13.02.2018 Views

HÜCRE KÜLTÜRÜ YAZISI (1) (1)

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

GİRİŞ<br />

Hücre, Robert Hooke’un 1665’li yıllarda tanımladığı küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesini<br />

yani canlıyı oluşturan temel yapı taşlarıdır. Gözle görülemeyecek kadar küçük olan bu yapı<br />

canlı türüne göre farklılık göstermekle beraber değişik boyutlarda ve şekillerde olmak üzere<br />

birçok çeşidi bulunmaktadır. Hücrelerin gösterdikleri yapı özelliklerine bağlı olarak prokaryot<br />

ve ökaryot olmak üzere iki çeşidi bulunmaktadır. Prokaryotik hücreler sitoplazma organelleri,<br />

nükleusu ve nükleus membranı bulunmayan, kalıtsal materyal olarak tek bir DNA molekülü<br />

barındıran hücrelerdir. Prokaryotik hücre tipine örnek olarak bakteriler ve mavi-yeşil algler<br />

verilebilir. Ökaryotik hücreler ise, hücre membranı ve membranla sarılmış organelleri<br />

bulunan ve gelişmiş yapılar ihtiva eden hücre tipleridir. İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler<br />

ökaryotik hücre tiplerine örnek olarak verilebilir. (hücre nedir) Ökaryotik hücrelere<br />

karakteristik olarak baktığımızda sitoiskelet oluşumunu sağlayan filament ve tübüllerden<br />

oluşan bir sitemi bulunmaktadır.<br />

Yaşamın temel, yapısal ve fonksiyonel birimini göstermekte olan hücreler, karakterizasyon<br />

parametrelerine göre değerlendirildiğinde morfolojilerine göre yani sahip oldukları şekil ve<br />

görünümleri baz alınarak 3 alt kategoriye (fibroblast,lenfoblast, epitel benzeri) ayrılmaktadır.<br />

Lenfoblast benzeri (lenfoblastik) hücreler süspanse bir gelişim göstermekte ve küremsi şekil<br />

ile karakterize edilirler. Epitelyal benzeri hücreler, diğer hücre morfolojilerine göre daha<br />

düzenli boyutlarda olup çokgen şeklindedirler ve substrata tutunma geçekleştirerek büyüme<br />

gösterirler. Fibroblastik hücreler (fibroblast benzeri) ise bipolar yada multipolar bir forma<br />

sahip, adherent(yapışma) hücre özelliği göstermekte substrata tutunarak çoğalım<br />

gerçekleştirmektedirler. Fibrobilastik hücrelerin, hücre dışı(ekstrasellüler) matriks üretimi,<br />

özel mikroçevre oluşturarak hücreler arası iletişim(lenfoif dentritik hücrler) sağlaması,<br />

endokrin aktivite, bariyer oluşturarak bağışıklıkla ilgili olmayan savunma(perinöriyal<br />

hücreler) ve mekanik destek sağlamak gibi işlevleri bulunmaktadır. Mezenkimal hücrelerden<br />

köken almakla beraber aktif ve inaktif olmak üzere iki ayrı formda bulunabilmektedir. Aktif<br />

fibrolastlar genellikle kollajen demetlere yakın kısımlarda yer almakta ve yassılaşmış bir<br />

yıldız şekline sahiptirler. İnaktif fibroblastlar ise aktif olanlara nazaran daha küçük ve oval<br />

hücrelerdir.<br />

Şekil1: Lenfoblast benzeri hücreler


Şekil 2: Substrata tutunmuş ve uzamış formda bulunan fibroblast benzeri hücreler.<br />

Şekil 3: Epitelyal benzeri hücreler.<br />

1.<strong>HÜCRE</strong> <strong>KÜLTÜRÜ</strong><br />

Hücre kültürü, tıp alanındaki gelişmeler ile tedavi metodlarını zenginleştirmek, deney<br />

hayvanlarının kullanımını azaltmak ve kanser(!), gen haritalama, toksik maddelerin<br />

incelenmesi gibi birçok alanda kullanılabilirliğinden dolayı büyük bir öneme sahiptir ve<br />

hazırlanması titizlik isteyen çalışma methodudur. Hayvan yada bitkilerden izole edilen<br />

hücrelerin yani canlı hücrelerin ait oldukları organizma dışında, in vitro ortamlarda<br />

büyütülmesi işlemi hücre kültürünü ifade etmektedir. Günümüzde gerçekleştirilen hücre<br />

kültürü çalışmalarına monoklonal antikor, tümör aşıları, hücre içi metabolik aktivitelerin<br />

aydınlatılması, kalıtsal materyallerin replikasyonunun araştırılması ve çeşitli ilaçların hücre<br />

siklusuna etkisinin incelenmesi de örnek olarak verilebilir.<br />

Hücre kültürü in vitro ortamlarda gerçekleştirilmekte olup hücrelerin canlı organizmada<br />

bulunduğu koşullar yani canlı ortamda yaşıyormuş gibi doğal yaşam şartları sağlanmaktadır.<br />

Memeli hücreleri 37 0 C iken böcek hücrelerinin 28 0 C’de yaşaması her canlı tipinin yaşam<br />

ortamının farlılık gösterdiğinin bir belirtecidir. Memeli hücreleri belirli besi ortamına(amino<br />

asitler,glikoz,tuzlar,vitaminler), uygun pH (7.4), büyüme faktörleri (FBS- fetal bovine<br />

serum),) sıcaklık(37 0 C), nem ve CO2 (%5) gibi çoğalması için gerekli olan ihtiyaçlarının<br />

bulunduğu ortamlarda muhafaza edilmektedir.<br />

Hücre kültürüyle gerçekleştirilen kompleks çalışmalara (kanser, metabolik aktiviteler, vb.) ,<br />

protein ve nükleik asit izolasyonları, mikroskobik incelemeler gibi daha basite indirgenmiş<br />

çalışma örnekleri verilebilmekte ve bunlar için biyolojik materyali sağlamaktadır.


