13.07.2015 Views

ethos3-beyhan.pdf, 739 KB - ETHOS: Felsefe

ethos3-beyhan.pdf, 739 KB - ETHOS: Felsefe

ethos3-beyhan.pdf, 739 KB - ETHOS: Felsefe

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4Milli Güvenlik Kurulu’nun oluşum biçimi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin siyasal tarihimizdeki yeri veMGK'nin siyasal sistemin işleyişi üzerindeki etkileri göz önünde bulundurulduğunda önem taşıyanbir konudur. MGK'nin üyeleri Anayasanın 118. Maddesinin 1. Fıkrasının değiştirilmesinin ardındansivil üyelerin sayıca çoğunluğu oluşturduğu bir kurul halini almıştı. Bu değişikliğin MGK'ye olumlubir görünüm kazandırdığı şüphesizdir.(Yılmaz, 2005, s. 402) Mili Güvenlik Kurulu’nun; BakanlarKurulu tarafından takip edilecek milli savunma politikalarının esaslarını hazırlamak, topyekün milliseferberlik planını barışta hazırlamak gerektiğinde de tam olarak uygulanmasını sağlamak olarakbelirlenmiş görevleri düşünüldüğünde, üye sayılarının siviller ve askerler arasındaki dağılımınınaskeri müdahale girişimleri söz konusu olduğunda daha da önem arz eden bir konu olduğusonucuna varılabilir. Zira üyelerinin çoğunluğu askerlerden oluşan bir MGK'nin, ülke siyasetindeoynayacağı rolün sivillerinkine oranla daha sert söylemlerden oluşması ve özgürlüklerisınırlamaya daha yatkın bir yapı sergilemesi kaçınılmazdır.Türkiye'deki darbe literatüründe Milli Güvenlik Kurulu kadar önem kazanan bir diğer kurum daelbette Türk Silahlı Kuvvetleri’dir. 27 Mayıs Darbesi’nin ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri’ningörevini askerlik mesleğinin gereklerine uygun olarak yerine getirmesine ilişkin hükümleri içeren211 sayılı İç Hizmet Kanunu çıkarılmıştır. 211 sayılı Kanunun Umumi Vazifeler başlıklı 35.Maddesi “silahlı kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan TürkiyeCumhuriyeti’ni korumak ve kollamaktır” şeklinde belirlenmiştir. 211.sayılı Kanununun 35.Maddesindeki “Cumhuriyeti korumak ve kollamak görevi“ önem kazanmaktadır. 12 Eylül Darbeside bugün yürürlükte olan 211 sayılı Kanunun 35. Maddesindeki aynı ifadeye dayanılarakgerçekleştirilmiştir. Özellikle darbeler açısından bakıldığında İç Hizmet Kanununun bu maddesinedayanılmasının hukuksal açıdan hiçbir değerinin bulunmadığı tartışmadan uzaktır. Hiçbir kanungerektiğinde anayasanın uygulanmasının durdurulması ve yürürlükten kaldırılması yetkisiniherhangi bir makama veremez. Söz konusu hüküm TSK'yi rahatsız eden gelişmeler olduğunda,politikaya ve siyasal iktidara uyarıda bulunmayı meşrulaştırmak için kullanılabilmektedir.(Yılmaz,2005, s. 414)Aslında tam da bu noktada TSK ve onun siyasete müdahalesi sırasında kullandığı “devletin bekası,laik demokratik cumhuriyet, ülke bütünlüğünün korunması” söylemleri anlam kazanmaktadır.Türkiye Cumhuriyeti tarihinde günümüze kadar ortaya çıkmış çok sayıdaki askeri müdahalelerdenözellikle 12 Eylül 1980 darbesinin gücü, bu söylemlerden ve onların dayandığı bu yapıdangelmektedir. 28 Şubat sürecine gelindiğinde işler biraz daha değişecektir.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 7


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4Türkiye'de çok partili dönemde neredeyse on yılda bir tekrar eden ordunun müdahalesine sebepteşkil eden ana unsurlar beş grupta toplanabilir:1. Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalan gelenek2. Ordunun sahip olduğu nitelik ve yapılanma3. Siyasetçilerin ve siyasal sistemin gelişmişlik derecesi4. Uluslararası etkiler5. Sosyolojik kültürel ve ekonomik sebeplerOsmanlı İmparatorluğu’nun son dönemindeki askeri bürokrasinin kendine has kurum kültürü vezihniyet yapısı, başlangıçta yeni cumhuriyetin Silahlı Kuvvetleri’ne de nüfuz etmiş; ordunun,kendisini her zaman devletin hamisi olarak görmesinin temel nedenini oluşturmuştur. Ordunun,sürekli kendisini devletin temeli olarak görmesinden hareketle, askerin siyaset dışılık olaraktanımladığı, fakat aslında siyasetin tam kendisi olan ülke meselelerinde etkili bir denetimmekanizması olma durumu, paradoksal olarak devam etmiş, nitekim hala da devametmektedir.(Dursun, 2001, s. 193-195)<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 8


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4Darbenin gerçekleşmesinden sonra devlet yönetimini ele alan Türk Silahlı Kuvvetleri, kendisineyönelik eleştirilerin de etkisiyle yönetimi sivillere bırakacağını açıklamış, ancak bundan önce yenibir anayasa yapılması gerekliliğini ortaya koymuştu. Zaten 1980 müdahalesinden sonra MGK'ninülkeyi yeniden yapılandırma projesinin en önemli aracı, yeni bir anayasa idi. Bunun için öncelikle“Kurucu Meclis” hakkında kanun çıkarıldı. Böylece ara rejimin kurucu (anayasal) ve yapıcı iktidarıyeniden düzenlenmiş oluyordu. Kurucu Meclis anayasa taslağı hazırlamak için Anayasa Komisyonukurup, görev bölüşümünü yaptıktan sonra çeşitli kurum ve kuruluşlardan görüşlerini istemiş(üniversite, sivil toplum kuruluşları, vs.) ve oluşan raporları kitaplaştırmıştır. Kurucu Meclisçalışmaların aksamaması adına gerekli tahakkümü sağlayabilmek için oldukça anti-demokratikuygulamalarda bulunmuştur. Örneğin; Anayasanın açıklanması ve tanınması serbestkeneleştirilmesine izin verilmemiştir. Ortaya sürülen bir psikolojik baskı unsuru da anayasanın kabuledilmemesi halinde askeri yönetimin devam edecek olmasıdır. Sonuçta bu şartlar altında hazırlananAnayasa oylanmış ve halk oylaması sonucunda büyük çoğunlukla kabul edilmiştir.(Tanör, Boratav,Akşin, 2000, s. 26-50)6 Kasım 1983 tarihinde yapılan genel seçimlerin ardından yeni meclisin 24 Kasım'da toplanması ileaskeri rejim 6 Aralık 1983 tarihinde resmen sona ermiştir. Özal'ın 13 Aralık'ta başbakanlığaatanmasıyla yönetim tekrar sivillere geçmiştir.(Dursun, 2001, s. 171)<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 10


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/412 EYLÜL 1980 MİLLİ GÜVENLİK KONSEYİ BİLDİRİLERİNİN DİLİ“SAVAŞ DİLİ”12 Eylül 1980 darbesi sürecine bu bildirilerle fiilen başlamış olan Türk Silahlı Kuvvetleri,Genelkurmay Başkanı Org. Kenan Evren sözcülüğünde halka sesini duyurmuştur.Yukarıdaki bildirilerde dikkati çekmesi açısından özellikle altı çizilmiş kavram ya da cümlelerebakıldığında, bildiri metni hakkında bir fikir edinmek mümkündür.Bildiri metinlerine bakıldığında bazı kavramların çokça tekrar edildiği ve Silahlı Kuvvetler’ingücünü yansıtma gayesi içinde oldukça keskin bir dille ortaya koyulduğu görülmektedir. Bukavramlardan özellikle; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin müdahaledeki niteliğini ön plana çıkarmayayönelik olarak; “Ülke Bütünlüğünün Korunması”, “Halkın Bağrından Kopan TSK”, “TSK'yeVerilmiş Olan Tarihi Görev”, “Eşsiz Kahramanlık ve Fedakarlık”, “Şanlı Tarih”, “ŞerefliSorumluluk”, “Asil Kan”, “Sınırsız Yurt ve Ulus Sevgisi” gibi ifadeler sıkça tekrarlanmıştır.Bildirilerin tamamında MGK'nin bir kamu hizmeti olarak milli savunma görevini aşan ve kurumsalresmiyetten çok milli duyguları canlandırmaya yönelik bir dil kullanıldığını söylemek mümkündür.12 Eylül 1980 Darbesi dönemi Türk siyasal kültüründe zaten var olan orduya olan güven veMGK'nin İç Hizmet Yasası’ndan aldığı güç dolayısıyla, halkın gözünde müdahalesinimeşrulaştırılmasına yönelik birincil bir gayesinin olduğu söylenemese de; bildirilerde kullanılan busöylem tarzının, toplumsal karmaşa içindeki Türk toplumunda bir rahatlama duygusu ve güvenuyandırdığı, buna bağlı olarak da halk desteğinin güçlendiği sonucuna varılabilir.Bildirilerde MGK'nin kendi gücünü ortaya koymaya dönük ifadeleri dışında dikkati çeken ikinci birnokta da, düşman ve tehlike imgesinin güçlendirilmiş olmasıdır. Bildirilerde en çok kullanılankavramlar da yine düşman ve tehlike imgesine yöneliktir. “Dış ve İç Düşmanların Tahriki”, “HainSaldırı”, “Uzlaşmaz Tutum”, “Yıkıcı ve Bölücü Mihraklar”, “Sapık İdeolojik Fikirler”, “KardeşKavgası”, “Ulusal Varlığa Kasıt”, ”Anarşi”, “Terör”, “Bölücülük”, “Komünist-Faşist-Fanatikdinsel ideolojiler” kavramlarının sıklıkla kullanılmış ve adeta bir savaş havası yaratılmıştır.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 13


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4Bu ifadeler aracılığıyla biz ve ötekiler algısının toplumda yerleştirilmiş olması ve tehlikesinyallerinin ilgili ağızlardan daha da pekiştirilmesi, Türkiye'nin uzun yıllardır yaşadığıapolitizasyon olgusunun bir ayağının da hakim söylem tarzı olduğunu düşündürtmektedir.Darbe sürecinde ortaya çıkan birçok gerçek bir yana; sadece, bildirilerin halka radyolardan gecesaat 03:59'da okunması, emir kiplerinin çokluğu ve kullanılan dilin, söylem tarzının topyekün birseferberlik ilanına davet edişi bile 12 Eylül 1980 darbesinin, tam olarak savaş diliyle ortayakoyulmuş bir darbe olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.Genel olarak bakıldığında, 12 Eylül müdahalesinin bir kahramanlık destanı yaratılırcasına ortayakonulduğu bilinen bir gerçekliktir. “Aziz Türk Milleti” adına, onun “can, mal güvenliğininsağlanması” ve “emniyet, asayiş, huzur”un temin edilmesi adına tarihe geçen bu destan gerçektende, 12 Eylül 1980 tarihi itibariyle henüz doğmamış olan “Aziz Türk Milleti”nin zihninde bileunutulmayacak izler bırakan bir öneme sahip olmuştur.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 14


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/428 ŞUBAT POST-MODERN DARBESİ VE BİLDİRİSİ28 ŞUBAT SÜRECİ, GELİŞİMİ VE SONUÇLARIHer şeyden önce “28 Şubat süreci nedir?” sorusunun tek bir cevabı yoktur; aksine pek çok cevabıvardır. Olaya nereden baktığınıza, aktörleri arasında yer alıp almadığınıza, sürecin maliyetlerindenne kadar etkilendiğinize, daha genelde de demokratik sürece dışarıdan müdahaleye ilke olarak sıcakbakıp bakmadığınıza bağlı olarak vereceğiniz cevabın değişmesi kaçınılmazdır. Nitekim bu süreçaktörlerinden bazılarına göre demokrasiye balans ayarı yapmaktır. Bu sayede rayından çıkmaktaolan demokrasi, tekrar olması gereken çizgiye çekilmiştir. Aktörlerinden kimine göre 28 Şubatsüreci post-modern darbedir; silahlar konuşmadan askerler siyasete müdahale etmiş, iktidarıdeğiştirmiş, geleneksel darbe araçlarını kullanmadan aynı sonucu elde etmiştir. Yine aktörlerindenbazılarına göre 28 Şubat bir askeri darbeyi önleme hareketidir, gelmekte olan askeri darbe alınanönlemler sayesinde önlenmiştir. Bazılarına göre ise 28 Şubat süreci sivil darbedir. Askeri-sivilbürokrasi, medya ve iş dünyası irtica tehdidi ve laikliğin elden gitmesine karşı el ele vermiş, mevcutiktidara karşı direnişe geçmiş ve yönetimi değiştirmeyi başarmıştır. Yine bir başka görüşe göre ise28 Şubat bir darbe değildir; zira Meclis kapatılmamış, partiler (bir-ikisi dışında) yerinde kalmış,anayasa lağvedilmemiş ve dolayısıyla darbenin tipik şartları gerçekleşmemiştir.(Kongar, 2000, s.89-112)28 Şubat süreci her ne kadar 28 Şubat 1997 tarihindeki MGK kararlarıyla fiilen başlamış görünse degerçekte başlangıç, 1950'de Demokrat Parti’nin iktidara gelişine kadar geriye götürülebilir. TSK,irtica tehdidini her zaman göz önünde bulundurmuş, tüm iktidarlara bunu özenle aktarmayısürdürmüştür. Ancak 28 Şubat 1997’de bu ilgi ilk kez bir yaptırım şeklinde ortaya çıkmıştır. 28Şubat kararları her ne kadar bölücülüğü, ırkçılığı, organize suçları içeriyorsa da, medyanınyönlendirmesi ve kamuoyu dikkatinin özellikle bu konu üzerinde odaklanması üzerine, ağırlıklıolarak irticayı hedef alan, hatta sürecin sırf irticaya yönelik başlatıldığı izlenimi uyandıran bir süreçgözlenmektedir.(Bölügiray, 1999, s. 30-33)İlk üç müdahale her yönüyle birbirine benzemektedir. 28 Şubat müdahalesinin ise farklı yönleribulunmaktadır. Öncelikle ilk üç müdahale gibi kesin, ani ve sert olmamış; bir süreç içinde gelişereketkilerini göstermiştir. 28 Şubat süreci içinde Silahlı Kuvvetler medyayı son derece etkin birbiçimde kullanmış, psikolojik savaş yöntemleriyle kamuoyu oluşturmaya girişmiş, kamuoyundan<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 15


