You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
LATİ N AMERİ KA’DA NE OLDU ?<br />
SUİ K LATİ N AMERİ KA MASASİ BU LTENİ<br />
Editör<br />
Mehmet Orkun GENÇ<br />
HAZIRLAYANLAR<br />
Birkan Yılmaz DALKUN<br />
Büşra BAYRAKTAR<br />
Büşra Duman<br />
Muhammed TAŞÇI<br />
Seda İNCİRKUŞ
Venezuela'da Maduro'dan kabine değişikliği<br />
Venezuela Devlet Başkanı Maduro'nun devlet başkanlığı yardımcılığına atadığı Tareck El Aissami,<br />
2019 sonuna kadar bu görevi yürütecek. Muhalefetin istifaya zorladığı Venezuela Devlet Başkanı Nicolas<br />
Maduro, görevinden ayrılması durumunda 2019 sonuna kadar devlet başkanlığı yardımcılığı görevini<br />
yürütecek Tareck El Aissami'yi atadı.<br />
Associated Press'in haberine göre kabinesinde değişikliğe giden Maduro, devlet başkanlığı yardımcılığı<br />
görevine Aragua eyaleti Valisi El Aissami'yi atadı. Maduro'nun Ekonomi ve Maliye Bakanlığı görevine<br />
ekonomist Ramon Lobo'yu, Petrol Bakanlığı görevine de Nelson Martinez'i getirdiği belirtildi.<br />
Venezuela'da bu yıl devlet başkanlığı yardımcılığı görevi özel bir önem taşıyor. Devlet başkanı yardımcısı,<br />
muhalefet tarafından istifaya zorlanan Maduro'nun görevinden ayrılması durumunda 2019 sonuna kadar<br />
bu görevi yürütecek.<br />
Muhalifler Maduro'nun devlet başkanlığı yardımcılığına El Aissami'yi getirmesini eleştirerek, yeni Devlet<br />
Başkanı Yardımcısını uyuşturucu ticareti yapmakla ve "Aragua'nın Narkosu" olmakla suçladı.<br />
El Aissami'nin ABD'li savcıların uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle soruşturduğu Venezuelalı yetkililerden<br />
biri olduğu iddia ediliyor.<br />
Sosyalist Partinin son dönemde yükselen yıldızlarından 42 yaşındaki Tareck El Aissami ise söz konusu<br />
iddiaları ortaya atanların, Venezuela'ya zarar vermek isteyen vatan hainleri olduğunu belirtiyor.<br />
El Aissami, daha önce Kamu Güvenliğinden Sorumlu İçişleri Bakanlığı görevinde bulunmuştu.
Venezuela parlamentosundan Maduro karşıtı karar<br />
Venezuela parlamentosu, devlet başkanının görevden alınması ve erken seçim amacıyla referanduma<br />
gidilmesi için gereken sürenin dolmasının ardından Devlet Başkanı Maduro'nun görevini bıraktığını ilan<br />
etti.<br />
Venezuela'da muhaliflerin çoğunlukta<br />
olduğu parlamento, devlet başkanının görevden alınması ve erken seçim amacıyla referanduma gidilmesi<br />
için gereken sürenin dolmasının ardından Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun görevini bıraktığını ilan<br />
ederek sembolik yargı sürecini başlatan bir karar aldı.<br />
Venezuela parlamentosu aldığı kararla, siyasi ve ekonomik krizin aşılamadığını, görevini yerine<br />
getirmeyen Maduro'nun görevini bıraktığını ilan etti ancak Ulusal Meclis olarak da anılan parlamentonun,<br />
devlet başkanını görevden azletme yetkisi bulunmadığı için karar sembolik önem taşıyor. Parlamentonun<br />
eski başkanı ve Sosyalist Partinin öne çıkan isimlerinden Diosdado Cabello, yetkilerine aykırı davranmakla<br />
suçladığı Ulusal Meclisin kararının herhangi bir etkisi olmayacağını söyledi. Cabello, "Gerçek şu ki,<br />
Maduro yoluna devlet başkanı olarak devam edecek." ifadesini kullandı.<br />
Anayasaya göre, görevdeki ikinci yılı 11 Ocak'ta dolacak olan Maduro'nun, görevi bırakması halinde<br />
yeniden seçime gidilmeksizin, yerine yine kendisinin atadığı Devlet Başkanı Yardımcısı Tareck El Aissami<br />
geçecek.Parlamento geçen yıl Devlet Başkanı Maduro'nun sembolik olarak yargılanmasını, ülkedeki siyasi<br />
kriz ortamını yumuşatmak amacıyla ertelemişti.Venezuela'da hükümet ve muhalefet, yönetim, seçim<br />
takvimi, ekonomik kriz ve kriz mağdurlarının tazminatlarının ödenmesi konularını görüşmek üzere bir<br />
araya gelmiş, taraflar, geçen kasım ayında tekrar diyalog süreci başlatmıştı.Başkent Caracas'taki bir<br />
müzede Devlet Başkanı Nicolas Maduro tarafından başlatılan görüşmelere, Vatikan'dan arabulucuların<br />
yanı sıra İspanya, Panama ve Dominik Cumhuriyeti'nin eski cumhurbaşkanları katılmıştı.
Venezuela Kongresinde olaylı oturum<br />
Venezuela'da muhalefet, Devlet Başkanı Maduro'yu "darbe yapmakla" suçladı. Maduro'nun<br />
yandaşları, olağanüstü oturumun yapıldığı salonu bastı.<br />
Venezuela Kongresi, Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu demokrasiyi ihlal etmek ve "darbe yapmakla"<br />
suçladı. Muhalefetin çoğunlukta olduğu Kongrede düzenlenen olağanüstü oturumda milletvekilleri,<br />
yayımladıkları deklarasyonda Maduro'nun anayasayı ihlal ettiğini ve darbe yaptığını savundu.Ulusal Seçim<br />
Konseyi'nin 21 Ekim'de Maduro'nun görevden ayrılması ve erken seçime gidilmesi için başlatılan<br />
referandum sürecini durdurma kararını "<strong>Latin</strong> <strong>Amerika'da</strong> demokrasi ve anayasal düzenin çöküşü" olarak<br />
nitelendiren milletvekilleri, uluslararası topluma Venezuela halkının haklarını garanti altına alacak<br />
mekanizmaları işletme çağrısında bulundu. Ulusal Seçim Konseyi'nin yargıç ve yetkililerinin değiştirilmesi<br />
önerisinde bulunan milletvekilleri, halkı da demokrasi ve anayasaya sahip çıkmaya davet etti.
Venezuela ekonomisi 'erime' noktasında<br />
Venezuela'da ekonomideki kötüye gidiş ve yüksek enflasyon nedeniyle hükümete karşı giderek artan<br />
gösteriler günlük hayatın bir parçası olmaya başladı. Venezuela'da ekonomideki kötüye gidiş ve yüksek<br />
enflasyon nedeniyle hükümete karşı giderek artan gösteriler günlük hayatın bir parçası olmaya başladı.<br />
Uzun saatleri bulan elektrik kesintileri, ilaç ve temel gıda ürünlerinin eksikliği, ülkeyi toptan çöküşün<br />
eşiğine getiren sosyal huzursuzluğu pekiştiriyor.<br />
Venezuela 25 Nisan'dan bu yana, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta. Tarihindeki en kötü elektrik krizini<br />
yaşayan Venezuella'da, başta günde 4 saat olarak planlanan elektrik kesintileri, bazı şehirlerde günde 15<br />
saatten uzun sürüyor. Ülke aynı zamanda enerji üretiminin yüzde 60'ını karşılayan Guri barajındaki su<br />
seviyesini önemli ölçüde azaltan bir kuraklıkla da karşı karşıya. Venezuela hükümeti, krizin etkilerini<br />
azaltmak için ümitsiz önlemleri uygulamaya koyarken, etkili olmaktan çok uzak bu önlemlerin bazıları,<br />
vatandaşların öfkesini pekiştiriyor ve ülkede alışılmadık bir feverana neden oluyor.
Venezuela Devlet Başkanı Maduro Türkiye'ye geldi<br />
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, İstanbul'da düzenlenen 23. Dünya Enerji Kongresi'ne<br />
katılmak üzere Türkiye'ye geldi.<br />
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, İstanbul'da düzenlenen 23. Dünya Enerji Kongresi'ne katılmak<br />
üzere Türkiye'ye geldi. Uçakla Atatürk Havalimanı'na gelen Maduro'yu Devlet Konukevinde İstanbul Valisi<br />
Vasip Şahin ve diğer ilgililer karşıladı. Maduro'ya, eşi Cilia Flores de eşlik etti.
Venezuela'da yüksek değerli banknotlar tedavüle girdi<br />
Ekonomik krizle mücadele eden Venezuela'da yüksek değerli banknotlar tedavüle sunuldu.<br />
Venezuela Devlet Başkanı Nikolas Maduro'nun ekonomiye istikrar kazandırması amacıyla piyasaya<br />
sunmaya söz verdiği, değeri 500 ila 20 bin bolivar değişen banknotlar gecikmeli de olsa tedavüle girdi.<br />
Halkın ATM'ler önünde uzun kuyruklar oluşturarak temin ettiği banknotlar konusunda yorum yapanlar,<br />
paraların üzerinde bu kadar sıfır görmenin şaşırtıcı olduğunu dile getirdi. Her ne kadar yüksek bir meblağ<br />
gibi görünse de 20 bin bolivarın değerinin 6 dolardan daha az olduğu biliniyor. Tedavüle sunulan yeni<br />
banknotlarla Venezuelalılar günlük alışverişler sırasında bile yanlarında tomarlarca para taşımaktan<br />
kurtulacak. Öte yandan Maduro pazar günü, daha önce 2 Ocak'a kadar tedavülden kalkacağı açıklanan<br />
100 bolivarlık banknotların da 20 Şubat'a kadar tedavülde kalacağını açıkladı.
