ATSO’dan HABERİNİZ OLSUN

ATSO’dan HABERİNİZ OLSUN 

www.atso.org.tr 

twitter.com/AntalyaTSO 

facebook.com/AntalyaTSO 

youtube.com/user/AntalyaTSO 

instagram.com/AntalyaTSO 

www.atsovizyon.org.tr 

ATSO QR

www.atso.org.tr 

ATSO’nun kente armağanı Antalya Kültür Sanat, 

dünya çapında bir sergiye daha ev sahipliği yapıyor. 

ANDY WARHOL 

ANTALYA’DA 

HERKES İÇİN POP SANAT Pop Art For Everyone 

29 

MART 2016 

MARCH 

25 

EYLÜL 2016 

SEPTEMBER 

www.antalyakultursanat.org.tr 

ATSO Ocak - Şubat 2016 

1

Hep birlikte bu sıkıntılı 

dönemi Antalya için 

daha büyük fırsatlara 

dönüştüreceğiz 

Değerli Üyelerimiz ve Okuyucularımız, 

Gelecek ay Odamız 133 yılı geride bırakmış olacak. ATSO 

bu tarihi birikimi ve kurumsal kültürüyle Antalya’nın turizm, 

tarım, sanayi, ticaret, inşaat, ulaşım gibi bütün sektörlerinin 

sorumluluğuna ve hafızasına sahiptir. ATSO meslek komitelerinin 

ve meclisinin bu temsil gücü güçlü bir ortak akıl oluşmasını 

sağlamaktadır. İşte bu yapı sayesinde Antalya’nın 

genel ve sektörel sorunları Odamız organlarında gerekli biçimde 

değerlendirilmekte ve ulusal, yerel, sektörel boyutta 

çözüm araçlarına katkı sağlanmaktadır. 

2 ATSO Ocak - Şubat 2016

Davut ÇETİN 

ATSO Yönetim Kurulu Başkanı 


3

Belirsizlik dönemlerinde veya risklerin arttığı dönemlerde risk yönetimi “en iyiyi 

ümit et, en kötüsüne hazırlan” kuralına göre yapılır. Bu kuraldan hareketle Kasım ayı 

sonunda Rusya ile yaşanan siyasi kriz sonrasında ATSO olarak, iyimserliği korumaya 

gayret ederken, turizm ve tarım sektörleri için en kötü senaryo durumunu da Aralık 

ayı başında ilgili kurumlarımızın dikkatlerine sunduk ve Türkiye ekonomisi için olmasa 

bile Antalya ekonomisi için kriz riskini dile getirdik. Maalesef aradan geçen sürede 

olumsuz senaryomuzun gerçekleşme olasılığı oldukça yükseldi. Mevcut koşullar 

devam ettiği takdirde 2016 yılında Antalya ekonomisi katma değer veya net gelir 

anlamında %20’ye yakın bir daralma yaşanması muhtemeldir. Kuşkusuz bu oran bir 

ortalamadır ve her sektör ve işletme için farklı oranlar gerçekleşecektir. Buna paralel 

olarak ilimizde işsizlik oranının da %50’yi aşan bir oranda artması olasıdır. 

Bu nedenle Şubat ayı Meclis toplantımızda turizm ve tarım ihracatı için açıklanan önlemlerin 

doğru yönde önemli adımlar olduğunu, ancak yetersiz kaldığını belirttim. Ayrıca, 

iç ve dış turizm talebini, tarım ihracatını destekleyecek ek önlemler alınması ve en 

önemlisi de Antalya’da bütün sektörlerde, belirli kriterleri taşıyan işletmeler için, kredi, 

vergi, SGK primi ödemelerinde esneklik veya erteleme taleplerimizi dile getirdim. 

Gerek raporlarımızda gerekse temaslarımızda Tunus, Fransa, Malta, Yunanistan gibi 

birçok ülkede turizm ve ticaret sektöründeki destek önlemlerine, Avrupa Birliği’nde 

Rusya ambargosunda tarım ürünlerinin satın alınması ve iç tüketimin artırılmasının 

önlemlerine işaret ederek, Türkiye’nin mali gücünün benzer önlemleri almaya rahatlıkla 

yeteceğini belirttim. Ancak, ülkemizde alınan önlemler bu boyutlarda olamadı. 

Bu aşamada şu gerçeği artık açık biçimde ifade etmem gerekiyor; Durumun ciddiyetine 

rağmen her düzeyde alınması gereken önlemlerde zaman kaybediyoruz, geri 

kalıyoruz ve halen zaman kaybediyoruz. 

Gelinen bu durumun nedenlerine gelince çok şey söylemek mümkün: siyasetimizin 

gündeminde terör, jeopolitik riskler ve anayasa gibi konular ekonomiden önce geliyor; 

uluslararası ekonomik ve jeopolitik riskler karşısında bütün politika araçlarını tüketmemek 

adına “bekle-gör” yaklaşımı devam ediyor; Ülkemizde kurumsal yapı veya sistem 

çok ağır çalışıyor, çünkü bütün bir sistem en yetkili kişilerin omuzlarında, bu nedenle 

karar ve uygulama süreçleri yavaşlıyor; kurumsal yapının zayıflığı nedeniyle “kestirme 

çözüm” arayışı tercih ediliyor, merkezi ve yerel kurumlarımızda teknik-uzmanlık birikimi 

de yetersiz olunca bilgi kirliliği ortaya çıkıyor; aşırı merkeziyetçi sistem nedeniyle 

yerel-sektörel önlem mevzuatı, geleneği eksik; aşırı merkeziyetçi sistem nedeniyle 

yerel kurumlar olarak kriz yönetimi için gerekli yasal ve mali imkânlara sahip değiliz; 

ulusal medyamızda ekonomik sorunların ele alınmasında İstanbul-merkezli yaklaşım 

devam ediyor; bilgi üretimi en büyük sorunlarımızdan birisi, sektörel-yerel veriler ve 

risk analizleri çok yetersiz kalıyor. 


Bütün bunlar sorunun bir kısmı ve kurumsal-yapısal reformların, hatta yerel yönetim 

reformunun ne kadar önemli olduğunu şimdi can yakıcı biçimde görüyoruz. Antalya 

gibi bir ilde Büyükşehir Belediyesi, Ticaret ve Sanayi Odası krize karşı önlem geliştirebilecek 

yetki ve imkânlara sahip olmalıdır. Ancak, maalesef yapabileceklerimiz kısıtlı 

kalıyor ve enerjimizi Ankara’da kapıları çalmaya harcıyoruz. 

Dolayısıyla sorunun diğer kısmını Antalya olarak bizim ne yapacağımız oluşturuyor. 

Ankara’yı beklerken biran önce Antalya olarak kendi yapmamız gerekenlere de odaklanmalıyız. 

EXPO Ajansı, BAKA, yerel yönetimler, ticaret ve sanayi odaları, ticaret borsaları, 

esnaf odaları, sektörel STK’lar güç birliğiyle hedef pazarlarda PR çalışmalarını, 

uluslararası ilgi çekecek etkinlikleri organize edebilir, iç ve dış talebi canlandırmaya 

dönük ilave destek önlemleri geliştirebiliriz. ATSO olarak bu hususta Antalya Kültür 

Sanat’ta Andy Warhol sergisi, ATSO Kaleiçi Evi etkinlikleri, EXPO ATSO Bahçesi, Alışveriş 

Festivali, Antalya Tanıtım A.Ş. fuar ve tanıtım çalışmaları gibi çeşitli faaliyetlerimiz 

ve desteklerimiz bulunuyor. Ancak hep birlikte daha fazlasını yapmak zorundayız. 

EXPO etkinlikleri bu yıl iç ve dış turizmde canlanma yaratacak boyutta olmalıdır ve 

Antalya olarak bunu en kısa zamanda belirlemeliyiz. 

Sevgili üyelerimiz, 

Bu değerlendirmeleri sizleri aydınlatmak ve uyarmak amacıyla paylaşırken, karamsarlığa 

asla yer olmadığını da belirtmek isterim. Zaten bu durumda iyimserlik veya 

karamsarlık anlamsızdır, yapılması gereken daha yoğun, daha hesaplı ve verimli çalışmaktır. 

Antalya’yı etkileyen olumsuz faktörler geçicidir ve Antalya her alanda gelişmesini 

sürdürecektir. Talep daralması ekonomide olağanüstü bir durum değildir. Arz 

veya talebin hızlı yükseldiği her sektör ve üründe düzeltmeler yaşanmaktadır. Antalya 

ekonomisi az sayıda ürüne ve pazara bağımlı olarak sürekli aynı tempoda büyüyemezdi. 

Bu nedenle mutlaka bu durumdan gerekli dersler çıkarılacak ve yeni bir değişim 

başlayacaktır. Burada işletme düzeyinde artık dikkat etmemiz gereken konular 

bulunmaktadır. İşletmelerimiz kurumsal yönetim, risk yönetimi konularında ilerlemeli, 

uzmanlığa, bilgiye önem vermeli, bu alanlara yatırım yapmalıdır. İnovasyon, markalaşma, 

ortaklık kültürü gibi konuların önemi şimdi daha iyi görülmektedir. En önemli 

husus ise hem sektörel düzeyde hem de Antalya olarak güç birliğinin ne kadar gerekli 

olduğunu görmemizdir. 

İnanıyorum ki, hep birlikte bu sıkıntılı dönemi en az hasarla atlatacak ve bu krizi 

Antalya için daha büyük fırsatlara dönüştüreceğiz. 

Sevgi ve saygılarımla. 


5

ANTALYA 

TİCARET VE SANAYİ ODASI 

YAYIN ORGANI 

YIL:29 / OCAK - ŞUBAT 2016 / SAYI:305 

ATSO ADINA SAHİBİ: 

Yönetim Kurulu Başkanı 

Davut ÇETİN 

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: 

Mete TEKİN 

YAYIN KURULU: 

Davut ÇETİN 

Ömer DİNÇ 

İsmet YILDIZ 

Murat GÜLAYDIN 

Kenan ÇELİK 

YAYINA HAZIRLIK: 

Orhan ÇAKMUR 

Cenk ÖZEL 

8 

ATSO Başkanı Davut Çetin: 

“Rus ambargosuyla başlayan sıkıntı 

tüm Antalya'yı etkiliyor” 

TASARIM: 

Kaan ESİNGÜNER 

BASKI: 

ÇAĞDAŞ YAŞATAN Reklam 

Matbaacılık Tanıtım Organizasyon A.Ş. 

Kızılsaray Mh. 63. Sk. No:4, 

Yaşatan İş Merkezi, ANTALYA 

Tel.:0.242.244 19 52 • Faks:0.242.244 19 67 

DAĞITIM: 

İNTER GLOBAL KARGO 

Meydan Kavağı Mah. 1561 Sok. Deniz Apt. 

No:53/1 Muratpaşa-Antalya 

Telefon: 0.242.311 73 70 

Faks: 0.242.311 05 14 

ATSO: 

Göksu Mahallesi Gazi Bulvarı No: 481, 

Kepez - ANTALYA 

Tel.: 0.242.314 37 37 • Faks: 0.242.314 37 38-39-40 

URL: www.atso.org.tr • e-mail: dergi@atso.org.tr 

www.atsovizyon.org.tr 

Türkiye’nin ilk EXPO’su 

EXPO2016 ANTALYA 23 Nisan’da 

açılıyor 

20 

• Dergimizdeki yazılar kaynak gösterilerek 

alınabilir. 

• Dergimizde yayınlanan yazılardaki görüşler 

yazarlarına aittir. 

6 ATSO Ocak - Şubat 2016 

26 

ATSO kurumsal çalışmalarını 

‘Mükemmel Oda’ belgesi ile 

taçlandırdı.

28 

ATSO Meclis üyeleri 

Fas’ta incelemelerde 

bulundu 

32 

ATSO yükselen pazar 

İran’da incelemelerde 

bulundu 

64 

ATSO Gıda Kümesi 

Dubai Gulfood Fuarı’na 

Katıldı 

16 ATSO Heyeti Sektörlerin Sorunlarını Ankara’ya Taşıdı 36 DİJİTAL EKONOMİ: 

MELEK YATIRIMCI 38 Seyahat Acentaları ve Tedarikçileri SATEF Fuarı'nda 

buluştu 41 Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros ATSO’yu ziyaret etti 

46 ATSO OCAK AYI MECLİS TOPLANTISI 54 TARIM SİGORTALARI HAVUZU 60 ATSO ve 

Akdeniz Üniversitesi işbirliğine imza attı 62 Avrupa İşletmeler Ağı Projesi 

açılış toplantısı ATSO’da yapıldı 65 ATSO BİRİNCİLİĞİ KİMSEYE KAPTIRMIYOR 

66 RAKAMLARLA ANTALYA EKONOMİSİ 74 Jale İnan Antalya yılın kadını ödülü 

Hülya Bilgin’in oldu 


7

ATSO ŞUBAT AYI MECLİSİ • ATSO Basın Birimi 

“ 

ATSO Başkanı Davut Çetin: 

Rus ambargosuyla 

başlayan sıkıntı tüm 

Antalya'yı etkiliyor 


”


9

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası 

(ATSO) Başkanı Davut Çetin, 

turizm ve tarımda Rusya ambargosuyla 

başlayan sıkıntının bütün 

Antalya ekonomisini etkilemeye 

başladığını bildirdi. “Antalya’da artık 

sorun turizmi ve tarımı aşmıştır. Bu 

iki sektörün tedarikçileri, gıda sektörü, 

tekstil, inşaat, boya, mobilya 

gibi bütün sektörler etkilenmektedir. 

Sayın Başbakan tarımda, terör 

durumunda nasıl afet desteği veriyorsak, 

ihtiyaç duyulduğu takdirde 

turizme de uygulanacaktır dedi. Bu 

doğru bir yaklaşım, ancak beklemeye 

gerek yoktur. BDDK’nın kredi 

yapılandırması uygulama kararı 

zaman kaybetmeden alınmalı ve 

Antalya’da krizden etkilenen bütün 

işletmeleri kapsamalıdır” ifadesini 

kullandı. 

ATSO Başkanı Davut Çetin, ATSO 

Şubat Ayı Meclis Toplantısı’nda 

ekonomi ve gündeme yönelik değerlendirmelerde 

bulundu. 

Rusya ve terör etkisi 

Turizm sektörü için Rusya sorununun 

üzerine bir de terör sorununun 

eklendiğini vurgulayan Başkan Davut 

Çetin şöyle konuştu: 

“Turizmde bunun üzerine bir de 

terör meselesi eklendi. Bildiğiniz 

gibi Rusya turizm ve tarımla ilgili 

kararları Kasım ayı sonunda aldı. 

Biz Aralık ayı başında ilgili bakanlıklara 

Antalya’nın kayıp riskini ve 

çözüm önerilerimizi açıklayan bir 

rapor gönderdik. Ama basına vermedik, 

moral bozmamak için konuşmadık. 

Sonra yabancı basında 

erken rezervasyon düşüşleri yazıldı, 

bunları da konuşmadık. Bu geçen 

2 aylık dönemde sektörlerle toplandık. 

Başbakan Yardımcısı Sayın 

Mehmet Şimşek, Dışişleri Bakanımız 

Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, Gümrük 

ve Ticaret Bakanımız Sayın Bülent 

Tüfenkci, Tarım, Gıda ve Hayvancılık 

Bakanımız Sayın Faruk Çelik, Kültür 

ve Turizm Bakanımız Sayın Mahir 

Ünal, Çalışma ve Sosyal güvenlik 

Bakanımız Sayın Süleyman Soylu ile 

görüştük. Sayın Çelik ve Ünal ile değişik 

vesilelerle birkaç kez görüştük. 

Odalar Birliği turizm konusunda 

beklentileri içeren bir raporu Kültür 

ve Turizm Bakanımıza sundu. Bütün 

Bakanlarımız konuya hakim, ilgili ve 

yapıcı bir tutum sergilemiş ve çeşitli 

önlemlerin alınacağını ifade etmişlerdir. 

Ancak, maalesef gelişmeler 

bizim öngörülerimizi haklı çıkardı.” 

İhracatta düşüş 

Meyve sebze ihracatında yüzde 38, 

domates ihracatında yüzde 63 düşüş 

yaşandığını belirten Başkan Davut 

Çetin, “50 günlük ihracatta 30 

milyon dolar bir kayıp gerçekleşti. 

En fazla kaybı beklediğimiz gibi domateste 

yaşadık. Bu kayıp esas olarak 

Rusya’ya ihracatın düşmesinden 

kaynaklandı. 

Rusya’ya meyve ve sebze ihracatımız 

yüzde 91 azalmış durumda. Alternatif 

pazar olarak İsrail, Azerbaycan, 

Beyaz Rusya’da artış var, ama 

yeterli değil. Asıl sorun önümüzdeki 

havaların ısınmasıyla bundan sonra 

yaşanacak. Şu anda domatesin hal 

fiyatı 1 liraya doğru geriliyor, yani 

5-6 yıl öncesi fiyatlar düzeyinde. 

Aralık ayında yaptığımız girişimler 

sonucunda desteklerin artırıldığı 

açıklandı, ancak bunun kararı 

geçenlerde yayımlandı ve tarımda 

ihracat iadeleri artırıldı. İhracat iadeleri 

sebzede ton başına 160 TL, 

çiçekte ton başına 400 TL, meyvede 

155 TL oldu. Ton başına iade tutarlarında 

ciddi artış yok. Daha çok, 

azami destek oranları artırıldı. 

Tarımsal üretim sözleşmesi varsa 

bu miktarlar yüzde 100 artıyor ve 

yarısı üreticiye, yarısı ihracatçıya 

ödeniyor. Türkiye’nin lojistik altyapısı 

belli, akaryakıt, navlun, diğer girdi 

maliyetleri belli. Bu destek yeterli 

midir? Artık bunun cevabını sektörden 

arkadaşlara bırakıyorum” dedi. 


YAŞ MEYVE SEBZE İHRACATI 1 Ocak - 18 Şubat 

2015 2016 DEĞİŞİM % 

ALMANYA 7.384.639,97 8.592.018,17 16,3 

ROMANYA 5.646.613,25 6.431.450,37 13,9 

UKRAYNA 4.892.825,67 3.796.901,83 -22,4 

BEYAZ RUSYA 1.925.189,35 3.569.135,53 85,4 

BULGARİSTAN 5.395.242,91 3.434.244,33 -36,3 

RUSYA FEDERASYONU 33.021.019,88 2.960.903,59 -91 

IRAK 2.201.791,27 2.178.161,43 -1,1 

HOLLANDA 1.742.645,84 1.776.764,11 2 

İSRAİL 0,00 1.344.420,00 -- 

AVUSTURYA 1.022.521,27 1.192.165,66 16,6 

POLONYA 1.569.791,18 1.159.419,99 -26,1 

FRANSA 836.072,80 915.423,01 9,5 

BİRLEŞİK KRALLIK 929.530,01 783.508,58 -15,7 

DANİMARKA 843.324,44 620.953,75 -26,4 

İSVİÇRE 573.971,57 576.951,66 0,5 

SIRBİSTAN 1.180.534,17 575.605,85 -51,2 

ÇEK CUMHURİYETİ 1.035.354,87 572.194,02 -44,7 

MOLDAVYA 1.097.922,85 557.026,42 -49,3 

HIRVATİSTAN 552.190,42 550.945,08 -0,2 

BOSNA-HERSEK 546.290,14 539.415,29 -1,3 

AZERBAYCAN-NAHÇİVAN 68.608,78 478.392,54 597,3 

GÜRCİSTAN 228.350,36 464.130,51 103,3 

Şubatta toplam kayıp 

yüzde 21 

Turizmde Rusya’nın yanı sıra, Almanya 

ve Hollanda pazarında da 

düşüşler yaşandığını ifade eden 

Başkan Çetin şunları kaydetti; 

“Ocak ayında gelen turist sayısı 

da Rusya’da yüzde 81, Almanya’da 

yüzde 16, Hollanda’da yüzde 20, 

toplamda yüzde 17 düştü. Şubat 

ayındaki toplam kayıp yüzde 21 düzeyinde. 

Bu aylar elbette gösterge 

olamaz. Ama Almanya, İngiltere 

gibi pazarlarda erken rezervasyonların 

düştüğü de basında yer aldı. 

Böyle giderse turizmde %25-30 civarında 

kayıp yaşayabiliriz. Eğer dış 

ve iç koşullar olumlu yönde gelişirse 

son aylarda toparlanma olabilir ve 

Rusya pazarında bile beklediğimizden 

daha iyi sonuç alabiliriz. Ama 

en kötüsüne hazırlanmak gerekir 

ki, zararı en aza indirelim. Kuşkusuz 

ümidimiz siyasi ilişkilerin ve durumun 

düzelmesi ve sezonu kayıpsız 

geçirmektir. 

Biz risklere Aralık ayı başında dikkat 

çekmiştik. Fazla birşey değişmeyince 

ve basında artık erken rezervasyon 

düşüşleri yazılınca raporu 

basınla paylaştık ki, artık biraz hızlı 

davranılsın. Dünya kadar şey söyledik, 

ama Madonna konusu öne çıktı. 

Turizm paketi 

Önemli değil, sonunda yeni önlemler 

açıklandı. Önlemler şu şekilde 

ilan edildi: 

1-) 1 Nisan- 31 Mayıs arasında tüm 

ülkelerden Alanya Gazipaşa, 

Antalya, Muğla Dalaman, Muğla 

Bodrum, İzmir Adnan Menderes, 

Kütahya Zafer Havalimanlarına 

tüm ülkelerden turist getiren 

A Grubu seyahat acentalarına 

uçuş başı 6 bin dolar destek. 

Karar önceden alınmıştı zaten. 

2-) 26 ülkeden en az 400 bin turist 

getiren A Grubu seyahat acentalarına 

kredi garanti fonu teminatı 

ile 100 milyon TL kredi kullanma 

imkanı. Bu da daha önce 

alınmış bir karardı, ülke sayısı 

13’den 26’ya çıkarıldı. 

Acenta desteklerinin küçük ölçekli 

acentalara da verilmesi gerekir. 

Sektörde alternatif turizmde uzmanlaşmış, 

uçaklarda belirli sayıda 

koltuk alarak turist getiren çok sayıda 

acenta bulunuyor. Desteğin bu 

acentaları da kapsaması çok daha 

yararlı olurdu. 

3-) İhtiyaç durumunda BDDK tarafından 

kredilerin yeniden yapılandırılması. 

Bu en önemli konulardan 

birisiydi, ancak somut 

bir karar alınmadı. 

4-) Bakanlık belgeli yat limanları, 

rıhtım iskeleler için ihracatçı statüsü 

verildi 

5-) Konaklama ile deniz turizmi tesislerinden 

bir önceki yıl 750 bin 

dolar döviz getirenler ihracatçı 

sayılacaklar. (1 milyon dolar şartı 

750 bin dolara indirildi). 

6-) Çevreye duyarlı tesislere su, atık 

su gibi bedeller için en düşük 

tarife uygulanacak. 

7-) Bakanlık tahsisli konaklama tesislerinden 

alınan kira bedelleri 

2016 yılı ödemeleri ertelenmesi 

ve 3 eşit taksit şekilde ödenmesi 

kararı alındı. 

Başbakana teşekkür 

Öncelikle şunu söylemek isterim. 

Sayın Başbakanın bakanlarla birlikte 

basın toplantısı yaparak turizmi 

ele alması, sorunun anlaşıldığını, 

izlendiğini göstermesi bakımından 

önemlidir. Bunun için teşekkür ediyoruz. 

Ancak, beklentilerimiz ve alınan kararlar 

arasında halen önemli bir fark 

kalmıştır. Birkaç maddeyle bunu 

açıklayayım; 


11

1. Uçak desteği ve acenta kredi desteği 

geçen yıl başlamış desteklerdi. 

Nisan ve Mayıs ayında charter uçaklarına 

6 bin dolarlık uçak desteği elbette 

önemlidir. Ancak, bu desteğin 

kararı gecikmiştir ve 31 Mayıs’a kadar 

destek de artık yeterli değildir. 

Bakanlığa bu sürenin uzatılması için 

yetki verileceği söyleniyordu. Ancak 

bir karar çıkmadı. Dolayısıyla 

uçak desteği süresi uzatılmalıdır. 

2. Antalya’da turizm, tarım sektörleri 

ve ayrıca tedarikçi sektörlere de 

1 yıllık borç ertelemesi veya ödeme 

tatili ve düşük faizli kredi sağlanması 

gereklidir.” 

Sorun tarım ve turizmi 

aştı 

Antalya’da artık sorun turizmi ve tarımı 

aşmıştır. Bu iki sektörün tedarikçileri, 

gıda sektörü, tekstil, inşaat, 

boya, mobilya gibi bütün sektörler 

etkilenmektedir. 

Sayın Başbakan tarımda, terör durumunda 

nasıl afet desteği veriyorsak, 

ihtiyaç duyulduğu takdirde 

turizme de uygulanacaktır dedi. Bu 

doğru bir yaklaşım, ancak beklemeye 

gerek yoktur. BDDK’nın kredi 

yapılandırması uygulama kararı 

zaman kaybetmeden alınmalı ve 

Antalya’da krizden etkilenen bütün 

işletmeleri kapsamalıdır” dedi. 

2014’te Rusya Avrupa’ya karşı ambargo 

koyduğunda Avrupa Birliği 

çeşitli önlemler aldı. Tunus, Mısır, 

hatta Paris’teki terör olayından sonra 

Fransa turizmde kriz yaşadı. Tunus 

1 yıl borç ertelemesi getirdi. Paris 

terör saldırısından sonra turizm 

ve ticaret işletmelerine 6 ay borç 

ertelemesi ve kredi desteği sağlandı. 

2009 krizinde benzer sıkıntıyı 

İspanya ve Yunanistan yaşadılar ve 

benzer önlemler aldılar. 

Dolayısıyla Bunu Tunus, Malta, 

Fransa yaptı, biz neden yapamıyoruz? 

Elbette burada seçici, objektif 

olmak gerekir. Bunun uygulanması 

için bakanlıklar arası bir komisyon 

kurulur, biz de gerekirse üye veririz. 

Başvuru alınır, incelenir ve kriterlere 

göre uygulanır. Diğer ülkeler nasıl 

uyguladıysa bizde de aynısı olur. 

Türkiye’de kamu borcunun düşük 

olmasıyla, bütçe açığının düşük olmasıyla, 

mali disiplinle övünüyoruz. 

Türkiye, Tunus’un, Malta’nın alabildiği 

önlemleri alabilecek güçtedir. 

3. Turizm sektörüne istihdam desteği 

verilmesi en önemli konulardan 

birisidir. Ancak, geçen yıl Sayın 

Başbakan, TOBB şurasında benim 

konuşmam sırasında araya girerek 

bunun yapıldığını, biz izah edince 

de yapılacağını söylemişti. Ancak 

bu karar bir türlü çıkmadı. Bakanlıklar 

istihdam desteği için bir formül 

geliştiremediler. Mecliste olan geçici 

istihdam düzenlemesinin turizme 

destek olacağı söylendi, ancak bunun 

yeterli olmayacağı görülmektedir. 

İstihdam desteği mutlaka yeniden 

ele alınmalıdır. 

4. Sayın Başbakandan direkt tarifeli 

seferler konusunda da müjde 

bekliyorduk, o da olmadı. Antalya 

turizminin dış hatlarda direkt tarifeli 

sefer sorunu maalesef devam 

etmektedir. Uçakla 2-3 saatlik yerler 

İstanbul aktarmasıyla 7-8 saate çıkmaktadır. 

THY’ye çağrı 

THY bugünlerde yabancı spor kulüplerine 

sponsorluklarıyla dikkat 

çekiyor. Son olarak yeni Batman filmine 

sponsor oldu. Hatta bir reklamı 

Darısı Konyaaltı Sahili’nin başına 

Antalya’da Karaalioğlu Parkı, Büyükşehir Belediye 

Binası ve Atatürk Stadı’nı içine alan bölgede Kent 

Müzesi kurulmasının güzel bir gelişme olduğunu 

ifade eden ATSO Başkanı Davut Çetin, şunları kaydetti; 

“Hem kültür alanında hem de yeşilin korunması 

bakımından güzel bir projedir. Büyükşehir Belediyesini 

kutluyorum. Keşke hep böyle projeler görsek. 

Aslında Antalya’nın bu tür, betonu ortadan 

kaldıran, yeşili koruyan ve kültür-sanat odaklı projelere 

daha çok ihtiyacı var. Buradan Antalya müzesine 

ilişkin ve Orduevine ilişkin önerilerimizi de 

tekrar hatırlatayım. 

Ayrıca, Konyaaltı projesinin de artık acilen başlatılması 

gereklidir. Konyaaltı sahilinin turizme ve ticarete 

katkısına bu yıl daha fazla ihtiyacımız var.” 


var, Batman filmindeki sanal Gotham 

kentine sefer yaptığını söylüyor. Yani 

THY, dünyayı sanal Gotham’a götürüyor, 

ama Antalya’ya getiremiyor. 

Buradan şu çağrıyı da yapayım. Gelin 

uçak desteklerini sadece charter 

ile sınırlamayın. Bir yıl boyunca 

belirli merkezlerden gelecek direkt 

uçaklara da destek verelim. Sağlık 

turizmi, golf turizmi diyoruz, direkt 

tarifeli uçak olmadan alternatif turizm 

gelişmez. 

Sonuç olarak, özellikle BDDK’nın 

kredi yapılandırması konusunda karar 

alabileceği konusu bir ümit oldu. 

Ama Sayın Başbakanın da vurguladığı 

güven kaybedilmemesi, aşırı 

karamsarlığın önlenmesi açısından 

somut ve kapsamlı karar gereklidir. 

En başında etkin kriz yönetimi önlemleri 

devreye alınsa herkes rahatlar. 

Ama bugün halen herkes ödeme 

derdinde ve maalesef bu halen 

anlaşılmıyor. 

Bankalar da sorumlu 

davranmalı 

Yine de şu uyarıyı da buradan tekrar 

yapayım. Bildiğiniz gibi, şuuyu 

vukuundan beterdir diye bir sözümüz 

var. Yani bir şeyin dedikodusu 

gerçekleşmesinden daha kötüdür 

demek. Ortada sürekli olarak, “o firma 

iflas erteleme istedi, bu firmanın 

çeki kabul edilmedi” gibi dedikodular 

dolaşıyor. Artık bu dedikodu alışkanlığından 

kurtulmalıyız. Antalya 

olarak hepimiz aynı gemideyiz ve 

herkes sorumlu davranmalıdır. Bankalar 

da sorumlu davranmalıdır. 

Şu anda Antalya’nın kredi performansı 

Türkiye ortalamasındadır, 

hatta İzmir, Akdeniz illeri ve birçok 

ilden daha iyi durumdayız. Turizmde 

takipteki alacak oranı %1.6 gibi 

son derece düşük bir orandır. 

Biz sorunları konuşurken, karamsarlık 

olsun diye değil, herkes çözüm 

geliştirsin diye konuşuyoruz.. Ama, 

bu arada her zaman şunu da söylüyoruz. 

Antalya bugüne kadar bu tür 

Tarihten ders çıkarılmazsa tarih 

tekerrür eder 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Şubat Ayı Meclis Toplantısı, 

ATSO Meclis Üyeleri’nin katılımıyla yapıldı. ATSO Meclis 

Salonu’nda Meclis Başkanı İzzet Bayar’ın başkanlığında gerçekleşen 

toplantıda ekonomideki son gelişmeler ve sektörel konular 

dile getirildi. 

Meclis konuşmasına Ankara’daki terör saldırısında yaşamını kaybedenleri 

anarak başlayan ATSO Başkanı Davut Çetin, “Bütün 

şehitlerimize Allah’tan rahmet, milletimize başsağlığı diliyorum. 

Acımız ve öfkemiz büyük, konuşmak bile zor geliyor. Şehitlerin 

ocakları kadar bizim de yüreğimize ateş düşüyor. Bu hain saldırılar 

hepimizin kalbini yaralıyor. Her defasında isyan ediyor, artık 

bu son olmalıdır diyoruz, ama öyle olmuyor ve daha beter bir 

durumla karşılaşıyoruz. Dünya medyasında Türkiye, ardı ardına 

terör haberleriyle yer alıyor. Elbette millet olarak çelik gibi güçlü, 

bir ve beraber olma zamanıdır. Umutsuzluğa, yılgınlığa, teslimiyete 

düşmeye hakkımız yoktur. Her terör saldırısında daha 

güçlü ve kararlı olmak zorundayız. 

Bununla birlikte nerede, ne zaman, nasıl bir yanlış yaptık diye 

tartışmamız da gerekiyor. Tarihten ders çıkarılmazsa tarih tekerrür 

eder. Bu nedenle artık bir durup, düşünme zamanıdır. Burada, 

bu kürsüde ancak bu kadarını söyleyebiliriz” dedi. 


13

şeyler yaşadı, ama yine de gelişmesine 

devam etti. Antalya turizminin 

alternatifi yok, böyle bir coğrafya, bu 

kadar yüksek kalite yok. Önümüzdeki 

yıllarda Asya’daki pazarların gelişeceğini 

de göreceğiz. Antalya’nın 

taşı toprağı altındır. Bu yıl yavaşlasak 

bile gelecek yıl yükselmeye devam 

ederiz. 

Birçok sektörde ciddi 

sorunlar yaşanıyor 

Maalesef son dönemde birçok sektörde 

ciddi sorunlar yaşanıyor. Ette 

sorun var, sütte sorun var, ekmekte 

sorun var, zorunlu sigortada sorun 

var. 

Et fiyatlarına bu çağda narh koyuyoruz, 

oysa bunun çözüm olmadığı 

açık. Hükümet yemde ve gübrede 

KDV’yi %1’e indirdi, ama vergi indiriminin 

fiyatlara yansıtılmadığını Sayın 

Bakanın kendisi açıkladı. Ette gümrük 

tarifesi %250 oranında, bu derece dış 

rekabetten korunuyor, ama ülkede et 

üretimi yeterince artmıyor. 

Süt ve peynirde gümrük vergisi %200 

oranında, bu korumaya rağmen üretici 

mağdur. 

Fındıkta üretici mağdur, sebze ve 

meyvede üretici mağdur. Ekmekte 

küçük fırınlar mağdur. 

Zorunlu trafik sigortasında dürüst 

vatandaş sahtekarların ve sistemdeki 

yanlışın bedelini ödüyor. 

Elektrikte dürüst 

vatandaş ağır bedel 

ödüyor. 

Bu sistem küçük üreticiyi de tüketiciyi 

de eziyor. Küçük üretici birleşmedikçe 

ve ortak yatırım yapmadıkça, 

tüketici örgütlenmedikçe, doğru dürüst 

politikalar uygulanmadıkça bu 

sorunlar çözümlenemez. 

Küçük üreticinin durumu ayrı bir dert. 

Cem Yılmaz’ın reklamındaki gibi; dışarıda 

robotların saldırısı var, içerde 2 

esnaf kredi bulma derdinde. 

Bu sorunların temelinde biraz da demokrasimizin 

zayıflığı yatıyor. Ekonomide 

orta gelir tuzağı deyip duruyoruz, 

bunun yanında orta demokrasi 

tuzağını da konuşmamız gerekiyor. 

Demokrasi güçlenmeden ekonomide 

de yol alınması zordur. 

Artık Türkiye ekonomisinde yaşadığımız 

sorunların çözümü için etkin 

işleyen demokratik bir siyasi sisteme 

ihtiyacımız olduğu açıktır. Devletin 

üreticinin ve tüketicinin taleplerini 

dikkate alması, kanunları özel sektörle 

ve taraflarla birlikte hazırlaması ve 

Büyük Millet Meclisi’nin de verimli çalışması 

gereklidir. 

Bu kürsüden aylarca uzlaşma zorunludur 

dedim, Demokrasi ve uzlaşma 

olmadan hiçbir alanda iyi sonuç almamız 

mümkün değildir. Bunu bir 

kez daha tekrarlıyorum.” 

Türkiye Yatırım Fonu 

Son zamanların güzel gelişmelerinden 

birisinin Türkiye Yatırım Fonu’nun 

kurulması olduğunu belirten Başkan 

Çetin, “Oda olarak geçmişte dile getirdiğimiz 

konular arasındadır. Birçok 

ülke ulusal servet fonlarıyla önemli 

yatırım projelerini doğrudan desteklemiştir, 

Türkiye ise klasik teşvik sistemi 

dışına çıkamamıştır. Şimdi TOBB 

100 milyon lira, Hazine de 50 milyon 

lira ayırdı ve yatırım Fonu kuruldu. Bu 

Fon ile ileri teknoloji yatırımları öncelikli 

olmak üzere stratejik yatırımlara 

doğrudan öncülük edilecek, ortak 

olunup destek verilecek. Emeği geçen 

herkesi kutluyorum, umarım uygulaması 

da doğru ve başarılı olur ve 

Türkiye’de bu konuda bir atılım gerçekleşir” 

dedi. 

İran Temasları 

Mecliste İran temasları hakkında bilgi 

veren Başkan Davut Çetin; “İran 

Ticaret, Sanayi, Madencilik ve Tarım 

Odası’nı yani TOBB’un muadili kurumla 

görüştük. Alborz Ticaret, Sanayi, 

Madencilik ve Tarım Odası ile işbirliği 

protokolü imzaladık. İran hem 

ihracatta hem turizmde önemli pazar 

ve partner olmak durumunda. Bu 

siyasi sorunlara rağmen Türkiye’ye 

yoğun ilgi ve sempati var. Yatırım 

potansiyeli gerçekten çok büyük. 

Özellikle turizmde büyük bir yatırım 

ihtiyacı var. Koskoca Tahran’da beş 

yıldızlı birkaç otel var. 3 milyonluk Alborz 

kentinde otel yok. Buna rağmen 

Tahran Fuar merkezinde fuarı gördük. 

Fuar alanları İstanbul TÜYAP’ın 

5 misli büyüklüğünde ve şimdi yenisini 

yapıyorlar. 

İran coğrafya olarak avantajlara sahip. 

Rusya, Pakistan, Orta Asya, Hindistan, 

Körfez ülkelerine ihracat için 

de iyi bir konumda. Birçok alanda ortaklıkla 

çalışılabilir. Sanayileri var, ama 

teknolojiye, yeni makinalara ihtiyaçları 

çok fazla. Sanayide işbirliği potansiyeli 

değerlendirilebilir. Turizm yatırımlarına 

ciddi destekleri var. Hizmet 

kalitesi zayıf ve eğitime çok ihtiyaçları 

bulunuyor. Antalya’da İran turizm 

sektörüne dönük eğitim programları 

yapabiliriz. Bir sonraki adımda bu tür 

somut işbirliği için adımlar atacağız 

ve sektörel heyetlerle B2B görüşmeleri 

yapacağız.” 

Fuar desteği 

ATSO üyelerinin yurt içi fuarlara katılımı 

için verdikleri destekleri arttırdıklarını 

kaydeden Çetin, “Fuar desteklerimizi 

artırdık. 2015 yılında 46 

fuar duyurusu yapıldı, üyelerimizin 

ilgi gösterdiği 4 fuara uçak ile 1 fuara 

da otobüs ile ulaşım desteği sağladık. 

2016 yılında da Meslek Komite 

üyelerimizin talepleri doğrultusunda 

belirlenen 89 yurtiçi fuardan katılım 

talep edilen fuarlara üyelerin katılmaları 

için gerekli desteği vereceğiz. 

Bildiğiniz gibi, organizasyonunun yapılabilmesi 

için Komite tarafından en 

geç 1 ay öncesine kadar karar alınması 

gerekiyor. Oda web sayfası üzerinden 

online olarak katılım talepleri 

alınıyor. Üyelerin fuara gidiş – dönüş 

uçak bileti bedelinin 300.-TL’ye kadar 

olan kısmı Oda tarafından karşılanıyor. 

En az 10 katılımcının başvuru 

yapması gerekiyor” dedi. 


Bu betonlaşmayla turizm olur mu, 

olursa ne kadar olur? 

feryat ediyoruz, yıllardır hep beraber 

artık bu kadar yatak artışı olmamalı 

diyoruz, ama diğer taraftan 

Antalya’da son kalan kıyı alanları da 

turizme açılıp, tahsis yapılıyor. 

Biz özel yatırımlara bile sınırlama 

getirin derken Devlet halen tahsis 

yapıyor. Bu betonlaşmayla turizm 

olur mu, olursa ne kadar olur? 

ATSO Başkanı Davut Çetin, konuşması 

sırasında meclis üyelerine 

Muğla Güvercinlik Koyu’ndaki 

bir turistik işletmenin fotoğrafını 

göstererek şunları söyledi: “Bir taraftan 

turizmde durum kötü diye 

Bunu yapanlara Allah bilgi ve vicdan 

versin. Turizmde yaşadığımız 

sorunun bir yönü budur…” 

Antalya’nın kentsel dönüşümü ilkelere 

bağlanmalı 

ATSO olarak kentsel dönüşüm konusunu 

sürekli gündemde tutmaya 

çalıştıklarını vurgulayan Başkan Davut 

Çetin, “Kentsel dönüşümü çok 

konuştuk, ama artık konuşarak olmuyor. 

Mutlaka Antalya’nın kentsel 

dönüşümü ilkelere bağlaması gerekiyor. 

Bireysel dönüşüm projeleri 

başlamış durumda ve böyle giderse 

kenti kurtarma ümidimiz kalmayacak. 

Bireysel dönüşüm projeleriyle 

geri dönüşü olmayan bir yola girmemeliyiz. 

Kent merkezinde dönüşüm 

Antalya’nın son şansıdır. 

Bu nedenle acil olarak kentsel dönüşümde 

ilkeli ve doğru bir yaklaşımda 

uzlaşmamız gerekiyor. Bunun 

için önümüzdeki günlerde belediye 

başkanlarımızı, ilgili STK’ları ve sektörü 

bir araya getiren bir arama konferansıyla 

ilke kararları almak ve eylem 

planı belirlemek istiyoruz” dedi. 

