildir. Bunların hepsi aşka dairdir.Aşkın içinde umut da vardır, yenidendoğmakta...““Sev Müzik etiketiyleçıkan“Dokunuş” albümünün tüm söz ve besteleriSevgi Keskin’e ait Sekiz parçadanoluşuyor. Albümün düzenlemeleriniise Türkiye’nin başarılı aranjörlerindenEmirhan Cengiz, Erol Temizel ve AyhanGünyıl, remix’leri ise Serhan Şolcum,mixleri Özgür Yurtoğlu ve Özer Yener,mastering’i ise Levent Demirbaştarafından gerçekleştirdi. Konservatuvarşan bölümü mezunu sanatçı, besteleryapmanın yanı sıra Şarkıları, seslerinoktavlarına göre yazan söz yazarlığı vekristal sesiyle de dikkati çekiyor. Albümprodüktörlüğünüde kendisi üstlenensanatçının, İngilizce , Fransızca, İtalyancadillerinde seslendirdiği bir çok eser vemüzikalde sanat çalışmalarıda başarılıperformansları arasında. Kristal ses diyeadından söz ettiren Sevgi Keskin müzikdünyasının yeni kraliçesi olmaya adayiddalı sesi ve yorumuyla sesine yakışanalbüm ismi Dokunuş ile kendinden sözettireceğe benziyor. Müzik kariyerine İzmirDevlet Opera ve Balesinde başlayanve 10 yıl boyunca dünyaca ünlü bir çokisimle konser veren sanatçı UluslararasıAspendos festivalinde Türkiye’yi dörtkez temsil etti. 2004 Yılında Dünyacaünlü mezzosoprano Aytalina Adamovaile şan çalıştı ve aynı sahneyi paylaşarakTürkiye prömiyerini G.Verdi’nin Falstaff“Mag Page” rolüyle yaptı. Daha sonraG.Rossini’nin “İtalya’da bir Türk”,C.Porter’ın “Kiss me Kate”, “Gizli Evlilik”,“İdomeneo”, “Figaro’nun Düğünü” ve“Uçan Hollandalı” ‘’La Vida Breve’’, ‘’BirTenor Aranıyor’’, ‘’Adriana Lecouvreur’’,’’ Aşkı Memnu’’ gibi bir çok müzikal veoperalarda yer aldı. İlk klibini Radarımayakalandına çeken sanatçının ikinci klibiise duygusal şarkısı Ağlama ile Türkmüzik kanallarında listelerde yer almayabaşladı. Slow müzik listelerini zorlayacakolan şarkısının klibini televizyon kanallarıyanı sıra sosyal medyadanda dineleyicileriile buluşuyor.temmuz <strong>2014</strong>13


16temmuz <strong>2014</strong>


temmuz <strong>2014</strong>17


öportaj |Vahdet Çelikemin adımlarla ilerliyor“Öyle Bir Geçer Zaman Ki” ile başlayan, “Çalıkuşu” ile devam eden oyunculuk kariyeri,“Mükemmellik” kelimesinin kişi karşılığı, başarılı oyuncu “Vahdet Çelik” ile siz değerliokurlarımız için keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.Röportaj: Fırat ÖzdemirÖncelikle teşekkür ederim, kendinibiraz tanıtabilir misin?Teşekkür ederim. 26 Mart 1986 tarihindeİstanbul’da doğdum. İçime kapanık birkarakterim var. Çok sosyal biriyim amabazen yalnız kalmaya çok ihtiyacımoluyor. Şöyle özetliyim, arkadaşlarımhemen hemen her gün plan yapariletişime geçeriz ama birçoğuna katılmam.(Gülüyor) monologdan nefret eden,elimden geldiğince herkese yardım etmeyeçalışan bir adamım.Çok başarılısın. Oyunculuk eğitiminvar mı?Öncelikle güzel düşünceniz için teşekkürederim ancak başarılı sayılabilecek bir şeyyaptığıma henüz inanmıyorum. Önümdeçok uzun ve zor bir yol var. Umarım birgün hak ederim. Evet, oyunculuk eğitimimvar. Yakın dönemde de oyunculuk içinHülya Gülşen ve Aslı İçözü ile birlikteçalışacağım.Daha önce başka bir projede yeraldın mı?Evet ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisinde5 bölüm yer aldım. İlginçtir ki o da dönemprojesiydi ve orada da kötü adamlarıniçinde iyi bir adamdım. Çalıkuşu’nda dayer aldım, geçtiğimiz haftalarda dizimizmaalesef ki final yaptı. Umarım ileridekariyerimi sorduklarında “Çalıkuşu” gibigüzel işleri sayabilirim. Ayrıca MuhteşemYüzyıl’ın “Final” bölümünde ise konukoyuncu olarak yer alacağım. Yeni sezoniçin de görüşmelerim var.Set olmadığı zaman neler yaparsın?Hobilerin ve Fobilerini sorsam?Çok iyi bir arkadaşım grubum var. Onlarlasık sık bir araya gelirim. Hobi olarakfutbola fazla meraklıyım. Yeşili çokseviyorum.Ağaçları çok seviyorum. AVM ve toplukonutlardan arta kalan ormanları çoksık ziyaret ederim. Uzun yolculuklarbana huzur veriyor. Günü birlik İstanbulyakınlarında ki Edirne, Tekirdağ gibişehirleri sık sık ziyaret ederim. Yemekyemek için. (Gülüyor) Çok fazla fobim yokama birkaç takıntım var. Kapalı mekânlarısevmiyorum. Bir mekana gidince dışarıdaoturmayı severim. Aynı bardaktan bir dahaiçecek içemem. Annem bu takıntıma çokkızar. (Gülüyor) Kapı kollarına bir takıntımvar ki ona hiç girmeyeceğim. (Gülüyor)Peki ya kitap okur musun?Önerebileceklerin var mı?Benim için kitap okumak alışkanlığınötesinde bir durum. Kitap okurken hersayfa bittiğinde sanki kendimi daha dazengin hissediyorum. Ben bir eleştirmendeğilim, haliyle önermek demeyelimde severek okuduğum birkaç kitap veyazar söyleyebilirim tabi. “İskender Pala”kitapları benim için kusursuz. Aynı şekilde“Soner Yalçın’ın” kalemine de hayranım.“Adam Fawer’in” “Olasılıksız” ve “Empati”gibi romanları da farklı tarzlar olmasınarağmen çok ilgimi çekmiştir.Film izlemeyi sever misin?Önereceğin bir film var mı?Tabiri caizse deli gibi DVD izlerim.Sinemaya giderim. Benim için mesleki birdurum değil bu kişisel bir hobi. (Gülüyor)Burada film önermeye kalkarsam listeyapmamız gerekir. (Gülüyor) Ancak üçtane film söyleyeceğim hala dünyadaizlemeyen kaldıysa, kalmasın diye(Gülüyor)1- Beautiful Mind (Akıl Oyunları)2- The Pursuit of Happyness (UmudunuKaybetme)3- Gangs of New York (New York Çeteleri)İtiraf etmem gerekirse ağladığım tek film“The Pursuit of Happyness”dir. Öyle birsahne var ki her izlediğimde ağlarım. WillSmith farkı demek gerekiyor sanırım…18temmuz <strong>2014</strong>


“Çalıkuşu Ekibi”gibi birbirindenbaşarılıoyuncularlaçalışmış olmaknasıl bir duygu?Kamera önü vekamera arkasıylamuhteşem bir setti.Böylesine büyükisimlerle aynı projedeyer almış olmakgurur verici. Çok güzelduygular yaşadım.Sadece Türkiye değil,yanılmıyorsam birkaçülkenin daha severektakip ettiği bir projedeyer almış olmak,gerçekten heyecanvericiydi.Çalıkuşu’nun setortamı nasıldı? Birazbahsedebilir misin?Diziye ikinci bölümdedahil oldum. Sette,kamera önü ve arkasıçalışan herkes arkadaştı.Ben bugüne kadar ufacıkbir gruplaşma dahigörmedim. Kendi adıma söyleyeyim; çokeğleniyorduk.Set aralarında hatta kamera kayıttaykenbile eğlenebiliyorduk. Bir Mehmet Ağabey(Mehmet Özgür) düşünün ki sete gelirkenve giderken oyuncu ve diğer tüm setekibiyle tek tek tokalaşmasa sanki içirahat etmiyordu. Burak olsun, Fahriyeolsun, her zaman güler yüzlülerdi.Aliye’nin şarkı provası yaparken oluşansessizlik güzel oluyor, herkesin şöyle birkulağının pasını alıyordu. Benim geneldesetimin olduğu konum çok güzel biryerdi. Şehrin içinde ama aslında şehirlealakası yoktu. Yemyeşil bir çiftlik. Sadecebiz ve temiz hava vardı. Buradan sizinaracılığınızla tüm set ekibine de binlerceteşekkür etmek istiyorum.“Çalıkuşu” dizisinin sevenleride, senin sevenlerin de çok fazla.Buradan onlara neler söylemekistersin?Dizi bitmiş olmasına rağmen, halainanılmaz bir hayran kitlesi var. SadeceBurak ve Fahriye hayranı da değiller. Diziekibinde çalışmış herkese çok ilgililer. Çoksevimliler. (Gülüyor) Sadece Türkler dedeğil; Fransızlar var, Araplar, Ruslar vargurbette yaşayan Türkler var. İnanılmazbir ilgi! Çok mutlu oluyorum her günhepsinden gelen mesajları okuyorum.Sosyal medya ile aram çok iyi olduğu içinrahatlıkla ulaşabiliyorlar bana. Twitter’da“Necmiye’nin Bebeği”, “Kamra’nınBıyıkları” gibi fan hesaplarını görünce çokeğleniyorum. (Gülüyor) Hepsini tek tekçok seviyorum. Umarım hayatları boyuncaböyle sevgi dolu olurlar.Oyunculukta kendini neredegörüyorsun? Bu işe yenibaşlayacaklara tavsiyelerin neler?Oyunculukta şuan tam da olmam gerekenyerdeyim. Yavaş ve emin adımlarlailerliyorum. Her attığım yeni adımdakendime güvenim artıyor. Oyuncuolacaklara tavsiye verecek bir birikimesahip değilim.Genelde oyuncular dizilerininreytinglerini takip ederler, sen de“Çalıkuşu”nun reytinglerini takipediyor muydun?Ben reyting gibi sistemlere inanan birinsan değilim. Bunlar eskimiş ve yozlaşmışsistemler. Benim için ölçü alabileceğimtemiz bir sistem değil. Dolayısıyla takipetmiyordum.Anladığım kadarı ile “Çalıkuşu”nunhatırası çok büyük olacak. O setteen iyi anlaştığın kimlerdi?“Aliye Mutlu” ve “SerkanBilgi” ile çok sıkgörüşüyorum. Zamanzaman fırsat buldukçaMehmet Ağabey(Mehmet Özgür) ile hepberaber dışarı çıkıyoruz.Birlikte vakit geçirmeyiseven bir ekibiz. HilmiCem’e az önce mesajattım yemek yiyelimdiye. (Gülüyor) AliyeMutlu ile hemen hemenher gün telefonda dagörüşüyorum.Her şeyimi anlattığımnadir insanlardan.Sürekli görüşemesekde Su Kutlu, MüjganFerhan Şensoy,Bengü Ergin, FahriyeEvcen, BurakÖzçivit gibi insanlarıtanımak çok güzel.Dizimiz bitti fakatarkadaşlıklarımızuzun süreli olacak.Set ekibi de bu söylediklerimedahil. Sevgili Çağan Irmak’ın hayatımdaki yeri çok büyük. Aynı şekilde DoğanÜmit Karaca ile tanışmam da benimiçin büyük şans. Make-up, kostüm,reji elimden geldiğince herkestenbahsetmeye çalışıyorum. Hiç kimseyiatlamak istemem. Hepsini gerçektençok seviyorum. Dizi ekibi ile de sürekligörüşüyoruz, biz de veda diye bir şey yok.Arkadaşlıklarımız bitecek türden değil.Dizi bitmeden kısa bir süre önce birliktepiknik organizasyonumuz olmuştu veherkesle çok eğlenmiştik, çok güzel vakitgeçirmiştik.Samimi yanıtların için ve vakitayırdığın için çok teşekkür ederim.Son olarak, hayat felsefenisorsam?Ben teşekkür ederim, çok keyifli birröportajdı. Hayat felsefem ise, Detaycıve plancı değilim. Doğaçlama en iyisi.(Gülüyor)“Doğallık” ile kendini sevdirebilen, çoksamimi, çok güler yüzlü, göründüğü gibiolan bir insanım. Önemli olan da bu! Bubaşarı ile giderse “zirve” Vahdet Çelik içinkaçınılmaz olacaktır.Unutmayın; “Göründüğü gibi olan insan”her zaman kazanır.temmuz <strong>2014</strong>19


panaroma |Deniz, kum ve güneş üçlüsününen keyifli adresi;Ibiza’ya ister doğal güzelliklerin peşinedüşen bir gezgin olarak gelin isterbeach party ve club ortamlarındaeğlencenin dibine vurmak isteyen birturist olarak… Eğlence de, şatafat da,sakinlik de, kum da, güneş de hepsininkesiştiği tek ada Ibiza…22temmuz <strong>2014</strong>


Tarihte Ibiza…Ibiza, İspanya’nın doğusunda yer alanBalear Adaları’nın bir parçası. DiğerleriFormantera, Mayorka ve Minorka. Ibiza,Balear Adaları içinde İspanya’ya enyakını.Ibiza’da tarih M.Ö. 1600’lerdeFenikeliler’le başlıyor. Kartacalılar’ınM.Ö. 654’te kurduğu devletin adıEbesus. Ardından bir dizi istilasonucunda çok çeşitli medeniyetlergeliyor bu topraklara. Romalılar,Mağribiler, Osmanlılar derken 13.yüzyılda Katalanlar yerleşiyor. Ibiza’nınbaşından geçen bütün bu kalabalıkmaceranın nedeni adanın stratejikönemi, doğal ve madeni kaynakları.temmuz <strong>2014</strong>23


Bir de iklimi. Ibiza’da gece - gündüz vemevsimler arasındaki sıcaklık farkı çokdüşük. Güneş yılda 2900 saat parlıyor.Turizmin cennetiOrtalama 30 derece sıcaklıktaki buadada sezon Ekim’de kapanıyor. Buyüzden özellikle sis ve soğuktan bunalanİngilizler’in gözbebeği Ibiza. Son yıllardaadada artan English Pub’ların sayısıdikkat çekici. Almanlar, İtalyanlar veFransızlar da eğlenmek için bu adayakoşuyor.Her ne kadar bir eğlence adası olsa da,Ibiza 1950’lerin taşra havasını koruyor.Toplam nüfus 100 bin civarında.1960’larda başlayan ve burayı tatilcenneti, hippi sığınağı ve gece kulübümerkezi haline getiren turist akınındanönce Ibiza’nın endüstrisinde tuzunpayı büyükmüş. Faroe Adaları veİskandinavya’ya balık tuzlamak içinçok miktarda tuz gönderilirmiş. Adanıngörülebilecek tarihi yerleri arasındakale, çağdaş sanat müzesi ve etnolojimüzesi sayılabilir.Kale ve çağdaş sanat müzesi, Ibiza’nınmerkezi ve en eski semti olan güneydekiDalt Vila’da bulunuyor. Kalenin 16.yüzyıla ait surlarındaki Ortaçağ kapısıgörülmeye değer. Surların dışında iseaynı döneme ait ‘Esglesia de SantoDomingo’ var. Bu kilise yakın dönemderestore edildi ve eski görkeminekavuştu. Yine bu bölgedeki nekropolde tarihi öneme sahip. Kartacalılarzamanında Ibiza kutsal sayılırdı veburaya gömülmek Kartacalılar içinonurdu.Ibiza’nın ikinci önemli kasabası, kuzaybatıdaki Sant Antoni. Doğal bir limanolan bu bölge, yıllar önce minik birbalıkçı köyüydü. Şimdi ise çok katlımodern otellerin yer aldığı bir tatil24temmuz <strong>2014</strong>


Nerede ne yenir?Ibiza’da Katalonyamutfağının her türlülezzetini tadabilirsiniz.Bunların başında tazebalık ve her türlü kabukludeniz mahsulü gelir. Özeltatlardan bahsetmekgerekirse, Langosta a laparilla, ıstakoz, yumurtave zeytinyağıyla yapılır.Berenjenas rellenas, bir türkarnıyarıktır. Patlıcanıniçi soğan, değişik otlarve ekmekle doldurulur.Kahvaltıda ise Ensaimadayenir. Ibiza’da gecepartilerinde tercih ettiğiniziçki dışında gündüz, soğukİspanyol şarap kokteyliSangria içilir. Adada ünlü biryüze rastlamak istiyorsanızgideceğiniz restoransa, LasDos Lunas’tır.26temmuz <strong>2014</strong>


geleneksel kostümler, çiftçi aletleri,oyuncaklar ve zeytin ezme makinasısergileniyor. Eski fotoğraflardan oluşankoleksiyon, Ibiza’nın 50 yılda geçirdiğideğişimi de gösteriyor.Plaj partisi deyince…Tüm bunlar bir yana, Ibiza asıl olarak bir‘eğlence adası.’ Parayla girdiğiniz herplaj aynı zamanda bir club. En dikkatçekicileri, Sant Antoni bölgesindekiCafe del Mar. 50 metre ileridekimağazasında hediyelik CD, tişört,anahtarlık da satıyorlar. Burada, gündüzdeniz keyfi yapılıyor; gün batımındanitibarense ünlü DJ’lerin maharetlerinisergilediği, sabaha kadar süren partiler.Cafe del Mar’ın bitişiğindeki, Savannahve biraz ilerideki Bar Kanya - The NewSunset Bar’da da durum farklı değil.Adada gün batımının en iyi izlendiği yerekurulan bu üçlü, Ibiza’nın eskiden berigözdesi. Ambiansı anlatmaya pek gerekyok; yüksek volüm, dans ve içki birbirinitamamlıyor. Ibiza’nın en havalı beachclub’ı ise Bora Bora...Ibiza’da gündüz her türlü su sporununyapıldığı plajlarda saatler geçirebilir,Calle de la Virgen’deki ünlü markalarınmağazalarından alışveriş yapabilir,ara sokaklardaki tapas barlardahalkın arasına karışabilir veya tarihiyolculuklara çıkabilirsiniz. Gece ise‘partileme’ serbest.Özetle, Ibiza’ya giderken yanınıza hiçbirşey almanıza gerek yok!temmuz <strong>2014</strong>27


mekan |135 yıllıklezzet ustasıTuzlalıların asırlardır vazgeçemediği bir lezzet ustasıdır Has Fırın... Dedelerimizin sofralarındada vardı, babalarımızın da... Hâlâ bizim sofralarımızda da varlığını sürdürmeye devam ediyor...Röportaj: Erdem ÇağlarHas Fırın nasıl bir serüvenyaşayarak bugünlere geldi? Gelmişolduğu bugünkü konumu kuruluşzamanında düşünmüş müydünüz?Yoksa zaman içerisinde yenihedefler koyularak mı bu hali aldı?Has Fırın’ı kuruluşundan bugününeele alırken aslında Fırıncılık sektörünebir göz atmak lazım. Bu gün pastacılıksektöründe ileri gelen kişiler zamanındahep fırıncılardı. Sadece ekmek üretipsatarak yetinen fırıncılar zamanlaiçeriğinde un bulunan bir çok ürünüüretebileceklerinin farkına vardılar ve busimit, açma, poğaça gibi yeni ürünler deüretmeye başladılar.Bu konsepte geçiş yapanlar zamanlamevcut konseptleri içerisine kafekonseptini de yerleştirerek insanlarınsosyalleşebilecekleri ortamlar halinegeldiler. Yani eskinin alışveriş yapılıpdevam edilen fırınları artık insanlarınoturup vakit geçirebilecekler yaşammerkezleri halini aldı. Daha sonraise bu konsepte dünya mutfağı dahiloldu. Günümüzde sektörün geldiğison noktaya bakıldığında kesinlikledeğişiklikleri ve sektörel yenilikleri çokyakından takip etmek gerekiyor. Çünkügelişen teknoloji ve bilginin tüketilmehızının oldukça arttığı şu günlerdeinsanlar artık her şeyi çok iyi biliyor vearaştırıyorlar. Yenilik ve değişikliklereanında reaksiyon gösteremediğinizdesektörün gerisinde kalmış oluyorsunuz.28temmuz <strong>2014</strong>