Peru'da devlet başkanı seçimini Kuczynski kazandı<br />
Peru'da devlet başkanı seçimini Dünya Bankası'nın eski ekonomistlerinden Pedro Pablo Kuczynski<br />
kazandı.<br />
Peru'da devlet başkanı seçimini Dünya Bankası'nın eski ekonomistlerinden Pedro Pablo<br />
Kuczynski kazandı. Ulusal Seçim Bürosu, 77 yaşındaki Kuczynski'nin oyların yüzde 50,12'sini aldığını<br />
açıkladı. Kuczynski'nin rakibi ve eski Devlet Başkanı Alberto Fujimori'nin kızı Keiko Fujimori'nin oy oranı<br />
ise yüzde 49,88'de kaldı. Ülkenin yeni Devlet Başkanı Kuczynski, başkent Lima'daki evinin önünde<br />
gazetecilere yaptığı açıklamada "Uzlaşma içinde ve sorunlarını diyalogla çözmeye hazır bir ülke istiyoruz.<br />
Diyalogu acizlikle karıştırmayalım. Hem kararlı olacağız hem de tüm Perulular için çalışacağız.” ifadelerini<br />
kullandı. Kucyznski, Peru tarihinde iktidara gelen en yaşlı devlet başkanı oldu.
Panama'dan Kanal İstanbul’a teknik destek<br />
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan'ın Panama ziyareti kapsamında "Denizcilik<br />
Anlaşması" imzalanacak.<br />
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Panama’ya gitti. AA muhabirinin<br />
edindiği bilgiye göre, bu sabah Panama’ya hareket eden Bakan Arslan, Panama Kanalı'nın Genişletilmesi<br />
Projesi’nin açılışı dolayısıyla yapılacak törene katılacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı temsilen<br />
katılacağı törende Arslan'a, Kanal İstanbul projesini hazırlayan ilgili kurum yetkilileri de eşlik ediyor.<br />
Arslan, tören sonrasında, projeyi hayata geçiren Panama Kanal Otoritesi'nin koordinasyonunda bu<br />
ülkenin ilgili kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan çalışma grubuyla görüşecek.<br />
Söz konusu ziyaret kapsamında, Türkiye ile Panama arasında ilişkilerin geliştirilmesi ve denizcilik<br />
alanında bürokrasinin azaltılmasına dönük "Denizcilik Anlaşması" imzalanacak. Anlaşmayla, iki ülke<br />
limanlarında bürokrasinin azaltılması, tarafların deniz kazalarında kendi gemilerine uyguladıkları<br />
muamelenin aynısını diğer ülke gemilerine de uygulaması mutabakat altına alınacak. Anlaşmada yer<br />
alacak, "seyir kanallarının inşası ve yönetimi konularında idari ve teknik uzmanlığın paylaşımı için iş birliği<br />
platformu kurulması"na ilişkin madde kapsamında, Türkiye’de inşasına başlanacak, "Kanal İstanbul"<br />
projesi için Panama Hükümeti'nden teknik ve idari destek alınabilecek.
Kolombiya’da FARC Gerillaları Nihai Ateşkes İlan Etti<br />
FARC gerilla komutanları Pazartesi’den itibaren nihai ateşkes emri verdi. Karar, hükümet ile dünyanın en<br />
uzun süreli çatışmalarından birinin sona ermesi için yürütülen görüşmelerin kalıcı barış anlaşmasıyla sona<br />
ermesinin bir parçası.<br />
Timoshenko olarak bilinen gerilla lideri, “Bir daha asla anne-babalar savaşta ölen çocuklarını<br />
gömmeyecek, rekabet ve kin geride<br />
kalacak,” dedi.<br />
İki taraf Küba’nın başkenti Havana’da 4<br />
yıldır müzakere ediyordu. Barış<br />
anlaşmasına geçen hafta varılmış, 52 yıldır<br />
Marksist örgüt ile Kolombiya hükümeti<br />
arasında devam eden savaş sona ermişti.<br />
Timoshenko, “Devletin askerlerine,<br />
pilotlarına polis ve istihbarat örgütlerine sesleniyorum, biz barışma isteğimizi ispatlamak istiyoruz,<br />
rekabet ve kin geçmişte kalmalı,” dedi. Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos da Pazartesi<br />
gününden başlayarak ordunun da silahlarını gerillalara karşı kullanmayacağını kaydetti. Barış<br />
anlaşmasının kaderi artık seçmenlerin elinde. Hükümetin FARC ile vardığı anlaşma 2 Ekim’de halkoyuna<br />
sunulacak. Üst düzey FARC komutanlarının Eylül ayında son kez biraraya gelip anlaşmayı onaylaması<br />
planlanıyor. Anlaşma resmi olarak imzalandıktan sonra gerillaların 6 ay içinde silahlarını teslim etmeleri<br />
gerekiyor. Karşılığında FARC üyeleri siyasi sürece katılabilecekler. Kongre’deki 10 koltuk 5’i Senato ve 5’i<br />
de Alt Meclis için FARC delegelerine ayrılacak.
Kolombiyalılar barış anlaşmasına 'hayır' dedi<br />
Kolombiya hükümetinin bir hafta önce FARC ile imzaladığı barış anlaşmasının halkın onayına sunulduğu<br />
referandumdan çok az farkla "hayır" oyu çıktı. Halkın yüzde 50,24'ü anlaşmaya "hayır" dedi<br />
Sandıkların kapanmasından yaklaşık iki saat sonra açıklanan resmi olmayan sonuçlara göre, yaklaşık 13<br />
milyon Kolombiyalının oy kullandığı referandumda halkın yüzde 50,24'ü anlaşmaya "hayır" dedi.<br />
Sonuçların belli olmasının ardından "Hayır" kampanyasının merkezinde toplanan çok sayıda Kolombiyalı<br />
sevinç gösterisinde bulundu.<br />
Referanduma katılım yüzde 37 ile beklentilerin çok altında kaldı.<br />
Hükümet ile FARC arasında imzalanan anlaşma 52 yıldır güvenlik güçleri ile Marksist-Leninist FARC<br />
gerillaları arasındaki çatışmaları bitirmeyi öngörüyordu. Anlaşmaya göre FARC silah bırakacak, siyasi bir<br />
yapıya bürünecekti.<br />
Referandumdan önceki kamuoyu yoklamaları "evet" oylarının yüzde 66 gibi yüksek bir oranla önde<br />
gittiğini gösteriyordu. Ancak anketlerin büyük şehirlerde yapıldığı, özellikle kırsal bölgelerde halkın barış<br />
anlaşmasına karşı çıktığı belirtiliyordu.<br />
Kolombiya’da 1964'ten bu yana FARC ile hükümet arasında süren iç çatışmalarda 250 bine yakın kişinin<br />
Eski Devlet Başkanı Alvaro Uribe'nin öncülük ettiği "hayır" kanadı, barış anlaşmasıyla örgüte çok fazla<br />
taviz verildiğini savunuyordu. Hükümet ile FARC arasında yeniden bir müzakere sürecinin başlaması<br />
halinde müzakerelere Kolombiya muhalefetinin tam olarak dahil olup olmayacağı, olursa muhalefetin<br />
taleplerine FARC'ın nasıl karşılık vereceği belirsizliğini koruyor.<br />
1964'te kuruldu<br />
FARC, 1964'te Manuel Marulanda tarafından Kolombiya Komünist Partisi'nin askeri kanadı olarak, toprak<br />
sahibi olmayan köylülerin haklarını zengin sınıflara karşı savunmak amacıyla kurulmuştu. Amacı, ülkede<br />
yönetim sistemini değiştirerek<br />
sosyalist bir rejim kurmak.<br />
Örgütün 7 ile 8 bin arasında üyesi<br />
olduğu tahmin ediliyor. 50 yıldan<br />
fazla bir süredir isyanın sürdüğü<br />
ülkede, 220 bine yakın insan<br />
öldürüldü.<br />
Ülkede 2008 yılında düzenlenen<br />
operasyonlar sonucu üç önemli FARC<br />
lideri öldürülmüştü.
Kolombiya ile FARC Arasında Yeni Barış Anlaşması<br />
Kolombiya hükümeti ve FARC, halkın referandumda varılan barış anlaşmasını reddetmesinin ardından<br />
yeni ve değişmiş bir barış anlaşmasına vardıklarını ilan etti.<br />
Kolombiya hükümeti ve<br />
FARC, ortak açıklamada<br />
yeni anlaşmaya bazı<br />
grupların önerilerinin dahil<br />
edildiğini belirtti.<br />
Barış çabaları için Nobel<br />
Barış Ödülü’nü kazanan<br />
Kolombiya Devlet Başkanı<br />
Juan Manuel Santos, “Bu<br />
daha iyi bir anlaşma” dedi.<br />
Hükümetin müzakere<br />
heyeti başkanı Humberto<br />
de la Calle ile FARC’ın müzakerecisi Luciano Marin söz konusu anlaşmayı Küba’nın başkenti Havana’da<br />
imza attı.<br />
De la Calle önemli bir değişikliğin FARC’ın kurbanlara tazminat konusunda malvarlığını sunması olduğunu<br />
söyledi. De la Calle, “bu uzlaşma birçok eleştiri ve memnuniyetsizliklere çözüm bulma ve hepsinden<br />
önemlisi de Kolombiyalılar olarak bizi birleştirmesi bakımından bir fırsat. Farklılıklara ve farklı vizyonlara<br />
rağmen, diyalog yoluyla ortak noktalara ulaşmanın mümkün olduğunu bir kere daha ispatladık” dedi.<br />
Marquez de yeni uzlaşının tek ihtiyacının, hayata geçmesi olduğunu belirtiyor. Marquez, “Kolombiya<br />
ulusuna yeni bir uzlaşı sunduk, biz bunu Umut Uzlaşısı olarak nitelendiriyoruz, ülkeyi<br />
demokratikleştirecek, haklarını somutlaştıracak” dedi.<br />
Yeni uzlaşma, özel barış mahkemelerinde yabancı gözlemciler bulunsa da yabancı yargıçların olmamasını<br />
öngörüyor. Uzlaşma ayrıca, FARC’ın uyuşturucu ticaretindeki dahiliyeti hakkında “detaylı” bilgi sunmasını<br />
şart koşuyor.