Kentsel dönüşüm için mutlaka büyük 

projelerin gerekmediğini ifade 

eden Çetin, Bolivya’dan bir örnek 

verdi. 

“Burada da betonlaşma var, ama 

betonlaşma sanatla başka bir şeye 

dönüştürülmüş. Burası zengin bir 

ülke değil, Bolivya, yoksul bir ülke. 

Hatta milli gelirleri Antalya ile karşılaştırılabilir. 

Yani her zaman konu 

para değil, biraz yaratıcılık ve yenilikle 

başarılı sonuçlar elde edilebilir. 

Antalya’da yüksek maliyetli yap işlet 

projelerinden önce kent müzesi gibi 

kültür ve yeşil alan projelerine daha 

fazla önem vermeliyiz. 

Milyar dolarlık projelerde yap işlet 

modeli zorunlu oluyor ve maliyeti 

kurtarmak için o sahada gelir getirecek 

yapılar gerekiyor. Antalya’nın 

artık yeni beton sahalara ihtiyacı 

yok.” 


15

ATSO Heyeti Sektörlerin 

Sorunlarını Ankara’ya Taşıdı 

ANKARA ZİYARETLERİ 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu 

Başkanı Davut Çetin, Meclis Başkanı İzzet Bayar ve Yönetim 

Kurulu Üyeleri Hüseyin Barut, Ömer Dinç ve Erol Erkan’la 

birlikte Başkent’te bir dizi temaslarda bulundu. 

ATSO heyetinin ilk durağı CHP Genel 

Başkan Yardımcısı ve Antalya Ticaret 

ve Sanayi Odası eski Başkanı 

Çetin Osman Budak oldu. Budak’a 

yeni görevinde başarılar dileyen 

Başkan Davut Çetin, “Çetin Osman 

Budak Antalya iş dünyasının problemlerine 

yakından bilen bir milletvekilimiz. 

Antalya’nın ve İş dünyasının 

sorunlarının ve çözüm önerilerinin 

TBMM’ne taşıma noktasında 

etkin şekilde rol alacağına inanıyorum. 

Kendisine partisi bünyesinde 

üstlendiği Genel Başkan Yardımcılığı 

görevinde de başarılar diliyorum.” 

dedi. Başkan Davut Çetin halihazırda 

kurulan güçlü diyalog köprüsünü 

güçlü kılmak için önümüzdeki 

süreçte de Antalya Milletvekilleriyle 

Ankara’da görüşmeler yapmaya devam 

edeceklerini de kaydetti. 

Antalya Milletvekili ve CHP Genel 

Başkan Yardımcısı Çetin Osman 

Budak’ta ATSO heyetinin kendisini 

ziyaretinden büyük memnuniyet 

duyduğunu söyledi. Budak, yeni 

görevinde kendisini ziyaret eden 

ilk heyetin Antalya Ticaret ve Sanayi 

Odası Yönetim Kurulu olduğunu 

belirterek; “Sayın Davut Çetin ve 

ATSO Yönetim Kurulu Üyeleri’ne teşekkür 

ediyorum. Antalya’nın ve iş 


dünyasının sorunlarının aşılması benim 

için partiler üstü konulardır. Bu 

noktada tüm STK’lar ve milletvekilleri 

ile yoğun koordinasyon içerisinde 

çalışacağım” şeklinde konuştu. 

Turizm Bakanı 

Mahir Ünal 

Başkan Davut Çetin daha sonra AN- 

FAŞ Başkanı Sadık Badak’la birlikte 

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’ı 

makamında ziyaret etti. Antalya’nın 

son dönemde yaşanan Rusya kriziyle 

ilgili özellikle psikolojik desteğe 

ihtiyacı olduğunun altını çizen Başkan 

Davut Çetin, “Önümüzdeki günlerde 

turizm, tarım, maliye, gümrük 

ve ticaret bakanları ile sektör temsilcileri 

olarak bizler, son dönemde 

Antalya ekonomisini etkileyen sorunları 

ele almak için Antalya’da biraraya 

gelebiliriz. Özellikle tarım ve 

turizm konusundaki icracı Bakanlıkların 

önerilerimizi dinlenmesi ve 

buna göre önlemler alınması bizim 

için çok önemli” dedi. 

ANFAŞ Başkanı Sadık Badak da 

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önümüzdeki 

dönem turizm ürünlerinin 

çeşitlendirilmesi için yapacağı çalışmalarda 

Antalya olarak her türlü 

desteği vermeye hazır olduklarını 

söyleyerek ATSO Başkanı Davut 

Çetin ile istişare ederek olgunlaştırdıkları 

fuarcılık anlamındaki proje 

önerilerini anlattı. 

Başkan Davut Çetin ayrıca Bakan 

Mahir Ünal’a Antalya Ticaret ve Sanayi 

Odası tarafından hayata geçirilen 

Antalya Kültür Sanat, Kırsal Kalkınma 

Projesi, Product of Antalya 

Projesi ve diğer projeler hakkında 

da detaylı bilgiler ve dosyalar sundu. 

Gümrük ve Ticaret 

Bakanı Bülent Tüfenkci 

ATSO heyetinin son durağı Gümrük 

ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci 

oldu. Görüşmede Başkan Davut Çetin, 

Antalya’nın sektörel sorunları ve 

Oda çalışmalarıyla ilgili bir dosyayı 

Bakan Tüfenkci’ye sundu. 

Davut Çetin ayrıca yurt dışında görevli 

olan ticaret müşavirliklerinin 

genellikle bir tek kişiyle çalıştığını 

gözlemlediğini kaydederek, “Müşavirlerimiz 

işadamlarına yardımcı 

olmak için ellerinden gelen gayreti 

gösteriyorlar. Ama ticaret müşavirliklerinde 

çok daha fazla kişi görevlendirilmeli 

ve onlara daha güçlü 

imkanlar sağlanmalı. Ayrıca buralarda 

illerimizin ürünleri ticaret müşavirlerinin 

desteği ile daha etkin şekilde 

tanıtılmalı” dedi. 

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent 

Tüfenkci de Antalya Ticaret ve Sanayi 

Odası’nın ziyaretinden memnuniyet 

duyduğunu söyleyerek, 

“Biz burada ülkemizin kalkınması 

için görev yapıyoruz. Özel sektörün 

kazancı, ülkemizin kazancıdır” şeklinde 

konuştu. 

Ziyaretlerde Başkan Davut Çetin 

tarafından Bakanlara Antalya 

Kaleiçi’ni anlatan yağlı boya tablo 

ile Antalya Tanıtım A.Ş.’nin tanıtım 

materyalleri sunuldu. 


17

ATSO’dan SGK Prim Desteği Talebi 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’ya sektörel 

değerlendirmelerin yer aldığı kapsamlı bir dosya sundu. 


(ATSO) Başkanı Davut Çetin, Yönetim 

Kurulu Üyeleri Erol Erkan, 

Ethem Tayfun Kavukcu, Ayhan Kızılsavaş 

ve danışman M. Serhan 

Sekreter’den oluşan ATSO heyeti, 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı 

Süleyman Soylu’yu makamında ziyaret 

etti. ATSO Başkanı Davut Çetin, 

Bakan Soylu’ya sektörel değerlendirmelerin 

yer aldığı kapsamlı bir 

dosya sundu. 

SGK Prim Desteği Önemli 

Ziyarette Antalya turizminin yapısal 

sorunlarına dikkat çeken ATSO Başkanı 

Davut Çetin, “Antalya’da turizm 

12 aya yayılamadığı için kış dönemlerinde 

çok sayıda otel kapanmakta 

ya da eleman çıkarmak zorunda 

kalmaktadır. Türkiye’de konaklama 

sektöründe yaz aylarında 400 bine 

yaklaşan kayıtlı istihdam kış aylarında 

200 bin düzeyine düşmektedir. 

Bu düşüşün yaklaşık yarısına yakını 

Antalya’da gerçekleşmektedir. Bu 

nedenle otellerin kışın da açık kalması 

ve çalışan istihdamının istikrarlı 

hale gelmesi için kış aylarında 

SGK prim desteği verilmesi son derece 

önemlidir” dedi. 

Antalya turizminin bu yıl zor bir 

süreçten geçtiğini de kaydeden 

Başkan Çetin, “Antalya turizm pazarının 

yaklaşık 3’te 1’i, sebze meyve 

ihracatının 3’te 2’sini karşılayan 

Rusya ile yaşadığımız kriz Antalya 

ekonomisi için ciddi bir risk oluşturuyor. 

Buna Suriye sorunu, ülkemizin 

doğusunda yaşanan olaylar 

da eklenince ülke imajımız da yara 

almış durumda. Tüm bu sorunların 

lokomotif sektörleri turizm ve tarım 

olan Antalya ekonomisine bir yansıması 

olacaktır. 2016’ya özel tedbirlerin 

de biran önce masaya yatırılması 

gerekiyor” diye konuştu. 

Özel Alanlarda Yabancı 

Personel İstihdamı 

Konuşmasında bazı özel alanlarda 

yabancı personel çalıştırmanın zorunlu 

olduğunu ancak mevzuatın 

buna izin vermediğini de kaydeden 

Başkan Çetin şunları kaydetti; 

“Akdeniz çanağındaki tüm ülkelerin 

imrenerek baktığı turizm tesislerine 


sahibiz. Bu tesislerde uluslararası 

standartlarda hizmet vermek 

için bazı özel alanlarda yabancı 

işçi çalıştırmak zorunlu. Örneğin 

yabancı dil bilen animasyon, 

spa elemanı, servis elemanı, kat 

görevlisi gibi alanlarda önemli 

eleman açığı var. Bu açıkları 

vatandaşlarımızdan karşılamak 

mümkün olamıyor. Nitekim, 2015 

yılında Rusya’dan gelen turist sayısının 

azalması ve mevzuat kısıtlamaları 

dolayısıyla istihdam 

edilen SGK’ya kayıtlı yabancı 

personel sayısı Antalya’da 6 bin 

990’dan 4 bin 988’e düştü. 2016 

turizm sezonuna dönük beklentilerin 

de olumsuz olduğu değerlendirildiğinde 

yabancı personel 

çalıştırmanın önemi daha da artacaktır. 

Mevcut mevzuatla bu açığın 

karşılanması mümkün olamıyor, 

işletmeler de kayıtdışına yönelmek 

durumunda kalıyorlar. Bu 

konuda bir düzenleme yapılması 

gerekiyor.” 

Başkan Davut Çetin ayrıca ATSO 

Meslek Komiteleri tarafından belirtilen 

sorunların derlendiği bir 

dosyayı da Bakan Soylu’ya sundu. 

Belirtilen konularda 

çalışmalar sürüyor 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı 

Süleyman Soylu da ziyaretten 

duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 

Belirtilen konulardaki sorunları 

bildiklerini ve yakından takip ettiklerini 

ifade eden Bakan Süleyman 

Soylu, “Özellikle turizm bölgelerinde 

kış aylarında ortaya çıkan 

istihdam sorununun çözümü, 

belirttiğiniz alanlarda yabancı işçi 

çalıştırma konusundaki sorunlara 

hâkimiz ve çözüm için çalışmalarımız 

devam ediyor. Antalya Ticaret 

ve Sanayi Odası’nın tespit 

ve önerilerini de değerlendirmeye 

alalım. Turizm Bakanımızla da 

yoğun mesai içerisindeyiz. Belirttiğiniz 

konularda en kısa sürede 

çözüm üreteceğiz” dedi. 

ATSO Başkanı Davut Çetin, ziyaretin 

anısına Çalışma ve Sosyal 

Güvenlik Bakanı Süleyman 

Soylu’ya yağlı boya bir Antalya 

tablosu ile ATSO Tarihi ve Antalya 

Tanıtım kitabı hediye etti. 

Antalya turizminin 

yapısal sorunlarına 

dikkat çeken Başkan 

Çetin, “Türkiye’de 

konaklama 

sektöründe yaz 

aylarında 400 bine 

yaklaşan kayıtlı 

istihdam kış aylarında 

200 bin düzeyine 

düşmektedir. 

Otellerin kışın da açık 

kalması ve çalışan 

istihdamının istikrarlı 

hale gelmesi için kış 

aylarında SGK prim 

desteği verilmesi son 

derece önemlidir” 

dedi. 


19

Türkiye’nin ilk EXPO’su 

23 Nisan’da açılıyor 


EXPO2016 

ANTALYA 

Türkiye’nin bugüne kadar üstlendiği en büyük 

uluslararası organizasyon olan EXPO2016 

Antalya, sahip olacağı bitki zenginliği ve 

yapılarıyla Antalya’ya kalıcı bir miras bırakırken, 

kent için yeni bir cazibe merkezi olacak. 

23 Nisan 2016’da açılacak ve 6 ay 

açık kalacak EXPO2016 Antalya, en 

üst kategori olan A-1 kategorisinde bir 

“horticulturel expo” 


21

1851 yılından bu yana düzenlenen ve 

dünyanın en eski organizasyonlarından 

biri olan EXPO’ların bir türü ve 

asıl olanı “World Expo” olarak adlandırılıyor. 

Bu tür EXPO’lar, dünya ülkelerinin 

gelişmişlik düzeylerini paylaştıkları 

bir ortam, bir tür know&how 

ortamı. Bunlar telefonun, dikiş makinesinin 

ilk kez sergilendiği Expolar. 

Sonuncusu Milano’da yapıldı ve geçtiğimiz 

günlerde kapandı. 

Dünyada bir de “horticulturel expo”lar 

(botanik expo) var. Yani dünya düzeyinde 

ülkelerin bahçe kültürlerinin, 

süs ve bahçe bitkileri üretimlerindeki 

gelişmişlik seviyelerinin paylaşıldığı 

sergiler. 

Antalya 2016 yılında Türkiye’nin ilk 

EXPO’suna ev sahipliği yapacak. 23 

Nisan 2016’da açılacak ve 6 ay açık 

kalacak EXPO 2016 Antalya, en üst 

kategori olan A-1 kategorisinde bir 

“horticulturel expo”. 

Antalya’ya Kalıcı 

Miras 

Türkiye’nin bugüne kadar üstlendiği 

en büyük uluslararası organizasyon 

olan EXPO 2016 Antalya, sahip olacağı 

bitki zenginliği ve yapılarıyla 

Antalya’ya kalıcı bir miras bırakırken, 

kent için yeni bir cazibe merkezi 

olacak. Alan bu düşünce ile projelendirildi 

ve yapıldı. 


EXPO 2016 Antalya'nın içinde şunlar bulunacak: 

Türkiye’de ilk kez oluşturulan Tarım ve Biyoçeşitlilik Müzesi, Çocuk 

Adası, Çocuk Bilim ve Teknoloji Merkezi, 100.7 metre yükseklikteki 

simge yapı EXPO Kulesi, Türkiye’nin bitki zenginliğini sergileyecek 

Biyoçeşitlilik Tema Parkuru, 7 coğrafi bölgemizin mimari özelliklerini 

taşıyan binalara yapılan ve ait oldukları bölgenin mutfağını sunacak 

olan Restoranlar, Yağmur Ormanları Serası, 5 bin ve 800 kişi kapasiteli 

Amfitiyatrolar… Bütün bu yapılar yılda 13-14 milyon turistin geldiği 

Antalya’nın mevcut potansiyeline ek bir turistik cazibe alanı yaratmaya 

yönelik planlanmış yapılar. 

Ülke Bahçeleri Kalıcı 

Türkiye’de ilk kez düzenlenecek, 

A-1 kategorisinde bir “horticulturel 

expo” olan EXPO 2016 Antalya, 

“Çiçek ve Çocuk” temasıyla 23 Nisan-30 

Ekim 2016 tarihleri arasında 

6 ay boyunca açık kalacak. Ülkelerin 

bahçe kültürlerini sergileyeceği 

bir EXPO olması nedeniyle alanın 

bitkilendirilmesi ve yeşil dokusu öncelikli 

önem arz ediyor. 1.121 dekar 

büyüklüğündeki alana 120 türde 25 

bin ağaç ve on binlerce çalı bitkisi 

dikiliyor. Ülke bahçelerinin EXPO 

sonrası dönemde bakımını Türkiye 

üstleniyor, bu da ülkelerle yapılan 

katılım sözleşmesinin ekinde imzalanıyor. 

Böylece alandaki bahçe kültürlerinin 

kalıcılığı sağlanmış olacak. 

EXPO 2016 Antalya alanında inşa 

edilen yapılar da projenin kalıcılığını 

sağlayacak unsurlar. Ana salonu 5 

bin, toplam kapasitesi 9.500 kişilik 

Kongre Merkezi, Türkiye’de ilk kez 

oluşturulan Tarım ve Biyoçeşitlilik 

Müzesi, Çocuk Adası, Çocuk Bilim 

ve Teknoloji Merkezi, 100.7 metre 

yükseklikteki simge yapı EXPO 

Kulesi, Türkiye’nin bitki zenginliğini 

sergileyecek Biyoçeşitlilik Tema 

Parkuru, 7 coğrafi bölgemizin mimari 

özelliklerini taşıyan binalara 

yapılan ve ait oldukları bölgenin 

mutfağını sunacak olan Restoranlar, 


23

Yağmur Ormanları Serası, 5 bin ve 

800 kişi kapasiteli Amfitiyatrolar… 

Bütün bu yapılar yılda 13-14 milyon 

turistin geldiği Antalya’nın mevcut 

potansiyeline ek bir turistik cazibe 

alanı yaratmaya yönelik planlanmış 

yapılar. Dolayısıyla EXPO 2016 Antalya 

alanı, sahip olduğu bu yapılarla, 

ülke bahçeleriyle, muazzam yeşil 

dokusuyla, yaklaşık 80 dekar büyüklüğündeki 

ve Antalya Körfezi’nin 

izdüşümü şeklinde yapılan EXPO 

Gölü ile uzun yıllar bölge turizmine 

hizmet edecek, ülke ekonomisine 

katma değer yaratacak bir proje. 

Antalya’nın Yeni 

Cazibe Merkezi 

EXPO 2016 Antalya Sergi Alanı, 

alanda bulunan tüm unsurlarıyla 

botanik bir EXPO olmanın çok ötesinde 

Antalya turizmi için de yepyeni 

bir cazibe alanı. Alanda bulunan 

5 bin kişi kapasiteli büyük amfi tiyatro 

EXPO 2016’ya katılan ülkelerin 

düzenleyeceği Milli Gün ve diğer 

kültürel etkinliklerin yanı sıra günde 

4 farklı etkinliğe ev sahipliği yapacak. 

Büyük amfi tiyatroda ayrıca 

15 günde bir gerek dünyada gerek 

Türkiye’de büyük bir hayran kitlesine 

sahip sanatçıların konserleri ve 

büyük sanatsal gösteriler düzenlenecek. 

Küçük amfi tiyatroda ise 

özellikle çocuklara yönelik pek çok 

etkinlik ve gösteri olacak. 

Alanda bulunan kır aktivite alanı da 

yine EXPO 2016 Antalya’nın teması 

doğrultusunda özellikle çocuklar 

için hazırlanan pek çok etkinliğin 

düzenleneceği bir yer olacak. 

Kültür Sanat Sokağı 

Kültür Sanat Sokağı ise Türkiye’nin 

bir çok farklı noktasında sokak sanatı 

icra eden ressam, karikatürist, 

şarkıcıların sanatlarını rahatlıkla ziyaretçilerle 

buluşturabileceği bir 

mekan. Yine alanda bulunan sergi 

alanlarında ise farklı konseptlerde 

her kesime hitap eden eserler sergilenecek. 

Tüm bunların yanı sıra Kongre Merkezinde 

düzenlenecek bilimsel sempozyum, 

çalıştay ve kongrelerle çevre 

konuları ele alınacak ve geleceğe 

dönük çalışmalara ışık tutacak. 

EXPO 2016 Antalya, eğitim ve eğlenceyi 

birleştiren, geniş bir sergi, 

aktivite ve gösteri çeşitliliği ortaya 

çıkaran bir deneyim olacak. Bununla 

birlikte interaktif sergiler, çığır 

açan teknolojiler ve EXPO’nun yoğun 

kültürel programı katılımcılarına 

ve ziyaretçilerine unutulmaz bir 

deneyim sunacak. Alanı hem gezip 

hem de bu aktivitelere katılmak isteyen 

ziyaretçiler bir güne tüm bunları 

sığdıramayacağı için ziyaretçilerin 

alana birden fazla gelme olasılığı 

yüksek. 

6 Ayda 8 Milyon 

Ziyaretçi 

EXPO 2016 Antalya’ya ülke katılımı 

için, 2013 yılı sonunda 190 ülkeye 

davet mektubu gönderildi. Yüzün 

üzerinde ülkeden pozitif dönüş 

alındı. Bunların 46’sı resmi olarak 

katılacaklarını teyit ettiler. 28’i sözleşmeyi 

imzaladı. 23 Nisan-30 Ekim 

tarihleri arasında 8 milyon ziyaret 

hedefleniyor. 


EXPO 2016’ya ATSO Bahçesi 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, 

EXPO 2016 Sergi Alanı’nda “ATSO Bahçesi” kurmak için 

çalışmalara başladıklarını açıkladı. 

EXPO 2016 Ajansı ile yapılan görüşmeler 

sonrası “ATSO Bahçesi” için 

500 metrekarelik bir alanın Oda’ya 

tahsisi konusunda anlaştıklarını belirten 

Başkan Davut Çetin, bahçenin 

yapımına en kısa sürede başlanacağını 

ve EXPO 2016 açılışına yetiştirileceğini 

açıkladı. 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın 

dünyanın en büyük organizasyonlarından 

Botanik EXPO’nun 

Antalya’ya ve Türkiye’ye kazandırılmasında 

büyük pay sahibi olduğunu 

belirten Başkan Davut Çetin, 

“ATSO olarak bundan sonraki süreçte 

de EXPO ve üyelerimiz için 

nasıl katkı yapacağımız konusunu 

değerlendirdik ve Oda olarak EXPO 

alanında bir bahçe ile yer alınması 

noktasında yönetim kurulunda görüş 

birliğine vardık. EXPO Alanı’nda 

Kurumsal Bahçeler Bölümü’nde en 

büyük ve en güzel bahçelerden birini 

ATSO olarak biz kuracağız. ATSO 

Bahçesi’nde endemik bitkilerinden 

güzel bir ortam yaratmayı planlıyoruz. 

Bahçede Odamız faaliyetlerinin 

yanı sıra, üyelerimizin ve kentimizin 

tanıtımını yapacağız. Gelen yabancı 

iş adamları ve heyetler ile Antalya 

ve bölgemiz işadamlarını buluşturarak 

ikili görüşmelere ve işbirliği olanaklarına 

katkı sunacağız” dedi. 

Öte yandan ATSO Kurumsal 

Bahçesi’nin projesi de belli oldu. 

Projesi Mimar Selahattin Çelik tarafından 

hazırlanan ATSO Kurumsal 

Bahçesi’nin EXPO Alanı 2016’ndaki 

Kongre Merkezi ve EXPO Kulesi’nin 

bulunduğu bölgede kurulması planlanıyor. 


25

‘Mükemmel’ ATSO 

TOBB 11. DÖNEM AKREDİTASYON SERTİFİKA TÖRENİ 

Odamız kurumsal 

çalışmalarını 

‘Mükemmel 

Oda’ belgesi ile 

taçlandırdı. TOBB 

tarafından kalite 

yolunda Oda ve 

Borsalara verilen 

Akreditasyon 

sertifikalarında 

Odamız 77 oda 

içinden en yüksek 

puanı alarak 

birinci oldu. 


Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin 

(TOBB) ev sahipliğinde gerçekleştirilen 

11. Dönem Akreditasyon Sertifika 

Töreni TOBB İkiz Kuleler’de 

gerçekleştirildi. Antalya Ticaret ve 

Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut 

Çetin, ATSO Başkan Yardımcısı 

Mustafa İssi, ATSO Genel Sekreteri 

Vildan Demer ve ATSO Kalite Koordinatörü 

Kadriye Kar Yaşar’ın da 

yer aldığı törene Gümrük ve Ticaret 

Bakanı Bülent Tüfenkçi, TOBB Başkanı 

Rifat Hisarcıklıoğlu ile birlikte 

Oda ve Borsa temsilcileri katıldı. 77 

Oda ve Borsa’ya sertifikalarının verildiği 

toplantıda en yüksek puanı 


aldığı bildirildi. 


Başkanı Davut Çetin, 133 yıllık birikime 

sahip ATSO’da sergilenen 

kurumsal kalite yolculuğu hakkında 

bilgi vererek alınan başarı sertifikası 

hakkında değerlendirmelerde bulundu. 

Başkan Çetin açıklamasında 

şunları kaydetti: 

“ATSO, ilk olarak 2006 yılında dâhil 

olduğu TOBB Oda/Borsa Akreditasyon 

Sistemi’nde 2012 yılında en 

yüksek seviye olan “A Seviye Belgeli” 

oda oldu. 2015 yılında Akreditasyon 

Belge Denetimi sonucunda 65 

puan üzerinden 64 puan alan ATSO, 

‘Mükemmel’ seviye olan belgesini 3 

yıllık süre ile uzattı. Antalya Ticaret 

ve Sanayi Odası, katıldığımız sertifika 

töreninde de en yüksek puanı 

alan Oda oldu. 

ATSO’nun 

başarılı kurumsal yapısı 

tescillendi 

Belge süresinin uzatılmasından ve 

ATSO’nun kurumsal yapısının başarısının 

dış denetçiler tarafından 

tescil edilmesinden büyük memnuniyet 

duyuyorum. Aldığımız “Mükemmel 

Oda” belgesi ATSO’nun 

geçmişten gelen birikimini sağlam 

temellere dayalı olarak geleceğe 

taşıdığına dair güçlü bir kanıt niteliğindedir. 

Diğer taraftan başarılı 

uygulamalarımızın diğer Oda ve 

Borsa’lara örnek olarak gösterilmesi 

bizleri gururlandırıyor, motivasyonumuzu 

artırıyor. Bugün gelinen 

noktada ATSO, Antalya iş dünyasının 

gurur duyacağı bir Oda haline 

gelmiştir. Bu başarılar 133 yıllık köklü 

bir geçmişin ve ATSO Camiasının 

koyduğu emeğin meyvesidir. Bu vesileyle 

Odamızı bugünlere taşıyan 

tüm ATSO camiasına da teşekkürlerimi 

sunuyorum” dedi. 

Odalarımız, 

Londra, Paris ve 

Berlin’deki odaların 

seviyesine ulaşmış 

durumda 

Törene ev sahipliği yapan TOBB 

Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Akreditasyon 

sertifikası alan oda ve 

borsaların sayısının 224’e yükseldiğini 

ve bununla iftihar ettiklerini 

söyledi. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, 

365 oda ve borsanın yarısından 

fazlasının üyelerine 5 yıldızlı hizmet 

verdiğini ifade etti. 5 yıldızlı olan 

oda ve borsaların, hizmet kalitesi 

anlamında, Londra’daki, Paris’teki, 

Berlin’deki oda ve borsalar seviyesine 

ulaşmış durumda olduğunun 

altını çizen Hisarcıklıoğlu, “Onlar 

üyelerine hangi standartta hizmet 

veriyorsa, bu Oda ve borsalarımız 

da minimum aynı seviyede hizmet 

veriyorlar” şeklinde konuştu. 


27

ATSO Meclis üyeleri Fas’ta 

incelemelerde bulundu 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclis Üyeleri Kuzey 

Afrika ekonomisinin en güçlü aktörlerinden Fas’a inceleme gezisinde 

bulundu. Başkan Davut Çetin liderliğinde gerçekleşen 

ziyaretlerde Fas turizminin gözde şehri Marakeş ile ülke ekonomisinin 

can damarı Kazablanka kentlerinde temaslarda bulunuldu. 

ATSO heyeti Kazablanka Ticaret Müşaviri Gökhan Üsküdar 

ile Fas ekonomisinin son durumu ve Antalya-Fas işbirliği 

olanakları konulu seminerde biraraya geldi. Heyet ayrıca Fas 

Uluslararası Mermer ve Doğal Taş Fuarı’nı da ziyaret ederek 

stantlarda incelemeler yaptı. 


ATSO heyetinin ilk durağı Fas turizminin 

gözde bölgesi Marakeş 

oldu. Marakeş Safi Bölgeleri Ticaret, 

Sanayi ve Hizmetler Odası’nı ziyaret 

eden heyet, Başkan Mohamed 

Fadlam ile bir araya geldi. Antalya 

Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı 

Davut Çetin burada yaptığı konuşmada 

ev sahibi Oda heyetine ATSO 

ve Antalya hakkında detaylı bilgiler 

verdi. Başkan Çetin, 1 Ocak 2006’da 

yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşması 

sonrasında ancak 1,5 milyar 

Dolar civarında seyreden iki ülke 

arasındaki dış ticaret hacminin orta 

vadede 3 milyar dolar düzeyine çıkarılmasının 

hedeflendiğini ve bu 

vizyonda iş dünyasına önemli görevler 

düştüğünü kaydetti. Başkan 

Çetin ticareti ve turizmi ülkeleri birbirlerine 

sosyal ve kültürel olarak da 

yaklaştıran en önemli etken olarak 

gördüğünü kaydederek “Karşılıklı 

işbirlikleri ile aramızda kurulan ticari 

köprüleri daha da kuvvetlendirebiliriz. 

Marakeş otantik yapısı 

ile 5 milyon turist ağırlıyor. Antalya 

ise Türkiye turizminin başkenti durumunda. 

Ayrıca tarımda Antalya 

ülkemizin üretim başkenti, Fas ekonomisinde 

de tarım sektörü önemli 

bir ağırlığa sahip. Önümüzde işbirliği 

yapabileceğimiz çok ortak 

konu var. Biz bir ön çalışma yaptık, 

bir protokol hazırladık. Bu protokol 

üzerinden çalışmalarımız şekillendirebiliriz” 

dedi. 

Marakeş-Safi Bölgeleri Ticaret, Sanayi 

ve Hizmetler Odası Başkanı 

Mohamed Fadlam da Antalyalı işadamlarını 

şehirlerinde görmekten 

büyük memnuniyet duyduğunu 

söyledi. Başkan Fadlam “Türkiye 

güçlü, kardeş bir ülke. İstanbul Ticaret 

Odası ile işbirliği içindeyiz. Ayrıca 

İzmir ve Konya illerindeki işadamları 

ile ticari bağlantılar kurmak 

üzere karşılıklı çalışmalar yapmaktayız. 

Bu çalışmalarımızı Antalya ile 

de zenginleştirmek isteriz. Yatırım 

yapmak isteyen Türk işadamlarına 

kapımız açık” dedi. 

Toplantıda ayrıca ATSO heyetine 

Marakeş ekonomisi ve yatırım imkanları 

ile ilgili bir de sunum yapıldı. 


29

İşbirliği protokolü 

imzalanacak 

ATSO heyetinin ikinci durağı ülke 

ekonomisinin candamarı olan, sanayi 

ve lojistik kenti Kazablanka oldu. 

Başkan Davut Çetin ve ATSO Meclis 

üyeleri burada Kazablanka-Settat 

Ticaret, Sanayi ve Hizmetler Odası 

Başkanı Mustapha Amhal’ı ziyaret 

etti. 2013 yılında Kazablanka TSO 

ile ortak bir çalışma yaptıklarını 

anlatan Başkan Davut Çetin tekrar 

çeşitli projelerde birlikte çalışmalar 

yapılabileceğini kaydetti. Fas ile Antalya 

arasında ticaret hacminin yeterli 

olmadığına dikkat çeken Davut 

Çetin “Bu kapasiteyi artırmak için 

daha fazla işbirliği yapabiliriz. Organize 

Sanayi Bölgemizde tarım ve 

turizm sektörlerine yönelik çalışan 

firmalarımız var. URGE projelerimiz 

kapsamında Kazablankalı firmalarla 

Antalyalı firmalarımızı biraraya getirmiştik 

ve önemli ticari bağlantılar 

kurulmuştu. Bu bağlantıları daha da 

kuvvetlendirmek için biz bir ön çalışma 

yaptık, bir işbirliği protokolü 

hazırladık, sizinle paylaşmak isteriz. 

Bu yıl Antalya EXPO’ya evsahipliği 

yapacak. Fas, EXPO’ya ülke olarak 

katılmayacağını bildirdi ancak Fas 

firmalarını ve sizleri EXPO2016’da 

görmek isteriz” şeklinde konuştu. 

Kazablanka-Settat Ticaret, Sanayi 

ve Hizmetler Odası Başkanı Mustapha 

Amhal da ziyaretten duyduğu 

memnuniyeti dile getirerek, “ben 

aynı zamanda 2015-2018 dönemi 

için Fas Ticaret, Sanayi ve Hizmetler 

Odaları Federasyonu (FCMCIS) 

Başkanlığını yürütüyorum. Bu, 

Fas’taki tüm odaların bağlı olduğu 

bir federasyon. Fas’taki diğer Odalar 

ile de irtibata geçip EXPO’ya bir 

işadamı heyeti ile katılmak ve bu 

vesile ile buradaki bürokratik prosedürleri 

tamamlayıp Antalya Ticaret 

ve Sanayi Odası ile de karşılıklı işbirliği 

anlaşması imzalamak isteriz” 

diye konuştu. 

Başkan Davut Çetin, ev sahibi Oda 

Başkanlarına Antalya Tanıtım A.Ş. 

tarafından hazırlanmış Antalya kitapları 

ile Antalya Ticaret ve Sanayi 

Odası Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi 

öğrencilerinin yaptığı yağlı boya 

tabloları hediye etti. 


Kazablanka Ticaret Müşaviri’nden Fas sunumu 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası heyeti daha sonra Kazablanka Ticaret Müşaviri Gökhan Üsküdar’dan Fas ekonomisinde 

son durum ve Antalya-Fas işbirliği olanakları sunumunu dinledi. Müşavir Gökhan Üsküdar meclis üyelerine 

Fas hükümetinin yabancı yatırımcılara sağladığı kolaylıklar başta olmak üzere ülkenin ticaret hayatıyla ilgili konuları 

detaylı olarak anlatarak meclis üyelerinden gelen soruları yanıtladı. 

Mermer ve 

Doğal Taş Fuarı 

ziyareti 

ATSO heyeti son olarak 

Fas Uluslararası Mermer 

ve Doğal Taş Fuarı’nı da 

ziyaret etti. Burada bulunan 

Türk yatırımcıların 

standını ziyaret ederek 

görüşmelerde bulunan 

ATSO Başkanı Davut 

Çetin ve heyeti ayrıca 

Türk firmalarının Faslı 

yatırımcılar için düzenledikleri 

seminere de 

katıldı. 


31

İRAN ZİYARETİ • ATSO AB ve Dış İlişkiler Müdürlüğü 

ATSO yükselen pazar İran’da 

incelemelerde bulundu 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası uluslararası ambargonun kaldırılmasından 

sonra dünya ticaretinin gündemine oturan İran’ı yakın 

markaja aldı. Bu kapsamda ATSO Başkanı Davut Çetin, Yönetim 

Kurulu Üyeleri Hüseyin Barut ve Ayhan Kızılsavaş ve AB ve Dış 

İlişkiler Müdürü Burcu Topkaya İran’da yoğun temaslarda bulundu. 

Ziyaretler kapsamında İran Alborz Ticaret Sanayi Madencilik ve 

Tarım Odası ile de işbirliği protokolü imzalandı. 


ATSO Başkanı Davut Çetin başkanlığında, 

15-18 Şubat tarihleri arasında 

gerçekleştirilen ziyaretlerin ilk 

durağı Türkiye’nin Tahran Büyükelçisi 

Rıza Hakan Tekin oldu. Büyükelçi 

Tekin, İran’ın komşu ülke olması 

ve vize uygulaması bulunmaması 

nedeniyle avantajlı bir ülke olduğunu 

kaydetti. Tekin, İran’ın özellikle 

turizm yatırımları konusunda bir 

cazibe merkezi olduğunu ve hizmet 

sektörüne yönelik kurslar açılması 

konusunda da işbirliği yapılabileceğini 

belirtti. 

Başkan Davut Çetin de ATSO üyelerine 

yeni pazarlar açmak ve gerekli 

temaslarda bulunmak üzere İran’a 

geldiklerini kaydederek, “Buradaki 

büyük ticaret potansiyelinin farkındayız. 

Ön heyet olarak tasarladığımız 

bu ziyarette hangi sektörlerde 

işbirliği yapabileceğimizi değerlendireceğiz. 

Daha sonra da büyük bir 

Antalyalı işadamı grubuyla tekrar 

İran’ı ziyaret etme planımız var” 

dedi. Başkan Çetin ATSO projeleriyle 

ilgili de Büyükelçi Tekin’e bilgiler 

verdi. 

Daha sonra İran Ticaret, Sanayi, Madencilik 

ve Tarım Odası’nı ziyaret 

eden ATSO heyeti burada Başkan 

Vekili Hosein Pirmozaen’la görüştü. 

Ortak yatırım imkânları konularında 

bilgi alışverişinde bulunulan ziyarette 

Alborz Ticaret, Sanayi, Madencilik 

ve Tarım Odası Başkanı Rahim 

Bana Molaie de bulundu. Başkan 

Molaie, Alborz Eyaleti ile Antalya 

arasında turizm ve tarım potansiyeli 

açısından benzerlikler bulunduğunu 

belirterek, İran’ın en büyük kayak 

merkezinin Alborz Eyaleti’nde olduğunu 

kaydederek, “Turizm yatırımları 

konusunda işbirliği yapabiliriz” 

şeklinde konuştu. 

Ziyaret sonunda Alborz TSO ve 

ATSO arasında işbirliği protokolü 


33

imzalandı. Anlaşmaya ATSO Başkanı 

Davut Çetin ile Alborz Ticaret, 

Sanayi, Madencilik ve Tarım Odası 

Başkanı Rahim Bana Molaie imza 

koydu. Başkan Davut Çetin “2011 

yılında da İsfahan TSO ile bir işbirliği 

protokolü imzaladıklarını hatırlatarak, 

bu imza ile iki oda arasında 

örnek olacak çalışmalar yapacağız. 

Hayırlı olsun” dedi. 

Ziyaret kapsamında 9. Tahran Uluslararası 

Turizm Fuarı da ziyaret edildi. 

ATSO heyeti fuarda Antalya’dan 

ve Türkiye’den gelen ziyaretçilerle 

fikir alışverişinde bulundu. Sağlık 

turizmi konusunda uzmanlaşmış 

firmaların temsilcileriyle de görüşmeler 

yapıldı. Fuarı değerlendiren 

Başkan Davut Çetin, ilaç sektörünün 

oldukça gelişmiş olduğu İran 

ile sağlık turizmi konusunda işbirliği 

yapılabileceğini kaydetti. 

Ziyaretin son gününde Alborz 

TSO’nun davetlisi olarak Kerec kentinde 

bulunan Simin Dasht Sanayi 

Bölgesi de ziyaret edildi. ATSO heyetini 

Sanayi Bölgesi Başkanı Hasan 

Khani, Eş Başkanı Hosein Pirmoazen 

ve Bölge Müdürü Hojat Bahadori 

Kia karşıladı. 230 sanayicinin 

ilaç, gıda, sağlık, kozmetik, plastik 

ve mekanik konularında faaliyet 

gösterdiği bölge hakkında bilgiler 

alan Başkan Davut Çetin ve Yönetim 

Kurulu üyeleri burada üretim 

yapan fabrikaları da ziyaret etti. 

Başkan Davut Çetin’de Antalya Organize 

Sanayi Bölgesi, Antalya ekonomisi 

ve Odamız hakkında bilgiler 

verdi. 


ATSO’dan üyelerine yurtiçi 

fuarlara katılım desteği 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin, ATSO üyelerinin 

fuarlara aktif katılım sağlayarak sektörleriyle ilgili bilgi ve tecrübelerini 

arttırmaları, teknolojik gelişmeleri yakından izlemeleri, kurumsal 

kapasitelerini geliştirilmeleri ve rekabet güçlerini artırmaları için 2016 

yılında da yurt içi fuar desteği vermeye devam edeceklerini bildirdi. 

ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, üyelere verilecek fuar 

desteği hakkında yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Üyelerimizin 

fuarlara aktif katılımını sağlayarak sektörleriyle ilgili bilgi ve tecrübelerini 

arttırmalarını, teknolojik gelişmeleri yakından izlemelerini, kurumsal 

kapasitelerini geliştirilmelerini ve rekabet güçlerini artırmalarını 

önemsiyoruz. Bunun için de belirli koşulları sağlayan üyelerimizin 

fuarlara ulaşım masraflarına destek oluyoruz. 2015 yılında 46 fuar 

duyurusu yapıldı, üyelerimizin ilgi gösterdiği 4 fuara uçak ile 1 fuara 

da otobüs ile ulaşım desteği sağladık. 2016 yılında da Meslek Komite 

üyelerimizin talepleri doğrultusunda belirlenen 89 yurtiçi fuardan katılım 

talep edilen fuarlara üyelerin katılmaları için gerekli desteği vereceğiz. 

Bu destekten faydalanmak isteyen üyelerimiz kendi meslek 

komitesi üyeleri ile biran önce irtibata geçebilirler.” dedi. 

Fuar katılım desteğine ilişkin hususların şu şekilde olacağı bildirildi: 

Söz konusu destekten, katılım sağlanacak fuarla ilgili sektörlerde faaliyet gösteren veya faaliyet alanı farklı görünmekle 

birlikte ticari ilişkisi kabul edilebilir olan aynı zamanda Odaya borcu olmayan üyeler yararlanabiliyor. Ayrıca aynı firma 

grubundan, yani firmanın kendisi ya da kendisine bağlı şubelerinden yılda 1 şirket yetkilisi ziyaret desteğinden faydalanabiliyor. 

