13.07.2015 Views

Fuzulî'nin Mektupları - 2023'e Mektup

Fuzulî'nin Mektupları - 2023'e Mektup

Fuzulî'nin Mektupları - 2023'e Mektup

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Fuzulî(1495- 1556)Düzanlatışlıların 1 ve ozanların en düzanlatışlısı Mevlana Fuzuli'nin - Tanrı ona acısın -dilinden, Nişancı Paşa'ya - Tanrı onun ününü yüceltsin - yazılan bilgelik bicemli 1 mektuptur:ŞİKÂYETNAMEEvrenin ülke süsleyicisinin iyesi, bilgelikler ülkelerinin bilgelik uzayı egemeni, bayındıryeryüzünü azık bekleyenlere özgü kılıp kullanımını, adaletli, acıması bol yöneticilere bıraktıkçave olasılığın küçük yeryüzü tekkesinde bulunan hak iyelerinin her birine, değerince, gizlilikgömüsünden biteviye azık verdikçe (yettikçe), o hilâfet divanının yazıcılarının misk saçankalemleri, hak iyelerinin azıkları gömülerinin açarı (anahtarı) olsun ve bakmasını bilenler, kendigözbebeklerinin bahçesinde, sağlam temelli saltanatın bayraklarım taşıyanların amber saçanimlerinde sağ görülük bulsun.sonra:Küçücük bir övgüyü açıkladıktan, güzel dua mektubunu yücelterek yerine getirdiktenMesnevi:21 Düzanlatışlı: Fasih; Biçem: Üslup (bkz. Yazın Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları).2 Mesnevi:Arzeder hâksar-i bi-mikdarKi mukum-i makam-ı uzlet ikenBaşuma düştü can sevdasıHeves-i kesb ü neng ü nam ittümİstedüm kim uluvv-i kadr bulamBilmedüm kim şikeste hal oluramTama eşrara hâdim olmağ imişKim ki Allahtan iba eylerHasılı zillet ü hasaret olurBende-i kemterin Fuzulî-yi zarSakin-i guşe-i kanaat ikenZevk-ı ehl-i tama temennasıTaleb-i rifat-i makam itdümMazhar-ı lütf-i padişah olamHaset ehline pay-mal oluramSüfehaya mülazim olmağ imişGayri dergaha iltica eylerRaht-ı ümmidi ye'se garet olurEn değersiz, toprakça güçsüz, olabildiğince eksik yalvar yakar olan Fuzulî sunar:Yalnızlık orununda (makamında) otururken, azlık köşesinde azla yetinerek sessizcedururken,