Kolombiya’da barışa ikinci şans<br />
FARC lideri Rodrgio Timoşenko, "Gelecekte sadece sözler Kolombiyalıların yegâne silahı olacak” diye<br />
konuştu. Anlaşma bir fişek kovanından yapılmış kalem ile imzalandı. Kalemin üzerinde "Eğitim bundan<br />
böyle geleceği belirleyecek” yazısı göze çarptı.<br />
İmzalanan barış anlaşması şimdi Kongre’de oylanacak. Ekim ayı başında düzenlenen referandumda halk,<br />
hükümet ile gerilla örgütü arasında varılan ilk barış anlaşmasına kıl payı çoğunlukla hayır oyu vermesi<br />
üzerine barış anlaşmasına ilişkin yeni müzakereler başlatılmıştı.<br />
istemiyor.<br />
Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel<br />
Santos<br />
Barış anlaşmasına muhalefet devam ediyor<br />
Gerilla örgütüyle varılan barış anlaşmasına<br />
karşı çıkanlar, suç işlemiş örgüt üyelerine hafif<br />
cezalar verilecek olmasını, bunlara<br />
parlamentoda vekillik sağlanacak olmasını ve<br />
tarım reformu kapsamında toprak dağılımını<br />
Muhalefet yeni barış anlaşmasını da reddediyor. Eski Devlet Başkanı Alvaro Uribe bu anlaşmaya ve<br />
anlaşmanın Kongre’den geçmesine karşı kitleleri harekete geçireceklerini ilan etti.<br />
FARC üyeleri için sertleştirilmiş cezalar<br />
Yeni anlaşma metni bazı durumlarda FARC üyeleri için sertleştirilmiş cezalar içeriyor ve Farc’ın elindeki<br />
mal varlıklarının da kurbanların tazmini için kullanılmasını öngörüyor.<br />
Kolombiya Devlet Başkanı Santos ülkesindeki iç savaşın sona ermesi için gösterdiği çabalar nedeniyle bu<br />
yıl Nobel barış Ödülü’ne lâyık bulunmuştu. Kolombiya'da güvenlik güçleri, solcu gerilla örgütleri ve sağcı<br />
milislerin karşı karşıya geldiği iç savaşta toplam 220 bin kişi hayatını kaybetmişti.
Kolombiya’dan İspanya’ya Narcos tepkisi<br />
Kolombiya hükümeti, dünyaca ünlü Kolombiyalı uyuşturucu kaçakçısı Pablo Escobar'ı konu alan<br />
"Narcos" adlı dizinin tanıtımı için Madrid'de asılan afişe tepki gösterdi.<br />
ABD merkezli Netflix’in uyuşturucu kaçakçısı Pablo Escobar'ı konu alan dizisi Narcos, Kolombiya’nın<br />
İspanya’ya tepki göstermesine neden oldu. Dizinin Madrid'in merkezindeki Sol Meydanı'nda dev bir<br />
panoda reklamının yer almasına tepki gösteren Kolombiya hükümeti, ülkenin imajının kötülediğini<br />
belirterek afişin kaldırılmasını istedi.<br />
Afişte, Escobar'ı canlandıran aktör Wagner Moura'nın fotoğrafı ve "Oh, beyaz Noel" ifadesi bulunuyor.<br />
‘Beyaz Noel’ ifadesinin kokaine atıfta bulunduğunu belirten Kolombiya hükümeti, bunun ülkenin imajına<br />
zarar verdiğini bildirdi. Kolombiya Dışişleri Bakanı Maria Angela Holguin, Madrid Belediye Başkanı<br />
Manuela Carmena ile temasa geçerek, yaklaşık 15 gündür meydanda sergilenen afişin kaldırılmasını<br />
istedi.<br />
Kolombiya Devlet<br />
Başkanı Juan Manuel<br />
Santos ile birlikte<br />
Çarşamba günü<br />
Madrid'de resmi<br />
temaslarda bulunan<br />
Holguin, İspanyol<br />
basınına yaptığı<br />
açıklamada,<br />
Kolombiya'nın uyuşturucuyla bağlantılı ülke imajını aşmak için çok şeyler yaptıklarını ancak Madrid'deki<br />
dizi afişinde olduğu gibi devam eden ön yargıların ülkeye çok büyük zarar verdiğini vurguladı.<br />
Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos da konuyla ilgili bir radyoya verdiği demeçte "Pablo<br />
Escobar bir katildi ve hiçbir şekilde iyi bir muameleye layık değil. Hiçbir açıdan bir kahraman gibi<br />
gösterilemez" dedi.<br />
Afişin kaldırılması için Kolombiya'da sosyal medyada da kampanyalar başlatıldı.
Kolombiya'da FARC üyelerine af<br />
Kongrenin iki kanadını oluşturan<br />
Temsilciler Meclisi ve Senato'da, nitelikli<br />
suçlara karışmamış FARC isyancılarını<br />
kapsayacak af yasası onaylandı.<br />
Kasım'da Temsilciler Meclisi'nin de onayından geçmişti.<br />
Af yasasından, savaş suçu işlemiş ve insan<br />
hakları ihlalinde bulunmuş isyancılar<br />
yararlanamayacak. Kolombiya halkı, FARC<br />
ile hükümet arasında bu yıl imzalanan<br />
barış anlaşmasını 2 Ekim'de yapılan<br />
referandumda reddetmişti. Hükümet ile<br />
örgüt 24 Kasım'da yeni bir barış<br />
anlaşmasına imza atmış, anlaşma 30<br />
FARC'tan siyasi hayata geçiş için önemli adım<br />
Kolombiya'da yarım asırdır devam eden silahlı çatışmalara son veren barış anlaşmasının<br />
ardından FARC siyasi hayata geçişte çok önemli bir adım attı.<br />
Örgütün 'tarihi' olarak nitelendirdiği gelişmede 6 silahsız FARC üyesi Kolombiya seçim komisyonuna<br />
kaydoldu. Bugünden itibaren ' Barış ve Uzlaşmanın Sesi' üyesi 6 Farc üyesi Kongre'nin alt kanadında<br />
2018'e kadar yer alacak. 6 üyenin oy hakkı olmayacak ancak barış anlaşmasının uygulanması sırasında<br />
FARC'I temsil edecekler ve anlaşmanın kurallarına uyulduğundan emin olacaklar. Barış anlamasının<br />
tamamen uygulanmasının ve FARC'ın tamamen lağvedilmesinin ardından örgüt siyasi parti kuracak.<br />
FARC'ın 2018 genel seçimlerinde yarışa katılması bekleniyor.
Nobel Barış Ödülü Santos’un ellerinde: Tanrı’nın bir lütfu olarak kabul<br />
ediyorum<br />
Norveç’in başkenti Oslo’da düzenlenen törende Nobel Barış Ödülü’nü alan Santos, "Bu ödülü tanrının bir<br />
lütfu olarak kabul ediyorum" dedi.<br />
Ödülü, başta ülkedeki yarım asırlık iç savaşın<br />
kurbanları olmak üzere tüm Kolombiyalılara<br />
ithaf ettiğini söylen Santos, "Bu ödül,<br />
ülkemizde yaşadığımız ve imkansız bir hayal<br />
olarak görülen, yarım yüzyıllık iç savaşın<br />
sonlanmasına büyük katkıda bulunmuştur"<br />
ifadesini kullandı. Santos, yapılan anlaşmayla<br />
Alaska’dan Patagonya’ya kadar tüm Amerika<br />
kıtasının artık barış toprakları olduğunu<br />
söyledi. Kolombiya Devlet Başkanı Santos’a<br />
ödül töreninde eşlik eden heyette,<br />
mağdurların yanı sıra sivil toplum liderleri,<br />
siyasetçiler ve FARC ile yapılan görüşmelere<br />
hükümet adına katılan yetkililer yer aldı. Nüfusu 48 milyonu aşan <strong>Latin</strong> Amerika ülkesi Kolombiya’da<br />
yarım yüzyıldan fazla süren iç savaş, 260 bine yakın kişinin hayatını kaybetmesine ve 6 milyondan fazla<br />
kişinin göç etmesine neden olmuştu.