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4sağladığı destekle siyasal alana yönelerek kendi doğrularını empoze etmeye çalışmıştır. Bunda daoldukça başarılı olduğu söylenebilir. Nitekim, 28 Şubat müdahalesinin post-modern darbe olaraknitelenmesinin sebebi de bu yöntem farklılığıdır.(Karatepe, 1999, s. 173)1995'te Refah-Yol Hükümeti’nin kurulmasından sonra basın, askerin yeni silahı olarak işlevgörmeye başlamıştır. Basın, Refah-Yol döneminde, Silahlı Kuvvetler’in siyaseti doğrudanyönlendirme çabalarını demokrasinin güvencesi olarak görmüş; siyasete yapılan fiili müdahaleleriya alkışlayarak gündeme getirmiş ya da gözardı etmiştir. Hatta, askeri müdahalelerin doğal ya dasıradan bir siyasi gelişme olduğu fikrinin kabul görmesi yönünde faaliyetini sürdürerek, iktidarmücadelesinin gerçek taraflarının RP ile TSK olduğu fikrini topluma benimsetmeye ve bunumeşrulaştırmaya çalışmıştır. TSK'nin kendi tarihinde ilk kez medyayla bu tarzda ve bu yoğunluktailişkiler içine girmesi, bu dönemin gerçekten ilginç bir özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bugelişmelerin doğal sonucu olarak, sivil otorite ve askeri otorite arasındaki ilişki giderek çatışmaniteliğine bürünmüştür.(Başkaya, 1999 s. 353)28 Şubat günü 9 saat süren MGK toplantısının ardından yayımlanan 18 maddelik bildiriyle, baştainanç ve ibadet özgürlüğü, basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü, kılık kıyafet özgürlüğü,eğitim özgürlüğü, v.b. konulara yönelik tartışmalar kamuoyunun gündemine oturmuştur.28 Şubat müdahalesinde asker 12 Eylül'de olduğu gibi mektup ya da silahı değil, basınıkullanmıştır. Böylelikle 28 Şubat müdahalesi siyasal literatürdeki klasik askeri müdahaleşablonlarından farklıdır. Bu yöntem anayasal bir kurum olan Milli Güvenlik Kurulu’nunkullanılmasıdır. Bu yüzden anayasal açıdan herhangi bir meşruiyet sorunu yoktur. Ayrıca alınankararların altında askerlerle birlikte sivillerin, sivil toplum örgütlerinin ve seçilmişlerin imzasınınbulunması ve bu imzaların süngü zoruyla atılmamış olması da önemli bir unsurdur. (Yüksel, 2004,s. 143-144)Denilebilir ki; 1980 askeri müdahalesi sonrasında muhafazakar askeri bürokrasi ile sivil kanatarasındaki kopuş, 28 Şubat 1997 sonrasında ortadan kalkmıştır. Bu durumda artan terör olayları veİslamcı tehdit etkili olmuştur. Ancak bu durum 28 Şubat sonrasında karar alma süreçlerinde, askerinfiili rolünü artırmıştır. Askerin siyasi rolünde ortaya çıkan bu artış, Türkiye'nin modernleşme ve<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 16


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4siyasal demokrasi hedeflerinin geliştirilmesi, hedeflerinin dış dinamiklere bağlanmasına nedenolmuştur. (Sabuncu, 2005, s. 3-13)<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 17


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/428 ŞUBAT 1997 MİLLİ GÜVENLİK KURULU BASIN BİLDİRİSİ1. Milli Güvenlik Kurulu 28 Şubat 1997 günü sayın Cumhurbaşkanı BaşkanlığındaBaşbakan, Genelkurmay Başkanı, Dışişleri ve Başbakan Yardımcısı, Milli Savunma Bakanı, İçişleriBakanı, Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel Komutanı Milli Güvenlik Kurulu Sekreterininiştirakleriyle Çankaya Cumhurbaşkanlığı Köşkünde aylık olağan toplantısını yapmıştır.2. Kurulun bu toplantısında; bölücü terörle mücadelede şimdiye kadar alınan tedbirlerve elde edilen sonuçların genel bir değerlendirmesi yapılmış, bu mücadelenin, devletimizin ülkesive milletiyle bölünmez bütünlüğüne gönülden inanmış, bu inancı sonsuza dek sürdürmeye azimlihalkımızın, basınımızın, devletin bütün kurum ve kuruluşları ve milli iradenin sembolü olan yüceparlamentonun destekleriyle çok olumlu bir noktaya ulaştığı müşahade edilmiştir Elde edilen busonuçların bundan sonra huzur ve güvenliğe, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal yaşamınaolumlu olarak yansıması için bu konuda alınacak tedbirlerin bir plan dahilinde süratle yürürlüğekonulması hususunda görüş birliğine varılmıştır.Alınacak olan bu tedbirlerin güvenlik içinde gerçekleştirilmesi bakımından halen 9 ilde devametmekte olan Olağanüstü Hal uygulamasının 30 Mart 1997 tarihinden itibaren 4 ay daha uzatılmasıuygun bulunmuş ve bu görüşün Bakanlar Kuruluna bildirilmesine karar verilmiştir.3. Toplantıda Kıbrıs Sorunu ve Yunanistan'la ilişkilerle ilgili durum değerlendirmesiyapılmış, bu konuda Türkiye'nin ve KKTC'nin hak ve menfaatlerini korumayı amaçlayan siyasi,ekonomik ve askeri tedbirler uygun bulunarak Bakanlar Kuruluna bildirilmesine karar verilmiştir.4. Toplantıda bilhassa Anayasa ile Türk Milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik, sosyalhukuk devleti olarak belirlenen Türkiye Cumhuriyetine karşı çağ dışı bir kisve altında zeminoluşturmaya yönelik rejim aleyhtarı faaliyetler gözden geçirilmiş,* Türkiye Cumhuriyetinin varlığını Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusundaçağdaş medeniyet yolundaki demokratik sistem içinde ilerlemesini teminat altına alanAnayasa ve Cumhuriyet yasalarından kesinlikle taviz verilmemesi gerektiği ,<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 18


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4* Anayasanın tanımladığı, Cumhuriyetin laik demokratik ve sosyal hukukdevleti ilkelerinin sağlıklı bir şekilde düzenlenmesine imkan sağlayacak güvenlik, huzur vetoplumsal barışın öncelik taşıdığı,* Cumhuriyet ve rejim aleyhtarı yıkıcı ve bölücü grupların laik ve anti-laikayrımı ile demokratik ve sosyal hukuk devletini güçsüzleştirmeye yeltendikleri,* Türkiye'de laikliğin sadece rejimin değil aynı zamanda demokrasinin vetoplum huzurunun da teminatı ve bir yaşam tarzı olduğu* Devletin yapısal özünü oluşturan sosyal hukuk devleti ve adalet ilkelerianlayışından vazgeçilemeyeceği yasalarla belirlenmiş kuralların göz ardı edilerek yapılançağ dışı uygulamaların da hukukun üstünlüğü ilkesiyle bağdaşmayacağı,* Türkiye'nin 1997 yılı içinde AB'ye tam üye olacak ülkeler listesine girmeyiöncelikli hedef olarak sürdürdüğü ve böyle bir dönemde resmi ve sivil kurum vekuruluşların bu sürece katkıda bulunmasının gerekli olduğu bu sebeple; demokrasimizhakkında kuşkulara yol açacak Türkiye'nin yurt dışındaki imajını ve itibarını zedeleyecekher türlü spekülasyona son vermek gerektiği Türkiye Cumhuriyetinin laik, demokratik, insanhaklarına saygılı, sosyal bir hukuk devleti olduğu yönündeki temel ilkelerinin Anayasamızınve devletimizin teminatı altında olduğu, rejimin; kendisine ve geleceğine yöneliktartışmaların içinde bulunduğumuz ortamda Türkiye'ye yarardan çok zarar verdiği,* Açıklanan bu esaslar aksine davranışların toplumumuzda huzur ve güvenibozarak yeni gerginliklere ve yaptırımlara neden olacağı değerlendirilmiş,Bu konudaalınacak ele alınması gereken tedbirlerin Bakanlar Kuruluna bildirilmesine karar verilmiştir.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 19


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4MİLLÎ GÜVENLİK KURULU'NUN 28 ŞUBAT 1997 TARİH VE 406 SAYILI KARARINAEK-A (REJİM ALEYHTARI İRTİCAİ FAALİYETLERE KARŞI ALINMASI GEREKENTEDBİRLER)1. Anayasamızda Cumhuriyetin temel nitelikleri arasında yer alan ve yine anayasanın4'üncü maddesi ile teminat altına alınan laiklik ilkesi büyük bir titizlik ve hassasiyetle korunmalı,bunun korunması için mevcut yasalar hiçbir ayrım gözetmeksizin uygulanmalı, mevcut yasalaruygulamada yetersiz görülüyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır.2. Tarikatlarla bağlantılı özel yurt, vakıf ve okullar, devletin yetkili organlarıncadenetim altına alınarak Tevhid-i Tedrisat kanunu gereği Millî Eğitim Bakanlığı'na devrisağlanmalıdır.3. Genç nesillerin körpe dimağlarının öncelikle cumhuriyet, Atatürk, vatan ve milletsevgisi, Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma ülkü ve amacı doğrultusundabilinçlendirilmesi ve çeşitli mihrakların etkisinden korunması bakımından:a) 8 yıllık kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalı.b) Temel eğitimi almış çocukların, ailelerinin isteğine bağlı olarak, devamedebileceği Kuran kurslarının Millî Eğitim Bakanlığı sorumluluğu ve kontrolünde faaliyetgöstermeleri için gerekli idari ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır.4. Cumhuriyet rejimine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına sadık, aydın din adamlarıyetiştirmekle yükümlü, milli eğitim kuruluşlarımız, Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun özüne uygunihtiyaç düzeyinde tutulmalıdır.5. Yurdun çeşitli yerlerinde yapılan dini tesisler belli çevrelere mesaj vermek amacıylagündemde tutularak siyasi istismar konusu yapılmamalı, bu tesislere ihtiyaç varsa, bunlar Diyanetİşleri Başkanlığı'nca incelenerek mahalli yönetimler ve ilgili makamlar arasında koordine edilerekgerçekleştirilmelidir.6. Mevcudiyetleri 677 sayılı yasa ile men edilmiş tarikatların ve bu kanunda belirtilentüm unsurların faaliyetlerine son verilmeli, toplumun demokratik, siyasi ve sosyal hukuk düzenininzedelenmesi önlenmelidir.7. İrticai faaliyetleri nedeniyle Yüksek Askerî Şûra kararları ile Türk Silahlı<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 20


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4Kuvvetleri'nden (TSK) ilişkileri kesilen personel konusu istismar edilerek TSK'yi dine karşıymışgibi göstermeye çalışan bazı medya gruplarının silahlı kuvvetler ve mensupları aleyhindekiyayınları kontrol altına alınmalıdır.8. İrticai faaliyetleri, disiplinsizlikleri veya yasa dışı örgütlerle irtibatları nedeniyleTSK'den ilişkileri kesilen personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı ile teşvikunsuruna imkan verilmemelidir.9. TSK'ye aşırı dinci kesimden sızmaları önlemek için mevcut mevzuat çerçevesindealınan tedbirler; diğer kamu kurum ve kuruluşları, özellikle üniversite ve diğer eğitim kurumları ilebürokrasinin her kademesinde ve yargı kuruluşlarında da uygulanmalıdır.10. Bu maddenin tam metnini Türkiye'nin uluslararası ilişkilerini ilgilendirdiği içinyayınlayamıyoruz.11. Aşırı dinci kesimin Türkiye'de mezhep ayrılıklarını körüklemek suretiyle toplumdakutuplaşmalara neden olacak ve dolayısıyla milletimizin düşmanca kamplara ayrılmasına yolaçacak çok tehlikeli faaliyetler yasal ve idari yollarla mutlaka önlenmelidir.12. T.C. Anayasası, Siyasi Partiler Yasası, Türk Ceza Yasası ve bilhassa BelediyelerYasası'na aykırı olarak sergilenen olayların sorumluları hakkında gerekli yasal ve idari işlemler kısazamanda sonuçlandırılmalı ve bu tür olayların tekrarlanmaması için her kademede kesin önlemleralınmalıdır.13. Kıyafetle ilgili kanuna aykırı olarak ortaya çıkan ve Türkiye'yi çağ dışı bir görünümeyöneltecek uygulamalara mani olunmalı, bu konudaki kanun ve Anayasa Mahkemesi kararları tavizverilmeden öncelikle ve özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında titizlikle uygulanmalıdır.14. Çeşitli nedenlerle verilen, kısa ve uzun namlulu silahlara ait ruhsat işlemleri polis vejandarma bölgeleri esas alınarak yeniden düzenlenmeli, bu konuda kısıtlamalar getirilmeli, özelliklepompalı tüfeklere olan talep dikkatle değerlendirilmelidir.15. Kurban derilerinin, mali kaynak sağlamayı amaçlayan ve denetimden uzak rejimaleyhtarı örgüt ve kuruluşlar tarafından toplanmasına mani olunmalı, kanunla verilmiş yetki dışındakurban derisi toplattırılmamalıdır.16. Özel üniforma giydirilmiş korumalar ve buna neden olan sorumlular hakkında yasalişlemler ivedilikle sonuçlandırılmalı ve bu tür yasa dışı uygulamaların ulaşabileceği vahim boyutlardikkate alınarak, yasa ile öngörülmemiş bütün özel korumalar kaldırılmalıdır.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 21