İlk olarak hücre kültürü, kurbağa sinir hücrerinin, daha sonra ise tavuk kalp hücrelerinin<br />

incelenmesiyle kullanılmaya başlanmıştır. İnceleme çalışmalarının yaygınlık kazanmasına<br />

bağlı olarak çok sayıda canlı ve hücre çeşiti için hücre kültürleri geliştirilmiştir ve virüs bilimi<br />

olarak bilinen viroloji alanındaki uygulamalar için 1940’lı tarihlerde kullanılmaya<br />

başlanmıştır. 1954 yılında Nobel Tıp ödülünün alındığı çocuk felci üzerine geliştirilmiş olan<br />

aşılar da hücre kültürü çalışmalarına verilebilecek en önemli örnekler arasında yer almaktadır.<br />

Bu ödüllü çalışmadan daha önce 1951’li yılların başlarında ilk kez servikal karsinomalı (<br />

rahim kanalı kanseri-HeLa hücreleri) hastadan alınan insan kanser hücrelerinin kültürü<br />

hazırlanmıştır. Kanser hücreleri, sonsuz, anormal ve kontrol dışı bölünme ile çoğalan agresif<br />

hücrelerdir. HeLa hücre seriside günümüzde kanser çalışmalarında sıklıkla kullanımı devam<br />

etmekte olan ölümsüz hücre hattı olarak isimlendirilmektedir.<br />

Şekil 4: HeLa (rahim kanalı kanser hücreleri)<br />

2.KÜLTÜR VE ÇOĞALMA POTANSİYELİNE BAĞLI <strong>HÜCRE</strong> TİPLERİ<br />

2.1. Kültür Tiplerine Göre Hücreler<br />

2.1.1. Primer Hücre Kültürü: Doku ve organ parçalarının hücre kültürü hazırlamak<br />

amacıyla kullanılmasına eksplant denilmektedir. Ekspalntın doku veya organlardan tripsin ile<br />

ayrıştırılmasının ardından in vitro şartlarda kültür kaplarına gereçekleştirilen ilk ekimlerine<br />

primer kültür denir. İn vitro koşularda çoğalma gerçekleştirirken in vivo ortamda sahip<br />

oldukları genotipik ve fenotipik özelliklerini büyük oranda koruyabilmektedirler.<br />

Şekil 5:Primer hücre kültüe basamakları


2.1.2. Sekonder Hücre Kültürü: Maksimum 50 defa pasajı gerçekleştirilebilen ve normal<br />

diploid kromozom sayısına sahip hücrelerden elde edilerek hazırlanan kültürlere<br />

denilmektedir.<br />

2.1.3. Sürekli Hücre Kültürü: Kromozom sayıları sabit olamamakla beraber genel olarak<br />

kanser hücrelerinin kültüre edilmesiyle hazırlanmakta olup aynı zamanda laboratuvar<br />

ortamında değişim gösterebilmektedirler. Bu kültüre bilim dünyasında ölümsüz hücreler<br />

olarak kabul edilen ve günümüzde kanser çalışmalarında halen kullanılmakta olan insan<br />

serviks karsinoma (HeLa) hücreleri örnek verilebilir.<br />

2.2.Büyüme Tiplerine Göre Hücreler<br />

2.2.1. Adherent Hücreler: En bilinen örnekleri arasında bağ dokusu ve fibroblast hücreleri<br />

verilen, kültür kabına tutunma bağımlılığı ile kültüre edildikleri flask yada diğer kültür<br />

kaplarına yapışarak monolayer (tek tabaka) halinde gelişim gösteren hücrelerin tamamını<br />

kapsamaktadır. Split edilmek istendiğinde enzim(tripsin) yada mekanik kuvvet (kazıma)<br />

yardımıyla kültür kabından (flask, petri, well plate, vb.) kaldırılarak, besiyeri ile santrifüj<br />

sonrasında süspanse form kazandırılmış olup diğer flasklara aktarılmaktadır.<br />

Şekil 6: Monolayer büyüme gösteren hüceler<br />

2.2.2. Süspanse Hücreler : Adherent hücrelerden farklı bir gelişim gösteren bu hücreler,<br />

tutunma bağımlılığı olamayan, kültür kaplarına yapışma eğiliminde bulunmadan çoğalım<br />

göstermektedirler. Başka flasklara aktarılmak istediğinde, herhangi bir enzime veya mekanik<br />

uygulamaya ihtiyaç duymadan aktarım sağlanabilmektedir. Bulunduğu ortamla bağlantı<br />

kurmadan çoğalabilen kan hücreleri örnek olarak verilebilmektedir.<br />

Şekil 7: Yüzeye tutunmadan, besi ortamında askıda büyüyen hücreler


Tablo 1: Adherent- süspanse hücre karşılaştırması<br />

Süspanse Hücreler<br />

Tutunma bağımlısı olmayan tüm hücre<br />

hatlarına uygun,<br />

Kültürün seyreltilmesi büyümeyi teşvik<br />

edecek şekilde etkilemektedir.<br />

Hücrelerin konsantrasyon seviyeleri büyüme<br />

sınırını belirlemektedir.<br />

Adherent Hücreler<br />

Başta primer(birincil) kültür tipi dahil<br />

olmakla beraber çoğu hücre tipi için uygun,<br />

İnverted mikroskopta görsel gözlemlenmesi<br />

kolay,<br />

Yüzey alanı büyüme oranlarını<br />

sınırlamaktadır.<br />

3.<strong>HÜCRE</strong> <strong>KÜLTÜRÜ</strong> LABORATUVARI<br />

Hücre kültürü laboratuvarında yapılan eylemi ciddiye almak ve güvenlik uyarılarına dikkat<br />

kesilmek olmazsa olmazdır. Bu ortamda meydana gelebilecek dikkatsizlikler ve kural ihlalleri<br />

ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğinden, kişi sadece kendi güvenliği için değil<br />

laboratuvarda çalışan başka insanları da tehlikeye atmaktan sakınmalıdır. (Hücre kültürü<br />

çeviri)<br />

3.a.Aseptik teknikler<br />

Aseptik teknikler kültür ortamının stabil olmasını sağlamak, mikroorganizmaların ve çeşitli<br />

bulaşkanların kontaminasyonunu önlemek amacıyla gerçekleştirilen teknik uygulamalardır.<br />

Bir hücre kültüründe yapılan çalışmaların en sağlıklı şekilde gerçekleştirilebilmesi için<br />

kontaminasyon riskinin en aza indirgenmesi şarttır. Kültür ortamının kontaminasyona<br />

uğraması steril olmayan solüsyonlar ve pipet uçları, düzenli olarak sterilize edilmeyen<br />

kaynaklanmaktadır. Aseptik tekniğin unsurları steril bir çalışma alanı, kişisel hijyen, steril<br />

reaktifler, medyum ve steril kullanımdır. (Hücre kültürü çeviri).<br />

3.b.Steril Çalışma Alanı<br />

Havadaki toz parçacıklarından ve partiküllerden (öksürme, hapşırma ve sporlar vs.)<br />

korunmanın en iyi ve elverişli yolu biyogüvenlik kabinlerinin kullanılmasıdır. Steril bir<br />

çalışma ortamı için;<br />

• Biyogüvenlik kabinleri kapı ve pencerelerden, laboratuvardaki personel geçiş trafiğinden en<br />

az şekilde etkilenebilecek bir yere kurulmalıdır.<br />

• Çalışma ortamı olabildiğince düzenli olmalı ve depolama alanı olarak kullanılmamalıdır.<br />

• Ortam çalışmadan önce ve sonra düzenli olarak %70 etanol ile dezenfekte edilmelidir.<br />

Özellikle herhangi bir solüsyonun dökülmesi halinde alan temizlenmelidir.<br />

• Hücre kültürü kabini içerisinde ateş ile çalışmak önerilmemektedir.<br />

• Biyogüvenlik kabininin yapılan çalışmada sürekli kapanıp açılması uygun değildir. Uzun<br />

süre çalışılmayacaksa kapatılmalıdır (Cell culture basics).<br />

3.c.Personel Hijyeni<br />

Yapılacak çalışmaya başlanmadan önce ve sonra mutlaka ellerinizi yıkamanız gerekmektedir.<br />

Ayrıca tehlikeli kimyasallardan korunmak için laboratuvar önlüğü giyilmeli ve steril<br />

laboratuvar eldiveni takılmalıdır (Cell culture basics).


3.d.Steril Ajanlar ve Medyumlar<br />

Ticari olarak satın alınan reaktifler ve medyumların sterilizasyonu sağlanmış bir şekilde gelir.<br />

Fakat bu malzemelerin çalışma esnasında kirlenebilmeleri kuvvetle muhtemeldir.<br />

Sterilizasyonundan emin olmadığınız malzemeleri laboratuvarda otoklav veya steril filtre<br />

cihazı kullanılarak sterilize etmek mümkündür (Cell culture basics).<br />

3.d.1.Steril Çalışma Adımları<br />

• Ellerinizi ve çalışma alanını sürekli %70 etanol ile silin.<br />

• Kapları, şişeleri, flaskları vb. malzemeleri çalışma alanına koymadan önce mutlaka %70<br />

etanol ile silin. Ayrıca dökülmelere karşı dikkat edin<br />

• Sıvılarla çalışırken steril cam veya plastik tek kullanımlık pipet uçları kullanın. Herhangi bir<br />

bulaşma riskine karşın her pipet ucunu bir kez kullanmaya özen gösterin ve pipetlerinizi<br />

çalışma alanında dışarı çıkarmamaya özen gösterin.<br />

• Şişerlerle çalışırken kapaklarını açık bırakmamaya ve açtığınız kapakları üst tarafı aşağıya<br />

bakacak şekilde koymaya dikkat edin.<br />

• Çalışma esnasında konuşmamaya, şarkı söylememeye ve ıslık çalmamaya özen gösterin.<br />

• Kontaminasyonun en aza indirgenmesi için çalışmanızı olabildiğince hızlı gerçekleştirin<br />

(Cell culture basics).<br />

3.e.Kontaminasyon Riski<br />

Laboratuvarda çalışırken her an konteminasyon riskine karşı dikkatli olunmalı. Bu, yapılan<br />

çalışmaların sağlıklı sonuç alınması ve verimliliğinin maksimum düzeyde olması için şarttır.<br />