'House of Cards' dizisi gerçek oldu: Devlet başkanı ve eşi seçimlere<br />
birlikte girecek<br />
Sandinista Partisi'nden Ortega ve eşi Murillo, başkent Managua'da devlet başkanlığı ve yardımcılığı için<br />
resmen adaylıklarını koydu. Ortega, kasım ayında yapılacak seçimlerde 3. dönem için yarışacak. Çiftin<br />
birlikte aday olması 'House of Cards dizisi gerçek oluyor' yorumlarını da beraberinde getirdi.<br />
Başrollerinde Kevin Spacey ve Robin Wright'ın oynadığı<br />
House of Cards dizisinde de Francis Underwood (Kevin<br />
Spacey) ve karısı Claire Underwood (Robin Wright) ABD'deki<br />
başkanlık seçimlerine birlikte katılma kararı alıyordu. Ortega<br />
ve Murillo sabah saatlerinde başkent Managua'daki Yüksek<br />
Seçim Kurulu'na gelerek beraber adaylık başvurusunu yaptı.<br />
'ESAS GÜÇ MURİLLO'NUN ELİNDE'<br />
Halihazırda hükümet sözcüsü olan Murillo da Nikaragua'da<br />
hemen hemen her gün televizyonlara çıkıyor.Yedi çocuk<br />
annesi Murillo'nun tanınmış bir şair olmasının yanı sıra<br />
İngilizce ve Fransızca'yı çok akıcı konuştuğu biliniyor. Çok<br />
sayıda Nikaragualının gücü asıl elinde bulunduran kişinin<br />
Murillo olduğunu düşündüğü belirtilirken muhalifleri, Ortega-Murillo çiftinin ülkeyi derebeylikleri gibi<br />
yönettiğini savunuyor. Ortega, Nikaragua'da Somoza ailesinin diktatörlüğüne son veren devrime öncülük<br />
eden Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin (FSLN) eski militanı. Küba devriminden ilham alan ve iktidarı<br />
1979 yılında ele geçiren Sandinistalar, 1990'lı yıllardaki seçimleri kaybetmişlerdi. Ortega, başarılı bir<br />
seçim kampanyasının ardından 2007 yılında devlet başkanı seçilmişti.
Küba devriminden ilham alan Sandinistaların lideri 3. kez başkan oldu<br />
Devlet başkanlığı için 6 adayın yarıştığı seçim için, kayıtlı 3,8 milyon kayıtlı seçmenden yüzde 65'inin oy<br />
kullandığını belirten Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Roberto Rivas, 92 sandalyeli kongrede de seçime<br />
gidildiğini ancak oyların henüz sayılmaya başlanmadığını ifade etti.<br />
Resmi olmayan sonuçlara göre, oyların yüzde<br />
71’ini alan Ortega ve eşi Rosario Murillo,<br />
ağustos ayında devlet başkanlığı ve<br />
yardımcılığı için adaylıklarını koymuştu.<br />
HOUSE OF CARDS GERÇEK OLDU<br />
Halihazırda hükümet sözcüsü olan 7 çocuk<br />
annesi Murillo’nun eşiyle birlikte aday olması,<br />
'House of Cards dizisi gerçek oluyor'<br />
yorumlarını da beraberinde getirmişti.<br />
Nikaragua’da hemen her gün televizyona çıkan<br />
Murillo, tanınmış bir şair olmasının yanı sıra<br />
İngilizce ve Fransızca'yı çok akıcı konuşuyor.
Şili diktatörü Pinochet'in eşi yolsuzluk iddiaları için ifade verdi<br />
Şili'de eski diktatör Augusto Pinochet'in 94 yaşındaki dul eşi Lucia Hiriart, hakkında yolsuzluk iddiasıyla<br />
açılan davada ifade verdi.<br />
İngiliz Guardian gazetesinin haberine göre, Hiriart, başkent Santiagodaki evinde soruşturma hakimi<br />
Guillermo de la Barraya yöneticisi olduğu vakfa devlet tarafından hibe edilen kamu arazilerinin gelirlerini<br />
usulsüz olarak kullandığı suçlamasıyla ilgili ifade verdi.<br />
Hiriartın, "Cema-Chile" adlı kadın vakfının gelirlerini, 1990lı yıllarda İngilterede kaçak olarak yaşayan<br />
diktatör Pinochet'in İspanya hükümetinin iade talebine karşı verdiği yasal mücadeleyi finanse etmek için<br />
kullandığı iddia edildi.<br />
Hriart'ın kocasının iktidara geldiği 1973ten bu yana başkanlığını yaptığı vakfın, cunta döneminde hibe<br />
yoluyla kamuya ait çok sayıda araziyi devraldığı ve cunta yönetiminin sona ermesinin ardından da satış ve<br />
kira gelirleriyle büyük miktarda varlığı yönettiği belirtildi.<br />
Bu arada Şili hükümetinin, davanın sonuçlanmasıyla birlikte toplam değeri 120 milyon doları bulan 135<br />
mülk ve arazinin kamuya geri kazandırılmasını amaçladığı kaydedildi.
Şili hava kirliliğini azaltmak için 1 milyar dolar harcayacak<br />
Şili Çevre Bakanı Pablo Badenier ve Santiago<br />
Belediye Başkanı Claudio Orrego ülkenin<br />
başkentinde ciddi bir risk oluşturan hava<br />
kirliliğine karşı 10 yıllık önlem planını açıkladı.<br />
Santiago'nun <strong>Latin</strong> Amerika'nın hava kirliliği en<br />
yüksek kentlerinden biri olduğu bilinirken,<br />
kirliliğin azaltılması için 1 milyar dolar<br />
harcanacağı açıklandı.<br />
teleSUR'un haberine göre Şili Çevre Bakanı Pablo<br />
Badenier ve Santiago Belediye Başkanı Claudio Orrego tarafından duyurulan planla, kirlilik yaratan 13 bin<br />
kaynağa sınırlama getirilecek ve sera gazı salınımı yüzde 60 azaltılacak.<br />
"Santiago Nefes Alıyor" isimli planın, 2017 Mayıs'ında başlayacağı belirtildi.<br />
Avrupa'nın sığınmacıları bir tehdit olarak görmesi çok kaygı verici<br />
İspanyol El Mundo gazetesine konuşan Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet, Avrupa'daki<br />
sığınmacı krizine ilişkin, "Büyük kargaşaların olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Avrupa, tarihi değerlerine<br />
karşılık vererek sığınmacıları destekleyeceği yerde sınırlarını kapatmayı tartışıyor, sığınmacıları bir tehdit<br />
gibi görüyor. Bu çok kaygı verici." ifadelerini kullandı.Avrupa'da popülizmin yükseldiğini vurgulayan
Bachelet, İngiltere'nin AB'den çıkma kararının ve Fransa'daki terör saldırılarının Avrupa'daki aşırı sağcı<br />
grupları güçlendirdiğine dikkati çekti.<br />
Banvit, Brezilyalılara Satıldı<br />
Banvit'in yüzde 79,48'ine denk gelen hisselerinin tamamı Brezilyalı BRF S.A.'nın bağlı ortaklığı olan BRF<br />
GmbH'ye satıldı.<br />
Banvit'in yüzde 79,48'ine denk gelen hisselerinin tamamının satışına ilişkin 9 Ocak 2017 tarihinde hakim<br />
hissedarlar ile Brezilyalı BRF S.A.'nın bağlı ortaklığı olan BRF GmbH arasında hisse satış sözleşmesi<br />
imzalandı.<br />
Banvit yaptığı açıklamaya göre şirket sermayesinin yüzde 79,48'ine denk gelen hisselerinin tamamının<br />
satışına ilişkin 9 Ocak 2017 tarihinde hakim hissedarlar ile dünyanın en büyük gıda şirketlerinden olan<br />
Brezilya merkezli BRF S.A.'nın bağlı ortaklığı olan BRF GmbH arasında hisse satış sözleşmesini imzaladı.<br />
"HİSSE SATIŞ SÖZLEŞMESİ İMZLANDI"<br />
Şirketimizin hâkim hissedarları tarafından iletilen güncel bilgiye göre, Şirketimiz sermayesinin yaklaşık<br />
yüzde 79.48'ine karşılık gelen hisselerin tamamının satışına ilişkin olarak 9 Ocak 2017 tarihinde hakim<br />
hissedarlar ile dünyanın en büyük gıda şirketlerinden olan Brezilya merkezli BRF S.A.'nın bağlı ortaklığı
olan BRF GmbH arasında hisse satış sözleşmesi ("Sözleşme") imzalanmıştır.<br />
Yine Şirketimize iletilen bilgiler çerçevesinde, Sözleşme'nin imzalanmasını takiben BRF GmbH ile Katar<br />
merkezli Qatar Investment Authority iştiraki olan Qatar Holding LLC ("QH") arasında, yüzde 60 BRF<br />
GmbH, yüzde 40 ise QH'de bulunmak kaydıyla yeni bir ortaklık ("Yeni Ortaklık") oluşturulacağı ve Yeni<br />
Ortalık'ın Sözleşme tahtında alıcının tüm haklarını devralarak işlemin kapanışı ile birlikte, Şirketimizin<br />
paylarının yüzde 79.48'inin sahibi olacağı anlaşılmaktadır.<br />
Öldürülen Brezilya Büyükelçisi'nin Katili Polis Çıktı<br />
YUNANİSTAN'ın Brezilya Büyükelçisi Kiryakos Amoiridis'in, karısı ile ilişki yaşayan Brezilyalı bir polis<br />
tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı.<br />
YUNANİSTAN'ın Brezilya Büyükelçisi Kiryakos Amoiridis'in, karısı ile ilişki yaşayan Brezilyalı bir polis<br />
tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı.<br />
Brezilyalı yetkililer, büyükelçiyi öldüren kişinin, büyükelçinin eşi Fracois Amoridis ile ilişki yaşayan bir polis<br />
memurunun öldürdüğünü açıkladı.<br />
İsmi Sergio Moreira Filho olan 29 yaşındaki Brezilyalı polisin, işlediği suçu itiraf ettiği belirtildi.