Organizasyonlar kontenjanla sınırlı olup, kesin katılımcı listesi başvuru sırasına göre tespit ediliyor. Organizasyonunun 

yapılabilmesi için Oda bünyesindeki ilgili Meslek Komiteleri tarafından ziyaret düzenlenmesi planlanan fuarın 

açılış gününden en geç 1 ay öncesine kadar karar alınması gerekiyor. Katılım sağlanacak fuar için Yönetim Kurulu onayı 

sonrasında ilgili Meslek Komitesi Başkanı’nın bilgisi dâhilinde meslek grubu üyelerine duyuru yapılacak ve Oda web sayfası 

üzerinden online olarak katılım talepleri alınıyor. Üyelerin fuara gidiş – dönüş uçak bileti bedelinin 300.-TL’ye kadar 

olan kısmı Oda tarafından karşılanıyor. Organizasyonun düzenlenebilmesi için en az 10 katılımcının başvuru yapması 

gerekiyor. 

Yurtiçi fuar desteği ile ilgili olarak https://www.atso.org.tr/icerik/3/311/yurt-ici-fuar-destegi.html adresinden bilgi alınıp, 

başvurular yapılabiliyor. 


35

Dijital Ekonomi 

ATSO AR-GE Müdürlüğü 

MELEK YATIRIMCI 

İyi bir iş fikrine ve potansiyele sahip olan girişimcilere 

maddi destek vermenin yanı sıra networking ve işin püf 

noktaları gibi konularda da mentorluk yapan melek yatırımcılar 

sayesinde pek çok teknoloji girişimi kendine 

dijital ekonomi içinde yer buluyor. 

Melek Yatırımcı, henüz başlangıç aşamasında olan bir 

iş fırsatına yatırım yapan, işletmelerin büyümeleri veya 

gelişmeleri için sermaye sağlayan kişi olarak tanımlanmaktadır. 

Diğer bir tanımda ise; yüksek risk ve yüksek 

büyüme potansiyeli içeren firmalara, kuruluşlarının erken 

bir döneminde yatırım yapan özel bir yatırımcı tipi 

olarak ifade edilmektedir. Melek yatırımcı, finansal gücünün 

yanında, bilgi birikimini, tecrübesini ve iş bağlantılarını 

yatırım yaptığı girişimin başarıya ulaşması için 

etkin bir şekilde kullanmaktadır. 

“Melek yatırımcı” terimi ilk olarak tiyatroya parasal destek 

sağlayan zenginler için kullanılmıştır. Bazı kaynaklarda 

terimin bu haliyle ilk kullanıldığı yerin Broadway, 

bazı kaynaklardaysa İngiltere olduğu belirtilmektedir. 

Terim, finans dünyasında ise ilk olarak 1978 yılında William 

Wetzel tarafından kullanılmıştır. New Hampshire 

Üniversitesinde profesör olan Wetzel, ABD’de müteşebbislerin 

başlangıç sermayesini nasıl bulduklarını ortaya 

koyan bir rapor yazmış ve sonrasında müteşebbisleri 

başlangıçta destekleyen yatırımcılar için melek 

tabiri kullanılmaya başlanmıştır. 

Türkiye’de melek yatırımcılık sistemi son dönemde 

gelişmeye başlamıştır. Ülkemizde, melek yatırımcılar 

Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın Bireysel Katılım 

Sermayesi Mevzuatı’nda belirtilen kriterleri sağladıkları 

takdirde lisanslı “Bireysel Katılım Yatırımcısı (BKY)” 

olmaktadırlar. 

Ülkemizde 15.02.2013 tarihli Resmi Gazete ile yürürlüğe 

giren “Bireysel Katılım Sermayesi Yönetmeliği” ile “Melek 

Yatırımcılık” yasal bir zemine kavuşmuştur. Hazine 

Müsteşarlığı tarafından hazırlanan yönetmelikte melek 

yatırımcılığın gelişmesi için “vergi desteği” getirilmiştir. 

Melek yatırımcıların vergi desteğinden faydalanabilmesi 

için Bireysel Katılım Sermayesi Lisansına sahip olması 

gerekmektedir. Yönetmeliğe göre, yüksek gelir veya 

servete sahip yatırımcılar ya da tecrübeli yatırımcılar bu 

lisansı almaya hak kazanabilmektedirler. Alınan lisans 5 

yıl geçerli olup bu süre içerisinde en fazla 20 farklı yatırıma 

verdikleri destek vergi avantajından yararlanabilmektedir. 

Melek yatırımcılık için getirilen vergi desteği, en fazla 1 

milyon TL yatırım ile sınırlıdır. Aynı zamanda melek yatırımcılar 

hisse tutarlarının %75’ini vergiden düşebilmektedirler. 

Melek yatırımcının bir girişime yapacağı yatırımın 

alt sınırı 20 bin TL, üst sınırı 1 milyon TL’dir. Bununla 

birlikte melek yatırımcılar girişim şirketinin %50’sinden 

fazlasına sahip olamazlar. Şirket yönetimine katılımı Yönetim 

Kurulu üyeliği ile sınırlandırılan melek yatırımcının 

şirketten herhangi bir ücret ya da maaş alması yasaktır. 

Melek yatırımcılığın başlangıç noktası olan ABD’deki ve 

Avrupa’daki rakamlara henüz ulaşılamasa da beklentiler 

hızlı büyümenin süreceği yönündedir. Çeşitli kaynaklarda 

ABD’de bugüne kadar 300 binin üzerinde melek yatırımcının 

yaklaşık 23 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdiği, 

Avrupa’da ise bugüne kadar 70 bin melek yatırımcının 

5 milyar dolarlık yatırım yaptığı belirtilmektedir. 

Ülkemizde ise Hazine Müsteşarlığı tarafından 339 melek 

yatırımcıya lisans verilmiş, 11 yatırımcının da başvuru süreci 

devam etmektedir. Ayrıca akredite edilmiş ağlarda 

lisansı olmadan faaliyet gösteren 352 melek yatırımcı 

bulunmaktadır. Tecrübe kriterine uygun olarak başvuru 

yapan melek yatırımcıların ortalama tecrübe süresi 9 yıl 

Başvuru Yapılan İller 

Başvuru Sayısı 

İstanbul 274 

Ankara 27 

Bursa 13 

İzmir 11 

Kocaeli 5 

Diğer 19 


iken servete sahip yatırımcıların ortalama 

serveti ise 2,5 milyon TL’dir. 

Yatımcıların girişimlere yaptıkları 

toplam yatırım miktarları ise 2013 

yılında 1.54 milyon TL, 2014 yılında 

1.85 milyon TL ve 2015 yılında 3.63 

milyon TL’dir. 

2013 yılının Haziran ayında Bireysel 

Katılım Sermayesi Sistemi üzerinden 

ilk yatırım gerçekleştirilmiş ve 

bugüne kadar yapılan yatırımlarda 

BKY’ler girişimlere %10 hisse bedeli 

için ortalama 224.678 TL. sermaye 

aktarmışlardır. 

Melek yatırımlar her sektör için uygun 

olsa da bu alanda daha çok dijital 

girişimler öne çıkmaktadırlar. 

Bunun sebebi ise sektörün dünyanın 

en hızlı gelişen sektörü olması 

sonucu yatırımcıların ilgisini çekmesidir. 

Hazine Müsteşarlığı BKS İlerleme 

Raporu’na göre Türkiye’de 2015 

yılı sonu itibariyle yatırım yapılan 

sektörlerin dağılımı şu şekildedir. 

Planlanan yatırımların harcanma kalemlerinin 

çoğunluğunu ise yıllık işletme 

giderleri oluşmaktadır. 

YATIRIM YAPILACAK GİRİŞİM ŞİRKETİNİN NİTELİKLERİ 

• Türk Ticaret Kanununa tabi bir anonim şirket olması. 

• Şirketin BKY’nin iştirakinden önceki son iki mali yıldaki net satışlarının yıllık 5 milyon liradan fazla 

olmaması. 

• En fazla 50 çalışanı bulunması. 

• Şirket, BKY’ye ve/veya yakınlarına idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya 

dolaylı olarak bağlı bulunmaması ya da nüfuzu altında olmaması. 

• Şirketin Müsteşarlıkça belirlenen devlet desteği sağlanacak sektörlere ilişkin listedeki sektörlerde 

veya faaliyetlerde bulunması. 

• Paylarının halka arz edilmemiş olması. 

Kaynaklar: 

- T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı BKS İlerleme Raporu (Kasım 2015) 

- Bireysel Katılım Yatırımcısı (melek yatırımcı) nedir, ne değildir? 

http://t24.com.tr/yazarlar/vedat-ozdan/bireysel-katilim-yatirimcisi-melek-yatirimci-nedir-ne-degildir,4993 


37

Seyahat Acentaları ve Tedarikçileri 

SATEF Fuarı'nda buluştu 

FUAR • ATSO Basın Birimi 

ATSO Yönetim Kurulu Üyesi Ethem Tayfun Kavukcu, “Antalya, İspanya’nın 

tamamından fazla 5 yıldızlı otele sahip. Ancak bu müthiş gelişmeyi sergilerken 

pazarda ve sunulan ürünlerin çeşitlendirilmesi noktasında geride kaldığımız 

gerçeği ile de karşı karşıyayız” dedi. 

Seyahat Acentaları ve Tedarikçileri Fuarı 

(SATEF), 92 firmanın katılımıyla Antalya 

Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi’nde 

gerçekleştirildi. 2 gün boyunca ücretsiz 

gezilen fuar, Seyahat Acentaları Yöneticileri 

Derneği, Alternatif Turizm İşletmeleri 

ve Etkinlikleri Birliği, Antalya Rehberler 

Odası, Spor Turizm Birliği, Antalya Gazeteciler 

Cemiyeti, Antalya Ticaret ve Sanayi 

Odası ve TÜRSAB başkan ve başkan 

yardımcılarının katılımıyla açıldı. 

Törende bir konuşma yapan ATSO Yönetim 

Kurulu Üyesi Ethem Tayfun Kavukcu, 

ilk kez düzenlenen Seyahat Acentaları ve 

Tedarikçileri Fuarı’nın Türkiye’nin turizm 

başkenti olan Antalya’ya çok yakıştığını 

söyledi. 

Türkiye’nin dünya ekonomisiyle bütünleşme 

yolunda en başarılı olduğu sektörün 

turizm olduğuna dikkat çeken 

Kavukcu, “1970’lerde Türkiye’nin tamamı 

Rodos Adası’ndaki kadar yatak kapasitesine 

bile sahip değilken bugün yalnızca 

Antalya, Akdeniz çanağındaki en büyük 

turizm destinasyonlarından birisi olan 

İspanya’nın tamamından fazla 5 yıldızlı 

otele sahiptir. Türkiye, bugün aldığı turist 

sayısı itibariyle dünyada ilk 6. sıradadır. 

Ancak bu müthiş gelişmeyi sergilerken 

pazarda ve sunulan ürünlerin çeşitlendirilmesi 

noktasında geride kaldığımız gerçeği 

ile de karşı karşıyayız. 

Bugüne kadar Antalya’ya gelen turistin 

%50’den fazlasını yalnızca Rusya ve Almanya 

pazarına bağladık. Bunun olumsuz 

etkilerini son dönemde yoğun şekilde 

yaşıyoruz. 

Yine özellikle sahil bandında deniz-kumgüneş 

turizmi odaklı büyüme yaşadık. 

Yıl boyunca gelen turistin Türkiye’de 

%70’ine, Antalya’da %85’ine Mayıs-Ekim 

döneminde ev sahipliği yapıyoruz. Hal 

böyle olunca da diğer aylarda otellerimiz 

ya kapanıyor, ya da kapasite düşürüyor” 

dedi. 

Turistlerin büyük kısmının kent merkezini 

dahi görmeden ülkesine döndüğünü 

belirten Kavukcu konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Gelen turistten de olması gerektiği kadar 

katma değer üretemiyoruz. Turistlerin 

önemli bir kısmı kent merkezini bile 

görmeden ülkesine geri dönüyor. Oysa ki 

ülkemiz turizm potansiyeli olarak büyük 

nimetler barındırıyor. Bu ülkeye gelen her 

turiste binlerce yıllık kültürümüzü, zenginliğimizi, 

Kapadokya’yı, Pamukkale’yi, 

Efes’i, Mevlana’yı göstermeliyiz. Akdeniz 

çanağındaki tüm ülkeleri kıskandıran 

otellerimizi fuar turizmi, kongre turizmi, 

spor turizmi ile düşük sezonlarda da doldurmalıyız. 

İşte bu fuar tam da bu fikirlerin havada 

uçuşacağı, Türkiye’nin turizmcilerini biraraya 

getiren ve kuvvetli bir sinerji yaratacak 

bir platform sunacaktır. Bu vesile 

ile öncelikle bu değerli organizasyonda 

emeği geçenlere ve katkı koyan kurumlara 

teşekkür ediyorum.” 


İran ambargo sonrası Antalyalı 

yatırımcılara önemli bir alternatif 

İran Ticaret, Sanayi ve Madencilik Odası (TSMO) Eğitim ve Araştırma Enstitüsü 

Direktörü Prof. Dr. Hossein Sadeghi, ATSO'yu ziyaret etti. 


133 yıllık geçmişi ile Antalya’nın en 

köklü kurumlarından birisi olduğunu 

kaydeden Yönetim Kurulu Başkanı 

Davut Çetin, “Odamızın kent ekonomisine 

yön veren her sektörden 

toplam 40 binin üzerinde üyesi bulunmakta. 

Biz de üyelerimizden aldığımız 

güç ve yetki ile Antalya ekonomisi 

ve tüm sektörlerin sorunlarına 

çözüm üretebilmek adına var gücümüzle 

çalışıyoruz” dedi. 

Lokomotif sektörler tarım 

ve turizm 

Antalya ekonomisi ile ilgili bilgiler de 

veren Başkan Davut Çetin, Antalya 

ekonomisinin lokomotif sektörlerinin 

turizm ve tarım olduğunu kaydederek 

“kentimizde her yıl 13 milyon düzeyinde 

turist ağırlıyoruz. Bu rakam 

içerisinde 100 bin düzeyinde İran’lı 

konuğumuz da bulunuyor. Biz turizmi 

ve ticareti aynı zamanda birer 

dostluk köprüsü olarak nitelendiriyoruz. 

İran’dan Antalya’ya direkt uçuş 

ve güçlü ulaşım ağlarının kurulması, 

bu köprünün daha kuvvetli olmasını 

sağlayacaktır” diye konuştu. 

İran ile Türkiye arasındaki 

işbirlikleri geliştirilmeli 

İran’a uygulanan ambargonun kalkmasının 

ardından bölgesel işbirliklerinin 

geliştirilmesi noktasında önemli 

fırsatlar olduğunu kaydeden ATSO 

Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, 

İran ve Türkiye arasında kurulacak 

kuvvetli işbirliklerinin bölgede tansiyonu 

da aşağı çekeceğini belirtti. 

ATSO olarak İran’a yapılacak potansiyel 

işbirliği alanlarının belirleneceği 

bir ön heyet çalışması sonrasında 

İran TSMO ile bir işbirliği anlaşması 

yapabileceklerini de sözlerine ekledi. 

80 milyonluk nüfusuyla 

Avrupa’nın ilgi odağı 

İran’ın ambargo sonrası özellikle Avrupa 

ülkelerinin büyük ilgisini çektiğini 

ifade eden İran TSMO Enstitüsü 

Direktörü Prof. Dr. Hossein Sadeghi, 

ülkenin 80 milyona yakın nüfusuyla 

büyük bir alım gücüne sahip olduğunu 

söyledi. Ambargonun kalkmasının 

ardından Türk yatırımcıların da İran’a 

adım atacağını ifade eden Sadeghi, 

“İran bundan sonra pek çok ülke için 

önemli bir pazar haline gelecek. Ancak 

bu durumdan yüksek pay almak 

için yatırımcıların ellerini çabuk tutması 

gerekiyor” dedi. 

Antalyalı firmalar bir adım 

önde olur 

İran’da 33 tane Ticaret Sanayi ve Madencilik 

Odası bulunduğunu ifade 

eden Hossein Sadeghi, İran TSMO’nun 

bu 33 odanın üst kuruluşu olduğunu 

ifade etti. ATSO’nun İran TSMO ile yapacağı 

işbirliği anlaşmasının önemli 

olduğunu ifade eden Sadeghi, böyle 

bir çalışmanın Antalyalı firmaları bir 

adım öne çıkaracağını dile getirdi. 

ATSO Başkanı Davut Çetin, görüşmenin 

ardından İran TSMO Eğitim 

Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Hossein 

Sadeghi’ye Antalya tanıtım kitaplarının 

olduğu bir set ve ATSO Güzel Sanatlar 

öğrencileri tarafından yapılan 

bir suluboya tablo hediye etti. 

Odalar kente imza atmalı 

Odada gerçekleştirilen görüşmenin 

ardından Yönetim Kurulu Sayman 

Üyesi Hüseyin Barut ile birlikte 

Antalya Kültür Sanat’ı ziyaret eden 

Hossein Sadeghi, burada Picasso ve 

Ara Güler sergilerini gezdi. Merkezin 

çok güzel ve önemli bir adım olduğunu 

ifade eden Sadeghi, Ticaret ve 

Sanayi Odalarının bulundukları kentlere 

imzalarını atmasının çok önemli 

olduğunu dile getirdi. 


39

Çekte ‘Karekodlu’ güven dönemi 


(ATSO) ve Kredi Kayıt Bürosu A.Ş. 

(KKB) işbirliğinde, Karekodlu Çek 

Uygulamaları Bilgilendirme Semineri, 

ATSO Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. 

ATSO Yönetim Kurulu Başkan 

Yardımcısı Mustafa İssi’nin ev sahipliği 

yaptığı seminerde, Findeks Grup Yöneticisi 

Serkan Siyasal da Karekodlu 

Çek hakkında detaylı bilgi aktardı. 

En büyük problem ‘Tahsilat’ 

ATSO Başkan Yardımcısı Mustafa İssi 

etkinlik açılışında yaptığı konuşmada 

üyelerin son yıllarda en çok yakındıkları 

konuların başında tahsilatlarda yaşanan 

sıkıntıların geldiğini belirterek, 

tahsilat sorununda da en önemli unsurun 

karşılıksız çekler olduğunu ifade 

etti. Karşılıksız çeklerin bankalara ibraz 

edilen çeklere oranının adet ve tutar 

olarak yüzde 4 düzeyinde olduğunu 

ifade eden İssi, “Antalya’da da benzer 

bir oran söz konusudur. Oran düşük 

gibi görünmesine rağmen işlemeler 

için yıkıcı etkileri olabilmekte, ticarette 

güveni sarsabilmektedir.” dedi. 

Karşılıksız çek oranlarının düşük olmasına 

rağmen, piyasada büyük bir 

yakınma sebebi olmasını da sorunlu 

çekin gerçekte daha fazla olduğunu 

ve karşılıksız çeklerin işleminin başka 

çare kalmadığında yapıldığını ve çeke 

karşı ciddi bir güven kaybı olduğuna 

dayandıran Başkan Yardımcısı İssi, 

“Oysa ticaretin esas unsuru güvendir. 

Güven olmayan yerde ticaret de gelişmez. 

Maalesef Türkiye’de eskiden 

söz senetti, şimdi bırakın sözü, bırakın 

senedi, çek bile güven telkin etmiyor. 

Antalya’da artık birçok işletme çok 

emin olmadığı takdirde sipariş kabul 

etmiyor, mal vermiyor” şeklinde konuştu. 

Karekodlu Çek uygulamasının yapılan 

reklamlara rağmen yeterince bilinmediğinin 

ve bu yenilikten gerekli düzeyde 

yararlanılmadığının altını çizen İssi, 

“Kredi Kayıt Bürosu’nun teknik altyapıyı 

kurmasıyla karekodlu çek uygulaması, 

ülkemizin ticari hayatına çok 

önemli bir yenilik getirmiştir. Yasal düzenlemeler 

öncesinde Türkiye’de kredi 

sicili merkez bankası tarafından tutuluyordu. 

Bu yapı tüccarın çek sicili konusunda 

çok da detaylı bilgi vermiyor 

ve 10 yılda tek bir çeki dönen firmanın 

bile sistemde çeki dönenler kategorisinde 

yer aldığı görülüyordu. Kişi 

veya şirketlerin ödeme alışkanlarıyla 

ilgili detaylı bilginin bir merkezde toplanmasıyla 

çek sistemi daha sağlıklı ve 

rahat işleyecektir” ifadelerini kullandı. 

Sistemin çekle iş yapan her kurumun 

işine yarayacağını dile getiren İssi, Karekodlu 

Çek sisteminin avantajlarını 

sıraladı. İssi, Kardekodlu Çek sisteminin 

eski sisteme göre; kabul edilecek 

çekin güvenilirliği hakkında bilgi vereceğini, 

karşılıksız ve sahte çek riskini 

en aza indireceğini, kullanacak kişiye 

güvenilirlik açısından itibar kazandıracağını, 

çeklerin piyasadaki kullanımını 

kolaylaştıracağı ile birlikte ödeme ve 

tahsilat planlarının da daha sağlıklı yapılmasını 

sağlayacağını belirtti. 

Daha sonra Kadekodlu Çek uygulaması 

hakkında katılımcılara detaylı bir 

bilgi veren Findeks Grup Yöneticisi 

Serkan Siyasal, uygulamanın avantajlarını 

aktardı, uygulamanın ticari itibar 

açısından öneminin altını çizdi. ATSO 

Başkan Yardımcısı Mustafa İssi seminer 

sonunda günün anısına Siyasal’a 

tablo hediye etti. 


Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı 

Fikri Toros ATSO’yu ziyaret etti 

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı 

Fikri Toros, Antalya Ticaret ve Sanayi 

Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, 

Meclis Başkanı İzzet Bayar ve Yönetim 

Kurulu Üyeleriyle bir araya geldi. 

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Genel Sekreteri 

Aysun Önet İleri, KKTC Antalya 

Temsilcisi Münir Korman’ın da katıldığı 

ziyarette Antalya ve Kuzey Kıbrıs 

Türk Cumhuriyeti arasında karşılıklı 

işbirliği olanakları görüşüldü. 

Antalya ekonomisi ve Oda çalışmaları 

hakkında bilgi veren ATSO Başkanı 

Davut Çetin, “Kuzey Kıbrıs’ın bizdeki 

yeri farklıdır. Bugüne kadar çeşitli 

vesileler ile Kuzey Kıbrıs Ulaştırma 

ve Turizm Bakanları ile biraraya geldik 

ve ortak projeler üretme yönünde 

mesai harcadık. Kuzey Kıbrıs son 

dönemde her türlü gelişmeye açık bir 

süreçten geçiyor. Bu süreçte bizler 

için en doğru çözümü üretmek noktasında 

birlikte çalışmalıyız. 

Bugüne kadar bölgedeki işadamları 

ile de biraraya gelindiğini kaydeden 

Başkan Çetin, “bugüne kadar Kuzey 

Kıbrıs’daki işadamlarımız tarafından 

en çok dile getirilen problemlerden 

birisi su sorunuydu. Türkiye ile Kuzey 

Kıbrıs arasına yapılan proje ile su 

sorununun büyük oranda çözülmesini 

bekliyoruz. Bu gelişme bölgede 

tarım sektörüne de güç katacaktır. 

Bir diğer problem Kıbrıs’ın statüsü 

dolayısı ile dış pazarlara açılma konusunda 

yaşadığı problemdi. Bunun 

da temelinde ulaşım sorunu yatıyor. 

Bu konuda da birlikte atmamız gereken 

adımları değerlendirmekte fayda 

var. Biz ATSO olarak elimizden gelen 

desteği vermeye hazırız” dedi. 

Çifte vergilendirme 

kaldırılmalı 

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri 

Toros ise Kıbrıs’ta bir değişim süreci 

yaşandığını belirterek, Kıbrıs’ta 

olası bir çözümün ekonomik kalkınmayı 

da beraberinde getireceğini 

söyledi. KKTC’ye yatırımın önündeki 

en büyük engellerden birinin “çifte 

vergilendirme” olduğunu vurgulayan 

Toros, Türk işadamlarının hem Ada’da 

hem de Türkiye’de vergi ödemek zorunda 

oldukları için Kuzey Kıbrıs’a yatırım 

yapmaktan kaçındığını ifade etti 

ve “Bu önlenirse Kuzey Kıbrıs’a yatırımın 

önü açılır” dedi. Kuzey Kıbrıs’a 

en önemli ulaşım aracının hava yolu 

olduğunu belirten Toros, Türk Hava 

Yolları’nın Kuzey Kıbrıs’a çok daha 

geniş bir hizmet ağı sunması gerektiğini 

de kaydetti. 

Hızlı feribot ilişkileri 

geliştirir 

Başkan Toros, Girne ile Antalya arasında 

hızlı feribot seferlerine başlanmasının 

önemine değinerek, “Ulaşım 

olmadığı zaman işbirliği olanaklarını 

geliştirmek de mümkün değil. Girne 

ile Antalya arası 160 mil. Nisan ve 

Ekim ayları deniz ulaşımı için elverişli. 

Hızlı feribot seferleri, hem ekonomik 

hem de sosyal ilişkilerin gelişmesine 

büyük katkı koyacaktır. Feribot seferleri 

başlarsa Güney Kıbrıs’taki Rumlar 

da tatil için Antalya bölgesini tercih 

edecektir. Belki şu anda Rusya’dan 

dolayı durgunluk yaşayan Antalya 

ekonomisine de bir nebze çözüm 

olur. Odalar olarak biz öncü olup bu 

fikri hayata geçirebiliriz” dedi. Toros, 

son dönemde KKTC’nin kuzeyinde 

turizm ve ikinci konuta yönelik inşaat 

sektöründe hareketlilik yaşandığını 

da kaydederek, “İnşaat sektörü çok 

cazip bir yatırım alanı” ifadesini kullandı. 


41

Kadın Girişimcilere “Finansman ve 

Danışmanlık” desteği programı 

Avrupa Birliği (AB), Avrupa İmar ve 

Kalkınma Bankası (EBRD), Türkiye 

Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik 

Bakanlığı ve Türkiye İş Kurumu 

tarafından finanse edilen “Kadın 

İşletmelerine Finansman ve Danışmanlık 

Desteği Programı” kapsamında 

ülke genelinde düzenlenen “İşletmenizi 

Büyütmenin Anahtarı: Sonsuz 

Gücünü Keşfet” başlıklı seminerlerin 

dördüncüsü Antalya Ticaret ve Sanayi 

Odası’nda yapıldı. 


TOBB İl Kadın Girişimciler Kurulu‘nun 

ev sahipliğinde gerçekleşen seminerin 

açılışına Muratpaşa Belediye 

Başkanı Ümit Uysal, ATSO Başkan 

Yardımcısı Mustafa İssi ile bölgedeki 

kadın girişimci ve yöneticilerle yerel 

kurum temsilcileri katıldı. Ayrıca 

programın katılımcı bankaları kadın 

girişimcilerle bir araya geldi. 

Açılışta bir konuşma yapan TOBB İl 

Kadın Girişimci Kurulu İcra Komitesi 

Başkanı Serap Kocaoğlu, Türkiye 

Odalar Borsalar Birliği bünyesinde 

kurulan ve ATSO koordinatörlüğünde 

çalışmalarını yürüten TOBB Antalya 

Kadın Girişimciler Kurulu’nun, 

Antalya merkez, Alanya, Manavgat, 

Kumluca İlçelerinde 237 üyesi ile 81 

il içinde en büyük kadın girişimci ağı 

olduğunu söyledi. 

Kocaoğlu, “TOBB değerlendirmesinde 

İller arasında çalışmaları ile en 

aktif kurul olma gururunu yaşıyoruz. 

Son yıllarda kadınların çalışma hayatına 

katılması, aktif olarak girişimcilik 

faaliyetlerinde bulunmaları için danışmanlık 

hizmetleri, AB ve kurumların 

hibe programları sivil toplum 

kuruluşlarının girişimciliği teşvik çalışmaları 

oldukça artmış ve girişimcilik 

yönünde farkındalığı arttırmıştır. 

Ancak iş dünyasında cinsiyet eşitliğine 

baktığımız zaman maalesef kadın 

girişimciliği tüm bu farkındalık çalışmalarına 

rağmen yetersiz seviyededir” 

dedi. 

Kadın Girişimciliği 

Danışma Birimi 

Kurul öncülüğünde ATSO çatısı altında 

“Kadın Girişimciliği Danışma 

Birimi”nin hayata geçirileceğini belirten 

Serap Kocaoğlu, Üniversite, 

KOSGEB, BAKA, İŞKUR gibi girişimciliği 

destekleyen kurumlarla ortak 

çalışma yaparak, bu birime başvuran 

kadınlara iş kurma, ev eksenli ürünleri 

ekonomiye kazandırma, markalaşma, 

iş geliştirme, pazarlama teknikleri ve 

kaynaklardan yararlanma konularında 

bilgi transferi yaparak danışmanlık 

yapacaklarını kaydetti. 

Seminerde ayrıca kadın girişimci ve 

yöneticilere, işletmelerini analiz ederek 

farklı bir bakış açısıyla gözlemleyebilecekleri, 

programa özel olarak 

geliştirilen ‘İşletme Merceği’ hakkında 

da detaylı bilgi verildi. Bu sırada 

kadın girişimcilere dağıtılan gözlük, 

seminerde renkli görüntülerin yaşanmasına 

neden oldu. 

Katılımcılar, EBRD’nin küçük işletme 

destek hizmetlerine, katılımcı bankaların 

sunduğu finansal ürün ve hizmetlere 

de erişim fırsatı yakalayarak, 

katılımcı banka yetkilileri ile birebir 

görüşme imkânı buldular. 

Seminer boyunca katılımcı kadın girişimci 

ve yöneticiler, birbirleriyle tanışarak 

ortak bir platformda iş ağı geliştirme 

şansı da yakaladı. 


ATSO’ya bir ödül de Marketing Türkiye’den 


(ATSO) Antalya’ya kazandırdığı Antalya 

Kültür Sanat, Marketing Türkiye 

tarafından ‘Antalya’ya Değer Katan 

Marka’ ödülüne layık gördü. ATSO Yönetim 


ödülü Antalya Gazeteciler Cemiyeti 

Başkanı Mevlüt Yeni ve TOBB 

Antalya Kadın Girişimciler İcra Kurulu 

Başkanı Serap Kocaoğlu’ndan aldı. 

Marketing Türkiye tarafından düzenlenen 

‘Trendler, İnovasyon ve Teknolojiyle 

Antalya Yarına Hazırlanıyor’ 

başlıklı İnteraktif Pazarlama Zirvesi 

The Marmara Antalya’da gerçekleştirildi. 

Zirvenin sonunda Antalya’ya değer 

katan kurum ve kuruluşlar ödüllendirildi. 

ATSO’nun 2015 yılında kent merkezindeki 

eski hizmet binasının yerinde açtığı 

Antalya Kültür Sanat, Marketing 

Türkiye tarafından “Antalya’ya Değer 

Katan Marka” seçildi. Törende ödülü 

ATSO adına Yönetim Kurulu Üyesi Ethem 

Tayfun Kavukcu aldı. ATSO’nun 

kentliliğe sanatsal bir çizgiyle imzasını 

attığını ifade eden Marketing Türkiye 

Genel Yayın Yönetmeni ve MMI Türkiye 

Başkanı Günseli Özen Ocakoğlu, 

ATSO’nun Antalya’da benzersiz bir 

oluşuma imza attığını söyledi. 

Antalya Kültür Sanat’ın geçtiğimiz 

aylarda “Sign of City Awards” 

Yarışması’nda “En İyi Sosyo - Kültürel 

Yapı” seçildiğini hatırlatan ATSO Yönetim 


ATSO olarak şehre değer katacak 

çalışmalar yaptıklarını ve bu çalışmalara 

ilerleyen günlerde de devam 

edeceklerini söyledi. Antalya Kültür 

Sanat’ın ATSO için bir prestij olduğunu 

ifade eden Kavukcu, ödüle kendilerini 

layık gören herkese teşekkür etti. 

ATSO’dan Mimarlar Odası’na Hayırlı Olsun Ziyareti 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası 43. Grup 

(Mimarlık faaliyetleri) Meslek Komitesi üyeleri, 

9-10 Ocak 2016 tarihlerinde gerçekleştirilen 

seçim ile yeniden oluşan Mimarlar Odası 

Antalya Şubesi Yönetim Kurulu’na bir nezaket 

ziyareti gerçekleştirdi. 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim 

Kurulu Üyesi Ömer Dinç, Meclis Üyesi Zeynep 

Özkurt, 43. Grup Meslek Komitesi Başkanı 

Atilla Yılmaz ve Meslek Komitesi Üyesi 

İsmail Volkan’ın katıldığı ziyarette, Mimarlar 

Odası Antalya Şubesi’nin yeni Başkanı Özge 

Köksal ve yönetimine başarı dilekleri iletildi. 

Söz konusu ziyarette sektörel sorunların yanı 

sıra, Antalya’nın yaşadığı kentsel sorunlarda 

ele alındı. 

Ziyarette ayrıca Yönetim Kurulu Üyesi Ömer 

Dinç tarafından Mimarlar Odası Antalya Şubesi 

eski Yönetim Kurulu Başkanı M. Osman 

Aydın’a, kente ve mimarlık mesleğine katkılarından 

dolayı bir plaket sunuldu. 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası 43. Grup 

(Mimarlık faaliyetleri) Meslek Komitesi üyeleri, 

Mimarlar Odası Antalya Şubesi’ni ziyaret 

ederek yeni yönetim kurulu üyelerini kutladı. 


43

Mostar, Antalyalı yatırımcıları bekliyor 

Bosna Hersek Mostar Cemal Biyediç Üniversitesi Eğitim Fakültesi 

Dekanı Prof. Dr. Asım Peco ve beraberindeki heyet Antalya Ticaret 

ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin’i ziyaret etti. 

ATSO Başkan Yardımcısı Mustafa 

İssi, Yönetim Kurulu Üyesi Ömer 

Dinç, AK Parti eski Milletvekillerinden 

Dr. Hüseyin Kansu, Bosna Hersek 

Yeşilay Başkanı ve Mostar Cemal 

Biyediç Üniversitesi’nden Prof. Dr. 

Redžo Čaušević, Saraybosna Eğitim 

Merkezi Müdürü Doç. Dr. Naim 

Salkić, Akdeniz Üniversitesi’nden 

Prof. Dr. Burhan Özkan’ın da katıldığı 

ziyarette, Antalya ve Bosna 

Hersek arasında işbirliği olanakları 

görüşüldü. 

Mostar Cemal Biyediç Üniversitesi 

Eğitim Fakültesi 

Dekanı Prof. Dr. Asım 

Peco, yılda 3 milyon turist 

ağırlayan Mostar’da üniversite 

bünyesinde bir turizm 

fakültesi kurup kente 

katkı sağlamayı hedeflediklerini 

söyledi. Akdeniz 

Üniversitesi’nden turizm 

fakültesi konusunda destek 

alacaklarını belirten Dekan 

Asım Peco, Antalya Büyükşehir 

Belediyesi’nin katkılarıyla 

300 kişi kapasiteli bir öğrenci 

yurdu yapılacağını kaydetti. Yurdun 

temelini Mart ayında atacaklarını 

ifade eden Dekan, “Kentimizde 

özellikle turizm alanında yatırıma 

ihtiyaç var. Yılda 3 milyon turist 

ağırlamasına karşın turizm konaklama 

tesisleri çok yetersiz. Yatırım 

olanaklarını görmek üzere Antalyalı 

işadamlarını Mostar’a bekliyoruz” 

dedi. 

ATSO Başkanı Davut Çetin, Heyete 

ATSO’nun çalışmaları ve Antalya 

ekonomisi hakkında bilgiler verdi. 

Başkan Davut Çetin, “Bosna Hersek 

bizim kardeşimiz. ATSO olarak özellikle 

Rusya ile sorun yaşadığımız şu 

günlerde yurtdışı alternatif pazarlarımızı 

yeniden gözden geçiriyoruz. 

Turizm ve tarımda partner ülke çalışmalarımız 

sürüyor. Bosna Hersek 

de bu anlamda önemli destinasyonlardan 

birisi konumunda. Önümüzdeki 

süreçte karşılıklı kurulan diyalog 

köprülerini kuvvetlendirmeliyiz” 


Başkan Davut Çetin, Bosna Hersekli 

ve Antalyalı işadamlarının karşılıklı 

işbirliği olanaklarını görüşmesi konusunda 

çalışma yapabileceklerini 

söyledi. Başkan Çetin, konuk heyete 

ziyaretin hatırası olarak ATSO Güzel 

Sanatlar Lisesi öğrencileri tarafından 

yapılmış bir Antalya resmi ve 

ATSO yayınları ile projelerini içeren 

bir çanta armağan etti. 


ATSO Üyeleri için Müzik Birliklerinden 

indirim istendi 

ATSO Başkanı Davut Çetin ve ATSO 37. Meslek Komitesi Üyeleri, Türkiye’deki 

müzik, müzik yayıncıları, söz, beste ve müzik yapımcıları dernekleri temsilcileri 

ile bir araya gelerek, müzik yayını telif ücretleri için ATSO üyesi işletmelere 

indirim uygulanması için çalışma yapılmasını talep etti. 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı 

Davut Çetin ve ATSO 37. Meslek 

Komitesi (Restoran, yiyecek-içecek 

ve eğlence hizmetleri) Üyeleri, Türkiye’deki 

müzik, müzik yayıncıları, söz, 

beste ve müzik yapımcıları dernekleri 

temsilcileri ile bir araya geldi. Görüşmede, 

müzik yayını yapan işletmelere 

yönelik son dönemde artan denetim 

ve baskınlar nedeniyle ATSO üyelerinden 

gelen şikayetler dile getirilerek, 

müzik yayını telif ücretleri için ATSO 

üyesi işletmelere indirim uygulanması 

için çalışma yapılması konusunda görüş 

birliğine varıldı. 

ATSO Başkanı Davut Çetin’in başkanlığında 

gerçekleşen toplantıya ATSO 

Yönetim Kurulu Üyeleri, Ayhan Kızılsavaş 

ve Ethem Tayfun Kavukcu, 

ATSO Meclis Üyeleri Ali Asker Kargın 

ve Güray Kanan ile 37.Grup Meslek 

Komitesi Başkan Yardımcısı Mine Bayram 

Bilgici, MSG Genel Sekreteri Barış 

Şensoy, MUYORBİR Genel Sekreteri 

Merve Nimetoğlu, MESAM’dan Güneş 

Ramazanoğlu, MÜYAP Genel Sekreteri 

Ahmet Asena ve Ahmet Türkoğlu 

katıldı. 

Toplantıda bir konuşma yapan Başkan 

Davut Çetin, “Türkiye’de faaliyet 

gösteren 6 müzik birliğinin Antalya’da 

restoran, kafe, bar, kuaför, kırtasiye, 

konfeksiyon gibi çok sayıda işyerine 

telif hakkı cezası kesmelerine yönelik 

üyelerimizden gelen şikayetleri çözüme 

kavuşturmak üzere ATSO olarak 

geçmişte de bir dizi girişimimiz 

olmuştu. Bizim bugüne kadar telif 

hakları konusunda temel talebimiz 6 

müzik birliğinin biraraya gelmesi ve 

muhatabımızın belirlenmesi, ayrıca 

fiyatlarda indirime gidilmesi ve üyelerimize 

makul düzeyde bir bedel önerilerinin 

sunulmasıydı. 

Bu süreçte Türkiye’nin turizm başkenti, 

ülkemizin dışa açılan penceresi 

konumundaki Antalya’da müzik yayını 

yapan işletmelere dernek avukatları 

ve sivil polisler eşliğinde yapılan denetim 

ve baskınların işletmelerimizin 

itibarını zedelediğini belirterek tepki 

gösterdik. Nitekim, üyelerimizin 

hâlihazırda kanuni gerekçelerle talep 

edilen telif ücretlerini ödemeyeceğiz 

gibi bir talebi yoktur. Ancak telif ücretlerinin 

de işletmelerimizin bütçelerini 

zorlamayacak, makul düzeylere 

çekilmesi gerekmektedir. 

Bu konuda müzik birlikleri olarak otelcilerle 

bir çalışma yaptığınızı, fiyat indirimleri 

için anlaşmaya vardığınızı ve 

TÜROFED’le bir protokol imzaladığınızı 

biliyoruz. Benzer bir çalışmanın 

Antalya bölgesindeki ATSO üyesi firmalar 

için de yapılmasını istiyoruz. Bu 

tür bir çalışma sonucunda hem sunulacak 

indirimler ile üyelerimiz avantaj 

sağlayacak, hem de telif hakları konusunda 

yaratılacak farkındalık sizin çalışmalarınıza 

katkı koyacaktır. 

Bugün burada bir anlaşma zemini 

oluşmuş durumda. ATSO olarak üyelerimizin 

mağdur olmaması için müzik 

birlikleri ile işbirliğine hazırız. Ancak 

işbirliği protokolü imzalanana kadar, 

denetimlere ara verilmesini de rica 

ediyoruz” dedi. 

Toplantıda söz alan Meslek Birlikleri’ 

nin temsilcileri de telif haklarının 

Avrupa’da ve dünyada 100 yılı aşkın 

bir süredir korunduğunu belirterek, 

ATSO ile yapılacak protokol ile Antalya’daki 

işletmelerde müzik eserlerinin 

uygunsuz kullanımının önüne geçileceğine 

inandıklarını ifade ettiler. 

Görüşmede, Şubat ayı sonuna kadar 

ATSO Üyesi işletmelere yönelik fiyat 

tekliflerini içeren bir protokol için çalışılması 

ve bu süre içinde denetimlere 

ara verilmesi konusunda görüş birliğine 

varıldı. 