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/417. Ülke sorunlarının çözümünü "Millet kavramı yerine ümmet kavramı" bazında elealarak sonuçlandırmayı amaçlayan ve bölücü terör örgütüne de aynı bazda yaklaşarak onlarıcesaretlendiren girişimler yasal ve idari yollardan önlenmelidir.18. Büyük Kurtarıcı Atatürk'e karşı yapılan saygısızlıklar ve ATATÜRK aleyhineişlenen suçlar hakkındaki 5816 sayılı kanunun istismar edilmesine fırsatverilmemelidir.(http://www.mgk.gov.tr)<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 22


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/428 ŞUBAT 1997 MİLLİ GÜVENLİK KURULU BİLDİRİSİNİN DİLİ“İHTAR DİLİ”Milli Güvenlik Kurulu’nun 28 Şubat tarihli olağan toplantısı sonucunda alınan kararların birkısmının kamuoyuyla paylaşıldığı bildiri, Cumhuriyet tarihinin son askeri müdahalesi olarakanılacak 28 Şubat sürecini başlatan belge olarak önem kazanmaktadır.Bildirinin yayınlanmasından önce Milli Güvenlik Kurulu’nun olağan toplantısıyla ilgili basınyoluyla oluşan gündem, bildirinin sunulmasından sonra da beklendiği gibi ülkeyi oldukça uzun birsüre meşgul etmiştir.Genel hatlarıyla bakıldığında bildiri, Türkiye Cumhuriyeti’nde görülen askeri müdahaleleri başlatanbildirilere oranla daha yumuşak bir dille yazılmış ve ifadeleri daha özenli seçilmiş bir bildiridir. Enönemli özelliklerinden biri de, toplantıda alınan 18 maddelik kararlardan 10. maddenin uluslararasıilişkilerde ortaya çıkarabileceği problemler dolayısıyla tam metninin yayınlanmamış olması, zatenbildirinin de tamamı yerine toplantı görüşmesinin kısa bir özetinin basın yolundan kamuoyuylapaylaşılmış olmasıdır.Bu durum; Türkiye'deki askeri müdahalelerin bundan sonra daha temkinli ve sessiz bir şekilde vehatta siyasetin daha çok boyutunu etkilemeyi planlayarak yapılacağının bir işareti gibidir. 10.maddenin siyasete daha çok etki etmek değil, bilakis onu korumak adına açıklanmadığı görüntüsüyaratılsa da, aslında askerin kendini uluslararası ilişkiler konusunda da baş aktörlerden biri olarakgördüğünün, yani istemeyerek de olsa dış ilişkiler konusunda etkili olmaya kendini muktedirgördüğünün kanıtıdır.Toplantı sonucunda basınla paylaşılan bildiri dışında hükümete yönelik 18 maddelik uyarı veyapılması gerekenler listesi, toplantı gündeminin asıl kısmını oluşturmuştur.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 23


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4müdahalenin birçok idam, tutuklama ve açığa alınmalarla direk bir sonuç ve etki yaratması, 28Şubat'ın ise hükümetin bildirinin yayınlanmasından birkaç ay sonra düşmüş olması gibi daha genişbir sürece yayılan ve ortaya çıkışı hemen görülemeyen bir etki yaratmış olmasıdır.Her iki bildiri de; amaçları ve ortaya çıkardıkları sonuçlar bakımından devletin doğal yollardanişleyişi ve yönetimine dışarıdan bir müdahale olması bakımından, askeri darbeler arasındaanılmalarına neden olacak sonuçlar doğurmuştur. Ancak aradan 17 yıl geçtikten sonra 28 Şubatmüdahalesi, askerin daha arka planda görünme arzusu ve Türkiye Cumhuriyeti ve Devleti’ninözellikle yurt dışında anti-demokratik bir görüntüye sahip olmasının önüne geçmek istemesinedeniyle farklı enstrümanları kullanmaya ve 12 Eylül'de olduğundan daha farklı kavramları önplana çıkarmaya yönelmiştir.12 Eylül 1980 döneminde kurulan Milli Güvenlik Konseyi'nin müdahale ve söylem tarzı; kontrolükendinde toplayan, devlet yönetiminin tüm aşamalarını ele geçirmiş ve gayet kendinden emin birüslupla bunu kendine hak gören bir yapıdadır. Ancak 28 Şubat dönemi bildirisi ve MGK'ninkullandığı ifadelerin yarattığı genel durum ise devlet yönetimine saygılı olunduğunun altını çizmeyeçalışan, ancak yönetimin istenilen doğrultuda ilerlemediği taktirde müdahale hakkını kendindegören ve sadece kendi görev alanı içinde olduğunu düşündüğü konulara müdahil olan, bu şekilde dehukuk devleti kavramını yüceltmeye çalıştığını iddia eden bir görüntü ortaya çıkarmaktadır<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 27


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET08.09.1980 HÜRRİYET MSP'NİN KONYAMİTİNGİ.09.09.1980 HÜRRİYET TERÖR EYLEM İÇİNPİLOT İLLER SEÇTİ.10.09.1980 HÜRRİYET FAŞİZMTIRMANIYOR.11.09.1980 HÜRRİYET 6 CAN ALANBOMBALI PAKETİLAÇ DİYEGÖNDERİLMİŞ.12.09.1980 HÜRRİYET ORDU YÖNETİMEEL KOYDU.13.09.1980 HÜRRİYET TERÖRÜN SONUCUYÖNETİM MİLLİGÜVENLİKKONSEYİNDE.MSP'nin Konya mitinginde İstiklal Marşıokunurken bir grup şeriat yanlısısloganlar attı.Yasa dışı örgütlerin eylem için pilot illerbelirledikleri tespit edildi. Bütün solörgütlerin birbirinden haberli olaraksıkıyönetim bölgelerinde bazı illerdeyoğun eyleme geçecekleri emniyetgüçleri tarafından bildirildi.CHP ortak grup bildirisinde APazınlıkhükumeti döneminde 10 ayda 3bineyakın yurttaşın öldüğü,terörün katliamboyutuna ulaştığı öne sürüldü.Ankara’da yoğunlaşan kanlı ev baskınlarısürüyor. Türközü'ndeki bir evde 2 kişiöldürüldü. Ölen iki kişi sağ görüşlü.Hükumet ve parlamento feshedildi.Siyasal partilerin faaliyetleri durduruldu.Parlamenterlerin dokunulmazlıklarıkaldırıldı. Saat 05:00den itibaren sokağaçıkma yasağı başladı.Evren demokrasinin sağlam temellereoturtulacağını,anayasa,seçim ve partileryasasının değiştirileceğini,seçimegidileceğini açıkladı.13.09.1980 HÜRRİYET DEMİREL, ECEVİT,ERBAKANGÖZETİM ALTINDA.14.09.1980 HÜRRİYET YENİ YÖNETİMHAYIRLI OLSUN.14.09.1980 HÜRRİYET ARANANLARINTESLİM OLMASIKENDİLERİ NİNMENFAATİİCABIDIR.15.09.1980 HÜRRİYET TERÖRİSTLERTEMİZLENİPYÖNETİMSİVİLLEREDEVREDİLECEK.Liderler ve parlamenterlersuçlanmayacak fakat daha önceişledikleri suçlar kovuşturulacak. Yeniyönetime karşı yapılacak direniş en sertşekilde kırılacak.Eski parlamenter Mustafa Üstündağ,idareye efendice ve kansız bir şekilde elkonulduğuna yönelik açıklamalar yaptı.Sıkıyönetim komutanlığı 2. bildirisiylevatandaşlara arananların bulunması veteslim edilmesi konusunda yardımcıolunması çağrısı yapıldı.Yurt dışı basını darbeyi yakından takipediyor. Sunday Telegraph: sivilmahkemelerin idam cezaları uygulamasıbekleniyor. Akropolis: YunanlıSosyalistler ders almalı.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 29


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET17.09.1980 HÜRRİYET EVREN: BUHAREKAT TARİHKİTAPLARINDAKİDARBE DEĞİLDİR.17.09.1980 HÜRRİYET DEMOKRASİYİKALDIRMADIKKURMAK İÇİNHAREKAT YAPTIK.18.09.1980 HÜRRİYET DÜNYA BİZİKONUŞUYOR.18.09.1980 HÜRRİYET TERÖRİST ZEKİYUMURTACIÖLDÜRÜLDÜ.19.09.1980 HÜRRİYET OKTAY EKŞİ:GEVŞEMEDENGEVŞETMEDEN.Bu harekatın amacı sadece milli birliğikorumak, devletin otoritesini hakimkılmak, sosyal barışı ve adaletisağlamaktır.Sağ-sol, irticai fikirleri üretenlermaalesef devletten maaş alanöğretmenler, profesörler olmuşçocuklarımızı karşıt fikirlerle ayırmıştır.Türk işçileri ellerine kırmızı bayrakverilerek devleti yıkmak ve başka birrejim istemek için alet edilmiştir.Türk Ordusu demokrasiyi kurtarabilirama generallerin işi zor. Fransız gazetesiEvren'i inandırıcı bulmuş. Yunan basınıYunanistan'a savaşa açılmayacağınıanlayıp rahatlamış. Belçika basını ''TürkOrdusunun Güney Amerika'dakiaskerlerin uyguladığı modellerden hepkaçtığına değindi.Marksist Leninist Silahlı PropagandaBirliği adlı yasa dışı terör örgütü lideritatbikat için götürüldüğü silah deposunagiderken çıkan çatışmada yandaşlarıtarafından yanlışlıkla öldürüldü.Sonrasında evinde yapılan aramada şehitettiği Binbaşı, kurşuna dizdiği fabrikamüdürü Mesut Öz'ü öldürdüğüne dair elyazısı notlar bulundu.Ordu geldi ortalığı düzeltti, artık gitsinde bildiğimiz gibi yaşayalım düşüncesiyanlış. Herkes fedakarlık edecek, işinisavsaklamayacak, kamu hizmeti herkeseeşit sunulacak. Sıkıyönetimin koyduğuyasakları çürütmemeye dikkat edeceksin.20.09.1980 HÜRRİYET TEK CELSEDEİDAM.Tank Yüzbaşısı Bülent Angın'ı firardakiSüleyman Aydemir'in şehit ettiğibelirlendi. IGD'li Erdoğan Polat'ı bilerekve planlayarak öldüren lise mezunuSerdar Soyuvergin idam, Ayhan Cansuise 10 yıl ağır cezaya çarptırıldı. İki sanıkmahkemede Angın'ı kendilerininvurmadığını iddia etti.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 30


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/421.09.1980 HÜRRİYET BELEDİYESARAYINDA 4TABANCABULUNDU.Sıkıyönetim Komutanlığına yapılan bazıihbarlar üzerine İstanbul Belediyesininçeşitli bölümlerinde çalışan memurlarınçalışma masalarında, çekmecelerinde 4tabanca bulundu.22.09.1980 HÜRRİYET YENİ SIKIYÖNETİMYASASIYÜRÜRLÜĞE GİRDİ.Gözaltında tutma süresi 30 güneçıkarıldı. Komutanlar çalışmasınıbeğenmedikleri devlet memurunugörevden alabilecek. Silah kullanmayetkisi genişletiliyor.CUMHURİYET GAZETESİTARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET02.09.1980 CUMHURİYET CHP ZİLE İLÇEBAŞKANIYLA İKİSİPOLİS 18 KİŞİÖLDÜRÜLDÜ.Yurtta artış gösteren anarşi olaylarınınardı arkası kesilmiyor. Ayrıca faşist katilKonya'da sınava girip Gazi Eğitimdenmezun oldu.03.09.1980 CUMHURİYET ERKMEN'İNİSTİFADANKAÇINMASI APİÇİNDEHUZURSUZLUKYARATTI04.09.1980 CUMHURİYET TÜRK-İŞ GENELBAŞKANI:HÜKUMET İŞÇİSORUNLARINASIRT ÇEVİRMİŞTİR.05.09.1980 CUMHURİYET KONYA CEZAEVİBASILARAK 7FAŞİST MAHKUMKAÇIRILDI.06.09.1980 CUMHURİYET FAŞİSTLERÇEŞMEYEGİDENLERİKURŞUNYAĞMURUNATUTUYOR.Millet meclisinde dün çoğunluksağlanamadığı için Erkmen' le ilgiligensoru görüşülemedi.Denizciler:''Parlamentoda derde devaolacak yüzlerce tasarı varken oykaygıları nedeniyle parlamento kasıtlıolarak çalıştırılmamaktadır.'' şeklindeaçıklamada bulundu.Kaçırılanlar arasında SBF öğrencisiHakan Yurdakuler'in katilleri de var.Ankara'nın gecekondu semtlerinden olanEge mahallesinin tek su kaynağı olançeşmeyi denetim altına alan faşistlerkadınlara bile kurşun yağdırıyor.Mahalledekiler CHP'nin suskuntavrından şikayetçi.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 31