Has Fırın’da kaç kişi çalışıyor?Has Fırın’da şuan 50 kişi çalışıyor.Bize göre biz küçük bir fabrikayızaslında. Ailelerin de ortalama 4erkişiden oluştuğunu varsayarsak bizaslında 200 kişilik bir aileyiz. Bir okadar da toptancısı tedarikçisi varbirlikte çalıştığımız. Yani Has Fırınolarak yaklaşık 500 kişiyi destekliyoruzdiyebiliriz.Ürünlerin tamamı kendi üretiminizmi yoksa dışarıdan ürün aldığınızoluyor mu?İmalatçıyız fakat hammadde imalatçısıdeğiliz .Aslında fırıncılık sektöründehammadde alış satışı yapmak ile çok iyişartlara sahip olmanızı sağlayabilir. Bizbu konuda biraz takıntılıyız. Yıllardır aynımarkalar ile çalışıyoruz. Daha ucuzunubulmak değil de aynı hammaddeyiher zaman alabilecek miyiz bunuaraştırıyoruz. Çünkü her ürünümüz içinkullandığımız unumuz bile farklıdır.Açma için kullandığımız un ve yağayrıdır, ekmek için kullandığımız unayrıdır. Mesela simit için kullandığımızun fabrikasında bir sıkıntı çıktı. Oturupkara kara düşündüm acaba ne olacakdiye. O unu almazsak yaptığımızsimit aynı olmayacakmış gibi geliyorçünkü bana. Türk halkıda zaten böylekonularda tutucudur. Beğendiklerihiçbir şeyden vaz geçmezler kolaykolay. Toptancılarla çalışırken de katıolduğumuz tek konu vardır. “Bizekesinlikle ikinci sınıf ürün teklif etmeyin”deriz.Has Fırın olarak franchise vermeyidüşünüyor musunuz?Şuan ki üretim potansiyelimizi gözönüne aldığımızda bir şube dahaaçabiliriz aslında. Fakat bundançekiniyoruz çünkü mevcut hizmetkalitemizi kaybetmeden büyümeyihedefliyoruz her zaman. Dolayısıylaeğer bir Has Fırın Plus 2 olacaksa burayıbizim yönettiğimiz gibi yönetebilecekkişilerle yapmak isteriz. Günümüzdehizmet sektörünün en büyük problemikalifiye eleman bulunamaması. İnsanlargarsonum demeye utanıyorlar. Kendisinibu alanlarda yetiştirmiş, bu işi meslekolarak gören insanlara ulaşmak çokzor. İstanbul’un Avrupa Yakasında bukültür daha oturmuş durumda fakat bukesimlerde böyle çalışan bulmak çokzor. Daha çok geçici meslek gözü ilebakılıyor.Dolayısıyla bu kadroyu oturtmadanbu tarz girişimlerde bulunmak bizeakılcı gelmiyor. Fakat ciddi anlamda birfranchising’e başlamadan önce bir şubedaha açıp, üretim ile dağıtım konusundakendimizi test etmeyi istiyoruz.Has Fırın’ın tercih edilme nedenisizce nedir?Her şeyden önce Has Fırın bir aileşirketi. Müşterilerimiz de bu yüzdenbizi tercih ediyorlar zaten. İnsanlargittikleri mekanlarda tanınmak ve onagöre karşılanmak istiyorlar. Biz buradamüşterimizi tanıyor, hallerini hatırlarınısoruyoruz.Has Fırın Plus Pastacılık alanındanerede?Pastacılığı biz Has Fırın’da da yapıyordukfakat şimdi baktığımda o zamanyaptıklarımız pasta değilmiş. Bugünson derece profesyonel bir şekildehazırlanıyor pastalarımız. Her pastayaona özel kek ve krema hazırlanıyor.Has Fırın olmasaydı, Has Fırın Plusgibi bir mekan açmaya cesaretedebilir miydiniz?Edemezdim. Çünkü ben kendimi bildimbileli bu çevrede Has Fırın etrafındageçti hayatım. Bu meslek bize babadankaldı. Şöyle bir dönüp geçmişebaktığımda hayatımın neredeysetamamını şu 100 metrekarelik alandageçirmişim ve bunun tek sebebi HasFırın. Has Fırın olmasaydı, Has Fırın Plusbu kadar hızlı toparlayamazdı.Yakında Tuzla’da Marina açılacak.Bunun size artıları eksileri ne olur?Veya Marina’da Has Fırın olarakbulunma planınız var mı?İnsan ömrü aslında çok kısa fakat bir okadarda uzun. Marina’da da Has Fırınlogosu görmeyi tabi ki isterim fakatbuna kalkıştığımda oradaki Has Fırın,Has Fırın Plus’tan da iyi olmalıdır. Eğernasibimiz varsa ve o gün bu işi birliktegötürebileceğimize inandığımız insanlarolursa yanımızda yapmamamız için birneden yok.Ramazan için özel bir menü veyauygulama düşünüyor musunuz?Bizim Has Fırın’da ustamız, babamızÖmer Ulukaya’dır. O bize şunu öğretti.Yan komşun bir şey satıyorsa sen onusatmaya çalışmayacaksın.Has Fırın zaten çevredeki çoğu esnaf,kafe, restorana ürün veriyor. Has FırınRamazan’da zaten sahur saatlerindebile önünde kuyruk olan bir yer. BizRamazanda iftar vermektense sahurvermeyi düşünüyoruz. Kahvaltılık,sıcak hamur işleri, meyve ve çay ikramıyaparak değerlendireceğiz Ramazan’ı.Böylelikle günlük çalışma saatin 20’yeçıkartmış olacak Has Fırın.Peki gelecekte yapmayıplanladığınız bir şey var mıyakın zamanda Has Fırın’dagörebileceğimiz?Ben közde kahve çok seven birisiyimve bunu Tuzla’da yapmayı planlıyorum.Kahvenin hazırlanabileceği bir mangalhazırlayıp müşterilerimize közde kahveikram etmek istiyoruz.Sizinle aynı sektörde faaliyetgösteren veya bu sektöre girmeyidüşünen kişilere söylemekistediğiniz bir şey var mı?Her şeyden önce dürüstlükten kesinliklevazgeçmesinler. Yapılmamış olanıyapmaya yönelsinler. Kimsenin rızkınaortak olmayıp kendi kısmetlerininpeşinde koşsunlar.temmuz <strong>2014</strong>29


yöresel mutfak |ŞANLIURFA MUTFAKKÜLTÜRÜ VE YEMEKLERİYazı ve Fotoğraflar: Sinan DEMİRZengin kültürel miraslarımızdan biri olan Urfa mutfağı geçmişten günümüze kadarzenginliğini korumaktadır. Kentin tarihsel ve kültürel çeşitliliği mutfağında da kendisinigöstermektedir. Tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Urfa mutfağında herkültürden izler bulmak mümkündür. “Tırıt” yemeği ve “Çiğköfte” Urfa’da yaşayan herkesinsofrasından eksik etmediği önemli bir mutfak kültürü olarak bilinmektedir.İbrahim sofrası deninceHalil akla cömertlik, bereketlisofralar ve misafirperverlik gelir.Şansımız, Anadolu gibi zengintoprakların bir parçası olmak, dünyanınbelki de hiçbir yerinde göremeyeceğinizmisafirperverliği yaşadığımız coğrafyadagörmek. Bu kültürün yaşadığıkentlerimizden birindeyiz.Şanlıurfa Güneydoğu Anadolumutfağının karakteristik özelliklerininhemen hemen hepsini taşıyan bir yöre.Bol salçalı, acılı ve baharatlı yemeklermutfak kültürünün temelini oluşturuyor.Baklagillerin yanı sıra yarma denilenbuğday, çorbalar ve soğuklardakullanılıyor. Urfalılar misafir ağırlamakve onlara çeşitli yemekler ikrametmekten büyük bir zevk alıyorlar.Mutfak kültürü geçmişten geleceğeaktarılarak gelen en zengin kültürelmirasımızdır. Bir ülkenin, bir coğrafyanınveya bir yörenin mutfak kültüründenbahsederken tarihin derinliklerine inerekbeslendiği kaynaklardan da bahsetmekgerekir. Dünyanın ilk beş mutfağıiçinde sayılan Türk mutfağı ve özeldeUrfa mutfağı, mutfak kültürümüzünen önemli temel taşlarından biridir.Urfa mutfağı genelde dünyada, özeldeTürkiye’de müstesna bir yere sahiptir.Urfa mutfağını böylesine müstesnahale getiren, sahip olduğu tarihsel vekültürel birikimidir. Şanlıurfa sahipolduğu tarihsel ve kültürel birikimiile dünya kültürel mirasına giren birşehirdir. Dünya coğrafyasında kuruluştarihi bilimsel olarak tespit edilemeyenbirkaç şehirden biridir. Yani kuruluş tarihikesin olarak tespit edilemeyen en eskişehirlerden biri... Neredeyse yapılan heryeni arkeolojik kazıda Urfa’nın tarihinin30temmuz <strong>2014</strong>


iraz daha eski olduğuna dairdeliller elde ediliyor. Görüleno ki zaman ileri doğru gittikçeUrfa’nın tarihi eskiye doğrugitmektedir.Urfa mutfağında; Müslüman,Hıristiyan, Yahudi, Süryani,Ermeni, Yezidi, Türk, Arap,Kürt vb. her milletten ve herkültürden izler bulabilirsiniz.“Tirit”, “Çiğköfte”, “Keşkek”,“Yahudi Köftesi”, “Şıllık” “KübüLebenı” “Boranı” bunlara engüzel örnektir. İnsan, hayatınıyemekle devam ettirmekmecburiyetindedir. İnsanınvar oluşuyla birlikte insanboğazı da var olmuştur. Onuniçin Urfa yemek kültürününtarihi, Urfa tarihi kadar eskidir.İnsanlık geliştikçe buna paralelolarak insan damak zevkinide geliştirmiştir. Urfa, dünya tarihininyazılmasında kaynak teşkil ettiği gibiinsanlığın damak zevkine, sofrasına,mutfağına da kaynaklık etmiştir.Sadeyağ, acı isot, bulgur, Frenk suyu(domates salçası) Urfa mutfağınınvazgeçilmezleridir. Baharat, un ve pirinçikinci planda; sebze üçüncü plandakullanılır. Sebze yemek çeşitlerimizsayıca çok olmasına rağmen Urfamutfağında et ağırlıklı yemekler ile köfteve kebap çeşitleri daha çok kullanılır.Urfa mutfağında, yemekleri geneldekadınlar yapar, yani mutfak kadınlaraaittir. Evde yapılan kebap çeşitlerinive misafir için yoğrulan çiğköfteyiise çoğunlukla erkekler yapar. Bazenerkekler kendi aralarında, bayanlarolmadan bağa veya dağa giderler.Bu durumda haliyle yemeği ve tatlıyıerkekler yapar. Kız çocukları küçükyaşlardan itibaren annelerinin eli altındaçalışarak her türlü ev işlerinin yanındayemek malzemesini hazırlama,servis yapma, sofra düzeninioluşturma, misafir ağırlama ve enönemlisi sofra adabını öğrenirler.Ramazanda iftar yemeklerihazırlanırken oruçlu anneleryemeğin tadını1, pişme kıvamınıçocuklara tattırarak ayarlarlar.Kız çocukları için böylece küçükyaşlardan itibaren kalite kontrol,diğer bir deyişle uzmanlık görevibaşlamış olur.Urfa mutfağında yemek pişirirkentuz, şeker, yağ, su ve diğermalzemelerin ölçüleri el ayarıgöz kararı metodu ile yapılır.Ölçü ayarı anlatılırken hep“yetecek kadar” “yeterince”, “gözkararı” ifadesini kullanırlar. Ölçüaleti olarak kullanılan kaşık,kâse, bardak, sahan vb. mutfakgereçlerinin ebatları farklılıkgösterdiği için el ve göz yordamınınkullanılmasını zorunlu hale getirmiştir.Örneğin: 1 yemek kaşığı salça, kaşığınve salçanın çeşidine göre 25 gr ile 75gr arasında değişebilmekte, kaşığınaz ya da çok doldurulması, salçanınkatılığı, salçanın cinsi (ev salçası veyakonserve salçası), ekşiliği, tuzu ölçüyüetkiler. Biberin acılığı veya tuzlulukoranı; tencerenin bakır, çelik, düdüklütencere olması; ocağın hızlı veya yavaşolması, tencerenin ağzının açık veyatemmuz <strong>2014</strong>31


yöresel mutfak |kapalı olması da ciddi şekilde sonucaetki eder.Yemekte o kadar çok etken var kimalzemeden doğramaya, tenceredenocağa, pişiriciden damak zevkine kadarhepsinin rolü bulunmaktadır. Tüm budeğişkenleri hesaba katarak yemeğihazırlamak elbette ki tecrübe ister,ustalık ister. Kısacası yemek yapmak birsanattır. Bu bakımdan net ölçü vermekkesin çözüm değildir. Pişirici yaklaşıkölçüleri ve nerede nasıl yapacağınıbilmeli, işin inceliğini, damak zevkineuyarlamayı tecrübeyle elde etmelidir.Urfalılar misafir ağırlamak ve onlaraçeşitli yemekler ikram etmekten büyükbir zevk alıyorlar. Şanlıurfa’nın yöreselyemekleri arasında; ayran çorbası,hamurlu, pıt pıt, sarı çorba, çağala aşı,pakla aşı, hıttı bastırması, soğan tavası,su kabağı, bütün balcan, sarımsak aşı,kaburga, isot çömleği, bamya çömleği,acır annaziği, tatlı bamya, erik tavası,lolaz dürmüğü, saca basma, döğmeç,ekmek aşı, kenger aşı, semsek, hasdolması, mimbar, acır bastırmasınısayabiliriz.ÇİĞ KÖFTEDövülmüş, macun haline getirilmişyağsız et, kaynatılmış, kurutulmuşbuğdaydan çekilerek elde edilen bulgurve kurutulup dövülerek az miktarda yağkarışımı ile yapılan kuru İsottan (kırmızıbiber) meydana getirilen; ayrıca içindeprotein, karbonhidrat, mineral maddelerve vitaminlerce zengin bir düzine kadargıda maddesi (domates, salça, soğan,sarımsak, karabiber, tarçın, tuz, vemaydanoz) kullanılarak elle yoğrulan,yenilirken genellikle beraberinde ayraniçilen otantik bir Şanlıurfa yemeğidir.Genellikle doyumluk değ il, tadımlıkyapılır. Daha çok ikram yemeğidir.Geçmişi Hz. İbrahim (A.S.) peygamberdevrine kadar götürülür. Efsaneyegöre, Nemrut, şehirdeki yakacaklarıtoplayıp ateş yakmayı yasaklayıncahalk ne yapacağını düşünür. Bir avcınınvurduğu ceylan etinden, hanımıbugünkü çiğköftenin az karışımlı; et,bulgur ve isottan oluşan ilkel şeklinihazırlar. Kocası beğenir. Bir zarurettendoğan yemeğe 4000 yıl kadar önceböylece başlanır ve geliştirilerekbugünlere gelinir. Halen Şanlıurfadışındaki bazı illerimizde, hatta Avrupave Amerika’da da tanınmış olmaklaberaber Şanlıurfa’da yapılana emsalbulmak zordur. Burada malzemesineve yoğrulmasına çok özen gösterilir.Urfalı bir kadının kıvrak zekâsı ilebulduğu çiğköfte bugün adeta Urfa ileözdeşleşmiştir.32temmuz <strong>2014</strong>


İSOT (ŞANLIURFA’YAÖZGÜ PUL BİBER)Yeşil ve kırmızıbiberin genel adıdır.Kuru İsot, kırmızıbiberin kurutulupdövüldükten sonra içersine azar azarzeytinyağı katılarak küçük pullarhalinde elde edilen bir mamulüdür.Başta çiğköfte olmak üzere yöreselyemeklerin çoğunda kullanılır.Vitaminlerce zengin, iştah açıcı bir bibermahsulüdür. “ŞPB” rumuzu ile patentialı nmış bulunan ” Şanlı urfa Pul Biberi” Yurt içinde kullanı lmakta, Avrupave Amerika’ya ihraç edilmektedir.Biber de bulunan Capcaisin maddesitıbbın birçok alanında analjezik olarakkullanıldığından Urfa biberi sağlıklıbeslenme açısından da önem arzetmektedir.URFA YAĞI (SADEYAĞ)Şanlıurfa’da doğal şartlarda beslenenkoyunların sütlerinden elde edilentereyağının damıtılması sonucundameydana gelen sade Urfa yağı, Türkiyeçapında bir şöhrete sahiptir.En güzel baklavalar ve diğer tatlıların,yemeklerin yapımı için bu yağlartercih edilir. Nefis bir koku, rengi velezzeti vardır. Bugün sade Urfa yağı,Ceylanpınar Tarım işletmesindemodern şartlarda üretilmekte veyurdun her tarafına talep halindegönderilmektedir.temmuz <strong>2014</strong>33


yöresel mutfak |ÇİĞ KÖFTEMALZEMELER:250 gram yağsız, sinirsiz dana eti, 400 gramince çiğ köftelik bulgur, 4 yemek kaşığı acıbiber salçası,150 gram isot, orta büyüklükte2 baş soğan, 5 diş sarımsak, yarım demetmaydanoz,1 bağ yeşil soğan ( sadece yeşil kısmı), 2tatlı kaşığı kimyon, 1 tatlı kaşığı karabiber, 1tatlı kaşığı tuz, 1 tatlı kaşığı kimyon ve 5-6dal nane.YAPILIŞI:Öncelikle bütün malzemeler ince ince kıyılır(asla robatta çekmeyin veya rendelemeyinsebzelerin suyu çiğ köftenin tadını bozar).Çiğ köfte için özel yapılmış bakır leğeniniçine malzemelerin hepsi bir kenardaduracak şekilde konulur. Sebzeler hariçher malzemeden azar azar konularakyoğurma işlemi yapılır. Bu şekilde etinpişmesi ve bulgurun kıvama gelmesisağlanır. Öncelikle et, kuru soğan, sarımsakve isot karıştırılarak yoğurmaya başlanır.Sonrasında diğer baharatlar eklenerekyoğurulmaya devam edilir. Kıvama geldiktensonra bulgur katılarak yoğurma işleminedevam edilir. Bulgur iyice yumuşayıncayadek yoğurmaya devam edilir. Arada biraz miktarda su verilir. (Tüm yoğurmaişlemi boyunca kullanacağınız su miktarı2 çay bardağını geçmesin) Bulgur macunkıvamına geldiğinde doğramış olduğunuzmaydanoz, nane ve yeşil soğanı katıp sonkez az miktarda su verilip 5 dakika kadardaha yoğurulur. Daha sonra servis tabağınamarul yapraklarını serilir, çiğ köfte küçüksıkımlar halinde dizilerek servis edilir. İsteğegöre yanında lavaş ile de servis edilir.34temmuz <strong>2014</strong>


İÇLİ KÖFTEMALZEMELER:İçi için:1 kilogram kıyma (sinirleri ve yağı alınmış sütkuzu etinden), yarım kilogram kuru soğan, 250gram ceviz, 10 adet çavuş biberi, yeteri kadartuz ve karabiber.Dışı için:400 gram bulgur, 100 gram sarter bulguru, 2adet yumurta, 50 gram galeta unu, 1 yemekkaşığı salça, 100 gram çiğ köftelik kıyma.YAPILIŞI:Kıyma ve soğan tavada kavrulur. Piştiktensonra içerisine diğer malzemeler ve baharatlareklenerek biraz daha pişirilir. Pişmeye yakıniçerisine ceviz eklenip birkaç dakika dahakavrulur. Ceviz büyüklüğünde parçalaraayrıldıktan sonra soğumaya bırakılır. Dışıiçin hazırlanan bütün malzemeler bir kabakonularak iyice karıştırılır. Daha sonra içinebir su bardağı ılık su ilave edilerek iyiceyoğurulur. Cevizden biraz daha büyük parçalaraayrılarak içi oyulur. Dinlenmeye bıraktığımıziç malzemesi eklenip, şekil verilir. Daha sonrakızgın yada iyice kızarana kadar pişirilir. Sıcakolarak servis edilir.LAHMACUNMALZEMELER:850 gram süt kuzu boşluğu kıyması, 150gram kuyruk yağı, 3 demet maydanoz,mevsimine göre taze yada 10 diş kadarkuru sarımsak, 6 adet al biber, 1 kilogramdomates, yeteri kadar isot, tuz ve karabiber.YAPILIŞI:Bir kaba kıyma konulur. Diğer bütünmalzemeler zırh yardımıyla çekildiktensonra kıymanın üzerine eklenerek iyicekarıştırılır. Yeteri kadar isot, tuz ve karabibereklenerek tekrar karıştırılır. Daha öncedenhazırlayıp açtığımız hamurun üzerinehazırlanan karışıp sürülüp fırında pişirilir.Salata eşliğinde servis edilir.temmuz <strong>2014</strong>35


yöresel mutfak |FISTIKLI KEBAPMalzemeler:110 gram süt kuzu boşluk, 20 gram file fıstık, veyeteri kadar tuz.Yapılışı:Kuzu eti zırhla çekilir. İçine file fıstık ve tuz ilaveedilerek karıştırılır. Sonra makara şeklinde şişeçekilip az ateşte pişirilir. Yanında kızarmış ekmek,taze soğan piyazı, bulgur pilavı, maydanozközlenmiş domates ve biber ile servis edilir.HAŞHAŞ KEBABIMalzemeler:180 gram süt kuzu boşluk, 1 adet al biber, yeterikadar karabiber ve tuz.Yapılışı:Kuzu eti zırhta çekildikten sonra al biber, tuz vekarabiber eklenerek karıştırılır. Hazırlanan karışımkakın bir şekilde şişe çekilir. Az ateşte pişirilipsoğan piyazı eşliğinde servis edilir.URFA KEBAPMalzemeler:130 gram süt kuzu boşluk ve yeteri kadar tuz.Yapılışı:Kuzu eti zırhta çekildikten sonra içine tuz ilaveedilerek karıştırılır. Daha sonra yassı şişe çekilipaz ateşte pişirilir. Sumaklı soğan piyazı, közlenmişdomates ve biber ile servis edilir.KUZU ŞİŞMalzemeler:140 gram süt kuzu but, yoğurt, salça, yağ ve tuz.Yapılışı:Önce kuzu etin yağı ve sinirleri iyice temizlenir.Büyük kuşbaşı parçalara ayrılır. Yoğurt, salça,yağ ve tuz ile hazırlanan karışımla marineedilip, 2 saat kadar buz dolabında bekletilir.Buzdolabından çıkartılan etler şişe çekilerek azateşte yavaş yavaş pişirilir. Sumaklı soğan piyazı,bulgur pilavı, közlenmiş domates ve biber ileservis edilir.36temmuz <strong>2014</strong>


GAVUR DAĞI SALATASIMALZEMELER:3 adet kapya biberi, 2 adet orta boydomates, 2 adet sivri biber, 1 adet orta boykuru soğan, 3-4 dal maydanoz, iki adet ceviziçi, 1 yemek kaşığı zeytinyağı yeteri kadarisot, nar ekşisi, limon suyu ve tuz.YAPILIŞI:Domatesler soyulduktan sonra küçükkuşbaşı doğranır. Kuru soğan, kapya biberve maydanoz ince ince kıyılır. Cevizler kırılıpüzerine eklenir. Nar ekşisi, limon suyu, tuzve isot eklenip karıştırılır. Üzerine zeytinyağıdökülerek servis edilir.KÖZLENMİŞPATLICAN SALATASIMALZEMELER:2 adet patlıcan, 2 diş sarımsak, yarım çaykaşığı şeker, 1 yemek kaşığı zeytin yağı,yeteri kadar limon suyu ve tuz.YAPILIŞI:Patlıcanlar közde iyice pişirildikten sonrakabukları soyulup, ince ince kıyılır. Birtabağa alınan kıyılmış patlıcanın üzerine,kıyılmış sarımsak, şeker, limon suyu ve tuzeklenip karıştırılır. Üzerine hafif zeytinyağıdökülerek servis edilir.YEŞİL ZEYTİN SALATASIMALZEMELER:50 gram çizik yeşil zeytin, 2 dal maydanoz,1 adet kapya biber, 15 gram ceviz içi, 2 daltaze sarımsak, 1 yemek kaşığı zeytinyağı,1 çay kaşığı şeker, yeteri kadar nar ekşisi,limon suyu, tuz ve isot.YAPILIŞI:İçleri alınmış yeşil çizik zeytinler bir tabağaalınır. Üzerine ince kıyılmış maydanoz,kapya biber, ceviz ve taze sarımsak ilaveedilir. Nar ekşisi, tuz, limon suyu, şeker veisot eklenerek karıştırılır. Üzerine zeytinyağıdökülüp servis edilir.temmuz <strong>2014</strong>37


sağlık |NASIL SAĞLIKLIBESLENİRİZ ?GÖZDE SARIAKÇALIBeslenme UzmanıEminim herkesin aklında bu konuylailgili ufakta olsa bir fikir vardır. Bufikirler internetten yoluyla, programlardadinlenilenlerle, haberlerde izlenilenlerleveya kurarak kişinin kendi çevresindenetkilenerek kafasında oluşturduğumantıklı beslenme şekli ile edilenebilir.Aslında bu kadar bilgi karmaşasınahiç mi hiç gerek yok. Bu yazıda sağlıklıbeslenmenin en sade yoluna değineceğiz.Sağlıklı beslenmek, vücudumuzunfonksiyonlarını yerine getirebilmesi içingerekli besin ögelerini yeterli ve dengeliolarak besinlerden almamız demektir.Peki, nasıl dengeli besleneceğimizi nasılbileceğiz? Bunun içinde kullandığımız bir‘ beslenme yoncamız ’ var. Bu beslenmeyoncasını tabağımıza taşıyarak dengelibeslenebiliriz. Nedir bu beslenmeyoncası? Beslenme yoncası aynendört yapraklı bir yonca gibidir. Her biryaprağında bir besin grubu bulunur.Bunlar;1.Süt grubu2. Ekmek ve Tahıl grubu3. Et –Yumurta- Kuru baklagil grubu4. Sebze – Meyve grubuSÜT GRUBUProtein, kalsiyum, fosfor ve a vitaminib12 açısından zengindir. Kemik gelişimive kemik sağlığının korunması dişsağlığının korunması ve devamı içinönemlidir. Çocuklar ve gençlerinbüyüme ve gelişmesi, menopoz sonrasıdönemde kadınlarda kemiklerde oluşacakkayıpları önlemek, yaşlılarda kemikleringüçlenmesi, gebelik ve emzikliliktekadınlarda gereksinimi karşılamak içinsüt grubu tüketilmelidir. Bir öğün süt, biröğün yoğurt, bir öğün peynir tüketerekbu gruba olan günlük gereksinimkarşılanabilir.DİKKAT: Süt ve süt ürünlerinin doymuşyağ ve kolesterol içeriği yüksektir. Bunedenle yağ ve kolesterol alımı diyetle38temmuz <strong>2014</strong>


