BARIŞ MANÇO HAKKINDA NE BİLİYORUZ_
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>BARIŞ</strong> <strong>MANÇO</strong> <strong>HAKKINDA</strong> <strong>NE</strong><br />
<strong>BİLİYORUZ</strong>?<br />
Barış Manço kimdir?<br />
Barış Manço, Türk sanatçı, şarkıcı, besteci, söz yazarı, TV programı yapımcısı ve sunucusu, köşe<br />
yazarı Devlet Sanatçısı ve Kültür Elçisi'dir. Türkiye'de rock müziğin öncülerinden, Anadolu Rock<br />
türünün kurucuları arasında sayılan sanatçının, müziğe başlangıcı Galatasaray Lisesi'nde olmuştur.<br />
7'den 77'ye herkesin sevgilisi olan, adam olacak 90 kuşağı her çocuğun süper kahramanı, Barış<br />
Manço'nun hayat hikayesidir.<br />
Meziyetlerini saymakla bitiremeyeceğimiz toplumumuzun yetiştirdiği en özel değerlerden biri olan<br />
adam, Barış Manço. Kendisine yaşadığı süre içinde fazla kimlik yapmış, unutulmazlar listesine adını<br />
altın harflerle yazdırmıştır.Siz onu en çok hangi yönüyle sevdiniz bilmiyorum ama o, şarkıcı,<br />
besteci, söz yazarı, yapımcı ve hatta gezgin Barış Manço.<br />
Her yönünü değerlendiren, parçalarından mükemmel bir bütün olan Barış Manço, bugün hala<br />
hepimizin dilinde. Hatta şu satırları yazarken bile, ''Ayağında gümüş hal hal...''<br />
Bir de hatrımda o görkemli yüzükleri...
Şarkılarından bazıları<br />
1 - Doğum tarihi: 2 Ocak 1943, Üsküdar, İstanbul<br />
Ölüm tarihi ve yeri: 1 Şubat 1999, Kadıköy, İstanbul<br />
Filmler: Baba Bizi Eversene, Çiçek Abbas<br />
Çocuklar: Doğukan Manço, Batıkan Manço<br />
2 - Şarkılarından bazıları:Arkadaşım Eşşek<br />
Çıkış tarihi: 1991
Tür: Pop<br />
3 - Domates biber patlıcan<br />
Çıkış tarihi: 1989<br />
Tür: Pop<br />
4 - Nane limon kabuğu<br />
Çıkış tarihi: 1992<br />
Tür: Pop<br />
5 - Gülpembe<br />
Çıkış tarihi: 1991<br />
Tür: Pop
6 - Dönence<br />
Çıkış tarihi: 1991<br />
Tür: Pop<br />
7 - Yaz dostum<br />
Çıkış tarihi: 1979<br />
Tür: Pop
''Barış''ın adı Savaş'ı bitirmeli<br />
Barış, 2 Ocak 1943 yılında dünyaya geldiğinde II. Dünya Savaşı yaşanmaya devam ediyordu.<br />
Savaşın etkisini hissettirdiği zor zamanlardı. İki yıl önce doğan çocuklarına Savaş adını veren Rikkat<br />
Uyanık ve Hakkı Manço çifti, bu sefer doğan çocuklarına da Barış adını verdiler. Çünkü Barış adıyla<br />
yaşayıp, barışı getirmeliydi.Belki de bu yüzdendir, Barış Manço'nun bütün dünya çocuklarını<br />
birleştiren sevgi dolu bir kalbinin olması.
Gezginliğe çocukluktan başlayan Barış;<br />
Ailenin kökeninde göç etmek vardı. İstanbul'un fethinden sonra Konya'dan Selanik'e göç eden aile,<br />
savaş sırasında yaşadıklarıyla da I. Dünya Savaşı zamanında İstanbul'a geldiler. Barış 3 yaşındayken<br />
annesi ve babası ayrılınca babasıyla yaşamaya başladı. Babasıyla çok sık ev değiştiriyorlardı.
