20.01.2018 Views

CAMİA - 19 Ocak 2018 | 2 Cemâziyelevvel 1439 — Sayı 120

Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org

Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> | 2 <strong>Cemâziyelevvel</strong> <strong>1439</strong> <strong>—</strong> <strong>Sayı</strong> <strong>120</strong><br />

HASENE<br />

ARAKANLILARA<br />

90 TON GIDA<br />

YARDIMI<br />

s. 21<br />

GENEL MERKEZ<br />

FAIR: “Avrupa okullarında yapısal<br />

ırkçılık var.”<br />

s. 7<br />

AİLE<br />

Paylaşıldıkça çoğalan ibadet,<br />

sadaka<br />

s. 14<br />

KÜLTÜR VE SANAT<br />

Gelecek nesillerimiz için infak edelim s. 12-13<br />

Vakıf Kültürümüz<br />

s. 23<br />

İNFAK KAMPANYASI<br />

İnfak ile 11 yeni müessese<br />

kuruluyor<br />

IGMG Sosyal Hizmetler Başkanlığının koordinatörlüğü ile <strong>2018</strong> yılı<br />

İnfak Kampanyası çerçevesinde 11 yeni proje hayata geçiriliyor.<br />

EĞİTİM BAŞKANLIĞI<br />

Çocuk Kulübü umrede de<br />

hizmetinizde<br />

Eğitim Başkanlığı bünyesinde çocuklara hizmet veren Çocuk Kulübü<br />

Karınca Kadir ve Esma ile birlikte aralık umresindeydi.<br />

İslam Toplumu Millî Görüş Sosyal Hizmetler<br />

Başkanlığının koordinatörlüğünde<br />

gerçekleştirilecek olan <strong>2018</strong> İnfak Kampanyası<br />

başladı. Kampanya çerçevesinde Belçika,<br />

Fransa, İsviçre, Hollanda ve Almanya’da<br />

cami de bulunan çeşitli eğitim müesseseleri<br />

hayata geçirilecek. İnşaat çalışmaları devam<br />

eden desteklenecek olan projelerin bu kampanya<br />

ile planlanan vakitte bitirilmesi planlanıyor.<br />

Kampanya çerçevesinde Avrupa’da yaşayan<br />

Müslümanların gönül birliği bir kez<br />

daha pekiştirilmiş olacak. Katılımın en<br />

azından IGMG’ye bağlı Avrupa, Kanada ve<br />

Avustralya’daki tüm cami ve teşkilatlarda<br />

aynı heyecanla devam etmesi bu gönül birliğinin<br />

daha da kuvvetleneceğini gösteriyor.<br />

Avrupa Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği<br />

EMUG e. V. başta olmak üzere, Avrupa<br />

Camileri Kurma ve Yaşatma Derneği UECM,<br />

Belçika Müslüman Topluluğu CMB, Hollanda<br />

Cami Yapma ve Yaşatma Vakfı NMOG,<br />

Brühl İslam Toplumu IGB, İsviçre İslam<br />

Toplumu SIG gibi Avrupa’da Müslümanlara<br />

yüzlerce müessese kazandıran kuruluşların<br />

organize ettiği <strong>2018</strong> İnfak Kampanyası’nın<br />

koordinatörlüğünü yine IGMG Sosyal Hizmetler<br />

Başkanlığı yapıyor. Bu işbirliği çerçevesinde<br />

Fransa’da, Hollanda’da ve Belçika’da<br />

ikişer olmak üzere Almanya’da 4 ve İsviçre’de<br />

bir eğitim merkezi hizmete açılacak. Böylece<br />

kampanya ile toplamda 11 yeni müessese Avrupalı<br />

Müslümanların hizmetine sunulacak.<br />

Hizmete sunulacak müesseselerin isim<br />

ve bulundukları yerler ise şöyle: Düsseldorf<br />

Mevlana Anaokulu, Alpes Yatılı Eğitim ve<br />

Hafızlık Merkezi, Doğu Fransa Belfort İlkokulu,<br />

Güney Hollanda Uden Anaokulu, Köln<br />

Brühl Hafızlık ve Eğitim Merkezi, İsviçre<br />

Bölge Binası ve Eğitim Merkezi, Ruhr-A Bergkamen<br />

(Kız) Eğitim Kurumu, Hessen Raunheim<br />

Anaokulu ve İrfan Yurdu, Kuzey Hollanda<br />

Enschede Eğitim ve Hafızlık Merkezi,<br />

Belçika İbn-i Sina İslami İlimler Enstitüsü ve<br />

Okulu, Belçika La Vertu Charleroi Anaokulu<br />

ve İlkokulu.<br />

Hayırlı faaliyetlerde hep öncü olan IGMG<br />

2012 yılından <strong>2018</strong> yılına kadar Avrupa’da İslam<br />

toplumunun manevi can damarları olan<br />

eğitim kurumlarından 36 tanesini Müslümanların<br />

infakıyla desteklemiş, eğitim hizmetine<br />

sunmuş bulunuyor. Bu sene yine<br />

programına aldığı 11 eğitim kurumuyla bu<br />

sayının 47’ye çıkması öngörülüyor. Her birisi<br />

hakiki manada birer “sadaka-i câriye” olan<br />

eğitim merkezlerinin hayata geçirilmeleri<br />

infaklarla gerçekleşiyor. İnfaklar camilerdeki<br />

görevliler tarafından toplanacak.<br />

Eğitim Başkanlığı, IGMG Hac-Umre ve<br />

Seyahat İşleri Başkanlığı ile 2012 yılından bu<br />

yana ortak bir çalışmaya imza atarak paskalya<br />

ve aralık umresinde Çocuk Kulübü ile birlikte<br />

çocuklara hizmet veriyor. Geçtiğimiz<br />

aralık ayında toplam 168 çocuğu ağırlayan<br />

Çocuk Kulübü saat 10.00 ile 18.00 arasında<br />

hizmet verdi. Uzman eğitimciler ile birlikte<br />

Mekke ve Medine’de Erkam Sohbetleri,<br />

farklı oyun ve el becerileri etkinlikleri, müze<br />

gezileri ve hurma bahçesi ziyaretleri gibi çocuklara<br />

yönelik birçok etkinlik düzenlendi.<br />

Hayatın içinden<br />

Mekke ve Medine’de çocuklara özel olarak<br />

İslam’ın temel prensipleri öğretildi, Harem-i<br />

Şerif’in ve Mescid-i Nebevî’nin ehemmiyeti<br />

ve Efendimizin hayat mücadelesi anlatıldı.<br />

Umreyi değerlendiren Çocuk Kulübü Başkanı<br />

Fatma Demir ailelerin ve çocukların umre<br />

hizmetinden memnun kaldıklarını ifade<br />

ederek şunları söyledi: “Mekke ve Medine’de<br />

çocuklarımıza özel programlar sunduk.<br />

Umre boyunca onlara kul olmanın getirdiği<br />

sorumlukları, Allah ve Peygamber sevgisini<br />

öğrettik.” s. 9<br />

• Fıkıh Köşesi s. 12<br />

• İnsan, iman ve infak! s.13<br />

• Hadis Günlüğü: Kargaşa dönemlerinde salih amelin değeri s. 13<br />

EĞİTİM BAŞKANLIĞI<br />

s.<br />

7<br />

KADINLAR TEŞKİLATI<br />

DANİMARKA<br />

GT ABİ-KARDEŞ<br />

s. s.<br />

8 16<br />

s. 25<br />

Bölge ve şubeler kış tatilini<br />

eğitimle değerlendirdi<br />

IGMG Eğitim Başkanlığının Kış Tatil Kursları<br />

teşkilata bağlı bölge ve şubeler ile eğitim kurumlarında<br />

gerçekleştirildi.<br />

Daha doğru ve güzel bir tilavet<br />

için Al Huda’da buluşuldu<br />

IGMG Kadınlar Teşkilatı bu yılki Al Huda<br />

Kursu’nu Almanya’nın Meschede kentinde<br />

gerçekleştirdi.<br />

“Cemaatle interaktif bir<br />

iletişim gerekiyor.”<br />

Danimarka Bölgesi’nde İmam Hatipler Toplantısı<br />

gerçekleştirildi.<br />

“Biriz, Beraberiz, Abi-Kardeşiz.”<br />

Gençlik Teşkilatı (GT) Ortaöğretim Başkanlığı<br />

23-29 Aralık tarihleri arasında Abi-Kardeş<br />

Haftası’nı gerçekleştirdi.


camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />

Değerli<br />

Kardeşlerim<br />

İçindekiler<br />

Cenâb-ı Hak Bakara suresi 3’üncü ayetinde<br />

inananlardan bahsederken “Onlar ki gayba<br />

iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine<br />

verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.”<br />

buyuruyor. Yani infak etmek, sadaka<br />

vermek ya da Allah yolunda harcama yapmak<br />

iman ve namazın ardından zikredilecek kadar<br />

önem taşıyor. Nitekim İslam’ın ilk günlerinden<br />

beri inananlar mallarıyla da mücadele etmiş,<br />

onların bu fedekârlıkları sayesinde kentler,<br />

medreseler en önemlisi de büyük ve köklü<br />

bir İslam medeniyeti oluşturulmuştur.<br />

Bu anlayıştan hareketle teşkilatımızın<br />

Sosyal Hizmetler Başkanlığı sorumluluğunda,<br />

“İnfak Kampanyası” adı altında birkaç yıldır<br />

devam eden kampanyalarla eğitim başta olmak<br />

üzere pek çok alanda hizmet sunuyoruz.<br />

<strong>2018</strong> İnfak Kampanyası ile de 11 yeni müessesenin<br />

oluşturulması planlanıyor. Siz değerli<br />

idarecilerimizin ve cemaatimizin şimdiye dek<br />

olduğu gibi bu yıl da kampanyaya gereken<br />

desteği vereceğinize inanıyor, Allah Teâlâ’dan<br />

infaklarımızın sadaka-i câriyelerimiz olarak<br />

kabul etmesini niyaz ediyorum.<br />

Hepinizin bildiği üzere hac ve umre çalışmalarımızı<br />

yıllardır başarıyla gerçekleştiriyoruz.<br />

Bu yıl bir yeniliğe imza atarak Avrupa’da<br />

ilk defa görme engelli kardeşlerimize umre<br />

imkânı sunduk. Aslolan gözlerin değil, gönüllerin<br />

görmesidir anlayışından hareketle<br />

düzenlediğimiz bu umre organizasyonu vesilesiyle<br />

başta Hac Umre ve Seyahat Birimi<br />

ve Eğitim Başkanlığımız olmak üzere emeği<br />

geçen tüm kardeşlerimi kutluyorum. Rabbim<br />

daha nice “ilk” başarılara imza atmayı bizlere<br />

nasip etsin.<br />

Kardeşlerim, gençlik dönemi insanın en<br />

verimli çağı olduğu gibi aynı zamanda hayatına<br />

yön verdiği dönemdir de. Bundan dolayı<br />

gençliğimizde içinde bulunduğumuz ortamlar,<br />

arkadaş çevremiz, düşüncelerimiz, ideallerimiz<br />

peşinden koştuğumuz hedeflerimiz ve<br />

hayallerimiz aslında ileriki yaşlarda nasıl bir<br />

hayat yaşayacağımızın da göstergesidir. İşte<br />

bu bilinçle gençlerimizin bir Müslüman gence<br />

yakışır şekilde eğitim alması, yaşaması, İslam<br />

ahlakıyla ahlaklanması için gençlik teşkilatlarımız<br />

çok geniş bir çerçevede hizmet sunuyor.<br />

Bunlardan biri de Abi-Kardeş ve Abla-Kardeş<br />

çalışmaları. Bu gruplarda zaman zaman abla<br />

veya ağabeyleriyle bir araya gelen yavrularımız<br />

hem onların tecrübelerinden istifade<br />

ediyor hem de ders, okul, aile, arkadaşlık gibi<br />

çeşitli alanlardaki sıkıntılarına çözümler buluyorlar.<br />

Bundan dolayı teşkilatımıza mensup<br />

olsun veya olmasın tüm ailelerden çocuklarını<br />

Abi-Kardeş ve Abla-Kardeş gibi gençlik<br />

çalışmalarımıza katılmaya teşvik etmelerini<br />

istirham ediyorum. Bu gibi fırsatları iyi değerlendirelim<br />

inşallah.<br />

Gündemden<br />

İşyerinde başörtüsü kararı: Ayrımcılık yok s. 4<br />

İslamofobi Gözlem Merkezi kuruluyor s. 4<br />

Türk azınlık mensuplarıyla ilgili yasal düzenlemeye onay s. 4<br />

İşyerinde başörtüsü kararı: Ayrımcılık yok s. 5<br />

1.100 yeni konut inşa edilecek s. 5<br />

Genel Merkezimizden<br />

“Bizim işimiz insanlara ulaşmaktır.” s. 6<br />

“Avrupa okullarında yapısal ırkçılık var.” s. 7<br />

Kış tatili eğitimle değerlendirildi s. 7<br />

Daha doğru ve güzel bir tilavet için Al-Huda’da buluşuldu s. 8<br />

“Toprağa dokunmalarını ve hissetmelerini istedik.” s. 9<br />

Karınca Kadir ve Esma umrede çocuklarla buluştu s. 9<br />

Hayatın İçinden<br />

Fıkıh Köşesi s. 12<br />

İnsan, iman ve infak s. 13<br />

Hadis Günlüğü s. 13<br />

Aile<br />

Paylaşıldıkça çoğalan ibadet, sadaka s. 14<br />

Bölgelerimizden<br />

“Cemaatle interaktif bir iletişim gerekiyor.” s. 16<br />

Namaz uykudan hayırlıdır s. 16<br />

Umreciler dönüyor s. 17<br />

Gönüllerin sultanı anıldı s. 18<br />

Rahman Camii idarecileri kampta s. 18<br />

“Mescid-i Aksâ’yı ziyaret etmeliyiz.” s. <strong>19</strong><br />

“İnfak edenler mahzun olmayacaklar.” s. <strong>19</strong><br />

Kur’an’a geçiş töreni s.<strong>19</strong><br />

Hasene<br />

Hasene Mekke’de stant açtı s. 20<br />

Hannover’de sıcak çorba ikramı s. 20<br />

Arakanlılara 90 ton gıda yardımı s. 21<br />

Türkiye’de 5 noktada acil yardım çalışmaları sürüyor s. 21<br />

Kültür ve Sanat<br />

Vakıf kültürümüz s. 23<br />

Fotoğraflarla Faaliyetler s. 24<br />

Gençlik<br />

“Biriz, Beraberiz Abi-Kardeşiz.” s. 25<br />

Abi-Kardeş Haftası hakkında ne dediler? s. 26<br />

Gençlerden kısa haberler s. 28<br />

Impressum | Künye<br />

Herausgeber | Yayıncı<br />

IGMG - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V.<br />

İslam Toplumu Millî Görüş (Amtsgericht Köln, VR 17018)<br />

Generalsekretariat<br />

Genel Sekreterlik<br />

Bekir Altaş (V. i. S. d. P.)<br />

Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln<br />

T +49 221 942240-244 • F 49 221 942240-201 • www.igmg.org • camia@igmg.org<br />

Postanschrift | Adres<br />

camia • Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln • T +49 221 942240-244<br />

Chefredakteurin | Genel Yayın Yönetmeni<br />

İlknur Küçük<br />

Redaktion | Redaksiyon<br />

İlknur Küçük, Rahime Söylemez, Aişe Akova, İlhan Bilgü, Mehmet Kandemir<br />

redaksiyon.camia@igmg.org • T +49 22<strong>19</strong>42 240-243<br />

Anzeigen | İlanlar<br />

ilanlar.camia@igmg.org • T +49 221 942240-315<br />

Werbung | Reklam<br />

reklam.camia@igmg.org • T +49 221 942240-315<br />

Distribution | Dağıtım<br />

dagitim.camia@igmg.org • T +49 221 942240-244<br />

Design • Satz • Druck | Tasarım • Dizgi • Baskı<br />

PLURAL Publications GmbH<br />

Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln • T +49 221 942240-244<br />

Auflage | Tiraj<br />

30.000<br />

Erscheint alle zwei Wochen Freitags. | İki haftada bir cuma günleri yayınlanır.<br />

Im Auftrag der IGMG durch PLURAL Publications GmbH erstellt.<br />

IGMG adına, PLURAL Publications GmbH tarafından hazırlanmıştır.


4 |<br />

Gündemden<br />

camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />

İSVEÇ<br />

İşyerinde başörtüsü<br />

kararı: Ayrımcılık yok<br />

İsveç’te başörtüsü sebebiyle işe alınmayan Müslüman kadının ayrımcılığa uğramadığına<br />

karar kılındı.<br />

LÜKSEMBURG<br />

İslamofobi Gözlem<br />

Merkezi kuruluyor<br />

Lüksemburg’da İslam düşmanı tutumlar hakkında bir gözlem merkezi kurulması<br />

hedefleniyor.<br />

İsveç’te Müslüman bir kadının başörtüsü<br />

nedeniyle İsveç’teki bir hava yolu şirketi tarafından<br />

işe alınmaması üzerine başlayan tartışmada<br />

İsveçli kamu denetçileri, “şirketin tutumunun<br />

ayrımcı olmadığı” kanaatine vardı.<br />

2017 yılının nisan ayında İskandinav Hava<br />

Yolları SAS’a iş başvurusunda bulunan 23 yaşındaki<br />

Ave Alhassani isimli bir kadının, şirketin<br />

işe alım sürecinde uyguladığı tüm testler ve aşamalardan<br />

başarı ile geçtiği ancak kadının mesai<br />

saatleri içerisinde başörtüsü takılmaması isteğini<br />

reddettiği nedeniyle işe alınmaması üzerine<br />

harekete geçen İsveçli yetkililer, SAS’ın uyguladığı<br />

bu tutumun ayrımcı olmadığına karar kıldı.<br />

“Müşteri ile bire bir irtibat gerektiren pozisyonlarda,<br />

herhangi bir dinî gruba ait sembol ve<br />

kıyafetlerin kullanılmasını” yasaklayan SAS’ın<br />

bu tavrı eşitlik üzerine çalışan kamu denetçileri<br />

tarafından ayrımcılık olarak görülmeyerek şirketin<br />

ayrımcılık karşıtı kuralları ihlal etmediği<br />

kanısına varıldı. Şirketin uygulamasının müşterilere<br />

karşı siyasi, felsefi veya dinî tarafsızlık göstermek<br />

amacıyla yürürlükte olduğunu belirten<br />

yetkililer Avrupa Adalet Divanı’nın Mart 2017’de<br />

aldığı karara işaret etti ve şirketin bu amaç doğrultusunda<br />

böyle bir istekte bulunabileceği ifade<br />

etti. Avrupa Adalet Divanı’nda alınan bu kararla<br />

birlikte şirketlere, müşteriler ile temas kuran çalışanlarının<br />

dinî inançlarını simgeleyen kıyafetler<br />

konusunda karar alabilme yetkisi verilmişti.<br />

Aye Alhassani ise başörtülü fotoğrafını iş<br />

başvurusunun en başında karşı tarafa ilettiğini<br />

buna rağmen şirket yetkililerinin kendisini birçok<br />

aşamadan geçirdiğini belirtti ve yetkililerin<br />

böyle bir politikalarının olduğunu ancak son<br />

etaptaki mülakatta belirttiklerini söyledi.<br />

<strong>2018</strong> yılında Lüksemburg’ta İslam<br />

düşmanı tutumlar hakkında bir gözlem<br />

merkezi kurulması ve böylelikle İslam<br />

düşmanlığı hakkında objektif bir bilgi<br />

havuzunun oluşturulması hedefleniyor.<br />

Düdelingen kentindeki Araştırma, Eğitim<br />

ve Kültürlerarası Diyalog Enstitüsünden<br />

(IREDI) sosyal bilimciler ve hukukçulardan<br />

oluşan dört kişilik ekip bu yıl içerisinde<br />

ülkedeki İslam düşmanlığını araştıracak.<br />

Enstitünün yaptığı açıklamaya<br />

göre gözlem merkezi, Lüksemburg’ta kişi<br />

ve kurumların sahip olduğu veya kendilerine<br />

atfedilen İslami kimlikleri nedeniyle<br />

maruz kaldıkları saldırı ve ayrımcılıkla ilgili<br />

bilgi ve veri toplayacak.<br />

Gözlem merkezinin basın sözcüsü İslamofobik<br />

vakaları ele alıp İslam düşman-<br />

lığının söz konusu olup olmadığını tespit<br />

etmek istediklerini ve akabinde Lüksemburg’daki<br />

durum ile ilgili bir rapor hazırlayacaklarını<br />

ve oluşturulan raporların<br />

diğer Avrupa Birliği üyeleri ile kıyaslanacağını<br />

açıkladı.<br />

İslamofobi gözlem merkezine ev sahipliği<br />

yapacak olan enstitünün Lüksemburg’ta<br />

hiçbir devlet dairesi veya kurumuyla<br />

bağlantısı mevcut değil. Kurum<br />

ayrımcılık soruları ile ilgilenen “Eşit Muamele<br />

Merkezi” (CET) ile ortaklaşa çalışıyor.<br />

Yeni kurulan bu merkez ile tarafsız<br />

ve somut gerçeklere dayanan analizlerle<br />

Lüksemburg’daki İslam düşmanlığının<br />

boyutu ve hangi seviyede ne tür saldırıların<br />

gerçekleştiği netleştirilmiş olacak.<br />

YUNANİSTAN<br />

Türk azınlık mensuplarıyla ilgili yasal düzenlemeye onay<br />

Yunanistan’da azınlık mensuplarına miras konusunda İslami kuralların yanı sıra Yunanistan Medeni Kanunu’nun da geçerli olması yönünde hazırlanan yasal düzenleme<br />

kabul edildi.<br />

Yunanistan’da Batı Trakya Müslüman<br />

Türk azınlık mensuplarıyla ilgili miras, evlenme<br />

ve boşanma gibi meselelerde İslami kuralların<br />

yanı sıra Yunanistan Medeni Kanunu’nun<br />

da geçerli olması yönünde hazırlanan<br />

yasal düzenleme Yunanistan Parlamentosu<br />

tarafından onaylandı. Yunanistan Eğitim Bakanlığı<br />

tarafından hazırlanan ve meclise sunulan<br />

kanun genel kurulda oy çokluğuyla kabul<br />

edildi. Mecliste yalnızca aşırı sağ görüşlü<br />

Altın Şafak Partisi milletvekilleri hayır oyu<br />

kullandı, diğer tüm partilerin milletvekilleri<br />

yeni kanuna evet oyu diyerek düzenlemeyi<br />

kabul etti.<br />

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu<br />

Başkanı ve Gümülcine seçilmiş müftüsü<br />

İbrahim Şerif söz konusu yasal düzenlemeyi<br />

azınlık hakları açısından olumsuz bir gelişme<br />

olarak değerlendirerek azınlığın anlaşmalarla<br />

belirlenmiş haklarının hukuk yoluyla planlı<br />

şekilde elinden alındığını ve kaybedenin yine<br />

azınlık olduğu yorumunda bulundu.<br />

Yeni kanunun meclisten geçtiği şekilde<br />

müftü seçimi konusunda da soru işaretleri<br />

yarattığını belirten Şerif, “Diğer taraftan, bu<br />

yasanın uygulanmasının devamında, müftülere<br />

yargı yetkisi bir şekilde tanındığı gerekçesiyle<br />

müftü seçimi de yapılmayabilir.<br />

Bu durum, hukuka ve anlaşmalara aykırıdır.<br />

Dolayısıyla mecliste onaylanan bu yasal düzenlemeyle<br />

azınlığın Lozan Antlaşması’yla<br />

da bağlantısı bulunan yasal bir hakkı elinden<br />

alınmış oluyor.” dedi.<br />

Demokratik İttifak Partisi (DHSY) Rodop<br />

Milletvekili Avukat İlhan Ahmet ise yeni kanunun<br />

parlamentoda onaylanmasını, azınlıklarla<br />

ilgili olumlu yönde atılmış bir adım<br />

olarak gördüğünü ancak bu sürecin devam<br />

etmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:<br />

“Bizler azınlıkta İslami kuralların uygulanmasının<br />

tamamen kaldırılmasına karşıyız.<br />

Yasayı olumlu yönde atılmış bir adım olarak<br />

değerlendiriyoruz. Öte yandan azınlığın kendi<br />

değerlerine ve anlaşmalara saygı çerçevesinde<br />

müftü seçiminin yapılmasını bekliyoruz.<br />

Yeni kanunda eşler arasında anlaşmazlık<br />

durumunda yetkili makamın medeni hukuk<br />

olarak öngörülmesi, müftülerin yetkilerinin<br />

kırpılması anlamına geliyor. Bizim görüşümüze<br />

göre, eşler arasında anlaşmazlık durumunda<br />

şeriat hukukunun geçerli olması<br />

lazım. Yoksa müftülerin yetkileri çok fazla<br />

sınırlandırılmış oluyor, neredeyse tamamen<br />

yetkisiz duruma getiriliyor. Biz, şahsi hâl davalarında<br />

bunun tam aksini istiyoruz. Miras<br />

hükümlerindeki durumu ise azınlık yıllar öncesinden<br />

çözdü. Miras durumlarında zaten<br />

medeni hukuka göre mal paylaşımı yapılıyor.”<br />

Radikal Sol İttifak Partisinin (SYRİZA) İskeçe<br />

Milletvekili Hüseyin Zeybek söz konusu<br />

yasal düzenlemenin mecliste onaylanmasını<br />

azınlık açısından olumlu bir gelişme olduğunu,<br />

azınlık mensuplarına miras ve ailevi<br />

meselelerle ilgili anlaşmazlıklarda müftülerin<br />

uyguladığı İslami kurallar veya Medeni<br />

Kanun arasında tercih hakkı tanıdığını belirterek<br />

düzenlemeyi şöyle değerlendirdi: “Bu<br />

olumlu bir adım. Ama biz daha çoğunu bekliyoruz.<br />

Başbakan’ın müftü seçimi konusunda<br />

açıklamaları var. Onu da bekliyoruz. Ayrıca<br />

buna bağlı olarak Müslüman cemaati vakıflarında<br />

da seçim yapılmasını istiyoruz. Artık<br />

bu yaraların kapanmasının zamanı geldiğine<br />

inanıyorum. Hükûmette şu anda azınlık ile<br />

ilgili olumlu bir hava var. Diğer sorunların da<br />

önümüzdeki günlerde gündeme geleceğini<br />

umuyorum.”<br />

Başbakanlık bürosundan yapılan açıklamada<br />

söz konusu yasal düzenlemenin tüm<br />

Yunan vatandaşları için yasalar önünde eşit<br />

hak ve sorumlulukları genişleterek derinleştirdiği<br />

belirtildi ve hükûmetin bu düzenlemeyi<br />

hazırlamasının tarihî bir adım olduğu<br />

belirtildi. Açıklamada ayrıca Yunanistan’ın<br />

Avrupa Birliği (AB) üyesi olarak, Avrupa İnsan<br />

Hakları Sözleşmesi gibi belirli anlaşmaları<br />

gönüllü olarak kabullendiği ve hükûmetin<br />

Müslüman azınlığın yaşam kalitesinin iyileştirilmesine<br />

yönelik adımları atmaya devam<br />

edeceği vurgulandı.<br />

Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras da<br />

yeni kanunun beş hedefi bulunduğunu belirterek,<br />

bu hedeflere ilişkin şu bilgileri paylaştı:<br />

“Tarafların mutabık olmaları durumunda,<br />

karar verme konusunda isteğe bağlı olarak<br />

müftü yetki sahibi olacak. İlgili taraflardan<br />

birinin itiraz etmesi durumunda ise dava<br />

yine isteğe bağlı olarak kamu mahkemelerinde<br />

görülecek. Müftünün yetkilerini mirasçıların<br />

haklarını koruyacak şekilde belirli bir<br />

çerçeve içinde kullanması için gerekli ekonomik<br />

kurallar Cumhurbaşkanı Kararnamesi<br />

ile belirlenecek. Açık bir şekilde azınlığın<br />

miras ilişkileri sadece İslami kurallarla değil,<br />

Medeni Kanun ile de belirlenebilecek. İsteyen<br />

diğer yolu seçebilecek. Daha önce İslami<br />

kuralları tercih etmiş olanlar, bu konudaki<br />

tercihlerini istediği an Medeni Kanun’un uygulanması<br />

yönünde değiştirebilecek. Bugüne<br />

kadar yapılmış tüm resmî vasiyetnameler geçerli<br />

olacak ve uygulanabilecek.”


camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Gündemden | 5<br />

FRANSA<br />

Domuz eti dayatmasına<br />

tepki<br />

Fransa’da okul kantinlerinde domuz etine alternatif menü uygulamasına son verme<br />

kararı veren belediyeye tepkiler büyüyor.<br />

KUDÜS<br />

1.100 yeni konut inşa<br />

edilecek<br />

İsrail Batı Şeria’da yeni konutlar inşa etme kararı alırken, Almanya ve Fransa karara<br />

tepki gösterirdi. İsrail Batı Şeria’nın Nablus kentinde ise Filistinli ailelere ait tarım<br />

arazilerini tahrip etti.<br />

Fransa’nın güneyindeki Beaucaire Belediyesi<br />

tarafından alınan, okul kantinlerinde<br />

domuz eti içeren menülere alternatif menü<br />

uygulamasına son verme kararına tepkiler<br />

sürüyor. Kentin aşırı sağcı Belediye Başkanı<br />

Julien Sanchez 8 <strong>Ocak</strong>’tan itibaren okullarda<br />

Müslüman, Yahudi ve vejetaryen öğrenciler<br />

için 40 yıldır çıkarılan “alternatif menü”<br />

uygulamasının sona ereceğini duyurmasıyla<br />

veliler ve kurumlar harekete geçti ve kararı<br />

protesto edeceklerini duyurdu. Durumu<br />

protesto edecek olan velilerden Anne Moiroud<br />

“Ben ne Müslüman ne de vejetaryenim.<br />

Ben bunu Beaucaire’de yaşayan diğer<br />

velilerle dayanışma amacıyla yapıyorum.”<br />

İsrail’in Batı Şeria’da yeni bin 100 konut<br />

inşa edeceğini duyurmasının ardından<br />

Fransa ve Almanya İsrail’in kararını<br />

kınadı. Fransa Dışişleri Bakanlığından<br />

yapılan yazılı açıklamada “İsrail yönetimi<br />

tarafından işgal altındaki Batı Şeria’da<br />

bulunan 20 ayrı Yahudi işgal biriminde<br />

bin 100 konutun yapılmasına ilişkin kararın<br />

kınandığı” belirtilerek planın mahkemenin<br />

bu yılın mart ayına kadar boşaltılması<br />

karar kılınan ve Filistinlilere ait özel<br />

mülkiyetleri de kapsadığı vurgulandı.<br />

Açıklamada ayrıca kararın Birleşmiş<br />

Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından<br />

kabul edilen 2334 sayılı kararda<br />

belirtildiği üzere uluslararası hukuka aykırı<br />

olduğu hatırlatıldı ve bu faaliyetlerin,<br />

bölgede gerginliği artırdığı, iki devletli<br />

çözüm umutlarını baltaladığı, adil ve<br />

kalıcı barış arayışlarını sekteye uğrattığı<br />

kaydedilirken Fransa’nın önceliğinin iki<br />

devletli çözüm hedefini muhafaza etmeye<br />

çalışmak ve sonuca götürecek müzakerelerin<br />

yeniden başlatılmasına katkıda bulunmak<br />

olduğu aktarıldı.<br />

Almanya Dışişleri Bakanlığı ise İsraşeklindeki<br />

görüşünü bildirdi. Fransa İslam<br />

Konseyi Başkanı Ahmet Oğraş ise “Domuz<br />

eti içerisinde bulunmayan bir menüyü cumhuriyet<br />

değerlerini savunmak için kaldırmak?<br />

Ne yiyeceğini seçme özgürlüğüne sahip<br />

olmanın, cumhuriyet değerlerine aykırı<br />

olmayan bir hak olduğunu düşünüyorum.”<br />

diyerek Sanchez’in uygulamasının laikliği<br />

savunmayla alakasının olmadığını söyledi.<br />

Ülkede daha önce aynı yasağı koyan<br />

Chalon-sur-Saone Belediyesine yapılan itiraz<br />

mahkemeye taşınmış ve belediyenin<br />

kararının çocuk haklarına dair uluslararası<br />

sözleşmelere aykırı olduğu belirtilerek karar<br />

iptal edilmişti.<br />

il’in kararını endişe verici olarak gördüklerini<br />

yazılı olarak açıkladı. Açıklamada<br />

özellikle <strong>19</strong>67 sınırından uzak yerleşim<br />

yerlerinde yeni konutların yüksek oranda<br />

olması ve Filistin’deki özel arazilere illegal<br />

bir şekilde dış karakol noktaları oluşturarak<br />

bunu meşrulaştırma çabalarının endişe<br />

verici olduğu vurgulandı. Her iki tarafa<br />

da sükûnet çağrısında bulunan Almanya<br />

sadece müzakere edilen iki devletli bir<br />

çözümün her iki tarafın meşru taleplerini<br />

karşılayarak işgali ve karşılıklı talepleri<br />

sona erdirerek kalıcı barışı sağlayabileceğini<br />

belirtti.<br />

Öte yandan İsrail Filistinlilere ait Madama<br />

Beldesi’ndeki tarım arazilerine buldozerlerle<br />

zarar verirken İsrail askerleri<br />

de duruma tepki gösteren belde sakinlerine<br />

plastik mermi ve göz yaşartıcı bombalarla<br />

müdahale etti. Olayları görüntülemeye<br />

çalışan 5 Filistinli gazeteci de İsrail<br />

askerleri tarafından bir süre alıkonuldu.<br />

İsrail <strong>19</strong>67’den bu yana Batı Şeria’da<br />

131, Doğu Kudüs’te 10, Batı Şeria’nın tepelerindeki<br />

bölgelerde ise 116 yerleşim yeri<br />

inşa etti.<br />

5 OCAK<br />

6 OCAK<br />

Avusturya’nın başkenti Viyana’da yılbaşı<br />

gecesinin ilk dakikalarında dünyaya<br />

gelen, Alper ve Naime Tamgaç<br />

çiftinin Asel adını koydukları bebek<br />

<strong>2018</strong>’in ilk bebeği olarak haberleştirilince<br />

ırkçılar ve İslam karşıtıları<br />

harekete geçti. Sosyal medyada Asel<br />

bebek ve aile için “Sıradaki terörist<br />

doğdu”, “Kadın kanser mi? Neden<br />

başörtüsü takıyor?, “Herhalde daha<br />

soğuk olamazdı.”, “Ah gerçekten Viyanalı<br />

mı” gibi ırkçı ve nefret içeren<br />

paylaşımlar yapıldı. Öte yandan birçok<br />

sivil toplum kuruluşu yeni doğmuş bir<br />

bebeği ve ailesini hedef alan ırkçılara<br />

tepki gösterdi. Caritas Viyana Genel<br />

Sekreteri Klaus Schwertner, basına<br />

yaptığı açıklamada, böyle bir durumda<br />

kırmızı çizginin aşıldığını ifade ederek<br />

ırkçı ve nefret içerikli mesajları sert<br />

bir dille kınadı. Avusturya medyası da<br />

daha dünyaya yeni teşrif eden bir bebek<br />

için bu denli ırkçı ve nefret içerikli<br />

söylemlerin çok rahat bir biçimde paylaşılmasının<br />

kabul edilemez olduğunu<br />

vurguladı ve ırkçı mesajlar nedeniyle<br />

aileye çok sayıda destek mesajının da<br />

iletildiğini açıkladı.<br />

11 OCAK<br />

Fransa’nın kuzeyindeki Calais kentinde<br />

insan hakları ihlalleriyle adını sıkça duyuran<br />

ve yaklaşık 7 bin kişinin yaşadığı<br />

tahmin edilen Jungle mülteci kampının<br />

2016 yılında yıkılmasıyla ortaya çıkan<br />

kamp yetersizliğinden dolayı mülteciler<br />

için barınma sıkıntısı gün geçtikçe büyüyor.<br />

Fransa Başbakanı Edouard Philippe<br />

yaz aylarında ülkeye gelen mültecilerin<br />

yüzde 40’ının kalacak yeri olmadığını<br />

ve mevcut 80 bin ev ve sığınağa 2 yıl<br />

içinde 12 bin 500 tane daha ekleneceğini<br />

açıklamış olsada 2016 yılında ülkeye<br />

gelenlerin sayısı 85 bini buldu. Şu an<br />

ise Paris’te binlerce mülteci dondurucu<br />

soğuğa rağmen çadırlarını sokaklara kuruyor.<br />

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un<br />

mülteci kabul yasalarını daha çok<br />

sıkılaştıracaklarını açıklaması ise ülkenin<br />

son derece çıkmaz bir süreç içerisinde<br />

olduğu düşündürüyor.<br />

11 OCAK<br />

Hollanda’nın Zaandam kentinde bir<br />

Türk ailenin evine İslamofobik ifadeler<br />

içeren tehdit mektubu bırakıldığı<br />

bildirildi. Basında çıkan haberlere<br />

göre komşu iki Türk ailenin evinin giriş<br />

kapısında, Müslümanlara hakaret<br />

içeren bir not ile gamalı haç bulundu.<br />

Kırmızı boya ile karalanmış giriş kapısının<br />

önünde bulunan notta, “Eğer<br />

bir daha camiye giderseniz sonunuz<br />

gelir.” ve “Kanser Müslüman geber.”<br />

ifadeleri yer aldı. Bölge polisi sözcüsü<br />

Wendy Boudewijn, aile tarafından yapılan<br />

şikâyet üzerine soruşturma başlatıldığını<br />

ancak söz konusu saldırıyı<br />

kimin yaptığına dair henüz bir bilgiye<br />

ulaşamadıklarını söyledi.<br />

Macaristan’da sağ popülist Fidesz<br />

Partisi Başkanı ve Başbakan Victor<br />

Orban Alman bulvar gazetesi Bild’e<br />

verdiği röportajında Macar halkının<br />

ülkeye gelenleri Müslüman mülteciler<br />

olarak değil, “Müslüman istilacılar”<br />

olarak gördüklerini söyledi. Suriye’deki<br />

savaştan kaçan insanların<br />

“ekonomik göçmenler” ve “istilacı”<br />

olduklarını savunan Orban, disiplin<br />

konusunda örnek olan Almanya<br />

gibi bir ülkede, kaosun, anarşinin<br />

ve yasa dışı sınır geçişlerinin iyi bir<br />

şey olarak görülmesini anlamadığını<br />

ifade etti. Çokkültürlülüğün bir ilüzyon<br />

olduğunu savunan Başbakan,<br />

Müslümanların “paralel toplumlar”<br />

yarattığını, bu nedenle Hristiyan ve<br />

Müslümanların hiçbir zaman kaynaşamayacağını<br />

savundu.


6 |<br />

Genel Merkezimizden<br />

camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />

TEŞKİLATLANMA BAŞKANLIĞI<br />

“Bizim işimiz insanlara ulaşmaktır.”<br />

<strong>2018</strong> yılının ilk Bölge Başkanları Toplantısı Genel Merkez’de gerçekleştirildi.<br />

Yeni senenin ilk Bölge Başkanları Toplantısı’nda<br />

birim başkanları tarafından teşkilatın<br />

yaptığı faaliyet ve hizmetler takdim<br />

edilirken toplantıya misafir konuşmacı<br />

olarak katılan Prof. Dr. Ömer Faruk Harman<br />

Kudüs’e dair bir seminer verdi.<br />

Toplantıda Genel Başkan Kemal Ergün<br />

yeni bir yıla girilmesi dolayısıyla zamanın<br />

değerlendirilmesinin önemine değinen bir<br />

konuşma yaptı. Ergün, hem şahıs hem de<br />

camia olarak herkesin kendi yaptığı çalışmayı<br />

bizzat kendisinin yapması gerektiğine<br />

dikkat çekti. “Zaman bizim için çok<br />

önemlidir ve zaman nakit mesabesindedir.”<br />

diyen Ergün Peygamber Efendimizin<br />

“İki günü birbirine eşit olan ziyandadır”<br />

buyruğunu da hatırlattı ve konuşmasını<br />

şöyle sürdürdü: “Yeni bir çalışma döneminin<br />

içindeyiz. Bu dönem bizim için zamanı<br />

ölçme ayarı olmalıdır. Zamanı nasıl kullandık,<br />

sorumluluklarımızın ne kadarını yerine<br />

getirdik? Allah’ın bize yüklemiş olduğu<br />

sorumlulukları ne kadar yerine getirdik?<br />

Sorularını kendimize sorarak, âdeta bir<br />

teraziye çıkıp amel defterlerimizi ölçtürürcesine<br />

bunu şahıs olarak, camia olarak<br />

yapmak durumundayız. Ayette ‘Hiç kimsenin<br />

bir başkasının yükünü, sorumluluğunu<br />

taşımayacağı’ bildirildiği gibi ‘İnsana<br />

ancak çalıştığının karşılığı vardır.’ hükmü<br />

de bildirilmektedir. Öyleyse hesabımızı<br />

da bizler kendilerimiz yapacağız. 24 saatimiz<br />

diğer 24 saatimize müsavi mi oldu?<br />

Bunların hepsi tek tek bizim önümüze<br />

konulacaktır. Biliyorsunuz ki bizim işimiz<br />

teşkilat olarak insanlara ulaşmak onlarla<br />

uğraşmaktır. İnsanı yormak değildir bu.<br />

İnsanı yetiştirmek, insanı dönüştürmektir.<br />

İnsan varsa teşkilat vardır. Âdeta bir nakkaş<br />

gibi onu işlemek onu şuurlandırmak,<br />

onu Allah’a kul payesine eriştirmektir. Kul<br />

olabilmektir. Payelerin en güzeli, şanların,<br />

nişanelerin en güzeli kul olabilmektir. Kulluğun<br />

üzerinde bir paye yoktur.”<br />

Konuşmasında Ev Sohbetlerine azami<br />

önemin verilmesini isteyen Genel Başkan<br />

Kemal Ergün, Ev Sohbetlerini teşkilatın<br />

kılcal damarı, kanlarımızı dolaştıran hadise<br />

olarak değerlendirdi ve Kadınlar Teşkilatının<br />

bu konuda en başarılı teşkilat olduğuna<br />

vurgu yaparak tebrik etti.<br />

Genel Başkan Ergün’ün konuşmasından<br />

sonra Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri<br />

Teşkilatlanma Başkanlığının çalışma programını<br />

takdim etti, İleri, Teşkilat İçi Eğitim<br />

Seminerleri ile üyelik çalışmaları hakkında<br />

bilgilendirmelerde bulunduğu birim sunumunda<br />

ayrıca, 2017 yılında yapılan teftişleri<br />

değerlendirdikten sonra <strong>2018</strong> yılında<br />

teftiş yapılacak olan bölgeleri bildirdi.<br />

Genel Sekreter Bekir Altaş Avusturya,<br />

Belçika, Danimarka ve Almanya gibi ülkelerdeki<br />

okullarla ilgili gelişmeleri yorumladı<br />

ve ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele<br />

için hazırlanan çalışmaları anlattı. Tanıtım<br />

hizmetleri için hazırlanan seminerler hakkında<br />

da bilgilendirmelerde bulunan Altaş,<br />

yayınlar ve hukuk bürosunun hizmetlerini<br />

de sundu. Bekir Altaş IGMG’nin tarihi ile<br />

ilgili olarak bir video filmin hazırlanacağını<br />

da bildirdi.<br />

Bölge Başkanları Toplantısı’nın diğer<br />

oturumlarında, Teşkilatlanma, Kadınlar<br />

Teşkilatı (KT), Kadınlar Gençlik Teşkilatı,<br />

(KGT) Gençlik Teşkilatı (GT) , Eğitim, İrşad,<br />

Sosyal Hizmetler ve Hac-Umre birimlerinin<br />

sunumları da yapıldı.<br />

KT sunumunu KT Başkanı Handan Yazıcı<br />

yaptı. Yazıcı Bölge programları hakkında<br />

verdiği bilgilerden sonra, 12 Bölgede, 69<br />

Şubede 1535 katılımla şube eğitimlerinin<br />

gerçekleştirildiğini söyledi. Yapılacak olan<br />

Yatılı Eğitim Semineri ile ilgili açıklamalar<br />

yapan Yazıcı Hoca Hanımlar İleri Eğitim<br />

Programlarının da hazırlandığını söyledi.<br />

Yazıcı Aile Eğitimi ve Yetişkinler Eğitim<br />

Kursları konusunda da bilgilendirmelerde<br />

bulundu. KGT sunumunu ise KGT Başkanı<br />

Meryem Saral yaptı. Saral, Birim Eğitim<br />

Toplantıları ile gelecekteki genç yöneticileri<br />

hazırlamak için yapılan KGT İdareciler<br />

Yatılı Eğitim Seminerleri, Hilal Kursları ve<br />

Abla-Kardeş Günleri hakkında açıklamalar<br />

yaptı.<br />

GT’nin sunumu GT Başkanı Ünal Ünalan<br />

yaptı. Özellikle 2017 Çalışma Yılı Birim<br />

Eğitim Toplantısı hakkında açıklamalarda<br />

bulunan Ünalan bu eğitime Bölge GT Başkanı,<br />

Teşkilatlanma, Üniversiteliler, Orta<br />

Öğretim, Eğitim, İrşad, Tanıtım, Kurumsal<br />

İletişim, Sosyal Hizmetler, GOB, Spor<br />

Gezi ve Teftiş başkanlıklarından 302 gencin<br />

katıldığını bildirdi. Aralık ayı sonunda<br />

yapılan “Biriz, Beraberiz, Abi-Kardeşiz”<br />

Abi-Kardeş Haftasına da 301 şubede 16 bin<br />

300 gencin katıldığını bildiren Ünalan, 31<br />

Aralık’taki Gençlik Gecelerine de toplam<br />

342 şubede 16 bin 450 gencin katıldığını<br />

bildirdi.<br />

Sunumuna Kış Tatil Kurslarını değerlendirerek<br />

başlayan Eğitim Başkanı Abdulhalim<br />

İnam YÖGEP ve Hizmet İçi Eğitim<br />

Seminerleri gibi Eğitim Programlarının<br />

yanı sıra IGMG kurumlarındaki ders müfredatı<br />

ve müfredatın materyalleri hakkında<br />

açıklamalarda bulundu. İnam sunumunu<br />

şu başlıklar altında yaptı: Dijital Kitap<br />

Platformu, <strong>2018</strong> Yılında Açılacak Okullar,<br />

Bergkamen Kız Koleji bölge hedefleri,<br />

YÖS ve AÖİHL sınavları, üniversiteler ile<br />

yapılan protokoller, din eğitimi çalıştayı,<br />

Ümmü Mektum Umresi ve Çocuk Kulübü<br />

umre hizmetleri.<br />

İrşad Başkanı Celil Yalın Kılıç da yapılan<br />

Eğitim toplantıları hakkında bilgi verdikten<br />

sonra Erkam Sohbetlerinin kurumsallaştırılma<br />

çalışmalarında gelinen durumu<br />

anlattı. Önden Gidenler, Âlemlere Rahmet,<br />

Kur’an Yıldızları, Kur’an Yarışması, Hafızlık<br />

gibi irşad programları, eğitim ve tekamül<br />

hizmetleri konusunda açıklamalarda<br />

bulunan Yalınkılıç Din İstişare Kurulunun<br />

çalışmalarını da anlattı.<br />

Bölge Başkanları toplantısı, Tahir Köksoy’un<br />

Hac ve Umre Hizmetleri ile Mustafa<br />

Uyanık’ın Sosyal Hizmetlerin sunumlarından<br />

sonra İbn Haldun Üniversitesi Öğretim<br />

Üyesi Prof. Dr. Ömer Faruk Harman’ın<br />

“Kudüs ve Kudüs Tarihi” hakkında verdiği<br />

seminer ile sona erdi.


camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Genel Merkezimizden | 7<br />

FAIR<br />

“Avrupa okullarında yapısal ırkçılık var.”<br />

Ayrımcılık ve Irkçılıkla Mücadele derneği FAIR International yayımladığı son bültende okullarda karşılaşılaşılan ayrımcılığa işaret etti. Bültende ırkçılık ve ayrımcılıkla<br />

mücadelenin en önemli mekânlarından birisi olması gereken okullarda yapısal ırkçılık olduğu ifade edildi.<br />

Aşırı sağ, ırkçılık, yabancı ve İslam düşmanlığının<br />

giderek attığı Avrupa’da ırkçılık<br />

ve ayrımcılığın okullarda da başladığı<br />

tespit edildi. Ayrımcılık ve Irkçılıkla Mücadele<br />

derneği FAIR yayınladığı son bültende,<br />

derneğe gelen şikâyetler üzerine<br />

Avrupa’daki okullar ve ayrımcılıkla ilişkisini<br />

gündeme aldı. Yayınladığı bültende,<br />

okuldaki resmî onaydan geçmiş kitaplardaki<br />

bilgiler ile, Müslüman öğrencilerin<br />

ve öğretmenlerin karşılaştığı ırkçılık ve<br />

ayrımcılık hadiselerini tahlil eden FAIR,<br />

bilginin gelecek nesillere devlet onayıyla<br />

aktarıldığı okullarda hep negatif bir İslam<br />

algısının yayıldığı, İslam ve Müslümanlara<br />

“öteki” yaklaşımının egemen olduğunu<br />

tespit etti.<br />

FAIR bülteninde ilk tahlil, Georg-Eckert<br />

Uluslararası Okul Kitapları<br />

Araştırma Enstitüsü’nün Almanya, Fransa,<br />

Avusturya, İngiltere ve İspanya’daki<br />

okullarda okutulan tarih ve siyaset bilgisi<br />

derslerinde İslam ve Müslümanlarla ilgili<br />

olarak verilen bilgiler hakkında yapıldı.<br />

Dr. Constantin Wagner tarafından yapılan<br />

tahlilde, okul kitaplarında Müslümanlar<br />

Avrupa’ya uyum sağlayamayacak “öteki”<br />

olarak takdim ediliyor.<br />

Okulda Müslüman öğrencilerin karşılaştığı<br />

ayrımcılık ve aşağılama ile ilgili<br />

örneklerin verildiği bültende bir Müslüman<br />

öğrencinin nasıl aşağılandığına dair<br />

bir örnek özetle şöyle anlatılıyor: “Derslerden<br />

birinde ‘İslam’ konusu işlenirken<br />

Anadolu’daki bir köy örneği veriliyor. Bu<br />

köyde, çok çocuklu bir babanın, kızlarının<br />

evlilik öncesi cinsel ilişkisine müsade<br />

etmeyeceği, böyle bir şey olunca da ailenin<br />

namusunun kirleneceği, dolayısıyla<br />

bu anlatımla ‘gurur’ gündeme getiriliyor.<br />

Hikâye sonrasında pedagoji öğretmeni<br />

tahtaya şunu yazıyor: ‘İslam’ın Temelleri:<br />

Güç, Namus, Gurur.’ Müslüman öğrenci<br />

bu anlatıma itiraz edince yazı ‘Bir Tük<br />

Köyünün Temelleri: Güç, Namus, Gurur.’<br />

şekline dönüşüyor. Bundan sonra, sınıfın<br />

diğer öğrencileri Müslüman öğrenciyi baskı<br />

altına alıyorlar.”<br />

Araştırmadan ortaya çıkan sonuçlara<br />

göre, okul kitaplarında veya okullarda<br />

verilen bu bilgiler öğrenciler tarafından<br />

doğruluğu kesin bilgiler olarak değerlendiriliyor<br />

ve İslam ve Müslümanlara karşı<br />

davranışları da bu yönde gelişiyor.<br />

“Öğretmen odalarındaki Irkçılık” konusunu<br />

inceleyen Prof. Dr. Karim Fereidooni’nin<br />

araştırmasına göre ise, eyaletlerdeki<br />

pek çok eğitim bakanlığının<br />

göçmen kökenli öğretmenleri istihdam<br />

etme girişimlerinin dahi uygulamada,<br />

ayrımcı, küçük düşürücü, görevi olmadığı<br />

hâlde başka işlerde görevlendirme<br />

olarak nitelendiriliyor. Göçmen kökenlilerin<br />

öğretmenliğinin hep “yabancılık<br />

ve ötekilik” üzerine kurulduğunu tespit<br />

eden Dr. Fereidooni, göçmen olmayan<br />

öğretmenlerin diğer öğretmenlerin alay<br />

ve şaka kisvesi altındaki hakaretlerle de<br />

karşılaştığını dikkate sunuyor.<br />

Müslüman öğretmen ve öğrencilerin<br />

okullarda karşılaştıkları ayrımcılığın sadece<br />

öğretmenler ya da idareciler tarafından<br />

değil, öğrenciler tarafından da geldiğinin<br />

örnekleri sunulan FAIR bülteninde, öğretmenlerin<br />

eğitim süreçlerinde ırkçılık,<br />

yabancı ve İslam düşmanlığına karşı eğitilmediklerine<br />

de vurgu yapılıyor. FAIR International<br />

derneği tarafından hazırlanan<br />

bültene http://www.fair-int.de adresinden<br />

ulaşabilirsiniz.<br />

AVRUPA’DA BİR İLK DAHA<br />

Braille alfabeli “Dualar ve Sureler” kitabı<br />

Braille alfabeli “Elif Bâ” çalışmasından sonra “Dualar ve Sureler” kitabı da görme engelli okuyucular için PLURAL Yaınevi’nden çıktı.<br />

Kabartma yazı alanında uzman eğitimciler tarafından hazırlanan<br />

Braille alfabeli Elif Bâ’dan sonra Braille alfabeli<br />

“Dualar ve Sureler” çalışması da okurla buluştu. IGMG<br />

Eğitim Başkanlığı öncülüğünde hazırlanıp PLURAL Yayınevinden<br />

çıkan eser, Türkçe altyapılı görme engelli okuyucular<br />

için Braille alfabesi ile hazırlanmış Avrupa’daki ilk<br />

“Dualar ve Sureler” çalışması olarak raflardaki yerini aldı.<br />

Avrupa’da dinî eğitim alanında kabartma yazı ile ilgili materyal<br />

bulunmuyordu. Görme engellilerin bu alandaki ihtiyaçlarını<br />

karşılamak amacıyla hazırlanan “Elif Bâ” ve “Dualar<br />

ve Sureler” kitapları başta hafta sonu eğitimi olmak<br />

üzere, eğitim kamp ve kurslarında kullanılacak. PLURAL<br />

Yayınevi bu alandaki çalışmalarını IGMG Eğitim Başkanlığı<br />

iş birliğiyle başka yayınlarla da zenginleştirecek.<br />

Kitap PLURAL yayınevinin<br />

internet sitesinden veya Kitap<br />

Kulübü’nden temin edilebilir:<br />

Online sipariş için:<br />

www.pluralverlag.eu<br />

www.kitap-kulubu.de<br />

Telefonla sipariş için:<br />

+49 221 73904 41<br />

Yayınlarımızı ayrıca<br />

üzerinden de temin<br />

edebilirsiniz


8 |<br />

Genel Merkezimizden<br />

camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />

KADINLAR TEŞKİLATI<br />

Daha doğru ve güzel bir tilavet için Al Huda’da<br />

buluşuldu<br />

IGMG Kadınlar Teşkilatı bu yılki Al Huda Kursu’nu Almanya’nın Meschede kentinde gerçekleştirdi.<br />