sınırlandırılmış kişiler, yağı azaltılmışürünler tercih etmelidir.EKMEK VE TAHIL GRUBUEkmek en fazla tüketilen tahılürünüdür. Özellikle mayalı ekmeklertercih edilmelidir böylece vitamin veminerallerden daha iyi yararlanabiliriz.Tercihimizi tam tahıllı ekmekten yanakullanmalıyız. Peki neden tahıllar? Çünkü,tahıl ve tahıl ürünleri vitaminler, mineral,karbonhidrat(nişasta, lif) ve diğer besinögelerini içermeleri nedeniyle sağlıkaçısından önemli besinlerdir.ET-YUMURTAKURU BAKLAGİL GRUBUProtein, demir, çinko, magnezyum, fosfor,b6, b12, b1, a vitamini ve posa bakımındanzengin bir gruptur. Özellikle ette bulunandemirin vücutta kullanılabilirliği oldukçayüksek olduğundan demir eksikliğianemisini önlemede önemli bir yeri vardır.Yumurta protein kalitesi en yüksek besindir.Vücudumuz yumurtadaki proteinlerintamamını kullanır. Yumurta sarısı yüksekkolesterol içerir. Bu nedenle günlük 1yumurta bizim ihtiyacımızı karşılayacaktır.Et yemeyenler, et seçeneği olarak yumurtayiyebilirler. Kuru baklagiller ise en iyibitkisel protein kaynağıdır. Bu gruptakidiğer besinlerden farklı olarak posa içeriğiyüksektir. Posa diğer bir adıyla lif mideboşalmasını geciktirir. Tokluk hissi sağlar.Bağırsak hareketlerini artırır, yağ emiliminiazaltır, kolesterolü düşürür.SEBZE VE MEYVE GRUBUVitamin ve mineral bakımından zengindir.Posa yoğunlukları yüksektir. Antioksidanözelliğine sahiptirler. Ayrıca meyve sebzetüketimi deri ve göz sağlığı, diş ve diş etiiçin önemlidir. Hastalıklara karşı dirençve doygunluk hissi sağlar. Meyve vesebzeleri genellikle çiğ tüketmeyi tercihetmeliyiz. Pişirilecekse, kullandığımıztencerenin kapağını kapalı tutmalı vepişirme suyunu kesinlikle dökmemeliyiz.Meyve suları yerine ise meyveninkendisini tüketmeye dikkat etmeliyiz.Görüldüğü gibi sağlıklı beslenmek birkaçpüf nokta öğrenerek çok kolay bir halalabiliyor. Tabi ki verilen öneriler sağlıklıbireyler için beslenme şeklidir. Sağlıkproblemi olan kişilerin doktoruna vediyetisyenine danışarak özel bir diyetalması gerekir. Yukarıda belirttiğimiz 4yapraklı yonca şeklindeki beslenme tipineuygun olarak besin aldığımız sürece,vücudumuz fonksiyonlarını eksiksizkullanması için gerekli besinlere sahipolacak ve sağlıklı beslenmenin ilk ve enbüyük adımını atmış olacağız.temmuz <strong>2014</strong>39


mekan |Eşşiz bir lezzet keşfiEşsiz bir Ege esintisi...Taptaze lezzetlerin nezih bir ortamda buluştuğu saklı bir lezzet durağı.Emin olun vazgeçilmeziniz olacak. Şimdi bu güzel mekanı daha yakından tanıyalım.Röportaj: Erdem ÇağlarSanki Ege’nin KalbiTuzla’ya 1923 yılında mübadele ilededemler gelmişler. Babam buradabirkaç iş yapmış fakat asıl işi balıkçılıktır.Balıkçı Mustafa ismi de oradan geliyorzaten. Yani Balık restoranı işletiyorolduğumuzdan değil hakikaten balıkçıolduğundan.Sonrasında babam zamanla “ben birrestoran açayım, tuttuğum balıklarısatsam daha çok kazanırım” diyedüşünüyor. Tabi o dönemlerde bütünİstanbul sosyetesinin Tuzla’da yazlıklarıvar. Balık yemeye Tuzla’ya geliyorlar.Babam bu sıralar kendisine küçük salaşbir “Balıkçı Mustafa” diye bir restoranaçıyor. Biz oranın içinde büyüdük. Busektörün içinde yetiştik. Hiçbir zamanda profesyonel olmadık. Profesyonelolmanın biraz dezavantaj olduğunainanıyoruz. Çünkü bizim müessesemizsıcak, samimi ve arkadaş ortamıtarzında. Bizi tercih edenlere müşteridemekten bile çekiniyoruz. Bize gelen,arkadaşlarımız, dostlarımız oluyor. Uzunlafın kısası, ben bu şekilde büyüdüm.Daha sonra üniversiteyi İngiltere’deokudum.Siyaset ve Uluslararası İlişkilerbölümünü bitirdim. İşletme Master’iyaptım. İşletme Master’ini burayıdüşünerek yaptım esasında. ÇünküSiyaset Bilimleri pek yaptığımız işlebağdaşan bir alan değil. Bitirmetezimi de restorancılık üzerine yaptım.Dolayısıyla akademik olarak da bualanda kendimi oldukça geliştirdiğimidüşünüyorum.İstanbul’a döndükten sonra bir şirkette5 yıl satış müdürlüğüne kadar bazıgörevlerde çalıştım. Sonrasında babam“bu restoran ne olacak kapatmakolmaz, başında durmak işletmek lazım”dediğinde burayı yönetmem gerektiğikararını aldım ve Balıkhane’yi açtık.Hem çiğ balık hem de pişmiş balıksatışımız var şuan.Balıkhane’nin Mavi-Beyazrenkleri Yunanistan’ın renklerinianımsatıyor. Renk seçiminizle biralakası var mı?Tabi ki kökenimiz o taraflardan oluncaister istemez bu renkler daha çekicigeliyor fakat direkt olarak Yunanistan’ınbayrak renklerini kullandık diyemeyiz.Bu renkler aslında bizim Egetaraflarında sık kullanılan ve oralarıanımsatan renk kombinasyonlarıdır.Bizim amacımız da buydu, yani oesintiyi işletmemizde yansıtabilmek.Sandalyelerinden masalarına salaş birhavası var Balıkhane’nin. Bu renklerbu görüntüye oldukça uydu diyedüşünüyorum.40temmuz <strong>2014</strong>


Sirtaki veya benzeriorganizasyonlar yaptınız mıpeki hiç veya düşünür müsünüzyapmayı?Çok güzel bir terasımız var fakat orayıhiç kullanmıyoruz. Greek günleriyapmayı planlıyoruz terasımızda. Buçevrede buna benzer organizasyonlaryapan yer yok ve talep olacağınainanıyoruz.Bu iş babadan kalma işinizolmasaydı ve siz Tuzla’ya sonradangelmiş yerleşmiş olsaydınız, birrestoran açıp başarılı olacağınızıdüşünür müydünüz?Tam bilemiyorum tabi ki yapar mıydımfakat çok daha zor olacağınaeminim. Çünküişletme bebek gibiilgilenmeyi gerektiriyor.Çok uğraşmak enufak problemleri ileilgilenmek gerekiyor.Sermayeyi koyupbaşına da bir işletmecigeçirmekle başarıyakalamak çok şansgerektiren bir şey. Çünkümüşteriler de devamlıkontrol ediyorlar. Bizimburada işimizin başındadurduğumuzun, müşterilerile birebir ilişki içindeolduğumuzun farkındalar.Sizin bir de Rumeliler Derneğibağlantınız var. Bundan da birazbahseder misiniz?Rumeliler Derneğinin 1 dönem bende Başkanlığını yaptım. RumelilerDerneğinde Başkanlık zaten maksimum1 dönem yapılabiliyor. Daha sonrasındabaşkasına devredilir. Çünkü hakikatençok külfetli bir iş. Bizim dönemimizdeTuzla Belediye Başkanımız Dr. ŞadiYAZICI’nın bir teklifi üzerine gemi ileTürkiye’nin bir çok yerinden RumelilerDerneği mensupları bir araya gelipgemi ile doğdukları veya atalarınındoğdukları topraklar gezip ziyaret etmeimkanı buldular. Çok geniş katılımlı veçok profesyonel bir organizasyondu. Birdaha böyle bir organizasyon yapılabilirmi bilemiyorum fakat Şadi Başkan gibiinsanlarla yapılabileceğine inanıyorum.Tuzla dışından gelenmüdavimleriniz var mı?Bizim zaten Balıkçı Mustafa olarak30 yıllık bir geçmişimiz var. Yani busüreci yalnızca Balıkhane’nin açılışınabakarak belirlemek doğru olmaz.Mesela Yeşilköy’den gelen müşterimvar. Oradan Tuzla’ya kadar kaç tanebalıkçı geçiyor da geliyor bilemiyorumtabi ama bu bizi onurlandıran bir durum.Bu bağlamda Tuzla’nın tanıtımı içindeoldukça faydalı olduğumuza inanıyoruz.Müşterilerimizin çoğunluğu da Tuzladışındandır zaten.Balıkhane’ye yemek yemeye gelenünlüler oluyor mu?Tabi ki oluyor fakat Balıkçı Mustafa’yadaha çok kişi geliyor ünlülerden. Birçok devamlı müşterisi var oranın.Balıkhane’de Balıkçı Mustafa kadar ünlüağırlamasa da hemen hemen her aybirkaç ünlüyü ağırlıyor.Balıkhane’yi ve BalıkçıMustafa’yı başarıya götüren püfnoktaları nelerdir peki?Her şeyden önce balığın en iyisinihalde biz alırız. Balık yanında servisedilen salatalık malzemelerimizikendimiz yetiştiriyoruz. Yumurtamızbile kendi yetiştirdiğimiz tavuklardandır.Dolayısıyla müşterilerimize servisedeceğimiz ürünün kalitesinden eminiz.İşi bu şekilde yaptığınızda başarı zatenkaçınılmaz oluyor.Bunların dışından alkol servisi yapanbir restoranız fakat hiç sarhoş olanolmaz bizde. Yemeğinin yanında bir ikiduble içkisini içer müşterilerimiz vekimseye de rahatsızlık verecek cinste birmüşterimiz olmamıştır bugüne kadar.Çünkü günün her anında aile ortamıdırBalıkhane.Tabi bir de benim önümde Babamvar. Dolayısıyla kendimi başarılıgörmek için daha çok erken. Benimgeleceğe dair plan ve projelerim var.Bunları da hayata geçirip başarıyaulaştıklarını gördüğümde o zaman birşeyleri başardım diyebileceğim diyedüşünüyorum. Tuzla’da iki farklı mekandaha düşünüyorum. Özellikle gençlerehitap eden konseptte bir işletme açmayıdüşünüyorum. Bunun karşılığınınolduğunu da düşünüyorum. Yanigençlere yönelik kaliteli bir proje ortayakoyduğunuzda gençlerin ilgi gösterdiğinigörebiliyorum.Her çeşit balık var mı pekiBalıkhane’de?Biz zamansız balık satmayız. Balığınzamanı gelmişse ve biz de o balığıntazesine ulaşmışsak Balıkhane’deyenilebilir o balık. Aksi halde her çeşitbalığımız var gibi biriddiamız hiç olmamıştır.Peki bu sezonunbalığı nedir?Şimdi Sarı mezgit, istavrit, tekirimizvar. Ağustos ayındasardalya başlayacakve sonrasında hamsi,palamut derkenbalık sezonu başlarve menümüz ozaman zenginleşir.Fiyatlarınızıİstanbulgenelinekıyasladığınızda nasılbuluyorsunuz?Oldukça uygun olduğunu düşünüyorum.Tuzla zaten İstanbul genelinde balıkrestoranı denildiğinde oldukça uygun.Balıkhane de Tuzla’da ki restoranlarlakıyaslandığında yine uygun fiyatlarasahip bir balık restoranı. Zaten rekabetfiyatları oldukça kırıyor. Yani orta sınıfgelir düzeyine sahip müşterilerimizinrahatlıkla gelebilecekleri bir yerBalıkhane.Ramazan’a özel bir şeyler yapacakmısınız?Biz yıllar boyu Balıkçı Mustafa’yıRamazanlarda kapattık. 30 gün boyuncakapalı olmak işletmenin gelir giderdengesini ciddi anlamda sarsan biruygulama. Dolayısıyla bu ay Ramazan’aözel bir menü ile Ramazanda açıkolmayı ve ona uygun bir hizmet vermeyidüşünüyoruz.Fasıl gibi bir şey düşünüyormusunuz peki Ramazan için?Evet Ramazan’a özel bir ney dinletisitarzından dinlendirici bir şeydüşünüyorum. Ramazan için bir konseptoluşturduğumuzda ona uygun birmüzikte düşünüyorum.temmuz <strong>2014</strong>41


şehir |Her gün doğan güneşle yeniden doğanİstanbul kentinin topografik ve iklimsel özellikleri, çok eski çağlardan itibareniskâna imkân tanımış. Kentin bugün yayıldığı alanların bazılarında, yaşamıarkeolojik belgelerle 300 bin sene öncesine kadar geriye takip etmek mümkün.Yazılı kaynakların bilgileriyle desteklenen kentsel anlamdaki yaşam, M.Ö 7.yüzyıldan itibaren netleşir. Nice halklara ev sahipliği yapmış bu nadide şehrintarihini yakından inceleyelim.42temmuz <strong>2014</strong>


İstanbul, yerleşim tarihi300 bin, kentseltarihi yaklaşık 3 bin, başkentlik tarihi1600 yıla kadar uzanan Avrupa ile Asyakıtalarının kesiştiği noktada bulunan birdünya kentidir.Şehir çağlar boyunca farklı uygarlıkve kültürlere ev sahipliği yapmış,yüzyıllar boyu çeşitli din, dil ve ırktaninsanların bir arada yaşadığı kozmopolitve metropolit yapısını korumuş vetarihsel süreçte eşsiz bir mozaik halinialmıştır. Uzun zaman dilimleri boyuncaher alanda merkez olmayı ve iktidardakalmayı başaran dünyadaki enderyerleşim yerlerinden biri olan İstanbulgeçmişten günümüze bir dünyabaşkentidir.temmuz <strong>2014</strong>43


şehir |İstanbul’un tarihi ana hatlarıyla beşbüyük döneme ayrılabilir:Tarih öncesi dönem, Byzantiondönemi, Konstantinopolis dönemi,Konstantiniyye dönemi ve İstanbuldönemi.Tarih öncesi dönem(MÖ 3000-MÖ 667)Küçükçekmece Gölü kenarında bulunanYarımburgaz Mağarasında yapılankazılarda insan kültürüne ait ilk izlererastlanmıştır. Bu dönemde gölünçevresinde Cilalı Taş Devri ve Bakır Çağıinsanların yaşadığı sanılmaktadır.İlk belirgin yerleşim sahipleri olarakMegaralılar’ın insanı olarak kabuledilmektedir. Megaralılar, bugünküKadıköy’e yerleştiler ve “Khalkedon”adını verdiler. Ayrıca Kadıköy ‘e bağlıFikirtepe’de de çeşitli buluntularortaya çıkmıştır. Elen Mitolojisi’negöre Batum’a doğru yola çıkan 40Yunanlı, İstanbul Boğazı’ndan geçerken,bugünkü Sarayburnu’nda karaya çıkmış,bulundukları yere, “Altın Boynuz”dedikleri Haliç’e ve Khalkedon’ayerleşmişlerdir.Byzantion ve Bizans dönemi(M.Ö 667-M.S. 332)İstanbul, bu dönemde adı Byzantionolan antik bir Yunan şehir devletiolarak kurulacak, kısa zamanda gelişipgüçlenecek ve dönemin merkezi gücüRoma İmparatorluğu tarafından elegeçirilecektir.Romalilar tarafindan Byzantion,latinleştirilecek ve Byzantium olarakRoma İmparatorluğu’nun önemlişehirlerinden biri haline gelecek, adıdeğiştirilecek önce Byzantium sonraAugusta Antonina diye anılacaktır.Osmanlı döneminde İstanbulİstanbul 4. yüzyıldan 20. yüzyılakadar on altı yüzyıl boyunca dünyanınen büyük ve en önemli metropolleriarasında yer almıştır. Avrupa, Asyave Afrika kıtalarının kesiştiği geniş birbölgenin tartışmasız tek hakimi olmuşve bu süreçte dünya tarihini önemliİstanbul’u yöneten devletleri1696’da İstanbulAntik Yunan şehir devleti(MÖ 667-MÖ 196)Roma İmparatorluğu(MÖ 196-395)Bizans İmparatorluğu(395-1204), (1261-1453)Latin İmparatorluğu (1204-1261)Osmanlı İmparatorluğu(29 Mayıs 1453-13 Kasım 1918)İtilaf devletleri(13 Kasım 1918-6 Ekim 1923)Türkiye Cumhuriyeti(6 Ekim 1923-)İstanbul’un başkentlikyaptığı devletlerRoma İmparatorluğu(330-395)Bizans İmparatorluğu(395-1204), (1261-1453)Latin İmparatorluğu(1204-1261)Osmanlı İmparatorluğu(1453-1922)44temmuz <strong>2014</strong>


derecede etkilemeyi başarmıştır.İstanbul kesintisiz bin altı yüz yılboyunca, 330’dan 1922’ye kadar olandönemde; Roma İmparatorluğu (330-395), Bizans İmparatorluğu (395-1204,1261-1453), Latin İmparatorluğu(1204-1261) ve Osmanlı İmparatorluğu(1453-1922) olmak üzere dört farklıimparatorluğa başkentlik yapmıştır. Buimparatorluklardan üçü var olduklarıdönemde dünyanın en büyük güç veiktidar sahibi devletleri olarak tarihegeçmiştir. Hepsinin İstanbul’danyönetildiği düşünüldüğünde şehrintarihsel önemi ve değeri anlaşılabilir.1923’te Ankara’nın başkent olmasıylaköklü başkentlik özelliğini yitirenİstanbul, 4. yüzyıldan 18. yüzyıla kadaron dört yüzyıl boyunca koruduğu heralanda etkin bir ‘dünya kenti’ olmaözelliğini Türkiye Cumhuriyeti’ninkuruluşundan sonra cumhuriyettarihiyle birlikte tekrar kazanmayabaşlamış, günümüzde Orta Doğuve Avrupa’nın en önemli merkezleriarasında yerini almıştır.temmuz <strong>2014</strong>45


kariyer |AYNUR TÜMENKişisel Gelişim UzmanıKariyer Üstüne!...Merhabalar, bugün size kariyerdenbahsedeceğim. Yıllardır mesleğimgereği çok değişik mesleklerde insanlarakariyer koçluğu yaptım. Mesleğiolamayan meslek arayışında olaninsanlar ile çalıştım. Üniversiteye girecekçocuklarlara kariyer seçimleriyle ilgiliseanslar yaptım, okullar da gelecekprojelendirme ile ilgili seminerler deverdim. İflas etmiş yeniden kariyerplanlamaya ihtiyacı olan insanlar ilede çalıştım. Var olan işlerini daha iyinoktalara taşımak isteyen insanlarla uzunsoluklu çalışmalarım oldu. Markalaşmakisteyenlerle heyecan verici çalışmalargerçekleştirdim. Kısaca politikacıdantutun, öğrenci, ticaret ile uğraşan,temizlik işçisi, sanatçı gibi birçok daldameslekten insanla çalışma imkânım oldu.Hepsinin ortak özelliği bir iş sahibi olmakya da var olan işlerini daha iyi noktalarataşımaktı.Kariyer, hayatımızda neden bu kadarönemli? Hepimiz hayatımızı idameettirebilmek için paraya ihtiyaç duyarız.Eğer ailemizden ömrümüzün sonunakadar yetecek bir miras kalmadıysa,çalışıp kazanmak zorundayız. Miraskalmış olsa bile mirası korumak içinde çalışmak zorundayız. Atasözümüzçok doğrudur. ‘Hazıra dağ dayanmaz.’Her şeyden önemlisi kariyer yapmak,başarılı olmak insanda öz saygı, özgüvenoluşmasına neden olur. Ruhen zihnenkendimizi daha iyi hissetmemizi sağlayanbir tatmin yaşatır.Yıllar içinde gözlemlerim, danışanlarımlapaylaşımlarım ve araştırmalarım banadikkate alınması gereken bir gerçeğigösterdi. Kişi ne kadar erken yaşlardameslek seçimiyle ilgili bir hedef belirlemişve bu hedef doğrultusunda tahsilini ya daçalışmalarını yönlendirmişse kariyerindede o hızla istediği noktaya gelmeyibaşarmıştır. Zannederiz ki sadece yükselokul mezunu insanlar kariyer yapabilir.Hayır sadece onlar değil, çekirdektenyetişmiş ilk okul mezunu insanlarındakariyer başarı ve zenginliğe ulaştıklarınıgözümle gördüm. Onlar da çocuk yaştabir işyerinde başlamış işi öğrenmişsonrada kendilerine o mesleği edinmiş.Öğrendiklerinin ötesine geçebilmiş sahipoldukları bilgi ve becerilerin üstüne yenideğerler katmış olan insanlardı.Burada önemli olan ne istediğini bilmekkariyerinizi hayat amacınız olacak şekildebelirlemek. Çalışkan, azimli olaraksonuna dek gitmek, daima seçmiş veyapmakta olduğunuz meslekle ilgiliyeniliklere açık olmak, yeni fikirler, yenihedefler geliştirmek, mesleğinizle ilgilisize uyan daha önce yaptığınız işi yapmışve başarılı olmuş rol modellerini bulmakve onların izledikleri yolları inceleyiparaştırıp kendi işinize uyarlamak.Mesleğinizle ilgili bir yol haritası çıkarmakilk işiniz olmalı. Başarılı insanların,biyografilerini okumak onlar ile ilgilihazırlanmış hayat ve başarı hikâyelerinianlatan filmleri araştırıp seyretmek.Mümkünse rol modellerinizle tanışmaimkânı bulmak ve onların kendilerindendinlemek bu hikâyeleri, sizi inanılmazmotive edecektir.Kendinize şu soruları sorun!Ben kimim?Potansiyelim ne? Hangi konulardayetenekliyim?Hayatım boyunca yapmaktansıkılmayacağım ne olabilir ve bunu nasılönce işe sonra paraya çevirebilirim?Yapacağım işin benden başka kimlerekatkısı olabilir? Bütünün hayrına daolabilecek bir iş mi?Seçtiğim işte beni destekleyecek sosyalçevreye sahip miyim?İşimi idame ettirebilecek iletişime vebeceriye sahip miyim?İşime katkısı olacak maddi manevikaynaklarım neler? Ve ya nasıl gerekli46temmuz <strong>2014</strong>


kaynakları oluşturabilirim?Doğru zamanda, doğru yerde doğruinsanlarla bir araya gelebiliyor muyum?İleri görüşlü müyüm vizyon sahibi miyim?Sorular çoğaltılabilir burada önemli olanbaşka şeyde evren yasalarını bilmektir.Süreç yasası, disiplin yasası, eylemyasası, çekim yasası, titreşim yasasıv.s. Bu yasaları araştırıp öğrenirsenizkariyerinize ve kişisel gelişiminize çokönemli katkıları olacaktır.Daima tutabileceğiniz sözler verin vesözlerinizin takipçisi olun. Güvenilir olun.Güven insanların gözünde önemli kredilerkazanmanızı sağlar. Karakteriniz işinizeyansır. Karakterinizi geliştirin. Ne derler ‘aynası iştir kişinin lafa bakılmaz.Bazen iş hayatında kriz zamanları olur.Krizleri nasıl fırsatlara dönüştüreceğinizkonusunda kafa yorun.Kariyerin olamazsa olmazı yaptığınızişi istekle ve severek yapmaktır. Gerisiardından gelir. Dikkat edilmesi gerekendiğer konu hayatınızı paylaştığınızinsanları sizi motive eden insanlararasından seçmenizdir. Evleneceğinizinsan siz kariyer yaparken size köstekdeğil destek olmalıdır. Yükselebilmeniziçin sizi her açıdan destekleyen biriolmalıdır. Sorun değil çözüm odaklıolmalıdır, hayallerinize saygı göstermelisize sonuna kadar güvenmelidir.Enerjinizi aşağı çeken, sizi negatif duyguve durumlarla etki altında bırakan,odağınızı bozan insanlardan uzak durmalızararlarını gördüğünüz aşamada derhalhayatınızdan çıkarabilme gücüne veyetkisine sahip olmalısınızdır.Bir başka önemli konu zaman ve parayönetimini öğrenmelisiniz. Organizeolabilmeyi de. Mutlu huzurlu beraberliklersizin işte de ilerlemenize destek olacaktır.Kariyer yaparken zamanı yönetmekdedik. Tüm zamanınızı işe vermek siziailenizden yakınlarınızdan uzaklaştırırbu da bir süre sonra size negatif olarakgeri döner. Sevdiklerinizle niteliklizamanlar geçirmek ise sizi manevi olarakgüçlendirir bu da kariyerinize olumluyansır. Hayatınızda müziğe sinema yakitap okumaya sosyalleşmeye daimazaman ayırın. Hiç ummadığınız satırlar,görseller, insanlar sizde işle ilgili yenivizyonlar geliştirmekte faydalı olur. Yaşlıinsanları sık sık dinleyin tecrübelerindenfaydalanın.Kariyerin inişli çıkışlı zamanları olur.Burada yaklaşımınız daima olumlu veumutlu olmalıdır. Sağlığınıza dikkat edinsağlam kafa sağlam vücutta olur sözünüyapana atmayın. Sağlığınız yerinde olduğusürece her şey mümkün. Sizi sınırlayanv e engelleyen düşünce kalıplarınızın,inançlarınızın farkına varın, tespitleryapın ve bunları olumluya dönüştürmeninyollarını arayın. Gerektiğinde birprofesyonelden danışmandan yardımisteyin.Mutlu kariyer yolunuzda size başarılardiliyorum. Sevgiyle kalın.temmuz <strong>2014</strong>47