Cihangir, Üsküdar, Kadıköy derken bir süreliğine yolları Ankara'ya bile düştü. Bu sebeple eğitim<br />
hayatı boyunca da hep okul değiştirdi.<br />
Barış annesiyle TV programlarında<br />
Barış'ın annesi Rikkat Uyanık, Devlet Konservatuarı Klasik Türk Sanat Müziği sanatçısı, hocası ve<br />
aynı zamanda yazardı. Konsevatuardaki çalışmaları sırasında Zeki Müren'in de hocalığını yapmıştı.<br />
Bu sıralarda Barış ile birlikte TV programlarına katılarak şarkı söylüyordu. Barış annesinden ve<br />
onun çevresinden müziğe aşık oluyordu.<br />
Ortaokul sıralarında başlayan müzik kariyeri<br />
Barış, Galatasaray Lisesi orta bölümüne kayıtlıydı. 1957 yılında amatör olarak başlayan müzik ilgisi<br />
ile 1958'de ilk grubu Kafadarlar'ı kurdu. Grup kadrosuyla Rock'n Roll kavırları yapıyordu. Barış<br />
Manço da bu dönemde ilk bestesi Dream Girl'i yaptı. Hatta bu besteyle Ankara'da küçük bir ödül<br />
dahi kazandı.<br />
İkinci Grubu Harmoniler'di. Bu grubu da yine Galatasaray Lisesi'ndeki arkadaşlarıyla kurmuşlardı.<br />
1959'da Galatasaray Lisesi konferans salonunda küçük Barış Manço ilk konserini verdi. Müzik, bir<br />
çocuk olmasına rağmen onun hayatına büyük duygular katıyordu.<br />
4 Mayıs 1959'da Barış, babasını kaybetti. Küçük bedeninin yaşadığı bu büyük acı onu daha fazla<br />
müziğe itti. Ayrıca Galatasaray Lisesi'nden ayrılmak zorundaydı. Liseyi Şişli Terakki Lisesi'nde<br />
tamamladı.
Barış Manço'dan ilk 45'lik<br />
Harmoniler grubu kadrosuyla verdikleri konserden sonra, Barış Manço Grafson şirketinden üç tane<br />
45'lik çıkardı. Liseden sonra Barış, öğrenimini Belçika'da devam ettirmek isteyince Harmoniler<br />
grubu dağıldı. Bu grubun kayfettiği iki türkü, ''Kızılcıklar Oldu mu?'' ve ''Urfa'nın Etrafı Dumanlı<br />
Dağlar'' yıllar sonra yayınlandı.<br />
Barış Manço Belçika'da<br />
Barış, 1963'te yüksek öğrenim görmek için Belçika Kraliyet Akademisi'ne gitti. Ancak bir hayali<br />
vardı ve Belçika'ya varmadan önce kara yoluyla Fransa'nın başkenti Paris'e gitti. Daha önceden<br />
bağlantı kurduğu ünlü şarkıcı Henry Salvador ile buluştu. Ancak Henry, Barış'ın Fransızcasını ve<br />
fazla kilosundan kaynaklı dış görüntüsünü yetersiz buldu.
Barış, Henry Salvador ile anlaşamadı ve Belçika'ya döndü. Abisi Savaş da buradaydı. Resim, grafik<br />
ve iç mimarlık eğitimi gördü. Okuldan arta kalan zamanlarında da garsonluk, otomobil bakıcılığı<br />
gibi işlerde çalışıyordu.<br />
Her zaman çok çalıştı ve üretti. Her şeyden önce pes etmedi. Yaşının ve heyecanlı isteklerinin<br />
farkındaydı. İşte heyecandan öldüğü anlardan sadece biriydi Belçikalı şair Andre Soulac ile<br />
tanışmak. Gözlerinin parıltısı Andre'nin içini ısıtmıştı.<br />
Andre sayesinde Barış'ın Fransızcası ilerledi. Yaptığı bestelere Andre de söz yazıyordu. Böylece<br />
müzikle bağı hiç kopmadan yoluna devam edebildi.<br />
Barış Manço'nun plak şirketiyle anlaşması<br />
Barış, müziğe bağlı bir hayat yaşamak istediğini biliyordu. 1964'te Rigolo plak şirketiyle anlaştılar<br />
ve Jacques Danjean Orkestrası ile çalışmaya başladı. Artık profesyonelliğin ilk adımlarını atmıştı. 4<br />
şarkılık iki Fransızca plak çıkardı.<br />
Barış Manço plaklarının gösterdiği başarı, onu Fransız radyosunda yayınlanan ''Salut les<br />
copins'' pop müzik içerikli programına konuk olarak taşıdı. Hatta plaklar Türkiye'ye ulaştığında<br />
Barış Manço radyolarda Fransız sanatçı olarak sunuldu.<br />
12 Ocak 1965'te Paris'in en eski, dünyaca ünlü konser salonu Olympia'da program öncesinde sahne<br />
alarak kendi bestesi Babysitter ile başka Fransızca ve İngilizce şarkılar söyledi. Mükemmel bir<br />
performanstı ve Henry Salvador'un tebriklerini kazandı.<br />
Barış Manço artık daha da dikkat çekiyordu. Hayallerinin ötesinde başlamıştı her şey. 1966'da bir<br />
festivalde The Folk 4 grubu ile Türk müziğinden örneklerle dikkatleri üzerine çekti.