İlknur Küçük<br />

Kadınlar Teşkilatı (KT) 14. Avrupa<br />

Kur’an-ı Kerîm Tilavet Yarışması’na sayılı<br />

günler kala gerek yarışmacıların gerekse<br />

hafız kızlarımızın Kur’an tilavetlerini geliştirmeleri<br />

amacıyla düzenlenen Al Huda<br />

Kursu 22 bölgeden gelen 36 tane küçükler<br />

ve büyükler kategorilerinin bölge birincileri<br />

9 hafizenin katılımıyla, 3 Hocahanım<br />

4 kişilik idari kadro ile gerçekleştirildi.<br />

26.12.17 - 06.01.18 tarihleri arasında yapılan<br />

kursta KT İrşad Başkan Yardımcısı<br />

Sultan Ergün müdire olarak görev yaparken,<br />

yardımcılığını Ayşe Öztürkoğlu<br />

üstlendi. Belletmenler Şeyma Dalmaz ve<br />

Nesibe Zümra Ergün katılımcılarla yakından<br />

ilgilendi.<br />

Kursta birbirinden değerli isimler ders<br />

verirken; derslerde Zehra Özdemir hocahanım<br />

ile genel tecvid kuralları, talim<br />

yapılan surelerin tefsiri işlendi. Huriye<br />

Vergili Paksoy ile makam çalışmaları yapıldı.<br />

Uşşak, Hicaz, Hüseyni, Saba, Rast,<br />

Hüzzam ve Nihavend makamları ilahiler<br />

ve Kur’ân-ı Kerîm’den pasajlar eşliğinde<br />

okundu. Ceylan Şahin ile uygulamalı tashih-i<br />

huruf dersi yapıldı.<br />

Kursla ilgili konuşan KT İrşad Başkanı<br />

Nermin Şeker Yalınkılıç Al Huda Kursla-<br />

rının öneminin altını çizerek elde edilen<br />

başarılardan bahsetti. Kurslarda her geçen<br />

yıl daha iyi bir performansa şahit olmaktan<br />

duyduğu mutluluğu dile getiren KT<br />

İrşad Başkanı, “Böylesine Kur’an sevdalısı<br />

gençlerimizi görmek bizleri de çok heyecenlandırıyor.<br />

Elhamdülillah bu kurslarda<br />

ve yarışmalarımızda Kur’an’a hadim kızlarımızın<br />

yetişmesine ön ayak olmak büyük<br />

bir mutluluk kaynağı. Kur’an’a yönelik bu<br />

çalışmalarımızda destek olan gerek şubelerimizde<br />

ve bölgelerimizdeki idarecilerimize<br />

ve hocalarımıza, gerekse bu çalışmaların<br />

yapılmasını mümkün kılan ailelere ve<br />

evlatlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”<br />

dedi.<br />

Kurs Müdiresi Sultan Ergün kurs hakkında<br />

şu bilgileri paylaştı: “Kur’an-ı Kerîm<br />

tilavet yarışmaları öncesinde talebelerimizi<br />

yarışmaya hazırlamak, aynı zamanda<br />

motive etmek, yarışmaların kalitesini arttırmak<br />

niyetiyle dört yıldan beri düzenlenen<br />

Al Huda Kursumuzla Kur’an aşığı<br />

kızlarımızın Kur’an okumalarının bariz bir<br />

şekilde düzeldiğine şahit olduk. Kurs ortamımızda<br />

her daim maneviyatı yüksek bir<br />

hava hâkimdi. Kursumuz her gün sabah<br />

namazı ile başladı, genç gönüllerin virdi<br />

okundu. Akşam namazı akabinde Evrâd-ı<br />

Şerif okundu. Etüt saatlerinde verilen<br />

dersler pekiştirildi. Bu kursumuza yoğun<br />

talep var. Ancak bölgeler arası elemelerde<br />

ilk üçe giren kızlarımızı kabul edebildik.<br />

Bu yıl ilk defa hafızlık icazet sınavını kazanmış<br />

hafizelerimizi de kursumuzdaki<br />

eğitime dâhil ettik. Talebelerimizin Kur’an<br />

ahlakıyla ahlaklanmalarını sağlamayı da<br />

hedeflerken uzun vadede hedefimiz kendi<br />

Kur’an ve kıraat hocalarımızı yetiştirmek.”<br />

Al Huda Kursu etkinleri içerisinde Köln<br />

gezisi ve IGMG Genel Merkezi ziyareti de<br />

yer aldı. Katılımcılar Genel Başkan Kemal<br />

Ergün’ü makamında ziyaret ederek, tebrik,<br />

hayır dua ve temennilerini alırken, idarecilerdende<br />

çeşitli bilgi ve nasihatlar dinledirler.<br />

Kursun son gününde, içeriğinde selamlama<br />

ve teşekkür konuşmalarının, şiir<br />

ve ilahilerin bulunduğu kapanış programı<br />

icra edildi. Program esnasında duygulu<br />

anlar yaşandı. Kurs sonunda talebelere katılım<br />

belgeleri dağıtıldı.<br />

Ne dediler?<br />

Ayşe Öztürkoğlu Al Huda Kurslarının<br />

her seferinde kendilerini manevi boyutlara<br />

taşımakta olduğunu belirtereki kursların<br />

Kur’ân-ı Kerîm’e hayranlıklarını daha da<br />

arttırdığına işaret etti.<br />

Kurs hocahanımlarından Zehra Özdemir<br />

düşüncelerini şöyle ifade etti: “IGMG<br />

nin organize ettiği bu Al Huda Kursu’ndan<br />

çok etkilendim. Avrupa’nın değişik bölge<br />

ve ülkelerinden gelen talebelerin bu kadar<br />

güzel Kur’ân-ı Kerîm okuyabilmeleri<br />

bizi ziyadesiyle memnun ve mesud etti.<br />

Vatandan uzakta yetişen bu kızlarımız ahlak<br />

ve edeb yönünden de üstün olmalarıyla<br />

gönlümüzde unutulmayacak güzellikte<br />

iz bıraktı. Bu çalışmalarınıza yakinen şahit<br />

olurken ‘Müslümanlar kardeştir.’ ayeti<br />

âdeta kalbime aktı. IGMG ve idarecilerini<br />

yaptıkları tüm hayırlı hizmetlerden dolayı<br />

tebrik ediyorum.” dedi.<br />

Kursa Güney Hollanda’dan katılan Yüseyranur<br />

Yılmaz “Al Huda Kursu’nda unutulmaz<br />

bir kış tatili yaşadım. Bu kısa zaman<br />

içerisinde çok değerli kişiler tanıyıp<br />

hem dinî hem de hayati yönden aldığım<br />

dersler bende çok güzel etkiler bıraktı.<br />

Rabbime binlerce şükürler olsun ki bana<br />

bu nimetten istifade edebilmeyi nasip etti.<br />

Rabbim herkese nasip etsin.” şeklinde konuştu.<br />

ISLAMRAT<br />

“Çalışmalarımızı zenginleştirmeliyiz.”<br />

Almanya’daki pek çok İslami çatı kuruluşunu bünyesinde bulunduran çatı kuruluşu Islamrat für die Bundesrepublik Deutschland e. V. derneği 6 <strong>Ocak</strong><br />

tarihinde Köln’de çalışmalarını değerlendirmek amacıyla toplandı. İlknur Küçük<br />

Islamrat für die Bundesrepublik Deutschland<br />

e. V. idarecileri ve eyalet dinî<br />

temsilcileri derneğin yönetim kurulunun<br />

ve eyalet yapılarının değerlendirilmesi<br />

için Köln’de bir araya geldi. Toplantıda<br />

İslamrat ve ZMD hakkında Münster’de<br />

verilen mahkeme kararı da konuşularak<br />

bu konuda izlenecek yol haritası çizildi.<br />

Toplantıda konuşan Islamrat Başkanı<br />

Burhan Kesici Münster mahkemesince<br />

verilen kararın bir kez daha İslami dinî<br />

cemaatlerin toplum tarafından yeterince<br />

anlaşılmadığını veya algılanmadığını<br />

gösterdiğini ifade etti. “Bu nedenle bizler<br />

topluma daha yoğun bir şekilde dâhil olmalıyız.”diyen<br />

Kesici Islamrat çatısı altında<br />

Müslümanlar tarafından yapılan çalışmaların<br />

taşıdığı önemine işaret etti. Bu<br />

çalışmaların oldukça değerli temel taşları<br />

olduğunu belirten Kesici bunların mutlaka<br />

zenginleştirilmesi gerektiğini söyledi.<br />

Kesici “İslami dinî cemaatlerin geçtiğimiz<br />

yıllarda eyaletler düzeyinde çok etkili olduğunu<br />

ve görevlerini başarıyla yaptığını<br />

düşünüyorum. Gelecekte de bu çalışmaların<br />

siyasiler tarafından da takdir edileceğine<br />

inanıyorum.” dedi.


camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Genel Merkezimizden | 9<br />

EĞİTİM BAŞKANLIĞI/HAC<br />

“Toprağa dokunmalarını ve hissetmelerini istedik.”<br />

Eğitim Başkanlığı ve IGMG Hac Umre ve Seyahat Şirketi’nin ortak bir çalışması olan Ümmü Mektum umresinin koordinatörü Zehra Alver ile bir söyleşi<br />

gerçekleştirdik. Rahime Söylemez<br />

IGMG Hac Umre ve Seyahat Şirketi ile<br />

birlikte ortak bir çalışma yapan Eğitim Başkanlığı<br />

Ümmü Mektum adı altında ilk defa<br />

bu yıl aralık umresinde görme engellilere yönelik<br />

umre düzenledi. Ümmü Mektum umresini<br />

organize eden Genel Merkez Aile Destek<br />

Hizmet Alan Sorumlusu Zehra Alver ile<br />

Ümmü Mektum umresi hakkında konuştuk.<br />

Zehra Hanım neden sadece görme engellilere<br />

özel olarak böyle bir hizmet vermek<br />

istediniz?<br />

Görme engelliler için Avrupa’da ilk defa<br />

IGMG teşkilatı böyle bir hizmet sundu. Teşkilat<br />

olarak görme engellilere daha önceden<br />

de hizmet veriyorduk. Örneğin iki kez onlara<br />

özel bir eğitim kampı düzenledik. Bu kamplarda<br />

öğrencilerimize kabartma Kur’an dersi<br />

ile birlikte temel dinî bilgiler dersleri verdik<br />

ve hac/umre konularını işledik. Dolayısıyla<br />

umre programına katılanlar daha önceden<br />

hem kamplarda umrenin menasikini öğrendiler<br />

hem de umreye gitmeden önce umre<br />

bilgilendirme seminerlerine katılarak burada<br />

umrenin farzlarını ve orada onları neyin<br />

beklediğini öğrenmiş oldular. Dolayısıyla<br />

eğitim kampına katılan öğrencilerimiz ile<br />

birlikte Türkiye’den katılmak isteyen görme<br />

engelli kardeşlerimiz umre programlarımıza<br />

katılmış oldular. Türkiye’den 5 olmak üzere<br />

toplamda 38 görme engelli kardeşimiz bizimle<br />

birlikte umre ibadetlerini yaptılar, elhamdülillah.<br />

Görme engelli kardeşlerimize Mekke ve<br />

Medine’yi nasıl anlattınız? Hangi çalışmaları<br />

yaptınız?<br />

Mekke ve Medine olmak üzere birçok<br />

çalışmamız oldu. Örneğin kardeşlerimizi<br />

Uhud’a götürdüğümüzde onların oranın<br />

manevi havasını soluyabilmeleri için toprağa<br />

dokunmalarını ve hissetmelerini istedik.<br />

Onlara Uhud’u görsel olarak tarif ettik. Öğrencilerimiz<br />

Uhud’un toprağına el sürdüklerinde<br />

toprağının daha yumuşak ve farklı<br />

olduğunu anladılar. Mekke ve Medine’de<br />

görme engelli kardeşlerimize birebir eşlik<br />

ederek onlara her yeri tarif ettik ve umre ibadetinin<br />

hazzını yaşatmaya gayret ettik. Her<br />

iki mübarek şehirde de umrecilerimizle birlikte<br />

iç ve dış geziler düzenledik. Mekke’de<br />

ekibimiz ve grubumuzla âmâlar okulunu ziyaret<br />

ettik. Oradaki yetkililerin bize vermiş<br />

olduğu bilgiye göre âmâ okulu <strong>19</strong>62 yılında<br />

kurulmuş ve bugüne dek ilk defa biz okulu<br />

ziyaret etmişiz. Bundan ötürü okul görevlileri<br />

çok memnun olduklarını ifade ettiler.<br />

Hatta bizleri bir heyet olarak kapıda karşıladılar.<br />

Öte yandan kafilemiz ilk Medine’ye<br />

geldiğinde Suudi Arabistan Hac Bakanlığı<br />

görevlileri ekibimizi güller ve ikramlıklar ile<br />

Medine Havalimanı’nda özel olarak karşıladı.<br />

Grubumuz Mekke’ye geçtiğinde ise teşkilatımızda<br />

görev alan bütün kardeşlerimiz<br />

grubumuzu büyük bir coşku ve telbiye ile<br />

karşılarken diğer umrecilerin sevinçleri ve<br />

mutluluklarının gözlerinden okunduğuna<br />

şahit olduk.<br />

Ümmü Mektum umresinin diğer umre<br />

programlarından daha çok itina ile hazırlandığını<br />

biliyoruz. Bu hizmeti sunarken<br />

zorluklarla karşılaştınız mı? Umrecilerimiz<br />

ne hissetti?<br />

Tabii ki her güzel olanın bir zorluğu var.<br />

Güzele ulaşmak için çaba sarf etmek ve efor<br />

harcamak gerekiyor. Biz de bu umremizde<br />

elimizden geleni yapmaya gayret ettik. Bu<br />

umremiz diğer bütün umrelerimizden daha<br />

özel olduğundan tabii ki farklıydı. 7 çocuğumuz<br />

umreye refakatsiz katıldı. Dört çocuğumuzun<br />

görme yetisi tamamen yoktu.<br />

Bu çocuklarımızla tabii ki günün büyük bir<br />

kısmında ilgilenildi. Bazı çocuklarımızda her<br />

umreye gidenlerde olduğu gibi sağlık sorunları<br />

yaşandı. Sağlık sorumlusu olduğumdan<br />

ekibimiz ile birlikte bire bir çocuklarımızla<br />

ilgilendik, yardımcı olduk ve onların kendilerini<br />

daha iyi hissedebilmeleri için gayret<br />

ettik. Çocuklarımız görme engelli olduklarından<br />

toplum içerisinde dikkatleri üzerlerine<br />

çektiler. Dolayısıyla onları gören teyzeler,<br />

amcalar ve ablalar duygulandıklarından onlara<br />

sarılıp öptüler ve onları umrede görmenin<br />

mutluluklarını bir şekilde onlarla paylaşmak<br />

istediler.<br />

Ümmü Mektum kafilemiz Mekke ve Medine’deki<br />

o manevi havayı ciğerlerine kadar<br />

soluduklarını, ayrı bir hissiyat içerisinde olduklarını<br />

ve bunu tarif edemediklerini ifade<br />

ettiler ve cenneti dünyada yaşıyormuş gibi<br />

hissetlerini söylediler. Ayrıca tavaf esnasında<br />

veya diğer ibadetleri ifa ederken konuşmak<br />

istemediklerini ve Cenâb-ı Hak ile baş başa<br />

kalmak istediklerini belirttiler. Bizler de kardeşlerimize<br />

bu konuda istekleri doğrultusunda<br />

yardımcı olduk.<br />

Umrecilerimizin bir kısmı Kâbe’ye dokunurken<br />

diğer tavaf yapan umreciler onlara<br />

daha fazla dokunabilmeleri için yer açtı<br />

ve yardımcı olmaya çalıştılar. Bu da bizim<br />

açımızdan oldukça sevindirici ve kolaylaştırıcı<br />

bir durumdu. Mekke’nin Fethi Programı’nda<br />

kafilemiz içerisinde yer alan herkese<br />

Kâbe’nin örtüsüne ait bir parça kumaş hediye<br />

edildi. Kafilemizle umreye gelen görme engelli<br />

ve refakatçi kardeşlerimizin o heyecanı<br />

görülmeye değerdi. Onların bu heyecanı ve<br />

samimiyeti bizlerin ekip olarak daha çok motive<br />

etti. Hatta havalimanında çalışan ve Hac<br />

Bakanlığı’ndan gelen görevliler dâhil herkes<br />

büyük bir heyecan ve coşku içerisindeydi.<br />

Avrupa’da belki de dünyada böyle bir organizasyon<br />

ilk kez yapıldı. Bu da teşkilatımızın<br />

desteği ile gerçekleşti. Bizler de bunun heyecanını<br />

iliklerimize kadar hissettik. Neticede<br />

biz bir ilk olduk ve inşallah zaman içerisinde<br />

devamı gelecek.<br />

Umreye ailesiyle katılanlar var mıydı?<br />

Umreye ailesiyle Ruhr-A Bölgesi’nden Bayındır<br />

ailesi 3 engelli çocuğuyla birlikte anne,<br />

anneanne ve dede katıldı. Ayrıca Bayındır<br />

ailesinin komşusu bir çift katıldı. Üç neslin<br />

bir arada umre yaptığını görmek bizler açısından<br />

oldukça sevindiriciydi. Allah Teâlâ<br />

herkese bunu nasip etsin.<br />

Okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?<br />

Öncelikle Ümmü Mektum’un Kafile<br />

Başkanı Ali Rıza Çiftçioğlu ve eşi Zeynep<br />

Hanım’a ve Grup Başkanı Nevzat Bölge’ye<br />

teşekkürlerimi sunuyorum. Çok güzel ve<br />

ahenkli bir kafilenin oluşmasına katkı sağladılar.<br />

Öte yandan cemaat içerisinde bize<br />

yardımcı olan herkese buradan teşekkür etmek<br />

isterim. Camia okuyucularına şunu söyleyebilirim,<br />

görme engelli olmak veya engelli<br />

olmak bir engel teşkil etmiyor. Allah Teâlâ<br />

insanoğlunun bir uzvunu alıyorsa buna denk<br />

başka bir uzvunu veya hissiyatını geliştiriyor.<br />

Kafilemizde yetişkin olan görme engelli kardeşlerimiz<br />

her işlerini kendileri yaptı ve yapmaya<br />

çalıştı. Görme engelli olmak gerçekten<br />

hiçbir şeye engel değil. Sadece biraz cesaret<br />

gerekiyor ve tabii ki niyet. Bizler teşkilat olarak<br />

buradayız ve yardımcı olmaya hazırız.<br />

EĞİTİM BAŞKANLIĞI<br />

Karınca Kadir ve Esma umrede çocuklarla buluştu<br />

Eğitim Başkanlığı bünyesinde hizmet veren Çocuk Kulübü bu yıl aralık umresinde çocuk misafirlerini ağırladı.<br />

Rahime Söylemez<br />

Eğitim Başkanlığı Çocuk Kulübü Birimi 21<br />

Aralık ile 6 <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> tarihleri arasında çocuk<br />

umrecilerini misafir etti. 2012 yılından bu yana<br />

Paskalya ve Aralık Umresi’nde hizmet veren Çocuk<br />

Kulübü bu yılki Aralık Umresi’nde 3-10 yaş<br />

arasında toplam 168 çocuğa hizmet verdi. Saat<br />

10.00 – 18.00 vakitleri arasında çocuk bakımı<br />

hizmeti de sunan Çocuk Kulübü görevlileri arasında<br />

Çocuk Kulübü Başkanı Fatma Demir ile<br />

birlikte Düsseldorf Bölgesinden Feyza Cemal<br />

Okumuş, Paris Bölgesinden Zehra Ataş Denizol,<br />

Kuzey Hollanda Bölgesinden Sema Karakaya<br />

Dağaşan, Köln Bölgesinden Vildan Ataman<br />

ve Hamburg Bölgesinden Sümeyye Uçar yer<br />

aldı. Çocuk Kulübü’nün Mekke ve Medine’deki<br />

faaliyetleri hakkında bilgi veren Çocuk Kulübü<br />

Başkanı Fatma Demir ailelerin ve çocukların<br />

hizmetten oldukça memnun kaldıklarını ifade<br />

ederek Çocuk Kulübü umre hizmetlerini şöyle<br />

değerlendirdi: “Bu yıl Mekke ve Medine’de<br />

çocuklarımızla birlikte çok güzel ve verimli bir<br />

zaman geçirdik. Mekke’de çocuklarımız görevli<br />

ablaları tarafından hediyeler ile karşılandılar.<br />

İlk tanışmamız kapıda gerçekleşti. Onları bekleyen<br />

ablaların olduğunu gören çocuklarımızın<br />

sevincini gözlerinden okuyabiliyorduk. Mekke’de<br />

her gün farklı bir etkinlik düzenledik.<br />

Örneğin bir gün oyun parkına gidildi ve piknik<br />

yapıldı. Ertesi gün çocuklarımız ve aileleriyle<br />

birlikte toplu tavaf yaptık. Tavaf öncesi Efe Hocaefendi<br />

çocuklara dua etti, Eğitim Başkanımız<br />

Yrd. Doç. Dr. Abdulhalim İnam eşliğinde çocuklarımız<br />

Mescid-i Haram’a gittiler.”<br />

Yılın son gününde çocukların otelin lobisinde<br />

ailelere ve diğer umrecilere bir gösteri<br />

sunduklarını söyleyen Fatma Demir programda<br />

çocukların becerilerini ve yeteneklerini<br />

sergilediklerini ifade etti. İlahi ve şiirlerin de<br />

okunduğunu belirten Demir programın sonunda<br />

çocuklara Kâbe maketi hediye edildiğini<br />

söyledi.<br />

Mekke’nin Fethi Programı’nda çocukların<br />

kendi elleriyle yaptıkları özel hediyeyi günün<br />

hatibi olan İlahiyatçı-Yazar Ömer Döngeloğlu’na<br />

hediye ettiklerini söyleyen Demir o gün<br />

için çocuklara yönelik alternatif bir program<br />

gerçekleştirildiği bilgisini verdi. Ayrıca umre<br />

boyunca çocuklara Erkam Sohbetleri yapıldığını,<br />

el becerileri etkinliklerinden sonra çocuklara<br />

yönelik sohbetler gerçekleştirildiğini ve kantinde<br />

her yemek sonrası yemek duasının yapıldığını<br />

ve böylelikle çocuklara belirli davranışları<br />

kazandırdıklarını belirten Demir çocuklara yönelik<br />

özel bir sinema gecesini düzenlendiğini ve<br />

burada çocukların “Bir hac ve umre hikâyem”<br />

adlı animasyon filmini izlediklerini söyledi.<br />

Medine’de de çocukların görevliler tarafından<br />

hediye ile karşılandığını söyleyen Demir<br />

sözlerine şöyle devam etti: “Mekke’de olduğu<br />

gibi Medine’de de çocuklarımız ablalarımız tarafından<br />

hediyeler ile karşılandı. Medine’de çocuklarımızla<br />

Esma-ul Hüsna ve Kur’ân-ı Kerîm<br />

Müzelerine gidildi. Dış gezi olarak çocuklarımızı<br />

Uhud’a götürdük ve burada Uhud hakkında bilgi<br />

verdik. Ayrıca çocuklarımızı hurma bahçesine<br />

götürüp onlara özel bir program hazırladık.”<br />

Fatma Demir’in verdiği bilgilere göre Ravza-i<br />

Mutahhara’nın önünde Erkam Sohbetleri<br />

gerçekleştirildi, oyunlar oynandı ve Medine<br />

kentine uygun el becerileri etkinliği yapıldı,<br />

her iki şehirde de Çocuk Kulübü’nün tanıtımı<br />

yapıld ve şehirlere uygun olarak faaliyetler düzenlendi.


10 |<br />

Genel Merkezimizden<br />

camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />

EĞİTİM BAŞKANLIĞI<br />

Kış tatili eğitimle değerlendirildi<br />

IGMG Eğitim Başkanlığının Kış Tatil Kursları teşkilata bağlı bölge ve şubeler ile eğitim kurumlarında gerçekleştirildi. Sultan Balkaya<br />

Eğitim Başkanlığının Kış Tatil Kursları<br />

24 Aralık 2017-7 <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> tarihleri arasında<br />

yapıldı. IGMG Eğitim Başkan Yardımcısı<br />

Ramazan Başlık, kış tatil kurslarını<br />

değerlendirdi. Avrupa’da, çokkültürlü<br />

bir ortamda yetişen çocuklarımız için, bulundukları<br />

ülkelerin ortak değerlerini öğrenme<br />

ihtiyacının yanı sıra, kimlik ve kişiliklerini<br />

oluşturacak olan dinî ve kültürel<br />

değerlerin ve ana dilin muhafazası gibi ihtiyaçlarının<br />

güvenilir ortamlarda gerçekleştirilmesi<br />

zorunluluğuna dikkat çeken<br />

Başlık, Kış Tatil Kurslarının bir müfredat<br />

çerçevesinde yapıldığını söyledi.<br />

“Yaş seviyelerine göre düzenlenmiş<br />

olan müfredat programlarımız sürekli ve<br />

tatil kursları eğitim çalışmalarını içermektedir.”<br />

diyen Başlık şöyle konuştu: “Yıl<br />

boyunca yapılan hafta içi ve hafta sonu<br />

eğitim çalışmalarımızın yanında, gerek<br />

bu programlarımıza katılamayan, gerekse<br />

katıldıkları programlarda tamamlanması<br />

gereken eğitimi olan çocuklarımızın katılabilecekleri<br />

tatil kurslarımız bulunmaktadır.<br />

İnsan fıtratının temelinde inanma<br />

ve bir değer sistemine dâhil olma ihtiyacı<br />

vardır. Tabii bir duygu olan bu ihtiyaç, çocukluktan<br />

itibaren insanın hayatına yön<br />

verir. İnanma ihtiyacı ruhu tatmin edecek<br />

şekilde karşılanmadığı takdirde, bir ömür<br />

boyu insanın muzdarip olmasına, bilerek<br />

ya da bilmeyerek fıtratına aykırı bir hayat<br />

sürmesine neden olur.”<br />

Tatil kursları çocuk ve gençlerin tatillerde<br />

dinlenerek ve eğlenerek dinî ve<br />

kültürel eğitim almalarına yönelik olarak<br />

düzenleniyor. Bölgelerde kız ve erkek çocuklar<br />

için yatılı ve gündüzlü olarak yapılan<br />

bu kurslara her yıl ortalama 10 binden<br />

fazla öğrenci katılıyor.<br />

“Bulunduğu yerlerin durumuna göre<br />

bir ya da iki hafta süreyle düzenlenen bu<br />

kurslarda IGMG eğitim müfredatının tatil<br />

kursları programları uygulanıyor.” diyen<br />

Başlık kurslar hakkında şöyle bilgi verdi:<br />

“Gündüzlü yapılan kurslara gelen öğrenciler,<br />

oturdukları yerlere yakın teşkilatlarda<br />

açılan kurslara katılıyor ve eğitim programı<br />

sonrası aileleriyle birlikte oluyor. Bir<br />

veya iki hafta olarak yapılan yatılı kurslar<br />

ise kiralanan gençlik evlerinde veya mekânı<br />

müsait olan cemiyetlerde yapılıyor. Yatılı<br />

kurslarda öğrenciler, eğitimin yanında<br />

birbirleriyle daha iyi kaynaşma ve birlikte<br />

eğlenme fırsatı yakalıyor. Bazı yatılı kurslarda<br />

Avrupa’nın değişik ülkelerinden gelen<br />

öğrenciler de bulunuyor. Böylelikle ülkeler<br />

arası bir tanışma ve kaynaşma ortamı<br />

oluşuyor. Bu tanışıklıklar kurs sonrası da<br />

devam ettiriliyor.<br />

Diğer kurslarda olduğu gibi kış tatil kurslarında<br />

da Kur’an, ilmihâl, siyer, ezber dersleri<br />

gibi temel dinî bilgilerin yanı sıra çeşitli<br />

dinlenme ve gezi programları da yer alıyor.<br />

Yapılan bu kurs çalışmaları, çeşitli yerleşim<br />

merkezlerinden bir araya gelen gençlerin<br />

beraber hareket etme, sabretme, kardeşini<br />

kendine tercih etme gibi sünnete dayalı hasletleri<br />

kazanmaları açısından da önemli rol<br />

oynuyor.”<br />

<strong>2018</strong> yılı kış tatil kurslarında 10 binden<br />

fazla öğrenciye 500’den fazla eğitimci ders<br />

verdi. Bölge ve Şube Eğitim Başkanlıkları<br />

tarafından takip edilen kursların işleyişini<br />

gözlemlemek üzere ise Genel Merkez Eğitim<br />

Başkanlığı ve Eğitim Koordinasyon üyeleri<br />

tarafından ziyaretler tertip edildi. Bu bağlamda<br />

Eğitim Başkan Yardımcısı Dr. Hakan<br />

Aydın, Eğitim Başkan Yardımcısı Ramazan<br />

Başlık, Müfredat ve Materyaller Sorumlusu<br />

Habib Yazıcı, İslami İlimler Sorumlusu<br />

Sultan Balkaya, KT Başkanı Handan Yazıcı,<br />

KT Eğitim Başkanı Elif Köse, KGT Eğitim<br />

Başkanı Nagihan Seyis görev aldılar. Yapılan<br />

ziyaretlerde öğrencilerle ve eğitimcilerle görüşülüp,<br />

IGMG eğitim sisteminin kurslarda<br />

uygulanmasının takibi yapıldı.<br />

IGMG Kış Umresi çalışmasında Başkanlık<br />

Divanı adına görevli bulunan Genel Başkan<br />

Yardımcısı ve Eğitim Başkanı Yrd. Doç.<br />

Dr. Abdulhalim İnam da kış tatil kursları<br />

için bir mesaj göndererek, kursların hayırlı<br />

geçmesi dileğinde bulundu ve şöyle konuştu:<br />

“<strong>2018</strong> kış tatil kurslarımızın gerçekleşmesinde<br />

çalışma yapan tüm bölgelerimizi<br />

ve şubelerimizi tebrik eder, hayırlı ve başarılı<br />

çalışmalar dilerim. Kurslarımızda görev<br />

yapan idareci ve eğitimci kadromuza gösterdikleri<br />

performans için teşekkür ederim.<br />

Elhamdülillah, eğitimcilerimiz bu kurslarımızın<br />

sadece bilgi aktarımı yapılması gereken<br />

bir çalışma olmadığını, yeni nesillerimizin<br />

kimlik ve kişiliklerinin oluşumunda<br />

büyük katkısı olduğunu ve bundan dolayı<br />

verilen bilginin yanında değerlerin kazandırılmasının<br />

önemini bilen şuurlu kardeşlerimizdir.<br />

Bu nedenle büyük bir özveri ve<br />

gayretle, fedakârca çalışmaktadırlar. Tüm<br />

eğitimcilerimizi gönülden tebrik ediyor,<br />

başarılarının devamını diliyorum. Bazen<br />

bir şehirden, bazen değişik şehir ve ülkelerden<br />

gelen öğrencilerimize, onların eğitilmelerinde<br />

ve yetişmelerinde özen gösteren<br />

anne babalarına da teşekkür ederim.<br />

Yıllardan beri yapmakta olduğumuz bu çalışmalar<br />

teşkilatımızın ve toplumumuzun<br />

olmazsa olmazlarındandır. Hayırlı bir nesil<br />

yetiştirmenin sac ayaklarından olan bu çalışmalar<br />

öğrencilerimiz arasındaki bağları<br />

da güçlendirecek ve birlikte yaşama duygularını<br />

geliştirecektir. Çalışmaların takibini<br />

yapan Genel Merkez, Bölge ve Şube Eğitim<br />

Başkanlıklarımızdaki mesai arkadaşlarıma<br />

da teşekkür eder, başarılar dilerim.”


camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Çocuk | 11<br />

KAMPANYASI<br />

Geleceğimiz için bırakabileceğimiz<br />

en büyük miras, servet değil;<br />

güzel ahlak sahibi<br />

eğitilmiş nesillerdir.<br />

Geleceğimizi birlikte inşa edelim!<br />

<strong>2018</strong> YILINDA GERÇEKLEŞECEK PROJELER<br />

Düsseldorf Mevlana Anaokulu<br />

Alpes Yatılı Eğitim ve Hafızlık Merkezi<br />

Doğu Fransa Belfort İlkokulu<br />

Güney Hollanda Uden Anaokulu<br />

Köln Brühl Hafızlık ve Eğitim Merkezi<br />

İsviçre Bölge Binası ve Eğitim Merkezi<br />

Ruhr-A Bergkamen (Kız) Eğitim Kurumu<br />

Hessen Raunheim Anaokulu ve İrfan Yurdu<br />

Kuzey Hollanda Enschede Eğitim ve Hafızlık Merkezi<br />

Belçika İbn-i Sina İslami İlimler Enstitüsü ve Okulu<br />

La Vertu Charleroi Anaokulu ve İlkokulu<br />

Öldükten sonra<br />

yaşamak istiyorsanız,<br />

ölmez bir eser bırakınız.<br />

(Hz. Ali)<br />

Bağışların %10´u EMUG e.V. tarafından tüzükteki amaçlar doğrultusunda değerlendirilir.<br />

TERTİP EDEN KURUMLAR<br />

EMUG e. V. – Avrupa Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği<br />

UECM – Avrupa Camileri Kurma ve Yaşatma Derneği<br />

CMB – Belçika Müslüman Topluluğu<br />

NMOG – Hollanda Cami Yapma ve Yaşatma Vakfı<br />

İGB - Brühl İslam Toplumu<br />

SİG – İsviçre İslam Toplumu<br />

T +49 221 7325827<br />

T +33 1 42460444<br />

T +32 2 2<strong>19</strong>8079<br />

T +31 10 2433030<br />

T +49 2232 48 330<br />

T +41 44 8432030


12 |<br />

Hayatın İçinden<br />

camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />

FIKIH KÖŞESI<br />

İnfak nedir?<br />

Günümüzde infak<br />

nasıl yapılmalı?<br />

İnfak, sözlükte “tükenmek, tamamlanmak, son<br />

bulmak” gibi manalara gelir. Dinî-ahlâkî bir terim<br />

olarak ise genellikle “Allah’ın hoşnutluğunu elde<br />

etme amacıyla kişinin kendi servetinden harcama<br />

yapması, muhtaçlara aynî ve nakdî yardımda bulunması”<br />

anlamını taşımaktadır. Bu tarif itibariyle<br />

infak, farz olan zekâtı, vacip olan fıtır sadakasını<br />

ve gönüllü olarak yapılan her çeşit hayrı içermektedir.<br />

Bakara suresinin 261’den 274. ayetine<br />

kadar olan ayetlerde infakın önemi, amacı, hangi<br />

mallardan kimlere ve nasıl verileceği, karşılığında<br />

vaat edilen ödüller ayrıntılı biçimde zikredilir. Bu<br />

beyanlar şu şekilde özetlenebilir: İnfak ve tasadduk,<br />

gösterişten uzak ve yalnız Allah rızası için<br />

yapılmalıdır. İnfakta bulunan kişi onu alıp kabul<br />

edenin onurunu zedeleyecek davranışlardan<br />

kaçınmalıdır. Yapılan yardım en iyi ve en kaliteli<br />

mallardan seçilmelidir. İnfakın yerine ulaşması için<br />

gerçek ihtiyaç sahipleri tespit edilmelidir.<br />

Yine Bakara suresinin <strong>19</strong>5. ayetinde geçen<br />

“Allah yolunda infak” tabirinin, ayetin bağlamı<br />

dikkate alındığında öncelikle ülkenin savunması<br />

için gerekli maddi yardımda bulunmayı ifade ettiği<br />

görülür. Ancak bu tabirin geçtiği birçok ayet ve<br />

hadisin birlikte değerlendirilmesiyle çıkan sonuca<br />

göre, Allah’a itaat ve ibadet niyeti taşıyan, İslam’a<br />

ve Müslümanlara yardım ve fayda sağlayan her<br />

harcama Allah yolunda infak sayılmaktadır.<br />

Bütün bunların yanında infak kelimesi umumiyetle<br />

karşılıksız yardımlar için kullanılır. Nitekim<br />

Kur’an’da yaptıkları iyiliklerden dolayı bir<br />

karşılık beklemeyenler övülmektedir. 1 Bununla<br />

birlikte meşru alanlarda yatırım yaparak istihdam<br />

yoluyla insanların nafakalarını sağlamaya vesile<br />

olmak da infak kapsamında değerlendirilebilir.<br />

Serveti âtıl bırakıp (kenz) Allah yolunda harcamayanları<br />

ağır bir dille yeren ayetler 2 bu hususu<br />

da kapsamaktadır. Gazzâlî buradaki “kenz”<br />

kavramının malı veya parayı piyasadan çekmek,<br />

bunları Allah yolunda harcamanın ise piyasaya<br />

sürmek demek olduğunu belirtmiştir. 3 Ayetlerde<br />

iyiliklerin sevabı genellikle bire on olarak gösterildiği<br />

hâlde Allah yolunda infakın sevabının bire<br />

yedi yüz oluşu 4 ise, bunun diğer ibadetlerden<br />

daha güç olduğunu göstermektedir.<br />

Bugün yaşadığımız ortamda<br />

nasıl infak yapabiliriz?<br />

İslam medeniyeti tarihinde Allah’a itaat ve ibadet<br />

niyeti şartıyla ülkenin savunması, hac hizmetleri,<br />

yoksulların desteklenmesi, okul, kütüphane,<br />

cami, yol, köprü, çeşme, bakımevleri gibi hayır<br />

kurumlarının tesisi, hatta tabiatın korunup geliştirilmesine<br />

kadar çok çeşitli hizmetler için yapılan<br />

her türlü harcama Allah yolunda infak kapsamında<br />

değerlendirilmiştir. Bu <strong>19</strong>5. ayetin son bölümünde,<br />

“Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.”<br />

cümlesiyle de bir anlamda, cimrilik edip bu tür<br />

harcamalardan kaçınmanın Müslüman toplum ve<br />

fertler için tehlike oluşturduğu bildirilmiştir.<br />

İnfakın bu anlamları itibariyledir ki, Hz. Peygamber<br />

(s.a.v.), dul ve yetimlerin geçimini bizzat<br />

üstlenmişti. Bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:<br />

“Ben müminlere kendi nefislerinden<br />

daha yakınım. Müminlerden birisi vefat eder de<br />

borç bırakırsa, ödemesi bana, mal bırakmışsa<br />

mirasçılarınadır.” 5 Hz. Ömer (r.a.) de bu uygulamayı<br />

resmîleştirmiştir.<br />

Dahası Fârâbî, devlet gelirlerinin bir kısmının<br />

çalışma gücü bulunmayanlarla, mesleği para<br />

kazanmak olmayıp sosyal faaliyet gösterenlere<br />

M. Hulusi Ünye<br />

harcanması gerektiğini söylemiştir. 6 Fakat bunlara<br />

yapılacak infak, hizmetlerinin önemiyle sınırlı<br />

olmalıdır. Nitekim Hz. Ömer, ilk zamanlarda hafızlık<br />

çalışması yapanlara maaş bağlatmışken daha<br />

sonra bu faaliyetin hizmet niteliğini kaybettiğini<br />

görünce bundan vazgeçmiştir. 7<br />

İnfakın, gerek tarifinde, gerekse tarihî seyri<br />

içerisinde eda edildiği şekilleri itibariyle göz<br />

önünde bulundurduğumuz takdirde görürüz ki,<br />

Allah’ı razı etme niyetiyle yapılan ve zamanın<br />

şartlarına göre açılan yeni infak alanlarında harcamada<br />

bulunmak gerekir. İslam’ın ilk yıllarında<br />

infak, zorda kalan din kardeşlerini hürriyetlerine<br />

kavuşturmak ve onları rahat ettirmekti. İslam’ın<br />

devletine ulaşıldığı dönemde, ilmi, cihadi, teknolojik<br />

alanlarda yapılan yardımlar ve vakıfların oluşturulması<br />

infaktı. İçinde yaşadığımız dönemde ve<br />

coğrafyada ihtiyaç duyduğumuz hizmetlerimizin<br />

aksamadan devam edeceği alanlara Allah rızası<br />

için yapılacak harcamalar da infaktır. Bugün bu<br />

ülkelerde özellikle çocuklarımızın, gençlerimizin<br />

kısaca neslimizin eğitimi için kurulacak eğitim<br />

müesseselerine sahip çıkmamız ve harcamada<br />

bulunmamız günümüzün infakı olacaktır.<br />

İnfak Müslüman’ın<br />

hayatına ne kazandırır?<br />

İnfak yapmak, kişiyi Kur’an-ı Kerîm’de zikri<br />

geçen ve övülen “infak eden”ler zümresinden biri<br />

hâline getirir. Kur’an-ı Kerîm’de, Mekke-i Mükerreme’de<br />

inen 14; Medine-i Münevvere’de inen 11<br />

surede yani 25 surede 80’den fazla ayette infaktan<br />

bahsedilmiştir. Bir de sadaka, zekât, yardım<br />

vs. den bahseden ayetleri de işin içine katarsak<br />

200 küsur ayette yine infak ibadetine vurgu yapılmıştır.<br />

İşte bir Müslüman Allah rızası için inanarak<br />

samimi bir şekilde infakta bulunacak olursa<br />

Kur’an’da kendilerinden sitayişle bahsedilen infak<br />

ehli insanların arasına dâhil olacaktır. Bunun manası,<br />

Hz. Ebû Bekirler, Hz. Osmanlar, Hz. Abdurrahman<br />

b. Avf’ların çağımızdaki numuneleri olmak<br />

demektir. Bu da çok büyük bir şeref olsa gerektir.<br />

Kur’an-ı Kerîm, “Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe,<br />

asla birr’e (iyiliğe) erişemezsiniz. Ve her ne<br />

infak ederseniz; şüphesiz Allah, onu bilir.” 8 buyuruyor<br />

ve dünya hayatında iyilik ve iyilik sahibi güzel insan<br />

olmanın bir tarifini yapıyor. Demek ki, iyi insan,<br />

güzel insan, cömert insan olmanın ölçülerinden bir<br />

tanesi de infak ehli olmaktan geçiyor. Allah bir insanın<br />

kaşından, gözünden, boylu poslu olmasından,<br />

çok mal ve servet sahibi olmasından dolayı iyi insan<br />

madalyası vermiyor. Ancak kendi rızası için yine kendisinin<br />

verdiği mal ve mülkten seve seve harcayabilen<br />

insanlara “birr/iyilik sahibi” insanlar diyor. Böyle<br />

bir makamı inanan ve aklı başında olan bir Müslüman’ın<br />

göz ardı etmesi herhalde mümkün değildir.<br />

Cenâb-ı Hak Haşr suresinin 9. ayetinde, insanlığın<br />

belki bir daha sergilemeye muvaffak olamayacağı<br />

bir fedakârlık örneği gösteren Medineli<br />

Müslümanları yani Ensar’ı övmekte ve kıyamete<br />

kadar gelecek Müslümanların önüne tam bir misal<br />

olarak sunmakta ve şöyle buyurmaktadır: “Daha<br />

önceden Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine<br />

imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç<br />

edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı<br />

içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri<br />

zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine<br />

tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa,<br />

işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” 9 Bu gün biz<br />

Avrupalı Müslümanlar olarak çoğu zaman kendi<br />

çevremizde muhtaç olanlar olmasına rağmen<br />

bizden daha çok ihtiyaç içinde bulunan kardeşlerimize<br />

sahabe örneğinde olduğu gibi ellerimizi<br />

uzatmaya çalışıyor ve diğerkâmlık örnekleri oluşturmaya<br />

çalışıyoruz. Bu hasletimizi çocuklarımıza<br />

ve gençlerimize de infakta bulunmaları için teşvikte<br />

bulanarak öğretmeli ve bu iman kültürünü<br />

devam ettirmeliyiz. Bu suretle hem biz hem de<br />

neslimiz, başkalarını kendi nefislerine tercih ederler<br />

demek olan “isarcı”lardan olmalıyız.<br />

Son olarak infak, infak eden Müslüman’ı sadaka-i<br />

câriye sahibi olan, yani öldükten sonra bile<br />

amel defteri kapanmayan, Müslümanlardan kılar.<br />

Allah’ın Resulü (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Bir insan<br />

ölünce üç kişi hariç herkesin ameli kesilir: Sadaka-i<br />

câriye (bırakan), veya istifade edilen bir ilim<br />

(bırakan) veya kendine dua edecek salih evlat (bırakan).”<br />

10 Hadîs-i şerifte geçen “sadaka-i câriye”<br />

en geniş anlamı ile İslam’da son derece önemli bir<br />

hayır kurumu olan “vakıf” müessesesini içine alır.<br />

Bizim günümüzde Avrupa genelinde oluşturmaya<br />

çalıştığımız camilerimiz ve eğitim kurumlarımız işte<br />

bu vakıf medeniyetinin Avrupa’da yeniden canlandırılması;<br />

yaptığımız infaklarımız ise, can suyudur.<br />

Cemaat olarak can suyumuz olan infaklarımızı<br />

ödemede, cimri olmayalım, geç kalmayalım.<br />

1. İnsan suresi, 76:8-9<br />

2. Tevbe suresi, 9:34-35<br />

3. İhyâ, IV, 91-92,95<br />

4. Bakara suresi, 2:261<br />

5. Buhârî, Sahîh, H. No: 4952<br />

6. Fuşûlü’l-Medenî, s. 145-146<br />

7. Abdülhay el-Kettânî, 111,95<br />

8. Âl-i İmran suresi, 3:92<br />

9. Haşr suresi, 59:9<br />

10. Müslim, Vasıyyet 14, H. No. 1631


camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Hayatın İçinden | 13<br />

İnsan, iman ve infak!<br />

Murat Kubat<br />

İnsan; neyi var ki kendisine ait olan?<br />

Bir çift gözü haketmek için ne yaptı? Bir<br />

çift kulağın bedelini mi ödedi? Kendisini<br />

onunla ifade ettiği dili olmasaydı ne<br />

yapardı? Ellerini, ayaklarını, organlarını,<br />

bedenini kime borçlu? Ya aklını?...<br />

İnfak, borçlu doğan insanın borcunun<br />

farkında olması ve gereğini yapmasıdır.<br />

İnsan herşeyini Allah’a borçludur.<br />

İnsanın kendisi ile yapıp eylediği, seçim<br />

yaptığı iradesi dahi Allah’ın irade etmesinin<br />

bir sonucudur. Allah dilemeseydi<br />

insan dileyemezdi. İnsandan istenen<br />

nedir peki? Borcunu ödemesi mümkün<br />

olmayan insanın şükretmesi. Yani;<br />

Allah’ın vermiş olduğu rızıklara, insanın<br />

önüne açmış olduğu imkânlara, insana<br />

tevdi edilen her şeye hamdetmesi,<br />

Rabbine şükretmesi.<br />

İnfak şükürdür. Verilene şükür. Şükür<br />

yalnızca “Şükürler olsun ya Rabbi!” demek<br />

midir? Diliyle şükredip, eliyle şükretmemek<br />

büyük eksikliktir. En güzel<br />

şükür dilimizden öte, elimizle eylediklerimizdir.<br />

Allah’ın verdiğini veriyorsun ey<br />

insan unutma! Şükretmeyen nankörlük<br />

etmiş olur. Sana yakışan şükrü kuşanmak,<br />

nankörlük edenlerden olmamaktır.<br />

Dilin olmasaydı, gözün görmeseydi, kulağın<br />

işitmeseydi, ayakların yürümese,<br />

ellerin tutmasa ya da olmasaydı, bunları<br />

elde etmek için neyini vermezdin?<br />

Gözlerini kapat ve bir an düşün! Sana<br />

verilenler elinden alınsa ne yapmazsın?<br />

Gemiye bindiğinde batma korkusuyla<br />

Allah’ı hatırlayan, karaya çıktığında<br />

unutan nankör kimselerden olma.<br />

İnfak kelime manası olarak “elden<br />

çıkarmak” anlamını taşır. Elden çıkan<br />

şey eksilir. Lakin Allah için çıkıyorsa bu,<br />

çıkan şey eksilmez artar, tükenmez bereketlenir,<br />

kaybolmaz daim olur. İman<br />

etmeyen bunu anlayamaz. Zira infak<br />

etmek imanın gereğidir. Bile isteye, karşılığını<br />

Allah’tan bekleyerek, yalnızca<br />

Allah’ın rızasını umarak, hiçbir hesap,<br />

hiçbir karşılık beklemeden vermektir.<br />

İnfakın öneminin farkında olanlar yalnızca<br />

Allah’ın rızasına ulaşmak için infak<br />

ederler. Hiçbir hesap, hiçbir ödül, hiçbir<br />

övünç, hiçbir taltif Allah’ın rızasının üzerine<br />

çıkamaz. Allah’ın rızasını umarak<br />

verenler, Allah için verenler, karşılığını<br />

da Allah’tan alırlar. Başkaları görsün,<br />

toplum takdir etsin gibi farklı mülahazalar<br />

üzerine inşa edilen “infak” kişinin<br />

nifakını artırır; yani münafıklığını.<br />

Sakın ha, senden istendiğinde Allah<br />

versin deme! Allah’ın sana verdiği şeylerden<br />

hangisinin bedelini ödedin ya da<br />

ödeyebilirsin ki, Allah versin diyorsun?<br />

Allah sana verdi ya, sen de ver. Hem<br />

elde ettiğin şeyleri nasıl elde ettin?<br />

Ellerin olmasa, ayakların yürümese,<br />

gözün görmese, kulakların<br />

işitmese, aklın<br />

işlevini yitirse elde edebilir<br />

miydin? Sahip<br />

olduklarını kendinin<br />

elde ettiğini iddia<br />

etme! Başına<br />

neyin geleceğinden<br />

emin<br />

misin ki,<br />

sana verilenleri<br />

kendinden<br />

biliyorsun? Sana<br />

verilenlerin elinden<br />

gitmeyeceğinin garantisi var mı?<br />

İnfak en kalıcı kazançtır. Dünyada<br />

elde ettiklerin dünyada kalacak ey insan.<br />

Terki dünya edenlerin gözlerinin<br />

arkada kalması sana birşey ifade etmiyor<br />

mu? Gözün arkada kalır ama hiçbir<br />

şey götüremezsin gittiğin yere. “Kefenin<br />

cebi yok” sözünü duymuşsundur.<br />

O hâlde dünyada elde ettiklerini nasıl<br />

kalıcı bir kazanç olarak görebilirsin?<br />

Senin kazancın dünyada elde ettiklerin<br />

değil, ahirete götürdüklerindir. Bir düşün!<br />

Neyi dünyada bırakıyorsun? Neyi<br />

götürüyorsun? Aklet! Ömrün geldi geçiyor,<br />

vakit gittikçe daralıyor. Gelmesinde<br />

şüphe olmayan o güne yaklaşıyorsun.<br />

Herkesin ne yapmışsa eksiksiz<br />

ödeneceği o güne.<br />

Hani Hz. Peygamber Efendimiz<br />

(s.a.v.) bir kurban kesmiş, ailesine dağıtılmasını<br />

buyurmuştu. Daha sonra<br />

Hz. Aişe annemize kurbanının akibetini<br />

sorduğunda, annemiz hepsini dağıttıklarını,<br />

küçük bir parçasının evde<br />

kaldığını söylemişti. Üsvei hasenemiz<br />

Efendimiz (s.a.v.) asıl kalanın<br />

dağıtılan olduğunu ifade<br />

etmişti. Bir verirsin,<br />

bin alırsın. Rabbinden<br />

daha cömert<br />

kim olabilir?<br />

İnfak etmek<br />

akıllı adamın<br />

işidir. Neyim var<br />

ki deme! Güzeller<br />

güzeli bir gülümsemenin<br />

dahi<br />

sadaka olduğunu<br />

buyuruyor. Malından,<br />

mülkünden, servetinden, ilminden,<br />

tecrübenden, zamanından, imkânından,<br />

ekmeğinden, ürününden,<br />

ticarette kazandıklarından infak et.<br />

İnfak etmenin değeri, infak ettiğinin<br />

şeyin değerinden ziyade, kim için infak<br />

ettiğine bağlıdır. İnfak ettiğin şeyi<br />

başa kakacaksan, hiç yapma. Unutma,<br />

Allah için veriyorsun. Allah için<br />

veriyor gibi gösterip, başka beklentilere<br />

girme. İnfak ettiğin vakit, sahip<br />

olduklarının kötüsünü mü Allah’a layık<br />

görüyorsun! Böyle yapma. Hz. Âdem<br />

(a.s.)’ın iki oğlunu hatırla. Hani birisi<br />

(Habil) elde ettiklerinin en iyisini Allah<br />

yolunda vermiş, diğeri (Kabil) sahip<br />

olduğunun en kötüsünü, çürüğünü<br />

vermişti. Habil övülenlerden oldu, Kabil<br />

ise yerilenlerden.<br />

Cimrilik etme. Sana cimrilik ve<br />

bencillik değil cömertlik daha çok yakışıyor<br />

ey insan. İnfak kişiyi kibirden<br />

uzaklaştırır, cömert ve mütevazı kılar.<br />

İnfakı çoğunlukla gizli yap. Kimi zaman<br />

açıktan yap, teşvik et. Nasıl yaparsan<br />

yap, ama mutlaka yap, lakin<br />

böbürlenme, kibirlenme. Kimin malını<br />

kime veriyorsun? Sahip olduğunun<br />

mutlak sahibi sen değilsin, unutma.<br />

İman bir imkân ise, iman aynı zamanda<br />

infaktır. İmanı olanın infakı mutlaka<br />

olur, olmalıdır. Allah bizleri infakın<br />

önemini hakkıyla kavrayanlardan, yalnızca<br />

Allah rızası için infak edenlerden<br />

kılsın; münafıklığa götüren söz, davranış<br />

ve gösterişten uzak eylesin. İnfakın<br />

Allah’ın rızasına, Allah’ın rızası cennetine<br />

vesile olsun ey insan. Allah’ın rızasını<br />

kazanabilmişsen ne gam!<br />

HADİS GÜNLÜĞÜ<br />

Kargaşa dönemlerinde salih amelin değeri<br />

Prof. Dr. Zekeriya Güler<br />

Ebû Hureyre’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:<br />

“Gece karanlıkları gibi ortalığı kaplayacak olan kargaşa ( fitne) dönemlerinde sâlih ameller<br />

işlemeye bakın. O zamanda insan, mümin olarak sabahlar, kâfir olarak geceler veya<br />

mümin olarak geceler, kâfir olarak sabahlar. Dinini küçük bir dünyalığa satar.” 1<br />

Açıklama<br />

Yüce Kur’an, salih amel sahiplerine<br />

arı-duru, hoş bir hayat (hayât-ı tayyibe)<br />

vaad eder: “Erkek ya da kadın, mümin<br />

olarak salih amel işleyen kimseye hiç<br />

şüphesiz arı-duru, hoş bir hayat tattıracağız.”<br />

2<br />

Arı-duru, hoş bir hayatın ne olduğu<br />

sualine cevap arayan meşhur müfessir<br />

İbn Kesîr (v. 774/1372), Hz. Ali’nin onu<br />

“kanâat”, İbn Abbas’ın da içinde bulunduğu<br />

bir grup âlimin “helâl ve temiz<br />

rızık”, yine İbn Abbas’ın “saadet” şeklindeki<br />

yorumlarına yer verdikten sonra<br />

şu değerlendirmeyi yapar: “Sahih olan<br />

anlayış, arı-duru, hoş bir hayatın bunların<br />

hepsini içine aldığıdır.” 3<br />

Salih amel, imanın gereğini hayata<br />

geçirmek; maddi-manevi faydalı işler<br />

görmek, nezih, dürüst ve erdemli davranmak<br />

demektir. Şüphesiz, böyle bir<br />

hayat tarzının mükâfatı, dünya ve ahiret<br />

mutluluğu olacaktır. Salih amelin, Allah<br />

nezdinde muteber olması imana bağlıdır.<br />

İman temeli üzere inşa edilmeyen bir<br />

yapı, fırtınalı bir günde havaya savrulan<br />

kül yığınının hâline benzer. Nefis ve şeytani<br />

güç, hayırlı ve faydalı işlerin hemen<br />

yapılmayıp onların ertelenmesini ister.<br />

Bu hadisiyle Resûl-i Ekrem, hercü<br />

mercin; fitne, fesat, zulüm ve zilletin<br />

hüküm sürdüğü olağanüstü durum ve<br />

zamanlarda şirk ve irtidat vakalarının yaşanmaması<br />

için salih amellere koşulması<br />

gerektiğini öğretir. Bu konuda Resûl-i<br />

Ekrem’in şu hadisi de hatırlanmalıdır:<br />

“Hercü merç ortamında ibadet, (fazilet<br />

ve sevap bakımından) bana hicret gibidir.”<br />

4<br />

Bahse konu olan hadisin, Ebû Ümâme<br />

tarîkinin sonunda, “Dinini küçük bir dünyalığa<br />

satar.” yerine “Allah’ın kendisini<br />

ilimle ihyâ ettiği kimse hariç” (İllâ men<br />

ahyâhu’llâhu bi’l-ılm) 5 cümlesi vardır.<br />

Bu demektir ki, dininin hüküm ve<br />

esaslarından pek haberdar olmayan<br />

kesimler veya haberdar olduğu hâlde<br />

dünyevileşme süreci yaşadığından izzet<br />

ve şerefini ayaklar altına alan zayıf karakterler,<br />

cehaletin kol gezdiği, fitne ve<br />

fesadın ortalığı kapladığı zor zamanlarda,<br />

yarı-ihtidâ etmişler gibi iman ile inkâr<br />

arasında inişli-çıkışlı bir hayat yaşarlar,<br />

şer’î hükümleri ve mukaddes değerleri<br />

küçümserler.<br />

Halbuki iman, “lâ yetecezzâ” yani,<br />

bölünmeyi ve parçalanmayı kabul etmez<br />

bir hakikattir. Ebû Hafs Ömer en-Nesefî<br />

(v. 537/1142) gibi akait âlimlerinin, “Şeriatla<br />

alay etmek küfürdür.” (el-İstihzâu<br />

bi’ş-şerîati küfrun), “Nassları reddetmek<br />

küfürdür.” (Reddu’n-nusûsı küfrun)<br />

veya “Günahı helal saymak küfürdür.”<br />

(İstihlâlu’l-ma’sıyeti küfrun) gibi iman ve<br />

tevhidi korumaya matuf temel ilkelerle,<br />

söz konusu inkâr tezahürlerine (elfâz-ı<br />

küfür) ve anormal davranışlara dikkat<br />

çekmiş olmalıdır.<br />

İlim ve ahlakla mücehhez Müslümanlar<br />

ise, sözü edilen fitne bâdiresini<br />

ve kargaşa ortamını atlatarak karanlıkta<br />

kendilerini kaybetmezler ve sahip oldukları<br />

ışıkla sahil-i selamete çıkarak aydınlık<br />

yolda ilerlemeye devam ederler.<br />

“Müstağnî-i irşâd olur<br />

erbâb-ı hakîkat,<br />

Sükkân-ı harem neyler<br />

imiş kıblenümâyı?”.<br />

1<br />

Müslim, İman, 186; Tirmizî, Fiten, 30; İbn Mâce,<br />

İkâmet, 78. Hadisin açıklaması için bkz.<br />

2<br />

İbn Melek, Mebârıku’l-ezhâr, II, 274.<br />

3<br />

Nahl suresi, 16:97<br />

4<br />

İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 521.<br />

5<br />

Müslim, Fiten, 130; Tirmizî, Fiten, 31; İbn Mâce,<br />

Fiten, 14; Ahmed b. Hanbel, V, 25.Dârimî, Sünen, I, 82.


