CAMİA - 19 Ocak 2018 | 2 Cemâziyelevvel 1439 — Sayı 120
Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org
Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> | 2 <strong>Cemâziyelevvel</strong> <strong>1439</strong> <strong>—</strong> <strong>Sayı</strong> <strong>120</strong><br />
HASENE<br />
ARAKANLILARA<br />
90 TON GIDA<br />
YARDIMI<br />
s. 21<br />
GENEL MERKEZ<br />
FAIR: “Avrupa okullarında yapısal<br />
ırkçılık var.”<br />
s. 7<br />
AİLE<br />
Paylaşıldıkça çoğalan ibadet,<br />
sadaka<br />
s. 14<br />
KÜLTÜR VE SANAT<br />
Gelecek nesillerimiz için infak edelim s. 12-13<br />
Vakıf Kültürümüz<br />
s. 23<br />
İNFAK KAMPANYASI<br />
İnfak ile 11 yeni müessese<br />
kuruluyor<br />
IGMG Sosyal Hizmetler Başkanlığının koordinatörlüğü ile <strong>2018</strong> yılı<br />
İnfak Kampanyası çerçevesinde 11 yeni proje hayata geçiriliyor.<br />
EĞİTİM BAŞKANLIĞI<br />
Çocuk Kulübü umrede de<br />
hizmetinizde<br />
Eğitim Başkanlığı bünyesinde çocuklara hizmet veren Çocuk Kulübü<br />
Karınca Kadir ve Esma ile birlikte aralık umresindeydi.<br />
İslam Toplumu Millî Görüş Sosyal Hizmetler<br />
Başkanlığının koordinatörlüğünde<br />
gerçekleştirilecek olan <strong>2018</strong> İnfak Kampanyası<br />
başladı. Kampanya çerçevesinde Belçika,<br />
Fransa, İsviçre, Hollanda ve Almanya’da<br />
cami de bulunan çeşitli eğitim müesseseleri<br />
hayata geçirilecek. İnşaat çalışmaları devam<br />
eden desteklenecek olan projelerin bu kampanya<br />
ile planlanan vakitte bitirilmesi planlanıyor.<br />
Kampanya çerçevesinde Avrupa’da yaşayan<br />
Müslümanların gönül birliği bir kez<br />
daha pekiştirilmiş olacak. Katılımın en<br />
azından IGMG’ye bağlı Avrupa, Kanada ve<br />
Avustralya’daki tüm cami ve teşkilatlarda<br />
aynı heyecanla devam etmesi bu gönül birliğinin<br />
daha da kuvvetleneceğini gösteriyor.<br />
Avrupa Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği<br />
EMUG e. V. başta olmak üzere, Avrupa<br />
Camileri Kurma ve Yaşatma Derneği UECM,<br />
Belçika Müslüman Topluluğu CMB, Hollanda<br />
Cami Yapma ve Yaşatma Vakfı NMOG,<br />
Brühl İslam Toplumu IGB, İsviçre İslam<br />
Toplumu SIG gibi Avrupa’da Müslümanlara<br />
yüzlerce müessese kazandıran kuruluşların<br />
organize ettiği <strong>2018</strong> İnfak Kampanyası’nın<br />
koordinatörlüğünü yine IGMG Sosyal Hizmetler<br />
Başkanlığı yapıyor. Bu işbirliği çerçevesinde<br />
Fransa’da, Hollanda’da ve Belçika’da<br />
ikişer olmak üzere Almanya’da 4 ve İsviçre’de<br />
bir eğitim merkezi hizmete açılacak. Böylece<br />
kampanya ile toplamda 11 yeni müessese Avrupalı<br />
Müslümanların hizmetine sunulacak.<br />
Hizmete sunulacak müesseselerin isim<br />
ve bulundukları yerler ise şöyle: Düsseldorf<br />
Mevlana Anaokulu, Alpes Yatılı Eğitim ve<br />
Hafızlık Merkezi, Doğu Fransa Belfort İlkokulu,<br />
Güney Hollanda Uden Anaokulu, Köln<br />
Brühl Hafızlık ve Eğitim Merkezi, İsviçre<br />
Bölge Binası ve Eğitim Merkezi, Ruhr-A Bergkamen<br />
(Kız) Eğitim Kurumu, Hessen Raunheim<br />
Anaokulu ve İrfan Yurdu, Kuzey Hollanda<br />
Enschede Eğitim ve Hafızlık Merkezi,<br />
Belçika İbn-i Sina İslami İlimler Enstitüsü ve<br />
Okulu, Belçika La Vertu Charleroi Anaokulu<br />
ve İlkokulu.<br />
Hayırlı faaliyetlerde hep öncü olan IGMG<br />
2012 yılından <strong>2018</strong> yılına kadar Avrupa’da İslam<br />
toplumunun manevi can damarları olan<br />
eğitim kurumlarından 36 tanesini Müslümanların<br />
infakıyla desteklemiş, eğitim hizmetine<br />
sunmuş bulunuyor. Bu sene yine<br />
programına aldığı 11 eğitim kurumuyla bu<br />
sayının 47’ye çıkması öngörülüyor. Her birisi<br />
hakiki manada birer “sadaka-i câriye” olan<br />
eğitim merkezlerinin hayata geçirilmeleri<br />
infaklarla gerçekleşiyor. İnfaklar camilerdeki<br />
görevliler tarafından toplanacak.<br />
Eğitim Başkanlığı, IGMG Hac-Umre ve<br />
Seyahat İşleri Başkanlığı ile 2012 yılından bu<br />
yana ortak bir çalışmaya imza atarak paskalya<br />
ve aralık umresinde Çocuk Kulübü ile birlikte<br />
çocuklara hizmet veriyor. Geçtiğimiz<br />
aralık ayında toplam 168 çocuğu ağırlayan<br />
Çocuk Kulübü saat 10.00 ile 18.00 arasında<br />
hizmet verdi. Uzman eğitimciler ile birlikte<br />
Mekke ve Medine’de Erkam Sohbetleri,<br />
farklı oyun ve el becerileri etkinlikleri, müze<br />
gezileri ve hurma bahçesi ziyaretleri gibi çocuklara<br />
yönelik birçok etkinlik düzenlendi.<br />
Hayatın içinden<br />
Mekke ve Medine’de çocuklara özel olarak<br />
İslam’ın temel prensipleri öğretildi, Harem-i<br />
Şerif’in ve Mescid-i Nebevî’nin ehemmiyeti<br />
ve Efendimizin hayat mücadelesi anlatıldı.<br />
Umreyi değerlendiren Çocuk Kulübü Başkanı<br />
Fatma Demir ailelerin ve çocukların umre<br />
hizmetinden memnun kaldıklarını ifade<br />
ederek şunları söyledi: “Mekke ve Medine’de<br />
çocuklarımıza özel programlar sunduk.<br />
Umre boyunca onlara kul olmanın getirdiği<br />
sorumlukları, Allah ve Peygamber sevgisini<br />
öğrettik.” s. 9<br />
• Fıkıh Köşesi s. 12<br />
• İnsan, iman ve infak! s.13<br />
• Hadis Günlüğü: Kargaşa dönemlerinde salih amelin değeri s. 13<br />
EĞİTİM BAŞKANLIĞI<br />
s.<br />
7<br />
KADINLAR TEŞKİLATI<br />
DANİMARKA<br />
GT ABİ-KARDEŞ<br />
s. s.<br />
8 16<br />
s. 25<br />
Bölge ve şubeler kış tatilini<br />
eğitimle değerlendirdi<br />
IGMG Eğitim Başkanlığının Kış Tatil Kursları<br />
teşkilata bağlı bölge ve şubeler ile eğitim kurumlarında<br />
gerçekleştirildi.<br />
Daha doğru ve güzel bir tilavet<br />
için Al Huda’da buluşuldu<br />
IGMG Kadınlar Teşkilatı bu yılki Al Huda<br />
Kursu’nu Almanya’nın Meschede kentinde<br />
gerçekleştirdi.<br />
“Cemaatle interaktif bir<br />
iletişim gerekiyor.”<br />
Danimarka Bölgesi’nde İmam Hatipler Toplantısı<br />
gerçekleştirildi.<br />
“Biriz, Beraberiz, Abi-Kardeşiz.”<br />
Gençlik Teşkilatı (GT) Ortaöğretim Başkanlığı<br />
23-29 Aralık tarihleri arasında Abi-Kardeş<br />
Haftası’nı gerçekleştirdi.
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
Değerli<br />
Kardeşlerim<br />
İçindekiler<br />
Cenâb-ı Hak Bakara suresi 3’üncü ayetinde<br />
inananlardan bahsederken “Onlar ki gayba<br />
iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine<br />
verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.”<br />
buyuruyor. Yani infak etmek, sadaka<br />
vermek ya da Allah yolunda harcama yapmak<br />
iman ve namazın ardından zikredilecek kadar<br />
önem taşıyor. Nitekim İslam’ın ilk günlerinden<br />
beri inananlar mallarıyla da mücadele etmiş,<br />
onların bu fedekârlıkları sayesinde kentler,<br />
medreseler en önemlisi de büyük ve köklü<br />
bir İslam medeniyeti oluşturulmuştur.<br />
Bu anlayıştan hareketle teşkilatımızın<br />
Sosyal Hizmetler Başkanlığı sorumluluğunda,<br />
“İnfak Kampanyası” adı altında birkaç yıldır<br />
devam eden kampanyalarla eğitim başta olmak<br />
üzere pek çok alanda hizmet sunuyoruz.<br />
<strong>2018</strong> İnfak Kampanyası ile de 11 yeni müessesenin<br />
oluşturulması planlanıyor. Siz değerli<br />
idarecilerimizin ve cemaatimizin şimdiye dek<br />
olduğu gibi bu yıl da kampanyaya gereken<br />
desteği vereceğinize inanıyor, Allah Teâlâ’dan<br />
infaklarımızın sadaka-i câriyelerimiz olarak<br />
kabul etmesini niyaz ediyorum.<br />
Hepinizin bildiği üzere hac ve umre çalışmalarımızı<br />
yıllardır başarıyla gerçekleştiriyoruz.<br />
Bu yıl bir yeniliğe imza atarak Avrupa’da<br />
ilk defa görme engelli kardeşlerimize umre<br />
imkânı sunduk. Aslolan gözlerin değil, gönüllerin<br />
görmesidir anlayışından hareketle<br />
düzenlediğimiz bu umre organizasyonu vesilesiyle<br />
başta Hac Umre ve Seyahat Birimi<br />
ve Eğitim Başkanlığımız olmak üzere emeği<br />
geçen tüm kardeşlerimi kutluyorum. Rabbim<br />
daha nice “ilk” başarılara imza atmayı bizlere<br />
nasip etsin.<br />
Kardeşlerim, gençlik dönemi insanın en<br />
verimli çağı olduğu gibi aynı zamanda hayatına<br />
yön verdiği dönemdir de. Bundan dolayı<br />
gençliğimizde içinde bulunduğumuz ortamlar,<br />
arkadaş çevremiz, düşüncelerimiz, ideallerimiz<br />
peşinden koştuğumuz hedeflerimiz ve<br />
hayallerimiz aslında ileriki yaşlarda nasıl bir<br />
hayat yaşayacağımızın da göstergesidir. İşte<br />
bu bilinçle gençlerimizin bir Müslüman gence<br />
yakışır şekilde eğitim alması, yaşaması, İslam<br />
ahlakıyla ahlaklanması için gençlik teşkilatlarımız<br />
çok geniş bir çerçevede hizmet sunuyor.<br />
Bunlardan biri de Abi-Kardeş ve Abla-Kardeş<br />
çalışmaları. Bu gruplarda zaman zaman abla<br />
veya ağabeyleriyle bir araya gelen yavrularımız<br />
hem onların tecrübelerinden istifade<br />
ediyor hem de ders, okul, aile, arkadaşlık gibi<br />
çeşitli alanlardaki sıkıntılarına çözümler buluyorlar.<br />
Bundan dolayı teşkilatımıza mensup<br />
olsun veya olmasın tüm ailelerden çocuklarını<br />
Abi-Kardeş ve Abla-Kardeş gibi gençlik<br />
çalışmalarımıza katılmaya teşvik etmelerini<br />
istirham ediyorum. Bu gibi fırsatları iyi değerlendirelim<br />
inşallah.<br />
Gündemden<br />
İşyerinde başörtüsü kararı: Ayrımcılık yok s. 4<br />
İslamofobi Gözlem Merkezi kuruluyor s. 4<br />
Türk azınlık mensuplarıyla ilgili yasal düzenlemeye onay s. 4<br />
İşyerinde başörtüsü kararı: Ayrımcılık yok s. 5<br />
1.100 yeni konut inşa edilecek s. 5<br />
Genel Merkezimizden<br />
“Bizim işimiz insanlara ulaşmaktır.” s. 6<br />
“Avrupa okullarında yapısal ırkçılık var.” s. 7<br />
Kış tatili eğitimle değerlendirildi s. 7<br />
Daha doğru ve güzel bir tilavet için Al-Huda’da buluşuldu s. 8<br />
“Toprağa dokunmalarını ve hissetmelerini istedik.” s. 9<br />
Karınca Kadir ve Esma umrede çocuklarla buluştu s. 9<br />
Hayatın İçinden<br />
Fıkıh Köşesi s. 12<br />
İnsan, iman ve infak s. 13<br />
Hadis Günlüğü s. 13<br />
Aile<br />
Paylaşıldıkça çoğalan ibadet, sadaka s. 14<br />
Bölgelerimizden<br />
“Cemaatle interaktif bir iletişim gerekiyor.” s. 16<br />
Namaz uykudan hayırlıdır s. 16<br />
Umreciler dönüyor s. 17<br />
Gönüllerin sultanı anıldı s. 18<br />
Rahman Camii idarecileri kampta s. 18<br />
“Mescid-i Aksâ’yı ziyaret etmeliyiz.” s. <strong>19</strong><br />
“İnfak edenler mahzun olmayacaklar.” s. <strong>19</strong><br />
Kur’an’a geçiş töreni s.<strong>19</strong><br />
Hasene<br />
Hasene Mekke’de stant açtı s. 20<br />
Hannover’de sıcak çorba ikramı s. 20<br />
Arakanlılara 90 ton gıda yardımı s. 21<br />
Türkiye’de 5 noktada acil yardım çalışmaları sürüyor s. 21<br />
Kültür ve Sanat<br />
Vakıf kültürümüz s. 23<br />
Fotoğraflarla Faaliyetler s. 24<br />
Gençlik<br />
“Biriz, Beraberiz Abi-Kardeşiz.” s. 25<br />
Abi-Kardeş Haftası hakkında ne dediler? s. 26<br />
Gençlerden kısa haberler s. 28<br />
Impressum | Künye<br />
Herausgeber | Yayıncı<br />
IGMG - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V.<br />
İslam Toplumu Millî Görüş (Amtsgericht Köln, VR 17018)<br />
Generalsekretariat<br />
Genel Sekreterlik<br />
Bekir Altaş (V. i. S. d. P.)<br />
Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln<br />
T +49 221 942240-244 • F 49 221 942240-201 • www.igmg.org • camia@igmg.org<br />
Postanschrift | Adres<br />
camia • Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln • T +49 221 942240-244<br />
Chefredakteurin | Genel Yayın Yönetmeni<br />
İlknur Küçük<br />
Redaktion | Redaksiyon<br />
İlknur Küçük, Rahime Söylemez, Aişe Akova, İlhan Bilgü, Mehmet Kandemir<br />
redaksiyon.camia@igmg.org • T +49 22<strong>19</strong>42 240-243<br />
Anzeigen | İlanlar<br />
ilanlar.camia@igmg.org • T +49 221 942240-315<br />
Werbung | Reklam<br />
reklam.camia@igmg.org • T +49 221 942240-315<br />
Distribution | Dağıtım<br />
dagitim.camia@igmg.org • T +49 221 942240-244<br />
Design • Satz • Druck | Tasarım • Dizgi • Baskı<br />
PLURAL Publications GmbH<br />
Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln • T +49 221 942240-244<br />
Auflage | Tiraj<br />
30.000<br />
Erscheint alle zwei Wochen Freitags. | İki haftada bir cuma günleri yayınlanır.<br />
Im Auftrag der IGMG durch PLURAL Publications GmbH erstellt.<br />
IGMG adına, PLURAL Publications GmbH tarafından hazırlanmıştır.
4 |<br />
Gündemden<br />
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
İSVEÇ<br />
İşyerinde başörtüsü<br />
kararı: Ayrımcılık yok<br />
İsveç’te başörtüsü sebebiyle işe alınmayan Müslüman kadının ayrımcılığa uğramadığına<br />
karar kılındı.<br />
LÜKSEMBURG<br />
İslamofobi Gözlem<br />
Merkezi kuruluyor<br />
Lüksemburg’da İslam düşmanı tutumlar hakkında bir gözlem merkezi kurulması<br />
hedefleniyor.<br />
İsveç’te Müslüman bir kadının başörtüsü<br />
nedeniyle İsveç’teki bir hava yolu şirketi tarafından<br />
işe alınmaması üzerine başlayan tartışmada<br />
İsveçli kamu denetçileri, “şirketin tutumunun<br />
ayrımcı olmadığı” kanaatine vardı.<br />
2017 yılının nisan ayında İskandinav Hava<br />
Yolları SAS’a iş başvurusunda bulunan 23 yaşındaki<br />
Ave Alhassani isimli bir kadının, şirketin<br />
işe alım sürecinde uyguladığı tüm testler ve aşamalardan<br />
başarı ile geçtiği ancak kadının mesai<br />
saatleri içerisinde başörtüsü takılmaması isteğini<br />
reddettiği nedeniyle işe alınmaması üzerine<br />
harekete geçen İsveçli yetkililer, SAS’ın uyguladığı<br />
bu tutumun ayrımcı olmadığına karar kıldı.<br />
“Müşteri ile bire bir irtibat gerektiren pozisyonlarda,<br />
herhangi bir dinî gruba ait sembol ve<br />
kıyafetlerin kullanılmasını” yasaklayan SAS’ın<br />
bu tavrı eşitlik üzerine çalışan kamu denetçileri<br />
tarafından ayrımcılık olarak görülmeyerek şirketin<br />
ayrımcılık karşıtı kuralları ihlal etmediği<br />
kanısına varıldı. Şirketin uygulamasının müşterilere<br />
karşı siyasi, felsefi veya dinî tarafsızlık göstermek<br />
amacıyla yürürlükte olduğunu belirten<br />
yetkililer Avrupa Adalet Divanı’nın Mart 2017’de<br />
aldığı karara işaret etti ve şirketin bu amaç doğrultusunda<br />
böyle bir istekte bulunabileceği ifade<br />
etti. Avrupa Adalet Divanı’nda alınan bu kararla<br />
birlikte şirketlere, müşteriler ile temas kuran çalışanlarının<br />
dinî inançlarını simgeleyen kıyafetler<br />
konusunda karar alabilme yetkisi verilmişti.<br />
Aye Alhassani ise başörtülü fotoğrafını iş<br />
başvurusunun en başında karşı tarafa ilettiğini<br />
buna rağmen şirket yetkililerinin kendisini birçok<br />
aşamadan geçirdiğini belirtti ve yetkililerin<br />
böyle bir politikalarının olduğunu ancak son<br />
etaptaki mülakatta belirttiklerini söyledi.<br />
<strong>2018</strong> yılında Lüksemburg’ta İslam<br />
düşmanı tutumlar hakkında bir gözlem<br />
merkezi kurulması ve böylelikle İslam<br />
düşmanlığı hakkında objektif bir bilgi<br />
havuzunun oluşturulması hedefleniyor.<br />
Düdelingen kentindeki Araştırma, Eğitim<br />
ve Kültürlerarası Diyalog Enstitüsünden<br />
(IREDI) sosyal bilimciler ve hukukçulardan<br />
oluşan dört kişilik ekip bu yıl içerisinde<br />
ülkedeki İslam düşmanlığını araştıracak.<br />
Enstitünün yaptığı açıklamaya<br />
göre gözlem merkezi, Lüksemburg’ta kişi<br />
ve kurumların sahip olduğu veya kendilerine<br />
atfedilen İslami kimlikleri nedeniyle<br />
maruz kaldıkları saldırı ve ayrımcılıkla ilgili<br />
bilgi ve veri toplayacak.<br />
Gözlem merkezinin basın sözcüsü İslamofobik<br />
vakaları ele alıp İslam düşman-<br />
lığının söz konusu olup olmadığını tespit<br />
etmek istediklerini ve akabinde Lüksemburg’daki<br />
durum ile ilgili bir rapor hazırlayacaklarını<br />
ve oluşturulan raporların<br />
diğer Avrupa Birliği üyeleri ile kıyaslanacağını<br />
açıkladı.<br />
İslamofobi gözlem merkezine ev sahipliği<br />
yapacak olan enstitünün Lüksemburg’ta<br />
hiçbir devlet dairesi veya kurumuyla<br />
bağlantısı mevcut değil. Kurum<br />
ayrımcılık soruları ile ilgilenen “Eşit Muamele<br />
Merkezi” (CET) ile ortaklaşa çalışıyor.<br />
Yeni kurulan bu merkez ile tarafsız<br />
ve somut gerçeklere dayanan analizlerle<br />
Lüksemburg’daki İslam düşmanlığının<br />
boyutu ve hangi seviyede ne tür saldırıların<br />
gerçekleştiği netleştirilmiş olacak.<br />
YUNANİSTAN<br />
Türk azınlık mensuplarıyla ilgili yasal düzenlemeye onay<br />
Yunanistan’da azınlık mensuplarına miras konusunda İslami kuralların yanı sıra Yunanistan Medeni Kanunu’nun da geçerli olması yönünde hazırlanan yasal düzenleme<br />
kabul edildi.<br />
Yunanistan’da Batı Trakya Müslüman<br />
Türk azınlık mensuplarıyla ilgili miras, evlenme<br />
ve boşanma gibi meselelerde İslami kuralların<br />
yanı sıra Yunanistan Medeni Kanunu’nun<br />
da geçerli olması yönünde hazırlanan<br />
yasal düzenleme Yunanistan Parlamentosu<br />
tarafından onaylandı. Yunanistan Eğitim Bakanlığı<br />
tarafından hazırlanan ve meclise sunulan<br />
kanun genel kurulda oy çokluğuyla kabul<br />
edildi. Mecliste yalnızca aşırı sağ görüşlü<br />
Altın Şafak Partisi milletvekilleri hayır oyu<br />
kullandı, diğer tüm partilerin milletvekilleri<br />
yeni kanuna evet oyu diyerek düzenlemeyi<br />
kabul etti.<br />
Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu<br />
Başkanı ve Gümülcine seçilmiş müftüsü<br />
İbrahim Şerif söz konusu yasal düzenlemeyi<br />
azınlık hakları açısından olumsuz bir gelişme<br />
olarak değerlendirerek azınlığın anlaşmalarla<br />
belirlenmiş haklarının hukuk yoluyla planlı<br />
şekilde elinden alındığını ve kaybedenin yine<br />
azınlık olduğu yorumunda bulundu.<br />
Yeni kanunun meclisten geçtiği şekilde<br />
müftü seçimi konusunda da soru işaretleri<br />
yarattığını belirten Şerif, “Diğer taraftan, bu<br />
yasanın uygulanmasının devamında, müftülere<br />
yargı yetkisi bir şekilde tanındığı gerekçesiyle<br />
müftü seçimi de yapılmayabilir.<br />
Bu durum, hukuka ve anlaşmalara aykırıdır.<br />
Dolayısıyla mecliste onaylanan bu yasal düzenlemeyle<br />
azınlığın Lozan Antlaşması’yla<br />
da bağlantısı bulunan yasal bir hakkı elinden<br />
alınmış oluyor.” dedi.<br />
Demokratik İttifak Partisi (DHSY) Rodop<br />
Milletvekili Avukat İlhan Ahmet ise yeni kanunun<br />
parlamentoda onaylanmasını, azınlıklarla<br />
ilgili olumlu yönde atılmış bir adım<br />
olarak gördüğünü ancak bu sürecin devam<br />
etmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:<br />
“Bizler azınlıkta İslami kuralların uygulanmasının<br />
tamamen kaldırılmasına karşıyız.<br />
Yasayı olumlu yönde atılmış bir adım olarak<br />
değerlendiriyoruz. Öte yandan azınlığın kendi<br />
değerlerine ve anlaşmalara saygı çerçevesinde<br />
müftü seçiminin yapılmasını bekliyoruz.<br />
Yeni kanunda eşler arasında anlaşmazlık<br />
durumunda yetkili makamın medeni hukuk<br />
olarak öngörülmesi, müftülerin yetkilerinin<br />
kırpılması anlamına geliyor. Bizim görüşümüze<br />
göre, eşler arasında anlaşmazlık durumunda<br />
şeriat hukukunun geçerli olması<br />
lazım. Yoksa müftülerin yetkileri çok fazla<br />
sınırlandırılmış oluyor, neredeyse tamamen<br />
yetkisiz duruma getiriliyor. Biz, şahsi hâl davalarında<br />
bunun tam aksini istiyoruz. Miras<br />
hükümlerindeki durumu ise azınlık yıllar öncesinden<br />
çözdü. Miras durumlarında zaten<br />
medeni hukuka göre mal paylaşımı yapılıyor.”<br />
Radikal Sol İttifak Partisinin (SYRİZA) İskeçe<br />
Milletvekili Hüseyin Zeybek söz konusu<br />
yasal düzenlemenin mecliste onaylanmasını<br />
azınlık açısından olumlu bir gelişme olduğunu,<br />
azınlık mensuplarına miras ve ailevi<br />
meselelerle ilgili anlaşmazlıklarda müftülerin<br />
uyguladığı İslami kurallar veya Medeni<br />
Kanun arasında tercih hakkı tanıdığını belirterek<br />
düzenlemeyi şöyle değerlendirdi: “Bu<br />
olumlu bir adım. Ama biz daha çoğunu bekliyoruz.<br />
Başbakan’ın müftü seçimi konusunda<br />
açıklamaları var. Onu da bekliyoruz. Ayrıca<br />
buna bağlı olarak Müslüman cemaati vakıflarında<br />
da seçim yapılmasını istiyoruz. Artık<br />
bu yaraların kapanmasının zamanı geldiğine<br />
inanıyorum. Hükûmette şu anda azınlık ile<br />
ilgili olumlu bir hava var. Diğer sorunların da<br />
önümüzdeki günlerde gündeme geleceğini<br />
umuyorum.”<br />
Başbakanlık bürosundan yapılan açıklamada<br />
söz konusu yasal düzenlemenin tüm<br />
Yunan vatandaşları için yasalar önünde eşit<br />
hak ve sorumlulukları genişleterek derinleştirdiği<br />
belirtildi ve hükûmetin bu düzenlemeyi<br />
hazırlamasının tarihî bir adım olduğu<br />
belirtildi. Açıklamada ayrıca Yunanistan’ın<br />
Avrupa Birliği (AB) üyesi olarak, Avrupa İnsan<br />
Hakları Sözleşmesi gibi belirli anlaşmaları<br />
gönüllü olarak kabullendiği ve hükûmetin<br />
Müslüman azınlığın yaşam kalitesinin iyileştirilmesine<br />
yönelik adımları atmaya devam<br />
edeceği vurgulandı.<br />
Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras da<br />
yeni kanunun beş hedefi bulunduğunu belirterek,<br />
bu hedeflere ilişkin şu bilgileri paylaştı:<br />
“Tarafların mutabık olmaları durumunda,<br />
karar verme konusunda isteğe bağlı olarak<br />
müftü yetki sahibi olacak. İlgili taraflardan<br />
birinin itiraz etmesi durumunda ise dava<br />
yine isteğe bağlı olarak kamu mahkemelerinde<br />
görülecek. Müftünün yetkilerini mirasçıların<br />
haklarını koruyacak şekilde belirli bir<br />
çerçeve içinde kullanması için gerekli ekonomik<br />
kurallar Cumhurbaşkanı Kararnamesi<br />
ile belirlenecek. Açık bir şekilde azınlığın<br />
miras ilişkileri sadece İslami kurallarla değil,<br />
Medeni Kanun ile de belirlenebilecek. İsteyen<br />
diğer yolu seçebilecek. Daha önce İslami<br />
kuralları tercih etmiş olanlar, bu konudaki<br />
tercihlerini istediği an Medeni Kanun’un uygulanması<br />
yönünde değiştirebilecek. Bugüne<br />
kadar yapılmış tüm resmî vasiyetnameler geçerli<br />
olacak ve uygulanabilecek.”