Barış Manço'nun Avrupa kariyeri sona erdi<br />
Her şey Barış'ın gözünde mükemmel ilerlerken bir Fransız müzisyen Barış Manço'nun aksanını<br />
beğenmediğinden onun plağının çalınmasını yasakladı. Bu olay Barış'ı çok sarstı. İnandığı<br />
doğruların başladığı yolda kendisini yarıda bıraktığını düşünüyordu artık.<br />
Avrupa kariyeri burada bitmişti. Ama yine de içinde umut kırıntısı bırakacak bir şeyler de oluyordu.<br />
L'Alba adlı bir grup, plağının çalınması yeni yasaklanmışken, Andre Soulacie birlikte yazdıkları ilk<br />
parçayı seslendirmişti.
Barış Manço müziği bırakmadı<br />
Barış müziği bırakamazdı. Çünkü onun ruhunda alyuvarlar tadında dolaşan notalar vardı. Bu<br />
notalar onu nereye çekerse oraya gidip ihtiyacı olanı alıp müziğe dönüştürmek<br />
zorundaydı.Olympia'daki konser sırasında tanıştığı Belçikalı grup Les Mistigris ile çalmaya başladı.<br />
Hatta gruplarının söz yazarı Andre Soulac ile MANLAC prodüksiyon şirketini kurdular.<br />
Artık konser turnelerine çıkıyordu Barış Manço. Fransa, Belçika, Çekoslovakya. Almanya derken<br />
birçok ülkede Les Mistigris olarak konser veriyorlardı. Giderek hırslanan, hırslandıkça da daha çok<br />
çalışan Barış Manço, Les Mistigris grubu dahilinde Sahibinin Sesi şirketiyle birinde kendi besteleri,<br />
diğerinde ise iki türkü yorumunun olduğu iki 45'lik çıkardı.
Barış Manço bıyığı<br />
Barış Hollanda'da bir trafik kazası geçirdi ve dudağında derin bir yarık oldu. İşte bu sebepten onu<br />
hafızalarımıza kazıyan bıyıklarını bırakmaya başladı.<br />
Les Mistigris ile dört şarkılık bir plak daha çıkardılar. Ancak Barış artık yasal süreçte vize sorunları<br />
yaşıyordu. Grupla yollarını ayırmak zorunda kaldılar. Barış Manço, dudağının üstünde bıyıkları ve<br />
kolunda nişanlısı ile birlikte, 1969 Haziran'ında Belçika Kraliyet Akademis'ni birincilikle bitirerek<br />
İstanbul'a döndü.