14 |<br />

Aile<br />

camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />

Paylaşıldıkça çoğalan ibadet, sadaka<br />

Rahime Söylemez<br />

“Dünyanın her yerinde insanların<br />

en çok paylaştıkları ve üzerine ‘paylaşma’<br />

sözcüğünün kullanıldığı, ana gıda<br />

maddesi ekmektir.” diyen Antoine de<br />

Saint Exupéry’e katılmamak elde değil.<br />

Anadolu kültüründe, edep, örf ve<br />

âdetlerimizde de var olan paylaşmak<br />

“ekmek” ile özdeşleşmiştir. Ekmeği<br />

paylaşmak ekmekten daha tatlıdır.<br />

Anadolu insanına göre lokmasını paylaşan<br />

kişiden zarar gelmez, bilakis o<br />

kişiye güven duyulur. Paylaşmak var<br />

olanı karşılık beklemeden başkasına<br />

vermek demektir. Paylaşmak, Allah’ın<br />

bizlere zekâtla emrettiği çok güzel bir<br />

olgu ve ibadettir. Her ne kadar günümüzde<br />

paylaşma azalsa da insanlar<br />

yine de bu güzel olguyu ve ibadeti hayatlarının<br />

bir parçası hâline getirmeye<br />

çalışıyor ve çabalıyor. “Paylaşılan sevinç<br />

iki kat olur, paylaşılan bir acı da<br />

yarıya iner.” der bir Alman atasözü.<br />

İnsanlar iyi günlerinde mutluluklarını,<br />

kötü günlerinde ise hüzünlerini ve acılarını<br />

birbirleriyle özellikle kendilerine<br />

yakın hissettikleri kişiler ile paylaşmak<br />

isterler. Acıyı ve tatlıyı paylaşmak insana<br />

içsel olarak bir huzur verir. Kişi<br />

empati duymayı öğrenir ve mutlu olur.<br />

İnsanlar paylaşarak iletişimlerini kuvvetlendirir<br />

ve insani ilişkilerde birbirlerine<br />

karşı güven hissederler.<br />

Paylaşma duygusu sonradan öğrenilen<br />

bir duygudur. Dolayısıyla çocuklar<br />

bu duyguyu gözlemleyerek<br />

kendilerine yakın olan kişilerden öğrenirler.<br />

Eğer aile içerisinde özellikle<br />

anne babalar arasında bir paylaşım<br />

söz konusu değilse çocuklar paylaşmayı<br />

öğrenemezler. Ailelerin burada<br />

dikkat etmesi gereken husus çocuklara<br />

paylaşmayı zorla ve dayatma ile<br />

öğretmemeleridir. Zorla ve dayatma<br />

ile öğretilmeye kalkışılırsa maalesef<br />

aileler baştan her şeyi kaybetmiş olur-<br />

lar. Örneğin anne ve baba çocuğun<br />

oyuncağını zorla elinden alıp çocuğu<br />

vermediği için tehdit etmesi veya ceza<br />

vermek gibi yöntemler uygulaması<br />

çocuğun paylaşmaya olan öfkesini<br />

artırır. Çocuğa paylaşmayı öğretirken<br />

ilk adım olarak kontrolün yani evet ve<br />

hayır deme hakkının onda olduğunu<br />

ona hissettirmek. Örneğin “Oyuncaklarından<br />

hangisini arkadaşına vermek<br />

istersin? Kırmızı olanı mı yoksa sarı<br />

olanı mı?” gibi ifadeler ile çocukların<br />

sahip oldukları nesneler üzerinde bir<br />

hak sahibi daha doğrusu kontrolün<br />

onların ellerinde olduğunu hissettirmeleri<br />

gerekiyor. Burada anne babaların<br />

çocuklarına seçim yapma ve<br />

karar verme hakkı vererek paylaşma<br />

kavramının olumlu yüzünü çocuklarına<br />

göstermeleri lazım. Böyle yapıldığın<br />

takdirde çocuklar paylaşmanın<br />

verdiği mutluluğu, huzuru ve gönül rahatlığını<br />

hissedebilir ve öğrenebilirler.<br />

Çocuklara çevredeki yetişkinlerde<br />

paylaşma konusunda örnek davranış<br />

sergilemeliler. Çünkü çocuklar yetişkinlerin<br />

de paylaştıklarını, sahip olunan<br />

bir şeyin başkasına verildiğinde<br />

geri alınabildiğini hatta istedikleri zaman<br />

geri almaya hakkı olduklarını ve<br />

paylaşım sayesinde karşılıklı bir güven<br />

ve iş birliği kurulabileceğini gördüklerinde<br />

paylaşmayı daha kolay öğrenirler.<br />

Çocuklara paylaşmayı öğretmek<br />

için onlarla alma-verme temalı oyunlarda<br />

uygulamalı olarak öğretilmelidir.<br />

Örneğin çocuklar kendilerinden istenen<br />

oyuncakları başkalarına verdiklerinde<br />

bu olumlu davranışlarından ötürü<br />

onları tebrik ve takdir etmek lazım.<br />

Çocuklar paylaştıkları oyuncaklarının<br />

geri döndüklerini gördüklerinde oyuncaklarını<br />

kaybetmediklerini aksine<br />

gerçekten paylaşıldığını anlarlar.<br />

Ailelerin dikkat etmesi gerektiği diğer<br />

bir husus ise paylaşma kavramının<br />

çocuğa öğretilirken ne zaman ve nasıl<br />

paylaşması gerektiğini de öğretmeleri.<br />

Ailelerin çoğunlukla yaptıkları hatalardan<br />

biri de çocukların kendilerine olan<br />

özel oyuncaklarının paylaşmaya zorlamaları<br />

ve paylaşmak istemediklerinde<br />

onları cezalandırmaları veya oyuncaklarının<br />

ellerinden alınması. Nasıl ki<br />

yetişkinler olarak bizler özel eşyalarımızı<br />

paylaşmak istemeyiz, çocuklar<br />

için de bu durum aynıdır. Bu nedenle<br />

anne babalar durumu biraz daha kolaylaştırmak<br />

adına çocukların paylaşmayı<br />

kabul ettikleri oyuncaklarla ve<br />

paylaşmak istemedikleri oyuncakları<br />

veya başka şeyleri ayrı kutulara yerleştirebilirler<br />

ve eve misafir geldiğinde<br />

çocukların diğer çocuklarla paylaşmayı<br />

kabul ettikleri kutudan oyuncaklar<br />

seçilip oynanabilir, verilebilir.<br />

Paylaşma konusu bazen kardeşler<br />

arasında da sıkıntılara neden olabilir.<br />

Bu konuda anne babalar dikkatli davranmalı<br />

ve kardeşler arasında adaletli<br />

olmaya büyük özen göstermeleri gerekiyor.<br />

Örneğin küçük kardeşi ağlıyor<br />

diye elindeki oyuncağı vermek zorunda<br />

kalan büyük kardeş kendi haklarına<br />

kimsenin saygı duymadığını düşünür.<br />

Hayal kırıklığı yaşar, yaptıklarının<br />

kimse tarafından önemsenmediğini<br />

ve başkalarının duygularının hep kendisininkinden<br />

daha önemli olduğunu<br />

düşünebilir ve sevilmediğini zannedebilir.<br />

Dolayısıyla çocuk hem adaletsizliğe<br />

uğradığı hem de sevilmediğini<br />

zannederek aile bireylerine ve çevresine<br />

öfkelenebilir. Ailelerin bu yanlış<br />

davranışlarından ötürü çocukların başarıdan<br />

haz duymaları, özgüvenleri ve<br />

benlik duyguları zedelenebilir.<br />

Paylaşmak kültürden kültüre farklılık<br />

gösterir. Dolayısıyla “Benim odam.”<br />

veya “Benim oyuncağım.” anlayışı<br />

olmayan, birlikte hatta sadece bir iki<br />

odalık evde yaşayan kültürlerde paylaşmak<br />

daha kolaydır. Paylaşmayı çocuklara<br />

daha iyi anlatabilmek ve öğretebilmek<br />

için küçük kardeşlerin bir<br />

çocuk odalarının olmaları gerekirse<br />

eşyalarını sadece kardeşleriyle değil<br />

yardıma ihtiyacı olan diğer çocuklar ile<br />

paylaşmalarını sağlamak ve bu zemini<br />

hazırlamak her yetişkinin görevidir.<br />

Çocuklara sadaka vermeyi nasıl öğretebiliriz?<br />

Çocukların harçlıkları ile biriktirdikleri parayı<br />

sadaka vermeleri ve onları ihtiyaç sahibi insanlar<br />

ile paylaşmalarını hangi veli istemez? Çocukların<br />

paylaşmayı öğrenmeleri gözlem ve rol model ile<br />

gerçekleşeceğini söylemiştik. Bu konuda aileler<br />

çocuklarının paranın değerini tam anlamıyla anlamaları<br />

ve para kazanmanın zor olduğunu idrak<br />

etmelerini sağlamak için çocuklarına sadaka<br />

vermeyi ve bir şekilde kendilerine ait olanı paylaşmayı<br />

öğütleyebilir ve yönlendirebilirler. Tabii ki<br />

bu sadece paranın değerini anlaması için yapılmamalı.<br />

Çocuklara yardıma ihtiyacı olan insanlara<br />

maddi anlamda yardım ederek manevi bir<br />

kazanç elde etmeyi göstermek gerekiyor. Aileler<br />

Efendimizin “Sizin en faziletli ameliniz yapması<br />

size en zor gelenidir.” hadîs-i şerifini çocuklarına<br />

hatırlatabilir ve biriktirdikleri harçlıkları hatta<br />

vermekte zorlanabilecekleri diğer eşyaları yar-<br />

dımlaşma ve paylaşma adına sadaka vermelerini<br />

sağlayabilirler. Çocuklara Allah’ın rızasını kazanmak<br />

için Allah yolunda harcamanın ne kadar güzel<br />

bir davranış olduğunu anlatmalı ve örnekler<br />

vererek çocukları teşvik etmeliler. Özellikle oyuncakları<br />

veya eşyaları hususunda biraz daha cimri<br />

davranan, en basiti oyun oynarken bile oyuncaklarını<br />

arkadaşlarıyla paylaşamayan çocuklar<br />

için sadaka vermeyi öğretmek ve onları teşvik<br />

etmek değerler eğitimi açısından çok güzel bir<br />

metot. Aileler çocuklarını sadaka vermeye teşvik<br />

etmek için evde onların kumbaralarının yanına<br />

bir tanede sadaka kumbarası koyabilirler. Örneğin<br />

aileler alışverişten döndüğünde veya seyahate<br />

çıkılacağı zaman sadaka kumbarasına para<br />

atarak çocuklara hem tasarrufu hem de sadaka<br />

vermeyi, sadakanın belayı ve musibeti def ettiğini<br />

öğretebilirler.


camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Çocuk | 15<br />

Asr-ı Saadeten<br />

bir hatıra<br />

Hasan’a bisikletin tekerini<br />

şişirmesinde yardımcı<br />

olur musunuz?<br />

Saadet Asrı’nın güzel günlerinden<br />

biriydi. Sevgili Peygamberimizi çok<br />

sevdiği arkadaşlarından Hz. Ömer’i<br />

gördü. Üzerinde, bembeyaz bir elbise<br />

vardı. Peygamberimiz beyaz elbiseyi<br />

severdi. “Elbisen yeni mi, yoksa yıkanmış<br />

mı?” diye sordu.<br />

Hz. Ömer, “Yıkanmış” diye cevap<br />

verdi.<br />

Efendimiz “Yeni elbise giyesin,<br />

mutlu yaşayasın. Allah seni hem dünyada,<br />

hem de ahirette bahtiyat etsin!”<br />

diye dua etti. Allah onun bütün dualarrını<br />

kabul ederdi...<br />

Dünyanın en yavaş ve tembel hayvanı<br />

Tembel hayvanlar bütün memeli<br />

hayvanlar arasında en yavaş hareket<br />

edenleridir. Bir dakika içerisinde en<br />

fazla yarım metre gidebilirler. Tembel<br />

hayvanların bir diğer özelliği ise çok<br />

fazla uyumalarıdır. Günün 15 ile 18<br />

saatini uyuyarak geçirirler. Özellikle<br />

tembel hayvanların yavruları çok<br />

daha yavaş hareket etmektedirler.<br />

Tembel hayvanlar günün kalan<br />

zamanında beslenme ihtiyaçlarını giderirler.<br />

Yemek ve su ihtiyaçları çok<br />

azdır. Doğaya en az zararı olan canlılardır<br />

diyebiliriz. Çok keskin pençeye<br />

sahip olmalarına rağmen genellikle<br />

ağaçlarda ve dalların altına tutunarak<br />

yaşarlar. Ağaç değiştirmek istediklerinde<br />

yere inerler. Ters asılı olarak<br />

yaşadıkları için organlarının yerleri<br />

diğer memelilere göre farklıdır. Kosta<br />

Rika’da yaşayan bu sevimli hayvanlar<br />

kısa ve düz başlıdır. Kısa burunlu<br />

ve büyük başlı yapıları bulunmaktadır.<br />

Kulakları ufak ve bacakları çok uzundur.<br />

6-7 cm uzunluğunda kuyruğa<br />

sahiptirler. 50-60 cm uzunluğunda<br />

olan bu hayvanlar 30-40 sene yaşayabilmektedirler.<br />

Danışan dağları aşmış,<br />

danışmayan düz ovada<br />

yolunu şaşmış.<br />

Hikmet Dede’nin söylediği<br />

atasözünde sekiz tane kelime var.<br />

Bu kelimeleri yandaki karışık harfler<br />

arasından bulur musunuz?


16 |<br />

Bölgelerimizden<br />

camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />

DANİMARKA<br />

“Cemaatle interaktif bir<br />

iletişim gerekiyor.”<br />

Danimarka Bölgesi’nde İmam Hatipler Toplantısı gerçekleştirildi.<br />

Nevzat Korkmaz<br />

RHEIN-NECKAR-SAAR<br />

Teşkilatçılar seminerde<br />

buluştu<br />

Rhein-Neckar-Saar (RNS) Bölgesi Teşkilat İçi Eğitim Semineri’ni<br />

Bölge Merkezi’nde gerçekleştirdi. Mehmet Çalay<br />

Danirmarka Bölgesi’nde görev alan<br />

İmam Hatipler Kokkedal Şubesi Vahdet Camii’nde<br />

bir toplantı düzenledi. Toplantıya<br />

Bölge İrşad Başkanı Ahmet Bendeş, 4 şube<br />

imam hatibi ve şube irşad sorumlusu 7 kişi<br />

katıldı. 2 imam hatip ise Skype üzerinden<br />

toplantıya katılım sağladı.<br />

Toplantıda imamlar faaliyet raporlarını<br />

sundu ve güncel meseleleri masaya yatırdı.<br />

<strong>2018</strong> İnfak Kampanyası bağlamında yapılması<br />

gereken çalışmalar ele alındı. Önden<br />

Gidenler Programı’nın tarihini belirleyen<br />

imamlar, hatim programlarının daha aktif<br />

hâle gelmesi hakkında fikir alışverişinde<br />

bulundu. Toplantıda ayrıca camilerde hutbe<br />

ve müezzinlik eğitiminin üzerinde daha sıkı<br />

durulması gerektiği ve imamların cemaatle<br />

olan ilişkilerinde interaktif olmalarının<br />

önemi üzerinde duruldu.<br />

Program ile ilgili bilgi veren yetkililer<br />

imamların her ay durum değerlendirmesi<br />

için bir araya geldiklerini ve böylece yapılan<br />

çalışmalardan haberdar olduklarını söylerken,<br />

iletişim kopukluğu yaşamadıkları için<br />

çalışmaları başarılı şekilde yürüttüklerinin<br />

altını çizdi.<br />

RNS Bölgesi Bölge Merkezi’nde düzenlediği<br />

Teşkilat İçi Eğitim Semineri’ne<br />

Alem-i İslam, Mehmet Akif, Germersheim<br />

Selimiye, Mannheim Fatih, Frankenthal<br />

Hicret, Worms Fatih, Walldorf Mevlana,<br />

Mainz Barbaros ve Dannstad Ümmeti Muhammed<br />

Şubelerinden toplam 358 idareci<br />

katıldı. Bölge Teşkilatlanma Başkanı Mahir<br />

Kurtoğlu tarafından organize edilen<br />

seminerde Bölge Başkanı Şerif Aslan idarecilere<br />

yönelik bir konuşma gerçekleştirdi.<br />

Programa seminerci olarak katılan<br />

Bölge İrşad Başkanı Nihat Çiftçi, Mannheim<br />

Fatih Camii İmam Hatibi Orhan Sarı,<br />

Saarbrücken Ulu Camii İmam Hatibi İsa<br />

Ulus, Walldorf Mevlana Camii İmam Hatibi<br />

Zekai Arslan ve Mehmet Akif Camii<br />

İmam Hatibi Abdullah Demir katılımcılara<br />

teşkilat, ümmet anlayışı, ilkeli duruş ve<br />

aidiyet gibi konular hakkında seminerler<br />

verdi. Seminer sonunda Bölge Ana Teşkilat,<br />

Gençlik Teşkilatı, Kadınlar Teşkilatı ve<br />

Kadınlar Gençlik Teşkilatında görev alan<br />

idareciler Teşkilat İçi Eğitim Semineri’nin<br />

önemli bir çalışma olduğunu ifade ederek<br />

memnuniyetlerini dile getirdiler.<br />

BERLİN<br />

Namaz uykudan hayırlıdır<br />

Berlin Bölgesi Sabah Namazı Programı’nı Mevlana Camii’nde icra etti.<br />

Hazım Damgacı<br />

Berlin Bölgesi’nin geleneksel olarak düzenlediği<br />

Sabah Namazı Programlarına ilgi<br />

bir hayli yoğundu. Mevlana Camii’nde gerçekleştirilen<br />

programda Kur’an ve ilahiler<br />

okundu, zikir yapıldı. Ardından Şube İmam<br />

Hatibi Hüseyin Tekkanat bir sohbet verdi.<br />

Çeşitli nasihatlerde bulunan Tekkanat, Ra’d<br />

suresinin 11. ayeti üzerinde durarak, “İnsanlar<br />

kendilerini değiştirmediği ve istemedikleri<br />

sürece Allah onları değiştirmeyecek<br />

ve yardım etmeyecektir.” dedi. Efendimizin<br />

hadislerinden de örnekler veren Tekkanat<br />

sözlerine şöyle devam etti: “Bir sene daha<br />

sona erdi. Geleni güzel karşılıyoruz. Gidene<br />

de diyeceğimiz bir şey olmalı, değil mi? Geçen<br />

seneden bir kâr ettiysek ne güzel. Ama<br />

ya zarar ettiysek? Zararı düzeltmek için<br />

çalışmamız gerekmez mi? Dün öldü, yarın<br />

ise henüz doğmadı. Bulunduğumuz günün<br />

farkına varmalı ve çalışmalarımızı ona göre<br />

yapmalıyız.” <strong>2018</strong> İnfak Kampanyası’na da<br />

değinen Tekkanat, kampanyada yer alan<br />

projeleri tanıttı ve cemaatin bu çalışmalara<br />

mutlaka katkı sağlaması gerektiğinin<br />

altını çizdi. Tekkanat infak çalışmalarını<br />

yürütürken bunun ibadet şuuru ile yerine<br />

getirilmesinin son derece önemli olduğunu<br />

söyledi ve infak edenlerin dünya ve ahiret<br />

hayatında kazananlardan olacaklarını ifade<br />

etti. Tekkanat şöyle konuştu: “İnfak edip<br />

de fakir olan var mı? Yok. Gücü nispetince<br />

herkes infak çalışmalarına katılmalı ve<br />

teşkilatımızın 10 bölgede gerçekleştireceği<br />

projelere destek olmalı.”


camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Bölgelerimizden | 17<br />

UMRE<br />

Umreciler dönüyor<br />

IGMG Hac-Umre ve Seyahat Şirketi ile umreye giden umreciler vatanlarına döndü. Aydın Erdem, Önder Karaca, Salih Akdağ, Mehmet Çalay<br />

Güney Bavyera<br />

Hannover<br />

IGMG Hac-Umre ve Seyahat Şirketi ile<br />

kutsal topraklara giden umreciler yurtlarına<br />

döndü. Havalimanlarında sevdikleri ve cami<br />

cemaati tarafından çiçekler ile karşılanan<br />

umreciler umre programını değerlendirdi ve<br />

niyeti olan herkese umrenin nasip olmasını<br />

Cenâb-ı Allah’tan niyaz ettiklerini ifade etti.<br />

Güney Bavyera<br />

Güney Bavyera Bölgesi umrecilerini Münih<br />

Havalimanı’nda karşıladı. Karşılama<br />

programına Bölge Yönetim Kurulu Üyelerinin<br />

yanı sıra birçok şube idarecisi katıldı.<br />

Kafile Başkanı olarak görev alan Abdulvasih<br />

Seydaoğlu programı değerlendirerek şunları<br />

söyledi: “Umrecilerimiz çok memnun olarak<br />

yurtlarına döndü. Umrecilerimiz bir daha<br />

mübarek beldelere gidecek olurlarsa yine<br />

teşkilat ile gitmeyi tercih edeceklerini bildirmeleri<br />

ve bunu herkese tavsiye edeceklerini<br />

söylemeleri bizleri bir hayli memnun etti.”<br />

Württemberg<br />

Württemberg Bölgesi’nden Bölge İrşad<br />

Başkanı Eyüp Esen’in kafile başkanlığında<br />

umreye giden toplam 330 kişi Stuttgart<br />

Havalimanı’nda karşılandı. Güller ve hediyelerle<br />

karşılanan umreciler duygularını ve<br />

sevinçlerini gözyaşlarıyla ifade etti.<br />

Hannover<br />

Hannover Bölgesi’nde Bölge ve Kafile<br />

Başkanı Davut Toklu ve Şerafettin Gedikli’nin<br />

başkanlığında umreye giden 80 kişi<br />

Hannover Havalimanı’na indi. Bölge Başkanı<br />

Toklu gayet güzel ve huzurlu bir umre<br />

yaptıklarını, teşkilatın her yıl kendini yenilediğini<br />

ve geliştirdiğini, bu manada Allah’ın<br />

misafirlerini en iyi şekilde ağırlamaktan<br />

onur duyduklarını söyledi.<br />

Kuzey Bavyera<br />

Kuzey Bavyera Bölgesi ise umrecilerini<br />

Nürnberg Havalimanı’nda coşkuyla karşıladı.<br />

Karşılamada Bölge Hac-Umre Sorumlusu<br />

Mükremin Özçelik, Bölge Tanıtma Başkanı<br />

Murat Kudat ve Gençlik Organize Birim Başkanı<br />

Emin Kudat’ın yanı sıra umrecilerin akrabaları<br />

ve cemaat hazır bulundu. Karşılamada<br />

umrecilere gül ve lale hediye edildi. Umreciler<br />

umre hizmetinden oldukça memnun kaldıklarını<br />

ifade ederek programlarda ve organizede<br />

emeği geçenlere teşekkür ettiler.<br />

Rhein-Neckar-Saar (RNS)<br />

Frankfurt Havalimanı’nda ise RNS Bölgesi’nden<br />

umreye gidenler çiçeklerle karşılandı.<br />

Karşılamada Bölge Hac-Umre Sorumlusu Osman<br />

Sarı, Bölge Yönetim Kurulu Üyeleri Yusuf<br />

İpek, Osman Aktaş, Erkan Ergün ve Bekir Kaçan<br />

hazır bulundu.<br />

Umreye IGMG Hac-Umre Başkanlığı ile<br />

gitmenin bir ayrıcalık olduğunu ve bunu kutsal<br />

topraklarda daha çok gözlemlendiğini belirten<br />

umreciler Cenâb-ı Hakk’ın herkese kutsal topraklara<br />

gitmeyi ve oradaki ümmet havasını solumayı<br />

nasip etmesi niyazında bulundular.<br />

Kuzey Bavyera<br />

Württemberg<br />

(Enbiyâ suresi, 21:35)<br />

CIMG France | Cenaze Fonu<br />

CIMG France - Confédération Islamique Millî Görüş | Islam Toplumu Millî Görüş<br />

64 rue du Faubourg Saint-Denis | 75010 Paris | T 01 45 23 41 55 | F 01 47 70 34 96 | info@cenazefonu.fr | www.cenazefonu.fr