emlak dünyasından |emlak camiasının kraliçesiElif YurtsevenÜnlülerin emlak danışmanlığı yapan ayrıca bu konuda tecrübeli olan güler yüzlü vesempatik tavırlarıyla Elif Yurtseven’i ofisinde ziyaret ettik. Emlak danışmanlığı alanındayaptıklarını ve kısa süre zarfında nasıl bu kadar çok popüler olduğu hakkında keyifli birsöyleşi yaptık.Merhaba Elif Hanım. Öncelikle bizlerikırmadığınız için ekibim adına sizlereteşekkür ederim.Ünlülerin emlak danışmanlığı deninceakla siz geliyorsunuz. Bu nasıl birduygu?Aslında sadece ünlülerin değil. A’dan Z’yeherkesin emlak danışmanı olmak mutluedici. İnsanların bana güvenmesi ve onlarınhuzurlu bir ortam içerisinde, istedikleri evekavuşturmam bana gurur veriyor.Çünkü ev demek, insan için huzurluve mutlu yaşayacağı bir yer anlamınagelmesi gerekiyor. Müşterimin ruh halinianlayabiliyorum. Hemen o müşterimeuygun bir ev kafamın içinde aramayabaşlıyorum. Doğru kararlar verdiğimeinanarak, müşterime o evi tanıtmayabaşlıyorum. Bugüne kadar yanıldığımnadirdir. Önce müşterimi tanımam lazımki onun için en iyi ve en uygun bir evi onasunmuş olayım.Ünlü isimler kapınızı sıkça çalıyorlar.Bu isimler sizden ev mi satın alıyorlaryoksa kiralamak mı istiyorlar?Genellikle çoğu ünlü isim ev kiralıyor.Satın almak isteyenler de var tabi ki.Ama dediğim gibi çoğu kiralıyor. Lüksbir hayatları olduğu için, ister istemezevlerinin de lüks olmasını istiyorlar.Bizlerde o kişilere uygun evleri rahatlıklabuluyor kendilerine sunuyoruz.İstanbul’un sessiz sakin yerlerini tercihettiklerini dile getiriyorlar. Ünlü isimlerkiralamak istedikleri evleri kısa süreliğinekiralamadan yanalar. En fazla 3-5 ay kirasözleşmesi yapıyorlar.Daha geniş bir çerçevenden bakarsakeğer. İş adamları da kapınızı çalıyorolmalı?Evet. İş adamları da, ünlüler gibi.Kısa süreliğine ev kiralıyorlar. Tabi kiaralarından yatırım amaçlı satın alanlardavar. Kiralamak istedikleri villalar daha çokşehir merkezine olanlar. Yatırım amaçlı48temmuz <strong>2014</strong>


söyleşi |İzzet GünayBir İstanbul Beyefendisi...Türk sinemasının en kült yapımlarından biri olan ‘Vesikalı Yarim’ İstanbul FilmFestivali kapsamında restore edilerek sinemaseverlerle buluşuyor. Biz de o filmin‘Manav Halil’i, Türk sinemasının en usta aktörlerinden İzzet Günay ile buluştuk,‘Vesikalı Yarim’den şarkıcılık günlerine, bugünün sinemasına uzanan keyifli birsohbet gerçekleştirdik.50temmuz <strong>2014</strong>


Ülkemizde pek rastlanna bir durumdeğildir, eski filmlerin restore edilmesi…Ama bunu hak eden filmlerden biri,Yeşilçam’ın en kaliteli yapımlarından‘Vesikalı Yarim’ restore edlid ve İstanbulFilm Festivali kapsamında gösterimegirecek. Bu sinemaseverler için çokiyi bir haber, ama filmde rol alan ve bufilmle birlikte sinema sanatına bakışıdeğişen türk sinemasının jönlerindenİzzet Günay’ın sevinci bir başka… ÖmerLütfi Akad’ın yönetmenliği yaptığı Türksinemasının bu kült filminin hikayesinibir de Günay’dan dinleyelim istedik.Ortaya kısa bir Yeşilçam tarihi çıktı!Yeşilçam’da sayısız filmde yeraldınız. Sizin için en unutulmaz, engüzel olan film hangisi?Ömer Lütfi Akad’ın yönettiği, TürkanŞoray’la birlikte başrolde yer aldığım‘Vesikalı Yarim’…‘Vesikalı Yarim’ sinemamızın en külteserlerinden biri…Benim ufkumu açan çalışmadır…‘Vesikalı Yarim’ ile birlikte ben kendimi,oyunculuğumu keşfettim. İyi biryönetmenle çalışmanın farkını anladım.O kötü yaptığım, kötü sayılan, benim debugün ‘en iyi filmlerim’ sıralamamdaolmayan filmlerin neden kötü olduğunukeşfettim… Vesikalı Yarim benimhayatımda çok önemli. Yani benimişime de bir saygınlık getirdi. Herkesde bizim kapasitemizi o filmle farketti. Ve şu kanaate vardım demek kibiz iyi kullanılsaydık, bütün filmlerimiziyi olabilirdi. Ve oyunculuğunuzu farkettiğiniz zaman “Demek ki iyi bir şeyyapabilirmişim” diyorsunuz.Peki sizin hayatınızda, kariyerinizdenasıl bir yeri var?Namuslu bir iştir, yüz akı bir filmdirhepimiz için. Sinema izleyicisi o filmdensonra “Demek bunlarda bir şeyler var,bunlar da iyi filmler yapabiliyorlar”dedi. Ben de böyle dedim. Daha öncede biraz iyi filmlerimiz oldu, ama bukadar iyi film olmadı. ‘Vesikalı Yarim’hedeften vurmuştur. Biz o zamandanhissediyorduk bunu. Bir şeyler vardı ofilmde. Nitekim Türkan, Altın Portakal’ıaldı o sene. Lütfi Ağabey’de dalgageçecek zaman olmazdı. Öteki filmlerdedalga da geçerdik. Kameraya arkamıdönerdim, İzmir Marşı’nı söylerdim benmesela. Çok disiplinli bir çalışmaydı bu.Bu film bizim hayatımıza bir zenginlikkazandırdı. Bizi beraat ettirmiştir‘Vesikalı Yarim’.Peki neden kötüymüş o filmler?Çünkü kahvehanelerde, bir gündeyazılan senaryolar, bir gündeçekiliyordu ve aslında kamerasınıtanımayan, ortaya ne çıkacağını pek debilmeyen yönetmenlerle çalışıyorduk.Lütfi Ağabey Türk sinemasının enbüyük isimlerinden biridir. Çok iyi biraile babası, çok iyi bir arkadaş, dost,çok okumuş, Galatasaray Lisesi kökenlibirikimli bir yönetmendi. Çekim olacağızaman sete hazır, ne istediğini ve neçekeceğini bilen bir halde gelirdi. Buda biz oyunculara ve setteki herkeseçok olumlu yansır, bizi disipline vemotive ederdi. Örneğin o filmdenönce çektiğim filmlerde bunu hiçyaşamadım. Açıkçası performansımızı,oyunculuğumuzu gösterebileceğimizkadar yüksek şeyler de istenmiyordu…Bütün oyunculuk hayatımda ciltlenmişolarak elime aldığım ilk senaryoVesikalı Yarim’dir. Ondan öncesindebeş sayfalık özetler verirlerdi bize vesete gidene kadar ne çekeceğimizi tamolarak bilmezdik. Lütfi Ağabey bana ociltlenmiş senaryoyu verdi, “Kadırgataraflarında bir manav Halil var, birgün arkadaşlarıyla Beyoğlu’na çıkar,pavyondaki Sabiha’ya aşık olur. Bukadar…” dedi. Kalanını buradan okursundedi. Çok heyecanlanmıştım, ve şimdigörüyorum ki bu heyecan hiç de boşadeğilmiş…Hikayeler de birbirinin hemenhemen aynısıydı.Evet… Yani aynı aşk hikayeleri, gündeliksohbetlerin ötesine varmayan, derinliğiolmayan diyaloglar,sinematografik anlamda da özelliğiolmayan çekimler…Peki Vesikalı Yarim’le bağlantılıolarak, Lütfi Akad ile çalışmakve onun yönetmenliğini nasılanlatırsınız?Lütfi Ağabey’in hayatında olduğugibi sinemasında da çok az laf var.Çok lafın sinemayı öldürdüğünüdüşünürdü, ki bence de haklıydı. O basitsinemadan yanaydı. Kamera oyunlarınısevmezdi. Böylece de kamera onunfilmlerinde oyuncudan rol çalamazdı.Bir oyuncunun kendi sınırlarınıkeşfetmesi anlamında Lütfi Ağabey’infilmleri ufuk açıcıdır bence. Onunsinemasını bambaşka kılan diğer noktaise atmosfer. Yani Vesikalı Yarim’dede, diğer filmlerde de mekanlar çokönemliydi. Mekanların ‘gerçek’ olması,izleyende o gerçekliği uyandırması vetabi abartının olmaması Lütfi Ağabeyiçin olmazsa olmaz koşullardı. Çünkümekanların duyguyu en iyi şekildegeçirdiğini söylerdi. Bu sebeplerdendolayı işte, Ömer Lütfi Akad sinemasıgerçektir.Sonra tam da sinema kariyerinizyolunda giderken, seks filmlerifuryası başladı…1968’den sonra iyi filmcilik bitti. 70’lerinbaşından itibaren seks filmleri furyasıbaşladı, o zaman biz çekildik zaten. “Businema bize yakışmaz” dedik. AyhanIşık, ben, Ediz Hun... Kim varsa piyasada,hepimiz “Bu geçici bir moda, hepimizsıramızın gelmesini bekleyeceğiz”dedik.Ama öyle olmadı…Maalesef… O kadar uzun sürdü ki…Biz bütün rezervlerimizi, bankadakibirikimlerimizi tükettik. O sırada daşarkıcılık teklifleri geldi. Bana uzunyıllardır gelen teklifti. Fahrettin Aslanbana devamlı teklifte bulunuyordu. Amaben şöhretime sığınarak böyle bir şeyyapmak istemiyordum açıkçası. Sonrabir gün sevgili Öztürk Serengil hepimizitemmuz <strong>2014</strong>51


söyleşi |razı etti. Bir lunaparkın döner sahnesiiçin kadro hazırlıyordu. Hepimize teklifetti ve gerçekten paraya çok ihtiyaçduyduğumuz, sıfırı tükettiğimiz birdönemdi.. O dönemde, üç kişi hariçbütün Yeşilçam oyuncuları kabul ettiksahneye çıkıp şarkı söylemeyi.Kabul etmeyen üç kişi kimlerdi?Türkan Şoray, Ediz Hun, Kartal Tibet…Yani Fatma Girik’ler, Filiz Akın’lar,Belgin Doruk’lar… Hepimiz şarkısöylemeye başladık…Nasıldı o deneyim?Dünyanın en zor işlerinden biri, içki içenbir insana şarkı söylemek. Çok kötübir dönemdi. 27 Haziran 1973 günübaşladım. En uzun süre yapanlardanbiri benim. 80’e kadar, yaklaşık 7 yılşarkı söyledim. Psikolojikmen zorlayanbir işti. Neyse ki bizim şarkımızı çokaz kişi dinliyordu. İzleyen boyumuzaposumuza, giyimimize bakana kadar o20 dakika geçiyordu.Ama bir dönem geldi ki, çok daha zorolmaya başladı. Çünkü bizim şarkıyıberaber mırıldandığımız seyirci yokoldu. Bu sefer ayak takımına kaldıseyirci. O dönem bir azaptı. Anlatılır gibideğil.Sonra o furya sonra erince yenibir dönem başladı… Şarkıcılarbeyazperdede boy gösterdiler…Şarkıcılar isimleri çabuk duyulsundiye filmlerde yer almaya başladılar.Bu karşılıklı oldu. Kimse kimseyiİzzet Günay İstanbul Belediyesi İmarMüdürlüğü’nde teknik ressam olarak çalıştı. Birsüre dans hocalığı yaptı. Askerlik görevindensonra, linyit kömürü ticaretiyle uğraştı.1957 yılında gazete ilanı ile Dormen Tiyatrosu’nabaşvurdu ve kabul edilerek bu topluluktasergilenen “Kara Ağaçlar Altında” adlı oyunundaufak bir role çıkarak, profesyonel sanat yaşamınaatıldı. Daha sonra “Sokak Kızı İrma”, “PasifikŞarkısı Zafer Madalyası” ve daha birçok çeşitlioyunlarda 1957-1963 yılları arası rol aldı. Sahneamirliği yaptı.52temmuz <strong>2014</strong>


Yeşilçam’da pek çok filmde rolaldı İzzet Günay. Kötü sayılan,onun da bugün ‘en iyi filmlerim’sıralamasında olmayan filmlerinneden kötü olduğunu keşfetmişGünay, ‘Vesikalı Yarim’de rolaldıktan sonra… Bir filminhayatını nasıl değiştirdiğini şusözlerle anlatıyor: “Öteki filmlerdedalga da geçerdik. Kamerayaarkamı dönerdim, İzmir Marşı’nısöylerdim ben mesela. Ama LütfiAkad’ın yönetmenliğinde ‘VesikalıYarim’ çok disiplinli bir çalışmaydıbu. Bu film bizim hayatımıza birzenginlik kazandırdı. Bizi beraatettirdi.suçlayamadı. Yani biz onlara “Nedenfilm yaptınız?” diyemedik. Ben birçokşarkıcıyla filmlerde birlikte rol aldım.Behiye Aksoy’la, Neşe Karaböcek’le rolaldım örneğin.Sonrasında verdiğinizuzun bir ara var zaten. Pekigünümüze gelirsek, bugününsinemasını, yönetmenlerini nasılbuluyorsunuz?Bugün iyi film yapan genç rejisörlerinhepsi Lütfü Akad sinemasının izindengidiyor. Nuri Bilge Ceylan’ın filanyaptığı şeyin temeli Lütfü Akadsineması. Yaşamın kendisini, gerçekduygularla anlatıyorlar. Lüftü Abi’ninçok büyük katkısı var bugünlerde. Türksinemasında önce bir TiyatrocularDönemi var; Muhsin Ertuğrul veadamlarının olduğu. Ardından da ÖmerLütfi Akad’la birlikte SinemacılarDönemi başlıyor. İşte SinemacılarDönemi de, bugünün sanat filmlerinintemelidir. Ben bugünün yönetmenlerinibeğeniyorum, filmleri de izliyorum.Ama benim konuştuğum insanlar, halkbu filmlerden bir şey anlamadığınısöylüyor. “Sizin filmlerinizin tadı yok,bayılıyoruz onlara” diyorlar. Çünkübizim filmlerimiz sabun köpüğüdür.Dostluk, dayanışma, saygı sevgi var;ama itiraf edelim, hep aynı şeylerigevelemişiz. Neredeyse tüm hikayelerbirbirinin aynısı.Ve ‘Vesikalı Yarim’, İstanbul FilmFestivali için restore edildi…Çok pahalı bir işlemmiş meğer birfilmi restore etmek. Hiç bilmiyordumbu kadar pahalı olduğunu. Bana ilksöylediklerinde, “Vesikalı Yarim’irestore edeceğiz” dediklerindeduyduğum onuru, yaşadığım heyecanve mutluluğu sözcüklerle anlatmamimkansız… Çok güzel, özel bir işyaptılar bu filmimizi restore etmekle.Sinemamızın en büyük eserlerinden birikoruma altına alındı böylelikle…temmuz <strong>2014</strong>53


ilişkiler |ÖZGE MCAREEYaşam KoçuKadınlar İkiye AyrılırErkekler ne ister?Dünyada kadın nüfusu 3 milyarın üzerindeve her kadının kendine özgün, eşsizözellikleri var iken erkeklerin hoşlandığıtek bir kadın türü var.Zeka, özgüven, motivasyon , kararlılıkve bağımsızlık gibi ‘sözde’ istedikleriözellikler ise seksilik, sevecenlik,hassasiyet, anaçlık ve şefkat gibi‘gerçekten’ istedikleri özelliklerin kıvamlıbir karışımı olmalı bu kadında .Hem seksi ve erkeksi savaşçı Zeyna, hemgiyinip süslenip Ken’i bekleyen cilveliBarbie Bebek.Her kadın da bir nevi böyle değil mi?Kadının dişilik rolüKadın eğer yeri geldiğinde kuvvetli ve yerigeldiğinde de yumuşak davranabiliyorsa,bravo ona! Gerçek dişilik rolünü oynuyor;o iki zıt yani, kadınsı ve erkeksi yanları,ahenkli bir şekilde tıkır tıkır çalışıyordemektir.Bir kadın olarak kendimizi arada birdeğerlendirmek şart. Dengeyi bulupkaybetmemekte.Kaybetmemek için şart olan da kendimizeolan saygımızı ve özgüvenimizi aslayitirmemek.Erkek gibi kadınÇevremde tanıdığım ve beraber çalıştığım,hatta tüm dünyada kariyer sahibi olmuşçalışan kadınların, karşılaştıkları pekçok soruna rağmen, başarılarıyla işdünyasında zirveyi zorladıkları, toplumiçinde önemli aşamalar kaydettikleri birgerçek.Bu kadınların çoğunun, özellikle kadınliderlerin ilk bakışta dış yapıları sertve ciddi. Çünkü insanların onlardanbeklentileri bu olmasına rağmen,ancak yine aynı insanlar tarafından ağıreleştirilebiliyor bu kadınlar.Başarılı olmaları için güçlü olmaları,güçlü olabilmeleri için de sert olmaları;kadınsı, hassas, yumuşak yanlarınıiçlerinde tutmaları isteniyor kadınlardan.Kadınlar da bu şekilde davranıyor.Neden?Belki, kendiyle aynı konumdaki bir erkeğinperformansının iki katını göstermesigerekli olduğundan. Belki de iş hayatındabir erkek kadar başarılı olabilecekleriniispat etme çabasından. Belki de yaşadığıkötü bir ilişkiden, tekrar incinmektenkorktuğundan hassas, ince ve duyarlıyanlarını saklamayı tercih ediyor, etmekzorunda kalıyor kadınlar.İşte arada bir dengeyi bulmak için ayarlarıkontrol etmekte, bazen o hassas, inceve duyarlı yanını ön plana geçirmektefayda var. Hiçbir zaman “erkek gibi kadın”denmesine fırsat vermeden, kimliği ilebarışık olarak.Geldi sıra Kayısı ve İstridye’ye…Bunca değişik özellikleri olmasınarağmen kadınların çoğunu ikiyeayırabiliriz.Kayısı gibi kadınlar ve İstridye gibikadınlar diye.NOT: Aşk hayatında istridye değil kayısıgibi olmakta fayda var.İstridyeDenizin en esrarlı canlılarından, dişi veerkeklik özelliğine sahip olan istridye,o kıvrımlı ve sert kabuğu ile kendisinidış etkenlere karşı ne kadar muhafazaedebiliyorsa içindeki dokusu bir o kadarda yumuşaktır. İnsanların, karşılığındamilyonlarca lira ödedikleri o narin pırılpırıl inciyi meydana getiren yumuşacık içivardır.Sert kabuklu istridye toplantı odasındayardımına yetişebilir. Ya aşk hayatında?KayısıDışı bir bebeğin cildi kadar pürüzsüz veyumuşacık, içindeki çekirdeği insan dişinikırabilecek kadar kuvvetli.Kayısı gibi bir kadın da böyle olunur işte.Dıştan hoş, sevimli, tapılası bir şirinlik54temmuz <strong>2014</strong>


ve içinde beslediği taş gibi, kırılmayan,bozulmayan sabit bir azim, bir güç, birözgüven.Ne kadar etkileyici bir kaynaşma. Tatlıdille kendini, isteklerini, duygularını açıkçaifade ederken yüreğinde o koruduğun,kimsenin sarsmasına izin vermediğinözünü, özgüvenini muhafaza edebilmek.İste bu kayısı sanatı.Peki çözüm ne?Güçlü olmak demek sadece kariyer sahibiolmak, bol parası olmak, her işini tekbaşına halledebilmek, bir erkeğe muhtaçolmamak demek değil.Güçlü olmak her zaman olması gerekliolduğu gibi, sevdigin erkek sana değervermediği ya da üzdüğü zamanlar dakendine değer vermek, kendine güveniolmak, kişisel sınırlarını net bir şekildeçizebilmek. Kapını kapattığın zaman tekbaşına mutlu olabilmektir.Güçlü olmak, onun sana saat 17:58de yolladığı “Bu akşam çıkalım mı nedersin?” yazan, planlarının son anda suyadüştüğünü, seni aramak aklına son andageldiğini bes belli eden text mesajına;bütün gün ondan mesaj gelecek diyetelefon elinde yapışık gezmiş olmana vemesajı okurken gitmek için can attığıniçin kalbinin küt küt atmasına rağmen “Acanım harika bir fikir. Seninle bu akşambir şeyler yapmayı çok isterim. Ne yazıkki, başka bir programım var. Yine de çokteşekkür ederim.” cevabını verebilmektir.Tatlı dilinle, yumuşak davranarak ezilmekdeğil bilakis kendine saygını yitirmedenona bu davranışının yanlış olduğunuaktarabilmek güçlü olmak. Bağırıpçağırmadan, enerji sarf etmeden.Erkeklere her zaman çok büyük bir ödülkaçırmışlar hissini taddırarak.Kayısı gibi olmak çözüm.Ve son olarakSonuçta biz kadınlar, çoğumuz zor daolsa aynı anda birçok şeyi yapabiliyoruz.Becerikliyiz.Çok ciddi toplantılar, büyük pazarlıklaryapsak bile, bunları yaparken giydiğimizciddi pantolon takımların altına seksi iççamaşırlarımızı giymeyi de unutmuyoruz.Hayata renk katıyoruz biz kadınlar.temmuz <strong>2014</strong>55


dünya mirası |56temmuz <strong>2014</strong>


Yazı&Fotoğraf: Kemal ŞamdanlıEfes, tarihi boyunca birçok kez yer değiştirdiğinden kalıntıları yaklaşık 8kilometrelik geniş bir alana yayılır. Ayasuluk Tepesi, Artemision, Efes ve Selçukolarak dört ana bölgedeki harabeler yılda ortalama 1, 5 milyon turist tarafındanziyaret edilmektedir. M.Ö. 1050 yıllarında Yunanistan’dan gelen göçmenlerin deyaşamaya başladığı liman kenti Efes, M.Ö. 560 yılında Artemis Tapınağı çevresinetaşınmıştır.temmuz <strong>2014</strong>57


dünya mirası |Görülesi yer Efes… M.Ö. 6000yıllarından yani cilalı taş devrindengünümüze kadar ulaşmış muhteşembir antik kent. Müzeleştirilmiş bölgeyeilk girişinizde hemen ücretli otoparkagiriyorsunuz ve sizi faytoncu amcalarkarşılıyor. Çünkü aslında girdiğiniz ilkkapı kentin çıkış kapısı. Daha doğrusuiki kapı var ve sizin tersten girdiğinizisöylüyorlar. Ancak faytonla sizi asılkapıya belli bir ücret karşılığındataşıyabilirler, iki beygirle.Tabi biz öyle yapmadık. Alt kapıdangirmeye karar verdik. Eğer siz de bizimgibi bu antik kenti gezmek istiyorsanız;Öncelikle üst kapıdan veya alt kapıdan,faytonla veya faytonsuz, yanınızdaşapka ve bolca su getirmeyi unutmayın.Gerçi unutursanız her iki girişte de satınalabilmeniz mümkün. Broşürünüzüalın (15 lira) veyahut kulaklığınızı(20 lira). Müze kartınızla (Yoksa oda orda satılıyor veya bir bankanınbelli bir kartını göstererek ücretsizalabiliyorsunuz.) veya ücret ödeyerek(15 lira) girişinizi yapın. Yalnız fotoğrafmakinenize bakıp “keşke diğer makineyigetirseydim” diyebilirsiniz. Zira kentayrıntılar ile süslü ve mercekle oynayıpdaha yakından bakmak isteyebilirsiniz.Yerleşim yeri 5-6 tepenin tam ortasınakurulmuş gibi görünüyor ancak aslındabir ticaret limanı olarak kullanılmış.Zamanla civardaki nehir ve çaylarıngetirdiği alüvyonlarla dolmuş denizdenuzaklaşmış.58temmuz <strong>2014</strong>