İstanbul'da müzik hayatı<br />
Barış Manço İstanbul'a geldiğinde Kaygısızlar grubuna katıldı. Grubun genç gitaristleri Mahzar<br />
Alanson ve Fuat Güner'di. Artık ruhumuz Barış Manço müziği zevkinin Türkiye'de olduğunu<br />
mükemmel isimlerle buluşmasıyla doruklarda yaşayacaktı.<br />
Kaygısızlar daha önce de kendi konserlerini veren genç bir gruptu. Barış bu gruba yeni bir soluk<br />
getirecekti. En mükemmel Barış Manço hitlerinden olan Kol Düğmeleri'nin kaydı bu grubun şansı<br />
olacaktı.<br />
Grup olarak psychedelic akımından etkilenmişlerdi. Hem Anadolu temaları hem de doğu<br />
desenlerine yakın olan bu akımın etkisinde bir yandan Bebek, Kağızman gibi türküleri yorumlarken<br />
bir yandan da İngilizce besteler yapıyorlardı.<br />
Altın Plak Ödülü;<br />
45'liklerden Ağlama Değmez Hayat, 50.000'den fazla satış yaptı ve bu başarı Barış Manço'ya ilk kez<br />
Altın Plak Ödülü'nü kazandırdı.<br />
25 Nisan 1970 Cumartesi, İstanbul Fitaş Sineması konserinde, oyuncu Nebahat Çehre'nin ellerinden<br />
ödülünü alırken artık geleceğini görebiliyordu ve heyecanı hala kalbindeydi.<br />
Barış Manço 1969 sonunda Kaygısızlar ile yollarını ayırdı ve Fransa'da yeni bir grup kurdu. Yeni grubu<br />
Türkiye'de ''...Ve'', yurt dışında ise ''...Etc'' olarak tanınacaktı.<br />
Karşınızda Barıshango<br />
Barış Manço ve Kaygısızlar grubunun yaptığı besteler günden güne daha çok ilgi görüyordu. Plak<br />
şirketlerinin de dikkatinden kaçmayan bu gelişme, onlara yeni teklifler kazandırdı.<br />
Fransız plak şirketleri Philips ve Barclay anlaşma teklif ettiler. Aynı yıl Fransa'ya giden Barış Manço,<br />
plak şirketinin önerisi üzerine Barıshango adıyla tanıtıldı. Kaygısızlar grubu ise artık Possibility adını<br />
taşıyordu.
Bundan sonraki süreçte artık daha kaliteli kayıt imkanları vardı ama bu kayıtlar her nedense piyasaya<br />
uzun süre sürülmedi. Bunun yanında yapılan isim değişikliği de olumsuz eleştriler alıyordu. Olumsuz<br />
ne olursa olsun, bu iyi olan şeyleri gölgeleyemezdi.<br />
Barış Manço Fransa'da<br />
1970 Barış için yepyeni bir yıldı. Psychedelic rock akımından sıyrılmış artık Anadolu pop sularında<br />
yüzmeye başlamıştı.<br />
Barış Manço'nun müzik tarzı<br />
Kasım 1970'te o güne kadar sürekli Batı enstrümanlarını kullanan Barış Manço, bu kez farklı bir şey<br />
denedi ve notalarını Kemençe sanatçısı Cüneyd Orhon'un yazdığı Dağlar Dağlar'ı seslendirdi. Barış<br />
Manço'nun gitarı ve kemençeyle buluşan bu türkü, Barış Manço müzik tarzının da başlangıcı oldu.<br />
Bu türkü ile plağı 700.000'den fazla sattı ve Barış Manço hayatındaki tek Platin Plak Ödülü'nü işte o<br />
zaman kazandı. Ödülünü Nisan 1971 İstanbul Fitaş Sineması'ndaki konseri sırasında oyuncu Öztürk<br />
Serengil verdi.
Barış Manço ve Moğollar buluşması<br />
Dağlar Dağlar başarısı ile Türk müziği piyasasına tam anlamıyla girmişti Barış Manço. Bugün bile<br />
dilimizde olan o türkü, işte o günlerde Barış Manço'yu resmi anlamda hayatımıza kattı.<br />
1970 yılı Barış için oldukça başarılı ve güzel geçiyordu. Bir ilk daha yaptı ve ünlü Moğollar grubu ile<br />
birleştiler. Çünkü iki tarafın da amacı ortaktı: Türk kmüziği ile Avrupa'da ünlü olmak.<br />
Barış Manço'nun müziği o zamana kadar hala Batı'nın etkisindeydi ve Moğollar da Anadolu pop<br />
tarzında müzik yapıyordu. Ama artık bir bütün olmaya karar vermişlerdi.<br />
Hatta Barış Manço bir röportajında şöyle söyledi: "Artık biz bir bütünüz. Ne ben Moğollar'ın<br />
şarkıcısıyım, ne de onlar benim grubum. Yepyeni bir grup olduk. Adımız MançoMongol. Kafaca<br />
anlaşan, aynı fikir seviyesine gelmiş olan bizler, yaptıklarımızın daha iyi olması için, sesimizi bütün<br />
dünyaya kuvvetlice duyurabilmek için, baş başa vermenin zamanı geldiğini anladık"<br />
Manchomongol'un ilk Türkiye konseri Barış Manço'nun Platin Plak Ödül töreninin yapıldığı Fitaş<br />
Sineması'ndaki konserdi. Sadece bir ay içinde bugün hala dilimize dolanan türküler kaydettiler.<br />
Bunlardan ''İşte Hendek İşte Deve'' tıpkı Dağlar Dağlar gibi çok ilgi çekti ve artık Barış Manço<br />
klasiklerindendi.<br />
Haziran 1971'de grupta çıkan anlaşmazlıklar ve Barış'ın sağlık problemleri sebebiyle Machomongol<br />
dağıldı.