18 |<br />

Bölgelerimizden<br />

camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />

KÖLN<br />

Gönüllerin sultanı anıldı<br />

Köln Bölgesi Intersaal Salonu’nda dinî cemaatler ile ortaklaşa bir program düzenledi.<br />

İskender Güngör<br />

Köln Bölgesi Fatih Camii, Diyanet İşleri<br />

Türk İslam Birliği (DİTİB) Chorweiler ve Avrupa<br />

Türk İslam Birliği (ATİB) ile ortaklaşa<br />

bir salon programı düzenledi. Gönüllerin Sultanı<br />

adlı programda Bölge Başkanı Selahattin<br />

Demirci gündeme dair bir konuşma gerçekleştirdi<br />

ve peygamberlerin hayatlarından<br />

örnekler verdi. Demirci, Hz. Mûsâ’nın Tûr-i<br />

Sîna’da 40 gün kaldıktan sonra Rabbinin emrini<br />

kavmine ulaştırmak için döndüğünde<br />

onları bıraktığı gibi bulamayınca yaptığı duayı<br />

ele alarak şunları söyledi: “Dünyevileşmek<br />

suretiyle Allah’a olan kulluk vazifesi unutulabiliyor.<br />

Ancak biz burada bu programla Rabbimizi<br />

anmak adına bir araya geldik. Rabbimiz<br />

kabul etsin. Yeni miladi yılı Allah Teâlâ<br />

hayırlı kılsın.”<br />

DİTİB Chorweiler adına İbrahim Altın ve<br />

ATİB adına ise Mehmet Karataş birer konuşma<br />

gerçekleştirdi.<br />

Kari Bekir Tanrıkulu’nun Kur’an tilaveti<br />

katılımcıları oldukça etkiledi. Programa misafir<br />

hatip olarak katılan Pedagog Sıtkı Aslanhan<br />

aile içerisinde çocuklarla ve eşlerle<br />

olan iletişimde yaşanan zorlukları ve yanlış<br />

davranışları ele aldı, cep telefonu ve sosyal<br />

medya ile alakalı yaşanan aile sorunlarını örneklendirdi.<br />

Aslanhan gıybet konusuna da<br />

değinerek şöyle konuştu: “Allah Teâlâ domuz<br />

etini Kur’ân-ı Kerîm’de doksanıncı sırada yasaklıyor.<br />

Gıybeti ise ikinci sırada yasaklıyor.<br />

Gıybet eden birisi bir kişiyi, diğerleri ise tüm<br />

toplumu hem psikolojik hem de sosyolojik<br />

olarak etkiliyor.”<br />

Programın son bölümünde “En Büyük<br />

Haber” adlı tiyatro gösterimi icra edildi.<br />

KUZEY HOLLANDA<br />

Rahman Camii idareciler kamptaydı<br />

Kuzey Hollanda Bölgesi Amersfoort Rahman Camii idarecileri eğitim kampında bir araya geldi.<br />

Akif Durusoy<br />

Kuzey Hollanda Bölgesi Amersfoort<br />

Rahman Camii idarecileri iki günlük bir<br />

eğitim kampı düzenledi. Kamp ile ilgili bilgi<br />

veren yetkililer şunları söyledi: “Eğitim<br />

kampımızda idarecilerimizin üstlendikleri<br />

görevleri İslam’ın ve teşkilatın esaslarına<br />

göre nasıl yerine getirmeleri gerektiği hususu<br />

ele alındı. Bu çalışma cemiyetimizin<br />

eğitime verdiği önemin bir göstergesi.<br />

Rahman Camii’nin lokallerinde 4-20 yaş<br />

arası 270’e yakın öğrenci ilim görmekte. Bu<br />

tüm cemaatimizin gurur kaynağı. Bu bize<br />

Allah Teâlâ’nın bir lütfu ve aynı zamanda<br />

bir emanetidir. Biz bu emanete Allah’ın izniyle<br />

sahip çıkacağız ve vefa göstereceğiz.<br />

İdarecilerimize bu bağlamda büyük görev<br />

düşüyor. Bu düşünce ile yola çıkarak bu<br />

eğitim kampını hazırladık.”<br />

Kampa katılan Eğitim Başkan Yardımcısı<br />

Ramazan Başlık, Şube Başkanı Mustafa<br />

Hamurcu ve Arafat Cenaze Fonu Başkanı<br />

Ramazan Yıldız cihat anlayışımız, ahde<br />

vefa, koordineli yöneticilik, hitabet ve motivasyon<br />

konulu seminerler verdi.<br />

Vefat eden UKBA üyelerimiz<br />

İsmi Vefat tarihi Bölge ve şubesi<br />

Mehmet Soyundu<br />

Sadettin Tunca<br />

Mehmet Yiğit<br />

Hasibe Giasar<br />

Muhlis Türk<br />

Moumin Ramadan Salich<br />

Nazmiye Kurt<br />

Rafet Muratovic<br />

Rasim Çil<br />

Mehmet Zeki Avcı<br />

Harun Öztürk<br />

31.12.2017<br />

01.01.<strong>2018</strong><br />

02.01.<strong>2018</strong><br />

03.01.<strong>2018</strong><br />

04.01.<strong>2018</strong><br />

05.01.<strong>2018</strong><br />

05.01.<strong>2018</strong><br />

06.01.<strong>2018</strong><br />

07.01.<strong>2018</strong><br />

10.01.<strong>2018</strong><br />

10.01.<strong>2018</strong><br />

Düsseldorf/Voerde<br />

Düsseldorf/Marxloh<br />

Württemberg/Esslingen<br />

Kuzey Bavyera/Heilsbronn<br />

Hamburg/Veddel<br />

Kuzey Bavyera/Heilsbronn<br />

Kuzey Ruhr/Osnabrück<br />

Berlin/Charlottenburg<br />

Württemberg/Rastatt<br />

Hamburg/Merkez<br />

Berlin/Charlottenburg<br />

Darul-bekâya irtihal eden merhum ve<br />

merhumelere Allah’tan rahmet ve mağfiret,<br />

sevenlerine ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederiz.<br />

Ruhlarına El-Fâtiha.


camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Bölgelerimizden | <strong>19</strong><br />

KÖLN<br />

“Mescid-i Aksâ’yı ziyaret<br />

etmeliyiz.”<br />

Köln Bölgesi Düren Şubesi Kudüs konulu bir program düzenledi.<br />

İskender Güngör<br />

RHEIN-NECKAR-SAAR<br />

“İnfak edenler mahzun<br />

olmayacaklar.”<br />

Rhein-Neckar-Saar (RNS) Bölgesi’nde Sosyal Hizmetler Başkanları ve Hasene<br />

Sorumluları Toplantısı gerçekleştirildi. Mehmet Çalay<br />

Köln Bölgesi Düren Şubesi Kudüs’ün tarihi<br />

ve bütün dinler için önemi başlıklı bir program<br />

düzenledi. Programda İlahiyatçı Eğitimci-Yazar<br />

Adem Yenihayat misafirlere ayet ve hadislerden<br />

örnekler vererek Kudüs’ü ve Mescid-i Aksâ’nın<br />

dinî açıdan önemini anlattı. Yenihayat şöyle konuştu:<br />

“Mescid-i Aksâ’nın inşasına Hz. Dâvûd<br />

zamanında başlanmış ve burası Hz. Süleyman<br />

zamanında tamamlanarak kutsal bir mekân<br />

olmuştur. Mescid-i Aksâ, Efendimizin isrâ ve<br />

miraç hadiselerini yaşadığı yerdir. Ayrıca Mescid-i<br />

Aksâ Allah Teâlâ’nın ve Efendimizin övgüsüne<br />

mazhar olmuştur. İsrâ suresinde ‘Bir kısım<br />

ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu<br />

bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz<br />

Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah<br />

yücedir. Gerçekten O işiten, görendir.’ ayetiyle<br />

Mescid-i Aksâ’nın kudsiyetine değinilmektedir.<br />

Mescid-i Aksâ, Müslümanların ilk kıblesi ve<br />

harem mescitlerinin de üçüncüsüdür. Peygamber<br />

Efendimiz ‘Yolculuk ancak şu üç mescitten<br />

birisine yapılır: Mescid-i Nebevî’ye, Mescid-i<br />

Haram’a ve Mescid-i Aksâ’ya.’ buyurmuştur.<br />

Burada kastedilen yolculuk ise, ibadet kastıyla<br />

yapılan yolculuktur. Mescid-i Aksâ yeryüzünde<br />

var olan en eski mescitlerdendir. Nitekim Ebû<br />

Zer’den gelen bir rivayette, ‘Peygamber Efendimiz<br />

yeryüzünde kurulmuş ilk mescidin Mescid-i<br />

Haram, ikincisinin ise Mescid-i Aksâ olduğunu<br />

buyurduğunu bize bildirmektedir.’ denmiştir.”<br />

Yenihayat, Peygamber Efendimizin “Orası<br />

mahşer yeridir. Oraya gidip içinde namaz kılın.<br />

Çünkü orada kılınan bir namaz başka yerde kılınan<br />

bin namaz gibidir. Oraya zeytin yağını hediye<br />

edersen, aydınlatılmasında kullanılır. Kim<br />

bunu yaparsa oraya varmış gibi olur.” ve “Oraya<br />

(Mescid-i Aksâ’ya) gidin ve içinde namaz kılın.”<br />

buyurduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:<br />

“Bu hadisin ravisi ‘O zaman burası Daru’l-Harb’di<br />

(yani Müslüman olmayanların hâkimiyeti<br />

altındaydı).’ Resûlullah sözlerine daha<br />

sonra şöyle devam etti: ‘Eğer oraya gidemez ve<br />

içinde namaz kılamazsanız kandillerine yakılmak<br />

üzere oraya zeytin yağı gönderin.’ buyurmuştur.<br />

Kıymetli kardeşlerim, Mescid-i Aksâ’ya<br />

ziyaretlerimizi sıkça yapmalıyız. Avrupa’dan IG-<br />

MG’nin Kudüs bağlantılı umreler ve kültür gezi<br />

programları var. Programlara katılarak peygamberler<br />

diyarı ve kutsal yerler olan bu mekânlara<br />

gidiniz.”<br />

RNS Bölgesi Şube Sosyal Hizmetler Başkanları<br />

ve Hasene Sorumluları Toplantısı’nı<br />

Ludwigshafen’da Bölge Merkezi’nde icra etti.<br />

Toplantıda Bölge Sosyal Hizmetler Başkanı<br />

Tunay Uçar şunları söyledi: “<strong>2018</strong> İnfak Kampanyası<br />

ocak ayı itibarıyla başladı. Kampanyada<br />

gelecek nesillerimiz için önemli projeler<br />

var. Cenâb-ı Allah bizlerin infak etmesini<br />

emrediyor ve infak edenleri şöyle müjdeliyor:<br />

‘Onlar ki, mallarını gece gündüz; gizli ve açık<br />

infak ederler. Artık bunların ecirleri Rableri<br />

katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar<br />

mahzun olmayacaklardır.’ Bildiğimiz üzere<br />

infak sadaka-i câriyedir. Yani biz öldükten<br />

sonra amel defterimizin kapanmamasına vesile<br />

olur. Bunun içine su kuyusu, okul ve cami<br />

yaptırmak ve öğrenci yetiştirmek gibi ameller<br />

girer. Sizler de Allah yolunda infak etmek ve<br />

gelecekteki nesillerimizin yaşantılarını sağlam<br />

bir temel üzerine inşa etmelerini arzu<br />

ediyorsanız, haydi el ele verip infak edelim.”<br />

Bölge Hasene Derneği Sorumlusu Murat<br />

Sağdıç bilgilendirmesinde su kuyusu, yetim,<br />

akika ve adak kurbanları ile acil yardım<br />

çalışmaları hakkında geniş bilgi verdi. Genel<br />

Merkez’den Sosyal Hizmetler Başkan Yardımcısı<br />

Erol Aldemir ise İnfak Kampanyası’nı<br />

tanıttıktan sonra kampanyanın önemi<br />

hakkında Avrupa’daki neslimizin korunması<br />

gibi konulara değinerek şunları söyledi: “Bu<br />

dünyada yaptığımız hiçbir şey karşılıksız<br />

kalmayacaktır. İyilik de yapsak kötülük de<br />

yapsak, bu yaptıklarımızın hepsi kıyamette<br />

önümüze konulacaktır. Ayette şöyle buyurulmaktadır:<br />

‘O gün insanlar amellerinin<br />

kendilerine gösterilmesi için bölük bölük<br />

kabirlerinden çıkacaklardır. Artık kim zerre<br />

ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükâfatını<br />

görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük<br />

işlerse onun cezasını görecektir.’ Müslüman,<br />

muhsin bir insandır. Muhsin demek,<br />

hayır hasenat sahibi, özü de sözü de davranışı<br />

da iyiliklerle dolu, kısacası dosdoğru<br />

Müslüman demektir. Bizler şu diyarlarda<br />

yaşarken, kuracağımız müesseselerle, gelecek<br />

nesillerimizi İslam yolunda tutmak için<br />

çalışmak zorundayız. Nesillerimizi İslam<br />

inancı üzere yetiştirmek için de imkân sahibi<br />

olduğumuza göre, aynı zamanda ihsan<br />

sahibi olmakla, sırf Allah rızası için infakta<br />

bulunmakla da mükellefiz.<br />

İnfak; malımızın, kazancımızın, emeğimizin<br />

bereketidir. Umuyor ve dua ediyoruz<br />

ki, Rabbim bizim yaptığımız her infak karşılığında<br />

emeğimizi, infakımızı bizim niyetimize<br />

göre bereketlendirecek, artıracaktır.<br />

Bu konuda Peygamber Efendimizin şöyle bir<br />

müjdesi bulunmaktadır: ‘Her Allah’ın günü<br />

iki melek iner. Bunlardan biri; ‘Allah’ım!<br />

Malını verene yenisini ver!’ diye dua eder.<br />

Diğeri de: Allah’ım! Cimrilik edenin malını<br />

yok et! diye beddua eder.’”<br />

PARİS<br />

Kur’an’a geçiş töreni<br />

Paris Bölgesi Sarcelles Şubesinde Kur’ân-ı Kerim’e geçiş töreni gerçekleştirdi. Mine Çelik<br />

Paris Bölgesi Sarcelles Şubesi Fatih Sultan<br />

Mehmet Han Eğitim Merkezi Kur’an’a geçen<br />

öğrenciler için bir tören düzenledi. Program<br />

ile ilgili bilgi veren eğitmenler şunları söyledi:<br />

“Elif cüzünde olan öğrencilerimiz Kur’an’a<br />

geçtiler. Bunun için bizler de eğitmenler olarak<br />

bir tören düzenledik. Öğrencilerimize<br />

unutulmaz bir gün yaşatmak istedik.”<br />

Programda öğrenciler Kur’an’dan ayetler<br />

okuyarak annelerine ve misafirlere sundular.<br />

Törende eğitmen Saniye Karaca ve<br />

Mine Çelik öğrencilere hediye olarak kupa,<br />

madalya ve Kur’ân-ı Kerîm hediye ettiler.<br />

Ayrıca anneleri tarafından ödüllendirilen<br />

öğrenciler özel olarak hazırlanan pastalarını<br />

da afiyetle yediler.<br />

Eğitmen Mine Çelik programla ilgili yaptığı<br />

değerlendirmede şunları söyledi: “Bütün<br />

öğrencilerimize başarılar diliyorum. Öğrencilerimizin<br />

Kur’an’ın hadimi olmalarını temenni<br />

ediyorum. Güzel ve motivasyon dolu<br />

bir program gerçekleştirdik. Öğrencilerimize<br />

Kur’an’ın önemini öğrettik ve gösterdik. Allah<br />

bizleri Kur’an yolundan ayırmasın.”


20 |<br />

Hasene<br />

camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />

MEKKE<br />

Hasene Mekke’de stant açtı<br />

Hasene Derneği aralık umresinde çalışmalarını umrecilere tanıttı.<br />

Murat Kubat<br />

sı 26’ydı. Genç bir umreci profili ile karşı<br />

karşıyaydık. Genç umrecilerin yardımseverliklerine<br />

şahit olduk. Konuştuğumuz<br />

kişiler Hasene’yi televizyonlardan ve sosyal<br />

medyadan tanıdıklarını, takip ettiklerini<br />

söylediler. Hasene zihinlerde güzel bir yer<br />

edinmiş.”<br />

“Hasene amca!”<br />

Hasene Derneği kampanya, proje ve çalışmalarını<br />

Mekke’de açtığı stantla umrecilere<br />

tanıttı. Mekke Aziziya’da Arkan Bakkah<br />

Hotel’de açılan stantta Hasene Kuzey Ruhr<br />

Bölge Temsilcisi Uğur Çıtak ve Hasene<br />

Ruhr-A Bölge Temsilcisi Hasan Aydoğan<br />

görev yaptı.<br />

70 su kuyusu, 20 yetim yardımı<br />

Sadece Mekke’de stant açtıklarını ifade<br />

eden Hasan Aydoğan, tanıtım çalışmaları<br />

ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “Stantta iki kişi<br />

olarak görev yaptık. Tek tek kafile başkanları,<br />

grup başkanları ve görevlilerle görüşerek<br />

kampanya ve projelerimize destek talep<br />

ettik. Her kafile başkanı standımızı ziyaret<br />

etti. Su kuyusu ile ilgili kafilelere hedef verdik.<br />

Württemberg Bölgesi güzel bir çalışmaya<br />

imza attı ve 18 su kuyusu yardımında<br />

bulundu. Ruhr-A bölgesi ise 8 su kuyusu<br />

yardımı topladı. Kutsal topraklarda standımızın<br />

olması çok önemli. Yardımseverler<br />

yardım yapabilmek için bizi soruyorlardı. 70<br />

kadar su kuyusunun açılması ve 20 yetime<br />

düzenli destek yapılmak üzere girişim oldu.<br />

Hasene stantımızda tanıtım filmlerimiz<br />

ile ve dağıttığımız broşürler ile umrecilere<br />

çalışmalarımız hakkında bilgi verdik. Yoğunluklu<br />

olarak yetim ve su kuyusu projeleri<br />

üzerinde durduk, mobil fırın çalışmamızı<br />

anlattık. Umrecilerimizin yarısından<br />

fazlası teşkilatımızı umre vesilesiyle tanıyan<br />

kimselerdi. Umrecilerimizin yaş ortalama-<br />

Aydoğan çalışmalar esnasında güzel hadiseler<br />

yaşadığını söyledi ve şunları aktardı:<br />

“En güzel anım; çocuklarımıza şeker dağıttığımızda<br />

‘Hasene Hasan amca’ diye bana<br />

seslenmeleri oldu. Bazı çocuklar ‘Hasene<br />

amca bize şeker verir misin?’ diye yanımıza<br />

gelmesi yaşadığım en güzel anılardan birisi.<br />

IGMG Çocuk Kulübü ile Mekke Müzesi’ne<br />

gittik. Orada Afrika’daki anılarımızı ve çalışmalarımızı<br />

anlattık. Çocukların dimağında<br />

Hasene ve yardım kavramları özdeşleşmiş.”<br />

4.800 umreciye tanıtım yaptık<br />

Hasene Kuzey Ruhr Bölge Temsilcisi<br />

Uğur Çıtak Mekke’de güzel bir tanıtım yaptıklarını<br />

söyledi ve şunları aktardı: “Teşkilatımız<br />

aracılığı ile gitmiş 4.800 umrecinin<br />

yanı sıra diğer umrecilere de Hasene’nin<br />

çalışmalarını tanıtma imkânı bulduk. Kutsal<br />

topraklarda insanlar hayırda daha çok<br />

yarışıyor. Su kuyusu ile ilgili video çalışmalarından<br />

etkilenen bir hayırsever 5 su kuyusu<br />

bağışında bulundu ve 12 bin 500 avroyu<br />

orada havale etti.”<br />

Çıtak, umrecilerin dünyasındaki Hasene<br />

imajına dair ise şunları söyledi: “Hasene’yi<br />

ailelerinden biri gibi görüyorlar. Hasene’yi<br />

‘yardım kuruluşumuz’, ‘güven’, ‘biz’ gibi<br />

kelimelerle tanımlıyorlar. Çalışmalarımız<br />

esnasında duyduğumuz en güzel cümle,<br />

‘İyi ki varsınız!’ cümlesiydi. Hasene Ruhr-A<br />

Bölge Temsilcisi Hasan Aydoğan ile uyumlu<br />

bir tanıtım çalışması yürüttük. Hamburg<br />

Bölgesi’nden Mustafa Turhan Hocamızın<br />

tanıtım çalışmalarımıza ciddi desteği oldu.<br />

Allah ondan razı olsun. Umrecilerimize<br />

7/24 bilgilendirme hizmetimiz oldu. Bu kadar<br />

içten ve güzel dönüşler alan bir yapıda<br />

çalışmaktan dolayı mutluyum.”<br />

İKRAM<br />

Hannover’de sıcak çorba ikramı<br />

Hasene Derneği Almanya’nın Hannover kentinde evsizlere ve ihtiyaç sahibi olanlara sıcak yemek ikram etti.<br />

Murat Kubat<br />

Hasene Derneği’nin sokakta yaşayan evsizler<br />

başta olmak üzere sokakta bulunan<br />

insanlara dönük olarak hayata geçirdiği “Avrupa’da<br />

sıcak yemek ikramı” aksiyonu Avrupa’nın<br />

farklı ülke ve bölgelerinde sürüyor.<br />

Geçtiğimiz haftalarda Köln ve Berlin’de yapılan<br />

aksiyonun ardınan Hasene Hannover<br />

Temsilciliği de sıcak yemek dağıtımına katıldı.<br />

Hannover’deki aksiyon Am Steintor’da<br />

gerçekleştirildi. Sıcak yemek aksiyonunun<br />

Belçika, Fransa, Avusturya ve Kuzey Bavyera’da<br />

da gerçekleştirilmesi planlanıyor.<br />

Hasene Hannover Temsilcisi Rasim<br />

Kurtocağı sıcak yemek dağıtımı ile ilgili<br />

şunları söyledi: “Yaşadığımız ülke ve şehirlere,<br />

bulunduğumuz sokaklara, komşuluk<br />

içerisinde olduğumuz kimselere karşı<br />

sorumluluklarımız var. Hasene olarak dış<br />

ülkelerdeki ihtiyaç sahiplerine el uzattığımız<br />

gibi, bulunduğumuz ülkelerde, farklı<br />

sebeplerle sokakta yaşayan, üşüyen kimselere<br />

karşı da sorumluluklarımızın olduğu<br />

unutulmamalıdır. Unutmadığımızın bir<br />

ifadesi olarak bu aksiyona katıldık.<br />

Bu aksiyona bölge olarak ilk defa katılıyoruz.<br />

İlk çalışmamızda ufak tefek eksikliklerimiz<br />

olmuş olabilir, lakin aksiyonun<br />

güzelliği sebebi ile güzel geri dönüşler aldık.<br />

Yaklaşık 150 kişiye mercimek çorbası<br />

ve pide ikram ettik. Çalışmamızı karşılıksız<br />

yapmayı anlamayanlar oldu. Genel olarak<br />

insanlar bu tür çalışmaları takdir ediyorlar.<br />

Çalışmalar boyunca olumsuz bir tepki<br />

ile karşılaşmadık. Goslar ve Braunschweig<br />

şubelerimiz de sıcak yemek aksiyonuna katılmak<br />

için hazırlık yapıyor.”


camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Hasene | 21<br />

ACİL YARDIM<br />

Arakanlılara 90 ton gıda yardımı<br />

Hasene Derneği Acil Yardım Çağrısı kapsamında Bangladeş’te bulunan Arakanlılara yardım elini uzattı.<br />

Murat Kubat<br />

Hasene Derneği Acil Yardım Çağrısı<br />

kapsamında başlattığı aksiyon ile soğuktan<br />

üşüyenlere ve kuraklıktan etkilenenlere<br />

yardımlarını sürdürüyor. Bangladeş’e<br />

bu kapsamda giden üç kişilik ekip Cox’s<br />

Bazar’da, Arakanlıların yaşadığı kamplarda<br />

5 bin gıda paketi, 8 parçadan oluşan 2 bin<br />

adet ev ihtiyaçları paketi dağıttı. Ev ihtiyaçları<br />

paketi şu yardımlardan oluşuyor: Hasır,<br />

battaniye, sineklik, başörtüsü, şal, seccade,<br />

büyük ve küçük terlik.<br />

Ülke sorumlusu Fransa’dan Ömer Kaygısız,<br />

ekipte yer alan Fatih Kaygısız ve Faruh<br />

Kaygısız ile birlikte yardımları ulaştırmada<br />

görev aldı.<br />

“Ülkede karşılaştığımız en ilginç tablo<br />

ve hayretimizi celbeden şey trafikti. Hiçbir<br />

trafik kuralı yok. Arabalar genellikle<br />

üç tekerlekli ve iğne atsan yere düşmez, o<br />

derece. Bir yere ulaşmak için çok zamana<br />

ihtiyacınız var burada. Hayatımda o kadar<br />

ülke gezdim ama hiç böylesine rastlamadım.”<br />

diyerek ülkedeki durumu tasvir eden<br />

acil yardım Bangladeş Ülke Sorumlusu<br />

Ömer Kaygısız Arakanların bulundukları<br />

kamplarda dağıtım yaptıklarını ifade etti<br />

ve Arakanlıların durumuna dair şunları<br />

aktardı: “Arakanlı mültecilerin durumu<br />

içler acısı. Çadırlarda kalıyorlar. Kamplardan<br />

dışarı çıkmaları yasak olduğu için<br />

verilen yardımlarla yaşamlarını sürdürüyorlar.<br />

Zulümden kaçmışlar ve Bangladeş’teki<br />

kamplara sığınmışlar. Yetkililer,<br />

kamplarda 1 milyon 200 bin mülteci olduğu<br />

ve bunların da 25 bine yakınının yetim<br />

olduğunu ifade ettiler.<br />

Düşünün ki, Lyon’un nüfusu kadar bir<br />

kitle çadırlarda yaşamlarını sürdürmek zorunda<br />

kalıyor. Ne kadar acı bir durum! O<br />

acılarının içinde iyi olan taraf sularının bol<br />

olması. Arakanlılar inançlarına, imanlarına<br />

sarılmışlar; o hâllerine rağmen sürekli şükrediyorlar.<br />

Bangladeş fakir bir ülke olduğu<br />

için Arakanlılara yeteri derecede yardım<br />

yapamıyor. Arakanlılara en fazla yardımı<br />

Türkiyeli yardımseverlerin yaptığı bilgisi<br />

buradaki herkesin ortak kanaati.”<br />

Yapılan yardımlarla ilgili de bilgi veren<br />

Kaygısız şöyle konuştu: “İçerisinde 10 kg<br />

pirinç, 2 kilo patates, 2 kilo mercimek, yağ,<br />

tuz, baharat ve temizlik maddelerinin yer<br />

aldığı ve her biri 18 kilodan oluşan 5 bin<br />

gıda paketinin dağıtımını gerçekleştirdik.<br />

Her gün ayrı bir yerde dağıtım yaptık. Dağıtım<br />

yapacağımız noktaları güvenlik güçleri<br />

tayin ediyordu. Herhangi bir sıkıntı<br />

çıkmadan, güzel bir organizasyon eşliğinde<br />

dağıtımlarımızı tamamladık. Hava sıcaklığı<br />

gündüzleri 22 dereceydi; lakin geceleri<br />

soğuğu hissediyorduk. Üşütecek kadar<br />

soğuktu. Dağıttığımız 2 bin battaniye bir<br />

nebze ısınmalarına vesile olacaktır. Bölge<br />

çok sulak bir yer. Sivri sinekler aşırı derecede<br />

çok ve rahatsız edici. O sebeple 2 bin<br />

adet ev eşyaları paketinde sineklik de vardı.<br />

Çadırda kalanlar buna çok sevindiler.<br />

Bölgede sıcakla birlikte nem oranı da çok<br />

yüksek oluyor.”<br />

Bir şeker için ağlayan anne<br />

Acil yardım ülke sorumlusu Ömer Kaygısız<br />

dağıtımlar esnasında karşılaştığı bir<br />

tablonun kendilerine duygulu anlar yaşattığını<br />

söyledi ve şöyle konuştu: “Dağıtımlarımızda<br />

çocukları unutmadık. Onlar sevindi<br />

mi dünyamız değişiyor. Çocuklara şeker<br />

dağıtırken ilginç bir olayla karşılaştık. Öyle<br />

bir andı ki biz de ziyadesiyle duygulandık.<br />

Bir anne çocuğuna şeker verdiğimizi gördüğünde<br />

ağladı. Hep kendilerinden bir şeyler<br />

alınan bu insanlar, ufak bir şey verildiğinde<br />

sevinçlerini ve duygularını gözyaşları<br />

ile anlatıyorlar.”<br />

Kaygısız, Hasene’nin geçtiğimiz aylarda<br />

yaptırdığı çadırları da ziyaret ettiklerini ve<br />

orada kalanların memnuniyetini şu cümlelerle<br />

dile getirdi: “Çadırlarda yaşayan buradaki<br />

insanların her şeye ihtiyacı var. Buradaki<br />

insanlar ancak yardımlarla geçimlerini<br />

sürdürüyorlar. Burada karşılaştığımız manzara,<br />

hâlimize şükretmemiz gerektiğini hatırlatıyor<br />

bize.<br />

Hasene’nin yaptırdığı 250 çadırda kalanları<br />

ziyaret ettik. İçerisinde kalanlar<br />

çadırlardan çok memnun. Yaptığımız yardımlardan<br />

dolayı sürekli dua ettiler bizlere.<br />

Yaptığımız yardımlar bu bölgede, Arakanlılar<br />

için büyük bir önem arz ediyor. Buradaki<br />

insanların ihtiyaçları çok fazla. Elimizden<br />

geldiği kadarıyla yardımlarımızı sürdüreceğiz.<br />

Buradaki insanların yardımlara ihtiyaçları<br />

var. Yardımlarımızı esirgemeyelim.<br />

Onlar da dualarını esirgemiyorlar.”<br />

TÜRKİYE<br />

Türkiye’de 5 noktada acil yardım çalışmaları sürüyor<br />

Hasene Derneği Acil Yardım Çağrısı kapsamında Türkiye’de 5 noktada yardımlarını devam ettiriyor.<br />