Konteminasyon hemen her laboratuvarda temel sorunlardan biridir. Herhangi bir<br />

konteminasyon oluşması halinde sadece laboratuvar malzemelerinin ziyanı değil aynı<br />

zamanda büyük zaman kayıplarına da sebep olacağından yapılan çalışmanın her adımına<br />

dikkat edilmeli ve steril çalışılmalıdır. Konteminasyonun engellenmesi için hücre kültürünün<br />

her basamağında kullanılacak olan materyaller %70’lik etanol ile temizlenmelidir. (Hücre<br />

kültürü çeviri)<br />

3.1.<strong>HÜCRE</strong> <strong>KÜLTÜRÜ</strong> EKİPMANLARI<br />

3.1.a.Biyogüvenlik Kabini (Laminar flow-Hood)<br />

Biyogüvenlik kabinleri laboratuvarda çalışan personeli, yapılan çalışmayı ve ortamı, havadaki<br />

toz partiküllerinden, sporlardan ve çeşitli enfeksiyöz mikroorganizmaların bulaşmasından<br />

korumak için kullanılan bir cihazdır. Biyogüvenlik kabininin temel çalışma prensibi;<br />

içerisinde oluşturduğu kontrollü hava akımı ile iç ortamı-dış ortamdan ayırmakta ve<br />

kontaminasyona neden olacak moleküllerin girişini engellemeye dayanmaktadır. Kabinin iç<br />

ortamının dış ortamdan ayrılması steril çalışma ortamının sağlanması için gereklidir.<br />

Biyogüvenlik kabinleri steril çalışma alanı düzeylerine göre üç sınıfa ayrılır(Hücre kültürü<br />

çeviri, Cell culture basics).


1<br />

1<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6 7 8<br />

9 10<br />

11<br />

12<br />

13<br />

14<br />

15<br />

Şekil 8: Steril bir biyogüvenlik kabini içerisinde bulunan ekipmanlar<br />

1-2: Çalışma esnasında ependorf ve falcon tüplerin yerleştirildiği steril Rek (Rack).<br />

3-4: Steril ependorf tüpü kutuları<br />

5: PBS<br />

6: Tripan blue<br />

7: DMSO<br />

8: Steril pipet uçları<br />

9: Pipetler (10-1000 µl)<br />

10: Steril aspiratör uçları<br />

11: Petri kapları<br />

12: Falcon tüpler<br />

13: Pipetör<br />

14: Aspiratör hortumunun yerleştirildiği yalıtkan zemin<br />

15: Kalem<br />

1.Sınıf Biyogüvenlik kabini: 1. Sınıf hücre kültürü biyogüvenlik kabinleri iyi mikrobiyolojik<br />

şartlar oluşturulduğunda laboratuvarda çalışan personele, çevreye ve yapılan çalışmaya iyi bir<br />

koruma sağlar. (Hücre kültürü çeviri, Cell culture basics).


2.Sınıf Biyogüvenlik kabini: 2. Sınıf hücre kültürü biyogüvenlik kabinleri hücre kültürü<br />

çalışmaları için gerekli aseptik ortamı sağlamakla beraber BSL- 1,2 ve 3 materyalleri içeren<br />

bir iş için tasarlanmıştır (Cell culture basics).<br />

3.Sınıf Biyogüvenlik kabini: 3. sınıf Biyogüvenlik kabinleri gaz geçirmesine engel teşkil<br />

etmektedir ve çalışanlar için yüksek güvenlik düzeyine sahiptir(Cell culture basics).<br />

3.1.b.İnverted (Ters) Mikroskoplar<br />

Mikroskop 1590-1610 ylları arasında günümüz kaynaklarına göre keşfeden kişinin tam<br />

bilinmediği, gözle görülemeyecek kadar küçük yapıların gözlemlenmesi amacıyla kullanılan<br />

bir cihazdır. Mikroskopların çalışma alanına göre ışık mikroskobu, elektron mikroskobu ve<br />

ters mikroskop gibi çeşitleri mevcuttur. Ters mikroskoplar kültürdeki hücrelerin gözle<br />

görülmesi, stabil durumları hakkında hakkında fikir edinmek ve buna göre yapılacak<br />

çalışmaya karar vermek için kullanılmaktadır. Ters mikroskoplar ışık mikroskoplarından<br />

farklı olarak zemin alt kısmındaki objektif mercekleri, üst kısmındaki ışık kaynağı ve<br />

yoğunlaştırıcı bulunduran mikroskop türüdür. Bazı hücreler kültür edildikten sonra kabın<br />

tabanına tutunduklarından dolayı objektif kısmı zeminin alt kısmından okülere görüntü<br />

sağlamaktadır. Mikroskopla çalışan personelin sağlıklı görüntü alabilmesi amacıyla<br />

mikroskopta 4X, 10X ve, 20X gibi farklı büyütme ölçekleri yer almakta, görüntünün<br />

netleşmesi açısından bir makrovida ve bir mikrovida, ışık şiddetinin ayarlanması için de bir<br />

kontrol düğmesi bulunmaktadır. (Hücre kültürü çeviri).<br />

1<br />

3<br />

4<br />

2<br />

5<br />

7<br />

6<br />

Şekil 9: Ters Mikroskop<br />

1: Oküler<br />

2: Mikroskop gövdesi<br />

3: Kamera<br />

4: Işık kaynağı<br />

5: Hareketli tabla<br />

6: Makro-Mikro vida


7: Hassas ayarlayıcı<br />

3.1.c.Santrifüj<br />

Santrifüj bir karışım içerisinde farklı boyutlardaki partiküllerin ve farklı yoğunluklara sahip<br />

sıvıların yer çekimi kuvvetine bağlı olarak yüksek hızda döndürmek suretiyle birbirlerinden<br />

ayrılmasını sağlayan cihazdır. Hücre kültüründe santrifüj kullanmanın amacı, yapılacak işlem<br />

için kültür kabından alınan hücrelerin diğer ortam bileşenlerinden (besiyeri, tripsin, DMSO<br />

gibi) ayrılmasını sağlamaktır. Santrifüjün yüksek hızda çalıştırılması hücrelere zarar<br />

vereceğinden işlem sırasında hassas davranılmalıdır. (Hücre kültürü çeviri).<br />