Barış Manço ve Kurtalan Ekspres buluşması<br />
1971 - 1972 yılları Barış Manço'nun birçok sanatçı ile çalışarak Kurtalan Ekspres'i kurma çabalarıyla<br />
geçti. 1972'de Kıbrıs'a giderken asker kaçağı olarak alınan Barış, Belçika Kraliyet Akademisi<br />
diploması sayesinde yedek subaylık hakkı kazandı. Ancak askere gitmeden önce Kurtalan Ekspres'i<br />
kurdu.<br />
Kurtalan Ekspres adını İstanbul'dan Güneydoğu'ya giden trenden alıyordu. Barış, Mayıs 1972'de<br />
grupla stüdyoya girerek ''Ölüm Allah'ın Emri'' ve ''Gamzedeyim Deva Bulmam'ı kaydetti. Bu<br />
şarkıların yer aldığı plağı da yayınladıktan sonra gönlü rahat bir şekilde ancak kafasında yarım<br />
kalmış birçok projeyle askere gitti.<br />
Kurtalan Ekspres dağılmayacağını ve Barış Manço'yu bekleyeceğini açıklamıştı. Barış Manço<br />
askerliği boyunca ordu evinde sahne alsa da dinleyicisine ulaşma ihtiyacını hissediyordu.<br />
Eğitim dönemi biter bitmez plak ile dinleyicisine ulaşma yollarını denedi. Kurtalan Ekspres<br />
ile ''Küheylan'' ve ''Lambaya Püf De'' şarkılarını kaydederek peruklu bir fotoğrafının bulunduğu bir<br />
zarfla piyasaya sürdüler.
Küheylan'ın sözleri ve Ağustos 1973'te yayınlanan askerlik sonlarında tamamlanmış olan<br />
albümlerde geçen şarkılar sebebiyle Barış Manço ülkücü olarak eleştirilecekti.<br />
İlk video klip: Hey Koca Topçu<br />
İlk video klibini hey Koca Topçu şarkısı için yine bu dönemlerde çektiler. Kurtalan Ekspres grubu<br />
olarak çektikleri klip ilgi çekmişlti.<br />
Artık 70'lerin ortalarına geldiğimizde Cem Kara solun, Barış Manço ise sağın sembolü olarak<br />
tanınıyordu. Ancak Barış Manço konserlerindeki Bozkurt işaretlerine karşı durarak müziklerinin<br />
herkes için olduğunu vurgulamak adına, Hey Koca Topçu'yu sol yumruğunu kaldırarak söylüyordu.<br />
1976'da Kurtalan Ekspres'ten Özkan Uğur'un ayrılmasından sonra bir çatırdama başladı ve bilindik<br />
senaryo devreye girdi. Birileri gitti, birileri geldi, ama grup dağılmadı.<br />
Bu sırada Barış, Baris Mancho albümüyle yurt dışında son denemesini yapıyordu. Avrupa'da Baris<br />
Mancho, Türkiye'de ise Nick The Chopper adıyla satışa sunuldu. Ancak Doğu ülkelerinde liste başı<br />
olsa bile , bir şansı yoktu. Bu albüm başarısız olmuştu. çünkü değerini Doğu ülkelerinden başkası<br />
bilemedi.<br />
Müzikten uzak kalan Barış Manço<br />
Barış Manço, değerinin bilinmediği zamanlar yaşıyordu. CBS firması desteğiyle Londra'da Rainbow<br />
Tiyatrosu'nda Kurtalan Ekspres ile konser vererek Türkçe ve İngilizce şarkılarda ruhunu semaya<br />