Başıma yücelmek dileği düştü, açgözlülerin de doymazlık isteği.Ad san kazanmayı, orunumun yükselmesini istedim.İstedim ki orunum ululansın, padişahın iyiliğine kavuşayım.Durumumun bozulacağını, kıskançların ayakları altında ezileceğimi bilmedim.Açgözlülük kötülere kul olmakmış, bayağılara uşaklık etmek imiş.Tanrı'dan yüz çevirip başka bir kapıya sığınan,Kısacası aşağılanır, bayağılığa düşer, tüm umutları yas'ın yağmasına uğrar.Kısacası değerimin doruğunu azla yetinme tacı ile ve saygınlık gövdemi yalnızlık giysisi ilesüsleyerek anlamlar evrenlerinin bağışladığını, görünüş ülkelerinin elde edilmesinden yeğrekbilip gönül tokluğu ülkesinin padişahı, yokluk ve tümden yoksulluk ülkelerinin bağımsızegemeni iken, varlığımın tözü (cevheri) eksiksizliği gerektirip tuttuğum yoldan Tanrı'yadayanma inancı gidip, çalışıp çabalama dünyasından bu meleğe esinlenmiş oldum ve bu esinidinledim ki: Ey ilerisini gerisini düşünmeyen! Şu gördüğün evren Tanrı'nın sıfatlarınıngörüntüsüdür ve sonsuzluk sevinçleri ışıklarının ineceği yerdir.Kesenkes ülke (varlık), hükümdardan (Tanrı'dan) ayrılmaz; ülkenin niteliklerindenyararlanmayan da Tanrısal evrenin gizillerine eremez. Kuşkusuz ülkenin egemenlerine başvurma, bağışların ortaya çıkmasını gerektirir ve çağın hükümdarına ulaşma isteklerin yerinegelmesinin nedenidir; "sultan Tanrı'nın gölgesidir" doğruluğu tartışılmayan gerçek Hadistir.3Onu umursamamak yanlıştır. "Ancak Tanrı'nın elçileriyle Tanrı'ya yakın melekler söz dışıedilecek olursa sultanın orunundan daha üstün orun yoktur" sözü de Peygamberindir, bundansapma uygun değildir. Özellikle, anlam saltanatı evreninde gerçekten halifelik orununa ermiş veegemenlik tahtı, gerçekte, başkanlığın (imamlığın) dayanağı olan bizim padişahımız:Kesim:43 Hadis-i sahih: Peygamberin gerçekten söylediğine inanılan ve ünlü 6 Hadis Betiğinde bulunanhadislere denir.4 Kesim: Kıt'a (bkz. Yazın Terimleri Sözlüğü, TDK. Yayınlan). Aşağıda göreceğiniz öteki terimler deçıkacak olan bu terim sözlüğünden aktarılmıştır.Padişah-ı bahr ü ber Sultan Süleyman-ı VeliOl ki mahz-ı adldür zat-ı velâyet-perveriHali andan olmasun yarab velâyet ta ebetKim velayetten değül hali safa-yı cevheriDenizlerin, karaların padişahı olan ermiş Sultan Süleyman ülkenin iyesidir, adaletin takendisidir; Tanrım ülke ondan yoksun kalmasın, çünkü onun arı tözü dostluktan ayrı değildir.Diyeceğim, dokuz kat feleğe umursamazlık tekmesini atarken, bu iç dürtü ile, yücekapıdan bir şey isteyip devlet büyüklerinden yardım mutluluğuna ermek ve yükselme onurubulmak düşüncesiyle evkaftan dokuz akçelik göreve kanıp sunu önerisini aldım;5 buyrultu içinevrenin sığındığı kapıya gönderip dönüşünü beklemeye başladım. Gözleme süresi bittikte vebekleme günleri son bulduktan, ereğin yerine geldiğini muştulayanlar, bana uğurlu bir örnek vebir padişah onayı getirdiler. Bilginin güzelliğiyle süslenmiş, bağış bezekleriyle bezenmiş, amber