45

Gerginlik her yere yansıyor 

artık biraz huzur istiyoruz 

ATSO OCAK AYI MECLİSİ 

ATSO Başkanı Davut Çetin, “Gerginlik her yere yansıyor, sosyal yaşama 

da, hatta ticari yaşama da yansıyor. Hatta tüketici güven endeksi bile 

bu havadan etkileniyor. Bakın siyasi belirsizlik yüzünden güven endeksi 

Eylül’de dip yapmıştı. Seçimlerden sonra sıçrama olmuş 77’ye çıkmıştı, 

Aralık’ta 73’e, Ocak’ta 71’e indi. Hani bir şarkıda vardı, bir tatlı huzur almaya 

geldim diye, biz de artık biraz huzur istiyoruz” dedi. 


(ATSO) Ocak Ayı Olağan Meclis 

Toplantısı, ATSO Meclis Salonu’nda 

yapıldı. Meclis Başkanı İzzet Bayar’ın 

başkanlığında yapılan toplantının 

açılışında bir konuşma yapan ATSO 

Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, 

Oda faaliyetlerinin yanı sıra, 

ekonomi ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde 

bulundu. 

Konuşmasına yaşamını kaybeden 

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı 

Mustafa Koç’u anarak başlayan 

Başkan Davut Çetin, “Sayın Koç, 100 

bin kişiye istihdam sağlayan, Türkiye 

ekonomisinde büyük bir payı 

olan, sanayi yatırımlarının öncüsü, 

Türk özel sektörünün en büyük kuruluşunun 

başındaydı. Mustafa Koç, 

büyük sanayi yatırımları gerçekleştirdiği 

gibi, eğitim ve sosyal sorumluluk 

projelerinde de öncüydü. 

Sağlık sorunları vardı, ama maalesef 

çeşitli stres nedenleri de oldu. Yine 

de cenazesinin büyük bir birleşme 

yaratması bir tesellidir. Kendisine 

rahmet, sevenlerine başsağlığı diliyorum” 

ifadesini kullandı. 

CHP Genel Başkan Yardımcılığı görevine 

getirilen, Antalya Milletvekili 


ve ATSO eski Yönetim Kurulu Başkanı 

Çetin Osman Budak’a başarılar 

dileyen Davut Çetin, “Antalya’nın 

evlatlarının ulusal ve uluslararası 

düzeylerdeki başarıları bütün Antalya 

için gurur ve mutluluk vesilesidir. 

Burada siyasi mensubiyet 

önemli değildir, nasıl ki, Sayın Mevlüt 

Çavuşoğlu’nun Dışişleri Bakanı 

olması hepimizi gururlandırıyorsa, 

aynısı Çetin Başkan için de geçerlidir” 


Siyasi gerilim herkesi 

etkiliyor 

Türkiye’de siyasi gerilimin herkesi 

etkilediğini vurgulayan Başkan Davut 

Çetin konuşmasını şöyle sürdürdü; 

“Gerginlik her yere yansıyor, sosyal 

yaşama da, hatta ticari yaşama da 

yansıyor. Hatta tüketici güven endeksi 

bile bu havadan etkileniyor. 

Bakın siyasi belirsizlik yüzünden 

güven endeksi Eylül’de dip yapmıştı. 

Seçimlerden sonra sıçrama 

olmuş 77’ye çıkmıştı, Aralık’ta 73’e, 

Ocak’ta 71’e indi. 

Aynı durumu reel sektör güven 

endeksinde de görüyoruz. Kasım 

ayında sektörel güven endekslerinde 

sıçrama yaşandı, ama Aralık’ta 

düşüşe geçti. 

Yani, Fas gibi bir ülkede bile insanlar 

bizden daha sakin, huzurlu görünüyorsa 

biraz düşünmek gerekir. 

Hani bir şarkıda vardı, bir tatlı huzur 

almaya geldim diye, biz de artık 

biraz huzur istiyoruz. Bir tarafta 

zaten terör baskısı altındayız. Buna 

bir de her gün siyasiler arasındaki 

sert sözler ekleniyor ve ister istemez 

herkesin tansiyonu yükseliyor. 

Siyasette veya meclisteki bu kavga 

Türkiye’ye yakışmıyor. Meclis dışında 

biraraya gelindiğinde, herkesin 

dostça ve daha rahat konuşabildiğini 

görüyoruz. Ama meclis ortamında 

ve basın yoluyla konuşulduğunda 

başka bir hava ortaya çıkıyor. Bu 

kavga ve çekiştirme alışkanlığı ciddi 

bir kültüre dönüşüyor, hatta başkasının 

derdinden mutlu olan bir toplum 

oluyoruz. Bunun ekonomiye de 

olumsuz yansıması oluyor. 

İnsanları toplum önünde 

lekelemek çabası 

Antalya’da bir bakıyorsunuz bir 

söylenti çıkıyor, filan şirketin çeki 

dönüyor, falan şirket batıyor, iflas 

erteleme istiyor vs. En iyi şirket bile 

bu tür söylentilere dayanamaz ve 

gerçekten sıkıntı yaşar. 

Diğer taraftan, 40-50 kişinin katıldığı 

bir yemekte, sadece iki kişinin 

fotoğrafı alınıp, anlamsız çıkarımlar 

ve ithamlar yapıldığını görüyoruz. 

Ben de çeşitli organizasyonlarda 

her görüşten, her topluluktan insanla 

biraraya geliyorum. Nitekim Oda 

başkanı iseniz doğrusu ve olması 

gereken de budur. Ayrıca medeni 

insan olmanın gereği de budur. Olmaması 

gereken, insanları toplum 

önünde lekelemek çabası ile ipe 

sapa gelmez çıkarımlar yapmaktır. 

Bir ülke, bir millet, bir kent bir beden 

gibidir; bir organ hastalanırsa 

bütün beden etkilenir. Birisi kaybederken 

diğerinin kazanması geçicidir. 

Başarı ve iyilik birlikte çoğalır, 

başarısızlık ve kötülük de zamanla 

her yere yayılır. 

Demokrasi, uzlaşma, farklı fikirlere 

ve fikir özgürlüğüne saygı, eleştiriye 

hoşgörüdür demekten dilimizde 

tüy bitti. Bizim kuşak 1970’leri, 

80’leri, 1990’ları yaşadı. Her dönem 

birileri mağdur oldu, haksızlığa uğradı. 

O yıllardan ders almamız ve 

artık o dönemleri geride bırakmamız 

gerekir. Diyaloğun olmadığı, 

eleştirinin olmadığı, uzlaşmanın olmadığı 

yerde mutlaka hata vardır. 

Sokaktaki vatandaşın hatası önemli 

olmayabilir, ama kurumların hatasının 

sonuçları ağır olur. Bedelini de 

bütün millet ve ülke öder. O yüzden 

önemli kurumların karar ve uygulamaları 

her zaman eleştiriye açık olmalıdır 

ki, risk azalsın. 

Yenilikçi ekonomiye 

geçmemiz gerekiyor 

Diğer taraftan, sürekli olarak diyoruz 

ki, artık yenilikçi ekonomiye 

geçmemiz gerekiyor. Bunun için de 

yenilikleri, icatları, saçma fikirleri, 

bize ters gelen düşünceleri teşvik 

etmeliyiz. Çünkü fikir özgürlüğü, 

güven duygusu olmadan yenilik 

veya icat kültürü gelişemez. 

Hükümet bu kısa zamanda meclise 

önemli bir arge kanun tasarısı sevketti. 

Çünkü Türkiye ekonomisinin 

bu noktada tıkandığı artık görülüyor. 

Başbakan yardımcımız Mehmet 

Şimşek, çok şey yapıldığını, ama nitelikte 

geri kalındığını, reformların 


47

mutlaka yapılması gerektiğini söylüyor. 

Ar-ge, siparişle parayla olacak 

bir iş değildir, herşeyden önce 

bir iklim meselesidir. Bu nedenle 

Türkiye’nin bir huzur programına, 

huzur eylem planına da ihtiyacı bulunmaktadır.” 

Meslek Komitesi 

çalışmaları 

Antalya ticaretinin durumu zaten 

komite raporlarımızda da açık biçimde 

görülüyor. Ocak ayı komite 

raporlarına lütfen bir bakın: 

Ekmek ve unlu mamuller grubumuzun 

bitmeyen derdi, kaçak, kayıtdışı 

işletmeler. Kağıt, matbaa, kırtasiye, 

reklam ajansları grupları da 

ehil olmayan işyerlerinin artışından 

yakınıyor. Emlak grubumuz kaçak 

emlakçılardan şikayetçi. Buradan 

Hükümete ve belediyelere bir kez 

daha sesleniyorum. Şu işyeri ruhsatları 

konusunu lütfen bir ele alın. 

Kayıtdışı çalışan, düşük kaliteli ürün 

satan işyerleri bütün ekonomiye zarar 

veriyor. Muratpaşa Kaymakamlığımızın 

hanutçulukla mücadeleye 

yoğunlaştığına ilişkin haberler yapıldı. 

Bu tür örneklerin yayılması 

gerekiyor. 

Yine ticaretin durumuna dair iki 

grubumuzun yazılarına da dikkat 

çekmek istiyorum. 8. grubumuz, 

yani gıda grubumuz gıda harcamalarında 

kredi kartına taksit uygulaması 

istiyorlar. Herhalde arkadaşlarımız 

durup dururken, bu talepte 

bulunmuyorlar, bir sıkıntı olmazsa 

böyle bir talep gelmez. Ekonomi 

yüzde 4 büyüyor, ama gıda sektörü 

kredi kartına taksit talep ediyorsa 

bir sorun var demektir. 

25. grubumuz, yani dayanıklı tüketim 

grubu da bir talebini tekrar ediyor. 

Bunu daha önce söylemiştim, 

ama tekrar geldiği için ben de tekrarlayayım. 

Beyaz eşya halen lüks 

görüldüğü için ÖTV’ye tabi. Ama 

son dönemde kredili alıp, kredisini 

ödeyemeyenlerden bu eşyalar 

geri alınmaya kalkıldığında, zorunlu 

ihtiyaç malzemesi olduğu için 

haciz işlemi yapılamıyor. Bir taraftan 

baktığımızda sektör çok haklı, 

diğer taraftan baktığımızda bu 

devirde halen bir buzdolabı taksidi 

ödenemiyor. 


Antalya Tanıtım A.Ş.’ye herkes destek olmalı 

Antalya’nın 8-10 ilçesinin ayrı ayrı stand açmasının sağladığı 

yararı ben anlamakta zorlanıyorum, sektör mensupları 

belki daha iyi değerlendirirler. Pasif tanıtımdan 

daha çok aktif pazarlama ve PR çalışmalarının, internet 

ve sosyal medya araçlarının kullanımının, tur operatörleriyle 

müzakarenin gerekli olduğu bir dönemde daha 

büyük bütçelerle daha etkin tanıtıma ihtiyaç var. Antalya 

Tanıtım A.Ş. adı üzerinde Antalya kuruluşudur ve 

herkesin destek olması gerekir. 

Meclis konuşmasında yurt dışında yapılan tanıtım çalışmalarına 

da değinen ATSO Başkanı Davut Çetin, 

“Antalya tanıtımında güçbirliği sağlamak üzere kurulan 

Antalya Tanıtım A.Ş. bugüne kadar çok başarılı tanıtım 

çalışmaları yaptı. Ancak son dönemde her kurumun 

fuarlara ayrı ayrı katıldıklarını görüyoruz. Bir fuarda 

Antalya’nın tanıtımı, bu arada turizm ürünlerinin çeşitlendirilmesi 

için de gayret ediyoruz. ANFAŞ Yönetim 

Kurulu Başkanı Sayın Sadık Badak ile bu konuda 

işbirliği için biraraya geldik. Antalya’da fuarların gelişmesi 

ve ticarete daha fazla katkı yapması için bazı çalışmalar 

yapacağız. İlk adımda İstanbul Ticaret Odası 

ve Borsası’ndan Antalya fuarlarına katılım konusunda 

destek istedik. Nasıl biz İstanbul, İzmir, Ankara’da fuara 

katılan üyelerimize destek veriyorsak, onlar da Antalya 

fuarları için destek vermelidir” dedi. 

Bunlar sektörel konular, ama üst 

üste koyduğunuzda ekonomideki 

ticaretteki durumu da daha somut 

olarak gösteriyor. Ekonomi gündeminde 

faiz, borsa, döviz dışında 

fazla şey konuşulmuyor, oysa reel 

sektör bu küçük görünen sorunlarla 

boğuşuyor. 

Türkiye ekonomisi 

Genel ekonomik duruma baktığımızda 

Türkiye ekonomisi küresel 

ekonomik durgunluktan ve sermaye 

çıkışlarından etkilenmeye devam 

ediyor. 

2010-2013 döneminde dünyada 

para boldu ve Türkiye’ye sermaye 

giriyordu. 2012’de borsa ve tahvile 

net olarak 22 milyar dolar girmişti. 

Sonra giderek azalma oldu ve 2015 

yılında 9.6 milyar dolar net çıkış 

oldu. 

Çin’den dünya kadar sermaye çıkıyor, 

geçen yıl 600 milyar dolar çıktı 

ama Çin parası değer kaybetmiyor, 

çünkü Çin’in halen 3 trilyon dolardan 

fazla döviz rezervi var. 

Eğer Çin daha fazla yavaşlamadan 

toparlarsa genel toparlanma olur, 

aksi halde dünya ekonomisi kırılgan 

olmaya, dalgalanmaya devam 

edecek. Bildiğiniz gibi Tunus’ta isyanlar 

tekrar başladı. Arnavutluk, 

Moldova gibi ülkelerde ekonomik 

duruma karşı gösteriler başladı. 

İspanya’da hükümet kurulamıyor. İspanya 

ve Yunanistan’da genç işsizliği 

Türkiye’yi de geçiyor. Avrupa’ya 

göçmen akımı bazı ülkelerde ciddi 

sorunlara yol açıyor. Şu anda 

bile her gün 3 binden fazla insan 

Türkiye’den Yunanistan’a geçiyor. 

İnsan kaçakçılığı bir türlü durmuyor. 

Bu göçmen akımı böyle devam 

ederse, Avrupa Birliği Schengen anlaşmasını 

daha fazla uygulayamaz 

ve vizelerin kalkması da ertelenir. 

Dünyanın durumu böyleyken Türkiye’ 

nin 2016 yılındaki en büyük şansı 

petrol fiyatının düşmesi, şanssızlığı 

ise Suriye ve terör riskleri. 

Asgari ücret artışı 

Bu ortamda KOBİ’ler son dönemde 

asgari ücret artışının önemli kısmını 

üstlenmek durumunda kaldılar. KO- 

Bİ’lerin asgari ücret artışından dolayı 

sıkıntı yaşayacağını daha önce 

söylemiştim. Şu anda asgari ücret 

maliyeti 500 euroyu geçti. Doğu 

Avrupa ülkelerinde asgari ücret halen 

200-350 euro civarında. Ucret 

maliyeti, akaryakıt gibi girdilerin 

maliyeti Doğu Avrupa’dan bile yüksek 

olursa sanayi ve ihracat nasıl 

gelişecek? 

Ekonomi rekabet gücü kazansın, 

yerli ürün ucuzlasın diye döviz artsa 


49

çare olmuyor, çünkü girdi maliyetleri 

artıyor. Çin ve ABD paralarının 

değerini %5 düşürmekten avantaj 

sağlıyorlar. Bizde dolar 2 yılda %70 

arttı, yine yetmedi. Gelişmiş ülkelerde 

akaryakıt fiyatları geçen yıl %25- 

30 oranında düştü. Türkiye’de 2013 

Aralık ayından bu yana benzinde fiyat 

düşüşü sadece %11. Son bir yılda 

fiyat düşüşü yok. 

Dolayısıyla dünyada petrol fiyatı 

üçte bire düştü, ama bizim haberimiz 

olmadı. Çünkü döviz artışı 

Türkiye’de maliyetleri yükseltmeye 

devam ediyor. 

Böyle bir ortamda, enflasyon %9’a 

dayanmışken ve döviz baskısı devam 

ederken Merkez bankasının 

duruşu önemini koruyor. Nisan’da 

Sayın Başçı’nın görev süresi doluyor. 

Bu konuda Hükümet kararı son güne 

bırakılmamalıdır. Merkez bankasına 

güvenin artırılması için herkes çaba 

göstermelidir. 

Bu çıkmazdan kısa vadede çıkacak 

bir yol yok. Tek çözüm verimliliği 

yükseltmek, maliyetleri düşürecek 

önlemler almak, enerji başta olmak 

üzere dışa bağımlılığı azaltmaktır. 

Türkiye enerjide 3 ülkeye 

bağımlı 

Enerjide dışa bağımlılık demişken 

bu konu üzerinde biraz daha duracağım. 

Türkiye enerjide 3 ülkeye 

bağımlı ve bu 3 ülkeyle de ilişkilerimiz 

sorunlu. Petrolün %61’i İran 

ve Irak’tan. Doğal gazın ise %56’sı 

Rusya’dan, %19’u İran’dan. 

Avrupa ülkeleri bu bağımlılığı azaltmak 

için önlemler aldılar. 2000 yılından 

bu yana birçok Avrupa ülkesinde 

doğal gaz tüketimi, hatta petrol 

tüketimi azaldı. Almanya gibi ülkeler 

elektriği artık güneş ve rüzgar enerjisinden 

üretiyor. Türkiye ise elektriği 

doğal gaza bağladı. Rüzgar enerjisi 

yatırımları çok arttı, ama doğal gaz 

bağımlılığı devam ediyor. 

Bu bağımlılık nedeniyle Rusya son 

günlerde Türkiye’nin bütün iyi niyet 

çağrılarına olumsuz cevap veriyor. 

Görüyoruz ki, Türk mallarını şikayet 

etme hattı kurulmuş, bakıyorsunuz 

buz hokeyi takımı Türkiye’ye gelmiyor. 

Spora böyle siyaset karıştırılması 

doğru değil. Ayrıca, Rusya Dünya 

Ticaret Örgütü üyesi, Ticaret Örgütü 

üyeleri yabancı mallara karşı ayrımcılık 

yapamazlar. 

Rusya sorunu 

Rusya ile sorunlar Antalya’nın tarım 

ihracatında beklediğimiz düşüşü 

yarattı. Yaş meyve ve sebzede 3 

haftalık ihracatta %50’ye yakın bir 

düşüş görüyoruz, domates, portakal 

salatalık en fazla etkilenen ürünler. 

Bölgemizden Rusya’ya ihracat %79 

oranında azaldı. Şimdi İran’ın da Türk 

ürünleri Rusya’ya ihraç edilmesin 

diye önlem aldığı haberi geldi. İsrail 

ve Macaristan’a ihracatta artış görüyoruz, 

ama bu da toplam ihracatta 

düşüşü engellemiyor. 

İhracatta düşüşe rağmen geçen ay 

fiyatlar düşmedi, tersine arttı, çünkü 

soğuk hava maliyeti artırdı. Son 

günlerde domates fiyatında gerileme 

başladı, portakal fiyatı 50 kuruşa 

kadar geriledi. 

Turizmi konuşmak için henüz erken. 

Ama kış turizmi bakımından kötü bir 

gidiş var ve bu da olumsuz bir işaret 

vermektedir. 2014 Aralık ayında 

gelen yabancı turist 130 bindi, geçen 

Aralıkta 99 bine düştü, yani %24 

düşüş oldu. Son 3 haftada ise %13 

oranında düşüş söz konusu. İstanbul’daki 

terör saldırısı tuz biber oldu 

ve yaz rezervasyonları iyi değil. 

Kültür ve Turizm Bakanımız 

Frankfurt’ta Alman tur operatörleriyle 

görüştü ve uçak desteklerini 

konuştu. Ama operatörler yaz ayları 

için destek çıkmazsa, yeterli rezervasyon 

olmayacağı için kendilerinin 

de uçuş planlarını azaltacaklarını, 

dolayısıyla uçak desteğinin işe yaramayacağını 

söylemişler. Öyle görünüyor 

ki, bu yıl İspanya ve Yunanistan 

dolacak ve oraya gidemeyen 

bize gelecek. 

Turizmde önemli bir konunun sektörün 

ortak duruşunun sağlanması 

olduğunu düşünüyorum. Eğer bu yıl 

da fiyat rekabeti olur ve ciddi indirimler 

yapılırsa, bunun etkisi diğer 

yıllara da yayılır. Sayın Osman Ayık 

bazı tesislerin kapasite düşüreceklerini 

açıkladı. 

Fiyat indirimi yerine böyle bir önlem 

daha doğru olur. Bunun en üst 

düzeyde görüşülmesi ve istihdam 

desteği gibi önlemlerle kapsamlı bir 

program yapılması gerekir. 


Antalya kent merkezi kışın kapalı kalamaz 

“Antalya gibi bir kentin merkezi, küçük bir turizm kasabasının merkezi gibi kışın 

kapalı kalamaz” diyen ATSO Başkanı Davcut Çetin, “Kent merkezi bir AVM 

gibi sil baştan planlanmalıdır. Nerede ne satılacağı belirlenmeli ve koşulları oluşturup 

belirli caddelere marka mağazaların getirilmesi gerekmektedir” ifadesini 

kullandı. 

Kentsel dönüşümün Antalya’nın çılgın 

projesi olması sözlerini yineleyen Başkan 

Çetin şöyle konuştu: 

“Gidip başka yerleri görünce elimizdeki 

mücevherin değerini daha iyi anlıyoruz. 

Antalya gibi bir güzellik, böyle bir 

deniz, sahil, dağlar nerede var? Böyle 

bir Kaleiçi nerede var? Ama şimdi 

Kaleiçi’ne gidin, bakın. Otellerin çoğu 

kapalı, restoran ve kafelerin bir kısmı 

da kapalı. 

Kemer’de Side’de, Kaş’ta turizm sezonu 

dışında kapanmalar olur, anlaşılır, 

normaldir. Ama 1.5 milyonluk bir kentin 

ortasında bu kadar kapanma anlaşılır 

değildir. 

Antalya’nın Kalekapısı ve Kaleiçi dışında 

kent merkezi yok. Konyaaltı’nda, 

Kepez’de, Lara’da, binlerce insanı çekecek 

meydanlar yok. Zaten meydan olabilecek 

yerlerde de kavşaklar yapıyoruz. 

Geriye bir tek AVM’ler kalıyor, ama 

AVM de kent değildir. 1.5 milyonluk bir 

nüfus; buna ilçeleri, Burdur, Isparta’dan 

gelenleri, otellerde toplantılara gelenleri 

de ekleyin 2 milyon eder. Bu 2 

milyon nüfus bir kent merkezini, bir 

Kaleiçi’ni yaşatamıyorsa burada ciddi 

bir sorun var demektir. 

Bir sorun, buradaki işletmelerin kendisindedir. 

Demek ki, burada halkı çekecek 

cinsten bir ticaret yok, sadece 

yazlık turiste dönük bir ticaret var. O 

zaman bu durum hem buradaki esnaf 

ve tüccarın hatasıdır hem de bizim ve 

belediyelerin hatasıdır. 

Antalya’da ticaret kültürü, esnaf kültürünü 

çok konuştuk. Bugün ticaret canlı 

değil diyoruz, ama diğer tarafta da 

birçok işyerinde mağazada hep aynı 

şeyler satılmaya devam ediyor. Caddeyi 

turluyorsunuz, almak isteyeceğiniz 

bir tek şey bulamıyorsunuz. Çalışanlar 

da devlet memuru gibi, bugün git yarın 

gel havasındalar. Sürekli diyoruz ki, çalışanlarınıza 

önem verin, insana yatırım 

yapın. Bu yapılmadığında bütün Antalya 

ticareti zarar görüyor. 

İş yeri planlaması 

Antalya gibi bir kentin merkezi, küçük 

bir turizm kasabasının merkezi gibi kışın 

kapalı kalamaz. Burada mutlaka bir 

işyeri planlaması gereklidir. Kent merkezi 

bir AVM gibi sil baştan planlanmalıdır. 

Nerede ne satılacağı belirlenmeli 

ve koşulları oluşturup belirli caddelere 

marka mağazaların getirilmesi gerekmektedir. 

Kanun gerekiyorsa kanun, 

yönetmelik gerekiyorsa yönetmelik çıkarılmalıdır. 

Kaleiçi’nde halen yıkılması 

gereken çok sayıda beton bina veya 

yapı bulunuyor. Artık bunlar da yıkılmak 

zorundadır. 

Kentsel dönüşümün Antalya’nın çılgın 

projesi olması gerektiğini daha önce 

söylemiştim. Şu anda birçok semtte bireysel 

dönüşüm projelerinin başladığını, 

yayıldığını görüyoruz. Böyle devam 

ederse artık gerçek bir dönüşümün 

de önü tıkanır ve ümit kalmaz. Bu bireysel 

bina dönüşümleri yapılmamalı, 

yaptırılmamalıdır. Acilen semt bazında 

projelendirmeler yapılmalı veya büyük 

ada-paftalar bazında dönüşüm zorunlu 

olmalıdır. Yolu yetersiz, parkı olmayan, 

sosyal alanı olmayan mahalleler 

yerine doğru dürüst mahalleler ortaya 

çıkarılmalıdır. Bu yapılırsa hem mal sahipleri 

hem de kent kazanır. 

Bu plansızlık devam ederse ticaret 

de düzelmez, ulaşım sorunları da düzelmez. 

Dolayısıyla kentsel dönüşüm 

master planı çıkana kadar bireysel 

projelere izin verilmemeli, hatta yapı 

ruhsatı tatili getirilmelidir. Yönetim kurulumuzda 

bu konuyu görüştük. Kısa 

zamanda kentsel dönüşüm arama konferansı 

yaparak, ortaya ideal bir model 

çıkaracağız. Diğer meslek örgütleriyle 

ve sektör mensuplarıyla birlikte çalışacağız. 

Sonra da Sayın Türel’i ve ilçe 

başkanlarımızı davet edip, bu konuyu 

artık bir çözüme kavuşturmaya gayret 

edeceğiz. 

Kent merkezi ile ilgili bir başka husus 

Antalya’da geleneksel el sanatlarının, 

ressamların, müzisyenlerin yokluğudur. 

Antalya kent merkezinde geleneksel el 

sanatları ve sanatçılar sokakları olmalıdır. 

Sobacılar çarşısı, sanatçı kafeleri 

bir kültür yaratır, bu nedenle mutlaka 

desteklenmelidir. Burada adını koyalım. 

Antalya’da kent merkezini ancak 

ve ancak sanatçılar kurtaracaktır. Başka 

da yolu yoktur. Bunu da artık herkes 

görmeli ve anlamalıdır. 

İllerde yaşam kalitesi 

TÜİK illerde yaşam kalitesi üzerine 

2013’te yapılan araştırmanın sonuçlarını 

yayınladı. Bazı sonuçlar tartışma götürür 

niteliktedir, ama dikkate almamız 

gereken bulgular da vardır. Antalya konutta 

23., sağlıkta 41., sosyal yaşamda 

46. sırada çıkmıştır. Yani, bizim gözlemlerimiz, 

TUİK araştırması tarafından 

da doğrulanmıştır. 

Antalya olarak, sağlık altyapımızı geliştirmemiz, 

çevre kalitesini iyileştirici 

adımlar atmamız, konut kalitesini kapsamlı 

bir kentsel dönüşüm programıyla 

iyileştirmemiz, ayrıca sosyal yaşam kalitesini 

artırmaya daha fazla önem vermemiz 

gerektiği görülmektedir.” 


51

EXPO Türkiye’nin güzel 

bir tanıtım fırsatı 

Ayrıca Nisan ayında EXPO Türkiye’ 

nin güzel bir tanıtım fırsatı, 

güzel bir mesajı olabilir. EXPO’nun 

şimdiden Avrupalıları çağırması 

gerekiyor. Bu konuda gecikme yaşadığımız 

açıktır. Geçen hafta Sayın 

Cumhurbaşkanı’nın EXPO için 

gelmesi ve EXPO’yu himayelerine 

alması sevindirici bir gelişmedir ve 

mutlaka bir hızlanma sağlayacaktır. 

Sayın Faruk Çelik Bakanımız da 

çalışmaları hızlandırmak için EXPO 

toplantılarını ayda birden iki haftaya 

çekti. Gerçekten artık çok hızlı 

çalışmamız gerekiyor. EXPO’da 

Türkiye bölgesel mutfakları kurulması 

gibi güzel projeler var ve 

doğru bir şekilde gerçekleşirse 

gerçekten Antalya’ya ilave katkılar 

sağlayacaktır. 

Orduevi taşınsın önerisi 

Komitelerimizden gelen birkaç konu 

daha bulunuyor. 

Aspendos-Perge-Termessos bulvarının 

kesiştiği kavşak şimdi köprülü 

kavşağa dönüşüyor. 12. Grubumuz 

köprülü kavşağın mağazaların önünü 

kapatacağını ve oradaki ticareti 

olumsuz etkileyeceğini söylüyor ve 

bu endişelerinde haklılar. Konuyu 

Türel Başkan ile görüştüm, bazı talepleri 

dikkate alacaklarını söyledi. 

Kendisi de oradaki işadamlarıyla 

görüştü. 

İnşaat sektörümüz için önemli bir 

konu Danıştay’ın planlı alanlar tip 

imar yönetmeliği geçici 6. maddesini 

iptal etmesi oldu. Büyükşehir yönetmeliği 

olan illerde bu iptal başlamış 

olan inşaat projeleri için ciddi 

sıkıntı yaratmış durumda. Dolayısıyla 

bu konuda mutlaka düzenleme 

yapılması ve geçiş süresi verilmesi 

gerekiyor. 

Medikal grubumuzun kamu kurumlarından 

tahsilat yapamaması sorunu 

devam ediyor. Vadeler 14 aya kadar 

uzamış durumda. En fazla alacağın 

olduğu üniversite hastanesi 

için Sayın Rektör konuyu çözeceklerini 

söyledi, inşallah önümüzdeki 

aylarda bu sorunu tekrar konuşmak 

zorunda kalmayız. 

28. Grubumuzun Müze alanının genişletilmesi 

önerisini geçen ay dile 

getirmiştim. Kültür ve Turizm Bakanlığı 

bu konuda olumlu yanıt vererek, 

Karayolları lojmanlarını Ulaştırma 

Bakanlığı’ndan talep ettiklerini 

bildirdi. Ancak, bu arada yeni 

müze binası projesinin de başlamış 

olduğunu görüyoruz. Keşke, biraz 

daha beklense ve dünya çapında 

bir mimari proje ortaya çıkarılsaydı. 

Komitemizin bu önerisi büyük boyutlu 

olarak ele alınmalıdır. Antalya’da, 

yeşil alan ve meydan olarak değerlendirilebilecek 

yerlerde eskimiş 

kamu lojmanları kentin ekonomik ve 

sosyal yaşamına değer katacak biçimde 

değerlendirilmelidir. Örneğin 

Cumhuriyet meydanındaki Orduevi 

ve lojmanları da daha güzel bir yere 

taşınabilir, böylece Cumhuriyet meydanı 

da çok daha bütünlüklü ve cazip 

olabilir. 

Restoran grubumuzun müzik yayınlarında 

telif ücreti sorunu vardı. 

Turizm sektörümüz bu konuyu bir 

çözüme kavuşturdu. Bizim de değişik 

dallarda konuyla ilgili 5 bin civarında 

üyemiz bulunuyor. Bu nedenle 

4 Şubat’ta müzik dernekleriyle toplantı 

yapacağız. Umarım üyelerimiz 

için güzel bir sonuç elde ederiz. 

Elektrik tarifelerinde indirim için de 

son aşamaya gelmiş bulunuyoruz. 

Elektronik belge 

yönetim sistemi 

Son olarak Oda çalışmaları konusunda 

kısa bir bilgi vereyim. Elektronik 

belge yönetim sistemine geçiş 

çalışmalarına başladık. Artık sicil 

dosyaları arşivlemesi yerine elektronik 

arşivleme olacak. Kurum içi ve 

dışı yazışmalar, süreç izleme, performans 

izleme bu sistem üzerinden 

yapılacak. E-imza sistemi etkin 

biçimde kullanılacak ve üyelerimiz 

internet üzerinden belge başvurusu 

yapacak ve bazı belgeleri alabilecek. 

Bu sistem hem tasarruf sağlayacak 

hem de üye hizmetlerinde 

hız sağlayacaktır. 

Bir başka güzel çalışmayı ulaştırmalojistik 

sektörü öncülüğünde başlattık. 

Üniversiteyle lojistik sektöründeki 

öğrenciler için staj protokolü 

imzaladık. Böylece hem öğrenciler 

mezun olmadan iş öğrenecekler 

hem de sektöre yetişmiş ara eleman 

temin edilecektir. Erol beye ve sektöre 

bu çabaları için teşekkür ediyorum. 

Aslında bu birçok sektör için 

de gerçekleştirilebilir. Bu konuya 

uzun vadeli bakmak, ayrıca bir sosyal 

sorumluluk olarak da bakmak 

gerekir. Rahmetli Mustafa Koç, mesleki 

eğitim memleket meselesi diyordu. 

Gerçekten bu konuyu memleket 

meselesi olarak düşünmek ve 

gençlerin önünü açmak üzere reel 

sektör olarak katkı yapmak gerekir. 

Basına teşekkür 

Bu çalışmalarımızın basına yansıması 

sonucunda ATSO 2013 ve 

2014 yıllarında olduğu gibi, 2015’te 

de basında en çok yer alan Ticaret 

ve Sanayi Odası oldu. Odamız 9 bin 

34 haberle TSO’lar arasında ilk sırada 

yer aldı. Yine 3 bin 968 haberle 

de ben basında en çok yer alan TSO 

Başkanı oldum. Bu da hep beraber 

yaptığımız çalışmaların, komitelerimizin 

taleplerinin, sektörel çalışma 

ve önerilerimizin basında yer bulmasıyla 

olmaktadır. Bu çalışmalarda 

katkısı olan bütün arkadaşlarıma, 

basın birimimize ve sesimizi 

kamuoyuna duyuran yerel ve ulusal 

medyamızın bu ilgisine şahsım ve 

kurumum adına teşekkürü bir borç 

biliyorum." 


HABER • ATSO Basın Birimi 

Yüksekova Belediyesporlu 

futbolculardan ATSO’ya teşekkür 

Türkiye Futbol Bölgesel Amatör 

Ligi’nde mücadele eden Yüksekova 

Belediyespor takımı Antalya Ticaret 

ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti. 

Yüksekova TSO Başkanı Salih 

Özdemir’le birlikte ATSO’ya gelen 

Yüksekova Belediyespor Kulüp Başkanı 

Emin Taşçı, Genel Koordinatörü 

Cengiz Uzunköprü, Genel Kaptan 

Muhyettin Barçın, Takım Kaptanı 

Bayram Yıldırım ve futbolcuları, 

ATSO Başkanı Davut Çetin, Başkan 

Yardımcısı Mustafa İssi ve Sayman 

Üye Hüseyin Barut ağırladı. 

ATSO Başkanı Davut Çetin, 

Güneydoğu’da gençlerin spor, bilim 

ve kültüre ulaşma çabalarının 

mutlaka desteklenmesi gerektiğini 

vurguladığı konuşmasında şunları 

kaydetti; 

“Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası, 

Yüksekova Belediyespor Futbol 

Kulübümüzün Antalya kampına 

destek olmamızı rica etti, biz de tereddüt 

etmeden genç kardeşlerimizin 

kampına bir nebze destek olduk. 

Sporcu kardeşlerimizi Antalya’da 

görmekten dolayı mutluyuz. Bununla 

birlikte, Yükseova Odamızın 

çabası Ticaret ve Sanayi Odalarının 

kentlerine desteklerini göstermesi 

bakımından da güzel bir örnektir. 

Odalarımız ait oldukları şehirlerin 

hem sivil toplumunu hem de iş dünyasını 

temsil etmekte, bu bilinçle 

çalışmaktadırlar. Oda ve borsalarımız 

arasındaki kardeşlik ve dayanışma 

havası Türkiye genelinde hakim 

olsa, ortada hiçbir sorun kalmaz. 

Yüksekova TSO da bu anlamda bütün 

ilçelere ve Odalara örnek bir 

girişimde bulunmuştur. Bu nedenle 

hem spor kulübünün yönetimini ve 

sporcularını hem de Yüksekova Ticaret 

ve Sanayi Odamızı tebrik ediyorum.” 

Yüksekova’nın 3. Lig’e yükselmesi 

temennisinde bulunan Davut Çetin, 

futbolculardan şampiyonluk sözü 

aldı. 

Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası 

Başkanı Salih Özdemir de, Türkiye 

Odalar ve Borsalar Birliği’ne 

bağlı odaların, sadece ekonomiyle 

ilgilenmediğini, kentlerin birlik ve 

beraberliğine katkı yaptığını vurguladı. 

“Oda ve borsalar olarak büyük 

bir aileyiz” diyen Özdemir, “Antalya 

Ticaret ve Sanayi Odası’nın destekleri 

ile bu takım Antalya’nın en iyi 

otellerinden birisinde kamp yapıyor. 

Bizi buraya getiren sporun kardeşlik 

ruhudur. Bizi birleştiren spordur. 

Biz Türkiye genelinde 365 kardeş 

oda-borsa adeta abi-kardeş gibiyiz. 

ATSO Başkanımız Davut Çetin’e ve 

tüm ATSO camiasına gösterdikleri 

bu ağabeylik ve misafirperverlik 

için çok teşekkür ediyorum” diye 

konuştu. 


53

Devlet Destekli 

Tarım Sigortaları Sistemi 

TARIM SİGORTALARI HAVUZU 

Dünya’da Tarım Sigortaları 

Dünya’da Tarım Sigortası ilk olarak 

“Dolu Sigortası” şeklinde Avrupa’da 

1797, ABD’de 1879, Türkiye’de ise 1957 

yılında başlamıştır. 

2014 yılı verilerine göre prim üretimi; 

ABD’de ve Kanada’da 12,2 Milyar $, 

Asya’da 9,4 Milyar $, Avrupa’da 3,2 

Milyar $, Latin Amerika’da 2 Milyar 

$ ve Afrika’da ise 1,6 Milyar $ olarak 

gerçekleşmiş, Dünya’da ise toplam 

üretim 28,4 Milyar $ olup, bunun 24,5 

Milyar $’ı Kamu - Özel Sektör iş birliğinde 

üretilmiştir. 

Dünya üzerinde uygulanan Tarım Sigortası 

modelleri ise şunlardır; 

• Devlet Sigortası (Fon Sistemi) 

• Özel Sektör Sigortası 

• Devlet – Özel Sektör İşbirliği 

ABD, Kanada, İspanya, Portekiz, Hindistan, 

Şili, Senegal ve Rusya yüzde 

50 oranında, Türkiye, Brezilya, 

Çin, Gürcistan ve Meksika ise yüzde 

50’nin üzerinde, prim desteği uygulayan 

ülkelerden bazılarıdır. 

Türkiye’de Devlet Destekli 

Tarım Sigortaları Sistemi 

Devlet, Çiftçi ve Sigorta Sektörü’nün 

içinde yer aldığı, Türkiye’de uygulanan 

Devlet Destekli Tarım Sigortaları 

Sistemi’nin, 5363 Sayılı Tarım 

Sigortalı Kanunu ile kurulmuş olup, 

18.05.2006 tarihli Tarım Sigortaları 

Havuzu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında 

Yönetmelik, 18.05.2006 tarihli 

Tarım Sigortaları Uygulama Yönetmeliği 

ve 15.12.2014 tarihli, 7093 sayılı 

Tarım Sigortaları Havuzu Tarafından 

Kapsama Alınacak Riskler, Ürünler ve 

Bölgeler ile Prim Desteği Oranlarına 

İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı ile yasal 

düzenlemeleri gerçekleştirilmiştir. 

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 

ve Hazine Müsteşarlığı’ndan birer 

üye ile Devlet’in, Türkiye Ziraat 

Odaları Birliği ile Türkiye Sigorta 

Birliği’nden birer üye ile Sivil Toplum 

Kuruluşları’nın ve 23 sigorta şirketinin 

eşit payda ortak olduğu İşletici 

Şirket’ten ise 1 üyeyle de Sigorta 

Sektörü’nün temsil edildiği ve toplam 

7 üye ile yönetilen Tarım Sigortaları 

Havuzu (TARSİM), bu sistemin işleyişinden 

sorumludur. Çiftçinin ödediği 

primler ve Devletin sağladığı prim 

desteği bu Havuz’da toplanarak, tazminat 

ödemeleri Havuz’da biriken bu 

paradan karşılanmaktadır. 

Sistem’in 5 temel özelliği vardır: 

• Devletin Prim Desteği, 

• Devletin Hasar Desteği, 

• Gönüllük Esası, 

• Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) 

• Denetim 

TARSİM’in amacı, Doğal afetlerin tarımsal 

üretimde neden olduğu zararları; 

sigorta prensiplerine göre belirli 

oranlarda karşılayıp, üreticileri uzun 

vadede gelir istikrarına kavuşturarak 

üretimde devamlılığı sağlamaktır. 

TARSİM, kâr amacı olmayan, şeffaf, 

güvenilir, çağdaş ve sürdürülebilir 

bir sigorta sistemidir. 

Devletin Prim Desteği 

Ürünler, riskler, bölgeler ve işletme 

ölçekleri itibariyle, Devlet tarafından 

sağlanacak prim desteği miktarları, 

her yıl Havuz Yönetim Kurulu’nun 

teklifi ve Bakanlığın onayı üzerine, 

Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmektedir. 

2016 yılı için primin %50’si 

(don teminatında 2/3’ü), Devlet tarafından 

karşılıksız destek olarak karşılanmaktadır. 

Amaç; üreticileri, sigorta 

yaptırmaya teşvik etmektir. 

Devletin Hasar Fazlası 

Desteği 

Ulusal ve uluslararası piyasalardan 

sağlanan korumanın (Reasürans’ın) 

yeterli olmaması halinde, Bakanlar 

Kurulu’nca belirlenecek kısmın, Devlet 

tarafından taahhüt edilmesi ve 

olağanüstü hallerde ve beklenenden 

fazla hasar olması durumlarında da 

ihtiyaç duyulan, ilave ödenek miktarının, 

yukarıda belirtilen çerçevede, 

Devlet tarafından, Hasar Fazlası Desteği 

şeklinde Havuz’a aktarılması ile 

hasarların tazmin edilmesi mümkün 

olmaktadır. 