Murat Kubat<br />

Hasene Derneği’nin Acil Yardım Çağrısı<br />

ile sürdürdüğü yardımlar devam ediyor.<br />

Çalışmanın Türkiye ayağında acil yardımlar<br />

ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor.<br />

Hasene’nin Türkiye’deki çalışmalarını<br />

takip eden Ömer Söyleyenoğlu, acil yardım<br />

çağrısı kapsamında Türkiye’de yardımların<br />

devam edeceğini belirtti ve “Acil<br />

yardım olarak 4 ilde ve bir kampta bir organizasyonumuz<br />

olacak. İllerimiz Ankara,<br />

Sivas, Trabzon ve Aydın. Kamp olarak da<br />

Şanlıurfa’daki kamplardaki ihtiyaç sahiplerine<br />

gıda ve kışlık yardımı yapacağız.<br />

Toplam 1000 gıda kolisi, 1000 battaniye ve<br />

çocuklara kışlık giysi yardımı yapılacak.”<br />

diye konuştu.<br />

İyilik Ankara’da<br />

Acil yardım çalışmalarının Ankara’daki<br />

bölümünü takip eden Hasene Ankara Temsilcisi<br />

Fahri Eyeci çalışmalar hakkında bilgi<br />

verdi. Eyeci, yardımların bir kısmını, Ankara’da<br />

yaşayan ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın<br />

2017 yılı Türkiye İyilik Ödülü’ne layık<br />

görülen Cavit ve Hafize Etleç çifti aracılığı<br />

ile ihtiyaç sahiplerine ulaştırdıklarını söyledi<br />

ve şöyle konuştu: “Cavit ve Hafize Etleç<br />

Ankara’da yaşayan, iyi yürekli, yardımsever<br />

bir aile. Yaptıkları güzel çalışmalar ile 2017<br />

yılı Türkiye İyilik Ödülü’ne layık görülmüşlerdi.<br />

Etleç ailesi Ankara’da mültecilerin yoğun<br />

yaşadığı Altındağ Önder Mahallesi’nde<br />

bir gecekonduda yaşıyor. Cavit Bey Ankara<br />

Siteler’de bir marangoz. Hafize Hanım ise<br />

ev hanımı. Onlar bulundukları mahallenin<br />

iyi yürekli, yardımsever insanları. Yaşadıkları<br />

bölgede 5 bin mülteci ailenin her türlü<br />

ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Kimlerin neye ihtiyacı<br />

var, kimlerin durumu acil gibi bölgelerindeki<br />

duruma da hâkimler. Cavit Amca<br />

ve Hafize Teyze Almanya’da bir büyükşehir<br />

belediyesinin baktığı mülteci sayısı kadar<br />

mültecinin ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyor.<br />

Bütün bu işleri nasıl yaptıklarını sorduk,<br />

‘Allah’ın yardımı ile!’ cevabını verdiler.<br />

Kendileri aynı zamanda Hasene Ankara temsilciliğimizin<br />

gönüllüleri.<br />

Hasene Derneğimizin Acil Yardım Çağrısı<br />

kapsamındaki yardımlarını, çocuk kabanı,<br />

çocuk kazağı, kumanya paketi, çocuk paketi<br />

ve bebek sütü ihtiyaçlarını bölgelerindeki<br />

ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere teslim<br />

ettik. Etleç ailesi evlerinin bir odasını depo<br />

olarak kullanıyor. Gün içinde yardımları<br />

ulaştırmak izdihama neden olabildiği için<br />

akşamları evleri ziyaret ederek yardımları<br />

ulaştırıyorlar.”<br />

Hasene Ankara Temsilcisi Fahri Eyeci,<br />

iyi yürekli güzel insanlar olan Etleç çiftinin<br />

Hasene destekçilerine bir mesajı olduğunu<br />

aktardı: “Allah Hasene Derneği’nden ve tüm<br />

yardımsever bağışçılarından razı olsun. İnanın<br />

güzel şeylere vesile oluyorsunuz.<br />

4 yıldır buradaki acıların dinmesi için<br />

destek veriyorsunuz. Mahallemizde çoğunluğu<br />

Suriyeli olan 25 bin civarında mülteci<br />

var. Özellikle dul, yetim, hasta ve özürlüler<br />

daha fazla desteğe ihtiyaç duyuyor. Bu mazlum<br />

insanlar içerisinde bulundukları durum<br />

ile imtihan ediliyorlar, bizler ise onların durumu<br />

ile, onlara yardım elimizi uzatıp uzatmamakla.<br />

Yardım noktasında duyarlılığı<br />

yüksek siz kardeşlerime selamlarımı iletiyorum.”<br />

Çocukların sevinci, annenin duası<br />

Eyeci, acil yardım ulaştırmak için bir aileyi<br />

ziyaret ettiklerini söyledi ve ailenin durumunu<br />

şöyle anlattı: “Melek Hanım’ın eşi<br />

cezaevinde. Altındağ’da bir apartmanın bodrum<br />

katında 4 çocuğu ile birlikte yaşıyor. 5,<br />

16 ve 17 yaşlarında 3 kızı, 2 yaşında bir erkek<br />

çocuğu var. Bize durumları aktardığında harekete<br />

geçtik ve onları evlerinde ziyaret ettik.<br />

Beraberimizde getirdiğimiz acil yardım<br />

paketlerimizi aileye teslim ettik. Kumanya<br />

paketi ve battaniye yardımının yanı sıra, çocuklara<br />

kışlık giysi ve çocuk hediye paketini<br />

verdik. Yapılan yardımlardan dolayı çocuklar<br />

sevindi, Anne Melek Hanım yardım yapanlara<br />

ve yardımlara vesile olanlara çok dua etti.”


Mazlum ve Mağdurlar İçin El Ele<br />

HASENE Deutschland e. V.<br />

T +49 221 942240-442 | F +49 221 942240-435<br />

www.hasene.de | yetim@hasene.de |<br />

hasenebrd<br />

<strong>—</strong><br />

Havale için banka bilgileri:<br />

Hesap Sahibi: HASENE Deutschland e. V.<br />

Banka: Kreissparkasse Köln<br />

IBAN: DE75 3705 0299 0184 2731 64 | BIC: COKSDE33<br />

Amaç: Adresiniz, 0002352<br />

YETİME<br />

AYLIK<br />

DESTEK 35€<br />

Danimarka DKK | İsveç SEK | Norveç NOK | İngiltere £ | İsviçre CHF | Avustralya AUD | Kanada CAD<br />

400<br />

350<br />

*Not: Aylık sadece 35€ ile<br />

bir yetime destek olabilirsiniz!<br />

300 35<br />

50 60 55<br />

Yetimi Yetim<br />

Bırakma!<br />

HASENE Deutschland e. V. Yetim Projesi


camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Kültür ve Sanat | 23<br />

Vakıf Kültürümüz<br />

İlhan Bilgü<br />

“Gurabahane-i Laklakan” nedir<br />

sorusuna belki de pek çoğumuz yazar<br />

ve şair Ahmet Haşim’in çeşitli<br />

yazılarını topladığı kitabın adı zannederek<br />

cevap verir. Doğrudur da.<br />

Ama Gurabahane-i Laklakan Bursa’da<br />

önceki yüzyılda kurulmuş bir<br />

vakıftır. Laklak Arapçada kullanıldığı<br />

gibi Osmanlı döneminde bizim<br />

şimdi Leylek diye bildiğimiz kuşun<br />

adıdır ki, Gurabahane-i Laklakan’ın<br />

manası da, garip, düşkün, yorgun<br />

veya hasta leyleklerin bakımının<br />

üstlenildiği yer anlamında Düşkün<br />

Leylekler Evi şeklinde tercüme edilebilir.<br />

Lakin, Laklakan (Leylekler)<br />

Evi aslında bir vakıftır. İslam tarihinin<br />

ilk dönemlerinden itibaren<br />

varlık sahibi Müslümanların, kendi<br />

varlıklarını kamu yararına bağışlaması<br />

demek olan vakfın fıkhı tarifi,<br />

bir malın sahibi tarafından dinî, içtimaî<br />

ve hayrî bir gayeye ebediyen<br />

tahsisi, yani menfaati insanlara ait<br />

olmak üzere bir mülkün Allah için<br />

vakfedilmesidir.<br />

İslam kültür, medeniyet ve imarının<br />

gelişmesine olan katkısının yanı<br />

sıra, özellikle ihtiyaç sahiplerinin<br />

ihtiyaçlarının giderilmesi açısından<br />

çok önemli hizmetler veren vakıflar<br />

çok fonksiyonlu birer kamu kurumudur.<br />

Özel olsa da sonuç olarak<br />

kamu hizmeti vermektedir. Burada<br />

“ihtiyaç sahibi olma” terimi çok<br />

önemlidir. Genel kanaatin aksine<br />

ihtiyaç sahibi sadece belirli miktarda<br />

geliri olmayan yani geçim sıkıntısı<br />

çeken insanlar değildir. Bir kişi, kurum<br />

ya da diğer canlıların hepsi ihtiyaç<br />

sahibi olabilir. Dolayısı ile vakıflar<br />

neredeyse İslam medeniyetinin<br />

temelini oluşturmaktadır.<br />

Yukarıda bahsi geçen Gurabahane-i<br />

Laklakan yani Düşkün Leylekler<br />

Evi bunun sadece bir örneğidir<br />

ve konunun genişliği nedeniyle bu<br />

yazıda sadece birkaç seçme örneği<br />

sizlerle paylaşacağız.<br />

Pek çok hayvanın ihtiyacının giderilmesini<br />

esas alan vakıflar olduğu<br />

gibi, İslam tarihinde en yaygın şekliyle<br />

vakıflar hastane ve medreselerin<br />

kurulması ve ihya edilmesi için<br />

kullanılmıştır. Camiler medreselerin,<br />

daha doğrusu medreseler camilerin<br />

bir yan kuruluşu olarak vazife<br />

ifa ettikleri için vakıflar gündeme<br />

geldiğinde bazen bu bir medrese adı<br />

olarak geçebileceği gibi cami adı olarak<br />

da geçebilmektedir.<br />

Vakıfların İslam tarihindeki en<br />

meşhuru hiç şüphesiz bizzat Peygamber<br />

Efendimiz (s.a.v.) tarafından<br />

Fedek arazilerinin geliri ile oluşturulan<br />

vakıf idi. Peygamber Efendimiz<br />

Fedek arazilerinden elde edilen geliri<br />

amme işlerine, yolcu ve misafirlere,<br />

bir miktarını da ailesine ve Ehli<br />

Beyti’ne özelliklede Hz. Fatıma’ya<br />

(r.anhuma) sarf ederdi.<br />

Öte yandan, Hz. Ömer, (r.a.)<br />

zengin sebze ve meyve bahçeleriyle<br />

ün salmış olan Hayber’in fethi esnasında<br />

kendi hissesine düşen çok<br />

kıymetli bir araziyi hayır yolunda<br />

kullanmak istediğini Peygamber<br />

Efendimiz (s.a.v.)’e söylediğinde O<br />

da kendisine, arazinin aslını alıkoymasını<br />

ve araziden elde edilecek gelirleri<br />

de sadaka olarak infak etmesini<br />

tavsiye etmiştir. Bunun üzerine<br />

Hz. Ömer de bu araziyi alınıp-satılmamak<br />

ve hibe edilememek üzere<br />

ihtiyaç sahipleri için vakfetmiştir.<br />

Aynı dönemin bir başka örneği de,<br />

Beni Nadir kabilesinden Muhayrîk<br />

en-Nadirî’nin vakıflarıdır ki, Muhayrîk’in<br />

vefatı sonrasında bu vakfın gelirleri<br />

tüm Müslümanların yararına<br />

kullanılmıştır.<br />

Başta müminlerin annesi olan<br />

Hz. Aişe (r.anhuma) olmak üzere<br />

sahâbenin önde gelen hanımları da<br />

kendilerinden sonra vakıflar kurmuşlardır.<br />

İlginçtir ki hanım sahâbîlerin<br />

kurdukları vakıfların büyük<br />

çoğunluğu esirlerin ve kölelerin kurtarılması,<br />

kölelikten kurtulanların<br />

da bu vakıflarda görevlendirilmesi<br />

şeklinde fonksiyonlar ifa etmiştir.<br />

Gurabahane-i Laklakan’ın manası da, garip, düşkün, yorgun<br />

veya hasta leyleklerin bakımının üstlenildiği yer anlamında<br />

Düşkün Leylekler Evi şeklinde tercüme edilebilir.<br />

Bugün belediyelerin hizmetleri<br />

arasında yer alan, yol yapımı ve su<br />

temini veya su dağıtımı gibi pek çok<br />

hizmetin eski dönemlerde vakıflar<br />

vasıtasıyla yerine getirildiği düşünülecek<br />

olursa, vakıflar doğrudan bir<br />

kamu hizmeti veren müesseseler değil,<br />

sahibi kamu olmayan kamu müesseseleri<br />

olarak değerlendirilebilir.<br />

Kimi vakıf isimleri aslında<br />

mevcut yönetime bir eleştiri mahiyeti<br />

de arzetmektedir. Ve bu vakıflar,<br />

devlet tarafından koruma<br />

altına alınmışlardır. Meselâ, “Devlet<br />

Adamlarının Geçmediği Yolları<br />

İmar Vakfı” bunun tipik bir örneğini<br />

oluşturmaktadır. Kayıkçı ve Hamal<br />

Dostu Vakfı, kayıkçı esnafının<br />

ve taşıyıcıların korunması amacıyla<br />

zabıta ve devletle arası iyi olan itibar<br />

sahiplerinin baskısına direnmek<br />

amacıyla kurulmuş. Teneffüs<br />

Vakfı da, İstanbul boğazında, Ümmet-i<br />

Muhammed’in temiz hava<br />

almasına hizmet etmek amaçlı kurulmuş<br />

bir vakıftır. Kamu imkânlarına<br />

sahip olmayan, istediği zaman<br />

ve istediği yerde dinlemeyen ahalinin<br />

boğazda dinlenmesini amaçlamaktadır.<br />

Vakfiyede Ümmet-i<br />

Muhammed diye ayrıca kayıt düşülmesi,<br />

çok ince bir kamu eleştirisini<br />

gündeme getirmektedir. Buna<br />

benzer şekilde Selanik’teki Hamidiye<br />

Camiinin önündeki bahçe de<br />

“Dinlenme Bahçesi Vakfı” olarak<br />

vakfedilmiştir. Vakfiyeye göre, bahçenin<br />

önünü kapatacak yükseklikte<br />

bina yapılmayacak, herkes gelip<br />

bu bahçede dinlenilebilecektir. Her<br />

yer ağaçlandırılacak, her ağacın altında<br />

dinlenilebilecektir. Bahçede<br />

sadece limonata ve şerbet hazırlanabilecek<br />

kulübeler yapılacaktır.<br />

Burada Fatih Sultan Mehmet’in<br />

kendi malıyla yaptığı iki vakfın vazifesine<br />

de işaret etmekte yarar vardır.<br />

Vakfiyelerden birine göre, Fatih,<br />

İstanbul’un her sokağına ikişer kişi<br />

tâyin eyler: Bunlar ki, ellerindeki<br />

bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür<br />

külü olduğu hâlde günün belirli<br />

saatlerinde bu sokakları gezeler. Bu<br />

sokaklara tükürenlerin, tükürükleri<br />

üzerine bu tozu dökeler ki, yevmiye<br />

20’şer akçe alsınlar.<br />

Vakfiyenameye göre Fatih vakfın<br />

görevlerini şu şekilde belirler: Ayrıca<br />

10 cerrah, 10 tabîb ve 3 de yara<br />

sarıcı tâyin ve nasb eyledim. Bunlar<br />

ki, ayın belli günlerinde İstanbul’a<br />

çıkalar, bilâ-istisnâ her kapuyu vuralar<br />

ve o evde hasta olup olmadığını<br />

soralar; var ise şifâsı, ya da mümkün<br />

ise şifâyâb olalar. Değilse, kendilerinden<br />

hiçbir karşılık beklemeksizin<br />

Dâru’l Aceze’ye kaldırarak orada<br />

salâh bulduralar!


24 |<br />

Fotoğraflarla Faaliyetler<br />

camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />

Berlin<br />

Hazım Damgacı<br />

Berlin Bölgesi, Bölge İrşad Başkanı<br />

İdris Kahraman’ın öncülüğünde<br />

Muhabbet Akşamları Programı gerçekleştiriyor.<br />

İdris Kahraman, Ahmet<br />

Basri, Önder Koç ve Nazmi Gödelek<br />

hocaefendiler tarafından her ay farklı<br />

bir şubede yapılan programlarda<br />

Kur’an tilaveti, naat-ı şerif, sohbetler<br />

ve dualar yer alıyor. Bu sezonda birinci<br />

program Aziziye, ikinci program<br />

Medine ve en son program Sultan<br />

Abdulhamid Camii’nde gerçekleştirildi.<br />

Şube programı “Yoğun tempoyla,<br />

azimle ve gayretle çalışan idareci,<br />

üye ve hocalarımızla bir araya<br />

geliyoruz. Güzel nağmeler eşliğinde<br />

kardeşlik bağlarımızı kuvvetlendiriyoruz.”<br />

şeklinde değerlendiriyor.<br />

Düsseldorf<br />

Şehnaz Özdemir<br />

Düsseldorf Bölgesi Wuppertal Elberfeld<br />

Şubesi Kadınlar Teşkilatı (KT)<br />

Mekke’nin fethi adlı bir program gerçekleştirdi.<br />

Programda Burcu Temel<br />

Mekke’nin fethini anlatan bir sunum<br />

gerçekleştirdi. Program ile ilgili bilgi<br />

veren görevliler şunları söyledi: “Her<br />

ne kadar bu tür programlara zaman<br />

zaman çeşitli isimler verilse de asıl<br />

amaç fırsatları imkâna çevirmektir.<br />

Amacımız hem kendimizi hem çocuklarımızın<br />

hatırlarında hoş bir sada<br />

bırakmak ve üyelerimizle birlikte olmaktı.<br />

Bu nedenle camimiz her sene<br />

bu tür programlar yapmaktadır. Ayrıca<br />

programda ana sınıf öğrencilerimiz<br />

de güzel bir gösteri ile günümüzü<br />

renklendirdiler.”<br />

Hamburg<br />

Narin Yalçın<br />

Hamburg Bölgesi Kadınlar Teşkilatı<br />

(KT) 5. Şube Başkanları Toplantısı’nı<br />

Bölge Merkezi’nde icra etti. Toplantıya<br />

şube başkanlarının yanı sıra<br />

bölge ve şube yönetim kurulu üyeleri<br />

katıldı. Programa katılan KT Başkanı<br />

Handan Yazıcı ve KT eski Başkanı<br />

Zehra Dizman teşkilat çalışmalarının<br />

önemini anlatan birer konuşma<br />

gerçekleştirdiler. Ardından idareciler<br />

dilek ve temennilerini başkanlara yöneltti.<br />

Kuzey Bavyera<br />

Salih Akdağ<br />

Kuzey Bavyera Bölgesi Nürnberg<br />

Merkez Camii’nde faaliyet gösteren<br />

Çağrı Spor Futbol Turnuvası’nın 2.’si<br />

düzenledi. Turnuvaya toplam 12 takım<br />

katıldı. Elemelerin sonucunda<br />

Vatan Spor ve Çağrı Spor finale kaldı.<br />

Final maçı 2:2 berabere sonuçlandı.<br />

Penaltı atışlarının sonunda Çağrı<br />

Spor birinci oldu. Birincilik kupasını<br />

Çağrı Spor Başkanı Tahsin Dokumacı<br />

takdim etti. Dokumacı, “Turnuvanın<br />

giriş ücretlerinden elde edilecek gelir<br />

ile geçen yıl ağustos ayında hakkın<br />

rahmetine kavuşan Çağrı Spor ikinci<br />

Başkanı Aslan Durgut adına, Hasene<br />

Derneği aracılığı ile Afrika’da su kuyusu<br />

açtıracağız inşallah. Emeği geçenlere<br />

teşekkür ederim.”<br />

Rhein-Neckar-Saar<br />

Mehmet Çalay<br />

Rhein-Neckar-Saar Bölgesi Mannheim<br />

Fatih Camii senelerdir sürdürdüğü<br />

eğitim hizmetlerini geçtiğimiz<br />

yılın son tatili olan yılbaşı (kış) tatilinde<br />

çocuklara yönelik iki hafta değerlendirme<br />

kursu ile devam ettirdi. Çok<br />

hoş ve nezih bir ortamda oluşturulan<br />

kursa ilgi bir hayli yoğundu. Bölge<br />

Eğitim Başkanlığı bünyesinde verilen<br />

kursta Murat Belgin, Hayrettin Ramazan<br />

ve hafızlık kurum sorumluları<br />

eğitimci olarak görev aldılar. Sosyal<br />

aktivite olarak film gecesi, futbol<br />

günü, hayvanat bahçesi gezisi gibi<br />

etkinlikler düzenlendi. Öğrenciler<br />

kurstan oldukça memnun kaldıklarını<br />

söylerken Bölge Eğitim Başkanı<br />

Murat Belgin yapmış oldukları kursun<br />

hayırlara vesile olmasını temenni<br />

ederek herkese teşekkür etti. Amaçlarının<br />

çocuklara en iyi şekilde eğitim<br />

vermek ve topluma faydalı birer<br />

insan olmalarını sağlamak olduğunu<br />

belirten Belgin eğitim çalışmalarının<br />

süratli bir şekilde hiç aksamadan devam<br />

edeceğini ifade etti.<br />

Württemberg<br />

Mehmet Yücel<br />

Württemberg Bölgesi Heilbronn Şubesi<br />

bazı öğrencilerin uzun bir ders<br />

döneminden sonra hem dinlenebilmeleri<br />

hem de öğrenimlerine devam edebilmelerine<br />

imkân sağlayabilmek için<br />

yatılı tatil kursu düzenledi. Bu seneki<br />

yatılı tatil kursu daha önceki senelerin<br />

tatil kurslarının konseptleri gözden geçirilerek<br />

yenilendi. Kursta öğrencilerin<br />

aile, okul ve arkadaş çevresi dışında<br />

başka bir sosyal ortam içine girebilmeleri<br />

ve sosyal aktivitelere katılmaları<br />

hedeflendi. Öğrenciler kursta bir<br />

yandan İslam kültürünü ve evrensel<br />

değerleri öğrenirken, diğer yandan<br />

sünneti uygulamanın güzelliğini bizzat<br />

yaşama ortamı buldu. Öğrenciler kurs<br />

vesilesiyle selamlaşmanın, kendinden<br />

önce kardeşini düşünmenin ve paylaşmanın<br />

önemini öğrendiler. Derslerin<br />

dışında öğrenciler mescitte yatıp her<br />

gün çeşitli sosyal aktivitelere katıldılar.<br />

Ayrıca halı saha ve bowling turnuvası<br />

gibi farklı etkinlikler de yapıldı.


camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> gençcamia | 25<br />

genç<br />

GT<br />

Abi-Kardeş haftası hakkında ne dediler<br />

s. 26<br />

Başkanımızdan mesaj var<br />

GT ABİ-KARDEŞ<br />

“Biriz, Beraberiz, Abi-Kardeşiz.”<br />

Gençlik Teşkilatı (GT) Ortaöğretim Başkanlığı 23-29 Aralık tarihleri arasında birçok bölge ve şubenin katılımıyla<br />