3.1.d.İnkübatör<br />

Hücrelerin kültüre edilmesi için in vivo koşullara yakın ortamın sağlanması şarttır.<br />

İnkübatörler hücrelerin büyüyebilmesi için ihtiyaç duydukları uygun ortam sağlamaktadır.<br />

İnkübatörlerde ayarlanabilir sıcaklık, CO2 ve nem gibi belirli koşullar altında (% 5 CO2 ve<br />

37 o C sıcaklık) hücrelerin yaşam ortamı sağlanması açısından önem arzetmektedir. Hücrelerin<br />

canlılığını devam ettrebilmesi ve çoğalabilmesi açısından bir miktar nemin ortamda<br />

bulunması gerekmektedir. Nem ortamdaki solüsyonların buharlaşmasını engellemektedir.<br />

Hemen her inkübatörde nemin sağlanması için bir miktar saf suyun bulunduğu bir kap<br />

bulunmaktadır. Hücreler in vivo ortamda bulundukları dokuya göre değişkenlik göstermekle<br />

beraber belirli pH düzeylerinde varlıklarını sürdürmektedirler. Ayrıca in vivo ortamda<br />

hücrelerin yapısal ve fonksiyonel çalışmalarını yerine getirebilmesi, enzimlerin çalışması ve<br />

pH düzeyinin sabit kalması açısından hücre içi ve hücreler arası tampon sistemleri<br />

bulunmaktadır. İnkübatörlerin bu şartları sağlamasının yolu ise CO2 ’den geçmektedir. CO2<br />

inkübatördeki hücrelerin pH seviyelelerinin değişmeye karşı direnç göstermesini<br />

sağlamaktadır. CO2 gazının inkübatöre aktarılması için CO2 gazı tüpü bir bağlantıyla cihaza<br />

giriş sağlamaktadır. (Hücre kültürü çeviri-fizyolojik tampon sistemleri)<br />

Vücut içerisinde iç dengeyi sağlamak için hücre içi ve hücreler arası birden fazla tampon<br />

sistemi bulunmakta ve birçok organ bu sistemlerde görev almaktadır. Vücutta ortamın pH,<br />

sıcaklık vb. değişimleri hücrelerin fonksiyonlarını bozacağından çeşitli hastalıklara sebep<br />

olmakla beraber organizmanın yaşam kalitesini düşürmekte hatta ölümcül sonuçlara yol<br />

açabilmektedir. Vücut içerisindeki dengenin sağlanması için karbonik asit-bikarbonat<br />

tamponu, protein tamponu ve fosfat tamponu olmak üzere üç ana tampon sistemi mevcuttur.<br />

Şekil 10: İnsan vücudunda bulunan bikarbonat tampon sisteminde CO 2’nin önemi.


-İnkübatör Tipleri<br />

İnkübatörler tiplerine göre kuru ve nemli inkübatörler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kuru<br />

inkübatörler daha ucuzdur ve hücrelerin inkübe edildiği ortam buharlaşmayı önlemek<br />

amacıyla kapalıdır. Kuru inkübatörlerde nemin sağlanması için bir su kabı bulunmaktadır<br />

fakat ortam koşullarının hassas bir şekilde kontrol edilmesine olanak sağlamamak gibi<br />

dezavantajları bulunmaktadır. Nemli inkübatörler kuru inkübatörlere nazaran daha pahalıdır<br />

ancak kültür şartlarının hassasiyeti yüksek düzeylidir. Nemli inkübatörler ortam koşullarının<br />

istenildiği gibi olmasını sağlarken personelin konrolü için ortamın durumu hakkında bilgi<br />

vermekte ve hassas çalışma programına sahip gibi avantajları vardır.<br />

1<br />

3<br />

2<br />

4<br />

5<br />

6<br />

7<br />

Şekil 11: CO 2 İnkübatörü<br />

1: CO2 oranı göstergesi<br />

2: Nem oranı göstergesi<br />

3: Sıcaklık göstergesi<br />

4: Ortam koşulları ayarlayıcı düğmeler<br />

5: Ortamın CO2 ihtiyacını ayarlayan CO2 tüpüne bağlı panel<br />

6: İnkübatör rafları<br />

7: Nemin sağlandığı karışımın bulunduğu su kabı<br />

3.1.e.Su Banyosu<br />

Hücre kültürü laboratuvarında kullanılan solüsyonlar genellikle 4 0 C’de saklanmaktadır.<br />

Hücrelerin inkübatör aşamasından (37 0 C) alınıp 4 0 C’deki bir solüsyon ile muameler<br />

edildiğinde hücreler şoka uğramakta ve strese girmektedirler. Böyle bir sorunun engellenmesi<br />

açısından 37 o C’lik su banyoları mevcuttur. 4 o C’den alınan solüsyonlar su banyosunda yani<br />

37 o C’de bir süre bekletilir, solüsyonlar bir miktar ısınması sağlandıktan sonra hücrelere<br />

muamele edilir. (Hücre kültürü çeviri)


3.1.f.Depolama Alanı ve Buzdolapları<br />

Hücre kültürü laboratuvarında kullanılan besiyerlerleri ve diğer solüsyonlar, ilaçlar, kimyasal<br />

maddelerin oda sıcaklığında bozulmasını önlemek amacıyla bir belirli koşullar altında bir<br />

saklama alanına ihtiyaç vardır. Buzdolapları bu ihtiyacı karşılayabilecek düzeyde bir cihazdır.<br />

4 o C veya -20 o C saklanması gereken medyum ve çeşitli ilaçlar için buz dolapları idealdir.<br />