Nasıl Sigorta Yaptırılacak? 

Üreticilerin sigorta yaptırabilmeleri 

ve devletin prim desteğinden yararlanabilmeleri 

için; 

• Bitkisel ürünleri için, Çiftçi Kayıt 

Sistemi’ne (ÇKS’ye), 

• Büyükbaş, Küçükbaş ve Kümes 

Hayvanları için, Veteriner Bilgi 

Sistemi’ne (TÜRKVET’e), 

• Sera için, Örtü Altı Kayıt 

Sistemi’ne (ÖKS’ye), 

• Su ürünleri çiftlikleri için, Su 

Ürünleri Kayıt Sistemi’ne (SKS’ye) 

ve 


• Arıcılık için, Arıcılık Kayıt 

Sistemi’ne (AKS’ye) kayıt 

yaptırmaları ve bu kayıtlarını, her 

yıl güncellemeleri gerekmektedir, 

daha sonra yetkili sigorta 

şirketleri acenteleri aracılığıyla 

sigorta yaptırılabilir. Sisteme eşit 

payda ortak, sigorta sözleşmesi 

yapmaya yetkili 23 Sigorta Şirketi 

bulunmaktadır: 

Hasar Süreci (Hasar İhbarı / Ekspertiz / Ödeme) 

Aksigorta, Allianz Sigorta, Anadolu 

Sigorta, Ankara Sigorta, Axa Sigorta, 

Groupama Sigorta, Halk Sigorta, 

Ergo Sigorta, Eureko Sigorta, Generali 

Sigorta, Güneş Sigorta, HDI 

Sigorta, Işık Sigorta, Koru Mutuel Sigorta, 

Liberty Sigorta, Mapfre Genel 

Sigorta, Neova Sigorta, Ray Sigorta, 

SBN Sigorta, Sompo Japan Sigorta, 

Unico Sigorta, Ziraat Sigorta, Zurich 

Sigorta 

Sigorta Branşları 

• Bitkisel Ürün Sigortası 

• Sera Sigortası 

• Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası 

• Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası 

• Kümes Hayvanları Hayat Sigortası 

• Su Ürünleri Hayat Sigortası 

• Arıcılık (Arılı Kovan) Sigortası 

Poliçe Üretim Süreci 

RAKAMLARLA DEVLET 

DESTEKLİ TARIM 

SİGORTALARI SİSTEMİ 

2015 yılı rakamlarına ve 2014 yılına 

göre artış oranlarına bakıldığında, 

Türkiye genelinde; poliçe sayısı %26 

artışla 1.374.436, sigortalı alan %34 

artışla 21 Milyon 500 Bin Da., sigortalı 

hayvan sayısı %13,5 artışla 1 Milyon 

185 Bin adet, sigortalı sera sayısı %4 

artışla 17.587 adet, sigorta bedeli %32 

artışla 18 Milyar 282 Milyon TL, prim 

üretimi %40 artışla 961 Milyon TL, 

ödenen tazminat %43 artışla 716 Milyon 

TL olarak gerçekleşmiştir. 

Antalya ili için bakıldığında ise; poliçe 

sayısı %5 artışla 19.410, sigortalı 

alan %10 artışla 101.439 Da., sigortalı 

hayvan sayısı %50 artışla 12 Bin adet, 

sigortalı sera sayısı %32 artışla 14.576 

adet, sigorta bedeli %19 artışla 1 Milyar 

710 Milyon TL, prim üretimi %21 

artışla 40 Milyon TL, ödenen tazminat 

%33 artışla 28 Milyon TL olarak 

gerçekleşmiştir. 

DEVLET DESTEKLİ TARIM 

SİGORTALARI SİSTEMİ’NİN 

PAYDAŞLARI 

* Risk İnceleme İşlemi, Sera Sigortası, Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası, Küçükbaş 

Hayvan Hayat Sigortası, Kümes Hayvanları Hayat Sigortası ve Su Ürünleri Hayat Sigortası 

branşlarında yapılmakta olup, Bitkisel Ürün Sigortası ve Arıcılık (Arılı Kovan) Sigortası 

branşlarında gerekli görüldüğü hallerde yapılmaktadır. 

• Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim 

Kurulu 

• Gıda, Tarım ve Hayvancılık 

Bakanlığı Çalışanları 

• Hazine Müsteşarlığı Çalışanları 

• İşletici Şirket ve Çalışanları 

• İl-İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık 

Müdürlükleri Çalışanları 

• Üniversiteler ve Araştırma 

Enstitüleri 

• Eksperler 

• Üreticiler ve Yetiştiriciler 

• Sigorta Şirketleri, Acenteler, 

Brokerler 

• Reasürörler 


55

n o s t a l j i 

Arsivlerden çıkan 1877 tarihli 

, 

bir resmin hatırlattıkları 

Hüseyin Çimrin 

Kent Tarihçisi 

Çingene Hasan 

Yanık Hastane 

mevkiinde surları 

yıkarken bir kale 

duvarının altında 

kalıp, ölmeseymiş, 

o devirden bize 

şu anda sahip 

olduğumuz, birkaç 

kule ile Hadrianus 

Kapısı bile 

kalmayacakmış. 

I .ngiliz gazete arşivlerinden 

yeni çıkan 1877 tarihli ve Antalya 

Kalesi’nin yıkılmadan önceki halini 

gösteren bir resim; beni hem sevince, 

hem de üzüntüye boğdu. Keşke bu 

kaleyi olduğu şekilde 1877’deki haliyle 

bugünlere taşıyabilseydik. Bu ne kadar 

muazzam olurdu. Fakat olmadı, 

olamadı. Antalya Kalesi’nin yüzyıllar 

önceki halini ve yıkılış öyküsünü okuyunca 

benim üzüntümü daha iyi anlayacaksınız. 

Antalya kenti, İÖ 158 yılında Bergama 

Kralı II. Attalos tarafından kurulduğundan 

itibaren etrafı iki surla çevrilmişti. 

Bu surlardan biri limanı, diğeri de kenti 

çeviren iç içe iki sur şeklindeydi. Dış 

surlarda çok sayıda ve elli adım aralıklarla 

kuleler bulunuyordu. Surların 

denize ulaştığı yerlerin sonunda uçlarında 

birer kulenin yer aldığı mendirek 

vardı. 

12l2 yılında bir Cuma Namazı sırasında, 

Antalya’nın Müslüman olmayan 

yerli halkı, isyan ederek ansızın Türklerin 

üzerine saldırıp, halkın bir kısmı 

ile yöneticileri öldürünce; Hıristiyan 

ve Müslüman halkın birlikte yaşayamayacağını 

anlayan Selçuklu Sultanı 

I. Alaeddin Keykubat tarafından 1225 

yılında, daha doğuda, denize doğru 

ikinci bir sur yaptırılmıştı. Bu surlar 

Kaleiçi’ni Rum, Ermeni ve Türk mahalleleri 

olacak şekilde üçe ayırmıştı. 

Bu azınlıklara göre kentin mahallelere 

bölünme durumu ve her hafta Cuma 

İngiliz gazete arşivlerinde bulanan 1877 tarihli bu resim, 

o yıllarda Antalya Kalesi’nin ne kadar güzel bir görünüme sahip olduğunu gösteriyor. 

Namazları’nda diğer mahallelerden 

saldırı olmasını önlemek amacıyla kale 

kapılarının kapanması olayı, Cumhuriyetin 

kuruluşuna kadar devam etmişti. 

19..Yüzyılın sonlarına kadar neredeyse 

tamamı korunmuş halde bulunan 

Antalya Kalesi’nin etrafı 1920’li yıllara 

kadar geniş bir hendekle çevriliydi ve 

bunların içinde su bulunuyordu. 

İBNİ BATTUTA ANLATIYOR 

14. yüzyılda Antalya’ya gelen ünlü 

gezgin İbni Battuta, kentte yaşayan 

Müslüman, Rum, Yahudi ve Hıristiyan 

tüccarların ayrı ayrı mahalleleri olduğu 

ve etrafının surlarla çevrili olduğunu 

yazmakta, kentin idarecisi ve ailesinin 

devlet erkânı ile birlikte çevresi surla 

çevrili bir iç kalede oturduğunu belirtmektedir. 

Kaleiçi’nden dışarıya çıkmak için kentin 

beş kapısı vardı. 1. Kale Kapısı, 2. 

İmaret Kapısı, 3. Üç Kapılar, 4. Orta 

Kapı, 5. Yeni Kapı. Kale Kapısı bugün 

olduğu gibi o günde, şehrin merkezi 

idi. İbni Batûta Seyahatnamesinde Antalya 

şehrini şu satırlarla tanıtmaktadır. 

“Bu şehir, sahasının genişliği, nüfusunun 

çokluğu ve planının muntazamlığı 

itibariyle en önde gelen şehirlerdendir. 

Her fırka diğer fırkalardan tamamen 

ayrıdır. Hıristiyan tüccarları “Mina” 

adıyla bilinen mahallede oturmaktadır. 

Mahallenin etrafı bir surla çevrilmiş 

olup geceleri ve cuma vakitleri kapıları 

kapanır. Şehrin eski sakinlerinden 

olan Rumlar, diğerlerinden ayrı olarak, 

başka bir mahallede otururlar. Bunların 

mahallesi de bir surla çevrilmiştir. 

Aynı şekilde Yahudilerin de sur içinde 

ayrı bir mahallesi bulunur. Şehrin hakimi 

ile ailesi ve devlet ricali de yukarıda 

açıkladığımız şekilde, şehrin öteki 

mahallelerinden ayrı olarak etrafı surla 

çevrilmiş olan kalede oturmaktadır 

Müslümanlar ise asıl şehirde ikamet 

etmektedirler. Bu beldede bir cami ve 


medrese ile bir çok hamam, gayet tertipli 

ve geniş çarşılar vardır. Şehrin etrafı, 

yukarıda zikrettiğimiz mahalleleri 

de ihtiva eden büyük bir surla kuşatılmıştır...” 

Bu da gösteriyor ki, Antalya’da 

Selçuklular zamanında Müslüman ve Hıristiyanların 

bir arada yaşaması birçok 

kez hainliklere yol açmış; bu nedenle, 

kent halkını birbirinden ayıran koruyucu 

bir sur duvarı çekilmiştir. Bu çekilen sur 

da istenen sonucu vermemiş olacak ki, 

on yıl geçmeden yeni bir sur daha inşa 

edilmiş, yöneticiler için bir iç kale “Ehmedek” 

yapılmıştır. 

SURLAR, 

MELTEME YENİLMİŞ... 

Kaleiçi’nin rüzgâr almadığından yakınan 

Antalya halkının isteği üzerine surlar, 

1930 yıllarında belediye tarafından ücret 

karşılığında yıktırılmıştır. 1937 yılı Antalya 

Belediyesi faaliyet raporunda şu 

cümlelere rastlanmaktadır: 

“Şehrin havasını mahsur bir halde tutan 

ve kıymeti tarihiyeleri olmadığına ihtisas 

erbabınca karar verilen kalelerin büyük 

bir kısmı yıktırılmak suretile halkın 

sıhhati umumiyesine yardım edilmiştir. 

Bunların umumî sıhhat ile olan alakası 

herkesçe malumdur.” 

Hakikaten o günleri Kaleiçi’nde yaşayan 

Antalyalılar, “Yaz aylarında güneşin 

akşama kadar devam eden sıcaklığını 

bünyesine çeken kaleler, bu sıcaklığı, 

insanların biraz rahatlık bulduğu, gecenin 

yarısına kadar, yavaş yavaş azaltarak 

devam ettirir ve Manavgat Rüzgârı 

almayan Kaleiçi’nde o zamanlar rahatlığa 

ancak bu saatlerden sonra kavuşulurdu.” 

diyerek bu yıkımı onayladıklarını 

dile getirirler. 

Antalya Belediyesi tarafından Antalya 

Kalesi’nin yıkılması Vilayet ile Belediye’nin 

arasını açar. Antalya Maarif Eminliği tarafından 

20 ekim 1929 tarih ve 2100 sayılı 

yazı ile Ankara’dan yıkımı yerinde incelemek 

üzere müfettiş istenir. Ancak müfettişlerin 

verdikleri görüş de, Antalya 

Belediyesi’nin aldığı kararlar yönündedir. 

Sonuç; Antalya Kalesi yıkılacaktır. 

Eski Kalekapısı yıkılmadan önce. 

Antalya Surları (Ernst Krickl-1892) 

Antalya Kalesi’nin yıkım işi 1930’lu yılların 

başında Belediye tarafından o zaman 

Çingene Hasan isimli şahsa verilmiş. Hasan 

elindeki uzunca demir levye gibi 

basit bir araçla, seyredenlerin şaşkın ve 

meraklı bakışları arasında kale duvarlarını 

adeta göçürürmüş. Bu yıkım ile hatıraları, 

bir de Antalyalı merhum Adnan 

Selekler’den dinleyelim: 

“Karaferyalılar’ın en ünlüsü Çingene 

Hasan’dır. Antalya’da kaleler, Tophaneden 

başlayıp, şehri kucaklayarak 

Hıdırlık’ta son bulurdu. Belediye Başkanı 

Giritli Zeki Bey döneminden başlayarak, 

kendi yıktığı kale taşlarının altında kalıp 

ölünceye kadar Hasan elindeki iki basit 

araçla o koskoca kaleleri yerle bir etmesini 

bilmişti. Çingenenin trajik ölümü 

halk arasında kalelerin intikamı olarak 

yorumlanmıştı.” 

Görüldüğü gibi Çingene Hasan Yanık 

Hastane mevkiinde surları yıkarken bir 

kale duvarının altında kalıp, ölmeseymiş, 

o devirden bize şu anda sahip olduğumuz, 

birkaç kule ile Hadrianus Kapısı 

bile kalmayacakmış. Ölüme sevinilmez 

ama, yine de bu ölüm; Antalya Kalesi’nin 

birkaç kulesi için “bir kurtuluş” olmuş 

denilebilir. 

Benim çocukluğumda Hadrianus 

Kapısı’nın iki kemeri de kapalı idi. Bunun 

nedeni, o zamanki doğuya Perge 

ve Side’ye giden yol güzergâhı olan 

bu Roma kapısı Orta Bizans döneminde 

güvenlik nedeniyle duvarla kapatılmış; 

kuzeydeki kemer üzerinde bir Bizans 

Şapeli yapılmıştı. (Anıtlar Kurulu, 

1960 yılı başında bu Hadrianus kapısını 

onartarak, bugünkü durumuna getirdi.) 

Bundan sonra Bizans kentinde, 

kuzey tarafta yalnız bir ana giriş kapısı 

(bugünkü Kalekapısı) bırakıldı. 9. yüzyılda 

5 köşeli bir kule (bugünkü Saat 

Kulesi) Roma mermer bloklarından ve 

tuğlalardan inşa edildi. Bu Kule şimdi, 

Antalya’daki orta Bizans döneminin en 

önemli yapısıdır. 

İşte Antalya kenti, bir zamanlar bu yıkımı 

yaşadı. 

NASIL YIKILDI? 

Bugünkü Atatürk Caddesi’nin 1900’lü yılların başındaki 

görünümü gösteren bir kartpostal 


57

Çad’dan Antalyalı İş Adamlarına 

yatırım daveti 


(ATSO) Başkanı Davut Çetin, Çad 

Dışişleri Müsteşarı ve Birleşik Arap 

Emirlikleri Büyükelçisi Yardımcısı 

Muhammet Salih ile Abeşe Ticaret 

ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim 

Abbo’yu ağırladı. ATSO Meclis Üyesi 

Ahmet Bülbül’ün de heyete eşlik 

ettiği ziyarette Yönetim Kurulu Sayman 

Üyesi Hüseyin Barut da hazır 

bulundu. 

Karşılıklı işbirliği olanaklarının görüşüldüğü 

ziyarette ATSO Yönetim 

Kurulu Başkanı Davut Çetin, heyete 

ATSO, Antalya ve Oda çalışmaları 

hakkında bilgi verdi. ATSO’nun 133 

yıllık bir kurum ve 40 bini aşkın üyesi 

olduğunu belirten Başkan Davut 

Çetin, Antalya ekonomisinin lokomotifinin 

tarım ve turizm sektörleri 

olduğunu kaydederek tüm sektörler 

hakkında detaylı bilgi verdi. 

Tarım ve gıda sektörlerinde 

işbirliği olanakları 

Çad ile Antalya’nın güçlü olduğu 

tarım sektöründe önemli işbirliği 

imkanlarının olabileceğini kaydeden 

Başkan Davut Çetin, “kentimiz 

Türkiye’de yapılan örtüaltı üretimin 

yarısını tek başına karşılıyor. Buna 

paralel olarak Fide üretimi, tohumculuk, 

gübre üretimi, seracılık, tarım 

kimyasalları gibi tarımsal üretimi 

destekleyen sektörlerde önemli mesafe 

kaydetmiş durumdayız. Gıda 

sektörümüzü de yurtdışı pazarlara 

açmak üzere projeler yürütüyoruz. 

Bu alanlardaki tecrübemizi ve 

ürünlerimizi karşılıklı güçlü iletişimle 

ekonomik işbirliğine dönüştürebiliriz. 

Gelişen ekonomik ilişkiler iki ülke 

halkını da birbirine yaklaştıracaktır.” 

şeklinde konuştu. 

Petrolden sonra tarım 

unutuldu 

Çad’ın bundan 15-20 sene evvel 

tarım ve hayvancılıkla geçimini 

sağladığını ifade ederek sözlerine 

başlayan Çad Dışişleri Müsteşarı ve 

Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçisi 

Yardımcısı Muhammet Salih, ülkenin 

petrol rezervlerinin ortaya çıkmasından 

sonra tarımın ikinci plana 

düştüğünü söyledi. Çad’ın şu anda 

tarımsal yatırımlar başta olmak üzere 

yatırıma açık ve ihtiyaçları olan 

bir pazar olduğunu ifade eden Salih, 

“Çad olarak 13 milyona yakın bir 

nüfusa sahibiz. Tarımsal üretimin 

yanı sıra kuru gıda, bakliyat ve temel 

gıda maddelerine ihtiyacı olan 

bir ülke durumundayız.” dedi. 

Yatırımcılar için kolaylıklar 

250 bine nüfusa sahip Abeşe’nin 

de yatırım potansiyelinin Antalyalı 

yatırımcılara açık olduğunu ve yabancı 

yatırımcıya önemli kolaylıklar 

sağlandığını kaydeden Abbo, 

“Umarım ilerleyen günlerde ATSO 

ile işbirliğimizi geliştirerek Antalyalı 

yatırımcıları şehrimiz ve ülkemizde 

görme imkanına kavuşuruz” şeklinde 

konuştu. 

Görüşmenin ardından ATSO Yönetim 

Kurulu Başkanı Davut Çetin, 

Çad Dışişleri Müsteşarı ve Birleşik 

Arap Emirlikleri Büyükelçisi Yardımcısı 

Muhammet Salih’e ATSO Güzel 

Sanatlar Lisesi öğrencileri tarafından 

yapılan Antalya tablosunu ve 

ATSO yayınlarından oluşan bir seti 

armağan etti. 


Zam şampiyonu çarliston biber 

ENFLASYON • ATSO AR-GE Müdürlüğü 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) 

Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Türkiye 

İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından 

açıklanan Ocak Ayı enflasyon rakamlarına 

ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Başkan Çetin yaptığı açıklamada şunları 

kaydetti; 

“2016 Ocak ayı enflasyonu bir önceki aya 

göre TÜFE’de %1,82, Yİ-ÜFE’de %0,55 olarak 

açıklanmıştır. Yıllık enflasyon ise tüketici 

fiyatlarında %9,58, yurt içi üretici fiyatlarında 

%5,94 olmuştur. 

Tüketici enflasyonunda yıllık olarak son 

dört yılın en yüksek oranının beklentiler 

dâhilinde olmasına rağmen, çift haneye 

yaklaşılması moral bozucu bir gelişmedir. 

1,82’lik aylık enflasyonunun 

1 puanı gıdadan 

Aylık %1,82 oranındaki enflasyonun 1 puanı 

gıda fiyatları artışından, 0,48’i alkollü içki 

ve sigara zamlarından, 0,27’si elektrik ve 

su tarifelerine yapılan zamlar nedeniyle 

konut grubundan kaynaklanmıştır. 

Üretici fiyatlarındaki aylık %0,55 artışın 

da 0,21’i gıda ürünlerinden, 0,11’i makinaekipman 

grubundan kaynaklanmış, petrol 

fiyatlarında ve metal gibi küresel fiyatların 

düştüğü ürün fiyatlarındaki düşüş, ÜFE artışını 

ciddi biçimde sınırlamıştır. 

TUİK’in madde sepeti verileri, gıdadaki 

enflasyon dışında sürücü kursları, avukatlık 

hizmetleri, zorunlu trafik sigortası, kablolu 

yayın, tren bileti, mobilya, elektronik 

gibi birçok alanda belirgin fiyat artışları 

göstermektedir. Enflasyonun tek hanede 

kalmasına dünyada petrol ve diğer emtia 

fiyatlarındaki sert düşüşün de önemli etkisi 

olmuştur. Bu durum son 2 yıldaki kur 

artışlarının tüketici fiyatlarına yansımaya 

devam ettiğine işaret etmektedir. 

Sektörel düzenlemeler 

gerekiyor 

Gıda fiyatlarında sebze fiyatları Ocak ayında 

soğuk havalar nedeniyle artmıştır ve 

artık düşüşe geçecektir. Ancak, gıdadaki 

enflasyonda et, nohut, mercimek, zeytinyağı, 

ayçiçeği yağı gibi ürün fiyatları da 

artmaya devam etmektedir. Süt ve peynir 

fiyatlarında önemli artış yokken, et fiyatlarındaki 

artış piyasa düzenlemesi önlemlerinin 

önemli olduğunu göstermektedir. 

Türkiye’nin nüfus artışı ve ihracatla birlikte 

artan gıda talebini karşılamakta giderek 

zorlandığı, ayrıca piyasa düzenleme kurumlarının 

kurulması ve harekete geçmesinde 

çok geç kaldığı açıktır. Arz cephesindeki 

verimsizliğe, düzenleme eksikliği, 

döviz kuru ve vergi kaynaklı maliyet artışı, 

iç ve dış talep artışı eklendikçe, biz dünya 

gündeminde olmayan enflasyonu konuşmaya 

devam ediyoruz. Bu sarmaldan 

kurtulmak için sektörel düzenlemeler konusunda 

Türkiye’nin kurumsal kapasitesini 

geliştirmeye ihtiyacı olduğunu, bu nedenle 

gerekirse yetkin yabancı kurumlardan 

teknik destek alınması gerektiğini vurgulamak 

istiyorum. Aksi halde, ülke içinde 

geçim sıkıntısı, ülke dışında da ihracatta 

rekabet gücü kaybı sorunumuzu konuşmaya 

devam edeceğiz. 

En çok alkollü içecekler ve 

tütün grubu fiyatları arttı 

Enflasyon verilerine detaylı olarak baktığımızda; 

ana harcama grupları itibariyle bir 

ay önceye göre en yüksek artış %9,60 ile 

alkollü içecekler ve tütün, %4,28 ile gıda ve 

alkolsüz içecekler ve %2,71 ile çeşitli mal ve 

hizmetler gruplarında gerçekleşmiştir. Giyim 

ve ayakkabı grubunda ise %6,71 oranında 

düşüş yaşandığını görüyoruz. 

Yıllık bazda ise en yüksek artışların sırasıyla 

%13,43 ile lokanta ve oteller, %12,05 

ile eğlence ve kültür ve %11,69 gıda ve alkolsüz 

içecekler gruplarında gerçekleştiği 

görülmektedir. 

Ocak 2016’da endekste kapsanan 417 

maddeden; 29 maddenin ortalama fiyatlarında 

değişim olmazken, 285 maddenin 

ortalama fiyatlarında artış, 103 maddenin 

ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşmiştir. 

Ocak ayında en yüksek artış gösteren 

ürün %52,99 ile çarliston biber olurken bu 

ürünü %52,44 ile patlıcan ve %44.68 ile 

sürücü eğitim kurs ücreti izlemiştir. En fazla 

düşüş ise %13,73 ile kazak (çocuk için), 

%12,05 ile elbise (tek parça) ve %11,87 ceket 

(kadın için) olmuştur. 

Yİ-ÜFE ise, 2016 yılı Ocak ayında bir önceki 

aya göre %0,55, bir önceki yılın aynı 

ayına göre %5,94 artmıştır. 

Sanayinin dört sektörünün bir önceki aya 

göre değişimleri; madencilik ve taşocakçılığı 

sektöründe %1,20 düşüş, imalat sanayi 

sektöründe %0,56 artış, elektrik ve gaz 

sektöründe %0,96 artış ve su sektöründe 

%2,20 artış olarak gerçekleşmiştir. 

Bir önceki aya göre endekslerin en fazla 

artış gösterdiği alt sektörler; diğer ulaşım 

araçları (%5,85), kömür ve linyit (%4,73), 

diğer mamul eşyalar (%4,41) alt sektörleridir. 

Buna karşılık ham petrol ve doğal gaz 

(%-26,05), kok ve rafine petrol ürünleri 

(%-11,67) ve tütün ürünleri (%-3,23) bir ay 

önceye göre endekslerin en fazla düştüğü 

alt sektörler olmuştur. 

Ana sanayi grupları sınıflamasına göre 

2016 yılı Ocak ayında en yüksek aylık ve 

yıllık artış dayanıklı tüketim mallarında 


Batı Akdeniz’de aylık enflasyon 

Türkiye ortalamasının altında 

Bölgemizdeki TÜFE oranı, aylık bazda 

%1,51 ve yıllık bazda %9,70 olarak gerçekleşmiştir. 

Bölgemizde ana harcama grupları itibariyle 

bir ay önceye göre sırasıyla en yüksek 

artış %9,59 ile alkollü içecekler ve tütün, 

%3,28 ile gıda ve alkolsüz içecekler ve 

%3,27 ile çeşitli mal ve hizmetler harcama 

gruplarında olmuştur. Yıllık enflasyonda 

ise en yüksek artış %16,07 ile lokanta ve 

oteller, %12,45 ile eğlence ve kültür ve 

%12,01 ile çeşitli mal ve hizmetler gruplarında 


Bölgemizde enflasyon aylık bazda Türkiye 

ortalamasının altında ve yıllık bazda ise 

ortalamanın üzerinde kalmıştır. Bu oranlara 

göre Antalya, Isparta ve Burdur illerini 

kapsayan Batı Akdeniz Bölgesi, 26 bölge 

arasında aylık bazda yirmi beşinci, yıllık 

bazda ise on ikinci sırada yer almıştır. 


59

ATSO ve Akdeniz Üniversitesi 

işbirliğine imza attı 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Akdeniz Üniversitesi Ayşe 

Sak Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu arasında “İşyeri Eğitimi İşbirliği” 

Protokolü imzalandı. Protokol ile son sınıfta okuyan öğrenciler zorunlu 

işyeri eğitimlerini birinci yarıyıl süresince ATSO’ya üye işletmelerde 

yapacak. 

Akdeniz Üniversitesi Rektörlük Yönetim 

Kurulu Odası’nda gerçekleştirilen 

törene; Akdeniz Üniversitesi 

Vekil Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, 


Yardımcısı Mustafa İssi, Yönetim 

Kurulu Üyeleri Fahrettin Bozlar ve 

Erol Erkan, ATSO MESEM Müdürü 

Tolga Cenk Türk ile Rektör Yardımcıları 

Prof. Dr. Cengiz Sayın, Prof. 

Dr. Erol Gürpınar, Prof. Dr. Beykan 

Çizel, Ayşe Sak Uygulamalı Bilimler 

Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mustafa 

Gülmez ve Müdür Yardımcısı 

Doç. Dr. Olgun Kitapcı katıldı. 

Törende bir konuşma yapan ATSO 

Başkanı Davut Çetin, Türkiye’nin 

karşı karşıya olduğu en büyük sorunların 

başında işsizliğin geldiğini 

belirterek, “Türkiye’de 24 yaş altı 

grupta üniversite mezunlarında işsizlik 

oranı %28. Yani üniversiteden 

mezun olanlar bir süre iş bulamıyor, 

bir kısmı dershaneye gidip Kamu 

personeli sınavına hazırlanmaya devam 

ediyor. Diğer tarafta ise nitelikli 

elemana ihtiyaç duyan ve istediği 

özelliklerde elemana ulaşamayan 

iş dünyasında önemli bir kesim var. 

Dönem dönem üyelerimize yaptığımız 

anketlerde nitelikli eleman 

bulma sorunu hep üst sıralarda yer 

alıyor. Bir tarafta işsiz insanlarımız, 

diğer tarafta çalıştırabileceği standartta 

işgücü arayan işverenlerimiz 

varsa ortada bir sorun var demektir. 

Bu durumu mesleki ve teknik eğitim 

ile iş dünyası arasında yeterli 

seviyede diyalog kurulamamasının 

veya koordinasyon eksikliğinin bir 

göstergesi olarak da değerlendirebiliriz” 

dedi. 

24 öğrenci ile başlıyor 


olarak işsizlik konusunda çözüm 

üretebilmek adına “UMEM Beceri 

10” ve “Mesleki Belgelendirme ve 

Sertifikasyon Merkezi”ni hayata geçirdiklerini 

belirten Başkan Davut 

Çetin şunları kaydetti; 

“Üniversiteyi bitiren gençlerimize 

de aldıkları teorik ve son derece değerli 

bilgileri uygulamaya geçirebilecekleri 

imkânlar sunmamız eğitim 

kalitesi ve iş dünyasının da beklentilerinin 

karşılanması adına son derece 

önemli. İşte bu protokol ile bu 

noktada güzel bir başlangıç yapıyoruz. 

Akdeniz Üniversitesi Ayşe Sak 

Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu ile 

Odamız arasında imzalayacağımız 

bu protokol kapsamında son sınıfta 


okuyan öğrencilerin zorunlu işyeri 

eğitimlerini birinci yarıyıl süresince 

Odamızın yönlendirmesi ile üyemiz 

olan işletmelerde yaptıracağız. 

Böylece son sınıf öğrencileri işyeri 

eğitimi ile mezun olmadan teorik 

bilgi ile uygulamayı harmanlama 

imkânına sahip olacaklar. 

İşverenlerimiz ise uygulama konusunda 

işletmesinde deneyim kazanmış 

olan personeli nitelikli eleman 

olarak işletmesinde değerlendirebilme 

imkânına kavuşacak. İşyeri 

eğitimini ilk olarak Akdeniz Üniversitesi 

Ayşe Sak Uygulamalı Bilimler 

Yüksekokulu Uluslararası Ticaret ve 

Lojistik Bölümü son sınıf öğrencisi 

olan 9 kişi ile Pazarlama Bölümünde 

okuyan 24 öğrenci ile başlatacağız. 

Önümüzdeki yıllarda farklı bölümlerin 

de işyeri eğitimine dâhil edilmesini 

hedefliyoruz. İşyeri eğitimi 

kapsamında öğrencilerin, sigorta 

primleri üniversite tarafından karşılandığı 

için işyerlerine herhangi bir 

maliyet yüklemeyecek, öğrenciler 

iş kazaları ve meslek hastalıklarına 

karşı sigortalanacaktır. 

Bu protokol üniversiteyle işbirliğimizin 

bir parçası. Bunun yanı sıra Üniversite 

ile tez destekleri konusunda 

da işbirliğimiz bulunuyor. Elbette 

bu işbirliğini daha fazla geliştirmemiz 

de gerekiyor. İşyeri eğitimi konusunda 

Üniversite-Oda arasındaki 

işbirliğinin artarak devam etmesini 

diliyorum.” 

İş dünyası ile işbirliğini 

çok önemsiyoruz 

Protokol töreninde konuşan Akdeniz 

Üniversitesi Vekil Rektörü Prof. 

Dr. Mustafa Ünal, “Güzel bir amaç 

için burada toplandık. ATSO ile imzalayacağımız 

protokol hem öğrencilerimizin 

eğitim hayatına katkı 

sağlayacak hem de okul sonrası iş 

bulmalarını kolaylaştıracak. Amacımız 

mezun olan öğrencilerimize yol 

göstermek ve iş bulmalarını sağlamak. 

İş dünyası ile öğrencileri buluşturacağımız 

bu ortak çalışmayla 

öğrencilerimiz iş bulma kolaylığı 

yaşarken iş dünyasının da kalifiye 

eleman ihtiyacı karşılanmış olacak. 

Akdeniz Üniversitesi olarak, iş dünyası 

ile işbirliğini çok önemsiyoruz. 

Bu yüzden şimdilik bir yüksekokulumuzun 

bölümlerinde okuyan öğrenciler 

için planladığımız bu projeye 

daha sonra diğer fakülte ve yüksekokullularımızı 

da dahil etmeyi 

istiyoruz” dedi. 

Sosyal bilimler alanında teorik eğitime 

ağırlık verildiğini ve uygulamalı 

eğitimin yeterli olmadığını dile getiren 

Ayşe Sak Uygulamalı Bilimler 

Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mustafa 

Gülmez de; “İşyerinde Eğitim 

Protokolü sayesinde uygulamaya 

ağırlık veren bir çalışmaya giriyoruz. 

Öğrenciler, 3,5 ay boyunca bir 

stajyer gibi değil işyerinin elamanı 

gibi çalışacak. Bu eğitim sayesinde 

de iş dünyasının arzu ettiği personelin 

nasıl olduğunu görme şansı 

bulacaklar ve kendilerini bu yönde 

geliştirecekler. Bu yıl 3,5 ay olarak 

planlanan bu eğitimi ilerleyen yıllarda 

1 yıla yaymayı planlıyoruz.” diye 

konuştu. 

Üniversite şehrin arge 

merkezi olmalı 


Yardımcısı Mustafa İssi, Yönetim 

Kurulu Üyeleri Erol Erkan ve 

Fahrettin Bozlar, daha sonra Akdeniz 

Üniversitesi yerleşkesi içindeki 

Teknokent’te faaliyet gösteren 

Grow Fide - Kuzey Agripark Firması 

sahibi Hasan Ünal’ı ziyaret etti. 

Ünal, ATSO heyetine tohum ıslahı, 

bitki doku kültürü ve tarım teknolojileri 

hakkında bilgi verdi. 

Üniversitenin şehrin arge merkezi 

olması gerektiğini belirten ATSO 

Başkanı Davut Çetin, “Antalya’nın 

artık ihtisas sanayi bölgeleri gibi ihtisas 

teknoparklara da ihtiyacı var. 

Biyoteknoloji gibi alanlarda yeni 

teknoparklar kurulmasını ele almalıyız. 

Ayrıca buradaki ar-ge kapasitesinin 

bir kısmı Organize Sanayi Bölgesine 

taşımayı da düşünmeliyiz. 

Üniversitemizden bu konuları ele 

almasını ve ayrıca araştırma projelerinde 

bölge sorunlarına daha çok 

odaklanmasını istiyoruz. Üniversite 

şehrin arge merkezi olmalı” ifadesini 

kullandı. 


61

Avrupa İşletmeler Ağı Projesi 

açılış toplantısı ATSO’da yapıldı 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), Küçük ve Orta Ölçekli 

İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) 

Antalya Müdürlüğü, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası, Antalya Teknokent 

A.Ş. işbirliği ile gerçekleştirilen Avrupa İşletmeler Ağı Projesi Açılış 

toplantısı, ATSO Atatürk Konferans Salonu’nda yapıldı. 

Söz konusu toplantıya ATSO Başkanı 

Davut Çetin, Antalya Teknokent A.Ş. 

Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Zeki 

Alagöz, KOSGEB Antalya Müdürü 

Selim Erkoç ve ATSO üyeleri katıldı. 

Toplantının son bölümünde ise Ahmet 

Şerif İzgören’in ‘Sizin Dükkan Torunlara 

Kalır mı?’ konulu semineri gerçekleştirildi. 

ATSO proje odaklı 

çalışıyor 

Toplantının açılışında konuşan Başkan 

Davut Çetin, ATSO’nun iş dünyasının 

Antalya ve bölge ekonomisine 

olan katma değerini artırmak amacı 

ile Türkiye’nin en proje odaklı çalışan 

Odalarından birisi olduğunu kaydetti. 

Çetin, BAKA ve Bakanlık destekli 

ATSO projelerinin yanı sıra Avrupa 

Birliği destekli çok sayıda projeye de 

imza atmaya devam ettiklerini belirtti. 

Başkan Davut Çetin sözlerini şöyle 

sürdürdü: “ATSO olarak 2008’den bu 

yana hayata geçirdiğimiz 16 AB Projesi 

ile 1 milyon 325 bin Avro hibe aldık ve 

bu meblağı kent ekonomisine katma 

değer yaratmak üzere kullandık. Bölgesel 

birlikteliğe verdiğimiz önemin 

bir göstergesi olarak Antalya ve Akdeniz 

Havzasında bulunan tüm kurumlarla 

da ortak projeler yürütmekteyiz. 

Yürüttüğümüz projelerden birisi de 

Avrupa İşletmeler Ağı Projesi’dir. Bu 

projenin ilk etabını 2008-2014 yılları 

arasında Kahramanmaraş KOSGEB 

Koordinatörlüğünde, Adana Ticaret 

Odası, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 

ve Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi 

Odası ile birlikte Akdeniz Konsorsiyumu 

adı altında gerçekleştirdik. 2015- 

2020 yıllarını kapsayan yeni dönemde 

de yolumuza KOSGEB Antalya Müdürlüğü 

Koordinatörlüğünde, Antalya 

Teknokent A.Ş ve Muğla Ticaret ve Sanayi 

ile birlikte devam edeceğiz. Böylesine 

güçlü bir birliktelikle yola çıkan 

bu projenin yeni etabının ülkemiz ekonomisi 

ve iş dünyası için hayırlı uğurlu 

olmasını diliyorum” dedi. 


Hedef üyeleri uluslararası 

pazarlara açmak 

Projenin odaklandığı ana konunun 

KOBİ’lerin güçlenmesi ve uluslararası 

pazarlara açılmalarını sağlamak olduğunu 

söyleyen Başkan Davut Çetin, 

“Büyük balığın küçük balığı yuttuğu 

bir ekonomik yapı içerisindeyiz. Bu nedenle 

hızlı balık diye bir kavram çıktı. 

Hızlı davranıp fark yaratarak büyüklerin 

midesinden kurtulan şanslı ve becerikli 

şirketlere hızlı balık deniyor. İşte 

bizim de KOBİ’lerimizi hızlı balık haline 

getirmemiz, onlara rekabet gücü 

kazandıracak finansman, bilgi markalaşma, 

kurumsallaşma, doğru vizyon 

belirleme desteğini sağlamamız ve 

onları yurt dışı pazarlara açmamız gerekiyor. 

Bu tür projeler KOBİ’lere hızlı 

balık olmanın yolunu açan projelerdir. 

Diğer taraftan ATSO olarak bu vizyon 

doğrultusunda kurumsal yapımızda 

yeniliğe giderek faaliyete geçirdiğimiz 

KOBİ ve Yatırım Destekleri Müdürlüğümüz 

ile üyelerimizin proje üretme 

ve fonlara ulaşma kapasitelerini artırmayı 

hedefliyoruz. Bu vizyon aslında 

Türkiye ekonomisinin gelişmesinin de 

anahtarıdır” şeklinde konuştu. 

Toplantı daha sonra Antalya Teknokent 

A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Doç. 

Dr. Zeki Alagöz ve KOSGEB Antalya 

Müdürü Selim Erkoç’un sunumlarıyla 

devam etti. 

Toplantının son bölümünde ise Ahmet 

Şerif İzgören’in ‘Sizin Dükkan Torunlara 

Kalır mı?’ konulu semineri izleyiciler 

tarafından ilgiyle izlendi. 


63

Antalya firmaları yurt dışında yeni pazar arayışında 

ATSO Gıda Kümesi Dubai Gulfood 

Fuarı’na Katıldı 

DUBAİ FUARI • ATSO AB ve Dış İlişkiler Müdürlüğü 


(ATSO) tarafından Antalya firmalarının 

yurt dışı pazarlara açılmasını 

teşvik amacıyla hayata geçirdiği Gıda 

Kümesi Projesi tüm hızıyla sürüyor. 

T.C. Ekonomi Bakanlığı’nın UR-GE 

teşvikleri kapsamında gerçekleştirilen 

ATSO Gıda Kümesi Projesi, üçüncü 

yurt dışı pazarlama programını 21- 

25 Şubat 2016 tarihleri arasında Birleşik 

Arap Emirlikleri’nin Dubai kentinde 

düzenlenen sektörün önde gelen 

fuarlarından Gulfood Gıda Fuarı’na 

gerçekleştirdi. 


(ATSO) Yönetim Kurulu Üyesi Erol 

Erkan’ın başkanlık ettiği ATSO Gıda 

Kümesi heyetinde yer alan 18 firmanın 

temsilcileri, Dubai’de Gulfood’da 

işbirliği olanaklarını değerlendirmek 

üzere ikili görüşmeler yaptı. 

ATSO Yönetim Kurulu Üyesi Erol Erkan, 

ATSO Gıda Kümesi’nin temaslarının 

çok başarılı geçtiğini belirterek, 

“Dünya gıda sektöründe ilk 3 fuar 

arasında gösterilen Gulfood Fuarı, 

sadece Körfez bölgesinin değil, 

dünyanın dört bir yanından sektörün 

önde gelen firmaların, tedarikçilerin 

ve satın almacıların buluştuğu çok 

önemli bir adres. 

Antalyalı firmalarımız yeni ürünleri 

ve son teknolojik gelişmeleri görme 

fırsatı buldu. Firmalarımız fuarda 

önemli tedarikçilerle görüşmeler yaparak 

Körfez pazarına giriş ve ihracat 

potansiyellerini arttırma yolunda 

önemli adımlar attılar” dedi. 