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Gündemden | 5<br />
FRANSA<br />
Domuz eti dayatmasına<br />
tepki<br />
Fransa’da okul kantinlerinde domuz etine alternatif menü uygulamasına son verme<br />
kararı veren belediyeye tepkiler büyüyor.<br />
KUDÜS<br />
1.100 yeni konut inşa<br />
edilecek<br />
İsrail Batı Şeria’da yeni konutlar inşa etme kararı alırken, Almanya ve Fransa karara<br />
tepki gösterirdi. İsrail Batı Şeria’nın Nablus kentinde ise Filistinli ailelere ait tarım<br />
arazilerini tahrip etti.<br />
Fransa’nın güneyindeki Beaucaire Belediyesi<br />
tarafından alınan, okul kantinlerinde<br />
domuz eti içeren menülere alternatif menü<br />
uygulamasına son verme kararına tepkiler<br />
sürüyor. Kentin aşırı sağcı Belediye Başkanı<br />
Julien Sanchez 8 <strong>Ocak</strong>’tan itibaren okullarda<br />
Müslüman, Yahudi ve vejetaryen öğrenciler<br />
için 40 yıldır çıkarılan “alternatif menü”<br />
uygulamasının sona ereceğini duyurmasıyla<br />
veliler ve kurumlar harekete geçti ve kararı<br />
protesto edeceklerini duyurdu. Durumu<br />
protesto edecek olan velilerden Anne Moiroud<br />
“Ben ne Müslüman ne de vejetaryenim.<br />
Ben bunu Beaucaire’de yaşayan diğer<br />
velilerle dayanışma amacıyla yapıyorum.”<br />
İsrail’in Batı Şeria’da yeni bin 100 konut<br />
inşa edeceğini duyurmasının ardından<br />
Fransa ve Almanya İsrail’in kararını<br />
kınadı. Fransa Dışişleri Bakanlığından<br />
yapılan yazılı açıklamada “İsrail yönetimi<br />
tarafından işgal altındaki Batı Şeria’da<br />
bulunan 20 ayrı Yahudi işgal biriminde<br />
bin 100 konutun yapılmasına ilişkin kararın<br />
kınandığı” belirtilerek planın mahkemenin<br />
bu yılın mart ayına kadar boşaltılması<br />
karar kılınan ve Filistinlilere ait özel<br />
mülkiyetleri de kapsadığı vurgulandı.<br />
Açıklamada ayrıca kararın Birleşmiş<br />
Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından<br />
kabul edilen 2334 sayılı kararda<br />
belirtildiği üzere uluslararası hukuka aykırı<br />
olduğu hatırlatıldı ve bu faaliyetlerin,<br />
bölgede gerginliği artırdığı, iki devletli<br />
çözüm umutlarını baltaladığı, adil ve<br />
kalıcı barış arayışlarını sekteye uğrattığı<br />
kaydedilirken Fransa’nın önceliğinin iki<br />
devletli çözüm hedefini muhafaza etmeye<br />
çalışmak ve sonuca götürecek müzakerelerin<br />
yeniden başlatılmasına katkıda bulunmak<br />
olduğu aktarıldı.<br />
Almanya Dışişleri Bakanlığı ise İsraşeklindeki<br />
görüşünü bildirdi. Fransa İslam<br />
Konseyi Başkanı Ahmet Oğraş ise “Domuz<br />
eti içerisinde bulunmayan bir menüyü cumhuriyet<br />
değerlerini savunmak için kaldırmak?<br />
Ne yiyeceğini seçme özgürlüğüne sahip<br />
olmanın, cumhuriyet değerlerine aykırı<br />
olmayan bir hak olduğunu düşünüyorum.”<br />
diyerek Sanchez’in uygulamasının laikliği<br />
savunmayla alakasının olmadığını söyledi.<br />
Ülkede daha önce aynı yasağı koyan<br />
Chalon-sur-Saone Belediyesine yapılan itiraz<br />
mahkemeye taşınmış ve belediyenin<br />
kararının çocuk haklarına dair uluslararası<br />
sözleşmelere aykırı olduğu belirtilerek karar<br />
iptal edilmişti.<br />
il’in kararını endişe verici olarak gördüklerini<br />
yazılı olarak açıkladı. Açıklamada<br />
özellikle <strong>19</strong>67 sınırından uzak yerleşim<br />
yerlerinde yeni konutların yüksek oranda<br />
olması ve Filistin’deki özel arazilere illegal<br />
bir şekilde dış karakol noktaları oluşturarak<br />
bunu meşrulaştırma çabalarının endişe<br />
verici olduğu vurgulandı. Her iki tarafa<br />
da sükûnet çağrısında bulunan Almanya<br />
sadece müzakere edilen iki devletli bir<br />
çözümün her iki tarafın meşru taleplerini<br />
karşılayarak işgali ve karşılıklı talepleri<br />
sona erdirerek kalıcı barışı sağlayabileceğini<br />
belirtti.<br />
Öte yandan İsrail Filistinlilere ait Madama<br />
Beldesi’ndeki tarım arazilerine buldozerlerle<br />
zarar verirken İsrail askerleri<br />
de duruma tepki gösteren belde sakinlerine<br />
plastik mermi ve göz yaşartıcı bombalarla<br />
müdahale etti. Olayları görüntülemeye<br />
çalışan 5 Filistinli gazeteci de İsrail<br />
askerleri tarafından bir süre alıkonuldu.<br />
İsrail <strong>19</strong>67’den bu yana Batı Şeria’da<br />
131, Doğu Kudüs’te 10, Batı Şeria’nın tepelerindeki<br />
bölgelerde ise 116 yerleşim yeri<br />
inşa etti.<br />
5 OCAK<br />
6 OCAK<br />
Avusturya’nın başkenti Viyana’da yılbaşı<br />
gecesinin ilk dakikalarında dünyaya<br />
gelen, Alper ve Naime Tamgaç<br />
çiftinin Asel adını koydukları bebek<br />
<strong>2018</strong>’in ilk bebeği olarak haberleştirilince<br />
ırkçılar ve İslam karşıtıları<br />
harekete geçti. Sosyal medyada Asel<br />
bebek ve aile için “Sıradaki terörist<br />
doğdu”, “Kadın kanser mi? Neden<br />
başörtüsü takıyor?, “Herhalde daha<br />
soğuk olamazdı.”, “Ah gerçekten Viyanalı<br />
mı” gibi ırkçı ve nefret içeren<br />
paylaşımlar yapıldı. Öte yandan birçok<br />
sivil toplum kuruluşu yeni doğmuş bir<br />
bebeği ve ailesini hedef alan ırkçılara<br />
tepki gösterdi. Caritas Viyana Genel<br />
Sekreteri Klaus Schwertner, basına<br />
yaptığı açıklamada, böyle bir durumda<br />
kırmızı çizginin aşıldığını ifade ederek<br />
ırkçı ve nefret içerikli mesajları sert<br />
bir dille kınadı. Avusturya medyası da<br />
daha dünyaya yeni teşrif eden bir bebek<br />
için bu denli ırkçı ve nefret içerikli<br />
söylemlerin çok rahat bir biçimde paylaşılmasının<br />
kabul edilemez olduğunu<br />
vurguladı ve ırkçı mesajlar nedeniyle<br />
aileye çok sayıda destek mesajının da<br />
iletildiğini açıkladı.<br />
11 OCAK<br />
Fransa’nın kuzeyindeki Calais kentinde<br />
insan hakları ihlalleriyle adını sıkça duyuran<br />
ve yaklaşık 7 bin kişinin yaşadığı<br />
tahmin edilen Jungle mülteci kampının<br />
2016 yılında yıkılmasıyla ortaya çıkan<br />
kamp yetersizliğinden dolayı mülteciler<br />
için barınma sıkıntısı gün geçtikçe büyüyor.<br />
Fransa Başbakanı Edouard Philippe<br />
yaz aylarında ülkeye gelen mültecilerin<br />
yüzde 40’ının kalacak yeri olmadığını<br />
ve mevcut 80 bin ev ve sığınağa 2 yıl<br />
içinde 12 bin 500 tane daha ekleneceğini<br />
açıklamış olsada 2016 yılında ülkeye<br />
gelenlerin sayısı 85 bini buldu. Şu an<br />
ise Paris’te binlerce mülteci dondurucu<br />
soğuğa rağmen çadırlarını sokaklara kuruyor.<br />
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un<br />
mülteci kabul yasalarını daha çok<br />
sıkılaştıracaklarını açıklaması ise ülkenin<br />
son derece çıkmaz bir süreç içerisinde<br />
olduğu düşündürüyor.<br />
11 OCAK<br />
Hollanda’nın Zaandam kentinde bir<br />
Türk ailenin evine İslamofobik ifadeler<br />
içeren tehdit mektubu bırakıldığı<br />
bildirildi. Basında çıkan haberlere<br />
göre komşu iki Türk ailenin evinin giriş<br />
kapısında, Müslümanlara hakaret<br />
içeren bir not ile gamalı haç bulundu.<br />
Kırmızı boya ile karalanmış giriş kapısının<br />
önünde bulunan notta, “Eğer<br />
bir daha camiye giderseniz sonunuz<br />
gelir.” ve “Kanser Müslüman geber.”<br />
ifadeleri yer aldı. Bölge polisi sözcüsü<br />
Wendy Boudewijn, aile tarafından yapılan<br />
şikâyet üzerine soruşturma başlatıldığını<br />
ancak söz konusu saldırıyı<br />
kimin yaptığına dair henüz bir bilgiye<br />
ulaşamadıklarını söyledi.<br />
Macaristan’da sağ popülist Fidesz<br />
Partisi Başkanı ve Başbakan Victor<br />
Orban Alman bulvar gazetesi Bild’e<br />
verdiği röportajında Macar halkının<br />
ülkeye gelenleri Müslüman mülteciler<br />
olarak değil, “Müslüman istilacılar”<br />
olarak gördüklerini söyledi. Suriye’deki<br />
savaştan kaçan insanların<br />
“ekonomik göçmenler” ve “istilacı”<br />
olduklarını savunan Orban, disiplin<br />
konusunda örnek olan Almanya<br />
gibi bir ülkede, kaosun, anarşinin<br />
ve yasa dışı sınır geçişlerinin iyi bir<br />
şey olarak görülmesini anlamadığını<br />
ifade etti. Çokkültürlülüğün bir ilüzyon<br />
olduğunu savunan Başbakan,<br />
Müslümanların “paralel toplumlar”<br />
yarattığını, bu nedenle Hristiyan ve<br />
Müslümanların hiçbir zaman kaynaşamayacağını<br />
savundu.
6 |<br />
Genel Merkezimizden<br />
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
TEŞKİLATLANMA BAŞKANLIĞI<br />
“Bizim işimiz insanlara ulaşmaktır.”<br />
<strong>2018</strong> yılının ilk Bölge Başkanları Toplantısı Genel Merkez’de gerçekleştirildi.<br />
Yeni senenin ilk Bölge Başkanları Toplantısı’nda<br />
birim başkanları tarafından teşkilatın<br />
yaptığı faaliyet ve hizmetler takdim<br />
edilirken toplantıya misafir konuşmacı<br />
olarak katılan Prof. Dr. Ömer Faruk Harman<br />
Kudüs’e dair bir seminer verdi.<br />
Toplantıda Genel Başkan Kemal Ergün<br />
yeni bir yıla girilmesi dolayısıyla zamanın<br />
değerlendirilmesinin önemine değinen bir<br />
konuşma yaptı. Ergün, hem şahıs hem de<br />
camia olarak herkesin kendi yaptığı çalışmayı<br />
bizzat kendisinin yapması gerektiğine<br />
dikkat çekti. “Zaman bizim için çok<br />
önemlidir ve zaman nakit mesabesindedir.”<br />
diyen Ergün Peygamber Efendimizin<br />
“İki günü birbirine eşit olan ziyandadır”<br />
buyruğunu da hatırlattı ve konuşmasını<br />
şöyle sürdürdü: “Yeni bir çalışma döneminin<br />
içindeyiz. Bu dönem bizim için zamanı<br />
ölçme ayarı olmalıdır. Zamanı nasıl kullandık,<br />
sorumluluklarımızın ne kadarını yerine<br />
getirdik? Allah’ın bize yüklemiş olduğu<br />
sorumlulukları ne kadar yerine getirdik?<br />
Sorularını kendimize sorarak, âdeta bir<br />
teraziye çıkıp amel defterlerimizi ölçtürürcesine<br />
bunu şahıs olarak, camia olarak<br />
yapmak durumundayız. Ayette ‘Hiç kimsenin<br />
bir başkasının yükünü, sorumluluğunu<br />
taşımayacağı’ bildirildiği gibi ‘İnsana<br />
ancak çalıştığının karşılığı vardır.’ hükmü<br />
de bildirilmektedir. Öyleyse hesabımızı<br />
da bizler kendilerimiz yapacağız. 24 saatimiz<br />
diğer 24 saatimize müsavi mi oldu?<br />
Bunların hepsi tek tek bizim önümüze<br />
konulacaktır. Biliyorsunuz ki bizim işimiz<br />
teşkilat olarak insanlara ulaşmak onlarla<br />
uğraşmaktır. İnsanı yormak değildir bu.<br />
İnsanı yetiştirmek, insanı dönüştürmektir.<br />
İnsan varsa teşkilat vardır. Âdeta bir nakkaş<br />
gibi onu işlemek onu şuurlandırmak,<br />
onu Allah’a kul payesine eriştirmektir. Kul<br />
olabilmektir. Payelerin en güzeli, şanların,<br />
nişanelerin en güzeli kul olabilmektir. Kulluğun<br />
üzerinde bir paye yoktur.”<br />
Konuşmasında Ev Sohbetlerine azami<br />
önemin verilmesini isteyen Genel Başkan<br />
Kemal Ergün, Ev Sohbetlerini teşkilatın<br />
kılcal damarı, kanlarımızı dolaştıran hadise<br />
olarak değerlendirdi ve Kadınlar Teşkilatının<br />
bu konuda en başarılı teşkilat olduğuna<br />
vurgu yaparak tebrik etti.<br />
Genel Başkan Ergün’ün konuşmasından<br />
sonra Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri<br />
Teşkilatlanma Başkanlığının çalışma programını<br />
takdim etti, İleri, Teşkilat İçi Eğitim<br />
Seminerleri ile üyelik çalışmaları hakkında<br />
bilgilendirmelerde bulunduğu birim sunumunda<br />
ayrıca, 2017 yılında yapılan teftişleri<br />
değerlendirdikten sonra <strong>2018</strong> yılında<br />
teftiş yapılacak olan bölgeleri bildirdi.<br />
Genel Sekreter Bekir Altaş Avusturya,<br />
Belçika, Danimarka ve Almanya gibi ülkelerdeki<br />
okullarla ilgili gelişmeleri yorumladı<br />
ve ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele<br />
için hazırlanan çalışmaları anlattı. Tanıtım<br />
hizmetleri için hazırlanan seminerler hakkında<br />
da bilgilendirmelerde bulunan Altaş,<br />
yayınlar ve hukuk bürosunun hizmetlerini<br />
de sundu. Bekir Altaş IGMG’nin tarihi ile<br />
ilgili olarak bir video filmin hazırlanacağını<br />
da bildirdi.<br />
Bölge Başkanları Toplantısı’nın diğer<br />
oturumlarında, Teşkilatlanma, Kadınlar<br />
Teşkilatı (KT), Kadınlar Gençlik Teşkilatı,<br />
(KGT) Gençlik Teşkilatı (GT) , Eğitim, İrşad,<br />
Sosyal Hizmetler ve Hac-Umre birimlerinin<br />
sunumları da yapıldı.<br />
KT sunumunu KT Başkanı Handan Yazıcı<br />
yaptı. Yazıcı Bölge programları hakkında<br />
verdiği bilgilerden sonra, 12 Bölgede, 69<br />
Şubede 1535 katılımla şube eğitimlerinin<br />
gerçekleştirildiğini söyledi. Yapılacak olan<br />
Yatılı Eğitim Semineri ile ilgili açıklamalar<br />
yapan Yazıcı Hoca Hanımlar İleri Eğitim<br />
Programlarının da hazırlandığını söyledi.<br />
Yazıcı Aile Eğitimi ve Yetişkinler Eğitim<br />
Kursları konusunda da bilgilendirmelerde<br />
bulundu. KGT sunumunu ise KGT Başkanı<br />
Meryem Saral yaptı. Saral, Birim Eğitim<br />
Toplantıları ile gelecekteki genç yöneticileri<br />
hazırlamak için yapılan KGT İdareciler<br />
Yatılı Eğitim Seminerleri, Hilal Kursları ve<br />
Abla-Kardeş Günleri hakkında açıklamalar<br />
yaptı.<br />
GT’nin sunumu GT Başkanı Ünal Ünalan<br />
yaptı. Özellikle 2017 Çalışma Yılı Birim<br />
Eğitim Toplantısı hakkında açıklamalarda<br />
bulunan Ünalan bu eğitime Bölge GT Başkanı,<br />
Teşkilatlanma, Üniversiteliler, Orta<br />
Öğretim, Eğitim, İrşad, Tanıtım, Kurumsal<br />
İletişim, Sosyal Hizmetler, GOB, Spor<br />
Gezi ve Teftiş başkanlıklarından 302 gencin<br />
katıldığını bildirdi. Aralık ayı sonunda<br />
yapılan “Biriz, Beraberiz, Abi-Kardeşiz”<br />
Abi-Kardeş Haftasına da 301 şubede 16 bin<br />
300 gencin katıldığını bildiren Ünalan, 31<br />
Aralık’taki Gençlik Gecelerine de toplam<br />
342 şubede 16 bin 450 gencin katıldığını<br />
bildirdi.<br />
Sunumuna Kış Tatil Kurslarını değerlendirerek<br />
başlayan Eğitim Başkanı Abdulhalim<br />
İnam YÖGEP ve Hizmet İçi Eğitim<br />
Seminerleri gibi Eğitim Programlarının<br />
yanı sıra IGMG kurumlarındaki ders müfredatı<br />
ve müfredatın materyalleri hakkında<br />
açıklamalarda bulundu. İnam sunumunu<br />
şu başlıklar altında yaptı: Dijital Kitap<br />
Platformu, <strong>2018</strong> Yılında Açılacak Okullar,<br />
Bergkamen Kız Koleji bölge hedefleri,<br />
YÖS ve AÖİHL sınavları, üniversiteler ile<br />
yapılan protokoller, din eğitimi çalıştayı,<br />
Ümmü Mektum Umresi ve Çocuk Kulübü<br />
umre hizmetleri.<br />
İrşad Başkanı Celil Yalın Kılıç da yapılan<br />
Eğitim toplantıları hakkında bilgi verdikten<br />
sonra Erkam Sohbetlerinin kurumsallaştırılma<br />
çalışmalarında gelinen durumu<br />
anlattı. Önden Gidenler, Âlemlere Rahmet,<br />
Kur’an Yıldızları, Kur’an Yarışması, Hafızlık<br />
gibi irşad programları, eğitim ve tekamül<br />
hizmetleri konusunda açıklamalarda<br />
bulunan Yalınkılıç Din İstişare Kurulunun<br />
çalışmalarını da anlattı.<br />
Bölge Başkanları toplantısı, Tahir Köksoy’un<br />
Hac ve Umre Hizmetleri ile Mustafa<br />
Uyanık’ın Sosyal Hizmetlerin sunumlarından<br />
sonra İbn Haldun Üniversitesi Öğretim<br />
Üyesi Prof. Dr. Ömer Faruk Harman’ın<br />
“Kudüs ve Kudüs Tarihi” hakkında verdiği<br />
seminer ile sona erdi.