karalarında (yazılarında) "karanlığı çöken gece hakkı için"6 boyası, ak kâfurunda "kuşlukaydınlığı hakkı için"7 arılığı; sayfasında, satırları damlaları bağış olan bulutlar ve çizgilerinde(yazılarında) dilek ışınlarının yıldızlarına benzeyen serpilmiş noktalar sedef incisi gibi parlaktı.Suya kanmış inciyle dolu eliaçıklıklar denizi, dalgalarını, kıyıya vurmuştu, Huten miskinebenzeyen katkısız misk de Tanrı'nın saygınlık ve yüceliğiyle gelmişti.Başlangıç sözü "O kuşku duyulmaz bir Tanrı'dır"8 ve son sözü "gerçek başarı, iyi soninananlarındır"9, kavramının ereği "bu yalvaçlık, Tanrı'nın erdemi ve yardımıdır, onu dilediğineverir; Tanrı yüce bilgelik iyesidir"10; son kavramı: "O Süleyman'dandır,odabismillahirrahmanirrahim"11Koşuk:12Ne güzel yüce örnek ve ne güzel ünü yüksek bir im!Ne güzel! Sevinç veren, bolluk eriştiren mektuplaşma!5 Fotokopilerde (s. 49/26) "arzı aldım" yazılıdır. Eleştirili yayımı yapan Sayın Karahan "arzaldım" diye okumuştur (s. 33 /63). Dipçıkmalarda yazma değişiklikleri gösterilmediği gibi,kendisinin neden "arz aldım" ı seçtiği, ya da böyle okuması nedenini belirtmemiştir.Arz kâğıdı: Sadrazamların padişahlara sundukları 15x25 boyutundaki bir kâğıttır (bkz. ZekiPakalın, Tarih Deyimleri Sözlüğü, "arz" maddesi, Istanbul, Millî Eğitim Basımevi, 1946). İslâmAnsiklopedisi'nde "arz" terimin Osmanlılarda aldığı anlamdan söz edilmemiştir.Tarihlerde "arz tezkiresi" olarak geçer; "ariza" da son zamanlarda "yazılı öneri" anlamınakullanılırdı.6 Kur'an : 93/27 Kur'an : 93/18 Kur'an : 24/249 Kur'an : 7/127; 28/8310 Kur'an : 62 /411 Kur'an : 27/3012 Nazım:Zihi misal-i şerif ü nişan-ı âlişanZihi mürasele-i zevk-bahş ü feyz-resanZihi hilâl-i sipihr-i avatıf-ü eşfakZihi kilid-i künuz-ı merahim ü ihsanZihi sahife-i safî-dil ü safa-engizZihi ceride-i anber-nisar ü müşg-efşanNe güzel! Bağışlar göğünün ve akşam kızıllıklarının yarım ayı!Ne güzel! Acımalar, vergililikler gömüsünün açarı!Ne güzel! Arı gönül ve sevinci artıran sayfalar!Ne güzel! Amber ve misk saçan onay bildirisi!Gerçekten o acıma iminin inmesin'den (Kur'an ayetine benzeterek gelme yerine inmediyor) yaratıcı gönüle, betimlenmesi yazının sınırlarını aşan bir çeşit sevinç yayıldı ve o devletvarlığının gelişinden kırılmış gönüle bir sevinç yetti ki, yazılması anlatım olasılığının üstündedir.Koşa: 13