uçuruyordu.<br />
Ancak konserden sonra karaciğer enfeksiyonu geçirdi ve karın boşluğunda bağırsağına yapışan bir<br />
tümör nedeniyle Belçika'da ameliyat oldu. Sağlık problemleri ne yazık ki onu bir süre müzikten uzakta<br />
bırakacaktı.<br />
Barış Manço tekrar evlendi.<br />
Barış Manço müziğin aşkına o kadar düşmüştü ki, evlilik konusunda pek başarılı olamıyordu. Ancak<br />
1975'te tanıştığı Lale Çağlar onun sonsuz eşi olacaktı.<br />
18 Temmuz 1978'de Barış Manço ve Lale Çağlar evlendi ve müzikle dolu bir masalla bir ömür mutlu<br />
yaşadılar. 19 Mayıs 1981'de ilk çocukları Doğukan Hazar Manço, Temmuz 1984'te de ikinci çocukları<br />
Batıkan Zorbey Manço da onlara katılacaktı.<br />
Barış Manço nihayet Türkiye'de<br />
Haziran 1978'de Barış Manço yeni plağını hazırlamak için çalışıyordu. Barış Manço'nun Kurtalan<br />
Ekspres ile 6 ay boyunca çalıştığı albüm 1979'da başarıyla yayınlandı.<br />
''Yeni Bir Gün'', Barış Manço'nun Türk,iye'deki yerini sağlamlaştırdı. Barış, birçok röportajında bu<br />
dönemi ustalığa geçiş olarak açıkladı. 1979'da Cem Karaca'nın Türkiye'deki etkisini yitirmeye<br />
başlaması da Barış Manço'nun Türkiye'de yeniden doğuşunu hızlandıran önemli bir olaydı.<br />
Barış Manço Türkiye'ye girdiği bu albümle progresif rock için en iyi örneklerdendi. ''Sarı Çizmeli<br />
Mehmet Ağa'', ''Aynalı Kemer'' gibi şarkılarla sonunda bizim Barış abimiz oluyordu. Üstelik de kendi<br />
tarzından ödün vermeden.<br />
Onu bunca sevmemizin en önemli sebeplerinden biri de buydu; birbirine zıt duracak iki şeyi bir araya<br />
getiriyor ve mükemmel yeteneğiyle onu bize sevdiriyordu. Progressive müzikle harmanladığı bu güzel<br />
şarkılar elbette hit olmuştu.
Yılın Erkek Sanatçısı, Barış Manço<br />
Barış Manço, 1979'da Yılın Erkek Sanatçısı ünvanına sahip olmuştu. Yeni Bir Gün şarkısı bunun<br />
yanında, Yılın Bestecisi - Albümü - Düzenlemesi ödüllerini de getirmişti.<br />
Bu güzel anların nazarı elbet çıkacaktı. Onu gönlümüzün sanatçısı yapan şarkılarını söylediği Belçika<br />
konserinden dönerken Edirne'de bir trafik kazası yaşandı ve bel kemiği çatlayan Barış Abi iki ay<br />
sahnelerden uzak kaldı.<br />
İlk kez bir sanatçıya beste verdi<br />
Barış Manço bu dönemde ilk kez başka bir sanatçıya beste verdi. Siparişi üzerine Nazan Şoray için<br />
hazırladığı ''Hal Hal'' şarkısının kaydında yine Kurtalan Ekspres vardı ve 45'lik olarak yayınlandı.<br />
Bu şarkı değerini buldu ve yılın şarkısı ödülünü kazandı. Nazan Şoray'a da Altın Plak kazandırdı.