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Genel Merkezimizden | 7<br />
FAIR<br />
“Avrupa okullarında yapısal ırkçılık var.”<br />
Ayrımcılık ve Irkçılıkla Mücadele derneği FAIR International yayımladığı son bültende okullarda karşılaşılaşılan ayrımcılığa işaret etti. Bültende ırkçılık ve ayrımcılıkla<br />
mücadelenin en önemli mekânlarından birisi olması gereken okullarda yapısal ırkçılık olduğu ifade edildi.<br />
Aşırı sağ, ırkçılık, yabancı ve İslam düşmanlığının<br />
giderek attığı Avrupa’da ırkçılık<br />
ve ayrımcılığın okullarda da başladığı<br />
tespit edildi. Ayrımcılık ve Irkçılıkla Mücadele<br />
derneği FAIR yayınladığı son bültende,<br />
derneğe gelen şikâyetler üzerine<br />
Avrupa’daki okullar ve ayrımcılıkla ilişkisini<br />
gündeme aldı. Yayınladığı bültende,<br />
okuldaki resmî onaydan geçmiş kitaplardaki<br />
bilgiler ile, Müslüman öğrencilerin<br />
ve öğretmenlerin karşılaştığı ırkçılık ve<br />
ayrımcılık hadiselerini tahlil eden FAIR,<br />
bilginin gelecek nesillere devlet onayıyla<br />
aktarıldığı okullarda hep negatif bir İslam<br />
algısının yayıldığı, İslam ve Müslümanlara<br />
“öteki” yaklaşımının egemen olduğunu<br />
tespit etti.<br />
FAIR bülteninde ilk tahlil, Georg-Eckert<br />
Uluslararası Okul Kitapları<br />
Araştırma Enstitüsü’nün Almanya, Fransa,<br />
Avusturya, İngiltere ve İspanya’daki<br />
okullarda okutulan tarih ve siyaset bilgisi<br />
derslerinde İslam ve Müslümanlarla ilgili<br />
olarak verilen bilgiler hakkında yapıldı.<br />
Dr. Constantin Wagner tarafından yapılan<br />
tahlilde, okul kitaplarında Müslümanlar<br />
Avrupa’ya uyum sağlayamayacak “öteki”<br />
olarak takdim ediliyor.<br />
Okulda Müslüman öğrencilerin karşılaştığı<br />
ayrımcılık ve aşağılama ile ilgili<br />
örneklerin verildiği bültende bir Müslüman<br />
öğrencinin nasıl aşağılandığına dair<br />
bir örnek özetle şöyle anlatılıyor: “Derslerden<br />
birinde ‘İslam’ konusu işlenirken<br />
Anadolu’daki bir köy örneği veriliyor. Bu<br />
köyde, çok çocuklu bir babanın, kızlarının<br />
evlilik öncesi cinsel ilişkisine müsade<br />
etmeyeceği, böyle bir şey olunca da ailenin<br />
namusunun kirleneceği, dolayısıyla<br />
bu anlatımla ‘gurur’ gündeme getiriliyor.<br />
Hikâye sonrasında pedagoji öğretmeni<br />
tahtaya şunu yazıyor: ‘İslam’ın Temelleri:<br />
Güç, Namus, Gurur.’ Müslüman öğrenci<br />
bu anlatıma itiraz edince yazı ‘Bir Tük<br />
Köyünün Temelleri: Güç, Namus, Gurur.’<br />
şekline dönüşüyor. Bundan sonra, sınıfın<br />
diğer öğrencileri Müslüman öğrenciyi baskı<br />
altına alıyorlar.”<br />
Araştırmadan ortaya çıkan sonuçlara<br />
göre, okul kitaplarında veya okullarda<br />
verilen bu bilgiler öğrenciler tarafından<br />
doğruluğu kesin bilgiler olarak değerlendiriliyor<br />
ve İslam ve Müslümanlara karşı<br />
davranışları da bu yönde gelişiyor.<br />
“Öğretmen odalarındaki Irkçılık” konusunu<br />
inceleyen Prof. Dr. Karim Fereidooni’nin<br />
araştırmasına göre ise, eyaletlerdeki<br />
pek çok eğitim bakanlığının<br />
göçmen kökenli öğretmenleri istihdam<br />
etme girişimlerinin dahi uygulamada,<br />
ayrımcı, küçük düşürücü, görevi olmadığı<br />
hâlde başka işlerde görevlendirme<br />
olarak nitelendiriliyor. Göçmen kökenlilerin<br />
öğretmenliğinin hep “yabancılık<br />
ve ötekilik” üzerine kurulduğunu tespit<br />
eden Dr. Fereidooni, göçmen olmayan<br />
öğretmenlerin diğer öğretmenlerin alay<br />
ve şaka kisvesi altındaki hakaretlerle de<br />
karşılaştığını dikkate sunuyor.<br />
Müslüman öğretmen ve öğrencilerin<br />
okullarda karşılaştıkları ayrımcılığın sadece<br />
öğretmenler ya da idareciler tarafından<br />
değil, öğrenciler tarafından da geldiğinin<br />
örnekleri sunulan FAIR bülteninde, öğretmenlerin<br />
eğitim süreçlerinde ırkçılık,<br />
yabancı ve İslam düşmanlığına karşı eğitilmediklerine<br />
de vurgu yapılıyor. FAIR International<br />
derneği tarafından hazırlanan<br />
bültene http://www.fair-int.de adresinden<br />
ulaşabilirsiniz.<br />
AVRUPA’DA BİR İLK DAHA<br />
Braille alfabeli “Dualar ve Sureler” kitabı<br />
Braille alfabeli “Elif Bâ” çalışmasından sonra “Dualar ve Sureler” kitabı da görme engelli okuyucular için PLURAL Yaınevi’nden çıktı.<br />
Kabartma yazı alanında uzman eğitimciler tarafından hazırlanan<br />
Braille alfabeli Elif Bâ’dan sonra Braille alfabeli<br />
“Dualar ve Sureler” çalışması da okurla buluştu. IGMG<br />
Eğitim Başkanlığı öncülüğünde hazırlanıp PLURAL Yayınevinden<br />
çıkan eser, Türkçe altyapılı görme engelli okuyucular<br />
için Braille alfabesi ile hazırlanmış Avrupa’daki ilk<br />
“Dualar ve Sureler” çalışması olarak raflardaki yerini aldı.<br />
Avrupa’da dinî eğitim alanında kabartma yazı ile ilgili materyal<br />
bulunmuyordu. Görme engellilerin bu alandaki ihtiyaçlarını<br />
karşılamak amacıyla hazırlanan “Elif Bâ” ve “Dualar<br />
ve Sureler” kitapları başta hafta sonu eğitimi olmak<br />
üzere, eğitim kamp ve kurslarında kullanılacak. PLURAL<br />
Yayınevi bu alandaki çalışmalarını IGMG Eğitim Başkanlığı<br />
iş birliğiyle başka yayınlarla da zenginleştirecek.<br />
Kitap PLURAL yayınevinin<br />
internet sitesinden veya Kitap<br />
Kulübü’nden temin edilebilir:<br />
Online sipariş için:<br />
www.pluralverlag.eu<br />
www.kitap-kulubu.de<br />
Telefonla sipariş için:<br />
+49 221 73904 41<br />
Yayınlarımızı ayrıca<br />
üzerinden de temin<br />
edebilirsiniz
8 |<br />
Genel Merkezimizden<br />
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
KADINLAR TEŞKİLATI<br />
Daha doğru ve güzel bir tilavet için Al Huda’da<br />
buluşuldu<br />
IGMG Kadınlar Teşkilatı bu yılki Al Huda Kursu’nu Almanya’nın Meschede kentinde gerçekleştirdi.<br />
İlknur Küçük<br />
Kadınlar Teşkilatı (KT) 14. Avrupa<br />
Kur’an-ı Kerîm Tilavet Yarışması’na sayılı<br />
günler kala gerek yarışmacıların gerekse<br />
hafız kızlarımızın Kur’an tilavetlerini geliştirmeleri<br />
amacıyla düzenlenen Al Huda<br />
Kursu 22 bölgeden gelen 36 tane küçükler<br />
ve büyükler kategorilerinin bölge birincileri<br />
9 hafizenin katılımıyla, 3 Hocahanım<br />
4 kişilik idari kadro ile gerçekleştirildi.<br />
26.12.17 - 06.01.18 tarihleri arasında yapılan<br />
kursta KT İrşad Başkan Yardımcısı<br />
Sultan Ergün müdire olarak görev yaparken,<br />
yardımcılığını Ayşe Öztürkoğlu<br />
üstlendi. Belletmenler Şeyma Dalmaz ve<br />
Nesibe Zümra Ergün katılımcılarla yakından<br />
ilgilendi.<br />
Kursta birbirinden değerli isimler ders<br />
verirken; derslerde Zehra Özdemir hocahanım<br />
ile genel tecvid kuralları, talim<br />
yapılan surelerin tefsiri işlendi. Huriye<br />
Vergili Paksoy ile makam çalışmaları yapıldı.<br />
Uşşak, Hicaz, Hüseyni, Saba, Rast,<br />
Hüzzam ve Nihavend makamları ilahiler<br />
ve Kur’ân-ı Kerîm’den pasajlar eşliğinde<br />
okundu. Ceylan Şahin ile uygulamalı tashih-i<br />
huruf dersi yapıldı.<br />
Kursla ilgili konuşan KT İrşad Başkanı<br />
Nermin Şeker Yalınkılıç Al Huda Kursla-<br />
rının öneminin altını çizerek elde edilen<br />
başarılardan bahsetti. Kurslarda her geçen<br />
yıl daha iyi bir performansa şahit olmaktan<br />
duyduğu mutluluğu dile getiren KT<br />
İrşad Başkanı, “Böylesine Kur’an sevdalısı<br />
gençlerimizi görmek bizleri de çok heyecenlandırıyor.<br />
Elhamdülillah bu kurslarda<br />
ve yarışmalarımızda Kur’an’a hadim kızlarımızın<br />
yetişmesine ön ayak olmak büyük<br />
bir mutluluk kaynağı. Kur’an’a yönelik bu<br />
çalışmalarımızda destek olan gerek şubelerimizde<br />
ve bölgelerimizdeki idarecilerimize<br />
ve hocalarımıza, gerekse bu çalışmaların<br />
yapılmasını mümkün kılan ailelere ve<br />
evlatlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”<br />
dedi.<br />
Kurs Müdiresi Sultan Ergün kurs hakkında<br />
şu bilgileri paylaştı: “Kur’an-ı Kerîm<br />
tilavet yarışmaları öncesinde talebelerimizi<br />
yarışmaya hazırlamak, aynı zamanda<br />
motive etmek, yarışmaların kalitesini arttırmak<br />
niyetiyle dört yıldan beri düzenlenen<br />
Al Huda Kursumuzla Kur’an aşığı<br />
kızlarımızın Kur’an okumalarının bariz bir<br />
şekilde düzeldiğine şahit olduk. Kurs ortamımızda<br />
her daim maneviyatı yüksek bir<br />
hava hâkimdi. Kursumuz her gün sabah<br />
namazı ile başladı, genç gönüllerin virdi<br />
okundu. Akşam namazı akabinde Evrâd-ı<br />
Şerif okundu. Etüt saatlerinde verilen<br />
dersler pekiştirildi. Bu kursumuza yoğun<br />
talep var. Ancak bölgeler arası elemelerde<br />
ilk üçe giren kızlarımızı kabul edebildik.<br />
Bu yıl ilk defa hafızlık icazet sınavını kazanmış<br />
hafizelerimizi de kursumuzdaki<br />
eğitime dâhil ettik. Talebelerimizin Kur’an<br />
ahlakıyla ahlaklanmalarını sağlamayı da<br />
hedeflerken uzun vadede hedefimiz kendi<br />
Kur’an ve kıraat hocalarımızı yetiştirmek.”<br />
Al Huda Kursu etkinleri içerisinde Köln<br />
gezisi ve IGMG Genel Merkezi ziyareti de<br />
yer aldı. Katılımcılar Genel Başkan Kemal<br />
Ergün’ü makamında ziyaret ederek, tebrik,<br />
hayır dua ve temennilerini alırken, idarecilerdende<br />
çeşitli bilgi ve nasihatlar dinledirler.<br />
Kursun son gününde, içeriğinde selamlama<br />
ve teşekkür konuşmalarının, şiir<br />
ve ilahilerin bulunduğu kapanış programı<br />
icra edildi. Program esnasında duygulu<br />
anlar yaşandı. Kurs sonunda talebelere katılım<br />
belgeleri dağıtıldı.<br />
Ne dediler?<br />
Ayşe Öztürkoğlu Al Huda Kurslarının<br />
her seferinde kendilerini manevi boyutlara<br />
taşımakta olduğunu belirtereki kursların<br />
Kur’ân-ı Kerîm’e hayranlıklarını daha da<br />
arttırdığına işaret etti.<br />
Kurs hocahanımlarından Zehra Özdemir<br />
düşüncelerini şöyle ifade etti: “IGMG<br />
nin organize ettiği bu Al Huda Kursu’ndan<br />
çok etkilendim. Avrupa’nın değişik bölge<br />
ve ülkelerinden gelen talebelerin bu kadar<br />
güzel Kur’ân-ı Kerîm okuyabilmeleri<br />
bizi ziyadesiyle memnun ve mesud etti.<br />
Vatandan uzakta yetişen bu kızlarımız ahlak<br />
ve edeb yönünden de üstün olmalarıyla<br />
gönlümüzde unutulmayacak güzellikte<br />
iz bıraktı. Bu çalışmalarınıza yakinen şahit<br />
olurken ‘Müslümanlar kardeştir.’ ayeti<br />
âdeta kalbime aktı. IGMG ve idarecilerini<br />
yaptıkları tüm hayırlı hizmetlerden dolayı<br />
tebrik ediyorum.” dedi.<br />
Kursa Güney Hollanda’dan katılan Yüseyranur<br />
Yılmaz “Al Huda Kursu’nda unutulmaz<br />
bir kış tatili yaşadım. Bu kısa zaman<br />
içerisinde çok değerli kişiler tanıyıp<br />
hem dinî hem de hayati yönden aldığım<br />
dersler bende çok güzel etkiler bıraktı.<br />
Rabbime binlerce şükürler olsun ki bana<br />
bu nimetten istifade edebilmeyi nasip etti.<br />
Rabbim herkese nasip etsin.” şeklinde konuştu.<br />
ISLAMRAT<br />
“Çalışmalarımızı zenginleştirmeliyiz.”<br />
Almanya’daki pek çok İslami çatı kuruluşunu bünyesinde bulunduran çatı kuruluşu Islamrat für die Bundesrepublik Deutschland e. V. derneği 6 <strong>Ocak</strong><br />
tarihinde Köln’de çalışmalarını değerlendirmek amacıyla toplandı. İlknur Küçük<br />
Islamrat für die Bundesrepublik Deutschland<br />
e. V. idarecileri ve eyalet dinî<br />
temsilcileri derneğin yönetim kurulunun<br />
ve eyalet yapılarının değerlendirilmesi<br />
için Köln’de bir araya geldi. Toplantıda<br />
İslamrat ve ZMD hakkında Münster’de<br />
verilen mahkeme kararı da konuşularak<br />
bu konuda izlenecek yol haritası çizildi.<br />
Toplantıda konuşan Islamrat Başkanı<br />
Burhan Kesici Münster mahkemesince<br />
verilen kararın bir kez daha İslami dinî<br />
cemaatlerin toplum tarafından yeterince<br />
anlaşılmadığını veya algılanmadığını<br />
gösterdiğini ifade etti. “Bu nedenle bizler<br />
topluma daha yoğun bir şekilde dâhil olmalıyız.”diyen<br />
Kesici Islamrat çatısı altında<br />
Müslümanlar tarafından yapılan çalışmaların<br />
taşıdığı önemine işaret etti. Bu<br />
çalışmaların oldukça değerli temel taşları<br />
olduğunu belirten Kesici bunların mutlaka<br />
zenginleştirilmesi gerektiğini söyledi.<br />
Kesici “İslami dinî cemaatlerin geçtiğimiz<br />
yıllarda eyaletler düzeyinde çok etkili olduğunu<br />
ve görevlerini başarıyla yaptığını<br />
düşünüyorum. Gelecekte de bu çalışmaların<br />
siyasiler tarafından da takdir edileceğine<br />
inanıyorum.” dedi.
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Genel Merkezimizden | 9<br />
EĞİTİM BAŞKANLIĞI/HAC<br />
“Toprağa dokunmalarını ve hissetmelerini istedik.”<br />
Eğitim Başkanlığı ve IGMG Hac Umre ve Seyahat Şirketi’nin ortak bir çalışması olan Ümmü Mektum umresinin koordinatörü Zehra Alver ile bir söyleşi<br />
gerçekleştirdik. Rahime Söylemez<br />
IGMG Hac Umre ve Seyahat Şirketi ile<br />
birlikte ortak bir çalışma yapan Eğitim Başkanlığı<br />
Ümmü Mektum adı altında ilk defa<br />
bu yıl aralık umresinde görme engellilere yönelik<br />
umre düzenledi. Ümmü Mektum umresini<br />
organize eden Genel Merkez Aile Destek<br />
Hizmet Alan Sorumlusu Zehra Alver ile<br />
Ümmü Mektum umresi hakkında konuştuk.<br />
Zehra Hanım neden sadece görme engellilere<br />
özel olarak böyle bir hizmet vermek<br />
istediniz?<br />
Görme engelliler için Avrupa’da ilk defa<br />
IGMG teşkilatı böyle bir hizmet sundu. Teşkilat<br />
olarak görme engellilere daha önceden<br />
de hizmet veriyorduk. Örneğin iki kez onlara<br />
özel bir eğitim kampı düzenledik. Bu kamplarda<br />
öğrencilerimize kabartma Kur’an dersi<br />
ile birlikte temel dinî bilgiler dersleri verdik<br />
ve hac/umre konularını işledik. Dolayısıyla<br />
umre programına katılanlar daha önceden<br />
hem kamplarda umrenin menasikini öğrendiler<br />
hem de umreye gitmeden önce umre<br />
bilgilendirme seminerlerine katılarak burada<br />
umrenin farzlarını ve orada onları neyin<br />
beklediğini öğrenmiş oldular. Dolayısıyla<br />
eğitim kampına katılan öğrencilerimiz ile<br />
birlikte Türkiye’den katılmak isteyen görme<br />
engelli kardeşlerimiz umre programlarımıza<br />
katılmış oldular. Türkiye’den 5 olmak üzere<br />
toplamda 38 görme engelli kardeşimiz bizimle<br />
birlikte umre ibadetlerini yaptılar, elhamdülillah.<br />
Görme engelli kardeşlerimize Mekke ve<br />
Medine’yi nasıl anlattınız? Hangi çalışmaları<br />
yaptınız?<br />
Mekke ve Medine olmak üzere birçok<br />
çalışmamız oldu. Örneğin kardeşlerimizi<br />
Uhud’a götürdüğümüzde onların oranın<br />
manevi havasını soluyabilmeleri için toprağa<br />
dokunmalarını ve hissetmelerini istedik.<br />
Onlara Uhud’u görsel olarak tarif ettik. Öğrencilerimiz<br />
Uhud’un toprağına el sürdüklerinde<br />
toprağının daha yumuşak ve farklı<br />
olduğunu anladılar. Mekke ve Medine’de<br />
görme engelli kardeşlerimize birebir eşlik<br />
ederek onlara her yeri tarif ettik ve umre ibadetinin<br />
hazzını yaşatmaya gayret ettik. Her<br />
iki mübarek şehirde de umrecilerimizle birlikte<br />
iç ve dış geziler düzenledik. Mekke’de<br />
ekibimiz ve grubumuzla âmâlar okulunu ziyaret<br />
ettik. Oradaki yetkililerin bize vermiş<br />
olduğu bilgiye göre âmâ okulu <strong>19</strong>62 yılında<br />
kurulmuş ve bugüne dek ilk defa biz okulu<br />
ziyaret etmişiz. Bundan ötürü okul görevlileri<br />
çok memnun olduklarını ifade ettiler.<br />
Hatta bizleri bir heyet olarak kapıda karşıladılar.<br />
Öte yandan kafilemiz ilk Medine’ye<br />
geldiğinde Suudi Arabistan Hac Bakanlığı<br />
görevlileri ekibimizi güller ve ikramlıklar ile<br />
Medine Havalimanı’nda özel olarak karşıladı.<br />
Grubumuz Mekke’ye geçtiğinde ise teşkilatımızda<br />
görev alan bütün kardeşlerimiz<br />
grubumuzu büyük bir coşku ve telbiye ile<br />
karşılarken diğer umrecilerin sevinçleri ve<br />
mutluluklarının gözlerinden okunduğuna<br />
şahit olduk.<br />
Ümmü Mektum umresinin diğer umre<br />
programlarından daha çok itina ile hazırlandığını<br />
biliyoruz. Bu hizmeti sunarken<br />
zorluklarla karşılaştınız mı? Umrecilerimiz<br />
ne hissetti?<br />
Tabii ki her güzel olanın bir zorluğu var.<br />
Güzele ulaşmak için çaba sarf etmek ve efor<br />
harcamak gerekiyor. Biz de bu umremizde<br />
elimizden geleni yapmaya gayret ettik. Bu<br />
umremiz diğer bütün umrelerimizden daha<br />
özel olduğundan tabii ki farklıydı. 7 çocuğumuz<br />
umreye refakatsiz katıldı. Dört çocuğumuzun<br />
görme yetisi tamamen yoktu.<br />
Bu çocuklarımızla tabii ki günün büyük bir<br />
kısmında ilgilenildi. Bazı çocuklarımızda her<br />
umreye gidenlerde olduğu gibi sağlık sorunları<br />
yaşandı. Sağlık sorumlusu olduğumdan<br />
ekibimiz ile birlikte bire bir çocuklarımızla<br />
ilgilendik, yardımcı olduk ve onların kendilerini<br />
daha iyi hissedebilmeleri için gayret<br />
ettik. Çocuklarımız görme engelli olduklarından<br />
toplum içerisinde dikkatleri üzerlerine<br />
çektiler. Dolayısıyla onları gören teyzeler,<br />
amcalar ve ablalar duygulandıklarından onlara<br />
sarılıp öptüler ve onları umrede görmenin<br />
mutluluklarını bir şekilde onlarla paylaşmak<br />
istediler.<br />
Ümmü Mektum kafilemiz Mekke ve Medine’deki<br />
o manevi havayı ciğerlerine kadar<br />
soluduklarını, ayrı bir hissiyat içerisinde olduklarını<br />
ve bunu tarif edemediklerini ifade<br />
ettiler ve cenneti dünyada yaşıyormuş gibi<br />
hissetlerini söylediler. Ayrıca tavaf esnasında<br />
veya diğer ibadetleri ifa ederken konuşmak<br />
istemediklerini ve Cenâb-ı Hak ile baş başa<br />
kalmak istediklerini belirttiler. Bizler de kardeşlerimize<br />
bu konuda istekleri doğrultusunda<br />
yardımcı olduk.<br />
Umrecilerimizin bir kısmı Kâbe’ye dokunurken<br />
diğer tavaf yapan umreciler onlara<br />
daha fazla dokunabilmeleri için yer açtı<br />
ve yardımcı olmaya çalıştılar. Bu da bizim<br />
açımızdan oldukça sevindirici ve kolaylaştırıcı<br />
bir durumdu. Mekke’nin Fethi Programı’nda<br />
kafilemiz içerisinde yer alan herkese<br />
Kâbe’nin örtüsüne ait bir parça kumaş hediye<br />
edildi. Kafilemizle umreye gelen görme engelli<br />
ve refakatçi kardeşlerimizin o heyecanı<br />
görülmeye değerdi. Onların bu heyecanı ve<br />
samimiyeti bizlerin ekip olarak daha çok motive<br />
etti. Hatta havalimanında çalışan ve Hac<br />
Bakanlığı’ndan gelen görevliler dâhil herkes<br />
büyük bir heyecan ve coşku içerisindeydi.<br />
Avrupa’da belki de dünyada böyle bir organizasyon<br />
ilk kez yapıldı. Bu da teşkilatımızın<br />
desteği ile gerçekleşti. Bizler de bunun heyecanını<br />
iliklerimize kadar hissettik. Neticede<br />
biz bir ilk olduk ve inşallah zaman içerisinde<br />
devamı gelecek.<br />
Umreye ailesiyle katılanlar var mıydı?<br />
Umreye ailesiyle Ruhr-A Bölgesi’nden Bayındır<br />
ailesi 3 engelli çocuğuyla birlikte anne,<br />
anneanne ve dede katıldı. Ayrıca Bayındır<br />
ailesinin komşusu bir çift katıldı. Üç neslin<br />
bir arada umre yaptığını görmek bizler açısından<br />
oldukça sevindiriciydi. Allah Teâlâ<br />
herkese bunu nasip etsin.<br />
Okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?<br />
Öncelikle Ümmü Mektum’un Kafile<br />
Başkanı Ali Rıza Çiftçioğlu ve eşi Zeynep<br />
Hanım’a ve Grup Başkanı Nevzat Bölge’ye<br />
teşekkürlerimi sunuyorum. Çok güzel ve<br />
ahenkli bir kafilenin oluşmasına katkı sağladılar.<br />
Öte yandan cemaat içerisinde bize<br />
yardımcı olan herkese buradan teşekkür etmek<br />
isterim. Camia okuyucularına şunu söyleyebilirim,<br />
görme engelli olmak veya engelli<br />
olmak bir engel teşkil etmiyor. Allah Teâlâ<br />
insanoğlunun bir uzvunu alıyorsa buna denk<br />
başka bir uzvunu veya hissiyatını geliştiriyor.<br />
Kafilemizde yetişkin olan görme engelli kardeşlerimiz<br />
her işlerini kendileri yaptı ve yapmaya<br />
çalıştı. Görme engelli olmak gerçekten<br />
hiçbir şeye engel değil. Sadece biraz cesaret<br />
gerekiyor ve tabii ki niyet. Bizler teşkilat olarak<br />
buradayız ve yardımcı olmaya hazırız.<br />
EĞİTİM BAŞKANLIĞI<br />
Karınca Kadir ve Esma umrede çocuklarla buluştu<br />
Eğitim Başkanlığı bünyesinde hizmet veren Çocuk Kulübü bu yıl aralık umresinde çocuk misafirlerini ağırladı.<br />
Rahime Söylemez<br />
Eğitim Başkanlığı Çocuk Kulübü Birimi 21<br />
Aralık ile 6 <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> tarihleri arasında çocuk<br />
umrecilerini misafir etti. 2012 yılından bu yana<br />
Paskalya ve Aralık Umresi’nde hizmet veren Çocuk<br />
Kulübü bu yılki Aralık Umresi’nde 3-10 yaş<br />
arasında toplam 168 çocuğa hizmet verdi. Saat<br />
10.00 – 18.00 vakitleri arasında çocuk bakımı<br />
hizmeti de sunan Çocuk Kulübü görevlileri arasında<br />
Çocuk Kulübü Başkanı Fatma Demir ile<br />
birlikte Düsseldorf Bölgesinden Feyza Cemal<br />
Okumuş, Paris Bölgesinden Zehra Ataş Denizol,<br />
Kuzey Hollanda Bölgesinden Sema Karakaya<br />
Dağaşan, Köln Bölgesinden Vildan Ataman<br />
ve Hamburg Bölgesinden Sümeyye Uçar yer<br />
aldı. Çocuk Kulübü’nün Mekke ve Medine’deki<br />
faaliyetleri hakkında bilgi veren Çocuk Kulübü<br />
Başkanı Fatma Demir ailelerin ve çocukların<br />
hizmetten oldukça memnun kaldıklarını ifade<br />
ederek Çocuk Kulübü umre hizmetlerini şöyle<br />
değerlendirdi: “Bu yıl Mekke ve Medine’de<br />
çocuklarımızla birlikte çok güzel ve verimli bir<br />
zaman geçirdik. Mekke’de çocuklarımız görevli<br />
ablaları tarafından hediyeler ile karşılandılar.<br />
İlk tanışmamız kapıda gerçekleşti. Onları bekleyen<br />
ablaların olduğunu gören çocuklarımızın<br />
sevincini gözlerinden okuyabiliyorduk. Mekke’de<br />
her gün farklı bir etkinlik düzenledik.<br />
Örneğin bir gün oyun parkına gidildi ve piknik<br />
yapıldı. Ertesi gün çocuklarımız ve aileleriyle<br />
birlikte toplu tavaf yaptık. Tavaf öncesi Efe Hocaefendi<br />
çocuklara dua etti, Eğitim Başkanımız<br />
Yrd. Doç. Dr. Abdulhalim İnam eşliğinde çocuklarımız<br />
Mescid-i Haram’a gittiler.”<br />
Yılın son gününde çocukların otelin lobisinde<br />
ailelere ve diğer umrecilere bir gösteri<br />
sunduklarını söyleyen Fatma Demir programda<br />
çocukların becerilerini ve yeteneklerini<br />
sergilediklerini ifade etti. İlahi ve şiirlerin de<br />
okunduğunu belirten Demir programın sonunda<br />
çocuklara Kâbe maketi hediye edildiğini<br />
söyledi.<br />
Mekke’nin Fethi Programı’nda çocukların<br />
kendi elleriyle yaptıkları özel hediyeyi günün<br />
hatibi olan İlahiyatçı-Yazar Ömer Döngeloğlu’na<br />
hediye ettiklerini söyleyen Demir o gün<br />
için çocuklara yönelik alternatif bir program<br />
gerçekleştirildiği bilgisini verdi. Ayrıca umre<br />
boyunca çocuklara Erkam Sohbetleri yapıldığını,<br />
el becerileri etkinliklerinden sonra çocuklara<br />
yönelik sohbetler gerçekleştirildiğini ve kantinde<br />
her yemek sonrası yemek duasının yapıldığını<br />
ve böylelikle çocuklara belirli davranışları<br />
kazandırdıklarını belirten Demir çocuklara yönelik<br />
özel bir sinema gecesini düzenlendiğini ve<br />
burada çocukların “Bir hac ve umre hikâyem”<br />
adlı animasyon filmini izlediklerini söyledi.<br />
Medine’de de çocukların görevliler tarafından<br />
hediye ile karşılandığını söyleyen Demir<br />
sözlerine şöyle devam etti: “Mekke’de olduğu<br />
gibi Medine’de de çocuklarımız ablalarımız tarafından<br />
hediyeler ile karşılandı. Medine’de çocuklarımızla<br />
Esma-ul Hüsna ve Kur’ân-ı Kerîm<br />
Müzelerine gidildi. Dış gezi olarak çocuklarımızı<br />
Uhud’a götürdük ve burada Uhud hakkında bilgi<br />
verdik. Ayrıca çocuklarımızı hurma bahçesine<br />
götürüp onlara özel bir program hazırladık.”<br />
Fatma Demir’in verdiği bilgilere göre Ravza-i<br />
Mutahhara’nın önünde Erkam Sohbetleri<br />
gerçekleştirildi, oyunlar oynandı ve Medine<br />
kentine uygun el becerileri etkinliği yapıldı,<br />
her iki şehirde de Çocuk Kulübü’nün tanıtımı<br />
yapıld ve şehirlere uygun olarak faaliyetler düzenlendi.
10 |<br />
Genel Merkezimizden<br />
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
EĞİTİM BAŞKANLIĞI<br />
Kış tatili eğitimle değerlendirildi<br />
IGMG Eğitim Başkanlığının Kış Tatil Kursları teşkilata bağlı bölge ve şubeler ile eğitim kurumlarında gerçekleştirildi. Sultan Balkaya<br />
Eğitim Başkanlığının Kış Tatil Kursları<br />
24 Aralık 2017-7 <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> tarihleri arasında<br />
yapıldı. IGMG Eğitim Başkan Yardımcısı<br />
Ramazan Başlık, kış tatil kurslarını<br />
değerlendirdi. Avrupa’da, çokkültürlü<br />
bir ortamda yetişen çocuklarımız için, bulundukları<br />
ülkelerin ortak değerlerini öğrenme<br />
ihtiyacının yanı sıra, kimlik ve kişiliklerini<br />
oluşturacak olan dinî ve kültürel<br />
değerlerin ve ana dilin muhafazası gibi ihtiyaçlarının<br />
güvenilir ortamlarda gerçekleştirilmesi<br />
zorunluluğuna dikkat çeken<br />
Başlık, Kış Tatil Kurslarının bir müfredat<br />
çerçevesinde yapıldığını söyledi.<br />
“Yaş seviyelerine göre düzenlenmiş<br />
olan müfredat programlarımız sürekli ve<br />
tatil kursları eğitim çalışmalarını içermektedir.”<br />
diyen Başlık şöyle konuştu: “Yıl<br />
boyunca yapılan hafta içi ve hafta sonu<br />
eğitim çalışmalarımızın yanında, gerek<br />
bu programlarımıza katılamayan, gerekse<br />
katıldıkları programlarda tamamlanması<br />
gereken eğitimi olan çocuklarımızın katılabilecekleri<br />
tatil kurslarımız bulunmaktadır.<br />
İnsan fıtratının temelinde inanma<br />
ve bir değer sistemine dâhil olma ihtiyacı<br />
vardır. Tabii bir duygu olan bu ihtiyaç, çocukluktan<br />
itibaren insanın hayatına yön<br />
verir. İnanma ihtiyacı ruhu tatmin edecek<br />
şekilde karşılanmadığı takdirde, bir ömür<br />
boyu insanın muzdarip olmasına, bilerek<br />
ya da bilmeyerek fıtratına aykırı bir hayat<br />
sürmesine neden olur.”<br />
Tatil kursları çocuk ve gençlerin tatillerde<br />
dinlenerek ve eğlenerek dinî ve<br />
kültürel eğitim almalarına yönelik olarak<br />
düzenleniyor. Bölgelerde kız ve erkek çocuklar<br />
için yatılı ve gündüzlü olarak yapılan<br />
bu kurslara her yıl ortalama 10 binden<br />
fazla öğrenci katılıyor.<br />
“Bulunduğu yerlerin durumuna göre<br />
bir ya da iki hafta süreyle düzenlenen bu<br />
kurslarda IGMG eğitim müfredatının tatil<br />
kursları programları uygulanıyor.” diyen<br />
Başlık kurslar hakkında şöyle bilgi verdi:<br />
“Gündüzlü yapılan kurslara gelen öğrenciler,<br />
oturdukları yerlere yakın teşkilatlarda<br />
açılan kurslara katılıyor ve eğitim programı<br />
sonrası aileleriyle birlikte oluyor. Bir<br />
veya iki hafta olarak yapılan yatılı kurslar<br />
ise kiralanan gençlik evlerinde veya mekânı<br />
müsait olan cemiyetlerde yapılıyor. Yatılı<br />
kurslarda öğrenciler, eğitimin yanında<br />
birbirleriyle daha iyi kaynaşma ve birlikte<br />
eğlenme fırsatı yakalıyor. Bazı yatılı kurslarda<br />
Avrupa’nın değişik ülkelerinden gelen<br />
öğrenciler de bulunuyor. Böylelikle ülkeler<br />
arası bir tanışma ve kaynaşma ortamı<br />
oluşuyor. Bu tanışıklıklar kurs sonrası da<br />
devam ettiriliyor.<br />
Diğer kurslarda olduğu gibi kış tatil kurslarında<br />
da Kur’an, ilmihâl, siyer, ezber dersleri<br />
gibi temel dinî bilgilerin yanı sıra çeşitli<br />
dinlenme ve gezi programları da yer alıyor.<br />
Yapılan bu kurs çalışmaları, çeşitli yerleşim<br />
merkezlerinden bir araya gelen gençlerin<br />
beraber hareket etme, sabretme, kardeşini<br />
kendine tercih etme gibi sünnete dayalı hasletleri<br />
kazanmaları açısından da önemli rol<br />
oynuyor.”<br />
<strong>2018</strong> yılı kış tatil kurslarında 10 binden<br />
fazla öğrenciye 500’den fazla eğitimci ders<br />
verdi. Bölge ve Şube Eğitim Başkanlıkları<br />
tarafından takip edilen kursların işleyişini<br />
gözlemlemek üzere ise Genel Merkez Eğitim<br />
Başkanlığı ve Eğitim Koordinasyon üyeleri<br />
tarafından ziyaretler tertip edildi. Bu bağlamda<br />
Eğitim Başkan Yardımcısı Dr. Hakan<br />
Aydın, Eğitim Başkan Yardımcısı Ramazan<br />
Başlık, Müfredat ve Materyaller Sorumlusu<br />
Habib Yazıcı, İslami İlimler Sorumlusu<br />
Sultan Balkaya, KT Başkanı Handan Yazıcı,<br />
KT Eğitim Başkanı Elif Köse, KGT Eğitim<br />
Başkanı Nagihan Seyis görev aldılar. Yapılan<br />
ziyaretlerde öğrencilerle ve eğitimcilerle görüşülüp,<br />
IGMG eğitim sisteminin kurslarda<br />
uygulanmasının takibi yapıldı.<br />
IGMG Kış Umresi çalışmasında Başkanlık<br />
Divanı adına görevli bulunan Genel Başkan<br />
Yardımcısı ve Eğitim Başkanı Yrd. Doç.<br />
Dr. Abdulhalim İnam da kış tatil kursları<br />
için bir mesaj göndererek, kursların hayırlı<br />
geçmesi dileğinde bulundu ve şöyle konuştu:<br />
“<strong>2018</strong> kış tatil kurslarımızın gerçekleşmesinde<br />
çalışma yapan tüm bölgelerimizi<br />
ve şubelerimizi tebrik eder, hayırlı ve başarılı<br />
çalışmalar dilerim. Kurslarımızda görev<br />
yapan idareci ve eğitimci kadromuza gösterdikleri<br />
performans için teşekkür ederim.<br />
Elhamdülillah, eğitimcilerimiz bu kurslarımızın<br />
sadece bilgi aktarımı yapılması gereken<br />
bir çalışma olmadığını, yeni nesillerimizin<br />
kimlik ve kişiliklerinin oluşumunda<br />
büyük katkısı olduğunu ve bundan dolayı<br />
verilen bilginin yanında değerlerin kazandırılmasının<br />
önemini bilen şuurlu kardeşlerimizdir.<br />
Bu nedenle büyük bir özveri ve<br />
gayretle, fedakârca çalışmaktadırlar. Tüm<br />
eğitimcilerimizi gönülden tebrik ediyor,<br />
başarılarının devamını diliyorum. Bazen<br />
bir şehirden, bazen değişik şehir ve ülkelerden<br />
gelen öğrencilerimize, onların eğitilmelerinde<br />
ve yetişmelerinde özen gösteren<br />
anne babalarına da teşekkür ederim.<br />
Yıllardan beri yapmakta olduğumuz bu çalışmalar<br />
teşkilatımızın ve toplumumuzun<br />
olmazsa olmazlarındandır. Hayırlı bir nesil<br />
yetiştirmenin sac ayaklarından olan bu çalışmalar<br />
öğrencilerimiz arasındaki bağları<br />
da güçlendirecek ve birlikte yaşama duygularını<br />
geliştirecektir. Çalışmaların takibini<br />
yapan Genel Merkez, Bölge ve Şube Eğitim<br />
Başkanlıklarımızdaki mesai arkadaşlarıma<br />
da teşekkür eder, başarılar dilerim.”