Abi-Kardeş Haftası’nı gerçekleştirdi. Muhammed Şener<br />

Değerli Camia Okuyucuları,<br />

bir yılı daha arkamızda bıraktık. Geçen<br />

günlerin değerlendirilip değerlendirilmediğinin<br />

cevabını yine bizler verebiliriz.<br />

Geçen ömrün muhasebesini yaparak,<br />

önümüzdeki ömrün kıymetini daha da<br />

iyi anlamamız gerekir. Peygamberimiz bir<br />

hadislerinde, “Beş şey gelmeden önce beş<br />

şeyin kıymetini bilin; ihtiyarlığından önce<br />

gençliğini, hastalanmadan önce sıhhatini,<br />

fakirliğinden önce zenginliğini, meşguliyetten<br />

önce boş vakitlerini ve ölümünden<br />

önce hayatın!” Bu hadis ömrün nasıl kıymetli<br />

hâle geleceğinin de nebevî bakışla<br />

bir formülünü bizlere sunmaktadır. Buna<br />

binaen Peygamberimiz tarafından kaybetmeden<br />

önce değer bilmek nedir sorusunun<br />

şifreleri de biz Müslümanlara bu hadis ile<br />

kodlanmaktadır.<br />

Peygamberimiz başka bir hadislerinde ise<br />

“Kıyamet gününde dört şeyden sorgulanmadıkça,<br />

kulun ayakları yerinden kımıldamaz;<br />

Ömründen, onu ne ile yok etti? Gençliğinden,<br />

onu nerede çürüttü? Malından, onu<br />

nereden kazandı ve nereye sarf etti? İlminden,<br />

onunla ne yaptı?” buyurmuştur.<br />

Burada sorgulanan her şey ya direkt<br />

veya ilintili bir şekilde zaman kavramıyla<br />

alakalıdır. Zaman insana verilmiş en büyük<br />

nimettir. Zaman insanın her şeyinin<br />

şahididir. Bu nedenle Allah Teâlâ onun<br />

üzerine “Asra yemin olsun ki.” diyerek yemin<br />

etmiştir. Yine başka bir ifadelerinde<br />

Efendimiz<br />

“İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu<br />

nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat<br />

ve boş vakit.” buyurmuştur.<br />

İmam Gazâlî’nin vakit israfına karşı şu<br />

ikazı da çok ibretlidir; “Oğul! Farzet ki bugün<br />

öldün. Hayatında geçirdiğin gaflet anlarına<br />

ne kadar üzüleceksin. Ah, keşke diyeceksin.<br />

Lakin heyhat!” Cüneyd-i Bağdadi<br />

Hazretleri de şöyle buyurur: “Dünyanın<br />

bir günü, ahiretin bin yılından hayırlıdır.<br />

Çünkü kazanç ve kayıp durumu bu dünyaya<br />

aittir. Ahirette artık kazanmak veya<br />

kaybetmek yoktur.”<br />

Önümüzde bir uzunca yıl var mı bilinmez.<br />

Ama bir koca yıl daha kredimizden<br />

azalıverdi. Kaybeden değil kazanan olmak<br />

gerek. Zamanı geri getirmek imkânsız ama<br />

kalanı ilk günden değerlendirmek bizim<br />

elimizde. Şairin İfadesiyle sözlerimize değer<br />

katalım:<br />

Dedim artık bilgiden yana eksiğim yok.<br />

Şu dünyanın sırrına ermişim az çok.<br />

Derken aklım birden başıma geldi.<br />

Bu dünyadan hiçbir şey bildiğim yok.<br />

Selam ve dua ile…<br />

Ünal Ünalan<br />

GT Başkanı<br />

GT ABİ-KARDEŞ<br />

Hessen<br />

GT Ortaöğretim başkanlığı geleneksel<br />

olarak düzenlediği Abi-Kardeş Haftası ile<br />

dünyanın dört bir yanında on binlerce genç<br />

ile bir araya geldi. “Biriz, Beraberiz, Abi-Kardeşiz”<br />

sloganı altında gerçekleşen Abi-Kardeş<br />

Haftası’na 33 bölgeden 300 şube katıldı.<br />

Abi-Kardeş çalışması bu sene ilk defa Avustralya<br />

ve İngiltere bölgelerinin de katılmasıyla<br />

kıtaları aşarak büyük bir kitle ile buluştu.<br />

Mutat olarak şube ve bölgelerde yürüyen<br />

Abi-Kardeş çalışmasının zirve yaptığı bu<br />

haftada, kardeşlik ve samimiyetin yanı sıra<br />

katılımcıların abileri aracılığıyla gençlik çalışmalarıyla<br />

ünsiyet kurmaları hedeflenmektedir.<br />

Bu hafta dahilinde düzenlenen eğitici ve<br />

öğretici faaliyetlerin yanı sıra, gençlerin eğlenerek<br />

öğrenmeleri için bir çok sosyal faaliyet<br />

düzenlendi. Futbol turnuvaları, kayak, buz<br />

pateni, bilgi yarışmaları ve sohbet programları<br />

gibi birbirinden farklı faaliyetlere katılan<br />

gençler de oldukça eğlenceli anlar yaşadı.<br />

Ayrıyeten toplumsal ve sosyal sorumluluk<br />

hakkında programlarla gençlerin bilinçlenmesi<br />

için faaliyetler organize edildi.<br />

Abi-Kardeş Haftası’nın önemine vurgu<br />

yapan GT Ortaöğretim Başkanı Sezai Çakan<br />

şunları söyledi: “Geleneksel olarak her<br />

yıl düzenlediğimiz Abi-Kardeş Haftası’nı bu<br />

yıl da büyük bir katılım ve heyecanla gerçekleştirmiş<br />

olduk. Abi-Kardeş çalışmasıyla hedefimiz,<br />

özelde; mensubu olduğu cemiyet,<br />

genelde ise topluma faydalı fertler kazandırmaktır.<br />

Abi-Kardeş Haftası da bu önemli hedefe<br />

ulaşmada büyük katkı sağlamaktadır.<br />

Bu sebeple emeği geçen tüm kardeşlerime<br />

ve birim başkanlarıma teşekkür ediyorum.”<br />

Gençlerin tatil günlerini sohbet halkalarında,<br />

sosyal faaliyetlerde, cami ve gençlik<br />

lokallerinde düzenlenen programlarda verimli<br />

bir şekilde geçirmeleri aileler tarafından<br />

da teşekkür ve takdirle karşılandı. Bu başarılı<br />

çalışmaya dikkat çeken GT Başkanı<br />

Ünal Ünalan ise şöyle konuştu: “Abi-Kardeş<br />

çalışması GT’nin en önemli çalışmalarından<br />

biri. Abi-Kardeş Haftası ise bu çalışmamızın<br />

en yoğun şekilde gerçekleştirildiği dönemdir.<br />

Bu sayede binlerce gencimize ulaşmaktayız.<br />

Özellikle son yıllarda artan ilgi çalışmanın ne<br />

kadar önemli ve isabetli olduğunu da göstermektedir.<br />

Bu vesileyle çalışmaya katkıda<br />

bulunan tüm şube ve bölge idarecilerimize ve<br />

katılan genç kardeşlerimize teşekkür ederim.”<br />

Abiler bölgelerde kardeşleriyle buluştu<br />

Gençlik Teşkilatı (GT) Ortaöğretim Başkanlığı’nın düzenlediği Abi-Kardeş Haftası’na Alpes, İtalya ve Württemberg<br />

Bölgesi de katıldı. Mustafa Pala, Yusuf Aksoy, Sefa Pusmaz<br />

GT Ortaöğretim Başkanlığı’nın aralık ayının<br />

son haftasında düzenlediği Abi-Kardeş<br />

Haftası’na gençlerin ilgisi bir hayli yoğundu.<br />

Etkinliğe katılan Alpes Bölgesi’nin çalışmasını<br />

takip eden Bölge Abi-Kardeş Sorumlusu Yusuf<br />

Solmaz çalışmayı değerlendirerek şunları<br />

söyledi: “Gençlerimiz, içerisinde yaşadıkları<br />

zamanın ve toplumun şartları gereği erken<br />

yaşta birçok maddi imkânlara erişmektedirler.<br />

Bu durum kendileri adına genel anlamda<br />

sevindirici olsa da Müslüman gençleri çalışmalarıyla<br />

kazanmayı hedefleyen GT’miz<br />

için bazı sıkıntılara sebep olabilmektedir.<br />

Zira gençlerimizin birbirinden farklı en yeni<br />

araç-gereçlere sahip olmaları, ilgi ve alakalarını<br />

uyandıracak çalışmaların da en az aynı<br />

düzeyde ilgi alanlarına hitap etmesi gerektiği<br />

gerçeğini de beraberinde getirmekte.<br />

Bu, gençlerimizin ihtiyaçlarına cevap veren<br />

ve ilgi alanları ile kesişen çalışmaların yapılması<br />

gerektiği anlamına geliyor. Abi-Kardeş<br />

Alpes<br />

İtalya<br />

Lyon<br />

Haftası bu sorunun çözümüne yönelik bir<br />

eylem planıdır.”<br />

Alpes Bölgesi GT Ortaöğretim Başkanı<br />

Fatih Şahin ise konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı:<br />

“Abi-Kardeş Haftası’nda gençler abileri<br />

ile birçok güzel çalışmada bulundular. Bu<br />

çerçevede Müslüman mezarlıklarını ziyaret,<br />

Kur’an ve kitap okuma halkaları, iftar programları,<br />

çevre temizliği gibi birçok sosyal faaliyet<br />

gerçekleştirdiler.”<br />

Bölge GT Başkanı Mustafa Pala ise çalışmayı<br />

şu şekilde değerlendirdi: “Gelecek nesillerimiz<br />

için önem arz eden bu çalışmayı organize<br />

bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz.<br />

İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda kurulacak<br />

olan daha nice Abi-Kardeş grupları olacak ve<br />

bizden sonra gelen kuşakların yetişmesinde<br />

faydalı hizmetlere imza atacağız.”<br />

İtalya Bölgesi Imperia Şubesi GT Ortaöğretim<br />

Birimi Abi-Kardeş Haftası bağlamında bir<br />

araya gelerek farklı etkinlikler düzenledi. Sohbet<br />

ile başlayan programda birlikte film izlendi,<br />

hasbihâl edildi ve eğlenceli oyunlar oynandı.<br />

Württemberg Bölgesi Rastatt Şubesi GT<br />

Ortaöğretim Birimi de Abi-Kardeş Programı<br />

hasebiyle sinemada Kore Savaşı’nı anlatan<br />

bir film izledi. Sinemaya gitmeden evvel<br />

Gençlik Lokali’nde Kore Savaşı hakkında<br />

gençlere tarihî bilgiler verildi. Programdan oldukça<br />

memnun kalan gençler ileriki günlerde<br />

buz pateni gezisinde buluştu. Ayrıca bütün<br />

hafta içerisinde gençler camide Gençlik Lokali’nde<br />

çeşitli faaliyetler ile eğlendi.<br />

Toplamda 9 abi ve yaklaşık 30 kardeş<br />

ile yapılan programlarla Abi-Kardeş ilişkileri<br />

pekiştirildi. Rastatt Şubesi GT Ortaöğretim<br />

Başkanı Burak Ayyıldız programda emeği<br />

geçen arkadaşlarına teşekkür etti ve gençlerin<br />

böyle programlar ile birbirleriyle daha kolay<br />

kaynaştığını söyledi. Abi-Kardeş Haftası<br />

yılbaşı gecesi yapılan Gençlik Gecesi’nde<br />

FIFA Turnuvası ile sona erdi.


26 | gençcamia<br />

camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />

“Abi-Kardeş Haftası’nda<br />

abilerim benimle hiçbir karşılık<br />

beklemeden ilgilendiler. Birçok sosyal faaliyet<br />

organize ettiler, Allah kendilerinden razı olsun.”<br />

Enes Öztaş (Viyana – Kardeş)<br />

“Abi-Kardeş Haftamızı dolu dolu<br />

geçirdik, elhamdüllilah. Bu sene muazzam<br />

bir katılım sayısı vardı. Gençlerimizin güler<br />

yüzü bizi çok mutlu etti. Emeği geçen tüm<br />

çalışma arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunmak<br />

istiyorum, Allah hepsinden razı olsun.”<br />

Ömer Gülen (Hessen – Limburg GT<br />

Ortaöğretim Başkanı)<br />

“Genç kardeşlerimizle bir araya<br />

gelmek, farklı farklı faaliyetler<br />

yaparak abi-kardeş havasını<br />

yaşamak bizleri ayrıca mutlu etti.”<br />

Mehmet Öğren<br />

(Paris – Orta Öğretim Başkanı)<br />

“Çocuklarımızın dinî ve sosyal gelişimi<br />

açışından etkili olan Abi-Kardeş Haftası‘nda<br />

çok güzel ve eğitici faaliyetlerin yapıldığını<br />

düşünüyorum. Bu tür faaliyetler, yurt<br />

dışında çocuk büyüten anne ve babaların<br />

evlatlarını kötü yollardan muhafaza etmesi<br />

için yardımcı olmaktadır. Emeği geçen tüm<br />

gençlerden Allah razı olsun.”<br />

Yasemin Yapıcı<br />

(Avustralya – Veli)<br />

Abi-Kardeş haftası hakkında ne dediler?<br />

“Bu tür çalışmalardan bir baba<br />

olarak çok memnunum. Çocuklarımızı<br />

farklı aktivitelerle camiye<br />

kazandırmaya çalışan Abi-Kardeş<br />

Sorumlularına teşekkür ediyorum.”<br />

Dilaver Öztaş (Viyana – Veli)<br />

“Elhamdülillah, bu sene gerçekleşen<br />

Abi-Kardeş Haftası’nda gerek şube sayısı<br />

gerek faaliyet sayısı ve toplam katılım<br />

sayısı Belçika Bölgemizde çok güzel<br />

bir şekilde artış gösterdi. Hedefimiz, bu<br />

artışı her sene devam ettirmektir.”<br />

Harun Korkmaz<br />

(Belçika – GT Ortaöğretim Başkanı)<br />

“Abi-Kardeş Haftası’nda<br />

yapılan programlarda çok sevdiğim<br />

Fahrettin, Yusuf, Said, Mehmet abilerim<br />

ve arkadaşlarım ile eğlenceli vakit geçirdim.<br />

En çok beğendiğim aktivite, Abi-Kardeş<br />

pikniğiydi.”<br />

Arif Rahman Yapıcı<br />

(Avustralya – Kardeş)<br />

“Bence çok zevkliydi, çok güzel<br />

aktiviteler vardı. Küçük kardeşlerimiz<br />

ile çok güzel vakit geçirdik ve<br />

zaman çok hızlı geçti.”<br />

Ebubekir Tunay (İsveç - Abi)<br />

“Abi-Kardeş Haftası’nda yeniden<br />

bir heyecan yaşadık ve yaşattık.<br />

Rabbim bu çalışmalarda emeği<br />

geçen herkesten razı olsun ve<br />

devamını nasip etsin.”<br />

Yusuf Şimşek (Hessen – Abi)<br />

“Bu haftada edindiğimiz moral ve<br />

motivasyon ile önümüzdeki çalışmalara<br />

daha sıkı sarılacağız.”<br />

Arif Birinci (Belçika – Abi)<br />

“Bu sene ilk defa Ortaöğretim Birimi<br />

öncülüğünde gerçekleştirilen Abi-Kardeş<br />

Haftası programları, biz abilere genç<br />

kardeşlerimiz ile kaynaşma imkânı verdi.<br />

Bu vesileyle genç kardeşlerimize iyi örnek<br />

olmaya çalışıp kendilerinin imanlı ve ahlaklı<br />

yetişmeleri için gayret sarf etmiş olduk.<br />

Elhamdülillah, geleceğe yönelik ümitvarız.”<br />

Fahrettin Acar<br />

(Avustralya – Abi)<br />

“Abi-Kardeş Haftası çok güzel geçti,<br />

yeni şeyler öğrendim ve çok eğlendim.<br />

Abilerime teşekkür ediyorum.”<br />

Ensar (İsveç - Kardeş)<br />

“Gençlik Teşkilatımızın yapmış<br />

olduğu Abi-Kardeş çalışmasını<br />

önemsiyorum ve çok faydalı<br />

olduğuna kalpten inanıyorum.<br />

İleride bayrağı teslim edecekleri<br />

gençleri yetiştiriyorlar.”<br />

Adem Arslan (Hessen – Veli)<br />

“Hem eğlenip hem de öğrendiğimiz<br />

bir hafta geçirdik. Kış tatilinde güzel<br />

bir manevi ortamda bulunduk, bundan<br />

dolayı mutluyum.”<br />

Sedat Elkılıç (Belçika – Kardeş)<br />

“Bence çok güzel bir program<br />

oldu. Çok şey öğrendim ve<br />

abilerimi daha iyi tanıdım. Ben<br />

cemiyetime çok teşekkür ederim.”<br />

Muhammed Şenol<br />

(Danimarka – Kardeş)<br />

“Ben katıldığım Abi-Kardeş programından<br />

memnun kaldım. Her gün<br />

değişik bir faaliyet yaptık ve abilerimizle<br />

eğlendik. Her gün yeni şeyler<br />

öğrendik. Bu programları düzenleyen<br />

abilerime teşekkür ederim.”<br />

Furkan (İsveç - Kardeş)<br />

“Danimarka Bölgemizde<br />

Abi-Kardeş Haftası önceki yıllarda olduğu<br />

gibi yine hedeflerini geçerek çok bereketli<br />

geçti. 2015’te <strong>19</strong> gencimizin katılımı ile<br />

başlayan Abi-Kardeş Haftası bu sene 70<br />

gencimizin katılım ile yeni bir rekora ulaştı.<br />

Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da<br />

hedeflerimize ve daha fazla gencimize ulaşmaya<br />

her zamanki gibi gayret göstereceğiz.”<br />

Ebubekir İncikli<br />

(Danimarka – GT Ortaöğretim Başkanı)<br />

“Şubemizde düzenlenen Abi-Kardeş Haftası<br />

çok verimli geçti. Şubemizde daha önce çok<br />

nadir görülen bir atmosfer ve heyecan yaşadık.<br />

Kardeşlerimiz abilerini benimsediler. Hâlâ<br />

irtibattayız ve gelecekte de birlikte programlar<br />

düzenlemeyi hedefliyoruz. Ortaöğretim başkanımıza<br />

ve bizlere güvenerek çocuklarını emanet<br />

eden ailelere teşekkür ederim.”<br />

Fatih Güneş<br />

(Danimarka – Abi)<br />

“Bence çok güzel bir<br />

program oldu. Çok şey öğrendim<br />

ve abilerimi daha iyi tanıdım. Ben<br />

cemiyetime çok teşekkür ederim.”<br />

Muhammed Şenol<br />

(Danimarka – Kardeş)<br />

Avustralya<br />

İtalya<br />

Güney Hollanda


camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> gençcamia | 27<br />

Umre , ´18<br />

Umre , ´18<br />

Efendimizi ziyarete gidiyoruz!<br />

Efendimizi ziyarete gidiyoruz!<br />

ŞUBAT/MART/NİSAN UMRESİ EMEKLİLER UMRESİ<br />

MAYIS/HAZİRAN/RAMAZAN UMRESİ<br />

SONBAHAR UMRESİ ARALIK (YILBAŞI) UMRESİ<br />

ŞUBAT/MART/NİSAN UMRESİ EMEKLİLER UMRESİ<br />

MAYIS/HAZİRAN/RAMAZAN UMRESİ<br />

SONBAHAR UMRESİ ARALIK (YILBAŞI) UMRESİ<br />

İSLAM<br />

TOPLUMU İSLAM<br />

MİLLÎ TOPLUMU GÖRÜŞ<br />

MİLLÎ HİZMETTE GÖRÜŞ İSLAM<br />

Hizmette ÖNCÜ öncü TOPLUMU KURULUŞ kuruluş İSLAM<br />

MİLLÎ TOPLUMU GÖRÜŞ<br />

MİLLÎ HİZMETTE GÖRÜŞ<br />

Hizmette ÖNCÜ öncü KURULUŞ kuruluş<br />

EĞİTMENLER<br />

EŞLİĞİNDE ÇOCUK KULÜBÜ<br />

HİZMETLERİ<br />

ÜNİVERSİTELİLERE VE<br />

25 YAŞ ALTI GENÇLERE ÖZEL<br />

FİYATLAR<br />

KUDÜS<br />

ZİYARETLİ UMRE<br />

PAKETLERİ<br />

BELİRLİ TARİHLERDE<br />

EMEKLİLERE<br />

ÖZEL KAFİLE VE FİYATLAR<br />

KANDİLLERDE<br />

8 GÜNLÜK<br />

ÖZEL PROGRAMLAR<br />

EĞİTMENLER<br />

EŞLİĞİNDE ÇOCUK KULÜBÜ<br />

HİZMETLERİ<br />

TÜRKİYE’DEN YAKINLARINIZ İLE AYNI KAFİLEDE UMRE İMKÂNI<br />

KUDÜS<br />

ZİYARETLİ UMRE<br />

PAKETLERİ<br />

ÜNİVERSİTELİLERE VE<br />

25 YAŞ ALTI GENÇLERE ÖZEL<br />

FİYATLAR<br />

BELİRLİ TARİHLERDE<br />

EMEKLİLERE<br />

ÖZEL KAFİLE VE FİYATLAR<br />

KANDİLLERDE<br />

8 GÜNLÜK<br />

ÖZEL PROGRAMLAR<br />

Türkiye Temsilciliği|Hennes Tour<br />

T +90 332 3515055 (Konya)<br />

T +90 212 6355593 (İstanbul)<br />

T +90 312 3113130 (Ankara)<br />

T +90 224 2254225 (Bursa)<br />

info@hennestour.com<br />

TÜRKİYE’DEN YAKINLARINIZ İLE Islamische AYNI KAFİLEDE Gemeinschaft UMRE Millî İMKÂNI Görüş Hadsch-Umra Reisen GmbH<br />

Colonia-Allee 3<br />

D-51067 Köln<br />

T +49 221 942240-470<br />

F +49 221 942240-480<br />

www.igmgreisen.com<br />

igmgreisen<br />

Türkiye Temsilciliği|Hennes Tour<br />

T +90 332 3515055 (Konya)<br />

T +90 212 6355593 (İstanbul)<br />

T +90 312 3113130 (Ankara)<br />

T +90 224 2254225 (Bursa)<br />

info@hennestour.com<br />

Islamische Gemeinschaft Millî Görüş Hadsch-Umra Reisen GmbH<br />

Colonia-Allee 3<br />

D-51067 Köln<br />

T +49 221 942240-470<br />

F +49 221 942240-480<br />

www.igmgreisen.com<br />

igmgreisen


camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> gençcamia | 28<br />

Alpes<br />

Alpes Bölgesi Gençlik Teşkilatı (GT)<br />

münün ardından sona erdi. Saint Pier-<br />

takip ettiği cemiyetlerin programlarına<br />

re Şubesi’nde ise anne-baba hakkının<br />

katılmaya devam ediyor. Bölge Genç-<br />

önemi üzerinde duruldu ve katılımcılara<br />

Alpes<br />

lik Teşkilatı (GT) Başkanı Mustafa Pala<br />

tavsiyeler verildi. Ders sonunda genç-<br />

Alpes Bölgesi Oyonnax Şubesi Gençlik<br />

sahip çıkmaktır.” dedi. Bilgili göreve yeni<br />

ile Bölge Yönetim Kurulunda görev ya-<br />

ler anne ve babalarına her buluşmada<br />

Teşkilatı’nda (GT) görev değişikliğine<br />

atanan Ahmet Kiriş’e başarılar dilerken,<br />

pan Şambaz Öz, Fatih Şahin ve Ahmet<br />

kendilerini sevdiklerini söz ve davranış-<br />

gidildi. Bölge GT Başkanı Mustafa Pala<br />

gençliğin ilerlemesi için çaba gösteren<br />

Nicolas Cuny; Sallanche, Saint Pierre,<br />

larıyla göstereceklerine dair söz verdi.<br />

yapılan istişareler sonucu Oyonnax Şube<br />

herkese teşekkür etti. Bölge GT Başkanı<br />

Annecy ve Albertville şubelerini ziyaret<br />

Ekip son olarak Annecy ve Albertville<br />

GT Başkanlığı’na Ahmet Kiriş’in atandığını<br />

Mustafa Pala yeni başkanı tebrik etti,<br />

etti. Ekip Sallanche Şubesi’ndeki zi-<br />

şubelerinin Yönetim Kurulu Toplantıları-<br />

açıkladı. Oyonnax Şube Başkanı İlyas<br />

üstlenmiş olduğu görevin sorumluluğunu<br />

yaretlerinde haftalık düzenlenen lokal<br />

na katılarak idarecilerle birim eğitim ça-<br />

Bilgili’nin katıldığı istişarede Bilgili “Bizim<br />

hatırlattı ve bu zamana kadar fedakârca<br />

sohbetine katılarak gençlere evlilik ön-<br />

lışmasının yanı sıra toplantı esnasında<br />

önceliğimiz şuurlu olan, neyi niçin yaptığını<br />

gayret gösteren herkese teşekkürlerini<br />

cesi ve sonrasında dikkat edilmesi ge-<br />

dikkat edilmesi gerekilen konular hak-<br />

bilen, kaliteli gençler ile bu mekânlara<br />

sundu.<br />

reken hususlar hakkında ders verdi ve<br />

kında istişarelerde bulundu. Ziyaretler<br />

nasihatlerde bulundu. Gençlerin ilgi ile<br />

Bölge GT’ye iletilen dilek ve temenni<br />

takip ettikleri sohbet soru cevap bölü-<br />

bölümleri ile son buldu.<br />

Kuzey Bavyera<br />

Düsseldorf<br />

Sara Akdağ<br />

Hanife Altuner<br />

Kuzey Bavyera Bölgesi Kadınlar Gençlik<br />

ni” düzenlendi. Programa ayrıca KT İrşad<br />

Düsseldorf Bölgesi Krefeld Şubesi Kadınlar<br />

kamış kalemler ile kitaplara yazıların nasıl<br />

Teşkilatı (KGT) anneler ve kızlarının iletişim<br />

Başkan Yardımcısı Sultan Ergün de katıldı.<br />

Gençlik Teşkilatı (KGT) Osmanlı tarihinden<br />

yazıldığı ve bu sanatların tarihî gelişimi<br />

sorunları ve çözümleri konulu bir seminer<br />

Programın bir diğer konuğu Psikoterapist<br />

günümüze kadar gelen Türk İslam sanatları<br />

hakkında bilgi verdi. Mimari, tezyinat,<br />

düzenledi. Bölge Merkezinde gerçekleşti-<br />

ve Sağlık Uzmanı Ahu Çemen misafirlere<br />

hakkında bir seminer düzenledi. Semineri<br />

minyatür, tezhip, hüsn-ü hat, edebiyat ve<br />

rilen seminerde Bölge KGT Başkanı Emine<br />

şöyle hitap etti: “Gençlere güzel muame-<br />

KT Eğitim Başkanı Tünay Ermiş sundu.<br />

musiki gibi konulara değinen Ermiş özellikle<br />

Pehlivan şunları söyledi: “Bizlerin amacı<br />

le edin. Onların kalpleri çok hassas. Anne<br />

Ermiş sunumunda Türk İslam sanatının<br />

tezhip sanatı üzerinde durdu. Programda<br />

nereden geldiğini ve nereye gideceği-<br />

babalar olarak herşeye rağmek çocukları-<br />

önemine vurgu yaptı ve bu sanatın<br />

gençler kamış kalemlerle yazı çalışmaları<br />

ni bilen ve topluma faydalı olan bir nesil<br />

mızı sevmeli ve onlara örnek olmalıyız. Ço-<br />

canlılığını muhafaza ettiğini ifade etti. Ermiş<br />

yapma imkânı da buldu.<br />

yetiştirmek. Çizgimiz ve sınırlarımız belli,<br />

cuklarımızı iyi dinlemeli ve birlikte zaman<br />

Kur’an ve sünnettir.” Akabinde tesettüre<br />

geçirmeliyiz. Unutmayın güvenin olduğu<br />

giren Cennet Büşra için “Tesettür Töre-<br />

yerde sevgi de olur.”<br />

Ruhr-A<br />

Samed Acar<br />

Ruhr-A Bölgesi Gençlik Teşkilatı (GT)<br />

Sabah Namazı Programı’nı 1000 gencin<br />

ve GT Başkanı Ünal Ünalan’ın katılımıyla<br />

Recklinghausen Eyüp Sultan Camii’nde<br />

icra etti. Kılınan sabah namazının ardından<br />

Ruhr-A Bölgesi GT Başkanı Resul Kale uzak<br />

yakın demeden gençlerin programa iştirak<br />

etmelerinden oldukça memnun olduklarını<br />

ifade ederek gençlere ayrı ayrı teşekkür<br />

etti. Ruhr-A Bölge Başkanı Abdullah<br />

Kodaman ise konuşmasında Müslümanların<br />

neden birlik ve beraberlik içinde olması<br />

gerektiğini açıklayarak gençlere bu konuda<br />

büyük sorumluluklar düştüğünü vurguladı.<br />

Ardından GT Başkanı Ünal Ünalan gençlere<br />

Hz. Muhammed’in ümmeti demenin ne<br />

demek olduğunu konu edinen vaazını sundu<br />

ve sözlerine şöyle devam etti: “Millî şairimiz<br />

Mehmet Akif Ersoy ‘Cuma namazına gelen<br />

cemaat sabah namazına gelirse bu ümmet<br />

kurtulur.’ demiştir. İşte bu sözün ne kadar<br />

doğru olduğunu sizler buraya gelişinizle<br />

ispatlıyorsunuz.” Daha sonra topluca zikir ve<br />

dua edildi.<br />

Ruhr-A<br />

Beyza Ay<br />

Ruhr-A Bölgesi Gladbeck Şubesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı<br />

(KGT) geçtiğimiz yılın ekim ayında başlattığı Su Kuyusu<br />

Projesi’ni tamamladı. Efendimizin “Kul din kardeşine yardımcı<br />

olduğu sürece, Allah da onun yardımcısı olur.” hadisinden<br />

yola çıkan genç idareciler Hasene derneği vesilesi ile su<br />

kuyusu açtıracak. Bu bağlamda Genel Merkeze bir ziyaret<br />

gerçekleştiren idareciler burada birimleri ziyaret etti ve teşkilat<br />

çalışmaları hakkında bilgi aldı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!