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET07.09.1980 CUMHURİYET MSP' NİN KUDÜSMİTİNGİNDECÜPPE VEFESLERLEYÜRÜNDÜ.08.09.1980 CUMHURİYET MSP'LİLER''KUDÜS'ÜKURTARMA''MİTİNGİNDE ŞERİATÖZLEMLERİNİSAHNELEMEOLANAĞI BULDU.09.09.1980 CUMHURİYET 6KENTTE İKİSİÖĞRENCİ BİRİECZACI 11 KİŞİÖLDÜRÜLDÜ.09.09.1980 CUMHURİYET SELÇUKÜNİVERSİTESİNDEFAŞİSTBASKILARDANYILAN 150ÖĞRENCİ NAKİLİÇİN EGE ÜNV.' NEBAŞVURDU.Mitingde İstiklal Marşı okunurken yereoturan bir grup ezan sesi isteriz diyeslogan attı.'Laiklik ne demek şeriatçiyiz', ''dinsizdevlet yıkılacak elbet'' türündensloganlar haykıranlar İstiklal Marşını daprotesto etti, Konya Savcılığı soruşturmaaçtı. Senato kontenjan grubu yayınladığıbildiride olayların, cumhuriyete yönelikolduğunu belirterek iki büyük partiyicumhuriyeti korumak için işbirliğinedavet etti.Adana'nın çeşitli yerlerinde önceki gece3 dün de 1 kişi öldürüldü. Faşistlerinsilahlı nöbet tuttukları, kimlik kontrolüyaptıkları ve yabancı kimseyisokmadıkları Yurt mahallesinde biryurttaş silahlı saldırı sonucuöldürülmüştür.Konya Selçuk Üniversitesinde çeşitlifakülte ve yüksek okullardan 150 öğrencifaşist baskılardan dolayı öğrenimgöremediklerini belirterek kayıtlarınıEge Üniversitesi’ne nakil edilmesi içinbaşvuruda bulundu.10.09.1980 CUMHURİYET ADANA'DA 1'İ ER 5KİŞİ,DİĞERİLLERDEKİOLAYLARDA İSE 19KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ.Adana'da dün de silahlı saldırı veçatışmalarda çok sayıda yurttaş ölüyor.Silahlı saldırıda 16 yaşındaki sol görüşlüöğrencinin yanında bulunan bir vatandaşyaralandı.11.09.1980 CUMHURİYET ANKARA'DAKURŞUNA DİZİLEN2'Sİ KARDEŞ 4,FATSA'DA3,MALATYA'DA 2OLMAK ÜZERE 17KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ.Malatya'da öldürülenlerden biriöğretmen diğeri baş gardiyan. AyrıcaAnkara sıkıyönetim başsavcılığı solgörüntüsü vererek eylem yapan 1'i eskiMHP'Lİ 9 kişinin 75'er yıl hapsini istedi.Siirt'in bir köyünde yiyecek çuvallarıiçine gizlenen bir bomba patladı, 5 ölüvar.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 32


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/411.09.1980 CUMHURİYET TÜRKER ALKAN:ANARŞİ VE ÇÜRÜKYUMURTALAR12.09.1980 CUMHURİYET ORDU YÖNETİMEEL KOYDU.12.09.1982 CUMHURİYET BOMBALIPANKARTLAR 5POLİSİ YARALADI.13.09.1980 CUMHURİYET ORG. EVREN MGKİLKELERİNİAÇIKLADI.14.09.1980 CUMHURİYET YAŞAM NORMALEDÖNÜYOR.Anarşi eğer toplumsal siyasal yapının,kurumların bozulması, işlemez durumagelmesi ise 'Devlet Adamı' sıfatına layıkolmayan bir kısım yöneticilerimiz bukonuda en büyük sorumluluğutaşımaktadır.Tüm yurtta sıkıyönetim ilan edildi. Busabah 05:00'ten itibaren sokağa çıkmakyasaklandı.İstanbulda NATO manevraları ile TKP'nin kuruluş yıl dönümü nedeniyleyaklaşık 200 yere bırakılan pankartlarıindirmeye çalışırken çok sayıda polisyaralandı.Evren: Her zaman milletiyle bütün veTürk milletinin emrinde olan TSK'ye veyeni yönetime karşı yapılacak her türlüdireniş ,gösteri ve tutum anında en sertşekilde cezalandırılacaktır.Denizyollarının önceki gün yapılamayanMudanya ve Bandırma seferleri deyapılmış İETT otobüsleri bu sabah08:00'den itibaren toplu taşıma hizmetininormal olarak sürdürmeye başlamıştır.Bu arada fırınlar normaldekiüretimlerinden fazla ekmek üreterekhalkın ihtiyacını karşılıyor.15.09.1980 CUMHURİYET DIŞ BASINDA İLGİSÜRÜYOR.16.09.1980 CUMHURİYET KORUTÜRK,ANAYASANew York Times Org. Kenan Evren'interöristlerin düşmanı olduğunu yazarken,Amerikan Senatosu çoğunluk lideri ByrdSilahlı Kuvvetlerin Türkiye'de düzeniyeniden sağlayacağına inandıklarınısöylemiştir. Sunday Telegraph ise herşeyin giderek düzelmekte olduğuordunun yönetime el koymuş olmasınıntüm NATO üye ülkeleri tarafındanolumlu karşılandığını belirtmiştir.Ankara Üniversitesi Yönetim kuruluSilahlı kuvvetlerin yönetime elkoymasını memnuniyetle karşıladıklarınıbildirdi. 19 Mayıs Üniversitesi rektörüEvren'e bir telgraf çekerek yeni yönetimebaşarılar diledi. TSK'nin yönetime elkoyması Ege Üniversitesinde de sevinçlekarşılanmış, Evren'e çekilen telgraftahareketin yürekten desteklendiğibildirilmiştir.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 33


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET17.09.1980 CUMHURİYET EVREN: ''BOZULANDEMOKRASİYİİŞLETMEYEGELDİK.''Eğer bu müdahale yapılmasaydı gizli vehain güçler Silahlı Kuvvetlere de sızarakBirkaç yılda onu da bölme yolunagideceklerdi. Eğer herhangi bir partilideri suç işlemişse elbette o da kanunkarşısında hesabını vermek zorundadır.18.09.1980 CUMHURİYET ANARŞİYE HİÇBİRAD ALTINDA İZİNVERİLMEYECEKMemleketin ve milletin yücemenfaatlerini her şeyin üzerinde tutmuşolan T.S.K, bu tarihi görevinitamamladıktan sonra vatan savunmasınadönecektir.19.09.1980 CUMHURİYET TÜRK-İŞ ÜYESİ VEBAĞIMSIZSENDİKALARIN DAPARA VEEVRAKLARINA ELKONULDU.Gerekçe Milli Güvenlik Konseyinin 8numaralı bildirisi.20.09.1980 CUMHURİYET YÜZBAŞI ANGIN'INÖLDÜRÜLMESİDAVASI21.09.1980 CUMHURİYET BÜLENT ULUSUBAŞBAKAN OLDU.22.09.1980 CUMHURİYET 2. ORDUKOMUTANLIĞIAÇIKLAMASIYüzbaşı Angın'ın öldürüldüğü olayınsanığı tek celsede idama mahkum oldu.Diğer sanıklarsa çeşitli sürelerde hapiscezalarına çarptırıldı.Devlet başkanı, MGK ve Genelkurmaybaşkanı Kenan Evren hükumeti kurmaküzere Deniz Kuvvetleri eski komutanıOramiral Bülent Ulusu'yugörevlendirmiştir.2. ordu komutanlığı sıkıyönetimilanından bu yana 498 kişinin gözaltınaalındığını açıkladı. Komutanlıktanyaptığı açıklamada ayrıca çok sayıdayasak yayına el konulduğunu belirtti<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 34


TERCÜMAN GAZETESİ<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET02.09.1980 TERCÜMAN ANKARA'DAGÖREVDEN DÖNENİKİ POLİS ŞEHİTEDİLDİ.03.09.1980 TERCÜMAN VARAN 6: AYNIKONUDA İKİ AYRIKARAR.03.09.1980 TERCÜMAN ZİRAATMÜHENDİSLERİODASI ANKARAŞUBESİBOMBALANDI.04.09.1980 TERCÜMAN MECLİSTEÇOĞUNLUKSAĞLANDI, ERKMENHAKKINDAKİGENSORUGÖRÜŞÜLDÜ.Görevlerinden dönerken Basınsitesinde teröristlerce şehit edilenpolislerin katilleri olabileceğidüşünülen birçok kişi gözaltına alındı.Danıştay Ecevit ve Demirelhükumetleri döneminde aynıkonulardaki iki davada birbirinin tersikararlar verdi.Olayda 4 ölü 6 yaralı var. Ankara'daöldürülen polislerle ilgili 15 kişigözaltına alındı. Erzurum ve İzmir'deçatışma sonucu Dev-Yol militanıyaralandı.Erkman görüşmeden sonra ''MSP batılolarak suçladığı partiyle kutsal ittifakiçine girmiştir'' değerlendirmesindebulundu.04.09.1980 TERCÜMAN VARAN :7 Danıştay 5. dairesi tayin emriçıkmadan 92 gün önce yürütmeyidurdurma kararı aldı.05.09.1980 TERCÜMAN DEMİREL AÇIKLAMAYAPTI.Kış erken seçim için engel değilidir.05.09.1980 TERCÜMAN VARAN: 8 Danıştay aynı şahıs için 3 ayda 5 ayrıdeğişik karar verdi.06.09.1980 TERCÜMAN ERKMEN DÜŞTÜ. Dış işleri bakanı hakkındaki gensoruoylamasına 233 üye katıldı.231 kabul209 katılmayan var.07.09.1980 TERCÜMAN ERKMEN: GENSORUŞAHSIMAVERİLMEDİ.08.09.1980 TERCÜMAN 15 GÜN İÇİNDE 19'UÖLDÜRME SANIĞI 387KİŞİ YAKALANDI.09.09.1980 TERCÜMAN CHP'DE İÇ ÇATIŞMAKIZIŞIYOR.Hükumet olarak gensorunun karşısınaçıkmalıydık. Garip olan CHP'nin şeriatesasına dayalı olan bir dış politikayansıtan önergeyi desteklemesidir.Bu gün de Ankara'da kundaklanandükkanını söndürmeye çalışan bakkalkurşunlandı.Sol kanada mensup 31 CHP'liparlamenter genel merkeze karşı açıkmektup yayınladı: kendi birliğinisağlayamayan CHP ilke birliğindensöz edemez.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 35


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET10.09.1980 TERCÜMAN ADANA'DAKOMÜNİSTLERGÜVENLİKGÜÇLERİYLEÇATIŞTIÇıkan çatışmalarda biri komando eri 3kişi öldü.11.09.1980 TERCÜMAN EMNİYETKOMİSYONUTOPLANDI.11.09.1980 TERCÜMAN CHP GRUBU ROBOTGİBİ OLDU.12.09.1980 TERCÜMAN SİLAHLI KUVVETLERYÖNETİME ELKOYDU.13.09.1980 TERCÜMAN DIŞ DÜNYA : ORDUMECBUR KALDI.14.09.1980 TERCÜMAN SİYASİ PARTİTABELALARIİNDİRİLDİ.14.09.1980 TERCÜMAN NAZLI ILICAK:''VEKIYAMET KOPTU''15.09.1980 TERCÜMAN BÜTÜN GREV VELOKAVTLARERTELENDİ.15.09.1980 TERCÜMAN EVREN NORMALHAYATA DÖNÜŞ İÇİNALINAN TEDBİRLERİAÇIKLAYACAK16.09.1980 TERCÜMAN ONBİNLERCE İŞÇİDÜN İŞBAŞI YAPTI.İçişleri bakanı Orhan Eren ''anarşidünyada olduğu gibi ülkemizde deamacına ulaşamayacak'' dediEcevit'i kendi milletvekilleri bilesuçluyor. Tahtakılıç: ''gel diyorsunuzgeliyoruz, git diyorsunuz gidiyoruzdiyerek Ecevit'i suçladı.Demirel, Ecevit, Erbakan Türk SilahlıKuvvetleri güvencesine alındı.Türkeş'in en yakın askeri birliğemüracaatı istendi. Liderliğin OrgeneralEvren'in yaptığı harekat olaysıztamamlandı.Evren'in açıklaması NATO'da sevinçlekarşılandı. Fransız radyosu: Ordu ikazetmişti.İ l merkezi ve ilçelerde tabelalarınindirilmesinden sonra bina ve lokallerİstanbul sıkıyönetim komutanlığıtarafından koruma altına alındı.Dünyanın sonu gelmediyse dedemokrasinin sonu geldi. Gazetecilerinyaşaması yazması için hürriyeteihtiyacı vardır. Bu yüzden harekatıöğrenince ah dedik.Tüm işçi hareketleri ve eylemlerisıkıyönetim komutanlığı tarafındanyasaklandıEvren MGK toplantısında ekonomikdurumu görüşmeye devam etti ve dışpolitika üzerinde çalıştıGrevdeki işçilerin işbaşı yapmasınıengellemek isteyen militanlar güvenlikkuvvetlerince derhal yakalanıp gözaltına alındı.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 36