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Çocuk | 11<br />
KAMPANYASI<br />
Geleceğimiz için bırakabileceğimiz<br />
en büyük miras, servet değil;<br />
güzel ahlak sahibi<br />
eğitilmiş nesillerdir.<br />
Geleceğimizi birlikte inşa edelim!<br />
<strong>2018</strong> YILINDA GERÇEKLEŞECEK PROJELER<br />
Düsseldorf Mevlana Anaokulu<br />
Alpes Yatılı Eğitim ve Hafızlık Merkezi<br />
Doğu Fransa Belfort İlkokulu<br />
Güney Hollanda Uden Anaokulu<br />
Köln Brühl Hafızlık ve Eğitim Merkezi<br />
İsviçre Bölge Binası ve Eğitim Merkezi<br />
Ruhr-A Bergkamen (Kız) Eğitim Kurumu<br />
Hessen Raunheim Anaokulu ve İrfan Yurdu<br />
Kuzey Hollanda Enschede Eğitim ve Hafızlık Merkezi<br />
Belçika İbn-i Sina İslami İlimler Enstitüsü ve Okulu<br />
La Vertu Charleroi Anaokulu ve İlkokulu<br />
Öldükten sonra<br />
yaşamak istiyorsanız,<br />
ölmez bir eser bırakınız.<br />
(Hz. Ali)<br />
Bağışların %10´u EMUG e.V. tarafından tüzükteki amaçlar doğrultusunda değerlendirilir.<br />
TERTİP EDEN KURUMLAR<br />
EMUG e. V. – Avrupa Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği<br />
UECM – Avrupa Camileri Kurma ve Yaşatma Derneği<br />
CMB – Belçika Müslüman Topluluğu<br />
NMOG – Hollanda Cami Yapma ve Yaşatma Vakfı<br />
İGB - Brühl İslam Toplumu<br />
SİG – İsviçre İslam Toplumu<br />
T +49 221 7325827<br />
T +33 1 42460444<br />
T +32 2 2<strong>19</strong>8079<br />
T +31 10 2433030<br />
T +49 2232 48 330<br />
T +41 44 8432030
12 |<br />
Hayatın İçinden<br />
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
FIKIH KÖŞESI<br />
İnfak nedir?<br />
Günümüzde infak<br />
nasıl yapılmalı?<br />
İnfak, sözlükte “tükenmek, tamamlanmak, son<br />
bulmak” gibi manalara gelir. Dinî-ahlâkî bir terim<br />
olarak ise genellikle “Allah’ın hoşnutluğunu elde<br />
etme amacıyla kişinin kendi servetinden harcama<br />
yapması, muhtaçlara aynî ve nakdî yardımda bulunması”<br />
anlamını taşımaktadır. Bu tarif itibariyle<br />
infak, farz olan zekâtı, vacip olan fıtır sadakasını<br />
ve gönüllü olarak yapılan her çeşit hayrı içermektedir.<br />
Bakara suresinin 261’den 274. ayetine<br />
kadar olan ayetlerde infakın önemi, amacı, hangi<br />
mallardan kimlere ve nasıl verileceği, karşılığında<br />
vaat edilen ödüller ayrıntılı biçimde zikredilir. Bu<br />
beyanlar şu şekilde özetlenebilir: İnfak ve tasadduk,<br />
gösterişten uzak ve yalnız Allah rızası için<br />
yapılmalıdır. İnfakta bulunan kişi onu alıp kabul<br />
edenin onurunu zedeleyecek davranışlardan<br />
kaçınmalıdır. Yapılan yardım en iyi ve en kaliteli<br />
mallardan seçilmelidir. İnfakın yerine ulaşması için<br />
gerçek ihtiyaç sahipleri tespit edilmelidir.<br />
Yine Bakara suresinin <strong>19</strong>5. ayetinde geçen<br />
“Allah yolunda infak” tabirinin, ayetin bağlamı<br />
dikkate alındığında öncelikle ülkenin savunması<br />
için gerekli maddi yardımda bulunmayı ifade ettiği<br />
görülür. Ancak bu tabirin geçtiği birçok ayet ve<br />
hadisin birlikte değerlendirilmesiyle çıkan sonuca<br />
göre, Allah’a itaat ve ibadet niyeti taşıyan, İslam’a<br />
ve Müslümanlara yardım ve fayda sağlayan her<br />
harcama Allah yolunda infak sayılmaktadır.<br />
Bütün bunların yanında infak kelimesi umumiyetle<br />
karşılıksız yardımlar için kullanılır. Nitekim<br />
Kur’an’da yaptıkları iyiliklerden dolayı bir<br />
karşılık beklemeyenler övülmektedir. 1 Bununla<br />
birlikte meşru alanlarda yatırım yaparak istihdam<br />
yoluyla insanların nafakalarını sağlamaya vesile<br />
olmak da infak kapsamında değerlendirilebilir.<br />
Serveti âtıl bırakıp (kenz) Allah yolunda harcamayanları<br />
ağır bir dille yeren ayetler 2 bu hususu<br />
da kapsamaktadır. Gazzâlî buradaki “kenz”<br />
kavramının malı veya parayı piyasadan çekmek,<br />
bunları Allah yolunda harcamanın ise piyasaya<br />
sürmek demek olduğunu belirtmiştir. 3 Ayetlerde<br />
iyiliklerin sevabı genellikle bire on olarak gösterildiği<br />
hâlde Allah yolunda infakın sevabının bire<br />
yedi yüz oluşu 4 ise, bunun diğer ibadetlerden<br />
daha güç olduğunu göstermektedir.<br />
Bugün yaşadığımız ortamda<br />
nasıl infak yapabiliriz?<br />
İslam medeniyeti tarihinde Allah’a itaat ve ibadet<br />
niyeti şartıyla ülkenin savunması, hac hizmetleri,<br />
yoksulların desteklenmesi, okul, kütüphane,<br />
cami, yol, köprü, çeşme, bakımevleri gibi hayır<br />
kurumlarının tesisi, hatta tabiatın korunup geliştirilmesine<br />
kadar çok çeşitli hizmetler için yapılan<br />
her türlü harcama Allah yolunda infak kapsamında<br />
değerlendirilmiştir. Bu <strong>19</strong>5. ayetin son bölümünde,<br />
“Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.”<br />
cümlesiyle de bir anlamda, cimrilik edip bu tür<br />
harcamalardan kaçınmanın Müslüman toplum ve<br />
fertler için tehlike oluşturduğu bildirilmiştir.<br />
İnfakın bu anlamları itibariyledir ki, Hz. Peygamber<br />
(s.a.v.), dul ve yetimlerin geçimini bizzat<br />
üstlenmişti. Bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:<br />
“Ben müminlere kendi nefislerinden<br />
daha yakınım. Müminlerden birisi vefat eder de<br />
borç bırakırsa, ödemesi bana, mal bırakmışsa<br />
mirasçılarınadır.” 5 Hz. Ömer (r.a.) de bu uygulamayı<br />
resmîleştirmiştir.<br />
Dahası Fârâbî, devlet gelirlerinin bir kısmının<br />
çalışma gücü bulunmayanlarla, mesleği para<br />
kazanmak olmayıp sosyal faaliyet gösterenlere<br />
M. Hulusi Ünye<br />
harcanması gerektiğini söylemiştir. 6 Fakat bunlara<br />
yapılacak infak, hizmetlerinin önemiyle sınırlı<br />
olmalıdır. Nitekim Hz. Ömer, ilk zamanlarda hafızlık<br />
çalışması yapanlara maaş bağlatmışken daha<br />
sonra bu faaliyetin hizmet niteliğini kaybettiğini<br />
görünce bundan vazgeçmiştir. 7<br />
İnfakın, gerek tarifinde, gerekse tarihî seyri<br />
içerisinde eda edildiği şekilleri itibariyle göz<br />
önünde bulundurduğumuz takdirde görürüz ki,<br />
Allah’ı razı etme niyetiyle yapılan ve zamanın<br />
şartlarına göre açılan yeni infak alanlarında harcamada<br />
bulunmak gerekir. İslam’ın ilk yıllarında<br />
infak, zorda kalan din kardeşlerini hürriyetlerine<br />
kavuşturmak ve onları rahat ettirmekti. İslam’ın<br />
devletine ulaşıldığı dönemde, ilmi, cihadi, teknolojik<br />
alanlarda yapılan yardımlar ve vakıfların oluşturulması<br />
infaktı. İçinde yaşadığımız dönemde ve<br />
coğrafyada ihtiyaç duyduğumuz hizmetlerimizin<br />
aksamadan devam edeceği alanlara Allah rızası<br />
için yapılacak harcamalar da infaktır. Bugün bu<br />
ülkelerde özellikle çocuklarımızın, gençlerimizin<br />
kısaca neslimizin eğitimi için kurulacak eğitim<br />
müesseselerine sahip çıkmamız ve harcamada<br />
bulunmamız günümüzün infakı olacaktır.<br />
İnfak Müslüman’ın<br />
hayatına ne kazandırır?<br />
İnfak yapmak, kişiyi Kur’an-ı Kerîm’de zikri<br />
geçen ve övülen “infak eden”ler zümresinden biri<br />
hâline getirir. Kur’an-ı Kerîm’de, Mekke-i Mükerreme’de<br />
inen 14; Medine-i Münevvere’de inen 11<br />
surede yani 25 surede 80’den fazla ayette infaktan<br />
bahsedilmiştir. Bir de sadaka, zekât, yardım<br />
vs. den bahseden ayetleri de işin içine katarsak<br />
200 küsur ayette yine infak ibadetine vurgu yapılmıştır.<br />
İşte bir Müslüman Allah rızası için inanarak<br />
samimi bir şekilde infakta bulunacak olursa<br />
Kur’an’da kendilerinden sitayişle bahsedilen infak<br />
ehli insanların arasına dâhil olacaktır. Bunun manası,<br />
Hz. Ebû Bekirler, Hz. Osmanlar, Hz. Abdurrahman<br />
b. Avf’ların çağımızdaki numuneleri olmak<br />
demektir. Bu da çok büyük bir şeref olsa gerektir.<br />
Kur’an-ı Kerîm, “Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe,<br />
asla birr’e (iyiliğe) erişemezsiniz. Ve her ne<br />
infak ederseniz; şüphesiz Allah, onu bilir.” 8 buyuruyor<br />
ve dünya hayatında iyilik ve iyilik sahibi güzel insan<br />
olmanın bir tarifini yapıyor. Demek ki, iyi insan,<br />
güzel insan, cömert insan olmanın ölçülerinden bir<br />
tanesi de infak ehli olmaktan geçiyor. Allah bir insanın<br />
kaşından, gözünden, boylu poslu olmasından,<br />
çok mal ve servet sahibi olmasından dolayı iyi insan<br />
madalyası vermiyor. Ancak kendi rızası için yine kendisinin<br />
verdiği mal ve mülkten seve seve harcayabilen<br />
insanlara “birr/iyilik sahibi” insanlar diyor. Böyle<br />
bir makamı inanan ve aklı başında olan bir Müslüman’ın<br />
göz ardı etmesi herhalde mümkün değildir.<br />
Cenâb-ı Hak Haşr suresinin 9. ayetinde, insanlığın<br />
belki bir daha sergilemeye muvaffak olamayacağı<br />
bir fedakârlık örneği gösteren Medineli<br />
Müslümanları yani Ensar’ı övmekte ve kıyamete<br />
kadar gelecek Müslümanların önüne tam bir misal<br />
olarak sunmakta ve şöyle buyurmaktadır: “Daha<br />
önceden Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine<br />
imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç<br />
edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı<br />
içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri<br />
zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine<br />
tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa,<br />
işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” 9 Bu gün biz<br />
Avrupalı Müslümanlar olarak çoğu zaman kendi<br />
çevremizde muhtaç olanlar olmasına rağmen<br />
bizden daha çok ihtiyaç içinde bulunan kardeşlerimize<br />
sahabe örneğinde olduğu gibi ellerimizi<br />
uzatmaya çalışıyor ve diğerkâmlık örnekleri oluşturmaya<br />
çalışıyoruz. Bu hasletimizi çocuklarımıza<br />
ve gençlerimize de infakta bulunmaları için teşvikte<br />
bulanarak öğretmeli ve bu iman kültürünü<br />
devam ettirmeliyiz. Bu suretle hem biz hem de<br />
neslimiz, başkalarını kendi nefislerine tercih ederler<br />
demek olan “isarcı”lardan olmalıyız.<br />
Son olarak infak, infak eden Müslüman’ı sadaka-i<br />
câriye sahibi olan, yani öldükten sonra bile<br />
amel defteri kapanmayan, Müslümanlardan kılar.<br />
Allah’ın Resulü (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Bir insan<br />
ölünce üç kişi hariç herkesin ameli kesilir: Sadaka-i<br />
câriye (bırakan), veya istifade edilen bir ilim<br />
(bırakan) veya kendine dua edecek salih evlat (bırakan).”<br />
10 Hadîs-i şerifte geçen “sadaka-i câriye”<br />
en geniş anlamı ile İslam’da son derece önemli bir<br />
hayır kurumu olan “vakıf” müessesesini içine alır.<br />
Bizim günümüzde Avrupa genelinde oluşturmaya<br />
çalıştığımız camilerimiz ve eğitim kurumlarımız işte<br />
bu vakıf medeniyetinin Avrupa’da yeniden canlandırılması;<br />
yaptığımız infaklarımız ise, can suyudur.<br />
Cemaat olarak can suyumuz olan infaklarımızı<br />
ödemede, cimri olmayalım, geç kalmayalım.<br />
1. İnsan suresi, 76:8-9<br />
2. Tevbe suresi, 9:34-35<br />
3. İhyâ, IV, 91-92,95<br />
4. Bakara suresi, 2:261<br />
5. Buhârî, Sahîh, H. No: 4952<br />
6. Fuşûlü’l-Medenî, s. 145-146<br />
7. Abdülhay el-Kettânî, 111,95<br />
8. Âl-i İmran suresi, 3:92<br />
9. Haşr suresi, 59:9<br />
10. Müslim, Vasıyyet 14, H. No. 1631
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Hayatın İçinden | 13<br />
İnsan, iman ve infak!<br />
Murat Kubat<br />
İnsan; neyi var ki kendisine ait olan?<br />
Bir çift gözü haketmek için ne yaptı? Bir<br />
çift kulağın bedelini mi ödedi? Kendisini<br />
onunla ifade ettiği dili olmasaydı ne<br />
yapardı? Ellerini, ayaklarını, organlarını,<br />
bedenini kime borçlu? Ya aklını?...<br />
İnfak, borçlu doğan insanın borcunun<br />
farkında olması ve gereğini yapmasıdır.<br />
İnsan herşeyini Allah’a borçludur.<br />
İnsanın kendisi ile yapıp eylediği, seçim<br />
yaptığı iradesi dahi Allah’ın irade etmesinin<br />
bir sonucudur. Allah dilemeseydi<br />
insan dileyemezdi. İnsandan istenen<br />
nedir peki? Borcunu ödemesi mümkün<br />
olmayan insanın şükretmesi. Yani;<br />
Allah’ın vermiş olduğu rızıklara, insanın<br />
önüne açmış olduğu imkânlara, insana<br />
tevdi edilen her şeye hamdetmesi,<br />
Rabbine şükretmesi.<br />
İnfak şükürdür. Verilene şükür. Şükür<br />
yalnızca “Şükürler olsun ya Rabbi!” demek<br />
midir? Diliyle şükredip, eliyle şükretmemek<br />
büyük eksikliktir. En güzel<br />
şükür dilimizden öte, elimizle eylediklerimizdir.<br />
Allah’ın verdiğini veriyorsun ey<br />
insan unutma! Şükretmeyen nankörlük<br />
etmiş olur. Sana yakışan şükrü kuşanmak,<br />
nankörlük edenlerden olmamaktır.<br />
Dilin olmasaydı, gözün görmeseydi, kulağın<br />
işitmeseydi, ayakların yürümese,<br />
ellerin tutmasa ya da olmasaydı, bunları<br />
elde etmek için neyini vermezdin?<br />
Gözlerini kapat ve bir an düşün! Sana<br />
verilenler elinden alınsa ne yapmazsın?<br />
Gemiye bindiğinde batma korkusuyla<br />
Allah’ı hatırlayan, karaya çıktığında<br />
unutan nankör kimselerden olma.<br />
İnfak kelime manası olarak “elden<br />
çıkarmak” anlamını taşır. Elden çıkan<br />
şey eksilir. Lakin Allah için çıkıyorsa bu,<br />
çıkan şey eksilmez artar, tükenmez bereketlenir,<br />
kaybolmaz daim olur. İman<br />
etmeyen bunu anlayamaz. Zira infak<br />
etmek imanın gereğidir. Bile isteye, karşılığını<br />
Allah’tan bekleyerek, yalnızca<br />
Allah’ın rızasını umarak, hiçbir hesap,<br />
hiçbir karşılık beklemeden vermektir.<br />
İnfakın öneminin farkında olanlar yalnızca<br />
Allah’ın rızasına ulaşmak için infak<br />
ederler. Hiçbir hesap, hiçbir ödül, hiçbir<br />
övünç, hiçbir taltif Allah’ın rızasının üzerine<br />
çıkamaz. Allah’ın rızasını umarak<br />
verenler, Allah için verenler, karşılığını<br />
da Allah’tan alırlar. Başkaları görsün,<br />
toplum takdir etsin gibi farklı mülahazalar<br />
üzerine inşa edilen “infak” kişinin<br />
nifakını artırır; yani münafıklığını.<br />
Sakın ha, senden istendiğinde Allah<br />
versin deme! Allah’ın sana verdiği şeylerden<br />
hangisinin bedelini ödedin ya da<br />
ödeyebilirsin ki, Allah versin diyorsun?<br />
Allah sana verdi ya, sen de ver. Hem<br />
elde ettiğin şeyleri nasıl elde ettin?<br />
Ellerin olmasa, ayakların yürümese,<br />
gözün görmese, kulakların<br />
işitmese, aklın<br />
işlevini yitirse elde edebilir<br />
miydin? Sahip<br />
olduklarını kendinin<br />
elde ettiğini iddia<br />
etme! Başına<br />
neyin geleceğinden<br />
emin<br />
misin ki,<br />
sana verilenleri<br />
kendinden<br />
biliyorsun? Sana<br />
verilenlerin elinden<br />
gitmeyeceğinin garantisi var mı?<br />
İnfak en kalıcı kazançtır. Dünyada<br />
elde ettiklerin dünyada kalacak ey insan.<br />
Terki dünya edenlerin gözlerinin<br />
arkada kalması sana birşey ifade etmiyor<br />
mu? Gözün arkada kalır ama hiçbir<br />
şey götüremezsin gittiğin yere. “Kefenin<br />
cebi yok” sözünü duymuşsundur.<br />
O hâlde dünyada elde ettiklerini nasıl<br />
kalıcı bir kazanç olarak görebilirsin?<br />
Senin kazancın dünyada elde ettiklerin<br />
değil, ahirete götürdüklerindir. Bir düşün!<br />
Neyi dünyada bırakıyorsun? Neyi<br />
götürüyorsun? Aklet! Ömrün geldi geçiyor,<br />
vakit gittikçe daralıyor. Gelmesinde<br />
şüphe olmayan o güne yaklaşıyorsun.<br />
Herkesin ne yapmışsa eksiksiz<br />
ödeneceği o güne.<br />
Hani Hz. Peygamber Efendimiz<br />
(s.a.v.) bir kurban kesmiş, ailesine dağıtılmasını<br />
buyurmuştu. Daha sonra<br />
Hz. Aişe annemize kurbanının akibetini<br />
sorduğunda, annemiz hepsini dağıttıklarını,<br />
küçük bir parçasının evde<br />
kaldığını söylemişti. Üsvei hasenemiz<br />
Efendimiz (s.a.v.) asıl kalanın<br />
dağıtılan olduğunu ifade<br />
etmişti. Bir verirsin,<br />
bin alırsın. Rabbinden<br />
daha cömert<br />
kim olabilir?<br />
İnfak etmek<br />
akıllı adamın<br />
işidir. Neyim var<br />
ki deme! Güzeller<br />
güzeli bir gülümsemenin<br />
dahi<br />
sadaka olduğunu<br />
buyuruyor. Malından,<br />
mülkünden, servetinden, ilminden,<br />
tecrübenden, zamanından, imkânından,<br />
ekmeğinden, ürününden,<br />
ticarette kazandıklarından infak et.<br />
İnfak etmenin değeri, infak ettiğinin<br />
şeyin değerinden ziyade, kim için infak<br />
ettiğine bağlıdır. İnfak ettiğin şeyi<br />
başa kakacaksan, hiç yapma. Unutma,<br />
Allah için veriyorsun. Allah için<br />
veriyor gibi gösterip, başka beklentilere<br />
girme. İnfak ettiğin vakit, sahip<br />
olduklarının kötüsünü mü Allah’a layık<br />
görüyorsun! Böyle yapma. Hz. Âdem<br />
(a.s.)’ın iki oğlunu hatırla. Hani birisi<br />
(Habil) elde ettiklerinin en iyisini Allah<br />
yolunda vermiş, diğeri (Kabil) sahip<br />
olduğunun en kötüsünü, çürüğünü<br />
vermişti. Habil övülenlerden oldu, Kabil<br />
ise yerilenlerden.<br />
Cimrilik etme. Sana cimrilik ve<br />
bencillik değil cömertlik daha çok yakışıyor<br />
ey insan. İnfak kişiyi kibirden<br />
uzaklaştırır, cömert ve mütevazı kılar.<br />
İnfakı çoğunlukla gizli yap. Kimi zaman<br />
açıktan yap, teşvik et. Nasıl yaparsan<br />
yap, ama mutlaka yap, lakin<br />
böbürlenme, kibirlenme. Kimin malını<br />
kime veriyorsun? Sahip olduğunun<br />
mutlak sahibi sen değilsin, unutma.<br />
İman bir imkân ise, iman aynı zamanda<br />
infaktır. İmanı olanın infakı mutlaka<br />
olur, olmalıdır. Allah bizleri infakın<br />
önemini hakkıyla kavrayanlardan, yalnızca<br />
Allah rızası için infak edenlerden<br />
kılsın; münafıklığa götüren söz, davranış<br />
ve gösterişten uzak eylesin. İnfakın<br />
Allah’ın rızasına, Allah’ın rızası cennetine<br />
vesile olsun ey insan. Allah’ın rızasını<br />
kazanabilmişsen ne gam!<br />
HADİS GÜNLÜĞÜ<br />
Kargaşa dönemlerinde salih amelin değeri<br />
Prof. Dr. Zekeriya Güler<br />
Ebû Hureyre’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:<br />
“Gece karanlıkları gibi ortalığı kaplayacak olan kargaşa ( fitne) dönemlerinde sâlih ameller<br />
işlemeye bakın. O zamanda insan, mümin olarak sabahlar, kâfir olarak geceler veya<br />
mümin olarak geceler, kâfir olarak sabahlar. Dinini küçük bir dünyalığa satar.” 1<br />
Açıklama<br />
Yüce Kur’an, salih amel sahiplerine<br />
arı-duru, hoş bir hayat (hayât-ı tayyibe)<br />
vaad eder: “Erkek ya da kadın, mümin<br />
olarak salih amel işleyen kimseye hiç<br />
şüphesiz arı-duru, hoş bir hayat tattıracağız.”<br />
2<br />
Arı-duru, hoş bir hayatın ne olduğu<br />
sualine cevap arayan meşhur müfessir<br />
İbn Kesîr (v. 774/1372), Hz. Ali’nin onu<br />
“kanâat”, İbn Abbas’ın da içinde bulunduğu<br />
bir grup âlimin “helâl ve temiz<br />
rızık”, yine İbn Abbas’ın “saadet” şeklindeki<br />
yorumlarına yer verdikten sonra<br />
şu değerlendirmeyi yapar: “Sahih olan<br />
anlayış, arı-duru, hoş bir hayatın bunların<br />
hepsini içine aldığıdır.” 3<br />
Salih amel, imanın gereğini hayata<br />
geçirmek; maddi-manevi faydalı işler<br />
görmek, nezih, dürüst ve erdemli davranmak<br />
demektir. Şüphesiz, böyle bir<br />
hayat tarzının mükâfatı, dünya ve ahiret<br />
mutluluğu olacaktır. Salih amelin, Allah<br />
nezdinde muteber olması imana bağlıdır.<br />
İman temeli üzere inşa edilmeyen bir<br />
yapı, fırtınalı bir günde havaya savrulan<br />
kül yığınının hâline benzer. Nefis ve şeytani<br />
güç, hayırlı ve faydalı işlerin hemen<br />
yapılmayıp onların ertelenmesini ister.<br />
Bu hadisiyle Resûl-i Ekrem, hercü<br />
mercin; fitne, fesat, zulüm ve zilletin<br />
hüküm sürdüğü olağanüstü durum ve<br />
zamanlarda şirk ve irtidat vakalarının yaşanmaması<br />
için salih amellere koşulması<br />
gerektiğini öğretir. Bu konuda Resûl-i<br />
Ekrem’in şu hadisi de hatırlanmalıdır:<br />
“Hercü merç ortamında ibadet, (fazilet<br />
ve sevap bakımından) bana hicret gibidir.”<br />
4<br />
Bahse konu olan hadisin, Ebû Ümâme<br />
tarîkinin sonunda, “Dinini küçük bir dünyalığa<br />
satar.” yerine “Allah’ın kendisini<br />
ilimle ihyâ ettiği kimse hariç” (İllâ men<br />
ahyâhu’llâhu bi’l-ılm) 5 cümlesi vardır.<br />
Bu demektir ki, dininin hüküm ve<br />
esaslarından pek haberdar olmayan<br />
kesimler veya haberdar olduğu hâlde<br />
dünyevileşme süreci yaşadığından izzet<br />
ve şerefini ayaklar altına alan zayıf karakterler,<br />
cehaletin kol gezdiği, fitne ve<br />
fesadın ortalığı kapladığı zor zamanlarda,<br />
yarı-ihtidâ etmişler gibi iman ile inkâr<br />
arasında inişli-çıkışlı bir hayat yaşarlar,<br />
şer’î hükümleri ve mukaddes değerleri<br />
küçümserler.<br />
Halbuki iman, “lâ yetecezzâ” yani,<br />
bölünmeyi ve parçalanmayı kabul etmez<br />
bir hakikattir. Ebû Hafs Ömer en-Nesefî<br />
(v. 537/1142) gibi akait âlimlerinin, “Şeriatla<br />
alay etmek küfürdür.” (el-İstihzâu<br />
bi’ş-şerîati küfrun), “Nassları reddetmek<br />
küfürdür.” (Reddu’n-nusûsı küfrun)<br />
veya “Günahı helal saymak küfürdür.”<br />
(İstihlâlu’l-ma’sıyeti küfrun) gibi iman ve<br />
tevhidi korumaya matuf temel ilkelerle,<br />
söz konusu inkâr tezahürlerine (elfâz-ı<br />
küfür) ve anormal davranışlara dikkat<br />
çekmiş olmalıdır.<br />
İlim ve ahlakla mücehhez Müslümanlar<br />
ise, sözü edilen fitne bâdiresini<br />
ve kargaşa ortamını atlatarak karanlıkta<br />
kendilerini kaybetmezler ve sahip oldukları<br />
ışıkla sahil-i selamete çıkarak aydınlık<br />
yolda ilerlemeye devam ederler.<br />
“Müstağnî-i irşâd olur<br />
erbâb-ı hakîkat,<br />
Sükkân-ı harem neyler<br />
imiş kıblenümâyı?”.<br />
1<br />
Müslim, İman, 186; Tirmizî, Fiten, 30; İbn Mâce,<br />
İkâmet, 78. Hadisin açıklaması için bkz.<br />
2<br />
İbn Melek, Mebârıku’l-ezhâr, II, 274.<br />
3<br />
Nahl suresi, 16:97<br />
4<br />
İbn Kesîr, Tefsîr, IV, 521.<br />
5<br />
Müslim, Fiten, 130; Tirmizî, Fiten, 31; İbn Mâce,<br />
Fiten, 14; Ahmed b. Hanbel, V, 25.Dârimî, Sünen, I, 82.