Özbenliğe onunla ulaşan mutluluğu anladım; dedim: "Bu sana nerden geliyor?""Tanrı'dan" diye yanıtladı.Özet olarak tüm bir umutla elimde olmadan durdum ve kararı göstermek için evkafyönetmenine baş vurdum. Doğrusunu söylemek gerekirse yönetmenle görüşmek için elverişlibir durum ortada yoktu, onun yardım eteğine istek eli ulaşmadı. Ama girilecek odasına(divanına), buyrultuyu sunmak için saldırdım. En uğursuz zamanda, en güçsüz durumdayanlarına varınca bir topluluk gördüm. Durumları anlatılacak olursa, karmakarışık. Ne arılıktanbir iz var orada, ne doğruluktan bir im var. Toplulukları aldatmacalar tuzağı. Oradakiler "onlarhayvanlar gibidir, ola ki onlardan da şaşkın"15. Uygunsuz davranışları ruh törpüsü gibi, inciticisözleri Nuh Tufanının dalgalarına benzer. Selâm verdim rüşvet değildir diye almadılar; karargösterdim, yararsızdır diye yüzlerini döndürüp bakmadılar. Görünüşte her ne denli esleklik(itaat) gösterdilerse de, duruşları ve davranışlarıyle bütün sorularımı yanıtladılar.Ey büyükler dedim - Bu ne yanlış iş ve kaş çatmadır?Dediler - Geleneğimiz hep budur.Dedim - Benim gözetilmemi kesenkes gerekli bulmuşlar, evkaftan süresiz yararlanayımve Padişaha gönül tokluğu ile dua edeyim diye bana emeklilik buyrultusu vermişler.16Dediler - Ey uyuşuk! Sana kıymışlar ve sana kararsızlık bolluğu vermişler ki, biteviyeyararsız tartışmada bulunasın, uğursuz yüzler görüp tatsız sözler işitesin.Dedim - Buyrultumun içindekiler niçin gerçekleşmez?Dediler - Artık gelirlerdendir, yerine getirilme olasılığı yoktur.Dedim - Böyle evkaf artıksız olur mu ?13 Beyit:Nefse anunla yeten zevkten oldum agah14 Kuran : 3/3715 Kur'an : 7 /17916 Sayın yayımcı, bundan önceki okuyanlar gibi, "riayet" sözcüğünü "reayet" okumuştur.Oysa gözetme, gözetim anlamına gelen ”riayet” okumak daha doğru olsa gerekir.Dediler - Başkentin gereksinmelerinden artarsa, bizden artar mı?Dedim - Vakıf malın çok harcamak günahtır.Dediler - Akçemizle satın almışız, bize helâldir.Dedim - Denetlerlerse bu gidişinizin yanlışı bulunur.Dediler - Bu hesap kalkış gününde (kıyamette) alınır.Dedim - Dünyada da hesap olur, duymuşuz çünkü.Dediler - Ondan da korkumuz yoktur. Yazıcıları yola getirmişiz.Gördüm ki soruma yanıttan başka nesne vermezler, bu buyrultu ile dileğimi yerinegetirmezler, çaresiz tartışmayı bıraktım, yaslı ve yoksun olarak yalnızlık köşeme çekildim.Ben buyrultumdan kötülük gördüğüm için ona gücenik, buyrultum benim yüzümden acıçektiği için benden utanmış. O yaralı tanık gibi söylemekten bıkkın, ben yalancı davacı gibikötülemekten üzgün. O geçerliliği kalmamış ayet gibi uygulamadan kaldırılmış, ben yüzüdeğiştirilerek çirkinleştirilmiş ümmet gibi dilekleri öldürülmüş ...17Kesim: 18


Ben ona kargaşa, o bana kıran; ben ondan tiksiniyorum, o benden. Ben ona tasa, o banasıkıntı; ben onu tanımıyorum, o da beni.Özet olarak, acı yoksunluk son kerteye vardıkta ve şaşkınlık denizi azdıkta, usuma bugeldi ve gönlüme şu anlam yayıldı: Kuşkusuz vergililik, tan yerinden doğan bağış güneşi, karanlıkbulutun örtüsünü benimsemez ve acımalar kaynağından sızan tatlı acıma suyu, sarsılmanın suçevrintisinden, yokluk tozu tutmaz. Yakında engele engel bulunur; savana karşı da bir savıcıortaya çıkar.Kesim:Tanrı göstermesin; dünyadan elini eteğini çekerek istemezlik köşesinde oturanlara,hilâfetin dayanağı olan o yüce orun, bir oyun düzenlemiş olmasın. Tanrı göstermesin; azlayetinme gömüsünün özlemini duyanlara, padişah buyrultusu, kıyın ejderinin turası olmasın.19Sayın büyüğüm; gönderilen padişah buyrultusunun kapsamı, buraca gönderilen sunuönerisine uygun düşmeyip bütçe harcama dengesinin açık verme nedeniyle yerinegetirilemediği, buyrultuda kullanılan artıklar (zevait) sözünün yer almasından ileri gelmiştir.Diyeceğim: Artıklar sözünden, hiz-17 Kur'an, 36 /67 ayetine dokundurulmuştur (telmih: dokundurmaca).18 Ben ana fitne ol bana âfetMüteneffir ben andan ol bendenBen ana gussa ol bana mihnetMütenekkir ben andan ol benden19 Haşelillah kim feragat küncünün sükkânınaMatrah-ı mekr ola dergah-ı hilafet destgahHaşelillah kim kanaat gensinün müştakınaEjder-i bi-dat ola tuğra-yı hükm-i padişahPadişahların imzaları olan turanın biçimi kıvrılmış yılanlara benzetiliyor.metlilerin maaşları, emeklilerin ödenekleri, hayvan yemlerinin harcamaları, mal vergisigörevlilerinin hayvanlarının yemleri karşılıkları, kazı ve yapım giderlerinden sonra, kulunuz,kalanından yararlanacak demek olacak. Tutulan bu yol da, gerçekte20 yüce orundan şöyledenmek istendiğini göstermektedir: Eksiklikler dolu kulumuz güçsüz Fuzulî, anıklık (istidat)önceliği ve halkının saygınlıkla ödenmesi davasını ederken ve kendisini hakları verileceklerdenen önde gelenlerden biri olduğuna inanırken padişahça acımam, hakanca vergililiğim beliripvergililiklerimin kanıtı olan bu buyrultuyu verdim ve buyurdum ki : Bundan böyle değerinin neolduğunu ve saygınlık orununu göstereyim, bütün yoksullardan, ola ki, hayvanlardan, taştan,topraktan olanların en pintisi, en bayağısıyle bir tutup boşu boşuna uğraştırayım ve buyrultuyaiye olamayıp, böylece kendi değerini anlamış olsun.21 Yazmaktan ereğim gerçekten bu olaydabenim çektiğim üzüntü ve usançtan, harcadığım gider ve dokuncadan (ziyan) değil, yalnız sizsayın büyüğün, yiten çektiği emek içindir. Nidelim, elden ne gelir, gizil gömüsünden kolaycakarşılığı bulunsun ve Tanrı'nın yargı kalemi bunu yaratsın.Mesnevi: 22Ey ulu! Mavi göğün dönüşü hep isteğimize uygun düşmez.Her çiçek meyveye dönüşmez, çoğu bittiği yerinde yiter.Her ne denli üzüntüm, acun çoksa da, kimseden ilenmem yoktur.Bana sıkıntı veren, bire karşı bin belâ getiren bahtımdır.