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET17.09.1980 TERCÜMAN EVREN: HAREKATDEMOKRASİ İÇİNDİR.17.09.1980 TERCÜMAN GÜNERİ CİVAOĞLU:İLK İNTİBA EN İYİİNTİBA.18.09.1980 TERCÜMAN THKP-C LİDERİ ZEKİYUMURTACI ADAMÖLDÜRDÜĞÜMEZARLIKTAVURULDU.Devlet, MGK, Genelkurmay başkanıOrg. Evren ilk basın toplantısını yaptı.Açıklamalar: Siyasi parti liderlerigözaltında değil güvence altındadır.Basın toplantısıyla ilgili olarakCivaoğlu : ''toplantıdan ayrılırkengeleceğe çok iyimser bakabileceğimiziumuyordum. Sadece gerektiği kadargörevli vardı. Ortalıkta işgüzarlıkla,gayretkeşlikle dolaşanlar yoktu veEvren'in konuşması da bu uygargörüntüyü tamamlar nitelikteydi.''Yumurtacı tatbikata götürüldüğümezarlıkta ağaçların arasından ateşaçan 3 terörist arkadaşı tarafındanvuruldu.19.09.1980 TERCÜMAN YEMİN ETTİLER. 12 Eylül Cuma günü T.C.'ni korumakve kollamak amacıyla ülke yönetiminebütünüyle el koyan Milli GüvenlikKonseyi üyeleri TBMM'de düzenlenenbir törenle andiçti.20.09.1980 TERCÜMAN TEK CELSEDE İDAMKARARI.Soyuvergin İGD'li Polat'ı öldürmek veyüzbaşı Angın'ı öldürmeye teşebbüsetmek suçundan ölüme mahkum oldu.21.09.1980 TERCÜMAN BÜLENT ULUSUBAŞBAKAN OLDU.22.09.1980 TERCÜMAN HÜKUMETAÇIKLANDI.Ulusu; Deniz Harp Okulu ve HarpAkademisini birincilikle bitirmişti.İngilizce ve İtalyanca'yı çok iyibiliyor.İki başbakan yardımcısından Baykarasiyasi işlerden, Özal ekonomikkonulardan sorumlu olacak.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 37


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/412 EYLÜL DÖNEMİ BASIN DİLİTürkiye Cumhuriyeti açısından 12 Eylül 1980; yoğun anarşi ve gerginlik ortamından kaynaklananolaylar nedeniyle askeri bir müdahalenin ortaya çıktığı dönüm noktası olma özelliği gösteren birtarihtir. Toplumun içinde bulunduğu huzursuzluk ortamı ve çözümsüz kalan problemlere karşıdevlet adamlarının tepkisizliği, kaos ortamının genişlemesine neden olmuştur.Dönemin gazetelerine bakıldığında anarşi ve terör ortamının adeta içinde yer alınmış hissi verencanlılıkta haberler ve manşetler göze çarpmaktadır. Toplumu zaten huzursuz eden karmaşaortamının gazete haberleriyle tüm yurt çapında yayılıyor olması, elbette darbe dönemi buhranınıartıran bir etki yaratmıştır.Ancak 12 Eylül dönemi gazetelerinden Hürriyet, Cumhuriyet ve Tercüman incelendiğinde açıkçagörülmektedir ki o dönemden bugüne gazetelerin yayın anlayışında büyük bir farklılık ortayaçıkmıştır. Bu farklılık, günümüz aynı gazetelerinde yer alan haberlere oranla 80'li yıllarda daha çok,varolan olay ya da haberin iletilmesine yönelmiş sadece haber vermeyi amaçlayan tarzda birgazetecilik anlayışının olmasıdır.12 Eylül 1980 darbesi sürecinin gazetecilik anlayışına bakıldığında ise genel olarak tüm gazetelerinhakim resmi ideolojinin sözcüsü olduklar,ı yapılan haberlerden ve manşet olarak sivrilen cümleleringenel eğiliminden anlaşılmaktadır. Darbe öncesi kısmen olmakla birlikte, özellikle müdahalesonrasında hakim ideoloji Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ortaya koyduğu ideoloji olarak gazeteleringenel habercilik anlayışına da doğrudan bir etkide bulunmuştur.Üç gazetenin müdahale öncesi haberlerine bakıldığında; haberlerin çoğunluğunun şiddet, cinayet,adam öldürme, anarşi, bombalı saldırı, teröristler başlıkları altında yapıldığı görülmektedir. Herbirinin eğilimi toplumdaki şiddet olaylarına yönelmek olmakla birlikte özellikle HürriyetGazetesi’nin haberlerinde adam öldürme ve bombalı baskın haberlerinin yoğunluğu dikkatçekicidir. Hürriyet Gazetesi için dikkat çekici bir başka sonuç 12 Eylül darbecilerinin bakış açısıylabelirlenen düşman kavramıyla Hürriyet Gazetesinde yer alan çoğunluğu solcu teröristlerden oluşan<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 38


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4düşman nitelendirmesinin paralel oluşudur. Cumhuriyet gazetesi manşetlerine bakıldığında isedüşman “faşistler ve dincilerdir.” İki gazete arasında bir karşılaştırma yapılacak olunursa; HürriyetGazetesi’nin şiddet olaylarına, Cumhuriyet Gazetesi’nin ise siyasi çekişmelere yoğunluk verdiğinisöylemek gerekir.Buraya kadar yapılan değerlendirmelerin içine Tercüman Gazetesi de dahil olmakla birlikt,e dincikesime yakınlığıyla bilinen Tercüman Gazetesi’nin, bugün onunla aynı çizgide olan gazetelerle çokbenzer bir biçimde, tüm suçlamalarını Danıştay gibi devletin üst düzey kurumlarına yönelik yapıyorolması dikkat çekicidir.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 39


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/418 ŞUBAT- 10 MART (HÜRRİYET-CUMHURİYET-ZAMAN)HÜRRİYET GAZETESİTARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET18.02.1997 HÜRRİYET IŞIK SÖNDÜRENLEREGÖKÇEK DE KIZDI:EYLEMİNSORUMLULARI 68KUŞAĞIDIR.18.02.1997 HÜRRİYET RP'Lİ GÜL: ABD TİPİLAİKLİK İSTİYORUZ.18.02.1997 HÜRRİYET AYDINLIKEYLEMİNDE ÖLÜMETEPKİ.19.02.1997 HÜRRİYET CANLI YAYINDAYALAN.19.02.1997 HÜRRİYET TÜRKİYE LAİKKALMALI.GÖKÇEK: CHP darbe yaptırmakistiyor. Hukuk devletini yaptığısokak eylemleriyle ortadankaldırıyor. Eğer böyle bir eylemi bizyapsaydık görürlerdi o zaman nasılışık sönüyor. Ama biz kanun dışıeylemlere girişmeyiz. Zaten ışıksöndürme eylemi de tutmuyor.Sadece CHP' liler katılıyor.'Gül ABD gezisi öncesiaçıklamasında ''Amerikan tipilaiklik insanın ne kıyafetine nedüşüncesine yasaklama getiriyor.Biz de bunu arzu ediyoruz'' dedi1 Dakika karanlık kampanyasıçerçevesinde yapılan gösterisonrasında meydana gelen olaylardapolis tarafından tartaklanırkenbayılan Celal Cankoru' nunyaşamını yitirmesi büyük tepkiyeneden oldu. Aynı olayda ÖDPAntalya İl başkanı Mustafa Şahinkafa travması sebebiyle hastaneyekaldırıldı.Medyayı yalan haber vermeklesuçlayan Adalet bakanı Kazanönceki gece Show TV'de milletingözüne baka baka 3 büyük yalansöyledi. Mum söndü olayıyla ilgiliifadeleriyle ilgili Veziroğlu veAslan'ı arayıp onların bir alınganlığıolmadığını söyleyen KazanVeziroğlu ve Aslan tarafındanyalanlandı.Refahyol hükumetininkurulmasından sonra Laikliğinaltını çizmekten vazgeçen ABDTürkiye'deki son olaylardan sonratutumunu değiştirdi. AlbrightNATO toplantısında Laikliğinönemini güçlendirerek tekrarladı.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 40


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET20.02.1997 HÜRRİYET RP ŞİMDİ DE GATA'YAEL ATTI.20.02.1997 HÜRRİYET ORDU'YA BMÖVGÜSÜ.21.02.1997 HÜRRİYET İRAN KONUSUNDAORDU- REFAHÇELİŞKİSİ.22.02.1997 HÜRRİYET DİNCİ KADROMUHTIRASI.23.02.1997 HÜRRİYET AYDINLIK EYLEMİNEPKK BENZETMESİ.24.02.1997 HÜRRİYET SOKAKTA HİDDETVAR.RP YAŞ kararları konusundaTSK'yle yaşadığı gerginlik henüzortadan kalkmadan bu kez deGATA' dan atılan öğrenciler içingetirdiği af önerisiyle yeni bir krizinişaretini verdi.BM Genel sekreteri Koffi Annandün ABD'de temaslarda bulunaGenelkurmay 2. başkanı Org. ÇevikBir'e ''Türk Silahlı KuvvetleriTürkiye'de demokrasiyi çok iyidengelemektedir diyerek destekverdi.Devlet bakanı Abdullah GülTürkiye'nin İran'la ticari ilişkilerinigeliştirmesinden yana tavır koydu.Genelkurmay 2. başkanı Çevik Birise İran'ın topraklarında PKK'yidesteklediğini ve Türkiye'yefundamentalizm ihraç ettiğinibelirtti.Sincan'daki Kudüs gecesinden 4gün sonra İçişleri Bakanlığına biryazı gönderen Demirel,belediyelerdeki kökten dincikadrolaşmanın derhal incelenmesiniistedi.Erbakan, son günlerde tırmanışageçen toplumsal muhalefetin dışkaynaklı olduğunu öne sürdü. Dahaönce bu konuda ''fesat, haset,parazit'' değerlendirmeleri yapanErbakan eleştiri dozunu artırarakmuhalif eylemler konusunda 'içbağlantılı dış mihrakların PKKtahriki benzeri çalışmalarınitelemesini yaptı.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel;''sokakta, bu hükumet olmasın, kimolursa olsun deniyorsa, darbetartışılıyorsa bu bir hiddetineseridir''dedi.25.02.1997 HÜRRİYET ŞAŞIRTAN TEPKİ. Adalet Bakanı Şevket Kazan dünkabul ettiği 15 derneğintemsilcilerini,orduyu eleştirdikleriiçin makamından kovdu.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 41


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET26.02.1997 HÜRRİYET RAHAT BATMASIN Laikliği ve demokrasiyi asılkendilerinin savunduğunu söyleyenErbakan gerici akımlara karşısürdürülen muhalefeti bölücülüklesuçladı. ''oturun oturduğunuz yerdesize rahat batmasın. Laiklikdavranış biçimidir. Bunun için dininyerine laiklik konulamaz'' dedi.26.02.1997 HÜRRİYET ÜNİVERSİTEDEARBEDE.İstanbul Üniversitesi Edebiyatfakültesinde bir süredir baş gösterengerginlik dün karşıt görüşlerintartışmasıyla tırmandı. Kavgasırasında 19 öğrenci yaralandı, çoksayıda öğrenci göz altına alındı.27.02.1997 HÜRRİYET ERBAKAN'A MEKTUP. Cumhurbaşkanı Demirel Erbakan'abir mektup yazarak rejimkonusundaki endişelerini dilegetirdi. ''laik demokratikcumhuriyet hedeflerinden saptığınızyolunda yaygın kanılar var'' diyenDemirel, mektubun bir kopyasını daOrgeneral Hakkı Karadayı'yayolladı27.02.1997 HÜRRİYET SESLERİ KESMEYEÇALIŞIRSANIZVAHŞETGÖRÜRSÜNÜZ.27.02.1997 HÜRRİYET SENDİKACILARENDİŞELİ.Tayyip Erdoğan: 27 Mart 1994yerel seçimleri öncesi ''Biz sessizyığınların sesi, kimsesizlerin kimiolarak geleceğiz ,demiştik. Oşekilde geldik. Bu ülkede sesikısılmak istenenler var. Eğer seslerdayatma mantığıyla kesilmeyeçalışılırsa, bazı yabancı ülkelerdegördüğümüz vahşet Türkiye'de degörülebilir'' dediRP'nin laiklik karşıtı çıkışlarındanrahatsız olan sendika temsilcileriDemirel ve yardımcısı Çiller'iziyaret ederek sıkıntılarını dilegetirdi. Sendikacılar Çiller'e RP'yetavır koy yoksa darbe oluruyarısında bulundu.28.02.1997 HÜRRİYET KRİTİK MGK BUGÜN. Milli güvenlik kurulu en kritiktoplantısını bugün yapıyor. Kurulüyesi kuvvet komutanlarınıntümü,laiklik konusunda konuşmakiçin söz istedi.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 42


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET28.02.1997 HÜRRİYET İŞTE MEKTUP.DEMİREL'İNERBAKAN'A YAZDIĞIMEKTUP ANKARA'DABOMBA GİBİ PATLADI.HÜRRİYET DÜNMEKTUBU ELEGEÇİRDİ.28.02.1997 HÜRRİYET TARİHİ MGKTOPLANTISI .01.03.1997 HÜRRİYET REKOR MGK'DETARİHİ KARAR: NEDARBE, NE ŞERİAT.02.03.1997 HÜRRİYET YILMAZ: KARARHÜKUMET İÇİN SUÇDUYURUSUDUR02.03.1997 HÜRRİYET MGK DÜNYABASININDA:ASKERLER KULAKÇEKTİ.Mektuptan : Devletin nitelikleri vedevletin temel yapısına yönelmiştehdit ve tehlikeler toplumda vedevletin kurumlarında rahatsızlıkyaratmaktadır. Köktenci cereyanlarakarşı fevkalade hassasiyet vardır.Dikkatinize sunuyorum: laik düzenikorumak için kanunlar aynenuygulanmalıdır.RP ile ordu ve sivil toplumarasındaki yüksek tansiyonbugünkü MGK toplantısına tarihibir nitelik kazandırdı. Genelkurmaybaşkanı ve Kuvvet Komutanlarınıntümü alışılmışın dışında laikliküzerine birer konuşma yapacak.İrtica ve pompalı tüfek mevzusumasaya yatırılacak.Cumhuriyet tarihinin en kritikMGK toplantısından ''Atatürk ilkeve devrimlerinden ödün verilemezkararı çıktı. RP'nin laiklik karşıtıuygulamaları sert bir dilleeleştirilip endişeler dile getirildi.Yılmaz: ''Ortada eylem vardır. Bunakalkışanlar ve göz yumanlar vardır.MGK hükumetin faili olduğusuçları tespit etmiştir. En önemlisözcük yaptırımdır ve talihsiz birifadedir.''Tarihi MGK toplantısı dünyabasınında da yankılandı.Komutanların laikliğe ilişkinuyarılarına geniş yer veren dünyabasınında ''askerler başbakanErbakan'ın kulağını iyice çekti.Refah-yol hükumetine son uyarı''yorumları yapıldı.02.03.1997 HÜRRİYET ASKERİN 20 ŞARTI. Erbakan; MGK toplantısından çıkan20 maddelik listeyi sert bularakyumuşatmak istedi.03.03.1997 HÜRRİYET HOCA DİRENİYOR. Erbakan'ın 20 maddeden oluşanlistenin bazılarının yumuşatılmasıistemli ısrarı devam ediyor.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 43