Brezilya'da Kemer Sıkma Önlemleri Protesto Edildi<br />
Brezilya Senatosunun gelecek 20 yıl kamu harcamalarına kısıtlama getiren yasa değişikliğini kabul etmesi<br />
ülkenin birçok eyaletinde protesto edildi.<br />
BBC'nin haberine göre, dün Senatonun tasarruf tedbirleri içeren değişiklikleri onaylamasının ardından<br />
başta başkent Brasilia olmak üzere Brezilya'nın birçok eyaletinde protesto gösterileri düzenlendi.<br />
Brasilia'da protestocuların, bir otobüsü ateşe vermesi ve Globo TV binasına yürümesi üzerine polis sert<br />
müdahalede bulundu. Sao Paulo'da da göstericilerin kamuya ait Sanayi Federasyonuna (Fiesp) saldırdığı<br />
kaydedildi.<br />
Brezilya Devlet Başkanı Michel Temer hükümeti tarafından ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizden<br />
çıkmak için Senatoya sunulan yasa değişikliği paketi 19'a karşı 53 oyla kabul edildi.
Öte yandan muhalifler, harcamalara uzun vadeli kısıtlama getiren değişikliğin gerçekçi olmadığını, daha<br />
çok ülkedeki yoksul kesime zarar vereceğini belirtiyor.<br />
<strong>Latin</strong> Amerika'nın en büyük ekonomisi Brezilya, son yıllarda tarihindeki en ciddi mali krizle mücadele<br />
ediyor.<br />
Brezilya'da Hükümetten Yeni Emeklilik Reformu<br />
SAO Brezilya'da hükümet, ülkenin içinde bulunduğu mali krizden çıkmak umuduyla büyük bir emeklilik<br />
reformu hazırladı.<br />
Devlet Başkanı Michel Temer hükümeti tarafından hazırlanan sosyal güvenlik reformunun bugün<br />
Kongre'ye sunulması bekleniyor.<br />
Emeklilik maaşlarının iyileştirilmesini öngören reformun kabulü, Temer kabinesinin devamı için hayati<br />
önem taşıyor.<br />
Brezilya'nın başkenti Brasilia'da, 30 Kasım'da, kemer sıkma politikalarının Kongrede görüşüldüğü sırada<br />
gösteri düzenleyen binlerce protestocu güvenlik güçleriyle çatışmıştı. Polis, Kongre binasının dışında
araçları ters çevirerek, camlarını kıran binlerce göstericiye göz yaşartıcı gazla müdahalede bulunmuştu.<br />
Çatışmalar, Kongrenin üst kanadı Senatodaki milletvekillerinin ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz<br />
dolayısıyla hükümet harcamalarına kısıtlama getirmeyi öngören yasa tasarısını görüştüğü sırada meydana<br />
gelmişti.<br />
Bolivya'da su krizi büyüyor<br />
Bolivya Devlet Başkanı Morales, uzun süredir ülkeyi etkisi alan şiddetli kuraklık nedeniyle "acil durum"<br />
ilan etti.
Bolivya Devlet Başkanı Eva Morales, uzun süredir ülkeyi etkisi alan şiddetli kuraklık nedeniyle "acil<br />
durum" ilan etti.<br />
Morales yaptığı basın açıklamasında, ulusal ve yerel yönetimlerin su sorunuyla başa çıkmak için tüm<br />
imkanlarını seferber etmesi için talimat verdiğini belirterek, "Bolivyalılara, en kötüsüne hazırlıklı olmaları<br />
tavsiyesinde bulunuyoruz." ifadesini kullandı.<br />
Başkent La Paz'da su depoları ve barajların kurumaya yüz tutması dolayısıyla, kentin yüksek bölgelerine<br />
günde yalnızca 3 saat su veriliyor. Pasifik'teki hava olaylarının yol açtığı sıcak hava ve kuraklık nedeniyle<br />
birçok tarım alanının ve hayvan çiftliğinin zarar gördüğü belirtiliyor.<br />
Bolivya meteoroloji yetkililerinden yapılan açıklamaya göre, ülkede, aralık ayının başlarına kadar yağış<br />
beklenmiyor.<br />
Bolivya'da halk sokaklara döküldü<br />
Güney Amerika ülkelerinden Bolivya'da yedi yıldan bu yana ilk kez halk, hükümeti protesto etmek için<br />
sokaklara döküldü.
Güney Amerika ülkelerinden Bolivya'da yedi yıldan bu yana ilk kez halk, hükümeti protesto etmek için<br />
sokaklara döküldü.<br />
Öğretmenler ve sağlık çalışanlarının greve gitmesiyle La Paz kentinde düzenlenen gösteriye katılım geniş<br />
oldu.<br />
Göstericiler, Devlet Başkanı Evo Morales'in devlete ait zarar eden bir fabrikayı kapatma kararını protesto<br />
etti. Tekstil fabrikasının kapatılması sonucu 800'den fazla kişi işsiz kalmıştı.<br />
Gösteriye katılan madenciler, madenlerde kullanılan dinamitleri patlatırken engelliler de hükümetin<br />
kendilerine verdiği 500 boliviano (yaklaşık 72 dolar) aylığın artırılmasını talep etti.<br />
Engelliler, hükümete bağımsız ve insan onuruna yakışır biçimde yaşamak için aylık ücretlerini artırması<br />
çağrısında bulundu.<br />
Polis, göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve cop kullandı.<br />
Bolivya'da anayasa değişikliği için referandum yapıldı<br />
Bolivyalılar, Devlet Başkanı Morales'in 4. kez seçilmesine imkan tanıyacak anayasa değişikliğini oyladı.
Bolivya'da halk, Devlet Başkanı Evo Morales'in dördüncü kez devlet başkanı seçilmesine imkan tanıyacak<br />
anayasa değişikliği için referanduma gitti.<br />
Referandum sonucu ile ilgili herhangi bir resmi açıklamada bulunulmazken, özellikle Morales'e desteğin<br />
yüksek olduğu kırsal kesimlerde oyların sayım işleminin oldukça yavaş ilerlediği kaydedildi.<br />
Oylama çıkışı yapılan anketler, 10 yıldır görevde olan Morales'in dördüncü defa devlet başkanı<br />
seçilmesine imkan sağlayacak anayasa değişikliğine destek verenler ile karşı çıkanların oranının birbirine<br />
yakın olduğunu gösteriyor.<br />
Ipsos-Apoyo firmasının anketinde, referandumda anayasa değişikliğine "Hayır" diyenlerin oranı yüzde 52<br />
olarak görülüyor.<br />
Morales, referandumu kazanması durumunda 2025 yılına kadar devlet başkanı olma fırsatını elde<br />
edecek.
ABD ile mücadele için devrim' çağrısı<br />
Bolivya Devlet Başkanı Morales, ABD'nin bazı Güney Amerika ülkelerinde varlığını sürdürerek bölgeyi<br />
kontrol etmeyi planladığını öne sürdü.<br />
Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, <strong>Latin</strong> Amerika'nın bütün sosyalist hükümetlerini ABD'ye karşı<br />
yeniden demokratik bir devrim başlatmaya çağırdı.<br />
Morales, Cubavision yayın kuruluşuna verdiği röportajda, ABD'nin <strong>Latin</strong> Amerika'nın ve Karayiplerin<br />
kontrolünü yeniden ele geçirmek istediğini ve bu sebeple özellikle Güney <strong>Amerika'da</strong>ki bazı ülkelerde<br />
hükümetleri kendi sistemine köle ederek varlığını sürdürmeyi planladığını ileri sürdü.<br />
Gelişen <strong>Latin</strong> Amerika ülkelerinin, itibarsız bir kampanya ve istikrarsızlıkla karakterize edilmiş bir savaşla<br />
karşı karşıya olduğunu söyleyen Morales, "Bu, bazı ülkelerde uyanış çağrısı ve Karayipler ile <strong>Latin</strong> Amerika<br />
devrimleri için demokratik, kültürel şartların olgunlaşması adına kalıcı bir müzakerenin başlangıcı olmalı."<br />
ifadesine yer verdi.<br />
Morales, "İş, sosyal yardımları ortadan kaldırmaya ve devleti küçültmeye geldiğinde, bu tepkiye neden<br />
olur dolayısıyla ABD'nin bu ülkelerde oligarşileri, sağcı muhafazakar partileri kullanarak amacına<br />
ulaşabileceğini sanmıyorum." şeklinde konuştu.<br />
Geçen hafta Küba'yı ziyaret eden Morales, Devlet Başkanı Raul Castro ve eski Devlet Başkanı Fidel Castro<br />
ile bir araya gelmişti.
ARJANTİN CLINTON’I İSTEMİŞTİ<br />
ABD başkanı Obama’nın normalleşme adımları attığı ülkeler arasında Arjantin de bulunuyor. Arjantin<br />
düzelen ilişkilerin bozulmasını istemedikleri için başkanlık seçimlerinde Hillary Clinton’u desteklemişti.<br />
Arjantin: İlişkilerde büyük değişiklikler olabilir<br />
Arjantin Dışişleri Bakanı Susana Malcorra ABD seçimleriyle ilgili görüşlerini açıkladığında iki ülke arasında<br />
gergin olan ilişkilerin Barack Obama döneminde düzelmeye başladığını ve Trump'ın seçimleri kazanması<br />
halinde durumun tekrar tersine dönebileceğini söylemişti. Malcorra, Donald Trump'ı 'daha kapalı ve<br />
izolasyoncu' olarak tanımlamıştı.
ABD “KİRLİ SAVAŞ”IN BELGELERİNİ YAYINLADI<br />
ABD, Arjantin'de 'Kirli Savaş' döneminde yaşanan insan hakları ihlallerini içeren yaklaşık 500 gizli<br />
belgeyi daha yayınladı.<br />
ABD hükümeti Arjantin'de 1975 ile 1984 arasındaki cunta döneminde yaşanan insan hakları ihlalleri ile<br />
ilgili yeni gizli belgeleri Aralık ayında yayınladı.<br />
Beyaz Saray'ın yayınladığı 500 yeni belge, Başkan Barack Obama'nın insan haklarını ihlal edenleri<br />
cezalandırma konusunda Arjantin'e verdiği yardım sözü kapsamında yayınlandı. CIA, FBI ve diğer<br />
kurumlara ait belgeler Richard Nixon, Gerald Ford, Jimmy Carter ve Ronald Reagan'ın başkanlık<br />
dönemlerini kapsıyor.<br />
Martta darbenin 40. yıldönümünde Arjantin'i ziyaret eden Obama 2002'de açıklanan yaklaşık 4 bin gizli<br />
belgenin devamının gelebileceğini duyurmuştu.