Bunun dışında daha düşük sıcaklıklarda saklanması gereke materyaller vardır. Bahsedilen<br />

materyaller için ise -80 o C’lik özel kabinler veya -196 o C’lik sıvı azot tankları<br />

bulunmaktadır.(buzdolapları ve kültür kapları).<br />

3.1.g.Hücre Kültür Kapları<br />

Hücrelerin beslenmesi, birbirleriyle iletişim halinde olması ve çoğalabilmesi için farklı<br />

büyüklüklerde hücre kültür kapları bulunmaktadır. Hücrelerin ekimi flask ve petri kapları,<br />

inkübatöre alınması için flasklar kullanılmaktadır. Bahsedilen kültür kapları hücre<br />

çoğalmasının en sağlıklı şekilde olmasını sağlamak açısından dip kısımları düzdür ve<br />

hücrelerin yapışmasını sağlamak için kabın yüzeyi hücre dışı matriksi taklit eden özel sentetik<br />

bileşenlerden üretilmiştir. Bunları dışında yapılacak işleme göre değişkenlik gösteren 6, 12,<br />

24, 48 ve 96 kuyucuğa sahip kaplar da mevcuttur. (Hücre kültürü çeviri ve buzdolapları ve<br />

kültür kapları).<br />

4.<strong>HÜCRE</strong> <strong>KÜLTÜRÜ</strong>NDE KULLANILAN SOLÜSYONLAR<br />

İn vitro ortamda hücrelerin metabolik aktivitelerini sürdürerek yetiştirilebilmeleri için gerekli<br />

normal fizyolojik mikroçevreyi yine laboratuvar ortamında hazırlanmakta olan kültür<br />

besiyerleri(besleyici solüsyonlar) sağlamaktadır. Vitamin, aminoasit, iyon, lipid, protein ve<br />

karbonhidrat içeriği ile hücrelerin gelişimine katkıda bulunmaktadır. Hücre tipine, hücrenin<br />

elde edildiği organizmanın türüne ve ortama adapte olma özelliklerine göre besiyeri ihtiyacı<br />

farklılık gösterebilmektedir. Hücrelerin besiyeri türüne bağlı olarak farklı davranışlar<br />

gösterebilmesi göz önünde bulundurularak çalışılan hücre hattına uygun besiyeri<br />

belirlenmelidir.<br />

4.1.DMEM (Dulbecco’s Modified Eagle Media): Kültürde büyütülen hücrelerin<br />

beslenmeleri için ihtiyaç duyulan glukoz, uygun pH, fenol, demir kırmızısı, canlılıklarının<br />

devamı için gerekli ozmolarite, fonksiyonları için vitamin ve aminoasitleri içeriğinde<br />

barındırmaktadır. Fakat içeriği tek başına hücrelerin gelişimi için yeterli düzeye sahip<br />

değildir. İnsan, hamster, fare vb. birçok hücre tipi için kullanımı mevcuttur.<br />

4.2.FBS (Fetal Bovine Serum): İçeriği tam olarak analiz edilmemiştir fakat hücrelerin kültür<br />

kaplarına yapışmalarını ve buna bağlı olarakda çoğalma gerçekleştirebilmelerini sağlayan<br />

zengin protein çözeltisidir. Hormonlar, hücrelerin büyümesi ve çoğalmasını gerçekleştiren<br />

faktörler ve özellikle adherent hücreler için gerekli olan yüzeye tutunabilmeyi sağlayan<br />

hücrelerarası matriks proteinlerini içeriğinde bulundurur. Hücrelerarası bağlantıda Ca ve Mg<br />

iyonları önem teşkil etmektedir. FBS çözeltisi , sığır hayvanlarının fetüsünden izole edilen<br />

kanın doğal olarak pıhtılaşması sonucunda geriye kalan bölümden hazırlanmaktadır.


4.3.Tripsin: Tripsin, proteaz enzim ailesinde yer alan bir endopeptidazdır. İşlevsel<br />

merkezinde histidin(46.AA) ve serin (183.AA) amino asitleri yer almaktadır. Sindirim sistemi<br />

enzimi olarakda blinen tripsin polipeptid bağlarını arjinin ve lizin amino asitlerinden kesime<br />

uğratmaktadır. Bu enzim 24500 molekül ağırlığında pankreastan inaktif tripsinojen şeklinde<br />

salgılanmakta ve ince barsakta tripsin yada enteropeptidaz etkisiyle aktif tripsin formu<br />

kazandırılmaktadır. Enzimlerin sıcaklıkta yapı ve fonksiyonlarını kaybetmesi söz konusu<br />

olduğu için saklama koşullarına dikkat edilmelidir. Tripsinin aktivitesini kaybetmemesi için<br />

en uygun sıcaklık -20 o C’dir. Fakat tripsin uygulamasının ardından sıcaklık (37 o C) artışı<br />

daha etkili çalışmasını sağlamaktadır. FBS’in içeriğinde tripsin inhibitörleri bulunmaktadır.<br />

İnhibitör, enzimlerin etkinliğini durduran maddelerin geneline verilen isimdir. Bu nedenle<br />

hücre kültürü çalışmalarında tripsisinizasyon basamağından önce ortam PBS (Ca +2 ve Mg +2<br />

içermeyen) ile yıkanmalı ve yüzeydeki serumun uzaklaştırlması gerekmektedir.<br />

Şekil 12: Süspanse edilmiş hücreler<br />

Adherent hücre Tripsinizasyon ESM protein bağlantıları kopmuş<br />

Hücreler<br />

4.4.dPBS (Dulbecco’s Phosphate Buffered Saline): İçeriğinde inorganik tuzlar (Ca +2 ve<br />