Yoksa zamanın padişahının kapısı bağışa kaynak, vergililiğe madendir.20 <strong><strong>Mektup</strong>ları</strong>n eleştirili yayımcısı Sayın Karahan "surette", "hakıkatte" diye değişikliklergöstermiş (s. 33/16) oysa yazmaya bakıldığında (s. 51 /16) böyle olmadığı, "surette, hakikatte"sözcüklerinin bir arada yazılmış olduğu görülecektir (Yazmasının bir satır yukarısında da, anlamınıgöz önünde tutarak doğru okuduğu sözcük yazmada "rivayet" olarak yazılmıştır. Ama düzeltildiğibelirtilmemiştir).21 Eleştirili yayımda "tasarrufa berat kılmayıp" diye okunmuş, yada yazılmış (s. 37/174-5),yazmada ise "tasarruf-ı berat kılmayıp"tır (s. 51 /20-21).22 Mesnevî:Servera gerdiş-i sipihr-i kebudDaim olmaz muvafık-ı maksudBağlamaz her şukûfe miyve-i terEkseri bittüği yerinde iterGerçi enduh u mihnetüm çokturHiç kimden şikâyetüm yokturTaliimdür bana cefa yetürenHer bir anında bin belâ getürenYoksa dergah-ı padişah-ı zamanLütfa menbadürür mürüvvete kânVar ümidüm ki ol bülent-makamOla payende ta zeman-ı kıyamUmarım ki o yüce orun, kalkış gününe dek sürsün.Bütün ileri gelenleri, başlarını dik tutsun (yükselsin); bütün büyükleri sarsıntıyauğramasın.Peygamberin ve onun onurlu çocuklarının yüzü suyuna senin ululuğun biteviyeyenilensin.Sadeleştiren: İbrahim KUTLUK(Fuzuli'nin <strong><strong>Mektup</strong>ları</strong>, Dr. Abdülkadir Karahan yayımı,s. 31-38 ve yazma s. 49-51 "Fotoğraflar A", Istanbul 1948)

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!