ARJANTİN’DE ESKİ HAVA KUVVETLERİ KOMUTANINA 25 YIL HAPİS<br />
Arjantin'de 1976-1983 diktatörlük rejimi yıllarında yaşanan kaçırma ve kayıplardan sorumlu tutulan<br />
dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Ömer Graffigna, 25 yıl hapse mahkum edildi.<br />
Mahkeme, insan hakları ve demokrasi eylemcileri Patricia Roisinblit ile eşi Jose Manuel Perez Rojo'nun<br />
1978 yılında kaybolmasıyla ilgili açılan davada yargılanan 90 yaşındaki Graffigna'ya 25 yıl hapis cezası<br />
verdi. Eşi ve 15 aylık kızları Mariana ile tutuklama kampına götürüldüğünde hamile olan Roisinblit,<br />
alıkonuldukları Buenos Aires'deki en büyük tutuklama ve işkence merkezlerinden Donanma Yüksek<br />
Mekanik Okulu'nda doğum yapmıştı. Bir daha kendilerinden haber alınamayan çiftin kızları sonradan<br />
büyükannesine teslim edilmiş, yeni doğan oğulları da evlatlık verilmişti.
ARJANTİN’DE “KIRCHNER”LER DÖNEMİ MUHALEFETİN ZAFERİYLE BİTTİ<br />
Arjantin tarihinde ilk kez seçmenlerin yalnızca iki oy pusulasıyla sandığa gittiği devlet başkanlığı ikinci<br />
tur seçimini kazanan Macri, yeni devlet başkanı oldu.<br />
Arjantin'de, derin ekonomik kriz sonrasında 2003'te yönetime gelen Nestor Kirchner ve ardından eşi<br />
Cristina Fernandez de Kirchner ile 12 yıl süren ‘Kirchner’ler dönemi’ sona erdi.<br />
Ülkedeki devlet başkanlığı seçimlerinin 2. turunda oyların yüzde 99.17'si sayılan oyların 51.40'ını merkez<br />
sağın adayı Mauricio Macri alırken, şimdiki Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner'in desteklediği<br />
Daniel Scioli yüzde 48.60'ta kaldı.<br />
SAĞCILAR İLK KEZ SANDIKLA İKTİDARDA<br />
Macri'nin zaferiyle, Arjantin tarihinde ilk kez sağın, demokrasi dışı yollar yerine seçim sandığıyla yönetime<br />
geldiği belirtiliyor.<br />
2001'DEN BERİ PERONİST OLMAYAN İLK BAŞKAN<br />
Ayrıca Macri'nin 2001'de görevi bırakan Fernando de la Rua'dan sonra, Peronist olmayan ilk devlet<br />
başkanı olacağı kaydediliyor. Arjantin’de 1973-1974 arasında devlet başkanlığı koltuğunda oturan Juan<br />
Peron’un politikalarını destekleyenler ‘Peronist’ olarak nitelendiriliyor.
FITCH RATINGS MEKSİKA’NIN KREDİ NOTUNU DÜŞÜRDÜ<br />
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, 12 Aralık’ta Meksika'nın kredi görünümünü<br />
"durağan"dan "negatif"e çevirdi, "BBB+" seviyesindeki notunu ise teyit etti.<br />
Kuruluştan yapılan yazılı açıklamada, Meksika'nın not görünümünün ekonomik büyümeye ve kamu<br />
borcuna yönelik riskler nedeniyle negatife çekildiği bildirildi.<br />
ABD başkanlık seçimlerini, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşmasını (NAFTA) feshetmek isteyen Donald<br />
Trump'ın kazanmasının ülke ekonomisine yönelik belirsizlikleri artırdığı vurgulanan açıklamada, "Fitch, iç<br />
talep ve ekonomik büyümenin NAFTA'nın yeniden müzakere edilme ihtimali ve ABD'nin göçmenlik<br />
politikalarına yönelik şüpheler nedeniyle ortaya çıkacak yüksek belirsizlikten zarar göreceğine inanıyor."<br />
ifadesine yer verildi.<br />
Açıklamada, Meksika ekonomisinin aynı not grubundaki diğer ülkelere kıyasla daha yavaş büyüdüğü ve<br />
bunun kredi profili bakımından zayıflık oluşturduğu kaydedildi.
TRUMP MEKSİKA’YA DUVAR ÖRMEYE KARARLI<br />
ABD'nin seçilmiş bakanı Donald Trump, kaçak sığınmacı geçişlerini önlemek için Meksika sınırına<br />
örülmesi planlanan duvarın maliyetinin vergilerden karşılanacağını, ancak daha sonra Meksika<br />
hükümetinin bu parayı ABD'ye geri ödeyeceğini belirtti.<br />
Donald Trump ağustos sonunda Meksika’ya gitmişti. Meksika halkı için 'muhteşem insanlar' diyen Trump,<br />
ön seçim kampanyasında göç sorununu çözmeyi vaat ederken aynı Meksika halkı için 'katiller,<br />
tecavüzcüler' yorumlarını yapmıştı.<br />
Donald Trump ABD Başkanı seçilmesi durumunda Meksika'yla olan ilişkileri 5 ana başlık altında<br />
şekillendireceğini de savunmuştu:<br />
• Yasadışı göçün bitirilmesi<br />
• İnşa edilecek bir duvarla iki ülke arasındaki sınırın güvence altına alınması<br />
• Uyuşturucu kartellerinin çökertilmesi ve ABD'ye silah ve uyuşturucu girişinin önlenmesi<br />
• Kuzey Amerika Ticaret Anlaşması'nın (NAFTA) iyileştirilmesi<br />
• İmalatın yarattığı servetin Amerika yarı küresinde kalmasının sağlanması<br />
'MEKSİKA BUNU ÖDEMEYECEK'
Meksika'nın eski devlet başkanı Vicente Fox Quesada ise attığı son tweetinde bu duvarın maliyetinin<br />
Meksika tarafındna karşılanmasının imkansız olduğunu öen sürerek "Trump, kimden isterse istesin ne<br />
ben ne de Meksika'nın geri kalanından hiçkimse böyle ırkçı bir finansmana kaynak olmayacaktır.<br />
FORD 1,6 MİLYAR DOLARLIK MEKSİKA YATIRIMINI İPTAL EDİYOR<br />
Ford Üst Yöneticisi (CEO) Mark Fields, 3 Ocak günü düzenlediği basın toplantısında, Meksika'da<br />
yapacağı ve 1,6 milyar dolara mal olacak fabrikanın iptal edilmesinin planlandığını açıkladı.<br />
Fields, söz konusu plan yerine, Ford'un genel merkezinin de bulunduğu ABD'nin Michigan eyaletinde<br />
şirketin 700 milyon dolarlık yatırım yapacağını ve bunun 700 kişilik yeni istihdam yaratacağını bildirdi.<br />
Ford'un "Focus" adlı otomobil modelini Meksika'da üretmeye devam edeceğini kaydeden Fields, şirketin<br />
"Mustang" ve "Lincoln Continental" araçlarıyla elektrikli otomobillerinin Michigan'da üretileceği bilgisini<br />
paylaştı.<br />
Açıklamanın ardından, Ford'un hisse başına değeri New York borsasında yüzde 3,3 değer kazanırken,<br />
Meksika pesosu ABD dolarına karşı yüzde 0,8 değer kaybetti.<br />
ABD Başkanı seçilen Donald Trump, seçim kampanyası sırasında, Ford'un ve diğer büyük Amerikalı<br />
şirketlerin ülke dışında üretim yapmasını sert bir dille eleştirmiş ve bu firmaların ABD'ye geri<br />
dönerek yurt içinde istihdam yaratması gerektiğini vurgulamıştı.
Trump, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada ABD'nin en büyük otomotiv üreticisi General Motors’un<br />
Meksika’daki üretim faaliyetlerini eleştirmiş, “Ya ABD’de üretim yap ya da büyük bir sınır vergisi öde”<br />
ifadelerini kullanmıştı.<br />
Uzmanlar, Trump'ın ekonomi politikalarına işaret ederek, serbest piyasaya yapmayı planladığı<br />
müdahalelerin uzun vadede Amerikan ekonomisini ve piyasaları olumsuz etkileyebileceği konusunda<br />
uyarıda bulunuyor.<br />
Öte yandan, 20'nci yüzyıl başından itibaren ABD'nin otomotiv merkezi olarak bilinen Michigan eyaletinde,<br />
1970'lerden itibaren Amerikalı şirketlerin üretimlerini ucuz iş gücü nedeniyle Meksika, Güney Amerika ve<br />
Asya'ya taşımasıyla işsizlik artmaya başlamıştı. Michigan eyaletinin en büyük şehri olan Detroit, 2013'te<br />
iflasını açıklamıştı.
