You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
• Karanlık, çok karanlık. Gözlerimin her şeyim olduğunu anladığım 75 dakika. Gözlerim olmadan
geçirdiğim 75 dakika boyunca 75 dakikanın bitip aydınlık ortama geçmeyi düşündüm sürekli. Ama
onların tüm hayatlarının böyle karanlık geçtiğini düşündüğümde ağlamak istedim. Gözlerimin
olmayışını hiç hayal etmemiştim, benim için çok normal olan görme olayının başkalarının hayali
olduğu da aklıma gelmemişti. Belki de artık imkansız olduğunu bildikleri için hayal bile etmiyorlar
ya da umutlanmak istemiyorlar.. Sonradan görmemek bence daha kötü bir olay. Gördüğüm bir
şeyi tekrar görememek bana daha üzücü geliyor. Neden mi? 75 dakikamı anlatınca
anlayacaksiniz.Odaya ilk girdiğimizde elimize görme engelli değneği verdiler ve nasıl
kullanacağımızı anlattılar fakat karanlık odaya geçene kadar değneğin ne kadar önemli olduğunu
bilmiyordum. Karanlık odada yürümeye başladığımda değneğin 75 dakika boyunca benim gözüm
olacağını anlamıştım. Bize yardımcı olan Engin abi de görme engelliydi ama odada değnek
kullanmıyordu çünkü o odanın her santimini ezberlemişti ve adeta görüyormuşçasına sağa dönün
duvara dokunarak yürüyün veya merdivene dikkat edin gibi komutlar veriyordu. Daha sonra bi
banka oturduk etrafta kuşların sesleri, nehirden şarıl şarıl akan suyun sesleri ve hafiften de bir
esinti vardı. Hepsini daha önce görmüştüm fakat şimdi sadece sesleri vardı ve ben kuşun hangi
renk olduğunu nehirdeki suyun akışının duruluğunu çiçeklerin ne kadar güzel göründüklerini
hayal ediyordum çünkü göremiyordum ve sadece hayal etmeliydim. Esinti yoktu belki ama
görmediğim için kendimi o an baharın seslerine adapte etmiştim ve esinti varmış gibi
hissetmiştim ve karanlıkta diyaloğa başlamıştık. Engin abinin geninde olan bir hastalıktan dolayı
kör olduğunu ve eşinin bu süreçte kendisine çok destek olduğunu öğrenmiştik. Görme eylemini
yavaş yavaş kaybetmiş ve tamamen kaybettiğinde bir klinikte 5 ay eğitim almış. Daha sonra
oturduğumuz banktan kalkıp otobüse binmek için ilerliyorduk. Bastonum sürekli hareket
halindeydi çünkü kendimi hiç güvende hissetmiyordum her an yere düşecekmişim gibi geliyordu.