Benim dikkatimi çeken kenti örtentepelerin her birinin üstünde bir haçişareti olması oldu. Ancak sorumucevaplayacak kimse bulamadım.Kendimce şöyle düşündüm. Kentrivayetlere göre (yüksek ihtimalli)Hz. İsa’nın annesi Meryem Ana’nında uğrak yeri olmuş. Bölge kutsalbir mekân olarak kabul ediliyor. Buyüzden her tepenin başında bir haçbulunuyor olabilir. Kentin her ikikapsında da biri küçük diğeri büyük iki(açık hava) tiyatro bulunuyor. İlk tiyatrotamamen açık ancak büyük tiyatronunüst kısımları çitler ile çevrilmiş. Yinede manzara güzel ancak Celsiuskütüphanesini geçtiğinizde antik tuvaletve hamamların karşısında bulunanyapı da müzeye çevrilmiş ve kapalı.Aslında kapalı değil ama kente girerkenödediğiniz ücret yeterli olmuyor. Tekrarbilet almalısınız. Biz girmedik amakaçırmayın pişman olabilirsiniz. Dahasonra öğrendiğime göre asıl görülesieserler içeride imiş. Kent bir dönemRoma imparatorluğunun (M.Ö. 1-2)Augustus döneminde Asya Eyaleti’ninAntik Çağların en ünlü kentleri arasında yeralan Efes, Roma Devrinde dünyanın en büyükkentlerinden biriymiş. O devirlerden kalanbirçok tarihi yapı ve eser, günümüzde gerek yerligerek yabancı turistlerin yoğun ilgisini görüyor.Kadifekale (Pagos), Agora, Akropol, Odeon,Artemis Tapınağı, Yedi Uyuyanlar, MeryemAna Evi, Celsus Kitaplığı, Stadyum, DomitianTapınağı, Çifte Kiliseleri, gezilebilecek başlıcatarihi yerler.temmuz <strong>2014</strong>59


dünya mirası |başkenti olmuş. Bu yüzden her yermermer yollar ve anıtlar ile kaplı.Hatta büyük tiyatrodan çıktığınızdayolun sağ tarafında yerde bir ayak izigörüyorsunuz. Bu ayak izi tarihtekien eski reklam afişidir ve ayağın birparmağı “Aşk Evi” ni gösterirken başkabir parmağı da “Celsius Kütüphanesi” niişaret eder. Çok yaratıcı…Celsius kütüphanesi muhteşem hemengirişinde 4 kadın heykeli ve bilgilerivar. Ancak aslında çok üzücü çünkühepsi sahte. Maalesef ki orijinal kadınheykelleri Sophia(Bilgelik), Episteme(Akıl), Arite(Erdem),Ennoe(Bilgi)Avusturya’da Viyana Müzesi’nde…Kentte bir dönem 200 bin kişininyaşadığı biliniyor. Sadece büyüktiyatro bile 25 bin kişilik. Günümüzdeve ülkemizde böyle bir tiyatro var mıbilmiyorum ama olsa ne iyi olurdu değilmi? Kenti doyasıya gezmek yaklaşıkiki saat sürüyor. Gitmeden önce kısabir araştırma yapmanız gezerken ruhhalinizi daha sıcak tutabilir ve ne yazıkki yabancı turistler bizden daha çokziyaret ediyorlar.Mutlaka gezin ancak sadece Efes ilesınırlı kalmayın. Hemen altı kilometregüneyde “Meryemana Evi” ni veyahut11 kilometre doğuda “KıyametsizKöy Şirince” yi görmelisiniz. Tabiyol üzerinde başka sürprizlerle dekarşılaşabilirsiniz. Hadi bakalım. Sırasizde…60temmuz <strong>2014</strong>


güncel |Vanlı Çocukların Yüzü Güldü!..Geçtiğimiz yıl Sanatçı Rojin’ingirişimleriyle başlatılan ve bugünekadar özveri ile Vanlı çocuklaradesteğini esirgemeyen sanatçının “VanBenim Ben Van’ım” projesiyle, depreminardından yaşamlarını konteynırkentlerde güç koşullarda sürdürenailelere kucak açtı.Fenerbahçe Spor Kulübünün “RüyaBir Gün” projesinin mimarı olanMehmet Topal’ın eşi Selda Topal, buorganizasyonda büyük rol oynayarak,Vanlı çocuklara rüya gibi bir günyaşattırdı.Selda Topal’ın yanı sıra, FenerbahçeSpor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ınkızları Hande Gamgam ve Gülşah Gordi,Fenerbahçe Spor Kulübü eski yöneticisiYasemin Merçil de yemekte çocuklaraeşlik etti. Fenerbahçeli sanatçı FundaArar’ın da aralarında olduğu bu özelgünde zaman zaman duygusal anlaryaşandı.Fenerbahçeli futbolcular Emre,M.Topal, Caner, Salih, Webo daellerinden gelen yardımı yapacaklarınısöylediler. Sarı-Lacivertli futbolcular,çocuklara forma hediye edip, imzadağıttılar ve sıcak sohbetlerleçocuklara unutulmaz anlar yaşattılar.THY’nin ulaşım sponsorluğunuüstlendiği organizasyonda çocuklar,Fenerbahçe taraftarı şarkıcı FundaArar eşliğinde İstanbul’a geldi. AtatürkHavalimanı’nda Rojin’in karşıladığıçocuklar, Etiler Develi Restoran’dasarı-lacivertli futbolculardan MehmetTopal, Emre Belözoğlu, Caner Erkin,Salih Uçan ve Webo ile buluştu. SarıyerBelediyesi ise konaklama sponsoruolarak Vanlı çocuklara destek verdi.Zaman zaman duygusal anlarınyaşandığı günde, konteynır kentteyaşayan annelerden Sabiha Çınar,konuşması sırasında ağlayınca,çocuklar da ağlamaya başladı.Futbolcular, şarkıcılar ve yemektebulunan diğer kişilerde gözyaşlarınıtutamadılar.Fenerbahçe Spor Kulübü’nün davetlisiolarak İstanbul’a gelen Vanlı çocuklar,yemek sonrası Trump Alışveriş Merkeziiçindeki çocuk şehri Kidz Mondo’yamisafir oldu. Fenerbahçeli futbolcuMehmet Topal, eşi Selda Topal vesanatçı Rojin’in eşlik ettiği çocuklar KidzMondo’da keyifli ve eğlenceli saatlergeçirdi.temmuz <strong>2014</strong>61


müzik kültürü |Türk sanat müziği(Klasik Türk müziği) nedir?Klasik Türk mûsikîsi veya Türk sanat müziği, makamlı bir Türk müzik türüdür.Klasik Türk müziği, klasik Batı müziği ve Hint müziği ile beraber dünya üzerindesüreklilik ve gelenek oluşturma bakımından mevcut birkaç klasik müzikten birisiolarak kabul edilmiştir.62temmuz <strong>2014</strong>


EtimolojiBu terimdeki “Türk” ve “klasik”kelimeleri, Cumhuriyet dönemindeOsmanlı Devleti’nden süregelenmüziğe karşı Batı müziğitaraftarlarınca ileri sürülenbazı iddialara cevap vermek içintüretilmiştir.Bu iddialardan en önemlisi Osmanlımüziğinin Türklerin değil, Bizans veİran müziği kaynaklı olduğuna dair olantezdir. Hüseyin Sadettin Arel ve RaufYekta gibi Batılı müzik çevrelerincede saygın görülen kimi müzikologlar,bu iddiaları belge ve bilgilerleçürütmüşlerdir.Cumhuriyet döneminde bu müzikgeleneği genellikle gözardı edilmiş,hatta 1929 yılında 10 ay süreyle devletradyosunda çalınması yasaklanmıştır.Bu ideolojik yaklaşımın bir sonucuolarak Klasik Türk müziğini modernyöntemlerle öğreten konservatuvarlarancak 1970’lerde kurulabilmiştir.Klasik Türk müziğinin adlandırılmasıkonusunda görüş ayrılıkları vardır.Osmanlı döneminde bu müziğesadece “musıki” denmekteydi.Nitekim bu geleneksel müziği, CinuçenTanrıkorur gibi “Osmanlı Müziği”olarak adlandıranlar olduğu gibi, ona“Geleneksel Türk Müziği” adını verenlerde vardır.TarihiKlasik Türk müziği tarihsel açıdan altıdöneme ayrılabilir: oluşum dönemi,dönüşüm dönemi, klasik dönem, sonklasik dönem, romantik dönem veçağdaş dönem.10. yüzyılda yaşamış olan Farabi’denTimurlenk’in öldüğü 1405’e kadargeçen süre, Türk müziğinin nazari(teorik) yönleriyle açıklandığı ve yazıyaaktarılmayabaşlandığıoluşum döneminikapsamaktadır. Bu döneminsonlarına doğru, çok meşhur bir üstadolan Abdülkadir Meragi, bir sonrakievrenin tohumlarını atmış, Türkmüziğine yeni bir yön vermiştir.Bunu takiben, 16. yüzyılın başındanYavuz Sultan Selim’in tahta çıktığı1512’ye değin; anlatılageldiği şekilde,Türk müziğinin ses perdeleri vemakamları üzerinde birtakım nazarideğişilikler yapılmıştır. Bu dönem,Diyar-ı Rum’un ve Balkanlar’ın üzerindeMevlevihanelerin yapıldığı, İstanbul’unfethedildiği, Bizans İmparatorluğukalıntıları arasına Enderun sarayokulunun kurulduğu, kökleştiği veOrta Asya’dan Ali Şir Nevai, HüseyinBaykara, Ali Kuşçu, Şadi gibi ilimadamlarının İstanbul’a cezbedildiğibir dönüşüm dönemi, keza bir nevirönesans olarak görülmektedir.temmuz <strong>2014</strong>63


müzik kültürü |Klasik Türk müziği; Orta Asya, Selçukluve özellikle Osmanlı uygarlığınınbir ürünü olarak, pek çok milletinmüziklerini etkilemiş, onların müziğinide kendi potasında eritmiştir. Bununbir sonucu olarak, klasik musıki, gerekmakam sayısı ve anlayışı, gerekseformlar ve usuller bakımından çokzengin bir müzik türü olmuştur.Bunun ardından, 15. yüzyılın başındanIV. Murat’ın öldüğü 1640’a dek, doğuyadüzenlenen seferler sayesinde, Osmanlısarayında, Ortadoğu’dan getirilen müzikve sanat adamlarının faaliyet gösterdiğibir dönem yaşanmıştır.Itri’den (1640-1712) 1730’a kadarkizaman diliminde, Avrupai barokve Rokoko etkilerin Osmanlısarayına nüfuz ederek, zamanınındoğu kültürüyle apayrı bir sentezoluşturduğu klasik dönemsüregelmiştir. 1730’dan İsmail DedeEfendi’nin 1846’daki ölümüne dekuzanan dönem ise son klasik dönemolarak adlandırılmaktadır.Tanzimat Fermanı’nın ilan edildiğiyıllardan (1839) II. Dünya Savaşı’nınsona erdiği 1945’e kadar süren akım daromantik dönem olarak anılmaktadır.Günümüzde Klasik Türk MüziğiTürk Sanat Müziği ile Klasik Türk Müziğibirbirine yakın kavramlar olmaklabirlikte; “Klasik Türk müziği”, tarihianlayış ve geleneği temsil ederken, Batımüzik terminolojisinden ödünç alınmış“sanat müziği” kavramı ise daha çok bumusıkinin Cumhuriyet döneminde aldığımodern biçimi ifade eder.20. yüzyılın ortalarından bugüne kadargelen dönem çağdaş dönemdir. Budönemin en önemli temsilcilerinden biriMünir Nurettin Selçuk’tur. Bu dönemdekar, beste, ağır ve yürük semai gibiformlar arka planda kalırken, modernmüzik anlayışına uygun kısa süreli,kısa güfteli ve hareketli şarkı ve fanteziformları Türk Sanat Müziği’ne hakimduruma gelmiştir.Bu anlayışın Batı müziğini modelalması sonucunda, koro ve konsergibi uygulamalar yaygınlık kazanmış;keman, piyano, klarnet gibi Batılı sazlarda saz heyetlerine girmiştir. ALINTIIBu modern anlayışı destekleyenunsurlardan birisi de, klasik musıkideen önemli aktarım ve anlayış aracı olanmeşk geleneğinin sekteye uğramasıdır.Klasik sanatların hepsinde geçerliolan ve talebenin bir üstadın “elindengeçerek” musıkiyi öğrenmesi sürecibüyük ölçüde sona ermiş, yerinemodern anlayışla, nota üzerinden eseröğretilen koro ve dernekler geçmiştir.Tasavvufi felsefeye, dolayısıylaaşkınlığa ve tefekküre dayanan klasikmusıki anlayışı yerine eğlence odaklı birmüzik anlayışı yerleşmiştir.Buna rağmen klasik musıki geleneğini64temmuz <strong>2014</strong>


Münir NurettinSelçuk Türkmûsıkîsineyenilikler getirenbüyük bir üstâddır.“Müziğimizi ayağakaldıran, Türkmûsıkîsine frakgiydiren adam”diye anılır.Kendi tarihi gelişimiiçersinde, saray, tekkeve medreselerdendestek görmüş, kısmende olsa zümre müziğidiyebileceğimiz KlasikTürk Müziği’ni, “tarihi süreçiçersinde tek sesli olarakgelişen, yenilenen; kendineöz makam, usul ve tekniğesahip, sesli ve sözlüTürk Sanat türü”dür diyetanımlayabiliriz.sürdüren ve yeni eserler verenler yokdeğildir. Hacı Arif Bey ile başladığı ilerisürülen modernleşme dönemindeklasik üslubu ve anlayışı devamettiren Fehmi Tokay, Zeki Arif Erginve Ahmet Avni Konak gibi bestekarlarda yer almıştır. Günümüzde de buanlayışa bağlı genç bestekarlar eserlervermektedir.Türk Sanat Müziği kamu radyo vetelevizyonları kadar gazino gibi eğlencemekanlarının da temel tercihinioluşturmuş, bu nedenle kitlelereticari açıdan da ulaşabilmiştir. Buevrenin önemli bestecileri arasındaSadettin Kaynak, Bimen Şen, RefikFersan, Yesari Asım Arsoy ve Avni Anılsayılabilir. Türk Sanat Müziği’nin bubestecilerden başka “piyasa müziği”olarak anılan daha popüler türevindede bazı önemli besteciler yer almıştır.Bunlara örnek olarak Yusuf Nalkesen,Şekip Ayhan Özışık ve Teoman Alpayverilebilir. Günümüz TRT repertuarında19 bine yakın Türk musikisi eseribulunmaktadır.Türk MüziğindeEnstrümanların ÖnemiTürk müziğinde başlıca çalgılarşunlardır; Ud, kanun, keman, ney,tanbur, lavta, klasik kemençe, rebab,santur, kudüm, def ve zildir.İslamiyetten sonra din adamlarınınetkisiyle Mehterhane, Enderun ve sazınserbest olduğu tekkelerle şuurlu dinadamlarının koruması sayesinde buçalgılar kurtulabilmiştir.Osmanlı klasik ve halk musikisindekullanılan bütün telli/saplı çalgılarınatası olan Kopuz’un ömrü 18.yy’a kadardevam edebilmiş, 10. ila 16. yy.lar arasıçok revaçta olan Ud yerini l9.yy.’ınsonunda yeniden almak üzere 17.yy.dan itibaren Tanbur’a bırakmış,tarihiTürk harpi Çeng’le,Türk pan flütüMiskal 19.yy.da Santur ise 20.yy.da artıkkullanılmaz olmuşlardır.Önce viola d’amore şeklindeSinekemanı adı ile Batıdan gelenKeman,daha sonra Viyola,Viyolonselve Kontrbas ile,önceleri Köçekçe veTavşanca adı verilen saray rakslarınıneşlik sazı olan Kemençe ve Lavta 20.yy.da klasik musikiye de girmiş;Kaşık’laZilli Maşa’nın halk oyunlarındayaşamasına mukabil,Çalpara dadenen Çengi Çubuğu,Köçekçeve Tavşanca’larla birlikte tarihekarışmıştır.Musiki aletleri bilimi demek olan“Organoloji”de çalgılar,hangi Müzik sözkonusu olursa olsun,bu sanatın insanlabirlikte doğuşundan bu yana geçirdiğimerhaleler gözönüne alınarak,vurmalıçalgılar,nefesli çalgılar ve telli çalgılarsırası içinde incelenmektedir.Kaynak:http://turksanatmuzigi.nedir.comtemmuz <strong>2014</strong>65


sağlık |UYKU ŞEKLİNİZ NELER ANLATIYORSabah uyandığınızda yatak kenarında toplanmış kırışık çarşaf bakın hangi hastalıklarınhabercisi. Türk Nöroloji Derneği Uyku Bozuklukları Çalışma Grubu Üyesi ve ErciyesÜniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Aksu, uykuda hareket bozukluğununçeşitli sağlık sorunlarına yol açtığını belirtti.66temmuz <strong>2014</strong>


çarşafını yatağın“Sabah kenarında veyaüstünde bulanlarda uykuda hareketbozukluğu olabilir” uyarısı yapanAksu, uykuda hareket bozukluğununen önemli belirtisinin, yatakta çokhareket etmek olduğunu ancak buhareketlerin çoğunun hasta tarafındanhatırlanmadığını anlattı. Bu türrahatsızlıkların kalp krizi ve felcebile yol açtığına dikkati çeken Aksu,“Uykunun yetersiz olması ev ve işkazalarına davetiye çıkarır” uyarısındabulundu.Uykuda hareket bozukluğuna karşı ilaçtedavisi uygulandığını ifade eden Aksu,sık görülen hareket bozukluklarındandiş gıcırdatmasında ise gece ağıziçine takılan protezler ya da botoksuygulamasının yararlı olduğunu,çiğneme ve şakak kaslarına düşükdozda uygulanan botoksun en az 6ay süreyle bu rahatsızlığı önlediğinibelirtti. Türk Nöroloji Derneği UykuBozuklukları Çalışma Grubu Başkanı veCelal Bayar Üniversitesi Tıp FakültesiNöroloji Anabilim Dalı ÖğretimÜyesi Prof. Dr. Hikmet Yılmaz da“parasomni” denilen, anormal hareketve davranışların, uykuya dalarken,yüzeysel uyku veya derin uykuda ya darüyaların gözlendiği REM uykusundagörüldüğünü söyledi.Bunların genellikle çocuklukyaşlarında başladığını, yaş ilerledikçeparasomnilerin sıklık ve şiddetininazaldığını ifade eden Yılmaz,“Parasomniler, temel uyku bozukluğuolabileceği gibi baş ağrısı, nöbet,astım, aritmi, gastroözefajial reflügibi altta yatan çeşitli bozukluk vebelirtilere bağlı olarak da ortayaçıkabilir. Bu nedenle parasomnilerinnedenini ortaya çıkarabilmek içingörüntüleme yöntemleri ve diğerrutin tetkiklerin yapılması gerekir”diye konuştu. Parasomnilerin bazenepilepsi ile karıştırıldığına dikkati çekenYılmaz, genetik yatkınlık, çevresel,uyku devamlılığını ve bütünlüğünübozan veya psikososyal stres faktörler,ateşli hastalıklar, ilaçlar, solunumbozuklukları, alkol ya da maddekullanımı veya yoksunluğunun sorununortaya çıkmasına yol açabildiğinivurguladı. Prof. Dr. Yılmaz, uykubozukluklarıyla ilgili şu bilgileri verdi:“Parasomnilerin hangi uyku evresindeolduğu, nedenin belirlenmesinde vetedavide önemlidir. Gecenin ilk birkaçsaati içerisinde ortaya çıkan, kişininsabah hatırlayabildiği bir parasomniiçin ayırıcı tanıda uyku terörü ön planaçıkarken sabaha karşı görülen, belirginterleme, çarpıntı gibi bulgular ve sabahhatırlanamayan bir atakta ayırıcı tanıdakabus bozukluğu akla gelir.”Ebeveynler ve eşlerden alınanöykülerin önemine işaret edenYılmaz, “Çocuklar ataklar sırasındayaşadıklarını iyi tanımlayamadıkları veyeterli öykü veremedikleri için bunlarındeğerlendirilmesinde ebeveynlerinkatkıları gerekir. Yatak arkadaşlarındanya da ebeveynlerden aldığımıztemmuz <strong>2014</strong>67