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET04.03.1997 HÜRRİYET YA UY YA DA ÇEKİL. DSP Lideri Ecevit ve CHP LideriBaykal dün başbakan Erbakan'a yalaik devleti içinize sindirin ya daçekilin dedi.04.03.1997 HÜRRİYET ERBAKA: ''MGK YASADAYATAMAZ''Erbakan dün MGK'ye karşısertleşerek ''yasaları TBMM yapar;MGK şu yasaları yapın şeklinde nemeclise ne hükumete dayatmadabulunamaz'' dedi.04.03.1997 HÜRRİYET HÜKUMETİ BOZALIM. DYP'li milletvekilleri ülkenin çokdaha kötü şartlarasürüklenmesinden çekindiklerinibelirttiler.05.03.1997 HÜRRİYET 6 MİLYON İMZA 30milyonluk kitleyi temsil eden 6milyon üyeli; Türkiye'nin en büyük3 esnaf ve işçi konfederasyonuMGK kararlarına tam destek verdi.06.03.1997 HÜRRİYET ORDU GÖREVİNİYAPIYOR.Anayasa Mahkemesi başkanı YektaGüngör Özden İstanbulüniversitesinin ''hukuk devletigünü'' töreninde yaptığı konuşmada''silahlı kuvvetler olağan görevsınırları içinde'' diyerek MGKbildirisinin yerindeliğini anlattı.07.03.1997 HÜRRİYET YENİ KRİZ KAPIDA. Hükumetin örneğine rastlanmamışbir kararla MGK kararlarınıTBMM'ye taşıma girişimi yeni birkrizin sinyalini verdi.08.03.1997 HÜRRİYET SOLCU İRTİCA VAR. Erbakan: Sadece İslami açıdanirtica yoktur. Solculuk devrimcilikirticası da vardır. Kadına kıyafetzorlamasında bulunmak devrimirticacılığıdır. Dindarlarlasavaşılmaz. Bunu geçmişte CHP,Hitler, Stalin denedi,çarpıldılar.Sosyal gelişimi önleyemezsiniz.08.03.1997 HÜRRİYET KARARLARIUYGULAYIN.MGK'nın anayasal bir kuruluşolduğunu hatırlatan Demirel bukurulda alınan kararlarauyulmaması halinde devletinyürümeyeceğini,uygulamayanlarında sorumluluk altında olacağınısöyledi<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 44


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET08.03.1997 HÜRRİYET ERBAKAN'A GÖREKARADAYI BASINAŞAKA YAPMIŞ.Erbakan, Karadayı'nın ''Türkbasınıyla iftihar ediyorum''sözlerinin şaka olduğunu ve busözlerin taşlama amaçlısöylendiğini iddia etti. Erbakanayrıca basının Ordu'ya atfederek birsürü yalan ortaya attığını savundu.09.03.1997 HÜRRİYET EĞİTİME MGKİLKEKERİ.10.03.1997 HÜRRİYET ASKERİ KIZDIRANSİYASETÇİ ŞİİRİ.Erbakan'ın imzaladığı MGK'nın18kararlarından eğitimle ilgili üçmaddesinde MEB'in durumueleştirilerek ''yetkileri etkisiz halegetirilmiştir deniliyor.'' Kurankurslarının denetlenmesi,8 yıllıktemel eğitim ve Tevhid-i Tedrisatkanununun uygulanması başlıklarıaltında toplanan bu maddelerdeaçıkça İmam Hatip liselerindenbahsedilmiyor. Ancak dünyanınHiçbir demokrasisi kendi rejiminedüşman yetiştiren bir sistemiuygulamaz'' sözleri dikkatçekiciydi.RP'li TBMM başkan vekili YasinHatipoğlu'nun Türk ordusunun ikiüst komutanını ağır dille eleştirenşiir yazması, ordu ve RPtartışmasını yeniden alevlendirirkenordu hükumet ilişkilerini degerginleştirdi.CUMHURİYET GAZETESİTARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET18.02.1997 CUMHURİYET ŞERİATÇI BASINATAZMİNAT DAVASI18.02.1997 CUMHURİYET ADALETE DEĞİLSİLAHLARA GÜVENVARŞeriata karşı kadın yürüyüşünüdüzenleyen kuruluşlar eyleme karşıkışkırtıcı yayında bulunan kışkırtıcıgazeteler hakkında dava açma kararıaldı.Eski Adalet Bakanı Ali Yılmaz:''Güvenlik güçleri kişilerin canını,malını, namusunu korumada zafiyetgösteriyor. Polise ve adalete güvenazaldıkça silahlanma artıyor.''dedi<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 45


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET19.02.1997 CUMHURİYET ATATÜRK BÜSTÜNEBOYALI SALDIRI.20.02.1997 CUMHURİYET DGM'YE SİYASİBASKI VAR.21.02.1997 CUMHURİYET REFAH-YOLTARTIŞILIYOR.22.02.1997 CUMHURİYET ŞERİATÇILARAVUKATLARASALDIRDI.Yozgat'ın Sarıkaya ilçesindeBelediye parkında bulunan Atatürkbüstüne kimliği belirsiz kişilertarafından boyalı saldırı yapıldı.TBMM Susurluk araştırmakomisyonu üyelerinden ANAP'lıYaşar Topçu ''İstanbul DevletGüvenlik Mahkemesine siyasetintepelerinden baskı var'' dedi.DYP Genel Başkanı, BaşbakanYardımcısı ve Dışişleri Bakanı TansuÇiller'in RP desteğiyle yücedivandan kurtulmasından sonra''Refah-Yol devam edecek mi''bitecek mi tartışmaları alevlendi.Sivas katliamı davasında sanıklaryine olay çıkardı. Önceki oturumdaölenlerin yakınlarına küfredensanıklar, dünkü oturumda da şeriatçıbasının ağzıyla müdahil avukatlaraküfretti.23.02.1997 CUMHURİYET ERBAKAN ŞERİATISAVUNDU.23.02.1997 CUMHURİYET ÜNİVERSİTEDEÖĞRENCİ OLAYLARI.SALDIRI ÜLKÜCÜDESTEKLİ.24.02.1997 CUMHURİYET ABD REFAH'ADESTEK VERMEDİ.Başbakan Necmetin Erbakan şeriatınİslami kurallar bütünü olduğunusöylerken Mesut Yılmaz ve BülentEcevit'in de kendileriyle aynıgörüşte olduğunu savunurken '' üçbeş gazetenin yazdıkları ya da birkısım azınlığın yaptıkları, tepkileritoplumu bağlamaz'' dedi.İstanbul Üniversitesi Edebiyatfakültesinde yaşanan olaylardanöğrenciler ülkücüleri sorumlututtu.''ülkücüler ve polisler okuldaterör estiriyor. Biz kitaplarımızısokmakta zorlanırken onlar balta ,sopa ve tabancayla içeri girebiliyor.''dediler.Refah-yol'un Türk Amerikanilişkilerini yumuşatmak, örtülü silahambargosunu sona erdirmek vehükumete destek sağlamak amaçlıWashington çıkarması sonuçalamadan noktalandı.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 46


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET25.02.1997 CUMHURİYET ÇEVİK BİR'E DESTEK Genelkurmay ikinci başkanı Org.Çevik Bir'in ''Atatürk devrimler,laiklik ve demokrasi konusundaödün vermeyecekleri'' yönündekiuyarısını Refah-Yol'un küçük ortağıDYP destekledi. Yeniden DoğuşPartisi lideri Hasan Celal Güzel isebir'in açıklamalarına sert tepkigöstererek Türkiye'de son aylardademokratik rejimin yerini militaristantidemokratik rejimin aldığınıbelirtti.26.02.1997 CUMHURİYET ERBAKAN TEHDİTEDİYOR.27.02.1997 CUMHURİYET FAŞİST SALDIRIYAPROTESTO.27.02.1997 CUMHURİYET POLİSSALDIRGANLARAGÖZ YUMUYOR.27.02.1997 CUMHURİYET DARBEYE ÖNLEMÇAĞRISI.RP lideri partisinin gruptoplantısında konuştu. Laikcumhuriyet isteyenleri dindüşmanlığı yapmakla suçlayanErbakan: ''Din düşmanları bir taraftainanca saygı duyanlar bir tarafta.Oturun oturduğunuz yerde rahatlıkbatmasın, laiklik elinizde kalır.''dedi.İstanbul Üniversitesinde 23 kişininyaralandığı saldırının ardından faşistsaldırıları kınamak için İletişimfakültesi önünde toplanan 2binöğrenci slogan ve pankartlarlamerkez kampüse doğru yürüyüşegeçti.Demokratik kitle örgütleri ve siyasalpartiler polisin olay sırasındakitavrına tepki gösterdi. İstanbulüniversitesindeki sol görüşlüöğrencilere yönelik satırlı,sopalıfaşist saldırıya tekiler sürüyor.Mesut Yılmaz rejimin uçurumunkenarında olduğunu belirtti. Yaptığıkonuşmada parlamento kulislerindedile getirilen 'darbe' imalarını güçlübir olasılık olarak seslendirdi. Siyasitıkanıklık ve rejimin tehlikedeolduğunu ve bunun sorumlusunun daRefah-Yol iktidarı olduğunusöyledi.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 47


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET27.02.1997 CUMHURİYET KURAN KURSUNDAÖĞRENCİLERETECAVÜZ İDDİASI.Diyanet işlerine bağlı Sinop Pervanekuran kursunda erkek öğrencilerarasında yaşanan cinsel ilişkininortaya çıkması sonucundaarkadaşlarına tecavüz ettikleri önesürülen iki öğrenci tutuklandı.28.02.1997 CUMHURİYET. ŞERİATÇILAR YİNEOLAY ÇIKARDI.28.02.1997 CUMHURİYET. ŞERİATIN PANZEHİRİÖRGÜTLENME.01.03.1997 CUMHURİYET. MUHTIRA GİBİTAVSİYE.01.03.1997 CUMHURİYET. ÜNİVERSİTEDENDEMOKRASİUYARISI.ÜNİVERSİTELERTEPKİLİ.01.03.1997 CUMHURİYET. HÜKUMETTESÜRTÜŞME BAŞLADI.İBDA/C davasının dünküduruşmasında sanıklar mahkemeheyetine ve gazetecilere saldırdı.Kararın okunması sırasında''Allahsızlar, hepinizi geberteceğiz''diye bağırarak mahkeme heyeti vebasın mensuplarına saldıran sanıklarjandarma ve polisler tarafındanengellendi.DİSK genel başkanı Budak merkezsağ ve sol partilerin siyasi partileryasasını, seçim yasasınıdemokratikleştirip üzerindeanlaşabilecekleri bir seçim tarihibelirlemeleri gerektiğini söyledi.Cumhurbaşkanı ve kurulun askerüyelerinini devletteki şeriatçıkadrolaşma ve girişimlerdenrahatsızlık duydukları Başbakanlıktacuma namazı kıldıktan sonraMGK'ye giden Erbakan'ın Türkiyedefaşist laik düzen var diyereközetlediği yaklaşımlarına tepkigösterdikleri bildirildi.Öğretim üyeleri laiklik, demokrasive özerklik için 3 Mart'taAnıtkabirde buluşacak. Öğretimelemanları laik ve demokratikTürkiye'nin ödünsüz savunucularıolarak demokratikleşme yolundaatılacak her adımın yanındaolacaklarını açıkladılar.Sanayi bakanı Erez RP'lilere çıkıştı.Orman bakanı Dağlı köşkünuyarılarını destekledi.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 48


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET02.03.1997 CUMHURİYET ERBAKA'IN MGKTAKIYYESİ.RP'lilere göre bildiriyle bölücülükfaaliyetlerine son verilmek isteniyor.''toplantıda tam bir görüş birliğivardı,bildiri mükemmel'' diyenErbakan MGK toplantısında Laik-Anti-laik ayrımıyla yapılanbölücülük faaliyetlerine sonverilmesi gerektiği üzerindedurulduğunu'' söyledi.03.03.1997 CUMHURİYET ŞERİATÇI EĞİTİMDORUKTA.04.03.1997 CUMHURİYET ERBAKAN MGK'YEMEYDAN OKUDU.05.03.1997 CUMHURİYET MGK ANAYASA'YIZORLUYOR.05.03.1997 CUMHURİYET HÜKUMET DAYAKYEDİ.MGK uyarısına kadar gelinensüreçte kökten dinci eğitimCumhuriyet tarihinin rekorunaulaştı. Resmi kuran kursu sayısı 3bin600 şubesiyle birlikte 8bin 50'yeulaşırken bu kurslarda öğrenimgören öğrenci sayısının 2milyonaulaştığı belirtiliyor. Kurankurslarının zorunlu eğitimkapsamına alınması için köktendinci çevrelerce büyük baskıkuruldu.İstifa etmem diyen başbakanMGK'nin hükumete Hiçbir konudadayatmada bulunamayacağınıbelirterek darbe söylemleriningündemden düştüğünü söyledi.ANAP genel başkanı Mesut Yılmazbildirinin tam anlamıyla bir muhtıraolduğunu söyledi. Yılmaz ''MGK'ninanayasada tarifi bellidir. KendileriniBakanlar Kuruluna eşit göremezler''dedi.Deniz Baykal partisinin gruptoplantısında ''hükumet kendidışında bir siyasal yönlendirmeyikabul etmek durumunda kaldı.Ortada darbeyi yenmiş bir hükumetvardır. Bu hükumet tokat yemişkaymakam gibi tokat yiyenkaymakam bulunduğu yerdekaymakamlık yapamaz'' dedi.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 49