14 |<br />
Aile<br />
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
Paylaşıldıkça çoğalan ibadet, sadaka<br />
Rahime Söylemez<br />
“Dünyanın her yerinde insanların<br />
en çok paylaştıkları ve üzerine ‘paylaşma’<br />
sözcüğünün kullanıldığı, ana gıda<br />
maddesi ekmektir.” diyen Antoine de<br />
Saint Exupéry’e katılmamak elde değil.<br />
Anadolu kültüründe, edep, örf ve<br />
âdetlerimizde de var olan paylaşmak<br />
“ekmek” ile özdeşleşmiştir. Ekmeği<br />
paylaşmak ekmekten daha tatlıdır.<br />
Anadolu insanına göre lokmasını paylaşan<br />
kişiden zarar gelmez, bilakis o<br />
kişiye güven duyulur. Paylaşmak var<br />
olanı karşılık beklemeden başkasına<br />
vermek demektir. Paylaşmak, Allah’ın<br />
bizlere zekâtla emrettiği çok güzel bir<br />
olgu ve ibadettir. Her ne kadar günümüzde<br />
paylaşma azalsa da insanlar<br />
yine de bu güzel olguyu ve ibadeti hayatlarının<br />
bir parçası hâline getirmeye<br />
çalışıyor ve çabalıyor. “Paylaşılan sevinç<br />
iki kat olur, paylaşılan bir acı da<br />
yarıya iner.” der bir Alman atasözü.<br />
İnsanlar iyi günlerinde mutluluklarını,<br />
kötü günlerinde ise hüzünlerini ve acılarını<br />
birbirleriyle özellikle kendilerine<br />
yakın hissettikleri kişiler ile paylaşmak<br />
isterler. Acıyı ve tatlıyı paylaşmak insana<br />
içsel olarak bir huzur verir. Kişi<br />
empati duymayı öğrenir ve mutlu olur.<br />
İnsanlar paylaşarak iletişimlerini kuvvetlendirir<br />
ve insani ilişkilerde birbirlerine<br />
karşı güven hissederler.<br />
Paylaşma duygusu sonradan öğrenilen<br />
bir duygudur. Dolayısıyla çocuklar<br />
bu duyguyu gözlemleyerek<br />
kendilerine yakın olan kişilerden öğrenirler.<br />
Eğer aile içerisinde özellikle<br />
anne babalar arasında bir paylaşım<br />
söz konusu değilse çocuklar paylaşmayı<br />
öğrenemezler. Ailelerin burada<br />
dikkat etmesi gereken husus çocuklara<br />
paylaşmayı zorla ve dayatma ile<br />
öğretmemeleridir. Zorla ve dayatma<br />
ile öğretilmeye kalkışılırsa maalesef<br />
aileler baştan her şeyi kaybetmiş olur-<br />
lar. Örneğin anne ve baba çocuğun<br />
oyuncağını zorla elinden alıp çocuğu<br />
vermediği için tehdit etmesi veya ceza<br />
vermek gibi yöntemler uygulaması<br />
çocuğun paylaşmaya olan öfkesini<br />
artırır. Çocuğa paylaşmayı öğretirken<br />
ilk adım olarak kontrolün yani evet ve<br />
hayır deme hakkının onda olduğunu<br />
ona hissettirmek. Örneğin “Oyuncaklarından<br />
hangisini arkadaşına vermek<br />
istersin? Kırmızı olanı mı yoksa sarı<br />
olanı mı?” gibi ifadeler ile çocukların<br />
sahip oldukları nesneler üzerinde bir<br />
hak sahibi daha doğrusu kontrolün<br />
onların ellerinde olduğunu hissettirmeleri<br />
gerekiyor. Burada anne babaların<br />
çocuklarına seçim yapma ve<br />
karar verme hakkı vererek paylaşma<br />
kavramının olumlu yüzünü çocuklarına<br />
göstermeleri lazım. Böyle yapıldığın<br />
takdirde çocuklar paylaşmanın<br />
verdiği mutluluğu, huzuru ve gönül rahatlığını<br />
hissedebilir ve öğrenebilirler.<br />
Çocuklara çevredeki yetişkinlerde<br />
paylaşma konusunda örnek davranış<br />
sergilemeliler. Çünkü çocuklar yetişkinlerin<br />
de paylaştıklarını, sahip olunan<br />
bir şeyin başkasına verildiğinde<br />
geri alınabildiğini hatta istedikleri zaman<br />
geri almaya hakkı olduklarını ve<br />
paylaşım sayesinde karşılıklı bir güven<br />
ve iş birliği kurulabileceğini gördüklerinde<br />
paylaşmayı daha kolay öğrenirler.<br />
Çocuklara paylaşmayı öğretmek<br />
için onlarla alma-verme temalı oyunlarda<br />
uygulamalı olarak öğretilmelidir.<br />
Örneğin çocuklar kendilerinden istenen<br />
oyuncakları başkalarına verdiklerinde<br />
bu olumlu davranışlarından ötürü<br />
onları tebrik ve takdir etmek lazım.<br />
Çocuklar paylaştıkları oyuncaklarının<br />
geri döndüklerini gördüklerinde oyuncaklarını<br />
kaybetmediklerini aksine<br />
gerçekten paylaşıldığını anlarlar.<br />
Ailelerin dikkat etmesi gerektiği diğer<br />
bir husus ise paylaşma kavramının<br />
çocuğa öğretilirken ne zaman ve nasıl<br />
paylaşması gerektiğini de öğretmeleri.<br />
Ailelerin çoğunlukla yaptıkları hatalardan<br />
biri de çocukların kendilerine olan<br />
özel oyuncaklarının paylaşmaya zorlamaları<br />
ve paylaşmak istemediklerinde<br />
onları cezalandırmaları veya oyuncaklarının<br />
ellerinden alınması. Nasıl ki<br />
yetişkinler olarak bizler özel eşyalarımızı<br />
paylaşmak istemeyiz, çocuklar<br />
için de bu durum aynıdır. Bu nedenle<br />
anne babalar durumu biraz daha kolaylaştırmak<br />
adına çocukların paylaşmayı<br />
kabul ettikleri oyuncaklarla ve<br />
paylaşmak istemedikleri oyuncakları<br />
veya başka şeyleri ayrı kutulara yerleştirebilirler<br />
ve eve misafir geldiğinde<br />
çocukların diğer çocuklarla paylaşmayı<br />
kabul ettikleri kutudan oyuncaklar<br />
seçilip oynanabilir, verilebilir.<br />
Paylaşma konusu bazen kardeşler<br />
arasında da sıkıntılara neden olabilir.<br />
Bu konuda anne babalar dikkatli davranmalı<br />
ve kardeşler arasında adaletli<br />
olmaya büyük özen göstermeleri gerekiyor.<br />
Örneğin küçük kardeşi ağlıyor<br />
diye elindeki oyuncağı vermek zorunda<br />
kalan büyük kardeş kendi haklarına<br />
kimsenin saygı duymadığını düşünür.<br />
Hayal kırıklığı yaşar, yaptıklarının<br />
kimse tarafından önemsenmediğini<br />
ve başkalarının duygularının hep kendisininkinden<br />
daha önemli olduğunu<br />
düşünebilir ve sevilmediğini zannedebilir.<br />
Dolayısıyla çocuk hem adaletsizliğe<br />
uğradığı hem de sevilmediğini<br />
zannederek aile bireylerine ve çevresine<br />
öfkelenebilir. Ailelerin bu yanlış<br />
davranışlarından ötürü çocukların başarıdan<br />
haz duymaları, özgüvenleri ve<br />
benlik duyguları zedelenebilir.<br />
Paylaşmak kültürden kültüre farklılık<br />
gösterir. Dolayısıyla “Benim odam.”<br />
veya “Benim oyuncağım.” anlayışı<br />
olmayan, birlikte hatta sadece bir iki<br />
odalık evde yaşayan kültürlerde paylaşmak<br />
daha kolaydır. Paylaşmayı çocuklara<br />
daha iyi anlatabilmek ve öğretebilmek<br />
için küçük kardeşlerin bir<br />
çocuk odalarının olmaları gerekirse<br />
eşyalarını sadece kardeşleriyle değil<br />
yardıma ihtiyacı olan diğer çocuklar ile<br />
paylaşmalarını sağlamak ve bu zemini<br />
hazırlamak her yetişkinin görevidir.<br />
Çocuklara sadaka vermeyi nasıl öğretebiliriz?<br />
Çocukların harçlıkları ile biriktirdikleri parayı<br />
sadaka vermeleri ve onları ihtiyaç sahibi insanlar<br />
ile paylaşmalarını hangi veli istemez? Çocukların<br />
paylaşmayı öğrenmeleri gözlem ve rol model ile<br />
gerçekleşeceğini söylemiştik. Bu konuda aileler<br />
çocuklarının paranın değerini tam anlamıyla anlamaları<br />
ve para kazanmanın zor olduğunu idrak<br />
etmelerini sağlamak için çocuklarına sadaka<br />
vermeyi ve bir şekilde kendilerine ait olanı paylaşmayı<br />
öğütleyebilir ve yönlendirebilirler. Tabii ki<br />
bu sadece paranın değerini anlaması için yapılmamalı.<br />
Çocuklara yardıma ihtiyacı olan insanlara<br />
maddi anlamda yardım ederek manevi bir<br />
kazanç elde etmeyi göstermek gerekiyor. Aileler<br />
Efendimizin “Sizin en faziletli ameliniz yapması<br />
size en zor gelenidir.” hadîs-i şerifini çocuklarına<br />
hatırlatabilir ve biriktirdikleri harçlıkları hatta<br />
vermekte zorlanabilecekleri diğer eşyaları yar-<br />
dımlaşma ve paylaşma adına sadaka vermelerini<br />
sağlayabilirler. Çocuklara Allah’ın rızasını kazanmak<br />
için Allah yolunda harcamanın ne kadar güzel<br />
bir davranış olduğunu anlatmalı ve örnekler<br />
vererek çocukları teşvik etmeliler. Özellikle oyuncakları<br />
veya eşyaları hususunda biraz daha cimri<br />
davranan, en basiti oyun oynarken bile oyuncaklarını<br />
arkadaşlarıyla paylaşamayan çocuklar<br />
için sadaka vermeyi öğretmek ve onları teşvik<br />
etmek değerler eğitimi açısından çok güzel bir<br />
metot. Aileler çocuklarını sadaka vermeye teşvik<br />
etmek için evde onların kumbaralarının yanına<br />
bir tanede sadaka kumbarası koyabilirler. Örneğin<br />
aileler alışverişten döndüğünde veya seyahate<br />
çıkılacağı zaman sadaka kumbarasına para<br />
atarak çocuklara hem tasarrufu hem de sadaka<br />
vermeyi, sadakanın belayı ve musibeti def ettiğini<br />
öğretebilirler.
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Çocuk | 15<br />
Asr-ı Saadeten<br />
bir hatıra<br />
Hasan’a bisikletin tekerini<br />
şişirmesinde yardımcı<br />
olur musunuz?<br />
Saadet Asrı’nın güzel günlerinden<br />
biriydi. Sevgili Peygamberimizi çok<br />
sevdiği arkadaşlarından Hz. Ömer’i<br />
gördü. Üzerinde, bembeyaz bir elbise<br />
vardı. Peygamberimiz beyaz elbiseyi<br />
severdi. “Elbisen yeni mi, yoksa yıkanmış<br />
mı?” diye sordu.<br />
Hz. Ömer, “Yıkanmış” diye cevap<br />
verdi.<br />
Efendimiz “Yeni elbise giyesin,<br />
mutlu yaşayasın. Allah seni hem dünyada,<br />
hem de ahirette bahtiyat etsin!”<br />
diye dua etti. Allah onun bütün dualarrını<br />
kabul ederdi...<br />
Dünyanın en yavaş ve tembel hayvanı<br />
Tembel hayvanlar bütün memeli<br />
hayvanlar arasında en yavaş hareket<br />
edenleridir. Bir dakika içerisinde en<br />
fazla yarım metre gidebilirler. Tembel<br />
hayvanların bir diğer özelliği ise çok<br />
fazla uyumalarıdır. Günün 15 ile 18<br />
saatini uyuyarak geçirirler. Özellikle<br />
tembel hayvanların yavruları çok<br />
daha yavaş hareket etmektedirler.<br />
Tembel hayvanlar günün kalan<br />
zamanında beslenme ihtiyaçlarını giderirler.<br />
Yemek ve su ihtiyaçları çok<br />
azdır. Doğaya en az zararı olan canlılardır<br />
diyebiliriz. Çok keskin pençeye<br />
sahip olmalarına rağmen genellikle<br />
ağaçlarda ve dalların altına tutunarak<br />
yaşarlar. Ağaç değiştirmek istediklerinde<br />
yere inerler. Ters asılı olarak<br />
yaşadıkları için organlarının yerleri<br />
diğer memelilere göre farklıdır. Kosta<br />
Rika’da yaşayan bu sevimli hayvanlar<br />
kısa ve düz başlıdır. Kısa burunlu<br />
ve büyük başlı yapıları bulunmaktadır.<br />
Kulakları ufak ve bacakları çok uzundur.<br />
6-7 cm uzunluğunda kuyruğa<br />
sahiptirler. 50-60 cm uzunluğunda<br />
olan bu hayvanlar 30-40 sene yaşayabilmektedirler.<br />
Danışan dağları aşmış,<br />
danışmayan düz ovada<br />
yolunu şaşmış.<br />
Hikmet Dede’nin söylediği<br />
atasözünde sekiz tane kelime var.<br />
Bu kelimeleri yandaki karışık harfler<br />
arasından bulur musunuz?
16 |<br />
Bölgelerimizden<br />
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
DANİMARKA<br />
“Cemaatle interaktif bir<br />
iletişim gerekiyor.”<br />
Danimarka Bölgesi’nde İmam Hatipler Toplantısı gerçekleştirildi.<br />
Nevzat Korkmaz<br />
RHEIN-NECKAR-SAAR<br />
Teşkilatçılar seminerde<br />
buluştu<br />
Rhein-Neckar-Saar (RNS) Bölgesi Teşkilat İçi Eğitim Semineri’ni<br />
Bölge Merkezi’nde gerçekleştirdi. Mehmet Çalay<br />
Danirmarka Bölgesi’nde görev alan<br />
İmam Hatipler Kokkedal Şubesi Vahdet Camii’nde<br />
bir toplantı düzenledi. Toplantıya<br />
Bölge İrşad Başkanı Ahmet Bendeş, 4 şube<br />
imam hatibi ve şube irşad sorumlusu 7 kişi<br />
katıldı. 2 imam hatip ise Skype üzerinden<br />
toplantıya katılım sağladı.<br />
Toplantıda imamlar faaliyet raporlarını<br />
sundu ve güncel meseleleri masaya yatırdı.<br />
<strong>2018</strong> İnfak Kampanyası bağlamında yapılması<br />
gereken çalışmalar ele alındı. Önden<br />
Gidenler Programı’nın tarihini belirleyen<br />
imamlar, hatim programlarının daha aktif<br />
hâle gelmesi hakkında fikir alışverişinde<br />
bulundu. Toplantıda ayrıca camilerde hutbe<br />
ve müezzinlik eğitiminin üzerinde daha sıkı<br />
durulması gerektiği ve imamların cemaatle<br />
olan ilişkilerinde interaktif olmalarının<br />
önemi üzerinde duruldu.<br />
Program ile ilgili bilgi veren yetkililer<br />
imamların her ay durum değerlendirmesi<br />
için bir araya geldiklerini ve böylece yapılan<br />
çalışmalardan haberdar olduklarını söylerken,<br />
iletişim kopukluğu yaşamadıkları için<br />
çalışmaları başarılı şekilde yürüttüklerinin<br />
altını çizdi.<br />
RNS Bölgesi Bölge Merkezi’nde düzenlediği<br />
Teşkilat İçi Eğitim Semineri’ne<br />
Alem-i İslam, Mehmet Akif, Germersheim<br />
Selimiye, Mannheim Fatih, Frankenthal<br />
Hicret, Worms Fatih, Walldorf Mevlana,<br />
Mainz Barbaros ve Dannstad Ümmeti Muhammed<br />
Şubelerinden toplam 358 idareci<br />
katıldı. Bölge Teşkilatlanma Başkanı Mahir<br />
Kurtoğlu tarafından organize edilen<br />
seminerde Bölge Başkanı Şerif Aslan idarecilere<br />
yönelik bir konuşma gerçekleştirdi.<br />
Programa seminerci olarak katılan<br />
Bölge İrşad Başkanı Nihat Çiftçi, Mannheim<br />
Fatih Camii İmam Hatibi Orhan Sarı,<br />
Saarbrücken Ulu Camii İmam Hatibi İsa<br />
Ulus, Walldorf Mevlana Camii İmam Hatibi<br />
Zekai Arslan ve Mehmet Akif Camii<br />
İmam Hatibi Abdullah Demir katılımcılara<br />
teşkilat, ümmet anlayışı, ilkeli duruş ve<br />
aidiyet gibi konular hakkında seminerler<br />
verdi. Seminer sonunda Bölge Ana Teşkilat,<br />
Gençlik Teşkilatı, Kadınlar Teşkilatı ve<br />
Kadınlar Gençlik Teşkilatında görev alan<br />
idareciler Teşkilat İçi Eğitim Semineri’nin<br />
önemli bir çalışma olduğunu ifade ederek<br />
memnuniyetlerini dile getirdiler.<br />
BERLİN<br />
Namaz uykudan hayırlıdır<br />
Berlin Bölgesi Sabah Namazı Programı’nı Mevlana Camii’nde icra etti.<br />
Hazım Damgacı<br />
Berlin Bölgesi’nin geleneksel olarak düzenlediği<br />
Sabah Namazı Programlarına ilgi<br />
bir hayli yoğundu. Mevlana Camii’nde gerçekleştirilen<br />
programda Kur’an ve ilahiler<br />
okundu, zikir yapıldı. Ardından Şube İmam<br />
Hatibi Hüseyin Tekkanat bir sohbet verdi.<br />
Çeşitli nasihatlerde bulunan Tekkanat, Ra’d<br />
suresinin 11. ayeti üzerinde durarak, “İnsanlar<br />
kendilerini değiştirmediği ve istemedikleri<br />
sürece Allah onları değiştirmeyecek<br />
ve yardım etmeyecektir.” dedi. Efendimizin<br />
hadislerinden de örnekler veren Tekkanat<br />
sözlerine şöyle devam etti: “Bir sene daha<br />
sona erdi. Geleni güzel karşılıyoruz. Gidene<br />
de diyeceğimiz bir şey olmalı, değil mi? Geçen<br />
seneden bir kâr ettiysek ne güzel. Ama<br />
ya zarar ettiysek? Zararı düzeltmek için<br />
çalışmamız gerekmez mi? Dün öldü, yarın<br />
ise henüz doğmadı. Bulunduğumuz günün<br />
farkına varmalı ve çalışmalarımızı ona göre<br />
yapmalıyız.” <strong>2018</strong> İnfak Kampanyası’na da<br />
değinen Tekkanat, kampanyada yer alan<br />
projeleri tanıttı ve cemaatin bu çalışmalara<br />
mutlaka katkı sağlaması gerektiğinin<br />
altını çizdi. Tekkanat infak çalışmalarını<br />
yürütürken bunun ibadet şuuru ile yerine<br />
getirilmesinin son derece önemli olduğunu<br />
söyledi ve infak edenlerin dünya ve ahiret<br />
hayatında kazananlardan olacaklarını ifade<br />
etti. Tekkanat şöyle konuştu: “İnfak edip<br />
de fakir olan var mı? Yok. Gücü nispetince<br />
herkes infak çalışmalarına katılmalı ve<br />
teşkilatımızın 10 bölgede gerçekleştireceği<br />
projelere destek olmalı.”