sağlık |öyküler bu açıdan önemli” şeklindekonuştu. Bilim adamları insanlarınuyurken aldıkları pozisyonların onlarınkarakterlerini yansıttıklarını söylüyor.Konu üzerine araştırmalar yapmışUyku Bilim Merkezi profesörü ChrisIdzikowski insanlar arasındaki yaygınuyku pozisyonunu analiz etti ve uykupozisyonlarının sadece insan sağlığınıetkilemekle kalmadığını aynı zamandainsanların kişilik özellikleriyle de ilişkiliolduğunu belirtti.Uyku pozizyonlarıCenin pozisyonu: Pozisyon: Yantarafınıza bükülerek aldığınız uykupozisyonudur. 1000 kişi üzerindeyapılan ankette %41 oranla en yaygınolan uyuma şeklidir.Karakter: Bu şekilde uyuyan insanlardışa dönük bir imaj yaratsalar daiçlerinde çok hassas ve utangaçtır.İnsanlara alışmaları biraz zamanalabilir ama alıştıktan sonra sıcakkanlıkarakterlerini hemen ortaya çıkarırlar.Sağlık: Sola bükülerek uyumak bazısağlık problemlerine yol açabilirözellikle yaşamsal organlar olanakciğer, mide ya da karaciğerde. Buyüzden cenin şeklinde uyuyanlariçin uzmanların tavsiyesi sağa doğrubükülerek uyumaktır.Kütük pozisyonu (Ağaç gövdesi):Pozisyon: Her iki kolun da aşağı doğrupozisyon aldığı yan uyuma şeklidir.Karakter: Bu pozisyonda uyumayı terciheden insanların dışa dönük ve uysalolduğu saptanmıştır.Bu insanların en zayıf noktaları herkeseçok kolay güvenmeleridir. Hasretçekme pozisyonu: Pozisyon: Bu uykuşekli de yana dönük bir pozisyondurama diğerlerinden farkı iki kolun da önedoğru uzatılmış olmasıdır. Karakter:Bu şekilde uyuyan insanlar geneldeyeni şeylere açık olmakla beraber bir okadar şüpheci ve eleştirel de olabilirler.Karar almaları uzun sürer ama bir kerede karar verdiler mi hiçbir şey onlarıfikirlerinden caydıramaz.Asker pozisyonu: Pozisyon: Sırtüstüuyku pozisyonu olup uyuyan kişininkolları iki yanda konumlanır.Karakter: Asker pozisyonunda uyuyaninsanlar sessiz ve içine kapanık birkişiliğe sahiptirler. Gerek kendilerigerekse yakınları için yüksek hayatstandartlarıSağlık: Bu şekilde sırtüstü uyumaknefes problemlerine ve horlamayasebep olabilir özellikle de horlamanızyanınızda uyuyan kişilerin berbatbir gece geçirmesine yol açabilir.Yüzüstü yatmanız hem sizin için hemde yanınızda uyuyan insan için dahahuzurlu olabilir.Serbest düşüş pozisyonu: Pozisyon:Midenin üzerinde, eller başın üstündeve yastığın etrafında ,başınız da sağya da sol yana dönük yatış pozisyonu.Karakter: Serbest uyku pozisyonunutercih eden insanlar dışadönük veatılgan olurlar. Her ne kadar küstahgözükseler de aslında kendilerineyöneltilen eleştirileri dikkate alırlar.Sağlık: Serbest düşüş pozisyonundaolduğu gibi uyku sırasında alınan diğeryüzükoyun pozisyonlar sindirim içinolumlu etki yaparlar.Deniz yıldızı pozisyonu: Pozisyon,sırtüstü ve kollar başın üstünde uykupozisyonu. Karakter: Deniz yıldızışeklinde uyuyanlar iyi bir dinleyici olupdolayısıyla da güvenilir arkadaştırlar.Ayrıca başkalarına yardım etmektenhoşlanırlar ama ilgi odağı olmakhoşlarına gitmezSağlık: Asker pozisyonunda uyuyanlargibi denizyıldızı pozisyonundauyuyanlar da nefes problemi yaşarlarve uyku esnasında horlarlar. Bu yatışşekli kişilerin daha az dinlenmişuyanmalarına sebep olur.Kaynak: milliyet.com.tr68temmuz <strong>2014</strong>


kim kimdir? |Genco ArıArı 1979 yılındaGenco İstanbul’da doğdu.169 IQ ile 9 yaşında dahi çocukolarak İstanbul Üniversitesi DevletKonservatuarı Piyano Bölümüne kabuledildi. Yarı dönemde 6 sınıf atlayarakkonservatur müfredatını değiştiren ilköğrenci oldu.Piyano eğitimini Prof. Meral Yapalı ilebaşladı. Prof. Lala Marguliusile Prof. Meral Yapılıkontrolünde 4 yıleğitimine devam etti.Kompozisyon ve orkestraşefliği derslerini Prof.Mete Sakpınar ile çalıştı.Contrpuan veOrkestrasyon eğitiminiProf. Emel Çelebioğlu iledevam etti.Correpetision eğitimini Doç.Nihan Yapalı, Prof. CananGürmen, Julia Kerimovile yaptı.Lisans eğitiminisürdürürken, İstanbulÜniversitesi DevletKonservatuarı bünyesindeOn Browway Müzikallerikonusunda ihtisas sahibiolduğundan ilk ücretliöğretim elemanı olarakMüzikal Bölümü Ana SanatDalı Başkan Yardımcısı olarakeğitimine ve eğitmenliğe devam etti.2002 ile 2005 yılları arasında İstanbulGüzel Sanatlar Akademisinde JazzBölümü başkanlığı yaptı.Öğrencilerinin 10’da 7’si yüksekbaşarı ve tam burs ile Royal KraliyetAkademisi, Boston Burgley, SibeliusMüzik Akademisi gibi eğitimkurumlarına kabul edildiler.2005 - 2007 yılları arasında NewYork ve Boston’ da aktif konserpiyanistliği ayrıca Boston Burgley’de dekompozisyon ve piyano eğitimini aldı.Londra Royal Kraliyet Akademisinde 2yıllık Ses Mühendisliği eğitimi aldı.Eğitmenlik YapmışOlduğu Kurum ve OkullarİÜDKBahçeşehir ÜniversitesiMüjdat Gezen Sanat MerkeziHacettepe Devlet Konservatuarıİstanbul Güzel Sanatlar AkademisiBilgi ÜniversitesiDokuz Eylül Üniversitesi (Yaz Kampı)Galatasaray ÜniversitesiMaltepeÜniversitesiBeethowen Akademi (En iyi BeethowenYorumcusu Ödülü ve Fahri Prof Ünvanı)Robert KolejiSeminer, Konseferenas veWorkshoplarİstanbul Devlet Opera ve BalesiVurmalı Sazlar Bölüm BaşkanlığıWorkshop (Bir dönem opera başkanlığıyapmış olan Erhan Seçkin Başkanlığıile)Boğaziçi Üniversitesi,Bahçeşehir Üniversitesi,Haliç Üniversitesi,Başakşehir ÜniversitesiİTÜHacettepe ÜniversitesiBilkent ÜniversitesiDokuz Eylül ÜniversitesiMaltepe ÜniversitesiMarmara ÜniversitesiSüleyman Demirel ÜniversitesiMardin Surlarda WorkshopKapadokya Peri Bacaları (YeraltıŞehirleri ve Contrpuan İlişkisi Semineri)TED Koleji (Dinleti ve Seminer)ESERLER :Dört Timpani ve Piyano için ConcertoDört Sonat Formunda Oda Müziği Eseri1.Fanus2.Kristal3.Minuet Trio4.Tunes For Şerif YüzbaşıoğluPiyano ve Keman için Do Minör Sonat(Kırlangıç Yuvası)Dört Trombon için Ağıt / Fa MinörPiyano Çello ve Flut için Sonatine / SolMajörPiyano Çello ve Flut için Sonatine / SiBemol MajörDört Viola için Küçük ŞarkıGenco Arı Bir Numaralı ÇelloKonçertosu / Mi MinörGenco Arı İki Numaralı ÇelloKonçertosu / Re Bemol MajorGenco Arı Üç Numaralı ÇelloKonçertosu / Sol Bemol MajörGenco Arı Korno ve Piyano Konçertosu(Öteki Dünya)Senfoni No:1 / Sol MinörSenfoni No:2 / Do MinörSenfoni No:3 / Mi Bemol MajorSenfoni No:4 / Mi Minör16 Piyano Etüdü / Opus: 0-74 Sintisayzır için oda müziğiQuarted Muarted (9 Parça)Cem Nasuhoğlu YolculukQuarted Muarted (9 Parça Daha)WizardBenceGencologi Vol.1Bülbülüm Altın Kafeste (GitarKontrubas Piyano)Ne Kalabilir Senden (Piyano Trio)I KnewInturner AffairAre You ThereTurkish PizzaWizAçık AraI Remember MomWolf Gung Amadeus OktemBurcu İçin Küçük Şarkı (Burcu’m)Same Shit Different ColorsFucking Door Ring CiycleRosswell Camp 1947temmuz <strong>2014</strong>69


sağlık |SPOR VECİNSEL YAŞAMNİSAN SILAYİlişki UzmanıSpor yapmanın sağlık için önemikaçınılmazdır. Düzenli egzersizyapan insanlar daha sağlıklı bir yaşamsürmekten ziyade, daha formda birvücuda sahiptirler ve kendilerinegüvenleri ise güçlüdür. Sporun bir yararıda erkeğin ve kadının cinsel performansınıarttırdığıdır.Kadın ve erkek düzenli egzersizyaptığında, kalp-damar sisteminden,kemiklerine ve ruhsal durumuna kadarsağlıklarının değişik boyutlarını etkiler.HDL yani iyi kolesterol, kandaki dolaşımhızı, pıhtı oluşması ve çarpıntıyı daazalmaktadır.Peki egzersizin cinsel yaşam ile olan ilgisinedir?Damar sağlığı sertleşme fonksiyonunuyerine getirebilmesine bağlıdır. Eğerdamarlarınız kolesterol yüksekliği veşeker fazlalığı tarafından zarar görmüşsebu penise giden kan akımının azalacağıve sertleşme problemiyle karşı karşıyakalma riskinizin artması anlamınagelmektedir.Ayrıca karın içi yağ birikimi, belçevresindeki yağlanmayı arttırdığındandolayı bu olay metabolik sendrom olarakbilinir. Bel çevresi kalınlığı damarlarıyaşlandırmanın yanında, son dönemdeyapılan araştırmalara göre testosteronseviyelerinde de bir düşüşe yol açar.Bu bakış açısıyla estetik görünüştenkaygılanmanın yanı sıra, asıl sağlıksorunlarının nedenleri olarak karşımızaçıkmaktadır. Özet olarak karın içi yağlaröncelikle damar sağlımızı tehdit eder.Sonrasında gelen ereksiyonda azalmave ileri dönemlerde ise testosterondüşüklüğü yaratarak cinsel isteksizliğinbelirtileri başlamış olur.Düzenli egzersiz yapan insanlar fizikselgörünümünden hoşnuttur ve en önemlisikendilerine güvenleri tamdır. Çünküvücudundan memnun olan kişilercinsellik sırasında partnerinin yanındakendilerine güvenirler. Kendilerini herzaman rahat hissederler. Sağlıklı bircinsellikte, iyi bir fiziksel performansınşart olduğunu hatırlatmamda fayda var.Egzersizler akciğer kapasitenizi artırır,denge ve koordinasyonunuzu geliştirir.Eklem esnekliği ve kemik yoğunluğunuzuartırır. Böylece sağlıklı bir cinsellik içingereken fiziksel performans durumunasizi bir hayli yaklaştırır. Ayrıca formdabir erkek cinsel birleşme sırasındayorulmadan, sevişmeyi daha uzunsürdürebilir. Tabii bayanlar içinde geçerlibir durumdur.Erkekler için aşk kasları vardır. Aşkkasları cinsellikten alınan zevkiarttırmada çok önemli bir rol oynar.❍ (kemik çatının alt kısmında pelvistabanı adı verilen bölgede bulunan kasgrubuna, pelvis tabanı kasları yani aşkkasları adı verilir.) ❍ Bu kasları güniçinde sıkıp çalıştırılabilirsiniz. Abdominalhareketlerle de çalıştırılabilir elbette.Böylelikle o bölgedeki kaslar güçlenir veo bölgeye giden kan akışı hızlanır. Cinselperformans ve penisin sertleşme kaliteside artmış, erkeğin boşalma süresi deuzamış olur.Araştırmalarda da gözüküyor ki egzersizincinsel hayatımıza gerçekten yararı fazla.Hepimizin istediği mutlu beraberliklerdeğil midir? Sevdiğimiz insanla cinselliktemutlu ve huzurluysak gözlerimizde kiışığın resmini, dünyadaki hangi ressamçizebilir ki?Peki sevişmenin vücudumuza ve bizeyararları nelerdir?Sevişmek ömrümüzü uzatır. Yaklaşık 900erkeği 10 yıl takip eden bir araştırmayagöre haftada iki veya daha çok orgazmyaşayanlarda ölüm riski yüzde 50azalmaktadır.Sevişmek sizi genç gösterir. 3500 çiftüzerinde yapılan bir araştırmada ise70temmuz <strong>2014</strong>


haftada 3 kez seks yapan çiftlerin,periyodik beraberlik yaşayanlara göreyaklaşık 10 yıl daha genç gösterdiğiniortaya koymuştur.Seks depresyonu azaltır. Seks sırasındasalgılanan mutluluk hormonları depresifruh halini dağıtıyor.Bağışıklığı kuvvetlendiriyor. Haftada ikikez kaliteli seks yapanlarda bağışıklığıgüçlendiren maddeler yüzde 30 dahafazla salgılanıyor ve hastalık riski yarıyainiyor.Seks kan dolaşımını hızlandırdığındanağrıları hafifletir. Yani başınız ağrıyorsaseksten kaçmayın, seks yapın!Cinselliğin getirdiği fiziksel ve psikolojiktatmin günlük hayatın streslerindenarındırıp sizi rahatlatıyor ve strestenuzaklaştırıyor.Keyifli ve tatminkar bir cinsel yaşam,özgüveninizin artmasına hatta çiftlerarasında bağlılık hormonu olan oksitosinsalgılanmasına neden oluyor. Bunun yanısıra tartışmalar azalıyor, hatalar affedilipçiftler birbirine daha da yaklaşıyor.Egzersiz ve cinsellik hayatımızda önemliolguların yapı taşıdır. Araştırmalardabunu kanıtlıyor. Erkeklere tavsiyemcinselliği gerçekten iyi yaşadığınızpartnerinizle mutlu beraberliğinizisürdürmenizdir. Bayanlara tavsiyem iselütfen her tartışmadan sonra, yatağınızayattığınızda partnerinize sırtınızıdönmemenizdir. Unutmayın ki, ilişkidekitüm sorunlar ve pürüzler yatakta sonbulup unutulmalıdır. Yatak barışma veanlaşma yerinizdir. Birlikteliklerin yıllarcadevam etmesi çoğunlukla bu olguyabağlıdır.Sağlığınız ve en önemlisi kendiniz içinsporsuz hayatı düşünmeyin. Cinselliğiniziise incir çekirdeğini doldurmayan sorunlaryüzünden yarım bırakmayın.Sevginizin ve keyfinizin bol olmasıümidiyle…temmuz <strong>2014</strong>71


tarih |GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZEBinlerce yıllık tarihe tanıklık eden Kızkulesi, bu süreboyunca aşkın, sevdanın, yalnızlığın ya da ulaşılmazlığınsimgesi olarak nice şaire, ressama, yazara, müzisyene,yönetmene, fotoğrafçıya ilham kaynağı olmuş;sanatçının tuvalinde, objektifinde, kamerasında,dizelerinde, satırlarında ve bestelerinde tüm gizemiyleyerini almıştır.72temmuz <strong>2014</strong>


2500 yıl öncesine dayananbu eşsiz yapı,Geçmişiİstanbul`un tarihine eş bir tarih yaşamışve bu kentin yaşadıklarına görgü şahitliğiyapmıştır. Antik çağda başlayan geçmişiyle,Eski Yunan`dan Bizans İmparatorluğu’na,Bizans`dan Osmanlıya, tüm tarihi dönemlerdevar olarak günümüze kadar gelmiştir.M.Ö. Kızkulesiİstanbullu bir Rum olan araştırmacı Evripidis’inanlattığına göre önceleri Asya sahillerininbir çıkıntısı olan kara parçası zamanlasahilden kopmuş ve Kızkulesi’nin üzerindebulunduğu adacık oluşmuştur. Kızkulesi’ninüzerinde yer aldığı kayalıktan ilk kez M.Ö.410’da söz edilir. Bu tarihte Atinalı komutanAlkibiades, Boğaz’a girip çıkan gemileridenetlemek ve vergi almak amacıyla buküçük ada üzerine bir kule inşa ettirir. Sarayburnu’nunbulunduğu yerden, kulenin bulunduğuadaya zincir gerilir ve kule böyleceBoğaz’ın giriş ve çıkışlarını kontrol eden birgümrük istasyonu halini alır. Bundan yıllarsonra yani M.Ö. 341’de Yunan Komutan Chares,kulenin bulunduğu adacığa eşi için, mermersütunlar üzerine bir anıt mezar yaptırır.temmuz <strong>2014</strong>73


tarih |BATTAL GAZİ HİKAYESİ“Atı alan üsküdarı geçti”Kızkulesi ile ilgili olarak en sık anlatılan hikâyelerinsonuncusu ise Osmanlı Dönemi’nde geçer. Hikaye;Battal Gazi’nin askerleri ile birlikte Kızkulesi’ne baskınyaptığını ve kulede saklanan hazineleri alarak, buradayaşayan Üsküdar Tekfuru’nun kızını kaçırdığını anlatır.İstanbul’u (Constantinopoli) kuşatmaya gelen Battal Gazi,kuşatmadan bir sonuç alamayınca Kızkulesi önündekikıyıya karargahını kurar ve yedi sene burada kalır.Hikayeye göre, Battal Gazi’nin Üsküdar kıyılarındabu kadar uzun süre kalmasının asıl nedeni, tekfurunkızına aşık olmasıdır. Üsküdar tekfuru, Battal Gazi’ninkorkusuyla, kızını hazineleri ile birlikte kuleye kapatır.Şam seferini tamamlayarak Üsküdar’a dönen Battal Gazi,kayık ile Kızkulesi’ne gelerek, tekfurun kızı ve hazinelerinialdıktan sonra Üsküdar’dan atına atlayıp oradan uzaklaşır.Çokça bilinen “Atı alan Üsküdar’ı geçti” lafı bu hikâyedengelir. Bu hikâyeden zamanımıza gelen bir diğer miras daKızkulesi’nin ismi ile ilgilidir. Türkler, bu olaydan sonra,diğer efsanelerdeki prenseslere de atfen buraya Kızkulesiismini vermiştir.Roma DönemiM.S. 1110’lara gelindiğinde ise bu küçükadacığın üzerindeki ilk belirgin yapı(kule), İmparator Manuel Comnenos tarafındaninşa ettirilir. 1143 – 1178 yıllarıarasında hükümdarlık süren İmparatorManuel, şehrin savunmasına yardımiçin iki tane kule yaptırmıştır. Bunlardanbirini Mangana Manastırı yakınına(Topkapı Sarayı’nın sahili) diğerini iseKızkulesi’nin bulunduğu yere inşa ettirenİmparator Manuel, hem düşmangemilerini Boğaz’a sokmamak, hemde ticaret gemilerinin gümrük vergisivermeden geçişine engel olmak için, ikikule arasına zincir bağlatmıştır.Bizans DönemiDaha önceleri zaman zaman harap olanve yeniden onarılan Kızkulesi, İstanbul’unfethi sırasında Venedikliler tarafındanüs olarak kullanılır. Fatih SultanMehmet İstanbul’u kuşattığı sıradaBizans’a yardım etmek için Venedik’tenGabriel Treviziano komutasında gelenbir filo burada üslenmiştir.Osmanlı DönemiFetihten sonra Fatih Sultan Mehmetbu küçük kaleyi yıktırır ve yerinetaştan, etrafı mazgallarla çevriliküçük bir kalecik yaptırır ve burayatoplar yerleştirir. Kaleye konulan butoplar, liman içindeki gemiler içinetkili bir silah olmuştur. Ancak kule,Osmanlı döneminde savunma kalesiolmaktan çok bir gösteri platformuolarak kullanılmış ve Mehterler buradatop atışları ile birlikte nevbet (bir çeşitİstiklal Marşı) okumuşlardır. Bugüngördüğümüz kulenin temelleri vealt katın önemli kısımları Fatih devriyapısıdır. Osmanlı dönemi boyuncaKızkulesi’nin onarılarak ya da yeryer yeniden yapılarak yaşatıldığıbilinmektedir. 1510 yılında meydanagelen ve “küçük kıyamet” olarakanılan depremde İstanbul’daki pekçok yapı gibi Kızkulesi de büyük hasar74temmuz <strong>2014</strong>


görmüş, kulenin onarımı Yavuz SultanSelim döneminde gerçekleştirilmiştir.Çevresinin sığ olması sebebiyle 17.asırdan sonra kuleye bir de fenerkonulmuştur. Bu tarihten itibaren kule,artık bir kale değil bir deniz feneri olarakhizmet vermeye başlamıştır. Kuledekitoplar da bu dönemde artık korunmaiçin değil, merasimlerde selamlama içinatılıyordu. Kanuni Sultan Süleyman’ınölümünden sonra tahta geçmekiçin İstanbul’a gelen Şehzade Selim,Üsküdar’dan geçerken, Kızkulesi’ndenatılan toplarla selamlanmıştır. Bundansonra uzun süre tahta geçen herPadişah için bu selamlama yapılarak,Padişah’ın tahta geçişi top atışları ilehalka duyurulmuştur. 1719 yılındafenerde yağ kandilinin rüzgâr etkisiyleetrafı tutuşturmasından dolayıçıkan yangın ile iç kısmı tamamenahşap olan kule yanmış,1725 yılındaşehrin Baş Mimarı Nevşehirli Damatİbrahim Paşa tarafından kapsamlı bironarımdan geçirilmiştir. Buonarım sonrası kule, kurşunkubbeli ve fener bölümüde kagir ve camlı olarakrestore edilmiştir. Ardından1731 yılında kulenin feneriile top mazgalları ve diğeryerleri yeniden onarımdangeçmiştir. Kızkulesi,Osmanlı İmparatorluğu’nunçöküş devrine girmesi iletekrar savunma kalesiolarak kullanılmaya başlar.Daha önce eğlenceler vekutlamalar için yapılan topatışları, bu dönemde artıksavunma amaçlı yapılır. Kule,1830-1831’de ise, kolerasalgınının şehre yayılmamasıiçin karantina hastanesinedönüşür. Daha sonra 1836-1837’de görülen ve 20-30 binkişinin öldüğü veba salgınısırasında hastaların bir kısmıburada kurulan hastanedetecrit edilmiştir. Kızkulesi’ndetesis edilen bu hastanedeuygulanan karantina ilesalgının yayılması önlenmiştir.Kızkulesi’nin Osmanlıdönemindeki son büyükonarımı II. Mahmud dönemindeyapılmıştır. Kule’nin bugünküşeklini veren 1832-33 yılındakitadilat sonrasında, ünlü hattatRakım’ın yazısı ile Kızkulesi’ninkapısının üzerindeki mermereSultan II. Mahmut’untuğrasını taşıyan bir kitabeyerleştirilir. Osmanlı-barokmimari tarzında yapılan burestorasyonda, kuleye dilimlikubbe ve kubbe üzerindenyükselen bayrak direği ilaveedilir. 1857 yılında bir Fransızşirketi tarafından Kuleye yenibir fener yaptırılır.Üsküdar’ın sembolü halinegelen kule, Üsküdar’da Bizansdevrinden kalan tek eserdir.MÖ 24 yıllarına kadar uzanantarihi bir geçmişe sahip olankule, Karadeniz’in Marmaraile birleştiği yerde küçük birada üzerinde kurulmuştur.Bazı Avrupalı tarihçiler burayaLeander Kulesi derler. Kulehakkında pek çok rivayetlerbulunmaktadır. Evliya Çelebikuleyi şöyle tarif eder:“Deniz içinde karadan birok atımı uzak, dört köşe,sanatkarane yapılmış biryüksek kuledir. Yüksekliği tam80 (seksen) arşındır. Sathımesehası iki yüz adımdır. İkitaraftan yerde kapısı vardır.”Cumhuriyet Dönemiİkinci dünya savaşı dönemindeKızkulesi’nde yenilemeçalışması yapılır. Kuleninçürüyen ahşap kısımları tamiredilir ve bazı bölümleri yıkılarakbetonarmeye çevrilir. 1943’deyeniden büyük bir onarımgeçiren kulenin çevresinebüyük kayalar yerleştirilerekdenize kayması önlenmiştir. Buarada kulenin oturduğu kayanınetrafındaki rıhtımdaki ambarve gaz depoları kaldırılmıştır.Yapının dış duvarlarıkorunarak içi betonarmeolarak yenilenmiştir. Kızkulesi,1959 yılında Askeriye’yedevredilmiş ve Deniz KuvvetleriKomutanlığı’na bağlı, Boğazındeniz ve hava trafiğinindenetlenmesini sağlayanbir radar istasyonu olarakkullanılmıştır. “ Deniz KuvvetleriTesisi Mayın Gözetleme veRadar İstasyonu” olan binadakisarnıç, 1965’de yapılantadilatlar sırasında üzeri betondökülerek kapatılmıştır. 1983yılından sonra kule, Denizcilikİşletmeleri’ne bırakılmış ve1992 yılına kadar ara istasyonolarak kullanılmıştır.Günümüzde Kızkulesi…Antik Çağ’da Arkla(küçükkale) ve Damialis(danayavrusu) adları ile anılanKule, bir ara da “Tour deLeandros”(Leandros’un kulesi)ismi ile ün yapmış, günümüzdeise Kızkulesi – Maiden’sTower ismi ile bütünleşmiştir.1995 yılında Kızkulesi’ninrestorasyon süreci başlar.Binlerce yıllık gizemli bir tarihesahip bu özel mekan, kendineözgü kimliğine ve gelenekselmimarisine bağlı kalaraktamamlanan restorasyonçalışması sonrasında 2000yılında kapılarını ziyareteaçar. Bugün gündüzleri caferestaurant,akşamları ise özelrestaurant olarak yerli veyabancı ziyaretçilerine hizmetveren Kızkulesi, düğün, toplantı,lansman, iş yemeği gibi pek çoközel davet ve organizasyona daev sahipliği yapmaktadır.temmuz <strong>2014</strong>75


kariyer |YUNUS BAĞIŞLARSosyal Medya Uzmanı30 dakikadaTT olmak mümkün!Sosyal medya uzmanı Yunus Bağışlar, Twitter’dafenomen olmanın yollarını açıkladı.Sosyal medya uzmanı Yunus Bağışlar,30 dakikada Trend Topic (TT)konumunu elde etmenin mümkünolduğunu vurguladı. TT, Twitter’dapopüler bir konu ya da ünvan olmaanlamına geliyor. Yunus Bağışlar,dünyada TT’den gelir temin eden, onbinlerin bulunduğunu da dile getirdi.Twitter’ın bir sektör haline geldiğine deişaret eden Bağışlar, şunları belirtti:“Ortamın takipçi adedine göre fiyatlarbelirleniyor. Takipçilerin büyük bölümüsanal. Bu anlamda dünyada büyük birsektör var. Bini aşkın satış yapan webortamı var. Örneğin 50 bin takipçiyi500 lira karşılığı satın alabiliyorsunuz.Ama bu sayılar hakiki birey olmadığıiçin zamanla geriliyor. Daha sonraTwitter bir güncelleme yapıyor ve otakipçilerin tümü kapatılıyor. Bir dekimi uygulamalar veren web ortamlarıbulunuyor. Bu uygulamalara girdiğinizdesize günlük 50 veya 100 kredininverileceğinden söz ediliyor. Karşı tarafsizin adınıza istediği tweet atabiliyor,retweet yapabiliyor. Sizin başınızı derdesokabiliyor. “Sosyal medyanın kullanımına değinenBağışlar, şöyle devam etti:76temmuz <strong>2014</strong>