ATSO Gıda Kümesi’nde yer alan firmaların 

bu yıl Haziran ayında Amerika 

Birleşik Devletleri’nin New York 

kentinde düzenlenecek “Summer 

Fancy Food Show”, Ekim ayında 

Fransa’nın Paris şehrinde düzelenecek 

“SIAL” Gıda Fuarı ile Mart 2017’de 

Japonya’da düzenlenecek “Foodex 

Gıda Fuarı”na katılarak ticari bağlantı 

fırsatlarını değerlendireceğini bildirdi. 


ATSO birinciliği kimseye 

kaptırmıyor 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), 2015 yılında medyada en çok 

konuşulan Ticaret ve Sanayi Odası, Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin 

ise en çok konuşulan TSO Başkanı oldu. 

Medya Takip Ajansı Interpress’in, Türkiye genelindeki 

Ticaret ve Sanayi Odalarını kapsayan incelemesine 

göre, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), Ticaret 

ve Sanayi Odaları kategorisinde yazılı basında en çok 

yer alan Oda, ATSO Başkanı Davut Çetin de en çok konuşulan 

oda başkanı oldu. 

Interpress‘in üç bine yakın ulusal, bölgesel ve yerel gazete 

ile dergiyi kapsayan araştırmasına göre Antalya 

Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin 

hakkında, yaptığı çeşitli açıklamalar ve gündeme getirdiği 

ATSO projeleri başta olmak üzere toplam 3 bin 968 

haber yayınlandığı ve basında en çok yer alan Ticaret 

ve Sanayi Odası Başkanı olduğu tespit edildi. 

Son Üç Yılın Şampiyonu 

ATSO, 2013 ve 2014 yıllarında olduğu gibi 2015 yılında 

da birinciliği kimseye kaptırmadı. ATSO geçtiğimiz yıl 

ulusal ve yerel basında toplam 9 bin 34 haberle TSO’lar 

arasında liderliği bırakmadı. 

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası 8 bin 169 haberle ikinci, 

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası 2 bin 53 haberle üçüncü, 

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası bin 861’le dördüncü, 

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası da bin 723 haberle 

beşinci sırada yer aldı. 

Sektörel Konular ve Oda Projeleri 

Medyada Yer Buldu 

ATSO Başkanı Davut Çetin, Türkiye’ de yazılı basında en 

çok haberi yayınlanan oda ve başkan olmanın kendilerini 

motive ettiğini, gündeme getirilen sektörel konular 

ve Oda projelerinin görsel ve basılı medyada yer bulmasının 

mutluluk verici olduğunu söyledi. ATSO’nun 49 

meslek komitesi, meclis üyeleri ve uzman kadroları ile 

gerek kent gerek bölgenin kalkınması için yoğun şekilde 

çalıştığını vurgulayan Başkan Davut Çetin, “Çalışmalarımızı, 

sesimizi kamuoyuna duyuran Basın Birimimize, 

yerel ve ulusal medyamızın bu ilgisine şahsım ve kurumum 

adına teşekkür ediyorum” dedi. 


65

Rakamlarla Antalya Ekonomisi OCAK 2016 

HAZIRLAYAN • ATSO AR-GE Müdürlüğü 



67



69

AB ve Dış İlişkiler Müdürlüğü 

AB'DEN GÜNCEL HABERLER 

AVRUPA BİRLİĞİ HOLLANDA DÖNEM BAŞKANLIĞI 

VE TRİO ÖNCELİKLERİ 

Hollanda, Avrupa Birliği (AB) Dönem 

Başkanlığı’nı 1 Ocak 2016 tarihi itibarıyla 

Lüksemburg’dan devralmış olup, 

1 Temmuz 2016 tarihinde başlayacak 

olan Slovakya Dönem Başkanlığı’na 

kadar 6 ay süreyle üstlenecektir. 

Hollanda Dönem Başkanlığı’nın öncelikleri 

olarak, “vatandaş öncelikli, 

istihdam yaratan yenilikçi bir Avrupa 

geliştirmek”, “göç ve uluslararası güvenlik 

için kapsayıcı bir yaklaşım geliştirmek”, 

“güçlü bir finans sistemi ve 

Avro alanı yaratmak” ve “ileriye dönük 

iklim ve enerji politikası oluşturmak” 

sıralanmaktadır. Hollanda Dönem Başkanlığı, 

Birlik vatandaşları ve iş dünyası 

için önem arz eden refah, özgürlük 

ve güvenlik başlıklarına odaklanmayı 

öngörmektedir. Daha akılcı ve basitleştirilmiş 

kurallar yoluyla bürokrasinin 

azaltılması ile vatandaş ve şirketler 

üzerindeki maddi yükün hafifletilmesi 

da hedefler arasında yer almaktadır. 

Türkiye ile devam eden Vize Serbestisi 

Diyaloğunun sonuçlandırılması ve 

katılım müzakerelerine hız verilmesi, 

mülteci krizi, terörle mücadele ile 

İngiltere’nin AB’deki geleceği Hollanda 

Dönem Başkanlığı gündeminde 

yer alan diğer önemli başlıklardır. 

Ayrıca bu dönemde, 29 Kasım 2015 

tarihli AB-Türkiye Zirvesi’nde alınan 

karar çerçevesinde sığınmacı krizinin 

çözümünü öngören AB - Türkiye 

Ortak Eylem Planı’nın uygulanması, 

Türk vatandaşlarına yönelik vize muafiyeti 

süreci gibi kritik konular da ele 

alınacaktır. 

Hollanda’nın Dönem başkanlığını üstlendiği 

1 Ocak 2016 tarihinde ayrıca 

Hollanda, Slovakya ve Malta’nın dâhil 

olduğu AB’nin yeni üçlü Dönem Başkanlığı 

(trio) da başlamaktadır. Görevi 

İtalya, Letonya ve Lüksemburg’un 

oluşturduğu üçlü dönem başkanlığından 

devralan Hollanda, Slovakya ve 

Malta 18 ay boyunca bu görevi sürdürecek 

ve Haziran 2017’de Birleşik 

Krallık, Estonya ve Bulgaristan’dan 

oluşacak bir sonraki üçlü dönem başkanlığına 

devredecektir. 

Üçlü Dönem Başkanlığı süresince öncelik 

verilecek konuların AB Komisyonunun 

öncelikleri ile uyumlu olduğu 

görülmektedir. AB’nin Stratejik Gündeminde 

yer alan beş öncelik üçlü 

Dönem Başkanlığının çalışmalarına 

da temel oluşturmaktadır. Bahse konu 

öncelikler; “istihdam, büyüme ve rekabet 

gücü yüksek bir ekonomik Birlik”, 

“sosyal, ekonomik ve kültürel hakları 

koruyan vatandaş odaklı sosyal bir 

Birlik”, “ileriye dönük iklim değişikliği 

politikasına sahip bir Enerji Birliği”, 

“özgürlük, güvenlik ve adalet alanı 

sağlayan siyasi bir Birlik” ve “küresel 

aktör rolüne sahip güçlü bir Birlik” olarak 

sıralanmaktadır. 

2015 Aralık ayında gerçekleşen 

AB Devlet ve Hükümet Başkanları 

Zirvesi’nde vurgulandığı üzere; AB’nin 

dış sınırlarının güçlendirilmesi, Ortak 

Avrupa İltica Sistemi’nin oluşturulması, 

mültecilerle ilgili yerleştirme, geri 

gönderme ve geri kabul süreçleri ve 

insan kaçakçılığı ile mücadele üçlü 

dönem başkanlıklarının öncelikleri 

arasında yer almaktadır. 

Kaynak: Avrupa Birliği Bakanlığı 


www.twitter.com/atsoab 

www.facebook.com/atsoab

JEAN MONNET 

BURS PROGRAMI 

2016-2017 AKADEMİK 

YILI BAŞVURULARI 

BAŞLADI 

YENİ AB PROJESİ 

TÜRKİYE’NİN CEZA 

HUKUKU SİSTEMİNİ 

İYİLEŞTİRMEYİ 

AMAÇLIYOR 

Suçun etkin şekilde önlenmesi ve azaltılması 

amacıyla Türkiye’de Avrupa standartlarına uygun 

etkili ve işlevsel bir elektronik izleme sistemini 

destekleyen AB finansmanlı projenin açılışı 26 

Ocak günü Ankara’da yapıldı. 

Jean Monnet Burs Programının 2016-2017 akademik 

yılına ilişkin başvurular 04 Şubat 2016 

tarihinde başlamış olup 04 Nisan 2016 tarihine 

kadar devam edecektir. 

Jean Monnet Burs Programı Türkiye’nin Avrupa 

Birliğine tam üyelik hedefi doğrultusunda, AB 

alanında uzmanlaşmış kişi sayısını artırarak bu 

alanda ihtiyaç duyulan idari kapasitenin oluşturulmasına 

katkı sağlamayı amaçlamaktadır. 

2016-2017 akademik yılı için yaklaşık 170 kişinin 

burstan faydalandırılması planlanmıştır. Bursların 

%50’si kamu sektörüne, %30’u üniversitelere, 

%20’si ise özel sektöre tahsis edilecektir. 

Halihazırda; 

• Türkiye’deki kamu çalışanları, 

• Türkiye’deki özel sektör çalışanları, 

• Türkiye’deki üniversitelerin lisans son sınıf ve 

lisansüstü öğrencileri ile akademik ve idari 

personeli 

Jean Monnet Burs Programına başvurabilir. 

Detaylar için http://www.jeanmonnet.org.tr/tr 

adresini ziyaret edebilirsiniz. 

Kaynak: Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu 

Elektronik izleme, şüpheli, sanık ve hükümlülerin 

toplum içerisinde etkin biçimde izlenmelerini 

sağlamak suretiyle suçun önlenmesine yardımcı 

olarak ceza hukuku sürecinde hapis cezalarının 

azaltılmasına katkı sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. 

Türkiye’de bu sistem Şubat 2013’de ilk 

kez uygulamaya geçirilmiştir. 26 Ocak’ta açılışı 

yapılan eşleştirme projesi, AB’deki en iyi uygulamaların 

paylaşılması yoluyla elektronik izleme 

sisteminin işlerliğinin arttırılmasında Türkiye’ye 

yardımcı olacaktır. Yeni taslak politika ve prosedürlerin 

oluşturulmasına yardımcı olmak amacıyla 

AB’nin hukuki altyapısı, akademik bulguları ve 

sosyal yaptırım uygulamaları Türk yetkililere tanıtılacaktır. 

Bu değişiklikler Türkiye’nin 12 denetimli 

serbestlik şubesinde pilot uygulamaya tabi tutulacak 

olup, ardından bu alandaki birincil ve ikincil 

mevzuat gözden geçirilecektir. Proje ile birlikte 

halkla ilişkiler politikası geliştirilecek ayrıca yargı 

çalışanları yanı sıra şüpheli, sanık ve hükümlüler 

ile aileleri için bilinçlendirme faaliyetleri düzenlenecektir. 

Adalet Bakanlığı, 24 aylık projenin uygulama sürecinde 

İngiltere, Hollanda ve Portekiz Adalet 

Bakanlıkları ile işbirliğinde bulunacaktır. AB’nin 

950.000 Avro ile desteklediği projeye, 12 denetimli 

serbestlik şubesine elektronik izleme araçlarının 

alınması için 850.000 Avroluk ilave AB katkısı 

sağlanacaktır. 

Kaynak: Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu 


www.facebook.com/atsoab 


71

İSTİHDAM VE SOSYAL YENİLİK PROGRAMI (EaSI) 

İstihdam ve Sosyal Yenilik Programı, 1 

Ocak 2014 – 31 Aralık 2020 döneminde 

nitelikli ve sürdürülebilir istihdam, yeterli 

sosyal korumanın temini, sosyal dışlanma 

ve yoksullukla mücadele ile çalışma 

şartlarının iyileştirilmesi hususlarına destek 

verilmesi amacıyla uygulanacaktır. 

Program yaklaşık 920 milyon Avro bütçesinin 

%61’i PROGRESS ayağı; %18’i 

EURES ayağı ve %21’i Mikrofinans ve 

Sosyal Girişimcilik ayağı için ayrılmıştır. 

EURES ayağının aday ülkelerin katılımına 

açık olmaması nedeniyle ülkemiz bu 

ayağa katılım sağlamayacaktır. 

Programın hedefleri: 

(1) AB hedeflerinin sahiplenilmesinin 

arttırılması ve istihdam, sosyal 

işler ve içerme alanlarındaki 

eylemler için AB ve ulusal düzeyde 

koordinasyonun güçlendirilmesi; 

(2) işgücü piyasası politikaları ve 

yeterli sosyal koruma sistemlerinin 

geliştirilmesinin desteklenmesi; 

(3) AB mevzuatının modernize 

edilmesi ve etkili uygulanmasının 

sağlanması; 

(4) coğrafi hareketliliğin teşvik edilmesi 

ve istihdam fırsatlarının arttırılması; 

(5) mikrofinansın özel itina gösterilmesi 

gereken gruplar ile mikro girişimler 

için erişilebilirliğinin arttırılması 

(6) sosyal girişimlerin finansmana 

erişimlerinin arttırılmasıdır. 

PROGRESS 

Ülkemizin katılım sağlayabileceği 

PROGRESS ayağı, 

(1) istihdam, 

(2) sosyal koruma ve içerme, 

(3) çalışma şartları olmak üzere üç 

tematik sektördeki politikaların 

iyileştirilmesi konusunda destek 

sağlanmaktadır. 

PROGRESS ayağının finanse edeceği 

eylemler şunlardır: 

• Analitik çalışmalar: istatistiki veri temini, 

uzman ağları, araştırma ve analizler, 

etki analizleri, Birlik hukukunun 

ulusal mevzuata aktarılmasının ve 

uygulanmasının izlenmesi ve değerlendirilmesi, 

yenilikçi çözümlerin test 

edilmesi ve bu faaliyetlerin sonuçlarının 

yaygınlaştırılması. 

• Karşılıklı öğrenme: iyi uygulamaların 

paylaşılması, konferans ve seminerler, 

yasa ve politika uygulayıcılarının 

eğitilmesi, eğitim ve iletişim faaliyetleri, 

işgücü piyasası ve Birlik politika 

ve mevzuatına ilişkin bilgi değişimi 

için bilgi sistemlerinin geliştirilmesi ve 

sürdürülmesi. 

• Destek faaliyetleri: anahtar role sahip 

Birlik ağlarının operasyon maliyetleri, 

ulusal otoritelerin kapasite oluşturma 

faaliyetleri, çalışma grupları organizasyonu, 

ulusal otoritelerin personel 

değişimi. 

PROGRESS ayağı kapsamında teklif 

çağrısı ile finansman sağlanması durumunda 

AB tarafından maksimum % 80 

oranında eş-finansman sağlanacaktır. 

Programın PROGRESS ayağı, kamu ve 

özel sektör kişi ve kurumlarına açıktır. 

Bu kapsamda, ulusal, bölgesel ve yerel 

yönetimler, istihdam hizmet sağlayıcıları, 

Birlik hukuku altında kurulmuş uzman 

kuruluşlar, sosyal ortaklar, STK’lar, 

yüksek eğitim kurumları ve araştırma 

enstitüleri, değerlendirme ve etki analizi 

uzmanları, ulusal istatistik büroları ve 

medya kuruluşları programdan faydalanabilmektedir. 

Ayrıca, Avrupa Konseyi, 

OECD, ILO ve diğer BM yapıları ile Dünya 

Bankası gibi uluslararası örgütlerle 

işbirliği de desteklenebilecektir. 

Mikrofinans ve Sosyal Girişimcilik 

Mikrofinans ve Sosyal Girişimcilik ayağı; 

(1) özel itina gösterilmesi gereken gruplar 

ile mikro girişimler için mikro kredi, 

(2) sosyal girişimciliğin geliştirilmesi olmak 

üzere iki tematik alandaki eylemleri 

desteklemektedir. 

Mikrofinans ayağı ile kendi işletmelerini 

ya da mikro girişimlerini kurmak ya da 

geliştirmek isteyen özel itina gösterilmesi 

gereken gruplar için mikrofinansa 

erişimin arttırılması amaçlanmakta olup, 

bu kapsamda, Programa katılan ülkelerdeki 

aracı finansal kurumlar desteklenecektir. 

Sosyal Girişimcilik ayağı ise, 

sosyal girişimlerin, bu girişimlere yönelik 

kredi ve diğer finansal araçlar sağlayan 

kamu ve özel kuruluşlar yoluyla finansmana 

erişimini kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. 

Programın Mikrofinans ve Sosyal Girişimcilik 

ayağı kapsamında, aracı finansal 

kurumlar ile kişi ve mikro girişimler için 

mikro kredi ve/veya sosyal girişimler için 

finansman sağlayan ulusal, bölgesel ve 

yerel düzeyde kurulu kamu ve özel sektör 

kuruluşları başvuru yapabilirler. 

2014-2020 süresince Programın ülkemiz 

içinde koordinasyonundan (tanıtım 

faaliyetleri, başvuru sahiplerine teknik 

destek verilmesi, bilgi paylaşımı, çağrıların 

duyurulması) Çalışma ve Sosyal Güvenlik 

Bakanlığı sorumlu olup, Bakanlığın 

programa ilişkin sayfasına http://bit. 

ly/1DNQplD adresinden ulaşabilirsiniz. 

Program kapsamında genel hedef ve 

amaçlar doğrultusunda çağrılara çıkılmakta 

olup, her çağrı için spesifik olarak 

belirtilmiş son başvuru tarihleri esas alınarak, 

çağrılara başvuru yapılmaktadır. 

Başvurular doğrudan Avrupa Komisyonuna 

yapılmakta olup, açık çağrılar 

Avrupa Komisyonunun İstihdam, Sosyal 

İşler ve İçerme Genel Müdürlüğünün 

web sitesinden yayımlanmaktadır. Program 

ile ilgili ayrıntılı bilgiye ve proje teklif 

çağrılarına http://ec.europa.eu/social/ 

easi adresinden erişilebilmektedir. 

Kaynak: Avrupa Birliği Bakanlığı 



www.facebook.com/atsoab

ATSO GIDA KÜMESİ URGE PROJELERİ İYİ 

UYGULAMA ÖRNEĞİ SEÇİLDİ 

Odamız tarafından 2010/8 sayılı 

Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin 

Desteklenmesi Hakkında 

Tebliğ kapsamında yürütülmekte 

olan “ATSO Gıda Kümesi: Antalya 

Gıda Sektörünün Yurtdışında Rekabet 

Potansiyelinin Arttırılması Projesi” 

Ekonomi Bakanlığı tarafından 

‘’UR-GE Projeleri İyi Uygulama Örneği’’ 

olarak seçildi. 

AB ve Dış İlişkiler Müdürlüğü 

Odamız liderliğinde yürütülen 

ATSO Gıda Kümesi Projesi 2014- 

2015 yıllarında gerçekleşen faaliyetleri 

göz önüne bulundurularak ‘’iyi 

uygulama örnekleri’’ arasında seçilmiştir. 

Proje ‘’istihdam’’ ve ‘’yurtdışı 

pazarlama’’ temaları açısından iyi 

uygulama örneği olarak seçilmiş 

olup, üst kategoride ise ‘’kurumsallaşma 

ve küme yöneticisinin istihdamı’’ 

konularında öne çıkmıştır. 

Ekonomi Bakanlığı Hikmet Esen 

Konferans Salonu’nda 19 Şubat 

2016 tarihinde 3. Uluslararası Rekabetçilik 

ve İşbirliği Konferansı düzenlenmiştir. 

İyi uygulama örneği 

seçilen Türkiye çapındaki 15 UR-GE 

Projesi’ne Ekonomi Bakanımız Sayın 

Mustafa Elitaş tarafından sertifikaları 

verilmiştir. Odamızı temsilen 

sertifikayı Proje Koordinatörü Gözde 

Medford almıştır. Gözde Medford 

Konferans’da aynı zamanda 

ATSO Gıda Kümesi faliyetleri ile ilgili 

bir sunum da gerçekleşmiştir. 

Bakanlık tarafından UR-GE Projelerinde 

iyi uygulama örneği olarak 

değerlendirilen faaliyetlerin yer aldığı 

‘’En İyi Uygulama Örnekleri 

Kitapçığı ve Tanıtım Filmi’’ de aynı 

gün yayınlanarak işbirliği kuruluşları 

ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. 

UR-GE Nedir? 

Ülkemizin 2023 Türkiye İhracat Stratejisinin amaçlarından birisi de 

ihracatçıların küresel alanda rekabetçiliğinin arttırılmasıdır. Bu kapsamda 

kümelenme anlayışı ihracatı arttırmada önemli bir araç olarak 

görülmektedir. 23 Eylül 2010 tarihinde yürürlüğü konulan ‘’Uluslararası 

Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ’’, 

kısa adıyla UR-GE Tebliği, Ekonomi Bakanlığımızın koordinasyonu ve 

desteği ile İşbirliği Kuruluşlarının KOBİ’lerin rekabet güçlerini geliştirmelerine 

yönelik faaliyetlerini gerçekleştirdikleri kapsamlı bir destek 

mekanizmasıdır. UR-GE Desteği kapsamına alınan 242 projeden 81 

proje tamamlanmış, 161 proje aktif olarak yürütülmektedir. 

UR-GE Projelerinin süresi maksimum 3 senedir, bu süre zarfında proje 

firmaları için yapılacak ihtiyaç analizi, eğitim, danışmanlık, yurtdışı 

pazarlama ve alım heyeti faaliyetleri için %75 oranında destek sağlanmaktadır. 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası liderliğinde yürütülen UR-GE Projelerinden 

‘’ATSO Yapı Malzemeleri Projesi’’ 2011-2014 yılları arasında 

11 firmanın katılımıyla devam etmiş olup, üç sene sonunda başarıyla 

tamamlanmıştır. 

Hâlihazırda Odamız tarafından Mayıs 2014’den bu yana yürütülen 

ATSO Gıda Kümesi Projesi ve Aralık 2014’den bu yana devam eden 

ATSO Tarım Kümesi Projesi bulunmaktadır. Her iki küme de yurtdışı 

pazarlama aşamasında, proje firmalarının yeni yurtdışı pazarlara girişi 

konusunda faaliyetlerine devam etmektedir. 


www.facebook.com/atsoab 


73

Jale İnan Antalya yılın kadını 

ödülü Hülya Bilgin’in oldu 

Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) öncülüğünde Antalya Kadın 

Müzesi’nin geleneksel olarak Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu 

olan Jale İnan adına düzenlediği Antalya Yılın Kadını Ödülü 

sahibini buldu. Danışma Kurulu üyeleri tarafından Antalya’ya 

en çok katkı sağlayan kadına verilen ödül, Antalya Ticaret ve 

Sanayi Odası’nın (ATSO) ilk kadın yönetim kurulu üyesi İnşaat 

Mühendisi Hülya Bilgin’in oldu. 


Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde 

düzenlenen ödül törenine Antalya 

Valisi Muammer Türker, Antalya Büyükşehir 

Belediye Başkanı Menderes 

Türel, Antalya Ticaret ve Sanayi 

Odası Başkanı Davut Çetin, Antalya 

Emniyet Müdürü Cemil Tombul ve 

çok sayıda davetli katıldı. 

Törenin açılışında konuşan Antalya 

Kadın Müzesi ve Jale İnan sergisinin 

küratörlüğünü yürüten Prof. 

Dr. Nevzat Çevik, “Eğer kadınlar iyi 

olursa, onlar mutlu olursa, onlar iyi 

eğitilirse onlar bize iyi bir gelecek 

sağlayacaklar. Eğer kadınlar yükselirse 

toplum yükselecek. Etrafımız 

bir kadın dolu ve geleceği onlar kuruyorlar. 

Kendimizin geleceği için 

kadınlara emek veriyoruz. Neden 

Jale İnal? Bir kadın simge lazımdı 

ve ödülümüzün adını bir kadından 

alması gerekiyordu. Jale İnan çok 

hızlı akla gelen bir isimdi ve geldi. 

Antalya’da doğa ve tarihi satıyoruz. 

Bunun üzerinde bir Antalya yükseliyor. 

Kültür bizim farklı yanımızdı. 

Peki bunun değeri nasıl üretiliyordu? 

İşte böyle sergiler ile üretiliyordu. 

Perge’yi, Side’yi arkeologlar 

bize armağan ederek geleceği sağladılar” 


ATSO Başkanı Davut Çetin, yılın kadını ödülünü alan Hülya Bilgin'i kutladı. 

Hülya Bilgin de konuşmasında, Jale 

İnan’ı kendisine örnek aldığını söyledi. 

Bilgin, “Ödülün bana verildiği 

telefonunu aldığımda çok heyecanlandım. 

Jale Hanım hayatımda 

örnek aldığım bir kadın olmasından 

dolayı çok mutlu oldum. Ben onu 

tanıma ve birlikte vakit geçirme gururunu 

yaşamış bir kadınım. 5 ve 6 

yaşında çocuklarımızla Jale Hanımın 

Side’de bulunan evinin arkasında 

bulunan bir köy evine yerleştik. 

Hemen her gün çocuklarla birlikte 

onun çalışmalarını izlemeye gidiyorduk“ 

dedi. 

ATSO Başkanı Davut Çetin, ödül 

alan Hülya Bilgin’i kutladı. ATSO’nun 

ilk kadın yönetim kurulu üyesi ve 

meclis başkan yardımcısı olan Hülya 

Bilgin’in Oda’da önemli çalışmalar 

yaptığını belirten Başkan Davut 

Çetin, “O bizim Hülya Ablamız. Deneyimlerinden 

her zaman faydalanıyoruz. 

Antalyamız ve ülkemiz için 

örnek bir isim. Kendisini yürekten 

kutluyorum” ifadesini kullandı. 

PROF. DR. JALE İNAN KİMDİR? 

1914 yılında İstanbul’da doğan Jale İnan, liseyi bitirdikten sonra Aleksander von Humboldt 

Vakfı’nın ilk bursiyerlerinden biri olarak arkeoloji okumak üzere 1934 yılında Almanya’ya gitti. 

Bir yıl sonra da Türk devletinin bursunu kazandı. 1939 yılında patlak veren İkinci Dünya Savaşı 

sırasında siren sesleri, bomba gürültülerinin arasında öğrenim savaşı verdi. İstanbul Üniversitesi 

Edebiyat Fakültesi Eski Çağ Kürsüsü’nde Prof. Dr. C. Bosch’un asistanlığı yapan Jale 

İnan, 1946 yılında İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji Kürsüsü’nün çalışmalarına katıldı. Yine 

aynı yıl Arif Müfit Mansel’le birlikte Türk Tarih Kurumu adına Antalya’nın Side ve Perge antik 

kentlerinde kazılara başladı ve bu kazılar kesintisiz devam etti. Perge’de gün ışığına çıkarılan 

eşsiz eserler nedeniyle Antalya Müzesi iki defa genişletilmek zorunda kaldı. Bu iki ana kazının dışında Kremna ve 

Pamphylia Selukeia’sında kurtarma kazıları yaptı ve buraları tarihi eser kaçakçılarının yağmasından kurtardı. Yaptığı 

kazılar, özellikle son 25-30 yıldır yöre halkının gelir düzeyinin yükselmesine de neden oldu. Kazıların yanı sıra Side 

Müzesi’ni kuran Prof. Dr. Jale İnan, 7 Şubat 2001’de vefat etti. 


75

ATSO Meslek Komiteleri Faaliyet Raporu 

ATSO Meslek Komiteleri Müdürlüğü 

19 Ocak - 16 Şubat 2016 

1. GRUP MESLEK KOMİTESİ 

(Bitkisel üretim faaliyetleri ve 

destekleyici hizmetler) 

TOBB’dan alınan 29.01.2016 tarihli, 2024 sayılı 

ve “Çalışma hayatına ilişkin adli uyuşmazlıklar” 

konulu yazıda; Yatırım Ortamı İyileştirme 

Koordinasyon Kurulu (YOKK) İstihdam Teknik 

Komitesi 2015-2016 dönemi Eylem Planının 

1 inci maddesinin “Çalışma hayatına ilişkin 

adli uyuşmazlıklarda yaşanmakta olan yargılama 

sorunlarının çözüme kavuşturulması” 

başlığını taşıdığı ifade edilerek, bu eylem 

maddesiyle İş Mahkemeleri’nde açılan davalarda 

emsal ücretin objektif bir şekilde belirlenmesine 

katkı sağlayacak çalışma yapılması, 

işçilerin bir yıldan fazla süren çalışmalarına 

ilişkin işverence yapılan bildirimlere yapılacak 

itiraza ilişkin zamanaşımı süresinin gözden 

geçirilmesinin amaçlandığı bildirilmiştir. Bahsi 

geçen eylem maddesi ile ilgili olarak, Teknik 

Komite Başkanlığına sunulacak rapor kapsamında 

değerlendirilmek üzere konu ile ilgili 

uygulamada karşılaşılan sorunlar ve çözüme 

yönelik görüş ve önerilerin talep edildiği bildirilmiştir. 

Bu çerçevede, yukarıda bahsi geçen konu 

hakkında komite üyeleri tarafından yapılan 

değerlendirmeler neticesinde, mahkemelerde 

bilirkişinin seçilmesi ve atanmasına ilişkin 

uygulamada genellikle çeşitli mesleklerden 

emekli olan kişilerin tercih edildiği yönünde 

bir algı olduğu ifade edilerek, bir meslekte 

deneyim kazanmış olmanın konunun uzmanı 

olmak için tek başına geçerli ve yeterli bir unsur 

olmadığı, kişilerin meslek geçmişlerinin, 

mesleki yeterliliklerinin ve o mesleği yürütürken 

gösterdikleri başarılarının, alanlarında 

uzmanlık kazanıp kazanmadıklarının araştırılarak 

mahkemelerce uyuşmazlıkların çözümü 

aşamasında bilirkişi olarak atanmalarının faydalı 

olacağı önerilmiştir. 


(Hayvancılık ve hayvansal ürünler) 

OCAK AYI OLAĞAN TOPLANTI 

KARARLARI 

Komite üyeleri tarafından, ülke genelinde 

salgın hastalık ve gebe hayvanların yoğun 

olduğu bir dönem olmasından dolayı, kaçak 

kesim yapılan bölgelerde gebe hayvan 

ve salgın hastalıklı hayvan olup olmadığının 

denetlenmesi talep edilmiştir. Bu kapsamda, 

insan ve hayvan sağlığı ön planda tutularak, 

kesim yapılan dişi hayvanların gebe olup olmadıkları 

ile kontrollerin daha da sıkılaştırılması 

hususunda Büyükşehir Belediyesine 

yazı yazılması hususunun Yönetim Kuruluna 

sunulmasına oy birliği ile karar verilmiştir. 

ŞUBAT AYI OLAĞAN TOPLANTI 

KARARLARI 























hakkında komite üyeleri tarafından yapılan 

değerlendirmeler neticesinde, mahkemelerde 

bilirkişinin seçilmesi ve atanmasına ilişkin 

uygulamada genellikle çeşitli mesleklerden 

emekli olan kişilerin tercih edildiği yönünde 

bir algı olduğu ifade edilerek, bir meslekte 

deneyim kazanmış olmanın konunun uzmanı 

olmak için tek başına geçerli ve yeterli bir unsur 

olmadığı, kişilerin meslek geçmişlerinin, 

mesleki yeterliliklerinin ve o mesleği yürütürken 

gösterdikleri başarılarının, alanlarında 

uzmanlık kazanıp kazanmadıklarının araştırılarak 

mahkemelerce uyuşmazlıkların çözümü 

aşamasında bilirkişi olarak atanmalarının faydalı 

olacağı önerilmiştir. 


(Madencilik) 


KARARLARI 

T.C. Maliye Bakanlığı Antalya Vergi Denetim 

Kurulu Başkanlığı’ndan alınan 06.01.2016 

tarihli yazı ile, yapılmakta olan bir çalışma 

için mermer sektörü ile ilgili olarak mermerin 

imalat sürecinde ocaktan yurtiçi/yurtdışı 

satışına kadarki tüm üretim süreçlerinde 

yasal olarak kabul edilebilecek fire oranları, 

mermerin yurtiçi/yurtdışı toptan ve perakende 

satış karlılık oranları, imalatta kullanılan 

tüm makinaların kullanım ömürleri, gücü, 

ne kadar saatte ne kadar iş yapabildiği, bu 

süreçteki her bir kademe için kullanılan tüm 

materyallerin yasal olarak kabul edilebilecek 

ortalama miktarlarının neler olduğu ve bunlar 

gibi taş ocaktan satışa kadar mermer imalatına 

dair gerekli tüm bilgiler talep edilmiştir. 

Bahse konu talep komite üyelerimiz tarafından 

değerlendirilmiş olup, buna göre; 

a) Fire ve Zayiat Oranı: 

Odamızın Yönetim Kurulu’nun 03.03.2014 ve 

43 sayılı kararı ile belirlenen blok mermerden 

mermer ve fayans üretimindeki fire ve zayiat 

oranının, güncelliğini koruması nedeniyle 

aşağıda detayları sunulan söz konusu kararın 

aynen ilgili kuruma iletilmesi uygun görülmüştür. 

a.a) Bir metreküp (1m 3 ) blok mermerden 

(limra blok veya traverten blok) her türlü 

imalat firesi düşüldükten sonra imal edilip 

net olarak elde edilen ve paketlenerek satılabilir 

hale getirilen, 1 veya 1,2 cm kalınlığından, 

2 cm kalınlığındaki ve 3-3,6 cm kalınlığındaki 

mermer plakalardan kaç metrekare (m 2 ) 

(limra blok veya traverten blok) elde edilmesi 

konusunda; 1 m 3 blok mermerden (limra ve 

traverten blok) 

1’lik fayans 

1,2’lik fayans 

2’lik mermer 

3’lük mermer 

3,6’lık mermer 

20-25 m 2 arası 

18-23 m 2 arası 

16-22 m 2 arası 

12-16 m 2 arası 

10-14 m 2 arası 

plaka ve fayans mermer elde edilmektedir. 

Not:%20-30 m 2 arası II.kalite, 

a.b) Metretül olarak imal edilip satılan mermerden 

yapılmış emtianın bir metretülünün 

kaç metrekareye tekabül ettiği konusunda; 

metretül olarak imal edilip satılan mermerden 

yapılmış emtianın bir metretül boy sabit 

(1m) en ise değişken olup; bir metreden eksik 

olmak kaydı ile 1 metretüldür. Metretül verilen 

sipariş ölçüsüne göre değişken olup; eni 15, 

20, 25, 30, 40, 60 vb. gibidir. 

kalınlık en boy mtül 

2’lik 30 cm 100 cm 1 mtül 

3’lük 60 cm 100 cm 1 mtül 

2’lik 60 cm 100 cm 1 mtül 

a.c) Kilogram cinsinden belirtilen moloz mermerin 

kaç kilogramının bir metreküpe tekabül 

ettiği konusu hakkında, 1 m 3 limra blok 

mermer veya traverten blok mermer limra: 

2430-2450 kg, traverten:2450-2500 kg. gelmektedir. 

Üretim aşamasında; 2430-2450 kg, limra 

blok üretimi: 6000-8000 kg. limra moloz 

mermer 2450-2500 kg. traverten blok üretimi: 

6100-8200 kg. traverten moloz mermer 

üretime dahil eş değerdir. 


a.d) Metrekare cinsinden ve cm kalınlığı belirtilen 

imal edilmiş emtialardan özellikle 1,2 cm 

kalınlığındaki mermer plakaların yurt dışına 

satışı (ihracatı) halinde, 1m 3 blok mermerden 

elde edilen metrekare miktarının yurt 

içi satışa göre farklı (daha az )olup olmadığı 

konusunda ise; yukarıda açıklaması bulunan 

üretim tablosundaki üretim miktarları genel 

üretim olup, toplam üretimin seleksiyone 

(kalite) tabi tutulduktan sonra talebe göre I. 

ve II.kalite olarak yurtdışı (ihracat) kalan ise 

yurtiçi piyasasında değerlendirilmektedir. 

(üretime dahil blok doğal olduğu için yapısı, 

homojenliği açısından on kaliteye kadar ayrılmaktadır.) 

Not: 

1- Blok fire zaiyatları ve alınabilecek üretim 

miktarı ortalama bir değer olduğundan 

ve de mermer bloklarının doğal yollardan 

oluşmasından dolayı farklılıklar sunacağından 

tekil blok mermer için uygulanamaz. 

2- Yukarıdaki üretim hesaplamaları I. kalite 

blok baz alınarak yapılmıştır. II. kalite ve III. 

kalite bloklarda ise üretim miktarı %40-60 

oranında düşük olacağı belirtilmiştir. 

b) Karlılık oranları: 

1. Granit, mermer alış, satış, işlenmesi ve dekorasyonu 

faaliyeti işi ile iştigal eden işletmelerin 

ortalama brüt karlılık oranının %20 

ile %30 arasında, net karlılık oranının ise %10 

ile %20 arasında olabileceği yönünde görüş 

bildirilmiştir. 

2. Yüzeydeki mermer ile derindeki mermer 

kalite açısından (renk, karışım, çatlaklık, homojenlik) 

farklılık göstermekte, buna bağlı 

olarak müşteri ve pazar piyasası değişmektedir. 

Homojen yapılı, fosilsiz, sürekliliği devam 

gösteren bir taş müşteri tarafından çok tercih 

edildiği için karlılık oranı %50’lere ulaşmakta, 

fakat aynı taşın diğer kademede bozulmasıyla 

(araya renk karışması, çatlakların oluşması, 

devam sürekliliğinin kalkması) birlikte karlılık 

oranı %5’lere kadar düşmektedir. 

3. Mermer ihracatı dolar üzerinden gerçekleştiği 

için dolar kurunun geri gitmesi, bununla 

beraber başta mazot olmak üzere 

genel giderlerin artmasıyla beraber karlılık 

oranında ciddi anlamda bir düşüş söz konusu 

olmaktadır. 

Not: 5. madde kamyon 100 km. de 30 litre 

yaktığı için günlük yaklaşık 3 tanker su ihtiyacı 

olduğu düşünülerek hesaplanmıştır. Bununla 

birlikte, ay 28 gün olarak hesaplanmıştır. 

1. Türkiye genelinde sektörel bazda son yıllarda 

sıkıntı olması nedeniyle, firmalar devamlılıklarını 

sürdürebilmek için fiyatları çok düşürmekte 

ve rekabete girmektedirler. Bu durum 

göz önüne alındığında yine karlılık oranında 

bir düşüş söz konusu olmaktadır. 

2. Özellikle mermer kullanım ve pazarlama 

için; kimyasallara karşı dayanıklılığı, atmosferik 

koşullardan etkilenmemesi, yangına 

karşı dayanıklılığı, hava geçirgenliği, akustik 

ses yalıtım özelliği, ısı yalıtımı, ısı değişimine 

karşı direnç, saplama ve dübelleme yük taşıma 

kapasitesi, kayma özelliği, su geçirgenliği, 

bakım ve onarım verimliliği, anti statik özelliği, 

process özellikleri, sertlik, dilimleme, delik 

delme, kesme, yüzey işleme parlatma ve cilalama 

ve sanatsal işleme verimliliğinin önemi 

büyüktür. 

3. Blok işletmeciliği ve nakliyatı ile ilgili ise, 

işletme verimliliği, ekipman seçimi ve tesis 

makine seçimi, yüzey işleme yöntemi ve süreçleri, 

sarf malzemesi ve testereler, soketler, 

matkap uçları, kablolar, aperatifler, parlatma 

ve cilalama ekipmanları, matkaplar vb. ile 

kesme verimliliğinin önemi büyüktür. 

Bahsi geçen faktörler değerlendirildiğinde, 

mermercilik faaliyetlerinde karlılık oranlarının 

değişkenlik göstermekte olduğu, ancak genel 

olarak bir ortalama alınacak olursa karlılığın 

%10-25 arasında değişebileceği yönünde 

görüş bildirilmiştir. 

c) Makinaların kullanım ömürleri, gücü, ne 

kadar saatte ne kadar iş yapabildiği; 

Aşağıda belirtilen işlemlerde kullanılan makinaların 

kullanım alanları, kesilen/işlenen taşın 

özelliği, makinayı kullanan personel, makinanın 

markası, makinanın menşei (kökeni) vb. 

etken faktörler değerlendirildiğinde mermercilikte 

kullanılan makinalar için kullanım 

ömürleri, gücü, ne kadar saatte ne kadar iş 

yapabildiği konularının değişkenlik gösterdiği 

ifade edilerek, konu ile ilgili bir değerlendirme 

yapılamayacağı ifade edilmiştir. 

Üretim aşamaları ve kullanılan makinaların 

aşağıdaki gibi olduğu bildirilmiştir. 

1- Üretim Öncesi Hazırlık – Kanal Açma (Yarma-Oluk) 

2- Doğal Taş Bloğun Ana Kütleden Ayrılması 

işlemi: Değişik (Çelik halatlı, Elmas telli, 

Dairesel testereli, Alev jeti, Su jeti, Zincirli/ 

bantlı kollu) kesim/üretim makinaları ve/ 

veya delme yöntemi ile kesim, kama ve 

yapraklar ile çatlatıp ayırma, çok zayıf patlayıcılar, 

hidrolik krikolar ile yapılabildiği, 

duruma göre yardımcı makinalar da kullanılabildiği 

ifade edilmiştir. 

3- Doğal Taş Bloklarının Devrilmesi/Ötelenmesi 

işlemi: Hidrolik krikolar, havalı yastıklar, 

ters kepçe, loder ve dozerlerle ötelenme 

işleminin yapıldığı belirtilmiştir. 

4- Blokların Kaldırma/Yükleme işlemi: Değişik 

tipte vinçler (kule veya gezer vinçler) 

değişik güçte loderler veya çelik halatlı 

yükleyici taşıyıcı kamyonlarla işleminin yapıldığı 

belirtilmiştir. 