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Bölgelerimizden | 17<br />
UMRE<br />
Umreciler dönüyor<br />
IGMG Hac-Umre ve Seyahat Şirketi ile umreye giden umreciler vatanlarına döndü. Aydın Erdem, Önder Karaca, Salih Akdağ, Mehmet Çalay<br />
Güney Bavyera<br />
Hannover<br />
IGMG Hac-Umre ve Seyahat Şirketi ile<br />
kutsal topraklara giden umreciler yurtlarına<br />
döndü. Havalimanlarında sevdikleri ve cami<br />
cemaati tarafından çiçekler ile karşılanan<br />
umreciler umre programını değerlendirdi ve<br />
niyeti olan herkese umrenin nasip olmasını<br />
Cenâb-ı Allah’tan niyaz ettiklerini ifade etti.<br />
Güney Bavyera<br />
Güney Bavyera Bölgesi umrecilerini Münih<br />
Havalimanı’nda karşıladı. Karşılama<br />
programına Bölge Yönetim Kurulu Üyelerinin<br />
yanı sıra birçok şube idarecisi katıldı.<br />
Kafile Başkanı olarak görev alan Abdulvasih<br />
Seydaoğlu programı değerlendirerek şunları<br />
söyledi: “Umrecilerimiz çok memnun olarak<br />
yurtlarına döndü. Umrecilerimiz bir daha<br />
mübarek beldelere gidecek olurlarsa yine<br />
teşkilat ile gitmeyi tercih edeceklerini bildirmeleri<br />
ve bunu herkese tavsiye edeceklerini<br />
söylemeleri bizleri bir hayli memnun etti.”<br />
Württemberg<br />
Württemberg Bölgesi’nden Bölge İrşad<br />
Başkanı Eyüp Esen’in kafile başkanlığında<br />
umreye giden toplam 330 kişi Stuttgart<br />
Havalimanı’nda karşılandı. Güller ve hediyelerle<br />
karşılanan umreciler duygularını ve<br />
sevinçlerini gözyaşlarıyla ifade etti.<br />
Hannover<br />
Hannover Bölgesi’nde Bölge ve Kafile<br />
Başkanı Davut Toklu ve Şerafettin Gedikli’nin<br />
başkanlığında umreye giden 80 kişi<br />
Hannover Havalimanı’na indi. Bölge Başkanı<br />
Toklu gayet güzel ve huzurlu bir umre<br />
yaptıklarını, teşkilatın her yıl kendini yenilediğini<br />
ve geliştirdiğini, bu manada Allah’ın<br />
misafirlerini en iyi şekilde ağırlamaktan<br />
onur duyduklarını söyledi.<br />
Kuzey Bavyera<br />
Kuzey Bavyera Bölgesi ise umrecilerini<br />
Nürnberg Havalimanı’nda coşkuyla karşıladı.<br />
Karşılamada Bölge Hac-Umre Sorumlusu<br />
Mükremin Özçelik, Bölge Tanıtma Başkanı<br />
Murat Kudat ve Gençlik Organize Birim Başkanı<br />
Emin Kudat’ın yanı sıra umrecilerin akrabaları<br />
ve cemaat hazır bulundu. Karşılamada<br />
umrecilere gül ve lale hediye edildi. Umreciler<br />
umre hizmetinden oldukça memnun kaldıklarını<br />
ifade ederek programlarda ve organizede<br />
emeği geçenlere teşekkür ettiler.<br />
Rhein-Neckar-Saar (RNS)<br />
Frankfurt Havalimanı’nda ise RNS Bölgesi’nden<br />
umreye gidenler çiçeklerle karşılandı.<br />
Karşılamada Bölge Hac-Umre Sorumlusu Osman<br />
Sarı, Bölge Yönetim Kurulu Üyeleri Yusuf<br />
İpek, Osman Aktaş, Erkan Ergün ve Bekir Kaçan<br />
hazır bulundu.<br />
Umreye IGMG Hac-Umre Başkanlığı ile<br />
gitmenin bir ayrıcalık olduğunu ve bunu kutsal<br />
topraklarda daha çok gözlemlendiğini belirten<br />
umreciler Cenâb-ı Hakk’ın herkese kutsal topraklara<br />
gitmeyi ve oradaki ümmet havasını solumayı<br />
nasip etmesi niyazında bulundular.<br />
Kuzey Bavyera<br />
Württemberg<br />
(Enbiyâ suresi, 21:35)<br />
CIMG France | Cenaze Fonu<br />
CIMG France - Confédération Islamique Millî Görüş | Islam Toplumu Millî Görüş<br />
64 rue du Faubourg Saint-Denis | 75010 Paris | T 01 45 23 41 55 | F 01 47 70 34 96 | info@cenazefonu.fr | www.cenazefonu.fr
18 |<br />
Bölgelerimizden<br />
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
KÖLN<br />
Gönüllerin sultanı anıldı<br />
Köln Bölgesi Intersaal Salonu’nda dinî cemaatler ile ortaklaşa bir program düzenledi.<br />
İskender Güngör<br />
Köln Bölgesi Fatih Camii, Diyanet İşleri<br />
Türk İslam Birliği (DİTİB) Chorweiler ve Avrupa<br />
Türk İslam Birliği (ATİB) ile ortaklaşa<br />
bir salon programı düzenledi. Gönüllerin Sultanı<br />
adlı programda Bölge Başkanı Selahattin<br />
Demirci gündeme dair bir konuşma gerçekleştirdi<br />
ve peygamberlerin hayatlarından<br />
örnekler verdi. Demirci, Hz. Mûsâ’nın Tûr-i<br />
Sîna’da 40 gün kaldıktan sonra Rabbinin emrini<br />
kavmine ulaştırmak için döndüğünde<br />
onları bıraktığı gibi bulamayınca yaptığı duayı<br />
ele alarak şunları söyledi: “Dünyevileşmek<br />
suretiyle Allah’a olan kulluk vazifesi unutulabiliyor.<br />
Ancak biz burada bu programla Rabbimizi<br />
anmak adına bir araya geldik. Rabbimiz<br />
kabul etsin. Yeni miladi yılı Allah Teâlâ<br />
hayırlı kılsın.”<br />
DİTİB Chorweiler adına İbrahim Altın ve<br />
ATİB adına ise Mehmet Karataş birer konuşma<br />
gerçekleştirdi.<br />
Kari Bekir Tanrıkulu’nun Kur’an tilaveti<br />
katılımcıları oldukça etkiledi. Programa misafir<br />
hatip olarak katılan Pedagog Sıtkı Aslanhan<br />
aile içerisinde çocuklarla ve eşlerle<br />
olan iletişimde yaşanan zorlukları ve yanlış<br />
davranışları ele aldı, cep telefonu ve sosyal<br />
medya ile alakalı yaşanan aile sorunlarını örneklendirdi.<br />
Aslanhan gıybet konusuna da<br />
değinerek şöyle konuştu: “Allah Teâlâ domuz<br />
etini Kur’ân-ı Kerîm’de doksanıncı sırada yasaklıyor.<br />
Gıybeti ise ikinci sırada yasaklıyor.<br />
Gıybet eden birisi bir kişiyi, diğerleri ise tüm<br />
toplumu hem psikolojik hem de sosyolojik<br />
olarak etkiliyor.”<br />
Programın son bölümünde “En Büyük<br />
Haber” adlı tiyatro gösterimi icra edildi.<br />
KUZEY HOLLANDA<br />
Rahman Camii idareciler kamptaydı<br />
Kuzey Hollanda Bölgesi Amersfoort Rahman Camii idarecileri eğitim kampında bir araya geldi.<br />
Akif Durusoy<br />
Kuzey Hollanda Bölgesi Amersfoort<br />
Rahman Camii idarecileri iki günlük bir<br />
eğitim kampı düzenledi. Kamp ile ilgili bilgi<br />
veren yetkililer şunları söyledi: “Eğitim<br />
kampımızda idarecilerimizin üstlendikleri<br />
görevleri İslam’ın ve teşkilatın esaslarına<br />
göre nasıl yerine getirmeleri gerektiği hususu<br />
ele alındı. Bu çalışma cemiyetimizin<br />
eğitime verdiği önemin bir göstergesi.<br />
Rahman Camii’nin lokallerinde 4-20 yaş<br />
arası 270’e yakın öğrenci ilim görmekte. Bu<br />
tüm cemaatimizin gurur kaynağı. Bu bize<br />
Allah Teâlâ’nın bir lütfu ve aynı zamanda<br />
bir emanetidir. Biz bu emanete Allah’ın izniyle<br />
sahip çıkacağız ve vefa göstereceğiz.<br />
İdarecilerimize bu bağlamda büyük görev<br />
düşüyor. Bu düşünce ile yola çıkarak bu<br />
eğitim kampını hazırladık.”<br />
Kampa katılan Eğitim Başkan Yardımcısı<br />
Ramazan Başlık, Şube Başkanı Mustafa<br />
Hamurcu ve Arafat Cenaze Fonu Başkanı<br />
Ramazan Yıldız cihat anlayışımız, ahde<br />
vefa, koordineli yöneticilik, hitabet ve motivasyon<br />
konulu seminerler verdi.<br />
Vefat eden UKBA üyelerimiz<br />
İsmi Vefat tarihi Bölge ve şubesi<br />
Mehmet Soyundu<br />
Sadettin Tunca<br />
Mehmet Yiğit<br />
Hasibe Giasar<br />
Muhlis Türk<br />
Moumin Ramadan Salich<br />
Nazmiye Kurt<br />
Rafet Muratovic<br />
Rasim Çil<br />
Mehmet Zeki Avcı<br />
Harun Öztürk<br />
31.12.2017<br />
01.01.<strong>2018</strong><br />
02.01.<strong>2018</strong><br />
03.01.<strong>2018</strong><br />
04.01.<strong>2018</strong><br />
05.01.<strong>2018</strong><br />
05.01.<strong>2018</strong><br />
06.01.<strong>2018</strong><br />
07.01.<strong>2018</strong><br />
10.01.<strong>2018</strong><br />
10.01.<strong>2018</strong><br />
Düsseldorf/Voerde<br />
Düsseldorf/Marxloh<br />
Württemberg/Esslingen<br />
Kuzey Bavyera/Heilsbronn<br />
Hamburg/Veddel<br />
Kuzey Bavyera/Heilsbronn<br />
Kuzey Ruhr/Osnabrück<br />
Berlin/Charlottenburg<br />
Württemberg/Rastatt<br />
Hamburg/Merkez<br />
Berlin/Charlottenburg<br />
Darul-bekâya irtihal eden merhum ve<br />
merhumelere Allah’tan rahmet ve mağfiret,<br />
sevenlerine ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederiz.<br />
Ruhlarına El-Fâtiha.
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Bölgelerimizden | <strong>19</strong><br />
KÖLN<br />
“Mescid-i Aksâ’yı ziyaret<br />
etmeliyiz.”<br />
Köln Bölgesi Düren Şubesi Kudüs konulu bir program düzenledi.<br />
İskender Güngör<br />
RHEIN-NECKAR-SAAR<br />
“İnfak edenler mahzun<br />
olmayacaklar.”<br />
Rhein-Neckar-Saar (RNS) Bölgesi’nde Sosyal Hizmetler Başkanları ve Hasene<br />
Sorumluları Toplantısı gerçekleştirildi. Mehmet Çalay<br />
Köln Bölgesi Düren Şubesi Kudüs’ün tarihi<br />
ve bütün dinler için önemi başlıklı bir program<br />
düzenledi. Programda İlahiyatçı Eğitimci-Yazar<br />
Adem Yenihayat misafirlere ayet ve hadislerden<br />
örnekler vererek Kudüs’ü ve Mescid-i Aksâ’nın<br />
dinî açıdan önemini anlattı. Yenihayat şöyle konuştu:<br />
“Mescid-i Aksâ’nın inşasına Hz. Dâvûd<br />
zamanında başlanmış ve burası Hz. Süleyman<br />
zamanında tamamlanarak kutsal bir mekân<br />
olmuştur. Mescid-i Aksâ, Efendimizin isrâ ve<br />
miraç hadiselerini yaşadığı yerdir. Ayrıca Mescid-i<br />
Aksâ Allah Teâlâ’nın ve Efendimizin övgüsüne<br />
mazhar olmuştur. İsrâ suresinde ‘Bir kısım<br />
ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu<br />
bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz<br />
Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah<br />
yücedir. Gerçekten O işiten, görendir.’ ayetiyle<br />
Mescid-i Aksâ’nın kudsiyetine değinilmektedir.<br />
Mescid-i Aksâ, Müslümanların ilk kıblesi ve<br />
harem mescitlerinin de üçüncüsüdür. Peygamber<br />
Efendimiz ‘Yolculuk ancak şu üç mescitten<br />
birisine yapılır: Mescid-i Nebevî’ye, Mescid-i<br />
Haram’a ve Mescid-i Aksâ’ya.’ buyurmuştur.<br />
Burada kastedilen yolculuk ise, ibadet kastıyla<br />
yapılan yolculuktur. Mescid-i Aksâ yeryüzünde<br />
var olan en eski mescitlerdendir. Nitekim Ebû<br />
Zer’den gelen bir rivayette, ‘Peygamber Efendimiz<br />
yeryüzünde kurulmuş ilk mescidin Mescid-i<br />
Haram, ikincisinin ise Mescid-i Aksâ olduğunu<br />
buyurduğunu bize bildirmektedir.’ denmiştir.”<br />
Yenihayat, Peygamber Efendimizin “Orası<br />
mahşer yeridir. Oraya gidip içinde namaz kılın.<br />
Çünkü orada kılınan bir namaz başka yerde kılınan<br />
bin namaz gibidir. Oraya zeytin yağını hediye<br />
edersen, aydınlatılmasında kullanılır. Kim<br />
bunu yaparsa oraya varmış gibi olur.” ve “Oraya<br />
(Mescid-i Aksâ’ya) gidin ve içinde namaz kılın.”<br />
buyurduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:<br />
“Bu hadisin ravisi ‘O zaman burası Daru’l-Harb’di<br />
(yani Müslüman olmayanların hâkimiyeti<br />
altındaydı).’ Resûlullah sözlerine daha<br />
sonra şöyle devam etti: ‘Eğer oraya gidemez ve<br />
içinde namaz kılamazsanız kandillerine yakılmak<br />
üzere oraya zeytin yağı gönderin.’ buyurmuştur.<br />
Kıymetli kardeşlerim, Mescid-i Aksâ’ya<br />
ziyaretlerimizi sıkça yapmalıyız. Avrupa’dan IG-<br />
MG’nin Kudüs bağlantılı umreler ve kültür gezi<br />
programları var. Programlara katılarak peygamberler<br />
diyarı ve kutsal yerler olan bu mekânlara<br />
gidiniz.”<br />
RNS Bölgesi Şube Sosyal Hizmetler Başkanları<br />
ve Hasene Sorumluları Toplantısı’nı<br />
Ludwigshafen’da Bölge Merkezi’nde icra etti.<br />
Toplantıda Bölge Sosyal Hizmetler Başkanı<br />
Tunay Uçar şunları söyledi: “<strong>2018</strong> İnfak Kampanyası<br />
ocak ayı itibarıyla başladı. Kampanyada<br />
gelecek nesillerimiz için önemli projeler<br />
var. Cenâb-ı Allah bizlerin infak etmesini<br />
emrediyor ve infak edenleri şöyle müjdeliyor:<br />
‘Onlar ki, mallarını gece gündüz; gizli ve açık<br />
infak ederler. Artık bunların ecirleri Rableri<br />
katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar<br />
mahzun olmayacaklardır.’ Bildiğimiz üzere<br />
infak sadaka-i câriyedir. Yani biz öldükten<br />
sonra amel defterimizin kapanmamasına vesile<br />
olur. Bunun içine su kuyusu, okul ve cami<br />
yaptırmak ve öğrenci yetiştirmek gibi ameller<br />
girer. Sizler de Allah yolunda infak etmek ve<br />
gelecekteki nesillerimizin yaşantılarını sağlam<br />
bir temel üzerine inşa etmelerini arzu<br />
ediyorsanız, haydi el ele verip infak edelim.”<br />
Bölge Hasene Derneği Sorumlusu Murat<br />
Sağdıç bilgilendirmesinde su kuyusu, yetim,<br />
akika ve adak kurbanları ile acil yardım<br />
çalışmaları hakkında geniş bilgi verdi. Genel<br />
Merkez’den Sosyal Hizmetler Başkan Yardımcısı<br />
Erol Aldemir ise İnfak Kampanyası’nı<br />
tanıttıktan sonra kampanyanın önemi<br />
hakkında Avrupa’daki neslimizin korunması<br />
gibi konulara değinerek şunları söyledi: “Bu<br />
dünyada yaptığımız hiçbir şey karşılıksız<br />
kalmayacaktır. İyilik de yapsak kötülük de<br />
yapsak, bu yaptıklarımızın hepsi kıyamette<br />
önümüze konulacaktır. Ayette şöyle buyurulmaktadır:<br />
‘O gün insanlar amellerinin<br />
kendilerine gösterilmesi için bölük bölük<br />
kabirlerinden çıkacaklardır. Artık kim zerre<br />
ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükâfatını<br />
görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük<br />
işlerse onun cezasını görecektir.’ Müslüman,<br />
muhsin bir insandır. Muhsin demek,<br />
hayır hasenat sahibi, özü de sözü de davranışı<br />
da iyiliklerle dolu, kısacası dosdoğru<br />
Müslüman demektir. Bizler şu diyarlarda<br />
yaşarken, kuracağımız müesseselerle, gelecek<br />
nesillerimizi İslam yolunda tutmak için<br />
çalışmak zorundayız. Nesillerimizi İslam<br />
inancı üzere yetiştirmek için de imkân sahibi<br />
olduğumuza göre, aynı zamanda ihsan<br />
sahibi olmakla, sırf Allah rızası için infakta<br />
bulunmakla da mükellefiz.<br />
İnfak; malımızın, kazancımızın, emeğimizin<br />
bereketidir. Umuyor ve dua ediyoruz<br />
ki, Rabbim bizim yaptığımız her infak karşılığında<br />
emeğimizi, infakımızı bizim niyetimize<br />
göre bereketlendirecek, artıracaktır.<br />
Bu konuda Peygamber Efendimizin şöyle bir<br />
müjdesi bulunmaktadır: ‘Her Allah’ın günü<br />
iki melek iner. Bunlardan biri; ‘Allah’ım!<br />
Malını verene yenisini ver!’ diye dua eder.<br />
Diğeri de: Allah’ım! Cimrilik edenin malını<br />
yok et! diye beddua eder.’”<br />
PARİS<br />
Kur’an’a geçiş töreni<br />
Paris Bölgesi Sarcelles Şubesinde Kur’ân-ı Kerim’e geçiş töreni gerçekleştirdi. Mine Çelik<br />
Paris Bölgesi Sarcelles Şubesi Fatih Sultan<br />
Mehmet Han Eğitim Merkezi Kur’an’a geçen<br />
öğrenciler için bir tören düzenledi. Program<br />
ile ilgili bilgi veren eğitmenler şunları söyledi:<br />
“Elif cüzünde olan öğrencilerimiz Kur’an’a<br />
geçtiler. Bunun için bizler de eğitmenler olarak<br />
bir tören düzenledik. Öğrencilerimize<br />
unutulmaz bir gün yaşatmak istedik.”<br />
Programda öğrenciler Kur’an’dan ayetler<br />
okuyarak annelerine ve misafirlere sundular.<br />
Törende eğitmen Saniye Karaca ve<br />
Mine Çelik öğrencilere hediye olarak kupa,<br />
madalya ve Kur’ân-ı Kerîm hediye ettiler.<br />
Ayrıca anneleri tarafından ödüllendirilen<br />
öğrenciler özel olarak hazırlanan pastalarını<br />
da afiyetle yediler.<br />
Eğitmen Mine Çelik programla ilgili yaptığı<br />
değerlendirmede şunları söyledi: “Bütün<br />
öğrencilerimize başarılar diliyorum. Öğrencilerimizin<br />
Kur’an’ın hadimi olmalarını temenni<br />
ediyorum. Güzel ve motivasyon dolu<br />
bir program gerçekleştirdik. Öğrencilerimize<br />
Kur’an’ın önemini öğrettik ve gösterdik. Allah<br />
bizleri Kur’an yolundan ayırmasın.”
20 |<br />
Hasene<br />
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
MEKKE<br />
Hasene Mekke’de stant açtı<br />
Hasene Derneği aralık umresinde çalışmalarını umrecilere tanıttı.<br />
Murat Kubat<br />
sı 26’ydı. Genç bir umreci profili ile karşı<br />
karşıyaydık. Genç umrecilerin yardımseverliklerine<br />
şahit olduk. Konuştuğumuz<br />
kişiler Hasene’yi televizyonlardan ve sosyal<br />
medyadan tanıdıklarını, takip ettiklerini<br />
söylediler. Hasene zihinlerde güzel bir yer<br />
edinmiş.”<br />
“Hasene amca!”<br />
Hasene Derneği kampanya, proje ve çalışmalarını<br />
Mekke’de açtığı stantla umrecilere<br />
tanıttı. Mekke Aziziya’da Arkan Bakkah<br />
Hotel’de açılan stantta Hasene Kuzey Ruhr<br />
Bölge Temsilcisi Uğur Çıtak ve Hasene<br />
Ruhr-A Bölge Temsilcisi Hasan Aydoğan<br />
görev yaptı.<br />
70 su kuyusu, 20 yetim yardımı<br />
Sadece Mekke’de stant açtıklarını ifade<br />
eden Hasan Aydoğan, tanıtım çalışmaları<br />
ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “Stantta iki kişi<br />
olarak görev yaptık. Tek tek kafile başkanları,<br />
grup başkanları ve görevlilerle görüşerek<br />
kampanya ve projelerimize destek talep<br />
ettik. Her kafile başkanı standımızı ziyaret<br />
etti. Su kuyusu ile ilgili kafilelere hedef verdik.<br />
Württemberg Bölgesi güzel bir çalışmaya<br />
imza attı ve 18 su kuyusu yardımında<br />
bulundu. Ruhr-A bölgesi ise 8 su kuyusu<br />
yardımı topladı. Kutsal topraklarda standımızın<br />
olması çok önemli. Yardımseverler<br />
yardım yapabilmek için bizi soruyorlardı. 70<br />
kadar su kuyusunun açılması ve 20 yetime<br />
düzenli destek yapılmak üzere girişim oldu.<br />
Hasene stantımızda tanıtım filmlerimiz<br />
ile ve dağıttığımız broşürler ile umrecilere<br />
çalışmalarımız hakkında bilgi verdik. Yoğunluklu<br />
olarak yetim ve su kuyusu projeleri<br />
üzerinde durduk, mobil fırın çalışmamızı<br />
anlattık. Umrecilerimizin yarısından<br />
fazlası teşkilatımızı umre vesilesiyle tanıyan<br />
kimselerdi. Umrecilerimizin yaş ortalama-<br />
Aydoğan çalışmalar esnasında güzel hadiseler<br />
yaşadığını söyledi ve şunları aktardı:<br />
“En güzel anım; çocuklarımıza şeker dağıttığımızda<br />
‘Hasene Hasan amca’ diye bana<br />
seslenmeleri oldu. Bazı çocuklar ‘Hasene<br />
amca bize şeker verir misin?’ diye yanımıza<br />
gelmesi yaşadığım en güzel anılardan birisi.<br />
IGMG Çocuk Kulübü ile Mekke Müzesi’ne<br />
gittik. Orada Afrika’daki anılarımızı ve çalışmalarımızı<br />
anlattık. Çocukların dimağında<br />
Hasene ve yardım kavramları özdeşleşmiş.”<br />
4.800 umreciye tanıtım yaptık<br />
Hasene Kuzey Ruhr Bölge Temsilcisi<br />
Uğur Çıtak Mekke’de güzel bir tanıtım yaptıklarını<br />
söyledi ve şunları aktardı: “Teşkilatımız<br />
aracılığı ile gitmiş 4.800 umrecinin<br />
yanı sıra diğer umrecilere de Hasene’nin<br />
çalışmalarını tanıtma imkânı bulduk. Kutsal<br />
topraklarda insanlar hayırda daha çok<br />
yarışıyor. Su kuyusu ile ilgili video çalışmalarından<br />
etkilenen bir hayırsever 5 su kuyusu<br />
bağışında bulundu ve 12 bin 500 avroyu<br />
orada havale etti.”<br />
Çıtak, umrecilerin dünyasındaki Hasene<br />
imajına dair ise şunları söyledi: “Hasene’yi<br />
ailelerinden biri gibi görüyorlar. Hasene’yi<br />
‘yardım kuruluşumuz’, ‘güven’, ‘biz’ gibi<br />
kelimelerle tanımlıyorlar. Çalışmalarımız<br />
esnasında duyduğumuz en güzel cümle,<br />
‘İyi ki varsınız!’ cümlesiydi. Hasene Ruhr-A<br />
Bölge Temsilcisi Hasan Aydoğan ile uyumlu<br />
bir tanıtım çalışması yürüttük. Hamburg<br />
Bölgesi’nden Mustafa Turhan Hocamızın<br />
tanıtım çalışmalarımıza ciddi desteği oldu.<br />
Allah ondan razı olsun. Umrecilerimize<br />
7/24 bilgilendirme hizmetimiz oldu. Bu kadar<br />
içten ve güzel dönüşler alan bir yapıda<br />
çalışmaktan dolayı mutluyum.”<br />
İKRAM<br />
Hannover’de sıcak çorba ikramı<br />
Hasene Derneği Almanya’nın Hannover kentinde evsizlere ve ihtiyaç sahibi olanlara sıcak yemek ikram etti.<br />
Murat Kubat<br />
Hasene Derneği’nin sokakta yaşayan evsizler<br />
başta olmak üzere sokakta bulunan<br />
insanlara dönük olarak hayata geçirdiği “Avrupa’da<br />
sıcak yemek ikramı” aksiyonu Avrupa’nın<br />
farklı ülke ve bölgelerinde sürüyor.<br />
Geçtiğimiz haftalarda Köln ve Berlin’de yapılan<br />
aksiyonun ardınan Hasene Hannover<br />
Temsilciliği de sıcak yemek dağıtımına katıldı.<br />
Hannover’deki aksiyon Am Steintor’da<br />
gerçekleştirildi. Sıcak yemek aksiyonunun<br />
Belçika, Fransa, Avusturya ve Kuzey Bavyera’da<br />
da gerçekleştirilmesi planlanıyor.<br />
Hasene Hannover Temsilcisi Rasim<br />
Kurtocağı sıcak yemek dağıtımı ile ilgili<br />
şunları söyledi: “Yaşadığımız ülke ve şehirlere,<br />
bulunduğumuz sokaklara, komşuluk<br />
içerisinde olduğumuz kimselere karşı<br />
sorumluluklarımız var. Hasene olarak dış<br />
ülkelerdeki ihtiyaç sahiplerine el uzattığımız<br />
gibi, bulunduğumuz ülkelerde, farklı<br />
sebeplerle sokakta yaşayan, üşüyen kimselere<br />
karşı da sorumluluklarımızın olduğu<br />
unutulmamalıdır. Unutmadığımızın bir<br />
ifadesi olarak bu aksiyona katıldık.<br />
Bu aksiyona bölge olarak ilk defa katılıyoruz.<br />
İlk çalışmamızda ufak tefek eksikliklerimiz<br />
olmuş olabilir, lakin aksiyonun<br />
güzelliği sebebi ile güzel geri dönüşler aldık.<br />
Yaklaşık 150 kişiye mercimek çorbası<br />
ve pide ikram ettik. Çalışmamızı karşılıksız<br />
yapmayı anlamayanlar oldu. Genel olarak<br />
insanlar bu tür çalışmaları takdir ediyorlar.<br />
Çalışmalar boyunca olumsuz bir tepki<br />
ile karşılaşmadık. Goslar ve Braunschweig<br />
şubelerimiz de sıcak yemek aksiyonuna katılmak<br />
için hazırlık yapıyor.”