Mg +2 ) ve su bulunmaktadır. Bu şekilde hücre metabolizmasını desteklemekte ve hücreler için<br />

en uygun ortamı sağlamak için pH’ı tamponlamaktadır. dPBS’in hücre kültürü çalışmalarında<br />

kullanılamasının temel amacı hücre içindeki ve dışındaki osmotik basıncı dengede tutan bir<br />

tuz solüsyonu olmasıdır.<br />

4.5.Freezen Medium: Hücrelerin saklanmasında, sıklıkla kullanılmakta olan sıvı nitrojende<br />

(-186 o C) veya -80 o C‘de tavsiye edilen donma ortamında DMSO yada gliserol gibi<br />

intraselüller kriyoprotektan bir ajan kullanılmalıdır. Hücre kültürü dondurma ortamı olan<br />

Recovery yada Synthesizer-a-Freeze® gibi özel olarak tasarlanmış tam bir kriyoprotektan<br />

aracılarıda kullanabilmektedir.<br />

Recovery, hücrelerin yaşamlarını devam ettirebilmeleri ve çözdürme işlemine tabi<br />

tutulduktan sonra hücrelerin geri kazanımı için ihtiyaç duyulan fetal sığır serumu içermektedir<br />

ve memeli hücre kültürleri için hazır kullanımlı kriyoprezervasyon bir ortam sağlamaktadır.<br />

Synthesizer-a-Freeze® medium, %10 DMSO içeriğine sahipken protein barındırmamakta ve<br />

kimyasal olarak tanımlanmış olup primer hücre kültürleri için en uygun kriyoprezervasyon<br />

ortamı oluşturmaktadır.


5-<strong>HÜCRE</strong> <strong>KÜLTÜRÜ</strong> UYGULAMALARI<br />

5.1.Çözdürme: Sonraki çalışmalarda kullanım amacı ile saklanmış, dondurulmuş olan hücre<br />

hatlarının kullanılabilmesi için ilk olarak çözdürülmesi gerekmektedir. Çözdürme işlemi<br />

oldukça fazla hassasiyet gerektirmekte ve en az hücrelerin dondurulma aşaması kadar önem<br />

arz etmektedir.<br />

5.2.Ekimi:<br />

5.3.Hücrelerin Yeni Ortam Adaptasyonu ve Çoğalma Fazları<br />

Hücrelerin belirli bir ortamdan alınıp başka bir ortama ekimi yapılırken son derece dikkatli<br />

olunmalıdır. Çünkü hücreler bulunduğu ortamlara uyum sağlamak için uğraş sarfetmektedirler<br />

ve ani değişimler hücreler üzerinde şok etkisi yaratmaktadırlar. Hücre kültürü laboratuvarında<br />

bahsedilen bu ortam şartlarının hücreler üzerindeki etkisi hakkında fikir edinilmesi için belirli<br />

fazlar mevcuttur. Bunlar sırası ile şöyledir;<br />

5.3.1.Lag (Adaptasyon) Fazı<br />

- Hücreler girdikleri yeni besi ortamına ve şartlara uyum sağlamaya çalışırlar.<br />

- Hücre tipine göre uzunluğu değişebilir.<br />

- Bazı durumlarda çok kısa veya hiç olmayabilir. (Lag-Log fazı)<br />

5.3.2.Logaritmik (Log) Üreme Fazı<br />

- Hücrelerin uyum evresinin bittiği ve büyüme, bölünme maksimum düzeyde olduğu<br />

fazdır<br />

- Hücreler fiziksel ve kimyasal olarak en dengeli durumdadır<br />

- Dengeli bir büyüme görülmektedir.<br />

- Hücrelerin yapılacak işlem için en sağlıklı olduğu evredir. (Lag-Log fazı)<br />

5.3.3.Durgun Faz<br />

- Hücrelerin büyümeleri durur, toplam canlı hücre sayısı sabit kalır.<br />

- Hücrelerde üreme durur veya üreme oranı ile ölüm oranı dengededir. (Lag-Log fazı)<br />

5.3.4.Ölüm Fazı<br />

- Hücrelerin besin ve oksijen ihtiyacını karşılayamaması, ortamda toksik maddelerin<br />

birikmesi ve popülasyon yoğunluğunun dengesiz konumda artmış olmasından<br />

kaynaklanır.<br />

- Ölüm fazından alınan hücreler sağlıksız cevap verme eğilimindedirler. (Lag-Log fazı)<br />

-


Şekil 13: Hücrelerin yeni ortama göre durumları.<br />

5.4.Hücre Kültürünün Rutin Bakımı<br />

Kültüre daha yeni alınmış hücreler kültür kabına bağlanmaya başlamaktadırlar. Daha sonraki<br />

evrede kültür kabına yerleşen hücreler uygun besiyerinin de olması ile tek tabaka olana değin<br />

bölünmeye başlarlar. Yeteri düzeyde besin ve oksijene ulaşamayan hücrelerin bölünmesine<br />

devam etmesi onların sağlıksız olmasına neden olur. Hücrelerin % cinsinden yüzeyi<br />

kaplamasına konfluens adı verilmektedir. Hücreler metabolik aktivitelerini ve çoğalmalarını<br />

gerçekleştirebilmek için besiyeri içeriğini kullanmaktadırlar. Bu yüzden hücrelere taze ortam<br />

sağlanabilmesi için ortalama olarak 2-3 günde bir değiştirilmelidir. Bu, hücreler üzerinde<br />

yapılacak olan çalışmanın verimli olması için gereklidir. Kültür kabında bölünen hücrelerin<br />

monolayer (tek tabaka) düzeye ulaştıklarında bölünmeleri yavaşlar ve durur. Kanserli hücreler<br />

ise bu durumun aksi şekilde davranırlar. Kültür kabının yüzeyini kapladıklarında çok tabakalı<br />

olacak şekilde bölünmelerine devam ederler. (hücre kültürü çeviri).<br />

Kültürde bulunan hücrelerin rutin durumlarını saptamak için çeşitli uygulamalar vardır. Fenol<br />

red çözeltisinin kullanımı bu tekniklerden biri olmakla beraber, kullanışlı olması ile sıkça<br />

tercih edilen yöntemlerden biridir. Fenol red çözeltisi bir pH indikatörüdür ve stabil durumda<br />