5- Nakliye işlemi: Ocaktan nakliye tren, kamyon 

ve duruma göre rulolu konveyörler ile 

yapılabileceği belirtilmiştir. 


(Tarım ürünlerinin işlenmesi ve gıda 

üretimi) 

Komite üyeleri, sektörel sorunlar ve genel 

ekonomik konular üzerinde karşılıklı görüş 

alışverişinde bulunmuşlardır. 

Sıra No 

Motorlu Taşıt, İş Makinası ve Araçların Özelliğine ve Bunlara İlişkin Olarak Yakıt Tablosu 

Motorlu Vasıta 

İş Mak. ve Araçlar 

Kullanıldıkları 

İşler 

Günlük 

Çalışma 

Süresi 

1 Saat 

Çalışmada 

Tüketilen 

Motorin 

Günlük 

Motorin 

Tüketimi 

1 Hundai 450 Ekskavatör Söküm ve Hafriyat İşleri 8 Saat 40 Lt. 320 

2 

Catarpiller 988 B Loder 

Yükleyici 

3 Kompresör (1dk.1653) 

4 Jeneratör 250 Kw 

5 

Kamyon 1996 Model Fatih 

3 Dingil 200 - 267 Fh 

Aylık 

Motorin 

Tüketim 

Miktarı 

8.960 

(28 Gün) 

Taş Tezgahlama ve Yükleme 8 Saat 50 Lt 400 11.200 

Mermer ve Taş Delmek İçin 

Hava Üretmek 

Her Türlü Elektrikli Makine 

İçin Elektrik Üretmek 

30 Km.Mesafeden Mermer 

Ocağına Su Nakliyesi 

Toplam 

8 Saat 18 Lt. 144 4.032 

8 Saat 45 Lt. 360 10.080 

3 Sefer 100km/30 54 1.512 

35.784 

(Lt/Aylık) 


77


(İçecek) 





(Tarımsal ürünlerin ticareti) 


KARARLARI 

1) Komite üyeleri, Rusya ile yaşanan kriz dolayısıyla 

yaş sebze ve meyve ihracatında yaşanan 

düşüş konusunda karşılıklı görüş alışverişinde 

bulunmuşlardır. İlimiz ekonomisinde 

büyük payı olan tarım ve turizm sektörlerini 

daha büyük bir ekonomik krizin beklediğini 

vurgulayan komite üyeleri, Antalya Toptancı 

Hali’nde Rusya’ya ihracat yapan birçok firmanın 

mağdur durumda olduğu bilgisini paylaşmıştır. 

Söz konusu krizin etkileri ve sorunların 

çözümüne yönelik Odamız girişimlerini destekledikleri 

yönünde görüş belirtmişlerdir. 


(Ekmek, un ve unlu mamuller) 

1) Komite üyeleri tarafından, Gıda, Tarım ve 

Hayvancılık Bakanı Sayın Faruk Çelik’in geçtiğimiz 

günlerde ekmek fiyatlarına son dönemde 

yapılan zamları değerlendirirken ve 

eleştirirken, ekmeğin maliyeti (48 Kuruş) ve 

satış fiyatı (61 Kuruş) ile ilgili vermiş olduğu 

rakamların koskoca bir sektörü hedef aldığı 

ve toplumun önüne koyduğu belirtilmiştir. 

Sayın Bakanımızın baz aldığı maliyet oranlarının 

Büyükşehir Belediyelerine ait yüksek 

adetle üretim yapan fırınlara ya da büyük 

firmalara göre yapılan maliyetler olduğu belirtilerek, 

bu nedenle Sayın Bakanımızın açıklamış 

olduğu maliyet ve satış rakamlarının 

gerçek maliyet rakamları ile ilgisi olmadığı 

ifade edilmiştir. Ancak çok sayıdaki küçük 

çaplı fırın işletmelerinde maliyetlerin hiç de 

belirtilen miktarlarda olmadığı, tam aksine 

küçük çaptaki fırın işletmeleri veya kapasitesini 

yeterince dolduramayan diğer fırın işletmelerinin, 

haksız rekabet, işyeri enflasyonu, 

kayıt dışı işletmeler, bayi karı, iade ürün gibi 

birçok olumsuz nedenlerden dolayı, gerçek 

maliyetlerinin daha fazla miktarlarda olduğu 


Bu çerçevede, hem sektörün sorun ve çözüm 

önerileri, hem de gerçek ekmek maliyeti ve fiyatlandırılması 

vb. konuların görüşüleceği bir 

çalıştayın ivedilikle yapılması, söz konusu çalıştayın 

TOBB’un ev sahipliğinde, Odalardaki 

sektör temsilcileri, TESK yetkilileri ve ilgili Bakanlıkların 

temsilcilerinin katılımı ile yapılması 

ve ayrıca önümüzdeki günlerde ekmek maliyetleri 

ve fiyatları konusunda özelikle Antalya 

kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla sektörü 

temsilen komite üyeleri ile birlikte Yönetim 

Kurulu Başkanımız Sayın Davut Çetin’in başkanlığında 

bir basın açıklaması yapılması hususlarının 

Yönetim Kurulu’na sunulmasına oy 

birliğiyle karar verilmiştir. 

2) 14-17 Nisan 2016 tarihleri arasında İstanbul 

Fuar Merkezinde gerçekleşecek olan IBA- 

TECH 9.Uluslararası Ekmek, Pasta Makineleri, 

Dondurma, Çikolata ve Teknolojileri Fuarına 

“Yurtiçi Fuarlara Yönelik Katılım Organizasyonu 

Esasları” doğrultusunda 7. Gruba dahil 

üyelerimizin ulaşım giderlerinin (uçak ile) 

Odamız tarafından karşılanması kaydıyla bir 

ziyaret organizasyonu düzenlenmesi, söz konusu 

fuar ziyareti için duyuruların e-posta ve 

SMS yoluyla yapılması hususlarının Yönetim 

Kuruluna sunulmasına oy birliği ile karar verilmiştir. 


(Toptan ve perakende gıda dağıtımı 

ve pazarlaması) 

14-16 Nisan 2016 tarihleri arasında İstanbul’da 

gerçekleşecek olan 8. Uluslararası Gıda ve 

İçecek Ürünleri, Soğutma Teknolojileri, Mağaza 

Donanımı Servis ve İkram Hizmetleri 

Fuarı’na “Yurtiçi Fuarlara Yönelik Katılım 

Organizasyonu Esasları” doğrultusunda 

8.Gruba dahil üyelerimizin ulaşım giderlerinin 

(uçak ile) Odamız tarafından karşılanması 

kaydıyla bir ziyaret organizasyonu düzenlenmesi, 

söz konusu fuar ziyareti için duyuruların 

e-posta ve SMS yoluyla yapılması hususlarının 


birliği ile karar verilmiştir. 


(Tekstil) 

1) 27-30 Nisan 2016 tarihleri arasında 

İstanbul’da gerçekleşecek olan “FABRIC İS- 

TANBUL - Kumaş, Konfeksiyon Aksesuarları, 

ve Konfeksiyon Yan Sanayiler Fuarı”na 








Kurulu’na sunulmasına oy birliği ile karar verilmiştir. 

2) Komite üyeleri, üyelerimizden alınan şikayetler 

doğrultusunda tekstil sektöründe yüksek 

oranlı indirim kampanyaları konusunu ele 

almışlardır. 

Yıl içerisinde iki kez yapılması gereken indirimlerin, 

tekstil sektörünü ekonomik buhrandan 

kurtarma formülü olarak tüm sezona 

yayıldığı ve belli bir indirim sezonunun kalmadığı 

vurgulanmıştır. Tekstil mağazalarının 

etiket fiyatlarını önce yüksek tutup, sonra 

da indirim varmış gibi gösterdikleri, ancak 

bu tür indirim kampanyalarının kamuoyunda 

tüm sektör için yanlış imaja neden olduğu ve 

güvensiz bir ortam yaratıldığı ifade edilmiştir. 

Sektöre yönelik gerçekçi indirim kampanyalarının 

yıl içerisinde belli dönemlerde yapılmasının 

sağlanması ve uygulama ile ilgili 

denetimlerin arttırılması önerilmiştir. 

7. Grup Meslek Komitesi 


Yukarıda bahsi geçen konunun Meslek Komitesinin 

03.08.2015 tarihli olağan toplantısında 

da ele alındığı ve Yönetim Kurulunun 

onayı ile TOBB aracılığıyla Gümrük ve Ticaret 

Bakanlığı’na yazı yazıldığı hatırlatılmıştır. 

Yazımıza bugüne kadar TOBB ve ilgili Bakanlık 

tarafından olumlu ya da olumsuz yanıt 

verilmediği, söz konusu sıkıntının sektörde 

artarak devam ettiği belirtilerek, önleyici tedbirlerin 

alınması maksadıyla tekrar TOBB aracılığıyla 

ilgili Bakanlık nezdinde girişimlerde 

bulunulması hususunun Yönetim Kurulu’na 

sunulmasına oy birliği ile karar verilmiştir. 

3) Komite üyeleri tarafından, sektöre yönelik 

toplu işyeri oluşumu konusu dile getirilmiştir. 

İlimizde küçük esnafın gelişmesi, özellikle sanayinin 

gelişmesi açısından toplu işyeri oluşumuna 

ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Çarşı 

esnafının AVM’’ler ve zincir mağazalar karşısında 

ekonomik anlamda faaliyelerini sürdürmekte 

zorlandığı ifade edilmiştir. 

İlimiz merkezinde çeşitli yerlerde dağınık halde 

bulunan ve hatta üretim yapan işyerlerinin 

belirli bir plan dahilinde şehir merkezi dışarısına 

aktarılarak daha düzgün kentleşme yapılaşmasının 

temellerinin atılması için “Toplu 

İşyerleri Projesi” konusunun önemi vurgulanmıştır. 

Bu çerçevede, Odamız tarafından yürütülen 

toplu işyerlerine yönelik çalışmalar hakkında 

komiteye bilgi aktamak üzere ilgili Yönetim 

Kurulu üyesinin Mart ayı olağan toplantısına 

davet edilmesi hususunun Yönetim Kuruluna 

sorulmasına oy birliği ile karar verilmiştir. 


(Deri, kürk ve ayakkabı) 


KARARLARI 

30 Mart -02 Nisan 2016 tarihleri arasında 

İstanbul Fuar Merkezi Yeşilköy’de gerçekleşecek 

olan AYMOD 16.Uluslararası Ayakkabı 

Moda Fuarı’na “Yurtiçi Fuarlara Yönelik Katılım 










(Orman ürünleri işlenmesi ve ticareti) 


KARARLARI 

11. grup üyelerine yönelik düzenlenecek olan 

“Etkin Maliyet Yönetimi”nin anlatılacağı eğitim 

seminer tarihi ile ilgili komite üyeleri tarafından 

yapılan değerlendirmeler neticesinde, 

seminerin 21 Nisan 2016 tarihinde yapılabileceği 

belirtilmiş, önerilen tarihin Odamız Eğitim 

ve Kalite Müdürlüğü’ne iletilmesi yönünde 

görüş bildirilmiştir. 


(Halı ve mobilya) 

1) TOBB’dan alınan 29.01.2016 tarihli, 2024 

sayılı ve “Çalışma hayatına ilişkin adli uyuşmazlıklar” 

konulu yazıda; Yatırım Ortamı 

İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOKK) İstihdam 

Teknik Komitesi 2015-2016 dönemi 

Eylem Planının 1 inci maddesinin “Çalışma 

hayatına ilişkin adli uyuşmazlıklarda yaşanmakta 

olan yargılama sorunlarının çözüme 

kavuşturulması” başlığını taşıdığı ifade edilerek, 

bu eylem maddesiyle İş Mahkemeleri’nde 

açılan davalarda emsal ücretin objektif bir 

şekilde belirlenmesine katkı sağlayacak çalışma 

yapılması, işçilerin bir yıldan fazla süren 

çalışmalarına ilişkin işverence yapılan bildirimlere 

yapılacak itiraza ilişkin zamanaşımı 

süresinin gözden geçirilmesinin amaçlandığı 

bildirilmiştir. Bahsi geçen eylem maddesi ile 

ilgili olarak, Teknik Komite Başkanlığına sunulacak 

rapor kapsamında değerlendirilmek 

üzere konu ile ilgili uygulamada karşılaşılan 

sorunlar ve çözüme yönelik görüş ve önerilerin 

talep edildiği bildirilmiştir. 


hakkında komite üyeleri, net ve brüt maaş 

arasındaki farkın çok fazla olduğunu, bahsi 

geçen farkın azaltılması maksadıyla işverenlerin 

ödediği gelir vergisinin, sosyal güvenlik 

primi payının düşürülmesi ile vergi ve primini 

düzenli ödeyen işverenlere teşvik getirilmesinin 

sağlanması yönünde çalışma yapılması 

önerilmiştir. 


(Kağıt ve matbaacılık) 





(Akaryakıt ve gaz ürünleri) 


KARARLARI 

1) Meslek Komitesinin Temmuz ayı olağan 

toplantısında, Haziran ayı Meclis Toplantısında 

da Odamız Yönetim Kurulu Başkanı Davut 

Çetin tarafından gündeme getirilmiş olan, 

sektöründe markalaşmış veya bu yolda ciddi 

mesafeler almış, sektörüne katkı yapan, başarılarıyla 

öne çıkan üyelerin ödüllendirilebilmesi 

önerisine katıldıklarını ifade etmişlerdi. 

Bu bağlamda, geçtiğimiz dönemlerde Odamız 

Üyesi akaryakıt ve LPG istasyonları arasında 

gizli müşteri ziyaretleri ile güvenlik, 

temizlik, çevre ve görsellik gibi konuları baz 

olarak gerçekleştirilen “En iyi Akaryakıt İstasyonu” 

yarışmasının bu yıl da tekrarlanması 

yönünde görüş bildirilmişti. 

Bu çerçevede, yarışma detaylarının ve gizli 

müşteri ziyaretlerinin profesyonel bir organizasyon 

firması tarafından yürütülmesi, yarışmanın 

sonucunda dereceye giren üyelere 

ödül verilmesi ve yarışma ile ilgili giderlerin 

Odamız bütçesinden karşılanması hususlarının 

Yönetim Kurulu’na sunulmasına oybirliği 

ile karar verilmişti ve Yönetim Kurulu Toplantısından 

da bahsi geçen konu ile ilgili bir çalışma 

hazırlandıktan sonra tekrar değerlendirilmesine 

oy birliği ile karar verilmişti. 

Bu bağlamda, yukarıda bahsi geçen “En İyi 

Akaryakıt İstasyonu“ sloganı başlığındaki 

yarışmaya ilişkin kriterler tesbit edilmiş olup; 

Antalya Merkez İl ve İlçelerindeki akaryakıt 

istasyonlarında genel temizlik ve düzen, 

çalışanların tutum ve davranışları, sağlık/ 

emniyet/çevre konularındaki genel tutum 

gizli müşterilerle değerlendirilecek ve istasyonlada 

memnuniyet ölçümü “en temiz 

istasyon”, “en iyi personel”, “en iyi market”, 

“en iyi tuvalet” ve “tüm kategorilerde en iyi 

istasyon”unun belirlenmesi maksadıyla yaklaşık 

200 istasyonun ziyaret edileceği ifade 

edilmiştir. Söz konusu çalışmada gizli müşteriler 

ziyaret ettikleri istasyonlardan yakıt 

alacak, tuvalet ve marketi ziyaret edecek, 

hava ve su saatlerinin çalışılırlığını kontrol 

edeceklerdir. Bahsi geçen çalışma 1 ay sürecek 

olup raporlama sunumu ve ödül alacak 

istasyonların tanıtımı Antalya’da bir sunum 

ile gerçekleştirilecektir. Projenin toplam bedeli 

15.000.-TL+KDV olduğu ifade edilmiştir. 

Bu çerçevede, yukarıda bahsi geçen yarışma 

detaylarının ve gizli müşteri ziyaretlerinin 

Piramit Danışmanlık firması tarafından yürütülmesi, 

yarışmanın sonucunda dereceye giren 

üyelere ödül verilmesi ve yarışma ile ilgili 

giderlerin Odamız bütçesinden karşılanması 

hususlarının Yönetim Kurulu’na sunulmasına 

oybirliği ile karar verilmiştir. 

2) Üyelerimizden gelen şikâyetlerde, Antalya-Isparta 

Yolu üzeri Kurşunlu Şelalesi Sapağı 

üzerinde bulunan Ergemiciler Beton Petrol 

Taşımacılık Turizm Madencilik İnşaat Sanayi 

ve Ticaret Anonim Şirketi, İstanbul Asfalt 

Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile İstanbul 

Boğaziçi Asfalt firmasının Antalya’da yer alan 

şubesinin sürdürmekte oldukları faaliyetlerde 

çevreyi ve toplumu gözetmedikleri ifade edilmiştir. 

Ergemiciler Beton Petrol Taşımacılık 

Turizm Madencilik İnşaat Sanayi ve Ticaret 

Anonim Şirketi tarafından hazır beton üretim 

esnasında hammaddelerin taşınması, depolanması, 

üretim yerine aktarılması sırasında 

oluşan toz emisyonlarının hava kirliliğine neden 

olduğu ifade edilmiştir. İstanbul Asfalt 

Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile İstanbul 

Boğaziçi Asfalt firmasının Antalya’da yer alan 

şubesinin sanayi ve enerji üretim tesislerinin 

faaliyeti sonucu oluşan is, duman, toz, gaz, 

buhar ve aerosol halindeki emisyonları atmosfere 

gece saldıkları ifade edilmiştir. 


79

Yukarıdaki bahsi geçen konu komite üyeleri 

tarafından değerlendirilmiş olup, söz konusu 

işletmelerin çevrenin değerini bilerek, onu 

koruyarak faaliyetlerini sürdürmesi maksadıyla 

denetlenmesi için Çevre ve Sağlık İl Müdürlüğü 

ile Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne 

yazı yazılması hususunun Yönetim Kurulu’na 

sunulmasına oybirliği ile karar verilmiştir. 

3) Komite üyeleri tarafından, T.C. Ulaştırma, 

Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından 

hazırlanan ve 22 Mayıs 2014 tarih ve 

29007 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 

“Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı Hakkında 

Tebliğ” içeriği hakkında karşılıklı görüş 

alışverişinde bulunulmuştur. Bahse konu Tebliğin 

8.Bölüm TMGD istihdam etme muafiyeti 

başlıklı Geçici Madde 2’de; 

“(1) Perakende satış yapan akaryakıt, LPG, 

CNG ve LNG istasyon işletmeleri ile LPG, 

CNG tüp satışı yapan işletmelerin; TMGD istihdam 

etmek veya TMGD hizmet alma zorunluluğu 

1/1/2018 tarihine kadar aranmaz. 

(2) Liman tesisleri ile hava yolu kargo terminallerinde 

tehlikeli maddeleri; gönderen, 

paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan 

işletmelerin tehlikeli madde güvenlik danışmanı 

bulundurma zorunluluğu 1/1/2018 tarihine 

kadar aranmaz. 

(3) Karayolu Taşıma Yönetmeliğine göre K1, 

K2, C1, C2, L1, L2, R1, R2 Yetki belgesine sahip 

olup, Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla 

Taşınması Hakkında Yönetmelik kapsamında 

faaliyet gösteren taşımacıların TMGD bulundurma 

zorunluluğu 1/1/2018 tarihine kadar 

aranmaz. 

(4) Kamu kurum ve kuruluşlarında, TMGD istihdam 

etmek veya TMGD’den hizmet alma 

zorunluluğu 1/1/2018 tarihine kadar aranmaz.” 

denildiği hatırlatılmıştır. 

Bu bağlamda, yukarıda bahsi geçen tebliğ 

hakkında sektör üyelerinin büyük çoğunluğunun 

yeterli bilgiye sahip olmadıkları belirtilmiş 

olup, bahsi geçen tebliğ ile ilgili sektör 

üyelerinin daha detaylı bilgilendirilmesi maksadıyla 

grup üyelerine e-bülten yapılmasına 



(Tarım ilaçları, gübre ve kimyasallar) 


ekonomide yaşanan sıkıntılar konusunda 

karşılıklı görüş alışverişinde bulunmuşlardır. 

İlimiz ekonomisinde büyük payı olan 

tarım ve turizm sektörlerini daha büyük bir 

ekonomik krizin beklediğini vurgulayan komite 

üyeleri, Rusya’ya ihracat yapan bir çok 

firmanın mağdur durumda olduğu ve ihracatta 

daralmaya gidildiği bilgisini paylaşmıştır. 

Söz konusu krizin etkileri ve sorunların 

çözümüne yönelik acil önlemler alınması yönünde 

görüş belirtmişlerdir. 

Komite üyeleri, tarım sektöründe üretici 

firmaların desteklenmesi ve ihracat desteklerinin 

arttırılması için üretici firmalara düşük 

faizli kredi sağlanmasını, vergi ve SGK 

prim ödemelerinde erteleme yapılmasını 

önermişlerdir. 

Bu çerçevede, söz konusu önerilerin hayata 

geçirilmesi maksadıyla TOBB aracılığıyla Maliye 

Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik 

Bakanlığı’na yazı yazılması hususunun Yönetim 

Kurulu’na sunulmasına oy birliği ile karar 

verilmiştir. 

2) Komite üyeleri, Ocak 2016 tarih ve 29580 

sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2015/8353 

sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile; 2007/13033 

sayılı ana Kararnameye ekli (I) ve (II) sayılı listelerde 

değişiklikler yapılarak, yem ve gübre 

teslimlerine 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren 

uygulanacak KDV oranları yeniden belirlendiği 

bilgisini paylaşmışlardır. Gıda, Tarım ve 

Hayvancılık Bakanlığı tarafından “tescil edilmiş 

gübre”ler için KDV oranının % 1 olarak 

tespit edildiği, bu şekilde, söz konusu gübre 

teslimlerinde KDV oranın da 1 Ocak 2016 tarihinden 

itibaren % 18’den % 1’e indirildiği ifade 

edilmiştir. Müteakiben, 6663 Sayılı ‘’Gelir Vergisi 

ve Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına 

Dair Kanun’’un 10/02/2016 tarihli Resmi 

Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiği 

ve söz konusu Kanuna göre, Gıda, Tarım ve 

Hayvancılık Bakanlığı tarafından tescil edilen 

gübreler ve gübre üreticilerine bu ürünlerin 

içeriğinde bulunan hammaddelerin teslimi ile 

fenni karma yemler ve hayvan yemi olarak 

kullanılan bazı ürünlerin tesliminin KDV’den 

istisna tutulduğu ifade edilmiştir. 

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 

“tescil edilmiş gübre”lerin tesliminde de 

KDV oranının % 18’den % 0’e düşürüldüğü, 

yurt içi için belirlenmiş olan KDV oranının ithalat 

için de aynen geçerli olduğu, buna bağlı 

olarak tescilli gübre ithalatının da % 0 KDV’ye 

tabi olacağı hatırlatılmıştır. Ancak, Kanunda, 

“Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 

tescil edilmiş gübre”den ne anlaşılması 

gerektiği konusunda tereddütler oluştuğu 

belirtilerek, bu konuda uzman ve yetkili kurum 

ve kuruluşların görüş alınması gerektiği 


Gübre imalatı ve ithalatını yapan gerçek ve 

tüzel kişilerin; ürettikleri, ürettirdikleri veya 

ithal ederek piyasaya arz edecekleri her bir 

ürün için tescil belgesi almalarının zorunlu 

bulunduğu ifade edilmiştir. Ancak, sorunun 

özellikle ithal gübrelerde ortaya çıktığı, çünkü 

ithalatta tescil belgesinin ithalattan önce değil, 

ithalat yapıldıktan sonra alınmakta olduğu 

ifade edilmiştir. İthalat aşamasında tescil 

belgesinin olmaması durumunda ise, gübrenin 

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca 

tescil edilmemiş sayıldığı, bu durumda ise, 

gübre ithalatında % 18 oranında KDV ödenmesi 

gerekeceği bildirilmiştir. Bu sorunun çözümü 

için de, tescil belgesinin gübrenin ithal 

edilmeden önce alınmasının sağlanması, ayrıca, 

Maliye Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık 

Bakanlığı’nın tescil belgesinin ithalat 

öncesinde verilmesi için gerekli tedbirleri almaları 

önerilmiştir. 

İthalat aşamasında peşin %18 olarak ödenecek 

KDV iadesinin, yılı içinde mahsuben, yıl 

geçtikten sonra da nakden ve mahsuben 

iadesinin mümkün olduğu, bununla birlikte 

iade işlemleri satıştan sonra asgari 3 ay ila 1 

yıl arasında gerçekleştirildiğinden, sorun olarak 

karşılarına çıktığı dile getirilmiştir. 

Yukarıda belirtilen sorunun, gübre içeriğindeki 

hammaddelerin ithalatında da geçerli olduğu, 

hammadde ithalatında %0 KDV oranı 

uygulamasından yararlanılabilmesi için, mutlak 

suretle yurt içinde üretilecek gübre için 

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan 

tescil belgesi alınması gerektiği, aksi halde, 

hammadde ithalatında da, %0 değil %18 KDV 

uygulanacağı ifade edilmiştir. 

Bu çerçevede, yeni getirilen KDV uygulamasında 

sorun yaşanmaması bakımından, Maliye 

Bakanlığı’nın bir Sirküler yayınlaması ve bu 

konulara açıklık getirmesinin uygun olacağı 

yönünde görüş belirtilmiştir. 

Meslek Komitesi görüşünün TOBB vasıtasıyla 

Maliye Bakanlığı’na iletilmesi hususunun Yönetim 

Kuruluna sunulmasına oybirliği ile karar 

verilmiştir. 


(Kozmetik ve kişisel bakım) 


KARARLARI 

1) 10-13 Mart 2016 tarihleri arasında İstanbul 

Lütfi Kırdar Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek 

olan 27.Güzellik ve Bakım, Saç, 

Kozmetik ve Parfümeri Fuarı’na “Yurtiçi Fuarlara 

Yönelik Katılım Organizasyonu Esasları” 

doğrultusunda 16.Gruba dahil üyelerimizin 

ulaşım giderlerinin (uçak ile) Odamız tarafından 

karşılanması kaydıyla bir ziyaret organizasyonu 

düzenlenmesi, söz konusu fuar ziyareti 

için duyuruların e-posta ve SMS yoluyla 

yapılması hususlarının Yönetim Kurulu’na sunulmasına 

oy birliği ile karar verilmiştir. 

2) Komite üyeleri, hijyen koşullarına uymayan, 

sağlıksız ve kalitesiz ürünler kullanan işletmelere 

yönelik şikâyetlerin son dönemde 

arttığı konusunda karşılıklı görüş alışverişinde 

bulunmuşlardır. Müşteriye kalitesiz hizmet 

veren, rekabet kurallarına aykırı davranan işletmelere 

denetimlerin arttırılması gerektiği 

belirtilmiştir. Komite üyeleri, sağlıksız koşullarda 

saç-sakal kesimi, boya, cilt bakımı vb. 

hizmetleri çok düşük fiyatlı kampanyalarla 

tüketiciye duyuran berber ve kuaförlere yönelik 

denetimlerin arttırılması yönünde girişimlerde 

bulunan Antalya Berberler Odası’nı 

destekledikleri yönünde görüş belirtmişlerdir. 


(İlaç ve tıbbi malzeme) 






(Plastik, kauçuk ve alüminyum 

ürünleri) 

1) Adopen Plastik ve İnşaat Sanayi A.Ş.’nden 

alınan 14.01.2016 tarihli yazıda; Pvc profil üretimi 

için fire ve randıman oranı talep edilmiştir. 

Komite üyeleri tarafından yapılan değerlendirmelerde; 

hammaddeden pvc profil 

üretimi için fire oranının %2-4 arasında, 

randıman oranının ise %96-98 arasında 

oluşabileceği belirlenmiş olup, alınan kararın 

Yönetim Kuruluna sunulmasına oybirliği 

ile karar verilmiştir. 


(Cam ve hırdavat) 


KARARLARI 

1) 09–12 Mart 2016 tarihleri arasında İstanbul 

Tüyap Fuar ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilecek 

olan İstanbul Cam 2016 6.Cam 

Ürünleri ve Uygulamaları, Üretim - İşleme 

Teknolojileri ve Makineleri, Tamamlayıcı Ürün 

ve Kimyasalları Fuarı’na ulaşım giderlerinin 

Odamız tarafından karşılanması kaydıyla 10 

Mart 2016 Perşembe günü saat 22:00 hareket, 

12 Mart 2016 Cumartesi günü de dönüş 

olmak üzere Antalya Otelciler Pansiyoncular 

Camcılar Reklamcılar ve Matbaacılar Odası 

ile birlikte konaklamalı bir fuar ziyareti (konaklama 

ücretlerinin Antalya Otelciler Pansiyoncular 

Camcılar Reklamcılar ve Matbaacılar 

Odası tarafından karşılanması şartı ile) 

organizasyonu düzenlenmesi, söz konusu 

fuar ziyareti için 1 adet otobüs kiralanması, 

fuar davetinin üyelere elektronik posta ve 

SMS aracılığıyla yapılması (fuara katılım ile 

ilgili duyuruların AESOB’un ilgili odası tarafından 

da ayrıca yapılması) ve komite üyeleri 

tarafından ilgili üyelerin aranması, fuar ziyaretine 

katılacak olan üyelerimize yolculuk 

esnasında yiyecek içecek ikramında (çaykahve-su 

ve kek) bulunulması hususlarının 

Yönetim Kurulu’na sunulmasına oy birliği ile 

karar verilmiştir. 


KARARLARI 





(İzolasyon, seramik ve sıhhi tesisat 

malzemeleri) 


KARARLARI 

23-27 Şubat 2016 tarihleri arasında İstanbul 

Tüyap Fuar ve Kongre Merkezinde gerçekleşecek 

olan UNICERA 28.Uluslararası Seramik, 

Banyo, Mutfak Fuarı (Ceramictech Özel Bölümü) 

Fuarına “Yurtiçi Fuarlara Yönelik Katılım 







Yönetim Kuruluna sunulmasına oy 



KARARLARI 

Komite üyeleri, sektörel sorunlar ve gelişmeler 

hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulunmuşlardır. 


(Metal, makine ve teknik imalatı) 


KARARLARI 

09-13 Mart 2016 tarihleri arasında İstanbul’da 


olan İstanbul Pencere 2016 - 17.Uluslararası 

Pencere Fuarına ve İstanbul Kapı 

2016 8.Uluslararası Kapı, Kepenk, Kilit, Panel, 

Pano, Bölme Sistem ve Aksesuarları Fuarına 








Kuruluna sunulmasına oy birliği ile karar verilmiştir. 


KARARLARI 

1) Komite üyeleri tarafından, geçen dönem 

olduğu gibi bu dönemde grup üyelerinden 

gelen talepler doğrultusunda asansör bakımına 

ait azami fiyat tarifesinin bulunmadığı 

ve sektörde ihtiyaç duyulan Asansör 

Bakımı ve Onarımı Azami Fiyat Tarifesinin 

Odamız tarafından çıkartılmasının istendiği 

ifade edilmiştir. Tacir ve Sanayiciler Tarafından 

Üretilen Mal ve Hizmetlerin Azami Fiyat 

Tarifelerinin Düzenlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 

Amaç ve Kapsam Madde 1’de, “5174 

sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile 

Odalar ve Borsalar Kanununa tâbi odalarca, 

üyeleri tarafından üretilen ve 507 sayılı Esnaf 

ve Sanatkârlar Kanununa tâbi esnaf ve 

sanatkârlar odaları tarafından belirlenmiş tarifelere 

konu mal ve hizmetlerin azami fiyat 

tarifelerinin kendi üyeleri için düzenlenmesi, 

uygulamaya konulması ve denetimi ile diğer 

usul ve esaslar bu Yönetmelikle düzenlenmiştir.” 

şeklindeki ifade nedeniyle ve Antalya 

Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği bünyesinde 

daha önceden çıkartılmış Asansör Bakımı 

ve Onarımı Azami Fiyat Tarifesi bulunmaması 

ve ayrıca birlik bünyesinde asansör işi 

ile uğraşan üyelerin kayıtlı olduğu her hangi 

bir esnaf odası bulunmaması nedeniyle söz 

konusu tarifenin çıkartılmasının mümkün olamayacağı 


Bu nedenlerle, sorunun çözümü için öncelikle 

yönetmelikteki bu sınırlamanın kaldırılması, 

mümkün olmaz ise esnaf ve sanatkarlar odalarında 

üyesi bulunmaması nedeniyle fiyat tarifesi 

düzenlenemeyen mal ve hizmetler için 

ticaret ve sanayi odalarının fiyat tarifesi düzenlemesine 

imkan tanınması için gerekli yasal 

değişikliklerin yapılması yönünde TOBB’a 


sunulmasına oy birliği ile karar vermiştir. 

2) Komite üyeleri tarafından, hükümetin de 

orta vadeli planda belirtiği üzere küresel 

ekonominin zayıf ve kırılgan yapısını sürdürmekte 

olduğu, yakın coğrafyamızda artan jeopolitik 

ve ekonomik risklerin son dönemde 

yaşanan yurtiçi ve yurtdışı siyasi ve ekonomik 

gelişmelerin Ülkemiz ekonomisini olumsuz 

etkilediği belirtilmiştir. Rusya Federasyonu 

uçağının düşürülmesi ve Sultanahmet’te yapılan 

terör saldırısının başta turizm ve tarım 

olmak üzere birçok sektörü olumsuz etkilediği 


Antalya ekonomisinin lokomotif sektörlerinin 

en başında turizm ve tarım sektörlerinin 

yer aldığı, istihdamın büyük çoğunluğunu bu 

iki sektörün karşıladığı ifade edilerek 2016 

yılında ise özellikle Rus turist sayısında çok 

daha fazla düşüş olacağı ve dolayısı ile bu iki 

sektörle birlikte bütün sektörlerin ve Türkiye 

genelinde de ençok Antalya ekonomisinin 

olumsuz etkileneceği ifade edilmiştir. 

Söz konusu bu olumsuz durumdan şimdiden 

bütün sektörlerin etkilenmeye başladığı, 

özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerle 

ticaret yapan üyelerimizin çeklerinin 

(yaşanan bu olumsuz durum gerekçe 

gösterilerek) piyasada itibar görmediği veya 

çeklerinin kabul edilmediği ifade edilmiştir. 

Üyelerimizin mağdur olamamaları adına yaşanan 

bu olumsuz duruma biran önce son 

vermek adına Devletimizin ilgili Bakanlıklarının 

gerekli önlemleri alması için TOBB nezdinde 

girişimlerde bulunulması hususunun 

Yönetim Kurulu’na sunulmasına oy birliği ile 



Fuar Merkezinde gerçekleşecek olan Avrasya 

Asansör Fuarı Fuarına “Yurtiçi Fuarlara 

Yönelik Katılım Organizasyonu Esasları” doğrultusunda 

21. Gruba dahil üyelerimizin ulaşım 

giderlerinin (uçak ile) Odamız tarafından 



için duyuruların e-posta ve SMS yoluyla yapılması 

hususlarının Yönetim Kuruluna sunulmasına 



(Bilişim) 

1) Komite üyeleri, ülkemiz için öncelikli sektörlerden 

biri haline gelen yazılım sektöründeki 

yerli firmalara ulusal ve uluslararası alanda 

yeni pazarlar oluşturmak amacıyla 12-14 


81

Mayıs 2016 tarihleri arasında Antalya Expo 

Center’da gerçekleştirilecek olan Uluslararası 

Teknoloji, Yazılım, İletişim Fuarı ve Kongresi 

(SoftwareMarket) ile ilgili bilgileri paylaşmışlardır. 

Bu organizasyonda, yazılım sektöründe iş 

geliştirmek ve eğitim almak isteyenlere yönelik 

fırsatların da sunulacağı, aynı zamanda firma 

ve yatırımcı buluşmalarının gerçekleşeceği 

ifade edilerek, organizasyona özel yazılım 

çözümleri arayan yerli ve yabancı KOBİ’lerin, 

sektörel derneklerin ve finans kurumlarının 

katılım sağlayacağı belirtilmiştir. Yapılan değerlendirmeler 

neticesinde; 

a) Sektör için oldukça önemli görülen SoftwareMarket 

Fuarı duyurusunun Odamız 22. 

Meslek Grubuna mensup üyelere e-bülten ile 

yapılması, 

b) Fuarda katılımcı olarak yer almak isteyen 

22. Grup üyelerinin stand bedellerinin Odamız 

bütçesinden karşılanması hususlarının 

Yönetim Kuruluna sunulmasına oy biliği ile 


2) Komite üyelerine sektör mensubu üyelerden 

gelen şikayetlerde, Oda üyeleri tarafından 

üretilen mal ve hizmetlerin azami fiyatlarını 

gösteren tarifelerin Odamız tarafından 

50.-TL satış bedeli karşılığında üyelere verildiği 

ifade edilerek, söz konusu belge ücretinin 

yüksek olduğu belirtilmiştir. 

Komite üyeleri tarafından yapılan değerlendirmeler 

neticesinde, Odamızca düzenlenen 

azami fiyat tarifelerinin üyelerimize ücretsiz 

verilmesinin faydalı olacağı yönünde görüş 


Bu kapsamda, Meslek Komitesinin önerisinin 

değerlendirilmesi hususunun Yönetim 



(Elektronik ürünler ve 

telekomünikasyon) 























hakkında komite üyeleri, iş ve ticaret mahkemelerinde 

görülmekte olan davalar konusunda 

karşılıklı görüş alışverişinde bulunmuşlardır. 

İş mahkemelerinde en çok açılan 

davaların iş ve çalışma ilişkisinden yahut iş 

akdinin feshinden kaynaklanan alacak ve 

tazminat davaları olduğunu, bu tür davalarda 

ücret alacağı, fazla mesai ücreti alacağı, 

yıllık ücretli izin alacağı, hafta tatili ve genel 

tatil ücreti alacağı ile ihbar ve kıdem tazminatı 

bedellerinin talep edildiğini belirtmişlerdir. 

Söz konusu davaların çoğunlukla işçi 

lehine sonuçlandığı yönünde bir algı olduğu 

ifade edilerek, olumsuzlukların giderilmesi 

yönünde çalışma yapılması önerilmiştir. 


(Elektrik enerjisi, üretim, dağıtım ve 

ilgili hizmet faaliyetleri) 


KARARLARI 

1) 17-20 Mart 2016 tarihleri arasında İstanbul 

TÜYAP Fuar ve Kongre ve Fuar Merkezi’nde 

gerçekleşecek olan WIN Electrotech’17.Enerji, 

Elektrik ve Elektronik Teknolojileri Fuarı’na 


Esasları” doğrultusunda 24.Gruba dahil 







2) Elektrik iş bitim belgeleri konusunda görüşme 

yapmak üzere Yönetim Kurulu Üyesi 

Osman Avşaroğlu, Meclis Üyesi İbrahim 

Koru, Komite Başkanı Veli Yavuzcan ve Komite 

üyesi Ayhan Çakır adına (tercihen 27-28 

Ocak 2016 tarihleri arasında) CLK Akdeniz 

Elektrik Perakende Satış A.Ş. Genel Müdürü 

Halit Bakal’dan randevu alınması hususunun 

Yönetim Kuruluna sunulmasına oybirliği ile 


3) 30.grup yedek üyesi Mimar Ömer Ağca 

tarafından yine 30.grup meslek komitesine 

06.01.2016 tarihinde ilettiği e-mailde; CLK’nın 

Kepez ‘de projeleri kontrol eden elektrik mühendisinin 

şahsi yorumlarından dolayı 6 daire 

ve daha az yerlere bile pano odası istendiği, 

bu odanın emsal harici olmadığı, müteahhit 

ve arsa sahiplerine rant kaybı sağladığını belirterek, 

konuyu 24.grup meslek komitesi ile 

görüşmek istediğini bildirmiştir. 

Konu komite üyeleri tarafından değerlendirilerek, 

uygulamanın 2 eşik sınırının olduğu 


1- Zemin+3 kat (3.kat dahil) ve üzeri tüm binalar 

ile, 

2- Kat sayısına bakılmaksızın 10 bağımsız bölüm 

(10 bağımsız bölüm dahil) ve üzeri tüm 

binalarda, 

Enerji odasının (ana sayaç pano odası) ve 

tesisat şaftının, EPDK yönetmelikleri uyarınca 

istendiği belirtilerek, görüşlerinin 30.grup 

meslek komitesi aracılığıyla Ömer Ağca’ya 

iletilmesi yönünde görüş bildirilmiştir. 


KARARLARI 

1) 28 Nisan-01 Mayıs 2016 tarihleri arasında 

Konya KTO Tüyap Konya Uluslararası Fuar 

Merkezi’nde gerçekleşecek olan KONELEX 

2016 Konya 11. Elektrik ve Elektronik Teknolojileri 

Fuarı’na “Yurtiçi Fuarlara Yönelik Katılım 









2) Komite Üyeleri, “Yurtiçi Fuarlara Yönelik 

Katılım Organizasyonu Esasları” doğrultusunda 

24.Gruba dahil üyelerimizin ulaşım 

giderlerinin (uçak ile) Odamız tarafından karşılanacağı, 

17-20 Mart 2016 tarihleri arasında 

gerçeklşecek olan WIN Electrotech 17.Enerji, 

Elektrik ve Elektronik Teknolojileri Fuarı ile ilgili 

komite üyeleri tarafından ön çalışma yapılacağını 

ve yapılan çalışma sonucundaki kişi 

sayısına göre fuara katılım organizasyonunun 

gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin belli olacağını 

ifade etmişlerdir. 


(Dayanıklı tüketim malları) 

1) Komite üyeleri, sektörel sorunlar ve genel 



2) Komite üyelerinden gelen talep doğrultusunda, 

AB ve Dış İlişkiler Müdürlüğü’nün girişimleri 

ile KOSGEB destekli olarak 25.Gruba 

dahil üyelerimizin de katılımıyla sektöre yönelik 

bir fuar ziyareti organizasyonu düzenlenmesi 

konusunda ilgili müdürlüğün yapmış 

olduğu hazırlık (fuar belirleme) çalışmaları 

gözden geçirilmiştir. 