MEKSİKA’DA DIŞ İŞLERİ BAKANLIĞINA TARTIŞMALI İSİM<br />
Devlet Başkanı Enrique Pena Nieto, yeni Dışişleri Bakanının, Trump'ın ziyaretini organize ettiği için<br />
eleştirilere konu olmasının ardından Maliye Bakanlığı görevinden istifa eden Luis Videgaray<br />
olduğunu açıkladı.<br />
Nieto, Videgaray'ın bakanlık görevine getirilmesiyle ABD ile diyalog ve bağlantının hızlandırılması ile<br />
ABD'deki yeni hükümetin ilk gününden itibaren yapıcı ilişkilerin temellerinin atılmasının<br />
hedeflendiğini belirtti.<br />
Ayrıca Nieto, "(Yeni Dışişleri Bakanı) Meksikalıların itibar ve egemenliğini zedelemeden ülke<br />
çıkarlarına hizmet edecektir." ifadesini kullandı.<br />
Trump'ın ağustos ayındaki Meksika ziyaretini organize eden Videgaray, bu ziyaretten kısa süre sonra<br />
istifa etmişti. İstifanın ardından açıklama yapan bakanlık sözcüsü, Videgaray'ın bir daha hiçbir kamu<br />
görevine getirilmeyeceğini söylemişti.<br />
Trump'ın Meksika'ya davet edilmesi fikrinin sahibi olduğu ileri sürülen Videgaray, yerel basın ve halk<br />
tarafından eleştirilmişti.
CİNSEL SÖMÜRÜ GÖÇÜ ARTIRDI<br />
Guatemala, El Salvador ve Honduras'ta suç örgütlerinin cinsel sömürü için hedef aldığı kız çocukları ve<br />
kadınlar, aileleriyle Meksika'ya kaçıyor.<br />
El Salvador, Guatemala ve Honduras’ta git gide artan sayılarda kadın, suçluların sistematik olarak genç<br />
kızları seks kölesi olarak hedeflemelerine dair kanıtların artması nedeniyle ülkelerini terk ediyor.
GUATEMALA YATIRIM İÇİN UYGUN DEĞİL<br />
MODDY’S Guatemala’nın yatırım yapılabilir seviyenin bir basamak altında olduğunu söyledi.<br />
EN yükseği ‘Aaa’ ve en düşüğü ‘D’ ile ülkeleri 10 farklı notla değerlendiren Moody’s, Güney Afrika,<br />
Brezilya, Malezya, Endonezya gibi ülkeleri yatırım yapılabilir ülke seviyesinde değerlendirirken, Türkiye<br />
gibi yatırım yapılabilir seviyenin bir basamak altında olan ‘Ba1’ notu ile değerlendirdiği ülkeler arasında<br />
Guatemala da bulunuyor.
YOLSUZLUKLA SUÇLANAN 3 BAKAN TUTUKLANDI<br />
Guatemala’daki yolsuzluk soruşturmasında 3 eski bakan tutuklandı.<br />
Eski Devlet Başkanı Otto Perez Molina'nın doğum günlerinde ev, tekne ve helikopter gibi hediyeler almak<br />
için kamu fonlarından 4,3 milyon dolar harcadıkları iddia edilen eski savunma bakanları Ulises Anzuelo ve<br />
Manuel Lopez Ambrosio ile eski İçişleri Bakanı Mauricio Lopez Bonilla’nın kara para aklama ve komplo<br />
kurma suçlarıyla karşı karşıya olduğu belirtildi.<br />
Sputnik'in haberine göre, İçişleri Bakanı Francisco Rivas yolsuzluk soruşturması kapsamında eski Enerji<br />
Bakanı Erick Archila ve eski İletişim Bakanı Alejandro Sinibaldi hakkında da uluslararası tutuklama kararı<br />
çıkartıldığını kaydetti.
AB ile Küba anlaşması tamamlandı<br />
AB'nin Dış İlişkilеr Yüksеk Tеmsilcisi Fеdеricа Mоghеrini, Küba Dışişleri Bаkаnı Brunо Rоdriguеz ve AB<br />
dışişlеri bаkаnlаrı ikili ilişkilerin çеrçеvеsini bеlirlеyеcеk оlаn anlaşmayı Brüksеl'de imzаlаdı.<br />
AB’nin Dış İlişkilеr Yüksеk Tеmsilcisi Fеdеricа Mоghеrini, Küba Dışişleri Bаkаnı Brunо Rоdriguеz ve AB<br />
dışişlеri bаkаnlаrı ikili ilişkilerin çеrçеvеsini bеlirlеyеcеk оlаn anlaşmayı Brüksеl’de imzаlаdı.<br />
AB’nin Dış İlişkilеr Yüksеk Tеmsilcisi Fеdеricа Mоghеrini, Küba ile imzаlаnаn аnlаşmаnın siyasi önеminе<br />
vurgu yаpаrаk, anlaşmayı “bir dönüm nоktаsı” оlаrаk nitеlеdi.<br />
HEDEF KÜBA’NIN MODERNLEŞMESİ<br />
AB, аnlаşmаnın Küba’nın еkоnоmik ve sоsyаl аçıdаn mоdеrnlеşmеsinе hizmеt еtmеsini ümit еdiyоr. AB,<br />
Küba ile ilişkilerin nоrmаllеştirilmеsi kаrşılığındа ülkеdеki insаn hаklаrı durumunun iyilеştirilmеsini<br />
öngören 1996 yılından kаlmа bir anlaşma mаddеsini isе iptаl еtti. Ancаk yеni anlaşma “İnsаn Hаklаrı<br />
Temel Prеnsiplеri” bаşlığı аltındа her iki tаrаfın görüş аlışvеrişindе bulunmаsını öngörüyоr.<br />
Anlаşmаnın tаm аnlаmıylа yürürlüğе girеbilmеsi için Avrupа Pаrlаmеntоsu ile AB ülkеlеrinin аnlаşmаyа<br />
yeşil ışık yаkmаlаrı аyrıcа anlaşmayı tаsdik еtmеlеri gеrеkiyоr.<br />
2003’TE BAŞLAYAN YAPTIRIMLAR 2008’DE KALDIRILDI<br />
AB, 2003 yılındа Küba’dаki gаzеtеcilеrin ve аktivistlеrin siyasi sоruşturmаlаrа mаruz kаlmаsı gеrеkçеsiylе<br />
kоmünist Küba’yа kаrşı yаptırım kаrаrı аlmıştı.<br />
Brüksеl ile Hаvаnа arasında 2008 yılından itibaren yеnidеn diyalog bаşlаtıldı. 2014 yılından itibaren de<br />
ilişkilerin nоrmаllеşmеsinе yönеlik görüşmeler dеvrеyе girdi. Söz kоnusu anlaşma üzеrindе yаklаşık iki yıl<br />
bоyuncа Küba Devlet Başkanı Rаul Cаstrо lidеrliğindе görüşmeler sürdürülmüştü.<br />
ABD-KÜBA İLİŞKİLERİNDEKİ NORMALLEŞMENİN YANSIMALARI<br />
2016’nın mаrt аyındа AB ile Küba arasında ilişkilerin nоrmаllеştirilmеsinе yönеlik bir siyasi diyalog ve<br />
işbirliği аnlаşmаsı imzаlаndı. Küba şimdiyе kаdаr AB ile işbirliği аnlаşmаsı оlmаyаn tеk Lаtin Amеrikа<br />
ülkеsi kоnumundаydı. ABD ile Küba arasındaki sоğuk dönеm her iki ülkеnin büyükеlçiliklеr аçmаsı ve<br />
ABD’nin Küba’yı tеrörist dеvlеtlеr listеsindеn çеkmеsitutmuş, bu
Uruguaylı Diktatör Alvarez, Öldü<br />
Uruguay'ın eski diktatörü General Gregorio Alvarez, 91 yaşında öldü.<br />
Hava Kuvvetleri Merkez Hastanesi'nden yapılan açıklamada, hapishanede olan Alvarez'in 14 Aralık'ta<br />
kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdiği bildirildi.<br />
Ülkede 1973'te yapılan darbede yer alan Alvarez, 1978'de Genelkurmay Başkanı olmuştu. 1981'de Devlet<br />
Başkanlığı görevine gelen Alvarez, 1984'te yönetimi sivil bir hükümete devretmeyi kabul etmişti.<br />
Askeri rejim sırasında insanlık suçu işlemekten hakkında açılan dava çerçevesinde 2007 yılında<br />
tutuklanarak cezaevine konulan eski diktatör Alvarez, 2009 yılında 37 siyasi mahkumun Buenos Aires'ten<br />
Montevideo'ya kaçak yollardan getirilmeleri ve öldürülmelerine yardımcı olmak suçundan 25 yıl hapse<br />
mahkum edilmişti.
Uruguay'a İsrail'den 20 milyon dolarlık guvenlik merkezi<br />
12 bin Yahudi'nin yaşadığı ve Amerikalıların kumar cenneti Uruguay'a İsrailli firmaların 20 milyon<br />
dolarlık yatırımıyla bir güvenlik merkezi açıldı.<br />
Uruguay, İsrail teknolojisi ile yapılan 20 milyon dolarlık güvenlik merkezini açıyor.<br />
Plaka Tanıma özellikli yüksek çözünürlüklü kameralar da dahil olmak üzere donanım ve yazılım<br />
ekipmanlarından oluşan güvenlik merkezi Uruguay'ın turizm şehri Punta del Este'nin yakınlarında açıldı.<br />
Salı günü Maldonado'da açılan 20 milyon dolarlık video gözetim izleme merkezi açılışına Uruguay<br />
savunma bakanı, Maldonado belediye başkanı, Uruguay'daki İsrail büyükelçisi ve İsrail şirketleri Elbit ve<br />
Noa'nın temsilcileri katıldı.<br />
Gelecek sene tam olarak faaliyete geçecek olan merkez, 375 noktaya yerleştirilen 1.200 kameradan<br />
oluşuyor.<br />
Büyükelçi Nina Ben-Ami, AJN haber ajansına verdiği demeçte, "İsrail'in en iyi teknoloji ve bilgisini<br />
Uruguay'a getirme hayalinin gerçekleştiğini görmek beni çok mutlu etti," dedi.<br />
Punta del Este Yahudi cemaati yöneticisi Fabian Schamis, kuruluşun bir üyesi olmaktan gurur duyduğunu<br />
söyledi. Schamis, "Bugünden itibaren hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Kentteki güvenlik seviyesi<br />
yükselecek. Bu, sıradan vatandaşlar için, turist için, herkes için faydalı bir hizmet "dedi.<br />
Yaklaşık 85.000 nüfusa sahip olan Maldonado, Güney Amerikalılar için önde gelen bir turizm ve kumar<br />
bölgesi olan komşu Punta del Este'nin bir uzantısı olarak güçlü bir otel ve ticaret endüstrisine bulunuyor.<br />
Bir Yahudi belediye başkanına sahip olan Punta da güvenlik merkezinden bazı gözetleme kameralarını<br />
alacak.<br />
Uruguay'da 3.4 milyonluk nüfusun 12.000'i Yahudi.