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET05.03.1997 CUMHURİYET ŞERİATPROPAGANDASICEZASIZ.DGM savcısı Yüksel yasal boşluknedeniyle rejim karşıtı konuşmalarınarttığını söyledi. Yüksel:''şeriatçılara karşı elimizde şu anda312/2. madde var onu da almayaçalışıyorlar. Alırlarsa silahlı çetehaline gelmeyen dinci örgütlerhakkında soruşturmayapamayacağız'' dedi.06.03.1997 CUMHURİYET ŞERİAT İRTİCADIR. Anayasa Mahkemesi Başkanı YektaGüngör Özden TSK'nin görevsınırlarını aşmadığını söyledi. Şeriatıgetirmeye yönelik çalışmalar irticaifaaliyetlerdir. Bu yüzden TSK tamolarak görev alanının içindedir.07.03.1997 CUMHURİYET İKİYÜZLÜ SİYASET. Seçimlerden önce ''RP'ye karşılaikliğin güvencesi benim''diyenÇiller soruşturmalardan sonrakurtulabilmek için RP ile koalisyonyapmaktan çekinmedi.07.03.1997 CUMHURİYET REFAH-YOL MECLİSİKULLANIYOR.08.03.1997 CUMHURİYET HÜKUMET YOKUŞASÜRÜYOR.09.03.1997 CUMHURİYET RP DYP'Yİ DEUYARDI.09.03.1997 CUMHURİYET ORDUELEŞTİRİLERDENRAHATSIZ.10.03.1997 CUMHURİYET ORDU'YUZORLAMAYIN.MGK kararlarının TBMM'degörüşmeye sunulması tartışmalarıüzerine CHP lideri Baykalhükumetin tutumunun anayasallaubalilik olduğunu vurgulayarak''Hükumet Meclisin arkasınasaklanmasın''dedi.RP MGK kararlarının tamamınıdeğil istediklerimizi uygulayacağızmesajı vererek savunma yapmayabaşladı.RP iktidar ortağını ''uygunbulunmayan MGK kararları dikkatealınmaz'' diyerek uyardı.MGK Kararlarından sonra ordu veTSK'nın hedef haline getirilmesiüzerine Genelkurmay sert biraçıklama yaptı.''Çağdaş uygarlıkyolunda yürümeye kimse maniolamaz.''Cumhurbaşkanı Demirel orduyayapılan eleştirilere sert tepkigöstererek : '' TSK'yi kendinisavunma mecburiyetindebırakmayın'' dedi.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 50


ZAMAN GAZETESİ<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET18.02.1997 ZAMAN ALEVİLER'DEN KAZAN'ADESTEK.18.02.1997 ZAMAN TÜRKİYE SON KOZLARINIOYNUYOR.Sürekli aydınlık için bir dakikakaranlık eylemine yönelik olarak'mumsöndü' oynuyorlar ifadesihakkında tepki toplayan Kazan'aTunceli,Sivas, Hatay'dan gelen birgrup destek çıktı. Alevi oylarıylaiktidara gelenlerin bu durumusiyasete malzeme etmeyeçalıştıkları vurgulandı.Türkiye AB'nin 1197 sonuna kadaraçıklayacağı 2010 yılı na kadarkigenişleme listesinde yer almak içintüm kozlarını oynuyor.19.02.1997 ZAMAN YÜCE DİVAN YOK. Meclis eski başbakan ve eski Enerjibakanı Altıner'in Yüce Divan'agönderilmesine gerek olmadığınakarar verdi. Bugünkü oylamalardada Çiller ve Yılmaz'ın aklanmasınakesin gözüyle bakılıyor.19.02.1997 ZAMAN DİYANET SÖZ HAKKIİSTİYOR.20.02.1997 ZAMAN MESUT YILMAZ: İSLAMASAYGI DUYULUR20.02.1997 ZAMAN YASADIŞI ÖRGÜTLERİNYENİ PLANI KARARTMAEYLEMİ.Diyanet işleri başkanı Yılmaztoplumdaki belirsizliklerinbilgisizlikten kaynaklandığınıbelirterek bir TV kanalı istedi.Liderler gündemde yer alankonuları değerlendirdi. ''M. Yılmaz:Laiklik dine baskı aracı değildir.Çiller :Laiklik siyasete aletedilmesin.''Temiz toplum ve sürekli aydınlıkiçin bir dakika karanlık eylemleriniprovake etmek isteyen yasa dışı solörgütlerle bölücü örgüt PKK'nincezaevi temsilcisi tarafındandışardaki militanlara gönderileneylem planı ele geçirildi.21.02.1997 ZAMAN EYLEMİN TADI KAÇTI Susurluk'un aydınlatılması içinbaşlatılan 1dk. Aydınlık eylemiamacından sapıyor. Halkındemokratik tepkisi illegal gövdegösterilerine paravan yapılmakisteniyor.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 51


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET21.02.1997 ZAMAN BBP ORTAKLIĞA SICAK RP ve DYP tarafından özelsohbetlerde ortaklık teklifi geldiğinibelirten Yazıcıoğlu: ''teklif gelirsemasaya otururuz'' dedi.22.02.1997 ZAMAN DEMİREL: DARBE NEYİHALLEDECEK?22.02.1997 ZAMAN YILMAZ BASKIYAGÜVENİYOR.23.02.1997 ZAMAN DEMOKRASİ İSLAMLABAĞDAŞIR.24.02.1997 ZAMAN REFAHYOL'DA GÜÇBİRLİĞİ.25.02.1997 ZAMAN YILMAZ: TANKIGÖEMEYECEK KADARKÖRLER.26.02.1997 ZAMAN ÜNİVERSİTEDE YİNEGERGİNLİK.26.02.1997 ZAMAN SOL GENSORUREDDEDİLDİ.Darbenin telaffuzun bile tasvipetmeyen Demirel ''darbe neyihalledecek, hür ve serbest olmayaalışacaksınız'' dedi.Mesut Yılmaz'ın danışmanı Iğdırmilletvekili Adil Aşırım hükumetinmeclis dışı güçlerin baskısıylademokratik yollardan yıkılacağınısavundu.ANAP Lideri Mesut Yılmazİslamiyetin hem demokrasi hem deçağdaşlaşmayla bağdaştığınıkaydederek son günlerde yaşanankavganın tarafı olmayacaklarınıaçıkladı.Kapusuz: Yılmaz yıkımcı.Akşener: ANAP'ın milliyetçiliğigitti solu kaldı.ANAP lideri rejimin tehlikedeolduğunu söyledi. ''Sorunlarınçözümü meclis dışında bazıkurumlarda aranıyorsa rejimtehlikededir. Askeri darbe ise çaredeğil''İstanbul Üniversitesihukuk,edebiyat,siyasal bilimler veedebiyat fakültelerinde karşıtgruplar arasında arbede yaşandı.Polis olayların büyümesine engeloldu.DSP ve CHP tarafından hükumethakkında verilen gensorureddedildi.27.02.1997 ZAMAN ŞİMDİ DE MGKGERGİNLİĞİ.Yarın yapılacak MGK toplantısınınhükumetin sonunu belirleyeceğiyönündeki tartışmalar ve darbesenaryoları kafa karışıklığına sebepoldu. Siyasiler spekülasyonların adıgeçen tüm kurumları yıpratacağıuyarısını yaptı.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 52


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET27.02.1997 ZAMAN PROVAKATÖRLER İŞBAŞINDA.İstanbul Üniversitesinin çeşitlifakültelerinde meydana gelenolaylardan sonra dün de değişiküniversitelerden toplanan solgörüşlü öğrenciler üniversitekampüsünde gösteri yaptılar.28.02.1997 ZAMAN GÖZLER MGK'DE. Uzun zamandır beklenen toplantıbugün yapılıyor. RP: laikliğe karşıdeğiliz.28.02.1997 ZAMAN CHP'DEN DARBEYAKLAŞIMI01.03.1997 ZAMAN MGK TOPLANTISI 9 SAATSÜRDÜ.02.03.1997 ZAMAN MGK'DE SİVİL ASKERUZLAŞMASI.02.03.1997 ZAMAN ERBAKAN'DAN PARTİSİNEKESİN TALİMAT:'' SUNİGERGİNLİKLER ORTADANKALDIRILACAKTANSİYONDÜŞÜRÜLECEKTİR.''CHP Genel başkan yardımcısı AliTopuz MGK toplantısındaErbakan'ın askerlerden zılgıtyiyeceğini öne sürdü. ''rejim sorununormal yollardan tedavi edilmezsebirileri gelip Çiller ve Erbakan'ıoperasyona tabi tutacak.Üst düzey askerlerin de katıldığıdünkü MGK toplantısı 9 saatsürdü. Toplantıda laiklik vurgusuyapıldı.DYP'liler önceki gün tarihinin enuzun güncel toplantısını yapanMGK'nin iktidar ortakları ile askeriuzlaştırdığı kanaatindeler. MGK'ninanayasal çerçevede Refah-Yolhükumetinin değerlendirmesiniyaptığını kaydeden DYP'liyöneticiler askerin RP'yi sert birdille uyardığını öne sürüyorlar.MGK toplantısında kurul üyelerininbütün konularda tam mutabakatavardıklarını söyleyen Erbakangerekenin yapılacağını, muhalefetpartileriyle işbirliğine gidileceğiniaçıkladı.03.03.1997 ZAMAN BASIN YİNE ABARTIYOR. MGK'nin çalışmalarıyla ilgilibasında çıkan haberlerin doğruolmadığını savunan RP lideri,RP'nin Türkiye'deki demokrasi,huzur ve barışın teminatı olduğunadikkati çekti.Erbakan: "MGK'ninbu olağan çalışmasından özel birtakım maksatlar çıkarmakisteyenlerin umutları boşaçıkmıştır." görüşünü savundu.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 53


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET04.05.1997 ZAMAN HER HÜKUMETE TAVSİYEVERİLİR.05.03.1997 ZAMAN ÇİLLER'DEN İLGİNÇMESAJ06.03.1997 ZAMAN ÇİLLER: BAŞKOMUTANMECLİSTİR.Refah-Yol hükumetine verilentavsiyelerin ilk olmadığı yenikurulan her hükumete MGKSiyaseti Belgesi yoluyla benzeri'tavsiyelerin veya 'ayarların'yapıldığı bildirildiHükumete devam mesajınıtekrarlayan Çiller''Bizansoyunlarına gelmeyiz'' diye konuştu.DYP'li milletvekilleri de 'üç-beşkişi istiyor diye hükumet düşmez''görüşünde.MGK kararların meclis gündeminegetirileceğini belirten Çiller:''Meclis demokrasinin sahibidir.Bütün konuların ve sorunlarınçözüm yeridir. MeclisBaşkomutandır.'' dedi.06.03.1997 ZAMAN MUHTIRA GİBİ ANAP grubu ve MKYK üyelerinin6 saat süren toplantısında; MGK'nın28 Şubatta yaptığı toplantısındançıkan sonuç ''Muhtıra''olarakdeğerlendirildi.07.03.1997 ZAMAN ÖZAL, DEMİREL'İSUÇLADI.MGK Kararların Y. Bozkurt Özalkrizin sebebi olarak Demirel'igösterdi. Özal; askerlerinDemirel'in oyununa geldiğini iddiaederek MGK kararlarının zorlaimzalatılmasıyla dünyakamuoyunda Türkiye'nin küçükdüşürüldüğünü savundu.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 54


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4TARİH GAZETE ADI BAŞLIK ÖZET08.03.1997 ZAMAN ERBAKAN:DEMOKRATLAR GÖREVBAŞINDA.09.03.1997 ZAMAN ŞAHİN ALİ ŞEN:SENDİKACILARA ŞAHİNALİ ŞEN: SENDİKACILARADEMOKRASİ ELEŞTİRİSİ.Emir değil: hükumet MGKkaralarını emir telakki etmez.kararların demokrasiye aykırıolmayanlarını uygulayacağız.Muhtıra yok: Kararlar BakanlarKurulunda görüşülecek. Muhtırayok darbe yok. Asker sivile tabidir.İşçi sendikaları ve konfederasyonlarderneği demokrasi sınavında sınıftakaldı. son bir ay içindekisöylemleriyle darbe yanlısı birtutum izlediler. Söz konususendikacılar sık sık askeriyetkililerle bir araya gelmekten veaskeri darbeye zemin hazırlayacakbeyanatlar vermekten çekinmediler.10.03.1997 ZAMAN RP'YE VURMA REÇETESİ. ANAP Lideri Yılmaz ve partiyöneticilerine RP ile nasıl mücadeleedilmesi gerektiğini öngören raporsunuldu. Raporda RP' nin kendisinimerkez sağın varisi olarak görmekistediği savunulurken, RP' nintarikatların desteğini almagirişiminin önlenmesi istendi.10.03.1997 ZAMAN HÜKUMET DİMDİKAYAKTA.Devlet bakanı Lütfü Esengün: ''sonolaylar ülkede kimsenin kafasınıkarıştırmasın'' deyip medyaya daçatarak ''ülkede son günlerde birtakım huzursuzluklar oluşturulmakisteniyor, kafanız karışmasın,hükumet uyum içindedir, medyayaitibar etmeyin'' dedi.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 55