(Kuyumculuk, mücevher ve saat) 


KARARLARI 

1) 4-7 Şubat 2016 tarihleri arasında İzmir Fuar 

Alanı Gaziemir’de gerçekleştirilecek olan JE- 

WEX 2016 - Alyans, Altın, Mücevher, Gümüş 

Takı ve Saat Fuarına 26. Gruba dahil üyelerimizin 

ulaşım giderleri Odamız tarafından karşılanmak 

kaydıyla 5 Şubat 2016 Cuma günü 

saat 24:00 hareket, 6 Şubat 2016 Cumartesi 

günü de dönüş olmak üzere bir fuar ziyareti 




fuar ziyareti için 1 adet otobüs kiralanması, fuara 

katılımla ilgili duyuruların e-posta ve SMS 

yoluyla yapılması, fuar ziyaretine katılacak 

olan üyelerimize yolculuk esnasında yiyecek, 

içecek ikramında (kişi başı birer tane soğuk 

sandviç, çay-kahve-su ve kek) bulunulması 



2) Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü’nden 

gelen 07.01.2016 tarih, 57897445-302.02/54 

sayı ve “Ölçü ve ölçü aletleri periyodik muayene 

ve damga duyurusu” konulu bilgilendirme 

yazısı komite üyeleri tarafından değerlendirilmiş 

olup; yazı içeriği ve ekindeki duyuru 

metninde bahsi geçen konuların grup üyelerini 

yakından ilgilendirdiği belirtilerek, söz konusu 

yazı içeriğinin Odamız web sayfasında 

yayınlanmasına oybirliği ile karar verilmiştir. 


(Oyuncak, zücaciye ve hediyelik eşya) 


ekonomik konular üzerinde görüş alışverişinde 

bulunmuşlardır. 


(Kırtasiye, fotoğraf ve tercümanlık 

hizmetleri) 


İstanbul’da gerçekleşecek olan “2016 Kırtasiye 

Fuarı”na “Yurtiçi Fuarlara Yönelik Katılım 

Organizasyonu Esasları” doğrultusunda 28. 

Gruba dahil üyelerimizin ulaşım giderlerinin 








turizm sektöründe yaşanan sıkıntıları 

dile getirmişlerdir. Söz konusu krizin bir an 

önce giderilmesi gerektiği aksi takdirde tüm 

sektör mensuplarının çok zor durumlarla karşılaşabileceği 

ifade edilmiştir. Komite üyeleri, 

özellikle konaklama sektöründe bazı işletmelerin 

sezonda kapalı kalma ya da tesislerin 

kapasitesini düşürme kararı aldıkları bilgisini 

paylaşmıştır. Komite üyeleri, turist sayısında 

azalma ve muhtemel fiyat indirimleriyle turizm 

gelirinde ciddi bir kayıp ve ayrıca turizme 

bağlı sektörlerde son derece önemli ekonomik 

krizin yaşanacağı konusunda endişeli 

olduklarını ifade etmişlerdir. 

Bu çerçevede, 2016 yılı ilimiz turizm stratejisi 

konusunda karşılıklı görüş alışverişinde bulunmak 

maksadıyla 36.Grup (Oteller ve benzer 

konaklama yerleri) ve 45.Grup (Seyahat 

acentesi, tur operatörü ve diğer rezervasyon 

hizmetleri) Meslek Komitesi üyelerinin öncülüğünde 

49 Meslek komitesi üyelerinin katılımıyla 

bir toplantı yapılmasının faydalı olacağı 

yönünde görüş belirtilmiştir. 


(Isıtma soğutma klima sist., havuz 

ve su arıtma tem., yenilenebilir 

enerji kaynakları) 


KARARLARI 




(İnşaat faaliyetleri) 




(İnşaat malzemeleri) 


KARARLARI 

10-14 Mayıs 2016 tarihleri arasında İstanbul 

Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek 

olan 39.Yapı Fuarı - Turkeybuild İstanbul 

2016 Fuarı’na “Yurtiçi Fuarlara Yönelik 

Katılım Organizasyonu Esasları” doğrultusunda 



kaydıyla bir ziyaret organizasyonu 

düzenlenmesi, söz konusu fuar ziyareti için 

duyuruların e-posta ve SMS yoluyla yapılması 




(Konut ve işyeri yapı kooperatifleri) 




(Motorlu taşıtlar alım ve satımı) 


KARARLARI 

T.C. Antalya 2. İcra Müdürlüğü’nden alınan 

2015 / 12901 esas sayılı yazı ile, 2012 model 

siyah gri renkli Opel Corsa SDR 1.2 ESSENTİA 

MTA tip aracın; 

a) Ayıpsız yenisinin(2015 model) bulunup 

bulunmadığı, 

b) Aracın yenisinin teslimi imkansız ise, araç 

takip tarihi olan 2015 yılında üretilmiş olsaydı 

ne kadara satılacağı sorulmuştur. 


83

Talep konusu meslek komitesi üyeleri tarafından 

değerlendirilmiş olup, 2012 model siyah 

gri renkli Opel Corsa SDR 1.2 ESSENTİA MTA 

tip aracın hiç kullanılmamış ayıpsız yenisinin 

bulunmadığı ifade edilmiştir. Söz konusu aracın 

2012-2015 yılları arasındaki modellerinde 

kasa değişimi yapıldığı belirtilmiş olup, 2015 

model aynı nitelikte 0 km aracın bugün itibariyle 

42.500.-TL olabileceği yönünde görüş 



(Motorlu taşıt parça ve aksesuarları, 

bakım ve onarımı) 


KARARLARI 


TÜYAP Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek 

olan Automechanika İstanbul 

Uluslararası Otomotiv Üretim, Dağıtım ve 

Tamir Fuarı’na “Yurtiçi Fuarlara Yönelik Katılım 









2) Komite üyeleri, sektörel sorunlar, günlük 

piyasa koşulları ve gelişmeler hakkında karşılıklı 

görüş alışverişinde bulunmuşlardır. 


(Taşımacılık) 


KARARLARI 

Komite üyelerinden gelen talep doğrultusunda, 

hizmet sektöründe çalışan işçilerin çalışma 

saatleri, uygulamada yaşanan sıkıntılar ve 

yasal gerekliliklere göre her iki tarafın yapması 

gerekenler konusunda bilgi almak üzere 

Antalya Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden 

Eğitmen Rukiye Göksu komite toplantısına 

katılarak, söz konusu konularla ilgili bir sunum 

yapmıştır. 


KARARLARI 

TOBB’dan alınan 25.01.2016 tarihli e-posta ile; 

Mesleki Bilgi, Rehberlik ve Danışmanlık Hizmetleri 

İşbirliği Protokolü kapsamında çalışmalarını 

yürüten Meslek Danışma Komisyonu 

(MEDAK), Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) meslek 

bilgi merkezlerinde kullanıma sunulmak 

üzere, meslek bilgi dosyalarının görüşülmesi 

amacıyla İŞKUR Başkanlığı ve sekretaryasında 

toplantılar gerçekleştirildiği bildirilmiştir. 

Söz konusu e-posta ekinde bulunan, İŞKUR 

tarafından hazırlanmış “Lojistisyen” mesleğine 

yönelik bilgi dosyası hakkında komite 

üyelerine bilgi aktarılmış olup, görüşleri talep 

edilmiştir. 


(Oteller ve benzer konaklama 

yerleri) 


KARARLARI 

Komite üyeleri tarafından, T.C. Ulaştırma, Denizcilik 

ve Haberleşme Bakanlığı tarafından 

hazırlanan ve 22 Mayıs 2014 tarih ve 29007 

sayılı Resmî Gazetede yayımlanan “Tehlikeli 

Madde Güvenlik Danışmanlığı Hakkında 

Tebliğ” içeriği hakkında karşılıklı görüş alışverişinde 

bulunulmuştur. Bahse konu Tebliğin 

1.Madde 1.Fıkrasında “Bu Tebliğin amacı, 

tehlikeli maddeleri; taşıyan, gönderen, paketleyen, 

yükleyen, dolduran ve boşaltan işletmelerin 

yaptıkları işlemleri, insan sağlığına, 

diğer canlı varlıklara ve çevreye zarar vermeden, 

güvenli bir şekilde taraf olduğumuz 

uluslararası anlaşmalar ve ilgili mevzuat hükümleri 

kapsamında yapmaları için işletmelere 

yardımcı olmak amacıyla istihdam edilecek 

veya hizmet alınacak tehlikeli madde 

güvenlik danışmanlarının (TMGD) nitelikleri, 

eğitimleri ve belgelendirilmeleri ile görev, 

yetki ve sorumluluklarına dair usul ve esasları 

düzenlemektir.” denildiği ve 2.Madde 1.fıkrasında 

da; 

a) “Tehlikeli madde taşımacılığı sürecinde yer 

alan ve bir takvim yılı içerisinde net elli ton 

ve üstü miktarlarda işlem yapan, gönderen, 

paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan 

olarak faaliyette bulunan işletmeler ile toplam 

araç taşıma kapasitesi elli ton ve üzerinde 

olan taşımacılık işletmelerini, 

b) Miktarına bakılmaksızın ADR Bölüm 

1.1.3.6.3’te yer alan tablodaki taşıma kategorisi 

sıfır olan tehlikeli maddelerle iştigal eden 

ve tehlikeli madde taşımacılığı sürecinde yer 

alan, gönderen, paketleyen, yükleyen ve dolduran 

olarak faaliyette bulunan işletmeleri, 

c) İşletmeler tarafından istihdam edilecek 

veya danışmanlık hizmeti alınacak TMGD’leri, 

d) Tehlikeli madde taşımacılığında görev 

alacak TMGD’lere yönelik eğitim verecek kuruluşlar 

ile yapılacak eğitim ve sınavları, kapsar.” 

denildiği hatırlatılmıştır. 

Bu bağlamda, yukarıda bahsi geçen tebliğ 

kapsamında işletmelerin en az bir adet “Tehlikeli 

Madde Güvenlik Danışmanı” (TMGD) istihdam 

etmekle veya tehlikeli madde güvenlik 

danışmanından hizmet almakla yükümlü 

oldukları ifade edilmiş ve söz konusu tebliğ 

hakkında sektör üyelerinin büyük çoğunluğunun 

yeterli bilgiye sahip olmadıkları belirtilmiş 

olup, bahsi geçen tebliğ ile ilgili sektör 

üyelerinin daha detaylı bilgilendirilmesi maksadıyla 

grup üyelerine e-bülten yapılmasına 



(Restaurant, yiyecek içecek ve 

eğlence hizmetleri) 

1) Toplantıda, kayıt dışı istihdam, haksız rekabet 

ve kayıtdışı ekonomi konuları ele alınmış 

olup, genel itibariyle tüm sektörlerde ekonomik 

durgunluk yaşandığı vurgulanmıştır. 

Komite üyeleri, ilimizde restaurant, yiyecek, 

içecek ve eğlence hizmetleri sektöründe hem 

fiziki açıdan, hem de hijyen açısından hiç uygun 

olmayan şartlarda faaliyet gösteren bir 

çok işyerinin olduğunu ifade ederek, bu tür 

işyerlerinin haksız rekabet ortamı yarattığını 

ve işini layıkıyla yapmaya çalışan sektör mensuplarının 

işlerini olumsuz yönde etkilediklerini 

belirtmişlerdir. İlimizin önemli bir turizm 

kenti olduğunu hatırlatarak, kentin görsel kirliliğinin 

gün geçtikçe artmakta olduğuna dikkat 

çekmişlerdir. Özellikle yaklaşan yaz sezonu 

ile birlikte restoran ve cafe işletmelerinin 

açık alanlarının kaldırım işgallerine sebebiyet 

verecek şekilde genişletildiği dile getirilmiştir. 

Bu çerçevede, restaurant, yiyecek, içecek ve 

eğlence hizmetleri sektöründe yaşanan sorunlar 

hakkında bilgi vermek ve bahsi geçen 

sorunlara çözüm üretmek için Yönetim Kurulu 

Başkanı Sayın Davut Çetin ile birlikte 37. 

Grup komite üyeleri tarafından Antalya Valisi 

Muammer Türker’in makamında ziyaret edilmesi 

hususunun Yönetim Kurulu’na sunulmasına 



İstanbul’da gerçekleşecek olan 8. Uluslararası 

Gıda ve İçecek Ürünleri, Soğutma 

Teknolojileri, Mağaza Donanımı Servis ve 

İkram Hizmetleri Fuarı’na “Yurtiçi Fuarlara 




karşılanması kaydıyla bir ziyaret 





verilmiştir. 


(Reklamcılık, fuar ve org. 

hizmetleri, televizyon ve radyoculuk 

faaliyetleri) 






(Bankalar, finansal hizmetler ve 

döviz büroları) 


ekonomik konular üzerinde görüş alışverişinde 

bulunmuşlardır. 


(Sigortacılık) 

46. Grup (Taşıt kiralama ve ilgili hizmetler) 

Meslek Komitesi ile AKKDER (Antalya Araç 

Kiralama Kuruluşları Deneği)’in sektörel sorunlar 

ve çözüm önerileri konusunda karşılıklı 

görüş alışverişinde bulunmak üzere ve ortak 

sorunlara çözüm üretebilmek maksadıyla 

Mart ayında gerçekleştirilecek olağan meslek 

komitesi toplantısının ortak yapılması önerisi 

değerlendirilmiş olup: söz konusu ortak 

toplantının 03.03.2016 tarihinde saat 10.00’ 

da yapılmasının uygun olacağına oy birliği ile 



(Gayrimenkul faaliyetleri) 

1) Komite üyeleri, kaçak emlakçıların devleti 

her yıl yüz milyonlarca lira zarara uğratırken, 

tüketicileri de mağdur ettiğini dile getirmişlerdir. 

Bu çerçevede, yukarıda bahsi geçen 

sorun ile ilgili olarak 2013 yılı Haziran ayı, 

2014 yılı Ağustos ayı ile 2015 yılı Mayıs ayı 

olağan toplantılarında üyelerimizden gelen 

şikâyetlerin değerlendirildiğini, üyelerimizin 

ve vatandaşın haklarının korunması maksadıyla 

da kaçak faaliyet gösteren emlakçılara 

yönelik denetleme yapılması için Antalya 

Vergi Dairesi Başkanlığı’na 3 kez yazı yazıldığını 

hatırlatmışlardır. 

Söz konusu yazılarımıza bu güne kadar ilgili 

kurumdan herhangi bir dönüş alınamadığı 

ifade edilerek, bu kez sektör mensubu üyelerden 

yukarıda bahsi geçen sıkıntılar için 

şikayetlerin de gelmeye devam etmesi münasebetiyle, 

yasal olmayan yollardan kentimizde 

emlakçılık faaliyetinde bulunan, bu vesileyle 

haksız kazanç elde eden ve kayıt dışı 

ekonomiye sebep olan kişilerin engellenmesi 

ve üyelerimizin ve vatandaşların haklarının 

korunması maksadıyla bu kişilere yönelik denetleme 

yapılması için Odamız Yönetim Kurulunun 

da onayı ile TOBB aracılığıyla Maliye 

Bakanlığı’na yazı yazıldığını belirtmişlerdir. 

Komite üyeleri, “Türkiye Odalar ve Borsalar 

Birliği İle Odalar ve Borsalar Kanunu” kapsamında 

faaliyetlerini yürüten Odaların denetim 

yetkilerinin olmadığını, ancak “Esnaf 

ve Sanatkârlar Mesleki Kuruluşları Kanunu” 

kapsamında faaliyetlerini yürüten esnaf ve 

sanatkarlar odaları birliklerinin denetim yetkilerinin 

olduğunu ifade ederek, kayıtdışı 

emlakçılara yönelik denetimlerin arttırılması 

yönünde çalışma yapılması maksadıyla Antalya 

Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne 


sunulmasına oybirliği ile karar vermişlerdir. 

2) Komite üyeleri tarafından ekonomik durgunluğun 

yaşandığı ve bahsi geçen durgunluğun 

geçici olduğu ifade edilmiştir. Yaşanmakta 

olan durgunluk döneminde de yatırım aracı 

olarak gayrimenkul satın almanın tercih edilmesinin 

daha kazançlı olacağı belirtilmiştir. 


(Hukuk ve muhasebe, uzmanlaşmış 

tasarım ve destek hizmetleri) 

16-19 Mart 2016 tarihleri arasında İstanbul 

Fuar Merkezi Yeşilköy’de gerçekleşecek olan 

CSI İstanbul Güvenlik Fuarı’na “Yurtiçi Fuarlara 






için duyuruların e-posta ve SMS yoluyla 

yapılması hususlarının Yönetim Kurulu’na sunulmasına 



(Mimarlık faaliyetleri) 

1) Komite Başkanı Atilla Yılmaz’ın 23-27 Şubat 

2016 tarihleri arasında İstanbul Tüyap 

Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek 

olan “UNICERA 28.Uluslararası Seramik, 

Banyo, Mutfak(Ceramictech Özel Bölümü) 

Fuarı”na meslek komitesi üyelerinin yurtiçi 

fuar ve organizasyonlara katılım hakkı kapsamında 

iştirak etmeleri hususunun Yönetim 


2) 10-14 Mayıs 2016 tarihleri arasında İstanbul 


olan 39.Yapı Fuarına “Yurtiçi Fuarlara 

Yönelik Katılım Organizasyonu Esasları” doğrultusunda 

43.Gruba dahil üyelerimizin ulaşım 

giderlerinin (uçak ile) Odamız tarafından 



için duyuruların e-posta ve SMS yoluyla yapılması 




(Mühendislik) 





















yönelik görüş ve önerilerin talep edildiği bildirilmiş 

olup, bahsi geçen konu hakkında komite 

üyeleri tarafından bilgi edinilmiştir. 


(Seyahat acentesi, tur operatörü ve 

diğer rezervasyon hizmetleri) 


KARARLARI 

Sektör üyelerinin müşterilerinden komite 

üyelerine gelen bildirimlerde; Pegasus Hava 

Yolları Şirketine ait internet sayfalarındaki 

yurtdışı bilet fiyatlarının düşük görünürken, 

yetkili kılınan seyahat acentelerinin satış ekranlarında 

ise aynı hava yollarına ait yurtdışı 

bilet fiyatlarının çok daha yüksek olduğunun 

fark edildiği ifade edilmiştir. Bunun sebebin 

de, Pegasus Havayolları tarafından acente 

ekranlarına yansıtılan çok yüksek hizmet bedeli 

(toplamda 70.-TL ile 100.-TL arasında) 

olduğu bildirilmiştir. Bu durumun, seyahat 

acenteleri ve müşterileri arasında güvensizliğe 

sebebiyet vermesinin yanında, müşteri 

ve acente arasında tartışmalara da yol açtığı, 

acentelerin müşteri portföylerinde ciddi 

bir kayıp yaşandığı, bu hususun gerek müşterilerin 

yazılı, gerekse de sözlü beyanları ile 

acenteler tarafından kayıt altına alındığı bildirilmiştir. 

Seyahat acentelerinin Pegasus Havayolları 

ile yaptıkları sözleşmelerde, Pegasus Havayollarından, 

hizmet bedelinin acente sistemlerine 

yansıyan tutarlarının Pegasus Havayolları 

Şirketinin internet sayfasında vermiş 

olduğu fiyata denk getirilmesi veya makul 

bir fiyat aralığında olmasının talep edildiği 


Ayrıca, Pegasus Havayolları ile acenteler arasında 

yapılan satış sözleşmesinin Pegasus 

Havayolları tarafından güncelleme takibinin 

yapılmadığı ve yenilenmediğinin tespit edildiği 

bildirilerek, sözleşme sürelerinin içeriğinin 

çağın gerekliliklerine ve turizm platform 

ortamlarının şart ve koşullarına göre sürekli 

güncel tutulmasının Pegasus Havayolları Şirketi 

tarafından yapılması gerektiği yönünde 

görüş belirtilmiştir. 

Bu bağlamda, komite görüşünün TOBB nezdinde 

Başbakanlık, Maliye Bakanlığı, Kültür 

ve Turizm Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve 

Haberleşme Bakanlığı ile Rekabet Kurumu’na 

iletilmesi hususunun Yönetim Kuruluna sunulmasına 



85


(Taşıt kiralama ve ilgili hizmetler) 

Komite üyeleri, mega şehirleşme, buna bağlı 

olarak artan trafik yoğunluğu ve artan seyahatlerin 

operasyonel kiralama sektörünü 

sadece motorlu araç kiralamaktan çıkarıp, 

müşterilerinin her türlü mobilite ihtiyacını 

karşılayan çözüm ortaklığı yapmaya yönlendirdiğini 

ifade ederek, insan hayatını da 

yakından ilgilendiren bir meslek olması sebebiyle 

her önüne gelenin bu mesleği yapmaması 

gerektiğini belirtmişlerdir. 

Rent a car sektörüne belirli standartlar getirilmesi 

önerilmiş olup, buna göre; 

• Karayolu Taşıma Kanunu içeriğine “Kiralık 

Motorlu Araç İşletme İzni” başlığı açılması, 

• “R” Kiralık Motorlu Araç İzni düzenlenmesi, 

• Tek tip (tek harf, tek renk) “R” plaka uygulamasına 

geçilmesi, 

• 10’dan (On) az sayıda araç çalıştıracak gerçek 

veya tüzel kişilere “R” Kiralık Motorlu 

Araç İzni verilmemesi, 

• “R” Kiralık Motorlu Araç İşletme İzni almamış 

gerçek veya tüzel kişilerce araç kiralama 

ticareti yapılamaması, 

• Verilecek yeni izinlerde belirtilecek araçların 

ilk defasında sıfır kilometre olması, sonradan 

“R” Kiralık Motorlu Araç İzni silinen 

ve yerine eklenecek benzer nitelikteki araçlarda 

ise on yaşını doldurmamış olması, 

• Hizmet veren kiralık araba işletmecileri ve 

kurmuş oldukları birliklerin görüşünü almak 

sureti ile sektördeki fiyat istikrarının 

sağlanması amacıyla kiralık araçların taban 

ve tavan fiyatlarının belirlenmesi, 

• “R” Kiralık Motorlu Araç İzni verilirken müracaatçının 

izin miktarı araç sayısının %40’ı 

kadarını muhafaza edebileceği park yerinin 

olması, 

· Pazarlama işi için sıcağa ve soğuğa karşı 

korunmuş, en az dört kişinin (personelin/ 

yolcunun/müşterinin) sıcak soğuk rahatça 

oturabileceği, telefonu, tuvaleti bulunan 

bağımsız bir yerin sahibi veya kullanım 

hakkına haiz olması, …gibi. kriterlerin rent a 

car firmalarını güvenilir kılacağı, müşterinin 

haklarını koruyacağı, kiralanan araç standartlarının 

ve sayısının belli olacağı ifade 

edilmiştir. 

Bu bağlamda, söz konusu önerilerin hayata 

geçirilmesi maksadıyla TOBB aracılığıyla 

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 

nezdinde gerekli girişimlerde bulunulması 

hususunun Yönetim Kurulu’na sunulmasına 



(SPA merkezleri, diğer spor ve 

eğlence amaçlı spor hizmetleri) 





(Eğitim faaliyetleri) 

1) Komite üyeleri, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 

25.05.2015 tarihinde yayınlanan, Sayın 

Bakan Nabi AVCI tarafından imzalanan “İzinsiz 

Eğitim ve Öğrenci Barınma Faaliyeti Gösteren 

Yerler” konulu Genelge’de; 

a) “1739 sayılı Temel Milli Eğitim Kanunu” 

b) “5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları 

Kanunu” 

c) “5442 sayılı İl İdaresi Kanunu” 

d) “Bakanlar Kurulunun 03.11.2004 tarihli ve 

2004/8106 sayılı kararı ile kabul edilen 

Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği” 

e) ”10.08.2005 tarihli ve 25902 sayılı Resmi 

Gazetede yayımlanan İşyeri Açma ve 

Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik”e 

dikkat çekildiğini ifade etmişlerdir. 

Devamında, 

1) “İlgi (e) Yönetmelikte yetkili idareler tarafından 

işyeri açma ve çalışma ruhsatları 

verilirken tereddüt halinde ilgili Milli Eğitim 

Müdürlüklerinden, yürütülecek faaliyetin ilgi 

(a), (b), Kanunlar ile ilgi (d) Yönetmelik kapsamında 

olup olmadığı sorulacaktır. Milli Eğitim 

Müdürlüklerince; hangi ad altında olursa 

olsun (etüt merkezi, eğitim koçluğu, koçluk 

merkezi, eğitim merkezi, eğitim danışmanlığı, 

ödev evi, test evi, eğitim rehberliği, öğrenci 

apartı, öğrenci pansiyonu ve benzeri) söz 

konusu faaliyetlerin bahsi geçen mevzuatlar 

kapsamında olduğunun belirtilmesi veya tespiti 

halinde ilgili yerlere iş yeri açma ve çalışma 

ruhsatı verilmeyecek, verilen ruhsatlar 

iptal edilecek ve bu yerlerin bu faaliyetleri 

yürütmesine izin verilmeyecektir. 

2) Aynı yetkili idareler ile Milli Eğitim Müdürlüklerince; 

ruhsat verilen işyerlerinde verilen 

ruhsata aykırı eğitim ve/veya öğrenci barınma 

faaliyetlerinin yürütüldüğünün tespiti 

halinde, ivedilikle yasal işlem yapılacak, gerektiğinde 

bu yerler kapatılacak, ruhsat iptal 

edilecektir. 

3) Diğer Bakanlıların denetim elemanlarınca 

işyerlerinde yapılan denetimlerde, işyerlerinin 

ilgi (a) ve (b) Kanunlar ile ilgi (d) yönetmelik 

kapsamına giren faaliyetleri sürdürdüğü tespit 

edildiğinde veya kanaati oluştuğunda ilgili 

Valiliklere ve ilgi (e) Yönetmelikte belirtilen 

yetkili idarelere bilgi verilecektir. 

4) Belediye zabıtaları ve kolluk güçlerince, işyerlerinin 

işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının 

olup olmadığı kontrol edilecek ve gerektiğinde 

ilgili makamlara bilgi verilecektir. 

5) Valiliklerce ilgi (c) Kanununun 9. Maddesinde 

sıralanan görev ve yetkiler kapsamında, 

kurumlar arası koordinasyonu sağlamak 

amacıyla ilgili kurum temsilcilerinin (Milli 

Eğitim Müdürlüğü, ilgili belediye başkanlığı, 

defterdarlık, SGK İl Müdürlüğü, İl Özel İdaresi, 

Emniyet Müdürlüğü ve Valinin uygun 

gördüğü diğer kurumlar) yer aldığı izleme ve 

koordinasyon komisyonları kurulacaktır. Valilikler 

gerektiğinde ilçeler düzeyinde de bu 

komisyonları kurabileceklerdir. Valilikler, bu 

komisyonların çalışma usul ve esaslarını belirleyeceklerdir.” 

denildiğini ifade etmişlerdir. 

Buna göre; Eğitim ve Öğrenci Barınma faaliyetleri 

konusunda iştigal edeceklerin gerekli 

kurumlardan ruhsat alınması gerektiği, 

bunun yanında (Milli Eğitim Bakanlığı’ndan, 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan ya 

da başka bir bakanlıktan) ruhsat alınmış olsa 

dahi “etüt merkezi, eğitim koçluğu, koçluk 

merkezi, eğitim merkezi, eğitim danışmanlığı, 

ödev evi, test evi, eğitim rehberliği, öğrenci 

apartı, öğrenci pansiyonu ve benzeri” konularında 

faaliyet gösteren yerlerin kapatılacağını 

ve bu işlemlerin kurulacak bir komisyon 

tarafından da takip edileceğini açık olarak 

ifade etmişlerdir. 

Tüm bunların ışığında, üyelerimizin yapılacak 

denetimler sırasında sorunlarla karşılaşmaması, 

denetimleri yapan devlet kurumlar ile 

sorun yaşanmaması, elde edilmiş hakların 

kaybedilmemesi ve maddi ve manevi kayıpların 

yaşanmaması adına yukarıdaki hususlara 

azami dikkat gösterilmesi gerektiğini ifade 

etmişlerdir. Bu bağlamda yukarıda bahsi geçen 

konunun, 

a) Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları 

Birliği’ne, Antalya Otelciler, Pansiyoncular, 

Camcılar, Reklamcılar Matbaacılar Odası’na 

bir yazı ile iletilmesi, 

b) 48.Grup üyelerine e-posta yoluyla iletilmesi, 

c) 36.grup (oteller ve benzer konaklama yerleri) 

Meslek Komitesi’nin Şubat ayı olağan 

toplantısında görüşülmesinin sağlanması 


oybirliği ile karar vermişlerdir. 

2) Özel öğretim kurumlarındaki işverenlerin 

haklarının ele alınması maksadıyla “Özel 

Öğretim Kurumlarındaki İşverenlerin Hakları” 

başlıklı Mart veya Nisan ayları içerisinde Odamız 

Meclis Toplantı Salonu’nda genişletilmiş 

bir toplantı yapılması, söz konusu toplantının 

alanında uzman olan Bilişim, Eğitim, Kültür 

ve Araştırma Derneği eğitmenlerinden Hacı 

Mecit Polat tarafından verilmesi için teklif 

alınması, eğitim ücretinin, eğitimcinin ulaşım 

ve konaklama giderlerinin Odamız bütçesinden 

karşılanması, duyurunun katılımcılara 

elektronik posta ve sms aracılığı ile yapılması, 

toplantıya katılan üyelerimize ikramda (kuru 

pasta ve çay) bulunulması hususlarının Yönetim 


verilmiştir. 

3) TOBB’dan alınan 29.01.2016 tarihli, 2024 

sayılı ve “Çalışma hayatına ilişkin adli uyuşmazlıklar” 

konulu yazıda; Yatırım Ortamı 

İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOKK) İstihdam 

Teknik Komitesi 2015-2016 dönemi 

Eylem Planının 1 inci maddesinin “Çalışma 

hayatına ilişkin adli uyuşmazlıklarda yaşanmakta 

olan yargılama sorunlarının çözüme 



kavuşturulması” başlığını taşıdığı ifade edilerek, 

bu eylem maddesiyle İş Mahkemeleri’nde 

açılan davalarda emsal ücretin objektif bir 

şekilde belirlenmesine katkı sağlayacak çalışma 

yapılması, işçilerin bir yıldan fazla süren 

çalışmalarına ilişkin işverence yapılan bildirimlere 

yapılacak itiraza ilişkin zamanaşımı 

süresinin gözden geçirilmesinin amaçlandığı 

bildirilmiştir. Bahsi geçen eylem maddesi ile 

ilgili olarak, Teknik Komite Başkanlığına sunulacak 

rapor kapsamında değerlendirilmek 

üzere konu ile ilgili uygulamada karşılaşılan 

sorunlar ve çözüme yönelik görüş ve önerilerin 

talep edildiği bildirilmiştir. 


hakkında komite üyeleri, özel eğitim kurumlarında 

çalışan personellerin ücretlerinin yer 

aldığı sözleşmenin ilgili Valilik, İl ve İlçe Milli 

Eğitim Müdürlükleri tarafından onaylandığı 

için özel eğitim kurumlarında çalışan personellerin 

ücretlerinin objektif olduğu yönünde 

görüş bildirmişlerdir. 


(Sağlık hizmetleri) 


KARARLARI 

1) Komite üyeleri tarafından, hükümetin de 

orta vadeli planda belirtiği üzere küresel 

ekonominin zayıf ve kırılgan yapısını sürdürmekte 

olduğu, yakın coğrafyamızda artan jeopolitik 

ve ekonomik risklerin son dönemde 

yaşanan yurtiçi ve yurtdışı siyasi ve ekonomik 

gelişmelerin ülkemiz ekonomisini olumsuz 

etkilediği belirtilmiştir. Özellikle de tarım 

ve hizmetler sektöründe büyüme hızının 

beklentilerin altında kaldığı ifade edilmiştir. 

Rusya Federasyonu uçağının düşürülmesi ve 

Sultanahmet’te yapılan terör saldırısının başta 

turizm olmak üzere birçok sektörü olumsuz 

etkilediği belirtilmiştir. 

Antalya ekonomisinin lokomotif sektörlerinin 

en başında tarım ve turizm sektörlerinin yer 

aldığı, istihdamın büyük çoğunluğunu bu iki 

sektörün karşıladığı ifade edilerek, TUİK verilerine 

göre 2013 yılında Antalya bölgesinde 

istihdam edilenlerin %54,4’ü hizmet, %32,1’i 

tarım, %13.6 ise sanayi sektöründe (inşaat 

dahil) bulunduğu belirtilmiştir. 2013 yılında 

Türkiye’nin sebze üretiminde Antalya’nın 

sebze üretimi payının %14,1, örtü altı sebze 

ve meyve üretimindeki payının ise %51 olduğu 

belirtilerek, Antalya’nın tarımsal üretim 

değerinin 8,7 milyar TL olduğu ifade edilmiştir. 

Türkiye tarımsal üretiminin %7-8’inin 

ihraç edildiği, ihracatın yarısının Rusya’ya 

gönderildiği ifade edilmiştir. Türkiye’ye gelen 

yabancı turist oranının %12,5’i Rus turist 

iken, Antalya’da bu oranın %30’un üzerine 

çıktığı belirtilmiştir. Antalya İl Kültür ve Turizm 

Müdürlüğü verilerinde 2014 yılına göre 

2015 yılında Antalya’ya gelen turist sayısının 

%5,11, Rusya Federasyonu’ndan gelen ziyaretçi 

sayısının ise %18,65 oranlarında azaldığı 

bildirilmiştir. Bu oranların azalmasının, 

Rusya Federasyonu uçağının düşürülmesi 

ve Sultanahmet’te yapılan terör saldırısından 

önceki dönemlerdeki ekonomik gelişmelerden 

kaynaklandığı vurgulanarak, 2016 yılında 

ise turist sayısında daha fazla düşüş olacağı 


Turist sayısındaki düşüş ile tarımsal ürün ihracatındaki 

azalmaların zincirleme olarak 

çok daha fazla sektörü olumsuz etkileyeceği 

belirtilerek, beklenen sıkıntıların Türkiye’nin 

diğer illerine oranla Antalya’daki istihdamın 

tamamına yakınını daha olumsuz etkileyeceği 

ifade edilmiştir. Olumsuz ekonomik 

gelişmelerin yükünü hafifletmek ve bu sıkıntıların 

istihdam oranını düşürecek şekilde 

etki yapmasını engellemek amacıyla Antalya 

iline özel olarak 01.01.2016 tarihinden itibaren 

başlayarak 2016 yılı ile sınırlı olmak kaydıyla 

sigorta primlerinden, işveren hissesinin beş 

puanlık kısmına isabet eden tutarın hazinece 

karşılanan kısmının onbir puana çıkarılması 

önerilmiştir. Sonuç olarak, söz konusu 

önerilerin hayata geçirilmesi maksadıyla 

TOBB aracılığıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik 

Bakanlığı’na yazı yazılması hususunun Yönetim 


verilmiştir. 

2) 48.Grup Meslek Komitesinin Ocak ayı olağan 

toplantısında; geçici sağlık sorunu yaşayan 

çocukların tedavileri süresince okula devam 

etmemelerinin koruyucu önlem alarak 

kabul edildiği ifade edilmiştir. Ancak, özellikle 

0-6 yaş grubu çocukların bazı hekimlerce 

kreş ve anaokullarını hedef göstererek kreş 

ve anaokullarına uzun süreli devam etmemeleri 

gerektiği, hatta 3 yaş altı çocukların ne 

olursa olsun kreş ve anaokullarına gitmemeleri 

gerektiği ifadelerinin, çocukların zihinsel 

ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkilediği ifade 

edilmiştir. Bu bağlamda, konunun 49.Grup 

(Sağlık Hizmetleri) Meslek Komitesi’nin Ocak 

ayı toplantısında değerlendirilerek, görüş ve 

öneri alınması talep edilmiştir. Talep konusu 

komite üyeleri tarafından değerlendirilmiş 

olup, kreş, anaokulu ve tüm okullarda öğrenciler 

rahatsızlandığında, çocukların tedavilerinin 

takibinin yapılması ve bulaşıcı olan grip 

vb. hastalıklarda diğer çocuklara hastalığın 

bulaşmaması amacıyla hekim tarafından hastaya 

gerekli görülen gün kadar istirahat raporu 

verildiği ifade edilmiştir. Ancak hastalıktan 

korunma önlemi olarak çocukların kreş ya da 

okula gitmemelerini önermenin doğru olmadığı 

belirtilerek, çocukların zihinsel ve sosyal 

gelişimi için eğitimin önemine vurgu yapılmıştır. 

Bu bağlamda, yukarıda bahsi geçen 

konu hakkında görüş ve önerilerin talep edilmesi 

maksadıyla Antalya İl Sağlık Müdürlüğü 

ile Türk Tabipleri Birliği’ne yazı yazılabileceği 


dışından getirilen hayvanların satış yerlerinde 

denetlenmesi talep edilmiştir. Bu kapsamda, 

insan ve hayvan sağlığı ön planda tutularak 

kurbanlıkların satışı ile ilgili belgelerin olup olmadığı, 

dişi hayvanların gebe olup olmadıkları 

vs. kontrollerin yapılması hususunda İl Gıda 

Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile İlçe Gıda 

Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerine yazı yazılması 

hususunun Yönetim Kuruluna sunulmasına 



87

KİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAP 

KİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAPKİTAP 

Panzehir Gerçeğe Çağrı 

Yazar : Sinan Meydan 

Sayfa Sayısı : 568 • Yayınevi : İnkılap Kitabevi 

“Bir zamanlar gelir, beni unutmak 

veya unutturmak isteyen gayretler 

belirebilir. Fikirlerimi inkâr edenler 

ve beni lanetleyenler çıkabilir. 

Hatta bunlar benim yakın bildiğim 

ve inandıklarım arasından bile 

olabilir. Fakat ektiğimiz tohumlar 

o kadar özlü ve kuvvetlidir ki 

bu fikirler Hint’ten, Mısır’dan 

döner dolaşır, gene gelir feyizli 

neticeleri kalpleri doldurur.” 

-Mustafa Kemal Atatürk, 1937- 

İşte Panzehir’de Atatürk’ün fikirlerini inkâr 

edenlerin, onu unutturmak isteyenlerin, onu 

lanetleyenlerin yalanlarına, çarpıtmalarına ve 

iftiralarına tamamen belgelere dayalı olarak 

bilimsel cevaplar verilmiştir. 

Lugat 365 / Bazı Kelimeler 

Çok Güzel... 

Yazar : Kolektif 

Sayfa Sayısı : 304 • Yayınevi : Can Yayınları 

Lugat 365 projesi, 

2014 yılının sonlarına doğru, 

Banu-Onur Ertuğrul çiftinin aklına 

düşer. “Hissikablelvuku” gibi, 

“müşkülpesent” gibi bazı kelimeler, 

hem söylenişleri, hem de kapsadıkları 

anlam alanları, dolu dolu geçmişleri 

ile ne güzeldirler. Kolları sıvar, 2015 

yılı boyunca her gün beğendikleri 

bir kelimeyi twitter üzerinden paylaşmaya, 

eski kelimeleri unutmuş ya da hiç duymamış 

günümüz toplumunun dikkatine sunmaya 

başlarlar... 

Öyle ki, zamanla paylaşılan kelimeler o günün 

güncel olaylarına, duygularına göndermeler 

içermeye, adeta “yaşamaya” başlar.. Takipçileri 

kısa zamanda yüz binleri bulur... 

Ulusların Düşüşü 

Yazar : Daron Acemoğlu, James Robinson 

Sayfa Sayısı : 496 • Yayınevi : Doğan Kitap 

Yazarlar kısaca “Neden bazı ülkeler 

zenginken bazıları yoksuldur?” 

şeklinde bir soru ortaya atıp, köleci 

toplumlar, feodalizm, sömürgecilik, 

kapitalizm ve sosyalizm 

uygulamaları arasında ilginç ve çok 

öğretici bir yolculuğa çıkıyorlar. 

Sömürgeler, koloniler, devrimler 

ve kurtuluş hareketlerinin gölgesi, 

günümüze nasıl düşüyor... Sanayi 

Devrimi, neden Moldovya’da değil de 

İngiltere’de başladı... 

Kara Ölüm denilen Veba, kralları, lordları, 

serfleri nasıl etkiledi... Toplumların elitleri ile 

en alttakiler arasında değişen ve değişmeyen 

ilişki biçimleri hangileridir... Ulusların 

Düşüşü, dünyaya bakışınızı ve kavrayışınızı 

değiştirecek. 

Osmanlı’ya Bakmak 

Yazar : İlber Ortaylı 

Sayfa Sayısı : 320 • Yayınevi : İnkılap Kitabevi 

Osmanlı’ya Bakmak kitabında Haçlı 

birliğini dirilten Fetih’ten, Osmanlı 

tarihinin tartışmalı pek çok olay, 

kavram ve kurumu ele alınıyor. 

Mohaç’tan Kırım Savaşı’na, Osmanlı 

tarihi boyunca hep bir muamma 

olarak kalan Ortadoğu’dan Mısır 

ile olan ilişkilere, Kavalalı Mehmet 

Ali Paşa sorunundan sürgündeki 

Şehzade Cem Sultan’a, kadınlar 

saltanatının en güçlü ve simge ismi Kösem 

Sultan’dan II. Abdülhamid’e, Osmanlı’daki 

milletler ve dinler mozaiğinden Balkanlar’daki 

milliyetçilik hareketlerine… 

Osmanlı Batılılaşması, diplomasi, dışişleri, 

Tanzimat ve Meşrutiyet dönemine kadar pek 

çok konu İlber Ortaylı’nın akıcı kalemiyle bu 

kitapta.

ATSO’dan HABERİNİZ OLSUN

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?