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Hasene | 21<br />
ACİL YARDIM<br />
Arakanlılara 90 ton gıda yardımı<br />
Hasene Derneği Acil Yardım Çağrısı kapsamında Bangladeş’te bulunan Arakanlılara yardım elini uzattı.<br />
Murat Kubat<br />
Hasene Derneği Acil Yardım Çağrısı<br />
kapsamında başlattığı aksiyon ile soğuktan<br />
üşüyenlere ve kuraklıktan etkilenenlere<br />
yardımlarını sürdürüyor. Bangladeş’e<br />
bu kapsamda giden üç kişilik ekip Cox’s<br />
Bazar’da, Arakanlıların yaşadığı kamplarda<br />
5 bin gıda paketi, 8 parçadan oluşan 2 bin<br />
adet ev ihtiyaçları paketi dağıttı. Ev ihtiyaçları<br />
paketi şu yardımlardan oluşuyor: Hasır,<br />
battaniye, sineklik, başörtüsü, şal, seccade,<br />
büyük ve küçük terlik.<br />
Ülke sorumlusu Fransa’dan Ömer Kaygısız,<br />
ekipte yer alan Fatih Kaygısız ve Faruh<br />
Kaygısız ile birlikte yardımları ulaştırmada<br />
görev aldı.<br />
“Ülkede karşılaştığımız en ilginç tablo<br />
ve hayretimizi celbeden şey trafikti. Hiçbir<br />
trafik kuralı yok. Arabalar genellikle<br />
üç tekerlekli ve iğne atsan yere düşmez, o<br />
derece. Bir yere ulaşmak için çok zamana<br />
ihtiyacınız var burada. Hayatımda o kadar<br />
ülke gezdim ama hiç böylesine rastlamadım.”<br />
diyerek ülkedeki durumu tasvir eden<br />
acil yardım Bangladeş Ülke Sorumlusu<br />
Ömer Kaygısız Arakanların bulundukları<br />
kamplarda dağıtım yaptıklarını ifade etti<br />
ve Arakanlıların durumuna dair şunları<br />
aktardı: “Arakanlı mültecilerin durumu<br />
içler acısı. Çadırlarda kalıyorlar. Kamplardan<br />
dışarı çıkmaları yasak olduğu için<br />
verilen yardımlarla yaşamlarını sürdürüyorlar.<br />
Zulümden kaçmışlar ve Bangladeş’teki<br />
kamplara sığınmışlar. Yetkililer,<br />
kamplarda 1 milyon 200 bin mülteci olduğu<br />
ve bunların da 25 bine yakınının yetim<br />
olduğunu ifade ettiler.<br />
Düşünün ki, Lyon’un nüfusu kadar bir<br />
kitle çadırlarda yaşamlarını sürdürmek zorunda<br />
kalıyor. Ne kadar acı bir durum! O<br />
acılarının içinde iyi olan taraf sularının bol<br />
olması. Arakanlılar inançlarına, imanlarına<br />
sarılmışlar; o hâllerine rağmen sürekli şükrediyorlar.<br />
Bangladeş fakir bir ülke olduğu<br />
için Arakanlılara yeteri derecede yardım<br />
yapamıyor. Arakanlılara en fazla yardımı<br />
Türkiyeli yardımseverlerin yaptığı bilgisi<br />
buradaki herkesin ortak kanaati.”<br />
Yapılan yardımlarla ilgili de bilgi veren<br />
Kaygısız şöyle konuştu: “İçerisinde 10 kg<br />
pirinç, 2 kilo patates, 2 kilo mercimek, yağ,<br />
tuz, baharat ve temizlik maddelerinin yer<br />
aldığı ve her biri 18 kilodan oluşan 5 bin<br />
gıda paketinin dağıtımını gerçekleştirdik.<br />
Her gün ayrı bir yerde dağıtım yaptık. Dağıtım<br />
yapacağımız noktaları güvenlik güçleri<br />
tayin ediyordu. Herhangi bir sıkıntı<br />
çıkmadan, güzel bir organizasyon eşliğinde<br />
dağıtımlarımızı tamamladık. Hava sıcaklığı<br />
gündüzleri 22 dereceydi; lakin geceleri<br />
soğuğu hissediyorduk. Üşütecek kadar<br />
soğuktu. Dağıttığımız 2 bin battaniye bir<br />
nebze ısınmalarına vesile olacaktır. Bölge<br />
çok sulak bir yer. Sivri sinekler aşırı derecede<br />
çok ve rahatsız edici. O sebeple 2 bin<br />
adet ev eşyaları paketinde sineklik de vardı.<br />
Çadırda kalanlar buna çok sevindiler.<br />
Bölgede sıcakla birlikte nem oranı da çok<br />
yüksek oluyor.”<br />
Bir şeker için ağlayan anne<br />
Acil yardım ülke sorumlusu Ömer Kaygısız<br />
dağıtımlar esnasında karşılaştığı bir<br />
tablonun kendilerine duygulu anlar yaşattığını<br />
söyledi ve şöyle konuştu: “Dağıtımlarımızda<br />
çocukları unutmadık. Onlar sevindi<br />
mi dünyamız değişiyor. Çocuklara şeker<br />
dağıtırken ilginç bir olayla karşılaştık. Öyle<br />
bir andı ki biz de ziyadesiyle duygulandık.<br />
Bir anne çocuğuna şeker verdiğimizi gördüğünde<br />
ağladı. Hep kendilerinden bir şeyler<br />
alınan bu insanlar, ufak bir şey verildiğinde<br />
sevinçlerini ve duygularını gözyaşları<br />
ile anlatıyorlar.”<br />
Kaygısız, Hasene’nin geçtiğimiz aylarda<br />
yaptırdığı çadırları da ziyaret ettiklerini ve<br />
orada kalanların memnuniyetini şu cümlelerle<br />
dile getirdi: “Çadırlarda yaşayan buradaki<br />
insanların her şeye ihtiyacı var. Buradaki<br />
insanlar ancak yardımlarla geçimlerini<br />
sürdürüyorlar. Burada karşılaştığımız manzara,<br />
hâlimize şükretmemiz gerektiğini hatırlatıyor<br />
bize.<br />
Hasene’nin yaptırdığı 250 çadırda kalanları<br />
ziyaret ettik. İçerisinde kalanlar<br />
çadırlardan çok memnun. Yaptığımız yardımlardan<br />
dolayı sürekli dua ettiler bizlere.<br />
Yaptığımız yardımlar bu bölgede, Arakanlılar<br />
için büyük bir önem arz ediyor. Buradaki<br />
insanların ihtiyaçları çok fazla. Elimizden<br />
geldiği kadarıyla yardımlarımızı sürdüreceğiz.<br />
Buradaki insanların yardımlara ihtiyaçları<br />
var. Yardımlarımızı esirgemeyelim.<br />
Onlar da dualarını esirgemiyorlar.”<br />
TÜRKİYE<br />
Türkiye’de 5 noktada acil yardım çalışmaları sürüyor<br />
Hasene Derneği Acil Yardım Çağrısı kapsamında Türkiye’de 5 noktada yardımlarını devam ettiriyor.<br />
Murat Kubat<br />
Hasene Derneği’nin Acil Yardım Çağrısı<br />
ile sürdürdüğü yardımlar devam ediyor.<br />
Çalışmanın Türkiye ayağında acil yardımlar<br />
ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor.<br />
Hasene’nin Türkiye’deki çalışmalarını<br />
takip eden Ömer Söyleyenoğlu, acil yardım<br />
çağrısı kapsamında Türkiye’de yardımların<br />
devam edeceğini belirtti ve “Acil<br />
yardım olarak 4 ilde ve bir kampta bir organizasyonumuz<br />
olacak. İllerimiz Ankara,<br />
Sivas, Trabzon ve Aydın. Kamp olarak da<br />
Şanlıurfa’daki kamplardaki ihtiyaç sahiplerine<br />
gıda ve kışlık yardımı yapacağız.<br />
Toplam 1000 gıda kolisi, 1000 battaniye ve<br />
çocuklara kışlık giysi yardımı yapılacak.”<br />
diye konuştu.<br />
İyilik Ankara’da<br />
Acil yardım çalışmalarının Ankara’daki<br />
bölümünü takip eden Hasene Ankara Temsilcisi<br />
Fahri Eyeci çalışmalar hakkında bilgi<br />
verdi. Eyeci, yardımların bir kısmını, Ankara’da<br />
yaşayan ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın<br />
2017 yılı Türkiye İyilik Ödülü’ne layık<br />
görülen Cavit ve Hafize Etleç çifti aracılığı<br />
ile ihtiyaç sahiplerine ulaştırdıklarını söyledi<br />
ve şöyle konuştu: “Cavit ve Hafize Etleç<br />
Ankara’da yaşayan, iyi yürekli, yardımsever<br />
bir aile. Yaptıkları güzel çalışmalar ile 2017<br />
yılı Türkiye İyilik Ödülü’ne layık görülmüşlerdi.<br />
Etleç ailesi Ankara’da mültecilerin yoğun<br />
yaşadığı Altındağ Önder Mahallesi’nde<br />
bir gecekonduda yaşıyor. Cavit Bey Ankara<br />
Siteler’de bir marangoz. Hafize Hanım ise<br />
ev hanımı. Onlar bulundukları mahallenin<br />
iyi yürekli, yardımsever insanları. Yaşadıkları<br />
bölgede 5 bin mülteci ailenin her türlü<br />
ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Kimlerin neye ihtiyacı<br />
var, kimlerin durumu acil gibi bölgelerindeki<br />
duruma da hâkimler. Cavit Amca<br />
ve Hafize Teyze Almanya’da bir büyükşehir<br />
belediyesinin baktığı mülteci sayısı kadar<br />
mültecinin ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyor.<br />
Bütün bu işleri nasıl yaptıklarını sorduk,<br />
‘Allah’ın yardımı ile!’ cevabını verdiler.<br />
Kendileri aynı zamanda Hasene Ankara temsilciliğimizin<br />
gönüllüleri.<br />
Hasene Derneğimizin Acil Yardım Çağrısı<br />
kapsamındaki yardımlarını, çocuk kabanı,<br />
çocuk kazağı, kumanya paketi, çocuk paketi<br />
ve bebek sütü ihtiyaçlarını bölgelerindeki<br />
ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere teslim<br />
ettik. Etleç ailesi evlerinin bir odasını depo<br />
olarak kullanıyor. Gün içinde yardımları<br />
ulaştırmak izdihama neden olabildiği için<br />
akşamları evleri ziyaret ederek yardımları<br />
ulaştırıyorlar.”<br />
Hasene Ankara Temsilcisi Fahri Eyeci,<br />
iyi yürekli güzel insanlar olan Etleç çiftinin<br />
Hasene destekçilerine bir mesajı olduğunu<br />
aktardı: “Allah Hasene Derneği’nden ve tüm<br />
yardımsever bağışçılarından razı olsun. İnanın<br />
güzel şeylere vesile oluyorsunuz.<br />
4 yıldır buradaki acıların dinmesi için<br />
destek veriyorsunuz. Mahallemizde çoğunluğu<br />
Suriyeli olan 25 bin civarında mülteci<br />
var. Özellikle dul, yetim, hasta ve özürlüler<br />
daha fazla desteğe ihtiyaç duyuyor. Bu mazlum<br />
insanlar içerisinde bulundukları durum<br />
ile imtihan ediliyorlar, bizler ise onların durumu<br />
ile, onlara yardım elimizi uzatıp uzatmamakla.<br />
Yardım noktasında duyarlılığı<br />
yüksek siz kardeşlerime selamlarımı iletiyorum.”<br />
Çocukların sevinci, annenin duası<br />
Eyeci, acil yardım ulaştırmak için bir aileyi<br />
ziyaret ettiklerini söyledi ve ailenin durumunu<br />
şöyle anlattı: “Melek Hanım’ın eşi<br />
cezaevinde. Altındağ’da bir apartmanın bodrum<br />
katında 4 çocuğu ile birlikte yaşıyor. 5,<br />
16 ve 17 yaşlarında 3 kızı, 2 yaşında bir erkek<br />
çocuğu var. Bize durumları aktardığında harekete<br />
geçtik ve onları evlerinde ziyaret ettik.<br />
Beraberimizde getirdiğimiz acil yardım<br />
paketlerimizi aileye teslim ettik. Kumanya<br />
paketi ve battaniye yardımının yanı sıra, çocuklara<br />
kışlık giysi ve çocuk hediye paketini<br />
verdik. Yapılan yardımlardan dolayı çocuklar<br />
sevindi, Anne Melek Hanım yardım yapanlara<br />
ve yardımlara vesile olanlara çok dua etti.”
Mazlum ve Mağdurlar İçin El Ele<br />
HASENE Deutschland e. V.<br />
T +49 221 942240-442 | F +49 221 942240-435<br />
www.hasene.de | yetim@hasene.de |<br />
hasenebrd<br />
<strong>—</strong><br />
Havale için banka bilgileri:<br />
Hesap Sahibi: HASENE Deutschland e. V.<br />
Banka: Kreissparkasse Köln<br />
IBAN: DE75 3705 0299 0184 2731 64 | BIC: COKSDE33<br />
Amaç: Adresiniz, 0002352<br />
YETİME<br />
AYLIK<br />
DESTEK 35€<br />
Danimarka DKK | İsveç SEK | Norveç NOK | İngiltere £ | İsviçre CHF | Avustralya AUD | Kanada CAD<br />
400<br />
350<br />
*Not: Aylık sadece 35€ ile<br />
bir yetime destek olabilirsiniz!<br />
300 35<br />
50 60 55<br />
Yetimi Yetim<br />
Bırakma!<br />
HASENE Deutschland e. V. Yetim Projesi
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> Kültür ve Sanat | 23<br />
Vakıf Kültürümüz<br />
İlhan Bilgü<br />
“Gurabahane-i Laklakan” nedir<br />
sorusuna belki de pek çoğumuz yazar<br />
ve şair Ahmet Haşim’in çeşitli<br />
yazılarını topladığı kitabın adı zannederek<br />
cevap verir. Doğrudur da.<br />
Ama Gurabahane-i Laklakan Bursa’da<br />
önceki yüzyılda kurulmuş bir<br />
vakıftır. Laklak Arapçada kullanıldığı<br />
gibi Osmanlı döneminde bizim<br />
şimdi Leylek diye bildiğimiz kuşun<br />
adıdır ki, Gurabahane-i Laklakan’ın<br />
manası da, garip, düşkün, yorgun<br />
veya hasta leyleklerin bakımının<br />
üstlenildiği yer anlamında Düşkün<br />
Leylekler Evi şeklinde tercüme edilebilir.<br />
Lakin, Laklakan (Leylekler)<br />
Evi aslında bir vakıftır. İslam tarihinin<br />
ilk dönemlerinden itibaren<br />
varlık sahibi Müslümanların, kendi<br />
varlıklarını kamu yararına bağışlaması<br />
demek olan vakfın fıkhı tarifi,<br />
bir malın sahibi tarafından dinî, içtimaî<br />
ve hayrî bir gayeye ebediyen<br />
tahsisi, yani menfaati insanlara ait<br />
olmak üzere bir mülkün Allah için<br />
vakfedilmesidir.<br />
İslam kültür, medeniyet ve imarının<br />
gelişmesine olan katkısının yanı<br />
sıra, özellikle ihtiyaç sahiplerinin<br />
ihtiyaçlarının giderilmesi açısından<br />
çok önemli hizmetler veren vakıflar<br />
çok fonksiyonlu birer kamu kurumudur.<br />
Özel olsa da sonuç olarak<br />
kamu hizmeti vermektedir. Burada<br />
“ihtiyaç sahibi olma” terimi çok<br />
önemlidir. Genel kanaatin aksine<br />
ihtiyaç sahibi sadece belirli miktarda<br />
geliri olmayan yani geçim sıkıntısı<br />
çeken insanlar değildir. Bir kişi, kurum<br />
ya da diğer canlıların hepsi ihtiyaç<br />
sahibi olabilir. Dolayısı ile vakıflar<br />
neredeyse İslam medeniyetinin<br />
temelini oluşturmaktadır.<br />
Yukarıda bahsi geçen Gurabahane-i<br />
Laklakan yani Düşkün Leylekler<br />
Evi bunun sadece bir örneğidir<br />
ve konunun genişliği nedeniyle bu<br />
yazıda sadece birkaç seçme örneği<br />
sizlerle paylaşacağız.<br />
Pek çok hayvanın ihtiyacının giderilmesini<br />
esas alan vakıflar olduğu<br />
gibi, İslam tarihinde en yaygın şekliyle<br />
vakıflar hastane ve medreselerin<br />
kurulması ve ihya edilmesi için<br />
kullanılmıştır. Camiler medreselerin,<br />
daha doğrusu medreseler camilerin<br />
bir yan kuruluşu olarak vazife<br />
ifa ettikleri için vakıflar gündeme<br />
geldiğinde bazen bu bir medrese adı<br />
olarak geçebileceği gibi cami adı olarak<br />
da geçebilmektedir.<br />
Vakıfların İslam tarihindeki en<br />
meşhuru hiç şüphesiz bizzat Peygamber<br />
Efendimiz (s.a.v.) tarafından<br />
Fedek arazilerinin geliri ile oluşturulan<br />
vakıf idi. Peygamber Efendimiz<br />
Fedek arazilerinden elde edilen geliri<br />
amme işlerine, yolcu ve misafirlere,<br />
bir miktarını da ailesine ve Ehli<br />
Beyti’ne özelliklede Hz. Fatıma’ya<br />
(r.anhuma) sarf ederdi.<br />
Öte yandan, Hz. Ömer, (r.a.)<br />
zengin sebze ve meyve bahçeleriyle<br />
ün salmış olan Hayber’in fethi esnasında<br />
kendi hissesine düşen çok<br />
kıymetli bir araziyi hayır yolunda<br />
kullanmak istediğini Peygamber<br />
Efendimiz (s.a.v.)’e söylediğinde O<br />
da kendisine, arazinin aslını alıkoymasını<br />
ve araziden elde edilecek gelirleri<br />
de sadaka olarak infak etmesini<br />
tavsiye etmiştir. Bunun üzerine<br />
Hz. Ömer de bu araziyi alınıp-satılmamak<br />
ve hibe edilememek üzere<br />
ihtiyaç sahipleri için vakfetmiştir.<br />
Aynı dönemin bir başka örneği de,<br />
Beni Nadir kabilesinden Muhayrîk<br />
en-Nadirî’nin vakıflarıdır ki, Muhayrîk’in<br />
vefatı sonrasında bu vakfın gelirleri<br />
tüm Müslümanların yararına<br />
kullanılmıştır.<br />
Başta müminlerin annesi olan<br />
Hz. Aişe (r.anhuma) olmak üzere<br />
sahâbenin önde gelen hanımları da<br />
kendilerinden sonra vakıflar kurmuşlardır.<br />
İlginçtir ki hanım sahâbîlerin<br />
kurdukları vakıfların büyük<br />
çoğunluğu esirlerin ve kölelerin kurtarılması,<br />
kölelikten kurtulanların<br />
da bu vakıflarda görevlendirilmesi<br />
şeklinde fonksiyonlar ifa etmiştir.<br />
Gurabahane-i Laklakan’ın manası da, garip, düşkün, yorgun<br />
veya hasta leyleklerin bakımının üstlenildiği yer anlamında<br />
Düşkün Leylekler Evi şeklinde tercüme edilebilir.<br />
Bugün belediyelerin hizmetleri<br />
arasında yer alan, yol yapımı ve su<br />
temini veya su dağıtımı gibi pek çok<br />
hizmetin eski dönemlerde vakıflar<br />
vasıtasıyla yerine getirildiği düşünülecek<br />
olursa, vakıflar doğrudan bir<br />
kamu hizmeti veren müesseseler değil,<br />
sahibi kamu olmayan kamu müesseseleri<br />
olarak değerlendirilebilir.<br />
Kimi vakıf isimleri aslında<br />
mevcut yönetime bir eleştiri mahiyeti<br />
de arzetmektedir. Ve bu vakıflar,<br />
devlet tarafından koruma<br />
altına alınmışlardır. Meselâ, “Devlet<br />
Adamlarının Geçmediği Yolları<br />
İmar Vakfı” bunun tipik bir örneğini<br />
oluşturmaktadır. Kayıkçı ve Hamal<br />
Dostu Vakfı, kayıkçı esnafının<br />
ve taşıyıcıların korunması amacıyla<br />
zabıta ve devletle arası iyi olan itibar<br />
sahiplerinin baskısına direnmek<br />
amacıyla kurulmuş. Teneffüs<br />
Vakfı da, İstanbul boğazında, Ümmet-i<br />
Muhammed’in temiz hava<br />
almasına hizmet etmek amaçlı kurulmuş<br />
bir vakıftır. Kamu imkânlarına<br />
sahip olmayan, istediği zaman<br />
ve istediği yerde dinlemeyen ahalinin<br />
boğazda dinlenmesini amaçlamaktadır.<br />
Vakfiyede Ümmet-i<br />
Muhammed diye ayrıca kayıt düşülmesi,<br />
çok ince bir kamu eleştirisini<br />
gündeme getirmektedir. Buna<br />
benzer şekilde Selanik’teki Hamidiye<br />
Camiinin önündeki bahçe de<br />
“Dinlenme Bahçesi Vakfı” olarak<br />
vakfedilmiştir. Vakfiyeye göre, bahçenin<br />
önünü kapatacak yükseklikte<br />
bina yapılmayacak, herkes gelip<br />
bu bahçede dinlenilebilecektir. Her<br />
yer ağaçlandırılacak, her ağacın altında<br />
dinlenilebilecektir. Bahçede<br />
sadece limonata ve şerbet hazırlanabilecek<br />
kulübeler yapılacaktır.<br />
Burada Fatih Sultan Mehmet’in<br />
kendi malıyla yaptığı iki vakfın vazifesine<br />
de işaret etmekte yarar vardır.<br />
Vakfiyelerden birine göre, Fatih,<br />
İstanbul’un her sokağına ikişer kişi<br />
tâyin eyler: Bunlar ki, ellerindeki<br />
bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür<br />
külü olduğu hâlde günün belirli<br />
saatlerinde bu sokakları gezeler. Bu<br />
sokaklara tükürenlerin, tükürükleri<br />
üzerine bu tozu dökeler ki, yevmiye<br />
20’şer akçe alsınlar.<br />
Vakfiyenameye göre Fatih vakfın<br />
görevlerini şu şekilde belirler: Ayrıca<br />
10 cerrah, 10 tabîb ve 3 de yara<br />
sarıcı tâyin ve nasb eyledim. Bunlar<br />
ki, ayın belli günlerinde İstanbul’a<br />
çıkalar, bilâ-istisnâ her kapuyu vuralar<br />
ve o evde hasta olup olmadığını<br />
soralar; var ise şifâsı, ya da mümkün<br />
ise şifâyâb olalar. Değilse, kendilerinden<br />
hiçbir karşılık beklemeksizin<br />
Dâru’l Aceze’ye kaldırarak orada<br />
salâh bulduralar!
24 |<br />
Fotoğraflarla Faaliyetler<br />
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
Berlin<br />
Hazım Damgacı<br />
Berlin Bölgesi, Bölge İrşad Başkanı<br />
İdris Kahraman’ın öncülüğünde<br />
Muhabbet Akşamları Programı gerçekleştiriyor.<br />
İdris Kahraman, Ahmet<br />
Basri, Önder Koç ve Nazmi Gödelek<br />
hocaefendiler tarafından her ay farklı<br />
bir şubede yapılan programlarda<br />
Kur’an tilaveti, naat-ı şerif, sohbetler<br />
ve dualar yer alıyor. Bu sezonda birinci<br />
program Aziziye, ikinci program<br />
Medine ve en son program Sultan<br />
Abdulhamid Camii’nde gerçekleştirildi.<br />
Şube programı “Yoğun tempoyla,<br />
azimle ve gayretle çalışan idareci,<br />
üye ve hocalarımızla bir araya<br />
geliyoruz. Güzel nağmeler eşliğinde<br />
kardeşlik bağlarımızı kuvvetlendiriyoruz.”<br />
şeklinde değerlendiriyor.<br />
Düsseldorf<br />
Şehnaz Özdemir<br />
Düsseldorf Bölgesi Wuppertal Elberfeld<br />
Şubesi Kadınlar Teşkilatı (KT)<br />
Mekke’nin fethi adlı bir program gerçekleştirdi.<br />
Programda Burcu Temel<br />
Mekke’nin fethini anlatan bir sunum<br />
gerçekleştirdi. Program ile ilgili bilgi<br />
veren görevliler şunları söyledi: “Her<br />
ne kadar bu tür programlara zaman<br />
zaman çeşitli isimler verilse de asıl<br />
amaç fırsatları imkâna çevirmektir.<br />
Amacımız hem kendimizi hem çocuklarımızın<br />
hatırlarında hoş bir sada<br />
bırakmak ve üyelerimizle birlikte olmaktı.<br />
Bu nedenle camimiz her sene<br />
bu tür programlar yapmaktadır. Ayrıca<br />
programda ana sınıf öğrencilerimiz<br />
de güzel bir gösteri ile günümüzü<br />
renklendirdiler.”<br />
Hamburg<br />
Narin Yalçın<br />
Hamburg Bölgesi Kadınlar Teşkilatı<br />
(KT) 5. Şube Başkanları Toplantısı’nı<br />
Bölge Merkezi’nde icra etti. Toplantıya<br />
şube başkanlarının yanı sıra<br />
bölge ve şube yönetim kurulu üyeleri<br />
katıldı. Programa katılan KT Başkanı<br />
Handan Yazıcı ve KT eski Başkanı<br />
Zehra Dizman teşkilat çalışmalarının<br />
önemini anlatan birer konuşma<br />
gerçekleştirdiler. Ardından idareciler<br />
dilek ve temennilerini başkanlara yöneltti.<br />
Kuzey Bavyera<br />
Salih Akdağ<br />
Kuzey Bavyera Bölgesi Nürnberg<br />
Merkez Camii’nde faaliyet gösteren<br />
Çağrı Spor Futbol Turnuvası’nın 2.’si<br />
düzenledi. Turnuvaya toplam 12 takım<br />
katıldı. Elemelerin sonucunda<br />
Vatan Spor ve Çağrı Spor finale kaldı.<br />
Final maçı 2:2 berabere sonuçlandı.<br />
Penaltı atışlarının sonunda Çağrı<br />
Spor birinci oldu. Birincilik kupasını<br />
Çağrı Spor Başkanı Tahsin Dokumacı<br />
takdim etti. Dokumacı, “Turnuvanın<br />
giriş ücretlerinden elde edilecek gelir<br />
ile geçen yıl ağustos ayında hakkın<br />
rahmetine kavuşan Çağrı Spor ikinci<br />
Başkanı Aslan Durgut adına, Hasene<br />
Derneği aracılığı ile Afrika’da su kuyusu<br />
açtıracağız inşallah. Emeği geçenlere<br />
teşekkür ederim.”<br />
Rhein-Neckar-Saar<br />
Mehmet Çalay<br />
Rhein-Neckar-Saar Bölgesi Mannheim<br />
Fatih Camii senelerdir sürdürdüğü<br />
eğitim hizmetlerini geçtiğimiz<br />
yılın son tatili olan yılbaşı (kış) tatilinde<br />
çocuklara yönelik iki hafta değerlendirme<br />
kursu ile devam ettirdi. Çok<br />
hoş ve nezih bir ortamda oluşturulan<br />
kursa ilgi bir hayli yoğundu. Bölge<br />
Eğitim Başkanlığı bünyesinde verilen<br />
kursta Murat Belgin, Hayrettin Ramazan<br />
ve hafızlık kurum sorumluları<br />
eğitimci olarak görev aldılar. Sosyal<br />
aktivite olarak film gecesi, futbol<br />
günü, hayvanat bahçesi gezisi gibi<br />
etkinlikler düzenlendi. Öğrenciler<br />
kurstan oldukça memnun kaldıklarını<br />
söylerken Bölge Eğitim Başkanı<br />
Murat Belgin yapmış oldukları kursun<br />
hayırlara vesile olmasını temenni<br />
ederek herkese teşekkür etti. Amaçlarının<br />
çocuklara en iyi şekilde eğitim<br />
vermek ve topluma faydalı birer<br />
insan olmalarını sağlamak olduğunu<br />
belirten Belgin eğitim çalışmalarının<br />
süratli bir şekilde hiç aksamadan devam<br />
edeceğini ifade etti.<br />
Württemberg<br />
Mehmet Yücel<br />
Württemberg Bölgesi Heilbronn Şubesi<br />
bazı öğrencilerin uzun bir ders<br />
döneminden sonra hem dinlenebilmeleri<br />
hem de öğrenimlerine devam edebilmelerine<br />
imkân sağlayabilmek için<br />
yatılı tatil kursu düzenledi. Bu seneki<br />
yatılı tatil kursu daha önceki senelerin<br />
tatil kurslarının konseptleri gözden geçirilerek<br />
yenilendi. Kursta öğrencilerin<br />
aile, okul ve arkadaş çevresi dışında<br />
başka bir sosyal ortam içine girebilmeleri<br />
ve sosyal aktivitelere katılmaları<br />
hedeflendi. Öğrenciler kursta bir<br />
yandan İslam kültürünü ve evrensel<br />
değerleri öğrenirken, diğer yandan<br />
sünneti uygulamanın güzelliğini bizzat<br />
yaşama ortamı buldu. Öğrenciler kurs<br />
vesilesiyle selamlaşmanın, kendinden<br />
önce kardeşini düşünmenin ve paylaşmanın<br />
önemini öğrendiler. Derslerin<br />
dışında öğrenciler mescitte yatıp her<br />
gün çeşitli sosyal aktivitelere katıldılar.<br />
Ayrıca halı saha ve bowling turnuvası<br />
gibi farklı etkinlikler de yapıldı.