“Sosyal medyanın önemi artıyor. BuradaTwitter’ın payı büyük. Türkiye’de 38milyon, dünyada 500 milyon aktifTwitter kullanıcısı var. Sosyal medyaesasında zararlı değil. Ama zararlı halegetiriliyor. Sosyal medyada özgün biriçerik paylaşıyorsunuz. Biri onu alıpküçük bir değişiklikle kendi adlarıylayayınlayabiliyor. Bu konuyla ilgili telifhakları hala yasallaşmadı. Bayanların veçocukların Facebook’ta gizlilik ayarlarınımutlaka yapması gerekiyor. Facebook’tatanımadıklarımızı eklememeliyiz. +18videolar ve çocuk istismarı videoları çokyaygın. Sadece dilediğimizi, tanıdığımızıeklemeliyiz. Wireles şifrelerini devamlıdeğiştirmeliyiz. Şifrelerin de kolayolmaması gerekiyor. Pek çok kullanıcınınşifresi hala 1234.”Youtube’da istatistiklerde oynandığındansöz eden Bağışlar, “İstatistiklerleoynandığını yorumlardan vebeğenilerden çok net şekildegörebiliyorsunuz. Bu oynamalar biryazılım kanalı ile yapılıyor. Bunlarıpara karşılığında satın alabiliyorsunuz.Paranız varsa sosyal medyada sanal biritibar yaratabiliyorsunuz. “ ifadelerinikullandı.VİRÜS UYARISISosyal medya uzmanı Yunus Bağışlar,ayrıca “ Kimse izin vermeden hesabınagirilemez. Ancak siz izin verirsenizben sizin hesabınıza girebilirim.Bunu da size yolladığım bir videoyla,e-maille veya herhangi bir programıngüncellenmesiyle girebilirim. Bunlarısilin ve kabul etmeyin.” uyarılarındabulundu. Bedava paketlerin çok virüsyakalayamadığını iddia eden Bağışlar,“Şu an gördüğümüz ‘Profilime kimbaktı?’ paylaşımları da hakikat değil.Tamamen bilgisayarınızı ele geçirmeyeyönelik bir yazılım.” dedi.temmuz <strong>2014</strong>77


efsaneler |Uzun Saçlı Dev AdamBARIŞ MANÇOBiz milyonlar hiç unutmadık seni... Zaten hiç ayrılmadık ki seninle... Öyle değil mi sevgili BARIŞMANÇO... Arkadaşım Barış... Sevgili BARIŞ ABİ... Ya da milyonların dediği gibi BARIŞ BABA...Manço, 1 Ocak 1943’deBarış İsmail Hakkı Bey ileRikkat Uyanık Hanım’ın ikinci oğullarıolarak dünyaya geldi. Müziğe başlangıcıGalatasaray lisesinde olmuştur.Eğitimini Belçika Kraliyet Akademisi’ndealmıştır. 1959 yılının Nisan başındaGalatasaray Lisesi konferans salonundailk resmi konserini verdi. Daha öncelerikendi kendine gitar çalmayı öğrenenBarış Manço’ya, Klasik Türk Müziğiöğretmeni olan annesi Rikkat UyanıkHanım, piyano dersleri verdi. Soyadısoylarının dayandığı Konyalı Karamançoaşiretinden gelir. Türkiye’de rock müziğinöncülerinden, Anadolu Rock türününkurucu üyelerindendir. Bestelediği 200’ünüzerindeki şarkısı, kendisine 12 altın ve birplatin albüm ve kaset ödülü kazandırdı. Buşarkıların bir bölümü daha sonra Arapça,Bulgarca, Flemenkçe, Fransızca, İbranice,İngilizce, Japonca ve Yunanca olarakyorumlandı ve Barış Manço, kimi şarkılarınıgünlük hayatından aldı. “Domates, Biber,Patlıcan”, buna bir örnektir. 1962 yılındaGrafson şirketinden arka arkaya ilk üç45’liğini çıkardı. Bu üç 45’liğin arasındadönemin meşhur twist şarkılarının dışında“Çıt Çıt Çedene” isimli bir türkü ve “DreamGirl” isminde kendisine ait bir şarkı yeralıyordu.1963 yılında Güzel Sanatlar Akademisi’ndeokumak icin Liege şehrine gitti. 1964yılında ünlü fransiz komedyen HenriSalvador’un şirketinden 4 parçadanoluşan bir EP çıkardı. Bu dönemde Paris’in78temmuz <strong>2014</strong>


Barış Manço 1981 yılının sonunda“Sözüm Meclisten Dışarı” albümünüyayınladı. Albümde yer alan“Arkadaşım Eşek” bir anda küçükbüyük herkesin beğenisini kazandı.Fakat albümdeki 9 şarkıdan 6 tanesiTRT denetleme kuruluna takıldı.O tarihe kadar hemen hemen herşarkısı denetleme kurulundan geçenBarış Manço bu sefer TRT denetlemekurulundan sadece “Arkadaşım Eşek”,“Şehrazat” ve “Dönence”’nin geçmesiüzerine 4 Kasım 1981 tarihindealbümdeki diğer şarkıların da radyodave tv de yayınlanabilmesi için TRTgenel müdürü Macit Akman’ı ziyaretederek albümün denetim kurlutarafından tekrar değerlendirilmesinirica etti.meşhur Olympia müzikholünde arkasındaFranck Pourcel orkestrası ve SwingleSingers le beraber sahneye çıkan ilk Türkoldu.1966’dan 1969’a kadar Les Mistigrisve Kaygısızlar isimli gruplarla dahaçok psikodelik tınılara serpiştirdiğidoğu müziğiyle kendine özgü bir soundyarattı. 1969 yılında 4 ayrı ülkeden gelenmüzisyenlerle “Dağlar Dağlar” isimliparçasını kaydetti. 1970 yılının sonlarınadoğru Moğollar’la kısa bir süreliğinebirleştikten sonra 1971 yılının sonlarınadoğru ölümüne dek kendisine eşlik edecekolan Kurtalan Ekspres grubunu kurdu.Daha önce Sayan firması tarafından izinsizolarak çıkarılan “Dünden Bugüne” isimliLP’yi saymazsak 1975 yılında ilk gerçekLP’sini hazırladı. Albümde Türkiye’nin ilkrock operalarından “Baykoca Destanı”,Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını konualan “2023” gibi parçalar yer aldı. 1976yılında CBS isimli firma ile anlaşmasağladı. Büyük bir bölümü George HayesOrkestrası’yla kaydedilen “Baris Mancho”(aynı yıl Türkiye’de “Nick The Chopper”olarak piyasa çıktı) isimli albüm 1976yılında, ilk önce Belçika ve Hollanda’da,daha sonra Fransa, Fas, Fildişi Sahillerigibi ülkelerde piyasaya çıktı. 1979 yılındayaşadığı hastalıklar ve sorunlar sonrasında“Yeni Bir Gün” isimli albümü çıkaran BarışManço, “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa”, “GesiBağları”, “Aynalı Kemer” gibi parçalarıylasükse yaptı. Bu albümle başlayan başarısüreci, 1981 yılında “Sözüm MeclistenDışarı”, 1983 yılında “Estağfurullah NeHaddimize” albümüleriyle sürüp gitti.temmuz <strong>2014</strong>79


efsaneler |Barış Manço, yapmakistediği televizyonprogramlarını yıllarcaplanladı ve kafasındatasarladı. Ancak, döneminTRT yönetimindenbir türlü olumlu yanıtalamıyordu.En sonundatelevizyon projesinihayata geçirmek içinEkim 1988’de TRT 1televizyonuna, o günekadar benzeri yapılmamışbir program önerdi.“Çocuk ve aileye yönelikeğitici ve eğlendirici birdünya belgeseli” olan veyayına girdiği günden beri,milyonlarca izleyicininilgisini çeken ve ekranbaşına toplayan, “BarışManço ile 7’den 77’ye”programı 1988 yılındadoğdu.1988 yılında “Çocuk ve aileye yönelikeğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli”olmayı hedefleyen “Barış Manço ile7’den 77’ye” isimli programı TRT içinhazırlamaya başladı. 1991 yılında devletsanatçısı olan Barış Manço, aynı yıl birkonser için gittiği Japonya’da 16 şehrikapsayan bir turne yaptı ve 2 tane albümçıkardı. 31 Aralık 1999’da hayata gözleriniyumdu.Barış Manço ölmeden önce müzikhayatının 40 yılını anlatan 40. yıl şarkısınıbestelemişti. Ancak sözlerini yazamadanhayatını kaybetmişti. Bu şarkının dabulunduğu Mançoloji ölümündensonra çıkıp milyonlar sattı. Daha sonraYüreğimde Barış Şarkıları adında bir anmaalbümü de yayınlandı. Ölümünden sonrakurulan Barış Manço Rock Derneği halenBarış Manço izinde ilerleyen Dünya’nınilk ve tek resmi Barış Manço ve de Rockmüzik Derneği olma özelliği taşımaktadır.Tüm Barış Manço sevenleri bir aradabuluşturan dernek Barış Mançofelsefesinin gelecek nesillere aktarılmasıiçin çalışmaktadır.ÖDÜLLERİ:Müzik ve televizyon hayatında sayısız ödülaldı. Bunlardan bazıları 1991’de TürkiyeCumhuriyeti devlet sanatçısı unvanı,aynı yıl Hacettepe Üniversitesi OnursalDoktora unvanı, Uluslararası TeknolojiÖdülü aldı. Ayrıca, Belçika KrallığıLeopold II Şövalyesi Nişanı, Fransız KültürBakanlığı Edebiyat ve Sanat ŞövalyesiNişanı, Türkmenistan Cumhurbaşkanlığıtarafından verilen Türkmen Vatandaşlığıödülleri vardır.200’ün üzerinde şarkısıolduğu için 12 altın ve 1 platin albüm vekaset ödülü kazandı.80temmuz <strong>2014</strong>


DİSKOGRAFİ:45’likleriTwistin USA / The Jet - Harmoniler, 1962Do The The Twist / Let’s Twist again -Harmoniler, 1962Çıt Çıt Twist / Dream Girl - Harmoniler, 1963Baby Sitter / Quelle Peste / Jenny Jenny /Un Autre Amour Que Toi - Jacques DenjeanOrchestra, 1964Baby Sitter / Quelle Peste - Jacques DenjeanOrchestra, 1964Jenny Jenny / Un Autre Amour Que Toi - JacquesDenjean Orchestra, 1964Il Arrivera / Une Fille - Les Mistigris, 1966Bien Fait Pour Toi /Aman Avcı Vurma Beni - LesMistigris, 1966Bizim Gibi / Big Boss Man / Seher Vakti / GoodGolly Miss Molly - Les Mistigris, 1967Kol Düğmeleri / Big Boss Man / Seher Vakti / GoodGolly Miss Molly - Les Mistigris, 1967Kızılcıklar / I’ll Go Crazy - Kaygısızlar, 1968Bebek / Keep Lookin - Kaygısızlar, 1968Karanlıklar İçinde / Trip (To A Fair) -Kaygısızlar, 1968Bogaziçi / Flower Of Love - Kaygısızlar, 1968Runaway / Unutamıyorum - Kaygısızlar, 1969Ağlama Degmez Hayat / Kirpiklerin Ok Ok Eyle -Kaygısızlar, 1969Kağızman / Anadolu - Kaygısızlar, 1969Derule / Küçük Bir Gece Müziği - Barış MançoVe Grubu, 1970Dağlar Dağlar 1 / Dağlar Dağlar 2 -Barış Manço Ve Grubu, 1970İşte Hendek İşte Deve / Katip Arzuhalim Yaz YareBöyle - Moğollar, 1971Binboğanın Kızı - Kaygısızlar / Ay Osman -Moğollar, 1971Fil İle Kurbağa - Kaygısızlar / Je Te Retrouverais- Les Mistigris ‘toplatıldı, 1972Ölum Allah’ın Emri / Gamzedeyim DevaBulmam - Kurtalan Ekspres, 1972Lambaya Püf De / Kalk Gidelim Küheylan -Kurtalan Ekspres, 1973Gönül Dağı / Hey Koca Topçu Genç Osman -Kurtalan Ekspres, 1973Nazar Eyle Nazar Eyle (Gel Yanıma Pazar Eyle) /Gülme Ha Gülme - Kurtalan Ekspres, 1974Bir Bahar Akşamı / Estergon Kalesi - KurtalanEkspres, 1974Ben Bilirim / 2023 - Kurtalan Ekspres, 1975Çay Elinden Öteye Rezil Dede / Vur Ha Vur -Kurtalan Ekspres, 1976Nick The Chopper / Lonely Man - George HayesOrchestra, 1977Hal Hal / Eğri Eğri Doğru Doğru Eğri Büğrü AmaYine De Doğru - Kurtalan Ekspres, 1981Aynalı kemer ince beletemmuz <strong>2014</strong>81


spor |Dalgalarladans zamanı!Tüm dünyada sörf tutkunlarınınbuluşma noktasıSörfçüler rüzgarın estiği her anı sörf mevsimiolarak nitelese de yaz ayları birçoğunun gözdesi.Sörf tahtası üzerinde dalgalara meydan okuyanve esintiyle yelkenine yön veren sörfçüleri, dünyaüzerinde pek çok alternatif bekliyor.82temmuz <strong>2014</strong>


temmuz <strong>2014</strong>83


spor |Malibu, KaliforniyaGeniş plajı ve sörf içinelverişli deniziylesörfçülerin popüleryerlerinden biri olanZuma Plajı, Kaliforniya’nınen iyileri arasında. Çokrüzgarlı olmasındandolayı yeni başlayanlaraönerilmeyen plaj genellikleprofesyonellere hitapediyor. Burası, Amerika’nınen temiz ve en bakımlı plajıolarak da gösteriliyor.84 temmuz <strong>2014</strong> Zuma Plajı,Gold Coast,AvustralyaBirçokları tarafındandünyanın en iyi sörfmerkezi olarak kabul edilenGold Coast, Avustralya’nınQueensland Eyaleti’ndebulunuyor. 70 kilometrelikbir sahil uzunluğunasahip olan Gold Coast,dünyanın en önemli sörforganizasyonlarınınyapıldığı yer. Liderliğinikimseye bırakmayacakgibi görünen Gold Coast’tasörf için en iyi zamansa yazmevsimi sonu.


Supertubes,Jeffrey’s Koyu,Güney AfrikaDünyanın en önemlisörf merkezlerindenbiri de Güney AfrikaCumhuriyeti’ndekiSupertubes. ÖzellikleGüney Yarım Küre’nin kışayları olan haziran, temmuzve ağustosta turistlerledolan Supertubes, PortElizabeth’e bir saatmesafede. Jeffrey’sKoyu’ndaki diğer plajlaragöre daha sakin dalgalarasahip olması sayesindeyeni başlayan sörfçüler içinideal bir ortam oluşturuyor.Gökçeada,TürkiyeAydıncık sahilineaçılan sörf eğitimmerkezleriyle birliktesörfün Türkiye’deki uğrakyerleri arasına girenGökçeada, rüzgarıylaadından söz ettiriyor.Yılın hemen hemenbütün günlerinde müthişbir rüzgara sahip olanGökçeada, özellikle yabancıturistlerin çekim merkezi.Dalgasız bir denize sahipolması da Gökçeada’yırüzgar sörfü tutkunlarınınvazgeçilmezi kılıyor.temmuz <strong>2014</strong>85


spor |Pipeline,Oahu,HawaiiBelki de en tehlikelive zorlu sörfmerkezlerinden birisii.Yeni başlayanların sörfyapabilmelerinin imkânsızolduğu Pipeline’daihtiyacınız olan şey sörfyapmayı bilmekten çokdaha fazlası. Çünkü budev dalgalar arasında sörfyapmak tam anlamıylacesaret ister! Heyecanarayanların merkezi olanPipeline’de sığ sularınmercan kayalarıyla uyumusonucu ortaya çıkan harikagörüntü, burayı görülmesigereken sörf yerlerinin ilksıralarına taşıyor.Ilıca, Çeşme,TürkiyeDenizinin metrelerboyuncaderinleşmemesisayesinde yüzmeyi çokiyi bilmeyenlerin dahirahatlıkla sörf yapmayıöğrenebileceği Ilıca Plajı,Çeşme’de yer alıyor. Güzelbir rüzgara sahip ve bu sporiçin ideal yerler arasında.Denizin içinde kaynayantermal suyuyla adeta birtermal havuz olan Ilıca,alternatif bir tatil seçeneğide sunuyor.86temmuz <strong>2014</strong>


Fuerteventura,İspanyaFuerteventura, KanaryaAdaları’nda ve Afrikakıyılarına sadece 90 kmuzaklıkta. Adanın ılıkhavası dört mevsim sörfimkânı sağlıyor. Güçlüdalgaları, ucuzluğu vemercan kayalıklarıylabirçok sörf alanının önünegeçiyor. Bölgede birincisınıf sörf okullarınınbulunması Fuerteventura’yısörfe yeni başlayanlarınilk seçenekleri arasınasokuyor. 80’lerdekeşfedilen bölge,‘Avrupa’nın Hawai’si’ olarakadlandırılıyor. Eksiği,çevresinde herhangi biralışveriş merkezi ya darestoranın olmaması.Vassiliki,YunanistanTemmuz ayından eylüleen verimli döneminigeçiren Vassiliki, Atina’ya300 km uzaklıkta. SörfteDoğu Avrupa’nın başkentiolarak bilinen bölge,adını yakınında bulunanVassiliki Köyü’nden alıyor.Vassiliki, hemen yanıbaşındaki dağ sayesindeziyaretçilerin bisiklet turuyapmasına olanak tanıyor.Bölge barları, restoranlarıve Yunan kültürününolmazsa olmazları arasındayer alan tavernalarıylamisafirlerine farklı eğlenceseçenekleri de sunuyor.Vassiliki’de katamaran ileseyahat etme imkânı dabulabilirsiniz.temmuz <strong>2014</strong>87


sinekritik |KAHRAMANLARSİNEMASIBuğra Şendündar • Sinema Eleştirmeni • bugra_snd@hotmail.comKahramanlık olgusuna farkına varmamızdoğumumuzdan sonraki ilk yıllarımızdagerçekleşir. Çoğunlukla ilk kahramanlarımızaile bireylerimiz olmaktadır. Sürekli bizigözeten ve kollayan anne ve babamızdanbirini seçip onu özel kılarız. Kabaca kızçocuklarının kahramanları babalarıolabilmektedir. Daha sonrasında, çocuğuntelevizyon sayesinde keşfetmeyebaşlayacağı animasyon yapımlarındaki kimihayali karakterler onun yeni kahramanlarıolur. Çocuk doğası gereği iyi kahramanlar ileözdeşleşip, hikâyelerin sürekli mutlu sonlabitmesine alışır.He-Man örneğinde olduğu gibi…Sürekli krala karşı savaş içindeolan İskeletor her seferinde kralınoğlu Adam (namı değer He-Man)yüzünden yenilir. Çizgi dizi herbitişinden önce He-Man’in yapacağıdidaktik bir konuşma ile biter. Bunlarıizleyerek manipüle olan ufaklıklarkötülüğün hiç de iyi bir şey olmadığınıdüşünürler. Kötü kahramanın iyi tarafkarşısında kazandığı bir yapıma denkgelen çocuk bu durum karşısında biryabancılaşma yaşayabilir. Çünkü dahaönce kötü bir karakterin kazandığı biryapımla daha önce karşılaşmamıştır vene düşüneceğini de bilemez. Fakat bu tarzdurumlara alışmaya başladığında olaylaraçift taraflı bakmayı öğrenip empati yeteneğide gelişir.Günümüzde büyük ve pahalı olanprodüksiyonlara baktığımızda hikâyelerinhalen mutlu sonla bittiğini görüyoruz.Elbette ki ticari kaygılardan dolayı tercihedilen bir durumdur bu. Yakın zamandagösterime girmiş olan bol kahramanlı TheAvengers (Yenilmezler - 2012) yapımındaHulk, Kaptan Amerika, Thor ve DemirAdam’ın hepten yenilmesi ticarisinema açısından kabul edilemezdir. Birkahramanın “kahraman” olabilmesi içinkarşısında kötü bir güç olması gerekir. İkiside temelde birbirine muhtaçtır. Batmançizgi seri ve filmlerinde Joker’in ortayaçıkış nedeni malum yarasa adamdır.Batman’a karşı, gizliden bir hayranlıktabesleyen Joker’in eylemlerindeki tümmotivasyonunun kaynağı Batman’dır.Batman onu durdurmaya çalıştığı herseferde, Joker kendisinin daha dayüceldiğini görür. Sinema tarihinde birçokkahramana şahit olduk. Maymunlarkralı “Tarzan” sinema tarihinin ilkkahramanlarındandır. İngiliz lord veLady’in oğlu olan Tarzan, Afrika’da birkaza sonucu anne ve babasını kaybeder.Maymunların onu bulup büyütmesisonucu Tarzan adını alır. Aslen bir romanuyarlaması olan Tarzan 1918’lerdeve sonrasında çekilen devamlarındaseyirciden büyük ilgi gördü. FakatTarzan mitosu üzerine gelmiş şimdiliken gerçekçi yorum, 1984 tarihindeyönetmen Hugh Hudson tarafındankotarılan Greystoke: The Legend ofTarzan, Lord of the Apes filmiydi.Fransız oyuncu Christopher Lambert’in88temmuz <strong>2014</strong>