(pH; 7.5) pembe renktedir. Ortamın pH’sı 7.5’ten daha düşük (asidik) bir değere indiği zaman<br />

sarı, pH 7.5’in üstünde (bazik) bir değere çıktığı zaman ise kırmızı renge bürünür. Bilindiği<br />

üzere hücreler degrede olduklarında hücre içerisindeki iyon vb. moleküllerin salgılanması<br />

gerçekleşir. Atık moleküllerin ortama salınması ile ortamın pH’sı ya asidik düzeye iner ya da<br />

bazik düzeye çıkmaktadır. Ortamda fenol red çözeltisinin bulunmasının nedeni hücre kültürü<br />

pH düzeyinin gözle görülecek düzeye bir belirteç olmasından gelmektedir.(fenol kırmızısı)<br />

5.5.Hücre Sayımı : Hücre kültürü çalışmalarında en önemli basamaklardan birini<br />

oluşturmaktadır. Hücre sayımı, çalışmalarda gereksinim duyulduğu kadar hücrenin işleme<br />

alınabilmesinde aynı zamanda da sayım yaparken kullanılan tripan blue boyası ile canlı ve<br />

ölü hücrelerinde analizinin yapılmasında olanak sağlamaktadır. Laboratuvarlarda 0.1 mm 3<br />

hacimde sayım yapılmasını sağlayan Thoma lamın tercih edilmektedir. Thoma lamın,<br />

üzerinde çukur bir kısım bulundurmakta ve bu çukurun oluşturmuş olduğu iki bölmeye lamel<br />

yerleştirildikten sonra hücreler aktarılmaktadır. Lamın sayım yapılacak alanı üzerinde kare


çizgilerle belirtilmiş bölmeler yer almaktadır. Thoma lamın İnverted mikroskobuna<br />

yerleştirilrek genellikle 10X’de hücrelerin sayımı gerçekleştirilmektedir.Sayım işlemi<br />

yapılırken en büyük karenin kenar çizgilerinde bulunan hücreler dışında bütün hücreler<br />

sayıma dahil edilmektedir.<br />

Şekil 14: Thoma lamın ve mikroskopta gözlemlenen sayım alanı<br />

5.6.Hücre Pasajlama:<br />

5.7.Dondurma: Hücreler dondurma işlemine tabi tutulduklarında, hızlı bir şekilde<br />

dondurulması hücre içeriğinde (intrasellüler) buz kristalleri olşumuna bağlı olarak hücre<br />

membranının hasarına sebebiyet vermektedir. Hızlı dondurmanın aksine yavaş<br />

gerçekleştirilen dondurma ekstraselüler ortamda (hücre dışı) buz kristallerinin oluşumuna ve<br />

osmotik dehidratasyona sebep olmakta böylece hücre hasarına yol açmaktadır. İntrasellüler ve<br />

ekstrasellüler ortamda meydana gelen buz kristallerinin oluşumu, hücre bariyerlerinin<br />

bozulması ile beraberinde getirdiği hücre ve organellerinin lizisine neden olmaktadır.<br />

Karşılaşılabilecek böyle sorunları ortadan kaldırmak yada en aza indirgemek için DMSO yada<br />

gliserol gibi kriyoprotektan ajanlar olarak isimlendirilen maddeler ile hücreler muamele<br />

edilmelidir. Kriyoprotektan ajanların kullanımının temel nedeni, H2O moelküllerini bağlaması<br />

böylece kristalizasyonu yavaşlatarak solütlerle aynı zaman aralığında kristalleşmesini<br />

sağlamasındandır. Kriyoprotektan ajanlar intrasellüler (gliserol ve dimetilsülfoksit(DMSO))<br />

ve ekstrasellüler (hidroksietil starch (HES)) olmak üzere iki şekilde bulunmaktadır.<br />

DMSO hücre zarını geçebilmekte ve suda büyük dercede çözünebilmesi ile hücre içinde ve<br />

dışında osmolaliteyi yükselterek hücre membranında bulunan tuz gradientini dengeye<br />

getirmektedir. DMSO’nun genellikle %10 konsantrasyonda kullanılmaktadır.<br />

Kriyoprotekatan ajanlar ile muamele edilmiş hücreler, fonksiyonlarının tamamen durduğu<br />

kabul edilen -196C’de sıvı azot içerisinde uzun süre muhafaza edilebilmektedir. Hücrelerin<br />

saklama sıcaklığnın -79C’nin altına düştüğü durumlarda hücre kaybına neden olmaktadır.


5.8.Saklama Koşulları: Hücre kültürü stoklanmasında kriyoprotektan ajanlar kullanılmasıyla<br />

beraber sıklıkla tercih edilen sıvı azat tankında(-196 o C) yada -80 o C’de muhafaza<br />

edilmektedirler. Kriyorotektan ajanlar hücre zarının ve organellerinin zarar görmesini<br />

minimize ederken özellikle sıvı azot tankının tercih edilmesinin nedeni hücre içi metabolik<br />

aktivitelerin tam anlamıyla yavaşlaması ve yaklaşık bir sene boyunca sağlıklı bir şekilde<br />

saklanabilmesi için uygun olmasıdır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!