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/428 ŞUBAT DÖNEMİ BASIN DİLİ28 Şubat dönemi gazete haberlerinin en belirgin özelliği; parti liderleri, siyaset adamları, iktidarpartisi ve muhalefet partisi arasındaki neredeyse tüm diyalogların, sanki gazeteler aracılığıylagerçekleştiriliyormuş gibi görünmesidir. 90'lı yıllar, Türkiye'de medyanın gerçekten de etkin birbiçimde söz sahibi olduğu ve gücünü artırdığı bir dönemdir. Öyle ki medya artık yasama, yürütmeve yargıya ek olarak bir dördüncü güç olarak anılmaya başlamıştır.Medyanın zaman içinde kazandığı bu güç, 28 Şubat Post-Modern Darbesi sürecinde de kendisinioldukça açık bir biçimde ortaya koymaktadır. 28 Şubat'ın ortaya çıkmasına neden olan iktidardakipartinin İslami unsurları ön plana çıkaran icraatları ve iktidar partisi mensuplarının örneğin “SürekliAydınlık İçin Bir Dakika Karanlık” eylemine yönelik tavırları ya da açıklamaları, basın tarafındanciddi biçimde üzerine gidilmek suretiyle gündemin en önemli maddelerinden birini oluşturmayıbaşarmıştır. Ayrıca gazetelerin manşetlerine bakıldığında siyasetle ilgili haberlerin daha çok İslamiya da dinci kesimi konu alan başlıklardan oluştuğu görülmektedir.Bu dönemde basının kullandığı dilin 12 Eylül'dekinden farklı bir noktası vardır. 12 Eylül darbesisürecinde resmi ideolojiyi destekleyen ve teyit eden gazetelerin yerini 28 Şubat sürecinde; egemensöylemi destekleyen değil, yönlendiren bir gazetecilik anlayışı almıştır.Yaşanan süreçte kamuoyunun gündeme yönelik fikir sahibi olması konusunda en güçlü konumdaolan Hürriyet Gazetesi diğer gazetelere oranla örneğin “Ordu'ya BM'ler Övgüsü” başlıklı haberlerledaha ordu yanlısı bir tutum izlemiştir. Medyanın elde ettiği gücün arttığı ve siyaset gündemininneredeyse medya aracılığıyla belirlendiği bir ortamda Hürriyet Gazetesi’nin işlevi diğerlerine oranladaha belirgindir. Cumhuriyet Gazetesi ise belirlenen gündeme paralel olarak, dinci harekete yöneliköteden beri süren muhalif tutumunu sergilemiştir. Zaman Gazetesi ise 28 Şubat dönemini ortayaçıkaran gerginliklerle haber yapmak yerine, iktidar partisinin sözcüsü ve savunucusu olma göreviniüstlenmiş, 28 Şubat'taki MGK toplantısından sonra da Başbakan Erbakan'ın demeçlerine benzeyen“aslında ordu ve hükümet arasında bir gerginlik olmadığı” yönündeki haberlere yoğunluk vermiştir.Örneğin 28 Şubat MGK toplantısının hemen ardından diğer gazetelerin darbe söylemlerini artırdığıhaberlerine rağmen Zaman Gazetesi, 2 Mart 1997 tarihli bir başlığını “MGK’de Sivil AskerUzlaşması” olarak atmıştır. Buna karşın benzer tarihlerde diğer gazeteler, başbakan Erbakan'ı<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 56


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4kastederek “Hoca Direniyor” türünden bir üslupla, sonuçları sonradan ortaya çıkacak bir döneminyaklaşmakta olduğunu sezdirmektedir.28 Şubat sürecinde gazetelerin tutumuna genel olarak baktığımızda MGK toplantısına neden olangerginliğin varlığını kabul eden ve üzerine giden ve dolayısıyla müdahaleyi bilerek ya dabilmeyerek destekleyen bir görünüm sergilemektedir.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 57


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4DARBECİLERİN DİLİ VE BASIN DİLİ KARŞILAŞTIRMASI12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesi’nde okunan ve 28 Şubat'ta basın yoluyla öğrenilen bildirilerle buiki döneme ilişkin gazete haberleri karşılaştırıldığında hem darbecilerin kullandığı hem de basınınkullandığı dilin incelenmesi sonucunda ortaya çıkan ilk sonuç; hem darbecilerin hem de basınınbelli dönemlerde toplumu tehdit eden bir düşmanın varlığını kabul edip, ona karşı dozu bellizamanlarda ve kimi olaylara göre değişebilen saldırgan bir dil ve söylem geliştirdiğidir.Bunun dışında 12 Eylül Darbecilerinin diliyle o dönem basınının dili arasında tam bir paralellikolmasına karşın 28 Şubat sürecine gelindiğinde, bu durumun yerini, basın ve darbecilerinçoğunlukla aynı noktalarda hassasiyet göstermeleri dışında, basının bazı konuları daha ön planaçıkarmak suretiyle yönlendirici bir rol üstlendiği bir duruma bıraktığı görülmektedir.Ancak gözden kaçırılmaması gereken nokta; 12 Eylül’den 28 Şubat’a kadar geçen süre içinde hemdarbecilerin hem de basının söylemlerinde çoğunlukla bir paralellik olmasına karşın; kullanılandilde genel anlamda bir yumuşama olduğudur. Bu durumun ortaya çıkmasındaki temel faktörler,özellikle uluslararası platformda demokrasinin korunmasına önem verildiği görüntüsününoluşturulmak istenmesi ve yine aynı kaygıyla devlet kurumlarının birbirleriyle ve siyasilerin kendiarasında gerilen ilişkilerinin gevşetilmesi yönündeki hassasiyetin önem kazanmış olmasıdır.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 58


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4SONUÇ12 Eylül'e kadar toplumda varolan gerginlik ve anarşinin asker tarafından darbe yoluyla bitirilmeyeçalışılması, neredeyse tüm kamuoyu tarafından pozitif bir gelişme olarak değerlendirilmiştir. Ancak1980 Darbesi’nin ağır bir savaş dili kullanılarak yapılması ve devam eden süreçte tüm kurumlarınaskeri bir yapıya bürünmesi ve toplumun cunta altında devam eden yaşamı toplumsal bir travmaolarak ortaya çıkmıştır. 12 Eylül sonrası asker zoruyla ve denetiminde hazırlanan Anayasa;toplumu, sorgulamaktan, düşünce özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü kullanmaktan alıkoymuştur.Aynı dönemlerde Batılı ülkeler neo-liberal politikalarla genişlemiş ve kendi kurduğu sistem içindeekonomik ve sosyal anlamda büyük bir atılım gerçekleştirmiştir. Dünyada büyük bir ekonomik vesosyal değişim ortaya çıkarken, Türkiye kendi sorunlarını kendi iç potansiyeliyle çözemeyen veekonomik anlamda da çalkantılı bir ülke olma durumuna düşmüş ve Batılı ülkelerlekarşılaştırıldığında uzun yıllar boyunca geri kalmış ya da gelişmekte olan ülke adıyla anılmayamahkum olmuştur.Ülkenin iç siyasi çalkantıları sonucunda sürüklendiği 28 Şubat sürecinde 1997 MGK toplantısıylaortaya çıkan askeri müdahale, aslında tam olarak 12 Eylül travmasının yarattığı bir geri kalmışlıkdöngüsünün içine düşmemek adına farklı yöntemler izlenerek ortaya koyulmuştur.Aynı dönemlerde Türkiye'nin kendisi için bir çıkış olarak gördüğü AB’nin, bir oyalama taktiğiuygulamasına ve uluslararası kamuoyunda Türkiye için yerleşmiş kanı olan “demokratikleşme veçağdaşlaşma sınavında sınıfta kalmış ülke” imajına rağmen, asker, rejim tehdidi karşısında hareketegeçmekten kendisini alıkoyamasa da, müdahalelerinde yumuşama bir zorunluluk halini almıştır.Askerlerin bu tutumunda ayrıca, değişen dünya düzeni içinde yerini tam olarak alamamaktanrahatsızlık duyan yurttaşların olması ve anti-demokratik eylemler sonucunda kamuoyu desteğindenmahrum kalınacağının bilinmesi de etkili olmuştur. Diğer taraftan 12 Eylül döneminde sanki tekağızdan konuşuluyormuşçasına haber yapan yayın kuruluşları, tam anlamıyla darbenin destekçisikonumundayken, 12 Eylül dönemindeki kısıtlamalara maruz kalmamak adına, dördüncü kuvvet<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 59


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4olarak anılacak duruma gelmesinden de aldığı güçle, 28 Şubat Askeri Müdahalesi sırasında darbeyidesteklemekten öte sürecin koordinatörü rolünü üstlenmiştir.28 Şubat’ta geleneksel yöntemlerin terk edilmesine rağmen 12 Eylül'dekine benzer bir sonucun eldeedilmiş olması askerin uygulamaya çalıştığı yeni yönteminde aslında başarılı olduğunugöstermektedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, askerlerin sadece siyasetin içinde yer almaeğilimlerini pratiğe dönüştürme konusunda kullandıkları yöntemin değişmiş olmasıdır. Yani aslındaeylem tarzında bir değişiklik olmamaktadır. Değişen tek şey görüntüdür. Tüm dünyada işletmecilikanlayışının yayıldığı ve onun en önemli unsurlarından birinin de pazarlama olduğudüşünüldüğünde, askerin oluşturmaya çalıştığı sunum şeklinin de psikolojik faktörleri ön plana alanbir yöntem geliştirmiş olması pek şaşılacak bir durum olmasa gerektir. Kısaca; değişen tek şeyeylemi ortaya koyarken kullanılan dil ve söylem şeklidir.12 Eylül döneminde müdahale serbestisini İç Hizmet Yasası’na dayandıran ve müdahale gerekçesiolarak toplumda huzursuzluk yaratacak düzeye gelmiş şiddet olaylarını gösteren askerler, giderekdaha spesifik ve görünür olmayan problemleri müdahale aracı yapma eğilimine girmiştir.Bu yöntem ya da yaklaşım değişikliğinin ortaya çıkmasının altında, dünyadaki gelişmelere paralelolarak ordunun ve askeri güçlerin siyasetten uzak görünme isteği bulunmaktadır. Artık 12 Eylüldöneminde olduğu gibi asayişi sağlamaya yönelik bir görev alanı bulunmadığından, siyasete etkiedebilmenin yolu marjinal tehlikeleri görünür kılmak ve önleyici nitelik gösteren bir savunma rolüüstlenmek olmuştur. Böylece AB ve devletin demokratik yapısı gibi hassas konularda dış dünyanınve içerde kamuoyunun ve toplumun tepkisini çekmeyecek ılımlı bir müdahale çeşidi üretilmişbulunmaktadır.Son söz olarak denilebilir ki bilgi çağının nimetlerinden sınırsız yararlanma lüksüne sahip bireylerinyaşadığı bir dünyada, devlet-toplum arasındaki ilişkinin toplumu oluşturan bireyler lehineşeffaflaşması zorunluluğu, hizaya sokmayı kendine görev addetmiş devletin bu rolünde bir türdeğişikliği gerektirmektedir. Türkiye’de yaşanan son iki darbeyi de kapsayan sürece bakıldığındaise devlet-toplum arasındaki ilişkinin gerginleştiği noktalarda medyanın etkisi oldukça artmıştır.Böylelikle doğrudan baskı uygulamak yerine kamuoyu algısını manipüle etmek mümkünolmaktadır.<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 60


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4KAYNAKÇAAkgün, B. (2007) Türkiye'de Partiler Sistemi ve Siyasal Güven, Ankara: Nobel yayınları.Başkaya, F. (1999) Yediyüz Osmanlı Beyliğinden 28 Şubat’a, Ankara: Ütopya Yayınevi.Bayramoğlu, A. (2001) 28 Şubat Bir Müdahalenin Güncesi, İstanbul: Birey Yayıncılık.Birand, M. A. (1984) 12 Eylül Saat 04:00, İstanbul: Karacan Yayınları.Bölügiray, N. (1999) 28 Şubat Süreci, İstanbul: Tekin Yayınevi.Dursun, D. (2001) Demokrasi Sorunu ve Türk Demokrasisi, İstanbul: Şehir Yayınları.Heper, M. (1973) Modernleşme ve Bürokrasi, Ankara: Sevinç Matbaası.http://www. dorduncukuvvetmedya.com/article.php?sid=3113http://www.belgenet.com/12eylul/12eylul.htmlHürriyet-Cumhuriyet-Tercüman-Zaman Gazeteleri, TBMM kütüphanesi mikro-film merkezi,(15Mayıs-25 Haziran 2008)İba, Ş. (1999) Milli Güvenlik Devleti, İstanbul: Çiviyazıları Yayınevi.Karataepe, Ş. (1999) Darbeler, Anayasalar ve Modernleşme, İstanbul: İz Yayıncılık.Kayalı, K. (2000) Ordu ve Siyaset, İstanbul: İletişim Yayınları.Kongar, E. (1976) İmparatorluktan Günümüze Türkiye’nin Toplumsal Yapısı, İstanbul: Er-TuMatbaası.Kongar, E. (2000) 28 Şubat ve Demokrasi, İstanbul: Remzi Kitabevi.Kongar, E. (2003) 21. Yüzyılda Türkiye , İstanbul: Remzi Kitabevi.Sabuncu, Y. (2005) Anayasaya Giriş, Ankara: İmaj Yayınevi.Tanör, B. , Boratav, K. , Akşin, S. (2000) Türkiye tarihi (5), İstanbul: Cem Yayınevi.Yılmaz, H. (2005) Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli Savunma Hizmeti, AÜHF Dergisi, AnkaraÜniversitesi Yayınları.Yüksel, E. (2004) ‘Medya Güvenlik Kurulu’, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Yayın No:1551<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 61


<strong>ETHOS</strong>: <strong>Felsefe</strong> ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Ocak 2009 // Sayı: 1/4<strong>ETHOS</strong>: Dialogues in Philosophy and Social Sciences // January 2009 // Volume 1/4 62

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!