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> gençcamia | 25<br />
genç<br />
GT<br />
Abi-Kardeş haftası hakkında ne dediler<br />
s. 26<br />
Başkanımızdan mesaj var<br />
GT ABİ-KARDEŞ<br />
“Biriz, Beraberiz, Abi-Kardeşiz.”<br />
Gençlik Teşkilatı (GT) Ortaöğretim Başkanlığı 23-29 Aralık tarihleri arasında birçok bölge ve şubenin katılımıyla<br />
Abi-Kardeş Haftası’nı gerçekleştirdi. Muhammed Şener<br />
Değerli Camia Okuyucuları,<br />
bir yılı daha arkamızda bıraktık. Geçen<br />
günlerin değerlendirilip değerlendirilmediğinin<br />
cevabını yine bizler verebiliriz.<br />
Geçen ömrün muhasebesini yaparak,<br />
önümüzdeki ömrün kıymetini daha da<br />
iyi anlamamız gerekir. Peygamberimiz bir<br />
hadislerinde, “Beş şey gelmeden önce beş<br />
şeyin kıymetini bilin; ihtiyarlığından önce<br />
gençliğini, hastalanmadan önce sıhhatini,<br />
fakirliğinden önce zenginliğini, meşguliyetten<br />
önce boş vakitlerini ve ölümünden<br />
önce hayatın!” Bu hadis ömrün nasıl kıymetli<br />
hâle geleceğinin de nebevî bakışla<br />
bir formülünü bizlere sunmaktadır. Buna<br />
binaen Peygamberimiz tarafından kaybetmeden<br />
önce değer bilmek nedir sorusunun<br />
şifreleri de biz Müslümanlara bu hadis ile<br />
kodlanmaktadır.<br />
Peygamberimiz başka bir hadislerinde ise<br />
“Kıyamet gününde dört şeyden sorgulanmadıkça,<br />
kulun ayakları yerinden kımıldamaz;<br />
Ömründen, onu ne ile yok etti? Gençliğinden,<br />
onu nerede çürüttü? Malından, onu<br />
nereden kazandı ve nereye sarf etti? İlminden,<br />
onunla ne yaptı?” buyurmuştur.<br />
Burada sorgulanan her şey ya direkt<br />
veya ilintili bir şekilde zaman kavramıyla<br />
alakalıdır. Zaman insana verilmiş en büyük<br />
nimettir. Zaman insanın her şeyinin<br />
şahididir. Bu nedenle Allah Teâlâ onun<br />
üzerine “Asra yemin olsun ki.” diyerek yemin<br />
etmiştir. Yine başka bir ifadelerinde<br />
Efendimiz<br />
“İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu<br />
nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat<br />
ve boş vakit.” buyurmuştur.<br />
İmam Gazâlî’nin vakit israfına karşı şu<br />
ikazı da çok ibretlidir; “Oğul! Farzet ki bugün<br />
öldün. Hayatında geçirdiğin gaflet anlarına<br />
ne kadar üzüleceksin. Ah, keşke diyeceksin.<br />
Lakin heyhat!” Cüneyd-i Bağdadi<br />
Hazretleri de şöyle buyurur: “Dünyanın<br />
bir günü, ahiretin bin yılından hayırlıdır.<br />
Çünkü kazanç ve kayıp durumu bu dünyaya<br />
aittir. Ahirette artık kazanmak veya<br />
kaybetmek yoktur.”<br />
Önümüzde bir uzunca yıl var mı bilinmez.<br />
Ama bir koca yıl daha kredimizden<br />
azalıverdi. Kaybeden değil kazanan olmak<br />
gerek. Zamanı geri getirmek imkânsız ama<br />
kalanı ilk günden değerlendirmek bizim<br />
elimizde. Şairin İfadesiyle sözlerimize değer<br />
katalım:<br />
Dedim artık bilgiden yana eksiğim yok.<br />
Şu dünyanın sırrına ermişim az çok.<br />
Derken aklım birden başıma geldi.<br />
Bu dünyadan hiçbir şey bildiğim yok.<br />
Selam ve dua ile…<br />
Ünal Ünalan<br />
GT Başkanı<br />
GT ABİ-KARDEŞ<br />
Hessen<br />
GT Ortaöğretim başkanlığı geleneksel<br />
olarak düzenlediği Abi-Kardeş Haftası ile<br />
dünyanın dört bir yanında on binlerce genç<br />
ile bir araya geldi. “Biriz, Beraberiz, Abi-Kardeşiz”<br />
sloganı altında gerçekleşen Abi-Kardeş<br />
Haftası’na 33 bölgeden 300 şube katıldı.<br />
Abi-Kardeş çalışması bu sene ilk defa Avustralya<br />
ve İngiltere bölgelerinin de katılmasıyla<br />
kıtaları aşarak büyük bir kitle ile buluştu.<br />
Mutat olarak şube ve bölgelerde yürüyen<br />
Abi-Kardeş çalışmasının zirve yaptığı bu<br />
haftada, kardeşlik ve samimiyetin yanı sıra<br />
katılımcıların abileri aracılığıyla gençlik çalışmalarıyla<br />
ünsiyet kurmaları hedeflenmektedir.<br />
Bu hafta dahilinde düzenlenen eğitici ve<br />
öğretici faaliyetlerin yanı sıra, gençlerin eğlenerek<br />
öğrenmeleri için bir çok sosyal faaliyet<br />
düzenlendi. Futbol turnuvaları, kayak, buz<br />
pateni, bilgi yarışmaları ve sohbet programları<br />
gibi birbirinden farklı faaliyetlere katılan<br />
gençler de oldukça eğlenceli anlar yaşadı.<br />
Ayrıyeten toplumsal ve sosyal sorumluluk<br />
hakkında programlarla gençlerin bilinçlenmesi<br />
için faaliyetler organize edildi.<br />
Abi-Kardeş Haftası’nın önemine vurgu<br />
yapan GT Ortaöğretim Başkanı Sezai Çakan<br />
şunları söyledi: “Geleneksel olarak her<br />
yıl düzenlediğimiz Abi-Kardeş Haftası’nı bu<br />
yıl da büyük bir katılım ve heyecanla gerçekleştirmiş<br />
olduk. Abi-Kardeş çalışmasıyla hedefimiz,<br />
özelde; mensubu olduğu cemiyet,<br />
genelde ise topluma faydalı fertler kazandırmaktır.<br />
Abi-Kardeş Haftası da bu önemli hedefe<br />
ulaşmada büyük katkı sağlamaktadır.<br />
Bu sebeple emeği geçen tüm kardeşlerime<br />
ve birim başkanlarıma teşekkür ediyorum.”<br />
Gençlerin tatil günlerini sohbet halkalarında,<br />
sosyal faaliyetlerde, cami ve gençlik<br />
lokallerinde düzenlenen programlarda verimli<br />
bir şekilde geçirmeleri aileler tarafından<br />
da teşekkür ve takdirle karşılandı. Bu başarılı<br />
çalışmaya dikkat çeken GT Başkanı<br />
Ünal Ünalan ise şöyle konuştu: “Abi-Kardeş<br />
çalışması GT’nin en önemli çalışmalarından<br />
biri. Abi-Kardeş Haftası ise bu çalışmamızın<br />
en yoğun şekilde gerçekleştirildiği dönemdir.<br />
Bu sayede binlerce gencimize ulaşmaktayız.<br />
Özellikle son yıllarda artan ilgi çalışmanın ne<br />
kadar önemli ve isabetli olduğunu da göstermektedir.<br />
Bu vesileyle çalışmaya katkıda<br />
bulunan tüm şube ve bölge idarecilerimize ve<br />
katılan genç kardeşlerimize teşekkür ederim.”<br />
Abiler bölgelerde kardeşleriyle buluştu<br />
Gençlik Teşkilatı (GT) Ortaöğretim Başkanlığı’nın düzenlediği Abi-Kardeş Haftası’na Alpes, İtalya ve Württemberg<br />
Bölgesi de katıldı. Mustafa Pala, Yusuf Aksoy, Sefa Pusmaz<br />
GT Ortaöğretim Başkanlığı’nın aralık ayının<br />
son haftasında düzenlediği Abi-Kardeş<br />
Haftası’na gençlerin ilgisi bir hayli yoğundu.<br />
Etkinliğe katılan Alpes Bölgesi’nin çalışmasını<br />
takip eden Bölge Abi-Kardeş Sorumlusu Yusuf<br />
Solmaz çalışmayı değerlendirerek şunları<br />
söyledi: “Gençlerimiz, içerisinde yaşadıkları<br />
zamanın ve toplumun şartları gereği erken<br />
yaşta birçok maddi imkânlara erişmektedirler.<br />
Bu durum kendileri adına genel anlamda<br />
sevindirici olsa da Müslüman gençleri çalışmalarıyla<br />
kazanmayı hedefleyen GT’miz<br />
için bazı sıkıntılara sebep olabilmektedir.<br />
Zira gençlerimizin birbirinden farklı en yeni<br />
araç-gereçlere sahip olmaları, ilgi ve alakalarını<br />
uyandıracak çalışmaların da en az aynı<br />
düzeyde ilgi alanlarına hitap etmesi gerektiği<br />
gerçeğini de beraberinde getirmekte.<br />
Bu, gençlerimizin ihtiyaçlarına cevap veren<br />
ve ilgi alanları ile kesişen çalışmaların yapılması<br />
gerektiği anlamına geliyor. Abi-Kardeş<br />
Alpes<br />
İtalya<br />
Lyon<br />
Haftası bu sorunun çözümüne yönelik bir<br />
eylem planıdır.”<br />
Alpes Bölgesi GT Ortaöğretim Başkanı<br />
Fatih Şahin ise konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı:<br />
“Abi-Kardeş Haftası’nda gençler abileri<br />
ile birçok güzel çalışmada bulundular. Bu<br />
çerçevede Müslüman mezarlıklarını ziyaret,<br />
Kur’an ve kitap okuma halkaları, iftar programları,<br />
çevre temizliği gibi birçok sosyal faaliyet<br />
gerçekleştirdiler.”<br />
Bölge GT Başkanı Mustafa Pala ise çalışmayı<br />
şu şekilde değerlendirdi: “Gelecek nesillerimiz<br />
için önem arz eden bu çalışmayı organize<br />
bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz.<br />
İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda kurulacak<br />
olan daha nice Abi-Kardeş grupları olacak ve<br />
bizden sonra gelen kuşakların yetişmesinde<br />
faydalı hizmetlere imza atacağız.”<br />
İtalya Bölgesi Imperia Şubesi GT Ortaöğretim<br />
Birimi Abi-Kardeş Haftası bağlamında bir<br />
araya gelerek farklı etkinlikler düzenledi. Sohbet<br />
ile başlayan programda birlikte film izlendi,<br />
hasbihâl edildi ve eğlenceli oyunlar oynandı.<br />
Württemberg Bölgesi Rastatt Şubesi GT<br />
Ortaöğretim Birimi de Abi-Kardeş Programı<br />
hasebiyle sinemada Kore Savaşı’nı anlatan<br />
bir film izledi. Sinemaya gitmeden evvel<br />
Gençlik Lokali’nde Kore Savaşı hakkında<br />
gençlere tarihî bilgiler verildi. Programdan oldukça<br />
memnun kalan gençler ileriki günlerde<br />
buz pateni gezisinde buluştu. Ayrıca bütün<br />
hafta içerisinde gençler camide Gençlik Lokali’nde<br />
çeşitli faaliyetler ile eğlendi.<br />
Toplamda 9 abi ve yaklaşık 30 kardeş<br />
ile yapılan programlarla Abi-Kardeş ilişkileri<br />
pekiştirildi. Rastatt Şubesi GT Ortaöğretim<br />
Başkanı Burak Ayyıldız programda emeği<br />
geçen arkadaşlarına teşekkür etti ve gençlerin<br />
böyle programlar ile birbirleriyle daha kolay<br />
kaynaştığını söyledi. Abi-Kardeş Haftası<br />
yılbaşı gecesi yapılan Gençlik Gecesi’nde<br />
FIFA Turnuvası ile sona erdi.
26 | gençcamia<br />
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
“Abi-Kardeş Haftası’nda<br />
abilerim benimle hiçbir karşılık<br />
beklemeden ilgilendiler. Birçok sosyal faaliyet<br />
organize ettiler, Allah kendilerinden razı olsun.”<br />
Enes Öztaş (Viyana – Kardeş)<br />
“Abi-Kardeş Haftamızı dolu dolu<br />
geçirdik, elhamdüllilah. Bu sene muazzam<br />
bir katılım sayısı vardı. Gençlerimizin güler<br />
yüzü bizi çok mutlu etti. Emeği geçen tüm<br />
çalışma arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunmak<br />
istiyorum, Allah hepsinden razı olsun.”<br />
Ömer Gülen (Hessen – Limburg GT<br />
Ortaöğretim Başkanı)<br />
“Genç kardeşlerimizle bir araya<br />
gelmek, farklı farklı faaliyetler<br />
yaparak abi-kardeş havasını<br />
yaşamak bizleri ayrıca mutlu etti.”<br />
Mehmet Öğren<br />
(Paris – Orta Öğretim Başkanı)<br />
“Çocuklarımızın dinî ve sosyal gelişimi<br />
açışından etkili olan Abi-Kardeş Haftası‘nda<br />
çok güzel ve eğitici faaliyetlerin yapıldığını<br />
düşünüyorum. Bu tür faaliyetler, yurt<br />
dışında çocuk büyüten anne ve babaların<br />
evlatlarını kötü yollardan muhafaza etmesi<br />
için yardımcı olmaktadır. Emeği geçen tüm<br />
gençlerden Allah razı olsun.”<br />
Yasemin Yapıcı<br />
(Avustralya – Veli)<br />
Abi-Kardeş haftası hakkında ne dediler?<br />
“Bu tür çalışmalardan bir baba<br />
olarak çok memnunum. Çocuklarımızı<br />
farklı aktivitelerle camiye<br />
kazandırmaya çalışan Abi-Kardeş<br />
Sorumlularına teşekkür ediyorum.”<br />
Dilaver Öztaş (Viyana – Veli)<br />
“Elhamdülillah, bu sene gerçekleşen<br />
Abi-Kardeş Haftası’nda gerek şube sayısı<br />
gerek faaliyet sayısı ve toplam katılım<br />
sayısı Belçika Bölgemizde çok güzel<br />
bir şekilde artış gösterdi. Hedefimiz, bu<br />
artışı her sene devam ettirmektir.”<br />
Harun Korkmaz<br />
(Belçika – GT Ortaöğretim Başkanı)<br />
“Abi-Kardeş Haftası’nda<br />
yapılan programlarda çok sevdiğim<br />
Fahrettin, Yusuf, Said, Mehmet abilerim<br />
ve arkadaşlarım ile eğlenceli vakit geçirdim.<br />
En çok beğendiğim aktivite, Abi-Kardeş<br />
pikniğiydi.”<br />
Arif Rahman Yapıcı<br />
(Avustralya – Kardeş)<br />
“Bence çok zevkliydi, çok güzel<br />
aktiviteler vardı. Küçük kardeşlerimiz<br />
ile çok güzel vakit geçirdik ve<br />
zaman çok hızlı geçti.”<br />
Ebubekir Tunay (İsveç - Abi)<br />
“Abi-Kardeş Haftası’nda yeniden<br />
bir heyecan yaşadık ve yaşattık.<br />
Rabbim bu çalışmalarda emeği<br />
geçen herkesten razı olsun ve<br />
devamını nasip etsin.”<br />
Yusuf Şimşek (Hessen – Abi)<br />
“Bu haftada edindiğimiz moral ve<br />
motivasyon ile önümüzdeki çalışmalara<br />
daha sıkı sarılacağız.”<br />
Arif Birinci (Belçika – Abi)<br />
“Bu sene ilk defa Ortaöğretim Birimi<br />
öncülüğünde gerçekleştirilen Abi-Kardeş<br />
Haftası programları, biz abilere genç<br />
kardeşlerimiz ile kaynaşma imkânı verdi.<br />
Bu vesileyle genç kardeşlerimize iyi örnek<br />
olmaya çalışıp kendilerinin imanlı ve ahlaklı<br />
yetişmeleri için gayret sarf etmiş olduk.<br />
Elhamdülillah, geleceğe yönelik ümitvarız.”<br />
Fahrettin Acar<br />
(Avustralya – Abi)<br />
“Abi-Kardeş Haftası çok güzel geçti,<br />
yeni şeyler öğrendim ve çok eğlendim.<br />
Abilerime teşekkür ediyorum.”<br />
Ensar (İsveç - Kardeş)<br />
“Gençlik Teşkilatımızın yapmış<br />
olduğu Abi-Kardeş çalışmasını<br />
önemsiyorum ve çok faydalı<br />
olduğuna kalpten inanıyorum.<br />
İleride bayrağı teslim edecekleri<br />
gençleri yetiştiriyorlar.”<br />
Adem Arslan (Hessen – Veli)<br />
“Hem eğlenip hem de öğrendiğimiz<br />
bir hafta geçirdik. Kış tatilinde güzel<br />
bir manevi ortamda bulunduk, bundan<br />
dolayı mutluyum.”<br />
Sedat Elkılıç (Belçika – Kardeş)<br />
“Bence çok güzel bir program<br />
oldu. Çok şey öğrendim ve<br />
abilerimi daha iyi tanıdım. Ben<br />
cemiyetime çok teşekkür ederim.”<br />
Muhammed Şenol<br />
(Danimarka – Kardeş)<br />
“Ben katıldığım Abi-Kardeş programından<br />
memnun kaldım. Her gün<br />
değişik bir faaliyet yaptık ve abilerimizle<br />
eğlendik. Her gün yeni şeyler<br />
öğrendik. Bu programları düzenleyen<br />
abilerime teşekkür ederim.”<br />
Furkan (İsveç - Kardeş)<br />
“Danimarka Bölgemizde<br />
Abi-Kardeş Haftası önceki yıllarda olduğu<br />
gibi yine hedeflerini geçerek çok bereketli<br />
geçti. 2015’te <strong>19</strong> gencimizin katılımı ile<br />
başlayan Abi-Kardeş Haftası bu sene 70<br />
gencimizin katılım ile yeni bir rekora ulaştı.<br />
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da<br />
hedeflerimize ve daha fazla gencimize ulaşmaya<br />
her zamanki gibi gayret göstereceğiz.”<br />
Ebubekir İncikli<br />
(Danimarka – GT Ortaöğretim Başkanı)<br />
“Şubemizde düzenlenen Abi-Kardeş Haftası<br />
çok verimli geçti. Şubemizde daha önce çok<br />
nadir görülen bir atmosfer ve heyecan yaşadık.<br />
Kardeşlerimiz abilerini benimsediler. Hâlâ<br />
irtibattayız ve gelecekte de birlikte programlar<br />
düzenlemeyi hedefliyoruz. Ortaöğretim başkanımıza<br />
ve bizlere güvenerek çocuklarını emanet<br />
eden ailelere teşekkür ederim.”<br />
Fatih Güneş<br />
(Danimarka – Abi)<br />
“Bence çok güzel bir<br />
program oldu. Çok şey öğrendim<br />
ve abilerimi daha iyi tanıdım. Ben<br />
cemiyetime çok teşekkür ederim.”<br />
Muhammed Şenol<br />
(Danimarka – Kardeş)<br />
Avustralya<br />
İtalya<br />
Güney Hollanda
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> gençcamia | 27<br />
Umre , ´18<br />
Umre , ´18<br />
Efendimizi ziyarete gidiyoruz!<br />
Efendimizi ziyarete gidiyoruz!<br />
ŞUBAT/MART/NİSAN UMRESİ EMEKLİLER UMRESİ<br />
MAYIS/HAZİRAN/RAMAZAN UMRESİ<br />
SONBAHAR UMRESİ ARALIK (YILBAŞI) UMRESİ<br />
ŞUBAT/MART/NİSAN UMRESİ EMEKLİLER UMRESİ<br />
MAYIS/HAZİRAN/RAMAZAN UMRESİ<br />
SONBAHAR UMRESİ ARALIK (YILBAŞI) UMRESİ<br />
İSLAM<br />
TOPLUMU İSLAM<br />
MİLLÎ TOPLUMU GÖRÜŞ<br />
MİLLÎ HİZMETTE GÖRÜŞ İSLAM<br />
Hizmette ÖNCÜ öncü TOPLUMU KURULUŞ kuruluş İSLAM<br />
MİLLÎ TOPLUMU GÖRÜŞ<br />
MİLLÎ HİZMETTE GÖRÜŞ<br />
Hizmette ÖNCÜ öncü KURULUŞ kuruluş<br />
EĞİTMENLER<br />
EŞLİĞİNDE ÇOCUK KULÜBÜ<br />
HİZMETLERİ<br />
ÜNİVERSİTELİLERE VE<br />
25 YAŞ ALTI GENÇLERE ÖZEL<br />
FİYATLAR<br />
KUDÜS<br />
ZİYARETLİ UMRE<br />
PAKETLERİ<br />
BELİRLİ TARİHLERDE<br />
EMEKLİLERE<br />
ÖZEL KAFİLE VE FİYATLAR<br />
KANDİLLERDE<br />
8 GÜNLÜK<br />
ÖZEL PROGRAMLAR<br />
EĞİTMENLER<br />
EŞLİĞİNDE ÇOCUK KULÜBÜ<br />
HİZMETLERİ<br />
TÜRKİYE’DEN YAKINLARINIZ İLE AYNI KAFİLEDE UMRE İMKÂNI<br />
KUDÜS<br />
ZİYARETLİ UMRE<br />
PAKETLERİ<br />
ÜNİVERSİTELİLERE VE<br />
25 YAŞ ALTI GENÇLERE ÖZEL<br />
FİYATLAR<br />
BELİRLİ TARİHLERDE<br />
EMEKLİLERE<br />
ÖZEL KAFİLE VE FİYATLAR<br />
KANDİLLERDE<br />
8 GÜNLÜK<br />
ÖZEL PROGRAMLAR<br />
Türkiye Temsilciliği|Hennes Tour<br />
T +90 332 3515055 (Konya)<br />
T +90 212 6355593 (İstanbul)<br />
T +90 312 3113130 (Ankara)<br />
T +90 224 2254225 (Bursa)<br />
info@hennestour.com<br />
TÜRKİYE’DEN YAKINLARINIZ İLE Islamische AYNI KAFİLEDE Gemeinschaft UMRE Millî İMKÂNI Görüş Hadsch-Umra Reisen GmbH<br />
Colonia-Allee 3<br />
D-51067 Köln<br />
T +49 221 942240-470<br />
F +49 221 942240-480<br />
www.igmgreisen.com<br />
igmgreisen<br />
Türkiye Temsilciliği|Hennes Tour<br />
T +90 332 3515055 (Konya)<br />
T +90 212 6355593 (İstanbul)<br />
T +90 312 3113130 (Ankara)<br />
T +90 224 2254225 (Bursa)<br />
info@hennestour.com<br />
Islamische Gemeinschaft Millî Görüş Hadsch-Umra Reisen GmbH<br />
Colonia-Allee 3<br />
D-51067 Köln<br />
T +49 221 942240-470<br />
F +49 221 942240-480<br />
www.igmgreisen.com<br />
igmgreisen
camia | <strong>19</strong> <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong> gençcamia | 28<br />
Alpes<br />
Alpes Bölgesi Gençlik Teşkilatı (GT)<br />
münün ardından sona erdi. Saint Pier-<br />
takip ettiği cemiyetlerin programlarına<br />
re Şubesi’nde ise anne-baba hakkının<br />
katılmaya devam ediyor. Bölge Genç-<br />
önemi üzerinde duruldu ve katılımcılara<br />
Alpes<br />
lik Teşkilatı (GT) Başkanı Mustafa Pala<br />
tavsiyeler verildi. Ders sonunda genç-<br />
Alpes Bölgesi Oyonnax Şubesi Gençlik<br />
sahip çıkmaktır.” dedi. Bilgili göreve yeni<br />
ile Bölge Yönetim Kurulunda görev ya-<br />
ler anne ve babalarına her buluşmada<br />
Teşkilatı’nda (GT) görev değişikliğine<br />
atanan Ahmet Kiriş’e başarılar dilerken,<br />
pan Şambaz Öz, Fatih Şahin ve Ahmet<br />
kendilerini sevdiklerini söz ve davranış-<br />
gidildi. Bölge GT Başkanı Mustafa Pala<br />
gençliğin ilerlemesi için çaba gösteren<br />
Nicolas Cuny; Sallanche, Saint Pierre,<br />
larıyla göstereceklerine dair söz verdi.<br />
yapılan istişareler sonucu Oyonnax Şube<br />
herkese teşekkür etti. Bölge GT Başkanı<br />
Annecy ve Albertville şubelerini ziyaret<br />
Ekip son olarak Annecy ve Albertville<br />
GT Başkanlığı’na Ahmet Kiriş’in atandığını<br />
Mustafa Pala yeni başkanı tebrik etti,<br />
etti. Ekip Sallanche Şubesi’ndeki zi-<br />
şubelerinin Yönetim Kurulu Toplantıları-<br />
açıkladı. Oyonnax Şube Başkanı İlyas<br />
üstlenmiş olduğu görevin sorumluluğunu<br />
yaretlerinde haftalık düzenlenen lokal<br />
na katılarak idarecilerle birim eğitim ça-<br />
Bilgili’nin katıldığı istişarede Bilgili “Bizim<br />
hatırlattı ve bu zamana kadar fedakârca<br />
sohbetine katılarak gençlere evlilik ön-<br />
lışmasının yanı sıra toplantı esnasında<br />
önceliğimiz şuurlu olan, neyi niçin yaptığını<br />
gayret gösteren herkese teşekkürlerini<br />
cesi ve sonrasında dikkat edilmesi ge-<br />
dikkat edilmesi gerekilen konular hak-<br />
bilen, kaliteli gençler ile bu mekânlara<br />
sundu.<br />
reken hususlar hakkında ders verdi ve<br />
kında istişarelerde bulundu. Ziyaretler<br />
nasihatlerde bulundu. Gençlerin ilgi ile<br />
Bölge GT’ye iletilen dilek ve temenni<br />
takip ettikleri sohbet soru cevap bölü-<br />
bölümleri ile son buldu.<br />
Kuzey Bavyera<br />
Düsseldorf<br />
Sara Akdağ<br />
Hanife Altuner<br />
Kuzey Bavyera Bölgesi Kadınlar Gençlik<br />
ni” düzenlendi. Programa ayrıca KT İrşad<br />
Düsseldorf Bölgesi Krefeld Şubesi Kadınlar<br />
kamış kalemler ile kitaplara yazıların nasıl<br />
Teşkilatı (KGT) anneler ve kızlarının iletişim<br />
Başkan Yardımcısı Sultan Ergün de katıldı.<br />
Gençlik Teşkilatı (KGT) Osmanlı tarihinden<br />
yazıldığı ve bu sanatların tarihî gelişimi<br />
sorunları ve çözümleri konulu bir seminer<br />
Programın bir diğer konuğu Psikoterapist<br />
günümüze kadar gelen Türk İslam sanatları<br />
hakkında bilgi verdi. Mimari, tezyinat,<br />
düzenledi. Bölge Merkezinde gerçekleşti-<br />
ve Sağlık Uzmanı Ahu Çemen misafirlere<br />
hakkında bir seminer düzenledi. Semineri<br />
minyatür, tezhip, hüsn-ü hat, edebiyat ve<br />
rilen seminerde Bölge KGT Başkanı Emine<br />
şöyle hitap etti: “Gençlere güzel muame-<br />
KT Eğitim Başkanı Tünay Ermiş sundu.<br />
musiki gibi konulara değinen Ermiş özellikle<br />
Pehlivan şunları söyledi: “Bizlerin amacı<br />
le edin. Onların kalpleri çok hassas. Anne<br />
Ermiş sunumunda Türk İslam sanatının<br />
tezhip sanatı üzerinde durdu. Programda<br />
nereden geldiğini ve nereye gideceği-<br />
babalar olarak herşeye rağmek çocukları-<br />
önemine vurgu yaptı ve bu sanatın<br />
gençler kamış kalemlerle yazı çalışmaları<br />
ni bilen ve topluma faydalı olan bir nesil<br />
mızı sevmeli ve onlara örnek olmalıyız. Ço-<br />
canlılığını muhafaza ettiğini ifade etti. Ermiş<br />
yapma imkânı da buldu.<br />
yetiştirmek. Çizgimiz ve sınırlarımız belli,<br />
cuklarımızı iyi dinlemeli ve birlikte zaman<br />
Kur’an ve sünnettir.” Akabinde tesettüre<br />
geçirmeliyiz. Unutmayın güvenin olduğu<br />
giren Cennet Büşra için “Tesettür Töre-<br />
yerde sevgi de olur.”<br />
Ruhr-A<br />
Samed Acar<br />
Ruhr-A Bölgesi Gençlik Teşkilatı (GT)<br />
Sabah Namazı Programı’nı 1000 gencin<br />
ve GT Başkanı Ünal Ünalan’ın katılımıyla<br />
Recklinghausen Eyüp Sultan Camii’nde<br />
icra etti. Kılınan sabah namazının ardından<br />
Ruhr-A Bölgesi GT Başkanı Resul Kale uzak<br />
yakın demeden gençlerin programa iştirak<br />
etmelerinden oldukça memnun olduklarını<br />
ifade ederek gençlere ayrı ayrı teşekkür<br />
etti. Ruhr-A Bölge Başkanı Abdullah<br />
Kodaman ise konuşmasında Müslümanların<br />
neden birlik ve beraberlik içinde olması<br />
gerektiğini açıklayarak gençlere bu konuda<br />
büyük sorumluluklar düştüğünü vurguladı.<br />
Ardından GT Başkanı Ünal Ünalan gençlere<br />
Hz. Muhammed’in ümmeti demenin ne<br />
demek olduğunu konu edinen vaazını sundu<br />
ve sözlerine şöyle devam etti: “Millî şairimiz<br />
Mehmet Akif Ersoy ‘Cuma namazına gelen<br />
cemaat sabah namazına gelirse bu ümmet<br />
kurtulur.’ demiştir. İşte bu sözün ne kadar<br />
doğru olduğunu sizler buraya gelişinizle<br />
ispatlıyorsunuz.” Daha sonra topluca zikir ve<br />
dua edildi.<br />
Ruhr-A<br />
Beyza Ay<br />
Ruhr-A Bölgesi Gladbeck Şubesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı<br />
(KGT) geçtiğimiz yılın ekim ayında başlattığı Su Kuyusu<br />
Projesi’ni tamamladı. Efendimizin “Kul din kardeşine yardımcı<br />
olduğu sürece, Allah da onun yardımcısı olur.” hadisinden<br />
yola çıkan genç idareciler Hasene derneği vesilesi ile su<br />
kuyusu açtıracak. Bu bağlamda Genel Merkeze bir ziyaret<br />
gerçekleştiren idareciler burada birimleri ziyaret etti ve teşkilat<br />
çalışmaları hakkında bilgi aldı.