Bu şarkıyı daha sonra Barış Manço kendi sesinden de seslendirecekti. ''Eğri Büğrü'' ile birlikte<br />
yayınladığı bu plak Barış Manço'nun son plağı olacaktı. ''Hal Hal'' 80'lerin popüler şarkısıydı artık ve<br />
Türk halkı bu takıyı bu şarkıyla öğrendiğinden Barış Manço ile bir anılacaktı.<br />
Barış Manço ile 7'den 77'ye<br />
Barış Manço'nun müziğe olan tutkusu malumdu ama her zaman kafasında kurduğu TV projeleri de<br />
vardı. Özellikle çocuklara yönelik bir program her zaman hayaliydi. Sonunda bu hayali de gerçek<br />
oldu. İyi ki de oldu. Yoksa biz Barış Abisiz bir dünyada 90'lar kuşağı oalrak nasıl büyürdük...<br />
TV projesini hayata geçirmek için TRT 1 kanalına daha önce yapılmamış bir program önerisiyle<br />
gittiğinde bunca zaman ona olumsuz yanıtlar veren kanal bu sefer kayıtsız kalamadı. ''Barış Manço<br />
ile 7'den 77'ye'' 1988 yılında dünyaya gelmiş oldu. Böyle dile getiriyorum, çünkü hepimizi onunla<br />
buluşturan bu program Barış Abi'nin üçüncü çocuğu olmuştu.<br />
Gerçekten adı gibi 7'den 77'ye herkesin ilgisini çekmişti. Tabi ki başta biz 90 kuşağı çocuklarını,<br />
sonra da o çocukların ebeveynlerini ekrana kitliyordu.<br />
Bu programla hepimiz Barış Abi'yle beraber gittiği 150'den fazla ülkeye gidip oraları gezerek<br />
onunla birlikte ''dünyanın en çok yer gezen çocukları'' olduk ve Barış Abi hepimize yolculuk<br />
boyunca uslu durduğumuz için, söz dinleyip ıspanak yediğimiz için, bayram sabahları erkenden<br />
kalktığımız için hep 10 puan verdi.<br />
''Adam Olacak Çocuk'' ile çocuklara övgüler verirken, ''ikinci Kahvaltı'', ''Dönence'' ve ''Dere Tepe<br />
Türkiye'' ile yetişkinlerle buluştu.
Barış Manço'nun ölümü.....<br />
Barış Manço 1 Şubat 1999'da Moda'daki evinde kalp krizinden öldü.<br />
Bence hepimizin sevgisini yüreğinde taşımak, kan pompalaması gereken bir organa fazla gelmişti.<br />
Barış Abi bizleri bırakıp sonsuzluğa gitti.<br />
Devlet sanatçısı ünvanı olan Barış Manço'ya devlet tarafından ona yakışır bir tören düzenlendi. 3<br />
Şubat 1999'da üzerinde Galatasaray bayrağı da bulunan Türk bayrağına sarılı tabutu Atatürk Kültür<br />
Merkezi'ne getirildi ve bir tören yapıldı. Kanlıca Mihrimah Sultan Mezarlığında toprağa verildi.<br />
Mezarına ''Gesi Bağları'' yorumundan sebep Kayseri Gesi beldesinden getirilen topraktan atıldı.
Barış Manço müzesi<br />
Barış Manço'nun ölümünden sonra Kadıköy Moda'daki köşkü müze haline getirildi. Şu anda Barış<br />
Abi'nin kişisel eşyalarının sergilendiği bu müze şarkıları ve sevgimizle birlikte hala onu yaşatmaktadır.<br />
Barış Abi'ye teşekkür<br />
Hepimiz onun gözünde adam olacak çocuklardık ve bir şekilde hepimiz ''adam'' olduk. Onu<br />
yanıltmayan bizler adına ve sizlerin de yerine bu satırlardan uzanıp önce sevgimizi, sonra özlemimizi<br />
iletiyorum Barış Abi'ye. En çok 10 puanları özlediğimizi ve her bayram sabahı erkenden kalktığımızı<br />
bilmeni istiyorum.<br />
''Adam Olacak Çocuk'' ile yeteneklerimizi keşfetmemizi sağladığın için, ''7'den 77'ye''hepimizin<br />
sevgilisi olduğun için, bize yüzlerce ülkenin varlığını daha küçücükken öğrettiğin için ''İkinci<br />
Kahvaltı'' ile aile büyüklerimizle buluştuğun için, hepimizin kalbinde kurduğun taht için, seni<br />
böylesine sevdiğimiz için, önce kendi adıma sonra da sizler adına çok ama çok teşekkür ederim Barış<br />
Abi. Çünkü biz seni 7'den 77'ye hep çok sevdik.