Uruguay'ın sınır güvenliği ASELSAN'a emanet<br />
ASELSAN, geçen yıl Uruguay Kara Kuvvetleri ile imzaladığı sözleşme kapsamında başlattığı mobil sınır<br />
güvenlik sistemi çalışmalarını tamamladı.<br />
ASELSAN, Uruguay Kara Kuvvetleri için hazırlanan ve her türlü koşullarda gözetleme yapabilen mobil sınır<br />
güvenlik sistemlerini teslim etti.<br />
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, ASELSAN, 2013 yılında Uruguay Kara Kuvvetleri ile imzaladığı<br />
sözleşme kapsamında başlattığı mobil sınır güvenlik sistemi çalışmaları tamamlayarak, teslimatları<br />
gerçekleştirdi. Proje kapsamında teslim edilen ASELSAN Mobil Sınır Güvenlik Sistemleri'nde yer<br />
alan ekipmanlar, Uruguay tarafından sağlanan araçlara monte edildi.
Sistemde ASELSAN gözetleme radarları (ACAR) ve ASELSAN termal kameraları ile gece ve gündüz, her<br />
türlü hava koşullarında gözetleme yapılabiliyor. Araçlardaki kontroller, Uruguay için özel geliştirilen<br />
güvenlik kontrol yazılımı ile gerçekleştiriliyor. Elde edilen söz konusu bilgiler, daha önceden belirlenen<br />
güvenlik yönetim merkezinde toplanıyor.<br />
Küba'nın efsane lideri Fidel Castro öldü<br />
Küba'nın efsanevi lideri, 90 yaşında hayata gözlerini yumdu. Castro'nun ölümü, uluslararası haber<br />
ajansları tarafından son dakika olarak dünyaya geçildi. Naaşı bugün yakılacak Küba lideri için resmi<br />
cenaze töreni 4 Aralık'ta.<br />
Küba'nın efsanevi lideri Fidel Castro, 90 yaşında hayata gözlerini yumdu.<br />
Fidel Castro'nun kardeşi Küba Devlet Başkanı Raul Castro, yeşil askeri üniformasını giyerek televizyondan<br />
yaptığı açıklamada, "Küba devriminin komutanı bu akşam saat 22.29'da öldü" dedi.<br />
Raul Castro, ağabeyinin naaşının gün içinde yakılacağını söyledi. Küba lideri açıklamasını, devrimin sloganı<br />
olarak bilinen "Her zaman zafere kadar" sözleriyle bitirdi.
Küba'dan Suriyeli çocuklar için 930 bin dolarlık aşı yardımı<br />
Suriyeli yetkililer, Küba'nın ülkelerine 293,650 doz menenjit aşısı gönderdiğini duyurdu.<br />
Tıp alanındaki uygulamaları ile övgü toplayan Küba, 6 yıldır çatışma ve kriz içindeki Suriye'deki<br />
çocuklar için 930 bin dolar değerinde menenjit aşısı yolladı.<br />
930 bin dolar değerindeki aşılar, abluka altındaki Suriyeli çocuklar için hayati önem taşıyor. Suriye'nin Dış<br />
Ticaret Müsteşarlığı, aşıların gönderilmesinin Suriye ve Küba hükümeti arasında imzalanan bir anlaşmaya<br />
dayandığını duyurdu. Buna göre Suriye'nin borçları, bir dizi Küba ilacının ülkeye gönderilmesi karşılığında<br />
ödenmiş sayılacak. 2016'da Küba hükümeti, difteri, tetanoz, boğmaca, Hepatit B ve influenza ile<br />
savaşmak için Suriye'ye aşılar gönderdi. Suriye hükümeti ayrıca, çocukları etkileyen beş bulaşıcı hastalığa<br />
karşı da Küba'dan aşı ithal etti.
Küba’dan ABD’ye ilk ihracat<br />
Granma gazetesi, 50 yıldan uzun bir süreden sonra ilk kez Küba’dan ABD’ye ihracat yapılacağını yazdı.<br />
Habere göre, Küba, bir sonraki hafta ABD’ye 40 ton odun kömürü ihraç edecek.<br />
Küba'da yayınlanan Granma gazetesi, CubaExport ve Amerikan Coabana Trading'in odun kömürü satışı<br />
konusunda anlaşma imzaladığını yazdı.<br />
Buna göre, CubaExport, bir sonraki hafta 40 ton odun kömürü ihraç edecek.<br />
Granma’nın haberine göre Coabana Trading, ton başına 420 dolar yani yaklaşık 400 euro ödeyecek. Firma<br />
başkanı Scott Gilbert, gazetecilere yaptığı açıklamada “anlaşmanın ABD ve Küba arasındaki köprüde bir<br />
sonraki temel olacağını” söyledi.<br />
ABD'nin 1962 yılında Küba'ya yönelik çıkardığı ticari ambargo hala yürürlükte olsa da ABD Başkanı Barack<br />
Obama, bazı istisnai kurallar getirmişti.<br />
Tarım kooperatiflerinin kahve gibi belirli ürünlerinin yeniden ABD'ye ihracına izin vermişti. Ancak tütün,<br />
alkol ve madenler gibi Küba için önemli ihraç ürünleri bu kapsamda bulunmuyor.<br />
Yılda 40-80 bin ton odun kömürü ihracatı
İki ülke yıllar süren gerginlik sonrası 2015 yılının temmuz ayında diplomatik ilişkilere yeniden başlamıştı.<br />
Ancak Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu ABD Kongresi, şu ana dek ticari ambargoyu tamamen<br />
kaldırmaya yanaşmadı.<br />
Küba, yılda başta Avrupa'ya olmak üzere 40 bin ile 80 bin ton arasında odun kömürü ihraç ediyor.<br />
Google Küba'ya hızlı internet götürüyor<br />
88 yıl sonra 2016 yılının mart ayında Küba'yı ziyaret eden ilk ABD Başkanı olan Barack Obama orada<br />
yaptığı konuşmada internetin önemine vurgu yapmıştı. Bugünse Google Küba'ya hızlı internet götürmek<br />
için etkili bir adım attı.<br />
Küba'nın telekomünikasyon şirketi Etecsa ile Google arasında imzalanan anlaşma Karayipler'deki ada<br />
ülkesinin kaderini sonsuza kadar değiştirebilir.<br />
İnternet bağlantısının çok daha hızlı olması için Google Etecsa ile bir anlaşma imzaladı. Kübalılar için<br />
internete bağlanmak artık bir sorun olmaktan çıkıyor.
Havana'da imzalanan tarihi anlaşma uyarınca Google; Gmail, YouTube gibi servislerinin çok daha hızlı<br />
çalışması için çalışma başlattı. Bundan böyle Kübalılar yüksek bant genişliği gerektiren YouTube'un en<br />
sevilen videolarını ön belleğe alarak gecikme yaşamadan izleyebilecek.<br />
Küba bilindiği gibi dünyanın çevrim içi en düşük bağlantılarından birine sahip. Bu da halkın evinden<br />
internete bağlanabilmesine izin vermiyor.<br />
Havana'daki imza töreninde Google Başkanı Eric Schmidt de yer aldı. Elbette hızlı internetin Küba halkı<br />
için bir de maliyeti var. Hızlı erişim noktalarından internete bağlanmak için halkın saatine 2 dolar ödemesi<br />
gerekiyor.<br />
Trump'tan Küba anlaşmasını sonlandırma uyarısı<br />
ABD Başkanlığına seçilen Trump, Küba'nın daha iyi bir anlaşmaya yanaşmaması halinde Obama yönetimi<br />
dönemindeki anlaşmaları sonlandıracağını bildirdi.<br />
ABD Başkanlığına seçilen Donald Trump, Küba ile Barack Obama yönetiminin vardığı anlaşmaları<br />
sonlandırabileceği uyarısı yaptı.<br />
Trump, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Eğer Küba, Küba halkı, Kübalı-Amerikalılar ve tüm ABD<br />
için daha iyi bir anlaşmaya yanaşmazsa mevcut anlaşmayı sonlandıracağım." ifadesini kullandı.
Obama yönetimi, Küba ile ABD arasındaki yaklaşık 50 yıllık husumete son vermiş ve başta diplomatik<br />
ilişkiler olmak üzere çeşitli konularda anlaşmalar yapmıştı.<br />
Obama, 88 yıl sonra Küba'yı ziyaret eden ilk ABD başkanı olmuştu.<br />
Trump, eski Devlet Başkanı Fidel Castro'nun ölümünün ardından da Küba devriminin lideri için "zalim<br />
diktatör" nitelendirmesinde bulunmuş, yönetimi devralmasının ardından Küba halkının özgürlüğe<br />
kavuşması için çaba sarf edeceğini belirtmişti.