üstün yorumuyla öncüllerinden haylifarklı bir yapımdı. Bilindiği üzere trajikkaza sonrasında maymunlar tarafındanbüyütülen Tarzan doğal olarak konuşmayıbilmemekte ve maymunlara özgü davranışbiçimleri göstermektedir. Yapımda,alışılmışın dışında, ağaç dallarındansallanırken meşhur narasını atmaz veormanı ve insanları kurtarmayı görevedinmiş bir kahraman da değildir. Bir bilimadamı tarafından keşfedilip doğduğutopraklara götürülüş sürecinde, toplum veinsanlar içinde sosyal anlamda sıkıntılaryaşar. Son yıllarda Christopher Nolan’ınBatman filmlerinde görülen kahramanlarıinsanlaştırma, fantastik öğelerden uzakdurma ve hikâyeyi gerçekçi bir boyutataşıma kaygısı bu yapımda da kendisinigöstermektedir.Neredeyse bildiğimiz (Spiderman, X-Men,İran Man ve daha fazlası…) birçok süperkahramanın yaratıcısı olan usta çizer StanLee, Marvel Comics adı altında kahramanlarordusu yaratmıştır. Lee’nin yaratmış olduğuher karakterin çizgi romanlarının dünyaçapında ilgi görmesi yapımcıları hemenharekete geçirip, eserlerinin beyazperdeuyarlamaları peşi sıra birbirini takipetmiştir. Özellikle 2000’ler sineması Marveluyarlamalarının altın dönemidir. BryanSinger imzalı 2000’de gösterime girenX-Men yapımı bu furyanın patlamasınaetki eden en önemli yapımdır. Eserin dünyaçapında beğenilmesi ve yüksek hasılatgetirmesinin ardından Spiderman’ında (Örümcek Adam) bir üçleme olarakgetirilmesi kaçınılmaz olacaktı. The UsualSuspects ile (Olağan Şüpheliler – 1995)yönetmenlikteki rüştünü ispat etmiş olanBryan Singer ve The Evil Dead (ŞeytanınÖlüsü) serileriyle kült bir isme dönüşenSam Raimi’nin bu tarz yapımlara başagetirilmelerinin nedeni, yapımcılarınriske girmek istemeyip ve milyon dolarlıkyapımları yönetmenlik konusunda kendisinikanıtlamış bu gibi isimlerin işin altındankalkabileceklerine olan inançlarıdır.Gerçekten de usta isimlerin bu tarzyapımlara dokunuşları, eserleri kalite olarakoldukça yükseğe taşıyıp, ticari başarısınınharicinde sanatsal olarak da yapımlarıönemli kılmıştır. 2000 ve 2010’a kadar olandönemde neredeyse tüm kahramanlarıntek kişilik şovlarına şahit olan seyirciyibu sefer ikinci dönemde bir başka sürprizbeklemekteydi. Hollywood bu sefer dahabüyük oynayıp içeriğinde birden fazlasüper kahramanların olduğu yapımlarınpeşine düştü. İyi ve kendisini kanıtlamışyönetmenlerle bu tarz yapımların işyaptığına ikna olan sinema endüstrisi busefer karşımıza The Avenger’si sundu.2012’de gösterime giren bu yapımdaaltı önemli süper kahraman bir aradabulunuyordu. Joss Whedon, bu pahalı vegörsel olarak başarılı yapımda, karakterlerarasındaki çekişmeye ince bir mizah dakatarak yapımın seyir zevkini üst düzeyeçıkardı. Olay örgüsünün de tutarlılık arzetmesi Avenger 2’nin önünü hemen açtı.2000’ler sinemasının iki önemli karakteristiközelliği vardır. Birincisi, yaşanan konusıkıntısından ötürü Hollywood’un Asya veAvrupa’da başarılı olmuş kimi yapımlarıkendi topraklarındaki yeniden çevrimleri…İkincisi ise, çizgi romanların beyazperdeuyarlamalarıdır. Bu iki kategoriden çizgiroman uyarlamalarının galip çıktığınırahatlıkla söyleyebiliriz. Belli ki 2020’yekadar sırtını süper kahramanlara dayayacakolan sinema endüstrisi, bu tarih gelmedenbir başka çizgi roman krallığı olan DCComics’in Justice League’ne (Adalet Birliği)gözü dikmiş durumda. Batman, Supermenve Green Lantern gibi “süperler”in olduğukadroyu bir iki sene içerisinde beyazperdedegörebileceğiz.Sinema, çizgi ve edebiyatta kahramanlarınmutlaka süper güçlere sahip olmasıbeklenemez. Kahraman, sıradan biri hattaanti-kahraman da olabilir. En bilinen vesevilen anti-kahramanlardan biri olan Leon(Jean Reno) karakteri, Luc Besson’un 1994tarihli aynı isimli çağdaş klasiğinde boygöstermiş, bir mafya tetikçisi olmasınarağmen kalplerde derin bir iz bırakmıştı.Aynı zamanda Luc Besson’un olgunlukişlerinden olan Leon, sımsıcak bir sevgiilişkisini anlatmakta ve bu sevginin enbeklenmedik durumlarda da olabileceğinianlatıyordu. Okuma ve yazma bilmeyenLeon, para karşılığı insanları öldüren veçatışma anlarında kurşunlardan kolaycasıyrılmasını bilen tam donanımlı süpergüçleri olamayan bir kahraman profiliçiziyor. Yalnız ve sosyal olmayan karakterinacımasızlığının yanında aslında sımsıcakda bir kalbi vardır. Komşusunun kızıMathilda (Natalie Portman) olan ilişkisi onakaybetmiş olduğu masumiyeti ve yaşamsaldeğerleri hatırlatır. Bu ilişki zamanla kendive Mathilda’nın da güvenliğini tehlikeyesokarak trajik bir sona doğru zemin hazırlar.Bu ilişki sonucu kendisini duvara çarmışgibi hisseden Leon’u bitirecek olansa,kızın ailesini öldürenlere karşı intikamalmasına yardım etmesi olacaktır. EğerFransız yönetmen Luc Besson eseriniNew York yerine Fransa’da kendi diliylegerçekleştirseydi Hollywood’un bu eseride eninde sonunda kendince yenidenuyarlaması kaçınılmaz olacaktı. Antikahramanlarınsevilebilmesi beklenmesede kahramanlık olgusunun da çok katmanlıolabileceğinin bir göstergesidir.Sinemada kahraman ve süperkahramanların varlığı izleyicilerinbeklentileri ölçüsünde doğru orantılıdır.Son yıllarda artık doymaya başladığımızMarvel ve DC Comic uyarlamalarınınsonunun gelmemesi için son kalan çarenin,çizgi evrenindeki kahramanları tek bir filmetoplamak olduğu anlaşılıyor. Kuşkusuz2020’den sonra bambaşka sinemasal birfurya ile karşılaşacağız. Her türlü durumdakazançlı olan gene izleyici olacaktır. İşin birbaşka boyutu da, bu furyaların ortaya çıkışnedeni sanatsal anlamda yaşanan kısırlıktır.Yaşanılan tıkanıklıklar, sektörü maalesefbu tür yollara saptırmakta ve bağımsızsinemanın da önünü kapamaktadır. Çoğubağımsız isimler de, sektöre ve beklentilereyenilip, ideallerinin dışında, ticari yapımlardaistemeden de olsa yer almak zorundakalıyorlar. Hâlbuki 90’lar da bağımsızlarındönemi değil miydi?temmuz <strong>2014</strong>89


sinekritik |6 Haziran <strong>2014</strong>13 Haziran <strong>2014</strong> 20 Haziran <strong>2014</strong> 27 Haziran <strong>2014</strong>Yarının SınırındaKardeşim İçin How to Train Your Dragon 2Transformers: Age Of ExtinctionTür: : Bilimkurgu , AksiyonOyuncular:Tom Cruise, Emily Blunt,Lara PulverYakın bir gelecekte Mimics adıverilen bir uzaylı yarışında kovangörünümlü uzaylılar amansızbir saldırı sonucu dünyayı elegeçirirler. Bir çok büyük şehri yokeder ve milyonlarca insanı ölümüneşiğinde bekletirler. Dünyadahiçbir ordu onların ne hızına nesilahlarının gücüne ne de telepatikolarak emir verme ve uygulamagüçlerine ulaşamaz.Tür: Dram , GerilimOyuncular:Christian Bale, Woody Harrelson,Russell ve kendisinden küçük kardeşiRodney, uzun zamandır ekonomik sıkıntılarlaboğuşmakta olan Rust Belt kasabasındayaşamakta ve her daim kaçıp gitmenin,daha iyi bir hayat kurmanın hayallerinikurmaktadırlar. Fakat bir hata sonucu Russellkendisini hapishanede bulduğunda hem buhayalleri hem de hayatları altüst olur. Kardeşiise kuzey bölgesinin en zalim ve acımasızsuç ağlarından birine bulaşır ve yaptığı hatacanına mal olur.Tür: Animasyon , MaceraOyuncular:Jay Baruchel, America FerreraBerk Adası’nda ejderha ve vikinglerinbirleşmesinin üstünden beş yılgeçmiştir ve adada tam bir barış vehuzur atmosferi hakimdir. Astrid veekibi artık boş zamanlarını adanın yenigözde oyunu olan ejderha yarışlarıylageçirmekte ve kahramanlar yeni keşifgezilerine adım atmaktadırlar. Buyolculuklardan birinde çok eski zamanlardankalma buzdan gizli bir buzdanmağara keşfederler.Tür: Aksiyon , BilimkurguOyuncular:Mark Wahlberg, Nicola PeltzÜç yıl önce Chicago’da yaşanansavaşın ardından, Autobot’larNEST’in yardımlarıyla Deception’larıyok etmeye devam ediyorlardır. Ancaköte yandan Skyquake bir asteroitparçası nedeniyle ölen Deception’larıyeniden hayata döndürmektedir.Megatron’un ölmesi ve Cybertron’unda ağır bir şekilde hasar görmesiylebirlikte Deception’ların kontrolüSkyquake’e kalmıştır.2 Temmuz <strong>2014</strong> 11 Temmuz <strong>2014</strong> 18 Temmuz <strong>2014</strong> 25 Temmuz <strong>2014</strong>Earth To Echo Bela Tarzan Jüpiter YükseliyorTür: Macera , BilimkurguOyuncular:Teo Halm, Brian BradleyTür: Gerilim Oyuncular:Jan Bijvoet, Hadewych Minis,Jeroen PercevalTür: Animasyon , MaceraOyuncular:Kellan Lutz, Anton ZetterholmTür: Bilimkurgu , AksiyonOyuncular:Mila Kunis, Channing TatumSıkı dostlar Alex, Tuck ve Munchher daim macera peşindekoşarken macera onları bulur.Yaşadıkları mahallede yapımıbaşlayan bir inşaat tuhaf birdurum başgösterir, zira ceptelefonlarına kimliği belirsiz biryerden okuyamadıkları türdenmesajlar gelmektedir ve bu durumuailelerine açıklarlar. Ne varki çocuklarını iyi tanıyan aileleri,bu mesajları çocuklarının hayalgücüne yorar.Kendilerini toplumdan tamamen soyutlayanbir topluluğun üyesi olan CamielBorgman, toprağın altında insanlıktanuzak bir ritüelde yaşadığı gizli evininyabancılar tarafından keşfedilmesisonrasında ormanı terk eder. Borgman,uzun zaman sonra ilk kez yollara düşerve gördüğü ilk evin kapısını çalar. Varlıklıbir aileye ait olan ev, kendini bir şekildekabul ettirmeyi başaran bu beklenmedikmisafirin gelişiyle esrarengiz veürkütücü olaylara ev sahipliği yapmayabaşlar.Asıl adı John Clayton olanTarzan trajik bir olay sonrasındakendini uçsuz bucaksız bir ormandabulur. Bir maymun sürüsütarafından kendi yöntemlerincebeslenen ve yetiştirilen Tarzan,uzun yıllar boyunca insan ırkıylahiçbir iletişimi olmadan büyür.Genç bir adam olduğunda iseyaşadığı ormanda hayatındagördüğü en güzel şey olan JanePorter ile karşılaşır.Öyle bir evren düşünün kiinsanoğlu besin zincirinin enalt basamağını oluşturuyor.Hizmetçilik yapan sıradangenç bir kadın ise büyük birsuikastın hedefinde. Ziraevrenin tek hakimi olanölümsüz Kraliçe, çıkartılangenetik haritalar görebu genç kadının kendihükümdarlığının sonunugetireceğini düşünüyor...90temmuz <strong>2014</strong>


Sizin için seçtiklerimizKİTAPCDBlu-ray/DVDOYUNwww.idefix.comtemmuz <strong>2014</strong>91


aktivite |24.0626.0627.06gökkubbedehoş bir sesSERTAB ERENER...Türk pop müziğinin en güçlü seslerindenSertab Erener, 24 Haziran’da BKMorganizasyonuyla Avea ile YıldızlarAçıkhava’da konserleri kapsamında,Harbiye Cemil Topuzlu AçıkhavaSahnesi’nde sizlerle buluşuyor.Sertab Erener, yeni single çalışması “BenÖyle Birini Sevdim ki” şarkısının yanı sıraeski şarkılarına da yer vererek seyircilereunutulmaz bir gece yaşatacak.www.iksev.orgwww.biletix.comaçık havadakenan doğulu...Pop müziğin güçlü sesi Kenan Doğulu, 26Haziran’da Harbiye Açıkhava Tiyatrosusahnesinde en sevilen şarkılarınıseslendiriyor. Her yıl müzikseverlerinbüyük heyecanla beklediği buluşma, 26Haziran Perşembe akşamı Açıkhava’nınbüyülü atmosferinde BKM organizasyonuile gerçekleşecek. Kenan Doğulu,muhteşem enerjisi, dans grubu, sahneşovları ve sürpriz konuğuyla yazın engüzel gecesinde dillerden düşmeyen,en sevilen şarkıları ile Harbiye’desevenleriyle buluşacak.www.iksev.orgwww.biletix.comMFÖ İLEUNUTULMAZ BİR GECEUnutulmaz şarkılarıyla özel bir hayrankitlesine sahip MFÖ, BKM organizasyonuile Avea ile Yıldızlar Açıkhava’dakonserleri kapsamında 19 Haziran’daHarbiye Açıkhava Tiyatrosu’ndamüzikseverlerle buluşuyor.Mazhar Alanson, Fuat Güner ve ÖzkanUğur, “Yalnızlık Ömür Boyu”, “Ele GüneKarşı”, “Güllerin İçinden”, “Benim HalaUmudum Var”, “Bu Sabah Yağmur Varİstanbul’da”, “Sarı Laleler”, “Hep Yaşın19” gibi tüm zamanlara damgasınıvurmuş en sevilen şarkılarından oluşanrepertuvarlarıyla 3 ayrı jenerasyonu biraraya getiriyor.www.iksev.orgwww.biletix.com92temmuz <strong>2014</strong>


04.0712.0730.07Goran BregovicZAMANI!Balkan müziğinin tanınan ismi GoranBregovic, 4 Temmuz’da HarbiyeAçıkhava Sahnesi’nde İstanbullumüzikseverlerle buluşuyor.Wedding and Funeral Band ile beraberkonserler veren Goran Bregovic,şüphesiz ki Balkanlar’ın en tanınmışbesteci ve şarkı sözü yazarlarındanbiridir. Film müziğine ilk olarak 1978’deMica Milosevic’in Nije Nego filmiylebaşlayan Bregovic’in en renkli ortaklığıyönetmen Emir Kusturica ile gerçekleşti.Sanatçı Türkiye’de İzmir, İstanbul,Kocaeli, Bursa, Ankara ve Diyarbakırillerinde de konserler verdi. Sanatçınıneserlerinden bazıları Sezen Aksu,Oya-Bora ve Candan Erçetin gibi Türkmüzisyenler tarafından Türkçe sözlerleseslendirildi. Goran Bregovic’in, genişrepertuvarından seçtiği şarkılarla, hiçbirkonseri birbirine benzememekle beraberhepsi Balkan kültürünün derin izlerinitaşımaktadır.Gökhan TepeBayram KonseriTanrım Dert Vermesin isimli çıkışşarkısı ve keyifli sahne performansıylaGökhan Tepe, Ramazan Bayramı için30 Temmuz’da Jolly Joker İstanbulsahnesinde dinleyicisiyle buluşmayahazırlanıyor. Son albümü Kendim Gibi’yiAralık 2012’de dinleyiciyle buluşturanGökhan Tepe, listelerde üst sıralarayerleşen şarkılarını söyleyecek.EN GÜZEL ŞARKILARI İLEYAŞAR KARŞINIZDA!Türk pop müziğinin güçlü sesi Yaşar, 12Temmuz akşamı Jolly Joker İstanbul’dabeğenilen şarkılarını sizlerle paylaşacak.Müzik kariyerine 1996 yılında çıkardığıDivane albümüyle Altın Plak alarak hızlıbir giriş yapan Yaşar, 1998’de yayımlananEsirinim ve 2002’de yayımlanan Masalalbümleriyle üç milyonun üzerinde albümsatışı gerçekleştirerek “kalmaya geldim”dediği müzik piyasasındaki kalıcılığınıispatladı. Sanatçı, şarkı yazarı, şair,yorumcu kimliği ve muhteşem sahneperformanslarıyla 90’lı ve 2000’li yıllarınen büyük isimlerinden biri oldu.Daha sonra sırasıyla Sevdiğim Şarkılar,Hatırla, Sevda Sinemalarda, Dem, EskiYazlar albümlerini yayımlayan Yaşar,14 albüme de yorumcu olarak katkıdabulundu. 9. albümü Cadde’yi aralık2013’te çıkaran Yaşar, 22 Şubat’ta JollyJoker İstanbul sahnesinde.www.iksev.orgwww.biletix.comwww.iksev.orgwww.biletix.comwww.iksev.orgwww.biletix.comtemmuz <strong>2014</strong>93


teknoloji |Samsung Galaxy S51 ayda11 milyon satışSamsung’un Şubat ayındatanıtıp, Nisan ayındansatışa sunduğu yeni tepe seviyeakıllı telefonu Galaxy S5, ilkayında 11 milyon adet satışgerçekleştirerek Samsung’unşimdiye kadar ilk ayında en çoksatan telefonu olmayı başardı.Rekorun bundan önceki sahibiGalaxy S4 idi.Samsung’un hedefi 2. çeyreğinbitişi -yani Haziran ayı sonuitibarıile 35 milyon adetsatış gerçekleştirebilmek.Tahminlere göre mevcutgidişatın sürmesi halinde buhedef tutturulacak ki bu daGalaxy serisinin tüm diğermodellerinde olduğu gibihalefin seleften daha çok satışgerçekleştirmesi başarısınınsürecek olması anlamınageliyor.Samsung, Galaxy serisininilk modeli olan Galaxy S iletoplamda 20 milyon satışgerçekleştirirken S2/S3 ve S4ile birlikte sırasıyla 25, 40 ve 45milyon adetlik satışa erişmeyibaşardı. Pazar araştırmave analiz firmalarının ortakgörüşü, Galaxy S5’in toplamda50 milyondan fazla satışgerçekleştireceğinin neredeysekesin olması.HTC Desire 816Karşınızda HTC’nin5.5-inç’lik yeni üyesiHTC, Şubat ayındadüzenlenen MWC <strong>2014</strong>Fuarı’nda tanıttığı 5.5-inç’likekran büyüklüğüyle gelenorta seviye akıllı telefonuDesire 816’yı satışa sundu.Ağabeyi One M8 gibiSuper LCD2 panelletasarlanan Desire 816,5.5-inç (1280x720) ekranbüyüklüğüyle dikkat çekiyor.Cortex A7 tabanlı ve 4çekirdekli (1.6GHz) işlemciile Adreno 305 GPU’sundanoluşan Snapdragon 400yongaseti tarafındangüçlendirilen modelin RAMmiktarı ise 1.5GB. 8GB dâhilihafızası ve haricen takviyeiçin microSD yuvası bulunanDesire 816’nın ön ve arkakameraları ise sırasıyla 5MPve 13MP çözünürlüğünde veher ikisi de FHD video kaydıyapabiliyor.Android 4.4 KitKat üzerinegiydirilmiş Sense 6arayüzüyle gelen Desire816’nın diğer önemlidetayları arasında çifthoparlörü, radyosunu veopsiyonel çift SIM desteğinisayabiliriz. Modelin bataryasıise bütünleşik formdave 2,600mAh gücünde.Modelin Türkiye satışına26 Mayıs tarihi itibarı ilebaşlandı.Satış Fiyatı: 400 Dolar94temmuz <strong>2014</strong>


Nokia Lumia 930Nokia, Windows Phone ailesine,yeni bir üst seviye daha ekliyor.Artık macerasına Microsoft çatısıaltında devam eden Nokia, Lumiaserisini genişletmeyi sürdürüyor. WindowsPhone 8.1’in tanıtılmasına paralel ilkolarak giriş seviyesi Lumia 630’u çıkaranNokia’nın yeni modeli ise üst segmenttekonumlandırılacak olan Lumia 930. 5-inç(1920x1080) büyüklüğünde ClearBlackOLED ekrana yer verilen Lumia 930’unkaputunun altına baktığımızda karşımızaSnapdragon 800 (4 çekirdekli -2.2GHzişlemciAdreno 330 GPU) yongaseti ve 2GBRAM çıkıyor. Tahmin edeceğimiz gibi Lumia930’un da en büyük artısı kamerasındasaklı. PureView teknolojisiyle tasarlanan;Carl Zeiss optiğe, F/2.4 diyafram aralığınasahip, OIS destekli, 1/2.5-inç BSI sensörlü,çift LED flaşlı ve 20MP çözünürlüğünde birkameraya evsahipliği yapan Lumia 930’unpiyasadaki ‘kamerafon’ları saymazsak, pekçok segmenttaşından daha iyi performansgöstermesi muhtemel diyebiliriz.Modelin ön kamerası ise 1.2MP çözünürlüğesahip ve HD kayıt destekli. Nokia Lumia930’un diğer önemli detaylarına baktığımızda32GB dâhili hafızayı (microSD desteği yok),radyosunu, stereo ses kaydını, Wi-Fi ac ve NFCdesteklerini, kablosuz şarj özelliğini sayabiliriz.Modelin bataryası ise ve 2.420mAh gücünde.Nokia Türkiye’nin sitesinde yerini alan modelinbu ay içerisinde –muhtemelen sonlarınadoğru- ülkemizde satışa sunulması bekleniyor.Fiyat henüz belli değil ancak yurtdışı önsiparişfiyatlarından yola çıkarak 1,700-1,900 TLaralığında olabileceğini düşünüyoruz.Google Nexus öldü,hoşgeldin Android Silver!Google, Androidgeliştiricilerini artırmakve uzun vadede ekosistemigenişletmek için başlattığıNexus projesini sonlandırıyor.Henüz Google’dan konuya ilişkinresmi bir açıklama yapılmış değilancak kararın muhtemel sebebisaf Android deneyiminin dahageniş kitlelere ulaştırılabilmesi.Google’ın Nexus’un yerinialacak olan yeni projesi AndroidSilver adını taşıyor. AndroidSilver’ın Google Nexus’tan farkı,Google’ın artık tek bir üreticiyerine farklı firmalarla birlikteçalışacak olması. Ki zaten bununilk işaretlerini Samsung ve HTCgibi firmaların satışa sunduğuGoogle Edition modelleriylegörmüştük. Android Silverprojesinin ilk meyvesi, LGtarafından önümüzdeki yılınŞubat ayı içerisinde -MWC 2015-tanıtılacak olan Nexus 5 halefimodel olacak.temmuz <strong>2014</strong>95


96temmuz <strong>2014</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!